KURTLAR VADİSİ FENOMENİ Bu bir mafya kitabıdır

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "KURTLAR VADİSİ FENOMENİ Bu bir mafya kitabıdır"

Transkript

1 KURTLAR VADİSİ FENOMENİ Bu bir mafya kitabıdır ARKA KAPAK VE TANITIM: Türkiye'yi yöneten kuvvet dengeleri arasında gözle görülmeyen büyük bir mücadele var. Susurluk tipi yapılanmalara açık ve kendilerini Ulusalcı- Milliyetçi-solcu Kemalist olarak tanımlayan, AB'ye ve yabancı etkinliğine karşı bir grup ile dış etkenlerin kontrolünü kabullenmiş benzer özelliklere sahip diğer grup arasında. Esasında birinci grup da içlerine sızmış dış etkenlere bağlı yönlendirici elemanların tesiri altında ama onlar farkında değilmiş gibi davranıyorlar. Asıl soru: Türkiye yi gerçekten kim yönetiyordu? Güçlü mafya örgütlenmesi, Türkiye nin bir iddiaya göre 125 milyar dolarını, bir iddiaya göre 60 milyar dolarını yönetiyordu. Dolayısıyla Türkiye de kimin iktidar olacağına karar veren bu yolsuzluk ekonomisi, Konsey kurup her alana etki ediyorsa hepimizi yakından ilgilendirmeliydi. Show Tv'de yayımlanan, son 10 yılın en çok izlenen ve sevilen dizisi ' Kurtlar Vadisi' bu çarpık düzeni ortaya çıkarıyordu. Nitekim diziye halkmız büyük ilgi gösterdi. Kurtlar Vadisi nde simgelenen şahsiyetler, esasen son 20 yıllık derin devlet-mafya geçidiydi. Ancak sırlar üzerine kurgulu dizide kimse gerçek hayatdaki benzeriyle aynı hayatı paylaşmadı, sadece sembollerle seyirciye tiyo verildi. Bu kitap, gerçeklerini anlatıyor. Derin devletin kim olduğunu araştıran bu kitapda, eski Ergenekon- Kontrgerilla-Gladio nun 28 Şubat süreciyle yeni Ergenekon a dönüştürülmesi de irdeleniyor. Derin devletle bağlantılı mafya, gizli örgütler, masonlar ve Türkiye deki uzantıları masaya yatırılıyor. Kurtlar Vadisi, derin devlet- mafya-kontragerilla ve derin örgütler ilişkileri çerçevesinde verilmesi gereken mesajı topluma verdi. Asıl patronları adresiyle birlikte çok güzel gösterdi. Bu olguyu ilk ortaya çıkaran bir dizi olarak fenomen olmayı hakediyordu. Seyircinin müthiş ilgisi gözönüne alınırsa, sanırım bu konu sosyolojik olarak master ve doktora tezlerinde işlenmelidir. Derin devletimizin acaba Kurtlar Vadisi Operasyonu gerçekten var mıydı? Kimbilir... Belki de yüzü değiştirilen Yeşil veya Abdullah Çatlı halen yaşıyordu. Derin devletin operasyonuna göre, mafya diye sembolize edilen, ucu dışarıda gizli örgütlerin ülkemizdeki masonik yapılanmasının operasyonel ayağını ele geçirmek üzereydi. Ve bu ülkenin Sebataycılara ait olmadığını ispatlamaya çalışıyordu. Veyahut bu dizi Sebataycıların ne kadar güçlü ve altedilemez olduğunu göstererek, bu ülkenin gerçek sahiplerini bu diziyle korkutuyor ve sindiriyordu. Ülkemizin derin masonları kimlerdi? Evren ve Demirel in var dediği, Ecevit in Kontrgerilla olarak tanımladığı derin devlet kimlerden oluşuyordu? Tüm sorularınızın cevabını bulacaksınız. Dizi biter, yazı kalır; Kurtlar Vadisi fenomeni bu kitapla ölümsüzleşiyor...

2 FARUK ARSLAN KİMDİR? 12 Nisan 1969'de Ankara'da doğdu. 3 yıllık GATA Sağlık Astsubay Hazırlama Okulu'ndan mezun oldu. Azerbaycan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdi. Hazar'ın Statüsü konusunda tez yazarak 1997'de Uluslararası hukukçu ünvanını kazandı. Kanada da Centennial College'de Sosyoloji eğitimi gördü. Karabağ, Çeçenistan ve Abhazya savaşlarını yakından takip etti. Hazar'ın enerji rezervleri ile ilgili yazdığı 3 binden fazla haber ve makale Türk ve yabancı basında yayımlandı yılında Petrolün Kanı adlı ilk kitabını yazdı. Azerbaycan Zaman Gazetesi'nde muhabirlik, haber müdürlüğü ve köşe yazarlığı yaptı. CHA Azerbaycan temsilciliğini 3 yıl yürüttü. 2 yıl süresince Türkiye'de yayımlanan Zaman gazetesinde Bakü Mektubu adlı köşeyi yazdı. Azerbaycan'da yayımlanan ilk çocuk gazetesi Tomurcuk'un kurucularından oldu. Zaman gazetesinde 2000 yılı sonuna kadar Ankara'da diplomasi, dış politika ve enerji muhabirliğini yürüttü. 14 ülkede basılan Zaman'lara yönelik özel araştırma dosyaları hazırladı ve Türk dünyası muhabirliği yaptı. Azerbaycan Gazeteciler Cemiyeti ve Ankara Diplomasi Muhabirleri Derneği üyesidir. Kanada Zaman gazetesi temsiliği görevini üstlenirken, Toronto muhabiri olarak çalıştı. Kanada Türklerinin posta ile dağılan tek ücretsiz haber dergisi Sunrise'ı kurdu ve bir yıl boyunca editörlüğünü üstlendi periyodunda Ali Alperen mahlasıyla sırasıyla Gündüz, Muhalif, Gelecek Gazetesi, Hür Gelecek gazetelerinde köşe yazdı yılllarında Metafizik Magazin dergisinde yazıları yayımlandı yılları arasında de aralıksız köşe yazılarıyla internet haberciliğini sürdürdü. 11 Eylül 2001 faciasının perde arkasını anlatan Matrix in 11 Eylül Kurgusu kitabı Q- Matris yayınevi tarafından Nisan 2004 de basıldı. Aynı kitabın İngilizce versiyonuda bulunuyor. Hazar'da petrol savaşını anlatan 'Hazar ın Kurtlar Vadisi: Petrol İmparatorluğunda Güç Savaşları kitabı Karakutu Yayınları tarafından Nisan 2005 de yayımlandı. Evli ve iki çocuk babası olan Arslan, Kanada göçmeni ve Kanada firması Astra Canada Pulses Inc. şirketinde İhracat müdürlüğü ve Astra Mart managerliği görevini, gazetecilik yaşamı ile birlikte yürütüyor. Arslan, iyi derecede İngilizce, Almanca ve Azerice biliyor. İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ : 1. BÖLÜM : KURTLAR VADİSİ'NDE KİM KİMDİR? 2. BÖLÜM: DERİN DEVLET KİMDİR?

3 3. BÖLÜM : BİR BAŞKA ERGENEKON- GLADİO KONTRAGERİLLA KİMDİR? 4. BÖLÜM : DERİN ÖRGÜTLER KİMLERDİR? KAYNAKLAR 1. BÖLÜM : KURTLAR VADİSİ'NDE KİM KİMDİR? Burası Kurtlar Vadisi, Burada sevdiği için ölür insan, yaşamak için öldürür. Türkiye'nin bu karanlık ve puslu vadisinde bir yılda paylaşılan para; şantaj ve haraçtan 100 milyon dolar, kaçak insan ticaretinden 200 milyon dolar, kumardan 1.5 milyar dolar, silah kaçakçılığından 3 milyar dolar, tahvil, bono, döviz ve borsa manipülasyonundan 10 milyar dolar, uyuşturucu ticaretinden ise 40 milyar dolardır. Para baronlarının masum her insana kestiği bu toplumsal haraç Türkiye Milli Geliri'nin yarısıdır. Burası Kurtlar Vadisi'dir. Kurtlar Vadisi'nde iz sürmek hem kahramanılıktır, hem de ölümüne yalnızlık.. Kurtlar Vadisi'nde suç politikası yapılır! Kurtlar Vadisi'nde; sokaklardan başlayıp, belli bir hiyerarşik bütünlük içinde kademe kademe yükselen ve en tepede son derece etkili bir "konseye" dönüşerek ülkeyi avcuna almayı amaçlayan çok güçlü bir mafya örgütü ile, o örgütle mücadeleye soyunanların serüvenleri anlatılır. Bu hem toplumsal hem de bireysel yansımaları olan serüvendir. Özel olarak yetiştirilen Polat; estetik bir ameliyatla sahip olduğu yeni yüzü ve yeni kimliğiyle alt basamakları tırmanarak mafya örgütünün içine sızdırılır. Bu, Kurtlar Vadisi'ndeki "uzun ve belalı yolculuğa" doğru atılmış ilk adımdır. Bu bir mafya dizisidir. Fakat mafyayı anlatmak birkaç kötü adamı anlatmak değildir. Hatta bazen mafyayı anlatabilmek için bütün ülkeyi anlatmak zorunludur. Uyuşturucu, Silah Ticareti, Kumar ve Borsa alanları vadideki suç imparatorluğunun sadece belli başlı ayaklarıdır. (1) Türkiye'yi yöneten kuvvet dengeleri arasında gözle görülmeyen büyük bir mücadele var. Susurluk tipi yapılanmalara açık ve kendilerini milliyetçi olarak tanımlayan, AB'ye ve yabancı etkinliğine karşı bir grup ile dış etkenlerin kontrolünü kabullenmiş bir grup arasında. Esasında birinci grup da içlerine sızmış dış etkenlere bağlı yönlendirici elemanların tesiri altında ama onlar farkında değilmiş gibi davranıyorlar. Show Tv'de yayımlanan, son 10 yılın en çok izlenen ve sevilen dizisi ' Kurtlar Vadisi' bu çarpık düzeni ortaya çıkarıyordu. Güçlü mafya örgütlenmesi, Türkiye nin bir iddiaya göre 125 milyar dolarını, bir iddiaya göre 60 milyar dolarını yönetiyordu. Dolayısıyla Türkiye de kimin iktidar olacağına karar veren bu yolsuzluk ekonomisi hepimizi yakından ilgilendirmeliydi. Parayı veren düdüğü çalardı. Nitekim diziye halkmız büyük ilgi gösterdi. İlk defa çarpık düzen deşifre ediliyordu. Mafyaya neden bu kadar ilginin olduğunu 2004 haziranında ATO'nun ' hayatımız mafya' araştırması ortaya koydu. Çıkan sonuca göre kara ekonomide dönen 60 milyar doların getirisi, yani yaklaşık ekonominin yüzde 25'lik bölümü mafya babalarının cebindeydi; kısacası 'kayıtdışı ekonominin aslan payı' kasalarında dolaşıyordu, dolaşacaktı. (2) Milletimiz, 20'dan fazla alanda faaliyet gösteren ve 'bir gün lazım olur' düşüncesiyle başbakanlardan, bakanlara, büyük holdinglere, hatta mahalle bakkalına, küçük esnafa kadar herkesin uzak-yakın ilişkide olmaktan gurur ve azıcık korku duyduğu ' gizemli kara kurtarıcı'larını merak ediyordu. Kurtarıcı diyorum, çünkü pek çok konuda vatandaşımız uzun, sıkıcı mahkeme süreçlerine değil mafyaların adaletine güveniyor, onlara hakkını almak için bel bağlıyordu. Kurtlar Vadisi'nde simgelenen şahsiyetlerin portresi Susurluk'ta ortaya çıkan ''Siyasetçi-Polis- Mafya'' üçgenine çağrışım yaptırdığı için bulmaca çözmek isteyenleri ekran başına topluyordu. Elbette, dizinin yapımcıları dizide geçen olayların tamamını aslına uygun kopyalamamışlardı. Aksi taktirde dizinin devam etmesi mümkün degildi. Ayrıca RTÜK'den veto yememesi için ' Bu

4 dizide geçen olayların Türkiye'de yaşayan veya yaşanmış kişi ve kurumlarla herhangi bir ilgisi yoktur' denilmeliydi. RTÜK, hemen herkesin sigara içtiği dizinin yayınını ancak bir haftalık gençlerin ruh sağlığını bozup, kötü örnek oldukları ve şiddete özendirdiği gerekçesiyle durdurabilmişti. ATO'nun araştırması, tamda ' derin devlet' diziye müdahale etmek istiyor' söylentilerinin ayyuka çıktığı bir sırada açıklandı. Mafyanın hayatımızda ne kadar yer kapladığını öğrenmemize yarayan bu araştırma, esasen Susurluk'un üstünü açmaya hizmet eden diziye karşı bir üstüörtülü saldırı niteliğindeydi. Sözüm ATO'dan dışarı, bu saldırı odağı, sırların- devlet sırrı dahil- üstünü örtmek isteyenlerin işi olabilirdi. Tam Susurluku unutturduk derken bu dizi ortaya çıkmıştı. Yasakçı zihniyete göre, Kurtlar Vadisi, daha fazla ifşaat yapmadan, halkı bilinçlendirmeden kökten yayından kaldırılmalıydı! 2004 Ağustos'unda Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'nın "MİTçi Kaşif Kozinoğlu benden Çakıcı konusunda bilgi istedi" sözlerine MİT Müsteşarı'ndan cevap gelmişti. Görüşme davetinin Yargıtay Başkanı'ndan geldiğini söyleyen Atasagun, MİT'çi Kozinoğlu'nun adının karıştığı iki olay anlattı; Yargıtay Başkanı'nın gitmesinin "kişisel" diğerinin de bir suikast ihbarı ile ilgili olduğunu açıkladı. Atasagun, "Kurtlar Vadisi" dizisiyle ilişkilendirilen suikast olayını şöyle anlattı: "Bir kamu görevlisi ile valiye suikast yapılacağına ilişkin ihbar mektubu aldık. Bunun altından Çakıcı-Nuriş kavgası çıktı. Kurtlar Vadisi'nde Çakır senaryo gereği öldürülünce Çakıcı bunu Nuriş'in gözdağı olarak algılamış. Çakıcı dizideki Çakır ile özdeşleştiriliyordu. Devlet güçleri Nuriş'in üzerine gitsin diye hayali bir suikast ihbarı yazmış." (3) MİT Müsteşarı Atasagun'un bu açıklamaları, diziyi ve dizideki kahramanların kiminle özdeşleştiği tartışmalarını akıllara getirdi. Kurtlar Vadisi, geniş kitleler tarafından izlenen bir mafya dizisiydi. Yapımcıların "bu dizideki tüm karakterler ve olaylar hayalidir, dizideki karakterlerin ve olayların gerçeklerle uzaktan ya da yakından hiçbir ilgisi yoktur" açıklamasına rağmen, yayınlandığı dönemde olaylar ve özellikle de karakterler hep gerçeklerle bağdaştırılmaya çalışıldı. Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Çakır'ın yeraltı dünyasının ünlü ismi Alaattin Çakıcı'yı simgelediği iddia edildi. Çakıcı'nın, dizide özellikle Çakır'ın Tombalacı'nın elini öpmesinden rahatsız olduğu ortaya çıktı. Dizide Çakır, Konsey kararıyla Tombalacı'yla istemeyerek barışmış ve elini öpmüştü. Daha sonra da ilk fırsatını bulduğunda Tombalacıyı rulet masası üzerinde çarmıha germiş ve kollarını bacaklarını beyzbol sopasıyla kırarak öldürmüştü. Gazetecilikte her şeyi bilmek önemlidir. Diplomasi ve dış politika muhabiri olarak çalıştığım Ankara'da bildiğinin yüzde seksenini yazmamak en kötü kuraldı Ağustos'unda bütün Türkiye MİT-Yargıtay-Çakıcı olayının iç yüzünü konuşuyordu. Medya ikiye ayrılmış durumdaydı. Bir taraf; Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya yı kuşatan bir yıpratma kampanyası içine girerek her gün başka bir gelişmeyi manşetlerine çekerken, diğer taraf, Yargıtay Başkanı na savunma kalkanı oluyordu. Köşe yazarları da mensup oldukları yayın organlarının politikalarına göre nabza şerbet veriyorlardı. Birçoğunun; yazdıklarından daha fazlasını bildiği kesindi. Ama gerek gazeteler gerekse yazarlar, gazeteciliğin yukarıda bahsettiğim yüzde seksen kuralını işletiyorlardı. Emekliliğine üç ay kalan Yargıtay Başkanı Özkaya nın, ilk günden beri hedefte olması, ucu gizli ilişkilere ve devlet sırlarına uzanan olaylara dayanıyordu. Yargıtay Başkanı, savunma niteliği taşıyan basın açıklamasında, kendisine yöneltilen suçlamaları, elinde bulunan belgelerle bir bir çürütüyordu. Bu olayda asıl hedefler kim? Ona bakmak lazımdı. Yayın organlarında satır aralarına sıkışan bu hedefler, devlet içindeki kavgayı da aslında gözler önüne seriyordu den sonra MİT ve Emniyet güçleri arasında geçen olayların akışına baktığımızda durum daha netlik kazanıyordu: 1984 yılında yapılan Dündar Kılıç, Behçet Cantürk ve Abuzer Uğurlu nun gözaltına alındığı babalar operasyonu.. 10 Kasım 1987 de yazılan bir raporu, 1988 in hemen başında büyük gazetelerin genel yayın yönetmenlerinin hemen hepsi, masalarına gelmesine rağmen, cesaret edip yayınlayamadı. Şubat ayının ilk haftasında Doğu Perinçek in başında olduğu 2000 e Doğru Dergisi'nde, tefrika halinde yayınlandı ne hikmetse. Mehmet Eymür ve Atilla Aytek in

5 isimlerinin ön plana çıktığı bu rapor, tarihe 1. MİT raporu olarak geçti.. Eski MİT müsteşarı Hiram Abas ın 4 Eylül 1990 yılında uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülmesi.. MİT te 2. sınıf uzman olarak görev yapan ve Susurluk olayının kilit ismi olarak bilinen Tarık Ümit in 3 Mart 1995 günü, esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolması Kasım 1996 günü, DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Edip Bucak, İstanbul Kemalettin Eröge Polis Okulu Müdürü Hüseyin Kocadağ, ``Mehmet Özbay'' sahte kimlikli Abdullah Çatlı ile Gonca Us un içinde bulunduğu aracın yaptığı kaza, Susurluk olayı olarak belleklere kazındı. Susurluk'ta meydana gelen bu trafik kazası, beraberinde `"devlet mafya siyaset'' üçgeni etrafında yoğunlaşan tartışmalar getirdi. 1994'te Kontr-Terör Merkezi'nin yöneticisi olarak, yeniden MİT e dönen Mehmet Eymür tarafından hazırlanıldığı bilinen ve 1. raporda olduğu gibi yine, yayın organlarının genel yapın yönetmenlerinin masalarına gitmesine rağmen, 22 Eylül 1996 günü, her ne hikmetse Doğu Perincek'in sahibi olduğu Aydınlık Dergisi'nde yayınlanan 2.MİT raporu.. Buna benzer daha birçok irili-ufaklı olaylar... Bütün bu olayları ard arda koyduğumuz zaman, MİT ve bir grup emniyet mensubu arasında uzun bir süredir devam eden bir mücadelenin olduğu görülüyordu. Açıkça dile getirilmeyen sırlar vardı. (4) Tüm tartışmaların orta noktasında mafya babası Alaattin Çakıcı vardı. O, bazılarına göre sicilli bir suçlu, bazılarına göre de bir vatan kahramanıdır. Öyle bir kahramandır ki, tabancasını çekerek, Ermeni terörünün elebaşlarını yola getirmiştir. Ara sıra da kanunsuz işler yapmaktaysa da, helal olsun. Yaptığı büyük vatanperverlik karşılığı, bu gibi küçük kabahatleri de hoş görülmelidir. Çakıcı birçoklarının gözünde, bir "Roben Hood'tur. Yani daima haklının yanında olan, zenginden alıp fakire dağıtan, haksızdan alıp, haklıya veren bir kişidir. Çakıcı'nın bu imajı kazanmasında, medyanın rolü çok büyük olmuştur. Her taşın altında Çakıcı'nın varlığının iddia edilmesi ona esrarengiz bir güç vermiştir. Elinde cep telefonu iki hükümet düşüren kudretli bir adamdır. Kendi ifadesiyle Refahyol ve 1998'de Mesut Yılmaz hükümeti sayesinde mevta olmuştur. Ancak Çakıcı'nın gücü sadece buradan gelmemektedir. Çakıcı bu toplumun ihtiyaç duyduğu bir tiptir. İşte onun gücü bundan gelmektedir. Bir ülke düşününüz ki, vatandaşların kanaatine göre, polisi, jandarması onun emniyetini korumaktan acizdir. Bir ülke düşününüz ki, zorbalar, "haydi git şikâyet et" diye kabadayılık yapmaktadır. Bir kimseden alacağınız vardır. Alacaklınız size, "istersen icraya ver" demekte ve bu beyan bir tehdit anlamına gelmektedir. Hak sahipleri mahkemeler önünde sürünmektedir. Açılan davalar ya uzamakta veya verilen haksız kararların tartışılması yasaklanmaktadır. Bu adaletsizliği önlemek için bazı vatandaşların gözünde bir tek yol vardır: "Bizzat ihkak-ı hak" yani kendi hakkını, bilek veya silah zoruyla almak. İşte bu yolda başvurulacak en güzel isim, "Çakıcı" veya onun gibi kişilerdir. Konunun tehlikeli bir yönü de şudur. Türkiye o hale gelmiştir ki, haksızlıkları, yolsuzlukları gören birçok genç, birer Çakıcı olmak veya bir Çakıcı bulmak arzusundadır. İşin asıl feci olan yönü budur. Gençlerin kafasına, haklarını alabilmek için, ya Çakıcı olmak veya onu bulmak fikrinin yerleşmiş olmasıdır. Vatandaşın devlete olan güveni kalmamıştır. Meşru yollardan ne haklarını koruyacağına ve ne de haklarını alabileceğine inanmaktadır. Yüksek yargının başında bulunanları, bakanları, yüksek dereceli bürokratları dinleyiniz. Hepsi, kendilerin emrindeki veya düzeltmek zorunda oldukları kimselerden şikâyet etmektedir. "Hâkimler vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmıştır" ifadesi bunlardan sadece bir tanesidir. Yani, devlet, devleti şikâyet etmektedir. Bu durumda vatandaş devlete nasıl güvensin. Ya tetikçi tutarak işini halledecek veya bir besmele çekip işi Allah'a havale edecektir. Bir ülkede köşe yazarları, "avukat tutma hâkim tut" diye yazabiliyorsa... Daha da ileri giderek, "hâkim de tutma, mafya tut" denilebiliyorsa, yetkililerin bu konuya dikkatle eğilmeleri gerekirdi. Konuyu, "yüksek yargıyı yıpratmak" gibi bir perde arkasına saklamaya çalışmak, hukuka, yargıya gölge düşürür. Unutulmamalıdır ki, hâkimler de herkes kadar hukuka muhtaç olabilirlerdi. (5) Diziye Susurluk penceresinden bakarak kimin kimin olduğunu merak eden anonim seyirciler bir liste çıkartmışlardı; listeyi önce Magazin Gazeteciler Derneği haber portalı, sonra Kurtlar Vadisi fanları web sayfası yayımladı. Aslında dizide hayat hikayeleri geçmişe dönüp Susurluk'a, öncesine ve mafya yapılanmasına bakacak olursanız yanlış gidiyordu. Ölenler yaşatılıyor,

6 yaşayanlar öldürülüyordu. Değişik dönemlerde yaşayan karakterler günümüzde yaşamış gibi gösteriliyordu. Ana hedef zaten ' Godfather' gibi gerçek hayat hikayesini birebir aktarmak değil, anahtar ipuçları verilmesiydi. Bu sayede zaten seyirci bulmacadan anlayacağını anlıyordu Susurluk hakimi Sedat Karagül, Yeşil in 'yüzünü değiştirdiler' iddiasında, Kurtlar Vadisi'ndeki bir oyuncuya işaret ediyordu: Polat! ilginç iddiasına göre, Yeşil yaşıyordu ve derin devlete nerede olduğu sorulmalıydı. Susurluk Davası nın hakimi iken, 4 yıllık görev süresini doldurduğu gerekçesiyle 2 Kasım 2000 tarihinde İstanbul Adliyesi nde üye hakim olarak görevlendirilen Sedat Karagül, daha sonra kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Emekliliğinin ardından İstanbul DGM, Susurluk Davası nı karara bağladı. Kararın aceleye getirildiğini ileri süren Karagül, aralarında İbrahim Şahin ile Korkut Eken in de bulunduğu 14 sanık hakkında 4 ile 6 yıl arasında değişen hapis cezası verilmesini farklı değerlendiriyordu: Ortada delil yoktu ve bu, yazılan gerekçeli karardan da anlaşılıyor. Delilsiz mahkum edilen sanıklara jet hızıyla Danıştay ın onama vermesi de ilginç tabii... Karagül Yeşil kod adlı eski devlet görevlisi Mahmut Yıldırım ın yeni bir yüz ve yeni bir kimlikle hayatını devam ettirdiğini açıklmıştı. Derin devletin karakutusu Yıldırım ın eskiden görev yaptığı Jandarma tarafından korunuyor olabileceğini aktaran Karagül, varlığı her zaman inkar edilen Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Teşkilatı nın (JİTEM) yasal olmayan yollardan faaliyetlerini sürdürdüğünü anlatıyordu. Türk istihbarat topluluğu içinde teşkilat yasası olmadan faaliyet gösteren tek birimin JİTEM olduğunu kaydeden Karagül, 1960 larda kaçakçılıkla mücadele için kurulan birimin daha sonra terörle mücadele konseptine göre yeniden yapılandırıldığını ifade ediyordu. Yeşil in JİTEM ve MİT adına ülke menfaatleri doğrultusunda birtakım hizmetler yaptığını anlatan emekli hakim Sedat Karagül, buna karşın denetimsizlik nedeniyle Yeşil in tıpkı Abdullah Çatlı gibi kontrolden çıktığını, fakat öldürülmediğini savunuyordu. Karagül a göre, Yeşil in Akıllı olun. Yalnız başınıza yemeyin. Paylaşın. Aksi halde size bu kazancı yedirmezler. Kustururlar. sözünün onun nasıl hayatta kaldığını açıklıyordu. Derin devlet in en iyi izahını Yeşil yapabilirdi. Derin devleti Devletin âli menfaatlerinin gereklerini hukuk dışı yollarla koruyan örtülü güç olarak tanımlayan Susurluk Davası nın emekli hakimi, bu gücün üstünde bir kontrol mekanizması olmadığı için zaman zaman ülkeye zarar verebildiğine dikkat çekiyordu. Türkiye de derin devlet in birtakım kişi ve grupları âli menfaatler uğruna kullandığı biliniyordu. Karagül, kullanılan bazı isimlerin zaman içinde bu güce meydan okumaya kalktığını, bunun sonucunda da tasfiye edildiklerini anlatıyordu: Susurluk, Türkiye de derin devletin değil; meydan okuyan bir ekibin deşifre olması vakasıdır. Dolayısıyla Susurluk ta yargılanan derin devlet değil; kontrolden çıkan birtakım devlet görevlileriydi. İtalya daki Gladyo Skandalı gibi beynelmilel bir olay, vaka değil sadece gölgelerin olduğu bir olaydı. Derin devletin, bilmiyorum ve bu konu hakkında açıklama yapamam sözcüklerinin arkasında gizli olduğunu anlatan emekli hakim, eski siyasilerin kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini savunuyor ve ekliyordu: Herkes gördüğü kadarını anlatıyor. Zaten daha fazlasını bilseler derin devletin bir anlamı kalmazdı. Karagül, derin devletin aslında görünmeyen hükümet anlamına geldiğini iddia ediyordu. Derin devletin, faaliyetleri sorgulanamaz, tartışılamaz ve tüm kurumları yönlendirebilecek güçte bir üst çatı örgütü olduğunu anlatan Karagül, istihbarat ve güvenlik birimlerinin bu yapı tarafından yönlendirildiğini ileri sürerek şunları söylüyordu: ASALA ya karşı 1980 sonrasında oluşturulan konsensüs bunun en iyi örneğidir. Terör örgütü ASALA, eylemlerinden nasihatle değil; devletin kararlı tutumu ve birtakım örtülü faaliyetleri nedeniyle vazgeçti. Genelkurmay, MİT ve diğer birimlerin ortak bir gaye etrafında birleşmesi bunun örneğidir. Fakat o dönemde taşeron olarak kullanılan birtakım kişiler daha sonra raydan çıktı. (6) Kurtlar Vadisinde simgelenen şahsiyetler esasen son 20 yıllık derin devlet-mafya geçidiydi. Ancak sırlar üzerine kurgulu dizide kimse gerçek hayatdaki benzeriyle aynı hayatı paylaşmadı, sadece sembollerle seyirciye tiyo verildi. Bakın neler anlamıştı anonim seyirciler:

7 Polat Alemdar: Abdullah Çatlı. Polat, dizide Almanya'da estetik ameliyatıyla siması değiştirilmiş bir Dışişleri istihbarat elemanını, derin devletin operasyonel gücünü, yani bir nevi 007 James Bond'unu oynuyordu. Bu tanıma Yeşil uysada seyirci onu Çatlı sandı. Abdullah Çatlı Nevşehir'de 1956 yılında doğdu yılında Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 1978'de Ülkücü Gençlik Derneği (ÜGD) Genel Başkan Yardımcısı oldu. Aynı yıl MİT de görev yapan bir eleman oldu. Çok sayıda siyasi cinayet, bombalama, kahve tarama ve hapisten adam kaçırma gibi olayların örgütleyicisi olarak suçlandı. 25 Ağustos 1978'de Sakarya'da Nevzat Bor ve Mustafa Pehlivanlı'yla birlikte gözaltına alındı. İstanbul'a götürülen Çatlı, daha sonra serbest bırakıldı. Ankara polisi tarafından tekrar gözaltına alınan Çatlı, tekrar serbest bırakıldı. Çatlı, ÜGD Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde, ÜGD'nin yerine Ülkü Yolu Derneği'ni Nevşehir'de kurdu. 11 Temmuz 1978'de Ankara'da işlenen Doç. Dr. Bedrettin Cömert cinayetinin faili olarak arandı. 9 Ekim 1978'de Ankara Bahçelievler'de Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi yedi gencin öldürüldüğü olayın düzenleyicisi ve baş sorumlusu olarak hakkında 1982 yılında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı. Çatlı, daha sonra İstanbul'a yerleşerek Hasan Kurtoğlu sahte kimliğiyle yaşadı ve birçok eyleme karıştı. Bu dönemde, silah ve uyuşturucu kaçakçılarıyla yakın ilişki kurdu. Mehmet Ali Ağca'nın Maltepe Askeri Cezaevi'nden kaçırılması olayının organizasyonunda yer aldığı, Ağca'yı evinde sakladığı ileri sürüldü. 12 Eylül'den sonra Nevşehir Emniyet Müdürlüğü'nden sağladığı sahte pasaportla yurtdışına çıktı. 13 Mayıs 1981'de Ağca tarafından gerçekleştirilen Papa suikastının düzenleyicileri arasında yer aldığı öne sürüldü. 22 Şubat 1982'de İsviçre'de Mehmet Saral adına düzenlenmiş bir pasaportla, Mehmet Tarol adına düzenlenmiş sahte pasaport kullanan Oral Çelik ve Durmuş Unutmaz adına düzenlenmiş sahte pasaport kullanan Mehmet Şener'le birlikte yakalandı. Çatlı serbest bırakılırken, Mehmet Şener tutuklandı. MİT'in resmi belgelerinde, 22 Ekim 1983'te Paris'te MİT'le temasa geçtiği ve ASALA'ya karşı beş ayrı eylemde yer aldıktan sonra 24 Ekim 1984'te uyuşturucuyla yakalandığı gerekçesiyle ilişkisinin kesildiği yer aldı. 22 Ekim 1984'te Paris'te 450 gram eroinle yakalandığı için Fransa'da 4.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu dönemde Papa suikastını kendisinin planladığını, Oral Çelik'i bulabileceğini, bildiklerinden dolayı iki kez öldürülmek istendiğini, serbest kalmak garantisiyle herşeyi anlatabileceğini söyledi. Ancak mahkemede verdiği ifadede söylediklerini reddetti. Uyuşturucu bulundurmak suçuyla yedi yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi. Bu dönemde Türkiye'nin iade talebi, idamla yargılandığı gerekçesiyle Fransa tarafından reddedildi. 21 Mart 1990'da İsviçre Bostadel Cezaevi'nden kaçtı. Türkiye'ye gizlice geldikten sonra Şahin Ekli ismiyle kullandığı pasaportun sahte olduğunun anlaşılması üzerine 1993'te Yeşilköy Havalimanı'nda gözaltına alındı ancak serbest bırakıldı. Çatlı, 3 Ekim 1994'te İstanbul'da yabancı plakalı kaçak durumdaki araç ile yakalandı ve Mehmet Özbey kimliğiyle çıkarıldığı savcılık tarafından kayden işlem yapılarak serbest bırakıldı. Abdullah Çatlı'nın Mehmet Özbay sahte kimliğiyle Baysa İnşaat, GSC Tekstil Ürünleri, Limon Lokantacılık, Japet Et Mamülleri, Sultan Tekstil ve Gülden Tekstil adlarında altı şirkette ortaklığı olduğu ortaya çıktı. Çatlı; Mehmet Özbay, Mehmet Özbey, Abdullah Çatalı, Abdullah Çaltı, Mehmet Saral, Hasan Dağarslan, Hasan Kurtoğlu ve Şahin Ekli sahte isimlerini kullanıyordu. Çatlı, 3 Kasım 1996'da Susurluk'ta meydana gelen bir trafik kazasında, DYP Milletvekili Sedat Bucak, polis şefi Huseyin Kocadağ ve sevgilisi Gonca Us'un da içinde bulunduğu bir arabada öldü. Çatlı'nın üzerinden dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağarın imzasının bulunduğu silah taşıma belgesi ve yeşil pasaport çıktı. Çatlı'nın otopsi raporunda ölmeden önce kokain kullandığı belirlendi. Çatlı, 21 Mart 1990'da İsviçre'nin Bostadel hapishanesinden MİT İsviçre Şubesi tarafından kaçırılmıştı. Dizide Almanya dan getirilmesiyle buna atıfta bulunuldu. Tutuklanma sebebi uyuşturucu tacirliğiydi, kendiside kokain kullanıyordı. Ancak bu tarihten sonra gerek ASALA'nın bitirilmesi olarak dışta, gerekse mafyanın içinde devletin adamı olarak milletine çalıştığına

8 inanan, bazılarına göre katil, kirli dünyada dizginlenemeyen, haddini zorlayan bir fedai görünümündeydi. Çatlı'ya yeşil pasport ve silahına kullanma ruhsatı veren Mehmet Ağardı. Tüm istihbarat teşkilatlarımızın güzide elemanı Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın gizli olarak emrinde çalışıyordu. Yeşil ise ünlü emekli MİTci Mehmet Eymür ün en değerli elemanıydı. Susurluk un tek devlet mahkumu efsanevi Mitci Yarbay Korkut Eken de Çatlı ve Yeşilden yararlanmıştı. Çatlı 3 Kasım 1996'da Susurluk kamyonunun altında kalarak öldü veya öldürüldü. Meral Çatlı'yla evliydi. Dizide yaşamayan biri yaşatılıyordu. Kamyonun altında ölen Çatlı değil, kopyasıysa, dizideki kurgulama gerçeğe uygundu. Çatlı nın kızı Gökçen, babasının MİT ile Emniyet arasındaki çatışmaya kurban gittiğini düşünüyordu. Gökçen Çatlı ya göre Susurluk ta Mercedes e kamyon çarpmasaydı babası, 200 metre ileride bulunan birileri tarafından taranacaktı. Gökçen Çatlı ya, kazadan sonra bir kişi kendisine gelip şu açıklamayı yapmıştı: Eğer orada bir şey olmasaydı, zaten 200 metre ileride başka bir araba onları bekliyordu ve tarayacaklardı. Gökçen Çatlı, babasının önce MİT için çalıştığını, sonra da Emniyet e geçtiğini söyledi. Bunun da iki birim arasında çatışmaya yol açtığını söyleyen Gökçen Çatlı ya Meral Çatlı da destek verdi: MİT ile Emniyet arasında çıkan çatışma sonucunda, Abdullah Bey i diskalifiye etme kararı birileri tarafından verildi. Gökçen Çatlı, ayrıca Reis in çekirdek kadrosunun hâlâ durduğunu; ancak birçok şeyin de parçalandığını söylüyordu. (7) Süleyman Çakır: Alaaddin Çakıcı. Trabzonlu ülkücü mafya şefi Çakıcı, ilk olarak 17 yaşındayken bir İETT görevlisini yaralama olayına karıştı. Çakıcı, daha sonra ismini İstanbul'daki yasadışı faaliyetleriyle duyurdu.1980'li yılların sonunda yeraltı dünyasının Ankara ayağında da adı duyulan Çakıcı, bir süre sonra İstanbul'a geçerek, buradaki gruplar içinde kendisine yer edindi. Türkiye çapında faaliyet gösteren ve "ülkücü baba" olarak tanımlanan Çakıcı, İstanbul'a geçtikten sonra yine ünlü babalardan Dündar Kılıç'ın kızı Uğur Kılıç'la evlendi. Olaylı sona eren bu evliliği ve İstanbul'da karıştığı silahlı saldırılar sonrasında polis kayıtlarında önemli yer tutmaya başlayan Çakıcı, sürekli Karadenizli olmasıyla övündü. Babasını 12 Eylül döneminde İstanbul'un Gültepe semtindeki bir kahvehaneye yapılan silahlı baskında kaybeden Çakıcı, 1984'ten itibaren çek - senet tahsilatı yapan grupların liderliğini yapmaya başladı. Eski eşi Uğur Çakıcı'nın Uludağ'da öldürülme emrini verdiği gerekçesiyle polis ve savcılık tarafından gıyabi tutuklu olarak aranan Çakıcı, ayrıca canlı yayında DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'le ilgili yaptığı açıklamalarıyla Flash TV'nin basılmasına neden oldu. Borsacı Adil Öngen'in yaralanması, Pamukbank Genel Müdürü Burhan Karaçam'a yönelik lav silahlı saldırı olayı, Emin Cankurtaran'ın vurulması, Cavit Çağlar'a yönelik suikast planlaması, Engin Civan'ın vurulması eylemlerinin azmettiricisi olan Çakıcı, kendisi gibi yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden Nurullah Tevfik Ağansoy'un öldürülmesi olayında da azmettirici olarak aranmaya başladı. 1992'de hazırlanan sahte pasaportla yurtdışına kaçan Çakıcı'nın adı, Susurluk soruşturmalarında da gündeme geldi. Soruşturmalarda, kendisinde sahte yeşil pasaport bulunduğu iddiaları ortaya atıldı. Çakıcı, çek - senet tahsilatı yaptığı dönemde Ankara ve İstanbul'da birçok kez gözaltına alındı. Soruşturmalarda, polisin mafya içindeki uzantısıyla ilgili bilgiler veren Çakıcı'nın yurtdışında kaldığı süre içinde Belçika, ABD, İtalya, Güney Afrika, Fransa, Brezilya, Singapur ve Japonya'da dolaştığı belirlendi. Çakıcı'nın firarda bulunduğu dönemde Palermo'da İtalyan mafyasının önde gelen aileleriyle bir toplantı yaptığı da tespit edildi. Çakıcı, 1998'in Şubat ayında Fransa'da yapılan bir operasyonda yakalanmaktan kılpayı kurtuldu. 41 kişinin ölümünden sorumlu tutulan Çakıcı, 17 Ağustos 1998'de Fransız polisinin düzenlediği bir operasyon sonucunda Nice'de bir otelde koruması Muradi Güler ve sanatçı Selçuk Ural'ın kızı olan sevgilisi Aslı Ural'la birlikte yakalandı. Yıllarca kırmızı bültenle aranan, ancak bir türlü yakalanamayan Alaattin Çakıcı'nın başını ise sevgilisi, şarkıcı Selçuk Ural'ın kızı Aslı Ural yaktı. Polis tarafından izlenen Aslı Ural, Monaco şehrinde sevgilisinden haber beklemeye başladı. Beklenen telefon geldiğinde 18 Nisan 1998'de Fransa'nın Nice şehrinde Çakıcı'yla buluştu. Tabii

9 polislerle birlikte! Fransa'da yakalandığında cebinde MİT elemanı, o dönemde Çin Büyükelçiliğimizin Güvenlik Ataşesi Yavuz Ataç tarafından verilmiş kırmızı pasaport vardı. Türkiye'ye iade edildi. (8) Çakıcı'nın yakalanmasından sonra ortaya çıkan kasetler, ANAP'lı Devlet Bakanı Eyup Aşık'ın istifasına sebep olurken, Aşık ile birlikte Çakıcı'ya kaçması için uyarıda bulunduğu iddia edilen DYP'li Meral Akşener, MİT görevlisi Yavuz Ataç ve Bursalı işadamı Erol Evcil de suçlandı. Fransa'daki cezaevinde 16 ay dünyayla iletişimsiz bir odada tutuklu kalan Çakıcı, 14 Aralık'ta kendi isteğiyle Türkiye'ye getirildi. Fransa'dan şartlı iade edilen Çakıcı, hakkındaki gıyabi tutuklama kararı vicahiye çevrilerek tutuklandı ve Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'ne konuldu. Çakıcı, Türkiye'ye getirildikten hemen sonra İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde (DGM) tanık sıfatıyla dinlendi. Yaklaşık 3.5 saat ifade veren Çakıcı, soruları cevapsız bıraktı. Dizide lanse edildiği gibi Çakıcı, Erol Evcil, Ergin Kardeşler gibi ünlülerin yattığı Kartal Özel Tip Kapalı Cezaevi'ndeki rahatlığıyla da dikkat çekti. Çakıcı'nın isteğiyle gece yarısı koğuşuna lahmacun getirttiği, avukat dövdüğü, cep telefonu kullandığı ve Nuri Ergin'le mektuplaştığı ortaya çıktı. Ancak bir süre sonra Çakıcı'nın "Bu cezaevi ya ona ya bana dar gelecek" yönünde bir açıklama yaptığının ileri sürülmesi üzerine Nuri Ergin, basına gönderdiği açıklamayla sert tepki göstererek, "Bana dostane mektuplar yazan biri düşman ise başımız üstünde yeri var. Önümüz bayram, açıkta kalınır" dedi. Bunun üzerinde Çakıcı avukatı aracılığıyla kamuoyuna gönderdiği başka bir mektupla Ergin kardeşlere meydan okudu. Çakıcı, mektupta; "Nuriş ve Vedat denen, kişilik ve milliyet erozyonuna uğramış, garip göçebegillere: Biraz adamlığınız varsa, basına demeç vermeyin, bu cezaevinde siz altı kişi bir arada yatıyorsunuz, ben de tek yatıyorum. Gereğini yapmazsanız, yapmayıp da basına demeç verirseniz şerefsizsiniz" dedi. Mektup savaşlarında Nuri Ergin, avukatı aracılığıyla yaptığı açıklamada, Çakıcı hakkında ağır sözler söyledi. Ergin, "Çakıcı adam mı, madam mı?", "Şerbeti ketmerli şambabası", "Voltajı düşük sihirli lamba", gibi sözlere yer verdi. Ergin, Çakıcı'ya yönelik koruma istediği şeklinde çıkan haberlere ilişkin de, "Fransa'dan beri tutturmuşsun koridor yok. Bu maltalarda bir de savcıdan utanmadan koruma istiyorsun. Satanist düşünceli şambabası, bırak bu kurnazlığı. Milleti ziyaretine bile çıkartmıyorsun. Kolpacı mesajında aman beni koruyun mesajı değil mi? Beni yorma. Benim seninle uğraşacak vaktim yok, boşuna yalvarma" dedi. Çakıcı ve Ergin arasındaki bu kavga, cezaevi dışına da taştı. Çakıcı'nın adamları Karagümrük'te Ergin kardeşlerin adamlarına ait olduğunu bildikleri bir lokali kurşunladı. Ancak bu lokalin sonradan Erginler'e ait olmadığı Karagümrük Spor Kulübü Lokali olduğu anlaşıldı. 28 Mart 2000'de ise Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Çakıcı'nın, gazeteci Hıncal Uluç'u yaralamaya azmettirmekten yargılandığı davanın zamanaşımdan düşürülmesine ilişkin İstanbul 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararını bozdu. Çakıcı'ya yargılandığı bu davada, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis istendi. Nisan 2000'de Çakıcı hakkında Emlak Bankası eski Genel Müdürü Engin Civan'ı yaralamaya azmettirmekten açılan davanın zamanaşımından düştüğü ortaya çıktı. Mehmet Eymür, İnternet'teki Anadolu Türk adlı sitesinde yayımladığı bir yazısında Çakıcı'nın 3 Şubat 1998'de Evcil'le yaptığı bir konuşmadan söz ederek, Çakıcı'nın kanser olduğunu söylediğini ileri sürdü. Eymür, Çakıcı'nın Evcil'e, "Check up yaptıramıyorum. Kanser var bende. Aylardır bütün vücudumda hissediyorum, içim ağrıyor. 6-7 paket sigara içiyorum" dediğini iddia etti. Çakıcı'nın adamlarının Karagümrükspor lokaline yaptığı baskına karşılık olarak 19 Nisan 2000'de Nuriş'in adamları, Gültepe ve Zeytinburnu'nda iki kahvehaneyi taradı. Bir kişi öldü, 10 kişi yaralandı. Olaydan sonra yapılan operasyonlar sonucunda aralarında Ergin'in firari olarak aranan adamı Yavuz Erdoğan'ın da bulunduğu dört saldırgan silahlarıyla birlikte yakalandı. Çakıcı, Mayıs 2000'de Türkbank ihalesini araştıran Meclis Komisyonu'na verdiği ifadede ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile ile iki kez yüz yüze görüştüğünü söylediği belirtildi. Çakıcı, komisyon üyelerine Türkbank olayında büyük paralar döndüğünü, kendisine söz verilen 60 milyon doların verilmediğini ve bu yüzden yakalatıldığını söyledi. Çakıcı, ayrıca 55. hükümeti de

10 Refahyol hükümetini de kendisinin yıktığını anlattı. Çakıcı, ifadesinde Eyüp Aşık ile 200'e yakın telefon görüşmesi yaptığını da öne sürdü. Çakıcı, 8 Mayıs 2000'de İstanbul DGM'de "çete oluşturmak ve liderliğini yapmaktan" yargılandığı davanın duruşmasında, mahkeme heyetine, "Ben tombaladan çıkmış Alaattin değilim. Tabii ki ceza alacağım. Eğer bana ceza vermezseniz basın sizi topa tutar" dedi. Mahkeme ödeneksizlik yüzünden duruşmaya getirilemeyen sanık Adnan Çiçek'in son savunmasının alınması için duruşmayı erteledi. Ergin ve Çakıcı cezaevindeyken, adamları dışarıda çatışmayı sürdürdü. Çakıcı ve adamları hakkında Nuriş'in adamlarına yönelik gerçekleştirilen saldırılar hakkında davalar açılmaya başladı. İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcılığı, Çakıcı ile 10 adamı hakkında, Karagümrük Spor Kulübü Lokali'ne yönelik silahlı saldırıya ilişkin dava açtı. İddianamede, Çakıcı'nın ile 384 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılması istendi. Engin Civan'ın yaralanması olayında azmettirici olduğu gerekçesiyle yargılanan Çakıcı'nın 7.5 yıl ağır cezası istemiyle yargılandığı davası, "4616 sayılı Şartla Salıvermeye, Dava ve Cezaların Ertelenmesi'ne Dair Kanun" gereğince ertelendi. Hıncal Uluç'un yaralanması olayına ilişkin 3 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılan Çakıcı'nın avukatı Şeyda Yıldırım'ın, Pendik Cumhuriyet Başsavcılığı'na cezanın infazının düşürülmesi konusunda yaptığı başvuru da kabul edildi. Çakıcı'nın, her iki davasında da "zamanaşımından düşme kararı" verilmiş, ancak bu kararlar Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından bozulmuştu. Bozma kararının ardından davaların görülmesine devam edilmişti. Çakıcı'nın tutukluluğu, halen başka suçlar nedeniyle devam ederken, birden tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Son 15 yılın en büyük mafya babası, gücünü büyük uyuşturucu mafya babası Dündar Kılıç'ın damadı olmasından alıyordu. O'da devletin hizmeti ve koruması altına girerek ticaretini ve yapılanmasını dokunulmaz yapmayı başardı. Ancak mafya içinde yaşanan çatışmalardan ve susmak için dolayı tekrar yurtdışına kaçırıldı. Çünkü bildikleri devlet sırrıydı, konuşmasından bazı çevreler korktu. 4 yıl içeride yattıktan sonra salıverilmesinde bir yanlışlık yapıldığı anlaşıldığı anda 2004 ün mayıs ayında Beşiktaş Futbol sorumlusu Sinan Engin'in yardımıyla yurtdışına kaçtı veya devlet yardımıyla kaçırıldı. Dizide ölen Çakır'ın hayatını oynadığına sert bir dille itiraz etti. Bu tepki sonucu dizide Çakır öldü. Başka bir MİTci Faik Meral in temin ettiği yeşil pasportla tekrar yurtdışına kaçtığı anlaşıldığında tekrar kıyamet koptu. Beşiktaş Klübünden Sinan Engin in sayesinde vize alınması nedeniyle Engin istifa etmek zorunda kaldı. Alaattin Çakıcı ya pasaport temin eden Beşiktaş Jimnastik Kulübü nün şirketi Beşiktaş Travel in seyahat sorumlusu Kerem Eymür, eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür ün yeğeniydi. Alaattin Çakıcı yı Rodos a kaçıran yatın sahibi Mehmet Salih Hantal, İstanbul DGM de sorgulanıp serbest bırakıldı ların başında Antalya Varsak ta kurulan Polar buz fabrikasının sahiplerindi. Diğer ortakları Mehmet Eymür ve Korkut Ekendi. Mehmet Eymüre e göre, Mehmet Salih Hantal ve Nurullah Ayan (asıl ismi Nasrullah ) hiç bir zaman ortağı olmadı ve Çakıcı yla 10 yıldır görüşmedi. Avusturya'da yakalandı. Alaattin Çakıcı'nın MİT'ten emekli 'terör uzmanı' Faik Meral'e ait pasaportla Avusturya'nın Graz kentinde yakalanması, Çakıcı-MİT ilişkisini bir kez daha gündeme taşıdı. Çakıcı'nın MİT tarafından kullanıldığı ilk kez 1998 yılında Susurluk davası sırasında tanık olarak dinlenen eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür tarafından dile getirildi. Eymür ifadesinde, "1987 yılında Çakıcı Almanya da bir operasyonda kullanılacaktı. Çakıcı ile Muradi Güler ve birkaç adamı eski MİT mensubu Korkut Eken tarafından eğitime tabi tutuldu. Operasyonu Yavuz Ataç yönetecek, Ümit de buna katılacaktı. Ancak operasyon iptal oldu. Ondan sonra Çakıcı hiç kullanılmadı" dedi. Ancak Çakıcı, 17 Ağustos 1998 tarihinde Fransa'da yakalandığında üzerinde çıkan diplomatik kırmızı pasaportu verdiği tespitiyle MİT'le ilişiği kesilen Daire Başkan Yardımcı Yavuz Ataç'ın açıklamaları Eymür'ün söyledikleri ile çelişiyordu. Türkbank ihalesine fesat karıştırma davasında sanık olarak yargılanan Yavuz Ataç, 1999 yılında mahkemedeki sorgusunda Çakıcı'nın Fransa'da yakalandığı gün bile aralarında görev ilişkisi olduğunu söylemişti. Ataç, "Çakıcı ile 1987 yılında emir-komuta zinciri içinde görevim gereği ve amirlerim eşliğinde tanıştırıldım. Ülke dışındaki zaman zaman 2-3 kişi tehlikeli

11 görevlerde bir arada tanışır, ister istemez dostluklar oluşabilir. Bu ilişkileri bıçakla kesmek mümkün değil. Devlete ait bazı bilgilere sahip kişiyi devlete ait dosya gibidir. Benim görevim bu insanın yabancı ülke eline geçmesini engellemekti. Çakıcı yakalanana kadar görev ilişkim devam ediyordu" dedi. Emekli MİT'çi Faik Meral'in gözaltındaki ilk sorgusunda, "Alaattin Çakıcı'yı tanıyorum. Cezaevinden çıktıktan sonra kendisiyle görüştüm. Bu sıralarda da pasaportumu kaybetmişim. Pasaportumun ne olduğu konusunda bilgim yok" dediği öğrenilirken, ancak Meral'in emniyete herhangi bir kayıp başvurusu yapmadığı ortaya çıktı. 57 yaşındaki eski MİT mensubunun yeşil pasaportu 2003 yılında dört yıl uzattığı bildirildi. İlk sorgusu yapılan Faik Meral, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne getirilmek üzere yola çıkarıldı. Olay üzerine yazılı bir açıklama yapan MİT Müsteşarlığı, pasaportun sahibi Faik Meral'in emekli olduğu 1999 yılından bu yana teşkilatla hiçbir bağlantısının bulunmadığını öne sürdü. MİT, Meral'in 2002 tarihinde teşkilat tarafından uyarıldığını da iddia etti. Çakıcı'nın, Türkiye'nin Avusturya makamlarına verdiği "gözaltına alınmayacağına dair güvence" nedeniyle doğrudan mahkemelere gönderilmişti. Fransa'dan iadesi sırasında prosedür gereği yargılanamadığı 4 ayrı davayla ilgili hâkim karşısına çıkan Çakıcı, hakkındaki gıyabi tutuklama kararları vicahiye çevrilerek, kendisine pasaport temin ettiği öne sürülen eski MİT'çi Faik Meral'in de kaldığı Tekirdağ F Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Çakıcı'nın avukatı Şeyda Yıldırım ( Elif Eylül), Fransa'nın yargılama izni vermediği davalara ilişkin Avusturya'nın izin verdiğini, aradaki çelişkinin giderilmesi için çalışıyordu. Alaattin Çakıcı, Yargıtay'ın Karagümrük Spor Kulübü'nün kurşunlanması olayıyla ilgili toplam 5 yıllık hapis cezasını 7 Nisan 2004 günü onaylamasının ardından, adli sistemin ağır işlemesinden yararlanarak 4 Mayıs sabahı Yunan adaları üzerinden yurtdışına kaçarken 'İbrahim Arı' adına düzenlenmiş bir pasaportla çıktığı ileri sürülmüştü. Pasaportun vize işlemlerinin, Beşiktaş Turizm Şirketi tarafından yapıldığı ortaya çıkmasından sonra Beşiktaş Menajeri Sinan Engin'in, Alaattin Çakıcı ile yaptığı telefon görüşmeleri basına yansıdı. Engin'in Çakıcı ile şifreli konuşmalar yapmış ve kaçışa yardım etmişti. Çakıcı, Avusturya'da yakalanması sonrasında ortaya çıkan bazı ilişkileri nedeniyle ülkenin gündemini günlerce meşgul etti. Bu arada Çakıcı'nın dava süreci Yargıtay'da devam ederken, Çakıcı adına müteahhit Hakkı Süha Şen'in Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya'yla dava hakkında görüştüğü ortaya çıktı. Olaya, MİT Dış Operasyonlar Daire Başkan Yardımcısı Kaşif Kozinoğlu'nun da adı karıştı. Yargıtay Başkanı hakkında, bu tartışmalar sonrasında kendi kurumu tarafından soruşturma başlatıldı. Özkaya, Yargıtay tarihinde ilk kez açılış konuşması yapmayan başkan oldu. Kaçışına ilişkin soruşturma yürüten İstanbul Savcılığı'na da daha sonra ifade veren Çakıcı, Fransa'dan iadesi sırasındaki prosedür gereği yargılanamadığı Tevfik Nurullah Ağansoy ve eski eşi Nuriye Uğur Kılıç'ın öldürülmesi, borsacı Adil Öngen'in yaralanması ve Türkbank ihalesine fesat karıştırılmasına ilişkin 4 ayrı davadan yargılanmaya başlandı. "Karagümrük Davası" kapsamında verilen 3 yıl 4 aylık cezası Yargıtay'ca onanarak kesinleşen Çakıcı, bu cezasının infazının tamamlaması için 6.5 ay cezaevinde kalacaktı. Aynı dava kapsamında "müessir fiil" suçundan çarptırıldığı 1 yıl 8 ay 21 günlük hapsi Yargıtay'ca bozulan Çakıcı, bu suçla ilgili olarak yeniden yargılanacaktı. İstanbul Başsavcılığı, yurtdışına kaçan Çakıcı ile kendisine yardımcı olanlar hakkında soruşturma başlatmıştı. Çakıcı hakkında "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak" ve "Türkbank ihalesine fesat karıştırmak" suçlarından dolayı 4 yıl hapis cezası istemiyle dava açılmıştı. Dizide Çakır ı oynayan Kaynarca ile Elif i oynayan aktörün gerçek hayatda dost ilişkisi yaşaması ilgiç bir durumdu. Abbas Ustaoğlu: Hiram Abas. 1932'de İstanbul'da doğdu. Saint Joseph Lisesi ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İdari Şubesi'ni bitirdikten sonra, 18 Mayıs 1967'ye kadar İstanbul'da çeşitli kademelerde müfettişlik görevinde bulundu. Müfettişlik görevinden sonra yedek subay olan ve MİT'te

12 çalışmaya başlayan Abas, Batum, Atina ve Beyrut'ta görev yaptı. 12 Mart döneminde MİT'te etkin görevlerde bulunan Abas, 1978'de Namık Kemal Ersun cuntasının tasfiyesiyle ilişkili olarak kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. 1983'te ikinci kez MİT'e dönen Abas, 1988'de yayımlanan MİT raporu olayında sorumlu görülerek, raporu kaleme alan Mehmet Eymür'le pasif göreve alınmak istenince, ikinci kez teşkilattan ayrıldı. Amerikan silah firmalarının Türkiye temsilciliğini yapan bir şirkette çalışırken 26 Eylül 1990 sabahı işine gitmek için yola çıktığında uğradığı suikastta yaşamını yitirdi. Evinin yakınlarında, belediye işçisi gibi giyinmiş kişilerin açtığı çapraz ateşin ortasında kalan Abas, olay yerinde öldü. Dizi senoristi, Sabah gazetesinin eski Yazı Işleri Müdürü Soner Yalçın'ın, Doğan Yurdakul ile birlikte kaleme aldıkları "Bay Pipo: Bir MiT görevlisinin sıradışı yaşamı: Hiram Abas" kitabında pek çok pasaj 2000'e Doğru ve Aydınlık'taki haberlere dayanıyordu. Türkiye'li okura ilk kez 2000'e Doğru ve Aydınlık tarafından duyurulan olay ya da analizler kaynak gösterilmeden, sanki yazarın araştırmasıymış gibi aktarılıyordu. Kitabın sonundaki kaynakçada da 2000'e Doğru ve Aydınlık yoktu. Tıpkı Soner Yalçın'ın, "Hangi Erbakan" ve "Reis" kitaplarında olduğu gibi. Gerçi bu kitaplarda Aydınlık ve 2000'e Doğru'nun adı sık sık geçiyor ama polemik konusu olan noktalarda. Yani yazar göğüsleyemediği durumarda Aydınlık'a yaslanıyordu. Okur açısından çalıntıdan daha önemli olanıysa, "Bay Pipo"nun ne anlattığıydı. Soner Yalçın, dizide olduğu gibi "eleştiriyormuş gibi yaparak övme" tekniğini kullanıyordu. Reis'te Abdullah Çatlı için yaptığını Bay Pipo'da Hiram Abas için uyguluyordu. Kitapta Hiram Abas, CIA'nın Ulusal Istihbarat örgütümüze soktuğu, başından beri ABD'nin hizmetinde bulunan biri olarak değil, romantik ve aşırılıkları olan, meslekten bir istihbaratçı olarak tanıtılıyordu. Yalçın ın kitabında, birçok MİT yöneticisinin "mason" olduğu iddia edilmiş, olaylar, terfiler, tayinler bu mason ilişkisine dayandırılmıştı. (9) Kitabın bu bölümlerini okurken adeta komplo teorileri ile meşhur Aydınlık gazetesini okuduğunuzu zannediyorsunuz. Yazar Soner Yalçın'ın Aydınlık Gazetesinde çalıştığı günlerdeki ciddiyetsiz yazı stilini hala üstünden atamadı. Soner Yalçın, Hiram Abas konusuyla 2000'e Doğru'da çiçeği burnunda bir muhabir olarak tanıştı. Hiram Abas'ın 2000'e Doğru'da ilan edilen lakabı "Mister Komplo"ydu. 12 Mart döneminde Marmara gemisi sabotajı, Kültür Sarayı yangını, Mahir Çayanların cezaevinden kaçırılması ve sonra öldürtülmesi, Filistin'de Işçi Köyllü Parti'li sekiz devrimcinin öldürülmesi komplolarının hepsinin arkasında Hiram Abas vardı. Komplo CIA'nın şaşmaz ilkesi. CIA, devrimle kurulan Cumhuriyet'in kurumlarına ancak komplolarla yuvalanacağını, ancak komplolarla mevzi kazanabileceğini iyi biliyordu. Özal'ın da Çiller'in de önemli siyasi başarılarını bu komplolara borçlu oldukları gibi. Abas'ın MiT Müsteşarlığı'na çıkmak için düzenlediği bir dizi komplonun 2000'e Doğru tarafından açığa çıkarılması da bu analize dayanıyordu. Nitekim Abas, Sabah gazetesinden Güngör Mengi'ye verdiği röportajda, 2000'e Doğru'nun 31. sayısındaki "Mister Komplo" kapağını zirveden aşağıya yuvarlanmasının başlangıcı olarak görüyordu. Aslında "Mister Komplo", Hiram Abas'ı iki sözcükte özetleme becerisiydi. Soner Yalçın'ın güvenlik güçlerinin içinde yer aldığı olaylara dair temel analizi, klikler çatışması. Koca bir Susurluk süreci, Reis kitabında "iki Mehmetler'in kavgasına" indirgeniyordu. Kitaba göre, Türkiye'yi sallayan olayların tamamı, MİT Kontr-Terör Merkezi Başkan Vekili Mehmet Eymür ile Içişleri eski Bakanı Mehmet Ağar arasındaki çatışmadan kaynaklanıyordu! Hiram Abas'ın bütün hayatı da MiT'te klikler çatışmasından ibaretti. Hiram Abas, klik başı olduğu için sivriliyordu. Abas'ın klik başı olması uluslararası bağlantılarıyla değil, Çerkez kanına ve boksörlüğüne bağlanıyordu. Bütün bu anlatımlarla olayın aslında bir Türkiye-ABD çatışması olduğu gizleniyordu. Temel analiz böyle yapılınca, dizide de olgular da buna göre tahrif ediliyordu. Dizi bir nevi mafyayı sevdiriyordu ve Sebataycı-masonlardan aşırı korkutuyordu. Reis'e göre, Susurluk'ta olan her şey Aydınlık ve Işçi Partisi'nden önce Mehmet Eymür tarafından görülmüş, dahası raporlara yazılmıştı. Aydınlık'ın rolüyse Eymür'ün yazdığı raporları yayımlamaktan ibaretti. Reis'in 340. sayfasında şöyle yazılıyordu:

13 "MİT elemanlarının bu isimleri telaffuz ettiğinde daha ortada Işçi Partisi lideri Doğu Perinçek'in açıkladığı ikinci MiT raporu yok." Yalan. Aydınlık'ın Özel Örgüt yayınları Mayıs 1996'da başladı. Reis'te sözü edilen olayın tarihiyse 28 Ağustos. Şefleri olan Doğu Perinçek, Abas ı Yalçın gibi şöyle anlatmıştı: M. Hiram Abas, İstanbul'daki bütün provokasyon, tertip ve operasyonları planlayan Kontrgerilla şefiydi. CIA ve MİT adına Faik Türüne danışmanlık yapıyordu. İstanbul Kontrgerilla Karargahı ile CIA ve MİT'in irtibatını sağlıyordu. Gemi batırma olayları, İsrail Büyükelçisi Elrom olayı, Fırtına Tatbikatları gibi tertip ve saldırılar Hiram Abas'ın başı altından çıktı. Hiram Abas, işkence ve operasyon hastasıydı. Görevli olmadığı halde 12 Marttaki bütün baskınlara, operasyonlara en önde katıldı. Provokasyonları yönetti. Yeni işkence yöntemleri geliştirdi ve bu yöntemlerin uygulanmasına bizzat katıldı. (10) Oysa Hiram Bey'in ismi hariç Masonluk ile herhangi bir ilişkisi yoktu. İsmini ise mason olan dedesi koymuştu. Hiram Bey göbek ismi olan bu isminden bir rahatsızlık duymadı. Hatta ilk adı olan "Mustafa" ismini kullanarak "Hiram'ı" saklama gibi bir yönteme de başvurmadı. Hiram Bey Türkiye Cumhuriyeti'nin İstihbarat Teşkilatının Müsteşar Yardımcılığına kadar gelmişti, MİT tarihinde bir ekol olmuş, ender yetişen istihbarat görevlilerinden biriydi. 26 Eylül 1990 da belediye işçileri tarafından aynı Arslan bey gibi arabasının içinde çapraz ateşle öldürüldü. Arslan Akbey: Ünlü Mitçi Albay Korkut Eken. Dizide bir karakter gerçek hayatdaki iki kişinin hayatını canlandırıyordu. Hiram Abbas ve Korkut Eken kombinasyonu Arslan beydi yılında Ankara'da doğan Korkut Eken, 1963 yılında Kara Harp Okulu'na girdi ve 1965'te mezun oldu. Komando Tugayı, Hava İndirme Tugayı, Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı gibi birliklerde Takım ve Bölük Komutanlıkları yaptı. Kıbrıs Barış Harekatı öncesi, Ada'daki mücahitleri örgütleyerek harekat öncesi alt yapının oluşturulmasında aktif görev aldı. Hava İndirme Tugayı'nda görevliyken, 20 Temmuz 1974 sabahı paraşütçü birliklerle Kıbrıs'a havadan atlayarak Kıbrıs Barış Harekatı'na katıldı ve Şerit Rozet Beratı ile ödüllendirildi yılında üstün eğitimli subay ve astsubaylardan oluşan Özel Harp Dairesi Özel Birlik Komutanlığı'na atandı ve Özel Birlik Komutan Yardımcılığı'na kadar yükseldi. Bu görevdeyken çeşitli yurtdışı kurslara katıldı yılında Diyarbakır'a kaçırılan THY uçağının kurtarılması operasyonuna Tim Komutanı olarak katıldı. Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilen uçaktan rehine kurtarma operasyonunda teroristleri etkisiz hale getirip yolcuları kurtardı, başarısı zamanın Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren tarafından ödüllendirildi yılında Polis Özel Timlerinin kurulmasıyla ilgili görev aldı ve rehineli harekata yönelik 40 kişilik özel bir tim yetiştirdi. PKK'nın 1984 yılında Eruh baskını ile başlayan eylemlerine karşı, birliği ile birlikte Siirt ve Sason bölgelerinde görevlendirildi yılına kadar devam eden bu görevi sırasında sayısız sıcak çatışmaya girdi. Sözkonusu operasyonlarla birçok üst düzey PKK'lı teröristin ölü veya diri yakalanmasında önemli rol oynarken, kendi timinden de çok sayıda şehit verdi. Bu mücadele sırasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin en önemli madalyası olan Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası ile Başarı Madalyası ayrıca çok sayıda takdirname aldı. Özel Harp Dairesi'ndeki yılları arasındaki görevi sırasında Emniyet Genel Müdürlüğü Polis Timlerinin oluşturulması ve eğitiminde görev aldı. Bu çalışmalardan dolayı, zamanın Başbakanı Turgut Özal tarafından ödüllendirildi yılında Yarbay rütbesindeyken Türk Silahlı Kuvvetleri'nden kendi isteğiyle emekliye ayrıldı ve MİT Güvenlik Dairesi Başkan Yardımcısı olarak göreve başladı. Bu görevi süresince çok gizli operasyonlara katıldı. Basına sızan ünlü MİT raporunu hazırlayan dairede görevli olduğu için soruşturma geçirdi ve 1988 yılında kendi isteğiyle MİT'ten ayrıldı. MİT'ten birlikte ayrıldığı Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür ile birlikte yılları arasında serbest ticaret yaptı, ardından 1990 yılında müfettiş olarak BOTAŞ'a girdi yılında Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'ın daveti üzerine Emmniyet Genel Müdürlüğü

14 bünyesinde Özel Harekat Timleri'nin yeniden teçhizatlandırılması ve eğitimi çalışmalarının organizasyonunu gerçekleştirdi yılları arasında, müşterek operasyonların organizasyonu yaptı. Aynı dönemde, Güneydoğu'daki etkin aşiretleri PKK'ya karşı mücadele için silahlandırdı ve eğitti yılındaki Susurluk kazasının ardından "cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak ve bu teşekkülü yönetmek" suçundan 6 yıl hapse mahkum edildi ve 1 Mart 2002 tarihinde cezaevine girdi. Kayıp silahlar meselesi vardı. Korkut Eken gizli celse istemiş olsaydı, o silahların nereye, neden gönderildiği yetkililere aktarılacaktı. Susurluk olayına bir günah keçisi gerekiyordu, o da Eken oldu. Korkut Eken, duyulması devlete zarar vermeyecek bilgileri gizlemedi. Samsun Terme nüfusuna kayıtlı Korkut Eken, evli ve 3 çocuk babası. Elbette Arslan bey gibi ölmedi, yaşıyor. Korkut Eken esasında geçmişi başarılı bir "Özel Harp" veya yeni adı ile "Özel Kuvvetler Komutanlığı" subayı. Evi, aldığı başarı madalyaları ve ödüllerle dolu. Çok iyi bir ailesi var. Hepsi pırıl pırıl, düzgün ve vasıflı insanlar. Eken iyi bir silah uzmanı, iyi de nişancı. Bir arkadaşının elindeki elmayı metreden vurabilecek kadar iyi. Bu "elma tutma" sırasında bir kaç ufak kaza olmuş ama, astları, yürekleri atsa da Korkut emrettiği zaman o elmayı tutmak mecburiyetindeler. O aynı zamanda, paraşütçülük, kayak, dalgıçlık gibi özel eğitimler de görmüş, ABD'de "rehineli harekat" gibi özel kurslara da katılmış bir kişi. 1. MİT Raporu'yla tasfiye edilen Hiram Abas - Mehmet Eymür ekibinden olduğu biliniyor. Gazi Mahallesi Olayları sırasında oluşturulan güvenlik masasında Özel Harekat Danışmanı olarak görev aldı. Susurluk Komisyonu'na verdiği ifadede, Abdullah Çatlı'yla bir yemekte tanıştığını, Çatlı'nın 1980 öncesinde devlet tarafından kullanılmış olabileceğini söyledi. İstanbul DGM'de süren çete davasında yargılandı. Ayrıca Hospro şirketi tarafından emniyete verilen ve bir kısmı kayıp olan silahlarla ilgili olarak Eken, Mehmet Ağar, İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu birçok kişi hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Ağar, soruşturma sırasında verdiği yazılı ifadede silahları Eken'e senet karşılığı verdiğini açıkladı. Susurluk'taki trafik kazasının ardından ortaya çıkan karanlık ilişkilerle ilgili 14 sanığın yargılandığı dava dördüncü yılın sonunda karara bağlandı. Karara göre, MİT eski görevlisi Eken'le birlikte Özel Harekat Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin, "Cürüm işlemek için çete oluşturmak ve bu çeteyi yönetmek" suçundan 6'şar yıl ağır hapis cezasına mahkum oldu. Diğer 12 sanık da yine "Cürüm işlemek için çete oluşturmak"tan 4'er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanıkların tümüne yurtdışına çıkma yasağı konuldu. Eken duruşma çıkışında yaptığı açıklamada, cezayı hak etmediğini belirterek, "Devletin, kendisi için fedakarlık etmiş insanları ortada sahipsiz bırakması gerekmiyordu. Cezaevlerinin durumu ortada. Ben de bir çete lideriysem, iyi şartların sunulduğu İmralı Adası'nda yatmak için talepte bulunacağım" dedi. Eken, "Orada çetebaşı kalıyor. Ben de çetebaşı olarak ceza aldığımdan, orada kalabilirim. Hem orada kalan kişi perhiz yemekleri yiyor. Benim de sağlık durumum iyi değil, ben de perhiz yemeği yerim. Zaten oradaki kişiyle daha önce karşılaşamamıştık. Orada görüşürüz" dedi. Ceza onaylandığı taktirde İnfaz Yasası'na göre, dava kapsamında hiç tutuklanmayan Eken hükmün infazı olan 879 günün tamamını cezaevinde geçirmek zorunda kaldı. Çıktığında hapiste yatmayı devlet görevi olarak nitelendırdi ve kahramanlar gibi karşılandı. ( 11) Pala :Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım. Hacı, Sakallı, Terminatör, Metin Atmaca, Ahmet Demir, Ahmet Yeşil, Mehmet Kırmızı, Hasan Tanrıkulu adlarıyla da tanınan Yıldırım Kontrgerilla elemanıydı. Bingöl, Solhan ilçesi Dicnik Köyü'nde 1951 yılında doğdu. MHP kökenli, 1973'te Bingöl Genç İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından kullanıldı ve ilişki aynı yıl MİT Tatvan Bölge Müdürlüğü'ne devredildi. Kasım 1975'te askerden geldikten sonra Milli Görüş hareketi içinde MİT adına çalıştı. Yıldırım, Elazığ'da 1977'de Etibank Ferro Krom tesislerinde puantör olarak göreve başladı. İşlemleri sicil numarası üzerinden yapılıyordu. Tam dört yıl sonra farklı bir göreve soyunup, farklı bir isimle anılmaya başladı. Yeni adını gözlerinin rengi olan "Yeşil"den aldı. Susurluk kazasından sonra ortaya dökülen ilişkiler, pek çok cinayetin tetikçisi olduğunu ortaya koydu. Herkes Yeşil'den söz

15 etti, ancak bulunamadı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, aldığı bilgileri aktarırken Yeşil'in öldürüldüğünü söyledi. Ancak kısa bir süre sonra Yeşil, İHD Başkanı Akın Birdal'ı vuranların arkasındaki isim olarak ortaya çıktı. Daha sonraki bilgiler Yeşil'in hala hayatta olduğunu ortaya koydu. Susurluk Raporu'nda da Yeşil'e 12 sayfalık özel bir yer ayrıldı. Ahmet Demir, Mehmet Kırmızı sahte kimliklerini kullanan, Güneydoğu'da "Sakallı" adıyla bilinen Solhanlı Mahmut Yıldırım'ın geçmişi bir ölçüde deşifre edilebildi. Bir dönem MİT'te, bir dönem JİTEM'de görev aldığı anlaşıldı. JİTEM subayı Ahmet Cem Ersever'in öldürülmesinden, Güneydoğu'daki pek çok faili meçhul cinayete kadar sayısız olayda tetikçilik yaptığı belirlendi. Hatta Abdullah Öcalan'ın Suriye'de öldürülmesi için görevlendirilen ekipte de yer aldığı öne sürüldü. Afyon Cezaevi'nde öldürün Sabancı suıkastıı sanıklarından DHKP - C'li Mustafa Duyar'ıı Türkiye'nin Şam Büyükelçiliği'nden alıp getiren ekipte onun da adı sayıldı. Ancak istihbarat birimlerinin kamuoyuyla pek de paylaşmadığı kanıya göre, aslında Yeşil tek bir kişinin değil, birden fazla görevlinin kullandığı ortak kod adı. Yeşil kodunu kullananlardan biri üst düzey görevlerde bulunuyor. Bir dönem Güneydoğu'da PKK'ya karşı yürütülen mücadelede özel operasyonlar, karşı gerilla eylemleri ve taktikleri onun yönetiminde yürütüldü. Ankara'da bir pavyonda eğlenirken olay çıkarttığı için gözaltına alınan, götürüldüğü Emniyet Müdürlüğü binasında Orhan Taşanlar ve ekibi tarafından kaburgaları kırılana kadar dövülen Yeşil'i polisin elinden alan ve MİT'te tedavi ettiren kişi Mehmet Eymürdü. Üzerinde taşıdığı numaralı telefonla aradığı yerler arasında resmi kurumların yanı sıra, Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat Peker gibi isimler de bulunuyor. Mesut Yılmaz'a Budapeşte'te yumruk atanlar da Yeşil'in telefonundan arananlar arasında yer alıyor. Yeşil adının korkuyla anılması Susurluk çetesi tarafından tahsilat amacıyla kullanıldı. Susurluk çetesinin tehditle para topladığı kişileri arayan hep Yeşil idi. Ömer Lütfi Topal'ın öldürülmeden önce para yatırdığı Ziraat Bankası Ankara Heykel Şubesi'ndeki hesabın sahibinin de Ahmet Demir kimliğini kullanan Yeşil olduğu ortaya çıktı. Mahmut Yıldırım, sıradan bir memur olarak başladığı yaşamını bugün herkesin bildiği ancak kimsenin tanımadığı kanlı bir tetikçi olarak sürdürüyor veya öldü. Kaçak olarak nerede yaşadığını kesin olarak saptayabilen yok. 30 yıldır çalışmadığı istihbarat teşkilatı kalmadı. Doğu'da pek çok karanlık faili meçhul cinayete birlikte kalkıştığı, PKK'ya karşı gayrinizami harp yürüten Binbaşı Cem Ersever ve arkadaşlarını, fazla konuştukları için Çatlı ve Haluk Kırcı'ya çekinmeden öldürtecek kadar derin bir adamdı. Tüm devlet başkanları, başbakanlar, Genelkurmay, MİT ve Emniyet teşkilatında çok sevilmesede gözüpek işleri nedeniyle çok iyi tanınan, saygı duyulan Yeşil, kontragerilla çalışmalarıyla devletin düşmanlarını infaz eden, ettiren elikanlı bir istihbaratçıydı. Kosova'da UÇK'nın askeri eğitimi ve Kuzey Irak'ta gizli operasyonlar dahil pek çok yurtdışı kirli operasyonun organizatörüydü. Haziran 1996 de Eymür ün verdiği son görevini ifa ettiği yurtdışı görevinden döndükten sonra birden ortadan kayboldu. Eğer bundan sonraki görevi ülke içindeki mafya yapılanması ve yolsuzluğun kan damarlarına girmekse öldü gösterilmesi elzemdi. Kürt asıllı olmasına rağmen vatansever bir ülkücü, ulusalcı, Alevi Kürtlerin ve PKK'nın candüşmanıydı. İddia edildiği gibi ölmüş olsa ve kopyalanmamışsa bu dizide ne işi vardı?! Radikal Gazetesinden Sayın İsmet Berkan 12 ve 13 Temmuz 2000 tarihlerinde Yeşil'in ifadesine değinen "Susurluk sırları" ve Neden yadırgamıyoruz?" başlıklı yazıları yazmıştı. "Yeşil, para alabileceği her yerden para almaktan çekinmediğini, Ceylanlar dahil herkesi haraca bağladığını ('vergi' diye adlandırıyor, aynen PKK gibi) bir devlet kurumu olan MİT'e rahatça söylüyor ve başına hiçbir şey gelmeden oradan ayrılabiliyordu. Aynı Yeşil, 'faili meçhul' bir cinayete kurban giden Kürt yazar Musa Anter'i bir PKK önde geleni aracılığıyla nasıl kandırıp tuzağa düşürdüğünü de yine MİT'e adeta övünerek anlatıyordu. Bu anlatımdan hareketle Musa Anter'i Yeşil'in öldürdüğüne kuşku duyulamaz artık. Tek bilinmeyen Yeşil'in talimatı kimden aldığı." Yeşil'in anlatımları arasında Emniyet Genel Müdürlüğü'nün en önemli birimlerinden birinin,

16 Özel Harekat Dairesi'nin başındaki bir insanın (İbrahim Şahin) çeşitli işadamlarını haraca bağladığı, o işadamlarının da 'vergi' adı verilen bu paraları çeşitli rütbeli polisler aracılığıyla gönderdiklerini, bu paralardan kendisinin de nasiplendiğini anlatıyordu. MİT'in suçla mücadele ve suçluyu yakalama gibi bir görevi yok belki ama en azından vatandaşlık bilinci mesela Yeşil'in, İbrahim Şahin'in, Abdullah Çatlı'nın, 'Arnavut Sami'nin, Mehmet Ağar'ın, Korkut Eken'in vs. savcılara ve teftiş kurullarına ihbar edilmesini gerektirmiyor muydu? (12) Berkan'ın yukarıdaki soru ve tenkitlerine Mehmet Eymür web sayfasında cevap vermeye çalıştı: Esasında konu bir çok karanlık bölümleri bulunan bir devri ve sistemi ilgilendirdiği için, bu sistemin içinde belli bir rolü olan ve bu dönemin bir bölümünde ( ) resmi görevi bulunan beni fazlasıyla aşıyor. Ben yine de kendi sorumluluk sahamda kalarak bazı yanıtlar vereceğim. Bahsigeçen dönemde iki tip illegal faaliyet yürütülmüştür. Birincisi "Terör ve PKK ile mücadele kapsamında" yürütülen illegal faaliyetlerdir. "Birinci tip" diye adlandıracağımız bu faaliyetler, demokrasi rejimi ile bağdaşmasa da "yaşadığımız olağanüstü terör yılları", "şehit verdiğimiz ve ölen sayısız insanımız" nedeniyle haklı nedenler taşıyabilir. Yani "olağanüstü" şartlardaki, "olağanüstü mücadele yöntemidir" Diğeri, yani "ikinci tip" illegal faaliyetler, "ülke yararına" görünümü altında yürütülen "maddi ve politik çıkar sağlamaya yönelik" -çete- faaliyetlerdir. Her iki faaliyet iç içedir ve her iki faaliyetin oyuncuları aşağı yukarı aynı kişilerdir. Hukuken bu iki faaliyeti bunlar suç, bunlar diğeri değil diye ayırabilmek mümkün değildir. Resmi olarak inkar edilse de, "ülke yararına yönelik illegal faaliyetler" belli bir karar mekanizması tarafından harekete geçirilmiş, belli bir emir ve komuta zinciri içinde yerine getirilmiştir. Emirleri icra eden kişiler, ulvi bir görevi yerine getirdikleri inancıyla bu işleri yapmışlardır. Emirler genellikle şifahen verildiği için, bu emri verenlerin sıkıştıklarında bu hususu inkar etmeleri ve suçu astlarına atmaları mümkündür. İcracı kişilerin, bazı hallerde menfaate yönelik faaliyetlerde, bilmeden kullanılmış olması da imkan dahilindedir. Tamamına yansımasa dahi, bir çok olayda, her iki tip faaliyeti yürütenlerin aynı kişiler olduğu görülmektedir. Bu ise şahısların "ikinci tip" faaliyetler ve suçlardan dolayı itham edilmesini zorlaştırmaktadır. Hukuk karşısında ağır neticeler getirebilecek olan ikinci tip "çete" faaliyetlerin ortaya çıkma ihtimali, emir ve komuta zincirindekileri telaşlandırmakta ve bu nedenle bu zincirdekiler, "ikinci tip" faaliyetleri tasvib etmeseler dahi, suçlu etrafında bir koruma halkası oluşturmaktadırlar. Esasında suç işliyenlerin başlangıçta devlete hizmet felsefesi ile yola çıktıkları, gözlerinde çok büyüttükleri hedeflerini devletin imkanlarını kullanarak kolayca bertaraf ettikten sonra devletin gücünü kendi güçleri gibi gördükleri, kolayca elde edilen büyük rantlardan sonra devlet işlerini tamamen unuttukları, rahatlıkla ifade edilebilinir. Diğer önemli bir zorluk, her iki tip faaliyeti yürütenlerin ulusal güvenliğimizi korumakla görevli teşkilatlarımıza ve politik hüviyete mensup kişilerden oluşmasıdır. Bu teşkilatlarımıza has özel statüler ve politik kimlik, bir cins dokunulmazlık kabuğu yaratmakta ve adaletin düzgün işlemesini ve adil neticeler alınmasını önlemektedir. Neticede günümüzde yaşadığımız gibi, dokunulmazlık kabuğu en ince olan "bir kaç polisin" ve sivil vatandaşların yargılanmasının ötesine gidilememektedir. (13) Zaman da yazan Fehmi Koru da yazısında dönemin Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar'a atfen şunu nakletmişti: Yıl Ramazan ayı. Taşanlar iftar için eve her gidişinde, çorbayı kaşıklayamadan bir yerlerde patlama olduğu duyuruluyor. "Bir değil, iki değil, üç değil... Bombalarda 'Yeşil' imzası çok belirgin... Araştırın bakalım, buralarda mı?" diye tâlimat vermiş... O gece Ulus'taki gece kulüplerinden birinde bulmuşlar Yeşil'i... İçeri aldıkları kişinin Yeşil olduğunu polisler biliyor, ama muhataplarına çaktırmıyorlar... 'Yeşil' olduğunu hiç açık etmeden, ama 'Yeşil' imiş gibi ayrıntılı bir ifadesi alınıyor... "Ertesi gün, bizim elimize düşmesinden hiç

17 mutlu olmayan devlet birimleri devreye girdi; tahmin edemeyeceğiniz kadar yukarılardan bir ilgi gösterildi. Biz de kendisini teslim etmek zorunda kaldık..." (14) En iyisi Yeşil i ona görevler veren eski MİTci Eymürden dinleyelim: Yeşil'in güvendiği paşa Kemal Yılmazdı, o tarihlerde MİT'deki Yavuz Ataç, Orhan Çoban, Kaşif Kozinoğlu gibi "Özel Kuvvetler Komutanlığı (Özel Harp)" kökenli emekli subaylarla yakın ilişki içindeydi. Bu kişiler MİT Müsteşarı olacağına muhakkak gözüyle baktıkları Kemal Yılmaz'a devamlı bilgi taşıyorlardı. MİT'teki asker kökenliler Kemal Yılmaz'ın başlarına geleceğine o kadar kesin bakıyorlardı ki, nakledilenlere göre Yavuz Ataç ve Orhan Çoban, yeni yapılanma ile ilgili listeleri tanzim ederken makam kavgasına girmişler, aralarında sert tartışmalar çıkmıştı. Kemal Yılmaz'ın, Genelkurmay'daki Çevik Bir ekibinden olduğu biliniyordu. Normal şartlarda MİT Müsteşarlığına gelmesi pek mümkün görülmediğinden, bunun ancak askeri bir müdahale sonra olması mümkündü. Yeşil'in bütün anlatımlarına rağmen MİT tarafından kullanılmaya devam edilmesi, "kanuni" yönden olmasa bile, "ahlaki" yönden çirkin gözükebilir. Zamanın MİT Müsteşarı Sönmez Köksal da bu konuda bir hayli tereddütlüydü. Yeşil'in bütün mazisinin MİT'e monte edilmesinden endişe duyuyordu. Ben Yeşil'in ortalarda denetimsiz bırakılmasının daha vahim neticeler vereceğini düşünüyordum. Mehmet Ağar, resmi bir toplantı için MİT'e geldiğinde MİT Müsteşarının yanında kendisine mealen "Bu adamı siz de, Jandarma da kullanmış, şimdi ortalarda bırakmışsınız. Bu tip adamları sahipsiz bırakırsanız "suç makinası" haline gelirler, buna bir şekil bulun" dedim. Ağar, Jandarma ile konuşacağını söyledi, ancak bir netice çıkmadı. O tarihlerde, Yeşil'e milli menfaatler doğrultusundaki bazı yurtdışı faaliyetlerde görev vermiştik. Bu faaliyetler ile ilgili bağlantılar kurmuş, çalışmalar yapmıştı. Çok hassas bazı operasyonlarımızı biliyordu. Bu bakımdan devam etmesinin hem faaliyetlere yarar sağlıyacağını, hemde kendisini Ankara'dan ve suçtan uzak tutacağını düşündük. Zaten, belirttiğimiz gibi, yaşadığımız günlerdeki "suç" Yeşil'i çok aşan organize bir faaliyet niteliğindeydi. Ayrıca Yeşil, bu açıdan iyi bir haber kaynağıydı. Terör ve organize suç faaliyetlerinde en iyi kaynaklar o faaliyetin içinde olan kişilerdir. Bu istihbaratın temel unsurlarından biridir. Üzerinde PKK/ARGK ve İnsan Hakları Derneği'ne ait üye kimlik kartı taşıyan Yeşil, bizim açımızdan, uygun vasıflara sahip, bir çok engeli kolayca aşabilen, yetenekli bir faaliyet elemanıydı, çalışmalarımıza olumlu katkıları oldu. Yeşil'le ilk görüşmelerimiz 1994'ün son aylarına rastlar. Bu görüşmelerde kendisine, yer aldığı operasyonların başarı ile neticelenmesi halinde yüksek miktarda parasal bir mükafat verileceği söylenmiştir. Yeşil cevaben, kendisinin bu güne kadar para karşılığında iş yapmadığını, böyle bir mükafaatı kabul etmeyeceğini belirtmiştir. Yeşil'e ayrıca, çalışmalar esnasında meydana gelecek makul masrafların tarafımızdan ödeneceği, ihtiyaç hasıl olması durumunda, teknik alet ve malzeme sağlanacağı, Türkiye içinde kanunsuz hiç bir faaliyetine müzahir olunmayacağı, kendisine Teşkilatımızla arasındaki bağın ortaya çıkmasına neden olabilecek herhangi bir belge verilmeyeceği, görev esnasında yurt dışında şehit olması durumunda, ailesinin geçiminin ve çocuklarının okul masraflarının Teşkilatımız tarafından karşılanacağı, görevini ifa ettiği esnada yurtdışında tutuklanıp mahkum olması halinde de, ailesinin ve çocuklarının masraflarının karşılanacağı, böyle bir durumda, kendisiyle olan ilişkimizin inkar edileceği belirtilmiştir. Yeşil, ailesini garantiye aldıktan sonra gerekirse intihar eylemlerine bile katılabileceğini, bir tutuklanma halinde, PKK itirafcısı olarak ifade vereceğini söylemiştir.. Bu sözlü anlaşmada belirtildiği gibi, MİT'in Ankara Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınan Yeşil'le ilgili, dolaylı veya dolaysız hiç bir teşebbüsü olmamıştır. Beyanlarına göre, Yeşil'in Korkut Eken ve Polis ile problemleri, 1994'ün son aylarında başlamıştı. Kemal Horzum'dan her ay aldığı 250 milyon lira yardımın azalması üzerine, Kürt Ahmet lakaplı Ahmet Turgut'tan para istemesini neden gösteriyordu. Daha sonra Arnavut Sami olayı, ilişkileri

18 iyice gerdirmişti. Kasım 1994 sonunda Korkut Eken'in, İstanbul'da Kürşat Yılmaz, Yavuz Bıçakcı ve Ahmet Güzel isimli arkadaşlarını gözaltına aldırıp, hakkında bilgi topladığını öğrenmişti. Kürşat Yılmaz ile bağlantı kurduğunu ve Kürşat'ın, kendisine "kendine dikkat et, seninle ilgili bilgi almak için bizi çok hırpaladılar" dediğini söylüyordu. Kürşat kendisinden tabanca ve bir cep telofonu talep etmiş, Yeşil, birilerine lira rüşvet vererek istediklerini cezaevine iletmişti. Yeşil bu konuyla ilgili olarak şunları anlatıyordu: "Aynı günlerde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Şubesi'nde görevli H. Yarbay'dan çağrı aldım ve hemen görüşmeye gittim. H. Yarbay bana 'Bugün Korkut Eken Genel Komutan'a geldi, bir süre görüştüler. Korkut Yarbay, komutana biz Ahmet YeşlL'i tutuklayacağız, sizinle herhangi bir bağlantısı var mı? diye sormuş, Genel Komutan da, jandarma ile bu şahsın hiçbir bağı yok, tutuklayabilirsiniz şeklinde cevap vermiş, ancak tutuklama gerekçesini bilmiyoruz, Genel Komutan'a soramadık. Korkut Yarbay gittikten sonra Genel Komutan, B. Paşa'yı çağırıp, Emniyet Müdürlüğü'nün tutuklama kararını sana iletmesini istemiş, B. Paşa da bana emir verdi, Korkut Yarbay kararlıymış " dedi. Olaydan 10 gün kadar önce, A.ÇatlıI da telefon ile aradı ve dikkatli olmamı tenbih etti, aynı günlerde oğlumun devam ettiği Karate Salonuna gelen telsizli iki şahs oğluma, benimle ilgili sorular yöneltmişler. Yine aynı tarihlerde Cumhurbaşkanlığı'na gittim ve burada Cumhurbaşkanı Danışmanı olan dostum ile görüştüm. O da Mehmet Ağar ve benim gibi Elazığlı. Görüşme sırasında bana Cumhurbaşkanına ait altın bir dolma kalem hediye etti. Sohbet ederken bana "Mehmet Ağar ile iyi geçinmiş olman lazımdı" şeklinde bir cümle kullandı, ancak o gün için bu konunun üzerinde hiç durmamıştım. Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma ile bugüne kadar hiçbir sorununun olmadı, tutuklanmam için ortada hiçbir gerekçe yok." Yeşil'e göre, Ankara'da yeraltı dünyasında adıgeçen Kürt Ahmet lakaplı şahıs kendisinin varlığından tedirginlik duyuyordu. Kürt Ahmet'ten 100 Milyon TL. almış, Kürt Ahmet bunu Ünal Erkan'a aktarmıştı. Kürt Ahmet, Ünal Erkan 'a ismiyle hitap ediyordu, Emn.Müd.lerinin kararnamesinde bile Kürt Ahmet'in onayı vardı. Kürt Ahmet bir süre önce tedavi maksadıyla Amerika'ya gitmiş ve gitmeden önce kendisinin pasifize edilmesi için Korkut Bey'den yardım talep etmişti. Korkut Bey, Kürt Ahmet'e bu konuda teminat vermişti. Kendisinin aranmasını Korkut Bey'in sözünü yerine getirme çabası olarak mütalaa ediyordu. Korkut Eken'in yanısıra, İçişleri Bakanı danışmanı Mehmet Kıvanç Özer de kendisi ile uğraşıyordu. Aydın'lı Özer, sanki İçişlerinin değil Kürt Ahmet'in danışmanıydı. Zira devamlı Kürt Ahmet'in yanındaydı. Özer'in çağrı numarası idi, araştırılırsa ne kadar büyük işler çevirdiği anlaşılırdı. Kemal Horzum kendisine her ay 250 milyon lira para verirken, bunun 50 milyona düşürmüştü. Bunun nedenini Kürt Ahmet'in yönlendirmesine bağlıyordu. Şöyle diyordu: "Kemal Horzum'un dışındaki bütün Kürt işadamları PKK'ya yardım ediyor. K.Horzum'un, PKK'lı Metın Kod adında bir ortağı vardı. Benim baskım neticesinde ortaklıktan ayırdı ve Horzum'un çevresinden uzaklaştırıldı. Başbakan ve Cumhurbaşkanı korumaları, boş zamanlarında ve izinlerinde Horzum'un bürosuna gelerek koruma yapıyorlar. Son görüştüğümde Horzum bana 'Seni Zülküf Ceylan'la görüştüreceğiz' dedi. Zülküf halen İsviçre'de hasta imiş. Döndükten sonra belirleyecekleri bir tarihte İstanbul'da Horzum, Zülküf ve Ceylan'ların kirvesi Emniyet Müdürü H. ile toplanıp görüşeceğiz. Birşey sormuyor ve herşeyden haberim varmış gibi davranıyorum. Oynamayı planladıkları senaryoya göre, sözde devletin elinde terör örgütüne para yardımı yapan kürt iş adamlarının isim listesi var ve sözde devletin içindeki bazı güçler benim kanalımla bu şahısları enterne ediyorlar. Dolayısıyla ben parayı alınca Ceylan'lara yönelik herhangi bir eylemde bulunmayacağım. Horzum'un daha önce benim adımı kullanarak aynı senaryo ile tahsilat yaptığını biliyorum. Ancak herşeyden haberdarmışım gibi davrandığım için açık açık kimlerden para tahsil ettiklerini soramıyorum.

19 Şu anda ekonomik yönden çok kötü durumdayım. Etlik'teki evimin 2 milyon liralık telefon parasını ödeyemiyorum, Diğer telefonun 7 milyon borcu vardı, ödeyemediğim için kapattılar. Her şey paraya bakıyor, araba hala sanayide rehinde. Sonuçta, maddi durumum berbat, para olmadan hiç bir iş yürümüyor. Ne yapacağımı bende şaşırmış durumdayım Aslında buraları bana göre değil, bölgedeki halimi özlüyorum. Beni maddi yönden bitirdiler, Şehirde paranız olmayınca gücünüz de olmuyor." Yeşil, parasal sorunları ve polisle olan problemlerini halletmek için bazı temaslarda bulunmuştu. şöyle anlatıyordu: "Cumhurbaşkanlığı Danışmanı Hayrettin Gökdemir'in beni Köşke çağırdı, 'bir sıkıntın varsa söyle" dedi. Bakmak mecburiyetinde olduğum sekiz adamım var. Bunlar için döşeli iki ayrı eve, geçimlerini temin için bilardo salonu benzeri bir işyerine ihtiyacım var. Sanayide rehin duran iki arabamı kurtarmam lazım dedim. Bana 'Yakında Rusya'dan bir işadamının döneceğini, onunla konuşarak isteklerimi karşılayacağını söyledi. 'Ceylan ailesi zamanında Baba'yı ayakta tuttu, şimdi biraz da sana baksınlar. Baba için vinç lazım ama sana bir parmak hareketi yeter' dedi. 10 gün önce cağrı alınca İbrahim'le buluştuk. Maltepe'deki Monako Pavyona gittik. Korkut Eken ile anlaşmazlığım konusunu açtım. İbrahim anlaşmazlığın boyutlarının sıkıntı yarattığını, Korkut Eken'in Emniyet Genel Müdürlüğünde normal bir memur odasında sığıntı gibi oturduğunu, acz içinde olduğunu, sorunu çözmeye yardımcı olabileceğini, büyütmemeleri gerektiğini söyledi. Korkut Eken, 12 Aralık 1994 günü ekibi ile Azerbeycan'a gitti. Benim hakkımda ' ülkücü katili' şeklinde konuşmalar yapıyormuş. Ankara İl Jandarma Alay Komutanlığı İstihbarat Şubesinde görevli A. Binbaşı Korkut Eken'le benim için görüştü, beni müdafaa etti. Ancak görüşmeden bozuk ayrılmış. Mehmet Ağar bütün gelişmelerden haberdar. A. Binbaşının elinde M.Ağar ile ilgili 42 milyar liralık bir yolsuzluk belgesi var, fakat kullanamıyor." Aynı tarihlerde Yeşil'in "adamlarımdan biri" diye bahsettiği bir kişi kaçarken polisler tarafından ayağından vurulmuştu. Yeşil, "Ayın 1.nde İstanbul'da polisler Osman Özbek isimli adamımı kaçarken ayağından vurdu. Ne kadar malzeme varsa gitti. Ev, araba, cep telefonları, çağrı cihazları, elbiseler hepsi gitti. Adamım şimdi İstanbul'a giremiyor. Bu çocuğun yaptığı özel bazı mafyavari işler vardı." diyordu. Yeşil'in kastettiği kişi Osman Gürbüzdü. Yeşil, Ankara Emniyet Müdürlüğüne alınmadan bir hafta kadar önce, polisler onun yakın arkadaşlarını gözaltına almışlardı. Bu konuyu ise şöyle naklediyordu Yeşil. "Sorgu çok ağır geçmiş, işkence yapılmış. Ankara Emn. Md. Orhan Taşanlar bizzat sorguya katılmış. Sorguda ağırlıkla benim üzerimde durmuşlar. Cem'in yazdığı kitabı açarak Tunceli'den, Muş'tan başlayarak sorular yöneltmişler. Çocuklar, istiyorsanız telefon ve çağrı numarasını verelim,arayın buraya çağırın, kesin gelir, gelmez ise bizi öldürün demişler. Gerçekten de çağırsalardı giderdim. Devletten kaçmak olmaz, ben devlet ile uğraşamam. Adamların sorgulanmasında tamamen beni hedef aldılar, bana göz dağı vermek istiyorlar. Bana açıkca "çalışacaksan, bizim hesabımıza çalış" şeklinde Mehmet Ağar kaynaklı bir mesaj ilettiler. Ben Mehmet Ağar'ın kim olduğunu gayet iyi biliyorum. Sorguya alınan çocukların ikisinin üzerinde silah vardı. Hakan'ın üzerindeki Kırıkkale silah daha önce öldürülen ve İstihbaratta çalışan polisin kendi silahıydı. Ben onun Hakan'ın üzerinde olduğunu bilmiyordum. Bir kenarda duruyordu. Tesadüfen o gün Hakan üzerine almış. En çok o silahtan korkuyordum. Ancak olayı kapattılar. Sadece ruhsatsız silah taşımaktan muamele yapacaklar. Çocuklardan iki şekilde ifade almışlar. Adliye'ye gönderilecek olan ifade de, silahları Yeşilden aldıklarını söylemişler. Kendilerine sakladıkları ifade de ise silahın birini Jitem'den aldım diye ifade vermesini istemişler. Hakan'da baskı üzerine, Diyarbakır'da Jitem'de çalıştığını söylediği ancak gerçekte var olmayan Zülfü Astsubay diye birinden aldığını söylemiş. Mart 1996'da yurtdışına gönderildi. Dönüşünde Türkiye içinde büyük bir trafik kazası yaptı. Arabayı kendi kullanıyordu. Herhalde yine bir konuya kitlenmişti. Kaza neticesinde boyun kemiklerinde kırıklar meydana gelmiş, ilk yardım ve doktor tedavisinden sonra dinlenmeye Antalya'ya gitmişti.

20 O günlerde "Antalya'da evin nerede?" diye sormuştum. "Lara'da Ofo otelinin tam karşısında" diye cevapladı. "Ofo otelinin arkasındaki sitede de benim ev var, şu anda kirada, kaça aldın?" dedim. "Ben para vermedim, Gazinocu Ömer Lütfü Topal hediye etti. Jandarmadan ve polisten bir iki arkadaşın daha orada dairesi var diye" konuştu. Ömer Lütfi Topal, Yeşil'e daireleri kendisini koruması için hediye, etmişti. Antalya'ya gidince rahat ettiğini, yemeğinin de gazinodan yollandığını söylüyordu. Yeşil'i Mart ayında DEP Milletvekili Ahmet Türk aramıştı. Sırrı Sakık'ın bürosunda buluşup hep birlikte yemeğe gitmişlerdi. Türk'ün bir derdi vardı. Akrabası "Zekiye" PKK'dan kaçmıştı. Avrupa'ya göndermek için pasaport çıkarmışlar, bilahare Avrupa'ya gönderirlerse iyi olmayacağını, tekrar örgüte bulaşacağını düşünmüşlerdi. Devlet'e teslim etmeyi de düşünmüyorlardı. İtirafçı konumuna düşüp halkına zarar vermesini istemiyorlardı. Heran yakalanacağından korkuyorlardı. Bu sorunu Yeşil halledebilirdi. Yeşil, bu şartlarda yardımcı olmasının imkansız olduğunu söyledi "ya Avrupa'ya gönder yada Devlet'e teslim et" diye cevapladı. Türk, bu cevaptan hoşnut olmamıştı ama bozuntuya vermedi. Yeşil'e şaka yollu "arkadaş çok sıkışırsam senin evine gönderirim, Zekiye senin yeğenin sayılır sen ne yaparsan yap" diyerek konuyu kapattı. Orhan Taşanlar'ın Ankara Emniyet Müdürlüğünden gitmesinden sonra Yeşil daha rahat hareket ediyordu. Antalya'da Emniyet Müdür Muavini ile görüşmüştü. Bir sorunu yoktu. Ankara'da ise Emniyet Müdürü ile Çiftlik Merkez Lokantasında yemek yemişti. Yemek fotoğrafı Yeşil'in MİT'deki yöneticileri tarafından fotoğraflanmıştı. Bir akşam İşkembeci'ye gittiğinde Mehmet Ağar ve Ünal Erkan ile karşılaşmıştı. Ayak üstü kısa bir konuşmaları olmuştu. Yeşil, Ağar'a karşı tavırlı hareket ettiğini söylüyordu. Polis ve Jandarma'dan verilen hüviyetleri hala taşıyor, Yurtdışı görevlere giderken bunları MİT'teki yöneticilerine bırakıyordu. (15) Polat ın ağzına para soktuğu, öldürüp betonladığı Pala, yani Mahmut Yıldırım, işte böyle biriydi. Nesrin : Uğur Kılıç. Babaların arasında büyüyen ve sonunda bir 'baba'nın eşi olan Uğur Kılıç, Çakıcı'nın ikinci eşiydi. Beş yıllık evlilik, 4 Kasım 1994'de tek celsede bitti. Kılıç, ayrılığın ardından mafyanın kuralını bozdu ve konuştu. 'Ben olmasam Alaattin sapanla kuş vuramaz' diyen Uğur Kılıç, Çakıcı'nın talimatıyla Uludağ'da öldürüldü. Kılıç'ın dönemin emniyet müdür yardımcısı ile ilişkisi olduğu için öldürüldüğü iddia edildi. Çakıcı'nın tetikçisi Kılıç'ı "Apo bile kocamdan haysiyetlidir. Keşke Apo'yla evlenseydim" dediği için vurduğunu söyledi. Dizide kocasını kaybeden Nesrin'in gerçek hayatda ölmesi gerekirdi. Babası Dündar Kılıç, basına verdiği röportajlarda da kızı Uğur Kılıç'ın Civangate skandalının ardından Özallar tarafından öldürüldüğünü ileri sürdü. Çetenin kendisini de öldürmek istediğini kaydeden Kılıç, ancak bir arkadaşının ihbarı üzerine planının bozulduğunu açıkladı. Çakıcı, Uğur Kılıç'ı emniyet müdür yardımcılarından Mehmet Çağlar'la ilişkisi olduğu için suçlarken Susurluk'ta ölen Hüseyin Kocadağ'ın da adını verdi. Açılan soruşturmada, Mehmet Çağlar'la bu ilişkiyi bildiği ileri sürülen meslektaşı Hüseyin Kocadağ'ın temiz çıktığı Şubat 1995'te İçişleri Bakanı Nahit Menteşe tarafından açıklandı. Laz Ziya Yılmaz : Dündar Kılıç. Son 35 yılın en büyük mafya babasıydı. Sayısız öldürme ve yaralama vukuatı var. 1953'te Trabzon, Sürmene'de doğdu. Gözaltılar hariç hayatının 21 yılını cezaevinde geçirdi. Yeraltı dünyasının ünlü isimlerinden olan Kılıç, ilk sabıkasını boksör Ercü'yü delik deşik ettiği için aldı. Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara'ya giden Kılıç, üç cinayet ve 35 yaralama olayına karıştı. 1972'de Diyarbakır ve Siirt illeri Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından yasadışı örgüt üyesi Atilla Keskin'e yataklık yapmaktan yakalandı. 1980'de silah ve mermi kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle Boğazlar Komutanlığı tarafından 25 arkadaşıyla birlikte gözaltına alındı. 9 Şubat 1984'te Behçet Cantürk ve Abuzer Uğurlu ile birlikte gözaltına alındı. MİT Raporu'nda bu gözaltı olayından sonra Aytek ve MİT'in yıpratılması için Kılıç ve ekibi tarafından sistemli bir çalışma başlatıldığı öne sürüldü. Semra Özal'ın ricasıyla Engin Civan ve

Faruk Arslan - Kurtlar Vadisi Fenomeni. www.cepsitesi.net

Faruk Arslan - Kurtlar Vadisi Fenomeni. www.cepsitesi.net Faruk Arslan - Kurtlar Vadisi Fenomeni www.cepsitesi.net Bu bir mafya kitabıdır ARKA KAPAK VE TANITIM Türkiyeyi yöneten kuvvet dengeleri arasında gözle görülmeyen büyük bir mücadele var. Susurluk tipi

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ TÜRK HUKUK SİSTEMİ İdari Yargı Adli Yargı Askeri Yargı Sayıştay Anayasa Mahkemesi İDARİ YARGI SİSTEMİ İdarenin eylem ve işlemlerine karşı açılan davaların görüşüldüğü,

Detaylı

FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu

FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu FETÖ'nün kripto haberleşme uygulaması ByLock'a dair her geçen gün yeni bir gelişme yaşanıyor. Deşifre edilen binlerce kullanıcı arasında teröristbaşı Gülen'in

Detaylı

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı. Sahte Danıştay suikastı şeması, kumpas olduğu ortaya çıkan İstanbul ve İzmir Askeri Casusluk davaları Bu üç davanın altında Genelkurmay eski Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse ve Deniz Binbaşı Hüseyin Yıldırım

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor?

Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor? Yer altı şehrine açılan kapı, Kayıp İncil, cinayet ve MİT : Tarsus taki gizemli evde ne oluyor? HABER MERKEZİ- Mersin in Tarsus ilçesinde yaklaşık 1 yıldır devam eden kazı ile ilgili gizem her geçen gün

Detaylı

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış

FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış FETÖ cü polisler onlar hakkında da istihbarat toplamış FETÖ nün okullarına mülki amirlerin ricasıyla 200 ton demir gönderen fabrika müdürü, şirketini eleştiren esnaf hakkında FETÖ ü polislere istihbarat

Detaylı

Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı

Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı Nedim Şener'den belgelerle Fetullah Gülen kitabı Şener in yeni baskısı yapılan kitabı bu alana ilgi duyan okurlar için iyi bir seçim. Posta Gazetesi yazarı Gazeteci Nedim Şener in Ergenekon Belgelerinde

Detaylı

MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon

MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon MİT'ten yurt dışındaki FETÖ'cülere 3 aşamalı operasyon 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da Fetullahçı Terör Örgütü ile çok ciddi bir mücadele yürütülüyor. 16 ülkede

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : www.haberturk.com Tarih: 16.01.

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : www.haberturk.com Tarih: 16.01. Günlük Haber Bülteni 17.01.2015 İnternet Haber Sitesi : www.haberturk.com Tarih: 16.01.2015 İnternet Haber Sitesi : www.sondakika.com Tarih: 16.01.2015 İnternet Haber Sitesi : www.haberler.com Tarih: 16.01.2015

Detaylı

MUSA ANTER ve JİTEM ANA DAVALARI NASIL BİRLEŞTİ? Yazar: Duru Yavan

MUSA ANTER ve JİTEM ANA DAVALARI NASIL BİRLEŞTİ? Yazar: Duru Yavan MUSA ANTER ve JİTEM ANA DAVALARI NASIL BİRLEŞTİ? Yazar: Duru Yavan Açılımı Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele olan JİTEM adlı bir birimin terörle mücadele adı altında devlet teşkilatı içerisinde oluşturulduğu

Detaylı

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili NİSAN 2012 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Yeni Seçilen Tarsus CHP İlçe Yönetimini ziyaret ederek

Detaylı

ABD ile vize krizine neden olan Metin Topuz kimdir? İşte gündeme getirilmeyen gizemli geçmişi

ABD ile vize krizine neden olan Metin Topuz kimdir? İşte gündeme getirilmeyen gizemli geçmişi ABD ile vize krizine neden olan Metin Topuz kimdir? İşte gündeme getirilmeyen gizemli geçmişi ABD ile vize krizine, ABD Başkonsolosluğu çalışanı Metin Topuz'un FETÖ üyeleri ile irtibatı ve yurtdışına çıkışları

Detaylı

yılları arasında Yeni Şafak Gazetesinin İnternet Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi.

yılları arasında Yeni Şafak Gazetesinin İnternet Yayın Yönetmenliği görevini üstlendi. Ertuğrul Acar KISA ÖZGEÇMİŞ İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden 2000 yılında mezun oldu. Medyanın çeşitli kademelerinde muhabirlik, editörlük, köşe yazarlığı ve yöneticilik

Detaylı

Maya takvimi hurafe!..

Maya takvimi hurafe!.. Cübbeli tahliye edildi Karagümrük Çetesi'ne üye olmak ve kadın ticareti yapmaktan tutuklanan Cübbeli ahmet Tahliye oldu. Tahliye kararı Cübbeli'nin sevenlerini ve yakınlarını sevince boğarken tahliye sonrası

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 HÜRRİYET / Yalçın BAYER / Atilla Kart: Kayseri de kimler neler neler yapmış. Tarih : 24.02.2013 CHP Milletvekili Atila Kart dün bir basın toplantısı yaparak Kayseri vakası için ilginç değerlendirmele

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler

Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler On5yirmi5.com Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler Ergenekon davasında tutuklu Tuncay Özkan, Doğu Perinçek ve Yalçın Küçük'ün de aralarında bulunduğu 19 sanık hakkında tahliye kararı çıktı.

Detaylı

Bir skandal daha, Muammer Güler soruşturmaya engel oluyor. SAVCILARIN GÖREVDEN ALINMASI İÇİN HÜKÜMET BASKI MI YAPIYOR

Bir skandal daha, Muammer Güler soruşturmaya engel oluyor. SAVCILARIN GÖREVDEN ALINMASI İÇİN HÜKÜMET BASKI MI YAPIYOR Bir skandal daha, Muammer Güler soruşturmaya engel oluyor. SAVCILARIN GÖREVDEN ALINMASI İÇİN HÜKÜMET BASKI MI YAPIYOR 17 Aralık 2013 22:32 Bu sabah başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonuyla ilgili kulislerde

Detaylı

İstanbul 13. Müebbet çıktı

İstanbul 13. Müebbet çıktı 19 MART 2013 www.reisgida.com.tr Müebbet çıktı ERGENEKON davasında Savcı Pekgüzel, mütalaasını mahkemeye sundu. İlker Başbuğ dahil 64 sanık için ağırlaştırılmış müebbet istendi. İstanbul 13. Ağır Ceza

Detaylı

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları

Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Devletin Şefleri Cumhurbaşkanları Cumhuriyetin kuruluşu Anadolu insanının iman, namus, bağımsızlık, özgürlük, vatan ve millete sevgi ile bağlılığının inancı ve iradesi ile kendisine önderlik yapan Mustafa

Detaylı

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI 16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI Değerli Arkadaşlar, Türkiye zor günlerden geçiyor. Ajan filmlerini aratmayan olaylar gün geçmiyor ki gündeme

Detaylı

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Yorumluyorum Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış Ersan ŞEN Hukuk Kitapları Dizisi: 1062 ISBN 978 975 02 1394 6 Birinci Baskı: Ocak 2011

Detaylı

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%)

TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım. TBMM MİLLETVEKİLLERİ Partilere göre dağılım YEREL YÖNETİMLER KADIN ORANI (%) TBMM MİLLETVEKİLLERİ Cinsiyete göre dağılım SEÇİM YILI PARLAMENTODAKİ MİLLETVEKİLİ MİLLETVEKİLİ 1935 395 18 4.6 1943 435 16 3.7 1950 487 3 0.6 1957 610 8 1.3 1965 450 8 1.8 1973 450 6 1.3 1991 450 8 1.8

Detaylı

KAYIP KIZI BODRUM POLİSİ BULDU

KAYIP KIZI BODRUM POLİSİ BULDU KAYIP KIZI BODRUM POLİSİ BULDU İstanbul da bir süre önce evini terk eden genç kızı Bodrum polisi buldu. Ulusal televizyon kanallarında kızının eviden ayrıldıktan sonra bir daha geri dönmediğini açıkladığını

Detaylı

ESCOBAR: KAYIP CENNET / ESCOBAR: PARADISE LOST

ESCOBAR: KAYIP CENNET / ESCOBAR: PARADISE LOST ESCOBAR: KAYIP CENNET / ESCOBAR: PARADISE LOST ÖZET Oscar lı oyuncu Benicio Del Toro ya tüm dünyada fenomene dönüşen Hunger Games serisinin yıldızı Josh Hutcherson ın eşlik ettiği ESCOBAR: KAYIP CENNET,

Detaylı

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR BALIKESİR - 30.09.2014 HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR Balıkesir Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hüseyin Gündoğdu, Ankara ve Hatay Tabip odaları üyelerinin Gezi Parkı olayları sürecinde hukuka aykırı

Detaylı

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : www.haberler.com Tarih: 04.02.

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : www.haberler.com Tarih: 04.02. Günlük Haber Bülteni 05.02.2015 İNTERNET HABERLERİ İnternet Haber Sitesi : www.haberler.com Tarih: 04.02.2015 İNTERNET HABERLERİ İnternet Haber Sitesi : www.haberler.com Tarih: 04.02.2015 İNTERNET HABERLERİ

Detaylı

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi 1990 yılında Latin Amerika'nın ada ülkesinde bir grup Müslüman ülkedeki yönetimi ele geçirmek için silahlı darbe girişiminde bulunmuştu.

Detaylı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olduktan (1972) sonra bir süre aynı bölümde kütüphane memurluğu yaptı (1974-1978). 1976 da Türk

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

Yargıdaki skandallar Kollama-filmindeki Yiğit-in durumunu cazib hale getirmekte, Kurtlar Vadisi Pusu-daki Polat-ın durumuna özendirmektedir.

Yargıdaki skandallar Kollama-filmindeki Yiğit-in durumunu cazib hale getirmekte, Kurtlar Vadisi Pusu-daki Polat-ın durumuna özendirmektedir. YARGI İNTİHAR ETTİ *Sevr-le sınırları tesbit edilen Türkiye,Lozanla geleceği şekilleniyor,elleri kolları bağlanıyordu.şimdiki hukuk ise bunun kollarından biri..ahtapot gibi.. etti *Mailime gelen bir notta;

Detaylı

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ Geçtiğimiz 28 Mayıs ta kendisinden ayrılan iki çocuğunun annesi dini nikahlı eşi 29 yaşındaki Ayşegül Aslan ı çalıştığı işyerinde silahla öldüren, işyeri sahibini

Detaylı

İsrailli casus Eli Cohen'in saati, Suriye'de idam edilmesinden yarım asır sonra ülkesine nasıl geri döndü?

İsrailli casus Eli Cohen'in saati, Suriye'de idam edilmesinden yarım asır sonra ülkesine nasıl geri döndü? İsrailli casus Eli Cohen'in saati, Suriye'de idam edilmesinden yarım asır sonra ülkesine nasıl geri döndü? İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, 1965'te Suriye'de idam edilen ünlü casus Eli Cohen'in kol

Detaylı

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. 1976 da Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi nin yayın kurulunda görev aldı. 1981 de doktorasını

Detaylı

10 Ocak 2013 BASIN AÇIKLAMASI

10 Ocak 2013 BASIN AÇIKLAMASI BASIN AÇIKLAMASI 10 Ocak 2013 1. 10 Ocak 2013 tarihli Star gazetesinde KARARGÂHTA 107 SAYFA başlığı atında ve Samanyolu Haber Televizyon kanalının yine 10 Ocak 2013 tarihindeki haber bültenlerinde Balyoz

Detaylı

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız

Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız Emeğin İktidarını Birlikte Kuracağız 1 MAYIS Cumhuriyet Halk Partisi Bodrum İlçe Bayramı 1 Mayıs nedeniyle yayınladığı mesaj şöyle: İşçilerin birlik ve dayanışma günü olan, 1 Mayıs ın, tüm dünya ve ülkemiz

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı - 'Büyük haber gazetecinin ayağına gelmezse o büyük haberin ayağına nasıl gider? - Söz ağzınızdan bir kez kaçınca rica minnet yemin nasıl işe yaramaz? - Samimi bir itiraf nasıl harakiri ye dönüştü? - Evren

Detaylı

2. Haber Listesi. 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol. facebook twitter rss youtube BĐANET. Haber Listesi. 5. Özel Dosyalar BĐAMAG

2. Haber Listesi. 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol. facebook twitter rss youtube BĐANET. Haber Listesi. 5. Özel Dosyalar BĐAMAG 1 / 5 07.04.2015 17:25 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol facebook twitter rss youtube BĐANET 4. Galeriler 5. Özel Dosyalar BĐAMAG 2. Yazılar 4. Galeriler 5. Bia Kitaplığı ENGLISH 1. Homepage

Detaylı

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu

OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu OHAL Bilançosu, Hak İhlalleri Raporu 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonucu 241 yurttaşımız şehit oldu, 2bin 194 yurttaşımız yaralandı. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 17 Ağustos 2016 tarihinde hükümetin

Detaylı

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir.

Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Sayın Yargıç, Ben bir yazarım. Ben bir yazarım demek, kullanacağım kelimeleri ben seçerim demektir. Siyasilerin, savcıların, yargıçların günün koşullarına göre değişip duran arzularına uyarak düşüncelerimi,

Detaylı

KKTC YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ OMBUDSMAN

KKTC YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ OMBUDSMAN KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ (OMBUDSMAN) KKTC YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ OMBUDSMAN 1. İlk Ombudsman Nail Atalay 2. Anayasa nın 114. Maddesi 3. Ombudsman Yasası 4. Ombudsman ın atanması

Detaylı

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ

ORGANLARI 5 KİŞİYE HAYAT VERDİ Organ bağışı BODRUM BAHÇEŞEHİR KOLEJİ NDE ORGAN BAĞIŞI VE NAKLİ KONULU SEMİNER DÜZENLENDİ Bodrum Bahçeşehir Koleji Ortaokul öğrencileri, Fen ve Teknoloji dersi kapsamında Bodrum Acıbadem Hastanesi Anestezi

Detaylı

FETÖ İMAMLARINDAN S. TÜRK ÜN OĞLU BODRUM DA GÖZALTINA ALINDI

FETÖ İMAMLARINDAN S. TÜRK ÜN OĞLU BODRUM DA GÖZALTINA ALINDI FETÖ İMAMLARINDAN S. TÜRK ÜN OĞLU BODRUM DA GÖZALTINA ALINDI Hakkında yakalama kararı bulunan FETÖ İmamlarından, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü İç Hastalıkları Anabilim Dalı

Detaylı

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : www.sanlıurfa.com Tarih: 31.01.

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : www.sanlıurfa.com Tarih: 31.01. Günlük Haber Bülteni 01.02.2015 İnternet Haber Sitesi : www.sanlıurfa.com Tarih: 31.01.2015 İnternet Haber Sitesi : www.sanlıurfa.com Tarih: 31.01.2015 İnternet Haber Sitesi : www.sanlıurfa.com Tarih:

Detaylı

Meclis'te sık sık. Babası yoksa

Meclis'te sık sık. Babası yoksa 4 NİSAN 2013 www.reisgida.com.tr Babası yoksa CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan a yönelik sözleri TBMM Genel Kurulu'nda gerginliğe neden oldu. Genç, eleştirileriyle

Detaylı

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 58

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 58 ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Tarih Aralığı: 01.11.2016-11.01.2017 Haber Sayısı: 58 İÇİNDEKİLER No Yayın Tarihi Yayın Adı Haber Başlığı Sayfa No 1 11.01.2017 AKDENİZ GERÇEK "AKP BASKI VE FİŞLEMEDEN VAZGEÇSİN"

Detaylı

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ

2011 KADIN İSTATİSTİKLERİ 2011 İSTATİSTİKLERİ PARLAMENTO SEÇİM YILI PARLAMENTODAKİ MİLLETVEKİLİ MİLLETVEKİLİ İÇİNDEKİ PAY ( ) 1935 395 18 4.6 1943 435 16 3.7 1950 487 3 0.6 1957 610 8 1.3 1965 450 8 1.8 1973 450 6 1.3 1991 450

Detaylı

Kuzey Irak'a harekat

Kuzey Irak'a harekat Kuzey Irak'a harekat Asker terörü engellemek için yeniden Irak'a girdi. Irak'ın kuzeyinde istihbarat uçuçu yapan insansız uçaklar bugün hareketli PKK gruplarını tespit etti. Türk Silahlı Kuvvetleri Zap

Detaylı

İşte ihanet yıllığı HIZLA YÜKSELDİLER

İşte ihanet yıllığı HIZLA YÜKSELDİLER İşte ihanet yıllığı Hava Harp Okulu nun 2006 yıllığı 15 Temmuz gecesi bomba yağdıran pilotlarla dolu. 16 hain yüzbaşı eğitimlerini Akın Öztürk ün komutan olduğu Çiğli 2. Ana Jet Üssü nde tamamladı. SABAH,

Detaylı

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 53

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 53 ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Tarih Aralığı: 10.12.2015-11.12.2015 Haber Sayısı: 53 İÇİNDEKİLER No Yayın Tarihi Yayın Adı Haber Başlığı Sayfa No 1 11.12.2015 AKDENİZ BEYAZ TAŞ OCAĞI EYLEMİ 1 2 11.12.2015

Detaylı

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak

3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanununun bu hükmünden yola çıkarak, İçişleri Bakanlığının emniyet ve asayişi sağlamada, yürütme organları olarak J.T.G.Y.K. 1 Amaç MADDE 1 - Bu Kanun, Türkiye Cumhuriyeti Jandarma Teşkilatının görev, yetki ve sorumluluklarına, hizmetin getirdiği bağlılık ve ilişkilere, teşkilat ve konuşa ait esas ve usulleri düzenler.

Detaylı

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983

Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla giriyoruz Yıl 1983 - Turgut Sunalp'e seçim kaybettiren medya kazası - Gaffur'a Vakit zulmü Ve - İki ayrı "KANATLI" kaza RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı * * * Bu haftaki yazımıza geçmişten bir medya kazasıyla

Detaylı

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m

özlü bir medya kazası işledi. Yıldırı m - Bakan Yıldırım dan yıldırım gibi özlü sözler - Manisa 4. Asliye Ceza dan insan hakları ve Anayasa dersi - Telefon Ablukası ile Gazze Ablukası arasındaki on benzerlik RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar

Detaylı

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU. Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili ŞUBAT 2016 FAALİYET RAPORU Prof. Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP MERSİN İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Mersin/Tarsus/Gülek Mahallesinde vatandaşlarla bir

Detaylı

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015

Türkiye Cezasızlık Araştırması. Mart 2015 Türkiye Cezasızlık Araştırması Mart 2015 İçerik Araştırma Planı Amaç Yöntem Görüşmecilerin Dağılımı Araştırma Sonuçları Basın ve ifade özgürlüğünü koruyan yasalar Türkiye medyasında sansür / oto-sansür

Detaylı

22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi

22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi 22.05.2014 Perşembe İzmir Gündemi GÜNAH KEÇİSİ BULUNDU! Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tancan Uysal, Soma daki kömür faciası hakkında çok tartışılacak bir yazı kaleme aldı.

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi Erdoğan, "OHAL uygulaması kesinlikle demokrasiye, hukuka ve özgürlüklere karşı değildir" dedi. 21.07.2016 / 09:56 Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından

Detaylı

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor.

Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor. Her yıl kaç vize veriliyor? Türkiye deki Alman temsilcilikleri her yıl yaklaşık 160 bin vize veriyor. Ticari, turistik ve diğer vize türlerine nasıl dağılıyor bu sayı? Ticari vizeler toplam rakamın yaklaşık

Detaylı

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında

Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Yayın Organı Mart 2014 Yıl: 1 Sayı: 10 Bakanımız, Çocuk Bakım Kuruluşları Öz Değerlendirme Toplantısında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Çocuk Hizmetleri

Detaylı

KKTC YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ OMBUDSMAN. 5. Ombudsman ın görev ve yetkileri ile yetki devri. 6. Ombudsman ın yetkisi dışında olan konular

KKTC YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ OMBUDSMAN. 5. Ombudsman ın görev ve yetkileri ile yetki devri. 6. Ombudsman ın yetkisi dışında olan konular KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ YÜKSEK YÖNETİM DENETÇİSİ (OMBUDSMAN) Adres: 143, Bedrettin Demirel Caddesi, Kat: 4 Lefkoşa Telefon: 22 75 814-22 75 954 Fax: 22 88 907 1. Anayasa nın 114. Maddesi 2. Ombudsman

Detaylı

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI Sirküler Rapor 28.03.2013/84-1 ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI ÖZET : Anayasa Mahkemesi, 5.3.2013 tarihli ve 2012/829 sayılı Başvuru Kararında,

Detaylı

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: 13.04.2016-15.04.2016. Haber Sayısı: 31

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: 13.04.2016-15.04.2016. Haber Sayısı: 31 ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Tarih Aralığı: 13.04.2016-15.04.2016 Haber Sayısı: 31 İÇİNDEKİLER No Yayın Tarihi Yayın Adı Haber Başlığı Sayfa No 1 15.04.2016 AKDENİZ GERÇEK GARİP BİR CİNAYET DAVASI 3 2

Detaylı

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ -AÇIKLAMA- Bu raporda yer alan veriler ve verilere

Detaylı

KANADA TASLAK VİZE BAŞVURU FORMU

KANADA TASLAK VİZE BAŞVURU FORMU KANADA TASLAK VİZE BAŞVURU FORMU Bu formdaki cevaplarınız birebir konsolosluk sistemine işlenmektedir. Konsolosluk memuru verilen cevaplar ve sunulan evrakları karşılaştırarak başvurunuzu değerlendirmektedir.

Detaylı

28.12.2012. Yine tehtid ettiler

28.12.2012. Yine tehtid ettiler Yine tehtid ettiler Muhalefeti ve yönetimiyle Türkiye'nin içişlerine müdahale ettiğini söyleyen Irak'tan bir tepki daha geldi. Irak'ta Mukteda Sadr'ın Mehdi Ordusu'ndan kopan Asaib Ehl el Hak grubu, Türk

Detaylı

682 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN DEĞERLENDİRMESİ

682 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN DEĞERLENDİRMESİ 682 SAYILI GENEL KOLLUK DİSİPLİN HÜKÜMLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMENİN DEĞERLENDİRMESİ 1. Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatlarında görev

Detaylı

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum Kunduz'da yaşanan savaş ABD için iki seçeneği ortaya çıkardı; ya işgal güçlerini artıracak yada Taliban'ın ilerleyişine göz yummak zorunda

Detaylı

MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar

MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar 24 Şubat 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) MİT Tasarısı ve Yasin El Kadı lar Fatih Saraç lar ve M.Latif Topbaş lar Değerli Basın Mensupları; --Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile

Detaylı

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ETEM KARAGÖZ TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no. 32008/05) KARAR STRAZBURG 15 Eylül 2009 İşbu karar AİHS

Detaylı

Bu sefer ki setimizde TERÖR, ERGENEKON ve DERİN DEVLET konusuna değindik. Oldukça kapsamlı bir çalışma oldu desek abartmış olmayız.

Bu sefer ki setimizde TERÖR, ERGENEKON ve DERİN DEVLET konusuna değindik. Oldukça kapsamlı bir çalışma oldu desek abartmış olmayız. Bu sefer ki setimizde TERÖR, ERGENEKON ve DERİN DEVLET konusuna değindik. Oldukça kapsamlı bir çalışma oldu desek abartmış olmayız. Değişen dünya dengeleri ve uluslararası ilişkilerdeki farklılaşmalar

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR 13-15 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler 17-29 1. Dersin adı ve konusu 17

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR 13-15 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler 17-29 1. Dersin adı ve konusu 17 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR 13-15 BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler 17-29 1. Dersin adı ve konusu 17 2. Dersin amacı ve planı 18 3. CMH ve Hukuk

Detaylı

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 45

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 45 ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Tarih Aralığı: 19.01.2017-20.01.2017 Haber Sayısı: 45 İÇİNDEKİLER No Yayın Tarihi Yayın Adı Haber Başlığı Sayfa No 1 20.01.2017 ANTALYA GÜNDEM 'MESLEĞİMİZİ HERKES YAPIYOR'

Detaylı

13 Nisan 2012, Majesty Mirage Park Resort Hotel, Antalya

13 Nisan 2012, Majesty Mirage Park Resort Hotel, Antalya Dr. Mehmet ÖZDEMİR Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümünü 1973 yılında bitirdi. Aynı üniversitede Siyaset, Kültür ve Edebiyat Sosyolojisi dallarında yüksek lisans

Detaylı

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1 ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1 Pentagon yetkilileri Fransa'nın talep ettiği Reaper tipi insansız hava aracı (İHA) veya dronların satışına yönelik olarak Kongre'de

Detaylı

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 4.19.4 TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR 1) Dosya No : 2013/551 E. : Ankara 17. Asliye Ceza si : 1- TMMOB YK Başkanı Mehmet Soğancı 2- TMMOB Genel Sekreteri N. Hakan Genç :2911 sayılı Toplantı ve Gösteri

Detaylı

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu GÜNÜN MANŞETLERİ 23 Temmuz 2016 Cumartesi 11:52 Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu FETÖ darbe girişimi olaylarında darbecilerin hedefinde UIC Yönetim

Detaylı

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler

Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler Filistin'den özgürlüğe bedel çizimler Filistinli karikatürist sorgu esnasında bir kağıt parçası ve kurşun kalem çalmayı başardı ve dışarı çıktığında çizeceği karikatürlerin bir listesini yaptı. 12.05.2017

Detaylı

SEDAŞ lı çalışanlardan Afrin deki askerlere destek mesajı

SEDAŞ lı çalışanlardan Afrin deki askerlere destek mesajı SEDAŞ lı çalışanlardan Afrin deki askerlere destek mesajı Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü'ne bağlı gençlik merkezlerinde gönüllü gençlerin Zeytin Dalı Harekatı'na katılan Mehmetçiğe moral vermek

Detaylı

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO- 21 TEMMUZ 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ -AÇIKLAMA- Bu raporda yer alan veriler ve verilere

Detaylı

Akademik anlamda düşünceye sevk ederken,aynı zamanda analitik olarak yorumlama kabiliyetinizi artıyor.

Akademik anlamda düşünceye sevk ederken,aynı zamanda analitik olarak yorumlama kabiliyetinizi artıyor. SOSYAL GÜVENLİĞİN DERT KÜPÜ ÇÖZÜM ORTAĞI Bugünlerde kapısını çalacağımız ender uzmanlar vardır.onlardan bir tanesi de bizleri bu sahada yetiştiren,bilgisini paylaşan,paylaşmakla kalmayıp sıkıştığımız zamanlarda

Detaylı

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi. Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi. TESK Otelde gerçekleştirilen toplantıya Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş

Detaylı

Mete Yarar'dan 15 Temmuz kitabı : Darbenin Kayıp Saatleri

Mete Yarar'dan 15 Temmuz kitabı : Darbenin Kayıp Saatleri Mete Yarar'dan 15 Temmuz kitabı : Darbenin Kayıp Saatleri Araştırmacı, yazar Mete Yarar 15 Temmuz kanlı darbe girişimini farklı açıdan okurlara sunuyor. Özel Kuvvetler Komutanlığı ndan 2004 yılında kendi

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti

Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Süleyman Demirel Hayatını Kaybetti Türkiye Cumhuriyeti nin 9. Cumhurbaşkanı, 40 yılı aşkın siyasi hayatında kendi deyimiyle altı kez gittiği başbakanlığa yedi kez gelen parti lideri, Devlet Su İşleri nin

Detaylı

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti Emekli Albay Ümit Yalım, Bu iktidar önce Ege de, Yunanistan a geçen 17 adanın hesabını versin dedi. Cumhurbaşkanı

Detaylı

Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi

Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi Oktay Ekşi Çetin Emeç'i anlattı : Suikast listesindeydi koruma istemedi Oktay Ekşi, katledilişinin 28. yılında Çetin Emeç'i Aydınlık'a anlattı: Çetin Emeç, Erol Simavi ve ben suikast listesindeydik. Çetin,

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

"medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar" vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu

medya benim ayağımın altına muz kabuğunu biraz zor koyar vari açıklamalarda bulunuyordu ki Olanlar oldu - Aman ormancı, yaman ormancı Bıraktın bizde derin bir acı - Dua ile bisiklet gider mi?... - Özbek Paşa'dan AKP falı... Ve - Bush'tan "beni kimse sevmiyor" sendromu RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender

Detaylı

Amerika-Meksika Sınırında Yakalanan Göçmenlerin Başına Bu Geliyor

Amerika-Meksika Sınırında Yakalanan Göçmenlerin Başına Bu Geliyor Amerika-Meksika Sınırında Yakalanan Göçmenlerin Başına Bu Geliyor Amerika-Meksika sınırını geçmeye çalışırken yakalanan Honduraslı Jose, önce Texas, sonra da New Jersey eyaletlerinde toplam 17 ay gözaltında

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

T.C. Resmî Gazete. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

T.C. Resmî Gazete. Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME T.C. Resmî Gazete Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünce Yayımlanır 7 Şubat 2017 SALI YÜRÜTME VE İDARE BÖLÜMÜ Sayı : 29972 Mükerrer KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME OLAĞANÜSTÜ HAL KAPSAMINDA

Detaylı

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI Bodrum İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Özcan ın kurum değişikliği ile Ankara Gölbaşı belediye başkan yardıcılığı görevine

Detaylı