dedi 21 Haziran 2014 Cumartesi

Transkript

1 Komşu kentlerle İzmir arasındaki teşvik adaletsizliğinin giderilmesi talebini bir kez daha yineleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Hiç değilse zorlayarak yarattığımız 13 OSB nin doluluk oranı belirli bir seviyeye gelinceye, altyapısı bitmiş, dünya kadar para harcanmış OSB lerimiz üretir hale gelinceye kadar yapın bunu dedi Fotoğraf: Zeynel Abidin Dağtekin 21 Haziran 2014 Cumartesi İzmir Büyükşehir Belediyesinde memur kadrosunda çalışanlar, devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde, sosyal yardımlar kapsamında "ücretsiz ulaşım hakkı" tanınması için eylem yaptı. Belediye hizmet binasına personel ve başkanlık makamı kapısından girişine izin verilmeyen grup, eylemlerini İzmir Metrosu Konak İstasyonu'nda sürdürdü. devamı 12 de Hindistan heyeti, İZFAŞ ı ziyaret etti. Örs, İkinci kez ziyaretiniz organizasyonumuza verdiğiniz değerin göstergesi, bizi çok mutlu etti dedi >>14 te İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisini düğününe davet eden Twitter takipçisi Olcay Altay ile Fatma Akçay nikahını kıydı. >> 14 te Kiraz Belediye Başkanı Saliha Şengül İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sırrı Aydoğan'ın AK Parti'ye yönelik eleştirilerine cevap veren İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Doğan, "CHP ve belediye, Sırrı Bey'in elinde. Belediyede ve partide her şeyi Sırrı Bey e Soralım anlayışı mevcuttur" dedi MÜHENDİSLER VARKEN PRATİSYENİ BAŞKAN YAPTILAR Doğan, İzmir Büyükşehir Belediyesi nde SBS yani Sırrı Bey e Soralım yönetim tarzı vardır. Belediyede ve partide her şeyi Sırrı Bey e Soralım anlayışı mevcuttur. Hiçbir personel Sırrı Bey e sorulmadan alınmamaktadır. Düşünün ki, İzmir gibi bir kentin büyükşehir belediyesinin imar komisyonu başkanı pratisyen hekim. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin CHP grubu içerisinde, hatta imar komisyonunun içerisinde bile birçok mimar ve mühendis varken bir pratisyen hekim yıllardır imar komisyonu başkanlığı yapıyor. Talimat alıp, talimat veren bu pratisyen hekim hem İzmir in hem de ilçelerinin gelişmelerini engelleyerek kentimizi köye çevirmiştir. Sayın Aydoğan verdiği talimatlarla ilçelerin imar sorunlarını düzenlemektedir. Herhâlde İzmir bu nedenle köy oldu. dedi MAKSATLARI BAĞCIYI DÖVMEK İzmir i daha güzel ve birlikte yönetelim dediğimizde Sayın Kocaoğlu ve Sayın Aydoğan neden rahatsız olmaktadır? diye soran Bilal Doğan, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi grubu olarak özel idareye ait mallar başta olmak üzere birlikte çalışma, birlikte bir ortak görüş ve ortak çalışma geliştirelim dediğimizde bu konu ile ilgili neden bir adım atılmamaktadır? Biz her zaman Sayın Kocaoğlu na şunu demedik mi; Büyükşehir Meclisi ile makam odanızın arası üç metre. Bir günden bir güne bizi davet edip, arkadaşlar kentin sorunları ile ilgili sizin ortak çalışma talebinizin içeriği nedir diye sordunuz mu? Sayın Kocaoğlu ve Sayın Aydoğan ın üzüm yeme amaçları yok, maksatları bağcıyı dövmek. diye konuştu. devamı 10 da Ege Bölgesi Sanayi Odası, 2013 yılında üretimden satışlara göre belirlediği İzmir'in 100 büyük firmasını açıkladı. Listede TÜPRAŞ, Petkim ve Philsa yine ilk üç sırada yer aldı. EB- SO Başkanı Yorgancılar, "2013 yılında reel olarak 100 büyük firmanın cirosu yüzde 1, üretimden satışları ise yüzde 0,40 oranında azalmıştır." dedi devamı 4 te

2 SAYFA 02 MAVI KIRMIZI SARI 21 Haziran 2014 Cumartesi İzmir in gözdesi, Urla Eğer İzmir inci bir gerdanlık ise, bu gerdanlığın, en önemli taşlarından bir kısmı da Urla dır yıllık geçmişi, 12 adadan oluşan, dantel gibi kıyıları, zeytin, üzüm ve sakız ağacının anavatanı olması nedeniyle bambaşka özellikler taşır. Gelin bugün Urla yı tanıyalım. Kadir Demirel Urla, 1996 yılında kaybettiğimiz Dünyaca Ünlü şarkıcı rahmetli Tanju Okan ın Adeta aşık olarak, yaşamaya karar verdiği, müzik çalışmaları dışında balıkçılık yaparak huzur bulduğunu dile getirdiği deniz kentidir. Urla daki çekimlerim sırasında, halkın arasında gezinip, onlarla kucaklaşan Belediye Başkanı Sibel Uyar ı da görüntüledim. Gazeteci olduğumu söylemeden, kendimi tanıtmadan, o kucaklaştı, ben çektim. Geçmişi M.Ö yıllarına kadar uzanan çok eski bir yerleşim merkezi olan Urla, İzmir in en önemli ilçelerinden biridir. Helenistik devirde ismi Klazomenai'dir. M.Ö yıllarının sonlarında Ege göçleri sonucu, Dor istilası orta Avrupa içlerinden aşağıya, Yunanistan'a kadar ilerlemiş bunun üzerine Yunanistan'da yaşayan İon'lar Anadolu'ya geçerek İzmir Körfezi'nden Mandalya Körfezi'ne kadar uzanan bölgede yerleşmişler, yeni kentler kurmuşlardır. Zamanla bölgeye İonia adı verilmiştir. İon kolonizasyonu olarak adlandırılan bu olay, zamanla yayılmış ve Smyrna (Eski İzmir) ve Phokaia (Eski Foça) birer İon kent devleti kurulmuştur. Klazomenai antik kentinin kalıntıları Urla'nın İskele mahallesinde bulunmaktadır. Şu anda kazılar halen devam etmektedir. Bulunan kalıntılardan birisi de o devirlerde kullanılan bir zeytinyağı fabrikasıdır. Ağaçlı yolun (Mithat Paşa Caddesi) İskele tarafında batısında bulunmaktadır. Klazomenai M.Ö.188 de, Roma'nın Pergamon Krallığı'nın müttefiki olarak yer aldığı, Suriye Krallığı ile yapılan Apemai barışından sonra, Romalılar tarafından özgür bırakılan şehirler arasındadır. Ayrıca Drymussa (Uzunada) Adası da Klazomenai'a eklenmiştir. Arkeolojik bulgular Klazonmenai Kentinde yerleşimin en geç M.S. 5. Y.Y. başlarına kadar devam ettiğini göstermektedir.. Helenistik-Roma döneminde anakara boşaltılmış ve Karantina Adası'ndaki yerleşim önem kazanmıştır. Karantina Adası'nın doğu kıyısındaki modern plajın içerisinde Helenistik-Roma dönemi villaların duvarları ve deniz içindeki temelleri gözlenebilmektedir. Adanın kuzeyindeki tepenin en yüksek noktasında bir tapınak bulunmaktadır. Bu tapınağın terasının kuzeyindeki bir yığıntıdan Arkaik dönem oturan kadın heykelciklerinin Helenistik dönem kopyaları elde edilmiştir. Karantina Adası'nda çıkarılan çeşitli arkeolojik eserlerden yerleşimin M.S. 5. Y.Y.'a kadar devam ettiğini göstermiştir Malazgirt Savaşından sonra Türkler, Anadolu'ya daha sistemli bir şekilde yerleşmeye başlamışlardır. Kendi Türk-İslam kültürlerini Anadolu'da yerleştirmiş ve karşılıklı kültür alışverişiyle Anadolu uygarlığı ortaya çıkmıştır. Bu şekilde Anadolu'da ilk büyük Türk Devleti Anadolu Selçukluları olmuştur. Türklerin Ege Denizine ve İzmir'e ulaşması 1080 li yıllarda Çaka Bey tarafından gerçekleştirilmiştir. İzmir artık bir Bizans şehri değil bir Türk şehri olmuştur. Çaka Bey Türklerin ilk donanmasını da kurmuştur. Bu sayede kıyı şehirlerini de ele geçirmiştir. Bu şehirler arasında Klazomenai'de vardır. Gerçekte Urla yarımadasının kıyıları, güzel plajları; yazlık kamp yeri olmaya çok elverişli köşeleriyle, İzmir in yazlık turizmi bakımından Çeşme den sonra en canlı bölgesidir. Yarımadanın orta kesiminde ve İzmir körfezi kıyısından biraz içeride olan Urla 50 bini aşkın nüfusuyla, çok önemli bir yerleşim merkezi durumundadır. Aynı zamanda, zengin bir tarımsal örtüye sahiptir. (zeytin, tütün, üzüm, sebze). Urla, İzmir il merkezine 35 km uzaklıkta bir ilçedir. Bu uzaklığın büyük bir bölümü otoban olduğu için, kent merkezi dışında yaşamak isteyenlerin tercih ettiği bir ilçe olmuştur. Doğusunda Güzelbahçe ve Seferihisar; batısında Çeşme; kuzeybatısında Karaburun; kuzeyinde ve güneyinde Ege Denizi ile sınırlanmıştır. Yüzölçümü 704 km² dir. 16 köyü bulunmaktadır Yılı Genel Nüfus Sayımı sonuçlarına göre, toplam nüfusu dur. Çaka Bey'in kurduğu beylik kendi ölümüyle birlikte dağılmıştır. Bu tarihten sonra iki yüzyıl kadar Batı Anadolu'da Türk - Bizans mücadelesi olmuştur. Urla 1390 yılında Osmanlıların eline geçmiştir. Yıldırım Bayezid'in Timur'a karşı Ankara savaşını kaybetmesiyle tekrar el değiştirmiş ancak Anadolu Beylikleri yıllarında II. Murat tarafından ortadan kaldırılmıştır. Bu dönemlerde Urla ticaret alanında hızla gelişmiştir. Urla'da 200 kadar dükkân bulunduğu anlaşılmaktadır. Urla belediyesi internet sitesinde yer alan bilgilerde, tarihi eserlere sahip çıkabilme açısından şöyle denilmektedir. Tarihi eserler Urla'nın çeşitli yerlerinde mevcuttur. Osmanlı döneminden kalan Camiler, hamamlar, kervansaraylar Urla'da halen mevcut bulunmaktadır. Ancak maalesef bizler bu eserleri yeterince koruyamamışız. Hemen hemen hepsi şu anda viranelik halindedirler. Halkımız bu tarihi eserlerin değerini bilmemektedir. Konuyla ilgili resmi kurumlar ise bürokratik işlemler arasında kaybolmuş vaziyette hiç bir modern koruma yöntemini uygulamamaktadır. Koruma olarak orayı SİT ilan edip kendi haline bırakmayı anlamaktadırlar. Ne bir restorasyon çalışması yapılmakta ne de bu yönde halk yönlendirilmektedir. Temennimiz Batı ülkelerinde uygulanan tarihi eserleri koruma ve restorasyon çalışmalarının hemen başlanmasıdır. Bu konudaki bürokratik engellerin kaldırılmasıdır. Bitki örtüsü olarak, Urla yarımadasının alçak kesimlerinde Akdeniz makisi, bunun ara sında yer yer bağlar ve zeytinlikler, yükseklerde de kurakçıl orman (kı zılcam) yer alır. Bir zamanlar çok yaygın olan çekirdeksiz üzüm bağları şimdi yeniden gelişiyor. Bununla beraber, Urla kesimi gibi alanlar dışın da tarıma ayrılabilecek yerler sınırlı, nüfus ta azdır. Yalnız İzmir körfe zinin güney kıyısı boyunda oturma banliyölerinin buraya doğru yayıl makta olduğu görülmektedir. İlçede 30 İlköğretim Okulu, 5 Orta Öğretim kurumu bulunmaktadır öğrencinin eğitim gördüğü bu okullarda 441 öğretmen görev yapmaktadır. Yüksek öğretim kurumları açısından zengin olan ilçede; İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü'nün yerleşkesi, Ege Üniversitesi ne bağlı Su Ürünleri Fakültesi, 9 Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksek okulu bulunmaktadır. Urla 16. yüzyılda Ayşe Hafsa Sultan'ın Manisa'da inşa ettirdiği külliyenin gelirlerini karşılayan vakıf yapısı içinde yer almıştır. Denizli Mahallesi Camii, Kamanlı Camii, Sungurlular Camii, Hacı Turan Kapan Camii ve Fatih İbrahim Bey Camii ve Hacı Turan Şadırvanı XV. ve XVI. yüzyıllarda yapılmış Türk eserleridir. Urla kıyıları ve önündeki 12 ada ile İzmir Körfezi, en güzel şekilde Urla nın Güvendik sırtlarından seyredilmektedir. Urla köyleri denildiğinde; tiyatrosu ve sera çiçekçiliği ile ünlü Bademler Köyü, iç kısımda kalmasına karşın önemli ölçüde turist çekmeyi başaran Barbaros Köyü, kıyıdaki Özbek ve Balıklıova, Gülbahçe köyleri ilk akla gelenlerdir. Yıl: 3. Sayı: Haziran 2014 Cumartesi Sahibi Saykar Basın Yayın Gaz. Mat. Kır. San. ve Tic. A.Ş. adına Eflatun SAYGILI Yazı İşleri Müdürü- Yayın Sahibi Temsilcisi Azime MOLLA Haber Müdürü Gülseren KUMRU Sayfa Editörü Nur Gülmez BEL Turgut KOÇ Denizli Temsilcisi Sedat KAYA sedatkaya20@hotmail.com Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Fikret DAĞTEKİN İdari Merkez Şehit Fethi Bey Cad. Kızılkanat İş Merkezi 45/803 Gümrük - Konak / İZMİR Tel: (Pbx) Mail: info@sondakikagazetesi.com Dağıtım: Hakkı SARIÖZ Yayın türü: Yerel Basıldığı Yer Star Medya Yayıncılık A.Ş Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Beton Taş Tesisleri İçi No: 29 Gaziemir / İZMİR Tel: SON DAKİKA Basın Meslek İlkelerine Uymaya Söz Vermiştir

3 SAYFA 3 Yargıtay'dan ilginç destek Yargıtay 9. Ceza Dairesi, alkollü araç kullanarak kaza yapan kişinin, aracı olay anında yanındaki kişinin kullandığını söylemesini, iftira suçu kapsamında değerlendiren yerel mahkeme kararını bozdu. Manisa'nın Alaşehir ilçesinde geçen yıl meydana gelen olayda, alkollü şekilde kullandığı aracıyla kaza yapan sanık, araçta yanında bulunan arkadaşının da yaralanmasına neden oldu. Sanık, emniyette alınan ifadesinde aracı yanında bulunan ve olay anında kendisi gibi alkollü olan arkadaşının kullandığını söyledi. Sanık hakkında açılan davayı görüşen Alaşehir 1. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu ile aracı olay anında arkadaşının kullandığını söylemesi nedeniyle iftira suçundan cezalandırdı. Kararın temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay 9. Ceza Dairesinin gündemine geldi. Daire, yerel mahkemenin, sanığın, alkollü araç kullanarak trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasına ilişkin kararını onadı. Sanığın, aracı arkadaşının kullandığını söyleyerek iftira suçunu işlediğine ilişkin hüküm ise Dairece bozuldu. Daire, sanığın bu eyleminin "savunma hakkı" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine ve iftira suçunu oluşturmayacağına hükmetti. (AA) SONDAKiKA GAZETESİ >>3 ASAYiŞ Haziran Şubat Perşembe Cumartesi O çocuk hakkında dava açıldı Soma maden faciasının İzmir'deki protesto gösterileri sırasında gözaltına alınmak istendiği ve altını ıslattığı iddia edilen 13 yaşındaki A.K. hakkında dava açıldı. Geçen mayıs ayında İzmir Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından anne ve babası eşliğinde, savcılık talimatıyla mevcutlu olarak İzmir Adliyesi'ne götürülen A.K.'nin, 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçlamasıyla savcılık tarafından ifadesi alınmıştı. Olayı soruşturan savcı, söz konusu kanuna muhalefet suçundan 6 ay ile 3 yıl hapis cezası talebiyle çocuk mahkemesinde dava açtı. İzmir'de 16 Mayıs 2014'teki gösteride gözaltına alınmaya çalışıldığı sırada korkudan altını ıslattığı öne sürülen A.K. ile ilgili İzmir Valiliği, bir açıklama yaparak basında yer aldığının aksine 10 değil, 13 yaşında olduğunu belirtmişti. Valilik tarafından yapılan açıklamada, haberde fotoğrafları yer alan çocuğun zarar görmemesi için eylemci grubun içinden uzaklaştırıldığı, gözaltı işlemi uygulanmadığı, şortundaki ıslaklığın da TOMA'ların suyla müdahalesi sonucu oluştuğunun değerlendirildiği vurgulanarak, olayın saptırıldığı öne sürülmüştü. (CİHAN) ÇHD General Aydın davasına BAKAN hakimler HAKKINDA SUÇ DUYURUSU YAPACAK Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Diyarbakır'ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993 te, dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ın da aralarında bulunduğu 16 kişinin hayatını kaybettiği olaylara ilişkin davaya bakan ve dosyayı Adalet Bakanlığı na gönderen İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi hakimleri hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı ÇHD üyesi avukatlar, İzmir Adliyesi nde konu hakkında bir basın açıklaması yaptı. Grup adına konuşan Nergiz Tuba Aslan, davanın görüldüğü İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, sanıklardan Eşref Hatipoğlu'nun avukatının itirazıyla en üst düzey kolluk amirinin soruşturma ve kovuşturması için HSYK'dan izin alınması gereği yerine getirilmediğinden kovuşturmanın durdurulmasına hükmettiğini hatırlattı. İddianamede, sanıklar Tünay Yanardağ ve Hatipoğlu'nun JİTEM üyesi olmakla suçlandığını belirten Aslan, "1. Ağır Ceza Mahkemesi, verdiği bu kararla devletin onlarca yıldır katliam yapan gizli eli, birçok faili meçhul cinayetin müsebbibi olan JİTEM'i ve bu silahlı örgütlenmenin tim komutanı ve üyesi olan sanıkları koruma zırhına aldı ve faillerin işlediği suçları, kanun çerçevesinde kendilerine verilen görev o- larak değerlendirmeyi tercih etti. Lice de yaşanan katliamın hesabı soruluncaya kadar, failler yargı önünde hesap verinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz." dedi. Açıklamadan sonra ÇHD üyesi avukatlar, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti İZMİR SU VE KANALİZASYON İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (İZSU) MUHTELİF MİKTARDA SAC VE HADDE ÜRÜNÜ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : Cumhuriyet Bulvarı No: KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : ihale-yozuturk@izsu.gov.tr ç) İhale dokümanının görülebileceği : internet adresi (varsa) 2- İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 21 KALEM MUHTELİF MİKTARDA SAC VE HADDE ÜRÜNÜ ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Teknik şartnamede belirtilen İdarenin belirlediği İZSU Atıksu Arıtma Tesisleridir. (Teknik şartnameye göre) c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasına müteakip 60 takvim günüdür. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Cumhuriyet Bulvarı No:16 K: KONAK İZMİR b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından mesleki ve teknik yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 20 TRY (Türk Lirası) karşılığı Cumhuriyet Bulvarı No:16 K: KONAK İZMİR adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Genel Evrak Şefliği Cumhuriyet Bulvarı No: K:Z KONAK İZ- MİR adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (Doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika: 21/6 Basın: 7152 Resmi İlanlar: de hakkında HSYK'ya suç duyurusunda bulunacaklarını ve kararın iptali için bir üst mahkeme olan İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuracaklarını belirtti. ZAMANAŞIMINA BİR GÜN KALA DAVA AÇILMIŞTI Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin k- abul ettiği iddianamede, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında taammüden öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ve 24 yıla kadar hapis cezaları istendi. Bir süre önce güvenlik gerekçesiyle Eskişehir'e nakledilen dosya, burada TMK ile görevli mahkeme olmaması sebebiyle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderilmişti. Yargıtay, yine güvenlik gerekçesiyle davanın İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar vermişti. (CİHAN) Güneydoğu'da işlenen en önemli faili meçhul cinayetlerden biri olan Bahtiyar Aydın olayı ve Lice'nin yakılmasıyla ilgili 20 yıl aradan sonra açılan davada, yargılamanın durdurulması kararı verildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis ile 24 yıla kadar hapis cezası istendi. Başsavcılığın zaman aşımından kurtardığı cinayetle ilgili iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen yıl kabul edildi. Emekli olduktan sonra yurtdışına çıkan sanıklardan Üsteğmen Yanardağ ve emekli Albay Hatipoğlu'nun avukatları, mahkemeye başvurarak müvekkillerinin can güvenliği için davanın başka şehre alınmasını talep etti. Diyarbakır Valiliği bu talebi olumlu bulurken Cumhuriyet Başsavcılığı, güvenlik sıkıntısı olmadığını ve davanın şehirde görülebileceği görüşü bildirdi. Bunun üzerine davaya bakan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, karar için dosyayı Yargıtay 5. Ceza Dairesi'ne gönderdi. Dosyayı ve talepleri değerlendiren Yargıtay, dava dosyasının Eskişehir'e gönderilmesine karar verdi. Davaya bakması için dosya, Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Mahkeme, inceleme yaptıktan sonra dosyayı Yargıtay'a gönderme kararı aldı. Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi, dosyaya daha önce özel yetkili Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'nin baktığını, bu bağlamda Eskişehir'de kendilerinin özel yetkili değil, alt mahkeme statüsünde olduklarını belirterek, dosyayı Yargıtay'a gönderdi. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, dosyayı bu defa İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. (CİHAN) Aydın'da "Soma protestosuna" soruşturma Aydın Tabip Odası Başkanı Aydın, "Soma'daki maden faciasını protesto etmek amacıyla Aydın'da 14 Mayıs'ta çeşitli sivil toplum örgütlerinin organizasyonuyla yapılan eyleme katılanlardan 4'ü çocuk, 8'i hekim 77 kişi hakkında soruşturma başlatıldı" dedi Aydın Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Aydın, Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs'ta meydana gelen maden faciasını protesto etmek amacıyla Aydın'da çeşitli sivil topum kuruluşlarının organizasyonuyla Fahri trafik müfettişinin yazdığı cezayı iptal ettirdi Kütahya'da bir kişi aracında sis farları olmadığı halde, fahri trafik müfettişinin "sis farlarını uygunsuz yaktığı" gerekçesiyle kestiği ceza da dahil 3 ayrı cezayı, mahkeme yoluyla iptal ettirdi. Osman Durmuş'a (59) ait kamyonete, ocak ayı içerisinde "gece sis farlarını, sisli havalar dışında diğer farlarla birlikte yakması", "seyir halindeyken cep ve araç telefonunun kullanılması" ve "araçtan bir şey dökmesi" nedeniyle fahri trafik müfettişi, her biri 80'er lira tutarında 3 ayrı trafik cezası kesti. Durmuş, bu durum üzerine aracının fotoğraflarını çekerek kamyonetinde, "sis farı olmadığı" gerekçesiyle Kütahya 3. Sulh Ceza Mahkemesine dava açtı. Mahkeme, bu cezaların hukuka uygun olmadığı nedeniyle, kesilen 3 trafik cezasını iptal etti. Durmuş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu cezaların kendisine kasıtlı olarak yazıldığını iddia etti. Fahri trafik müfettişini hiç tanımadığını belirten Durmuş, şöyle konuştu: "Bu müfettiş, benim aracımda sis farı olmadığı halde 80 lira ceza kesmiş. Aynı müfettiş, bir ay içinde 3 ve mart ayında da bir ceza kesmiş. Bu müfettişin bana, kasıtlı olarak ceza kestiğine inanıyorum. Bu gibi insanların buna benzer görevlerinin, ellerinden alınmasını istiyorum. Bunlar, görevlerini kötüye kullanıyor. Gerekirse bunun için hukuki mücadele başlatacağım." (AA) yapılan eyleme katılanlardan, 4'ü çocuk, 8'i odalarına üye hekim, 77 k- işi hakkında soruşturma açıldığını bildirdi. Aydın, yaptığı yazılı açıklamada, Soma'da 13 Mayıs'ta meydana gelen maden faciasında 301 işçinin yaşamını yitirdiğini, yüzlerce işçinin de yaralandığını hatırlattı. Facianın meydana geldiği günün ertesinde, iş kazalarına dikkati çekmek, sorumluların adalet önünde hesap vermesi için yetkilileri göreve çağırmak a- macıyla aralarında Aydın Tabipler O- dası'nın da bulunduğu çeşitli sivil toplum kuruluşlarınca protesto yürüyüşü düzenlendiğini kaydeden Aydın, açıklamasında eyleme katılanlardan 4'ü çocuk, 8'i odalarına üye hekim, 77 kişi hakkında soruşturma açıldığını bildirdi. Aydın açıklamada şu görüşlere yer verdi: "Bu yürüyüşte herhangi bir taşkınlık yapmadan, k- işilere ve çevreye zarar vermeden ilerlerken, Şehitler Anıtı önünde polisler tarafından biber gazı, basınçlı su, sis bombaları ile yapılan çok şiddetli bir müdahaleye maruz kaldık. Bu olaydan sonra Aydın Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından benim de aralarında bulunduğum 77 kişi hakkında idari ve adli soruşturma açıldığını, bizlere tebliğ eden yazılardan öğrendik. Bu tür eylemlerde katılımcılara ceza verilmesi kanunlara aykırılık teşkil etmektedir. (AA) GENEL KURUL KARARI Pak Sağlık İşçileri Sendikası Yönetim Kurulu Levent YEŞİL başkanlığında toplanarak aşağıdaki kararı almıştır. Pak Sağlık İşçileri Sendikası 1. Olağan genel kurulunun aşağıdaki gündem maddelerini görüşmek üzere 28/06/2014 tarihinde saat:14:00 da Yeşillik cad. No:169 Karabağlar -İZMİR Adresinde yapılmasına 1. toplantıda çoğunluğun sağlanamaması durumunda ikinci toplantının bir hafta sonra 05/07/2014 aynı gün, saatt adres ve gündem ile tekrarlanmasına yasal duyuru ve bildirimlerin yapılması için Levent YEŞİL ve Faruk YAZAR ın görevlendirilmesine oy birliğiyle karar verilmiştir. GÜNDEM 1- Yoklama ve Açılış 2- Divan Teşekkülü 3- İstiklal Marşının Okunması 4- Genel Başkanın Konuşması 5- Misafirlerin Konuşması 6- Tüzük Değişikliği ve Genel Kurul Kararlarının görüşülmesi 7- Adres Değişikliği 8- Faaliyet Raporunun Müzakeresi ve İbrası 9- Yönetim Denetim,Disiplin,Kurulları asil ve yedekleri ile üst kurul delege adaylarının teklifi 10- Dilek ve Temenniler a-seçimler b- sendika genel başkanının seçimi c- yönetim kurulunun seçimi d- denetim kurulunun seçimi e- disiplin kurlunun seçimi f- üst kurul delege seçimi 11- Kapanış Sondakika: 21/6 Basın: 7217 Resmi İlanlar: de

4 21 Haziran 2014 Cumartesi Ege Bölgesi Sanayi Odası, 2013 yılında üretimden satışlara göre belirlediği İzmir'in 100 büyük firmasını açıkladı. Listede TÜPRAŞ, Petkim ve Philsa yine ilk üç sırada yer aldı. EBSO Başkanı Yorgancılar, "2013 yılında reel olarak 100 büyük firmanın cirosu yüzde 1, üretimden satışları ise yüzde 0,40 oranında azalmıştır." dedi Değerlendirmeye 30 milyon lira barajını aşan EBSO üyesi firmaların alındığını belirten Yorgancılar, döviz kurlarındaki artış sebebiyle listedekilerin birçoğunun yüzde 20 civarında zarar ettiğini aktardı. İlk 100 firmanın 43 ünün bir önceki yıla göre sıralamadaki yerinin yükseldiğini kaydeden Yorgancılar, 34 ünün düştüğünü, yedisinin yerini koruduğunu, 16'sınınsa listeye yeni girdiğini kaydetti. İlk 10'da yer alanların 100 büyük firmanın üretimden satışlarının yüzde 62,4 ünü, ihracatının yüzde 52 sini, istihdamının ise yüzde 39 unun karşıladığını aktardı. Firmaların ar-ge yatırımlarının 2013 yılında yüzde 9,4 oranında arttığına dikkat çeken EBSO Başkanı Yorgancılar, "Ar-ge merkezi kurmada gerekli istihdam sayısının 50 den 30 a indirilmiş olması çok önemli bir adım olsa da kuşkusuz bu alanda hem niceliksel hem de niteliksel yeni adımlara ihtiyaç vardır." şeklinde konuştu yılında üretimden satışların yüzde 5,5, cironun ise yüzde 4,9 arttığını kaydeden Yorgancılar, Firmaların zararının ana kaynağına baktığımızda, yüzde 68 oranında kambiyo zararlarından oluştuğunu görmekteyiz. Bu da uzun yıllardır uygulanan reel sektörü dışlayıcı para ve kur politikalarının, sanayicileri dış kaynak kullanmak zorunda bırakmasıyla ilgilidir. Bu durum ayrıca rekabetçi kur politikası uygulanması talebimizin anlamlılığını da açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla sanayicileri açık döviz pozisyonunda kalmaya iten makro koşulların değiştirilmesi konusunda, ekonomi yönetiminin daha fazla çaba harcaması gerekmektedir. Faiz giderlerindeki yüzde 9 oranındaki reel artış ise küresel ve ulusal gelişmelere bağlı olarak ekonomide yaşanan türbülansın maliyetinin büyük ölçüde sanayicilerimiz tarafından ödendiğini ortaya koymaktadır. değerlendirmesinde bulundu.ender Yorgancılar'ın verdiği bilgiye göre 100 büyük firma arasında ar-ge çalışması olan 46, yabancı sermayeli 24, zarar bildiren 26, kâr bildiren 74 tane yer alıyor. Firmaların 2013'te üretimden satışları yüzde 5,5, ciroları yüzde 4,9, zararları yüzde 213,6, faiz giderleri yüzde 15,5, borçları yüzde 33,5, ar-ge giderleri yüzde 9,4, istihdam yüzde 6,4 ve özsermayeleri yüzde 3,1 artarken net kârı yüzde 25,4, ihracatı yüzde 18,7, ithalatı yüzde 3,7, net katma değeri ise yüzde 5,2 azaldı. Yorgancılar, Satış kârlılığında 2011 ile başlayan azalma eğilimi, 2013 yılında da devam etmiştir. Artan satışlara rağmen firmalarımızın azalan kârlılıkları, işletmelerini büyütme, yeni yatırımlara yönelme, hattâ bu alanda faaliyete devam etme konusunda iş dünyasının biraz daha çekingen davranmasına neden olmaktadır. Nitekim özel sektör yatırım harcamalarının 2012 yılında yüzde 4,9 oranında gerilemesi ve 2013 yılında da sadece binde 7 oranında artması, bu durumu teyit etmektedir. şeklinde konuştu.(haber MERKEZİ) 1- İzmir TÜPRAŞ Rafineri Müdürlüğü 2- Petkim Petrokimya A.Ş. 3- Philsa Philip Morris A.Ş. 4- İzmir Demir Çelik A.Ş. 5- Abalıoğlu A.Ş. Kemalpaşa Şubesi 6- İsminin açıklanmasını istemiyor 7- Küçükbay Yağ A.Ş. 8- JTI Tütün Ürünleri A.Ş.9- Kocaer Haddecilik A.Ş. Aliağa Şubesi 10- Özkan Demir Çelik A.Ş. Lider Yaratıcı Katılımcılar Derneği (LİYAKAT) yeni dönemde de Kurucu Başkan Berkay Eskinazi ile "yola devam" kararı aldı. İlk olağan genel kurulunda güven tazeleyen Yönetim Kurulu Başkanı Berkay Eskinazi, "Ustalık dönemi başlıyor" dedi Üniversite- sanayi işbirliğine verdiği önemi gerçekleştirdiği projelerle ortaya koyan Vestel, İşveren Marka Stratejisi doğrultusunda Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile İyi Niyet Protokolü imzaladı Urla'da yıllardır atıl durumda kalan İçmeler' değerlendirmeye başlanan jeotermal potansiyeli ve yeni projelerle canlanıyor. Bir zamanlar Ege nin en gözde turizm merkezi olan ancak uzun yıllar yatırım alamayan Urla İçmeler mevkii, yeni cazibe merkezi olma yolunda

5 1Şubat 21 Haziran Perşembe Cumartesi İzmir'e teşvik konusunda büyük bir haksızlık yapıldığını söyleyen Başkan Kocaoğlu, "Hiç değilse zorlayarak yarattığımız 13 OSB nin doluluk oranı belirli bir seviyeye gelinceye, altyapısı bitmiş, dünya kadar para harcanmış OSB lerimiz üretir hale gelinceye kadar yapın bunu diye konuştu Emirdağ Belediye Başkanı Kargın, "Belediyemizde bugün, 20 kişi ile yaptığımız çöp ve temizlik hizmetini, yaz aylarında en az 40 kişi ile yapmamız gerekir. Diğer türlü hizmetler, yarı yarıya aksıyor" şeklinde konuştu Afyonkarahisar'ın "gurbetçi şehri" o- larak adlandırılan Emirdağ ilçesinde yaz aylarında çoğalan nüfusu, kamu kurumlarındaki iş yükünü de artırınca, meydana gelen talep fazlasına çözüm bulunması isteniyor. Emirdağ Belediye Başkanı Uğur Serdar Kargın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ilçe nüfusunun 19 bin 140 olduğunu, sunulacak hizmetlerde ki insan iş gücünün de buna göre planlandığını ifade etti. İlçede, 150 bini aşkın kişinin yurt dışında çalıştığını söyleyen Kargın, özellikle temmuz, ağustos ve eylül aylarında tatil için memleketine gelen kişilerin, ciddi bir nüfus artışına yol açtığını belirtti. Kargın, İller Bankası'ndan ve vergi kesintilerinden belediyeye aktarılan parayla 19 bin 140 kişiye hizmet verilmesinin planlandığını anlattı. Yaz aylarında çoğalan nüfusa oranla, hizmetlerin de arttığını ancak yeterli eleman olmadığını dile getiren Kargın, şöyle konuştu: "Nüfusun, yıllık ortalaması yapıldığında, ilçede 40 bin kişiye hizmet veriliyor. İller Bankası'ndan, ülkede toplanan vergiden, belediyeye 500 bin lira aktarılıyor. Normal şartlarda belediyenin, 1 milyon lira alması gerekirken, 500 bin lira alıyoruz. Devletten, hak ettiğimiz karşılığı bulamıyoruz. Gurbetçilerin, ülkeye kazandırdığı döviz, katkı bir kenara dururken, ilçe daha çok övgüye layıkken, diğer taraftan vergi kesintilerinden eksik ödemelerle cezalandırılmış bulunuyor."belediyedeki talep fazlasının benzerinin nüfus müdürlüğünde, askerlik şubesinde, tapu kadastroda ve diğer kurumların tamamında yaşandığını aktaran Kargın, kadrolar ile binaların, 19 bin 140 kişiye hizmet edebileceğine dikkati çekti. İş yoğunluğu nedeniyle temmuz, ağustos ve eylül aylarında memurların da yıprandığını anlatan Kargın, "Belediyemizde bugün, 20 kişi ile yaptığımız çöp ve temizlik hizmetini, yaz aylarında en az 40 kişi ile yapmamız gerekir. Diğer türlü hizmetler, yarı yarıya aksıyor. Bu nüfus yoğunluğunun, üzerimizdeki bu iş yükünün, belediyemizin şimdiki bütçesi ile çok kaldırılabilir, hazmedilebilir yük değil" diye konuştu. Durumlarının gözönüne alınarak çözüm bulunmasını talep e- den Kargın, şu ifadelere yer verdi: "Devletimizin, aldığı olağanüstü teşvik tedbirleri, kalkınmada öncelikli yörelere verdiği teşvikler takdire şayanken, olağanüstü duruma haiz olan turizm bölgelerinde, ciddi bir mağduriyetle kendisini göstermekte. Buna ticaret odaları, sivil toplum örgütleri, ilçedeki mülki amirimiz başta olmak üzere hemen herkes şahitken, işçi ve memurun iş yükünün iki katına çıktığı durumlarda, aldığı ne fazla ikramiye, ne de ekstradan tatil var. Bolvadin'deki işçimemur bir birim çalışırken, Emirdağ'daki memur, iki birimlik çalışmak durumunda. Devletin bu mağduriyete bir an önce el atması yetkililerin, özellikle mahalli i- darelerin, bu konuyu meclise taşıması taraftarıyız. Milletvekillerimiz ve bakanımızın bu konuda duyarlı davranacağına inanıyoruz. Türkiye'de bu tür yerlerin çok fazla olduğuna inanmıyorum. Özel durumundan dolayı, Emirdağ gibi benzeri yerlere özel çözümler getirilmesi, özel teşvik verilmesi, bu durumun gerçeklik payının araştırılmasını istiyoruz. Bizden önce de sorundu, bizden sonra da sorun olacak. İnşallah devletimizden, hükümetimizden kesin çözüm bekliyoruz."(aa) Salihli ilçesinde, AB destekli seracılık kursunun ardından sera içinde bağ kuran çiftçi, üzüm hasadını 2 ay önceye çekerek gelirini artırdı Ege İhracatçı Birlikleri (EİB)'nin düzenlediği "Gıda Sektöründe Yeni Trendler: Süpergıdalar ve Katkı Maddeleri" isimli konferans Türk ve Avrupalı firma temsilcileri, araştırma kuruluşları ve kamu kurumlarını biraraya getirdi

6 1Şubat 21 Haziran Perşembe Cumartesi CHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Meclis te Soma maden faciasının ardından işçilerin ve ailelerin çözüm bekleyen talepleri üzerine söz aldı. Kadın ve çocuk yoksulluğuna, evlerde yaşanan travmalara dikkat çeken Sakine Öz, sosyal güvencesi kesilen madenci ailelerinin sorunlarının, yaşadıkları travmayı daha derin kıldığını belirtti, esnafın ve taşeron çalışanların sorunlarını paylaştı Soma ile ilgili kanun düzenlemesinin gecikmesinin acıları büyüttüğünü kaydetti ve tasarı maddelerinden örnekler verdi. Milletvekili Öz, kanun tasarısı maddelerinin çok büyük bölümünün Soma ile ilgisiz düzenlemeler içerdiğini örneklerle aktardı ve Soma nın hakkının tasarıda ufaldıkça ufaldığını savundu. Sakine Öz, 486 olarak açıklanan sağ kurtulmuş madenci sayısının gerçekdışı olduğunu belirtti, bu sayının çok daha fazlasını ilettikleri halde, Kaymakamlık ve Bakanlığın şirket açıklamasını esas aldığını, sağ kurtulmuş madencilerin sosyal yardımlardan yararlanamadığını belirtti. Facia Öncesi 13 Uyarı Milletvekili Öz, 13 Mayıs taki faciadan sonra 13 kez uyardık dediği AKP sıralarına her konuya "Ben bilirim dinlemem, ne söylesen kabul etmem." tepkisini gösteren Hük metin açıkça meydan verdiği bu facia, üzerinden otuz altı gün geçmesine karşın kalıcı çözüme ulaşmamıştır. Madencilerimizin maaşları, kömür paketleme tesisinde birikmiş alacakları, esnafın ve nakliyecilerin durumu, ölüm aylıkları, eşini oğlunu yitiren ailelerimizin yaşadığı derin travma, devletin ilgisizliği ve çareden uzak duran tutumu nedeniyle daha da derinleşmiştir. dedi Bakanlık verileri, gerçek acıyı yansıtmıyor Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının il müdürlüklerinin açıkladıkları sayıların hepsi elimizde. Ancak bu sayılar, oğlu faciada vefat eden bakıma muhtaç annelerin ve erken doğum yapan kadınların sosyal güvencesinin kesilmesini, hastane kapısından eli böğründe bekleyerek dışarı edilmesini, devlet ayıbını asla örtemiyor. Acısını çocuklarının buruk karne gününe katan annelerimizin birçoğu geleceğe umutsuz gözlerle bakarken, istihdam ve çocuklarının gelecek kaygısını taşırken kadınların yaşadığı travmanın en yakın dert ortaklarından biri olarak şunu görüyorum: Devletin sadece soğuk yüzü Soma'ya hâkim olmuş. Oyalayan ama net konuşmayan, travmayı ve yas sürecini hatalı adımlarla uzatan kötü bir yönetim var karşımızda. Bakanlık 30 ailenin psikolojik desteğe muhtaç olduğunu açıklamakla birlikte, vardığımız evlerin, paylaştığımız sorunların çok büyük bölümünde ekonomik sorunlarla iç içe geçmiş, geçim ve gelecek derdiyle birleşmiş yüzlerce derin öykü var.devleti yönetenler kadınların ve çocukların Soma'da yaşadıkları büyük sorunları aşmak adına, acıyı bir nebze dindirmek amacıyla hâlâ somut bir adım atamadı. Önümüze getirdikleri kanun tasarısıyla Soma'yı açıkça büyük şirketlerin taşeron hevesine, alacakları yeni işçiden kesilecek İşsizlik Sigortası Fonu'- na terk etti. 61 maddeyle önümüze gelen tasarı 106 maddeyi aştı. Soma bu koca tasarının içinde ufaldıkça ufaldı. Madencilerin eş ve çocuklarının, ailelerinin bakımı için önerdiğimiz olumlu, sorun çözmeye odaklanmış adımlar alt komisyonlarda çoğunlukla reddedildi. Tasarıda Ne Var, Ne Yok? Acıyı birlikte aşmayı reddedenler bugün, yukarıda, komisyon masasına getirdikleri ek maddelerle Soma'ya çözüm değil, bambaşka konularda yandaşlarına arpalık dağıtmanın, cemaatle 17 Aralık hesaplaşmasına devam etmenin, taşeronu her alana yaymanın derdine düşmüştür. Biz, Soma'daki alacakların, devlet ve şirket sorumlularının peşine düşmüşken AKP sıraları, 45 ek maddeyle madencilerimize hak değil, zenginlere seçim öncesi vergi affı hediye etmektedir. Hük met, Soma'daki acıyla hiç ilgisi yokken HES projeleri, sağlık personeline ek nöbet, mahkeme kararlarına set çekmeye adanmış özelleştirme hükümleri, Demiryolu ve PTT'ye para bulma derdi, mahkemeye düşen RTÜK yayın ihalesini arka kapıdan kaçıran düzenlemeleri getirmektedir. Soma'nın yasına hakaret edercesine torba yasada okul müdürlerinin, polis, hâkim ve savcıların açacağı davalarda göreve iade kararı aldıkları takdirde bu kararları iki yıl bekletme, kararı uygulamayan kişilerin ise kovuşturma ve soruşturmadan muaf olma hükmü yazılmaktadır. Soma'daki travmayı hafife alan, emeği için meydanı inleten madenciye kulak tıkayanlar, Ankara'da madenci temsilciliklerine verdikleri sözü tek tek terk etmektedirler. Soma da Hak Yok, Toma Var Somalılar attığınız her adımı gün gün i- zliyor, sizi hiç ama hiç unutmuyor çünkü siz, madenci maaş bordrolarına yazılan "sıfır çocuk" karşısında sustunuz, "Mitinglere baretli madenciler parayla ve zorla taşınıyor." diyen işçilerimize bağırdınız. 432 yetim çocuğumuzun annesine bakacak yüzünüz kalmadı. Oğullarını toprağa veren böbrek hastası babanın, sara hastası annenin, erken doğum yapan eşin sosyal güvencesini kesme kararına seyirci kaldınız. Dün maaş günü geldi, "Başbakanım neredesin?" pankartı açan madenciye yanıt verecek Somalı bir siyasetçimiz yoktu ama Soma'nın artık sabit bir Toma'sı oldu 486 Sağ Kurtulan Sayısı Gerçekdışı Koca bir emek ocağı, kadınların acılı yuvası, çocuklarımın uzağa bakan güzel gözleri, 2 gün aynı gömleği giyen Bakanın 36 gündür Soma'da atacağı adımı bekliyor. "Soma'daki madenlerde esaslı denetimler olmadan madenlere inilmesin." dediğimizde sizler yine sustunuz. Dayıbaşının, şirketin işe çağırma yazıları karşısında bir kenara çekildiniz. Madenden sağ çıkan ama 486 kişilik listeye yazılmadığı için kaymakamlık yardımından yoksun kalan madenci aileleri günlerdir sizden haber bekliyor. Yoksullukla acısını birleştiriyor ama kulak tıkıyorsunuz. Biz "Bu sayı 486 değil, onlarca kişi eksik ve listeler elimizde." dedikçe "Hayır, şirketin listesini esas alırız." dediniz. Prim Sayısı Dolmamış Madenciler Bekletiliyor Primgünsayısıdolmamış67madencimizindurumuhâlâkanunungeçmesinibekliyor,acel eetmiyorsunuz. Önce "Madende 36 saat mesai olacak." dediniz, geçen hafta ise kanun tasarısını değiştirdiniz. Madene inme ve çıkma süresini, molaları otuz altı saatin dışına attınız. "Soma'da 8 saat mesai istiyoruz." diye işçilerden yazılı dilekçe almaya çalıştınız, işçiden zorla imza alanların yanında saf tuttunuz" dedi Soma da yaşanan facianın ardından Bakan Taner Yıldız ın ve Başbakan Erdoğan ın maden emekçilerine verdiği maaşların ödenmesi konusuna ilişkin sözler tutulmayınca Soma da emekçiler eylem yaptı. Madencilerin Soma Holding A.Ş. tarafından ödenmesi gereken maaşlarının ayın 15 inde hesaplara yatmaması Soma da seslerin yükselmesine neden oldu

7 7 21 Şubat Haziran Perşembe Cumartesi Bülent Arınç, Mahkemeler tüm sanıklar için tahliye kararı verdiler. Kimisi 5, kimisi 3 yıl sonra kimisi 2 yıl sonra kaldı ki her biri 20 yıl veya 18 yıla mahkum edilmişken, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararıyla ve ilgili mahkemelerin de tahliye kararı vermesiyle davada tutuklu sanık kalmadı. Kim karar verdi? Anayasa Mahkemesi. Ona bu yetkiyi kim vermiştir? 12 Eylül 2010'da referandumu yapılan anayasa değişikliği. Kim karşı çıkmıştı buna? CHP, MHP ve diğerleri. Bunu kim savunmuştu? AK Parti. dedi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Balyoz davasındaki tahliyelere ilişkin, "Erdoğan çıktı; 'Ben o davaların savcısıyım, darbecileri yargılayacağız' dedi. Bir sürü şeyler ifade etti. Şimdi Erdoğan'a bir görev düşüyor; çıkacak onlardan ve Türk halkından özür dileyecek" dedi Kılıçdaroğlu, Halk TV'de katıldığı "Halk Arenası" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı. "Balyoz davası tutuklularının tahliyesine" ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesinin teşekkürü hak ettiğini, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidilmeden de Türkiye'de yargının bir sorunu çözebileceğini gösterdiğini söyledi. "Bu olay, yargı tarihimizde yüz karası olarak yerini alacaktır" i- fadesini kullanan Kılıçdaroğlu, bu kişilerin, özel mahkemede yargılandığını, savunma haklarının kısıtlandığını, delillerin karartıldığını ve sonra da mahkum olduklarını, Yargıtayın da mahkumiyetlerini onayladığını anlattı. Bu davaların doğru olmadığını, özel yetkili mahkemelerin adalet dağıtmadığını, Silivri'deki mahkumların "toplama kampında" olduğunu, dava süresince büyük haksızlıklar yapıldığını ve bunun ısrarla sürdürüldüğünü defalarca dile getirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Erdoğan çıktı; 'Ben o davaların savcısıyım, darbecileri yargılayacağız' dedi. Bir sürü şeyler ifade etti. Şimdi Erdoğan'a bir görev düşüyor; çıkacak onlardan ve Türk halkından özür dileyecek. 'Yanlış yapmışım, ben bu davaların savcılığını üstlenmekle yanlış yapmışım' diyecek. Neden? Bu insanlar haksız yere içeri atıldılar. Sadece kendileri bir dram yaşamadı, onların aileleri de yaşadı, yazık değil mi o ailelere?" Tutukluların ailelerinin bu süreçte destek ve adalet aradıklarını anlatan Kılıçdaroğlu, "Özür, ancak bunların vicdanını kısmen tatmin edebilir. Yetmez ama en azından bir özrü hak ediyorlar. O özrü çıkıp yapmak durumundadır. Hele hele Cumhurbaşkanı adayı olacağım diye ortaya çıkıyorsa, kesinlikle özür dilemelidir. Adaletsizliği savunan bir kişiden cumhurbaşkanı adayı olmaz. Adaletsizliği pekiştirmek için 'Ben bu davaların savcısıyım' diyen kişiden cumhurbaşkanı adayı olmaz. Bugün geldiğimiz süreç içinde onlar bu özrü bekliyorlar, bekleme hakları vardır" dedi. Kılıçdaroğlu, "Tutuklu olanlar, mahkum olanlar, tamam bunlar şimdi serbest bırakıldı, bunların tutuklanmadan önce hangi işlemler yapılacaksa yükselmelerinde, terfilerinde, aynı işlemlerin yapılması lazım. Bir haksızlığın geriye dönük telafi edilmesi lazım. Bu görev TSK'ya düşüyor" dedi. Gerekirse komuta kademesinin yeniden düzenlenmesi gerektiğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, "Bunların kaybolmuş hakları var, rütbeleri söküldü. Tutuklu oldukları dönemlerde, daha mahkum olmadan aylıkları kesilmişti. Aileleri perişan oldu, maddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldılar. Bütün bunları çektirenlerden de hesabının sorulması lazım" değerlendirmesinde bulundu. "Geldiğimiz noktada gerçekten büyük bir haksızlık giderilmiştir ama tutuklu olanlar veya mahkum olanlar ağır bedeller ödediler, intihar edenler, ölenler oldu" diyen Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın bir özür borcu vardır, vicdani bir özür borcu vardır, çıkıp özür dilemesi gerekir" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik'in konuyla alakalı değerlendirmesine ilişkin soru üzerine, AK Parti'den çok farklı s- esler çıktığını dile getirerek, "Fakat bunu genelde medya pek görmez. CHP'den biraz farklı ses çıkınca bu manşetlere taşınır" dedi. - "Masum insanlar hapis yattı" "Bu davaların başlangıçta savcılığını üstlenen Erdoğan, bir süre sonra bu davalarda haksızlık yapıldığını söyledi. Şimdi sözcüsü ne diyor? 'Anayasa Mahkemesi bu kararları neresiyle almıştır' diyor. Nedir bu çelişki? Kim gerçekleri ifade ediyor" ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi kararlarının eleştirilebileceğini, ancak Balyoz davasında ciddi haksızlıkların yapıldığını bütün dünyanın duyduğunu söyledi. "Ne diyorlardı? 'Vesayetten Türkiye'yi kurtardık' diyorlardı. Biz Türkiye Cumhuriyeti üzerinde bir başka vesayet kabul etmeyiz, askeri vesayeti de dikta vesayetini de kabul etmeyiz. Fakat demokratik yollardan bir kişi yargılanacaksa hukukun üstünlüğü kuralları içinde yargılanmalıdır" değerlendirmesinde bulunan Kılıçdaroğlu, özel yetkili mahkemeleri eleştirdi. Bu mahkemelerin adalet dağıtmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Çünkü özel mahkeme, özel görevli mahkeme. Yargıçları, savcıları özel olarak seçiliyor ve gerçek anlamda da onların ifadesiyle söylüyorum, gerçek anlamda da bir kumpas kuruluyor. Sonunda masum insanlar yıllarca hapislerde yattılar" dedi. Kılıçdaroğlu, özel yetkili mahkemelere en başından beri karşı olduklarını da hatırlattı. -"Ekmel Bey bütün tanımlara uyuyor" CHP ile MHP'nin müştereken belirlediği cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na yönelik, "İsmi birileri size telkin mi etti?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Bizim gibi ülkelerde komplo teorileri üretilir ve bu komplo teorilerinin doğruluğuna bir süre sonra inanılır, aslında yok öyle bir şey. Cumhurbaşkanı adayı için baştan beri bir şey söyledik; cumhurbaşkanı adayının belirgin siyasal bir kimliği olmamalı, en baştan siyasi parti liderleri başta olmak üzere cumhurbaşkanı adayı olmamalıdır. Neden? Ben hukukun üstünlüğüne inanan bir insanım. Anayasa diyor ki; cumhurbaşkanının tarafsızlığı esastır. Eğer siyasi kimliği çok öne çıkmış bir ismi cumhurbaşkanı yaparsanız, tarafsızlığı ihlal etmiş olursunuz, herkes ona falan partinin adayı olarak bakacaktır." Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayının, tarafsızlığının yanı sıra siyasi parti kimliği çok öne çıkmayan, iyi yetişmiş, entelektüel birikimi iyi, dünyayı iyi tanıyan, dünya dengelerini bilen, Türkiye'yi iyi okuyan, barışçıl, hukukun üstünlüğüne inanmış, herkesi kucaklayan, sevecen bir dil kullanması gereken birisi olması gerektiğini bildirdi.bu tanımı yaparken İhsanoğlu ile hiç konuşmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu tanımı duyan biri Ekmeleddin İhsanoğlu'na 'Kemal Bey sizi tarif ediyor' demiş. Evet, Bütün tanımlara Ekmel Bey uyuyor" diye konuştu. Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'nun aday belirlenmesi için bazı kişi veya kesimlerce k- endisine telkinde bulunulduğu iddialarına ilişkin ise şunları kaydetti: "Bana birisi fısıldamadı. Ben pek çok kişiyle konuştum. Sadece bir isim de yoktu aklımda, birden fazla isim vardı. Sonuçta bunların içinde, cumhurbaşkanını halk seçeceğine göre, koşulları da dikkate alarak Ekmeleddin Bey'in daha uygun bir aday olduğu intibası uyandı. Sonra ben bunu çok dar bir çevrede, parti içinde de parti dışında da belli kişileri sordum. Hiç kimseden negatif yanıt almadım. Sorduk, soruşturduk, bu ismin çok uygun olacağı ifade edildi, biz de bu öneriyle Sayın Devlet Bahçeli'ye gittik. Telkin gelmedi derken şunu da ifade edeyim, biz sendikalarla sivil toplum örgütleriyle meslek kuruluşlarıyla siyasi partilerle toplantılar yaptık. Gittiğimiz yerlerde bazen isimler telaffuz edildi ama ben hiçbir yerde isim telaffuz etmedim." Kılıçdaroğlu, Suudi Arabistan'dan telkin geldiği yönündeki iddialara ise İhsanoğlu'nun, Suudi Arabistan'ın aksine, kadın erkek eşitliği ve hukukun üstünlüğüne inandığını kaydetti. - "Laikliği savunan bir insan" İhsanoğlu'nun İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri olduktan sonra kadınların kalkındırılması, bilim ve teknolojinin İslam dünyasında gelişmesi için, insan hakları enstitüsü kurduğunu, böylece bir anlamda İKÖ'yü çağdaş değerlerle buluşturduğunu i- fade etti. Kılıçdaroğlu, "Ekmel Beye diplomat, iyi bir insan, bilim adamı diyebilirsiniz ama o- nun asıl temel işlevi, o çok iyi bir yönetici, 57 ülkeyi başarıyla yöneten bir kişi. Dolayısıyla hepimizin gurur duyduğu bir insan" değerlendirmesinde bulundu. İhsanoğlu ile "Atatürk, devrimcilik, laiklik hassasiyeti ve hilafeti savunan babası İhsan Efendi ile ilgili" konuşup konuşmadıklarının sorulması üzerine ise Kılıçdaroğlu, "Hayır. Konuşmanın çok da doğru olduğuna inanmıyorum. Onun düşüncelerini en sağlıklı eserlerinden öğrenebiliriz. Ekmel Bey, 'demokratik sosyal hukuk devletine inanıyorum' dediğinde ona karşı olanlar 'oy almak için yapıyor' diyecekti. Ekmel Bey, bilim insanı. Bunları eserlerinde yazmış, laikliği savunan bir insan" cevabını verdi. (AA)

8 SAYFA 8 MAVi KIRMIZI SARI SAYFA 9 SiYAH MAVi KIRMIZI SARI SONDAKiKA GAZETESİ >>8 GÜNCEL Haziran Şubat Perşembe Cumartesi SONDAKiKA GAZETESİ >>9 GÜNCEL 217 Haziran Şubat Perşembe Cumartesi İNCE ZIMBALAR Sabit İNCE sabitince1@hotmail.com ATATÜRK'ÜN PARTİSİ OLDUĞUNU İDDİA EDEREK ATATÜRK SÖMÜRÜSÜ YAPAN CHP'NİN BULDUĞU ADAY KİMMİŞ İYİ OKUYUN. ŞAPKA DEVRİMİNE KARŞI ÇIKAN ATATÜRK VE CUMHURİYET DÜŞMANI BİR BABANIN OĞLUNU BULMUŞLAR... NE GÜZEL DEĞİL Mİ.. MISIR VATANDAŞI Çünkü 12 Temmuz 2004 tarihli Nokta dergisine bakılırsa, "Atatürk'e karşı olduğu için şapka devrimi üzerine ülkeyi terk edip Kahire'ye yerleşen son şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin yardımcısı Şeyh İhsanoğlu'nun oğlu olan Ekmeleddin İhsanoğlu" 1943 yılında Kahire'de doğmuş, 1966'da Kahire'deki Ain Shams Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik-Kimya Bölümü'nü bitirmiş "bir Mısır vatandaşıdır" ve "bir süre El Ezher Üniversitesi'nde de çalışmıştır". İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nce 1995'de kendisine armağan olarak yayımlanmış Feza Günergun'un hazırladığı Osmanlı Bilimi Araştırmaları adlı kitapta verilen bilgilere göre de "Kahire'de organik kimya konusunda yüksek lisans yapan" İhsanoğlu "1970 yılında Türkiye'ye gelerek Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi'ne asistan olarak girmiş, 1974 yılında organik kimya üzerine doktor yapıp, 1975 yılında gittiği İngiltere'den döndükten sonra da 1978'de Ankara Fen Fakültesi'nde organik kimya doçenti olmuştur. YILDIZI 12 EYLÜL'DEN SONRA PARLADI Gene Nokta dergisindeki bilgilere göre, "Türkiye'deki ilericilik o kadar ileri gitmişti ki Kuran'ın böylesine şiirsel bir mealinin varlığı herkes için zararlı olabilir" diyerek 1936'da İstanbul'da ölen Mehmet Akif'in "Mısır'da kaleme aldığı Kuranı Kerim'in Türkçe çevirisini" güya "vasiyeti üzerine yakıp yok ettiğini" söyleyen Ekmeleddin İhsanoğlu'nun yıldızı ise, asıl 12 Eylül darbesinden sonra birden olağanüstü parlamıştır. Daha 1980 yılında, Suudi parasıyla Kenan Evren'in Yıldız'da bir köşk bağışlayıp kurdurduğu İslam Konferans Örgütü'ne bağlı İslam Tarih Sanat ve Kültür Araştırmaları Merkezi (IRCICA) direktörlüğüne getirilmiştir hemen yılında da, Kimya Doçenti iken Kültür ve Bilim Tarihi Profesörü yapılıp, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde YÖK'ün kurdurduğu "Bilim Tarihi Bölümü" başkanlığına atanmıştır. Sanki bu tarihten itibaren "Türk Kültür ve Sanatı" veya "Osmanlı Kültür ve Sanatı" terimleri yerine "İslam kültür ve sanatı" terimi planlı biçimde yerleştirilirken, "Türk- İslam sentezi" tezi de politikada egemen kılınmıştır. NE ZAMAN NASIL PROFESÖR OLDUĞU BELLİ DEĞİL Gerçekten, Sayın İhsanoğlu asistan olabilmek için ne zaman TC vatandaşlığına geçmiştir acaba? Kahire'de okuduğu üniversitenin denkliği ne zaman kabul edilmiş, "kimya doçenti" iken birden "kültür ve bilim tarihi profesörlüğü"nü hangi üniversitede, hangi çalışmasıyla kazanmıştır? Bu soruları, taaa 14 Ağustos 2000'de Cumhuriyet'te çıkan "Gerçekten Kimdir Bu Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu" adlı yazımda da sormuştum. Nasıl unuturum... İstanbul Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof. Nur Serter de beni arayıp "teşekkür" etmiş ve "yazım üzerine Sayın İhsanoğlu'nun Üniversite'deki dosyasını getirtip incelediğini, ancak nerede ne zaman profesör olduğuna dair dosyada da bir bilgi bulunmadığını ve hemen YÖK'e yazıp profesörlük dosyasını istediğini, gelir gelmez de bir kopyasını bana göndereceğini" söylemişti. Demek, iyi saatte olsunlar buna da izin vermemişler. "Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete" dostlar, bari zebanileri iyi tanıyalım... REVNA TASARIMDA DÜNYA İKİNCİSİ Eskişehir 2013 Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleri çerçevesinde, 4-6 Haziran 2014 tarihleri arasında TÜRK DÜNYASI BİLİM OLİMPİYATI düzenlendi. 18 ülkeden finale kalan 100 projenin TASARIM ve BULUŞ olarak 2 farklı alanda değerlendirilmeye alındığı yarışmasında 4. Sınıf öğrencimiz Revna Doğanata İzmir Özel Fatih İlkokulu nu başarı ile temsil etti. Türk Dünyası Bilim Olimpiyatı nda BOYUNDAN AŞAĞISI FELÇLİ İNSAN- LARIN KAFA HAREKETİ İLE KULLAN- ABİLECEKLERİ AKÜLÜ TEKERLEKLİ SANDALYE projesi Bilişim Teknolojileri öğretmenimiz Elif Özdemir danışmanlığında TASARIM kategorisinde dünya ikincisi oldu. Çevresindeki engelli insanların hayatlarında yaşadıkları zorluklardan etkilenerek böyle bir araç düşünen minik Revna, bu fikrini danışman öğretmeni ile paylaşıp projeyi hayata geçirdiklerini belirtti. Boyundan aşağısı felçli olan insanlar ellerini ve kollarını kullanamadıkları için akülü tekerlekli sandalyeden de faydalanamadan hayatlarını yatağa bağımlı olarak yaşarlar. Bu insanlar, sadece başlarını sağlıklı bir insan gibi hareket ettirebilirler. Tasarladığımız akülü tekerlekli sandalye, kişinin başının hareketleriyle kontrol edilmektedir. Kontrol devresi şapka, bandana bant benzeri bir aksesuara monte edilmiş olan kablosuz bir devre kartıdır. Ayrıca, bu sandalyeyi kullanan diğer engelli kişilerin, elleri serbest olacağı için farklı işlerle de ilgilenebilir. Örneğin ellerini kullanabilen engelli çocuklar baş hareketleriyle tekerlekli sandalyesini kontrol ederken ellerini kullanabileceği oyunlara katılabilirler. (HABER MERKEZİ) Kıyma makinesinden kömür üretimi Bitlis Eren Üniversitesi (BEÜ) Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Makine Bölümünde hazırlanan proje ile atıl durumdaki et kıyma makinesi kömür presleme makinesine dönüştürüldü. BEÜ Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulundaki akademisyenler ve öğrencilerin hazırladığı projeler, yeni buluşları da ortaya çıkarıyor. Özellikle ağır ve çetin kış koşullarının yaşandığı Bitlis'te, atıl durumdaki kömür tozunun geri dönüşümünü sağlamak amacıyla hazırlanan proje dikkati çekiyor. Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Müdür Yardımcısı Erdinç Vural, yaptığı açıklamada, öğrenci ve akademisyenlerin hazırladığı projenin, Türkiye'de kar yağışının en fazla yaşandığı ve buna bağlı kömür tüketiminin yüksek olduğu yerleşim birimlerinden biri olan Bitlis için önemli bir adım olduğunu söyledi. "Bu proje ile atıl durumdaki kömür tozunun katı yakıt olarak yeniden kullanılabilirliğini sağlamış olduk" diyen Vural, ucuz maliyetteki kıyma makinelerinde yapılan birtakım değişikliklerle de bu makinelerin kömür presleme makinesine dönüştürüldüğünü ifade etti. Vural, kömür tozunun nasıl preslendiğini şöyle anlattı: "Yüzde 60 kömür tozunun içine bağlayıcı olması amacıyla yüzde 10 atık yağ ile yüzde 30 tahta tozu katarak karışım yaptık. Bu karışım makineye atıldıktan kısa süre sonra preslenmiş kömür olarak çıkıyor. Tahta tozu karışımıyla da kömürün yanma özelliğini artırmış olduk. Bu projeyle hem enerji dönüşümü hem de atıl durumdaki makinelerin kazanımı sağlanmış oldu." Kömür presleme makinesinin maliyetinin yüksek olması nedeniyle daha düşük maliyetle elde ettikleri et kıyma makinesini projede kullandıklarını vurgulayan Vural, "Denedik ve başarılı olduk. İlk başta kesin sonuç alacağımızdan emin değildik. Bundan sonraki aşamada bu projenin daha fazla geliştirilmesini sağlayacağız. Bu yöntemle üretilecek kömürlerin ısı enerjisi ölçülüp diğer imal edilen kömürlerle kıyaslandıktan sonra kömürümüzün uluslararası literatüre kazandırılmasını amaçlıyoruz" diye konuştu. (AA) ile çalışan göl tipi tekne GÜNEŞ ENERJİSİ Temiz Enerji Vakfı tarafından üretilen ve alanında ilk olan güneş enerjisi ile çalışan gezinti teknesi Eymir gölünde, ODTÜ Biyoloji Bölümü'nün su altı çalışmalarında kullanılacak. Projeye ilişkin açıklamada bulunan Temiz Enerji Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Demir İnan, temiz ve tükenmez enerjilerle ilgili uygulamaların, Türkiye'de daha geniş olarak kullanılmasına yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirtti "Bu çerçevede güneş enerjisi ile çalışan yaptığımız bu bot da Türkiye'de bir ilk. Güneş enerjisinin bu işte de kullanılabildiğini gösteriyoruz" ifadesini kullanan İnan, gezinti teknesi olan teknenin, bilimsel çalışmalarda da kullanılabildiğini aktardı. ODTÜ'ye teknenin yapımı konusunda öneride bulunduklarını ve üniversitenin de olumlu görüşü doğrultusunda bunu ürettiklerini anlatan İnan, teknenin, gürültüsüz bir şekilde çalıştığı için su altı dünyasını rahatsız etmediğini dile getirdi. Bu kapsamda tekneyi katamaran şeklinde yaptıklarını ve bir sonda ile de su altını inceleme imkanı sunduklarını aktaran İnan, teknenin ODTÜ Biyoloji Bölümü tarafından gerçekleştirilecek su altı çalışmalarında kullanılacağını anlattı. İnan, "Dolayısıyla bu tekne hem bilimsel çalışmalara, hem de gezmeye yönelik. Aynı zamanda güneş enerjisinin bu alanda da rahatça ve güvenli bir şekilde kullanılabilirliğini gösteren bir uygulama" değerlendirmesinde bulundu. Böylesi bir projenin hayata geçirilmiş olmasının önemine dikkati çeken İnan, şunları kaydetti: "Çünkü bu özgün bir projedir. Bir yerden kopya falan değildir. Mühendisimiz Engin Kıran'ın tasarımı ve yapımı da başlı başına onun uğraşlarıyla gerçekleşti. Dolayısıyla ilk aşamada bunu çalışır duruma getirdik. Şimdi tabii çalışır duruma getirince istekler de başladı. Sağdan soldan, özellikle baraj göllerinden bize bir takım istekler geliyor. Hatta derelerde çalıştırma yönünde de bir takım istekler geliyor. Tabii gelişecek. Yani biz de bir şeyler yapacağız ama bunu görenler de bunu geliştirecek. Bu kaçınılmaz. Çünkü bu oldu ve iş yürüyor. Yani onu gördü herkes." -"Umarım bu tekne Türkiye'de bir bilinç uyandırır" Proje Koordinatörü olan fizik mühendisi Engin Kıran ise vakıf olarak temiz enerji kaynaklarıyla ilgili projeler ürettiklerini, bugüne kadar güneş enerjisi ile çalışan bisiklet ve deprem parkı gibi projelere imza attıklarını söyledi. Güneş enerjisi ile çalışan tekne projesinin de bunlardan birisi olduğunu ifade eden Kıran, "Bu projede, güneş enerjisinin su araçlarında kullanımında oldukça verimli olabileceğini göstermek için bir ilk örnek, prototip yaptık. Bunu ODTÜ'nün Ey Gölündeki rekreasyon alanına hediye ettik, bağışladık" dedi. Tekneye bir beygir gücünde, yani yaklaşık olarak 750 watt gücünde güneş pilinin takılı olduğunu anlatan Kıran, şu bilgileri verdi: "Amacımız hız yapmak olmadığı için bu enerji bize yetiyor. Tabii aküleri de var sistemin. Geceleri ya da güneşsiz günlerde bu aküleri de kullanarak kolaylıkla tekneyi hareket ettirebiliyoruz. Teknemizin iki tane motoru var. Her birisi yaklaşık bir insan gücünde. Yani bir kürekle insanın kayığı hareket ettirmesi gücüne eşit bir güç. Yaklaşık olarak 3 saat kadar aküleri tekneyi güneşsiz zamanda hareket ettirebilecek kapasitede. Boyu 5 metre, yüksekliği 2 metre ve eni 2 metre 10 santimetre uzunluğunda katamaran tipinde bir tekne bu. Oldukça verimli bir tekne. Teknede 4 kişi oturabiliyor. Üzerine biyolojik araştırmalarda kullanılması amacıyla bir su altı kamerası monte ettik. Bu kamera ile bütün donanım da yine güneş enerjisiyle çalışıyor." Teknenin yapımında, suya dayanıklı alüminyum kullanıldığını, üzerinde ise güneş panellerinin yer aldığını aktaran Kıran, "Bizim yapmadığımız tek şey güneş panelleri ve alüminyum. Onun dışındaki her şeyi biz tasarladık. Bu işe özel optimum verimi elde edebileceğimiz bir tasarım yaptık" diye konuştu. Kıran, "Bu ilk örneği, umarım ilgililer görmüşlerdir. Bu konuda da Türkiye'de bir bilinç uyandırmış olur bu tekne ve insanlar bunu kullanırlar" dedi. - "Umarım bu tip çalışmaların devamı gelir" Projenin destekçilerinden, Birleşmiş Milletler (BM) Küresel Çevre Fonu (GEF) Küçük Destek Programı (SGP) Ulusal Koordinatörü Gökmen Argun da "Bu proje çok önemli bir proje bizim için. Aslında tek bir proje diyebilirim. Başka benzeri yok Türkiye'de" değerlendirmesinde bulundu. Teknenin, gölde yaşayan su kuşlarından dahi daha az ses çıkardığına dikkati çeken Argun, "Biyolojik İzmir in KİRAZ ı var, Kiraz da her şey var Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar Şengül, Kiraz ın Çeşme den güzel, Foça dan önemli, Şirince den egzotik olduğunu söyledi. Diğer tanınmış bölgelerin bir tek özellikleri bulunurken, Kiraz ın birçok tarihi turistik özelliği ve zenginliği bir arada bulundurduğuna dikkati çeken Şengül, 21 Haziran Cumartesi gerçekleştirecekleri Kiraz Festivaline gelen konukların ilçenin saklı güzellikleriyle tanışacağını ifade etti. Kiraz ı tanıtan broşür hazırladıklarını ve festivale katılacak konukları çeşitli sürprizlerin beklediğini belirten Şengül, Konuklarımızı eşsiz lezzetiyle buluşturacağımız kirazımız için düzenlediğimiz şenlik hazırlıklarında sona gelindi. Kiraz da Cumartesi günü festival var. Kiraz da her şey var. İzmir in Kiraz ı var dedi. İlçenin gölgede bırakıldığı günlerin artık geride kaldığını dile getiren Kiraz ın ilk kadın Belediye Başkanı Saliha Şengül, nam-ı diğer Çemberli Efe, Kiraz ın adını Türkiye ye duyuracaklarını kaydetti. Şengül, Artık tarihi ve turistik özellikleriyle, bereketli ve doğal ürünleriyle, misafirperver insanıyla ünlü Kiraz ın adını herkes duyacak diye konuştu. Şengül, insanların Kiraz daki doğal güzelliklerle tanıklık ettikten sonra ayrılmakta güçlük çekeceğini değinerek şöyle konuştu; Kiraz ilçemize gelen konuklarımız, öncelikle eşsiz kirazımızı tadacak, verimli topraklardan fışkıran doğal meyve ve sebzelerimizi, serin yaylarımızı, şelalelerimizi, Türk tarihinin en önemli eserlerini, antik dönemlerden kalan tarihi yapıları, otantik ürünlerimizi ve eşsiz doğal güzelliğimizle tanışacak. Birde Kirazlıların misafirperver ve çalışkanlığına tanık olunca buradan ayrılmak istemeyecekler. Ege Bölgesi nin önemli üreticisiyiz Kirazlıların el emeği göz nuru neyi varsa ortaya çıkarmak ve yetiştirilen tüm lezzetleri vatandaşlarla buluşturmak amacıyla yola çıktıklarını sözlerine ekleyen Şengül, şunları kaydetti; Ege Bölgesi nin en verimli et ve süt üreticiliği, en lezzetli domatesi, en güzel barbunyası, inciri, zeytini, biberi burada yetişiyor. Bu konudaki iddiamızı göstermek için tüm İzmirlileri, Türkiye nin her yerinden vatandaşlarımızı Kiraz Festivaline bekliyoruz. Gün boyu gezen konuklarımız akşam düzenlenen konserimizde de eğlenme ve dinlenme fırsatı bulacak. (HABER MERKEZİ) çeşitlilik anlamında öne çıkmış bu tip bir rekreasyon alanında, aynı zamanda bir doğa koruma alanında bu tip tekne gerçek bir çözüm" ifadesini kullandı. Çağdaş ve doğanın korunması yönünde aktif rol oynayan belediyelerin ve belediye başkanlarının bu projeye dikkatlerini ekmek istediğini dile getiren Argun, kendileriyle bu konuda bağlantıya geçilebileceğini söyledi. Argun, "Umut ederim, ülkemizde doğaya zarar vermeyen, iklim değişikliğiyle mücadele edebilecek nitelikte bu tip çalışmaların devamı gelir" diye konuştu. Projeye 20 bin dolar katkıda bulunduklarını dile getiren Argun, belediyelerin ise kendi özel bütçelerinden böyle bir projeyi kolaylıkla karşılayabileceklerini kaydetti. Argun, "Bu çalışmada tek enerji kaynağımız güneş ve bu bize yeter. Bu proje böyle bir teknenin tek bir enerjiyle gayet güzel çalıştırılabileceğini, kendisine güvenebileceğimizi, güneşe sonuna kadar güvendiğimizin bir göstergesi aynı zamanda" değerlendirmesinde bulundu. (AA) Soma için origami Soma'da yaşanan maden faciasından etkilenen Japonların hazırladığı, kendi kültürüne göre hasta veya yaralı kişilere iyileşme dilek ve duası niyetiyle yollandığı bildirilen kağıt katlama sanatıyla yapılmış turnalar, Soma'ya getirildi. Japonya'dan gelen Rika Minamitani ve Taichi Minamitani, Türk-Japon Vakfı Başkan Yardımcısı Emin Özdamar'la birlikte Manisa Valiliği'ni ziyaret ederek, vali yardımcısı Sıtkı Zehin le görüştü. Emin Özdamar, Kobe den gelen konukların 1995 yılında deprem afeti yaşadığını ve Soma da meydana gelen kazayı duyduklarında çok üzüldüklerini ifade etti. Japon kültüründe kağıt katlama sanatıyla (origami) turna yapımının Hiroşima ya dayandığını bildiren Özdamar, bu yöntemle yapılan kuşlardan bin adedinin gönderilmesinin ise "geçmişlere rahmet, kalanlara sağlık, hızla iyileşme, barış" dilek ve duası anlamına geldiğini belirtti. Rika Minamitani nin Soma'da yaşanan felaketi televizyonlardan öğrenerek büyük üzüntü duyduğunu, bu acı karşında kendi kültürlerinde acının paylaşımını ifade eden orgiami turnalardan yapmaya başladığını kaydeden Özdamar, şu bilgileri verdi: "Minamitani'nin çevresindekilerin ve Türk-Japon Vakfı nın da buna katılmasıyla 200'e yakın kişi 5 bin orgima turna hazırladı ve Türkiye'ye getirdi. Bu turnalardan bin adedi Manisa Valiliği'ne teslim edilecek, 4 bin adedi ise Soma'ya götürülecek. (AA) STK lardan Yelekli ye açık destek Mazlum VESEK Karabağlar Kent Konseyi Başkanı Uğur Yelekli ye İzmir de faaliyet yürüten çeşitli sivil toplum kuruluşlarından destek geldi. Karabağlar Kent Konseyi binasına gelerek Yelekli yi ziyaret eden dernek başkanları ve üyeleri, Yanındayız mesajı verdi. Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu nun, Karabağlar Kent Konseyi Başkanı Uğur Yeleki yi görevde istemediği ile ilgili bazı basın kuruluşlarına yansıyan haberlerin ardından STK lar harekete geçti. Karabağlar Kent Konseyi ne gelerek Yeleki yi desteklediklerini açıklayan dernek başkanları, Yelekli nin İzmir deki ne başarılı konsey başkanlarından biri olduğunu vurguladı. Kendisine destek vermeye gelenlere çok teşekkür eden Yelekli, 25 yıllık bir CHP li olarak yaşamımda ve siyasi faaliyetlerimde hep dezavantajlı grupların sesi olmaya çalıştım. Engelliler, gençler, kadınlar, yoksullar sosyal demokrat bir siyasetçi olarak benim her zaman birinci gündemim oldu. Özellikle engelliler ile ilgili çalışmalarımızla bu kentte bir farkındalık yarattık. Bu çabaların sonucu olarak bugün sizin gibi dostların desteğini görüyorum. Bu benim en büyük zenginliğim dedi. ORTAK AKIL VE UZLAŞI Kent Konseyleri yönetmeliğine dikkat çeken Yelekli, Kent konseyleri ortak akıl ve uzlaşı ile yönetişim anlayışı ile yürütülür. Kentlerin yerel demokrasi okuldur. Kentlere vizyon katarak ilerlemelerini sağlar. Başarılı bir kent konseyini de ben yine belediye başkanlarının demokratik tutumlarına bağlıyorum. Başarısız bir kent konseyi vardır ki, bir belediye başkanı Latife Hanım Mahallesi nde vatandaşlarla buluşan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, bölgede yapılacak kentsel dönüşüm ile sağlıklı ve depreme dayanıklı konutlar yaratacaklarını söyledi. Mahallenin sorunlarını dinleyen ve çözüm yollarını anlatan Akpınar, çocuklara da söz verdi, nasıl bir Karşıyaka hayal ettiklerini sordu. Her hafta farklı bir mahallede Halk Buluşmaları gerçekleştiren Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, bu kez Latife Hanım Mahallesi nde vatandaşlarla bir araya geldi. Sorunları ilk ağızdan dinleyen ve çözüm önerilerini sıralayan Başkan Akpınar, diğer toplantıların aksine bu kez en fazla sözü çocuklara verdi. BU KEZ ÇOCUKLAR KONUŞTU Geleceğin Karşıyaka sını çocuklarla ve gençlerle yaratacaklarını söyleyen Başkan Akpınar, miniklere, nasıl bir Karşıyaka da yaşamak istediklerini ve belediyeden beklentilerini sordu. Bazıları park, oyun sahası ve yeşil alan talep ederken bir çocuğun En yakın arkadaşım işitme engelli. Onun için özel bir cihaz istiyorum sözleri alanda duygusal anlar yaşanmasına neden oldu. Akpınar, toplantıdan sonra mahallenin çocuklarına top ve çikolata hediye etti. gelir ve o konsey başarılı olur. Tam tersi de olabilir, başarılı bir kent konseyi bir belediye başkanının gelmesi ile başarısız olabilir diye konuştu. KRİZ OLARAK GÖRMÜYORUM Yelekli, basın kuruluşlarına yansıyan ifadelere de değinerek, Ben bu süreci açıkçası bir kriz olarak görmüyorum. Sayın başkanın bir dost ortamında söylediği sözler basına ulaşmıştır. Muhittin bey, bizim başkanımızdır ve kendisine desteğimizi her zaman ifade ettik. Hep beraber Karabağlar a büyük hizmetler vereceğimize inanıyorum ifadesini kullandı. DEMOKRATLI VURGUSU İzmir Kent Konseyi Engelli Meclisi Başkanı Süleyman Er de, Uğur Yelekli nin her zaman yanında olduklarını kaydederek, Uğur Yelekli, özellikle engelliler alanında başarılı çalışmalar sergilemiş bir arkadaşımız. Karabağlar Kent Konseyi de, İzmir in en başarılı kent konseylerinden biridir. Tahammül edilemeyen nedir, onu anlamakta güçlük çekiyoruz sözlerine yer verdi. Er, kendisine demokrat diyenlerin yönettikleri kentte demokrat bir tutum sergilemesi gerektiğini söyleyerek, Söze geldi mi Başbakan ın despot tavrından, iktidarın antidemokratik tutumundan söz edenler, gerçekten demokratlığın hakkını vermeliler görüşünü aktardı. Toplantıya katılan Roman Derneği Başkanı Abdullah Cıstır, Buca Engelli Meclisi Başkanı Gündüz Koçak, Tüm engelliler Federasyonu Genel Başkanı Ahmet Gültekin ve diğer dernek başkanları da Yelekli ye destek dileklerini iletti. (HABER MERKEZİ) 85 yaşında günde 40 kilometre bisiklet sürüyor Çarşamba ilçesinde yaşayan 19 torun sahibi 85 yaşındaki Murat Özsoy, ilçe merkezine gidip gelmek için 40 kilometre bisiklet sürerek adeta gençlere taş çıkarıyor. Ahubaba Mahallesi'nde yaşayan Özsoy, ilerlemiş yaşına rağmen dinçliği ve kilometrelerce bisiklet sürüşü ile dikkat çekiyor. Toplu taşıma araçları yerine bisiklet kullanarak gençlere de örnek olan Özsoy, 15 yaşından beri zaman zaman bisiklet sürdüğü ancak 80 yaşından sonra bisikletinden ayrılmadığını anlattı. İlçe merkezine gitmek için dolmuş beklemek yerine bisikleti tercih ettiğini söyleyen Özsoy, şunları dile getirdi: "Eşimi 24 yıl önce kaybettim, 6 çocuğum var. İlçe merkezi evime 20 kilometre uzaklıkta. Çarşamba daki günlük işlerimi halletmek ve sağlıklı yaşamak için bisiklet kullanıyorum. 85 yaşındayım, 15 yaşımdan beri, özellikle de son 5 yıldır bisiklet kullanıyorum. Her gün köyümden şehre geliyorum ve dönüyorum, 40 kilometre bisiklet sürüyorum. Köyde araba beklemektense bisikletle gelmeyi tercih ediyorum. Hem böyle istediğimi de yapıyorum. Bisiklet sürmeye sağlığım için başladım. Bayağı da iyi geldi. Şimdi kendimi daha dinç hissediyorum. Çocuklarım bisiklet sürmemi istemiyor. 'Araba ile git' diyorlar ama ben bisiklet kullanıyorum. Çocuklarım değil ama torunlarımla bisiklet sürüyor, onlarla yarışıyorum. Onları geçerim ama eğlensinler diye yeniliyorum onlara." Bisikletinin eski olmasına rağmen kendisini idare ettiğini ifade eden Özsoy, "Yenisi olsa daha çok kullanırım ama ne yapalım idare ediyoruz. Çarşamba da bisikletimin bakımlarını da yaptırıyorum. Sağlıklı kalması için herkese bisiklet kullanmayı tavsiye ederim" şeklinde konuştu. Özsoy, bisiklet kullandığı için sağlık sorunlarının da azaldığını sözlerine ekledi. (AA) ANLAYIŞI DEĞİŞTİRECEĞİZ Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar En büyük hedefimiz, çocuklarımızın en iyi şartlarda ve özgürce yaşayabileceği kentler yaratmak. Bu çağda hala park ya da oyun sahası isteniyorsa sistemde ve siyasette sorun var demektir. Biz bunu değiştireceğiz. Sizden ne alabileceğimizi değil, size ne verebileceğimizi düşünüyoruz. Geleceğin Karşıyaka sını, çocukların hayalleri ve yapmak istedikleri ile kuracağız. Bu bölgede yapacağımız kentsel dönüşüm ile de sağlıklı ve dayanıklı bir kent yaratacağız. Sadece binalarda değil, zihinlerde de dönüşüm yapacağız dedi. (HABER MERKEZİ) Ali GÜRBÜZ aligurbuzgayrımenkul@gmail.com ÇATI TAMAM Çatı tamam sıra kiremitte. Çatının konturolü yapıldı arıza çatıda değilmiş, sızıntının sebebi kiremitte. Bu tesbiti yapan siyaset ustası, pardon çatı ustası Kemal bey,olayı hemen her konuda birlik olduğu Devlet ustayla yaptı. Aralarında uzun süren istişare dönemini bitirdiler,birlikte bazı partilerin başkanlarıyla,sanatçı ve artistlerle konuştular,sonra hazzın zirvesine çıktıklarında Cumhurun kendisi olan vatandaşa ilan etme gereği duydular. Tabanlarının haberi yok,bazı kurmayların ve millet vekillerinin haberi yok,teşkilatlarının haberi yok. Açıklama yapılır yapılmaz en sert tepkiyi İstanbul üniversitesi eski rektör yardımcısı hanım efendi yaptı. Kendisi üniversitenin çatısının ana direği olduğundan, bu yeni kiremitin işlerine gelemeyeceğini söyledi ve arka arkaya tepkiler. Mademki kiremit değişecek neden önce kendi gurubundan sakladın? Neden teşkilatlarını haberdar etmedin. CHP dikkat edilirse sol kesimden yavaş yavaş kayarak, hızlı bir şekilde sağ kulvardaki kanatlardan medet umuyor.chp nin sağ kanattan yüklendiğinde, içerisindeki sol kanat çatırdamaya başladı, hatta bununla kalmayarak kendi çatılarının taşıyıcı makasları dahi sert şekilde esnemeye başladı. Çatıya döşenecek olan ve sızıntıyı önleyecek kiremit, çatıya ilk defa konacağından dolayı, çatıya uyum sağlayıp sağlmayacağı konusunda kimse emin değil, hatta çatı ustası kemal bey bile. Açıklanan çatı adayın diplomasi başarısı oldukça iyi ama, siyasi olarak olarak geçeri zayıf. Zamanında doğan gurubunun tedavülden kaldırılan şimdiki şeref başkanı ( Tevfik Dikerin kitabında okuyabilirsiniz) beykoz konaklarında canı hayli sıkılan, zamanın sol partilisi hacı özkan, bazı TV yapımcıları vs lerle arap çöllerinde teklifte bulunduğu aday, demekki bu günlere hazırlanmıştı. Boğazın koçları,kuzuları,tosunları,boğaları ülke siyaseti için nasılda çalışıyorlar iyice çıktı ortaya. Bu muazzam para babaları,basın imparotorları,gazete köşe yazarları kendi üzerlerine vacip dahi olmayan konuları farz kabul ederek kolları sıvamaktalar. Orta doğuda kesinlikle vurduğunda ses getirecek bir Türkiye cumhur başkanı istemeyen ve yüz yıllardır anılan bölgeyi imar etmeye çalışan İngilizlerin perde arkasından hazırlayıp, ortaya koyduğu oyunun ta kendisidir. Ortaya yeni çıkan bir IŞİD örgütü, sanıyormusunuz ki tesadüfen çıksın ortaya. Dikkat edin IŞİD tam bir devlet mantığı ve düzenli ordu havasında harekatını devam ettiriyor. Bu bakımdan kara perde arkasında ABD ile İRAN arasında gizli olan aşk, yavaşça ortaya çıktı. Çıban başı olarak görünen ülkeleri yavaşça bay pas eden bu okyanusun ortasında ve arkasındaki devletler, kafalarına koydukları IRAK ın üçe bölünmesi için kesin olarak hazırlanan haritayı şimdi uygulamaya koydular. Bekara karı boşamak kolay diye bir TÜRK ata sözü vardır. Şimdilerde Irak a girilmesini isteyen bazı gafiller, esir olan diplomat ve elçilik personelimizle, şöförlerimizin kurtarılması için savaş ilan etmedikleri kaldı. Bu bakımdan orta doğuda zayıflaması gereken Türkiyemiz için, ülkemizin çatısının zayıf olmasını isteyen harita dizayncıları için, çatı ustası olan kemal bey aranılan usta olarak çıktılar ortaya. Yani şunu anlamak için kahin olmak gerekmiyor,ülkemizin ne zaman kalkınmaya başlarsa başlasın,hemen çatı dizaynı için ne kadar ustalar varsa çıkıyor ortaya. Bize sembolik kiremit değil, kalkınan ve siyasi ve ekonomik olarak ülkesine sızıntı yapmayan, meclisteki çatının kiremitlerinin sağlam olması lazımdır. BU KEZ ÇOCUKLAR KONUŞTU, BÜYÜKLER DİNLEDİ Turistlerin yeni eğlencesi "denizin üstünde uçmak" Marmaris'te tatilini geçiren turistler, özellikle su sporları merkezlerindeki parasailing adı verilen deniz paraşütlerine yoğun ilgi gösteriyor. Güney Ege'nin gözde turizm merkezlerinden Marmaris'te tatilini geçiren yerli ve yabancı turistler, yüksek adrenalin keyfini yaşayarak eğlenmek için su sporları merkezlerini tercih ediyor. Hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte ilçe merkezi ve mahallerindeki 32 su sporu merkezinde yoğunluk yaşanıyor. Merkezlerde turistlere parasailing, jet ski, banana, sürat botu, fly fish, ringo, chariot, phantom, wakeboard, water ski, bot, kano ve flyboard gibi su sporu etkinlikleri yapma imkanı sunuluyor. Tatilcilerin en fazla ilgi gösterdiği su sporları etkinliğinin ise parasailing adı verilen deniz paraşütleri olması dikkati çekiyor. Bir sürat teknesinin arkasına iple bağlı paraşüte binen turistler, teknenin hızlanmasıyla gökyüzüne doğru yükselmeye başlıyor. Yaklaşık 300 metre yükseğe çıkan paraşütle ilçeyi havadan görme ve heyecanlı anlar yaşama fırsatını elde eden müşteriler, dakikalarca havada kalabiliyor. Sürat motorunun arkasına iple bağlı "Ringo" adı verilen yuvarlak botlara binenler ise deniz üzerinde yüksek sürate ulaşmanın keyfini tadıyor. (AA)

9 SAYFA 10 SONDAKiKA GAZETESİ >> 10 DENİZLİ HABERLERİ Haziran Şubat Perşembe Cumartesi İzmir Büyükşehir Belediyesi SBS Belediyesi ne dönüştü! İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Aydoğan'ın AK Parti'ye yönelik eleştirilerine cevap veren İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Doğan, "CHP ve belediye, Sırrı Bey'in elinde. Belediyede ve partide her şeyi Sırrı Bey e Soralım anlayışı mevcuttur" diye konuştu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Sayın Sırrı Aydoğan, AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Grubu nun büyükşehir belediyesi çalışmalarına yönelik eleştiri, görüş ve önerileri hakkında önceki gün bir açıklama yapmıştır. Sayın Aydoğan ın ölçüsüz, nezaket kurallarını aşan, bulunduğu makamın ciddiyetinden uzak, sokak jargonuyla yaptığı açıklamalar İzmirlinin ve kamuoyunun tepkisini çekmiştir. CHP lilerin başarısızlıklarından ve beceriksizliklerinden ağrıyan başları sıkışınca hemen başvurdukları yöntem, AK Parti ye ve AK Partililere fütursuzca saldırmaktır. Sayın Aydoğan ın ucuz siyasi hesaplar kokan, kasaba politikacısı tarzındaki söylemlerini oldukça garip bulduğumuzu belirtmek isteriz. Kendisi de çok iyi bilmektedir ki, AK Parti de siyaset yapan herkes partisinin temel ilkelerine sadık, liderinin ve yönetici kadrosunun dimdik arkasında, hakkı haykırma noktasında en gür sedayı ortaya koyan bir iradeye sahiptir. AK Partililer, bu ülkeye, bu kente hizmet etmek için canla başla çalışmaktadır. Partimizin tüzük ve programının hayata geçirilmesi konusunda hiç kimsenin güdümüne girmeden ve etkisinde kalmadan çalışmaya devam edeceğimizi de herkes bilmelidir. Sayın Sırrı Aydoğan ın başta il başkanımız olmak üzere yöneticilerimiz ve partililerimiz için sarf ettiği sözleri, mesnetsiz ithamlarını kabul etmemiz mümkün değildir. Sayın Aydoğan ın yaptığı açıklamaları biraz da hedef şaşırtma taktiği olarak görüyoruz. Kişi kendinden bilir işi misali, Sayın Aydoğan bizim partimizi kendi partisine benzetmesin. İzmir ehil eller tarafından yönetilmiyor Sayın Sırrı Aydoğan yaptığı açıklamayı hangi sıfatla yaptığını açıklasın. Bu açıklamayı Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili sıfatı ile mi yapmıştır, yoksa Büyükşehir Belediye Meclisi Grup Başkanvekili sıfatı ile mi yapmıştır? Yoksa İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonu Başkanı sıfatı ile mi yapmıştır? Ya da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili sıfatı ile mi yapmıştır? İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Başkanvekili olarak mı yapmıştır? Yani Sırrı Aydoğan partiyi ve belediyeyi yöneten bir kişi olarak mı bu açıklamayı yapmıştır? Görüldüğü gibi sanki Cumhuriyet Halk Partisi meclis üyelerinin içerisinde başka değerler yokmuş gibi tüm yetkiler aynı kişide toplanmış. Bütün İzmir ve kamuoyu biliyor ki; İzmir de Cumhuriyet Halk Partisi ni perde arkasından Sayın Sırrı Aydoğan yönetmektedir. Zaten bu yönetim tarzıyla da parti ile ilçeleri karıştırmıştır ve bunu yapmaya devam ediyor. Bu nedenledir ki gerek parti içinde gerekse belediye içerisinde Sayın Sırrı Aydoğan yüzünden İzmir Büyükşehir Belediyesi ne SBS Belediyesi denmektedir. Evet, İzmir Büyükşehir Belediyesi nde SBS yani Sırrı Bey e Soralım yönetim tarzı vardır. Belediyede ve partide her şeyi Sırrı Bey e Soralım anlayışı mevcuttur. Belediyenin hiçbir işi Sırrı Bey e sorulmadan yapılmamaktadır. Hiçbir personel Sırrı Bey e sorulmadan alınmamaktadır. Düşünün ki, İzmir gibi bir kentin büyükşehir belediyesinin imar komisyonu başkanı pratisyen hekim. İzmir Büyükşehir Belediyesi nin CHP grubu içerisinde, hatta imar komisyonunun içerisinde bile birçok mimar ve mühendis varken bir pratisyen hekim yıllardır imar komisyonu başkanlığı yapıyor. Talimat alıp, talimat veren bu pratisyen hekim hem İzmir in hem de ilçelerinin gelişmelerini engelleyerek kentimizi köye çevirmiştir. Sayın Aydoğan verdiği talimatlarla ilçelerin imar sorunlarını düzenlemektedir. Herhâlde İzmir bu nedenle köy oldu. Düzensiz ve imarsız yapılaşmalar devam ediyor. Biz İzmir in ehil eller tarafından yönetilmediğini bu nedenle söyleyip duruyoruz. (HABER MERKEZİ) İZMİR EKONOMİLİ İÇMİMARLAR JAPONYA YOLCUSU İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü Öğrencileri, Japonya Hükümeti nin sağladığı yüzde 80 oranında bursla, Chiba Üniversitesi nde tasarım alanında staj yapacak İEÜ İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü ile Chiba Üniversitesi Mimarlık Bölümü Değişim/İletişim Programı kapsamında, 13 Türk öğrenci 30 Haziran 5 Ağustos tarihleri arasında Japon tasarım anlayışını yakından tanıyacak, mimari eserleri inceleme olanağı yakalayacak. İEÜ İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Deniz Hasırcı, 2004 yılından bu yana Chiba Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Kaname Yanagisawa ile çeşitli projelerde işbirliğinde olduklarını söyledi. Doç. Dr. Hasırcı, Eylül ayında Chiba Üniversitesi öğrencileri üniversitemize konuk oldu. Türk Japon ortaklığında öğrencilerimiz ile yıl boyunca yuva tasarımı üzerine çalıştılar. Bu sayede, iki üniversitenin öğrencileri çocuk mekânlarının tasarımı konusundaki deneyim ve çalışmalarını birbirlerine aktarma fırsatı buldu. Chiba Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Yanagisawa ile bölüm hocalarımız Yrd. Doç. Dr. Emre Ergül ve Doç. Dr. Osman Demirbaş arasında gerçekleştirdiğimiz koordinasyon sonucunda 13 öğrencimiz temmuz ayı boyunca Japonya da yaz stajlarını gerçekleştirecek dedi. Türk-Japon sentezli tasarım Projenin temel amacının iki tarafın öğrencilerinin entelektüel ve kültürel altyapılarına katkı sağlamak olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Hasırcı, öğrencilerin Chiba Üniversitesi ndeki tasarım öğrencilerinin çalışma ortamlarını, projelerini, tasarıma yaklaşımlarını yakından inceleme olanağı yakalayacağını ifade etti. Öğrencilerin, her hafta iki teknik gezi yapacağını, Japon tasarım anlayışını ve tasarımcılarını yakından tanıyacağını anlatan Doç. Dr. Hasırcı, 13 öğrencinin 2. ve 3. sınıf öğrencilerinden yuva tasarımı projelerine katılanlar arasından seçildiğini belirtti. Doç. Dr. Hasırcı, Prof. Yanagisawa nın girişimleriyle Japon Hükümeti nin Türk öğrencilerinin masraflarının yüzde 80 ini karşılayacağını söyledi. Öğrencilerin Japonya heyecanı! Staja katılacak öğrencilerden İEÜ İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Öğrencisi Yasemin Albayrak da, Japonların olağanüstü dingin bir ruha sahip olduğunu belirterek, Sadeliğin getirdiği uyum ve dengeyle ulaştıkları güzellik Vatandaşların ve esnafın konforlu ve hijyenik ortamlarda bir araya gelebilmesi için harekete geçen Karşıyaka Belediyesi, pazaryerlerinde bakım, onarım ve yenileme çalışması başlattı. Eksikleri yerinde inceleyen Başkan Hüseyin Mutlu Akpınar "Vatandaşlarımızın daha sağlıklı ortamlarda alışveriş yapması için gerekli düzenlemeleri yapacağız" dedi. Vatandaşların önerilerini ve taleplerini dikkate alan Karşıyaka Belediyesi, ilçedeki 7 pazaryerinde bakım ve onarım çalışması başlattı. Yaz aylarında vatandaşların ve esnafın sağlıklı ortamlarda bir araya gelmesi için fiziki ve teknik eksikliklerin giderileceği belirtildi. Bu kapsamda; çatısı akan pazaryerlerinde çatı ve zemin tadilatı anlayışları beni her zaman çok derinden etkilemiştir. Bir ay da olsa böyle bir kültürü deneyimlemenin ufkumu inanılmaz bir şekilde genişleteceğine inanıyorum dedi. Öğrencilerden Özün Özgen de, Türk ve Japon kültürünü paylaşma olanağı yakalayacağını kaydetti. Özgen, Bu stajda, içmimarlık anlayışına başka kültürde nasıl bakıldığını, farklılıklarını ve ortak yanlarını öğreneceğim diye konuştu. (HABER MERKEZİ) PAZARYERLERİ YENİLENİYOR yapılacak. Su kanalları ve mazgallar yenilenecek. Tezgah alanları onarılacak. Giriş- çıkışlar düzenlenecek ve engelli kullanımına uygun hale getirilecek. SES PANELLERİ KURULACAK Fiziki ve teknik şartların yanı sıra, pazarcı esnafına yönelik bilgilendirme çalışmaları da yapılacak. Fiyat etiketleri, tartı işlemleri vatandaşların talepleri doğrultusunda düzenlenecek. Tezgahların kurulma ve kaldırılma saatleri yeniden belirlenecek. Temizlik ve hijyen konusunda esnafa yönelik bilgilendirici el ilanları hazırlanacak. Zabıta denetimleri sıklaştırılacak. Pazaryerlerinden gelen yüksek sese karşı da tezgah alanlarının dış cepheleri ses panelleri ile kaplanacak. DENETİMLER ARTACAK Pazaryerlerini tek tek gezerek sorunları yerinde tespit eden Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar Vatandaşlarımızın talepleri doğrultusunda, pazaryerlerinde bazı düzenlemelere gideceğiz. Bu çalışmalar kapsamında daha rahat alışveriş ve satış yapılacak alanlar yaratmayı hedefliyoruz. Esnafımızın daha düzenli olması için de denetimlerimizi ve bilgilendirme çalışmalarımızı artıracağız. Eksikleri en kısa sürede tamamlayacağız dedi. (HABER MERKEZİ) DASK'tan DEÜ'ye deprem ödülü Türkiye de ilk kez Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması nda dereceye giren takımlar belli oldu. Birinciliği Karadeniz Teknik Üniversitesi nden Tweezers takımı aldı. Takım üyeleri 10 bin TL lik para ödülünün sahibi olurken üniversitelerine de deprem masası kazandırdı. İkincilik ödülünü Dokuz Eylül Üniversitesi alırken üçüncülük ödülü yine Karadeniz Teknik Üniversitesi nden Portakule takımının oldu. Karadeniz Teknik Üniversitesi Portakule takımı, yarışmacıların oylarıyla En İyi Yarışma Ruhu Ödülü ne de layık görüldü. En İyi Deprem Performansı Özel Ödülü nü ise Düzce Üniversitesi nden Grup 81 aldı. En İyi Mimari Özel Ödülü ile En İyi İletişim Berecisi Ödülü Orta Doğu Teknik Üniversitesi nden Grup 33 ün oldu. DASK Genel Sekreteri Serpil Öztürk ödül töreninde yaptığı konuşmada öğrencilere şöyle seslendi: Sizler Türkiye nin geleceğini inşa edecek mühendis ve mimar adaylarısınız. Sizlerin özen ve dikkatiyle depremlerin artık afetlere dönüşmeyeceğine inanıyoruz. Beklentimiz, güvenli binalar yapmaya harcadığınız emeği, toplumu bilinçlendirmeye de harcamanız. Ülkemizin yeni güvenli toplum elçileri olarak deprem ve zorunlu deprem sigortası bilincini yaymanız. Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) tarafından düzenlenen Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması na 26 üniversiteden 39 takım kendilerinin tasarladığı bina modelleriyle katıldı. İnşaat mühendisliği öğrencilerinden oluşan takımların Maslak ta bir iş kulesi olarak tasarladıkları bina modelleri, sarsma masası üzerinde farklı şiddetteki 3 depreme karşı direndi. Büyük ödül, depremi simüle eden sarsma masası DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması nın 4 gün süren finali bina modellerinin teknik değerlendirmesi ve takımların proje sunumlarıyla başladı. Final etkinliğinin üçüncü gününde ise bina modellerinin sarsma masası üzerindeki depreme dayanıklılık performansı ölçüldü. Birincilik ödülünü alan Karadeniz Teknik Üniversitesi nden Tweezers takımı, üniversitenin inşaat mühendisliği bölümüne eğitim amaçlı kullanılmak üzere depremi simüle eden sarsma masası kazandırdı. Ayrıca birinci takım 10 bin TL lik para ödülünün de sahibi oldu. İkinci takım 5 bin TL, üçüncü takım 3 bin TL para ödülü kazandı. En İyi Mimari, En İyi Depreme Dayanıklılık, En İyi İletişim Becerisi ve En İyi Yarışma Ruhu ödüllerini kazanan takımların üyeleri ise hediye çeki aldı. DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması nın sonuçlarına adresinden ulaşılabiliyor. (HABER MERKEZİ) İzmir Üniversitesi nden bir şampiyonluk daha İzmir Üniversitesi Beyin Takımı, 3. Geleneksel Üniversitelerarası Bilgi Yarışması nda birinci oldu. Üniversitelerin hazırlık sınıfları arasında her yıl farklı bir heyecana neden olan Geleneksel Üniversitelerarası Bilgi Yarışması nın üçüncüsünün galibi, İzmir Üniversitesi Beyin Takımı oldu. İzmir Ekonomi Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen yarışmaya 7 üniversiteden 14 takımın katıldı. Öğrencileri yarışmaya hazırlayan Yabancı Diller Yüksekokulu okutmanları Duygu Özler ve Damla Bildi Bozkuş ile öğrenciler Duygu Özdemir, Serkan Özkan, Cansu Önem, Cemil Berk Tatlıcı, Batuhan Almışlar, Elnur Musayev, Nurallah Taha Gümüş, Ömriye Kaşıkçıoğlu, Emre Mintaş, Yiğit Sami Özbay ve Yasemin Vuranoğlu nu tebrik eden İzmir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kayhan Erciyeş, Şampiyonluğunuz sayesinde 4. Geleneksel Üniversitelerarası Bilgi Yarışması, İzmir Üniversitesi nde düzenlenecek. Hazırlık sınıfında başlayan başarılarınızın tüm eğitim hayatınız boyunca sürmesini diliyorum dedi. (HABER MERKEZİ)

10 SAYFA 11 SONDAKiKA GAZETESİ >> 11 DÜŞÜNENLERİN DÜŞÜNCESİ Haziran Şubat Perşembe Cumartesi Ramazan'ı huzura ulaşmak için değerlendirebilir miyiz? Ekmel, Abdurrahman D L PAK YENİ AKİT GAZETESİ Mehmet BARLAS SABAH GAZETESİ Kutsal Ramazan ayının yaklaşması, belki siyasi gerginlikleri ve karşılıklı seslendirilen nefret söylemlerini, bir süre için devre dışı bırakır CHP bile toplumsal uzlaşmayı İslam Teşkilatı'ndan bir ismi cumhurbaşkanı adayı olarak seçerek aradığına göre, Ramazan ayından beklenen huzur tüm siyasi yelpazeyi kapsar diye ümit ediyorum. Aslında derin toplumda bu uzlaşma her mevsimde var. Dini inançların ve ibadetin insanların çaresizliklerine ve ümitsizliklerine çözüm getirdiğini düşünenlerin, ille de başlarının örtülü olması gerekmiyor... Yıllar önce yaz tatilinde Bodrum'da tanık olduğum bir olayı hatırladım... Benim gibi tatili geçirmek üzere Bodrum'a gelmiş bir grup hanım sürekli İstanbul'da bulunan ve amansız hastalığa tutulmuş arkadaşları hakkında konuşuyorlardı. Onlar denize girer ve eğlenirlerken, bu çok sevdikleri arkadaşlarının ecelle boğuşması hepsinin moralini bozmuştu. Yüce Allah kimseyi onların durumuna düşürmesin... Zaman zaman dünyayı yönettiği vehmine kapılan ABD gibi bir ülkenin ikinci önemli koltuğunda oturmuş ve sadece ülkenizle ilgili değil dünyayla ilgili de olağanüstü önemde kararlar almışsınız... Zayıf bir başkanın yanında, güçlü kadronuzla, kendinizi imparator gibi hissettiğiniz dışarıdan bakınca belliydi. Siz hissetmeseniz bile, etrafınızdakiler, size gölge imparator muamelesi yapmaktaydı... Adınız Dick Cheney... Irak ta değişen siyasi iklimle ilgili ABD yönetimine yol gösterme iddialı bir makaleyi birkaç gün önce Wall Street Journal gazetesinde yayınlatmanız üzerine, sizinle aynı görüşlere sahip Amerikalıların izlediği Fox-TV kanalına tezinizi açmaya çağrılmışsınız... Kevser Suresi Bu kadınlar grubu deniz üzerindeki iskelede her gün bir araya geliyorlar ve "Kevser Suresi"ini okumaya başlıyorlardı... - İnnâa e'taynâakel kevser - Fesalli li rabbike ven har - İnne şâanieke hüvel ebter... İşin en ilgi çekici yanı da, surenin bitiminde bunların ellerindeki elektronik sayaçların düğmesine basarak, sureyi kaç kez okuduklarını kaydetmeleriydi. Neden böyle yaptıklarını sorduğumda anladım ki bu grup Kevser Suresi'ni 4444 defa okuyup hasta arkadaşlarına göndermeyi a- maçlamışlardı. İnanç sahibi bir kişi hasta arkadaşlarına 4444 tane Kevser Suresi gönderildiği takdirde onun iyileşebileceğini söylemişti... Aralarında iş bölümü yaparak bu sayıyı paylaşmışlardı. Okudukları surelerin sayısını tam o- larak bilmek için de, elektronik sayaçları kullanmaktaydılar. Sunucu Megyn Kelly, size, Tarih hem de defalarca I- rak ta resmen çuvalladığınızın tanığı Bayım ile başlayan hassas bir soruyu lâfı eğip bükmeden yöneltiyor: Saddam Hüseyin in elinde kitle imha silâhları olduğunu söylediniz... Irak a girdiğimizde insanların bizi öpücüklerle karşılayacağını söylediniz yılında, Irak taki isyanın sonuna yaklaşıldığını söylediniz... Bizim müdahalemiz sonrasında, aşırıların, cihad stratejilerini gözden geçireceklerini söylediniz... Bir milyon dolardan fazla para harcandı orada, 4500 Amerikan askeri hayatını kaybetti; peki sizin baştan sonra yanlışta olduğunuzu söyleyenlere şimdi ne diyeceksiniz? Irak ta IŞİD saldırılarının başladığı ve Musul un düştüğü ilk günden beri, özellikle siyaseti yakından i- zleyen Amerikan kamuoyu, gazetelerde ve televizyonlarda konuya ilişkin görüş açıklayanların 2003 te I- rak ı işgal etme sürecinde hangi tarafta yer aldığını merak ediyor. Eğer Girelim, kendilerine demokrasi götürdüğümüzü gören Iraklılar bizi çiçekle karşılayacaklar, boynumuza sarılacaklar, zaten masraflı da olmayacak, harcamalar Irak petrolüyle karşılanacak türü görüşler açıklamış biriyse konuşan veya yazan, ciddi biçimde tersleniyor... Bizim onlardan öğreneceğimiz hiçbir şey yok düşüncesi yaygınlaşıyor, temel bir konuda vahim hatalar yapmış görüş sahipleri için... Hınç beslemek sorunsalı Onlar için önemli olan surenin anlamını bilmek değil, 4444 sayısına ulaştıklarını bilmekti... - Kuşkusuz biz sana Kevser'i verdik -Şimdi sen Rabbine kulluk et ve kurban kes- Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir... Kısa sürede amaçlanan sayıya ulaştılar ve rahatladılar. Hasta arkadaşlarına yapabileceklerini yapmışlardı. Bodrum'da deniz üstünde Kevser Suresi'ni 4444 defa okuyup İstanbul'daki arkadaşlarına göndermeye çalışan hanımlar topluluğu içinde Müslüman olmayanlar da vardı. Bu hanımlardan bazıları AK Parti iktidarının laiklik için bir tehdit olduğunu da düşünüyorlardı. Ama onlar, yaptıklarının arkadaşlarının sağlığına kavuşması için gerekli olduğuna inanıyorlardı. İ- nancın hizmetine teknolojinin girmesi de, bu hanımların ellerindeki elektronik sayaçlardan görülebiliyordu. Ramazan bir fırsattır Birkaç gün sonra İstanbul'dan kötü haber gelmişti. Hasta arkadaşları vefat etmişti... Ama onlar da yapmaları gerekeni yaptıkları için bu kötü haberi gözyaşları ile ama huzur içinde karşıladılar. Yazının başına dönersek... Ramazan huzura kavuşmak ve kavgaları, nefretleri bir süreliğine de olsa rafa kaldırmak için bir fırsattır... O hanımlar elektronik sayaçlarını bu huzura ulaşmanın aracı o- larak kullanıyorlardı.bakarsınız cep telefonlarını sosyal medyaya nefret mesajları göndermek için kullananlar, bu Ramazan'da bunun yerine Google'- dan sevgi şiirleri bulurlar ve bunları tweetlerler Keser döner, sap döner... Fehmi KORU STAR GAZETESİ O günlerde (1 Mart 2003 tezkeresi öncesi ve sonrasında) bizde de benzer görüşlerle ülkemizin ABD yanında savaşa taraf hale gelmesini isteyenler ve karşı fikirde olanlara her türlü tezviratı reva görenler yok muydu? Vardı, hem de çok sayıda... Onlar hâlâ sahip oldukları köşelerde ahkâm kesmeye, her yeni sorunda akıl vermeye devam ediyorlar; geçmiş sâbıkalarını yüzlerine vuran da çıkmıyor... Genel suskun çizgimizden farklı tek olumlu gelişme, 12 Eylül (1980) darbecilerinin yargılanması ve müebbet hapis cezasına çarptırılmaları oldu. Binlerce aydını devlet görevlerinden kovduran, üniversitelerin bilim kadrolarını tasfiye eden, gençleri ve fikir sahiplerini cezaevlerine gönderen, Biri sağdan ise diğeri soldan olsun mantığıyla darağaçlarını çalıştıran darbecilere, 90 lı yaşlarını sürdürürken olsun, Yaptığınız yanlıştı, cezasını çekeceksiniz denildi ya, bu, hiç küçümsenmemesi gereken bir yeni adım. İsterse yaşları yüzünden tek bir gün bile hapis yatmasınlar, isterse yaşlılıkları olup bitenleri algılamalarına mâni olsun, değil mi ki yaptıklarının en ağır cezalık bir suç olduğu kayıtlara geçti, bu bile yeterli... Türkiye nin geleceğine umutla bakmamız için... Yargının başardığını, başarabildiğini, medya da kendi iç hesaplaşmasıyla devam ettirmeli Kemal e erince! Ekmel bey diyor ki Atatürk istiklal mücadelesinin kahramanı ve Cumhuriyetimizin kurucusu olarak tüm Türk milletinin gönlünde yer etmiş mümtaz bir şahsiyettir. Ekmel, Kemal e erdi de, Kemal in yolunu ona gösteren, herhalde İhsan efendi nin ilham ı değil, Ekmel efendinin babasını sürgüne gönderen Kemal Kılıçdaroğlu mu, Kemal Derviş mi, yoksa Mustafa Kemal in aydınlık yolu mu? Ekmel bey bizi mi kandırıyor, kendini mi ya da onları mı? Abdestli kapitalistlere karşıyız da, abdestli Kemalist olur mu? İşini ehline vermek gerek diyoruz ya, adam ben bu işi bilmem diyor. Bizimkiler de, olsun, biz istersek kazık diksek onu seçtiririz diyor olabilirler.. Bakalım Ekmel beyi CB seçtirebilecekler mi?.. CHP nin akılcı desteği, Cemaatin paralel duası ve Hocaefendinin nefesi, Aydın Doğan ın derin desteği, Koç un parası bu işi başarmaya yetecek mi? Kemal Derviş de arkadan iteliyor bu arada. Ha gayret! Ya hu bu adamların korkusu ve öfkesi akıllarından büyük, ne yaptıklarını bilmiyorlar.. Elleri ayakları boş değil, tuttukları iş değil.. Biz hep Ekmel beye bakıyoruz da, asırlık CHP nerelere savruldu, ne hallere düştü bakar mısınız? Dün babasını sürgüne gönderdiklerinin çocuklarından medet bekliyorlar.. Kılıçdaroğlu, Hocaefendinin himmetine muhtaç bir dede, nerdeki gayrıya himmet ede.. Adam bozkurt işareti yapıyor, Rabia işareti yapıyor, Esed den destek istiyor.. Düşman kardeşler kanka oldular baksanıza. CHP- MHP kolkola.. Akıllarınca CHP ve MHP Ekmel beyi parlatacaklar, sonra da.. Evet sonra da, Cemaatin ihtiyaç duyduğu yeni siyasi oluşum için AK Parti den istifa edeceklerin başına geçirip CHP, MHP ve yeni oluşum birlikte iktidar olacaklar.. Ekmel beye Aydınlar Ocağı çevresinden destek verecekler var.. Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adı geçen bir sürü popüler isme bu çatıda yer ayarlayabilirler.. Hatırlayalım bakalım, kimler vardı Cumhurbaşkanlığı için adı geçen: Haberal, Mansur Yavaş, Taha Akyol, Karaduman, Haşim Kılıç, Hisarcıklıoğlu, İlhan Kesici, Merak Akşener, D- eniz Baykal, Büyükerşen.. Hatta İlker Başbuğ un adından söz edenler bile oldu.. Başka isimler de var.. Bu isimlerden büyük çoğunluğu yeni siyasi oluşumlar için Ekmeleddin İhsanoğlu - nun kuracağı partiye yönlendirilebilir.. Zaten Cemaat çevrelerinin öteden beri dillendirdiği mecliste 50 kadar milletvekillerinin olduğu iddialarının ne kadar gerçek olduğunu da bu süreçte görmüş olacağız.. AK Parti de 3 dönem kuralı uygulanıyor ya. AK Parti de a- day olamayacak 73 kişi var. Bunlar 3 dönem sebebi ile milletvekili adayı olamayacaklar AK Parti de.. Bu durumda yeni oluşuma bunlar da davette bulunabilir. Bir de 3 döneme takılmayıp da cemaate yakın isimler var.. Bir de kaseti, dosyası olanlar var deniyor.. Evdeki hesaba göre, yeni bir siyasi oluşuma Kürt, Alevi çevreleri de destek verecek. Liberal kesimden önemli isimlerin katılımı sağlanacak.. Bir çok belediyeden de katılımlar sağlanacak.. Ekmeleddin İhsanoğlu kaybedeceği bir seçime girse de, bu aslında onun için bir antrenman, ısınma, tanınma süreci olacak.. Aslında yapılan çalışma AK Parti den kurtulma çalışması, Cemaatin de aralarına katılması ile, Doğan ve Koç grubunun da desteği ile, 28 Şubat sonrası kurulan Anasol-M hükümetine benzer bir yeni siyasi oluşum gerçekleştirmek.. Hani olur ya, AK Parti hükümetini düşürürlerse erken seçime gidip yönetimi devralma hayali bile kurabilirler.. Ekmeleddin İhsanoğlu kendini nelerin beklediğinin farkında mı acaba.. Siyaset bazen gözü kör eder.. İşin içindeki İsrail, İngiliz, Amerikan ve Suud parmağını görmüyor mu? Eğer bu plan tutarsa, Cemaate destek veren uluslararası sistemin siyasi ayağı için kendinden destek istenecek. Yani BOP un planlarını hayata geçirmesi istenecek. İsrail in varlık ve güvenliği, Batı değerler sisteminin içselleştirilmesi, ABD ve NATO nun askeri ve stratejik kararlarına uyulması istenecek ve bununla da kalınmayacak, İslam dünyasının bu yönde dönüştürülmesi için batının Truva atı olması istenecek kendisinden.. Kemal Derviş ve Ali Rıza Bozkurt un kılavuzluğunda çıktığı bu yolculuk onu çok tehlikeli vadilere savurabilir.. Zararın neresinden dönülürse orası kârdır.. Ama kendisi bilir.. New York ta faaliyet gösteren Gatestone İnstitute Gülen in Ekmeleddin İhsanoğlu liderliğindeki İKÖ ile menfaatleri doğrultusunda bir düzeni canlandırmak için kararlı olduğu nu iddia ediyordu. Doğan ın Ekmel İhsanoğlu na destek sözü ve Ali Rıza Bozkurt isimli 20 den fazla ülkede yatırımları olan, Amerika da kendisinden Müthiş Türk sıfatıyla bahsedilen iş adamının bu konuda eş zamanlı olarak devreye girmesi bir tesadüf olmasa gerek.. Bozkurt ilginç bir kişiliğe sahip. Siyasi eserleri var.. Mesela kızı Orgeneral İlhan Kılınç ın oğlu ile evli. Mekke deki tünelleri yapan da bu zat.. Cemaatle, AK Parti ile, CIA ile, MHP çevresi ile yakın teması olan biri.. Bu Ekmel projesinin adının Mülayim mü min formüle olduğunu söylüyor İsmail Nacar.. Birileri matematikçi John Nash ile Bozkurt un ilişkisini sorguluyor, CIA bu işin neresinde? diye soruyor.. Bozkurt la Ruzi Nazar ya da Suudi Arabistan ilişkisi içinde bu işleri nereye oturtacağız.. Ali Rıza Bozkurt un Gülen cemaati ile ilişkisi çok eskilere gidiyor.. Birilerinin iddiasına göre Ali Rıza BOZKURT AK Partilidir.. Kendisi aynı zamanda dünya Mason localarının en gözde siması, ABD li Siyonist şirketlerin Orta Doğu daki en önemli ismidir. ABD şirketlerini, Orta Asya petrollerini Akdeniz e taşınması konusunda lobi yapan bir adamdır.. CHP, MHP, AK Parti, Cemaat, ordu, ABD, Suudi Arabistan, CIA, MOSSAD, herkesle ilişkisi var.. Sezer e aday olacağı müjdesini veren de o, Ekmel beyi ilk kutlayan da.. Neyse. Bu günlük de bu kadar selam ve dua ile

11 SAYFA Haziran 2014 Cumartesi SONDAKiKA GAZETESİ >>12 GÜNCEL 17 Şubat 2013 Perşembe i s e i ACİL TELEFONLAR İtfaye 110 AKS Acil Yardım 112 Polis İmdat 155 Elektrik Arıza 186 Jandarma İmdat 156 İZSU Su Arıza 185 Doğalgaz Acil Müdahale 187 Cenaze Hizmetleri 188 Sahil Güvenlik 158 Orman Yangınları 177 YANGIN TELEFONLARI İzmir 110 Karşıyaka Kadifekale Bornova Bostanlı Buca Karabağlar Çamdibi Çiğli Balçova Evka Evka Gaziemir Hatay Narlıdere Güzelbahçe HASTANE TELEFONLARI -Devlet Hastaneleri- Aliağa N.S. İşgören Alsancak Alsancak Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Alsancak Diş Hast Atatürk Devlet Behçet Uz Bornava Dev. Hast Bozyaka Eği. Hast Buca S.D. Hastanesi Çeşme A. Çizgenakat Foça Göğüs Hastanesi Konak Diş Hastanesi Karşıyaka Çiğli Dev. Hastanesi Menemen Dev. Hast Nejat Hepkon Seferihisar Hastanesi Selçuk Dev. Hast Urla Dev. Hastanesi Tepecik Dev. Hast Belediye Hastaneleri- Eşrefpaşa Bel. Hast Özel Hastaneler- Anadolu Tıp Merkezi Agora Tıp Merkezi Atakalp Kalp Hastanesi Atakent Tıp Merkezi Atagöz Göz Hastalıkları Atafizik, Fizik Ted. Mer Batıgöz Hastanesi Bornova Tıp Merkezi Bornova Özel Tıp Mer Bornova Özel Sağlık Tıp Merkezi Buca Tıp Merkezi Buca Sağlık Merkezi Central Hospital Can Tıp Merkezi Caner Göz Merkezi Çağdaş Tıp Merkezi Çankaya Tıp Merkezi Çesav Tıp Merkezi Çeşme Sissus Has Çınarlı Hastanesi Çiğli Özel Sağ Diyabet Hastanesi Diamed Dah. Dal Mer Doğa Tıp Mer Dr. Sıhhat Tıp Merkezi Efes K.B.B. Merkezi Ege Sağlık Hastanesi Ege Tüp Bebek Merkezi Egeria Çocuk Sağlık Hastanesi Dal Merkezi Ekol K.B.B. Dal Mer Ekol K.B.B. Şube El ve Mikro Cerrahi Gazi Kent Tıp Merkezi Gaziemir Tıp Merkezi Hayat Hastanesi İzmir Hastanesi İrenbe Tüp Bebek Mer Karataş Karşıyaka Tıp Merkezi İzmir Büyükşehir Belediyesi memurlarından "ulaşım" eylemi İzmir Büyükşehir Belediyesinde memur kadrosunda çalışanlar, devam eden toplu sözleşme görüşmelerinde, sosyal yardımlar kapsamında "ücretsiz ulaşım hakkı" tanınması için eylem yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL SEN) arasında 22 Mayıs'ta başlayan ve yaklaşık 5 bin 500 belediye memurunu ilgilendiren toplu sözleşme görüşmeleri devam ediyor. Görüşmelerde ilave sosyal denge zammı talep etmeyen, buna karşılık sosyal yardımlar kapsamına ücretsiz yemek ve ulaşım hakkı tanınması ile kreş yardımı verilmesi isteyen sendika, isteklerine olumsuz yanıt verilmesi üzerine aldığı eylem kararını uygulamaya koydu. Bu çerçevede dün İzmir Büyükşehir Belediyesi önünde sofra kurarak, karpuz, peynir ve simitle öğle yemeği yiyen memurlar, bugün yaptıkları eylemle de "ücretsiz ulaşım hakkı" taleplerini dile getirdi. DİSK Ege Bölge Temsilciliğinin de destek verdiği eylemde, İzmir Müzisyenler Derneği üyelerinin seslendirdiği türküler eşliğinde bir süre halay çeken eylemciler, daha sonra taleplerini yöneticilere iletmek ve görevinin başında olan çalışan arkadaşlarını eyleme davet etmek için belediye binasına girmek Hayırseverlerin yaptırdığı Rüya Camisi ibadete açıldı Muğla'nın Menteşe ilçesinde, hayırsever işadamları tarafından yaptırılan cami dualarla ibadete açıldı Yaklaşık 6 bin kişinin yaşadığı Karamehmet Mahallesi Menteşe Konutları'nda, hayırsever iki işadamı tarafından 6 bin 150 metrekarelik alana 143 metrekare olarak, yörenin mimarisine uygun bir cami yaptırıldı. Sosyal alana da sahip 150 kişilik Rüya Camisi'nin açılışına Muğla Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Menteşe Kaymakamı Zeki Arslan, İl Müftüsü Abdurrahman Koçak, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mansur Harmandar, daire müdürleri ve diğer vatandaşlar katıldı. Rüya Şirketi Genel Müdürü Ali Rıza Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın, 30 Mart yerel seçimlerinden önce İzmir Gündoğdu Meydanı nda yaptığı miting sırasında kendisine el hareketiyle hakaret ettiği öne sürülen kadın hakkında, 2 yıla kadar hapis talebiyle dava açıldı. Başbakan Erdoğan, 16 Mart 2014'te İzmir'de miting düzenlemişti. Bu sırada Erdoğan a el -Türk Telekom- Arıza 121 Bilinmeyen Numara Danışma Uyandırma 135 Posta Kodu 119 Fono Tel 141 Borç Ögrenme 163 Çağrı 133 -Sinemalar- Agora Balçova Afm Park Bornova Afm Forum Bornova Afm Ege Park Afm Passtel istedi. -Metro turnikelerinin üzerinden atladılar Belediye hizmet binasına personel ve başkanlık makamı kapısından girişine izin verilmeyen grup, eylemlerini İzmir Metrosu Konak İstasyonu'nda sürdürdü. "Sadaka değil toplu sözleşme" ve "Bu daha başlangıç mücadeleye devam" şeklinde slogan atan eylemci memurlar, belediye personeli kartını göstererek istasyona girmek istedi. Güvenliğin buna izin verememesi üzerine gruptakiler, turnikelerin üzerinden atlayarak ve acil geçiş kapısını kullanarak istasyona girdi. TÜM BEL SEN İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Ulus Bozkurt, burada yaptığı basın açıklamasında, belediye memurlarına "ücretsiz ulaşım hakkı" tanınması için 2 bine yakın imza topladıklarını, ancak belediye yönetiminin buna duyarsız kaldığını savundu. İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan memurların 3 yıldır sosyal denge zammı almadıklarını, buna karşılık devam eden görüşmelerde sendika olarak sadece ücretsiz yemek ve ulaşım hakkı tanınması ile kreş yardımı yapılmasını talep ettiklerini dile getiren Bozkurt, şunları kaydetti: "Yemek ve ulaşım hakkı taleplerimizin hukuki olmadığını söylediler. Biz de kendilerine hareketiyle hakaret ettiği iddia edilen Filiz Akıncı hakkında iddianame hazırlandı. Olayı soruşturan savcı, kamu görevlisine hakaret suçundan 2 yıla kadar hapis cezası talep etti. Savcılığın iddianamesi, İzmir 20. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Böylece Akıncı hakkında hakaret davası açıldı. Davanın görülmesine, 9 Eylül Avşar Palmiye Cinebonus Cinebonus Cinebonus (Ykm) Cinecity Kipa Çiğli Çeşme Hollywood Çamlıca Deniz Karşıyaka Batı Sineması Çınar Sineması Karaca Sineması Kipa Hollywood Menemen Kültür Şan Konak Çınar Center onlarca örnek uygulama sunduk. Israrla reddettiler. En son olarak ulaşım için 46 binişlik kontör vereceklerini ama bunun için mevcut sosyal denge ücretinden kesinti yapacaklarını söylediler. Hem 3 yıl hiçbir iyileştirme yapmayacaksınız hem de taleplerimizi ısrarla reddedeceksiniz, bunu kabul etmiyoruz. Biz bu haklarımıza sahip çıkıyoruz. Taleplerimize olumlu yanıt verilmediği sürece önümüzdeki haftadan itibaren üretimden gelen gücümüzü kullanacağız ve bugün kapıları tutup bizim belediyeye girmemizi engelleyenlere karşı biz o kapıları tutacağız ve onları üretim yaptığımız belediyemize sokmayacağız." Grup, açıklamanın ardından metro ile ulaşım yapmaksızın, istasyonun değer kapısından çıkarak eylemlerini sonlandırdı. (AA) Boyacı, açılış konuşmasında, "Bu semtte özellikle ramazan aylarında vatandaşlarımızın, cami eksikliği nedeniyle serzenişleri vardı. Şirket olarak cami yapımına talip olduk. Kasım 2013 te ruhsatını aldık. Orman'a ait 6 bin 150 metrekarelik bu alana, dokuz ay gibi kısa sürede 143 metrekarelik kapalı alanı, 25 metrekare de sosyal alanı olmak üzere 150 kişilik bir cami yaptık. Vatandaşlarımız, ibadetlerini artık kent merkezine gitmeden bu camide yapabilecek." dedi. İl Müftüsü Koçak da 6 bin kişinin yaşadığı mahallede güzel bir mabet yaptırmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade ederek, "Burada artık genç yaşlı, kadın erkek bütün vatandaşlarımıza din hizmetini en güzel şekilde sunma gayretinde olacağız. Burada emeği geçen hayırseverlerimize teşekkür ediyorum." şeklinde konuştu. Açılış töreninde ayrıca Vali Güvençer ve Rektör Harmandar tarafından, hayırsever işadamlarına plaket verildi. Duanın ardından protokol üyeleri tarafından açılış kurdelesi kesilerek, ilk cuma namazı da kılındı. Daha sonra vatandaşlara ikramda bulunuldu. (CİHAN) Başbakan'a hakaretten 2 yıl hapis cezası talebi 2014 te başlanacak. Olaydan sonra gözaltına alınan Filiz Akıncı, polise verdiği ifadede Başbakan Erdoğan ın otobüsü geçtiği sırada çok polis olduğunu göstererek, hayret manası taşıyan bir davranışta bulunduğunu, hakaret içeren bir davranışının olmadığını belirtmiş ve suçlamayı kabul etmemişti. (CİHAN) Sema Sineması Konak Sineması Desem Sineması Karşıyaka Sineması İzmir Sİneması Tiyatro- Konak Sahnesi Ragıp Haykır Sahn İzmir Devlet Tiyat Uğur Mumcu Sahnesi İzmir Tiyatro Bab-ı Sanat Merkezi İsmet İnönü Sanat Merkezi POLİKLİNİK TELEFONLARI Borcanevi Bornova Yeni Yaşam Bozyaka Halk Bozyaka Dispanseri Buca Çözüm Cansu Karabağlar Çamdibi Derman Polik Çizgi Polik Deniz Sağlık Polik Ege Sağlık Egeform Fizik Eşrefpaşa Ö.Sağ Eşrefpaşa Zinde Polik Gaziemir Dr. Polik Gazi Kent Polik Halk Polik Hatay Özel Sağlık İhtisas Polik Karşıyaka Park Sağlık Mevlana Polik Mersinli Özel Sağlık Neron Psikiyatri Nergiz Özel Sağlık Onur Polik Özel 9 Eylüllüler Polik Özel Altındağ Özel Brn Dr. Dispanseri Özel Çiğli Polik Özel Eylül Polik Özel Gülhan Polik Özel İrem Sağlık Polik Özel İzmir Polik Özel Pınarbaşı Polik Özel Sarnıç Polik Özel Seferihisar Polik Özel Serin Polik Özel Yedigöller Polik Özel Yenişehir Polik Park Sağlık Polik Sevgi Özel Sağlık Şöferler Odası Sağlık Polik Teos Polik Vefa Polik Yeşiltepe Polik Yıkık Cami Halk Askeri Hastaneler- Hava Hastanesi Kara Hastanesi ÜNİVERSİTE TELEFONLARI Başkent Üni. Zübeyde Hanım Uyg. Merkezi Dokuz Eylül Ünv Dokuz Eylül Üni. Karşıyaka Polik Ege Üniversitesi İlaç ve Zehir Dan Ege Üni.Uyg.ve Araş.Merkezi Doğum Evleri- Ege Üni. Tıp Fak Konak Doğum Evi Tepecik Doğum Hast Kan Merkezleri- Kızılay Çocuk Hastanesi Ege Üni Tepecik Kan Merkezi ULAŞIM TELEFONLARI Denizyolları THY Rezervasyon Basm. Rezervasyon Alsancak Gar Santral Garaj Körfez Ulaşım İskeleler- Konak Karşıyaka Alsancak Bostanlı Bayraklı İskele Pasaport İskele Göztepe İskele Üçkuyular İskele Elektrik Arıza- Genel Kesinti Seb Buca Çiğli Karşıyaka Bornova Narlıdere Eşrefpasa Gaziemir Güzelbahçe Konak Çeşme

12 SAYFA 13 SONDAKiKA GAZETESİ >> 13 SAĞLIK Haziran Şubat Perşembe Cumartesi Kayısı, radyoterapinin YAN ETKİLERİNİ önlüyor İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut tarafından deney hayvanları üzerinde yapılan araştırmada, kayısının, radyoterapinin yan etkilerini önlediği belirlendi. Karabulut: "Kayısı, hücrelerin ölmesini ve hasarlanmasını, kanserojen maddelerin toksikolojik etkisini engelliyor" diye konuştu İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut tarafından deney hayvanları üzerinde yapılan araştırmada, kayısının, radyoterapinin yan etkilerini önlediği tespit edildi. Karabulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çevresel kanserojen maddelerin oluşturduğu karaciğer hasarına karşı radyoterapi (X ışınlarının biyolojik etkisine dayanan tedavi yöntemi) alan hastalarda, bu tedavinin birtakım olumsuz etkileri görüldüğünü söyledi. Bu yan etkileri önlemek amacıyla deney hayvanları üzerinde "Kayısının DMBA ile İndüklenen ve Radyoterapiyle Oluşan Karaciğer Hasarını, Hücre Ölümünü ve Oksidatif Stresi Azaltması" adlı çalışma yaptıklarını kaydeden Karabulut, "Deney hayvanlarına kayısı verdiğimizde olumlu etkileri olup olmayacağını gözlemlemek istedik. Deney hayvanlarını gruplara ayırdık. Bir gruba kanserojen maddeyle radyoterapiyi uyguladık. Diğer bir gruba yine kanserojen maddeyle gıda takviyesi olarak kayısıyı verdik. Bir gruba da kanserojen madde, radyoterapi ve kayısıyı birlikte verdik. Bunlar, bizim çalışma gruplarımızdı" diye konuştu. Karabulut, araştırma çalışmasıyla ilgili şu bilgileri verdi: "3 grubumuzu da kontrol amaçlı yaptık. Direkt sadece kayısı yedirdiğimiz grup oldu, kanserojen madde verdiğimiz grup oldu, radyoterapinin tek başına verildiği grup vardı. Bunların etkilerini birbirleriyle kıyasladık ve 6 haftalık süreçte değerlendirdik. Kayısı yedirdiğimiz grupta, hem yaptığımız deneysel kan testleri sonucu hem de doku düzeyinde yaptığımız genetik testlerde çok olumlu etkileri olduğunu gördük. Karaciğer kanserine karşı kayısının gıda takviyesi olarak verildiğinde olumlu etkilerini gözlemledik. Diğer taraftan da radyoterapi uygulanan grupta da bunu da radyasyon onkolojisindeki arkadaşlarımızla yaptık, onların radyoterapi uygulamalarından sonra, çok ciddi anlamda da organik kayısıyı denedik, olumlu etkilerini gördük. Tabii kayısıyı gıda takviyesi olarak düşünmek lazım. Biz gıdayı yüzde 20 oranında kattık. Bu, günde 2-3 kayısıya tekabül ediyor. Bu anlamda olumlu etkileri olduğunu da gözlemledik." "Kayısı, hücrelerin ölmesini engelliyor" Karaciğer kanseri oluşturdukları ve kayısı verdikleri deney hayvanlarında yaptıkları kan testlerinin sonuçlarına değinen Karabulut, "Kan testleriyle ilgili yaptığımız çalışmada, çok olumlu düşmeler olduğunu, hücre hasarını durdurmaya başladığını, olumlu etkileri olduğunu gördük. Apoptosis yolağı dediğimiz yolu bir oranda engellemeye çalıştığını gözlemledik. Vücudumuzdaki bu kanser hücreleri belirli bir hasara maruz kaldığında bir müddet sonra kendi kendini öldürmeye ve çoğalmaya başlıyor. Çoğalırsa, bütün vücuda yayılırsa etkilerini negatif göstermesi söz konusu. Deney hayvanları çalışması bazında olumlu etkileri gözlemledik. Bu apoptosis y- olağını bir dereceye kadar kırdığını gördük. Yani kayısı, hücrelerin ölmesini ve hasarlanmasını, kanserojen maddelerin toksikolojik etkisini engelliyor" diye konuştu. Prof. Dr. Karabulut, kanser sonucunda hücrelerin öldüğünü belirterek, yaptıkları testler sonucunda kayısının hücre yenileyici etkisi olduğunu gözlemlediklerini söyledi. Radyoter apinin sağlıklı hücreleri de öldürdüğünü savunan Karabulut, kayısının, radyoterapinin yan etkilerini önleyerek bunun önüne geçtiğini kaydetti. Karabulut, araştırmanın Food and Chemical Toxicology adlı uluslararası bilimsel derginin haziran sayısında yayımlandığını bildirdi. (AA) Kulak çınlamasının altından BEY N TÜMÖRÜ çıkabilir Beyin ve Sinir Cerrahı Prof. Dr. Kuday, "Kulak çınlaması basit bir olay değildir, altından beyin tümörü çıkabilir. Bir film çekildiğinde o bölgede işitme sisteminden kaynaklanan tümörle karşılaşılabilir" dedi Birçok hastalığın ağız ve diş sağlığına gereken özenin gösterilmemesinden kaynaklandığını belirten uzmanlar, halk arasında diş sağlığıyla ilgili pek çok yanlış uygulamanın bulunduğunu belirtiyor. Dt. Selçuk Özbölük, diş sağlığında doğru bilinen 10 yanlışı açıkladı. Birçok hastalığın ağız ve diş sağlığına gereken özenin gösterilmemesinden kaynaklandığını ve halk arasında diş sağlığı ile ilgili pek çok yanlış uygulama ve tedbirin doğru sanıldığını belirten Özbölük, yalnızca 'diş ağrısı' olarak adlandırılan Florence Nightingale Hastaneleri Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölüm Koordinötürü Prof. Dr. Cengiz Kuday, kulak çınlamasının basit bir olay olmadığını belirterek, "Bunun altından beyin tümörü çıkabilir. İşitme kaybı ya da işitmenin azalması nedeniyle kişiler defalarca kulak doktoruna giderler. Bir film çekildiğinde de o bölgede işitme sisteminden kaynaklanan tümörle karşılaşabiliriz dedi. Kuday, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beyin tümörlerinin Türkiye de ve dünyada en çok görülen tümörler arasında olduğunu söyledi. Günümüzde teşhis yöntemlerinin gelişmesinin bu tümörlerin ortaya çıkarılmasına ve müdahale edilmesine olanak tanıdığını anlatan Kuday, tümörler içerisindeki en büyük oranı "metastatik" diye adlandırılan başka organlardan beyne sıçrayan türlerin oluşturduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Kuday, beyin tümörünün eskisinden daha kalay teşhis edildiğini ifade ederek, "Aslında beyin tümörleri bütün kanserlerin yüzde 1,5 oranındaki kısmını teşkil eder. Bu, büyük bir rakam. Her 100 binde 3 ya da 4 kişide beyin tümörü vardır. Bugün başta tomografi, MR, anjiyo olmak üzere bir sürü tetkik yöntemi var. Türkiye de en ufak bir şikayette bile insanlar, MR çektirme şansına sahip. Başka ülkelerde bu yok diye konuştu. Diş sağlığıyla ilgili doğru bilinen 10 yanlış belirtilerin bile temelde bazı önemli tıbbi ve psikolojik sorunların habercisi olabileceğini söyledi. Ülkemizde ağız ve diş sağlığı konusunda yeterince bilinç oluşmadığına dikkat çeken Özbölük, Ağız ve diş hastalıklarında meydana gelen bozukluklar; beslenme, çiğneme problemleri, tat alma, gülme, kahkaha atma, uyku ve konuşma gibi fonksiyonel işlevleri negatif yönde etkileyebilmekte. Bunlara bağlı olarak da sosyal ilişkilerde zayıflama, utangaçlık, özgüven kaybı, anksiyete ve depresyon gibi psikososyal sonuçlar ortaya çıkabilmekte. dedi. "Kulak çınlaması basit bir olay değildir" Beyin tümörü belirtilerinin, tümörün yerine ve büyüme hızına göre değiştiğini belirten Kuday, çocukların çoğunun kendini ifade edemediği için bunlarda daha geç teşhis yapıldığını kaydetti. Kuday, basit bir çift görmenin altından bile bu hastalığın çıkabileceğine işaret ederek, beyin tümörünün belirtileri arasında, çok şiddetli baş ağrısı, kusma, bulantı, görme bozukluğu, yüzde sinir tutulması ile denge bozukluğunun olabildiğini söyledi. Kulak çınlamasının çoğu zaman dikkate alınmadığına vurgu yapan Kuday, "Kulak çınlaması basit bir olay değildir, altından beyin tümörü o- labilir. İşitme kaybı ya da işitmenin azalması nedeniyle kişiler defalarca kulak doktoruna giderler. Bir film çekildiğinde de o bölgede işitme sisteminden kaynaklanan tümörle karşılaşılabilir" ifadesini kullandı. (AA) Özbölük, ağız ve diş sağlığıyla ilgili doğru sanılan 10 yanlışı şöyle sıraladı: 1- Sert diş fırçası kullanmak dişleri bembeyaz yapar. Yanlış! Çünkü önemli olan fırçanın sertliği değil, fırçalama tekniğidir. Diş fırçası, sentetik kıldan yapılma olmalıdır. 2- Hamilelikte diş kaybı olması çok normaldir, anne adayları diş kaybı yaşayabilir. Yanlış! Ağız bakımlarını doğru ve düzenli yapan bir anne adayı için böyle bir durum söz konusu değildir. 3- Hamilelikte diş tedavisi yaptırmak bebek için sakıncalıdır. Yanlış! Hamileliğin her döneminde a- ciliyet gerektiren diş tedavileri yapılabilir. 4- Çoçuk dişleri iğne ile çekilirse bir daha çıkmaz. Yanlış! Burada önemli olan hangi dişin çekildiğidir, dişin iğne ya da başka bir şey ile çekilmesinin önemi yoktur. 5- Süt dişlerinin yerine daha sonra kalıcı dişler geleceğinden süt dişlerinin önemi yoktur. Yanlış! Süt dişleri kapladıkları alanla k- endilerinin yerine gelecek olan kalıcı dişler için yer tutmaktadır. Bu nedenlerle süt dişleri çok önemlidir. 6- Bir kez diş taşı temizliği yaptırdıktan sonra her zaman yaptırmak gerekir. Yanlış! Diş taşı temizliğinde diş yüzeyine ait olmayan maddeler (plak, diş taşı) temizlenir. Yani diş taşı temizliği yapılmış ya da yapılmamış olsun ağız ve diş bakımı yapılmadığı sürece diş taşlarının oluşumu kaçınılmaz. 7- Çapraşık dişler ancak küçük yaşlarda düzelebilir. Yanlış! Çapraşık dişler her yaşta düzgün hale getirilebilir. Tel tedavisi her yaştan k- işiye uygulanır. 8- Dişleri fırçalarken diş etlerinin kanaması normaldir. Yanlış! Diş eti iltihabının en önemli belirtisidir. Vakit kaybetmeden diş hekimine başvurulması gerekmektedir. 9- Ağrıyan dişe aspirin koymak gerekir. Yanlış! Dişin üzerine konulan aspirin ağrınızı dindirmediği gibi, ıstırabınızı da arttırır. Çünkü diş etinizde yara açar. (CİHAN) Salgı balı her derde deva KTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kolaylı, "Şu ana kadar bilimsel araştırmalar, balın başta yara ve yanıklar olmak üzere, solunum yolu enfeksiyonları ve kanser oluşumuna karşı koruyucu rolleri bulunduğunu ortaya koymuştur" dedi Türkiye nin farklı bölgelerinde üretilen salgı ballarının kardiyolojik rahatsızlıklar ve kanser hücrelerine karşı etkin rol oynayarak hastalıklardan koruduğu bildirildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, AA muhabirine salgı ballarının çam, meşe, kayın ve ladin ağaçları üzerinde yaşayan böceklerin salgılarının arılar tarafından toplanmasıyla oluştuğunu söyledi. Salgı ballarının yüksek miktarda "polifenol" içerdiğini ifade eden Kolaylı, "Polifenol bileşiklerinin çeşitliliği ve yüksekliği, balın şifa değerini belirleyen önemli faktördür. Özellikle meşe balı üzerine yaptığımız araştırmada bu balın çok yüksek polifenol ve çeşidini içerdiğini tespit ettik. Bu bal antioksidan açısından oldukça zengindir ve vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi yüksektir" diye konuştu. "Kanser oluşumuna karşı koruyucu" Kolaylı, balların arı ürünlerinin sağlık amaçlı kullanımı olarak bilinen "apiterapi" özelliklerinin de y- oğun olduğunu kaydetti. "Şu ana kadar bilimsel araştırmalar, balın başta yara ve yanıklar olmak üzere, solunum yolu enfeksiyonları ve kanser oluşumuna karşı koruyucu rolleri bulunduğunu ortaya koymuştur" diyen Kolaylı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bal, enerji verici özelliği yanında bağışıklık sistemini güçlendirmesi, solunum yolu enfeksiyonları, mide ve sindirim sistemi rahatsızlıkları gibi çok sayıda hastalığın tedavisinde etkilidir. 'Baldan uzak durun' söylemleri çok yanlış bir tutumdur. Ballar, diğer bütün gıdalar gibi dengeli tüketildiğinde çok faydalı birer doğal şifa kaynağıdır." Türkiye nin salgı balları açısından zengin olduğunu vurgulayan Kolaylı, "Dünyada çam balı üretiminde birinciyiz ancak diğer salgı balları yeterince bilinmiyor ve beklenen ilgiyi göremiyor. Bu balların üretimlerinin artırılması ve değerlendirilmesi, hem alternatif tedavi çözümleri hem de ekonomik getirileri bakımından çok faydalı olacaktır" ifadesini kullandı. (AA)

13 SAYFA 14 SONDAKiKA GAZETESİ >> 14 GÜNCEL7 21 7ubat Haziran Perşembe Cumartesi Dünya öğrencilerinin kalbi Menderes te attı Uluslararası Öğrenciler Akademisi ni başarıyla tamamlayan 58 ülkeden 117 öğrenci Menderes Belediyesi tarafından düzenlenen gecede sertifikalarına aldı. Gecede konuşan Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, etkinliğin Menderes te geleneksel hale geleceğini söyledi Hindistan, ikinci kez İZFAŞ'ta 83 ncü İzmir Enternasyonal Fuarı na katılımı planlayan Hindistan heyeti, İZFAŞ ı ziyaret etti. İZFAŞ Genel Müdürü Mehmet Şakir Örs ün ev sahipliğinde gerçekleşen ziyarette, FICCI Avrupa ve Türkiye Bölümü Başkanı Rohit Sharma, FICCI Müdürü Pankaj Verma ve Müdür Yardımcısı Jasneet Singh, N.K. Kapur & CO. PVT İdari Müdürü Jatinder Kapur, İzmir Genç İş Adamları Derneği (İGİD) Koordinatörü Üsame Kazancı, R.E. Rogers Imdia PVT Genel Müdürü Prashant Sharma, Türk Hint Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şeker yer aldı. İzmir Enternasyonal Fuarı na partner ülke olma talebinde de bulunan Hindistan ın 83 ncü İzmir Enternasyonal Fuarı na katılımı konusunda yapılan görüşmede; heyet yetkilileri bu sene Hindistan olarak özellikle Türkiye odaklı çalışıldığını belirttiler. Hindistanlı yetkililer, 83 ncü İEF ye katılım yapmak istediklerini ve fuarı önemsediklerini dile getirdiler. Heyeti İZFAŞ ta konuk etmekten memnuniyet duyduklarını söyleyen Örs, İkinci kez ziyaretiniz organizasyonumuza verdiğiniz değerin göstergesi, bu da bizi çok mutlu etti dedi. Son yıllarda yeniden ilgi odağı haline gelen İEF ye Hindistan ın geniş ve etkin biçimde katılımını arzu ettiklerini vurgulayan Örs, Hindistan ın fuarımızda yer almasını isteriz, inanıyoruz ki İEF sizin için yeni pazarlar yeni fırsatlar yaratacaktır. Hindistan, partner ülke olsa da olmasa da biz katılımınızı arzu ediyoruz diye konuştu. Türkiye nin ilk uluslararası fuarı olan ve bir genel ticaret fuarı niteliği taşıyan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF) 83 ncü kez düzenleniyor. Fuar bu yıl 29 Ağustos 7 Eylül 2014 tarihleri arasında İzmir Kültürpark ta gerçekleştirilecek. (HABER MERKEZİ) Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı ile Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Öğrenciler Akademisi ni başarıyla tamamlayan yabancı öğrenciler için Menderes Belediyesi tarafından özel bir gece düzenlendi. Başbakanlık Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı nın Türkiye Yazarlar Birliğiyle birlikte düzenlediği ve İzmir de 19 Mart-15 Haziran tarihlerinde gerçekleşen Uluslararası Öğrenciler Akademisi nin kapanış etkinliği Menderes te gerçekleşti. Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu nun ev sahipliğinde düzenlenen geceye, Kınık Belediye Başkanı Sadık Doğruer, Uluslararası Öğrenci Akademesi Sorumlusu Celal Fedai, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları İzmir Koordinasyonu Doktor Fırat Yaldız, Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesi Başkanı Harun Özdemir, Rodos-İstanköy 12 Adalar Derneği Başkanı Mustafa Kaymakçı ve akademisyenler katılım gösterdi. Geleneksel Hale Gelecek Türk kültürünü yakından tanıma fırsatı yakalayan ve Türkçe yi öğrenen 58 ülkeden 117 öğrencinin katılım gösterdiği etkinlik gala yemeği ile başladı. Maci s Restoran da düzenlenen yemekte renkli görüntüler oluştu. Gala yemeğinin ardından Menderes Belediyesi Nikah Sarayı ve Kongre Sanat Merkezi nde sertifika töreni düzenlendi. Törende konuşan Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu, etkinliğe ev sahipliği yapmanın gururunu yaşadıklarını belirterek,. Bizler, dünyanın her yerine ait olan kültürel değerleri tarih boyunca sevmiş bir milletin evlatlarıyız. Bugün de aynı sevgiyle misafir öğrencilerimizi kucaklamaktan mutluluk duyuyoruz. Büyüyen, küresel güç olma yolunda emin bir şekilde ilerleyen ülkemiz tarihinin k- endine vermiş olduğu sorumlulukla uluslararası öğrencileri sahiplenmiş, sizleri tüm samimiyetiyle kucaklamıştır. İnanıyoruz ki sizler de Türkiye nin tüm dünyada Gönül Elçileri olacaksınız. Sizler özellikle almış olduğunuz Güzel Sanatlar ve Sivil Toplum Çalışmaları derslerinizle bulunduğunuz ülkelerde etkin bireyler olacaksınız. Edebiyat, ekonomi ve siyaset dersleriyle bulunduğunuz ülkelerde uzmanlık alanlarınızla yön vereceksiniz. Bu kapsamda dünyanın dört bir yanından ülkemize gelerek eğitimlerini sürdüren kardeşlerimizi Menderes te ağırlamak bizi gururlandırdı. Bu gururu gelecek yıllara taşımak için etkinliğin Menderes te geleneksel hale gelmesi bizi sevindirecek dedi. Kitap Haline Gelecek Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şube Başkanı Harun Özdemir de etkinliğin önemine değinerek, Yaptığımız çalışmalar dünyanın Türkiye ile Türkiye nin de dünya ile buluşma faaliyetleridir. Biz birlik olarak bu projenin Türkiye ve dünyaya neler katabileceğini uzun toplantılar sonunda kitaba dönüştürdük. Bu kitabı da bir ay içerisinde yayınlamayı düşünüyoruz. Onun için sadece dinleyici olarak bile bu toplantılara katılmak çok büyük bir zenginlik. Projenin mimarlarına teşekkür ediyorum ifadelerini kullandı. Kültürlerarası Etkileşim Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları İzmir Koordinatörü Doktor Fırat Yaldız ise, Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu nun Etkinlik Menderes te geleneksel hale gelsin teklifine teşekkür ederek, Sayın başkanın gösterdiği yakın ilgi bizi memnun etti. Kendisinin bize yaptığı teklif için onur duyduk ve minnettarız. Türkiye uluslararası eğitim için ilk adres olmaya, cazibe merkezi olmaya başladı. Dolayısıyla akademik ve mesleki rehberliğin ötesinde sosyal ve kültürel faaliyetlere de önem vermemiz büyük bir ihtiyaç. Yapmak istediğimiz öğrencilerin sadece bizi tanıması değil. Onları da tanımak istiyoruz. Kültürlerarası etkileşimi sağlamak istiyoruz dedi. Uluslararası Öğrenci Akademisi Sorumlusu Celal Fedai de etkinliğe ev sahipliği yapan Menderes Belediye Başkanı Bülent Soylu ya teşekkür etti. Şiir ve Şarkı Dinletisi Konuşmaların ardından akademiyi başarıyla tamamlayan öğrencilere sertifikaları verildi. 9 farklı dilden Türkçe ye çevrilen Her Boydan dergisi de geceye katılanlara dağıtıldı. Öğrencilere başkan Soylu tarafından Boncukköy de yapılan süs eşyalar da hediye edildi. Gece öğrencilerin kendi dillerinde ve Türkçe olarak seslendirdikleri şiir dinletisi ve şarkılarla sona erdi. (HABER MERKEZİ) Başkan Kocaoğlu, Twitter takipçisinin nikahını kıydı İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kendisini düğününe davet eden Twitter takipçisi Olcay Altay ın nikahını kıydı. Altay ile Fatma Akçay ın nikah törenine giden Başkan Kocaoğlu, çifte ikinci bir sürpriz yaşatarak nikahlarını da kıydı. Kocaoğlu, yaptığı konuşmada, Olcay beni seçimden iki ay önce aramıştı, Ben seçimden sonra evleneceğim, nikahıma gelip kıyar mısınız? demişti. Ben de söz vermiştim. Daha sonra davetiyeyi bıraktı. Bugün hem onların mutlu gününü paylaşıyorum hem de aylar önce verdiğim sözü y- erine getirmenin mutluluğunu yaşıyorum. Allah bir yastıkta kocatsın. Yaşam boyu sağlıklı, mutlu ve başarılı olun, her şey gönlünüzce olsun. Sadece kötü iyi günde değil, her koşulda birbirinizle dayanışma içinde olun, omuz omuza mücadele edin ve hayatı paylaşın. dedi. Başkan Kocaoğlu daha sonra nikah cüzdanını genç çifte takdim etmek üzere şahitliği yapan Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila ya verdi. Atila da, İki kardeşimize ömür boyu mutluluklar diliyor, cumhuriyetçi ve Atatürkçü gençler yetiştirmelerini diliyorum. diye konuştu. (HABER MERKEZİ) Dünkü bulmacanın cevapları Soldan sağa: 1. Yan yol. Molibdenin simgesi. 2. Ülkü, mefkûre. Tahılın tarladaki adı. 3. Özel gezinti gemisi. Antalya ilinin bir ilçesi. 4. Bir çalgıyı doğru ses vermesi için ayarlama. Bir işletmenin ani batışı. 5. Kurallara uyma. 6. Bir anda oluveren, apansız. Bir köşeden karşı köşeye doğru katlanmış, kesilmiş olan. 7. Yapma, etme. Çılgın Roma imparatoru. 8. Kiloamperin simgesi. İsyan eden, başkaldıran. Uluslararası Çalışma Örgütünün kısaltması. 9. Coğrafi bölgelerimizden biri. Diploma. 10. Isı. Şaşma anlatan ünlem. 11. Utanma, utanç duyma. Berkelyumun simgesi. Teniste topu rakibin arkasına düşürerek sayı almayı amaçlayan vuruş. 12. Eldiven yapımında kullanılan bir tür deri. Bir büyük su kabı. 13. Afrika da bir ülke. 14. Bazı giyeceklere sertlik vermek için kullanılan bir tür kumaş. 15. Sinirli. Tropikal bölgelerde yetişen bir ağaç. 16. Kriptonun simgesi. Bir işin doğrusu, gerçek. 17. Eğik olarak kesilmiş kenar. Boru sesi. 18. Nispet. Bataklık gazı. 19. Eşek. 20. Bir işi yapma, yerine getirme. Pişirilerek hazırlanan yemek. Yılanın deri değiştirirken attığı deri. Yukarıdan aşağıya: 1. Avrupa da bir başkent. Kâhinlik. Bir konu ya da nesnenin başlıca özelliklerini yansıtacak biçimde hazırlanmış taslağı. 2. Nezir. Kuzey Amerika daki ünlü şelale. İsviçre de bir ırmak. Sergen. 3. Güzel konuşma sanatı, hitabet. Rütbesiz asker. Yırtıcı bir hayvan. Nakit. 4. Evet anlamında kullanılan sözcük. Endonezya nın plaka işareti. Bir haber ajansının kısaltması. Kalın ve kaba kumaş. Kelem. 5. Yarı yaş yarı kuru rutubetli toprak. Çeşitli akrobasi ve eğlence gösterilerinin yapıldığı yer. Günün ilk saatleri. Eski Mısır da insanoğlunun hayati dayanağı olan üretici güç. 6. Çanakkale ilinin bir ilçesi. Gotlarla ilgili. Bir tür börülce. 7. Sedye. Basında haber kaçırma. Tekne. 8. Bir yerin pusula kertelerine göre bulunduğu yön. İmkân. Şenlik kemeri. 9. Evrenpulu. Bir spor dalı. Bir cins iri at. 10. Balgamtaşı. Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret. Sigarada bulunan zehir.

14 SAYFA 15 SONDAKiKA GAZETESİ >>15 SPOR Haziran Şubat Perşembe Cumartesi Altınordu, Yusuf Abdioğlu'nu renklerine bağladı PTT Birinci Lig ekiplerinden Altınordu, Nazilli Belediyespor un stoperi Yusuf Abdioğlu nu 3 yıllığına renklerine bağladı. Lüleburgaz da profesyonel olan daha sonra Ofspor ve Nazilli Belediyespor formalarını giyen 25 yaşındaki savunma oyuncusu, iki sezonda 79 lig ve Ziraat Türkiye Kupası maçında görev yaparak istikrarlı bir grafik çizdi. Futbol kariyerinde 2. Lig de 85, 3. Lig de ise 36 kez sahaya çıkan tecrübeli futbolcu, 7 kez de Türkiye Kupası sınavı verdi. Altınordu'ya geldiği için çok mutlu olduğunu kaydeden Yusuf Abdioğlu, Burası organizasyonu, tesisleri ve hedefleriyle her futbolcunun forma giymek istediği bir kulüp. Altınordu, yaşı kaç olursa olsun her oyuncuya kendini geliştirebileceği fırsatı yaratıyor. Bu da önünde daha uzun bir kariyer olan bizler için önemli bir fırsat. dedi. Futbol Direktörü Murat Dizdar ise Yusuf un oyun felsefesine ve takım yapısına uygun bir isim olduğunun altını çizerek, Geçen sezon bizimle oynanan 2 maç haricinde bir kaç karşılaşmada daha Yusuf'u izledik ve kararımızı buna göre verdik. Tüm futbolcularımıza olduğu gibi Yusuf'a da çok güveniyoruz. Takım savunmamızda önemli katkısı olacak ve güzel bir rekabet yaşanacak." diye konuştu. (CİHAN) HASTA ISITMA SİSTEMİ-ISI BLANKETİ ALIMI İZMİR TEPECİK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU HASTA ISITMA SİSTEMİ-ISI BLANKETİ ALIMI alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhate Kayıt Numarası : 2014/ İdarenın a) Adresi : Güney Mah.1140/1 Sok.No: YENİŞEHİR KONAK/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : khb35k.tepeciksatin@saglik.gov.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : Malın miktarı ve türü ekte yer almaktadır. Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı İçinde bulunan İdari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yeri : Hastanemiz Demirbaş Ambarı c) Teslim tarihi : Teslimat tek partide olacaktır. İhale Kararının İta amirince onaylanıp sözleşme yapılmasından itibaren teslimattan 2 iş günü önce hastanemiz demirbaş deposundan randevu alınarak 30(Otuz) takvim günü içerisinde malzemeler teslim edilecektir. YÜKLENİCİ, MALZEME FATURALARINI 1 ASIL 2 SURET OLARAK DÜZENLEYECEKTİR. FATURALARIN ÜZERİNE HANGİ İHALEYE AİT OLDUĞU VE ULUSAL BİLGİ BANKASINCA ONAYLANMIŞ ÜRÜN KODU BELİRTİLECEKTİR. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : Hastanemiz ihale salonu b) Tarihi ve saati : :00 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler: Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Yetkili satıcılığı veya İmalatçılığı gösteren belgeler: a) İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b) Yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İsteklilerin yukarıda sayılan belgelerden, kendi durumuna uygun belge veya belgeleri sunması yeterli kabul edilir. İsteklinin imalatçı olduğu aşağıdaki belgeler ile tevsik edilir. a) İstekli İmalatçı ise imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler, b) İstekli yetkili satıcı veya yetkili temsilci ise yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belge veya belgeler, c) İstekli Türkiye'de serbest bölgelerde faaliyet gösteriyor ise yukarıdaki belgelerden biriyle birlikte sunduğu serbest bölge faaliyet belgesi. İş ortaklığında ortaklardan birinin, teklif edilen mala veya mallara ilişkin imalatçı veya yetkili satıcı ya da yetkili temsilci olduğunu gösteren belgelerden birini sunması yeterlidir. İsteklinin imalatçı olduğunu gösteren belge veya belgeler ise şunlardır: a) İstekli adına düzenlenen Sanayi Sicil Belgesi, b) İsteklinin üyesi olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenen Kapasite Raporu, c) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından istekli adına düzenlenen İmalat Yeterlik Belgesi, ç) İsteklinin kayıtlı olduğu meslek odası tarafından İstekli adına düzenlenmiş ve teklif ettiği mala ilişkin Yerli Malı Belgesi Yetkili kurum ve kuruluşlara kayıtla ilgili belgeler: 1.İstekliler teklif edecekleri malzemelerin T.C. İlaç ve Tıbbi Cihaz Ulusal Bilgi Bankası'nda kayıtlı oldukları ve Sağlık Bakanlığı tarafından ihale tarihi itibariyle onaylı olduğunu gösteren belgeleri 2. İstekli imalatçı İse imalatçı olduğunu gösteren belgeleri 3. İstekliler tedarikçi ise tedarikçi olduğunu gösterir tedarikçi numarasını 4. İstekliler bayi ise bayi olduğunu gösterir bayi tanımlayıcı numarasını İhale dosyasında sunacaklardır. (İstekliler teklif ettikleri malzemelerin UBB KODLARINI AYRI BİR LİSTE HALİNDE VE TEKLİF EDİLEN HER KALEME GÖRE AYRINTILI BİR ŞEKİLDE BELİRTİP İHALE DOSYASINDA SUNACAKLARDIR) 1- ) İstekliler, teklif edilen malzemelerin belirlenen şartlara uygunluğunu teyit etmek amaacıyla tıbbi ve teknik özelliklerinin görülebileceği orijinal dokümanları veya fotokopilerini teklifle beraber vereceklerdir. 2- )İhale komisyonu gerekli gördüğü hallerde demonstrasyon İsteyebilir. İstekliler demonstrasyonu nasıl ve hangi şartlarda sağlayacaklarını bildireceklerdir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhale yerli ve yabancı tüm isteklilere açıktır. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 100 TRY (Türk Lirası) karşılığı Hastanemiz Satın Alma Servisi adresinden satın alınabilir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Hastanemiz Satın Alma Servisi adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 21/6 Basın: 7157 Resmi İlanlar: de 2014 YILI 165 KALEM BASILI EVRAK ALIMI İHALESİ DEVLET HASTANESİ-NEVVAR SALİH İŞGÖREN GAZİEMİR SAĞLIK BAKANLIĞI TÜRKİYE KAMU HASTANELERİ KURUMU 2014 YILI 165 KALEM BASILI EVRAK ALIMI İHALESİ alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecektir. İhaleye ilişkin ayrıntılı bilgiler aşağıda yer almaktadır: İhale Kayıt Numarası : 2014/ İdarenin a) Adresi : SEVGİ MAHALLESİ NEVVAR SALİH İŞGÖREN CADDESİ GAZİEMİR/İZMİR b) Telefon ve faks numarası : c) Elektronik Posta Adresi : gaziemirdh@ism.gov.tr ç) İhale dokümanının : görülebileceği internet adresi (varsa) 2-İhale konusu malın a) Niteliği, türü ve miktarı : 2014 YILI 165 KALEM BASILI EVRAK ALIMI Ayrıntılı bilgiye EKAP'ta yer alan ihale dokümanı içinde bulunan idari şartnameden ulaşılabilir. b) Teslim yerleri : İdarenin göstereceği ilgili yer depo ambar vs. c) Teslim tarihi : Sözleşmenin imzalanmasını müteakip kurumca verilen ilk siparişten sonraki ilk teslimat 10 (on) gün içerisinde yapılır. Kalan miktarlar kurumların düzenleyeceği teslimat programına göre peyder pey teslim edilecektir. İşin süresi tarihinde biter. İdarenin öngörmediği (kik, itiraz vb.) sözleşme sürecinin uzaması durumunda işin süresi tarihini geçemez. 3- İhalenin a) Yapılacağı yer : İzmir Güney Bölgesi Genel Sekreterliği Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi Satınalma Birimi (Hastane İçerisinde) Sevgi Mah. Nevvar Salih İşgören Cd.No. 16 Gaziemir/İzmir b) Tarihi ve saati : :30 4. İhaleye katılabilme şartları ve istenilen belgeler ile yeterlik değerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. İhaleye katılma şartları ve istenilen belgeler Mevzuatı gereği kayıtlı olduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odası ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odası belgesi; Gerçek kişi olması halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasına ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasına kayıtlı olduğunu gösterir belge, Tüzel kişi olması halinde, ilgili mevzuatı gereği kayıtlı bulunduğu Ticaret ve/veya Sanayi Odasından, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduğu yılda alınmış, tüzel kişiliğin odaya kayıtlı olduğunu gösterir belge, Teklif vermeye yetkili olduğunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; Gerçek kişi olması halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, Tüzel kişi olması halinde, ilgisine göre tüzel kişiliğin ortakları, üyeleri veya kurucuları ile tüzel kişiliğin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamının bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmaması halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususları gösteren belgeler ile tüzel kişiliğin noter tasdikli imza sirküleri, Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen teklif mektubu Şekli ve içeriği İdari Şartnamede belirlenen geçici teminat İhale konusu alımın tamamı veya bir kısmı alt yüklenicilere yaptırılamaz Ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: İdare tarafından ekonomik ve mali yeterliğe ilişkin kriter belirtilmemiştir Mesleki ve Teknik yeterliğe ilişkin belgeler ve bu belgelerin taşıması gereken kriterler: Tedarik edilecek malların numuneleri, katalogları, fotoğrafları ile teknik şartnameye cevapları ve açıklamaları içeren doküman: Kalemler için ihale esnasında numune getirilecektir. 5. Ekonomik açıdan en avantajlı teklif sadece fiyat esasına göre belirlenecektir. 6. İhaleye sadece yerli istekliler katılabilecektir. 7. İhale dokümanının görülmesi ve satın alınması: 7.1. İhale dokümanı, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirası) karşılığı İzmir Güney Bölgesi Genel Sekreterliği Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi Satınalma Birimi (Hastane İçerisinde) Sevgi Mah.Nevvar Salih İşgören Cd.No.16 Gaziemir/İzmir adresinden satın alınabilir. İhale dokümanının posta yoluyla da satın alınması mümkündür. Posta yoluyla ihale dokümanı almak isteyenler, posta masrafı dahil 60 TRY (Türk Lirası) doküman bedelini Ziraat Bankası 26 Ağustos Şubesi İBAN TR yatırmak zorundadır. Posta yoluyla ihale dokümanı satın almak isteyenler, ihale doküman bedeline ilişkin ödeme dekontu ile ihale dokümanının gönderileceği adresin de belirtildiği ihale dokümanı talep başvurularını yukarıda yer alan faks numarasına veya yazılı olarak idareye ihale tarihinden en az beş gün önce göndermek zorundadır. İhale dokümanı iki iş günü içinde bildirilen adrese posta yoluyla gönderilecektir. İhale dokümanının posta yoluyla gönderilmesi halinde, postanın ulaşmamasından veya geç ulaşmasından ya da dokümanın eksik olmasından dolayı idaremiz hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Dokümanın postaya verildiği tarih, dokümanın satın alma tarihi olarak kabul edilecektir İhaleye teklif verecek olanların ihale dokümanını satın almaları veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar İzmir Güney Bölgesi Genel Sekreterliği Gaziemir Nevvar Salih İşgören Devlet Hastanesi Satınalma Birimi (Hastane İçerisinde) Sevgi Mah.Nevvar Salih İşgören Cd.No.16 Gaziemir/İzmir adresine elden teslim edilebileceği gibi, aynı adrese iadeli taahhütlü posta vasıtasıyla da gönderilebilir. 9. İstekliler tekliflerini, mal kalem-kalemleri için teklif birim fiyatlar üzerinden vereceklerdir. İhale sonucu, üzerine ihale yapılan istekliyle her bir mal kalemi miktarı ile bu mal kalemleri için teklif edilen birim fiyatların çarpımı sonucu bulunan toplam bedel üzerinden birim fiyat sözleşme imzalanacaktır. Bu ihalede, işin tamamı için teklif verilecektir. 10. İstekliler teklif ettikleri bedelin %3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 90 (doksan) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. Sondakika 21/6 Basın: 7141 Resmi İlanlar: de

15 SAYFA 16 Konak Tünelleri nedeniyle evini boşaltması istenen vatandaşın mağdur edilmesine engel olacaklarını söyleyen Başkan Pekdaş, "Atı alan Üsküdar ı geçti diye bir şey yok." diye konuştu 21 Haziran 2014 Cumartesi Damlacık için bu daha BAŞLANGIÇ Konak Belediyesi, İzmir in gözbebeği Damlacık ın s- esi oldu. Konak Tünelleri yüzünden evlerini boşaltmaları istenen Damlacık sakinleriyle gerçekleştirilen forumda birlikte mücadele etme kararı alındı. Düzenlenen geniş katılımlı toplantı için Bu daha başlangıç diyen Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, Atı alan Üsküdar ı geçti diye bir şey yok. Gecikmiş de olsa bir yerden başlamak gerekiyordu. Bu başlangıcın sonuç doğurması için hep birlikte mücadele edelim dedi. Konak-Yeşildere Tüneli gerekçe gösterilerek, kamulaştırılmak istenen İzmir in tarihi semti Damlacık ın geleceği Konak Belediyesi nce düzenlenen ve semt sakinlerinin yanı sıra çeşitli sivil toplum örgütlerinin de içinde yer aldığı geniş katılımlı bir forumla ele alındı. Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş ın öncülük ettiği forumda Damlacık ı tehdit eden tünel inşaatına karşı topyekün mücadele etme kararı alındı. Buna göre ilk adım olarak yönetimi Damlacık sakinlerinden oluşan bir dernek kurulacak, hukuki mücadele için de Konak Belediyesi nin öncülüğünde tüm yetkili mercilere tünel inşaatının durdurulması için şikayette bulunulacak. DAMLACIK SES VERDİ İnşaat çalışmaları Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü nce yürütülen Konak-Yeşildere Tüneli çalışmaları sırasında, İzmir in tarihi semti Damlacık taki evlerin hasar gördüğü belirtilerek, mahalle sakinlerinden konutlarını terk etmeleri istenmişti. Doğup büyüdükleri mahallelerinden koparılmak istenen Damlacık sakinlerinin yaşadığı sıkıntılara kayıtsız kalmayan Konak Belediyesi, halkın sesi oldu. Bİ DAMLACIK İNSAF Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş öncülüğünde Damlacık Parkı nda gerçekleşen geniş katılımlı açık hava toplantısına mahalle sakinlerinin yanı sıra Jeoloji, İnşaat, Şehir Plancıları ve Mimarlar Odası nın da aralarında yer aldığı birçok sivil toplum kuruluşunun temsilcisi ve duyarlı vatandaşlar katıldı. Moderatörlüğünü Gazeteci Hasan Tahsin in yaptığı forum öncesi Konak Belediyesi nce hazırlanan Bi Damlacık İnsaf adlı kısa film gösterimi yapıldı. Damlacık ın tarihiyle mahalle sakinlerinin yaşadığı çileyi anlatan film büyük beğeni topladı. BAŞKA HESAPLAR VAR Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, forum öncesi yaptığı açılış konuşmasında AKP nin Çılgın Proje diye duyurduğu Konak Tünelleri yüzünden bir mahallenin yok edilme riskiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Damlacık ın İzmir in kalbi olduğunu belirten Pekdaş, Konak ın en gözde yerinin bir trafik kaosu içinde değersizleştirilerek, rant için el değiştirilmek istendiğini savundu. Jeolojik etütleri yapılmadan, ÇED raporları alınmadan, ihalesi bile olmadan tünel kazı işlemlerinin başlatıldığını dile getiren Pekdaş, Konak Tünelleri ne bütün sivil toplum kuruluşları, odalar ve belediyeler başından beri karşı çıkmıştı. Tüneller kazılmaya başlandığında ben de İzmir Barosu Başkanı ydım, herkes gibi biz de tepkimizi göstermiştik dedi. Konak Tünelleri nin sadece Damlacık a değil iki buçuk kilometrelik hattın geçtiği bölgenin tümünü tehdit ettiğini belirten Pekdaş, Hiç hesabı yapılmamış bir yol, ama başka türlü hesaplar yapılmış. İzmir in rantına göz dikmek, kalbine bıçak saplamak istiyorlar. Burası 1 ve 2. derece tarihi sit ancak, Sit bizi ilgilendirmez diyen bir bakan, bu kenti sevebilir mi? diye konuştu. DAMLACIK I BIRAKMAYIZ Pekdaş ın konuşmalarının ardından söz alan Damlacık sakinleri de tünele olan tepkilerini dile getirme fırsatı buldu. Naime Yazıcı, Biz evlerimizi terk etmiyoruz. Eğer çok istiyorlarsa onlar evlerini boşaltsınlar. Biz onlara kira ve taşınma yardımı da yaparız dedi. 30 yıldır Damlacık ta yaşayan Gülşen Türcan ise, Damlacık ın komşuluk ilişkilerine vurgu yaparak, Biz apartmanda yaşamak nedir bilmeyiz. Biz burayı seviyoruz ve terk etmeyeceğiz. Belediyemizin önclüğünde hareket etmek istiyoruz diye konuştu. Sırayla söz alan diğer mahalle sakinleri de tünel inşaatına tepkilerini dile getirdi. Yıllardır çektikleri çileyi anlatan Damlacıklılar, tüm zorlamalara rağmen evlerinden çıkmayacaklarını, gerekirse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne (AİHM) kadar gideceklerini söyledi. BU DAHA BAŞLANGIÇ Gece geç saatlere kadar süren forumun kapanışında Ege Üniversitesi OLARAK ALTIN çağımızı yaşıyoruz! Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü öğrenci ve öğretim üyeleri aldıkları çok sayıda ödülle dikkatleri çekti. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi eğitim öğretim yılı içerisinde düzenlenen yarışmalarda ödül alan akademisyenlerini ve öğrencilerini ödüllendirdi. İletişim Fakültesi Toplantı Salonu nda yapılan ödül töreninde konuşan İletişim Fakültesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölüm Başkanı Prof. Dr. Huriye Kuruoğlu, Fakülte ve bölüm olarak altın çağımızı yaşıyoruz. Öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimiz birçok alanda ödüller aldılar dedi. Prof. Dr. Huriye Kuruoğlu, Öğrencilerimizin başarılarından dolayı çok mutluyum dedi. Ödül alan öğretim üyeleri ve öğrencilere belgelerini takdim eden Prof. Dr. Kuruoğlu gururlu olduğunu belirterek, Ödül alan öğretim üyeleri ve öğrencilerime teşekkür ediyorum dedi. Törende birçok öğretim üyesi ve öğrenci; kısa film, senaryo, belgesel ve fotoğraf dallarındaki başarılarıyla Ege Üniversitesi ni ödüle boğdu. ÖDÜL ALANLARIN LİSTESİ İSE ŞÖYLE; Yrd. Doç. Dr. Alahattin Kanlıoğlu - 5. Tarım ve İnsan Ulusal Fotoğraf Yarışması Birincilik ve Sergileme Ödülü, Yurdum Kadını Ulusal Fotoğraf Yarışması Sergileme Ödülü, İzmir de Doğa ve Yaşam Ulusal Fotoğraf Yarışması Sergileme Ödülü, Zaman Tünelinde Büyük E- fes Ulusal Fotoğraf Yarışması Sergileme Ödülü (EGE AJANS) AB-ABD Transatlantik ticaretin geleceği İzmir'de masaya yatırıldı İzmir de devam eden Türkiye AB Karma İstişare Komitesi toplantısında AB ile ABD arasında devam eden ticaret ve yatırım ortaklığı görüşmelerinin Türkiye ye o- lası etkileri tartışıldı. Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcı Vekili Dilemre: "Türkiye ne yaparsa yapsın sonuç itibarıyla hep aynı hedefe ilerleyecek. Ya ABD ile AB arasında yürütülen sürecin parçası olacak ya da ABD ile bir serbest ticaret anlaşması için ilerleyecektir" dedi. DEİK Türk Amerikan İş Konseyi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Ekim Alptekin, AB ve ABD arasında görüşmeleri devam eden serbest ticaret anlaşmasına Türkiye nin dahil edilmemesinin ekonominin ötesinde sonuçlar doğuracağını savunarak, Türkiye nin bu anlaşmanın dışında bırakılması Afganistan'da, Somali'de, Bosna'da sizinle ölürken batılıyız ama ticaret yaparken batılı değiliz izlenimine neden olacaktır dedi. İzmir de dün başlayan Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi nin 33 üncü toplantısı, AB - ABD Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı anlaşmasının Türkiye ye olası etkilerinin tartışıldığı panelle sona erdi. Panelde Türkiye nin konumuyla ilgili teknik analizlerin yanında soruna yönelik farklı bakış açıları da tartışıldı. Türk Amerikan İş Konseyi Başkan Yardımcısı Alptekin, Türkiye nin Transatlantik Ekonomik Bölgesi nin doğal bir üyesi olduğunu, bu alanı içeren bir serbestleştirme anlaşmasının dışında bırakılması halinde yokluğunun fark edileceğini ifade etti. AB ve ABD arasındaki görüşmeler sonucu oluşacak yapıyı "NATO nun ekonomik kolu" olarak değerlendirenlerin bulunduğuna dikkati çeken Alptekin, şöyle konuştu: Bence Türkiye sadece coğrafi konumunun getirdiği etkiyle değil Gümrük Birliği nin bir parçası, AB adayı, NATO daki stratejik üyeliği nedeniyle farklıdır. Bu anlaşmaya öylesine üye olmaya çalışan ülkelerden biri değildir. İşin s- tratejik boyutu da var. Bu boyutu 2. Dünya Savaşı nın sonuna benzetiyorum. Sovyet etkisi çok güçlü olduğunda batılı karar vericiler Türkiye yi batıya çektiler. Burada maalesef bu stratejik bakış açısı kaybediliyor gibi görünüyor. Ben bu sorunu çözme konusunda siyasi irade görüyorum, sorunun çözülme olasılığı çok yüksek. Eğer Türkiye dahil olmazsa ve tamamen dışarıda kalırsa biliyorum ki diplomatlarımız, bürokratlarımız başka alternatifler arayacaktır. Ancak Türkiye nin dışarıda bırakılması 'Afganistan'da, Somali de, Bosna da sizinle ölürken batılıyız ama ticaret yaparken batılı değiliz' izlenimine neden olacaktır. Bu duygusal bir yaklaşım ancak doğru yönleri var. Türkiye nin bu sürecin dışında bırakılması için hiçbir mantıklı nedenin bulunmadığını, bunun gerçekleşmesi halinde Türkiye nin cezalandırılmış olacağını savunan Alptekin, AB nin bu konuda hiçbir şey yapmayarak Bunu Türkiye kendisi halletsin demesinin de haklı bir yöntem olmadığını ileri sürdü. (AA) Ombudsmanın adı yetti Kamu Denetçisi Mehmet Elkatmış, vatandaşın başvurusu üzerine ele aldıkları konularda kamu kurumlarının birçoğunun henüz ilk görüşmede sorunu çözdüğünü ifade ederek, "Kamunun ilgilendiğimiz dosyalara uyma o- ranı yüzde 50'nin çok üzerinde. Bir çok kurum görüşmeye dahi çağırmadan 'tamam yanlış yapmışız' diyerek kararını hemen değiştiriyor ve problem çözülüyor" dedi. Kamu Denetçisi Elkatmış, kamuoyunda "ombudsmanlık" olarak da bilinen ve vatandaşın kamu otoriteleriyle yaşadığı sorunların çözümünde uzlaştırma görevi yapan Kamu Denetçiliği Kurumu'nun performans ve hedefleriyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Ombudsmanlığın, batı ülkelerine Osmanlı'dan geçtiğini ancak bu kurumun Türkiye'de yeniden yerleşmesi için 300 yıl geçmesinin önemli bir eksiklik olduğunu ifade eden Elkatmış, kurumun henüz tesis ve kadro sorunlarını tam olarak çözemediğini, bu nedenle kamuoyuna tanıtım yönünde istedikleri adımları atamadıklarını ifade etti. Kurumun 29 Mart 2012'den bu yana şikayet almaya başladığını, yerel yönetimlerle ilgili şikayetlere ise henüz 2-3 ay önce başladıklarını, buna rağmen kuruma yönelik çok olumlu bir algılamanın oluştuğunu anlatan Elkatmış, bu süreçte idarenin de kendisine çeki düzen verdiğini gördüklerini i- fade etti. "Biz tarafsız bir kurumuz, her ne kadar ismimizde 'kamu denetim kurumu' yazsa da biz hem kamunun hem bireyin menfaatini koruyoruz ve hakkaniyet ölçüleri çerçevesinde haklarını koruyoruz" diyen Elkatmış, kamuoyunda Kamu Denetçiliği Kurumu isminin yanlış algılandığını, bu nedenle "ombudsmanlık" kavramının yabancı bir kelime olsa da daha doğru olduğunu, başka ülkelerde "Halkın Avukatı", "Hakem" ve "Arabulucu" gibi isimlerin de kullanıldığını ifade etti. Kamuyu denetleyen diğer kurumların işlemlerin sadece hukuka uygun olup olmadığına baktığını, ombudsmanın ise hukukun yanı sıra insan haklarına, iyi yönetişim ilkelerine ve hakkaniyete uygun olup olmadığını göz önünde bulundurduğunu kaydeden Elkatmış, idarenin sadece işlemlerinin değil tutum ve davranışlarının da dikkate alındığını dile getirdi. Türkiye için çok yeni bir konu olan ombudsmanlıkta kısa sürede önemli mesafe kaydettiklerine inandıklarını aktaran Elkatmış, şöyle konuştu: "Kamu kurumların tavsiye kararlarımıza uyma oranının yüzde 14 olduğu yönünde açıklamalarımız oldu. Ancak bu oran tavsiye kararı verildikten sonra karara uyma oranıdır. Oysa biz tavsiye kararı vermeden bize intikal eden bir çok konuyu karşılıklı görüşmeyle çözüyoruz, neticeye bağlıyoruz. Bir çok kamu kurumu, biz görüşmeye dahi çağırmadan, yazdığımız yazıyı görüp, 'tamam yanlış yapmışız' diyerek kararını hemen değiş ve problem çözülüyor. Bu rakamlara baktığımızda kamunun kararlarımıza uyma oranı yüzde 50'nin çok üzerinde bir rakama ulaşıyor. Aslında kurumun adı yetiyor. Kurumlar artık bunu kabullenmeye başladı. Örneğin vatandaş bize müracaat ediyor, 'benim hakkımı gaspettiler' diyor. Uzmanlarımız bunu değerlendiriyor ve ilgili kuruma yazı yazıyoruz. '30 gün içinde bilgi belge gönder' diyoruz. Kurumların çoğu bu aşamada hatasını, yarattığı haksızlığı anlıyor, bunu çözeceğini söylüyor. Vatandaş da şikayetini geri alıyor. Bu açıklanan yüzde 14'lük uyma oranına dahil değil. Ancak e- sas olan zaten bu. Arabuluculuk yapmak. Tavsiye kararı almak en son nokta. Diyalogla işi çözmemiz tavsiye kararlarımızdan daha önemli." Kamu idarelerinin genelde işlemlerine yönelik eleştirilere "ne yapalım kanun böyle" yanıtını verdiğini, yasayı kendisine göre yorumlayan i- darelerin bulunduğunu belirten Elkatmış, Kamu Denetçiliği Kurumu'nun olaya müdahil olmasıyla birlikte kurumların da artık olayları ulusal mevzuatın yanı sıra insan hakları ve AİHM kararları çerçevesinde yorumlamaya başladığına da dikkati çekti. "Bir eksiğimiz var o da kamuoyunda yeterince tanınmıyoruz" diyen Elkatmış, halen şikayet başvurularının genellikle büyükşehirlerden, bu işi bilen kültürlü insanlardan ve kamu çalışanlarından geldiğini, zaman içinde tabana inildiğinde daha yoğun bir şikayet mekanizmasıyla karşılaşılacağını tahmin ettiklerini dile getirdi. "Direkt başvuru olmalı" Kamu Denetçiliği Kurumu'nun yargının iş yükünü azaltacağını, mahkeme kararlarının daha seri ve doğru çıkmasına katkıda bulunacağını i- fade eden Elkatmış, Kamu Denetçiliği Kurumu'- na başvuru için gereken idari yolların tüketilmesi şartının kaldırılması için çalışma yaptıklarını bildirdi. Vatandaşın sorunuyla ilgili idareye başvurusuna red cevabı almasından hemen sonra, herhangi bir cevap alamaması halinde ise 60 gün sonra ombudsmana başvurabildiğini anlatan Elkatmış, "Bu, işi uzatmaktan başka bir işe yaramıyor. Direkt başvuru olmalı" dedi. Vatandaşın sadece kamu kurumları değil kamu o- toritesini kullanan özel teşebbüslerle ilgili de başvuruda bulunabileceğine vurgu yapan Elkatmış, "Mesela özel okullar, özel sağlık kuruluşları, telekom, özelleştirilen ve bu otoriteyi kullanan diğer kurumlarla ilgili şikayetleri alabiliyoruz. dedi. (AA)