Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 236-258"

Transkript

1 Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s Abdulkadir GÜL 1 DERSİM BÖLGESİNDEKİ FEODAL YAPI HAKKINDA BAZI DEĞERLENDİRMELER Özet Bu çalışmanın giriş kısmında, feodalitenin kuramsal çerçevesine kısaca değinildi ve Osmanlı tımar sistemi ile feodal yapı arasında ilişkinin olup olmadığı izah edildi. Dersim de uygulanan idari yapılanmanın, feodal düzenin oluşumuna katkısının ne düzeyde olduğu irdelendi. Feodal yapıya zemin hazırlayan, bölgenin kendine mahsus coğrafi durumu, üretim ve tüketim ilişkileri, ulaşım ve haberleşme, artık ürün, aşiret örgütlenmesi, siyasal durum, Kızılbaşlık, ötekileşme, bu düzenin değirmenine su taşıyan ve bir geçim kapısı olan eşkıyalıkla ilişkisi sorgulandı. Dersim de meskûn topluluklar ve bunların sosyal örgütlenme şekillerine değinildi. Ayrıca Dersim de hanedan, ağa ve seyyidler gibi yerel güçlerin, devlet erkini de arkalarına alarak feodal düzeni nasıl derinleştirdikleri anlatıldı. Batı feodalizmi, ilave olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu da Sünni gruplar arasında görülen feodal düzenin, Dersim de hâkim olan feodal yapısı mukayese edildi, benzeyen ve benzemeyen yönleri ortaya konuldu. Hatta Dersim in değişik bölgelerinde görülen feodal yapıdaki farklılıklar ve bunun gerekçeleri belirtildi. Çalışmada elde edilen bulgular, sonuç kısmında maddeler halinde sunuldu. Anahtar Kelime: Aşiret, Feodalite, Osmanlı, Eşkıyalık, Dersim. SOME CONSIDERATIONS ABOUT FEODAL STRUCTURE AT DERSİM REGION ( From Ottoman to Republic ) Abstract In the introduction part of this study, the theoretical framework of feudalism was mentioned briefly and it was explained if there is a relationship between Ottoman land-grant system and feudal structure or not. The contribution of the administrative structure applied in Dersim to the formation of the feudal system 1 Dr., Erzincan Üniversitesi, Sosyal Bilgiler ABD, agul@erzincan.edu.tr

2 237 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler 1.GİRİŞ was explained. The proper geographical status of the region which paved the way for feudal structure, production and consumption relations, transportation and communication, waste product, tribal organizations, political situation, Alawism, othering and the relationship between the banditry which is a livelihood and carries water to the mill of this order were questioned. The residential communities in Dersim and their forms of social organization were mentioned. It was also explained how local powers such as dynasties, aghas and sayyids deepen the feudal system by receiving government support. Western feudalism, additionally feudal order seen in Sunni groups in eastern and southeastern Anatolia and feudal structure prevailing in Dersim were compared, similarities and differences were revealed.. Besides, differences of feudal structures seen in different regions of Dersim and their reasons were stated, The results obtained were itemized in the conclusion Keywords: Tribe, Feudalism, Ottoman, Banditry, Dersim Feodalite Kuramsal Çerçeve: Birisine tabi veya bağlı olmak anlamına gelen feodalite sözcüğü Latince feodalis sıfatından gelmekte olup, bu kavramın kökeni Orta Çağa kadar uzanır. 2 Feodalite, küçük toprak parçaları üzerinde, çoğu aynı soydan gelen senyörler arasındaki kişisel bağlılıklarıyla birlikte, hem siyasi iktidarını hem de ekonomik varlığını oluşturdukları düzenin adıdır. 3 Feodal düzende senyörler, hem büyük toprak sahibi, hem yönetici, hem hâkim, hem oranın güvenliğini saylayan kişilerdir. 4 Bu düzenin Orta Çağ da Avrupa da ortaya çıkmasının sosyal, siyasi ve iktisadi birçok sebebi vardır. Gerçekte Ortaçağ Avrupa sında devletleşme sürecinin yeteri kadar gelişmemesi, insanları can ve emniyetleri ve iaşelerinin temin için sığınaklar aramak zorunda bırakıyordu ve işte bu zorunluluk feodal yapının oluşması besledi. 5 Feodalitenin kurumsal olarak ortaya çıktığı yer Frank Karolenj İmparatorluğu nun yıkılmasından sonraki sürece rastlar. Bu nedenle Fransa, feodalizmin anayurdu kabul edilir. Özellikle İskandinav ve Macar saldırıları neticesinde feodal düzen Avrupa da şekillenmeye başladı. 6 Feodal yapı Fransa dan sonra İngiltere ve İtalya da yayıldı. Feodal toplum düzenine Batı Roma İmparatorluğu nun yıkılışı ve Cermenlerin büyük etkisi vardır. Roma İmparatorluğu nun yıkılmasıyla beraber büyük topraklara sahip Cermen aşiretleri, bu toprakları yönetecek bilince sahip değillerdi. 7 Bu vesileyle, topraklar savaş şefleri arasında bölüştürerek feodal toplumun önünü açıldı. 8 Bu feodal güçler, malikânelerde oturur ve bir takım askerî gruplarla işbirliği yaparak şövalye unvanını aldılar. 9 Bu gruplar ellerinde bulunan, geniş topraklarda, yarı köle 2 Marc Bloch, Feodal Toplum, (çev: Mehmet Ali Kılıçbay), Savaş Yayınları, Ankara 1983, s Maurice Duverger, Siyaset Sosyolojisi,, (çev: Sirin Tekeli), Varlık Yayınları, İstanbul 1995, s Orhan Hançerlioğlu, Toplum Bilim Sözlüğü, Remiz Kitapevi, İstanbul 1986, s Bloch, Feodal Toplum, s Bloch, Feodal Toplum,, s Mehmet Ali Kılıçbay, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim Tarzı, Elif Yayınları, Ankara 2010, s Bloch, Feodal Toplum, s Kılıçbay, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim Tarzı, s.81.

3 Abdulkadir Gül 238 biçiminde ki köylüleri toprak üzerinde çalıştırılarak, feodalizmin oluşmasının diğer ayağını oluşturdular. 10 Böylece ilkel toplumdan feodal topluma giden süreç tamamlanmış oldu. 11 Osmanlı Tımar Sistemiyle Feodalite Arasındaki İlişki Var mıdır? Osmanlı taşra teşkilatı veya diğer adıyla eyalet yapılanması, tek tip ve yekpare değildir. Devletin sınırları yükselme döneminde çok geniş bölgeleri içerisine almıştır. O devrin şartları içerisinde, ulaşım ve haberleşme alt yapısının yeterli seviyede olmaması, değerli madenlerin azlığı, bürokratik kadroların dar ve yetersizliği, tarım toplumunun hâkim olması gibi daha birçok sebep, taşra yönetim modellerini şekillendiren başlıca etkenlerdir. Taşra yönetiminde, Osmanlı kendisinden önce Anadolu Selçuklular, Doğu Roma 12, İlhanlılar, Akkoyunlu, Memluklu veya Balkan devletlerindeki 13 yönetim uygulamalarından da etkilenerek, kendisine mahsus bir idari mekanizma tesis etti. 14 Bu mekanizmanın temeli toprağa dayalıydı. Osmanlı taşra idaresinde yaygın olarak salyanesiz ve salyaneli şekilde eyalet modelleri oluşturuldu. Salyaneli eyaletler ve diğer taşra yönetim modelleri, bu çalışmanın sınırlarının dışındadır. Bizim üzerinde duracağımız salyanesiz eyaletlerde uygulanan tımar sistemidir. Tımar, Osmanlı Devletinde geçimlerini veya hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere, bir kısım asker ve memurlara muayyen bölgelerden kendi namlarına tahsil salahiyetiyle tahsis edilmiş vergi kaynaklarına ve bu amaçla tahsis edilen gelir kaynaklarından senelik geliri yirmi bin akçeye kadar olan askeri dirliklere verilen isimdir. 15 Tanımı yapılan bu toprak uygulamasında güçler ayrılığı esas olup, belirli aralıklarla da yapılan tahrirler ile denetlenmiş, vergi kaynakları ve mükellefiyetler güncellenmiştir. Ayrıca çıkarılan kanunlarla da idareci ve köylülerin sorumluluklarının sınırları belirlenmiştir. 16 Tımar sistemi Osmanlı Devletinin her yerinde aynı şekilde uygulanmamıştır. Tımarın muhtelif türleri olduğu gibi, zaman içersin de az da değişime uğramıştır. Hatta Mısır, Yemen, Cezayir gibi yerlerde bu sistem hiç uygulanmamıştır. Salyanesiz eyaletler içesindeki hükümetlik sancaklarda tımar sistemi görülmez. Balkanlarda, Akkoyunlu veya Memlukluların hâkim olduğu topraklarda, eski feodal benzeri uygulamalar, tımar sayesinde, sistemi içerisinde eritmeye çalışmıştır. 17 En nihayet tımarlı sipahi ile köylü arasındaki ortak nokta, senyör ile serf arasında yoktur. O ortaklık ise sipahinin asker veya memur olarak padişaha hizmeti ve karşılığında devlet 10 Murat Özyüksel, Feodalite ve Osmanlı Toplumu, Derin Yayınları, İstanbul 2007, s Özyüksel, Feodalite ve Osmanlı Toplumu, s Mehmed Fuad Köprülü, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri, Akçay Yayınları, İstanbul Halil İnalcık, Stefan Duşan dan Osmanlı İmparatorluğuna: XV. Asırda Rumeli de Hıristiyan Sipahiler ve Menşeleri, Osmanlı İmparatorluğu, Toplum ve Ekonomi, Eren Yayıncılık, İstanbul 1993, s Halil İnalcık, Osmanlıda Raiyyet Rüsümu,Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, Eren Yayıncılık, İstanbul 1993, s Nicora Beldiceanu, XIV. yüzyıldan XVI. yüzyıla Osmanlı Devletinde Tımar, (çev: Mehmet Ali Kılıçbay), Teori Yayınları, Ankara 1985 s ; Ömer Lütfi Barkan, Tımar İ.A, M.E.B. Yayınları, Cilt:12/1, İstanbul, 1993, s İnalcık, Osmanlıda Raiyyet Rüsümu, s Ömer Lütfi Barkan, Feodal Düzen ve Osmanlı Tımarı Hacettepe Üniversitesi Türkiye İktisat Tarihi Semineri, (8- l0 Temmuz 1973), (editör: Osman Okyar-Ünal Nalbantoğlu) Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara 1975, s. 877.

4 239 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler gelirlerinden yararlanma hakkını elde etmesi olarak ifade edilebilir. 18 Köylüde devlet toprağını tasarruf etmesinden dolayı, kanunla belirlenmiş yükümlülükleri yerine getirirdi. 19 Osmanlı Devletindeki toprak yönetimiyle, batıdaki feodal sistem arasında tarihî, hukukî, iktisadî ve toplumsal yönlerden bariz farklar vardır. Osmanlı tımar sistemi çok kuvvetli merkezi bir devletin idare ettiği soy aristokrasisine dayanmayan daha çok bir vergi toplama sistemidir. 20 Ancak bu tımar sisteminin detayları, burada izah edilemeyecek kadar girift bir konu olup, XVII. yüzyılın başlarından itibaren, tımar kademe kademe işlerliğini kaybetmiştir. Bu sistemin yerini mukataa uygulamaları almıştır. Devletin uygun gördüğü her türlü zirai, ticari ve sınai kuruluşu mukataa konusunu teşkil edebilirdi. Devlet kendi gelirlerini toplamak için ayrı bir teşkilat kurma külfetine katlanmadan bu gelir kaynaklarını belirleyip sınırlayarak mukataa haline getiriyor ve bu işi çoğunlukla özel teşebbüse bırakıyordu. 21 XVII. yüzyıl sonlarına kadar sanaî işletmelerinin mukataa halinde idaresi söz konusu iken, hazinenin mali sıkıntıya girdiği dönemlerde yüksek gelir getiren tımar ve zeametler mahlûl kaldıkça, iltizam edilmeye başlandı, giderek yeni vergiler ihdas edilerek iltizam konusu yani mukataa kapsamı genişletildi. 22 Devletin hazine elindeki boş toprakları mukataaya vermesi sonucu zengin ve nüfuzlu kişiler birçok köyü ele geçirdiler. 23 Hâlbuki evvelce mukataanın sahibi köylü idi. Yani tapu sistemiyle köylü toprağı devletten irsi olarak kiralamış sayılırdı. Mukataa sisteminde ise, toprağın tasarruf hakkını elde etmiş olan ağalar devreye girmişti ve köylü onlara da rant ödemek zorunda kalmıştı. Geniş mukataa topraklarını ele geçiren ağalar, zamanla vergilerin toplanması, asker yazılması ve asayişin sağlanması konularında da idari görevler yüklenmişlerdir. Böylece klasik Osmanlı merkeziyetçi rejimin etkinliği azaldı ve feodalleşme kendisini hissettirmeye başladı. 24 Son dönemde Osmanlıda taşra teşkilatında yaşanan önemli hadiselerden biriside, toprak sistemindeki köklü değişimlerdir. Mirî arazi sistemi, XIX. yüzyılda daha derinden çözülmeye devam etti. Özellikle 1858 Arazi Kanunnamesi toprak sistemini yeniden düzene koyma gayretiydi. 25 Bu düzenlemeyle devlete ait toprakların bir kısmı, yerel güçlerin elinde toplandı. Böylece toprak ağalığı ortaya çıktı ve hızla gelişti. 18 Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ , (çev: Ruşen Sezer), Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2009, s Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi, (çev: Halil Berktay), Eren Yayıncılık, Cilt:2, İstanbul 2000, s Özyüksel, Feodalite ve Osmanlı Toplumu, s Erol Özvar, Osmanlı Maliyesinde Malikâne Uygulaması, Kitabevi Yayınları, İstanbul 2003, s.2-3. Ayrıca mukataa sistemi hakkında bkz. Baki Çakır, Osmanlı Mukataa Sistemi, (XVI-XVIII. Yüzyıl), Kitabevi Yayınları, İstanbul 2003, s Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadi Tarihi , Gerçek Yayınevi, İstanbul 1993, s Halil İnalcık, Devlet-i Aliyye Osmanlı İmparatorluğu Üzerine Araştırmalar I, Türkiye İş Bankası Yayınları, İstanbul 2009, s Mehmet Genç, Osmanlı Maliyesinde Malikâne Sistemi Türkiye İktisat Tarihi Semineri, Metinler-Tartışmalar (8- l0 Temmuz 1973), (editör: Osman Okyar-Ünal Nalbantoğlu), Hacettepe Üniversitesi Yayınları, Ankara 1975, s Ömer Lütfi Barkan, Türk Toprak Hukuku Tarihinde Tanzimat ve 1274 (1858) Tarihli Arazi Kanunnamesi, Tanzimat I, Maarif Matbaası, İstanbul 1946, s

5 Abdulkadir Gül DERSİM DE FEODAL YAPININ OLUŞMASI a. Dersim de Uygulanan İdari Yapının Feodal Düzenin Oluşmasına Katkısı Dersim havalisi Anadolu ya hâkim olan birçok devlet tarafından tamimiyle kontrol altına alınmış bir bölge değildi. Selçukluların ve ondan sonra Doğu Anadolu bölgesine hâkim olanların dahi tam anlamıyla devlet düzen kuramadığı yerlerin başında Dersim gelmekteydi. Dersim e bu özelliğini coğrafya sunmuştur. Dersim in bu yapısı, bölgede hâkimiyeti tesis etmeye çalışanlar açısından olumsuz bir durum sergilerken, devlet denetimine girmek istemeyenler açısından da avantaj sağladı. Aslında Dersim tarihi hep bunun kavgası ve hikâyesinden oluşur. Bölgede meskûn aşiretler, kendileri açısından güvenli bir mıntıka olduğu için, daha erken dönemlerde konar-göçer hayattan vaz geçip, yerleşik hayatı tercih ettiler. 26 Ancak ekilebilecek arazinin yetersizliği ve hayvancılığında istenilen seviyede yapılamaması, mevcut nüfusu ve hele artan nüfusun beslenmesini çok zor hale getirdi. Bu durum Dersim de ziraat, hayvancılık, sermaye oluşumu ve buna bağlı zanaat sektörünün gelişmesine de imkân tanımadı. Yeteri düzeyde geçim ve iaşe temin etmenin tek çıkar yolu, talan ve yağma Dersim de kaçınılmaz bir yöntem oldu. Akkoyunlu Devletinden devralınan bölgede, Osmanlı döneminde de Akkoyunlu beylerinin etkinliği sürdü. Bitlis emiri Şerefhan tarafından yazılan Şerefname ye göre, Dersim bölgesi Akkoyunlu hanedan üyelerinin yönetimi altındaydı. 27 Bu esere göre örneğin Pazuki aşiretinin reisi Halid Bey Kiğı sancağını idare etmekteydi. Yine aynı esere göre, soyları Saltukoğulları hanedanlığına dayanan Pir Hüseyin, Çemişgezek sancağını hâkimiydi. Zaten sonraki dönemlerde, Dersim bölgesinin idaresi, neredeyse tamamen Pir Hüseyin in çocuklarına bırakıldı. Bundan dolayı Dersim bölgesi, Pir Hüseyin Bey ülkesi olarak da bilinmekteydi. 28 Osmanlı fethiyle birlikte bölgede, Çemişgezek Sancağı olarak adlandırılan bir idari yapılanmaya gidildi. 29 Bu idari yapılanma, bilenen klasik sancaklardan farklı olarak, yurtluk-ocaklık sancaklar statüsündeydi. 30 Bu sancak türünün en belirgin özelliği, yerel hanedan veya beyler, yönetici olarak tayın edilerek, zaten önceden mevcut olan güçleri meşrulaştırıldı. Bu yönetim anlayışı, Dersim de feodal bir yapının oluşmasına zemin hazırlayan etkenlerden birisi oldu. 31 Bu sancaklarda, bu yerel beyler azl ve nasb kabul etmezdi. 32 Sancakbeyliği belli bir ailenin elindeydi. Beyler öldüklerinde veya hizmette kusurları görüldüğünde, sancaklar vali arzı ile 26 BOA. TD.64,164. vb. 27 Şeref Han-ı Bitlisi, Şerefname, Kahire 1930, s.431.vd. 28 Şerefname, s.218.vd. 29 Mehmet Ali Ünal, Çemişgezek Sancağı, TTK. Yayınları, Ankara 1999; Dündar Aydın, Erzurum Beylerbeyliği ve Teşkilatı Kuruluş ve Genişleme Devri ( ),(Basılmamış Doktora Metninden), Erzurum 1972, s Yaşar Yücel, Osmanlı İmparatorluğu nda Desantralizasyona (Âdem-i Merkeziyet) Dair Genel Gözlemler, Belleten, Cilt: XXXVIII, (Yıl: 1997)No.152, s Ömer Toraman, Tanzimat ın Yurtluk-Ocaklık Ve Hükümetlik Sancaklarda Uygulanması ( ), (Basılmamış Doktora Tezi), Elazığ 2010, s.7-8; Orhan Kılıç, 18. Yüzyılın İlk Yarısında Osmanlı Devleti nin İdari Taksimatı- Eyalet ve Sancak Tevcihatı, Ceren Matbaacılık, Elazığ 1997, s Toraman, Yurtluk-Ocaklık Ve Hükümetlik Sancaklarda Uygulanması ( ), s.7-8. Kılıç, Eyalet ve Sancak Tevcihatı, s

6 241 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler evlat ve akrabalarına verilir, aile dışından kimseye tevcih yapılmazdı. 33 Bu yönetim modeli, zaten aşiret yapılanmasının hâkim olduğu ve coğrafyasının da çetin bir durum arz ettiği Dersim de, yerel birer güç olan ağa ve hanedanların etkisini oldukça artırdı. 34 Çemişgezek tahrir defterlerinde zeamet gelir ünitelerinin, bu beylerin evlatlarına ve akrabalarına verildiği görüşümüzü destekler niteliktedir. 35 Zaman içerisinde yurtluk-ocaklı sistemi tasfiye olmuş ise de yerel aktörler hep aynı kaldı, hatta güçlerini iyice artırdılar. Dersim in idari yapısı, sosyal durumu ve demografik özellikleri, Osmanlı nın fethinden sonra, yaşanan geniş çaplı siyasal hadiselerden etkilendi ve şekillendi. Doğu Anadolu da daha XVI. yüzyıldan itibaren, sürekli yaşanan savaş, yağma ve talanlardan dolayı bölge meskûnları, daha güvenli yerlere göç etmek veya kaçmak zorunda kaldılar. İşte Dersim, kaçan bu grupların sığınak ve saklanma noktalarından birisi oldu. Çemişgezek tahrirlerinde bölgede, Kızılbaş nüfusla beraber, yoğun Ermeni nüfusunun meskûn olması, yaşanan bu siyasal hadiselerin bir sonucu olsa gerektir. 36 Sonraki sayımlarda Dersim de, Ermeni nüfusun giderek azalması, savaşlar sonrası sağlanan huzur ortamıyla izah edilebilir. Osmanlı, İran ile olan savaşlarda Sünni ideolojinin temsilcisi olarak ortaya çıktı ve Doğu ve Güneydoğu Anadolu daki birçok Sünni Kürt aşiretini saflarına kattı. Hatta İran ın bu bölgeler ve iç taraflardaki Kızılbaş gruplarla irtibatını kesmek için Sünni Kürt aşiretleri, Kars, Erzurum, Bayezid ve Van hattı boyunca yerleştirdi. 37 Osmanlı Devleti bu şekilde, Anadolu daki Kızılbaş gruplar üzerinde hâkimiyet tesis etmek gayretinde oldu ve bunları ötelerken, Ermeni veya diğer zimmi nüfusu yönetimine ısındırmaya çalıştı. Bu stratejinin sonucu olarak Dersim gibi dağlık alanlar Kızılbaş gruplar için sığınak alanı hale gelmiştir. Bu şekilde Doğu Anadolu nun içeresinde bir ada gibi bulunan Dersim bölgesi, Sünni kuşak tarafından çevrelenmiştir. 38 Bu süreçte, sürekli askeri teftişlere maruz kalan Dersimdeki aşiret üyeleri can ve mal güvenliklerinin temini maksadıyla ağa ve hanedanlara sığınmışlar ve bu durum da feodal yapının oluşmasına etki eden diğer bir nedendir. Osmanlı Dersim e hâkim olduğu XVI. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren, zaman içeresinde merkezi erkini kaybetmeye başladı. Daha XVII. yüzyılın başlarından itibaren bölgede, güvenlik meselelerinden dolayı, külliyatlı nüfus sayımları yapılamadı, ancak parça parça belirli kazaları içeren sayımlar tamamlandı. 39 Devlet artık, bölgeden asker almayan, vergi toplayamayan ve güvenliği tesis edemeyen bir konuma düştü. 40 Bu durumun derinleşerek XIX. yüzyılın sonlarına kadar devam ettiği görülür. Yaklaşık 300 yıl devlet erkinin istenilen düzeyde olmadığı Dersim de, otorite boşluğunu, aşiret reisleri ve hanedanlar sayesinde doldurdu. Tanzimat la beraber başlayan merkezileşme gayretleri, aşiret reisleri tarafından büyük tepkilerle karşılandı 33 M. Ali Ünal, XVI. Yüzyılda Palu Hükûmeti, XI. Türk Tarih Kongresi (Ankara: 5-9 Eylül 1990) Kongreye Sunulan Bildiriler, Cilt: III, IX. Dizi-Sayı. 11, Ankara 1994, s Toraman, Tanzimat ın Yurtluk-Ocaklık Ve Hükümetlik Sancaklarda Uygulanması ( ), s Ünal, Çemişgezek Sancağı, s BOA. TD. 64, 164.vb. 37 Bu dönem Türkmenlerin bu bölgeleri boşaltıp İran içlerine gitmeleri üzerine yerlerine Osmanlı Sünni siyasetinin bir tezahürü olarak Diyarbekir ve havalisinden Zilan, Milan, Celali, Kaskanlı ve Camadanlı gibi Kürt aşiretleri sürgün yoluyla yerleştirmiştir. BOA. MD. 36, s.115, (13 Nisan 1579). 38 Fazıl Paşa layihası, BOA. İ.MMS.68/3183. (23 Kasım 1880).vb. 39 BOA. A.MKT. MHM.389/90; DH. MKT.1393/106;1719/43.vb. 40 BOA. DH. MKT.1363/23. vb.

7 Abdulkadir Gül 242 ve bu siyasetten dolayı büyük çatışmalar yaşanmaya başladı. 41 Bu durum karşısında, devlet, idari alandaki yapılanmayı, zaten önceleri iktidarını devrettiği, bu yerel güçleri muhatap alarak sürdürmek mecburiyetinde kaldı. Dersim in modernleşme dönemi idari yapılanması, klasik dönemden 42 de pek farklı olmadan varlığını korudu. Dersim Sancağının ana kütlesi Pülümür, Kızılkilise, Mazgird, Çemişgezek, Çarsancak, Ovacık ve Hozat tan oluşur. 43 Bu idari yapılanma İç Dersim ve Dış Dersim olmak üzere iki önemli mıntıkaya ayrılmaktaydı. İç Dersim; esas itibarıyla Munzur vadisi ile Pülümür vadisi arasında kalan dağlık alandı 44. Bu saha güneyde bugünkü Tunceli il merkezinin hemen kuzeyine kadar uzanıyordu. İç Dersim in bir diğer adı da Asıl Dersim dir. Kayıtlarda Asıl Dersim ile Hozat, Mazgirt, Kızılkilise, Ovacık ve Pülümür Kazaları kast edilmekte ve aşiretlerin yerleştiği bölge olarak burası tanımlanmaktadır 45. Bu bağlamda Dersimli, Dersim ekrâdı ve cebel-i Dersim ahalisi olarak adlandırılan halkın büyük kısmı da Pah, Kızılkilise, Köşer Dağı, Darboğaz ve Dere Nahiyesi ile Hıran bölgelerini içerisine alan bölgede meskûndular 46. Dış Dersim e gelince, bu merkezî alanın hemen çeperinde bulunan sahayı ifade eder. Bugünkü Pertek, kısmen Hozat ın güneyi, Çemişgezek, Pülümür ün Erzincan ve Erzurum a bakan yöreleri, Nazımiye ile Kiğı arasında kalan saha Dış Dersim e dâhil edilmektedir. Dersim in bu bölümünde ağırlıklı olarak Türk hanedanları hâkimdi ve bunlar devlete daha fazla bağlıydılar 47. İkinci Dış Dersim ise, Dersim e kısa dönemler şeklinde bağlanan idari üniteler olup, Gercanis, Kemah, Koçgiri, Kuruçay ve Kemaliye (Eğin) kazalarından oluşur. Söz konusu yerlerin Dış Dersim den temel farkı, uzun dönemler şeklinde Dersim e bağlı olmamalarıydı. Çünkü söz konusu yerleşmeler, coğrafi, sosyal ve ekonomik açıdan ana kütleden, yani Dersim den farklıdır 48. Bölgede nefs 49 yani şehir olarak adlandırılan bir yerleşim birimi gelişmemiştir. Sonradan Dersim Sancağının merkezi olan genellikle Hozat, kısa dönemler şeklinde Çemişgezek, Peri ve Pertek kasabaları hariç, kasaba olarak gelişmiş bir yerleşim birimi bulunmamaktaydı 50. Bu durum idari, eğitim, sosyal ve ticarî açıdan bazı problemleri de beraberinde getirdiği görülür. 41 Halil İnalcık, Tanzimat ın Uygulanması ve Sosyal Tepkileri, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi, Eren Yayıncılık, İstanbul 1993, s Klasik dönem: Dersim bölgesinde Çemişgezek, Sağman, Pertek, Kiğı, Kuzucan, Mazgirt yurtluk ve ocaklık şeklinde idare edilen sancaklardı. Başlangıçta bu idari ünitelerin büyük kısmı Diyarbakır eyaletine bağlı iken, sonradan Pertek, Sağman, Çemişgezek, Kuzucan, Mazgirt sancaklarının kısa dönemler halinde Erzurum eyaletine bağlandığı görülür. 43 BOA. İ.DH. 1026/80927; DH. MKT. 1481/84. vb. 44 BOA. Y. EE. 132/39; Y. PRK. AZJ. 33/ BOA. İ.MMS.68/31338.vb. 46 BOA. İ.DH. 1467/1.vb. 47 BOA. Y. EE. 132/39; Y. PRK. AZJ. 33/ BOA. EV. d ; NFS. d. 2626; ML. MSF. d.13076; 13670; C. DH. 92/4596. vb. 49 Bir idari bölgede, şehir veya kasabayı ifade eden bir tabir. 50 BOA. TD.64, 164.vb.

8 243 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler Bu idari yapılanmada kazalara bağlı nahiyelerin sınırları, aşiretlerin hâkimiyet alanları esas alınarak çizilmiştir 51. Bu durum batı feodalitesindeki feodallerin kendi sınırlarını belirlemesine benzemektedir. Devlet, yeni idari düzenlemede her ne kadar, merkezi bir yönetim tesis etmek istese de, bölgede yine aşiretlerin etkinlik alanları hesaba katarak, nahiyeler oluşturdu. Bu nahiyelerin başına müdür olarak aşiret ağaları getirdi ve bu yöneticilere maaş bağlamak mecburiyetinde kaldı. Osmanlı yöneticileri kaleme aldıkları raporlarda, Dersim in huzur, güvenliği ve ıslahı için yerel güçlerin yönetime dâhil edilmesi gerektiğinden bahsetmişlerdir 52. Tıpkı aşiretlerin iskân oldukları yerlerin sınırlarının keskinliği gibi, çevre bölgelere yapılacak soygun ve çapullarda da, her bir aşiretin mıntıkası ve hisseleri belirliydi 53. Bir aşiretin başka bir aşiretin soygun alanına girmesi, aşiretler arasında çatışmaya sebep olmaktaydı. Uygulamalar bu açıdan da tam bir batı feodal yapının özelliklerini sergilemekteydi. Bahsedilen İç ve Birinci Dış Dersim 1892 yılında yapılan hesaplamaya göre yüz ölçümü 14 milyon dönümdür. Bu arazinin 8 milyon dönümü dağlık alanlardan oluşur, 560 bin dönümü otlak, 150 bin dönümü ormanlık ve 5 milyon dönümü ekilebilir arazidir 54. Ekilebilen arazinin 1,5 milyon dönümü üzerinde ekim yapılmakta ve bu ekilen arazinin çok büyük kısmı Dış Dersim denilen kesimde bulunmaktadır. Doğal olarak İç Dersim ağırlıklı olarak dağlık, ormanlık ve otlaklardan oluşmaktadır. Bu durum bölgenin ekonomik aktivitelerini ve sosyal yapısını etkilemiştir. Bu arazi yapısı, Dersim de fakirliğin kaynağıdır. Fakirlik ve iaşeye ulaşma zorluğu, feodal düzenin ve soygunculuğun Dersim de kurumsallaşmasına imkân tanımıştır 55. Tarihi süreçte, İç Dersimdeki yerleşmeler, küçük köyler ve mezralar en az 2-3 ve en fazla geçmeyen haneyi birimler olarak şekillenmiştir 56. Bu iskân durumu, XIX. yüzyılın sonuna kadar devam ettiği görülür 57. Arazi çalışmaları esnasında, bölge insanlarıyla yapılan mülakatlardan anlaşıldığı kadarıyla, iki nesil öncesine kadar, istisnasız bütün Müslim veya Gayr-i Müslim köyler, az nüfus barındıran iskân birimleri olup, iç içe girmiş ve kümelenmiş evlerden ibarettir. Evlerin pencereleri oldukça küçük, köy içerisinde sokak yok denecek kadar azdır. Bu şekliyle köyler, suru olmayan birer kale görünümündedir. Hatta bazı Ermeni köylerinde evler, bir ev olmaktan ziyade mağara hükmünde, oldukça iptidaî meskenlerdi. Ayrıca yapılan diğer tasnif şekli ise, bölge halkının devlete olan duruşuyla ilgilidir. Raporlarda İç Dersim haklı için ahali-i gayr-i mutia (itaatsiz halk), Dış Dersim için ise ahali-i mutia (itaat eden halk) şeklinde ifade edilmiştir 58. Aynı coğrafyanın birbirine çok yakın, ancak farklı toplumsal refleksler gösteren grupları barındırdığı önemli bir olgudur, bu meselenin cevabını ise kültürel coğrafya vermektedir. İç Dersim ile Dış Dersim arasındaki bu belirgin fark, insan-çevre etkileşiminin dolayısıyla kültürel coğrafyanın en güzel örneklerinden birini vermektedir. Tarım faaliyetlerinin yaygınlığı, 51 BOA. İ.DUİT. 19/20.Lef.1,2; İ.ŞD. 70/4126. Lef.3; A.MKT. MHM. 723/1. Lef.4, 5, Dersim mutasarrıfı İbrahim Hakkı Bey in layihasında nahiye müdürlerinin her birine 400 kuruş maaş bağlanmasını teklif etmiştir. Y.PRK. UM. 32/92.vb. 53 BOA. C. DH. 286/14257; 331/16543; 86/4293; 62/3088; C. ZB. 34/1697; 41/2047.vb. 54 Naşit Hakkı Uluğ, Tunceli Medeniyete Açılıyor, Kaynak Yayınları, İstanbul 2007, s Hüseyin Şükrü nün Layihası, BOA. Y.PRK. UM. 32/ BOA. TD. 64, 164, Heyet-i Islahiye Layihası, BOA. Y.PRK. KOM.7/59. (3 Za. 1307). 58 BOA. Y. PRK. SGE. 7/16; Y. PRK. UM. 32/92.vb.

9 Abdulkadir Gül 244 ulaşım imkânlarının uygunluğu ve buna bağlı olarak geçim araçlarının daha gelişmiş olması, Dış Dersim de yaşayan ahaliyi devletle uyumlu hale getirmiştir. Çünkü üretim ve ticaret için güvenlik zaruridir; güvenlik ise devletin birkaç asil görevinden biridir. İç Dersim ise daha çok dağlık, tarıma elverişsiz arazilerden oluşan bir yapıya sahiptir ve geçim son derece zordur. Diğer taraftan sosyal yapı itibariyle Dış Dersim, yoğunlukta Türk-Sünni, Gayr-i Müslim (ağırlıklı olarak Ermeni) İç Dersim ise Zaza-Kızılbaş ve az miktarda Gayr-i Müslim bulunmaktaydı. Ancak bu kimlikler, İç ve Dış Dersim ayırımını tek başına izah edebilecek unsurlar da değildi 59. Öncelikle Kızılbaş kitleler Anadolu nun birçok yerinde de vardır; ancak hiçbiri Dersim deki sosyal davranışları göstermemektedir. Diğer taraftan Çemişgezek, Çarsancak veya Pertek taraflarında yerel güç olarak İç Dersim dekine benzer feodal yapının hâkim olduğunu ve birçok hanedan ailesinin bulunduğunu bilmekteyiz 60. Bu tarz feodal yapı, Kemah ve havalisinde de sosyal, idari ve iktisadi bir olgu olarak imparatorluğun sonuna kadar varlığını devam ettirdi 61. Coğrafya ve buna bağlı sosyal ve ekonomik yapılar, bu yaşam biçimini zorunlu kılmıştır. Hatta kısmen İç Dersim deki Ermeniler, aşiret yapısı içerisinde varlıklarını devam ettirmek mecburiyetinde kaldılar 62. Osmanlı aslında Dersim e hakim olduğu ilk dönemden itibaren pragmatik bir siyaset takip etmiştir. Devletin asıl gayesi, bölgedeki feodaliteyle mücadele etmek değildi. Devlet bölgede, mükellefiyetlerin icrasını ve güvenliği tesis etmek istedi. Bu maksatla merkezi iktidar, modernleşmeyle beraber bölgede devlet düzenini kurmak gayretindeydi. Problemde tam buradan çıktı. XIX. yüzyılın sonlarında devlet Dersim de erkini daha fazla artırmak için, bir adım daha ileri giderek kışlalar 63, hükümet konakları 64, yollar, telgraf hatları, okullar ve mahkemeleri inşa gayretini gösterdi 65. Devlet bu imar ve kurumların tesisinde, bazılarını başardı bazılarını ise başaramadı. Devlet kurmak istediği idari yapının yanı sıra, bölge halkını Sünnileştirme, misyonerlerin faaliyetlerini engelleme ve aşiret yapısını gevşeterek halkı bireyselleştirmek için büyük gayretler sarf etmiş ise de başarısı sınırlı düzeyde kaldı. Devlet, asker almak, vergi tahsil etmek ve güvenliği tesis etmek için yoğun çaba gösterdi, ancak sadece Dış Dersim denilen Pertek, Çemişgezek taraflarında bu maksadına büyük oranda ulaştı. Diğer bölgelere ise hâkim olamadığı gibi feodal düzeni de yıkamadığı görülür. Hülasa daha ilk dönemlerden itibaren, Osmanlı Devleti, merkezden taşraya doğru iktidarını hâkim kılmak ve merkezileşmek gayreti içindedir. Bu merkezileşme gayretleri, coğrafyanın uygun olduğu yerlerde sağlanmış ise de Dersim gibi bölgelerde istenilen sonuçları alınamamıştır. Tanzimat tan sonraki dönem yeni idari yapılanmada ister İç Dersim isterse Dış Dersimdeki yerel güç olan ağa, bey ve hanedanlar devlet mekanizmasında tıpkı eskiden olduğu 59 BOA. Y. PRK. MYD. 15/ BOA. Y. EE. 132/39; Y. PRK. AZJ. 33/ Kemah bölgesindeki en büyük yerel güç Sağıroğlu hanedanlığıdır. BOA. C.DH. 252/12584; MVL. 588/45; A.MKT. DV.198/25. vb. 62 Abdulkadir Gül-Ali Rıza Özdemir, Dersimliler Ermeni mi? XVI. Yüzyıldan Dersim in Nüfus Coğrafyası, İdil Yayınları, İstanbul 2014, s Şubat 1895 tarihinde Hozat taki kışlanın koğuşlarının inşası için kullanılmak üzere oraya 500 adet tahtanın kâfi olmaması üzerine buna ilave olarak 235 adet daha tahta gönderilmiştir. BOA. Y.PRK. UM. 32/92. Lef BOA. DH. MKT. 1424/19; İ.ŞD. 79/4680. Lef.1, 2, 3.vb. 65 BOA. MV. 125; ŞD. 1459/32; İ.MMS. 108/4621. (1306) Lef vb.

10 245 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler gibi, yönetici olma imkânına sahip oldular. Sancağın yöneticisi mutasarrıf hariç, diğer yöneticiler yani kaymakam, kaza ve nahiye müdürleri hep bölge ileri gelenlerinden seçilirdi bu durum feodal liderlere ayrı bir güç ve meşruiyet kazandırdı. Devlet erkini de arkasına alan Dersim deki ağa ve beyler başta Ermeniler olmak üzere 66 diğer ahalinin de elinde bulunan arazileri kendi üzerlerine geçirmek gayretinde oldular. Dersim halkı ağaların zoruyla Hozat, Mazgirt ve Pertek tapu dairelerine gidip, arazilerinin ağalara ait olduğunu söylemek zorunda kaldılar 67. Dersim bölgesinde ekilebilen arazinin yeteri miktarda değildi. Bölgede, Anadolu nun diğer bölgelerindeki gibi büyük toprak ağalıkları şekillenmedi. Ancak buna rağmen mevcut toprakların ağalarının ellerine nasıl geçtiğini şöyle ifade edebiliriz: Çeşitli yollardan hazine topraklarına el koymak, 1915 yılında zorla göç ettirilen (tehcir) Ermenilerin topraklarına konmak, tefecilik yoluyla yoksul köylülerin topraklarını ele geçirmek, güçlü ailelere dayanarak, toprakları zorbalıkla almak, aşiret toprakları ve taşınmazlarının reisler, ağalar, beyler ve dini liderlerin üzerinde bulunması ve rüşvet ve tapu yolsuzlukları gibi yasadışı yollardan bu toprakları ele geçirdikleri söylene bilir 68. Dersim de feodal yapının temsilcileri olan ağalar görünürde devletin hâkimiyetini kabul etmişlerse de en küçük bir anlaşmazlıkta, devletle problemlerini çoğu zaman sulh yoluyla çözme yerine çatışmayı yeğlediler. Çünkü yerel güçler, toplum üzerindeki hâkimiyet ve denetimlerini devlete bırakmak istemiyorlardı. Kontrol ettikleri halkı devletin kontrolüne bırakmak ve devlet kapısında birer paralı memur olmak kendileri açısından kabul edilir bir durum değildi. Uzun yıllar kendi adlarına vergi toplayan, topluma önderlik yapan, davaları konaklarında çözen ve güvenliği yine kapılarındaki adamlarıyla sağlayan, aşiret üyelerinin iaşesini temininde asıl güç bu ağalardı. Bu kişilerin devlete tabi olmaları bütün bu üstünlükleri merkezi iktidara devretmek anlamına gelmekteydi. Devletin iktidarını kabul ettiklerinde ağalar ve onlara bağlı aşiret mensupları, askere gidecek, vergi verecek ve eşkıyalık yapmayacaklardı. Devletin kanunlarına uyacak böyle bir insan profilini, bu dönem Dersim de hayal etmek çok mantıklı ve gerçekçi bir durum değildir. Ancak Dersim de sınırlı sayıda aşiretler devletin kendilerine yüklediği mükellefleri yerine getirmekteyse de, bu durum devamlılık arz etmemektedir. b. Dersim in Toplumsal Yapısı ve Feodal Düzen Dersim in toplumsal yapısı aşiret, kabile ve büyük ailelerden oluşmaktaydı. Bu tabirler bazen birbirlerinin yerine kullanılmıştır. Bu sosyal yapı din, ırk ve mezhebe göre şekillenmemiştir. Bölgede meskûn etnik yapıların sosyal dokularındaki farklılıkları coğrafya belirlemiştir. Bu toplumsal yapının liderleri; ağa, reis ve reis yardımcıları, hanedanlar, dini önderleri; seyyidler, dedeler, papazlar, pirler, mele (molla, monla dan gelme) ve şeyhler (özellikle Sünni gruplar arasında Nakşibendi ve Mevlevi Şeyhleri) aşiret veya kabile aristokrasini oluşturmaktaydılar Dersim ağaları ve Ermenilerin toprak meseleleri için bkz. BOA. İ.MVL.569/25560; 569/25578; 580/26031.vb. 67 Uluğ, Tunceli Medeniyete Açılıyor, s Doğu Perinçek, Toprak Ağalığı ve Kürt Sorunu: Kemalist Devrim: 7, Kaynak Yayınları, İstanbul 2010, s BOA. Y.PRK. UM. 44/80.

11 Abdulkadir Gül 246 Bazen Kızılbaş aşiretlerde, dini liderlik ile aşiret ağalığı aynı kişinin şahsında toplandığı da görülür 70. Aşiret kelimesine etimolojik açıdan bakıldığında, Arapça kökenli bir kelime olup, kabile, oymak anlamına gelmektedir. Dersim de aşiretler, birbirine kan ve akrabalık bağı ile bağlı insanların oluşturduğu topluluktur ve zamanla siyasi bir güç haline gelmişlerdir. Ortak ataya dayalı akrabalık temelinde örgütlenmiş bu yapı, ekonomik bir toprak bütünlüğüne de sahiptir 71. Aşiret terimin çoğulu olan aşira ise aşiretler konfederasyonu karşılığıdır. Aşiret konfederasyonu; birden çok aşiretin bir reisin başkanlığında örgütlenmesini ifade eder 72. Konfederasyonlarda siyasal birlik sadece kandaşlık bağına değil, ortak atalar mitine de dayanır. Bu mit aşiret dışında kalan grupların ana gruplara karşı aidiyet duygusu geliştirmelerinde ideolojik bir işlev görür. Konfederasyonların altı çizilmesi gereken bir özelliği de, dini ideolojinin bu yapıların sürdürülmesinde temel etken olduğudur 73. Dinsel ideoloji konfederasyonun ağa ve reislerine siyasal meşruiyet sağlayan önemli bir aygıttır. Bu aygıt yöneten ve yönetilen sınıflar arasındaki bağların kurulmasında, geliştirilmesinde ve yeniden üretilmesinde otoritenin varlık nedenidir 74. Bu tanımlamalar ışığında şunu çok rahatlıkla söyleye biliriz ki; XVI. yüzyılın sonundan itibaren Dersim de varlığına rastladığımız Kürt aşiretler, Şeyh Hasanlı, Seydanlı ve Desimli/Dersimli aşiretlerinin altında konfedere olmuş, yüzden fazla irili ufaklı aşiret veya kabile bulunmaktaydı 75. Bu aşiret yapılanması, yukarıdan aşağı doğru konfederasyon, aşiret, kabile ve ezbet denilen gruplara ayrılırlar. Genellikle aşiretleri oluşturan kabile veya ezbetler isimlerini ailenin büyünden alırlar ve isimlerinin sonlarında da uşağı tabirini yaygın kullanırlardı. Dersim de kabile veya ezbetler ağırlıklı olarak İç Dersim denilen mıntıkalarında, hanedanlar veya büyük aileler ise Dış Dersim de meskûndurlar. Şeyh Hasanlı, Seydanlı ve Disimanlı aşiret konfederasyonu, bölgeye Osmanlı fethinden kısa bir dönem sonra Malatya ve Gerger den gelmişlerdi 76. Dersim e göçen bu aşiret konfederasyonu, zamanla buradaki Türk hanedan gruplarını Dış Dersim e doğru ittiler 77. Ermenilerin de büyük bir kısmı bu zorunlu yer değiştirmede Türklerle hareket etmek zorunda kaldılar. Bu hanedan aileleri Çemişgezek, Çarsancak, Pertek ve Kemah taraflarındaki ekilebilen arazilerin olduğu bölgelere yöneldiler. Bunlar yeni geldikleri bu yerlerde, çiftlikler oluşturup birçok insanı istihdam ederek güçlerini devam ettirdiler. Bu yaşanan nüfus hareketi, bütün Dersim in güç 70 Kureyşanlı, Şeyh Hasanlı ve Balabanlı gibi aşiretlerin liderleri ağa ve seyyidlik vasıflarını uhdelerinde toplamışlardır. 71 İsmail Beşikçi, Doğu Anadolu nun Düzeni, E Yayınları, Ankara 1969, s Yusuf Hallaçoğlu, Aşiret, DİA, Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1991, s Sait Ebinç, Doğu Anadolu Düzeninde Aşiret-Cemaat-Devlet ( ), (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2008, s BOA. Y.EE.131/32;131/35;11/4;131/33; Y.PRK. UM. 32/108.vb. 75 Gül- Özdemir, Dersimliler Ermeni mi?, s BOA. Y.PRK. SGE.7/16; İ.DH. 1467/1, 3 C Sağıroğlu hanedanlığı için bkz. BOA. C.DH. 252/12584; MVL. 588/45; A.MKT. DV.198/25. vb. Çemişgezek ve Çarsancak hanedanlarından Hacı İshak Paşa ve Osman Paşa ve aileleri için bkz. BOA. İ.DH.1234/96674;DH. MKT. 2656/48. vb.

12 247 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler dengelerini, sosyal ve demografik yapısını derinden etkiledi 78. Artık Dersim de ikinci bir güç olarak Kızılbaş Kürt aşiretleri 79 ve onların yöneticileri sahne almaya başladılar. Dersimdeki Türk hanedan ailelerin çok büyük kısmı, eskiden itibaren asker orijinli ve devlet hizmetinde bulunuyorlardı. Ancak zamanla Dersim de Kürt aşiret liderleri de devlet hizmetini kabul etmişlerdir. XVII-XVIII. yüzyıllar boyunca, Türk hanedanlar ve kısmen Kürt ağalar bölgede voyvodalık yaptılar 80. XIX. yüzyılda ise devletin atadığı yöneticilerin her biri, kendi hâkimiyet bölgelerinde resmiyet kazanarak, ayrı bir yerel güç olarak varlıklarını devam ettirdiler. Dersim e gelen bu Kürt aşiretler zamanla, bölgede bulunan Ermeni ve Türk veya büyük aşireti bulunmayan Kürt grupları kendilerine bağlayıp, bunları kapı halkı, maraba, besleme, yarıcı ve uşak noktasına getirdiler ve ellerindeki arazileri alarak bunları kendilerine iyice bağımlı kıldılar. Bu küçük gruplar hem güvenlik, hem iaşelerinin temini açısından bu uygulamaya rıza gösterip ve zamanla Kürtleştiler. Buna karşılık, Dış Dersimdeki hanedan gruplarının nüfuz alanları, zamanla daralmış ve merkezi otoriteyi daha fazla kabul ederek, feodal yapılarında gevşeme olmuştur. Bu durum onları, Kürt aşiretleri karşısında zayıflatmış, hatta onların zaman zaman çapullarına maruz kaldılar. Bu hanedanlar, devlet ihtiyaç duyduğunda görev verdiği ve Kürt aşiretlere karşı desteklediği, her biri bölgesinde birer hâkim güç olarak varlıklarını Cumhuriyet e kadar devam ettirdiler. Bölgedeki aşiretler yerleşik aşiret düzenine sahiptirler 81. Bu yönüyle Anadolu nun doğusundaki diğer konfedere yapılandan büyük oranda ayrılır. Çünkü arazi genellikler, taşlık ve engebelidir ve artan nüfusu besleyecek tarım ve artık ürünü sağlamak mümkün değildir. Bu durum bölgede dönem dönem kıtlıkların yaşanmasına sebep olmuştur 82. Artık ürünün fazla olmaması zanaat ve ticaretin gelişmesine engel olduğu gibi, şehirleşmenin de önündeki en büyük engellerden biriydi. Diğer taraftan bu aşiretler büyük hayvan sürüleri de besleyemediler. Bunun temel sebebi uzun süren kışlar ve özellikle kar miktarının çevre vilayetlere göre bölgede daha fazla olmasıydı. Bu şartlar altında, çok sayıda hayvanı uzun kış aylarında beslemek mümkün değildi 83. Bu zorunluluk aşiretleri, önce İç Dersim sonra Dış ve İkinci Dış Dersim e yönelik periyodik talan yapmalarına mecbur bırakmıştır ve bu bir hayat tarzı şeklinde gelişmiştir. Bu şartlar karşısında yerleşik hayata geçmiş aşiret mensupları, daha fazla aşiret ağası, hanedan, dede ve seyyidlere bağımlı hale getirmekteydi. İmparatorluk genelinde olduğu gibi XVII. yüzyıldan itibaren, Dersim de de siyasal otoritesinin zayıfladığı söylenebilir. Devlet açısından bu olumsuz süreç, XVIII. yüzyılda da derinleşerek varlığını sürdürdü 84. Bu yüzyılda imparatorluğun birçok bölgesinde ayanlık güçlenmesine 78 BOA. Y.PRK. UM.32/ Osmanlı arşiv kayıtlarında bölgede meskûn aşiretler Ekrad yani Kürtler şeklinde ifade edilmiştir. İç Dersimdeki aşiretlerin çok büyük kısmı Zaza-Kızılbaş, Dış Dersimdekiler ise Zaza-Kızılbaş, Kurmanç-Kızılbaş ve az miktarda Kurman-Sünni gruplar şeklindeydi. 80 BOA. C. DH. 19/924; C. ML./23123; ML. MSF. d ; 13083; 13846; MVL.323/4; C.DH.89/441.vb. 81 BOA. TD. 64, 164, BOA. DH. MKT. 1513/96, 1306/16.Lef.1; İ. HUS. 22/1311/N BOA. İ.DH. 26/ 1324/R Özer Ergenç, Osmanlı Klasik Dönemindeki Eşraf ve Ayan Üzerine Bazı Bilgiler, Osmanlı Araştırmaları, Cilt: 3, İstanbul 1982, s ; Yaşar Yücel, XVII. Yüzyılda Osmanlı İdari Yapısında Taşra Ümerasının Yerine Dair

13 Abdulkadir Gül 248 karşılık 85, Dersim de ise çok kısa bir süre ayanlığa benzer voyvodalık, hemen peşi sıra ağalığın idari, mali ve bazen de dini bir otorite olarak ortaya çıktığını söylersek abartmış olmayız. Zaten XVIII. yüzyıldaki voyvodaların bölgedeki ağa ve hanedanların elinde olduğunu belgelerden takip etmekteyiz 86. Tanzimat la beraber başta Rumeli olmak üzere imparatorluğun merkezi otoritesi karşısında ayanlar güç kaybederken, Dersim de ağalar daha çok güçlendi ve bu durum feodal yapının bölgede daha da kurumsallaşmasına imkân sağladı 87. Dersim de bir aşirete bağlı olmak veya bir ağanın hâkimiyetine girmek can, mal ve namus emniyeti açısından zorunlu bir durumdu. Hatta devlet güçleriyle veya diğer aşiretlerle kavgalar esnasında aşiret üyelerinin birbirine daha sıkı bağlamasına, ağalarının etrafında kenetlenmelerine sebep olmuştur 88. Bu durumlardan ötürü, Dersim de Osmanlı dan Cumhuriyet e kadarki süreçte, aşiret bireylerinin daha üst bir siyasal erke (devlet otoritesine) ihtiyaç duymadılar. Aşiret mensupları, devlet veya onun tesis etmek istediği nizamdan önce, aşiret gelenek ve göreneklerine bağlı kalmayı, devlet egemenliği yerine, aşiret reislerini nüfuzlu ve kudretli saymayı, her türlü iktidar kaynağını aşiret reislerinde görmeyi, bir yaşam biçimi olarak kabullendiler. Aralarındaki anlaşmazlıkların çözümü için, devletin mahkemelerinden ziyade, bölgede sözü dinlenen ağa ve seyyidlerin konaklarında ve bölge ileri gelenlerin huzurunda yapılıyor, karara bağlanıyor ve uygulanıyordu 89. Doğu Anadolu da Kürt aşiretlerini inceleyen, Nikitin, aşiretleri, ikili sınıf yapısından söz eder. Yönetici sınıf olarak uşaklarıyla yaşayan savaşçı toprak sahibi aşiret reisleri, bunların altında yönetilen sınıf olarak ve yarı köleliğe indirgenmiş aşiret mensupları olduğunu belirtir. Aşiretlerinin toplumsal örgütlenmesini kandaşlık ve geniş aile yapısı üzerinde temellendirir. Kürt aşiretlerinde ataerkil aile tipinin kural olduğunu, mülkiyet olarak, sürülerin toprağın aşiret beyinin özel mülkiyetinin başlangıcını oluşturduğunu ifade eder. Ancak bu mülkiyet biçiminin evrimi gelişmiş ve farklı bir düzeye ulaşamaz. Çünkü bölgenin iki farklı merkezi imparatorluğun basıncı arasında sıkışmış yapısı içinde merkezin buralara tam olarak egemen olamamasının bir sonucu olarak bölgedeki istikrarsızlığa bağlı olarak talan ve yağma ekonomisi mülkiyet biçiminin daha ileri bir evreye taşınmasını önleyen en büyük etkendir diye ifade etmiştir 90. Dersimdeki feodal yapının gelişmesinde, esas itibariyle aşiret içerisinde oluşan iş bölümü ve onun doğal sonucu olan yöneten, yönetilen sınıf farklılaşmasının belirlediği dinamiklerden ziyade, daha XVI. yüzyıldan itibaren Dersim de devletin yerel güçlere siyasi güç yüklemesiyle alakalıdır. Bu durum ağaların bölgede siyasal açıdan da kabul edilmiş bir otorite olmasını sağlamaktaydı. Ancak diğer bölgeler de olduğu gibi Dersim de, tımar sistemi (zaten zor uygulanıyordu) XVII. yüzyılla beraber bozulmuştu. Artık Dersim, devlet otoritesinin hâkim Düşünceler, Belleten, Cilt: XLI, Sayı: , Ankara 1977, s. 496; Kemal Kaya, Osmanlı İmparatorluğunda Voyvodalık, (Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2004, s Yücel Özkaya, Osmanlı İmparatorluğu nda Ayanlık, TTK. Yayınları, Ankara 1994, s BOA. C.ZB. 70/3484, 22/1094; C.DH.114/567.vb. 87 Sinan Hakan, Osmanlı Arşiv Belgelerinde Kürtler ve Kürt Direnişleri ( ), Doz Yayınları, İstanbul 2007, s Ebinç, Aşiret-Cemaat-Devlet ( ), s. muhtelif sayfalar. 89 BOA. İ.DH. 501/34074; DH. MKT.1918/23; 1971/110; BEO. 2704/202756; 3517/263743; A.MKT. MHM.9/10.vb. 90 Bazil Nikitin, Kürtler: Sosyolojik ve Tarihi İnceleme, (çev: Hüseyin Demirhan, Cemal Süreyya), Deng Yayınları, İstanbul 1991, s.222; ayrıca bkz. Ebinç, Aşiret-Cemaat-Devlet ( ), s. muhtelif sayfalar.

14 249 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler olduğu diğer idari ünitelerden de iyice farklılaşarak, sayım yapılamayan ve mükellefleri yerine getirmek istemeyen ağa ve ona bağlı aşiretlerin yaşadığı bir bölge haline dönüştü. Zaman içerisinde her türlü gücü elinde toplayan yerel liderler kendileri için büyük malikâneler inşa ettiler. Dersimdeki feodalite için en somut örneklerden birisi bu kâgir konaklardı. Diğer meskenler çok iptidai düzeydeyken, bu konaklar hâkim bir yerde bir nevi şato gibi gücü, zenginliği temsil etmekteydi. Konaklar 91 harem, misafir odaları, solanlar ve selamlıklardan oluşmaktaydı. Bu büyük evler; yanında ahırları, kümesleri, atları için tavlalar, kiler ve tandır damlarından oluşan bir kompleksti. Bu binaların yapı malzemeleri taştan, iki katlı bahçesi olan, içi alçıyla sıvanmış, aydınlatması iyi olan, kandilleri bulunan, kıymetli döşemesi olan ve her türden kıymetli eşyalar ve silahların duvara asılarak teşhir edildiği mekânlardı 92. Konaklarının büyüklüğü bu yerel güçlerin zenginliği ve gücünün temsil ediyordu. Ağaların konaklarında aile halkıyla beraber uşak adı verilen kişileri de barındırmaktaydı. Bu uşaklar hem ağanın silahlı gücü hem de onun her türlü işini yapan kişilerdi 93. Ayrıca ağalar arazilerini kendisine bağlı olanlar aracılığıyla işletmekteydi 94. Bölgedeki feodal düzenin en önemli göstergelerinden biriside ağaların köylüler aleyhine kurdukları tekellerdir. Bu çerçevede beslenecek hayvan miktarından tutunuz, aşiret mensuplarının ürettiği buğdayı işleme tekeline, buğdayı kendi değirmeninde öğütmeye zorlamaya kadar, geniş bir hareket sahaları vardı. Ayrıca, talan ve eşkıyalıkta ağaların tekelindeydi. Aşiret reislerinin gelir kaynaklarının büyük kısmını yağmalardan elde ettikleri mallar sağlıyordu 95. Bu durum Dersim de merkezi otoritenin yokluğundan kaynaklanıyordu. Tanzimat la beraber bölgede başlayan ve büyük isyanların arkasında ki gerekçe, yetki erkinin ele geçirilme savaşından başka bir şey de değildi 96. Dersim de geri teknoloji ve tabiat şartlarına bağlılık gibi sebeplerle artık ürün ortaya çıkmıyordu. Diğer taraftan yol güvensizliği pazarlamayı zaten mümkün kılmadığı için üretim tamamen tüketim amacına dönüktü ve zorunlu ticari faaliyetler takas usulüyle yapılmaktaydı. Bu feodal toplumda, ağalık ve dedeliği uhdesinde toplayan toplumsal önderler, gerçekten hem dünyevi hem de din gücü temsil eden tam bir feodal hayatın önemli bir göstergesiydiler. Bölgedeki derebeylik veya feodal yapının boyutlarını izah etmek için, Dersim i 1900 yılında gezen seyyah Antranik e bir Ermeni ihtiyarın anlattıklarını aynen naklediyoruz (Metin içindeki dipnotlar bize aittir): Bizim Çarsancak var ya, Dersim in büyük bölümünü kaplar, birçok köyü de vardır. Bu köylerde birçok aşiret vardı, halen de var. Babam derdi ki, vaktiyle yabancı yerlerden gelip yerleşmişler 97 bizim bu yörelere; çoğu öldüler göçüp gittiler, şimdi onların 91 Yerel güçlere ait bu konaklardan bazılarını devlet kiralamak suretiyle mutasarrıf, kaymakamların ikametleri için hane veya devlet binalarına dönüştürme yoluna gitmiştir. BOA. İ.ŞD. 79/4680. Lef.1, 2, 3; 78/4609.Lef.1, 2, 3; İ.ŞD. 77/4527. Lef.1-2-3; İ.MMS. 68/3183; DH. MKT. 1338/9. 92 Antranik, Dersim Seyahatname, (çev: Payline Tomasyan), Aras Yayıncılık, İstanbul 2012, s Dersimde aşiret ağalarının mahiyetindeki çıkarılabilecek silahlı adamlar için bkz. Musa Celal Bey in Layihası, BOA. İ.DH. 1467/1, 3 C (23 Haziran 1908). 94 BOA. A.MKT. MHM. 657/1, 95 BOA. A.DVN. 116/82; MVL 373/87; 494/29; A.KKT. UM. 503/41.vb. 96 BOA. İ.DH. 26/ 1324/R Aşiretlerin bölgeye, Malatya ve Gerger den gelişlerine atıfta bulunuyor.

15 Abdulkadir Gül 250 büyükleri İsak beg ile Osman beg dir 98. Ötekilerin hükmü yoktur pek. Ağama söyliyim, beni iyi dinle ki anlayasın. Yaşım doksan-doksan beş var. On beş yaşındaydım, ağama söyliyim, bu bizim yörelerde yeniçeri ve derebegiler vardı, bunların yalnız dört tanesi önde gelendi. Ha! ellerinin altında birçok Kürt ağadan başka, buranın Ermenilerini de aralarında taksim etmişlerdi. Çünkü hepimiz onların esiriydik. Hikimet yoktu o zamanlar, buraların hikimeti kralı da onlardı. Nasıl ki burada hikimet yoktuysa, aynı zamanda Harput, Palu, Arapgir, Eğin, Malatya, artık ne bileyim Diyarbekir bütün buralar derebeylerin elinde idi. Memleketin toprağı, suyu, evleri, malları mülkleri derebeylerindi. Derebeğiler isterse bizi himayesinde tutardı, istemezse tutmazdı. Şimdi de böyledir 99 Bu anlatılar bize Dersim ve havalisindeki feodal düzen ve aktörleri hakkında birinci elden bilgiler sunar ve Dersim de hâkim yapı hakkında bizim ileri sürdüğümüz fikirleri destekler niteliktedir. Osmanlı son dönemi Dersim in ıslahatı maksadıyla kaleme alınan rapor geleneğinin, Cumhuriyetin ilk yıllarında da devam ettiği görülür yılında Diyarbakır Valisi Cemal Bardakçı nın hazırladığı raporda Dersim de hâkim olan feodal düzenin sonucunu çarpıcı şekilde şöyle ifade etmektedir: Dersimliler, Cumhuriyet in çok sadık ve fedakâr hamileri olabilirler, üç-beş, ağa ve reisler müstesna bütün Dersimliler son derece fakirlik ve zaruret içinde çırpınmaktadır. Soygunculuk hareketlerinin sebebi yaşamak hissi ve endişesidir.( ) Her Dersimli hayatını, malını korumak kaygusu ile silahlı bulunmak zorunluluğunda kalmıştır. 100 diyerek Dersim de hakim olan sosyal ve ekonomik düzen ile alakalı önemli bilgiler sunmaktadır. Cumhuriyet dönemi Dersim hakkında yazılmış diğer bir raporda bölgedeki feodal düzenin nasıl işlediği ve bu düzenin yıkılması gerektiği vurgulanmaktadır. Dersim Birinci Umumi Müfettişi İbrahim Tali Bey in 1931 de hazırladığı 3316 numaralı raporunda; Seyitlerin ve ağaların Tunceli coğrafyasında rakipsiz bir dini ve siyasi otoriteyi temsil ediyor olması, devletin gerçekleştirmek istediği inkılapların önündeki en büyük engeldi. Halkın sorgusuz sualsiz feodaliteye tabii olması, öncelikle seyitliği ve ağalığı ortadan kaldırma ihtiyacını doğurmuştur. Halk seyit veya ağanın yönlendirmesiyle birçok eylemde bulunmak zorunda kalmıştır. Birisi eşkıyalık hadisesi içerisinde rol almayı istemese bile, seyyitin ya da ağanın iradesiyle, vukuatı gerçekleştirmek zorunda kalabilirdi. Aynı zamanda feodalite, Türkçe bilmeyen insanlarla devlet arasında köprü görevi üstlenerek kendi hükümranlığını perçinleştirmiştir. Feodalitenin bu denli güçlü olması, inkılapların gerçekleşmesine engel teşkil etmiş ve çıkan isyanda halkın silahlı direnişe geçmesini kolaylaştırmıştır. Devlet, Tanzimat tan beri bölgeyi kontrol altına almaya çalışıyordu. Bu kontrol altına alma çabası, Cumhuriyet döneminde askeri müdahaleye dönmüştür. Feodalitenin uzun süren hükümranlığını, yeni Cumhuriyet ortadan kaldırmak istiyordu. Buna karşılık, aşiret reisi olarak siyasi nüfuzu ağa, en üst mertebede dini nüfuzu seyit temsil etmektedir. Seyit ve ağa bu kontrol altına alınma çabasına karşı halkı isyana teşvik ederek cevap vermiştir 101. Bu raporlardan anlaşıldığı üzere, toprağın belirli ailelerin elinde toplanması, Dersim de feodaliteyi beslemiştir. Bu durum ağaların kapısına işsiz güçsüz, 98 Bölgedeki bu hanedanlar hakkında arşiv kayıtları da bulunmaktadır. Bu durum bize, arşiv kayıtları sayesinde adı geçen seyyahın naklettiği bazı bilgilerin doğruluğunu test etme imkânı vermiştir. Bkz. BOA. İ.DH. 1234/96674; DH. MKT.2656/ Antranik, Dersim Seyahatnamesi, s Ali Kaya, Başlangıcından Günümüze Dersim Tarihi, Demos Yayınları, İstanbul 2012, s Dersim Jandarma Umum Kumandanlığı Raporu 1932, Kaynak Yayınları, İstanbul 2010, s.232.

16 251 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler topraksız ve fakir durumdaki birçok insanın sığınmasına sebep olmuş, bölgede hizmetkâr ve besleme kültürünü geliştirmiştir. Ağa ise, kapısındaki bu grupların temel ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle, onları kendisine daha da bağımlı kılmıştır 102. Arazilerinin işletilmesinde, konaklarında ve ihtiyaç duydukça da silahlı birer nefer olarak bu insanları kullanmıştır. Bölgedeki bu kısır döngü, hukuku zayıflatmış, güçlü olanlar boşluğu, kendi anlayış ve gelenekleriyle doldurmuşlardır. Dersim de uzun yıllar Şeyh Hasanlı ve Desimli aşiretlerinin çatısı altında varlığını devam ettiren 103 diğer küçük aşiretler siyasal otoritenin merkezîleşme basıncıyla belli bir süre sonra parçalandılar. Bu aşiretler, hâkimiyet alanlarını kurarak, daha başlarına buyruk talan ekonomisi temelinde gruplaşmalar içine girdiler 104. Zaten XIX. yüzyılda Desimli gibi büyük aşiretinden belgeler söz etmemektedir. Muhtemelen ondan kopan ve kısmen de Seydanlı ve Şeyh Hasanlı dan ayrılan ve çoğunlukla isimlerinin sonuna uşağı tabirini alan birçok şedit aşiret grubunun bölgede oldukça etkin olduğunu görmekteyiz. Bunlar arasında Şam uşağı, Koç uşağı, Kav, Yusufanlı, Kureyşanlı, Demenanlı, Hıranlı, Şadıllı, Alanlı, Haydaranlı, Lolanlı, Karsanlı, İzollu, Sur uşağı, Cibanlı, Şeyh Mehmetli, Maksuk uşağı, Karaballı, Arilli, Arslan uşağı, Topuzlu, Beyt uşağı, Kalanlı, Pilvenk, Bahtiyarlı, Abbas uşağı ve Ferhat uşağı gibi daha onlarca aşiret yapılanması bulunmaktaydı 105. Bu merkezileşme çabaları uzun yıllardır kendi özel hususiyetlerine göre şekillenmiş idari, sosyal ve ekonomik düzen bir daha eski halini almayacak şekilde bozuldu 106. Bozulan bu siyasal ve toplumsal denge ile birlikte aşiretler arasında bitmez tükenmez hâkimiyet mücadeleleri ve bunun doğal bir sonucu olarak aralarında kan davaları ve çatışmaların ortaya çıkmasına sebep oldu 107. Aşiretler arasında hızlanan çatışma ve kargaşanın yarattığı güvensizlik ortamı, bu kaotik durumu aşmak üzere arabulucu bir mekanizma olan dini ve dinin yerel düzeydeki temsilcisi Sünni gruplarda şeyhlik ve Kızılbaş gruplarda dede ve seyyid gibi dini liderlerin durumunu daha da ayrıcalıklı hale getirdi 108. Böylece zaten Dersim de etkin olan kendilerini peygamber soyundan geldiklerini söyleyen bu zümre, daha etkin bir rol oynamaya başladılar 109. Aslında yerel düzeydeki iktidarın ağalardan dini liderlere doğru kayması Sünni Kürt aşiretleri arasında daha keskin yaşanmıştır. Bu dönemde toplumsal ve bir siyasal güç olarak Sünni ekolden Nakşi, Rufai veya Kadiri gibi tarikatlar ve onların dini liderleri olan şeyhler oldukça güçlü bir pozisyona geldi. Zaten devletin yoğun toprak kaybettiği ve cihadın ilan edildiği bu dönemlerde dini hassasiyetin yüksek olması bu grupların değirmenine su taşıdı 110. Dersim 102 Ömer Faruk Göktepe, Tunceli İsyanı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Kars 2013, s Musa Celal Bey in Layihası, BOA. İ.DH. 1467/ BOA. İ.DH. 878/ Lef. 7; İ.DH. 941/ vb. 105 BOA. İ.DH.1467/ Musa Çadırcı, Tanzimat Dönemi nde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, TTK. Yayınları, Ankara 1997 s BOA. İ.DH. 501/34074; DH. MKT.1918/23; 1971/110; BEO. 2704/202756; 3517/263743; A.MKT. MHM.9/10; İ.MSM. 70/2035.vb. 108 Martin van Burinessen, Ağa, Şeyh ve Devlet, (çev: Sabiha Banu Yalkut), İletişim Yayınları, İstanbul 2006, s Dersim'deki Ermeniler, Keldaniler, Süryaniler'den ve Cizvit papazları, yine dede ve seyyidlerin toplum içerisindeki etkinlikleri ve Kızılbaş inancıyla ilgili Sason Naibi Fazıl Efendi'nin layihası. BOA. Y.EE.131/ Ahmet Cahit Haksever, Osmanlı nın Son Döneminde Islahat ve Tarikatlar: Bektaşilik ve Nakşibendilik Örnekleri, EKEV AKADEMİ DERGİSİ, Yıl:13, Sayı: 38 (Kış 2009), s

17 Abdulkadir Gül 252 bölgesinde ise bir kısım aşiret ağası hem seyyid hem de dede olması, bu geçişin keskin olmasına imkân vermedi. Siyasal iktidarın Sünni eksenli bir siyaset izlemesi ve Kızılbaş ve Yezidi gruplara karşı da tashih-i itikâd ve tasfiye-i ezhân 111 gibi politikalar takip etmesinden dolayı, Sünni gruplar arasındaki iktidar değişikliğinin getirdiği keskin ve şiddetli sancıları, Dersim toplumunda görme pek mümkün olmamıştır. Burada iktidar mücadelesi devlete karşı yapılmıştır. Bölgedeki bütün dengeleri değiştiren bir siyasi gelişme ise (93 Harbi) Rus savaşı esnasında bölge daha kaotik bir sürece girdi. Osmanlı nın içine düştüğü malî kriz nedeniyle, bölgede güveni sağlayacak kolluk görevini yerine getirecek askeri güçten uzak ve aciz bir durumda kaldı. Bu şartlar içinde merkezîleşme çabalarından da bölgede sonuç alınamadı 112. Onu izleyen yıllarda Doğu Anadolu da Ermeni ve Türkler mal ve can güvenliğini sağlayamayan merkezi otoriteye olan güveni giderek yitirmeye başladılar. Hatta bu dönem Dersim eşkıyasının etki alanı; Kemah, Arabgir, Eğin, Divriği, Erzincan, Refahiye, Gümüşhane, Sivas, Tercan, Harput ve Erzurum önlerine kadar genişledi 113. Kızılbaş Dersim aşiretinden kaynaklı ve savaş dönemlerindeki talan hareketleri, ağırlıklı Sünni Türk gruplar arasında, Dersim eşkıyasına karşı nefret oluşmasına neden oldu. Nefret çapuldan kaynaklıdır ve uzun yıllar hafızalardan silinmemiştir. Aslında Kızılbaş toplumu içerisinden bu kaotik dönemlerde kahramanlar da çıktı. Rus istilası dönemi ve Ermeni hadiselerinde Dersim de Diyap Ağa (TBMM ilk dönem Dersim mebusu) 114 ve Erzincan da Hüseyin Ağa nın (Aksu TBMM ilk dönem Erzincan mebusu) kahramanlıkları bölgedeki Sünniler şöyle dursun, Kızılbaşlar tarafından da pek bilinmez 115. Dersim Sancağının iki farklı bölgesindeki toplumsal yapı ve feodal düzenlerinin birbirine benzeyen ve benzemeyen yönlerini şu şekilde mukayese edebiliriz: İç Dersim de meskûn aşiret ve liderleri devamlı şekilde devletle çatışarak kendi sosyal ve ekonomik düzenlerini kurdular. Bölgede devlet otoritesinin boşluğunu, yerel güçler doldurmuştur. Dış Dersim de ise hanedanların eski gücü kalmamış ve eşkıya baskınlarına maruz kalan ve bundan dolayı devamlı devlet tarafından koruma altında tutulan bir topluluk haline dönüşmüşlerdir. Buradaki yerel güçleri ise hâkimiyetlerini devletten aldıkları destekle sürdürmüşlerdir. Ayrıca, Dış Dersim de hanedan veya hâkim zümrelerin ekilebilen arazilerinin 111 BOA. İ.MMS. 68/3183;Y.PRK. BŞK. 22/.51.vb. 112 Ebinç, Aşiret-Cemaat-Devlet, s BOA. DH. MKT. 172/50; A. MKT. MHM. 723/13;İMMS. 108/4621; Y. PRK. AZJ. 17/80. vb TBMM de, o dönemin Bektaşi şeyhi Cemalettin Çelebi dir. Bu şahsa hürmet hisleriyle dolu alevi mebusları da vardı. Bunlar Dersim mebusları Dersim-Ferhat Uşağı aşireti şeyhi Diyap Ağa, Şeyh Hasanlı aşireti şeyhi Hasan Hayri Bey, Abbas Uşağı aşiretinden Mustafa Ağa, Sarı Saltık aşireti şeyhi Mustafa Zeki Bey, Erzincan mebusu Abbas Uşağı aşireti şeyhi Girvelikli Hüseyin Bey(Aksu).Hülya Küçük, Kurtuluş Savaşı nda Bektaşiler, Kitap Yayınevi, İstanbul 2013, s.133. Osmanlı Devletinde Yeniçeri Ocağını kaldırdıktan sonra (1826) onların mensup olduğu Bektaşi tarikatına karşı da olumsuz bir tavır içerisine girilmiştir. Bu münasebetle, Bektaşi tarikatı ve tekkelerinin faaliyet göstermelerine müsaade edilmiyordu. Bu tarikata mensup tekkelere Nakşî Şeyhleri atanarak, bu tarikatı Sünnileştirilmeye gayret gösteriliyordu. Hatta Bektaşi tekkelerinin vakıfları Nakşî tarikatlarına verilmekteydi. BOA. EV. d ; B.CA. Sayı 2605 Fon Yer (Tarih ).vb. Bu siyasetin uygulamalarını Dersimde görmekteyiz. Birçok layihada Nakşî şeyhlerinin burada ki tarikatların başına geçirilerek Sünnileştirme çabaları oluşmuş ise de pek başarılı olunamadığı anlaşılmaktadır. BOA. Y.PRK. BŞK. 22/51; Y.PRK. KOM 7/59; Y.EE. 11/4; Y.A. RES. 51/9; İ.MMS.124/ B.C.A

18 253 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler fazlalığından dolayı daha zengin, İç Dersimdeki diğer ağalar ise daha mütevazı servetlere sahiptirler. İç Dersim de seyyid, pirler, mele veya dedelerin toplumdaki rolleri oldukça fazlaydı 116. Etkinleri aileseldi ve bir ocağa bağlı olduklarını ifade edilmekteydiler. Bunlar toplumda evlenme, cenaze, cem gibi dini ritüellerin yapılmasını sağlarlardı. Ayrıca bunlar Hz. Muhammed in soyundan geldiklerini ifade ederek kendilerine kutsiyet atfetmişlerdir 117. Bu dini liderler, hakullah 118 adı verilen halktan salmalar toplar ve servet sahibi olurlardı. Bunlardan bazıları ayrıca aşiret reisiydi. Aşiret reisliği, ruhani bir liderlikle pekiştirildiğinde halk üzerindeki hâkimiyet gücü perçinlenmekteydi. Aşiretlerdeki ağalık, şeyhlik, seyitlik babadan oğula geçen bir silsileyi takip ederdi 119. Dış Dersim de seyyid veya dedelerin etkisi pek yoktur. Bu din adamlarının yerini Nakşibendi ve Mevlevi şeyhleri almıştır. Dış Dersim de dini liderle hanedan ailesi, aynı kişilerden oluşmazdı. Tıpkı Sünni Kürtlerde olduğu gibi şeyhlik, hanedan reislerinin önüne geçmiş ve toplumda daha fazla itibar görmüşlerdir. İkisinde benzer tarafları yerel güçlerin adları değişse de iki grupta, bölgelerinde arazi veya sürülere hâkim, kapsında beslemeleri bulunan ve silahlı adamları olan ve hâkimiyet sınırları devlet tarafından da tasdik edilmiş yerel güçlerdi. Dersimde ortaya çıkmış bu iki ağa türü, toplumdaki ürün ve emek rantı noktasında elde rantı elde etmek noktasında birbirlerine benzerler 120. Son tahlilde Dersim, Anadolu nun doğusunda bulunan ve nehirleri, dağları, zengin bitki örtüsü ve derin vadileriyle ilgi çekici bir coğrafyayı ifade eder, denebilir; fakat o, bundan çok daha fazlasıdır. Zira tarih boyunca, ancak özellikle 1930 lu yılların sonlarına doğru yaşanan siyasi ve askerî hadiselerle belleklerde yer eden toplumsal ve kültürel bir olguyu da ifade eder Dersim 121. Kendine özgü fizikî ve toplumsal nitelikleri ile yakın çevresinden ayrılan Dersim bölgesi, nevi şahsına münhasır muhafazakâr bir topluluğun yurdu ve bakir bir coğrafyanın adıdır 122. Feodal yapı içerisinde ezilen her din veya mezhepten olanların bu makûs talihi, ancak Cumhuriyetin getirdiği yenilikler ve kazanımlar sayesinde yıkılmıştır. Herhalde yarı kölelikten vatandaşlığa ve hukuk düzenine kavuşturan bu yeni düzenin kıymeti, Dersim insanından daha fazla kimse bilemez. 116 Fazıl Paşa Layihası, BOA. İ.MMS. 68/3183. (19.Z.1297). 117 BOA. Y.PRK. UM. 44/80; Y.PRK.BŞK.22/51;Y.EE.11/ Seyyid, dede, mele ve pir gibi dini önderlere Kızılbaş toplum içeresinden talip ve takipçileri tarafından verilen bağış ve hediyeler. 119 Mehmet Halit Özsoy, Doğu Ve Güney Doğu Anadolu da Çıkan İsyanların Siyasi, Sosyal Ve İktisadi Sebepleri, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2007, s Nuri Dersimi, Kürdistan Tarihinde Dersim, Zel Yayınları, İstanbul 1994, s.37-41; Kibar Taş, Tunceli (Dersim) Çevresindeki Aşiretler Ve Sosyo-Kültürel Yapıları, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2012, s Şükrü Aslan, Sunuş, Herkesin Bildiği Sır: Dersim, (derleyen: Şükrü Aslan), İletişim Yayınları, İstanbul 2010, s Suat Akgül, Amerikan ve İngiliz Raporları Işığında Dersim, Yaba Yayınları, İstanbul 2009, s.52.

19 Abdulkadir Gül SONUÇ ADINA 1. Osmanlı ve Safevi imparatorlukları bölge üzerinde hâkimiyet alanlarını oluşturup, kendi siyasal sınırlarını genişletmek arzusundaydılar. Bundan dolayı bölge iki devlet arasında savaş alanı oldu. İki gücün bu hâkimiyet mücadelesi arasında sıkışan Kızılbaş aşiretler ve diğer etnik gruplar (özelliklede Ermeniler sonraki dönemler sayıları periyodik olarak oldukça azalacaktır), Dersim in dağlık yüksek alanlarına çekilerek dışa kapalı bir yaşam tarzı kurdular. 2. Osmanlı bölgeyi topraklarına dâhil ettiğinde, eskiden kalma hanedan üyelerini de gözeterek, yurtluk-ocaklık adında bir idari yapılanmaya gitti. Bu idari yapılanma bölgede, hâkim güçlerin devlet tarafından iktidarlarının kabul edilmesi anlamına gelmekteydi. İlk dönem Akkoyunlu bakiyelerine, fetihten kısa bir süre sonrada Malatya ve Gerger taraflarından gelen Kürt aşiret grupları dâhil oldu. Bu durum bölgenin sosyal ve demografik yapısını derinden etkiledi. XVII. yüzyıldan sonra ise yeni gelen aşiretler, diğer grupları tasfiye edip, bölgede feodal yapının en önemli aktörleri oldular. 3. XVII. yüzyıldan itibaren devletin bölgedeki hâkimiyeti giderek azaldı. Artık Dersim in tamamında sayımlar yapılamamakta ve bunun sonucu olarak mükellefiyetleri toplayamamaktaydı. Bu iktidar boşluğunu yerel güçler eline geçirdiler. Bölge insanı ise kendilerinde olan bu ağaların yönetimini tercih ettiler. Bu durum feodal düzenin tam kökleşmesini sağladı. Yerel güçler, kendi adlarına vergi alıp, mahkeme kurmakta ve kendisine bağlı silahlı adamlarıyla da güvenliği sağlamaktaydılar. Dersim de ayrıca halk, bağlı olduğu kabile reisini yılda bir kez gider ziyaret eder, bağlılığını bildirir ve hediyelerini sunardı. Buna karşılık ağada gelen misafirlere hediyeler ile karşılık verir ve yemek yedirirdi. O bölgenin aşiret reisi oranın topraklarının çok büyük kısmının da sahibiydi. Toprak istek köylünün olsun isterse ağanın, belirlenmiş oranlarda mahsulün bir kısmı ağanın ambarlarına taşınırdı. Bu işi dahi köylü yapardı. 4. Bölgedeki sosyal ve iktisadi yapılanma; gelişmiş bir yol sisteminin eksikliği, ekilecek arazinin yetersizliği, güvenlik ve aşiret yapılanması gibi daha birçok gerekçeden dolayı, dışa kapalı, yakın bölgelerdeki gelişmelerden dahi haberi olmayan, gittikçe muhafazakârlaşan, tabiata yoğun anlamlar yükleyen ve toplumsal hareketin alt düzeyde kaldığı bir yaşam biçimi şeklinde gelişti. Ayrıca insanların iaşe teminindeki endişeleri ve can korkusundan dolayı aşiret ağalarına sığındılar. Bu sosyal ve ekonomik döngü Dersim de feodalleşme süreci hızlandırdı. 5. Dersim de arazi evvela aşiretin müşterek malı idi. Bu adet yavaş yavaş terk edilerek kapısında silahlı adamları olan aşiret reisleri bu arazileri zamanla tekellerine aldılar. Artık aşiret hudutları içerisinde her şey aşireti temsil eden birkaç ağanın ailesine aitti ve artık ahali her şeyi ile ağa ve seyyidlerin kölesi şekline evrilmiştir. Dersim de feodal yapının birçok izi görülse de, ancak toprak köleliği gelişmemiştir. Ekilebilecek toprak oldukça sınırlıdır. Örneğin Pülümür de ekilebilen bütün arazi neredeyse tamamı Şah Hüseyin ailesine aitti. İşte bu sebepten ziraat istenilen düzeyde gelişmemiş ve yerel güçler bu arazileri kapılarında besledikleri uşak, beslemeler, yarıcılara işletmekteydiler. 7. II. Abdülhamid dönemi Sünni Kürtler arasında güçlenen İslam birliği ve cihat anlayışından dolayı şeyhlerin, ağalardan daha etkin olmalarına imkân sağladı. Sünni Kürtlerdeki görülen bu güç parçalanması, Dersim aşiret reisleri arasında görülmez. Hatta hem ağalık hem de dedeliği şahsında toplamış, ağalara rastlanır. Devlet Kürt şeyhleri ve ağalarına gösterdiği saygıyı, Dersimdeki yerel güçlere göstermemiş ve hatta ötelemiştir. Devletin bu tavrı, Dersim de hâkim

20 255 Dersim Bölgesindeki Feodal Yapı Hakkında Bazı Değerlendirmeler gücün işine gelmiş ve onların etkileri toplum üzerinde daha da derinleşmiştir. Devletin bölgeye yönelik askeri müdahaleleri, Dersimli aşiret mensuplarını korunma ve güvenlik içgüdüsünden dolayı içe dönük, ötekileşmiş ve dış tehditlere karşı daha organize hale getirdi. Hatta XIX. yüzyılın sonunda bu duruşları siyasallaştı. 8. XIX. yüzyılda Dersimdeki aşiret konfederasyonunun yıkıldı ve bu çatı altından onlarca irili ufaklı aşiretler ortaya çıktı. Bu yeni dönem bu feodal yapı içerisinde; aşiretler arasında toprak meselesi, kan davaları ve diğer iç çatışmaları da beraberinde getirdi. 9. Sonuç olarak Dersim de yürürlükte olan toplumsal ve ekonomik yapılanma batı feodalizmiyle birebir örtüşmese de bölgedeki sosyal ilişkiler ve üretim biçimlerinin feodal olduğu açıktır. Hatta batı feodalizmine benzeyiş, Doğu ve Güney Doğu bölgelerindeki hâkim olan feodal düzene göre Dersim de daha da belirgindir. Bu çalışma; Osmanlı Devleti Dönemi Dersim de Eşkıyalık Hareketleri Ve Bununla İlgili Uygulanan Sosyal Politikalar adlı proje Erzincan Üniversitesi BAP Koordinatörlüğü (SOS-A ) tarafından desteklenmiştir. KAYNAKLAR Arşiv Kaynakları 1. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi. (B.C.A.) Ankara. 2.Başbakanlık Osmanlı Arşivi Tasnifleri. (BOA.) İstanbul. A.MKT. MHM.:Mektubî Mühime Kalemi. BEO. C.DH. C.ZB. DH. MKT. EV. d. İ.DH. :Bâb-ı Alî Evrâk Odası. :Cevdet Dâhiliye. :Cevdet Zaptiye. :Dâhiliye Nezareti Mektubî Kalemi. :Evkaf Defteri. :İradeler Dâhiliye. İ. DH. DUİT. :İradeler Dosya Usulü. İ.HUS. İ.MMS. İ.ŞD. MD. MF. MKT. MF. SCL. ML. MSF. d. MV. :İrade Hususi. :İradeler Meclis-i Mahsûs. :İrade Şikâyet Defterleri. :Mühimme Defteri. :Maarif Nezareti Mektûbi Kalemi. : Maarif Nezareti Sicil Dosyaları. :Mesârifât Defterleri. :Meclis-i Vükela Mazbataları. Metin içeresinde arşiv vesikalarının künyeleri belirtilmiştir.

Abdulkadir GÜL 1 OSMANLI DEVLETİNİN SON DÖNEMİNDE DERSİMİN ISLAHI İÇİN HAZIRLANAN RAPORLAR ve UYGULAMADAKİ BAŞARI DÜZEYLERİ 2

Abdulkadir GÜL 1 OSMANLI DEVLETİNİN SON DÖNEMİNDE DERSİMİN ISLAHI İÇİN HAZIRLANAN RAPORLAR ve UYGULAMADAKİ BAŞARI DÜZEYLERİ 2 Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 16, Eylül 2015, s. 16-39 Abdulkadir GÜL 1 OSMANLI DEVLETİNİN SON DÖNEMİNDE DERSİMİN ISLAHI İÇİN HAZIRLANAN RAPORLAR ve UYGULAMADAKİ BAŞARI DÜZEYLERİ

Detaylı

TARİH BOYUNCA ANADOLU

TARİH BOYUNCA ANADOLU TARİH BOYUNCA ANADOLU Anadolu, Asya yı Avrupa ya bağlayan bir köprü konumundadır. Üç tarafı denizlerle çevrili verimli topraklara sahiptir. Dört mevsimi yaşayan iklimi, akarsuları, ormanları, madenleriyle

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI

OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DEVLETI NDE TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI OSMANLI DA TAŞRA TEŞKILATI TAŞRA VE EYALET YÖNETIMI İstanbul un merkez kabul edildiği Osmanlı Devleti nde, başkentin dışındaki tüm topraklar için taşra ifadesi

Detaylı

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 15/16 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 15/16 Aralık 2016 16. yüzyılda Osmanlı da para kullanımında büyük bir artış gerçekleşmiştir. Madeni sikkelere dayanan para sistemlerinde tağşiş işlemlerinin değişik amaçları olabiliyordu.

Detaylı

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ VE YAYIN LİSTESİ 1. Adı Soyadı : Muharrem KESİK İletişim Bilgileri Adres : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) 521 81 00 Mail : muharremkesik@gmail.com 2. Doğum -

Detaylı

Abdulkadir GÜL 1 DERSİM SANCAĞININ İDARİ YAPISI ve İDARECİLERİ ( )

Abdulkadir GÜL 1 DERSİM SANCAĞININ İDARİ YAPISI ve İDARECİLERİ ( ) Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 3, Sayı: 17, Eylül 2015, s. 23-54 Abdulkadir GÜL 1 DERSİM SANCAĞININ İDARİ YAPISI ve İDARECİLERİ (1846-1918) Özet 19. Yüzyıl ortalarından itibaren Osmanlı Devleti

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 18 Ekim 2017 Kuruluş döneminin muhafazakar-milliyetçi bir yorumuna göre, İslam ı yaymak Osmanlı toplumunun en önemli esin kaynağını oluşturuyordu. Anadolu'ya göçler İran daki Büyük Selçuklu

Detaylı

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray 1-MERKEZ TEŞKİLATI A- Hükümdar B- Saray MERKEZ TEŞKİLATI Önceki Türk ve Türk-İslam devletlerinden farklı olarak Osmanlı Devleti nde daha merkezi bir yönetim oluşturulmuştu.hükümet, ordu ve eyaletler doğrudan

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 017-018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1. 1. XIV. yüzyıl başlarında

Detaylı

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları PA 101 Kamu Yönetimine Giriş (3,0,0,3,5) Kamu yönetimine ilişkin kavramsal altyapı, yönetim alanında geliştirilmiş teori ve uygulamaların analiz edilmesi, yönetim biliminin

Detaylı

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez teşkilatında bir kısmı da taşra teşkilatında olmuştur.bilhassa

Detaylı

İktisat Tarihi I

İktisat Tarihi I İktisat Tarihi I 07.12.2017 İltizamın Yaygınlaşması 16. yüzyılın ikinci yarısında başlayan mali bunalım, 17. ve 18. yüzyıllarda da sürdü. Merkezi devletin taşradaki etkinliğini yitirmesi tarımsal artığı

Detaylı

T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM

T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM TAR513 Klasik Dönem Osmanlı Taşra Teşkilatı Klasik dönem Osmanlı taşra teşkilatı; Osmanlı

Detaylı

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: DOĞUBAYAZIT M. M. FAHRETTİN PAŞA ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIFLAR SEÇMELİ TARİH DERSİ 1. DÖNEM 2. ORTAK SINAV SORULARI A GRUBU ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: SORULAR

Detaylı

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 0. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI. OSMANLI DEVLETİ NİN KURULUŞU (00-5). XIV. yüzyıl başlarında Anadolu, Avrupa ve Yakın

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14 Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453) 1. OSMANLI'DA DEVLET ANLAYIŞI Türkiye Selçuklu Devleti

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu

DERS ÖĞRETİM PLANI. Dersin Kodu Dersin Adı Dersin Kodu DERS ÖĞRETİM PLANI Dersin Türü (Zorunlu, Seçmeli) Dersin Seviyesi (Ön Lisans, Lisans, Yüksek Lisans, Doktora) Dersin AKTS Kredisi 5 Haftalık Ders Saati 3 Haftalık Uygulama Saati

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI SİYASAL DÜŞÜNCELER TARİHİ YARD. DOÇ. DR. MUSTAFA GÖRKEM DOĞAN 7. ERKEN MODEN DÖNEMDE SİYASAL DÜŞÜNCE 7 ERKEN MODEN DÖNEMDE

Detaylı

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SOSYAL BiLiMLER LiSESi DERS KiTABI SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Prishtine, 2012 ic;indekiler I ÜNiTE: BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 1. BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 A. COGRAFYA KESiFLERi

Detaylı

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S )

İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S ) İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- (M.S. 226-652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK İSLÂM ÖNCESİ İRAN DA DEVLET VE EKONOMİ -SÂSÂNÎ DÖNEMİ- Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü:

Detaylı

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA

Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Sayı : 01-02-44 26.02.2015 Konu : Tavsiye Kararı Talebi KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMUNA Türk kamu yönetiminde son dönemde yaygınlaşarak artan uzmanlaşmaya dayalı personel yaklaşımının, Bakanlık düzeyindeki ilk

Detaylı

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir. İçişleri Bakanı Sayın İdris Naim ŞAHİN nin Entegre Sınır Yönetimi Eylem Planı Aşama 1 Eşleştirme projesi kapanış konuşması: Değerli Meslektaşım Sayın Macaristan İçişleri Bakanı, Sayın Büyükelçiler, Macaristan

Detaylı

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkan Yarımadasın da en eski halklarından olan İllirya kökenli bir halk olarak kabul edilen Arnavutlar,

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : OSMANLI TARİHİ II Ders No : 0310440158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

XV. YÜZYILDA KARAMAN TOPRAKLARINDA AHİLER VE AHİ VAKIFLARI*

XV. YÜZYILDA KARAMAN TOPRAKLARINDA AHİLER VE AHİ VAKIFLARI* XV. YÜZYILDA KARAMAN TOPRAKLARINDA AHİLER VE AHİ VAKIFLARI* Doğan YÖRÜK** ÖZET Ahiler, Anadolu da XIII. yüzyıldan, XV. yüzyılın sonlarına kadar Türk zanaat ve ticaret hayatına yön vermenin yanında, askerî,

Detaylı

İktisat Tarihi II. IV. Hafta

İktisat Tarihi II. IV. Hafta İktisat Tarihi II IV. Hafta İnsan Bilgisinde Devrim - devam Çağdaş yabanlarda olduğu gibi eski çağlarda tıp kuramının özü büyüydü. II. Devrimden sonra Babil de doktorlar aynı zamanda rahipti. Mısır da

Detaylı

(1983). 1980 Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; 12-10-1980, 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay..

(1983). 1980 Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; 12-10-1980, 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay.. İktisat Tarihi (1983). 1980 Genel Nüfus Sayımı: Nüfusun Sosyal ve Ekonomik Nitelikleri; 12-10-1980, 05 Amasya. Ankara: Devlet İstatistik Enst. Yay.. (1962). "Yükseliş Devri'nde Osmanlı Ekonomisine Umumi

Detaylı

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitim Tarihi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi Türk ve Batı Eğitiminin Tarihi Temelleri a-antik Doğu Medeniyetlerinde Eğitim (Mısır, Çin, Hint) b-antik Batıda Eğitim (Yunan, Roma)

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam 978-605-5952-25-9 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

2000 li Yıllar / 8 Türkiye de Eğitim Bekir S. GÜR Arter Reklam 978-605-5952-25-9 Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011 Seri/Sıra No 2000 li Yıllar / 8 Kitabın Adı Türkiye de Eğitim Editör Bekir S. GÜR Yayın Hazırlık Arter Reklam ISBN 978-605-5952-25-9 Baskı Tarihi Ağustos-2011 Ofset Baskı ve Mücellit Ömür Matbaacılık Ömür

Detaylı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ 1. Osmanlı İmparatorluğu nun Gerileme Devrindeki olaylar ve bu olayların sonuçları göz önüne alındığında, aşağıdaki ilişkilerden hangisi bu devir için geçerli

Detaylı

TC. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI'NDA TAMAMLANAN TEZLER

TC. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI'NDA TAMAMLANAN TEZLER TC. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI'NDA TAMAMLANAN TEZLER 2006 SARIBEY, Aysun, XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Aydın'da Yönetim, (Danış. Prof. Dr. Serap YILMAZ), Adnan

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI 1. OSMANLI SARAYLARININ TARİHİ GELİŞİMİ... 7 2. İSTANBUL DAKİ SARAYLAR... 8 2.1. Eski Saray... 8 2.2.

Detaylı

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY YERELYÖNETİM REFORMUSONRASINDA İLÖZELİDARELERİ Dünyadayaşananküreseleşme,sanayitoplumundanbilgitoplumuna geçiş,şehirleşmeninartışı,ekonomikvesosyaldeğişimleryönetim paradigmalarınıveyapılarınıdaetkilemektedir.çevrefaktörlerinde

Detaylı

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki 14.11.2013 tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki Tablo 1 Sosyal BilimlerEnstitüsü İletişim Bilimleri Doktora Programı * 1. YARIYIL 2. YARIYIL İLT 771 SİNEMA ARAŞTIRMALARI SEMİNERİ 2 2 3 10 1

Detaylı

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır. TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri

Detaylı

İktisat Tarihi II

İktisat Tarihi II İktisat Tarihi II 02.03.2018 Roma şehir devleti, başlangıcında aristokratik bir karakter arz ediyordu. Roma İmparatorluğu nun zirvede olduğu 1. ve 2. yüzyıllarda sınırları İskoçya dan Mısır a kadar uzanıyordu

Detaylı

OSMANLI - İRAN. Sınır ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER OSMANLI - İRAN. Sınır Ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER

OSMANLI - İRAN. Sınır ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER OSMANLI - İRAN. Sınır Ve Aşiret ( ) Sıtkı ULUERLER OSMANLI - İRAN Sınır Ve Aşiret (1800-1854) Sıtkı ULUERLER Son Çağ Yayıncılık Ve Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. İstanbul Caddesi İstanbul Çarşısı No : 48 / 48 İskitler / ANKARA www.uzundijital.com ISBN

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1994. Y. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1998

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1994. Y. Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1998 ÖZGEÇMİŞ 1. Adı Soyadı: Abdullah Demir 2. Doğum Tarihi: 01 Ocak 1970 3. Unvanı: Doç. Dr. 4. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Hukuk Marmara Üniversitesi 1994 Y. Lisans Hukuk Marmara

Detaylı

Ne kadar 2/B arazisi var?

Ne kadar 2/B arazisi var? 2/B BARIŞ PROJESİ 2 2/B NEDİR? Anayasa nın 169 uncu maddesine göre 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğini kaybetmiş olması nedeniyle 6831 sayılı Orman Kanunu nun 2/B maddesi uyarınca orman sınırları

Detaylı

DERSİM SANCAĞI (1869-1908)

DERSİM SANCAĞI (1869-1908) 3 Osmanlı Vilayet Salnamelerinde DERSİM SANCAĞI (1869-1908) Süleyman YAPICI TUNCELİ - 2013 4 Osmanlı Vilayet Salnamelerinde TUNCELİ ÜNİVERSİTESİ 2008 YAYINLARI No: 2 İSBN 978 605 5139 01 8 Baskı ve Cilt

Detaylı

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders Dr. İsmail BAYTAK Orta Asya Tarihine Giriş Türk Adının Anlamı: Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışı Türk adından ilk olarak Çin Yıllıklarında bahsedilmektedir. Çin kaynaklarında

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI

KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PORGRAMI ANAYASA HUKUKU DOÇ. DR. KASIM KARAGÖZ ANAYASA KAVRAMI, TANIMI VE SINIFLANDIRILMASI, ANAYASACILIK HAREKETLERİ ANAYASA

Detaylı

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS Tezli yüksek lisans programında eğitim dili Türkçedir. Programın öngörülen süresi 4

Detaylı

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR 1. Osmanlı Devleti nde Yeniçeri Ocağı nı kaldırmak isteyen ilk padişah II. dır. Osman 2. Genç Osman saray ile halk arasındaki kopukluğu

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER

Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Doç. Dr. S. EKER TÜRK DİLİ ÜZERİNE BİRKAÇ NOT Başkent Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Doç. Dr. S. EKER 1 Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir Dilin millî ve zengin olması millî

Detaylı

EBUTAHİR KAZASI NÜFUS VE TOPLUM YAPISI 1834 M (1250 H.) Salih AKYEL 1

EBUTAHİR KAZASI NÜFUS VE TOPLUM YAPISI 1834 M (1250 H.) Salih AKYEL 1 Fırat Üniversitesi Harput Uygulama ve Araştırma Merkezi Geçmişten Geleceğe Harput Sempozyumu, Elazığ 23-25 Mayıs 2013 93 EBUTAHİR KAZASI NÜFUS VE TOPLUM YAPISI 1834 M (1250 H.) Salih AKYEL 1 1831 yılına

Detaylı

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir.

Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. İDARE HUKUKU Anayasa ve İdare Türk idare teşkilatı Anayasal bir kurumdur. 1982 Anayasası belli başlıklar altında idari teşkilatlanmayı düzenlemiştir. Bu düzenlemede yer alan ilkeler şunlardır; - Hukuk

Detaylı

Lisans :İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih (Gece) Bölümü, Umumi Türk Tarihi Kürsüsü, 1980.

Lisans :İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih (Gece) Bölümü, Umumi Türk Tarihi Kürsüsü, 1980. ÖZGEÇMİŞ Doğum Yeri ve Yılı : Adıyaman, 1955 Eğitim : Fırat İlkokulu, Malatya, 1964. Adıyaman Lisesi Orta Bölümü, Adıyaman, 1972. Mimar Sinan İnşaat Teknik Lisesi, Kayseri., 1976. Mesleki Kariyeri Lisans

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : OSMANLI TARİHİ I Ders No : 0310440122 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet

3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet 3984 sayılı kanunda şeref ve haysiyet Fikret İlkiz Anayasaya göre; herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845)

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - (1835-1845) C. Yunus Özkurt Osmanlı döneminde ilk genel nüfus sayımı, II. Mahmud döneminde 1831 (Hicri: 1246) yılında alınan bir karar ile uygulanmaya başlamıştır (bundan

Detaylı

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25).

Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Günümüzdeki ilke ve kuralları belirlenmiş evlilik temeline dayanan aile kurumu yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. (Özgüven, 2009, s.25). Tarihsel süreç içinde aile kavramının tanımı, yapısı, türleri

Detaylı

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ 1215 yılında Magna Carta ile Kral,halkın onayını almadan vergi toplamayacağını, hiç kimseyi kanunsuz olarak hapse veya sürgüne mahkum etmeyeceğini bildirdi. 17.yüzyıla

Detaylı

BALIKESİR KAZASI (1840 1845)

BALIKESİR KAZASI (1840 1845) 1 2 BALIKESİR KAZASI (1840 1845) 3 Tanzimat başlarında BALIKESİR KAZASI (1840 1845) (Demografik Durum) Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı Genel Yayın No:8 ISBN 975 94473 4 7 Kapak : Petek Ofset Matbaacılık

Detaylı

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU

Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU Yard. Doç. Dr. Ali AHMETBEYOĞLU 1964 yılında Kayseri de dünyaya gelen Ali Ahmetbeyoğlu, 1976 yılında Kayseri Namık Kemal İlkokulu ndaki, 1979 yılında Kayseri 50. Dedeman Ortaokulu ndaki, 1982 yılında ise

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

KÖRFEZ DE SAVAŞ. KAZANIM : Körfez Savaşlarının Türkiye ye siyasi, Sosyal, Askeri ve Ekonomik etkilerini değerlendirir.

KÖRFEZ DE SAVAŞ. KAZANIM : Körfez Savaşlarının Türkiye ye siyasi, Sosyal, Askeri ve Ekonomik etkilerini değerlendirir. KÖRFEZ DE SAVAŞ KAZANIM : Körfez Savaşlarının Türkiye ye siyasi, Sosyal, Askeri ve Ekonomik etkilerini değerlendirir. 1990 yılında Irak ın Kuveyt i işgali ile 1.Körfez savaşı başlamıştır. Irak Kuveyt i

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders Dr. İsmail BAYTAK HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları Hristiyanlarca kutsal sayılan Hz. İsa nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanlar ın elinde

Detaylı

B-Yetki, Görev ve Sorumluluklar

B-Yetki, Görev ve Sorumluluklar B-Yetki, Görev ve Sorumluluklar 5216 sayýlý Büyükþehir Belediyesi kanununun 2004 yýlýnda devreye girmesi ile Ýzmir Büyükþehir Belediyesine 19 ilçe ve 38 ilk kademe belediyesi dahil olmuþtur. Görev alanlarýnýn

Detaylı

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi PROF. DR. NEJAT GÖYÜNÇ ARMAĞANI 305 Mevlüt ESER Prof. Dr. Yusuf KÜÇÜKDAĞ NEÜ A. Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Sosyal Bilgiler Eğitimi Mevlevilik, Mevlâna

Detaylı

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur. Parti varlık sebebi, isminden de anlaşılacağı üzere, hakların savunulmasıdır. Müdafaa-i Hukuk düşüncesine göre: 1. İnsanın 2. Toplumun 3. Milletin 4. Devletin 5. Vatanın hakları vardır. Şu anda bu haklar

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

TARİH BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU

TARİH BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU 201-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU ANADAL EĞİTİM PROGRAMI ZORUNLU DERSLERİ 1.YIL 2. YY. 1 YDİ2 YDA2 YDF2 Temel Yabancı Dil (İngilizce) Temel Yabancı Dil (Almanca) Temel Yabancı Dil

Detaylı

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM

BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Sevilay ARMAĞAN Mimar. Şb. Md. Tel:0312 4102355 KAPSAM BAYINDIRLIK VE İSKAN BAKANLIĞI TEKNİK ARAŞTIRMA VE UYGULAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİMARLAR ODASI İZMİR ŞUBESİ PLANLAMA VE YAPILAŞMAYA İLİŞKİN MEVZUAT VE UYGULAMA Sevilay ARMAĞAN Mimar Şb. Md. Tel:0312 4102355

Detaylı

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora

DERS ÖĞRETİM PLANI. İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü. Seçmeli Doktora Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü DERS ÖĞRETİM PLANI Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi 8 Haftalık Ders Saati 3 Haftalık Uygulama Saati - Haftalık Laboratuar Saati - Dersin Verildiği Yıl Dersin Verildiği

Detaylı

MEHMET ÖZ- YAYINLAR. Makaleler ve Yayınlanmış Bildiriler

MEHMET ÖZ- YAYINLAR. Makaleler ve Yayınlanmış Bildiriler Makaleler ve Yayınlanmış Bildiriler MEHMET ÖZ- YAYINLAR 1. "Tahrir Defterlerinin Osmanlı Tarihi Araştırmalarında Kullanılması Hakkında Bazı Düşünceler" Vakıflar Dergisi, sayı XXII, Ankara, 1991, 429-439.

Detaylı

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ İÜ Hukuk Fakültesi Hukuk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskı İÇİNDEKİLER

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiyenin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V GİRİŞ 1 A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 BİRİNCİ BÖLÜM: AVRUPA SİYASAL TARİHİ 1 2 I.

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI DA 18. YÜZYIL GERİLEME DÖNEMİ DİR. Yaklaşık 100 yıl sürmüştür. 18. Yüzyıldaki Islahatların Genel Özellikleri -İlk kez Avrupa daki

Detaylı

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ

T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARINDA YÖNTEM VE TEKNİKLER SEMİNERİ KONU: ESKİ TÜRKLERDE KALIN VE KALININ HUKUKİ DURUMU HAZIRLAYAN

Detaylı

: 50/ 1989 GENEL ORTAÖĞRETİM DAİRESİ (KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI) YASASI

: 50/ 1989 GENEL ORTAÖĞRETİM DAİRESİ (KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI) YASASI R-G : 74 6 Temmuz, 1989 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisinin 26 Haziran, 1989 tarihli birleşiminde kabul olunan Genel Ortaöğretim Dairesi (Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları) Yasası, Anayasanın

Detaylı

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ

BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ BURSA SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 1.NCİ HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ KURULUŞ-GÖREV VE YETKİ YÖNETMELİĞİ Genel Kurul tarafından kabulü; Karar Tarihi : 24.02.1992 Karar No. : 15-5 Kuruluş Madde 1 Bursa

Detaylı

Bu itibarla dilekçi iddialarının kabulü ile 870 sayılı ilamın 6.maddesi ile 1.038.500.000 liraya ilişkin verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA,

Bu itibarla dilekçi iddialarının kabulü ile 870 sayılı ilamın 6.maddesi ile 1.038.500.000 liraya ilişkin verilen tazmin hükmünün KALDIRILMASINA, Temyiz Kurulu Kararı Saymanlık Adı : Rize Belediye Saymanlığı Yılı : 2003 Dairesi : 2 İlam No : 870 Dosya No : 29404 Tutanak No : 30137 Tutanak Tarihi : 06.05.2008 Dosyada mevcut belgelerin okunup incelenmesinden

Detaylı

II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ II. MAHMUT (1808-1839) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ Halk arasında gâvur padişah ve püsküllü bela olarak adlandırılan padişah II.

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

ÇERKEZKÖY (TEKİRDAĞ) 1214 ADA 10 PARSEL UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

ÇERKEZKÖY (TEKİRDAĞ) 1214 ADA 10 PARSEL UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU ÇERKEZKÖY (TEKİRDAĞ) 1214 ADA 10 PARSEL UYGULAMA İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU Konum : Uygulama İmar Planı Değişikliğinin gerçekleştiği alan Tekirdağ İli, Çerkezköy İlçesi nde, 1214 Ada 10 Parselde,

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43 İÇİNDEKİLER Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar...11 I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43 II. EYALET İDARESİ...53 Cizye...55 Çiftlik...65 Eyalet...69 İspence...77 Kırım Hanlığı...79

Detaylı

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI! İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI! Türkiye nin önemli toplumsal ve politik konularının tartışıldığı İstanbul Aydın Üniversitesi

Detaylı

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk , istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sonuçları istanbul'un fethinin

Detaylı

YAPI KREDİ FİNANSAL KİRALAMA ANONİM ORTAKLIĞI YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET

YAPI KREDİ FİNANSAL KİRALAMA ANONİM ORTAKLIĞI YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET YAPI KREDİ FİNANSAL KİRALAMA ANONİM ORTAKLIĞI YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL TOPLANTISINA DAVET Şirketimizin Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı 23 Kasım 2007, Cuma günü saat 10:00

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (BAHUM)

BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (BAHUM) BAŞHUKUK MÜŞAVİRLİĞİ VE MUHAKEMAT GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (BAHUM) MİSYON ÇALIŞMASI Tablo 1. Misyon Çalışması Sonuçları Konsolide Misyon Gerçek ve tüzel kişiler ve kamu kurum/kuruluşlarına gelenekçi ve belirleyici

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) Savaş 2450-50=2400 yılının başında sona ermiştir. (İşlem 1 puan) Çünkü miladi takvimde, MÖ tarihleri milat takviminin başlangıcına yaklaştıkça

Detaylı

2005, yıl:1, sayı:4, ss.62-64 de yayımlanmıştır.

2005, yıl:1, sayı:4, ss.62-64 de yayımlanmıştır. AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDE DİN ÖĞRETİMİ VE TÜRKİYE İLE KARŞILAŞTIRILMASI 1 Prof. Dr. Mehmet Zeki Aydın 2 Bu yazıda, önce Avrupa Birliği ülkelerindeki din öğretimi uygulamaları hakkında bilgi verilecek

Detaylı

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) Osmanlı devletinde ülke sorunlarının görüşülüp karara bağlandığı bugünkü bakanlar kuruluna benzeyen kurumu: divan-ı hümayun Bugünkü şehir olarak

Detaylı

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak

T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak T.C. FATİH BELEDİYE BAŞKANLIĞI EMLAK VE İSTİMLAK MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV ve ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİYÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Hukuki Dayanak Amaç MADDE 1: (1) Bu yönetmeliğin amacı Fatih Belediyesi, Emlak

Detaylı

KIYMETLİ EVRAK HUKUKU TİCARET HUKUKU - CİLT III. Tamer BOZKURT THEMIS

KIYMETLİ EVRAK HUKUKU TİCARET HUKUKU - CİLT III. Tamer BOZKURT THEMIS Tamer BOZKURT THEMIS TİCARET HUKUKU - CİLT III KIYMETLİ EVRAK HUKUKU 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu ve 6098 sayılı yeni Türk Borçlar Kanunu na göre hazırlanmış, 31.1.2012 tarih ve 6273 sayılı Kanun

Detaylı

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU Ertuğrul Gazi 1) * Orhan Bey tarafından fethedilmiş olup başkent buraya taşınmıştır. * İpek sanayisinin merkezi konumundaki bu bölgenin fethiyle Osmanlı gelirleri. Yukarıdaki özellikleri verilmiş bölge

Detaylı