Cumhuriyet Halk Partisi

Transkript

1 1 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Kılıçdaroğlu 3 Milyon işsizin bulunduğu ülkemizde eski parayla 1 katrilyon 370 trilyon lira harcanan Ak Saray değil, Kaçak Saray dedi ve Kişileri kimlikleri ve inançları dolayısıyla ayrıştırırsanız Türkiye yi emperyalistlerin eline teslim etmiş olursunuz diye uyardı. Tarih : yırtık ayakkabıdır - Ben merak ediyorum 1000 odalı yerde ne yapacaklar? Soruyorum, ne yapacaksın yani? Para kasaları mı koyacaksın? Zaten koydun koyacağın kadar. Ben siyasete yırtık ayakkabıyla girdim diyorsun. Bu nasıl bir - Bir çağrı yaptım, oraya gitmeyin kirlenmeyin dedim. Orada Muharrem ayı dolayısıyla bir yemek verdi Cumhurbaşkanı. Bazıları gittiler. Hangi yüzle gidiyorlar, hangi ahlaki gerekçeyle gidiyorlar anlamakta zorluk çekiyorum. Bürokrat olsa onlarım. Ama sanatçı giderse, sivil toplum örgütü yöneticisi giderse, belli inanç gurupları giderse kimse kusura bakmasın yedikleri yemek helal değildir. Bizim kültürümüzde, inancımızda helale ortak olmak vardır ama harama ortak olmak yoktur. Giden harama ortaktır - En karanlık dönem Yurdun işgal edildiği dönemdi. Bu halk kendi sorunlarını kendisi çözdü. Şimdi yine böyle bir karanlık dönemi yaşıyoruz. Bütün gençlere Atatürk ün gençliğe hitabesini yeniden okumalarını istiyorum. Bütün gençlere söylüyorum. Yeniden bir milli kurtuluş savaşı vereceğiz yeniden. Birleşmek için ayrışmak için değil. Bütünleşmek için, ülkeyi kalkındırmak için, işsizliği yenmek için, yoksulluğu yenmek için, güçlü, varlıklı, zengin Türkiye yi yeniden inşa etmek için. Uygar bir Türkiye yi, kadın erkek eşitliğine inanmış bir Türkiye yi, huzurlu bir Türkiye yi, ekonomisi güçlü ve saygın bir Türkiye yi, sözü geçen bir Türkiye yi Ortadoğu da örnek alınan bir Türkiye yi yeniden inşa etmek zorundayız. Bunun yolu siyasi ahlaktan geçiyor Cumhuriyet Halk Partisi - 1 /

2 2 - Kişileri kimlikleri ve inançları dolayısıyla ayırırsanız, ayrıştırırsanız Türkiye yi emperyalistlerin eline teslim etmiş olursunuz. Kimsenin buna hakkı da, yetkisi de yoktur. olmamalıdır. - Çözüm süreci denilince, masanın bir ucunda Cumhurbaşkanı ve 3 4 bakan, öbür ucunda da Öcalan var. Ne konuştuklarını Meclis, bakanlar kurulu, milli güvenlik kurulu, genelkurmay bilmiyor, biz, üniversiteler halkımız bilmiyor. Bize diyorlar ki neden destek olmuyorsunuz? Bilmediğimiz bir şeye nasıl destek olalım. Adresi gösterdik Meclis, buyurun gelin çözelim dedik. Hayır biz çözeceğiz dediler. Buyurun çözün diyoruz. Siz engel oluyorsunuz. Biz neye engel olduk? Gittik sınırda mı durduk. Siz sorunu çözdünüz de biz karşı mı çıktık? Hayır. Ama şunu söyledik. Vadettiğiniz şeyleri bu toplumun kabul etmesi lazım. Toplumun kabul etmeyeceği yükümlülüklerin altına girmeyin dedik. Şimdi öyle şeyler vadetmişler ki yerine getiremiyorlar - Bütün yurttaşlarımdan isteğim sakın ola ki ayrışmayın, AKP nin tuzağına düşmeyin. Şu soruyu kendinize hiç sordunuz mu acaba? Neden AKP sürekli oy alıyor? Bütün bu olumsuzluklara karşın iktidarda durabiliyor. Yanıtı ne biliyor musunuz ben size söyleyeyim. Ülkeyi vatandaşları etnik kimlik ve inanç bağlamında ayrıştırdı ve kutuplaştırdı. İnanç ve etnik kimlik üzerinden siyaset bütün demokrasilerde yasaktır. Ama bizde serbest. İnsanları inanç eksenli ve etnik kimlik eksenli bölerseniz demokrasiyi yaşatamazsınız. Bizim önümüzdeki en büyük engel budur - Bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. İnanç, etnik kimlik, yaşam tarzınıza saygı duyuyoruz, farklı olması bizim için hiç önemli değil. Önemli olan sizin ekonomik olarak güçlü olup olmadığınız. Önemli olan sizin evinizde huzurun olup olmadığı, önemli olan Türkiye de huzurun olup olmadığı. Siz bunun üzerinde durun. Çocuğunuz işsiz mi, okula gidip geliyor mu, evde kadınlara şiddet uygulanıyor mu? Kadına yönelik şiddet %1400 arttı arkadaşlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bunları düşünün tercihinizi ona göre yapın - Sorun demokrasi ve özgürlük bağlamında çözülür. Kendi paketimizi de hazırladık. 17 maddelik özgürlük ve demokrasi manifestosu yayınladık. %10 seçim barajının kaldırılmasından topraksız köylüye toprak verilmesine kadar 17 maddelik. Eğer bu ülkede kan akmayacaksa, bu ülkede huzur ve barış gelecekse bunu sağlayacak olanda biziz - Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Bir kişi bile kalsak mücadele edeceğiz. Biz haklıyız. Haklıysak mutlaka kazanacağız. - Biz var olduğumuz sürece hiçbir güç Türkiye yi çağdaş uygarlıktan geri döndüremez. Bedenlerimizi çiğnerler o zaman tamam bir şey diyemem. Yani bizi yok ederlerse. Ama herkes bilsin, bizi yok etmeye onların gücü yetmez. Biz karaya teslim olan bir insan değiliz. Biz aydınlığı savunuyoruz. Güneşi savunuyoruz. - Gideceksiniz karanlık dünyaların adamı olacaksınız, cebinizi dolduracaksınız, halkı kandıracaksınız, din, iman edebiyatı yapacaksınız. Biz bunun Cumhuriyet Halk Partisi - 2 /

3 3 mücadelesini vereceğiz. Böyle bir sorumluluğumuz var. Böyle bir yükümlülüğümüz var. Biz cumhuriyeti birileri gelsin istedikleri gibi yönetsin diye kurmadık. Bu cumhuriyetin varlık nedeni her yurttaşın kendisini eşit hissettiği, her yurttaşın karnının doyduğu, hukukun üstünlüğüne inandığı, mahkemelerinin bağımsız olduğu, üniversitelerinin özerk olduğu bir cumhuriyet. Biz böyle bir cumhuriyet istiyoruz. - Ben Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanıyım. Benim sorumluluğum sokaktaki vatandaşın sorumluluğundan daha ağır, bu ülkeyi aydınlığa çıkarmak gibi, bu halkın umutsuzluğa kapılmaması gibi bir görevim var. Ben çalışacağım, mücadele edeceğim. Ama ben isterim ki, ben sokağa çıktığım zaman milyonlarda, sendikalarda sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zaman boğazda rakı masalarında kimseyi görmek istemiyorum. Sokağa çıktığım zaman biz bu ülkenin saygın yurttaşları olarak mücadeleyi yapacağız demeliler. - Bu ülkede aydınlar korkularından konuşamıyorlarsa kimse kusura bakmasın ben onlara aydın demem. Siyaseti sadece CHP yi eleştirerek siyaset yapmayı sananlar kusura bakmasın ben onları da aydın saymıyorum. Aydın farklıdır, aydın toplumun önderidir, aydın toplumun lideridir ve aydın bedel ödeyendir. Aydın budur. Falan dizide oynayacağım diye gidip Erdoğan ın önünde iki büklüm olanlara ben aydın demem. Sanatçıda demem onlara - Hiçbir zaman, ben ömür boyu burada kalacağım, hiç kimseye izin vermeyeceğim, kim Genel Başkan adayı ise kellesini keseceğim gibi bir düşüncem asla olmadı ve olmayacak. Tam tersine CHP de Genel Başkan adaylarımız olmalı, yeri geldiğinde biz koltuklarımızı onlara vermeli ve seçilecek Genel Başkanın neferleri gibi çalışmalıyız. Kendi içinde kavgalı bir yapı asla istemiyorum - Eskiden Genel Başkan adayı olmak için delegeler kürsü önünde imza atardı, şu kadar sayıya ulaşması lazımdı, kaldırdım onları. - Oyunuz düştüğü zaman ben illa koltukta kalacağım demek doğru değil. Başarılı olamazsanız gidersiniz CHP Lideri Kılıçdaroğlu Halk Tv nin canlı yayını Halk Arenası nda Uğur Dündarın sorularını yanıtlarken şunları söyledi; Kemal KILIÇDAROĞLU- Ak Saraya geleceğiz herhalde. Ak Saray demeyelim ona kaçak saray. Neden kaçak saray onu da söyleyeyim. Uğur DÜNDAR- Tabi ki kaçak saray konusunu mutlaka konuşmamız gerekiyor. Çünkü kaçak saraya harcanan para 12 ülkenin milli gelirinden fazla ve uçağa harcanan para. Sayın Kılıçdaroğlu, şimdi reklamlara gireceğiz. Reklamlardan sonra şu soruya cevap vermenizi rica edeceğim. Seyircilerimizde merakla beklesinler. Siz yolsuzluklarla mücadelede savaşçıydınız. Grup Başkanvekili olarak benimde yönettiğim açık oturumlarda çok başarılı performans sergilediniz ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olduğunuzda toplum o doğrultuda umutla sizin Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşıyabileceğinizi düşündü. Ancak 4 seçim yaşandı ve Cumhuriyet Halk Partisi Cumhuriyet Halk Partisi - 3 /

4 4 AKP iktidarı karşısında başarılı olamadı. Bu sizde bir özeleştiri süreci başlattı mı? Yani acaba ben hatalı mıyım, benim yanlışlarım var mı? Ve bunları düşünürken hiç aklınıza istifa etmek gibi bir soru geldi mi, bir düşünce geldi mi? Reklamlardan sonra buna cevap vermenizi rica edeceğim. Sayın Kılıçdaroğlu reklamlardan önce size şöyle bir soru yönelttim. Siz Cumhuriyet Halk Partisinin Grup Başkanvekiliyken yolsuzluklarla mücadele konusunda çok başarılı bir performans sergilediniz ve yolsuzluk savaşçısı olarak kamuoyunun hafızasına yerleştiniz. Siz Genel Başkan olduktan sonra aynı çizginin devam edeceği ve o doğrultuda Cumhuriyet Halk Partisini iktidara taşıyabileceğiniz şeklinde bir kanaat oluştu. Ancak Genel Başkanlığınız döneminde Cumhuriyet Halk Partisi 4 seçimde iktidardaki AKP karşısında yenilgiye uğradı, başarılı olamadı. Bu sonuçları değerlendirirken acaba benim Genel Başkan olarak hatalarım nedir şeklinde bir özeleştiri yaptınız mı ve sonuçta hiç istifa etmeyi düşündünüz mü? Kemal KILIÇDAROĞLU- Uğur bey şöyle söyleyeyim, Genel Başkan olduktan sonra kucağımda referandumu buldum. Türkiye yi gezdik. O anayasanın Türkiye için ne kadar zararlı olduğunu anlatmaya çalıştık ama %42 hayır, 58 evet çıktı ve bugünkü tablo ortaya çıktı. Çalıştık mı? Çalıştık. Türkiye yi gezdim mi? Gezdim. Anlattım mı? Anlattım. Ama dilimiz bu kadar döndü. Seçimlerde yine çalıştık. Türkiye nin 81 ilinde miting yaptık. Çoğu ilçeye gittim anlattık durumumuzu. Türkiye yi anlattık. Oyumuz arttı mı? Arttı. Ama beklediğimiz kadar arttı mı? Hayır. Yerel seçimlerde benzer bir tablo oldu. Oyumuz arttı mı? Arttı. Büyükşehirlerdeki oyların ağırlıklı kısmı burada. %31.4 e kadar çıktık. Ama bu yeterli mi? Yeterli değil. Seçimlerde ilk kez çok sayıda projeyle halkın önüne çıktık. Bunlardan akılda kalanı aile sigortası ama pek çok alanda vardı. Ama seçim ve bizim hazırlıklarımız arasında zaman kısa olduğu için örgütlerimizi yeteri kadar projeleri anlatma konusunda hazırlayamadık. Kabahat örgütlerde değil, kabahat bizdeydi. Çünkü zaman yetersizdi ve bizim bunu örgütlere anlatmamız için zamanımız yoktu. Ama bütün bunlara rağmen orada da oyumuz arttı ama beklediğimiz kadar olmadı. Şunu açık ve net söyleyeyim. Hiçbir zaman hani ben ömür boyu burada kalacağım, efendim işte hiç kimseye izin vermeyeceğim. Genel Başkan adayları kim adaysa kellesini keseceğim. Böyle bir düşüncem asla olmadı ve bundan sonrada olmayacak. Tam tersine benim anlayışım şu; Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkan adaylarımız olmalı, onlar temayüz etmeli, onlar mücadele etmeli ve yeri geldiğinde de biz koltuklarımızı da onlara vermeliyiz. Ve bizde yeni seçilecek Genel Başkanın neferleri gibi çalışmalıyız. Benim anlayışım budur ve bu anlayışı da yerleştireceğim. Farklı bir kültür getiriyoruz. Kültür şu; kendi içinde kavgalı bir yapı asla istemiyorum. Kendi içinde saygı, saygıya dayalı bir mücadele ben bunu istiyorum. Bunu yerleştireceğiz. Bakınız, CHP dışında kurulan pek çok parti şuanda yok. Neden yok? Lider eksenli bir partiydi lider eksenli. Biz kurumsal eksenli bir partiyiz. Biz bir kurumuz. Cumhuriyet Halk Partiliyiz. Cumhuriyet Halk Partisi varsa biz varız, Cumhuriyet Halk Partisi yoksa biz yokuz. Ben olayı öyle görüyorum. Sonuçta demokrasi dediğimiz bir kavram var. Genel Başkanı kim seçer? Kurultay seçer, kurultay belirler. Ben şunu da yaptım ayrıca. Eskiden Genel Başkan seçilmek için veya aday olmak için eski Genel Başkanın önünde Cumhuriyet Halk Partisi - 4 /

5 5 üyeler geleceklerdi dilekçeleri imzalayacaklardı o da belli bir sayı vardı şuanda hatırlamıyorum ne kadar. O sayıda imza olması lazımdı. Yoksa aday bile olamıyordunuz. Bunların tamamını kaldırdım. Gerek yok böyle bir şeye. İnsanlar özgürce çıkmalı, aday olmalılar ve yarışmalılar. Bunları da yaptık. Yani demokrasi derseniz demokratik açıdan ne gerekiyorsa biz bunları yaptık. Dolayısıyla süreç bu süreç. Eğer oyumuz düşürse. Şimdi oyunuz düştüğü zaman ben illa koltukta kalacağım o doğru değil. Uğur DÜNDAR- Yani 2015 seçimlerinde başarılı olamazsam Kemal KILIÇDAROĞLU- Başarılı olamazsanız gidersiniz arkadaşlar bu kadar basit. Cumhuriyet Halk Partisini özü nedir, varlık sebebi nedir? Demokrasiyi bu ülkeye getiren bir partinin etik değerleri vardır, ahlaki değerleri vardır. Biz bunlara uyacağız elbette. Uğur DÜNDAR- Sayın Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Umuda Yolculuk sloganıyla Antalya daki kampta yeni seçim stratejisini o başlık altında topladı. Şimdi nasıl bir seçim stratejisi izleyecek Cumhuriyet Halk Partisi ona mutlaka geleceğiz ama önce iki sorum var. Birisi RTÜK te Cumhuriyet Halk Partisi temsilcisi olarak, üyesi olarak yer alan Sayın Ali Öztunç büyük önder Atatürk e bir televizyon programında Allahsız diyen kişinin geçmişte bu örnek gibi olmasa bile buna benzer durumlarda kapatma kararı veren ağır cezalar veren RTÜK ün bu konuda ceza vermeme eğilimi olduğunu kamuoyuna açıkladı ve bütün kamuoyunun desteğini istedi. Siz nasıl bakıyorsunuz bu konuya, nasıl bir destek veriyorsunuz Ali Öztunç a? Kemal KILIÇDAROĞLU- Uğur bey önce şunu söyleyeyim, sizin bir insana Allahsız demeniz aslında Allah ı inkar etmeniz demektir. Eğer beni Allah yarattıysa siz bana nasıl Allahsız dersiniz. Onu söyleyen adamın dini siyasete nasıl alet ettiğini hepimiz artık bilmek zorundayız. Özel bir program yapılıyor, bir değil iki program yapılıyor. İlkinde ceza veriliyor, ikincisinde RTÜK Başkanının olmadığı bir toplantıda ceza verilmesinden yana tavır takınılmıyor. Bunun üzerine arkadaşımız mücadele ediyor, sonra bizim Genel Başkan Yardımcılarımız ve Gençlik Kollarımız gittiler ziyaret ettiler ve bunun bir haksızlık olduğunu söylediler. Bugün aynı kanala ceza verildi. Bir televizyonun sorumlulukları vardır. Kamu yayıncılığıdır sonunda yapılan, kamuyu aydınlatıyorsunuz. O dünyayı siz çok daha iyi biliyorsunuz. Yazarken, çizerken, konuşurken, program yaparken elbette objektif davranmak zorundasınız. Ama onlar objektif davranmıyorlar, sadece CHP yi suçluyorlar, CHP nin tarihini suçluyorlar. Bu ülkeye hizmet eden, bu ülkenin ulusal bağımsızlık savaşını veren önderlere hakaret ediyorlar ve sonuçta buna ceza verilmesi gerekiyordu o ceza verildi. Uğur DÜNDAR- Reklamlardan önce biraz Ak Saray a, kaçak saraya değindik. Şimdi kaçak sarayın 1 milyar 370 milyon liraya çıktığı Kemal KILIÇDAROĞLU- Yani eski parayla 1 katrilyon 370 trilyon lira ediyor. Uğur DÜNDAR- Uçan saraya ödenen parayla birlikte 2 milyar liranın üzerinde bir harcama yapıldığı ve her Türk vatandaşının cebinden paraların bu saraylara gittiği artık resmen açıklandı ve bu bütün dünyanın şuanda dilinde. Cumhuriyet Halk Partisi - 5 /

6 6 Kemal KILIÇDAROĞLU- Bütün dünya dalga geçiyor. Öyle diyelim. Uğur DÜNDAR- Ne yazık ki evet. Türkiye yle, Türkiye yi yönetenlerle dalga geçiyorlar. Kemal KILIÇDAROĞLU- Vatandaş borç batağında bunlar farkında bile değil. Herkesi kendileri gibi biliyorlar. Uğur DÜNDAR- Şimdi oraya geleceğim. Ben geçenlerde yazdım. Bugün Başbakanlığın açıklamasında bu sarayın ve uçan sarayın halkın malı olduğu, halka ait olduğu ve Türkiye nin saygınlığını arttırdığı ifade edildi. Özetle böyle bir açıklama yapıldı. Kemal KILIÇDAROĞLU- Onun için dalga geçiyorlar tabi. Uğur DÜNDAR- Şimdi dünyanın en güçlü ülkesi bir numaralı süper gücü ABD. ABD de Beyaz Saray ikinci başkandan itibaren gelmiş geçmiş tüm başkanlar tarafından kullanılıyor. Ayrıca dünyanın en güçlü ülkesi Amerika nın Başkanı Beyaz Saray da yaptığı tüm kişisel harcamalarını cebinden karşılıyor. Kemal KILIÇDAROĞLU- Kira hariç. Kira alınmıyor, onun dışında kimi ağırlarsa 5 yıldızlı otel fiyatı üzerinden kendisine fatura ediliyor ve o da bedelini ödemek zorunda. Uğur DÜNDAR- Alman Cumhurbaşkanı Avrupa nın en güçlü ülkesi Almanya nın Cumhurbaşkanı 153 metrekarelik bir katta yaşıyor kendisine tahsis edilen villada ve onun kirasını da ödüyor. Kişisel harcamalarını ödediği gibi kirasını da ödüyor. Ayrıca diyelim ki Başkan Obama Cumhurbaşkanlığı uçağıyla, makam uçağıyla bir yere gidiyor ve bir tanıdığını, bir yakınını misafir etti. Güzergahta uçan sivil havacılık uçaklarında first glass bileti neyse o kadar bir parayı yine cebinden ödemek durumunda kalıyor. Şimdi Beyaz Saray a bakıyoruz bu kaçak saraydan 14 defa küçük. Burası 14 kat büyük. Versay Sarayı, başka saraylar keza öyle. Bunu bir saygınlık artırma çabası olarak değerlendirmek ne derece akla yakın? Kemal KILIÇDAROĞLU- Uğur bey bunun saygınlıkla falan yakından, uzaktan bir ilgisi yok. Saygınlık şudur, sizin üniversiteleriniz bilgi üretiyorsa siz saygın bir ülkesiniz. Sizin ekonominiz çok güçlüyse siz saygın bir ülkesiniz. Sizin sanatınız ilerdeyse bir değil 10 tane, 100 tane fazla sayınız varsa siz saygın bir ülkesiniz. Eğer kalkıp da bu yoksul halkın ödediği vergilerle kendinize saray yapıyorsanız saygın olamazsınız komik bir ülke olursunuz. Geldikleri noktada bu. Bakın, madende şehit olan, hayatını kaybeden işçilerin çocukları bakkaldan sakız aldığında vergi öder. Veya o yoksul kadın fırından ekmek alırken vergi öder. Otobüse binerken vergi öder, bulaşık yıkarken vergi öder. Bu vergiler nereye gidiyor? Üretim yapılsın, fabrikalar yapılsın, istihdam alanı yaratılsın, işsizlik bitsin, yoksullar varsa onlara sosyal yardımlar yapılsın. Bunlar içindir. Sosyal devlet içindir. Siz kendinize saray yapamazsınız. İngiltere Başbakanı nerede oturuyor? 10 numaralı ev. Küçük bir sokakta 10 numaralı evde oturuyor. Kaç yıldır orada. Nedir bu saray aşkı? Uğur DÜNDAR- Nedendir sizce? Kemal KILIÇDAROĞLU- Bir şey söyleyeyim yalnız. Çankaya da oturmadığı için çok Cumhuriyet Halk Partisi - 6 /

7 7 memnunum. Yakışmaz zaten oraya. Zaten oraya da oturamaz. Orada otursun kaçak sarayda. Yani siz kaçak saray yapıyorsunuz kendinize. Yargı diyor ki ben bunu durdurdum. Gücün varsa gel diyor yık diyor sen bunu nasıl durdurabilirsin diyor. Uğur DÜNDAR- 10 yılda 10 milyar, yani eski parayla 10 katrilyon liranın harcandığı bu saltanat bütçesini ve az önce bu saltanat düşkünlüğü dediniz siz saray düşkünlüğü. Nedir, neye bağlıyorsunuz? Kemal KILIÇDAROĞLU- Ben merak ediyorum 1000 odalı yerde ne yapacaklar bunlar? Diyorlardı ya efendim Cumhuriyet Halk Partisi gelse ülkeyi yönetir mi diyorlar ya. Vallahi biz böyle yönetemeyiz. Bu şekliyle bizim yönetme yeteneğimizde yok, kabiliyetimizde yok, ahlakımızda yok. Bizim ahlakımız farklı. Biz mütevazi insanlarız. Biz her kuruşun hesabını yaparız. Biz dürüst insanlarız, biz haram yemeyiz. Böyle kalk saraylar kur, fakir fukaranın parasıyla vatandaş borç batağında bırakmışsın onları kendine saraylar yapıyorsun. Üstelik nerede yapıyorsun? Atatürk Orman Çiftliğinde yapıyorsun. Ne işin var senin orada? Akılla, mantıkla bağdaşacak bir şey değil. Lale devrini yaşıyorlar bunlar. Ve bütün vatandaşlarıma söylüyorum. Elini vicdanına koy sandığa giderken. Elini vicdanına koy öyle oy kullan. Nasıl oluyor da sen bu parayı buraya harcıyorsun? Hangi gerekçeyle harcıyorsun sen? Bir evde oturamıyor musun? 4 odalı, 5 odalı, 6 odalı yerde otur. Ne yapacaksın yani? Para kasaları mı koyacaksın? Zaten koydun koyacağın kadar. Birde şunu anlayamıyorum. Yani ben siyasete yırtık ayakkabıyla girdim diyorsun. Bu nasıl bir yırtık ayakkabıdır ben merak ediyorum yani. Gerçekten nasıl bir yırtık ayakkabıymış o. Uğur DÜNDAR- Yanı Kılıçdaroğlu, siz iktidar olduğunuzda bu kaçak sarayı dünyanın ilk 100 üniversitesi arasında yer alan gurur kaynağımız ama bu iktidara bir türlü yaranamayan ODTÜ ye vereceğinizi söylediniz. Kemal KILIÇDAROĞLU- Evet vereceğiz. Uğur DÜNDAR- Hakikaten gurur kaynağımız. İyi ki ODTÜ ve o kültür var. Ancak siz son grup toplantınızda Sayıştay raporlarına değindiniz ve bu inşaatta, kaçak sarayın inşaatında usulsüzlükler yapıldığını Kemal KILIÇDAROĞLU- Yolsuzluklar. Uğur DÜNDAR- Ben usulsüzlük dedim biraz daha ölçülü konuştum. Siz iddialı bir şekilde yolsuzluklar yapıldığını söylüyorsunuz. Kemal KILIÇDAROĞLU- Ben söylemiyorum Sayıştay raporları söylüyor. Uğur DÜNDAR- Diyelim ki 3 liraya yapılacak olan bir iş onun 1000 katı fiyatla yapılmış. Kemal KILIÇDAROĞLU katı fiyatla. 1120, 980, 1915 gibi fiyat farklarıyla veriliyor. Uğur DÜNDAR- O zaman dudak uçuklatan bir yolsuzluğun olduğu görülüyor. Cumhuriyet Halk Partisi - 7 /

8 8 Kemal KILIÇDAROĞLU- 1 katrilyon 370 trilyon liraya nasıl çıkacak? Bu parayla çıkacak tabi. Uğur DÜNDAR- Peki bunun hesabını soracak mısınız? Kemal KILIÇDAROĞLU- Elbette. O ayrı. Orayı üniversiteye vereceğiz, etrafındaki demirleri yıkıp atacağız, orası bir bilim yuvası olacak ama bunun hesabını soracağız. Bakın bu ihalesiz verildi. TOKİ ye verdiler önce kanunu değiştirdiler. O kanuna dayanarak ihalesiz verdiler. İşi ikiye böldüler, kaba inşaat ve ince inşaat diye. Kaba inşaatı aynı firmaya verdiler. O iş bitmeden ince işi çok daha yüksek fiyatlarla verdiler ve hala bitmiş değil. Ve Atatürk Orman Çiftliği talan edildi. Ankara nın göbeğinde, insanlar oraya piknik yapmaya gidiyordu. Şimdi onu Türkiye nin büyüklüğüyle ölçüyorlar. Türkiye nin büyüklüğüyle ölçmeyeceksin onu. Türkiye yi yönetenlerin ülkeyi nasıl talan ettiklerinin örneğidir o. Bütün dünya onun için dalga geçiyor zaten. Ve şunu söyledim. Oraya gitmeyin kirlenmeyin dedim. Oraya giderseniz kirlenirsiniz. Orada Muharrem ayı dolayısıyla bir yemekte verdi Cumhurbaşkanı. Oraya bazıları gittiler. Hangi yüzle gidiyorlar, hangi ahlaki gerekçeyle gidiyorlar anlamakta zorluk çekiyorum. Bürokrat olsa onlarım. Yani bir bürokrattır onlar işte Başbakan, bakan vs. bunlar giderler. Hiç itirazım yok onlara. Ama sanatçı giderse, sivil toplum örgütü yöneticisi giderse, belli inanç gurupları giderse kimse kusura bakmasın yedikleri yemek orada helal değildir. Bizim kültürümüzde, inancımızda helale ortak olmak vardır harama ortak olmak yoktur. Giderseniz harama ortaksınız siz. Uğur DÜNDAR- Şimdi salondaki Sayın konuklarımıza soru sorma imkanı sağlayalım. Soru- Merhabalar, öncelikle iyi geceler diliyorum herkese ve ilk olarak Sayın Belediye Başkanımız Ali beye teşekkür ediyorum buradan hepinizin huzurunda. Buraya getirdiği farklı belediyecilik anlayışı için. Ki, kendisini günün her saatinde herhangi bir yerde görebiliyoruz. Sonra bir Maltepeli olarak Kemal beye teşekkür ediyorum. İsmim Tuba, uluslararası ilişkiler mezunuyum. CHP nin farklı grupları kendi çatısı altında toplayamaması, muhafazakar unsurlar, Kürt grupları. Bu bağlamda yine çözüm sürecinde öncü bir rol kapmamış olmasını nasıl değerlendirdiğinizi soracağım. Teşekkür ediyorum. Kemal KILIÇDAROĞLU- Şimdi bakınız, muhafazakarlık kavramını da aslında tartışmaya açmamız lazım. Nedir muhafazakarlık? Değişime direnmek demektir. Bir şeyi illa muhafaza edeceğim. Değişime direnmek demektir. Değişimden yanaysanız kendinizi muhafazakar olarak tanımlamamanız gerekir. Yani belli bir inanç grubunda olanlara siz muhafazakarsınız demek yanlış. Muhafazakarlığın tanımı farklı. Değişime direnmek demektir. Biz değişimden yana mıyız? Evet. Toplumun büyük bir kesimi de değişimden yana. Ama şuanda AKP bir devlet partisidir artık ve statükosunu kurmuştur. Değişimi asla istememektedir. Biz değişimi istiyoruz o değişime karşı direniyor. İkincisi çözüm süreci dediniz. Baştan beri şunu söyledim. Adres olarak çözümün adresi TBMM dir dedik. Oturalım orada çözelim, uygarca tartışalım. Türkiye nin en temel sorunudur ve bu sorunun oturulup tartışılarak çözülmesi lazım. Artı bu sorun güvenlik önlemleriyle çözülecek bir sorunda olmamıştır. 30 yıllık deneyim bize bunu göstermiştir. Ve yine söyledim bu sorunu çözersek biz çözeriz, çözemezsek uluslararası boyut Cumhuriyet Halk Partisi - 8 /

9 9 kazanırsa çözüm süreci de elimizden kaybolup gidecektir. Şimdi çözüm süreci olarak şunu görüyoruz bizim gördüğümüz. Masanın bir ucunda iktidar var AKP, hükümetin bütün üyeleri yok. Cumhurbaşkanı ve 3 4 bakan var. Öbür ucunda da Abdullah Öcalan var. Ne konuştuklarını kimse bilmiyor. Meclis bilmiyor, bakanlar kurulu bilmiyor, milli güvenlik kurulu bilmiyor, genelkurmay bilmiyor, biz bilmiyoruz, üniversiteler bilmiyor, halkımız bilmiyor ama bir çözüm sürecidir gidiyor. Nedir kimse bilmiyor. Bize diyorlar ki neden destek olmuyorsunuz? Bilmediğimiz bir şeye nasıl destek olalım. Adresi gösterdik buyurun gelin çözelim dedik. Hayır biz çözeceğiz dediler. Buyurun çözün diyoruz. Siz engel oluyorsunuz. Biz neye engel olduk? Gittik sınırda mı durduk, birisinin elinde silah vardı onu mu aldık? Hayır böyle bir gücümüzde yok zaten. En son Parti Meclisi toplantısında şunu söyledim. Çözeceksiniz buyurun size kredi açıyoruz buyurun çözün. Siz sorunu çözdünüz de biz karşı mı çıktık? Hayır. Ama şunu söyledik. Vadettiğiniz şeyleri bu toplumun kabul etmesi lazım. Vadetmeyeceğiniz bu toplumun kabul etmeyeceği yükümlülüklerin altına girmeyin dedik. Şimdi öyle şeyler vadetmişler ki yerine getiremiyorlar. Şimdi bize diyorlar ki, efendim bu süreçte buyurun gelin beraber çözelim. Nedir süreç? Biz bilmiyoruz. Bakanlar? Onlarda bilmiyorlar. Olayı bilmiyoruz. O nedenle biz yol haritamızı biliyoruz. Şunu söyledik, sorun demokrasi ve özgürlük bağlamında çözülür. Kendi paketimizi de hazırladık. 17 maddelik özgürlük ve demokrasi manifestosu yayınladık. %10 seçim barajının kaldırılmasından topraksız köylüye toprak verilmesine kadar 17 maddelik. Buyurun gelin yapalım dedik. Bizim taleplerimizi yerine getirmiyorlar. Getirmiyorlarsa kendileri bilirler. Ama şunu söyleyeyim. Eğer bu ülkede kan akmayacaksa, bu ülkede huzur ve barış gelecekse bunu sağlayacak olanda biziz. Biz bunu söylüyoruz. Biz kapalı kapılar ardında birileriyle oturup pazarlık yapmayız. Toplumsal desteği alarak halkın önüne çıkarak açıkça düşüncelerimizi söyleyerek nasıl şimdi söylüyorsak o şekliyle dile getiririz. Biz kendi önerilerimizi yaptık, 17 maddelik özgürlük ve demokrasi manifestomuzu yayınladık. Dediler ki, siz samimi değilsiniz. Bunları söylersiniz ama yarın vazgeçersiniz. Öylemi dedim arkadaşlara talimat verdik dedik ki, bütün bu önerilerle ilgili kanun tekliflerini yapın, CHP milletvekilleri imzalasınlar meclis başkanlığına verin. Bakın bakalım kim samimi, kim samimi değil. Hepsini yaptık. Kanun tekliflerini verdik, altına kapı gibi imzamızı bastık buyurun gelin dedik. Şimdi seslerini çıkarmıyorlar. Çünkü biz samimiyiz, onlar samimi değiller. İki taraf birbirine güvenmiyor. Güvensizlik üzerine sorun inşa edilmez arkadaşlar. Uğur DÜNDAR- Sayın Kılıçdaroğlu, şimdi sosyal medyadan gelen soruları peş peşe soruyum. Birinci, Cumhuriyet Halk Partisi PKK ile elinde silah varken müzakere masasına oturur muydu? Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayır asla. Uğur DÜNDAR- İkincisi, Cumhuriyet Halk Partisi kaçak sarayla ilgili tüm yapılan yolsuzlukları içeren bir broşür, bir rapor hazırlayacak mı seçim sürecinden önce? Kemal KILIÇDAROĞLU- Bir broşür hazırlığımız var henüz bitmedi. Uğur DÜNDAR- Yani bu kaçak sarayda yapılan tüm yolsuzlukları Cumhuriyet Halk Partisi - 9 /

10 10 Kemal KILIÇDAROĞLU- Kaçak sarayın bütün ayrıntılarını göstereceğiz. Bakın, şurada bir tabloda hazırladık Sayıştay raporlarına dayanarak. O %1120 fiyat farkı hangileri için verilmiş, %230 fiyat farkı hangileri için verilmiş bütün bu ayrıntılar var. Bu konuda ayrıca birde Grup Başkanvekilimiz bir soru önergesi de verdi. Bütün bu ayrıntıları biraz daha ortaya çıkarmak için. Uğur DÜNDAR- Yeni Cumhuriyet Halk Partisi, yeni CHP söylemi AKP nin yeni Türkiye söylemiyle örtüşüyor. Kemal KILIÇDAROĞLU- Asla. Uğur DÜNDAR- O şekilde bir kanaat var toplumda. Biraz daha açar mısınız? Kemal KILIÇDAROĞLU- Yeni Cumhuriyet Halk Partisi şudur; daha doğrusu Cumhuriyet Halk Partisi tarihine bakın bütün büyük değişimlerin altında CHP nin imzası vardır. Örnek cumhuriyeti kuran parti Cumhuriyet Halk Partisidir. En büyük devrim. Çok partili hayatı getiren parti Cumhuriyet Halk Partisidir AB ye giriş için Ankara anlaşmasını imzalayan Cumhuriyet Halk Partisidir. Sosyal demokrasiyi bu ülkeye getiren parti Cumhuriyet Halk Partisidir. Yeni Cumhuriyet Halk Partisi söylemi bana ait değildir. Patenti Bülent Ecevit e aittir. Yeni Cumhuriyet Halk Partisinden kastımızda şudur; eskiyi reddederek değil, eskiden güç alarak geleceği inşa etmektir. Siz geleceği inşa edeceksiniz. Bir parti yenilenmezse statükonun adresi olur. Bir partinin güçlenmesinin yolu nedir? Kendisini yenilemesinden geçer. Kendisini yenilemesi nedir? Siz 1930 ların düşünceleriyle 21.yüzyılın Türkiye sini çizebilir misiniz? 1910 ların Türkiye siyle siz 21.yüzyılın Türkiye sini geleceğe hazırlayabilir misiniz? Eskiden bizim öğrencilerimiz en yüksek puanı alanlar tıp fakültelerine giderlerdi. Yeni branşlar yoktu. Şimdi her gün, her yıl yeni branşlar açılıyor üniversitelerde. Öğrencilerimiz oraları tercih ediyorlar, gençlerimiz oraları tercih ediyorlar. Dünya değişiyor, bilim gelişiyor. Bakın, şunu sakın unutmayın. İnsanoğlu tekerleği 3 milyon yılda buluyor. 3 milyon yılda tekerleği keşfediyor. Şimdi her saniyede birden fazla buluş var. Dünya bu kadar hızlı değişiyor. Şimdi biz kalkıp da efendim biz değişmeyeceğiz biz hala eski CHP yiz. Hayır efendim biz gelişeceğiz, büyüyeceğiz, yenileneceğiz ve yolumuza devam edeceğiz. Olay budur. Bir şey daha söyleyeyim. Orta sol, yani ortanın solu. Yani sosyal demokrasi bu ülkeye geldiğinde de büyük tepki, aynı tepkiler olmuştu. Vay efendim işte nasıl yaparsınız. Güven Partisi doğmuştu o zaman. CHP den önemli bir milletvekili ayrılmıştı biz eski CHP yi savunuyoruz diye. Bülent Ecevit kalktı hayır biz ortanın solundayız dedi ve sosyal demokrasiyi inşa etti. Bir şey daha yaptı Bülent Ecevit darbesinde Sayın Baykal ında içinde olduğu 4 kişi Adana ya gidiyor arabayla. 12 Mart muhtırası verildiğinde 4 ü de ağlayarak Ankara ya geliyorlar ve Ecevit e çıkıyorlar, Ecevit Genel Sekreter, İnönü o zaman partinin Genel Başkanı. Sakın ola ki, 12 Mart darbesini yapanlara bakan vermeyin. İnönü ye çıkıyor Bülent Ecevit anlatıyor. Sakın ola ki askeri darbe yapıldı CHP li hiç kimse oraya bakan olarak gitmesin. İnönü Nihat Erim i Başbakan olarak veriyor. Bülent Ecevit Genel Sekreterlikten istifa ediyor ve İnönü ye karşı mücadele ediyor. Ve kurultayda da Genel Başkan seçiliyor. Demokrasiyi savunuyor, özgürlükleri savunuyor, geleceği savunuyor ve bu ülkenin insanları onu sosyal demokrasinin yeni lideri olarak görüyorlar ve onu Başbakanlığa kadar taşıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi - 10 /

11 11 Olay budur arkadaşlar. Geçmişten ders alarak geleceği inşa edeceğiz. Geçmişe takılıp kalırsak geleceği inşa edemeyiz. Akıl akıldan üstündür. Eskiden sendikalar çok güçlüydü. Şimdi sendikalar eskisi kadar güçlü değil. Yeni sınıflar çıkıyor. Plütokratlar diye yeni sınıflar oluştu arkadaşlar. Daha Türkiye de bunlar hiç konuşulmuyor. Ama bakın biz biliyoruz. Çünkü biz dünyayı iyi okuyoruz. Türkiye bilgi toplumuna ulaşmak zorunda. Eğer bilgi toplumunu yakalayamazsanız Türkiye büyüyemez, gelişemez. Bilgi toplumunu üniversitelerin bilgi üretmesiyle yakalayacağız biz. Katma değeri yüksek ürün derken onu kastediyorum ben. Üniversite bilgi üretecek, sanayici onu elle tutulur metaya dönüştürecek. Bütün bunları bilmek, bütün bu ayrıntıları konuşmak zorundayız. Bakın size bir gerçeği daha söyleyeyim. Almanya iki dünya savaşında kazanamadığı gücü AB ile kazandı. Avrupa nın bütün ülkeleri cari açık verir, Almanya da cari fazla vardır. Neden? Katma değeri yüksek ürün üretiyor. Doğu Almanya yı aldı batı Almanya ya kattı ne enflasyon oldu, ne başka bir şey oldu. Herşeyi değiştirdi sıfırdan. Neden? Çünkü devleti akılla yönetiyorlardı, ahlakla yönetiyorlardı. Ceplerini düşünmüyorlardı, Almanya yı düşünüyorlardı. Bizimkiler ceplerini düşünüyorlar. Türkiye yi düşünen var mı? Açık ve net söylüyorum Cumhuriyet Halk Partisi dışında Türkiye yi düşünen hiçbir siyasi parti yok. Bu kadar açık ve net söylüyorum. Uğur DÜNDAR- Sosyal medyadan ismini açıklamayı isterdim ancak ST olarak geçeyim çünkü ismini verirsem yarın savcılar iktidarı çalışamaz hale getirmekten dolayı bir 5 yıl hapis istemiyle minimum 5 yıl hapis istemiyle dava açabilirler. Diyor ki, değerli takipçimiz. Madem bu saray halkın malı o halde Ankara da işi olanlar veya hastası bulunanlar kalacak yer aramasınlar nasılsa 1000 oda var diyor. Soru- Merhabalar Sayın Başkanım, öncelikle ben adımı açıklıyorum ben Burak Aslan. Bugün düzene karşı duruşunuzdan dolayı sizleri tebrik ediyorum. Ayrıca bugün medyaya olan baskıdan dolayı hala yiğit duruşunu sergileyen Uğur Dündar a buradan teşekkür ediyorum. Sayın Başkanım, size olacak sorum şudur; bugünün Türkiye si ve olağan komşularımızla olan ilişkilerimiz hangi seviyededir? AKP için AB gerçekten rafa kalkmış mıdır? Ya da şöyle söyleyeyim daha net olarak. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında AB yle olan ilişkilerimiz ne seviyede olacaktır? Kemal KILIÇDAROĞLU- Bütün komşularımızla ilişki kötü. Suriye iyi değil, Irak iyi değil, İran iyi değil, Lübnan iyi değil, Mısır iyi değil, Filistin iyi değil, İsrail iyi değil. Rusya yla da iyi değiliz. Baktığınız zaman bütün komşularımızla sorun. Sözde sıfır sorun olacaktı şimdi sıfır komşu oldu. Geldiğimiz nokta bu. Ve AKP Türkiye yi bir Ortadoğu ülkesi haline getirdi. Oysa biz 1071 den beri yüzümüzü batıya çevirmiş bir toplumuz, uygarlığa çevirmiş bir toplumuz. Biz uygar dünyanın bir parçası olmak istiyoruz. AB bizi almıyor. Engeller çıkarıyorlar. Ama biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Brüksel de ofisimizi kurduk, ofisimiz var. Biz mücadelede ediyoruz. Sayın Merkel Erdoğan a kızdığı için bizim AB de yerimizin olmadığına yönelik bazı demeçleri oldu. Ben Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı olarak Sayın Merkel e bir mektup yazdım. Biz AB nin bir parçasıyız, Ankara anlaşması bunu tescil etmiştir. Tam üyelik için mücadele edeceğiz. Bizi AB den eğer ayırırsanız bizde zarar görürüz, sizde zarar görürsünüz. Daha güçlü bir Avrupa Türkiye yle mümkün. Siz Ortadoğu da, Kafkaslarda söz sahibi olmak istiyorsanız Cumhuriyet Halk Partisi - 11 /

12 12 Türkiye AB nin bir parçası olacaktır ve biz AB ye de bize yönelik çifte standart uygulamaması gerektiğinin de altını özenle çiziyoruz. Bugün batı dünyası bizi bir Ortadoğu ülkesi olarak görmeye başladı. Bu bizi rahatsız ediyor. Uğur DÜNDAR- Peki Sayın Kılıçdaroğlu, Türkiye nin Ortadoğu yu ve sorunlarını okumaktaki başarısızlığı ve mezhepçi anlayışa dayalı dış politikası Allah korusun Ortadoğu daki benzer durumları Türkiye ye sıçratma gibi bir tehlike arz ediyor mu? Kemal KILIÇDAROĞLU- Kesinlikle. Bu ciddi bir tehlike. Bakın 30 yıl PKK yla mücadele edildi 30 yıl, hatta 35 yıl. Ama hiçbir zaman bir Türk Kürt çatışması çıkmadı. İlk kez bu yıl bu tür çatışmalara sahne olduk. Çok acıdır olmaması gereken bir tablodur. Ama bu hükümet bunu da yaptı. Ne yaparsa yapsın bütün yurttaşlarımdan isteğim sakın ola ki ayrışmayın, AKP nin tuzağına düşmeyin. Şu soruyu kendinize hiç sordunuz mu acaba? Neden AKP sürekli oy alıyor? Bütün bu olumsuzluklara karşın iktidarda durabiliyor. Yanıtı ne biliyor musunuz ben size söyleyeyim. Ülkeyi vatandaşları etnik kimlik ve inanç bağlamında ayrıştırdı ve kutuplaştırdı. Çocuğu işsiz. Ben ona iş bulacağımı vadediyorum hayır diyor ben sana oy vermem. Çocuğum işsiz olabilir ben gidip onlara oy vereceğim diyor. Neden? Kimliğim orada, inancım orada diyor. Bu demokrasi değil. İnanç ve etnik kimlik üzerinden siyaset bütün demokrasilerde yasaktır. Ama bizde serbest. İnsanları inanç eksenli ve etnik kimlik eksenli bölerseniz demokrasiyi yaşatamazsınız. Bizim önümüzdeki en büyük engel budur. O nedenle bütün yurttaşlarıma sesleniyorum. İnanç, etnik kimlik, yaşam tarzınız hiç önemli değil. Önemli olan sizin ekonomik olarak güçlü olup olmadığınız. Önemli olan sizin evinizde huzurun olup olmadığı, önemli olan Türkiye de huzurun olup olmadığı. Siz bunun üzerinde durun. Çocuğunuz işsiz mi, okula gidip geliyor mu, evde kadınlara şiddet uygulanıyor mu? Kadına yönelik şiddet %1400 arttı arkadaşlar. Böyle bir şey olabilir mi? Uğur DÜNDAR- Peki Sayın Kılıçdaroğlu son ve en merakla beklenen soru. Cumhuriyet Halk Partisi 2015 seçimleri için umuda yolculuğu nasıl yapacak ve iktidar olma iddiasını nasıl yaşama geçirecek? Kemal KILIÇDAROĞLU- Bu seçimlerde çok güzel projelerle halkın önüne çıkacağız. Esnafında, yoksullarında, sanayicinin de, KOBİ nin de, üniversite öğrencisinin de ve işsizinde. Güzel projelerle çıkacağız. Dilimizin döndüğü kadar anlatacağız. Şimdi bu seçimlerde bir avantajımız var seçimlerin olacağı tarih belli ve biz projelerimizi bugünden üretiyoruz. Dolayısıyla önce örgütlerimizi eğiteceğiz, sonra bu örgütlerimiz gidip Uğur DÜNDAR- Yani efsane geri dönecek mi? Cumhuriyet Halk Partisinin o merhum Bülent Ecevit i iktidar yapan, Başbakan yapan örgüt tekrar silkelenip ayağa kalkacak mı? Kemal KILIÇDAROĞLU- Yapacağız. Bunu yapacağız. Bakın Uğur bey, en karanlık günlerinde bu halk kendi sorunlarını kendisi çözmüştür. En karanlık dönem neydi? Yurdun işgal edildiği bir dönemdi. Şimdi yine böyle bir karanlık dönemi yaşıyoruz. Bütün gençlere Atatürk ün gençliğe hitabesini yeniden okumalarını istiyorum. Bütün gençlere söylüyorum. Yeniden bir milli kurtuluş savaşı vereceğiz yeniden. Birleşmek için ayrışmak için değil. Bütünleşmek için, ülkeyi kalkındırmak için, işsizliği yenmek için, yoksulluğu yenmek için, güçlü, varlıklı, zengin Türkiye yi yeniden inşa etmek için. Uygar Cumhuriyet Halk Partisi - 12 /

13 13 bir Türkiye yi, kadın erkek eşitliğine inanmış bir Türkiye yi, huzurlu bir Türkiye yi, ekonomisi güçlü ve saygın bir Türkiye yi, sözü geçen bir Türkiye yi Ortadoğu da örnek alınan bir Türkiye yi yeniden inşa etmek zorundayız. Bunun yolu siyasi ahlaktan geçiyor. Bakın, altını çiziyorum bunun yolu siyasi ahlaktan geçiyor. Siyasetçinin mütevazi yaşamasından geçiyor. Siyasetçinin halka hesap vermesinden geçiyor. Bunu yapmak zorundayız. Kişileri kimlikleri ve inançları dolayısıyla ayırırsanız, ayrıştırırsanız Türkiye yi emperyalistlerin eline teslim etmiş olursunuz. Kimsenin buna hakkıdır. Kimsenin yetkisi de olmamalıdır. Bu güzel ülkede huzur içinde yaşamalıyız. Birileri kendilerine medya oluşturuyor havuz medyası. Televizyonları, gazeteleri, bankaları, her şeyleri var bunların. Demokrasimiz eskiye göre daha ciddi bir risk altında. Parlamento yani yasama organı, yargı yürütme organının baskısı altında. Bir kişinin söylediği ertesi gün kanun olabiliyor. Bu kadar riskli bir süreçteyiz biz. O nedenle herkesin şapkasını önüne koyup yeniden düşünmesi lazım. Ama bir şey var hiç kimsenin umutsuzluğa kapılma hakkı yoktur. Böyle bir hakkımız yoktur. Biz çocuklarımıza karşı sorumluluk taşıyan kişileriz. Ülkemize karşı sorumluluk taşıyan kişileriz. Bir kişi bile kalsak mücadele edeceğiz. Çünkü biz haklıyız. Haklıysak mutlaka kazanacağız. Bu işin başka yolu yok. Uğur DÜNDAR- Şöyle özetleyebilir miyiz? Cumhuriyet Halk Partisi 2015 seçimlerine doğru bir büyük yürüyüş adı altında, umuda yolculuk adı altında yeni bir manifestoyla toplumun önüne geçecek ve o efsanevi örgütünü de arkasına alarak mutlaka iktidar olma yolunda bayrağı taşıyacaktır diyebilir miyiz? Kemal KILIÇDAROĞLU- Elbette. Böyle bir sorumluluğumuz var. Böyle bir yükümlülüğümüz var. Biz cumhuriyeti birileri gelsin istedikleri gibi yönetsin diye kurmadık. Bu cumhuriyetin varlık nedeni her yurttaşın kendisini eşit hissettiği, her yurttaşın karnının doyduğu, hukukun üstünlüğüne inandığı, mahkemelerinin bağımsız olduğu, üniversitelerinin özerk olduğu bir cumhuriyet. Biz böyle bir cumhuriyet istiyoruz. Birisinin baskısı altında, birisinin her istediğini kabul ettirdiği bir cumhuriyet olamaz zaten. Aksi halde biz tarihimize ihanet etmiş oluruz. Eğer biz uygar dünyanın bir parçası olacaksak, eğer biz demokrasimizi taçlandıracaksak bağımsız kurumlarla, üniversitelerle, yargıyla. O zaman bize görev düşüyor. Bana görev düşüyor. Ben Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanıyım. Benim sorumluluğum sokaktaki vatandaşın sorumluluğundan daha ağır ben bunu da biliyorum. Eksiğim olabilir mi, olabilir, yanlışım olabilir mi? Olabilir. Ama bir inancım var, ben inanıyorum bu ülkeyi aydınlığa çıkarmak gibi benim bir görevim var. Benim bu halkın umutsuzluğa kapılmaması gibi bir görevim var. Ben çalışacağım, mücadele edeceğim. Ama ben isterim ki, ben sokağa çıktığım zaman milyonlarda sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zaman sendikalarda sokağa çıksın. Ben sokağa çıktığım zaman boğazda rakı masalarında kimseyi görmek istemiyorum. Sokağa çıktığım zaman biz bu ülkenin saygın yurttaşları olarak mücadeleyi yapacağız demeliler. Bu ülkede aydınlar korkularından konuşamıyorlarsa kimse kusura bakmasın ben onlara aydın demem. Kimse kusura bakmasın. Siyaseti sadece CHP yi eleştirerek siyaset yapmayı sananlar kimse kusura bakmasın ben onları da aydın saymıyorum. Aydın farklıdır, aydın toplumun önderidir, aydın toplumun lideridir ve aydın bedel ödeyendir. Aydın budur. Falan dizide oynayacağım diye gidip Erdoğan ın önünde iki büklüm olanlara ben aydın demem. Sanatçıda demem onlara. Uğur DÜNDAR- Sayın Kılıçdaroğlu, AKP Cumhuriyet Halk Partisine rağmen Büyük Önder Atatürk ün laik, demokratik cumhuriyetini bir başka cumhuriyete dönüştürebilir mi? İzin verir misiniz? Cumhuriyet Halk Partisi - 13 /

14 14 Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayır. Biz var olduğumuz sürece bakın, biz var olduğumuz sürece hiçbir güç Türkiye yi çağdaş uygarlıktan geri döndüremez biz var olduğumuz sürece. Nasıl yaparlar? Bedenlerimizi çiğnerler o zaman tamam bir şey diyemem. Bedenlerimizi çiğnerler. Yani bizi yok ederlerse. Bizi yok etmeye onların gücü yetmez. Onların beyni de yetmez. Bilgi birikimleri de yetmez. Entelektüel yapıları da yetmez. Biz karaya teslim olan bir insan değiliz. Biz aydınlığı savunuyoruz. Güneşi savunuyoruz biz. Böyle gideceksiniz karanlık dünyaların adamı olacaksınız, cebinizi dolduracaksınız, halkı kandıracaksınız, din, iman edebiyatı yapacaksınız. Biz bunun mücadelesini vereceğiz. Bakın, bu tehlikeyi ilk fark edenler kadınlardır. Çünkü kadınlar biliyorlar ki, bu savayı kaybettiklerinde en büyük bedeli onlar ödeyeceklerdir. Uğur DÜNDAR- Çok teşekkürler Sayın Kılıçdaroğlu. Sevgili seyirciler, değerli konuklar İstanbul dan Maltepe Belediyesine ait Türkan Saylan Kültür Merkezinden Sayın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yla yaptığımız Halk Arenası burada sona eriyor. Size de çok teşekkürler, sizlere de çok teşekkürler. Hepinize güzel geceler, mutlu yarınlar hoşçakalın. Cumhuriyet Halk Partisi - 14 /