Ahmet Erol Müjde. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Ahmet Erol Müjde. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.3.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat"

Transkript

1 - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin kopyalanması gerçek veya elektronik ortamlarda yayınlanması, dağıtılması Türkiye Cumhuriyeti yasaları ve uluslararası yasalarla korunmaktadır ve telif hakları temsilcisinin önceden yazılı iznini gerektirir. Bu doküman, şairin kendisi veya temsil hakkı verdiği kişinin isteği üzerine Antoloji.Com tarafından, şairin veya temsilcisinin beyanları doğrultusunda yayınlanmıştır. Bu dokümanın yayınlanması kullanılması dağıtılması kopyalanması ile ilgili husularda ve şiir içerikleri ile ilgili anlaşmazlıklarda Antoloji.Com hiç bir şekilde sorumlu ve taraf değildir.

2 1 Öykü Bir şeyler yapmak istediğini düşün. Her eylem dışarıdan gelen engellerle karşılaşabilir. Eğer sen bir eylemi gerçekleştirmek isterken bazı engellerle karşılaşırsan, o anda eylemi gerçekleştirmekte özgür olmadığını anlarsın. Böylece engellerle karşılaştığında ve özgür olmadığını hissettiğinde özgürlüğünün bilincine varmış olursun. Daha önce gerçekleştiremediğin eylemleri gerçekleştirmeye başladığında ise kendini özgür hissedersin. Her şey On Eylül Pazartesi günü başladı. İş gününe başlamak üzere yatağımdan kalkmıştım ki onu gördüm. Orta boylu, esmer bir kadın karşımda durmuş beni süzüyordu. Yatağından kalktığında karşısında tanımadığı bir kadın gören herkes kadar korkmuştum. O kadar korkmuştum ki onu görünce bir an nefesim kesildi. Biraz bakıştıktan sonra onun bir hırsız olmadığını ve beni öldürmeyeceğini anladım. Kimsin sen? Ben senin duygularından biriyim. Bana bu cevabı verdiğinde onun bir deli olabileceğini ve beni öldürebileceğini düşünebilirdim fakat düşünmedim. Güven verici bir görünüşü vardı, deli olamayacak kadar sakin ve tutarlı bir görünüş. Üstelik çok da güzeldi. Peki hangi duygumsun? Senin hissettiğin bir duygu Adını koyamadığın İçeri nasıl girdin? İçeri girmedim. Dün gece gördüğün rüyalardan sonra beni sen yarattın. Rüyamda? Evet. Ben sana aidim, diğer insanlar beni göremez ve duyamaz. Onun bir duygunun insanlaşmış hali olamayacağından emindim, çünkü bu durum imkânsızdı. Tamam, belki mucize denen bir şeyler vardır, fakat mucizeler özel insanlar içindir herhalde. Ne bileyim belki peygamberlerin veya mistik insanların başına gelir böyle akıl dışı şeyler. Benim gibi sıradan işinde gücünde birine mucizeler gerekli değildir. Hiçbir şey olmamış gibi kahvaltımı ettim ve işe gitmek için hazırlandım. Sonrasını o ucuz Amerikan filmlerinden biliyorsunuz. Sokaktaki insanlar onu göremiyorlar, benim kendimle konuştuğumu zannedip bana garip garip bakıyorlardı. İşyerinde arkadaşlarım tuhaf davrandığımı ve öğlen tatilinde neden başka bir masada yalnız başıma oturduğumu anlayamadıklarını söylediler. Tüm bu olanları iş yerimdeki en iyi arkadaşıma anlattığımda benim çok yorulduğumu, biraz dinlenmem ve bir psikiyatriste gitmem gerektiğini söyledi. Ben de işten iki gün izin aldım. Bu arada onunla hiç konuşmuyordum. Ben konuşmadıkça ve bir şeyler sormadıkça kesinlikle konuşmuyordu. O günün akşamı eve döndüğümde oldukça bitkindim. O yine yanımdaydı. Büyük kahverengi gözlerini bana dikmişti. Uykuya dalmadan önce en son hatırladığım şey onun güzel kahverengi gözleriydi. Ertesi sabah kalktığımda başucumdaydı. Yataktan kalkarken kendimi çok uzun süredir fark etmediğim kadar sağlıklı hissettim. Kalkıp kendime kahvaltı hazırladım. Kahvaltımı bitirdikten sonra günün en zevkli sigarası olan ilk sigaramı içerken ona bakıyordum. Belki de sessizliği ve durağanlığı hoşuma gidiyordu. Ona bakmak, onun yanımda olduğunu bilmek bir göl kıyısında oturup gölü seyretmek kadar dingin ve huzurluydu. Bu düşüncelere biraz daha takılsaydım psikiyatristle olan randevuma geç kalacaktım. Hazırlandım ve psikiyatriste gitmek üzere yola çıktım. İlk bakışta sıradan biri gibi görünen psikiyatriste olanı biteni anlattım. Anlattıklarım üzerinde biraz düşündükten sonra uyuşturucu kullanıp kullanmadığımı sordu. Çocukluğumda ailemle yaşadığım sorunları, cinsel yaşantımda ve iş hayatımda karşılaştığım problemleri belirlemek için bana sorduğu sorular da oldukça sıkıcıydı. Benim davranış biçimlerimin eksiksiz anlaşılması için bazı testlerin gerekliliğinden, hastaneye yatmam gerektiğinden bahsetti. Bu testlerin ve ilaç tedavisinin çok uzun

3 sürebileceğini söyledi. Doktora hastaneye yatmaya falan ihtiyacım olmadığını, benim normal bir yaşantım olduğunu, her sabah işe gittiğimi ve hastaneye yatmamın iş hayatımı etkileyebileceğini söyledim. Sanırım delilerin yanında, hapishane gibi bir yerde günlerimi geçirmekten korkmuştum. Doktorun yanından iki gün sonra görüşmek ve yeniden durum değerlendirmesi yapmak üzere ayrıldım. Bütün öğleden sonramı bir barda içki içerek geçirdim. Akşam eve döndüğümde yatağın üzerine kendimi bıraktım. Sızmışım. Ertesi sabah kalktığımda onun yanımda olacağını bilerek uyandım. Kahvaltıdan sonra ilk işim psikiyatristi aramak oldu. Psikiyatriste sabah kalktığımda onun yanımda olmadığını, her şeyin normale döndüğünü ve kendimi çok mutlu hissettiğimi söyledim. Doktora bu yalanı söylerken onun güzel gözlerine bakıyordum. Sanırım korktuğumu ve akıl hastanesine yatmak istemediğimi anlamıştı. Telefonu kapattıktan sonra kendime bir bardak çay aldım ve onunla konuşmak için mutfaktaki masaya oturdum. Bir sigara yaktım. Neden korku yada mutluluk değil de senin gibi garip bir duyguyu yarattım acaba? Çünkü korku, mutluluk gibi duyguları biliyorsun ve hissediyorsun. Bu duyguların seni nasıl etkilediklerini de biliyorsun. Fakat benim üzerimde kalıcı kararlara varamadın. Yani basitçe senin nasıl bir duygu olduğunu bilmiyorum. Daha benim ne olduğumu bilmiyorken, iyi ya da kötü bir duygu olup olmadığım hakkında düşünüyorsun. Siz insanlar çok garip yaratıklarsınız. Seni tanımaya çalışıyorum. Hayır beni tanımlamaya uğraşıyorsun. Beni tanımlamaya çalışmamalısın. Beni duyumsamalısın. Sen de işleri iyice karıştırıyorsun! İşler derken yaşamdan bahsediyorsan, yaşam senin sandığından daha karışıktır. Bırak bu palavraları da bana kendinden bahset biraz Sana kendimi anlatamam. Niye? Çünkü doğuştan kör olan bir insana renkleri anlatamazsın. Beni ancak hissederek anlayabilirsin. Çağrışım yapmayı dene Bu kadar ısrar ettiğine göre beni gerçekten merak ediyor olmalısın. Sana bir örnek vereyim. Özgürlüğü hisseder misin? Evet Hissederim. Arada sırada özgür olmadığımı da hissederim. Güzel. Özgürlüğün ne olduğu değil de özgürlüğü ne zaman hissettiğin üzerinde duralım. Özgürlüğü ne zaman hissedersin? Bu ne biçim soru! Özgürlüğü Özgür olduğum zaman hissederim. Hayır. Özgürlüğü ancak özgürlüğün kısıtlandığı zaman hissedersin. Anlamadım. Bir şeyler yapmak istediğini düşün. Her eylem dışarıdan gelen engellerle karşılaşabilir. Eğer sen bir eylemi gerçekleştirmek isterken bazı engellerle karşılaşırsan, o anda eylemi gerçekleştirmekte özgür olmadığını anlarsın. Böylece engellerle karşılaştığında ve özgür olmadığını hissettiğinde özgürlüğünün bilincine varmış olursun. Daha önce gerçekleştiremediğin eylemleri gerçekleştirmeye başladığında ise kendini özgür hissedersin. Peki bunların seninle ne ilgisi var? Ne ilgisi olduğunu şimdi anlayacaksın. Kapat gözlerini Ne? Kapat gözlerini. Bana zarar vermek isteseydi bunu çoktan yapardı diye düşündüm. Biraz sakinleştikten sonra gözlerimi kapatmak fikri korkutuculuğunu kaybetti. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Beş yada on saniye bekledikten sonra ondan da ses gelmeyince gözlerimi

4 açtım. Ve o gitmişti. Kendimi daha önce hiç hissetmediğim kadar yalnız hissediyordum. Onun gitmesi benim üzerime yalnızlığı bırakmıştı. Belki de o esmer kadın, daha önce hiç hissetmediğim gerçek yalnızlığımdı.

5 8 Mart 1910 yılında Clara Zetkin, 8 Mart gününün 'uluslararası emekçi kadınlar günü' olarak ilan edilmesini önerdiğinde, önerisi hemen kabul edilmiştir. Ve bu tarihten itibaren 8 Mart günü uluslararası bir gün olarak özel bir yere sahip olmuştur. Kimi çevrelerde, salt 'dünya kadınlar günü' olarak kabul edilen 8 Mart'ın emekçi, yani kapitalizm koşullarında çalışan kadınların mücadelesini simgeleyen ve onun kurtuluşunun ele alındığı bir gün olması büyük bir öneme sahiptir. 8 Mart, yalın bir 'kadın günü' ya da 'dünya kadınlar günü' değil, kapitalizm koşullarında çalışan, emek-gücünü en elverişsiz koşullarda satan kadınların günüdür. Bu boyutuyla, 8 Mart, tıpkı 1 Mayıs gibi, işçi sınıfının kapitalizme karşı, sömürü düzenine karşı son kavgasının bir simgesidir. Bir başka deyişle, 8 Mart, çalışan, emekçi kadınların sömürüye karşı mücadele günüdür. Bu nedenle işçi sınıfının, bütün insanlığın gerçek ve kalıcı kurtuluşu yönündeki tarihsel mücadelesinin bir parçasıdır. Dünyanın neresinde olursa olsun, insanlığa karşı her hareketin, faşizmin, ırkçılığın, ulusal baskının karşısında gelişen her mücadelede kadınlar yer almışlardır. Naziler tarafından idam edilen Sovyet partizanları, Amerikan emperyalizmine karşı savaşarak ölen Vietnamlı kadınlar, Sandino'nun kızları, Pinoşet diktasına karşı direnen Şilili kadınlar, Arjantin'in Mayo Meydanı anaları, Güney Afrika'da ırkçılığa karşı meydan okuyan siyah kadınlar ve ülkemizin kadınları küçük bir örnektir. Tüm Emekçi Kadınlarınn mücadele gününü kutlarım.

6 Anladım Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını, kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak, dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım.. Ağlayanı güldürebilmek, ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş, Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş, Çok acıttığında anladım.. Fakat,hakkedermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini avucuma koyduğunda anladım.. ''Sana ihtiyacım var, gel! '' diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana ''git'' dediğimde anladım.. Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek, Git dediklerinde gittiğimde anladım.. Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin, acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış, Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen, beklemez, sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni affetmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş,

7 Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş... CAN YUCEL

8 Asi Sevdalar Halkım benim esaretimde ben halkımın özgürlüğündeyim yeryüzü suskun, öfkeli ve özgürlüğe gebe silahlar vahşete, dehşete ve özgürlüğe giden yolda ve toprakta kan, barut, gözyaşı, zulüm ve hepsinin içinde kara toprakta yeşeren mavi özgürlük ve gökte, denizde ve kavganın ortasında yeşeren boy atan asi sevdalar

9 Aşka Dair gözler fısıldar deliliği yürek doğrulur bakar, zamana sığmaz görünen yangın yayılır taşar, sonra ten çağrısı umut sancısı, sonra sonra çocuk adımlar, yürek doğrulur bakar, utangaçtır kırmızı saniyelerse cesur, boşalır zinciri dudakların sözler peşpeşe kopup akar, akar, akar, sonra...?

10 Ayaküstü Söyleşi Dedim, Hep hüzün doğuruyor gün Hüzün ki dalga kıranıdır karanlığın Zemheridir geceden gün karanlığı, bacım Yoksa kısır mıdır zaman aydınlıklara. bir gül de falına bakayım dedi Çingene Siyah laleler aktı yürekten hareli gözlere Ve bildim, toprağın nadasa durmuş bir çift zeytine, Sen hüzünleri hep karanlıklarda bildin, Ve sen sevda çiçeğini karanlıkta büyüttün sandın Düşün, Nasıl büyür mor çiçekler ışık olmayınca Ve anla, Ak yürekli sevdaların güneşidir hüzün, beyim. Dedi Çingene. 01 mart 2008 Diyarbakır

11 Bence Şimdi Sen De Herkes Gibisin Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor Onlardan kalbime sevda geçmiyor Ben yordum ruhumu biraz da sen yor Çünkü bence şimdi herkes gibisin Yolunu beklerken daha dün gece Kaçıyorum bugün senden gizlice Kalbime baktım da işte iyice Anladım ki sen de herkes gibisin Büsbütün unuttum seni eminim Maziye karıştı şimdi yeminim Kalbimde senin için yok bile kinim Bence sen de şimdi herkes gibisin Nazım Hikmet Ran

12 Boşluk Sevdanın ve korkunun imgesinde kar yangını bir geceydi zaman kekeme ve hırçın caddelerde gecenin iz düşümünde sonrası(z) bir yaşamdı doğum sakalım, dünya ve intihar bir daha tekrarlanmayacak bir şarkı şimdi hem kuşlar da uçtu bu kentten.

13 Canımın Yarısısın. Sağ yanım gün batımı karası Yitik onur yarası Melâmet kasırgası Yargısız infaz acısı Onulmaz sevda sancısı Hüzzam bir özlem şarkısı Ve sen. Sol yanım gün doğumu sarısı Sevgi yağmuru damlası Narçiçeği, menekşe, nergis tarlası İlle de yaban gülü goncası Dağ zirvesi sevdası Evrensel bir devrim şarkısı Ve sen. Ocak 2010 ankara

14 Devran Dönmeden Önce Sen yanımdayken Utanarak ta olsa Yüzünü seyrederdim Devekuşu misali. Canlı bir tablo izler gibi. Belli etmesen de sıkılırdın, İncinirdin. En çok, Gözlerini arardı gözlerim Dokununca irkilirdim. Bazen gözlerine eflatun bulutlar dolardı Toprağa yakın, Ha yağdı ha yağacak. Buğulanırdı gözlerim, Efkârlanırdım. Gözlerindeki güneşi arardım hep Yanaklarındaki gonca güllere hayat veren, Yüzündeki gölgeleri silen güneşi. Gördüğümde Gençliğimi hatırlar, Hevsel bahçelerinde gezinirdi ruhum, Sevgi yağmuruyla ıslanır, Mutlanırdım. Güzelliğine diyecek yok Gözlerimden tescilli, Yüreğimin en derininde gizli. Ama sevdam, Tensel değil, tinsel güzelliğineydi. Bir kuş nefesi kadar yakındın bana. Ruhunun titreşimlerini, Aynı frekansta ruhumda hisseder, Kendimden utanırdım. Uzaklaşmak adına attığım her adımda Daha çok yaklaşırdım sana. Bu tutku değil derken kendime, Dağda tepede arayıp dururdum seni Tesadüflerden kaçacak kadar utançla. Kaçınılmaz olan oldu, Güzelliğine kapıldım, Sevdalandım. Devran döndü şimdi. Mahallede her şey değişti Ama posta sokağında değişen bir şey yok. Majör depresyon dışında

15 Devrim Devrim Temiz kalan tek yerdir devrim bütün bir yıl kirlenen duvarda ama görebilmek için asıldığı çividen indirilmelidir yaprakları biten takvim Zorbalara direnmektir devrim bir çocuğun annesinin çantasından aldığı paraları altına gizlediğini söylememiştir dövülen hiçbir hali İçinde yaşamaktır devrim dikiş kutusunun ve toplu iğneler gibi bir arada olmayı gerektirir karşı koyabilmek için zulmüne makas denilen patronun Gece ışıklar arasında koşmaktır devrim ateş böceklerini yakalamak isteyen çocukların peşine takılır gün gelir yanıp sönen mavi ışıkları polis arabalarının Kağıt bir gemidir devrim bütün gemiler hurdaya çıksa da sonunda taşıdığı özgürlük şiiriyle batmadan yüzer nicedir dünya sularında Kim bilir kaç yunus görmüş kaç DENİZ GEZMİŞ... Sunay Akın

16 Git Dersen kırgınım, saçılmış bir nar gibiyim sessiz akan bir ırmağım geceden git dersen giderim kal dersen kalırım git dersen kuşlar da dönmez, güz kuşları yanıma kiraz hevenkleri alırım ve seninle yaşadığım o iyi günleri, kötü günleri bırakırım. aynı gökyüzü aynı keder değişen bir şey yok ki gidip yağmurlara durayım. söylenmemiş sahipsiz bir şarkıyım belki sararmış eski resimlerde kalırım belki esmer bir çocuğun dilinde. bütün derinlikler sığ sözcüklerin hepsi iğreti değişen bir şey yok hiç ölüm hariç. aynı gökyüzü aynı keder. Ankara 2005

17 İnsanlık Suçu işkenceciydiler her biri bir harami durmaksızın kanattılar yaramı silinmişti yüzleri yoktu gözleri manyetodan çıkardı iğrenç sözleri ben inlerken o hırlar ve titrerdi haki giymiş kara bantlı harami sanki zevke gelmiş boşalır gibi sokarken iğneyi tırnak altıma (Can dostum) Mahmut Özdeş

18 Kadının Akşam Duası -Durmadan dağılır oda Küflü bir ıslaklık dolaplarda -Aşkı düşün aşkı, dayan- Işıldayan sabun köpüğü -Öyle yakınım ki seçilmiyor Yaşamın çizgileri Saçlarıma değmeden geçiyor Camlarda kalıyor izi -Bir çayevinde olmalı şimdi Şiirler okumalı akşam serinliğinde Uzaktan uzağa toprak kokusu- Bulaşık kalsın Soğudu su, yağlar dondu Çorba pişmeli -Yüreğine akşamla çökeni Sokaklar uzaklaştıramaz Uyanırsın yanında Yabancı biri Aşkı kimseler kurtaramaz Öyle yakınım ki Seçilmiyor Yaşamanın çizgileri SENNUR SEZER

19 Kirli Aşk ak bir yaban güvercini gibiydin aşk, vişnelere bulaştın kirlendi kanadın. Düşlerde kaldın.

20 Kutup Yıldızı O korku vardı hep çıkılan yolda O korkusuzluk vardı Suyun su olduğu günden beri akardı Biri can verip aydınlatır Diğeri boğar ve yakardı Yaşamın her dönüm noktasında Bir ileri bir de geri Atılan adımlar gibi alçalma ve yücelme Atılan adımlar gibi Büyüme ve küçülmeydi adı Biri sevgi olup yapardı Diğeri öfke olup yıkardı O korku vardı hep çıkılan yolda O korkusuzluk vardı Geceler güvensizdi Gökyüzünde soluklar tükenirken Ay sevinçsizdi Bir şey vardı sanki hep yarım kalan Bir anı ya da bir düş gibi Uzak Uçurumlarda sessizce sallanan Yıllardan beri canlı tutulan ateşler Söndürülürken yüreklerde birer birer Kim yakacaktı Uğrunda ölünen o büyük ateşi kim Daha gün batmadan Karartılan günlerin rengini Gün doğarken Kim haykıracaktı mor bahçelere kim Kim ağlayacak Kim gülecekti tüm güzellikler adına Kim sevecek Kim dövüşecekti Kim takacaktı ölürken Ölümsüzlüğü gül diye yakasına Kışın kar açıp Çiçek olacaktı buz sarkıtan dallarda Yazın güneş açıp Gelecek olacaktı ufuklarda kim Bir yıldız vardır hani Bütün yıldızlar içinde der Homeros Ne kopmuştur hiç bir zaman Kök saldığı kutsal yerinden Ne de boyun eğmiştir Ölüm kusan hiç bir karanlık önünde Nasıl susulursa Bin yıllık zamana karşı okyanus dilinde Aynen öyle parlamıştır Tüm gecelerin gökyüzünde Aynen öyle

21 Notaların tören tören canlanıp Dile geldiği günden beri Hiç bir senfoni bulamadı bu sesi Bulamadı sarayların görkemli sütunlarında Hiç mi hiç bestelenmeden Ve seslendirilmeden yaşandı zindanlarda Hücreler senfonisiydi adı Yaylı sazlar: Demir parmaklıklar Ve demir kilitli demir kapılar Vurmalı sazlar: Taş duvarlar Ve taş katılığında kör baskılar Üflemeli sazlar: Şafakta idamlıklar Ve direnen tutuklular Erkekler kadınlar duvarlar ve ufuklar Yıldızlar içindeki o yıldızın Ölüme ve ölümsüzlüğe doğru Akışıyla başlıyordu hep birden uçuşarak Ardından diğer bütün notalar Ki maviliklerde süzülen kuşlar Kurtuluş savaşında Kurşuna ve saza vurulan türküler Fransız ihtilalinde Sürgüne ve giyotine gidilen marşlar Ve bir nice kızıl meydanda Yankılanan uğultular - uğultular Sonra güneşe gönderilen Özgürlük renkleri peş peşe Ve fethedilerek Ağızdan öpülen enginler - enginler Ey halkımın demir kazık dediği Yıldızlar içindeki soylu yıldız Varsın onlar söndü bilsinler seni Bulutları delerek saldığın ışıklar Ki bin renkli gelenek üzre Balkıyıp çoğalıyor şimdi Susmayan bir hücreler senfonisinde Kentlerin en yumuşak sessizliğinde Bildiriler düşüyor artık İnsanların yüreğine yağmur taneleriyle Gök gürlemeyince yer gülmez Gök gürlemeyince yer gülmez diye Adnan Yücel

22 Nisyan İyi günlerimde çok eller uzanır ellerime Resmimi başköşeye asarlar Fakat demir kapılar her kapandığında üzerime Ardında taş duvarların her kalışımda Ne arayan beni ne soran Ehh daha iyi be bunun böyle olduğu Minnetim ve borçluluğum yalnız sana kalsın İyi günlerimde unuttuğum insan eli Nasılsın? Nazım Hikmet

23 Paradigma Değişirken Türkiye de 1980 li yılların başından bu yana ekonomik yapıda köklü bir dönüşüm yaşanmaktadır. Bu dönüşüm sürecinde Türkiye, küresel kapitalizmin kendisine biçtiği rol çerçevesinde üretim süreçlerinden devletin işlevlerine kadar pek çok alanı yeniden yapılandırmıştır. Bu yeniden yapılanma sürecinde kamu işletmeleri özelleştirilmiş, kamu hizmetleri piyasalaşmış, emek maliyetini ucuzlatmak amacıyla çalışma yaşamı kuralsızlaştırılmış, tarım ve hayvancılık büyük ölçüde tasfiye edilmiştir. Tüm bunların gerçekleştirilebilmesi için ise yeniden yapılanmadan olumsuz etkilenecek ve karşı çıkacak olan emekçi sınıflar, 12 Eylül darbesiyle başlayan ve bugüne kadar gelen baskılarla sindirilmeye çalışılmıştır. Bu baskılarla birlikte üretim sürecindeki değişimin de etkisiyle emekçiler örgütsüzleşmiş ve yalnızlaşmıştır. Böylece sermaye sınıfı ekonomik alanla birlikte siyasal alanda da egemenliği büyük ölçüde eline geçirmiştir. 30 yılı bulan süreç içinde ekonomik yapıyı köklü biçimde değiştirenler şimdi de değişen ekonomik yapıya uygun olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin kuruluşundan bu yana benimsediği paradigmayı değiştirmek istemektedir. 87 yıllık bir devleti yapısal olarak değiştirmek elbette kolay değildir. Bunun için çok güçlü bir siyasi iktidar kadar, bu değişimle birlikte konumu sarsılacağı için mevcut paradigmayı koruma refleksi gösterecek kesimlerin de etkisiz hale getirilmesi gerekmektedir. Ekonomik yapıda 30 yıldır süren değişim sürecinde -sadece yedi buçuk yıl iktidarda bulunmasına rağmen- son derece önemli bir paya sahip olan AKP, şimdi de devletin yapısını kökten değiştirmeye talip olmuştur. AKP nin bu zorlu görevi üstlenirken -bu görevi kendisine veren- uluslararası ve ulusal sermaye ile ABD, AB gibi uluslararası güçlerin de desteğini arkasında hissettiği anlaşılmaktadır. AKP nin 87 yıllık paradigmayı yıkmak konusunda yeterli güce sahip olduğunu varsaydığımızda geriye mevcut paradigmanın savunucularının etkisizleştirilmesi kalmaktadır. Bu konuda AKP, en önemli hamleyi Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarıyla gerçekleştirerek yapmıştır. Daha sonra Ergenekon ve benzer diğer davalar da kullanılarak başta TSK olmak üzere mevcut paradigmanın savunucusu olan kesimler etkisiz hale getirilmiştir. Öte yandan YÖK ün merkeziyetçi yapısı kullanılarak üniversiteler susturulmuş, yargı da benzer yöntemlerle etkisiz hale getirilmeye çalışılmıştır. Geriye mevcut paradigmanın kurucusu da olan ana muhalefet partisi CHP kalmıştır. Onun da gizli kamera komplolarıyla mevcut yapısını değiştirmeye zorlandığı görülmektedir. AKP nin, üstlendiği bu zorlu görevi başarıyla tamamlayıp Türkiye de bir rejim değişikliğini sağlayıp sağlayamayacağını şimdiden kestirmek zordur. Ancak şu gerçeklerin altını çizmekte yarar vardır: * AKP nin getirmeye çalıştığı paradigmayı bir tarafa bırakırsak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin mevcut paradigması değişen ekonomik düzen ve düzenin getirdiği toplumsal yapıya uyum sağlayamamaktadır. Öte yandan mevcut paradigma özgürlükçü demokrasi anlayışından tamamen uzaktır ve içerisinde ne emekçiler ne de ezilen diğer toplum kesimleri hiçbir zaman kendilerine yer bulamamıştır. Dolayısıyla mevcut paradigmanın savunulacak hiç tarafı yoktur ve değişmesi gerekmektedir. * Mevcut paradigmanın değişmesi kadar, yerine neyin konulacağı da son derece önemlidir. AKP nin tasarladığı yeni paradigma belki mevcut ekonomik düzene uyumlu olacaktır. Ancak unutulmamalıdır ki mevcut ekonomik düzen emek sömürüsü üzerinde ayakta durmaktadır ve buna uyumlu bir devlet yapılanmasının ne özgürlükçü demokrasi anlayışını ne de emekçilerin ve ezilenlerin sorunlarına çözüm getirmesi beklenebilir. Bu nedenle AKP nin ya da sermayenin temsilciliğini yapan başka bir oluşumun değişim taleplerine karşı çıkılmalıdır. Eğer istenen özgürlükçü demokrasi anlayışı içerisinde halkların kardeşçe yaşadığı ve emek sömürüsünün olmadığı bir Türkiye ise; mevcut paradigmanın yerine inşa edilecek yeni paradigmanın oluşumunda emekçi sınıfın söz sahibi olması gerekir. Bunun için de diğer ezilenlerle birlikte emekçi sınıfın sermaye sınıfı karşısındaki gücünü yükseltmesine ihtiyaç vardır. Türkiye de paradigmaların yıkılıp

24 ve yeni paradigmaların inşa edildiği bu süreçte hiçbir sendikacının ve hiçbir emekçinin sessiz kalma lüksü yoktur(!) İşçilerin emekçilerin kendilerinin ve ülkenin geleceğine sahip çıkası için 26 Mayıs önemli bir fırsattır. 26 Mayıs ta sadece çalışma koşulları için değil, emekçi sınıfın ve tüm ezilenlerin Türkiye nin geleceğinde söz sahibi olabilmesi için de üretimden ve dayanışmadan gelen güç sonuna kadar kullanılmalıdır.

25 Sevdanın Bedeli Her şey uyaksız düşlerin kırıldığı o haziranda kaldı Yedi tepede akıp giden o coşkulu insan selinde Tezat dolu yüreğin ateşçisi adımızı karanlıkla bestelerken Her şey bükülmez kirpiklerin dallarındaki dargınlıkta kaldı Araf ta cehennemler arasında salınıp dururken deli yürek Bedelli bir aşkın çıkmaz sokağında apışıp kaldı Güneşin çürüdüğünü duyurduğunda derinden gelen ses Her şey uykusuz dönüş gibi dökülen o ayaz yazıda kaldı Yüz atmış desibel şiddetinde bir haykırış kaldı belleğimde Gezgin ve yaşlı oturduğum kaya oyuklarında Ters çevrilmiş derimle soluyorum iyileşmez bir sayrılıkla Her şey kara bir delik gibi duran onursuz mazide kaldı Ocak 2010 Ankara

26 Sevgi Düşünceler mutluluk, Işığıyla yıkanır... Sevgi belirgin bir şeyde değil, Herşeydedir... Hayata anlam ve ideal kazandırır, Hayal kurmanın, Sonsuz hürriyetine ulaştırır sevgi. Seven yürek şahlanır, Ağaçlar en çılgın renklere bürünür, Çöl sıcağından sonra, Vahaya ulaşmış gibi olur yaşam... Gece kararır durur da Düşler bile anlamsız olduğunda, Sevgi dolu gözün, Kendisine değmesini bekler yürek... Bomboş ve çöl kadar anlamsız, Hayatlar, anlam kazanır, Gülüşler takılı kalır yüreklerde... Zaman aşımına uğramaz, Aydınlık bakmayı öğretir sevgi... Muhtaçtır insan sevgisine, Her hayvan ve bitki, Yüzyıllardan yüzyıllara uzanmalı, Duyguların kralı İnsan sevgisi...

27 Sevmek Bir kadın sevdim, kış ortasında bahar... Bir kadın sevdim, dallarımda gün ışığı tomurcuklar... Kaybolurken çatışmalarda, devrimler çiçek açar... Bir kadın sevdim, ömrüme milat yazar... Bir kadın sevdim, gökte ay on dört yıldızlar bir bir yanar... Bir kadın sevdim, Varsın beni yoldaş bilsin Kardeş bilsin ne yazar Bir kadın sevdim ben var mı ötesi söyleyin bana arkadaşlar...

28 Taştan Küfürler kendi balık burcundandır, tevellüdü bilinmez. zira dişidir ruh! Nane molla cinsinden bilinse de yaşı söylenmez. çerkez gelin gibi balayında babaya nazlı, kavak dölü düşer gibi rüzgarda suya ürkek, çin vazosu kadar gevrek, Ilgaz dağı başı kadar serttir başı bükülmez. ille de içmişse bir damlada olsa aşkın sek iksirinden, huysuzdur, irin akar yüzünden, gözlerinden ağıt. nem kapar aksırır, alırsa elleri gölgesinden kahırla süslü bir kağıt. nefret eder, ağarır göz bebekleri su yun akmayan sesinden ve uzaklığın buz kesen nefesinden. hele varsa asılı mim yapraklı bir takvim, bahçesi hercai çiçekli evde, noktası kanlı, çok vefasızdır kaçmak ister, acı tatlı günlerin kadim dostu, can yoldaşı bedeninden. işte o an bir dilber görünür ki düşlerine afet-i cihan türünden. doyum bulmaz fahişe, bin kocalı bir gelin şehvetli bakışlarla açar sere serpe sonsuza uzanan bereketli rahmini, göz kırparak giz sunar, huzur vaatleriyle huri alemlerinden. sonsuz sevişmenin onulmaz hazzı akar ruhtan bedene çakılır kalır gözler, kaçamaz sırça tenli petek gözlerle kaplı silisli memelerinden. budur sebep ayrılık iki dirhem beter gelir ölümden ararken bir yol sırça kollarına varmak için dilberin, beden, karışır kınalı saçlar birden, yağmurun ördüğü aynadaki düşlere. bir çift çatık kaş, bir de zıpkın bakış saplanır, hüzünle korlaşmış ak yüreklere. gerilmiş sinir telleriyle belirir, kıskançça kızarmış bir setenay. ince bir umut huzmesi iner gaipten, kalplerdeki derinliklere. Ruh diner,beden utançla siner Ağız dolusu küfür gider taştan küfürler Kurak ve soysuz devinimlere. Mart 2005 Ankara

29 Tutsaklık Sancıları Sırdaşımdın, En güvendiğim yanım. Nice sevdalar geçti sokaklarından, Kimi esmer kimi sarışın. Kırılmadın kırmadın, Hep dik durdun, Ve hep sır tuttun çeperlerinde, Ezilmeden ezmeden, Tümünü zamanın derinliklerine gömdün. Yalnızca özgürlüğe tutkunsun sanıyordum Yanıldım. Yıllar önce sokaklarını dolduran bir hayalin Ayak izlerine takıldın kaldın. Sırlarımı taşırdın her yana. Yıllardır bu hayalin sancılarıyla Kıvranıp durdun. Yakışmaz sana bu tutsaklık ey kalbim, İnan yakışmaz Özgürleş artık! Özgürleş Özgürleş.

30 Türkiye İşçi Sınıfına Selâm! Selâm yaratana! Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selâm! Bütün yemişler dallarınızdadır. Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir, haklı günler, büyük günler, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan, ekmek, gül ve hürriyet günleri. Türkiye işçi sınıfına selâm! Meydanlarda hasretimizi haykıranlara, toprağa, kitaba, işe hasretimizi, hasretimizi ayyıldızı esir bayrağımıza. Düşmanı yenecek işçi sınıfımıza selâm! Paranın padişahlığını, karanlığını yobazın ve yabancının roketini yenecek işçi sınıfına selâm! Türkiye işçi sınıfına selâm! Selâm yaratana! Nâzım Hikmet

31 Umut bir küçük kelebek olmalıyım şimdi özgürlük mavisine boyanmış ruhumun gülüşüyle hızlı hızlı çırpmalıyım kanatlarımı, hani umut var ya, bir umut işte ben sevgiyle çırptıkça kanatlarımı en yakınımdan,dünyanın bir ucuna sevdaya en küskün yürekli insanlarda bile iyilik rüzgarlarıyla başlayıp mutluluk fırtınaları yaratmalıyım umut işte! umut insanın, umut devrimin ve aşkın bacası orda tüter yüreğim.

32 Uzun Yağmurlardan Sonra Sen yağmurlu günlere yakışırsın Yollar çeker uzak dağlar çeker uzak evler Islanan yapraklar gibi yüzün ışır Işırsa beni unutma Alır yürür sıcak mavisi gökyüzünün Kuşlar döner uzun yağmurlardan sonra birgün Bir sızlar yanar içinde büsbütün Her şeye rağmen ellerin üşür Üşürsen beni unutma Yeni dostlar yeni rüzgarlar gelir geçer Yosun muydum kaya mıydım nasıl unuttular Kahredersin başın önüme düşer Düşerse beni unutma Gülten Akın

33 Alevi Çalıştayı Devlet Bakanı Faruk Çelik, epey bir zamandan beri hükümetin Alevi açılımı bakanı olarak görev yapıyor. Alevi Çalıştayı adı altında bir dizi toplantı yaptı. Her ne kadar bu toplantıları geniş Alevi çevreleri boykot etmiş olsa da; ya da Ökkeş Şendiller gibi Maraş katliamının bir numaralı sanığı, bilgisinden yararlanmak üzere çalıştaylara davet edilse de; sonuçta, AKP ve devlete yakın bir laiklik anlayışındaki Alevi çevreleriyle de yakın temas içinde yapıldı bu toplantılar. İşte bu çalıştayın çalışmaları tamamlanmış ve Bakan Çelik in açıkladığına göre, sonuç aşamasına gelmiş! Hükümetin, Alevilerden Sorumlu Devlet Bakanı olarak Çelik; bir Mezhepler Genel Müdürlüğü kurulması ve her mezhep içinde daire başkanlıkları oluşturularak mezhepler arasındaki adaletsizliğin giderilmesi doğrultusunda bir öneriyle ortaya çıkmış bulunuyor. Bakanın konuya ilişkin önerilerinden birisi de Cemevlerinin de kamu yararına tüzel kişilikler olarak kabul edilmesi! Önce, cemevlerinin statüsü nden söz edelim. Çünkü çeşitli Alevi kesimleri, cemevlerinin camiler gibi dini kurum olarak kabul edilmesini istiyorlar. Ancak AKP Hükümeti; böyle olursa, yani cami ile cemevi eşitlenirse, Alevilikle Sünnilik eşitlenir, Aleviliği İslam içinde meşru bir mezhep olarak görülmesi söz konusu olur gerekçesiyle buna yanaşmamaktadır. Bu yüzden de cemevlerine tıpkı Deniz Feneri Derneği, Çocukları Koruma Derneği gibi kamu yararına dernek statüsünü vererek, sorunun üstünü örtmeyi amaçlamaktadır. Çünkü böylece cemevlerinin elektrik su parası ödememesi, para toplanarak cemevleri kurulması gibi kolaylıklar sağlayarak, Aleviler içinde puan toplamayı amaçlamaktadır. Böylece hükümet Alevilere küçük bir rüşvet vererek, cami cemevi eşitliği talebini gündemden çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu işin bir yanı; öteki ve daha önemli yanı ise, hükümetin işi Mezhepler Genel Müdürlüğü kurmaya kadar götürmesidir! Az çok tarih ve siyaset bilgisi olan herkes bilir ki; laik devletin en tipik özelliği tüm din ve mezheplerden eşit uzaklıkta olmasıdır. Ama ne var ki; laik olduğu iddia edilen Türkiye Cumhuriyeti, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumla yüz bini aşkın imam kadrosu besleyen ve bütün camilerin ve öteki din işlerinin masraflarını devletin karşıladığı bir örgüte sahiptir. Ve bu yaklaşım, devletin imam hatip okulları açması ve okullarda din dersi adı altında İslam-Sünni dininin öğretilmesiyle birleşmektedir. Laik bir cumhuriyet bunların hiç biri olamaz. Nitekim bugün gerçek demokrasi ve laisizm savunucuları, Diyanetin kapatılmasını, din derslerinin zorunlu ders olmaktan çıkarılmasını, İmam Hatiplerin kapatılmasını istiyorlar. Ama AKP hükümeti, devleti dinden uzaklaştırmak yerine devleti yeni dini kurumlarla donatarak, devleti dinle daha içli dışlı hale getirmek, daha çok din devletine dönüştürmek istemektedir. Bu, elbette laisizm düşmanlığının AKP politikasındaki cisimleşmiş halidir. Ve bu laisizm sorununu daha içinden çıkılmaz hale getirmek AKP nin zoraki laiklik anlayışına da çok uygundur! Bakan Çelik in önerisinde Mezhepler Genel Müdürlüğü nün altında her mezhep için daire başkanlıkları da önerilmektedir. Daire başkanlıklarına bağlı olarak da tarikat ve cemaatlere göre müdürlükler olacaktır herhalde! Bu arada Türkiye Cumhuriyeti dini bir mezhepler cumhuriyetine dönüşecekmiş, bu AKP nin umurunda değildir! Bakanın aylardır süren çalıştaylardan sonuç çıkarmayı şimdi gündeme getirmesinin elbette referandumla bir ilgisi de vardır. Ve öyle anlaşılmaktadır ki, Bakın cemevlerine yasal bir dayanak kazandırıyoruz. Alevilere de bir daire başkanlığı vereceğiz diyerek; kimi Alevi kesimleri içinde kafa karışıklığı yaratmayı, referandumda evet e yönlendirmeyi amaçlamışlardır. AKP bundan bir fayda sağlar mı göreceğiz. Ancak şu bir gerçek ki AKP, mezhepler arasında eşitlik sağlıyoruz görüntüsü arkasında laisizme bir darbe daha vurmayı

34 planlamaktadır. Üstelik de AKP Hükümeti Aleviliği din dışı bir sapkınlık olarak görmeye devam ederken, Alevilere de yeni bir statü veriyormuş görünerek bunu yapmayı planlamaktadır.

35 Ali Topu Tut 1990 lı yılların başıydı. Bir yakınım, çocuğunun öğretmeninin isteği üzere okula gitmişti. Öğretmen yakınımla koridorda görüşmüştü: 1990 lı yılların başıydı. Bir yakınım, çocuğunun öğretmeninin isteği üzere okula gitmişti. Öğretmen yakınımla koridorda görüşmüştü: -Bakın Beyefendi. Dayağa karşıyım ama geçen gün biraz da disiplini sağlamak adına oğlunuzun hafifçe kulağını çekeyim dedim bana Öğretmenim bunu yapmaya hiç hakkınız yok, bu ülkede insan hakları diye bir şey var şeklinde cevap verdi. Söyler misiniz Allah aşkına siz çocuğunuza neler öğretiyorsunuz? Kuşkusuz Öğretmen, babanın oğluna bu konuda gerekli nasihatı evde vereceğini falan söylemesini bekliyordu! Ama hiç de düşündüğü gibi olmamıştı: -İyi de Hocam, beni ne demeye buraya çağırdınız ki? Benim oğlan gerekli cevabı size vermiş zaten! Öğretmen, dersine girdiği bir öğrencinin diğer çocukların yanında böylesi şeyler söylemesinin başına bir takım işler açabileceğini düşünerek son bir şeyler söylemek zorunda hissetmişti kendisini: -İyi ama beyefendi, ben çocuklara fişlerde yazılı olan Koş Ali koş, Kaya topu tut gibi şeyler öğretiyorum sizin oğlunuz bunların dışında şeyler söylüyor! Aslına bakılırsa okullarda din dersi zorunlu mu kalsın yoksa seçmeli mi olsun tartışmasına bu yaşanmışlık iyi bir örnek galiba. Siz bir Alevi çocuğuna abdest almayı ya da namaz kılmayı din dersinde ne kadar öğretmeye çalışsanız çalışın o sonuçta ana ve babasının seçtiği yolu seçecektir. Şimdi geçelim fişlere! -Kaya topu tut! Her ne kadar şimdilerde müfredat değişmiş ise de aslında iyi bir yöntemdi fişli eğitim sistemi. Ama günün koşullarına modernize etmek gerekirdi. Örneğin Kaya ya topu tuttuktan sonra ne yapması gerektiği kesinlikle anlatılmalıydı: -Kaya topu tut! Çalım atma! Pas ver! Kuşkusuz Kaya nın toplu oyunlarda yeteneği olmayabilirdi! Hatta Kaya çalım meraklısı biri de olabilirdi! Ama o zaman da ona göre bir şeyler yazmak gerekirdi: -Kaya topla fazla oynama! En yakınındakine pas ver! Kuşkusuz böyle bir anlayış en baştan yerleşseydi eğitim sistemine bu gün futbol milli takımı iki pas yapıp üçüncüsünü kaptırmazdı! Uzun yıllar ülkemizde fişli eğitim sistemi yaygındı. Öyle ki eve geldiğimizde kulaklarımızda çınlardı fişten okuduğumuz cümleler: -Koş Ali koş! Ayşe okula git! Kaya topu tut! Galiba bu fişlerden en akılda kalanı Ali nin koşması ile ilgili olanıydı. İyi ama madem çocuklara bu yöntemle bir şeyler öğretilmeye çalışılıyordu, öyleyse Ali ye nasıl koşması gerektiği neden söylenmiyordu: -Ali yavaş koş, düşersin! Elbette bununla da kalınmamalıydı, Ali nin düşmesi sonucunda başına neler geleceği de açık açık yazılmalıydı: -Ali yavaş koş, düşersin! Allah göstermesin menüsküs olursun! Bir de Ali ye menüsküs ameliyatının ne kadar pahalı bir şey olduğu söylenseydi, Ali ailesinin de ısrarı üzerine vara yoğa kesinlikle koşmayacaktı! Eskiden beri yurdum insanında bazı önemli konuların çocuklara ilköğretim yıllarında verilmesi gerektiği kanısı hakimdir! Örneğin cinsel eğitim! Televizyonda ya da gazetelerde cinsel istismarla ilgili haberleri gören yurdum insanı, hemen bu eski teoriyi ortaya atmayı kendine görev bilir: -Yok birader, cinsel eğitimi çocuklara ilkokuldan vereceksin! Çocuk görmüyor görmüyor, biraz büyüyüp aklı erince de sağa sola saldırıyor! Peki ama nasıl olacak bu iş? Kolayı var! Elbet de fişli eğitim sistemi ile: -Kaya bak bu pipi! Kaya uçkuruna sahip ol! Şüphesiz dünya değişiyor ve gelişiyor! İstenirse eğer fişli eğitim sistemine devam

36 edilebilinir ve fişlerde buna göre ayarlanabilinirdi: -Ali bluetooth al! Ayşe Windows u aç! Kaya İnternet e gir! Emel virüs temizle! Nalân facebook un açık kalmış! Zeki mail at! Tabii dünyanın sürekli değişmesi, fişlerin de tamamen teknolojik içerikli olmasını gerektirmeyecekti. Kaldı ki ekonomik krizi ensesinde hisseden ülkelerin çocuklarına da ona göre fişler hazırlanacaktı: -Ali iş bul! Ayşe hayat pahalı! Kaya ekmek aslanın ağzında! Baba bana ekmek al! Bakkal efendi veresiye yaz! Son günlerde en çok tartışılan konulardan birisi de türban meselesidir! Her ne kadar muhalefet ilköğretim ve liselerde türbanın serbest bırakılmasına kesin olarak karşıysa da henüz iktidar partisinden bu konuda doğru dürüst bir açıklama gelmemiştir! Şimdilik İlköğretim okullarında Ayşe türban tak! Ali namaz kıl! Baba hacca git! gibi fişlerin okutulması söz konusu değilse de yine İlköğretim okullarında Yaşasın halkların kardeşliği, Ana dilde eğitime evet, cemevleri ibadethane olsun, zorunlu din dersi kaldırılsın gibi sorunların da fişlere yazılıp okutulması söz konusu değil gibi gözüküyor! Ama cinsel sorunun çözümünü Eğitim öğretimde gören yurdum insanı böylesi önemli konuların da buralardan geçtiğini düşünmelidir artık! Varsa yoksa Koş Ali koş! İyi de nereye kadar?

37 Arabesk Bir Şeyler Sabah seninle uyandım Rüyalarım seninleydi Gerim gerim gerindim seninle Sabah jimlastiğinde Aynaya baktığımda oradaydın Traş macunu sen köpürdü Traşımı oldum Ekmeğimi yedim Çektim üstüme takım elbiseyi Çıktım dışarı Bekliyorum seni Her zamanki yerde Bilirsin Karşı kaldımın köşesinde Şu akasyanın altında Bekliyorum sabırsızlıkla Gözlerinden taşan küfürleri Bekliyorum taştan küfürleri

38 Bağışla Ya zamanından çok erken gelirim Dünyaya geldiğim gibi Ya zamanından çok geç Seni bu yaşta sevdiğim gibi Mutluluğa hep geç kalırım, Hep erken giderim mutsuzluğa Ya herşey bitmiştir çoktan Ya hiçbir şey başlamamış.. Öyle bir zamanına geldim ki yaşamın, Ölüme erken seviye geç.. Yine gecikmişim bağışla sevgilim, Seviye on kala ölüme beş.. Aziz Nesin..

39 Barış Budur İşte 1 Eylül Dünya Barış Günü yaklaştı. Yine barış için etkinlikler yapılacak.barış için çalışan ve huzurlu bir toplumsal yaşam için çabalayan,duyarlı tüm kesimler seslerini bir kez yükseltecek ve barış diye haykıracaklar. İktidar odakları da zamanlarını havanda su dövmek le geçirecekler, her zaman olduğu gibi. İkiyüzlü ve yılışık politikaları ile yoksul çoğunluğu aldatmaya devam edecekler. Hazır çatışmasızlık ortamı karşılıklı yeni bir iletişim olanağı yaratmışken, hâlâ silahsız yapılabilecek bir şeyler varken barış adına, üç maymunu oynuyor çözüm adına sorumluluk alması gerekenler. Bu karamsar atmosferde yılmamak, barış savaşımından uzaklaşmamak ve yeni bir dünyanın hala mümkün olabileceğine inançla Şair Ritsos un barış özlemini okuyalım. Değerli Felsefeci Prof İoanna Kuçuradi nin temiz ve duru Türkçesi ile Yunanlı Ozan Yannis Ritsos un Barış Budur İşte şiiri; Çocuğun gördüğü düştür barış. Ananın gördüğü düştür barış. Ağaçlar altında söylenen sevda sözleridir barış. Akşam alacasında, gözlerinde ferah bir gülümseyişle döner ya baba elinde yemiş dolu bir sepet; ve serinlesin diye su, pencere önüne konmuş toprak bir testi gibi ter damlalarıyla alnında... barış budur işte. Evrenin yüzündeki yara izleri kapandığı zaman, ağaçlar dikildiğinde top mermilerinin açtığı çukurlara, yangının eritip tükettiği yüreklerde ilk tomurcukları belirdiği zaman umudun, ölüler rahatça uyuyabildiklerinde, kaygı duymaksızın artık, boşa akmadığını bilerek kanlarının, barış budur işte. Barış sıcak yemeklerden tüten kokudur akşamda yüreği korkuyla ürpertmediğinde sokaktaki ani fren sesi ve çalınan kapı, arkadaşlar demek olduğunda sadece. Barış, açılan bir pencereden, ne zaman olursa olsun gökyüzünün dolmasıdır içeriye. Bir tas sıcak süttür barış ve uyanan bir çocuğun gözlerinin önüne tutulan kitaptır. Başaklar uzanıp, ışık! ışık! diye fısıldarken birbirlerine! Işık taşarken ufkun yalağından. Barış budur işte. Kitaplık yapıldığı zaman hapishaneler geceleyin kapı kapı dolaştığı zaman bir türkü ve dolunay, taptaze yüzünü gösterdiği zaman bir bulutun arkasından cumartesi akşamı berberden pırıl pırıl çıkan bir işçi gibi; barış budur işte. Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de bir kök olduğu zaman gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya. Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardı sıra. Ve sonunda hissettiğimiz zaman yeniden zamanın tüm köşe bucağındaki acıları kovmak için

40 ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin. Barış budur işte. Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında, iyilik alfabesidir o, dizelerinde şafağın. Herkesin kardeşim demesidir birbirine, yarın yeni bir dünya kuracağız demesidir; ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle. Barış budur işte. Ölüm çok az yer tuttuğu gün yüreklerde, mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların, şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine büyük karanfilini alacakaranlığın... barış budur işte. Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın. Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir. Ve toprakta derin izler açan sabanların tek bir sözcüktür yazdıkları: Barış. Ve bir tren ilerler geleceğe doğru kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden buğdayla ve güllerle yüklü bir tren. Bu tren barıştır işte. Kardeşler, barış içinde ancak derin derin soluk alır evren. Tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini. Kardeşler, uzatın ellerinizi. Barış budur işte.

41 Barışa Ağıt Birleşmiş Milletler 1 Eylülü Dünya Barış Günü olarak kabul etti. 1 Eylül 1939 da Hitler Almanya sının Polonya ya saldırması ile başlayan II.Dünya Savaşı türünden bir felaketi insanlık bir daha yaşamasın diye. Savaşların değil barışın yüceltildiği daha yaşanası bir dünya düzeni kurabilmekti amaç. Ne var ki kapitalist düzenin kutsallaştırdığı uluslararası sermaye, silah endüstrisine savaşların büyük kazançlar sağladığının ayırdındaydı. Silah üretmek, üretilen silahları satmak için yeni pazarlar açmak da yeni savaşları, yerel boyutlu çatışmaları gerektiriyordu. Emperyalist güçlerin savaş için gerekçe bulmaları ise işin en kolay yanıydı. Nükleer teknolojinin yaygınlaştığı 21. yüzyılın daha ilk yıllarında dünya silah tekeline sahip emperyalist güçler, bir yandan nükleer silahlarda indirim görüşmeleri ile halkların gözünü boyarken öte yandan gezegenin dört bir yanını yangın yerine çevirmekte gecikmediler. Vahşi kapitalizmin kendi çocuklarını bile umursamadığı bu bölgesel savaşlar onulmaz acılara, kıyımlara yol açtı. Evlerinden yurtlarından koparılan insanların göç trajedileri insanlık ayıplarına yenilerini ekledi. Balkanlar, Ortadoğu, Afrika halkları birbiriyle çatıştırıldı. Afganistan, Irak, Filistin, Lübnan ise en çok acı çeken ülkeler oldular. Bölgede İsrail in günümüzde de sürdürdüğü güçlünün güçsüzü ezme politikasına ve Gazze de uyguladığı orantısız şiddete bakıldığında, insan hakları savunuculuğuna soyunan ABD ve AB nin geçmişteki onca büyük insanlık ayıplarından hiç de ders almadıkları ortaya çıkıyor. Birleşmiş Milletler in de ne denli etkisiz bir kurum olduğu Çatışma alanlarında konuşlanan BM güçleri görevlendirildiği hemen her bölgede olayları seyretmekle yetiniyor. Daha birkaç hafta önce Kenya da asi grupların BM gücünün burnu dibindeki bir kabileyi basarak çoluk çocuk ve kadınların ırzlarına geçmesine seyirci kalmadı mı BM güçleri? Dünya Barış Günü nü ilan eden Birleşmiş Milletlerin ABD, Rusya ve AB ülkelerinin vesayeti altında olduğu artık saklanamayan bir gerçek. Bu kuruluş mu dünyaya barışı getirecek? Zaten çatışma bölgelerinin pek çoğunda artık BM güçlerine güven duyulmuyor. Kısaca BM nin uluslararası alanda saygınlığı yitip gidiyor. Türkiye de de Barış sözcüğü özellikle devlet katında ve siyasette sevilmez. Potansiyel suçun bir simgesi olarak değerlendirilir. 12 Eylül cuntasına şimdilerde sövüp saymak kolay. Oysa bugüne dek ne siyasiler, ne de o dönemde paşalara methiye düzen medya ve sermaye kuruluşlarımızda değişme var. Gelen ağam giden paşam düzeni sürüyor. Barış davasında yargılanan onca aydına zamanında niye arka çıkmadı siyasiler? Bugün de neden barışın değil kavganın, şiddetin, şovenliğin borusunu öttürüyorlar? Halklarla uzlaşmak değil halkları ayrıştırmak siyasette daha çok rant sağladığı için mi? Irkçı söylemlere alkış tutan kalabalıklar yetiştirdikleri için övünüyor olmalılar kendileri ile. Halk oylamasını bile seçim rantına çevirebilmeyi beceren siyaset erbabından; barıştan, eşitlikten, emekten, din, dil, uyruk ayırmaksızın insan sevgisinden yana olanların, gelecek beklentisi ne olabilir ki! Emekçi dostların ve barışa gönül vermiş herkesin 1 Eylül Dünya Barış Günü nü kutlarken Galeano dan bir alıntı. Kaybolan Şeyler : Barış ve adalet haykırarak doğan yirminci yüzyıl kanın içinde boğulmuş olarak öldü ve bulduğundan çok daha adaletsiz bir dünya bıraktı arkasında. Yine barış ve adalet haykırarak doğan yirmi birinci yüzyıl da, önceki yüzyılın izinden gitmekte. Ben çocukken, dünyada kaybolan her şeyin Ay a gittiğine inanıyordum. Ne var ki, Ay a giden astronotlar orada ne tehlikeli rüyaları ne tutulmayan vaatleri ne de kırık umutları buldular. Eğer bunlar Ay da değilse neredeler o zaman? Yoksa dünyada kaybolmadılar mı? Yoksa dünyada saklanıyorlar mı?

42 Benden Sonra Mutluluk Bunca yıl yaşadım Elime ne geçtiyse yitirdim Biraz daha yaşayacağım Yalnız bir şey biriktirdim Bir bakış, bir görüş, bir duyu, bir düşünce Belki aç kalacağım Suçlanacağım ölünce Biraz yazdım, artık hep yazacağım Hüzünden baş alamadım Sevince Özdemir Asaf

43 Bilinçaltıyla Söyleşi özgürlüğün kuludur kalbim uzakta kalan çocukluk damarım boş ver diyor aklın hükmünün olmadığı bu pislik zamanı unut taş atan çocuklara karış kandil kokan bahçelerde yürü diyor özgürlüğün şiiridir gözlerim yanıbaşımdaki gençlik damarım arın diyor sonsuz damlalarına boyun eğ yağmurun uzaklaş rüzgarsız şehirlerden ateş yanan dağlara koş diyor gönül bahçemin perdeleri toz duman şiir kitaplarım küsmüş bana hem çocukluğuma hem gençliğime diyorum ki yüzüme güldükçe içimdeki anahtar ısıttıkça kalbimi güneş sözlerimdeki cevherin büyüsü olacak aşk

44 Bu mu Model? Arap ülkelerindeki diktatörler halk isyanları, ayaklanmaları ve devrimleri ile bir bir yıkılıyorlar. Hepsi için aynı değerlendirmeler yapılamasa da Tunus, Mısır, Yemen, Libya, Bahreyn bu ülkelerden bazıları. Ancak süreç devam ediyor. Son sözü Arap halkları söyleyecekler. Halklar gün geçtikçe artan bir güven duygusuyla, daha ileri bir tecrübe ile hareket ediyorlar. Bu devrimlerin ve ayaklanmaların sadece bu ülkeleri etkilemediklerini, dünya halkları arasında derin izler bıraktığını, halkların nefes almasını sağladıklarını, gerici yönetimleri diken üzerinde oturur hale getirdiklerini de tespit etmek gerekiyor. Tarihin hızlandığı bazı anlar vardır. Hiç kuşku yok, bugünlerde böylesi bir dönemden geçiliyor ve bu tsunaminin etkileri çok derin ve sarsıcı olacak. Ben burada konunun farklı bir yönünü ele almak istiyorum. Arap ülkelerinde başlayan bu hareketler tartışılırken, bu ülkelerin ne yöne doğru gelişebilecekleri üzerine fikir yürütülüyor ve Türkiye modeli uygulanabilir bir örnek olarak yaygın bir şekilde ileri sürülüyor. Batılı emperyalist ülkelerin merkezlerinde yazıp çizenler, ülke içinde AKP nin dümen suyuna girmiş bazı liberaller ve AKP sözcüleri bu model ülke olma sorununu bilinçli olarak canlı tutmaya çalışıyorlar. Türkiye, bazı gerici çevreler tarafından model ülke olarak önerilince iki temel olguya yakından bakmak gerekiyor. Bu olgulardan birisi içteki siyasi ve toplumsal durum, diğeri de bu modelin dış politika da, bölgesinde oynadığı roldür. Kuşkusuz burada bu iki olguyu uzunca irdeleme olanağı bulunmuyor. Ama temel ve kalın çizgileri ile bazı gerçeklerin altını çizmek olanaklıdır. İlk olarak iç siyasi toplumsal durumu ele alalım. Türkiye temel demokratik hak ve özgürlüklerin son derece sınırlı olduğu, halkın demokrasi ve özgürlük istemlerinin sürekli gündemde olduğu, mevcut hükümet tarafından politik yaşamın her geçen gün daha da gericileştirildiği bir ülkedir. Hükümete bağlanmış keyfi bir yargı sisteminin varlığı, polisin en küçük demokratik gösteriye azgınca saldırması, basının siyasi ve ekonomik olarak abluka altında tutulması, Kürtlerin kölece bir yaşama mahkûm edilmeleri, çöplüklerden faili meçhullerin kemiklerinin fışkırması, geçmişte yaşanmış karanlık olay ve katliamların hiç birisinin ortaya çıkarılmaması gibi bazı olaylar bu ülkenin gerçekleridir. Arap halkları böyle bir ülkeyi model almak için mi bu mücadeleleri veriyorlar? Aklı başında hiç kimse bu soruya olumlu bir yanıt veremez. Türkiye de epeyce sorunlu da olsa seçimlerin olması, dini politik amaçlar için kullanan partilerin koalisyonlar ve tek başına hükümet kurmuş olması, derin sorunları olan bir laiklik sisteminin varlığı da model gösterilmek için parlak örnekler değildir. Bugün Tunus ta, Mısır da devrim yaşamış Arap halklarının bilinci bu modeli kabul etmeyecek kadar ileridedir. Onların bayraklarında özgürlük ve demokrasi yazdığını bilmeyen var mı? İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluklar bu ülkelerde isyan ateşini körükleyen en önemli nedenlerdi. Bugün model gösterilen ülkede düzeltilmiş rakamlara göre yüzde 11, bağımsız araştırmalara göre yüzde 20 civarında işsizlik bulunuyor. Üstelik bu rakama mevsimlik işsizlik, iş bulma umudunu yitirmiş olanlar dahil edilmemişlerdir. Gençler arasında işsizlik yüzde 25 dolaylarındadır ve yükseköğrenimi bitirip işsiz kalanların oranı sürekli artmaktadır. Arap sokaklarını dolduran genç işsizler böyle bir modele mi özlem duymaktadır? İşin en ağır noktasına gelince: AKP Hükümeti ve genel olarak Türkiye egemen sınıfları Orta Doğu da nasıl bir rol oynamaktadırlar? Zaman zaman Yeni Osmanlıcılık olarak da adlandırılan bu politikanın ABD emperyalizminin koruyuculuğunda ve kollayıcı lığında uygulandığı o kadar açıktır ki, füze kalkanları, Orta Doğu nun üzerine yönelmiş silahların konuşlandığı üsler bu gerici politikanın sadece bazı ayrıntıları durumundadırlar. Egemen sınıfların eski tip Amerikancılığı sınırları komünizme karşı sağlam tutmak, kaleyi savunmak, içeride halkın tepesine çökmekti. Yani statükocu ve durağan bir Amerikancılık! Bugünün yeni Amerikancılığı ise sınırların dışına saldırmayı, tarihsel,

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ramazan Alkış. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 27.03.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.9.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk

Günaydın, Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günü parlatan gözler. Havayı yumuşatan nefes. Yüzlere gülücük dağıtan dudaklar. Konuşmadan anlatan kaşlar. Bana şiir yazdırtan o parmaklar. (23.06.2004) M. Mehtap Türk - Günaydın Günaydın...

Detaylı

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Muzaffer Asiltürk. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 05.05.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YÜKSEL ÖZDEMİR. - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.10.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

YALÇIN ÖZDOĞAN. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 2.1.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Çiğdem Başar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Çiğdem Başar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 21.2.2008 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Aydın 5. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 23.10.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Ahmet Erol Müjde. - şiirler - Yayın Tarihi: 23.2.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ahmet Erol Müjde. - şiirler - Yayın Tarihi: 23.2.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 23.2.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı

Ay Yine Gecikti. Ferhat Şahnacı Ay Yine Gecikti Ferhat Şahnacı 4 TEŞEKKÜRLER Şiirlerimi okuyarak değerli görüşlerini okuyucuyla paylaşan Sayın Ataol Behramoğlu na, şiirlerimi yönettiği sanat ve edebiyat dergilerinde yayınlayan Sayın

Detaylı

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Müslim Uyğun. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.7.2009 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Arapgirli Haşim Koç. - şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 6.7.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir. Şiirlerin

Detaylı

Nafiz Diba. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Nafiz Diba. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 01.08.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 10.11.2010 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Mehmet Ali Aktar. - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 12.5.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Akın Uyar. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.11.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Murat Çelebi 2. - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 28.5.2015 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Aylin Adıgüzel. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Aylin Adıgüzel. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.8.2009 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

Cemil Kara. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Cemil Kara. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.4.2007 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)

Detaylı

Uğur Akkaş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Uğur Akkaş. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 11.8.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

Çakır Efe 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Çakır Efe 2. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 13.05.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

İntikam. Ölüm Allah ın Emri

İntikam. Ölüm Allah ın Emri İntikam Bilir misin sen her gece Kendinle oturup konuşmayı Geceden uyanmamaya ant içip Gün ışığıyla yeniden doğmayı Bilir misin sen her güne hayata küskün başlamayı Anti sosyal kişilik olup da Şişelerin

Detaylı

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Polat Gürgen. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 26.04.2017 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası

Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Monet, 1873 Evren Nağmesinde Bir Gelincik Tarlası Zaman, çiçeği burnunda bir öğle vakti. Saçaklı bir güneş, taç yaprak beyazı bulutların arasından geçip cömertçe merhametini sunuyor bizlere. Çiçekli bir

Detaylı

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır. 30.10.2015 DENİZATI ndan Herkese Merhaba! Haftanın ilk günü sohbet saatimizde herkes hafta sonu neler yaptığını anlattı. Duvarda asılı olan Atatürk resimlerine dikkat çeken öğretmenimiz onu neden asmış

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Ömer Turhan. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 03.09.2018 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki... Bir şairin seyir defteri Prof. Dr. Göksel Altınışık Gelinciğin Yalnızlığı Bir ömrü damıtsak ne kalır geriye? Benimkinden, en azından şu ana dek yaşanan kadarından, sözcükler kalıyor. Bir mucize bu benim

Detaylı

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. TATÍLDE Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz. Ízin zamanı yaklaşırken içimizi bir sevinç kaplar.íşte bu yıl da hazırlıklarımızı tamamladık. Valizlerimizi

Detaylı

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden,

Şiir. Kategori: Şiir Cuma, 23 Nisan 2010 16:15 tarihinde yayınlandı. Gösterim: 4075. 1 / 7 Phoca PDF 1. SEN (1973) Senden, senden, hep senden, Çemberlitaş taki dedesinin konağında büyüyen şair, Amerikan ve Fransız kolejlerinde başladığı ilk ve lise öğrenimini Deniz Lisesi nde tamamladı. İ. Ü. Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü nü 1924 te bitirince

Detaylı

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır? 1. (1) Şair yeni bir şiir kitabı yayınladı.(2) Kitap, şairin geleneksel şiir kalıplarını kullanarak yazdığı şiirlerden oluşuyor.(3) Bu şiirlerde kimi zaman, şairin insanı çok derinden etkileyen sesini

Detaylı

Numan İstanbul. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Numan İstanbul. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 26.11.2005 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

Sevda Altunsoy. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Sevda Altunsoy. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 23.12.2006 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1.

Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. 1. Ekmek sözcüğü, sözlüklerde yukarıdaki gibi tanımlanıyor. Aşağıdaki görselin yanında yer alan tanımlar ise birbirinden farklı. Tanımları incele. 1. Sence, farklı insanların, farklı tanımlar yapmasına

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI EMRE KÖROĞLU CHP BODRUM İLÇE BAŞKANLIĞINA YENİLİKÇİ VE BAŞARI ODAKLI BİR SİYASET İÇİN ADAY OLDUĞUNU AÇIKLADI Emre Köroğlu 29 Kasım 2015 Pazar günü yapılacak

Detaylı

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar, Anadolu coğrafyasında bazı yerler vardır... O yerler, şehirler, kasabalar, beldeler,

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

Hakan Gökbaş. - şiirler - Yayın Tarihi: 22.5.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Hakan Gökbaş. - şiirler - Yayın Tarihi: 22.5.2011. Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat - şiirler - Yayın Tarihi: 22.5.2011 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1

6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 6. Sınıf sıfatlar testi testi 1 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamını sağlayan kelime sıfat değildir? A) Kaç liralık fatura kesilecek? B) Oraya gidip de ne iş yapacaksın? C) Ne kadar güzel konuşuyor

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM ÊMILE ZOLA-GERMINAL Kara elmas Nice canlar yaktı, nice gülüşleri söndürdü yüzyıllardır. Milyonlarca madenci indi yerin derinlerine, kimisi çıkamadı, kimisi canının yarısını

Detaylı

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu? AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

2013 YILI Faaliyet Raporu

2013 YILI Faaliyet Raporu 222 YILI Raporu YILI YILI R a proayili rpuo r u 223 İçindekiler 8 Mar t Dünya Emekçi Kadınlar Günü 10 Kasım Atatürk ü Anma G ı d a G ü v e n l i ğ i Pa n e l i ( 1 9 O c a k 2 0 1 3 ) P l a s t i k K a

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Yüreğimize Dokunan Şarkılar

Yüreğimize Dokunan Şarkılar On5yirmi5.com Yüreğimize Dokunan Şarkılar Gelmiş geçmiş en güzel Türkçe slow şarkılar kime ait? Bakalım bizlerin ve sizlerin gönlünde yatan sanatçılar kimler? Yayın Tarihi : 6 Ocak 2010 Çarşamba (oluşturma

Detaylı

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım.

1. Soru. Aşağıdakilerden hangisi bu paragrafın sonuç cümlesi olabilir? olaylara farklı bakış açılarıyla bakalım. insanlarla iyi ilişkiler kuralım. 1. Soru Kitap okumak insanı özgürleştirir. Okuyan insan yeni düşünceler edinir, zihnine yeni pencereler açar. Okumak olaylara bakış açımızı bile etkiler. Kalıplaşmış salt düşünceler, yerini farklı ve özgür

Detaylı

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR Site İsmi : Zaman 53 Tarih: 10.05.2012 Site Adresi : www.zaman53.com Haber Linki : http://www.zaman53.com/haber/14544/camilerin-ayaga-kalkmasi-lazim.html ---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Detaylı

Devrim Mehmet Pattabanoğlu

Devrim Mehmet Pattabanoğlu - şiirler - Yayın Tarihi: 15.2.2016 Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat Yayın Hakkı Notu: Bu e-kitapta yer alan şiirlerin tüm yayın hakları şairin kendisine ve / veya yasal temsilcilerine aittir.

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır 1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP İÇİNDEKİLER GİRİŞ Afrika ve Afrikalılar 13 BİRİNCİ KİTAP Bir Yuruba Efsanesi: Dünyanın Yaratılışı 23 Küçük Tanrı Obatala, Beş Parmaklı Beyaz Horoz ve Kara Kaplan 23 Kara Kaplan'la Beş Parmaklı Beyaz Horoz

Detaylı

1) O, bu işin. Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa zor bir işi başarmak anlamına gelir?

1) O, bu işin. Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa zor bir işi başarmak anlamına gelir? 1) O, bu işin Yukarıdaki cümle aşağıdakilerden hangisi ile tamamlanırsa zor bir işi başarmak anlamına gelir? 1. A. üstüne gider. 2. B. sonunu bilmiyor. 3. C. altından kalkar. 4. D. zor olduğunu anladı.

Detaylı

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Güzel Bir Bahar ve İstanbul Güzel Bir Bahar ve İstanbul Bundan iki yıl önce 2013 Mayıs ayında yolculuğum böyle başladı. Dostlarım, sınıf arkadaşlarım ve birkaç öğretmenim ile bildiğimiz İstanbul, bizim İstanbul a doğru yol aldık.

Detaylı

SAKA (SAtır KApama) Ağustos Umut & Yeşim Uludağ SAKA V. 1.0

SAKA (SAtır KApama) Ağustos Umut & Yeşim Uludağ SAKA V. 1.0 SAKA (SAtır KApama) Kişi Sayısı: Yaş grubu: Oyun Türü: 2 (ve üstü) 8 yaş ve üstü Kelime şifreleme SAKA oyunundaki her bir oyuncu (bu açıklamada 2 adet oyuncu olduğu varsayılacaktır), Kayıp Hattat 1 12

Detaylı

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz

Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um. Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun. O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş. Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz ÜNİTE 4 Şimdiki Zamanın Rivayeti Ben gid-iyor-muş-um git-mi-yor-muş-um Sen gid-iyor-muş-sun git-mi-yor-muş-sun O gid-iyor-muş git-mi-yor-muş Biz gid-iyor-muş-uz git-mi-yor-muş-uz Siz gid-iyor-muş-sunuz

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Cennet, Tanrı nın Harika Evi Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Cennet, Tanrı nın Harika Evi Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Sarah S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2010 Bible

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR ANNEM ANNEM Annem annem canım annem, Gönlüm senle kalbim senle Canım annem gülüm annem Dünyam sensin benim bir tanem.. Biliyorum elbet bir gün gelecek Bir başka bebekte bana annem diyecek Bende hep iyi

Detaylı

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Satmam demiş ihtiyar köylü, bu, benim için bir at değil, bir dost. Günün Öyküsü: Talih mi Talihsizlik mi? Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir adam yaşıyormuş. Çok fakirmiş. Ama çok güzel beyaz bir atı varmış. Kral bu ata göz koymuş. Bir zamanlar köyün birinde yaşlı bir

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

istiklâl Aylık siyaset, ekonomi, toplum dergisi BİR GARİP HAL! Ithal Fikirlerle Milli Menfaatler Korunamaz...

istiklâl Aylık siyaset, ekonomi, toplum dergisi BİR GARİP HAL! Ithal Fikirlerle Milli Menfaatler Korunamaz... istiklâl Aylık siyaset, ekonomi, toplum dergisi Agustos ~ 2011, Sayı: 23 www.istiklaldergisi.com BİR GARİP HAL!. Ithal Fikirlerle Milli Menfaatler Korunamaz... İstiklal Dergisi ne ücretisiz abone olun,

Detaylı

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri

ÜNİTE 14 ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ. TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ İÇİNDEKİLER HEDEFLER. Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri ŞEKİL BİLGİSİ-II YAPIM EKLERİ İÇİNDEKİLER BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Çekim Ekleri İsim Çekim Ekleri Fiil Çekim Ekleri HEDEFLER TÜRK DİLİ Okt. Aslıhan AYTAÇ Bu üniteyi çalıştıktan sonra;

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında

25. Aşağıdaki deyimlerle anlamca üçlü bir grup oluşturulduğunda hangisi dışta kalır? A) eli bol B) eli açık C) eli geniş D) eli kulağında 21. Hangi cümlede "mi" farklı anlamda kullanılmıştır? A) O bu resmi gördü mü? B) O buraya geldi mi bayram olur. C) Zil çaldı mı içeri girer. D) Yemeği pişirdi mi ocağı kapat. 22. "Boş boş oturmayı hiç

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden

SEVGİNİN GÜCÜ yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden Kavrama 1 ECE KAVRAMA 21102516 TURK 101 Ali TURAN GÖRGÜ SEVGİNİN GÜCÜ 1918 yılında Manisa da doğan İlhan Berk, Türk şiirinin en üretken, usta şairlerinden biridir. Şiirlerinde genellikle değişim içinde

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

Fatma Atasever.

Fatma Atasever. Fatma Atasever fatmaatasever@windowslive.com Karar almak ne güç bir iştir. Çok zorlar insanı. Yorar. Takatsiz bırakır. Belki de yaşam içindeki en karmaşık zaman dilimidir karar alma süreci. Büyüklere danışırız,

Detaylı

EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA HAFTASI DÜNYA ÇOCUK HAKLARI HAFTASI DÜNYA SİNEMA GÜNÜ SONBAHAR MEVSİMİ YAPRAKLAR Atatürk ün kim olduğunu hatırladık. Atatürk

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz. Söylenen her söz, içinden çıktığı kalbin kılığını üzerinde taşır. Ataullah İskenderî Söz ilaç gibidir. Gereği kadar sarf edilirse fayda veriri; gerektiğinden fazlası ise zarara neden olur. Amr bin As Sadece

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU

İNSANIN YARATILIŞ'TAKİ DURUMU 25 Ders 3 İnsan Bir gün ağaçtan küçük bir çocuk oyan, ünlü bir ağaç oymacısı hakkında ünlü bir öykü vardır. Çok güzel olmuştu ve adam onun adını Pinokyo koydu. Eserinden büyük gurur duyuyordu ama oyma

Detaylı

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile...

Boylesine bir emek hic bir maddi karsilikla elde edilemez... ILKYAR gonulluleri boylesine essiz birliktelikler yasiyorlar ilkyar lari ile... Ilkyar da yar kim, ilk'i kim gonul kim, gonullu kim ayirt etmek cok zor birbirinin icine gecmis sevgi yumaklari; ama su var ki, bu sevgi ilmeklerini kiymetli kilan emek... Boylesine bir emek hic bir maddi

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit

1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit 1. Aşağıdakilerin hangisi eşsesli bir sözcüktür? A) felaket B) deprem C) biz D) bit 2. Onun...... sana ders olsun. Cümlesinde boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir? A) başına gelen B) baş

Detaylı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar

Detaylı

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Byron Unger ve Lazarus Uyarlayan: Bob Davies ve Tammy S. Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children

Detaylı