Cumhuriyet Halk Partisi

Transkript

1 1 Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Kılıçdaroğlu Mehmet in Gezegeni nde Kral FM ile birlikte yaklaşık 70 yerel tv ve radyoya açıklamalarda bulundu, Gezegen Mehmet in sorularını yanıtladı Tarih : Ben gerçeklere bakarım. 700 milyarlık kol saati gerçek mi? Gerçek. Rıza Zarraf ın uçağıyla aile boyu haram parayla Umre ye gitmek gerçek mi? Gerçek. Başbakanın oğlunun evinde dağıtıldıktan sonra ertesi gün 30 milyon avronun kaldığı gerçek mi? Gerçek. Bakanların çocuklarının evinde 7 ayrı kasanın olduğu gerçek mi? Gerçek. O kasaların içinde paraların olduğu gerçek mi? Gerçek. O evlerde para sayma makinalarının olduğu gerçek mi? Gerçek. Fotoğrafları var mı? Var. Bir medya havuzunun oluşturulduğu gerçek mi? Gerçek. Başbakanın bizzat telefon edip şu işadamının mahkum olması lazım dediği gerçek mi? Gerçek. Neyi tartışıyoruz biz? - 17 Aralık operasyonunu devletin vicdanı yapmıştır. Paralel devlet falan bunlar hikaye. - Bu devlet sahipsiz değildir. 18 Nisan 2013 te Başbakanın önüne MİT rapor koyuyor. Operasyonun başlangıcı nedir biliyor musunuz? 2 veya 3 yıl önce Kapıkule de 202 kilo eroin bulunmasıyla başlıyor. Bakıyorlar ki Kapalı çarşıda bir döviz bürosuyla ilgili ve olağanüstü bir para trafiği var. Onun üzerine mahkeme karar alıyor bu paralar nedir diye? Kara para çünkü bunlar. İzlenmesine başlıyorlar ve o izlemeden bir bakıyorlar ki işin içinde bakanlar var, işin içinde Başbakan var. Ve harekete geçiyorlar - 18 Nisan 2013 te MİT üç sayfalık bir rapor koydu Erdoğan ın önüne, Raporda diyor ki, Rıza Zarraf la şu bakanların, kendi bakanlarının parasal ilişkileri var, rüşvet ilişkileri var. Bunlar ortaya çıkarsa hükümet zor durumda kalabilir. MİT doğrudan Başbaka a bağlı Cumhuriyet Halk Partisi - 1 /

2 2 olan tek kuruluştur. Nisan dan Aralık a 9 ay geçti, hiçbir şey yapmadı. Neden? - Zarrab Bakanlardan Türkiye nin sırlarını alıyor. İçişleri Bakanına telefon ediyor. Bu da mahkeme kararıyla yapılan tespittir. MİT, emniyet istihbarat beni takip ediyor mu diye soruyor. İçişleri Bakanı araştırıyor ve telefon ediyor. Emin ol kimse seni takip etmiyor. Sana bir şey olursa senin önüne ben yatarım diyor. Bunlar çok önemli olaylardır. Bunu her yurttaşın bilmesi lazım. - Şimdi bir kafa karışıklığı var. O dinledi, bu dinledi, şu yaptı, bu yaptı. Türkiye Cumhuriyeti gelenekleri olan bir devlettir. Biz bin yıllık bir devletiz. Devletin kendi vicdanı, kendisini korur. Başbakan geldi diye her istediğini yapacağım diye bir kural yoktur. Devletin kuralları vardır, kaideleri vardır, gelenekleri vardır, örfü vardır, adeti vardır. İlk kez bir iktidar ben devletim demeye başladı. Sen devlet değilsin. - Amerika da dönemin başkanı ana muhalefeti yani diğer partiyi yasadışı dinletir. İki yürekli gazeteci bunu tespit eder ve yayınlarlar. O devlet başkanı istifa etti. İki gazetecide beraat etti. Dediler ki çok önemli bir olay, ahlaki kurallara aykırıdır. Bunun özünü ahlak belirler. Ahlaki kurallar eğer toplumun vicdanına uygunsa ki uygundur onun için biz ahlak diyoruz. Bir sorunumuz yoktur. Yapılan konuşmalar eğer toplumun gelirlerine göz dikmişse, vatandaşın cebine göz dikmişse, kul hakkı, garip gurebanın hakkını yiyorsa bunlar artık toplumun malıdır ve bu konuda hiçbir kimsenin tereddüdü yoktur. - Orduya kumpas kurdular. İyide bu ülkenin Başbakanı kimdi? Demek ki kendisi bu ülkeyi yönetmiyordu. Eğer gerçekten kendisi bu ülkeyi yönetmiyorsa, başkaları yönetiyorsa bu milletten özür dileyip görevi bırakması lazım. Beni kandırdılar, beni aldattılar, ben 12 yıldır ülkeyi, yargıyı, istihbaratını yönettiğimi sanıyordum meğer ülkeyi de, yargıyı da, istihbaratı da başkaları yönetiyormuş demesi, özür dilemesi lazım - Diyor ki, haremimize girdiler. Senin haremine girmişlerse sen bu ülkede nasıl Başbakanlık yapacaksın. Elini vicdanına koyması lazım her yurttaşımın. Bir Başbakan bu duruma düştüyse o koltuktan ayrılması lazım. - Bugün HDP AKP yle işbirliği yapıyor. Sadece bizi eleştirerek siyaset yapıyorlar. Yolsuzlukları eleştirme konusunda, AKP yi eleştirme konusunda bir çabaları yok. Niye bizi eleştiriyorsunuz diye bir eleştiri getirmiyorum, saygı duyuyorum ama gerçek bu - HDP lilerin bizi Pennsylvania yla beraber tutmaları neye dayanıyor, nasıl bir işbirliği kurmuşuz? Kul hakkı yiyenleri eleştirmenin Pennsylvania yla ne ilgisi var? Bir Başbakan ın oğlunun evinde 30 milyon avro çıkacak, Bakan koluna 700 milyarlık kol saati takacak, Rıza Zarraf 4 Bakanı satın alacak parayla ben bunu eleştirmeyecek miyim? Bunun Pennsylvania yla ne ilgisi var? - İnsanlar belli bir inanç çerçevesinde bir araya gelebilirler. Bunun adı cemaat olur, tarikat olur. Biz bunlara saygı gösteririz. Hiç kimsenin inancına karışmayız. Allah la kulun arasına birisinin girmesi zaten inancımızda da, dinimizde de yoktur. O zaman olması gereken şudur; herkesin inancına saygılıyız, cemaatse cemaat, tarikatsa tarikat buna karışmayız. Ama siyasete karışmamak kaydıyla. Dinin siyasete girmesini Cumhuriyet Halk Partisi - 2 /

3 3 istemeyiz - Ergenekon davasının savcılığını üstlenen, Ben bu davanın savcısıyım diyen kimdi. Geçen gün bir Emniyet istihbarat şefi televizyonlara çıktı, Ben kez Başbakanla görüştüm dedi. makamında görüştüm. Bir ülkenin Başbakanı bir istihbarat şefiyle kez değil bir kez bile görüşmez. Onun emniyet genel müdürü vardır. MİT in müsteşarı vardır. Görüşürse Başbakan onlarla görüşür. Eğer iş o noktaya gelmişse zaten işbirliği vardır orada. - Diyelim ki, orada görev yapan polisler, savcılar, hakimler, hükümet işbirliği yapmışlardır. O davaların tamamen göstermelik olduğunu, masum insanların hapse atıldığını defalarca ama defalarca söyledik. Siz düşünebiliyor musunuz bir ülkenin Genelkurmay Başkanı nı terör örgütünün lideri diye tutukladılar. Allah aşkına buna kim inanır. İnsanda biraz vicdan olur, insanda biraz ahlak olur - Kuddusi Okkır ı bunlar Ergenekon un kasası ilan etmediler mi? Hapse atmadılar mı? Adamcağız öldü cenazesini İstanbul a getirmek için ailesi para bulamadı. Nasıl bir kasa bu, nasıl bir vicdan bu, nasıl bir ahlak bu, nasıl bir hukuk anlayışı bu? Şimdi timsah gözyaşları döküyor orada efendim bilmem kumpastır diye CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Mehmet in Gezegeni nde Kral FM ile birlikte yaklaşık 70 yerel tv ve radyoya açıklamalarda bulundu, Gezegen Mehmet in sorularını şöyle yanıtladı Mehmet AKBAY- Şuanda karşımızda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu var. Efendim hoş geldiniz. Kemal KILIÇDAROĞLU- Hoş bulduk efendim. Mehmet AKBAY- Sizi çok sevdiğiniz bir türküyle karşıladık. Tabi seçim meydanlarında şarkılar, türküler çalıyorsunuz ama onun dışında ne zamandır dinlemiyorsunuz şarkıları, türküleri? Kemal KILIÇDAROĞLU- Aslında fırsat buldukça dinliyoruz tabi. Müzik hayatımızın bir parçası zaten. Bazen hüzünleniriz, bazen neşeleniriz ama gerçekten sağlam bir ruh yapısına ulaşmak için müzik her zaman gerekiyor. Mehmet AKBAY- Sayın Kılıçdaroğlu, modası geçmeyen iki şey var. Aşk ve radyo. Yani radyonun da modası geçmiyor. Kemal KILIÇDAROĞLU- Aşk daha eski Adem le Havva dan başlıyor. Radyo daha sonra çıktı ama ikisi de Mehmet AKBAY- Radyonun da modası geçmiyor. Kemal KILIÇDAROĞLU- Kesinlikle geçmiyor evet. Çünkü radyonun özelliği tabi hayatımızın her alanına götürebilmemiz rahatlıkla götürebilmemiz yeni teknolojiyle beraber. Mehmet AKBAY- Şimdi Kral FM de canlı yayındasınız. Biz zaman zaman espri Cumhuriyet Halk Partisi - 3 /

4 4 yapıyoruz işte Kral ın huzuruna hoş geldiniz diyoruz. Biz tabi kral derken halktan bahsediyoruz. Bizim kralımız milletimiz. Milletin huzuruna hoş geldiniz. Kemal KILIÇDAROĞLU- Teşekkür ederim. Mehmet AKBAY- Milletin adına ben birkaç soru soracağım size seçim öncesinde. Şuan Kral FM le birlikte 70 civarında yerel televizyon, yerel radyo kendi yayınlarını kestiler ve bize bağlandılar. Buradan onlara bir mesajınız var mı? Kemal KILIÇDAROĞLU- Onların hepsine buradan yani sizin bulunduğunuz yerden Kral FM den yayın bölgesinden selamlarımı, saygılarımı sunuyorum. Hepsine şükran borçluyum. Mehmet AKBAY- En çok mitingleri ben yapıyorum açıklamasında bulundunuz. Sayın Başbakana atıfta bulundunuz. Dediniz ki, ben günde 3, 4, 5 bazen 6 miting yapıyorum, en çok ben dolaşıyorum dediniz. Kemal KILIÇDAROĞLU- Ve çalışıyorum. Mehmet AKBAY- Peki şunu merak ediyoruz zaman zaman bir eleştiri geliyor. İşte Türkiye nin 7 bölgesi var. CHP Türkiye nin 5 bölgesinde çalışıyor. İki bölgesini adeta görmüyor. Nasıl Türkiye nin partisi olacak CHP? Kemal KILIÇDAROĞLU- Yo hayır oralara da gidiyorum. Gittim daha doğrusu. Ama fazla yoğunluk vermedim oralara. Arkadaşların yapmış olduğu bir programdı bu. Bu programa uygun çalışıyorum. Orada yalnız diğer arkadaşlarımız, çünkü ben 81 İl e bu kısa sürede gitme şansım yok. Diğer arkadaşlarımızın hepsi gittiler. Hakkari de de, Diyarbakır da da, Urfa da da, Tunceli de de, Elazığ da da. Ben Elazığ a, Tunceli ye, Adıyaman a gittim. Buralarda mitingler yaptık ve çok güzel mitinglerimiz oldu. Mehmet AKBAY- Şimdi HDP eş başkanını dün akşam haber bülteninde izledim. Hemen son soru olarak onu sormak istiyorum size. Sebahat Tuncel dedi ki, biz dedi seçim döneminde en başlarında 30 Mart seçimlerine gelin beraber girelim teklifinde bulunduk Sayın Kılıçdaroğlu na dedi. Kendisi kabul etmedi. Size de zarar verir, bize de zarar verir bu birliktelik ve şöyle bir eleştiride bulundu. Pennsylvania Sayın Kılıçdaroğlu nu Başbakan yapacak zannediyor dedi. Yani bu eleştiriyi yaptıktan sonra sizin cemaatle beraber hareket ettiğinizin altını çizdi. Öncelikle bu teklifi? Kemal KILIÇDAROĞLU- Doğru öyle bir teklif geldi ve biz bu teklifi uygun görmedik. Bu kısmı doğru. Çünkü ben siyasete atıldığım gün şunu söyledim. Hangi koşulda olursa olsun halka doğruları söyleyeceğim. Geldiler işbirliği önerdiler, biz kabul etmedik. Bize zarar verir dedik bu. Aynı düşüncemi bugünde söylüyorum zaten. Bugün HDP AKP yle işbirliği yapıyor. Onu gayet iyi biliyoruz zaten. Çünkü sadece bizi eleştirerek siyaset yapıyorlar. Yolsuzlukları eleştirme konusunda, AKP yi eleştirme konusunda, diğer partileri eleştirme konusunda bir çabaları yok. AKP yle işbirliği yapıp sadece bizi eleştiriyorlar. Eleştirebilirler benim her partiye saygım var. Yani niye bizi eleştiriyorsunuz diye bir eleştiride getirmiyorum. Bizi Pennsylvania yla beraber tutmalarını, ellerinde varsa bir bilgi, delil, belge getirsinler bizde öğrenelim ya nasıl bir işbirliği kurmuşuz acaba? Eğer bu ülkede kul hakkı yiyenleri Cumhuriyet Halk Partisi - 4 /

5 5 eleştirmekse bunun Pennsylvania yla ne ilgisi var? Bir Başbakanın oğlunun evinde 30 milyon avro çıkacakta ben bunu eleştirmeyecek miyim? Bakan koluna 70 milyarlık kol saati takacakta ben bunu eleştirmeyecek miyim? Rıza Zarraf 4 Bakanı satın alacak parayla ben bunu eleştirmeyecek miyim? Bunun Pennsylvania yla ne ilgisi var? Baktığınız zaman ben bu ülkenin insanlarının çıkarlarını savunuyorum. Bu ülkenin insanlarının çıkarlarından yanayım. Ben hiçbir zaman şunu söylemedim. Bakın, niye bu partiye oy verdiniz? Her vatandaşım gider istediği partiye oy verir. Ben hepsine saygı duydum. Ama onlar gelin beraber işbirliği yapalım. Niye işbirliği yapalım? Zaten yasak, siyasi partiler yasası buna izin vermiyor zaten. Gelirsin desteklersin, her vatandaşım bize oy verir. Ben bundan memnuniyet duyarım. Şimdi diyorlar ki, AKP yle cemaat çatışıyor sizde AKP nin safında olun sizde cemaatle çarpışın. Şimdi ben tabi cemaat kimdir, nerededir bunlar, nerede konuşlanmışlardır Mehmet AKBAY- Cemaatle ilgili görüşünüz nedir? Nasıl bakıyorsunuz, yani sizin bakışınız nedir? Kemal KILIÇDAROĞLU- Genel Başkan olduktan sonra bakışımız şudur, Cumhuriyet Halk Partisinin bakışı şudur; insanlar belli bir inanç çerçevesinde bir araya gelebilirler. Bunun adı cemaat olur, bunun adı tarikat olur. Biz bunlara saygı gösteririz. Hiç kimsenin inancına karışmayız. Allah la kulun arasına da birisinin girmesi zaten inancımızda da yoktur, dinimizde de yoktur. O zaman olması gereken şudur; herkesin inancına saygılıyız, cemaatse cemaat, tarikatsa tarikat buna karışmayız. Ama, siyasete karışmamak kaydıyla. Dinin siyasete girmesini istemeyiz. Mehmet AKBAY- Bu noktada hemen bir şey soracağım. Malum biliyorsunuz bu Ergenekon ve Balyoz operasyonları tam elimizde bir bilgi olmamakla birlikte kamuoyunun inancı şu, cemaat dinledi, cemaat delilleri topladı, bu delilleri daha sonra Sayın Başbakan kumpas dedi. Bu delilleri hükümete verdi. Hükümette bu deliller ışığında darbe teşebbüsünde bulunmaya çalışan iddiasında bu kişilere operasyon yaptı. Buna inanıyor musunuz? Kemal KILIÇDAROĞLU- Deniyor. Mehmet AKBAY- Bu delillerin cemaat tarafından hükümete verildiği, bu kumpasın cemaat tarafından yapıldığına inanıyor musunuz? Kemal KILIÇDAROĞLU- Şimdi bakın, bizim muhatabımız hükümettir. Bu davaların savcılığını üstlenen kimdi? Recep Tayyip Erdoğan. Ben bu davanın savcısıyım dedi ve yine geçen gün bir istihbarat şefi televizyonlara çıktı şunu söyledi. Ben kez Başbakanla görüştüm, makamında görüştüm. Bir ülkenin Başbakanı bir istihbarat şefiyle kez değil bir kez bile görüşmez. Onun emniyet genel müdürü vardır. MİT in müsteşarı vardır. Görüşürse Başbakan onlarla görüşür. Eğer iş o noktaya gelmişse zaten işbirliği vardır orada. Yani orada görev yapan diyelim ki polisler, savcılar, hakimler, hükümet işbirliği yapmışlardır. O davaların tamamen göstermelik olduğunu, masum insanların hapse atıldığını defalarca ama defalarca söyledik. Ben bunu söylediğimde beni Ergenekoncu diye suçluyorlardı. Şimdi kendisi suçluyor. Ama ben hiçbir zaman ben o davaların savcısıyım demedim. O dedi. Cumhuriyet Halk Partisi - 5 /

6 6 Siz düşünebiliyor musunuz bir ülkenin Genelkurmay Başkanını terör örgütünün lideri diye tutukladılar. Allah aşkına buna kim inanır. İnsanda biraz vicdan olur, insanda biraz ahlak olur. Mehmet AKBAY- Sayın Başbakanda ona tepki gösterdi tutuklanmasına. Tutuksuz yargılanması gerekir dedi. Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayır o göstermelik. Çünkü milletin vicdanı kabul etmiyordu. Eğer samimi olsaydı onun için hemen bir yasa getirirdi. MİT müsteşarı için getirdi yasayı değil mi? 24 saat içinde meclisten çıkardı. Peki Genelkurmay Başkanı için niye bir yasa getirmedi? Üstelik Sayın Başbuğ dedi ki, ben anayasaya uygun olarak yüce divanda yargılanmak istiyorum ben masumum dedi. Ve yüce divanda yargılanması için yasa bile getirmediler. Onun için tamamen göstermelik. Yani timsah gözyaşları. Efendim orada masum insanlar vs. falan filan. Kuddusi Okkır ı bunlar Ergenekonun kasası diye tanımlamadılar mı, hapse atmadılar mı? Adamcağız öldü cenazesini İstanbul a getirmek için ailesi para bulamadı. Nasıl bir kasa bu, nasıl bir vicdan bu, nasıl bir ahlak bu, nasıl bir hukuk anlayışı bu? Şimdi timsah gözyaşları döküyor orada efendim bilmem kumpastır diye. Orduya kumpas kurdular. İyide bu ülkenin Başbakanı kimdi? Demek ki kendisi bu ülkeyi yönetmiyordu. Eğer gerçekten kendisi bu ülkeyi yönetmiyorsa, başkaları yönetiyorsa bu milletten özür dileyip görevi bırakması lazım. Beni kandırdılar, beni aldattılar, ben 12 yıldır ülkeyi yönettiğimi sanıyordum meğer başkaları yönetiyormuş. Ben 12 yıldır yargıyı yönettiğimi sanıyordum meğer yargıyı da başkaları yönetiyormuş. Ben 12 yıldır bu ülkenin istihbaratını yönettiğimi sanıyordum meğer istihbaratı da başkaları yönetiyormuş. Bugün var. Diyor ki, haremimize girdiler. Senin haremine girmişlerse sen bu ülkede nasıl Başbakanlık yapacaksın. Elini vicdanına koyması lazım her yurttaşımın. Bir Başbakan bu duruma düştüyse o koltuktan ayrılması lazım. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir tabloyla hiç karşılaşmadık. Mehmet AKBAY- Şimdi Sayın Kılıçdaroğlu, bir taraf diyor ki yolsuzluk var, kasetler var, dinleme kayıtları var, görüntüler var. Diğer tarafta diyor ki, bu hükümete yapılan, millet iradesine yapılan bir darbedir. Şimdi millette ikiye ayrılmış ve ne yazık ki biraz öncede konuştuk bir tarafta kayıtsız şartsız böyle bir görüş var. Diğer tarafta da hani hırsızlık var diyen kayıtsız şartsız bir görüş var. Hatta daha öte bir şey söyleyeyim bunların tamamı kumpas olsa bile, tamamı düzmece olsa bile bu görüntülerde birileri çıkıp biz Sayın Başbakanı tuzağa düşürdük, aslında bunların tamamı kurguydu, oyundu dese dahi hayır hırsızlık yaptı diyen bir kesim var. Diğer tarafta diyor ki, kesinlikle bu Sayın Başbakanımıza yapılan bir tuzaktır. Yani iki fikir şuan çatışıyor. Bir taraf kayıtsız şartsız böyle diyor, diğer tarafta kayıtsız şartsız destek veriyor. Bu sağlıklı bir durum mu? Kemal KILIÇDAROĞLU- Önce şunu söyleyeyim sağlıklı bir durum değil. Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı olarak söylüyorum. Eğer bir ülkede Ana Muhalefet Partisinin Genel Başkanı olarak Başbakana kumpas yapıldıysa o kumpasa önce biz karşı çıkarız. Önce bunun altını çiziyim. Ve Sayın Başbakana şu çağrıyı yaptım. Oğlunla yaptığın telefon kayıtları doğru değilse, bunlar montajsa bunu ispat etmek çok kolay. Bir; Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının kayıtlarını yayınla. Çünkü o 76 milyon yurttaşın telefon kayıtlarını tutuyor. Yayınla hepimiz öğrenelim ve bunun kumpas olduğunu çıkaralım hep beraber üzerine gidelim. Ama yapmadı. İki; dedik ki yine kendisine. Bu ses kayıtlarını Amerika da, Fransa da, Japonya da önemli Cumhuriyet Halk Partisi - 6 /

7 7 kuruluşlar vardır dünyada saygınlığı olan kuruluşlar. O kuruluşlara gönder montaj olduğuna dair rapor al hep beraber mücadele edelim. Ama göndermedi. Üç; yine kendisine söyledik. Dedik ki, eğer bunlar gerçekten montajsa senin önüne 18 Nisan 2013 tarihinde MİT üç sayfalık bir rapor koydu. Raporda diyor ki, Rıza Zarraf la şu bakanların, kendi bakanlarının parasal ilişkileri var, rüşvet ilişkileri var. Bunlar ortaya çıkarsa hükümet zor durumda kalabilir. MİT doğrudan Başbakana bağlı olan tek kuruluştur. Nisan Aralık hiçbir şey yapmadı. Neden? Mehmet AKBAY- Peki biz size soralım Ana Muhalefet lideri olarak bu kayıtları alıp aynı şeyi siz yapsanız. Kemal KILIÇDAROĞLU- Bu kayıtlar doğru bir tereddüdümüz yok ki. Mehmet AKBAY- Bunu belgelemek adına diyorum. Yani doğrumu, değil mi? Kemal KILIÇDAROĞLU- TİB in kayıtlarını açıkladık. Hangi saniye, hangi dakika, hangi saat konuşuldu açıkladık biz zaten TİB in kayıtlarını. İki; diyor ya Erdoğan Sümeyye yi de sana gönderiyorum. Sümeyye nin Ankara dan hangi sefer sayılı uçakla hangi koltukta İstanbul a geldiğini, hangi saatte geldiğini biz açıkladık. Hepsi doğru. Bir şey yanlış değil ki. Ben kendisine soruyorum, sordum da zaten ve diyor ki, 17 Aralık ı aynı zamanda paralel devlet yaptı diyor hükümete karşı. Biz bir şeyimiz yok ama paralel devlet yaptı. Kendisine sordum senin bakanının koluna 700 milyarlık saati paralel devlet mi taktı? Ses yok. Senin çocuğuna telefon ediyorsun 30 avro kaldı babacığım diyor. Ertesi gün saat de bakın dakikayı veriyor de telefon ediyor. Senin oğluna telefon edip paraları sıfırla diye sana paralel devlet mi önerdi? Bakanların çocuklarının yatak odalarına boy boy kasaları paralel devlet mi koydu? Bankanın genel müdürünün evine ayakkabı kutusuna 4,5 milyon doları paralel devlet mi koydu? 28 seferde 52 milyon dolar rüşveti paralel devlet mi ödedi ya da yaptırdı? 10 seferde 10 milyon dolar rüşveti İçişleri Bakanına paralel devlet mi verdi? 3 seferde çikolata kutusunda 1,5 milyon doları paralel devlet mi verdi? Bunların hepsi var. Düşünün bakın, İçişleri Bakanı sabahın 7.30 da oğluna telefon ediyor. Diyor ki, ne var ne yok? Baba polisler bastı. Evde kaç lira para var diyor. Sen biliyorsun babacığım diyor. Oğlum evde kaç lira para var? Birkaç kuruş babacığım diyor. Oğlum kaç lira var? 1 trilyon civarında. Bakın, bunlar mahkeme kararıyla tespit edilmiş devletin fezlekesinde yer alan kayıtlardır. Şimdi ben soruyorum bunları paralel devlet mi yapıyor? Mehmet AKBAY- Kim yaptı? Yani bu dinlemeleri kim yaptı? Kemal KILIÇDAROĞLU- Dinlemeleri mahkeme kararıyla polis yapıyor. Mehmet AKBAY- Yani bu dinlemeler tamamen vatan, millet için yapılan dinlemeler midir? Yoksa başka bir tarafı da var mı? Çünkü Sayın Başbakan sürekli diyor ya bunlarla bize şantaj yapılıyor. Arkadaşlarımıza şantaj yapılıyor. Yani birde işin diğer tarafına da izin verirseniz. Yani bir muhalefet lideri olarak ben sizden şöyle bir şey bekliyorum bir vatandaş olarak. Yani bu dinleme kayıtları ilk çıktığında Sayın Kılıçdaroğlu ben sizden Cumhuriyet Halk Partisi - 7 /

8 8 şöyle bir şey bekliyordum. Kim benim Başbakanımı dinleme cüretinde bulunur diye başlayıp bu dinleyenlerin hesabını, sonuçta Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı dinleniyor. Sadece içerde yapılan konuşmalar değil Sayın Kılıçdaroğlu dünyayla yaptığı konuşmalarda. Yani Türkiye nin ulusal güvenliği de bir anlamda tehdit altında. Kriptolu telefonlarda dinleniyor. Yani bir muhalefet lideri olarak şunu aslında beklerdim. Bir eleştiri yapmak istiyorum izin verirseniz. Kim benim Türkiye Cumhuriyeti Başbakanımı hangi hakla, hangi gerekçeyle dinleme cüretinde bulunur diye masaya yumruğunuzu koyup bu dinleyenlerin hesabını içeriği ne olursa olsun sizinle beraber soracağız dedikten sonra ikinci bölümde bu konuşulanlar Sayın Başbakan ben inanmıyorum bu konuşulanlara sizin böyle bir konuşma yapacağınıza da asla ihtimal vermiyorum ama şunu lütfen bir gönderin, inceletin, bir baksınlar doğru mudur, yanlış mıdır demenizi daha çok beklerdim. Yani öncelikle bu dinlemeler bir felaket. Kemal KILIÇDAROĞLU- Bakın, dinlemeler konusunda defalarca ama defalarca hükümeti eleştirdik. Meclis kürsüsünde eleştirdik. Şimdi havuz oluşturan havuzun başındaki kişi Binali Yıldırım çıktı meclis kürsüsünde şunu söyledi. Dedi ki, kardeşim korkmuyorsanız telefonda konuşacaksınız. Mehmet AKBAY- Siz daha önceden bu dinlemelerle ilgili eleştiriyi yaptık diyorsunuz. Bu olaylar çıkmadan önce. Kemal KILIÇDAROĞLU- Defalarca efendim. Bir değil, iki değil, üç değil, beş değil. Mehmet AKBAY- Ne dediniz orada? Kemal KILIÇDAROĞLU- Sonunda onlar dediler ki, kardeşim telefonlar dinleniyor, korkmuyorsanız telefonda konuşun. Verilmeyecek hesabınız yoksa rahat rahat konuşabilirsiniz. Bunu nerede söylediler? TBMM kürsüsünde söylediler. İkinci nokta şudur; özel hayatla ilgili dinlemeler dünyanın her tarafında suçtur ve doğru değildir. Bende asla kabul etmem. Ama toplumu ilgilendiren dinlemeler hiçbir zaman suç değildir, yasadışı bile olsa suç değildir. Çünkü bunlar toplumu ilgilendirir, toplumun çıkarlarını ilgilendirir. Açıklandığı andan itibaren toplumun malıdır. AİHM nin kararı da böyledir. Ben size tipik bir örnek isterim. Amerika da dönemi başkanı ana muhalefet yani diğer partiyi yasadışı dinletir. İki yürekli gazeteci bunu tespit eder ve yayınlarlar. O devlet başkanı istifa etti. İki gazetecide beraat etti. Dediler ki çok önemli bir olay, ahlaki kurallara aykırıdır. Bunun özünü ahlak belirler. Ahlaki kurallar eğer toplumun vicdanına uygunsa ki uygundur onun için biz ahlak diyoruz. Bir sorunumuz yoktur. Yapılan konuşmalar eğer toplumun gelirlerine göz dikmişse, vatandaşın cebine göz dikmişse, kul hakkı, garip gurebanın hakkını yiyorsa bunlar artık toplumun malıdır ve bu konuda hiçbir kimsenin tereddüdü yoktur. 17 Aralık operasyonunu devletin vicdanı yapmıştır. Paralel devlet falan bunlar hikaye. Mehmet AKBAY- Devletin vicdanı cemaat midir? Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayır efendim. Bu devlet sahipsiz değildir. 18 Nisan 2013 te Başbakanın önüne MİT rapor koyuyor. Operasyonun başlangıcı nedir biliyor musunuz? Cumhuriyet Halk Partisi - 8 /

9 9 Daha 2 veya 3 yıl önce Kapıkule de 202 kilo eroin bulunmasıyla başlıyor. Bakıyorlar ki Kapalı çarşıda bir döviz bürosuyla ilgili ve olağanüstü bir para trafiği var. Onun üzerine mahkeme karar alıyor bu paralar nedir? Kara para çünkü bunlar. Nedir izlenmesine başlıyorlar ve o izlemeden bir bakıyorlar ki işin içinde bakanlar var, işin içinde Başbakan var. Ve harekete geçiyorlar. Ve MİT 18 Nisan 2013 te Başbakanın önüne rapor koyuyor. Bakın böyle bir olay var diyor. Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım, 17 Aralık hiçbir şey yapmıyor. Şimdi sormamız gereken soru şu; senin önüne devletin bütün bilgilerine vakıf bir kuruluş, bütün bu telefon dinlemelerine vakıf bir kuruluş önüne rapor koyuyor, sen en azından o tarihte bakanları görevden alıp olayların üzerine yürümen gerekirdi. Niye gitmedin. Biz tabi işin özünü hep unutuyoruz. O yolsuzluk yaptı ben yapmadım. Montajdır değildir. Olay devleti koruma içgüdüsüyle yapılan bir şeydir. Mehmet AKBAY- Peki neden bu dershane tartışmasından sonra ortaya çıktı? Kemal KILIÇDAROĞLU- Bir şey daha söyleyeyim. Rıza Zarraf 4 bakanı parayla satın almıştır ve devletin sırlarını satmaktadır. İşin özünde bu vardır. Rıza Zarraf 4 bakanı satın almıştır. Devlet buna tepki göstermeyecek mi? Mehmet AKBAY- Sırlarını satıyor diyorsunuz? Kemal KILIÇDAROĞLU- Elbette. Bakın, İçişleri Bakanına telefon ediyor. Bu da mahkeme kararıyla yapılan tespitler. MİT, emniyet istihbarat beni takip ediyor mu? İçişleri Bakanı araştırıyor ve telefon ediyor. Emin ol kimse seni takip etmiyor. Sana bir şey olursa senin önüne ben yatarım diyor. Şimdi bunlar çok önemli olaylardır. Bunu her yurttaşın bilmesi lazım. Şimdi bir kafa karışıklığı var. O dinledi, bu dinledi, şu yaptı, bu yaptı. Türkiye Cumhuriyeti gelenekleri olan bir devlettir. Biz bin yıllık bir devletiz. Geleneklerimiz var, töremiz var. Devletin kendi vicdanı kendisini korur. Başbakan geldi diye her istediğini yapacağım diye bir kural yoktur. Devletin kuralları vardır, kaideleri vardır, gelenekleri vardır, örfü vardır, adeti vardır. İlk kez bir iktidar ben devletim demeye başladı. Sen devlet değilsin. Sen devleti yönetmek için geldin 4 yıl süreyle. Bir daha seçim olacak ya sen tekrar gelirsin veya başkaları gelir. Olay budur. Mehmet AKBAY- Peki bu operasyonlar neden dershane tartışmalarından sonra başladı? Burada dikkat çekecek bir durum yok mu? Kemal KILIÇDAROĞLU- Hayır. Bakın, az önce söyledim. Kapıkule de 202 kilo eroinin bulunmasıyla başlamıştır süreç. MASAK yani Mali Suçları Arama Kurumu ve Emniyet Narkotik Bürosunun olayı soruşturmasıyla başlamıştır. Olay büyümüştür, MİT raporunu vermiştir. Mahkeme dinleme kararı almıştır asıl failleri bulmak için. Çünkü milyarlarca dolar, avro keş para elden ele, bavuldan bavula, çantadan çantaya gidip geliyor. Kamyonlarla yurtdışına gidip geliyor. Nedir bu olay demiştir. Operasyon çok önce başlamıştır. Ama düğmeye basılma ne zaman olmuştur? Kendilerinin takip edildiğini öğrendikleri andan itibaren. Çünkü İçişleri Bakanı bir takibat var mı, yok mu çocuklarıyla ilgili Rıza Zarraf la ilgili polisleri görevlendirmiştir. Yani polisler polisleri izlemeye başlamışlardır. Onun üzerine 17 Aralık ta düğmeye bastılar. Mehmet AKBAY- Sayın Kılıçdaroğlu, burada millet olarak biz ciddi bir çıkmazın içindeyiz halk olarak. Neden çıkmazın içindeyiz? Sayın Başbakan diyor ki, yargıyı, Cumhuriyet Halk Partisi - 9 /

10 10 emniyeti ele geçirdi paralel yapı ve biz bu paralel yapıyı devletten temizliyoruz diyor. Sizde diyorsunuz ki, iktidar kendisine operasyon yapılmasın diye yargıyı ve emniyeti değiştiriyor diyorsunuz. İşin sonunda herkes diyor ki, bu problemi yargı çözecek diyor. Sizde diyorsunuz, iktidarda diyor. Yargı çözecek, başka türlü bir çözüm noktası yok. Hani sandık çözmeyecek. Sandıktan ne çıkarsa çıksın bu problem çözülmeyecek ortada bir suç varsa. Peki herkesin hemfikir olduğu bir konu daha var. Yargı ve emniyet çöktü. Şimdi hem iktidar diyor ki, emniyet ve yargı çöktü. Hem yargı çözecek. Peki ne olacak? Kemal KILIÇDAROĞLU- İktidar emniyet ve yargı çöktü demiyor. Mehmet AKBAY- Düzeltiyoruz diyor. Yani şuanda bütün Kemal KILIÇDAROĞLU- Yargı çöktü diyen TBMM Başkanı Cemil Çiçek. Ne zaman söyledi? Yargı kararları uygulanmadığı zaman. Yargı kararları uygulanmadı. Çünkü anayasa derki, yargı kararları gecikmeksizin uygulanır der. Yargı kararlarını hükümet uygulatmadı. Uygulatmadığı içinde dedi ki, anayasanın 138. maddesi çökmüştür. Mehmet AKBAY- Neden uygulatmadı. Dedi ki hükümet bu savcılar ve emniyet mensupları paralel yapının elemanları. Kemal KILIÇDAROĞLU- Güzel. Bir soru soruyum o zaman. Bunları oraya kim getirdi? Ben mi getirdim? Oraya tayini ben mi yaptım? Kendisi yaptı eğer onların elemanıysa, kendisi tayin etti. Mehmet AKBAY- Peki gerçekten böyle bir şey varsa, paralel yapı diye bir şey varsa ve gerçekten de bu insanlar paralel yapının elemanlarıysa. Hiç bu boyutunu düşündünüz mü? Kemal KILIÇDAROĞLU- Şimdi bakınız, ben gerçeklere bakarım. 700 milyarlık kol saati gerçek mi? Gerçek. Rıza Zarraf ın uçağıyla aile boyu haram parayla Umre ye gitmek gerçek mi? Gerçek. Başbakanın oğlunun evinde dağıtıldıktan sonra ertesi gün 30 milyon avronun kaldığı gerçek mi? Gerçek. Bakanların çocuklarının evinde 7 ayrı kasanın olduğu gerçek mi? Gerçek. O kasaların içinde paraların olduğu gerçek mi? Gerçek. O evlerde para sayma makinalarının olduğu gerçek mi? Gerçek. Fotoğrafları var mı? Var. Bir medya havuzunun oluşturulduğu gerçek mi? Gerçek. Başbakanın bizzat telefon edip şu işadamının mahkum olması lazım dediği gerçek mi? Gerçek. Neyi tartışıyoruz biz? Mehmet AKBAY- Peki bu noktada raconu kesecek olan merci yargı değil mi? Kemal KILIÇDAROĞLU- Yargı. Mehmet AKBAY- Yargının çöktüğü de gerçek. Kemal KILIÇDAROĞLU- Ama hayır yargıya engel oluyorlar. Bakın, Adalet Bakanlığı Müsteşarı Mehmet AKBAY- Şuan yargının çöktüğü gerçek mi? Kemal KILIÇDAROĞLU- Ben %100 yargı çöktü diye bir ifade kullanmak istemem. Çünkü yargı sonuçta hepimizin adalet aramak için başvurduğu bir yerdir. Biz yargının Cumhuriyet Halk Partisi - 10 /

11 11 adalet dağıtmasını istiyoruz. Nasıl adalet dağıtır? Yargı kamu vicdanını temsil ederse. Bütün bu yolsuzluklar ortadayken birileri bunu kapatamaz. Yargıda kapatamaz. Dünyanın hiçbir ülkesi bunu kapatamaz. Dünyadaki bütün demokratik ülkeler bunların hepsini biliyorlar. Benim sadece kaygım şu; hükümet doğrudan yargıya müdahale ediyor. Bakın, Adalet Bakanı de gece yani de İzmir Başsavcısına telefon ediyor İzmir deki yolsuzluk operasyonunu engellemek için. Hemen diyor bu gece gideceksin, savcıyı görevden alacaksın, dosyayı kapatacaksın, sonucu da bana bildireceksin. Olmaz, olmaz. Yolsuzluğu kapatıyorsan olmaz. O zaman ben Müslümanım, ben kul hakkı yemem demeyeceksin. Ben hırsızlığı savunuyorum, kul hakkı yiyenleri savunuyorum, bu ülkeyi soyanları savunuyorum anlamına gelir bu. Bunlar doğru mu? Doğru. Belgesi var mı? Var. Açıkladım mı? Açıkladım. Az öncede örnek verdim. Bir Başbakan çıkıp da Adalet Bakanını arayıp şu işadamının mahkum olması lazım. Kimsin sen hakim misin? Hayır diyemez bunu. Mahkum olur olmaz itiraz edersin. Devletin ilgili kurumları var hakkını ararsın. Ta AİHM ye kadar gidebilirsin. Ama Başbakan telefon açıp, yarın sizin içinde telefon açıp konuştunuz mahkemeye verdi açacak hakime bunu mahkum edin. Böyle adalet mi olur? Adalet olmaz böyle /. Cumhuriyet Halk Partisi - 11 /