OSMANLI DİPLOMASİSİ ABDULLAH BDEM

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "OSMANLI DİPLOMASİSİ ABDULLAH BDEM"

Transkript

1 OSMANLI DİPLOMASİSİ ABDULLAH BDEM 1.ÜNİTE DiPLOMASi KAVRAMI Diplomasi kavramının kökeni Grekçedir. Grekçedeki di-ploma/ dan türetilen diplomasi, asıl olarak ikiye katlanmış anlamına gelmektedir. Fakat diploma, daha sonraları el yazısıyla yazılmış ve ikiye katlanmış kâğıt, belge mânâsında kullanılmaya başlanmıştır. Etimolojik olarak kaynağı tespit edilen diplomasi kavramının günümüzdeki anlamını kazanmasıyla alakalı bilgiler ise şu şekildedir: Kadim Grek ve Roma da resmî vesikalar; bazı imtiyazları ihtiva eden ve yabancı toplumlarla ilişkileri düzenleyen belgelerin katlanmasından dolayı bunlar diploma olarak adlandırılmaktaydı yılında Edmund Burke ile değişmiştir. ingiliz yazar ve devlet adamı Burke, bugünkü anlamıyla diplomasi kavramını uluslararası ilişkileri yürütme sanatı ; yani devletlerarası ilişkileri ve görüşmeleri icra etme manasında kullanmaya başlamıştır. Harold Nicolson a göre diplomasi dar ve geniş olmak üzere iki anlama sahiptir. Dar anlamda diplomasi, hükümetlerin resmî temsilcileri olan diplomatlar vasıtasıyla yürütülen karşılıklı haberleşme ve görüşmeler sürecidir. Geniş anlaması ise, bir devletin dış siyasetinde kullandığı çok çeşitli siyasî etkileme yöntemi ve teknikleri dir. DiPLOMASiNiN ORTAYA ÇIKMASI VE GEÇiRDi i AfiAMALAR Diplomasi kelimesi her ne kadar geç bir dönemde Grekçede ilk defa kullanılsa da, işlev olarak ortaya çıkması insanlık tarihi kadar eskidir. insanların toplumlar ve kabileler şeklinde yaşamaya başladıkları en eski dönemlerden beri diplomasi var olagelmiştir. Başlangıcını bu şekilde ortaya koyduğumuz diplomasinin tarihi genel olarak iki temel dönem altında ele alınmaktadır: Birinci dönem, Geçici/Tek Yanlı Diplomasi olarak adlandırılırken, ikinci dönem Sürekli Diplomasi şeklinde izah edilmektedir. GEÇiCi/TEK YANLI DiPLOMASi Diplomasi tarihinin birinci dönemi, Geçici/Tek Yanlı Diplomasi olarak adlandırılmaktadır. Yukarıdaki satırlarda da izah edildiği gibi, tarihin en eski dönemlerinde başlayarak ve takriben XV. yüzyıla kadar devam eden süreçte icra edilen Geçici/Tek Yanlı Diplomasi ye aynı zamanda Latince karşılığı olan Ad Hoc Diplomasi de denmektedir. Türkçe karşılığı bunun için ve bu amaçla anlamlarına gelen Ad Hoc, sürekli olmayıp, sadece belirli bir görevin yerine getirilmesini ifade eden diplomasi olarak kavramsallaştırılmıştır. Bir kez daha belirtmek gerekirse, geçici diplomaside taraşar arasındaki temas kısa süreli ve geçici ; tek yönlü ve dar kapsamlıdır. Bu çerçevede bir toplumdan, kabileden veya devletten diğerine var olan belli sorunların müzâkere edilmesi,

2 çeşitli vesilelerle yapılan törenlere iştirak edilmesi, savaş açıldığının ilan edilmesi ve hükümdar değişikliğinin bildirilmesi gibi çeşitli haberlerin iletilmesi için elçi gönderilmesi söz konusudur. Yerleşik Hayata Geçişle Başlayan Diplomasi Mevcut bilgilere göre, diplomasinin günümüzdeki anlamına yakın ilk örnekleri kadim Mezopotamya da görülmüştür. Kadim Doğu da Diplomasi Bu genel bilgilerin dışında diplomasi tarihi hakkında en eski belge yine bu bölgeden çıkmıştır. Hititler (MÖ MÖ. 1180) ve kadim Mısırlılar (MÖ MÖ. 670) arasında MÖ yılında cereyan eden Kadeş Savaşı nı sona erdiren Kadeş Antlaşması, diplomasi tarihinin bugün bilinen ilk vesikası olma özelliğine sahiptir. MÖ yılında imzalanan ve orijinali Akadca olan bu antlaşmanın kil tablete basılmış bir kopyası Hitit imparatorluğu nun başşehri Hattuşa da 1906 yılında bulunmuştur. Yine bu dönemlerde bölge devletleri arasında mektuplaşmaların vuku bulduğu da bilinmektedir. Siyasî özellikler taşıyan bu mektuplara Amarna denilmektedir. Greklerde Diplomasi Birincisi; Greklerin, Atina ve Sparta gibi çeşitli site/şehir devletlere sahip olmalarıdır. fiehir devletlerine bölünen Grekler, kendi aralarındaki çekişmelerde ve rekabette etkin olabilmek; birbirlerine karşı varlıklarını sürdürebilmek için diplomasiyi önemli bir araç olarak kullanmışlardır. Aynı şekilde dışarıdan gelen daha büyük tehlikeler de bu bağlamda etkili olmuştur. Malum olduğu üzere, komşu devletler bu tür site devletleri için her zaman tehlike arz etmekteydi. Komşu büyük devletlerle diplomatik temasları sıcak tutmak şehir devletleri için hayatî bir önem arz ediyordu. Diplomasi tarihinde Greklerin getirdikleri önemli yenilikler ise şu şekilde sıralanabilir: Açık ve Çok Yanlı Diplomasi nin uygulanması, diplomatik dokunulmazlık hakkının tanınması ve bugünkü konsolosluk kurumunun ilk örnekleri olan proksenos ların ortaya çıkması Greklerde görülmektedir. Yine Greklerde Açık Diplomasi temasları ve görüşmeleri halka açık yapılırdı. Roma imparatorluğu nda Diplomasi insanlık tarihinin en önemli ve etkili imparatorluklarından biri olan Roma imparatorluğu nda da (MÖ MS. 476) diplomasinin var olduğu; fakat Roma daki diplomasinin, Greklerdeki kadar ilerlemediği bilinmektedir. ilk etapta tezatmış gibi görünen bu tespitin izahı oldukça dikkat çekicidir. Bu durum, ilgili kaynaklarda Roma nın devlet yapısıyla alakalı şu üç nedenle izah edilmektedir. Roma imparatorluğu, Pax Romana yı, yani Roma Barışı nı askerî güçle zaten sağlamıştı ve kendisi tek merkezdi. Dolayısıyla çevreyi teşkil eden komşularına karşı diplomasiye hiç de ihtiyacı yoktu. ihtiyacı olmadığı için de, diplomasi Greklerde olduğu gibi pek gelişmemiş ve kurumsallaşmamıştır. Roma da diplomasinin gelişmemesindeki ikinci neden, imparatorluğa hâkim olan iktisadî yapısıyla alakalıdır. Bilindiği gibi, Roma imparatorluğu ndaki iktisadî yapı ticaretten daha ziyade tarıma dayalıydı. Grekler örneğinde olduğu gibi, ticaretin yoğun olması diplomasinin gelişmesini olumlu etkilemiştir. Son neden ise, Roma imparatorluğu nun geniş bir coğrafyada hâkim güç olarak kendi dilini ve kültürünü dayatmasıydı. Diğer bir yenilik Fetialis Kurulu dur. Bu kurul, diplomatik görüşmeler neticesinde imzalanan antlaşmaların saklanması, protokol sorunlarının çözüme ulaştırılması ile savaşın ilan edilmesi ve barışın yapılması gibi belli işlerle uğraşırdı. Doğu Roma imparatorluğu nda Diplomasi Roma imparatorluğu nun, Germen saldırıları neticesinde 395 yılında ikiye ayrılmasıyla kurulan Doğu Roma imparatorluğu na ( ), Bizans imparatorluğu da denmektedir, diplomasi, Roma nın aksine hem kurum hem de uygulama olarak fazlasıyla gelişmiştir. Doğu Roma da diplomasi alanında yaşanan bu gelişmenin iki nedeninin olduğu belirtilmektedir: Birinci neden, Doğu Roma imparatorluğu nun Roma imparatorluğu kadar kudretli askerî güce sahip olmamasıydı. Doğu Roma, dış saldırılara açıktı ve bunlara baş edebilmesi için diplomasiye ihtiyacı vardı. Dört bir

3 tarafı böylesine rakip ve düşmanlarıyla çevrili olan Doğu Roma imparatorluğ u, diplomasiye istinat ederek bölgesel barışı ve dolayısıyla kendi varlığını devam ettirmeye gayret etmekteydi. Bundan dolayıdır ki Doğu Roma, diplomasiyi savaşa karşı her zaman tercih etmiştir. Doğu Roma diplomasisinin kurumsal anlamda en önemli yeniliği, dış ilişkilerde istihdam edeceği diplomatlarını eğitimden geçiren ilk devlet olmasıydı. Doğu Roma diplomasisinde dikkat çeken diğer bir özellik, dinin en önemli diplomasi araçlarından biri olarak kullanılmasıydı. Özellikle de doğudan ve güneyden gelen islâm saldırılarına karşı Katolik Batı Avrupa dan askerî yardım alabilmek için Hristiyanlığın savunucusu olarak kendisini göstermiş ve ihtiyaç duyduğunda bu özelliğini öne sürerek yardım taleplerinde bulunmuştur. Doğu Roma diplomasisi hakkında belirtilmesi gereken son husus ise, hukukî ve ahlakî olmayan yolları diplomaside metot olarak yaygın bir şekilde kullanmasıydı. Çin de Diplomasi Medeniyet tarihinde eski ve önemli bir yere sahip olan Çin in diplomasi tarihi ve geleneği de, buna paralel olarak oldukça eskidir. Takip edilebildiği kadarıyla Çin diplomasisinin oluşması ve gelişmesi, Grek ve Roma diplomasilerine bir hayli benzemektedir.merkezi bir otoritenin olmadığı bu dönemde, Çin coğrafyasında çok sayıda bağımsız devletler bulunmaktaydı. Bu devletçikler arasındaki iktidar ve güç mücadelesi, tıpkı kadim Grek dünyasında olduğu gibi, diplomasinin kullanılmasına ve dolayısıyla gelişmesine neden olmuştur. Kendisini dünyanın kültür merkezi olarak gören Çin, kendi dışındakileri Çin kültüründen, dolayısıyla uygarlıktan uzak barbarlar olarak görmekteydi. Çevre devletlerden elçiler sık olarak Çin e gelseler de, Çin in buralara elçi göndermesi seyrekti. Bundan dolayı buna çok tek taraflı diplomasi denmektedir. Çin deki bu yapının oluşmasının Roma örneğinden farkı, bunun askerî olmaktan ziyade dinî bir nedene dayanmasıdır. Çin diplomasisinde kurum olarak dikkatleri çeken Resepsiyon Bölümü dür. Bu kurum, dışarıdan gelen elçi heyetlerin kabul edilmesi, hediyelerin ve vergilerin verilmesi, bunların Çin e geliş gidişlerinin nasıl olması gerektiğine dair ayrıntılar gibi hususlarla ilgilenirdi. Örneğin kadim bir Çin diplomasi uygulaması olan yabancı elçilerin huzura çıktıklarında giydikleri ve Çin imparatorunun gelenleri aşağılaması anlamına gelen Kotow adlı giysi Avrupalıların tepkisini çekmesine rağmen giymek zorunda kalıyorlardı. Yine 1793 yılında daimî elçilik açmak isteyen ingiltere nin bu isteğini reddeden Çin imparatoru, gerekçe olarak yabancı bir devletin başşehirlerinde diplomatik temsilcilik bulundurmanın kendi hanedanlarının devlet sistemiyle uyuşmadığını belirtmiştir. Fakat daha sonra patlak veren Afyon Savaşı nda Çin i mağlup eden ingiltere, bu isteğini kazandığı askerî zaferle ancak elde edebilmişti. ingiltere yi diğer Avrupa devletleri de takip etmiştir. Bu şekilde Çin, sömürgeci Avrupalı devletlerin iktisadî, askerî ve diplomatik nüfuz alanı hâline gelmiştir. iran da Diplomasi Kadim tarihe ve geleneğe sahip olan iran da diplomasi, coğrafyasının şartlarına göre oldukça önemli bir araç olarak buraya hâkim olan devletler tarafından kullanılmıştır. Nitekim iran ın, Avrupa ile Asya arasında bir köprü ve Anadolu nun tabiî bir uzantısı olan kadim kavimler göçünün cereyan ettiği bir koridor olması hasebiyle, sürekli olarak mücadele alanı olmuştur. Ayrıca kadim ipek Yolu nun en önemli noktalarına da sahip olması aktif diplomasi için önemli bir neden teşkil etmiştir. Etnik olarak Türk, inanç olarak ise fiiî hükümdarların idare ettiği Safevî Devleti, kendileri gibi Türk ama inanç olarak Sünnî Osmanlıların yönettikleri devlete karşı, bu mücadeleden dolayı erken dönemde 1501 yılında Venedik le silah alımı görüşmeleri yapmış ve ardından bu kez işi daha da büyüterek 1515 de Portekiz le ittifak antlaşması imzalamıştır. Eski Türklerde Diplomasi

4 Göktürklerde ( ) ve Uygurlarda ( ) diplomatik temaslar, bitikçi, ılımgacı ve tamgacı diye adlandırılan görevliler tarafından yürütülürdü. Müslümanlarda Diplomasi Kur ân-ı Kerim in barışı teşvik etmesi önemli bir nedendir. ikinci olarak, yine Kur ân-ı Kerim in diğer toplumlarla ilişkileri geliştirmekle alakalı bazı ayetleri içermesi bu bağlamda etkili olmuştur. Bu hususlarda Hz. Muhammed in ( ) bizzat icra ettiği ilk örnekler, islâm devletlerinde diplomasinin gelişmesine zemin hazırlamıştır. islâm tarihindeki ilk diplomatik faaliyetleri bizzat Hz. Muhammed tarafından gerçekleştirilmiştir. Hz. Muhammed, 622 yılında Medineli Müşrikler, Yahudiler ve Müslümanlar arasında yaptığı antlaşma bu bağlamda zikredilecek en önemli ilk örnektir. Medine Vesikası denen bu antlaşmayla, eskiden beri aralarında çatışma bulunan toplumlar barıştırılmış ve yeni bir toplumsal düzen inşa edilmiştir. Yine Hz. Muhammed, 628 yılında Medine toplumu adına Mekke deki Kureyş yönetimi adına Süheyl bin Amr la bizzat müzâkere yaparak neticesinde ilk antlaşma olan Hudeybiye Antlaşması nı imzalamıştır. Dokuz maddelik bu antlaşma islâm tarihinin ilk diplomatik metini olma özelliğine sahiptir. Selçuklularda Diplomasi Büyük Selçuklu Devleti ( ), başta Abbasî Devleti olmak üzere Bizans imparatorluğu ile diplomatik temaslara sahipti. Elçilerin özellikleri ve görevleri hakkında Selçuklu vezirlerinden Nizâmülmülk ( ), meşhur eseri Siyâsetnâme de önemli tespitlerde bulunmaktadır. Nizâmülmülk e göre elçiler hükümdara hizmet adabını bilen, az ve cesaretle konuşan, çok seyahat eden, Kur ân-ı Kerim i ezbere bilen, akıllı, feraset sahibi, olgun ve fizik olarak güzel görünenlerden seçilmelidir. Devamında Nizâmülmülk, elçinin görevlerini sayarken özellikle de diğer devletler hakkında bilgiler toplanmasını zikretmektedir. SÜREKLi DiPLOMASi Diplomasi tarihinin ikinci dönemi Sürekli Diplomasi dir. Sürekli Diplomasi, devletler arasındaki diplomatik temasların yürütülmesi veya duruma göre sorunların yurt dışında sürekli olarak istihdam edilen elçiler tarafından halledilmesine matuf faaliyetler olarak ifade edilebilir. Bu tarz diplomaside diplomatik temaslar her hangi bir zaman kaydı olmaksızın devam eder, ciddî bazı siyasî krizler olmadığı sürece her hangi bir kesinti olmaz. Sürekli Diplomasi, takribi olarak XV. yüzyılda bugünkü italya üzerinde bulunan Venedik ve Ceneviz gibi şehir devletleri tarafından uygulanmaya başlanmış ve XIX. yüzyıldan itibaren de kademeli olarak bütün devletlere yayılmıştır. Sürekli diplomasinin italyan şehir devletlerinde başlamasının nedenleri şu şekilde izah edilebilir: Bu şehir devletlerinin birbirlerini takip etme ihtiyacı, birinci nedeni teşkil etmektedir. Zira kuvvet olarak birbirlerine yakın olan bu küçük devletler için aral rındaki dengenin devam ettirilebilmesi, ancak sürekli diplomasi yoluyla olabilirdi. Nedenlerden ikincisi, bu devletlerin varlıklarını devam ettirebilmek için aralarındaki savaş tehlikesini mümkün olduğunca ortadan kaldırabilmek ve barışı devamlı kılabilmek için Sürekli Diplomasi ye ihtiyaç duymalarıdır. Bu bağlamda zikredilebilecek üçüncü neden, zayıf devletlerin diğer devletler nezdinde sürekli temsilci bulundurması ihtiyacıdır. Sürekli Diplomasi nin bu devletlerde başlamasının dördüncü nedeni, bunların eskiden beri yapageldikleri aktif dış ticarettir. Tıpkı Grek dünyasında olduğu gibi, italyan şehir devletleri arasında kültür ve dil birliğine sahip olmaları, beşinci nedeni teşkil etmektedir. Bu durum, aralarındaki etkileşimi ve yeniliklerin yaygınlaşmasını kolaylaştırmaktadır. italyan şehir devletlerinde Sürekli diplomasinin gelişmesindeki son neden ise, kadim Roma ve Doğu Roma diplomasi geleneğinin bu devletleri etkilemesidir. Bu devletler arasında Venedik, özellikle de Doğu Roma diplomasisinden oldukça etkilenmiştir. Sürekli diplomasiye geçişin en önemli göstergesi olan daimi temsilci bulundurmaya başlanmasının ilk örneklerine italyan şehir devletlerinde rastlanmaktadır. Nitekim bunlar henüz daha XI. yüzyıldan itibaren Filistin de, Suriye de, Mısır da ve istanbul da potestas ve bailo denen konsoloslukları açmaya

5 başlamışlardı. Takriben XVIII. yüzyıl, Sürekli Diplomasi nin Avrupa nın tamamına yayıldığı süreç olmuştur. XIX. Yüzyıl diplomasi tarihi açısından bambaşka bir yere sahiptir. Bu yüzyıl, diplomasinin altın çağı olarak adlandırılmıştır. Modern diplomasinin gerek kurum ve gerek pratik olarak bu kadar yaygınlaşması nın çok çeşitli nedenleri olduğu muhakkaktır. Bunlardan üç tanesini şöyle tespit etmek mümkündür: Birincisi, takriben XI.-XIX. yüzyıllar arasında Batı Avrupa da Rönesans la başlayıp Aydınlanma ile devam büyük değişim dönüşüm sürecinin neticesinde ortaya çıkan Sanayî inkılabı yla ve Sömürgecilikle doğrudan alakalıdır. Sürekli Diplomasi nin gelişmesindeki ve yaygınlaşmasındaki ikinci neden, XIX. yüzyılda başlayan Avrupa dışındaki birçok bölgede görülen modernleşme sürecidir. SÜREKLi DiPLOMASi DEKi YENiLiKLER Sürekli diplomasiye geçişle birlikte diplomasi alanında önemli yenilikler yaşanmıştır. Bunlardan en önemli protokol uygulaması olmuştur. Devamında ise yeni diplomasi türleri ortaya çıkmıştır. Protokol Uygulaması 1815 Viyana Kongresi ne kadar sürmüştür. Bu kongrede ilgili devletlerin diplomatik temsilcilerinin sınıf ve dereceleri belirlenmiştir. Viyana Kongresi nde kabul edilen tüzüğe göre diplomatik temsilciler üçe ayrılmıştır: 1. Hükümdarlar yanına gönderilen Büyükelçiler ve Papa nın elçisi Legalar 2. Hükümdarlar yanına gönderilen Ortaelçiler ve diğer temsilciler 3. Dışişleri Bakanları yanına gönderilen Maslahatgüzârlar Ardından imzalanan 1818 Aix-La Chappelle Protokolü, bu diplomatik temsilcileri şu şekilde belirlemiş ve dördüncü bir sınıfı daha eklemiştir: 1. Büyükelçiler ve Legalar 2. Ortaelçiler 3. Mukimelçiler 4. Maslahatgüzârlar Zirve Diplomasisi Devletler arasındaki ilişkilerin elçilerin yanı sıra, duruma göre bunların doğrudan ilgili devletlerdeki en üst seviyedeki karar alıcıları olan hükümdarlar veya devlet başkanları tarafından yürütülmesine zirve diplomasisi denmektedir. Çok Taraflı Diplomasi Aralarındaki bir sorunu çözmek için bütün taraşarın bir araya gelmesiyle yapılan diplomasiye, Çok Taraşı Diplomasi denmektedir Otuz Yıl Savaşları nı bitiren 1648 Westphalia Antlaşması yla ilk defa uygulanan bu diplomasinin temel özelliği, Avrupa da bulunan Protestan ve Katolik bütün devletlerin hemen hemen hepsinin katılmasıyla gerçekleştirilmesi ve Avrupa nın temel meselelerinin ele alınarak halledilmesidir. Bu tür diplomasiye verilecek ikinci örnek Osmanlı Devleti nin de katıldığı Karlofça Kongresi dir Osmanlı-Kutsal ittifakı Savaşları nın ardından, Kasım 1698-Ocak 1699 arasında bugünkü Sırbistan ın sınırlarında bulunan Karlofça da yapılan bu kongrede mağlup Osmanlı Devleti, galip devletler Avusturya, Rusya, Venedik ve Polonya yer almıştır. Osmanlı Devleti ni Reisülküttab Mehmed Rami Efendi ve Baştercüman Aleksandros Mavrokordatos un temsil ettiği bu kongre iki ay sürmüş ve neticesinde 26 Ocak 1699 da Karlofça Antlaşması imzalanmıştır. Neticesinde Osmanlı Devleti Avrupa daki topraklarının önemli bir kısmını kaybetmiştir. Çok Taraşı Diplomasi, daha sonraki yüzyıllarda daha ziyade savaşlar sonrasında yapılan barış görüşmelerinde uygulanmıştır Fransız ihtilali nin neden olduğu kargaşanın ve Napolyon Savaşları nın ( ) sonuçlarının izale edilmesi için toplanan 1815 Viyana Kongresi, Çok Taraşı Diplomasi de önemli bir yere sahiptir. Viyana Kongresi neticesinde Avrupa daki taşlar yeniden oturmuş ve Fransız ihlali öncesi duruma tekrar dönülmüştür.

6 Konferans Diplomasisi Avrupalı devletler arasındaki bir takım sorunların toplantılar yoluyla çözülmesine, Konferans Diplomasisi denmektedir. Bu tür diplomasi daha ziyade 1815 Viyana Kongresi sonrasındaki süreçte uygulanmaya başlanmıştır. Çok Taraşı Diplomasi, daha sonraki yüzyıllarda daha ziyade savaşlar sonrasında yapılan barış görüşmelerinde uygulanmıştır Fransız ihtilali nin neden olduğu kargaşanın ve Napolyon Savaşları nın ( ) sonuçlarının izale edilmesi için toplanan 1815 Viyana Kongresi, Çok Taraşı Diplomasi de önemli bir yere sahiptir. Viyana Kongresi neticesinde Avrupa daki taşlar yeniden oturmuş ve Fransız ihlali öncesi duruma tekrar dönülmüştür.konferans Diplomasisi nin uygulanmasında Le Concert Européen/ Avrupa Uyumu önemli bir yere sahiptir. Parlamenter Diplomasisi Birleşmiş Milletler Teşkilatı nın kurulmasının ardından oluşan yeni örgütlü sistem çerçevesinde, milletlerarası sorunların bazı uluslararası kuruluşlar vasıtasıyla görüşülmesine Parlamenter Diplomasi denir. Özellikle de ikinci Dünya Savaşı nın ( ) ardından ortaya çıkan BM ye bağlı kuruluşlar ile Avrupa Birliği gibi teşkilatların ilgili kuruluşları bu diplomaside etkin olmaktadırlar. 2. ÜNİTE Osmanlı Hariciye Teşkilatı KLASiK OSMANLI HARiCiYE BÜROKRASiSi Osmanlı Devleti nin dış politika yapılanması Büyük Selçuklu, ilhanlı ve Memluklular gibi büyük devletler ile Anadolu da kurulmuş olan Anadolu Selçuklu Devleti ve onun yerine kurulmuş olan diğer beyliklerin etkisinde gelişmiştir. Osmanlı Devleti nin dış politika yapılanması topraklarının genişlemesine paralel olarak sürekli kendi kendini yenilemekteydi. Divan-ı Hümayun ve Nişancı Orhan Gazi döneminde toprakların genişlemesi ve yeni devlet işlerinin çıkışı nedeniyle üst yönetim kurumsallaşmaya başlamıştır. Bunun neticesinde divan denilen en üst istişare ve karar organı daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır. Önemli beyler ile kazaî işlerden sorumlu yetkililerin katıldığı divan, bir çeşit hükümet demekti. Divan-ı Hümayun dan çıkan kararların, kanunlar ve yazışma usulleri dâhilinde kaleme alınarak, gerekli yerlere gönderilmesi, nişancının görevlerindendi. Nişancı lar, kalemiye denilen sınıftan yetişirlerdi ve protokolde beylerbeyine eşitti. Nişancının emri altında Divan-ı Hümayunun bütün yazı veevraklarının işlerini birer kâtipler ve memurlar heyeti yürütmekteydi ki bunların baş sorumlusu da Reisülküttab (Reis Efendi) idi. ilk olarak Fatih döneminde gördüğümüz nişancı arasında hariciye nazırı, yani dışişleri bakanı durumundadır. Reisülküttab da o dönem dışişleri genel sekreteri konumundaydı senesinde yapılan bir değişiklikle, nişancı protokolde yine reisülküttabdan önce gelmekle beraber, dış politikaya ait işler tamamen reisülküttaba bağlanmıştır. Nişancı bu tarihten sonra yalnız diğer kanunî işlerle uğraşmıştır. Reisülküttab ilerleyen dönemlerde Osmanlı devlet işlerinin saraydaki Divanda görülmesi yerine, 1654 yılından itibaren Sadrazamın Paşa Kapısı veya Bab-ı Asafi ve daha sonraları da artık genelde Bab-ı Âli denilen kendi makam ve emrindeki Sadaret bürolarıyla müstakil yere geçmiştir den 1836 ya kadar 180 yıla yakın bir süre, reisülküttablar, fiilen hariciye nazırı görevlerini ifa etmişlerdi.

7 Divan-ı Hümayun Tercümanları ve Görevleri Osmanlı Devleti ile Avrupalılar arasındaki ilişkiyi Divan-ı Hümayun Tercümanları sağlardı. Yabancı bir devlet elçisiyle yapılan görüşmelerde, imzalanan antlaşmalarda veya dışarıya gönderilen olağanüstü elçilerin yanında tercüman en önemli görevlilerden biriydi da Divan-ı Hümayun Baş Tercümanı iskerletzade Nicholos un önce Boğdan, daha sonra Eşak Voyvodalığına getirilmesiyle Rumların voyvodalıklara atanma süreci de başladı. Tercümanların arasında devlete yararlı hizmetler yapanlar olduğu gibi, iç ve dış politikalarla ilgili sahip oldukları bilgileri yabancı devletlere verenler de olmuştu Küçük Kaynarca Barışı ile Rusya nın Osmanlı Ortodokslarının koruyucusu durumuna gelmesi Divan tercümanlarının bir kısmını Rusya ya yöneltti. Fransa nın yanında ingiltere nin de Akdeniz üstünlüğü politikası tercümanların kendi eğilimlerine göre bu üç devletten birine yönelmelerine sebep olmuştur de hızlı bir şekilde başlayan Rum isyanını, istanbul Rum Patriği Gregorius ve istanbul daki Rum aileler gibi Divan-ı Hümayun Tercümanı Constantine Mourouzi nin desteklemesi üzerine, bu kişilerin 16 Nisan 1821 de görevinden uzaklaştırılmalarıyla bu kurum kaldırıldı. Reisülküttabın Divan-ı Hümayun Kalemindeki Görevi ve Kendisine Bağlı Daireler Osmanlı Devleti nde 1789 yılına kadar bu sınıfa Ehl-i Kalem veya Kalemiye Sınıfı denmiştir. XVII. Yüzyılın sonlarından itibaren, Osmanlı devlet yönetiminde savaşlardaki başarısızlıklar üzerine yavaş yavaş silah ehli olan askerî unsur yani paşalar, önemlerini kaybetmeye ve bunların yerine kalem ehli ve bürokrasinin hakimi olan Efendiler ön plana çıkmaya başlamıştı.divan-ı Hümayun Kalemiye kesiminin temel 4 birimi vardı ve sırasıyla bunlar: Beylik; Tahvil; Rüûs ve Amedi Kalemleri idi. Bu bürokratik yapının en tepesinde nişancı ve onun altında olan reisülküttab bu kalemleri idare eder ve denetlerlerdi. Beylik Kalemi Hariciye alanındaki bürokratik işler ise Beylik (Divan) ve Amedi Kaleminin elinde idi. Beylik Kalemi (Dairesi) devletin ana kayıtlarını tutmakla mükellefti ve bu özelliğinden dolayı da Divan Kalemi olarak da bilinmekteydi. Amirine Beylikçi denilirdi. Beylik kaleminin önemli işlerinden birisi de Osmanlı Devleti ile yabancı devletler arasında yapılan her türlü antlaşmalar ve verilmiş imtiyaznameler, gayrimüslim cemaatlerin hukukî durumuna ait belgelerin saklanmasıydı. Amedi Kalemi Reisülkütablığa bağlı olarak hariciye işleri bakımından çok önemli dairelerden biriside Amedi Kalemi olup, amirine Amedci denirdi. Amedi Kalemin görevleri arasında daimî elçiler ve başka nedenlerden dolayı resmi olarak farklı statüler de atanan diplomatik temsilciler ile haberleşmeyi sağlamak, oralardan gelen raporları sadrazama ve onun talimatıyla padişaha arz etmekti. Yazışmalar çok gizlilik taşıyor ise gönderilecek temsilcilere Amedi Kalemi tarafından şifre verilir, yazılar bu şifre ile şifrelenmiş olarak gelirdi. Diğer yandan Amedi Kaleminin hariciye ile ilgili görevleri arasında başkentte ikamet eden yabancı elçilerin ve Osmanlı topraklarında bulunan konsoloslukların Babıâli ile aralarındaki resmi yazışmaların yürütülmesi de vardı. HARiCiYE BÜROKRASiSiNiN YÜRÜTÜLMESiNDE REiSÜLKÜTTABIN GÖREVLERi VE FAALiYETLERi Hariciye bürokrasisi merkezi bürokrasinin reisülküttabın yönetimine verilen kısmı tarafından icra edilmekteydi. Bu bürokrasinin hariciye ile ilgili iş yükü dahiliye bürokrasisine göre daha azdı. Karlofça Antlaşması na kadar bürokrasinin hariciyeyle ilgili kısmının gelişmesine sebep olacak sistemli ve sürekli diplomasi ağırlıklı dış politika anlayışı mevcut olmadığından dışişleri fazla yoğunluğa sahip değildi. Klasik dönemde reisülküttabın başlıca görevleri arasında dışarıya gönderilecek namelerin hazırlanması, gelen namelerin tercüme ettirilmesi, yol emri, izin ve berat

8 gibi belgelerin tanzimi veya bunların denetimi yer almaktadır Karlofça sonrası Osmanlı hariciye siyasetinin tespiti ve yürütülmesindeki ağırlık merkezinin de değişmeye başlamasıyla, özellikle reisülküttaba bağlı bürokrasisinin dış politikada etkinlik kazanması bu bürokrasiyi artık diplomatik faaliyetler yürütebilecek olgunluğa eriştirdi yılına kadar Osmanlı Devleti her ne kadar geçici diplomasi temeline dayanan eski diplomasi usulünü devam ettirmişse de Avrupa devletlerinin kendi aralarında olduğu gibi Osmanlı Devleti nezdinde daha da yaygınlaşan sürekli diplomasi siyasetini sürdürmeleri bürokraside buna cevap verecek bir yapılanmayı da gerekli kıldı. Osmanlılarda XVIII. yüzyıl başlarında her alanda değişime ayak uydurabilecek yetenekte olan tek bir zümre kalemiye sınıfıydı Karlofça dan itibaren hariciye ile uğraşmakta olan kâtipler, yabancı devletler ile yapılan görüşmeler neticesinde her biri ilgi alanına giren devletler ve onların meseleleri üzerinde uzman olmaya başladı. ilk ikamet elçiliklerinin Avrupa da açılmasıyla birlikte Babıâli nin diplomasi faaliyetlerinin yoğunluk kazanması üzerine reisülküttaba bağlı olarak 1797 yılında dışişleriyle daha profesyonelce uğraşacak Mühimme Odası kurulmuştur. Mühimme Odası nın kurulmasına kadar, devletin en gizli yazışmaları Beylikçi ya da ona bağlı olarak çalışan güvenilir birkaç katip tarafından yürütülmekteydi. Reisülküttabın Yabancı Elçiliklerle ilgili Faaliyetleri Yabancı ikamet elçilikleri veya özel durumlarda görevlendirilmiş çeşitli rütbedeki geçici elçiler Osmanlı Devleti nezdinde bütün ilişkilerinde öncelikle Babıâli ye, dolayısıyla reisülküttaba müracaat etmek zorundaydılar. Geçici elçilerin temsil ettikleri devletin dışişleri bakanları veya daha alt seviyedeki makamlardan getirdikleri mektuplar kime hitaben ve cinsi ne olursa olsun reisülküttabasunulurdu. Reisülküttab da gelen bu yazıları veya bilgileri sadrazama veya padişaha takdim ederdi. Reisülküttab, sadrazamla birlikte sefere gittiği zaman başkentte padişahın yanına, rikab reisi unvanıyla bir kaymakam tayin edilirdi. Bu göreve rikab-ı hümayun riyaseti denilirdi. Diplomatik faaliyetlerin dışında, Osmanlı Devleti nin ihtiyacı için yabancı ülkelerden getirtilecek olan her türlü ithal malzeme ve istihdam edilecek uzman ihtiyacının temini için gerekli olan bağlantının sağlanması da reisülküttab tarafından takip edilmekteydi. Nizam-ı Cedid ıslahatlarına paralel olarak Mehmed Raşid Efendi nin reisülküttablığıyla beraber reisülküttablar Osmanlı dış politikasının belirlenmesinde ve diplomasi uygulamalarında daha faal rol almaya başlamışlardır. Görüşmelerdeki (Mükâleme) Görevleri Reisülküttabların yabancı devlet temsilcileri ile yaptıkları görüşmeler genel olarak iki grupta toplanırdı. Birincisi devletlerarasında bir anlaşma kurmak amacıyla kendilerine temsil konusunda tam yetki verilen murahhaslar seviyesinde müzakereler yoluyla yapılan görüşmelerdir. ikincisi de başkentteki sınırlı yetkiler verilmiş olan yabancı devletlerin ikamet elçileri veya elçilik temsilcileri ile siyasî gelişmelerin ele alındığı olağan görüşmelerdir. Reisülküttab Mehmed Rami Efendi nin Karlofça Antlaşması nın imzalanmasında baş murahhas olarak gösterdiği üstün başarı reisülküttabların bu işlerdeki uygunluğunu göstermiş, halefi reisülküttabların antlaşma müzakerelerinde murahhas olarak atanmalarının önünü açmıştır. ilk ikamet elçiliğinin açılması için ingiltere elçisi ile 13 Temmuz 1793 de yapılan görüşmede Reisülküttab Mehmed Raşid Efendi ile sabık Rumeli Kadıaskeri Tatarcık Abdullah Efendi vardı. Reisülküttablar yabancı elçiler ile yaptıkları görüşmeler sırasında Osmanlı Devleti yararına olan hususlarda her türlü konuyu ve kararı üst makamlara danışmadan gündeme getirip görüşebilmekte ve genelde karar dahi verebilmekteydi. Ancak reisülküttablar aleyhteki bir husus veya zaman kazanılması gereken bir durumla karşılaştıkları zaman bu mesele hakkında görüşme yetkisinin olmadığını ve izin alması gerektiğini belirtirdi. Reisülküttab yabancı diplomatik temsilcilerle bağlantı kurmadaki tek görevli olduğu için görüşmeye kesinlikle iştirak ederdi. Her hangi bir mazeretten dolayı katılmalarına engel bir durum olduğunda çoğu zaman görüşmeler onun katılabileceği zamana ertelenirdi.

9 KLASiK OSMANLI HARiCiYE KURUMLARINDAN MODERN KURUMLARA GEÇiş Tercüme Odası II. Mahmud, 23 Nisan 1821 de tercüman yetiştirmek ve Babıâli memurlarından dil öğrenmek isteyenlere yabancı dil öğretmek amacıyla Tercüme Odası nı kurdu. Odanın başına getirilecek olana ayda 500 kuruş maaş verilmesi için talimat verdi. Yahya Efendi nin, Mühendishane deki görevinden alınarak asaleten Babıâli Tercümanlığı na ve Tercüme Odası nın başına getirilmesiyle Tercüme Odası kurulmuş oldu den itibaren Avrupa başkentlerinde yeniden açılan ikamet elçiliklerinden dolayı dış ilişkiler için dil bilen memurlara çok ihtiyaç olduğundan Tercüme Odası nın itibarı arttı de Hariciye Nezareti ndeki düzenlemeler neticesinde Tercüme Odası bakanlığın kapsamına alınarak bir büro haline getirildi. Zaten daha önce de Hariciye Nezareti ile paralel olarak çalışıyordu. Hariciye Nezareti Osmanlı Devleti yılları arasında uluslararası çok çetin meselelerle yüzleşti ve bu sorunları diplomatik yollardan bertaraf etmek üzere 1834 yılında yeniden canlandırılan ikamet elçilikleri de reisülküttablığın dışişlerindeki faaliyetlerini artırmıştı. Aynı zamanda 1826 da Yeniçeri Ocağı nın kaldırılmasından sonra her alandaki yeniliklere ilaveten bürokraside gerçekleştirilen ıslahatların devamı mahiyetinde olmak üzere 11 Mart 1836 tarihinde II. Mahmud un hatt-ı hümayunuyla Hariciye Nezareti kuruldu. Buna göre reisülküttablığın yerini Umur-ı Hariciye Nezareti aldı ve bunun başına geçen kişinin unvanı paşalık lafzı kullanılmadan vezaret (vezirlik ve müşirlik) rütbesiyle görevliler tayin edildi yılından beri reisülküttablık yapan Mehmed Akif Efendi de Hariciye Nazırı olarak atandı. Ancak aradan bir kaç ay geçtikten sonra Ahmed Hulusi Paşa nın Mehmed Akif in yerine paşalık ile atanmasından sonra hariciye nazırlarına da paşalık unvanı verildi. Hariciye Nezaretinin kurulmasıyla birlikte Avrupa modeline uygun usullerle işleyecek bir diplomasi mekanizması tam anlamıyla kurulmuş ve bu alanda büyük ölçüde birliktelik sağlanmıştır. Bu yenilikle birlikte, Kasım 1836 da Hariciye Nazırına yardımcı olmak üzere Müsteşarlık kurularak Mustafa Reşid Efendi (Paşa) bu göreve getirildi. Müsteşarın yanında iki kişilik müsteşar yardımcılığı oluşturuldu. reisülküttablığa bağlı iç bürokrasi ile ilgili birimler kendisinden hemen ayrılmamış, bir müddet daha bu görevler devam etmiştir yılı başlarında Amedci Dairesi iç ve dış işler için iki şubeye bölünüp biri Hariciye Nazırı emrine verilerek Maruzat-ıHariciye Katibi adını aldı. Bu arada dışişleriyle ilgili yazışmaları yürüten Mektubî-i Hariciye kuruldu. Ayrıca, söz konusu yıldan itibaren bütün devlet memurları na maaş bağlanması üzerine hariciye nezareti memurlarına da yüksek maaşlar ödendi. Nezaretle Osmanlı Elçilikleri arasındaki diplomatik yazışmalar Fransızca olarak yapılmaya başlandı. Hariciye Nezaretine bağlı Divan-ı Hümayun Dairesinde Beylik Kalemi, Tahvil Kalemi, Rüûs Kalemi ve Mühimme Odası ndan oluşan dört şube olacaktı. Özelliklede III. Selim devrinde kurulan Mühimme Odası nın iş yükü ve önemi bu dönemde giderek arttı. Çünkü dış ilişkilerde gizli belgeler burada işlem görmekteydi. Zamanla ve iş hacmine göre yeni birimler de oluşturulmuştur ki bunlardan bazılarında dış servisler olan büyükelçilikler ve konsolosluklar için birer daire de kurulmuştur da kurulan Hariciye Nezareti, zaman içerisinde gerekli yasal düzenlemelere ve bazı değişikliklere uğramasına rağmen Tanzimat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde de hâlâ işlevini sürdüren tarihî bir kurum olageldi. OSMANLI ELÇiLERi VE ELÇiLiKLERi Osmanlılarda Elçi Tayini ve Nedenleri XVI. yüzyıldan itibaren görevleri ile sorumlu bulundukları hizmetin türüne veya gönderildikleri devletin önemine göre Büyükelçi veya Ortaelçi olmak üzere iki sınıfa ayrıldıkları görülmektedir.

10 1793 yılında Londra ya gönderilen ilk daimî ikamet Elçisi Yusuf Ağah Efendi ye kadar Osmanlıların yabancı ülkelerdeki temsilleri geçici (ad hoc) elçiler aracılığıyla yürütülmüştü. Osmanlı elçileri Viyana, Paris, Petersburg, Stockholm, Londra, Berlin, Varşova ve Madrid gibi Avrupa başkentlerine ve Tahran, Yeni Delhi, Buhara ve Rabat gibi Asya ve Afrika nın Müslüman ülkelerine de gönderilmişti. Osmanlı Devleti nin çeşitli tarihlerde geçici surette yabancı devletlere göndermiş oldukları elçilerin gönderilme nedenleri olarak başlıca hususlar şunlardır. Bir kısım Osmanlı Padişahları tahta çıktığında cüluslarını tebliğ etmek, Yabancı bir hükümdarın taç giymelerini kutlamak, Kazandıkları zaferleri duyurmak, Akdedilen bir antlaşmanın (muahadenin) tasdikli metnini onaylamak, Barış antlaşmalarının akdinden sonra dostluk ilişkilerini yeniden pekiştirmek, ihtilaşı sınır sorunlarını görüşmek ve iki ülke arasında bir ittifak imkanını araştırmak, Bir savaşın barışla sonlandırılması teklif edildiği takdirde görüşmeler yapmak, Avrupalı devletlerin bilim, teknik ve medeniyetlerine dair gözlem yapmak, Tarziye vermek, ikraz edilmiş olan devlet alacağını istemek ve tediye şartlarını kararlaştırmak, karşılıklı mukabele ve mübadele olarak elçiler göndermek, Yabancı hükümdar nezdine nezaket ziyareti yapmak ve yabancı bir devletin talebi üzerine elçi göndermek, Sadrazamın bir mektubunu yabancı devletin başvekiline götürmek. Elçilerin Seçimi, Maiyetleri ve Hazırlıkları Karlofça Antlaşması sonrasında bazı elçiler ve murahhasların reisülküttablık yapması veya bu göreve aday ve ehliyetli kimseler arasından seçilmeye başlanması dış politika ve diplomasi tarihimiz açısından kaydedilmeğe değer bir milat olmuştur Gerek ülke için, gerek gönderildikleri ülkelerin teşrifatı bakımından özel bir önem taşıdığı ve kendilerine, döndüklerinde geri alınmak üzere, kıymetli eşya gibi çeşitli mülkî, askerî ve idarî rütbe, paye ve yetkilerin de verildiği görülmektedir. Genelde Ortaelçilere, Defterdarlık, Nişancılık, Mekke payesi; Büyükelçilere de Rumeli veya Anadolu Beylerbeyliği payeleri verilirdi. ilmiye sınıfı mensupları sık sık elçi olarak iran, Türkistan hanlıkları, Hindistan ve Fas gibi Müslüman ülkelere gönderilmekteydiler. iran a gönderilen elçilerden ilmiye sınıfından olanlara ise Anadolu Kadıaskerliği payeleri verilmekteydi. Esasında Osmanlı Devleti nde hariciye çalışanları, büyük bir ekseriyetle murahhaslarla birlikte sefaret heyetindeki görevlilerdir. Özellikle de elçi seçimi gibi çok önemli durumlarda daha önceden murahhas ve elçilik maiyetinde bulunan bürokratların tercih edildiğini görmekteyiz. Netice itibariyle, elçilik maiyetinde bulunanlar sadece Osmanlı dış politikasına ve hariciyesine damgalarını vurmakla kalmayıp, bundan daha önemli olarak Avrupa daki bilim, teknik ve kültürel alandaki birçok yeniliklerin Türkiye ye girmesine yardımcı olmuşlardır. Yolculuk, Gidilen Ülkelerdeki Teşrifat ve izlenimleri Osmanlı elçilik heyetlerinin Avrupa, Asya ve Afrika ülkelerine yaptığı yolculuklar kara veya deniz yoluyla gerçekleştirilmekteydi. Gidilen ülkenin konumuna ve dünyadaki siyasal gelişmelere göre elçilik güzergahları tespit edilirdi. istanbul dan karayolu ile Orta ve Batı Avrupa ya gidecekler genellikle Edirne üzerinden Sofya, Belgrad, Budin güzergâhını, Doğu Avrupa için ise Edirne, Rusçuk, Bükreş, Hotin güzergâhını kullanmaktaydılar. Elçiler sınırdan içeri girdikten sonra artık o ülkenin misafiri sayılmakta ve her türlü ikamet ve yiyecek ve giyecek masraşarı, misafir oldukları hükümetçe karşılanmaktaydı. Hatta dönüşlerinde her birine memuriyetleriyle uygun hediyeler de verilmekteydi. Bununla birlikte Osmanlı elçilerinin birçok ülkede bu konuda pek gözü tok davrandıkları ve çok kere masraşarını kendileri karşıladıkları, yazdıkları sefaretname veya takrirlerinden anlaşılmaktadır. Genel bir kural olarak ve devletlerarasındaki karşılılık esasına uyarak III. Selim in Nizam-ı Cedid in diplomasi alanındaki ıslahatlarına kadar elçiler ve maiyetleri, gittikleri ülkede misafir sayılmışlar ve bu şekilde muamele görmüşlerdir. Bu elçilerin veya maiyetlerindekilerden birinin yolculuklarını, gözlemlerini ve faaliyetlerine dair bilgileri başta

11 Sultan olmak üzere Sadrazam ve Reisülküttaba bildirmek amacıyla yazdıkları name, risale, takrir, seyahatname ve havadisname gibi raporlara genel olarak sefaretname denilmektedir. OSMANLI DEVLETi NDEKi YABANCI ELÇiLiKLER Osmanlı Devleti nde Yabancı Elçiliklerin Açılması Dünyada ilk daimî elçilikler Avrupa da ortaya çıktı. Venedik Cumhuriyeti 1431 de Roma ikamet elçiliğini kurmuştur. Venedik 1454 yılında Osmanlı Devleti nin yeni başkenti istanbul daki ikamet elçiliğini açmıştır. Bu yeni ilkelere uygun olarak Venedik Doçu nun ve tüccarlarının Osmanlı Devleti ndeki ticarî ve siyasî çıkarlarını korumak ve daha fazla imtiyazlar kopartmak için istanbul da açtıkları temsilciliğe balyos veya baylos adı verildi ve Bartelemi Marsello da balyos unvanını taşıyan ilk elçi oldu. istanbul da diplomatik temsilcilikler bulundurmaya başlayan devletler şu şekildeydi: 1475 yılında Polonya (Lehistan), 1497 yılında Rusya, 1525 yılında Fransa, 1528 yılında Avusturya (Nemçe), 1583 yılında ingiltere, 1612 yılında Hollanda, XVIII. yüzyılda isveç, Sicilyateyn (Napoli), Danimarka, Prusya ve ispanya. XIX. yüzyılda bu devletlere Belçika, ABD, Portekiz, Sırbistan, Yunanistan, Romanya, italya, Karadağ, Brezilya ve Bulgaristan eklendi. Elçinin saraya gelişi, galebe divanı da denilen ve kapıkulu ocaklarına maaş verilmesi dolayısıyla yapılan ulufe divanına denk getirilirdi. Osmanlı Devleti ndeki Yabancı Elçiliklerin Faaliyetleri Yabancı devletlerin Osmanlı Devleti ne gönderdiği geçici elçiler cülus tebriki, savaş halinde oldukları devlete karşı yardım talebi, yıllık cizyenin takdimi, antlaşma şartlarının müzakeresi gibi durumlarda gelirlerdi. istanbul daki daimî ikamet elçileri siyasî, ticarî, hukukî ve kültürel pek çok faaliyeti icra ederdi. Osmanlı Devleti nin de benimsediği diplomatik temsilciliklerle ilgili ilk düzenleme 1815 Viyana Kongresi nde yapılmış, 1818 Aixla-Chapelle Protokolü ile yeni ilkeler konulmuştur. Burada elçiliklerin statüleri yeniden tanzim edildi. Bu düzenlemelere göre büyükelçi, ortaelçi, mukim elçi ve maslahatgüzar olmak üzere dört derece kabul edildi. Elçilerin ve elçiliklerin dokunulmazlığı ve sahip olduğu her türlü imtiyaz teminat altına alınmıştır. 3. ÜNİTE Klasik Dönem Osmanlı Diplomasisi ( ) DiPLOMASiNiN KURUMSAL TEMELLERi Osmanlı diplomasisi açısından islam hukukunun kavramları ve ilkeleri temel önem taşıyordu. Buna göre ülkeler üç kategoride toplanmaktaydı: Darü l-islam yani şeriatın hüküm sürdüğü islam toprakları, Darü l-harb yani gayrimüslimlerin yönetimi altında bulunan ve cihada açık ülkeler ve Darü s-sulh yani tâbi devletler ve diğer haraç ödeyen ülkeler. Adalet ve Ahde Vefa islam dini gerek insanlar arası gerekse toplumlar arası ilişkilerde adalet ve ahde vefa ilkelerine temel bir önem atfeder. Adalet ilkesi, kişiye nasıl davranılıyorsa onun da o şekilde karşılık vermesi şeklinde yorumlamadığından devletlerarası ilişkilerde de, mukabele bi l-misl (aynıyla karşılık verme) ilkesiyle aynıdır. Savaşın Zorunlu Olduğu Haller XII. yüzyılda fiam da yazılmış olan Bahrü l-fevaid adlı eserde saldıran düşmanı uzaklaştırmaya cihad (farz-ı ayın), uzaktaki düşman üzerine muhtelif sebeplerle yürümeye gazâ (farz-ı kifaye) denir. istanbul Fatihinin ifadesiyle kılıçla yapılan savaş küçük cihad (cihad-ı asgar) olarak tavsif edilirken gerçek savaşın veya büyük cihadın (cihad-ı ekber) ilim, imar ve bayındırlık alanında yapılan hamleler olduğu anlayışına varılmıştır.

12 istimâlet ve Gayrimüslimlerle Dostluk ilişkileri Osmanlılar ayrıca özellikle gayrimüslim topluluklara karşı istimâlet denilen bir ilkeyi de uyguladılar. Kendine meylettirmek anlamına gelen bu kelimenin terim mânası, insanların gönüllerini kazanarak kendi hakimiyetini kurmaktır. DiPLOMASiNiN KURUMSAL BOYUTU Devlet Politikasının Belirlendiği Kurum: Divan-ı Hümayun ilk kez Batılılar çıkarlarını ve güvenliklerini koruyabilmek için istanbul da sürekli elçilikler kurdular. Devletlerle kurulan ilişkiler Divan-ı Hümayun da karara bağlanır ve oradan çıkan izinle (icazetnâme-i Hümayun) devletler hukuku alanında bugünkü anlamda tanıma gerçekleşmiş olurdu. Divan daki yazışmaları yürüten kâtiplerin bağlı olduğu nişancı, kısmen dış politikanın belirlenmesinde, daha ağırlıklı olarak ise diplomasinin yürütülmesinde ön plana çıkarmıştır. Divanı Hümayun un dış ilişkiler bakımından rolü ve işlevi şu noktalarda toplanmaktadır: Bir devletle siyasî ilişki kurulması Divan da karara bağlanmakta, oradan çıkan bir icazet-i hümayun ile hukukî anlamda tanıma gerçekleştirilmekteydi. Osmanlı ülkesine gelen yabancı elçilerin ülkede güvenlik içinde seyahat edebilmeleri için alınması gereken tedbirler burada görüşülüp karara bağlanı rdı. Gelen elçilere, geldikleri ülkeye verilen önem ve değer doğrultusunda takınılacak tutum -bu çerçevede nasıl bir protokole tabi tutulacakları- Divan tarafından belirlenirdi. Elçilikler ve Elçiler Teorik olarak, islam ülkesine gelen ve harbî olarak tanımlanan bütün gayrimüslim ülke tebaalarının cezalandırılması ve mallarının yağmalanması meşru idi. Sözkonusu kişilerin ülkeye girebilmeleri, ikamet edebilmeleri ve her türlü faaliyette bulunabilmeleri için kendilerine eman verilmesi gerekmektedir. Bu ise, bir izin beratı (ahidname) ile yapılmaktadır. Ahidnameler bu bakımdan bir tür mütareke belgesi niteliği de taşımaktadırlar. Nitekim, Hıristiyan ülkelerle yapılan barış antlaşmalarına da ahidname denilmekteydi. Özellikle 1699 Karlofça Antlaşması na kadar antlaşmalar bu anlayış çerçevesine oturtulmuş, yapılan antlaşmaların Osmanlı yöneticileri tarafından ilgili devletlere ihsan edilen tek taraşı bir lütuf olduğu izlenimi verilmeye çalışılmıştır. Klasik dönemde elçilerin görevleri gittikleri yerlerde ülkelerini temsil değil, kendilerine verilen görevi yerine getirip geri dönmektir. Sürekli ve yerleşik elçilikler Batıda ortaya çıktı. Venedik 1431 de Roma elçiliğini kurmuştu. Osmanlılar Avrupa ya gönderdikleri temsilciler için sefir kelimesini, Yunanca belgelerde elçi kelimesinin karşılığı olan apokrysarion kelimesini kullandılar. istanbul da ilk daimî elçilik fetihten bir yıl sonra Venedik tarafından kurulmuş, onu 1475 te Lehistan, 1497 de Rusya, 1525 te Fransa, 1528 de Avusturya, 1583 te ingiltere nin açtığı elçilikler izlemiştir. Osmanlıların, III. Selim devrine kadar yabancı ülkelerde daimî elçilik açmadığı bilinmektedir. Bunun temel nedeni islâm devlet geleneğinde böyle bir uygulamanın olmayışıdır. Elçi Kabulü Yabancı ülkelerden gelen elçilerin ve maiyetlerinin Osmanlı ülkesine girişinden itibaren istanbul a giden güzergahtaki ihtiyaçları için yetkili ve görevlilere hükümler yazılır, elçiye uygun bir mihmandar tayin edilirdi. istanbul da Çemberlitaş ta bulunan Elçi Hanı uzun yıllar yabancı elçilerin ikametgâhı olarak kullanılmıştır. Osmanlı Elçilerinin Başka Ülkeleri Ziyaretleri Osmanlı diplomatik temsilcileri küçük-büyük pek çok Avrupa başkentini ziyaret etmişlerdir yılında II. Murad tarafından gönderilen elçiler imparator Sigismund u ziyaret etmek üzere Basel e gitmişler, altın işlemeli ipek ve değerli taşlarla süslü kıyafetler içinde imparatorun huzuruna çıkıp kendisine altın ve altından yapılmış kaplar hediye etmişlerdi.

13 Ahidnameler Ahidname, hükümdarların emriyle bazı devlet, zümre ve kişilere özel haklar tanınmak üzere düzenlenen hukukî belgedir. Sözlüklerde muahede veya antlaşma kağıdı gibi kısa tanımlar yanında antlaşma şartlarını ve iki tarafın imzasını taşıyan kağıt biçiminde de tanımlanır. Ahidnameler yeni başa geçen hükümdarın selefi zamanındaki barışın yenilenmesi, bir savaş sonrası yapılan barış, ticarî imtiyazlar verilmesi gibi sebeplerle bahşedilirdi. Hangi tip olursa olsun ahidnamenin sonunda şartlara sadık kalınacağına dair yemin edilir. Yabancı Hükümdarlarla Mektuplaşma Osmanlı hükümdarlarının yabancı hükümdarlara gönderdiği mektuplara name-i hümayun denirdi. GAYRiMÜSLiM DEVLETLERLE ilifikiler Osmanlı Beyliği nin genişleme ve yayılma stratejisi açısından, H. inalcık özellikle iznik i yeniden fethetme fikrinin önemi üzerinde durur. Selçuklular ve gaziler bir kez Darü l-islam ın parçası olan bir toprağın daima islam egemenliğinde olduğu kabulünden hareket ediyorlardı ve dolayısıyla Osman Gazi nin nihai amacı, iznik i yeniden fethetmekti. Bütün bunlar birarada düşünüldüğünde Osmanlılar kuruluş aşamasında islâmhukukunun temel ilkelerini esas almakla birlikte çevrelerindeki Bizans tekfurlarıyla çoğunlukla dostluk ilişkileri içinde olmuş bazen de çatışmaya girerek etki alanlarını genişletmişlerdir. Burada kullanılan temel kavram müdârâ dır. Kelime anlamı, görünüşte de olsa dostça geçinmektir. Gerek müdârâ gerekse Balkan ülkelerine karşı güdülen istimalet (gönül kazanma) siyasetleri Osmanlıların kuruluş dönemindeki fetih politikalarının en temel ilkeleri olarak görülmektedir. Bizans ile ilişkiler Osmanlıların kuruluş devrinde en yoğun ilişkide bulunduğu devlet hiç şüphesiz Bizans idi. Kuruluş sürecinin önemli dönüm noktalarından birisi de Pelakonon (Eskihisar) savaşıdır. iznik ablukasını şiddetlendiren Osmanlılar bir müddet sonra şehri teslim alırlar (1331). iki yıl sonra yapılan bir antlaşma ile imparator da bu durumu kabullenerek elinde kalan yerler için Orhan Gazi ye haraç vermeye razı olmuştur. Böylece Osmanlılar Bizans ile diplomatik bir ilişki tesis etmiş ve neticesinde zaman zaman kesintiye uğrasa da bir haraçgüzârlık rejimi kurmuşlardır. Taht Kavgaları ve Siyasî Evlilikler: 1320 lerde çapul maksadıyla Marmara nın Doğu Trakya sahiline geçen Osmanlıların Rumeli ye geçip yerleşmelerinde Bizans taki taht kavgaları merkezî rol oynamıştır. Anadolu da denetimi sağlayan I. Murad daha sonra, tahta geçişi sırasındaki durumdan yararlanan Bizans ın geri aldığı Burgaz, Çorlu ve Malkara yı tekrar geri alarak Rumeli fetihlerine ve buraların iskanı işine devam etti. Bu sırada Balkanlarda gerçekten de çok parçalanmış bir siyasî yapı vardı. işte onun dönemindeki fetihler bu siyasî ortamdan yararlanılarak gerçekleştirilmiştir. Bizans ın Osmanlı Taht Kavgalarını Kullanması Nasıl ki Osmanlılar Bizans taki taht veraseti meselesini kendi çıkarları için kullanıyor ise aynı şekilde de Bizans da Osmanlı taht kavgalarından yararlanmaya çalışmıştır. Fetret devrinde yaşananlar bunun en somut örnekleridir. II. Murad ın maiyetindeki devlet adamlarının mahirane siyasetiyle Mustafa Çelebi yi destekleyen uç beyleri elde edildi ve sonuçta kendisi kaçmak zorunda kaldı. Edirne yakınlarında yakalanıp idam edildi (1422). Balkanlarda Haçlılara Karşı Savaş ve Diplomasi Niğbolu kalesini kuşatan Haçlılara karşı Yıldırım süratle harekete geçti; vassalı Sırp Prensi Lazareviç in askerlerinin de yer aldığı Osmanlı ordusu 25 Eylül 1396 da Niğbolu önlerinde Haçlılara ağır bir yenilgi tattırdı. Diğer Devletlerle ilişkiler Osmanlı Devleti nin Anadolu da ve Rumeli de bir takım beylikleri ve prenslikleri bertaraf ederek yayılmış olması, iktisadî sebepler dolayısıyla en çok Karadeniz ve Akdeniz sahil ve adalarına sahip

14 olan Ceneviz ve Venediklileri korkutmuştu. Bu ilk iki cumhuriyetten başka Milano hükümeti de on beşinci asırda Osmanlılarla ilişki kurmuştur. Bunlardan Cenevizliler tehlikeli zamanlarda para mukabilinde Osmanlılara yaptıkları bazı hizmetler sebebiyle Venediklilere nispetle daha elverişli ayrıcalıklara sahip olmuşlarsa da Venediklilerin devamlı olarak düşmanca tavır almaları ve her tarafta Osmanlılar aleyhine yapılan ittifaklara girmeleri veya yardımcı olmaları, Karamanoğulları, Akkoyunlular, Memlûkler, Trabzon imparatorluğu, Macar vesairenin Osmanlılar aleyhine ittifaklarında fiilen yer almaları Osmanlıları çok zaman bu devletle düşmanca ilişkilere zorlamıştır. işte bundan dolayı istanbul fethini müteakip Türkiye de balyos ismiyle daimî elçi bulunduran Venedik Cumhuriyeti diğer yabancı devletlere göre bu konuda daha önde gelmekteydi. Elçi göndermek suretiyle Osmanlılarla sıkı bir şekilde ilişkilerini sürdüren devletlerden birisi Fransa, diğeri de Avusturya Devleti idi. Üç kıta da Osmanlı hudutlarının genişlemesi Osmanlı Devleti ni daha sonra Rusya, Lehistan, ingiltere, Portekiz, ispanya, Felemenk (Hollanda), isveç gibi devletlerle ilişkiler kurmaya sevk etmiştir. Osmanlılar 1544 de iki senelik bir ateşkes ile diplomatik ilişki kurdukları Avusturya ile bilahare fiarlken in elçileriyle yapılan görüşmeler sonunda beş yıllık bir barış anlaşması yaptılar (1547). Bu anlaşma ile Osmanlıların ele geçirdikleri yerler kendilerinde kalırken Avusturya, elinde bulundurduğu Macar toprakları için 30 bin altın haraç ödemeye devam edecekti. Yapılan antlaşmada padişah beş yıl süreyle belirtilen şartlarla ispanya Kralına aman-ı şerif verdiğini bildirerek bu antlaşmayı bir lütuf olarak takdim etmektedir. Osmanlılar, kendilerine tâbi Raguza (Dubrovnik) Cumhuriyeti ile Erdel Krallığı ve Eşak, Boğdan voyvodalıkları ile farklı bir diplomatik ilişki içindeydi. Bunlar belirli zamanlarda vergilerini göndermek suretiyle veya herhangi siyasî bir mesele dolayısıyla Osmanlı yönetimi ile görüşürdü. 1) Barış Antlaşması: 2) Zafer haberi vermek: 3) Cülus haberi vermek: 4) Yabancı hükümdarların taç giyme törenleri: 5) Kız istemek, gelin getirmek vb.: 6) Hediye götürmek ve diğer çeşitli vesileler: XVI. Yüzyılda Avrupa Siyaseti ve Osmanlılar XVI. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren, Osmanlı Devleti fiilen Avrupa devletler sisteminin bir parçası haline gelmiş, Avrupalı devletler de, Osmanlı imparatorluğu nu kendi aralarındaki güç mücadelelerinde önemli bir aktör olarak görmeye başlamışlardır. Bunun temel sebepleri, Avrupa da feodalizmin çöküşüyle beraber laik temellere dayalı millî monarşilerin ortaya çıkışı ve Protestanlığın ortaya çıkışıyla Hıristiyan dünyasının bir kez daha bölünmesidir. Avrupa da ticarî kapitalizmin yükselmesi sürecinde yararlanmak isteyen Fransa, Hollanda ve ingiltere gibi ülkeler, Osmanlılarla ilişkilerini geliştirme ihtiyacı duydular. Nitekim, Osmanlı imparatorluğu nun en güçlü devrinde I. Süleyman, Fransa Kralı I. Fransuva dan gelen yardım isteğini kabul etmiştir. MÜSLÜMAN DEVLET VE BEYLiKLERLE ilifikiler I. Murad devrinde Karamanlı tehlikesinden çekinen Germiyan beyinin kızını I. Murad ın oğlu Bayezid ile evlendirmesi karşılığında Osmanlıların Kütahya, Simav, Emet ve Tavşanlı yı çeyiz olarak aldıklarını görüyoruz. Taht Kavgalarına Müdahale Osmanlı siyaseti ve diplomasisi açısından Karesi Beyliği nin ilhakı çok ilginç bir vakadır. Balıkesir ve Bergama çevresine hakim olan Karesi Beyliği nde taht için mücadele eden kardeşlerden biri yardım isteyince bu fırsatı kaçırmayan Orhan Gazi ordusuyla Karesi topraklarına girdi. Fakat bu sırada yardım isteyen Karesi beyi öldürüldüğünden Karesi toprakları ele geçirildi (1345 civarı). Karesi Beyliği nin hizmetinde bulunmuş Hacı ilbeyi, Evrenuz Bey, Gazi Fazıl ve Ece Halil gibi tecrübeli devlet adamları Osmanlı hizmetine girdiler. Karamanoğullarının gerek Gorigos seferindeki başarısızlığı, gerekse Osmanlıların daha sonraki başarıları ve Karamanoğullarının 1387 de Frenk Yazusu nda mağlup etmeleri Osmanlıların etkisini arttırdı. Bu savaş sonunda Karaman Beyi Alaeddin Bey, eşi vasıtasıyla kayınpederi I. Murad dan af dilemiş ve barış yapmıştır. Bunu müteakip, Karaman Beyliği ile Osmanlı Devleti arasında sıkışan

OSMANLI DİPLOMASİSİ TAR301U KISA ÖZET

OSMANLI DİPLOMASİSİ TAR301U KISA ÖZET OSMANLI DİPLOMASİSİ TAR301U KISA ÖZET DİKKAT Buarada ilk 4 sahife gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 1 1.ÜNİTE Diplomasi Tarihi ve Geçirdiği Dönemler Günümüzdeki genel

Detaylı

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ 1. Osmanlı İmparatorluğu nun Gerileme Devrindeki olaylar ve bu olayların sonuçları göz önüne alındığında, aşağıdaki ilişkilerden hangisi bu devir için geçerli

Detaylı

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA) Osmanlı devletinde ülke sorunlarının görüşülüp karara bağlandığı bugünkü bakanlar kuruluna benzeyen kurumu: divan-ı hümayun Bugünkü şehir olarak

Detaylı

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray 1-MERKEZ TEŞKİLATI A- Hükümdar B- Saray MERKEZ TEŞKİLATI Önceki Türk ve Türk-İslam devletlerinden farklı olarak Osmanlı Devleti nde daha merkezi bir yönetim oluşturulmuştu.hükümet, ordu ve eyaletler doğrudan

Detaylı

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 0. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ AY HAFTA DERS SAATİ KONU ADI KAZANIMLAR TEST NO TEST ADI. OSMANLI DEVLETİ NİN KURULUŞU (00-5). XIV. yüzyıl başlarında Anadolu, Avrupa ve Yakın

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ KASIM EKİM 017-018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı 1. 1. XIV. yüzyıl başlarında

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiyenin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V GİRİŞ 1 A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 BİRİNCİ BÖLÜM: AVRUPA SİYASAL TARİHİ 1 2 I.

Detaylı

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME

KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME 207 KAMU KURUM VE KURULUŞLARININ YURTDIŞI TEŞKiLATI HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME Kanun Hük. Kar. nin Tarihi : 13/12/1983 No : 189 Yetki Kanununun Tarihi : 17/6/1982 No : 2680 Yayımlandığı R.G. Tarihi

Detaylı

Osmanlı Diplomasi Tarihi Kurumları ve Tatbiki

Osmanlı Diplomasi Tarihi Kurumları ve Tatbiki Osmanlı Diplomasi Tarihi Kurumları ve Tatbiki Editörler Mehmet Alaaddin Yalçınkaya Yazarlar Mehmet Alaaddin Yalçınkaya Sezai Balcı Musa Kılıç Ahmet Dönmez Turgut Subaşı Necmettin Alkan ISBN: 978-605-2233-10-8

Detaylı

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU Ertuğrul Gazi 1) * Orhan Bey tarafından fethedilmiş olup başkent buraya taşınmıştır. * İpek sanayisinin merkezi konumundaki bu bölgenin fethiyle Osmanlı gelirleri. Yukarıdaki özellikleri verilmiş bölge

Detaylı

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL

OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI İMPARATORLUĞU GERİLEME DÖNEMİ ISLAHATLARI XVIII. YÜZYIL OSMANLI DA 18. YÜZYIL GERİLEME DÖNEMİ DİR. Yaklaşık 100 yıl sürmüştür. 18. Yüzyıldaki Islahatların Genel Özellikleri -İlk kez Avrupa daki

Detaylı

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B 1- XIX. ve XX. yüzyılın başlarında. Osmanlı. Devleti her alanda çöküntü içinde olmasına karşılık, varlığını ve bağımsızlığını uzun süre korumuştur. Bu durumun en önemli nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

Dersin Haftalık İçeriği. * Diplomasinin Gelişimi * Diplomasinin Kurumları * Diplomasi Türleri

Dersin Haftalık İçeriği. * Diplomasinin Gelişimi * Diplomasinin Kurumları * Diplomasi Türleri Dersin Haftalık İçeriği * Diplomasinin Gelişimi * Diplomasinin Kurumları * Diplomasi Türleri Diplomasi Diplomasi, devletlerin yetenek, bilgi ve kapasitelerinin bileşiminden oluşan siyasi bir faaliyettir.

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14 Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Ders Notu OSMANLI KÜLTÜR VE MEDENİYETİ (1300-1453) 1. OSMANLI'DA DEVLET ANLAYIŞI Türkiye Selçuklu Devleti

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3 İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL TARİH VE GENEL TÜRK TARİHİ I. TARİH BİLİMİNE GİRİŞ...3 A. Tarihin Tanımı...3 B. Tarihin Kaynakları...4 C. Tarihe Yardımcı Bilim Dalları...4 D. Tarihte Yüzyıl, Yarı Yüzyıl,

Detaylı

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SOSYAL BiLiMLER LiSESi DERS KiTABI SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR Prishtine, 2012 ic;indekiler I ÜNiTE: BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 1. BÜYÜK COGRAFYA KESiFLERi 3 A. COGRAFYA KESiFLERi

Detaylı

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez

Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez Osmanlı Devlet teşkilatında, gerek yönetim alanında,gerekse askeri alanda bazı değişiklikler olmuştur. Bu değişikliklerin bir kısmı merkez teşkilatında bir kısmı da taşra teşkilatında olmuştur.bilhassa

Detaylı

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:1 Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2 Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3 Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:4 1982 Anayasası na Göre Devletin Temel Nitelikleri

Detaylı

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: DOĞUBAYAZIT M. M. FAHRETTİN PAŞA ANADOLU İMAM-HATİP LİSESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIFLAR SEÇMELİ TARİH DERSİ 1. DÖNEM 2. ORTAK SINAV SORULARI A GRUBU ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI: SORULAR

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH SORU 1: MÖ 2450 yılında başlayan ve 50 yıl süren bir savaş kaç yılında sona ermiştir? İşlemi nasıl yaptığınızı gösteriniz ve gerekçesini belirtiniz. (2 PUAN) SORU 2: Uygurlar

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi YÜKSELME DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ www.tariheglencesi.com Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 II.Selim (1566-1574) Tahta Geçme Yaşı: 42.3 Saltanat Süresi:8.3 Saltanat Sonundaki Yaşı:50.7

Detaylı

DİASPORA - 13 Mayıs

DİASPORA - 13 Mayıs DİASPORA - 13 Mayıs 2015 - Sayın Başkonsoloslar, Daimi Temsilciliklerimizin değerli mensupları, ABD de yerleşik Diasporalarımızın kıymetli temsilcileri, Bugün burada ilk kez ABD de yaşayan diaspora temsilcilerimizle

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : OSMANLI TARİHİ II (KLASİK ÇAĞ) Ders No : 0020100029 Teorik : Pratik : 0 Kredi : ECTS : 5 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim

Detaylı

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 88 OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK A N K A R A 2 0 0 7 1 P r o j e Y ö n e t i c

Detaylı

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV. 339 GENEL LİSE Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV. Yeniçağ 3. Yeniçağda Avrupa 6. Eğitim, kültür, bilim ve

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer

Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer Asya Hun Devleti (Büyük Hun Devleti) Orta Asya da bilinen ilk teşkilatlı Türk devleti Hunlar tarafından kurulmuştur. Hunların ilk oturdukları yer Sarı Irmak ın kuzeyi idi. Daha sonra Orhun ve Selenga ırmakları

Detaylı

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk

istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk , istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sebepleri istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından gelişmesi istanbul'un fethinin türk ve dünya tarihi açısından sonuçları istanbul'un fethinin

Detaylı

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ  Youtube Kanalı: tariheglencesi DURAKLAMA DEVRİ KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi 05.08.2017 OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU XVII.YÜZYILDA OSMANLI- AVUSTRYA VE OSMANLI- İRAN İLİŞKİLERİ a-avusturya ile İlişkiler

Detaylı

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta İktisat Tarihi I 13-14 Ekim II. Hafta Osmanlı Kurumlarının Kökenleri 19. yy da Osmanlı ve Bizans hakkındaki araştırmalar ilerledikçe benzerlikler dikkat çekmeye başladı. Gibbons a göre Osm. Hukuk sahasında

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH 1870-1914 Beta Yayın No : 3472 Politika Dizisi : 08 1. Bası - Ocak 2017 - İstanbul (Beta A.Ş.) ISBN 978-605 - 333-801 - 7 Copyright Bu kitabın bu basısının Türkiye

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) Savaş 2450-50=2400 yılının başında sona ermiştir. (İşlem 1 puan) Çünkü miladi takvimde, MÖ tarihleri milat takviminin başlangıcına yaklaştıkça

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI

Detaylı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı

Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı Türklerin Anayurdu ve Göçler Video Ders Anlatımı III. ÜNİTE TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI VE İLK TÜRK DEVLETLERİ ( BAŞLANGIÇTAN X. YÜZYILA KADAR ) A- TÜRKLERİN TARİH SAHNESİNE ÇIKIŞI I-Türk Adının Anlamı

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ Tarihi Öğretim Yılı Dönemi Sırası 2014-2015 2 1 B GRUBU SORULARI 12.Sınıflar Öğrencinin Ad Soyad No Sınıf Soru 1: Aşağıdaki yer alan ifadelerde boşluklara

Detaylı

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği Balkan Yarımadasın da en eski halklarından olan İllirya kökenli bir halk olarak kabul edilen Arnavutlar,

Detaylı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017 İktisat Tarihi I 18 Ekim 2017 Kuruluş döneminin muhafazakar-milliyetçi bir yorumuna göre, İslam ı yaymak Osmanlı toplumunun en önemli esin kaynağını oluşturuyordu. Anadolu'ya göçler İran daki Büyük Selçuklu

Detaylı

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders Dr. İsmail BAYTAK HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları Hristiyanlarca kutsal sayılan Hz. İsa nın doğum yeri Kudüs ve dolayları, VII. yüzyıldan beri Müslümanlar ın elinde

Detaylı

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: Bu formun ç kt s n al p ço altarak ö rencilerinizin ücretsiz Morpa Kampüs yarıyıl tatili üyeli inden yararlanmalar n sa layabilirsiniz.! ISBN NUMARASI: 65482464 ISBN NUMARASI: 65482464! ISBN NUMARASI:

Detaylı

A. Sırp İsyanları B. Yunan İsyanları

A. Sırp İsyanları B. Yunan İsyanları A. Sırp İsyanları B. Yunan İsyanları SIRP İSYANLARI Osmanlı İmparatorluğu na 15. yüzyılın ortalarında katılan Sırbistan da, İmparatorluğun diğer yerlerinde olduğu gibi, âdil bir yönetim kurulmuştu. Sırp

Detaylı

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN) ESKİ MÜFREDAT 1.ÜNİTE İLETİŞİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ 1. İletişimi, olumlu olumsuz etkileyen tutum ve davranışları fark

Detaylı

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK

TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ 5 KISALTMALAR 17 BİRİNCİ BÖLÜM: TARİHSEL VE TOPLUMSAL GELENEK I. İSLAMİYET ÖNCESİNDE KURULAN DEVLETLER VE ANAYASAL YAPI 20 A. HUN DEVLETİ (MÖ. IV. yy.-ms 4. yy) 20 B. GÖKTÜRK DEVLETİ

Detaylı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı DÜNYA - SİYASET 2012 yılının Şubat ayında Tunus ta yapılan Suriye nin Dostları Konferansı nın ikincisi Nisan 2012 de İstanbul da yapıldı. Konferansta Esad rejimi üstündeki uluslararası baskının artırılması,

Detaylı

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Edirne Tarihi - Bizans Döneminde Edirne Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı Aralık 25, 2006 2 İçindekiler 0.1 Hadrianopolis ten Edrine ye : Bizans Dönemi.......... 4 0.2 Hadrianopolis Önce Edrine

Detaylı

3. 18.yy da Grek ve Dakya projesi ile Osmanlıyı paylaşmayı planlayan Avrupalı iki devlet aşağıdakilerden hangisidir? I. Rusya. II.

3. 18.yy da Grek ve Dakya projesi ile Osmanlıyı paylaşmayı planlayan Avrupalı iki devlet aşağıdakilerden hangisidir? I. Rusya. II. www.burakelgit.com.tr I. Rusya II. Fransa III. Avusturya 1. Osmanlı Devleti Gerileme döneminde yukarıdaki devletlerden hangileriyle mücadele etmiştir? A) Yalnız II B) I,II ve III C) II ve III D) I ve III

Detaylı

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 9. HAFTA Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 2 Sağlık hizmetleri daha çok saraya ve orduya yönelik olarak yürütülmüştür. Devletin tek resmi sağlık örgütü sarayda yer

Detaylı

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu : ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1 Konu : Hükümetlerarası Konferans Nihâi Senedi ne ek Bildirgeler ve Nihâî Senet NİHÂÎ SENET NS / Anayasa 1 30

Detaylı

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ... ÖRNEK SORU: 1 1914 yılında başlayan Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti açısından, 30 Ekim 1918 de, yenilgiyi kabul ettiğinin tescili niteliğinde olan Mondros Ateşkes Anlaşması yla sona erdi. Ancak anlaşmanın,

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

İstanbul u Fethinin Dahi Stratejisi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İstanbul u Fethinin Dahi Stratejisi - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Fetih 1453 gösterime girdi. Yönetmenliğini ve yapımcılığını Faruk Aksoy'un yaptığı, başrollerinde Devrim Evin, İbrahim Çelikkol ve Dilek Serbest'in yer aldığı İstanbul'un Fethi ni konu alan Türk film 17

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü

Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü Yrd. Doç. Dr. Münevver Cebeci Marmara Üniversitesi, Avrupa Birliği Enstitüsü AVRUPA BİRLİĞİNEDİR? Hukuki olarak: Uluslar arası örgüt Fiili olarak: Bir uluslararası örgütten daha fazlası Devlet gibi hareket

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

OSMANLI SİYASİ TARİH 100 Soru-Cevap

OSMANLI SİYASİ TARİH 100 Soru-Cevap - - OSMANLI SİYASİ TARİH 100 Soru-Cevap Osman Bey zamanında Bizans la yapılan ilk savaşın adı nedir? 1302 Koyunhisar (Bafeon) Osman Bey adına bağımsızlık alameti olarak ilk hutbeyi okuyan kimdir? Dursun

Detaylı

Tarih Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans (Sak. Üni. Ort.) Programı Ders İçerikleri

Tarih Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans (Sak. Üni. Ort.) Programı Ders İçerikleri Tarih Anabilim Dalı Tezli Yüksek Lisans (Sak. Üni. Ort.) Programı Ders İçerikleri 1. Yıl - Güz 1. Yarıyıl Ders İçerikleri Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntemleri TAR701 1 3+0 6 Bu dersin temel amacı belli

Detaylı

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR İKİNCİ WİLHELM İN DEĞİŞEN RUSYA POLİTİKASI 1890 Bismarck ın görevden alınması Rusya nıngüvence Antlaşması nın yenilenmesi talebinin reddedilmesi 1892 Rusya nın Fransa ile gizli

Detaylı

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TEOG ÇIKMIŞ SORULAR - 3. ÜNİTE Batı cephesinde Kuvâ-yı Millîye birliklerinin faaliyetlerini ve düzenli ordunun kurulmasını değerlendirir.türk milletinin Kurtuluş Savaşı

Detaylı

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine, KARMA TESTLER 03 1. Osmanlı Devleti'nde matbaanın kurulması, I. Sanayi II. Ticaret III.Kültür alanlarından hangileri ile ilgili değişikliğin hız kazanmasını sağlamıştır? A) Yalnızl B) Yalnız II C) Yalnızlll

Detaylı

7- Osmanlı Devleti'nde Yükselme Devri'nden sonra yeteneksiz padişahlar görülmeye başlandı. Bunun temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Şehzadele

7- Osmanlı Devleti'nde Yükselme Devri'nden sonra yeteneksiz padişahlar görülmeye başlandı. Bunun temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Şehzadele 1- Osmanlı Devleti nin ekonomik olarak zayıflamasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Teknolojik gelişmelerin artması B) Don-Volga kanal teşebbüsü C) Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılması D) Avrupalılara

Detaylı

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET

Bölüm 6 DEVL ET ŞEKİLL ERİ I : MONARŞİ VE CUMHURİYET Birinci Kısım ANAYASA HUKUKUNUN GENEL ESASLARI Bölüm 1 ANAYASA HUKUKUNUN BİLGİ KAYNAKLARI I. Anayasalar II. Anayasa Mahkemesi Kararları III. Bilimsel Eserler IV. Kaynak Tarama Bölüm 2 ANAYASA HUKUKU KAVRAMI

Detaylı

KAY 388 BÜROKRASİ KURAMLARI METE YILDIZ DERS 3: OSMANLI DÖNEMİNDE BÜROKRASİ

KAY 388 BÜROKRASİ KURAMLARI METE YILDIZ DERS 3: OSMANLI DÖNEMİNDE BÜROKRASİ KAY 388 BÜROKRASİ KURAMLARI METE YILDIZ DERS 3: OSMANLI DÖNEMİNDE BÜROKRASİ İNCELENECEK KONULAR Bürokratik örgütteki değişim Örn: Bürokrasinin değişik kesimleri arasındaki güç dengesi ve değişimi Personel

Detaylı

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

ETKİNLİKLER/KONFERSANS ETKİNLİKLER/KONFERSANS Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü Züriye Oruç 1 Prof. Dr. Salim Koca'nın konuk olduğu Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü konulu Şehir Konferansı gerçekleştirildi.

Detaylı

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ 1215 yılında Magna Carta ile Kral,halkın onayını almadan vergi toplamayacağını, hiç kimseyi kanunsuz olarak hapse veya sürgüne mahkum etmeyeceğini bildirdi. 17.yüzyıla

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

11. HAFTA SÜREKLĐ DĐPLOMASĐYE GEÇĐŞ

11. HAFTA SÜREKLĐ DĐPLOMASĐYE GEÇĐŞ 11. HAFTA SÜREKLĐ DĐPLOMASĐYE GEÇĐŞ ÖNERĐLEN OKUMALAR: -Sander- 4. Bölüm. Dışişleri Bakanlığı altbaşlığı. -Kemal Girgin, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Hariciye Tarihimiz, Ankara, TTK, 1994, s.13-70. -Findley,

Detaylı

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ DERS NOTLARI VE ŞİFRE TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ EMEVİLER Muaviye tarafından Şam da kurulan ve yaklaşık

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı. MUSUL SORUNU VE ANKARA ANTLAŞMASI Musul, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmadan önce Osmanlı Devleti'nin elinde idi. Ancak ateşkesin imzalanmasından dört gün sonra Musul İngilizler tarafından işgal edildi.

Detaylı

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI HAFTALAR KONULAR 1. Hafta TÜRK DEVRİMİNE KAVRAMSAL YAKLAŞIM A-) Devlet (Toprak, İnsan Egemenlik) B-) Monarşi C-) Oligarşi D-) Cumhuriyet E-) Demokrasi F-) İhtilal G-) Devrim H-) Islahat 2. Hafta DEĞİŞEN

Detaylı

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler On5yirmi5.com Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler nelerdir? Yayın Tarihi : 12 Kasım 2012 Pazartesi (oluşturma : 12/22/2018) Cemiyetler-Zararlı ve Yararlı

Detaylı

Ticaret ve Devlet. 21 Kasım 2017

Ticaret ve Devlet. 21 Kasım 2017 Ticaret ve Devlet 21 Kasım 2017 İç ve dış ticaretin Osmanlı ekonomisinde çok önemli bir yeri vardı. Osmanlı ticaret dünyası provizyonizm ile fiskalizmin teşkil ettiği çifte amacın koordinatında oluştu

Detaylı

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Merkezi İdarenin Taşra Teşkilatı Doç. Dr. Aslı Yağmurlu Merkezi idare, üstlendiği kamu hizmetlerini hizmetin gereklerine, ekonomik ve toplumsal koşullara, ülkenin coğrafya durumuna göre yürütmek, hizmetleri

Detaylı

Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir.

Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir. Osmanlı Devleti'nin kurucuları, Oğuzların Bozok koluna bağlı Kayı aşiretidir. Kayı aşireti, Türkiye Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat döneminde Ankara yakınlarındaki Kara- cadağ bölgesine yerleştirilmiştir.

Detaylı

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU Osmanlı Devleti nin 19. yüzyılda uyguladığı denge siyaseti bekleneni vermemiş; üç kıtada sürekli toprak kaybetmiş ve yeni yeni önem kazanan petrol Osmanlı

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÖĞRENME ALANI-ÜNİTE: BİREY VE TOPLUM KONU KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA

Detaylı

İsmail Mangaltepe - Recep Karacakaya, Paul Cambon un İstanbul Büyükelçiliği ve Ermeni Meselesi, 106 sayfa, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010.

İsmail Mangaltepe - Recep Karacakaya, Paul Cambon un İstanbul Büyükelçiliği ve Ermeni Meselesi, 106 sayfa, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010. Tarih Okulu Eylül-Aralık 2010 Sayı VIII, 185-189. İsmail Mangaltepe - Recep Karacakaya, Paul Cambon un İstanbul Büyükelçiliği ve Ermeni Meselesi, 106 sayfa, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010. Süleyman AŞIK

Detaylı

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ-I Dersin Adı Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi-I Dersin Kodu 630909 Dersin Türü Dersin Seviyesi Dersin AKTS Kredisi Haftalık Ders Saati Zorunlu Önlisans 2 AKTS 2 (Kuramsal)

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI. 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1. Dersin Amacı ve Önemi... 1 2. Kaynaklar-Tetkikler... 2 BÖLÜM 1 OSMANLI SARAYLARI 1. OSMANLI SARAYLARININ TARİHİ GELİŞİMİ... 7 2. İSTANBUL DAKİ SARAYLAR... 8 2.1. Eski Saray... 8 2.2.

Detaylı

OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ ( XVII/17.YÜZYIL) ÖNEMLİ GELİŞMELERİ

OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ ( XVII/17.YÜZYIL) ÖNEMLİ GELİŞMELERİ OSMANLI DEVLETİ DURAKLAMA DÖNEMİ ( XVII/17.YÜZYIL) ÖNEMLİ GELİŞMELERİ SOKULLU MEHMET PAŞA'NIN ÖLÜMÜYLE DÖNEM BAŞLAMIŞTIR VE KARLOFÇA ANLAŞMASINA KADAR DEVAM ETMİŞTİR. DURAKLAMANIN NEDENLERİ YENİÇERİ OCAĞINDA

Detaylı

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI I. YARIYIL II. YARIYIL Adı Adı TAR 501 Eski Anadolu Kültür 3 0 3 TAR 502 Eskiçağda Türkler 3 0 3 TAR 503 Eskiçağ Kavimlerinde

Detaylı

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Eski adıyla İslam Konferansı Örgütü (İKÖ) günümüzde nüfusunun çoğunluğu veya bir kısmı Müslüman olan ülkelerin üye olduğu ve üye ülkeler arasında politik, ekonomik, kültürel,

Detaylı

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak Hanlığı ve Kazakistan konulu bu toplantıda Kısaca Kazak

Detaylı

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü PAN AVRUPA AKDENİZ TERCİHLİ MENŞE KURALLARINA DAİR BÖLGESEL KONVANSİYON KAPSAMI TİCARETTE EŞYANIN TERCİHLİ MENŞEİNİN TESPİTİ HAKKINDA YÖNETMELİK HAKKINDA BİLGİ I. Neden Bölgesel Konvansiyon? Ülkemiz Avrupa

Detaylı

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ARASI ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Uluslararası İlişkiler Birimi

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ARASI ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Uluslararası İlişkiler Birimi YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ARASI ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Uluslararası İlişkiler Birimi Yükseköğretim kurumlarının yurtdışındaki yükseköğretim kurumları ile işbirliği kurmak

Detaylı

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ MERKEZ BİRİMLER YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ MERKEZ BİRİMLER YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler BİLECİK ŞEYH EDEBALİ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ MERKEZ BİRİMLER YETKİ DEVRİ VE İMZA YETKİLERİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR Amaç BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler MADDE 1- (1) Bu Esasların amacı, Rektörlük merkez

Detaylı

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM)

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM) KURULUŞ RAPORLARI BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM) Kuruluş adı Birleşmiş Milletler (BM) Kuruluş Tarihi 1945 Merkezi New York (ABD) Üye ülke sayısı 192 Genel Sekreter Ban Ki-mun Genel Bilgiler Dünya barışı ve sosyal

Detaylı

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır. 1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal

Detaylı

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1) BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, 1914-1918 (1) Topyekûn Savaş Çağı ve İlk Büyük Küresel Çatışma Mehmet Beşikçi I. Dünya Savaşı nın modern çağın ilk-en büyük felaketi olarak tasviri Savaşa katılan toplam 30 ülkeden

Detaylı

İKİLİ İŞBİRLİĞİ. çevre ve ormancılık alanında otuz üç (33) Ülke ile toplam otuz yedi (38) tane,

İKİLİ İŞBİRLİĞİ. çevre ve ormancılık alanında otuz üç (33) Ülke ile toplam otuz yedi (38) tane, İKİLİ İŞBİRLİĞİ 1. İkili İşbirliği Türkiye tarafından; çevre, iklim değişikliği, meteoroloji, ormancılık ve su alanında sürdürülen uluslararası ilişkilerin temelinde: karşılıklı dostluğun geliştirilmesi

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI

HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI HELEN VE ROMA UYGARLIKLARI DERS NOTLARI-ŞİFRE ETKİNLİK TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ HELEN UYGARLIĞI Makedonyalı İskender in doğu ile batı

Detaylı