Klinik Psikolog Şebnem Orhan PSİ Çocuk ve Aile Merkezi Klinik Psikolog

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Klinik Psikolog Şebnem Orhan PSİ Çocuk ve Aile Merkezi Klinik Psikolog www.psicocukaile.com"

Transkript

1 Klinik Psikolog Şebnem Orhan PSİ Çocuk ve Aile Merkezi Klinik Psikolog Erken Çocukluk Döneminde Anne Baba Ayrılığı ve Boşanma Çocuğun zihinsel ve duygusal gelişiminde ilk üç yıl önemli bir yer taşır. Gelişimin farklı alanlarında sağlıklı gelişebilmesi için duygusal olarak doyurulması, güvenli ve huzurlu bir ortamda bakılması gerekir. Genellikle çocuklarına bu güvenli ortamı sağlayabilme amacı içinde olan ebeveynler bazen bu ortamı sağlamakta zorlanırlar. Aileden yakın birinin kaybı, annenin doğum sonrası depresyonu, taşınma, babanın iş kaybı ile anne-baba arasındaki çatışma, ayrılık ve boşanma gibi durumlarda anne-babalar çocuklarını sağlıklı büyütmek için yeterince iyi bir ortam sağlayamayabilirler. Bebeklerin çevrelerinde olup bitenleri anladıklarını göstermedikleri için, genelde erken dönemde anne-baba ayrılığını hatırlayamayacak kadar küçük olduğu, olan bitenin farkında olmadığı ya da babasını yeterince tanımadığı için onu özlemeyeceğine dair pek çok hatalı düşünce söz konusudur. Bu düşünceler bebeğin yaşayabileceği olumsuzluklarla anne-babanın da baş etmekle ilgili güçlüklerini sonucunda geliştirdikleri bir inkarı da yansıtır. Oysa doğuştan itibaren çevresindekilere duygusal olarak bağlantıda olan ve karşılık vermeye önceden donanmış olan bebek, anne-babasından gelen ipuçlarına düşünüldüğünden çok daha fazla duyarlıdır. Anne karnındayken onun çıkardığı seslere duyarlıdır. Kalp sesiyle rahatlar, farklı duygu durumlarını hissedebilir. Doğduktan çok kısa bir süre sonra ise annesinin sesini, kokusunu ve varlığını tercih eder. Altı aydan küçük bebeklerin duygusal olarak sınırları yoktur, annesiyle birlikte öylesine bir yakın ilişki içindedir ki içerden ve dışarıdan gelen her uyarıyı anlama, algılama ve duygusal olarak baş etme annesi aracılığıyla olur. Dolayısıyla kendisi ile annesinin duygularını birbirinden ayırt edemez. Annesinin kızgınlık, hayal kırıklığı, üzüntü, öfke gibi duygularından kendisini soyutlaması imkansızdır. Annesinin bu duygularla baş etmeye çalışırken, çocuğuna yeterince karşılık verememesi, ilgilenememesi bebeğin kendisiyle ilişkilendirmesine neden olur. Olumsuz duygular bebeğin ihtiyacı olan sevgi, sıcaklık ve güvenliğin yerini alır. Kendini güvende hissetmeyen çocuk kaygılıdır. Annesinden uzaklaşmak istemez, onu bırakmaz. Kaygısını dile dökemediği için bedeni ile sıkıntılarını dile getirir. Sık sık ağlama ve huysuzluklar, bedeninin ihtiyacı olan uyku ve yeme ile ilgili düzensizlik, ateşlenme, ürtiker gibi deri lezyonları ile sıkıntıları dile gelir. Emeklemekten yürümeye, ses çıkarmaktan kelimelere, kendisini annesiyle bir görmekten ayrı bir birey olduğunu farkına varmaya doğru gelişen bebek, artık çevresiyle daha fazla ilişkilidir. Kendisini güvende hisseden çocuklar, etrafı keşfetmeye daha isteklidir. Bu yaş grubu çocuklar artık kendileri ve başkaları arasında ayırım yapmayı öğrenirler. Bireyselleşme, anneden uzaklaşmak heyecan kadar endişeyi de beraberinde getirir. Farkındalık arttıkça yaşadığı olaylarla ilgili kendisi de düşünceler üretmeye başlar. Etrafı keşfetmek kadar, ihtiyacı olduğunda güvendiği kişilerin yanında olacağını hissetmeye de ihtiyacı vardır. Bu dönemde alışmış olduğu düzen ve rutinler, aile üyelerinin kendisinin yanında var olması çocuk için önem taşır. Dolayısıyla hayatındaki değişiklikler, günlük alışkanlıklarındaki değişiklikler ve anne-babasından ayrılmak kaygı uyandıracaktır. Bu dönemde kendilerini her şeyin merkezinde gördükleri, çevrelerindeki olumlu ya da olumsuzların kendisinden

2 kaynaklandığını düşünür. Annesinin ağladığını gördüğünde bunun kendisinin neden olduğunu düşünür. Her ne kadar devamlı olarak anneden bahsediliyorsa da, baba çocuğun var oluşunun başından beri hayatının bir parçasıdır. Anne karnındayken en fazla duyduğu ses anneninkinden sonra babanınkidir. Baba bebeğin bakımında yer aldıkça, bebeğin zihninde daha fazla yer eder. Bir çocuk büyürken annesinden sevgi, şefkat gibi noktalarda doyum yaşama ihtiyacı varken, babadan ise kendine güven, cesaret, güç gibi büyümesinde en az diğerleri kadar önemli özellikleri içselleştirir. Annesinden bağımlılıktan bağlılığa, bireyselleşmeye ve büyümeye giden yolda babanın varlığına ihtiyaç vardır. Dolayısıyla sağlıklı bir gelişim için babaya en az anne kadar ihtiyaç vardır. Erken dönemdeki anne-baba ayrılıkları ve boşanmalarında, çocuklar çoğunlukla anneleriyle ile birlikte kalırlar. Evden ayrılan baba olur. Dolayısıyla akşamları düzenli olarak eve gelen ve onunla ilgilenen babasıyla artık belli aralıklarla görüşmesi gerekir. Çocuklar için çevresindekilerle kurduğu ilişkinin kalitesi kadar süreklilik ve devamlılığı da önemlidir. Babanın bu sürekliliği sağlaması için görüşme günlerini belli aralık ve düzen içerisinde oluşturması önemlidir. Bunun bir nedeni de erken yaşlarda hafızanın gelişimi ve görmediği bir şeyin var olmaya devam ettiğini anlaması zaman alacak olmasıdır. Dolayısıyla yaşamlarında bir kişi varlık gösterdiği, sorumluluk aldığı, önemsediği ve kendisini zihninde taşıdığı sürece çocuk bu kişiye yakınlık ve sıcaklık duyar. Ebeveynler Çocuklarına Nasıl Yardımcı Olabilirler Yaşı kaç olursa olsun, çocuğun yaşadıkları hakkında bilgilenmeye hakkı vardır. Dolayısıyla bebeklikten itibaren bebeğe anne baba ayrılığı anlatılmalı, evin düzenindeki değişiklikler ele alınmalıdır. Erken dönemde anlam kelimelerden çok konuşma şekli, ses tonu ve ebeveynin kendisine güven veren tutuşu ve ifadesindedir. Çocuk hem yaşadıkları ile ilgili bilgilenirken, hem de bu konunun da aralarında konuşulabileceği mesajını alır. Anlatırken anne baba arasındaki meseleyi çocuğunkinden ayırmak gerekir. Çocuğa net bir şekilde bu ayrılığın kendisiyle ilgili olmadığı, bu anne baba arasındaki bir anlaşmazlık ya da mesele olduğu anlatılmalıdır. Burada hem annenin, hem de babanın eğer birlikte bu konuşmayı yapamıyorlarsa da mutlaka benzer bir konuşmayı yapması gerekir. Her ikisinden de aynı güvenceyi alan bir çocuk bu durumla baş edebilir. Anne babanın ayrılmalarına karşın çocukla ilişkilerinin devam edeceği ve sevginin sürekliliği güvencesini de vermeleri gerekir. Ancak bunu sadece söylemek yetmez, düzenli görüşmelerle sözlerini devam ettirmeleri gerekir. Çocuğun uzakta kaldığı ebeveynini özlemine, ayrılıkla ilgili üzüntü ve kızgınlıklarına anlayış göstermek ve dinleyebilmek gerekir. Ancak çocuklar duygularını, sıkıntılarını ancak kendilerini dinleyebilecek, sağlıklı ve güçlü birisine paylaşabilir. Bu nedenle anne babanın kendilerinin ayrılmayla ilgili yaşadıkları zorluklarla baş etmeye çalışması, kendi başına yeterli olmadığı

3 noktada destek alması gerekmektedir. Güçlü ebeveyni ile çocuklar da kendilerini güvende hissedeler. Bebeklerin çocuklar gibi bireysel alanlarını da korumak gerekir. Her çocuğun bağlandığı ve yanında rahat hissettiği bir oyuncağı ya da battaniyesi vardır. Bu gibi nesnelerle diğer ebeveyne giderken onunla birlikte gitmesinde yarar vardır. Bu eşyaları yanında taşımak onun kendisini daha güvende hissetmesini ve bulunduğu ortama daha rahat geçiş yapmasına ve alışmasına yardımcı olur. Çocukların günlük alışkanlıklarının, rutinlerinin her iki ebeveynle birlikteyken devam etmesi gerekir. Bu çocuğun kontrol edemediği birçok durumun yanında kontrol edebileceği hissini verir. Bir evde kurulan düzenin çocuğun diğer ebeveyninin yanında kalmaya giderken de sürdürmesine dikkat etmek gerekir. Yine kuralların ve sınırların her iki evde de sürekli olması iki ev arasında geçişi ve alışmayı kolaylaştırır. Uyku ve yemek problemlerinin olup olmadığını gözlemlemek yararlıdır. Erken dönemde çocuklar sıkıntılarını bedenleriyle ifade ettikleri için kendilerini huzursuz hissettiklerinde sıklıkla uyku ve yemek problemleri yaşarlar. Bazen ebeveyninden ayrılmada zorluk yaşayabilir. Bu gibi durumlarda uzmana başvurmak durumun daha dikkatli bir biçimde ele alınması açısında faydalı olacaktır. Çocukla görüşülen zamanlarda baş başa olmaya özen göstermek gerekir. Birlikte geçirilen kısıtlı zamanı arkadaş ve akraba ziyaretleriyle doldurmak bireysel paylaşımlarını azaltır. Böylelikle çocuk ebeveynine olan özlemini ve duygusal ihtiyaçlarını yeteri kadar gideremez. Çocukla olan özel ilişkiyi sürdürmek gerekir. Ayrı eve geçmek çocukla ilişkiyi koparmak ve eskisinden yapılan aktiviteleri artık yapamayacak olmak anlamına gelmemelidir. Çocukla bir araya gelindiğinde eskiden yapılabilen her şey aynı şekilde yapılabilir. İyi bir planlama ile birlikte kaliteli zaman geçirilebilir. Erken dönemdeki ayrılıklarda ebeveynden birini haftada bir sıklıkla görmek çok yetersiz kalır. Çocukların zaman kavramları yeterince iyi gelişmediğinden bunu çok daha uzun bir süre olarak algılayabilir. Bu nedenle evin dışında olan ebeveynin, genelde babadır, mutlaka hafta içinde de çocuğunu görmesi gerekir. Bazen de çocuk henüz anneden ayrılmaya, başka bir evde kalmaya kendini hazır hissetmeyebilir. Bu gibi durumlarda da gün içerisinde onun düzenini sarsmayacak şekilde görüşme düzenlenmesinin yapılması gerekir.

4 Klinik Psikolog Şebnem Orhan PSİ Çocuk ve Aile Merkezi Klinik Psikolog Çocukla sağlıklı ilişki kurmanın anahtarı: Duygular Doğumundan okula kadar olan dönemde çocuk fiziksel, bilişsel ve duygusal olarak farklı alanlarda gelişim gösterir. Fiziksel ve bilişsel gelişimi izlemek ve değerlendirmek duygusal gelişime göre daha kolaydır. Duygusal gelişim çocuğun kendi içinden gelen farklı uyaranlar ve çevresindeki yetişkinlerle kurduğu tekrarlayan deneyimlerde hissettiği duygular ve ele alınışlarıyla şekillenen bir süreci içerir. Dolayısıyla duygular insanın özünü oluşturduğu gibi duygusal gelişimin de temelini oluşturur. Çocuklar günlük yaşamlarında deneyimledikleri olaylarla ilgili çeşitli duygular hissederler ve bu duygular onların seçimleri, davranışları, hayatla baş etme stratejileri ve yaşamdan aldıkları keyif üzerinde oldukça etkilidir. Duygusal gelişim, bu duyguların ve içten gelen hislerin anlamlarını, neden ve nasıl ortaya çıktıklarının sebeplerini, insanların birbirlerine karşı olan hislerini ve onları yönetme stratejilerini kavramayı içinde barındırır. Çocuk bilişsel olarak geliştikçe duyguları da daha karmaşık hale gelmektedir. Kimi zaman anne-babalar için çocuklarının zor duygularıyla karşılaşmak kolay değildir. Çocuklarının her zaman mutlu, huzurlu ve keyifli olmasını isterler. Çocukları kendileri için kendi çocukları olmasından farklı şeyler de ifade edebilir. Birçoğu kendisini yeniden büyütüyor gibidir. Dolayısıyla kendisine yapılanları, kendisine yaşatılanları çocuğuna yaşatmak istemez. Çocuklarıyla birlikte kendi çocukluklarına ait çoğu zaman unuttuklarını zannettikleri geçmiş yaşantılardaki benzeri hisler yeniden su yüzüne çıkar. Ancak zor duyguları hissettirecek durumlar kaçınılmazdır. Ebeveynden ayrılma, ihtiyaçlarının hemen karşılanamaması ya da isteklerinin yerine getirilmemesi, yeni bir kardeşin doğumu, boşanma, kayıp, bir oyuncağı paylaşamama gibi pek çok durum çocukta kaçınılmaz olarak zor duygulara neden olur. Bebeklik döneminden itibaren zor duyguların konuşulabildiği ilişkilerde çocuklar bu duygularını ifade edebilme becerilerini geliştirdiği, anne-babasının kendisine destek olabilmesine izin verdiği ve dolayısıyla bu duyguları yaşamak kaçınılmaz olsa da çocuğun daha rahat baş edilebildiği görülmektedir. Bütün bu süreçlerde anne-baba kendi duygularının farkında olup, ele alabildikleri sürece çocuklarınınkine de temas edebilirler. Çocuğundan ayrılırken zorluk yaşayan bir annenin çocuğunun ayrılık endişesiyle baş etmesi ya da öfke kontrolünde zorlanan bir babanın çocuğunun vurma davranışlarını ele alması hiç de kolay değildir. Bu kaygı, korku ve öfkeli davranışların dayandığı aile içinde bir kaynak çoğunlukla vardır. Bunların en başında da erken bebeklik döneminden itibaren anne ve babanın çocuklarının her türlü duygusunu ele alamayışlarıdır. Söze gelmeyen duygu ve düşünceler davranışa dökülür ya da yön değiştirip çocuğu ve çevresini rahatsız eden semptomlar olarak kendini gösterir. Çocuğun iç dünyasındakiyle baş edebilmesi için önce bunun dışarıda işlenmesi gerekir bu da ancak anne-babadan geçer. Duygu ifadesini geliştirebilmek için; Ebeveynin çocuğunun yaşadıkları ya da kendisinin çocuğuyla yaşadıklarının kendi iç dünyasındaki yansımasına bakabilme becerisinin gelişmiş olması kendinden yola çıkarak

5 çocuğunu anlamasına yardımcı olurken, aynı zamanda kendisi ile çocuğu arasında bir ayrım yapabilmesine de fırsat verir. Çocuğun sadece olumlu duygularını fark edip bunları desteklemek değil; olumsuz bir duygu yaşadığında da onun yanında olmak gerekir. Her hangi olumsuz bir olayla karşılaşıldığında hemen teselli etme, çözüm üretme ya da mutlu etme çabasına girmeden önce, olumsuz durum ve yaşattığı duygudan konuşmak, duygularını aktarması konusunda cesaretlendirilmesi gerekmektedir. Başlangıçta çocuklar kendilerini ifade edecek yeterli becerileri yoktur. Ancak kendilerini beden diliyle, verdikleri tepkilerle ifade etmeye çalışırlar. Dolayısıyla anne babanın öncelikle çocukları adına duyguları ifade etmesi yerinde olur. Böylece çocuk hem anlaşıldığını, hem ebeveyni tarafından kabul gördüğünü, hem de bu duygunun yaşanası bir duygu olduğunu öğrenir. Örneğin; araban kırılması seni çok üzdü. Gel birlikte tamir edelim. ; İşe gitmemi istemediğin için ağlıyorsun belki de bana kızıyorsun. gibi Erken bebeklikten itibaren çocuklar çevresinde olanların farkındadır. Anlamadığı ya da duymadığı düşünülerek ailenin başına gelen olumsuz durumlardan çocuğu korumak adına bahsetmemek onu daha da fazla kaygılandırır ya da gerginleştirir. Duygular kadar yaşanan olaylar hakkında da dürüst olmak, anlayabileceği şekilde çocuğa anlatmak gerekir. Çocuklar duyguları ifade etme ve baş edebilme becerisinin bir kısmını da çevrelerindeki yetişkinleri izleyerek öğrenirler. Kendi duygularından bahsedebilen ebeveyn kadar nasıl baş ettiği konusunda model olmak da önemlidir. Öfkesini kontrol edemeyen bir ebeveynin, çocuğuna kızdığında arkadaşına vurmamasını söylemesi çocuk için güvenilir bir mesaj olmayacaktır.

6 Klinik Psikolog Şebnem Orhan PSİ Çocuk ve Aile Merkezi Klinik Psikolog Evlat Edinmede Kayıp ve Yas Evlat edinen ailede kayıp ve yas herkes tarafından yaşanan bir temadır. Evlat edinene kadar ebeveyn kendisinin sağlıklı doğurgan bir kişi olduğuna dair inancını; hayatını kontrol edebilme yetisini; arkadaşları içinde, veya ailesinde statüsünü yitirmiş olabilir. Dolayısıyla bu karmaşık duygularla yüzleşmesi gerekmektedir. Evlat edinilmeyle ise, çocuk nedenini bilmediği bilinmeyen bir kişinin kaybını yaşar. Bu kayıp hayatın farklı noktalarında kendini farklı şekillerde gösterir. Biyolojik ebeveynin kendisini evlat edinilmesi için verilmesi, veya herhangi bir şekilde bırakılması, bir daha da onlar hakkında yeterli bilgi edinememesi çocuğun kendi kimlik gelişiminde bir boşluk hissi yaratır. Kendisinin toplum içindeki yerini belirsizleştirir. Çocuk zihnini meşgul eden bu konuları dile getirmekte çeşitli nedenlerle zorlanabilir. Dile getirirse evlat edinen anne-babasını üzüp kızdıracağından, onların da kendisini bırakıp gideceklerinden endişelenebilir. Bu sebeplerden dolayı zaman zaman konuyu açma görevini anne-baba üstlenmelidir. Çocuğa bir yetişkinle konuşurmuş gibi evlat edinilmesiyle ilgili konuşmak isteyip istemediği sorulabilir. Eğer isterse bunu kendileriyle paylaşabileceği veya uzun süredir her hangi bir soru sormadığı için zihnini meşgul eden şeylerin olabileceğini tahmin ettikleri dile getirilebilir ve büyüdükçe kendisinin daha farklı şeyleri merak edip etmediği içtenlikle sorulabilir. Böyle bir başlangıç yapıyor olmak, çocuğun bu konu hakkında ebeveyni ile konuşabilceği hissi vermesi yanında ona diğer önemli konuların konuşulması için fırsat tanır ve ilişkiyi kuvvetlendirir. Ayrıca onun bir ailede doğup orada büyüme ve evlat edinilmesi arasındaki farkın anlaşılması kayıp ile baş etmede destekleyici bir tutum olabilir. Evlat edinme ile ilgili kaygılı olmayan bir tutum, çocuğun da kendi ihtiyacı doğrultusunda paylaşabilmesi onun kayıpla baş etmesini kuvvetlendirir. Ancak bu konunun üzerinde onun ihtiyacından fazla durmak, göz önünde tutmak da çocuğun hazır olduğundan daha fazla farkındalığının artmasına ve kendisini aileden farklı bir yerde görmesine neden olur. Evlat edinme ile ilgili duygu ve düşünceler paylaşılmaz ise çocuk kendi iç dünyasında bu konu hakkında gereğinden fazla yoğunlaşır, kendisini hayalinde yarattığı kişilerle özdeşleştirir. Hayatıyla ilgili biyolojik gerçeği kavradığında ve ailenin toplum içindeki yerini anlamaya başladığında, biyolojik ebeveynini hayal etmeye başlar. Sokakta, markette gördüğü kişileri kendisine benzetir, kendisine iyi davranan bir yetişkinin biyolojik anne veya babasına benzeyip benzemediğini merak eder. Okul öncesi çocuk nasıl evlat edinildiği ve eve geliş öyküsünü dinlemekten zevk alırken, daha büyük çocuklar biyolojik annesinin kendisini evlat edinilmesi için kendisinden vaz geçtiği gerçeğinin farkına varır, bunun nedenini merak eder. Okul öncesindeki çocuklar doğumla ilgili kendi teorilerini nasıl geliştirip ebeveyn bilgisiyle yoğuruyorlarsa, daha büyük çocuklar da kendi teoriyle ellerindeki verileri birbirine uzlaştırmaya çalışırlar. Çocuk bu dönemde hayal kırıklığından üzüntüye, öfkeden suçluluğa kadar birçok duyguyu iç içe yaşar. Çocuklar bu duyguları ifade edemezler ama bu duyguların kabul edilmesi, bu duygularla yaşamayı öğrendikçe ve içinde olgunlaştırdıkça yeni bir evlat edinme anlayışı gelişir. Bazı çocuklar kendilerinde yanlış, kötü birşey olduğu için terkedildiklerini düşünür. Bazıları eğer biyolojik

7 ebeveyn hakkında daha fazla bilgi edinmek isterse evlat edinen ebeveynin duygularını inciteceğinden veya onları sinirlendireceğinden korkar. Okul öncesindeki çocuklar bunlardan açıkça konuşmaya hevesli iken, daha büyük çocuklarda mahremiyet duygusu geliştiği için kendilerine saklar, ebevyninin bu sorulara ve duygulara tahammül edeceğinden emin değildir. Dolayısıyla daha büyük çocuklar çoğu şeyi kendilerine saklarlar. Bu yaş çocuğunun ortak noktalarından biri de şu anda yaşadığı aileden daha iyi bir aileden kaçırılmış olduğu veya evlat edinildiği fantazisidir. Diğer ailesi daha zengin olabilir, daha iyi imkanlar sunan, kendisini istemediği yemekleri yemeye ısrar etmeyen, televizyonu istediği kadar seyretmesine izin veren ve erken saatte yatması için zorlamayan bir ailedir. Evde gerginliklerin ve kızgınlık yaşandığı dönemlerde, bu ideal ailenin kendisini buradan kurtaracağı hayalini kurar. Çocuk bu dönemde ailesinin sınırlarını zorlayabilir. Yalan söyleme, çalma, kurallara uymama gibi tutumlar gösterebilir. Burada amaç hem ailenin herşeye rağmen kendisini kabul edip etmediğini test etmesi, hem de birgün kendi kontrolü dışında ayrılacakları endişesi ile daha fazla bağlanmamak için kendisini engellemesidir. Çocuğu davranışlarını ve tutumunu beğenmemekle birlikte kendisinin sevildiğini ve güvenli bir ortamda olduğunu hissetmesi çocuğun rahatlamasına yardımcı olacaktır. Çocuk sevgi ve nefretin, öfke ve şevkatin ilişkileri zedelemeden yaşanabileceğini farketmeye başladığında da, diğer aileyle ilgili hayaller kaybolur. Böylece çocuk gerçekte var olan değerleri, özellikleri özümsemeye devam eder. Evlat edinilen çocuk için biyolojik ebeveynin varlığı bu fantazi dünyasını daha karmaşıklaştırır. Bu süreçte biyolojik aileyi mükemmel olarak görüp, var olan ailesiyle özdeşim kurmasını, onlara benzeyip-farklı olmayı içinde sindirmesi zor olur. Psikolojik süreçlerinde bütün iyi özellikleri biyolojik aileye, kötü özellikleri de evlat edinen aileye aktarmaya başladığında ya da tam tersi olduğunda iç dünyasında bir yarık meydana gelir. İyi ile kötü arasındaki yarık yeterince iyi ele alınmazsa, iyi ile kötünün birlikte aynı anda var olabileceği, sevgi ile öfkenin birlikte deneyimlenebileceği çocuk tarafından özümsenmediğinde sağlıklı bir duygusal gelişim olmayacaktır. Bu dönemde evlat edinen ebeveyn çocuğun hayatındaki kendi statülerini değerlendirmede hassas olabilirler. Biyolojik ebeveyn ile bir rekabet duygusu tetiklenip yetersizlik, öfke ve dolayısıyla suçluluk hissi gelişebilir. Bu duyguları telafi edebilmek için gereğinden fazla koruyucu bir tutum izlenebilir, disiplin koymada güçlük yaşanabilir. Bu dönemde çocuğun iç dünyasındaki çalkantılara duyarlı olunduğu kadar, yetişkinin kendi iç dünyasında da var olan bu duyguların farkında olup bunlarla baş etmesi için çevresinden yardım alması yararlı olacaktır.

8 Klinik Psikolog Şebnem Orhan PSİ Çocuk ve Aile Merkezi Klinik Psikolog Evlat Edinme Ne Zaman, Nasıl Anlatılmalı? Üç ile altı yaşındaki çocuklar tam olarak doğmanın ne olduğunu, bu sürecin tam olarak nasıl başladığını ve nasıl bir süreçten geçip sonlandığını bir yetişkin gibi anlayamazlar, ama çok merak eder ve kendi teorilerine oluştururlar. Televizyon ve çevresinde gördüğü, duyduklarıyla dünyaya nasıl geldiğine ilişkin sorular artar. Genelde anne-babalar bu sorulara nasıl cevap vereceklerini, ne anlatacaklarını bilemenin getirdiği endişeyi yaşarken çocuklar meraklı ve hevesli bir şekilde sorularına kendilerini tatmin eden cevapları alana kadar devam ederler. Bu dönem evlat edinme kavramını anlatmak için önemli bir ortam sağlar. Öncelikle evlat edinme kavramı olabildiğince erken bir dönemde çocuğun kelime dağarcığının içine sokulması gerekmektedir. Çocuk iki yaşından önce evlat edinilmişse, fiziksel görünüşü aile bireylerinden çok farklı değilse 4-5 yaşından önce evlat edinildiğini söylemek çocuğa birşey kazandırmaz. Kelime olarak duyar, fakat çok fazla kavramlaştıramaz. Altı yaşından daha küçük çocuklar halen ebeveynlerini ve onların sevgilerini kaybetme korkusu yaşarlar bu nedenle farklı bir ailede doğmuş olma ve bu aileyi kaybetme korkusuyla bilişsel olarak baş edemeyebilirler. Evlat edinmeyi söyleme yaşı genelde 6 ile 8 yaş arasıdır. Bu dönemde çocuk hem kendi yerini ailenin içinde belirginleştirmiştir, hem de ne demek olduğunu daha iyi anlayacak bir kapasiteye ulaşmıştır. Durumu açıklamak için ergenlik dönemine kadar beklemek hem çocuğun öz güvenini yıkar, hem de ebeveynine olan inancını altüst eder. Yetişkinler için çok açık olsa da, çocuklar genelde ya doğduklarını, ya da evlat edinildiğini düşünür. Bu nedenle evlat edinmeden bahsederken ilk önce doğduklarını, evlat edinilsinler ya da edinilmesinler aynı şekilde doğduklarını belirtmek gerekmektedir. Anlamaları gereken önce doğup sonra evlat edinildiğidir. Neden kendisinin evlatlık verildiği, kimlerin neden çocuk evlat edindiği, bu çocukların diğerlerinden ne gibi farkı olduğu gibi sorular çocuğun zihnini zaman içinde meşgul edecektir. Bunlar zamanı geldikçe, çocuktan konuyla ilgili soru geldikçe ele alınması gerekir. Çocuğa anlatırken kendisinin diğer çocuklardan herhangi bir farkı olmadığı, onun da diğer bebekler gibi çok değerli ve sevimli olduğu, ancak biyolojik anne-babanın çeşitli nedenlerle ona yeterince iyi bakamayacaklarını düşündükleri için bu kararı verdikleri söylenmelidir. Genelde çocuklar kendi ya da yakınlarının başlarına gelen olumsuz olaylarından kendilerini suçlu hissederler. Kendilerindeki bir kusur, ya da yaptıkları bir yanlıştan dolayı bu kötü olayların başlarına geldiğine inanırlar. Biyolojik anne-babanın da çocuklarını sevdiklerini, ama onun daha iyi yaşaması için böyle bir karar verdiklerini ve çocuklarından ayrılmanın onlar için de zor olduğunu tahmin ettiklerini söylemek çocuğa kendisini değerli hissettirebilir Ancak çocuğun kendi kendini suçlamasıyla baş etmesi zaman alacaktır. Biyolojik anne-baba hakkında gerçekten de bir bilgi bilinmiyorsa bu paylaşılması, çocuk biyolojik anne-babasını hayal etmesine fırsat verir. Evlat edinen anne-baba çocuğu sevilen ve birlikte olmaktan keyif alınan bir çocuk olduğu hissini oluşturduğunda ancak kendi kendini suçlama eğiliminden uzaklaşabilir.

9 Kimlerin, neden evlat edindiklerini de çocuklar merak edebilir. Bu bilgileri verirken çocuğun yaşına göre, anlayabildiği kadarıyla anlatmakta yarar vardır. Genelde bir çiftin bunu istediğini, ama çocukları çok seven yanlız yaşayan bir yetişkinin de evlat edinebileceği söylenebilir. Bazen kendileri bebek sahibi olamadıkları için, bazen de bebek sahibi olsalar da çocukları çok sevdikleri için evlat edindikleri anlatılabilir. Evlat edindikten sonra ailenin soyadını aldığı, evde herşey de diğerleri gibi hakkı olduğunu söylemek kendisini ailenin bir parçası olarak hissetmesine yardımcı olacaktır. Kendisinin diğer çocuklardan ne eksik ne de fazla olduğunu, daha iyi ya da daha kötü olmadığını, diğer çocuklar gibi koştuğu, oynadığı, eğlendiği, hastalandığını, masal anlatılmasından hoşlandığını ya da okula gittiğini söylemekte yarar vardır. Ancak diğer çocuklardan farklı olarak zihinlerini meşgul eden önemli şeyler olduğunu da söylemek gerekir. Bazen biyolojik ebeveyninin nasıl biri olduğunu, şimdi nerede olduğunu, ne yaptığını merak edebiliceğini, onlarla birlikte olmanın nasıl birşey olduğunu düşünebiliceğini ve bunun da çok doğal olduğunu paylaşmak gerekir. Bunları kendileriyle paylaşmasının da onları rahatsız etmeyeceğini eklemek, ihtiyacı olduğunda bu konuda konuşabileceği hissini verir. Evlat edinmeyi anlatırken çocuğa; zorluklar içinde yaşarken kendisinin seçilmiş olduğunu söylemek çocuğun üzerinde bir takım olumsuz etkilere neden olabilir. Çocuk bu seçilmişlik statüsünde kalabilmek için mükemmel olması gerektiğini düşünebilir. Mükemmel olmak adına çok fazla uyumlu olabilir, ya da olumsuz davranışlar göstererek evlat edinen ebeveyninin sevgisini test edebilir. Her iki tepki de çocuğun gerçek benliğini bulmasını zorlaştırır, öz-güvenini sarsar. Aile içindeki gerginlikler esnasında evlat edinen ebevynine kızgınlık duyduğunda suçluluk duymasına dolayısıyla da olumsuz duyguları dile getirmesini engeller. Birçok çocuk kendilerinin evlat edinildiğini zaten bildiklerini ya da hissettiklerini söylerler. Bu hamilelikte biyolojik anne ile aralarında kurdukların bağın izleri, evlat edinen annebabanın çocuklarını ne kadar sahiplenseler de zihinlerinin gerisinde bu durumu taşıdıkları ve ortak olarak bilinçaltında paylaşıldığı düşünülmektedir. Önemli olan çocuğun bilinen ama konuşulmayan bir tür sırrın, aile içinde dile gelip, konuşulabilmesidir. Konuşabilmek sanılanın aksine anne-baba ve çocuk arasındaki ilişkinin gerçek olarak yaşantılanmasıdır, denebilir ki aile içindeki ilişki bu noktadan sonra sahici olmayı hak eder.

10 Klinik Psikolog Şebnem Orhan PSİ Çocuk ve Aile Merkezi Klinik Psikolog Evlat Edinilen Çocuğun "Güven" İhtiyacı Çocuğun duygusal gelişiminin başlangıcı anne karnında büyümekle başlar. Çocuk anne karnından başlayarak doğuma kadar süren süre içerisinde biyolojik annesiyle bir bağ oluşturur. Bu bağın kendini güvende hissettiği bir bağlanmaya, ilişkiye dönüşebilmesi için kendisine bakım veren kişiyle yakın ilişki kurması ve ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. Evlat edinilen çocuklarda bağ kurduğu kişi ile bağlandığı kişi aynı kişiler değildir. Dolayısıyla çocuğun zihninin gerisinde hayatının daha başlangıcında biyolojik annesiyle oluşan bağın izi bulunurken, hayatına kendisine bakım veren, kendisini evlat edinen ebeveyni ile oluşturduğu bağlanma ile yoluna devam edecektir. Eğer çocuk kendisinin ihtiyaçlarını karşılayan, kendini güvende hissettiği bir ortam içerisindeyse, çocuk da bu güven duygusunu içselleştirecek ve kendine ve çevresine güvenen bir yetişkin olacaktır. Bu güven duygusunun gelişebilmesi için yaşadığı ortamın tutarlı, önceden tahmin edilebilen, kendinin de kontrol edebildiği hissini vermesi gerekir. Bu his erken dönemde bebeğin kendisinin bakımıyla ilgilenenlerle arasında kurduğu duygusal bağ ile mümkündür. Özellikle ilk aylarda hayatta kalabilmek için içgüdüsel olarak bu bağı oluşturma ihtiyacı emme, gülümseme, ağlama, agu lama ile kendisini davranışa döker. Böylece bakımıyla uğraşan kişilerin sevgi ve ilgisini canlı tutacak, onları uyaracak ve ebeveyn ile karşılıklı ilişkinin kurulmasını sağlayıp bebekte güvende olduğu hissini yaratacaktır. Bebeğin bu dönemde evlat ediniliyor olması avantajlı bir durumdur. Yine kendisinde izler bırakan bağlar kurmuştur, ancak yenisinin oluşmasına da bir o kadar da açıktır. Dolayısıyla başlangıçta alıştığı kişilerden ayrılmanın getirdiği üzüntüyü yaşasa da yeni ilişkilerle bu üzüntüyü tamir edebilir. Bu dönemde gerekli olan bebeğin bu tepkilerine tutarlı bir şekilde ilgi ve şevkat ile cevap verip kaygıdan uzak bir ortam sağlamaktır. Bebek emeklemeye ve yürümeye başladıkça kurduğu duygusal bağın kendisine verdiği güvenle etrafı keşfetme ve ondan ayrılabilme süreci başlayacaktır. Bu dönemde bebek ayrılmak ve etrafı keşfetme isteğiyle bu ayrılmanın getirdiği endişe arasındaki ikilemi yaşayacaktır. İlişki kendisine güven verdiği ölçüde bebek bu ikilemi dahat rahat aşacaktır. İki yaş ile birlikte bireyselleşme çabası çocuğun duygusal gelişiminde önemli bir rol oynar. Kendi istekleri, duyguları ön plandadır, çocuk daha çok kendi ihtiyaçlarıyla ilgilidir. Dolayısıyla anne-baba ile çocuk arasında çatışmaların sıklıkla yaşandığı bir dönemdir. Çocuk kendi isteklerinden vaz geçmemek adına direnir, inatlaşır ve uzlaşmaya varmak güçleşir. Çocuğun yaşadıklarını anlamakta zorlanan anne-babalar genelde onun mizaç özelliklerine ya da ailede benzer tabiatta olan kişilere benzeterek bir anlam aramaya çalışırlar. Evlat edinen bir anne-baba da benzer yorumları kendi içinde yapabilir. Birçok aile için çocuklarının kendileriyle bu kadar çatışma içine girmesi kabul edilmesi için zor bir durumdur. Bu dönemi anlamak çocuğun kendi doğasından getirdikleri ile yaşadıkları ve bu döneme özgü tutumları birbirinden ayırt etmek çocukla işbirliği kurabilmenin ve güven ilişkisini kuvvetlendirmek için gereklidir. Anlayış, şefkat kadar sınırlara da ihtiyaç duyulan bu dönemde çatışmaları birlikte ele alabilmek, konuşabilmek becerisini geliştirmek ileride ele alınacak daha da önemli konuları birlikte konuşabilmek için de bir temel oluşturur.

11 Çocukların bir kısmı bu dönemi geçirdikten sonra evlat edinilirler. Dolayısıyla ya kendini güvende hissettiği, bağlandığı kişi ya da kişilerden ayrılmış; ya da bu süreci tam anlamıyla sağlıklı bir şekilde tamamlamadığı için güven duyabileceği duygusal bir bağ oluşturamamıştır. Bu nedenle bebeğin yeni ailesine alışması ve benzer basamaklardan geçebilmesi için evlat edinenlerin çaba göstermesi gerekmektedir. Birlikte zaman geçirirken olabildiğince onunla konuşarak, dokunarak güveni ve sevgiyi hissetmesini sağlamak; ihtiyacı olduğunda yanında olmak ve ihtiyaçlarını karşılamak; birlikte karşılıklı oyun oynamak, ailenin üyesi olarak hissetmesini sağlamak çocuğun güvenli bir ilişki oluşturmasına yardımcı olur. Çocuğun daha önce bulunduğu yerde uyku, yeme gibi temel ihtiyaçlarının karşılanış biçimiyle ilgili bilgi almak yararlı olacaktır. Olumlu ya da olumsuz bir davranış şeklini birden değiştiriyor olmak çocuğun yeni ortamla ilgili var olan kaygısını daha da arttıracaktır. Evlat edinen aile geçiş ve alışma döneminde sabırlı olmalı; çocuğun edinmiş olduğu alışkanlıklarından vaz geçmesi için acele etmemelidir. Çocuğun yaşı büyüdükçe aile içindeki yeri belirginleşir, anne-babalık rolleri daha çok olgunlaşır. Okul öncesi döneme doğru gelindiğinde çocuk kendisi ve etrafında olup bitenlerle ilgili sonsuz bir merak içindedir. Gökyüzünün neden mavi olduğundan kuşların nasıl uçtuğuna, arabanın nasıl çalıştığından neden bir kardeşi olmadığına kadar anne-babasını soru bombardımanına tutar. Bu sorular ne kadar açıklıkla cevaplanırsa, çocukta öğrenmeye o kadar hevesli olur. Soruları cevapsız bırakıldığında, bilmiyorum diyerek geçiştirildiğinde, bu sorular duymamazlığa gelinip ya da konu değiştirildiğinde gerçekte çocuğun duygusal gelişimi sırasında anne-babasıyla paylaşımına büyük bir engel konmuş olur. Böylece çocuğa yeterince değerli olmadığı, önemsenmediği mesajı verilmiş olur. Bu dönemde fantazi ile gerçeği birbirinden ayırt edemediği için canavar, vahşi hayvan, hırsız gibi şeylerden korkar, ebeveylerinin onu sevmeyeceği, terkedeceği korkusuna kapılır. Sıradan sorularına verilen cevaplar kimi zaman daha önemli olan konuların konuşulmasına, çocuğun iç dünyasıyla ilgili karışıklığının giderilmesine yarayacaktır. Anne-babaların çocuğun evlat edinildiğini anlatma baskısını ilk olarak hissettikleri de yine bu dönemdir. Dolayısıyla çocuğun sorularına doğru ve anlayabileceği şekilde cevaplar vermek anne-babanın çocuklarıyla ilişkilerini kuvvetlendirir.

12 Prof. Dr. Yankı Yazgan Psikiyatri ve Çocuk/Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Bebeğimi Nasıl Yatırmalıyım? Prof. Dr. Yankı Yazgan ın web sitesinden alınmıştır. Son yıllarda yenidoğan bebeklerin sırtüstü ya da yan yatırılması önerilmektedir. Yapılan çalışmalar ani beşik ölümlerinin yüzüstü yatırılan çocuklarda diğerlerine oranla çok daha yüksek oranda olduğunu göstermiştir. Ani beşik ölümü riski özellikle ilk 5 ay için geçerlidir. Bebekler dönmeye başladıktan, ve baş kontrollerini yeterince yapabilme yetisine kavuştuktan sonra bu risk azalmaktadır. Bu nedenlerle bebekler sırtüstü ya da yan yatırılmalıdır. Yan yatırılan bebeklerin her iki yana da yatırılmaları iyi olur. Bu tip yatış(sırtüstü ve yan ) zaman zaman kafa şeklinde bozulmalara yol açtığından pozisyon arada değiştirilmelidir. Ayrıca gün içinde uyanıkken ve annesinin yanındayken yüzüstü yatırılarak kollarının ve baş kontrolünün gelişmesi için fırsat verilmelidir.

13 Prof. Dr. Yankı Yazgan Psikiyatri ve Çocuk/Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Zıtlaşmacılık Dönemi Prof.Dr. Yankı Yazgan?ın websitesinden alınmıştır. Çocuğum zıtlaşma dönemindeyken, gelişim basamakları açısından hangi noktadadır? İki yaş dönemi, çocuk gelişiminde önemle üzerinde durulan evrelerden biridir. Bu dönemde, çocuk artık yürümeye başlamış ve dil gelişimi hız kazanmıştır. Motor gelişimi ve koordinasyon becerilerinin hız kazanması ile artık daha rahat hareket edebilmektedir. Sürekli olarak dünyayı keşfetme çabası içindedir. Yaşam, objeler ve kendi bedeninin nasıl çalıştığıyla ilgili yeni yeni bilgiler ve deneyimler kazanmaktadır. Bu dönemin en önemli özelliği, çocuğun bağımsızlık ve özerklik (kendi kararlarını alma) isteğinde ısrarcı olmasıdır. Her şeyi kendi başına yapmayı ister. Yemeğini kendi yemek, giysisini kendi seçmek ister. Ancak, iki yaş çocuğu her ne kadar bağımsızlık amaçlı dış dünyayı keşfetme merakında olsa da, ebeveynine bağımlı olduğunu fark eder. Giderek artan bağımsızlık isteğine rağmen, ebeveyne bağımlı olmak bu yaştaki çocuklarda öfke yaratan nedenlerden biridir. Dış dünyayı keşfi sırasında istediği fakat henüz yapamadığı işlere bir de yeterli ölçüde gelişmemiş olan ifade yeteneğinin (ifade edici dil becerisi) eklenmesi, çocuğun daha çok gerginlik yaşamasına neden olur. Bu nedenle, öfke nöbetlerinin buna benzer durumlarda gözlenmesi olasıdır. Ancak, iki yaş çocuğunun zıtlaşma dönemi olarak nitelendirilen bu dönemden geçmesinin son derece normal ve tamamen sağlıklı bir psikolojik gelişime işaret ettiği unutulmamalıdır. İki yaş çocuğunun içinde bulunduğu dönem, "özerklik dönemi" olarak nitelendirilir. Bu dönem, kendini ve sınırlarını fark etmeye başlayan ve bu sınırları denemeye çalışan bir çocuğun içinde bulunduğu dönemdir. Çocuk, sınırlarını bilmek ve zaman zaman mevcut sınırlarını genişletmek için ebeveyni tarafından konulan sınırları zorlar. Sınırları zorlama davranışında, istediği bir şeyi yapamama ve istediği bir şeyi elde edememe gibi engelleyici davranışlarla karşılaştığında, sıklıkla gösterdiği tepki öfke nöbetleridir. Bu dönemki çocuğun karakteristik özellikleri nelerdir? Bu dönemde çocuk olumsuz, kararsız ve isyankardır. Bağımsızlaşma isteği yoğundur ve kendi isteğine odaklıdır. Tutucudur ve her yeniliğe itiraz eder. Her şeyin alıştığı biçimde yapılmasını ister. Özerklik dönemindedir. Ben duygusu oluşur. Hayır en sevdiği kelimedir. Her şeyi kendine ait görür. Çevreyi keşfetme merakında olan 2 yaş çocuğu bir engelle karşılaştığında, ilk kez öfke duygusunu yaşamaya başlar. Büyüklerinin sözünü dinlemez hatta tersini yapar, eylemleri kısıtlandığında öfkelenir, çevresinden yardım istemez ve kendi başına başarmayı hedefler. Zıtlaşma, uzun uzun ağlama, ikna edilmede güçlük, istediği olsun diye kendini yere atma davranışları sıkça görülür. Ne istediğini bilmeyen çocuk, bazen yaşının altında davranışlar sergiler. Bu dönemde yaşanan öfke nöbetlerinin kaynağı nedir? Çocuk niçin bu duyguyu yaşar? Öfke nöbetleri sırasında çocukta hangi davranışlar gözlenir? Öfke nöbetleri, çocuğun bağımsızlığını ifade etmesinin bir yoludur. Öfke, özellikle

14 çocuklukta çok sık yaşanan bir heyecan türüdür. Çocuk büyüdükçe, öfkeyi öğrenir ve bu duyguyu kullanarak neler yapabileceğini fark eder. Öfkelendiğinde, tüm dikkatleri üzerine çekebildiğini ve isteklerinin yerine getirildiğini keşfeder. 2 yaş çocuğunda görülen öfkenin en bilinen nedeni, yaptığı işin durdurulması ve izin verilmemesidir. İki yaş çocuğu başkasının kendisi için bir şey yapmasına direnebilir. Dürtü ve isteklerini kontrol altına almak, geciktirmek, ertelemek gibi durumlar onun için neredeyse imkansızdır. Bu nedenle, isteklerinin yerine gelmemesi veya gecikmesi karşısında gerilim yaşar. Engelleyici nesne ve durumlar onda öfke yaratır. Öfke durumunda çocuk, duygularını tam olarak kontrol edemediğinden değişik ve şiddetli tepkiler verir. Yaşadığı gerilim, öfke nöbetlerini doğurur. Aslında çocuktaki öfke tepkileri, sosyal çevreye uyum çabasının bir parçasıdır. Okul öncesi dönemdeki çocukların neredeyse tamamında zaman zaman öfke nöbetlerine rastlanır. Ağlama, somurtma, her şeye itiraz etme, ağlayıp kendini yere atma, çığlık atma, yemeği reddetme, yediği yemeği kusma, eline geçeni fırlatma, ayaklarını veya kafasını vurma gibi davranışların hakim olduğu öfke nöbetleri genellikle çocukların aşırı uyarılma ile aç, yorgun, sıkılmış, rahatsız veya keyifsiz olduğu durumlarda daha çok ortaya çıkar. Öfke nöbetleri, çoğunlukla 2,5 yaş civarında zirveye ulaşır ve sıklıkla 4 yaş dolduğunda sona erer. Öfke nöbeti sırasında uygun ebeveyn tutumu nasıl olmalıdır? Bu dönem, anne-baba ve çocuk arasında ilk çekişmelerin yaşandığı bir dönem olduğu için, onların dengeli ve tutarlı davranışları sürecin kolay atlatılmasında önemli bir etkendir. Çocuğun herhangi bir davranışında, ebeveynin dengeli ve tutarlı davranabilmesi kararlı, sakin ve süreklilik içeren bir yapıda olmaktan geçer. Ebeveynin tavırlarındaki değişimin çocuk için beklenmedik olmamasına özen göstermek gereklidir. Yani çocuk, aynı davranışı yüzünden ebeveyn tarafından bir keresinde ödüllendirilir, bir diğerinde cezalandırılırsa ya da bir davranış anne tarafından farklı, baba tarafından farklı değerlendirilirse hangi davranışın uygun olduğunu belirleyemeyeceğinden ikileme düşecektir. Bu gibi farklı tutumlar, çocuğun davranışlarına rehberlik edecek değer ve yargıları olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, sınırların doğru çizildiği anne-baba-çocuk ilişkisinde mevcut durum daha kolay ve etkin bir yöntemle tolare edilebilir. Bu durumda çoğu kez gözlemlenen ebeveyn tutumu, anne yada babanın otorite kaygısıyla her şeyin kendi kontrolünde olmasını isteyerek, çocuk üzerindeki yaptırımını daha da arttırdığı yönündedir. Ancak, buradaki en etkili tutum, Anne-baba; çocuktaki öfke nöbetine neden olan davranışların geçici bir durum olduğunu bilerek sabırlı davranmalı ve çocuğu katı bir düzene zorlamadan, soğukkanlı davranarak çocukla gereksiz çekişmelere girmemelidir. Öfke nöbeti sırasında telaşa kapılmamak, kendi kurallarınızı korumak ve ne yaptığınızı bilerek hareket etmek en doğrusudur. Anne - baba çocuğu korkutarak cezalandırmamalı, öfkeyi dindirmek için çocuğun her istediğini yapmaktan kaçınmalı, özellikle öfke nöbetinin ardından bitişini hızlandırmak için ödüllendirmemeli ve çocuğun öfkeli davranışları anne-babanın öfkesine yol açmamalıdır. Çocuğun ana problemi, sakinleşememektir. Anne, baba da sinirlenirse çocuğun öfkesi beslenir. Çocuğun öfkesini kaynağından uzaklaştırmak amacıyla disiplin yöntemlerinden biri olan mola yöntemi denenebilir. Burada yapılacak olan, çocuğun bulunduğu ortamdan ayrılmak, sakinleşene kadar onu yalnız bırakmak ve daha sonra yanına gelmek şeklinde olmalıdır. Çünkü, sakinleştirmeye çalışmak sanılanın aksine onu daha da hırçınlaştırabilir. Başka bir yöntem de, çocuğun bulunduğu ortamın değiştirilmesidir. Eğer öfke nöbeti halka açık bir mekanda gerçekleştiyse, çocuğu kucaklayıp, mekanı terk etmek en doğru yoldur. Bunun dışında, öfke nöbeti geçirdiği anlarda, ses, renk, ışık, doku gibi çeşitli uyarıcılardan

15 yararlanılarak dikkatinin hemen başka bir alana yönlendirilmesi de, öfkesinin dağılması için yararlı olmaktadır. Öfke anında çocuklar, sakin, anlayışlı ve kendilerini anlayacak yetişkinlere gereksinim duyarlar. Onun bu duygusunu anlayarak, kabul eden bir yaklaşımla ama kararlı bir ses tonu ile konuşmak en doğrusudur. Ayrıca, ona seçme şansı ve karar verme hakkı tanınmalıdır. Bazı küçük tartışmaları onun kazanmasına izin vermek bir diğer yöntem olabilir. Burada asıl hedef, çocuğa seçenekleri olduğunu göstermektir. Bu, ona kendi istediği şeyi seçerek olaylar üzerinde kontrolünün olduğu hissini uyandırır. Bu noktada, koyulan her kuralın açıklamasının yapılmasına özen gösterilmelidir. Aksi takdirde çocuğun, anlamadığı bir şeye ayak uydurmaya çalışmasını beklemek yanlış olur. Bir diğer önemli nokta da, anne babaların çocukları için iyi birer model olması gerektiğidir. Unutmamak gerekir ki; çocuklar anne-babaların davranışlarını gözlemleyerek, model alarak öğrenirler. Okul öncesi dönem çocuğunun öğrenme stili, örnek alma ve taklit etme becerisine dayanır. Çünkü çocuklar söylenilenlerden çok, yapılanları öğrenme eğilimindedirler. Çocuğa, iyi bir model olmanın en doğru yolu, onunla birlikte hareket etmektir. Örneğin, yemeği kaşık ve çatal kullanarak yemek; olumlu bir model oluşturur ve sözle 'Elle yemek yeme' demekten çok daha etkilidir. Öfke nöbetlerinin, normal gelişimin bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Bu, bir geçiş dönemidir. Çocuğunuz büyüdükçe kendisini kontrol etmeyi ve duygularını kelimelerle ifade etmeyi öğrenerek, tam anlamıyla bağımsız bir birey olma yolunda ilerleyecektir. Öneriler En iyi tutum, çocuğun belirli sınırlar içinde hükümdarlığını sürdürmesine izin vermektir. Hayır kelimesini az kullanarak, yapılmaması gerekenleri anlatmak. Olumlu davranış ve kurallara uymada ödüller vermek. Alternatif seçenek sunmak. Zıtlaşmak yerine dikkatini başka yere çekmek. Zarar görmeyeceğini düşündüğünüz durumlarda, yapmak istediğine izin vermek. Öfke nöbetini atlattıktan sonra istediği şeyi vermemek. Kontrolünü kaybetmiş çocuk, karşısında kontrolünü kaybetmiş anne-baba görmek istemez. Ortam değiştirmek hem çocuğa hem de size iyi gelecektir. Bu dönem, geçici ve gelişimsel bir dönemidir. Dolayısıyla, bu sürecin mümkün olduğu kadar sağlıklı şekilde atlatılmasının, çocuğun benlik algısı ve kimlik gelişimi üzerinde olumlu etkilerinin olduğu unutulmamalıdır.

16 Prof. Dr. Yankı Yazgan Psikiyatri ve Çocuk/Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Yenidoğan Bebeğin Refleksleri Prof. Dr. Yankı Yazgan ın web sitesinden alınmıştır. Yenidoğan bebekler bazı reflekslerle doğmuştur. Bu reflekslerin evrimsel olarak insan oğlunun hayatta kalabilmesini sağlayan bazı hareketler olduğu düşünülmektedir. İrkilme refleksi: Bebek sırtüstü yatarken ellerinden tutup aniden bırakıldığında irkilme hareketi yapar (kollarını açıp kapama). Bebekler ani sesler duyduklarında ya da uyurken bu hareketi yapabilirler. İlk dört ayda normal kabul edilen bu refleks bebeğin sinir ve kas sisteminin gelişmesi ile en geç 6 ayda kaybolur. Yakalama refleksi: Bebeğin avucuna bir şey konduğunda bebek hemen yakalar. Bu refleks bir yere tutunmayı sağlar. En geç üçüncü ayda kaybolur. Aranma refleksi: Bebek yanaklarına, dudak kenarlarına dokunulduğunda başını o yöne çevirir. Bu refleks bebeğin memeyi bulmasında ve beslenmesinde etkilidir. Emme Refleksi: Bebek dudağına bir şey dokundurulduğunda emme hareketi yapar. Anne karnındaki bebeklerde bile görülebilir. Bazı bebeklerin emmekten dudaklarında emmeye bağlı şişlik, kabuk oluşabilir. Emme refleksi doğum sonrası bebek uyanıkken 3-4 aya, uykuda iken 7nci aya kadar devam edebilir. Tüm bu reflekslere ek olarak yenidoğan bebeklerde esneme, hıçkırık, hapşırma, gaz çıkarma, çenesinin titremesi, düzensiz nefes alma ve beslenme sonraları bir miktar kusma sıkça görülür. Hemen hepsi normal bulgulardır. Ancak endişelenirseniz doktorunuza danışmaktan çekinmeyin.

17 Prof. Dr. Yankı Yazgan Psikiyatri ve Çocuk/Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Bebeğim Nasıl Görünecek? Prof. Dr. Yankı Yazgan ın web sitesinden alınmıştır. Doğum Sonrası Bebeğim Nasıl Görünecek? Bebeğiniz doğum sonrasında tam da beklediğiniz gibi görünmeyebilir. Endişelenmeyin, bir ay sonra çok değişecek, hayalinizdeki bebeğe biraz daha yaklaşacak. Yenidoğan bebeklerin genel görünüm özelliklerine biraz göz atalım. Kafa Şekli Bebeğinizin kafasında henüz birleşmemiş olan ve bir araya geldiklerinde kafatasını oluşturan kemikler vardır. Bu kemikler bazen üst üste binmiş olabilir ya da tam tersine birbirinden ayrık olup sizi şaşırtabilir. Normal doğumlarda bebeğin başı doğum kanalından geçerken sıkışarak sivri bir şekil alabilir. Doğum sırasında saçlı deri altına sızan kan ya da sıvıya bağlı olarak deri altında şişlikler görülebilir. Bu görüntü anne babalar için ürkütücü olabilir ama bebeğe bir zararı yoktur. Genellikle 1-2 hafta içinde kendiliğinden düzelir. Bıngıldak Bebeğinin başındaki bazı yumuşak kısımlar vardır. Bunlardan en belirgin olanı kafatasının ön tarafındadır. Bu açıklıklara bıngıldak denir. Bu açıklıklar bebeğin beyni büyüdükçe kafasının da büyümesini sağlar. Ön bıngıldak 3-18 ay arasında kapanır. Bu bölgeye dokunarak bebeğinizin beynine zarar vermezsiniz çünkü bu bölge yumuşak ta olsa aslında beyin bu bölgede kalın bir doku ile korunur. Saçlar Bazı bebekler saçlı doğarlar. Çoğu zaman bu saçlar bir süre sonra dökülür. Yeni çıkan saçlar daha kalındır ve rengi doğumdaki saç renginden tamamen farklı olabilir. Bazen bebeğinizin sırtında, kulaklarında koyu renkli kıllar görürsünüz, endişelenmeyin zamanla bunlar da dökülecek. Kulaklar Yeni doğmuş bebelerde kıkırdak dokusu çok yumuşaktır. Bebekler kulaklarının üzerine yattıklarında ucu kıvrılabilir. Kulağın kıvrılmaması için dışardan müdahale etmeye gerek yoktur. Bebeğiniz büyüdükçe kulak şekli düzelecektir. Kulak yapısı genetiktir, sizin yapacaklarınız görüntüsünü değiştirmez. Gözler Bazı bebeklerin gözlerinde yaşarma, çapaklanma görülebilir. Bu durum gözyaşının gözden buruna aktığı gözyaşı kanalında tıkanıklık olmasına bağlıdır. Bu sorun oldukça sık görülür ve çok büyük çoğunlukla ilk yıl sonunda kendiliğinde düzelir. Bebeğinizin gözünde çapaklanma olursa doktorunuza danışın. Doktorunuz size bu tıkanıklığı açmaya yardımcı olacak masaj tekniklerini gösterecektir. Sarı akıntı ve çapaklanma ısrarla devam ediyorsa antibiyotikli göz damlası ya da göz pomadı önerebilir.

18 Doğum sonrası pek çok bebeğin gözkapakları şiştir. İlk hafta içinde bebeğin vücudundaki fazla sıvının atılması ile bu şişlik inecektir. Bazen bebeğin gözünün beyaz kısımda kanama görülür. Bu da doğuma bağlıdır, bir sorun oluşturmaz ve 2-3 hafta içinde kaybolur. Yenidoğan bebeklerde şaşılık görülebilir. Sinir sistemi ve göz kaslarının tam gelişmemiş olmasına bağlıdır. Şaşılık 4-6 aydan sonra devam ediyorsa ya da ısrarla hep aynı gözde, aynı yöne kayma oluyorsa doktora başvurulmalıdır. Burun Anne karnındaki sıkışıklığa ve doğum kanalından geçerken sıkışmaya bağlı olarak burunda eğrilik olabilir, içe ya da yana doğru dönebilir. Genellikle ilk aylarda düzelir. Ağız Bebeklerin ağızlarında dişetleri boyunca ya da damaklarında beyaz noktacıklar olabilir, zamanla geçecektir. Ayrıca üst dudağında emmeye bağlı olarak su toplamış gibi bir görüntü olabilir. Göğüsler Gebelikte anneden geçen hormonların etkisiyle hem kız hem de erkek bebeklerde göğüslerde şişlik olabilir. Bu şişlikler 4-6 ay kadar devam edebilir. Bebeğe bir zararı yoktur. Özellikle emzirilen bebeklerde ve kız bebeklerde daha da uzun sürebilir. Göğüsleri ovalamak, boşaltmaya çalışmak bebeğin mikrop kapmasına neden olabilir. Genital Bölge Anneden geçen hormonların etkisiyle ilk hafta içinde vajinadan şeffaf beyaz hatta kanlı bir akıntı gelebilir. Tehlikeli bir durum değildir. Çoğu yeni doğan bebekte sünnet derisi yapışıktır. Bu deriyi geriye çekmeye gerek yoktur. Kendiliğinde en geç 5-7 yaşına kadar açılır. Çiş yapmakta zorluk olmadığı sürece zararsızdır.

19 Prof. Dr. Yankı Yazgan Psikiyatri ve Çocuk/Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Boşanma ve Çocuklar Bu yazı Prof.Dr. Yankı Yazgan ın web sitesinden alınmıştır. Boşandıktan sonra yeni bir hayat başlar. Herkes için... Anne-baba boşandığında, çocuklar için bu yeni hayata alışmak genellikle zor olur. Anne ve babaların boşanırken, boşanmadan önce, boşandıktan sonra, çocukları için yapabileceği pek çok şey var. Boşanma tatsız bir durumdur. Hem ayrılanlar için, hem çocuklar için, hem de ailelerin diğer üyeleri için... Ama, ayrılanlar açısından, çıkışı olmayan bir durumdan ziyade, tıkanmış bir ilişkiler yumağından çıkış olarak da görülebilir. Her iki tarafın da görüş birliğinde olmadığı boşanmaların çoğunlukta olduğunu biliyoruz, ama itiraz edenler için bile, o anda fark edilmese bile, boşanma aslında bir çıkış yolu olabilir. Her durumda, çocukların hayatında ortaya çıkmış bu dönüm noktasının, ve dönüm noktasının ardından gelen yeni hayatın onları geliştirici olması nasıl sağlanabilir? Her aile kendine özgüdür. Herkesin durumu farklıdır, kendine özgüdür. Hiç bir boşanma hiç bir zaman birbirine benzemez; çünkü iki aile asla benzer değildir. Bilin ki, çoğu çocuk annebabalarının boşanmasına alışabilir ve alışacaktır. Çocuklar çoğunlukla şaşılacak derecede güçlüdürler. Bazen anne ile baba arasında boşanmadan sonra daha yakın ilişkiler kurulabilir. Zamanla çocukların çoğu boşanmanın getirdiği değişimi kabullenmeyi öğrenecektir. Annebabanın birbirleriyle iyi iletişim içinde olmaları ve çocuklarına karşı değişmeyen bir sıcaklık ve sevgi hissetmeleri bunu çok daha kolaylaştıracaktır. Hayat devam eder. Boşanmadan sonra, hayat herkes için devam edecek. Üstelik, boşanan eşler artık karı-koca olmasalar bile, akraba olarak kalacaklar. Aradaki kan bağı, okula başlangıçlarda, mezuniyetlerde, sünnetlerde, düğünlerde, acılarda, hayatın diğer beklenen ve beklenmeyen dönüm noktalarında karşılaşmayı zorunlu kılacak. Boşanmanın iyisi-kötüsü olmaz; ama, düzgün bir şekilde, çocuklarımızı örselemeden, nasıl boşanılır; onu birlikte düşünelim. BOŞANMA ÖNCESİ HAZIRLIK Anne ve baba olarak, eş olarak ayrılsak da, şimdi 5 yaşındaki ikiz çocuklarımızla ilişkimizin sonsuza dek olacağını biliyoruz. Hatasız hareket etmek istiyoruz. Boşanmadan önce çocuklarımıza yaklaşımlarımız nasıl olmalı? Ne diyelim, nasıl diyelim bilemiyoruz. Bilinçli ve medeni biçimde boşanmaya gayret ediyoruz. Boşanmanın çocuklar üzerinde yarattığı gerilimin ne derece olacağı ve ne kadar süreceği bir çok etkene, ama en çok anne- babadan gelecek desteğe bağlıdır. Anne-babaların çocuklarına yardım edebilecekleri çeşitli yollar vardır. Ayrılık ya da boşanma hakkında çocuklarınızla konuşarak başlayın. Çocuklarınızın neleri anlayıp anlayamayacağı konusunda düşünün. Yaşlarını hesaba katın.

20 Beş yaşına kadar olan çocukların sözel becerileri uzun konuşmaları, karmaşık açıklamaları anlamaya pek elvermez. Açık ve dürüst olun. Özellikle onları doğrudan etkileyecek değişiklikler ve olacaklar hakkında bilgi sahibi olmaları, rahatlatıcıdır. Değişikliklerin adım adım, yavaş yavaş gerçekleşmesini sağlayın. Aynı anda bir çok değişiklik yapmayın. Bu çocuğunuzun boşanma esnasında ve sonrasında, olayların hızı ile başının dönmesini önler; kendisini daha güvende hissetmesini sağlar. Söylenenleri gerçekleştirin, gerçekleştiremeyeceğiniz şeyleri söylemeyin.

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ

ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ ÇOCUKLARDA ÖZGÜVEN GELİŞİMİ Özgüven Nedir? Özgüven en basit tanımıyla kişinin kendisine güvenmesidir. Daha geniş anlatımla, kişinin yapabildikleri ve yapamadıklarıyla, olumlu

Detaylı

Can Kardeş Kreşi Rehberlik Servisi ARALIK 2014 REHBERLİK BÜLTENİ

Can Kardeş Kreşi Rehberlik Servisi ARALIK 2014 REHBERLİK BÜLTENİ Sevginin Ölçüsü Ne Olmalı? Çocuklar anne babaların hayatlarındaki en önemli varlıklardır. Uzun süren bir bekleyişin ardından kavuştukları çocuklarına ellerinden gelen ne varsa vermeye, imkanlarını onlar

Detaylı

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Bağımlılık-Bağımsızlık. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Bağımlılık-Bağımsızlık Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Yemedim yedirdim, içmedim içirdim, saçımı süpürge ettim Peki iyi mi ettim? Bağımlılık Bağımsızlık Bağlılık Bağımsızlık Herhangi bir kısıtlamaya, zorlamaya

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak OYUN VE ÇOCUK Oyun oynamak çocukluk çağına özgü psikolojik, fizyolojik ve sosyal içerikli bir olgudur. Oyun hem zihinsel gelişimin aynası olan hem sosyal becerilerin öğrenildiği hem de duygusal boşalımın

Detaylı

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ

ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU. PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ ÖZEL ÇEKMEKÖY NEŞELİ ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK ve REHBERLİK BÜLTENİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ GELİŞİMİ Erken çocukluk dönemi fiziksel, duygusal, zihinsel, davranışsal ve iletişimsel temel becerilerin ve

Detaylı

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz. Çocuklar, yetişkinler gibi kaygılanabilir ve stres yaşayabilirler. Ölüm, hastalık, boşanma, taşınma gibi hayat değişimleriyle başa çıkmaya ek olarak özgüven ve aidiyet duygularıyla mücadele ederler. Herkes

Detaylı

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız?

REHBERLİK SERVİSİ. Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? REHBERLİK SERVİSİ Anne-Babalar Okula Hazır Mıyız? OKULA GİTTİĞİNİZ İLK GÜNÜ HATIRLIYOR MUSUNUZ? Hayatınızda yeni bir sayfa açılıyor. Bu başlangıç hem onun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin

Detaylı

Hamileliğe başlangıç koşulları

Hamileliğe başlangıç koşulları Zeka aslında tek bir kavram değildir. Zekayı oluşturan alt yeteneklere bakıldığında bu yeteneklerin doğuştan getirilen yeteneklerin yanı sıra sonradan kazanılmış, gerek çocuğun kendi çabasıyla edindiği,

Detaylı

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN

Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci. Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp, Ölüm ve Yas Süreci Prof. Dr. Sibel ERKAL İLHAN Kayıp Kayıp, yaşam döngüsünün her evresinde yaşanır. bağımsızlık kaybı ilişki kaybı, sağlık kaybı, iş kaybı, ekonomik kayıp, evcil hayvan kaybı, organ

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI

İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU PDR BÖLÜMÜ 2013-2014 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI İSTEK ÖZEL ACIBADEM İLKOKULU Yaş Dönem Özellikleri BÜYÜME VE GELİŞME Gelişme kavramı düzenli, sürekli ve uyumlu bir ilerlemeyi dile

Detaylı

Kardeş Kıskançlığı Nedir?

Kardeş Kıskançlığı Nedir? 1 Kardeş Kıskançlığı Nedir? Kardeş kıskançlığının önlenebilmesi için, hamilelik döneminden başlanarak, çocukları kardeş olgusuna hazırlamak gerekir. Doğduğu günden itibaren ilgi odağı haline gelen ilk

Detaylı

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir.

ile yalnız kalma, içe kapanma, sürekli öfke duyma ve yoğun çatışmalar ile kendini gösterir. C Bir çocuğun kardeşini kıskanması doğal bir duygu olarak tanımlanabilir. Her birey özel olmak, ilk olmak, öncelikli olmak, tercih edilmek, beğenilmek isteyebilir. Karşıdaki kardeş olsa bile bu duyguların

Detaylı

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum

ANNE-BABA TUTUMLARI. Aşırı Koruyucu Tutum ANNE-BABA TUTUMLARI Anne-baba tutumu, anne-babanın, karşılıklı iletişim esnasında, çocuklarına yönelttikleri tutum ve davranışlarının bütünüdür. Çocukların bütün olarak sağlıklı bir gelişim göstermesi

Detaylı

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö 0-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ KÜÇÜK ADIMLAR ANAOKULU Mehmet Gökay İÇEL. Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği

Detaylı

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine

OKUL FOBİSİ. Bir çocuğun okul deneyiminin beyin işlevi ve anatomisinde gerçek değişimler yarattığı biliniyor Mel Levine OKUL FOBİSİ Okullar eğitim-öğretim süreçlerine başlarken çocuklarda en temel karşılaşılan sorunlardan biri okul fobisidir. İlk defa böyle bir durumla karşılaşan ebeveynler şaşırmış bir halde en uygun çözümü

Detaylı

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK 10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK İnsanoğlu yaşam boyu farklı gelişme dönemleri yaşar. Çocukları daha iyi tanımak için onların içinde bulundukları gelişme döneminin özelliklerinin bilinmesi aileyi rahatlatır,

Detaylı

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK OYUNLARLA EBEVEYİNLİK Oyun, çocuğun zihinsel, bedensel ve sosyal gelişimini hızlandıran en önemli faaliyetlerden bir tanesidir. Oyun hem eğlenceli hem de eğitseldir. Çocuk, oyun aracılığıyla duygularını

Detaylı

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR

ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ÇOCUĞUM OKULA BAŞLIYOOORRR ANAOKULUNA UYUM SÜRECİ ÇOCUK NEDEN OKULA BAŞLAMALI? Kreş/Anaokuluna başlama hem aile için, hem de çocuk için çok önemli bir adımdır. İlk üç yıl içinde çocuk model olarak gördüğü

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - NİSAN 2014 AİLE İÇİ ŞİDDET Çocuğun sağlıklı bir gelişim göstermesi ve sağlam bir kişilik kazanması için

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ VELİ BÜLTENİ MAYIS -2012 ÇOCUK VE KİTAP "EĞİTİM YAŞAM İÇİNDİR" 2 ÇOCUK VE KİTAP Önceleri çocuk için kitap bir oyuncaktır.

Detaylı

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ Sayın Velimiz, FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ Sizlere öğrenci ve öğretmenlerimiz tarafından yapılan ve yapılacak olan çalışmalar / etkinlikler hakkında bilgi vermek üzere hazırlanan

Detaylı

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE

OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE OKUL KORKUSU VE OKULA UYUMDA AİLE OKUL KORKUSU (FOBİSİ) NEDİR? Okula yeni başlayan bir çocuk için okul daha önce hemen hemen hiçbirini tanımadığı çok sayıda çocukla karşılaşma zorunluluğuyla, uyulması

Detaylı

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır. AİLE TUTUMLARI Eğitimciler olarak bizler çocukların gelecekte uyumlu ve başarılı olabilmeleri için en sağlıklı eğitim yollarının geliştirilmesi çabası içindeyiz. Öğrenci eğitiminde ve çocuğa karşı doğru

Detaylı

14 12 Bu ifadenin ne zaman kaba olduğu ne zaman gerekli olduğu konusunda onunla konuşabilirsiniz. Annebaba yanındayken ona nazikçe teklif edilen bir şeyi istemediğini Hayır diye bağırarak ifade etmek doğru

Detaylı

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ; Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ; Anne babalar için çocuklarının ilk kelimelerini duymak heyecan verici bir deneyimdir. Duyduğu yeni kelimeleri

Detaylı

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI EYLÜL BÜLTENİ

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI EYLÜL BÜLTENİ FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI EYLÜL BÜLTENİ Sayın Velimiz, Öğrenci ve öğretmenlerimiz tarafından yapılan ve yapılacak olan çalışmalar/etkinlikler hakkında sizlere bilgi vermek üzere hazırlanan

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI. BABA ve ÇOCUK k İl u ok l ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI BABA ve ÇOCUK PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - OCAK 2013 Tarihsel Süreç İçinde Baba Olma Kavramı Sosyo-ekonomik ve bilimsel gelişmeler, geleneksel aile

Detaylı

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem. Onkoloji Okulu İstanbul /2014 SAĞLIK NEDİR? Sağlık insan vücudunda; Fiziksel, Ruhsal, Sosyal

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 08 Ekim 2009 05:05 - Son Güncelleme Perşembe, 08 Ekim 2009 05:08 Söz Dinlemeyen Çocuklara Nasıl Yardımcı Olunmalıdır? Çocuklarda zaman zaman anne-babalarının sözünü dinlememe kendi bildiklerini okuma davranışları görülebiliyor. Bu söz dinlememe durumu ile anne-babalar

Detaylı

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ

ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ ARKADAŞ SEÇİMİNİN ÖNEMİ Değerli anne babalar; Her insan, yaşamını sürdürmek ve gelişmek için başka insanlara ihtiyaç duyar. Bu ihtiyaçları karşılamak için arkadaşlık ilişkileri, sosyal alandaki en önemli

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ

KARDEŞ KISKANÇLIĞI KARDEŞ KISKANÇLIĞININ NEDENLERİ KARDEŞ KISKANÇLIĞI Kıskançlık, sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. kıskançlığın içgüdüsel yani doğuştan getirdiğimiz genlerimize şifrelenmiş olduğu ileri sürülmektedir. Yaşamın

Detaylı

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM

ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM ORİON EĞİTİM VAKFI ÖZEL PİRİ REİS OKULLARI PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK SERVİSİ NİSAN AYI VELİ BÜLTENİ 2016 ÇOCUKLA ETKİLİ İLETİŞİM Sağlıklı iletişim, çocuğun ruhsal gelişimi açısından büyük önem taşır.

Detaylı

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR

EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR EĞİTİME İLK ADIM MODERN PDR HAYATIMIZDA YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Okul öncesi ve ilkokula başlama döneminde çocuk

Detaylı

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN

ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN ÇOCUK-EBEVEYN İLİŞKİSİ EĞİTİMİ=FİLİAL TERAPİ UZM. KLİNİK PSİKOLOG&OYUN TERAPİSTİ ZEYNEP BETÜL TORUN ÇOCUĞUNUZUN OYUN TERAPİSTİ OLMAK İSTER MİSİNİZ? 2-8 YAŞ ARALIĞINDA ÇOCUĞUNUZ VARSA, BU EĞİTİM TAM SİZE

Detaylı

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu

T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü BÜLTEN. Ayın Konusu T.C ALİAĞA KAYMAKAMLIĞI REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Hizmetleri Bölümü NİSAN Ayın Konusu FARKLILIKLARLA YAŞAMAK İÇİNDEKİLER 1. FARKLILIKLARA SAYGI DUYMA 2. EMPATĠ

Detaylı

PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak

PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI. Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak PSK 271 Öfke Yönetimi (2015-2016 Güz Dönemi) Yrd. Doç. Dr. Nilay PEKEL ULUDAĞLI Öfke Yönetimi: Duyguları İfade Edebilmek ve Duygularla Başa Çıkmak Öfkenin Gerçek Nedeni Ne? ÖFKE kıskançlık, üzüntü, merak,

Detaylı

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ

OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? VELİ BÜLTENİ EYLÜL - 2012 ATA KOLEJİ REHBERLİK SERVİSİ OKULA HAZIR MISINIZ? ÇOCUĞUNUZU KOLLARINIZA ALDIĞINIZ AN SANKİ DÜN GİBİ AKLINIZDAYKEN, MİNİK BEBEĞİNİZ BÜYÜDÜ VE BEBEĞİNİZİN

Detaylı

Sevgili Anne ve Babalar;

Sevgili Anne ve Babalar; Sevgili Anne ve Babalar; Rehberlik ve psikolojik danışma servisi, okulumuzda öğrenim gören tüm öğrencilerimizin yaş dönemine özgü gelişim süreci içerisinde karşılaştıkları güçlükleri sorun haline dönüşmeden

Detaylı

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI

Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Öğr. Gör. Özlem BAĞCI Çocuğun kas gelişimini sağlayan, enerjisinin boşalmasına yol açan oyun, arkadaşları ile iletişimi ve işbirliğini de sağlayarak onun dünyasını biçimlendirir. Piaget e göre oyun, çocuğun

Detaylı

Okul fobisi nasıl gelişir?

Okul fobisi nasıl gelişir? Eğer bir kelimenin sonuna "fobi" eklenmişse, hemen bir şeylerden korkulduğunu düşünürüz. Ancak okul fobisi gelişen çocukların okula gitmek istememelerinin tek nedeni okuldan korkmaları değil. Çocuğa bu

Detaylı

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BÖLÜMÜ Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu İÇERİK Rehberlik Birimi Tanıtımı Gelişim Dönemleri ve Okula Uyum Süreçleri Öğrencilerimizin; Zihinsel, bedensel, sosyal ve

Detaylı

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur.

Kendi sorumluluklarımızı taşımayı öğrendikçe de gelişiriz. Burada karşılıklı bir ilişki söz konusudur. SAYIN VELİ; Okul olarak amacımız, ruhsal, duygusal, fiziksel, zihinsel ve sosyal yönden sağlıklı, kendine güvenen, sorumluluk sahibi, milli ve manevi değerlere sahip başarılı bireyler yetiştirmektir. Bu

Detaylı

Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk

Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk 11.03.2016 Bilgilendirme Toplantısı Boşanma ve Çocuk Cemre Soysal Uzman Klinik Psikolog Boşanma kararına doğru.. Boşanma çocukların başına gelebilecek en sarsıcı olaylardan biridir. Çocukların değişikliklere

Detaylı

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU 2013-2014 PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ

İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU 2013-2014 PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ İSTEK ÖZEL ACIBADEM ORTAOKULU 2013-2014 PSİKOLOJİK DANIŞMA VE REHBERLİK BÖLÜMÜ Bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçerken biyolojik, psikolojik ve sosyal yönden geliştiği bireyselleştiği, toplumsallaştığı

Detaylı

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016

ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT ORTAOKULU MART 2016 AİLE İÇİ İLETİŞİM VE SINAV KAYGISI PSİKOLOJİK DANIŞMA ve REHBERLİK BÖLÜMÜ İçindekiler Motivasyonu Arttırma ve Hedef Belirleme Hedef Belirlerken Göz Önünde Bulundurulacak

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Tiedot turkiksi DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

Detaylı

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum»

Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni. «Okula Uyum» Deniz Kantarcıoğlu Anaokulu Rehber Öğretmeni «Okula Uyum» Hayatımızda yeni bir sayfa daha açılıyor. Bu başlangıç hem çocuğunuzun hem de sizlerin hayatında yepyeni bir dönemin başlangıcı... Çocuklar, okula

Detaylı

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ

CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ CİNSEL KİMLİK GELİŞİMİ Yaşamımızın her alanında sürekli olarak gelişim ve değişim yaşarız. Yaşanan gelişim, biyolojik kültürel ve bireysel faktörlerin ortak ürünüdür. Gelişimsel değişimin bir parçası olarak

Detaylı

CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM

CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM ÖZEL MAVİ DÜŞLER ANAOKULU 2015-2016 EĞİTİM YILI CİNSEL GELİŞİM VE EĞİTİM Bilgi Bülteni Sayı:7 Toplum olarak sağlıklı nesiller yetiştirmek; bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyal ve cinsel yönden kendisi ve

Detaylı

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER

OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER OKUL ÖNCESİ ÇOCUĞUNDA UYKU SORUNLARI VE ÖNERİLER Uykuyla ilgili sorunlar sadece bebeklik döneminde yaşanmaz.okul öncesi dönemde ki çocuklarda çeşitli uyku sorunu yaşarlar.uykuya dalmada güçlük,gece terörleri

Detaylı

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak.

Hani annemin en büyük yardımcısı olacaktım? Hani birlikte çok eğlenecektik? Kardeşime dokunmama bile izin vermiyor. Kucağıma almak da yasak. Bu ayki rehberlik bülteni konumuz Kardeş Kıskançlığı hakkındadır. Sizlere çocuğunuza bu süreçte nasıl yardımcı olabileceğiniz ile ilgili önerilerimiz olacaktır. KARDEŞ KISKANÇLIĞI Neler olduğunu hiç anlamıyorum!

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK PDR BÜLTENİ Bülten Tarihi: Ocak 2017 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu TATİLDE ÇOCUKLA BİRLİKTE OLMAK Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Psikolojik

Detaylı

EBEVEYNLİK BECERİLERİ

EBEVEYNLİK BECERİLERİ EBEVEYNLİK BECERİLERİ Doç. Dr. Koray KARABEKİROĞLU 21.Ekim.2010, ANTALYA www.cocukhayat.com 1 SUNUM İÇERİĞİ Anne-baba olmak Ebeveynlik tutumları Türkiye de ebeveynler Özel durumlar Ebeveyn-doktor ilişkisi

Detaylı

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler. 0212 542 80 29 Uz. Psk. SEMRA EVRİM 0533 552 94 82 DUYGUSAL ZEKA Son yıllarda yapılan pek çok çalışma zeka tanımının genişletilmesi ve klasik olarak kabul edilen IQ yani entelektüel zekanın yanı sıra EQ

Detaylı

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ

3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ 3-6 YAŞ GELİŞİM ÖZELLİKLERİ GELİŞİM NEDİR? Gelişim, Çocuğun hareket etmeyi, Düşünmeyi, Hissetmeyi, Başkalarıyla ilişki kurmayı öğrendiği, ileriye doğru giden bir değişim sürecidir. Gelişim ana rahminde

Detaylı

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam

Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme. Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Evlat Edinilen Çocuğa Multidisipliner Yaklaşım: Vaka Örnekleri Üzerinden Evlat Edinme Psikolog Reyhan Bahçivan-Saydam Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu na göre 2008 yılı sonu itibariyle evlatt edindirilen

Detaylı

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla

Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla Kekemelik Nedir? Kekemelik, konuşmanın akıcılığıyla ilgili bir iletişim bozukluğudur. Ses, hece ve sözcüklerde uzatmalar, tekrarlar veya duraklamalarla ortaya çıkan konuşmanın akıcılığının bozulduğu durum

Detaylı

II. KADEME) 11 14 Yaş Dönemi Özellikleri (ERİNLİK BULUĞ ÇAĞI)

II. KADEME) 11 14 Yaş Dönemi Özellikleri (ERİNLİK BULUĞ ÇAĞI) II. KADEME) 11 14 Yaş Dönemi Özellikleri (ERİNLİK BULUĞ ÇAĞI) Fiziksel Gelişim Bu dönemdeki çocukta, ilköğretimin II. Kademesine geç uyum sağlama görülebilir. Hem bedensel hem de psikolojik açıdan birçok

Detaylı

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN

Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Birimi Aile Bülteni SINIRLAR VE DİSİPLİN Biraz düşünelim... Alışverişe gittiniz; her zaman akıllı ve anlayışlı olan oğlunuz istediği oyuncağı alamayacağınızı söylediğinizde

Detaylı

Tedavi sürecinde sık sık evden ve okuldan uzak kalmak, alıştıkları sosyal destekten uzak kalmalarına sebep olur. Bazı çocuklar içe kapanabilir.

Tedavi sürecinde sık sık evden ve okuldan uzak kalmak, alıştıkları sosyal destekten uzak kalmalarına sebep olur. Bazı çocuklar içe kapanabilir. ÇOCUK VE HASTALIK Tanı ve Tedavinin Psikolojik Etkileri Nelerdir? Kanserin çocuklar üzerinde fiziksel, psikolojik veya bilişsel etkileri olabilir. Bir çocuğun bu etkilerle nasıl baş edeceği bireysel faktörlere

Detaylı

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ

OKULA BAŞLARKEN OKULA BAŞLAMA SÜRECİ OKULA BAŞLARKEN Okul, aileden sonra çocuğun içinde bulunduğu ilk temel sosyalleşme kurumudur. Okul dönemi, çocuk için ailesinden ilk ayrılış dönemidir; çünkü çocuk, okula başladığında evden farklı bir

Detaylı

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor: Uzm. Psikolog Nuray ÖZBEN AVŞAR Anne - baba - çocuk ilişkisinin son yıllarda hızlı bir değişim içerisine girmiş olduğu gözleniyor. Hızla gelişen dünya ile hayata bakış açıları her geçen gün gelişiyor ve

Detaylı

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır.

Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır. BAĞLANMA KURAMI Bağlanma Nedir? Bağlanma, kişinin kendisi için önemli gördüğü bir başkasına (bağlanma figürü) karşı geliştirdiği güçlü duygusal bağlardır. Çocukluktaki bağlanma Çocuk ile bakım veren kişi

Detaylı

ÖNSÖZ... IX 1. 10 12 13 10 14 2. 15 15 3. 20 20 24 27 28 29 30 30 33 34 36 39 40 41 42 III

ÖNSÖZ... IX 1. 10 12 13 10 14 2. 15 15 3. 20 20 24 27 28 29 30 30 33 34 36 39 40 41 42 III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... IX 1. Çocuklara Zarar Veren Anne-Baba Davranışları...1 Aşırı Koruyuculuk ve Kısıtlayıcılık...2 Reddetme; Maskelenmiş Mahrumiyet...4 Aşırı Hoşgörü ve Şımartma...5 Aşırı Beklentiler...6

Detaylı

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir?

Anne ve kız arasında en çok yaşanan iletişim sorunları nelerdir? Anneler Çocuklarına En Çok Niçin Kızıyor? Acıbadem Sağlık Grubu Bağdat Caddesi Tıp Merkezi psikologlarından Ayşegül Topçu Aydın ve International Hospital psikologlarından Ferahim Yeşilyurt, anneler ve

Detaylı

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER DERS : ÇOCUK RUH SAĞLIĞI KONU : KİŞİLİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER A) BİYOLOJİK ETMENLER KALITIM İÇ SALGI BEZLERİ B) ÇEVRE A) BİYOLOJİK ETMENLER 1. KALITIM Anne ve babadan genler yoluyla bebeğe geçen özelliklerdir.

Detaylı

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları

2013 / 2014 SAYI: 17. Haftanın Bazı Başlıkları 2013 / 2014 SAYI: 17 Haftanın Bazı Başlıkları Çocukla İyi Zaman Geçirmenin 10 Yolu VI. Geleneksel Piyano Resitali Miniklere Anlamlı Hediye Okul Küçük Erkek Basketbol Takımı mızdan Başarı Çocukla İyi Zaman

Detaylı

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir? Özgüven Nedir? Özgüven; kendimiz ve yeteneklerimiz hakkında pozitif ve gerçekçi bir anlayışa sahip olduğumuz anlamına gelmektedir. Diğer taraftan, özgüven eksikliği ise; kendinden şüphe duymak, pasiflik,

Detaylı

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ Psikoloji RPD 101 Not III Uz. Gizem ÖNERİ UZUN Kişilik Gelişimi Kişilik Nedir? *Kişilik, bireyin iç ve dış çevresiyle kurduğu, diğer bireylerden ayırt edici,

Detaylı

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN

BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN BURSA ÖZEL BİREY OKULLARI OKULA UYUM SÜRECİ BAHAR İLHAN REHBER ÖĞRETMEN OKULA UYUM SÜRECİ BİR ÇOCUK İÇİN OKUL, DAHA ÖNCE HEMEN HEMEN HİÇBİRİNİ TANIMADIĞI ÇOK SAYIDA ÇOCUKLA KARŞILAŞMA ZORUNLULUĞUYLA, UYULMASI

Detaylı

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ ÜMRANİYE REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ 1 Düşüncelerini, duygularını rahat ifade edebilen, Çevresiyle olumlu ilişkiler kurabilen, Kendine güvenen, Öğrenmeye istekli, Mutlu, başarılı çocuklar yetiştirelim.

Detaylı

REHBERLİK SERVİSİ BÜLTENİ KASIM 2011 BOŞANMA VE ÇOCUK

REHBERLİK SERVİSİ BÜLTENİ KASIM 2011 BOŞANMA VE ÇOCUK REHBERLİK SERVİSİ BÜLTENİ KASIM 2011 BOŞANMA VE ÇOCUK Boşanma her çocuk ve ebeveyn için travmatik bir olaydır. Boşanma kararı hangi koşullar altında alınmış olursa olsun ailedeki her bireyin farklı şekillerde

Detaylı

fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin

fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin Döllenmiş yumurta fetüs bebek ölüm çocuk İleri yaş yeniyetme yetişkin Yaşam boyu devam eden biyolojik, bilişsel, sosyal gelişim ve kişilik gelişiminin bilimsel incelemesi Gelişim psikolojisinin başlıca

Detaylı

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM BENİ KOŞULSUZ SEVİN! OTİZM NEDİR? O Bireyin sosyal iletişimini, dil

Detaylı

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA

Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA Psikolog Seda BİLGEN IŞIK İÇİNDEKİLER: 1. TIRNAK YEME 2. ÇOCUKLARDA BİLGİSAYAR KULLANIMI 3. SINAV KAYGISI 4. KAYNAKÇA 1. TIRNAK YEME Tırnak yeme, her yaşta ve her iki cinste de görülebilen, zaman içinde

Detaylı

OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI

OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI OLUMLU ANNE-BABA YAKLAŞIMLARI PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ Her anne baba çocuğunun sosyal duygusal ve bilişsel anlamda iyi yetişmesini arzu eder ve bunun için elinden geleni yapmaya çalışır.

Detaylı

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü Yük. Hem. Gül Şav Özaydemir Danışman Hemşire EUKAM E.Ü.T.F. Radyasyon Onkolojisi ABD XIX. Ege Onkoloji Günleri 6-7 Nisan 2015 İzmir «Kanserle mücadele

Detaylı

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ

FMV ÖZEL AYAZAĞA IŞIK ANAOKULU 4 YAŞ SINIFI BÜLTENİ KAVRAMLAR Renk Kavramı; Kırmızı Boyut Kavramı; Büyük-Küçük Şekil Kavramı; Daire FEN-MATEMATİK ETKİNLİKLERİ Yaprak ve dal toplama-inceleme etkinliği Kaç yaprak/dal topladık? Sayalım,gruplayalım GEMS- AĞAÇ

Detaylı

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE

DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Information på turkiska DEHB GÜNLÜK YAŞAM KAOS HALİNE GELDİĞİNDE Çocukların oturup konsantre olmakta ve dürtülerini kontrol etmekte zorlanmaları normaldir. Ancak DEHB li (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite

Detaylı

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu PDR BÜLTENİ Sayı:8 Bülten Tarihi: Mart 2016 Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu Kardeş Kıskançlığı ve Çözüm Yolları Ankara Üniversitesi Geliştirme Vakfı Özel İlkokulu/Ortaokulu

Detaylı

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları: OYUN VE ÇOCUK Çocuklar oyunla dünyayı keşfederler, diğer kişilerle kuracakları ilişkileri öğrenirler, kendi yeteneklerini ve güçlerini test ederler, yeni fikirleri denerler ve farklı aktiviteleri deneyecek

Detaylı

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz. Rüyalar genellikle en saçma göründüklerinde en derindedir. Sigmund Freud Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz. Anksiyete: kendinize kötü bir şey olacağını ve

Detaylı

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU Formun Amacı: Bu form çocuğun sağlık durumu, psikomotor gelişimi, özbakım gelişimi, sosyal duygusal gelişimi ve davranışsal özelliklerine ilişkin bireysel gereksinimleri

Detaylı

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir. Değerli Anne ve Babalar, Anne-baba olarak ders seçimi aşamasında etkimiz ne kadar olmalı?, Çocuğumun ilgi ve yeteneklerini nasıl belirlerim?, Çocuğuma uygun meslek grupları nelerdir?, ve Ders seçimi sürecinde

Detaylı

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz

Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz Mimar Sinan İşitme Engelliler İ.Ö.O. Aile Rehberliği Etkiliğine Hoş Geldiniz İşitme Kayıplı Çocuğun Sosyal Çevresiyle Olan uyum Problemleri Tüm çocuklar okul döneminden önce, yaşıtlarıyla sınırlı bir etkileşim

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU OKUL KORKUSU Her yıl milyonlarca çocuk okula başlayıp, neşeyle devam ederken

Detaylı

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu Özellikleri Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların büyük bir bölümünde duyusal uyaranlara karşı abnormal tepki (örn. aşırı hassasiyet ya da tepkisizlik) gözlemlenmektedir. Yaygın

Detaylı

SINAVLARDA YAŞANAN KAYGISININ VELİLERE ÖNERİLER

SINAVLARDA YAŞANAN KAYGISININ VELİLERE ÖNERİLER SINAVLARDA YAŞANAN KAYGISININ AZALTILMASINA YÖNELİK VELİLERE ÖNERİLER Kaygı, öğrenmenin ve öğrendiğini kullanmanın önündeki en önemli engeldir. Kaygısı artan, sınava olduğundan farklı anlamlar veren öğrenciler

Detaylı

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor.

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor. OKUL KORKUSU Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor. Kuşlar Uçar, Balıklar Yüzer, Yetişkinler Konuşur, Çocuklar Oyun Oynar.''

Detaylı

Çocuğumuza Etkili Ve Verimli Ders Çalışma Alışkanlığını Kazandırma Konusunda Nasıl Destek Olabiliriz?

Çocuğumuza Etkili Ve Verimli Ders Çalışma Alışkanlığını Kazandırma Konusunda Nasıl Destek Olabiliriz? Çocuğumuza Etkili Ve Verimli Ders Çalışma Alışkanlığını Kazandırma Konusunda Nasıl Destek Olabiliriz? Aile, sağlıklı nesillerin yetiştirilmesinde,toplumsal birlik ve beraberliğin sağlanmasında en önemli

Detaylı

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER BEBEKLİK DÖNEMİNDE (0 3 YAŞ) ERKEN TANI İÇİN KRİTİK DÖNEMLER Bebeklik dönemi, gelişimin en hızlı ilerlediği dönemdir. Çevrelerine

Detaylı

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri

Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri Bir İlişkide Çözülmenin Evreleri Bir ilişkinin nasıl dağıldığı sorusu, neden dağıldığı sorusuyla ilişkili fakat, onunla aynı şey değildir. Duck (1984) ilişki dağılması, evresinden ve onları izleyen yeniden

Detaylı

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ A u ok na lu ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK BİRİMİ - MART 2014 ANAOKULLARI BÜLTENİ ARKADAŞLIK İLİŞKİLERİ Okul öncesi dönem, gelişimin hızlı olması ve

Detaylı

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU

GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU GEBELİĞİN PSİKO-SOSYAL VE KÜLTÜREL BOYUTU A R A Ş. G Ö R. Z E Y N E P K I R I K K A L E L İ Gebelik dönemi fizyolojik olduğu kadar kalıcı psikolojik değişikliklere de neden olmaktadır. Anne karnında gelişen

Detaylı

OKULUN BAŞLAMA DÖNEMİ

OKULUN BAŞLAMA DÖNEMİ Yrd.Doç.Dr. Hatice ERGİN İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü OKULUN BAŞLAMA DÖNEMİ Okula başlama dönemi, en önemli geçiş dönemlerinden biridir ve bu tür önemli

Detaylı

KASIM DİKKAT!!! KARDEŞ GELİYOR... SAYI ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ

KASIM DİKKAT!!! KARDEŞ GELİYOR... SAYI ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ 2013 ÖZEL ALTIN NESİL ÇOCUK EVİ REHBERLİK BÜLTENİ KASIM DİKKAT!!! KARDEŞ GELİYOR... *Yazar adını yazın+ *Şirket adını yazın+ 01.11.2013 SAYI 2 Saygıdeğer anne ve babalar; Yeni bir rehberlik bülteni ile

Detaylı

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU 2031-2014 EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI Okul öncesi dönem genel anlamda tüm gelişim alanları açısından temellerin atıldığı

Detaylı

ÇOCUK EĞİTİMİNDE SINIR KOYMANIN ÖNEMİ

ÇOCUK EĞİTİMİNDE SINIR KOYMANIN ÖNEMİ 2015-2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI MART AYI VELİ BÜLTENİ ÇOCUK EĞİTİMİNDE SINIR KOYMANIN ÖNEMİ Neden Sınıra İhtiyaç Vardır? Çocuklar, kurallarını bilmedikleri bir dünyaya doğarlar. Büyüdükçe kendilerinden beklenenlerin

Detaylı