Business. Nano Teknoloji Farkındalığı. Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün: Kalkınma İçin Yerli Sanayi Üniversite-Sanayi İşbirliği

Transkript

1 Business Sanayici ve İşadamları Derneği Aralık 2013 / Sayı:2 /ISSN: Nano Teknoloji Farkındalığı Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün: Kalkınma İçin Yerli Sanayi Üniversite-Sanayi İşbirliği ASO Teknik Koleji Asıl olan eğitim AKTİF II. Genel Kurul

2 Tel: / 11 Faks: info@intecro.com.tr Adres: Ostim mah Sok. No:2, 06374, Ostim Yenimahalle/ANKARA

3

4 Business ACTIVE Dört Aylık Sektörel Dergi Yerel - Süreli Dergi Yıl / Year 2013 Sayı / Issure 2 Basım Tarihi / Print Date Aralık 2013 AKTİF Adına Sahibi / Publisher Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk BAYRAKTAR Yayın Kurulu / Editorial Board Ufuk BAYRAKTAR / Tolga Bülent ERDOĞAN / Hıfzı KURUŞA / Ahmet Sinan KABAKCI / Mehmet ÖZBEY Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü - Editör / Editor in Chief Ömer YERSİZ Aktif İletişim Bilgileri / Contact 100.Yıl Bulvarı OFİM İş Merkezi No: 99/23, Yenimahalle / ANKARA Tel: Fax: info@aktif.org.tr Tasarım-Yapım / Design İMAJANS İletişim Reklam LTD. ŞTİ. Cinnah Cad. Kırkpınar Sok. 8/4 Çankaya-ANKARA Tel: Fax: info@imajans.com.tr Baskı / Printing Başak Matbaacılık Anadolu Bulvarı Meka Plaza No: 5/15 Gimat / ANKARA Tel: Fax: Dergide yayınlanan yazılardan doğabilecek her türlü sorumluluk yazı sahiplerine aittir. Kaynak gösterilmek suretiyle dergimizdeki yazılardan alıntı yapılabilir. 2 Active Business

5 BAŞKANDAN Değerli Üretim Dostları, Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği nin yayın organı olan Active Business dergimizin ikinci sayısında siz değerli okuyucularımızla buluşuyoruz. İlk sayımızdan bugüne dek geçen süre içerisinde birinci sayımız ve içeriği ile ilgili çok olumlu düşünceleriniz ve yapıcı eleştirileriniz için teşekkür ediyoruz. Amacımız sanayimizin ve iş dünyamızın sesini objektif olarak kamuoyu ile paylaşmaktır. Zaman hızla geçip gidiyor. Gündemler su gibi akıyor. Ülkemiz ve iş dünyası her yeni günde bir veya birkaç hayati gündemle uyanıyor ve geleceğini planlamaya çalışıyor. Hele buna bir de bulunduğumuz coğrafyanın ve komşu ülkelerin gelişmeleri eklendiğinde, işadamlarımızın bu dalgalı denizde gemiyi limana yanaştırması giderek zorlaşıyor. Burada şu konu önem kazanıyor; Biz işadamları sürprizlerden uzak, uzun vadeli planlar yaparak gelişim sürecimize devam edebiliriz. Ekonomik gelişim, başta kişilere veya hükümetlere bağlı olamayan Devlet Politikaları ve stratejik hedefler ile sağlanabilir. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ihalelerini yapıyoruz, üçüncü boğaz köprüsü, İstanbul a yapılacak üçüncü havaalanı, Körfez geçişi, bağlantı yolları, hızlı tren hatları, milli savaş uçağı projesi, nükleer santraller, yeni petrol ve doğalgaz hattı projeleri ve benzerleri Tüm bu projeler, bölgesinde bir cazibe merkezi olan ülkemizin geleceği adına ciddi önem taşıyor. Çözüm süreci ile birlikte Doğu ve Güneydoğu Anadolu da yeni fırsatların ve yatırımların oluşması bekleniyor. Bu yaşananları üst üste koyduğumuzda, ülkemizin alt yapısı tamamlanmış bir üretim merkezi olabileceği görünmektedir. Ancak bu gelişmelerin, rakip ülkeleri ve ekonomileri rahatsız edeceği, rekabet şartlarını zorlayacağı unutulmamalıdır. Dolayısı ile milli birlik ve beraberliğimize her zamankinden daha çok ihtiyacımız olduğu açıktır. Tüm devlet büyüklerimizin söylediği gibi artık yükte ağır, pahada hafif ürünlerimizle bu rekabette öne çıkamayız. Teknolojik ürünler üretmeli, tasarıma önem vermeli, dolayısıyla Ar-Ge, inovasyon çalışmalarına zaman ve para ayırmalıyız. Peki bunu kiminle yapacağız? Tabi ki yetişmiş, nitelikli insan kaynağıyla olacak. İşte bu konuda iş dünyası olarak hepimizin sıkıntıları var. Milli eğitim sistemimiz maalesef çocuklarımızın yeteneklerini yıllar içinde tespit edip, bu yönde bir yönlendirmeye, milli gelişim programı ve hedeflerimiz doğrultusunda insan kaynağı oluşturmaya henüz hazır değil.gerek ara eleman, gerekse mühendislik alanlarında yetkin insan kaynağımız çok zayıf. Ayrıca gerek çalışanlarımızda, gerekse zaman zaman biz işverenlerde etik ve ahlaki sıkıntılar sebebi ile karşılıklı bir güven sıkıntısı da mevcut. Bu işin bir takım çalışması olduğu unutulmamalı. Devlet, çalışan ve müteşebbis birlikteliği olmadan başarının zor olacağı bilinmeli. Bu inançla birleşirsek, yerli üretimin öncelikle kamuda, ardından tüm ülkede kullanılmasını teşvik edersek, aile bütçesinde, devlet bütçesinde israftan kaçınırsak, Türkiye gerçekten çok büyük ve mutlu insanların ülkesi olacak. Değerli okuyucularımız ilk sayıda da yazdığım gibi, Türk insanı ve girişimcisi için üretilemeyecek hiçbir ürün, mal satılamayacak hiçbir ülke yoktur. Bizler buna gönülden inanıyoruz. Bu sayımızın ön yazısında, ülkemizde ortaya çıkan gelişmeler ağırlık kazandı. Ancak derneğimizde yeni yönetim kurulumuzun aktif çalışmaları ve dolayısı ile artan üye sayımız, ayrıca faaliyetlerimizin kamuoyu tarafından takdir edilmesi bizleri mutlu ediyor. Bu vesile ile katkılarından dolayı tüm yönetim kurulu üye arkadaşlarıma, üyelerimize ve yayın kurulumuza teşekkür ederim. Tüm okuyucularımıza sağlık, huzur ve bol kazançlı yeni bir yıl dilerim. Ufuk Bayraktar Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Active Business 3

6 İÇİNDEKİLER 8 14 Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün: Kalkınma İçin Yerli Sanayi Üniversite-Sanayi İşbirliği ERL güneş ile ASO Teknik büyüyecek Koleji Aktif Faaliyet Nano teknoloji farkındalığı Bakan Yılmaz dan yerli desteği KOBİ lere ihtiyaç analizi ABD den yatırım daveti Fas a yakın markaj Aktif den Afrika keşfi 4 Active Business

7 Genel Kurul den bu yana OSTİM OSB Çalışan kadın tasarısı endişelendirdi. Cumhuriyetin ilçesi; Yenimahalle İÇİNDEKİLER Kaynakçılıkta TUSKON köprüsü tehlikeye karşı 130 ülke iş insanını bilgi tedbiri buluşturdu Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün: Kalkınma İçin Yerli Sanayi... 8 Üniversite-Sanayi İşbirliği ERL Güneş ile Büyüyecek ASO Teknik Koleji Marmaray da Klas Kablo Tercihi 24 Ülke Tanıtımı Fas, Kenya, Tanzanya Nano Teknoloji Aktif Faaliyet Aktif Kadın Kolları Nesilden Nesile Ünsal Damper, 1969 dan Bu Yana Üretiyor Ermaksan da Hedef, Seri Üretim Bilişim Hukuku Yeni Nesil Yazar Kasa Kafa Karıştırdı Elektronik Fatura Gümrük Birliği ve Tercihli Ticaret Rejimi den Bu Yana OSTİM OSB Cumhuriyetin ilçesi; Yenimahalle Kaynakçılıkta Tehlikeye Karşı Bilgi Tedbiri TUSKON AKTIF Activities in English Aktif Üye Ziyaretleri Basında Biz Active Business 5

8

9 AKTİF BAKANDAN Bilim Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün Kalkınma için yerli sanayi Bugün en zengin ve gelişmiş ülkelerin, yerli malı kullanımını en fazla teşvik eden ülkeler olduğunu ifade eden Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Ergün, Türkiye nin kalkınması ve büyümesinin de yerli sanayinin gelişmesi ile olacağını vurguluyor. Kalitesi aynı, güvenlik standartları aynı, teknik özellikleri aynı ürünler arasından sadece yabancı markalı olanların kullanılmasını, ülke kaynaklarının dışarıya akıtılması olarak değerlendiren Bakan Ergün, Aktif in yürüttüğü Türkiye de Üretilen Malı Kullanıyorum kampanyasını değerlendirdi. Ülkemizin, 2023 yılında dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi arasında yer alma, GSMH yi 2 trilyon dolara, kişi başına düşen milli geliri dolar seviyesine, dış ticaret hacmini 1 trilyon dolara ve ihracatı 500 milyar dolara çıkarma hedefleri doğrultusunda Bakanlık olarak amacımız; Türk sanayisinin rekabet gücünü ve verimliliğini artırarak, dünya ihracatında daha fazla pay alan, ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri teknolojiye dayalı ürünlerin üretildiği, istihdam sorununu çözmüş, nitelikli işgücüne sahip, ürün ve hizmet kalitesini geliştirmiş ve aynı zamanda topluma ve çevreye duyarlı bir sanayi yapısına dönüşümü hızlandırmaktır. Günümüz dünyasında, bilgiyi üreten ve ürettiği bilgiyi teknolojik ve sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde kaliteli ürüne dönüştüren toplumlar müreffeh ve güçlü ülkeler haline gelebilmektedir. Söz konusu bu süreç incelendiğinde gelişmiş ülkelerde ilerlemenin lokomotifinin her zaman sanayi olduğu görülecektir. Bakanlığımızın, bilgi temelli, katma değeri ve rekabet gücü yüksek, ileri teknolojiye dayalı sürdürülebilir sanayileşmeyi sağlaması ülkemizin geleceği ve hedeflerine ulaşması için büyük önem taşımaktadır. 136 ÜLKEYE İHRACAT Bugün Türkiye de pek çok sanayi ürünü, dünya standartla- 8 Active Business

10 rında üretilmektedir. Türkiye kaliteyi yakalamıştır. Türk sanayisi, ürünlerinin büyük kısmını AB ve ABD ye satarak kalitesini kanıtlamış olup 136 ülkeye sanayi ürünü ihraç etmektedir. Türkiye, dünyanın en önemli sanayi üreticilerinden olduğu halde ithal ürünler tercih edilerek, sanayicimizin zor durumda kalmasına ve ülkemizde istihdam sorununa yol açıyoruz. Bugün Türkiye de pek çok sanayi ürünü, dünya standartlarında üretilmektedir. Türkiye kaliteyi yakalamıştır. Türk sanayisi, ürünlerinin büyük kısmını AB ve ABD ye satarak kalitesini kanıtlamış olup 136 ülkeye sanayi ürünü ihraç etmektedir. Ülkemiz, otobüs üretiminde Avrupa birincisi, hafif ticari araç üretiminde ise Avrupa ikincisidir. Çimento ihracatında Avrupa üçüncüsü, üretiminde Avrupa birincisi, dünya ikincisidir. Dünyanın önde gelen tekstil üreticisi olan Türkiye, dokuma halıda dünya lideridir. Dünyanın üçüncü büyük çorap ve yine üçüncü büyük havlu tedarikçisi olan Türkiye Avrupa nın üçüncü büyük hazır giyim tedarikçisidir. Türkiye Avrupa nın tekstil üretim üssüdür. Ülkemizin; Dünyanın üretim ve hizmet üssü olması için Ekonomik ve sosyal alanda güçlü olması için Dünyadan etkilenen değil, dünyayı etkileyecek güce sahip olması için yerli malı ürünler kullanmalıyız. İthal ürün kalitelidir imajının değişmesi gerekmektedir. Küresel markaların başarısının sırrı; kendi bilinçli tüketicileri tarafından tercih edilmeleri ve destek görmeleridir. Bakanlığımızın öncelikli hedeflerinden birisi ülkemizin ihtiyacı olan sanayi ürünlerini yerli üretimle karşılamak ve ülkemizin dışa bağımlılığını azaltmaktır. Ülkemiz ekonomisi açısından son derece önemli olan bu hedefin korunması ve geliştirilmesi için Bakanlığımız tarafından sürekli ve kapsamlı çalışmalar yürütülmektedir. Bu çerçevede; Bakanlığımız tarafından kamuya Yerli Ürün bilincinin aşılanması amacıyla, sektörün temsilcileriyle işbirliği içinde birçok toplantı organize edilmiştir. Bakanlığımız koordinasyonunda düzenlenen toplantılardan bazıları şunlardır; Gaziantep - Makine Üreticileri ve Kamu Alıcıları Buluşması Ankara - İklimlendirme Sanayi ve Kamu Alımları Paneli İstanbul - Türk Asansör Sektörü ile İnşaat Sektörü Buluşması Ankara - Türkiye Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Çalıştayı Çorum - Tıbbi Cihaz Sektörü Yatırım Fırsatı ve Kamu Destekleri Çalıştayı Ankara - Vizyon 2023, Kamu ve İş-İnşaat Makinaları Sektör Buluşması, Türkiye Yatırım Fırsatları ve Kamu Destekleri Toplantısı İstanbul Uluslararası İş Makinaları Kongresi Kamu alımları konusunda 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun 63. Maddesi kamu alımlarında bütün yerli istekliler lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanmasına imkân vermektedir. Kamu alımlarında bu hususun göz önüne alınması ülkemiz sanayinin gelişmesi için büyük önem arz etmektedir. Benzer şekilde, Sayın Başbakanımız tarafından imzalanan v Active Business 9

11 AKTİF BAKANDAN Yerli Ürünlerin Kullanılmasına yönelik 2008/20 sayılı ve 2011/13 sayılı Başbakanlık Genelgesinde alım yapacak kamu kurumlarına bu konuda gerekli duyarlılığın gösterilmesi talimatı verilmektedir. Ülkemiz sanayimizin kalkınması, kaynaklarımızın israf edilmemesi ve yurt dışına gitmesinin engellenmesi, işsizliğe çözüm bulunması, vergi gelirlerinin artması için Türk markalı ürünler kullanmalı ve yerli malı tercih edilmelidir. Ülkemizde, kamu alımlarında yerli ürünlerin kullanılmasına yasal zemin teşkil eden bu hususların etkin kullanımı; ülkemiz sanayinin gelişmesine, küresel ölçekte rekabetçi firmaların ortaya çıkmasına, ulusal kaynakların kullanılmasına, ihracat artışına ve istihdam sorununa çözüm bulunmasına büyük oranda imkân sağlayacaktır. Bu konuda, kamu alımı yapan tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, valiliklere, belediyelere ve diğer alıcılara büyük bir görev ve sorumluluk düşmektedir. Ulusal plan ve programlara göre, ülkemizin yılları arasında yüksek teknolojili yatırım, mal ve hizmet alımlarına yönelik tahmini kamu harcamalarının 600 milyar dolar seviyesinde olacağı planlanmaktadır. Ülkemizde 2012 yılı itibarıyla yaklaşık 94 milyar TL (52 milyar dolar), GSYH nın yaklaşık yüzde 7 si kadar kamu alımı yapılmıştır. Bu kadar önemli bir alım gücüne sahip olan kamunun, bu alımlar kapsamında yerli sanayiyi, Ar-Ge ve yeniliği teşvik etmesi ülkemiz için stratejik bir fırsat teşkil etmektedir. Kamu alımları alanındaki stratejik yaklaşımlar ülkelerin kalkınmasına ve sanayisinin gelişmesine büyük katkı yapmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kamu alımları, yerli üretimi ve teknoloji geliştirilmesini desteklemek üzere bir politika aracı olarak kullanılmakta olup Dünyada bunu başarıyla uygulayan birçok ülke vardır. Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu nun (BTYK) 23. toplantısında Kamu Alımlarının ve Kullanım Hakkı Tahsislerinin Yeniliği, Yerlileşmeyi ve Teknoloji Transferini Teşvik Edecek Şekilde İyileştirilmesi (2011/106) konusundaki görev Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına verilmiştir. YÜZDE 15 FİYAT AVANTAJI Bahse konu Karar kapsamında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda ilgili kurum ve kuruluşların katılımı ile hazırlanan öneriler, BTYK nın 24. toplantısında kabul edilmiştir. Alınan karar doğrultusunda kamu alımlarında yerli istekliler lehine yüzde 15 oranına kadar fiyat avantajı sağlanmasına ilişkin düzenlemeyi zorunlu hale getireceğiz. Bu konuda yasal düzenlemeyi hayata geçireceğiz. Yapılan bu düzenleme, ülkemiz sanayinin gelişmesine, ülkemizin ihtiyacı olan sanayi ürünlerinin yerli üretimle karşılanmasına, ülkemiz için önemli bir sorun teşkil eden cari açığın azaltılmasına, ülkemizin Ar-Ge, yenilik ve teknoloji kapasitesinin artmasına büyük katkı sağlayacaktır. v

12 Active Business 11

13 AKTİF BAKANDAN Benzer şekilde yerli sanayimizi geliştirmeye ve rekabet gücünü artırmaya yönelik olarak Bakanlığımız koordinasyonunda hazırlanan Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2011 yılı başında uygulamaya girmiş olup, uygulama, izleme ve değerlendirme faaliyetlerine devam edilmektedir uygulama dönemini kapsayan Türkiye Sanayi Stratejisi, 2,5 yıllık uygulama sürecini tamamlamıştır. Türkiye Sanayi Stratejisi nin uygulama süreçlerinde gerçekleştirilen çalışmaların sanayi sektörüne ve ekonomiye yansımaları takip edilmekte, başta makro göstergeler olmak üzere sanayi özelinde üretilen veriler yakından izlenmektedir. Makro göstergeler açısından Türkiye ekonomisi, 2013 yılının ikinci çeyreğinde yakaladığı yüzde 4,4 lük büyüme oranı ile üst üste 15 çeyrek büyümüştür. Türkiye söz konusu dönemde Çin ve Endonezya nın ardından dünyada en başarılı 3. büyüme performansını sergilemiştir Nisan-Haziran döneminde gayri safi yurtiçi hasıla geçen yılın aynı dönemine göre cari fiyatlarla yüzde 10,2 lik artışla 385 milyar 113 milyon lira olmuştur. Halkımız yerli malı kullanımı ile üreticisini ve halkını koruduğunun, ulusal ekonomiye katkı verdiğinin ve bunun kendilerine hizmet, gelişmişlik ve refah olarak döndüğünün bilincinde hareket etmelidirler. MADE İN TURKEY ETİKETİ ARTMALI Yaklaşık 76 milyonluk Türk pazarının bilinçli hareket etmesi ülkeye çok şey kazandıracaktır. İşsizliğin ve cari açığın azaltılması için yaptığımız alışverişe dikkat etmek bir yurttaşlık görevi olmalıdır. Ülkemizde Made in Turkey etiketli ürünlerin kullanımını artırmak için çalışmalıyız. Ülkemizin kalkınması, büyümesi yerli sanayimizin gelişmesiyle olacaktır. Özellikleri aynı, kalitesi aynı, güvenlik standartları aynı, teknik özellikleri aynı ürünler arasından sadece yabancı markalı olanların kullanılması, ülke kaynaklarının dışarıya akıtılmasıdır. Küreselleşmiş zengin ülkeler kendi yerli mallarını kullanma ve ulusal çıkarları konusunda bizim ülkemizden çok daha katı ve bilinçli davranmaktadır. Bugün en zengin ve gelişmiş ülkeler, yerli malı kullanımını en fazla teşvik eden ülkelerdir. Bizden çok daha ileri ekonomilere sahip ve aynı zamanda globalleşmenin öncülüğünü yapan batı dünyası ülkeleri, Buy Amerikan, Buy UK, Buy France gibi kampanyalarla, vatandaşlık bilincini aşılıyor ve kendi ülkesinde made in.ile başlayan malları alması için halkı yerli ürünlerini tüketmeye yönlendiriyorlar. Benzer şekilde Çin, Güney Kore ve Belçika gibi ülkelerde de kendi üreticilerini korumaya yönelik yasal düzenlemeler mevcuttur. Ülkemiz sanayimizin kalkınması, kaynaklarımızın israf edilmemesi ve yurt dışına gitmesinin engellenmesi, işsizliğe çözüm bulunması, vergi gelirlerinin artması için Türk markalı ürünler kullanmalı ve yerli malı tercih edilmelidir. Bu duygu ve düşüncelerle Bakanlık olarak ülkemiz sanayinin gelişmesine büyük katkı sağlayacak olan bu tür faaliyetlerinizden dolayı teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim. 12 Active Business

14 Active Business 13

15 AKTİF GÜNDEM Üniversite-Sanayi işbirliği Aktif, üniversite-sanayi işbirliğinin üretim, kalkınma ve ülkelerin gelişmesinde olmazsa olmaz yaklaşımını sürdürüyor. Bu anlamda çözüm ortağı üniversite sayısını da her geçen gün artırıyor. Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş ve Aktif ile işbirliği protokolü imzalayan Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ünsal Ban, üniversite-sanayi işbirliği konusundaki görüşlerini Active Business ile paylaştı. 14 Active Business

16 Prof.Dr. Erkan İbiş Ankara Üniversitesi Rektörü YETENEKLER BİRARAYA GETİRİLMELİ Toplumlar ve ülkeler gelişmelerini sürdürebilmek daha modern bir düzeye ulaşabilmek, daha refah yaşayabilmek için demokratik ve çağdaş gelişmeler dışında yeni teknolojiler üretmek, fark yaratmak, gelir düzeylerini ve ekonomik durumlarını üst seviyeye çıkarmak zorundadırlar. Bunun içinde dünyadaki teknolojik gelişmeleri takip etmeleri hatta teknolojik gelişmeleri bizzat kendilerinin yaratması gerekmektedir. Bilginin üretildiği temel alan üniversitelerdir. Bilginin ürüne dönüştürülerek topluma sunulduğu yer ise endüstriyel alandır. Sanayinin finansal ve teknolojik olanakları ile üniversitenin sahip olduğu bilgi ve ar-ge yeteneklerinin bir araya getirilmesi ülkelerin kalkınması, kuruluşların devamlılığı ve üniversitelere uygulama sahası sağlanması açısından son derece önemlidir. Bu bağlamda özellikle organize sanayileri çok önemsiyoruz. Bu bölgelerde aktif yer almak, sürekli iletişim ve paylaşım içinde bulunmak temel amaçlarımızdan biri. Öte yandan teknoloji araştırma ve uygulamada üniversite-endüstri işbirliğinin kapılarını sonuna kadar açan teknopark çalışmalarını çok önemsiyoruz. Ankara Üniversitesinin teknokentinin gelişmesi için önemli adımlar attık, atmaya da devam ediyoruz. İlerleyen yıllarda hedefimiz çok daha büyük kapasitelere ulaşmak. Sadece yer kiraya veren değil gerçek işbirliği ve ortaklığı teşvik eden uygulamaları ve koşulları ortaya koyduk. Önemli olan sanayicilerle, iş dünyası ile birlikte bir şeyler yapmak, birlikte üretmek diye düşünüyorum. Ankara Üniversitesi, aklın ve bilimin üstünlüğü temelinde, Cumhuriyetin yaratmak istediği fikri, vicdanı ve irfanı hür genç nesiller yetiştirmek için kurulan ilk üniversitedir. Bu misyonla yıllar içinde gelişen, üniversiteler doğuran, yüz binlerce mezun veren, binlerce başarılı bilim insanı, yönetici, siyasetçi, yazar, sanatçı, edebiyatçı, işadamı, lider yetiştiren bir üniversite. Böylesine güçlü ve köklü bir kurumun sanayi ile işbirliğini artırması, toplumumuz için büyük bir kazanım olacaktır. Prof. Dr. Ünsal Ban Türk Hava Kurumu Üniversitesi Rektörü HEP DAHA İLERİYE YÜRÜYORUZ Üniversite olarak birçok hedefimiz var. Uluslararası düzeyde, bilgi birikimi ve özgüveni yüksek bireyler yetiştirmek bu hedeflerin başında gelmektedir. Yetiştirdiğimiz öğrencilerimizle birlikte, havacılık ve uzay sanayinin gelişmesine katkıda bulunmak da bizim için en onurlu görevlerden biridir. Akademisyenlerimiz ve öğrencilerimizle birlikte, bir ülkenin kalkınma hamlesinde çok büyük güce sahip olan, savunma sanayinin gelişmesi içinde neler yapabiliriz? sorusu zihnimizden hiç gitmemektedir. Ben bir üniversite rektörü ve ekonomist olarak sanayiyi çok iyi biliyor ve tanıyorum. Sanayinin bir toplumun kalkınmasındaki önemini her zaman özümsüyorum. Öğrencilerimize de bu konunun ne kadar önemli olduğunu her zaman anlatıyoruz. Dünyanın havacılık ve uzay bilimleri alanında kurulmuş 37 nci üniversitesiyiz. Bir ülkenin kalkınmışlık düzeyinde, havacılık ve uzayın çok büyük önemi vardır. Üniversite olarak; savunma ve havacılık alanında bugüne kadar v Active Business 15

17 AKTİF GÜNDEM oluşturulmuş en nitelikli müfredata sahibiz ve sanayiyle iç içe olmanın önemine sonuna kadar inanıyoruz. Ben de sanayinin içinde 10 yıl geçirdim ve sanayiyi, üretimi biliyor olmam bana çok şey kattı. Üniversitemizin eğitmen kadrosunu oluştururken de buna önem verdik.üniversitemizin önünde büyük hedefler var. Sadece öğrenci yetiştiren değil; Ar-Ge yapan, projeler üreten, ticari ürün ortaya koyan bir üniversite olmak hedefindeyiz. HER PROJEYE AÇIĞIZ Bizim üniversitemizin en önemli özelliği sanayi işbirliğini sağlamış durumda olması. Üniversite olarak sanayiye en baştan çok önem verdik. Sanayicilerimizin önerdiği ortak her projeye açığız. Bizim akademisyenlerimiz belirli aralıklarla, sanayicilerimizle görüşerek ortak projeler yürütmektedirler. Özellikle OSTİM le yaptığımız ortak çalışmalar konusunda da çok istekliyiz. Üniversitemiz bünyesindeki hocalarımız, OSTİM Savunma ve Havacılık Kümelenmesi üye firmalarının proje yazımlarına destek verebilecek, firmaların potansiyellerini harekete geçirebilecek projeler üretebilecekler. Yapılacak bir işbirliği protokolüyle bir koordinasyon merkezi oluşturabiliriz. Bizim yurt dışı temsilcilerimiz OSTİM küme firmaları için de çalışabilirler. Onların yurt dışı bağlantı ofisleri şeklinde de hizmet verebilirler. OSTİM yerli üreticilerinin yurt dışına açılan kapıları olmak bizi çok mutlu eder. HAVAALANLI ÜNİVERSİTE Kampüs içinde havaalanı ve hangarları olan, uçaklarla iç içe olan tek üniversiteyiz. 88 yıllık bilgi birikimimiz ve altyapımızla kendimize güveniyoruz. Üniversite-sanayi işbirliği konusunda oldukça ilerideyiz.üniversite-sanayi işbirliği çerçevesinde Tümleşik Eğitim adını verdiğimiz uygulama ile öğrencilerimize birinci, ikinci ve üçüncü sınıfı takip eden yaz aylarında 40 iş günlük sürelerle sektör şirketlerinde yerinde uygulama eğitimi yapma olanağı sağlayacağız. Tümleşik Eğitim uygulamasının temel amacı, öğrencilerimize havacılık ve uzay bilimleri alanlarında hizmet veren sanayi kuruluşlarında çalışma olanağı sağlanması ve bu yolla uzmanlık alanında bilgili, becerili ve yetkin mezunlar yetiştirmektir. Türkiye ile kıyaslanacak olduğunda dünyada üniversite-sanayi işbirliği daha oturmuş bir düzende ve kendini geliştiren bir yapıdadır. Ancak son yıllarda Türkiye deki devlet otoriteleri ve üniversiteler de sanayi ile yapılan işbirliğinin önemini kavramış ve buna yönelik çalışmalar yapmaktadır. Özellikle hükümetimiz ve Başbakanımızda üniversite-sanayi işbirliğine büyük önem vermektedir. Bu konuda da üniversitelere sonsuz destek olmaktadırlar. Dünya geneline baktığımızda ise; ABD başta olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri ve Asya ülkelerinde günümüzde gelişmiş bir üniversite-sanayi işbirliği mevcuttur. Ülkemizdeki bütün üniversiteler sanayi işbirliğine önem vermektedirler. Bilimin üretildiği her yerde bu kabul edilmektedir. Belki biraz geç kalınmışlık vardır. Ancak o da atlatılmaktadır. Öğrenciler ve akademisyenlerin sanayi kuruluşları ile iç içe olması gerekmektedir. Mevcut teknokentler, teknoloji transfer ofisleri, işbirliği amaçlı üniversite enstitüsü ve merkezleri daha aktif hale getirilmelidir. Diğer yandan akademisyenleri proje hazırlamaya teşvik edici unsurlar üzerinde düşünülmeli ve uygulamaya konulmalıdır. Bizde üniversite olarak teknokentlere büyük önem veriyoruz. Bizimde ileriki yıllar için böyle bir projemiz var. DEVLET TEŞVİKLERİ MEVCUT Türkiye için konuşacak olursak hali hazırda devlet teşvikleri mevcuttur. Ekonomi Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı gibi kurumların teşvik programları olduğu gibi TÜBİTAK ın da çok sayıda teşvik programı bulunmaktadır. Kısacası, üniversitelerimizin yararlanacağı teşvik programlarının sayısı ve çeşitliliği oldukça fazladır. Hükümetimizin bu konuda görüş ve fikirleri açıktır. Başbakanımızda her fırsatta bunu dile getirmektedir. Bu anlamda da hükümetimize müteşekkiriz. Üniversitelerimizi her anlamda desteklemektedirler. Türk Hava Kurumu Üniversitesi olarak; Biz de ülkemizin bilim, teknoloji ve yenilikçilik çalışmalarına yönelik katkıda bulunmaya tüm hızımızla devam ediyoruz. 16 Active Business

18 S.S. Eminel Yapı Kooperatifi Sok. (Eski 691. Sok.) No: 15/17 Ostim - İVOGSAN / ANKARA Telefon: Faks: info@ozanit.com.tr web:

19 AKTİF RÖPORTAJ ERL güneş ile büyüyecek ERL Enerji, üçüncü kuşak Halit Erol yönetiminde OSTİM OSB de faaliyetlerini sürdürüyor. Sanayi ve proje yönetiminde elde ettikleri tecrübeyi PV sistemler alanına taşımak ve en ideal çözümler üretmek amacıyla yola çıktıklarını belirten Halit Erol, Amacımız; minimum maliyetle maksimum enerji verimliliği sağlamaya yönelik faaliyetlerle sürekli gelişen yenilenebilir enerji dünyasının saygın bir paydaşı olmak; yenilikçi fikirler enerjik çözümler üretmek diyor. Üretimde 30 yılı geride bırakan Erol Metal A.Ş., iştiraki olan ERL Enerji ile son iki yılda enerji yatırımlarına yoğunlaşmış bulunuyor. Üçüncü nesil olarak firmanın yönetiminde yer alan Halit Erol, KOBİ lerin hedeflerini büyütmesi ve uluslararası rekabete açılmalarının Türkiye ekonomisi ve istihdam için önemli bir faktör olduğu görüşünde. Erol Metal A.Ş. nin ana üretim alanının çelik konstrüksiyon ve metal şekillendirme çalışmaları olduğunu ifade eden Halit Erol, aile şirketi olan firmalarının, Ar-Ge, kapasite artırma ve ürün geliştirmeye odaklandığını belirtiyor. İki yıl önce kurdukları ERL Enerji şirketleriyle güneş enerjisi projelerine yoğunlaştıklarını belirten Erol, çalışmalarını şöyle aktarıyor: Ülkemizde enerji sektörünün geleceği olduğunu ve bu potansiyelin iyi değerlendirilmesi gerektiğini saptadık yılında sektöre yönelik altyapı çalışmalarına başladık. İki yıl önce ERL Enerji yi kurduk. Sürekli sanayileşen ve genişleyen toplumda artan enerji gereksinimlerinin karşılanmasında en etkin yolun solar enerjiye yönelik yatırımlar olacağını görüşündeyiz. Dolayısıyla, sanayi ve proje yönetiminde elde ettiğimiz tecrübeyi PV sistemler alanına taşımak ve en ideal çözümler üretmek gayesiyle yola çıktık. Amacımız; minimum maliyetle maksimum enerji verimliliği sağlamaya yönelik faaliyetlerle sürekli gelişen yenilenebilir enerji dünyasının saygın bir paydaşı olmak; yenilikçi fikirler enerjik çözümler üretmek. ÖNCE SAHA UYGUNLUĞU Erl Enerji yenilenebilir enerji sektöründe Ankara merkezli olarak faaliyet gösterdiğini ifade eden Erol, çalışmaları ile ilgili şu bilgileri verdi: ERL öncelikle yatırım için seçilen sahanın en uygun şekilde değerlendirilebilmesi için rehberlikte bulunur ve sahanın belli parametreler dahilinde solar elektrik üretimi için elverişli olup olmadığını analiz eder. Ekibimiz aynı zamanda müşterinin enerji gereksinimini ve sahanının solar üretim potansiyelini de değerlendirir. ERL Enerji, solar bir sistemin projelendirilmesi, finansal analizi, malzeme tedariki, sistemin devreye alınması, sistem takibi ve çıktılarının analizi ve tamir bakım faaliyetlerini içeren geniş bir yelpazede çözüm üretir. Sistemin projelendirilmesinde; İhtiyaç analizi, mevcut şebeke-pv entegrasyon kabiliyeti analizi, saha etüdü. İklim, coğrafi konum, güneşlenme analizi ve bu analizler neticesinde dinamik simülasyonların hazırlanması, sistem net ihtiyaçlarının dokümante edilmesi süreç basamaklarımızın temelini oluşturur. 18 Active Business

20 Demirhendek Cad. No:182 Siteler / Ankara / Türkiye Te l : fa k s : a r m a r m a d e ko r. c o m w w w. a r m a d e k o r. c o m Active Business 19

21 AKTİF RÖPORTAJ Asıl olan eğitim ASO Teknik Koleji Türkiye de mesleki eğitimde yeni bir model oluşturan Ankara Sanayi Odası (ASO), Sincan OSB içerisinde kurduğu ASO Teknik Koleji nde Asıl olan eğitim felsefesini uyguluyor. Ankaralı sanayicilerin kurduğu ASO Vakfı na ait olan kolej, akademik bir eğitim uygulaması yapıyor. ASO Başkanı Nurettin Özdebir, geleceğin mühendislerini ve bilim adamlarını yetiştirmeyi hedefleyen ASO Teknik Koleji ni Active Business için anlattı. Türkiye de mesleki eğitim ve sanayide yetişmiş eleman ihtiyacı, geçmişten bu yana sorun olmayı sürdürüyor. Ankara Sanayi Odası (ASO) bu gerçekten hareket ederek yeni bir mesleki eğitim modeli ortaya koydu. Dünyadaki mesleki eğitim modellerini inceleyen ASO, önce ASO Vakfı nı kurdu, ardından 1. Sincan Organize Sanayi Bölgesi nde ASO Teknik Koleji nin temelini attı. Eğitim ve öğretimde ikinci yılına giren kolejin fikir temelinde, geleceğin bilim adamlarının yetiştirilmesi yer alıyor. ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Ülkemizin cari açık gibi bir sorunu var. Bu sorunu aşabilmemiz için daha çok üretmeliyiz, daha yüksek teknolojili bilgi yoğun işler yapabilmeliyiz ve bütün dünyaya satabilmeliyiz. Bunu yapabilmemiz için de insan kaynağımızın nitelikli olması lazım diyor. Aslında sadece Türkiye değil, tüm dünyanın aynı sorunu yaşadığına dikkat çeken Özdebir, sözlerini şöyle sürdürüyor: Amerika da firmalar, devletten yetişmiş insanların vasıflarını artıracak kurslar düzenlemesini ve sanayinin ihtiyaçlarına uygun hale getirmesini istiyor. Yine bizim gıpta ile baktığımız Almanya da meslek liseleri çok fazla işe yaramıyor ve sanayinin istediği elemanı yetiştiremiyor. Fakülteden mezun olanlar da, işletmelere geldikleri zaman en az iki-üç yıl oryantasyondan geçtikten sonra faydalı olabiliyor. Dünyada yoğun rekabet ve artan teknoloji ile özellikle dijital teknolojilerin, elektroniğin gelişmesiyle birlikte alışılmış üretimlerin bile prosesleri değişti. Eskiden üniversal tezgahlarla üretim yapılıyordu. Şimdi bütün o tezgahların üzerinde birer tane bilgisayar var. Daha akıllı tezgahlar söz konusu. Tabi bu akıllı tezgahları da kullanacak daha akıllı, daha becerikli insanlara ihtiyaç var. Bugünün Y tipi denilen gençliği bütün dünyada sorun. Bu gençliğin bir takım meziyetleri var ama, bu meziyetlerinin yanında iş bitirme, karar verebilme, sorun çözebilme ve sorunu teşhis edebilme açısından da zaafları var. Dolayısıyla insanımızı bugünün ve geleceğin profiline göre yetiştirme gerçeğimiz söz konusu. HIZLI DEĞİŞİMDE YOK OLMAYALIM Dünyadaki hızlı değişim ile birlikte mesleklerin de yoğun bir değişim yaşadığını dile getiren Özdebir, şöyle devam ediyor: İlk yıl 72 öğrenci aldıklarını ifade eden Özdebir, öğrencilerin tamamının yüzde 100 burslu olduğunu, ders araç, gereç, kıyafet, servis ve yemek gibi bütün ihtiyaçlarının ASO Eğitim Vakfı tarafından karşılandığına vurgu yapıyor. 20 yıl önce cazip olan mesleklerin birçoğu bugün yok. Önümüzdeki 10 yıl, 20 yıl içerisinde de bugün cazip olan meslekler son derece hızlı değişecek. Ayrıca önümüzdeki 20 yıl içerisinde bugünün sanayi işletmeleri eğer değişime ayak uyduramazsa yok olacaklar. O zaman geleceği şekillendirecek nesilleri şimdiden yetiştirebilmeliyiz. Bizim daha önceden devam eden operatör düzeyinde, yani bugünkü teknolojileri kullanacak eleman yetiştirmek için OSEP programımız söz konusu. 7 yıldır MEB ile yaptığımız protokol ile bu program sürüyordu. Ancak firmalarımızı geleceğe taşıyacak, onların inovasyon kapasitesini artıracak, Ar-Ge ye katkıda bulunacak, sorunları teşhis edip, onları çözecek daha yüksek becerili, daha yüksek IQ lu eğitim ve donanımlı gençlere ihtiyacımız olduğunu görüyoruz. Şu anda Türkiye nin önündeki en büyük tehlikelerden bir tanesi orta gelir tuzağına takılmamız. Orta gelir tuzağına takılmamak için gelecek nesilleri donanımlı olarak yetiştirmeliyiz. Bu düşünceden hareketle ASO Teknik Koleji ni kurduk. Bununla ilgili o zamanki MEB Bakanımız Ömer Dinçer in de son derece önemli katkıları oldu. Kendisine 20 Active Business

22 de teşekkür ederim. OSB lerde, yani üretimin, sanayinin içerisinde bu gençlerin yetişmesi için bize fırsat tanıdılar. Gerekli kanuni düzenlemeleri yaparak, OSB lerde meslek liselerinin açılmasına müsaade ettiler. Türkiye de çeşitli illerinde benzer okulların açıldığını ifade eden Özdebir, bu okullarda daha çok alışılmış teknolojileri kullanan insanları yetiştirmeye yönelik eğitimlerin verildiğine dikkat çekiyor. Özdebir, Ankara nın bu anlamda fark yarattığını belirterek, Ankara ülkemizde en yüksek katma değerli üretimin ve ihracatın yapıldığı il. Türkiye nin ihracatının ton fiyatı yaklaşık bin 600 dolar, Ankara nın ton fiyatı ise 23 bin 500 dolar. Yani bu düzeyle Ankara orta gelir tuzağını il olarak atlatmış durumda. Tabi il olarak atlatmış olmanın çok fazla bir anlamı yok. Ülke olarak bunu atlatmamız lazım. Dolayısıyla bizim ihtiyaçlarımız diğer illere göre biraz farklı. Onun için biz şu anda ASO Teknik Koleji nde Anadolu Fen Lisesi seviyesinde bir akademik eğitim, kolej seviyesinde bir İngilizce eğitim ve aynı zamanda o mesleği icra edebilecek kadar da hüner sahibi gençler yetiştirmeyi hedefliyoruz. Okulumuzun binasını Kasım ayının ortası gibi tamamlamayı hedefliyoruz. Şu anda eğitim geçici kullanılan bir binada sürüyor diye konuşuyor. 100 DE YÜZ BURSLU ÖĞRENCİLER İlk yıl 72 öğrenci aldıklarını ifade eden Özdebir, öğrencilerin tamamının yüzde 100 burslu olduğunu belirterek, öğrencilerin ders araç, gereç, kıyafet, servis ve yemek gibi bütün ihtiyaçlarının ASO Eğitim Vakfı tarafından karşılandığına vurgu yapıyor. Ankaralı sanayicileri yürekten tebrik ettiğini dile getiren Özdebir, ASO Teknik Koleji farkını şöyle aktarıyor: Sanayicilerimiz gerçekten çok örnek bir davranış sergilediler. Ülkemizde birçok vakıf var, okul yapıp Milli Eğitim e devrediyorlar. Ankaralı sanayiciler okulu yapıyorlar, okulu ve öğrencileri sahipleniyorlar. Ayrıca öğretmenleri de kendileri seçip yetiştiriyorlar ki bu son derece önemli. Eğitimin yüzde 98 i öğretmen demek ve en baskın faktör. İyi öğretmenleri seçmemiz lazım, iyi öğrencileri seçmemiz lazım. Onun için SBS de ilk yüzde 18 den öğrenci alıyoruz. İyi bir eğitim vermek istiyoruz, maalesef ülkemizde öğretim var, eğitim çok fazla yok. Bilgiyi sadece insanların kafasına akıtıp, onları ezberletmeye çalışıyoruz. Eğitim bu değil, bizim için asıl önemli olan geleceğin dünyasının ihtiyaçlarına göre donanımlı ve geliştirilmiş bir kişilikle hayata hazırlanan çocuklar. Onun için çok enterasan uygulamalarımız var. Mesela bizim okulumuzda kantin var kantinci yok. Öğrenci kavanoza parayı koyuyor ve ihtiyacını alıyor. Bugüne kadar 25 kuruş eksik çıkmadı. Bu aslında son derece normal bir şey, bir marifet değil, zaten böyle olması gerekiyor. Neticede bu gençlerimize, firmalarımızın istikbalini, bugüne kadar didinerek oluşturdukları kalitelerini, isimlerini, markalarını emanet edeceğiz. Bu anlamda güvenimizi sarsmadılar. Diğer bir uygulamamız daha var. Okulumuzun ortasında bir tane öğrenci sandığı bulunuyor. Sanayicilerimiz oraya bir sermaye koydular. Çocuklar oradan herhangi bir ihtiyacı için para kullanabiliyor. Sandığın yanında bir defter var, öğrenci deftere adını soyadını yazıyor, ben şu kadar para aldım ve şu gün getireceğim diyor ve karşısını imzalıyor. Parayı getirdiği gün de deftere yine adını yazarak karşısına imza atıyor. Yıl sonuna kadar oradan da hiç açığımız olmadı. Eğitim böyle olması lazım aslında. İnsanlara değer verirseniz, güvenirseniz onlar da bu güveninizi istismar etmezler. Ama siz insanlara hep üç kağıtçı diye bakarsanız, o zaman karşınızdakileri de üç kağıtçı yaparsınız. Biz gençlerimize güveniyoruz, ailelerinin onlara çok iyi bir eğitim verdiğine inanıyoruz, değerlerine inanıyoruz. Değerler demişken, bu derslerimizin içerisinde özellikle değerler eğitimine çok önem veriyoruz. Sadece fizik, matematik, kimya, biyoloji bilmek yeterli değil. Aslında bu gençlerimizin kişiliğini geliştirecek olan, onlarda yaratıcı zekayı çıkartacak olan, icat çıkaracak gençlerin yetişebilmesi için okul ortamında da demokratik ve hürriyetlerin olduğu bir yapının sağlanması. Buna da özen gösteriyoruz. DERS ZİLİ YOK Okulumuzda ders zili de yok. Yani öğrencilerimizin zaman kullanmasını bilmeleri lazım. Dersin saati belli, o saatte herkes sınıfta oluyor, ders bitince de sınıftan çıkıyorlar. Hayat boyunca bizi hep birilerinin dürtmesi gerekmiyor, kendi kendimizi disipline etmeliyiz. Bunlar ufak şeyler ama hayat boyunca insana yol gösterecek, bir takım alışkanlıklar kazandıracak önemli değerler. Bütün bunlardan hareketle vakfı ve okulu kurduk. Yaklaşık 30 milyon lira civarında bir yatırım yaptık. Donanımlı bir binamız söz konusu. Bütün öğrencilerimize okula başlarken birer tane laptop hediye ediyoruz. Hem bilgiye erişimleri için, hem de ileride bunlar meslek lisesi okuyacaklar hesap kitap yapacaklar, çizim yapacaklar bunları yapabilmeleri için. Bütün sınıflarımıza akıllı tahtalar ve en iyi laboratuar malzemelerini aldık. Fizik, kimya, biyoloji laboratuarlarının ihtiyaçlarını yurt dışından sağladık. Sanayiciler olarak elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Çünkü bu ülkenin istikbali olan gençler en iyisine layıklar. Şunu gözardı ediyoruz aslında Allah insanı yaratırken dedi ki; Ben yeryüzünde kendime bir halife, yani beni temsil eden bir insanı yaratacağım. Bu anlamda bakarsak ister rengi siyah olsun, beyaz olsun, kırmızı olsun, isterse dini Hırıstiyan olsun, ataist olsun. İnsan, insan olmakla Allahın vekili ve halifesidir. Eğer biz bu düşünce ile hareket edersek dünyada ne mezhep, ne ırk, ne zengin, ne fakir kavgası kalır. İnsana insan olduğu için değer verip, saygı göstermek gerek. Özellikle İslam inancının bize söylediği şey bu. Ama maalesef İslami terminoloji ile tefekkür etmiyoruz. Hep mış gibi yapıyoruz. Ama mış gibi yaptığımız sürece belalardan kurtulamıyoruz. EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTSİZLİĞİ Eğitim sisteminde neredeyse her yıl bir reform yapıldığından sözeden Özdebir, bu konudaki eleştirilerini şöyle dile getiriyor: Geçen yıl okulların açılmasına bir hafta kala, Milli Eğitim v Active Business 21

23 AKTİF RÖPORTAJ Bakanlığı ndan okulumuzun resmen onayı çıktı. Bir hafta içerisinde 400 ün üzerinde müracaat oldu. Puanlarına göre öğrenciler bir beceri sınavına tabi tutuldu ve 72 öğrencinin kaydı yapıldı. Bu öğrencilerimiz en iyi Anadolu liselerine girebilecek durumdaydı. Bu yıl değişiklik yapıldı bütün liseler Anadolu Lisesi haline getirildi. Şimdi bu bir anlamda iyi bir şey. Çünkü eğitimde fırsat eşitliğinden bahsediyoruz. Ama bu fırsat eşitliğini en çok bozan devletin kendisi idi. Çünkü devlet bu milletin kaynaklarıyla okullar yapıyor ve bu okulların bazılarında iyi, bazılarında kötü eğitim veriyor. İyi eğitim veren okullara da yarışma ile öğrenci alıyor. Dolayısıyla ana babalar öğrencinin bu yarışa hazırlanması için dershanelere gönderiyor. Ekonomik gücü olmayanlar, çocuğu çok zeki de olsa dershaneye gönderemiyor. Eğitimdeki bu fırsat eşitsizliğini kaldırmak için bütün okullarımızın tabelaları değişti ve hepsi Anadolu Lisesi oldu. Ama hala öğrenciler seçilerek bir takım okullara alınıyor. Eğer siz o okulun öğretmenini değiştirmediyseniz, o okulun eğitim ortamını iyileştirmediyseniz, sadece tabelasını değiştirmekle fırsat eşitliğini sağlamış olamazsınız. Ama maalesef insanlar kendi işlerine gelen veya kolaylarına gelen mesajları almakta son derece hevesliler. Kendi kendimizi çok kolay kandırabiliyoruz. Bu insanın fıtratında var. O zaman ana babalar dediler ki; Ya bütün okullar Anadolu Lisesi oldu. Niye ben çocuğumu daha uzaktaki bir okula göndereyim? Burnumun dibindeki okula kaydederim olur biter. Bundan dolayı ortalık karıştı, değerler birbirine karıştı. Hda aksız değiller, şöyle bir söylem oldu; Meslek lisesine gidenler üniversiteyi beklemesinler, onlardan mühendis falan olmaz. Yanlış ancak Türkiye nin gerçeği bu. Çünkü, 80 li yıllardaki davalardan sonra meslek liseleri ihmal edildi ve köreldi. Cazip olmayan her şey, köhneleşmeye mahkumdur. Bir hatamız daha var, geçmişte 45 günde, bir ayda öğretmen yetiştirdik ülkede. O zaman öğretmen yaptığımız insanlar şimdi öğretmenleri yetiştiren öğretmenler oldular. Burada çok büyük bir deformasyon var. Bütün bu hataların sonucu olarak da özelde mesleki eğitimde, genelde tüm eğitim sistemimizde maalesef bir çöküntü yaşıyoruz. Türkiye nin şu anda okula devam ortalaması 6.5 yıl. Yani Türkiye ortalaması orta 2. sınıftan terk. Böyle bir beşeri sermaye ile biz nasıl yaratıcı ve inovatif bir ekonomi yapabiliriz, dünyanın ilk 10 ülkesi arasına girebiliriz. Bunu çok hızlı bir şekilde düzeltmemiz lazım. ASO Teknik Koleji nin bu yıl 41 yeni öğrencisi olduğunu bildiren Nurettin Özdebir, yüzde 18 diliminden öğrenci alımından vazgeçmediklerini vurgularken, Çünkü iyi bir elbise dikmek için kumaşınızın kesinlikle iyi olması lazım diyor. Modelin yayılmaya başladığını da ifade eden Özdebir, sözlerini şöyle tamamlıyor: Ankara da İvedik OSB de bir özel şirket meslek lisesi açıyor. Bizim amacımız, geleceğin mühendislerini, bilim adamlarını ve yöneticilerini yetiştirmek. Onlar devletin vermiş olduğu katkıyla öğrenciyi yetiştirmeyi ve bundan nemalanmayı bekliyorlar. Mesela geçen yıl 9. sınıflar için MEB öğrenci başına 3 bin 500 lira verdi. Bizim her öğrenci için maliyetimiz 12 bin lira. Bu eğitim öğretmeninden müdürüne, velisinden öğrencisine gönül işi. 22 Active Business

24 Otomatik Veri Toplama Tedarik Zinciri Yönetimi Kurumsal İçerik Yönetimi RFID Çözümleri Intermec El Terminalleri Barkod Yazıcılar ve Barkod Okuyucuların tüm modellerinin, Satış, Yedek Parça ve Teknik Servis hizmetlerini başarıyla vermektedir. Active Business 23

25 AKTİF RÖPORTAJ 1984 yılından bu yana kablo sektöründe üretim yapan Klas Kablo ürünleri Asrın Projesi Marmaray da tercih edildi. Firma ortaklarından Bülent Şentürk, zayıf akım kablo üretiminde güçlü bir marka olduklarını belirtiyor. Müşteri talebine göre kablo üretebildiklerini kaydeden Şentürk, hedeflerinin; kısa vadede yeni tesisler yapmak ve kapasite artırmak olduğunu ifade etti. Klas Kablo nun 1984 yılından beri Türk kablo sektörüne hizmet veren, marka olmuş köklü bir firma olduğunu belirten Bülent Şentürk, zayıf akım kablo üretiminde çok güçlü bir marka olduklarını anlatıyor. Sermayedarlarıyla birlikte önümüzdeki 3 yıl için stratejik bir hedef belirlediklerini dile getiren Şentürk, Klas Kablo dan şöyle sözediyor: Klas Kablo nun ortaklık yapısında bir değişiklik oldu. Yabancı ortağımız aynen devam ediyor. Ortaklık yapımızda güven son derece önemli. Önümüzdeki üç yılda Türkiye ve dünyada markalaşmak öncelikli hedefimiz. Dolayısıyla bundan sonraki süreci markamızın gerektirdiği şekilde yöneteceğiz. Markamıza yakışır şekilde bir üretim, satış ve pazarlama politikasıyla faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Bu anlamda da kısa vadede tesisimizde kapasite artırımı ve yeni tesis yatırımımız söz konusu. Çalışmalarımıza start verdik. İşini çok seven ve tecrübe sahibi insanlardan oluşan bir yapılanma içerisinde olduklarını dile getiren Şentürk, Bu durum bize hızlı karar verme ve harekete geçme avantajı sağlıyor diyor. Klas Kablo nun Türkiye ve dünyada çok önemli ve çok değerli bir müşteri portföyü olduğuna dikkat çeken Şentürk, şöyle devam ediyor: Markaya gönülden bağlı bir portföyümüz ve çok ciddi referanslarımız var. En son dünyanın projesi, asrın projesi dediğimiz Marmaray ın tüm zayıf akım kabloları Klas Kablo tarafından sağlandı. Bize güvenen ve gönülden bağlı olan müşterilerimize en iyi, en kaliteli ve en doğru hizmeti verecek bir organizasyon yapısı oluşturmaya çalışıyoruz. Üretim ve satış kanalında bu portföye hizmet edebilecek deneyimli, konusunda uzman, heyecanlı ekimize yeni bölge müdürlükleri kurarak, vizyonumuza uygun arkadaşlarla yolumuza devam edeceğiz. Yurtiçi ve yurtdışı pazar payımızı eşit olarak hedefledik. Bülent Şentürk, üretim çeşitleri konusunda ise şunları ifade ediyor: Ana üretimimiz zayıf akım kabloları. Zayıf akım kabloları da kendi içinde çok çeşitliliği olan bir alan. Klas Kablo bünyesinde yaklaşık 3 bin 500 adet datasheetler açılmış. Klas Kablo markasını, klas yapan en büyük özelliği müşteri talepleri doğrultusunda özel kablo üretebilme yeteneğidir. Şirketimiz, özel kablo üretebilme altyapısına ve yeteneğine sahip bulunmakta. Bu anlamda ürün gamımızı genişletmekten çok hedef kitlemizi genişletmeyi, hizmet verdiğimiz sektörlere yeni sektörler eklemeyi amaçlıyoruz. Aynı kablo tesisinde hem zayıf akım kablosu hem enerji kablosu üretmek oldukça zor iş. Bu hayalle yola çıkan firmaların sonu maalesef hüsran oldu. Bunu geçmişte yaşadık, bu gün de yaşıyoruz. Ancak Klas Kablo nun, Klas Enerji den dolayı 3x240 XLPE ye kadar enerji kablosu üretebilecek bir makine yatırımı var. Fakat bu, ayrı bir tesiste yapmak için planlandı. Bugün itibari ile bizim konumuz zayıf akım kabloları ve hedefimiz yeni bir tesis ve bu tesiste müşterilerimizin taleplerine en iyi şekilde cevap vermek. Klas Kablo nun bayi ağından gelen talepler ve Marmaray gibi prestijli projelerle mevcut kapasitesini şu anda maksimum seviyede kullandığına vurgu yapan Şentürk, sektörün genel durumundan şöyle söz ediyor: Hammadde girdilerimiz bakır ve dolar Bu girdiler sürekli değişiyor. Bugün mal sattım iki puan kazandım diyorsunuz. Ertesi gün 3 puan içeriye girebiliyorsunuz. Dolayısıyla uzun vadeli stratejiler ve uzun vadeli faaliyetler yürütemiyoruz. Mevcut koşullarda satış fiyatını belirleyen en büyük faktör saha ve müşteriler. Bu anlamda bizler maliyetlerle başa çıkabilmenin yollarını arıyoruz. Bu durumu satış fiyatlarımıza yansıtmamız çok mümkün olmuyor. Sürekli değişen maliyetler maalesef sektörümüzün en büyük sıkıntısı. Kablo sektöründe rekabet fiyata dayalı. Sektör Ar-Ge siyle inovasyonuyla yeniliğe açık bir sektör değil. Genelde hep anı pazarlarda, aynı firmalarla, aynı ürünleri konuşuyoruz. Durum böyle olunca da konuşulan tek unsur fiyat oluyor. Konuşulan tek unsurun fiyat olduğu bir ortamda da firmalar artı değeri standartlarla oynayarak kazınıyorlar. Bu da sektör için ayrı bir sıkıntı. Rekabet ettiğiniz rakiplerinizin bu türlü ticari aktiviteleri gerek Türkiye de gerekse dünyada kablo üreten firmalara karşı olumsuz bir imaj oluşturmuş durumda. Dolayısıyla Avrupa nın, dünyanın ve ülkemizin genel sorunlarını konuşmadan önce sektörün maalesef standart dışı üretimden kaynaklı fiyat unsurunun egemen olduğu bir ortamda imaj gibi başka başka şeyleri konuşmak ve halletmek durumunda kalıyorsunuz. Bu yüzden Klas Kablo olarak stratejimizi herkesin var olduğu sektörlerde var olmaktan ziyade kendi mühendis kadromuzu ve makine altyapımızı en iyi şekilde kullanabileceğimiz yeni yeni sektörlerde var olmayı hedef olarak seçtik. Fiyat bizim için hiçbir zaman rekabet unsuru oluşturmuyor. Fiyatın rekabet unsuru olmadığı ortamlarda artı değerler elde edebilirsiniz. Bunun için de artı gerekiyor. Biz bu noktada markamıza güveniyoruz. Dünyadaki tüm gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. 24 Active Business

26

27 ÜLKE TANITIMI Resmi Adı Başkent Başlıca Şehirler Nüfus Yüzölçümü : Fas Krallığı : Rabat : Rabat (Başkent), Kazablanka, Fes, Marakeş, Meknes, Oujda, Safi, Tanca ve Tetuan : 32 milyon : km2 Resmi Dil : Arapça, Amazig (Berberi Dili) Kullanılan Diller : Fransızca, İspanyolca Din : Müslüman, Hıristiyan Para Birimi : Dirhem Kişi Başına GSYİH : USD GSYİH Büyüme Hızı : % 4,2 Türkiye-Fas arasında vize uygulaması yok. Afrika kıtasının kuzeybatı ucunda yer alan ve kuzeyde Cebel-i Tarık Boğazı ve Akdeniz, doğuda Cezayir, güneyde Moritanya ve batıda Atlas Okyanusu ile çevrili olan Fas Krallığı, Cebel-i Tarık boğazına hakim stratejik bir konuma sahip. Cezayir sınırı km, Moritanya sınırı km. olup Akdeniz ve Atlas Okyanusundaki sahil şeridi kilometreyi geçmektedir. Kuzey deki Sebta ve Melillia kentleri İspanyol idaresi altında bulunuyor. Atlas dağları ülkeyi güneyden kuzeye kesmekte, kuzeyde ise Rif sıradağları Akdeniz e paralel olarak uzanmakta. Ülkenin resmi dili Arapça ve Berberi dili olan Amazig. İş ve yönetim çevrelerinde Fransızca ve İspanyolca kullanılıyor. Fas demokratik, parlementer ve sosyal bir anayasal monarşi olarak ifade ediliyor. Krallığın anayasal rejimi güçlerin işbirliği, dengesi ve ayrılığı ilkesine, vatandaşın demokrasiye katılımı, iyi yönetim ve mesuliyet ile hesap verme ilişkisi üzerine tesis edilmiş Anayasası hükümet kurma şöyle ifade ediliyor: Hükümet, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Kral a ve Parlamento ya karşı sorumludur. Başbakanın teklifi üzerine Kral tarafından Bakanların görevlendirilmesinin ardından, Başbakan her iki meclisin huzurunda Hükümetin uygulamayı planladığı programı sunar ve anlatır. Krallığın yeni Anayasasının 107.maddesine uygun olarak yargı erki, yasama ve yürütme erklerinden bağımsızdır. Kral yargı erkinin bağımsızlığının teminatıdır. NÜFUS VE COĞRAFİ YAPI Ülkede, çorak ya da çöl bölgelerinin hemen hemen ıssız olmasına karşın Akdeniz kesimi ovaları ve Atlas Okyanusu na yakın kuzey kesimlerdeki ovalar oldukça yoğun nüfus barındırmaktadırlar. Nüfusun büyük bölümü Berberi ve Araplardan oluşuyor. Demografik profil ülkenin genç bir nüfusa sahip olduğunu göstermekte. 15 yaşın altındaki nüfus toplam nüfusun %31 ine karşılık gelmekte. Ülkede yaşayan yabancılar genellikle Fransız, İtalyan ve İspanyollardan oluşmakta. 1,7 milyon Faslı yurtdışında yaşıyor. Bunların çoğunluğu Avrupa ülkelerinde, yaklaşık yarısı Fransa da ikamet etmekte. Kuzey Fas ın Atlas Okyanus u kesiminde, özellikle Kasablanca-Kenitra ve Fas- Rabat eksenlerinde şehirleşme yoğun. Şehirleşme ve nüfus artışı hızlı olan ülke nüfusunun 2012 yılı itibarıyla 32,4 milyon civarında olduğu belirtilmekte. İşsizlik önemli bir sorun olarak görülmekte. EKONOMİK YAPI Dünyanın en büyük fosfat yataklarına sahip olan Fas, ekonomisini tarım, imalat, balıkçılık ve turizm sektörü gelirleri ve dış ülkelerde çalışan Faslıların ülkeye getirdikleri dövizlerle ayakta tutmakta li yıllardan itibaren Fas, IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği içinde başarılı bir ekonomik reform sürecine girmiş, bu çerçevede, dış ticaret rejiminin liberalleştirilmesi, yeni ya- 26 Active Business