Revak Kitabevi, 2014 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Revak Kitabevi: 28 Ehlibeyt Serisi: 6. Hazret-i Zehrâ nın Fazîletleri

Transkript

1

2

3

4 Revak Kitabevi, 2014 Tüm hakları Revak Kitabevi ne aittir. Revak Kitabevi: 28 Ehlibeyt Serisi: 6 Hazret-i Zehrâ nın Fazîletleri Orijinal ismi: Fadâilu Fâtimeti z-zehrâ Yazar: Hâkim en-nişâburî Mütercim: Yalçın Atalık Kitap Editörü: Arzu Meral Kapak Tasarımı: Togay Kazım Ataç ISBN: Baskı: Ocak, 2015 Baskı & Cilt: Step Ajans Matbaacılık Ltd. Şti. Göztepe Mah. Bosna Cd. No:11 Mahmutbey-Bağcılar, İstanbul Tel: stepajans@stepajans.com Matbaa Sertifika No: Besmele: Bismillâhirrahmânirrahîm Seri Levhası: Kul lâ es elukum aleyhi ecren ille l-meveddete fi l-kurbâ. Şûrâ sûresi, 23. âyet. Adres: Aziz Mahmut Hüdayi Mahallesi Tepsi Fırın Sokak. Şifa Apt. 12/3 Üsküdar, İstanbul Tel: Fax: info@revakkitabevi.com Sertifika No: 23108

5 HAZRET-İ ZEHRÂ NIN FAZÎLETLERİ Hâkim en-nişâburî Mütercim Yalçın Atalık Revak Kitabevi İstanbul, 2015

6 Hâkim en-nişâburî 933 (h. 321) yılında Nişabur da doğdu. Tam ismi, Ebû Abdillâh Muhammed bin Abdillâh bin Muhammed el- Hâkim en-nişâburî dir. İbnü l-beyyi künyesi ve kadılık yapmış olması dolayısıyla da Hâkim lakabı ile tanınmıştır. Çocukluğundan itibaren ilim tahsili için, Irak, Horasan ve Mâverâünnehir taraflarına seyahatler yapmış, pek çok âlim ve ârif kimseden dersler almış, hadîs sahasında uzmanlaşmıştır. Bir dönem kadılık da yapmış olan Hâkim, 1014 (h.405) senesinde vefat etmiştir. Eserlerinden bazıları şunlardır: el-müstedrek ale s-sahîhayn; Ma rifetü Ulûmi l-hadîs; Kitâbu l-iklîl; el-medhal ilâ Kitâbi l-iklîl; Târîhu Nîşâbûr; Suâlâtu l-hâkim en-nîşâbûrî; el-fevâidu ş-şuyûh; el-emâlî; el-ilel; Maktelü l-hüseyn. Yalçın Atalık 1963 yılında Çorum da doğdu yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nden mezun oldu. Çeşitli okullarda, Din Kültürü ve İHL meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştı yıllarında Kırıkkale Üniversitesi nde Arapça okutmanı olarak görev yaptı ve bu esnada Arap Dili alanında yüksek lisansını tamamladı yılında Gazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ne geçiş yaptı. Hâlen Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi nde öğretim görevlisi olarak Arapça dersleri vermektedir.

7 İçindekiler Yayıncının Notu / i Yazarın Takdimi / 1 [1] Rasûlullah ın parçası / 9 [2] Seferden önce ve sonra / 10 [3] Kıyamet gününde / 10 [4] Mahşerdeki ikram / 11 [5] Rasûlullah ın verdiği sır / 11 [6] Rasûlullah a ilk kavuşacak kimse / 11 [7] Tüm kadınlarının efendisi / 13 [8] Cennet kadınlarının efendisi / 15 [9] Allah ın gazabı ve hoşnutluğu / 17 [10] Konuşması Rasûlullah a en çok benzeyen / 18 [11] Rasûlullah ın en çok sevdiği insan / 18 [12] Üstün niteliklere sahip dört hanım / 19 [13] Cennet kokusu / 21 [14] Hazret-i Fâtime hakkında âyet / 21 [15] Cennetteki deve / 21 [16] Herkesten çok sevilen / 22 [17] Hakkındaki Kur ân âyeti / 22 [18] Kadınların en bilgini / 23 [19] Rasûlullah ın bir dalı, filizi / 24 [20] Ashâbın gözüyle / 24 [21] Sıddîka ismi / 25 [22] Fâtime ismi / 26 [23] Zürriyetine cehennem haramdır / 27 [24] Mucize / 27

8 [25] Mübâhele (lânetleşme) / 28 [26] Rasûlullah, onun iki oğlunun velisi ve usbesidir / 30 [27] Tertemiz olanlardandır / 30 [28] Cennete ilk girecekler / 31 [29] Kıyamet günü taraftarlarıyla birlikte Kudüs te / 31 [30] Düşmanına düşman, dostuna dost / 31 [31] Rasûlullah ın verdiği tesbîh / 33 [32] Cennet yemeği / 33 [33] Ebû Bekr ve Ömer in evlilik talebi / 34 [34] Benzeri yoktu / 37 [35] Kadınlara mahsus hâlleri olmamıştır / 37 [36] Rasûlullah ın öğrettiği dua / 38 [37] Rasûlullah için söylediği mersiyesi / 39 [38] Hadîs rivayetleri / 39 [39] Babasının irtihâlinden sonra / 41 [40] Hazret-i Ali den rivâyetler / 47 [41] Hazret-i Hüseyin den rivayetler / 62 [42]Abdullâh bin el-abbâs bin Abdilmuttalib den rivayetler / 64 [43] Ebû Hureyre ed-dûsî den rivayetler / 74 [44] Âişe bint Ebî Bekr den rivayetler / 81 [45] Câbir bin Abdillâh el-ensârî den rivayetler / 90 [46] Rasûlullah ın hizmetkârı Sevbân dan rivayet / 94 [47] el-berâ bin Âzib el-ensârî den rivayet / 94 [48] Ümmü Seleme den rivayet / 95 [49] İmran bin Husayn dan rivayetler / 95 [50] Enes bin Mâlik el-ensârî den rivayetler / 97 [51] Ebû Sa îd el-hudrî den rivayet / 101 [52] Abdullâh bin Amr bin el-âs es-sehmî den rivayet / 101 [53] Fâtime bint el-hüseyn bin Ali den rivayet:

9 [54] Safiyye bint Abdilmuttalib den rivayet / 106 [55] Esmâ bint Umeys el-has amiyye den rivayet / 107 [56] Ebû Fâhite den rivayet / 108 [57] Abdullâh bin Ömer ibn el-hattâb dan rivayet / 108 [58] Abdullâh bin Mes ûd dan rivayet / 109 [59] Ebu t-tufeyl Âmir bin Vâsile den rivayet / 109 [60] Ümmü Hânî bint Ebû Tâlib den rivayet / 110 [61] Hâbis bin Sa d et-tâî den rivayet / 111 [62] Zeyneb bint Ali den rivayet / 111 [63] Fâtime bint Ali (ortanca Fâtime) den rivayet / 111 [64] Amr bin eş-şerîd bin Süveyd den rivayet / 112 [65] Ebû Zerr el-ğifârî den rivayet / 112 [66] Zeyd bin Ali bin el-hüseyn den rivayet / 112

10 Yayıncının Notu Hazret-i Fâtime nin irtihâlinden takriben üç yüz elli sene sonra kaleme alınmış ve Hazret-i Zehrâ nın Fazîletleri ismiyle Türkçe ye kazandırılmış bulunan eser, itikadî, ilmî, ahlâkî, siyasî, sosyal ve daha pek çok açıdan büyük önem arz etmektedir. Hâkim en-nişâburî nin, eseri niçin yazdığını anlattığı takdim kısmında, siyasî ve sosyal ortamın ne derece Âl-i Muhammed karşıtı olduğunu ve buna rağmen, Sünnî bir âlim olarak gerçekleri ortaya çıkarma çabasını görüyoruz. Hazret-i Zehrâ, -manevî makamını bir kenara bırakacak olursak- Hazret-i Peygamber in kızı ve Ehlibeyt in beş isminden biri olması dolayısıyla, tüm Müslümanların kendisine meveddet etmesi âyetle farz kılınmış bir zâttır. Buna rağmen, Sünnî Müslümanlar arasında, Hazret-i Zehrâ nın isimleri, şahsiyeti, hayatı ve hakkındaki rivayetler yeterince konuşulmamış, tefekkür edilmemiş, kendisine ve evlâtlarına yapılan eziyetlere ise değinilmemiştir. Kitap dikkatle tetkik edildiğinde, her şeyden önce Emevîlerin tahrif, tahrip ve iftiralarının ne derece tesir bırakmış olduğu görülecektir. Böyle bir ortamda, hadîs ilmi usûlüne göre bazı gerçekleri ortaya çıkarmaya çalışan müellif, Buharî ve Müslim in Sahîh adlı eserleri başta olmak üzere, pek çok hadîs kaynağında rastladığı veya bizzat aldığı hadîsleri derleyerek bir araya getirmiştir. Bunu yaparken, ilim ahlâkı gereği bazen birbirine muhalif de olsa aynı konudaki iki farklı rivayeti de derlemeye dâhil etmiştir. i

11 Söz konusu çelişkili hadîslerin araştırılması, hadîs âlimlerinin ayrı bir çalışmasını gerektirmektedir. Biz, Ankara Milli Kütüphane de 55 Hk 950 (182b-202a) numara ile kayıtlı olan yirmi varaklık tek nüshanın Türkçe ye tercüme edilmesine gayret ettik. Eserin, bizim de yer yer istifade ettiğimiz tahkikli bir nüshası Mısır da yayınlanmış olup, dileyenler oraya da müracaat edebilirler. 1 Hazret-i Zehrâ nın fazîletlerinin anlatmakla bitmeyeceği, hatta bazı durumlarda anlatılamayacağı kanaatinde olmakla birlikte, tarihî bir vesika olan bu çalışmanın, Zehrâ âşıklarına ve onu tanımak isteyenlere Kevser feyzi sunmasını niyâz ederiz. Yâ Fâtimete z-zehrâ! selâmullahi aleyhâ ii 1 Ebî Abdillâh el-hâkim en-nîsâbûrî, Fadâilü Fâtimeti z-zehrâ, Tahkîk: Ali Rızâ bin Abdillâh bin Ali Rızâ, (Kahire: Dâru l- Furkân, 2008).

12 Yazarın Takdimi Bismillâhirrahmânirrahîm. Allah a hamd ederek başlıyor, beni doğruya iletmesini diliyor ve O nun yardımıyla yetiniyorum. Peygamberimiz Hazret-i Muhammed e ve onun âline, onların adları anıldığı ve gafiller olanlardan gaflette kaldığı süre kadar salât ve selâm ediyorum. Zaman bizi öyle yöneticilerin eline bıraktı ki, insanlar, Rasûlullah ın âline (ailesine, evlâtlarına, torunlarına) buğz ederek ve onları aşağılamaya çalışarak yöneticilere yakınlaşıyorlar. Yöneticilere yaranmak isteyen, Allah ın, Rasûlü nün âlinden uzak kıldığı nitelikleri diline dolayıp, onlar hakkında zikredilmiş tüm fazîletleri inkâr etme yoluna başvuruyor. Bu durum karşısında sadece Allah a sığınıyor, Hazret-i Muhammed e ve onun âline salât etmesini niyâz ediyor, bizleri başımızdaki Hâricîler den kurtarıp, yerlerine daha hayırlılarını getirmesini diliyoruz. Bunu yapmak, hiç kuşkusuz O nun elinde ve gücü dâhilindedir. Bu risâleyi yazma nedenlerimden biri şudur: Fakîhlerin, kadıların, önemli devlet adamlarının ve diğer bazı kimselerin hazır bulundukları bir meclisteydim. Söz, Mü minlerin Emîri Ali bin Ebî Tâlib e geldi. Fakîhlerin ileri gelenlerinden biri ortaya atılarak, Ali Kur ân ı ezbere bil- 1

13 HAZRET-İ ZEHRÂ NIN FAZÎLETLERİ [1] Rasûlullah ın parçası: Bize Ebû Ahmed Bekr bin Muhammed bin Hamdân es-sayrafî Merv de haber verdi. O dedi ki: Bize Mûsâ bin Sehl bin Kesîr anlattı. O dedi ki: Bize İsmâ îl bin Uleyye anlattı. O dedi ki: Bize Eyyûb es-sahtiyânî, ibn Ebî Muleyke den; o, Abdullâh bin Zübeyr den rivayet ederek anlattı ki, Ali, Ebû Cehil in kızını andı [onunla evlenmek istedi]. Bu durum Rasûlullah ın kulağına gidince dedi ki: Şüphesiz ki Fâtime benim bir parçamdır. Ona eziyet eden bana eziyet eder, onun canını sıkan şey benim canımı sıkar. Bu konuda birçok rivayet vardır. Bir tanesi, Zührî nin, Ali bin Hüseyn den, onun da Mesver bin Mahreme den rivayet ettiği hadîstir. Bundan başka bize intikal eden birçok haber vardır ki, bunların senetlerini er-risâletü z-zâbbetü an Harîmi Rasûlillâh adlı risâlede tahrîc ettim. 9

14 Hâkim en-nişâburî [2] Seferden önce ve sonra: - Bu hadîsi bize Ebu l-abbâs Muhammed bin Ya kûb anlattı. O dedi ki: Bize el-abbâs bin Muhammed ed-dûrî anlattı. O dedi ki: Bize Yahyâ bin İsmâ îl el-vâsıtî anlattı. O dedi ki: Bize Muhammed bin el-fadl, el-alâ bin el-museyyib den; o, İbrâhîm bin Ku ays den; o, Nâfi den; o da İbn Ömer den rivayet ederek anlattı ki: Peygamber bir sefere çıkacağı zaman, kendisiyle en son görüşen kişi Fâtime olurdu. Dönüşünde ise, onunla ilk görüşen kişi Fâtime olurdu. - Bu hadîsi bana el-hüseyn bin Muhammed ed-dârimî haber verdi. O dedi ki: Bize Muhammed bin İshâk anlattı. O dedi ki: Bize Ahmed bin Muhammed bin el-mu allâ el-edemî Busrâ da anlattı. O dedi ki: Bize Yahyâ bin Hammâd anlattı. O dedi ki: Bize Ebû Avâne, el-alâ bin el-museyyib den; o, İbrâhîm bin Ku ays dan; o, Nâfi den; o da İbn Ömer den rivayet ederek anlattı ki: Rasûlullah sefere çıkacağı zaman... (aynı hadîs). Hadîsin sonunda şöyle söyledi: Rasûlullah, Fâtime nin odasına girdi ve ona, İşte böyle ol, anam babam sana feda olsun. dedi. [3] Kıyamet gününde: Bize Ebu l-fadl el-hasen bin Yaʻkûb el- Adl Nişabur da, Ebû Bekr Muhammed bin Abdillâh bin Attâb el- Abidî Bağdat ta, Ebû Bekr bin Ebî Dârim el-hâfız da Kûfe de anlattılar. Onlar dediler ki: Bize İbrâhîm bin Abdillâh el-absî anlattı. O dedi ki: Bize el-abbâs bin el-velîd bin Bekkâr ed-dabbî, Hâlid el-vâsıtî den; o, Beyân dan; o, Şa bî den; o, Ebû Cuhayfa dan; o da Ali den rivayet etti: Ali dedi ki: Peygamber i şu sözleri söylerken işittim: Kıyamet günü olduğunda bir görevli, perdelerin arkasından şöyle seslenir: Ey cemaat, Muhammed in kızı Fâtime geçinceye kadar gözlerinizi kapatın, ona bakmayın. 10

15