KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 677 KAHRAMANMARAŞ'IN KURTULUŞUNDA MANEVİ DEĞERLERİN ROLÜ
|
|
- Hazan Bilge Şerif
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 677 KAHRAMANMARAŞ'IN KURTULUŞUNDA MANEVİ DEĞERLERİN ROLÜ Prof. Dr. Murtaza Korlaelçi Konumuza önce değer kavramının tanımıyla başlamanın uygun olacağını düşünüyorum. Bazı felsefe lügatlerinde değer kelimesine verilen anlamları şöyle sıralayabiliriz: 1- Bazı şeyleri değerlendirmeye layık kılan özellik Bir insanın veya bir sosyal grubun çok önem verdiği şey "Kişinin, isteyen, gereksinme duyan, erek koyan bir varlık olarak, nesne ile bağlantısında beliren şey." 3 4- "Maddî objelerin ve sosyal bilinç fenomenlerinin, toplum, sınıf ve insan açısından taşıdıkları önemi belirleyen" 4 özellik. 5- "Değer aklı aşan varlığın akılla ifadesidir." 5 "Değerler yapıp etmelerimizi ve eylemlerimizi yöneten ilkelerdir." 6 Paul Foulquie'nin açıklamasıyla: A- Eskiden: Değerli olan şeyin özelliği. B- Bugünkü tercih edilen kullanımlar: 1- Bir nesnenin veya bir şahsın layık oldukları şey. a- Niceliksel bir değerlendirmeyle: Bir şeyin fiyatı. b- Nitelikçi bir değerlendirmeyle: Kendi tipinin ideal normlarına cevap veren şeyin özelliği. Bir tablonun, bir romancının, bir dostluğun değeri. 2- (B 1 anlamında, bir şey veya şahsın) aynı şekilde değerde olması veya değere sahip olması. Bursların değeri, sınai değer. C- Ekonomik değer: İnsanın ihtiyaçlarının doyumuna katkıda bulunabilen şeyin özelliği. Somut anlamda: Bu doyuma katkıda bulunabilen her şey. 1- Kullanım değeri: Bizzat kendi başına, bir ihtiyacın doyumunu temin edebilen şeyin özelliğidir: Meselâ yediğim ekmek, vestiyerimdeki elbiseler, oturduğum ev. 2- Değiş tokuş değeri: Bir ihtiyacı doyurmaya elverişli şeylerin karşılıklı değiştirilebilir özelliği. Bir çiftçiye ekmek, elbise v.s. almak imkanı sağlayan buğday. 7 Gerçek değer, (toprak kıymetli metaller, besleyici ürünler...) gibi şeylerin kendisinin yararı üzerine kurulur. Saymaca değer, onu yayan (kağıt para, mal değişimi gibi) ayarlanmış güven üzerine kurulur. D- Ahlâkî değer, etik değer ve kesin olarak değer. Ahlâkî failin özel tabiatını gerçekleştirecek olan şey: 1- İdeal değerıeı. Değer yargılarının ölçüsünde kullanılan ve ahlâkî aktiviteye istikamet veren ideler veya düşünceler. 1 - Armand Cuvillier, Nouveau Vocabulaire Philosophique, Paris 1970, s Henri Benac, Nouveau Vocabulaire de la dissertation et des etudes Litteraires, Paris 1972, s Prof.Dr. Bedia AKARSU, Felsefe Terimleri Sözlüğü, Ank. 1979, s M. Rosenthal ve P. Yudin, Materyalist Felsefe Sözlüğü, çev. Aziz Çalışlar, İst. 1975, s Hilmi Ziya Ülken, Bilgi ve değer, Ankara, Tarihsiz, s Takiyettin Menguşoğlu, Felsefeye Giriş, İst. 1983, s Paul Foulquie, Dictionnaire de la langue Philosophique, Paris 1992, s. 749.
2 678 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 2- Gerçek veya gerçekleşmiş değerler: Ahlâkî etkenin pozitif olarak ahlâkî oluşu. 8 E- Felsefede: Genel olarak değer (hakikatin, güzelliğin ve iyiliğin oluşturduğu çeşitli farklı değerleri içine alır): Arzu edilir olarak varlık. 1- Soyut anlamda: Sadece arzu edilmiş değil, fakat arzu edilebilir olan şeyin nitelik veya özelliği: Bilimin, teknik ilerlemenin, alçak gönüllülüğün değeri. 2- Somut anlamda: Arzu edilir şeylerin bizzat kendileri. Belli başlı değerler şunlardır: Hakikat, güzellik, iyilik. 9 Andre Lalande ( )'in açıklamasıyla değer: A- (Sübjektif olarak) bir süje veya daha normal olarak, belirli bir süjeler grubu tarafından az veya çok arzu edilmiş veya saygı duyulmuş şeylerden oluşan olayların özelliği: İnanmış bir aristokrat için asaletin çok yüce bir değer oluşu. B- (Objektif ve kategorik olarak) az veya çok değere layık bulunan şeylerin niteliği. Aklın gerçek görevi, elde edilmesi, herhangi bir şekilde davranışımıza bağlı gibi görünen bütün iyiliklerin doğru değerini incelemektir. C- (Objektif, fakat varsayımsal olarak) sağladıkları belli bir amaca bağlı bulunan şeylerin niteliği: Sanat eserlerinin belgesel değeri. 10 Böylece tanımlamaya çalıştığımız değerler, bir değerler alanı oluştururlar. Bu alanda değerler, kendi özünde bulunan yapıya göre "daha yüksek" ve "daha aşağı" olarak belirler. Herhangi bir şey düşünmeden bir değeri diğerine tercih ederiz. Bu tercih "ya değerli nesneler arasında olur, ya da değerler arasında olur. Değerli nesneler arasında olursa "ampiriktir", değerlerin kendisi arasında olursa "a priori"dir. Değerler arasındaki sıralanma düzeni apriori (önsel) dir. Hayatî değerler duyumsal değerlerden, tinsel (manevi) değerler hayatî değerlerden, kutsal değerler, tinsel (hayatî) değerlerden daha yüksek sırayı oluşturur."" Değerlerin tasnifini, Hilmi Ziya Ülken ( )'nin, Max scheler ( )'den naklettiğine göre şöyle sıralayabiliriz: "1- Şahsî değerler: Doğrudan doğruya kişiye ait değerlerdir: İyi ve kötü, sevgi ve nefret, saygı gibi değerlerdir. 2- Eşya değerleri: Mülke ve şeylere çevrilen değerlerdir. Yararlı, hoş, kültür, ekonomik, estetik gibi değerler. Fiillere ait değerlerle fonksiyonlara ait değerler ise şöyle ayrılıyor: A- Hoş-hoş değil: Sevinç ve keder gibi şekilleriyle birlikte duyularımıza aittir. Kökleri duygudan gelen duygudur. (...) Hoş ve hoş değil değerleri arasındaki fark, bununla beraber yine mutlaktır ve eşyaya ait bilgiden müstakildir. B- Hayatî değerler: bu gruba giren değerler, hayatın rahatlığı anlamına aittir. Sağlık, hastalık, yaş, ölüm, yorgunluk, gürbüz ve cılız, asil ve bayağı gibi değerler de buraya girer. C- Manevî değerler: Ötekilerden daha üstündür. Bu değerler vücuttan ve çevreden ayrı bir alan teşkil ederler." 12 Bu değerler uğruna diğerlerini feda etmek gerekir. Bu değerler tercih etmek, sevmek, nefret etmek gibi manevi fiillerle kavranırlar. Bunların yasaları biyolojik yasalara irca edilemezler. Bayrak için fedakarlık, vatan ve millet duygusu, insanlık sevgisi gibi sosyal olan diğer tüm değerler de manevî değerlerden ayrılamazlar. D- Kutsal değerler: "Değerlerin katlara ayrılmasında en yüksek basamağı teşkil eden kutsal, tarif edilemez bir alanı meydana getirir; onu sezgiyle mutlak objeler halinde kavrarız. Başka her 8 -A.g.e.,s A.g.e.,s Andre Lalande, Vocabulaire Technique et critique de la philosophie, Paris 1980, s Prof. Dr. Bedia Akarsu, Çağdaş Felsefe, ist. 1987, s Hilmi Ziya Ülken Ahlâk, îst. 1946, s. 99.
3 J-CTI la Mİ 1 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 679 türlü değer, kutsal değerine göre sembol ödevini görür. Bu değerin doğurduğu ruhî haller itikat, inanç, tapınma, huşu v.s.dir. Kutsal görevi bir nevî aşk fiili ile kavranır." 13 Bir değerin daha yüksek olmasınn bazı ölçüleri şöyle ifade ediliyor: 1- "Sürekli olması: Bir değer sürekli olduğu ölçüde yüksektir. (...) Nesnel taşıyıcısının varoluşu ne kadar sürerse sürsün, zaman boyunca "var olabilme" olgusunu kendinde taşıyan bir değer süreklidir. En aşağı değerler özleri gereği "uçup giden" değerlerdir, en yüksek değerler de "öncesiz-sonrasız" değerlerdir. 2- Bölünmezlik: Bir değer ne kadar az bölünebiliyorsa o ölçüde "daha yüksek" bir değerdir. Yani birçoklarının bu değerden pay alması onun bölünmesini nedenli az gerektiriyorsa o değer o ölçüde yüksektir. 3- Salt oluş: Duyumsal ya da hayatî (dirimsel) değerler bir canlı varlığa göredir, o varlık için vardırlar. Bir düşünme sonucu değil, (...) doğrudan doğruya görülemede (intuition'de), daha yüksek olarak belirmiş değerlerdir. En yüksek değerin öz belirtisi de "salt değer" oluşudur. (...) Ahlaksal değerler böyledir." 14 Bu değerler tasnifini yüksek ve araç değerler olarak iki grub altında toplayabiliriz: 1- Yüksek değerler: Dinî değerler, mutlak değerler, manevî değerler, ahlâkî değerler, Milli değerler, hukukî değerler, idealler, inançlar, dürüstlük, dostluk, sözünde durma. 2- Araç değerler: Yarar ve çıkar alanıyla ilgili değerlerdir: Yarar ve çıkarın her türlüsü, kayırmalar, hoş olanlar, maddî değerler, tutkular, güç iktidar faktörleri, ün ve şan hırsı gibi değerler. Yüksek değerler, mutlak değerlerdir. Bunlar saf etik ilkelerdir. Bu değerler sürekli bölünmez ve diğer değerler tarafından temellendirilmezler. Bu değerlerin gerçekleşmesi insanda derin bir sevinç uyandırır. 15 Araç-değerler, yarar ve çıkar alanı oldukları için, subjektif durum ve tavırları yönetirler. Bu değerlerin yönettiği alan, insanlar arasındaki çatışmaların alanıdır. Yüksek değerlerin bu alanda etkinlik kazanmasıyla ancak uzlaşma sağlanabilir. Araç-değerler, "yüksek değerlerle olan bağlarından koparılınca, artık etik bir karakter taşımazlar; fakat değerler hiçbir zaman birbirinden koparılamazlar. Mademki bütün hayat eylemlerimizi değerler yönetip düzenliyorlar, (...) o halde her iki değer grubunun bizim eylemlerimizi yönetmesi gerekir. Bundan dolayı hiçbir zaman birbirinden koparılamazlar; ancak bu değer gruplarının birisinin ağır basmasından yahut birisinin ötekisinin emrine girmesinden söz edilebilir. Asıl tehlike, yüksek değerlerin, araç-değerlerin emrine girmesindedir; ahlâkî bir yapıpetme ve eylemde bunun tersi olmalıdır; yani araç-değerler, yüksek değerlerin emrinde olmalıdır. (...) Yüksek değerlerin sesini duymamak gibi bir değer-duygusu sağırlığı da vardır. Böyle bir durumda değerler yer değiştirirler; örneğin araç-değerler yahut bunlardan birisi, yüksek değerler ya da bunlardan birisinin yerine geçer; buna öteden beri değer-duygusunun aldanması adı verilir. (...) Bireylerde karşılaştığımız bu durum, bazen bütün bir çağın santral bir değeri olabilir. Gerek bireylerde, gerekse çağlarda karşılaştığımız böyle bir durumun, insanlar için yıkıcı etkileri olacağı açıktır." 16 Bu şekilde çağın yanılgıya düştüğü zamanlarda, yüksek değerleri yaşayan insanlar, idealist insanlar, uyarıda bulunurlar, durumun felaketini sergilerler. Nesil gereken ikazı alınca uyanıp düzelemezse o medeniyet geriler ve yıkılır. İnsanlar özgürlüklerini de yitirir. "Halis bir gelişme, ancak yüksek değerlerin ağır bastıkları çağlarda gerçekleşebilir. (...) İnsan ancak yüksek -A.g.e., s Prof.Dr. Bedia Akarsu, a.g.e., s Takiyettin Mengüşoğlu, a.g.e., s A.g.e., s
4 680 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU değerlerin determinasyonu altında bulunursa özgürdür. (...) Hayatları yalnız araç-değerler içinde geçen insanlarda Özgürlük en az dereceye iner." 17 Devletler arası ilişkilerde yüksek değerler gözönünde bulundurulmadığı için savaş yapılmaktadır. Devletler, hak ve adalet gibi yüksek değerlere göre hareket etmedikleri için "ebedî barış" idesi ütopya olarak kalacaktır. 18 Değer basamakları mutlak olarak değişmez. Değerler ne yaratılabilir ne de yok edilebilir. Değişmeler yüksek değerlerde değil maddî değerlerde olur. En yüksek değerin ölçüsü, mutlak oluşudur. "Maddî değerler insanları birbirinden ayırmaya, özelleştirmeye doğru götürür. Manevi değerlerse insanları birleştirir; bütünlüğe doğru götürür; kütle ruhunu kuvvetlendirir." 19 Ülken'e göre, Scheler gibi N. Hartmann ( ) da değerlerin değişmezliğini savunmaktadır. "Hartmann, değer alanında her türlü rölativizmi reddeder. Eğer değerler, Nietzsche'nin dediği gibi tersine çevrilen levhalar olsaydı onların istenildiği gibi yaratılıp mahvedilmeleri lâzım gelirdi. İnsan muhayyilesinin keyfî mahsulleri olmalıydılar. O zaman değerlerin keşfinden değil, sadece icadından bahsedilecekti. Fakat ahlâk alanında icat edilen şeyin kandırıcı gücü yoktur. Hartmann'a göre değerlerde her türlü hayal ve fikirden, arzudan müstakil orijinal özlük karakteri vardır. Değeri tayin eden değerler şuuru değil; tersine olarak değerler şuurunu tayin eden değerdir. (...) Onlar ancak her kişinin, her şeyin temelini teşkil eden metafizik yapılardır." 20 Değerler alanının insanlar tarafından icat edilmediğini iddia eden Hartmann bunların "ideal ahlâkî çevre" halinde fiilen varolduklarını söylüyor. 21 Ona göre değeri, obje kendi kendisine tayin eder. Süjenin değer üzerinde hiçbir etkisi yoktur. "Yeni değerlerin keşfini her zaman, kahramanlar, Peygamberler, din kurucuları ve yeni fikir getirenler başarırlar. Halkı ihtilâle sürükleyen de onlardır. Onlar değeri icat etmez keşfederler." 22 Rene le Senne de değerlerin insana bağlı olmadığını savunarak şöyle diyor: "Değer bize bağlı olamaz, (...) Eğer değer bizden doğsaydı, bizim irademizin derecesini belirtseydi, onu arzu etmek zorunda kalmayacaktık. 23 (...) Eğer değeri ben (moi) yapsaydı, doğrulayacağı şey hakikat olduğu için, "ben"in (moi) doğruladığı kendine ait her eylem ahlâkî olmaya yetecekti, zevke hoş gelecek olan en değersiz şey, güzel olacaktı ve böylece aşk, dalkavukluk yapan egoizmden ayırt edilemeyecekti. 24 Eğer değer gerçekten benim geçici hevesime (caprice) bağlı olsaydı, bütün değerini kaybedecekti." 25 Yapıp etmelerimizi yöneten değişmez ilke kabul edilen değerlerin önemi yeterince büyük gözükmektedir. Bilindiği gibi insan, maddî ve manevî yönü olan bir varlıktır. Bu varlığın manevî yönünü değerler meydana getiririr. İnsanın manevî yönünü oluşturan gurur, şeref, ahlâk, adalet, iman, sadakat, ahde vefa gibi değerler bu sistem içinde yer alır. Bu gibi değerler bir bakıma insan varlığının şartıdır. Prof.Dr. Necati Öner'e göre "insanın maddî tarafı nasıl gıdalanma ile devam ederse menevî tarafı da, ancak onun bağlı bulunduğu değerlerin hakim olduğu cemiyet içinde gereği gibi yaşanmasıyla devam eder. 26 (...) Eğer manevî tarafı olmazsa insan diğer hayvanlarla aynı duruma düşer ve akıl sahibi olduğundan onlardan daha zararlı olur. İnsanın insanî tarafta kalması ancak değerlerine, üstün duygularına sahip çıkması ile mümkündür. Bunları hiçe sayan bir serbesti insan 17 -A.«? s, A.g.e., s Hilmi Ziya Ülken, Ahlâk, İst. 1946, s A.g.e., s A.g.e., s A.g.e., s Rene Le Senne, İntroduction â la Philosophie, Paris 1970, s A.g.e., s A.g.e., s Necati Öner, Felsefe Yolunda Düşünceler, Ank. 1999, s. 268.
5 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 681 hürriyeti değildir. Onlardan uzaklaşma insanî olandan uzaklaşmadır. 27 (...) İnsanı insan kılan onun bağlı bulunduğu değerler sistemidir. (...) İnsan, diğer hayvanlardan yalnız akıl ile değil, bir değere bağlanması, bir değer koyması ile de ayrılır." 28 Öner'e göre asıl değerler, gücünü dinden alan değerlerdir. Çünkü bunların dayanağı ahiret fikri ve ebedî hayattır. "İnsan bir değere doğrudan doğruya inanır. Bu inanma karşılıksız (hasbî) olabildiği gibi, o değerin ortaya koyduğu müeyyidelerin doğurduğu korkuyada bağlı olabilir. (...) İkinci olarak, bir değere inanmaktan, yani onu doğru veya haklı bulmadan, insan sırf müeyyidesinden korktuğu için bağlanır. Her iki durumda da aynı değer içinde kalındığından bağlılık samimidir. (...) Bir de insanın bağlanması sahte olabilir." 29 Din istismarcısı, dine bağlı gibi göründüğü halde değere saygı duymaz. Dinî emirlere uyup, yerine getiren kimse bu hareketini dinin emri ve Allah korkusu ile yapıyorsa, değere bağlılığı samimidir. Bu hareketleri sırf "desinler için" yapan kimse ise sahtedir. Asırların birikimiyle kazanılmış manevî değerlerin yıkılması çok büyük bir olumsuzluktur. Çünkü insan varlığını bu değerler sayesinde devam ettirmiştir. Yıkılan değerler, basit bir değer değişimi olarak yorumlanmamalıdır. "Çünkü yıkılan değerlerin yerine yenileri konmuyor, mevcutlar kaldırılıp insanlar boşluğa terk ediliyor. Fertler arası ilişkiler bir kayda tâbi tutulmaksızın, diğer hayvanlar gibi anlaşılmak isteniyor. (...) İnsanın, tutkularının tatmininde, zekasını hiçbir kayda tabi tutmadan kullanması büyük sakıncalar doğurabilir. (...) Akıl gücü ile atomun yapısını, ve ondaki enerji gücünü kullanmayı öğrenen insan, bu gücü İkinci Dünya Savaşında olduğu gibi, yüzbinleri mahveden bomba olarak olumsuz yönde kullanabileceği gibi, aynı gücü sanayide, üretimi artırmak amacı ile olumlu bir yolda da kullanabilir. İnsanın, akıl gücünü hiçbir alanda olumsuz yönde kullanmaması için kayıtlanması gerekir. (...) İnsanda bu sınırlandrmayı yapan, değerler sistemidir. İnsan böyle bir sınırlamaya tabî tutulmazsa en tehlikeli bir yaratık olarak ortaya çıkar. Tehlike onun akıl gücüne sahip olmasından gelir. Diğer hayvanlar içgüdüleri ile hareket ettiklerinden hareketleri sınırlıdır. Herhangi bir etki karşısında, nasıl davranacağı önceden kestirilebilir. İnsan böyle değildir. Bir olay karşısındaki vaziyet alışında, en büyük rolü zeka oynar. Hele değer kontrolü dışında bulunan bir insanın davranışlarının önceden kestirilmesi asla mümkün olmaz. Öyle ise insanın zekâ denen tehlikeli olabilecek âleti değerler kontrolü altında kullanması, insanın mecbur olduğu toplum hayatı için kaçınılmaz bir gerekliliktir. Din, ahlâk ve hukuk değerleri, işte böyle bir gerekliliğin sonucu olarak, bir açıdan, insan hürriyetini, insanın hayrına olmak üzere kısıtlayan unsurlardır." 30 İnsan Mutlak Varlık'tan çıkmayan kayıtlardan kaçabilir. Fakat Allah'ın kayıtlarından kurtulması imkansızdır. Bunun için Allah'a inanmayan insanın değerleri değişebilir. Fakat inanan bir insan için daima değişmeyen değerler söz konusu olur. "Ahlâkta ahlâkî bilinç (vicdan), sanatta bediî bilinç (sezgi), dinde dinî bilinç (vahiy) bütün bu değerlerin gerçekleşmesini sağlayan irade güçlerinin hareket noktası ve düzenleyicisi görevini görürler. Onun için irade değeri gerektirmez, değer iradeyi gerektirir. İradeyi irade kılan, güçlü kılan değerdir. Bu bakımdan psikologlar aldanır. Sanırlar ki hür olan güç iradedir. Halbuki asıl hürriyet alanı değerdir." 31 Önemini belirtmeye çalıştığımız değere bazı sıfatlar da atfedilir. Bu sıfatlarsa şöyle sıralanır: "1- Her değer ideal bir tiptir. Buna basit teknik değerlerden, ahlâkî ve dinî değerlere kadar hepsi girer. 2- Değer bir düzen, yahut sürekli bir organlaşmadır. Değerin aynı zamanda hem norm, hem baskı olması bundan ileri gelir. Çünkü onlar insanların iradesiyle kurulmazlar. 27 -A.g.e.,s A.g.e., s A.g.c., s A.g.e.,s Hilmi Ziya Ülken, Bilgi ve Değer, İst. 2001, s. 287.
6 682 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 3- Her değer aşkındır. Her değer, süjesinin içinde bulunduğu varlık türünün üstünde ve dışındadır. 4- Her değer evrenselleşme yetkinliğindedir. Çünkü onlarda bildirilebilme, yayılabilirle özelliği vardır." 32 Değerler etkisini, inanan ve yaşayan oldukça gösterir. Değiştiremeyeceğimiz değerlerle ilişkimizi Ülken şöyle ifade ediyor: "Değerler dünyası, kendine inanıldığı müddetçe zorunlu, mutlak, bizden bağımsız ve bize hakim görünecektir. Biz kutsalları değil, kutsallar bizi idare edecektir. Biz Allah'a değil, Allah bize hakim olacaktır. O, bizi kuşatan bütün atmosfer; gerçek âlemimize rengini, anlamını veren, ona çevre olan koca fanustur." 33 Görüldüğü gibi değerlerin hakimiyetine girecek olan bizleriz. O zaman bu değerleri yeni nesillere öğretmek, tanıtmak görevimiz olmaktadır. Bu işe önce ahlâkî ve millî değerlerimizden başlamamız uygun olur. Ahlâkî değerlerimizi, Ahmet Hamdi Akseki ( )' nin ifadesiyle özet olarak şöyle sıralayabiliriz: Sebat ve Metanet: Bütün etrafıyla muhakeme edilerek verilen karardan dönmemektir. (...) Bu değere sahip olan kimseler aynı zamanda fikir ve his itibariyle de kuvvetli ve doğru olurlar. Nefse hakim olmak: İnsanın sözlerine fiillerine hakim olmasıdır, sözüne, işine hakim olmasıdır. Şecaat (cesaret): Şecaat denilen fazilet (değer), kalpte olan bir kuvvet, iradede olan bir sebattır. (...) Şecaat, ihtiyaç görülünce şiddet ve tehlikelere karşı yüzmek hususunda kalbin yılmaması, ölümü küçümsemesi demektir. Tevazu ve Vakar: Tevazu, kendinden aşağı olanlara küçük muamelesi yapmamak, onları hakir görmemek ve akranları arasında kendisine büyük süsü vermemektir. Izzet-i Nefs: İzzet-i Nefs demek, nefsini ulvi görmek demektir. Daha doğrusu şeref ve insanlık haysiyetinin mertebesini layıkı ile idrak ederek kendisindeki ulviyeti anlamak ve nefsine riayetkar olmama, şerafetini muhafaza etmek demektir. İzzet-i nefs sahibi olan bir insan (...) iffet ve namusu ile yaşamaya çalışır. Vakar ve haysiyetini muhafaza eder. Bütün işlerinde edep kaidelerine riayetkar olur. Hilm (Yumşaklık): Şiddetli öfke zamanında, gücü yetmekle beraber, intikam fikrinden vazgeçmektir. (...) Cahile merhametle, intikam almaya mecbur olduğunda düşmanına af ile muamele etmek hilm denilen faziletin (değerin) gereklerindendir. (...) Haklarını müdafaa edemeyecek kadar halim olmaya, hilm-i hımarî (eşek yumşaklığı) denir ki bu da rezilliklerden sayılır. Sabır: Ahlâkî değerlerin en mühimlerinden biri de sabır denilen melekedir. Bunu "insan tabiatına muhalif olan zarurî hallere boyun eğmek ve karşı koymaktır" diye tarif edersek bunun iyi bir tarifini yapmış oluruz. (...) Cehaletin doğuracağı fenalıklara katlanmak mecburiyetinde kalmamak için, ilim tahsili uğrunda kendisine ağır gelen her türlü zorluklara ve sıkıntılara göğüs germek sabırdır. (...) Düşmanın karşısında malup olmamak için (...) can siparane göğüs germek, günlerce, aylarca aç ve açık kalmaya tahammül etmek, karın ve sıcağın altında nöbet beklemek, hülasa hatır ve hayale gelmeyen mahkumiyetlere katlanmak Kur'an-ı Kerim'in şanını yücelttiği "sabır" dır. Edep: Her hususta haddini bilip de bu sınırı aşmamaya edep derler. (...) Edepli insanlara lisanımızda nazik, terbiyeli, kibar deriz. İnsan için gerek Yaratan, gerek halk ile olan ilişkisinde haddini bilmek kadar büyük bir fazilet elbette tasavvur olunamaz. Edep denen fazilete sahip olmayan bir insan, ilim ve akıl itibariyle ne kadar yüksek olsa yine insanî olgunluğa yükselmemiş sayılır A.g.e., s Hilmi Ziya Ülken, İnsanî Vatanseverlik, İst. 1998, s
7 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 683 Haya (Utanma): Utanmak ile ifade eylediğimiz "haya", utanmayı ve ayıplamayı gerektiren bir şeyden nefsin infial ve tesiridir. (...) İnsanın en güzel, en sahih ve en ciddi bir ölçüsü varsa o da "edep ve hayası"dır. Haddini bilmek, utanma ve mahcubiyeti gerektiren fiil ve hareketlerinden müteessir olmak ve onlardan yüzü kızarmak en büyük erdemdir. (...) İnsanı ahlâka aykırı her türlü fenalıktan, hayvanı düşüncelerden ancak "edep ve haya" denilen fazilet melekesi men eder. İnsanları kötülükten men etmek hususunda edep ve hayanın tesiri, yüzlerce kanun, binlerce zabıta kuvvetinin tesirinden daha şiddetlidir. (...) Din olmadan ne edep ne haya hiçbir şey bulunmaz. Emanete Riayet: Emanet, muhafaza olunmak maksadı ile insana verilen bir haktır. İster maddî olsun, ister manevî olsun! Bize verilen emanetleri muhafaza etmek dinimizin kesin emirleri cümlesindendir. Emanete riayeti olmayanlar, İslâm nazarında tam bir mü'min sayılmaz. (...) Bize verilmiş olan bir para, bir mal emanet olduğu gibi, ilâhî emir ve yasaklar da birer emanettir. Onları da yerine getirmek üzere yüklenmişizdir. Vazifeler de emanettir. Özel ve toplumsal sırlar da emanettir. Binenaleyh, bunları yerli yerince kullanmak, ve hilafına hareket etmemek bizim için ahlâkî bir vazifedir. Aksi takdirde hazin ve münafık sayılırız. (...) İşler vazifeler emanettir. Onların ehlini arayıp bulmak ve her işi ehline vermek lazımdır. Aksine hareket etmek hiyanettir. Sıdk - Doğru Söylemek: İnsanın bildiği, itikat ettiği gibi söylemesine "sıdk" derler ki bunun zıttı kizb (yalan)dır. Kizb, düşündüğünün bildiğinin aksini söylemektir. (...) Daha çocukluktan itibaren nefsimizi doğru söylemeye alıştırmak lazımdır. Fiillerin duygulara, fikirlere nasıl tesiri varsa sözlerin de bunlar üzerinde büyük tesiri vardır. Doğru söylemek İslâm ahlâkının esas direklerindendir. Dinimiz, aleyhimizde bile olsa doğru söylemekle emrediyor. Müslümanlık yalanla imanın bir arada olmayacağını söyler. Ketum Olmak (Sır Saklamak): Kendi zâti sırlarını (gizli olup da başkalarına söylenilmemesi lazım gelen bir halini) başkalarına söylememek, diğerleri tarafından kendisine insanlık hali olarak verilmiş olan - şahsî yahut toplumsal - bir sırrı ifşa etmemektir. (...) Ketum demek aynı zamanda emin ve sözünü yerine getirir demektir. Yüksek Himmet: Yüksek himmet, düşüncesi, duyguları, arzuları yüksek olmak; fiillerinde ve hareketlerinde yüksek gayeleri hedef almak demektir. "İdeal düşünce sahibi olmak" dedikleri budur. Yüksek himmet sahibi olan bir insan, hangi mesleğe girerse girsin, mutlaka kendi şahsî menfaatini temin etmek gayesini değil, mensup olduğu milletin saadetini hedef alır. Daha doğrusu bu gibi insanlar şahsî menfaatlerini, umumun menfaatlerinde ararlar. (...) Yüksek himmet sahibi olan insanlar, bütün insanların imamı, rehberi ve önderleridirler. Herkes onun arkasından gider. Himmetin yüksekliği nisbetinde kendisi her yerde hürmet görür ve takdir edilir. İffet: İffet, yemek, içmek v.s. gibi duyumlarla ilgili olan, her çeşit şehvet ve nefis arzusuna kapılmaktan nefsi zaptetmek, her çeşit lezzetlerde, israf ve kısıntıdan sakınmak, ve ölçülü olmaktır. İffet, nefsin gayri meşru arzularına uymamaktır. İffet öyle bir fazilettir ki, buna sahip olanlar (...) şehvaniyeti yenerek nefsine hakim olurlar. Afif olanlar, nefsî şehvetleri peşinde koşmayarak arzularını akıl ve hikmetle tartarlar, meşru şeyler üzerine bina ederler. (...) Şeref ve namus, itibar mutlaka iffet sahibi olmaya bağlıdır. Meşru olmayan lezzetlerden kaçınmak, nefsinin şehvanî ve hayvanî arzularına uymamak bizim için bir ahlâkî vazifedir. Bilhassa öğrenimle meşgul olan gençlerin her hususta iffet sahibi olması, iffeti muhafaza ile nefsine hakim olması fevkalâde bir ehemmiyete haizdir. En fazla çalışmaya muhtaç olduğu bir zamanda, nefsinin meşru olmayan arzularına karşı koyamayan gençler maddeten ve manen pek büyük zararlar görürler. İffet sahibi ve nefsimize hakim olmak için: 1- İrademizi terbiye etmeliyiz. Kuvvetli ve sağlam bir iradeye sahip olanlar, nefislerinin şehevânî arzularına tam bir başarı ile karşı koyarlar; nefislerine hakim olurlar. 2- Şehevânî arzularına uygun olan fikirler, düşünceler üzerinde daima kötü tenkitler yapmalı; bu arzulara uyulduğu takdirde maddî ve manevî hasıl olacak zararları düşüncelerimizde
8 684 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU şekillendirmeliyiz. 3- Şehevî duyguların bütün kuvveti, tasavvurdadır. Bundan dolayı iffet ve namusu muhafaza ve nefse hâkim olabilmek için, zihni daima yüksek düşüncelerle meşgul etmek gerekir. 4- İnsanın iffet sahibi olması, namusu muhafaza edebilmesi için kötü arkadaşlardan sakınması gerekir. İnsanı her şeyden önce sefâhete ve ahlâksızlığa sevk eden kötü arkadaşlar olduğu gibi, sefahetin devam etmesinde de böyle arkadaşların tesiri çoktur. Özet olarak, iffeti korumak için her gün şehevânî ve nefsânî duygularımıza karşı ufak başarılar temin etmeye çalışmalıyız. Nefsimize esir değil, onun hakimi olmamız gerektir. Tasavvun: Çirkin şaka ve mizahtan, mizah sahipleriyle karışmaktan, meclislerine oturup kalkmaktan, kendimizi ve lisanımızı korumak ahlâkî erdemlerdendir. Aşağılık kimselerie düşüp kalkmaktan, onlarla dost olmaktan, kötü yollarla mal kazanmaktan sakınmak da tasavvuna dahildir. Fazla sözden, ayıp olan şeylerden, gerekmeyen bir yerde çok işaret ve hareketten kaçınmak da ahlâkî erdemlerdendir. Sehâ (Cömertlik): İstemeden ve hakkı yok iken muhtaç olanlara bol bol mal dağıtmak, "sehâ"dır. Bu fiil israf ve savurganlıkla sonuçlanmadıkça iyidir, güzeldir ve erdemlidir. 34 Ahlâkla ilgili değerlerimizi özet olarak aktardıktan sonra millî değerlerimizden bahsetmek yerinde olacak gibi görünüyor. Bütün değerlerin çocukluktan itibaren verilmesi, bir çocuğun değerlerle büyümesi hedeflenen bir amaç olmalıdır. Çünkü geleceğin yükünü taşıyacak onlardır. Bütün değerlerde olduğu gibi, millî değerlerin uyanması da çocukta ailede başlar. Ana Okulundan itibaren okullarda gelişir, yaygın ve Örgün eğitimle canlılık ve devamlılığı sağlanır. Prof.Dr. Necati Öner'in belirttiği gibi eğitimde şu hususlara dikkat edilmelidir: 1- Vatan Sevgisi: Sosyal birlik bu mekan parçasına sadece başarıyla değil, ölüler ile ona bağlıdır. Hayvandan farklı olarak ölülerini özel bir işleme tabi tutan insan, bunlarla özel bir bağ kurar. Bu mekan, sosyal grubun tüm maddî ve manevî bağlarıyla bağlandığı tarihî bir alan olur. İnsan kendi yerine "bu yerin iklimine ve kendisinin de günün birinde gömüleceği bu yere sevgi ile bağlanır. (...) Eğer belli bir grup insan, üzerinde yaşadığı mekan parçasına, bu derin bağlarla bağlanmasaydı, o zaman yeryüzü üzerinde sınırların sosyal birlikler arasına girmesinin bir anlamı kalmazdı. Bütün bu bağlar, hiçbir zaman sadece ekonomik fenomenlerle, maddî servet kaynakları ile açıklanamazlar." 35 Böyle olmakla birlikte yine de, maddî imkanlar sağlayıp geçmişle bağ kurarak kök kazandıran vatan, "üzerinde taşıdığı ata yadigârı kültür varlıkları ile bir coğrafî bölge, üzerinde yaşayan millet için, bir tabiat parçası olmaktan çıkıp kutsal bir yer olur. Ve bu yüzdendir ki gerektiğinde onun uğrunda ölünür. Ferdî hafızanın dayanağı beyin olduğu gibi, içtimaî hafızanın dayanağı da vatandır. 2- Millî Dil: Bir arada yaşama, ortak değerler, ortak fikirlerle mümkün olur. Bu ortaklığı sağlayan bu ortaklığın mevcudiyetini gösteren, müşterek dildir. Bizi millet olarak birbirimize bağlayan Türkçedir. (...) Bir dilin gelişip zenginleşmesi, o dili konuşanların, her alanda gösterdikleri faaliyetlerle yeni kavramlar elde etmekle ve o kavramları o dilin kelimeleri ile karşılamakla elde edilir. (...) Yaratıcı düşünceyi insan ana dili ile sağlayabilir. (...) Bir ülkede millî dilin dışında bir dille öğretim yapılması, millî dilin gelişmesinin baş engelidir. 3- Din: Din olarak kabul ettiğimiz İslâmiyet, milletimizin fertlerini birbirine bağlayan en güçlü unsurdur. Din derslerinin okullarda mecburî kılınması millî birliği sağlama yolunda atılmış çok önemli bir adımdır. Din derslerinin mecburi kılmışı laikliğe, Atatürkçülüğe aykırıdır diyen, uygun görmeyip buna itiraz edenler vardır. Böyle iddia temelsizdir. Din derslerinin mecburiyetine karşı çıkmak, din aleyhtarlığının bir belirtisidir. Bunun laiklikle, Atatürkçülükle ilgisi yoktur. (...) - Ahlâkî değerlerle ilgili kısım, Ahmet Hamdi Akseki'nin, Ahlâk Dersleri, Ankara isimli eserinin sayfalarından özetlenmiştir. -Mengüşoğlu, a.g.e., s. 171.
9 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 685 Yetişen nesillere nasıl kendi milletinin dili ve tarihi öğretiliyorsa dini de öğretilmelidir." 36 Kültür unsurlarını etkileyen, gerektiğinde onları değiştiren din, millî kültürün anlaşılması için yeni nesillere zorunlu olarak öğretilmelidir. Millî kültürümüzü oluşturan İslamiyettir. Türk kalmamızı sağlayan unsur da İslâm dinidir. Bunun açık delili, İslamiyeti kabul eden boyların Türk kalışıdır. Bu hususta Avusturya Başvekili Prens Metternich'in 1841'de Bab-ı Âli'ye çektiği telgraf çok anlamlı görünmektedir: "Bab-ı Âli'ye şu suretle hareket etmesini tavsiye ederiz: Hükümetinizi, mevcudiyetinizin üssûl esası olan (temeli olan) ve zat-ı Şahane ile tabaa-i Müslimesi arasında başlıca bir rabıta teşkil eden kavanîn-i dîniyeye hürmet ve riayet esası üzerine bina ediniz. İhtiyacat-ı zamana göre hareket ediniz. Ve zamanın tevlit ettiği ihtiyâcâtı nazar-ı itibare alınız. Umur-ı idarenizi intizam altına alınız ve ıslah ediniz. Lakin âdât ve tarz-ı maişetinize uygun olmayan bir usul-u idareyi tesis etmek için eski idareyi yıkmayınız. Aksi takdirde Padişahın, ne tahrib ettiğinin, ne de harab ettiği şeylerin yerine koyduklarının kadr ve kıymetini bilmediğine hükmolunur. Avrupa medeniyetinden sizin kavânin ve nizamatınıza uymayan kanunları ahz ve iktibas etmeyiniz. Zira kavanin-i garbiye hükümetinizin temelini teşkil eden kanunların müstenit bulunduğu usul ve kavaide asla benzemeyen kavait üzerine müessestir. Memalik-i garbiyede esas olan şey kavanin-i Hıristiyaniyedir. Siz Türk kalınız. Lakin mademki Türk kalacaksınız, şeriate temessük ediniz. Edyan-i saireye karşı müsaadekâr olmak için şeriatin size gösterdiği teshilattan istifade eyleyiniz." 37 Türk milleti için son derece anlam taşıyan bu telgrafı belirtince, Butler Johston'un bu husustaki fikirlerini ortaya koymamak da mümkün görünmüyor. O şöyle diyor: "Öyle bir sistemi anlamaya çalışıyoruz ki, orada "savaş ilanı", ibadet etmek ve ahirete inanmak kadar dinin alanı içerisindedir. Biz burada, batılıların, İslâmî sistemi anlamakta güçlük çekmesinden dolayı ortaya çıkan büyük yanlışlık ve kargaşayı ortaya koyacağız. (...) Müslümanlar medenî dünyanın büyük bir bölümünü ele geçirdiler. Fethettikleri yerlerin insanlarını, silahların zoruyla değil, idarelerinin büyüsü ve sistemlerindeki mükemmeliyet ile kendilerine itaat ettirdiler. 38 (...) İddia ediyorum ki, İslâmî yönetime yöneltilen bu anlamdaki itirazın temelinde, "dinî, müeyyidelere dayalı sistem" kavramının anlaşılmamış olması yatmaktadır. (...) İslâmî sistemin temel prensipleri kusursuz ve evrensel özelliklere sahip olduğu için, artık Hıristiyan hukukuna yapılan itirazlar buna yapılamaz. (...) Eğer İslâmî sistem orijinalinden saptırılarak, idealinden daha başka bir şekle sokulmuşsa burada itirazı sistemin kendisine değil, bu işi yapan insanlara yöneltmek lazım. 39 (...) Bu kadar mükemmel bir sisteme sahip olduğu halde Türkiye bugünkü duruma nasıl geldi? (...) Mükemmel de olsa hiçbir sistem kendi varlığını yine kendisi sonsuza kadar garanti edemez. Bunu yapacak olan insanlardır; eğer bu insanlar akıllı değillerse ve baştan çıkmışlarsa sistem rayından çıkar ve yolsuzluğun aracı haline gelir. 40 (...) Bu açıklamalardan sonra diyorum ki, Türkiye'de yapılacak bütün reformlar, İslâmî anayasanın çizdiği sınırlar içinde yapılmalıdır. Söylememe müsaade edilirse derim ki, Türkiye İslâm'a dönmelidir. 41 Türk kalışımızın yegane sebebi olan İslâm dini, Allah'tan kaynaklanan bir değerler sistemidir. "Aynı mukaddes değerlere inanan insanlar birbirine yakın olurlar. Din birlik duygusunu geliştirip, insanlar arasında birlik bağını kuran en önemli ve en başta gelen unsurdur. 4- Millî Tarihe Bağlılık: Aynı gaye için bir arada yaşayan insanlar, yıllar boyu meydana 36 - Necati Öner, Felsefe Yolunda Düşünceler, Ank. 1999, s Engel harld, Türkiye ve Tanzimat, çev. Ali Reşat, İst. 1328, s H.A. Munro Butler Johstone, Türkler, çev. Yard.Doç.Dr. Hüseyin Çelik, Ankara, 1996, s. 28, A.g.e., s. 36, A.g.e., s A.g.e., s.41.
10 686 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU getirdikleri değerlerle millet haline gelirler. Bu değerler milleti yapan unsurlardır. (...) Değerler milletin kökleridir. Oluşum süreci köklerin derinliğini ifade eder. Köklerin kuvvetli oluşu milletin güçlülüğünü ifade eder. Kökünden kopan millet tıpkı nebatlar gibi ölüme mahkum olur. Değerlerin zaman içinde gelişimi, oluşumu, seyri o milletin tarihidir." 42 Bir milleti diğer milletlerden ayıran, millî kültür unsurlarıdır. Bu unsurların "sağladığı milli zihniyeti kaybeden, yani kendi millî değerlerini yaşatmayan toplumlar millet olma vasfını kaybetmiş, kişiliksiz toplumlardır. Kişiliğini kaybeden bir toplum da kişiliği olan başka bir toplumun esiri olur ve onun içinde erir." 43 Bir milletin iki vatanı vardır. Bunlardan biri fizikî vatan, bunun sınırları ordularla korunur. Diğeri ise manevi vatandır. Bu vatanın sınırları da manevî değerlerle korunur. Bu manevi vatan, millî ve dinî değerler, millî kanun ve ananeler üzerinde kurulur, fizikî vatandan daha kıymetli bir durum arz eder. Çünkü fizîkî vatanın korunmasını manevî vatan sağlar. Eğer manevî vatan sınırlarından düşman girerse, yani değerler yıkılırsa istilaya uğrar. Manevî vatanın işgal edilmesiyle fizîkî vatan kendiliğinden yıkılır. Fizîkî vatanın güvenlik güçleri ne kadar önemliyse, manevî vatanın güvenlik güçleri de o kadar önem arz eder. "Başka bir kavmin tahakkümü altına düşen millet, arazisini değil, kanun ve ananelerini kaybettiği için istiklalinden mahrum kalmıştır. Üzerinde yaşadığı toprağı çoğu zaman terke mecbur olmadığı ve belki de ondan daha fazla istifade ettiği halde esirdir; Çünkü millî değerlerini kaybetmiştir. (...) Şu halde millî değerlerimizin, ister bizim ihlâlimizle olsun, ister bir darbe zoru ile olsun ortadan kaldırılması, esarete düşmemizden başka bir netice vermez" 44 Sait Halim Paşa ( )'nın dediği gibi: "Kendi memleketinin kültürünü, medeniyetini, irfanını inkâr eden veya hakir gören milliyetini kaybeder. Dolayısıyla da, artık bu millet ve milliyet adını konuşmak onun hakkı değildir." 45 Hartmann'ın belirttiği gibi, "insanın hayatına, başarılarına şekil veren, onun yaptıklarını yöneten değerlerdir. Ancak insan hayatının somut, yaşanmış değerlerle bezenmiş olması, onun başarılarına, hayatına şekil kazandırabilir, onları geliştirebilir." 46 Değerleriyle bir bakıma özdeşleşen bir şahıs, bir millet, bu değerleri çiğnetmez; fizîkî şahsiyetini koruduğu kadar bu değerlerini de korur. Asıl kurtuluşa ise bu titizlik sebep olur. Kahramanmaraş'ın kurtuluşunda önemli rol oynayan iki değerimiz bunun açık misalidir. Bunlardan biri BAYRAK diğeri ise TESETTÜR dür, 28 Kasım 1919 akşamı Hırlakyan'ın evinde tertip edilen bir eğlencede tahrik edilen Fransız komutanı Brovvmond, kaledeki Türk bayrağının derhal indirilerek yerine Fransız bayrağının çekilmesini emreder. 28 Kasım 1919 Cuma sabahı, yataklarından kalkan maraşlılar, Türk olduğundan beri burcunda eksik olmayan bayraklarını göremezler. Evi kalenin karşısında bulunan Avukat Mehmet Ali Kısakürek 7 adet beyanname yazarak bunları başta Ulu Cami olmak üzere, çevre camilerin abdest alacak yerlerine asarlar. Bildiri kısa zamanda etkisini gösterir. Halkın çoğunluğu Ulu Cami'de toplanır. Namaz vakti olur, Cuma namazının ilk sünneti kılınır. Hutbeye çıkan Hoca daha başlamadan "Bayraksız namaz kılınmaz" diye bağrışmalar başlar. Hocanın da, hür olmayan insanlara Cuma namazının farz olmadığını ilan etmesiyle cemaat camiyi boşaltmaya başlar, kaleye doğru müthiş bir insan seli akar. Fransız bayrağı indirilip, Türk Bayrağı yerine yeniden dikilir. Cuma namazı Türk Bayrağının gölgesinde kale burçlarında kılınır. Bayrağımıza yapılan saldırı Müslüman Türk milletini bağımsızlık savaşma ciddî olarak 42 - Necati Öner, a.g.e., s A.g.e., s Sait Halim Paşa, Buhranlarımız, Hazırlayan M. Ertuğrul Düzdağ, İst. 2O03, s A.g.e., s Takiyettin Mengüşoğlu, Felsefeye Giriş, tst. 1983, s
11 KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 687 yönlendirir. Değerlerine son derece bağlı olan Maraşlılar, bayrak olayından yaklaşık bir ay gibi kısa bir zaman önce de sütçü imam olayını yaşamıştır. 31 Ekim 1919 tarihinde, akşamüzeri, "Fransız - Ermeni devriyeleri Uzunoluk Caddesinden Kışlaya dönüyorlardı. O sıra da tarihî Uzunoluk Hamamından çarşaflı 3 Müslüman-Türk kadını ve bohçalarını taşıyan oğlan çocuğu çıkmışlardı. Yollarını değiştiren azgın Fransız devriye askerlerinden biri kadınlara yanaşarak: -Burası artık Türklerin değildir. Fransız müstemlekesinde peçe ile gezilmez!... diyerek kadınların peçesini zorla açmak istedi. Namus ve şerefini her şeyden mukaddes sayan Müslüman- Türk kadını, askerlerin bu küstah hareketlerine karşı koyarak ve aynı zamanda bağırarak yardım beklediler. Olay yerine ilk yetişen Çakmakçı Sait, olaya müdahale etti. Fakat düşman kurşunlarına hedef olarak yaralandı. İşte tam bu sırada, orada sütçü dükkanı bulunan Sütçü İmam, olayı görerek müdahale etti. Tabancasıyla Fransız askerlerinden birini öldürdü, ikisini de ağır yaraladı. Bu kurşunlar düşmana atılan ilk tokattı. Bu kurşunlar, Türk İstiklâl ve özgürlüğünün ilk işareti ve kurtuluşun müjdecisi idi." 47 Manevî değerlerin yaşanıp korunmasıyla, fizîkî vatanın nasıl korunduğunu göstermesi bakımından zikrettiğimiz iki olay son derece önem arzetmektedir. İslâm'ın gelmesinden önce, Roma'nın ilk dönemlerinde de tesettür önem taşıyordu. Roma kadınları "tesettüre son derece riayet ederlerdi. Hatta hizmetçi kadın bile yüzünü kalın bir peçe ile kaplamadıkça, arkasına da topuklarına kadar inerek endamının şeklini bile göstermeyecek bir aba örtünmedikçe evinden dışarı çıkmazdı. (...) Kadınlar mestur oldukları sırada Romalılar her hususta ileri gittiler. 48 (...) Roma medeniyetinde kadınların hakimiyeti arttıkça devlet çökmeye başlıyor. Daha sonra çöküşün sebebi kadınlara yüklenilince kadınlara işkence başlıyor, akla gelmedik zulme tabi tutuluyorlar. 49 (...) İşte şimdi anlaşıldı ki Müslümanların, kadınlarını mestur tutmaları ne onlara esir nazarıyla baktıklarından, ne de kadınlarını hor gördüklerinden, ne de güvensizliklerinden olmayarak, bilakis onların vekar ve izzetini muhafaza etmek, kendilerini bu saldırmaya karşı müdafaa eylemek içindir." 50 Değerlere bağlı kalmak, onlara saygılı nesiller yetiştirmek millet olarak varlığımızın önemli güvencelerinden biridir. Değer çabasına karşı ilgisiz kalmak ise en kötü yönlerden biridir. İnsanın her türlü değerlendirme dışında kalmasından oluşan değersizlik, insanın insan olarak şerefini kaybetmesi demektir. Eğer bir yerde tümel olarak muteber değerler yoksa, orada evrensel olarak muteber bir ahlâk ta yok demektir. Bir mukayese ile incelememizi sonuçlandıralım: İşgal kuvvetlerince, 1919 da, Maraş kalesine dikilen Fransız bayrağı hakimiyeti altında Cuma namazını kılmayan cemaat ve Cuma namazını kıldırmayan bir imam, değerlerine bağlı olduğu için Türk vatanı ve milletinin kurtuluşuna neden olmuştur. İşgal kuvvetlerinin, 2003 yılının bir Cuma gününde Bağdad'ı işgali altında hiç yankı vermeyerek Cuma namazı kılan cemaat ve Cuma namazı kıldıran imam, Irak halkının yıllarca ezilmesini seyretmek ve zulmü yaşamak zorunda kalmışlardır. Bu ise eğerlere bağlılıkla, değerlere ilgisizlik arasındaki farkı ortaya koyan önemli bir tablodur Özel Kurtuluş Dergisi, Ankara, 12 Şubat 2004, s Mehmet Akif Ersoy, Mehmet Akif Külliyatı, cilt 7, İst. 1993, s Özel Kurtuluş Dergisi, Ankara, 12 Şubat 2004, s A.g.e., s. 594.
1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:
1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır: 1. Güzel ahlâk 2. Kötü ahlâk 2 Güzel ahlâk neye denir? Allah ın ve Resulü nün emir ve tavsiye ettiği, diğer
DetaylıAllah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek
1.VE EN YÜCESİ: Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek 2.SEVİYE: Allah ın rızasını ve sevgisi kazanmak için 3.SEVİYE: Allah ın verdiği nimetlere(yaşam-akıl-yiyecekler
DetaylıGençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu
Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "İnsana düşen, iradesini kontrol altında tutarak, onu her daim iyilik ile erdem yolunda kullanmaktır. Diyanet İşleri
DetaylıTürkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de
DetaylıFELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ
FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ FELSEFENİN BÖLÜMLERİ A-BİLGİ FELSEFESİ (EPİSTEMOLOJİ ) İnsan bilgisinin yapısını ve geçerliğini ele alır. Bilgi felsefesi; bilginin imkanı, doğruluğu, kaynağı, sınırları
DetaylıHatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.
Diğer yazımızda belirttiğimiz gibi İmmaunel Kant ahlak delili ile Allah'a ulaşmak değil bilakis O'ndan uzaklaşmak istiyor. Ne yazık ki birçok felsefeci ve hatta ilahiyatçı Allah'ın varlığının delilleri
DetaylıAHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI
Ahlak ve Etik Ahlak bir toplumda kendisine uyulmaya zorlayan kurallar bütünü Etik var olan bu kuralları sorgulama, ahlak üzerine felsefi düşünme etkinliği. AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI İYİ: Ahlakça
Detaylıİnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI DEĞERLER EĞİTİMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Bir milletin ve topluluğun oluşumunda maddi
DetaylıSANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni
SANAT FELSEFESİ Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni Estetik güzel üzerine düşünme, onun ne olduğunu araştırma sanatıdır. A.G. Baumgarten SANATA FELSEFE İLE BAKMAK ESTETİK Estetik; güzelin ne olduğunu sorgulayan
DetaylıİÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17
İÇİNDEKİLER SÖZ BAŞI...5 MEHMET ÂKİF ERSOY UN HAYATI VE SAFAHAT...9 ÂSIM IN NESLİ... 15 MEHMET ÂKİF TE GENÇLİK... 17 SAFAHAT TA DEĞERLERİMİZ... 41 Adâlet... 43 Adamlık... 47 Ahlâk... 50 Azim... 42 Birleştiricilik...
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ
EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı İnsanın Evrendeki
DetaylıBölüm 1: Felsefeyle Tanışma
İÇİNDEKİLER Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma 1. FELSEFE NEDİR?... 2 a. Felsefeyi Tanımlamanın Zorluğu... 3 i. Farklı Çağ ve Kültürlerde Felsefe... 3 ii. Farklı Filozofların Farklı Felsefe Tanımları... 5 b.
Detaylıİnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler
İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım demişti. Onlar, Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd
DetaylıAİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL
AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL Ey İnsanlık! Sizi bir tek canlı varlıktan yaratan, ondan da eşini var eden ve her ikisinden de bir çok erkek ve kadın üreten Rabbınıza karşı sorumluluğunuzun
Detaylı7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ
7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ Estetik ve Sanat Felsefesi Estetiğin Temel Soruları Felsefe Açısından Sanat Sanat Eseri Estetiğin Temel Kavramları Estetiğin Temel Sorunlarına Yaklaşımlar Ortak Estetik
DetaylıİYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ
İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ Hayatın asıl etik anlamı, bizim iyi ve kötü sözcükleriyle tanımlayarak yol almaya çalıştığımız soyutluklardadır. Bu derece soyut ve kökenleri sıra dışı olan kavramlarla uğraşmak
DetaylıNİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI
24.07.2012 23.07.2012 TESİ 22.07.2012 21.07.2012 RTESİ 20.07.2012 19.07.2012 RAMAZAN TARİH GÜN VAKİT VAİZİN ADI VE SOYADI VA ZIN KONUSU NİLÜFER İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2012 YILI RAMAZAN AYI ÖZEL VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI
DetaylıBir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa, akıbet o kılıçla kendi maktül düşer. Hz. Ali
Marifet nefsi silmek değil, bilmektir. Hacı Bektaş-ı Veli Nefsin, azgın bir binek atından daha çok şiddetle gemlenmeye muhtaçtır. Hasan Basri Bir insan, nefs kılıcını ve hırsını çekip hareket edecek olursa,
DetaylıBuyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.
BÜYÜKLERİN HİKMETLİDEN SÖZLERİ Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır. Buyruldu ki; Faziletli kimseler için (hiçbir yer) gurbet sayılmaz. Cahilin ise
DetaylıMİLLİ BİRLİK VE BERABERLİK H.A.S. TİC. MES. LİSESİ 1/39
MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİK H.A.S. TİC. MES. LİSESİ 1/39 * Milli Birlik ve Beraberlik. - Milli Birliğin Önemi. TAKDİM PLANI MİLLİ BİRLİK VE BERABERLİK - Atatürk ün Milli Birlik ve Beraberlik Anlayışı. -
Detaylıkaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.
ÖRNEKLER DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHL. BİLGİSİ ÜNİTE: 1. ÜNİTE (KADER İNANCI) KONU: KAZA VE KADER İNANCI KADER: Kelime olarak KAZA: Kelime olarak kader; bir şeye gücü kaza, hükmetmek, - Su 100 yetmek, biçimlendirmek,
DetaylıTÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI BAŞLANGIÇ Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz
DetaylıSADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!
SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR! Şehir ve Medeniyet İÇGÜDÜSEL DEĞİL, BİLİNÇLİ TERCİH: ŞEHİR Şehir dediğimiz vakıayı, olguyu dışarıdan bir bakışla müşahede edelim Şehir denildiğinde herkes kendine göre bir
Detaylı10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)
10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK) Estetik, "güzel in ne olduğunu soran, sorguluyan felsefe dalıdır. Sanatta ve doğa varolan tüm güzellikleri konu edinir. Hem doğa hem de sanatta. Sanat, sanatçının
Detaylı1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar
1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar İÇİNDEKİLER KUR AN NEDİR? KUR AN-IN AMACI? İNANÇ NEDİR İBADET NEDİR AHLAK NEDİR KISSALAR AYETLER KUR AN NEDİR? Kur an-ı Hakîm, alemlerin Rabbi olan Allah ın kelamıdır.
DetaylıKur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri
Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi
DetaylıHarf üzerine ÎÇDEM. Numara
Harf üzerine ÎÇDEM A Numara Adliyenin manevi şahsiyetini tahkir... 613 G Ağır Tehdit 750 Aleniyet deyim - kavram ve unsuru... 615 Anarşistlik - kavram ve suçu 516 Anayasa Nizamı 558 aa Anayasa Nizamını
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ
KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Allah
DetaylıESTETİK (SANAT FELSEFESİ)
ESTETİK (SANAT FELSEFESİ) Estetik sözcüğü yunanca aisthesis kelimesinden gelir ve duyum, duyularla algılanabilen, duyu bilimi gibi anlamlar içerir. Duyguya indirgenebilen bağımsız bilgi dalına estetik
DetaylıO, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.
İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ
KASIM EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Varlıklar Âlemi Meleklere İman Meleklerin
DetaylıEğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ
Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ Giriş Ana hatlarıyla İslam dini programı, temel sayılan programlardan sonra daha ileri düzeylere yönelik olarak hazırlanmıştır. Bu programı takip edecek ders
DetaylıKültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:
Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün URL: Kültürümüzden Dua Örnekleri Güzel İş ve Davranış: Salih Amel İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 Kültürümüzde birçok dua örneği
DetaylıPsikoloji, Din ve Eğitim Yönüyle İNSANÎ DEĞERLER
Psikoloji, Din ve Eğitim Yönüyle İNSANÎ DEĞERLER Eserin Her Türlü Basım Hakkı Anlaşmalı Olarak Ensar Neşriyat a Aittir. ISBN : 978-605-4036-43-1 Sertifika No: 12027 Kitabın Adı Psikoloji, Din ve Eğitim
DetaylıÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI
Sıra No ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI VAAZ EDENİN VAAZIN ADI SOYADI ÜNVANI YERİ TARİHİ GÜNÜ VAKTİ KONUSU Dr. İbrahim ÖZLER İlçe Müftüsü
DetaylıİLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016. Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
İLİ : GENEL TARİH : 29.01.2016 EN GÜZEL İSİMLER O NUNDUR Aziz Müminler! Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah tır. Güzel isimler O nundur.
DetaylıSelam vermekle karşımızdaki kimseye neyi ifade etmiş oluruz?
DEĞERLER EĞİTİMİ SELAMLAŞMA Selam ne demektir? Selâm, kelime olarak; huzur, barış, sağlık ve iyi dileklerini sunma anlamlarına gelir. Selamlaşmak; insanların karşılıklı olarak birbirlerine sağlık, huzur,
DetaylıÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55
Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55 8 Ey insanlar! Rabbiniz birdir, atanız (Âdem) da birdir. Hepiniz Âdem densiniz, Âdem ise topraktan yaratılmıştır. Allah katında en değerli olanınız, O na karşı gelmekten
DetaylıEĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ
EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız
DetaylıİSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü
DetaylıAtatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı
Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet
DetaylıDeğerler. www.danisnavaro.com 13 Ekim 2015. Page 2
DEĞERLER Değerler 1. değerler var olan şeylerdir, var olan imkanlardır (potansiyeldir) 2. değerler, eserlerle veya kişilerin yaptıklarıyla, yaşamlarıyla gerçekleştiren insan fenomenleridir; 3. değerler,
DetaylıEfendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:
Hatim-i Esam hazretleri, hocası Şakik-i Belhi hazretlerinin yanında 33 sene kalır, ilim tahsil eder. Hocası, bu zaman içinde ne öğrendiğini sorduğu zaman, sekiz şey öğrendiğini söyler ve bunları hocasına
DetaylıAhlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar
Ahlâk Kavramı Yrd. Doç. Dr. Rıza DEMİR İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İnsan Yönetimine Etik Yaklaşım Dersi Etik Türleri Mesleki Etik Türleri 2017 Ruhumu kudret altında tutan Allah'a yemin ederim
DetaylıICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar
ICERIK Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar Salih amel nedir? Salih: dogru yolda olan, fesat icinde olmayan, faydalı ve yarayışlı
DetaylıAtatürk Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü Öğretim Üyesi
10 KASIM 2015 ATATÜRK Ü ANMA GÜNÜ Yrd. Doç. Dr. Asaf ÖZKAN * Sayın Valim, Sayın Milletvekillerim, Sayın Kolordu Komutanım, Sayın Büyükşehir Belediye Başkanım, Sayın Cumhuriyet Başsavcım, Sayın Rektörüm,
DetaylıAYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK.
VE İMTİSALİN HÜLASASI BASİRET TESLİM OLUP İTAAT ETMEK. ANLAYIŞ İMTİSAL: AYRILMAMAK ÜZERE İNKIYAD ETMEK. UYMAK. MUVAFAKAT VE MUTABAKAT ETME.KENDİ KANUNİYETİNİ ORTADAN KALDIRARAK ONUN SURETİNE GİRMEK.YANİ:
DetaylıTEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA
TEMİZLİK HAZIRLAYAN Abdullah Cahit ÇULHA TEMİZLİK MADDİ TEMİZLİK MANEVİ TEMİZLİK İslam dini, hem maddî, hem de manevî temizliğe büyük bir önem vermiştir. Bu iki kısım temizlik arasında büyük bir ilgi vardır.
DetaylıSosyoloji. Konular ve Sorunlar
Sosyoloji Konular ve Sorunlar Ontoloji (Varlık) Felsefe Aksiyoloji (Değer) Epistemoloji (Bilgi) 2 Felsefe Aksiyoloji (Değer) Etik Estetik Hukuk Felsefesi 3 Bilim (Olgular) Deney Gözlem Felsefe Düşünme
DetaylıHÜSEYİN SEYMEN SORGUNAİHL
9. 9. SINIF SINIF ÖĞRENME ÖĞRENME ALANLARI ALANLARI 1 İNANÇ 2 3 İBADET HZ. MUHAMMET 4 5 VAHİY VE AKIL AHLAK VE DEĞERLER 6 7 DİN VE LAİKLİK DİN, KÜLTÜR VE MEDENİYET 1. DİN BİREYİ ESAS ALIR 2. LAİKLİĞİ
DetaylıRamazan ve Bayram Ramazan Ramazan Allah a yakınlaşmak için yegane bir zaman. Allah dünyada kendisi ve insanlar arasına perdeler koymuş. Bu perdeleri açmak ve aşmak, Allah a yakınlaşmak, onu hissetmek için
DetaylıFikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı
Fikret BABAYEV * Sayın Başkan, değerli katılımcılar! Öncelikle belirtmek isterim ki, bugün bu faaliyete iştirak etmek ve sizlerle bir arada bulunmak benim için büyük bir mutluluktur. Bu toplantıya ve şahsıma
DetaylıEĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ
Öğrenme Alanı: İNANÇ. ÜNİTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek konular ve ders işleme teknikleri hakkında bilgi sahibi
DetaylıÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
06 07 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ AY EKİM KASIM HAFTA ARALIK DERS KONU ADI SAATİ Allah Her Şeyi Bir Ölçüye Göre Yaratmıştır Kader ve Evrendeki Yasalar İnsan İradesi ve Kader
DetaylıAVCILIK. İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir.
AVCILIK İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen ve bir faaliyettir. Avcılık İnsanlığın tarihi kadar eski bir fenomen Avcılık eskiden; İnsanın kendisini korumak, Karnını doyurmak, Hayvan ehlileştirmek,
DetaylıIslam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği
& Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Mülheim an der Ruhr Fatih Camii Islam kelimesi üc manaya gelir 1. Yüce Allahın emirlerine itaat edip, yasaklarından kacınmak. 2. Bütün insanlarla diğer canlılar
DetaylıTOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI VE HUKUK. Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi
TOPLUMSAL DAVRANIŞ VE HUKUK Dr.Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi İNSAN VE TOPLUM İLİŞKİSİ İnsan, küçük veya büyük olsun, kaçınılmaz olarak bir toplum içerisinde yaşamaktadır. İnsan
DetaylıTwi$er: @acarbaltas @BaltasBilgievi
Twi$er: @acarbaltas @BaltasBilgievi REKABETE HAZIRLIK KENDİ YILDIZINI YAKALAMAK Prof. Dr. Acar Baltaş Psikolog 28 Şubat 2014 MOTİVASYON Davranışa enerji ve yön veren, harekete geçiren güç Davranışı tetikleme
Detaylı5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.
TEMEL DİNİ BİLGİLER 1 Rabbin kim? Rabbim Allah. 2 Dinin ne? Dinim İslam. 3 Kitabın ne? Kitabım Kur ân-ı Kerim. 4 Kimin kulusun? Allah ın kuluyum. 5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu
Detaylı1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.
İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler
Detaylı7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız
4. SINIFLAR (PROJE ÖDEVLERİ) Öğrenci No 1- Dinimize göre Helal, Haram, Sevap ve Günah kavramlarını açıklayarak ilgili Ayet ve Hadis meallerinden örnekler veriniz. 2- Günlük yaşamda dini ifadeler nelerdir
DetaylıCEVAP ANAHTARI. Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur
Ünite 1 MELEKLER VE AHİRET İNANCI Varlıklar Âlemi - Meleklere İman 1- A 2-C 3-D 4-D 5-B 6-A 7-D 8-C 9-B 10-C Meleklerin Özellikleri ve Görevleri - Meleklere İman, Davranışların Güzelleşmesine Katkıda Bulunur
DetaylıÜNİTE 1: Sosyal Düzen Kuralları ÜNİTE 2: Hukuk Kurallarının Yaptırımı ÜNİTE 3: Hukuk Kurallarının Geçerlilik,Yürürlük ve Uygulama Sorunu ÜNİTE 4:
ÜNİTE 1: Sosyal Düzen Kuralları ÜNİTE 2: Hukuk Kurallarının Yaptırımı ÜNİTE 3: Hukuk Kurallarının Geçerlilik,Yürürlük ve Uygulama Sorunu ÜNİTE 4: Normlar Hiyerarşisinin Denetimi ÜNİTE 5: Yargı Örgütü 1
DetaylıFelsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi
Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi GERÇEĞİ TÜMÜYLE ELE ALIP İNCELEYEN VE BUNUN SONUCUNDA ULAŞILAN BİLGİLERİ YORUMLAYAN VE SİSTEMLEŞTİREN
DetaylıBu metin Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulunca 10 Mayıs 1933 tarih ve 101 sayılı karar ile öğrenci andı olarak uygulamaya başlanmıştır.
Bir vatandaşımız tarafından okullarda Öğrenci Andı nın okutulmaması için Milli Eğitim Bakanlığı aleyhine Danıştay 8. Dairesi 2009/1614 Esas Sayı ile dava açılmıştır. Dava dosyasına konulmak üzere, Bakanı
DetaylıEvren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası
Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir
DetaylıGöç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.
TÜRKİYE'DEKİ GÖÇLER VE GÖÇMENLER Göç güçtür.hem güç ve zor bir iştir hem de güç katan bir iştir. Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri
DetaylıTOPLUMSAL DAVRANIŞ KURALLARI ve HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi
TOPLUMSAL DAVRANIŞ ve HUKUK Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi İNSAN VE TOPLUM İLİŞKİSİ İnsanın toplumsallığı: İnsan, küçük veya büyük olsun, zorunlu olarak bir toplum içerisinde yaşamaktadır.
DetaylıKültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi
Dil - Kültür İlişkisi Kültür Nedir? 2 Bir milletin fertlerini ortak bir çatı altında toplayan maddi ve manevi değerler bütünüdür. Örf, âdet, gelenek ve inançlar kültürün manevi kısmına; giyim kuşam, yemek,
DetaylıSAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI. Ders 1. Temel Hukuk Kavramları. Öğr. Gör. Hüseyin ARI
SAĞLIK HUKUKU VE MEVZUATI Ders 1 Temel Hukuk Kavramları Temel Hukuk Kavramları: Kural Davranışlarımıza yön veren, uyulması gereken ilkelere kural denir. Toplum içinde sürdürülen yaşam, çeşitli kurallara
DetaylıEK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok
EK: Mucize Avcısı nı yayına hazırlarken, çok uzun yıllar önce yazdığım bir yazıyı hatırladım. Onaltı yaşında, lisede iken yazdığım bir yazıyı. Cesaret edip, bir gazetenin araştırma merkezine göndermiştim.
DetaylıTARİHSEL BİR VARLIK OLARAK İNSAN İNSAN HAKLARI
T.C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN HAKLARI ANABİLİM DALI TARİHSEL BİR VARLIK OLARAK İNSAN VE İNSAN HAKLARI Mehmet Ali UZUN Prof. Dr. Betül ÇOTUKSÖKEN İstanbul, Aralık 2011 GİRİŞ
DetaylıEHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.
EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ www.almuwahhid.com 1 Müellif: Şeyhu'l-İslam İbni Teymiyye (661/728) Eser: Mecmua el-feteva, cilt 4 بسم هللا الرحمن الرحيم Selefin, kendilerinden sonra gelenlerden daha alim, daha
DetaylıBEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı
BEP Plan Hazırla T.C Ağrı Valiliği ALPASLAN ORTAOKULU Müdürlüğü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı Öğrenci : ALİ İHSAN ASLAN Eğitsel Performans Bismillâhirrahmanirrahim
DetaylıAİLE KURMAK &AİLE OLMAK
AİLE KURMAK &AİLE OLMAK Dr. Fatma BAYRAKTAR KARAHAN Uzman-Ankara Aile Nedir? Aile kelimesinin kökü, ğavl dir. Bu kelime, ağır bir sorumluluk altına girmek demektir. Bu kökten gelen aile ise, birini çekince
DetaylıGıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)
Dedikodu (Gıybet) Gıybet Dedikodu (gıybet), birisinin yüzüne söylenmesinden hoşlanmadığı şeyleri arkasından söylemektir. O kimse söylenen şeyi gerçekten yapmış ise bu gıybet, yapmamış ise iftira olur (Hadis,
Detaylı2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ
KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek
Detaylı2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ
KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. İlk Ders Genelgesi 1. Allah Her Şeyi Bir Ölçüye
DetaylıBAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.
BAĞLAÇ Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir. Bağlaçlar da edatlar gibi tek başlarına anlamı olmayan sözcüklerdir. Bağlaçlar her
DetaylıGazi Mustafa Kemal Atatürk ü Ölümünün 78. Yılında Saygı ve Minnetle Anıyoruz
ANMA PROGRAMI 1. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı 4 2. Çeşitli Yönleriyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk 10 (Yrd. Doç. Dr. Levent KALYON) 1. Resimlerle Atatürk 15 2. Kendi sesiyle Atatürk 18 2 Beni görmek
DetaylıDers Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS
DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli
DetaylıMesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı
Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 5 Çalışma ve Meslek Ahlakı Öğr. Gör. Hüseyin ARI 1 İş Ahlakı Çalışma Ahlakı Meslek Ahlakı 2 Çalışma Ahlakı Çalışma ahlakı, bir toplumda işe ve çalışma karşı geliştirilen
Detaylıİman. Çalışmanın ana fikri. İsa ya iman etmek, zihin, duygu ve iradeyle O na güvenmek, dayanmak demektir. Çizimler: Meghan Burns
Müslümanlar da Hristiyanlar da İsa ya inanıyorum derler. Peki bu ifade ikisi için de aynı anlamı taşıyor mu? Taşımıyorsa, farklar nelerdir? Bu çalışmada Kutsal Kitap a göre iman sözcüğünün anlamını öğreneceğiz.
DetaylıProf.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü
Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü İyi ve kötü, yanlış ve doğru kavramlarını tanımlar, Etik bilincini geliştirmeye ve insanları aydınlatmaya
DetaylıAnlamı. Temel Bilgiler 1
Âmentü Haydi Bulalım Arkadaşlar aşağıda Âmentü duası ve Türkçe anlamı yazlı, ancak biraz karışmış. Siz doğru şekilde eşleştirebilir misiniz? 1 2 Allah a 2 Kadere Anlamı Ben; Allah a, meleklerine, kitaplarına,
Detaylı12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)
12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017) ÜNİTE: 2-KLASİK MANTIK Kıyas Çeşitleri ÜNİTE:3-MANTIK VE DİL A.MANTIK VE DİL Dilin Farklı Görevleri
DetaylıMBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ
MBA 507 (3) TUTUMLAR VE İŞ TATMİNİ Tutum Tutum bir kişinin diğer bir kişi, bir olay veya çevresi ile ilgili olarak negatif veya pozitif tavırdır. Tutum Tutumlar değerler gibi sosyal ve duygusal inşalardır
DetaylıEŞLER ARASI SAĞLIKLI. İLETİŞİM Asiye Türkan
EŞLER ARASI SAĞLIKLI İLETİŞİM Asiye Türkan Bilinçli ve sağlıklı iletişim; Anlamlı hayat, anlamlı hayat da sakin ve mutmain ruh halinin gelişmesine yol açar. Bunun içinde özgür ortam şarttır. Özgür ortam
DetaylıMÜHENDİSLİK ETİĞİ Emin Direkçi
MÜHENDİSLİK ETİĞİ 12.10.2016 Emin Direkçi 1962-Ankara Metalurji Y.Müh. 1979-1988 Üretim Koord. 1989-1992 Üretim Müdürü 1992-1997 Genel Müdür 1997-2000 Genel Müdür 2001-2006 Genel Müdür 2007-2011 Kurucu
Detaylı4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.
4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim. Kazanımlar: 1- Immanuel Kant ın etik görüşünü diğer etik görüşlerden ayıran
DetaylıAna fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.
2018-2019 Eğitim- Öğretim Yılı Özel Ümraniye Gökkuşağı İlkokulu Sorgulama Programı Kim Olduğumuz Bireyin kendi doğasını sorgulaması, inançlar ve değerler, kişisel, fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal
Detaylı15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu
Suriye Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Bashar al-assad ın Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül ve Bayan Hayrünnisa Gül onuruna verilen Akşam Yemeği nde yapacakları konuşma 15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye
Detaylıpenceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ
penceremi ışığa açıyorum PARMAKLIKLAR ARKASINDAKİ YÜREKLERİ IŞIKLA BULUŞTURUYORUZ Sosyal birer varlık olmaları itibarıyla insanlar, yeryüzünde var oldukları günden bu yana toplu halde yaşamakta ve birbirleriyle
DetaylıBAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,
Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : MANTIK Ders No : 0070040047 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön
DetaylıSORU : CEVAP: SORU: CEVAP:
SORU : Yediemin deposu açmak için karar aldım. Lakin bu işin içinde olan birilerinden bu hususta fikir almak isterim. Bana bu konuda vereceğiniz değerli bilgiler için şimdiden teşekkür ederim. Öncelikle
DetaylıAnkara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Hukuk Başlangıcı Dersleri
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO Adalet Programı Hukuk Başlangıcı Dersleri ÜNİTE I TOPLUMSAL DÜZEN KURALLARI ve HUKUK Toplu Yaşam, Toplumsal Düzen, Toplumsal Davranış Kuralları, Hukuk Kuralları
DetaylıDua Dua, insan ile Allah arasında iletişim kurma yollarından biridir. İnsan, dua ederken Allah ın kendisini işittiğinin bilincindedir. İnsan dua ile dileklerini aracısız olarak Allah a iletmekte ondan
Detaylı2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN
2016 YILI 1. DÖNEM ÜÇ AYLIK VAAZ- IRŞAT PROGRAMI VAAZIN VAİZİN TARİHİ GÜNÜ VAKTİ ADI SOYADI ÜNVANI GÖREV YAPACAĞI YER KONUSU 1.01.2016 Cuma Öğleden Önce Şevket ŞİMŞEK Uzman Vaiz Mermerler Camii SORUMLU
DetaylıTEMEİ, ESER II II II
1000 TEMEİ, ESER II II II v r 6n ıztj BEHÇET K E M A L Ç A Ğ L A R MALAZGİRT ZAFERİNDEN İSTANBUL FETHİNE (Dört destan) BİRİNCİ BASILIŞ DEVLET KİTAPLARI MİLLİ EĞİTİM BASIMEVİ _ İSTANBUL 1971 1000 TEM EL
DetaylıHak ihlalinin sosyal boyutları Prof. Dr. Ejder Okumuş Eskişehir Osmangazi Üniv. İlahiyat Fak. Hak-fedakârlık dengesi
Hak ihlalinin sosyal boyutları Prof. Dr. Ejder Okumuş Eskişehir Osmangazi Üniv. İlahiyat Fak. Hak-fedakârlık dengesi Toplumsal hayat, hak ve fedakârlıklar üzerine kuruludur. Hak ve fedakârlıkların dengeli
Detaylı