Prof. Dr. RAHMİ DİRİCAN ve HALK SAĞLIĞI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Prof. Dr. RAHMİ DİRİCAN ve HALK SAĞLIĞI"

Transkript

1 Prof. Dr. RAHMİ DİRİCAN ve HALK SAĞLIĞI SEMPOZYUMU 18 Eylül 2010 / BURSA SEMPOZYUM KİTABI Editör: Alpaslan TÜRKKAN ISBN : Birinci Baskı Baskı Yılı:2010 Baskı ve Cilt: Bursa: Bursa Tabip Odası, 2010 Kapak Tasarımı: Nejla AKGÜN Bursa Tabip Odası Akademik Odalar Yerleskesi Odunluk Mh. Kale Sk. No:8 A2 Blok K:2 Nilüfer/BURSA Tel : (224) Fax : (224) bto@bto.org.tr Website : Sempozyum konuşma metinlerinin içeriği ile ilgili sorumluluk yazarların kendisine aittir.

2 2 ÖNSÖZ Rahmi hocayı yitirmiş olmanın üzüntüsü ile öğrencisi ve döneminde başkanlığını yürüttüğü Bursa Tabip Odası nda birlikte çalışmış olmanın onuru ve mutluluğu içinde kitabın editörlük görevini üstlendim. Kitap, Bursa Tabip Odası ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı nın 28 Nisan 2010 günü yitirdiğimiz hocamızın anısına düzenlediği Prof. Dr. Rahmi Dirican ve Halk Sağlığı Sempozyumu konuşma metinleri ile kitaba konmak üzere iletilen yazılardan oluşturuldu. Yarım günlük Sempozyum 18 Eylül 2010 günü Bursa Tabip Odasının Akademik Odalar Yerleşkesindeki toplantı salonunda ve 51 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmişti. Editörlük görevim süresince, kitabın son halini hocamın onayına sunacakmışım, eline alıp değerlendirecekmiş gibi hissettim Tabip Odasında birlikte çalıştığımız dönemdeki titizliği gözümün önündeydi. Hocamın Türkçeye gösterdiği özeni bildiğimden ve konuşma ile yazım dilinin farklılıkları nedeniyle ulaşabildiğimiz konuşmacılara Sempozyum kayıt çözümlerini göndererek yazım diline uyarlamalarını istedik. Bunun dışında metinlere standart bir redaksiyon uygulanmadı. Kitabı genç kuşaklar için; açık yüreklilikle kaleme aldığı Bir Hekimin Anıları kitabına ek olarak, onu bir parça olsun tanıma olanağı vereceği nedeniyle değerli buluyorum. Kitapta; doktor, akademisyen, arkadaş, yönetici, baba Dirican ı bulacak daha bir sevecek, bilge kişiliği ile Halk Sağlığını yaşam biçimine dönüştürmüş hocamın çevresinde oluşturduğu sevgi çemberini hissedeceksiniz. Kitapta yer alan fotoğraflar hocamızın değerli ailesinin izni ile albümünden alınıp taranarak yerleştirildi. Artık hatalarımızın affolunmasını dilemekten başka bir şey kalmadı İnsan yaşamını anlamlı kılan ardında iz bırakmaktır. O bunu başardı. Onun izini kalıcı kılmak da bizim görevimiz olacaktır. Hocamı minnetle anıyorum. Dr. Alpaslan Türkkan

3 3 İçindekiler Sunuş 5 Prof. Dr. NECLA TUGAY AYTEKİN (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı) 6 Dr. ÖZCAN AKAN (Bursa İl Sağlık Müdürü)- 8 Doç. Dr. KAYIHAN PALA (Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı)- 9 Prof. Dr. FERİDE AKSU TANIK (TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri)- 16 Prof. Dr. HAMDİ AYTEKİN (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi) Doç. Dr. EMEL İRGİL (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi) NADİR GEZER (Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği) 25 İHSAN DİRİCAN (Rahmi Dirican ın oğlu) 28 Dr. UMUR GÜRSOY (Halk Sağlığı Uzmanı) 33 Prof. Dr. AHMET SALTIK (Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi)- Prof. Dr. NAZAN BİLGEL (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı) Prof. Dr. Şakir Küçükkömürcü 60 Lemanser SÜKAN 62 Dr. Çetin TOR (Bursa Tabip Odası eski başkanı) 64 Nadir GEZER in Rahmi Dirican için kaleme aldığı yazı 66 Köy enstitüleri kanalıyla toplum kalkınması ve köylerde sağlık (Rahmi Dirican) 76

4 4 Sadece öğretmen yetmez Tonguç ve köy sağlığı (Rahmi Dirican) 81 Nadir GEZER in bir öyküsünde Prof. Dr. Rahmi Dirican : Çakıcı çırağının yürek bağı Mehmet Başaran ın Yeniden İmece Dergisinde yayınlanmış Rahmi Dirican hakkındaki yazısı Köy Sağlık Memurları (Rahmi Dirican) 104 Fotoğraflarda Prof. Dr. Rahmi Dirican 107

5 5 SUNUŞ Değerli Hocamız Prof. Dr. Rahmi Dirican ın anısına düzenlediğimiz sempozyumdaki konuşmaları tarihe tanıklık etmek ve hocamızı gelecek kuşaklara tanıtabilmek amacıyla bu kitap ile okuyuculara sunuyoruz. Bu kitapta ayrıca değerli yazar Nadir Gezer in hocamızın anısına yazdığı yazılar ile derlediği belgeleri de bulacaksınız. Sayın Nadir Gezer e ve Sempozyuma emeği geçen bütün arkadaşlarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ediyoruz. Doç. Dr. Kayıhan Pala Bursa Tabip Odası Yönetim kurulu Başkanı Prof. Dr. Necla Tugay Aytekin UÜTF Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı

6 6 Dr. ALPASLAN TÜRKKAN- Sayın Anabilim Dalı Başkanım, Sayın Tabip Odası Başkanım ve Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Genel Sekreteri, değerli konuklar; bugün yılları arasında o zamanki adıyla Bursa Tıp Fakültesi Dekanlığı görevini yürütmüş, yılları arasında da Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanlığını yürütmüş ve 28 Nisan 2010 da yitirdiğimiz değerli hocamız Prof. Dr. Rahmi Dirican anısına Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ve Bursa Tabip Odası işbirliğiyle hazırladığımız, Prof. Dr. Rahmi Dirican ve Halk Sağlığı Sempozyumuna hoş geldiniz. Değerli konuklarımız; şimdi sizleri Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aziz şehitlerimiz ve Hocamız Rahmi Dirican anısına bir dakikalık saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşını okumaya davet ediyorum. (Saygı duruşu, İstiklal Marşı) Değerli konuklarımız; sempozyumumuzun açılış konuşmasını yapmak üzere Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sayın Necla Tugay Ertekin i kürsüye davet ediyorum. Prof. Dr. NECLA TUGAY AYTEKİN (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı) Biraz önce arkadaşımın söylediği gibi, 28 Nisanda Rahmi Hocayı kaybettik. Bu haberin duyulmasının hemen arkasından Türkiye nin dört bir tarafından bizlere iletiler, tam anlamıyla, yağmayla başladı. Bu iletilerin bazısı Rahmi Hocayla çalışmış olan kişilerden geliyordu. Bazıları onunla çalışmamış ama kendisini tanımış olan kişilerdendi, pek çoğu da kendisini hiç görmemiş, kendisiyle tanışmamış olan, daha genç insanlardandı. Onlar Rahmi Hoca yı büyüklerinden dinlemişlerdi ya da kitaplarından tanıyorlardı ama değerini biliyorlardı. Bu iletilerin çoğunda böyle bir toplantı düzenlenmesi isteği de

7 7 belirtiliyordu. Bu bölüm olarak bizim de isteğimizdi. O nedenle, bugün buradayız, hepiniz hoş geldiniz. Rahmi Hoca hakkında ne söyleyebilirim diye düşündüğüm zaman, dedim ki, onu benden çok daha yakından tanıyan birçok insan var. Burada da onun hakkında konuşacak olan ve onunla çok yakın çalışmış olan insanlar var. Oğlu var her şeyden evvel, az sonra konuşacak, onunla 40 yıla yakın bir arada olmuş olan Hamdi Hoca var, kızı gibi sevdiği Feride Aksu Tanık var. Yine çok yakın, çok sevdiği Ahmet Saltık arkadaşımız var; onunla eskiden beraber çalışmış Umur kardeşimiz var. Yani, benden çok daha iyi tanıyan birçok insan var burada. O zaman bana ne düşüyor diye düşündüğümde, şöyle bir şey aklıma geldi: Ben, muhtemelen onların söz etmeyeceği özelliklerinden söz edeyim. Örneğin Rahmi Hocanın şaka ve espri seven bir insan olduğunu söyleyeyim. Gerçekten öyle bir insandı, şakayı severdi. Kendisiyle dalga geçmeyi de çok iyi becerirdi, herkes yapamaz biliyorsunuz. Eğer içinizde onun ilk İngiltere ye gitme hikayesini dinlemiş olan varsa, ne demek istediğimi çok iyi anlayacaktır. Orada kendisiyle çok tatlı dalga geçiyordu, çok da hoş anlatıyordu. Böyle olunca, ben de dedim ki, bir anımla giriş yapayım. Oradan da diğer çok önemli bir özelliğine geçeyim. Anım şöyle; ben 1984 yılının Aralık ayında Halk Sağlığı Anabilim Dalına başvurdum; asistan olmak isteğiyle. O zaman TUS yoktu tabii ki, kabul ettiler ve dediler ki, Tayinini bekleyene kadar, derslere devam et. Rahmi Hoca da, İlk ders benim, şu tarihte gel, beraber gideriz dedi. O gün ben biraz erken gittim Rahmi Hocanın odasına. Eski hastaneyi bilenler bilir, C Barakasındaydı bizim halk sağlığı... Karşıda bir baraka daha var, orada da dersaneler var, ama ben ne dersanelerin nerede olduğunu, ne de hangi sınıfta ders yapılacağını biliyorum. Yine belki hatırlarsınız, 1985 yılında Bursa da çok ağır bir kış olmuştu, arabaların üstü örtülmüş, yerler buz tutmuştu. Ben düşmekten korkarım, ama buzda düşmekten çok korkarım. Neyse, Rahmi Hoca ya gittim, çayımızı içtik, Haydi, derse girelim dedi. Barakadan çıktık, diğer baraka ile arası 3 metre, fakat verev gidildiği için yol biraz daha uzuyor. Ben dikkatli giderek diğer kapıya vardığımda başımı kaldırdım, Hoca yok. O önden koşar adımlarla gitmiş ve derse girmiş bile. Ben dersin hangi sınıfta olduğunu

8 8 bilmiyorum. Gözümü kararttım ve bir kapıyı açtım, girdim ve ilk gün tabii rezil olma korkusu da var, neyse ki onun sınıfına girmişim. Rahmi Hoca şöyle bir alaycı baktı bana, Ne o, çok hızlı mı gittim? dedi ve derse başladık. Derse başlayınca, asıl söz etmek istediğim ikinci özelliğiyle karşılaştım; muhteşem ders anlatıyordu. Onun dersini dinlemiş olanlar, herhalde bana hak vereceklerdir. Çok güzel, çok heyecanla ders anlatıyordu, esprilerle süslüyordu. Bir de kendisinde zaten bol miktarda olan anılarıyla zenginleştiriyordu ki bu belki de anlattığı dersten daha önemliydi öğrenciler için. Sanıyorum hiç kimse saatine bakmamıştır, hiç kimse esnememiştir, ben öyle bir şey yapmadığımı çok iyi biliyorum ve bu şekilde sonuna kadar da devam etti. Bugün bile bizim anabilim dalımızda sabah bir arkadaşımızı gördüğümüz zaman Ne o, dersin mi var? deriz. Neden? Rahmi Hoca, bize Derse giderken kılığınıza kıyafetinize dikkat edin diye öğretmişti ve bugün hâlâ bu soruyu sorduğumuz zaman, yüzde doksan Evet, dersim var yanıtını alırız ve buna özen gösteririz, bu da Rahmi Hoca nın bize verdiği derslerden biridir.. Yıllar geçti bu ilk anımın üstünden. Bir gün baktım Rahmi Hoca dolaşıyor koridorda, adetiydi; dolaşır, ıslık çalardı, Gelin Ayşe m suya gitmiş, yosunları tuta tuta Hep onu çalardı. Baktım, biraz gergin gözüküyor. Hocam, hayırdır dedim. Dersim var, son ders, en son ders, çok heyecanlıyım dedi. Hocam, bu kadar sene sonra?.. Ben her ders öncesi heyecanlandım Necla Hanım dedi. Benden çok büyük olması ve ben asistan, o hoca olmasına rağmen, bana hep Necla Hanım demişti. Öyle dedi, Ben hep heyecanlandım, bugün de çok heyecanlıyım ve bu şekilde bu dönemi kapamış olduk. Kendisini minnetle anıyoruz, sizlere saygılar sunuyorum.

9 9 Dr. ÖZCAN AKAN (Bursa İl Sağlık Müdürü) Sayın Başkan, değerli meslektaşlarım; mesleğimizin duayenlerinden Rahmi Hocamız adına düzenlenen bu sempozyum vesilesiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Bu vesileyle hepinize hoş geldiniz diyorum. Çok güzel bir sempozyum; vefa adına, meslektaşımızın gösterdiği çabalar adına çok anlamlı buluyorum bu sempozyumu. Tabii Bursa Halk Sağlığı Kürsüsü de Türkiye'de sağlık sistemi adına güzel çalışmalar yapıyor, verimli çalışmalar yapıyor, bunu da hemen ifade etmek isterim. Dolayısıyla, bu vefayı ben anlamlı buluyorum. Diğer taraftan, İlimizde, Bursa mızda böyle bir sempozyumun yapılmış olmasını da çok anlamlı buluyorum. Umarım bu çalışmalar artarak devam eder, ben çok uzatmayacağım. Bu işbirliğinin de devamını, Bursa Sağlık İl Müdürlüğü ve Halk Sağlığı Kürsüsü adına bundan sonra güzel şeyler yapacağımızı düşünüyorum, bu şekilde bir kararımız var. Ben, bu vesileyle hepinize hoş geldiniz diyor, Sayın Hocamızı minnetle anıyor, hepinize saygılarımı ve şükranlarımı sunuyorum. Doç. Dr. KAYIHAN PALA (Bursa Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı) Değerli konuklar, Rahmi Hocamızın sevgili ailesi; aslında ben bugün burada ne konuşayım diye birkaç haftadır düşünüyorum. Hem kısa konuşmak, hem de hocamızla ilgili benim yaşadığım, hayatımda derin izler bırakan ve başkalarına da aktarılması gereken neleri söyleyebilirim diye

10 10 epeyce bir düşündüm. Sizi çok sıkmadan, Rahmi Hocayı andığımız bugünde, aslında nasıl bir insanı yitirdik ve aslında o insan bizim hayatlarımızda nasıl izler bıraktı, bununla ilgili birkaç şey söylemeye çalışacağım. Ben Rahmi Hocamı 1981 yılında tanıdım yılında Tıp Fakültesini kazandığım yıl, tek tıp tercihi olan ve tıp fakültesini asla kazanmak istemeyen birisi olarak tıp fakültesine girmiştim. Tek Bursa tercihim vardı, Bursa da da aslında okumak istemiyordum. Bir tür aile baskısıyla tıp fakültesine gelmiş mutsuz bir öğrenciydim. Tıp fakültesinden nasıl ayrılabilirim diye planlar yaptığım bir dönemde, Rahmi Hocanın dersine girdim. Aslında derslere girmek de pek istemiyordum, fakat Rahmi Hocayla karşılaştığım gün, en azından Rahmi Hocanın derslerine girmem gerekir diye düşünmeye başladım. Çünkü, daha ilk derste bize şöyle bir giriş yapmıştı, ben bunu cenaze töreninde de söyledim, benim hayatımda halen çok değerli bir izi vardır: Ben Tıp Fakültesinde öğretim üyesi olarak size birtakım bilgiler, birtakım kavramlar, bunları tutumlara dönüştürebileceğiniz birtakım izlekler çizmeye çalışacağım, ama asıl başarabilirsem, hekim olarak niye insanı sevmemiz gerektiği üzerinden sizinle dersi paylaşmaya çalışacağım. Bir hekim olacaksanız eğer, hayatınızı hekim olarak sürdürecekseniz, önce insanları sevmek zorundasınız. İnsanları sevmekle ilgili eğer kafanızda bir tereddüt varsa, hemen bugün hekimlikle ilgili kararınızı gözden geçirin demişti. Ben de daha o yıllarda, şairin dediği gibi, İnsanı sevmekle başlayan her şey duygusundan yola çıkarak, Hocamın bu sözüyle tıp fakültesi arasında bir bağ kurmaya başlamıştım. Sanırım benim gibi her dersi girdiği öğrenciyi en fazla etkileyen yaklaşımlarından bir tanesi, yalnızca bir yaşam biçimi olan halk sağlığı öğretisini değil, aynı zamanda hümanistik değerleri de öğrencileriyle buluşturmaya çalışan çok özel bir insan olmasıydı. Birinci sınıf, diğer sınıflar derken, aslında özellikle hayata yalnızca tıp fakültesi öğrencisi olmak olarak hayatı görmeyen, bunun dışında bir yaşam biçimini de benimseyen bütün öğrencilerle, hatta asistanlarla yolu kesişmiştir Rahmi Hocanın. Çünkü, ne zaman tıp eğitimiyle ilgili sıkıntılarımız olsa, ne zaman biriyle bunu paylaşmak istesek, Rahmi Hocanın yanına gitmek isterdik. Hatta hiç unutmuyorum,

11 11 Emel de burada, o da hatırlayacaktır; Tıp Fakültesinde Öğrenci-Öğretim Üyesi İlişkileri diye bir panel düzenlemeye karar vermiştik darbesinden sonraki 3-4 yılı söylüyorum. O dönemi hatırlayanlar bileceklerdir, öyle öğrenci-öğretim üyesi ilişkisi falan ne demek? Hatta o dönemki rektör, bu düzenlediğimiz toplantıya geldiğinde, Bir tıp fakültesi öğrencisinin yalnızca yemek içmek, tuvalete gitmek gibi gereksinmeleri vardır, onun dışında ders çalışacaksınız demişti. Ben de panelin yöneticisi olarak söz aldığımda, Hocam, biz sizin çizdiğiniz tıp fakültesi öğrencilerinden değiliz, bizim hayata dair endişelerimiz var deyip onun dersinden dönem kaybetmiştim. Böylece Bir şey söylerseniz, hayatta hep bunun bir karşılığı olur, size bedel ödetirler sözünün ne anlama geldiğini tıp fakültesinde de görmeye başlamıştım. Ancak, bu bedel ödemekle ilgili mesele, Rahmi Hocayla benim hayatımı zaman zaman kesiştiren bir şey de olmuştur. Çünkü, Rahmi Hoca hep Bak, böyle bir şey yaparsan ya da yapmayı düşündüğün bir şeyi yapmazsan, sana mutlaka bedel ödetirler. Bunu bil, ona göre demiştir. Kendi hayatında da ödediği bedeller sanıyorum bugün bir miktar burada da konuşulacak, bunun deneyimi açısından bize yol gösterici olmuştur. Ben tıp fakültesini bırakmayı düşünürken, tıp fakültesini bitirdikten sonra, eğer hekim olarak hayatıma devam edeceksem, mutlaka halk sağlıkçısı olmalıyım diye düşünmüştüm. Bunu bana sağlayan kişiler arasında Rahmi Hocanın çok özel bir yeri vardır. Doktora eğitimim sırasında Rahmi Hoca danışmanım oldu ve ben, lisansüstü eğitimin nasıl yapılması gerektiğine ilişkin ondan çok özel dersler aldım. Basit bir örnek vereyim: Bir seminer hazırlıyoruz, Türkiye'de ölümlerle ilgili. Ölüm kayıtlarının doğru olup olmadığını test edebilmek için Osmangazi Belediyesi sınırları içerisinde bir araştırma yaptırdı bana. Öyle makale yazmak veya yayınlamak amacıyla değil, yalnızca seminerde kullanabilmek amacıyla. Dolayısıyla, ben o seminer için 3 ay sahada veri toplamak zorunda kaldım. Sonunda da Hocam, bunu acaba bir yerde yayınlamayı düşünür müyüz? dedim. Hayır, biz bunu yayınlamak için değil, bu bilimsel bir araştırma değil, bu yalnızca seminerde Türkiye'de ölüm kayıtları doğru

12 12 düzgün tutuluyor mu, tutulmuyor mu sorusuna bir yanıt ararken kullanabiliriz, onun dışında bir şey yapamayız dedi. Bu da benim ondan öğrendiğim derslerin içerisinde çok önemli bir yerdedir. Yine lisansüstü dersler, işte Birkaç öğrenciye ders anlatılır duygusuna hiç sarılmadan, az önce Necla Ablanın söylediği, giysisinden o lisansüstü eğitime, daha öncesinden hazırlanma sürecine kadar çok ciddi bir disiplinle ve bizden de bu sürece aktif katılım bekleyerek, çok özenli bir şekilde yürüdü. Ben, kişisel olarak, sanıyorum benimle birlikte eğitim alan arkadaşlarımın duyguları aynıdır, ona bu açıdan minnet borçluyuz. Çünkü, bilim, bilim felsefesinin ne olduğunu halk sağlığı eğitimi başında da öğrendiğimizde, büyük bir çığır açmıştır, bize çok destek olmuştur. Benim Hocanın özellikleri içerisinde özellikle vurgulamak istediğim bir şey; kendisine götürdüğünüz herhangi bir konuda nesnel davranmaya çok büyük özen göstermesidir. Yani, örneğin sizi seviyor ya da sizi sevmiyor diye farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak yerine, halk sağlığı bilimi üzerinden hep yaklaşmayı tercih etmiştir. Bunu da çok önemli buluyorum. Hocamla aynı zamanda yolum, Tabip Odası mücadelesi içerisinde de kesişti yılında Tabip Odası seçimlere hazırlanırken, onun ekibi içerisinde yer aldım ve kendisi döneminde Bursa Tabip Odasının Başkanlığını yaptı. Bu fotoğrafı özellikle koydum, çok seçilebiliyor mu bilmiyorum. Bu fotoğraftaki konuşmayı yaparken, ben

13 13 hemen yanı başındaydım. 14 Martla ilgili bir konuşmadır ve o 14 Mart konuşması sırasında, Türkiye'de hekimliğin gelişiminden hekimlik mesleğinin değerlerine kadar pek çok yelpazeden soruyu ve sorunu gündeme getirdiği çok özel bir konuşma olmuştur. Zaman zaman bu konuşmayı anımsayarak, Hocamızın bize ilettiği değerleri yaşatmak üzerinden ne yapabiliriz i de tartışıyoruz. Yine Tabip Odası dönemlerinde, o yıllarda ilginç olmayan bir şey olmuştu. İlginç olmayan diye özellikle vurguladım, çünkü söyleyeceğim şeyler bugün de aynen geçerli yılında hatırlayacaksınız, ANAP iktidarı vardı ve o dönemki sağlık bakanı, Tabip odalarını ele geçirin demişti. Biz yine Tabip Odası mücadelesi içerisinde, iktidarın da destekleriyle iktidarın destekledikleriyle iktidarın karşı koydukları biçiminde somutlanabilecek bir seçim sürecine girmiştik. Bizim ekibimiz kazandı. Tabii kazandıktan sonra, bu ekip içerisinde yer alan hemen herkes, o zamanki Sağlık Müdürlüğü tarafından birtakım işlemlere tabi tutuldu. Kendimle ilgili olanı söyleyeyim: Her akşam saat te Sağlık Müdürlüğünden birisi gelip ben orada mıyım diye bakardı. Bir tek de ben olurdum, başka kimse olmazdı. Başka kimse olmadığında herhangi bir tutanak tutulmazdı, ama ben ye 5 kala yoksam, bu bir savunma gerekçesi olurdu. İlginç olanlardan bir tanesi, yine bir Cuma günü, Cumartesi-Pazar şehir dışına çıkmayı planladığım bir Cuma günü ye 10 kala Sağlık Müdürlüğünden bir ekip geldi ve beni cezaevine yönlendirdi. Böylece hafta sonunu iki tam gün boyunca cezaevi doktorluğu yaparak geçirmek zorunda kalmıştım. Yine o dönemde benim de içinde bulunduğum sağlık ocağımızla ilgili bir soruşturma açılmıştı. Uzun uzun ayrıntılarına girmeyeceğim. Soruşturmanın konusu, sağlık ocağına başvuran bir kişiye, uzaktaki bir köyüne götürmek üzere aile planlaması araçları vermekle ilgiliydi. Benim bu süreçteki tek katkım; bir başka doktor bu işi yaparken hemşireyi çağıracak zile basmak ve hemşire geldiğinde, o kişiye, o doktor arkadaşımız, doktor ağabeyimiz telefonla konuştuğu için, onun ne söyleyeceğini aktarmakla sınırlıydı. Sonrasında Bu aile planlaması araçları satıldı diye hakkımızda bir soruşturma açıldı ve tahmin edebileceğiniz gibi, bu soruşturma 5-6 kişi için açıldı, yalnızca ben ceza aldım. Bunun üzerine Rahmi Hoca, hiç

14 14 unutmuyorum, bana çok önemli destek olmasının yanı sıra, bana bir yaşam dersi verdi ve çıktı basının karşısına, Ben öğrencimi hatalı buluyorum, çünkü bir köye göndermek üzere bir kutu kondom vermek çok yanlış bir şeydir, kutu vermeliydi. Sağlık Müdürlüğünün ne yapmaya çalıştığını anlayabiliyor değiliz dedi. Ben bu cezaya karşı dava açtım, cezanın yanlışlığını ortaya koymak üzere. Kazanacağımdan da eminim, avukatlar da öyle söylüyordu, ama bir şanssızlık eseri, o dönem hükümet, memur cezalarıyla ilgili bir af uygulamasına yöneldi ve mahkeme düşmüş oldu. Ama, o zaman Rahmi Hoca, hem bir Tabip Odası yöneticisi, hem bir halk sağlıkçı, hem de akademisyen olarak, bizim karşımıza çıkabilecek bu tip sorunlarda nasıl tutum almamız gerektiğine ilişkin çok yiğit, hepimize örnek olan bir tutum sergiledi. Bu konuşmayı da özellikle şunun için yapıyorum: Bugün burada konuştuklarımızın tümü bir kitap biçiminde yayınlanacak. İstiyorum ki, bazı şeyler bundan sonraki kuşaklara da o tümceler arasında kalsın. Hani bugün yaşadıklarımız, yalnızca bugüne özgü değil, sistemle ilgili sorunları daha bütüncül olarak görebilmemize yol açsın. Yine sizlerle paylaşmak istediğim bir başka kavram, bildiğiniz gibi Rahmi Hocanın bazı rahatsızlıkları vardı. Kalpla ilgili bir sorunu için Amerika da bypass ameliyatı geçirmişti. Daha sonra kalbiyle ilgili sorunlar tekrar nüksetti ve bizim fakültemizdeki hocalarımız, ameliyat olduğu yerde bir kontrol olmasının çok anlamlı olacağını söylediler. O yıllarda da Amerika ya kontrol için gidebilmesi, yalnızca Ankara Numune Hastanesinin bir hakem hastane olarak gidebilme kararına bağlıydı. Hoca, bu kararı nasıl alacağını bilmiyordu, sıkıntılıydı, gitmek de istiyordu. O sırada benden yardım istedi, Acaba sen bu işle ilgili bir şey yapabilir misin? Ben de Hocanın buradaki belgelerini, bilgilerini bir hakem hastaneye götürmek üzere hazırlanmış olarak aldım ve Ankara ya gittim. 3 gün boyunca o dönemki Cumhurbaşkanının doktorluğunu da yapan, şimdi medyada çok sık görülen popüler bir doktor olan başhekimin kapısında bekledim. Niye geldiğimi sekreterlerine defalarca söylediğim halde, başhekimin kapısından 3 gün içeri giremedim. Sonunda rahmetli Füsun Sayek devreye girdi, Sağlık Bakanlığında Tedavi Hizmetleri Genel

15 15 Müdür Yardımcılığı yapmıştı. Başhekimi aradı, başhekim beni kabul etti, bu Amerika ya gönderilişini de kabul etti ve kabul ederken de Dua et, Füsun Hanım devreye girdi. O olmasaydı, böyle bir şey asla olmayacaktı dedi. Bunu da şunun için anlatıyorum: Bu ülkeye hani dere, tepe, köy dememiş, çok ciddi hizmette bulunmuş bir Hocamızın böyle bir tutumla karşılaşmış olması, aslında belki de hiçbir zaman akıllarımızdan çıkmaması gereken bir olay. Ben Hocanın emekli olmadan önceki dönemlerine yetiştim, o sıralarda eğitim görüyordum. Ama, benim izlenimim, Rahmi Hocanın üzerinde üniversitede yaşadığı olaylarla ilgili, onların yansımasıyla ilgili olarak çok ciddi bir küskünlük vardı. Bir dönem rektörle yaşamış olduğu sorunları yaşamında artık bir şey yapılamaz noktasına kadar götürecek bir küskünlük ve karamsarlıkla karşılamıştı. Keşke diyorum, onu bu karamsarlığa iten olaylar yaşanmamış olsaydı da, Hocamız gerek asistanlığında, gerek halk sağlığı camiasına biraz daha fazla katkıda bulunabilseydi. Çünkü, gerçekten yalnızca Bursa için değil, Türkiye için çok önemli bir değerdi. Bunu yayınladığı yayınlar ve kitaplarla, yaptığı konuşmalarla görmek mümkün. Üzüldüğüm şeylerden bir tanesi, 1995 te emekli olduğu sırada ve sonrasında kendisiyle birkaç defa görüşmeme rağmen, yeni gelen asistanlarımızla bunu buluşturma şansını elde edememiş olmamızdır. Yani, ya kendisinin gelerek ya biz kendisini ziyaret ederek istedim ki bütün asistanlarımız onu tanısınlar. Çok özel bir Hoca, çok özel bir halk sağlıkçıydı, ama Hocamız bu konuda çok fazla istekli olmadı. Yine üzüldüğüm şeylerden bir tanesi; keşke anılarını, kendi yazdığı kitap dışında bir kamera kaydı altına alabilseydik. Siz de hatırlayacaksınız, birkaç defa bunun için Hocaya geldim, ama Hoca, hatta bir defasında bana şöyle bir şey dedi: Ne o, sen beni yakın zamanda ölecek diye mi düşünüyorsun, onun için böyle üsteliyorsun? Hocam, estağfurullah. Sizin anılarınız, halk sağlığı alanında yaşadıklarınız çok değerli, gelecek kuşaklara aktarmak lazım. Onu da yapamamış olduk. Burada kendi adıma da bir özeleştiriyi sizlerle paylaşmış olayım. Hocanın çok güzel bir halk sağlığı kitabı var. Yeni yetişmekte olan kuşaklar, eski kuşaklar, bundan çok ciddi ölçüde yararlanıyoruz. Özellikle halk sağlığı

16 16 dediğimiz zaman, halk sağlığının ne kadar büyük ve geniş bir yelpazede bir bilim alanı olduğunu göstermesi bakımından çok önemli buluyorum. Ben, onun öğrencisi olmak onurunu yaşadım. Bazı şeyleri anlatmak, sözcüklere dökmek çok zor. Bunu yaşayan arkadaşlarımızla birlikte ortak duygularımız; keşke üniversitelerde, keşke halk sağlığı kürsülerinde daha fazla Rahmi Dirican olsa. Çünkü, onların bu sürece çok önemli katkıları olduğunu birebir yaşamış insanlardan bir tanesiyim. Umarım ki onun bize iletmiş olduğu halk sağlığı alanındaki bilgileri, becerileri, tutumları, gelecek kuşaklara aktarmak konusunda biz de elimizden geleni yapabiliriz. Hocayı yitirmiş olmaktan dolayı çok üzgünüz, ama onun yetiştirdiği öğrencilere duyduğu güvenin boşa çıkmayacağını düşünüyorum Işıklar içinde yatsın diyorum. Hepinize de katıldığınız için teşekkür ediyorum. Prof. Dr. FERİDE AKSU TANIK (TTB Merkez Konseyi Genel Sekreteri) Merhaba. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Kayıhan, haziran ayında böyle bir toplantıdan söz ettiğinde, ben de gelerek bir konuşma yapmak isterim demiştim. Aylardır ne söyleyeceğimi düşünüyorum. Sonra kaleme aldım, elimden geldiği kadar okumaya çalışacağım yazdıklarımı, Rahmi Hocamın anısına saygıyla diyerek. Bilmem anlatabilecek miyim, insan gençken hayatta her şey hep var olacakmış gibi hisseder. Gençken zaman sonsuz, sevdiklerimiz ölümsüz gibidir. Biz çocuk, sevdiklerimiz kocamandır. Hayat, bizim baktığımız pencereden gibi algılanır. Yaşlandıkça hayat derinlik kazanmaya başlar. Yaşadıklarımız anıya, deneyime

17 17 dönüşürken bizi de biçimlendirir. Yüzümüzdeki çizgiler nasıl değerliyse, anılar da öyledir. Anılar, yaşamın düz çizgileridir. Birisini yitirdiğimizde, belki de daha önce olmadığı kadar ona dair düşünmeye başlarız. Bu bir bakıma onun son dönemdeki görüntüsü ve yaşamı içindeki konumundan bağımsız ve insan olarak algılama, anlama ve yeniden tanıma çabasıdır. O zaman fark ederiz ki, aslında o yüreğinde hep bir çocuk taşımıştır, dede bile olsa. O zaman fark ederiz ki, o yaşından bağımsız olarak coşkuları, kaygıları, hayalleri, çatışmaları, umutları olan bir delikanlıdır. Babamı kaybettikten sonra, bir gün kitaplarının arasında John Berger in Görme Biçimleri ni bulduğumda, aslında babamı ne kadar az tanımış olduğumu fark etmiştim. Ben de yaşlanmaya başlamıştım ve onun genç bir adam olarak kimliğini, içindeki hiç büyümeyen çocuğu yeniden keşfetme süreci böyle başlamıştı. Benim 30 lu yaşlarımda keşfettiğim bir yazarı sessiz sedasız okumuş olduğunu fark etmem, kitabın adının da ifade ettiği görme biçimleri üzerinden babama başka bir gözle bakabilmemi sağlamıştı. Rahmi Hoca, babamın arkadaşıydı. Ben henüz halk sağlığı serüvenine girişmemişken, bir lise öğrencisiyken, hayatımızda Rahmi Hoca vardı. 70 li yılların başlarıydı. Babam o zamanlar Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinin Dekanıydı. Fakültede onun çabasıyla bir Toplum Sağlığı Enstitüsü kurulmuş, kadro oluşturulmaya çalışılıyordu. Rahmi Hocanın Toplum Sağlığı Enstitüsünün başına geçmesi isteniyordu. 12 Mart sonrası dönem, babam zaten sakıncalı, 12 Martın gözaltına aldıklarından. Rahmi Hoca da aydın, yurtsever kimliğiyle biliniyor. Uzun uğraşlar sonucunda, defalarca fakülte kurulunda tartışılıyor, ama sonuç ret. O yıllar, Rahmi Hocanın çalıştığı Erzurum da; aydınların, demokratların, solcuların can güvenliğinin olmadığı dönemlerdir, Rahmi Hocanın ve ailesinin de bildiğim kadarıyla tehditler aldığı bir dönemdi. İzmir e gelmeleri sağlanamamıştı. Sanırım babamın yaşamındaki önemli hayal kırıklıklarından biridir. Evimizde geçen kaygılı konuşmaları anımsıyorum. Ergenlik çağımdaki algımla yaşamsal tehdit altında

18 18 olmayı anlamayla çalıştığımı anımsıyorum. Onlar adına korktuğumu, onun büyük bir haksızlık olduğunu düşündüm. Rahmi Hoca, büyük bir olgunlukla karşılamıştı bu durumu, kendi ermiş, bilge kişiliğiyle. Belki de bu olay, uzun yıllar süren dostluklarının da başlangıcı oldu. Kâh mektup yazdılar birbirlerine, kâh ziyaret ettiler; kâh onlar ailece bizim Foça da konuğumuz oldular, kâh biz onların Bursa daki evine konuk olduk. İnsanların yaşam serüvenleri beni oldum olası çekmiştir. Oldum olası biyografi okumayı severim. Klişe ve sloganlardan öte, öz yaşam öykülerinin çok yol gösterici olduğunu düşünüyorum. Çünkü, gündelik yaşamın nasıl örüldüğü, nasıl kurgulandığı, evrildiği ve aktığı önemlidir. İnsanın yaşam serüveni, eşine, çocuklarına, öğrencilerine, meslektaşlarına nasıl yaklaştığında, gündelik yaşamı nasıl yaşadığında, okuduğu kitaplarda, söylediği, derlediği türkülerde, sokaklarında dolaştığı köylerde, yaşamını kurtardığı çocuklarda, siyasi mücadelesinde, sevinçlerinde, özlemlerinde gizlidir. Ne yaptığımız kadar, bunu nasıl yaptığımız da bizim ayak izlerimizdir. İskoç yazar Stevenson ın bir kitabının tanıtımında, 1880 yılı Eylül ayının İskoç yağmurunun pencereleri dövdüğü soğuk bir salonunda Stevenson, iskemlesini ateşin yanına çekti ve yazmaya başladı demektedir. Bu yağmur ve ateş, bana kitap boyunca eşlik etmişti der yazar Albert Amenuel. O yazar ve o yağmur ve ateşin eşliğinde okumak, okuma serüvenini bambaşka kılacaktır. Yeter ki edimlerin arkasındaki insanı ve onu insan yapan değerleri ve süreci görmeye açık olalım. O nedenle, şimdi geriye dönüp Rahmi Hocaya dair anımsadıklarımız, bizlere, bizden sonraki genç kuşaklara adam gibi adam olma yolunda ipuçlarını da verecektir. Bunları birleştirdiğimizde, yaşlanan, ama yüreği delikanlı kalan bir adamın yol öyküsü ortaya çıkacaktır. Sonsuz saygılı ve sevecen bir insan anımsıyorum; asla tepeden bakmayan, insanın gözünün içine onu anlamak için bakan, ne kadar genç olursa olsun, söyleyeceklerinden bir anlam çıkartmaya hazır.

19 19 Hayatta kesiştiğimiz her kesitte bir şeyler öğrendiğimi düşünüyorum; bilgiyi ölçmeyi yargılamadan yapabilmek, konumunu, durumunu, gücünü, iktidarını kullanmamak, siyaseten dimdik durmayı, yumuşacık ve sıcacık biri olarak başarmak. Rahmi Hoca ve Cumhuriyet döneminde dünyaya gelen çağdaşları, ülkemizde yeni bir dünya kurmakta oldukları algılaması içinde yaşadılar. Kendilerini büyük bir dönüşümün parçası olarak gördüler; vatana, devlete hizmet tutkusuyla yetiştiler. Onlar, zaman içinde yıpratılan, aşındırılan bir idealin çocuklarıydılar. İnançlı, kararlı, adanmış bir hayat yaşadılar; tutkuları, umutları, vardı, hayal kırıklıkları derin oldu. Türkiye de halk sağlığı, Rahmi Hocayla birlikte bir kuşağını da yitirdi. Toplumcu, halkçı bakış açısı, mütevazı kimlik, çıkarcılıktan uzak bir yaşam felsefesi, sevecenlik, sonsuz bir çalışma azmi, engin bir bilgi dağarcığı. Yazar Albert Amenuel, Düşünen kişi, düşünmeyi bıraktıktan çok sonra bile düşünceyi saklayabiliyoruz ve kendimizi çizilmiş imge göründüğü, çözümlenebildiği, okunabildiği sürece, sonu açık kalan bir yaratıcılık eylemine bırakıyoruz diyor. Biz de Rahmi Hocanın düşüncelerini, yazdıklarını, ona dair anılarımızla bizim söylenceye katkılarımızı bir araya getirerek onu daim kılıyoruz. Yitirmekle unutmak arasında fark var. Ben, sendiklerimizi unuttuğumuzda gerçekten yitirdiğimizi düşünüyorum. Bursa Tabip Odasının insanı odağa alan, insana değer veren bu etkinliğinin nisyan ile malul olmuş insan belleğine, değerler sistemimize yönelik saldırılara karşı bir karşı duruş, bir ders olduğunu düşünüyorum. Rahmi Hoca; yaptıklarınız, ürettiklerinizle yolumuzu aydınlattınız. Sürçülisan ettiysek de siz bağışlarsınız.

20 20 Prof. Dr. HAMDİ AYTEKİN (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi) Mustafa Rahmi Baki Dirican ı sevenler toplantısına hepiniz hoş geldiniz. Rahmi Hoca, kimimiz için hocadır, kimimiz için Rahmi Beydir, kimimiz için de Rahmi Babadır. Hatta kendisinin bir izahı var; diyor ki, Her annenin rahmi vardır, Baba Rahmi bir tane. Ben Rahmi Hocayı nasıl tanıdığımı size anlatayım. Gümüşhane de sağlık ocağı hekimliği yapıyorum, mecburi hizmetim bitmek üzere. Burada bir hekim arkadaşım var, onun bir arkadaşı kendisini ziyarete gelmiş, beni tanıştırdı. Kendisi Erzurum da Halk Sağlığı ihtisası yapıyormuş. Biz, fakültede Halk Sağlığı dersi okumadık, stajını da yapmadık. Halk Sağlığı ihtisası hakkında konuştuk, mecburi hizmetimi sağlık ocaklarında geçirdiğim için, bu halk sağlığının, koruyucu hekimliğin yalnız hastalıklarla değil, insanlarla da uğraşmanın güzel bir şey olduğunu anladım, ama el yordamıyla Sonunda halk sağlığı uzmanlığı asistanlığı yapan arkadaşımız söyleyince, biraz deştik, nedir, ne değildir, nasıldır diye; anlattı, hoşuma gitti. Ben de bunu yapabilir miyim? diye sordum. Ben hocayla bir gidip konuşayım dedi. Gitti, o zamanlar telefon hak getire, ELT telgraflar vardı. Dedi ki Rahmi hoca seni bekliyor. Ertesi gün Gümüşhane den bindik otobüse, geldik Erzurum a. Arkadaşı buldum, Tamam, gel dedi. Büyük bir oda vardı, kapıyı çaldık, içeri girdim Hoca masasında oturuyor. Ufak tefek, açıkçası böyle halk sağlığı falan gibi, dağ bayır konusunda beni kuşkuya düşürecek bir fizik yapısı var. Sonra konuşmaya başladı, Neden halk sağlığı yapmak istiyorsun? dedi. Anlattık kendimizce bir şeyler. Bak, burada, yani halk sağlığında para sahibi olamazsın, itibar sahibi olman çok zor. Bir de başın dertten kurtulmaz dedi. Dediklerinin hepsi çıktı.

21 21 Yaklaşık olarak 40 yıldan 1 ay fazla oluyor onun yanında çalışmaya başlayalı. Beni Erzurum Pasinler Hasankale İlçesi Köprüköy Sağlık Ocağına verdiler. Orası Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Kürsüsünün eğitim ve araştırma bölgesi. Orada sık sık görüşme imkanımız oldu, haftada bir gün asistanları topluyor Bir şey anlatıyorum, dinliyor; biz söylüyoruz, konuşuyoruz. Kayıhan ın anlattığı gibi, içimizden Hayatını mı anlatıyor? gibi sorularda geliyor, ama ders bittiği zaman, farkına varmadan bazı şeylerin bizim tarafımızdan anlaşıldığını anlıyoruz. Bir şeyi anlatırken, Ben Hozat tayken diye başlıyor, ama bir kızamık salgınında ne yapılması gerektiğini anlatıyor. Çok güzel ders anlatırdı gerçekten. Rahmi Hocayla 40 yıllık tanışıklığımız 25 yıl fiilen benim onun yanında çalışmamla geçti. Son 15 yılda emekli olduğu için çalışmayı sürdüremedik, tanışıklığımız 40 seneyi buldu. Ne yaptı Rahmi Hoca? Rahmi Hoca ve o kuşak, çok değil, 3 4 hekimi geçmez, başta Nusret Fişek olarak, halk sağlığının bir bilim olduğunu, belli bir eğitimle, belli bir deneyimle, belli bir birikimle halk sağlıkçısı olunacağını yerleştiren ilk mektepli halk sağlıkçılarıdır. Rahmi Hoca, hem Hıfzıssıhhada hem İngiltere de Halk Sağlığı uzmanlığını almıştır ve özellikle İngiltere yle, Amerika yla da halk sağlığı açısından ilişkisini hemen hemen hiç kesmemiştir. Yani, halk sağlığı uzmanlığını alaylı olmaktan çıkardılar, bu bence çok önemli bir şey. Rahmi Hocanın halk sağlığı alanında, insanların sağlığıyla ilgili çalışmalarda en önem verdiği konulardan bir tanesi de iyi bir ebe yetiştirmekti. O yüzden Erzurum Ebe Okuluna çok önem verirdi. Çünkü o zaman köy ebeliği diye bir ebelik var, bu ebeler ilkokul üstüne 3 sene okurlardı ve köy ebesi olurlardı. Hep söylerdi, Bunlar şehir ebesi olsa yüreğim yanmayacak. Niye; çünkü sıkıştıkları zaman hastaneye götürürler. Bunlar köye gitsin diye yetiştirdiğimiz insanlar tamam, ama bazıları hiç doğum yaptırmadan veya 3-5 tane yaptırıp okuldan mezun olunca köye gönderiyoruz. Bu halk bizim hizmetimizden nasıl memnun olsun? Ama, yılmadan çalıştı, çabaladı, onu da söyleyeyim.

22 22 Sonra sancılı dönemleri daha sık yaşamaya başladık. Ne zaman kurtulduk diyeceksiniz; o emekli oldu, kurtuldu. Mesala 1971 de yurtdışına çıkması yasak. Sebep; solculuk. Hayır, Rahmi Hocanın öğrenciliği zamanında, tıbbiyede okurken, o zaman Bu kış mutlaka komünistler iş başına geçecek diyen bir idarenin emniyetinin tanzim ettiği bir dosya vardı. Fakat, ben 25 sene yanında çalıştım, Rahmi Hocanın bir günden bir güne bir Marksizmi, sol literatürü takip ettiğini görmedim. Neyi vardı? Hümanistti, insan severdi. Bizim memlekette o devirlerde insan solcu demek için hümanist olması, insan sever olması yeterliydi. Sonra 1971 ler biraz yumuşar gibi oldu, Erzurum daki sıkıntıları Feride çok iyi anlattı, ben de o zaman oradaydım, 75 te Bursa ya geldi, 76 da ben geldim. Öğrenci eğitimi için Gemlik te eğitim araştırma bölgelerinin kurulması için Fakülte Kurulu kararı alındı, Rahmi Bey sayesinde te sağlık ocaklarının yapımı bitti, öğrenciler gelmeye başladılar, Üniversite bina yaptı 83 te sonrasında hakkımızda bir liste düzenlenip Gölcük Deniz Üssüne tutuklanmamız için resmi talepte bulunuldu. Tabii bu listenin içindekilerden bir tanesi de Rahmi Hocaydı. Oradaki amiralin, Ben bu adamları bu delille tutuklayamam, içeriye alamam, mahkemeye çıkartamam demesi sayesinde içeri girmekten kurtulduk. Belki de girecektik, yani Vah vah, niye girmedik? demiyorum da, diğerlerinin ne halde çıktıklarını da biliyoruz. Fakat 1982 de Sağlık Ocaklarının kurulması için Gemlik te arsalarının alımından tutun da projelerin çizilmesine kadar her aşamasında, sabahın sinden akşam sine kadar aç susuz dolaşan Rahmi Hocanın balık yemek için bile Gemlik e gitmesi yasaklandı. Rektör resmen yazı yazdı, Gidemezsin dedi. Sonra suç olur demişler, bir yazı daha yazdı, Falan profesörün refakatinde gidebilirsiniz. O da yetmedi; 1983 sonbaharına doğru 4 sömestr, 2 sene sürgüne gönderildi. Bakıyorum o sürgüne giden insanlara, hadi Rahmi Hoca solculuk uğruna gitti, onların içerisinde iyi insanlar vardı, ama ideolojik olarak solun önünden geçmemiş, solculardan nefret eden insanlar vardı. Ancak, ortak bir tek şeyleri vardı; rektörün

23 23 şahsi muhalifleriydiler. Oradan döndü geldi Allah tan, fazla uzun sürmedi, Trabzon a gitmişti. Sonra ben düşünüşümdür kendi kendime, bu adamcağız niye böyle sıkıntı çekiyor? Malum Rahmi Hoca, iyi hekim yetiştirmeyi odak noktasına koymuştur, iyi insan yetiştirmeyi odak noktasına koymuştur. Ülkesinin sağlık sorunlarının nasıl saptanacağını, nasıl çözüleceğini, bunu işgücünden tutun da bilgi birikimine, deneyim birikimine kadar her şeyi odak noktasına koyduğu için kötü adam olmuştur. Yani, devamlı çok sıkıntı çekti, ama görevini yerine getirmekte hiçbir vakit geri düşmedi. Ben ondan sonra bir müddet daha devam ettim, 15 sene daha devam ettim. O ne yapıyorsa, aynısını yapmaya devam ettim. Becerdim beceremedim, onu takdir edecek daha sonraki zamandır. Benim de işim bitti. Ben benden sonrakilere onun nasıl yaptığını aktarabildiysem, amacıma ulaştım demektir. Rahmi Hoca, bana şunu öğretti: Halk sağlığı bir bilimdir. Yani, öyle ben Van da çalışırken şöyle kızamık salgını, böyle kolera salgını çıktı, o değil, bilimdir. İkincisi, bir eylemdir; öyle kürsünün başına geçip görsel malzemeyle çocuklara ders anlatıp ondan sonra testten çoktan seçmeli 50 soru, bilgi aktarımı da değil, eylemdir. Yani, gideceksin, bizzat salgınla uğraşacaksın, bizzat taramada bulunacaksın. Gideceksin, bizzat köylerden veri toplayacaksın, çocuklar da yanında olacak. O su numunesi üzerinde 1 santim boşluk bıraktım, nedenini anlatacaksın, orada anlatacaksın. Bir de halk sağlığı, bir yaşam biçimidir; köyde olsun köyde yatarım, şehirde olsun şehirde yatarım Yaşam biçimine dönüştürmüştü halk sağlıkçısı olmayı. Bakıyorum, Rahmi Hoca hakkında başka söyleyecek şeyleri olanlar da var burada. Ben onlara Rahmi Hocayı kendi düşünceleriyle de anlatabilsinler diye sözü burada bitiriyorum. Geldiğiniz için tekrar tekrar teşekkür ederim. Gerçekten bir daha yeri çok zor doldurulacak bir büyük insanla tanışmış olmaktan mutluyum. Size de saygılar sunuyorum.

24 24 Doç. Dr. EMEL İRGİL (Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi) Hepiniz hoş geldiniz. Aslında ben, Rahmi Hocanın yaşam öyküsünü fotoğraflarla süsleyerek anlatmak istedim. Sonra fotoğrafları görünce, fotoğraflar kendi anlatsın dedim, onu sonra sunacağım. Ben kısa bir öyküyü buradan okumak istiyorum. 3 Şubat 1928 tarihinde Tokat ili Artova ilçesine bağlı Kızılca köyünde doğdu. İlköğrenimini yılları arasında Havza ve Akdağmadeni ilçelerinde tamamladı yıllarında Yozgat Lisesinde okuyarak, 1945 yılında aynı liseyi bitirdi yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi ve 1953 yılında bu fakülteden mezun oldu. Mezuniyetten hemen sonra yedek subaylık görevini Tunceli ili Hozat ilçesinde tamamladı. Daha sonra Mesudiye ve Erbaa ilçelerinde hükümet tabibi, sağlık merkezi tabibi olarak çalıştı yılı eylül ayında Ankara Hıfzıssıhha Okulunda açılan halk sağlığı kursuna katıldı ve 1960 yılı Haziran ayında kursu başarıyla bitirdi. Aynı yıl Dünya Sağlık Örgütünün sağladığı bir burstan yararlanarak Londra Hıfzıssıhha Okuluna gitti ve bu okuldan halk sağlığı diploması alarak 1962 yılı Mart ayında Türkiye'ye döndü. Bir süre Sağlık Bakanlığı Sağlık Propagandası ve Tıbbi İstatistik Genel Müdürlüğünde uzman olarak çalıştıktan sonra, Hıfzıssıhha Okulunda öğretim görevlisi olarak atandı. Dünya Sağlık Örgütünün bir bursundan yararlanarak 1963 yılında Londra Hıfzıssıhha Okulunda 4 ay süreyle İstatistik ve Epidemiyoloji Kursuna katıldı ve bu kursu başarıyla bitirdi. Dönüşte Hıfzıssıhha Okulu Köy Sağlığı Şube Müdürü olarak atandı ve bu görevi 31 Ocak 1967 de Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Toplum Hekimliği Bölümüne öğretim görevlisi olarak atanıncaya kadar sürdürdü. Bu fakültede çalışırken, 1967 yılı Ekim ayında toplum hekimliği doçenti ve 1971 yılı Ocak ayında profesör oldu. 18 Kasım 1974 yılına kadar Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi

25 25 Toplum Hekimliği Bölüm Başkanlığı görevini yapan Prof. Dr. Rahmi Dirican, aynı tarihte Bursa Tıp Fakültesi Toplum Hekimliği Kürsüsü Profesörlüğüne atandı. 3 Şubat 1995 tarihinde yaş haddinden emekli oluncaya kadar bu fakültede toplum hekimliği, daha sonra Halk Sağlığı Anabilim Dalında görev aldı yılında Avrupa Halk Sağlığı Okulları Birliğinin Şeref Üyesi ve 1980 yılında Liverpool Üniversitesi Tıp Fakültesi Şeref Üyesi olarak seçilen Hocamız, Türkiye'de görev yaparken Sağlık Bakanlığı ve fakültenin izniyle yılları arasında John Hopkins Üniversitesi Halk Sağlığı Okulu Uluslararası Sağlık Bölümünde uluslararası araştırma uzmanı olarak seçildi ve Türkiye'de sağlık insan gücü araştırmasını yürüttü yılları arasında Dünya Sağlık Örgütünün desteklediği evde sunulan aile planlaması hizmetinin değerlendirilmesi araştırmasını yaptı. Evli ve 3 çocuk babası olan Hocamız, ayrıca 20 Haziran 1975 ve 6 Ocak 1976 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığını da yürüttü. Hocamızın çeşitli yayınları ve kitapları bulunmaktadır. Hocamızı maalesef 28 Nisan 2010 tarihinde uzun bir hastalık döneminden sonra yitirdik. Şimdi biraz önce ne demek istediğimi fotoğrafları görünce anlayacaksınız, çünkü fotoğrafları seyrederken, onun ne kadar düzenli, titiz ve arşivci olduğunu göreceksiniz. (Fotoğraf gösterimi) Teşekkürler.

26 26 İKİNCİ OTURUM NADİR GEZER (Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği) Sevgili Dostlarım, Bugün burada yaşamı süresince Atatürk devrimlerinden, Cumhuriyet ilkelerinden yana bağlılığını değiştirmeyen ender rastlanan bilim adamlarımızdan Prof. Dr. Rahmi DİRİCAN ı anmak için toplanmış bulunuyoruz. Bütün yaşamı süresince çok önemsediği iki konuya adamıştır kendini: Öğrencilerini inançla bağlı olduğu devrimlerle ilkeler doğrultusunda yetiştirmiş, mesleki sorumluluğunu da yoksul halk katmanları için kullanmayı ana amaç edinmiştir. BİR HEKİMİN ANILARI adlı yapıtında kendini topluma şöyle tanıtır: Ben hümanistim. İnsanları dil, din, mezhep, ırk, zengin ya da yoksul ayrımı yapmadan sevdim. Ancak hemen her zaman yoksulun ve güçsüzün yanında olmaya çaba harcadım. Skolastik düşünce dışında her tür düşünceye saygı göstermeye çalıştım. Bu nedenle dogmatiklerden uzak durdum. İnsan sevgimde önceliği ülkemin insanlarına verdim. Atatürk ü çok sevdim ve O nun karşısında olanları benimseyemedim. Bilim yolundan ayrılmamayı, akılcı düşünüşü üstün görmeyi ilke edindim. Meslek ahlakına en iyi şekilde uydum. Hiçbir partiye üye olmadım. (...) Alçakgönüllü ve hoşgörülü olmanın üstün bir nitelik olduğunu ancak kırk yaşımdan sonra bilinçli olarak algıladım. İşte bu her zaman yoksulun ve güçsüzün yanında olan güzel insan iki ünlü Rus yazarına taşıdı düşüncelerimi; Gorki, yakın dostu, bir yanıyla sayrılarını sabırla dinlemesini bilen, öbür yanıyla da dünya öykücülüğünde, tartışmasız yeri olan Dr. Anton Çehov u kırsal kesimdeki evinde ziyaretinde bu ünlü öykücü Dirican Hoca mız gibi dertli söylemine başlar: Bak dostum, çok param olsaydı, sayrı köy öğretmenleri için bir sanatoryum yaptırırdım burada. Ardından da şunları ekledi: Bol ışık olan yapı örneğin, eşsiz bir kitaplık çeşit çeşit müzik aleti...

27 27 Diyelim bir arı kovanı, bir sebze bahçesi, bir meyve bahçesi... Böylesi düşler ülkesini nerede bulabilirdi Dirican Hocam?.. Ülkemizin yirmi bir yerinde Hasan Ali Yücel le Tonguç Baba nın gönül birliğiyle kurdukları, aydınlık kapılarını yoksul köy çocuklarına açtıkları Köy Enstitüleri ne Dirican Hoca nın hayranlığı buradan geliyordu. Gorki nin gözlerinin derinlerine bakarak düşüncelere dalan Çehov kederli bir sesle şunları da ekler: Rusya da öğretmenler için, kimseye sağlanmayan olanakları yaratmak zorundayız. Bunu da bir an önce yapmalıyız, çünkü halk, her yönden yeterli bir eğitim görmezse, devlet, yeterince pişirilmemiş tuğlalardan örülmüş bir ev gibi çöküverir. Öğretmen, bir sanatçı, gibi işine büyük bir tutkuyla aşık olmalıdır. Tolstoy, Maksim Gorki yle bir konuda tartışırken ona şöyle der: İnsanı insan yapan görev duygusu, sorumluluk duysudur, bu olmasaydı, hayvanlar gibi yaşardık. Bu güzel deyişe uygun, Dirican Hoca mızın yaşam öyküsüne bir göz atacak olursa, onun gerçekten Anadolu nun derinlerinde sanki bir gezginmiş gibi bir uçtan öbür uca dolaştığını görürüz. Bu yanıyla da yoksunluklarla kuşatılmış Anadolu halkının sorunlarını daha gencecik yaşında görmüş ve kavramıştır. Erzincan ın Kuruçay İlçesi nde Samsun un Havza İlçesine, oradan da Yozgat ın Akdağmadeni ne ulaşan çocukluğumu, orta ve lise yıllarını da Kuruçay İlçesi nde Samsun un Havza İlçesine, oradan da Yozgat ın Akdağmadeni ne ulaşan çocukluğumu, orta ve lise yıllarını da Yozgat Merkezi nde noktalamıştır. İstanbul Tıp Fakültesi düşünce dünyasına yenidünya görüşü vermiştir ona! Hekimlik yılları ise Yedek Subay Okulu ndan Hozat Jandarma Alay Komutanlığı ndaki görevini Mesudiye ve Erbaa hekimlikleri izlemiştir. Hıfzısıhha Okulu nun ardından Atatürk ve Bursa Tıp Fakülteleri alır sırayı. Bir ara birtakım üzücü olumsuzluklar nedeniyle Bursa ya dönerek Anadolu gezginliğini noktalar... Bu uzun süreçte halkla ilişkilerini çok iyi düzeye ulaştırır. Özellikle Köy Enstitüleri ni yoksul Anadolu nun aydınlanması için her bir enstitüyü birer aydınlanma odak noktası olarak görür, Köy Enstitüleri nin kapatılması için büyük savaşını veren

28 28 Demokrat Parti yi asla bağışlamaz. Köy Enstitüleri nin yetiştirmiş olduğu öğretmenlerle sağlık memurlarına sıcak bir ilgi duyar... Köylerde çalışan öğretmenlere eşlerinin, çocuklarının ve kendilerinin sağlık sorunları nedeniyle okullarını kapatarak kente gelmemeleri salığını gönderir. Gereğinde kendisinin köye gelerek sorunlarıyla ilgileneceğini bildirir. Böylesi bir olayı Mesudiye ilçesinde yaşar Dirican Hoca mız nın Ocak ayıdır, Başağrı Köyü öğretmeninin çok sayrı olduğu salığını alır. Kendisine köye dek yol gösterecek yedek atlı bir kılavuz da vardır ama, kış kıyamet diz boyudur. İlçe kaymakamıyla Yargıç dostları bu havada Başağrı Köyü ne yolculuğun olanaksızlığını dile getirirler ama, Dirican Hoca kılavuzuyla yola düşer, bir ara önündeki kılavuzu yitirir, atı tökezler, bağır çağır güçlükle birbirlerini bulurlar, bin bir güçlükle köye ulaşırlar. İki gün öğretmenin sağaltımıyla uğraşır. Birazcık kendisini toparlayınca oluşturulan bir taşıma aracına öğretmeni yatırarak, sağlık merkezine taşır onu Dirican Hoca mız. Yirmi gün daha onun sağlığıyla ilgilenir. İyileştikten sonra yolcu eder köyüne... Prof. Dr. Rahmi DİRİCAN Hoca mız Köy Enstitüleri kanalıyla Toplum Kalkınması ve Köylerde Sağlık başlıklı yazısının bir yerinde şöyle der: Köy Enstitülerinden yılmadan ve yorulmadan köysel bölgelerde olumlu hizmetler sunan elemanlar yetişmiştir. Bunlar, içinde bulundukları toplumsal düzenin aksayan yönlerini korkusuzca dile getirmiş; Atatürk devrimlerini bilinçli bir şekilde savunmuş ve uygulamışlardır. Egemen güçlerin, tutucuların ve geleceklerinden endişeye kapılan okumuşların baskıları sonucu, üst basamaklardaki ayrılmaz yöneticilerin girişimleriyle 1946 yılından itibaren hızları kesilen Köy Enstitüleri, giderek yön değiştirmiş ve 1954 yılında kapatılmışlardır. Çeşitli Yönleriyle Tonguç adlı yapıttaki yazısında da DİRİCAN Hoca m şöyle der: Köy ebeleri ve köy sağlık memurları köy kökenli oldukları için köy yaşamını yadırgamadan kırsal kesimde yaşayanların daha sağlıklı bir yaşam sürmelerini gerçekleştirmek amacıyla uzun yıllar inançla ve özveriyle başarılı bir hizmet sunmuşlardır. Bu başarıda, onları Köy Enstitülerine seçerken göz ününde tutulan

29 29 ilkelerin ve Köy Enstitülerindeki üç yıllık eğitimlerinin büyük etkisi vardır. Dolayısıyla, köy sağlığının olumlu yönde gelişmesinde Köy Enstitülerin kurucusu olan İSMAİL HAKKI TONGUÇ un çok önemli rolü olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Sizlere saygılar sunuyorum. Alıntılar: 1- Bir Hekimin Anıları (s:223/224) 2- Edebiyat Yaşamım, Maksim Gorki (s:255) 3- AGY(s:278) 4- Köy Enstitüleri Amaçlar, İlkeler, Uygulamalar (s:99/100) 5- Çeşitli Yönleriyle TONGUÇ (s:245) İHSAN DİRİCAN Sayın Hocalarım, Değerli Katılımcılar Konuşmama başlarken bu sempozyumu düzenledikleri için Bursa Tabip Odası na ve Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı mensuplarına teşekkür ederim. Babam Dr. Rahmi DİRİCAN dan, DİRİCAN ailesinin bir ferdi olarak bahsetmek üzere söz aldım. Babamın hayatta olan 3 çocuğundan biri olarak... Bugün benimle birlikte aramızda; Ailemizin sürekli iyiliğini ve mevcudiyetini sağlayan, babamın 60 yıldır yanında olup ona destek veren eşi annem Meliha; ve sevgili eşim Dr. Melahat DİRİCAN bulunmaktadır.

30 30 Dedesi gibi tıp mesleğini seven ve ona yakışan bir torun olan biricik çocuğumuz İntern Doktor Alican stajı nedeniyle aramızda bulunmamaktadır. Sevgili ablam Hüsniye ile kızı Mine ve sevgili küçük kardeşim Dr. Ahmet ise uzun süredir yurtdışında yaşamaktadırlar... Babamın emekli olduğu 67 yaşına kadar olan yaşam öyküsü Bir Hekimin Anıları kitabında verilmekte ve hayatının nasıl evrildiği geniş anlatım bulmaktadır. Babam; bu kitabında özellikle hekimlik yaşamının, yaşadığı olayları tarihi olarak sonuçlarıyla kendi gözüyle bizlere anlatmakta adeta otopsi yapmaktadır. Yaşamını; öğrencilik ve emeklilik yılları hariç, 4 ana döneme ayırmak mümkündür. Bu dönemler; genç hekim olarak köy/kent hekimliği yılları, İngiltere/Londra da öğrenim yılları, Erzurum Tıp Fakültesi nde çalışma yılları ve Bursa Tıp Fakültesi nde çalışma yıllarıdır. Konuşmamda babamın hekimlik öyküsü dışında kalmaya çalışıp onun insani yönünden bahsedeceğim. Kitabında, özellikle biz yakınları hakkında; sanırım mahrem, özel alana ait olduğumuzdan; çok az söz edilmektedir. Bunu doğal karşılamak gerekir. Zaten yazdığı kitabın esas amacı adından da anlaşıldığı üzere Bir Hekimin Anıları dır ve hekimliği sırasında yaşadıklarını meslektaşlarıyla paylaşmak üzere yazılmıştır. Babam 1995 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldı. Ancak emekli olduğu tarihten en az 15 yıl önce emekli olmayı istedi diye düşünüyorum. Aile geçimini sağlaması ve biz çocuklarını üniversitede okutma sorumluluğu olmasaydı. Bu erken emekli olma isteğinin en önemli nedenlerinden biri; artık eskisi gibi öğrencileri ile temas kuramamasıydı. Eskiden öğrencilerini tek tek tanırdı. Bir diğer neden; yeni kurulan bir üniversitede yoğun bir dekanlık dönemini geride bırakmış olmasıydı yılında Ocaklar Köyü nü görmüş ve emekliliğini burada huzur içinde geçirebileceğini düşünmüştü li yıllarda onu üniversiteye bağlayan önemli bir çalışması vardı. Gemlik te yaptığı araştırma. Üniversite yönetimi tarafından engellenmek istendi, araştırma

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ

TÜRK NÖROŞİRÜRJİ DERNEĞİ NÖROŞİRÜRJİ UZMANLIĞINDA 40. YIL PLAKET ve TEŞEKKÜR BELGESİ ALAN ÜYEMİZ Prof. Dr. Aydın PAŞAOĞLU 1948 yılında doğdu. 1973 de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi nden mezun oldu. Aynı yıl Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroşirürji Anabilim Dalında asistanlığa başladı.

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber

Beykoz Yerel Basını: Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ - Özgün Haber Beykoz Yerel Basını: "Yılın Öğretmen Çifti, Adife& Bayram YILDIZ" Tüm Ülkede kutlanan Öğretmenler Günü Beykoz'da da coşkuyla kutlanırken, bu özel günde öğretmenlerimiz için çeşitli etkinlikler ve ziyaretler

Detaylı

Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum. Sevgiler, saygılar.

Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum. Sevgiler, saygılar. MESLEĞE VEDA From: Güney Dinç Sent: Wednesday, April 16, 2014 1:56 PM To: Subject: [ÇEHAV] Mesleğe Veda Sevgili dostlar. 53 yıldan sonra avukatlığı bırakmak zorunda kaldım. Sizlere son bir anımı sunuyorum.

Detaylı

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK

BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK BİR ÇOCUĞUN KALBİNE DOKUNMAK Ceylan Işık, Hacettepe Türkçe Öğretmenliği Biliyor musunuz, ben bir çocuğun kalbine dokundum? Hatta bir değil birçok çocuğun kalbine dokundum. Onların sadece ellerine, yüzlerine

Detaylı

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? Kişisel gelişim, insanın gelişimi merak etmesi, yeni insanlar tanıması, gazetede güzel yazı yazan veya kitap yazmış insanları merak ederek onları tanımak, sadece yazılarından

Detaylı

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ Tıp Eğitimi Anabilim Dalı Mezun Görüşleri Anketi Değerli Hekim Arkadaşımız, Bu anket ülkemizdeki farklı eğitim kurumlarınca uygulanan örnekler temel alınarak UÜTF Tıp

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, İnsan yetiştirmek başka hiç bir canlıyı yetiştirmeye benzemez.

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

ISBN : 978-605-65564-3-2

ISBN : 978-605-65564-3-2 ISBN : 978-605-65564-3-2 1 Baba, Bal Arısı Gibi Olmak İstemiyorum ISBN : 978-605-65564-3-2 Ali Korkmaz samsun1964@hotmail.com Redaksiyon : Pelin GENÇ Dizgi/Baskı Kardeşler Ofset Matbaacılık Muzaffer Ceylandağ

Detaylı

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ

14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ TÜRK-İŞ Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 14. ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ KONGRESİ 25-27 Mayıs 2012 Nova, İbis Hotel - İstanbul Oturumlar Panel

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR!

O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR! 11.11.2014 Salı İzmir Basın Gündemi O KOLTUĞA GALİP HOCA YAKIŞIR! Kazım Erkmen Daha dün gibi hatırlıyorum, İzmirlilerin Yeşilyurt Devlet Hastanesi diye bildikleri o Hatay daki hastanenin Başhekimliği ne

Detaylı

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI

Zeynep in Günlüğü. Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) Fatma BAŞA. Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI Hikaye Yazarı Sevinç DOĞAN ( Türkçe Öğretmeni ) İmtiyaz Sahibi Adına Ramazan BALCI Okul Müdürü Fatma BAŞA ( Özel Eğitim Öğretmeni ) Kapak Tasarımı ve Sayfa Tasarımı Ahmet ŞAMLI ( Görsel Sanatlar Öğretmeni

Detaylı

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi

Kahraman Kit ve Akıllı Can. Technical Assistance for Promoting Registered Employment. Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Technical Assistance for Promoting Registered Employment Kayıtlı İstihdamın Teşviki için Teknik Destek Projesi Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir. This project

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

EGE ÜNİVERSİTESİ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Kuvâ-yı Milliye nin Örgütlenişinin 90. Yıldönümüne Armağan

EGE ÜNİVERSİTESİ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi. Kuvâ-yı Milliye nin Örgütlenişinin 90. Yıldönümüne Armağan EGE ÜNİVERSİTESİ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Kuvâ-yı Milliye nin Örgütlenişinin 90. Yıldönümüne Armağan Prof. Dr. Necmi ÜLKER Doç. Dr. Vehbi GÜNAY Okt. Latif DAŞDEMİR

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım.

Turkiye' ye dönmeden önce üniversiteyi kazandığımı öğrenmistim. Hayatımın en mutlu haberini de orada almıştım. Meraba, Ben Asena Ünğan. 19 yaşındayım. 1-22 Eylül 2016 tarihinde Güney Kore'de, Incheon, Seoul,Jeonju,Gyeonju ve Busan da bulundum. Güney Kore topraklarına sevdam 9 yaşında iken, Taekwondo ile başladı.

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi.

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi. Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, Altınordu İlçesi nde bulunan 92 Mahalle nin muhtarlarıyla ile bir araya geldi. TESK Otelde gerçekleştirilen toplantıya Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş

Detaylı

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK

KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK KİTABININ GELİRİNİ, İHTİYACI OLAN KIZ ÇOCUKLARINA VERECEK Sosyal ve siyasi yaşamda Bodrum un tanınmış simalarından biri olan Nuran Yüksel yaşamını kitap haline getirdi. Nuran Yüksel kitabının sadece kendi

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

iyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın

Detaylı

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da

Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da Yaşam Boyu Öğrenme, Araştırma ve Uygulama Merkezi nin ilk şubesi Bodrum da Muğla Sıtkı Koçma Üniversitesi, Bodrum Ticarete Odası ve Bodrum Belediyesinin katkıları ile tamamlanan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi

Detaylı

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Karacan Düzce'de 22.11.2017-22:35 Son Güncelleme: 22.11.2017-22:35 AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan, 2019 a giden yolda dava uğruna daha fazla mücadele edeceğiz

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ BAHARA MERHABA Toprağın ve suyun güneşle buluştuğu, doğanın canlandığı, aydınlık ve sıcak günlere kavuştuğumuz güzel bahar aylarına merhaba dedik. Baharın verdiği canlılık ve heyecanla eğitim- öğretim

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olduktan (1972) sonra bir süre aynı bölümde kütüphane memurluğu yaptı (1974-1978). 1976 da Türk

Detaylı

Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY. Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü

Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY. Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü Onur Konuğumuz Prof. Dr. Güler AKSOY Acıbadem Sağlık Grubu Hemşirelik Hizmetleri Direktörlüğü 1 Çocukluk Yılları 3 Temmuz 1942 11 Eylül 1944 Annesi, Ağabeyi ve Kız Kardeşleri 11 Eylül 1942 de Erzurum da

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti Nisan 20, 2017-11:17:00 Başbakan Binali Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde, 26 ülkeden, "39. TRT Uluslararası 23 Nisan

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan

kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan kanaryamın öyküsü Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan 1996, Uçanbalık Cumhuriyet Bulvarı No: 302/104 35220 Alsancak - İZMİR Yazar: Ayla Çınaroğlu Resimler: Yaprak Berkkan Yayın Yönetmeni: İlke Aykanat

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum. PEPE NİN HİKAYESİ Pepe, herkesin olmak isteyeceği türden bir insandı. Her zaman neşeli olup, her zaman, söyleyeceği pozitif bir şey vardı. Birisi istediğinde hemen gidiyor, daima : Daha iyisi olamaz! diye

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Serbest Yazma Konuları Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Biletinize piyango çıksaydı ne(ler) yapardınız? Favoriniz olan film nedir ya da favoriniz olan film karakteri kimdir? Neden? Hayalimdeki ev. Kendini

Detaylı

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ün 1928 yılında Ankara

Detaylı

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası AHMETLER İLKOKULU Ahmetler Köyü İlkokulu 1947 yılında köylüler tarafından imece yöntemiyle yapıldı. Bundan önce köy odasının alt katında hazırlanan yer, "Mektep" olarak kullanılıyordu. Mektep'te ilkokul

Detaylı

S. 115 ARTI YÖN. Kemal Koçak: Üniversite yaşamı beklediğimden daha güzel. Sıdıka Pınar Temiz: Burada kendimi güvende hissediyorum

S. 115 ARTI YÖN. Kemal Koçak: Üniversite yaşamı beklediğimden daha güzel. Sıdıka Pınar Temiz: Burada kendimi güvende hissediyorum ARTI YÖN ARTI YÖN Kemal Koçak: Üniversite yaşamı beklediğimden daha güzel Sıdıka Pınar Temiz: Burada kendimi güvende hissediyorum Hadan Türkal: Hayat adına kimse vazgeçmemeli S. 115 BAŞARI ENGEL TANIMAZ!

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU, İLKOKULU VE ORTAOKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 35.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, Geçtiğimiz hafta sonunda 2-6.sınıflardaki öğrencilerimizin

Detaylı

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM GELECEĞİM OLDU. Sayın Yurduseven öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Çankaya Üniversitesi Bilgi İşlem Departmanı nda çalışan ve 2007 Bilgisayar Mühendisliği Bölümümüzden mezun olan Hakan Yurduseven ile bilgilendirici bir söyleşi gerçekleştirdik. ÇANKAYA ÜNİVERSİTESİ BENİM

Detaylı

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum.

Page 1 of 6. Öncelikle, Edirne de yaşanan sel felaketi için çok üzgünüz. Tüm Edirne halkına, şahsım ve üniversitem adına geçmiş olsun demek istiyorum. Page 1 of 6 Edirne Valisi Sayın Dursun Ali Şahin, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Sayın Recep Zıpkınkurt, Edirne Ticaret ve Sanayi Odası nın değerli üyeleri ve temsilcileri, Bilgi birikimi ve üslubunu,

Detaylı

MEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ

MEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ MEZUNLARIMIZIN OKULUMUZ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ Onur BİÇER Yüksekokulumuza 2006 yılında görevime başlamış olup 2008 yılında kazanmış olduğum muhasebe ve vergi uygulamaları (İÖ) Programını okuyup 2010 yılında

Detaylı

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 24 Ağustos 2009 04:42 - Son Güncelleme Çarşamba, 26 Ağustos 2009 19:20 Düğünlerde Takılan Sahte Paralar Yüksek eğitimini tamamlamış, babası ticaretle uğraşan, annesi ise bir bankada görevli bulunan bir ailenin tek kızıydı. Okul arkadaşı ile evlenmeye karar vermişlerdi. Damat

Detaylı

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında

Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında Türkiye nin köklü şirketlerinden PET HOLDİNG 40 yaşında 23 Nisan 2014 Çarşamba 17:23 Devremülk Turizm inden Sağlık Turizm ine, madencilik ve mermerden gayrimenkule kadar farklı alanlarda faaliyet gösteren

Detaylı

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler

Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler Erbaa lı Genç Şair Muhammed Dikal Lisede edebiyatı gerçekten seven öğretmenlerim bana da Edebiyatı sevdirdiler SORU- Kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? MUHAMMED DİKAL

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller

M. Sinan Adalı. Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller yayın no: 117 PEYGAMBERİMİZİN DİLİNDEN HİKMETLİ ÖYKÜLER Eski zamanlarda yaşamış peygamberlerin ve ümmetlerinin başlarından geçen ibretli öyküler, hikmetli meseller Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür Yayınevi

Detaylı

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya

MOTİVASYON. Nilüfer ALÇALAR. 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya MOTİVASYON Nilüfer ALÇALAR 24. Ulusal Böbrek Hastalıkları Diyaliz ve Transplantasyon Hemşireliği Kongresi Ekim 2014, Antalya Motivayon nedir? Motivasyon kaynaklarımız Motivasyon engelleri İşimizde motivasyon

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 8 (ΟΚΣΩ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: Γ ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı)

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı) Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı) 12.11.2011, Şişli-İstanbul 108 Dursun Ali Yaz Özgeçmiş PTT çalışanı olan babasının memuriyeti dolayısıyla bulunduğu Adapazarı nda 1949 yılında doğdu.baba tarafından

Detaylı

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu Hayallere inanmam, insan çok çalışırsa başarır Pelin Tüzün, Bebek te üç ay önce hizmete giren Şef makbul Ev Yemekleri nin

Detaylı

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı. 2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı. Binanın açılış törenine Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul

Detaylı

Değerli Genç Meslektaşlarımız,

Değerli Genç Meslektaşlarımız, Değerli Genç Meslektaşlarımız, TTB-UDEK Asistan ve Genç Uzman Hekim Çalışma Grubu tarafından planlanan ve genş meslektaşlarımızın sürekli mesleki gelişmelerine katkı sağlamayı hedefleyen bir çalışma olarak

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

GÖLCÜK MESLEK YÜKSEK OKULU 7. DÖNEM ÖĞRENCİLERİ KOCAELİ FABRİKAMIZDA BECERİ EĞİTİMİNE BAŞLADI Sabahattin Gücin Eğitim Uzmanı İnsan Kaynakları Direktörlüğü 2001 yılında Ford Otomotiv Sanayi A.Ş. ile Kocaeli

Detaylı

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor...

Onceki izlenimdeki sevgi titresimleri sevgili Ugurcan'in izleniminde devam ediyor... 23 Nisan gecti hala kendimizi toparlayamadik; bir sure daha ruyalarimizi susleyecekler... Ama her zaman onlarin en guzel basarilarla buraya gelmelerini heyecanla bekleyecegiz... Onceki izlenimdeki sevgi

Detaylı

İngiltere Kraliyet Tıp Derneği nin. Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi. Prof. Dr. Babulal Sethia, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr.

İngiltere Kraliyet Tıp Derneği nin. Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi. Prof. Dr. Babulal Sethia, Prof. Dr. Mehmet Haberal, Prof. Dr. İlk "Distinguished Fellowship" Ödülü Prof. Dr. Mehmet Haberal a Verildi İngiltere Kraliyet Tıp Derneği, 2008 yılında oluşturulan "Distinguished Fellowship" ödülünü, dokuz yıllık bir araştırma ve değerlendirmenin

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ

ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ ORTOPEDİ VE TRAVMATOLOJİ UZMANLIK EĞİTİMİ PROGRAMLARINI DEĞERLENDİRME ANKETİ* Sayın katılımcı bu anket, bölümümüzdeki araştırma görevlilerinin uzmanlık eğitim programları hakkındaki duygu ve düşüncelerini

Detaylı

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2014-2015 EĞİTİM - ÖĞRETİM REHBERİ Web Adresi : http://tip.erciyes.edu.tr/ - http://tip.erciyes.edu.tr/egitim_rehberi.asp E-mail : tipdekanlik@erciyes.edu.tr Adres

Detaylı

Prof. Dr. Nuran Gökhan ın Ardından

Prof. Dr. Nuran Gökhan ın Ardından Prof. Dr. Nuran Gökhan ın Ardından İstanbul Tıp Fakültesi eski dekanlarından Prof. Dr. Korkmaz Altuğ un ifadesiyle, İstanbul Üniversitesi nin temel yapı taşlarından birisi olan çok sevgili Hocamız Prof.

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

SORU-Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda okudunuz bugüne kadar? CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ İİBF ÇALIŞMA EKONOMİSİ VE ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ FURKAN AKYÜZ KİŞİSEL GELİŞİMİ ÖNEMSEYEREK KİŞİSEL GELİŞİM DERGİ VE KİTAPLARI OKUYARAK ÖZGÜVEN SORUNUMU AŞTIM VE ÖNYARGILARIMDAN

Detaylı

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI

ÖMER GÜNEY CHP MENEMEN BELEDİYE BAŞKAN A.ADAYI 1 26 EYLÜL 2013, Saygıdeğer Menemen Halkımla, Belediye Başkan Aday Adaylığımı açıkladığım o güzel gündeki konuştuklarımı ölümsüzleştirmek istedim. Sevgi ve Saygılarımla 2 Kıymetli Büyüklerim, Partimizin

Detaylı

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN

MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN MUĞLA GAZETECİLER CEMİYETİNDE GÖREV GENÇLERİN Muğla Gazeteciler Cemiyeti 12. Seçimli Genel Kurulu Konakaltı İskender Alper Kültür Merkezinde gerçekleşti. 23 yıldır cemiyet başkanlığını yürüten duayen gazeteci

Detaylı

55. Yılında, Ege Üniversitesi Yayınları. Yayıma Hazırlayan; C. Orhan ÇETİNKALP EÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı İZMİR

55. Yılında, Ege Üniversitesi Yayınları. Yayıma Hazırlayan; C. Orhan ÇETİNKALP EÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı İZMİR 55. Yılında, Ege Üniversitesi Yayınları Yayıma Hazırlayan; C. Orhan ÇETİNKALP EÜ Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı 2010 - İZMİR 55. YILINDA EGE ÜNİVERSİTESİ YAYINLARI Yayıma Hazırlayan: C. Orhan

Detaylı

Bodrum, aydınlanma savaşçısı Bahriye Üçok u unutmadı.

Bodrum, aydınlanma savaşçısı Bahriye Üçok u unutmadı. Bodrum, aydınlanma savaşçısı Bahriye Üçok u unutmadı. Bodrum Kent Konseyi Cumhuriyet Atölyesi Çalışma Grubu tarafından Bodrum Belediyesi Turgutreis Hayırlı Sabancı Mavi Salon da düzenlenen toplantıda 26

Detaylı

Jale Baysal ( )

Jale Baysal ( ) ÖZEL ARŞİVLER KOLEKSİYONU Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı Jale Baysal Özel Arşivi Jale Baysal (1925-2009) Kütüphaneci, Yazar JALE BAYSAL ARŞİVİ Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi

Detaylı

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE

BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE BODRUM DA SAĞLIK ÇALIŞANLARI GREVDE Bodrum da sağlık çalışanları iş bıraktı. Bodrum Devlet Hastanesi önünde buluşan sağlık meslek örgütü temsilcileri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi, emeklilik hakları

Detaylı

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış;

Asker hemen komutanı süzerek cevap vermiş; 1,78! Komutan şaşırmış; Yemek Temel, Almanya'dan gelen arkadaşı Dursun'u lokantaya götürür. Garsona: - Baa bi kuru fasulye, pilav, üstüne de et! der. Dursun: - Baa da aynısından... Ama üstüne etme!.. Ölçüm Bir asker herkesin

Detaylı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı

Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Yenilenen Geçici Hayvan Bakım Merkezi açıldı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, bakım ve rehabilitasyon çalışmaları tamamlanarak dünya standartlarında bir tesis haline getirilen Bodrum Belediyesi

Detaylı

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ

ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ ADALET ve CESARET ÖYKÜLERİ Yayın no: 170 ADALET VE CESARET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 24 3 Sertifika no: 14452 Uğurböceği

Detaylı

ALBERT EİNSTEİN HAYATI

ALBERT EİNSTEİN HAYATI ALBERT EİNSTEİN HAYATI Albert Einstein!"#$ Albert Einstein 14 Mart 1879 da Almanya nın Ulm kasabasında dünyaya geldi. Babası Hermann Einstein ve amcası Jakob bir elektrik şirketi kurdular. Annesi Pauline

Detaylı

Kıbrıs'ta öğrenci olmak

Kıbrıs'ta öğrenci olmak On5yirmi5.com Kıbrıs'ta öğrenci olmak Kıbrıs'ı tercih etmek isteyenler, bu haberimizi okumadan tercih formlarını doldurmayın! Yayın Tarihi : 2 Ağustos 2012 Perşembe (oluşturma : 4/13/2019) Zuhal Erkek'in

Detaylı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı Atatürk ün Kişisel Özellikleri Atatürk cesur ve iyi bir liderdir Atatürk iyi bir lider olmak için gerekli bütün özelliklere sahiptir. Dürüstlüğü ve davranışları ile her zaman örnek olmuştur. Gerek devlet

Detaylı

Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki

Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki Fransa da ki saldırıya Bodrumdan tepki Gazeteciler Günü Trafo da Kutlandı Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle Bodrum da görev yapan gazetecilerle Trafo Bodrum

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI 2015 2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SULUCA ORTAOKULU 6/B SINIFI 2. DÖNEM VELİ TOPLANTI TUTANAĞI TARİH: 18.02.2016 Perşembe Saat: 12.00 YER: 6-B Sınıfı VELİ TOPLANTISI GÜNDEM MADDELERİ Yoklama Velilerin görevleri,

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı