"'-JLI~'-1 FI..A.LICEV"LJER.İ DER.GİSİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download ""'-JLI~'-1 FI..A.LICEV"LJER.İ DER.GİSİ"

Transkript

1 Sayı : EYLÜL Cilt : ~ "'-JLI~'-1 FI..A.LICEV"LJER.İ DER.GİSİ Direktör : M. FUAD KÖPRÜLÜ

2 E L s E F E A H L A K V E R U H İ Y A T Pro f. F. RA U H Ahlak tecrübesinin ilk şartı şuur ile karşı karşıya buiunmak; bunun için de şuuru dolduran nazariyelerden kafayı boşaltmaktır. İşte ahlaki hayatı kurtarmak ile başlaınalıdır. Ancak pek umumi bir sist-emin mantık! bir neticesi gibi kabul edilmiş olan inaiıma, sıi"f bu yüzden, şüphelidir. Kanaatlerinin yalnızca dini bir imana, Allah ve kainat hakkında metafizik bir telakkiye dayaninasmdan şüphelendiğililiz her mütefekk-ir, ahlaka güzel bulduğumuz şeyi ibir doğruluk, kabil bir şart koşan, bulasa ~ptııkları talilin faziletlerine inanan bütün talilcil-er, şahit veya velayet sxfatile bir.kenara bırakılmalzdırlar. Zira bu ıg.~biler, Spinoza.nm bir tabirile, asıl şeyi iyi tanımak ıbahtiyarlığı.ndan mahrumdurlar. Bu şekilde anlaşilmiş, hatta tb.ayatca tahıkik edilmiş bir talil, bir taklittir. Zira baş.. kasrtıın.lınaiıı üzerinde düşünmek bir taklitten başka bir şey değildit. Böyle oimakla beraıber, hiçbir şey'i değer taşımalarına rağmen, nazariyelerin manasını ye ruhiyatca ehemmiyetini tanımamak tlmkansızdır. Dini itikatlar, bugün bile ıbir çoklarının iştirak ettiği bazı ahlaki inan malar için vasıta olmuşdur. Bir F~~te'nin ahhik1 kanaatlerini, şüphesiz, kendisine göre isb-ııt edilmiş metafizik fikirlerle kuvvetleridiriimişti. Uzviyetlere yapılan ibir benzetmenin, Ii san bakkmdaıki fikrimiz in kuvıvetini arttırdığını inkar edebilir miyiz? Bugün beşeri büyük düşüncelet; meta. fizik bir kartaat sayesinde meydana çıkmı lardrr. Nazariyelerin dünkü hatta bug.ünkü tesirieri inkar edilemez. :kat'i surette ortadan atılmaları ne keşf ne de arzu edilebilir. Mulhtelif yakın çeşitleri arasındaki benzemej.er, muhtelif h:ayat. tipleri, felsefi düşünce kahramanları tarafından uyandırılan mülah azalar, bug.ün de düşünüş ve yaşayışımrzda telkinler yapabilirler. tbdaa giden yolların hiç birini kaıpamamalı, yalnız karşısında bulunacak telkinleri hayatm tecrübesine arzeıtmeli, onlar.r, ilınl nazariyelerini inanmadan, kullanmadan alimin yaptığı gibi, bir defa denedikten sonra terketmelidir. Bu şekilde nazariyeleri, doğru bir itikadın hizmetinde vasıta o1aırak kullanmak mümkündür. Tarihe, hayatiyata dayanan ıbir muhah:fe karşı, bu nazariyeleri işimize g elen şekilde kullanmak, mesela aristokrat bir faıyôaccya, başka deiiie baş vurmadan, demoluastik el ile tutulur ıve,gözle görünür menfa.aıtlerini, keza, zamanımuda sayıları hayli çoğal an aristok- 14

3 AIU.AK VE RUHİYAT 15 rat bir hayatcıya, tabiatin, gitttikçe cümhuriyetci olan uzviyetler vasıtasile, kendiliğinden hürriyeti hazırladığını göstermek caizdir. İdaresi kolay.ve çocukça olan bu iş faydasız değildir. i~ki taraflı bir silabm, işinıize uygun tarafını kullanmak meşrudur. Nazariyeter iböylece bir tedrisat, bir propaganda vasrtası olabilirler..bunun için ilkin yenmek. istediklerimizin.görüş -tarzını kabul etmeliyiz, yalnız U şartla.ki sonradan aşılıyacağımız fikrin bütünlüğü için, bu biranlık kabul,.mahzur te kil et - mesin. Hakiki inanmaıya götüren yolu, muhalifler asıl ıkendi 1:elakkilerinde aramak meşrudur. Bir fikri, denildiği gibi, son haddine kadar yürütmek, mesela siyasi demokrasi kabul edildiği için iktisadi demokrasiyi de kabul etmek mant~kt bir zaruret teşkil etmez. Fakat bu muhalifleri demokrasik iktisadi şekli ile de aşinalaştırma:k için, iktisadi s~ada, reddettikleri şeyi siyasi sahada kabul etmiş olduk - larını göstermek faydalıdır. Diğer taraftan rnazariyeler 'kendimizde, daha iyi yaşamak cesaretini verebilirler. İki manalı, müphem nazariyeleri, ina.. nımızın i ine gelen bir çerçeve içinden görmek, eğer aldanmıyorsak ya - sak değildir. Hakikat ile hata.arasında ilııtimal vardır. Muhtemel ve mümkün olan şeyi belirsiz olabilir. Muhayyile bu.belirsizi, kendi ihtiyaçlarına gör-e tefsir etmek maksadile kullanabilir. Bu «belirsiz» den eser yoksa hakikaten istiıyerek.tecahül etmek fena rbir harekettir. Fakat bilmediğimiz, mesela.istikbalin bize yenilmez bir surette gizlediği nok-. talarda muhayyilemizi ümide doğru çevirmek caizdir. Zamanın taraftarlığını lehimize :kazanmak için, imanımiz'.ıın tarihteki misallerini ve mlikahillerini araştırmak faydasız değildir. Böyle.bir araştırma, iyi ve tabii bir müdafaaname makamındadır. 'Fakat nazariyeler yalnızca bir inanınayı telkin, takviye, tamim etme değil, bunları bizzat deneme vas ııtasıdırlar. Bir inanma vücude getirmek davasında bulunan bir sistem,.mugahi.ta olabilir. Eğer -iman için bir vesile, yahut sa~ı bir.tabaka olarak kalırsa, itikat, müminin hayatına, kendi haberi olmaıksızın, dıakim olduysa, bu mugalata zararsızdır. Bu takdirde inanmanın,.başlangıçtaki sebebi ne olursa olsun, münekkit :nazarında değeri vardır. İnanmaya ;verdiğim ıehemmiyet bizzat -kendisinden mi, yoksa.başıka b.ir sebebden mi geliıyor? İşte inanma gerçekten sağlam olup olmadığını anlamak için ilkin araştıraca - ğım nokta budur..bazı nazariyeler üzerinde bu usulün tatbi'katını göste - re!im. Ölüm cezasını, İsveçte üçüncü Güstav zamanındaki rah.ip mebusların yaptığı ıgibi ve aynı sebeblerden dolayı, tasvip e_den Paris prot-estan Fakültesi hocalanndan Menegoz bu hareketi, eğer İncil'deki sözlerin asd duyigulara mani olmasından doiayı takınd ı ise, kanaati taklit bir kanaat olacaktir. Fakat diğer taraf'tan da düşünmeliyiz ki 1830 dan sonra açık _ tan açığa demakrat olan ıkatoiik hareketine sebeb, bu -taribjerde doğmuş

4 16 CLKÜ, EYLCL 1937 olmasıdır. Eğer katalik nazariyeci Buchez'in 1831 de ilk istibsal şirke -: tini tesis ettiğini görüyorsanız, -bu, İncil'in tesirinden ziyade devrin umumi olan içtimai cereyanına.bağlrdır~ George Henri, Single to nazariyesini doğru göstermek için dini deliilere baş vuruyor : hepimiz dünyada Allahın llltfile yaşıyorsak, nimetle~ini de öylece müsavi surette.kullanma hakkına sahibiz. Fakat asıl hakiki ve derin sebeplerin ıbundan ibuet ol madığı aşikardır. Zira ıbu gibi hukukun istenmesinde hakiki arnilin yalnızca dini olduğu ve dini İmana bağlı olduğı,ı dü~ünülse rve Üphe edilseydi böyle bir hak talebi hiç de vaki olmıyacaktr. İçtimai bir fikir, yaşanmış ıve bir nesil tarafından denenmiş olduğu, bu ya ama, denemelerden çrkan ahlaki inanmaların, ba ka.b,içbir ş.eye tabi olmadan ahlaki inanma olarak bir sıra altına ahrimasmli temin ey_ liyecek olan miyarlarını tahnin ettiği takdirde, ilk ilhamı, nereden ge - lirse gelsin, me ru mahiyettedir. Bilhassa dini metafizik «yakin»!erin kaybolu u, zamanımıza göre sadece ahlaki niyetlerini ve ahlaki temaşalarmı tasfiye endişesinde bulunanların sayısını azaltacaktır. Tema a e~ilecek ebedi bir mevzuun yahud batıni yaşayı ımızın.karşısında.bir tema agerin varlığına inanma.k, ruhların -böyle ıbir tasfiye temayülünü kuvvetlendirıni idi. Bununla beraber öyle zan ediyoruz ki bu temayülün kökleri, asıl insan ruhundadır. Bu yüzden dini inanmalarm kaybolu und:aın sonra da yaşamaktadır. Mü - rakabe hayatı, deruni sükutun aranılr ı, içini yoklryan ve derinleşen her samimi kimsenin kendisinde içtimal bir vazife keşfettiği zamanrmızda bile, bazı insanlara elverişli bir ihtiyaçtır. Daha ileri gitmek mümkün, yalnızlık aleminde bulunmağa ne kadar.az temayülümüz olursa olsun. iztıraplarm hafiflemesini şuurun bir nevi daralışında ve ölümde araya - biliriz. Fakat bu ekildeki inzivamrz, sadece şu,kadar bin sene evvel söylenmiş bir söze hörmetten, yahud yanlış bir rvücud bilgisini üzerine kurulmuş temaşai bir b,ayat lehine olan bilmem ihangi efsaneden doğuyorsa, tamamen batıni olan bir kemale doğr-u olacak sava malarımız içtimal hayattan vaz geçişimiz, yalnız asarıatikacıya alaka verecek ıpeszinde hadi - selerden ba ka pirşey değildir. Ahlakı hayatiyattan çıkaran nazariyeler, metafizik nazariyelere kadar yanlıştır. Mamafih hayatı, -istediğim, cemiyetin ve insanın yaşamasını arzu ettiğim doğrudur. Hayatm şartlar.ııı;ıı.bilmenin, ıyalnız bana yaşamak mefkuresi için lazım vasıtaları tedarik değil aynı zamanda yakin tasrih v.e tahrip eylemesi de mümkündür. Bir kaç arkadaş ile atıldrğım boş adada, ancak kendime yetecek k a.dar yiyeceğim varsa belki bir felaket ar - kada ına yardım'! redded.eceğim, belki de.bugün ekmeği vermemekten ziyade yarın onunla ölmeği göze almak tercihini yapacağım. O zaman ihtiya~ bana insaniyetci imanın geçimsizliğini gösterecektir. Şifas.ız hasta_ lara baktığımız, en faydasız insanlarm hayatma el uzattığımız zaman, ta,bii

5 AHLAK VE Rl.JHİYAT 17 istifadan bahsedenlerin zıddına, tabiatın arzusuna karşı açıktan açığa beşeri mefkure tarafını tercih ediyoruz. Cemiyet.kendisini sari vererne karşı korumak ihtiyacındadır. Bununla beraber içtimax selamet duygusunu, Ortaçağda cüzzamlzlara yapıldığı gi.bi, veremiileri her türlü içtimai temastan uzak bulundurmağa kadar ileri.götüremiyor. Bu noktada içtimai hıfzıssıh,ha endişelerini beşeri istirab karşısındaki merhametimizle banştırıyoruz. Birçoklan içtimai hıfzıssıhhaya kanşan büklımete nahoş nazarla bakmaktadır. Bununla beraber ferdciliğimiz cemiyetin hetkese anlasma mecburiyetini yüklemesinden mustarip değildir. Sirayetin mevcudi~eti ilmi surette gösterilmiş ise mecburi temiziiğe razı oluruz. Hatta bir müellife göre hükumet halkının ilmi şekilde kanaati teessüs etme - dik çe sı_hhi meselelere kanşmamalıdır. Meseleleri böyle mütevazi ve psikolojik bir şekiilde vazetmek romanların ve muharrirlerin şikayetli.bir dille anlattıklan ahlaki vaziyederi ortadan kaldıracak, ahlak ile tabiatın tefsircisi olan ilim arasındaki zıddiyet bir allahlar har bi olmaktan çıkacaktır. M. D e C u r e I, ilmin ve vicdanın hukukunu birbirine zıt göstermektedir: bir doktor, ilmi mesai si namı. na, bir insan hayatını, hatta mahkum edilmiş bile olsa feda eder mi? Eğer şey'! ilmin bütün bir hakikat olmak sıfatile, ahlaka karşı hak taşıtığına inanıyorsa, evet. Fakat bunu kabul etmek, hakikat ile hakikatin şekillerinden yalnız birini karıştırmaktır. İnsanlık vazifesini ve cazibe kanununu tasdik ettiğim zamandaki aklilik duygulan aynıdır. İnsanlık 'kanunlarına karşı olan vazifenin doğruluğu, kanunlardaki doğruluktan farksızdır. Vicdanın kararlarına karşı, tabiatin, hukukunun tamnmasına hakkı olduğunu iste - rnek alime değil fak!it bir dinin rahibine yakışır bir tarzda ko - nuşmaktır. Müsbet bir zihniyet, tayin edilecek tecrübe şart - ları içinde, mukavemet edilemez surette kendisini gösteren ve kalbin isyanları dinin şey'!, ilmi bir yakin kadar aklı kabul etmektedir. Asıl bilinmesi lazrm nokta~ tabiati bilmek arzu vazife - sinin muasır vicdanlarda: insanlık vazifesine tekaddüm edip etmemesidir. Bazı alirolerin şuurunda, eşyayı tanımak vazifesi, ve içtiai şu uru sön - dürrneğe kadar.diğer vazifeleri unutturmağa doğru :gidiyor mu? Eğer böyle ise,.bu münferit şuurların şe'hadeti ne değerdedir? Kuvvetli fer _ diyederin ayrı vazifeleri olduğu ileri surüldü. Bu alimler, tahardyatta bulunmak gibi bir vazife.için mi <loğmuşlardır?.bu takdirde meseleyi şu şekilde vazetmeli. : ahiakın da dahile~i, ilham sahibieri var mıdır? Varsa bu nevi dahilerle amme vicdanı arasında ne münasebet vardır? Bu gibi insanlar müjdeci midirler?.inanmaları.bitgün a.mmeye mal olacak mıdır? İnsanlık, ıbirgün, hakikatin ilerlemesi, hiç değilse gelecek nesil -!erin selameti uğruna birkaç kurban verrneğe razı olacak mıdır? O za _ man bu müjdecileri nasıl ayırmalıdır? Bütün ibu noktalara :temas ede -

6 18 'Oı.KÜ, EYLilı ~egız. Şimdiden.söylliıyeHm ki ekli ne olur.sa olsun göstereceğimiz hal tarzı.ilim taraftarlığı namına olmıyacaktır. Bu meselenin doğurduğu müsbet güçlükler haıcltında bir fikir edin me'k istiyenler, V e r e s s a i e f f 'in, hastahanelerde hastalar üzerinde yapılan tecrübelerden :bahis bir doktorun batıralarz adlı eserini okusunlar. O zaman, ibu ıg.üçlüklerin hem dlmi keşifler, hem de tedrisatı için \Zaruri olduğu fakat aynı zamanda tecrübelerden mütevellit tehlikelerin hemen hemen 'hiç derecesine inecek kadar azaldığı görülecektir. Tıp talebesi, ameliyata alışkın bir el sahibi olmak dçin canlı malıluk üzer.inde ameliyata başlar. Fakat daha önce hayvan üzerinde oçalı~ ır, sonra.bir hocanın 111eza _ reti altında ameliyat yapar: Birbiri ardısıra olan ibu ameli denemeler neticesinde nihayet do'ktor-luk derecesini kazanır. Mücerret ıbir metafiz.ikten ibaret ve ancak mutlak, zıt hal tarzıarına ıt~ammül eder görünen bir.me _ sele, böylece tah!jlini haltarzıarına elverişli bir ahlak v~ tatbiki ruhiyat meselesine inkılap ediyor. Mesele hayatın kanunlarını kabli olarak mu - kaddes ~ir ıpahiyette vazetmek değil, fakat ibu kanunlara aid ibilgıinin mef. kuremizi tadil edip etmiyeceğini ara tırma'ktır. llmz prensiplerden ziyade nesiller mahvolsun dememelıi, bilakis samimi surette v:icdanımızdan, ibaş - kalarının vicdannidan istifade ederek hareketiniizdeki. geçimsizliğin veya mutabakatin neticelerini yoklayarak ve ıin~amız üzer.inde geniş bir ıso - Tuşturma yaparak müşahedede hulu.nmal ıdır. Bu mukayese yavaş yavaş yürürken imanımızın hangi noktaya kadar mukavemet etmesi veya şe'niyete mukavemetten vazgeçmesi lazımgeldiği anlaşılır. Bu mesaiyi sarfeden - le.rin Um1.1II;liyetle istedikleri noktada anlaş-tıkları görülecektir. İhtimal ki bazıları prensipierin ~ütün safiyetlerile muhafazasını istiyecekler, bazıları ise ~e'niyete intibakmı araştıracaklardır. Her iki harek~t te aym derecede meşrudur. Elverir :ki birinciısinin mutaibakatsızhğı tenevvür eçs.in ikinci - lerin mülayim davranışı hasbl olsun. Bilhassa mühim nokta~ bu davranış - larda ne birinin ne de diğerinin ebed1 ibir umde namına değil, fakat müs. bet, mütevazı sebepler altında.başka türlü inan~mam neticesine varan samimi bir denemeye dayanarak kend isini gerçek göstermeğe çalışması lazımdır. Tekevvüni ahlak nazariyeleri, ahlaktaki * mugalataların en zengin menbalarından,biridir. Bu nazariyele re göre inanmanın değerini, menşelerinin -değerile ölçmel.j.dir. Bu, bir tari'lı mugalatasıd ır. B.ir itikadın unsurları tahlil edilince zaruri olarakinhilal eder. O halde ancak ebed1 olan itikatlar me ru olabilirler. Böyle bir düşüncey_e maddeci ve cevherci mug~lata -desek yeri vardır. Bazr müellifler.için tarih, bugün yaşayan şuur.un tabi olması lazım ikinci bir tabiattir. Halbuki. ıb~nde.mevcut canlı imanı maziye,. sırf mazi

7 AHLAK VE RUHİYAT 19 <>lduğu için, hürmet ettinne-k lfi.zumsuzdur. Fransızca yazmak Iiçin Rut kelimesinin Rugitus ( hayvanın.gökreyişi ) nden geldiği yahut Gourges'Jm gorge ( boğaz ) kelimesinin aslı olduğunu bilrneğe lüzum yoktur. Lugat bitgisine göre yazı yazanlar, yalnız gösterişciler.dir. Muharrirler, zaman - 1arının hayatını yaşamak suretile, kelimelerin ılıugünkü manasından mü - teessir olurlar. Bununla beraber tarih ~anııpı aydınlatacak bir -vasıtadır. "Bir mefkureye olan saygı, bana eski devirlerden geçtiğini bildiğim gün 'kayıp oluyorsa, obu, esasen o mefkurenin kuvvet.ini ananeye borçiu o l<luğu nu gö.sterir. Fakat kendimi deneme şartile kendimde tekrar o m~fkureyi bulahilirim ve nitekim bütün ihtilalciler,.roma kahramanlarında.kendiler ini tar ih bana bilhassa kuvvetlerimin ve dayandığım menbaların geniş - 1iğini ölçmeği.öğretir, böylece imanımızı ıkuvvetlendirir veya bilakis azal tır. Şe'niyete intibaka icbar eder. İnkılap umdele.rini müsteinlekelerde t atbik için Fransa'nın yaptığı ıbirçok semeresiz tecr.übeler.de tarihini ar~ştırmak, ahlaki tiplerimizden başka tipleri.de düşünmeğe alıştırır. B e a n c h e t 'ye göre, 1854 da yapılan bir 'kısım müstemleke kanunları, Avushı ralya'nın katillerle iskan edildiği fi.krinden mülhemdir. Eğer Avustural - ya'nın, yalnız memurlar ve serbest muhacir kütlelerinin birleşmesinden -sonra refah bulduğunu tarih vasıtasile öğrenirsek, ahlaki salalı i~anı haklı::mdaki imanımızın realiteye uymıyan kuv.veti hafifliyecektir. Siyasi hürriyetperverlik telekkisinin ilk zamanlarda,.bugünkü müdafaalarının temsil ettiği şekilde, tamamen ferdiyetci olmadığım öğrenmek, bu.telakkinin uzun bir ananeye dayanmaktan doğan şöhretini izale edebilir. Patron ve amele münasebetine aid nizam, İngiıt.ere'.de asırlarca müddet zarfında müşterek' bir kanun halinde idi. Onsekizinci asır sonunda unutulmuş olan bu kanunu, yeniden İstiyen ameleler, ıbir yenilik yaptıklarını sandılar. Alakadar bir komisyon, tevarüs ettiği sermayeyi kullanacak her kimsenin bu hakkını, her Breton'nın doğarken getirdiği.bir 'hak gibi düşünmeğe uzun zamandanbed alıştıran hürr.iyetperver teşkila.tın imtiyazlarından biri olarak ilan etti.. Halbuki Iriiç-ük bir tarih bilgisi, hürri.yetperverlerin bu deli - lini zayıftatmak.için kaf.i olacaktır. Bu mütalealar.dan sonra, tarihin ahlaka olan faydasının hudutları görülüyor: hrih bizi, ılıugünden çok ayrılınıyan ıbir dün itibarile alakadar eder. Belli bir hududun ötesine geçilirse işimize yaramaz. Vicdanımızm etnografya veya antirepoloji tetkiklerinden müteessir olması ihtimali pek azdır. Belki demokrasiyi, monarşiye, yahut meslek ahlakını. kılan veya taifeye çıkmaksızın doğru göstermek mümkündür. Bir itikadın allahca bütün bir ebediyete şamil olarak emreylediği için muteber olduğu akidesini taşıyan asr1.bir kadın, yanlış idare edilen dini bir terbiye almış olmadıkça, iffet duygusunun tarihte!71uht:eliıf şekiller aldığını, daima cinsi azaya.bağli olmadığını beşeriyatcilerden öğr.enmekle iffet duygul.a'i'ında asla bir sarsmtı duymıyaca:klardır. Keza bazı kavimlerde dint menşelerine

8 20 ÜLKÜ, EYLÜL 1937 veya yamyamlığın mukaddes seeiyesine aid bir bil~inin bugünkü bir vicdarıı bozacağını hiç zannetmiyorum. Be ert hayata müessir olan anud hurafelerden birisi, hayat yeniden başlamıyormuş ve bir düziye kendisini y~ratı:iuyormuş gibi, eşyayı unsurlarile aynı şayan cevberci ve maddeci 'telakkidir. Hakikatte bu yeniden başlama ve yaratma umumiyetle hisleri _ mizin ken.diliğinden olan inki afında mevcuttur. Bir rubiyatcı, bir çiçekten, gübrelik üzerinde bittiği için zevk almadığını ileri sürebilir. Fakat bu zevk almayı ın sebebi, kısmen, gübrelikte doğan bir Çiçeğin çiçek Ol!Jlıya'cağr hakkındaki yanlrş bir telakki değil midir? Vaiz, a kın aşağılık birşey olduğunu söyler. Fakat bu hürmetsizlik kısmen, aşkın temiz olmadı - ğinı, çünkü aşkı ifade eden uzvi vasrtaların mubayyile için çirkin olduğumugalatasından ibaı-et değil midir? Daha dün senli benli konuştuğu - muz ve mektep muvaffakryetledni t~brik ettiğimiz bir arkada ın ıgünün birinde me hur bir adam olduğuna güçlükle inanıyoruz. Aynı yanlı telakki ahlaki bayata istinat etmektedir. Bir mükelleflik lazımgeldiği şekilde kar ılanmıyor. Çünkü mevzuu yüksek değildir. Sarih. ve h~men yapılacak vazifeleri istememenin sebeplerinden biri de budur~ Necip sıfatı takılacak vazifeler arzu ediliyor. En yüksek vazifeler, baya - tımızın en gayrimaddi kısmına ait olanlardır. içtimat vazifeler ikinci derecededir, çuiıkü maddi mahiyettedir. A.r i s t o bile, böyle düşünmü!} idt Muasır sosyalizm, mesela M ar k s 'ınki mide ile ili iği o1an bir mezheptir diye ~ ağı görüldü. Bu, doğru değildir. Zira iktisadi sosyalizm,. M a r k s için, yüksek gayelerin içtimlleşmesine yarayan zarud vasrtadan ba ka birşey değildir. Fakat sosyalizm, yalnız iktisadi teşkilat ile meşgul olduğu zaman bile, sadece ihtiyaçların tatminini takip etmiyecek, bir fikrin yardımcısı olacaktr~. Ekmek ihtiyacı, herkes için istenildiği zaman,. «herkes i_çin ekmek fikri» ne döner. Adaletsizlik korkusu, çok defa şahsi bir adaletsizlikten doğar..bu bal, umumi bir davanın müdafilerini bazan ehirli gösterir. Bununla beraber şahsi duyguların genişliyerek fikir olması. da kafidir. İnsaniyetcilik duygusunun tabii tekevvününü de.bu noktada a ramalıyız. Kendinin, yahut sınıfının ve ırkının ıztırabrnda beşeri iztira.p okuinak, enmuzeç addedilecek bir vakıada bir kanun gören alim ta~zında okumak demektir. Zannediliyor ki bazı mezheplerin değerlerini, sahipleri 'nin yaşadıkları hayat ve muhit şartlarını izah etmek suretile azaltmak mümkündür. L e o n S a y 'diyor ki: Marks, haham bir nesebe mensuptur, böyle birşey, kapitalist rejimine ait tahlili şupheli gösterir. Filhakika Marks, belki temayüllerini daha ziyade Hegelci bir terbiyeye iborçludur~ Fakat kendisinin içtimat inanması inanmanın içinde doğması lazımgelen şeraiti dahilinde dogmuş ve inkişaf etmiş ise, hiçbir şey, inanmanın değe rini dü üremez. A!?-laki bir ananmanın, bir prensi~ sayılması için, basit yahut tahlili imkasız bir ekil taşıması zaruri değildir. Yalnız menşelerinden, köklerin-

9 AHLAK VE RUHİYAT uen kopmuş olması, ~anh ve muhtar bir düşünce gibi tekamül etmesi yeter. Stuart Mill, pe'k haklı olarak hasbilik, esasında hodkfunhktan doğmuş olsa bile, insaniyetin yaptığı kat'i bir zafer olmaktan geri kalmaz diyordu. Mü.. :rüru zamana ait olan adli nazariye, bu görüş ile derin.bir nazariyediı: : nazariye, yalnız ammenin sulh ve selameti zaruretine değil, fa kat aynı hak.. ların ve yeni vazifelerjn doğabilece ğ i, bir defa doğduktan sonra iptidai bir lıak ve vazife imiş gibi addedilece ğ i fikrıine dayanarak.kendisini haklı,göstermektedir. Fakat yeni bir inanmanın do ğmuş olduğunu nasıl anlamalı? Onu, :sathi ve hayall inanmalardan nasıl ayırmalı? Bunun ııçın kaynakları unutmamız, unsurları ıgörmemekliğimiı., yahut görüyorsak, bu görmenin haleti ruhiyemizi karıştırmaması lazımdır. Bu ruhiyat meselesidir. BiLinecek nokta, yeni tamamlanmanın ve ter~ kibin hangi noktaya kadar yapılacağıdır. Bunu bize yalnız tecrübe göste :recektir~ Mesele, duy.guların birbirine kaynaşmasından ibaret olan daha umumi.bir meselenin lhususi ıbir halidir. Duyguların birleşmesinden kay - o naşmasına kadar olan dereceler çoktur. Terkibin unsurlarını tekrar bul - mak imkansızlığı, bulmak mümkün olduğu takdirde tahlilierin birbiri ardı sırasına gelmesine rağmen, terkibin mukavemeti, son kaynaşma -derecesi - n in işaretidir. Orkestranın aletlerinden heı:ıbirini ;gören musikışinas, bu ~ nunla beraber, senfoniyi işitmektedir. Zaten musikışinas, böyle bir terkibi yapınağa tahlilierin maru olmadığı gün musikışinas olmuştur. Augier'nin bazı şahsiyetleri servetlerinin menbalarım safdilane ıbir şekilde unut - tular ve iyi adam ruhunu kazandılar. Bununla beraber, eğer sami.ml ise - ler, :kaynaklarını hazırlamak, onları muazzap etmiyecektir. İyi adam ise - ler o zaman, yapttkları fenalıkları tamire çalışacaklardır, vicdanlan tahlile mukavemet edecektir. Keza bir karı bir koca düşününüz: sevişiyorlar, yuva kurmuşlardır, hürmete değer ve te.miz.bir ıhayat yaşıyorlar..bununla beraber aşklarının bir heves doğduğunu ve ilkin tesadüfün kadını bir ~etresi yapt ı ğını herkes biliyor. Fakat yeni bir hayat vaziyeti de değiş tirmiştir. İşte maziyi silen pişmanlık, affetmek gibi duygulara aid naza ~ riyelerin derin ruhi manası buradadır. Hayatı kat'i, ıbinnetice tamir edile. miyecek, hiçbir şey yoktur. Hayat tek şekillilik olduğu kadar nihayetsiz bir ılıereket halidir. Ahlaki veya içtimai inanmalarımız için de mesele başka türlü değil - ~ir. Şüphesiz inanmalar fesada uğrayacaklardır. Bir başkasına rastladığımız kaynakların hodkam olmasından şüphelendiğimiz -zaman bu inanma - ~arın mahiyeti hakkında tere ddüt edeceğiz. Mesela bugünkü milliyet fi ~irlerinin içinde do ğduğu şeraiti, kanlı menşeleri öğrenmekle vatanper ~ ~erlik duygusunun ~Sarsılacağı akla.gelebilir. Fakat, hiç değilse şimdilik bu hisse değer veren vicdanlarda böyle bir sarsıntı olacağım hiç zannet ~ ~iyorum. Vatanperverlik hissinin zaiflaması veya şeklini değiştirmesi

10 22 ÜLKÜ, EYLÜL 1937 muhtemeldir. Daha şimdiden böyle bir değişmenin sebepleri ke~edile - bilir. Demo kratik bir hürriyete doğru olan arzularmuz ancak muayyen bir merkeziyetsizlik, muayyen bir federalizm.ile.kabili telif ise, belki de millt bir rabıta, bugünkülerden daha kuvvetli olacak mahal ve mmtaka duygu - larile uyuşacaklar, ıbelki de aksine, Avrupa federalizmi teşekkül ettiği takdirde, bug;iin'kü vatanperver.jiğ.i kuvvetlendirecektir. Fakat eğer, vatan - perverlik seeiyesini değiştiriyor.sa, bu deği Illede nazariyelerin rolü hiç _ tir. B a k a n n i n e diyor k i : «vataiıper verlik, tam tabii \bir (duygu. olarak, acnak dar bir dünyaya şamil olabilir.» böylece ancak te meli olan,. yahut temeli farzedilen bislerin yaşamak.hakkına malik olduklan zanne - diliyor. Halk Darülfünunlarma devam edenler, böyle 'kaba bir cevherci liğin delillerine kar.şı samileri ıne kadar ihtiyatkar bulundurmanın lüzu - munu elbette anlamışlardır. Hakikatte iktidarlarıli kayıp oluşunda başka derin sebepler vardır. Nazariyecilerin istidlalleri, zaten Şe'niyette.busul bulan değişiklikleri.göstermeğe yarar. Fakat halk, bütün.iptidai mütefekkirler gibi, itikatlarmı eb~dileştirmek ve onlara mutlak bir temel, veya uzak 'Ve ıbinaenaleyh esrarlı kaynak bulmak temayülündedir. Böyle bir me. selede vicdanlarda hasıl olacak buhran, vicdanların yine kendilerini soruşturma suretile halletmeğe alışmaları esastır. Memleketinizi ılıaşka bir mem_ lekete tercih etmiyor musunuz? Böyle bir tercih, zaruri olmuş mudur 'f Bu tercih kısmen ıgırizi ve kısmen de insan olarak taşıdxğınz.z hislerle vt! bugüıi yaşattığxi:ıız ve.birçok fransızların her zaman dünyaya karşı temsil' ettiği insanirk mefkfiresi ile mutabxk.olmak itibarile akli <leğil.midir? Bu. tercihler,.size vazifeler.göster-miyor mu? ilah. Vatanper verlik meselesi derin ve teşekkülünü bulmuş vicdaniara bu ~ekilde hitap etmekle vazıhil edilebilir. İman <ile tahlil arasında bulunan ve, inarumyanları bazı asabi muharrirlere.göre ancak maddeci ve növmit hal tarziarına.g-ötürür görünen biı. sıkıcı mücadeleye aid metafizik bir mesele, böylece tatbiki bir ruhiyat meselesine inkxlap etmektedir. Meşhur r.omancrlarımızdan çoğunu.gür bir imana götüren korkunç meselelerin esası da buradadır. Gör.ülüyor ki b~.gibi güçlüklerden kurtulmak için daha az fasdalı olan vasıtalar y.ok değildir. Şimdiye kadar bahsettiğimiz nazariyeler inanmayı, inanmaya, yabanc ı bir prensipten, metafizik bir hakikat veya tabii şe'niyetten çıkaran şey't nazariyelerdir. İnarunayı, inanmadan başka bir.şuur vakxasına, hatta alma yahut bir mükelleflik duygusuna, bağlayan nazariyeler.in nasıl kullanrla.:. cağını yukarıda gösterdik. Vazife ve heyecanlar, ahlaki bakikatin işareti - dirler, fakat yanılmaz değildirler. Diğer insanlarla ve inanınalarile uygun_ luk, düşüncelerde muayyen bir umumilik derecesi, kendilerine, hatta aklilik.duygusundan ayrr olarak, akli bir fiil olmak hakkını tc3:nıdxğxm işaretlerdir. Bununla beraber, herşey bertaraf, bana ıztırap vereceğini ih-

11 AHLAK VE RUHiYAT sas etmediğim bir fikir, hakiki bir fikir.değildir. Diğer taraftan eşya içinde metoini tayin etmiş ibir ruh, mefkureyi, mefkurenin verdiği meserret ve huzur ile keşfedebilir. Fakat ıztıraptan olduğ.u gibi meserretten de vazgeçebilmek, ıztırap ve meserret duyguları altında son olara'k yegane değeri taşıyan yakini ayırabitmek.gerektir. Afhla.ki bir hakikat, ancak böyle bir tecrübe ile elde edilebilir. Aynı suretle ala.k:ayı takip etmekte m~edilmiş değildir. Fakat fay - dalı neticelerile ölçülen her ıhareket, bu neticeler ne kadar uzak ve mu - fassal olurısa <>lsun, mefkurenin bir tercihi mevzu olamaz. Böyle 'bir hareket mefkureyi inhilal ettiren.işaretlerden ibiridir. Alaka 1 gibi içtimai sa - adet nazariyesi de olduğu gibi alınırsa boş bir müsadereden.ibartetir. Vatanın menfaatini aramak için, <> menfaatin esasen ne olduğunu bilmek ge. rektir. Şu halde içtimai menfaat nazariyesi «içtimat» nin nazariyesine muhtaçt<ir. Cemiyetlerin bir.defa varlığım kabul edince, onların yaşamak ve mesut yaşamak istedikleri söylenebilir. Bu noktaya bir diyecek yok, fakat ilkin cemiyetin ne.olduğunu ve nasıl yaşamak.istediğini bilmek la - zımdır. Medeni cemiyederin yalnız yaşamak.değil, fakat muayyen bir tarzda yaşamak i-stedikleri ıbir vakıadır. Halklar hiç değilse iyi kısımlan bir mefkfireye sahiptirler. Mesele bir halkın irişrnek.istediği gayenin, se. lameti ve maddi menfaati ile hangi n oktaya kadar ahenktar olduğunu bilmektir. İçtimai menfaat, içtimai mefkqrenin ölçüsü değil, siniridir. Bir halkın mefkfiresi, zaruri.ı;urette kendisi için faydalı olanı değildir. Fakat aynı zamanda mefkuı:enin, ancak menfaati ile uyuşahilen tarafını umu - miyetle kaıbul etmesi lüzumuna kanidir. İmanının derecesini, imanını müdafaa için selametinden tehlikeye koymağa r,aızı olduğu kısmı ile ölçmektedir. Bu birkaç misal, ahlak nazariyelerinin mümükün olan kullanrlmaları göstermiye kafidir. Eğer bir nazariyeden kasdimiz, o nazariyeden kalan ahlaki inanmayı, yahut ezell bir ahlak nassının (dogme) vaziyetini mantıkça veya fikriyat nasma talil etmek dse, her.şeyden evvel vicdan bu İıazariyeden kurtulmalıdır. Fakat ahlaki nazariyeler, bir telkin bilhassa, tecr.übe vasıtası olarak değerlidirler. Dünün.a:damı bir kafire ve münkire karşı Allahın sözünü gösteriyordu. Bugünün adamı serbestçe soruştur - duğu vicdanım tenkide açıyor. Vicdan, nazariyeleri ancak psikolojik bir kullanma maksarlile kabul ettiği gün ahlaki hakikati, ahlaki hayatı seze _ bilecektir. Böyle ıbir görüş deği~ikliğine ne kadar ehemmiyet verilse yeridir. İçtimai fikirlerimizde mizacın veya bazı ahvalde vazi.fe telakkisinin tesiri ile uzlaşmaz bir vaziyet takınabiliriz. Fakı3!t.birçok kimseler tabii bir nizam olduğuna yahut tarihten çıkarılmış dersler üzerine kurulduğuna büyük ihtilalciler gibi inanmasalardı, daha a:z şiddetli olacaklardı. Parya - larla ayni kaptan su içme kten ise kaleraya yakalanmayı göze alan Hintli-

12 ÜLKÜ, EYLÜL lerin zekası yanlış inanmalada körlenmi.olsaydı, Üphesiz hıfzıssıhaı kaidelerine riayeti reddetmiyeceklerdi. Dinlerin.bugün yaptığı en büyük fenalık, uurlarımızı kendi kendilerine duymaktan menetmek, bir kısmınr.bazan ölü şekillerin ayini.içinde hareketsiz bir hale koymak, ananeden ve ilahiyattan gelen ağır bir yükün altında ezilen bir kısmının ise hamlesini geçikdirmektir. Hülasa -bütün talilciler, sistem yapanlar, inanma yı inanma dı ında arıyanlar gözden düşmüşlerdir : İyi adam bugünün hakikatini, bizzat eşyadan fı kıran bedalıati istiyor Experience Mora{den, çeviren : Z. Fahri [1] "Bu tercüme ders yılı esnasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesindeki ahlak derslerine ait bir kaç seminer çalışmasına ip_ ucu temin etmek maksadile, meş hur Fransız ahlakçılarından Ra u h dan yapılmıştı. Liselerdeld ahlak ve ruhiyat dersleri için belki felsefe muallimlerinin işine yarar diye buraneşrediyoruz. KORKU: Sırrı elinde yokluğun, Akıyor su gibi zaman. Aşarda tepeyi yolun, Derin uyku gibi zaman. Engini ar;ırken ömür#. Birden uçurum görünür; Eteklerine sürünür, Geçer korku. gibi zaman. Coşkun Ertepınar

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19

İçindekiler. İndeks. İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19 İçindekiler Önsöz. İndeks Sahif e: III XI İKTİSADÎ DÜŞÜNCE TARİHİ 1. Giriş 1-19 1) İktisadî düşünce tarihine düşen vazife 1 2) İktisadî ilimler zümresinin muhtelif disiplinleri arasında bir mukayese 3

Detaylı

TEMEİ, ESER II II II

TEMEİ, ESER II II II 1000 TEMEİ, ESER II II II v r 6n ıztj BEHÇET K E M A L Ç A Ğ L A R MALAZGİRT ZAFERİNDEN İSTANBUL FETHİNE (Dört destan) BİRİNCİ BASILIŞ DEVLET KİTAPLARI MİLLİ EĞİTİM BASIMEVİ _ İSTANBUL 1971 1000 TEM EL

Detaylı

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME 34 NOLU SÖZLEŞME ÜCRETLİ İŞ BULMA BÜROLARININ KAPATILMASI HAKKINDA SÖZLEŞME Aynı konudaki 96 sayılı sözleşmenin onaylanması sonucu yürürlükten kalkmıştır ILO Kabul Tarihi: 8 Haziran 1933 Kanun Tarih ve

Detaylı

MEDENİ BİLGİLER ve Mustafa Kemal Atatürk ün El Yazıları

MEDENİ BİLGİLER ve Mustafa Kemal Atatürk ün El Yazıları MEDENİ BİLGİLER ve Mustafa Kemal Atatürk ün El Yazıları Önder Gürbüz 2015 Almanya www.gurbuz.net 1- Türk Milleti; Halk idaresi olan Cumhuriyetle idare olunur bir devlettir. 2- Türk Devleti laiktir, her

Detaylı

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI :

İçindekiler GENEL PRENSİPLER. Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : İçindekiler B Î R İ N C İ K İ T A P GENEL PRENSİPLER Birinci B ö l ü m : HUKUK NİZAMI : 1. Hukuk ne demektir? Sah. 1 2. Hukuk bir ilim midir?» 1 3. Hukuk nizamı ve hukuk mekanizması» 3 4. Beşerî cemiyetler»

Detaylı

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ. EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha

Detaylı

V Ön Söz Birinci fasıl: İşletme İktisadının Esasları 3 A. İşletme ve işletme iktisadının mahiyeti 3 I. İşletmenin mâna ve tarifi 3 II. İşletme iktisadı ilminin mahiyeti 8 III. İşletme iktisadı ilminin

Detaylı

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar la da gi di le mez. Çün kü uçak lar çok ya kın dan geçi

Detaylı

Birinci Bölüm : İşletme faaliyetlerinin muhtelif safhmları 1

Birinci Bölüm : İşletme faaliyetlerinin muhtelif safhmları 1 İ Ç İ N D E K İ L E R Sakile Birinci Bölüm : İşletme faaliyetlerinin muhtelif safhmları 1 A UMUMÎ MÜLÂHAZALAR 1 B - İŞLETME FAALİYETLERİNDE TEDARİK SAFHASI 2 I Uumumî mülâhazalar 2 II Tedarik faaliyetlerinin

Detaylı

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun

626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun 626 Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında imzalanan Kültür Anlaşmasının tasdiki hakkında Kanun (Resmî Gazete ile ilâm : 14. V. 1958 - Sayı: 9906) No. Kabııl tarihi 7115 7. V. 1958

Detaylı

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.

AVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. AVCILIK İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. Avcılık İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen Avcılık eskiden; İnsanın kendisini korumak, Karnını doyurmak, Hayvan ehlileştirmek,

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

İÇİNDEKİLER K 1 T A P : I METODOLOJİ

İÇİNDEKİLER K 1 T A P : I METODOLOJİ İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 Dersin Konusu I Modern kanunlarımızın dayandığı fikir temeller... 3 H Toplumsal hayat 4 m Sosyoloji ve felsefe bakımından hukuk 5 2 Bibliyografya 6 K 1 T A P : I METODOLOJİ S timin

Detaylı

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI

TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI TÜRKİYE HÜKÜMETİ İLE MİLLETLER ARASI ÇALIŞMA TEŞKİLATI ARASINDA TÜRKİYEDE BİR ÇALIŞMA ENSTİTÜSÜ KURULMASINA MÜTEALLİK 13 SAYILI EK ANLAŞMA Milletlerarası Çalışma Teşkilatı (Badema Teşkilatı diye anılacaktır.)

Detaylı

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ Bu Beldede İlim Ölmüştür Rivayet edildiğine göre Süfyan es-sevrî (k.s) Askalan şehrine gelir, orada üç gün ikamet ettiği halde, kendisine hiç kimse gelip de ilmî bir mesele hakkında

Detaylı

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır Tevafuk birbirine denk gelmek, birbiriyle uygun vaziyet almak demektir. Tevafuklu Kur anda tam 2806 Allah lafzı pek az müstesnalar

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır. 4.MEKTUP MEVZUU : a) Mübarek ramazan ayının faziletleri. b) Hakikat-ı Muhammediye'nin (kabiliyet-i ulâ) beyanı.. Ona ve âline salât, selâm ve saygılar.. c) Kutbiyet makamı, ferdiyet mertebesi.. NOT : İMAM-I

Detaylı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma

Detaylı

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır.

Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. Vergi İncelemeleri Vergi incelemesinden maksat, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. İncelemeye yetkili olanlar tarafından lüzum görüldüğü takdirde inceleme,

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÎLE FEDERAL ALMANYA CUMHURİYETİ ARASINDA 16 ŞU BAT 1952 TARİHÎNDE ANKARA'DA AKDEDİLMİŞ OLAN TİCARET ANLAŞMASINA EK PROTOKOL -. '. ' J ı 156 16 Şubat 1952 tarihli Türkiye Batı - Almanya Ticaret ve ödeme Anlaşmalarına Ek 21 Aralık 1954 tarihli Protokollerle Ekleri Mektupların Tasdikine dair Kanun (Resmî Gazete ile ilâm.- 2.II.

Detaylı

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME

HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME HER NEVİ MADEN OCAKLARINDA YERALTI İŞLERİNDE KADINLARIN ÇALIŞTIRILMAMASI HAKKINDA SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 4 Haziran 1935 Kanun Tarih ve Sayısı: 9 Haziran 1937 / 3229 Resmi Gazete Yayım Tarihi ve Sayısı:

Detaylı

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46

Aristo Metafiziği ile Gazali Metafiziğinin Karşılaştırılması- SH. Bolay.Kültür Bak. Yay. 1976 s.40-46 Madde ve Sûret Anlayışı Aristo, Metafizik'in VIII. kitabında daima sorulmuş olan "varlık nedir?" sorusunun aslında "cevher nedir?" sorusundan ibaret olduğunu söylüyordu." 9 Bu bakımdan cevher aynı zamanda

Detaylı

"Vesvese" ile "korku" aynı mıdır? Risalelerde vesveye önem vermemek, modern bilimde ise korkunun üzerine gitmekten bahsediliyor?..

Vesvese ile korku aynı mıdır? Risalelerde vesveye önem vermemek, modern bilimde ise korkunun üzerine gitmekten bahsediliyor?.. Sorularlarisale.com "Vesvese" ile "korku" aynı mıdır? Risalelerde vesveye önem vermemek, modern bilimde ise korkunun üzerine gitmekten bahsediliyor?.. İnsan olarak imtihanda olduğumuz için; bize verilen

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 406 A GRUBU STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI 22 A GRU BU STAJ ARA DÖ NEM DE ER LEN D R ME S AY RIN TI LI SI NAV KO NU LA

Detaylı

HAYATİYAT VE AHLAK. Ahlakı bir ilim gibi mütalaa etmek arzusu pek eskidir. Öteden beri bazı filozoflar, bazı alimler ahlakı ilme istinad ettirmek

HAYATİYAT VE AHLAK. Ahlakı bir ilim gibi mütalaa etmek arzusu pek eskidir. Öteden beri bazı filozoflar, bazı alimler ahlakı ilme istinad ettirmek HAYATİYAT VE AHLAK Ahlakı bir ilim gibi mütalaa etmek arzusu pek eskidir. Öteden beri bazı filozoflar, bazı alimler ahlakı ilme istinad ettirmek istemişlerdir. Onyedinci asırda Spinoza ahlak kavaidini

Detaylı

...* « » m m ««« Direktörümüz A G ÂH SIRRI L EV EN D

...* « » m m ««« Direktörümüz A G ÂH SIRRI L EV EN D 1. inci TEŞRİN 1936 ....* m m «««Direktörümüz A G ÂH SIRRI L EV EN D Ders yılı sonunda Çocuk Babalarile konuşma Hayatta gençlerle beraber bulunmak kadar insanı hisli, heyecanlı ve hareketli bulunduran

Detaylı

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu Cilt/Volume: II Sayı/Number: 1 Yıl/Year 2016 Meridyen Derneği hadisvesiyer.info Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları 2012, 472 sayfa.

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 3 52

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 3 52 İÇİNDEKİLER Bahi[«GİRİŞ 3 52 9 1. Umumî MiU&hasalar 3 7 1. İktisadi bilgilerin önemi 3 2. Ekonomi teorisi ve realite 4 3. Ekonomi teorisi ve İktisadi hayat 5 4. Ekonomi ilmi ve ekonomi politikası 6 3 2.

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

İdeolocya Örgüsü İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ

İdeolocya Örgüsü İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ İdeolocya Örgüsü İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ Bu eser, benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim

Detaylı

İdeolocya Örgüsü İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ

İdeolocya Örgüsü İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ İdeolocya Örgüsü İDEOLOCYA ÖRGÜSÜ Bu eser, benim bütün varlığım, vücut hikmetim, her şeyim Ben, arının peteğini hendeseleştirmeye memur bulunması gibi, bu eseri örgüleştirmek için yaratıldım. Şiirlerim

Detaylı

KORKU İçinden geçirdiği, sergilediği ve olmak istediği protipi farklı olan insan korkuları nedeniyle kendine biçtiği rolü oynamaya çalışır.bu nedenledir ki kötü oyuncudur çoğu zaman. Çoculuk ve geçmiş

Detaylı

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

Gü ven ce He sa b Mü dü rü Güvence Hesabı nın dünü, bugünü, yarını A. Ka di r KÜ ÇÜK Gü ven ce He sa b Mü dü rü on za man lar da bi lin me ye, ta nın ma ya S baş la yan Gü ven ce He sa bı as lın da ye - ni bir ku ru luş de ğil.

Detaylı

Yusuf Kemal TENGIRŞENK ( )

Yusuf Kemal TENGIRŞENK ( ) Yusuf Kemal TENGIRŞENK (1878 1969 ) PROFESÖR YUSUF KEMAL TENGİRŞENK Prof. Mahmut KOLOGLU Profesör Yusuf Kemal Tengirşenk'in ölümü ile, memleketin değerli evlâtlarından birisi daha tarihin sahifelerine

Detaylı

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di -gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di ne: Sen gü neş li so kak lar da do laşı yor sun, is

Detaylı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine asif philosopy/mış gibi felsefe deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar varmış gibi hareket edeceksin. Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri

Detaylı

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım. TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu

Detaylı

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25

Gizlemek. أ Helak etmek, yok etmek أ. Affetmek. Açıklamak. ا ر اد Sahip olmak, malik olmak. Đstemek,irade etmek. Seçme Metnler 25 136. Ey iman edenler, Allah'a, elçisine, elçisine indirdiği kitaba ve bundan önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkar ederse, uzak bir sapıklıkla

Detaylı

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME Bu sözleşme, ILO'nun temel haklara ilişkin 8 sözleşmesinden biridir. ILO Kabul Tarihi: 18 Haziran 1949 Kanun Tarih

Detaylı

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Kur an ın Bazı Hikmetleri Kur an ın Bazı Hikmetleri Allah Teala kıble hususunda derin tartışmalara giren insanların görüşünü: İyilik, yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz değildir. ayetiyle reddetmiştir. Ki onların bir kısmı,

Detaylı

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU

ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU ÖZEL DURUM AÇIKLAMA FORMU Ortaklığın Ünvanı/Ortakların Adı : Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri A.Ş. Adresi : Ömerbey Mah. Bursa Asfaltı Cad. No:51, Mudanya / Bursa Telefon / Faks : (0224) 270 30 00 / (0224)

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri İstanbul un fethinden sonra Osm. İmp nun çeşitli kurumları üzerinde Bizans ın etkileri olduğu kabul edilmektedir. Rambaud, Osm. Dev.

Detaylı

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ

GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ GÜLER YATIRIM HOLDİNG A.Ş. ESAS SÖZLEŞMESİ ESKİ METİN YÖNETİM KURULU MADDE 8- Şirket Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil edilir. Şirket Yönetim Kurulu altı üyeden oluşur ve bu üyelerin tamamı

Detaylı

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü 1933 Üniversite Reformu ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı Durmuş Demir İYTE Fizik Bölümü 1 Haziran 1453: Sultan Mehmed, Ayasofya ve Pontokrator manastırlarını medreseye çevirtir; önde gelen bilim insanları

Detaylı

İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyetin ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun,

İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyetin ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun, İnsan hakları evrensel beyannamesi Önsöz İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan haysiyetin ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun, hürriyetin, adaletin ve dünya barışının

Detaylı

SANAYİLEŞEN TÜRKİYE NİN ENERJİ İHTİYACI VE YENİ BİR ARAŞTIRMA KURULUŞU: ELEKTRİK İŞLERİ ETÜD İDARESİ

SANAYİLEŞEN TÜRKİYE NİN ENERJİ İHTİYACI VE YENİ BİR ARAŞTIRMA KURULUŞU: ELEKTRİK İŞLERİ ETÜD İDARESİ 1 EK 3 SANAYİLEŞEN TÜRKİYE NİN ENERJİ İHTİYACI VE YENİ BİR ARAŞTIRMA KURULUŞU: ELEKTRİK İŞLERİ ETÜD İDARESİ VE ÖNEMLİ İHRAÇ ÜRÜNLERİNİN KAYNAĞI MADENCİLİĞİMİZİ GELİŞTİRMEK AMACI İLE KURULAN ARAŞTIRMA KURULUŞU

Detaylı

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun

Detaylı

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım:

Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Türkiye: 1936 yılında maden istihsalâtımız umumiyet üzere artmıştır. Bu yılın istihsal adetlerini bir öncesi ile karşılaştıralım: Listede zımpara müstesna - ki yalnız iki, üç yüz tonluk bir tenakus göstermiştir,

Detaylı

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri,

TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, TÜRKİYE - AFRİKA EKONOMİ FORUMU AÇILIŞ TÖRENİ KONYA 9 MAYIS 2018 Afrika Ülkelerinin Değerli Büyükelçileri, Sayın Valim, Belediye Başkanım, İş Dünyası ve STK ların Değerli Başkan ve Temsilcileri, Değerli

Detaylı

STÖ KANUNVERİCİLİĞİNE VE MEVCUT SİYASETE BAKIŞ

STÖ KANUNVERİCİLİĞİNE VE MEVCUT SİYASETE BAKIŞ 1 STÖ KANUNVERİCİLİĞİNE VE MEVCUT SİYASETE BAKIŞ Aydın KERİMOV STÖ-lerin idare etme ve karar kabul etme meselesinde rolünün kuvvetlendirilmesi, bu sahada becerilerinin artırılması maksadı ile Azerbaycan'da

Detaylı

CELAL ESAD ARSEVEN, BUGÜNKÜ SAHNE, HAYAT MECMUASI, C.I, S. 19, ANKARA, 7 NİSAN 1927, s. 369-371 (OSMANLICADAN ÇEVİRİ)

CELAL ESAD ARSEVEN, BUGÜNKÜ SAHNE, HAYAT MECMUASI, C.I, S. 19, ANKARA, 7 NİSAN 1927, s. 369-371 (OSMANLICADAN ÇEVİRİ) CELAL ESAD ARSEVEN, BUGÜNKÜ SAHNE, HAYAT MECMUASI, C.I, S. 19, ANKARA, 7 NİSAN 1927, s. 369-371 (OSMANLICADAN ÇEVİRİ) NAZLI MİRAÇ ÜMİT Arş. Gör., İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi

Detaylı

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd

Detaylı

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek

Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek Dönem : 4 Topiant, : 3 MİLLET MECLİSİ S. Sayısı : 194'e 2 nci Ek 2 ve 4ncü Maddelerinin Değiştirilmesine, Değişik 60 nci ve Bu Kanuna Bir Ek Madde ile Bir Geçici Madde İlâvesine Dair nın C. Senatosunca

Detaylı

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ حكمة ريم م ا ير ] تر [ Türkçe Turkish Muhammed Salih el-muneccid Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ümmü Nebil 2009-1430 1 حكمة ريم م ا ير» باللغة ال ية «مد صالح

Detaylı

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR Celâleyn Tefsiri Ünite 1 İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I Doç. Dr. Recep DEMİR 1 Ünite 1 CELÂLEYN TEFSİRİ Doç. Dr. Recep DEMİR İçindekiler 1.1. CELÂLEYN TEFSİRİ... 3 1.2. CELALÜDDİN

Detaylı

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi al mak için ka fası nı sok tu. Ama içer de ki za rif

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye

Detaylı

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA 36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA 1983 MİL Lİ TA IM SEÇ ME LE Rİ Al man ya, Wi es ba den 1983 Av ru pa Şam pi yo na sı için mil li ta kım seç me le ri, yi ne ba zı yö ne ti ci le rin is te

Detaylı

B.M.M. Yüksek Reisliğine

B.M.M. Yüksek Reisliğine SıraNQ 139 Askerî hastanelerde bulunan hasta bakıcıları ile hemşirelere bir nefer tayını verilmesi hakkında m numaralı kanun lâyihası ve Millî Müdafaa ve Bütçe encümenleri mazbataları T.C. Başvekâlet Muamelat

Detaylı

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara Harf üzerine ÎÇDEM A Numara Adliyenin manevi şahsiyetini tahkir... 613 G Ağır Tehdit 750 Aleniyet deyim - kavram ve unsuru... 615 Anarşistlik - kavram ve suçu 516 Anayasa Nizamı 558 aa Anayasa Nizamını

Detaylı

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB

BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime. 1 inci Fasıl BİRİNCİ BAB İ Ç İ N D E K İ L E R Lügatler 5 Ön söz, 7 BİRİNCİ KISIM: Feraiz Mukaddime Feraiz lstıhları.... - 9 Velânın mânası, kısımları, hukukî mahiyyeti 11-13 Hesap Istıhlaları 15 BİRİNCİ BAB İrsin Rüknü 17 Terike

Detaylı

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ 10. IIF KOU ALATIMLI 2. ÜİTE: ELEKTRİK VE MAYETİZMA 4. Konu MAYETİZMA ETKİLİK ve TET ÇÖZÜMLERİ 2 Ünite 2 Elektrik ve Manyetizma 2. Ünite 4. Konu (Manyetizma) A nın Çözümleri 3. 1. Man ye tik kuv vet ler,

Detaylı

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun - 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun (Resmî Gazele ile neşir ve ilâm : 24/V/9S3 - Sayı : 2409) No. Kabul tarihi 23 - V -933 BÎRİNCİ MADDE İstatistik umum müdürlüğü; umum müdürlük, müşavirlik,

Detaylı

Mutluluk nedir? Kenan Kolday

Mutluluk nedir? Kenan Kolday Mutluluk nedir? Kenan Kolday İzmir 2017 1 2 KENAN KOLDAY Holistik gelişim, ruhsal yolculuk, yaşam koçluğu, hakikati arayış, üst düzey yöneticilik 1975 yılında İzmir de Dünya ya geldi. Özel İzmir Amerikan

Detaylı

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV 2+0 2 2 Ön Koşul Dersler Yardımcıları Amacı Öğrenme Bu dersin genel amacı; felsefe adı verilen rasyonel faaliyetin ne olduğu, nasıl ortaya çıktığı,

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15 İçindekiler Önsöz 11 Kısaltmalar 15 EBÛ MANSÛR EL-MÂTÜRÎDÎ 17 Hayatı 17 Siyasî ve İlmî Çevresi 20 İlmî Şahsiyeti 22 Eserleri 25 a. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 25 b. Usûl-i Fıkıh 29 c. Tefsir ve Kur an İlimleri

Detaylı

HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL

HÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL 9. 9. SINIF SINIF ÖĞRENME ÖĞRENME ALANLARI ALANLARI 1 İNANÇ 2 3 İBADET HZ. MUHAMMET 4 5 VAHİY VE AKIL AHLAK VE DEĞERLER 6 7 DİN VE LAİKLİK DİN, KÜLTÜR VE MEDENİYET 1. DİN BİREYİ ESAS ALIR 2. LAİKLİĞİ

Detaylı

SULAR HAKKINDA KANUN (1)

SULAR HAKKINDA KANUN (1) 661 SULAR HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 831 Kabul Tarihi : 28/4/1926 Yayımlandığı R.Gazete : Tarihi : 10/5/1926 Sayı : 368 Yayımlandığı Düstur : Tertip : 3 Cilt : 7 Sayfa : 887 * * * Bu Kanun ile

Detaylı

TİCARİ HAYATTA BAŞARI KURALLARI

TİCARİ HAYATTA BAŞARI KURALLARI Üzeyir GARİH kitaplarından derlemedir. www.kavurmaci.net İdarenin esası plandır. Her idarenin bir planı olmalıdır. Gelişen teknolojiye ayak uydurulmalıdır. Yetki başka, idare başkadır. Emir vermek bir

Detaylı

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya

MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya ÖTÜKEN MehMet Kaan Çalen, 07.04.1981 tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı. 2004 yılında Trakya Üniversitesi, Tarih Bölümü nden mezun oldu. 2008 yılında

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Dr. İsmet Turanlı. Köln

Dr. İsmet Turanlı. Köln Dr. İsmet Turanlı Köln Fertilite bozukluklarında Psikosomatik yönden diagnoz ve tedavi Fertilite bozukluğu olan hastalara prensip olarak BİO-PSİKO-SOSYAL dimensiyonda yaklaşmak lazımdır. Lüzumlu diyagnostik:

Detaylı

Yanlış Anlaşılan Faizci

Yanlış Anlaşılan Faizci Yanlış Anlaşılan Faizci Aslam Effendi Başka bir gün Tota 1, faizci Sherzad ile karşılaştım. Bu herif hasta olmalı. Düşünsene, para ödünç vererek faiz temin ediyor. Din bu işi yasaklıyor ama yine de aramızda

Detaylı

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ SAKARKÖY Uzun boy lu bir can lı ol ma yı ben is te me dim. Ben, doğ du ğum da da böy ley dim. Za man la da ha da uzadım üs te lik. Bü yü düm. Ben bü yü dük çe di ğer can lılar kı sal dı lar, kü çül dü

Detaylı

Ramazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME

SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME Künye----------------------------------------------- Adı: SINAİ MÜESSESELERDE HAFTA TATİLİ YAPILMASI HAKKINDA 14 NUMARALI SÖZLEŞME

Detaylı

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED

ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED ALEXANDER RUSSEL WEBB-MUHAMMED Benim araştırıcı, meraklı bir ahlâkım vardı. Her şeyin sebebini ve maksadını arıyordum. Bunlar için mantıkî cevaplar bekliyordum. Hâlbuki râhiplerin ve diğer Hıristiyan din

Detaylı

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır. Ciddi olarak Allah a isyan etmekten kaçın. O nun rahmet kapısına devam et. Bütün gücünü ve kuvvetini Allah için harca. Taatında sarfet. Yalvar, ihtiyaçlarını O na arz et. Başını önüne eğ, kork, Hak kın

Detaylı

YASIYOR. MUYUZ. SASIYOR.. MUYUZ? Bismillahirrahmanirrahim MUHİDDİN YENİGÜN. (e-posta: muhiddin@yenigun.name.tr) yayınevi sertifika no: 14452

YASIYOR. MUYUZ. SASIYOR.. MUYUZ? Bismillahirrahmanirrahim MUHİDDİN YENİGÜN. (e-posta: muhiddin@yenigun.name.tr) yayınevi sertifika no: 14452 YASIYOR. MUYUZ yayınevi sertifika no: 14452 Yayın no: 11 YAŞIYOR MUYUZ ŞAŞIYOR MUYUZ? Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İSBN: 978 975 261 200 6 1. Baskı: Eylül,

Detaylı

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım.

Risale-i Nuru Samsat-ta Lise öğrencisi iken Teyzem oğlu vasıtasıyla tanıdım. ABUZER KARA 1.Kendinizi tanıtırımsınız. Ben Abuzer Kara 1961 Samsat doğumluyum.ilk ve orta öğrenimimi Samsat ta bitirdim.19 82 yılında evlendim.1983-1984 Yılları arasında askerlik görevimi ifa ettim.1987

Detaylı

Doç. Dr. Servet ARMAĞAN

Doç. Dr. Servet ARMAĞAN KARAR TAHLİLİ Doç. Dr. Servet ARMAĞAN Federal Almanya Kassel İdare Mahkemesinin bir karan - Hessen Eyaleti Danıştayı değil (onun da merkezi Kassel de), sadece 1. derecede bir idare mahkemesi - eğer yürürlükte

Detaylı

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 İçindekiler Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15 Ebû Mansûr el-mâtürîdî 1. Hayatı 21 2. Siyasî ve İlmî Çevresi 25 3. İlmî Şahsiyeti 28 4. Eserleri 31 4.1. Kelâm ve Mezhepler Tarihi 31 4.2.

Detaylı

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

Gençler, İrade, Erdem ve Hürriyet Temasıyla Buluştu Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "İnsana düşen, iradesini kontrol altında tutarak, onu her daim iyilik ile erdem yolunda kullanmaktır. Diyanet İşleri

Detaylı

Zonguldak ve Kilimli kömürlerinin Devlet Demiryolları lokomotiflerinde yapılan mukayeseli tecrübeleri

Zonguldak ve Kilimli kömürlerinin Devlet Demiryolları lokomotiflerinde yapılan mukayeseli tecrübeleri Zonguldak ve Kilimli kömürlerinin Devlet Demiryolları lokomotiflerinde yapılan mukayeseli tecrübeleri Kilimli kömürlerinin Devlet Demiryolları lokomotiflerinde kullanılmasında zuhur eden tereddüdün izalesi

Detaylı

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP: SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle

Detaylı

STANDART VE STANDARDİZASYON

STANDART VE STANDARDİZASYON STANDART VE STANDARDİZASYON İnsanoğlu yaratıldığı günden bu yana karışıklıktan kurtulma ve belirli bir düzen tesis etme gayreti içerisinde olmuştur. Bu düzenleme sürecinin tabiî bir neticesi olarak ortaya

Detaylı

BORUSAN MANNESMANN BORU SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ESAS MUKAVELE TADİL METNİ YENİ ŞEKİL

BORUSAN MANNESMANN BORU SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ESAS MUKAVELE TADİL METNİ YENİ ŞEKİL BORUSAN MANNESMANN BORU SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ ESAS MUKAVELE TADİL METNİ ESKİ ŞEKİL YÖNETİM KURULU NUN SEÇİMİ Madde 9 Yönetim Kurulu en az 5 en çok 9 Üye den teşekkül eder. Yönetim Kurulu Üyeleri

Detaylı

ATATÜRK ÜN BAZI KURULUŞLARIN HATIRA DEFTERLERİNE YAZDIKLARI

ATATÜRK ÜN BAZI KURULUŞLARIN HATIRA DEFTERLERİNE YAZDIKLARI ATATÜRK ÜN BAZI KURULUŞLARIN HATIRA DEFTERLERİNE Yrd. Doç. Dr. Hülya BAYKAL Kurtuluş Savaşı'nın başından itibaren, Atatürk'ün ziyaret ettiği kuruluşlar için, O'nun görüşlerini almak, izlenimlerini belirlemek

Detaylı

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 1. Mudanya Mütarekesi, Yunanlıların aslında Osmanlı Devleti nin paylaşımı projesinde bir alet olduğunu, arkalarındaki gücü İngiltere başta olmak üzere İtilâf devletlerinin

Detaylı

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır.

NOT : İMAM-I RABBANÎ Hz. bu mektubu muhterem şeyhi Muhammed Bakibillah'a yazmıştır. 6.MEKTUP MEVZUU : a) Cezbe ve sülûk husulünün beyanı. b) Celâl ve cemal sıfatları ile terbiye almak. c) Fenanın ve bekanın beyanı. d) Nakşibendî tarikatına mensub olmanın üstünlüğü. Belâ ve musibet için

Detaylı

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA

TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA Arş. Gör. Oğuz ERSÖZ Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü TÜRK HUKUKUNDA ZİNA SEBEBİYLE BOŞANMA İÇİNDEKİLER SUNUŞ... V TEŞEKKÜR...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR... XIX

Detaylı

BESMELE VE ALLAH LAFZ-I CELÂLİ'NİN SAYIMLARI

BESMELE VE ALLAH LAFZ-I CELÂLİ'NİN SAYIMLARI Bu yazı www.multimediaquran.com sitesinin sahibi hacı Mehmet Bahattin Geçkil tarafından hazırlanmıstır. 11-15-2015. Herhangi bir medyada yayınlanması halinde yukarıdaki bilginin referans olarak verilmesi

Detaylı

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl

Tragedyacılara ve diğer taklitçi şairlere anlatmayacağını bildiğim için bunu sana anlatabilirim. Bence bu tür şiirlerin hepsi, dinleyenlerin akıl Platon'un Devleti-2 Platon, adil devlet düzenine ve politikaya dair görüşlerine Devlet adlı eserinde yer vermiştir 01.08.2016 / 15:01 Devlet te yer alan tartışmalar sürerken, Sokrates varoluştan varolmayışa

Detaylı

GİBİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM : TİCARİ HESAP A. YÜZDE HESAPLARI 3

GİBİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM : TİCARİ HESAP A. YÜZDE HESAPLARI 3 İ Ç İ N D E K İ L E R - Sahife GİBİŞ 1 BİRİNCİ BÖLÜM : TİCARİ HESAP S A. YÜZDE HESAPLARI 3 I. Adi yüzde hesabı 3 1.f Yüzde tutarının hesaplanması 4 2.) Yüzde nisbetinin hesaplanması 6 3.) Esas tutarın

Detaylı