ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ"

Transkript

1 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ SEÇİLMİŞ ALTERNATİF KETEN (Linum usitatissimum L.) HATLARININ VERİM VE VERİM ÖĞELERİ BAKIMINDAN KARŞILAŞTIRILMASI Mehmet Uğur YILDIRIM TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ANKARA 2005 Her hakkı saklıdır

2 Prof. Dr. Neşet ARSLAN danışmanlığında Mehmet Uğur YILDIRIM tarafından hazırlanan bu çalışma 30/05/2005 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Tarla Bitkileri Anabilim Dalı nda Doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Başkan : Prof. Dr. Orhan ARSLAN Üye : Prof. Dr. Halis ARIOĞLU Üye : Prof. Dr. Özer KOLSARICI Üye : Prof. Dr. Neşet ARSLAN Üye : Pof. Dr. Bilal GÜRBÜZ Yukarıdaki sonucu onaylarım (imza) Prof. Dr. Ülkü MEHMETOĞLU Enstitü Müdürü

3 Prof. Dr. Neşet ARSLAN danışmanlığında Mehmet Uğur YILDIRIM tarafından hazırlanan bu çalışma 30/05/2005 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Tarla Bitkileri Anabilim Dalı nda Doktora tezi olarak kabul edilmiştir. Başkan : Prof. Dr. Orhan ARSLAN Üye : Prof. Dr. Halis ARIOĞLU Üye : Prof. Dr. Özer KOLSARICI Üye : Prof. Dr. Neşet ARSLAN Üye : Pof. Dr. Bilal GÜRBÜZ Yukarıdaki sonucu onaylarım (imza) Prof. Dr. Ülkü MEHMETOĞLU Enstitü Müdürü

4

5 ÖZET Doktora Tezi SEÇİLMİŞ ALTERNATİF KETEN (Linum usitatissimum L.) HATLARININ VERİM VE VERİM ÖĞELERİ BAKIMINDAN KARŞILAŞTIRILMASI Mehmet Uğur YILDIRIM Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Danışman : Prof. Dr. Neşet ARSLAN Bu çalışma, yıllarında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü nde seçilmiş alternatif keten hatlarının performansını belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Yurt dışından getirtilen 215 hat içerisinden seçilen 15 keten hattı deneme materyali olarak kullanılmıştır. Deneme, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak kurulmuş ve keten tohumları hem kışlık hem de yazlık olarak ayrı denemeler şeklinde ekilmiştir. Araştırmada 17 verim ve verim kriteri incelenmiş ve farklılıklar Duncan testi ile gruplandırılmıştır. Denemedeki tüm hatlar 2002 ve 2003 yıllarında ters giden kış koşulları nedeniyle zarar görmüştür. Bu yüzden yalnızca yazlık ekilen bitkilerde ölçülen karakterler analiz edilmiştir. Buna göre; Bitki boyu 48.6 cm (hat 148) 63.1 cm (hat 64), ilk dallanma yüksekliği 29.7 cm (hat 30) 44.1 cm (hat 64), kardeşlenme 1.6 adet (hat 191) 2.9 adet (208), bitki başına dal sayısı 29.0 adet (hat 184) 45.5 adet (hat 30), bitki başına meyveli dal sayısı adet (hat 184) adet (hat 208), meyvede tohum sayısı 7.98 adet (hat 26 ve 195) 9.03 adet (hat 28), bitki başına tohum verimi 0.94 g (hat 192) 1.96 g (hat 30), kapsül eni 6.10 mm (hat 64) 6.98 mm (hat 30), kapsül boyu 6.49 mm (hat 64) 8.03 mm (hat 30), bin tohum ağırlığı 3.52 g (hat 58) 7.17 g (hat 186), biyolojik verim kg/da (hat 64) kg/da (hat 30), tohum verimi kg/da (hat 64) kg/da (hat 30), sap verimi kg/da (hat 192) kg/da (hat 30), hasat indeksi % 23.0 (hat 26) % (hat 28 ve 192), yağ oranı % (hat 64) % (hat 190), protein oranı % (hat 208) % (hat 186), yağ verimi kg/da (hat 64) kg/da (hat 191) arasında değişmiştir. Ketende dekara tohum verimi üzerine olumlu ve en yüksek korelasyonu biyolojik verim göstermiştir. Bu sonuçlara göre ketenin gelişimi iklim koşullardan oldukça yüksek derecede etkilenmektedir. Daha önceki çalışmalarda aynı lokasyonda aynı hatlar kışı geçirmesine rağmen dönemindeki düşük sıcaklıklardan zarar görmüştür. Bu konudaki çalışmalar devam etmelidir. 2005, 83 sayfa ANAHTAR KELİMELER : Keten (Linum usitatissimum L.), keten tohumu, ekim zamanı, bitki boyu, ilk dallanma yüksekliği, tohum verimi, sap verimi, bitki başına dal sayısı, bin tohum ağırlığı. i

6 ABSTRACT Ph.D. Thesis COMPARING OF THE SELECTED ALTERNATIVE FLAX (Linum usitatissimum L.) LINES IN REGARD TO YIELD AND YIELD COMPONENTS Mehmet Uğur YILDIRIM Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Field Crops Supervisor : Prof.Dr. Neşet ARSLAN This study was carried out to evaluate the performance of the selected alternative flax lines in Department of Agronomy, Faculty of Agriculture, University of Ankara, Turkey during Selected 15 flax lines out of 215 obtained from abroad were used as plant materials. The experimental design was randomized complete block design with three replications and flax seeds were sown in both winter and spring as separate experiments. İn this study, seventeen yield component traits of flax were examined and significant differences were grouped by Duncan s Multiple range test. Results showed that; all planted lines were damaged due to adverse ambient conditions in winter 2002 and Therefore; the characters of only spring sown plants were used for analyzing. According to; Plant height were ranged from 48.6 cm (line 148) to 63.1 cm (line 64), first branching height were from 29.7cm (line 30) to 44.1 cm (line 64), tillering were from 1.6 number (line 191) to 2.9 number (line 208), branch number per plant were from 29.0 (line 184) to 45.5 (line 30), number of capsule per plant were ranged from (line 184) to (line 208), number of seed per capsule were from 7.98 (line 26 and 195) to 9.03 (line 28), seed yield per plant were from 0.94 g (line 192) to 1.96 g (line 30), the capsule width were from 6.10 mm (line 64) to 6.98 mm (line 30), the capsule height were from 6.49 mm (line 64) to 8.03 mm(line 30), 1000 seeds weight were from 3.52 g (line 58) to 7.17 g (line 186), biological yield were from kg/da (line 64) to kg/da (line 30), seed yield were from kg/da (line 64) to kg/da(line 30), stem yield were from kg/da (line 192) to kg/da (line 30), harvest index were from % (line 26) - % 29.67( line 28 and 192), ratio of oil were from % (line 64) to % (line 190), ratio of protein were from % ( line 208) to % (line 186), yield of oil were from kg/da (line 64) kg/da (line 191). The positive and highest correlation for seed yield per dekar for flax has been indicated by biological yield. According to results, the growth of flax were highly affected by the climatic conditions. Many of the lines were severely damaged by cold temperatures during winters although previous studies reported that the same lines were substantially withstood the winter conditions of the same location. The studies about this subject must be sustained. 2005, 83 pages Key Words : Flax (Linum usitatissimum L.), linseed, sowing date, planth height, first branching height, seed yield, stem yield, branch number per plant, 1000 seeds weight. ii

7 TEŞEKKÜR Araştırma konumu belirleyen ve araştırmanın yürütülmesi sırasında yardımlarını esirgemeyen saygıdeğer hocam Prof. Dr. Neşet ARSLAN a ve her altı ayda bir toplanarak çalışmanın yürütülmesi için her türlü yardımlarını gördüğüm Tez İzleme Komitesi üyeleri Sayın Prof. Dr. Halis ARIOĞLU ve Sayın Prof. Dr. Özer KOLSARICI ya, araştırmanın başından itibaren bana desteğini esirgemeyen değerli eşim Ziraat Yük. Müh. Selma YILDIRIM a ve aileme, çalışmanın farklı aşamalarında yardımlarını gördüğüm değerli meslektaşlarım Araş. Gör. Ercüment Osman SARIHAN a ve Araş. Gör. Mehmet ATAK a teşekkürü bir borç bilirim. Mehmet Uğur YILDIRIM Ankara, Mayıs 2005 iii

8 İÇİNDEKİLER ÖZET I ABSTRACT. II TEŞEKKÜR... III SİMGELER DİZİNİ... V ŞEKİLLER DİZİNİ... VI ÇİZELGELER DİZİNİ... VII 1.GİRİŞ KAYNAK ARAŞTIRMASI DENEME YERİ, MATERYAL VE YÖNTEM Deneme Yeri ve Toprak Özellikleri Deneme Yerinin İklim Özellikleri Materyal Yöntem Verilerin elde edilmesi Verilerin değerlendirilmesi ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA Kışlık Ekimler Yazlık Ekimler Fenolojik ve morfolojik gözlemler Bitki Boyu İlk Dallanma Yüksekliği Kardeşlenme Bitki Başına Dal Sayısı Bitki Başına Meyveli Dal Sayısı Meyvede Tohum Sayısı Bitki Başına Tohum Verimi Kapsül Eni Kapsül Boyu Bin Tohum Ağırlığı Biyolojik Verim Tohum Verimi Sap Verimi Hasat İndeksi Yağ Oranı Protein Oranı Yağ Verimi Karakterler Arası İlişkiler SONUÇ KAYNAKLAR. 76 ÖZGEÇMİŞ. 83 iv

9 SİMGELER DİZİNİ S.D K.T K.O İki yılın birlikte analiz edilmesinden elde edilen Serbestlik Dereceleri Kareler Toplamı Kareler Ortalaması v

10 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 4.1.a. Denemenin birinci, b. denemenin ikinci yılında kışlık ekimlere ait çıkışlar (orijinal) 37 Şekil 4.2. Denemenin birinci ve ikinci yılı yazlık parsellere ait görüntüler (orijinal) 39 vi

11 ÇİZELGELER DİZİNİ 8 Çizelge 1.1 Yıllara göre Dünya keten ekim, üretim ve verim değerleri.. 8 Çizelge 1.2 Yıllara göre Türkiye keten ekiliş, üretim ve verim değerleri... 8 Çizelge 3.1 Deneme tarlasının toprak analizi.. 30 Çizelge 3.2 Deneme yerinin yetiştirme dönemlerinde kaydedilen iklim verileri ve uzun yıllar ortalama değerleri Çizelge 3.3 Deneme materyali ve getirildiği ülkeler Çizelge 4.1 Kışı geçiren bitkilerde yapılan ölçümlere ait ortalama değerler Çizelge 4.2 Deneme parsellerinde çıkış, %50 çiçeklenme, olgunlaşma tarihleri ve çiçek renkleri.. 38 Çizelge 4.3 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen bitki boyu değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları.. 40 Çizelge 4.4 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen ortalama bitki boyu değerleri (cm) ile Duncan a göre oluşan gruplar 40 Çizelge 4.5 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen ilk dallanma yüksekliği değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları 42 Çizelge 4.6 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen ortalama ilk dallanma yüksekliği değerleri (cm) ile Duncan a göre 42 oluşan gruplar. Çizelge 4.7 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen kardeşlenme değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları Çizelge 4.8 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen ortalama kardeşlenme değerleri (adet) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 44 Çizelge 4.9 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen bitki başına dal sayısı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları 45 Çizelge 4.10 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen ortalama bitki başına dal sayısı değerleri (adet/bitki) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 46 Çizelge 4.11 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen bitki başına meyveli dal sayısı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları Çizelge 4.12 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edile ortalama bitki başına meyveli dal sayısı değerleri (adet/bitki) ile Duncan a göre oluşan gruplar 49 Çizelge 4.13 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen meyvede tohum sayısı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları 51 Çizelge 4.14 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen ortalama meyvede tohum sayısı değerleri (adet) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 51 Çizelge 4.15 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen bitki başına tohum verimi değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları. 53 Çizelge 4.16 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen bitki başına tohum verimi değerleri (g/bitki) ile Duncan a göre oluşan gruplar.. 54 vii

12 Çizelge 4.17 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen kapsül eni değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları 55 Çizelge 4.18 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen kapsül eni değerleri (mm) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 55 Çizelge 4.19 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen kapsül boyu değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları.. 56 Çizelge 4.20 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen kapsül boyu değerleri (mm) ile Duncan a göre oluşan gruplar.. 57 Çizelge 4.21 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen bin tohum ağırlığı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları.. 58 Çizelge 4.22 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen bin tohum ağırlığı değerleri (g) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 58 Çizelge 4.23 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen biyolojik verim değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları Çizelge 4.24 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen biyolojik verim değerleri (kg/da) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 60 Çizelge 4.25 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen tohum verimi değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları. 61 Çizelge 4.26 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen tohum verimi değerleri (kg/da) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 62 Çizelge 4.27 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen sap verimi değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları Çizelge 4.28 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen sap verimi değerleri (kg/da) ile Duncan a göre oluşan gruplar 64 Çizelge 4.29 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen hasat indeksi değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları. 66 Çizelge 4.30 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen hasat indeksi değerleri (%) ile Duncan a göre oluşan gruplar 66 Çizelge 4.31 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen yağ oranı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları Çizelge 4.32 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen yağ oranı değerleri (%) ile Duncan a göre oluşan gruplar.. 68 Çizelge 4.33 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen protein oranı değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları. 69 Çizelge 4.34 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen protein oranı değerleri (%) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 70 Çizelge 4.35 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen yağ verimi değerlerine ilişkin varyans analiz sonuçları. 70 Çizelge 4.36 Denemeye alınan keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen edilen yağ verimi değerleri (kg/da) ile Duncan a göre oluşan gruplar. 71 Çizelge 4.37 Keten hatlarına ait yazlık ekimlerden elde edilen Dekara Tohum Verimi ve bazı özellikler arasındaki Korelasyon Katsayıları. 72 viii

13 1. GİRİŞ Dünya nüfusunun hızla artması ile birlikte insanların tüketim isteklerinin de çeşitlenerek yaygınlaşması, buna karşılık üretimde kullanılan kaynakların giderek azalması, bu kaynaklardan olabildiğince verimli yararlanılması gereğini ortaya çıkarmaktadır. İnsanlar ihtiyaçlarının büyük bir bölümünü doğrudan doğruya bitkilerden veya yetiştirdikleri bitkilerle beslenen hayvanlardan elde ettikleri ürünlerden karşılamaktadırlar. Bu bakımdan tarım, yeryüzünde canlılığın ve insan hayatının devamı için mutlak gereklidir. Teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, insanın yaratılışından gelen beslenme özelliği yanında, günlük hayatında kullandığı bir çok eşyanın da tarıma dayalı sanayi tarafından üretilmesi ve insanların daima doğala ve doğal güzelliklere, yeşile, suya ve diğer canlılarla bir arada olmaya duyduğu özlem nedeni ile insanoğlu tarımla uğraşmaktan vazgeçemeyecektir. Dünya ve ülke nüfuslarının artışına paralel olarak artan gıda ve hammadde taleplerinin karşılanması, tarımsal üretim artışını sağlayacak yeni tekniklerin ve çeşitlerin geliştirilmesi ile mümkün olabilecektir. Tarımdaki tüm gelişmelere rağmen esas sorunlardan bir tanesi verim düşüklüğü ve maliyetlerin yüksekliğidir. Bu sorunları çözmek için; üretim girdilerini ekonomik kullanmak, yetiştirme tekniklerini gereği gibi uygulamak, çiftçiyi yeterince bilgilendirmek, uygun çeşit ve sertifikalı tohumluk kullanmak gerekmektedir. Dünya da 2000 den fazla lif bitkisinin olduğu bilinmektedir. Bu kadar çok lif bitkisi olmasına rağmen bugün özellikle sentetik liflerin kullanımının yaygınlaşması ile birçoğu önemini yitirmiştir, yalnızca 8 10 kadarının tarımı ekonomik olarak yapılabilmektedir. Bunlardan bir tanesi de değişik amaçlarla kullanılabilme ve yetiştirilebilme özelliğine sahip olan keten (Linum usitatissimum L.) bitkisidir. Keten (Linum usitatissimum L.), 13 cins ve 300 türü içeren Linaceae familyasına bağlı bir türdür. Linum cinsinin dünyada tek ve çok yıllık olmak üzere 100, ülkemizde ise 38 kadar türü mevcuttur. Bu türlerden 12 tanesi endemik olup, endemizm oranı % 32.4 tür. (Davis 1988, Seçmen vd. 1992). İki değişik forma sahip olan keten, lif ve yağ 1

14 üretiminde kullanılan tek yıllık bir endüstri bitkisidir. Uzun boylu, yüksekten dallanan ve kuvvetli liflere sahip olan formları lif üretimi amacı ile, kısa boylu kısmen alçaktan dallanan formları ise yağ elde etmek amacı ile yetiştirilmektedir. Keten (Linum usitatissimum L.), buğday ve arpa gibi çok eskiden beri yetiştirilmektedir. Kültüre alınış zamanı kesin olarak bilinmemekle beraber M.Ö yıllarında Mezopotomya ve Mısır da tarımının yapıldığı belirtilmektedir. Eski Mısır piramitlerinde keten kapsülü ve lifi bulunmuştur. Piramitler içerisindeki mumyaların keten bezleri ile sarıldıkları anlaşılmıştır. Bugün kültürü yapılan ve tek yıllık bir bitki olan keten bitkisinin gerçek atası kesin olarak bilinmemekle beraber, kültürü yapılan Linum usitatissimum un varyetelerindeki büyük varyasyonlar göstermiştir ki; orijinal tip ya Linum strictum un kuzey Avrupa da, ya da Linum perenne nin Ortadoğu da tabii olarak kendine melezlenmeleri sonucu ortaya çıktığı sanılmaktadır (Richharia 1962). Buna rağmen birçok araştırıcı kromozom sayıları aynı olan ve kültür formları ile melezlenebilen, tek yıllık, nisbeten alçak boylu, köken olarak sıcak koşullara adapte olabilen Linum angustifolium türünden kan aldığını kabul etmişlerdir. Nitekim, İsviçre de M. Ö yılına ait olan Linum angustifolium tohumları bulunmuştur (Matheson 1976, Turner 1987). Bir diğer araştırmacıya göre; keten türlerinin yayılışı çok geniş olup, genel olarak iki coğrafik bölgede toplanmıştır. Yağ tipi keten formları, Güneybatı Asya (Hindistan, Afganistan ve Türkistan), lif tipi keten formları ise Akdeniz kuşağı orijinlidir. Lif tipi keten formlarının diğer bir orijin merkezi de Kuzey Avrupa da Baltık bölgesi olup, bu formların daha sonra kısa ve daha fazla dallanan, bol tohumlu yağlık formlara dönüştüğü ileri sürülmektedir (Vavilov 1951). Ayrıca keten türlerinin geniş varyasyonlarından hareketle, ketenin orijin merkezinin muhtemelen Hindistan olduğu ve buradan da kuzey ve güney bölgelere yayıldığı ileri sürülmüş (Gill 1987), ancak bu görüş başka araştırmacılar tarafından desteklenmemiştir. Yağ tipi ketenlerin boyları cm ve sap kalınlığı 5-6 mm, lif tipi ketenlerin boyları cm ve sap kalınlığı ise 2-3 mm dolayındadır (Gilbertson 1993). Kısa ve daha kalın saplı formlar yatmadıklarından dolayı tohum verimleri daha fazladır. Uzun boylu lif formları ise daha uzun lif sağladıklarından lif üretimi için daha elverişlidir (Kurt 1996a) 2

15 Olgun keten bitkisi yaklaşık % 25 tohum, % 75 sap ve yaprak ihtiva eder (Lay ve Dybing 1989). Sapın % 20 si lif dir. Keten tohumları yağ ve protein bakımından zengindir. Tohumlarındaki yağ oranı keten çeşitlerine bağlı olarak % arasında değişmektedir. Ayrıca tohum % 35 kabuk, % Protein, % 6 mineral ve kül ihtiva eder (Carter 1993). Tohumları % oranında da yağ ihtiva etmektedir (Yazıcıoğlu ve Karaali 1983). Yağı çıkarıldıktan sonra geriye kalan küspe % protein, % yağ ve % 5-6 kül ihtiva etmektedir. Keten unu protein ve selüloz bakımından zengin, lisin bakımından ise fakirdir. Ancak, lisin noksanlığı diğer ürünlerin ilavesi ile giderilebilir (Langer ve Hill 1981). Mineral madde bakımından çok zengin olan keten unu veya kepeği koyun, inek ve atların dengeli beslenmesi için oldukça uygundur (Akyıldız 1966, Turner 1987, Carter 1993). Keten yağı yağlar arasında gibi en yüksek iyot sayısına sahip kuruyan yağlardandır. Bu özelliğinden dolayı keten yağı; boyada, cilada, matbaa mürekkebinde, vernikte, güderide, cam macununda, muşamba yapımında, sabunculukta, dokumacılıkta, suni ipek haşıllanmasında ve balon bezlerinde geniş ölçüde kullanılmaktadır (Tarman 1944). Son yıllarda geliştirilen düşük linolenik asitli varyeteler keten yağının yemeklik olarak kullanımını teşvik etmektedir (Sahi ve Leitch 1994). Bu nedenle düşük linolenik asitli yeni keten çeşitleri ıslah edilmiştir. Bunlardan bir tanesi de Kanada da kayıtlara geçen ilk düşük linolenik asitli keten çeşidi Linola TM 947 olup, tohumlarındaki yağ oranı yüksektir (Dribnenki ve Green 1995). Linola dan elde edilen sarı tohumlu iki farklı çeşit üzerinde çalışan bir başka araştırmacı da bu çeşitlerden elde edilen yağın bileşiminin ayçiçeği yağına eşit veya daha üstün olduğunu belirtmiştir (Ralp 1992). Keten tohumu % 6-8 oranında buğday ununa katılırsa bütün hamur ürünlerine (ekmek, gözleme vs.) ceviz tadı verir. Ayrıca keten tohumu hazır kahvaltılıklar (corn flaks vb.), bisküvi, karaker, kek ve çorba gibi birçok üründe katkı maddesi olarak kullanılmaktadır (Kurt 1996a). Keten yağının insanlarda kolestrolu azalttığı, göğüs ve kalınbağırsak kanserini önlediği ve alerjilerin önlenmesinde de etkili olduğu belirtilmektedir (Ingerberg ve Johnston 1990, Hirano vd. 1991). Ketenin içerdiği mineraller özellikle potasyum vücutta kanın 3

16 akışını düzenlemektedir (Young ve McCable 1992). Keten yağının sıtma parazitine karşı E vitamini eksikliğini giderdiği anlaşılmıştır (Levander vd. 1991). Diğer taraftan linolenik asitin anti inflammatory (ateş önleyici ve iltihap önleyici) ve allerjik olmayışı sebebiyle de cerrahi pansuman olarak kullanılabileceği bildirilmiştir(mertes vd 1989). İnsan beslenmesinde iki önemli yağ asidi bulunmaktadır; bunlar Omega-3 yağ asitlerinden olan alfa-linolenik asit (ALA) ve Omaga-6 yağ asitlerinden olan linoleik asit (LA) dir. Keten Omega-3 yağ asidi ve ALA çe oldukça zengindir. ALA ketendeki yağ asitlerinin %57 sini kapsar, bununda %16 sını Omega-6 yağ asidi oluşturmaktadır. Bu nedenle keten Omega-6 yağ asidinden üç kat daha fazla Omega-3 yağ asidi içerir. Omega-6/Omega-3 yağ asitleri oranı 0.3/1 şeklindedir, bu oran diğer bitkilerdeki oranla kıyaslandığında örnegin mısır yağında 58/1, soya yağında 7/1, kolza yağında 2/1 düzeyindedir. Tavukların ketenle beslenmeleri sonucunda yumurtaları da Omega-3 yağ asitlerince zengin olabilmektedir. Dünya çapındaki bilim adamlarının ortak fikri olarak aşırı araşidik asidin olumsuz etkilerini sınırlamada Omega-3 yağ asidine ihtiyaç duyulduğunu belirmişlerdir. Uzmanlar, bebek mamalarının anne sütünün yağ asitleri kompozisyonuna benzeyecek ve Omega-3 yağ asitlerini içerecek şekilde yapılması hususunda görüş bildirmektedirler. Keten, gelişen bazı kanserlerin riskini azaltabilen üç bileşen içerir, bunlar; ALA (ağırlıklı Omega-3 yağ asidi içeren), secoisolariciresinol diglycoside (SDG) ve dietsel liflerdir. Omega-3 yağ asidi şeker hastalığı (2. tip),böbrek hastalığı, eklem romatizması, yüksek tansiyon, koroner kalp rahatsızlığı, felç (inme) ve meme, kolon, prostat gibi bazı kanser tiplerinin bu hastalıkların oluşmasını ve ilerlemesini engelleyici birçok biyolojik etkiye sahip olduğu ve bakteri ve virüslere karşı bağışıklık sistemini güçlendirdiği belirtilmektedir. Yapılan klinik çalışmalarda en az dört hafta süreyle günlük olarak alınan ketenin kandaki total ve LDL kolesterolü önemli ölçüde düşürdüğü belirlenmiştir. Genç yetişkinler üzerinde yapılan çalışmalarda kandaki total kolesterol %6-9, LDL (low density lipoprotein) kolesterol ise %9-18 oranında azalmış, ancak HDL (high density lipoprotein) kolesterolü ve trigliserid seviyesi etkilenmemiştir. ALA alımı kalp-damar rahatsızlıklarını, %70 oranında kalp krizi riskini ve kroner kalp hastalıklarından ileri gelen ölüm riskini azaltmaktadır (Morris 2005). 4

17 Ketenin sağlık üzerine etkileri konusunda yazılı basında son zamanlarda sıkça yer verilmektedir. Sonuçları Urology dergisinin temmuz sayısında yayımlanan araştırmada; az yağlı beslenmeye yapılan keten tohumu desteği ile, prostat kanserine önlem alınabilecegini ortaya koyduğunu, kanserli prostatlarının alınmasını bekleyen 25 hastaya 34 gün boyunca kahvaltıda öğütülmüş keten tohumu verildiği, keten tohumu verilen hastalarda hiçbir cinsel zayıflama görülmediği ve kanserli hücrelerin de hızla yok olduğunun gözlendiği belirtilmektedir (Anonim 2001). Keten tohumunda bulunan ve gerçek bir yağ asidi olarak anılan alpha-lino nun, kalp sistemini koruduğunun belirlendigi, günde iki kez alınan keten tohumunun kan dolaşımını artırdığı ve kalbi yağlanmadan koruduğu açıklanmaktadır. Tohumun ayrıca anti kanserojen özelliğe sahip lignans bileşimi içerdiği belirtilmektedir. Yağ asidinin keten tohumu ununun normal unla karıştırılması ile hazırlanan unlu mamüllerden alınacağı gibi, keten tohumu yağının yemeklerde kullanılmasıyla da alınabilmektedir (Anonim 2002). Keten tohumunun bir somon balığı kadar omega-3 içerdiğini belirten uzmanlar, bu yağların özellikle kalp sağlığı ve hormana bağlı kanserlerden korunma açısından çok önemli olduğunu belirtmektedirler. Genellikle keten tohumu sıvı şeklinde salataların üzerine serpiştirilerek veya günde bir çorba kaşığı şeklinde tüketilebilmektedir. Ayrıca dövülerek veya öğütülerek toz haline getirilen keten tohumlarından günde bir yemek kaşığı yenilip ve arkasından su içilebilir. Ancak dozunu kaçırmamakta yarar vardır. Keten tohumunun çok özel bir tadı ve kokusu yoktur, ama kavrulunca güzel bir lezzete kavuşabilir. Tohum şeklinde de tüketilebilir. Yemeklere, yoğurda, salatalara, pasta, börek gibi unlu mamullere karıştırılarak da tüketilebilir. (Anonim 2003). Keten sapı da ekonomik olarak değerlendirilebilecek özelliktedir. Sap % oranında hemiselüloz ve % 2-3 oranında lignin ihtiva etmektedir. Dolayısı ile keten sapı kağıt hamuru için bir alternatif olabilir. Ayrıca keten bitkisi eğimli arazilerde erozyonu önlemek için sık ekilerek koruyucu bir bitki olarak da kullanılmaktadır (Marshall 1990, Sahi ve Leitch 1994). Geleneksel olarak ketenden çıkarılan lifler, keten bezi yapımı başta olmak üzere sicim, halat ve urgan yapımında da kullanılmaktadır. 5

18 Keten, özellikle çiçek açtığı dönemde çok güzel ve çekici bir bitki olduğundan park ve bahçelerde süs bitkisi olarakta kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanımının büyük bir ticari değeri vardır. Bunun için süs ketenleri geliştirilmiştir; meyveli bitkiler de kuru çiçekçilikte yaygın olarak kullanılmaktadır (McHughen 1992). Ketenin yağ ve lif amaçlı formları, ıslah açısından farklılık arz eder. Lif için sap, yağ için ise tohum üzerinde durulur. Araştırıcılar ketenin yağ ve lif özelliklerininin her ikisini birden bünyesinde barındıran yeni çeşitler elde edebilmek için çalışmalar yürütmektedirler. Geleneksel çeşitler içerisinde hem yüksek yağ ve hem de kaliteli lif içeren çeşitleri bulmak pek olası değildir, bu yüzden ıslah programları kombine iki amaçlı kültür çeşitlerini geliştirmek için planlanmalıdır (Foster vd. 1997). İki amaçlı çeşitler için seleksiyon kriterlerinde; yüksek yağ ve tohum verimi, yüksek lif verimi, teknik sap için optimum uzunluk, kapsüllerin erken olgunlaşması, kapsül ve sap (saman) olgunlaşmasının birbirine uygunluğu göz önünde tutulmaktadır (Kaul vd. 1994). Bazı lif ve yağ ketenlerinin melezlerinde, tohum ve sap pozitif olarak birbiri ile ilişkilidir. Bu genotipler iki amaçlı çeşitlerde yüksek verim için uygun olabilir (Foster vd 1998a). 11 genotip üzerinde yapılan bir çalışma bunlardan 3 ünün iki amaçlı kullanım için uygun olduğu tespit edilmiştir (Rennebaum vd. 2002). Ayrıca yağ-lif karakterli iki amaçlı kullanıma yönelik araştırmaların az olması böyle çalışmalara daha fazla eğilinmesini ihtiyaç haline getirmektedir. Keten bitkisi günümüzde mevcut yağ açığının kapatılmasına yönelik çalışmalarda alternatif bitki olarak da önem kazanmakta olup bu bitki üzerindeki çalışmalar, özellikle Avrupa da son yıllarda yeniden artan nispette önem kazanmıştır. Ancak, çeşitli sebeplerden dolayı, ülkemizde bugüne kadar bu bitkiye gerekli önem maalesef verilmemiştir. Keten bitkisinin geleceğini bugünden belirlemek zordur. Avrupa da keten bitkisinin üretim potansiyeli Avrupa Ekonomik Topluluğunun sağladığı subvansiyonlara bağlıdır. Nitekim Almanya da hemen hemen ortadan kalkmış olan üretim, teşvikler sonucu 40 bin hektara kadar yükselmiştir (Kurt 1996a). Özellikle ketenden çift yönlü (lif ve tohum) yararlanmaya ağırlık verilmekte, böylece bitkinin ekonomik değerinin ve rekabet gücünün artırılması sağlanmaktadır. Bugün ülkemizde sanayide keten yağı yerine yemeklik kalitesi yüksek olan ayçiçeği ve diğer yağlar 6

19 kullanılmaktadır. Bu durumda yemeklik yağ açığımız daha da artmakta ve önemli ölçüde milli gelirimiz yurt dışına çıkmaktadır. Diğer ürünlerde olduğu gibi keten bitkisi için de değişik pazar sağlayan tanıtıcı reklamlar yapıldığı taktirde, tüketicilerin eğilimleri keten bitkisinin lehine değiştirilebilir. Pozdnyakov ve Kovalyev (1998), Rusya da ketenin Pazar durumu ile ilgili yaptıkları çalışmalarında; dünya pazarlarında ketenin rekabet edebilmesi için yüksek kalitede tohumluk kullanılması gerektiğini belirtmişlerdir. Keten ekiminin artabilmesi için, keten ekilen alanların devlet tarafından % 50 ve fazlasının kredi formunda ve geri ödemeli olarak sübvansiye edilmesi gerekliliği belirtilmiş ve uygulamanın yalnızca yüksek kalitedeki keten çeşitleri için yapılması gerektiği üzerinde durulmuştur. Keten bitkisinin bu pratik amaçlarla kullanımına ilaveten, bioteknolojik uygulamalara yatkınlığından dolayı son zamanlarda tekrar büyüteç altına alınmaya başlanmıştır. Çok değişik alanlarda kullanılan keten bitkisinin bir diğer önemi de çok farklı ekolojik şartlarda yetişme alanı bulmasıdır. Ancak; birim alandan elde edilen ürün miktarının az olması, yazlık ve kışlık alternatif hatların bulunmaması, yetiştirme tekniğindeki eksik uygulamalar ve taban fiyat politikalarının diğer ürünlerin lehine olması bu bitkinin yetiştirildiği alanları sınırlandırmaktadır. Yukarıda değinilen iyi özelliklerine rağmen keten bitkisinin hem dünyada hem de Türkiyede ekilişi giderek azalmaktadır (Çizelge ). Çizelge 1.1. de de görüleceği gibi ketenin dünyada hem lif hem de tohum-yağ amaçlı ekilişi son otuz yılda 2/3 oranında azalmıştır. Bu azalışa bağlı olarak tohum üretiminde önemli bir eksilme görülürken verimdeki artışlardan dolayı lif üretimi hemen hemen aynı kalmıştır. Dünyada da daha çok tohum amaçlı üretim yapılmaktadır ve halen tohum amaçlı ekiliş lif amaçlı ekilişin beş katıdır. Tohum amaçlı üretim yapan ülkelerin başında Kanada, Çin, ABD ve Hindistan, lif amaçlı üretim yapan ülkelerin başında ise Çin, Fransa, Rusya Federasyonu ve Beyaz Rusya gelmektedir. 7

20 Türkiye de ketenin özellikle Karadeniz, kısmen de Marmara bölgesinde lifi için tarımı yapılmaktadır. Ancak bu bitki ekonomik olma özelliğini gün geçtikçe yitirmekte olup, ekim alanı ve üretimi sürekli olarak azalmaktadır. Keten, dünyada olduğu gibi Türkiye de de daha çok tohum amaçlı üretilmektedir. Çok az miktarda da lif için üretimi yapılmaktadır. Ketenin ülkemizde üretiminin azalması dünyadakine göre daha fazla olmuş ve son otuz yılda ekim alanları % 98 oranında azalmıştır. Çizelge 1.2. deki verimler keten üzerinde ıslah ve agronomik çalışmalar yapılmadığı takdirde bu bitkinin alternatif bir ürün olamayacağını göstermektedir. Çizelge 1.1 Yıllara göre Dünya keten ekim, üretim ve verim değerleri (FAO, 2004) Yıl Lif Tohum Ekim Alanı (Ha) Üretim (ton) Verim (kg/da) Ekim Alanı (Ha) Üretim (ton) Verim (kg/da) , , , , , , , , , , , , , ,11 Çizelge 1.2 Yıllara göre Türkiye keten ekiliş, üretim ve verim değerleri (DİE, 2004) Yıllar Ekim Alanı Lif Üretimi Tohum Üretimi Verim kg/da (Ha) (ton) (ton) Lif Tohum ,8 51, ,4 28, ,6 56, ,2 54, ,9 53, ,0 52, ,3 5,7 89,8 Ülkemizde keten tarımının giderek azalması, keten gen kaynaklarının da ortadan kalkmasına sebep olmuştur. Mutlak kışlık olarak bilinen keten çeşitlerimiz bugün malesef kaybolmuştur. Bu çalışmanın amaçlarından birisi de; bu kadar iyi özellikleri olan ketenin tekrar hak ettiği önemi kazanabilmesine katkıda bulunabilmek ve çiftçilerimize tavsiye edilebilecek kışlık bir ürün yelpazesini genişletmektir. Bu tez 8

21 çalışmasının bundan sonra yapılacak çalışmalara kaynak olması ve yok olmaya yüz tutan keten tarımının canlanmasına katkıda bulunabilmesi ümit edilmektedir. 9

22 2. KAYNAK ARAŞTIRMASI Tarman (1944), bitki sıklığının ilk dallanma yüksekliğine (sap uzunluğuna) ve bitki uzunluğuna etki yaptığını belirtmektedir. Bitkiler ne kadar seyrek olursa ilk dallanma yüksekliğinin o kadar azaldığı, sap uzunluğunun bitki sıklığının artması ile bir sınıra kadar arttığını ve ondan sonra da azaldığını belirtmiştir. Bitki sıklığı çok arttığında bitkilerin ve bununla birlikte sapların da kısa kaldığını belirtmektedir. Sap uzunluğu bakımından kışlık ekimlerde görülen değişiklik daha fazla, bunun yanında yazlık ekimlerde ise daha uniform bir gelişme görülmektedir. Culbertson (1954), yağ keteni ıslahında; bitki boyu uzunluğuna etkili olan kalıtsal özelliklerin birçok gen tarafından kontrol edildiğini ve sarı tohumlu bitkilerin kahverengi olanlara göre daha yüksek yağ oranına sahip olduğunu belirtmiştir. Delorit ve Ahlgren (1959), keten yetiştiriciliğinde erken ekimin verimi artırdığını, sulu şartlarda ve yağışın yeterli olduğu yerlerde yapılacak ekimde kg/da, yağışın yetersiz olduğu yerlerde ise 5-7 kg/da tohum atılması gerektiğini belirtmişlerdir. Dybing ve Zimmerman (1965), kontrollü koşullarda yapmış oldukları denemelerde, ketende olgunlaşma sırasındaki yüksek sıcaklıkların kapsüldeki tohum sayısını ve tohum ağırlığını azalttığını, yağ oranını ve kalitesini de düşürdüğünü belirtmişlerdir. Bazzaz ve Harper (1976), sera şartlarında ketenin büyümesi üzerine yaptıkları çalışmada iki farklı ışık, saksı başına 3, 9 ve 30 bitki olacak şekilde üç bitki sıklığı kullanmışlar; bitki başına kapsül sayısını tam ışık (%100) altında ve % 50 ışıklanma altında adet, kapsül başına tohum sayısının tam ışıklanma altında ve % 50 ışıklanma altında adet, bitki başına tohum sayısını tam ışıklanma altında ve % 50 ışıklanma altında adet arasında bulmuşlardır.tam ışıklanma altında büyüyen bitkiler gölgelendirme altında büyüyen bitkilere göre daha kısa, ancak daha ağır olmuş, bitki sıklığı arttıkça kapsül ve olgun tohum sayısı azalmıştır. % 50 ışıklanma altında kapsül başına tohum sayısı düşmüştür. 10

23 Bitki sıklığı arttıkça bitki başına kapsül sayısı ve bitki başına tohum sayısı azalmış ancak birim alandaki tohum sayısı artmıştır. Martin vd. (1976), keten bitkisinin Avrupa da genelde sulanmadan yetiştirildiğini ancak bitkilerin fide döneminde, çiçeklenme zamanında ve erken tohum gelişim zamanlarında su stresine karşı hassas olduklarını belirtmişlerdir. Chow ve Dorell (1977), keten tarımında önemli bir yabancı ot olan yeşil kirpi darısının (Seteria viridis L. Beauv.) Trichloro acetic asit (TCA) ile kontrolü üzerine yaptıkları üç yıllık araştırmada üç keten çeşidini materyal olarak kullanmışlar, tohum veriminin yıla, muamele ve çeşitlere göre kg/da, yağ oranlarının ise % arasında değiştiğini belirtmişlerdir. Kenaschuk (1977), Kanada da ıslah edilen Dufferin çeşidinin 3 yıllık tescil denemelerinde ortalama verimin kg/da, bitki boyunun 54 cm, 1000 tohum ağırlığının 5.4 g, yağ oranının % 42.1, vejetasyon süresinin de gün olduğunu belirtmiştir. Elsahookie (1978), farklı ekim mesafelerinin ketenin verim ve kalitesi üzerine etkisini sulu şartlarda araştırdığı çalışmasında 3 kültür çeşidini 10, 15, 20, 25, 30 ve 35 cm aralıklarla dekara 4 kg tohum hesabı ile ekmiş; tohum veriminin kg/da, bitki başına kapsül sayısının adet, kapsül başına tohum sayısının adet, 1000 tohum ağırlığının g, yağ veriminin kg/da arasında değiştiğini ve ekim mesafelerinin bu karakterlere bir etkisinin bulunmadığını belirtmiştir. Gubbels (1978), Kanada da ketenin agronomik karakterleri ile çeşit ve bitki sıklığının ilişkisini araştırdığı çalışmasında, üç kültür çeşidini m 2 ye 100, 250, 400, 550, 700, 850 ve 1000 adet tohum hesabı ile 30 cm sıra aralığında ekmiş; bitki boyunun cm, tohum veriminin kg/da, m 2 de bitki sayısının adet, bitki başına dal sayısının adet, bitki başına kapsül sayısının adet, kapsül başına tohum sayısının adet arasında değiştiğini, çeşit ve bitki sıklığı 11

24 arasında interaksiyon oluştuğunu ve bitkilerin düşük bitki sıklığında yüksek bitki sıklığına göre daha fazla dallandığını ve yatmanın daha az olduğunu belirtmiştir. Hume (1982), Kanada da keten tarımı üzerine verdiği bilgide; yazlık keten çeşitlerinin boylarının cm, yağ oranlarının % arasında değiştiğini, ekimin Mayıs ayında yapıldığını ve erken ekimlerde ürün veriminin arttığını, ekimde kullanılan tohumluk miktarının kg/da, veriminin de kg/da arasında değiştiğini belirtmiştir. Thimmappa ve Radder (1983), Hindistan da tohumluk miktarı ve sıra arası mesafenin sulu şartlarda yetiştirilen ketenin genetik performansı üzerine etkisini araştırmışlar; yıllarının kış sezonu boyunca sulu şartlarda yürütülen tarla denemelerinde, T ve S - 36 keten çeşitleri materyal olarak kullanılmıştır. Denemede 1, 2, 3 kg/da tohumluk miktarı ve 15, 22.5, 30 cm sıra arası mesafe kullanılmıştır. S - 36 çeşidindeki tohum ve sap verimi T çeşidine oranla daha fazla olmuştur. En fazla tohum ve sap verimi 3 kg/da tohumluk miktarında sıra arası mesafeye göre ise en fazla tohum ve sap verimi sırasıyla 86.9 kg/da ve kg/da olup, 15 cm sıra arası mesafede elde edilmiştir. Tohum verimi ile bitkideki tohum, dal ve kapsül sayısı arasında pozitif bir ilişkinin olduğunu belirtmişlerdir. Singh vd. (1985), 5 farklı ekim zamanı ve 3 kışlık çeşit ile yürüttükleri araştırmada; tohum veriminin kg/da arasında değiştiğini, ekim ayı gibi erken ekimlerde tohum veriminin arttığını, ekim zamanı ve çeşitler arasında önemli bir interaksiyonun bulunmadığını belirtmişlerdir. Popa (1986), 5 yıl süre ile 2 farklı yağ keteni çeşidi ile sulu şartlarda ekim oranlarının sonuçlarını araştırmak üzere yürüttüğü çalışmasında; sıralar arası 12.5 cm ve m² ye adet olacak şekilde ekim yapmıştır. Tohum veriminin çeşitlere göre kg/da arasında değiştiğini belirtmiştir. 12

25 Hocking vd. (1987), ketenin çok değişik tiplerdeki topraklarda yetişebildiğini, fakat en güzel, iyi drenajlı orta-ağır tekstürlü topraklarda yetiştiğini, özellikle killi ph sı 6 civarında olan topraklarda yetişmesinin uygun olduğunu belirtmişlerdir. Brazukiene (1988), belirttiğine göre keten Rusya-Lituana da çok eskiden beri kültürü yapılan bitkilerden bir tanesidir ve yetiştirilen ürünlerin toplamının % 1.6 sını teşkil etmektedir. Crowley (1988), yağ keteni konusunda hazırladığı çalışmasında, keten veriminin ortalama 190 kg/da, bitki boyunun cm, bitki başına kapsül sayısının adet, kapsül başına tohum sayısının 6-8 adet arasında değiştiğini, m 2 ye 9-13 cm sıra aralığında ve bitki olacak şekilde ortalama 7.2 kg/da tohum atılmasını ekimin Mart ortasından Nisan başına kadar yapılması gerektiğini bildirmiştir. Khurana ve Dubey (1988), Rewa Tarım Üniversitesi Araştırma Çiftliğinde ketenin azotlu ve fosforlu gübreye karşı tepkisini araştırmak amacıyla bir deneme kurmuşlardır. Deneme 7.2 ph değerine sahip killi bir toprakta yürütülmüştür. Gübre dozlarının tamamı ekimden önce sıraya uniform bir şekilde uygulanmıştır. Ekim, 9 Ocak 1984 te dekara 3 kg tohumluk olacak şekilde 30 cm sıra arası mesafede yapılmıştır. Ekimden bir ay sonra bir sulama yapılmıştır. 0, 1.5, 3 ve 4.5 kg/da azot uygulaması ile elde edilen bitki boyları ortalama olarak 48.0, 49.2, 50.3 ve 53.0 cm, bitki başına kapsül sayıları 24.7, 28.7, 31.9 ve 34.4 adet, kapsülde tohum sayıları 6.1, 6.4, 6.7 ve 7.1 adet, bin tohum ağırlığı 7.3, 7.4, 7.7 ve 7.9 g, tohum verimi 83, 91, 101 ve 106 kg/da ve yağ oranları % 38.0, 39.0, 40.3 ve 40.0 olarak bulunmuştur. Azotlu gübre dozundaki artış; bitki boyu, bitki başına dal sayısı, bitki başına kapsül sayısı, kapsüldeki tohum sayısı ve tohum verimini artırmıştır. En fazla tohum verimi kg/da ile 4 kg/da azot dozunda elde edilmiştir. Tohumdaki en yüksek yağ oranı %40.3 ile 3 kg/da azot dozunda elde edilmiştir. Mukherjee ve Rona (1988), yapmış oldukları denemede azot dozunun 0 dan 12 kg/da a yükseltilmesi neticesinde bitkideki kapsül sayısının ve tohum veriminin arttığını ancak yağ oranının etkilenmediğini belirlemişlerdir kg/da P 2 O 5 gübre 13

26 uygulamasının bitkideki kapsül sayısını artırmasına rağmen, verim üzerine önemli bir etkisinin olmadığını belirlemişlerdir. Tiwari ve Dixit (1988), sulama ve azotlu gübrenin keten üzerine etkisini araştırmak üzere denemeler yapmışlardır. Denemede 0, 3, 6 ve 9 kg/da azot olmak üzere dört farklı azot dozu ile 0, 1, 2 ve 3 defa olmak üzere dört ayrı sulama programı uygulanmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme deseninde dört tekrarlı olarak yürütülmüştür. Azot dozlarına göre elde edilen bitki boyları ortalama olarak sırasıyla 41.8, 45.5, 47.6 ve 49.2 cm, bitki başına kapsül sayıları 11.1, 15.6, 18.9 ve 28.3 adet olarak gerçekleşmiştir. 0, 1, 2 ve 3 defa olmak üzere dört ayrı sulama programında elde edilen bitki boyları ise sırasıyla ortalama olarak 44.4, 44.2, 44.6 ve 50.8 cm, bitki başına kapsül sayıları 16.2, 19.0, 18.5 ve 20.3 adet olarak gerçekleşmiştir. Azotlu gübre-sulama uygulaması ile verim öğeleri; bitki boyu, bitkideki birinci dal sayısı, bitkideki kapsül sayısı ve bitkideki tohum sayısı artırılarak sonuçta elde edilen tohum veriminin de artması sağlanmıştır. Aynı zamanda kurak zamanlarda çiçeklenme ve tane oluşumu zamanında yapılan sulamanın azot kullanılmış gibi etki yaparak ürün miktarını artırdığını belirmişlerdir. Awasthi vd. (1989), Hindistan da azotlu gübrelemenin keten bitkisine olan etkisine bakmak için Rewa Araştırma Çiftliğinde bir çalışma yürütmüşlerdir. ph ı 7.2 olan deneme toprağına 0, 1.5, 3 ve 4.5 kg/da N ekimden önce 30 cm sıra aralarına verilmiştir. Elde edilen sonuçlar sırası ile; kapsül sayısı 23.6, 28.1, 31.2 ve 33.3 adet, tohum verimi 86.8, 101.4, ve kg/da, bin tohum ağırlığını 7.75, 8.16, 8.41 ve 8.58 g olarak bulunmuştur. Verim ve verim öğeleri artan azotlu gübre dozu ile birlikte önemli derecede yükselmiştir. Diepenbrock ve Iwerson (1989), ketende bitki sıklığı üzerine yaptıkları çalışmada; m 2 de bitki sayısını adet arasında tutmuşlar, kardeşlenmenin sadece m 2 de adet bitki bulunduğunda görüldüğünü, bitki sıklığı arttıkça yan dal sayısının ( ), bitki başına kapsül sayısının ( ) azaldığını, kapsül başına tohum sayısında ise azalmanın ( ) önemli olmadığını, ayrıca ketende 1000 tohum ağırlığının da g arasında değiştiğini bulmuşlardır. Aynı zamanda ketende geç zamanda yapılan sulama veya yağmurun bitkide yeni dalların ve 14

27 yaprakların gelişmesine neden olduğunu ve bunun sonucunda da düzensiz olgunlaşmanın görüldüğünü belirtmişlerdir. Ketenin, düşük sıcaklıklarda ekilmesinin olumsuzluğunu fertil çiçek sayısını ve kapsülleri artırarak telafi etmeye çalıştığını belirtmişlerdir. Gubbels ve Kenaschuk (1989), Kanada da yeni keten çeşitlerinin tohum ve bitki özelliklerine ekim sıklığının etkisini araştırdıkları üç yıllık çalışmalarında, üç kültür çeşidini m 2 ye 200, 400, 600 ve 800 adet (1.1, 2.2, 3.3, 4.4 kg/da) tohum hesabı ile 30 cm sıra aralığında ekmişlerdir. M 2 ye tohum sayısı 200 adetten 800 adete çıktığında tüm çeşitlerde ve yıllarda olgunlaşma süresi ortalama 2.1 gün kısalmıştır. Buna karşılık 1000 tohum ağırlığı 0.16 g, yağ içeriği % 0.6 oranında azalmış, bitki başına dal sayısı 1.68 den 0.18 e düşmüştür. Bitki boyu, m 2 ye tohum sayısı 200 den 400 e çıkarıldığında ortalama 0.6 cm artarken, 400 den 800 e çıktığında 1.8 cm azalmıştır. Dekara verimi 110 (m 2 ye 200 tohum) (m 2 ye 600 tohum) kg arasında değişmiş, optimum ürün verimi m 2 ye 600 adet tohum atıldığında alınmıştır, ancak araştırıcılar yıldan yıla farklılıklar görüldüğünü belirtmişlerdir. Klimek (1989) ın belirttiğine göre; Polonya da keten üretimi 1970 de tondan 1987 de tona kadar düşmüştür ve ekim alanları da ha dan ha a inmiştir. Keten tarımı daralarak (azalarak) yalnızca köylülerin küçük alanlarda yaptıkları tarım şekline gelmiştir. Hasadı hala büyük oranda elle yapılmaktadır. Yüksek fiyatı ve maliyetinden dolayı havuzlama için ayarlanmış ılık su havuzlarının sayısı azalmıştır ve yaklaşık ton lif hala çiftliklerde havuzlanmaktadır. Tarımındaki başlıca gerilemenin sebepleri; genel olarak iyi olmayan ekonomik koşullar ve son zamanlarda hükümetlerin sık değişen ekonomik politikalarıdır. Bu nedenle keten endüstrisinin yeniden modernizasyonu gerekmektedir, bunun için de en başta araştırmalara, çeşit ve tohumluk üretimine, ekim nöbetine, gübrelenmesine yabancı ot ve hastalıklarının kontrolü yönünde çalışmalar ortaya çıkarılmalıdır. Kwon vd. (1989), lif keteni çeşitlerinin ekim sıklığına tepkisi üzerine yaptığı çalışmasında, üç farklı keten çeşidi m² ye arasında bitki olacak şekilde ekilmiş, m² ye bitki sayısı 400 den fazla olduğunda olgunlaşmanın daha erken, m² ye 15

28 bitki sıklığı 600 e kadar olduğunda tüm çeşitlerde sap uzunluğu, yağ, sap ve tohum verimlerinin arttığı ve optimum bitki sıklığının 12X2 cm sıra aralığında m² ye 600 bitki sıklığında elde edildiğini ve sap-tohum veriminin m² deki bitki sayısı 600 ü geçtiğinde azaldığını belirtmiştir. Santos ve Reis (1989), 3 keten çeşidi (Dufferin,Linott ve Taperaju) 1982 ve 1983 yıllarında sırası ile 26 Mayıs, 9 ve 23 Haziran (1982) ve 24 Mayıs, 7 ve 21 Haziran (1983) tarihlerinde ekim yapmışlardır de Linott an en fazla ürün alınmış (1053 kg/ha), 1983 yılında ise Taperaju ve Dufferin den yüksek verim elde edilmiştir (sırası ile 1113 ve 1110 kg/ha) yılında en fazla ürünün geç Mayıs ve Erken Haziran ekimlerinde olduğunu, fakat 1983 yılında ise böyle bir farklılığın göze çarpmadığını belitmişlerdir. Ekimin gecikmesinin, çiçeklenmeyi azaltma ve önleme yönünde bir tehlike ortaya çıkardığını belirtmişlerdir. Tomar ve Mishra (1989), Hindistan da yıllarında yağmurlu koşullarda 6 keten çeşidi ile farklı ekim zamanlarında yapılan çalışmaya göre; erken ekim zamanı olan 27 Ekim de en fazla verimin alındığı (1236 hg/ha) ve bunu 1043 kg/ha ile başka bir çeşidin izlediği belirtilmiştir. Chernomorskaya (1990), Bukharski 32 yağlık keten çeşidi ile yıllarında Puskin de Leningrad çevresinde düşük ve yüksek yoğunlukta (8-50 adet tohum/metre) ile erken ve geç (5-15 Mayıs - 4 Temmuz) ekim yaparak yürütülen denemede, her iki bitki yoğunluğunda da bitki gelişimi olmuştur. Geç ekim sonrası (kısa yetişme şartlarında) yalnızca bir grup bitkide meyve teşekkülü tespit edilmiştir. Çeşit geliştirmek için ümit verici hatlar seçilmiştir. Ghatak vd. (1990), farklı dozdaki azotlu gübreleme ve sulamanın ketenin verim ve verim öğelerine etkisini araştırmak üzere yaptıkları bir çalışmada dekara 0, 4 ve 6 kg azot vermiş, sonuçta dekardan sırasıyla 31.1, 46.7 ve 57.9 kg tohum elde etmişlerdir. 1, 2 ve 3 defa yapılan sulamalarda ise elde edilen tohum verimleri ise sırasıyla 40.7, 45.2 ve 49.9 kg/da olmuştur. Bütün bu uygulamalar verim öğelerini de etkilemiştir. Verim ile 16

29 bitkideki kapsül sayısı, kapsüldeki tohum sayısı ve bin tohum ağırlığı arasında önemli bir pozitif ilişkinin olduğu görülmüştür. Khander ve Sharma (1990), denemelerinde 0, 2, 4 ve 6 kg/da azot dozları kullanarak ketenin verimine etkisine bakmışlar, denemeden elde edilen tohum verimleri sırası ile 80, 101, 141 ve 195 kg/da olmuştur. Azotlu gübrelemenin tohum verimi ile birlikte bitkideki dal sayısı, bitki başına kapsül sayısı, kapsüldeki tohum sayısı ve bin tohum ağırlığını artırdığını da görmüşlerdir. Sonopov (1990), Beyaz Rusya da 2 varyete üzerine yaptığı çalışmaya göre; erkenci çeşit olan Priziv 81 den 1.08 ton lif/ha, 0.42 ton tohum/ha verim alındığını ve büyüme periyodunun gün arasında olduğunu ve saplarından % 20.4 (yüksek kalitede) lif elde edildiğini belirtmişlerdir. Diğer bir varyete olan Tomskii 9 dan ise; 1.49 ton/ha lif elde edildiği, büyüme periyodunun ise gün olduğu belirtilmiştir. Yadav vd. (1990), keten bitkisinin azotlu gübre uygulamasına karşı tepkisini araştırmak için yapmış oldukları çalışmada, 30 cm sıra aralığı ile dekara 2.5 kg tohumluk kullanmışlar ve ekimden önce bir sulama yapmışlardır. 0, 3, 6 ve 9 kg/da azot uygulamasına karşılık elde edilen tohum verimleri sırasıyla 81.4, 106.8, ve kg/da, bitki başına kapsül sayıları 28.6, 34.5, 39.6 ve 43.2 adet, kapsülde tohum sayıları 6.1, 6.9, 7.8 ve 8.1 adet, yağ oranları % 43.2, 43.7, 43.5 ve 43.4, bin tohum ağırlığı 7.3, 7.8, 8.5 ve 8.6 g olarak bulunmuştur. Appel (1991), İngiltere de ketenin kullanımı ile ilgili yapılan araştırmada; ketenin başlıca iki kullanım alanı, birisinin tohumlarından elde edilen yağı, diğerinin de saplarından elde edilen lifleri olduğu belirtilmektedir.yağlık keten yetiştirilmesinin sürdürülebilir tarımda karlılık açısından birçok yararı bulunduğu, toprak yapısı ve mevsimsel olarak farklı yerlerde kültüre alınabilmesi nedeni ile geniş alanlarda yetiştirilebildiği ve son yıllarda ketenin ekim alanının hızlı bir şekilde artmakta olduğu belirtilmektedir. Yağlık ketenin başlıca iki kullanımından (sağlıklı bir besin olarak tohumlarının insanlarının tüketimine sunulması ve yağlık ketenlerin saplarından 17

30 yararlanılması) dolayı son yıllarda ketenin ekim alanında hızlı bir artış olduğu belirtilmektedir. Cornes vd. (1991), yağlık keten, fasülye, bezelye ve patatesin sulfonylurea herbisitine karşı şekerpancarı ve kolzaya göre daha az hassas olduklarını belirtmişlerdir. Honermeier ve Titze (1991), Almanya da, dünyada ketene olan talebin artması dikkate alınarak; Tarım Bakanlığı ve Kiel, Giessen ve Rostock üniversitelerinin ortak çalışması ile 2 ekim zamanı (9 ve 21 Nisan), 2 N dozu (40 ve 80 kg/ha) ve 4 ekim sıklığında (200, 400, 800 ve 1200 tohum/m²) olacak şekilde bir deneme yürütülmüştür. Ortalama tohum verimi 2.4 ton/ha olmuş ve ekimin gecikmesi ile tane verimi %17.7 azalmıştır. 2-3 ºC gibi düşük sıcaklıklarda ve sıcaklık toplamının olduğunda ketenin erken ekilmesi gerektiği belirtilmektedir. Genellikle Mart ayında, Nisanın ilk yarısında ve ana büyüme periyodu olan Mayıs - Haziran ayında 100 mm lik bir yağmur gereksinimi bulunduğuna değinilmektedir. Ekim sıklığının ketenin kullanım amacına göre değiştiği; yağlık üretimler için tohum/m², lif üretimi içinse tohum/m² uygun olduğu ve herbisitlerin kullanılması gerektiği belirtilmektedir. N lu gübrelemenin 100 kg/ha ı geçmemesi gerektiği, ekimde ve sap oluşumu sırasında 2 ayrı doz halinde verilmesinin uygun olduğu, vejetasyon süresinin gün olduğu, yağlık ketenin Ağustos sonu ve Ekim başında hasat edilmesinin uygun olduğu belirtilmektedir. Singh vd. (1991), tarafından Hindistan da yıllarında Ekim ve Kasım aylarında 4 farklı ekim zamanında, 3 N dozu (0, 30 ve 45 kg/da) ve 3 fosfor dozu (0, 15 ve 25 kg/da) uygulanarak bir çalışma yürütülmüştür. Maksimum verimin her iki yılda da 25 Ekim tarihli denemede ve sırası ile 84.3 kg/da ve 83.4 kg/da olduğu belirtilmektedir. Bitki yoğunluğunun; N dozunun artması ile arttığı, P dozunun artması ile düştüğü, verimin ise her iki gübreleme dozunun artması ile gözle görülür bir şekilde arttığı belirtilmiştir. Bassi ve Badiyala (1992), tohumluk miktarı ve azotlu gübrelemenin ketenin verimi üzerine etkisini araştırmak amacıyla bir deneme yürütmüşlerdir. Denemede 6, 8 ve 10 kg/da olmak üzere üç tohumluk miktarı ile 5, 7.5 ve 10 kg/da olmak üzere üç farklı azot 18

31 dozu kullanılmıştır. Bitkiler tam olum safhasında hasat edilmiş ve 6, 8, 10 kg/da tohumluk miktarı uygulamasında elde edilen bitki boyu sırasıyla 150.4, ve cm, teknik sap uzunluğu 110.9, 113,1 ve cm, sap verimi 242.1, ve kg/da, lif verimi 43.4, 57.2 ve 60.6 kg/da ve tohum verimi 57.3, 78.0 ve 93.1 kg/da olmuştur. 5, 7.5 ve 10 kg/da azot dozu uygulamasında ise bitki boyu sırasıyla 145.0, ve cm, teknik sap uzunluğu 109.1, ve cm, sap verimi 215.4, ve kg/da, lif verimi 40.5, 55.1 ve 64.0 kg/da ve tohum verimi 56.6, 89,7 ve 81.6 kg/da olmuştur. Tohumluk miktarı ve azotlu gübreleme dozları toplam bitki boyu ve teknik sap uzunluğunu önemli bir şekilde artırmıştır. Bunun yanında sap, lif ve tohum verimi de önemli oranda artmıştır. Freer (1992), ketende bitki sıklığı ile ilgili yapmış olduğu çalışmasında, ketende bitki sıklığının artması ile birlikte bitki başına düşen kapsül sayısı ve bitki başına tohum veriminde azalma olduğunu belirtmektedir. Larsson (1992), tarafından İsveç te yıllarında 1 lif keteni ve 7 yağlık keten üzerine 4 farklı bölgede bir araştırma yürütülmüştür. İsveç çeşidi olan Iduna kontrol olarak kullanılmış ve verimler Iduna nın verimine göre % olarak belirlenmiştir. Tohum verimi; yağış, ışık yoğunluğu ve kuraklığa bağlı olarak büyük değişiklik göstermektedir. Iduna, dört yetiştirme yerinde 1987 ve 1990 yıllarında sırası ile ortalama verimleri 270 kg/da ve 280 kg/da dır tohum ağırlığı yağlık ketenlerde lif ketenlerine göre yüksek olmuş, yağ içeriği yağlık çeşitlerde % daha fazla olmuştur. Uzun (1992), ketende ekim zamanı ve ekim sıklığının verim ve verim öğelerine etkisi üzerine yapmış olduğu denemede, I. ekim zamanında (Mart) elde edilen değerlerin II. ekim zamanında (nisan) elde edilen değerlere göre daha yüksek olduğu, bu nedenle ilkbaharda ekimin mümkün olduğu kadar erken yapılması gerektiği sonucuna varmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; I. ekim zamanı (mart) ve II. ekim zamanında (nisan) sırası ile ortalama m² deki bitki sayısı adet, bitki boyu cm, ilk dallanma yüksekliği cm, bitki başına dal sayısı adet, bitki başına alttan dallanma (kardeş) sayısı adet, bitki başına kapsül sayısı adet, kapsül başına tohum sayısı adet, biyolojik verim kg/da, sap 19

32 verimi kg/da, tohum verimi kg/da, hasat indeksi % % 25.0, bin tohum ağırlığı g, yağ oranı % % 47.8, yağ verimi kg/da olarak bulunmuştur. Amer vd. (1993), gama ışınlarına maruz kalan bazı keten mutantları ile yapmış oldukları araştırmalarında bitki başına düşen tohum verimi ile bitki başına yağ verimi ve bitki başına düşen kapsül sayısı arasında pozitif ve oldukça önemli bir ilişki olduğunu belirtmektedirler. Heller (1993), İngiltere de yapılan çalışmaya göre; kuluçka süresinde olan yabani otlar Chlorsulfuron tarafından, monokotiledon yabani otlar ise fluaziphape (fluazifop)- butyl, quizalotop-ethyl ve ethoxyethyl haloxyphope ester tarafından en iyi şekilde kontrol edilmektedir. Herbisit uygulamaları sonucunda tohum ve lif verimleri artmıştır. Singh vd. (1993), tarafından Hindistan da ve yıllarında yürüttükleri denemeye göre yağlık ketende hektara 45 kg tohumluk kullanılmasının, 60 kg ve 30 kg tohumluk kullanımına göre kapsül/bitki ve tohum/kapsül oranını artırdığı ve yabancı ot gelişimini önlediği, 45 kg tohum ekiminde bitki veriminin 30 ve 60 kg lık ekimlere göre sırası ile %22.3 ve % 7.8 daha yüksek olduğu belirtilmiştir. D Antuono ve Rosini (1994), ketende verimi çevresel faktörlerin ve bunun yanında da en ciddi olarak agronomik faktörlerin etkilediğini belirtmişlerdir. Ekim ve çiçeklenme zamanlarının çiftçiler tarafından dikkat edilmesi gereken önemli agronomik tercihler olduğunu ve araştırmacılar çevreye göre hangi optimal çeşit sıklığının olması gerektiğine değinmişlerdir. Denemlerde yeterli miktarda verim için ekimin geniş alanlarda ve değişik bitki sıklıklarında olması gerektiğini, özellikle İtalya nın güneyinde ve orta kesimlerinde ketenin sonbaharda ekilebileceğini belirmişlerdir. Bununla birlikte; ketenin gelişme hızının ortalama hava sıcaklığı ile yakından ilişkili olduğunu ve bunun önemli bir sonuç olduğunu belitmişlerdir. Dubey ve Singh (1994), tarafından Hindistan da yıllarında kış mevsiminde yapılan denemede; kuru şartlarda ketenin verimi 104 kg/da, sulama ile verimleri 159 ve 20

33 132 kg/da olmuştur. Hektarda , ve adet bitki sıklığında tohum verimi 111, 154 ve 130 kg/da, 0, 5 ve 10 kg/da N dozunda ise tohum verimi sırası ile 108, 134 ve 154 kg/da bulunmuştur. Dybing ve Grady (1994), ketende 3 farklı ekim zamanında çiçek oluşum hızı, çiçeklenme periyodu uzunluğu ve toplam çiçek üretiminin vejetatif periyotta negatif ve çiçeklenme periyodunda da pozitif olduğu belirtilmektedir. Path analizinde; çiçek oluşum hızı, çiçeklenme periyodu uzunluğu ve toplam çiçek üretiminin N konsantrasyonunda ve vejetatif periyot uzunluğunda yaprak ve gövde oluşum hızı ile indirekt etki içinde olduğu belirtilmektedir. Çiçek oluşum hızının; çiçeklenme zamanındaki büyüme değeri hasatta elde edilen tohum verimi ile güçlü bir ilişki içerisinde olduğu, hızlı vejetatif büyümede de tersi bir etki olması olasılığını ve bunlara benzer bir etkinin çiçeklenme periyodu uzunluğu ve toplam çiçek üretimi ile olan ilişkisi belirtilmektedir. Gu (1994), Çin de seleksiyonla elde edilen yeni bir çeşit olan Heiya 8 çeşidine ait özelliklerin; 80 günde olgunlaşması ve boyunun cm olduğu belirtmektedir. Sap veriminin kg/ha (434.4 kg/mu,1mu= ha), lif veriminin kg/ha (67.4 kg/mu) ve tohum veriminin kg/ha (38.3 kg/mu) ve sap, lif ve tohum verimlerinin diğer kontrollerden daha yüksek olduğu belirtilmektedir. Heiya 8 çeşidinin kuraklığa toleranslı ve Rhizoctonia soloni ye karşı mukavemetinin yüksek olduğuna değinilmektedir. Kurt vd. (1994), keten bitkisinin verimi, büyüme ve gelişimi üzerine uygulanan bitki büyüme ve gelişme düzenleyicilerinin etkilerini araştırmışlardır. Wales üniversitesinde bir tarla denemesi şeklinde yürütülen bu çalışmada; iki bitki büyüme düzenleyicisini (klormequat ve etafon) 5 farklı zamanda bitkilere uygulamışlardır. Ekimden sonra 20, 33, 40, 44 ve 51 gün sonra yapılan uygulamalarda; 33. ve 40. yapılan etafon ve klormequat uygulamalarının bitki sap uzunluğunu önemli derecede azalttığı belirlenmiştir. Her iki bitki büyüme düzenleyicisi ekimden 33 gün sonra yapılan uygulamada çok etkili olmuştur. Kontrol parselleri ile kıyaslandığında klormequat bitki sap uzunluğunu % 17.5, etafon ise % 6.4 kadar azaltmıştır. Bitki başına kapsül sayısı, 21

34 kapsül başına tohum sayısı, 1000 tohum ağırlığı, bitki başına tohum verimi ve yağ oranı üzerine bitki büyüme düzenleyicileri ve uygulama zamanlarının etkisi olmamıştır. Ketende bitki boyuna çok erken PGR (bitki büyüme düzenleyicisi) uygulanmasının etkileri; bitki hormonal dengesinin yeniden kurulması ile çok geç uygulanmasının etkileri ise; vejetatif gelişmenin büyük ölçüde tamamlanıp, generatif gelişme dönemine ulaşmasından dolayı hafiflemiştir. Bununla beraber ekimden 33 gün sonraki uygulama zamanı ve ekimden 33 ve 40 gün sonra uygulanan chlormequat, kontrole göre bitki boyunu azaltmıştır ki bu bulgu; hububatlarda ve kolzadaki başka araştırmacıların bulguları ile paralellik göstermektedir. Reddaih ve Singh (1994), yıllarında ketenin azotlu gübre uygulamasına karşı tepkisini bulmak için LH-1 çeşidi ile bir deneme kurmuşlardır. 0, 4, 8 ve 12 kg/da N lu gübreleme sonucunda tohum verimlerini sırası ile 112, 152, 181 ve 163 kg/da olarak bulmuşlardır. Azotlu gübre miktarı arttıkça tohumdaki yağ oranında da bir düşüş olduğu belirtilmektedir. Diepenbrock vd. (1995), genotip ve çevre interaksiyonu fazla olan Orta Avrupa da keten yetiştirilmesinin yaygın olduğunu ve verimlerinin yere, zamana ve mevsimlere bağlı olarak değişiklikler gösterdiğini belirtmektedirler. Araştırmacılar; Almanya ve İsviçre de 15 lokasyonda kurulan bir denemede, verimin bitki/m² kadar değişen tohum sıklılarından etkilenmediğini, bir başka lokasyonda ortalama verim alınan tohum/m² den düşük ve yüksek sıklıklarda ekim yapılan parsellerin verimlerinin az olduğunu belirtmişlerdir. Saad (1995), ketende tohum verimi üzerine yapmış olduğu çalışmasında, ketenin tohum verimine ilk olarak bitki başına tohum ve sap verimleri daha sonra bitki boyu ve buna bağlı karakterler, en son olarakta bitki başına dal sayısı ve bitki başına meyveli dal sayısının etki yaptığını belirtmiştir. Diri (1996), tohumluk miktarı ve azotlu gübre dozlarının ketenin verim ve verim öğelerine etkisi üzerine yapmış olduğu çalışmasında, kuru denemede ve sulu denemede 22

35 yetiştirilen ketenlerde ortalama olarak sırasıyla; bitki boyu cm, ilk dallanma yüksekliği cm, bitki başına dal sayısı adet, meyveli dal sayısı adet, meyvede tohum sayısı adet, tohum verimi kg/da, sap verimi kg/da, bin tohum ağırlığı g, yağ oranı % olarak bulunmuştur. Kuru denemede en fazla tohum verimi (32.83 kg/da) 7 kg/da tohumluk miktarı ve kontrolde elde edilmiş, sulu denemede ise en fazla tohum verimi (165.8 kg/da) 7 kg/da tohumluk miktarı ve 4 kg/da azot dozunda elde edilmiştir. Fontana vd. (1996), tarafından İtalya da yıllarında 10 yağlık keten çeşidi ile mart ortalarında ve nisan ortalarında kurulan denemelerde; erken ekim zamanında gelişim periyodu uzun olmuş ve tohum verimi, bin tohum ağırlığı ile yağ verimleri yüksek olarak elde edilmiştir. Kurt (1996b), göre keten bitkisinin verimini etkileyen en önemli kriterler; bitki başına kapsül sayısı, kapsül başına tane sayısı ve bin tane ağırlığıdır. Bitki gelişmesini düzenleyici kimyasal maddelerin kullandığı araştırmada elde edilen sonuçlara göre; uygulanma zamanları bitki başına kapsül sayısını ve bin tane ağırlığını artırmıştır. Ancak, bitki büyümesini düzenleyici kimyasal maddeler kapsül başına tane sayısını azaltmıştır. Nitekim, Bitki başına kapsül sayısı ile bitki başına tane verimi arasında pozitif ilişkinin olması da bu sonuçları doğrular niteliktedir. Bu araştırma sonucunda yatmanın problem olmadığı şartlarda bitki büyümesini düzenleyici kimyasal maddelerin uygulanma zamanları keten bitkisinde bitki boyunu azaltmasına karşın, verim ve verim unsurları üzerine etkileri tam belirgin olmamıştır. Dolayısı ile bu konudaki araştırmaların keten bitkisi için yatmanın problem olabileceği yerlerde sürdürülmesinin daha uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Kurt (1996c), keten çeşitlerinin verim ve verim unsurları ile bazı tarımsal karakterlerinin tespit edilmesi amacı ile Wales Üniversitesi nin Frongoch Araştırma İstasyonu nda, sera koşullarında yılarında yürütmüş olduğu bir başka araştırmasında; bitki boyu, ilk dallanma yüksekliği, bitki başına kapsül sayısı, kapsül başına tane sayısı, 1000 tane ağırlığı,bitki başına tane verimi, hasat indeksi ve tohum 23

36 indeksi bakımından çeşitler arasında istatistiki anlamda önemli farklılığın bulunduğu belirlenmiştir. Bitki boyu ile üst birincil dal yüksekliği arasında ve üst birincil dal yüksekliği ile bitki başına kapsül sayısı ve bitki başına tane verimi arasında olumlu ilişki belirlenmiştir tane ağırlığı ile üst birincil dal yüksekliği, bitki başına kapsül sayısı ve kapsül başına tohum sayısı arasında olumsuz ilişki tespit edilmiştir. Ayrıca, bitki başına tane verimi ile üst birincil dal yüksekliği ve kapsül başına tane sayısı arasında olumlu, bitki başına tane verimi ile 1000 tane ağırlığı arasında olumsuz ilişki belirlenmiştir. Tohum indeksi ile hasat indeksi arasındaki ilişki ise olumlu yöndedir. Kurt ve Leitch (1996), farklı zamanlarda uygulanan bitki büyüme düzenleyicisi bazı kimyasal maddelerin (klormequat ve etafon) keten tohumunun yağ oranına ve yağ asitleri içeriğine etkilerini belirlemek amacıyla bir çalışma yürütmüşlerdir. Araştırma sonuçlarına göre; bitki büyüme düzenleyicisi olan kimyasal maddelerin tohumdaki yağ miktarına istatistiki anlamda bir etkide bulunmadığı, ancak yağ asitleri oranını etkilediği belirlenmiştir. Ayrıca, tohumdaki yağ oranı ile oleik asit oranı arasında önemli ve negatif bir ilişkinin olduğu tespit edilmiştir. Oleik ve linoleik asit oranı arasında da istatistiki anlamda önemli ve negatif bir ilişkinin olduğu ortaya konulmuştur. Leto vd. (1996), İtalya da yaptıkları çalışmalarında yıl X genotip, yıl X ekim zamanı, ekim zamanı X genotip ve yıl X ekim zamanı X genotip interaksiyonlarında bütün verim komponentlerine bakılmıştır. Genotipler arasında verim ve tohum/kapsül komponentleri dışında diğer bütün komponentlerde gözle görülür bir farklılık vardır. Ekim zamanı X genotip interaksiyonu bitki/m² ve fertil kapsül sayısında, yıl X genotip interaksiyonu ise bitki boyu, bin tohum ağırlığı ve fertil kapsül sayısında, yıl X genotip interaksiyonu tohum/kapsül ve yağ içeriği yönünden belirgindir. Qiang vd. (1996), Çin de yeni bir keten çeşidi üzerine yapılan çalışmaya göre; bitki boyu 60 cm, vejetasyon süresi 103 gündür. Tohumundaki yağ % 40.7, keten lif üretim oranı %14-21 dir. 6 dan fazla lokasyonda yürütülen denemelerin sonuçlarına göre çeşidin verimi kg/da arasında değişmiş ve kontrollerinden % daha fazla bulunmuştur. 24

37 Kightley vd. (1997), İngiltere de yılarında kışlık ve yazlık yağlık ketenlerin verim ve verim potansiyelleri üzerine yaptıkları çalışmaya göre; sezonunda kışa dayanıklı iki ticari çeşit sonbaharda kontrollü parsellerde ekilmiştir. Ortalama tohum verimi ilkbaharda mart ortalarında ekilenlerden % 55 ve nisan ortalarında ekilenlerden % 78 daha fazla olmuştur. Yazlık çeşit olan yağlık keten sonbaharda kışlık olarak yetiştirilmiş ve kış zararlarına karşı çok hassas olduğu gözlenmiş ve çok düşük verim vermiş veya tamamen ölmüşlerdir. Aynı şekilde kışlık çeşitler yazlık olarak ekilmişler ve orta seviyede bir verim vermişlerdir. Denemelerde ilkbaharda erken ekilenler geç ekilen parsellere ortalama % 15 daha fazla verim vermişlerdir, aynı zamanda kışlık olarak sonbaharda ekilenlerin bir avantajının da kurak sezonda toprak neminden daha fazla yararlanabilmesidir. Kışlık olarak ekilen yağlık keten aynı zamanda yazlık ekilenlere göre 2-4 hafta daha erken hasat olgunluğuna ulaşmaktadır. Raghuwanshi vd. (1997), tarafından Hindistan da 1997 de yapılan denemelere göre; sulanan ketenlerde verimin % 96 arttığı tespit edilmiştir. Genel olarak küçük işletmelerdeki verim artışı daha büyük işletmelerdekine göre daha yüksek olmuştur. Borm (1998), tarafından yağlık ketenler üzerinde yıllarında Hollanda da bir çalışma yapılmıştır. Verimin ortalama 250 kg tohum/da, maksimum 350 kg olduğu ve optimal bitki sıklığının 400 bitki/m² ( tohum/m²) olduğu belirtilmiştir. Bununla birlikte, yakın bir gelecekte Hollanda da yağlık keten tarımının ekonomik olarak yapılabilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir. Foster vd. (1998b), suyun eksikliğinin ketenin performansı üzerine etkisine bakılan bu araştırmada, su eksikliğinin; bitki boyu, dallanma, kapsül sayısı, tohum ağırlığı ve sap ağırlığını görülebilir bir şekilde etkilediğini, bununla birlikte çiçeklenme zamanında gerilemenin büyük oranda görülmediği belirtilmektedir. Bitki boyundaki ortalama gerilemenin (% 9.92 ye kadar) tohum ve saptaki kayıptan (% ) daha az olduğu belirtilmektedir. Bu denemede başlıca; kısa ve erken çiçeklenen yağlık ketenlerin kuru çevrelerde iyi yetişebildiği, uzun ve geç çiçeklenmelerde ise suyu yeterli olan yerlerin tercih edilmesi gerektiği belirtilmektedir. 25

38 Kenaschuk ve Rashid (1998), Kanada da yıllarında yaptıkları geç ekim denemelerinde ortalama verimleri AC Watson da 157 kg/da, AC Linora da 151 kg/da ve CDC Normandy 156 kg/da olarak bulmuşlardır. Kurt (1998), keten çeşitlerinde varyasyonun genetik esaslarını belirlemek amacı ile Wales Üniversitesinde yılları arasında yürüttüğü araştırmasında; Linda, Lidgate, Cristal, Antares,;Barbara, Blue Chip, Norman ve McGregor keten çeşitleri kullanılarak yapılan 8x8 tam diallel melezlemesi sonucunda çiçeklenmede gün sayısı, bitki boyu, bitki başına ana dal sayısı, kapsül başına tane sayısı, 1000 tane ağırlığı, bitki başına tane verimi, toplam bitki ağırlığı ve hasat indeksi olmak üzere sekiz karakter incelenmiştir. Araştırma sonucu: eklemeli, dominant ve epistatik etkilerin belirlenmesi için birçok analiz yöntemi (Hayman s analizi, Mather ve Jink analizi, Griffing analizi) kullanılmıştır. Araştırmada ele alınan karakterlerin çoğundaki genetik varyasyon dominant etkiden çok, büyük ölçüde eklemeli genlerin fonksiyonudur. Sonuç olarak ebeveynlerden hiçbirisi, ele alınan bütün karakterler için yüksek genel kombinasyon kabiliyetine sahip olmadığı, bundan dolayı yüksek genel kombinasyon kabiliyetine sahip olmayan genotiplerin birbirlerini tamamlayan çok sayıda genlere sahip olmadıklarından açılan generasyonlarda yüksek bir varyasyon beklenemiyeceğini belirtmiştir. Losavio vd. (1998), tarafından Güney İtalya da yapılan çalışmaya göre; sonbahar ve ilkbahar ekimlerinde 0, 4 ve 8 kg N/da uygulanmış, verimin göstergesi olan keten sapları ve tohumları ekim zamanı ile bitlikte gübre uygulamasından gözle görülür şekilde etkilenmiştir. Denemede kullanılan iki çeşitte bütün ölçüm parametrelerinde bir değişiklik görülmemiştir. Sonbahar ekiminde kuru sap ağırlığı 600 kg/da olmuş, ilkbahar ekiminde ise kuru sap ağırlığı 150 kg/da olmuştur. N lu gübrelemelerin sonbaharda ilkbahara göre etkisinin daha fazla olduğu belirtilmiştir. Yıldırım (1998) ın araştırma sonuçlarına göre; bitki başına tohum verimi, bitki başına sap verimi, bitki başına dal sayısı, bitki başına meyveli dal sayısı, kardeşlenme, bin tohum ağırlığı ve kapsül boyu birinci ana bileşeni, bitki başına meyveli dal sayısı, bitki boyu, bitki başına dal sayısı, kardeşlenme, ilk dallanma yüksekliği ve bitki başına sap 26

39 verimi ikinci ana bileşeni, sap verimi, bitki boyu, ilk dallanma yüksekliği, tohum verimi ve meyvede tohum sayısının ise üçüncü ana bileşeni oluşturan ağırlıklı karakterler olduğu belirlenmiştir. Ele alınan karakterlerden bitki boyu, ilk dallanma yüksekliği, bitki başına dal sayısı, bitki başına meyveli dal sayısı, tohum verimi ve sap verimi açısından büyük bir varyasyonun olduğu gözlenmiştir. Yıldırım araştırmasında; bitki boyunun cm, kareşlenmenin adet, ilk dallanma yüksekliğinin cm, bitki başına dal sayısının adet, bitki başına meyveli dal sayısının adet, kapsül eninin mm, kapsül boyunun mm, meyvede tohum sayısının adet, bitki başına tohum veriminin g, bitki başına sap veriminin g, bin tohum ağırlığının g, sap veriminin g, tohum veriminin g arasında değişmiş olduğunu belirtmiştir. Casa vd. (1999) yaptıkları araştırmada; keten özellikle yağlık ekimi sırasında ılıman bölge bitkisidir ve orta soğuk şarlarda iyi yetişmektedir, keten bitkisinin çıkış zamanında görülebilecek düşük sıcaklıkların, bitkilerin zarar görmesinde başlıca ana neden olduğunu belirtmişlerdir. Geleta (1999), Batı Etyopya da 1988 de 4 keten varyetesi (CI1525, Chilalo, CI1652, Belay 96) ve 3 lokasyonda çalışmış, bütün lokasyonlarda Belay 96 de 52.1 kg/da ile en fazla verim elde edilmiş ve onu 45.9 kg/da ile CI1652 izlemiştir. Hassan vd. (1999), İngiltere de ketende farklı ekim zamanlarının etkisine bakmışlar. Kök, gövde ve kapsül kuru ağırlığının 3. ekim zamanı (19 Nisan) na kadar gecikmesi ile bir artış içerisinde olduğu, fakat ekim zamanı daha fazla geciktiğinde dereceli olarak bir düşüş olduğunu belirtilmişlerdir. Kuru ağırlık hesaplamalarında her günün ortalama sıcaklığının 4ºC den fazla olduğu günlerde ekimin geciktirilmesi ağırlıkların 3. ekim zamanında (19 Nisan) en yüksek seviyeye ulaştığını göstermektedir. Büyüme periyodu boyunca alınan kuru ağırlıkların, toplam gün sıcaklıkları ile yakından ilişkili olduğu sonucuna varmışlardır. 27

40 Kightley vd. (1999), tarafından İngiltere de ketende kışlık ve yazlık ekimlerine bakılmak için yapılan denemede; kışlık ve yazlık denemelerin hasat tarihlerinin tamamen birbirlerinden farklı olduğu, ancak verimlerinin birbirlerine yakın olduğu belirtilmiştir. Sankari (2000), Finlandiya da ketenin iki amaçlı üretilebilmesi için yapılan çalışmalarda; Bor 18 hattının Finlandiya da iki amaçlı kullanım için önerilebileceği belirtilmektedir. Tian YuJie vd. (2000), Çin de ıslah edilen yerli keten çeşidi Shuangya 7 nin gövde,lif ve tohum verimleri sırası ile , ve kg/ha olarak bulunmuştur ve bu değerlerin kontrollerine göre sırası ile % 10, 23 ve 22.5 daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Vejetasyon süresinin Kuzey Çin de gün, optimum ekim zamanının 28 Nisan - 5 Mayıs ve ekim sıklığının ise tohum/m² olduğu belirtilmektedir. Gilchrist ve Jack (2001), yapmış oldukları denemelerinde İngiltere de yağlık ketenlerde yazlık ekimde geç hasadın sorun olduğunu belirtmişlerdir. Kışlık Oliver çeşidinde yüksek verimle birlikte erken hasat görülmüştür. Bu çeşidin ekim zamanı, tohumluk miktarı ve azot uygulamalarına tepkisine bakılmıştır. İki yılda zor iklim koşullarında bu çalışmanın sürdürüldüğünü ve sonuçların değişkenlik gösterdiği belirtilmiştir. Her iki yılda ve yerde de verim değişkenlik göstermiştir. Ekim zamanının Eylül ayının son yarısında çok önemli bir faktör olduğu optimum sonucuna varılmıştır. Erken ekimde düşük tohum sıklığının ( tohum/m²) en iyi verimi sağladığı ve yüksek tohum sıklığının ( tohum/m²) erken Ekim ayı için en uygun sıklık olduğu belirtilmiştir kg/ha lık N verimde gözle görülür bir artış sağlamıştır. Verimin genellikle bütün denemelerde ve mevsimlerde değişkenlik gösterdiği, bu nedenle uygun agronomik yöntemlerin (tekniklerin) bulunması için çok çalışılması gerektiği belirtilmektedir. Kumar ve Badiyala (2001), tarafından yapılan denemeye göre kuru şartlarda ketenin tohum ve sap verimlerinin N uygulamaları arttıkça gözle görülür bir şekilde arttığı en yüksek değerlere 90 kg N/ha a ulaştığında elde edildiği belirtilmiştir. 28

41 Shun HuanLiang vd. (2001), Çin de yaptıkları araştırmaya göre; Ketenin Çin in kuzeyinde yazlık olarak ekilebileceği, güneyinde ise yazlığın yanında kışlık olarak da ekiminin yapılabileceği belirtilmektedir. Zubal (2001), tarafından Slovakya da yapılan çalışmada; erken ekimin yüksek verim ile gözle görülür bir şekilde bağlantılı olduğu belirtilmektedir (yetiştirme periyodu boyunca yağmur dağılımının etkisi büyüktür). Gübre uygulamalarında elde edilen yüksek verimin; görülür bir şekilde bitki başına düşen kapsül sayısının artmasından dolayı olduğu, aynı zamanda bitki boyunu da artırdığı belirtilmektedir. Artan ekim sıklığının aynı zamanda verimi de artırdığı, fakat ekim sıklıkları arasında gözle görülür bir farkın bulunmadığı da belirtilmektedir. Baranov ve Egorov (2002), Rusya da ketenin ekiminde kullanılan makinanın geliştirilmiş olduğunu ve gübreyle birlikte ekimin yapılabildiğini, gübre bölümünün tamamen bağımsız olduğunu belirtilmişlerdir. Saeidi (2002), İran da 2000 yılında farklı ekim zamanlarının verim ve verim öğeleri ile yenebilir yağlık ketenin olgunlaşması üzerine yaptığı çalışmasına göre, ekim zamanları; 17 Ekim,16 Kasım, 15 Mart, 13 Nisan, 14 Mayıs, 13 Haziran ve 15 Temmuz olarak belirlenmiştir. Bitki başına kapsül sayısı, bin tohum ağırlığı ve tohum veriminin bütün genotiplerde ilk ekim zamanı olan 17 Ekim tarihinde en yüksek olduğu bu zamana ait ortalama tohum veriminin ikinci, üçüncü ve son ekim zamanlarından sırası ile 2,3 ve 8 kat fazla olduğu, ikinci ekim zamanında (16 Kasım) düşük sıcaklıktan dolayı bir tehlikenin söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Tohum veriminde genotip ve ekim zamanının interaksiyonu belirgin olarak bulunmuştur. Regresyon (regression) analizinde tohum veriminin değişiminde en önemli bileşenlerin tohum ağırlığı, kapsüldeki tohum sayısı ve m² deki bitki sayısının olduğu belirtilmiştir. Bitki başına tohum verimindeki değişimin bitki başına kapsül sayısı ve kapsüldeki tohum sayısından etkilendiği belirtilmektedir. 29

42 3. DENEME YERİ, MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Deneme Yeri ve Toprak Özellikleri Araştırma; Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü deneme tarlasında yürütülmüştür. Deneme tarlasının toprak analizleri T.C. Başbakanlık Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Toprak ve Gübre Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü nde yapılmış ve sonuçları Çizelge 3.1 de gösterilmiştir. Çizelge 3.1. Deneme tarlasının toprak analizi Toprak Özellikleri Toprak Örneğinin Alındığı Derinlik 0-20 cm cm ph % CaCO % Organik Madde % Toplam Tuz % Kum % Kil % Silt Yarayışlı P2O5 kg/ha Yarayışlı K20 kg/da Tarla toprağının su ile doymuşluk oranı % arasında olup, toplam tuz oranı % arasındadır. Deneme tarlası tekstür bakımından killi-tınlı bir yapıya sahiptir. ph değeri hafif alkalidir. Organik madde % 1.2 civarında olup organik maddece fakirdir. Bitkilere yarayışlı besin maddeleri bakımından yeterli olduğu görülen tarla toprağında tuzluluk sorunu bulunmamaktadır Deneme Yerinin İklim Özellikleri Denemenin kurulduğu ve yıllarında ketenin yetiştirme döneminde kaydedilen deneme yerine ait iklim faktörlerinden; aylık toplam yağış (mm), aylık ortalama sıcaklık (ºC) ve aylık ortalama nisbi nem (%) değerleri ile bunların uzun yıllar ortalama değerleri Çizelge 3.2 de verilmiştir. 30

43 Çizelge 3.2. Deneme yerinin yetiştirme dönemlerinde kaydedilen iklim verileri ve uzun yıllar ortalama değerleri (Anonim 2004) Aylar İklim Faktörleri Yağış (mm) Sıcaklık (ºC) Nisbi Nem (%) Yetiştirme Dönemleri * Uzun Yıllar Yetiştirme Dönemleri Uzun Yıllar Yetiştirme Dönemleri Uzun Yıllar Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos *Yetiştirme dönemleri: 1. dönem: , 2. dönem: Uzun yıllar: arasındaki yıllara ait ortalama değerler. Çizelge 3.2 incelendiğinde, iklim verilerinin denemenin yapıldığı yıllarda özellikle ortalama yağış ve sıcaklık değerlerinde uzun yıllar ortalamalarına göre oldukça düzensiz seyir izlediği göze çarpmaktadır döneminde Aralık ayında uzun yıllar ortalamalarına göre daha fazla yağış düşmüş, fakat yağışın hemen arkasından da (Ocak ayında) sıcaklıklarda ani düşüşler meydana gelmiştir. Ocak ayının sıcaklıklarının uzun yıllar ortalamalarına göre 4-5 ºC düşük olması nedeni ile kışlık ekimler kıştan tamamen zarar görmüşlerdir. İlkbaharda yapılan gözlemlerde döneminde kışlık olarak ekilen denemede kışı geçiren bitki olmamıştır döneminde özellikle Aralık ve Şubat aylarında sıcaklıklar uzun yıllar ortalamalarından düşük olmuş ve kışlık olarak ekilen parsellerdeki bitkilerin çok büyük bir çoğunluğu kıştan zarar görmüşlerdir döneminde Mart, Mayıs ve Haziran aylarında yağışların az olması ve Mayıs, Haziran aylarında nisbi nemin düşük olması bitki gelişimlerini olumsuz yönde etkilemiştir Materyal Daha önce yapılan yüksek lisans çalışması için yurt dışından getirtilen 215 adet keten materyali 4 yıl üst üste kışlık olarak ekilmiş ve bunlar içerisinden bir kısmı kışı 31

44 geçirmiştir. Kışı geçiren bitkiler her yıl ayrı ayrı hasat edilerek, kışlık keten hatları seçilmeye çalışılmıştır. Kışı geçiren toplam 35 hat içerisinden iyi özelliklere sahip olduğu tespit edilen 15 keten hattı bu denemede materyal olarak kullanılmıştır. Deneme materyalleri ve getirildiği ülkeler çizelge 3.3 de verilmiştir. Çizelge 3.3 Deneme materyali ve getirildiği ülkeler(*). Sıra Kayıt No Botanik İsmi Orijin, çeşit, hat veya Geldiği Ülke No populasyon adı Linum usitatissimum Vera Macaristan Linum usitatissimum Emerande Macaristan Linum usitatissimum Cha Macaristan Linum usitatissimum Cha Macaristan Linum usitatissimum Liral Prince Almanya Linum usitatissimum Norfolk Queen Almanya Linum usitatissimum Lin 1777/90 Almanya Linum usitatissimum Lin 1779/91 Almanya Linum usitatissimum Azur Bulgaristan Linum usitatissimum Midin Bulgaristan Linum usitatissimum Adin Bulgaristan Linum usitatissimum CSD Bulgaristan Linum usitatissimum Voronezjski 68 Bulgaristan Linum usitatissimum K-7481 Rusya Linum usitatissimum Adoptıv, Kvl 5201 İsveç (*) Araştırma materyali yüksek lisansda verilen kütük sıra numarası ile verilmiştir ve değerlendirilmiştir Yöntem Denemeler tesadüf blokları deneme deseninde iki ayrı deneme halinde iki yıl süre ile üç tekerrürlü olarak kurulmuştur. Sıra araları 30 cm, sıra uzunluğu 3 m ve her parselde dört sıra olacak şekilde 1.2X3 = 3.6 m² lik, kenar parseller ise 1.5X3=4.5 m² lik parsellere ekim yapılmıştır. Denemeler ve yetiştirme dönemlerinde iki yıl süre ile yazlık ve kışlık olmak üzere iki ayrı deneme halinde yürütülmüştür. Birinci yıl kışlık ekim 15 Ekim tarihinde yapılmıştır yılında Ekim ayındaki yağışlar uzun yıllar ortalamalarından çok daha az olmuştur. Bu nedenle çıkışlar da biraz gecikerek Kasım tarihlerinde gerçekleşmiştir. Tüm parsellerdeki çıkışlar düzenli olmuştur. Bu tarihten sonra aniden bastıran soğuklar nedeniyle bitkiler fazla gelişme gösteremeden kışa girmişlerdir

45 02 döneminde sert geçen kış şartları nedeni ile kışlık parsellerdeki bitkilerin kışı geçiremediği, ilkbahar gözlemlerinde belirlenmiştir. Birinci yıl yazlık ekim 5 Mart 2002 tarihinde yapılmıştır. Çıkışlar ise 20 Mart 2002 tarihinde gerçekleşmiştir. Tüm parsellerdeki çıkışlar düzenli olmuştur döneminde ikinci yıl kışlık parsellerin ekimi bir önceki yıla göre biraz daha erken 30 Eylül 2002 tarihinde yapılmıştır. Ancak tüm yurtta olduğu gibi o dönem Ankara da da yaz aylarında gerçekleşen yağışlardan sonra sonbahar aylarında yine yağışlar az olmuştur. Bu nedenle denemedeki çıkışlar yağışların biraz gecikmesine bağlı olarak ancak Ekim 2002 tarihlerinde gerçekleşmiştir. İkinci yıl bitkiler birinci yıla göre daha gelişmiş bir vaziyette kışa girmişlerdir. Kış aylarının özellikle Şubat ve Mart aylarının sert geçmesi bitkilerin büyük oranda zarar görmesine ve parsellerde kışı geçiren bitki sayısının birkaç tane ile sınırlı kalmasına neden olmuştur. İkinci yıl kışlık parsellerdeki bitkilerden elde edilen ölçümler toplu olarak ayrı bir çizelgede gösterilmiştir. İkinci yıl yazlık ekimi 13 Mart 2003 tarihinde yapılmıştır. Çıkışlar yağışların biraz gecikmesi ile birlikte Mart 2003 tarihlerinde gerçekleşmiştir. Havaların mevsim normallerine göre soğuk gitmesi ve yağış azlığı nedeni ile bu denemedeki çıkışlar ve bitki gelişimleri seyrek olmuş, 10 Nisan 2003 tarihinde bu denemeye ek olarak yeni bir deneme daha kurulmuştur ve bu ikinci deneme değerlendirilmiştir. Bu denemedeki çıkışlar 21 Nisan 2003 tarihinde gerçekleşmiştir Verilerin elde edilmesi Denemede her parselden tesadüfen alınan 10 ar bitkide aşağıdaki ölçüm ve analizler yapılmıştır. Bu ölçüm ve analizlerde Uzun (1992) ve Yıldırım (1998) den yararlanılmıştır. Ayrıca çıkış, çiçeklenme, olgunlaşma ve çiçek renkleri gibi fenolojik gözlemler de yapılmıştır. Bitki boyu (cm): Bitkiler gelişmelerini tamamladıktan sonra toprak seviyesinden bitkinin en üst noktasına kadar olan mesafe cetvel ile ölçülerek bulunmuştur. 33

46 İlk dallanma yüksekliği (teknik sap uzunluğu) (cm): Toprak seviyesinden ilk dallanmanın başladığı noktaya kadar olan kısım cetvel ile ölçülerek bulunmuştur. Bitki başına dal sayısı (adet/bitki): Bitki üzerindeki dallar sayılarak bulunmuştur. Kardeşlenme (adet/bitki): Bitkide, toprak seviyesinde oluşan dalların sayımı ile bulunmuştur. Bitki başına meyveli dal sayısı (adet/bitki): Bitki üzerindeki meyve oluşturan dallar sayılarak bulunmuştur. Meyvede tohum sayısı (adet/meyve): Eni ve boyu ölçülen her meyvedeki tohumlar ayrı ayrı sayılarak bulunmuştur. Bitki başına tohum verimi (g/bitki): Ölçüm yapılan on bitkinin tohumları ayrı ayrı temizlenerek her biri hassas terazi ile tartılmış ve g cinsinden ağırlıkları bulunmuştur Kapsül (meyve) eni ve boyu (mm): Ölçüm yapılan on bitkiden, beşinin ana dalları üzerindeki meyvelerden dörder meyve (toplam 20 meyve) alınmış ve kumpas ile bu meyvelerin eni ve boyu milimetrik olarak ölçülmüştür tohum ağırlığı (g): Her parsele ait tohumlardan 4x100 adet olmak üzere gruplar alınmış, hassas terazi ile tartılmış ve elde edilen değerlerin ortalaması 10 ile çarpılarak bulunmuştur. Biyolojik verim (kg/da): Bitkiler gelişmelerini tamamladıktan sonra ayrı ayrı hasat edilen parsellerdeki bitkilerin harman edilmeden önceki saplı ve tohumlu ağırlıkları tartılmış elde edilen değerler dekara çevrilmiştir. Tohum verimi (kg/da): Hasattan sonra her parselin tohumları ayrı ayrı harman edildikten sonra temizlenip tartılmış, elde edilen bu değere daha sonra ölçümler için 34

47 ayrılan on bitkiden elde edilen tohum ağırlıkları da eklenerek bulunan değerler birim alan değerleri üzerinden kg/da a çevrilerek hesaplanmıştır. Sap verimi (kg/da): Hasattan sonra her parselin tohumları ayrı ayrı harman edildikten sonra geriye kalan saplar tartılmış, elde edilen bu değerlere daha sonra ölçümler için ayırılan on bitkiden elde edilen sap ağırlıkları da eklenerek bulunan değerler birim alan değerleri üzerinden kg/da a çevrilerek hesaplanmıştır. Hasat indeksi (%): Her parsele ait bitkilerin tohum verimlerinin biyolojik (sap+tohum) verime oranının % olarak hesaplanması ile bulunmuştur. Yağ oranı (%): Her parsele ait tohumlar değirmende öğütülmüş ve hazırlanan numunelerin Soxhelet Yöntemi ile yağ oranları bulunmuştur. Protein oranı (%): Her parsele ait tohumlar değirmende öğütülmüş ve hazırlanan numunelerin Kjeldahl Yöntemi ile protein oranları bulunmuştur. Yağ verimi (kg/da): Dekara tohum verimlerine göre elde edilen % yağ analiz sonuçları oranlanarak dekara yağ verimleri hesaplanmıştır Verilerin değerlendirilmesi Elde edilen sonuçlar Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü nde değerlendirilmiştir. MSTAT-C paket programında, tesadüf blokları deneme desenine göre kurulan denemeden elde edilen verilerin varyans analizleri yapılmış ve ortalamalar arasındaki farkların önem düzeylerini belirlemek için Duncan Testi (gruplandırması) uygulanmıştır. Varyans analizleri iki yıl birleştirilerek yapılmış, ancak yıl x çeşit interaksiyonu önemli çıkan karakterlerde her iki yıl ayrı ayrı varyans analizine tabi tutulmuş ve değerlendirilmiştir. Ayrıca TARİST paket programında karakterler arası ilişkilere bakılmış ve korelasyon katsayıları belirlenmiştir. 35

48 4. ARAŞTIRMA SONUÇLARI VE TARTIŞMA 4.1. Kışlık Ekimler Kışlık ekimlerden her iki yılda da değerlendirilebilecek sonuç alınamamıştır. Her iki yılda da çıkışlar düzenli olmasına rağmen (Şekil 4.1.a.,b.) ilk yıl yağışların gecikmesi ile kışa oldukça erken dönemde giren bitkiler döneminin sert geçen kışlarına dayanamamıştır döneminde de özellikle şubat ve mart aylarında düşük sıcaklıklar bitkilere büyük oranda zarar vermiş ve değerlendirilebilecek sonuçlar alınamamıştır. Bu kışı geçiren bitkilerde yapılan ölçümlerin değerleri Çizelge 4.1 de toplu olarak verilmiştir. Çizelge 4.1. Kışı geçiren bitkilerde yapılan ölçümlere ait ortalama değerler. Hat No Bitki Sayısı Bitki boyu İlk dal. yük. Kardeş sayısı Dal Sayısı Kapsül sayısı Kapsül eni Kapsül boyu Kapsülde tohum sayısı Bitki Tohum verimi Aralık, ocak ve şubat aylarında gerçekleşen aylık minimum sıcaklık değerleri döneminde sıra ile -9.8, -14.0, -4.3 ºC ve döneminde ise sırası ile -14.6, -3.6 ve -8.8 ºC, yine döneminde aylık minimum sıcaklıklarının ortalamaları 36

49 ise sırası ile -0.1, -6.9 ve -0.4 ºC, döneminde ise -4.4, +2.4 ve -2.9 ºC, donlu günler sayısı ise döneminde sırası ile 16, 29 ve 18 gün, döneminde ise 24, 5 ve 23 gün olarak gerçekleşmiştir (Anonim 2004). Bu yılda kışı geçiren bitkiler yazlık ekilenlere göre gün önce çiçeklenmiştir. a b Şekil 4.1.a. Denemenin birinci, b. denemenin ikinci yılında kışlık ekimlere ait çıkışlar (orijinal) 37

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINA UYGUN KIŞLIK KETEN ÇEŞİTLERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINA UYGUN KIŞLIK KETEN ÇEŞİTLERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2006,21(1):1-5 J. of Fac. of Agric., OMU, 2006,21(1):1-5 SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINA UYGUN KIŞLIK KETEN ÇEŞİTLERİNİN BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Orhan KURT Hüseyin DOĞAN

Detaylı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı

Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı Ege Sahil Kuşağına Uygun Kavuzsuz Yulaf Çeşidinin Geliştirilmesi Beslenme Yaklaşımı 07.10.2016 Özge YILDIZ Gıda Yük. Müh. Aydın İMAMOĞLU, Seda PELİT Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İzmir Proje:

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri

Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola Bitkisi, Yağı ve Özelikleri Kanola, kolza bitkisinden geliştirilen ve şifalı özellik gösteren yağa verilen isimdi. Daha sonra, kolza bitkisinin istenmeyen özelliklerini elemeye yönelik bazı bitki

Detaylı

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE FARKLI EKİM SIKLIKLARININ VERİM VE VERİM İLE İLGİLİ ÖZELLİKLERE ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA* An Investigation

Detaylı

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir?

Macar Fiği Neden Önemlidir? Hangi Topraklarda Yetişir? Macar Fiği Neden Önemlidir? Macar fiği, son yıllarda ülkemizde ekimi yaygınlaşan beyazımsı-sarı çiçekli bir fiğ türüdür (Resim 1). Bitkinin önemli olmasını sağlayan özellikler; yerli fiğe nazaran soğuklara

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

Biological Diversity and Conservation. ISSN 1308-8084 Online; ISSN 1308-5301 Print 5/3 (2012) 48-53

Biological Diversity and Conservation. ISSN 1308-8084 Online; ISSN 1308-5301 Print 5/3 (2012) 48-53 www.biodicon.com Biological Diversity and Conservation ISSN 1308-8084 Online; ISSN 1308-5301 Print 5/3 (2012) 48-53 Research article/araştırma makalesi The effect of different sowing dates on yield and

Detaylı

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ

BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİ HAZIRLAYAN YALÇIN YILMAZ ZİRAAT MÜHENDİSİ UZMAN TARIM DANIŞMANI Ülkemizde buğday yaklaşık 9.5 milyon hektar alanda ekilmekte, üretimde yıldan yıla değişmekle birlikte 20 milyon ton

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI YEMLİK PANCAR (HAYVAN PANCARI)

Detaylı

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Türkiye 10. Tarla Bitkileri Kongresi, Konya-2013, Kitap2, sayfa 350-357 YERFISTIĞI (Arachis hypogaea L.) YETİŞTİRİCİLİĞİNDE FARKLI ÇEŞİTLER VE SIRA ÜZERİ MESAFELERE GÖRE TEK VE ÇİFT SIRALI EKİM YÖNTEMLERİNİN

Detaylı

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM

ÇELTİK DOSYASI TÜRKİYE ÇELTİK EKİLİŞ ÜRETİM TÜKETİM VERİM ÇELTİK DOSYASI Bileşiminde az miktarda protein bulundurmasına karşın beslenme için gerekli amino asitlerce zengin olması nedeniyle çeltik, insan beslenmesinde buğdaydan sonra en çok kullanılan tahıl ürünüdür.

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:2 ANKARA NIN AYÇİÇEĞİ (ÇEREZLİK-YAĞLIK) PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE,

Detaylı

Buğday ve Arpa Gübrelemesi

Buğday ve Arpa Gübrelemesi Buğday ve Arpa Gübrelemesi Ülkemizde en geniş üretim alanı bulunan buğday ve arpa çok farklı toprak tiplerinde yetiştiriciliği yapılmaktadır. Toprak ph isteği bakımından hafif asitten kuvvetli alkalin

Detaylı

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Journal of Agricultural Sciences http://dergipark.ulakbim.gov.tr/omuanajas Araştırma/Research Anadolu Tarım Bilim. Derg./Anadolu J Agr Sci, 30 (2015) 136-140 ISSN:

Detaylı

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Korunga Önemli Bir Bitkidir Korunga, sulamanın yapılamadığı kıraç alanlarda, verimsiz ve taşlık topraklarda yetiştirilecek

Detaylı

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 5 (1):44-49, 2010 ISSN 1304-9984, Araştırma M. ÖZ, A. KARASU Bazı Bezelye (Pisum sativum L) Çeşitlerinin Tohum Verimi ve Verim Komponentlerinin Belirlenmesi

Detaylı

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GİRİŞ Sulamanın amacı kültür bitkilerinin ihtiyacı olan suyun, normal yağışlarla karşılanmadığı hallerde insan eliyle toprağa verilmesidir. Tarımsal

Detaylı

Determination of Seed Rate on Winter Lentil (Lens culinaris Medik.) cv. Kafkas

Determination of Seed Rate on Winter Lentil (Lens culinaris Medik.) cv. Kafkas Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2008, 17 (1-2): Araştırma Makalesi Kafkas Kışlık Kırmızı Mercimek (Lens culinaris Medik.) Çeşidinde Tohum Miktarının Belirlenmesi Derya SÜREK 1, Erol

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2008, Cilt 22, Sayı 1, 55-62 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Farklı Soya Fasulyesi (Glycine max L. Merr.) Hatlarının Bursa Ekolojik Koşullarında Bazı

Detaylı

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit -18, 2-4 arasında ise 40 lt su ile Hum Elit 15 uygulaması

Detaylı

Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak Yetiştirilmesi

Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak Yetiştirilmesi TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Van Gevaş Ekolojik Koşulların Da Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinin İkinci Ürün Olarak

Detaylı

Kuru ve Sulu Koşullarda Farklı Bitki Sıklıklarının Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinde Verim ve Verim Öğelerine Etkileri

Kuru ve Sulu Koşullarda Farklı Bitki Sıklıklarının Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinde Verim ve Verim Öğelerine Etkileri TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2005, 11 (4) 417-421 Kuru ve Sulu Koşullarda Farklı Bitki Sıklıklarının Bazı Nohut (Cicer arietinum L.) Çeşitlerinde Verim ve Verim Öğelerine Etkileri Necat TOĞAY 1 Yeşim TOĞAY

Detaylı

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR

SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 229-234 SAMSUN KOŞULLARINDA GELİŞTİRİLEN BAZI TEK MELEZ MISIR ÇEŞİTLERİ ÜZERİNE ARAŞTIRMALAR Ahmet ÖZ Halil KAPAR Karadeniz Tarımsal Araştırma

Detaylı

Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane Verimine Etkileri

Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane Verimine Etkileri Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 1, 11(1):63-68 Geliş Tarihi: 20.11.0 Bazı İki Sıralı Arpa ve Ekmeklik Buğday Çeşitlerinde Azot ve CCC Dozlarının Tane

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

Tohum yatağının hazırlanması:

Tohum yatağının hazırlanması: Toprak isteği: Yem bezelyesi tüm baklagillerde olduğu gibi, özellikle yeterli kireç bulunan ve PH değeri 6,5-7 olan toprakları sever. PH değeri 6-8 aralığında olan topraklarda da ekimi yapılabilir. Bu

Detaylı

Ankara Koşullarında Kışlık Kolzada Uygun Ekim Zamanının Belirlenmesi

Ankara Koşullarında Kışlık Kolzada Uygun Ekim Zamanının Belirlenmesi Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2015, 24 (2):96-102 Araştırma Makalesi (Research Article) Ankara Koşullarında Kışlık Kolzada Uygun Ekim Zamanının Belirlenmesi *Mehtap GÜRSOY 1 Farzad

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20 S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (37): (2005) 13-20 BURÇAK (Vicia ervilia (L.) Willd.) TA EKİM ZAMANININ VERİM VE VERİM ÖĞELERİ ÜZERİNE ETKİSİ 1 Abdullah ÖZKÖSE 2 Hayrettin EKİZ 3 2 Selçuk Üniversitesi,

Detaylı

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1) Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 2004, 14(1): 47-51 Geliş Tarihi: 08.09.2003 Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Detaylı

BÖRÜLCE (Vigna sinensis) 2n=22

BÖRÜLCE (Vigna sinensis) 2n=22 BÖRÜLCE (Vigna sinensis) 2n=22 Kökeni, Tarihçesi ve Yayılma Alanı Filogenetik özellikler dikkate alınarak börülce nin kökeni olarak İran ve Hindistan arasındaki bölge gösterilmiş olmasına karşın; Vavilov

Detaylı

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da

Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da Zeytinyağı ve Çocukluk İnsanın çocukluk döneminde incelenmesi gereken en önemli yönü, gösterdiği bedensel gelişmedir. Doğumdan sonraki altı ay ya da bir yıllık sürede, bebeğin en önemli gıdasını anne sütü

Detaylı

İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):125-130 Araştırma Makalesi (Research Article) İkinci Ürün Koşullarında Yetiştirilen Bazı Soya Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU (21.05.2018) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2017-2018 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamdan daha

Detaylı

Çizelge-1. Türkiye de Yağlık ve Çerezlik Ayçiçeği Ekim Alanı-Üretim-Verim

Çizelge-1. Türkiye de Yağlık ve Çerezlik Ayçiçeği Ekim Alanı-Üretim-Verim AYÇİÇEĞİ RAPOR-2018 Ülkemizde ekimi ve üretimi en fazla yapılan yağlı tohum bitkisi ayçiçeğidir. Adaptasyon kabiliyetinin yüksek olması, kuru ve sulu koşullarda yetiştirilebilmesi, ekiminden hasadına kadar

Detaylı

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ:

SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: SOĞAN YETİŞTİRİCİLİĞİ GİRİŞ: Soğan insan beslenmesinde özel yeri olan bir sebzedir. Taze veya kuru olarak tüketildiği gibi son yıllarda kurutma sanayisinde işlenerek bazı yiyeceklerin hazırlanmasında da

Detaylı

Türkiye`de Hububat Alanları

Türkiye`de Hububat Alanları BUĞDAY DOSYASI Türkiye, birçok ürünün yetiştirilmesine imkan veren iklim ve ekolojik özellikleri nedeniyle tarımsal üretim açısından avantajlı bir ülke olup, toplam istihdamın %24,6`sı tarım sektöründe

Detaylı

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ

YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ YAĞ HAMMADDELERİ VE YAĞLI TOHUMLARA DEĞER BİÇİLMESİ Yağ Hammaddeleri İklim ve toprak koşullarının uygun olması nedeni ile ülkemizde ayçiçeği, pamuk tohumu (çiğit), susam, haşhaş, kanola (kolza), keten,

Detaylı

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Önemli Fiğ Türleri Dünya üzerinde serin ve ılıman eklim kuşağına yayılmış çok sayıda fiğ türü vardır.

Detaylı

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize

Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale. Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Prof. Dr. Nuray Mücellâ Müftüoğlu ÇOMÜ, Ziraat Fakültesi, Toprak Bölümü Çanakkale Ekrem Yüce Dr. Turgay Turna Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü Rize Ali Kabaoğlu Safiye Pınar Özer Gökhan Tanyel ÇAYKUR Atatürk

Detaylı

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.) 1 Önemi, Kökeni ve Tarihçesi 1850 li yılara kadar dünya şeker üretiminin tamamı şeker kamışından elde edilmekteydi. Günümüzde ise (2010 yılı istatistiklerine

Detaylı

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir.

Acurun anavatanı hakkında kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak Anadolu, İran, Afganistan ve Güney Batı Asya anavatanı olarak kabul edilmektedir. ACUR YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ 1.Black Strong Ürünlerinin Acur YetiĢtiriciliğinde Kullanımı Acur organik maddece zengin topraklarda çok iyi yetişir. Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi

Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim Zamanlarının Belirlenmesi U. Ü. ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2012, Cilt 26, Sayı 1, 1-16 (Journal of Agricultural Faculty of Uludag University) Şanlıurfa Koşullarında Farklı Aspir Çeşitlerinin (Carthamus tinctorius L.) Uygun Ekim

Detaylı

Haşhaşta (Papaver somniferum L.) Bazı Fizyolojik ve Morfolojik Özellikler ile Yağ ve Morfin Miktarının Belirlenmesi

Haşhaşta (Papaver somniferum L.) Bazı Fizyolojik ve Morfolojik Özellikler ile Yağ ve Morfin Miktarının Belirlenmesi Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):296-300 Araştırma Makalesi (Research Article) Haşhaşta (Papaver somniferum L.) Bazı Fizyolojik ve Morfolojik Özellikler ile Yağ

Detaylı

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri

Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin ve Zeytinyağının Besin Değerleri Zeytin meyveleri sofralık ve yağlık olmak üzere iki şekilde değerlendirilir. Siyah Zeytinde Yağ içeriği ve Enerji miktarı yüksek, Yeşil zeytinde A vitamini, Demir,

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI:

TARLA BİTKİLERİ MERKEZ ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ TESCİL YILI: COLFIORITO Başakları orta uzunlukta, kılçıklı ve beyaz 1000 tane ağırlığı 19.1-36.5 gr arasındadır. Yatmaya dayanımı iyidir. Kahverengi pas ve sarı pasa orta hassastır. DEMİR 2000 Sağlam saplı ve uzun

Detaylı

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ

YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLERİN KALİTE BİLEŞENLERİ Tüketicinin dikkate aldığı faktörler: Bu kalite bileşenleri tüketici talepleri ile ilişkilidir. Bunlar fiziksel faktörler (tohumun görünüşü, rengi, kokusu,

Detaylı

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ

KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ KIRAÇ ARAZİLERE UYGUN ALTERNATİF BİR TAHIL TRİTİKALE YETİŞTİRİCİLİĞİ 1. Tritikalenin Önemi : Dr. Sami SÜZER Yetiştirme Tekniği Bölüm Başkanı Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü suzersami@yahoo.com Tritikale

Detaylı

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KONYA ŞARTLARINDA BAZI YAĞLIK KETEN (Linum usitatissimum L.) ÇEŞİT ve POPULASYONLARINDA FARKLI EKİM ZAMANLARININ VERİM VE KALİTE ÜZERİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ

Detaylı

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü SUSAM HASADI TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu (30-125 cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylüdür. Ülkemizde tarımı yapılan yağ bitkileri

Detaylı

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO

BUĞDAY PİYASALARI ve TMO BUĞDAY PİYASALARI ve TMO 01.04.2016 1 DÜNYA BUĞDAY DENGE TABLOSU Dünya buğday üretimi üç yıl üst üste rekor seviyelerde gerçekleşti, stoklar yükseliyor (Milyon Ton) 800 700 600 500 400 300 200 100 0 699

Detaylı

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları

Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Diyarbakır Ekolojik Koşullarında Bazı Koca Fiğ Genotiplerinin Verim ve Verim Unsurları a Seyithan

Detaylı

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır.

Omega 3 nedir? Balık ve balık yağları, özellikle Omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA açısından zengin besin kaynaklarıdır. Alfalino Omega 3 nedir? Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan ama vücudun üretemediği yağ asitleridir. Besinlerle alınamadığı durumlarda gıda takviyeleri ile alınmaları gerekmektedir. Temel Omega-3

Detaylı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok bölgesinde yetiştiriciliği yapılan çilek bitkisi üzümsü meyveler grubunda olup meyvesi en kısa sürede olgunlaşmaktadır. İnsan beslenmesi ve sağlığı bakımından

Detaylı

AYÇİÇEĞİNDE (Helianthus annuus L.) GENETİK ERKISIR HATLARIN SEÇİMİ VE VERİM ÖGELERİNİN TOHUM VERİMİNE ETKİSİ

AYÇİÇEĞİNDE (Helianthus annuus L.) GENETİK ERKISIR HATLARIN SEÇİMİ VE VERİM ÖGELERİNİN TOHUM VERİMİNE ETKİSİ Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi (6).1,1997 AYÇİÇEĞİNDE (Helianthus annuus L.) GENETİK ERKISIR HATLARIN SEÇİMİ VE VERİM ÖGELERİNİN TOHUM VERİMİNE ETKİSİ Nilgün BAYRAKTAR 1 Belgin COŞGE

Detaylı

Prof. Dr. Özer KOLSARICI danışmanlığında Neslihan Duygu ÜSTÜNER tarafından hazırlanan bu çalışma 01/02/2006 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Tarla

Prof. Dr. Özer KOLSARICI danışmanlığında Neslihan Duygu ÜSTÜNER tarafından hazırlanan bu çalışma 01/02/2006 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Tarla ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ FARKLI GELİŞME DÖNEMLERİNDE UYGULANAN AZOTLU GÜBRE FORMLARININ KIŞLIK KOLZA (Brassica napus ssp. oleifera L.) NIN VERİM VE VERİM ÖGELERİNE

Detaylı

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO BAKLİYAT DOSYASI Dünya üzerinde tarımı çok eski yıllardan beri yapılmakta olan yemeklik dane baklagillerin diğer bir deyişle bakliyat ürünlerinin insan beslenmesinde bitkisel kaynaklı protein gereksiniminin

Detaylı

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı:

BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: BUĞDAY (Triticum spp.) Buğdayda Toprak Hazırlığı: Toprak işlemenin sebebi, tohumların uygun çimlenme ve çıkış ortamını hazırlamak; su kaybını en aza indiren, toprağın yapısını en az bozan, erozyonu önemli

Detaylı

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA ANADOLU, J. of AARI 10 (2) 2000, 35-45 MARA DİYARBAKIR ŞARTLARINDA ŞAHİN-91 VE SUR-93 ARPA ÇEŞİTLERİNDE UYGUN EKİM SIKLIĞININ BELİRLENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Hasan KILIÇ İrfan ÖZBERK Fethiye ÖZBERK

Detaylı

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Selçuk Tar Bil Der, 3(2): 205-209 205 Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Ankara (Gölbaşı) Şartlarında Farklı Ekim Zamanlarında Yetiştirilen Kimyon (Cuminum cyminum L.)'un Verim ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Detaylı

ÖZET Doktora Tezi Ankara koşullarında yerli ve hibrit çerezlik ayçiçeği (Helianthus annuus L.) genotiplerinde farklı sıra üzeri aralığı ve azot dozlar

ÖZET Doktora Tezi Ankara koşullarında yerli ve hibrit çerezlik ayçiçeği (Helianthus annuus L.) genotiplerinde farklı sıra üzeri aralığı ve azot dozlar ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA KOŞULLARINDA YERLİ VE HİBRİT ÇEREZLİK AYÇİÇEĞİ (Helianthus annuus L.) GENOTİPLERİNDE FARKLI SIRA ÜZERİ ARALIKLARI VE AZOT DOZLARININ VERİM

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Kolza

Detaylı

Humik Asit Uygulama Zamanı ve Dozlarının Kışlık Kolzada Verim ve Verim Öğelerine Etkileri

Humik Asit Uygulama Zamanı ve Dozlarının Kışlık Kolzada Verim ve Verim Öğelerine Etkileri Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016, 25 (Özel sayı-2):131-136 Araştırma Makalesi (Research Article) Humik Asit Uygulama Zamanı ve Dozlarının Kışlık Kolzada Verim ve Verim Öğelerine

Detaylı

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi

Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Tarım Bilimleri Dergisi Anadolu Journal of Agricultural Sciences http://dergipark.ulakbim.gov.tr/omuanajas Araştırma/Research Anadolu Tarım Bilim. Derg./Anadolu J Agr Sci, 30 (2015) 68-73 ISSN:

Detaylı

SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ

SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ T.C. ERZURUM GIDA TARIM VE HAYVANCILIK İL MÜDÜRLÜĞÜ SERTİFİKALI BUĞDAY YETİŞTİRİCİLİĞİNİ YAYGINLAŞTIRMA PROJESİ ERZURUM Temmuz -2012 PROJEYİ HAZIRLAYANLAR Asuman DEVECİ Ziraat Mühendisi Hülya ÖZER Ziraat

Detaylı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein, kalsiyum ve fosfor alımı nedeniyle; kemiklerin ve dişlerin gelişiminde Önemlidir.

Detaylı

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ Büyüme ve gelişmeyi sağlar. Özellikle çocuk ve adölesanlarda protein,

Detaylı

Çukurova Bölgesinde İkinci Ürün Koşullarında Bazı Yerfıstığı Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi

Çukurova Bölgesinde İkinci Ürün Koşullarında Bazı Yerfıstığı Çeşitlerinin Önemli Agronomik ve Kalite Özelliklerinin Belirlenmesi Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 11 (1):112-119, 2016 ISSN 1304-9984, Araştırma Makalesi Çukurova Bölgesinde İkinci Ürün Koşullarında Bazı Yerfıstığı inin Önemli Agronomik ve Kalite

Detaylı

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica) BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica) SİSTEMATİKTEKİ YERİ Takım: Brassicales Familya: Brassicaceae Cins: Brassica Tür: B. oleracea var. italica SAĞLIK VE BESLENME YÖNÜNDEN Brokkoli, A ve C vitamini,

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar

Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2001, 38(2-3):39-46 ISSN 1018-8851 Yeni Geliştirilen Nohut Hatlarının Bornova Koşullarında Verim ve Bazı Tarımsal Özellikleri Üzerinde Araştırmalar Metin ALTINBAŞ 1 Hasan SEPETOĞLU

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 285-290 KAHRAMANMARAŞ KOŞULLARINDA DEĞİŞİK KIŞLIK MERCİMEK (Lens culinaris Medic.) ÇEŞİTLERİNDE VERİM VE VERİM ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

Detaylı

1926

1926 1926 1926 2011 YILI BİRİME DESTEK MİKTARLARI ALAN BAZLI DESTEKLEMELER (TL/da) 1 Tütüne Alternatif Ürün Desteği 120 2 Toprak Analizi 2,5 3 Organik Tarım Tarla bitkileri, Sebze, Meyve 25 Hayvancılık,

Detaylı

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU Bingöl Ünv. Fen. Bil. Dergisi 1(1),37-42,2011 Science J of Bingöl Univ. 1(1),37-42,2011 Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine

Detaylı

Bazı Çerezlik Ayçiçeği (Helianthus Annuus L.) Çeşitlerinin Tekirdağ Koşullarında Verim ve Verim Unsurları

Bazı Çerezlik Ayçiçeği (Helianthus Annuus L.) Çeşitlerinin Tekirdağ Koşullarında Verim ve Verim Unsurları Bazı Çerezlik Ayçiçeği (Helianthus Annuus L.) Çeşitlerinin Tekirdağ Koşullarında Verim ve Verim Unsurları Y. Ergen C. Sağlam T.Ü.. Tekirdağ Ziraat Fakültesi, Tarla Bitkileri Bölümü, TEKİRDAĞ Araştırma;

Detaylı

Tescil Edilen Çeşitlerin Uygulamaya Aktarılması Bilgi ve İletişim Formu

Tescil Edilen Çeşitlerin Uygulamaya Aktarılması Bilgi ve İletişim Formu Tescil Edilen Çeşitlerin Uygulamaya Aktarılması Bilgi ve İletişim Formu Tescil edilen çeşidin ait olduğu tür: Fagopyrum esculentum Moench (Yaygın Kara Buğday) Çeşidin tescil edilen adı: GÜNEŞ Tescil yılı:

Detaylı

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Ekim Sıklıklarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Önemli Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri

Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi. Ekim Sıklıklarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Önemli Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri Selçuk Tar Bil Der, 1(2):50-55 50 Selçuk Tarım Bilimleri Dergisi Ekim Sıklıklarının Ketencik [Camelina sativa (L.) Crantz] Bitkisinde Önemli Agronomik Özellikler Üzerine Etkileri Furkan Çoban 1*, Mustafa

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

DUFED 4(2) (2015) 77-82

DUFED 4(2) (2015) 77-82 DUFED 4(2) (2015) 77-82 Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi dergi anasayfa: http://www.dufed.org Tek melez mısır genotiplerinin Diyarbakır şartlarındaki performanslarının belirlenmesi Determination

Detaylı

2015 Ayçiçeği Raporu

2015 Ayçiçeği Raporu 2015 Ayçiçeği Raporu İçindekiler 1.AYÇİÇEĞİ EKİM ALANI... 2 1.1. Türkiye de Ayçiçeği Ekim Alanı... 2 1.2. TR83 Bölgesinde Ayçiçeği Ekim Alanı... 5 1.3. Samsun da Ayçiçeği Ekim Alanı... 6 1.3.1. Samsun

Detaylı

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi

Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Patatesin Dünyadaki Açlığın ve Yoksulluğun Azaltılmasındaki Yeri ve Önemi Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Antakya/HATAY Güney Amerika kökenli bir bitki olan patates

Detaylı

SÜT SIĞIRCILIĞI ve YONCA

SÜT SIĞIRCILIĞI ve YONCA SÜT SIĞIRCILIĞI ve YONCA Birlikle el ele, hayvancılıkta daha ileriye... Mehmet Ak - Ziraat Mühendisi Sorumlu Müdür 0248 233 91 41 www.burdurdsyb.org /BurdurDSYB Yoncayı Neden Yetiştirmeliyiz? SÜT SIĞIRCILIĞI

Detaylı

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ HAZİRAN- 2017 ÜLKESEL BUĞDAY GELİŞİM RAPORU (12.06.2017) Türkiye Geneli Bitki Gelişimi Türkiye de 2016-2017 Ekim sezonunda buğday ekim alanlarının geçen yılki rakamı koruyacağı hatta

Detaylı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında

Detaylı

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA

TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ. Burhan KARA TÜRKİYE DE MISIR TARIMINDA SON GELİŞMELER VE ÇEŞİDİN ETKİSİ Burhan KARA Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü-Isparta Giriş İletişim: burhankara@sdu.edu.tr, Tel: 0246 211

Detaylı

ANKARA KOŞULLARINDA BEZELYE'DE (Pisum sativum L.) FARKLI EKĐM ZAMANLARININ VERĐM VE VERĐM ÖĞELERĐNE ETKĐLERĐ

ANKARA KOŞULLARINDA BEZELYE'DE (Pisum sativum L.) FARKLI EKĐM ZAMANLARININ VERĐM VE VERĐM ÖĞELERĐNE ETKĐLERĐ ANADOLU, J. of AARI 15 (1) 2005, 49-60 MARA ANKARA KOŞULLARINDA BEZELYE'DE (Pisum sativum L.) FARKLI EKĐM ZAMANLARININ VERĐM VE VERĐM ÖĞELERĐNE ETKĐLERĐ Gökhan DEMĐRCĐ Saime ÜNVER Ankara Üniversitesi Ziraat

Detaylı

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (36): (2005)

S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (36): (2005) S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 19 (36): (2005) 110-115 ORTA KARADENİZ GEÇİT BÖLGESİNDE KOLZA İÇİN EN UYGUN ZAMANININ BELİRLENMESİ Mustafa ACAR 1 ŞahinGİZLENCİ 1 Mahmut DOK 1 1 Karadeniz Tarımsal Araştırma

Detaylı

AYÇİÇEĞİ (Helianthus

AYÇİÇEĞİ (Helianthus AYÇİÇEĞİ (Helianthus annuus L.) Bitkisel Özellikleri Ayçiçeği; gündöndü, günebakan ve şemsiamer gibi isimlerle de anılan bir yağ bitkisidir. Kuzey Amerika nın; Meksika ve Peru nun doğal bitkisi olup 16.

Detaylı

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN

İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İNCİRİN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN İncirin iklim İstekleri İncir bir yarı tropik iklim meyvesidir. Dünyanın ılıman iklime sahip bir çok yerinde yetişebilmektedir. İncir

Detaylı

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Akide ÖZCAN 1 Mehmet SÜTYEMEZ 2 1 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniv., Afşin Meslek Yüksekokulu,

Detaylı

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi.

Korunga Tarımı. Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Korunga Tarımı Kaba yem açığının giderilmesinde, maliyetlerin düşürülmesinde etkili, kıraç topraklara ekilebilmesi ile üstün bir yem bitkisi. Osman Dilekçi - Ziraat Mühendisi Teknik İşler Şube Müdürü 0248

Detaylı

ADİ FİĞ TESCİL RAPORU

ADİ FİĞ TESCİL RAPORU T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü ADİ İĞ TESCİL RAPORU GATAEMD135(SAYAR) ANKARA 2015 GATAEMD135(SAYAR) ADİ İĞ ÇEŞİT ADAYININ TESCİLİ HAKKINDA RAPOR

Detaylı

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) ISSN:

Araştırma Makalesi.  Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) ISSN: Araştırma Makalesi www.ziraat.selcuk.edu.tr/ojs Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 25 (2): (2011) 17-23 ISSN:1309-0550 Melezleme Yöntemiyle Elde Edilen Yemeklik Bezelye (Pisum sativum

Detaylı