El-İnsân ül Kâmil Sohbetlerden Şerhi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "El-İnsân ül Kâmil Sohbetlerden Şerhi"

Transkript

1 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Mukaddime-Terzi Baba Şerhi 15

2 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi GÖNÜLDEN ESİNTİLER El-İnsân ül Kâmil Sohbetlerden Şerhi Necdet Ardıç İRFAN SOFRASI NECDET ARDIÇ TASAVVUF SERİSİ (90) 1

3 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi Giriş. 3 Mukaddime. 15 İşaret 23 1.Bölüm ZÂT Hakkında Bölüm İSİM Beyânında Bölüm SIFAT Hakkında Bölüm ULÛHİYYET Hakkında Bölüm AHADİYYET Hakkında Bölüm VÂHİDİYET Hakkında Bölüm RAHMÂNİYET Hakkında Bölüm RUBÛBİYYET Hakkında Bölüm AMA' Hakkında Bölüm TENZÎH Hakkında Bölüm TEŞBÎH Hakkında Bölüm FİİLLER Tecellîsi Bölüm İSİMLER Tecellîsi Bölüm SIFATLAR Tecellîsi Bölüm ZÂT Tecellîsi Bölüm HAYAT Hakkında Bölüm İLİM Hakkında Bölüm İRÂDE Hakkında Bölüm KUDRET Hakkında Bölüm KELÂM Hakkında Bölüm SEM' Hakkında Bölüm BASAR Hakkında Bölüm CEMÂL Hakkında Bölüm CELÂL Hakkında Bölüm KEMÂL Hakkında Bölüm HÜVİYYET Hakkında Bölüm ENNİYYET Hakkında Bölüm EZEL Hakkında Bölüm EBED Hakkında Bölüm KIDEM Hakkında Bölüm ALLAH'IN GÜNLERİ Bölüm SALSALATÜL CERES Bölüm ÜMMÜ'L KİTÂB Bölüm KUR'ÂN Hakkında Bölüm FURKAN Hakkında Bölüm TEVRÂT Hakkında Bölüm ZEBÛR Hakkında Bölüm İNCİL Hakkında Böl.Dünyâ Semâsına Nüzul Bölüm Fâtiha-i Kitâb Bölüm Tûr Sûresi İlk Altı Âyeti

4 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi س م الر ح من الر ح يم BİSMİLLAHİR RAHMÂNİR RAHİYM GİRİŞ Hamd ve senâ, Allah ismiyle kâim olan ecel ve a'lâ Zât a mahsûstur. O Allah, Zât'ının hakkına ve hükmüne göre her kemâl ile tecellî edicidir. O Allah, celâl beni noktasını cemâl harfleri noktasına yerleştirdi. Hem de noksansız olarak. Bu kitap zâhir ehli indinde değişik değer yargılarına tutulsa da; bizim gibi tasavvuf ehlince Kur ân dan ve hadîs-i şerîflerden sonra gelen ve İslâm ın en değerli kitaplarından bir tânesidir. Abdülkerîm Cîlî hazretlerinin gerçekten bir şâheser olarak yazdığı ve anlaşılması gerçekten zor olan ancak içerisinde çok büyük hakîkatleri barındıran bir kitaptır. İsmi İnsânı Kâmil olan bu kitabın ibâresinden anlaşılması gereken bireysel olarak kişilere mahsûs olan insân-ı kâmil değil, bütünsel olarak âlemlerin aldığı isim olan ma nâsıdır, ki bir diğer yönden bu oluşuma hakîkat-i Muhammedî denilmektedir. Bu eserde yazılı olan ma nâların anlaşılması için ilk olarak yazılı olan kelimelerin daha sonra o kelimelerin oluşturduğu cümlenin özüne nüfûz etmek gereklidir. Buraya bu kelimelerin yazılmasından maksat üzerlerinde yüklü olan ma nâları okuyuculara nakletmek içindir. O Allah, kemâl ile tecellî edicidir, bizlerin zeval olarak gördüğümüz şeyler ise bizim anlayışımızdaki eksiklikten kaynaklanmaktadır. Cenâb-ı Hakk ın kemâl ile her tecellîsi değişiktir ve bu nedenle O nu bir tek tecellîye sığdırmak mümkün değildir. Bunu yapan hem O na haksızlık etmiştir hem de O na irfâniyyetinin olmadığını göstermiştir. Biz nereye bakarsak bakalım gördüğümüz her varlık kendi kemâli üzeredir. Bizlerin yaptığı bütün değerlendirmeler ise ancak izâfîdir. Örneğin bizler için gül kokusu değerli fakat dışkı kokusu değersiz, kötü bir kokudur. Oysa Hakk ın indinde gülün kokusu ne kadar değerli ise dışkı koku da o kadar değerlidir. Celâl in içine cemâli öyle güzel monte etti ki hiçbir noksan kalmadı. Dünyâ yaşantısı içerisinde süren yaşantıda kişilere öyle bir celâl gelir ki içinde cemâl çıkar veyâ tersi öyle bir cemâl gelir ki içinden celâl çıkar. Ya nî bunlar birbirinin içerisine öyle güzel monte edilmiştir ki anlayabilene aşk olsun. 3

5 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi O ma'bûd, kendinin hamd ve senâsını kendi işiticidir. Hamd eden de, hamd da, hamd edilen de O'dur. O ma'bûd, mutlak vücûdun hakîkati ve hálk ve Hak olarak isimlendirilen hüviyyetin aynıdır. Namazda rükûdan doğrulurken söylemekte olduğumuz Rabbenâ leke l-hamd sözünü Zâhir isminden Bâtın ismine söylemektedir. Kişi beşerî sûreti i tibârı ile ya nî Hakk ın Zâhir ismi ile kendi bâtınında olan Hakk a söylemektedir. Ve tevhîd yolunda bu üç oluşum ya nî hamd eden-fâil, hamd-fiil, hamd edilen-mef ûl birleşmedikçe gerçek tevhîd olmaz. Îsevîler yollarının gereği olarak bu üç oluşuma kadar ulaşmışlar ancak birleyememişlerdir. Ahadiyyet mertebesinde Cenâb-ı Hakk ın innîyyeti ve hüviyyeti ortaya çıkmıştı. İşte bu hüviyyet vâhidiyyet mertebesine, orada rahmâniyyete, oradan rubûbiyyete, oradan melikiyyete intikal ettikçe hálk ve Hak ismi ile isimlenmeye başladı. Ve bu isimlendirilenlerin kimliği de ancak O nun kimliği idi. Âdem sûreti üzerine zâhir olan âlemin aslıdır. Kâinât kelimesinin ma'nâsıdır. Eşsiz ve benzersiz san at eserlerinin rûhudur. Her zerrede hulûl olmaksızın kemâliyle mevcûddur. Her âşikârda Cemâl yüzünün nûru parlar. Lâyık olduğu şekilde celâl sâhibi ve lâyık olduğu kemâle hâizdir. Cevherlerin ve arazların hakîkatlerinin zâtıdır. Varlığın ve yokluğun hüviyyeti, her doğurtanın-babanın ve doğanın-çocuğun benliğinin ayn ıdır. Hadîs-i Şerîfte buyrulduğu üzere; Allah Âdem i kendi sûreti üzere hálk etmiştir. Bu âlemler varlığı içerisinde ma nâları i tibârı ile ne varsa Âdem a.s ın varlığında onu meydana getirdi. Bu âlemlerin bütünü insân-ı kâmil ise bu bütünün sûretlenmiş şekli de Âdem ya nî insan dır. Bunun yanısıra kendisinde Cenâb-ı Hakk ın zâtî tecellîsi bulunduğundan büyük âlemin küçük bir sûreti gibi olan insanda âlemlerden daha büyüğü gizlidir. Kişilerin kendi bünyelerinde bulunan âdem kanalı açılmadıkça bu kelimelerin anlatmak istediklerinin anlaşılması imkânsızdır. Bunun açılabilmesi için de ilk olarak kişiye sesinin, daha sonra ma nâsının, daha sonra rûhunun, daha sonra nûrunun ulaşması lâzımdır. Cenâb-ı Hakk bu kitabını öyle bir şekilde gizlemiştir ki açık olduğu halde kapalıdır. İşte bâtın âleminde mertlik de buradadır. Bunları okumak kişileri sıkar çünkü bâtın âlemindeki mertlik kas gücü ile değil akıl gücüyle olduğundan kişi sâdece zâhir üzere bunları okursa bir süre sonra bırakır. Oysa mertlik, erlik ba zı duyguların hayâli havalandırmasına değil; Hakk yolunda bastığın yerin ne kadar sağlam olduğuna, gönül âleminde kişinin ne kadar yol aldığına bağlıdır. Benî İsrâil olduktan ya nî Mi raca doğru gece yürüyenin çocukları olduktan sonra, Tûr Dağından yükselmeye bağlıdır. Orada kişinin erkekliğini de keserler kadınlığını da keserler; oraya cinsiyyet giremez; sokmazlar. Ba zı kişilerin Ben kabirde veyâ şurada burada şunları gördüm, şu velî ile konuştum dediği gibi olan sözler bu pazarın çok çok ucuz olan eşyâlarıdır. Bu işler bilindiği gibi değildir. 4

6 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi Bizler kendimizde bulunan hakîkatleri tanıdıkça ve kendi denizimize daldıkça orada bulunan güzellikleri görürüz. Dünyânın zâhiri olarak görülen muazzam manzaraları ve canlıları dahi bize eşsiz ve benzersiz san at eserleri hakkında geniş bilgiler vermektedir. Sık sık söylendiği gibi Cenâb-ı Hakk her varlıkta o varlığın gerektirdiği kemâlat üzeredir. Yok dediğimiz şey mutlak bir şey olsa idi zâten hiç bilinmez idi çünkü yok olur idi. Bu yokluk olarak ifâde edilen şey izâfî yokluktur. Bir baba var olduğunda oğlu henüz ortada yok iken o oğul mutlak anlamda yok değil izâfî olarak yok idi. Bir süre sonra ortaya çıkınca o oğul hangi sûret ile şekillenmiş ise daha önce o yokluk dediğimiz bu zuhûra çıkan oğulun ismini almaktadır. Mesleğimiz gereği elimize kumaş getiriyorlar, biz de onları manto olarak dikiyoruz ve daha önce yok hükmünde olan o manto ortaya çıkınca, bu sefer kumaş gaybe geçiyor; her ne kadar mantonun üzerinde zâtı ile mevcût olsa da ona artık kumaş değil, manto deniliyor. Sıfatlarıyla cemâlin cemâli zuhûr etmiş, Zât'ıyla kemâlin kemâli tamam olmuştur. Sıfatlarının vecihleri sayfalarında güzellikleri âşikârdır. Ahadiyyetinin ya nî tekliğinin kayyûm oluşu ile Zât'ın kâmetlerine istikâmet çizdi. Sessizlerin lisânları O'nun ayn'ı olduğunu ifâde eder. İyi hallerin ve kötü hallerin ayn ları, O'nun ziyneti olduğuna şehâdet eder. Dikkat edersek, kemâl Zât a cemâl sıfatlarına bağlanmıştır. Kayyûm ise, kendi varlığıyla kâim olan ya nî varlığı için başkasına ihtiyâcı olmayandır. Daha evvelce yok hükmünde bâtında olanlar varlık sahasına çıktıkça bu var oluş sebepleriyle bu âlemde vücût buldukları için raksa başladılar. Sessizlerin konuşması hem bu şekilde anladığımız ma nâda vücût bulduktan sonra kelâm ile konuşmalarıdır, hem de varlık sahasında zuhûra çıkmaları onların lisânları oldu. Bu zuhûra çıkan varlık ma den ise ma deniyyet mertebesinden, bitki ise bitki mertebesinden, hayvan ise hayy mertebesinden, hele hele insan ise insân-ı kâmil mertebesinden konuşmaya başladı. Her varlığın kendi kendine ve kendi lisânından olan eşhedü sü ya nî şehâdeti vardır. İşte bu lisânla Ben şâhidim ki beni hálk eden Cenâb-ı Hakk tan başkası değildir demektedirler. İnsanlar da bu işe kendi nefisleri üzere şâhit oldular ki nefslerinde Cenâb-ı Hakk tan başka bir varlık yoktur diye. İşte bir insanın şuurlu olarak yaptığı bu şehâdet en kemâlli şehâdettir. Diğer şehâdetler ise tabiî şehâdettir. 5

7 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi Sayılarda bir olup, ezellerde ve ebedlerde azâmetiyle ferdiyyeti almıştır. Tenzîh edilmekten yana münezzeh, teşbîh ve temsilden yana mukaddestir. Ahadiyyetinde ya nî tekliğinde sayıdan yücedir, azametinde sınırların kendisini ihâta etmesinden daha âlîdir. Ne kadar, nasıl, nerede gibi ta'rîfler kendi üzerine olacak bir şey değildir. Tabi fiiller mertebesinde Cenâb-ı Hakk ın tenzîh edilmesi geçerlidir. Ancak bu kitabın muhtevâsı içerisinde ve gerçek Cenâb-ı Hakk ı tanıma yolunda O tenzîhten ve teşbîhten münezzehtir. Kişiler kendi hayâllerinde bir Rab oluştururlar, işte Rabbü l-erbâba varmak için O nu bu hayâlde oluşturulan Rabb lardan tenzîh etmek gereklidir. Bu şekilde tenzîh edildikçe bir süre sonra ne tenzîh kalıyor ne de tenzîh edilen diye bir şey kalmaktadır. Çünkü tenzîh bir eksiklik sonrası yüceltme ifâdesidir. Zâhir ilimler de bu şekilde birbirine ters gelen hükümler kişilerin karşısına gelebilir, bunların anlaşılması ise ancak yukarıya doğru çıkıp o mertebelere ulaşınca mümkün olmaktadır. Teşbîh ile ya nî benzetme ile ancak O na yaklaşmaya çalışılır yoksa teşbîh bizzât O nun kendisi değildir. İlim kendisini ihâta edemez, göz kendisini idrâk edemez. Hayâtı, hayâtın vücûdunun nefsidir. Zât'ı, sıfatlarının ötesinde kâim oluşunun aynıdır. En yüksekler ve en altlar tecellî ettiği mânevî bir aynası, evvellerin ve âhirlerin ayn ıdır. Hayy esmâsını Cenâb-ı Hakk hayvanlara vermek sûretiyle sıfatlarından bir sıfat onlara giydirmiş olmaktadır. Bizler ise onları aşağılayıp, hor görerek hiç yakışmayacak bir iş yapmaktayız. Onlara bir kötü muamelede bulunduğumuz zaman Hakk ın bir sıfatına karşı kötü muamelede bulunmuş olmaktayız. Sıfat da kendi başına bir şey olmayıp Zât a bağlı olduğundan Zât ına o kötü muameleyi yapıyoruz. Ma denler ve bitkilerde de Hayât ismi olmasına rağmen o isim zâhiri olarak hayvanlara lâyık görülmüştür. Ma denler yerde yatay olarak hayâtlarıyla sâbittir. Bitkiler de sâbit olarak kök üzerinde durmaktadırlar ve müstakil bir hareketleri yoktur. Hayvanlara gelince onlar müstakil olarak hereket edebilme kemâlindedirler. İşte bu mertebeye ulaşan varlık Hayy ism-i şerîfinin tecellîsine sâhip ve hürmet edilmesi gereken varlıklardır. Tarım işlerinde hâla dahi kullanılmakta olan ve binlerce sene de kullanılmış olan inek, öküz, manda gibi hayvanlar bütün varlıklarıyla insanlara fedâ olmuşlardır. Hayvan ismini Hayy-van diye ayırıp baktığımızda; yaşayan an ma nâsına gelmektedir. Buradan da hayât ile ânın aynılığı ortaya çıkmaktadır ya nî her ân bir hayât demektir. İnsanların canını Azrâil a.s kabzederken, hayvanların canını Cenâb-ı Hakk Ben kabzederim buyumuştur, hadîs-i şerîfte; çünkü hayat onun hayâtıdır, onu o birimden çektiğinde o hayâtı O almış olmaktadır. 6

8 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi İnsanın insanlığına et-kemik yönüyle baktığımız zaman hayvanlardan hiçbir farkımız yoktur. İnsanın farkı ve nefahtü fîhi min rûhî olarak belirtilen zâtî rûhtan kaynaklanmaktadır. İşte Âdem a.s ın yeryüzüne inmesi dünyâda hazırlanmış olan bu Hayy kalıbının içerisine bir de muhabbet varlığının konulmasıdır. İnsanın idrâk ve irfan yoluyla Allah a karşı muhabbeti vardır ki bu diğer hayvanlarda yoktur. İşte bir derviş de bu şekilde yola çıkmaya başladığı zaman bu sıfatların rabbânî ve rahmânî ve zâtî olanlarını giymeye başlamaktadır. Daha önce kendisinde mevcût olan tabî hayâtı (ya nî Hayy ismini) idrâkli bir hâle ya nî hayât-ı hakîkîye, hayât-ı ebedîye dönüştürmeye başlıyor ki âdemiyyetin başlangıç yeri burasıdır. Bunun dışında âdemî hakîkat gönül toprağına ayak basmadıkça bir insanın gerçekten irâde sâhibi olması mümkün değildir; olduğunu zannettikleri de ancak hayâlde olmuştur. Yüce kemâlin heyûlâsı, sonsuz azametinin menşeidir. İlmî vücûd dâiresinin ma'deni, eşyâdaki hayâtının sirâyet etmesidir. Eşyâyı bilmesi, her gizliyi ve âşikâr olanı idrâk edici olan görme mahallinde olmasıdır. Eşyâyı görmesi, eşyâdaki kelâmı işitmeye tecellî yeridir. Mevcûtları işitmesi ise onlarda zâtının gerektirdiği nizâmın ayn ıdır. İrâdesi, apaçık kelâmının merkezi; apaçık kelâmı, kādir sıfatının menşeidir. Bakâsı, yokluğun bâtın oluşu ile varlığın zâhir oluşundaki hüviyyettir. Ulûhiyyeti ya nî ilâhlığı, ibâdet edenin zilletiyle, Ma'bûd un ya nî İbâdet Edilen in izzetini toplamıştır. Kadir Gecesinin hakîkati de buradan kaynaklanmaktadır. Kişi o Kadir Gecesini idrâk edecek ki kelâmı oradan zuhûra gelsin. Efendimiz (s.a.v) e de Mi rac a çıktığı Kadir Gecesinden önce kendi bünyesinde yaşadığı Kadir Gecesinde İkrâ-Oku! denildi. Kişi bünyesinde zıtları ne kadar birleştirebilirse Allah (c.c) ı o kadar geniş ma nâda tanıyabilir. Burada belirtilen zillet ve izzetin birleştirilmesinin mertebelere göre değişik hükümleri vardır. Yalnız buradaki ince nokta secde edenin kendisini ayrı bir varlık olarak görüp secde etmemesidir; eğer kendisini ayrı bir varlık olarak görüp secde ederse zillet ile izzet birleşmiş olmaz, sâdece zilletini kabûl etmiş ve izzetine ulaşamamış bir halde olur. Tâbi burada bu şekilde zillete düşülmesi öte yandan kişinin gurûrunu ve kibirini üstünden atmış olduğunun da göstergesidir. Burada secdenin de hakîkati ortaya çıkmaktadır ki secde ettiğinde kul zelîl olacak, perîşan olacak, mahvolacak, yok olacak, hiç olacaktır ya nî kulluğu kalmayacaktır burada zillet denilen budur yoksa zillet denilen şey hor görülmüş, itilmiş, kakılmış anlamında olan zillet değildir. İşte bu zillet öyle bir zillettir ki asâlet zilletidir. Bunun ifâdesi de kişinin kendi varlığından orada bir zerrenin kalmamış olmasıdır ki o da ma bûdun izzetiyle şereflenmek demektir. Burada kişi artık kendi aynasında kendisini seyredecektir eğer bu ayna gerçeği göstermiyorsa yüzü tozlu demektir. Eğer aynamız temiz ise secde yaparak aynaya baktığımızda kendi azametimizi ve hakîki hayâtımızı görmemiz gereklidir. Beşeri hayâtın hayvânî hayât olduğunu ve gerçek hayâtın ilâhî hayâttan kaynaklandığını idrâk edip görmemiz gerekmektedir. 7

9 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi İhâta edici vasfı ile ferd olan ve vâhid ya nî bir olandır. Bundan dolayı arada ne doğuran-doğurtan, ne doğan, ne ortak vardır. Ridâsı (elbisesi) azamet ve kibriyâ; gömleği büyüklük ve izzettir. Her hareket edenle her türlü hareket ile hareket eden; her sâkinle, her türlü sükûn ile sâkindir. Bu hareket ve sükûnda, zâtî üst irâdesinin gereği olarak hulûl ya nî dışarıdan bir dâhil olma-girme yoktur. Her zâtta her türlü hálk ile zâhir; Hak ve hálk olarak her türlü ma'nâ ile vasıflanmıştır. Zâtıyla bütün zıtları topladı ve vahidiyyetiyle ya nî birliğiyle bütün sayılara kapsamdır. Bundan dolayı ferdâniyyetinde çiftlerden ve fertlerden yüce ve mukaddestir. Ahadiyyeti, türlü çoklukların tekliği, müteşeffia izdivâcların aynıdır. Münezzeh oluşundaki sâdelik, teşbîhdeki terkîbin kendisi, zâtındaki yüceliği hürmetteki izzetin hüviyyetidir. Azametini ilimler, celâlinin özünü anlayışlar idrâk edemez. Âlim O nu idrâkten aciz olduğunu i'tirâf etmiş; kâmil akıl, O'nu bitişme ve bölünmekten yana eli boş olarak idrâkten geri kalmıştır. Varlığı zorunlu olan ve olmayan dâiresi, açık sözlerin ve yapılan beyanların noktasıdır, imkân taraflarının (haricî imkân ve aklî imkân) hüviyyetidir. Cevher ve arazın, bitki ve hayvanın benliğidir. Ulvî rûhâniyyetler inişinin denizi, melekût ve mülk zirvesinin son noktası, şeytan ve hevâ düşüş yerinin hakîkati, küfür ve şirk karanlıklarının def edicisi ve yok edicisi, îmân ve idrâk beyazının nûru, hidâyet cebininin sâhibi, uzaklık ve amâ karanlıklarının gecesi, sonradan olmuşun ve kadîmin aynası, azâbın ve ni metin hüviyyetinin tecelligâhıdır. Eşyâyı ihâtası, eşyânın "ayn"ı olmasıyladır. Zât'ının künhünü ihâtadan, Zât'ı, sıfatlarını men' etmiştir. Evvelliğinin evveli, âhirliğinin âhiri yoktur. Ezelî Kayyûm dur, ebedî Bâkî dir. Onun kuvvet, kudret ve irâdesi bağlanmadıkça, vücûtta bir zerrenin hareketine imkân yoktur. Vücûdun evvelsiz başlangıcı ve nihâyetsiz sonuna nazaran, olmuş ve olacak ne varsa, hepsi kendisinin bilinenidir. Ve şehâdet ederim ki, bu ibarelerden yüce ve Zât'ı ibârelerle ve işaretle bilinmekten mukaddes olan Allah'dan başka ilâh yoktur. Burada O na delîl olsun diye yapılan her işâreti O nun hakîkatinden bir perdeyi açsın diye yazdım. Bu da ancak temsil yollu oldu. 8

10 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi O'na delîl olarak gösterilen her işâret O'nun hakikatinden uzak düşmüş ve O'na hidâyet eden her ibare O'na ulaşmaktan yolunu şaşırmıştır. O, zâtî gerekliliği dolayısıyla nefsini bilir ve zât ı ile kemâli ihâta etmiştir. Hem de yeteri kadar; varlığına ne kadar kemâl vasfı gerekirse o kadar. Yine şehâdet ederim ki, Âdemoğlu fertlerinden bir fert olmak üzere ismi çağırılan Hz. Muhammed (s.a.v.) O Allah'ın kulu ve muazzam Resûl ü ve mükerrem Nebî si ve Hakk'ın müzeyyen ridâsı, üstün bir nişânı, önde olanların öne geçeni, en doğru yoludur. Sonra o Hz. Muhammed (s.a.v), Zât aynasının tecellîgâhı, isimlerinin ve sıfatlarının müsemmâsı; Ceberût nûrlarının iniş yeri, Melekût sırlarının menzili, Lâhût hakîkatlerinin toplanma yeri, Nâsût inceliklerinin kaynağıdır. Sonra odur; Cibril'in rûhu ile üfleyen, Mîkâil'in sırrıyla lütuflar indiren, Azrâil'in kahrı ile yürüyen, İsrâfil'in cem'iyyetiyle feyizler neşreden. Yine odur; Zât taki rahmâniyyetin arşı; İsimlerin ve sıfatların kürsîsi; Sidrelerin müntehâsı; İlâhî aşîretler tahtının saçağı, ya'nî enbiyâ ve evliyâ cemâatlerine mahsûs nübüvvet kürsîsinin son noktası; Tabîiyyâtın heyûlâsı; Ulûhiyyet atlasının feleği; Rubûbiyyet ulviyyeti burçlarının mıntıkası; Teâlî ve terakkiler iftihar vesîlelerinin semâları; 9

11 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi İlim ve kavrayışın nur veren güneşi; Sonsuz kemâlât ve feyizlerin tâm dolunayı; Seçilme ve hidâyetin âlî yıldızı; İrâde harâretinin âteşi; Gayb ve şehâdetin âb-ı hayâtı; Rahmet ve rubûbiyyet nefesinin sabâ rüzgârı; Zillet ve ubûdiyyet ya nî kulluk arzının bol feyizli toprağı; Seb'-ı mesânînin ya'nî birinci derecedeki feyizler fâtihasının ve ikinci derecedeki anahtarların sâhibi; Kemâlin tâm mazharı, cemâlin ve celâlin en mükemmel gereğidir; (Şiirin Tercümesi) * * * Güzelliğin hakîkî ma nâsının aynası, ulvîliklerin mazharı, kemâlin tecelligâhı olan âb-ı hayât pınarıdır. Ezelî doğuşundan beri hiç batmayan bir güneş olup, güzellik feleğinin kutbudur. Kemâl ta'bîri altında bulunan ne kadar fazîletler varsa, onun bütün güzelliğinden dağılmış hardal tâneleridir. * * * Cenâb-ı Hak, onu ve âilesini salât ve selâmıyla dâim nurlandırılmış eylesin ve hallerini tâkip ile kâim olan ve fiilerinde ve sözlerinde onun mesleğinin vekîli olan ashâbını da bu feyze mazhar eylesin. Yine şehâdet ederim ki, Kur ân, Allah'ın kelâmı olup, hak ve hakikat O'nun barındırdığı ma'nâlardadır. Rûh-ı Emîn o Kur'ân- ı mübîni nebîlerin ve resûllerin Sonuncusunun kalbi üzerine inzâl eylemiştir ya nî indirmiştir. Yine şehâdet ederim ki, nebîler haktır, o nebîlere inmiş olan kitaplarla, şerefli sayfalar çoktur. Bunların hepsine îmân, kat î vücûd ile zorunludur. *** 10

12 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi Kader hak, haşır ve neşir ile kabir arasındaki berzah aynı şekilde hak ve kabir azâbı vardır. Ve hiç şüphe yoktur ki, bir gün kıyâmet kopacak ve Cenâb-ı Hak kabirlerdeki insanları yeniden diriltecektir. Yine şehâdet ederim ki, cennet hak, cehennem hak, sırat hak, neşirler günü hak ve hesâp haktır. Yine şehâdet ederim ki, hayrı ve şerri irâde eden Allah'dır. Bozmak ve doğrultmak O'nun kudret elindedir. Hayr olan işler O'nun irâdesiyle, kudretiyle, takdîriyledir. Şer olan işleri yine O'nun irâdesiyle, kudretiyle, takdîriyle olup (lâkin rızâsıyla değildir.) Güzel fiiller O'nun te'yîdi ve hidâyetiyle, fenâ ameller O'nun kazâsıyla ise de, bunda kulun azgınlığı dâhildir. Sana isâbet eden güzellikler Hak'dan, fenâlıklar nefsindendir. Böyle ise de sen "Hepsi, Hak'tandır" de! "Ulu varlığın başlangıçsız başlangıcı O'ndan olduğu gibi, nihâyeti de, bütünüyle dönüş de O'nadır." * * * Besmele ve Cenâb-ı Hakk'a hamd ü senâ ve Resûl'üne ve ashâbına tahiyyâttan sonra, anlatacaklarımıza başlayarak derim ki: Ma'rifetullah ta'bîriyle şöhret alan "Allâh a ilim"de ve o ilimde insanın kendisiyle aynı cinsten olanlara karşı üstünlüğünde derecesi, bu husûstaki bilgisiyle doğru orantılıdır. İlâhî ilhâm ve yardıma bağlı olan hakîkî ma rifetler ya nî ilâhî bilgiler, "emîn harem"dir (Ankebût, 29/67). İnsanlar, bunun etrâfında engellerle ve oyalayıcı şeylerle dolaşıp durur. Bu ilmin sahrâları her an hatâ yapma ihtimâlleri ve ayakların kayması ile, denizleri helâk ediciler ile doludur. Bunun yolu ince kıldan daha ince ve keskin kılıcın yüzünden daha keskindir. Bu yolda sefer edenin, maksâdına ulaşabilmesi için zorlukların îcâbı olarak kavuşmaya nâil olamaması da muhtemeldir. İşte bu zorlukları düşünerek tahkîkleri açık, yakînliği ve tetkîkleri zâhir bir kitâp yazıp, bu yola sâlik olanlara, refîk-i a'lâya ulaşmak için refîkin refîki ve bu 11

13 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi talep edilen şeylere tâlib olanlara şefîkin şefîki olmasını düşünmüş idim ve demiştim ki; sâlik bunun ucu bucağı olmayan sahrâlarında ve karanlık olan menzillerinde, o kitâptaki ilâhî bilgilerin ışığıyla aydınlanarak, zorlukları kolaylaştırsın. Oysa öyle bir zamandayız ki, hakîkate cezbelenme güneşleri, mürîdlerin kalbleri semâsından kaybolmuş ve sâliklerin semâvât tasavvurlarından ayın keşfi gözden kaybolmuş; sâliklerin himmetleri zaafa uğrayarak, azîmet yıldızları batmıştır. Onun için bu denizde yüzenlerin selâmete nâil olanları çok az olduğu gibi, sonsuz sahrâlarının helâk edicilerinden kurtuluş bulanlar da nâdirdir. (Üç Beytin Tercümesi): "Bu yüce maksaddaki menzil o kadar yücedir ki, bunun yolu dehşetler ve haller ile örtülüp; o yolda siyâh mızraklar dikilmiş, yeşil süngüler ve kesici kılıçlar dizilmiştir. Ve o yolun, ba'zı yerlerinde kapıp götüren şimşek alevlendiği gibi, şiddetle esen i'tirâz kasırgaları kopmaktadır. Oysa ben yazdığım bu kitabı, doğru keşif üzerine te'sîs ettiğim gibi, içindeki mes elelerini de doğru haber ile te'yîd etmiştim. O kitâbın ismini "El-İnsânü'l- Kâmil fî Ma'rifeti'l-Evâhiri ve'l-evâil" olarak isimlendirdim. O kitâptaki tebliğleri tamamlamaya ve gerekli düzeltmeleri yapmaya başladığım zaman, hâtırıma bu mes'elenin tehlikeli bir iş olduğu ve tahkîkî meselelerin önemi ve benim bu konudaki bilgimin azlığı geldi. Bu hâtıra sebebiyle o yazdığım kitâbı parçalayarak, perîşân bir halde ve âdetâ yok denecek bir derecede, bir tarafa attım. O güneş battı, güzel yüzüne perde çekildi. Bu şekilde kitâb son derecede unutulmuş bir hâle gelerek, eser yazıldıktan sonra, haber örtülmüş oldu. Böyle bir acâip iş meydana getirdiğim için Hel etâ alel insâni hînun mined dehri lem yekun şey en mezkûrâ ya nî "İnsanın üzerine dehirden ya nî zamandan âdetâ zikredilemeyecek zamân gelmiş ve geçmiştir" ma'nâsına olan (İnsân, 76/1) âyetini okudum. Hâl lisânı, sözün latîfliği ile "Cahûn" denilen Mekke tepesiyle Safâ denilen mahalle kadar gûyâ hiç ünsiyet edecek kimse olmadığı gibi, Mekke-i Mükerreme'de de hiç bir müsâmere vukû bulmamıştır" ma'nâsına olan Sanki yoktur Cahûn ile Safâ arası Ne Mekke de yoldaşı ne seyir sefâsı Arapça beytini söyledim. 12

14 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi İşte bu şekilde kitâb ortada kalkmış ve eseri gayr-i mevcûd olduktan sonra, ilâhî ilhâm ile Hak bana kitâbın meydana çıkmasını ve beyânâtların açık ve gizli arasında olmasını emrettiği gibi, bu kitâptan genel bir fayda sağlanacağını da vaad etti. Kendisine itaât olunanın emrine uyarak, kitâbın tekrâr yazılıp düzenlenmesine başlayarak, îzâhlarda Hakk'a tevekkül edici oldum. Ey tâlib, dikkatle dinle! Alîm ismi kâsesiyle eski küpten, îmân ve teslîm ehlinin kābiliyetlerine öyle bir ilâhî şarâb döküyorum ki, kerîm olan Hayy dan olduğu için, mevcûd olanı ve yok olanı sarhoş etmeye kâfîdir. (Bu bâbtaki kasîdenin tercümesi) * * * "İlâhî aşk öyle bir şarâbdır ki, sana gecenin en karanlık zamânında güneşi gösterir. Sabâhın ışıklarıyla, yıldızlar kaybolduğu zaman, en kiiçük olan Sühâ yıldızını gösterir. Bu şarâbın vasıflarındaki ve mâhiyetindeki meziyyetleri, ifâdeden çok daha ötedir. Faydalı, kapsamlı öyle bir şarâbdır ki, insanın ömrünü kemiren zaman, bununla safâ kazanır. Bu şarâb berrâk kabarcıklarından kâselere doldurup da döndürülse, zaman onunla beraber nağmeler söyleyerek devrân eder. Bu şarâbın verdiği kalbe âit ziynetler ile ziynetlenen bir çok kadeh dostları, en büyük iş olan Allâh ın mülkünün anahtarlarını elde etmişlerdir. Nice fakîr kimseler vardır ki, bunun izzet kuşağına sâhip olmakla, vücûdda ve yoklukta servet sâhibi olarak meydana gelmişlerdir. Nice câhiller vardır ki, bu şarâbın safâ esintisini koklamakla, ilim ve hakîkate nâil olarak Îblîs in ile Âdem in mâhiyyetinden haber vermeye başlamışlardır. Nice ismi işitilmemiş kimseler vardır ki, bu şarâbın vasıflarını işitmekle, izzet ve ikrâm arşı üzerinde, şöhrete nâil olarak yükselmişlerdir. Bu şarâbın kadehlerinin sırçalarının ışığında oluşan göz, bir kimseye bakarsa, o kimsenin ömrü boyunca gaflet sürmesini gözüne çekmeyeceği muhakkaktır. Bu şarâb, salt nûr olan güneştir. Güneş değil, karanlık gecedir. Bu şarâb, çok büyük bir hayrettir ki, insana teennî ve ileriyi görme yüce usûlünü öğretir. Bu şarâb, ışığıyla her dehşetliyi altında bırakmıştır. 13

15 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi Bu şarâb, sır olarak saklanması mümkün olmayan bir tâm dolunaydır, nûrun aynıdır. Güneşin aynı değil, güneş ayn ıdır. Işığın aynı değil, yüz değildir. Salt güzelliktir, salt güzellik değil, öperken dudakları parlatıcı olan yüzdür. Kokudur, ıtır değil; ıtırdır, koku değil; şarâptır kadehi yok. Şarâb değil, kadehin ayn ıdır. Ey kadeh dostlarım, bu kadîm küpün şarâbından içiniz, celîlü'lkadr ve azîmü'ş-şân olan emelleri elde edersiniz. Yemîn ile ricâ ediyorum, bunun kadrinin yüceliğini ihmâl etmeyin! Bunu yitirenin nasîbi, pişmanlıktan başka bir şey değildir. Bu şarâbı içmek devletine nâil olan dostlarıma o şarâb mübârek olsun ve bu tür dostlarıma, selâmeti îcâb ettiren selâmımı gönderirim." 14

16 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Mukaddime-Terzi Baba Şerhi ب س م الر ح من الر ح يم BİSMİLLAHİR RAHMÂNİR RAHİYM Mukaddime Hamd ü senâ Cenâb-ı Hakk'a mahsûs, salât ve selâm, kendisinden sonra peygamber olmayan Peygamber'e yöneliktir. Bu kitâbın yazılmasından hedeflenen maksad, Cenâb-ı Hak Teâlâ olduğu için, sırf Cenâb-ı Hak hakkında söz söyleyeceğimiz zarûrîdir. Namaz isimli kitabımızda belirttiğimiz üzere hamd ın bir çok mertebeleri vardır, burada onların îzâh edilmesi uzun süreceğinden oradan okunarak bilgi alınabilir. Ancak kısaca genel anlamda hamd iki yönlüdür. Biri hamd Allah a edilir şeklinde olan ve avâmın yaptığı hamd ve diğeri ancak Allah hamd eder şeklinde ifâde edilen Allah a mahsûs hamddır. Kul mertebesinden bakıldığında hamd teşekkür hükmündedir ve kul Rabb ına lafzî olarak hamd eder, ma nâ yönüyle hakîki hamdı etmekten âcizdir ve kul kendisini hamd etmekten tenzîh eder. Kulun hakkıyla hamd edebilmesi için hamd edilen şeyin hakîkatini mutlak şekilde ve en iyi biçimde bilmesi lâzımdır, oysa beşeriyetimiz yoluyla Allâh ın varlığını hakkıyla bilmemiz mümkün değildir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v) den sonra peygamber gelmeyecektir çünkü Efendimiz (s.a.v) bütün hakîkatleri ortaya koyup ve gizli bir şey kalmadığından dolayı gelmesine gerek yoktur; ibârede gelmeyecek denilmesinin ma nâsı budur. Efendimiz (s.a.v) ile berâber çember tamamlanmıştır ve ikinci bir çember yoktur ki onu tamamlamak için peygamber gelsin. Hz. Âdem (a.s)dan başlayan bu seyir Resûlullah (s.a.v) Efendimiz ile sona ermiştir. Mi râc, regâib, mevlûd, kadir gecesi, ramazan bayramı, kurban bayramı hepsi Efendimiz (s.a.v) dedir. Ve bunların hepsi bir kişinin Hakk a seyir yolunda yaşaması gerekenlerdir, bunlar yaşandığı zaman ancak gerçek Muhammedî olunmaktadır. Bunların hakîkatleri yaşantıya geçirilip yaşanmadığı sürece sâdece sûrette kalınmış olunur. Bu işin şu kısmı da vardır ki onu da atlamayalım; Resûlullah Efendimiz (s.a.v) dünyâdan ayrıldı ve peygamberlik hakîkati de bitmiş değildir. Efendimiz (s.a.v) gidişi ile peygamberlik hakîkati kesilmiş olsaydı eğer dünyânın da yok olması lâzım gelirdi, çünkü bu durumda dünyânın varlığına gerek kalmazdı. Efendimiz (s.a.v) in hakîkati olan hakîkat-i Muhammediyye devâm etmektedir, bu nedenle de başka peygambere ve başka mertebeye gerek yoktur. Nebîlik kalkmıştır ancak resûllük ya nî irsâl etme devâm etmektedir ki buna velâyet denilmektedir. Peygamberler önce velî sonra nebî olmaktadırlar çünkü nebîlik velîliğin dışarıya dönük tezâhürüdür. Velîlik Cenâb-ı Hakk a yakın olma, nebîlik ise bu yakınlığın haberini dışarıya çıkarmaktır. Resûllük ise bizâtihi bu haberleri ulaşması gereken yerlere ulaştırmaktır. 15

17 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Mukaddime-Terzi Baba Şerhi Kişilerin nebîlikten gelen bu haberlere yönelmeleri fiilî terbiyedir. Bu terbiye ile bir üst mertebeye geçilmekte ve burada resûllüğün işlevi başlamaktadır. Fiilî terbiyenin olduğu mertebe şerîat mertebesidir ve bütün müslüman olanlara dönüktür, ilerledikçe kişiler buradan tarîkat mertebesine oradan hakîkat mertebesine oradan ma rifet mertebesine doğru çıkmaktadırlar. Bu eserden beklenen Cenâb-ı Hakk ın fiilleri, isimleri, sıfatları değil zâtıdır. Tâbi ki bu ma rifetullah içerisinde fiilleri de, isimleri de, sıfatları da olacaktır ancak bunlar Allah a ma rifet dolayısıyla olacaktır. Bu eserde bu şekilde anlatılan bütün dereceler yerli yerinde konulmaktadır. Bir binâ yapılması için üst üste yığılan gereçleri nasıl ki usta bir kişi ayırıp gerekli yerlerine monte edip binânın istenilen şekilde oluşmasını sağlıyorsa, irfân ehli de aynı şekilde bu ilâhî bilgileri temelinden başlayarak gerekli yerlerine monte ederek ma rifetullah bilgisi binâsını ortaya çıkarmaktadır. Evvelâ Cenâb-ı Hakk'ın isimlerinden bahsedeceğiz. Çünkü Cenâb-ı Hakk'a delîl olan, isimlerdir. İlâhî isimlerden sonra, ilâhî sıfatlardan bahsedeceğiz. İlâhî sıfatlarda Zât'ın kemâli çeşitlenmiştir ve Hakk'ın aynalarından ilk zâhir olan ilâhî sıfatlardır. Sıfatlardan sonra zuhûrdâ ancak Zât vardır. Şu îzâha göre sıfât mertebesi, ilâhî isimler mertebesinden a'lâdır. Delîl şeksiz şüphesiz Allah ın hakîkatine ulaştıran Hâdî isminin zuhûrudur. Bu yolda ise ilk delîl hakîkat-i Muhammediyye nin Âdem ismini alan ilk mertebesidir. Cenâb-ı Hakk ın isimlerinin bilinerek, tanınması ve bunların mertebelerinin bilinmesi bu yolda çok büyük kolaylıklardandır. Kur ân-ı Kerîm de geçen ulû l-elbâb ya nî kapı sâhipleri ifâdesiyle de bu isimlerin sâhiplerine işâret edilmiştir. Cenâb-ı Hakk ın ef âlî, esmâî, sıfâtî ve zâtî isimleri vardır ya ni her mertebenin ayrı isimleri vardır. Örneğin Allah bir isimdir ancak mertebesi zâttır. Hayat, İlim, Kelâm vb. gibi olan isimler ise sıfatlara âit isimlerdir. Rezzâk gibi isimler de esmâ mertebesinde olan isimlerdir. İşte bu isimlerin mertebeleri bilindiğinde Cenâb-ı Hakk ın tanınması daha kolay olmaktadır. Bu isimler bu şekilde mertebeleri ile anlaşıldıktan sonra ancak Cenâb-ı Hakk ı hem tenzîh hem de teşbîh mertebesi i tibârıyla bilmek mümkündür. Bu şekildede tenzîh ile teşbîhi birleştirerek tevhîd olmaktadır yoksa tevhîd etmek sâdece lâ ilâhe illallah lafzını söyleyerek yapılan tevhîd kadar basit bir iş değildir. Bu isimlerin ifâde ettiği ma nâların hakîkatlerini kişi kendi bünyesinde yaşamalıdır ki bunları tahakkuk ettirebilsin ve gerçek yaşama san atı da budur. İlâhî sıfatlardan sonra, ilâhî Zât tan bahsedeceğiz. Ancak îzâhlarımız ibârelerin imkân verebildiği ölçüde olacağı gibi, îzâhlarda, sûfiyye indinde kullanılmakta olan îzâh şekline inmek zarûrî görülmüştür. 16

18 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Mukaddime-Terzi Baba Şerhi Şu kadar var ki, kitâbı okuyanların, maksadı kolay anlamaları için sözdeki önemli noktayı, söz arasında süslenmiş bir şekilde söyleyeceğiz. Bu hakîkatleri anlatmaya bizim kelimelerimizin tahammülü yoktur. Bu nedenle bu hakîkatler hafîfletilerek anlatılmaktır. Şerîat ağırlıklı yaşantıya dönük olan kişilere bu hakîkatleri eski devirlerde çok az dahi olsa açanların canlarına kastetmişlerdir. Bu kitapta bu hakîkatleri anlatmak için kullanılabilecek kelimeler en mükemmel şekilde kullanılmıştır ve ma nâ denizine dalındığında oradaki hakîkatleri kelimeler ne kadar anlatabiliyorsa o kadar anlatmaktadır. Bu husûs büyük bir ağırlığı çekmek için kalın bir cisime ihtiyaç duyulması gibidir, ince bir iplik ile ağır bir yükü çekmek mümkün değildir, ip kopar. Bizlerin de bu sûfîyye kelâmlarının özlerini bilmemiz gereklidir ki bu kitapta anlatılmak istenilenleri anlayabilelim. Zâhir ehlinin kullandığı kelimeler ile bu kitapta anlatılmak istenenleri anlamaya çalışırsak eğer hiçbir şey anlayamayız. Bu kitâpta öyle sırlara dikkât çekeceğim ki, hakîkat ilmini koyan o sırları hiç bir kitâba koymamıştır. Tabiî bu sırlar, Hakk'a ârif olmaya ve mülk ve melekût âlemine ârif olmaya bağlıdır. Mevcûd olan üstü kapalı ifâdeleri îzâh etmek, kastedilen remizleri keşfetmek mesleğimiz ise de, gerek düz yazılarımızda, gerek şiirde saklamak ile açmak arası bir beyân yolunu tutacağız. Bu hakîkatler herkesin hemen anlayabileceği şekilde bu kitaba yazılmış olsa bir çok kişi bunlara i tirâz eder ve birçok kişinin de bu yolda ayağı kayardı. Mülk âlemi Melîk ismi ile içinde bulunduğumuz bu madde âlemidir. Melekût âlemi de rûhlar âlemi denilen bâtın âlemdir. Saklamak ile açmak arası demek tenzîh etmek ile teşbîh etmek arası bir anlatım demektir. Bu şekilde anlatımlar da Hakk ın tercümanlığını yapmaktır. Bundan dolayı kitâbımızı okuyanların son derecede önem vererek derin düşünmeleri ve tefekkür etmeleri şarttır. Çünkü ba'zen öyle ma nâlar vardır ki, işâret ile veyâ üstü kapalı bir şekilde söylenmedikçe anlaşılmaz. Bu gibi ma nâlarda açık olarak maksad beyân edilse, insânî anlayış maksâdın tersine doğru kayacağından, istenenin gerçekleşmesi imkânsız olur. Bu tür beyân yolu, çok sık yapılan ince bir iştir. Meselâ "Onu gemiye yüklettik" ma'nâsına olan Ve hamelnâhu alâ zâti elvâhın ve dusur ya nî Ve onu levhâlar ve çiviler ile yapılmışa yükledik (Kamer, 54/13) âyetinde bu incelik vardır. Ve "Onu bir gemiye yükledik" demeyip de zâti elvâhın ve dusur ya nî levhâlar ve çiviler ile ya- 17

19 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Mukaddime-Terzi Baba Şerhi pılmışa denilmiştir. Bu âyette Ve onu levhâlar ve çiviler ile yapılmış gemiye yükledik denilmiş olsa, levhâlardan yapılmayan başka gemi varmış gibi bir düşünce meydana gelir. Bu yola giren kişilerin yol almaya başlamadan önce kendilerini yoklamaları ve bu yoldaki hakîkatlere ulaşmak için kendilerinde yıkmaları gereken şartlanmaları kontrol etmeleri lâzımdır. Kişilerin bünyesine yerleşmiş olan eski hayâtına âit şartlanmalar binâsı yıkılmadan bu yoldaki hakîkatler binâsını yapmak mümkün değildir. Bu yeni yapılan binâ ise ilim binâsıdır. Kişi eski hayâtına âit hayâli bilgilerden arınmaya başladıkça hakîkatlere ulaşma yolunda hakkıyla yapılacak derin düşünme ve tefekkür taşlarıyla bu ilim binâsını oluşturmaya başlar. Bu şekilde yapılan derin düşünme ve tefekkür taşları kişide başka düşüncelerin etkisi altında kalmadan sâf şekilde bu binâyı oluşturur. Her insan bir şekilde herhangi bir konu hakkında fikir yürütebilmektedir ve birinin fikri diğeri tutmayabilir çünkü önyargılı düşünceler ve bireysel cüz i akıl ile mes eleye bakılmıştır. Hakîkat yolundaki sâlim düşünceye ulaşmak için ise küllî akıldan uzanan bir ip gereklidir. Küllî akla yönelen salt düşüncenin oradan aldığı ilhâm ve bilgilerle ancak dengeli ve düzgün bir sonuç elde edilmektedir. Kişilerin yaşadıkları hayat süreci içerisinde kendilerinde bir takım oluşumlar meydana gelmiştir ve bünyesinde sâbitlenmiştir. İlâhî hakîkatler bu durumdaki bir kişiye sert bir şekilde aktarılırsa eğer orada büyük depremlere yol açar ve bu da âni yıkıma sebep olur ki istenen bu değildir; bu kişilerdeki yıkımın yavaş yavaş yapılması lâzımdır ki ağır tahrîbatlar oluşmasın. Kişilerin ayağının kayması demek, henüz kendisinde tam olarak yerleşmemiş ilâhî hakîkatler karşısında şüpheye ve vesveseye düşmesidir. Bu durumda bu kişi eski bulunduğu hâlini de kaybeder ve daha aşağılara düşer. Bu halden sonra ise kişinin Allâh ı bulması imkânsız olur. Bizler herbirerlerimiz vücût olarak bir Nûh un gemisi hükmündeyiz. Levhâlardan kasıt vücûdumuzdaki deridir. Çiviler ise kemiklerimizdir. Ve buna yüklenmiş olan Nûh (a.s) ın hakîkatidir. Ben, bu kitâbımı okuyanlardan şunu istirhâm ve ricâ ederim ki, benim bu kitâbımda belirttiğim ne kadar bahisler var ise, o bahisler Kur'ân-ı Kerîm ve hâdîs-i şerîfler ile te yid edilmiştir. Şâyet kitâbımı okuyanın anlayışına göre Kur'ân'a veyâhud hâdîslere aykırı bir şey ortaya çıkarsa, okuyan bilsin ki, anladığı ma'nâ, kendi anlaması yönündendir; yoksa benim îzâh için kastettiğim murâdım yönünden değildir. Bu gibi husûslarda, okuyan zâtın hakikatin anlaşılmasına kendisi için açılım hâsıl oluncaya kadar, yâhud Allâh ın kitabından veyâ te yid edilmiş hadîslerden delîlini buluncaya kadar, o ma'nâ ile amel etmeyerek, teslîmiyeti de elden bırakmamalıdır. 18

20 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Mukaddime-Terzi Baba Şerhi Bu gibi husûslarda inkârı terk edip teslîm olmanın faydası, hakîkati bilmeye ulaşmaktan mahrûm olmamak içindir. Bu bir kesin husûstur ki, bizim ilmimizden bir şey inkâr eden kimse, inkârı devâm ettikçe, ilmimize ulaşmaktan mahrûmdur. Ve bu konuda idrâk için başka bir yol yoktur. Hattâ, ilk anda inkâra sapmakta mutlak mahrûmluğa uğramasından bile korkulur. Onun için îmân ve teslîmden başka ma'rifet yolu yoktur. Ve kitâbımızı okumaya rağbet eden kimse bilmelidir ki, Kur'ân ile, hâdîsler ile te yîd edilmeyen her ilim dalâlettir; fakat onun te yîdini ve delîlini okuyanın bulamaması noktasından değil. Bu ilimde öyle mühim bahis vardır ki, Allah ın kitâbı ile hâdîsler ile te yîdlidir; fakat senin isti'dâd kudretin onu anlamaktan, seni engellemiştir. Onu kendi himmetinle idrâk etmeye gücün yetmez. Bu nedenle, Allâh ın kitâbı ile yâhud hadîs ile o bahis te yîd edilmemiştir zannedersin. Bunun için yukarıda belirttiğimiz şekilde selâmet yolu, teslîmiyet ve inkâr yoluna sapmamaktır. İlâhî lütuf sana yardımcı oluncaya kadar sabredersin. Kişilerin bu kitâpta okudukları ve âyet-i kerîme veyâ hadîs-i şerîflere ters olduğunu zannettikleri husûslar okuyanların kendi zanlarından kaynaklanmaktadır çünkü eserin sâhibinin o ters olduğunu zannettiği ibâre ile gerçekte ne anlatmak istediğini anlamamıştır. Bu konularda Cenâb-ı Hakk okuyan kişilerin kendilerine has bir şekilde o konuyla ilgili bir kapı açılmadıkça da anlaşılmasına imkân yoktur, bu nedenle bu kitâbı okuyanların belirtilen husûslar hakkında inkârda bulunmayıp Cenâb-ı Hakk kendilerine bir kapı açana kadar diretmeleri ve araştırma yapmaları lâzımdır. Kim ki birşeyi inkâr ederse onun hakîkatini anlamaktan yana mahrûm kalır, ancak inkâr etmeyerek araştırmaya devâm ederse alıcı olduğunu göstermiş olmakla o kapı ona açık kalmaktadır. Kişide kābiliyet olmasına rağmen eğer faaliyete geçirmez ise bu da o ilmi anlamasına engel olur. Vahdet ilmini kişinin kendi kudretiyle anlamaya gücü yetmez çünkü küllî akıldan bir işâret gelmesi ve kişiyi yukarıya çekmesi gereklidir. Bu yolda olan ba zı kişiler biraz birşeyler öğrendikten sonra artık ben geri kalan yolu kendi aklımla giderim diyerek yolda kalmaktadırlar. Çünkü kendi akıllarıyla ulaştıkları sonuçlar işin hakîkatine aykırı sonuçlara ulaştırır ve hakîkatte olması gerekeni inkâr edenler, kabûllenemezler. Kişilerin bulundukları yeryüzünün aşağıda oluşu i tibârıyla çok çok yükseklerde olan bu hakîkatleri ancak hayâlî bir şekilde oraya çıktık zannıyla anladıklarını zannetmeleri inkârlarına yol açar. Şurası da sâbit bir hakîkattir ki, senin kalbine gelen ilim, üç yönden dışarı değildir. İlk yön: İlâhî söyleşmedendir. Rabbânî hâtıra, yâhud melekî hâtırdan kalbine gelen, o söyleşme türündendir. Bu söyleşme o şekilde olur ki, ne reddine, ne de 19

İçindekiler Giriş. 3 Mukaddime. 15 İşaret 23 1.Bölüm ZÂT Hakkında. 46 2.Bölüm İSİM Beyânında.. 55 3.Bölüm SIFAT Hakkında.. 71 4.

İçindekiler Giriş. 3 Mukaddime. 15 İşaret 23 1.Bölüm ZÂT Hakkında. 46 2.Bölüm İSİM Beyânında.. 55 3.Bölüm SIFAT Hakkında.. 71 4. El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Mukaddime-Terzi Baba Şerhi 15 El-İnsân ül Kâmil -Abdülkerîm Cîlî Giriş-Terzi Baba Şerhi İçindekiler Giriş. 3 Mukaddime. 15 İşaret 23 1.Bölüm ZÂT Hakkında. 46 2.Bölüm

Detaylı

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.)

(Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) Ben seni sevdiğim için eğer bahâ derler ise İki cihân mülkün verem dahı bahâsı yetmeye (Seni sevdiğim için eğer benden bedel isterlerse, iki cihânın mülkünü versem bile bu bedeli ödemeye yetmez.) İki cihân

Detaylı

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu Question Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu belirtir misiniz? Kur an ın lafızdan soyut olduğu bir merhale var mıdır? Answer: Her şeyin lâfzî

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim.

Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel minna inneke entessemiul alim. DUA Eudhu Billahi Minessaytanirracim. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdulillahi Rabil-alemin Wessalatu wesselamu ala Rasuluna Muhammedin we ala alihi we sahbihi ecmain. Allahumme Rabbena ya Rabbena takabbel

Detaylı

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma KURAN'I KERİM TÜRKÇE MEALİ (DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI) 50-KAF SURESİ Mekke'de inmiştir. 45 (kırkbeş) âyettir. "Kaf" harfi ile başladığı için bu adı almıştır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1.

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205) Zikir, hatırlayıp yâd etmek demektir. İbâdet olan zikir de Yüce Allah ı çok hatırlamaktan ibârettir. Kul, Rabbini diliyle, kalbiyle ve bedeniyle hatırlar ve zikreder. Diliyle Kur ân-ı Kerim okur, duâ eder,

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla (Farz kılınan oruç) sayılı günlerdir. Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise o, (tutamadığı) günler sayısınca başka günlerde

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. 16.MEKTUP MEVZUU : Uruc, (yükselme) nüzul (iniş) ve diğer hallerin beyanı.. NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu büyük şeyhi Muhammedi Bakibillah'a yazmıştır. Taleb babında en az duranlardan birinin arzuhalidir.

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 2011-1432 الصيام برؤ ة واحدة» اللغة الرت ية «بن صالح

Detaylı

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok Question Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok kez karşılaşmaktayız, bu iki kavramdan maksat nedir? Answer: Kuran müfessirleri ayet ve rivayetlere

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır.

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu Seyyid Nakib Şeyh Ferid Buhari'ye yazmıştır. 45. MEKTUP MEVZUU : a) Şeyhinin vefatından sonra, Haniganın fukarasına (tekkenin dervişlerine) zahirî destek olması dolayısı ile teşekkür izharı.. b) Camiiyet-i İnsan (insanda her şeyin var olması) onun

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız.

başlıklı bir dersine dayanarak vermeye çalışacağız. Sual: Kur'an harflerini yazmanın maddi sırları var mıdır? Bazı rivayetlerde, Kur'an harfi ile yazılmış olan dua, ayet gibi kıymetli şeyleri yazmak, üzerinde taşımak veya okumaktan bahs ediliyor Bunları

Detaylı

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.

Detaylı

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ 1 KİTAB VE SÜNNETE DAVET YAYINLARI 1435 HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI ŞEYH MUHAMMED NASIRUDDİN EL-ELBANİ irtibat kitabvesunnet@gmail.com

Detaylı

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI ] ريك Turkish [ Türkçe Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 20-432 ع لكمة الطاغوت» باللغة الت ية «مد صالح املنجد رمجة: ممد مسلم شاه مراجعة:

Detaylı

Muhammed Salih el-muneccid

Muhammed Salih el-muneccid KABİRDEKİ HAYATIN TABİATI NASILDIR? [ Türkçe ] طبيعة الحياة في القبر [باللغة التركية [ Muhammed Salih el-muneccid محمد بن صالح المنجد Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم شاهين Tetkik eden

Detaylı

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir. ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) 7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE) ÖĞRENCİNİN ADI-SOYADI: SINIFI: NO: 1 1. ETKİNLİK: BOŞLUK DOLDURMA ETKİNLİĞİ AYET-İ KERİME SÜNNET KISSA CENNET TEŞVİK HAFIZ 6236

Detaylı

zıtları gördüğü zaman birliği idrak eder.)

zıtları gördüğü zaman birliği idrak eder.) 1- Şît Yaratılışın Hz. Âdem ile başladığı bilinmektedir. Yani Allahu Azîmüşşân en doğru aynada Zât-ı İlâhîsi ile tecellî etmiş, Hak adı verilen ahadiyetin zuhuru ve Levh-i Mahfuz da Allah adıyla bilinen,

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.

Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh. Âmentü billahi ve melâiketihi ve kütübihî ve rusülihî ve'l yevmi'l-âhıri ve bi'l-kaderi hayrihî ve şerrihi mine'llâhi teâlâ ve'l-ba'sü ba'de'l mevti hakk Eşhedü en lâ iâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden

Detaylı

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com amaz Memduh ÇELMELİ NAMAZ: AYET ve HADİSLER «Namazı kılın; zekâtı verin ve Allah a sımsıkı sarılın...» (Hac, 78) Namazı kılın; zekâtı verin; Peygamber e itaat edin ki merhamet göresiniz. (Nûr, 56) «Muhakkak

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

Dua ve Sûre Kitapçığı

Dua ve Sûre Kitapçığı Dua ve Sûre Kitapçığı Hazırlayan: Melike MÜFTÜOĞLU instagram.com/oyunveetlinliklerledinogretimi SÜBHANEKE DUASI Allah ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder ve överim. Senin

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN ا لر ح م ن الر ح يم ٣ O; özünde merhametli, işinde merhametlidir. Rahmetin sonsuz kaynağı, Özünde sonsuz rahmet sahibi olan. Rahman Kimdir?

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir. 1- Ramazan ayının birinci gecesi kılınacak namaz: Bu gecede bir kimse 2 rekat namaz kılsa, her rekatta da KADİR SÜRESİNİ okursa; ALLAHÜ Teâlâ ( cc ) o kişiye 3 türlü kolaylık verir. Bu ay içinde orucu

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı

Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı Prof.Dr. Jeffrey H. Lang ın İlk Namazı ABD nin Kansas Üniversitesinden matematikçi Prof.Dr. Jeffrey H. Lang, İslam a giriş hikâyesini yazmış olduğu Melekler Soruncaya Kadar [Even Angels Ask: A Journey

Detaylı

Nefsini Bilen Rabbini Bilir

Nefsini Bilen Rabbini Bilir Mehmedkirkinci.com Nefsini Bilen Rabbini Bilir Nefis, zat manasına gelir. Yani cisim ve ruhun ikisine birlikte nefis denilir. Nefis, insanın daire-i hayatı içindeki cisim, ruh ve kalbin ve onlar içindeki

Detaylı

Günah Hastalığından Kurtulmanın İlâcı: Tevbe ve İstiğfar

Günah Hastalığından Kurtulmanın İlâcı: Tevbe ve İstiğfar Günah Hastalığından Kurtulmanın İlâcı: Tevbe ve İstiğfar Maddî kirleri sabun ve su giderdiği gibi kalbi karartan, insanı cehennemlik yapan, mânevî hastalık ve kirleri de tevbe, istiğfar ve Allâh'tan korkarak

Detaylı

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti Mektub-u Attar Muhammed İlyas Kadiri Razavi tarafından tüm İslami Erkek Kardeşlerine ve İslami Kız Kardeşlerine, Medaris El Medine ve Camiat El Medine nin erkek öğretmenler, erkek öğrenciler, kadın öğretmenler

Detaylı

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm: Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten

Detaylı

MUHYİDDİN İBN EL-ARABÎ NİN TASAVVUF FELSEFESİ Seçen ve Hazırlayan: Metin Bobaroğlu

MUHYİDDİN İBN EL-ARABÎ NİN TASAVVUF FELSEFESİ Seçen ve Hazırlayan: Metin Bobaroğlu ANADOLU AYDINLANMA VAKFI 1 MUHYİDDİN İBN EL-ARABÎ NİN TASAVVUF FELSEFESİ Seçen ve Hazırlayan: Metin Bobaroğlu * Güzellik aşkın temelidir. * Bilgimize giren her şey sadece sınırlı bir varlığa sahiptir.

Detaylı

Şeyh den meded istemek caizmidir?

Şeyh den meded istemek caizmidir? Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim Bismillahirr-rahmanirrahim Şeyh den meded istemek caizmidir? Şeyh Eşref Efendi Esselamaleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Hazihis Salatu tazimen bi hakkike ya Seyyiduna

Detaylı

makamından, hamdın tecellîsinden bahsederek başlamak gerçekten bize bir hediye diye düşünüyorum.

makamından, hamdın tecellîsinden bahsederek başlamak gerçekten bize bir hediye diye düşünüyorum. PEYGAMBER SEVGİSİ Konumuz Peygamber Sevgisi ve ben de bu konuyla ilgili heyecan duyuyorum, çünkü çok uğurlu, çok kutlu bir haftada, Mevlit Kandili haftasındayız. Biz buna tesadüf demeyelim de tevâfuk diyelim

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (10) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme

Detaylı

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ استواء االله عرشه ] تر [ Türkçe Turkish Abdurrahman el-berrâk Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 00-43 استواء االله عرشه» باللغة ال ية «عبد الر ن ال اك

Detaylı

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya

GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ -9- Şiir: İsmail Bendiderya GADİR ESİNTİLERİ (9) Şiir: İsmail Bendiderya Edit: Kadri Çelik - Şaduman Eroğlu Son Okur: Murtaza Turabi Hazırlayan: D.E.K. Kültürel Yardımcılık, Tercüme Bürosu

Detaylı

BESMELE VE ALLAH LAFZ-I CELÂLİ'NİN SAYIMLARI

BESMELE VE ALLAH LAFZ-I CELÂLİ'NİN SAYIMLARI Bu yazı www.multimediaquran.com sitesinin sahibi hacı Mehmet Bahattin Geçkil tarafından hazırlanmıstır. 11-15-2015. Herhangi bir medyada yayınlanması halinde yukarıdaki bilginin referans olarak verilmesi

Detaylı

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders

Detaylı

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali

Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,

Detaylı

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir.

Ramazan: Hicri takvimin dokuzuncu ayıdır. Ramazan-ı Şerif veya Oruç Ayı da denilir. Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan Recep ve Şaban ayını mübarek kılıp bizi ramazan ayına ulaştıran rabbimize hamd olsun. Bu yazımızda sizinle ramazan ayıyla ilgili terimlerin anlamını inceleyelim. Ramazan: Hicri

Detaylı

Adeta Rabbimiz Efendimizi taltif ve teskin etmek,şevk ve gayretini arttırmak amacıyla huzuruna almıştır.

Adeta Rabbimiz Efendimizi taltif ve teskin etmek,şevk ve gayretini arttırmak amacıyla huzuruna almıştır. Mİ RAÇ 622 yılından 1,5 yıl kadar önceki yıl Efendimizin hüzün yılıdır.maddi ve manevi en büyük destekçisi olan Hz.Hatice ve Ebu Talib-i kaybetmiştir.müşrikler fırsattan istifade baskı ve zulmü daha da

Detaylı

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

KUR'ANDAN DUALAR. Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru. ( Bakara- 201 ) KUR'ANDAN DUALAR "Ey Rabbimiz Bizi sana teslim olanlardan kıl, neslimizden de sana teslim olan bir ümmet çıkar, bize ibadet yerlerimizi göster, tövbemizi kabul et zira tövbeleri kabul eden, çok merhametli

Detaylı

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız 4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir

Detaylı

eğitim sistemine bağlıdır,öyle ki Bektaşilikte, sofraya konulan gıdaların sofraya konulma sırasına,

eğitim sistemine bağlıdır,öyle ki Bektaşilikte, sofraya konulan gıdaların sofraya konulma sırasına, Dört Kapı Kırk Makam Bektaşi Tarikatı'nın en büyük özelligi, bir okul olmasıdır,kurumsallaşmasını tam olarak tamamlayan bu yapının,onlarca tasavvuf ereni yetiştirmesi büyük ölçüde bu oluşum ve eğitim sistemine

Detaylı

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler 3. ÜNİTE: EN GÜZEL ÖRNEK HZ. MUHAMMED İN İBADETLERİ 3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler KAZANIMLARIMIZ O Bu ünitenin sonunda öğrenciler Hz. Muhammed'in: O 1. Öncelikle bir kul olarak davrandığını kavrar.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan İÇİNDEKİLER Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan Teveffi Kelimesi Ve Resulüllah ın Açıklaması İmam Buhari Ve Teveffi

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister.

Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Yalan Söylemeyen Çocuk Seyyid Abdülkadir Geylâni hazretleri küçük yaşta iken, annesinden Bağdat a giderek ilim öğrenmesi için izin ister. Annesi: Ey benim gözümün nûru ve gönlümün tâcı evladım, Abdülkâdir

Detaylı

Kur ân ın Ticârî Yol Haritası Cuma, 06 Ekim :47

Kur ân ın Ticârî Yol Haritası Cuma, 06 Ekim :47 Kimi beşerî sistemler malı kişinin tekeline vermiş, mal kişinindir, istediği gibi kazanır ve istediği gibi harcar demiştir. Kimisi de mal devletindir, kişiler devlet için kazanır ve devlet için harcarlar

Detaylı

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Lahor Müftüsü Şeyh Muhammed'in oğlu Şeyh Abdülmecid'e yazmıştır.

NOT : ÎMAM-I RABBANİ Hz. bu mektubu, Lahor Müftüsü Şeyh Muhammed'in oğlu Şeyh Abdülmecid'e yazmıştır. 22. MEKTUP a) Ruhla nefis beynindeki taalluk şeklinin beyanı ve bunların urucu (yükselişi) ile inişlerinin beyanı.. b) Ruha ve cesede dair fena beyanı ile bunların bekası.. c) Davet makamının beyanı ve

Detaylı

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti Hz. Ali (kv) bildiriyor: Resulullah (sav) bir gün beni huzuruna çağırdı: "Ya Ali! Senin bana yakınlığın, Harun Peygamberin Musa Aleyhisselama olan yakınlığı gibidir.

Detaylı

Birinci İtiraz: Cevap:

Birinci İtiraz: Cevap: Bazı din bilginleri tutulmalarla ilgili bazı itirazlarda bulunarak bu konuda şüpheler uyandırmaya çalışmışlardır. Ulemaların itirazlarından bazıları cevaplarıyla birlikte aşağıya sıralanmıştır. Birinci

Detaylı

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED Benim araştırıcı, meraklı bir ahlâkım vardı. Her şeyin sebebini ve maksadını arıyordum. Bunlar için mantıkî cevaplar bekliyordum. Hâlbuki râhiplerin ve diğer Hıristiyan din

Detaylı

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. İBADET 1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir. 2 İslam ın şartı kaçtır? İslam ın şartı beştir.

Detaylı

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir?

Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir? Sorularlarisale.com Cenab-ı Hakk neden insanları yarattı, imtihan olmadan cennete gönderseydi olmaz mıydı, insanın Yaratılış Gayesi Nedir? Çevremize baktığımızda her varlığın belli bir amaca yönelik yaratıldığını

Detaylı

İLMİN DERİNLİĞİ, İNANÇ VE ADÂLET

İLMİN DERİNLİĞİ, İNANÇ VE ADÂLET 01.12.2013 Allah ın (CC ) Şâhitliği Allah (CC) Bugün dininizi kemâle erdirdim, size nîmetimi tamamladım. Size din olarak İslâm ı beğendim 1. buyuruyor. Bu âyette, dinin bildirdiklerinin en incelikli noktalarını

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN KUR AN KARANLIKLARDAN AYIDINLIĞA ÇIKARIR Peygamber de (şikayetle): Ya Rabbi! Benim kavmim bu Kur an ı (okumayı ve hükümlerine uymayı bırakıp hatta menedip onu) terkettiler. dedi. (Furkân /30) Elif, Lâm,

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

Anlamı. Temel Bilgiler 1

Anlamı. Temel Bilgiler 1 Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,

Detaylı

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._

_MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._ Haftasonu müzakeresine davetlisiniz HERKESİN ENESİ AYNI MI _MEYVENIN ÇEKİRDEĞİ AĞACIN ÇEKİRDEĞİN NE AYNDIR NE GAYRDIR..._ SUAL: *PEKİ MEYVELERİN ÇEKİRDEKLERİ BİRBİRİYLE AYNI MI?* MÜZAKEREDE FARKLI FARKLI

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ ب[ KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ [ Türkçe ] حكم استعمال كلمة ) لو ( اللغة التركية [ Şeyhulislâm İbn-i Teymiyye لشيخ الا سلام ابن تيمية Terceme eden : Muhammed Şahin ترجمة: محمد بن مسلم

Detaylı

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.

AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. VE İMTİSALİN HÜLASASI BASİRET TESLİM OLUP İTAAT ETMEK. ANLAYIŞ İMTİSAL: AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. UYMAK. MUVAFAKAT VE MUTABAKAT ETME.KENDİ KANUNİYETİNİ ORTADAN KALDIRARAK ONUN SURETİNE GİRMEK.YANİ:

Detaylı

Dua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli?

Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? Evlenirken Nelere Dikkat Edilmeli? EVLENİRKEN NELERE DİKKAT EDİLMELİ? Peygamber (sav) Efendimiz den Abdullah ibn-i Ömer RA ın bir hadisini bu münasebetle hatırlayalım, duymuşsunuzdur: (Lâ tenkihun-nisâe

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla NEDEN ESMA-İ HÜSNA

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla NEDEN ESMA-İ HÜSNA 1 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 2 NEDEN ESMA-İ HÜSNA Neden Esma-i Hüsna Esma-i Hüsna Doğru Bir Allah tasavvuru Amaç: Allah a, sahih bir kulluk, İman ve teslimiyet 1. Allah a inananların tasavvurlarının

Detaylı

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s)

BEYANAT. Ahmed el Hasan (a.s) Ahmed el Hasan (a.s) 1 Rahman ve Rahim olan Allahın Adıyla. Hamd Alemlerin Rabbi Allahadır. Allahın selamı Muhammed ve Al-i Muhammedin, İmamlar ve Mehdilerin üzerine olsun. Dünyanın Doğusundaki ve Batısındaki

Detaylı

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE ORUÇ

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE ORUÇ TAKVAYA ERMENİN YOLU; ORUÇ (O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki Kur an; insanlara hidayet (doğru yol) rehberi, doğru yolun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak onda(ki Kadir gecesinde) indirildi.

Detaylı

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince

Detaylı

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR / İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR / Çıra Yayınları, İstanbul, 2006/240 sayfa Tanıtan: Muzaffer BARLAK 1 İnsanların en hayırlısı, insanlara faydalı olandır. Yüce Allah, ilahi hitabının birçok yerinde

Detaylı

25/12/2014 Bilgilendirme: Nur 24/35 Allah, semaların/boyutların ve arzın nuru/ışığı/enerjisidir. Onun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandile benzemesidir. Kandil, bir sırça içerisindedir. Sırça,

Detaylı

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir?

Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir? Altın takmanın erkeklere haram kılınmasındaki hikmet nedir? ما ا كمة ريم لبس ا هب الرجال ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed b. Salih el-useymîn Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin 200-43 ما ا

Detaylı

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım. SÛRELERİMİZİ tefekkürle ÖĞRENİYORUZ 1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım. Benim adım Eûzü. İsmimin anlamı Sığınırım, yardım isterim. Bir tehlike ile karşılaştığınızda güvenilir

Detaylı

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler

GÜNAH ve İSTİĞFAR. Israr etmek kişiyi nasıl etkiler GÜNAH ve İSTİĞFAR Israr etmek kişiyi nasıl etkiler Peygamber (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Hiçbir küçük günah yoktur ki, ısrarla işlenilmeye devam edildiği halde büyümesin. Ve

Detaylı

Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır.

Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır. KUDDÜS Kelime anlamı itibarıyla kudsi,mukaddes,bütün kusur ve noksanlıklardan uzak,pâk ve temiz olan anlamınadır. Hz.Ali-nin kullandığı altı isimden biridir. Sabah ve akşam namazından sonra 33 defa okunmasının

Detaylı

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN IÇERIK ÖNSÖZ 13 Giriş DİN VE AKAİT Günümüzde Din Algısı Sosyal Bilimcilere Göre Din İslam Açısından Din Dinin Anlam Çerçevesi İslam Dini İslam ın İnanç Boyutu Akait İman İman-İslam Farkı İman Bakımından

Detaylı