Kedi ve Köpek Hekimliği

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Kedi ve Köpek Hekimliği"

Transkript

1

2

3 Kedi ve Köpek Hekimliği Editör Prof. Dr. Ender YARSAN Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı GÜNEŞ TIP KİTABEVLERİ

4 KEDİ VE KÖPEK HEKİMLİĞİ Copyright 2015 Bu Kitabın her türlü yayın hakkı Güneş Tıp Kitabevleri Ltd. Şti. ne aittir. Yazılı olarak izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kısmen veya tamamen kopya edilemez; fotokopi, teksir, baskı ve diğer yollarla çoğaltılamaz. Yayıncı ve Genel Yayın Yönetmeni: Murat Yılmaz Genel Yayın Yönetmeni Yardımcısı: Polat Yılmaz Yayın Danışmanı: Ali Aktaş Dizgi - Düzenleme: İhsan Ağın Kapak Tasarımı: Olcay Taşdemir Baskı: Ayrıntı Basım ve Yayın Matbaacılık Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. İvedik Organize Sanayi Bölgesi 28. Cad. 770 Sok. No: 105-A Ostim/ANKARA Telefon: (0312) Faks: (0312) Sertifika No: UYARI Medikal bilgiler sürekli değişmekte ve yenilenmektedir. Standart güvenlik uygulamaları dikkate alınmalı, yeni araştırmalar ve klinik tecrübeler ışığında tedavilerde ve ilaç uygulamalarındaki değişikliklerin gerekli olabileceği bilinmelidir. Okuyuculara ilaçlar hakkında üretici fi rma tarafından sağlanan ilaca ait en son ürün bilgilerini, dozaj ve uygulama şekillerini ve kontrendikasyonları kontrol etmeleri tavsiye edilir. Her hasta için en iyi tedavi şeklini ve en doğru ilaçları ve dozlarını belirlemek uygulamayı yapan hekimin sorumluluğundadır. Yayıncı ve editörler bu yayından dolayı meydana gelebilecek hastaya ve ekipmanlara ait herhangi bir zarar veya hasardan sorumlu değildir. Kitabın içindeki bölümlerin bilimsel sorumluluğu ilgili yazarlarına aittir. ANKARA M. Rauf nan Sokak No: S hhiye/ankara Tel: (0312) Faks: (0312) GENEL DA ITIM GÜNEfi TIP K TABEVLER STANBUL Gazeteciler Sitesi Sa lam Fikir Sokak No: 7/2 Esentepe/ stanbul Tel: (0212) Faks: (0212) info@guneskitabevi.com KARTAL fiube Cevizli Mahallesi Denizer Cad. No: 19/C Kartal/ stanbul Tel&Faks: (0216)

5 ÖNSÖZ Veteriner hekimlikte türe has olarak hastalıkların tespit edilmesi ve sağaltım noktasında yapılabilecek uygulamaların değerlendirilmesi son derece önemlidir. Son dönemde ortaya çıkan eğilim de açıkçası bu yöndedir. Veteriner Hekimliği eğitimi veren Fakültelerimizde de bu anlamda bir yapılanmanın olması konusunda tartışmalar yapılmaktadır. Eğitim süreci içerisindeki meslektaşlarımızın ileriye dönük olarak hangi alanda çalışacaklarını belirlemeleri ve bu alanda daha yoğun bir bilgi birikimine sahip olmaları öncelikli hedefleri olmalıdır. Veteriner Hekimlerin uğraşı alanlarından biri de Kedi ve Köpek Hekimliğidir. Pet alanında çalışan çok sayıdaki meslektaşımız; bu alanda yoğun bir emek harcamaktadırlar. Dolayısıyla kedi ve köpek hekimliği alanında çalışan, hizmet üreten meslektaşlarımıza bu konuda kapsamlı bir eserin kazandırılması, güncel bilgilerin aktarılması son derece önemlidir. Bu düşüncelerle hazırladığımız Kedi ve Köpek Hekimliği adlı Kitabımızda farklı disiplinlerden olan akademisyenler ve meslektaşlarımız bilgi birikimlerini aktardılar. Söz konusu eser 23 Konudan oluşacak şekilde hazırlandı. Genel kapsamı itibariyle; kedi ve köpeklerde ilaç kullanımına ilişkin yaklaşımlar; iç hastalıkları ve sağaltım uygulamaları; kanser ve tedavisi; kedi ve köpeklerde anestezi; üreme ve reprodüksiyon bozuklukları ile tedavileri; kedi ve köpeklerde beslenme bozuklukları; meydana gelebilecek zehirlenmeler ve sağaltım uygulamaları; hastalıklara ilişkin vaka takdimleri ve reçete örnekleri; klinik tanıda son derece önemli olan biyokimyasal parametreler ve bunların pratik anlamda yorumlanmaları ayrı başlıklar halinde sunuldu. Hastalıklara ilişkin değerlendirmeler; hastalığın tanımı, klinik bulguları, tanı ve sağaltımları şeklinde yapıldı. Sağaltımda kullanılacak ilaçlar konusunda mümkün olduğunca örnek reçeteler de yine bu eser içerisinde verildi. Bununla birlikte reçete yazımında hastanın bir bütün olarak değerlendirilmesi öncelikle düşünüldüğü için; örnek reçete yazımı her hastalık için mümkün olmadı. Diğer taraftan kedi ve köpeklerde kullanılabilecek ilaçlar da bir bütün halinde tablolar şeklinde sunuldu. Kedi ve Köpek Hekimliği başlıklı kitabımız alanında gerçekten söz sahibi olan ve kendi konularında uzman akademisyenlerin ve meslektaşlarımızın katılımıyla hazırlandı. Yoğun bir çalışma temposu içerisinde ve titiz bir çalışmayla konular ele alındı ve yazıldı. Mümkün olduğunca güncel bilgiler, hem klinisyen meslektaşlarımıza yönelik pratik yaklaşımlarla; hem de eğitim hayatındaki öğrencilerimize yönelik olarak sunuldu. Bu noktada, katkı sağlayan tüm yazarlara gösterdikleri özverili çalışmadan dolayı içtenlikle teşekkür ediyorum. Bu Projenin gerçekleşmesini sağlayan Güneş Kitabevlerine; Sayın Murat Yılmaz a ve çalışma arkadaşlarına da ayrıca teşekkür ediyor; Kitabın meslektaşlarımız ve Bilim camiası için faydalı olmasını temenni ediyorum. Prof.Dr. Ender YARSAN Editör iii

6 YAZARLAR Prof. Dr. Arif ALTINTAŞ Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı - ANKARA Prof. Dr. Mehmet BAŞALAN Kırıkkale Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Hayvan Besleme ve Beslenme Hastalıkları Anabilim Dalı - KIRIKKALE Prof. Dr. Emine BAYDAN Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı - ANKARA Prof. Dr. İbrahim DEMİRKAN Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı - AFYONKARAHİSAR Prof. Dr. Bahattin KOÇ Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı - ANKARA Prof. Dr. Arif KURTDEDE Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı - ANKARA Prof. Dr. Şükrü A. KÜPLÜLÜ Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Reprodüksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı - ANKARA Prof. Dr. Zülfikar Kadir SARITAŞ Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı - AFYONKARAHİSAR Prof. Dr. Rıfat VURAL Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Doğum ve Reprodüksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı - ANKARA Prof. Dr. Ender YARSAN Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı - ANKARA Doç. Dr. Nuri ALTUĞ Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı - HATAY Doç. Dr. Murat GÜZEL Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı - SAMSUN Yrd. Doç. Dr. Mustafa YİPEL Mustafa Kemal Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı HATAY Dr. Musa KORKMAZ Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi, Cerrahi Anabilim Dalı - AFYONKARAHİSAR Dr. S. Kemal KUTLAY Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği - İSTANBUL Ece Çağırıcı ALİM Doktora Öğrencisi, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı - ANKARA v

7 İÇİNDEKİLER Önsöz iii Yazarlar v Konu 1 Veteriner Hekimlikte Reçete Prof. Dr. Ender Yarsan Konu 2 Kedi ve Köpeklerde İlaç Kullanımı Genel Yaklaşımlar Prof. Dr. Emine Baydan Konu 3 Kedi ve Köpeklerde Antibakteriyel İlaçlar Prof. Dr. Ender Yarsan Konu 4 Sıvı-Elektrolit, Asit-Baz Denge Bozuklukları ve Sağaltım Prof.Dr. Emine Baydan Konu 5 Kedi ve Köpeklerde Homeopati Prof. Dr. Ender Yarsan, Ece Çağırıcı Alim Konu 6 Laboratuvar Bulguları ve Klinik Yönden Değerlendirilmesi Prof. Dr. Arif Altıntaş Konu 7 Kardiyovasküler Sistem Bozuklukları Prof. Dr. Arif Kurtdede Konu 8 Solunum Sistemi Hastalıkları Prof. Dr. Arif Kurtdede Konu 9 Sindirim Sistemi Hastalıkları Prof. Dr. Arif Kurtdede Konu 10 Üriner Sistem Bozuklukları Prof. Dr. Arif Kurtdede Konu 11 Endokrin Sistem Hastalıkları Doç. Dr. Murat Güzel Konu 12 Deri Hastalıkları Doç. Dr. Murat Güzel Konu 13 Hemopoetik Sistem Hastalıkları Doç. Dr. Nuri Altuğ vii

8 viii İÇİNDEKİLER Konu 14 İmmun Mediated Hastalıklar Doç. Dr. Nuri Altuğ Konu 15 Sinir Sistemi Hastalıkları Doç. Dr. Murat Güzel Konu 16 Enfeksiyöz Hastalıklar Prof. Dr. Arif Kurtdede Konu 17 Küçük Hayvan Kliniğinde Sıklıkla Rastlanan Hastalıklarda Kullanılan Bazı Pratik Reçeteler ve Olgu Sunuları Dr. S. Kemal Kutlay Konu 18 Kanser ve Sağaltım Uygulamaları Prof. Dr. İbrahim Demirkan, Dr. Musa Korkmaz Konu 19 Reprodüksiyon Hastalıkları ve Sağaltım Prof. Dr. Rıfat Vural, Prof. Dr. Şükrü A. Küplülü Konu 20 Kedi ve Köpeklerde Anestezi Prof. Dr. Bahattin Koç, Prof. Dr. Zülfikar Kadir Sarıtaş Konu 21 Beslenme Hastalıkları Prof. Dr. Mehmet Başalan Konu 22 Zehirlenmeler ve Sağaltım Uygulamaları Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yipel Konu 23 Kedi ve Köpeklerde Kullanılan Veteriner İlaçları Prof. Dr. Ender Yarsan Dizin

9 1 VETERİNER HEKİMLİKTE REÇETE Prof. Dr. Ender YARSAN eçete, hekimler (veteriner, tıp ve diş hekimleri) tarafından hastasına kullanmasını tavsiye ettiği ilaçlar için, eczacıya yazdığı imzalı bir teknik yazıdır. Bir başka R ifadeyle reçete; hekimin imzasını taşıyan ve hekimin profesyonelliğinin, seçkinliğinin, uyguladığı bir sanatın yansıması olan ve alelade bir kağıt parçasına indirgenmeyecek değerde ve önemde; hukuksal anlamda geçerliliği olan resmi bir belgedir. Reçete, hekimin ismi, diploma numarası, adresi, yazıldığı yer ve tarihi kapsayan resmi belgedir. Hekim reçetesinde, ilacın hazırlanması bakımından eczacıya ve kullanılması yönünden de hastaya bilgi ve emir(ler) verir; ayrıca hastanın ilacı ne şekilde kul lanacağı da belirtilir. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Reçete Talimatındaki ise şu şekilde bir tanım yapılmaktadır; Veteriner hekim tarafından, veteriner tıbbi ürün satış yetkisine sahip eczacı ya da bir veteriner hekime hitaben yazılan, hekimin kimlik ve adres bilgileri ile diploma numarasını, hayvana ait kimlik ve adres bilgilerini, kullanılması tavsiye edilen ürün veya terkipler ile uygulamalar hakkındaki bilgileri içeren tarihli ve imzalı belgedir. Veteriner Hekimlikte kullanılan ilaçlar; hayvan sağlığı ve yetiştiriciliğinde farklı amaçlarla uygulama alanı bulurlar. Bunlar; hastalıkların sağaltımı ve önlenmesi, davranışların değiştirilmesi, gelişmenin hızlandırılması, verimin artırılması, gıda kalitesinin iyileştirilmesidir. Klinikte ilaç kullanan veya reçeteyi düzenleyen veteriner hekimlerin iki önemli sorumluluğu vardır; Etkin Tedavi ve Gıda Güvenliği. Bu durum esasta veteriner ilaçlarının kullanımında iyi pratikler veya tam karşılığı olarak veteriner ilaçlarının bilinçli ve güvenli kullanımı diye bilinir. Son durum esasta ilaç reçetesinin yazılması, ilacın uygulanması, dağıtım ve kontrolü ile ilgili düzenlemelerin en önemli kısmını oluşturur. Burada hekim birçok durumu gözetmek zorundadır. Veteriner hekim kontrolsüz ve sınırsız ilaç kullanmaktan kaçınmalıdır; bu durum ilaç israfı yanında, besin maddeleri ve çevrenin kirlenmesine, bakteri, protozoa, böcek, iç ve dış parazitler gibi zararlılar arasında ilaca dirençli suşların ortaya çıkmasına yol açacaktır. Reçetenin düzenlenmesi yanında (ilaç ve formülasyon olarak), ilacın yeterli dozda, doz aralığında ve süreyle uygun bir yolla verilmesi için özel dikkat sarf edilmelidir. Veteriner hekim ve hayvan yetiştiricileri, kullanılan miktar, uygulama yolu, kullanılan hayvan, sağaltım suresi, alınan cevap, ilaç kullanılırken hayvanlarda karşılaşılan istenmeyen etkileri de kapsayacak şekilde, kullandıkları ilaçların kayıtlarını tutmalı ve istendiğinde yetkililerin denetimine sunulmalıdır. Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu (11/06/2010 tarih, 5996 sayı) kapsamında veteriner sağlık ürünleriyle ilgili tanımlamalar yer almaktadır. Buna göre; Veteriner sağlık ürünleri: Veteriner tıbbî ürünleri ve tıbbî olmayan veteriner ürünleridir. 1

10 2 KEDİ VE KÖPEK HEKİMLİĞİ Tıbbî olmayan veteriner sağlık ürünleri: Hayvana uygulanmak ya da hayvan için kullanılmak amacıyla tüm üretim aşamalarından geçerek kullanıma hazır hâle getirilmiş ilaç niteliğinde olmayan ürünleri tanımlar. Veteriner tıbbî ürünleri: Hayvana uygulanmak ya da hayvan için kullanılmak amacıyla tüm üretim aşamalarından geçerek kullanıma hazır hâle getirilmiş etkin madde ihtiva eden ürünleri ve veteriner biyolojik ürünleridir. Veteriner ilaçlarının kullanımıyla ilgili yetki ve sorumluluk veteriner hekime verilmiştir. Veteriner Tıbbi Ürünler Hakkında Yönetmelik 24/12/2011 tarih ve sayılı Resmî Gazetede ve Veteriner Tıbbi Ürünler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ise tarih ve sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmelikle veteriner tıbbi ürünlerin üretimi, ithalatı, ihracatı, kullanımı, ambalajlanması, etiketlenmesi, tanıtımı, nakliyesi, depolanması, reçeteli ya da reçetesiz satışı, izin verilmesi, kontrolü ve teminine ilişkin esaslar belirlenmiştir. Bu yönetmeliğin 47 inci maddesinde perakende satış yeri kayıtları, 48 inci maddesinde reçete ile ilgili esaslar belirlenmiştir. Bu maddeye göre; 1. Herhangi bir ürünü veya terkibi hayvana uygulayan ya da uygulanmasını tavsiye eden veteriner hekim, gerektiğinde söz konusu durumu belgelemek üzere reçete düzenlemeli, hayvanla ilgili kişiye vermeli ve gerektiğinde kaydetmelidir. 2. Veteriner hekim reçetesinde asgari olarak tarih, veteriner hekime ait kimlik bilgileri (adı-soyadı, imzası, adresi, diploma numarası), hayvana ait kimlik bilgileri, reçete edilen ürün veya terkip hakkında bilgiler (isim, gücü ve farmasötik şekli, kullanım şekli, ticari ambalaj şekli, uygulama yolu ve dozu ile tedavi süresi) yer almalıdır. 3. Bakanlık herhangi bir durum, işletme, ürün sınıfı ya da hayvan grubu için reçete bilgilerinde ve kullanımında özel düzenlemeler yapabilir, bunların kullanılmasını zorunlu kılabilir veya reçeteleri sınıflandırabilir. Ürünlerin reçeteye tabilik durumu Bakanlıkça belirlenerek Bakanlık internet sayfasında yayınlanır. 4. Veteriner hekim uygun izinli bir ürün bulunmaması durumunda, veteriner biyolojik ürünler dışındaki izinli ürünleri mesleki bilgisine dayanarak etiket dışı olarak kullanabilir veya kullanılmasını tavsiye edebilir. Bu durumda veteriner hekim etiket dışı uygulamanın muhtemel her türlü etkisi hakkında yetiştiriciye gerekli bilgiyi vermek, kayıtlarında ve reçetede bu durumu belirtmek zorundadır. Etiket dışı kullanım durumunda, kullanılan ürün için ilgili hayvan türlerine göre bir kalıntı arınma süresi belirlenmemişse Bakanlık asgari bir süre ve/veya kurallar tavsiye edebilir. Etiket dışı kullanımda sorumluluk uygulayana ve uygulatana aittir. 5. Psikotropik ve narkotik ürünlerin yazıldığı reçeteye başka herhangi bir ürün yazılamaz. 6. Reçeteler en az üç nüsha olarak düzenlenir. Bir nüsha, düzenleyen veteriner hekim tarafından muhafaza edilir. Diğer iki nüsha ise aslı veteriner tıbbi ürün satış yerine verilmek üzere hayvan sahibine verilir. Reçete edilen ürünün veteriner ilaçlı premiks olması halinde reçete dört nüsha düzenlenir ve dördüncü nüsha ilaçlı yemi hazırlayacak tesiste muhafaza edilir. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü 2013/10 sayılı genelge ile kullanılacak bu reçetelerde yer alması gerekli bilgileri, reçetelerin basılması, kayıt altına alınması ve saklanması ile ilgili kuralları belirlemiştir. Reçeteler, reçeteyi düzenleyecek veteriner hekimin görevli olduğu yere bağlı olarak A ve B sınıfı olarak iki gruba ayrılır; A seri numarası ile numaralandırılmış reçeteler Bakanlık bünyesinde, yerel idareler, veteriner fakültesi klinikleri veya diğer kamu kurumlarında görevli veteriner hekimlerin düzenledikleri reçetelerdir. B seri numarası ile numaralandırılmış reçeteler mesleği-

11 2 KEDİ VE KÖPEKLERDE İLAÇ KULLANIMI GENEL YAKLAŞIMLAR Prof. Dr. Emine BAYDAN Bu güne kadar yapılan araştırmalar, insan ve hayvan türleri arasında ilaçların farmakokinetikleri ve farmakodinamikleri yönünden bazı farklılıkların bulunduğunu ortaya koymuştur. Veteriner Hekimlikte genetik çalışmalar az olmasına rağmen, mevcut bilgiler hayvan türleri ve hatta aynı türün ırkları arasında bile ilaçların etkisinde ve metabolizmasında farklılık olduğunu göstermektedir. Irklar arasındaki genetik varyasyonlar da ilaçların etkisi ve toksisinde değişikliklere neden olabilir. Örneğin Greyhound köpek ırkında vücut yağ oranı diğer türlerden daha az olduğundan, bu türlerde lipofilik ilaçların dağılım hacminin daha düşük olması, serum yoğunluklarının daha fazla olması ve lipofilik ilaçlara duyarlılığın da fazla olması beklenir. Çoğu ilaç için farklı türlere ve ırklara göre farmakokinetik değerler tespit edilmiştir. Bu nedenle, pek çok kez bir türün verilerinden hareketle, diğer türler için fizyolojik temelli farmakokinetik modelleme ile öngörüde bulunulabilir. Kimi zaman veteriner hekimler, insan ilaç ve dozlarından hareketle kedi ve köpeklere doz kestirmesi yapmayı düşünür. Ancak, bu oldukça risklidir. İdeal olan, her tür ve ilaç için farmakokinetik araştırmalarla etkili ve güvenli dozun belirlenmesidir. Türe özel uygulamalarda bile ilaca bağlı istenmeyen etkiler ve hatta ölümler görülebilir. FDA tarafından yılları arasında yapılan değerlendirmede köpek ve kedilerde ivermektin, milbemisin, moksidektin, lufenuron, selamektin, melarsomin, pirantel, amitraz, amoksisilin, enrofloksasin, medetomidin, atipemazol, ketamin, tiletaminzolezepam, isofluran, karprofen (köpeklerde belirtilen periyotta en fazla ilaca bağlı ölüm sebebi), derakoksib, etodolak ve meloksikama yönelik istenmeyen reaksiyonlar ve ölümler kaydedilmiştir KEDİ VE KÖPEKLERDE İLAÇ UYGULAMASI Kedi ve köpeklere ilaçlar ağızdan, besinle, enjeksiyonla veya bazı durumlarda sağlam deri ve muköz membranlara uygulama şeklinde verilebilir. İlaç uygulamadan önce, doğru doz ayarlaması yapılabilmesi için kedi ve köpeklerin muhakkak tartılması gerekir. Köpek ve kedilere ilaç yazarken hayvan sahibinin rızası (uyuncu) da göz önüne alınmalıdır. Enjeksiyon için en yaygın kullanılan yollar damar içi (iv), kas içi (im) ve deri altı (sc) dır. Parenteral diğer uygulama yolları, kalp içi (intrakardiak), periton içi (intraperitoneal), intraplöral, epidural, eklem içi (intraartiküler) ve kemik içi (intraosseal) yollardır. Köpeklerde kas içi enjeksiyon hacmi, kasın yoğunluğuna bağlı olarak değişir. Büyük yavrularda enjeksiyon hacmi toplam 4-5 ml yi, küçüklerde 2-3 ml yi geçerse ağrıya neden olabilir. Kedilerde ise aynı yere tek seferde ml den fazla ilaç uygulanırsa ağrıya neden olabilir. Eğer enjeksiyonlar büyük hacimleri gerektiriyorsa, birden fazla yere yapılmalıdır. Fazla miktarların verilmesinde deri altı enjeksiyon daha uygun olabilir. Ancak, uygulanacak hacim büyük köpeklerde ml, küçük köpeklerde ise ml den fazla ise birden fazla yere uygulama yapılma- 9

12 10 KEDİ VE KÖPEK HEKİMLİĞİ lıdır. Bilinci açık kedilerde tek sc enjeksiyon ml den fazla olmamalıdır; daha fazla miktarda ilaç verilmesi gerekiyorsa birden fazla yerden ilaç uygulanmalıdır. Özellikle kronik hastalıklarda olduğu gibi uzun süre ilaç kullanımlarında petlerde ağız yolu daha çok tercih edilir. Ağızdan alınacak ilaçlar açısından, tatlara hassasiyet bakımından kedi ve köpekler arasında fark vardır. Köpekler tuza daha duyarsızken, kediler ise şekere daha duyarsızdır. Kediler balık yemeyi tercih ederken, köpekler sığır, domuz, kuzu, at, tavuk eti ve karaciğeri tercih eder. Bunların bilinmesi kedi ve köpekler için oral ilaçların hazırlanmasında veya uygulanmasında tatlandırıcı veya verilmeyi kolaylaştırıcı olarak bu maddelerin kullanılmalarını sağlar. Köpek ve kediler tek mideli hayvanlardır. Büyük ırk köpeklerde (yaklaşık 60 kg lık) mide-bağırsak sistemi vücut ağırlığının %2.8 ini, küçük ırklarda ise (yaklaşık 5 kg lık) %7 sini oluşturur. Ağızdan uygulanan ilaçların başlıca emilim yeri ince bağırsaklardır. Irklara göre ilaçların emilimini mide-bağırsak sisteminin boşalma zamanı değiştirebileceği gibi, petlerin beslenme (konserve diyet vb) alışkanlıkları da değiştirir. Mide ph sı ilaçların emilmesinde önemlidir. Köpek ve kedilerde boş mide ph sı 5-6 iken beslenme halinde 1-2 dir. Omeprazol gibi proton pompası inhibitörlerinin etkin olabilmesi için asidik ph gerekir. Benzer şekilde yeni geliştirilen uzun etkili analjezik ilaçlardan koksib, mavokoksib ya da antifungal ilaçlardan ketokonazol gibi ilaçların da besinle verilmesi gerekir. Ancak, antibiyotiklerde olduğu gibi çoğu kez mide içeriği ilacın biyoyaralanımını azaltır KEDİ VE KÖPEKLERDE TÜRE ÖZEL İLAÇ DUYARLILIĞI Antibakteriyel İlaçlar Penisilin G sodyum ve potasyumun yüksek dozları küçük hayvanlarda elektrolit denge bozukluğu, böbrek yetmezliği, konjestif kalp yetmezliğine yol açabilir. Köpeklerde fonksiyonel N-asetil transferaz 1 ve 2 (NAT1 ve NAT2) etkinliği yetersizdir. Bu etkinlik sulfonamidler gibi aromatik aminlerin atılması için gerekir. Kedilerde sadece NAT1 bulunur. Köpeklerde NAT ların bulunmaması sulfonamidlerin genel atılım oranında bir azalmaya neden olmaz. Çünkü alternatif metabolik yolaklar durumu kompanse eder. Hatta köpeklerde Faz II asetilasyonun olmaması insanlara ve diğer türlere göre bir avantaj oluşturur. Zira asetilasyonla amino grubundan asetillenen sulfonamid metabolitleri ana bileşiğe göre suda daha az çözündüğünden böbrek tubullerinde birikerek hasara sebep olabilir. Petlerin asidik idrarı sulfonamidlerin geri emiliminin artmasına ve dolayısıyla yarı-ömrünün uzamasına neden olabilir. Köpek ırkları arasında sulfonamidlerin (özellikle güçlendirilmiş) immun aracılı artropatik etkisine hassasiyet bakımından farklılıklar vardır. İlaca bağlı poliartritis, sulfonamidlerin hidroksilamin metabolitlerini detoksifiye etme yeteneklerinin sınırlı olmasından dolayı özellikle Dobermanlarda kaydedilmiştir. Ayrıca, Labrador Retriever, Golden Retriever, Great Dane, Dalmaçya gibi köpek ırklarında da artropati kaydedilmiştir. Sulfonamidler, sulfasalazin, meselazin ve olsalazin sistemik olarak kullanıldıklarında petlerde keratokonjuktivitis sicca ya neden olabilir. Meselazinin bu riski sulfazalazine göre daha azdır. Köpek ve kedilerde neomisin özellikle işitme (ototoksik) ve böbrek; streptomisin ve dihidrostreptomisin ototoksik; gentamisin ototoksik ve nefrotoksik etkilidir. İlaçlara bağlı kronik böbrek hastalıkları özellikle uzun süreli ve yüksek doz uygulamalarında daha çok görülür. Uygun doz programı uygulandığı takdirde olay genellikle geri dönüşümlüdür. Aminoglikozidlerin hızlı iv uygulanmaları kas içi sinaptik disfonksiyon ve paraliz ile sonuçlanabilir. Aminoglikozidlerin enfluran ve eter ile beraber kullanılmaları bu türlerde nöromüsküler blokajı artırır.

13 3 KEDİ VE KÖPEKLERDE ANTİBAKTERİYEL İLAÇLAR Prof. Dr. Ender YARSAN Kedi ve köpeklerde antibakteriyel tedavinin amacı; enfeksiyon etkenlerinin konakçıya zarar vermeyecek şekilde uzaklaştırılmasıdır. Enfeksiyonların kontrolü ve önlenmesinde konakçının doğal savunma mekanizmaları birincil derecede önem arz eder. Bu mekanizmalar; solunum sistemindeki mukosiliyer faaliyetler; ürinasyonun uzaklaştırıcı etkileri; mide bağırsak sistemindeki normal florasıdır. Bütün bu mekanizmalar enfeksiyondan ya da tedavi uygulamalarından etkilenebilecek niteliktedir. Mikrobiyal bir invazyon meydana geldiğinde konakçıda bulunan çeşitli savunma mekanizmaları da harekete geçer. Bunlar; yangısal cevap; hücre göçü ve fagositoz; komplement sistemi ve antikor üretimidir. Veteriner kliniklerinde dirençli bakterilerden kaynaklanacak şekilde ortaya çıkan nasocomial enfeksiyonlar da son derece önemlidir. Bu enfeksiyonlara neden olan bakterilerin başlıcaları; Klebsiella, Escherichia, Proteus ve Pseudomonas türleridir. Nasocomial enfeksiyonlara neden olan predispose faktörler ise; yaş (genç ya da yaşlı olma durumu), hastalığın şiddeti, hospitalizasyon süresi, invasiv destek sistemlerinin kullanılması, cerrahi implantlar, bağışıklık sisteminin yetersizliği ve daha önceki antibiyotik kullanımı şeklinde ifade edilebilir ANTİBAKTERİYEL İLAÇLARIN UYGULAMA YOLLARI Antibiyotik kullanımında eğer sistemik bir etkinlik isteniyorsa genellikle parenetral uygulama tercih edilir. İlaç uygulama yolu üzerinde etkili diğer faktörler ise; hastalığın çeşidi; tedavi süresi, hastanın vücut sıcaklığı ve hasta sahibi gibi faktörlerdir. Göz, kulak, bazı deri ve bağırsak enfeksiyonlarında yerel uygulama öncelikle tercih edilir. Bu şekildeki uygulamada yüksek ilaç yoğunluklarına ulaşılabilir; ayrıca sistemik olarak zehirli olan bazı ilaçlar (basitrasin, neomisin, polimiksin) bu yolla verilebilir. Birçok enfeksiyonun tedavisinde ve ev ortamında ilaç uygulanması gerektiği durumlarda ağız yoluyla ilaç kullanılması tavsiye edilir. Hasta sahipleri bu uygulamada ilacı besin içerisinde kolayca verebilir; ancak bu noktada ilaç ile besin maddesi arasındaki etkileşim de önemlidir. Eğer herhangi bir şüphe varsa ilaç verilmesi hayvan aç iken (ilaç uygulamadan 1-2 saat önce ve sonra besin verilmez) gerçekleştirilir. Parenteral ilaç uygulaması rutin ilaç kullanımında pratik değildir; ancak kusan; sinirli, huysuz ve bilinci yerinde olmayan hastalarda; ağız, özefagus ve farenks te ağrı olan yada fonksiyon yetersizliği olan hastalara tavsiye edilebilecek bir uygulama seçeneğidir. Kas içi ya da deri altı uygulama eşit derecede etki süresi ve gücü gösterir. Damar içi uygulama ise kısa sürede maksimum ilaç yoğunluğunun ve hızlı ilaç etkisinin istendiği durumlarda tercih edilir. 43

14 44 KEDİ VE KÖPEK HEKİMLİĞİ Tablo 3.1. Köpeklerde ağız yoluyla uygulanacak ilaçlar ile besin maddesi ilişkisi. Uygulama seçeneği İlaç Aç karnına verilmesi uygun olanlar İlaç emilimi içerikten etkilenebilir, Aç karnına terimi; ilaç uygulamadan 1-2 saat önce ya da sonra besin verilmemesini ifade eder Besinle birlikte verilmesi uygun olanlar İlacın biyoyararlanımı artabilir, Mide bağırsak hareketliliği içerik tarafından azaltılır Sınırlama gerektirmeyenler Azitromisin, Sefradin, Eritromisin, Florokinolonların çoğu, Linkomisin, Penisilinlerin çoğu, Rifampisin, Sülfonamidlerin çoğu, Tetrasiklinlerin çoğu Sefodroksil, Kloramfenikol palmitat (kedi), Doksisiklin, İbafloksin, Metronidazol, Nitrofurantoin Sefaleksin, Kloramfenikol tablet ve kapsülleri, Kloramfenikol palmitat (köpek), Klaritromisin, Klindamisin, Hetasilin, Spiramisin 3.2. ANTİBAKTERİYEL İLAÇLARIN OLUMSUZ ETKİLERİ Konakçıya yönelik doğrudan etkiler (aminoglikozidler ve peptidler), Diğer ilaçlarla toksik etkileşmeler, Konakçının normal koruyucu florası ile etkileşim (örneğin zorunlu anaeroblar baskılanabilir), Direnç gelişimi, Enjeksiyon yerinde doku nekrozu (tetrasiklinler), Konakçının immun yada savunma sistemlerinin etkilenmesi (kloramfenikol), Fagositoz yeteneğinin baskılanması, nötrofillerin etkilenmesi (tetrasiklinler), Fagositozisin baskılanması (aminoglikozidler), Aşırı duyarlılık reaksiyonları (penisilin, sülfonamidler), Karaciğerdeki mikrozomal enzim etkinliğinin baskılanması ya da uyarılması (kloramfenikol), Kalıntı sorunu 3.3. KEDİ VE KÖPEKLERDE KULLANILABİLECEK ANTİBAKTERİYEL İLAÇLAR Penisilin ve/veya dihidrostreptomisin köpeklerde duyarlı bakterilerin yol açtığı solunum, sindirim ve ürogenital sistem enfeksiyonları, meningitis, yara, apse, ayak gibi deri ve yumuşak doku enfeksiyonları ve ayrıca viral enfeksiyonlarda oluşan sekonder bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılır. Penisilin-streptomisin kombinasyonu sinerjik bir etki gösterir. Sulfadimidin ve trimetoprim kedi ve köpeklerde duyarlı bakterilerin meydana getirdiği: solunum sistemi enfeksiyonları (bronşitis, pnömoni, laringitis, faringitis, tonsillitis, sekonder solunum sistemi enfeksiyonları), sindirim sistemi enfeksiyonları (gastroenteritis), ürogenital sistem enfeksiyonları (metritislerde lokal tedaviye ek olarak, nefritis, sistitis, vajinitis ve diğer ürogenital bakteriyel enfeksiyonlar) ile du-

15 4 SIVI-ELEKTROLİT, ASİT-BAZ DENGE BOZUKLUKLARI VE SAĞALTIM Prof. Dr. Emine BAYDAN Hayvanlarda görülen hastalıkların çoğu, dehidrasyonda olduğu gibi asit-baz dengesi ve elektrolit bozukluklarıyla karakterizedir. Çoğu kez parenteral veya oral sıvı uygulaması ve elektrolitlerin yerine konması ile tedaviye destek olunur. Erişkin bir hayvanda vücut ağırlığının %55-60 ı, erişkin olmayanda %70-75 i ve obezlerde ise %50 si sudur. İntrasellüler sıvı vucut ağırlığının %40 ını oluşturur. Ekstrasellüler sıvı; plazma sıvısı (vücut ağırlığının %5 i), intersitisyel sıvı (vücut ağırlığının %14 ü) ve transsellüler sıvıdan (vücut ağırlığının %1-6 sı) oluşur. İntertisyel sıvı büyük ve küçük kompartmanlar arasında yastık olarak görev yapar. İntrasellüler ve ekstrasellüler sıvı içeriği birbirinden kısmen de olsa farklılık gösterir (Tablo 4.1). Na +, ekstrasellüler sıvının, K + ise intrasellüler sıvının temel katyonudur. Temel anyonlar (-) ise ekstrasellüler sıvıda Cl - ve HCO - 3, intrasellüler sıvıda PO 4 ve proteinlerdir. Katyonlardaki farklılıklar, hücreler tarafından sodyumun aktif olarak dışarı çıkarılmasına neden olur. Membranlarda sodyumun giriş ve çıkışı, sodyum pompası ile düzenlenir. Bu işlem metabolik enerjiye gereksinim gösterir. Normalde plazmanın genel kompozisyonu (meq/l); köpek ve kediler için sırasıyla sodyum , , potasyum , , klor , , bikarbonat 17-24, 17-24, ve isotonisitesi ise yaklaşık 300 mmol/l dir. Vücut kompartıman sıvıları elektrolitleri kapsar. Bu bölümlerdeki elektrolitlerin dağılımı ve yoğunluğu birbirinden farklıdır. Bütün sıvı kompartımanları birbirlerinden yarı geçirgen bir membranla ayrılmıştır. Su bu zarlardan serbestçe geçerken partiküllerin geçişi sınırlıdır. Geçişte sudaki partiküllerin sayısı ve elektriksel farklılıklar, maddenin kimyasal yapısı ve değerliliği önem taşır. Böbrekler sodyum ve su dengesini düzenleyerek vücut suyunun osmolaritesi ve hacmini dar bir aralık içinde korur. Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi, hipofizdeki antidiüretik hormon ile böbrekler, ekstrasellüler sıvı sodyum düzeylerini ve tonisiteyi koruyarak kan basıncını dengede tutumaya yardımcı olur. Dehidrasyon su ve elektrolit kaybıyla ortaya çıkan bir durumdur. Pek çok dehidrasyon olayında ekstrasellüler sıvı ve dolayısıyla en önemli katyonu olan sodyumun kaybı söz konusudur. Fazla sıvı kaybında sadece hacim değişikliği olmaz; aynı zamanda ektrasellüler sıvı kompozisyonu da değişir. Bu nedenle, replesament (yerine koyma) tedavisi yapılması gerekir. Hayvan vücuduna aldığından daha fazla su kaybettiği zaman, dolaşım sıvısı da tükenmeye başlar. Sonuçta hidrostatik basınç Tablo 4.1. İntrasellüler ve ekstraselller sıvı içeriği. Katyonlar Anyonlar Ekstrasellüler sıvı Na + Cl - -, HCO 3 İntrasellüler sıvı K + PO 4, Protein 63

16 64 KEDİ VE KÖPEK HEKİMLİĞİ azalır ve kolloid ozmotik basınç (plazma proteinleri) artar. Bu tükenme, hızla ektrasellüler sıvıdan plazmaya sıvının hareketi ile kompanse edilmeye çalışılır. Genç hayvanların vücut yüzey alanları (erişkinlerden daha geniş) ve dolayısıyla vücut sıvı rezervi, erişkinlere göre oldukça farklı olduğundan dehidrasyona da daha fazla duyarlılık gösterirler VÜCUT KOMPARTIMANLARINDA SUYUN YER DEĞİŞTİRMESİ Selektif sıvı dağılımı için, membran yapısının da buna uygun nitelikte olması gerekir. Plazma ve ekstrasellüler sıvı arasında bu membran kapillar duvardır. Bu duvar suya, elektrolitlere ve küçük moleküllere geçirgendir. Fakat plazma proteinlerine geçirgen değildir. Bu proteinler ozmotik bir basınca sahiptir. Damar içi kolloid osmotik basıncın ana kaynağı albumindir. Kompartımanlar arasında ozmotik basınç farkı, çözeltideki geçirgen olmayan partiküllerin sayısıyla belirlenir. Su, membrandan osmosis ile konsantrasyonun düşük olduğu kısımdan, daha yüksek olan kısma geçer. Normalde, intravasküler ve intersitisyel kompartmanlar arasında sıvı geçişi, Starling in kapillar hemodinamikler yasası, membran por hacmi, osmotik basınç, hidrostatik basınç ve kolloid osmotik basınç farkına bağlı olarak gerçekleşir. Damar içinden sıvının dışarı hareketi üç durumda meydana gelebilir; 1. Damar içi (iv) hidrostatik basıncın kolloid onkotik basınçtan daha büyük olması halinde (hipertansiyon, kalp yetmezliği, anafilaksi, iv sıvı yüklemesi), 2. Kapiller permeabilite arttığında (sistemik inflamasyon, vaskulitis, sepsis, immun aracılı hastalıklar, aşırı vazodilatasyon, travma), 3. İv kolloid onkotik basınç düştüğünde (hipoalbüminemi, daha önceki kanama, protein kayıplı enteropatiler, glomerülopatiler, karaciğer yetmezliğinde son safha). Plazma proteinlerinin kaybı veya hidrostatik basıncın artması, sıvı elektrolitlerin kapillar dışına ve ekstrasellüler sıvıya geçişinde artışa neden olur. Benzer şekilde venöz tıkanıklık veya şokta, sıvı ve elektrolitlerin aynı yoldan pasajı söz konusu olur. Böyle durumlarda, plazma proteinlerinin ozmotik basıncı azaldığı için, kan hacmini artırmada parenteral elektrolit infüzyonlarının değeri yoktur. Bunlar sadece ekstrasellüler sıvı içine geçer Eşdeğer Ağırlık ( Equivalent weight), Osmolarite, Osmolalite ve Tonisite Vücut sıvılarındaki elektrolit yoğunluğu, vücut ağırlılığına göre miliekivalan olarak ifade edilir. Çözeltideki bu partiküller bir ozmotik basınca sahiptir ve ozmotik basıncın birimi miliosmol ile ifade edilmektedir. Eşdeğer ağırlık (Equivalent weight), bir element veya bileşiğin, dolaylı veya dolaysız olarak, gram hidrojenle veya 8.00 gram oksijenle (ya da herhangi bir element veya bileşiğin eşdeğer gramıyla) birleşen ya da yer değiştirebilen ağırlıkça miktarıdır. Örneğin hidrojen florürde 19 kısım flor bir kısım hidrojenle birleştiğinden, florun eşdeğer ağırlığı 19 dur. Suda 16 kısım oksijen ve iki kısım hidrojen birleşmiştir ve oksijenin ekivalent ağırlığı (tartısı) 8 dir. Bütün elementlerde atom ağırlığı, eşdeğer ağırlıkla değerliğin çarpımına eşittir. Değerlik, bir elementin 1 hidrojen atomu ile birleşen veya yer değiştiren atom sayısıdır. Bir elementin birçok değerliği, hâliyle birden fazla eşdeğer tartısı olabilir. Tek değerli iyonların olması halinde 1mM=1mEq dır. Elektrolit konsantrasyonlarının çoğu meq/l olarak ifade edilir.

17 5 KEDİ VE KÖPEKLERDE HOMEOPATİ Prof. Dr. Ender YARSAN, Ece ÇAĞIRICI ALİM omeopati terim olarak Yunanca iki kelimenin birleşmesinden türetilmiştir; H Homeo aynı ve pathos hastalık/ızdırap çekme anlamına gelir. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan istatistiki değerlendirmede, dünyada sağaltım yönünden yapılan uygulamalar içerisinde homeopatik uygulamalar; geleneksel Çin ve Hint uygulamalarının ardından ikinci sırada yer almış ve daha sonrasında da bitkisel tedavi yöntemleri üçüncü sırada değerlendirilmiştir. Homeopati kavramı ilk kez 1796 yılında ortaya atılmasına rağmen daha öncesinde de bu kavrama ilişkin uygulamaların olduğu bilinmektedir. M.Ö. 400 lü yıllarda, tıbbın babası olarak kabul edilen Hippocrates benzerler benzerleriyle tedavi edilir şeklindeki uygulamalardan söz etmiştir. Aynı kavram doğrultusundaki uygulamalar 16. yy. ın en önemli simyagerlerinden kabul edilen Paracelsus tarafından da devam ettirilmiştir. Bu araştırıcı özellikle Belladon alkaloidlerinin zehirliliği ve çok düşük miktarda verilmesi durumunda ise tedavisel etkileri üzerinde durmuştur. Daha sonraki dönemde 16. ve 19. yy. lar arasında tıp alanında ilerlemeler kaydedilmiş ve önemli bitkiler adlandırılarak kitaplar halinde toplanmıştır; The Herbal of General Historie of Plants (John Gerard, ); The Pharmacopoeia of Herbal Medicine (Nicholas Culpeper, ) bunların en bilinenleridir. Bilimsel anlamda homeopatinin kurucusu ise Dr. Samuel Frederich Chiristian Hahnemann dır. Bu araştırıcı homeopatik madde hazırlanmasında kendine özgü seyreltme metotları geliştirmiştir. Hahnemann dan sonra da homeopati ile ilgili çalışmalar yoğun şekilde sürdürülmüştür. Bunlar içine James Tayler Kent geçen yüzyılda modern homeopatinin kurucusu olarak kabul edilen Amerikalı bir araştırıcıdır. Bu araştırıcının homeopati ile ilgili en önemli çalışması Homeopatik Materia Medica kitabının oluşturulmasıdır; ki bu alanda yazılmış ilk kitap olarak kabul edilir. Bugün için de homeopatik maddeler insan ve hayvanlarda yardımcı ve tamamlayıcı uygulamalar şeklinde yaygın kullanılmaktadır. Uygulama yetkisi yönünden ülkeler arasında farklılıklar söz konusudur. Bazı ülkelerde uygulama sadece veteriner hekimler tarafından yapılırken, diğerlerinde veteriner hekimler yanında hayvan sahipleri, bakıcıları ya da bu alanda uzmanlaşmış kişilerce de yapılmaktadır. Homeopati; bitkiler, ağaç kabukları, tohumlar, meyveler, çiçekler, mineraller gibi doğal maddelerin mikro dozlarda kullanıldığı bir tıp sistemidir. Bugün, homeopatinin tedavi edici pek çok sayıdaki formu, tüm dünyada kedi-köpekler için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu alternatif tedavi yöntemi, travma ve akut yaralanmalarda bir çeşit terapi olarak kullanılabilmektedir. Örneğin; burkulmalarda, şok vakalarında ve böcek ısırmalarında gibi. Bazı durumlarda, uygun homeopatik tedavi oluşabilecek şişkinlik ve ağrıyı minimize edebilir-önleyebilir veya iyileşme sürecini kısaltabilir. Homeopati aynı zamanda, akut-kronik ishal, kronik diş eti iltihabı, akut-kronik solunum yolu enfeksiyonları gibi pek çok yangısal vakaya cevap verici geleneksel bir tedavi yöntemidir. Enfeksiyon ve allerji içeren akut-kronik deri enfeksiyonları ve uygun kullanılırsa immun sistem aracılı bozuklukların tedavisinde homeopati iyi bir alternatiftir. 89

18 90 KEDİ VE KÖPEK HEKİMLİĞİ 5.1. HOMEOPATİK İLAÇLAR Homeopatik ilaçların ana maddeleri, en saf haliyle doğadan elde edilir; 1. Bitkiler; (çiçekler, yapraklar, sebze ve meyveler, kökler, kabuklar, tohumlar vb) örneğin Chamomilla (papatya), Ledum (biberiye, kuşdili), Allium sativa (sarımsak), Belladonna (güzel avrat otunun meyvesi) vb. 2. Hayvansal maddeler ve bazı hayvanların salgıları; örneğin Sepia, (sübye, mürekkep balığı), Apis (bal arısı), Lachesis (yılan zehiri) vb. 3. Hastalıklı dokular, mikroorganizmalar vb.; örneğin Carcinosinum, Medorrhinum, Tuberculinum vb. 4. Kimyasal elementler, mineraller ve bileşimleri; örneğin Silicea (kuvars), Ferrum (demir), Sulphur (kükürt), Calcarea (kalsiyum) vb. Homeopatik ilaçların en yaygın kullanılan formu globül dür. Globulus ya da globul Latince bir sözcük olup topçuk, kürecik anlamına gelir. Taşıyıcı olarak kullanılan laktoz veya sakaroz globüllerine, belirli bir potens aktarılarak hazırlanır. Ortalama bir toz şeker tanesi büyüklüğündeki tek globül, ihtiyaca göre, dilaltına konularak veya su ile solüsyon haline getirilerek kullanılır. Günümüzde sıklıkla, homeopatik ilaçların allopatik yaklaşımla imal edildiğine ve kullanıldığı söz konusu olmaktadır. Örneğin dozu en az 10 globule eşit olan tabletler, kapsüller, kremler, merhemler, spreyler, enjekte edilebilen flakonlar, ampuller, göz damlaları, sürülebilen losyonlar hazırlanmaktadır. Birçoğunun içinde birden fazla homeopatik ilaç etken maddesi bulunmaktadır. Homeopatlar böyle ilaçlara ihtiyatla yaklaşırlar. Çünkü tedavinin temeli, en küçük doz ve her defasında tek ilaç (unitas remedii) kullanmaktır. Homeopatik tedavinin uygulanmasını ve nasıl çalıştığını şu şekilde açıklayabiliriz; Homeopatik ilacı herhangi bir gıdanın içine gizleyerek uygulamamak gerekir, ilacın diş etleri üzerinde erimesi sağlanmalıdır. Çünkü, köpeklerin ağzında bir kese yerleşiktir ve ilaç doğrudan oraya girebilir. İlacı direk elle temas ettirmeden, hayvanın yanak içine düşürülmesi sağlanmalıdır. Preperatlar küçük beyaz pelet-globül veya sıvı forma getirilmelidir. Her ikisi de hayvanın direk yanak içine uygulanmalıdır. Homeopatik tedavide verilen preperatın 1 damla veya 5 damla yada 1 veya 3 pelet veya globül olması önemli değildir, çünkü homeopati bir enerji tıbbıdır ve hiçbir fiziksel öz madde artakalmaz. 1 küçük pelet bir fili tedavi edebilirken, 10 pelet de bir fareyi tedavi edebilir. Hayvan sahipleri ilacı kaç pelet veya damla vermeleri gerektiği hakkında her zaman endişe duyarlar. Ancak önemli olan ilacın dozu değil, iyileşme sağlayıncaya kadar tedavinin sağlanmasıdır. Homeopati, enerjiye dayalı alternatif bir tedavi sistemi olduğu için ilaçlar, ağır elektromanyetik alanlardan (televizyon, bilgisayar ya da direk güneş ışığı gibi ) uzakta muhafaza edilmelidir. Homeopatide ilaç dozu ayarlama işlemi hayvanın ağırlığı ile ilgili değildir. Homeopatik preperat hazırlanırken, öz madde sıralı olarak uzun süreli seyreltme işlemine tabi tutulur. Preperat isminde (örneğin; Arnica 6X) adı geçen X seyreltmenin 1/10 luk; C seyreltme ise 1/100 lük olduğu anlamına gelir. X veya C nin yanındaki sayı ise kaç defa seyreltme işlemine tabii tutulduğunu ifade eder. En yaygın olarak kullanılan potensler 6X (1/10 luk seyreltme ile 6 kez), 30X (1/10 luk seyreltmede 30 kez); 6C (1/100 lük seyreltme ile 6 kez), 30C (1/100 lük seyreltme ile 30 kez seyreltildikleri anlamını taşır) dir.

19 6 LABORATUVAR BULGULARI VE KLİNİK YÖNDEN DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Arif ALTINTAŞ Klinik tanıda laboratuvarın önemi geçmişe oranla günümüzde b üyük ölçüde artmış olup tüm hastalıkların tanısının yaklaşık %70 i laboratuvar sonuçları üzerinden konmaktadır. Hekim klinik uygulama basamaklarından olan tanı, prognoz, profilaksi ve tedavi aşamalarında rahatsızlığın geçmişi (hikaye = anamnez) ve klinik bulgulardan sağladığı bilgileri laboratuvar bulguları ile destekleme gereğine inanır. Bu amaçla, sistem, doku ya da organ fonksiyonlarını incelemede veya izlemede kullanacağı parametrelerin seçimini uygun şekilde yapar. Gerekli materyalleri de (kan idrar vb) amaca hizmet edecek şekilde, tanısal ve tedavisel bilgileri sağlayacak olanlar arasından seçer. Ayrıca, parametreye ait laboratuvar sonuçlarının kısa sürede ve mümkün olduğunca ucuza elde edilmesine özen gösterir. Laboratuvarlarda analizler otomatize edilmiş ve ticari test kitleri kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Klinisyenin sonuçlardan verimli bir şekilde yararlanabilmesi için, sonuçların doğru ve güvenilir referans aralıkları içerisinde sunulması gerekir. Her test kiti için üretici firma tarafından belirlenmiş bir referans aralığı mevcuttur. Ancak bu aralığın, söz konusu hayvan popülasyonu referans değerlerini ne derece doğru yansıttığı tartışılır. Bu nedenle, sonuçların değerlendirilmesinde, her laboratuvarın kendi hayvan popülasyonuna ait referans değerleri kullanması önerilir. Hekim; hasta sahibinden aldığı anamnez ve hastanın klinik muayenesi sonunda: A. Tanı koyar ve tanıya uygun bir tedavi uygular, B. Tanı koyar fakat hayvanın genel durumu net değildir, bazı şüpheleri vardır. Bu nedenle tamamlayıcı ve kontrol edici tetkiklere ihtiyaç duyabilir (örneğin; bir metrit olgusunda böbrek fonksiyon testleri - serum üre, kreatinin, idrar analizi -gerekli olabilir). C. Tanı şüphelidir, daha geniş bir değerlendirme gerekebilir. Bu amaçla glikoz, üre, kreatinin, ALT, AST, ALP ya da AcP, amilaz, Ca, kolesterol, toplam protein gibi bazı serum parametrelerinin analizini isteyebilir. D. Tanı koyamaz, bir organ ya da organlar grubunun değerlendirilmesi üzerine bilgiler sağlayan genel durum verileri (check-up) dikkate alınarak hastanın yatırılarak izlenmesine (hospitalizasyon) karar verebilir. Bu şekilde laboratuvardan alınan test sonuçları, klinik muayene ve anamnezile birlikte değerlendirilerek klinik uygulamalarayön vermede kullanılır. Tanının konmasında klinik hematolojik ve biyokimyasal testlerin yanında bazen diğer tetkiklerin (radyolojik, endoskopik, ekografik, MR vb) bilinmesine de gerek duyulabilir. Günümüzde, gerek sağlık (check-up) ve gerekse hastalık hallerinde bazı tarama testlerinden yararlanılmaktadır. Bu amaçla, daha çok kan ve idrar örnekleri materyal olarak kullanılmaktadır. Bazı testlerin sonuçları tanıya yönelik spesifik bilgiler sağlar fakat bir çoğunda biyokimyasal değişiklikler bir dizi hastalıkta ortak olan patolojik olayları yansıtır. Bu nedenle, test/testlerin seçiminde, ne türden bilgiye gereksinim olduğunu bilmek ve testin/testlerin bu bilgiyi sağlamada yeterli olup olmadığını dikkate almak gerekir. 107

20 108 KEDİ VE KÖPEK HEKİMLİĞİ Çok disiplinli bir çalışmanın ürünü olan kitabın bu bölümünde özellikle kedi ve köpekler için çok daha önemli olan kan parametreleri ve bunların doku-organ ilişkileri, tanısal önemleri ele alınacak ve örnek klinik olgular üzerinde açıklayıcı bilgiler verilecek ve ayrıca hekime klinik biyokimya laboratuvarlarından istenebilecek testlerin seçimi, sonuçlarının yorumlanması ve değerlendirilmesi konularında beceri kazandırılacak, bu yönü ile kitaba mezuniyet sonrasında da başvurulabilecek bir kaynak özelliği kazandıracaktır KEDİ VE KÖPEKLERDE TANISAL TESTLER Bu testler başlıca, kan ve idrar örnekleri üzerinde gerçekleştirilir. Bazen de karın sıvısı, eklem sıvısı, omurilik sıvısı, mide sıvısı vb. beden sıvılarını kullanır. Kan örneklerinde hematolojik ve biyokimyasal testler uygulanır. Bazı şüpheli durumlarda tanının kesinleşmesi için karaciğer ya da karın ultrasound u, radyonüklid izleme ve laparaskopi vb diğer tanısal testlerden yararlanılır. Rutin bir kan analizi tipik bir tam kan sayımı ve kanın biyokimyasal profilini içerir. Tam kan sayımı kırmızı kan hücresi (eritrosit) ve beyaz kan hücresi (lökosit) değerlerini inceler, anemi enfeksiyon ve diğer anormalliklere kanıt arar. Kanın biyokimyasal profili böbrek ve karaciğer gibi iç organları normal çalışıp çalışmadığının belirlenmesine yardımcı olur, ilgili testlerin incelenmesini sağlar (Tablo 6.1). Örneğin böbrekler için kan biyokimya profili diğer parametreler arasından, öncelikle kan üre azotu (BUN) ve kreatinin değerlerini ölçer. Anormal derecede yüksek BUN ve kreatinin değerleri böbrek hastalığını gösterir. Bunlar, köpek ve kedilerde böbrek yetmezliği tanısı için en yararlı iki değerdir. Günümüzde birçok veteriner laboratuvarı hayvanın genel durumuna uygulanabilir en düşük sayıda inceleme testlerinden oluşan bir temel test panelinden yararlanır. Küçük hayvanlar (pet) için, tipik bir panel toplam protein, albümin, globulin, üre, kreatinin, ALT, ALP den oluşabilir. Buna ek olarak, bilirubin testi sarılığın bir göstergesi olarak düşünülmelidir. Bu panel, atlar ve çiftlik hayvanları için daha uygun olan karaciğer enzimleri diğer türler için uygun olanları ile örneğin glutamat dehidrojenaz (GDH) ve/veya γ-glutamil transferaz (GGT), modifiye edilebilir. Atletik hayvanlarda ise, bu panele kas enzimleri (CK ve AST) eklenebilir. Kalp kası ile ilgili olarak da bunlara Troponin dahil edilebilir. Ya da çeşitli doku ve organ fonksiyonu ile uyumlu ve bu doku ya da organın fonksiyon bozukluğunda klinisyene rehberlik edecek bazı özel test panelleri de oluşturulabilir. Bu bağlamda Tablo 6.1 den yararlanılabilir ve özellikle doku-organ fonksiyonu ile çok sıkı ilişkili parametreler (xxx) seçilerek hayvanın durumu değerlendirilebilir. Bundan başka temel bazı test panelleri yapılandırılabiliır (polidipsik hastalar için panel, kollapslı hastalar için panel, Cushing paneli, tiroid paneli gibi). Böylece tüm hastalar için geçerli olası ayırıcı tanıları tipik anormallikler ayırabilir. Örneğin, bir polidipsi paneline kalsiyum, glikoz ve kolesterol eklenebilir. Kalsiyum hiperparatiroidizm ve hiperkalseminin diğer nedenlerine (hiperkalsemi polidipsi ve böbrek yetmezliğine neden olur), glikoz Diabetes mellitus a ve Cushing Hastalığı na katkıda bulunur, panele eklenebilir ve kolesterol de Cushing panel e eklenebilir. Böbrek yetmezliği zaten temel panelde yer alan testlerden oluşur (üre, kreatinin ve idrar testleri). Buna karşılık, Kollaps lı hayvan paneli hipokalsemi veya hipoglisemi için ekrana kalsiyum ve glikoz eklenebilir. Sodyum ve potasyum Addison hastalığı veya hipokaleminin izlenmesi için panele dahil edilebilir. Bu tür genişletilmiş panele dahil edilmek için kabul edilebilir analitler Tablo 6.1 de verilmektedir.

21 7 KARDİYOVASKÜLER SİSTEM BOZUKLUKLARI Prof. Dr. Arif KURTDEDE Kalp metabolik ihtiyaca göre değişen miktar ve basınçta kanı akciğerlere ve kardiyovasküler sisteme pompalarken, arterler oksijenli kanı dokulara, venalar ise dolaşımdan gelen kanı kalbe taşır. Kanın vücuttaki bu dolaşımı kalbin ventrikulusları ile atriumlarının sağlıklı ve koordineli şekilde çalışmasıyla gerçekleşir. Kan sol ventrikulustan yüksek basınçta çıkar, arterlerden venalara akar ve sağ atriuma hemen hemen sıfır basınçta döner. Periferal kan basıncında çeşitli nedenlerle ortaya çıkan düşüş ilk olarak sempatik sistemi aktive eder ve buna cevap olarak salgılanan bazı hormonlar kalp kasının kontraktilitesini ve kalpten çıkan kanın miktarını artırır ve periferal vazokonstriksiyona yol açar. Sonuçta kanın kalbe dönüş miktarı artar. Periferal damarlardaki kanın miktarı ve basıncındaki düşüşe ikinci yanıt böbreklerden gelir. Böbreklere ulaşan kanın miktarındaki azalma renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini aktive eder ve böbreklerde su retensiyonu ile perifer damarlarda vazokonstriksiyon sağlanarak damarlardaki kanın miktar ve basıncı artar KARDİYOVASKÜLER SİSTEMİN KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ Anamnez Bulgularının Değerlendirilmesi Anamnezde hastanın yaşı, ırkı, cinsiyeti, günlük gıda ve su tüketimi, barındığı yer, ev dışında geçirdiği zaman, günlük aktivitesi ile aşı uygulamaları sorulur. Hastalarda uzun sürede ortaya çıkan kilo kaybı, günlük normal aktivite esnasında gözlenen yorulma, yatmak istememe, kuyruğun aşağıda tutulması, öksürük ve solunum güçlüğü ile mukozalardaki solgunluk, pembe renk ve syanotik görünüm araştırılır. Hastada kusma, ishal, idrar yapma ve bayılma gibi belirtiler ile varsa devamlı kullanılan ilaçlar sorulur Palpasyon Bulgularının Değerlendirilmesi Kalbin dışarıdan muayenesinde elin ayası sol tarafta beşinci interkostal aralığa, kostakondral birleşim yerine yakın bölgeye konularak kalp vurumları değerlendirilir. Kalbin sistolünde ortaya çıkan titreşim sol tarafta kuvvetli şekilde hissedilir. Titreşimin şiddetindeki artış kalpteki kuvvetli üfürümlerde, ritim bozuklukları ve kardiyomegalide ortaya çıkar. Solda hissedilen titreşimin azalması yağlanma, zayıf kardiyak kontraksiyonlar, perkardiyumda sıvı toplanması, toraks boşluğunda kitle, sıvı ve havanın bulunmasında ortaya çıkar. Sağ taraftan hissedilen kuvvetli titreşim sağ ventriküler hipertrofinin geliştiğini veya göğüs boşluğunun sol tarafında kitlenin varlığını düşündürür. 159

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı.

Fizyoloji. Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri. Dr. Deniz Balcı. Fizyoloji Vücut Sıvı Bölmeleri ve Özellikleri Dr. Deniz Balcı deniz.balci@neu.edu.tr Ders İçeriği 1 Vücut Sıvı Bölmeleri ve Hacimleri 2 Vücut Sıvı Bileşenleri 3 Sıvıların Bölmeler Arasındaki HarekeF Okuma

Detaylı

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler EGZERSİZ VE KAN Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler Akciğerden dokulara O2 taşınımı, Dokudan akciğere CO2 taşınımı, Sindirim organlarından hücrelere besin maddeleri taşınımı, Hücreden atık maddelerin

Detaylı

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings

VÜCUT SIVILARI. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN. Copyright 2004 Pearson Education, Inc., publishing as Benjamin Cummings VÜCUT SIVILARI Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Su Dengesi Vücudumuzun önemli bir bölümü sudan oluşur ve su dengesi vücudun en önemli sorunlarından birisidir. Günlük olarak alınan ve vücuttan atılan su miktarı

Detaylı

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALĐMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALĐMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALĐMATI DROGSAN SODYUM BĐKARBONAT % 8.4 Ampul Sadece damar içi kullanım içindir. Etkin madde Yardımcı maddeler : 10 ml lik ampul de 0.84 g sodyum bikarbonat içerir. : Enjeksiyonluk su Bu ilacı

Detaylı

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI FUSİNAT 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: Mikrokristal selüloz PH 200, krospovidon, laktoz anhidrat,

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir.

KULLANMA TALİMATI. ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. KULLANMA TALİMATI ROBİSİD 500 mg film tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Bir film kaplı tablet 500 mg sodyum fusidat içerir. Yardımcı maddeler: DL-alfa tokoferol, mikrokristalin selüloz, laktoz monohidrat,

Detaylı

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 9.Hafta ( 10-14 / 11 / 2014 ) 1.)İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ 2.) İLAÇLARIN VERİLİŞ YOLLARI VE ETKİSİNİ DEĞİŞTİREN FAKTÖRLER Slayt No : 13 1.2)) İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİSİ

Detaylı

AMİNOGLİKOZİD ANTİBİYOTİKLER Aminoglikozid antibiyotikler Streptomyces veya Micromonospora türü mikroorganizmalardan elde edilirler.

AMİNOGLİKOZİD ANTİBİYOTİKLER Aminoglikozid antibiyotikler Streptomyces veya Micromonospora türü mikroorganizmalardan elde edilirler. AMİNOGLİKOZİD ANTİBİYOTİKLER Aminoglikozid antibiyotikler Streptomyces veya Micromonospora türü mikroorganizmalardan elde edilirler. Bu grupta; streptomisin, dihidrostreptomisin, neomisin, framisetin,

Detaylı

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...

BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4

Detaylı

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke

Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Acil Serviste Akılcı Antibiyotik Kullanımının Temel İlkeleri Dr. A. Çağrı Büke Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji 12/o4/2014 Akılcı antibiyotik kullanımı Antibiyotiklere

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3

ADIM ADIM YGS LYS Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 ADIM ADIM YGS LYS 184. Adım BOŞALTIM SİSTEMİ 3 2) Geri Emilim (Reabsorpsiyon) Bowman kapsülüne gelen süzüntü geri emilim olmadan dışarı atılsaydı zararlı maddelerle birlikte yararlı maddelerde kaybedilirdi.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI SERUM FİZYOLOJİK İZOTONİK % 0.9 5 ml Ampul Damar içine uygulanır. - Etkin madde: 1 ml si 9 mg sodyum klorür içerir. - Yardımcı madde (ler): Enjeksiyonluk su. Bu ilacı kullanmaya başlamadan

Detaylı

SODYUM BİKARBONAT %8.4 IV İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Ampul Sadece damar içi kullanım içindir.

SODYUM BİKARBONAT %8.4 IV İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Ampul Sadece damar içi kullanım içindir. SODYUM BİKARBONAT %8.4 IV İnfüzyon İçin Çözelti İçeren Ampul Sadece damar içi kullanım içindir. Etkin madde : 10 mloik amputde 0.84 g sodyum bikarbonat içerir. * Yardımcı maddeler : Enjeksiyonluk su Bu

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL İLAÇLARIN VÜCUTTAKİ ETKİ MEKANİZMALARI Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Vücudun İlaçlara Etkisi (Farmakokinetik Etkiler) Farmakokinetik vücudun ilaca ne yaptığını inceler. İlaçlar etkilerini lokal veya sistematik

Detaylı

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi

Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi Sıvı-Elektrolit ve Asit Baz Denge Farmakolojisi Prof.Dr. Ender Yarsan A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Normal hidratasyon dengesi İçecek ve yiyecekler; oksidasyon sonucu

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... III 1: DİYABET...1 Diabetes insipedius...2 Diabetes mellitus...2 Diyabetin Etkileri...3 Belirtiler...4 Nedenler...4 Tedavi...4 Bitkilerin Rolü...5 Tıbbi Faydaları...6 2: KARACİĞER

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI BİOAK 5 mg tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir tablet, 5 mg biotin (Vitamin H) içerir. Yardımcı madde(ler): Laktoz anhidr, mikrokristalin selüloz, krospovidon, povidon K-30 ve

Detaylı

Böbrek ve İdrar Yollarını Etkileyen Maddeler

Böbrek ve İdrar Yollarını Etkileyen Maddeler Böbrek ve İdrar Yollarını Etkileyen Maddeler Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı İdrar söktürücüler İdrarı asitleştiren veya alkalileştiren Vücutta su

Detaylı

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri

İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri İlaçların Etkilerini Değiştiren Faktörler, ve İlaç Etkileşimleri Prof. Dr. Öner Süzer Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Farmakoloji ve Klinik Farmakoloji Anabilim Dalı www.onersuzer.com Son güncelleme: 10.03.2009

Detaylı

Toksisiteye Etki Eden Faktörler

Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksisiteye Etki Eden Faktörler Toksik etki (toksisite) Tüm ksenobiyotiklerin biyolojik sistemlerde oluşturdukları zararlı etki. 2 Kimyasal Madde ile İlgili Faktörler Bir kimyasal maddenin metabolizmasında

Detaylı

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti

Minavit Enjeksiyonluk Çözelti Prospektüs ; berrak sarı renkli çözelti olup her ml'si 500.000 IU Vitamin A, 75.000 IU Vitamin D 3 ve 50 mg Vitamin E içerir. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ uygun farmasötik şekli, içerdiği A, D 3 ve E vitamin

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. KULLANMA TALİMATI BELOGENT merhem Cilt üzerine uygulanır. Etkin madde: Her 1 gram merhemde dipropiyonat formunda 0,5 mg a eşdeğer betametazon ve sülfat formunda 1,0 mg a eşdeğer gentamisin bulunmaktadır.

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir poşet 282.5 mg Liyofilize Saccharomyces boulardii içerir. Yardımcı maddeler: Fruktoz, karışık meyve aroması.

Detaylı

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN

FARMAKOKİNETİK. Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN FARMAKOKİNETİK Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN 2 İlaç Vücuda giriş Oral Deri İnhalasyon Absorbsiyon ve Doku ve organlara Dağılım Toksisite İtrah Depolanma Metabolizma 3 4 İlaçların etkili olabilmesi için, uygulandıkları

Detaylı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı

Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı. 2006-2007 Eğitim yılı ASİT Prof.Dr.Abdullah SONSUZ Gastroenteroloji Bilim Dalı 2006-2007 Eğitim yılı Ders programı Asitin tanımı Fizik muayene bulguları Asit miktarının ifadesi Asit yapan nedenler Asitli hastada ayırıcı tanı

Detaylı

Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla

Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla Akılcı Antibiyotik Kullanımı Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla 1 Tanım Akılcı (rasyonel, doğru) Antibiyotik Kullanımı; Klinik ve lab.la doğru tanı konmuş Gerekli olduğuna karar verilmiş Doğru

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. BATTICON Pomad. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM 100 g da: Etkin Madde Povidon iyot 30/06

KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI. BATTICON Pomad. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM 100 g da: Etkin Madde Povidon iyot 30/06 KISA ÜRÜN BİLGİLERİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI BATTICON Pomad 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM 100 g da: Etkin Madde Povidon iyot 30/06 10.00 g Yardımcı Maddeler Yardımcı maddeler için 6.1 e bakınız.

Detaylı

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler.

1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. 1. Farmakokinetik faz: İlaç alındığı andan sonra vücudun ilaç üzerinde oluşturduğu etkileri inceler. Bunlar; absorbsiyon, dağılım; metabolizma (biotransformasyon) ve eliminasyondur. 2. Farmakodinamik faz:

Detaylı

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK

AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK AKILCI İLAÇ KULLANIMI AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI Adana Devlet Hastanesi 2016 Ecz. Gonca DURAK Akılcı İlaç Kullanımı tanımı ilk defa 1985 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılmıştır. Kişilerin

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem Prof.Dr.Mitat KOZ Mikrodolaşım? Besin maddelerinin dokulara taşınması ve hücresel atıkların uzaklaştırılması. Küçük arteriyoller her bir doku

Detaylı

[embeddoc url= /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ]

[embeddoc url=  /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ] VÜCUT SIVILARI [embeddoc url= http://enfeksiyonhastaliklari.com/wp-content/uploads/2015 /10/VÜCUT-SIVILARI.docx download= all viewer= microsoft ] SODYUM ( Na+) Na+; Sodyum klor ile birlikte serumun en

Detaylı

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Hayvanlarda ilaç, hormon, vitamin, mineral md. vb maddeler neden kullanılır? Hastalıkların

Detaylı

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit

NEFRİT. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Genel Bilgiler. Nefrit NEFRİT Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Genel Bilgiler Böbreğin temel fonksiyonlarından birisi idrar üretmektir. Her 2 böbrekte idrar üretimine yol açan yaklaşık 2 milyon küçük ünite (nefron) vardır. Bir nefron

Detaylı

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM

GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM GENEL SORU ÇÖZÜMÜ ENDOKRİN SİSTEM 1) Aşağıdaki hormonlardan hangisi uterusun büyümesinde doğrudan etkilidir? A) LH B) Androjen C) Östrojen Progesteron D) FUH Büyüme hormonu E) Prolaktin - Testosteron 2)

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

Netilmisin sülfat. Her tek dozluk kap (0.3 ml) mg netilmisin sülfat (0.900 mg Netilmisin e eşdeğer) içerir.

Netilmisin sülfat. Her tek dozluk kap (0.3 ml) mg netilmisin sülfat (0.900 mg Netilmisin e eşdeğer) içerir. KULLANMA TALİMATI NETİRA tek doz göz damlası Göze uygulanır. Etkin madde : Netilmisin sülfat. Her tek dozluk kap (0.3 ml) 1.365 mg netilmisin sülfat (0.900 mg Netilmisin e eşdeğer) içerir. Yardımcı Maddeler

Detaylı

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant)

Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 1 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) 2 Prospektüs 3 Zoladex LA 10.8 mg Depot (Subkütan Implant) Steril,apirojen Formülü Beher Zoladex LA Subkütan implant, enjektör içinde, uygulamaya hazır, beyaz

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. COLİSTİMCİN İ.M./İ.V. Enjeksiyon İçin Liyofilize Toz İçeren Flakon Steril-Apirojen Kas içine ya da damar içine enjekte edilir.

KULLANMA TALİMATI. COLİSTİMCİN İ.M./İ.V. Enjeksiyon İçin Liyofilize Toz İçeren Flakon Steril-Apirojen Kas içine ya da damar içine enjekte edilir. KULLANMA TALİMATI COLİSTİMCİN İ.M./İ.V. Enjeksiyon İçin Liyofilize Toz İçeren Flakon Steril-Apirojen Kas içine ya da damar içine enjekte edilir. Etkin madde: Her bir flakon 150 mg kolistin bazına eşdeğer

Detaylı

ALTERNATİF TIP YÖNTEMLERİ VE TOKSİKOLOJİSİ UZM.DR. AYNUR ŞAHİN KARTAL DR.LÜTFİ KIRDAR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ- ACİL TIP ABD

ALTERNATİF TIP YÖNTEMLERİ VE TOKSİKOLOJİSİ UZM.DR. AYNUR ŞAHİN KARTAL DR.LÜTFİ KIRDAR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ- ACİL TIP ABD ALTERNATİF TIP YÖNTEMLERİ VE TOKSİKOLOJİSİ UZM.DR. AYNUR ŞAHİN KARTAL DR.LÜTFİ KIRDAR EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ- ACİL TIP ABD ALTERNATİF TIP DSÖ ne göre geleneksel tıp, fiziksel ve ruhsal hastalıklardan

Detaylı

KULLANMA TALİMATI SERUM FİZYOLOJİK İZOTONİK (%0.9) AMPUL;

KULLANMA TALİMATI SERUM FİZYOLOJİK İZOTONİK (%0.9) AMPUL; KULLANMA TALİMATI SERUM FİZYOLOJİK İZOTONİK (%0.9) AMPUL Kas içine, deri altına, damara ya da benzeri bölgelere uygulanır. Steril - Apirojen Etkin madde: Her 10 ml lik ampul 0.09 g sodyum klorür içerir.

Detaylı

KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR

KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR KLİNİK TIBBİ LABORATUVARLAR BİYOKİMYA LABORATUVARI Laboratuvarın çoğunlukla en büyük kısmını oluşturan biyokimya bölümü, vücut sıvılarının kimyasal bileşiminin belirlendiği bölümdür. Testlerin çoğunluğu,

Detaylı

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi

Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres Koşulları ve Bitkilerin Tepkisi Stres nedir? Olumsuz koşullara karşı canlıların vermiş oldukları tepkiye stres denir. Olumsuz çevre koşulları bitkilerde strese neden olur. «Biyolojik Stres»: Yetişme

Detaylı

VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL STRATEJİLERİ EYLEM PLANI

VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL STRATEJİLERİ EYLEM PLANI VETERİNER HEKİMLİK ALANINDA ANTİMİKROBİYEL DİRENÇ İZLEME ve KONTROL GIDA ve KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VETERİNER SAĞLIK ÜRÜNLERİ ve HALK SAĞLIĞI DAİRESİ BAŞKANLIĞI A Veteriner Hekimlik Alanında Antimikrobiyel

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. FERRİSİTA 107.7 mg / 5 ml Şurup Ağızdan alınır.

KULLANMA TALİMATI. FERRİSİTA 107.7 mg / 5 ml Şurup Ağızdan alınır. KULLANMA TALİMATI FERRİSİTA 107.7 mg / 5 ml Şurup Ağızdan alınır. Etkin madde: Her 5 ml şurupta 107.7 mg Demir III amonyum sitrat (16.4 mg elementel demire eşdeğerde) bulunur. Yardımcı maddeler : Metil

Detaylı

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ

CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ 1 CANLILARIN TEMEL BİLEŞENLERİ Canlıların temel bileşenleri; inorganik ve organik bileşikler olmak üzere ikiye ayrılır. **İnorganik bileşikler: Canlılar tarafından sentezlenemezler. Dışarıdan hazır olarak

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri Kansızlık (anemi) kandaki hemoglobin miktarının yaş ve cinsiyete göre kabul edilen değerlerin altında olmasıdır. Bu değerler erişkin erkeklerde 13.5 g/dl, kadınlarda 12 g/dl nin altı kabul edilir. Kansızlığın

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. BİTERAL 250 mg Film Kaplı Tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: Ornidazol Her film kaplı tablet 250 mg ornidazol içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. BİTERAL 250 mg Film Kaplı Tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: Ornidazol Her film kaplı tablet 250 mg ornidazol içermektedir. KULLANMA TALİMATI BİTERAL 250 mg Film Kaplı Tablet Ağız yoluyla alınır. Etkin madde: Ornidazol Her film kaplı tablet 250 mg ornidazol içermektedir. Yardımcı Maddeler: Diğer yardımcı maddeler için 6.1 e

Detaylı

Homeopati ve homeopati ilkeleri/görüşleri antik çağlara kadar uzanır. Tıbbın babası Hippocrates ilk kez eşitler eşitleri ile tedavi edilir şeklinde

Homeopati ve homeopati ilkeleri/görüşleri antik çağlara kadar uzanır. Tıbbın babası Hippocrates ilk kez eşitler eşitleri ile tedavi edilir şeklinde Homeopatik Maddeler Homeopati ve homeopati ilkeleri/görüşleri antik çağlara kadar uzanır. Tıbbın babası Hippocrates ilk kez eşitler eşitleri ile tedavi edilir şeklinde homeopatiden bahsetmiştir. Homeopati

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir tablet 2 mg loperamid e eşdeğer 2,16 mg loperamid HCl içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir tablet 2 mg loperamid e eşdeğer 2,16 mg loperamid HCl içerir. KULLANMA TALİMATI LOPERAN 2 mg Tablet Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir tablet 2 mg loperamid e eşdeğer 2,16 mg loperamid HCl içerir. Yardımcı maddeler: Mısır nişastası, laktoz, talk, jelatin, Mg stearat,

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER

SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER SEVELAMER HEMODİYALİZ HASTALARINDA SERUM ELEKTROLİT DÜZEYİ, METABOLİK VE KARDİOVASKÜLER RİSKLERİ VE SAĞKALIMI ETKİLER Siren SEZER, Şebnem KARAKAN, Nurhan ÖZDEMİR ACAR. Başkent Üniversitesi Nefroloji Bilim

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

gereksinimi kadar sağlamasıdır. Yeterli beslenme, vücudun yaşamı ve çalışmasını sürdürebilesi için gerekli olan enerjinin sağlanması anlamına gelir. Dengeli beslenme ise, alınan enerjinin yanında bütün besin öğelerini gereksinimi kadar

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Uygulanmadan önce uygun infüzyon çözeltisi içinde seyreltilen bir konsantredir.

KULLANMA TALİMATI. Uygulanmadan önce uygun infüzyon çözeltisi içinde seyreltilen bir konsantredir. KULLANMA TALİMATI TRACUTİL Konsantre infüzyon çözeltisi Damar içine uygulanır. Etkin madde: 10 ml lik herbir ampul Demir (II) klorür tetrahidrat 6.958 mg, Çinko klorür 6.815 mg, Mangan (II) klorür tetrahidrat

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Etken madde: 10ml lik ampul de 0,75g Potasyum Klorür içerir.

KULLANMA TALİMATI. Etken madde: 10ml lik ampul de 0,75g Potasyum Klorür içerir. KULLANMA TALİMATI İE Potasyum Klorür ampul %7,5 Damar içine uygulanır. Etken madde: 10ml lik ampul de 0,75g Potasyum Klorür içerir. Yardımcı madde: Enjeksiyonluk su Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir. TIENAM 500 mg I.V. enjektabl flakon Damar içine uygulanır. KULLANMA TALİMATI Etkin madde(ler): Her bir flakon steril olarak 500 mg imipenem (imipenem monohidrat olarak) ve 500 mg silastatin (silastatin

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. ANTI-POTASIUM, 880 mg granül Ağız yoluyla alınır veya makattan uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. ANTI-POTASIUM, 880 mg granül Ağız yoluyla alınır veya makattan uygulanır. KULLANMA TALİMATI ANTI-POTASIUM, 880 mg granül Ağız yoluyla alınır veya makattan uygulanır. Etkin madde: 1 gram granül 880 mg Polistiren sülfonat kalsiyum tuzu içerir. Yardımcı Maddeler: Metil sellüloz,

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. PHOS-NO 1000 mg tablet Oral yoldan uygulanır.

KULLANMA TALİMATI. PHOS-NO 1000 mg tablet Oral yoldan uygulanır. KULLANMA TALİMATI PHOS-NO 1000 mg tablet Oral yoldan uygulanır. Etkin Madde : Her bir tablet 250 mg kalsiyuma eşdeğer 1000 mg kalsiyum asetat içerir. Yardımcı Maddeler : Sodyum nişasta glikolat, Poliletilen

Detaylı

: Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir.

: Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir. VERTİN 16 mg Tablet Ağızdan alınır Etkin madde Yardımcı maddeler : Her bir tablette, 16 mg betahistin dihidroklorür içerir. : Mikrokristalize selüloz, mannitol, sitrik asit monohidrat, susuz kolloidal

Detaylı

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır.

Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. DAĞILIM AŞAMASINI ETKİLEYEN ÖNEMLİ FAKTÖRLER Dağılımı belirleyen primer parametre plazma proteinlerine bağlanma oranıdır. Bu bağlanma en fazla albüminle olur. Bağlanmanın en önemli özelliği nonselektif

Detaylı

REFLOR 250 mg Liyofilize Toz İçeren Saşe

REFLOR 250 mg Liyofilize Toz İçeren Saşe KULLANMA TALİMATI REFLOR 250 mg Liyofilize Toz İçeren Saşe Ağızdan alınır. Etkin madde: Her bir saşe kapsül Liyofilize Saccharomyces boulardii ( 250 mg mayaya eşdeğer ) 282,50 mg içerir. Yardımcı maddeler:

Detaylı

Prof.Dr. Ayşe Willke Topcu KLİMİK 2017 Antalya

Prof.Dr. Ayşe Willke Topcu KLİMİK 2017 Antalya Prof.Dr. Ayşe Willke Topcu KLİMİK 2017 Antalya 1 Mikrobiyal çevreyi bozmayacak En uygun fiyatla En etkin tedavinin sağlanması temeline dayanır. 2 Klinik ve lab.la doğru tanı konmuş Gerekli olduğuna karar

Detaylı

POTASYUM KLORÜR %7.5 IV İNFÜZYON İÇİN ÇÖZELTİ İÇEREN AMPUL

POTASYUM KLORÜR %7.5 IV İNFÜZYON İÇİN ÇÖZELTİ İÇEREN AMPUL POTASYUM KLORÜR %7.5 IV İNFÜZYON İÇİN ÇÖZELTİ İÇEREN AMPUL 10 ml Ampul Damar içine uygulanır. Etkin madde: 10 ml lik ampul de 0.75 g Potasyum Klorür içerir. Yardımcı madde: Enjeksiyonluk su Bu ilacı kullanmaya

Detaylı

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014 2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014 2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014 2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DOKU ZEDELENMESI VE ENFEKSIYON DERS KURULU ( 1. ) DERS KURULU (15 EYLÜL- 24 EKİM 2014) DERS PROGRAMI T. C.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI NEOFLEKS HİPERTONİK

KULLANMA TALİMATI NEOFLEKS HİPERTONİK KULLANMA TALİMATI NEOFLEKS HİPERTONİK % 3 sodyum klorür sudaki çözeltisi 50 ml, 100 ml, 150 ml ve 250 ml Damar içine (intravenöz) uygulanır. Etkin madde : Her 100 ml çözelti 3.0 gr sodyum klorür Yardımcı

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. DONA, kutuda 6 adet 2 ml lik kahverengi ampul (A) ve 6 adet 1 ml lik şeffaf ampul (B) den oluşmaktadır.

KULLANMA TALİMATI. DONA, kutuda 6 adet 2 ml lik kahverengi ampul (A) ve 6 adet 1 ml lik şeffaf ampul (B) den oluşmaktadır. KULLANMA TALİMATI DONA 400 mg ampul Kas içine uygulanır. Etkin Madde: Her bir 2 ml lik kahverengi ampulde kristalize glukozamin sülfat 502.5 mg (Glukozamin sülfat 400.0 mg Sodyum klorür 102.5 mg a eşdeğer.)

Detaylı

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi?

2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru yanıt hayır olabilir mi? ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE FARMAKODİNAMİK FARKLILIKLAR 17.12.2004 ANKARA Prof.Dr. Aydın Erenmemişoğlu ÇOCUKLARDA İLAÇ KULLANIMINDA FARMAKOKİNETİK VE 2x2=4 her koşulda doğru mudur? doğru

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. MON.TALYUM-201 berrak ve renksiz bir çözeltidir. 1 ml enjeksiyonluk çözelti içinde 37 MBq Talyum-201 ( 201 Tl) radyonüklidi içerir.

KULLANMA TALİMATI. MON.TALYUM-201 berrak ve renksiz bir çözeltidir. 1 ml enjeksiyonluk çözelti içinde 37 MBq Talyum-201 ( 201 Tl) radyonüklidi içerir. KULLANMA TALİMATI MON.TALYUM-201 I.V. enjeksiyonluk çözelti içeren flakon Her bir flakondaki talyum klorür ( 201 Tl) aktivitesi kalibrasyon tarih ve saatinde 37 MBq/mL dir. Damar içine uygulanır. Etkin

Detaylı

YGS ANAHTAR SORULAR #3

YGS ANAHTAR SORULAR #3 YGS ANAHTAR SORULAR #3 1) Bir insanın kan plazmasında en fazla bulunan organik molekül aşağıdakilerden hangisidir? A) Mineraller B) Su C) Glikoz D) Protein E) Üre 3) Aşağıdakilerden hangisi sinir dokunun

Detaylı

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK

BMM307-H02. Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK BMM307-H02 Yrd.Doç.Dr. Ziynet PAMUK ziynetpamuk@gmail.com 1 BİYOELEKTRİK NEDİR? Biyoelektrik, canlıların üretmiş olduğu elektriktir. Ancak bu derste anlatılacak olan insan vücudundan elektrotlar vasıtasıyla

Detaylı

Veteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri

Veteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri Veteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri ORAL TOZLAR Veteriner oral tozlar, bir veya birkaç etkin maddeyi yardımcı madde içermeden veya bazı yardımcı maddeler ile birlikte içeren bölünmüş tozlardır.

Detaylı

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1 1 VÜCUT KOMPOSİZYONU VÜCUT KOMPOSİZYONU Vücuttaki tüm doku, hücre, molekül ve atom bileşenlerinin miktarını ifade eder Tıp, beslenme, egzersiz bilimleri, büyüme ve gelişme, yaşlanma, fiziksel iş kapasitesi,

Detaylı

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Akılcı İlaç Kullanımı, İlaç Tedarik Yönetimi ve Tanıtım Daire Başkanlığı

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Akılcı İlaç Kullanımı, İlaç Tedarik Yönetimi ve Tanıtım Daire Başkanlığı T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu Akılcı İlaç Kullanımı, İlaç Tedarik Yönetimi ve Tanıtım Daire Başkanlığı Tüm maddeler zehirdir, ilacı zehirden ayıran dozudur 3 Akılcı İlaç Kullanımı

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Tiamfenikol antibakteriyellerin (bakterilere karşı etkili ilaç, antibiyotik) amfenikoller alt grubuna dahildir.

KULLANMA TALİMATI. Tiamfenikol antibakteriyellerin (bakterilere karşı etkili ilaç, antibiyotik) amfenikoller alt grubuna dahildir. KULLANMA TALİMATI URFAMYCİN 500 mg kapsül Ağızdan uygulanır. Etkin madde: Her kapsül; 500 mg tiamfenikol içerir. Yardımcı maddeler: Nişasta 1500 (prejelatinize nişasta), koloidal hidrat silika, magnezyum

Detaylı

İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta

İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta İLAÇ ŞEKİLLERİ VE TIBBİ MALZEME I (ECH203) 1. Hafta 1 Genel giriş - İlaç şekilleri Farmakopeler, Reçete bilgisi Ölçü ve Birimler İlaç Şekillerinde Kullanılan Su ve Özellikleri Çözelti Formundaki İlaç Şekilleri

Detaylı

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak

İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ. Amaç. Hastalık, yaralanma ya da cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan ağrı ve diğer belirtileri ortadan kaldırmak İLAÇ ETKİLEŞİMLERİ İLAÇ İlaç, canlı hücrelerde oluşturduğu etki ile bir hastalığın teşhisini, iyileştirilmesi veya belirtilerinin azaltılması amacıyla tedavisini veya bu hastalıktan korunmayı mümkün kılan,

Detaylı

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 104: KLİNİK BİLİMLERE GİRİŞ

SANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 104: KLİNİK BİLİMLERE GİRİŞ Ders Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Ayşen Bayram / Tıbbi Mikrobiyoloji Başkan Yardımcıları: Yrd. Doç. Dr. Necla Benlier / Tıbbi Farmakoloji Yrd. Doç. Dr. Betül Kocamer Şimşek / Anesteziyoloji ve Reanimasyon

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 4. KLİNİK ÖZELLİKLER 4.1 Terapötik endikasyonlar NIZORAL Ovül, akut ve kronik vulvovajinal kandidozun lokal tedavisinde kullanılır. KISA ÜRÜN BİLGİSİ 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI NIZORAL 400 mg Ovül 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Her bir ovül etkin madde olarak 400 mg ketokonazol içerir. Yardımcı maddeler: Bütil hidroksianizol

Detaylı

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır.

Normalde kan potasyum seviyesi 3,6-5,0 mmol/l arasındadır. POTASYUM K+; Potasyum yaşam için gerekli önemli bir mineraldir. Hücre içinde bol miktarda bulunur. Hücre içindeki kimyasal ortamın ana elementidrir. Hergün besinlerle alınır ve idrarla atılır. Potasyum

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

MSS ni Uyaran İlaçlar

MSS ni Uyaran İlaçlar MSS ni Uyaran İlaçlar Prof.Dr. Ender YARSAN A.Ü.Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MSS ve solunum uyarıcıları Baskı altına alınmış solunum merkezini uyarırlar Nefes

Detaylı

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI Droser Burun Damlası. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI Droser Burun Damlası. 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI Droser Burun Damlası KISA ÜRÜN BİLGİSİ 2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde: Sodyum klorür % 0.9 (a/h) Yardımcı maddeler: Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1 e bakınız.

Detaylı

KULLANMA TALİMATI. Her URFAMYCİN flakon 750 mg tiamfenikol (946.8 mg tiamfenikol glisinat hidroklorür olarak) içerir.

KULLANMA TALİMATI. Her URFAMYCİN flakon 750 mg tiamfenikol (946.8 mg tiamfenikol glisinat hidroklorür olarak) içerir. KULLANMA TALİMATI URFAMYCİN 750 mg İ.M./İ.V. enjektabl toz içeren flakon Kas içine veya damar içine uygulanır. Etkin madde: Her 1 flakon 750 mg tiamfenikole eşdeğer 946.8 mg tiamfenikol glisinat hidroklorür

Detaylı

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III

T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III T. C. MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2017 2018 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DÖNEM III DOKU ZEDELENMESİ VE ENFEKSİYON DERS KURULU ( 1. ) DERS KURULU (11 EYLÜL 2017-13 EKİM 2017) DERS PROGRAMI T.

Detaylı

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler MEME KANSERİ Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler KANSER NEDİR? Hücrelerin kontrolsüz olarak sürekli çoğalmaları sonucu yakındaki ve uzaktaki başka organlara yayılarak kötü klinik

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği

Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği Hamilelik Döneminde İlaçların Farmakokinetiği ve Farmakodinamiği İlaçlar hamilelik esnasında rutin olarak kullanılmaktadır. Kronik hastalığı olan (astım, diyabet, hipertansiyon, epilepsi, depresyon ve

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) 11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER) BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZ) Her bir böbreğin üst kısmında bulunan endokrin bezdir. Böbrekler ile doğrudan bir bağlantısı

Detaylı