4 (49) Осень 2014 Sonbahar, Yıl: 11 Sayı: 49. Derin Rusya nın sırlarına yolculuk

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "4 (49) Осень 2014 Sonbahar, Yıl: 11 Sayı: 49. Derin Rusya nın sırlarına yolculuk"

Transkript

1 4 (49) Осень 2014 Sonbahar, Yıl: 11 Sayı: 49 Derin Rusya nın sırlarına yolculuk

2 реклама

3 TEMA HOMEPA/MANŞET Bir döneme damgasını vuran öncü şair Vladimir Mayakovski ile Nazım Hikmet in dostluğuna dair ilginç sayfaları, Rasim Dirsehan Örs kaleme aldı. 6 ИСТОРИЯ УСПЕХА/VİTRİN Pasternak ın Doktor Jivago sunu Türkçeye ilk defa Rusça orijinalinden çeviren Hülya Arslan ın, Rusya- Türkiye hattındaki yaşam öyküsü. / Полная приключений история жизни Хюльи Арслан - отважной турчанки, которая первой перевела роман Пастернака Доктор Живаго на родной язык. 14 YAKIN PLAN / ЛИЧНЫЙ ОПЫТ Türk-Rus evliliklerinden doğan çocukların iki dilli, iki kültürlü macerelarını takibe devam ediyoruz. Bu sayıda yazar Yana Temiz ve kızı Asya anlatıyor. / Мы продолжаем знакомить вас с историями билингвальных семей и детей в этих семьях. Наш постоянный автор Яна Темиз - о себе и своей двуязычной дочери Асе. 24 DERİN RUSYA Vladimir Vısotski adını Rusya da bilmeyene rastlayamazsınız. SSCB nin son çeyrek yüzyılında protest şarkıları ile damgasını vuran, toplumun vicdanı olan ünlü ozanı size tanıtmak istedik. 32 КУЛЬТПРОСВЕТ В этом году исполнилось сто лет турецкому кинематографу. Кто считается лучшими турецкими режиссерами современности и какие фильмы турки отобрали в золотой фонд? 40 В ПУТЬ! Бьемся об заклад, что вы не знаете всех тех турецких достопримечательностей, о которых мы рассказали в этом материале. Ведь это самые неизвестные места в Турции! 52

4 Чего нам не хватает... В последнюю четверть века были запущены очень важные проекты, которые послужили упрочнению российскотурецких отношений от соглашений по поставкам газа до проведения трубопровода, от гигантских строительных проектов до атомной электростанции... Большинство из них воплощены в жизнь, другие постепенно продвигаются вперед. От политики до торговли путь, который мы проделали в двусторонних отношениях, поражает. Но когда речь идет о социальных, культурных отношениях, мы вынуждены признать, что необходимый путь не прошли. Мы едва сделали и продолжаем с трудом делать то, на что способны. Эта проблема то, чего нам не хватает. Мы должны признать, что это наша слабая сторона. Ведь основа отношений между народами двух стран, которая развивается быстрее всего, это человеческие, социальные отношения. Переведенная книга или организованное культурное мероприятие не менее важны, чем построенная фабрика. Об этом нам в очередной раз напомнило бессмертное произведение Бориса Пастернака «Доктор Живаго», которое спустя столько лет впервые переведено с оригинала на турецкий язык. В этом номере мы знакомим вас с прекрасным человеком, который выполнил этот перевод, Хюльей Арслан. И искренне желаем, чтобы таких «безымянных героев», которые, не выставляя себя напоказ, дни иночи посвящают работе, в российскотурецких отношениях становилось все больше. Eksik kalan yanımız... Son çeyrek asırda Türkiye-Rusya ilişkilerine ivme kazandıran pek çok önemli projeye imza atıldı: Gaz anlaşmalarından boru hatlarına... Devasa inşaat pojelerinden nükleer santrale... Bunların çoğu hayata geçirildi, bazıları adım adım ilerliyor. Siyasetten ticarete, ikili ilişkilerde alınan mesafe göz kamaştırıcı. Ancak konu sosyal-kültürel ilişkiler olduğunda, itiraf etmeliyiz ki yeteri kadar yol alamadık. Yapılabileceklerin çok azıyla yetindik, yetiniyoruz. Bu konunun eksik yanımız, aksayan ayağımız olduğunu itiraf etmeliyiz. Oysa iki ülke halkları arasında hızla gelişen ilişkilerin çimentosu, insani-sosyal ilişkilerdir. Çevrilen bir kitap, düzenlenen bir kültür-sanat etkinliği kurulan bir fabrika gibi değerlidir. Boris Pasternak ın ölümsüz eseri Doktor Jivago nun bunca yıl sonra ilk kez orijinalinden Türkçe ye çevrilmesi bize bunları hatırlattı. Çeviriyi yapan değerli ismi, Hülya Arslan ın bu sayımızda ilginç yaşam öyküsü ile sizlere tanıtırken, Türkiye-Rusya hattında onun gibi vitrine çıkmadan gece gündüz çalışan isimsiz kahramanların çoğalmasını diliyoruz. ЖУРНАЛ Деловое сотрудничество КОМПАС 4/2014 (49) Осень 2014 Издается с октября 2002 г. Выходит один раз в три месяца Главный редактор Ксения Арцыбашева Учредитель и Издатель: ООО «Туркрус» Адрес Редакции: , г.москва, Мичуринский Проспект, 5-3 Телефон : +7(495) info@turkrus.com Издание зарегистрировано в Министерстве РФ по делам печати, телерадиовещания и средств массовых коммуникаций. Свидетельство о регистрации ПИ ФС от Отпечатано в типографии ООО «ТВОЛИ МЕДИА»: , Москва, Грайвороновский 1-й проезд, д.20, кор.35 Распространяется бесплатно Türk-Rus İşbirliği İçin PUSULA Yıl: 11, Sayı: 49 (Sonbahar 2014) Yazı İşleri Müdürü: Ksenia Artsıbaşeva Reklam başvuruları için telefon: Moskova +7 (495) info@turkrus.com Rus-Türk İşadamları Birliği nin (RTİB) işbirliği ile yayınlanmaktadır RTİB adresi: Sredniy Ovçinnikovski Pereulok 8,Kat 4 Moskova, Rusya Federasyonu Tel/Faks (495) (pbx) web: info@rtib.com Pusula da yayınlanan yazılardan sadece kaynak gösterilerek özet alıntı yapılabilir. 4

5 ORTAK TARİHİMİZDEN Nazım Hikmet in Herkese sövermiş gibi konuşan adam dediği Vladimir Mayakovski ile dostluğu ve ondan öğrendikleri Dinle Türk! Korkma, nasıl olsa bir şey anlamayacaklar Araştırmacı yazar Rasim Dirsehan Örs, bu sayımızda Türki şiirine Rus katkısı: Mayakovski başlığı ile önemli bir dönemin perdesini aralıyor. Rus arşivlerinden ve farklı kaynaklardan derlediği bilgilerle, Vladimir Vladimiroviç Mayakovski ( ) ile Nazım Hikmet ilişkisini, dostluğunu, sanatçı etkileşimini ve keyifli anıları anlatıyor: Hiç şiir yazmış mıydınız? Büyük olasılıkla, kendinizi bilmeye başladığınız günden bu yana, hiç olmazsa birkaç dize aklınızdan, gönlünüzden geçmiştir. Peki, eğer pek öyle vezne ve kafiyeye özen göstermeden, kendi bulduğunuz bir ritim içerisinde yazdıysanız, bu dizelerinizde bir Rus şairinin de rolü olması ihtimalinden söz etsek? Hangi şair? Ne alaka? dediğinizi duyar gibi oluyoruz. Öyle ya, taa kaç zaman önce, memleketin kim bilir hangi köşesinde, içinizden gelenleri döktüğünüz bir kağıtta, böyle bir şey nasıl olabilir? O şair, Moskova da, Triumfalnaya Meydanındaki anıtta hatırası yaşatılan, ismi pek çok yere verilmiş Mayakovski dir. Ne alaka olduğunu ise birlikte anlamaya çalışalım Mayakovski Türkiye sınırında 1917 Bolşevik Devrimi sonrasında Sovyet Rusya dünyanın ilgi odağı olmuştur. Yeryüzünün dört bir yanından pek çok genç geleceğin dünyasını kuracak bu rüya ülkeyi görmek için buraya akın etmektedir. Bunların arasında 19 yaşındaki Nâzım Hikmet de vardır. İstanbul un dış güçlerce işgal edilmesi üzerine, Nazım Hikmet ve birkaç arkadaşı önce Kurtuluş Savaşına katılmak üzere Anadolu ya geçerler, daha sonra Moskova da okumaya karar verip, Kafkaslar üzerinden Rusya nın yolunu tutarlar. Yıl 1921 dir. Ancak yolculuğun hemen başlarında, Gürcistan da, Batum da, bir Rus gazetesinde, sütun biçiminde, yer yer merdiven basamakları şeklinde yazılmış şiirler görürler. Nâzım o günlerde, Türkiye de geleneksel ölçü ve kafiye düzenleri içinde yazmakta olduğu parlak şiirleriyle dikkatleri çekmeye başlamış genç bir şairdir. Bu şiirlerin neden bu biçimde yazıldığı sorusu, aklına takılır. Rusça bilen bir arkadaşları, bu şiirleri okur fakat bunların çevrilmelerinin olanaksız olduğunu söyler. Bunlar Mayakovski nin şiirleridir. Herkese sövermiş gibi konuşan adam la Moskova da tanışma Bu biçimde bir şiirin nasıl olabileceği konusu o günden itibaren kafasını meşgul etmeye başlayan Nâzım, Moskova ya vardıktan birkaç ay sonra bu merakını giderecektir. Hem de bizzat onları yaratan kişinin ağzından dinleyerek. Bir arkadaş toplantısına davet edilen Nazım ın dikkatini, küçücük bir odada toplanmış bir sürü insanın birbirine karışan sesi arasında görkemli, gür hepsini bastıran bir ses çeker. İriyarı, geniş omuzlu, saçları usturayla kazınmış bir adamın sesidir bu. Nâzım ın Sanki herkese sövüyormuş gibi geldi bana diye anlattığı bu kişi Mayakovski nin ta kendisidir. O zamanlar yaşlarındaki Mayakovski, Ekim Devriminin Şairi olarak, Rusya dışında da geniş üne kavuşmuş bir ozandır. XX. Yüzyılın en büyük, dâhi şairi olarak tanınmaktadır. Mayakovski Nâzım a hemen bir arkadaşın arkadaşına, bir ağabeyin kardeşine davrandığı gibi davranmaya başlar. Nazım ın Rusçayı kötü konuşmasına, birbirlerini doğru dürüst anlayamamalarına karşın, ona gerçek bir dost olur. Nâzım onun hep kapısı açık olan evine ziyarete gitmeye başlar. Moskovalıların karşısına ilk çıkış ve en büyük destek Mayakovski gibi bir devin, gurbetteki çiçeği burnunda Türk şairine verdiği en anlamlı destek, 8 Mart 1923 tarihinde, Politeknik Müzesi salonundaki bir gece toplantısında olur. Ünlü şairin de şiirlerini okuyacağı bu gece, genç şair Nâzım ın Moskovalıların karşısına ilk ciddi çıkışı olacaktır. Salon hınca hınç doludur. Şiirlerini Türkçe okuyacak da olsa, sahneye çıkmadan önce Nâzım heyecandan oldukça gergindir. Mayakovski onu şu sözlerle yatıştırır: Dinle Türk, der, korkma, nasıl olsa bir şey anlamayacaklar, rahat ol, çık şiirini dilediğin gibi oku!.. Genç Nâzım, Mayakovski ile Pravda gazetesinde Devrim ve Edebiyat gecesi olarak tanıtılan bu geceyle ilgili haberler, daha sonraki günlerde Pravda gazetesinde yayımlanır. Mayakovski nin Üçüncü Enternasyonal, Eyfel Kulesiyle Konuşmalar ve Sol Marş adlı şiirlerini okuduğu, Nâzım ın da Pantolonlar ve Eteklikler ve Yeni Sanat adlı şiirlerini okuduğu aktarılmaktadır. Bundan sonra iki kez daha, üniversitede Nâzım, bu 6 7

6 8 yüzyılın en büyük şairi saydığı isimle birlikte sahnede şiir okuma şansını bulacaktır. O günleri anarken, XX. yüzyılın bu en büyük, dâhi şairi yardım etti bana. demektedir. Mayakovski Nâzım a neden Dönek Türk dedi? Bazı görüş ayrılıkları olsa ve yolları zaman zaman ayrılsa da, dostlukları hep sürer. Bu ters düşmelerden birisi fütürist - konstrüktivist tartışmalarında yaşanır. O zamanlar Rusya da pek çok edebiyat okulu vardır. Fütürist lere yakın olan Nazım, birisinden fütürist lerin psikolojiyi inkâr ettiğini işitir. Bu hoşuna gitmez ve konstrüktivistlere katılır. Bunun üzerine Mayakovski, bir süre dönek Türk diye Nazım ı kınar, fakat gene de bu dostluklarını bozmaz. Hep kışkırtmalarla mücadeleyle geçen bir yaşam Pek çok çevreden önemli eleştiriler alan ve hedef gösterilen Mayakovski, canını sıkacak bir sürü şeyle karşılaşmaktan da zaman zaman yorgun düşmektedir. Bunlardan bazılarını Nazım la paylaşır. Bir keresinde, Tverskaya Bulvarı nda, her yazarın kendi kitaplarını sattığı bir kitap pazarında, Mayakovski yle karşılaşan Nazım, onu nerdeyse ağlamak üzereyken görür. Büyük bir hayal kırıklığı içindeki yazar, gözlerinde birikmiş yaşlarla Görüyor musun, der, ne yaptılar bana; kitabımı vitrine bile koymamışlar... Nâzım Mayakovski nin en çok hangi kitaplarını sevmişti? Nâzım, 1950 li yıllarda, kendisine sorulan Mayakovski nin kitaplarından en çok hoşunuza gidenler hangileridir? sorusuna şu yanıtı verir: Sevgilinin gözlerini mi, yoksa burnunu mu seviyorsun sorusunu nasıl yanıtlamalı? Mayakovski yi tepeden tırnağa severim ben O öylesine büyük bir şairdir ki, onunla karşılaştırıldığımızda, biz çağdaş şairler, hepimiz küçük kalırız. O, öğretmenimizdir bizim ve kişisel olarak benim. Pablo Neruda, Louis Aragon, dünyanın bütün dürüst şairleri aynı şeyi söyleyeceklerdir: o, öğretmenidir onların. Nâzım ın hece vezninden ayrılış ânı- Türk şiirinde yeni bir dönemin açılışı Peki Mayakovski yi öğretmeni olarak kabul eden Nâzım, nasıl etkilendi, ondan gördüğü neleri uyguladı, diye araştırmaya başladığımızda, ilk gördüğümüz, Türk şiirinde o zamanlara kadar hüküm süren vezin ve kafiye ile yazmaya son verip, serbest şekilde yazmaya başlaması, oluyor. İlk örneklerini Nazım Hikmet in şiirlerinde gördüğümüz bu yeni yazma tekniği, onun etkili dili ve kullanımıyla Türk edebiyatında da yankı uyandırıp, bugünlere kadar uzanan yeni bir dönemi başlatıyor. Söz konusu bu ilk şiirler de gene Moskova da, Mayakovski anıtına oldukça yakın bir yerde, Nazım ın kalmakta olduğu öğrenci yurdunda yaratılmışlardır. Ünlü şairin etkisiyle şiirdeki şekil arayışlarında yeni bir döneme adım atan Nâzım, -Eski usül vezinle kafiyeye paydos! diye haykırarak yurt odasındaki arkadaşlarına, bu yeni şiir şekliyle yazmış olduğu ilk dizelerini heyecanla okuduğunda, sene 1922 dir. Açların Gözbebekleri başlığını taşıyan ve kendilerinin Moskova ya yolculukları boyunca gözledikleri, etkilendikleri manzaraları konu alan bu şiir, artık herhangi bir vezne sırt çeviren bütün şairler için yeni bir yolun başlangıcı olacaktır. Nazım ın kendi şiiriyle Mayakovski nin şiiri arasında ortak olarak gördüğü ve görmediği şeyler 1920 lerde karşılaştığı Mayakovski ile şiirde ortak olan ve olmayan noktalarını, 1950 lerde, artık dünya çapında ünlü bir şair olan Nâzım Hikmet şöyle açıklar: Başlangıçta, Rus dilini de henüz iyi bilmediğim sıralarda, şiirlerini anlayamıyordum. Şimdi de hepsini anlayabiliyor değilim. Fakat, basamak biçimindeki dizelerini taklit ediyordum. Düşüncelerini her zaman böyle yazdığını sanıyor, ben de kendiminkileri aynı biçimde yazmaya çalışıyordum. Ancak bana müsvette defterlerini gösterdiklerinde, her zaman ille de basamak biçiminde yazmadığını gördüm. Demek, iş daha karmaşıktı Mayakovski nin şiiriyle benimki arasında ortak yanlar; ilkin, şiir ve düzyazı, ikincisi, çeşitli türler (lirik, yergisel vb.) arasındaki kopukluğun aşılması; üçüncüsü, şiire siyasal dilin sokulmasıdır. Bununla birlikte, farklı biçimler kullanıyoruz onunla. Mayakovski öğretmenimdir fakat onun yazdığı gibi yazmıyorum ben... Moskova da öğrenim gördüğüm dönemde, Mayakovski gibi bir tribün şairiydim ben de. Bir nefesli sazlar orkestrası gibi ses veriyordu şiirlerim. Topluluk önünde okuyordum onları. Sonra, Türkiye de, bir tek kez şiir okuyabildim topluluk önünde. Bir iki kişiyle konuşabiliyor, şiirlerimi ancak kulaklarına fısıldayabiliyordum. Bu nedenle yumuşak sözcükler bulmam gerekiyordu. Hapisteyken halktan insanlarla, benim gibi özgürlükten yoksun bırakılmış bu insanlarla yakınlaştım. Şiirlerimi onlara okuyordum. Şimdi yine geniş dinleyici kalabalığına seslenebiliyorum. Şiirin bütün türlerinden ve olanaklarından yararlanmak gerekir.

7 Neden Mayakovski nin şiirlerini aktörler okuduğunda daha iyi anlıyordu? Bu konuda Nazım şunları söylüyor: Mayakovski makamla okurdu şiirlerini. Ben de öyle okurdum başlangıçta. Aktörler Mayakovski yi okuduklarında iyice anlıyorum onu. Buna karşılık, kendim okuduğumda, anlayabilmem çok güç. Sanıyorum, onun şiirlerinin bir eksikliğindendir bu. Türkiye de işçiler : Şiirlerini sen kendin okuduğunda anlıyoruz, demişlerdi bana... Fakat orada yüksek sesle şiir okuma olanağı çok azdı. Ben şiirlerim tumturaklı (deklamasyonlu) okunmadan da okuyucuya ulaşsın istiyorum. Mayakovski nin ölümü Ekim Devrimi nin bu en güçlü şairi 1930 yılında genç yaşta İntihar ederek. Hayatına son verir. Rusya dan üç yıl kadar önce Türkiye ye dönmüş olan Nazım Hikmet, onun anısına, Resimli Ay dergisinde, Süleyman adıyla bir yazı kaleme alır. Bu yazıda ozan eski dostu ve hocası hakkında özetle şunları söylemektedir: Nazım ın ustasının ardınan yazdığı yazı: Muazzam Şair Mayakovski Neden İntihar Etti? İnsanlık büyük bir insan kaybetti. Dünyanın en büyük inkilabı çok kuvvetli bir şiir üstadından mahrumdur bugün. Şiirlerini Rusça yazan fakat hemen hemen her dilde tercümeleri yapılan Mayakovski isimli büyük şair, büyük mücahit ve büyük insan kendi eliyle canına kıymıştır. Mayakovski nin intiharı etrafında birçok dedikodular yapılıyor ve yapılacaktır. Çünkü o hayatında, arkasından manasız bir Allah rahmet eylesin dedirtecek gibi yaşamamıştır... Mayakovski nin hayatı mütemadi bir kavga seyrinden ibarettir. Hayatlarında dövüşenlerin isimleri, ölümlerinden sonra da, sağ kalan düşmanlarıyla kavgada devam ederler. Mayakovski nin arkasında kalan ismi ve eserleri daha uzun seneler büyük inkılabın düşmanlarıyla çarpışacaktır. Mayakovski nin Devrimin en güç zamanlarında, kollarını sıvayıp, dev gibi cüssesiyle iş başına geçtiğini, şiir yazdığını, propaganda resimleri yaptığını, 3 sene zarfında 500 propaganda levhasını tek başına resmedip, şiirlerini de yazdığını belirten Nazım, Mayakovski niçin intihar etti? sorusuna en doğru cevabı Rus şair Demyan Bedni in şu şekilde verdiğini belirtiyor: Ağır bir hastalık, tesadüfi bir yalnızlık ve şahsi bazı ıstırapların birleştiği bir anda, eski, ferdiyetçi insiyak- 10 lar harekete geldiler. Eski Mayakovski, yeni Mayakovski yi zayıf bir anında yakalayıp öldürdü... Mayakovskinin ölümünden evvel bir mektup bırakıp, bu mektubunda: İntihar hiçbir şeyi halletmez... Vatandaşlarıma bu işi katiyen tavsiye etmem, dediğini de nakleden Nazım, sözlerini şöyle noktalıyor: Bu mektup yeni Mayakovski nin, eski Mayakovski nin eliyle ölürken bile vatandaşlarına verdiği mükemmel bir hayata2, yeniye, yarına inanma dersidir. Ülkelerimiz arasındaki dostluk ve anlayışın gelişmesine katkıları olmuş herkesi saygıyla anıyoruz. Yazan: RASİM DİRSEHAN ÖRS KAYNAKÇA Krokodil Benedikt Sarnov, O vardı ve hep var olacak (Vladimir Mayakovskiy- Antologiya Satiri i Yumora Rossi XX. Veka Lev Kassil Mayakovskiy sahnede Vladimir Mayakovskiy- Antologiya Satiri i Yumora Rossi XX. Veka Nikolay Svanidze, İstoriçeskiye Hroniki Aleksandr Fevralskiy, Nâzım Hikmet le Mayakovskiy üzerine bir konuşma ( Zapiski Rovesniki Veka - YKY, Yazılar- 6) Nâzım Hikmet, Muazzam Şair Mayakovski neden intihar etti? (Resimli Ay Tem. 1930,YKY, Yazılar-1) Vâlâ Nureddin, Bu dünyadan Nâzım geçti Ataol Behramoğlu, Çağdaş Rus Şiiri Antolojisi Ekber Babayev, Nâzım Hikmet kendi şiirini anlatıyor (Bütün Eserleri 1- Sofya 1976-YKY, Yazılar-6) Vera Tulyakova Hikmet Bahtiyar ol Nâzım, YKY, 1. Bas., Şub.2008 Vera Tulyakova Hikmet(Anna Stepanova) Posledniy razgavor s Nazımom, Moskova Vremya,2009 Реклама

8 TARİHTEN YAPRAKLAR Cumhuriyetin kadınları Sovyet basınında Atatürk ün eşi Latife hanımın Moskova ya mektubu: Türk kadını artık kocasının kölesi değil, hukuk, görev ve sorumluluk anlamında onunla eşit, onun gerçek arkadaşı oluyor RASİM DİRSEHAN ÖRS derledi 12 T ürkiye ile Rusya arasındaki ilişkileri incelerken çoğu zaman dikkatlerden kaçan bir konu vardır: İki ülkenin kadınlarının birbirleriyle ilgili duygu ve düşünceleri nelerdir, kendi aralarında nasıl bir iletişim vardır, pek bilmeyiz. Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluş günlerine baktığımızda, Türkiye de kadın haklarını geliştiren adımlar atılırken, hem Sovyet Rusya nın yakın ilgisini hem de Rus kadınlarının yakın desteğini görüyor; kadınlar arasındaki sıkı dayanışmaya tanık oluyoruz. İşte, Türkiye deki gelişmelerin Rus basınında nasıl yansıtıldığının örnekleri Ogonyok dergisinde, Eski ve Yeni Türkiye başlıklı kapsamlı bir makalede şu satırlar yer alıyor: Bundan iki yıl kadar önce, Kemal Paşa nın karısı Latife hanım peçesini çıkaran ilk Türk kadını olmuştu. Kendisini örnek alan pek çok kadın çıktı. Şimdilerde, İstanbul da yüzünü peçesinin arkasında saklayan kadınlarla karşılaşamazsınız. Ankara ve diğer büyük şehirlerde de öyle Taşranın derinliklerinde hâlâ eski geleneği sürdürenler var ama oraya da başkentin yenilikleri adım adım nüfuz ediyor. Şu anda İstanbul da kadınlar için özel bir dergi çıkıyor. Ayrıca hem genel hem uzmanlık eğitimleri veren pek çok kurs var. (1924,No 27) İzvestiya gazetesi, tarihli sayısında, Latife Hanım dan Bayan Kamenyeva ya (Hem ilk Sovyet liderlerinden Lev Kamaneyev in eşi, hem de uluslararası kültürel işbirliği kuruluşunun başkanı) gelen mektubu yayımlıyor. Yazının bazı bölümleri şöyle: Bizim devrimimiz yalnız siyasi değil, aynı zamanda sosyal anlamı da var. Ve kadının kültür düzeyinin yükseltilmesi, özgürleştirilmesi mücadelesini de içeriyor. Türk köylü kadını bizim kurtuluş savaşımızda şanlı bir rol oynadı; bu, nihai zafere ulaşılmasında önemli etkenlerden birisiydi. Şimdi ise birçok Türk kadını tıp ve hukuk eğitimi görüyor, Türkiye de ve yurtdışında üniversitelerde okuyor, kendi hayatını kendi kazanıyor; ne var ki, gene de sadece serbest mesleklerde değil diğer farklı mesleklerde de öncelik erkeklerden yana oluyor. Evlilikte Türk kadını artık kocasının kölesi değil, hukuk, görev ve sorumluluk anlamında onunla eşit, onun gerçek arkadaşı oluyor. Aile ve bireysel hayat sahalarındaki gelişmeler, yakın gelecekte Türk kadınını ülkenin siyasal yaşamına katılmaya zorluyor. Bu sahada Türk kadını büyük saygı duyduğu Rus kız kardeşlerinin yolunu izlemekten mutluluk duyacaktır Ogonyok ta bir başka haberde Türkiye de haremler tam boşalmadı. başlıklı yazıda, şunlar yazıyor: Ankara parlamentosunun kadın vekilleri sokaklarda örtünmeden dolaşmaya başladılar ama Türk kadınlarının bir kısmı hâlâ kapalı koşullarda yaşıyorlar. Haremde pencere parmaklıklarının ardında kilitli kalmış kadınlar, sokağa çıktıklarında yüzlerini ve bedenlerini kapatarak geziyorlar. (Foto 1) Bu konudaki en çarpıcı sayabileceğimiz haber ise Türkiye de kadın bakan başlığını taşıyor. Türk parlamentosunda milletvekili olan ve kadınların eşit haklara kavuşması için uğraş veren Halide Edip Hanım, geleneklerine bağlı bu ülkede, gönüllü olarak halkın aydınlanması için halk komiseri olarak çalışıyor. Haremleri kapattı (Ogonyok, 1924, No 1, Foto-2) Halide Edip Adıvar resmi olarak bakanlık yapmadığı halde, başlıkta bu kadar kuvvetle vurgulanması, Rusya daki kadınlara ve Müslüman topluma yönelik bir etkileyici bir mesaj iletmek amacı taşıdığını düşündürüyor.

9 ИСТОРИЯ УСПЕХА/VİTRİN Таланты, посвященные России Представляем вам бывшую «москвичку», Хюлью Арслан автора уникального перевода романа Бориса Пастернака «Доктор Живаго»! 14 Pasternak ın Doktor Jivago sunu Türkçeye çeviren eski Moskovalı Hülya Arslan ı takdimimizdir!10 Вряд ли вам приходилось часто слышать об этой женщине, ведь она не из тех, кто из кожи вон лезет, чтобы обрести значительность в жизни. Она из тех, кто тихо и незаметно занимается истинно значимыми делами. Почти никто и не знает, что ее достижений могло бы хватить на несколько жизней. Однако недавно сделанный ею перевод романа Пастернака «Доктор Живаго» не оставляет нам другого выбора. Итак, госпожа Хюлья Арслан, прошу вас на сцену! Снимите шляпу перед этой просвещенной турчанкой, которая стала первопроходцем в столь многих областях российско-турецких отношений. СУАТ ТАШПЫНАР написал. parmağında Rusya Hayatta önemli olmak için çırpınanlardan değil, kuytularda değerli şeylerle uğraşanlardan olduğu için onun ismini ön planda pek göremezsiniz. Sormasanız birkaç hayata sığdırılabilecek başarılarından haberdar olamazsınız. Ama son olarak Pasternak ın Doktor Jivago sunu Türkçeye Rusça orijinalinden çeviren isim olarak ister istemez sahne ışıklarının karşısına çıkan Gospaja Hülya Arslan ı takdimimizdir! Rusya-Türkiye ilişkilerinde bu kadar ilk e imza atmayı başaran bir aydın Türk kadınına şapka çıkaracaksınız. SUAT TAŞPINAR yazdı. Старшая в первой группе турецких студентов, на официальной основе приехавших в Москву изучать русский язык по советской стипендии Туроператор, положивший начало «русскому нашествию» в Анталию в начале 90-х годов Первая в Москве турчанка гендиректор туристической фирмы Первая из бизнес-сферы, кто стал преподавателем турецкого языка в московском вузе Первая из иностранцев, закончивших магистратуру Института русского языка им. Пушкина с красным дипломом Основательница и руководительница первой кафедры перевода русского языка в частном университете в Турции Наконец, последнее пока звено в этой цепочке достижений, связанных с Россией, можно сказать, бриллиант, венчающий корону, перевод на турецкий с языка оригинала великого романа Бориса Пастернака это тоже она После такого перечисления вы могли подумать: «О чем еще тут можно рассказать?» Не торопитесь. Жизнь Хюльи Арслан полна событий, достойных описания не в статье даже, а в книге. Sovyet bursuyla Moskova ya dil eğitimine gelen ilk resmi Türk öğrenci grubunun elebaşı ların başında Antalya ya Rus akınını başlatan tur operatörü... Moskova da turizm sektöründe ilk kadın Türk genel müdür... İş hayatından gelip Moskova Türkoloji enstitüsünde öğretmenlik yapan ilk isim... Puşkin Enstitüsü nün yabancılar için başlattığı yüksek lisans programını kırmızı diplomayla bitiren ilk yabancı... Türkiye de bir vakıf üniversitesinde ilk Rusça mütercim tercümanlık bölümünü kuran ve yıllardır başkanlığını yürüten akademisyen... Ve bu hepsi Rusya ile alakalı on parmakta on marifet in son halkası, tacın elması sayabileceğimiz bir çeviri: Boris Pasternak ın dev eseri Doktor Jivago romanının Rusça orijinalinden Türkçeye çeviren de yine o... Tüm bunları bir kalemde sıraladıktan sonra, Daha anlatacak ne kaldı? diye geçmesin aklınızdan. Hülya Arslan, hayatı bir kısa röportaj değil, bir kitap olacak kadar dopdolu bir dostumuz. Biz bile neredeyse 15 yıldır tanıdığımızı sanırken aslında pek az tanıdığımızı bu Hülya-Salih Arslan çiftinin nikah şahidi son SSCB büyükelçisi Albert Çernişev di. Свидетелем на свадьбе Хюльи и Салиха Арсланов был посол СССР в Анкаре Альберт Чернышев. söyleşiyi noktaladığımızda anladık. Ve Rusya-Türkiye hattında öğrencilikten iş hayatına; akademisyenlikten edebiyat çevirmenliğine uzanan bu muhteşem yaşam 15

10 16 Поставив точку в этом интервью, даже мы осознали, что очень мало знали об этой женщине, хотя и считали, что хорошо с ней знакомы вот уже 15 лет. Ее история, развивавшаяся по российскотурецкому направлению от ученичества к бизнесу, от академической деятельности к литературному переводу, вызвала у нас такое восхищение, что так и тянуло постучать по дереву, чтобы не сглазить (турецкий эквивалент троекратного плевка через плечо прим. перев.). Хюлья Арслан была младшим, четвертым ребенком в одной анкарской семье. Ее воспитанием занимались все члены семьи, домашняя библиотека которой, кстати, насчитывала 3 тысячи томов. Хюлья была свободолюбивой девочкой. В 11 лет она уехала в Стамбул учиться в одной из лучших в то время школ-интернатов, лицее для девочек Чамлыджа. Причиной такого решения стали отчасти усталость от почти военной дисциплины, навязываемой отцом, судьей военного трибунала, отчасти собственное желание поскорее расстаться с детством и научиться выживать самостоятельно. Хюлья всегда любила читать, да и писать у нее тоже хорошо получалось. В школе она здорово набила руку на любовных письмах, которые «с особым старанием» сочиняла для своих влюбленных подруг. Можно сказать, что в этой области она стала настоящим докой. В старших классах Хюлья попала под влияние левой идеологии, популярной в то время в учебных заведениях Турции, и шагнула в «политическую жизнь», распространяя листовки и журналы революционной направленности. После окончания школы в 1979 году девушка поступила на факультет психологии одного из престижнейших вузов Турции Ближневосточного технического университета в Анкаре. На втором курсе направление течения ее жизни изменилось благодаря одному учебному заданию. Тема была такой: «Писатели и герои». Подруга Хюльи подготовила работу, в которой сопоставляла Достоевского и Раскольникова. Наша героиня прочла ее и была потрясена. «Если бы можно было прочитать «Преступление и наказание» по-русски, как это должно быть восхитительно!» - подумала она тогда. Большинство из нас в подобной ситуации вскоре забыли бы о таких мыслях в потоке повседневных çizgisine, tahtaya tıklayarak gıpta ettik. Hülya Arslan, Ankara da dört çocuklu bir ailenin en son üyesi olarak gelmiş dünyaya. 3 bin kitaplık kütüphanesi olan bir evde yetişmiş.. Kabına sığmayan bir çocukmuş. Biraz askeri hakim olan babanın asker disiplininden bıkıp biraz da kendi deyişiyle Küçüklükten bir an evvel kurtulmak ve hayatta kalmayı öğrenmek için daha 11 yaşında Ankara dan kalkıp İstanbul a, zamanın en iyi yatılı okullarından Çamlıca Kız Lisesi ne gelmiş. Edebiyata hep düşkünmüş. Kalemi kuvvetliymiş. Ortaokul yıllarında, aşık kız arkadaşları için itinayla aşk mektupları yazarak sivrilmiş! Yani epeyce aşkın Güzin Ablası olmuş. O arada lise ile birlikte solculuk da başlamış. Okulda devrimci dergi ve bildiri dağıtarak siyasi hayata adım atmış da liseyi bitirip Ankara da, Türkiye nin en prestijli üniversitelerinden ODTÜ de psikoloji bölümünü kazanmış. İkinci sınıfta bir ödev yüzünden hayatının akışı değişmiş. Yazarlar ve kahramanlar diye bir çalışma varmış. Yakın bir arkadaşı Dostoyevski-Raskolnikov kıyaslaması yapmış. Hülya Arslan, bunu okuyup inanılmaz etkilenmiş. Bir de Suç ve Ceza yı Rusça olarak okusaydım, kim bilir ne ke kadar muhteşem

11 18 событий, но Хюлья Арслан тогда приняла решение изучать русский язык! Она повторно сдала вступительные экзамены и поступила на единственный тогда в стране факультет, имевший кафедру русского языка, - факультет лингвистики, истории и географии Анкарского университета. Стало понятно, что изучение языка приносило ей значительно больше удовольствия, чем штудирование психологии. В 1988 году жизнь совершила новый поворот. Один чиновник из СССР посетил факультет и сообщил, что по советско-турецкому договору в области образования впервые организуется стажировка для турецких студентов. В то время Хюлья уже была обручена с доктором Салихом Арсланом, в браке с которым состоит и по сей день. Жених, узнав новости, поддержал ее, сказав: «Ты что, езжай конечно, разве можно упускать такую возможность?» Итак, семь студентов были приглашены в Москву. Тогда в Москву из Турции летали только самолеты Аэрофлота. Старшая группы, Хюлья Арслан, пропустила шестерых товарищей на посадку и уже собиралась пройти сама, как ее остановили со словами: «Салон заполнен, мест нет, вы полетите следующим рейсом через неделю». Она вспоминает: «Я была в шоке. Выхода не было. Разрыдавшись, я уже собиралась уходить, но тут кто-то позвал меня место нашлось». А вот еще один судьбоносный момент в жизни нашей героини: в том самолете она заняла место в первом ряду рядом с представительным русским мужчиной. Стюардессы разнесли шампанское. Сосед без устали осыпал девушку вопросами, а сама она только к концу полета набралась смелости и спросила: «А вы чем занимаетесь?» Он ответил с привычной улыбкой: «Я Альберт Чернышев». Легендарный советский посол в Турции! Поверите ли, но впоследствии Хюлья olurdu! diye düşünmüş. Pek çok insan benzer durumda düşünür, sonra yürür ve hayatın normal akışında ne düşündüğünü bile unutur. Ama Hülya Arslan bu düşünceden hareketle, Rusça okumaya karar vermiş! İkinci kez üniversite sınavına girmiş ve o yıllarda Türkiye de tek Rus filolojisi olan Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi ni kazanmış. Ve Rusça okumak, psikolojiden çok daha keyif vermeye başlamış de hayatının yönü yine değişmiş. SSCB den bir yetkili fakülteye gelmiş, Türkiye-SSCB eğitim anlaşması uyarınca ilk kez öğrenci alacağız demiş. O yıllarda Hülya Arslan, bugünkü eşi doktor Salih Arslan ile nişanlılık dönemindeymiş. Salih Bey bu haberi duyunca teşvik etmiş, Git, ne duruyorsun, bu fırsat kaçar mı? diye. Ve 7 öğrenci Moskova ya davet edilmiş. O yıllarda sadece Aeroflot uçuyormuş Moskova ya. Hülya Arslan, ablalık yaptığı diğer altı öğrenciyi uçağa bindirmiş. Tam kendisi de girecekken, Uçak doldu, yer yok, sen haftaya gelirsin demişler. Şoke oldum. Hüngür hüngür ağlayama başladım. Tam çaresizlik içinde gidecekken son saniyede birisi seslendi. Yer bulunmuştu. İşte Hülya Arslan ın hayatında dönüm noktası denecek bir an daha: Uçakta ilk sırada bir Rus beyefendinin yanına oturmuş. Hostesler kadehlerde şampanya ikram etmiş. Adam sürekli sorular sorup duruyormuş. Uçak ineceği sırada Hülya Arslan cesaret bulup sormuş, Peki ama siz ne iş yapıyorsunuz?. Adam, yüzünden hiç eksik olmayan o gülücükle, Ben Albert Çernişev im demiş. Yani o devrin Ankara daki efsane Sovyet Büyükelçisi! Ve inanır mısınız, Çernişev daha sonra Hülya Arslan ın Ankara daki düğününe bizzat katılacak kadar yakın dostları olmuş. İlk Moskova macerası sadece 10 ay sürmüş. Türkiye ye dönüşte Rusya ile çalışan şirketlerde Rusça çevirmenlikle iş hayatına başlamış. Onlardan birinin, bir taşımacılık şirketinin temsilcisi olarak da

12 20 Арслан и Чернышев подружились настолько, что посол лично присутствовал на ее свадьбе в Анкаре. Первое московское приключение Хюльи длилось всего 10 месяцев. По возвращении в Турцию она начала работать переводчиком в фирмах, работавших на российском направлении. Вернуться в Москву ей было суждено в качестве представителя одной логистической компании. Она со смехом вспоминает те дни: «Начинала с Достоевского, а пришла к грузовым перевозкам». Позднее в Москву приехал и ее муж. Связи Хюльи Арслан среди русских значительно расширились. Супруги взялись за построение собственного бизнеса в туристической, а также строительной и логистической сферах. Сама Хюлья взяла на себя руководство туроперациями. Вот как она рассказывает о том периоде: «Весной 1993 года, когда я была в Анталии для переговоров с владельцами отелей о размещении русских туристов, все надо мной смеялись. Никто в это не верил. Турфирма «Тройка», которую мы основали с друзьями, стала первой, кто организовал в августе 1993 года регулярные рейсы в Анталию. Так мы открыли этот рынок, и вскоре мне пришлось обзванивать тех же людей из отелей и просить: Если потребуется, освобождайте под размещение университетские общежития и больницы, но найдите мне места! У нас нашествие русских! В нашем московском офисе был такой наплыв клиентов, что нам приходилось отключать телефоны!» До 1998 года Хюлья Арслан в головокружительном темпе работала в эпицентре деловой активности. В тот период Россия много дала им как в материальном, так и в духовном плане. После тяжелого кризиса 1998 года, когда дела пошли на спад, эта женщина с ее неисчерпаемой энергией решила заполнить освободившееся время занятиями филологией, которые издавна так любила. По настоянию известного тюрколога Веры Феоновой она взялась за преподавание турецкого языка в московском вузе на правах приглашенного преподавателя. Однако этого ей было мало, и она стала первой иностранной студенткой, окончившей магистратуру Института им. Пушкина по новой тогда программе изучения русского языка. Более того, Хюлья Арслан получила красный диплом. В круговерти московской жизни Хюлья Арслан успела также стать матерью. Ее единственный сын Аныл родился в 1994 году настоящим москвичом. Когда в 2000 г. ему пришла пора идти в школу, yeniden Moskova ya dönmüş. Dostoyevski den yola çıkıp TIR lara düşmüştüm diye gülerek hatırlıyor o günleri. Sonrasında eşi de Moskova ya gelmiş. Rus çevreleri genişlemiş. Ve bir yandan turizm, diğer yandan inşaat ve transport alanlarında yeni bir şirket için kolları sıvamışlar. Hülya Arslan turizm operasyonunun başına geçmiş. O günleri anlatıyor: 1993 baharında otellere Rus turist operasyonunu konuşmak için Antalya ya gittiğimde herkes bana gülüyordu. İnanmıyordu. Biz o dönem arkadaşlarımızla beraber kurduğumuz Troyka şirketiyle, 1993 ağustos ayında ilk düzenli sefer başlatan operatör olarak pazarı açtığımızda, aynı otelcileri arayıp Gerekirse okul yurtlarını, hastaneleri boşaltın, Rus akını var, yer açın! demek zorunda kalmıştım. Moskova daki ofisimize o kadar çok talep vardı ki, telefonları fişinden çekmek zorunda kalmıştık! 1998 e kadar müthiş bir tempoda, iş hayatının tam göbeğinde çalışmış Hülya Arslan. Rusya hem madden, hem de manen onlara bu dönemde çok şey katmış. Ağır 1998 ekonomik krizi sonrasında iş hayatı yavaşlayınca bu kabına sığmayan, enerji küpü kadın boşluğu İlk aşkı Rusçayla doldurmak istemiş. Ünlü Türkolog Vera Feonova nın ısrarlarıyla Moskova da Türkoloji öğrencilerine misafir hoca olmuş. Aynı dönemde hızını alamamış, Puşkin Enstitüsü nde açılan yüksek lisans programını bitiren ilk yabancı olmuş. Üstelik de kırmızı diploma ile. Hülya Arslan o kadar yoğunluğun içinde anneliği de ihmal etmemiş. Tek çocukları Anıl, 1994 yılında tam bir Moskviç olarak doğmuş. O okula başlayacağı zaman 2000 de en zor kararı almışlar: Türkiye ye dönüş. Bir yıl hiç alışamadık, ana oğul evde oturup ağladık! diyor gülerek. Ama Moskova dan ayrılmadan 2007 de diplomasını alacağı, Türk Edebiyatında Çehov un izlerini araştıracağı doktora programına Moskova Devlet Üniversitesi nde başlamış. Sonrasında hayatının yeni dönüm noktası göz kırpmış. İstanbul da Okan Üniversitesi Rusça mütercim-tercümanlık bölümünü kurma görevini Hülya Arslan a vermiş. Ve işte 11 yıldır soluksuz devam eden bir akademik hayatta bugün 90 öğrencisi olan bölümü hala başında o var. Bu arada artık edebiyat çevirmenliğini de iş edinmiş. Nazım Hikmet üzerine yazılmış iki önemli kitabı Türkçeye kazandırdıktan sonra, tam da büyük bir aşkla bağlı olduğu Çehov un Sahalin mektuplarından yola çıkarak Bilmediğimiz Çehov diye bir kitap yazmaya başlamışken telefonu çalmış. Türkiye nin en saygın yayın evlerinden Yapı Kredi den emir gibi bir St. Petersburg office , Ulista Shvetsova 41, Lit. A Tel/Fax: (812) Nizhny Novgorod ofiice , Ulista Gordeyevskaya 7 Tel/Fax (8312) ,

13 22 семья приняла сложное решение вернуться в Турцию. «Целый год мы не могли привыкнуть, сидели с сыном дома и плакали!» - вспоминает наша героиня со смехом. При этом до отъезда из России Хюлья Арслан поступила в аспирантуру ИСАА МГУ, где исследовала тему влияния творчества Чехова на турецкую литературу. Там она работала под руководством видного представителя советской тюркологической школы, Светланы Утургаури, и обрела в ее лице близкого друга, а также сформировала с ее помощью важнейшую основу для последующих научных исследований. В 2007 году Хюлья Арслан защитила кандидатскую диссертацию. За этим последовала новая веха в ее жизни ей поручили организацию кафедры перевода русского языка в стамбульском Университете Окан, которой она руководит вот уже 11 лет. Сейчас на кафедре учатся 90 студентов. Наряду с академической деятельностью Хюлья Арслан занялась литературным переводом. Она перевела на турецкий две работы, посвященные творчеству Назыма Хикмета, и уже взялась было за написание книги «Неизвестный Чехов», вдохновленная письмами своего любимого писателя с Сахалина, как ей неожиданно позвонили из одного из самых уважаемых турецких издательств «Япы Креди». Предложение больше походило на приказ: «До сих пор нет перевода на турецкий «Доктора Живаго» с языка оригинала. Этот перевод должны сделать вы!» Вот как Хюлья Арслан рассказывает о том, что пережила тогда: «Надо было решать: или стараться написать не очень-то и интересную мне научную работу, которую никто читать не будет, но которая даст мне возможность стать доцентом, или заняться переводом бессмертного творения Пастернака, сделав что-то, что действительно оставит след в жизни. Выбор был сделан. Четыре года жизни я отдала Пастернаку. Однако в тот момент, когда я взяла в руки книгу, увидела ее на витринах книжных магазинов, я поняла, что дело того стоило. Я страшно устала, но при этом получила невероятный заряд энергии». По нашему мнению, Хюлья Арслан была в ряду тех «безымянных героев», которые внесли неоценимый вклад в турецко-российские отношения в самых разных сферах: от литературы до бизнеса. Однако теперь, благодаря ее работам, и имя Хюльи Арслан будет упоминаться с гордостью. Она до сих пор принадлежит «турецкороссийскому поколению», представители которого делят свое сердце между двумя странами. Героиня нашего интервью сказала в заключение: «Россия научила меня умению мечтать и одновременно чувствовать реальность. Я научилась мыслить целостно, не теряться в мелочах, которые представляются чем-то значительным. Наши народы столетиями сохраняли отчужденность, но у нас столько похожего. Например, терпение. Но только не в смысле горестного самоотречения. Помните строки Пушкина: «Мороз и солнце; день чудесный!»? Вот и я научилась тут принимать одновременно и мороз, и солнце, да еще получать удовольствие от такого противоречия, заряжаться от него энергией» teklif gelmiş: Doktor Jivago nun Türkçede hala Rusça orijinalinden çevirisi yok. Siz yapacaksınız! Hülya Arslan o günkü duygularını şöyle anlatıyor: Ya doçent olmak için çok da ilgimi çekmeyecek, kimsenin okumayacağı bir bilimsel eser yazmaya uğraşacaktım, ya da Pasternak ın ölümsüz eserini çevirip hayata dokunacağım, kalıcı bir iş yapacaktım. Tercihimi yaptım. Dört yol boyunca Pasternak ile yaşadım. Ama buna kesinlikle değdiğini, kitabı elime aldığım, kitabevlerinin vitrinlerinde gördüğüm an anladım. Çok yoruldum ama muazzam bir enerji aldım. Hülya Arslan, bize sorarsanız, son çeyrek asırda Türk-Rus ilişkileri için edebiyattan iş hayatına, geniş bir yelpazede müthiş katkıları olmuş isimsiz kahramanlardan biriydi. Ama eserleri ile artık ismini de gurur duyacağı bir yere yazdırdı. O hala kalbinin yarısı orada, yarısı burada yaşayan Türk-Rus nesli nin bir üyesi. Rusya bana bir yandan hayal kurarken bir yandan da gerçek yaşamı koklamayı, hissetmeyi öğretti. Sentez yapmayı, derinmiş izlenimi veren sığlıklarda kendimi kaybetmemeyi öğrendim. Biz yıllarca birbirimizden uzak durmuş iki halkız. Ama çok benzerliklerimiz var. Örneğin sabretmek. Ancak, sabretmek dertlenmek anlamına gelmemeli. Hani Puşkin Ayaz. Güneş var. Güzel bir gün! demiş ya. İşte ben bu coğrafyada ayazla güneşi bir arada yaşamayı ve bu çelişkilerden keyif almayı, bundan bir enerji yaratmayı öğrendim... diyor söyleşimizi noktalarken.

14 ЛИЧНЫЙ ОПЫТ / YAKIN PLAN 24 «Мой папа турецкоподданный!» Мы продолжаем изучать «жизненные истории» наших двуязычных детей İki dilli, kültürlü çocuklarımızın hayat hikayelerini mercek altına almaya devam ediyoruz «Türk uyruklu Babam!» В прошлом номере «Компаса» мы начали исследовать приключения плодов русско-турецких браков детей, которые живут меж двух языков и двух культур. А в этом номере мы приветствуем нашего автора Яну Темиз, которая со своей уже большой дочерью живет в Измире. Мы верим, что их опыт станет отличным уроком для всех нас! Когда мы говорим о смешанных браках, то после непременных вздохов о разнице культур и оптимистичных прогнозов, что лишь бы любовь, и всё будет хорошо! задумываемся о самой главной проблеме. О детях: какими они будут? На каком языке будут говорить? А думать на каком? Какую страну будут считать своей родиной? Легко ли им будет учиться? А жить? Что день грядущий им готовит? И так хочется примеров не исторических, вроде знаменитого поэта Жуковского, сына турчанки и русского помещика; не далёких, которые где-то в Америке, а таких, с которыми можно поговорить. Детей в русско-турецких браках много, есть ли среди них уже взрослые? Kompas ın bir önceki sayısında, Türk-Rus evliliklerinin meyvesi çocuklarımızın iki dil-iki kültür arasındaki maceralarını irdelemeye başlamıştık. Bu sayımızda da, İzmir de yaşayan yazarımız Yana Temiz ve büyük kızı Asya yı konuk ediyoruz. Onların deneyimlerinden hepimizin alacağı dersler olduğuna inanarak. Karma evliliklerden bahsederken kültür farklılıkları ve iyimser tahminlerden, yeter ki sevgi olsun, herşey iyi olur dedikten sonra aklımız esas mesele hakkındaki düşüncelere dalar. Çocuklar: Nasıl olacaklar? Hangi dilde konuşacaklar? Hangisinde düşünecekler? Hangi ülkeyi anavatanları olarak kabul edecekler? Eğitimleri kolay mı olacak? Ya yaşamları? Gelecek günler onlara neler hazırlıyor? Nasıl da başkalarında nasıl olmuş diye görmek isteriz. Bu bir Türk kadını ile bir Rus köy ağasının oğlu olan ünlü şair Jukovskiy gibi öyle tarihi ve ya Amerika gibi uzakta bir örnek olmasın, öyle olsun ki karşılıklı konuşabilelim. Rus-Türk evliliklerden olma çok çocuk var, acaba aralarında artık yetişkin olanlar ne durumda? Своим опытом мы попросили поделиться нашего постоянного автора писательницу Яну Темиз и её дочь Асю, студентку литературного факультета Эгейского университета. «Студентка, отличница, спортсменка, красавица!» это всё подходит к Асе Темиз идеально, как к героине знаменитого фильма. В октябре ей исполняется двадцать лет, первые пять из них она прожила в Москве, изредка и ненадолго приезжая в Турцию, а все остальные в Измире, иногда проводя каникулы в Петербурге. Она училась в турецкой школе, была в ней лучшей ученицей и легко, с первого раза поступила в университет в тот, в который хотела, набрав 492 балла из 500. Она свободно владеет турецким, русским и английским, неплохо японским, учит французский, обожает читать классику и прекрасно катается на фигурных коньках. - Яна, как вам удалось вырастить такое чудо? - Не стоит преувеличивать моих заслуг: не всё в детях зависит от приложенных родителями усилий. Я ни в коем случае не хочу приписывать себе их достижения. Мне просто повезло с детьми! - Но усилия, тем не менее, были? Поделитесь опытом? - Когда я собиралась заводить билингвального ребёнка, я, конечно, много думала. Мечтала, что он будет прекрасно говорить на двух языках, читать толстые книги и... тут я прекращала строить иллюзии и начинала строить планы. Как дать двуязычным детям возможность получить двойное образование, собрать все плюсы из двух культур, миновав их минусы. Первым делом я решила переехать в Турцию. Несмотря на то, что у мужа была перспективная и высокооплачиваемая работа в Москве и Петербурге, на хороший, уже построенный нами дом в подмосковном Болшево, на свою собственную, интересную мне профессиональную деятельность. Желания жить где угодно, лишь бы не в России, у меня никогда не было; я не из тех, кто выходит замуж ради эмиграции. А вот проблема языка и образования детей... именно это стало решающим фактором. Я хорошо представляла себе, что получу, если отдам ребёнка в московскую школу: обычного московского школьника с хорошим английским и, Bu konuda yazarımız Yana Temiz ve Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi nde okuyan kızı Asya dan, deneyimlerini bizimle paylaşmalarını rica ettik. «Öğrenci, eğitimde mükemmel, sporcu, güzeller güzeli!» bu sıfatlar ünlü filmdeki kadın başrol oyuncusuna yakıştığı gibi Asya Temiz e de aynen yakışıyor. Ekimde yirmi yaşına basacak; bunun ilk beş yılını arada bir Türkiye ye gidip gelerek Moskova da yaşadı, geri kalanı ise,bazen Petersburg ta tatillini geçirmesi dışında, hep İzmir de geçti. Bir Türk okulunda okudu, okulun en iyi öğrecisiydi, çok kolay bir şekilde, 500 puanın 492 ni alarak ilk seferde istediği üniversiteye girdi. Serbest bir şekilde Türkçe, Rusça ve İngilizce konuşabiliyor, Japoncası hiç fena değil, Fransızca öğreniyor, klasik eserleri okumaya bayılıyor ve çok güzel buz pateni yapıyor. - Yana, nasıl oldu da bu mucizeyi yetiştirdiniz? - Çabalarımı büyütmeye gerek yok: Çocukların yetişmesinde herşey ebeveynlerin çabalarına bağlı değil. Elde ettikleri başarılardan kendime kesinlikle pay çıkarmak istemem. Çocuklardan yana talih bana gülümsedi, o kadar! - Ama, yine de büyük çaba gösterdiniz, değil mi? Deneyimlerinizi bizimle paylaşmak istemez misiniz? - İki dilli çocuk yetiştirmeye hazırlanırken, tabii ki çok düşündüm. İki dilde çok güzel bir şekilde konuşacak, kalın kitaplar okuyacak diye hayaller kurardım ve... işte o anda hayali şatolar kurmayı bırakıp başladım plan yapmaya. İki dilli çocuklara nasıl iki eğitimin de olanağını sağlayabilirim, iki kültürün eksilerini bir yana atarak artılarını nasıl bir araya getirebilirim diye. İlk iş olarak Türkiye ye yerleşmeye karar verdim. Eşimin Moskova da ve Peterburg ta geleceği olan ve iyi gelir getiren bir işi, Podmoskovye de Bolşevo da çoktan inşa ettiğimiz güzel bir evimiz ve ilgimi çeken bir işim olmasına rağmen. Rusya da olmasın da nerede olursa olsun yaşarım gibi isteklerim de hiçbir zaman olmadı; ben göç etmek için evlenenlerden değildim. Fakat çocukların dil ve eğitim sorunu, işte kararımı etkileyen asıl faktör bu oldu. Çocuğu Moskova da okula verirsem sonuçta ne alacağımı iyi kestirebiliyordum: iyi İngilizcesi ve muhtemelen Fransızcası olan sıradan bir Moskovalı öğrenci; öğrencimiz Türkiye ye, oradaki akrabalarına misafirliğe gitmeyi sevecek, birkaç Türkçe cümle öğrenecek, tıpkı bir turist gibi. Babası ile, büyük ihtimalle İngilizce konuşacak, babasının kendi dilini 25

15 26 возможно, французским; наш школьник будет любить наезжать в Турцию в гости к тамошней родне и выучит несколько турецких фраз, как любой турист. С отцом будет говорить, скорее всего, по-английски, у отца же не будет ни времени, ни возможности выучить ребёнка родному языку: работа, техническое, а не филологическое образование но я сама ни в коем случае не хотела говорить с собственными детьми на иностранном языке, и лишать этой возможности их отца тоже неправильно! - А вы не боялись, что в Турции дети забудут русский? - Нет, как ни странно, не боялась мне было некогда бояться! Переезд в Турцию обеспечил нас окружающей языковой средой. Вторую русскую пришлось обеспечивать мне. Точнее, быть той средой. Работать ею. Скажу честно: было непросто. Прежде всего, я отказалась от любой работы, на которую нужно ходить, и всегда была дома. Я писала книги, давала уроки, работала в театре, занималась чем-то, помимо детей и уборки, но... я общалась с детьми постоянно. Разговаривала не только на бытовые темы и не упрощая. Обогащала их словарный запас. Читала им только по-русски, привозила только русские (я имею в виду язык) мультики и фильмы; дома никакого турецкого языка между нами не было. Приезжали из Москвы мама и старшая дочь, гостили русские друзья, летом мы ездили в Россию. Тогда интернет ещё не был вездесущим, и главным для нас были разговоры и книги. - Какие именно книги вы им читали? - Я изначально отказалась от иллюзии, что моим детям необходимо наше-родное, старое-доброе, русское-советское образование. Да, русский язык. Но не всё ли равно: читать на нём сонет Шекспира в хорошем переводе или Пушкина? И если в школе они (это частная, платная, хорошая школа!) проходят Шекспира или читают Дюма и Марка Твена, то я вполне могу воспользоваться этим... да, сказки Пушкина я им читала, это само собой! И Андерсена, и Перро, и братьев Гримм. А Гайдара и Незнайку нет. Я предпочла Инид Блайтон и Котов-Воителей в хорошем переводе на русский. Меня вообще не очень волновало, чтобы у нас с ними были непременно единые детские книжки: лишь бы умели и любили читать. Из своего детского выбрала Городок в табакерке, Серебряное копытце (с моей личной адаптацией!), Чёрную курицу, а из советского - кажется, только Королевство кривых зеркал да Волшебника Изумрудного города. Я прекрасно понимала, что в любом случае у родителей и детей может быть разный круг чтения даже в рамках единоязычия и единокультурия, скажем так. То, что сейчас Ася читает Толстого и Достоевского, отнюдь не моя заслуга это её профессиональный интерес, у неё к этому склонность, она с той же филологической страстью читает и турецких писателей, и Оруэлла, и Оскара Уайльда... А какое счастье, что вечное пугало российских детей школьная программа для моих просто книги! Ася не знала, зачем (как интересно! не говори, мам!) Чичикову мёртвые души, какую роль в судьбе Анны сыграет поезд, не ожидала гибели князя Андрея, смеялась до слёз над çocuğa öğretmek için ne zamanı ne de imkanı olacak: hem işi var hem de eğitimi dilbilim üzerine değil Ben kendim ise kesinlikle kendi çocuklarımla yabancı bir dilde konuşmak istemedim, babalarının elinden bu imkanı almak da doğru değildi! - Çocukların Türkiye de Rusçayı unutacaklarından korkmadınız mı? - Hayır, gariptir ama, korkmadım zamanım olmadı! Türkiye ye taşınmamız bize etrafımızı saracak bir dil ortamı getirdi. İkincisini, Rusçanın dil ortamını, sağlamak ise bana düştü. Daha doğrusu o ortamın kendisi olmak. O ortam şeklinde işlemek. Dürüstçe söyleyeyim: Hiç de kolay olmadı. Her şeyden önce, gidilmesi gereken her türlü işi reddettim ve her zaman evdeydim. Kitap yazıyordum, ders veriyordum, tiyatro çalışmalarına katılıyordum, çocuklar ve ev işlerinden farklı şeylerle uğraşıyordum, ancak... çocuklarla sürekli diyalog halindeydim. Onlarla konuşurdum, hem de sadece günlük konularda kalmadan ve dili basite indirgemeden. Kelime hazinelerini zenginleştirirdim böylece. Onlara sadece Rusça okurdum, sadece Rus çizgi filmleri (Rusça demek istiyorum) ve filmleri getirirdim; evde çocuklarla kendi aramızda hiç Türkçe konuşmazdık. Moskova dan annem ve büyük kızım gelirlerdi, Rus dostlarımız misafir olurlardı, yazın Rusya ya seyahat ederdik. O zamanlar Internet böyle yaygın da değildi, bizim için en önemli olan konuşmalarımız ve kitaplar idi. - Onlara hangi kitapları okurdunuz? - Taa başından beri, çocuklarımız bizim özümüzden, eski ve güzel, Rus ve Sovyet eğitimi almalı hayalinden vazgeçmiştim. Evet, Rusça. Oysa ne fark eder ki: ha Shakespeare den iyi bir sone çevirisi okumuşlar, ha Puşkin i? Okulda (bu özel, paralı,iyi bir okul!) Shakespeare i işliyorlar ve ya Dumas ve Mark Twain i okuyorlarsa ben de bundan faydalabilirim... evet, Puşkin in hikayelerini onlara okurdum, elbette ki! Andersen i de, Perrault yu da Grimm Kardeşleri de. Gaydar ve Neznayka yı (Bilgisiz) ise hayır. Ben, Rusçaya iyi çevirisi ile, Enid Blyton u ve Savaşçı Kedileri ni tercih ettim. İlla ki çocukluğumuzda aynı kitapları okumuş olalım diye bir endişem yoktu: okusunlar ve okumayı sevsinler de! Kendi çocukluğumdan, Tütün kutusundaki şehir, Gümüş toynak (kendi versiyonum ile!) ve Kara tavuk, Sovyet döneminden ise, galiba sadece Eğri Aynalar Krallığı, bir de Zümrüt Kentin Büyücüsü vardı. Nasıl desem, tek dil ve tek kültür çerçevesinde bile ebeveynlerin ve çocukların ilgi duyacakları kitapların farklı olabileceğini pekala anlayabiliyordum. Şimdilerde Asya Tolstoy ve Dostoyevski yi okuyorsa bu benim katkım değil, kendi profesyonel ilgi alanı, buna doğru bir yönelişi var, aynı filolojik tutkuyla Türk yazarları da okuyor, George Orwell i de, Oscar Wilde ı da... Bu ne mutluluk, Rus çocuklarının ebedi korkuluğu okul programı onlar için sadece kitaplar demek! Asya, ölü canların neden Çiçikov a lazım olduğunu bilmezdi (oy, nasıl da ilginç! Söyleme, anne!), trenin Anna nın kaderinde oynadığı rolü bilmezdi, Prens Andrey in ölümünü beklemiyordu, Müfettiş te gözlerinden yaş gelecek kadar gülmüştü, Maça Kızı nda ahı vah ederdi ve böylece bir kaşifin alabileceği zevkleri tadardı. Çocuklarımın beşeri bilimlerden vazgeçebileceklerine, edebiyatı sevmeyebileceklerine hazırdım. Ne olmuş ki? Yabancı dil bilmek herkese faydalıdır, ben de ısrarla onları saran bir dil ortamı

16 28 Ревизором, ахала над Пиковой дамой - и получила удовольствие первооткрывателя. Я была готова к тому, что мои дети вообще могли оказаться не гуманитариями и не любить читать художественную литературу. Ну и что? Знать иностранные языки полезно всем, и я упорно работала окружающей языковой средой... surrounding Wednesday, как шутили в моё время в нашей английской школе. Я хотела, чтобы дети понимали русские шутки, знали русские стихи и цитаты... да, они знают их меньше, чем их русские сверстники, но разница не так заметна и может быть легко восполнена, а взамен они свободно говорят по-турецки и по-английски. Как? - говорили мне турецкие подружки. - Ты говоришь с детьми по-русски? Но как же трудно им будет в школе! Да, - соглашалась я, - им будет трудно, но на том этапе, когда учат дважды два и что Земля круглая. В это время их будет напрягать только язык: об остальном я уже позаботилась. А потом им будет легко, куда легче, чем вашим: три языка-то почти освоены. Как филолог, я не могла не радоваться, что русский, турецкий и английский принадлежат к разным группам, поэтому потом детям будет куда проще осваивать и другие языки из этих групп. Никогда не забуду, как на первом курсе филфака МГУ на введении в языкознание профессор сказал нам: Хороший русист должен знать минимум шесть языков... ну, французский, испанский, итальянский я считаю за один, отмахнулся он от зашумевших нас, латынь выучите вот вам и все романские языки, подумаешь! Шесть языков, повторяю, но из разных групп! Я сама так и не достигла идеала, а девчонки мои смогут, если захотят. Между собой они говорят по-турецки на людях и по-русски дома: переключаются. С друзьями легко переходят на инглиш, а если хотят посекретничать, то на японский. Я не учила их русской орфографии: все-таки я им мама, а не преподаватель, но исправляю ошибки в оставленных мне записках и думаю, что чтение и зрительная память, а также первая же необходимость помогут им с этим справиться. Ведь никто не знает, как сложится их жизнь и где они захотят жить. Мне кажется, нельзя лишать их выбора хотя бы между двумя своими родинами, раз уж так случилось, что их у них две. Нельзя лишать их общения с русской бабушкой или турецкими кузенами. А главное, нельзя лишать их того преимущества, которое им предоставило само их рождение: выучить два языка одновременно, любить и чувствовать их оба, то есть легко получить то, на что все тратят годы учебы и кучу денег. olarak işlemeye devam ettim...ya da,kendi zamanımda İngiliz okulunda şaka yaptıkları gibi, surrounding Wednesday olarak. Çocukların Rus şakalarını anlamalarını, Rus şiirini ve özlü sözlerini bilmelerini istedim... doğrudur, kendi Rus yaşıtlarına göre bildikleri daha azdır, ancak aradaki fark pek belli değil ve kolaylıkla ortadan kaldırılabilir, bunun karşılığında ise serbest bir şekilde Türkçe ve İngilizce konuşabiliyorlar. Nasıl? - Türk hanım arkadaşlarım sorarlardı bana. - Çocuklarla Rusça mı konuşuyorsun? Okulda nasıl da sıkıntı çekecekler! Evet, - diye kabullenirdim, - zorlanacaklar, ancak şimdi, iki kere ikiyi ve dünyanın yuvarlak olduğunu öğrendikleri sırada. O esnada onları sadece dil zorlayacak, geri kalan konularda ise gerekeni yaptım bile. Sonrası ise onlar için kolay olacak, sizinkiler için hiç olmadığı kadar: ne de olsa neredeyse üç dil biliyor olacaklar. Bir dilbilimci olarak Rusçanın, Türkçenin ve İngilizcenin farklı dil gruplarına ait olmalarından memnun olmamam mümkün değildi, çünkü sonradan bu gruplara giren diğer dilleri çok daha kolay bir şekilde öğrenebilecekler. Hiç unutmam, MGU Dilbilim Fakültesi birinci sınıftayken, profesör dilbilimine giriş dersini verirken, dersin başında şöyle demişti: İyi bir Rus dilbilimcisi en az altı dil bilmelidir... Fransızca, İspanyolca ve İtalyancayı bir dil olarak kabul ediyorum, homurdanan bizlere cevaben devam etmişti Latinceyi öğrenirsiniz. İşte size bütün Roman dilleri, ne olmuş yani! Altı dil, tekrar ediyorum, ama hepsi, ayrı gruplardan olmalı! Ben kendim bu ideale ulaşamadım, kızlarım ise bunu yapabilir, tabii isterlerse. İnsanların içinde kendi aralarında Türkçe, evde Rusça konuşuyorlar: dilden dile geçiyorlar. Arkadaşları ile kolayca English e, gizli şeyler konuşmak istiyorlarsa Japoncaya geçebiliyorlar. Onlara Rus dili imlasını öğretmedim: Ne de olsa anneleriyim, öğretmenleri değil, ancak bana bıraktıkları notlardaki yazım hatalarını düzeltiyorum, sanıyorum ki okuma ve görsel hafıza, ayrıca gereklilik hali bu sorunları aşmalarına yeterli olacaktır. Ne de olsa hayatlarının nasıl gelişeceğini ve nerede yaşamak isteyeceklerini kimse bilemez. Bana kalırsa hiç olmazsa, mademki iki anavatanları oldu, bunların arasında seçim yapma şanslarını ellerinden almamak gerekir. Rus anneanne ya da Türk kuzenleri ile diyalogdan mahrum bırakmamak gerekir. En önemlisi de doğuşlarının onlara kendiliğinden verdiği avantajdan onları yoksun bırakmamak gerekir: Yani aynı anda iki dili öğrenmek, ikisini de sevmek ve hissetmek; başka bir deyişle herkesin elde etmek için yıllarca eğitim alıp dünyaca para harcadığı şeyi kolaylıkla alma şansından

17 Я везде местная! Her yerde yerli yim! - Ася, скажи, пожалуйста, трудно ли быть билингвом? - Сейчас я уже не ощущаю особых трудностей, скорее, наоборот: считаю, что мне очень повезло. Я имею возможность знать два языка и воспринимать две культуры как родные. Правда, в детстве, помнится, мне было непросто. По приезде в Турцию (мне было пять с половиной лет) я почти не знала турецкого и, когда пошла в первый класс, то часто не понимала шуток моих одноклассников, не знала игр и песен. Но вскоре я смогла приобщиться ко всему этому, сохранив и русский язык, на котором мы говорили дома. - На каком языке ты думаешь? - Это зависит от среды и настроения, но чаще всего я думаю по-турецки и по-японски. Однако я замечаю за собой, что, погрузившись в один язык на несколько часов, потом продолжаю долго думать на нём. Бывает, что, написав английское сочинение на экзамене, я весь оставшийся день думаю поанглийски. А приехав в России я вместо турецкого начинаю думать по-русски. - Что ты изучаешь в университете, какая у тебя специализация? - Я учусь на отделении английской литературы, но одновременно увлекаюсь турецкой и посещаю некоторые занятия и на этом отделении. Вообще, меня привлекает сравнительное литературоведение, и в этом мне может помочь и знание русской литературы, которую я с удовольствием читаю. - А что ты любишь читать по-турецки? - По-турецки я с удовольствием читаю литературу девятнадцатого века периода «Танзимата» и «Сервети-фюнуна». Для этого мне, конечно, приходится изучать османский язык, который довольно сильно отличается от современного турецкого. Я люблю также и многих писателей двадцатого века, в особенности Ахмета Хамди Танпынара и Огуза Атая. А мой любимый поэт Тевфик Фикрет. - Кем ты себя ощущаешь: турчанкой или русской? - Этот вопрос мне часто задавали и задают и в России, и в Турции. И мой ответ всегда был одним и тем же: я ощущаю себя обеими одновременно. Элементы русской культуры совмещаются во мне с турецкими: сколько во мне одной, столько и другой. И я чувствую себя одинаково своей как на улицах Измира, так и на улицах Москвы. - Asya, söyler misin, iki-dilli olmak zor mu? - Şu anda belli bir zorluk hissetmiyorum, hatta tam aksine kendimi çok şanslı buluyorum. Çünkü iki dil bilme ve iki kültürü öz kültürüm gibi algılama olanağına sahibim. İşin gerçeği, çocukluğumda bazı güçlüklerle karşılaşmıştım. Türkiye ye geldiğimde (o sırada beş buçuk yaşındaydım) neredeyse hiç Türkçe bilmiyordum ve birinci sınıfa başladığımda sık sık sınıf arkadaşlarımın şakalarını anlamıyor, oyun ve esprilerini kavrayamıyordum. Ancak kısa bir süre sonra, evde konuştuğumuz Rusçayı da muhafaza ederek, tüm bunlara uyum sağlayabildim. - Peki, hangi dilde düşünüyorsun? - Bu; içinde bulunduğum ortam ve ruh halime göre değişse de, en çok Türkçe ve Japonca düşünüyorum. Ancak, birkaç saat boyunca tek bir dile maruz kalınca, sonrasında uzun bir süre o dilde düşünmeye devam ettiğimi fark ettim. İngilizce kompozisyon yazdığım bir sınavdan çıkınca günün geri kalan kısmı İngilizce ve ya Rusya ya gelişimden birkaç gün sonra Türkçe yerine tamamen Rusça düşündüğüm oluyor. - Üniversitede ne okuyorsun, uzmanlığın nedir? - İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyorum ama aynı zamanda Türk Edebiyatı ile de ilgileniyorum ve o bölümdeki bazı derslere giriyorum. Aslında ilgimi karşılaştırmalı edebiyat çekiyor ve bu alanda zevkle okuduğum Rus Edebiyatının da bana faydalı olacağını düşünüyorum. - Peki, Türkçe neleri okumayı seviyorsun? - Türkçe olarak on dokuzuncu yüzyıldaki Tanzimat Edebiyatı ile Servet-i Fünun Edebiyatını zevkle okuyorum. Tabii bunun için günümüz Türkçesinden oldukça farklı olan Osmanlıcayı incelemek durumunda kalıyorum. Aynı şekilde yirminci yüzyıldan da, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay başta olmak üzere, pek çok yazarı seviyorum. En sevdiğim şair ise Tevfik Fikret. -Kendini kim gibi hissediyorsun: Türk mü Rus mu? - Bu soruyu bana hem Rusya da hem de Türkiye de sık sık soruyorlardı ve hala da soruyorlar. Cevabım ise hep aynıydı: kendimi aynı anda ikisi gibi de hissediyorum. Rus kültürünün unsurları içimde Türk kültürününkileri ile birleşiyorlar: Birisi içimde ne kadar mevcutsa diğeri de bir o kadar mevcut. Ve kendimi hem İzmir hem de Moskova sokaklarında eşit derecede yerli hissediyorum. 30

18 SINE QUA NON Boğuk sesli ozanın gür sesli şiirleri, berrak şarkıları ve onun prizmasından Rusya Vısotski yi bilmeden Rusya eksik kalır... Eğer şarkılarını İngilizce söylüyor olsa, bugün Türkiye de belli çevrelerde bir Bob Dylan ya da Tom Waits le kıyaslanabilirdi. Ama demir perde nin arkasında söylediği için pek azımız, genelde tesadüfen tanıştı onunla. Ama müziğine dokunan iflah olmadı. Rusya yla yaşayıp, ölümünden 24 yıl sonra, şarkıları daha dün çıkmış gibi hala taptaze olan Vladimir Vısotski ile tanışmamak büyük eksiklik olur... Suat TAŞPINAR yazdı. Yıllar yıllar önceydi... Moskova ya ilk ayak bastığım günlerdeydi. Yoldan çevirdiğim eski bir Lada ya taksi niyetine bindim. Orta yaşını devirmiş, düzgün görünümlü şoför radyo dinliyordu. Şarkı değişince, uzanıp sesi biraz daha açtı. Karlı bir Moskova akşamında sarı sokak lambalarının ışığıyla bir parça aydınlanan emektar arabanın şaşırtıcı derecede iyi olan teybinden önce bir kaç ritmik gitar melodisi, sonra tuhaf, boğuk bir ses çıkmaya başladı. Bir adam marş mı, şarkı mı, şiir mi olduğunu anlayamadığım bir üslupla, gırtlağına basılmış gibi bağırıyordu. Acelesi varmış da bir an evvel ne söyleyecekse söyleyip gitmek ister gibi. Sanki birisi arkasından koşturuyormuş gibi. Ses pek keyif verici gelmedi kulağıma. Huzur verici olmadığı kesindi. İnsanın ince duygularına dokunan bir hali yoktu sanki. Hırıltı gibi bir sesti doğrusu. Şoföre İstasyonu değiştirir misin? diyebileceğim, neredeyse rahatsızlık veren bir sesti. Ama hiç bir şey söylemedim; çünkü direksiyonda şarkıya usulca tempo tutan şoför için çok şey ifade ettiğini anladım. Söylediklerinden, yakalayabildiğim bir kaç basit kelime dışında hiçbir şey anlamıyordum. Karşılıksız bir aşktan da söz ediyor olabilirdi, siyasi hiciv de yapıyor olabilirdi, Rus halk kahramanlıklarını da anlatabilirdi, sevgilisinin gözlerinin içine bakarak coşkuyla bağırıyor olabilirdi. Anlayabildiğim tek şey, şarkıcının da şarkının da sıradan olmadığıydı. Ki bir süre sonra kulağım alıştı. Anlamadığım bu şarkıda isyanın da, hicvin de, yürekten kopup gelen ağır duyguların da harmanlandığını hisseder oldum. Sessizce karların üzerinde yol alırken, sırf muhabbet olsun diye, Kim söylüyor? diye sordum. Şoför Vısotski dedi. Ve ben hayatımda ilk defa bu ismi duymuş oldum. Sonra sık sık duyar oldum bu sesi. Kimdir, nedir öğrenme hepsi uyandı içimde. Tanıdıklarıma sordum. Vladimir Vısotksi bu memleketin vicdanı diyebileceğimiz ozanlardandı diyorlardı. Narkomandı, genç yaşta bile bile kendini mahvetti diyorlardı. Onun şarkılarını bir yabancı anlayamaz, çevirisi de havada kalır diyorlardı. Sovyet devrinin muhalefeti satırlarında gizli, isyankar bir sesti diyorlardı. On yıllar da geçse onun şarkıları hep günceldir, hep bizi, tuhaf düzenimizi anlatır, bu topluma ayna tutar diyorlardı. 25 Ocak 1938 de doğmuştu Vıstotski. 25 Temmuz 1980 de, henüz 42 yaşında uyuşturucudan öldüğünde Moskova Olimpiyatları nın en coşkulu günleriydi. Rejim, bu coşkuya gölge düşürür, gündemi değiştirir diye bir kaç ün gizlemeye çalışmıştı ölümünü. Ama haber alan on binler, stadyumları boşaltıp akın akın cenazesine koş

19 SENİ SEVİYORUM 34 Seni şu anda seviyorum, Gizli değil - alenen. Işıltınla yanıyorum, ne sonra ne de önce. Hıçıkıra hıçkıra, yahut güle güle, Her şekilde seni şimdi seviyorum, Geçmişte - arzulamıyorum, gelecekte - bilmiyorum. Seni sevdim - geçmiş zaman - Kabirden de hüzünlü,- İçimdeki tüm değer verdiğim şeyler kanatlarımı kırıyor, ayaklarımı bağlıyor, Şairlerin şairi dese de: Ben sizi sevdim: bu sevgi belki de... * Bu bırakılmışlık ve solgunluk ifadesi - Burada bir pişmanlık da var, bir hoşgörü de, Tahtı alaşağı edilmiş hükümdar gibi. Burada gitmiş olana bir acındırma Hevesi var, hevesin tükendiği noktada, Seni seviyorum ifadesine ise bir güvensizlik. Seni şimdi seviyorum Ölçüsüz, kayıpsız, Bir asır benim için şu an - Damarlarımı kesmiyorum! Zamanın içinde, devamında, şimdi Geçmişte nefes almıyorum ve geleceği sayıklamıyorum. Adım adım, kulaç kulaç Sana doğru, kelle koltukta!- Ayaklarımda zincirler ve kat kat ağırlıklarla. Sen yeter ki kazara zorlama beni, Seni seviyorum dan sonra seveceğim i eklememe. Seveceğim de bir burukluk var, tuhaf da olsa, Uyduruk bir imza, bir kurt yeniği Geri adım için bir önalış, ihtiyat tedbiri, Renksiz bir zehir bardağın dibinde. Okkalı bir tokat gibi yüze - Sorun seni şimdi sevmemde. Bir Fransız düşü görüyorum, Zaman kaygısından uzak, Geleceğin - öyle olmadığı, geçmişin - başka türlü olduğu. Çivilenmişim bir rezil direğe, Dil engeline takılmışım. Ah, bu dil farklılığı! Bu durum - yıkım. Ama ikimiz bir çıkış yolu arar buluruz. SENİ SEVİYORUM KARMAŞIK ZAMAN DİLİMLERİNDE - GELECEKTE DE, GEÇMİŞTE DE, ŞİMDİDE DE!.. (Türkçe çevirisi: Hüseyin Avni Dağlı) muşlardı. O devirde eşine nadir rastlanan bir sevgi seliyle uğurlanmıştı dostlarının deyişiyle Valodi... Onun şarkılarına bard diyorlardı. Yani ozan dı. Kendi şiirlerine, sadece kendi gitarıyla eşlik ederek şarkılarını söylerdi. Başkasıyla kıyaslanamaz bir stili vardı. Memleketin sosyal ve siyasi dertlerini genellikle hicve batırılmış bir sokak jargonu ile söylüyordu. İşte bu hali, Sovyet sisteminin ona mesafe koymasına neden olmuştu. Devlet TV lerine çıkarılmıyordu. Halbuki Brejnev in bile gizli gizli onu dinlediği anlatılıyordu. Daha çocukluğunda ışık saçan biriydi. Üç yaşındayken, tıraş olan babasına dönüp, Bakın hele kim duruyor karşımızda: Bizim keçi kendi sakalını tıraş ediyor! diye hicvettiği anlatılırdı. Evde istenmeyen misafir olunca, ince dokundurmalı şiirler, şarkılar uydurup, gitmelerine vesile oluyordu. Küçük yaşta gitar çalmaya başladı. İnşaat mühendisliği okumaya başlayıp bir sene sonra bıraktı, tiyatroya merak saldı de tiyatroda ilk rolünü kaptı. O sırada zaten underground mekanlarda tuhaf şarkılarını çalıp söylemeye başlamıştı. Tiyatro hayatının ilk yılları disiplinsizlik şikayetlerinden kovulmakla geçti. Asi ruhu, alkole düşkün serseri hayatı başına iş açıyordu. Derken 1964 te yıllar içinde biriken 48 şarkısından kendi çabalarıyla yaptırdığı ilk kayıt, eş dost arasında dolaşmaya başladı. Şarkıları Mokova da kulaktan kulağa yayılıyor ve hayran kitlesi artıyordu. O yıllarda, kendisini tiyatro sanatçısı olarak da saygınlığa kavuşturacak olan eserlerle ünlü Taganka Tiyatrosu nda sahneye çıkmaya başladı. Bazı oyunlarda elinde gitar kendi şarkılarını söylüyordu. Ayrıca beyaz perdeye de adım atmış, hem rolleri hem şarkılarıyla yükselişe geçmişti bile. Konserleriyle kült olma yolundaydı. Diğer yandan alkolle, uyuşturucuyla bitmeyen savaşında kaybetmeye başladığı, sık sık tedavi görmek zorunda kaldığı dönemlerdi bunlar. Yükseliş ve çöküş bir aradaydı li yıllar Vısotski nin inanılmaz bir doğurganlıkla pek çok hit şarkısını yaptığı, artık Sovyet müzik tekeli Melodiya nın da mecburen kaydettiği plaklarının yok sattığı, Fransa dan ABD ye kadar yurtdışına sık sık konserlere gittiği, New York ta ünlü TV programı 60 Dakika ya konuk olduğu, hem içeride hem dışarıda konserlerinin olay yarattığı, beyaz perdede ve sahnede unutulmaz rollere imza attığı, ama sağlığı ile ilgili gittikçe batağa saplandığı dönemlerdi... Devlet de bölünmüştü: Kimileri isyan ruhlu şiirleri ve hayatıyla Sovyet gençliğine kötü örnek olduğunu savunuyor, diğer yandan Brejnev şarkılarını keyifle dinliyor ve ona görünmeyen bir koruma sağlıyordu. Bu farklı tutumlar, onun sanatını belli çizgileri aşmadan istediği gibi yapmasını engellemiyordu. Sovyet sistemine bodoslama savaş açmışlığı yoktu elbette, ama her şeye rağmen protest bir ozandı. Bu kadar yıldız olmuşken, hayatı boyunca Sovyet TV si onunla tek bir söyleşi bile yapmadı. Diğer yandan şanslı azınlık a tanınan bir hakkı kullanıp, Almanya dan getirdiği Mercedes otomobiliyle Moskova caddelerinde hız yapabiliyordu Vısotskı, kimse hesap sormuyordu de, ömrünün son yılında Vıstotski artık uyuşturucu almadan sahneye çıkamayacak durumda, sevdiklerinin tüm çabalarına rağmen bu illetle mücadele edemeyen, ama sanatını icrat etmekten vazgeçmeyen bir yorgun delikanlı idi. Onun bu son yıllarını, Özbekistan turnesi sırasında uyuşturucuya yaşadığı savaşı, 2011 de çekilen ve büyük ses getiren Pyotr Buslov un yönettiği Vısotski, Çok Şükür Sağ filmi anlatıyordu. Kesinlikle izlemelisiniz. Vısotski 24 Temmuz 1980 sabahı annesine Bugün öleceğim dedi. Ve o gece, alkolle, sigarayla, uyuşturucuyla, stresle bunalmış kalbi onu daha fazla taşıyamadı ve yatağında öldü. On binlerin elleri üstünde taşınıp Moskova da Vagankovskoye mezarlığına gömüldü. Strastnoy Bulvar da, sırtında gitarıyla heykeli durur. Ve Rusya nın pek çok şehrinde heykelleri yükselir. Vısotski, Sovyet gündelik hayatının dertlerini, insanların bu sistemde içine işleyenleri, aşkı, barışı, savaşı, yani hayata dair her şeyi anlattığı 600 kadar ölümsüz şarkı bıraktı geride. Gulag da vardı şarkılarında, Moskova nın mafyası da, hayvanlar da... Savaş gazileri, Bu duyguları ancak bizimle savaşa katılımış birisi yazabilir dedi... Sovyet kozmonotlar, rejimin yasakladığı yıllarda onun kasetlerini uzaya götürdüklerini itiraf ettiler! Dürüsttü. İronikti. Gerçekti... İşte bu ülkede uzun süre yaşamak, biraz da Vısotski şarkılarını (sözlerini tam anlasak da, anlamasak da) can kulağıyla dinlemek demektir... Biraz Rus dostlarınız onun şarkıları çaldığında her kulak kabarttıklarında onlara eşlik etmek demektir... Biraz da onun sesinden, bu memleketin dününü, acılarını, umutlarını, külünü, dumanını içinizde hissetmek demektir... Vıstotksi biraz da Rusya demektir... Meraklısına not: Biraz sorup soruşturduk, Vıstotski nin en güzel şarkılarını, internetten bulup dinlemek isterseniz diye derledik: Я не люблю, Песня о друге, На братских могилах, Очевидное и невероятное, Кони привередливые, Здесь вам не равнина, Тот, который не стрелял, Скалолазка, Парус, Чужая колея

20 DERİN RUSYA Ünü dünyayı saran 11 Rusça kelime Rusya da, diğer pek çok ülke gibi hakkında kullanılagelen önyargılardan şikayet eder durur... Diğer yandan, kendi dilindeki bazı kelimeleri tüm dünya ile paylaşan ülkelerin sayısı da fazla değildir. Rusya bunlardan biri. Burada uzun süredir yaşayanlardan ziyade, yeni gelen meraklılar için yararlı olur diye, size dünyada en popüler 11 Rus kelimesini ve hikayelerini, RBTH sitesinden esinlenerek derledik. Bakalım hepsini biliyor musunuz? VOTKA Tüm dünyanın Rusya ile özdeşleştirdiği malum içki, Rusya ya 16. yüzyılda gelmiştir. Üstelik bunu getirenler, Rusların o güne kadar biradan daha sert bir içki içmemiş olduğunu öğrenince şaşkına dönen Cenevizli tüccarlardır. İlginçtir, votka ilk zamanlar Rusya da pek tutulmamıştır. Ruslar 19. yüzyıla kadar yaygın olarak votka içmemiştir. Yani milli içki filan değildir. Yeri gelmişken belirtelim; o zamanların ünlü kimyacısı Dmitri Mendeleyev deney yaparken votka için ideal tarifi bulmuştur. Bu tarife göre içkideki ispirto oranı % 40 olmalıdır. Votka bugün hemen hemen tüm dünya üreticileri tarafından işte bu formüle göre üretilmektedir. Şunu da eklemekte fayda var: Rusya sadece 1982 de votkanın anavatanı olarak anılma hakkına sahip olmuştur: SSCB, Sadece Rusya dan gelen Votka, gerçek Rus Votkasıdır sloganı ile votkaya ulusal içki patenti almıştır. KALAŞNİKOV MATRYOŞKA Rusya nın belki de dünyada en çok bilinen sembolü: Birbiri içine yerleştirilmiş, birini açınca içinden daha küçüğü çıkan ve böylece sürüp giden ahşap kuklalar. Halkın içinden çıkma, köylü bir adı vardır: Matryona. Şimdi sıkı durun: Tıpkı votka ve troyka gibi, matryoşka da Rusya ya sonradan gelmiştir! Matryoşka bir Japon oyuncağıdır, 19. yüzyılda ilk defa Rusya ya girmiştir. 20. yüzyılda politize matryoşkalar popüler olmuştur. Sovyet liderlerinden tutun da dünya liderlerine kadar herkes matryoşkaya işlenmiştir. Bugün hala Rusya dan hediye olarak matryoşka almak, modası geçer gibi görünse de çok yaygındır. KOLHOZ Kalhoz olarak telaffuz edilen bu kelime kollektif çiftlik ifadesinden türetilmiştir. Bir Sovyet icadıdır. Genç Sovyet iktidarı, işgücünü bir arazide birlikte çalışmaya zorlamak, tüm kazancı ise ortak bir fonda toplamak amacıyla köylüleri kolhoz denen aynı çatı altında toplamaya karar vermiştir. İlk kolhozlar 1918 de ortaya çıkar de ise tüm köylüler muhakkak bir kolhoza bağlı olmakla yükümlü kılınmışlardır. SSCB ile dağılıp gitmiş bir sistemdir. TROYKA Kelime kelime çevirisi ile ÜÇLÜ demektir. Şu ya da bu şekilde Rusya ile ilgili pankartlarda, kartpostallarda, kitaplarda, paketlerde çok sık bir şekilde yer alan ünlü üç at koşulmuş araba dır Troyka. Bu tür arabalar aslında 18. yüzyılda Rusya da kullanılmaya başlanmıştır. Yani votka gibi, Rusya daki kökü çok da eskilere gitmez. Üç at koşulmuş bu hafif arabalar ile Rusya nın bozuk yollarında gitmek en makul yöntem idi. Troyka bu topraklarda 20. yüzyıl başına kadar kullanılmıştır. Özellikle karlı yollarda arabada tekerlek yerine kızak kullanılırdı. Troyka Rus edebiyatında uçsuz bucaksız mekan, sağlam irade ve el değmemiş doğa ile özdeşleştirilir. Ona atfedilmiş pek çok şiir vardır. Ünlü yazar Gogol, troykayı Rusya ile karşılaştırmıştır: «Hırçın, geçilmez bir troyka gibi yolları aşan sen değil misin, Rus? Rus, nereye gidiyorsun böyle? Cevap ver. Cevap vermiyor». Dünyada hala en fazla satan silah olan bu müthiş makinalı tüfeğin resmi adı AK-47 dir. Efsanevi silah mühendisi Mihail Kalaşnikov 2. Dünya Savaşı nın hemen başlarında, Almanlara karşı direniş için bu tüfeği dizayn ettiğinde sadece 20 yaşında idi! AK-47 o zamandan bu yana muazzam bir popülariteye sahip olmuştur. Uzmanlar kullanım kolaylığı ve güvenilirlik bakımından dünyada eşi olmadığını kabul ederler. Kalaşnikov makinalı tüfek bazı ülkelerin bayraklarında sembol olarak kullanılmıştır ve çok sayıda sanat eserine tema teşkil etmiştir. Mihail Kalaşnikov 2013 yılında, 94 yaşında iken öldü. PERESTROYKA Kelime kelime çevirisini yapacak olursak, YENİDEN YAPI- LANMA demektir. Bu kelime Rusça stroit (inşa etme) fiilinden gelir. Perestroyka 1985 yılında, Mihail Gorbaçov un iktidara gelmesi ile başlamıştır ve 1991 yılında SSCB nin dağılması ile sona ermiştir. İç politika açısından perestroyka, sivil özgürlükler, düşünce özgürlüğü, piyasa ekonomisine geçiş anlamına gelir. Perestroyka aynı zamanda SSCB ve Batı arasında 50 yıldır devam eden Soğuk Savaş ın da bitmesini sağlamıştır

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Güz Yarıyılı

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Güz Yarıyılı (8 Hafta 176 Saat) Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Güz Yarıyılı A1 1 Alfabe. 9-13 Ekim Ünite 1 Rus alfabesi.isimler. İsimlerde cinsiyet. Kişi zamirleri.konuşma türlerini anlama.

Detaylı

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Bahar Dönemi

Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Bahar Dönemi (8 Hafta 177 Saat) 13-17 Şubat Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü Hazırlık Sınıfı Ders Programı Bahar Dönemi B1 1 Geçişli ve Geçişsiz fiiller. Tamamlanmamış fiiller ile yapılan edilgen cümleler. Tamamlanmış

Detaylı

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3 Issue #: [Date] MAVİSEL YENER İLE RÖPOTAJ 1. Diş hekimliği fakültesinden mezunsunuz. Bu iş alanından sonra çocuk edebiyatına yönelmeye nasıl karar verdiniz?

Detaylı

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Уважаемая г-жа Смидт. Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise

İş E-Posta. E-Posta - Giriş. Уважаемая г-жа Смидт. Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise - Giriş Türkçe Rusça Sayın Başkan, Уважаемый г-н президент Son derece resmi, alıcının ismi yerine kullanılabilecek bir ünvanı var ise Sayın yetkili, Уважаемый г-н... Resmi, erkek alıcı, bilinmeyen isim

Detaylı

Adım adım Rusça Ferhat YILDIZ

Adım adım Rusça Ferhat YILDIZ Adım adım Rusça Ferhat YILDIZ 1 Bu eserin her türlü yayım hakkı Ferhat YILDIZ A aittir. Genel Dağıtım (özel siparişlerde dahil) Ferhat YILDIZ Tel: 0544 498 35 35 E-Mail ferhatyildiz@mail.com ADIM ADIM

Detaylı

İnsan Ticareti ile Mücadele Programı Geliştirme

İnsan Ticareti ile Mücadele Programı Geliştirme İnsan Ticareti ile Mücadele Programı Geliştirme İnsanlık değerleri açısından bir utanç olarak nitelendirebilecek insan ticaretinin dünya gündemindeki önemi, uluslararası sorumluluklar bakımından gün geçtikçe

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 11.Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 11.Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 11.Ders Alıştırmalar 11.1 "г" Ünsüzün 'в' Gibi Okunması. Aşağıdaki sözcüklerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız моего, твоего, на шего, ва шего

Detaylı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. ANKET SONUÇLARI Anket -1 Lise Öğrencileri anketi. Bu anket, çoğunluğu Ankara Kemal Yurtbilir İşitme Engelliler Meslek Lisesi öğrencisi olmak üzere toplam 130 öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 4. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 4. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 4. Ders Alıştırmalar 4.1 Rusça Alfabe ve Ses Sistemi. Harfler Лл, Мм, Нн, Рр, Хх, Цц, Чч, Щщ, ь, ъ Aşağıdaki cümleleri Rusçaya çevirmeden Rus harflerle

Detaylı

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder..

Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Kulübü Başkanı Metin Baykal: Halkla ilişkilerci girişken olmazsa çok şeyi kaybeder.. SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? hangi okullarda okudunuz bugüne kadar?

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar MARIA MONTESSORI Hayatın en önemli dönemi üniversite çalışmaları değil, doğumdan altı yaşa kadar olan süredir. Çünkü bu, bir çocuğun gelecekte olacağı yetişkini inşa ettiği

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

zaferin ve başarının getirdiği güzel bir tebessüm dışında, takdir belgesini kaçırmış olmanın verdiği üzüntü. Yanımda disiplinli bir öğretmen olarak bilinen ama aslında melek olan Evin Hocam gözüküyor,

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 5. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 5. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 5. Ders Alıştırmalar 5.1 Okuma Kuralları. 'O' Harfinin Vurgulu / Vurgusuz Pozisyonda Okunması Aşağıdaki sözcük öbeklerinin Latin harflerle okunuşlarını

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 16.Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 16.Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 16.Ders Alıştırmalar 16.1 'Идти' ve 'Ехать' Belirli Hareket Fiilleri Kısa diyalogları Rusçaya çeviriniz - O, şimdi nereye gidiyor (yürüyerek)? -

Detaylı

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım

Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım Çocuk ve Gençlik Romanları Yazarı Tokatlı Hemşerimiz İbrahim Ünsal Uçar İyi yazar olmak isteyen bir gencin 100 roman okuyup bir roman yazması lazım SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız Ünsal bey?

Detaylı

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no: , Bostancı, Kadıköy, İstanbul

Kişisel Mektup. Mektup - Adres. Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no: , Bostancı, Kadıköy, İstanbul - Adres Sayın Ahmet Koril, Kalapak A.Ş. Kadife sokak no:17 34705, Bostancı, Kadıköy, İstanbul adres formatı:, şirket ismi sokak / cadde ismi + numarası posta kodu, mahalle / semt ismi, ilçe, il Jeremy

Detaylı

Bu kitabın sahibi:...

Bu kitabın sahibi:... BİYOGRAFİ 1 3 Bu kitabın sahibi:... İçindekiler Bu Kitabın Konusu Benim, 9 Ben, Marie Curie, 13 Uçan Üniversite, 18 İlk Aşk, 23 Paris, 27 Aşk Göz Kırpıyor!, 31 Maddenin İçinden Geçen Işınlar, 35 Aşk,

Detaylı

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ Oya Baydar, Mine Söğüt, Özcan Yüksek, Ercan Kesal, Arif Keskiner ve Melih Güneş konuklarla sohbet etti 86. İzmir Enternasyonal Fuarı nda bu yıl ilk

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 9. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 9. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 9. Ders Alıştırmalar 9.1 Okuma Kuralları. Sözcük Sonunda Sesli Ünsüzün Sessizleşmesi Aşağıdaki sözcüklerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız,

Detaylı

Jamie Foxx J

Jamie Foxx J Jamie Foxx J - - - - - - - - - - - - - 62 Corinne Foxx 63 Biz müzik ve sinemayı bir araya getiren bir aileyiz. Babam hem eğitimli bir müzisyen hem de bir oyuncu. Gerçekten çok şanslıyım! Corinne Foxx Jamie

Detaylı

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013 2002 yılından beri Koç Üniversitesi nde lisans ve lisansüstü toplam 16 farklı dersi, 35 farklı şubede anlattım. 8-10 kişilik küçük sınıflara

Detaylı

ÇOCUK VE YETİŞKİN HAKLARI

ÇOCUK VE YETİŞKİN HAKLARI 1. DÜŞÜNME DERSİ Sevgili Lale, sevgili Murat ve sevgili okuyucumuz, önce malzeme kutusundan çıkardığımız şu karikatüre bir göz atmanda yarar var: Örnek: 1 ÇOCUK VE YETİŞKİN HAKLARI Tan Oral, Cumhuriyet

Detaylı

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden

Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden 2 Gürkan Genç, 1979 yılının Ocak ayında dünyaya geldi. Hemen hemen her çocuk gibi en büyük tutkusu bisikletiydi. Radyo-Televizyon-Sinema bölümünden mezun oldu. Farklı kurumlarda çalıştıktan sonra 2 arkadaşı

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR?

KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? KİŞİSEL GELİŞİM NASIL BAŞLAR? Kişisel gelişim, insanın gelişimi merak etmesi, yeni insanlar tanıması, gazetede güzel yazı yazan veya kitap yazmış insanları merak ederek onları tanımak, sadece yazılarından

Detaylı

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ

KADIKÖY ANADOLU LİSESİ KADIKÖY ANADOLU LİSESİ KÜTÜPHANECİLİK KULÜBÜ OKUMA ANKETİ 1 İÇİNDEKİLER Kapsam 3 Sınırlamalar 3 Giriş 4 Anket 5 Bulgular 7 Analiz/Değerlendirme 9 Öneriler 10 2 KAPSAM Kadıköy Anadolu Lisesi öğrencilerinin

Detaylı

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz? İlk kitabı KAPAN AĞZI Eylül'de raflarda yer alacak olan, üniversite öğrencisi Muhammed Şimşek büyük hedefleri olan bir yazar!' Söyle söylüyor hedefini: : "Ben yazacağım kitapların çok beğenileceğine ve

Detaylı

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Sayın Kaymakamım, Sayın Milli Eğitim Müdürüm, Sayın Belediye Başkanım, Okul Aile Birliğimizin değerli yöneticileri, Saygıdeğer Velilerimiz, Sevgili öğretmenlerimiz ve yöneticilerimiz, Saygıdeğer Bağışçılarımız,

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 12.Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 12.Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 12.Ders Alıştırmalar 12.1 "жч", "зч" ve "сч" Ünsüz Çiftlerinin Okunması. Aşağıdaki sözcüklerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız обтя жчик (döşemeci)

Detaylı

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΕΘΝΙΚΗΣ ΠΑΙ ΕΙΑΣ ΚΑΙ ΘΡΗΣΚΕΥΜΑΤΩΝ ΚΡΑΤΙΚΟ ΠΙΣΤΟΠΟΙΗΤΙΚΟ ΓΛΩΣΣΟΜΑΘΕΙΑΣ Milli Eğitim ve Din İşleri Bakanlığı Devlet Dil Sertifikası DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM

Detaylı

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz ve Özellikle Canım Annem 1 Üniversite tercihlerini yaptığımız zaman,

Detaylı

2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015

2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni. Sayı:1 Nisan 2015 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Kütüphane Bülteni Sayı:1 Nisan 2015 1 KİTAP VE KÜTÜPHANENİN ÖNEMİ 3 2014-2015 KÜTÜPHANE ORYANTASYONUMUZ 5 KÜTÜPHANEMİZ 8 OKUMA ŞENLİĞİMİZ 10 BRITANNICA ONLINE 12 SEVİM AK

Detaylı

Sayın Adam Smith Smith's Plastics 8 Crossfield Road Selly Oak Birmingham West Midlands B29 1WQ

Sayın Adam Smith Smith's Plastics 8 Crossfield Road Selly Oak Birmingham West Midlands B29 1WQ - Adres Mr. J. Rhodes Rhodes & Rhodes Corp. 212 Silverback Drive California Springs CA 92926 Amerikan adres formatı: sokak numarası+sokak ismi ilçe ismi+il kısaltması+posta kodu Mr. Adam Smith Smith's

Detaylı

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ PDR ÖĞRENCİSİ AHMET İSA SOYLAMIŞ RECEP YAZICIOĞLU BENİM İÇİN ÖRNEK ŞAHSİYETTİR.YAPTIĞIN İŞİ ADAM GİBİ YAPMAYI VE GELİŞİMİN ÖNEMİNİ ONUN HAYATINDA ÖĞRENDİM SORU-Bize kısaca kendinizi

Detaylı

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim

Detaylı

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz

Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz Hocam Prof. Dr. Nejat Göyünç ü Anmak Üzerine Birkaç Basit Söz PROF. DR. 133 Prof. Dr. Alaattin AKÖZ SÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Hiç unutmadım ki! Akademik olarak hem yüksek lisans, hem de doktora

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum. Türkiye deki en büyük emek israflarından birisi İngilizce öğreniminde gerçekleşiyor. Çevremde çok insan biliyorum, yıllarca İngilizce öğrenmek için vakit harcamış, ama hep yanlış yerlerde harcamış. Bu

Detaylı

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 8. Ders

A-Link. Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 8. Ders A-Link Başlangıç Seviye Rusça Derslerinin Alıştırmaları 8. Ders Alıştırmalar 8.1 Okuma Kuralları. Ünsüzleri Yumuşatan Ünlüler Aşağıdaki sözcük öbeklerin ve cümlelerin Latin harflerle okunuşlarını yazınız,

Detaylı

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU

TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TİYATRO AKADEMİ BAŞVURU FORMU TARİH: / /2017 1. Öncelikle adınız nedir? Adınızın anlamı nedir? 2. Annenizden doğma, babanızdan olma, sizden başka evde yaşayan biri var mı? Varsa sizden büyük mü küçük mü?

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ

KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ KAHRAMANMARAŞ PİAZZA DA AYDİLGE RÜZGARI ESTİ Türk pop ve rock müziğinin sevilen ismi Aydilge,mini konseri ve imza günü etkinliği ile Kahramanmaraş Piazza Alışveriş ve Yaşam Merkezi nde hayranlarıyla buluştu.

Detaylı

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3. Yazma Becerileri Sempozyumu 3. Yazma 3. SAYFA HABERİNDEN ŞİİRE 3. Sayfa Haberinden Haydar ERGÜLEN İN «Elmanın E si» Adlı Şiire SERDAR SOLKUN GALATASARAY LİSESİ TDE ÖĞRETMENİ Grup: Ortaöğretim öğrencileri ( Hazırlık sınıfları ve 9.

Detaylı

Sevgili dostum, Can dostum,

Sevgili dostum, Can dostum, Sevgili dostum, Her insanı hayatta tek ve yegâne yapan bir öz benliği, insanın kendine has bir kişiliği vardır. Buna edebiyatımızda, günlük yaşantımızda ve dini inançlarımızda çeşitli adlar vermişlerdir.

Detaylı

LGS birincileri bir bir belli olmaya başladı #lgs2018

LGS birincileri bir bir belli olmaya başladı #lgs2018 LGS birincileri bir bir belli olmaya başladı #lgs2018 MEB'in LGS sonuçlarını açıklamasının ardından LGS birincileri merak edilmeye başlandı... İşte LGS birincileri kamugundemi.com ÖZEL - MEB, LGS sonuçlarını

Detaylı

iyi günler sevgili ilk yar'larımızın değerli dostları, Bugün geçmişlere gideceğiz, çünkü yakınlarda kulaklarını çok çınlatmıştık... Ne kadar güzel bir örnek çalışmaydı öğretmenlerimizin sevgili Ahmet Hocamızın

Detaylı

2005 : MEB aracılığında Rusya Federal Eğitim Doktora Bursu (Rusya Federasyonu)

2005 : MEB aracılığında Rusya Federal Eğitim Doktora Bursu (Rusya Federasyonu) Adı Soyadı: Mustafa ÖZTÜRK Doğum Tarihi: 06.10.1980 Elmek: mustafaozturk@akdeniz.edu.tr turkslav@gmail.com Bitirdiği Okullar: 1998-2002 Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü (Lisans)/Ankara

Detaylı

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye deki üniversite imkanlarının zorluğu ve kontenjan sıkıntısı öğrencileri değişik arayışlara itiyor. Her yıl 50 binin üzerinde

Detaylı

lkokul Eğitim Koordinatörü

lkokul Eğitim Koordinatörü Değerli Velilerimiz, Yılın sonuna yaklaştığımız günlerdeyiz. Bu hafta, her sınıf düzeyinde planlarımıza yer alan göre konuları kaynak kitaplardan, dijital içeriklerden, Fen laboratuvarımızdan, bahçemizdeki

Detaylı

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM

ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM ALTIN KALPLİ ÖĞRETMENİM Bu zamana kadarki okul hayatım boyunca birçok öğretmenim oldu. Şu an düşündüğüm zaman, aslında her birinden bir şeyler öğrendiğimi ve her birinin hayatımın şekillenmesinde azımsanmayacak

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER. 1.Giriş

İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER. 1.Giriş İŞTİP TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİNDE UYGULAMADA OLAN TÜRKÇE - MAKEDONCA MATERYALLER 1.Giriş Son dönemde Türkiye ile Makedonya arasında her alanda iş birliği gelişti ve bunun neticesi

Detaylı

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf

http://www.ilkyar.org.tr/izlenimler/140717%20nasil%20destek%20olabilirsiniz.pdf ilk yar'larımızın sevgili dostları, ilkyar desteklerinizle giderek büyüyen bir aile olarak varlığını sürdürüyor. Yeni yeni ilk yar'larımızla tanışırken bir taraftan fedakar gönüllülerimizi, ve bir zamanlar

Detaylı

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme

Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme Dil Öğrenme ve yazım dili öğrenme Đyi bir başarı için gerekli olanşartlar Çocuğunu desteklemek isteyen annebabalar için çeşitli tavsiyeler Elisabeth Grammel und Claudia Winklhofer Übersetzung: Abdullah

Detaylı

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. "dipnot

Ece Ayhan. Kardeşim Akif. Akif Kurtuluş'a Mektuplar. Hazırlayan Eren Barış. dipnot Ece Ayhan Kardeşim Akif Akif Kurtuluş'a Mektuplar Hazırlayan Eren Barış sı "dipnot Akif Kurtuluş: 1959, Ankara. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1981 yılında bitirdi. İlk şiiri, 1980 yılında Türkiye

Detaylı

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor

Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor Niğde Üniversitesi Türk Dünyası Araştırmaları Topluluğu Başkanı Okan Aktaş Toplulukta Görev almak bir İletişimci olarak bana çok faydalı oluyor SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Hangi okullarda

Detaylı

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik KISKANÇLIK KRİZİ > > ADAM - Kiminle konuşuyordun? > > KADIN - Tanımazsın. > > ADAM - Tanısam sormam zaten. > > KADIN - Tanımadığın birini neden soruyorsun? > > ADAM - Tanımak için. > > KADIN - Peki...

Detaylı

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ 6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ OKUMA KÜLTÜRÜ (5 EYLÜL - 21 EKİM) - Konuşmacının sözünü kesmeden sabır ve saygıyla dinler. - Başkalarını rahatsız etmeden dinler/izler. - Dinleme/izleme yöntem ve tekniklerini

Detaylı

İstihbarattan devlet başkanlığına uzanan yol Putin hakkında bilmedikleriniz

İstihbarattan devlet başkanlığına uzanan yol Putin hakkında bilmedikleriniz İstihbarattan devlet başkanlığına uzanan yol Putin hakkında bilmedikleriniz Rusya da bu ay gerçekleşecek seçimlere Putin de giriyor. Kazanması durumunda ülkeyi 4. kez yönetme hakkına sahip olacak. Bu da

Detaylı

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun olduktan (1972) sonra bir süre aynı bölümde kütüphane memurluğu yaptı (1974-1978). 1976 da Türk

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz.

Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize konser düzenledik. Huzurevi ziyaretlerimiz ara sıra oluyor,gönül Köprüsü diye bir proje de yer alıyoruz. Hitit Üniversitesi Aktif Yaşam Kulübü olarak,engelli kardeşlerimize farklı eğlenceler düzenledik. Farkındalık programları yaptık, 2 yılda 5 okula kitap yardımında bulunduk. Sevgi evlerinde kalan kardeşlerimize

Detaylı

MATBAACILIK OYUNCAĞI

MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI Roman 1. basım Yiğit Bener MATBAACILIK OYUNCAĞI Resimleyen: Özlem Isıyel cancocuk.com cancocuk@cancocuk.com Yayın Koordinatörü:

Detaylı

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı)

Sayın Bülent SOYLAN Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı) Yeminli Mali Müşavir (E. Hesap Uzmanı) 12.11.2011, Şişli-İstanbul 108 Dursun Ali Yaz Özgeçmiş PTT çalışanı olan babasının memuriyeti dolayısıyla bulunduğu Adapazarı nda 1949 yılında doğdu.baba tarafından

Detaylı

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası Kelime bilgimin büyük bir miktarını düzenli olarak İngilizce okumaya borçluyum ve biliyorsun ki kelime bilmek akıcı İngilizce konuşma yolundaki en büyük engellerden biri =) O yüzden eğer İngilizce okumuyorsan,

Detaylı

Bu maili aldığım zaman evdeydim. Sandalyemden kalkıp odanın içinde zıpladım sevinçten

Bu maili aldığım zaman evdeydim. Sandalyemden kalkıp odanın içinde zıpladım sevinçten 2009 2010 eğitim öğretim yılının birinci dönemi ki bu güz dönemi oluyor, benim de yüksek lisans programımın ilk dönemiydi. Üniversiteden 2003 yılında mezun olduktan 6 sene sonra tekrar üniversiteye başlıyordum.

Detaylı

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri

Dil Gelişimi. temel dil gelişimi imi bilgileri Dil Gelişimi Yaş gruplarına göre g temel dil gelişimi imi bilgileri Çocuklarda Dil ve İletişim im Doğumdan umdan itibaren çocukların çevresiyle iletişim im kurma çabaları hem sözel s hem de sözel olmayan

Detaylı

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz?

TEST: Nasıl Daha Verimli Öğrendiğinizi Biliyor musunuz? Nasıl öğrendiğinizi biliyor musunuz? Ve ne kadar verimli öğrendiğinizi İşte bu test ile ne kadar verimli bir öğrenmeye sahip olduğunuzu anlayacaksınız, eksikliklerinizi tespit edeceksiniz. Haydi iş başına.

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 SÖZCÜ / AKP de bir kişi konuşur, diğerleri asker gibi bekler! Tarih : 06.01.2012 CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu hem AKP deki tek adamlığı hem de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın üslubunu ve liderliğini

Detaylı

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ŞİİRLER 10 Kasım geldi işte Üzgünüz biz milletçe Atatürk! ü anarız O bizim kalbimizde 10 Kasım geldi işte Koşarız Anıtkabir e Atatürk ü anarız

Detaylı

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız?

SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar nerelerde görev aldınız? Reşadiye Öğrenci Meclisi Başkanı Yücel Bolat: Asla kin tutamam bana yapılan kötülüğü unutur geleceğe bakarım geçmişe takılmam. Bu davranışlarım da bana çok dost kazandırdı iletişimimi geliştirdi. SORU-

Detaylı

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar. Edatlar (ilgeçler) Tek başına bir anlam taşımayan, ancak kendinden önceki sözcükle birlikte kullanıldığında belirli bir anlamı olan sözcüklerdir.edatlar çekim eki alırsa adlaşırlar. En çok kullanılan edatlar

Detaylı

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ VELİ BÜLTENİ MAYIS -2012 ÇOCUK VE KİTAP "EĞİTİM YAŞAM İÇİNDİR" 2 ÇOCUK VE KİTAP Önceleri çocuk için kitap bir oyuncaktır.

Detaylı

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR

SOSYALLEŞEBİLEN ÖĞRENCİNİN İLETİŞİMİ DE GÜÇLÜ OLUYOR 2007 yılında Çankaya Üniversitesi İşletme Bölümü nden birincilikle mezun olan, ayrıca Uluslararası Ticaret Bölümümüzde çift ana dal yapan, 2010 yılında da İşletme Yönetimi Yüksek Lisans Programı ndan mezun

Detaylı

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67)

KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA. ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya... (Özgün s.67) KOCAER 1 Tuğba KOCAER 20902063 KOKULU, KIRIK BİR GERÇEĞİN KIYISINDA... Hepsi için teşekkür ederim hanımefendi. Benden korkmadığınız için de. Biz ölüler genelde alışık değiliz korkulmamaya, unutulmamaya...

Detaylı

Peter Drucker'e göre, ne yaptıkları sorulan taş işçisi üç kişinin meraklı öyküsü şöyledir:

Peter Drucker'e göre, ne yaptıkları sorulan taş işçisi üç kişinin meraklı öyküsü şöyledir: Ekonomide Ev Kadınlarının Rolü Artıyor Peter Drucker'e göre, ne yaptıkları sorulan taş işçisi üç kişinin meraklı öyküsü şöyledir: İlki "Ben, ekmeğimi taştan çıkarıyorum" der. İkincisi "Ben, ülkenin en

Detaylı

Bölge Uzmanı Nihai Form

Bölge Uzmanı Nihai Form Bölge Uzmanı Nihai Form KİŞİSEL BİLGİLER Ad: Cihat Soyad: Aydın TC Kimlik No: 10895195514 Uyruk: Türk Cinsiyet: Erkek Doğum Yeri: Hınıs Doğum Tarihi: 12/09/1996 Telefon: 05078390238 Eposta Adresi: cihat_ayd25@hotmail.de

Detaylı

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN 12.06.2008 16:48 FİLİZ ESEN-İROL AŞARAN : Efendim : İyiyim sağol sen nasılsın : Çalışıyorum işte yaramaz birşey yok : Kim yazmış bunu : Kim yazmış bunu Milliyet te : Yani sen sen birşey yollamış mıydın

Detaylı

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor. OKUMA - ANLAMA: ÖĞRENCİLER HER GÜN NELER YAPIYORLAR? 1 Türkçe dersleri başladı. Öğrenciler her gün okula gidiyorlar, yeni şeyler öğreniyorlar. Öğretmenleri, Nazlı Hanım, her Salı ve her Cuma günü sınav

Detaylı

ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ

ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ ZONGULDAKLI GENÇ ŞAİR VE BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMNENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİSİ UFUK SİLİK ŞİİR İLE HAYATIM YENİDEN ŞEKİLLENDİ SORU- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız ve hangi okulları

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU 2012-2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ 1 Değerli Velimiz, İnsan yetiştirmek başka hiç bir canlıyı yetiştirmeye benzemez.

Detaylı

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim SİVAS BELEDİYESİ İŞARET DİLİ EĞİTMENİ MUSTAFA EPİK. İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR. İŞBİRLİĞİ İÇİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR MUTLAKA BAŞARILI OLACAKTIR SORU- Bize kısaca kendinizi

Detaylı

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu. 1976 da Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi nin yayın kurulunda görev aldı. 1981 de doktorasını

Detaylı

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým. Kaybolan Çocuk Çocuklar için öyküler yazmak istiyordum. Yazmayý çok çok sevdiðim için sevinçle oturdum masanýn baþýna. Yazdým, yazdým... Sonra da okudum yazdýklarýmý. Bana göre güzel öykülerdi doðrusu.

Detaylı

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE

AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE Portal Adres AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE : www.gorelesol.com İçeriği : Gündem Tarih : 06.10.2014 : http://www.gorelesol.com/haber/haber_detay.asp?haberid=19336 1/3 AHMET ÖNERBAY GÖRELE'DE 2/3 AHMET ÖNERBAY

Detaylı

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan

KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan KOLEJ - FEN LİSESİ - ÇAMLICA ORTAOKULU XXVI. EDEBİYAT ve KİTAP GÜNLERİ ETKİNLİK İÇERİĞİ Okuyan insan, yaşayan insan USTALARA SAYGI-ANMA SOKAK AÇILIŞI F.DOSTOYEVSKİ SÖYLEŞİ / DİNLETİ - İMZA ATAOL BEHRAMOĞLU

Detaylı

YUNANİSTAN İSTANBUL BAŞKONSOLOSLUĞU SΙSMANOGLIO MEGARO DAKİ YUNANCA ÖĞRENİM PROGRAMINA KATILIM İÇİN BURS BAŞVURU FORMU

YUNANİSTAN İSTANBUL BAŞKONSOLOSLUĞU SΙSMANOGLIO MEGARO DAKİ YUNANCA ÖĞRENİM PROGRAMINA KATILIM İÇİN BURS BAŞVURU FORMU YUNANİSTAN İSTANBUL BAŞKONSOLOSLUĞU SΙSMANOGLIO MEGARO DAKİ YUNANCA ÖĞRENİM PROGRAMINA KATILIM İÇİN BURS BAŞVURU FORMU Bu program Stavros Niarhos ve Bodosaki kurumlarının tedarik ettiği ekonomik desteğe

Detaylı

ÖZEL GÖKYÜZÜ İLKÖĞRETİM OKULU 2011-2012 ÖĞRETİM YILI

ÖZEL GÖKYÜZÜ İLKÖĞRETİM OKULU 2011-2012 ÖĞRETİM YILI ÖZEL GÖKYÜZÜ İLKÖĞRETİM OKULU 2011-2012 ÖĞRETİM YILI 1/B SINIFI KASIM AYI E-BÜLTENİ 1 İÇİNDEKİLER 1. Mihver Dersler 2.Branş Dersler 3.Kulüpler 2 TÜRKÇE Kasım ayında Türkçe dersinden harfleri öğrenmeye

Detaylı

İnsanı Okumayı Bilir. R. ŞAFAK KEKLİK

İnsanı Okumayı Bilir. R. ŞAFAK KEKLİK L o g o İnsanı Okumayı Bilir. R. ŞAFAK KEKLİK Ahmet Beyin, Yönetim Koçu Şafak Beyle görüşmesi üzerinden bir hafta geçmişti. Cuma görüşme için Ahmet Bey Şafak Beyin Ofisine gitti. R.Şafak KEKLİK Hoş geldin

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? İşitme Engelliler Milli Hentbol Takımının en genç oyuncusu Mustafa SEMİZ : Planlı çalışarak, disiplinli çalışarak zamanını ve gününü ayarlayarak nerede ve ne zaman is yapacağıma ayarlarım ondan sonra Her

Detaylı

tellidetay.wordpress.com

tellidetay.wordpress.com Umut Kapısı Nefes alıyorsak umut var demektir, derler. Evet, umutlar hayatla başlar, hayat ise umutla devam eder. Umut kapısı yazılı bir levha var, bilmem bilir misiniz? Bir duvar, duvar üstünde posta

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı