TÜRKİYE NİN SURİYE VE IRAK İLE OLAN İLİŞKİLERİNDE SINIRAŞAN SULARIN ETKİSİ Onur ÇELEBİ YÜKSEK LİSANS TEZİ TARİH ANABİLİM DALI Yrd. Doç. Dr.
|
|
- Murat Dalkılıç
- 7 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 TÜRKİYE NİN SURİYE VE IRAK İLE OLAN İLİŞKİLERİNDE SINIRAŞAN SULARIN ETKİSİ Onur ÇELEBİ YÜKSEK LİSANS TEZİ TARİH ANABİLİM DALI Yrd. Doç. Dr. İskender YILMAZ 2009 Her Hakkı Saklıdır.
2 T.C ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI ONUR ÇELEBİ TÜRKİYE NİN SURİYE VE IRAK İLE OLAN İLİŞKİLERİNDE SINIRAŞAN SULARIN ETKİSİ YÜKSEK LİSANS TEZİ TEZ YÖNETİCİSİ Yrd. Doç. Dr. İskender YILMAZ ERZURUM-2009
3
4 I İÇİNDEKİLER ÖZET... III ABSTRACT... IV ÖNSÖZ... V KISALTMALAR... VI ÇİZELGELER... VI II HARİTALAR DİZİMİ... IX GİRİŞ... 1 KÜRESEL AÇIDAN SU FAKTÖRÜ Dünyadaki Su Miktarı Küresel Isınmanın Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Nüfus Artışı, Şehirleşme ve Çevre Kirlenmesinin Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi... 5 BİRİNCİ BÖLÜM AKARSULARIN HUKUKİ DURUMU Tanım Sorunu Ulusal akarsular Uluslararası akarsular Sınıraşan akarsular Sınıraşan Akarsular Üzerine Doktrinler Mutlak ülke egemenliği (Harmon) doktrini Doğal durumun bütünlüğü doktrini Ön kullanımın üstünlüğü doktrini Adil (hakkaniyete uygun) kullanım doktrini Sınıraşan Akarsular Üzerine Hukuki Çalışmalar Uluslararası hukuk enstitüsü Uluslararası hukuk derneği Uluslararası hukuk komisyonu İKİNCİ BÖLÜM SURİYE ve IRAK IN YAKIN SİYASİ TARİHİ ve TÜRKİYE OLAN İLİŞKİLERİ Suriye Irak Türkiye ve Suriye Arasındaki Sorunlar Büyük Suriye ideolojisi ve Hatay meselesi... 26
5 II Türkiye İsrail ilişkileri faktörü Sınıraşan sular ve güvenlik faktörü Türkiye ve Irak Arasındaki Sorunlar Kuzey Irak taki yeni oluşum bağlamında Kerkük sorunu Sınıraşan sular ve güvenlik faktörü Türkiye ve Suriye Arasında Sınıraşan Akarsular ile İlgili Yapılmış Olan Uluslararası Düzenlemeler Türk Fransız itilafnamesi Lozan Barış Antlaşması Muhadenet ve münasabat-ı hasene-i hemcivar-ı mukavelenamesi Tahdidi hudut nihai protokolü Hatay Suriye tahdidi hududu son protokolü Çağçağ deresi sularının kullanımına ilişkin protokol Türkiye Suriye ekonomik işbirliği protokokü Türkiye ve Irak Arasında Sınıraşan Akarsular ile İlgili Yapılmış Olan Uluslararası Düzenlemeler Dicle, Fırat ve kolları sularının düzene konması potokolü Ekonomik ve teknik işbirliği antlaşması ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE SURİYE ve IRAK ARASINDA TARTIŞMA KONUSU OLAN SINIRAŞAN NEHİRLERİN DURUMU ve ÜLKELERİN SU POTANSİYELİ Fırat Nehri Dicle Nehri Türkiye Suriye ve Irak ın Mevcut Su Potansiyeli ve Sınıraşan Sulardan Talepleri Türkiye nin Soruna Yaklaşımı Suriye ve Irak ın Soruna Yaklaşımı Arap Ülkelerinin Konuya Yaklaşımı Batı Ülkelerinin Konuya Yaklaşımı BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) ve İsrail Türkiye nin Su Projeleri GAP (Güney Doğu Anadolu) projesi Barış suyu projesi Manavgat suyu projesi SONUÇ KAYNAKÇA EKLER ÖZGEÇMİŞ... 94
6 III ÖZET YÜKSEK LİSANS TEZİ TÜRKİYE NİN SURİYE VE IRAK İLE OLAN İLİŞKİLERİNDE SINIRAŞAN SULARIN ETKİSİ ONUR ÇELEBİ DANIŞMAN: Yrd. Doç. Dr. İskender YILMAZ 2009 SAYFA: 94 Jüri : Yrd. Doç. Dr. İskender YILMAZ Yrd. Doç. Dr. İbrahim AYKUN Prof. Dr. Kâzım KÖKTEKİN Türkiye nin Suriye ve Irak ile Olan İlişkilerinde Sınıraşan Suların Etkisi isimli bu çalışma, giriş kısmı ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş Bölümü nde; küresel açıdan su faktörü ele alınarak dünyadaki su miktarı ve önemi vurgulandıktan sonra, dünyadaki bütün canlılar için en önemli unsur olan bu kaynağın üzerindeki başta küresel ısınma olmak üzere çeşitli olumsuz etkenlere vurgu yapılacaktır. Birinci Bölüm de ise; akarsuların başta tanım sorunu olmak üzere, şimdiye kadar sınıraşan sular üzerinde oluşmuş olan doktrinler ele alınarak, yine bu doktrinlerin oluşmasında kaynak oluşturan ve günümüzdeki sınıraşan sular konusunda genel ve geçerli hukuk kuralları oluşturmaya çalışan kurumlar incelenecektir. İkinci Bölümde; Türkiye nin Suriye ve Irak ile olan siyâsi ilişkileri çerçevesinde, bir taraftan yirminci yüzyılın başlarından günümüze kadar gelen ihtilaflar ve bu ihtilafların su sorununa yansımaları diğer taraftan ise su sorununun üç ülke arasındaki diğer sorunları tetiklemesi ele alınacaktır. Üçüncü Son Bölümde ise; Türkiye, Suriye ve Irak arasında tartışma konusu oluşturan sınıraşan nehirlerin durumu ve bu konu hakkında başta bölge ülkeleri olmak üzere Arap ve Batı Dünyası nın konu hakkındaki tutumu incelenecektir.
7 IV ABSTRACT MASTER THESIS THE IMPACT OF TRANS BOUNDARY WATERS IN TURKEY S RELATIONS WITH SYRIA AND IRAQ Onur ÇELEBİ Supervisor: Assist. Prof. Dr. İskender YILMAZ 2009 PAGE: 94 Jury : Assist. Prof. Dr. İskender YILMAZ Assist. Prof. Dr. İbrahim AYKUN Prof. Dr. Kâzım KÖKTEKİN This study called The Impact of Trans Boundary Waters in Turkey s Relations with Syria and Iraq is composed of three parts. In the Introduction chapter; the water factor will be, first of all, considered from the global perspective and amount and importance of water on carth will be, secondly, stressed. Then some negative factors on this vital source, including chiefly global warming, will be mentioned. In the first chapter; the doctrines on trans-boundary waters like definition problem of running waters will be discussed. Then the institutions which played significant roles in making of these doctrines and general and valid laws will be mentioned. In the second chapter; the doctrines on tras-boundary waters in Turkey s relations with Syria and Iraq and its role in problems of three states as a catalyst since the beginning of 20 th century will be dealt with. In the last chapter; the situation of running waters that causes disputes on trans-boundary water between Turkey, Syria and Iraq and the policies of the Arab and Western worlds on the subject will be evaluated.
8 V ÖNSÖZ Dünyadaki tüm canlılar için hayati bir unsur olan su, içme suyu olarak kullanılmasının yanı sıra, tarımsal sulama ve enerji üretimi bakımından da her geçen gün artan önemi nedeniyle ülkeler arasındaki siyasi ilişkileri de etkilemektedir. Genel olarak dünyada ve özellikle de Ortadoğu Bölgesi nde nüfus artarken, su kaynaklarının azalması birçok sorunun yanında suların kullanımı ile ilgili uyuşmazlıkları da gündeme getirmektedir. Daha çok ülkeler arasında var olan çeşitli siyasi ve ekonomik uyuşmazlıkları derinleştiren bir unsur olarak ortaya çıkan su ile ilgili sorunlar, bugün olduğu gibi gelecekte de var olmaya devam edecek gibi görünmektedir. Bunun yanında, Ortadoğu Bölgesi nde yer alan ve su kıtlığı çeken devletler ile karşılaştırıldığında Türkiye, su kaynakları açısından oldukça zengindir. Bu konumu, ona imkânlar ve fırsatlar yarattığı gibi riskler ve sorunlar da getirmektedir. Bu bağlamda Türk dış politikasını yönetenlere düşen, riskleri azaltıp, sorunları çözmek ve böylece sahip olunan imkânlar sayesinde büyük fırsatları değerlendirmektir. Her şeyden önce benden desteklerini esirgemeyen değerli danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. İskender YILMAZ a ve lisans hayatımdan itibaren bilimsel açıdan yetişmemi sağlayan değerli hocam Sayın Doç. Dr. Taha KARACA ya teşekkürlerimi sunmayı bir borç bilirim. Erzurum 2009 Onur ÇELEBİ
9 VI KISALTMALAR ABD : Amerika Birleşik Devletleri AP : Avrupa Parlamentosu BAAS : Arap Sosyalist Diriliş Partisi BM : Birleşmiş Milletler BOP : Büyük Ortadoğu Projesi Çev. : Çeviren ÇUŞ : Çok Uluslu Şirket Der. DİE DSİ : Derleyen : Devlet İstatistik Enstitüsü : Devlet Su İşleri FAO : Gıda ve Tarım Örgütü GAP : Güneydoğu Anadolu Projesi Ha : Hektar HES : Hidroelektrik Santrali IKP : Irak Komünist Partisi İKÖ : İslam Konferansı Örgütü KDP : Kürdistan Demokratik Partisi km³ : Kilometreküp KYB : Kürdistan Yurtseverler Birliği m³ : Metreküp OTK : Ortak Teknik Komite s. : Sayfa
10 VII SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü SÇY : Su Çerçeve Yönergesi SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği UAD : Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı UHD : Uluslararası Hukuk Derneği UHE : Uluslararası Hukuk Enstitüsü UHK : Uluslararası Hukuk Komisyonu WHO : Dünya Sağlık Örgütü WWF : Dünya Doğa Fonu
11 VIII ÇİZELGELER Tablo 1.1: Dünyada Kullanılabilir Su Miktarının ve Su Gereksiniminin Bölgesel Dağılımı... 2 Tablo 3.1: Fırat Havzası Su Potansiyeli Tablo 3.2: Dicle Havzası Su Potansiyeli Tablo 3.3: Suriye nin Su Kaynakları Tablo 3.4: Türkiye Suriye ve Irak ın Yıllık Kişi Başına Düşen Ortalama Su Miktarı Tablo 3.5: Dünyada Kişi Başına Düşen Kullanılabilir Su Miktarları Tablo 3.6: Fırat Nehri ne Ülkelerin Katkıları ve Tüketim Hedefleri Tablo 3.7: Dicle Nehri ne Ülkelerin Katkıları ve Tüketim Hedefleri... 64
12 IX HARİTALAR DİZİMİ Harita 1: Fırat ve Dicle Havzası...90 Harita 2: Fırat ve Dicle: Türkiye-Suriye ve Irak Harita 3: Türkiye nin Su Projeleri Harita 4: Fırat ve Dicle Havzası nın Suriye ve Irak taki Genel Vaziyet Planı... 93
13 1 GİRİŞ 1. KÜRESEL AÇIDAN SU FAKTÖRÜ 1.1. Dünya daki Su Miktarı Dünyanın dörtte üçünün su ile kaplı olduğu şeklindeki ansiklopedik bilgilerden hareketle, ilk bakışta yeryüzündeki su kaynaklarının canlılar için yeterli olduğu düşüncesi akla gelebilir. Ancak, yenilenebilir bir doğal kaynak olan su, küresel ölçekte tükenmeyen tabii kaynaklar içinde sayılabilirse de, bölgesel olarak veya kalite yönünden sonlu, dolayısıyla sınırlıdır. Zira mevcut suyun büyük kısmının nitelik itibariyle kullanıma elverişli olmadığını unutmamak gerekir 1. Nitekim dünyadaki su miktarının toplamı kilometreküp (km³)'tür. Bu miktardaki suyun dünya yüzeyine yayılmış olduğunu varsaymış olsaydık, tüm yüzey 2,7 kilometre derinliğinde bir su tabakasına dönüşürdü. Ne var ki, bu devasa miktardaki suyun %97'si okyanus ve denizlerdeki tuzlu sudur. Geriye kalan %3'lük pay, yani 35milyon km³, canlıların gereksinimlerini görebilecekleri toplam tatlı su miktarıdır. Ancak, bu %3'lük tatlı suyun da çok azı elde edilebilir. Çünkü toplam tatlı su miktarı 35 milyon km³'ün çok büyük miktarını, (%77,2 sini), kutuplardaki buz kütleleri ve dağ zirvelerindeki kalıcı buzullar oluşturur. Ayrıca geriye kalan %22,4'lük kısmı, elde edilebilirliği oldukça zor olan yer altı sularıdır. Sonuçta, tüm canlıların gereksinimlerini giderebildikleri ve yaşamın devamını sağlayan göl ve bataklıklar, toplam su miktarının %0,35'ini; nehir ve dereler ise %0,01'ini oluşturur 2. Bu doğrultu da ise insanoğlunun kolaylıkla yararlanabileceği elverişli tatlı su miktarının ne kadar az olduğu anlaşılmaktadır. Kısıtlı su kaynaklarına rağmen, ne yazık ki dünyadaki su tüketimi son 50 yılda çarpıcı bir şekilde artmıştır yılında dünyadaki toplam su tüketimi 1000 km³ iken, bu miktar 1960 yılında ikiye katlanmıştır yılında ise dünyadaki toplam su tüketimi km³ olarak gerçekleşmiş olup bu miktarın km³'ü (%65'i) sulamada, 950 km³'ü (%23'ü) içme-kullanma suyu olarak, 500 km³'ü (%12'si) de sanayi sektöründe kullanılmıştır yılında ise, su tüketimi yaklaşık olarak %25 oranında artarak km³'e ulaşmıştır. Dünyada kişi başına su tüketimi ise yılda ortalama 850 m³ civarında 1 İsmail Kapan, Dünyayı Su Savaşları mı Bekliyor?: Suyun Stratejik Dalgaları, İstanbul 2007, s Konuralp Pamukçu, Su Politikası, İstanbul 2000, s ; Kudret Ulusoy, Küresel Ticaretin Son Hedefi Su Pazarı, Ankara 2007, s. 81; Zekaî Şen, Ortadoğu da Su Sorunlu Bereketli Hilal ve Türkiye, İstanbul 2006, s. 12.
14 2 bulunmaktadır. Dünya nüfusunun yılda ortalama 80 milyon kişi arttığı göz önünde bulundurulduğunda dünyadaki tatlı su ihtiyacının yılda 68 km³ artması kaçınılmaz görülmektedir 3. Bu açıdan bakıldığında ise, dünya nüfusunun yaklaşık %20'sine karşılık gelen 1,4 milyar insan yeterli içme suyundan yoksun olup, 2,3 milyar kişi ise sağlıklı içme suyundan mahrumdur. Bazı tahminler, 2025 yılından itibaren 3 milyardan fazla insanın su kıtlığı ile yüz yüze geleceğini göstermektedir. FAO (Food and Agriculture Organization) ya göre, 1995 yılında su kıtlığı ve su stresi yaşayan nüfusun dünya nüfusuna oranı sırası ile %29 ve %12 iken, 2025 yılında bu oranlar %34 ve %15' e yükselecektir yılında ise su sıkıntısı çeken ülkelerin sayısı 54'e, bu şartlarda yaşamak zorunda kalan insanların sayısı ise 3,76 milyara yükselecektir. Bu durum 2050'de 9,4 milyar olması beklenen dünya nüfusunun %40'ının su sıkıntısı çekeceği anlamına gelmektedir 4. Ayrıca burada dünyadaki kullanılabilir su miktarının yağışlara ve dolayısıyla iklime bağlı olarak kıtadan kıtaya farklılık arz ettiğini de belirtmek gerekir. Nitekim dünyadaki kullanılabilir su miktarının ve su gereksiniminin bölgesel dağılımını gösteren aşağıdaki tabloda bu duruma ışık tutmaktadır 5. Tablo 1.1: Dünyada Kullanılabilir Su Miktarının ve Su Gereksiniminin Bölgesel Dağılımı Kuzey Amerika Kuzey -Batı Avrupa Güney Avrupa Doğu Avrupa Kullanılır Su Miktarı (m³) Kişi Başına Düşen Su Miktarı (m³) Kişi Başına Düşen Su Miktarı (m³) Yılı Toplam Su Gereksimi (km³/yıl) 2000 Yılı Toplam Su Gereksiniminin Kullanılabilir Su Miktarı Oranı (%) Aziz Koluman, Dünyada Su Sorunları ve Stratejileri, Ankara 2003, s Dünya Su Yılı, Su Dünyası Dergisi, Sayı:2, Eylül 2003, s ; Kuraklık ve Su Kıtlığı, Su Dünyası Dergisi, Sayı:44, Mart 2007, s Mehmet Tomanbay, Dünyada Su ve Küresel Isınma Sorunu, İstanbul 2008, s. 72.; Mehmet Tomanbay, Dünya Su Bütçesi ve Orta Doğu Gerçeği, Ankara 1998, s. 22.
15 3 Avustralya, Japonya, Güney Afrika Orta Amerika Güney Amerika Kuzey Afrika ve Orta Doğu Batı Afrika Orta Afrika Güney- Doğu Asya Doğu Asya TOPLAM Küresel Isınmanın Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Yaklaşık 4,65 milyar yıllık tarihi boyunca birçok kez ısınıp soğuyan gezegenimiz; günümüzde tekrar hızlı bir ısınma periyoduna girmiştir. Ancak bu kez diğerlerinden farklı olarak, 200 yılda 6 katına çıkan oldukça fazla bir nüfus kitlesi bu olumsuz etkiyle karşı karşıya kalacaktır. Son zamanlarda medya organlarında da çok sık gündeme getirilen ve dünyamızı tehdit eden en büyük çevre sorunlarından birisi olarak adlandırılan Küresel Isınma; İnsanlar tarafından atmosfere verilen gazların sera etkisi yaratması sonucu dünya yüzeyindeki sıcaklığın artması şeklinde tanımlanmakta. Yani atmosferin üst bölümünün stratosferin soğuması, alttaki troposferin ise ısınmasıdır. Bu ısınmaya özellikle; kömür, petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtlarının yakılması sonucu atmosfere dahil olan sera gazlarının neden olduğu düşünülmektedir. Bu doğrultuda yapılan araştırmalara göre ise; küresel ısınmaya enerji kullanımının %49, endüstrinin %24, ormanların %14 ve tarımın da %13 etkisi vardır 6. Birleşmiş Milletlerin Dünya Su Gelişim Raporu ile çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre, dünyanın atmosfere yakın yüzeyinin ortalama sıcaklığı yüzyılda 0,6 derece arttı. Bu doğrultuda ise; son 12 yılın 11 i, sıcaklıkların kayıt altına alınmasından bu yana kaydedilen en sıcak yıllar arasında oldu. Dağlarda görülen buzullar ve kar örtüsü azaldı. Uydular vasıtasıyla deniz seviyesinde yükselmenin hız 6 Ulusoy, Su Pazarı, s
16 4 kazandığı gözlendi. Daha yoğun ve uzun süreli kuraklıklar yaşandı. Büyük buz kütlelerinin derinliği ve yoğunluğu azaldı. Tahminlere göre, yüzyılın sonuna kadar dünya 1,8 ila 4 derece arasında ısınacak, deniz seviyeleri 28 ila 43 santimetre yükselecek, buzulların tamamı yüzyılın ikinci yarısında eriyecek, bu durum iklim değişiklikleri ve tropikal fırtınaların yoğunluğunda artışa neden olacak. Dünya iki derece ısındığında su sıkıntısı başlayacak. Kuzey Amerika'da kum fırtınaları tarımı yok edecek, deniz seviyesi yükselecek. Peru'da 10 milyon kişi su sıkıntısı çekecek, mercan kayalıkları yok olacak, gezegendeki canlı türlerinin %30'u yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak. Isı 5 derece arttığında ise; denizler 5 metre yükselecek, dünyanın yiyecek stokları tükenecek. 6 derece arttığında ise göçler başlayacak. Yüz milyonlarca insan uygun iklim koşullarında yaşamak umudu ile göç yollarına düşecek 7. İklim Değişikliği 2007 raporuna göre ise; Avrupa daki son iklim değişikliğinin doğal ve yönetilen ekosistemlere, buzullara ve insan hayatına çok geniş etkileri oldu. Gelecekte tüm Avrupa ani bastıran sellerin, Orta ve Doğu Avrupa karların erimesiyle oluşacak olan sellerin, Güney Avrupa orman yangınlarının ve kıyı şeridi su baskınlarının tehdidini hissedecek. Orta ve Doğu Avrupa da su sıkıntısı ortaya çıkacak. Avrupa nın tarım, ormancılık, turizm ve enerji üretimi gibi sektörleri başta olmak üzere tüm ekonomisi olumsuz etkilenecek 8. Nitekim artık dünyadaki bilim adamlarının birçoğu da küresel ısınma ve iklim değişikliğinin çok tehlikeli bir safhaya geldiğine dikkat çekiyor. Zira, Britanyalı Profesör James Lovelock, bu durum hakkında Hepimiz yakın zamanda hoş olmayan şeyler yaşanacağını düşünüyoruz. Ancak, bu konuda neler yapılabileceği konusunda kafamız karışık. Kyoto Protokolü 9 ile hükümetler bir yanıt verdiklerini gösterdi ama bu da gerçekte biraz zaman kazanmaktan başka bir anlama gelmedi. Küresel ısınmanın 7 Dünyanın Suyu Tükeniyor, Zaman Gazetesi, , s Dünyanın Suyu Tükeniyor, Zaman Gazetesi, , s Sera etkisi yaratan gazların salınımını sınırlamayı ve azaltmayı hedefleyen uluslararası bir anlaşma olan Kyoto Protokolü, 11 Aralık 1997 tarihinde Japonya nın Kyoto kentinde düzenlenen bir zirvede oluşturuldu. Protokol, 9 Mayıs 1992 de New York ta kabul edilen İklim Değişikliğine Yönelik Birleşmiş Milletler Çerçeve Sözleşmesi nin belirlediği ilkelere dayanıyor. Protokole göre, sanayileşmiş ülkelerle, piyasa ekonomisine geçiş sürecindeki ülkeler atmosfere saldıkları sera gazı miktarlarında indirime gitmeyi kabul ediyorlar. Buna karşın, anlaşma ancak 2005 yılının Şubat ayında yürürlüğe girebildi. Çünkü Kyoto Protokolü, sera gazı emisyonlarının en az yüzde 55 inden sorumlu olan 55 ülkenin onayını gerektiriyordu. Rusya ile birlikte bu rakamlara ulaşıldı ve protokol yürürlüğe girdi. Ancak, atmosfere en fazla sera gazı salan Amerika Birleşik Devletleri ve sanayileşmiş ülkelerden biri olan Avustralya, Kyoto Protokolü nü imzalamadı.( Bu Tartışmanın Sonucu Dünyamızı Değiştirecek, Radikal Gazetesi, , s. 5.)
17 5 sonuçları insanlık için bir savaştan bile kötü olacak. derken, ABD li Prof. John Holdren ise, İklim değişikliği tahmin edilenden çok daha hızlı oluyor. Grönland buzullarının erimesiyle bile dünya çapında deniz seviyesi yedi metre yükselebilir. Şehirler su altında kalabilir. demekte 10. Neticede; Küresel ısınmanın ortaya çıkardığı ya da çıkartacak olduğu kötü etkiler, en kısa zamanda gerçekçi önlemler alınmadığı taktirde dünyamızı büyük bir felakete doğru sürükleyecektir Nüfus Artışı, Şehirleşme ve Çevre Kirlenmesinin Su Kaynakları Üzerindeki Etkisi Şayet, dünyadaki tatlı su miktarını bir pastaya benzetecek olursak, hızla artan dünya nüfusu ile birlikte herkese pastadan düşen dilim de küçülmektedir. Üstelik bu küçülme, genelde artan yaşam standartları ile birlikte herkesin daha büyük bir dilime sahip olmak istediği bir döneme denk gelmektedir. Nitekim 1940 yılında dünyadaki toplam su tüketimi km³ iken bu miktar 1960 yılında ikiye katlanmıştır yılında ise dünyadaki toplam su tüketimi km³ olarak gerçekleşmiş, 2000 yılında ise, su tüketimi yaklaşık olarak yüzde 25 (%25) oranında artarak km³ e ulaşmıştır. Dünyada kişi başına su tüketimi ise yılda ortalama 850 m³ civarında bulunmaktadır. Dünya nüfusunun yılda ortalama 80 milyon kişi arttığı göz önünde bulundurulduğunda dünyadaki tatlı su ihtiyacının yılda 68 km³ artması kaçınılmaz görülmektedir 11. Neticede, artan nüfus miktarı ile birlikte, gelişmekte olan ülkelerde ekonomik kalkınma hızının artması ve bunun sonucu olarak iyileşen sosyoekonomik standartlar, su kullanımının artmasına bir neden oluşturmaktadır. Nitekim yılları arasında dünya nüfusu iki kat artarken (2,6 milyar), su kullanımı tam 3 kat arttı ve km³ e ulaştı. Bu miktar karalarda toplam erişilebilen taze su kaynaklarının %35 idir. Eko-sistemin işlevini görebilmesi, kirliliğin tehlikeli boyutlara ulaşmaması, balıkçılık ve su ulaşımlarının sürmesi için bu suların en az %20 sini olduğu gibi doğada bırakmak gerektiğini düşünürsek, insanlığın doğrudan ya da dolaylı olarak su kullanımının toplam erişilebilen taze su miktarının yarısını aştığını görürüz 12. Önümüzdeki otuz yıl içinde dünya nüfusunun yine 2,6 milyar artacağı tahmin edildiğinde ise, dünyadaki mevcut 10 Bu Tartışmanın Sonucu Dünyamızı Değiştirecek, Radikal Gazetesi, , s Koluman, Su Sorunları ve Stratejileri, s Pamukçu, Su Politikası, s
18 6 hükümetlerin bir an önce mevcut su kaynaklarını arttırmanın yolunu bir an evvel bulmak zorunda kalacakları görülmektedir. Dünyadaki mevcut tatlı su miktarını ve kullanımın etkileyen diğer bir faktör ise hızlı kentleşmedir yılında nüfusu 1 milyonu geçen kent sayısı 78 iken 1990 yılında bu sayı 290 a çıktı. Kentli nüfusu 1960 ile 1990 yılları arasında 1 milyardan 3,5 milyarın üzerine fırladı. Bu artışın devam edeceğini kestirmek hiç de zor değildir yılında Güney Amerika nın toplam nüfusunun %88 i, Afrika toplam nüfusunun %54 ü ve Asya nüfusunun %5 i kentli olacak. Kentli nüfusun, yıllık ortalama artışı gelişmiş ülkelerde %0,8 iken, gelişmekte olan ülkelerde %3,6 dır 13. Neticede; özellikle gelişmekte olan ülkelerde görülen hızlı kentleşme, buralarda yaşayan nüfusların kullandıkları su kaynaklarını oldukça zorlamaktadır. Nitekim günümüzde gelişmekte olan ülkelerde tüm hastalıkların %80 i ve ölümlerin üçte biri kirli sulardan kaynaklanmaktadır ve ciddi hastalıklardan kurtulanlar da genellikle yaşamlarının onda birinde yine su kaynaklı daha hafif yakınmalarla yaşamaktadır. Durum büyük kentlerin çevresinde, genelde geçimin sağlanamadığı kırsal kesimlerden göçenlerin oluşturduğu gecekondu mahallelerinde daha da kötüdür. Ancak, pek çok ülke ekonomisinin ihtiyacı olan ucuz işgücü de bu gecekondulardan sağlanmaktadır 14. Bununla birlikte, gelişmekte olan ülkelerdeki kentli nüfus dağılımı sadece birkaç bölgede yoğunlaşmaktadır. Örneğin; Nijerya da Lagos ve İbadan kentleri toplam ülke nüfusunun ¼ ünü oluştururken, Kahire ve İskenderiye kentleri, Mısır kentli nüfusunun yarısını barındırır. Türkiye de ise İstanbul, Ankara ve İzmir in nüfusu toplam ülke nüfusunun ¼ ünü aşar. Bu durumda, bu yoğun nüfuslu kentlerin hem var olan su arzları yetersiz kalmakta hem de plansız, altyapısız büyüme su kaynaklarını kirletmektedir 15. Diğer taraftan, su kullanımı arttıkça su kaynaklarının kalitesinde düşmeler yaşanmaktadır. İnsan aktiviteleri su kaynaklarının iki türlü kirlenmesine yol açmaktadır. Birincisi, mikrobiyolojik kirlenmedir. Bu tür kirlenmeye kentsel atıklar, zehirli kimyasallar ve radyoaktifler yol açmaktadır. Sudan kaynaklanan hastalıkların başlıca sebebi bu tür kirliliktir. İkincisi ise, ağır metal kirlenmesidir. Tarımda kullanılan gübre, 13 Pamukçu, Su Politikası, s John Bulloch Adel Darwish, Su Savaşları Ortadoğu da Beklenen Çatışma, İstanbul 1994, s Pamukçu, Su Politikası, s
19 7 zararlı böcek ve yabani otlara karşı kullanılan ilaçlar; endüstrinin katı atıkları, maden çalışmaları bu tür kirliliğin başlıca nedenleridir 16. Mikrobiyolojik kirlenme yüzünden dünyada her yıl 250 milyon hastalık şikâyeti rapor ediliyor. Yaklaşık 3 milyar insan gerektiği gibi atık su toplama hizmetinden yoksun olduğu için sudan kaynaklanan hastalıkların verdiği zararlar kolay kolay kapatılamıyor. Ağır metal kirlenmesi yüzünden ise, birçok nehir suyu kullanılamaz hale gelmiştir. Amazon Nehri nin birçok kolu altın madenlerinden kaynaklanan atıklar yüzünden cıva ile kirlenmiş durumdadır. Yapılan araştırmalar sonucunda, bu nehirdeki balıklarda görülen cıva miktarı, Dünya Sağlık Örgütü nün (WHO) saptadığı maksimum standardın çok daha üstünde ve insan sağlığına oldukça zararlı olacak bir oranda çıkmıştır 17. Neticede, insanların özellikle biraz daha rahat yaşama arzuları doğrultusunda doğanın dengesini düşünmeden yapmış oldukları faaliyetler, aslında yavaş yavaş kendimize doğru yönelttiğimiz bir silah gibi karşımıza çıkmaktadır ve ne yazıksa bu durumu tamamen düzeltmekten ziyade hâlâ geçici çözümler ile bu sorunun üstesinden gelinebileceği sanılmaktadır. Oysaki bu sorun, bizden sonraki kuşakları telafisi olmayan bir felakete doğru sürüklemektedir. 16 Pamukçu, Su Politikası, s Pamukçu, Su Politikası, s
20 8 BİRİNCİ BÖLÜM 1. AKARSULARIN HUKUKİ DURUMU 1.1. Tanım Sorunu Türkiye ile Suriye ve Irak arasındaki su sorununda, temel görüş ayrılıklarının en önemlisi, sorunun konusu olan Fırat, Dicle ve Asî nehirlerinin tanımlanmasıyla ilgilidir. Türkiye Sınıraşan Sular kavramını esas alırken, Suriye ve Irak ise Uluslararası Sular ve Ortak Sular kavramlarını ısrarla kullanmaktadır. Diğer taraftan Türkiye, Fırat ve Dicle nehirlerini tek bir havza olarak değerlendirirken, özellikle Irak bu görüşe karşı çıkmaktadır 18. Nitekim sınıraşan sular ile uluslararası sular; birbirine taban tabana zıt olan iki tanımlamadır ve birbirinden çok farklı siyasi sonuçlar verir. Çünkü uluslararası hukuk açısından, uluslararası sular ile sınıraşan sular arasındaki ayrım ve bunlar üzerindeki hak ve yetkiler yavaş yavaş açık bir şekilde ortaya konmaya başlamıştır. Buna göre; Uluslararası sular, yakaları iki veya daha fazla devletin egemenliği altındaki akarsulardır ve bu tür sular, genellikle paylaşılır. Bu, ya orta hat ile veya Thalweg hattı ile belirlenir. Bunlara örnek, Türkiye ile Yunanistan arasında sınır çizen Meriç ve Türkiye ile Gürcistan arasında aynı işlevi gören Arpaçay dır 19. Sınıraşan sular ise iki veya daha fazla ülkenin topraklarını kateden sular olarak tanımlanmaktadır. Dicle ve Fırat nehirleri bu çeşit suların en tipik örnekleridir. Sınıraşan sular üzerinde ortak egemenlik veya eşit egemenlik hakları meselesi en önemli tartışma noktalarından biri olarak öne çıkmaktadır. Konu ile ilgili birçok eserde kendisine atıfda bulunulan, bu alanın ünlü kuramcılarından Sauser Hall; Sınıraşan sular üzerinde co-imperium (ortak egemenlik) uzun süre ayakta tutulamaz. Suyun çıktığı ülkeler ile aktığı ülkeler arasında eşit egemenlik söz konusu olamaz. demektedir. Nitekim Türkiye nin Suriye ve Irak la olan su ihtilafı, bu iki ülkenin, Fırat ve Dicle nin daha kaynağında paylaşılması felsefesine dayanıyor. Bu yaklaşım, ortak egemenlik anlamına geliyor. Türkiye ise bu noktada sharing yanî paylaşma değil, allocation yanî tahsis ilkesini öne çıkarıyor. Bunda da equity yanî hakkaniyet ilkesine bağlı kalacağını vurguluyor. Her ne kadar Meriç Nehri örneğinde olduğu gibi, bir akarsu hem 18 Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s. 292; Mehmet Şahin, Suriye nin Su Sorunu, Ortadoğu Siyasetinde Suriye, Ankara 2004, s ; Koluman, Su Sorunları ve Stratejileri, s Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s. 30.
21 9 uluslararası su ve hem de sınıraşan (Bulgaristan-Türkiye+Yunanistan) su tanımına girebiliyor ise de, bu iki kavram çok farklı özellikler taşımaktadır 20. Dolayısıyla, ihtilafın kavramlarla ilgili kısmının net olarak anlaşılabilmesi için, öncelikle bu kavramların incelenerek ortaya konması gerekmektedir Ulusal akarsular Ulusal Akarsu kavramının tanımı üzerinde geniş bir görüş birliği bulunmaktadır. Buna göre Ulusal akarsular; kaynağından denize aktığı yere kadar, bir devletin hudutları içinde kalan akarsular olarak tanımlanmışlardır 21. Buradan önemli olan nehrin tamamının (kaynağından sona erdiği noktaya kadar) tek bir devletin sınırları içerisinde kalmasıdır. Ancak, nehrin sona eriş noktası her zaman denize kavuşmaz, nehir denize dökülmeden de doğduğu ülkede, örneğin bir göle dökülerek son bulabilir 22. Devletin ulusal akarsular üzerindeki faydalanma hak ve yetkisi, ülke egemenliğinin verdiği hak ve yetkilere dahil olduğundan, bu niteliği ile kesinlik ifade eder. Bu itibarla, ulusal akarsular tamamen milli hukuk hükümlerine tabi olup; uluslararası hukuka konu teşkil etmezler. Zira devletin kendi ülkesi içinde yer alan milli kaynakları değerlendirme biçimi ve bunlardan faydalanması konusu, devletin Ulusal yetkisi çerçevesinde olup, diğer devletleri ilgilendirmemektedir. Dolayısıyla bu konuda devletin kendi milli kaynakları üzerinde tam bir hareket serbestliği mevcuttur ve uluslararası hukuk, ülke devletinin bu yetkisini tanımakla yetinmektedir Uluslararası akarsular Devletlerarasındaki sınırları aşan bir su kaynağını tam olarak doğru bir şekilde tanımlayacak bir terim henüz günümüze kadar bulunamamıştır. Tarihin seyri esnasında, bu tür sulara; Sürekli sular, Milli olmayan sular, Ortak sular, Sınır teşkil eden sular vs. denilmiştir. Bu konu hakkındaki terimin tam olarak içinin doldurulamamasının en büyük nedeni ise, Ülkelerin karşılıklı menfaat İlişkileri dir. Nitekim ülkeler arasındaki bu karşılıklı çıkar ilişkileri sürdüğü suretçe de bu kavram kargaşasının süreceği de kesindir. 20 Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s Cem Sar, Uluslararası Nehirlerden Endüstriyel ve Tarımsal Amaçlarla Faydalanma Hakkı, Ankara 1970, s Orhan Tiryaki, Sınıraşan Sular ve Ortadoğu da Su Sorunu, İstanbul, s Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s. 35.
22 10 Bir tanıma göre; Uluslararası sular; akarsuyun coğrafi bakımından yakaları iki ya da daha fazla ülkenin egemenliği altındaki birbirini kesen veya ayıran sular dır 24. Milletlerarası Hukuk Derneği nin 1956 yılındaki Dubrovnik toplantısında karar altına alınan Dubrovnik İlkeleri ilk maddesine göre ise; Uluslararası akarsu, iki veya daha çok devletin ülkelerini kesen ya da ayıran akarsular dır 25. Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu tarafından hazırlanan Uluslararası Su Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanılması Hakkında Sözleşme Tasarısı nın 2/a maddesine göre; Uluslararası akarsu, çeşitli bölümleri değişik devletlerde bulunan akarsulardır şeklinde belirtilmiştir 26. Komisyon un bu yaklaşımına karşılık Türkiye, uluslararası akarsularla iki değişik biçimde karşılaşıldığını, bazı akarsuların iki ülke arasında sınır oluşturduğunu, diğer akarsuların ise bir ülke sınırlarından çıkıp diğer bir ülkeye girdiğini işaret etmekte ve uluslararası akarsu deyiminin yalnızca birinci tür nehirleri kapsaması, diğer gruptaki nehirlerin ise sınıraşan sular (transboundary watercourse) olarak adlandırılmasının daha doğru olacağını ısrarla belirtmektedir. Buna göre, sınıraşan sular kavramı, bir ülkede doğan ve denize doğru olan yolculuğunda doğduğu ülkenin sınırlarından çıkarak komşu ülke ya da ülkelerin sınırlarını aşıp onların topraklarından da geçen ve denize ulaşan sulardır Sınıraşan akarsular Konuya objektif ve adîl bir şekilde yaklaşıldığı taktirde sınıraşan sular kavramının tanımını yapmak gerekirse: Mecrası, kaynağından döküldüğü yere kadar, birden çok devletin ülkesini geçen/kateden sulara sınıraşan/sınır ötesi sular denir. şeklinde ifade edilebilir. Bu alanın ünlü kuramcılarından Sauser Hall; sınıraşan sular üzerinde ortak egemenlik uzun süre ayakta tutulamaz, suyun çıktığı ülkeler ile aktığı ülkeler arasında eşit egemenlik söz konusu olamaz, demektedir. Bu görüşe göre 24 Sar, Faydalanma Hakkı, s Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s Sözleşme, B.M. Genel Kurulunun 21 Mayıs 1997 tarihinde yapılan toplantısında 3 aleyhte ve 23 çekimser oya karılık 103 oyla kabul edilmiştir. Türkiye, Çin Halk Cumhuriyeti ve Burundi aleyhte oy kullanmıştır. 52 ülke ise oy kullanmamıştır. 27 Tolga Bermek, Bir Uluslararası Uyuşmazlık Konusu olarak Fırat ve Dicle Nehirleri, Ankara Üniversitesi, S.B.E., Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1999, s. 5.
23 11 sınıraşan sular Uluslararası Akarsular olarak nitelendirilemez ve bu doğrultuda da paylaşılamaz 28. Buna karşın, Suriye ve Irak taki hukukçular ile bu ülkelerle su konusunda ortak çıkarları olan bir takım Arap ve Avrupa devletleri, Fırat ve Dicle nehirlerinin uluslararası sular olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadırlar. Bu düşüncelerinin altında ise şüphesiz ki ülkelerin karşılıklı menfaat ilişkileri bulunmaktadır Sınıraşan Akarsular Üzerine Doktrinler Uluslararası hukukun en kısa zamanda objektif ve adîl bir şekilde, sınıraşan sular üzerindeki faydalanma ve kullanım haklarını açık ve uygulanabilir bir şekilde tespit etmesi gerekir. Nitekim bu konuda faydalanma hakkının kapsamına ve sınırlarına ilişkin yerleşmiş ve kesin bir hukukî düzenlemenin bulunmaması; çatışan devletlere ait görüşler ve onların görüşlerini destekleyen yazarlara ait fikirler doğrultusunda, teamül kurallarının oluşmasına yönelik girişimleri başlatmış bulunmaktadır. Bu görüşlerin temelinde ise, hukukî olmaktan çok, siyasi nedenler yatmaktadır. Nitekim devletler yukarı ya da aşağı kıyıdaş 29 devlet olmalarına göre yanî bulundukları coğrafi konumlarına göre mevcut tezlerden birini savunmakta ya da yine kendi lehlerine göre yeni bir görüş ortaya sunmaktadırlar. Bu doğrultuda ise bu konu hakkında savunulan ve bilinen görüşler kısaca şunlardır Mutlak ülke egemenliği (Harmon) doktrini Yukarı kıyıdaş devletin faydalanma hakkına mutlak bir üstünlük tanıyan bu doktrin, genel olarak; yukarı kıyıdaş devletin, aşağı kıyıdaş devletin etkilenmesini göz 28 Koluman, Su Sorunları ve Stratejileri, s Kıyıdaş Ülkeler: İki ülke arasında ıslak sınır teşkil eden, uluslararası suların kıyısında bulunan ülkelerdir. Yukarı/Aşağı Kıyıdaş Ülkeler: Bu tanımlamalar sınıraşan sular için kullanılır. Akarsuların akış yönüne göre yukarı havza konumundaki ülkeler yukarı kıyıdaş, aşağı havza konumundaki ülkeler ise aşağı kıyıdaş, olarak adlandırılırlar. Sınıraşan su hüviyetine sahip olan Fırat Nehri için Türkiye yukarı kıyıdaş ülke, Suriye ve Irak ise aşağı kıyıdaş ülkelerdir. Suriye için ise; Türkiye yukarı kıyıdaş, Irak ise aşağı kıyıdaş ülkelerdir. Bir akarsuyun akış istikametine göre, akış yukarısına memba, akış aşağısına da mansap ismi verildiği için yukarı kıyıdaş ülkeye memba ülkesi, aşağı kıyıdaş ülkeye ise, mansap ülkesi denebilmektedir. (Bahattin Yanık, Türkiye deki Sınıraşan ve Sınır Oluşturan Su Kaynakları, İstanbul Teknik Üniversitesi, F.B.E., Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1997, s. 10.)
24 12 önünde bulundurmadan, akarsuların sularını dilediği gibi, herhangi bir sınırlamaya tabi olmadan saptırabilmesi ya da kullanabilmesi olarak tanımlanmaktadır 30. Ancak, aşağı kıyıdaş devletin varlığını yok sayan bu doktrin uluslararası hukuk ilkelerine ve eşitlik anlayışına uygun olmadığından dolayı günümüzde (bu konu ile ilgili olan hem yukarı ve hem de aşağı kıyıdaş devletler tarafından) benimsenmemektedir Doğal durumun bütünlüğü doktrini Bu doktrin, aşağı kıyıdaş devletlerin, sınıraşan akarsulardan faydalanmasına imkân vermek için Mutlak Ülke Egemenliği Doktrini ne zıt bir görüş olarak ileri sürülmüştür 31. Buna göre; yukarı kıyıdaş devlet, hiçbir şekilde aşağı kıyıdaş devletin, sınıraşan akarsulardaki haklarına zarar verecek şekilde suyu saptıramaz, kesemez, akışını yapay olarak artıramaz veya eksiltemez. Bu doğrultuda; yukarı kıyıdaş devlet, sınıraşan sularda aşağı kıyıdaş devletin onayını almadan faydalanma eylemlerine geçemeyecek ve faydalanma hakkını kullanamayacaktır. Yanî, bu doktrin sınıraşan suların kullanılmasında aşağı kıyıdaş devlete bir çeşit veto hakkı tanımaktadır 32. Buna göre ise; Nil nehri sularından yalnız Mısır faydalanabilecekken yine aynı şekilde Fırat nehri sularından ise tümüyle sadece Irak faydalanabilecektir. Neticede; nasıl Mutlak ülke egemenliği doktrini aşağı kıyıdaş devleti yok sayıyorsa bu sefer de Doğal durumun bütünlüğü doktrini, yukarı kıyıdaş devleti yok saymaktadır. Bu doğrultuda ise, bu doktrinde çok uç bir noktada olduğundan dolayı günümüz dünyasında kabul görmemiştir Ön kullanımın üstünlüğü doktrini Bu doktrine göre, arazisindeki suları diğer kıyıdaşlara göre daha önce kullanmaya başlayan malikin, bu kullanımı devam ettiği sürece, bu sular üzerinde bir çeşit kazanılmış hakkı vardır. Diğer kıyıdaşların, aynı sulardan yararlanırken ilk kullanan kıyıdaşın bu mutlak kazanılmış hakkını etkilememeleri gerekir. Ancak, bu kazanılmış hak kapsamında ülke topraklarına akan bütün sular girmez. Sadece, fayda 30 Mustafa Bir, Akarsulardan Faydalanma ve Türkiye nin Uluslararası Hukuk İlgilendiren Akarsuları, Ankara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara 1986, s Sar, Faydalanma Hakkı, s. 220; Bir, Türkiye nin Uluslararası Hukuku İlgilendiren Akarsuları, s Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s. 116.
25 13 sağlayan, bir başka deyişle, fiilen ön kullanıma konu olan sular girer 33. Bu arada, ön kullanımın üstünlüğü doktrini, uluslararası alanda; doğal ya da tarihi, kazanılmış ve kadim haklar olarak değişik terimlerle ifade edilmesine karşın, hepsi aynı kavramı belirtmektedir 34. Doktrinin özünü teşkil eden, kazanılmış haklara zarar vermeme yükümlülüğü genelde yukarı kıyıdaş devlet açısından söz konusudur. Kazanılmış haklara zarar verebilecek durumda olan sürekli olarak yukarı kıyıdaş devlettir. Aşağı kıyıdaş devletin hemen hemen böyle bir imkânı yoktur. Bu açıdan değerlendirildiğinde, kıyıdaş devletlerin kullanımlarına zarar verilmesine ilişkin hukuki sorunlar daha çok aşağı kıyıdaş devlet açısından ortaya çıkar. Diğer taraftan, aşağı kıyıdaş devletlerin nehirlerden faydalanmaya daha önce başladıkları da bir gerçektir. Zira herhangi bir akarsuyun etrafında yerleşme ve endüstri faaliyetleri çoğunlukla akarsuların ağızlarına yakın yerlerde, mecraların aşağısında başlamaktadır. Nüfus yoğunlaşması ve endüstriyel gelişme akarsuyun mecrasının yukarısına doğru nadiren gelişmektedir 35. Neticede, bu ön kullanımın üstünlüğü doktrinine, aşağı kıyıdaş devletler açıklanan bu sebeplerden dolayı başvurmakta ve kıyıdaş olduğu nehirlerden faydalanma hakkının kapsamını genişletmeye çalışmaktadırlar Adil (hakkaniyete uygun) kullanım doktrini Konuyla ilgili antlaşmalara, yargı kararlarına ve bilimsel çalışmalara bakıldığında, teori ya da prensibe verilen ad hususunda bir birlik olmadığı görülmektedir. Hakça faydalanma, adil kullanım, optimum faydalanma, hakça katılım, hakça paylaşım faydacı (veya makul) kullanım ve hakkaniyete uygun kullanım terimleri bir arada kullanılmaktadır 37. Adil kullanım doktrini; iki ya da daha fazla devletin sınırlarını oluşturan ya da bu sınırları aşan bir nehrin sularını, makul ve yararlı bir biçimde kullanma hususunu ve tüm kıyıdaşların eşit haklara sahip olmasını öngörmektedir. Adil kullanım doktrinini en ayrıntılı şekilde inceleyen Amerikalı hukukçu Lipper ise, bu doktrin şu şekilde 33 Tiryakî, Ortadoğu da Su Sorunu, s Sar, Faydalanma Hakkı, s ; Tiryaki, Ortadoğu da Su Sorunu, s Vedat Durmazuçar, Ortadoğu da Suyun Artan Stratejik Değeri, İstanbul 2003, s Durmazuçar, Suyun Artan Stratejik Değeri, s Tacettin Şimşek, Sınıraşan Suyollarından Hakça ve Makul Faydalanma, Gazi Üniversitesi, S.B.E., Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara 1997, s. 64.
26 14 tanımlamaktadır: Adil kullanım, kıyıdaş devletler arasında uluslararası (sınıraşan sınır teşkil eden) akarsuların sularının, her birinin haklı ekonomik ve sosyal ihtiyaçları uyarınca, hepsine azami fayda ve her birine asgari zarar verecek şekilde bölüştürülmesidir 38 demektedir. Hak eşitliğinden kasıt ise, her bir kıyıdaş devletin, diğer kıyıdaşlarla aynı nitelikli haklara sahip olarak, sudan ihtiyaçları ölçüsünde yararlanmasıdır. Bu, kıyıdaş devletlerin birbirlerine en az zarar vererek, ihtiyaçlarını en geniş ölçüde karşılamasını da sağlayacaktır. Hakça ve Makul Faydalanma Teorisi, beş unsuru içermektedir 39 : a-) Suyolunun kullanımında, hakların eşitliği söz konusudur, b-) Hakların eşitliği, suyun eşit taksimi anlamına gelmez, c-) Hakça ve makul faydalanma, faydacı bir kavramı ifade etmektedir. d-) Kavram, suyun faydalanma amacıyla kullanımı ile ilgilidir, e-) Kullanıcıların güncel ihtiyaçları karşılanamamış iken, gelecekteki ihtiyaç için su tutmak hakça faydalanmaya aykırıdır. Bu doktrinlerin yanı sıra, ayrıca çok daha yeni olan ve son dönemlerde Birleşmiş Milletler Teşkilatı marifetiyle yürütülen çalışmalar esnasında ortaya konmuş olan ve Adil Kullanım doktrini ile birbirine paralellik gösteren yani içerdiği kapsam bakımından birbirine yakın olan Akılcı ve Hakça Kullanım Doktrini bulunmaktadır Sınıraşan Akarsular Üzerine Hukuki Çalışmalar Suyolunun ulaşım amacıyla kullanılmasıyla ilgili uluslararası anlaşmalar yüzyıllardan beri yapılmakta olduğu için bu kullanımla ilgili kurallar belirlenmiş ve benimsenmiştir. Buna karşın, Sınıraşan suların ulaşım dışı amaçlarla kullanımı, ancak geçen yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın başlarında anlaşmazlık konusu olmaya başladığı için, bu alandaki kural oluşturma çalışmaları da içinde bulunduğumuz yüzyılın başlarında başlamıştır 41. Bu doğrultuda ise: Birleşmiş Milletler Uluslararası Adalet Divanı (UAD) statüsünün 38. maddesi, uluslararası hukukun kaynaklarını; antlaşmalar, 38 Sar, Faydalanma Hakkı, s. 299; Vefa Toklu, Su Sorunu Uluslararası Hukuk ve Türkiye, Ankara 1999, s Şimşek, Hakça ve Makul Faydalanma, s. 65; Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, Ankara 1999, s Adil Kullanım Doktirini ile Akılcı ve Hakça Kullanım Doktrini birbirine paralel olduğu için burada değinilmemiştir. 41 Abdülkadir Dursun, Kutsal Topraklar ve Paylaşılamayan Sular: Fırat-Dicle, İstanbul 2006, s. 56.
27 15 teamüller, hukukun genel ilkeleri, mahkeme kararları ve doktrin olarak belirtmiştir 42. Bu sınıflandırma içerisinde antlaşmalar, teamüller ve hukukun genel ilkeleri uluslararası hukukun asli kaynaklarını, mahkeme kararları ve doktrinler ise yardımcı kaynaklarını oluşturmaktadır. Ancak, henüz günümüze kadar devletlerin, uluslararası hukuk açısından ülkelerinde bulunan suyolları veya su sistemleri ile ilgili hak ve yükümlülüklerini belirleyen kapsamlı kural veya ilkeler, tam olarak şekillendirilmiş değildir. Birçok sınıraşan akarsu için, taraf ülkeler arasında varılmış anlaşmalardan hiçbirini, başka bir sınıraşan akarsuya aynen uygulamak mümkün değildir. Bu anlaşmaların her biri değişik koşul ve durumu yansıttıklarından ve bazen benzer sorunlara dahi farklı çözümler getirdiklerinden, yapılan anlaşmalar sınıraşan suların ulaşım dışı amaçlarla kullanımına ilişkin genel kabul görmüş hukuk kurallarının oluşumunu sağlayamamıştır. Ancak, yine de, Uluslararası Hukuk Enstitüsü nün; 1911 Madrid Bildirisi ve 1961 Salzburg Kararı, Uluslararası Hukuk Derneği nin; 1956 (Dubrovnik), 1958 (New York), 1960 ve 1966 tarihli (Helsinki)bildirileri ile, Uluslararası Hukuk Komisyonu nun; 1978, 1989, 1991 ve 1994 tarihli raporları bu alanda yapılan çalışmaların en önemlilerindendir Uluslararası hukuk enstitüsü Uluslararası Hukuk Enstitüsü, 1910 yılında birden çok devlet tarafından kullanılan akarsulardan ulaşım dışındaki faydalanmaları gündemine almış ve 1911 yılında, uluslararası suların ulaşım dışında kullanımlarına ilişkin Madrid Bildirisi yayımlanmıştır 44. Genel olarak, kıyıdaş devletlerin faydalanmalarına verilebilecek ciddi zararı kesin olarak yasaklayan, böylece o dönemde hakim doktrin olan Harmon Doktrini ne de ters düşen bu karar, akarsuları da sınır oluşturan ve ülkeleri kesenler olarak iki kategoride değerlendirmiştir 45. Uluslararası Hukuk Enstitüsü nün 1961 tarihli Salzburg Kararı da, bütün kıyıdaşların şehir sularından eş değerde faydalanma haklarını tanıyan, ancak, bir devletin bir nehrin ya da bir hidrografik havzanın sularında, başka devletlerin aynı suları 42 Aslan Gündüz, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Teşkilatlar Hakkında Temel Metinler, İstanbul 1994, s Dursun, Fırat-Dicle, s. 56; Neşet Akmandar, Ortadoğu Ülkelerinde Su Sorunu, Ankara 1994, s Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s Sar, Faydalanma Hakkı, s ; Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s. 33.; Rauf Versan, Güneydoğu Anadolu Projesi ve Hukuk Açısından Türk-Arap İlişkileri, Su Sorunu, Türkiye ve Ortadoğu, İstanbul 1993, s. 443.
28 16 kullanma imkânlarını ciddi olarak etkileyen kullanımlarını ve inşaatlarını yasaklayan bir yaklaşım ortaya koymuştur Uluslararası hukuk derneği Uluslararası Hukuk Derneği, bağımsız bir uluslararası kurum olarak ilk çalışmalarına 1956 yılında başlamış ve kodifikasyona 47 yönelik çalışmalara büyük katkılarda bulunmuştur. Dernek, 1956 Dubrovnik Toplantısı nda; birden fazla devlet tarafından kullanılan akarsuları uluslararası akarsu olarak tanımlarken, iki ya da daha fazla devlet arasındaki veya iki ya da daha fazla devletin içinden geçen akarsular biçiminde değerlendirmiş ve oybirliği ile şu ilkeleri kabul etmiştir 48 : Her devlet uluslararası akarsuların kendi ülkesindeki bölümünden yararlanırken, bu kullanımın diğer devletlere etkilerini göz önünde tutacaktır. Devlet, diğer devlete zarar verdiği ölçüde kamusal ve özel eylemlerden sorumlu olacaktır. Akarsulardan faydalanmada; her devletin makul kullanım hakkı, her devletin o akarsuyun sularına bağımlılığı, karşılaştırmalı sosyal ve ekonomik kazançlar, ilgili devletler arasındaki mevcut antlaşmalar ve mevcut kullanımlar dikkate alınacaktır. Yine, Uluslararası Hukuk Derneği nin, 1958 yılında New York da yaptığı 48. toplantısında ise konu ile ilgili olarak aldığı kararda birden fazla ülkeden geçen nehirlerde devletlerin kendi ülkelerinde yapacakları faaliyetler ile diğerlerine zarar vermemelerini ve bu hususta iyi niyet kurallarını göz önünde bulundurmalarını, iyi niyet kurallarının da her münferit olayda ortaya çıkacak şartlara göre tespit edilebileceğini bildirmiştir 49. Neticede, UHD nin 1958 ve 1960 kararları, kıyıdaşların eş değer faydalanma haklarının teyit edildiği ve bu doğrultuda da Helsinki Kuralları na giden yolun adımları olarak değerlendirilebilir. Nitekim, UHD 1966 yılında gerçekleştirdiği toplantı ile kodifikasyon konusunda önemli bir girişimde bulunmuştur. Yapılan çalışmalar sonucunda, bağlayıcı özelliği olmayan bazı kurallar tavsiye niteliğinde kabul edilmiştir. 46 Sar, Faydalanma Hakkı, s ; Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s Kodifikasyon: Uluslararası hukuk kurallarının sistematik biçimde yazılarak düzenlenmesine verilen addır. 48 Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s. 33.; Dursun, Fırat-Dicle, s ; Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s Versan, Türk-Arap İlişkileri, s. 444.
29 17 Kurallar bağlayıcı olmamakla beraber, daha sonraki yıllarda bu konudaki çalışmalara ışık tutar mahiyet kazanmıştır 50. Bu doğrultuda, Helsinki de yapılan çalışmalarda sınıraşan sular, uluslararası su toplama havzaları olarak ele alınmıştır. Söz konusu kurallarda, sınıraşan havza sularının, hakça ve makul bir şekilde kullanımının gerektiği öngörülmüştür 51. Aynı zamanda kural, hakça ve makul bir kullanımın ortaya konabilmesi için sınırlayıcı olmamakla birlikte bazı kriterlerin esas alınabileceğini belirtirken, herhangi bir tahsis için bütün faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurgulamıştır Uluslararası hukuk komisyonu Birleşmiş Milletler, uluslararası nehirlerin ulaşım dışı amaçlarla işletilmesi ve kullanılmasının yarattığı hukukî sorunların incelenmesine 1959 yılında başlamıştır. Ancak, 1970 yılına kadar bir gelişme kaydedilemeyince Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 8 Aralık 1970 tarih ve 2669 sayılı tavsiye kararıyla 53 Birleşmiş Milletlerin kodifikasyon organı olan Uluslararası Hukuk Komisyonu nu Uluslararası Su Yollarının Ulaşım Dışı Amaçlarla Kullanılmasına İlişkin Hukuk u oluşturmak ve aşamalı olarak geliştirmekle görevlendirmiştir 54. Uluslararası Hukuk Komisyonu, 1971 yılından itibaren bu konuda çok sayıda rapor hazırlayıp, yayımlamasına karşın, ancak, 1991 yılında geçici olarak ilk okuma sonucunda kabul ettiği bir Maddeler Taslağı ortaya çıkarmıştır. Maddeler Taslağı nın ikinci okumasının ve düzeltmelerinin yapılması; devletlerin bu konudaki görüşlerinin alınmasından sonra ortaya çıkan Taslak, önce 7-25 Ekim 1996 tarihleri arasında Genel Kurula bağlı Altıncı Komisyonun Çalışma Grubu olarak yaptığı toplantıda ele alınmış ve daha sonra 24 Mart 4 Nisan 1997 tarihleri arasında, yine aynı usulle yapılan toplantıda, Türkiye, Fransa ve Çin in aleyhte oy vermesine ve 18 devletin çekimser kalmasına karşın 42 devletin lehte oy kullanmasıyla son şeklini almıştır Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s Bulloch Darwish, Su Savaşları, s ; Özden Bilen, Ortadoğu da Su Sorunları ve Türkiye, Ankara 2000, s. 78.; Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s. 34; Akmanlar, Ortadoğu Ülkelerinde Su Sorunu, s İbrahim Kaya, Türkiye nin Sınıraşan ve Bölgesel Sular Politikası: Hidropolitik ve Hukuksal Bir Yaklaşım, Türkiye nin Dış, Ekonomik, Sosyal ve İdari Politikaları, Ankara 2003, s Esra Bilgiç, Su Sorunu: Fırat, Dicle ve Asi Nehirleri Örnekleri, Atılım Üniversitesi, S.B.E., Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara 2006, s Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s. 36.; Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s. 151.
30 18 Haziran ayında B.M. Genel Kuruluna sunulması beklenen tasarı, 21 Mayıs 1997 tarihinde B.M. Genel Kurulu nda aceleyle oylanarak kabul edilmiştir. Oylamaya 185 üyenin 133 ü katılmış ve sözleşme 103 kabul, 3 red ve 27 çekimser oyla kabul edilmiştir 56. Ancak, bu oylama bir takım sorunları da beraberinde getirmiştir. Nitekim sözleşme iki veya daha fazla ülke topraklarından geçen bütün nehirleri Uluslararası Nehirler olarak değerlendirmekle birlikte ayrıca yukarı havza ülkelerinin su kullanımı ile ilgili düzenlemeleri önceden aşağı havza ülkelerine bildirmesi gerektiğini ve bu süre içerisinde de projelerini altışar aylık sürelerle durdurmasını belirtmektedir. Bunun yanında, sözleşme, uluslararası toplumun bütününün ve özellikle halen bu konudaki sorunların henüz çözümlenemediği bölgelerdeki devletlerin çok büyük bir bölümünün iradelerini yansıtmaktan uzaktır. Nitekim, Irak ve Lübnan ın katılmadığı oylamada; Türkiye, Çin ve Burundi ret oyu; ABD, İngiltere, Rusya, Suudi Arabistan, Bangladeş, İran, Ürdün, Sudan, Suriye ve Yemen vb. olumlu oy kullanmış, Bulgaristan, Kolombiya, Mısır, Etiyopya, Fransa, Hindistan, İsrail ve Pakistan vb. ülkeler ise çekimser kalmışlardır 57. Fransa Daimi Temsilcisi Alaîn dejammet in de telaşla, özenmeden ve partizan zihniyetle hazırlandığını, alelacele oylandığını ve vahim hatalar yapılarak sonucun lekelendiğini belirterek değerlendirdiği sözleşme, 35 ülkenin onay, kabul, muvafakat veya katılmasını takip eden doksanıncı günde yürürlüğe girecekti ancak, oylamada Türkiye nin karşı çıktığı sözleşme Mart 2003 te B.M. üyesi ancak 12 ülke (B.M. ülkelerinin %5 i) tarafından onaylanmıştır ve sözleşme bu haliyle uluslararası destekten mahrum bir çalışma olarak değerlendirilmektedir Bilen, Su Sorunları ve Türkiye, s. 80.; Dursun, Fırat-Dicle, s ; Kapan, Suyun Stratejik Dalgaları, s Toklu, Uluslararası Hukuk ve Türkiye, s. 37.; Bilen, Fırat-Dicle, s. 80.; Devran Çetinkaya, Türkiye deki Su Kaynaklarının Gelecekte Türkiye-Suriye İlişkilerini Nasıl Etkileyeceğini İnceleyiniz, İstanbul 2002, s Hasan İlker Öz, Ortadoğu da Su Sorunu ve Türkiye nin Güvenlik Politikası, Dokuz Eylül Üniversitesi, S.B.E., Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir 2005, s. 27.
DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma
DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma Demografi (nüfus bilimi), sınırları belli olan bir coğrafyanın nüfus yapısını, özelliklerini ve değişimlerini incelemektedir. Doğum, ölümün yanı sıra göç gibi dinamikleri
DetaylıÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.
ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır. 2017 Dünya Su Günü Bildirisi 2016 yılı, ilk kayıtların tutulduğu 1880 yılından bu yana en sıcak yıl olarak kayda geçti. 2 yüzyıl, dünya ortalama
DetaylıSu, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,
GELECEĞİN SORUNLARI SU Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı, ekonomik kalkınma, enerji üretimi,
DetaylıDoğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri
Okyanuslar ve denizler dışında kalan ve karaların üzerinde hem yüzeyde hem de yüzey altında bulunan su kaynaklarıdır. Doğal Su Ekosistemleri Akarsular Göller Yer altı su kaynakları Bataklıklar Buzullar
DetaylıDoç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA 2018 Yenilenebilir Enerji Kaynakları SUNU İÇERİĞİ 1-DÜNYADA ENERJİ KAYNAK KULLANIMI 2-TÜRKİYEDE ENERJİ KAYNAK
DetaylıTablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3
Dünyadaki toplam su miktarı 1,4 milyar km3 tür. Bu suyun % 97'si denizlerde ve okyanuslardaki tuzlu sulardan oluşmaktadır. Geriye kalan yalnızca % 2'si tatlı su kaynağı olup çeşitli amaçlar için kullanılabilir
DetaylıSÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE. Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016
SÜRDÜRÜLEBİLİR ŞEHİRLER ve TÜRKİYE Rifat Ünal Sayman Direktör, REC Türkiye SBE16 Swissotel, İstanbul 14 Ekim 2016 Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Ø Bağımsız, tarafsız ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir
DetaylıT.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI
T.C. DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI TÜRKİYE NİN SINIRAŞAN SULAR POLİTİKASI Enerji, Su ve Çevre İşleri Genel Müdür Yardımcılığı Bazı ülkelerde yıllık kişi başına düşen su miktarı TÜRKİYE NİN SINIRAŞAN SULARI Fırat
DetaylıBÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ
BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ Doğal, beşerî ve ekonomik özellikler bakımından çevresinden farklı; kendi içinde benzerlik gösteren alanlara bölge denir. Bölgeler, kullanım amaçlarına göre birbirine benzeyen
DetaylıSİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi
SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,
DetaylıSÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi İÇDAŞ A.Ş. Sürdürülebilirlik Yönetim Birimi Amaç ve İçerik Bu eğitim sunumu ile paydaşlarımıza Sürdürülebilirliği tanıtmak ve şirketimizin Sürdürülebilirlik alanında
DetaylıCOĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.
2012 LYS4 / COĞ-2 COĞRAFYA-2 TESTİ 2. M 1. Yukarıdaki Dünya haritasında K, L, M ve N merkezleriyle bu merkezlerden geçen meridyen değerleri verilmiştir. Yukarıda volkanik bir alana ait topoğrafya haritası
DetaylıEnerji ve İklim Haritası
2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.
DetaylıDOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3
DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3 İnsan yaşamı ve refahı tarihsel süreç içinde hep doğa ve doğal kaynaklarla kurduğu ilişki ile gelişmiştir. Özellikle sanayi devrimine kadar
DetaylıSu ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması. Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü
Su ayak izi ve turizm sektöründe uygulaması Prof.Dr.Bülent Topkaya Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Kapsam Ayak izi kavramı Türkiye de su yönetimi Sanal su Su ayak izi ve turizm Karbon ayak
DetaylıYGS-LYS ALAN SIRA DERS İÇERİK SINIF
MART 1. Nüfus LYS-1 Nüfus politikaları *Nüfus politikası nedir, niçin uygulanır *Nüfus politikaları LYS-2 Nüfus ve ekonomi *Nüfusun dağılışını etkileyen faktörler *Yerleşme doku ve tipleri *Yapı tipleri
DetaylıSÜRDÜRÜLEBİLİR HAZIR BETON ÜRETİMİNDE YÜKSEK FIRIN CÜRUFUNUN ROLÜ
SÜRDÜRÜLEBİLİR HAZIR BETON ÜRETİMİNDE YÜKSEK FIRIN CÜRUFUNUN ROLÜ İNŞ.YÜK.MÜH.YASİN ENGİN yasin.engin@gmail.com www.betonvecimento.com www.betonvecimento.com 1 "İnsanlık, gelecek kuşakların gereksinimlerine
Detaylı1. İklim Değişikliği Nedir?
1. İklim Değişikliği Nedir? İklim, en basit ifadeyle, yeryüzünün herhangi bir yerinde uzun yıllar boyunca yaşanan ya da gözlenen tüm hava koşullarının ortalama durumu olarak tanımlanabilir. Yerküre mizin
DetaylıSu Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi
Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Yrd. Doç. Dr. Burhan ÜNAL Bozok Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yozgat Su, tüm canlılar için bir ihtiyaçtır. Su Kaynaklarının
DetaylıYENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU
YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI İÇERİK 1. DÜNYADAKİ VE ÜLKEMİZDEKİ ENERJİ KAYNAKLARI VE KULLANIMI 1.1 GİRİŞ 1.2 ENERJİ KAYNAKLARI 1.3 TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ ENERJİ POTANSİYELİ 2. YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI
DetaylıİKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı
T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI DEVLET METEOROLOJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı İklim Değişikliği 1. Ulusal Bildirimi,
DetaylıGökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni
Gökmen ÖZER/Coğrafya Öğretmeni İnsan etkinlikleri neticesinde oluşan iklim değişikliği riskleri değerlendirmeleriyle sorumlu devletler arası bilimsel bir organdır. Heyet 1988 de Dünya Meteoroloji Örgütü,
DetaylıHava Durumu İKLİM İklim Değişiyor Peki Siz Bunun Farkında mısınız? Sera Etkisi Ve İklim Değişikliği En önemli sera gazları Karbon dioksit (CO2) Metan (CH4) Diazot monoksit(n2o) İklim Değişikliğine Sebep
DetaylıAtatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan
DetaylıMarakeş in Kazandırdıkları Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 6 Aralık 2016, Mövenpick Otel, Ankara
Marakeş in Kazandırdıkları Rifat Ünal Sayman, Direktör - REC Türkiye 6 Aralık 2016, Mövenpick Otel, Ankara Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Bağımsız, tarafsız ve kâr amacı gütmeyen uluslararası bir kuruluş.
Detaylı1844 te kimlik belgesi vermek amacıyla sayım yapılmıştır. Bu dönemde Anadolu da nüfus yaklaşık 10 milyondur.
Türkiye de Nüfusun Tarihsel Gelişimi Türkiye de Nüfus Sayımları Dünya nüfusu gibi Türkiye nüfusu da sürekli bir değişim içindedir. Nüfustaki değişim belirli aralıklarla yapılan genel nüfus sayımlarıyla
DetaylıENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI
ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI ENERJİ KAYNAKLARI ve TÜRKİYE Türkiye önümüzdeki yıllarda artan oranda enerji ihtiyacı daha da hissedecektir. Çünkü,ekonomik kriz dönemleri
DetaylıUNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL
UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü nün (UNCTAD) Uluslararası Doğrudan Yatırımlar
DetaylıKüresel. İklim Değişikliği. ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Küresel İklim Değişikliği ÇEVRE KORUMA ve KONTROL DAİRESİ BAŞKANLIĞI 1 Sera etkisi ve İklim Değişikliği Nedir? Dünya, üzerine düşen güneş ışınlarından çok, dünyadan yansıyan güneş ışınlarıyla ısınır. Bu
DetaylıÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ
ÇEVRE SORUNLARININ TOPLUMLARIN GÜNDEMİNE YERLEŞMESİ 1970 yılında Roma Kulübü, insanlığın ikilemi adlı projesinde dünya bağlamında Nüfus artışı, Gıda üretimi, Endüstrileşme Doğal kaynakların tüketilmesi
DetaylıKyoto Protokolü. Nurel KILIÇ
Kyoto Protokolü İklim değişikliğine neden olan karbondioksit (CO 2 ) emisyonlarını azaltmaya yönelik eylem stratejilerini ve yükümlülüklerini, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (İDÇS)
DetaylıÇAKÜ Orman Fakültesi Havza Yönetimi ABD 1
Uymanız gereken zorunluluklar ÇEVRE KORUMA Dr. Semih EDİŞ Uymanız gereken zorunluluklar Neden bu dersteyiz? Orman Mühendisi adayı olarak çevre konusunda bilgi sahibi olmak Merak etmek Mezun olmak için
DetaylıNüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler
Nüfusun Dağılışında Etkili Faktörler Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler 1-Doğal Faktörler: 1.İklim : Çok sıcak ve çok soğuk iklimler seyrek nüfusludur.
DetaylıİSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ LİSANS PROGRAMI TÜRKİYE'DE ÇEVRE SORUNLARI DOÇ. DR. SEVİM BUDAK Katı Atıklar Dünya nüfusu gün geçtikçe ve hızlı bir şekilde artmaktadır.
DetaylıTarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik
TARIM VE EKONOMİ Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik düzeyine bağlıdır. Bazı ülkelerde tarım tekniği
DetaylıORTADOĞU SU MESELESİNDE TÜRKİYE VE GERÇEKLER
ORTADOĞU SU MESELESİNDE TÜRKİYE VE GERÇEKLER Prof. Dr. Ali İhsan Bağış Hacettepe Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Su tarih boyunca hayati önemde olduğu gibi günümüzde de giderek daha da önemli
DetaylıRUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU 14.04.2015
RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU 14.04.2015 RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU 14.04.2015 YÖNETİCİ ÖZETİ Uludağ İhracatçı Birlikleri nin kayıtlarına göre, Bursa dan Rusya Federasyonu na ihracat yapan 623 firma
Detaylı2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ
2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı 2009 yılını % 7,2 oranında düşüşle kapanmış ve 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk ayında ise halı
DetaylıÜLKELERİN 2015 YILI BÜYÜME ORANLARI (%)
2016/17 Global İhracat-Büyüme Tahminleri Kaynak : EDC Export Credit Agency - ÜLKE ANALİZLERİ BÜYÜME ORANLARI ÜLKELERİN YILI BÜYÜME ORANLARI (%) Avrupa Bölgesi; 1,5 % Japonya; 0,50 % Kanada ; 1,30 % Amerika;
Detaylı2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ
2010 ŞUBAT AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı 2009 yılını % 7,2 oranında düşüşle kapanmış ve 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk iki ayının
Detaylı5. Ünite. ÇEVRE ve TOPLUM. 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154. 2. Çevre Sorunları... 156. Konu Değerlendirme Testi... 158
412 5. Ünite ÇEVRE ve TOPLUM 1. Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz?... 154 2. Çevre Sorunları... 156 Konu Değerlendirme Testi... 158 153 Doğadan Nasıl Yararlanıyoruz? 413 414 İNSANLARIN DOĞAL ÇEVREYİ KULLANMA
DetaylıÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI
ÇALIŞMA YAPRAĞI KONU ANLATIMI HATUN ÖZTÜRK 20338647 Küresel Isınma Küresel ısınma, dünya atmosferi ve okyanuslarının ortalama sıcaklıklarında belirlenen artış için kullanılan bir terimdir. Fosil yakıtların
DetaylıTÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU
TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU Zinnur YILMAZ* *Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, SİVAS E-mail: zinnuryilmaz@cumhuriyet.edu.tr, Tel: 0346 219 1010/2476 Özet Yüzyıllardan
Detaylı%78 Azot %21 Oksijen %1 Diğer gazlar
Küresel Isınma MMO LPG Personel Eğitimi Çalışma Notlarından Geliştirilerek Tanzim Edilmiştir. İklim Nedir? iklim sözcüğü dilimize Arapça dan girmiştir. Aynı sözcük Latince klimatis ve Yunanca klima sözcüklerinden
DetaylıBiyosistem Mühendisliğine Giriş
Biyosistem Mühendisliğine Giriş TARIM Nedir? Yeryüzünde insan yaşamının sürdürülmesi ve iyileştirilmesi için gerekli olan gıda, lif, biyoyakıt, ilaç vb. diğer ürünlerin sağlanması için hayvanlar, bitkiler,
DetaylıKÜRESEL ORTAM: BÖLGELER ve ÜLKELER
392 4. Ünite KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER ve ÜLKELER 1. Bölge Kavramı... 146 2. Bölge Sınırları... 148 Konu Değerlendirme Testi-1... 151 145 Bölge Kavramı 393 394 BÖLGE NEDİR? Yeryüzünde doğal, beşeri ve ekonomik
DetaylıTÜRKİYE COĞRAFYASI VE JEOPOLİTİĞİ
Editör Doç.Dr.Asım Çoban TÜRKİYE COĞRAFYASI VE JEOPOLİTİĞİ Yazarlar Doç.Dr.Asım Çoban Doç.Dr.İbrahim Aydın Doç.Dr.Yüksel Güçlü Yrd.Doç.Dr.Esin Özcan Yrd.Doç.Dr.İsmail Taşlı Editör Doç.Dr.Asım Çoban Türkiye
DetaylıDÜNYA TARIMININ BAŞLICA SORUNLARI
DÜNYA TARIMININ BAŞLICA SORUNLARI Dünya tarımındaki başlıca sorunlar Nüfus artışı ve kişi başına tüketim miktarındaki artış. Tarımsal üretimin dengesiz dağılımı. Az gelişmiş ülkelerde kullanılan tarımsal
DetaylıKÜRESEL TİCARETİN ÜÇ ELEMANI: HAMMADDE, ÜRETİM, PAZAR
KÜRESEL TİCARETİN ÜÇ ELEMANI: HAMMADDE, ÜRETİM, PAZAR Hammadde, Üretim ve Pazar ın Küresel Ticaretteki Yeri Kâr amacıyla mal ve hizmetlerin alım ve satım işlemlerinin tamamına ticaret adı verilmektedir.
Detaylıİnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir.
Küresel Isınma İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına küresel ısınma denmektedir. fosil yakıtların yakılması, ormansızlaşma,hızlı
DetaylıYenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :
Günümüzde küresel olarak tüm ülkelerin ihtiyaç duyduğu enerji, tam anlamıyla geçerlilik kazanmış bir ölçüt olmamakla beraber, ülkelerin gelişmişlik düzeylerini gösteren önemli bir kriterdir. İktisadi olarak
DetaylıAVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI
AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ ve ÇEVRE Avrupa Birliği Bakanlığı Sunum İçeriği AB ve Çevre- Temel ilkeler AB ve İklim Değişikliği AB ve Su Kalitesi AB ve Atık Geri Dönüşümü Müzakere sürecinde
DetaylıÇevre Yüzyılı. Dünyada Çevre
Çevre Yüzyılı Çevre; canlıların yaşamı boyunca ilişkilerini sürdürdüğü dış ortamdır. Hava, su ve toprak bu çevrenin fizikî unsurlarını; insan, hayvan, bitki ve diğer mikroorganizmalar ise, biyolojik unsurlarını
DetaylıTürkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,
Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2014 0 HUBUBAT ÜRÜNLERİN TANIMI Hububat grubu ürünler dünyada stratejik önemi en yüksek olan ürünler olup ilk çağlardan beri insanlar tarafından kültürü yapılarak
DetaylıYeni Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon, 12-13 Mayıs 2014, IV. Arazi Yönetimi Çalıştayı Yeni (6360) Büyükşehir Yasası ve Arazi Yönetimi Karadeniz Teknik Üniversitesi, Trabzon, 12-13 Mayıs 2014 6360 sayılı
DetaylıSÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Yönetimine Giriş Eğitimi İÇDAŞ A.Ş. Sürdürülebilirlik Yönetim Birimi Amaç ve İçerik Bu eğitim sunumu ile paydaşlarımıza Sürdürülebilirliği tanıtmak ve şirketimizin Sürdürülebilirlik alanında
DetaylıİNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ
İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? Canlıların hareket etme, büyüme ve yaşamlarını sürdürebilmeleri
DetaylıİKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ?
İKLİM DOSTU ŞİRKET MÜMKÜN MÜ? Gülçin Özsoy REC Türkiye Proje Uzmanı İklim Platformu Program Yöneticisi 22 Mart 2012, İzmir REC Türkiye REC Kuruluş Sözleşmesi Ekim 2002 de imzalandı; Ocak 2004 te yürürlüğe
DetaylıÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK
ÇEVRE KORUMA ÇEVRE Öğr.Gör.Halil YAMAK 1 Çevre Kirlenmesi İnsanoğlu, dünyada 1,5 milyon yıl önce yaşamaya başlamıştır. Oysa yer küre 5,5 milyar yaşındadır. Son 15 yıl içinde insanoğlu, doğayı büyük ölçüde
DetaylıTest. Beşeri Yapı BÖLÜM 7
BÖLÜM 7 Beşeri Yapı 1. Yeryüzünde sıcaklık ve yağış gibi iklim özellikleriyle birlikte denizler, buzullar ve yüksek alanlar gibi etkenler nüfus ve yerleşmenin dağılışında önemli rol oynar. Doğal şartlar
DetaylıRÜZGAR ENERJĐSĐ. Erdinç TEZCAN FNSS
RÜZGAR ENERJĐSĐ Erdinç TEZCAN FNSS Günümüzün ve geleceğimizin ekmek kadar su kadar önemli bir gereği; enerji. Son yıllarda artan dünya nüfusu, modern hayatın getirdiği yenilikler, teknolojinin gelişimi
DetaylıYAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA
YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA CEVAP 1: (TOPLAM 10 PUAN) 1.1: 165 150 = 15 meridyen fark vardır. (1 puan) 15 x 4 = 60 dakika = 1 saat fark vardır. (1 puan) 12 + 1 = 13 saat 13:00 olur. (1 puan) 1.2:
Detaylı2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ
2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk dört ayının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 23,1 oranında artarak
DetaylıÇİMENTO SEKTÖRÜNE GLOBAL BAKIŞ
ÇİMENTO SEKTÖRÜNE GLOBAL BAKIŞ Çeviren ve Derleyen: Zehra N. ÖZBİLGİN Ar-Ge Şube Müdürlüğü 2011 OECD ve IMF den gelen son tahminlere göre, her ne kadar 2010 yılındaki kadar güçlü olmasa da, 2011 yılında
Detaylı3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,
Türkiye nin İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı nın Geliştirilmesi Projesi nin Açılış Toplantısında Ulrika Richardson-Golinski a.i. Tarafından Yapılan Açılış Konuşması 3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği
DetaylıSULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version www.pdffactory.com. Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ
Sulama? Çevre? SULAMA VE ÇEVRE Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ SULAMA: Bitkinin gereksinimi olan ancak doğal yağışlarla karşılanamayan suyun toprağa yapay yollarla verilmesidir ÇEVRE: En kısa tanımıyla
DetaylıULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI
ULUSLARARASI ÇEVRE MEVZUATI 1. Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (1969) Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi (The Vienna Convention on the Law of Treaties, 1969 (VCLT)), uluslararası hukuk araçlarının
DetaylıAylık Dış Ticaret Analizi
EKİM YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,
DetaylıAKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP)
AKDENİZ EYLEM PLANI SEKRETARYASI (AEP) Türkçe Adı Akdeniz Eylem Planı Sekretaryası (AEP) İngilizce Adı Secretariat on Mediterrenaen Action Plan (MAP) Logo Resmi İnternet Sitesi http://www.unepmap.org Kuruluş
DetaylıYerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi
Yerel Yönetimler İçin Sera Gazı Salım Envanteri (Karbon Ayak İzi) nin Önemi Prof. Dr. Cengiz Türe Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği Danışma Kurulu Üyesi ve Anadolu Üniversitesi Ekoloji Anabilim Dalı Başkanı
DetaylıİĞİ MEVZUATI ÇERÇEVESİNDE 2011 YILINDA ANKARA'DA YAŞANAN İĞİ. Erkin ETİKE KMO Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı. 12 Ocak 2012 - Ankara
HAVA KİRLİLİĞİ İĞİ MEVZUATI ÇERÇEVESİNDE 2011 YILINDA ANKARA'DA YAŞANAN NO VE O KİRLİLİĞİ İĞİ 2 3 Erkin ETİKE KMO Hava Kalitesi Takip Merkezi Başkanı 12 Ocak 2012 - Ankara SUNUM PLANI 1. GİRİŞ İŞ 2. HUKUKİ
DetaylıTÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ
Dr. Tuğrul BAYKENT Baykent Bilgisayar & Danışmanlık TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ Düzenleyen: Dr.Tuğrul BAYKENT w.ekitapozeti.com 1 1. TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK KONUMU VE ÖNEMİ 2. TÜRKİYE YE YÖNELİK TEHDİTLER
DetaylıBu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.
1992 yılına gelindiğinde çevresel endişelerin sürmekte olduğu ve daha geniş kapsamlı bir çalışma gereği ortaya çıkmıştır. En önemli tespit; Çevreye rağmen kalkınmanın sağlanamayacağı, kalkınmanın ihmal
DetaylıDünya Mısır Pazarı ve Türkiye
Dünya Mısır Pazarı ve Türkiye Günümüzde çok amaçlı bir kullanım alanına sahip olan Mısır, Amerika Kıtası keşfedilene kadar dünya tarafından bilinmemekteydi. Amerika Kıtasının 15. yüzyıl sonlarında keşfedilmesiyle
Detaylı2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ
2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2009 yılında ülkemiz halı ihracatı % 7,2 oranında düşüşle 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk çeyreğinin sonunda
DetaylıSudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara
Sudan Cumhuriyeti Büyükelçiliği Ankara Sudan daki Yatırım Ortamı ve İş Olanakları 1- Temel Bilgiler: Hazırlayan: Abdelgader ABDALLA* Sunan: Dr. Mutrif SIDDIG** Çeviren: Ufuk TEPEBAŞ Konum: Afrika bölgesinin
DetaylıSUDAN ÜLKE RAPORU Ağustos 2013 A.Ç.
SUDAN ÜLKE RAPORU Ağustos 2013 A.Ç. 1 I. GENEL BİLGİLER Resmi Adı : Sudan Cumhuriyeti Yönetim Şekli : Cumhuriyet Coğrafi Konumu : Sudan bir Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesi olup kuzeyinde Mısır, doğusunda
DetaylıDağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak
Dağlık alanda yaşayan insanlar ve yaşadıkları çevreler için birlikte çalışmak BİZ KİMİZ? Dağ Ortaklığı bir Birleşmiş Milletler gönüllü ittifakı olup, üyelerini ortak hedef doğrultusunda bir araya getirir.
DetaylıHorzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU
Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU Yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan,
DetaylıTürkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,
Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2013 0 HUBUBAT ÜRÜNLERİN TANIMI Hububat grubu ürünler dünyada stratejik önemi en yüksek olan ürünler olup ilk çağlardan beri insanlar tarafından kültürü yapılarak
Detaylıİçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A.
İçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A. Hava Hukukunun Tanımlanması 31 B. Hava Hukukunun Özerkliği ve
Detaylı2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ
2010 YILI DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılı Ocak-Mart döneminde, Türkiye deri ve deri ürünleri ihracatı % 13,7 artışla 247,8 milyon dolara yükselmiştir. Aynı dönemde
DetaylıİKLİM ELEMANLARI SICAKLIK
İKLİM ELEMANLARI Bir yerin iklimini oluşturan sıcaklık, basınç, rüzgâr, nem ve yağış gibi olayların tümüne iklim elemanları denir. Bu elemanların yeryüzüne dağılışını etkileyen enlem, yer şekilleri, yükselti,
DetaylıULUSLARARASI SÖZLEŞMELER
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 2 BİRLEŞMİŞ MİLLETLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ (İDÇS) NEDİR? İklim değişikliğine neden olan sera gazı salımlarını (SGSler) azaltmaya yönelik eylem stratejilerini ve
Detaylı2014 dünyanın en sıcak yılı olabilir
2014 dünyanın en sıcak yılı olabilir Prof. Dr. Etem Karakaya: Ocak itibariyle neredeyse hiç kar yağmadı. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) 2014 Mayıs ayını dünyanın en sıcak ayı ilan etti. Bu yıl dünya tarihinin
DetaylıÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE
TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE ULUSLARARASI ÖRGÜTLER DERS 5 TÜRKİYE NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER 1-Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının
Detaylı2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler. 23 Ocak 2015, İstanbul. Sayın Bakanım,
2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler 23 Ocak 2015, İstanbul Sayın Bakanım, Değerli misafirler, Değerli basın mensupları, 2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal
DetaylıHidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları
Hidroelektrik Enerji Enerji Kaynakları Türkiye de kişi başına yıllık elektrik tüketimi 3.060 kwh düzeylerinde olup, bu miktar kalkınmış ve kalkınmakta olan ülkeler ortalamasının çok altındadır. Ülkemizin
DetaylıİKLİM DEĞİŞİKLİĞİ PERFORMANS ENDEKSİ 2017
BURÇİN KABAKCI Araştırma Raporu Ekonomik Araştırmalar ve Proje Müdürlüğü KONYA Aralık, 2016 www.kto.org.tr İÇİNDEKİLER 1. GİRİŞ... 1 1.1 SERA ETKİSİ NEDİR?... 1 1.2KARBONDİOKSİT (CO2) VE DİĞER SERA GAZLARININ
DetaylıTürkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler
Türkiye ve Kitle İmha Silahları Genel Bilgiler Nükleer Silahlar ABD nin nükleer güç tekeli 1949 a kadar sürmüştür. Bugün; Rusya, İngiltere, Fransa, Çin, İsrail, Hindistan ve Pakistan ın nükleer silahları
DetaylıOrtadoğu'da su ve petrol (*) İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Dursun YILDIZ. İnş Müh Su Politikaları Uzmanı
İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Ortadoğu'da su ve petrol (*) Dursun YILDIZ İnş Müh Su Politikaları Uzmanı Petrol zengini Ortadoğu'nun su gereksinmesini gidermek amacıyla üretilen projelerden
DetaylıWorld Energy Outlook Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011
World Energy Outlook 2011 Dr. Fatih BİROL UEA Baş Ekonomisti İstanbul, 1 Aralık 2011 Bağlam: halihazırda yeterince kaygı verici olan eğilimlere yeni zorluklar ekleniyor Ekonomik kaygılar dikkatleri enerji
Detaylı5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI
5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ Prof. Dr. Atilla SANDIKLI Karadeniz bölgesi; doğuda Kafkasya, güneyde Anadolu, batıda Balkanlar, kuzeyde Ukrayna ve Rusya bozkırları ile çevrili geniş bir havzadır.
DetaylıULUSLARARASI SU DAYANIŞMA YILI
İZMİR KENTİNİN MEVCUT VE İLERİYE DÖNÜK İÇMESUYU PROJELERİ ULUSLARARASI SU DAYANIŞMA YILI ASLI ERDENİR SİLAY İnşaat Yüksek Mühendisi Bölge Müdür Yardımcısı ULUSLARARASI SU DAYANIŞMA YILI DÜNYADAKİ SU
DetaylıPolonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı
Polonya ve Çek Cumhuriyeti nde Tahıl ve Un Pazarı Polonya da 400-450 un değirmeni olduğu biliniyor. Bu değirmenlerin yıllık toplam kapasiteleri 6 milyon tonun üzerine. Günde 100 tonun üzerinde üretim gerçekleştirebilen
DetaylıADANA İLİ TARIM TOPRAKLARININ AMAÇ DIŞI KULLANIM DURUMU
ADANA KENT SORUNLARI SEMPOZYUMU / 14 2008 BU BİR TMMOB YAYINIDIR TMMOB, bu makaledeki ifadelerden, fikirlerden, toplantıda çıkan sonuçlardan ve basım hatalarından sorumlu değildir. ADANA İLİ TARIM TOPRAKLARININ
DetaylıI.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır.
I.10. KARBONDİOKSİT VE İKLİM Esas bileşimi CO2 olan fosil yakıtların kullanılması nedeniyle atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonu artmaktadır. Fosil yakıtlar, çoğu yeşil bitkilerin fotosentez ürünü
DetaylıTürkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,
Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2017 0 HUBUBAT ÜRÜNLERİN TANIMI Hububat grubu ürünler dünyada stratejik önemi en yüksek olan ürünler olup ilk çağlardan itibaren ekimi yapılarak üretilen besin grubudur.
DetaylıBMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER
BMİDÇS -COP16 SONRASI DEĞERLENDİRMELER AYŞE YASEMİN ÖRÜCÜ ODTÜ Mezunları Derneği Ankara, 2011 Tespitler Kopenhag-Cancun: İD BM kapsamında çözülebilecek bir konu mu? Kopenhag maliyeti: 1 trilyon $;belirsizlik
DetaylıPAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı
1 DÜNYA ve TÜRKİYE POLİPROPİLEN ( PP ) DIŞ TİCARET ANALİZİ Barbaros Demirci ( Genel Müdür ) Neslihan Ergün ( Teknik Uzman Kimya Müh. ) PAGEV - PAGDER DÜNYA TOPLAM PP İTHALATI : Dünya toplam PP ithalatı
Detaylı