20 Şubat 2014 Perşembe

Transkript

1 Türkiye nin son durumunu gazetemizden Yavuz Atalay a değerlendiren Eski Bakan ve MHP Milletvekili Koray Aydın, cemaatlerin AKP den uzaklaşacağını ifade etti BAŞBAKAN Erdoğan ın paralel devlet iddiaları ile yolsuzluk iddialarını ört bas ödemeyeceğini söyleyen Eski Bakan Koray, "Alınları secde gören ve kalpleri Allah Aşkı ile atan bu insanlar, bu yolsuzluğu sandıkta cezalandıracak dedi. Y- erel seçimleri de değerlendiren Aydın, AKP nin Orhan Gümrükçüoğlu nu tekrar aday göstermesini Bu risk onlara pahalıya maal olacak şeklinde değerlendirdi. Yolsuzluk operasyonunun temelinde başbakanın olduğunu savunan Eski Bakan Koray Aydın, Biz aykırı sesler de olsun istiyoruz dedi. devamı 8 de Yıllardır kentin ortasından akan ve bir zamanlar utanç deresi olarak da bilinen Bağırsak Deresi'nin bulunduğu alanda hummalı bir çalışma sürdürülüyor. Bölgede inceleme yapan Başkan Zolan, " Burada yaşanan değişimi görmemek için kör olmak lazım" dedi BÖYLEYDİ BÖYLE OLACAK 20 Şubat 2014 Perşembe İzmir'de toplu taşıma sistemini yeni baştan ele alacaklarını, kentin toplu taşımayı en az kullanan il olduğunu belirten Yıldırım, "Metro ağlarını yaygınlaştıracağız. İlk işimiz metroyu otogara getirmek. Bu kentin trafik, altyapı problemi var. İzmir, d- enizi de, raylı sistemi de, otobüs toplu taşımacılığını da kullanamıyor. Metro ağını yaygınlaştırarak İzmir otogara uzatacağız. Otobüs firmaları da vatandaşlarımızı Türkiye'ye taşıyacak. Minibüsleri, otobüs ve metro ile entegre hale getireceğiz. Minibüslerde etkin kullanılacak. Söylentiler doğru değil. Minibüsçü esnafı rahat olsun" dedi. devamı 4 te "AK Parti Seçim Beyannamesi" ve Belediye Başkan Adayları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, "Öyle bir şehir inşa edeyim ki şairler, ressamlar, mühendisler, mimarlar şehir plancıları ilham alsın" diye konuştu Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, sağlık tesislerinde verilen hizmeti geliştirerek, yatağa bağımlı hastalara "evde berber hizmeti" vermeye başladı. Denizli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Osman Acar, gazetecilere yaptığı açıklamada, Denizli de 2 bin 600 yatağa bağımlı hasta bulunduğunu belirterek, evde bakım hizmetleri kapsamında "evde berber hizmeti" uygulaması başlattıklarını bildirdi. devamı 11 de

2 SAYFA 11 S AH Televizyon yayınlarıyla ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulu İletişim Merkezine geçen yıl yapılan bildirimler yüzde 15 artarak, 118 bin 416'ya ulaştı. Dizilere yönelik 2012'de 48 bin 823 bildirim gelirken, rakam 2013'te yüzde 5 artarak 51 bin 285'e yükseldi Televizyon yayınlarıyla ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) İletişim Merkezine geçen yıl yapılan bildirimler yüzde 15 artarak, 118 bin 416'ya ulaştı. AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, 2012'de 103 bin 67 olan bildirim sayısı geçen yıl artış gösterdi. 2013'te diziler en fazla şikayet edilen program türü oldu. Dizilere yönelik 2012'de 48 bin 823 bildirim gelirken, rakam 2013'te yüzde 5 artarak 51 bin 285'e yükseldi. Öte yandan en fazla bildirimde artış ise "dini ve moral sohbet programları" kategorisinde gerçekleşti. Ana haber bültenlerine "Gezi Parkı" tepkisi Benzer şekilde bildirim artışı haber bültenlerinde yaşandı. Bir önceki yıl haber bültenleriyle ilgili RTÜK'e bin 867 bildirim gelirken, 2013'te bu sayı da yüzde 878 artarak 18 bin 274'e yükseldi. -Spor programlarında "ilke" işe yaradı Diğer taraftan spor haber programlarıyla ilgili bildirimlerde de yüzde 63 oranında azalma gerçekleşti. 2012'de RTÜK'e spor haber programlarıyla ilgili 12 bin 202 bildirim gelirken, geçen yıl sayı 4 bin 520'ye geriledi. Yetkililere göre bu düşüşte, RTÜK'ün Televizyon Yayıncıları Derneği ile hazırladığı "Spor Programları Rehber İlkeleri" etkili oldu. Halk TV Haber Bülteni 9 bin 044 bildirimle ikinci olurken, onu 7 bin 145 bildirimle ATV'nin Bizim Okul dizisi, bin 643 bildirimle Star TV'nin Muhteşem Yüzyıl dizisi ve 490 bildirimle Kanal D'nin Yalan Dünya dizisi izledi. RTÜK'e bildirimde bulunan izleyicilerin programlarla ilgili bildirim gerekçeleri de geçen yıla göre farklılık gösterdi. Bildirimlerin yüzde 21'inde yayınlarda kişilik haklarının ihlal edildiği, kişilere iftira ve hakaret edildiği belirtildi. 2012'de bu sebeple 8 bin 442 bildirim yapılırken, 2013'te sayı yüzde 412 oranında artarak 43 bin 278'e çıktı. En fazla değişim oranı, yayınların şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olmasıyla gerekçesiyle yapılan bildirimlerde yaşandı. Bir önceki yıl bu sebeple yapılan bildirim sayısı 2 bin 430 iken, geçen sene rakam yüzde 525 artarak 15 bin 194'e yükseldi. Yayınların genel ahlaka ve ailenin korunma ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle yapılan bildirimlerde ise 2012'ye göre yüzde 63 oranında azalma gerçekleşti. 2012'de söz konusu gerekçeyle 43 bin 670 bildirim yapılırken, 2013'te bu sayı 15 bin 829'a düştü. 20 Şubat 2014 Perşembe Gazeteci Kıray'ın yaklaşık 8 yıl süren çalışması, Çanakkale Savaşları'nda şehit düşen binlerce Mehmetçik anısına Gelibolu Yarımadası'nda inşa edilen abidenin yapılış öyküsünü ortaya koydu Kıray, ''İstanbul sosyetesinin kadınları, özel araçlarını dolmuş yapıyor şeklinde konuştu Hayali gerçek olsaydı BM'nin 7'nci dili Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UN- ESCO) Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, "Gaspıralı'nın hayali gerçekleşmiş, diyalektlerin yanı sıra klasik bir Türkçe kurulmuş olsaydı, bugün BM'de Türkçe de 7'nci dil olarak bulunabilirdi" dedi. UN- ESCO'nun " Anma ve Kutlama Listesi" kapsamında Türkiye, ölümlerinin 450'nci yılında matematisyen, bilim insanı, ressam Matrakçı Nasuh'u,100'üncü yılında Gaspıralı İsmail'i, 50'nci yılında Halide Edip Adıvar'ı anarken, Türk İslam Müzesi'nin kuruluşunun 100'üncü, İran'ın önerisine verdiği destekle Türk müzik kültürü için önem taşıyan Abdülkadir Meragi'nin ünlü eseri Mekasıd ül- Elhan'ın yazılışının 600'üncü yılını kutlayacak. UN- ESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Öcal Oğuz, yaptığı açıklamada, "2014 yılında çok önemli bir sonuç elde ettik. Oğuz, bu kapsamda seçilen isimlerin Türkiye ve Türk kültürü için önemli olduğunu kaydederek, Ukrayna'nın da desteğiyle uluslararası bir dosya haline gelen Gaspıralı İsmail hakkında, "Biz hep onu 'dilde fikirde işte birlik' sözüyle biliyoruz ama o aynı zamanda Türk dünyasını kalkınmasını, ydınlanmasını amaçlayan ve kadın haklarını savunan bir gazeteci" diye konuştu. Arapça'nın BM'deki 6 resmi dilden biri olduğuna işaret eden Oğuz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün Gaspıralı'nın hayali gerçekleşmiş, diyalektlerin yanı sıra klasik bir Türkçe kurulmuş olsaydı, bugün BM'de Türkçe de 7'nci dil o- larak bulunabilirdi. Yıl: 3. Sayı: Şubat 2014 Perşembe

3 SAYFA 3 SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Şubat Perşembe Asistan doktorlar iş bıraktı İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde görevli asistan doktorlar, talepleri karşılanana kadar iş bırakma eylemi başlattı. Hastane bahçesinde toplanan asistanlar, "Grevdeyiz" yazılı pankart açarak, "Direne direne kazanacağız", "Uykusuz asistan, ölüm demektir", "Asistan hekim köle değildir" sloganları attı. Eyleme, diğer hastanelerde görev yapan asistanlar, İzmir Tabip Odası ve bazı sendikalar da destek verdi Basın açıklamasından önce asistan hekimler, hep birlikte Hipokrat Yemini etti. Basın açıklamasını yapan Bihter Öztürk kadro yetersizliğini, az ücret verilmesini ve fazla çalışma saatlerini eleştirdi. Sıkıntılarını daha önce yetkililere bildirdiklerini vurgulayan Öztürk, Bu girişimlerimizde, başta gelen sorunlarımız olan hastanemize asistan hekim alımındaki azalma nedeniyle artan iş yükümüzü ve bu artan yüke karşı aldığımız ek ödemelerdeki azalmayı ifade ettik yılında 370 olan a- sistan doktor sayısı 220'ye kadar düştü. A- Başbakan'a ayakkabı kutusu gösteren kadına dava açılmasına gerek görülmedi sistan hekim alınmadıkça omuzlarımızdaki yükün ve nöbet sayılarımızın arttığını, bu durumun nitelikli sağlık hizmeti vermemizi zorlaştırdığını, malpraktis riskimizi arttırdığını pek çok defa belirttik. dedi. Eğitimlerinin de yoğunluk sebebiyle aksadığını dile getiren Öztürk, branşlarında bütün bilgi ve becerilere sahip olmak için seslerini duyurmaya çalıştıklarını ifade etti: Bizim gibi pek çok sorun yaşadığını bildiğimiz uzman hekimlerimize ve hocalarımıza da buradan sesleniyoruz. Bu eylem asla sizlere karşı değildir. Asistan Manisa nın Akhisar ilçesinde, evinin balkonundan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a ayakkabı kutusu gösteren Nurhan Gül'ün eylemi, savcılık tarafından ifade özgürlüğü o- larak değerlendirildi ve dava açılmasına gerek görülmedi. Gül, Cumhuriyet Meydanı nda düzenlenen toplu açılış töreninde Başbakan Erdoğan ın konuşması sırasında, meydana bakan evinin balkonundan ayakkabı kutusu göstermişti. Bunun üzerine Başbakan ın yakın korumaları ve Çevik Kuvvet ekipleri tarafından gözaltına alınarak karakola götürülmüştü. Gül ün bu hareketini sessiz ve pasif olarak değerlendiren savcılık, gösteri ve i- fade özgürlüğüne aykırı bir davranış olmadığı kanaatine vararak soruşturma açmadı. Konu hakkında bir açıklama yapan Manisa Barosu Başkanı Zeynel Balkız, Akhisar Savcılığı'nın bu tutumunu takdirle karşıladığını söyledi. Balkız, Akhisar daki bir toplu açılış töreninde bir avukat arkadaşımızın eşinin, meydana doğru sessiz, herhangi bir söz ifade etmeden ayakkabı kutusu uzatması emniyet kuvvetleri bakımından hukuka aykırı hekimler olmazsa burası eğitim araştırma hastanesi olmaz. Yakın gelecekte asistan hekim bulunmayan, sadece uzman hekimlerle işlerin yürütüldüğü, eğitim faaliyetlerinden feragat edilmiş bir hizmet hastanesine dönüşecek olmaktan kaygılıyız. Bu haklı taleplerimizde, tüm uzman hekimlerimizi ve hocalarımızı bizlere destek olmaya çağırıyoruz. Hastane bahçesinde devam eden süresiz grev sırasında asistan doktorlar, çeşitli eğitim faaliyetleri de düzenleyecek. (CİHAN) bir davranış olarak görülmüş. Ardından kadın, konut dokunulmazlığı ihlâl edilmek suretiyle karakola götürülmüş. Netice itibariyle bu konuda bir soruşturma başlatılmış a- ma Akhisar Savcılığı, Bu sessiz, pasif bir gösteridir. Gösteri ve ifade özgürlüğüne aykırı bir davranış değildir. tespitinde bulunarak, bu konuda dava açılmamasına ve soruşturma başlatılmamasına karar vermiştir. Akhisar Savcılığı'nın soruşturmaya gerek duymaması ve sonlandırmasını, Türk demokrasisi adına tebrik ediyorum. dedi. Doktora muayenesinde silahlı saldırı yapıldı İzmir in Karşıyaka ilçesinde bir doktor, muayenesine gelen kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırıya uğradı. İki kurşunla yaralanan 58 yaşındaki Akın Okuyan hastaneye kaldırıldı. Olay, öğle saatlerinde Örnekköy semti, 7413 Sokak, 7 numarada meydana geldi. Dr. Okuyan, muayenesine gelen kimliği belirsiz i- ki kişiyle henüz belirlenemeyen bir sebeple tartışmaya başladı. Ardından zanlılar tarafından silahla vurularak yere yığıldı. Muayeneden ayrılan zanlılar, geldikleri arabayla kaçtı. Silah seslerini duyan mahalle sakinleri, polis ve sağlık ekiplerine haber verdi. Ayaklarına isabet eden kurşunla yaralanan Akın Okuyan, Karşıyaka Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Mahalle sakinleri, Okuyan'ın çok iyi biri olduğunu, herkese yardım ettiğini belirterek, bunu yapanların bir an önce yakalanmasını istedi. Polis ekipleri, olay yerinde güvenlik önlemleri alarak inceleme başlattı. Kaçan zanlıları yakalamak için harekete geçen ekipler, olay yeri yakınında 35 AY 3965 plakalı şüpheli arabayı terkedilmiş halde buldu. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor. (CİHAN) Tarladaki "sahipsiz" helikopter davalık oluyor Ankara'nın Nallıhan ilçesinde inmek isterken tarlaya düştüğü belirtilen ve uzun zamandır burada duran helikopter nedeniyle ekim yapamayan çiftçi, zarara uğradığı gerekçesiyle dava açacak Ankara'nın Nallıhan ilçesinde tarlaya inmek isterken düşen ve uzun zamandır tarlada duran helikopter nedeniyle ekim yapamayan çiftçi, zarara uğradığı gerekçesiyle dava açmaya hazırlanıyor. Ankara'nın Nallıhan ilçesine bağlı Çalıalan köyü yakınlarında Baraman Mahallesi Alancık mevkisindeki 20 dönümlük tarlaya yaklaşık 1,5 yıl önce iniş sırasında düştüğü belirtilen helikopter nedeniyle tarlasını ekemeyen Şaban Açıkgöz, AA muhabirine, çıkan haberlere rağmen helikopterin tarladan kaldırılmadığını söyledi. Helikopterin sahipleri haricinde bir çok kişinin kendisini aradığını anlatan Açıkgöz, "Telefonla arayarak helikopteri satın almak Faili meçhul cinayetler davası kapsamında, Altındağ Nüfus Müdürü Mecit Baskın ın 30 Eylül 1993 tarihinde Ankara da öldürülmesine ilişkin davanın üçüncü duruşması Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi nde yapıldı. Duruşma sırasında sanık, sanık avukatları ve katılan vekilleri arasında tartışma yaşandı Duruşmaya tutuksuz sanıklar eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, Ergenekon Davası ndan tutuklu olan eski Emniyet Özel Harekât Daire Başkanvekili İ- brahim Şahin ve Alper Tekdemir katılmadı. Duruşmada tutuklu sanık eski özel harekâtçılar Ayhan Çarkın ve tutuksuz sanıklar emekli Yarbay Korkut Eken, Ahmet Demirel, Seyfettin Lap, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Ayhan Özkan, Ziya Bandırmalıoğlu ve Uğur Şahin hazır bulundu. Duruşmaya ayrıca Eren Baskın, Necip Baskın ve Raife Baskın katıldı. Mahkemeye gelen belgelerde Ayhan Çarkın ın akıl ve ruh sağlının rapor tanzimi için İstanbul Adli tıp kurumundan randevu alındığı belirtildi. Ayrıca sanıkların o dönemde nerede bulunduğuna dair emniyetten yazı geldi. Duruşmada söz alan Raife Baskın'ın avukatı Yusuf Alataş, Mehmet Ağar ın yakınları ile yüzleşmemesi için özel duruşma isteyen bile oldu ama sahibi bir kere dahi beni arayarak helikopterle ilgili görüşmedi. Yetkililer de 'bu helikopter buraya nasıl indi, neler oldu' diye arayıp sormadı" şeklinde konuştu. Açıkgöz, helikopterin 20 dönümlük tarlanın ortasında durduğunu belirterek, "Helikopter nedeniyle tarlayı ekemiyorum ve her yıl benim 10 bin lira zararım var. Helikopteri kaldıramıyoruz da 'bir şey olacak, bizi suçlayacaklar' diye" i- fadesini kullandı. Dava konusunda avukatlarla görüştüğünü anlatan Açıkgöz, "Avukatlar, 'Fuzuli işgal' nedeniyle dava açacak. Helikopter sahibinin belirlenmesi için çalışma yapılacak. Helikopter sahibinin belirlenmesinden sonra mahkeme, helikopterin tarladan kaldırılması sağlanacak, yargılama sonrasında ödeme yapılmaması durumunda ise R-44. G-CCWJ tescili helikopterin i- cradan satışı gerçekleşebilecek" dedi. Faili meçhul cinayetler davasında tartışma yaşandı Cumhuriyet savcısı beraat etti açıldığını ve sorgulamanın formalite olduğunu söyledi. Mehmet Ağar ın duruşmaya getirilmesi ve soracağımız sorulara cevap vermesi gerekiyor talebinde bulundu. Duruşma sırasında ise sanık, katılan avukatlar ve izleyiciler arasında tartışma yaşandı. Çağdaş Hukukçular Derneği vekili avukatının sanıklara Bu adamlar demesi üzerine sanık Korkut Eken, Bana adam deme terbiyesiz. Terbiyesiz, avukat müsveddesi dedi. Duruşmada izleyici olarak bulunan Barış ve Demokrasi Partisi milletvekili Pervin Buldan da Eken e İnsan değilsiniz. Katilsiniz. şeklinde bağırdı. Arkasını dönen ve küfür eden Eken de Buldan a Sen PKK nın milletvekilisin ifadelerini kullandı. Sanık ve katılan avukatlar bu sözlerin tutanaklara geçirilmesini istedi. Mahkeme heyeti yaşanan tartışmayı tutanaklara geçirdi. Dava hakkında mütalaasını veren savcı ise dosyanın faili meçhul davası ile birleştirilmesini, sanık Ayhan Çarkın'ın tutukluluk halinin devamını ve diğer sanıklar için istenen tutuklama talebinin reddini istedi. Mahkeme heyeti verdiği kararda, firari sanık Alper Tekdemir n için yakalama emri çıkarılmasına Ayhan Çarkın için tutuklu halinin devamına, dosyanın faili meçhul dosyası ile birleştirme kararının diğer duruşmada değerlendirilmesine, Mehmet Ağar'ın duruşmada hazır bulunma isteminin diğer duruşmada değerlendirilmesine karar verdi. (CİHAN) Karşıyaka ilçesinde 2 yıl önce trafikte yol verme tartışmasında hamile kadın doktoru yaraladığı iddiasıyla hakkında dava açılan Cumhuriyet savcısı beraat etti.izmir 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya "kasten yaralamak" suçundan 3 yıla İTFAİYE TECHİZAT DOLABI ALIMI İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI MAL ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ İTFAİYE TECHİZAT DOLABI ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : CUMHURIYET BULVARI No:1 K: KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : satinalma@izmir.bel.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği internet adresi(varsa) : 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 1 İŞ KALEMİ-150 ADET Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : İTFAİYE DAİRE BAŞKANLIĞI MERKEZİNE (GAZİLER CAD. NO:185 YENİŞEHİR- KONAK/İZMİR) MONTAJI TAMAMLANMIŞ VE KULLANIMA HAZIR HALDE YÜKLE NİCİNİN KENDİ VASITA VE ELEMANLARI TARAFINDAN TESLİM EDİLECEKTİR. c) Teslim tarihi : MALLAR, YÜKLENİCİ İLE İDARE ARASINDA SÖZLEŞMENİN İMZALANMASIN DAN İTİBAREN 45 (KIRKBEŞ) TAKVİM GÜNÜ İÇERİSİNDE TESLİM EDİLECEKTİR. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLI ĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 429 Konak/İZMİR) b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tari hinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Standarda ilişkin belgeler: Standarta ilişkin belgeler: İstekliler, Techizat Dolabına ait TS 5494 belgesini teklifleri ile birlikte vereceklerdir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE Sİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ DESTEK HİZMETLERİ DAİRESİ BAŞ KANLIĞI (Cumhuriyet Bulvarı No:1 Kat:4 Oda No: 425 Konak/İZMİR) adresine elden teslim edilebileceği gibi, ay nı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan is tekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (ALTMIŞ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 20/2 Basın:2006 kadar hapis cezası istenen sanık M.S. ile tarafların avukatları katıldı. Mahkeme savcısı daha önce verdiği mütalaayı tekrar ederek, sanığın beraatini talep etti. Davacı Dr. Oya Özlem Eren Kutsoylu'nun avukatı Kurtuluş Kanat ise İstanbul Resmi İlanlar: de Adli Tıp Kurumu'nun müvekkiliyle ilgili verdiği raporda, "Kırık var. Bu kırık, çekme hareketiyle oluşmuş olabilir" denildiğini, bu raporun göz önünde bulundurulmasını ve sanığın cezalandırılmasını talep ettiklerini söyledi.

4 20 Şubat 2014 Perşembe İzmir İnovasyon Ödülleri için Microsoft ile bağlantıya geçtiklerini açıklayan İGİD Başkanı Doğanata, "İzmir İnovasyon Ödülleri nin ana sponsoru Microsoft ile bilişim ve yenilik temalı farklı alanlarda da işbirliğini planlıyoruz. Yenilikler takip edilmeli şeklinde konuştu İhracatın yıldız sektörleri arasında yer alan son 10 yılda büyük gelişim gösteren su ürünleri sektörü, 2023 yılı için belirlediği 1.5 milyar dolar ihracat hedefine emin adımlarla ilerliyor. Sektör, çipura üretiminde Yunanistan ı geçerken, Su Ürünleri Tanıtım Grubu, tanıtımda Norveç i örnek olarak belirledi. Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği, Çeşme de düzenlediği Su Ürünleri Sektör Toplantısı ile 2023 hedeflerine sektörün ulaşması için atılması gereken adımları masaya yatırdı.ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, Su ürünleri sektörünün Ege Bölgesi ihracatında önemli bir unsuru haline geldiğini, 2013 ün verimli bir yıl olduğunu, 2005 yılında 50 milyon dolar civarında olan Türkiye su ürünleri ihracatının 2013 yılı sonunda 564 milyon dolara ulaştığını kaydetti. Su ürünleri sektörünün 2005 yılında Türkiye ihracatından binde 3 pay alırken 2013 yılı sonunda yüzde 1,3 lük bir değere ulaştığını anlatan Kızıltan, 2023 ihracat hedefimiz 1,5 milyar dolar. Bu hedef bizler için uzak bir hedef değil, yıllık yüzde lik bir artışla bu hedefe ulaşılabiliriz diye konuştu. Türkiye nin su ürünleri ihracatında ilk 10 ürün arasında birinci sırada levrek balığının yer aldığını vurgulayan Kızıltan şöyle devam etti: Daha sonra az bir farkla çipura geliyor. Bu ürünleri alabalık ve orkinos izliyor de kurulan Su Ürünleri Tanıtım Grubu nun yaptığı çalışmalarında katkısıyla 2013 de 77 ülkeye ihracat gerçekleştirdik. THY ile görüşmeler sayesinde nakliyede fiyat avantajı sağladık. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından sektöre verilen üretim destekleri sayesinde sektörde güzel gelişmeler yaşandı diye konuştu.dünya da ve Türkiye de su ürünleri sektörünün dünü, bugünü ve geleceği hakkında bilgi veren Su Ürünleri Tanıtım Grubu Başkanı Melih İşliel ise sürdürülebilir bir balıkçılık politikamız olması gerektiğini, bunun için de tanıtımın önemli olduğunu ve Norveç in örnek alınabileceğini kaydetti.günümüzde tüketilen her 3 balıktan birinin aquakültür üretimi olduğunu, turizmin gelişiminin aquakültürden uzak düşünülemeyeceğini anlatan İşliel, Türkiye İstatistik Kurumu nun verilerine göre son yıllarda proteinli gıdalarda Türkiye de üretim önemli düzeyde arttı. Su Ürünleri Tanıtım Grubu nun katılım sağladığı fuarların bulunduğu ülkelerdeki ihracatta önemli gelişmeler yaşandı. Rusya bizim için çok önemli bir pazar. Bu ülkede katıldığımız fuarlarla bu konuma geldik. Ukrayna da gelişen bir pazar konumuna geldi diye konuştu.sektörün en büyük sorununun ise, katma değerli ürünleri yeterince üretememek olduğunu ifade eden İşliel, şöyle devam etti: Balık aşılama alanlarının oluşturulması ve Ar-Ge ye önem verilmesi gerekiyor. Pazarlama üzerinde yoğunlaşılması gereken bir husus. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koordinasyonunda Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, "1,5 milyar dolarlık ihracat hedefi bizler için uzak bir hedef değil" şeklinde konuştu tüm Bakanlıklarla işbirliğine gidilerek sorunların çözümlenmesi gerekiyor. En acil çözümlenmesi gereken konuların başında lojistik ve ruhsatlı iskele ihtiyacı geliyor. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Yetiştiricilik Daire Başkanı Erkan Gözgözoğlu, tarım ve gıda sektörleri arasında en başarılı, hızlı gelişen sektörlerden birinin su ürünleri sektörü olduğunu, dünyada yetiştiriciliğin gittikçe önem kazandığını, su ürünlerinin yüzde 40 ının bu yolla elde edildiğini anlattı.türkiye de ise 2012 verilerine göre su ürünleri sektöründe yetiştiricilik oranının yüzde 33 e yükseldiğini vurgulayan Gözgözoğlu, 2013 verilerinin daha da yüksek olması bekleniyor. Ocak 2014 verilerine göre Türkiye de 2353 su ürünleri tesisi bulunuyor. 245 bin ton üretim kapasitesiyle 1935 adet iç su, 217 bin ton kapasiteyle 418 adet deniz tesisi var. Toplam kapasite 462 bin tona ulaştı. 203 tesis ise yatırım aşamasında böylece kapasite 41 bin ton daha artacak. Çipura üretiminde Yunanistan ın önüne geçtik bu çok önemli bir gelişme diye konuştu. Çeşme de Tarım Yazarı ve TV Programcısı İsmail Uğural ın Moderatörlüğü nde gerçekleştirilen SU ÜRÜNLERİ SEKTÖR TOPLANTISI na Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği üye firmaların temsilcileri yanında toplantıya ilgili kurum kuruluşlardan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Yetiştiricilik Daire Başkanı Erkan Gözgözoğlu, İzmir, Muğla ve Aydın Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü yetkilileri, İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği, Muğla Kültür Balıkçıları Derneği, Su Ürünleri Fakülteleri bulunan Ege ve Katip Çelebi Üniversitesinden temsilciler katıldı. (HABER MERKEZİ) Nurdan Şeker, hep bir işyeri açmak istedi ama ne yapacağını bilemedi. Gediz Üniversitesi nin ücretsiz girişimcilik programına katıldı, aradığı cesareti buldu. Üç kişiye de iş imkanı sağladı. Eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Yıldırım, "Bölünmüş yollara 65 milyar lira harcadık. 4 yılda tüm yollar kendini amorti eder hale geldi. Bir yılda havaya verdiğimiz egzoz gazı 3,5 milyon ton azaldı" şeklinde konuştu

5 SAYFA 5 SONDAKiKA GAZETESİ >>5 EKONOMİ Şubat Perşembe Türk tırlarına Bulgaristan'dan sonra şimdi de Avusturya engeli Türkiye'nin Avrupa'ya yönelik taşımalarını engelleyen Bulgaristan ile transit sorununun çözülmesinin ardından, Ro-Ro ile ulaştıkları Trieste'den Avusturya, Almanya, Hollanda, Fransa'ya gitmek isteyen Türk taşımacıların karşısına bu kez Ro-La dayatması çıktı İhracatçının önünde tek bir engel dahi istemiyoruz Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, "Arzu ediyoruz ki; Türkiye'de ihracatçımız hiçbir engelle karşılaşmasın, ihracatını artırması için yapmamız gereken her türlü çalışmayı, vermemiz gereken her türlü desteği verelim ve 2023'teki 500 milyar dolar ihracat hedefini gerçekleştirelim" dedi Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Arzu ediyoruz ki; Türkiye'de ihracatçımız hiçbir engelle karşılaşmasın, ihracatını artırması için yapmamız gereken her türlü çalışmayı, vermemiz gereken her türlü desteği verelim ve 2023'teki 500 milyar dolar ihracat hedefini gerçekleştirelim" dedi. Işık, Bakanlık Konferans Salonu'nda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve beraberindeki heyeti kabul etti. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile TİM'in birbiriyle bağının, iletişiminin, etkileşiminin pek çok kurumdan çok çok daha önemli ve öncelikli olduğunu söyledi. Türkiye'nin Ar-Ge ve inovasyon ekosisteminin güçlendirilmesinde motor gücün, ihracat olduğuna işaret eden Işık, ekonomide genelde taleplerin i- htiyaçtan doğduğunu ve ihracatçılarının talepkarlığını çok önemsediklerini dile getirdi. Sorumluluklarının farkında olduklarını belirten Işık, "Arzu ediyoruz ki; Türkiye'de ihracatçımız hiçbir engelle karşılaşmasın, ihracatını artırması için yapmamız gereken her türlü çalışmayı, vermemiz gereken her türlü desteği verelim ve 2023'teki 500 milyar dolar ihracat hedefini gerçekleştirelim" diye konuştu. Işık, Türkiye'nin 500 milyar dolar ihracat, 2 trilyon dolarlık gayri safi milli hasıla (GSMH) ve 25 bin dolarlık kişi başına düşen milli gelir hedeflerine; Ar-Ge harcamalarını da GSMH'nın yüzde 3'üne çıkararak ulaşılabileceğini ifade etti. -"Arzumuz, Türkiye'nin teknoloji düzeyini yükseltmek" Türkiye'nin üretimde sınıf atlaması, teknoloji düzeyinde vites büyütmesi gerektiğini vurgulayan Işık, şöyle konuştu: "Türkiye düşük orta teknolojili üretimlerde ihracat yapıyor. Son yıllarda orta yüksek teknolojide de ihracat yapmaya başladı, bu çok sevindirici. Yani ihracatımızda orta yüksek teknolojili ürünlerin payı giderek artıyor ama yüksek teknolojiye dayalı ürünlerin ihracattaki payı nominal olarak artsa da yüzde olarak artmıyor. Bu en fazla yoğunlaşmamız gereken alan. Biz teknolojiye dayalı ürün ihracatına daha fazla ağırlık vermek durumundayız. Çünkü o alanda hem katma değer yüksek hem de karlılık daha fazla. Bunu da kolaylıkla yapamıyorsunuz. Bunu yapmak için ciddi bir Ar- Ge ve inovasyon çalışmasını yürütmemiz gerekiyor. AK Parti iktidarı kurulduğu günden bu yana, alana ciddi yatırım yapan, nominal bazda Ar-Ge'ye verilen destekleri 6 kattan fazla artırmış bir iktidar. Şimdi Ar-Ge desteklerinin GSMH'ya oranı açısından hedefimiz yüzde 1 civarına geldik ama bunu mutlaka yüzde 3'e çıkaracağız. Bu yüzde 3'ün, yüzde 2'sini özel sektör eliyle, yüzde 1'ini de kamu o- larak yapacağız. O nedenle Ar-Ge merkezlerine ve teknokentlere ciddi destekler veriyoruz, araştırma ve geliştirmeye ciddi fonlar ayırdık. Arzumuz, kaliteli projelerle Türkiye'nin teknoloji düzeyini yükseltmek." -Teknoloji, Türkiye'yi orta gelir tuzağından kurtaracak Artık ekonomide bir denge oluştuğunu ve önünü görememezlik durumunun büyük oranda ortadan kalktığına dikkati çeken Işık, dövizde de bir istikrar noktasına gelindiğini, türbülanstan çıkıldığını ifade etti. Kısa dönemde şirketlerin, borçlulukları konusunu yakinen takip ettiklerini anlatan Işık, bu noktada ölçek ve firma bazında durumun iyi gözüktüğünü bildirdi. Şirketlerin, varlıkları ve borçlulukları oranında, varlıkları yönünde pozitif bir dengenin hakim olduğuna değinen Işık, şunları kaydetti: "Şirketlerin borçluluklarını ortaya koyan cari oranı, şu anda kobi üstünde 1,38. Yani varlığı borcundan fazla. Orta ölçekte 1,29, küçük ölçekte 1,28, mikro ölçekte 1,29 ve tamamında da şirketlerimizin cari oranı 1,32. Birilerinin pompalamaya çalıştığı kötümserlik doğru değil. Şu anda şirketlerimizin, varlıkları ve borçlulukları oranında varlıkları yönünde pozitif bir denge var. Zaten bu da kurun aslında hızlı bir şekilde istikrara kavuşmasını açıklayan önemli bir sebep." Teknoloji düzeyi yükseldikçe, karlılığın da arttığını dolayısıyla yapılması gerekenin üretimde de ihracatta da teknoloji düzeyini yükseltmek yani teknolojide sınıf atlamak olduğunu vurgulayan Işık, "Şu anda ağırlık merkezimiz, düşük orta teknoloji. Ağırlık merkezimizi ilk etapta orta yüksek teknolojiye kavuşturmamız lazım. Yani tüm üretimimizin ve ihracatımızın ağırlık merkezini düşük orta teknolojiden, orta yüksek teknoloji bölgesine kaydırmamız lazım. Bunu yaparsak Türkiye'yi orta gelir tuzağından da kurtarmış olacağız" diyerek sözlerini tamamladı. -"İhracatla ilgili yapacak çok işimiz var" Büyükekşi de 2023 hedeflerine ulaşabilmek için mutlaka katma değerin artırılması ve yüksek teknolojiye daha fazla önem verilmesi gerektiğini söyledi. Yüksek katma değerin ana bileşenin; inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve marka olduğunu belirten Büyükekşi, bunların hepsinin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın önemli konuları arasında bulunduğunu ifade etti. Bu konuda bakanlığın önemli adımlar attığını anlatan Büyükekşi, şunları söyledi: "Türkiye'de ihracatla ilgili yapacak çok işimiz var. Bu işlerimizin de üretimle ilgili olan büyük kısmı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nda. Bakanımızla birlikte bu dönemde 2023 için 500 milyar dolarlık ihracat, 2 trilyon dolarlık GSYH ve 10 yılda 10 marka yaratma hedefleri konusunda inşallah önemli adımlar atarız hedeflerine ulaşmamızda vereceğiniz destekler, katkılar Türkiye'nin ekonomisi, ihracatı için çok önemli bir dama taşı olacak." Türkiye'nin Avrupa'ya yönelik taşımalarını engelleyen Bulgaristan ile transit sorununun çözülmesinin ardından, Ro-Ro ile (tırların denizyolu ile taşınması) ulaştıkları Trieste'den Avusturya, Almanya, Hollanda ve Fransa'ya gitmek isteyen Türk taşımacıların karşısına bu kez Ro-La (tırların demiryolu ile taşınması) dayatması çıktı. Uluslararası Nakliyeciler Derneği'nden (UND) yapılan açıklamaya göre, Türkiye'nin bir numaralı ticaret ortağı Almanya başta olmak üzere orta ve kuzey Avrupa ülkelerine yönelik olarak her yıl Avusturya üzerinden ortalama 120 bin taşıma gerçekleştiren Türk araçları, Avusturya'nın yılda sadece 15 bin transit taşıma ile sınırlandırdığı kota sebebiyle, bu rakamın üstündeki transit geçişleri için Ro-La hatlarını kullanmaya mecbur bırakılıyor. Serbest ticaret anlayışı ve kurallarına aykırı olan bu uygulama sonucunda yüzlerce tırın, 5 gündür Avusturya'yı geçmek için İtalya Fernetti'de Ro-La kuyruğunda beklediği belirtilen açıklamada, "Halihazırda yetersiz olan kapasitenin, bu kez kış şartları nedeniyle yapılamayan seferler sonucunda iyice azalmasıyla Avusturya'ya geçiş belgesiyle geçemeyen Türk sürücüler, Ro-La treninin zamanında kalkmaması ve oluşan yoğunluğa da cevap verilememesi nedeniyle sıkıntılarını dile getiren bir eylem başlattı" denildi. Açıklamada, 52 araçtan oluşan konvoyun İtalya Fernetti'den Avusturya'yı belgesiz geçmek için hareket ettiği de belirtildi. - "Türk araçlarının Avrupa'da yürüyemediği güzergahlar var" UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, açıklamada yer alan değerlendirmesinde, sorunun sadece nakliyecilerin bir sorunu olmadığını ve tüm Türkiye'yi ilgilendirdiğini vurgulayarak, ticaretin önünün açılması için yolların açılarak araçlara konan engellerin kaldırılması gerektiğini dile getirdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'na çağrıda bulanan Şener, "Bakanlığımız bu araçların patronudur. Türk araçlarının Avrupa'da yürüyemediği güzergahlar var. Bu haliyle rekabet edebilmemiz mümkün değil, bu bir milli meseledir ve yolların Türk araçlarına açılması gerekiyor" dedi. Avusturya'nın Türk nakliyecilere uyguladığı bu haksızlığa son vermesini isteyen Şener, "Yük sizin, araç sizin; ne istiyorsunuz? Avrupa yollarında sadece Avrupa'nın en çevreci filosu mu rahatsızlık veriyor? Avrupa'da Türkiye'nin araç filosu kadar filosu bulunan 3-4 firma var. Tek bir firma Türkiye'nin 700 firmasına bedel. Demek ki bu bir çevre sorunu değil; bu Türkiye'ye konan bir engel sorunudur" i- fadelerini kullandı. - "Avusturya,ç izin vermek zorunda" Açıklamada ayrıca Bulgar ve Romen taşımacıların hiçbir engele maruz kalmadan seferlerini tamamladıkları belirtilerek, şunlar kaydedildi: "Karayolu transit geçiş belge kotasının yetersizliği nedeniyle alternatifsiz kalan yaklaşık 200 Türk sürücüsünü isyana sürükleyen sorunun çözümü, aslında Avusturya'nın sorumluluğundadır. 20 Temmuz 2007 tarihinde Avusturya ve Türkiye arasında imzalanmış olan Kara Ulaştırması Karma Komisyon (KUKK) Protokolü'nün 'Diğer Konular' başlıklı maddesinin ikinci bendinde Avusturya heyeti, 12 saati aşan bekleme olması durumunda, esas itibariyle Türk taşıtlarının geçişlerinin sağlandığını ifade etmiştir. Dolayısıyla, Avusturya Ulaştırma, İnovasyon ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye ile imzaladığı anlaşmanın gereklerini yerine getirmeli ve beklemelerin 12 Turizmci 2014'ten umutlu ama siyasi ortam riskinden endişeli Türkiye turizminin lokomotifi konumundaki Antalya'da turizmciler 2014 yılından umutlu. Turizmcilerin yüzde 75'inde iyimser bir hava hakim. Ancak 2014'te yatırım maliyetlerini etkileyecek en önemli unsurun siyasi ortam olacağı vurgulanarak, son dönemde yükselen siyasi tansiyonun oluşturabileceği riske dikkat çekiliyor. Antalya Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği'nin (AKTOB) aylık olağan toplantısı Kundu turizm bölgesindeki Delphin Imperial Otel'de yapıldı. Antalya Valisi Sebahattin Öztürk'ün de davetli olduğu toplantıya katılanlara, geçtiğimiz günlerde yayınlanan 'Turizm Sektörünün Yapısı, Büyüklüğü ve Ekonomiye Katkısı Araştırması'nın kitapçığı dağıtıldı. Toplantıya katılanlarla mini bir anket de yapıldı, elektronik oylama şeklinde gerçekleştirilen ankette turizmcilere 2014 beklentileri, otel dolulukları, enflasyon ve kur tahminlerinin yanı sıra 2014'te yatırım maliyetini en fazla hangi göstergenin etkileyeceği soruldu. Soruları cevaplayanların yüzde 34'ü geçen yıla oranla yüzde 1-5, yüzde 35'i yüzde 5-10 aralığında, yaklaşık yüzde 8'i de yüzde 10'un üzerinde artış yaşanacağı tahmininde bulundu. Yine yaklaşık yüzde 10 da geçen artış oranının 2013'ün altında kalacağı değerlendirmesinde bulundu. Aynı iyimserlik, yatırım maliyetlerini en çok neyin etkileyeceğinin sorulması üzerine, yerini siyasi gerilim endişesine bıraktı. Salonda bulunanların yüzde 52,2'si bu soruya 'siyasi ortam' cevabını verdi. Diğer cevaplar; döviz kuru, yurt içi fiyatlar ve enflasyon, faiz artışı borçlanma maliyetlerinin yükselmesi olarak sıralandı. AKTOB Başkanı Yusuf Hacısüleyman, "Siyasi ortam, yatırım maliyetleri açısından en büyük etken olarak karşımıza çıkıyor. Salonun yarısı yatırım maliyetlerini, siyasi ortamdaki hareketliliğin etkileyebileceğini söylüyor." dedi. Yaklaşan yerel seçimler, sonrasında yaşanacak cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin ülkede siyasi ortamı gerdiğinin hatırlatılması üzerine Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık da şu değerlendirmede bulundu: "Sağduyunun galip geleceğini düşünüyoruz. Bugüne kadar çok seçim ortamı yaşadık ülkemizde. Tabi seçim ortamı biraz heyecanlı geçer ama bunun sokağa yansımaması lazım. Eylem boyutuna varan gösterilere, nümayişlere dönüşmediği takdirde bizim açımızdan bir sorun olacağını tahmin etmiyoruz. Siyasi ortamın gerilip, bunun sokağa yansıyan olaylara dönüşmemesi halinde bizim sektörümüze bir etkisi olmaz." Vali Sebahattin Öztürk de turizmcilerin 2014'le ilgili ümitlerini paylaştıklarını ifade saati aştığı bu durumda, tren sayısını arttırmak ya da Türk araçlarının karayolundan transit geçişe izin vermek zorundadır. Avusturya, Türk araçlarının transit geçişlerini; Almanya, Polonya, Danimarka, İsviçre, Benelüks, İsveç, Norveç gibi ardıl ülkelerle dış ticaretimizin gelişimine engel olduğu; bu ticareti taşımak için her yıl transit geçiş belgesi ilk aylarda tükenen Türk taşımacılarının yılda yaklaşık 40 bin kez tek yönde Ro-La hattında taşıma yaparak bu malları karayoluna kıyasla 3-4 gün daha geç alıcısına teslim edebildiği ve her yıl kuzey-güney ve doğu-batı aksında yılda ortalama 4 milyon tır Avusturya'yı transit geçerken, sadece ortalama 60 bin sefer ile bu trafik içinde sadece yüzde 2 paya sahip olan Türk araçlarının engellenmeye çalışıldığı gerçeklerine rağmen, engellemeye devam etmektedir. Bu tutumu kınıyor, Avusturya makamlarını ahde vefaya ve göreve davet ediyoruz." ederek, "Onlarla aynı fikirdeyiz işin doğrusu. Umut ediyoruz ki en az yüzde 10 turizm artışını 2014'te yaşamış olalım. Bunun için her şey hazır. Kurlarla ilgili endişeleri olan arkadaşlar için de kurlar makul düzeyde. İnşallah Türkiye'nin siyasi istikrarıyla ilgili de olumsuz bir beklentimiz yok. Dolayısıyla helva yapmaya kaldı iş ü de en iyi şekilde tamamlayarak senenin sonunda 'demiştik, oldu' deriz." şeklinde konuştu. (CİHAN)

6 SAYFA 6 SONDAKiKA GAZETESİ >>6 SİYASET Şubat Perşembe Kalkan'dan spora destek AK Parti Karabağlar Belediye Başkan A- dayı Necip Kalkan, Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar ile birlikte merkezi Karabağlar'da bulunan İzmirspor'un yeni yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu İzmirspor Yönetim Kurulu ile görüşüp sohbet e- den Kalkan'dan Karabağlar'da gençleri spora yöneltme yolunda tam destek geldi. AK Parti Karabağlar ilçe teşkilatını ziyaret eden AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, Belediye Başkan Adayı Necip Kalkan ile bir çok ziyaret gerçekleştirdi. İkili, merkezi Karabağlar'da bulunan İzmir'in eski spor klüplerinden İzmirspor'un geçtiğimiz hafta gerçekleşen genel kurulunun ardından yönetime gelen yeni başkan ve ekibine hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Yeni Başkan Emin İşletir, Hotar ve Kalkan'a İzmirsporda yaşanan sıkıntılardan bahsetti. İşletir, Karabağlar Belediye Meclisi'nde AK Parti Grubu'nun İzmirspor'a verdiği desteğe de ayrıca teşekkür etti. AK Parti Karabağlar Belediye Başkan Adayı Necip Kalkan ise kendisininde uzun yıllar sporla uğraştığını, güreşte milli takım kamplarına katıldığını belirterek; amatör ruhun spora başlama yolunda öneminin çok büyük olduğunu söyledi. Kalkan, "Spor küçük yaşta çocuklarda sorumluluk duygusunu arttırır. Bu yüzden bilinçli gençler yetiştirme yolunda çocuklarımızı spora yönelterek sorumluluk duygusunu geliştirebiliriz. Biz Karabağlar'da bulunan spor klüplerine belediyenin kapılarını açacağız. Ne sıkıntıları varsa dinleyip, sorunların çözümü için yanlarında olacağız. İzmirspor'un yeni Yönetim Kurulu'na başta Başkan Emin İşletir olmak üzere çıktıkları yolda başarılar dilerim" diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Aday gösterilmediğim gün kırgınlık yaşamadım CHP Milletvekili Çam Urla'daki villaları sordu CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, Urla ilçesinde yapılan villalara dair Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın yazılı olarak cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığı na soru önergesi verdi. Çam, 12 maddelik önergesinde Zeytineli köyündeki koyun kanuna aykırı biçimde özel tahsisli olarak imara açılıp villalar inşa edildiği, aynı zamanda bu alanda özel çıkar amacıyla usulsüz düzenlemeler yapıldığına dair iddiaların bilindiğini hatırlattı. Koyda kaç adet villa yapıldığı ya da yapılmakta olduğu konularının aydınlığa kavuşmasını isteyen Milletvekili Çam, soru önergesinde şunları kaydetti: Bu villalardan iki adedinin size ve birinci derece yakınlarınıza ait olduğu iddiaları doğru mudur? Bu iddialar doğru ise hangi yasal dayanakla bu villalar inşa edilmiştir? Doğru değilse sizin ve birinci derece yakınlarınızın, ortaya çıkan görüşmelerde villaların yapımı ve içeriğiyle ilgili havuz, banyo vb. talepleri ne anlama gelmektedir? Yaptığınız açıklamada, villaların 35 yıl önce yapıldığını ve yılda sadece üç dört gün ziyaret ettiğinizi belirttiniz ancak Google Earth görüntüleri, bu villaların geçtiğimiz yıl yapıldığını göstermektedir. Bu durumda villalar tam olarak ne zaman yapılmıştır? İzmir 1 No lu Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu - nun,zeytineli ndeki bahse konu alanın sit derecesinin düşürülmesi için bir karar alıp almadığına da cevap isteyen Musa Çam, Almışsa kararın gerekçesi nedir, sonuç ne olmuştur ve karar ne zaman uygulamaya konmuştur? Sizin şahsen bu konuda verilmiş bir talimatınız bulunmakta mıdır? Kararın alınmasında hazırladıkları raporla belirleyici olan bilirkişiler kimlerdir ve alınan karar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanmış mıdır? Kültür ve Turizm Bakanı'nın, İzmir Valisi'nin ve İzmir Çevre ve Şehircilik İl Müdürü'nün görevden alınma ve/veya görev değişikliklerinin gerekçesi nedir ve Urla da yapılan villalarla bağlantısı var mıdır? Usulsüz yapıldığı iddia edilen bu villalar için yıkım kararı var mıdır, varsa uygulanacak mıdır? İzmir in herhangi başka bir ilçesinde benzer bir tasarrufunuz söz konusu mudur? Şahsınıza veya birinci derece yakınlarınıza ait İzmir ili sınırları dahilinde başka gayrimenkuller bulunmakta mıdır? Benzer bir biçimde İzmir Kemalpaşa'da ortaya çıkan tarihî mirasın, yine aynı kişiler tarafından yerinden çıkarılıp taşınmak istendiği ve doğal ve tarihî öneme sahip bu sit alanının tahrip edilmek istendiği iddiaları doğru mudur? Her iki bölgede de Urla ve Kemalpaşa, bu iddiaların muhatabı olan işadamının aynı kişi olması bir tesadüf müdür? Bu işadamına ait Türkiye nin herhangi başka bir bölgesinde benzer bir tasarruf söz konusu mudur? dedi. (CİHAN) Özfatura'dan DSP'ye destek Bilindiği üzere tüm Türkiye de olduğu gibi İzmir de de yerel seçim sürecine yönelik heyecan günbegün artmaktadır. Adaylar ve partilerin kıyasıya bir rekabete girişeceği bu süreçte özellikle Demokratik Sol Parti, ciddi bir atılım yapmayı amaçlamaktadır. Bu atılımın en önemli ayağını ise İzmir in yeni kent merkezini de bünyesinde barındıran ilçesi Bayraklı oluşturmaktadır. DSP, Bayraklı ilçesinde benim de CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Aday Adaylığını içtenlikle desteklediğim, insan sevgisi ve ekip çalışmasına gösterdiği önemi yakından bildiğim Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan ile iddiasını ortaya koymaktadır. Hüseyin beyi 1984 yılından bu yana tanırım. CHP den Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını canı gönülden destekledim, bu konuda görüşlerimi de süreç içerisinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu na söyledim. Sosyal demokrat kişiliğini, üretkenliğini, insan sevgisini ve ekip çalışmasına verdiği önemi kendi Başkanlık dönemlerinden biliyorum. Kaldı ki bugüne kadar inancım gereği CHP ye oy vermemiş bir kişi olarak, Hüseyin beyin aday gösterilmesi halinde hem oyumu CHP ye vereceğimi, hem de CHP ye oy verdireceğimi açıkça ilan etmiştim. Ancak süreç farklı işledi. Hüseyin bey, 30 yıllık tecrübesini, bilgi ve birikimini DSP çatısı altında Bayraklı halkıyla paylaşma amacı ile zorlu bir yola çıktı. Fakat inancım odur ki; gerek 12 kentsel dönüşüm projesi ile yüzbinlerce insanımızı ev sahibi yapmış gerekse Ege-Koop Proje Merkezi gibi bu kent için son derece faydalı bir birim oluşturarak, sorunlara yönelik sağlam projelerin üretilmesine ön ayak olmuş Hüseyin beyin, yarışı göğüslemesi halinde geleceği son derece parlak olan Bayraklı ilçemizde büyük işler başaracaktır. Bayraklı ilçesi akılcı, çağdaş, ayakları yere basan prestij projelerle İzmir in bir numarası olacak, üçte ikisi sağlıksız yapılarda yaşayan Bayraklı halkı, kaliteli, güvenli konutlarda çok daha huzurlu bir yaşama kavuşacaktır. Belediye Başkanı her şeyi bilmez ancak işi en iyi yapacak olanı bilir. " dedi. (HABER MERKEZİ) Başkan Tartan, Fen İşleri, Temizlik İşleri çalışanları ve memur personel ile yaptığı toplantılarda CHP den ayrılarak DSP den Konak Belediye Başkanlığı adaylığına geçiş sürecini anlattı. Her zaman açık ve şeffaf olduğunun ifade eden Başkan Tartan, yol ayrımına geldiğini ve bunu ilk ağızdan çalışanlarla paylaşmak istediğini söyledi Konak Belediye Başkanı ve DSP Konak a- dayı Dr.Hakan Tartan 5 yılın rüzgar gibi geçtiğini ve başarılı bir 5 yıl geçirdiklerini söyleyerek, 3 kez yılın en başarılı belediye başkanı seçilmesinde, çeşitli ödüller almasında katkısı olan tüm çalışanlara teşekkür etti. Kısa bir değerlendirme yapan Tartan, Kubbede bir hoş seda bıraktığımızı düşünüyorum dedi. CH- P den ayrılmasının nedenlerini ise şöyle açıkladı: Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmayınca, Konak ilçenin doğal Belediye Başkan adayıyım. Konak la ilgili olarak da CHP Genel Başkanı başta olmak üzere parti üst düzey yöneticilerinin açıklamaları oldu; anket yapılacağını ve sonucuna göre değerlendirme yapılacağı, bir oy bile fazla getirenin aday olacağı söylendi. Konak Belediye Başkanı olarak benim açıklanacağıma yönelik kamuoyunda bir eğilim oluştu. Güle oynaya seçime gidecektik. Fakat bir fırtına esti ve tam olarak bilemediğim ama tahmin ettiğim nedenlerden dolayı aday gösterilmedim. Aday gösterilmediğim gün de şimdi dekırgın değilim. Cumhuriyet Halk Partisi ile hiçbir hesabım yok. Ben bu partinin 1979 da gençlik kolları başkanıyım de CHP yi kurdum, 21 ilçeyi ben gezdim kurucusuyum, il başkanvekilliği yaptım. Cumartesi günü gerçekleştirilen aday açıklamalarının ardından 4 gün beklediğini ve bir k- işinin bile arayıp bilgi vermediğini ve teşekkür etmediğini söyleyen Başkan Tartan şöyle devam etti: 5 yıl hizmet verdiniz, size teşekkür ederiz denilmedi. Aziz Kocaoğlu seni istemiyor veya şu seni istemiyor diyerek bir gerekçe ortaya konulmasını ve teşekkür edilmesini bekledik. Bu tavır benim alışık olmadığım bir tavır, yadırgadım. Aday olmadan, döneklik yakıştırması yapılmadı. Bu hoşuma gitmedi, etik değildi. Bunlar yaşamın içinde olan şeyler diyerek bunu da geçtim ama Atatürk, Türk Bayrağı ve Atatürk rozeti tartışması başladı. Buna da duyarsız kalamazdım. Atatürk rozetinin siyasal simge haline getirilen türbanla eşdeğer tutulmasına sessiz kalamazdım. Alsancak teferruat dendi, bu da bana rahatsızlık verdi. Atatürk e bağlılığı, Laik Cumhuriyet ilkelerini ve Türk Bayrağı nın tartışılması da beni rahatsız etti. Kimse de bana bir şey söylemeyince doğal olarak gereğini, bana yakışanı yaparak istifa ettim. Cumhuriyet Halk Partisi yeniden dizayn ediliyor. Burayı Sezgin Tanrukulu dizayn ediyor. Benim aklıma bir rant, bir mafya paylaşımını getirdi. Mustafa Sarıgül, Yılmaz Büyükerşen gibi başarılı isimlerin geçmiş yıllarda DSP ye geçerek birkaç dönem başkanlık yaptıklarını hatırlatan Başkan Tartan, Şimdi bu isimler partinin yıldızı insanlar. Ben hiçbir yerde olmam belki ama Atatürk ü, ilkeleri ve Türk Bayrağı nı savunmaya devam ederim. Çünkü onlar bizim vazgeçilmezimiz. Benim ayrılış nedenlerim bunlar dedi. Tartan, işçi, memur ve tüm çalışanlarına en iyi maaşı, en yüksek artışları verdiğini ifade ederek, güven esasıyla çalıştığını söyledi. Tartan, AKP yüzde 20, ben Konak ta yüzde 65 görünüyorum, bizi bölmek için çıkartılan aday da olsa olsa yüzde oy alır. Biz yine en az yüzde ile seçiliriz da yüzde 37 ile seçilmiştik. Ama o kadar inmeyiz. Birleştirici, dost tavrımla çalışmalarıma devam edeceğim. Hz. Ali Haksızlığa direnç göstermezsen, önce hakkını sonra şerefini kaybedersin demiş. Biz ne hakkımız, ne şerefimizi bu güne kadar kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. 1 Nisan itibarıyla görüşeceğimizi umuyorum dedi. (HABER MERKEZİ) Forbes yeniden coşacak Ak Parti Buca Belediye Başkan adayı Cemil Şeboy, Başkanlık görevinde olduğu 1999 yılında trafiğe kapatarak Buca nın kalbi haline getirdiği Forbes Caddesi nde esnafla buluştu. İşyeri sahiplerinin eski günleri özlediklerini ifade etmesi üzerine Şeboy, Forbes i yeniden Buca nın cazibe merkezi haline getirecek projelerin hazır olduğunu söyledi. Yaklaşık 300 dükkanın bulunduğu ve ortalama Bin Bucalıya iş imkanı sağlayan Forbes Caddesi eski günlerini arıyor. 15 yıllık Belediye Başkanlığının ilk dönemlerinde caddeyi trafiğe kapatarak çarşı haline gelmesini sağlayan Ak Parti Buca Belediye Başkan adayı Cemil Şeboy da caddenin bugünkü halinin içini acıttığını söyledi. Esnafla buluşan Şeboy, Forbes i açtığımızda ortasına bir yaşam alanı yaptık. Burada tavşanların nereye gittiğini sordu ama ben cevap lenleri mukayese etme şansınız oldu. Bundan ördekler, tavşanlar, kuşlar vardı.bu sayede hem çocuklar hoşça vakit geçiriyordu, hem de aileleri veremedim. İnşallah hepsini yeniden yapacağız sonraki dönemde nerede kalmıştık? diyerek alışveriş yapıyordu. Ancak hepsini kaldırmışlar. dedi. kolları sıvayacağız. Projelerimizi Binali Su akan alan pislik içinde. Başkanlığı bıraktıktan sonra torunum tavşanları görmek istedi ama Forbes esnafının büyük ilgi gösterdiği Şe- Projeleri binali bey le hazırlıyoruz Yıldırım la birlikte hazırlıyoruz. Buca yı sadece İzmir in değil, Türkiye nin gözbebeği haline getireceğiz dedi. (HABER MERKEZİ) geldik baktık ki hiç biri yok. Ufacık çocuk boy, 5 yıl boyunca benden sonra yönetime ge-

7 SAYFA 7 SONDAKiKA GAZETESİ >>7 SİYASET Şubat Perşembe HSYK bahane maksat gündemi değiştirmek CHP, Başbakan Yardımcısı İşler, "CHP'nin HSYK düzenlemesine ilişkin Anayasa Mahkemesine başvurusu Türkiye'de bir ilki yaşatıyor. CHP nin böyle bir karar almasını yadırgıyorum" dedi Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, CHP milletvekillerinin HSYK düzenlemesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmalarını yadırgadığını belirterek, "Herhalde Anayasa Mahkemesi de bu başvuruyu doğrudan reddedecektir. Çünkü Anayasa ya açık bir şekilde aykırı olduğunu düşünüyorum dedi. İşler, Cibuti Din İşleri, Kültür ve Evkaf Bakanı Aden Hassan Aden ve beraberindeki heyeti Başbakanlık Merkez Bina'da kabul etti. Görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapan İşler, konuk bakanla verimli bir toplantı yaptıklarını belirtti. Türkiye ve Cibuti arasında tarihi ilişkilerin olduğunu hatırlatan İşler, TİKA'nın Cibuti'de tamamlanan 3, devam eden ise 7 projelerinin olduğunu söyledi. Daha fazla neler yapılabileceğini de ele aldıklarını ifade eden İşler, Cibutili öğrencilere verilen bursların sayısının artırılmasının kararlaştırıldığını söyledi. İki ülke arasındaki kültürel ilişkileri de görüştüklerini ifade eden İşler, "Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Cibuti'de bir cami yapmayı planlıyoruz. O konunun da detaylarını ele aldık diye konuştu. Cibuti Din İşleri, Kültür ve Evkaf Bakanı Aden ise faydalı bir ziyaret gerçekleştirdiklerini, iki ülke arasındaki birçok önemli konuyu ele aldıklarını söyledi. -"Türkiye'de bir ilki yaşıyoruz" İşler, gazetecilerin, HSYK düzenlemesine ilişkin CHP li milletvekillerinin Anayasa Mahkemesine başvurularına ilişkin sorusu üzerine şunları söyledi: "H- SYK yasası henüz onaylanmış durumda değil. Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadığı zaman yasa olmuyor, yasal süreç tamamlanmış değil. Doğrusu Türkiye'de bir ilki yaşıyoruz. CHP nin böyle bir karar almasını yadırgıyorum. Çünkü Anayasa nın 151 inci maddesine aykırı bir durum söz konusu. O zaman 'CHP neden böyle bir girişimde bulunuyor' Kültür ve Turizm Bakanı Çelik, "Dün verdiğiniz verginin yüzde 86'sı faize giderken, bugün o verdiğiniz vergi tablet bilgisayar olarak, hizmet o- larak, daha iyi okullar o- larak çocuklarınıza dönüyor" dedi Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Dün verdiğiniz verginin yüzde 86'sı faize giderken, bugün o verdiğiniz vergi tablet bilgisayar olarak, hizmet olarak, daha iyi okullar olarak çocuklarınıza dönüyor" dedi. Çelik, AK Parti'nin merkez Sarıçam ilçesindeki seçim irtibat bürosunun açılışındaki konuşmasında, seçimlerde verilecek olan oyların sadece kimin, hangi partinin sandıktan birinci çıkacağıyla, Ankara'yı kimin yöneteceğiyle ilgili bir mesele olmadığını, seçimlerde verilecek her oyun, dillendirilen meselelerin şimdiye kadar nasıl çözüldüyse bundan sonra da çözülmesiyle ilgili bir mesele olduğunu kaydetti. Seçimlerin ve kullanılan oyların daha iyi sağlık hizmeti, daha yüksek kalitede eğitimle ilgili bir sorusunu sormamız lazım. O da herhalde CHP nin şu anda içerisinde bulunmuş olduğu sıkıntılardan kaynaklanıyor. Türkiye'deki gündemi değiştirmeye, dönüştürmeye yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Herhalde Anayasa Mahkemesi de bu başvuruyu doğrudan reddedecektir. Çünkü Anayasa ya açık bir şekilde aykırı olduğunu düşünüyorum. -"Muhalefet partileri isterlerse onu da Anayasa Mahkemesine götürebilirler" Bir gazetecinin "İnternet Yasası"nın çok tartışıldığını, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ün onayının ardından bir sürecin başladığını, AK Partili milletvekillerince değişiklik teklifinin verildiğini belirterek sürece yönelik değerlendirmesini sorması üzerine İşler, İnternet Yasası nın doğru bir mesele olduğuna işaret eden Çelik, şöyle konuştu: "Verdiğiniz her oy çocuklarınızın geleceğine sahip çıkmakla ilgili bir iradedir. Her biriniz, beldenizde, ilçenizde daha iyi bir belediye hizmeti istiyorsunuz. Hakkınızdır, sonuna kadar hakkınızdır. Çünkü bu ülkede ne varsa sizin sayenizde var oluyor. Bu ülkenin de sahibi sizsiniz. O sebeple her şeyin en iyisine layıksınız. Fakat 11 yıl öncesiyle son 11 yılın farkı şu; yeni petrol kaynakları bulmadık. Yeni doğalgaz kaynakları bulmadık. Aradaki fark nedir? Aradaki fark; sizin desteğinizle oluşmuş istikrardır. Eğer bir ülkede istikrar olursa sorunlar tek tek çözülür. Milli iradenin ayakta kalması, demokrasinin büyümesine en büyük katkıyı sağlar. Bir ülkede istikrarlı bir hükümetin var olması sağlık hizmetlerinin kalitesinin daha da yükselmesine yol açar. Siz bugünden yarına daha iyi bir hayata kavuşmayı fazlasıyla hak ediyorsunuz. İnşallah istikrar sürecek. Sizin çocuklarınız sizden çok daha iyi bir hayat yaşayacaklar. Çok daha iyi eğitim görecekler. Her biri çok daha iyi işlere kavuşacak." - "Halkın sandık ve oy yoluyla hükümet kurmasının değerini bilelim" zeminde tartışılmadığını söyledi. Yasanın "sansür" olarak sunulmasının doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan İşler, şunları kaydetti: Biz internete sansür değil bilakis internette kişisel hakların, özel hayatın korunmasına yönelik bir adım atıyoruz. Daha önceki yıllara baktığınız zaman birtakım şantajlar, tehditler söz konusu oldu ve birtakım insanların siyasi geleceği karartıldı, bu şantajlar, tehditler, kasetlerle. Şimdi bir düzenleme getiriyoruz. Daha önceki mevcut düzenlemede durum neydi? 5 günden hatta 7 günden önce herhangi bir tedbir almak söz konusu değildi. Şimdi ise bunu hızlandırıyoruz. 4 saat içinde TİB Başkanlığı yayını durdurabiliyor ve aynı zamanda 24 saat içinde mahkemeye gidilecek, 48 saat içinde karar verilecek. Sayın Cumhurbaşkanı'nın çekinceleri iletildi ve kanun Bir ülkede sandık olmayınca, demokrasi olmayınca, Libya örneğinde olduğu gibi, demokrasi için devrim bile yapılsa o ülkenin petrol kaynakları da olsa o zenginliğin halka dönmediğini ifade eden Çelik, devrimin üzerinden üç yıl geçmesine rağmen Libya halkının çilesinin bitmediğine dikkat çekti. Daha önce bir diktatörlük tarafından yönetilen Libya'nın petrol kaynakları, doğalgaz kaynaklarının olduğunu, zengin olmak için her türlü fırsata sahip olduğunu kaydeden Çelik, şöyle devam etti: "Demokrasi olmadığı için, o ülkede milli irade gerçek bir hükümet kuramadığı için, kendine ait bir hükümet kuramadığı için, o her türlü zenginliğe sahip ülke büyük çileler, büyük sıkıntılar çekti. Bir diktatör tarafından yönetilirken. Üç yıl önce halk ayaklandı ve demokrasi istedi, sandık istedi, kendi yönetimini k- endisi seçmek istedi. Fakat görüyorsunuz aradan üç yıl geçti hala istikrarsızlık devam ediyor. Hala çalkantılar devam ediyor. Sandık olmayınca, demokrasi olmayınca, Libya örneğinde olduğu gibi, demokrasi için devrim bile yapılsa o ülkenin petrol kaynakları da olsa o zenginlik halka dönmüyor. Libya halkının çilesi hala bitmedi. Sandığın teklifi zaten Meclis'e sunuldu. TİB Başkanlığının da 24 saat içerisinde mahkemeye gitmesi teklifi var bir de trafik konusu var. O konularda hükümetimiz olarak Sayın Cumhurbaşkanı'nın çekincilerini giderecek adımları atacağız. Şu anda Meclis e sunuldu ve en kısa zamanda bu yasalaşacak. Bunun bir kez daha altını çiziyorum, kesinlikle internete sansür getirmiyoruz ama özel hayatın gizliliği ve kişisel haklar konusuna bir koruma, bir tedbir getiriyoruz. Bu şekilde şantajlara, tehditlere mahal vermemek için bu adımı attık. Bunun son derece doğru olduğunu da düşünüyorum. Kesinlikle bu, bir sansür olarak değerlendirilmez. Cumhurbaşkanımız da zaten onaylamıştır. Çekincelerini iletmiştir. Eğer muhalefet partileri isterlerse onu da Anayasa Mahkemesine götürebilirler." Vatandaşın ödediği vergi artık sokağa dökülmüyor! değerini bilelim diye söylüyorum. Ülkemizin değerini, istikrarın değerini bilelim. Halkın sandık ve oy yoluyla hükümet kurmasının değerini bilelim." - "Bu ülkenin sahibi sizsiniz" Halkın bu ülkede her zaman oyunu, i- radesini sandıktan yana kullandığını belirten Çelik, darbelerin demokratik istikrara destek veren halk tarafından tasfiye edildiğini kaydetti. Halkın, ülkeyi soyan, ülkenin zenginliklerini gasbedenlere son verdiğini ifade eden Çelik, şunları söyledi: "Siz ülkenin gerçek sahibisiniz. Siz ne isterseniz o olur. Bu ülkenin zengin olmasına karar vermek de sizin elinizde, fakir olmasına karar vermek de sizin elinizde. Bu ülkenin demokratik bir ülke olmasına karar vermek de sizin elinizde, demokrasinin darbelerle örselendiği bir ülke olmasına karar vermek de sizin elinizde. Bu ülkenin sahibi sizsiniz. Bu ülkenin patronu sizsiniz. Siz bu ülkede her zaman oyunuzu, iradenizi sandıktan yana kullandınız. Demokrasiden yana kullandınız. Darbeleri tasfiye ettiniz. Demokratik istikrara destek verdiniz. Bu ülkeyi soyanlara, bu ülkenin zenginliğini gasbedenlere son verdiniz. Onun yerine bu ülkenin k- endi kaynaklarını ve kendi zenginliklerini ortaya çıkardınız." 30 Martta halkın önüne yeni bir demokrasi sınavının geleceğine işaret e- den Çelik, vatandaşın her demokrasi sınavından başarıyla geçtiğini, bu demokrasi sınavında da en büyük başarıyı yakalayacağına emin olduğunu belirtti. Çelik, "Önümüzdeki seçim, seçimlerin seçimidir. Önümüze gelecek olan sandık, sandıkların sandığıdır. Vereceğiniz oy fevkalade önemlidir bu ülkenin kaderi için. Dün verdiğiniz verginin yüzde 86'sı faize giderken bugün o verdiğiniz vergi tablet bilgisayar olarak, hizmet olarak, daha iyi okullar olarak çocuklarınıza dönüyor. Verdiğiniz destekle bundan sonra daha iyisini yapacağız" diye konuştu. Çelik, seçim irtibat bürosunun açılışını AK Parti Adana Büyükşehir Belediye Başkan adayı Abdullah Torun ve partililerle gerçekleştirdi. Tekmeli yasa HSYK da mahkemelik oldu HSYK'nın yapısında değişiklik öngören düzenlemenin yok hükmünde sayılması, iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Yüksek Mahkeme'ye başvurdu. Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, "46 maddeden oluşan yasanın 40 maddesini iptal edilmesini istiyoruz" dedi CHP, HSYK'nın yapısında değişiklik öngören düzenlemenin yok hükmünde sayılması, iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Yüksek Mahkeme'ye başvurdu. Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, başvuru sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada, düzenlemenin, yaklaşık 40 maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu savundu. Öztürk, söz konusu kanun maddelerinin "yok hükmünde" olduğunun tespiti, yürürlüğünün durdurulması ve iptali talebiyle Anayasa Mahkemesine başvurduklarını belirterek, "Toplam 46 maddeden oluşan bu yasanın, aşağı yukarı 40 maddesinin iptali için başvurmak zorunda kalındığını düşünürsek, getirilmek istenen yasanın hukukun evrensel ilkelerine, Anayasa'ya ne kadar aykırı olduğu açıktır" dedi. Bir hukuk işleminin, çok ağır bir sakatlık ile malul olması durumunda, yok hükmünde sayılacağını savunan Öztürk, bir yasama işleminin yok sayılabilmesinin ancak çok ağır hukuk ve şiddetli gasp halinde söz konusu olacağını söyledi. Düzenlemede çok büyük bir yetki gasbının söz konusu olduğunu iddia eden Öztürk, "Dava konusu yaptığımız somut olayda kanunla yargısal denetimi etkisiz bırakacak düzenleme tipik ve ağır bir yetki gasbı olup, bunun yaptırımı yokluk olmalıdır" diye konuştu. Öztürk, kanun onaylandıktan sonra Anayasa Mahkemesinin vereceği bir iptal kararının geriye dönük işlemeyeceğini vurgulayarak, bu nedenle "yok hükmünde" sayılmasını istediklerini anlattı. Düzenlemeyle "HSYK'da çalışan personelin, işlerine son verileceğini" öne süren Öztürk, kanunla böyle bir düzenleme yapmanın mümkün olmadığını savundu. HSYK yapısı ve buna ilişkin çıkarılacak kanunların mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik mesleğinin teminatına göre düzenlenmesi gerektiğini dile getiren Öztürk, yapılan düzenlemenin bu çerçevede olmadığını iddia etti. Bunun İstanbul merkezli operasyon nedeniyle yargıya müdahale olduğunu öne süren Öztürk, şunları kaydetti: "Anayasa Mahkemesinin tarihi görevi vardır, vereceği tarihsel kararla yargıyı Tayyip Bey'in elinden kurtarmaktır, Anayasa Mahkemesinin görevi budur. Tayyip Bey kendisini ve yandaşlarını, yolsuzluğa karışanları, bakanlarını kurtarmak için bu yasayı çıkarmıştır. Anayasa Mahkemesinin yargıyı kurtarmak için öncelikle yok hükmünde, sonra da iptal kararı vermesini diliyoruz. Bu karar verilmediği zaman, hepimiz biliyoruz ki yasayla yapılmak istenen değişiklikler gerçekleşmiş olacak, yolsuzluk soruşturmasının doğru şekilde yürütülmesini sağlayan savcılar ve hakimler istenmeyen kişiler olarak görevlerinden alınmış olacak ve ayarlanmış hakim ve savcılarla yolsuzluk soruşturması örtülecektir." -"Anayasa Mahkemesi, benzer bir davaya bakmış" Öztürk, yasanın Cumhurbaşkanı onayı olmadan Anayasa Mahkemesine götürülmesinin daha önce başka bir örneği bulunup bulunmadığının sorulması üzerine, bunun çok önemli olmadığını savunarak, taleplerinin düzenlemenin yok hükmünde sayılmasıyla birlikte, iptali ve yürürlüğünün durdurulmasını kapsadığını anımsattı. Burada amacın önemli olduğunu, şeklin önem taşımadığını aktaran Öztürk, Anayasa Mahkemesine konuyu anlattıklarını, ne yapılmak istendiğinin ortada olduğunu söyledi. Kırklareli Milletvekili Turgut Dibek ise başvuru şeklinin daha önce örnekleri bulunduğunu ifade ederek, "Yüksek Mahkeme, Sayın Cumhurbaşkanı'nın onayına gitmeden açılan bir davaya bakmış ve bir içtihat oluşturmuş, bizim başvurumuzun esasında o da var. Böyle bir durumda Cumhurbaşkanı'nın onayı gerekmiyor. Anayasa Mahkemesinin, Meclis iradesinin oluşmasıyla dava açılması mümkündür şeklinde bir kararı bulunuyor" dedi. İnternet trafik bilgisine mahkeme kararı şartı geliyor İnternet trafik bilgilerinin suç soruşturması ya da kovuşturması kapsamında mahkemelerce talep edilmesi halinde TİB Başkanlığı tarafından temin edilerek verilmesini de içeren "torba kanun" teklifinin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesine başlandı İnternet trafik bilgilerinin suç soruşturması ya da kovuşturması kapsamında mahkemelerce talep edilmesi halinde TİB Başkanlığı tarafından temin edilerek verilmesini de içeren "torba kanun" teklifinin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülmesine başlandı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Komisyon Başkanı Recai Berber başkanlığında toplandı. Toplantıya hükümet adına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız katıldı. Toplantının başında usul tartışması açan muhalefet milletvekilleri, birbirine ekleme yapılan 3 teklif bulunduğunu söylediler. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, komisyonun gündemindeki AK Parti Isparta Milletvekili Süreyya Sadi Bilgiç'in teklifinin 12 madde olduğunu, ancak dün akşam Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün internet düzenlemesini içeren torba kanunu onaylamasının hemen ardından Bilgiç'in teklifine ekleme yapılan yeni bir teklifin TBMM Başkanlığı'na sunulduğunu ifade etti. Kaplan, "Dün gece teklifin hızla yavruladığını ve 8 madde daha eklendiğini gördük" dedi.

8 17 Şubat 2013 Perşembe 17 Şubat 2013 Perşembe 20 Şubat 2014 Perşembe 20 Şubat 2014 Perşembe Türkiye nin son durumunu gazetemizden Yavuz Atalay a değerlendiren Eski Bakan ve MHP Milletvekili Koray Aydın, cemaatlerin AKP den uzaklaşacağını ifade ederek; Alınları secde gören ve kalpleri Allah Aşkı ile atan bu insanlar, bu yolsuzluğu sandıkta cezalandıracak dedi. Yerel seçimleri de değerlendiren Aydın, AKP nin Orhan Gümrükçüoğlu nu tekrar aday göstermesini ise; Bu risk onlara pahalıya maal olacak şeklinde değerlendirdi. Yolsuzluk operasyonunun temelinde başbakanın olduğunu savunan Eski Bakan Koray Aydın, Biz aykırı sesler de olsun istiyoruz dedi Türkiye de bakanlık yapmış bir isimsiniz. Önemli bir siyasetçisiniz. Türkiye nin, Trabzon un bir değerisiniz. Siz, Trabzon a baktığınızda; iyi veya kötü ne görüyorsunuz? Sorunları nelerdir sizce? Her ilin kendine göre öncelikleri var. Mesela, Trafik sorunu da Trabzon için bir sorundur. Ama bir araştırma yapsak, sorunlar arasına da Trabzonspor u koysak, açık ara, problem sıralamasında Trabzonspor çıkar. Trabzonspor iyi olmayınca; Trabzonlu mutsuz oluyor. Mutsuz insan da, diğer sorunları görmemezlikten gelebilir. Çünkü o ana dinamik, kendisini birinci derece etkilemiş demektir. O nedenle Trabzonspor un iyi olması, iyi yönetilmesi, kurumsal kimliğinin iyi oturtulması, profesyonel yönetim anlayışına geçilmesi ve Trabzonluyu mutlu edecek bir kulüp kimliğinin oluşması gerekiyor. Bunların olmaması, bir sorun. Bu, Trabzon un genel psikolojik sorunudur. Bunun dışında, Trabzon u yakından ilgilendiren, çok ciddi bir trafik sorunu var. Çözülmediği ve çözülemediği takdirde de, uzun vadede büyük sıkıntılar yaşayacak. BUGÜNKÜ AKLIM OLSAYDI, PARTİYE VE KENDİME MAAL EDERDİM Siz ne ön görüyorsunuz? Bizim bir avantajımız var. Bugün Trabzon Sahil Geçiş Projesi, benim bakanlığım dönemimde sıfırdan projelendirip hayata geçirdiğim bir projedir. İşin enteresan tarafı, ben bu projeyi kağıt üzerinde çizdim, realize edin getirin dedim. Trabzon da bunu ilk olarak gündeme getirdiğimizde, bana tepki oldu. Ben de, o zaman, 10 sene sonra Trabzon da trafik sorunu baş gösterdiğinde Trabzon insanı burayı yapanlara dua edecek dolayısıyla da bana dua etmiş olacak, dedim. Biz o projeyi o zaman, bütüncül bir anlayış içinde değerlendirdik. Yani, partiye değil de Trabzon a maal ettiniz..? Trabzon a maal ettik. Ama bugün ki aklım olsaydı, keşke partiye ve kendime maal etseydim, diyorum. Mevcut iktidarı ve onların yapışını tanıdıktan sonra Amacımız, Trabzon a bir alan kazandırmaktı ve o alan içerisinde Türkiye de ve Dünya da örneği olmayan bir olayı rekreasyon alanına dönüştürerek; Doğu Karadeniz in bütün illerinden insanların oraya gelip, orada gezdiği-tozduğu, yediği-içtiği-para harcadığı bir yer haline getirmekti. Bununla ilgili de yarışma projeleri açtırdım. Çok güzel projeler ortaya çıktı. Ve ben o ihalenin içerisinde, orada büyük bir Botanik Parkı Projesi de oluşturdum. Daha sonra 2002 de iktidar değişince, AKP nin ilk Bayındırlık Bakanı Zeki Ergezen, bütün ayrıntıları projenin içerisinden çıkardı. Ve o alanlar, daha sonra belediyelere devredildi. Belediyeler de orada bütüncül bişey yapıp hayata geçirmek yerine, daha küçük şeyler yaptılar. Bizim kafamızda tasarlayıp o gün eksik yönleriyle birlikte hayata geçirdiğimiz o proje, bugün Trabzon un olmazsa olmazı haline geldi. Şimdi ben soruyorum, o sahil yolu yapılmasaydı, bugün Trabzon un trafiği ne olurdu? (Yavuz Atalay: Daha fazla trafik karmaşası olurdu sanırım) Kötünün, kötüsü olurdu. AYKIRI SESLER OLSUN İSTİYORUZ Milliyetçi Hareket Partisi, hiç beklenmedik bir hamle yaptı. Tamamen tarafsız söylüyorum Hüseyin Örs gibi bir ismi aday göstermek, kimsenin beklemediği bir hamleydi. Örs ün aday gösterilmesinin akabinde yaptığı çalışmaların başarıya ulaşmasını da kimse beklemiyordu. Biliyoruz ki, Hüseyin Örs; 1461 Trabzon Kulübü Başkanlığı yaptı ve ayrıca akademik kariyer sahibi de bir isim. Bunların neticesinde, MHP; Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığına oldukça yaklaştı Örs ile Örs Belediye Başkanı olursa, muhtemelen siz mentör görevi göreceksiniz. Birlikte hareket edeceksiniz (Koray Aydın: Elbette) Bu koordinasyon çerçevesinde, Örs ün başkan olması durumunda; Trabzon a ne yapacaksınız? İstanbul da yapılan Marmaray Projesi çapında veya ona yakın projelerden bahsediyorum. Evvela, ne yapacağını bilmek, yapılacak işleri doğru planlamak gerekir. Bu aynı zamanda, ilk düğmenin doğru iliklenmesi manasına gelir. Trabzon un Büyükşehir olmasından ötürü, sıfırdan yeni bir yapılanma olacak Trabzon da. Yani, Trabzon un geneliyle ilgili, önce 1/ likler yapılacak, sonra 1/5.000 likler yapılacak, sonra da bunun 1000 lik uygulamalarını alt belediyeler yapacak. Şimdi, bu 1/ liklerin hazırlanışıyla başlayan süreç çok önemli. Herkes, özel şeyler peşinde ama bu Trabzon un geleceğini şekillendirecek. Trabzon un büyüme akslarını, gelişme yönlerini, şehirleşmenin nerede olması nerede olmaması gerektiğini belirleyecek. Diyorsunuz ki, bir çocuğa matematik öğreteceksem; önce rakamları öğretirim. Aynen dediğiniz gibi. Bunu doğru yaparsak, sizin sorunuzun cevabı onun içerisinden çıkar zaten. Bunu nasıl yapacağız? Hüseyin Hocamızın da düşüncesi o yönde, ben onun düşüncesini tekrarlamış olayım, Dünya da ne kadar uzman varsa, onları Trabzon B. Belediyesi öncülüğünde Trabzon a toplayıp, ciddi bir atölye çalışması yapacağız. Bilime önem vereceğiz, fikre önem vereceğiz. Aykırılığa önem vereceğiz. Biz, aykırı sesler de olsun istiyoruz. Bizim düşündüğümüzün tersini söyleyebilecek, onu savunabilecek, tezlerini temellendirebilecek bir anlayışla, katılımcılıkla, herkesi işin içerisine sokarak ama uzmanların öncülüğünde ve yönlendirmesinde Trabzon un geleceğinin doğru planlanmasına katkıda bulunabilecek insanlar olsun istiyoruz. O planlamaları doğru yaparsak, o zaman daha rasyonel fikirler üretip, sorunları çözebiliriz ve hayata geçirebiliriz. HÜSEYİN ÖRS, BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIMIZ OLACAK Sizce Örs Başkan olabilir mi? Hüseyin Örs bizim belediye başkanımız olacak. Ben ona yürekten inanıyorum. Çünkü öyle bir çıkış içerisinde ki, anketlerde tutmak mümkün değil. Trabzon halkının yüzü, bize döndü. HÜSEYİN HOCA VARSA SIKINTI YOK AKP nin durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? AKP liler çok mutsuz. Seçmenleri çok mutsuz... İsteksizler Oradan, bize karşı büyük bir yönelim var. CHP de isteksiz. Bu işi en çok isteyen ve kovalayan parti konumundayız. Büyükşehir adayımızın, profili de bu işi yapmaya çok müsait. Akademik kimliği ile birlikte, halk adamlığı tarafı var. Kendiliğinden slogan oluştur: Hüseyin Hoca varsa, sıkıntı yok. Bunu biz üretmedik. Bunu halk üretti. İşte, halkla bütünleşmek böyle bir şey Bizim de MHP olarak politikamız, adaylarımızın halk ile iç içe olması Onunla, bir konuşma mesafesi kadar yakın olmasını, temel ilke ediniyoruz. Çünkü yerel yönetimler halk ile iç içe olmak zorunda olan yönetimlerdir. Buralarda, bunun tersi bir profille çıktığınız zaman hem halka eziyet etmiş oluyorsunuz hem de kendinize eziyet etmiş oluyorsunuz. Bizim çıktığımız adaylar; ne kendine eziyet ediyor ne de halka Halkın emrinde, ona bir alo mertebesinde değil dokunmak mertebesinde yakın bir büyükşehir başkan adayımız var. BU BİZİM İÇİMİZİ ACITTI Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu için, AKP nin adayı deniliyor. Veya, CHP nin Akçaabat taki bir adayı için, CHP nin adayı deniliyor. Hüseyin Örs için, MHP nin adayı denildiği çok sık duymuyorum. Yani, MHP nin değil de Örs ün kimliğinin ön plana çıktığı bir yerel seçim olacakmış gibi geliyor bana. Yani, halk, bağımsız olarak Örs ü aday çıkarmış gibi bir durum var. Öte yandan ben, Sayın Örs te bir kullanma politikası görmüyorum ki bu da oy getirisi olan bir durum. Örs, Trabzonspor camiasından gelen bir isim. Bunu kullanabilir ama gördüğüm üzere, 1461 Trabzon da iken ne kadar Trabzonsporlu ise, adayken de o kadar Trabzonsporlu. Bu bağlamda, diğer partilere; Kullanma penceresinden göz attığınızda, onlar Trabzon un değerlerini kullanıyorlar mı? Mevcut siyasal iktidar, her şeyi kullanıyor. Biz bundan çok şikâyetçiyiz. Çünkü kullana kullana ortak değerimiz kalmadı. Bizim en büyük değerimiz olan Trabzonspor un başkanını; en son, AKP Seçim Otobüsünün üzerinde gördük. Bu Trabzon tarihimizde olan bişey değil. Bu bizim içimizi acıttı. Belki çok şey söylerdik ama Trabzonspor sevgimiz bunu engelledi. Fakat sabrın da bir sınırı var. Biz; bireyci, menfaatçi, faydacı, kendine, gurubuna yontan anlayışına karşı; biz, bireyleri özgürleştirmiş, onların kişisel yeteneklerini yansıtmasına imkân veren üretilen artı değeri de hepimizin artı değeri gibi benimseyen bir anlayışı getirmeye çalışıyoruz. Bunda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. EN BAŞARILI BELEDİYE, ESKİŞEHİR BELEDİYESİDİR Çoklu kombinasyon içerisinde bir ihtimalin kombinasyonunu sormak istiyorum. Yerel seçimde Hüseyin Örs ün Trabzon BB Başkanı olduğu ve genel seçimlerde de AKP nin iktidar olduğu ihtimalinden bahsediyorum. Böyle bir ihtimalde Örs, iktidardan destek alabilecek mi? Alamama ihtimali çok yüksek; o halde, projeleri nasıl gerçekleştirecek? Kaynak nereden bulacak? Buna ilişkin neler söylemek istersiniz? Şimdi bu, faydacı anlayışın halkı kandırma yollarından bi - tanesidir. Şu anda Türkiye nin en başarılı belediye başkanı, bana göre, Eski Şehir Belediye Başkanıdır. Niye? Biz şimdi, Ankara dan trene biniyoruz, Eskişehir e gidip geziyoruz, gece treni ile de Ankara ya dönüyoruz. Çünkü öyle bir güzel kent oluşturdu ki orda, orası bir cazibe merkezi haline geldi. Ama orası, 3 dönemdir muhalefet partisinin elinde. Burası, daha yeni büyükşehir belediyesi oluyor. Buranın kaynakları belli, bu hazineye ne kadar para gireceği kuruşuna kadar belli Ortahisar ise, sıfır borç ile başlıyor. Her şey sıfır ve çok taze, çok yeni Doğru bir ele geçmesi lazım. İşte bu doğru seçim MHP dir. Devlet buraya, bunun dışında, ekstra bişey vermeyecek ki zaten. Kanunla belediyenin gelir kaynakları belirlenmiştir zaten. Onun dışında para girmesi mümkün değil. Proje üretmek ve bu projeyi halka maal etmek, o işin hayata geçirilmesini sağlar. HALKA MAAL OLMUŞ PROJENİN ÖNÜNDE İKTİDAR BİLE DURAMAZ Ya engellenmeye çalışılırsa? Halka maal edilmiş bir projenin önünde, hükümetin veya birinin engeli varsa o engelleri patlatır geçersin. Duramazlar önünde, zaten duramıyorlar. Uygulamadan gelen insanlarız. Kurulduğundan beri, ürettiği projeler vasıtasıyla en fazla devlet yardımı alan belediye Söğütlü Belediyesidir. Ama bu belediye MHP nin elinde Neden en çok parayı alıyor? Çünkü projeci, çünkü takipçi, çünkü bilimsel çalışıyor, çünkü aklı kullanıyor, projeleri halka maal ediyor. Halka maal olmuş projenin önünde kim durabilir? Kim yapamam diyebilir? MHP Dişli bir partidir. Bunun da unsuru ve caydırıcılığı olduğunu düşünüyorum. Trabzon un Büyükşehir konumuna geçirilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? AKP nin seçim endişesinin sonucunda attığı bir adım olabilir mi bu? Trabzon ölçeğinde bunu söylemek doğru olmaz. Çünkü bu büyükşehir modellemesi, ayrı bir çalışmaydı. Trabzon, getirilen 750 binlik nüfus kriterinin üzerinde kalınca büyükşehir oldu. Dolayısıyla, onu genel bakış açısında değerlendirmek lazım. Yani sadece Trabzon a yapılmış bişey değil. Dediğinin gerçeklik payı var ama belki 10 parametreden bir tanesidir o. TRABZON ÇOK ŞEY KAYBEDECEK Trabzonspor a geçelim. Trabzonspor sizce Daha doğrusu önce şeyi sorayım, şike anıtı dikilecekti, en son belediyenin hamlesi gerekiyordu gibi bişeyler vardı. Belediyeye başvuruldu filan, halen daha dikilmedi. Ne düşünüyorsunuz? Zaten, belediye çok tembel bir belediye Başarısız bir belediye Dolayısıyla, başarısız bir belediyeye, neden yapmadın sorusunu sormam. Zaten birçok şeyi yapmadılar ve yapamadılar. Onun için Trabzon BB nin değişmesi lazım. Çünkü bu başarısız anlayış devam edecek. Trabzon, çok şey kaybedecek. Trabzon un halkla bütünleşmiş belediye başkanına ihtiyacı var. Şu andaki başkan, bunu sağlayamıyor. BU RİSK ONLARA PAHALIYA MAAL OLACAK Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, birçok kesimce, başarısız olarak kabul ediliyor. Onca kesimin, başarısız olarak kabul ettiği ve birçok yerde Başarısızdır diye dile getirdiği Gümrükçüğlu nun, AKP tarafından tekrar aday gösterilmesi, sizce Trabzon a bir ceza mıdır? AKP nin bir isim üretememesinin bir neticesidir. Demek ki, alternatifleri yoktu. Anketlerde, belediye başkanının oy oranı, partinin oy oranının altında çıkıyordu. Büyük bir riski göze aldılar. Bu risk onlara çok pahalıya maal olacak. Bunu inşallah göreceğiz. KENDİ KENDİME KARAR VERDİM Trabzonspor a geçelim. Hatırımda bir olay kaldı. Tam hatırlamıyorum ve tam hakim değilim ancak şöyle ki: Şike olayları sürecinde, rant sağlamak isteyen birçok kişi konuştu etti. Siz pek fazla müdahil olmadınız. Eleştirildiniz, neden konuşmuyor, diye. Ancak daha sonra mecliste yapılan bir oylama olmuş ve o oylama Trabzonspor lehine adım atan tek kişi siz olmuşsunuz Hatırladığınız aynen doğrudur. Genelde partileri liderler yönetiyor. Milletvekilleri, onun iradesi dışında tavır koymaktan çekiniyor. Diğer arkadaşlar o tavrı gösteremediler. Ama ben, 3. Dönem aday olurken kendi kendime bir karar verdim. İnanmadığım bir şeye asla oy vermeyeceğim ve yapmayacağım, diye Ben o kararımın gereği olarak, inanmadığım bir konuda çıktım hayır oyunu verdim. Yarın olsun gene veririm. Doğru karar aldığıma inanıyorum. Milletvekilleri, daha özgür hareket etmeyi bilmeliler. Ama buna bir türlü cesaret edemiyorlar. Bu aslında parlamentonun büyük bir eksikliğidir. Ben, özellikle de Trabzonspor söz konusu olduğunda doğru olanı yapmaktan kaçınmam. Kendimi inkar etmem. Kendimi inkar edeceğime, siyaset yapmam. Elde ettiğim, geldiğim siyasi olgunluk çerçevesinde, kendimi inkar edecek bir davranışın içerisinde asla olmadım. YOLSUZLUK OPERASYONUNUN TEMELİNDE BAŞBAKAN VAR Yerel seçimlerde MHP nin durumu nedir? MHP Yükselişte. Bunu mahalli seçimde göreceğiz. Ben, bu çıkışın süreceğini düşünüyorum. Çünkü, AKP, bir yolsuzluk bataklığına saplandı. Bunu ne kadar engellemeye çalışırlarsa çalışsınlar, iktidarın özellikle engelleyip üzerini örtmeye çalıştığı İstanbul menşeili yolsuzluk operasyonunun temelinde Başbakan var. Ve çok büyük, yolsuzluk suçlamalarıyla karşı karşıya Düşünün, bir ATV-SABAH Gurubunun satışı ile ilgili olarak bir Başbakan devreye giriyor, Binali Yıldırım ı koordinatör bakan atıyor, iş adamlarından havuz yapıyorlar, sen 100 milyon dolar, sen 80 milyon dolar filan diye, 600 milyon dolar para topluyorlar, o anda nakdi çıkışmayanlara da devlet bankasından kredi sağlayarak nakdini oradan tamamlıyorlar. Gayri hukuki yollardan onca para topluyorlar. Bu, asrın yolsuzluğudur. Yolsuzluk bataklığına bu kadar saplanmış bir iktidarın uzun süre ayakta kalması mümkün değildir. Şimdi direniyorlar. Yok; paralel yapı, yok kumpas Ama hepsi bir yere kadardır. Niye? Bataklığın içindeki bir debelenmedir bu. Paralel yapı dedikçe, önce dizine sonra beline derken; gömülüp gideceksin sonunda. AKP İktidarını ilelebet sürdüremez. Sona doğru gitmektedir. Parti tabanları itibariyle de MHP ye, buradan oy kaymaktadır, bu geçiş artarak devam edecektir. Ben Akyazı Projesini sormak istiyorum. Kaç yıldır yapımı sürüyor. Henüz kıpırdama oldu. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Akyazı Stadını, AKP İktidarı, yerel yöneticiler, yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Trabzonspor Tarihine, büyük bir beceriksizlik abidesi olarak geçecektir. Bu kadar uzamış olmasını izah edecek başka kelime bulamıyorum. Ayrıca, bu projeyi ellerine yüzlerine gözlerine bulaştıranların, stadı bizlere bir lütuf gibi sunma hakları yoktur. Herkesin stadı yapılıyor, bizimkinin de kazıklar üzerine, kaç senede bitecek belli değil. O bakımdan Trabzonlular olarak bu konuda üzüntülü olmalıyız. Sakın ha! Stadımız oluyor diye sevinmemeliyiz. Bu konudaki beceriksizliği, hiç aklımızdan çıkarmamalıyız. Çıkan yolsuzluk iddiaları nedeniyle, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar istifa etti. Başbakan da istifa etsin dedi. Bu söylem, muhalefetlerden alkış aldı. Ancak Bayraktar, geçtiğimiz günlerde, özür diledi. Etkili ve deneyimli bir siyasetçi olarak sizin buna bakışınız nedir? Ben onun davranışına bişey demeyeceğim de şunu söyleyeyim; ilk yaptığı doğru, ikinci yaptığı yanlış O kadar söyleyeyim. Trabzonspor un kurtuluşu sizce nedir? Trabzonspor un, yapılacak kongre ile doğru bir yapılanmaya gitmesi lazım. Profesyonel kadrolara teslim edilmesi lazım Bunun için de, rastgele herkesin aday olması yerine, istişare yapıp iyi bir yönetici takımı oluşturarak uyum ve ahenk ile çalışabilecek, üzerine bir de lider yerleştirerek bir ekip kurulmalı. Bu kadar basit Böyledir bu işler. Bugün, öyle bir yönetim kadrosu bulursunuz ki, sizin 20 senede alacağınız mesafeyi gelir 3 senede alır. Ben, buradan başlamak gerektiğini düşünüyorum. Şu andaki anlayışla, Trabzonspor sağa sola toslar. Şu anda Trabzonspor darmadağın İstifa edenler, gidenler Kendi ekibini yönetemeyen bir başkan var. Trabzonspor u nasıl yönetecek? Onun için bir kongre ile bu doğru adımın atılması lazım. CEMAATLER, AKP DEN HIZLA UZAKLAŞACAK Son bi kaç soruya geçmek istiyorum Sayın Bakanım. Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cemaat arasındaki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Ben işin o kısmıyla hiç ilgili değilim. Ben işin şu kısmındayım: Ortada bir pislik var, 4 tane bakan istifa etti, kimse kimseye iftira etmiyor, bakan çocuklarının evlerinde 7 tane kasa, para sayma makinaları, içleri para dolu, banka genel müdürünün evinin içerisinde kutuların içlerinde 4.5 milyon dolar para var, her şey yağmalandı, onca telefon konuşması, telefonlarda cıvık cıvık ilişkiler, kimin eli kimin cebinde belli değil. Beni bu ilgilendiriyor. Cemaatle aralarında problem var da mı çıktı? O beni ilgilendirmiyor. Ben şuna inanıyorum, Cemaatler AKP den hızla uzaklaşacak. Çünkü alnı secde gören, Allah Allah diyen insanlar, kul hakkına uzanan bu eli ve kul hakkına uzanan bu el üzerinden yapılan bu istismarı fark edecekler ve kalpleri Allah Aşkı ile atan bu insanlar sandıkta AKP yi cezalandıracaklardır. En azından, cezalandırmalıdırlar. Son olarak neler söylemek istersiniz? Sandıklara oylar yeniden girecek, oylar yeniden sayılacak. Mevcut iktidarın belediye kadroları başarısız oldu. Bunları cezalandırsınlar. Bu bir yerel seçim Memleketlerini düşünsünler. Karşılarında da bu belediyeleri çok iyi yönetebilecek adaylarla yer alan bir MHP var. Bu kadrolara imkan ve fırsat versinler.

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10ÜNENLERİN DENİZLİ HABERLERİ DÜŞÜNCESİ 20 Şubat 7 Şubat Perşembe Perşembe Denizli'ye 4 GÖL Orman ve Su işleri Bakanlığı tarafından, Denizliʼde yaptırılacak 4 göletin kamulaştırılmasıyla ilgili işlemler son aşamaya geldi. B akanlıktan yapılan açıklamada, Türkiye'nin her köşesine içme, kullanma ve sulama suyu temin etmek için gayretli bir şekilde çalışan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü'nün, Denizliʼye yapılacak göletlerin kamulaştırma olurlarının bakanlığa sunulduğunu belirtti. Proje inşaatlarının yapılması için gereken kamulaştırma olurlarının imzaladığına değinilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "Denizli Tavas Yahşiler Göleti ile 730 dekar, Denizli Çivril Gürpınar Göleti ile 560 dekar, Denizli Buldan Aktaş Göleti ile 1600 dekar ve Denizli Acıpayam Alaattin Göleti ile de 2 bin 140 dekar araziye su sağlanacak. Tesislerin hizmete alınmasıyla çiftçilerin daha çok ürün üretebilecek. Denizliʼde baraj, gölet, sulama tesisleri başta olmak üzere yatırımlara hız kesmeden devam edilecek." Nereden Nereye Yıllardır kentin ortasından akan ve bir zamanlar utanç deresi olarak da bilinen Bağırsak Deresi'nin bulunduğu alanda hummalı bir çalışma sürdürülüyor. Denizli Belediyesi ve Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Başkanlığı işbirliğiyle yapımı devam eden ve Ege Bölgesi'nin en büyük parkı olma özelliğini taşıyan Ak Vadi Parkı nda incelemelerde bulunan Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, " Burada yaşanan değişimi görmemek için kör olmak lazım" dedi. kanalizasyon kapatılarak artık kapalı halde arıtma tesislerine götürülüyor. Denizli'de aciliyeti olan projelerden birini gerçekleştirmiş olduk ve 660 bin metrekare alan ile sadece Denizli'nin değil Ege'nin en büyük parkı olma özelliği taşıyan Ak Vadi Parkı yaklaşık 3 ay içerisinde tamamlanacak. Yeşil bir alanda çocukların oynayabildiği yürüyüş yollarının spor alanlarının olduğu temiz ve sağlıklı bir alan daha Denizlimize kazandırılmış olacak. İnsanımıza verdiğimiz değeri bu projemiz çok net olarak ortaya koymaktadır. Hizmet anlayışımızı ortaya koymaktadır. Denizlimizde şuan 1300 ün üzerinde parkımız var. Ak Vadi Parkı'nda da sona gelindi. Tabi istiyoruz ki bu güzellikler sadece Denizli merkezde değil tüm ilçelerde köylerde beldelerde de olsun. Hizmet anlayışımız ile Büyükşehir ile birlikte güzellikleri oralara da taşımak istiyoruz. İnşallah Denizlimizin her yeri merkezi gibi olacak. Denizli' de ne varsa köylerimizde beldelerimizde de o olacak" dedi. Bu proje sadece bir park projesi değil Denizli'de yaşam kalitesini artırmak hedefiyle hareket eden ve bu doğrultuda 10 yılda inanılmaz bir değişime imza atan Denizli Belediyesi, kent insanının sosyal yaşantısını da sihirli dokunuşlarla farklılaştırıyor. Kentin farklı bölgelerinde insanların y- orucu ve stresli ortamlardan uzak kalabileceği, doğayı hissedebileceği büyük kent parkları yapan Denizli Belediyesi artık vadi parkları dönemini başlattı. Denizli Belediyesi ve Başbakanlık Toplu Konut İ- daresi (TOKİ) Başkanlığı işbirliğiyle yapımı devam e- den ve Ege Bölgesi'nin en büyük parkı olma özelliğini taşıyan Ak Vadi Parkı nda hummalı bir çalışma devam ederken ekibi ile birlikte burada incelemelerde bulunan Denizli Belediye Başkanı Osman Zolan, " Denizli'de yaşanan değişimi görmek isteyenler buraya gelsinler ve neler yaptığımızı görsünler" dedi. Bağırsak Deresi'nden Ak Vadi Parkı'na Bir zamanlar tam burada Denizli'nin kanalizasyonunun aktığı, utanç deresi olarak bilinen ve Bağırsak Deresi olarak adlandırılan alanda şimdi Ege Bölgesi'nin en büyük parkının inşa edildiğini dile getiren Başkan Zolan, " Ak Vadi Parkı bizim için önemli bir projedir yılında Denizli'nin kanalizasyonunun aktığı bu yer şimdi çocukların oynayabildiği temiz bir havanın hakim olduğu alana kavuşturuldu. Bu proje ile herkesin birinci sınıf olduğunu bu alanın yaşanabilir bir alana dönüştürülebileceğini göstermiş olduk. Vadide açık bir şekilde olan Ak Vadi Parkı'nın Türkiye' ye örnek olacak bir proje olduğunu dile getiren Başkan Zolan sözlerini şöyle sürdürdü: Bu proje sadece bir park projesi değildir. İnsana verilen değer projesidir. İnsanların nasıl bir ortamda yaşaması gerektiğini ortaya koyan bir projedir. İnsanımız derelerin çukurların içinde değil basketbol, voleybol, futbol sahalarının, tenis kortlarının olduğu bu alanda olmalı. Çocuklarımız bu alanlarda mutlu olsun, insanlarımız bu mekanlarda mutlu bir şekilde yaşasın istiyoruz. İşte bu yüzden bu proje bizim için çok önemli. Herkes Denizli' de yaşadığı için mutlu olsun istiyoruz ten 2014 e 10 yılda tabi ki çok iş yaptık ama bitmedi. Yapacak daha çok işimiz var. Bunların hepsini milletimizle halkımızla birlikte başardık yine birlikte başaracağız."

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 GÜNCEL7 20 Şubat Şubat Perşembe Kuraklık ihtimalinden çekinen çiftçi ürünü için sigorta istiyor! Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar ve yağışların azalmasıyla tarımsal kuraklıktan çekinen çiftçiler, kuraklığın tarım sigortası kapsamına alınmasını talep ediyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği Başkanı Bayraktar, "Kuraklık riskinin en kıza zamanda sigorta kapsamına alınmasını bekliyoruz. Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu bünyesinde bu konuda çalışmalar devam ediyor" dedi Türkiye'nin son yılların en yağışsız kışını yaşaması tarımsal kuraklık endişelerini artırırken, bunun yaşanmasından çekinen çiftçiler de "kuraklığın tarım sigortası kapsamına alınmasını" talep ediyor. Türkiye Ziraat O- daları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Bakanlar Kurulu Kararı ile 2006 yılında yürürlüğe giren Tarım Sigortaları Kanunu'nun (TARSİM) 7 yıl önce uygulamaya konulduğunu, bir kaç ürünle başlayan tarımsal sigorta kapmasının sürekli genişlediğini ifade etti. TARSİM'in, bitkisel ürünler için dolu ana riski ile birlikte don, fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, sel ve su baskını risklerini sigorta kapsamında bulundurduğunu hatırlatan Bayraktar, mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar ve son yılların en yağışsız kışının geçirilmesinin, tarımsal kuraklık endişesine yol açtığına dikkati çekerek, kuraklık riskinin de sigorta kapsamına alınmasını istediklerini belirtti. Son yıllarda arka arkaya yaşanan kuraklık, sel, don gibi afetlerden sonra üreticilerde sigorta yaptırma isteğinde artış görüldüğünü fakat halen istenilen seviyeye u- laşılamadığına işaret eden Bayraktar, bitkisel üretimde 2012'de sigortalanan alanın 12 milyon dekara ulaştığını belirterek, bu miktarın sisteme kayıtlı alanın yüzde 8.33'ü olduğunu söyledi. Seralar için dolu ana riski ile birlikte fırtına, hortum, yangın, heyelan, deprem, taşıt çarpması, kar ve dolu ağırlığı ile sel ve su baskını ek risklerinin paket halinde sigorta kapsamına alındığını ifade eden Bayraktar, "Sigortalanan alan oranlarının artırılması için üretici gelirlerinde önemli kayıplar yaşanan kuraklık riskinin de kapsama alınması gerekiyor. Bu konuda Tarım Sigortaları Havuzu Yönetim Kurulu bünyesinde çalışmalar devam ediyor" diye konuştu. Konya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Faruk Çöklü ise, çiftçileri kuraklığa karşı koruyacak, yürürlükte her hangi bir düzenlemenin bulunmadığını belirtti. Kuraklığın sigorta kapsamına alınmasını istediklerini ifade eden Çöklü, şunları söyledi: "Kuraklığa karşı 5254 sayılı kanun bizim için sigorta gibiydi. Kaldırılan bu kanunun yerine ikame edilen 5090 sayılı kanun, 'çifçi bütün varlığını kaybederse' işletiliyor. Çiftçi ürününün tamamını dahi kaybetse bu kanun kapsamında destek alamıyor çünkü bütün varlığını kaybetme şartı bulunuyor sayılı kanun yürürlükteyken hasar tespit komisyonunun belirlediği rapora göre çiftçiye tohum yardımı, borçların faizsiz ertelenmesi ve yeni kredi gibi destekler veriliyordu. Şimdi ürününün yüzde 40'ını veya 60'ını kaybedenlere ancak Bakanlak Kurulu kararı ile destek veriliyor. Geçen yıl kuraklıktan zarar gören çiftçilere Bakanlak Kurulu kararı ile borçları faizli olarak ertelendi. Kuraklık bir afettir, mutlaka sigorta kapsamına alınmalıdır. Alınmıyorsa 5254 sayılı kanun yeniden işletilmelidir." Sigorta şirketlerinin risk fazla olduğu için kuraklığı sigorta kapsamına almadığını belirten Faruk Çöklü, Konya bölgesinin mevsim normallerinin altında yağış aldığını, çiftçinin umudunu martnisan aylarında yağacak yağmurlara bağladığını kaydetti. Limitsiz dostluk İzmir Büyükşehir Belediyesi ni ziyaret eden İsveç in yeni Büyükelçisi Wahlund, İstanbul Başkonsolosumuz ve İzmir Fahri Konsolosumuz ile yeni bir takımız ve uzun bir süre burada kalacağız. Türkiye yle ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. Bunun için tek limit biziz, başka bir limit yok dedi. Emekliye ayrılan İsveç İzmir Fahri Konsolosu Haluk Özsaruhan onuruna düzenlenen resepsiyona katılmak üzere kente gelen İsveç in Ankara Büyükelçisi Lars Wahlund ile İstanbul Başkonsolosu Jens Odlander, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan ı ziyaret etti. Ziyarette, geçtiğimiz eylül ayında göreve başlayan ve İzmir e ilk kez gelen Wahlund a emekli Fahri Konsolos Haluk Özsaruhan ile İzmir in yeni İsveç Fahri Konsolosu Yiğit Tatiş de eşlik etti. İsveç ile Türkiye arasında çok eskiye dayanan bir dostluk olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Sırrı Aydoğan, Şu anda da İsveç ile yakınlığımız, bir çok Türk asıllı vatandaşımızın İsveç te yaşaması ile artıyor. (HABER MERKEZİ) Kuraklıkla mücadelede İzmir MODELi 2008 yılında AB İstatistik Kurumu nun Avrupa nın en kurak ikinci kenti ilan ettiği İzmir, Büyükşehir Belediyesi nin öncülüğünde yürüttüğü su tasarrufu kampanyasıyla bu sıkıntılı süreci sorunsuz atlatmıştı. Bugün kuraklık tehlikesi yaşayan kentlerin İzmir modelinden alacağı çok ders var Türkiye, küresel iklim değişikliği nedeniyle ciddi bir kuraklık tehdidiyle karşı karşıya kaldı. Yağışların ortalamaların çok altında seyretmesi nedeniyle, pek çok kentte barajlardaki su seviyesi kritik seviyelere düşerken, bir anda gözler İzmir e çevrildi ve 2008 yıllarında kuraklıkla örnek bir mücadele sergileyen İzmir, Büyükşehir Belediyesi nin uyguladığı su tasarrufu kampanyasına halkın verdiği büyük destekle bu sıkıntılı süreci sorunsuz atlatmıştı. Avrupa Birliği (AB) İstatistik Kurumu (Eurostat) tarafından 2008 yılında Avrupa nın en kurak ikinci kenti seçilen İzmir, aradan geçen süre içinde uygulanan başarılı bir politika ile su sıkıntısını aştı. İşin asıl önemli yanı ise, İzmir Büyükşehir Belediyesi nin kuraklık tehdidini erken fark edip 2007 yılından itibaren su tasarrufu ve yeni su kaynakları yaratma çalışmalarına ağırlık vermesiydi. İzmir aynı zamanda, Türkiye de küresel ısınma tehlikesini gören ve önlemlerini alan ilk kent oldu. Büyükşehir Belediyesi ve İZSU Genel Müdürlüğü tarafından ortaklaşa yürütülen tasarruf kampanyası Su hayattır sloganıyla kısa sürede tüm kente yayıldı. Uzmanlar, okullarda suyun tasarruflu kullanımı konusunda eğitim çalışmaları yaparken, kentin dört bir yanı bilboard ve afişlerle donatıldı. Kampanyayı simgeleyen renkli su kovası figürleri, merkezi bölgelerdeki ağaçları süsledi. Bu çalışmalar, İzmir deki su tasarrufu bilincinin kısa sürede yaygınlaşmasını ve kalıcı hale gelmesini sağladı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise kentteki kuraklığa dikkat çekmek için Tahtalı Baraj Gölü nün kuruyan bölümü üzerinde İzmirliler e suyuna sahip çık çağrısı yaptı. Başkan ın derin çatlaklar oluşmuş topraklardaki bu görüntüsü, İzmirlileri su tasarrufuna teşvik eden en önemli faktör olarak uzun süre hafızalardan silinmedi. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bir yandan örnek bir halkla ilişkiler çalışması yürütürken, diğer yandan da kuraklıkla başa çıkma stratejisi hazırladı. Bu doğrultuda uzun, orta ve kısa vadede yapılacak çalışmalar belirlenerek aynı hedef doğrultusunda hızla ilerlendi yılı Aralık ayında Tahtalı Barajı ndaki doluluk oranı yüzde 1.90 e ka-dar gerilemiş ve İzmir in sadece 25 gü-nlük suyu kalmışken, kentte yeni su kaynakları oluşturuldu. Manisa Göksu-Sarıkız, Halkapınar ve Menemen kuyularında küresel ısınmayla birlikte ortaya çıkan arsenik sorununun çözümü için 15 milyon Euro luk yatırımla 3 arsenik arıtma tesisi inşa edildi. Böylece Büyü-kşehir Belediyesi, yüksek arsenik oranları nedeniyle verimli olarak kullanamadığı bu kuyuları da sisteme yeniden entegre etti. (HABER MERKEZİ) Yatağa bağımlı hastalara "evde berber hizmeti" Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, sağlık tesislerinde verilen hizmeti geliştirerek, yatağa bağımlı hastalara "evde berber hizmeti" vermeye başladı Denizli Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği, sağlık tesislerinde verilen hizmeti geliştirerek, yatağa bağımlı hastalara "evde berber hizmeti" vermeye başladı. Denizli Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Op. Dr. Osman Acar, gazetecilere yaptığı açıklamada, Denizli de 2 bin 600 yatağa bağımlı hasta bulunduğunu belirterek, evde bakım hizmetleri kapsamında "evde berber hizmeti" uygulaması başlattıklarını bildirdi. Uygulamaya öncelikle Denizli Devlet Hastanesi ve Servergazi Devlet Hastanesi'nde evde sağlık hizmeti veren birimler bünyesinde başlattıklarını kaydeden Acar, şöyle konuştu: "Uygulamayla, y- atağa bağımlı ve kişisel bakımlarını yapamayan hastalarımıza, evlerinde berber hizmeti sunuyoruz. Evde sağlık hizmetine ihtiyacı olan vatandaşlarımız numaralı telefonu arayarak koordinasyon merkezlerine ulaşabilir, toplum sağlığı merkezlerine, aile hekimlerine veya Sağlık Bakanlığı na bağlı devlet hastanelerinde kurulmuş olan evde sağlık hizmeti birimlerine telefonla sözlü veya dilekçe ile yazılı o- larak müracaat edebilirler. Yine evde berber hizmetini başlattığımız hastanelerimiz Denizli Devlet Hastanesi Evde Sağlık Birimi'ne ve Servergazi Devlet Hastanesi Evde Sağlık Birimi'ne ise numaralı telefonlardan ulaşabilirler" Acar, daha sonra Evde Sağlık Hizmeti Birimi ekipleriyle, iki hastayı ziyaret ederek uygulama hakkında bilgi aktardı. "Oğlumun tıraşını kendim yapıyordum" Evinde ziyaret edilen ve ziyaret sırasında Evde Sağlık Birimi ekibinde yer alan berber tarafından tıraşı yapılan 34 yaşındaki hasta Ali Dev in annesi Reşide Dev, oğlunun tıraşını şimdiye kadar kendisinin yaptığını ve çok zorlandığını belirtti. Uygulamadan memnuniyetini ifade eden Dev, "Oğlum hastalığı nedeniyle 2008 yılından bu yana yatağa bağımlı. Tıraşını çoğu zaman ben yapmaya çalışıyordum. Yaşamımızı kolaylaştıran bir uygulama, teşekkür ediyoruz" diye konuştu. Alzheimer ve Parkinson hastası 81 yaşındaki Nafiz Dibeklioğlu'nun eşi Fatma Dibeklioğlu da uygulamanın k- endilerini çok mutlu ettiğini, yüklerinin bir nebze de olsa azaldığını ifade etti. Soldan sağa 1. Yünün dövülmesiyle yapılan kalın ve kaba kumaş (halk ağzında)... Yenileme işini yaptırmak Oran... Genellikle 1/10 ölçeğinde çizilen ve işin, önden, yandan, üstten görünüşünü veren teknik resim Karışmış olmak, gizli bir ilgisi bulunmak... Bir cins iri at Samaryum elementinin simgesi... Özellikli... Ölü gömülen yer, gömüt, mezar, kabir, metfen, makber (eski) Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli veya emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. maddelerden yapılan su kabı... Soyluluk... Neodim elementinin simgesi Çocuk dilinde dışkı... İran dan geçerek Kuzey Hindistan a yerleşen halk veya bu halktan olan kimse... Her yerde ve her zaman kullanılmayan veya kullanılmaması gereken çoklukla eğitimsiz kişilerin söylediği söz veya deyim Artı (eski)... Yüz kuruş değerinde Türk para birimi, teklik... Elektronik posta Bir şeyin geçtiği veya önce bulunduğu yerde bıraktığı belirti, nişan, alamet, emare... Bir gemi veya uçağın gidiş yönü, izleyeceği yol... Deride, sinirler boyunca, özellikle gövde, bacak ve yüzde birtakım ağrılı fiskelerin dökülmesiyle beliren, mikroplu bir hastalık... Bizmut elementinin simgesi Bitki örtüsü... Sürekli, sonsuz (eski)... Eşkenar dörtgen (eski) Anlayış, anlama yeteneği (eski)... Mum, balmumu (eski)... Adaletle iş gören, adaletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adaletli Gidilme işi... Güzel bir rastlantı olarak, ne mutlu Verme, ödeme (eski)... Ağız tadıyla, keyifle... Alüminyum elementinin simgesi Madam... Uyuşturucu bir ilaçla vücudun bütününde veya belirli bir bölgesinde duyuların yok olması, duyum yitimi Dua okuyucu (eski)... Helyum elementinin simgesi... Karganın çıkardığı ses İşittirme imkânı veya olasılığı bulunmak... Yukarıdan aşağıya 1. Anestezi bilimi ile uğraşan kimse, anesteziyolog Bilmek işi... Ermiş, eren.. Dek, değin, kadar, beri vb. edatlarla birlikte kullanılarak bir fiilin, bir hareketin, bir yerin, bir şeyin başladığı veya sona erdiği noktayı, zaman ve uzaklık bakımından abartmalı bir biçimde anlatan bir söz Başkaldırıcı... Kayak... Beslenme (eski) Genellikle ticari mal veya posta ulaşımını sağlayan tren... Dış (spor) Nefes darlığı (halk ağzı)... Bir toplantıya katılanların, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey... Evlenmekte olan bir erkeğe, evlenme töreni sırasında verilen ad, güveyi Etmek işi... Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı... Sözlü, tahrirî karşıtı (eski) Bazı ülkelerde, hükümdarların, mareşallerin, din adamlarının güç sembolü olarak törenlerde taşıdıkları bir tür ağaç veya metalden değnek... Alıcının aldığına dair imza attığı (mektup vb.), iadeli taahhütlü... Utanma, utanç duyma Kırılma (eski)... Kibarca olmayan, bayağı Türk alfabesinin on beşinci harfinin adı, okunuşu... Varsayımsal (eski)... Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli Etkisi olan, tesirli, müessir, patetik... Kalça kemiği (halk ağzı)... Boş (eski) Soluk borusu... Bir yüzeyde boy sayılan iki kenar arasındaki uzaklık, genişlik... Dille ilgili Kabarma... Bütünlük (eski) Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel... Radyum elementinin simgesi... "Kurnazca ve haince düzen" anlamında "... Cengiz oyunu", "çok zorba" anlamında "... kıran baş kesen", "bir kimse birinden aldığını ötekine, ötekinden aldığını bir başkasına vererek işini yürütmek" anlamında "... külahını Veli'ye, Veli'nin külahını..." giydirmek deyimlerinde geçen bir söz... Veli Çok acı... Kazakistan Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk soylu halk veya bu halktan olan kimse Mandolincinin yaptığı iş... > > Dünkü bulmacanın cevap anahtarı

11 ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi Şubat Perşembe "AK Parti Seçim Beyannamesi" ve Belediye Başkan Adayları Toplantısı'nda konuşan Başbakan Erdoğan, ''Öyle bir şehir inşa edeyim ki şairlere, ressamlara, mühendislere, mimarlara, şehir plancılarına ilham versin, herkesi mutlu etsin dedi -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK 1P0mr 3 2at01P3407buabm2b 2at01P3e07buabm2b Şizofreniden korunmak anne sütüyle mümkün! Anne sütünün bebekler için çok önemli olduğuna dikkat çeken AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Coşkun, "Anne sütü alan bebeklerin almayanlara göre şizofreni hastalığına yakalanma riski çok daha az olur. Her gün tüketilen bir kase yoğurt insan ömrünü uzatır ve sağlıklı kalmasını sağlar" dedi Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun, anne sütü alan bebeklerin almayanlara göre şizofreni hastalığına yakalanma riskinin çok daha az olduğunu belirterek, her gün tüketilen bir kase yoğurdun insan ömrünü uzattığını söyledi. Coşkun, yaptığı açıklamada, sütün her memeli canlının yavrusu için salgıladığı sıvı ve dünyaya gelen yavruların ilk tanıştığı gıda maddesi olduğunu anlattı. Her doğan bebeğin anne sütü alması gerektiğini vurgulayan Coşkun, "Bu, mecburiyet. Bebek en az bir yıl, mümkünse daha fazla anne sütüyle beslenmeli. Bebek doğar doğmaz doğadan gelen birtakım risklere karşı zayıf durumdadır. Özellikle hastalıklara karşı çok savunmasızdır. Bu savunma mekanizması anne sütüyle desteklenir. Anne sütü daha çok bağışıklık sistemini güçlendiren maddelere sahip. Bu, sadece anne sütüyle sağlanabilir, başka sütlerle sağlanması mümkün değil" şeklinde konuştu. Bebeğe sütten başka gıda maddesi verildiği takdirde sindiriminin mümkün olmadığına dikkati çeken Coşkun, "Bebekte sindirmek için gerekli mekanizmalar gelişmemiştir. Bu anlamda da bebeğin anne sütüne mutlak manada ihtiyacı vardır. Özellikle bebeğin gelişimini sağlayan protein esaslı maddelerin alınmasında anne sütü büyük önem taşır. Ayrıca anne sütü, bebeğin enerji ihtiyacını karşılayacak 'laktoz' dediğimiz süt şekeri, sadece sütte bulunan şeker anne sütünde vardır. Bebek sadece anne sütü ile bunu sağlayabilir. Bebeğin beyin gelişimine anne sütünün büyük katkısı bulunmaktadır" diye konuştu. Anne sütü konusunda geniş araştırmalar yapıldığını anlatan Coşkun, "Anne sütü alan bebeklerin almayanlara göre şizofreni hastalığına yakalanma riski çok daha az olur. Bu açıdan da anne sütü çocuğun sağlıklı gelişmesi açısından çok daha önem taşır. Anne sütünün faydası sadece bununla bitmez, çok daha faydası var. Anne sütü, kemik, diş gelişiminde kalsiyum minareli doğrudan sütle sağlanabilir. Süt, gerekli ihtiyacı karşılayabilecek formdadır. Gerek protein ihtiyacı açısından, gerek vücudun bazı fonksiyonel durumlarını ayakta tutması bakımından, gerekse bağışıklık sistemini güçlendirme açısından bebek daha baştan mutlaka anne sütüyle beslenmeli" değerlendirmesinde bulundu. - "Her yaşta süt alınmalı, her gün alınmalı" "Her yaşta süt alınmalı, her gün alınmalı" diyen Coşkun, şöyle devam etti: "Süt, mümkünse yemeklerden ya bir-iki saat önce ya da sonra alınmalı. Süt, yemeklerle beraber alındığında bazı ağır metalleri bağlayabileceği için demiri de bağlar. Bu süreçte kansızlık belirtisi çıkabilir. O açıdan yemeklerden önce ya da sonra alınması tavsiye olunur büyük yaşlardakilere. Bireylerin tüketmiş olduğu her gıdanın vücut için ayrı yeri ve önemi var. Süt sütle ya da başka bir gıda maddesi aynı gıda maddeleriyle yan yana tüketilmemeli. Bunların her birinin önemi farklı. Bunun için gerekli tüm gıdalar aşırıya kaçmadan vücudun ihtiyacı kadar tüketilmeli." Coşkun, sütteki yararlı maddelerin yoğurtta da bulunduğuna dikkati çekerek, ülkede üretilen sütün yüzde 90'ının inek sütünden oluştuğunu aktardı. "Yoğurtta bulunan iki bakteri sütteki şekeri parçalar ve laktik aside dönüştürür" diyen Coşkun, "Daha sonra 'yoğurt taşması' dediğimiz hadise ortaya çıkar. Bununla beraber yoğurtta laktoz bulunmaz. Laktozu parçalayan enzim sitemi olmayan insanlar, tüketimde herhangi sıkıntı yaşamaz. Bazı insanlarda laktozu parçalayan enzim sistemi bağırsaklarında yoksa 'laktoz intolerans' gibi rahatsızlığa yol açabilir. Yoğurt tüketimiyle böyle risk kesinlikle taşınmaz. Süte göre yoğurdun sindirilme oranı daha yüksektir" ifadesini kullandı. Yoğurdun sürekli tüketilmesi halinde bağırsak sistemindeki laktik asit bakterilerinin etkisinin daha fazla olacağına işaret eden Coşkun, böylelikle patojen gelişiminin önlenmiş olacağını vurguladı. Coşkun, y- oğurt tüketiminin kalsiyum ve kemik gelişimi açısından önemli faydaları olduğunu kaydederek, "Dünyanın farklı bölgelerinde yapılan çalışmalarda yoğurdu sürekli tüketen insanların ömürlerinin çok daha uzun olduğuna ilişkin bulgular var. Bunun yoğurtla ilişkilendirilmesi, son yüz yılda insanoğlunun çok önemli bir bulgusu. Her gün tüketilen bir kase yoğurt insan ömrünü uzatır" dedi. Diyabete bağlı körlüklere lazerli müdahale müjdesi! Halk dilinde şeker hastalığı olarak biline Diyabette, 10 yıllık süreçte oluşan körlük riskinin lazerli müdahale sonrası önüne geçiliyor. DÜ Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kaya, "Gözde kanama varsa, üç ya da dört seans süren lazer tedavisi uyguluyoruz" diye konuştu Düzce Üniversitesi (DÜ) Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Murat Kaya, "Diyabetli hastalara, mutlaka göz kontrollerini yaptırmaları konusunda u- yarılarda bulunuyoruz. Kontroller neticesinde gözde kanama tespit edilmesi durumunda üç ya da dört seans süren lazer tedavisi uyguluyoruz. Bu sayede hastada körlük oluşmasının önüne geçiyoruz" dedi. Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göz sorunu nedeniyle k- endilerine başvuranların üçte birinin diyabet hastası olduğunu belirterek, diyabetin körlüğe neden olan hastalıklar arasında ikinci sırada yer aldığını söyledi. Diyabete bağlı olarak damar sisteminin bozulması sonucu gözün arka kısmında kanama, ödem, su toplaması ve damarlarda sızma gibi problemlerin oluştuğunu anlatan Kaya, bunun da körlüğe neden olduğunu dile getirdi. Ailesinde şeker hastalığı geçmişi bulunan bireylerin düzenli aralıklarla hem şeker, hem de göz kontrollerini aksatmamaları gerekliliğine vurgu yapan Kaya, kontrolsüz diyabetin kör edebileceğini ifade etti. Prof. Dr. Kaya, diyabete bağlı körlüğün önüne geçilebilmesi için lazer tedavisini başarılı bir şekilde uyguladıklarını belirterek, şöyle konuştu: "Diyabetli hastalarımızın kontrollerini aksatmadan yaptırmalarını, tedavinin başarısı açısından zorunlu buluyoruz. Hastaların kendilerinin doktoru olması, diyabetli hastalar için oldukça önemlidir. Göz şikayetiyle hastanemize gelen diyabetli hastalarımıza üç ile altı ay arasında değişen süreçte göz kontrolü yapıyoruz. Diyabetli hastalara, mutlaka göz kontrollerini yaptırmaları konusunda uyarılarda bulunuyoruz. Kontroller neticesinde gözde kanama tespit edilmesi durumunda üç ya da dört seans süren lazer tedavisi uyguluyoruz. Bu sayede hastada körlük oluşmasının önüne geçiyoruz. Burada önemli olan hastanın kontrollerini aksatmaması, hastalığının öneminin farkına varıp hayat tarzını ona göre şekillendirmesidir." Burun tıkanıklığı hastalık kaynağı! Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Bahadır Baykal, burun tıkanıklığının çoğu zaman önemli bir sağlık sorunu gibi görülmediğini ancak beraberinde pek çok problemi getirdiğini söyledi. Baykal, "Kalp rahatsızlığına bile neden olabilir" dedi Baykal, Uyku bozukluğu, horlama, şiddetli baş ağrısı, kalp rahatsızlığı, hipertansyon ve tat-koku bozuklukları burun tıkanıklığının sebep olduğu rahatsızlıklardan bazılarıdır. dedi. Op. Dr. Bahadır Baykal, Burun tıkanıklığının sebepleri hakkında bilgi verdi. Burun tıkanıklığının farklı farklı nedenleri olduğunu söyleyen Baykal, Bazen basit bir kemik eğriliği bazen de burun eti şişmesi bu duruma sebep o- labilir. Burun içinde olmaması gereken kitlesel oluşumlara da (polip) sık rastlıyoruz. Tabii alerji ve hava kirliliğini de unutmamak gerekir.temiz olmayan ortam havası, konka adını verdiğimiz burun etlerinin ve burun mukozasının şişmesine neden olur. Aynı şekilde sigara içenlerde de burun tıkanıklığı sıktır. Özellikle burun ameliyatı geçirdikten sonra kişi sigara içmeye devam ederse bir süre sonra burnu tıkanmaya başlar. ifadelerini kullandı. Burun kemik eğriliğine dikkat edilmeli Sigara dumanının burun ve sinüslerdeki temizleme hareketini direkt olarak bozduğunu belirten Baykal, Temizleme işlemi iyi olmazsa partiküller, tozlar ve zararlı maddeler burnun içinde kalır ve burun etlerinin şişmesine, mukozal dokunun ödemlenmesine neden olur. Bir süre sonra tıkanıklık artar, sinüslerin fonksiyonları da etkilenir. Eğer sigara içimi kesilirse kısa zamanda burun sağlıklı yapısına kavuşur. diye konuştu. Burun kemik eğriliğinin toplumda burun tıkanıklığının en sık nedeni olarak bilindiğini aktaran Baykal, şunları kaydetti: "Konka adı verilen burun etlerinin büyümesi ya da şişmesinin burun tıkanıklığı şikayetlerine daha fazla yol açıyor. Öncelikle burun eti büyümesi tek başına mı? Yoksa deviasyon denilen kemik eğriliğiyle birlikte mi? Bunu değerlendirmek gerekir. Çoğu zaman deviasyon ameliyatında başarı için aynı anda şişmiş konkaları küçültme cerrahisi yapıyoruz. Bazen radyofrekans ile küçültme yeterli olabiliyor zaman zaman da endoskopik konka redüksiyonuna yani cerrahiye gereksinim duyabiliyoruz. Burun eğriliğinin bulunmadığı hastalarda sadece burun etlerine girişim yeterlidir. Baş ağrısı, tat ve koku bozukluğu Burun tıkanıklığının çoğu zaman önemli bir sağlık sorunu gibi görülmediğini ancak beraberinde pek çok önemli problemleri getirdiğini vurgulayan Baykal, Mesela uyku bozukluğu ve horlama, şiddetli baş ağrısı, kalp rahatsızlığı, hipertansyon ve tatkoku bozuklukları burun tıkanıklığının sebep olduğu rahatsızlıklardan bazılarıdır. Koku ve tat alamama problemine hastalar çok fazla önem vermiyor, belki de tedavi edilemeyeceğini düşündüğü için doktora geç başvuruyor. Yapılan çalışmalar gösteriyor ki; tat ve koku duyularının körelmesi sıklıkla çocukluk döneminde tedavisi yapılmamış kronik burun tıkanıkları sonucu gelişiyor. Kokuların tanınarak koku hafızasının oluşturulması çocukluk döneminde başlıyor, bu nedenle çocuklarda burun tıkanıklığına yol açan nedenleri araştırıp tedavilerini yapmak çok önemli. şeklinde konuştu. Burun tıkanıklığının insanoğlunun en eski şikayetlerinden olduğunu aktaran Baykal, sözlerine şöyle devam etti: Kimisi için sorun olmayan bu durum çoğu zaman hayatımızı kabusa dönüştürebiliyor. Başımız ağrıyor, uyku kalitemiz bozuluyor, tat ve koku duyumuz köreliyor, ağızdan nefes almaya bağlı olarak sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmemize sebep olabiliyor." (CİHAN) Karaciğer dostu enginar Genellikle mart ayında hasadı yapılan ilkbahar sebzelerinden enginar, havaların ılıman gitmesi nedeniyle pazar tezgahlarındaki yerini almaya başladı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, ''karaciğer dostu'' olarak bilinen, hücre yenileyen ve kalp sağlığı açısından önemli olan enginar, bu yıl sofralara erken geldi. Genellikle mart ayında hasadı yapılan, ilkbaharın müjdecisi olarak nitelendirilen sebzelerden enginar, havaların ılıman gitmesi nedeniyle pazar tezgahlarındaki yerini almaya başladı. Pazar esnaflarından Mustafa Demir, enginarın yaklaşık bir ay önce satışına başladıklarını belirterek, "Hava şartlarından dolayı bu yıl erken yetişti. Aydın'da hasat edilen yılın ilk mahsulü, tanesi 2,5 ile 3,5 lira arasında satılıyor. İlerleyen haftalarda Marmara'da da hasadına başlamasıyla fiyatı biraz daha düşer" dedi. Demir, özlenen bu şifalı ürüne vatandaşların talebinin iyi olduğunu kaydetti.

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 207ubat Şubat Perşembe MHP li Tanrıkulu: Cumhurbaşkanı kamuoyunu sükut-ı hayale uğrattı! MHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Ahmet Kenan Tanrıkulu, Cumhurbaşkanı Gül ün, internete sansür getireceği iddia edilen kanunu onaylamasını eleştirdi. Tanrıkulu, AKP iktidarı, grupları ve mecraları fişlemeye devam etmiş" dedi Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu, MHP İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı Murat Taşer le birlikte partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanan söz konusu kanunla ilgili açıklamada bulunan Tanrıkulu, Uzun bir süredir Türkiye de internet yasasıyla ilgili bir tartışma vardı ve nihayetinde Sayın Cumhurbaşkanı, onaylayarak bir nevi topu üzerinden yargıya atıp değerlendirmelerden ve tartışmalardan uzakta durmaya gayret etti ancak tüm umutlar, Meclis'teki iktidarın bu salt çoğunluğuyla, çoğunluk darbesiyle, özellikle internete getirilen sansürle beraber Sayın Cumhurbaşkanı nın, çıkarılan bu yasanın birçok zararlı ve mahzurlu maddelerini en azından geri göndereceğini, yani kısmi bir veto yapacağını veya yasayı tamamiyle geri göndereceği noktasında kamuoyu beklentisi vardı. Ne yazık ki Sayın Cumhurbaşkanı, kamuoyunun bu beklentilerini sükut-ı hayale uğrattı. Hepimiz Sayın Cumhurbaşkanı nın bu tavrından çok ciddi manada şikayetçi ve hayal kırıklığı içerisinde olduk. şeklinde konuştu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın rüşvet ve yolsuzluk iddialarının tam merkezinde yer aldığını ileri süren Tanrıkulu, Rüşvet ve yolsuzluk iddialarının tam merkezinde yer alan Başbakan a gör devletin kasasından bir şey çıkmadıysa yolsuzluk yoktur. Bu söylem, devletin kasasına girmesi gereken bir kaynağın engellenmesi ve ayakkabı kutularına yönlendirilmesinin bir başka şeklidir. dedi. AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı Binali Yıldırım ı da eleştiren Tanrıkulu, İktidarın İzmir adayından komisyon vererek aldıkları yüklü işlerle medya kuruluşlarına havuz oluşturan işadamları, kıt kaynaklarını gaspettikleri milletimize küfür etmekten de geri kalmamaktadırlar. İktidarın adayı yerel seçim sponsorlarını İzmir e açıklamalı, üzerindeki ağır şaibeyi kaldırma cesaretini gösterebilmelidir. diye konuştu. TCDD İzmir Liman İşletme Müdürlüğü ne yönelik yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna da değinen Ahmet Kenan Tanrıkulu, Bazı iktidar yakınlarının da adının geçtiği liman operasyonunun sümenaltı edilmesi için Adalet Bakanı ve Müsteşarı, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı'ndan, dosyanın soruşturmayı yürüten savcıdan alınmasını ve soruşturmanın kapatılmasını istemiştir. Sonuçta iki defa emniyet müdürü değişmiş, savcının tayini yapılmıştır. Yaşanan tüm bu şaibeleri İzmir halkı görmekte ve yolsuzluk batağında boğulanların ürettikleri hikâyelere inanmamaktadır. dedi. URLA VİLLALARI Tartışmalı Urla villaları konusuna da değinen MHP Genel Başkan Yardımcısı, Urla - daki villalar için her türlü hukuksuzluğu yapanlar, köylülerimizi isyan ettirmektedir. Bölgede yaşayan köylülerimiz, tadilat yapmak için arazilerine çivi dahi çakamazken tapulu tarlalarını ekip biçtikleri için ağır ceza mahkemelerinde yargılanmaya devam etmektedirler. Diğer yandan geçtiğimiz günlerde TBMM de Kültür ve Turizm Bakanı na yazılı soru önergesi olarak da verdiğimiz, Kemalpaşa da bir marketler zincirine hukuksuz olarak verilen arazi hakkında hiç ses çıkmaması da günün deyimiyle manidardır. Ege'nin Zeugması olarak adlandırılan tarihî eserlerin bulunduğu alan, 1. derece sit alanından çıkarılmış ve rant uğruna heba edilmiştir. Girişimlerimizden sonra marketler zinciri, araziyi aldıkları bedelle devredeceğini açıklasa da burada işlenen suç kapatılamayacaktır. şeklinde konuştu. 'TÜRKİYE, ENOKOMİSİ EN KIRILGAN ÜLKE' Amerikan Merkez Bankası (FED)'nın geçen hafta dünyanın en kırılgan 15 ülke ekonomisi arasında Türkiye yi ilk sırada gösterdiğini ifade eden Tanrıkulu, Çalışmada Türkiye nin, AKP iktidarı döneminde 408,1 milyar dolar cari açık verdiği ve bunun altı aylık millî gelirine denk geldiği belirtilmiştir. Yine geçtiğimiz hafta Paris te düzenlenen Finansal Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force-FTF) toplantısının sonucunda Türkiye, Kenya ve Tanzanya nın çıktığı Gri Liste'den çıkma başarısını gösterememiştir. Bu başarısızlığı, Kara listeye girmedik. şeklinde ülkemize iyi bir şeymiş gibi lanse etmeye çalışanlar, 34 FATF üyesi arasında Gri Liste'de bulunan tek üyenin Türkiye olduğunu ve bunun yanısıra tek NATO üyesi ülke konumunda olduğunu gizlemeye çalışmaktadır. Demokrasi sorunu olan ülkelerin yer aldığı Gri Liste'de Türkiye nin de yer alması, hem kredibilitemizi düşürmekte hem de ülke riskimizi arttırmaktadır. dedi. Taraf Gazetesi nde yayımlanan fişleme belgelerini de değerlendiren Ahmet Kenan Tanrıkulu, şunları söyledi: Türkiye yaklaşık 11 yıldır aslında kayıtdışı bir devlet tarafından yönetiliyor, çünkü esas Sayın Başbakan'ın burada vurguladığı paralel devlet ya da paralel yapı hadisesi, eğer vardıysa 11 yıldır bunun tek sorumlusunun AKP iktidarı olduğu ortada. Eskiden derin devlet diye bir söyleme sığınılıyordu. Her türlü yapılan kaçak, yasadışı işlerin sığınılacak bir kapısı, derin devlet yaptı deniyordu. Birden karşımıza paralel yapı ve paralel devlet diye bir şey çıktı. Bu fişlemelerin birçoğunu paralel devlet unsurlarının yaptığı noktası ve iddiası var ancak şunu söyleyelim, biz MHP olarak bu tip fişlemelerden geçtiğimiz yıllarda sürekli mağdur olan bir siyasi hareketiz. Şimdi görüyoruz, aynı şeye son 11 yıllık süreç içinde AKP iktidarı değişik gruplar ve değişik mecralarda devam etmiş. Ortaya çıkmış her türlü yapılan bu tür yasadışı olayların bir an önce günyüzüne çıkmasını ve yargıya intikal etmesini istiyoruz. Bunun da takipçisi olacağız. (CİHAN) Gerçekler ortaya çıkacak karşılık verip kalp kırmayın Turkish Review ve Hira dergileri tarafından İstanbul'da düzenlenen Türk-Arap Entelektüeller Forumu'nda konuşan Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı (GYV) Başkanı Mustafa Yeşil, Fethullah Gülen Hocaefendi nin güncel meselelerle ilgili bazı değerlendirmelerini katılımcılarla paylaştı. Mustafa Yeşil, birkaç gün önce görüştüğü Hocaefendi'nin 'son' mülahazalarını 'mealen' iletti. Hizmet Hareketi'ne son dönemlerde yapılan iftiralara değinen Yeşil, bu konuda Hocaefendi'nin "Hizmet'in hiçbir zaman ferdî, şahsî bir hesabı ve beklentisi olamaz. Kur'an ve Sünnet çerçevesine bağlı kalmak ve meşru olmak, bizim olmazsa olmazımızdır." vurgusu yaptığını aktardı. Hocaefendi'nin, "Bırakın Kur'an ve Sünnet çerçevesini, hukuk ve insanlıkla bile tevil edilemeyecek söylemlere girilmesi sizi asla tahrik etmesin. Eğer bu söylemlerle istikbalde utanacak olsalar bile siz, onlarla kapınızı bir daha açmayacak şekilde kapatmayın, bir daha onların yüzüne bakmayacak şekilde ağır sözler ve söylem söylemekten mutlaka kaçının. Eğer onlar bir gün bu kadar cümlelere, sözlere ve ifadelere rağmen kapınızı çalacak olurlarsa, kapınızın asla kapalı olmaması gerektiğini asla unutmayın. mesajı verdiğini aktardı. SİZE "İT" BİLE DESELER, İYİYE YORUN; HAKARETLE KARŞILIK VERMEYİN Yeşil, Hizmet'e yapılan ağır iftira ve hakaretlere ilişkin olarak da Hocaefendi'nin şu değerlendirmelerini mealen iletti: Bu söylemlerin içerisinde eğer size 'it' derlerse siz onu kötüye yormayacak, -kardeşlerimizden Allah razı olsun, Cenab-ı Allah'ın yarattığı bir varlık olarak bizi kaale almışlar. Bizi varlık statüsünde değerlendirmişler- deyin. O itin bile bir değerinin olduğunu, kıymeti harbiyesini nazara alarak o sözden kendinizi kıracak bir mana çıkarmayacaksınız. Unutmayın ki bu gerginlikler gelip geçicidir. Geriye dönüp baktığınız zaman yüzünüzü kızartacak, sizi utandıracak, kardeşlerinize karşı sizi mahcup edecek bir kelimeniz olmamalı. (CİHAN) Emre Uslu: Özel eğitilen 20 polis, sokaklarda illegal işler yapacak! Taraf Gazetesi Yazarı Emre Uslu, cemaati terör örgütü yapmak için hazırlık yapıldığını iddia etti. Aldığı bir bilgiyi köşesinden paylaşan Uslu, Bir polisin anlattığına göre; 'geçen aylarda İstanbul da görevli yaklaşık 20 polis memuruna istihbarat eğitimi verilip bunların 'güven timi' gibi sokağa salındıklarını, illegal işlerde kullanılacağını iddia etti Bu iddiaları çok uçuk bulduğum için ciddiye almamıştım. Akşam ın manşetinden sonra kuşkularım arttı. Sanırım Başbakan ın söylediği iddia edilen iki polis bir savcı ile Cemaat i terör örgütü yaparım sözünün altını doldurmak için yoğun hazırlıklar var. dedi. Emre Uslu, Taraf taki köşesinden cemaati terör örgütü yapmak için yapılan hazırlıkları ve Başbakan Erdoğan a yapılması planlanan sahte suikast iddialarıyla birlikte MİT in durumuna değindi. Akşam Gazetesi nin dünkü manşetini köşesine taşıyan Uslu, Akşam, MİT kaynaklı olduğu anlaşılan bir manşetle çıktı dün. Başbakan Erdoğan a suikast girişimi olacak ve olay MİT e yıkılacak deniyor. 30 Ocak ta yazdığım Çakma Suikast hazırlığı başlıklı yazımı manşete dayanak yapmışlar. Görevi ülkenin güvenliğin sağlamak olan MİT in Başbakan Erdoğan a suikast girişimi olacak ve olay MİT e yıkılacak diye ağladığına ilk defa şahit oluyorum. Akşam ın manşetinin MİT kaynaklı olduğu apaçık ortada. ifadelerini kullandı. Uslu, istihbarat birimleri ile irtibatlı olduğunu düşündüğü bir Twitter hesabından 16 Şubat ta yazılan tweetlerin önemine dikkat çekerek şöyle devam etti: Türkiye ye giriş yapan DHKP-C liler, Ankara da bir siyasetçiye suikast hazırlığı yaptığı bilgisi geldi. Bu bilgi ile birlikte düşünüldüğünde, 30 O- cak ta yazdığım yazıya MİT ten 20 gün sonra cevap gelmesi çakma suikast girişimi için takvimin sıkıştığını gösteriyor. Madem bir suikast girişimi olacağını söylüyorsun, manşetlerden ağlamak yerine olacağını iddia ettiğin suikast girişimini önle. Zaten ben de o yazıyı böylesi muhtemel girişimlerin önüne geçilsin diye yazdım. Suikast girişimini önlemeye çalışmak yerine manşetlerden ağlıyorsan, çakma suikast girişimi mi var diye sorarlar. Peki, çakma suikast kuşkusuna neden kapıldım? Ben haberleri okurken hangi haberi kim yapmış, haberin detayları aslında bize ne anlatıyor, gibi sorular sorarak okurum. Haberi yapan gazete ve muhabirin ilişkileri ile birlikte değerlendiririm haberleri. Çakma suikast girişimi haberlerinden kuşkulanmam da böyle oldu. Akit gazetesi yazarları başta olmak üzere, Melih Gökçek'in de suikast iddialarını gündeme getirmeye başladığına dikkat çeken Uslu, MİT e yakın yayın organı Sabah ta ipuçlarını buldum. Sabah ın MİT muhabiri Aliye Çetinkaya imzalı, 28 Ocak tarihli bir haber dikkatimi çekti. Çetinkaya, Melih Gökçek e yönelik suikast iddiaları hakkında MİT kaynaklı olduğu anlaşılan ilginç detaylar paylaştı: Melih Gökçek in, Bana suikast yapacaklar dediği olayın perde arkasında, Yunanistan dan biri kadın üç DHKPC militanının seçim öncesi suikast planları yaptığı bilgisi olduğu iddia edildi. İstihbarat kaynaklarına göre seçim öncesi kaos ortamı a- maçlayan odakların suikastlarda DHKP/C terör örgütünü taşeron olarak kullanmayı planlanmadıkları ve devlet büyükleriyle siyasi parti liderlerine suikast yapacağı iddia edildi. Çetinkaya nın haberinin arkasından DHKP-C tuhaf bir açıklama yaparak iddiayı yalanlıyormuş gibi yaptı ama Halk düşmanları her zaman hedefimizdir diyerek tehditlerini de sürdürdü. Bir yanda k- endisine suikast yapılacağını iddia edip, savcılığa gitmek yerine oğullarına mektup bıraktığını açıklayan Melih Gökçek, bir yanda Gökçek e yapılacak suikastın neredeyse tüm detaylarını bilip önlemek yerine, gazeteye açıklama yapan istihbarat birimleri (muhtemelen MİT) diğer yandan Melih Gökçek in hedef olmadığını açıklayan DHKP-C. Bu durum kendi başına tuhaf değil mi? Eğer MİT yapılacak suikastın bu kadar detaylarını biliyorsa, suikast girişimini önlemek yerine neden gazeteye anlatıyor? ifadelerini kullandı. Bütün bu gelişmeleri 'tuhaflık' olarak adlandıran Uslu, bunlara yenilerinin eklendiğini kaydetti. MİT in bazı gazetelerden seslendiğini ifade eden Uslu, şöyle devam etti: MİT in Akşam ın manşetinden şöyle ses verdi. Başbakan Erdoğan a suikast girişimi olacak ve olay MİT e yıkılacak. Madem öyle bir suikast girişimi olacak, önle o zaman. İşin ne senin? Yoksa çakma suikast girişimi vardı da o yazımdan sonra oyunun mu bozuldu? Akşam ın manşeti ile yeni bir oyun mu kuruyorsunuz? Bir polis memurundan aldığı istihbaratı değerlendiren Uslu, Cemaati terör örgütü yapmak için yapılan hazırlıkları şu şekilde dile getirdi: Bu arada geçenlerde genç bir polis memurunun yakını, polis akrabası ile MİT in irtibata geçtiğini, o polisin anlattığına göre, geçen aylarda İstanbul da görevli yaklaşık 20 polis memuruna istihbarat eğitimi verilip bunların 'güven timi' gibi sokağa salındıklarını, bunların illegal işlerde kullanılacağını iddia etti. (HABER MERKEZİ) İzmirli başkanlar 6 yaş gençleşecek İzmir'de halen görevde olan belediye başkanlarının 56,5 olan yaş ortalaması, 30 Mart seçimleriyle ortalama 6 yaş gençleşecek. İzmir'de halen görevde olan belediye başkanlarının 56,5 olan yaş ortalaması, 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerle birlikte ortalama 6 yaş gençleşecek. AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, yerel seçimlerde AK Parti'nin 30 ilçede belirlediği adayların yaş ortalaması 50 iken bu ortalama CHP ise 1 yaş artışla 51 oldu. CHP ile AK Parti arasındaki yaş farkı Büyükşehir Belediyesi'nde de kendisini gösterdi. AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım 59, CH- P'li aday Aziz Kocaoğlu ise 66 yaşında. Kocaoğlu, İzmir'de AK Parti ve CHP'li adaylar içerisindeki en yaşlı aday oldu. İzmir'de halen görevde olan belediye başkanlarının yaş ortalaması ise 56,5. Bu oran 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerle birlikte ortalama 6 yaş daha geriye gidecek. İzmir'de halen görevini sürdüren Çeşme Belediye Başkanı Faik Tütüncüoğlu 77 yaş ile kentteki en yaşlı belediye başkanı ünvanına sahip iken en genç belediye başkanı ise 41 yaşındaki Foça Belediye Başkanı Gökhan Demirağ. İzmir'de AK Parti ve CHP'den aday gösterilen 30'u ilçe 1'i de büyükşehir olmak üzere toplam 62 a- day içerisinde en genci CHP'nin Aliağa belediye başkan adayı 1981 doğumlu Barış Eroğlu oldu. AK Parti'nin en genç adayı da Karşıyaka'dan başkanlığa talip olan 34 yaşındaki Tanfer Kemerli. A- daylar içerisinde en yaşlısı ise şu an halen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak görevini sürdüren Aziz Kocaoğlu oldu. 66 yaşındaki Kocaoğlu, 62 aday içerisinde yaşı en ilerlemiş aday olarak dikkati çekiyor.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Şubat Perşembe Hikmet Karaman: Artık her maç bizim için final havasında Kayseri Erciyesspor Teknik Direktörü Hikmet Karaman, ligde oynayacakları bütün maçlarının artık ligde kalma adına final havasında geçeceğini söyledi. Hikmet Karaman, Kulüp İkinci Başkanı Ali Süslü ile birlikte Melikgazi Belediye Başkanı ve aynı zamanda Kayseri Erciyesspor Onursal Başkanı Memduh Büyükkılıç ı makamında ziyaret ederek, verdiği destek ve gösterdiği yakın ilgiden dolayı teşekkür etti. Hikmet Karaman, 2005 yılında Kayseri ye geldiğinde tanıştığı Başkan Memduh Büyükkılıç ın sporun her dalına ancak özellikle gerek Kayserispor gerekse Kayseri Erciyesspor takımlarına özel ilgi gösterdiğini belirtti. Karaman, geçtiğimiz hafta iki Kayseri takımının maçlarını kazanıp uzun bir aradan sonra taraftarlarını sevindirdiğini bu galibiyet serilerinin devam etmesi için hem kendilerinin çok çalışması hem de bu şehirde yaşayanların takımlarına sahip çıkması gerektiğini kaydetti. Kayseri Erciyesspor olarak, devre arası yapılan transferler ile güç kazandıklarını ve Akhisar Belediyespor maçında bu transferlerin ne kadar isabetli olduğunu gördüklerinin altını çizen İLAN GENÇLİK HİZMETLERİ VE SPOR İL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Resmi İlanlar: de teknik direktör Hikmet Karaman, "Bizim için her maç final niteliğinde. Biz kazanacağız, rakiplerimizin puan kaybetmesini bekleyeceğiz. Kimse endişe etmesin daha önümüzde 15 hafta var. Kazanılmamış 45 puan demektir. Bunun en azamisini alarak inanıyorum ki bu ligde kalacağız." dedi. 'SÜPER LİG'DE İKİ TAKIMI OLAN ANADOLU'DAKİ TEK ŞE- HİR KAYSERİ'DİR' Melikgazi Belediye Başkanı ve Kayseri Erciyesspor Onursal Başkanı Memduh Büyükkılıç, İstanbul dışında hiçbir Anadolu şehrine kısmet olmayan Süper Lig'de iki Kayseri takımının olmasının sevindirici olduğunu söyledi. Bu özelliğinin Kayseri nin sosyal hayatına renk kattığını, her hafta dünya çapındaki stadyumda bir karşılaşma oynandığını söyleyen Büyükkılıç, "Sizlerin galibiyeti ile seviniyor, mağlubiyeti ile üzülüyoruz. Geçtiğimiz hafta alınan galibiyet, takımlarımız için çok büyük önem taşıyor. Adeta kazanamama fobisini yendiler ve galibiyeti hatırladılar. İnşallah bu galibiyet, bir serinin başlangıcı olacak ve iki takımımızda ligde kalacak, hatta üst sıralarda ligi tamamlayacaklardır. Buna inanıyorum ve sizlere güveniyorum." diye konuştu. (CİHAN) Spor Genel Müdürlüğü İzmir İl Müdürlüğü tasarrufundaki Cumhuriyet Mahallesi Spor Salonu reklam pano alanları ve dışındaki reklam alanları 2886 Sayılı Devlet İhale Kanununa göre Açık İhale Usulü ile 1 (bir) yıllık kiraya verilecektir. 1. İhale günü, saati ve yeri : Perşembe günü toplu olarak saat 14:00'de İl Müdürlüğü Toplantı Salonunda yapılacaktır. 2. İşin Süresi : 1 (bir) yıl. 3. Muhammen Bedeller, Geçici Teminatlar aşağıda çıkartılmış olup. (KDV. Pay ve DV hariç tir.) Tesis Muhammen Bedel Geçici Teminat Reklam Alanları Cumhuriyet Mahallesi 9.068,00 TL 273,00 TL Saha İçi Reklam Pano Spor Salonu Alanları 22 (yirmi iki) adet (0.90 \ 2.50 met re) ile Ona Daire ve 2 (iki) adet faul atış yarım dairesi Cumhuriyet Mahallesi Reklam Pano Alanları Spor Salonu 150,00 TL 5,00 TL Dışındaki Alanların 1 (bir) m2 ücreti 4. İhale yukarıda belirtilen bedel üzerinden toplu olarak Perşembe günü saat 14:00'de İl Müdürlüğü Toplantı Salonunda yapılacaktır. 5. İhale Şatnamesi İl Müdürlüğü İşletmeler Servisinden 50,00 TL karşılığında temin edilebilir. 6. İhaleye katılacak olan istekliler islenilen belgeler ile birlikte Perşembe günü ihale saatine kadar İhale Komisyonu Başkanlığına başvurabileceklerdir. 7. Reklam Alanları ihalesine kendi adına asaleten veya başkaları adına vekaleten sadece tek başvuruda bulunulabilecektir. Aksi halde yapılacak başvurular değerlendirmeye alın mayacaktır. 8. Reklam Alanları ihalesine kendi adına asaleten veya başkaları adına vekaleten telgraf, faks ile yapılan teklifler ve postadaki gecikmeler değerlendirmeye alınmaz. 9. Komisyonumuz ihaleyi yapıp yapmamakta veya dilediğine yapmakta serbesttir. İSTENİLEN BELGELER a) Şartnameyi tamamen okuduğunu ve buna göre istekli olduğunu bildirir dilekçe. b) Reklam İhale Şartnamesinin satın alındığına dair belge. c) İhaleye girmesine yetkili olduğunu gösterir imza bey annamesi ve İmza Sirküleri. d) İhale tarihinden önceki 3 (üç) ay içerinde alınmış Kanuni İkametgah Belgesi (şirketlerde istenmeyecek). e) Gerçek kişi olması halinde; ihaleye ilişkin ilanın yapıldığı yıl içerisinde Ticaret ve veya Sa nayi Odası veya Meslek Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge. f) Tüzel kişi olması halinde: tüzel kişiliğin siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasında ihaleye ilişkin ilanın yapıldığı yıl içerisinde alınmış tüzel kişiliğin kayıtlı olduğunu gösterir belge. g) Ortak girişlim olması halinde, noter tasdikli Ortak Girişim Beyannamesi ile ortaklarca ha zırlanan ortaklık sözleşmesi. h) Aslını ibraz etmek kaydı ile ihale tarihinden önceki 15 (onbeş) gün içerisinde alınmış olan son 5 (beş) yıllık döneme ait (2009 yılından sonra kurulan şirketler için kurulduğu yıldan itibaren) Gelir veya Kurumlar Vergisi borcu olmadığına dair belge. i) Aslını ibraz etmek kavdı ile ihale tarihinden önceki 15 (onbeş) gün içerisinde alınmış olan son Sosyal Güvenlik Prim borcu olmadığına dair belge. j) İstekliler adına vekaleten iştirak ediliyor ise: 2014 yılı tarihli noter onaylı vekaletname ve vekalet edenin aynı tarihli imza sirküleri, k) Taliplinin kanunlara göre yasaklı olmaması şarttır. Bu konuda taahhütname verecekler. Talipliler, geçici teminat ve belgelerini Perşembe günü ihale saatine kadar Ko misyona verecekledir. Sondakika 20/2 Basın:2015 Slaven Bilic: Kazanmak için elimizden geleni yapacağız Beşiktaş Teknik direktörü Slaven Bilic, Galatasaray maçında ellerinden geleni yaparak kazanmak istediklerini söyledi. Sabah yapılan antrenman sonrasında basın mensuplarıyla bir sohbet toplantısı gerçekleştiren Bilic, Galatasaray ile oynayacakları maç hakkında konuştu. Slaven Bilic, "Biz iyi durumdayız. Galatasaray sahada iyi mücadele ediyor. Onlar için iç saha maçı. Biz de iyi bir seri yakaladık. Orada iyi işler yapacağımıza inancım tam." diyerek şöle devam etti: "Oğuzhan ile alakalı sıkıntı var eğer oynayamaz ise bizim için kötü olur. Jermaine Jones daha ilk antrenmanına çıktı. Maça kadar daha önümüzde 3 gün var. Ama kendisini risk etmekte istemiyoruz. Yine de sahaya çıkacak oyuncularıma güveniyorum. Bizim planımızda her maça ayrı ayrı odaklanmak var. Orada iyi oynamak ve kazanmak için elimizden geleni yapacağız. Biz her anlamda çıkışta olan bir takımız. Çok sıkı bir şekilde çalışıyoruz. Bunu sezon sonuna kadar devam ettireceğiz. Eskiden mantalite olarak eksiklerimiz vardı. Ama artık kazanma alışkanlığını elde ettik." Galatasaray'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağı Chelsea maçının kendileri için avantaj olmayacağını söyleyen Hırvat hoca, "Chelsea maçı bizim maçtan önce olsaydı, bizim açımızdan avantaj olabilirdi. Fakat şimdi durum onlar için iyi. Çünkü yorgun değil hazır olacaklar." diye konuştu. CÜNEYT ÇAKIR İYİ SEÇİM Basın toplantısı sırasında maçın hakeminin Cüney Çakır olduğunun haberini alan tecrübeli teknik adam, Cüneyt Çakır'ın iyi bir seçim olduğunu belirtti. Cüneyt Çakır'ın böylesi önemli bir maç için iyi bir seçim olduğunu da belirten Bilic, "Hakemler hakkındaki fikrimi daha önceden söyledim. Cüneyt Çakır FIFA hakemi. İyi bir hakem. Böyle bir maç için iyi bir seçim. Ben oyuncularımın saha içindeki tavırlarından memnunum. Beşiktaşlı oyuncular saha içinde nazikler ve birer sportmen gibi davranıyorlar." diyerek hem hakemi, hem de oyuncularını övmüş oldu.(cihan) Recep Özcan: Aziz Yıldırım siyasi bir figür olmuştur İhale İlanı Fenerbahçe Kulübü eski yönetici Recep Özcan, kulüp başkanı Aziz Yıldırım'ın başkanlığının düştüğünü belirtti. Aziz Yıldırım'a 'Bay Yıldırım' diye hitap eden Recep Özcan, Yıldırım'ın artık siyasi bir figür olduğunu dile getirdi. Kadıköy Büyük Kulüp'te basın mensuplarıyla bir araya gelen Recep Özcan, 'Fenerbahçe Yakın Geleceği Partformu'nun kuruluş amacını ve beklentilerini paylaştı. Soruları da cevaplayan Recep Özcan, "Eski başkan bay Yıldırım başkanlığının düştüğünü bal gibi biliyor. Kendisi artık sportif değil üzülerek görüyoruz ki siyasi bir figür olmuştur. Resmen Fenerbahçe'yi siyasetin kucağına atmıştır. Siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, Fenerbahçe'yi kullanıyorlar. Eski başkan Fenerbahçe'yi kullandırıyor. Buna izin veremeyiz, vermemeliyiz." ifadelerini kullandı. Aziz Yıldırım ve arkadaşlarının Özel Yetkili Mahkemeler'e karşı gibi göründüğünü; ama karşı olmadıklarını da savunan Özcan, "Onların istedikleri, işledikleri suçları aklamak için özel görevlendirilmiş mahkemeler istiyorlar. Bir hukuk devletinde böyle bir şey olabilir mi? Fenerbahçe başkanına böyle bir talep yakışır mı?" şeklinde konuştu. Fenerbahçe Yakın Geleceği Plartformu adlı bir oluşum içinde yer aldıklarını da kaydeden Recep Özcan, plartformun hazırladığı bildiriyi okudu. Özcan'ın okuduğu bildiride, şu ifadelere yer verildi: "Türk sporunun amiral gemisi Fenerbahçe'nin 10 yılı aşkın bir süredir yönetim bazında içinde bulunduğu anti demokratik ortam spor kamuoyumuzun malumudur. Şan ve şerefle dolu spor tarihimizi algılamaktan uzak, basiretsiz, niteliksiz, adalet ve demokrasiden anlamayan despot ve derebeyi bir yönetim şeklinin bizleri çok utandırdığının bilincindeyiz. Şağduyu sahibi Fenerbahçelilerin yaratılan bu kaotik ve bir o kadar da antidemokratik ortam nedeniyle ve deyim yerindeyse, 'Fenerbahçeliliklerini sorgulama' durumuna geldikleri ortadadır. Korku imparatorluğunun kurucuları ve yandaşları dışındaki kesimin, bu kabul edilemez durum göz yummaları mümkün değildir. Bıçak kemiğe dayanmıştır, kemiğide delmek üzeredir. Fenerbahçe ve Fenerbahçeliler, tarihleri boyunca yasama, yargı ve yürütme organlarına saygılı olmayı ilke olarak kabul etmişlerdir. Özellikle de, yasalara ve yargı kararlarına kayıtsız şartsız uymayı geleneksel hale getiren bizler, Türkiye'nin en büyük sivil toplum örgütünün üyeleriyiz. Özellikle 'one man show' sergileyen yargı kararlarıyla Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığı düşen bir şahsın, eylem ve söylemleri plartformumuz tarafından hayret ve ibretle izlenmektedir. Her konuda ve nerede olursa olsun. İçinden çıktığı ve teslim ettiği, toplumla ortak bir bağ kuracak olan eylem ve söylemlerinde ben değil biz diyecek olan kişisel bir taahütte bulunduğu zaman yerine getiremediği takdirde çok utanacak olan görevlerinden birinin eldeki mevcut kaynakların yapılacak işler arasında rasyonel olarak dağıtımını sağlamak olduğunu bilen şartlar ne olursa olsun camiasını düşünecek ve onların başarıya katkıda bulunmak için gereken her türlü düzenlemeyi yapacak olan sporcularının kendi başlarına gerçekleştirebileceklerinden ve hayal ettiklerinden daha fazlasını ortaya koyabilecekleri ortamı yaratacak olan kendisine her gün Fenerbahçe'ye ne hizmette bulundum? Gerçekten bu camianın hizmetinde miyim? sorusunu soran başkanlığının varlık sebebini kendisine menfaat temin etmek değil camiasına hizmet etmek olduğunu bilen aldığı görevi kutsal bir emanet kabul eden, genel kurul ve yönetim kurulu üyeleri ile taraftara, 'Siz ne düşünüyorsunuz? Bu bir takım çalışmasıdır. Birlikte ilerleyeceğiz' diyecek olan, gerektiğinde özür dilemenin insan oğlunun en sihirli iyileştirici ve onarıcı davranışı olduğunu kabul eden, büyük başarıların yüksek mevkilerde tanıdığı insanların değil, camiasının her türlü sosyal katmanındaki insanlara bağlı olduğunu bilen, hayali büyük planların değil, ayağı yere basan adımların başarılar getireceğine inan, eleştirilere kızıp kulak tıkamayan ve bencil değil, bizcil kişilerin Fenerbahçemizi yönetmeye talip olduklarında destekleyeceğimizi, futbol kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz." (CİHAN) TEİAŞ Batı Anadolu Yük Tevzi İşletme Müdürlüğü Işıklar-İZMİR de mevcut ekonomik ömrünü doldurmuş akülerin demontajı, yerine 124 adet VRLA AGM önden bağlamalı tam kapalı 12V 100Ah monoblok kuru tip bakımsız akülerin montajı ile devreye alınması. TEİAŞ 3.İLETİM TESİS VE İŞLETME GRUP MÜDÜRLÜĞÜ TEİAŞ Batı Anadolu Yük Tevzi İşl Müd Işıklar-İZMİR de mevcut ekonomik ömrünü doldurmuş akülerin demontajı, yerine 124 adet VRLA AGM önden bağlamalı tam kapalı 12V 100Ah monoblok kuru tip bakımsız akülerin montajı ile devreye alınması mal alımı işi TEİAŞ nin 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 3/g Yönetmeliği 19.maddesinde belirtilen açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhale Kayıt No : 2014/ İdarenin a) Adresi : Üniversite Caddesi No:57 Bornova/İZMİR b) Telefon Faks Numarası : c) Elektronik Posta Adresi (varsa) : 3grupmd@teias.gov.tr 2. İhale Konusu hizmetin a) Niteliği, Türü ve Miktarı : TEİAŞ Batı Anadolu Yük Tevzi İşl Müd Işıklar-İZMİR de mevcut ekonomik ömrünü doldurmuş akülerin demontajı, yerine 124 adet VRLA AGM önden bağlamalı tam kapalı 12V 100Ah monoblok kuru tip bakımsız akülerin montajı ile devreye alınma sı mal alımı işi. b)yapılacağı Yer : Rasathane Yolu No:15 Işıkkent-İZMİR. c) İşin Süresi : İhale konusu hizmet işinin süresi 30 otuz) takvim günüdür. 3. İhalenin a) Yapılacağı Yer : İhale, TEİAŞ 3.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü Üniversite Caddesi No:57 Bornova/İZMİR adresinde yapılacaktır. b) Tarihi Saati : İhale, 28/02/2014 tarihinde saat 14:00 da yapılacaktır. 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Tebligat için adres beyanı ve ayrıca irtibat için telefon ve varsa faks numarası ile elektronik posta adresi, Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası veya Meslek Odası belgesi, Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içerisinde bulunduğu yılda alınmış ilgisine göre Ticaret ve/ve ya Sanayi Odasına veya ilgili Meslek Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, mevzuatı gereği tüzel kişiliğin siciline kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içerisinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin sicile kayıtlı olduğuna dair belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi veya bu hususları tevsik eden belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (a), (b), (c), (d), (e), (g) ve (i) bentlerinde sayılan durumlarda olunmadığı na ilişkin yazılı taahhütname, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat, İhale konusu işin tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz İhale dokümanının satın alındığına dair belge, Gerçek veya tüzel kişi olması durumuna göre ortağı olduğu şahıs şirketleri ile sermayesinin yarısından fazlasına sa hip olduğu sermaye şirketlerine ilişkin beyanname, Tüzel kişi istekli tarafından sunulan iş deneyim belgesinin, aynı tüzel kişinin yarısından fazla hissesine sahip ortağına ait olması halinde sunulacak iş deneyim belgesinin başka bir tüzel kişiye kullandırılmayacağına ilişkin taahhütname Üretilecek aküler TSE ve IES standartlarına uygun imal edilecektir Tedarik edilecek malların katalogları ve fotoğrafları teklifleri ile birlikte verilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif, en düşük fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanı TEİAŞ 3.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü Üniversite Caddesi No:57 Bornova/İZMİR adresin de görülebilir ve KDV dahil 59,00.-TL karşılığı aynı adresten temin edilebilir. İhaleye teklif verecek olanların ihale do kümanını satın almaları zorunludur. Posta yoluyla ihale dokümanı satış bedeli: KDV dahil 69,00.-TL (ALTMIŞDO KUZTÜRKLİRASI) dır. 8. Teklifler 28/02/2014 tarihi, saat 14:00 a kadar TEİAŞ 3.İletim Tesis ve İşletme Grup Müdürlüğü Üniversite Caddesi No:57 Bornova/İZMİR adresine verilebileceği gibi, iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, her bir iş kaleminin miktarı ile bu iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatlarının çarpımı sonucu bu lunan toplam bedel üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, ihale üzerine bırakılan istekliyle her bir iş kaleminin mikta rı ile iş kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3 ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat verecekler dir. 11. Verilen tekliflerin geçerlik süresi, ihale tarihinden itibaren en az 90 takvim günü olmalıdır. 12. Konsorsiyumlar ihaleye teklif veremezler. Sondakika 20/2 Basın:1815 Resmi İlanlar: de

15 SAYFA 16