Heidi Rice - Melek Yüzlüm

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Heidi Rice - Melek Yüzlüm"

Transkript

1 Heidi Rice - Melek Yüzlüm

2 ~ ROMANIN KA RAKTERLERİ ~ Connor Brody : Romanın erkek kahramanı. Daisy Dean : Romanın kadın kahramanı. Juno : Daisy m yakın arkadaşı. Bayan Valdermeyer : Daisy m ev sahibesi. Gary : Daisy m eski sevgilisi. Eldridge Melrose : Connor ın iş anlaması yapmaya çalıştığı şirketin sahibi. Mitzi Melrose : Eldridge ın karısı. Maye Patel: Daisy m doktor olan arkadaşı. Monroe Latim er: Connor ın yakın arkadaşı. Jessie Latimer : Monroe ın karısı. Rachel: Connor m eski sevgilisi. Cormac (Mac) Brody : Connor m erkek kardeşi.

3 MELEK. YÜZLÜM 5 ~ BİRİNCİ BÖLÜM ~ B unu yapamazsın, ya yakalanırsan? Seni tutuklatabilir! Daisy Dean komşusunun yüksek bahçeduvarını incelemeyi bırakıp, en iyi arkadaşı Juno ya sabırla bafytı, l Beni yakalamayacak, dedi sakin' bjr ses tonuyla. Üzerimdeki bu kıyafetle neredeyse görünmezim*^. Sonra başını eğip, kaldığı evdeki diğer kiracılardan ödünç aldığı kıyafetlere şöyle bir göz gezdirdi\qn dört yaşındaki Cal dan aldığı siyah, düşük belli kot pantolon*, onun annesinden aldığı siyah, polo yaka tişört ve Juno nun ona (iki numara küçük gelen postallarıyla, tıpkı casus filmlerinden fırl^apıış gibiydi. Gerçekten de hayatı b^yufıca hiç bu kadar fark edilemez olmamıştı. Delidolu ve sorumspz annesinden aldığı belki de tek özelliği, sıra dışı giyim tarzıydı. ^Daisy monotonluktan hoşlanmazdı ve sıradan kıyafetler giymeyi sevmezdi. Kaşlarını çattı. Bu istisnai bir durumdu, çünkü ev sahibinin kayıp kedisini bulmak için görev başındaydı.

4 6 HE1DI R.ICF. Juno artık endişe etmeyi bırak da, bana şu kasketi ver, diyerek önünde uzanan duvara bir kez daha baktı. Buraya tırmanabilmem için, bana yardım etmen gerekecek. ^ Juno elindeki siyah yün kasketi arkadaşına uzattı. Bu beni suç ortağı yapar mı? \ (/ Daisy kasketi başına geçirip, buklelerini içeri sokmaya çalıştı. Saçmalama. Burada suç işlemiyoruz//1 Juno yüzünde korku dolu bir ifâdeyle ona baktı. Elbette suç işliyoruz. Buna başkasının mülküne îzihsiz girmek derler. Cezayı hafifletici nedenler var, dedi Daisy, Bayan Valdermeyer in perişan yüzünü aklına getirerek. Bay Pootles on beş gündür ortalarda yok. (Ve ^çevrede bahçesine şöyle bir bakma nezaketini göstermeyen tek> kişi, bizim şu anti sosyal yeni komşumuz. Bay Pootles açlıktaki ölmek üzere olabilir ve onu kurtarmak bizim elimizde. ^ Belki de bakmıştı^, ama bir şey bulamamıştır, dedi Juno çaresizlik içinde. Bundan şüpheliyim. Kayıp bir kedi için zahmete girecek bir tipe benzemiyor. Nereden biliyorsun? Adamla tanışmadın bile. Çünkü bizimle tanışmaktan kaçıyor, dedi Daisy. Esrarengiz yeni komşuları, çift cepheli bu büyük malikâneyi üç ay önce harabe halinde satın almış ve şaşılacak kadar kısa bir süre içinde restore ettirmişti. Fakat Daisy nin tüm girişimlerine, kapısının altından attığı nota ve evdeki temizlikçi kadına bıraktığı mesaja rağmen adam, Bayan Valdermeyer in bekarlara kiraladığı evde kalan komşularıyla tanışmaya tenezzül etmemiş ve kayıp Bay Pootles i arama çalışmalarına da katılmamıştı. Aslında tam anlamıyla kaba biriydi. Daisy bir gün önce onun dikkatini çekmek için son bir girişimde bulunarak, bir tabak ev yapımı kurabiyeyle kapısına gitmişti. Fakat adam teşekkür etmek bir yana, tabağı bile geri getirmemişti. Belli ki sıradan komşularının problemleriyle ilgilenemeyecek kadar zengin ve bencil biriydi. Aynı zamanda kadınların yüreğini ağzına getirecek kadar da yakışıklıydı. Daisy onu birkaç kez, malikânenin önüne park ettiği spor

5 MELEK YÜZLÜM 7 arabasına doğru yürürken görmüştü. Adam uzun boyu ve adaleli vücuduyla etrafına bir kadının başım döndürmeye yetecek kadar erkeklik hormonu yayıyordu ve bu durumunun farkında olduğu, her halinden belliydi. Neyse ki Daisy artık erkeklere karşı tamamen duyarsızdı. Onların, kadınları oyuncak gibi gören bencil ve küstah yaratıklar olduğunu düşünüyordu. Tıpkı bir yıl önce davetkâr gülümseyişi, şık kıyafetleri ve maharetli elleriyle hayatına giren, üç ay sonra da gururunun ve yüreğinin bir parçasını alıp hayatından çıkan Gary gibi... O günden sonra Daisy, bir daha bu yakışıklı çapkınlara av olmayacağına dair kendi kendine yemin etmişti. İhtiyacı olan, kibar ve güvenilir bir erkekti. Karakteri dürüst, onu sevip sayacak, hayattan beklentileri kendisiyle aynı ve ünlü bir modacının etiketini taşıyan ürünle, bir süpermarket markası arasındaki ayrımı bilecek birini istiyordu. Öfkeli bir iç çeken Juno, arkadaşının ^düşüncelerini dağıttı. Adama şu aptal kediyi sormayı neden denetlediğini hâlâ anlamıyorum. j Birkaç kez onu gördüğümde denedim, ama arabayla öyle hızlı uzaklaşıyor ki, yetişmek için maraton k^şpcusu olmam lazım. Pekâlâ, ama haneye tecavüzdepiyaka!anırsan sakın beni suçlama. Korkma. Evde olmadığından âminim. Ön kapıda arabası yok. Kontrol ettim. Çok dikkatli olacağım. Bahçeye girdiğimi anlamayacak bile. / N \ İ ' Bu senaryoyla ilgili küçük bir problemimiz var, dedi Juno. Senin dikkatli olduğunu hiç hatırlamıyorum. Çaresiz kalırsam olabilirim. En azından elimden gelenin en iyisini yapacağım. ^ Juno alaylı bir kahkaha atarak eğildi ve parmaklarını birbirine sımsıkı kenetleyerek bekledi. Daisy arkadaşının ellerine ayağını basarak, duvara tırmanmaya çalıştı. O anda üzerindeki dar tişörtün yukarı doğru sıyrıldığını ve beyaz teniyle, kırmızı saten sutyeninin bir kısmının göründüğünü fark etti.

6 8 HE1D1 RICE Lanet olsun! diye mırıldanıp, yere geri atladı. Yine ne oldu? diye fısıldadı Juno. ) Kollarımı kaldırdığımda göbeğim görünüyor. Yani... ' ) Daisy kaşlarını çatarak arkadaşına, hakti. Kamuflaj etkisi yok oluyor. Ama ne yapacağımı biliyoruırç. Sutyenimi çıkaracağım. Tanrı aşkına Daisy. Neden? Tişört sutyenimin dantellerineaakılıyor. Sutyeni çıkarırsam, tişört de o kadar yukarı çıkmaz.. > Ama bunu yapamazsın. Göğüslerin sallanır. Ne fark eder? İşim sadece birkaç dakika sürecek. Daisy satenle dantel karışımı sutyeninin kopçasını açtı ve çıkarıp arkadaşına uzattı. Şu seksi iç çamaşırlara neden tutkun olduğunu bir türlü anlayamıyorum, dedi Juno. ^ Beni kıskanıyorsun,? dedi Daisy gülümseyerek ve bir kez daha ayağını Juno nun kenetlenmiş ellerine bastı. Göğüsleri tişörtünün altında erotik bir biçimde sallanıyordu. Neyse ki etrafta onun bu halini fark edebilecek kimse yoktu. Her zaman feminist olmasıyla gurur duymuştu, ama göğüsleri sutyensiz gezemeyecek kadar dolgundu. Kendini güçlükle yukarı çekip, sonunda duvarın tepesine ulaştı. Tamam. İşte oldu, diye mırıldanıp büyük bir kestane ağacının yaprakları arasından, komşunun bahçesini incelemeye başladı. Ay ışığı evin arka pencerelerine vuruyordu. Daisy tuttuğu nefesini geri verdi. Evde kesinlikle kimse yoktu. Bunu gerçekten yapacağına hâlâ inanamıyorum, dedi Juno çalıların arasından. Bunu Bayan Valdermeyer e borçluyuz. O kediyi ne kadar çok sevdiğini biliyorsun, diye fısıldadı Daisy duvarın üzerinden. Aslında ev sahibesine, kedisini bulmaktan çok daha fazlasını borçlu olduğunu düşünüyordu. Sekiz yıl önce annesi Lily bir kez daha hayatının erkeğini bulduğunu söyleyip onun peşinden gittiğinde, Daisy ona hiçbir şey diyememişti. On altı yaşındaydı, Londra da yalnız başınaydı ve korkuyordu. İşte o zamanlar, yardımına Bayan Valdermeyer koşmuştu.

7 MELEK YUZLUM 9 Ona bir yuva ve daha önce kimseden görmediği kadar güven vermişti. Bu nedenle Daisy ona çok şey borçluydu ve o borcunu her zaman öderdi. Şunu da unutma, diye devam etti sözlerine. Bayan Valdermeyer evini müteahhitlere satabilir ve çok zengin bir kadın olabilirdi, ama bunu yapmadı. Çünkü biz onun ailesi gibiyiz. Ve aile fertleri birbirine her zaman destek olmalıdır. En azından Daisy öyle olması gerektiğini düşünüyordu. Hep birbirine bağlı bir ailesi olmasını istemişti. Eğer güvenilir bir annesi ve kardeşleri olsaydı... Bayan Valdermeyer in de senin tutuklanmanı isteyeceğini sanmıyorum, diye fısıldadı Juno karanlıkta. O adamın yüzündeki yara izini de unutma. Şaka kaldıracak birine hiç benzemiyor. Duvarın arka tarafına atlamaya hazırlanan Daisy, öne doğru eğildi. Bana bir iyilik yap ve bir saat içinde geri dönmezsem, polisi ara, dedi ve kendini karanlıkta boşluğa bıraktı.^ Ne için? Seni hapse tıkmaları için mi? diye mırıldandı Juno arkadaşının arkasından. ; U n u t bunu, sırf Melrose nin, öplü olsun diye kendime sahte bir nişanlı bulmayacağım. Connor Brody telefonu kulağıyla omzu arasına sıkıştırıp, beline sarılı nemli havluyu çıkardı. Adam akşam yemeğinden sbpra sinirinden çılgına döndü, dedi Connor m şirketinde işletme 'müdürü olan Daniel Ellis. Nasıl bir panik içinde olduğu scsindph, açıkça anlaşılıyordu. Şaka yapmıyorum Connor. Seni Mitzi yi haftan çıkarmaya çalışmakla suçladı. Bizi anlaşmayı bozmakla tehdit/ediyor. Connor kanepenin ürerinde duran dar spor pantolonu alıp, tek eliyle giydi. Bir yandan^ ona bütün gün işkence eden baş ağrısına ve bir daha ömrü boyunda görmek istemediği Mitzi Melrose denen o kadına içinden küfrediyordu. Kadın masanın altından ayağını bacaklarımın arasına soktu Daniel. Ben hiçbir şey yapmadım. $

8 10 HEIDI RİCE Normalde Connor, ilk adımı kadınların akmasından rahatsız olmazdı. Fakat o akşam Eldridge Melrose nin genç karısı Mitzi sürekli ona asılmıştı ve Connor, onunla ilgilenmediğini açıkça belli etmişti. Çünkü evli kadınlarla asla flört etmezdi; Üstelik kadının arazi milyarderi olan kocasıyla çok önemli biçartkişma yapmanın eşiğindeydi. Zaten bütün vücudu botoks ve sil^önla dolu kadınları asla çekici bulmazdı. Ama Mitzi bunları bir türlü anlamak istememiş ve işte sonuç bu olmuştu. Connor m üzerinde aylardır çalıştığı bir anlaşma, hiç yoktan yere suya düşmek üzereydi. Yapma Connor. Eldridge (Melrose anlaşmadan çekilirse, tekrar başladığımız noktaya döneriz. ^ Connor karanlık salonu^ bir köşesinde, yerden tavana kadar uzanan camların yanında bulunan bara doğru yürüdü. Daniel in sızlanmaları başını daha da kötü ağrıtmıştı. Zonklayan şakaklarını ovup, bir kadeh viski doldurdu. Sırf Eldridge ın azmış karısı hakkındaki kuruntularını çürütmek için nişanlı rolü yapmaya hiç niyetim yok. Anlaşma olsun ya olmasın, umurumda değil. Connor pahalı viskinin çocukluğundan aklında kalan ucuz içkilerden çok farklı olan kokusunu içine çekti ve sonra kadehini bir yudumda bitirdi. O günlerden beri ne çok yol kat etmiş olduğunu geçirdi bir an aklından. Bir zamanlar hayatta kalabilmek için hiç de gurur duymadığı şeyler yapmak zorunda kalmıştı. Şimdi sadece basit bir iş anlaşması için dürüstlüğünden bir kez daha ödün veremezdi. Daniel sızlanmaya devam ediyordu. Lanet olsun Connor, geç bunları. Bu işi çok abartıyorsun. O küçük siyah randevu defterinde, seninle nişanlı rolü yaparak iki hafta geçirmek için canım verecek binlerce kadın vardır. Senin açından bunun bir zorluğu olacağını sanmıyorum. Daniel sen hangi çağda yaşıyorsun? Benim küçük siyah bir defterim falan yok. Hem olsa bile, çıktığım kadınlar arasında böyle bir teklifi yanlış anlamayacak tek bir kişi yok. Bir kadına tek taş yüzüğü verdiğinde, sonrasında ne söylersen söyle, pembe hayallere dalmasına engel olamazsın. Daha iki ay önce, sırf bu sebeple Rachel den ayrılmamış mıydı? Rachel ciddi bir ilişki aramadığını söylediğinde, Connor ona inan

9 MELEK YÜZLÜM 11 mıştı. İlişkileri sadece seksten ve iyi vakit geçirmekten ibaret olacaktı. Ama sonra Connor, Rachel in evlilik ve bebek hayalleri kurduğunu öğrenmişti. Ve bir daha aynı riske girmeyi asla göze alamazdı. Çözüm bu kadar basitken bu anlaşmayı tehlikeye soktuğuna inanamıyorum, dedi Daniel. Ama inanmalısın. Connor boş kadehi bara bıraktı. Başındaki zonklama gittikçe şiddetleniyordu. Seninle on gün sonra görüşürüz. Eğer Melrose bana zarar vermek için anlaşmayı bozmaya kararlıysa, bırak bildiği gibi yapsın, deyip öksürmeye başladı. Hey, sen iyi misin dostum? Pek sayılmaz, dedi Connor. O sabah uçakla New York tan dönerken mikrop almış olmalıydı. Şimdi de başına Melrose ve seks düşkünü karısıyla ilgili bu mesele çıkmıştı. Neden birkaç gün dinlenmiyorsun? Aylardır nefes almadan çalışıyorsun. Connor zonklayan alnını soğuk cama yaslayıp, dalgın dalgın bahçeye baktı. On saatlik kesintisiz bir uyku çekersem, kendime gelirim, diye mırıldandı. / Yine de birkaç gün tatil yapmayı düşünmelisin. O gösterişli eve daha yeni taşınmamış miydin? Birkaç ^ün; dinlenip, yeni evinin tadını çıkarmalısın. ü ' Tamam, bunu düşüneceğim, diye yalan söyledi Connor. Daha sonra görüşürüz Daniel. x \ J O evi bir açık arttırmada ani bir> hevesle satın almış ve restore ettirmek için bir servet harcamıştık Otuz iki yaşma gelmişti ve nedense artık sabit bir yeri olması gerektiğine dair aptalca bir fikre kapılmıştı. Şimdi ev hazırdı ve her şeyiyil; istediği gibi olmuştu. Ama Connor oraya taşınır taşınmaz kendini hapsolmuş gibi hissetmeye başlamıştı. Bu, ona çocukluğundan kalan tanıdık bir duyguydu. Gerçeği kabullenmesi gerekiyordu. Bir yere sürekli bağlanmak ona iyi gelmiyordu. Çözümü ise çok basitti. Evi satıp, yüklü bir kâr elde edecek ve bir daha asla kendine ait bir yer satın alma aptallığında bulunmayacaktı. Bazı insanlar kök salmaya ve istikrara ihtiyaç duyarlardı, ama Connor onlardan biri değildi. Onun için en uygunu oteller veya kira-

10 12 HE1D1 RİCE hk evlerdi. Dünyaya, kendisinden miras kalmasını istediği tek şey, Brody İnşaat ı. Bu kadarı onun için yeterliydi. 7 Telsiz telefonu kanepenin üzerine bıraktık Bu küçük hareketle bile omuz kasları sızlamıştı. Çocukluğunda, shbahları babasının kemer darbelerinin yaralarıyla uyandığı günlertlçn beri, hiç bu kadar acı çekmemişti. Eski günleri anımsayınca, kötü anıları kovmak istermiş gibi gözlerini yumdu. ^y Yeniden açtığında ise, karanlık. hahçede bir kıpırtı fark etti. Gözlerini kırpıştırıp, hareket eden gölgeye odaklandı. Sonra gölge yavaş yavaş bir siluete dönüştü. Şüphe çekecek şekilde siyahlara bürünmüş ve çiçek tarhına doğru yavaşça ilerleyen ince bir siluet... Connor elini cama yaslaiyıb/ gözlerini kısarak dikkatle baktığında, arka duvarın yanındaki^ bir ağacın altına giren gölgenin beyaz teninin parlaklığını gördü., Öfkeyle bir küfür savurdu. Bugün daha da kötüye gidebilir miydi?, Hızlı adımlarla salonu geçerken, ağrıyan kasları ve başı, sanki adrenalinle dolmuştu. Bahçesindeki aşağılık herif her kim ise ve her neyin peşindeyse, çok büyük bir hata yapıyordu. Kimse Connor Brody ye bulaşmaya cesaret edemezdi. Şimdi onu çevreleyen tüm bu zenginlik ve ince zevke rağmen Connor, Dublin in en tehlikeli sokaklarında büyümüştü ve mecbur kaldığında nasıl dövüşüleceğim gayet iyi bilirdi. Bu evi istemiyor olabilirdi, fakat hiç kimsenin de oradan bir parça koparmasına izin vermeye niyetli değildi.

11 MELEK YÜZLÜM 13 ~ İKİNCİ BÖLÜM ~ P is İ pisi, Daisy ye gel. Haydi, güzel k^eciicik... Daisy sesini fısıltı halinde tutmaya çalışırken, koltuk altjarmdan terler akıyor ve giydiği yün kasket başını kaşındırıyordu. ^ Ortancaların arasına girip, karanlıkta etrafı kolaçan etti, ama yine bir şey bulamadı. Neden yanma bir feaeij'lılmayı akıl edememişti ki? Sonunda pes etmek zorunda kaldı.\b)ıi çok anlamsızdı. Duvardan atlarken, neredeyse boynunu kıracaktı. On dakika boyunca bahçeyi aramış, parmakları güllerin dikenlerine takılmıştı, ama hiçbir şey bulamamıştı.. \ \ Eğilerek ortancaların arasından çıktığında, karanlıkta yankılanan köpek havlamasını duyuncp, korkudan kaskatı kesildi. Çığlık atmamak için elini ağzına kapajdı. Bayan Pettigrevv in azgın köpeği Edgar ın sesini tanıyınca, kklbi delice çarpmaya başlamıştı. Neyse ki artık kayıp 6ay Pootles için elinden geleni yaptığını biliyordu ve içi rahat bir/şekilde eve dönebilirdi. Kedi her nereye kamışsa kaçmıştı, ama yabani komşularının bahçesinde olmadığı kesindi.

12 14 HE1DI RICE Doğrulup duvara doğru yürümeye hazırlanırken, köpek havlaması birdenbire kesildi. Belli belirsiz ayak sesledi duyan Daisy, omzunun üzerinden arkasına baktı ve karanlık bit siluetin, üzerine kâbus gibi çöktüğünü son anda gördü. ı 1 Adaleli bir kol beline dolanıp, ayak laf ip ı yerden kesti. Sırtı güçlü bir erkeğin çıplak göğsüyle temas ettiğinde, genç kadının korkudan nefesi kesildi. ' y ' Şimdi elime geçtin, seni küçükbaş belası! diye mırıldandı, derinden gelen bir ses. \ Daisy çığlık atmaya hazırlanırken, iri bir el ağzını kapadı. Hayır, ufaklık. Arkadaşlarım çağırmayacaksın, dedi ses İrlanda aksaıııyla. ^ v Genç kadın belini saran koldan kurtulmak için çırpındı, ama başarılı olamadı. Bu sırada onu zapt eden kişi, onu eve doğru sürüklemeye başlamıştı., Sabah gazetelerde çıkacak manşetleri düşünen Daisy nin başı dönmeye başlamıştı. KAYIP KEDİ UĞRUNA BOĞULARAK ÖLDÜRÜLEN KADIN... Daisy havaya nafile tekmeler sallarken, bol pantolonu da kalçalarından aşağı kaymıştı. O anda onu saran kol gevşedi ve genç kadın, çimenlerin üzerine tepe taklak düştü. Emekleyerek kaçmaya çalışınca, aynı el bu kez de pantolonunun belinden yakaladı. Ve ardından hayret dolu bir ses yükseldi. Hey, bu saten külot da neyin nesi? Daisy panik içinde yalpalayarak, pantolonunu çekiştirdi. Sen de kimsin? diye haykırdı adam. Daisy, sesin sahibinin çıplak göğsünü, siyah kaşlarını, dalgalı siyah saçlarını ve geniş omuzlarını seçebiliyordu. Yanakları utançla kızarırken, tüm vücudu öfkeyle titredi, ama ağzından tek çıkan şey ümitsiz bir çığlık oldu. Adam uzanıp kasketini çıkardığında, Daisy nin saçları omuzlarına döküldü. Sen kızsın! Daisy sinirli bir hareketle saçlarını gözlerinin önünden çekti. Bu adam ne cesaretle ona karşı kaba kuvvet kullanıyordu? Uzanıp kas

13 MELEK YÜZLÜM 15 ketini geri aldı. Ben kız değilim. Yetişkin bir kadınım seni şehir eşkıyası! Adam, öne doğru bir adım atıp, hafifçe eğildi. Peki, yetişkin bir kadın benim evimin sınırları içinde ne yapıyor? Daisy pantolonunu sıkıca tutup geriledi. Öfkesinin yerini yavaş yavaş sağduyu almaya başlamıştı. Bu adamla tartışıp da ne yapacaktı? Adam neredeyse onun iki katıydı ve yüzündeki tehditkâr ifade hiç de iyiye işaret değildi. Oradan bir an önce tüymesi gerekiyordu. Koşmak için geriye döndü, ama bu kez de güçlü parmaklar kolunu kavradı Hiç sanmıyorum hanımefendi. Gitmeden önce bazı cevaplar bekliyorum. Bırak beni! diye haykırdı Daisy. Fakat adam onu daha sıkı tutup, verandanın merdivenlerine doğru sürükledi. Sonra da sürgülü cam kapılardan geçirip, geniş bir mutfağa soktu ve ışığı açıp onu hafifçe iterek deri bir koltuğa oturttu. Daisy ayağa kalkmaya çalışınca, adam koltuğun kollarını tutup onu olduğu yere hapsetti. Nemli saçlarından tiir damla su genç kadının kazağına damladı. Oradan da sutyensiz göğüslerine doğru aktı. O anda adamın buz mavisi gökleri göğüslerine takıldı ve Daisy nin göğüs uçları sertleşti. Yitof! utançla kızarmıştı. Neden sutyenini çıkarmıştı ki sanki? y Olduğun yerde kal, dedi adam H Ya da istersen sana hak ettiğin dayağı atayım. \ \ ) Daisy nin yüreği ağzına gelmişti. Yakından adamın yakışıklılığı çok daha çarpıcıydı. Siyah keşikti, belirgin elmacık kemikleri, buz mavisi gözleri, yanağındaki yara izi ve genç kadının hayatında gördüğü en uzun kirpiklerle adam tam bir erkek güzeliydi. Bana dayak atamazsın, diye fısıldadı Daisy. Beni kışkırtma, dedi adam, sert bir sesle ve doğrulup parmaklarını dalgalı saçlarının)arasına geçirdi. Yine de şanslısın. Ben kadınlara zarar vermem. Beni korkudan neredeyse öldürüyordun. Bu zarar vermek değil mi?

14 16 HE İDİ RICE Bahçemde hırsız gibi geziyordun. Ne bekliyordun, yoluna kırmızı halılar sermemi mi? ) Daisy verecek mantıklı bir cevap bulamadan, adam dönüp mutfak tezgâhına doğru yürüdü. Genç kadın, ynım yürüyüşünde bir tuhaflık sezmişti. Sanki sallanan bir gemideiyürüyonnuş gibiydi. Adamın sırtındaki çapraz yara, izlerini fark ettiğinde ise, Daisy nin nefesi daraldı. Bu adam hı kını ise, daha önce düşündüğü gibi zengin, şımarık ve kendini beğenin iş bir çapkından ibaret değildi. Yüzündeki ve sırtındaki yara idleri, şiddet dolu zor bir yaşam sürmüş olduğunu gösteriyordu. ^Bib,zamanlar o yaraların ne kadar acı verdiğini düşünen ve içinde uyanan acıma duygusuna engel olamayan Daisy, alt dudağını ısırrp\$treyen ellerini birbirine sımsıkı kenetledi. Onu yeniden kızdırmâmalıydı. Neler yapabileceği hakkında hiç bir fikri yoktu. t ^ Adam bir bardak su doldurup, tekrar ona döndü. Kalçasını tezgâha yaslayıp suyu bir dikişte bitirdi ve bardağı elinden bıraktı. Sonra boğuk boğuk öksürdü' ve koluyla alnını ovaladı. Ellerini tezgâha yaslayıp, çenesini göğsüne bastırdı ve bitkin bir iç çekti. Daisy bir an rahat bir nefes aldı. Çökmüş omuzlarıyla adam, şimdi daha az tehlikeli görünüyordu. Uzun bir sessizlik oldu. Genç kadın, bir an adamın onu unuttuğunu sanıp, yerinden kalkmayı denedi. Ama koltuğun hafifçe gıcırdamasıyla, adam başını kaldırdı. Hemen yerine otur! Henüz bu meseleyi halletmedik. Daisy denileni yaptı. Adamın ona gözdağı vermek için elinden geleni yaptığı belliydi, ama gözlerinin altındaki yorgunluk belirtileri açıkça görülüyordu. Daisy ona acıdığı için kendine kızdı. Sonuçta bu adam onu korkutmuş, tehdit etmiş ve muhtemelen Bay Pootles i uzun ve acılı bir ölüme terk etmişti. Benden ne istiyorsun? diye sordu. Adam kollarını göğsünde kavuşturup, tek kaşını yukarı kaldırarak hiçbir şey söylemeden ona baktı. Daisy nin gözleri istemeden adamın göğsündeki siyah tüylere takıldı. Tüyler, spor pantolonunun beline doğru ince bir çizgi halini alıyordu. Pantolonu kalçalarına öyle bir yapışıyordu ki, Daisy onun

15 MELEK. YÜZLÜM 17 erkekliğinin hatlarını görebiliyordu. Beli bir milimetre daha düşük olsa, çok daha fazlasını görebilecekti. Bu erotik düşünceler, midesinin kasılmasına neden olmuştu. Gözlerini yukarı kaldırdığında, adamın da onu izlediğini gördü. Acaba seksi komşusu düşüncelerini anlamış mıydı? Adam topuklarının üzerinde sallandı. Kasılan pazılarını fark edince, Daisy nin yüreği hopladı ve sonra sol kolundaki dövmeyi gördü. İçindeki tuhaf kıpırtıyı bastırmaya çalışırken, güçlükle yutkundu. Ona neler oluyordu böyle? Adamın heykel gibi bir vücudu olabilirdi, ama böyle bencil ve kendini beğenmiş erkekler karşısında Daisy D ean in aklı, asla başından gitmezdi. Anlat bakalım. Bahçemde ne arıyordun? Daisy suçluluk duymamaya kararlı bir şekilde çenesini yukarı kaldırdı. Karşıdan nasıl görünürse görünsün, sonuçta niyeti çok masumdu. Ev sahibimin kedisini arıyordum. Adam boğuk boğuk öksürdü. Sen beni aptal mı zannediyorsun? / Daisy dilinin ucuna kadar gelen kötü sözleri içine attı. Adı, Bay Pootles. Şişman ve sarı renkte erkek bir kddi... Ve iki haftadır kayıp A ^ Peki, neden kapımı çalıp da onu görüp görmediğimi sormadın? Çaldım, ama hiç cevap vermedip, dedi genç kadın, öfkeyle. Bir haftadır ülke dışındaydım., / Bay Pootles iki haftadır kayıp.. Hem evdeki temizlikçiye mesaj ve kurabiye de bıraktım. Daisy;, ayağa kalkıp yaptığından pişman bir tavır takınmaya çalıştı. Meyse, önemli değil. Seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Kvdç.olduğunu bilmiyordum ve kedi için de endişeliydim. Arka bahçende açlıktan ölmek üzere olabilirdi. Adam, onu baştan aşağı süzdü. Yine de anlattıkların kediyi aramak için neden hırsız ^ibi giyindiğini açıklamıyor. Daisy bunu bir akıl pastası gibi görünmeden nasıl açıklayabilirdi ki? Şey, ben... Benıgerçekten gitmeliyim. Anlaşılan kedi burada değil. Hayır, henüz gitmiyorsun, dedi adam hafifçe gülümseyerek. Bu arada kurabiyeleri aldım. Çok lezzetliydiler.

16 18 HE1DI RICE Peki, neden mesajlarıma cevap vermedin? ^ Temizlikçim fazla İngilizce konuşamaz, tanırım çeviriyle ilgili bir problem oldu, dedi adam ve aniden olduğu yerde şiddetle sallanarak, tezgâha tutundu. /. ' Ne oldu? diye sordu Daisy hemçn-onun yanma giderek. Adamın yüzü bembeyaz olmuştu. A y ' Adam elini havaya kaldırıp, onu kendinden uzaklaştırdı. Hiçbir şey. ^ \ \ ) Daisy onun yalan söylediğinkanlamıştı. Ama gördüğü kötü muameleden sonra, ona fazla merhamet göstermeye niyetli değildi. Adam tezgâhı bıraktı. Yine de tam anlamıyla dengeli olduğu söylenemezdi. Kedine ne oldu^uniı biliyorum. Bu, Daisy nin ondan doymayı beklediği en son şeydi. Öyle mi? j Evet. Beni takip et. ^ Adam çıplak ayaklarıyla mutfağı geçerken, seksen yaşında biri gibj yürüyordu. Genç kadın, endişeli bir şekilde onu takip etti. İnsanları acı çekerken görmekten nefret ederdi ve bu adam kesinlikle acı çekiyordu. Ama ondan merhamet beklemediğini açıkça belli etmişti. Küçük bir kapının yanında durup, kapıyı açtı ve parmağıyla içersini işaret etti. Daisy kapıdan girince miyavlama sesleri duydu ve yere baktı. Sonra küçük bir mutluluk çığlığı atıp, dizlerinin üzerinde yere çöktü. Bir elektrikli sobanın önüne serilmiş yumuşak battaniyenin üzerinde Bay Pootles ve emzirdiği dört yavrusu vardı. Ya da Bayan Pootles... Kediyi taşındıktan sonra bahçemde gördüm. Tasması yoktu ve bana hiç nazlanmadı. Ben de onu içeri aldım. Daisy sevgi dolu gözlerle yavrularını inceledi. Battaniyenin yanına bir tas süt bırakılmıştı. Genç kadının öfkesi yerini utanca bırakmıştı. Belki de yeni komşusu, düşündüğü kadar kötü biri değildi. On gün önce doğum yaptı. Temizlikçi kadın onlara bakıyor. Gayet iyi görünüyorlar, dedi adam güçsüz bir sesle. Bunu görebiliyorum. Genç kadın, ayağa kalkıp boğazını temizledi. Ben çok üzgünüm, Bay... Connor Brody.

17 MELEK YÜZLÜM 19 Bay Brody. Yaptığını affedilmez bir şeydi. Conııor un yüzünde tatlı bir gülümseme belirdi. Yani artık kedi hırsızlığı günleri geride mi kaldı? Çok yazık, hâlbuki bu kostüm sana yakışmıştı. Fırsatın varken, durumun tadını çıkar bakalım. Peki, senin adın ne? Daisy Dean. Tanıştığıma memnun oldum Daisy Dean, dedi Connor. Sanki karşısında dünyanın en komik şeyi duruyormuş gibi gülüyordu. Eğer senin için sakıncası yoksa yarın kedileri almaya gelirim. Beklerim. Yalnız gitmeden önce sana bir sorum olacak. Nedir? Connor hemen bir şey söylemedi. Önce gözlerini genç kadının vücudunda gezdirdi. Sonra bir süre göğüslerini süzüp, yeniden yüzüne baktı. Duvardan atlarken sutyenini mi düşürdün? Daisy nin yüzü utançtan kıpkırmızı olmuştu. Bu durumun sizi eğlendirmesine sevindim Bay Brody. ^ Connor neşeli bir kahkaha attı. Nasıl eğlendiğimi tahmin bile edemezsin Daisy. ^ Bu kadarı yeter, dedi Daisy, dişlerini sıkarak ve gitmek için arkasını döndü. Kediye olanlar halçîpndk yanılmış olabilirdi, ama demek ki yeni komşusu hakkında,kapılmamıştı. Connor denen bu adam gerçekten de küstah, çekilmek, kendini beğenmiş züppenin biriydi. ' \ y Genç kadın arkasında duyduğu gürültüyle irkilerek hızla döndü. Connor dizleri üstüne yere ylğıjmıştı. Yüzü bembeyazdı ve vücudu zangır zangır titriyordu. ı Daisy hemen onun yanin^ diz çöktü. İyi misiniz Bay Brody? Evet, dedi Connor IJsıltı halinde. Alnında ter damlacıkları belirmişti. ) Genç kadın elinin tfersiyle onun alnına dokundu. Siz yanıyorsunuz Bay Brody. ) Tanrı aşkına, bana böyle hitap etmeyi kes! Adım Connor. Pekâlâ, Connor, ateşin çok yüksek. Bir doktora görünmen gerekiyor.

18 20 HEIDI RİCE Ben iyiyim, dedi Connor ve elleriyle yerdert destek alarak ayağa kalkmaya çalıştı. ) Daisy ona yardım etmek için elini uzattı, sima Connor onu reddedip, sendeleyerek ayağa kalktı. ' ) ) Genç kadın onun ne kadar zorlandığın/ görebiliyordu. Connor un göğsü hızla inip kall^iy^r, şakaklarından aşağı ter damlaları süzülüyordu. Artık gidebilirdin, dedi, Daisy ye hiç bakmadan. x \ ) Ama Daisy onun yanma daha da yaklaştı. Senin acı çektiğini görerek, bu kadar eğlenirken naşıl gidebilirim? Connor un vücudu sarsılmaya başlamıştı. Hemen kaybol! Daisy erkeklerin yardım istöıaeyi neden gurur meselesi yaptıklarını düşünürken, vücudunu Çonnor'un vücuduna yapıştırıp, kolunu beline doladı. Yatak odan nerede? Koridorun sonunda, ama odama kendim gidebilirim. Saçmalama. Ayakta bile duramıyorsun. Neyse ki Connor, daha fazla itiraz etmeden ona yaslandı ve beraberce koridor boyunca yavaş yavaş yürüdüler. Odaya girdiklerinde, Daisy onu çift kişilik geniş yatağa yatırdı. Connor un teni terden nemlenmişti. Bütün vücudu titriyor, konuşurken dişleri birbirine çarpıyordu. Tamam. Şimdi beni kendi halime bırak. Doktor çağıracağım. Sadece biraz üşüttüm, dedi Connor öksürük nöbeti arasında. Daha çok zatürre gibi görünüyor. Kimse Temmuzda zatürre olmaz. Connor yatakta doğrularak bir şey söylemeye çalıştı, ama yeni bir öksürük nöbetine daha tutulunca, tekrar yatağa yığıldı. Daisy telaşla mutfağa koşup, telefonu buldu ve hemen doktoru aradı. Maye Patel iki sokak ötede oturuyordu ve bir ay önce kurulan anne çocuk sağlığı merkezi için para topladığından, Daisy ye bir iyilik borçluydu. Maye telefonu açtığında sesi uykuluydu. Daisy ona olanları anlattı ve Connor un adresini verdi.

19 MELEK YÜZLÜM 21 Tamam, dedi Maye. Adamın ateşini düşünnen gerekiyor. Buzlu suyla kompres yap, pencereleri aç ve kıyafetlerini çıkar. Ben mümkün olduğunca çabuk geleceğim. Daisy elinde bir kâse buzlu su ve havluyla yatak odasına geri döndü. Öksürük nöbeti sona ermişti, ama zavallı adam etrafına resmen ateş saçıyordu. Terden pantolonu bile ıslanmıştı. Daisy yatağın başındaki lambayı açtığında, Connor un ona baktığını gördü. Ama mavi gözleri bilinçsizce bakıyor gibiydi. Doktor ateşini düşürmeye çalışmamı söyledi, dedi Daisy ve havluyu buzlu suya sokup, sıkarak, gövdesine bastırmaya başladı. Connor hafifçe inledi. Boynu ve kolları kasılmıştı. Daisy havluyu bu kez de onun göğsüne ve kamına bastırdı. Ellerinin altında erkeğin sert adaleleri titreşiyordu. Doktor Patel yoldadır. Aramamı istediğin, burada olmasını istediğin biri var mı? Connor başını iki yana sallayıp, bir şeyler fısıldadı. Daisy, onu duyamadığı için eğilip kulağını dudaklarına yaklaştırdı. Erkeğin sıcak nefesi kulağını yalayınca, genç kadın baştan aşağı ürperdi. Kimseye ihtiyacım yok Daisy Dean. Sâna bile. Daisy doğrulup onun yüzüne baktı <Ve saklamak için uğraştığı savunmasızlığını gördü. ' ) Connor ona ihtiyaç duymak istemeyebilirdi, ama o anda ihtiyacı vardı ve Daisy nin de yardıma muhta^ insanlar için benimsediği bir kuralı vardı; İsteseler de, istemekler de, onlar için elinden gelenin en iyisini yapmalıydı. Havluyu yeniden suya batiçıp, adamın alnına koydu. Connor bir kez daha gerildi. Koca vücudu küçük bir çocuk gibi titriyordu. { ] Üzgünüm sert adam,7 diye mırıldandı Daisy, parmağıyla onun kaşlarını okşarken. Çünkü beni dışarı atacak kadar güçlenene kadar bana katlanmak zorundâsın. Connor çaresiz bir halde gözlerini yumdu. Alnındaki soğukluk, kulaklarından çıkan ateşi bastırıyordu. Vücudundaki her adale acıyla zonkluyordu, ama yanaklarına, göğsüne, kollarına, alnına bastırılan bu ıslak havlular, kısa bir süre için de olsa ateşini alıyordu.

20 22 HEID1 RtCE Connor çocukken, sarhoş babasının vücudunda açtığı yaralan tedavi etmek için, kız kardeşleri üzerine titrediklerinde, onların bu hallerinden hep nefret etmişti. O zaman bile, birilerine minnettar olmaktan hoşlanmazdı. Muhtaç olmakta^nkfret ederdi. Ama şimdi gözlerini açıp, başucunda güzel komşusunu görünce mutlu olmuştu. Onun pürüzsüz tenine, yüzündeki kendinden emin ve sakin ifadeye baktı. 7 Onu, dualarının kabul olabileceğini düşündüğü zamanlarda hayran olduğu St.Patrick Kilisesi ndeki Meryem Ana heykeline benzetti. Kızıl bukleleri başını bir ışık ha]kdsl gibi çevreliyor, iri ve açık yeşil gözleri pırıl pırıl parlıyordu. \ Daisy elini şefkatle Connor'ün alnına koyup, kaşının üzerine düşen bir tutam saçı geriye itti. Biraz uyumaya çalış. Doktor az sonra burada olur. ^ Connor önceki sözlerini geri almak, ona gitmemesini söylemek istedi. Ağzını açtı ama İCelli belirsiz bir mırıltıdan başka bir şey çıkmadı. Genç kadının bileğini tuttu. Onun dikkatini çekmeli, yanında kalmasını sağlamalıydı. Ama ne kadar uğraşırsa uğraşsın, ağzından anlamlı bir ses çıkaramadı. Konuşma. Kendini yorma. Daisy onun elini tutup, hafifçe sıktı. Merak etme seni bırakmayacağım, dedi, Connor un aklını okumuş gibi. Bunu duyunca içi rahatlayan Connor, gözlerini yumup, kendini derin bir uykunun kucağına bırakırken, aklında son bir düşünce takılı kalmıştı. Acaba bu iyilik meleğini çıplak görmek istemesi, cehenneme gitmesine neden olur muydu?

21 MELEK YÜZLÜM 23 ~ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ~ D a i s y, Connor un elini dikkatlice kenara bırakıp, onun soluk alıp verişini dinledi. Sonra M aye ııın talimatlarını bir kez daha akimdan geçirdi ve ayağa kalkıp pencereleri açtı. Hava çok durgundu ve içeriyi serinletecek gibi değildi. \ ( Yeniden yatağa oturup, ıslak İkivIumi Connor un göğsüne, karnına, kollarına bastırdı ve onun ateşle mücadele ederkenki inleyişlerini dinledi. \ \ J Beş dakika daha bekledikten sonra, sonunda ateşin düşmeyeceğine kanaat getirdi. Hatta dâlıa da yükselmiş gibiydi. Kâsedeki su bile ısınmıştı, Maye nerede kalmıştı? Çoktan gelmiş olması gerekmiyor muydu? ^. I Connor yatakta kıpırdandı. Hareketleri gergin ve rahatsızdı. Daisy kendine öfkelendi. Probleminin ne olduğunu anlayamıyordu. Tek yapması gereken, adamın pantolonunu çıkarmaktı. Olgun ve mantıklı bir kadın gibi değil, aptal bir liseli kız gibi davranıyordu. Sanki daha önce hiç çıplak erkek görmemişti. Bekâretini on dokuz yaşında Terry Masonla kaybetmişti.

22 24 HEIDI RİCE Tamam, belki çok fazla erkekle beraber olıriamıştı, ama ilişkile- 7 rinden hiçbirinde de, onu çıplaklık konusunda kompleks sahibi ya- / pacak bir olay yaşanmamıştı. \ CV Tamam, Connor ona yabancıydı y fiziği onu çok etkilemişti. Ama ani bir utangaçlığa kapıldı dîyp, zavallı adamın acılar içinde kıvranmasına da izin veremezdi. Hem bu işin seksle bir alakası yoktu. Sadece Maye gelene kadar (onun ateşini düşürmeye çalışıyordu. Muhtemelen pantolonun altında iç çamaşırı da vardı. Yani endişe edecek bir şey yoktu. ^ V Ama pantolonun altına şpyle bir göz atıp da, oradaki siyah tüyleri görünce, durumun düşündüğü gibi olmadığını anladı. Pantolonun belini panikle öyle bir hızlı bıraktı ki, Connor uykusunda acıyla inledi. Sakin olmalı, aptal bir kız gibi davranmaktan vazgeçmeliydi. Ani bir kararlılıkla ayağa kalktı. Önce temiz bir çarşaf bulmalıydı. Pantolonu çıkarınca, erkekliğini gizlemek için Connor un üzerini örtmesi gerekecekti. İki dakika sonra çarşafı bulup, yatağın yanına gelerek Connor u omzundan hafifçe sarstı. Pantolonunu çıkarmam gerekiyor Bay Brody. Terden sırılsıklam olmuş ve ateşini düşürmemiz gerekiyor. Connor dan boğuk bir inlemeden başka cevap gelmemişti. Tamam, Daisy ondan izin beklemeyecekti. Sadece uyandığında kendini çıplak bulunca, onu dava etmemesini ümit ediyordu. Ellerini pantolonun beline koyup, derin bir nefes aldı. Utançla kızaran yüzünü diğer yana çevirip, pantolonu erkeğin kalçalarından aşağı yavaşça indirmeye başladı. Ama pantolon bir şeye takılmıştı. Daisy biraz daha zorladı. Tam o sırada Connor, inleyerek hafifçe yana döndü. Daisy bundan faydalanarak, hızla pantolonu aşağı indirdi ve rahat bir nefes aldı. Başını çevirip, yataktaki erkeğe baktığında ise, gözleri hayretten fal taşı gibi açıldı. Az önce pantolonun takıldığı engelin ne olduğunu

23 MELEK YÜZLÜM 25 şimdi anlamıştı. Connor yüksek ateşe ve kendinde olmamasına rağmen, seksüel dürtülerinden geri kalmamıştı. Daisy gördükleri karşısında boğazında oluşan düğüm yüzünden, güçlükle yutkunabildi. Eskiden beri penis büyüklüğünün önemli olmadığını savunurdu, ama Connor Brody yi görünce, bu fikri aniden değişmişti. Bu adam her şeyiyle büyüleyiciydi. Bir anda parmaklarını orada gezdirmek için şiddetli bir arzu duyan genç kadın, yumruklarını sıkıp, başını başka yöne çevirdi. Dişlerini sıkarak tavana baktı. Bir yabancının mahremiyetine nasıl bu şekilde girebilirdi? Hele hele ona dokunmayı nasıl düşünebilirdi? Utangaç bir kız çocuğu gibi davranırken, birkaç dakika içinde nasıl seks düşkünü azgın bir boğaya dönüşebilmişti? Neredeyse kendinden nefret edecekti. Yaptığı ahlaksızlıktı. Ateşler içinde kendini bilmez bir şekilde yatan, onun yardımına muhtaç olan zavallı bir adamdan faydalanmaya hiç hakkı yoktu. Hemen çarşafı alıp, adamın üzerine örttü/ve gördüklerini unutmak için kendiyle mücadele etti. Her zamaıf Gary nin güzel bir vücudu olduğunu düşünmüştü. Öyleydi de,? ama Connor Brody nin vücuduyla kıyas bile edilemezdi. > / Ve Gary çıplakken, Connor un,oıipn üzerinde yarattığı etkiyi hiçbir zaman yaratamamıştı. Üstelik adam kendinde bile değildi. Daisy bir kez daha kendine kızıp,) kaşlarını çatmıştı ki, kapı zilinin sesini duydu. Koşarak gidipr kapıyı açtı. Gelen arkadaşı ve aile hekimleri Maye Patel idi. N\ Umarım başımıza bir bda fıçılmaz Daisy, dedi bir hayli bitkin görünen doktor, kolunun altındaki çantasıyla içeri girerken. Bizde kayıtlı olmadığından bu ahaı^ıı tedavi etmem kanunen doğru değil. Bir terslik olursa, hakkımda dava açılabilir. Maye, bir anda konuşmayı kesip, arkadaşına dikkatlice baktı. Vay canına! Bu ne kılfk Daisy? Yasta filan mısın? Uzun hikâye,,dedi Daisy, koridor boyunca yürürken. Maye olanların ne kadar azını bilirse, o kadar iyiydi. Kim bu adam? diye sordu Maye, onun ardından yatak odasına girince.

24 26 HE1DI RICE Söyledim ya yeni komşumuz. Kayıp Bay* Pootles i sormaya gelmiştim ve gözümün önünde yere yığılıp kaldı. Bir bakalım, diyen Maye, yatağın kenarına oturup, çantasını yere bıraktı. Adı neydi? ) Connor Brody. ıv > Maye genç adamın omzuna dokundu^ ' Connor, ben Doktor Patel. Seni muayene etmek için geldim. Cjiüyap alamayınca elini erkeğin alnına götürdü. Ateşi çok yüksek...ne kadardır bu durumda? Saatine bakan Daisy, Connor yere düştüğünden beri sadece on beş dakika geçmiş olduğunu fark\edince şaşırdı. Oysa ona bir ömür kadar uzun gelmişti. Bildiği her şeyi aceleyle arkadaşına anlattı. Sen onu muayene ederken, ben eve kadar gidebilir miyim? Juno ya olanları anlatıp, hemen dönerim. Tabii, benim işim de fazla sürmez zaten. Bu aralar etrafta kol gezen şu yinni dört saatlik grip virüsünden kapmış olmalı. Yine de daha ciddi bir şey olmadığından emin olmak için, hayati organlarım kontrol edeceğim. Daisy odadan kaçar gibi çıktı. Connor Brody yi bir kez daha çıplak görmek istemiyordu, çünkü haftalarca erotik fanteziler kurmasına yetecek kadarım görmüştü. S e n aklını mı kaçırdın? Duştan yeni çıkan Daisy, bornozuyla koridordan odasına doğru yürürken, Juno nun sorusunu duymazdan geldi. Oraya geri dönmeliyim. Gerçekten çok hasta... Onu tek başına bırakamam. Neden? Onu hiç tanımıyorsun ki. Ya vahşileşirse... Saçmalama. O bir yanlış anlamaydı, dedi Daisy gardırobunu açarken. Bayan Valdermeyer in kedisine bakmış. Sanırım onun hakkında yanlış düşünmüşüm. Kötü bir adam değil. Daisy üzerinde pembe çiçekler olan, pamuklu elbisesini aldı. Bu en sevdiği elbiseydi. Ateşi düştükten sonra geri geleceğim.

25 MELEK YÜZLIJM 27 Ama gece yansı oldu ve sen bir yabancıyla, bilmediğin evde baş başa olacaksın, diye itiraz etti Juno. Daisy seksi iç çamaşırlarından birini giyerken, duraksadı. Merak etme, güvende olacağım. Zaten adam kendinde değil. Sonra elbisesini giyip, Juno ya sırtım döndü. Şu fermuarı çek. Maye ya hemen geri döneceğimi söyledim. Juno onun elbisesinin fermuarını çekerken, söylenmeye devam etti ve boynuna, bileklerine parfüm süren, halka bileziklerini takan ve yeni yıkanmış saçlarını düzelten arkadaşına hayretle bakakaldı. Daisy onun neden hep olumsuz düşündüğünü, neden bol kıyafetler ve çatık kaşlar ardına saklandığını biliyordu. Juno bir zamanlar çok kötü incitilmişti ve erkeklere güvenmiyordu. Neden süsleniyorsun? Daisy nin rujunu tuttuğu eli havada kaldı. Ne? Baloya gider gibi süslendin. Bütün bunlar ne için? Süslenmiyorum, dedi Daisy. Ama aynada kendine şöyle bir bakınca, arkadaşına hak verdi. Sanki hasta bir adama bakmak için değil de, şehirde bir gece geçirmek için hazırlanmış gibiydi. Ruju sürmeden makyaj çantasına geri koydu ve giymeyi planladığı sandaletleri giymekten vazgeçip Hpor ayakkabılarını giydi. Süslenmiyorum. Sadece rahat oimâyâ i?alışıyorum, diyerek odasından çıktı. Beni bekleme. Ne zapjan, clöneceğimi bilmiyorum. Dikkatli ol, diye seslendi Juno okun arkasından. Daisy kendini aceleyle d işarı ; attı. Birkaç dakika sonra komşu evin kapısındaydı. Derin bir nefes alıp içeri girdi. Evet, Brody nin çıplak bedeni hormonlarım Harekete geçinniş olabilirdi, ama beyin hücrelerini de etkilemesinûizm vermeyecekti. İhtiyacı olan en son şey, yeni komşusuyla, kotpışıiluk ilişkileri dışında bir şeyler yaşamaktı. ) ) ) A te ş i düşene kadar ara ara kendine gelip yeniden uykuya dalabilir, dedi Maye çantasını kolunun altına alırken. Buzlu suyla

26 28 HEID1 RİCE kompres yapmaya devam et. Ve dört saat sonra,^bıraktığım bu şuruptan tekrar ver. Daisy başını salladı. Önündeki uzun geceyi düşününce, kalbi heyecanla çarpmaya başlamıştı. Ciddi bir şey olmadığından emin misin? O Ter yoluyla virüsü vücudundan n\tıkîan sonra iyi olacağından eminim. Ateşi çok yüksek, ama bu normal... Eğer daha da yükselirse beni ara. Ama nefes alıp verişi normal ve o çok güçlü bir erkek. Maye, Daisy ye gülümsedi. Eğer görev gereği burada olmasaydım ve tabii evli ve üç çocuk annesi öüjhasaydım... Her neyse... Yanakları kızaran Daisy, arkadaşına kapıyı açtı. Daha önceleri de büyük badireler atlatmış, diyerek sözlerine devam etti Maye. Ama hayâttk kalmayı gayet iyi başarmış. Sırtındaki yara izlerinden mi bahsediyorsun? Evet. O izlerin ne zantan olduğunu biliyor musun? Hayır. Adamı hiç taramıyorum. Senin mesleki görüşün nedir? Çok eski, muhtemelen ergenlik öncesinden kalma. Ama sonuçta bu konuda uzman değilim tabi. Maye kapıdan çıkarken tatlı bir kahkaha attı. Adamı tanımıyorsan, onunla neden ilgilendiğini sorabilir miyim? Daisy şüphe çekmeyecek bir cevap bulmaya çalıştı, ama Maye onun cevabını beklemeden, parmağını arkadaşına doğru salladı. Anladım. Ben de öyle düşünmüştüm. Demek ki hastamızın muhteşem olduğunu düşünen tek kişi ben değilim. Daisy, Tamam, fena sayılmaz, derken, bir yandan da kızaran yanaklarının onu ele vermemesi için dua ediyordu. Yarın bana durumu hakkında bilgi verirsin. Ve kendi ateşine de dikkat et Daisy. Bu kadar yakışıklı ve çıplak bir erkekle bütün gece aynı odada olmak zor olabilir. Yine de senin bu iş için uygun olduğundan eminim. Maye yüzü şekilden şekle giren Daisy ye bakıp, bir kahkaha daha atarak arabasına bindi. Daisy içeri girip, kapıyı kilitledi ve sırtını kapıya yaslayıp, koridora baktı. Koridorun sonunda, muhteşem hastası onu bekliyordu. Heyecanla ürperdi. İşi gerçekten de zordu.

27 MELEK YÜZLÜM 29 ~ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ~ C on N O R, günün ilk ışıklarıyla gözlerini açtı. Bilinçaltında, geçirdiği uzun ve sarsıcı geceden bazı izler jkalmıştı. Camdan gelen güneş ışığından korunmak için gözlerini kısıp, kolunu yüzüne siper etti ve bir anda, biricâç şeyin birden farkına vardı. Başındaki korkunç ağrı geçmişti, adalelerindeki zonklamalar dinmişti ve artık terden sırılsıklam değildik Gözleri ışığa alışınca kolunu indirdi ve arka bahçesindeki yaşlı.köstane ağacını gördü. Hafifçe gülümsedi. Kendini yeniden iyi hissetmek güzeldi. Acaba kaç saattir bilinçsiz yatıyordu. Hiçbir fikri yoktu. Burnuna güzel bir parfüm kokusu geldi. Baharatlı, çiçeksi ve çok erotik bir kokuydu bu. Önceki gecenin amlari yavaş yavaş canlanmaya başladı. Acı, ateş, korku... Ama en canlı jolanı yatıştırıcı sözler, teskin eden fısıltılar, kâbusları arasında oha şefkatle dokunan ellerdi. Ve tüm o güzel anılar, bu baştan ç ık a rıl kokuyla bütünleşiyordu. Daisy söz verdiği ib i yanında kalmıştı. Connor birdenbire panik içinde dirseklerinin üzerinde doğruldu. Peki, şimdi neredeydi? Yoksa gitmiş miydi?

28 30 HE1D1 RICE Genç kadını odanın karşısındaki kanepeye kp/rılmış yatarken görünce, Connor un kalp atışları normale döndü. Bir süre onu doya doya seyretti. Sonra kendini aptal gibi hissetti. Ne zaman bu kadar duygusal olmuştu? Hayatı boyunca onu zayıf bir anında yakalayan kâbuslar görm üştü^m a onlarla baş etmeyi çok uzun zaman önce öğrenmişti. Artık eskisi kadar canım sıkamıyorlardı. Daisy nin gece yanında kalması, on^bakması, kâbuslarıyla beraber üzerine çöken şeytanları kovmasına yardımcı olması, gerçekten büyük bir fedakârlıktı. Ama Connor un ona ihtiyacı yoktu. Yine de genç kadına bakınc^n dudaklarında hafif bir tebessüm belirdi. Ona ihtiyacı olm ayabilirdi, ama yine de bu güzelliğe gün ışığında bakmak çok hoştu. (K ollarım başının arkasında kenetleyip, yastıklara yaslanarak, bunun Vaaını çıkarmaya koyuldu. Genç kadın kedi hırsızı kostümünü değiştirmişti. Üzerindeki yazlık elbise ona çok yakışmrştı ve uyurken hafifçe açılmış yakasından saten sutyeninin ucu görünüyordu. Gür kızıl saçları, bukleler halinde çıkık elmacık kemiklerinin üstünden omuzlarına dökülüyordu. Kanepeye sığabilmek için bacaklarını kıvırmıştı ve giydiği spor ayakkabılar, elbisesiyle oluşturduğu tezada rağmen, tuhaf bir şekilde güzel görünüyordu. Connor yatakta doğrulup, yere uzattığı bacaklarının artık titremediğine sevindi. Çarşafı beline doladı ve gece üzerinde olan pantolonunun yatağın ucunda katlı durduğunu görünce, tebessümü bir kat daha arttı. Onu güzel komşusu soymuş olmalıydı. Esneyip, gerinirken gözlerini iyilik meleğinden hiç ayırmadı. Alışık olduğu tiplerden olmasa da, bu kadın gerçekten çok tatlıydı. Birden açlıktan midesinin guruldadığını fark etti. Son yirmi dört saattir yediği tek şey, Daisy nin kurabiyeleriydi. Derin bir uykuda olan genç kadına bir kez daha bakınca, yüreği burkuldu. Tatlı komşusu, onun iyiliği için kendini tüketmiş ve yorgun düşmüştü. Daha önce hiç kimse Connor için böyle bir şey yapmamıştı. Ona getirdiği kurabiyelere ve ev sahibinin kedisi için kendini attığı riske bakılırsa, Daisy başkalarına karşılıksız yardım eden biriydi. Ve bıı doğruysa, kesinlikle Connor un tipi değildi. Yine de ona te

29 MELEK. YÜZLÜM 31 şekkür etmeliydi. En azından, bahçesine gizlice girdiği için, ona kızgın olmadığını göstermeliydi. Connor un yüzünde seksi bir gülümseme belirdi. Aslında minnetini göstermek için yapmak istediği şey, onu kollarının arasına alıp, dudaklarından uzun uzun öpmekti. Ama önce bir duş alması gerekiyordu. Temizlenip karnını doyurduktan sonra, onu uyandıracaktı. Ona birlikte kahvaltı etmeyi önerebilirdi ve eğer kabul ederse şu teşekkür öpücüğünü verebilirdi. Daisy kedileri alıp gitmeden önce, Connor un iyileşmesini beraber kutlamalarından bir zarar çıkmazdı. Connor ıslık çalarak odadan çıktı. Belki de açlıktan dolayı kendini biraz bitkin hissediyordu, ama onun dışında genel durumu gayet iyiydi. Dışarıda güneşli ve güzel bir hava vardı. Köşedeki pastaneden bir şeyler sipariş edip, birlikte verandada kahveyle yiyebilirlerdi. Connor, çekici Bayan Daisy Dean hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyordu. Son birkaç günün tüm stresi, yorgunluğu vb gece çektiği tüm acılar yok olmuştu. Eski haline dönmek ve yeniden yaşadığını hissetmek güzeldi. Connor kendini, yazın ilk günlerinde okul kırmış bir çocuk gibi mutlu ve heyecanlı hissediyordu. B i r saat sonra Connor duşunu âlmış, en sevdiği aşınmış kot pantolonuyla, siyah bir tişört giymiş, Daisy ın kurabiyelerinden son kalanları yiyip, bir fincan da kahve içmişti. Yatak odasına geri döndüğünde, Melek Yüzlü nün ' hiç kıpırdamamış olduğunu fark etti. Connor, onun yüzüne düşdrî- buklelerden birini tutup kokladı ve sonra kulağının arkasına attı. -Parmaklarını yanağında gezdirip, bebek kadar pürüzsüz tenini hissetti. Genç kadında hâlâ bir tepki yoktu. Ama uyuduğu pozisyon çok rahatsızdı ve uyandığında boynu tutulmuş olabilirdi. Uykuya Connor un yatağında devam etmesi daha iyi olacaktı. Connor fazla düşünmeden onu kucakladı. Daisy uykusunun arasında bir şeyler mırıldanıp, başını onun göğsüne yasladı. Saçları er

30 32 HE1D1 RİCE keğin çenesini gıdıklıyordu. Kokusu muhteşemdi. Connor onun kokusunu içine çekerken, erkekliğinin uyandığını htasetti. Onu yatağa yavaşça bıraktığında, koca yatakta ne kadar küçük göründüğünü fark etti. Güneşten rahatsız olmaması için, perdeleri kapamaya pencereye gitti. /, Neredeyim ben? x\ } Bu tatlı mırıltıyla başını çeviren Corinor, misafirinin dirsekleri üzerinde doğrulmuş olduğunu gördü..(> iri yeşil gözleriyle, aklı karışmış gibi Connor a bakıyordu. \ N ) Kanepenin üzerinde uyuyakalmışsın. Yatakta daha rahat edeceğini düşündüm. ^ A Genç kadının gözleri birden panikle açıldı. Bay Brody! Siz neden ayağa kalktınız? \ ; Connor yatağın kenarına oturup gülümsedi ve parmaklarıyla onun yanağını okşadı. Sayende gayet iyiyim. Ve beni çıplak gördüğünü de düşünürsek, artık)bana Connor desen çok iyi olacak. Daisy nin yanakları anında kızardı. Connor neşeli bir kahkaha attı ve onu nasıl arzuladığını bir kez daha fark etti. Evet, tatlı komşusu da ona karşı ilgisiz değildi. Kahvaltı biraz daha bekleyebilirdi. Önce şu teşekkür öpücüğünü vermeliydi. U a is y gözlerini kırpıştırdı. Uyku sersemi halinden eser kalmamıştı. Bu adamın gözleri, yüzü perdelerden sızan gün ışığının altında çok daha çarpıcı görünüyordu. Ve söyledikleri, çıplakken ne kadar muhteşem göründüğünü Daisy nin aklına bir kez daha getirmişti. Hemen yatakta doğrulup, Kendini daha iyi hissettiğine sevindim. Uyuyakaldığım için üzgünüm, ama uzun bir geceydi, dedi. Öyleydi, dedi Connor gülümseyerek. Pekâlâ... Ben artık gitsem iyi olur. Belli ki artık bana ihtiyacın yok ve ben... Connor uzanıp onu kolundan yakaladı ve gözlerini dudaklarına dikti. Sana layıkıyla teşekkür etmeden hiçbir yere gidemezsin.

31 MELEK. YÜZLÜM 33 Daisy nin yanakları alev alev yanmaya başlamıştı. Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun? Connor gözlerinde tutkunun ateşiyle, onun yüzünü ellerinin arasına aldı. Parmaklarını saçlarının arasına geçirip, geriye attı. Buradan başlamaya ne dersin? diye mırıldanıp, dudaklarını genç kadının dudaklarına bastırdı. Bu davranışı öyle şaşırtıcı, öyle umulmadıktı ki, Daisy nin nefesi kesildi. Her şeyi unutup, parmaklarını erkeğin ensesindeki saçlara geçirdi ve boğulmak üzere olan bir kadının nefes alışı gibi onu kendine çekti. Connor un daha fazla cesarete ihtiyacı yoktu. Vücudunu, onun vücuduna bastırarak onu yatağa doğru itti ve elini onun sırtına götürüp, elbisesinin fermuarını indirdi. Sonra geri çekilip, arzuyla yanan bakışlarla, gözlerinin içine baktı. Çok güzelsin Daisy Dean, diye fısıldadı, elbisesinin üzerinden göğüs uçlarını okşarken. Seni çıplak görmek istiyorum. Daisy kesik kesik soluk alıyordu. Duyduğu istek, ona adeta acı veriyordu. Onu reddetmeli, geri itmeliydi. Bunun yanlış olduğunu biliyordu. Bütün gece kendi kendine bu ^damdan hoşlanmadığını, onun tipi olmadığını tekrar edip durmuştu. Ama ona bakarak geçirdiği uzun saatler boyu ateşten yanan, ^tenini okşamak ve kâbusları arasındaki iniltilerini dinlemek, onurilaı İrasında güçlü bir bağ oluşturmuştu. Dün gece onun ruhunu- okumuştu ve bu onları tuhaf bir şekilde birleştirmişti. N \ Daisy de onu çıplak görmek isliyordu. Onu içinde istiyordu. Connor bacaklarıyla, onun bacaklarım ayırdı ve Daisy onun sertleşmiş erkekliğini hissetti. Artırt mantığım tamamen kaybetmiş, duyduğu güçlü arzu, adeta kaderini mühürlemişti. Doğrulmaya çalıştı, ama kıpırdayamadı. Connör/un güçlü vücudu onu yatağa mıhlamıştı sanki. Eğer beni çıplak görmek istiyorsan, üzerimden kalkmalısın, dedi.? Haklısın, dedi Connor gülümseyerek ve yataktan kalkıp hızla soyunmaya başladı.?

32 34 HEIDI RICE Daisy bir süre büyülenmiş gibi onu seyretti. Sonra o da soyundu. Connor çırılçıplak karşısında dikildiğinde, genç kadın baştan aşağı ürperdi. ; Connor yatağa oturup, onu kendine doğru çekti. Gel buraya. Daisy ellerini, onun göğsüne bastırdı, m em en değil. Bekle. Sana dokunmak istiyorum. \ \ ^ ^ Ben de öyle. Connor, genç kadının dudaklarını dudaklarıyla kapatırken, vücuduyla onu adeta ezdi?\ 7 Genç adamın göğsündeki tüyleri, Daisy nin göğüs uçlarını okşuyor, dili tenini alev alev yakıyor,-elleri kalçalarında geziniyordu. Bu öyle erotik bir öpüşmeydi ki, getıç) kadın sonunda kül olup biteceğini sandı. Arzuyla titreyen elleriyle, onun erkekliğine uzandı. Connor zevkle titredi. \ ) Ve Daisy onu hissetmekten büyük zevk aldı. Bu hayal ettiğinden bile güzeldi. Tüm vücudu titreyerek ve hızlı hızlı soluk alıp verirken, onu bütün gece düşlediği/ğibi okşayıp keşfediyordu. Connor birden, onuh çılgınca bir zevkle vücudunun en duyarlı noktalarında dolaşan ellerini tutarak, geri çekildi. Eğer bu hızla devam edersen, bu iş daha başlamadan bitecek. Ama durmak istemiyorum, diye itiraz etti Daisy. Bunu istediğinden emin misin? Seni zorlamak istemem. Eminim. Ben hazırım, dedi genç kadın tutku dolu bir sesle. O halde ne kadar hazır olduğunu görelim, diye mırıldandı Connor ve daha Daisy onun ne demek istediğini anlayamadan, parmaklarım içinde hissetti. Genç kadın ufak bir zevk çığlığı attı ve titreyerek erkeğin omuzlarına sarıldı. İnanılmaz güzellikte, diye fısıldadı Connor. Ama biraz dar Melek Yüzlüm... Canını acıtmak istemiyorum. Acıtmazsım Seni içimde istiyorum. Hemen şimdi. Emin misin? diye sordu Connor bir kez daha. Daisy artık çığlık atmak istiyordu. Sabırsızlık içinde başını salladı ve dizlerini kıvırarak, kalçasını hafifçe yukarı kaldırdı. Bu işi bir an önce yapmazlarsa, arzudan ölecek gibi hissediyordu.

33 MELEK YÜZLÜM 35 Ama Connor birden durup, bir şeyler mırıldanarak yataktan kalktı. Genç kadın, dehşete kapılmıştı. Dirseklerinin üzerinde doğrulup ona hayretle baktı. Nereye gidiyorsun? Connor şifonyerin çekmecesini açıp, bir şey aramaya başladı. Ne acelen var meleğim? Daisy öfkeden çığlık atmak istiyordu. Duyduğu istek öylesine güçlüydü ki, daha fazla dayanamıyordu. Ne acelem mi var? Şaka mı yapıyorsun? Connor geri döndüğünde, elinde bir paket prezervatif ve yüzünde seksi bir gülümseme vardı. Daisy utançla kızardı. Bu çılgınlık arasında, korunmayı tamamen unutmuştu. Şaka yapmıyorum. Sürprizlerle karşılaşmak istemeyiz değil mi? Connor, yeniden yatağa girip paketi dişleriyle açtı. Sabrın büyük bir erdem olduğunu hiç duymadın mı meleğim? dedi gülümseyerek ve elleriyle onun kalçalarını avuçlayıp, hafifçe kaldırarak, tek bir hareketle içine girdi. ) Daisy nin nefesi kesilmişti, içindeki duygu yoğunluğu karşısında çığlık atmak istiyordu. / Connor hareket etmeye başladı. Yavşş, ama ısrarcı hareketlerle içinde gidip geliyordu., /, Genç kadın zevkle inleyerek bacaklarını onun beline doladı. Kalçalarım delice sallayıp, onu daha derjhlerine almaya çalışırken, vücudundan terler süzülüyordu. Arttk her şey anlamsızdı. Sadece onları sürükleyen o azgın zevk dalgalar Gvardı. Bastırdığı çığlıkları beyninde yankılanırken, Daisy sarsıla şarsıla orgazma ulaştı. Aynı anda da, Connor zevk dolu bir haykırışla zevkin doruğuna çıktı. ; B u inanılmazdı! Sen inanılmazsın, diye mırıldandı Connor, genç kadının yanağımı okşarken. Ama bir anda bu sözlerin çok klişe olduğunu düşündü. Peki, başka ne diyebilirdi ki? Hayatında hiç bu denli güçlü ve doyurucu bir tatmin yaşamamıştı. Bu deneyim gerçek-

34 36 HEIDI RİCE ten aklım karıştırmıştı. Kalan son gücüyle kollarının üzerinde durarak, ona bu duyguları yaşatan kadının üzerine yığılıp kalmamaya çalıştı. 1 O sırada Daisy gözlerini açıp, ona hâkti. Yeşil gözlerindeki şaşkın ifadeden, onun da Connor kadar sarsıldığı anlaşılıyordu. Aman Tanrım, çok üzgünüm, diye fısıldadı?. Dehşete kapılmış gibi bir hali vardı. y1 Connor problemin ne olduğunu'anlayamamıştı. Hâlâ onun içindeyken, düşünmekte güçlük çekiyor, bir taraftan da erkekliğinin yeniden uyanmaya başladığını hissediyordu. Ama doğru olanı yaptı ve istemeden de olsa genç kadının içinden çıktı. İkinci birleşmeleri biraz daha beklemeliydi. Bilr şey onu korkutmuştu ve Connor onu ürkütüp kaçırmak istemiyordu. Dirseğinin üzerine yaslanıp, Daisy nin yüzünü inceledi., Dalga dalga kızıl saçları, açık yeşil gözleri, çıkık elmacık kemikleri ve burnunun etrafındaki çilleriyle, bu kadının gerçekten büyüleyici bir güzelliği vardı. Daisy daha da utanıp, kızararak gözlerini ondan kaçırdı ve yataktan çıkmaya çalıştı. Ama Connor kolunu onun beline dolayarak, Nereye gidiyorsun? Seninle işimiz daha bitmedi, dedi. Genç kadın onun elinden kurtulmak için adeta çırpınıyordu. Daha fazlası için vakit yok. Gitmem gerekiyor Bay Brody. Bu resmi hitap karşısında, Connor un önce kaşları çatıldı. Sonra kendini tutamadı ve kahkahalarla gülmeye başladı. Sonunda kendine hakim olmayı başarıp sustuğunda, Daisy nin yay gibi gergin bir şekilde kaskatı durduğunu gördü. Genç kadının gözleri öfkeyle parlıyordu. Connor hafifçe gülümseyerek, başını iki yana salladı. Neler olduğunu anlayamıyordu. Kadınları anlamak gerçekten çok zordu. Ama bu onları daha esrarengiz ve dayanılmaz kılıyordu. Melek Yüzlüm, diye mırıldandı. Az önceki çılgınca sevişmemize bakarak, bana ismimle hitap etmeye başlasan iyi olacak.

35 MELEK YÜZLÜM 37 BEŞİNCİ BÖLÜM ~ D a is y çok kızgındı. Ama kendi davranışına mı, yoksa onu zorla yanında tutan Connor a mı daha çok öfkeli olduğuna karar veremiyordu. Sana ilk adınla hitap etmekten rahatsız oluyorum, dedi, ama sonra bu söylediğinin ne kadar gülünç olduğunu fark etti. O zaman seni biraz daha rahatlatayım, dedi Connor yüzünde seksi bir gülümsemeyle. '\ y Daisy nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Az önce kendisine tamamen yabancı biriyle birliktç olmuştu. Hatta onunla sevişmesi için, adama adeta yalvarmıştı. Bu da annesinin kızı olduğunu gösteriyordu. Annesi tüm hayatı boyunca, ona iyi orgazm yaşatan her erkeğin peşinden koşup durmıjştu. Connor Brody onun hakkında hiçbir şey bilmiyordu ve tüm bu yaptıklarından sonra, onutı bulduğu her erkeğin altına yatan bir kadın olarak görmüş olmalıydı. Daha önce böyle şeyler yapmadığım bilemezdi ki. Yaşadığı orgazrhın hayatının en inanılmaz deneyimi oluşu, Daisy için durumu daha da kötüleştiriyordu. Ne açıdan bakılırsa bakılsın, geçici bir fiziksel açlığı doyurmak için bu adamı ve onun

36 38 HEIDI RICE muhteşem vücudunu kullanmıştı. O da annesi ğibi cinsel arzularına yenik düşmüştü ve asla ona benzemeyeceğime dair ettiği yeminin tutamamıştı. ) Connor parmağıyla onun yanağını okşadı. Problem nedir? Haydi, anlat bana. Belki çözümleyebiliriz. ^ j Daisy dönüp ona baktı. Erkeğin gözlerindeki şefkat dolu ifade onu şaşırtmıştı, ama aynı anda dudaklarındaki alaylı gülümsemeyle de tezat yaratıyordu. \ \ J Daisy nin üzüntüsünün yerini, öfke almaya başlamıştı. Olduğu yerde doğruldu. Deli gibi düşünüp durmaya son vermeliydi. Ben gayet iyiyim, dedi ve örtüyü göğüslerine çekip, saçlarını kulaklarının arasına attı. Bu sorum suzcai'c ahlaksızca davranışının sebeplerini analiz etmek için, daha soiıra bol bol vakti olacaktı. Şimdi tek ihtiyacı olan şey, aralarımda başka bir şey yaşanmadan, bu seksi komşusundan bir an öneç uzaklaşmaktı. Adamın yüzündeki tutkulu ifadeden, onunla bir kçz daha birlikte olmak istediği anlaşılıyordu. Ve Daisy ona karşı direnebileceğine güvenemiyordu. Biraz tuhaf göründüğünü biliyorum, ama gerçekten gitmem lazım. Bana elbisemi uzatabilir misin? Connor onun saçlarını okşadı. Acelen ne? Biraz konuşalım. Problem neyse halledebiliriz. Connor seks yaptık ve harikaydı. Bunun için sana teşekkür ederim. Ama konuşulacak fazla bir şey olduğunu sanmıyorum. Connor un kaşları çatıldı. Daisy nin bu anlamsız davranışlarının onu şaşırttığı belliydi. Kesinlikle hiçbir ortak noktamız yok, dedi genç kadın yataktan çıkarken. Birbirimiz için tamamen yanlışız. Zor bir geceden sonra, tek seferlik bir şey yaşadık. Neden bunu böylece bırakmıyoruz? Daisy eğilip, yerden külotunu aldı ve giydi. Sonra da elbisesini hızla üzerine geçirdi. Sutyenini bulup, elbisesinin cebine tıktı. Spor ayakkabılarının tekini bulup eline aldı ve diğerini aramaya başladı. Sen ciddi misin? diye sordu Connor. Kesinlikle, dedi genç kadın zoraki bir gülümsemeyle. O sırada yatağın altındaki ayakkabısını da bulup eline aldı ve doğruldu.

37 MELEK YÜZLÜM 39 Connor yastıklara yaslanmış, yüzünde şaşkın bir ifadeyle ona bakıyordu. Kendinden böyle kaçan bir kadınla ilk kez karşılaştığı her halinden belliydi. Connor yataktan kalkmak için bacaklarını aşağı sarkıttı, ama Daisy bir el hareketiyle onu durdurdu. Lütfen kalkma. Yolu kendim bulabilirim, dedi ve Connor un bir şey söylemesine fırsatı vermeden, çıplak ayak koşarak odadan çıktı. C onnor yatak odasının kapısına öylece bakıp, Daisy nin uzaklaşan ayak seslerini dinledi ve sonra kulaklarında kapanan ön kapının sesi yankılandı. Yeniden yatağa uzanıp gözlerini tavana dikti. Bütün bunların ne anlama geldiğini gerçekten anlayamamıştı. Aslında incinmiş olması gerekirdi, ama önce ilk şoku üzerinden atmalıydı. Daha önce, ilişkilerinin durumu hakkında konuşmak istemeyen bir kadınla hiç karşılaşmamıştı. Normalde bundan memnun olması gerekirdi. Çünkü böylesi, işlerin daha az karmaşık olmasını sağlardı. Ne de olsa ciddi bir ilişki aramıyordu; Atna nedense bu durumdan hoşnut değildi. Çünkü tatlı komşusuyla'penüz işi bitmemişti. Yatakta çok uyumlu oldukları kesindi, amamrtak bir noktaları yoktu ve bir defalık ilişkilerinin bir geleceği de yoktiı. Yine de Connor bunun henüz.bitkıesini istemiyordu. O gün için planları vardı. V Gülümseyerek yataktan çıktı. Bir duş alıp giyinecek ve genç kadının evine gidip, onu kahvaltıya davet edecekti. Böylece başladıkları işi bitirebilirlerdi. ı j ; ;

38 40 HE1DI RICE ~ ALTINCI BÖLÜM ~ CO N N O R iki saat sonra Daisy nin kapısında dururken, daha az neşeliydi. Koltuğunun altında kedileri koyduğu kutuyu tutarak, zili çaldı. Daisy yi yeniden görmek için sabırsızlanıyordu. Belki bu işi onu memnun edecek şekilde yolunda sokabilirdi. Anne kediyi yakalayıp kutuya koyması çok zor olmuştu ve elinin üzerinde tırmık izleri vardı. Ama o güzel sabahı berbat eden sadece kediler değildi. Paris projesinin başındaki mimardan bir telefon geldikten sonra, o gün öğleden sonrası için uçak bileti almak zorunda kalmıştı. Telefonu kapar kapamaz, bu kez de Manhattan dan Daniel aramış, bozulması an meselesi olan Melrose projesini kurtarmak üzere New York a bir hafta erken gelmesi için ona yalvarmıştı. Connor, Daniel in sahte nişanlı meselesini yeniden gündeme getirmesini istemediğinden, hafta sonunda Paris ten oraya uçmaya karar vermişti. Tüm bunlar, büyüleyici Daisy Dean i yakm zamanda yeniden yatağa atma planlarını bozuyordu. Yine de bu fikri akimdan tamam en çıkarmaya niyetli değildi.

39 MELEK YÜZLÜM 41 Notting Hill de bildiği güzel bir dört yıldızlı restoran vardı. Daisy le birlikte oraya gidip bir şeyler yiyebilirler ve bundan sonraki ilişkileri hakkında konuşabilirlerdi. Connor, gitmeden önce niyetini açıkça ifade etmekte bir sakınca görmüyordu. Üç haftalık bir bekleyiş zor olurdu. Ancak dönüşünde kendini güzel bir kadının bekliyor olacağını bilirse, bunun üstesinden gelebilirdi. Zili bir kez daha çaldı ve sonunda kapı açıldı. Ama Connor karşısında Daisy yerine, beyaz saçlı, yaşlı bir kadın buldu. Kadın onu sanki bir pislikmiş gibi süzerek, Demek esrarengiz komşumuz sonunda ziyaretimize gelmiş, dedi imalı bir şekilde. Ne istiyorsunuz? Yoksa sonunda gelip kendinizi tanıtmaya mı karar verdiniz? Connor kadını tanımadığından, onun kendisini başkasıyla karıştırdığını düşündü. Adım Connor Brody. Bu evin sahibine ait olan kediyi getirdim, diyerek, içinden miyavlama sesleri gelen kutuyu yere bıraktı. j Kadının yüzündeki ifade bir anda yumuşadı. Gözleri mutluluk yaşlarıyla doldu. Bay Pootles i mi buldunuz? diye fısıldayarak eğilip, kutunun kapağını açtı ve kedisini kollarının arasına aldı. Size nasıl teşekkür edebilirim genç adam? A^aşlı bir kadım çok mutlu ettiniz. Onu nerede buldunuz? Biz haftalardır arıyorduk. Evimin mutfağına girmiş. Amâ sjzi uyarmalıyım. Artık bir kediden daha fazlasına sahipsiniz. Yaşlı kadının gözleri hayretle'tıçııdı. Oh. Öyle mi? Connor başını salladı. Sizin,Bay Pootles on bir gün önce anne oldu. Evimde dört kedi yavrusu yar. Dört tane mi? Yaşlı kaftıh yeni yetme bir kız gibi kıkırdayarak, kedisini okşadı. Seni yaramjaz. Neden bana dişi olduğunu söylemedin? Connor cebinden evhıin anahtarını çıkarıp, ona uzattı. Yavrular uzun zaman yalnız kalamayacak kadar küçükler. Bu anahtarla evime girip, onları alabilirsiniz. Bu arada Daisy evde mi? Onunla konuşmam gerekiyor. Yaşlı kadın anahtarı alıp, elbisesinin cebine koydu. Daisy le tanışıyor musunuz? diye sordu hayretle.

40 42 HE İDİ RİCE Evet, arkadaşız, dedi Connor, gülümseyerek. Daisy nin haftalardır hakkınızda aıılattığısaçmal ıklan düşününce, buna şaşırmamak elde değil. Şu Daisy tabı yere bakan yürek yakan doğrusu. Sizin hakkınızda çok fazjh konuştuğu için, bazen sizden hoşlandığını düşündüğüm oluyordu. Elemek bunca zamandır bizi kandırıyormuş. Yoksa onunla kavga mı ettiniz? Bu yüzden mi o korkunç şeyleri söylüyordu? ^ y Connor, yaşlı kadının neden bahsettiğini hiç anlayamamıştı. Hayır. Ne gibi şeyler söylüyordu? ' Yaşlı kadın umursamaz t(ir\tavırla elini havada salladı. Oh, Daisy yi bilirsiniz. Her konuda dır fikri vardır ve bunu herkese açıkça söylemekten hoşlanır. Siyin/kayıp bir kediyi umursamayacak kadar zengin, küstah ve bencil olduğunuzu söylemişti. Ama artık öyle olmadığını hepimiz biliyoruz. Connor un dudakları öfkeyle gerildi. Demek Daisy, onu hiç tanımadan arkasından lyötü konuşmuştu. Zaten hep böyle olmamış mıydı? Daha çocukken bile, onu doğru dürüst tanımayan insanlar, onun değersiz bir piç olduğunu, büyüyünce tıpkı babası gibi olacağını söyleyerek onu çıldırtırlardı. Fakat Daisy nin fikirleri onu sadece kızdırmamış, aynı zamanda incitmişti. Bu da onu öfkelendiriyordu. Neden dar görüşlü bir İngiliz kızın onun hakkındaki fikirleri canını bu denli sıkıyordu ki? Bu yüzden mi Daisy ondan adeta kaçmıştı? Onun kendisi için yeterince iyi olmadığını düşündüğü için mi, yüzüne bile bakmadan çekip gitmişti? Daisy odasında mı? diye sordu Connor. Onunla konuşmalıyım. Tabii ki değil. O ve Juno, Funky Fashionista da çalışıyorlar. Nerede? Kadın ona tuhaf tuhaf baktı. Portobello Pazarında. Oh, elbette, diye mırıldandı Connor. Daisy nin hayatını nasıl kazandığını bilmemesi, arkadaş oldukları iddiasına şüphe düşürmüştü. Aceleyle merdivenlerden aşağı bir adım attı. Portobello Pazarı pek uzak değildi. Onu bulmak fazla zamanını almayacaktı.

41 MELEK YÜZLÜM 43 Ama Bay Brody... diye seslendi yaşlı kadın arkasından. Anahtarlarınızı size nasıl geri vereceğim? Önemli değil. Siz de kalsın. Bir gün anahtarımı kaybeder, ya da unutursam, sizde yedeğinin bulunması iyi olur, dedi Connor ve ona el sallayıp kalan birkaç basamağı da inerek, uzaklaştı. Pazara doğru hızlı adımlarla yürürken, aklına gelen parlak fikri düşünüyordu. Ve düşündükçe, bu fikir ona daha da cazip görünüyordu. Tabii Daisy bundan hiç hoşlanmayacaktı. Ama bir taşla iki kuş vurmak ve tanımadığı insanların arkasından konuşan bir İngiliz kıza ders vermek diye buna denirdi işte. Daisy, Connor a o şekilde davranarak, bunu hak etmişti. Ona borçluydu. Ve Connor un aklında, ona bu borcu ödetmenin muhteşem bir yolu vardı.

42 44 HE1DI RICE ~ YEDİNCİ BÖLÜM ~ 4 C"l B öyle bitkin olmana şaşmamalı. Buna merhamet yorgunluğu diyorlar, dedi Juno, Daisy nin tasarımı olan yeni ipek eşarpları tezgâha yerleştirirken. Bütün geceyi onun başını bekleyerek geçirmene gerek yoktu. O adama bir borcun yok. Eminim, yaptığın iyilik için sana teşekkür bile etmemiştir. Daisy, Connor un ona nasıl teşekkür ettiğini anımsayınca, kıpkırmızı oldu ve Juno nun bunu fark etmemesi için, askıdaki elbiselerin arkasına gizlendi. Ama Juno, onu dikkatle izliyordu. Neden kızardın? Kızarmadım. Elbiseleri bedenlerine göre sıralıyorum. Daisy, bilmem gereken bir şey oldu mu? Eğer sana bir şey yaptıysa bana anlatabilirsin. Bunu biliyorsun değil mi? Sana zarar verdiyse, bunu ona ödetirim. Daisy gülümsedi. Hayır, bana zarar vermedi. O iyi bir adam. Aksine, ben ona zarar verdim. Nasıl yani?

43 MELEK YÜZLÜM 45 Genç kadın derin bir iç çekti. Ona büyük haksızlık ettim. Onun hakkında sana, Bayan Valdermeyer e ve diğer herkese anlattıklarım, tüm o önyargılar, hepsi birer saçmalıktan ibaretmiş. Sanki adamın da umurundaydı, dedi Juno. Konu bu değil Juno. Konu benim umurumda olması. Sadece zengin ve küstah olduğunu söyledin. Bunun nesi o kadar korkunç? Zengin, ama küstah değil. Tamam, belki biraz küstah olabilir ama sanırım bu da, kadınların ayaklarına kapanmasına alışık olduğundandır. Bu ona senden faydalanma hakkını vermez. Benden faydalanmadı. Olanlar tamamen karşılıklıydı. Juno, gözlerini kısarak arkadaşına baktı. Tam olarak ne oldu? Herhalde bana onunla yattığını söylemeyeceksin, değil mi? Arkadaşının suçlayan bakışları karşısında Daisy yine kızarmıştı. Yaptığı şeyi daha kendine bile tam olarak açıklayamazken, ona nasıl açıklayacaktı? Tam bir şeyler zırvalamak için arzını açmıştı ki, duydukları etkili bir erkek sesiyle, ikisi de başlatanı sesin geldiği yöne çevirdiler. ^ Merhaba bayanlar. /, ^ Karşısında tüm yakışıklılığıyla Coıinoüu gören Daisy nin, yüreği ağzına gelmişti. 1 Bu tatlı sohbetinizi bölmek istemezdim, ama seninle biraz konuşmam lazım Daisy. \ \ ) Daisy meşgul. Çek git buradan,' dedi Juna küstah bir şekilde. Connor gözlerinde alaycı (bıç1pırıltıyla Juno ya baktı. Sen de kimsin? Daisy nin koruması pıç ' Juno parmak uçlarında ^ükselip, çenesini yukarı kaldırdı. Belki de öyleyim. Ya sen kimsin î) Araya giren Daisy, eljni Juno nun ağzına bastırıp, onu susturdu. Tamam Juno. Ben hallederim. Sana her şeyi daha sonra anlatacağım. Yarım saat için, Şuraya tek başına bakabilir misin? Tamam, diye homurdandı Juno. Sonra Connor a tehditkâr bir bakış attı. Ama yarım saat sonra dönmezsen, peşinden geleceğim.

44 46 HEIDI RİCE Daisy ona başını sallayıp, çantasını aldı ve Cpnnor la birlikte kalabalık pazarın içinde yürümeye başladılar., İleride köşede bir kafeterya var. Çok gijzel kahve yapıyorlar, dedi genç kadın. } ^ Connor başını sallamakla yetindi. ( 7 V RJDeş dakika sonra, Gino nun yerific varmışlardı. Daisy cam kenarında bir masaya oturdu ve Connor da onun karşısında yerini aldı. Genç kadın tezgâhın arkasında duran Gino ya eliyle işaret etti. Sonra da, Ne içersin? diye şoi'du, Connor un yüzüne hiç bakmadan. VJ Önce yüzüme bakmam istiyorum. Bu sözler karşısında Daisy, mecburen onun gözlerine baktı. Böylesi daha iyi... Senin için çok mu zor oldu? Bak, Bay Brody.,2 Yani Connor. Sana söylemem gereken bir şey var v e... O sırada masanın başına Gino geldi. Merhaba Daisy. Ne alırsın? Her zamankinden mi? Evet, lütfen. Tamam tatlım, diyen Cıino, Connor a döndü. Sen ne alırsın, dostum? Ekspresso. Hemen geliyor. Gino elini Connor a uzattı. Bu arada, ben Gino Jones. Burası benim yerim. Seni daha önce buralarda görmedim. Adın ne? Connor Brody. Birkaç hafta önce, Daisy nin yanındaki eve taşındım. Gino nun kaşları çatıldı. Sen şu... Daisy yüksek sesle öksürerek onu susturdu. Yoksa Gino ya da mı Connor dan bahsetmişti? Bu kadar çenesi düşük olduğu için, kendine bir kez daha öfkelendi. Aslında bizim biraz acelemiz var, Gino, dedi ona uyaran bir bakış atarak. Juno yu tezgâhta yalnız bıraktım ve biraz sonra Pazar dolup taşar.

45 MELEK YÜZLÜM 47 Tamam tatlım. İçeceklerinizi hemen getiriyorum, dedi Gino ama yüzündeki ifadeden daha sonra bu meseleyi didik didik edeceği anlaşılıyordu. Biliyor musun, komik ama buradaki insanlar benden pek hoşlanmıyorlar, dedi Connor imalı imalı. Daisy bir kez daha büyük bir suçluluk duydu. Artık ona borçlu olduğu özrü dilemesinin zamanı gelmişti. Bak Connor. Ben çok kötü şeyler yaptım. Bahçene gizlice girdim. Seni Bayan Valdermeyer in kedisini bulmaya yardım etmemekle suçladım. Bu sabah benimle sevişmen için seni zorladım. Sonra bir hoşça kal bile demeden çekip gittim. Davranışlarımdan ötürü çok utanıyorum. Gerçekten çok üzgünüm ve hatalarımı telafi etmeye hazırım. Connor başını yana eğerek ona baktı. Hımm... Telafi etmen gereken bir sürü şey var. Biliyorum, diye mırıldandı Daisy. Nedense bacakları titremeye başlamıştı. ) Connor masanın üzerinden uzanıp onun elini tuttu. Neden beni sevişmeye zorladığım düşünüyorsun Daisy/t)ean? Yoksa sana zevk almıyormuşum gibi mi geldi? / ) Daisy yine kızarmıştı. Nasıl olup da bu konuya gelmişlerdi? Hayır, öyle değil. Ben sadece biraz Israrcıydım. Sana fazla seçim şansı bıraktığımı sanmıyorum. 1 Bu konuda yanılıyorsun. Sen baha bir şans verdin ve ben de onu zevkle değerlendirdim., ' O sırada yanlarına gelen Gino, boğazım temizleyerek kahveleri masanın üzerine bıraktı. Gitn den önce Daisy ye kuşkulu bir bakış atmayı da ihmal etmedi. ^ V Bana kızgın olmadığına sevindim, diye mırıldandı Daisy. Sevişmemiz konusunda elbette sana kızgın değilim. Bundan zevk aldım ve senin de^aynı şekilde hissettiğini düşünüyorum. Ama geri kalanlar için, bana bir açıklama borçlusun. İlk olarak sabah neden öyle kaçtığınla başlayabiliriz. Bilemiyorum. Biraz tuhaf hissettim sanırım. Genelde tanımadığım adamlarla yatağa girmem.

46 48 HE İDİ RİCE Bunu bilmek güzel... ) Daisy kahvesinden bir yudum alıp, çantasına uzandı. Her şeyi halletmemize çok sevindim. Seninle düşman olmak istemem. Ne de olsa komşuyuz. Daha sonra görüşürüz.^ Kahveler benden. Gino ya benim hesabıma yazmasını söyleyeceğini ^Anlayışın için çok teşekkür ederim, dedi ve ayağa kalkıp tokalaşhıak için ona elini uzattı. Connor da onun elini tuttu ve ama/bırakmadı. Otur. Henüz bitirmedik. ' \ \ ) Bitirmedik mi? \ Hayır. Hâlâ şu telafi mcsclbsi', var. Ne? Daisy tekrar oturdu, Çönnor un sesindeki emreder tondan hiç hoşlanmamıştı. y ö' Hatalarını telafi etmek istediğini söylemiştin. Şimdi bunu nasıl yapacağına karar vereceği^ ve fazla zamanını yok. Connor, saatine baktı. Bir buçuk saat şonraki Paris uçağına yetişmem gerekiyor. Sekiz gün orada kaldıksan sonra, iki haftalığına New York a geçeceğim. Bunu duyan Daisy çok rahatlamıştı. Yani üç hafta boyunca onu etrafta görmeyecekti ve böylece aralarında geçenleri unutmak için zamanı olacaktı. Bu harika. Çok iyi vakit geçireceğinden eminim. Seni özleyeceğim. Özlem uzun sürmeyecek, dedi Connor gülümseyerek. Çünkü New York a geçtiğimde, sen de bana katılacaksın. Daisy bir kahkaha attı. Gerçekten çok komiksin! Connor oturduğu yerde arkasına yaslanarak, ona baktı. New York ta iki haftalığına bir kız arkadaşa ihtiyacım var. Bir iş anlaşmasıyla ilgili... Ve o kız arkadaş sen olacaksın. Sen çıldırdın mı? Bu çok saçma. Ben New York a filan gitmiyorum. Hatalarımı telafi etmek istediğimi söylerken, sana yine kurabiye pişirmekten söz ediyordum. Sahte kız arkadaşın olarak seninle iki haftalık bir New York seyahatine gelmekten değil. Hem gelmek istesem de, gelemem. İşletmem gereken bir tezgâhım var. Connor içini çekti. Eğer o koruma arkadaşın tezgâhı tek başına işletemezse, ona yardım edecek birini bulabilirsin. Eleman ücretini ben öderim. Özel asistanım senin seyahat planını yapacak.

47 MELEK YÜZLÜM 49 Daisy artık iyice öfkelenmişti. Sen beni dinlemiyorsun bile Brody. Bunu yapmayacağım. Yapmak istemiyorum. Başkasını bulmak zorundasın. Sana o kadarını borçlu değilim. Oh, borçlusun Daisy Dean. Connor öne doğru eğilerek ona baktı. Buz mavisi gözlerindeki bakış, genç kadım iliklerine kadar dondurmuştu. Londra nın yarısına benim bencil, küstah ve güvenilmez biri olduğumu anlatmışsın. Buna iftira derler. Genç kadının yüzü bembeyaz olmuştu. Connor bunu nereden biliyordu? Bu tip şeylere karşı yasalar var. Eğer avukatımı aramamı istemiyorsan, o uçağa binsen iyi olur. Connor yerinden kalktı ve Daisy nin çenesini tutup, başını kaldırarak, gözlerine baktı. Hem, Daisy, sana sahte kız arkadaşım olacağını kim söyledi ki? Ama kız arkadaşın değilim. Seni sevmiyorum. Şu an senden hoşlanmıyorum bile. Connor un bundan incinmiş gibi bir hali yoktu. Hata yapmamaya çalış yeter. Bu yalnızca iki haftalık bir anlaşma. Senden daha fazlasını beklemiyorum. Sen de benden beklenfe. Şu an aklımda olan şeyi yapmamız için, birbirimizi sevmemize^ gerek yok, dedi ve dudaklarını genç kadının dudaklarına bastırdı. Daisy, geri çekilmeye çalıştı, ama erkeğin güçlü kollarında^ kurtulamadı. Sonunda ne olduğunu bile anlamadan, ona karşılıkaermeye başlamıştı. Öpüşmeyi sonlandıran Connor oldu. Benden yeterince hoşlanıyorsun Daisy Dean. Ve bunu ikimiz de biliyoruz. Genç kadın kendini aşağılanm Ş hissediyordu, ama en kötüsü, bu hissinin içine tutkunun da kanşnfasıydı. Manhattan da yapılacak ve görülecek bir sürü şey var. Seni en iyi şekilde ağırlayabilirima Kararı sen ver. Ya iki haftayı yatağında yalnız geçirirsin, ya da hayatının en unutulmaz tecrübelerinden birini yaşarsın. Connor, yüzünde şeytani bir ifadeyle ona gülümsedi. New York ta görüşürüz Melek Yüzlüm. Daisy onun neşeli/bir şekilde ıslık çalarak kafeteryadan dışarı çıkışını izledi. Öfkeden adeta kuduruyordu. Adam ona resmen şantaj yapmıştı. Artık insanlara onun hakkında söylediği şeyler için, zerre

48 50 HEIDI RİCE kadar pişmanlık duymuyordu. Connor sadece küstah değildi. Aynı zamanda megalomandı da. ) Eğer onu hizaya getirebileceğini sanıyorsa, çok yanılıyordu. Ne olursa olsun, onunla bir daha yatmayacakta Bu söz konusu bile olamazdı. y lj Aslında Daisy bunun için söz verirken, bunun kendi kendine verdiği tutamayacağı ikinci söz olacağının farkındaydı.

49 MELEK YÜZLÜM 51 ~ SEKİZİNCİ BÖLÜM ~ D a i s y o akşam Juno yla beraber tezgâhı toplayıp, evdeki kiralık odasına döndüğünde, Connor un yaptığı teklifin ya çılgınca bir şakadan ibaret olduğunu, ya da hayal) gördüğünü düşünüyordu. Connor onu şantaj yaparak New York â götürecek olamazdı. Yirmi birinci yüzyılda insanlar artık böyle şeyler yapmıyorlardı. Işığı açıp, ayakkabılarını çıkardı. Uykusuz geçen bir gecenin ardından bir de on saat ayakta çalıştıksan sonra, vücudunda ağrımayan tek bir adale kalmamıştı. Tabii bir de Connor Brody nin yaşattığı duygusal travma vardı. ı "\ > Yatağının üzerine oturup, 'başını ellerinin araşma aldı. Juno ya, Connor un tehdidinden söz! etmemişti. Kafeteryadan çıktıktan sonra tezgâha dönmeden önce kendine gelmek için biraz oyalanmış, düşünmüş ve sonunda Connor un ciddi olamayacağına karar vermişti. Bu yüzden de, arkadaşını boşuna kızdırmak istememişti. Perdeleri kapadı ve yatağına uzandı. Gözlerini önceki kış tavana çizdiği peri masalı motifine dikti. Mavi gözlü, siyah saçlı bir erkek melek, dolunayın ardından ona göz kırpıyor ve hatırlamak istemediği birini hatırlatıyordu.

50 52 HE1DI RICE P a z a r ve Pazartesi günleri, işle ilgili koşuşturmalarla geçip gitmişti ve Daisy nin tahmin ettiği gibi, Connor dan bir daha ses çıkmamıştı. 1 ) Sah gecesi de birkaç erotik rüyayla <^ççtikten sonra, Daisy de hafta sonu olanlardan eser kalmamıştı. ' > Ama Çarşamba sabahı, Bayan Valdejfneyer in kapısını büyük bir heyecan içinde çalışıyla uyandı. x \ J Daisy, Daisy, kapıyı aç tatlım! Sana bir paket geldi! Daisy yataktan fırlayıp, uykuhı gözlerle saate baktı. Daha sabahın yedisiydi. Kapıyı açtığında ev sahibi içeri girip, elindeki paketi merasim havasıyla yatağın üzenine bıraktı. Sonra Daisy ye bakıp gülümseyerek ellerini çırptı, ^ le kadar heyecan verici değil mi? Şu yakışıklı komşumuzdan gelmiş, üzerinde öyle yazıyor. Odanın kapısında pijamaları ve uykulu yüzüyle Juno belirdi. Neler oluyor?? Daisy ye bir hayranından hediye geldi. Ne heyecanlı değil mi? diyen Bayan Valdermeyer, yatağın üzerine oturup, Juno ya yanındaki yeri işaret etti. Sen de gel yanıma. Paketi açışını beraber izleyelim. Ne hayranı? Juno içeri girip pakete baktı. Oh, şu adam! Huysuzlanma Juno, dedi Bayan Valdermeyer. Çok hoş biri ve Bayan Pootles i de ölümden kurtardı. Doğrusu Daisy çok yakışıklı birini bulmuş. Biz onunla çıkmıyoruz Bayan Valdermeyer, dedi Daisy. Ama neden? Zengin biri biliyorsun. Tutku bittiği zaman, para çok işe yarıyor. Daisy onu duymazdan gelerek, paketi açtı. İçinden ayrı ayrı üç zarf ve bir mücevher kutusu çıkınca, hayretten dona kalakaldı. Onu en son aç Daisy, dedi, Bayan Valdermeyer mücevher kutusunu işaret edip, genç kadının eline zarflardan birini tutuştururken. Mücevherler tadını çıkararak açılmalıdır. Zarfların içinden, onun adına New York a birinci sınıf bir uçak bileti, bir kredi kartı ve bir mektup çıkmıştı. Mektubu eline aldığında, genç kadının parmakları titremeye başladı.

51 MELEK YÜZLÜM 53 Melek Yüzlüm, Takıları Paris te görüp, sana çok yakışacağını düşünerek, aldım. Ne ihtiyacın varsa, yolladığım kredi kartıyla al. Hiçbir masraftan kaçınma. Muhteşem görünmeni istiyorum. Seni bir araba havaalanından alıp, Waldorf a götürecek. Connor Not: Eğer gelmezsen hemen avukatımı arayacağım. Her şey çok romantik, dedi Bayan Valdermeyer heyecanla. W aldorf da iki hafta ve bir kredi kartı. Hayatının en muhteşem günlerini geçireceksin Daisy. Avukat meselesi nedir? diye sordu Juno. Hiçbir yere gitmiyorum. Daisy mektiıbu katlayıp zarfa geri koydu. Elbette gidiyorsun tatlım. Saçmalama, dedi yaşlı kadın. Gitmesi gerektiğini hiç sanmıyo rüıp, dedi Juno. Tamamen o adamın kontrolünde olacak ve...? Kes sesini Juno! Bayan Valdermeyer ayağa kalkıp, Juno yu kolundan tuttu ve Hemen dışâçk çıkmanı istiyorum. DaisyTe özel olarak konuşacağız, dedi onu,kapıya doğru sürüklerken. Juno hiçbir şey söyleyemeden kendini kapının önünde bulmuştu. Bayan Valdermeyer, Daişy nin yanma oturup elini onun dizine koydu. ^ i Anlamıyorsun, dedi Daisy. Bu düşündüğün gibi romantik bir gezi değil. Sadece iki haftalığına, kolunda gezdireceği bir kız arkadaşa ihtiyacı var. Onunla çıkmıyoruz bile. Bir iş anlaşmasıyla ilgiliymiş. ) Öyle diyor olabilir, Ama bence bundan daha fazlası var. Daisy nin gözleri yaşla dolmuştu. Nasıl yani?

52 54 HE1DI RİCE Daisy tatlım, erkekler sadece bir iş anlaşması için tüm masrafları üstlenerek, bir kadına New York seyahati tekjif etmezler. Zaten teklif etmedi, emretti. Ve sanırım harcadığı para karşılığında, işe biraz da zevk katmayı umuyor. / Yaşlı kadın, bir kahkaha attı. Tankbir çapkın... Tıpkı üçüncü eşim Jerry gibi. Ama bu tipleri bir kez Eğittin mi, en iyilerin onlardan çıktığını anlayacaksın. Hem yatakta, hem dışarıda... Ben onu eğitmek istemiyorum. İnan bana bu çok zor bir iş. Bu durumu fazla ciddiye alıyordun. Sadece bir kadın ve bir erkek birlikte harika bir macera yaşayacaklar diye düşünsene. Hem hayatında o kadar az macera yaşadın ki, bence böyle mükemmel bir fırsatı geri tepmemelisin., ] İşte bu konuda yanılıyorsun. Buraya gelmeden önce, bana bir ömür yetecek kadar çok macera yaşadım. Hayır, onlar senin değil, annenin maceralarıydı. Onları sayma. Bu senin maceran olacak7 ve her anından zevk alacaksın. Aşkı bulmayı düşünmeden önce7, biraz kabuğundan çıkıp hayatını yaşamalısın. Fazla düşünme Daisy. Kendinden başka herkesi düşünüyorsun zaten. Bir kez olsun düşünme ve sadece hisset. Güven bana. Ben yaşlı bir kadınım ve hayattan öğrendiğim bazı şeyler var. Hayatının geri kalanı zaten hep plan yapmakla, doğru şeyleri yapmaya çalışmakla, tedbirli olmakla ve sorumluluk almakla geçecek. Bir aile kurduğunda bunları yapmak zorunda kalacaksın. Annen de yapmak zorundaydı ama yapmadı. Şimdi ise genç, bekar ve özgürsün. Biraz pervasız olmalı, hayatı geldiği gibi yaşamalı ve elinden geldiğince zevk almalısın. Bayan Valdermeyer, ona mücevher kutusunu uzattı. Haydi, şimdi senin için Paris ten ne aldığına bakalım. Daisy derin bir iç çekip, kutuyu açtığında, gümüş rengi örgü şeklinde bir zincire sıralanmış zümrüt taşların ışıltısı gözlerini kamaştırdı. Kendini parlak saten bir balo elbisesi içinde, boynunda bu kolyeyle ve Connor un kolunda hayal etti. Sonra hayallerinden korkup kutuyu hızla kapadı. Ama hızla çarpan yüreği, hayallerini bu kadar kolayca bir kenara atamayacağını haykırıyordu adeta.

53 MELEK YÜZLÜM 55 ~ DOKUZUNCU BÖLÜM ~ SoNUNDA Daisy, New York a gitmek zorunda olduğunu kabullenmişti. Aksi halde, tüm hayatım nasıl bir fırsat kaçırdığını düşünerek geçirecekti., Kararım verdikten sonraki günler4am bir telaş içinde geçti. Tezgâhta Juno ya yardım etmesi için, J^cie'yi ayarladı. Yardım demekleriyle ilgili işlerini organize etti v ^ â la n her boş dakikasını seyahat için kendisine özel bir gardırop ^tasarlamakla geçirdi. Gerçekten muhteşem görünmek istiyordu, ^trha bunun için Connor un kredi kartını kullanmayacaktı. Onup ayrıcalıklı bir tarzı vardı ve kendi kıyafetlerini kendisi dikecekti, jüuygusal anlamda da kendini bu seyahate hazırlamıştı. Sonunda büyük gün 'gelmiş ve güneşli bir Pazar sabahı evin önünde özel şoförlü siyah bir Mercedes durmuştu. Şoför valizlerini bagaja yüklerken, Juno ve Bayan Valdermeyer ile kucaklaşıp, vedalaştı. ^ Yola çıktıklarında ve hayatı boyunca sahip olduğu tek yuva gözden kaybolduğunda, başım arkaya yaslayıp, derin bir iç çekti. Hak

54 56 HE1D1 RICE kında hiçbir şey bilmediği yepyeni bir dünyanın kapılarını aralıyordu ve kendini neredeyse hiç tanımadığı bir erkeğin ellerine bırakıyordu. Londra nın evlerini dalgın dalgın izledij Belki de sonunda bu maceraya girişmenin hayatında yaptığı en aptalca şey olduğunu anlayacaktı, ama yine de bunu en güzel şekilde yaşamaya kararlıydı. D a isy Dean, hiçbir zaman zehrin ve ünlülerin yaşam tarzına özenmemişti. Her zaman çalışm ak tı zevk almış ve yaşamını devam ettirmek için yeterli parası olduğuisürcce, hiç ne kadar parası olduğunu da düşünmemişti. \ ' Ama o gün öğleden sonra,v^he Waldorf Astoria Oteli nin önünde limuzinden inip, oradaki ihtidamı gördüğünde, zenginliğin de güzel yanları olabileceğini kabul etmek zorunda kaldı. Otelin kapı görevlisi, elinde mavi bir biletle onu karşıladı. Hoş geldiniz hanımefendi. Siz bunu resepsiyon görevlisine verin. Biz de valizlerinizi odanıza gönderelim. Teşekkür ederim. Genç kadın, cüzdanından on dolar çıkarıp bahşiş olarak adama uzattı, ama adam başını iki yana salladı. Buna hiç gerek yok hanımefendi. Siz Bay Brody nin misafirisiniz. Oh. Yanakları kızaran Daisy, parayı cüzdanına geri koyup otele girdi ve etrafına hayranlıkla bakarak, resepsiyona doğru yürüdü. Orada onu çok güzel ve nazik bir kadın karşıladı. Size nasıl yardımcı olabilirim? Adım Daisy Dean. Bay Connor Brody benim için bir oda ayırtmıştı. Görevli kadın bilgisayarına bakıp gülümsedi. Evet, siz ve Bay Brody için süit bir oda ayırtılmış. Daisy nin gözleri hayretle büyüdü. Emin misiniz? Evet, elbette. Bay Brody düzenlemeleri bizzat kendi yaptı, dedi kadın ve ona zarf içinde plastik bir kart uzattı. Daireniz yirmi birinci katta. Sizin kullanımınıza özel bir asansörü var. Bay Brody size mesaj bıraktı ve bir toplantıda olduğunu söyledi. Ama geldiğinizde

55 MELEK YÜZLÜM 57 ona haber vermemizi istemişti. Akşam altıda gelip, size yemekte eşlik edecekmiş. Yardımlarınız için teşekkür ederim, dedi Daisy. Aslında bir an görevliden ona başka bir oda vermesini istemeyi düşünmüştü, ama cüzdanında sadece yüz dolar varken bunu yapamazdı. Geldiğinde Connor ile bu konuyu çok ciddi bir şekilde konuşmaya karar vererek, asansöre doğru yürüdü. S u it daireyi inceledikten sonra Daisy nin gözü daha da korktu ve kendini tam bir budala gibi hissetti. Dairenin tüm odaları aşırı büyük ve lükstü. Girişteki salonda bir piyano, küçük bir sinema ekranı kadar plazma bir televizyon ve nefes kesen manzarasıyla geniş bir teras vardı. Dairede ayrıca iki gömme gardırop ve bir giyinme odası da mevcuttu. Ama nedense tek yatak odası vardı. / Odanın özel banyosundaki yuvarlak küvet, bir futbol takımına yetecek kadar büyüktü. Altın rengi muhteşem bir örtüyle örtülmüş yatakta bir harem dolusu kadın yatabilirdi. Elbette Connor birlikte yatacaklgrinı düşünürdü. Neden düşünmeyecekti ki? Karun kadar zengin.olduğu belliydi ve bu yüzden kendine aşırı güveniyordu. Buna nşânın aklını başından alan yakışıklılığı ve cazibesi de eklenince, E^aisy şimdiye kadar hiçbir kadının onu reddetmediğine, son kuruşuna kadar bahse girebilirdi. Genç kadın banyoya girip,\küvetteki altın kaplama musluğu açtı ve içerideki lavanta kokuşunu içine çekti. Connor un gelmesine daha birkaç saat vardı. O zamana Aadar keyifli bir duş alıp, rahatlayabilir ve geldiğinde onunla nasıl başa çıkacağını düşünebilirdi. ; ;

56 58 HEIDI R.ICE im rıj b ö l ü m ~ D a is y duvardaki saate bakıp gözlerini yumdu. Henüz dört buçuktu. Bir on dakika daha köpüklü banyonun tadını çıkarabilirdi. Sonra Connor Brody la yüzleşmek için hazırlanacaktı. İçeriden hafif bir tıkırtı duyunca, kaşları çatıldı. New York a hoş geldin meleğim. Genç kadın küvetin içinde öyle bir sıçradı ki, sular yerlere taştı. Sen ne arıyorsun burada? diye haykırdı, kollarıyla çıplak göğüslerini kapamaya çalışırken. Burada yaşıyorum, dedi Connor Brody gülümseyerek. Küvetin başında durup, Daisy nin göğüslerine baktı. Evindeymiş gibi rahat etmene sevindim. Daisy çenesine kadar suyun içine daldı. Eğer sakıncası yoksa banyo yapıyorum. Görüyorum. Connor ceketini çıkarıp, gömleğinin kollarını sıvadı ve küvetin kenarına oturdu. Ne yapıyorsun? diye sordu Daisy panik içinde. Connor eline sabunu alıp, ellerini suya soktu ve köpürtmeye başladı. Sana yardım ediyorum.

57 MELEK. YÜZLÜM 59 Senin yardımını istemiyorum. Connor sabunu bırakıp, köpüklü elleriyle genç kadının ensesine masaj yapmaya başladı. Emin misin? Daisy ıslak ellerini erkeğin göğsüne bastırıp, onu itmeye çalıştı. Fakat Connor bir kahkaha atıp onu kendine çekti ve dudaklarından öpmeye başladı. Genç kadın, ona direnmek istedi, ama erkeğin dudakları ve dili aklını başından alıyor, vücudunun her noktasını arzuyla titretiyordu. Connor onu aniden bırakıp ayağa kalktı. Daisy onun gömleğini ve ayakkabılarını çıkarışını izledi. Sıra kemere geldiğinde, Daisy nin de aklı başına geldi. Ne yapıyordu? Connor un bunu yapmasına neden izin veriyordu? Onun metresi değildi. Evet, belki ona karşı koyamıyordu, ama Connor un ona istediği zaman oynayacağı bir seks oyuncağıymış gibi davranmasına da izin veremezdi. Yapma. Seninle sevişmeyeceğim. Connor eli kemerinde donakaldı. Nedir tju şimdi? Birkaç problemi halledene kadar sevişmeyeceğiz. Ne gibi problemler?, Ben senin metresin değilim. Bepi satın aldığını düşünebilirsin, ama satılık da değilim. Senin malın değilim ve bana öyleymişim gibi davranmana izin vermeyeceğim. \) } Conno, onu dinledikten sonra, umursamaz bir tavırla omuz silkti. Anlaşıldı. Şimdi kenara kay. Yanına geleceğim, dedi ve çırılçıplak soyunup küvete daldı. Evet, nerede kalmıştık? Onun çıplak teninin, tenink değdiğini hisseden Daisy, hiçbir şey diyemedi. Bu adama karşı kendini öyle savunmasız ve güçsüz hissediyordu ki, ona direnemiyordu. Connor ellerini onun ^göğüslerine koyup, göğüs uçlarım okşamaya başladı. ) Bu hiç de iyi bir fikir değil, diye fısıldadı Daisy gözlerini yumarak. ^ Connor bir kahkaha attı. Biliyorum. Kahrolası prezervatifleri yatak odasında unuttum. Sonra parmaklarını onun içine soktu. Daisy zevkle kıvranarak bir çığlık attı.

58 60 HEIDI RICE Connor dudaklarıyla onun çığlığını bastırdı. Şir eliyle onu kendine çekerken, diğeriyle onu zevkten çıldırtmaya devam ediyordu. Daisy orgazma doğru giderken, kalçalarını çılgınca sallıyordu. Sonunda sarsıla sarsıla doruğa çıktı ve bitkin bjr halde kendini erkeğin kollarına bıraktı. ( ), I S / Connor onun kulağına, Buna yatakta devam edelim, diye fısıldadı ve küvetin içinde ayağa kalktı. Gkı kadını kucağına alıp, küvetten çıkardı ve bir havluyla kurulamaya başladı. Daisy havluyu ondan alıp vücuduna sardı ve yerlere akan sulara baktı. Ne yaptığına bak. \ \ Connor un yüzünde seksi bit gülümseme belirdi. Biraz sonra daha fazlasını yapacağım, dedi yte Daisy nin sıkı sıkı tuttuğu havluyu çekti. Bırak şunu meleğimv Ön a ihtiyacın olmayacak. Üşüdüm, diye mırıldandı genç kadın. Ben seni ısıtırım. Connor onu kucağına alıp, yatak odasına taşıdı ve yatağa yatırıp üzeride çıktı. Daisy onu itmeye çafıştı. Yapma. Seni istemiyorum. Bir an gerilen Connor un gözlerinde tuhaf bir pırıltı belirdi. Bence istiyorsun, diyerek yatağın yanındaki konsolun çekmecesinden prezervatif çıkardı. Beni buna zorlayamazsın. Zorlamak mı? Seni asla zorlamayacağımı bilmelisin. Ama beni istemediğini söylerken, bana olduğu kadar kendine de yalan söylüyorsun meleğim. Connor güçlü elleriyle onun bacaklarım ayırıp, en duyarlı yerlerini okşamaya başladı. Bana bir kez daha istemediğini söyle, seni bırakayım. Seni hiçbir şey için zorlamayacağım. Daisy ona duyduğu özlemle alev alev yanarken, bir kez daha yalan söyleyemeyeceğini biliyordu. Yalan söyleyerek kendini Connor un yaşatacağı zevklerden mahrum edemezdi. Connor son hamlesini yapmadan ve genç kadının gözlerinin içine bakarak, Seçim senin meleğim, diye mırıldandı. Bana ne istediğini söyle. Daisy onu tamamen içine alabilmek için, kalçalarını sabırsızca salladı. Ama Connor hiç hareket etmedi. Genç kadın alt dudağını ısırdı. Kendi arzuları ve güçsüzlüğü, ona işkence ediyorlardı.

59 MELEK YÜZLÜM 61 Cevabını bekliyorum. Genç kadın çaresizce inledi. Connor neden onu yalvartmaya çalışıyordu? Ve şimdi ona yalvarırsa, bir metresten ne farkı kalacaktı? Beni istediğini söyle. Daisy sonunda teslim oldu. Lütfen... Haydi yap. Seni istiyorum. İstediğimi biliyorsun, diye fısıldadı. Bunu itiraf etmekten utanç duymuştu, ama Connor sonunda içine tamamen girdiğinde, aklında o anı yaşamak dışında hiçbir şey kalmadı. Erkek içinde hızla gidip gelirken, Daisy için orgazm öncekinden de daha çabuk ve şiddetli geldi. Tırnaklarım Connor un sırtına geçirip, bacaklarını beline sımsıkı sararken, zevk çığlıkları atıyordu. Connor da artık çılgınca bir ritimle hareket ediyordu. Ve sonunda, birlikte sarsıla sarsıla zevkin doruğuna ulaştılar.

60 62 HEIDI RİCE vv : ON BIkINCİ BÖLÜM ~ CoNNOR sırt üstü yatıp, hızla atan kalbini sakinleştirmeye çalıştı. Ona ne olmuştu böyle? İlk başta Daisy yi kızdırmaya çalışırken birdenbire kendini kaybetmiş ve onunla anlam veremediği bir duygu yoğunluğu içinde sevişmişti. Kadınlarla ilişkileri her zaman gelişigüzel ve geçiciydi. Onun için seks bir eğlence ve tatmin duygusuydu. Hiçbir zaman fazla ciddiye alınmamalıydı. Peki, Daisy onu istemediğini söylediğinde, neden bunu bu kadar ciddiye almış, onun yalan söylediğini bildiği halde kendini neden kendini aşağılanmış hissetmişti? Yoksa çocukluğundan çok yaşadığı o reddedilmişlik duygusuyla, ona yanıldığını mı ispatlamaya çalışmıştı? Neden onunla intikam alır gibi sevişmişti? Başını çevirip Daisy ye baktı. Genç kadın arkasını dönüp yatmıştı ve omuzları sallanıyordu. Yoksa ağlıyor muydu? Connor yüreğinde ince bir sızı duydu. Örtüyü çekip üzerlerine örttü ve elini Daisy nin kalçasına koydu. Daisy iyi misin? Elbette, dedi genç kadın. Ama sesi titriyordu. Emin misin?

61 MELEK YÜZLÜM 63 Daisy ona cevap vermeden doğrulup, yatağın kenarına oturdu ve konsolun üzerine bıraktığı sabahlığını üzerine geçirdi. Connor sessizce onun hareketlerini izledi. Onu teselli etmek, hatasını telafi etmek için güçlü bir istek duyuyordu. Kendisine neler olduğunu anlayamıyordu. Hatta kendini tanıyamıyordu. Nedense bu kadın onun için bir şeyler ifade etmeye başlamıştı. Ayrı geçirdikleri bir hafta boyunca sürekli onu düşünmekten kendini alamamıştı. Aslında, onu New York a getirme fikri ilk başta bir oyundan ibaretti. Daisy ye hatalı davranışlarından ötürü ceza vermek istemiş, bir yandan da onunla biraz hoş vakit geçirebileceğini düşünmüştü. Ama sonra, Paris te bir vitrinde gördüğü gerdanlığa, hiç düşünmeden dünyanın parasını vermişti. Genellikle çıktığı kadınlara karşı cömert davranırdı, ama sadece bir kez görüştüğü bir kadına karşı hiç bu kadar cömert olmamıştı. Onun New York a gelişini planlamak için özel asistanıyla birlikte bir saatten fazla uğraşmış ve o sabah ilk iş olarak Daisy nin uçağa binip binmediğini öğrenmek için, havayollarını aramıştı. Otele geldiğini öğrenir öğrenmez de, kalan tüm toplantılarını iptal edip, onun yanına koşmuştu! Tıpkı liseli bir aşık gibi davranıyordu. Bu durumu ona kendini s avunmasız hissettiriyordu, ama başka türlü davranmak da elindetı gelmiyordu. Daisy bana bakar mısın? İyi olduğunu görmek istiyorum. Genç kadın omzunun üzerinden oıia baktı. Connor onun ağlamadığını göruüce, rahat bir nefes aldı. Neden iyi olmayayım? NeMe olsa bana istediğimi verdin. Bunun için beni yalvarttın. Kendime gurur duyuyor olmalısın. Daisy, ayağa kalkmaya yeltendi, ^ma Connor panik içinde onu kolundan yakalayıp, durdurdu. \, Bekle. [, / Bırak beni. Burada daha fazla kalmayacağım. Kendine başka bir sahte kız arkadaş bulman gerekecek. Seninle seks harika, ama sana itaat etmemi bekleyemezsin. Connor genç kadının yanına oturup, onu kendine çekti. Daisy, çok üzgünüm, diye fısıldadı. Daha önce hiçbir kadından özür dilememi şti.

62 64 HEIDI RICE Neden özür diliyorsun? Bana şiddetli bir orgazm yaşattığın için mi? Connor onu incittiğini ve gururunu kırdığını anlamıştı. Daisy seni cezalandırmaya çalışmıyordum. Sakın öyle düşünme. O zaman sevişmek için neden beni yalvarttın? Çok zalimce ve onur kırıcıydı. Neyi ispatlamaya çalışıyordun? Sadece beni istediğini söylemeni ''istedim. Sana bunu söyletmenin en iyi yolu da buydu. \ ' Neden söylememi istedin? V? Bilmiyorum. - Daisy derin bir iç çekti. Beni Şuraya getirmek için çok para harcadığını biliyorum. Ve aslında buraya zorla gelmedim. Ben de gelmek istedim. Daha önce Nevi york u görmemiştim, dedi ve gözlerini odada gezdirdi. Burası ihanılmaz bir yer. Gerçekten muhteşem. Ama burada senin metresin olarak kalamam. Böyle bir şey beni alçaltır. Hâlâ kız arkadaş ınrolü yapmama ihtiyacın varsa, benim için daha ucuz bir oda tutabilirsin. İstediğini yine yaparım. Hem sen de bu kadar para harcamamış olursun. Onun yüzündeki ciddiyeti gören Connor un yüreği burkuldu. İlk kez paradan, zenginlikten etkilenmeyen bir kadınla karşılaşıyordu. Bu kadın gerçekten çok farklıydı. Burada benimle kalacaksın Daisy. Sen sadece New York için ya da bu otelde kalmak için gelmedin. Geldin, çünkü beni istiyorsun ve ben de seni istiyorum. Bunu inkâr etmenin bir anlamı yok. Bu umurumda değil. Sana söyledim, senin metresin olamam. Sus artık. Kırılan gururunu onaracak bir çözüm yolu biliyorum. Haydi, şimdi giyin. Akşam yemeğinden önce yapmamız gereken şeyler var ve ben açlıktan ölüyorum. C onnor, Daisy ye yinni dakika sonra onunla lobide buluşmalarını söyleyip, giyinmesi için onu yalnız bıraktı. Daisy üzerine şarap rengi, boyundan bağlamalı bir elbise giydi ve makyajını özenle yaptı. Sonra da lobiye indi ve birlikte onları

63 MELEK YÜZLÜM 65 bekleyen limuzine bindiler. New York un kalabalık caddelerinde bir süre yol aldıktan sonra, şoför limuzini durdurdu. İşte geldik, dedi Connor onu elinden tutup arabadan indirirken. Genç kadın, önünde durdukları lüks mücevher mağazasına baktı. Burada ne işimiz var? Problemimizin çözümü burada... Bu arada elbisen muhteşem görünüyor. Daisy bu iltifattan hoşlansa da, duymazdan geldi. Ne çözümü? Sana bir nişan yüzüğü alacağız, dedi Connor gülümseyerek ve onu mağazaya soktu. ^B en bunu takmam. Bütün bunlar çok saçma. Daisy elini Connor un elinden kurtarmaya çalıştı, fakat Connor, onu bırakmayıp genç kadının parmaklarını dudaklarına götürerek öptü. Huysuzluk etme meleğim. Maureen yüzüğü beğenmediğini zannedecek. Connor tezgâhın arkasındaki, satıcı kadına bakarak gülümsedi. ; Beğenmediğimden değil. Nedenini biliyorsun. Ben bu yüzüğü takamam. () Daisy on dakika boyunca, Connor ye Maureen in yüzük seçmeye çalışmalarını izlemişti. Sonunda Copnor, son derece güzel pırlanta taşlı bir yüzükte karar kılmıştı. Neden takamayacaksın? Metresim olmak istemiyorsun. Tamam, seni anlıyorum. Eğer bu yüzüğü, takarsan, önümüzdeki iki hafta boyunca nişanlım olacaksın. Böyljbce problem çözülmüş olacak. Ama ben senin nişanlın1değilim. Bu yalan olur. Bence bunu yapmamız hiç doğru değik Meleğim bunu fazla ciddiye almana gerek yok. Sadece iki hafta için. Biraz eğleneceğiz^ benim iş anlaşmam kurtulacak ve kimsenin gururu kırılmamış olacak. Tamam mı? Daisy, derin bir ıç çekti. Pekâlâ, ama bunu insanlara sen söylemek zorunda kalacaksın. Çünkü ben yalan söylemekte hiç iyi değilimdir.

64 66 HEIDI RICE Connor gülümseyerek onun yanağını okşadı/ Yalan olmayacak ki. Sadece dünyadaki en kısa süren nişanlılıklardan biri olacak, dedi ve yüzüğü genç kadının parmağına taktı. ) Connor yüzüğü takarken, genç kadımın 'elinin hafifçe titrediğini fark etmişti. Aslında kendi eli de aynı şe^kidde titriyordu. Daha önce hiçbir kadının parmağına yüzük takmamıştı ve bir daha da takmaya niyeti yoktu. _y Tamam, ama şu an duyduğu bu,helecan, gurur, mutluluk karışımı duyguların anlamı neydi?, > Hayır... Hayır, bunların hiçbir anlamı yoktu...

65 MELEK YÜZLÜM 67 ~ ON İKİNCİ BÖLÜM ~ SEN İN LE tanışmanın çok güzel olduğjunu söylemeliyim, dedi Jessie Latimer, yüzünde heyecan dolu ]2>ir ifadeyle. Monroe ve ben, her zaman Connor un gönlünü fethedecek kadının çok özel biri olacağını düşünürdük. Ne de olsa o ele avuca sığmayan bir erkek. Evet, öyle. Daisy, şampanyasından bir yudum alıp, gülümsemek için kendini zorladı. Onu bu dünima düşürdüğü için Connor u boğmak istiyordu. xo ) Dolu dolu bir hafta göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti ve bu süre içinde Connor la harika vakit geçirmişlerdi. İkisi de işleri akışına bırakmaya karar vermişler, birbirlerinin gerçek yaşamlarını öğrenmeye çalışmamışlardı. (Dnlsy, o akşama kadar sahte nişanlılık rolünü gayet iyi oynadığını düşünüyordu. Ama yirmi dakika önce Latimer Galeri nin açılışına geldiklerinde ve Connor onu dünyaca ünlü sanatçı Monroe Latimer ve eşi Jessie ile tanıştırdığında, rol yapmak Daisy için bin kat daha zorlaşmıştı. Çünkü bu tatlı çiftin, Connor un çok yakın arkadaşları olduğu belliydi ve genç kadın, Connor un onlara gerçeği söyleyeceğini dü

66 68 HE1D1 RICE şünmüştü. Ama Jessie yüzüğü fark edip heyecanlandığında, Connor hiç tereddüt etmeden yalanma devam etmiş, hatta daha da ileri gidip, onlara hayali düğün planlarından bile bahsetmişti. Sonra da, Monroe ve Connor bardan biıâ almak için yanlarından ayrıldıklarında, Daisy daha ilk görüşte-kzının kaynadığı Jessie ye karşı yalanlarını sürdürmek zorunda kalmıştı. Sen onun çıktığı diğer kadınlardari çok farklısın, diyerek sözlerine devam etti Jessie. Monroe veçhen, bu galeri projesine başladığımızdan beri, yani üç yıldır Conrtor u tanıyoruz. Burayı onunla birlikte meydana çıkardık ve buramda çok iyi dost olduk. Ama onun çıktığı kadınlarla hiçbir zaman Anlaşamadık. Sonunda kendisine uygun birini bulduğu için öyle (mutluyum ki. Her ne kadar kendi inkâr etse de, onun senin gibi birinp ihtiyacı vardı bence. Daisy kendini çok kötü hissediyordu. Connor un dostlarına bu şekilde yalan söylemesi kprkunç bir şeydi. Neyin var Daisy? Şanki birden rengin soldu. Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum? Neyi? Connor ve ben nişanlı değiliz. Jessie nin kaşları yukarı kalktı. Değil misiniz? Hayır. Ve evlenmeyeceğiz de. Sadece iki hafta önce tanıştık. O benim komşum. Buraya gelip, nişanlısı rolü yapmam için tüm masraflarımı karşıladı. Daisy onun yüzünde bir nefret ifadesi görmeyi bekledi, ama Jessie birdenbire kahkahalarla gülmeye başladı. Şaka mı yapıyorsun? Hayır, şaka değil. Korkunç bir şey olduğunu biliyorum. Connor, sizi aldattı. Tabii ben de öyle. Güldüğüm için çok özür dilerim. Sakın benden utanma. Anlayışın için teşekkür ederim. Hiç önemli değil. Yalnız sana bir şey sormak istiyorum. Bu durumdan memnun olmadığın anlaşılıyor. Peki, neden kabul ettin? Daisy derin bir nefes aldı. Güzel bir soru, ama cevabı biraz karmaşık.

67 MELEK YÜZLÜM 69 Öyle olduğundan eminim. Özel hayatınıza burnumu sokuyor gibi olmak istemiyorum, ama Connor gerçekten iyi bir dostumuzdur ve ikinizin arasında neler olduğunu çok merak ediyorum. Açıklaması biraz zaman alabilir. Jessie gülümsedi. Tatlım, Connor ve Monroe dönene kadar zamanımız var. Ve onların bira bulması epey zaman alacak, çünkü bildiğim kadarıyla bara sadece şampanya alınmıştı. Pekâlâ, öncelikle Batı Londra da, kiralık bir odada yaşadığımı söylemeliyim. Portobello Pazarı ndaki tezgâhımda haftanın altı günü çalışıyorum. Yani anlayacağın şu içinde bulunduğumuz ortam, benim gerçek yaşantımdan son derece uzak. Haftada bir kez mahallemizdeki huzurevine yardıma giderim. Kimsesiz çocuklar yurdunda çeşitli projeler yürütürüm. Herkese akıl hocalığı yapar, her işe gönüllü olurum. Anlayacağın en büyük hobim, çevremdekilere yardımcı olmak... Seni neden ilk görüşte sevdiğimi şimdi daha iyi anlıyorum. Sakın beni yanlış anlama. Hayatımı seviyorum ve zengin olmakla falanla da hiç ilgilenmiyorum. Hayatım boyunca hep Bay Doğru yu bekledim. Connor tıpkı içinde yaladığı dünya gibi, benim düşlediğim erkeğin tam zıttı. Heyecari verici, seksi ve etkileyici... Anlık planlar yapıyor ve onu güvenilinez biri olarak görüyorum. Ciddi bir ilişki yaşamak istemiyor ve trntıu anlıyorum. Bu yüzden de onunla ilgili hayaller kurmuyorum, ^ftıa her nedense ona karşı koyamıyorum. Ondan gelen uçak biletini aldığımda, bu iki haftanın benim Külkedisi masalım olacağıiıı düşündüm. Şimdiye kadar da, her şey gayet güzel gitti. Anc^k\sona erdiğinde gerçek yaşantıma ve hayallerime geri dönmekteyse, mutluluk duyacağım. Anlıyorum, dedi Jess^e yüzünde düşünceli bir ifadeyle. Sana onu kullanıyormuşum gibi gelebilir. Ama karşılığında o da beni kullandığından, buncan suçluluk duymuyorum. Onu kullandığım düşünmüyorum. Öyle mi? y Evet, öyle. Hem kullansan bile bence bunu hak etmiş. Connor, kendi kazdığı kuyuya, kendi düşüyor. Ama seni uyarmalıyım. Bence Connor u fazla hafife alıyorsun.

68 70 HE1DI RICE Nasıl yani? ; Senin tarif ettiğin Connor, sadece yüzeydeki Connor. Tüm dünyaya bu yüzünü gösteriyor ve herkesin onu öyle görmesini istiyor. Özellikle de kadınların. Onu ilk tanıdığımızda, biz de onun hakkında tıpkı senin düşündüğün gibi düşünmüştük. Bu projeye başlarken, onunla ilgili ciddi endişelerimiz vardı, Aslinda onunla tavsiye üzerine çalışmaya başlamıştık, ama yine defona güvenebileceğimizden şüpheliydik. Bizi yüzüstü bırakm andan korkuyorduk. Bu projeye çok fazla para yatırmıştık ve Connor dan emin değildik. Çünkü o çok rahat ve kendinden çok fazla çmin görünüyordu. Peki, neden kendinizi riske attınız? M onroe nin fınans uzmanı kardeşi, Brody İnşaat ı araştırdı. Şirket yeni olmasına rağmen, büyük başarılar kazanmıştı. Bu yüzden de ConnorTa ortaklık anlaşmasını imzaladık. Ama daha ilk baştan, projeyle ilgili işler ters gitmeye başladı. Ruhsatın alınması düşündüğümüzden çok daha uzun sürdü. Tedarikçilerden biri şirketini tasfiye etti. Binada, denetimlerde anlaşılmayan yapısal bir problem ortaya çıktı. Maddi problemler oldu. Yani her şey tam bir kâbusa dönüştü. İşte o günlerde Connor, adeta bizim şövalyemiz oldu. Bizde ilk bıraktığı izlenimle alakası yoktu. Kendini bu projeye adamıştı. Son derece çalışkan, dürüst ve yaratıcıydı. Ve yüzde yüz güvenilir biriydi. İşin sonlarına doğru birkaç kez inşaatta kendisi bile çalıştı. Daisy içinin gururla dolduğunu hissetti. Sonra da bunu saçma buldu. Connor onun gerçek sevgilisi değildi ki. İşinde iyi olduğunu duymak güzel, dedi. İşini seviyor olmalı. Sanırım başarılı olmasının sebebi de bu. Evet, işini çok seviyor. Ama bence en çok sevdiği şey mücadele... Ancak aşk hayatında, şimdiye kadar hiç mücadele etmesi gerekmedi. Çıktığı kadınlar nasıldı? Yeri kolaylıkla doldurulabilir kadınlardı. Basittiler. Ama bazıları oldukça akıllıydı. Son çıktığı kadın olan Rachel, Connor a hamile olduğunu söylediğinde, hiç şaşırmamıştım. Connor ne yaptı?

69 MELEK YUZLUM 71 Ona evlenme teklif ederek, herkesi şaşırttı. Monroe ve ben, bunun onun yapmak istediği en son şey olduğunu biliyorduk. Rachel sonunda bize hamile olmadığını söylediğinde, Connor kendini idamdan son anda kurtulan bir mahkûm gibi hissetmişti. Baba olmayı istemiyor muydu? O kadar basit olduğunu sanmıyorum. Tam olarak emin değilim, ama sanırım zor bir çocukluğu olmuş. Bu yüzden, aile ve çocuklara karşı yaklaşımı çok karmaşık... Yapsatçı olmasına rağmen, Londra da restore ettiği, yani sizinkinin yanındaki ev, kendisi için satın aldığı ilk yer. Anlıyorum, diye mırıldandı Daisy. Jessie tatlı tatlı gülümsedi. İşte bu yüzden seninle tanıştıktan sadece iki hafta sonra parmağına nişan yüzüğü takması çok tuhaf... Ama sana söylediğim gibi bu sahte bir nişan. Emin misin? Daisy güçlükle yutkundu. Elbette emindi. Başka türlü düşünmesi mümkün değildi. * ' Bu konuda akla yatkın olmayan birkaç nökta var Daisy. Birincisi, senin Connor un çıktığı diğer kadınlarda^ ne kadar farklı olduğun çok açık. İkincisi, sana onlara davrandığından çok farklı davranıyor. Buraya kolunda seninle birlikte gire/iken, senin ona ait olduğunu herkese göstermek ister gibiydi. Bunu, daha önce hiç yapmamıştı. Sahiplenici bir tip değildir. En azından şimdiye kadar değildi. Son olarak da, şu sahte nişan olayı biraz- abartılı değil mi? Connor gibi bir erkeğin, neden sahte bir nişanlıya ihtiyacı olsun ki? Bu bana çok tuhaf geldi. ( i Bilemiyorum. Nedenini;söylemedi. Connor u iyi tanırım. (Ş^nce işin içinde, ikinizin de düşündüğünden çok daha fazlası vap. Daisy nin kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Daha fazlasını duyup boş hayallere kapılmak istemiyordu. Benim özel ve farklı olduğumu düşündüğün için gurur duydum. Ama öyle değilim. Eğer gerçekten böyle düşünüyorsan, tıpkı Connor gibi, sen de kendini hafife alıyorsun demektir. Bence fazla romantik düşünüyorsun Jessie.

70 72 HEIDI RICE O kadar emin olma. 7 ) ) A n la t bakalım dostum, Daisy le atanızda ne var? diye sordu Monroe, birasının sonunu içerken. Salim bana onun nişanlın olduğunu söyleme. Daisy yi kandırabilirsin^ ama ben senin evlenecek bir tip olmadığını biliyorum. Connor gülümseyerek ellerini yukarı kaldırdı. Teslim oluyorum. Daisy benim nişanlım değil. Sadbpe Londra daki yeni komşum... Zeki ve güzel bir kadın... Bazı bedenlerden ötürü burada bulunduğum süre içinde bir kız arkâdaşia ihtiyacım vardı. O da bu iş için uygundu. Aramızda bir bağ ybl^. Peki, neden onu bize nişanlın olarak tanıttın? Ya da neden ona pahalı bir yüzük satın aidini Bu biraz karmaşık bir durum... Bundan eminim. ^ Ve hiç ilgi çekici değil. Yine de duymak için sabırsızlanıyorum. Connor bir kahkaha attı. Aslında bu durumdan hiç hoşlanmıyordu. Monroe gerçekten iyi bir dosttu. Hatta birkaç kez birlikte sarhoş olup, birbirlerine mazileri hakkında birçok şey anlatmışlardı. Ama anlaşamadıkları bir tek konu vardı. Aşk ve aile... Yine kafa çektikleri gecelerden birinde Connor, ona asla aşık olmayacağını söylemişti. Ama Monroe, bir erkeğin böyle bir şeye önceden karar veremeyeceğini söylemişti. Tabii onun bilmediği şey, yuva sahibi olmanın, Connor için cehenneme gitmekten farkı olmadığıydı ve hiçbir kadın bu fikrini değiştiremezdi. RachePe, sadece ortada bir bebek olduğu için evlenme teklif etmişti, ama bu evlilikle ilgili düşüncelerinin değiştiği anlamına gelmiyordu. O evlenmek ve çocuk sahibi olmak istemiyordu. Daisy le oynadıkları oyuna, Monroe nin özel bir anlam yüklediği belli oluyordu. Evet, Connor bir haftadır onunla birlikte olmaktan çok hoşlanmıştı. Ona çevreyi gezdirmek ve her şeye verdiği o heyecanlı tepkileri görmek hoşuna gitmişti. Ve yataktaki ilişkileri gerçek

71 MELEK YÜZLÜM 73 ten muhteşemdi. Hatta insanlara onu nişanlısı olarak tanıtmaktan anlam veremediği bir zevk bile almıştı. Ama hepsi bu kadardı. Bir hafta sonra yollarını ayıracaklardı ve yaşanan her şey tatlı birer anı olarak kalacaktı. Bu yüzden Connor, arkadaşının kapıldığı yanlış izlenimleri bir an önce düzeltmeliydi. Tamam, sana ve Jessie ye ilk baştan gerçeği söylemeliydim. Ama üç yıldır o tatlı eşinden evlenmem konusunda o kadar çok tavsiye alıyorum ki, Jessie yüzüğü fark edince öyle söylemekten kendimi alamadım. Monroe gülümsedi. Jessie nin bazen çok ısrarcı olduğuna katılıyorum. Ama umarım bu küçük şakanın geri tepeceğini biliyorsundur. Jessie beni affedecektir. Benim cazibeme hiç dayanamaz, biliyorsun. Evet, bu doğru... Ama sözünü ettiğim kişi Jessie değildi. Kimdi peki? Az önce orada, bir an için beni bile kandırmayı başardın. Neden biliyor musun? Çünkü birbirinize çok yakışıyorsunuz. Daisy sana çok uygun bir kadın dostum. Ben sanatçıyım. Böyle şeyleri ilk bakışta anlarım. Seni uyarıyorum, o senin hayatının kadım. Connor un yüzü allak bullak olmuştu. Kendine bile itiraf etmekten korktuğu şeyleri güvendiği bir dbstundan duyunca, kalbi daha hızlı çarpmaya başlamıştı. ^ \ Monroe onun bu sersemlemiş, halini görünce, neşeli bir kahkaha attı. Hey, o karşı konulmaz cazibçfte ne oldu dostum? X 0 V O ' J3u akşam galeriye ğitrrteden önce, Monroe ve Jessie nin yakın arkadaşların olduğunu neden bana söylemedin? diye sordu Daisy küpelerini çıkarırken. Connor ona arkadan sanldı ve kulağını öptü. Bu gece çok güzeldin, biliyor musun? Genç kadın onun kollarının arasında dönüp, ellerini çıplak göğsüne bastırdı. Konuyu değiştirmeye çalışma. Beni çok zor bir duruma düşürdün. Bana onları tanıdığını söylemediğin yetmezmiş gibi,

72 74 HE1DI RİCE bir de onlara evleneceğimizi söyledin. Sonra da beni Jessie le baş başa bıraktın. Kendimi berbat hissettim. İnsanlara yalan söylemek istemediğimi biliyordun. Yaptığın hiç doğru bir şey değildi. Connor parmağıyla onun çenesini kaldırıp, yüzüne baktı. Haydi, meleğim. Bu kadar üzülme. Zaten doğra olmadığını hemen anladılar. v'l 7 Jessie anlamadı. Ona anlatmak zorunda kaldım. Bunu neden yaptığını anlamıyorum. Neden onlara Beni nişanlın olarak tanıttın? Connor omuz silkti. Ama cevap verirken gözlerini ondan kaçırdı. Ani bir tepkiydi sanırım. Endişelenmeyi bırak artık. Haydi, yatağa gidip bunları unutalım. Orada seninle konuşacağım daha ilginç şeyler var, diyerek, onü dudaklarından öpmeye başladı. Daisy zevkle inleyerek, kendini ona bıraktı. Her şeyi unutmak, sadece onun vücudunu, dokunuşunu, dudaklarını hissetmek istiyordu. Connor un ona cevap vermekten kaçtığını fark etmişti, ama zaten kendi de onun cevabını duymak istediğinden pek emin değildi. Önemli olan tek şey bu meleğim, diye fısıldadı Connor, onu kucağına alıp, yatak odasına taşırken. Bunu sakın unutma. Evet, önemli olan tek şey seksti. Daha fazlasını aramamalıydı. Fakat Daisy, kendini o anın güzelliğine bırakmaya ne kadar çalışsa da, içinde uyanan korku ve pişmanlığa engel olamıyordu.

73 MELEK YÜZLÜM 75 ~ ON ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ~ NE W YORK ta geçirdikleri son gündü. Sön bir haftadır Daisy, bir şekilde sadece içinde bulunduğu anı yaşarftayı ve Jessie nin kafasında uyandırdığı kuşkuları rafa kaldırmayı başarmıştı. Bunda Connor un çok etkisi olmuştu. Genç kadın kendini ne zaman derin düşüncelere dalmış bulsa, Goppor bir şekilde onun dikkatini dağıtmıştı. / \ 1 Yine de paylaştıkları birkaç sessîz dakikada Daisy, farklı insanlar olsalardı ve hayattan beklentileri ayiıı olsaydı, neler olabilirdi diye düşünmekten kendini alamamıştı, Şü anda, o anlardan biriydi. O akşam eyalet valisinin g e ç e ğ i baloya gidecekler, ertesi gün de Londra ya döneceklerdi.xyani gerçek yaşantısına geri dönecekti. Her ne kadar kabul etmek istemese de, Connor la paylaştığı yakınlığı özleyecekti. Connor kapı kömşusuydu, ama onun için ulaşılmaz olacaktı. Sonuçta bunun iki, haftalık bir anlaşma olduğunu, başından beri biliyordu. O gün hava çok güzeldi ve piknik yapmak için Central Park a gelmişlerdi. Connor ellerini başının altına koymuş bir halde, çimenlerin üzerinde uzanıyordu. Gözünde siyah güneş gözlükleri vardı. Ve her zamanki gibi muhteşem görünüyordu.

74 76 HE1DIRİCE Daisy sandaletlerini çıkarıp, ayaklarını çimenlere uzattı ve onu izlemeye koyuldu. Connor un uyumadığından ^emindi. Muhtemelen bir şeyler düşünüyordu. Acaba aklından neler geçiyordu? Beraber iki hafta geçirmişlerdi ve Daisy hâlâ onun hakkında doğru dürüst bir şey bilmiyordu. Sadece uzun süreli bir ilişki' islemediğini ve başarılı bir şirketin sahibi olduğunu biliyordu. Onıin hakkındaki gerçekler hâlâ esrarını koruyordu. Birbirlerine geçmişlerinden hiç söz etmemişlerdi ve Daisy ikisinin de iyiliği için, bunuh böyle olması gerektiğini düşünmüştü. \ Ama şimdi, birlikte geçirecekleri şu son yirmi dört saate girdiklerinde, bu düşüncesinden o kadar/da emin değildi. Onun hakkında daha fazlasını öğrenmek istiyoöfp Geceleri onun kâbuslarına şahitlik ettiğinden beri, merakı içini] kemiriyordu. Neşeli bağırışlar duyup başını kaldırdığında, ileride İ3İr babanın, iki çocuğuyla top oynadığını gördü ve gülümseyerek önları izlemeye başladı. Büyük olan çocuk, küçüğünü iterek yolundan çekmeye çalışıyordu. Babaları ise onlara^nazikçe müdahale ediyordu. Acaba son kız arkadaşı gerçekten hamile olsaydı, Connor nasıl bir baba olurdu? Daisy gülümsedi. Ona bunu sorsa, Connor herhalde kalp krizi geçirirdi. Komik olan nedir? diye sordu Connor. Dirseğinin üzerinde doğrulmuş, Daisy yi izliyordu. Güneş gözlüklerini çıkarıp, çimenlerin üzerine bırakmıştı ve yüzünde meraklı bir gülümseme vardı. Genç kadın başıyla top oynayan baba ve oğullarını işaret etti. Şu adamın ne kadar iyi bir baba olduğunu düşünüyordum. Connor bir süre onları izledi. İyi bir baba olduğunu nereden biliyorsun? Çünkü çocuklarına adil davranıyor. Onlarla beraber olmaktan gerçekten zevk alıyor. Çocuklarım olduğunda böyle bir babaları olmasını isterim. İlgili ve sevgi dolu bir baba... Connor un kaşlarını çattı. Çocukların olduğunda mı? Daisy hafifçe kızardı. Şey, evet... Her zaman büyük ve mutlu bir ailem olmasını istedim. Bence hayatı yaşanmaya değer kılan şey bu.

75 MELEK YÜZLÜM 77 Connor bir süre sessizce onu izledi. Kendi ailen de hayalindeki gibi miydi? Babamı hiç tanımadım. Genç kadın omuz silkti. Ama babadan mahrum kaldığım pek söylenemez. Her zaman sahte babalarım vardı. Connor un gözleri kısıldı. Sahte babalar mı? Annem uçuk kaçık bir kadındı ve aşık olmaya aşıktı. Birine aşık oluyordu ve hemen onunla yaşamaya başlıyorduk. Kısa bir süre sonra da, onun kendisini yeterince sevmediğine karar verip, ayrılıyordu. Bu yüzden bir sürü cici babam oldu. Hiçbiri bana karşı kötü değildi. Hep nazik olmaya çalıştılar. Ama sonuçta babam değildiler ve olmak da istemiyorlardı. Senin için zor olmuştur. Başlarda öyleydi. Yaşım daha küçükken onlara bağlanıyordum ve bizi terk ettikleri zaman yıkılıyordum. Ama bir süre sonra annemin ilişkilerinin hiçbirinin uzun sürmeyeceğini anladım ve kendimi kimseye bağlanmamaya alıştırdım. Böylesi daha kolay oldu. / ; C onnor doğrulup oturdu. Az önce; Daisy ona yüreğini açmıştı. Halbuki, Connor onunla duygulardan! vç ciddi konulardan konuşmayacağına dair kendine söz vermişti. Artıa şimdi onun yüzündeki acılı ifadeyi görünce, onu teselli etmek için güçlü bir istek duydu. Benim küçük, ayakları yere sıkı basan Daisy min böyle hayalperest biri olduğu kimin aklına gelirdi? dedi gülümseyerek. Neden gülüyorsun? Aile kurmak istememin nesi komik? Sen böyle bir şey istemiyorsun.thyjfc benimle dalga geçmeye hakkın yok. Dalga geçmiyorum. Komik olduğunu da düşünmüyorum. Sadece çok tatlı ve inanılmaz derecede saf olduğunu düşünüyorum. Neden safmışım? y Çünkü asla bulamayacağın bir şeyi arıyorsun. Gerçek hayatta mutlu sonlar yoktur.^annen aşkı bulamadı, çünkü aşk diye bir şey yok. Connor ileride oğullarıyla oynayan babayı işaret etti. Şu

76 78 HE1D1 RICE adamın geceleri sarhoş olup, çocuklarını kemerle dövmediğini nereden biliyorsun? 7 Daisy nin gözleri dehşetle açıldı. Böyle/bir şey nereden aklına geldi? > 7 Connor omuz silkti. Çünkü böyle şeyler oluyor. Baban sana öyle davranıyordu değil mi? Bunu nereden biliyorsun? y/ Uykunda kâbus görüp sayıklıyorsan Connor. Ve sırtındaki izleri de gördüm. Bana anlatmak ister nusin? Connor sinirli bir kahkaha attı7\ ^Anlatacak fazla bir şey yok. Annem öldü. Babam altı çocukla fek başına kaldı. O gece hastaneden eve geldiğinde bebekler gibi (ağladı ve körkütük sarhoş oldu. O günden sonra da, her şey değişti/ 7 Nasıl değişti?, İlk başlarda başıma t>ir tokat ya da beklenmedik bir anda hafif bir yumruk atıyordu. Ama sonraları kemeriyle, ya da ayakkabısının topuğuyla bayıltıncaya kadar dövmeye başladı. Alkol onu değiştiriyordu ve kendini kontrol edemiyordu. Daisy gözlerine dolan yaşları çabucak sildi. Connor un onun merhametini istemediğini biliyordu. Erkek kardeşim Mac le birlikte pencerede babamın dönüşünü beklerdik. Mac çay yapardı. Ben de kız kardeşlerime banyo yaptırır, karınlarını doyurur ve babam eve gelmeden onları yatırırdım. Şanslı olduğumuz gecelerde, babam eve körkütük sarhoş gelirdi. Yürümeye bile hali olmazdı. Ona yemek verir, yatmasına yardım ederdik. Böylece gece olaysız sona ermiş olurdu. Ama şansız olduğumuz gecelerde... Connor bir an duraksadı. Bunlar mutlu hikâyeler değil Daisy. Bizimkine yaşamak denmezdi. Genç kadın onun yüzünü, ellerinin arasına aldı. Çok üzgünüm Connor. Connor hemen geri çekildi. Üzülecek bir şey yok. Hiçbir çocuk böyle şeyler yaşamayı hak etmez. Connor onun gözünden aşağı süzülen bir damla yaşı sildi. Bunu yapma Daisy. O kadar da kötü bir hikâye değil. Sonuçta atlattım.

77 MELEK. YÜZLÜM 79 Kendime tüm bunlardan uzak bir hayat kurdum. Ve hayatımdan memnunum. Mac ve kız kardeşlerine ne oldu? Connor un yüzünde acı dolu bir ifade belirdi. Yetkililer neler olduğunu öğrendiler ve bizi ayırdılar. Farklı ailelere evlatlık verildik. Peki, iletişiminizi sürdürebildiniz mi? Hayır. O günden sonra onları görmedim. Ama Mac film yıldızı oldu. Tam adı Cormac. Cormac Brody mi? Cormac Brody senin erkek kardeşin mi? Daisy şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Kulaklarına inanamıyordu. Bu İrlandalı ünlü aktör, son yıllarda Hollyvvood u kasıp kavuruyordu. Düşününce, onların birbirlerine ne kadar benzediklerini fark etti. Aynı buz mavisi gözler ve aynı öldürücü cazibe... Madem bunu biliyordun, neden onunla irtibata geçmedin? Eminim menajeri... Connor onun sözünü kesti. Bunu neden yapayım? Artık birbirimizin hayatının birer parçası değiliz. Bir süre onu özledim. Tıpkı diğerlerini özlediğim gibi. Ama onlar bensiz daha iyiydi ve tabii ben de onlarsız daha iyiydim. ^, Bu doğru olamaz. Herkesin bir ailesi olmalıdır. Onlara ihtiyacın var. Onlar senin birer parçan. \\ ^ 7 Daisy bunu yapma. Ben böyle plmasını istiyorum. Küçük bir çocukken, geceleri annemin geri dönmesi için dua ederdim. Babamın içkiyi bırakması, her şeyin eski halirie dönmesi ve yeniden mutlu bir aile olabilmemiz için Tanrı ya yalvarırdım. Ama çok önemli bir ders aldım. Geçmişe dönemezsin,v sadece geleceğe bakmalısın. Ve hiç kimseye güvenemezsin. Bn hayatta hiçbir şey kesin değil. Hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Hayatta) karşına ne zaman, ne çıkacağı hiç belli olmaz. Tıpkı seninle karşılaşmamız gibi. Sona erene kadar bunun tadını çıkarmalı ve birbirimizden ne alabilirsek almalıyız. Bu kadarı yeterli... 7 Ama Daisy o kadarının yeterli olmadığını biliyordu. Hiç kimse için yeterli değildi.

78 80 HE1DI RICE P ark ın içinde yürürlerken, Connor kolunu genç kadının omzuna atmıştı. Güneş batmak üzereydi. Daisy onun anlattıklarını düşünürken, gerçeği tüm çıplaklığıyla gördü., Connor anlık yaşıyor, sorumluluktan lçaçıyordu. Kendini bir aile istemediğine ikna etmişti. Ama bunları^ nedeni bencil olması değildi. Bunun nedeni, erken büyümeye ve taşıyamayacağı sorumluluklar almaya zorlanmış bir çocukluk geçirmiş olmasıydı. Connor un korktuğu şey, kaybedeceğine inandığı insanlara bağlanmaktı. \ \ Aslında ikisi de korkaktılar,. e > Connor şansını denemekten korkarken, Daisy de annesinin yaptığı hataları yapmaktan korktuğu için, onca zamandır gerçeği inkâr etmişti. ) Aslında Connor a umutsuzca aşıktı. Peki, şimdi ne yapacaktı?

79 MELEK YÜZLÜM 81 ~ ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ~ ÜZERİNDEKİ smokinle prensler gibi görünen Connor un kolunda balo salonuna giren Daisy, bakışlarımı hayranlıkla çevresinde gezdirirken, şu anki halinin bundan daha.gerçek dışı olamayacağını düşündü. Kristal avizelerin aydınlattığa ihtişamlı salon, en ünlü modacıların elinden çıkma kıyafetleriyim gi-izel kadınlara ve smokinli zengin erkeklere ev sahipliği yapıyordu. Daisy kendi diktiği zümrüt "yeşili saten elbisenin üzerine, Connor un hediye ettiği gerdanlığı takmıştı. Parktan otele döndüklerinden beri duyguları karmakarışıktı. Ama önemli bir karar almıştı. Yaşadığı bu büyük macerada, Işoln akşamının tadını çıkaracaktı. Nasıl olsa asi kalbini yola g etirm eksin, sonradan çok zamanı olacaktı. Daisy bu elbise muhteremi. Genç kadın başını çevirdiğinde, elinde bir şampanya kadehiyle Jessie Latimer i gördü. ' Elbiseni nereden aldın? Daisy doğruyu söyleyip söylememekte tereddüt etti. B en... Kendi dikti, dedi Connor onun beline sarılarak. Sadece güzel değil, aynı zamanda yetenekli de.

80 82 HEIDI RICE Bu harika. Dinle Daisy, kız kardeşime senden bahsettim. Onunla tanışmanı istiyorum. Aslında senden bir iyilik yapmanı isteyeceğim. Dün yeniden hamile olduğunu öğrendi ve şokta. Belki birlikte onun kafasını biraz dağıtabiliriz. ^ Elbette. Ben de onunla tanışmak isteşm^ Yine mi hamile? diye sordu Conhor.- Bu dördüncü mü olacak?, ( V Jessie başını salladı. Doktor ikiz olabileceğini söylemiş. Şimdiden çok kilo aldı. \ y i Daisy kolundan çıkınca, Connor un kaşları çatıldı. Dur bir dakika. Neden ben de sizinle gelmiyorum? Onu tebrik etmek isterim. Jessie parmağını Connor un göğsüne bastırdı. Biz kız kıza olacağız. Monroe ve Lincoln balcalar. Sen git onlarla takıl. Jessie elinden tutup onu ^alabalığın arasında sürüklerken, Daisy arkasına dönüp Connor a Çakmaktan kendini alamadı. Genç adam ellerini cebine sokmuş, sanki hüsrana uğramış gibi onun gidişini izliyordu. 7 Daisy, derin bir iç çekti. Evet, ona aşık oluyordu, ama bu aptalca davranacağı anlamına gelmiyordu. Tek yapması gereken o gecenin tadını çıkarmak ve gerçeklerle ertesi gün yüzleşmekti. Belki kendi romantik hayallerine kapılmıştı, ama gözlerinin kör olmasına izin veremezdi. Hâlâ hayattan ne istediğini biliyordu ve o gün Connor, onunla aynı hayalleri paylaşmadığını açıkça belirtmişti. Ve bu, o aşık oluncaya kadar değişmeyecek bir gerçekti. Nasıl gidiyor? diye sordu Jessie o sırada. Kardeşimin yanma gitmemiz gerekmiyor. Sadece dans başlamadan önce, seni Connor un yanından biraz uzaklaştırmak istedim. İkiniz de biraz gergin görünüyorsunuz. Bir şey mi oldu? Hiçbir şey olmadı. Sadece Portobello dan gelen bir kıza bu kadarı biraz fazla geldi, hepsi bu. Evet, Amerikalılar abartıya bayılıyorlar, sence de öyle değil mi? Jessie, Daisy nin arkasında bir noktaya gözünü dikti. Aman Tanrım! Bu kadın tam bir baş belasıdır. Az önce zavallı Lincoln onu başından zor bela atmıştı. Şimdi de Connor a yapışmış.

81 MELEK YÜZLÜM 83 Daisy arkasına dönüp baktığında, yüzü bembeyaz oldu. Sarışın bir kadın, Connor a neredeyse dolanmıştı. Eteği öyle kısaydı ki, kalçaları neredeyse tamamen meydandaydı. Connor un elleri ceplerindeydi ve kadının samimiyetinden zevk alıyor gibi görünmüyordu. Ama kadın eğilip kulağına bir şeyler fısıldayınca, o da tek elini cebinden çıkarıp, kadının beline koydu. Kim bu kadın? diye sordu Daisy öfkesini gizlemeye çalışarak. Mitzi Melrose, gezegendeki en oynak kadın. Anladığım kadarıyla milyarder kocası Eldridge Melrose onu yatakta tatmin edemiyor. Daisy gözlerini onlardan hiç ayırmıyordu. Kadın, Connor a doğru iyice eğilerek, silikonlu göğüslerini gözler önüne seriyordu. Dudakları erkeğin kulağına değmek üzereydi ve Connor bu konuda hiçbir şey yapmıyordu. Elini onun belinden çekip, tekrar cebine sokmuştu, ama ondan kurtulmak için de çaba göstermiyordu. Daisy normalde kıskanç kadınları hep kınardı. Ama hayatında ilk kez onlara hak veriyordu. Sonuçta parmağında Connor un yüzüğünü taşıyordu. Nişanlılıkları her ne kadar geçici ye sahte olsa da, o yüzüğü takmasını Connor istemişti. Onu herkese müstakbel eşi olarak tanıtmıştı. Şimdi de, başka bir kadının ona yakın olmasına izin veriyordu. ü /. Jessie bana bir dakika izin verir misin? dedi Daisy, gözlerini nişanlısının üzerinden ayırmadan. ' x y Elbette.. \ \ \ Y J Daisy gözleri öfkeden ateşleı\ saçarak kalabalığın arasından yürüdü. Kalbi hızla çarpıyordu, y anakları kızarmıştı. Connor herkese onunla nişanlı olduğunu sqylwken, insanların gözü önünde başka bir kadınla kırıştıramazdı. Nişanlılıkları sahte olabilirdi, ama Daisy nin duyguları gerçekti. Connör hn aşkını beklemese bile, saygısını bekliyordu. Connor onun geldiğini hissetmiş gibi başını kaldırdı. Gözlerini onun yüzüne dikip, gülümsedi. Bu hareketi, Daisy yi daha da öfkelendirdi. Acaba o kadar komik olan neydi?

82 84 HEIDI RICE C onnor kulağının dibindeki Mitzi nin fısıltılarını duymuyordu bile. Ona doğru gelen Daisy nin saten elbisesinin ortaya çıkardığı mükemmel hatlarına bakarken kalbi özlemle çarpıyordu. Aralarında mesafe olmasına rağmen, onun erotik kokusiınu duyabiliyordu. Sanki parmaklarında, onun göğüs uçlarını hissediyordu. Otelde genç kadını o elbiseyle gördüğünden beri, aklında onunla uzun uzun sevişmekten başka bir şey yöktu. O aptal baloda olmak yerine onunla sevişmeyi, sonra u&ürv uzun konuşmayı ve sarılıp uyumayı tercih ederdi. Artık İngiltere ye döndükten sonra da onu bırakamayacağını biliyordu. İki (haptadır gece gündüz sevişmelerine rağmen, ona duyduğu istek bitmek tükenmek bilmiyordu. Aralarında birkaç adımlık mesafe kaldığında, Daisy nin yüzündeki öfke ve kararlılığı fark etti Neler olduğunu anlayamadan, genç kadın yanlarına gelmişti, j Connor neden beni arkadaşınla tanıştırmıyorsun? Mitzi nin eli şimdi de erkeğin yakasındaydı. Daisy yumruklarını sıktı. Kadının suratının ortasına sert bir tokat atmamak için kendini zor tutuyordu. Oh, evet. Mitzi, bu benim nişanlım Daisy Dean. Acaba bizi biraz yalnız bırakabilir misin? Fakat Mitzi onu duymazdan gelerek şuh bir kahkaha attı. Nişanlın mı? Şaka yapıyor olmalısın. Bana evleneceğinden hiç söz etmemiştin tatlım. Sonra Daisy ye dönüp pis pis sırıttı. Birlikte o kadar güzel vakit geçiriyoruz ki, söylemeyi unutmuş olmalı. Erkeklerin dikkati çok kolay dağılabiliyor. Öyle değil mi şekerim? Daisy gülümsedi. Evet, haklısın. Özellikle de bir öküzü bile bayıltacak kadar ucuz parfüm kokusuna maruz kaldıklarında. Mitzi nin ağzı hayretten açık kalmıştı. Efendim? Connor, Daisy nin yanma gelerek kolunu tuttu. Daisy sana ne oldu böyle? Bu da bardağı taşıran son damla olmuştu. Genç kadın, öfkesini daha fazla kontrol altında tutamayacağını hissediyordu. Connor onu New York a getirmiş, herkese bir çift olduklarını söylemiş, ona daha önce hiç kimseye anlatmadığı şeyleri anlatmış ve onunla büyük bir

83 MELEK. YÜZLÜM 85 tutkuyla sevişmişti. Ama nedense zora geldiği zaman her şeyin bir oyundan ibaret olduğunu anımsayıp, ona yalnızca yatağa attığı kadınlardan biriymiş gibi muamele ediyordu. Bilemiyorum Connor. Belki de benimle nişanlıyken, onunla sarmaş dolaş olduğun için sinirlenmiş olabilirim. Bu kez şaşırma sırası Connor daydı. Genç kadına sanki uzaydan gelmiş gibi bakıyordu. Beni duydun Connor. Bana ya saygı duyarsın, ya da duymazsın. İkisinin ortası olmaz. Ben bu parfüme bir servet ödedim seni küçük fahişe! diye haykırdı ilk şoku üzerinden atan Mitzi. Kapa çeneni Mitzi! diye bağırdı Connor. Bunu kocama anlatacağım. Anlatmayacağımı sanma sakın. Artık o anlaşmaya veda edebilirsin. Ne istiyorsan yap. Şimdi defol buradan. Kadın oradan uzaklaşırken, Daisy çevrede bir anda oluşan sessizliği ve üzerlerine çevrilmiş gözleri fark etti. ) Şimdi bana neler olduğunu söyler misin? diye sordu Connor. Genç kadın ondan uzaklaşmaya çalıştı^ ama Connor kolunu sımsıkı tutuyordu. > ) Daisy kendini böyle bir duruma düşürdüğüne inanamıyordu. Öfkesine yenilmiş ve kendini herkesin' içinde küçük düşürmüştü. Bu kadarı yetmezmiş gibi, Connor da onâ aklını kaçırmış gibi bakıyordu. Genç kadın, gözlerine dolan yadların akmaması için büyük çaba harcıyordu. Bu hiç adil değildi. Nfeden ona aşık olmuştu ki? Bırak beni. Otele geri dönmek istiyorum. Rezil oluyoruz. Umurumda bile değil. Bana ne demek istediğini söyleyeceksin. Elbette sana saygı duyuyorum. Duymadığımı nasıl düşünürsün? Bunu şimdi konuşmayalım. Konuşacağız, dedi7connor ve onu elinden tutup kalabalığın arasında sürükleyerek, sonunda bayanlar tuvaletine soktu. Aynanın karşısında yaşlı bir kadın saçlarını düzeltiyordu. Oh, Connor Brody! Bayanlar tuvaletinde ne işin var senin kötü çocuk?

84 86 HEIDI RICE Connor ona tüm cazibesiyle gülümsedi. Bayan Gildenstern. Sizi görmek ne güzel... Nişanlımla biraz yalnız kalmam gerekiyordu da... ; Demek şanslı kız bu öyle mi? Keyfinize bakın oğlum. Sizi kimsenin rahatsız etmemesini sağlarım. Ama sakın kavga etmeyin, dedi yaşlı kadın ve gülümseyerek dışarı çıktı?' > Yalnız kaldıklarında, Connor kaşlarıriı çatarak Daisy ye baktı. Şimdi neler olduğunu öğrenmek istiyorum. Sana hiçbir şey anlatmak zorunda değilim. Oh, zorundasın. Connor opıf'duvara yaslayıp, üzerine abandı. Baldırları bacaklarının arasında, elleri kalçalarındaydı. Bir kez daha düşün. Çünkü anlatana kadar buld an çıkmayacağız. Seni o fahişeyle kırıştırırken görmekten hoşlanmadım. Bir an sinirlendim. Ama şimdi sinirim geçti sayılır. Hangi fahişe? Mitzi mi? Evet Mitzi. İlişkimizi^ yalan olduğunu biliyorum. Sadece nişanlılık rolü yapıyoruz. Ama yine de insanların gözü önünde başka kadınlarla flört etmemeye özen gösterirsen memnun olurum. Benim de bir gururum var biliyorsun. Sırf uzun bacaklarım ve silikonlu göğüslerim yok diye böyle bir muameleyi hak etmiyorum. Buradaki herkes beni nişanlın olarak biliyor. Bu yüzden hareketlerine dikkat etmelisin. Connor un kaşları iyice çatıldı. Aman Tanrım! Beni kıskandın, diye mırıldandı, buna inanamıyormuş gibi. Hayır, kıskanmadım. O kadar aptal değilim. Kıskandın. Bu kadarı yeter. Ben gidiyorum, dedi Daisy çırpınarak. Ama Connor un onu bırakmaya hiç niyeti yoktu. Ellerini elbisesinin açık yakasından içeri sokup, göğüslerini okşamaya başladı. Sinirlendiğin zaman ne kadar güzel olduğunu söylemeliyim meleğim. Benimle alay etme! diye bağırdı genç kadın ve onun bacaklarının arasına tekme atmaya çalıştı. Fakat Connor ona mani oldu. Uslu dur meleğim.

85 MELEK YÜZLÜM 87 Daisy kamında onun sertleşen penisini hissetti. Hayır, mümkün değil. Unut bunu. Sevişmeyeceğiz. Eğer farkındaysan, şu anda kavga ediyoruz. Connor onun elbisesinin fermuarını indirdi ve genç kadının çıplak göğüsleri meydana çıktı. Kavga bitti. Şimdi de seks yapıp barışacağız. Ama bayanlar tuvaletindeyiz. Bunu yapamayız, diyerek direnmeye çalıştı Daisy. Fakat çoktan baştan çıkmıştı ve patlamak üzere olduğunu hissediyordu. Bu gerçek olamazdı. Daha önce hiç halka açık bir yerde seks yapmamıştı. Yapamayız. İçeri her an biri girebilir. Merak etme. Kimse Bayan Gildenstem ile başa çıkamaz, dedi Connor nefes nefese. Ya Bayan Gildenstem kalp krizi geçirirse? Ya yangın alarmı çalışırsa? Ya bina bombalanırsa? Connor başını genç kadının göğüslerine gömdü ve göğüs uçlarını emmeye başladı. Daisy zevkle inleyerek parmaklarını onun saçlarının arasına geçirdi ve kendini hazzın kucağına bıraktı. Connor onu mermer tezgâhın üzerine/oturtup, elbisesinin eteklerini yukarı sıyırdı ve parmaklarıyla türrf maharetini göstermeye başladı. ^l) Seni istiyorum Daisy. Seni hiçbir kadını istemediğim kadar istiyorum, diye fısıldadı, şehvet dolu bif sesle ve onu büyük bir tutkuyla öptü. \ \ 1 Connor gömleğinin cebinden bir prezervatif çıkarıp, pantolonunu indirirken, Daisy kendinden geçmişçesine onu izliyordu. Tüm vücudu arzuyla titriyor, teni alev alev yanıyordu. Connor onun kalçalarım avuçlayıp, çamaşırını yana doğru çekti ve tek bir hamlede içine, girdi. Daisy ona sımsıkı sarılarak, akimdan tüm kuşkuları ve korkuları uzaklaştırdı. O an, başka hiçbir şey düşünülmeyecek kadar güzeldi. Connor içinde hızla gidip gelirken, o da kalçalarını sallayarak erkeği daha derinlere almaya çalışıyordu. Sonunda Connor un tüm vücudu kasıldı ve birlikte zevkin en son noktasına ulaştılar.

86 HE1D1 RICE Daisy nin, Connor un saçlarındaki elleri titriyor, başı dönüyordu. Salondan gelen müzik sesine, nefeslerinin sesleri karışıyordu. Connor başım kaldırıp onun gözlerine baktiğmda, yüzünde kararlı bir ifade vardı. Bu iş henüz bitmedi. Bunu biliyorsun değil mi? Onun sesindeki ciddiyeti fark eden Daisy nin yüreği umutla dolmuştu. Biliyorum, diye fısıldadı. V ı Ve kendini o anın büyüsüne bıraktı. / Artık ona çılgınca aşık olduğundan ^dı gibi emindi.

87 MELEK YÜZLÜM 89 ~ ON BEŞİNCİ BÖLÜM ~ D a I S Y uçaktaki tüm konfora ve son yamanlarda duygusal açıdan adeta lunaparktaki bir hız trenine döpen yaşantısının vermiş olduğu tüm zihinsel ve bedensel yorgunluğa rağmen, doğru dürüst uyuyamadı. Beyninde dönüp duran sorulara ne engel olabiliyor, ne de cevap bulabiliyordu. \ 1,7 Connor a onu sevdiğini söylesene olurdu? Kızar mıydı, yoksa ondan sıkılır mıydı? Ya da oıuın\ hayalperestin teki olduğunu mu düşünürdü? \ Genç kadın, ne olursa olsük bunu ona söylemesi gerektiğini biliyordu, çünkü söylemezse akima takılan bu sorular onu delirtecekti. Bu konuda kesin karark pardıktan sonra, bu kez de zamanını düşünmeye başladı. Ve soauhda, evine döndüğünde onu hayatının en zor konuşmalarından birinin beklediğini düşünerek uykuya daldı. Her ne olursa olsun kaçak oynamayacağına dair kendi kendine söz vermişti ve Connor ün da kaçak oynamasına izin vermeyecekti. Bir şeyleri daha fazla görmezden gelerek, ya da erteleyerek devam edemezlerdi. Olumlu, ya da olumsuz olsun, Connor ona tatmin edici cevaplar vermek zorundaydı artık.

88 90 HEIDI RICE 1 U y a n meleğim, eve geldik. Connor ev ^er demez, içinin korkuyla dolduğunu fark etti. Aptal olmamalıydı. Bu sadece basit bir sözcüktü. Derin anlamlar ifade etmiyordıi ' / Daisy yi hafifçe sarsıp, yanağındafçöptü. Genç kadm gözlerini açıp, onun yüzüne baktı. NA / Connor o yeşil gözlere baktığında, boğazında bir şeylerin düğümlendiğini hissetti ve korkusu hk kat daha arttı. Neden onu bırakamıyordu? Neden bırakmak islemiyordu? Uzun uçak yolculuğu boyunca hiç uyumamış, hep bunu düşünmüştü. Daisy diğer birçok kadının yaptığını yapmamış, bnu bir şeylere mecbur etmeye çalışmamıştı. Zaten öyle yapsaydı, ilişkileri çoktan bitmiş olurdu. Ama bir dakika önce arabaları Portobello daki evin önünde park ettiğinde ve Connor dönüp yanında^ uyuyan kadına baktığında, başının ciddi şekilde dertte olduğunu düşünmeye başladı. Çünkü Daisy, onun etrafına ördüğü duvarlardan bir şekilde içeri sızmayı başarmıştı ve Connor bundan hiç hoşlanmıyordu. Genç kadın tatlı tatlı gerinirken, bluzunun yakasından kırmızı sutyeninin ucu göründü ve Connor artık çok iyi bildiği o güçlü arzuyu duydu. Aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen, neden onu hâlâ bu kadar çok arzuluyordu? Büyülenmiş olabilir miydi? Eve mi geldik? diye sordu Daisy esneyerek. Connor hiç sevmediği bu kelimeyi bir kez daha duyunca, kaskatı oldu. Evet, diye mırıldanıp limuzinden indi. Belki de ondan biraz uzak kalması gerekiyordu. Ama bir geceliğine bile olsa onun gitmesine izin vermeyi ve kendiyle baş başa kalmayı düşünürken, genç kadm arabadan inip, elini tuttu. O sırada şoför valizlerini bagajdan indirip, kaldırımın üzerine bıraktı. Bunları eve taşımamı ister misiniz efendim? Hayır, bu kadarı yeterli, dedi Connor. Yardımların için teşekkürler Joe. 7 /

89 MELEK- YÜZLÜM 91 Arabanın ardından bakıp, gözden kaybolmasını bekledi. Daisy yi kısa bir süre daha da olsa yanında tutacaktı. Onu evinde görmek istiyordu. Valizlerden küçük olanını koltuğunun altına, diğer ikisini ellerine aldı. Bunları benim eve taşıyalım. Konuşmamız gerekiyor. Hâlâ uyku sersemi olan Daisy, gözlerini tatlı tatlı kırpıştırdı. Yoksa biliyor musun? Neyi biliyor muyum? Genç kadın o anda gözlerini Connor un arkasındaki bir noktaya dikti ve yüzü bembeyaz oldu. Elindeki küçük seyahat çantasını kaldırımın üzerine atıp, Bu ne? diye sordu parmağıyla karşıda bir yeri işaret ederek. Connor onun gösterdiği yere bakınca, satılık ilanını gördü. Üç hafta önce emlâkçıyla yaptığı konuşmayı tamamen unutmuştu. Yeniden Daisy ye baktığında, yüzündeki dehşet dolu ifadeyi ve gözlerinde parlayan yaşları gördü. Yüreği acıyla burkuldu ve bu ilk kez olmuyordu. ) Taşmıyor musun? dedi genç kadın, güçlükle duyulacak kadar kısık bir sesle. ) Connor un akima gelen ilk şey, taşınmayacağını söylemek oldu. Artık taşınmak istemiyordu. Ama birdeiji tanıdık o korku güçlü bir el gibi sıktı boğazım. Ona neler olduğunu anlayamıyordu. İstediği sürekli bir ilişki ve sorumluluk almak değildi ki. Daha önce sorumluluk almış ve başarısız olmuştu. Tekrar riske giremezdi. Kendini Daisy nin gözlerincteki acıyı görmezden gelmeye zorlayarak, omuz silkti. Evet. Ania'şu an piyasa durgun olduğundan evin satılması biraz zaman alacak/ O zamana kadar biz de hoşça vakit geçirmeye devam edebiliriz./şimdiye kadar gayet eğlenceliydi, dedi yüzünde zoraki bir gülümsemeyle. / ; r y D a isy suratının ortasına sert bir yumruk yemiş gibi olmuştu. Connor evini satışa çıkarıyor, oradan taşınmayı planlıyor ve bunları ona söylemeye tenezzül bile etmiyordu. Ve şimdi de hiçbir şey ol

90 92 HEIDI RICE mamış gibi yüzünde soğuk ve umursamaz bir ifadeyle ona bakıyordu. Bu, ona film yıldızı erkek kardeşiyle neden irtibat kurmadığını sorduğunda, onun yüzünde beliren inatçı ifadeiıin aynısıydı. Genç kadın, parmağındaki yüzüğe baktı ve ne kadar hayalperest olduğunu düşündü. Omuzlarını dikleştirdi ve yüzünde guı'ut'jıl bir ifadeyle ona baktı. Hayır, teşekkür ederim. Yollarımızı hemen burada ayırmayı tercih ederim. Yüzüğü çıkarıp ona uzattı. Emanetini sana geri vermeliyim. \ M Yüzüğe bakarken Connor un çenesi gerildi. Ellerindeki valizleri yere bıraktı, ama yüzüğü almak iç(injbir hamle yapmadı. Haydi meleğim. Aşırı tepki veriyorsun. Çok da önemli bir mesele değil. Daisy kalbinin paramparça^ olduğunu hissetti. Elinde sıktığı yüzüğün taşları avucunun içini kesiyordu. Aslında çok önemli... Çünkü ben sana aşık oldum sepi budala h e rif dedi öfkeyle. Aslında bunu o şekilde söylemeyi planlamamıştı, ama böyle söylemiş olduğu halde bile Connor un tepkisi, düşündüğünden çok daha kötü olmuştu. Ağzı hayretle açık kalmış ve yüzündeki tüm kan çekilmişti. Bu neydi şimdi? diyen genç adamın, hayalet görmüş gibi bir hali vardı. Daisy dudaklarını öyle kötü ısırdı ki, ağzına kan tadı geldi. Erkeğin elini tutup açtı ve yüzüğü avucunun içine bıraktı. Bir şey yok, Connor. Benim hatamdı. Sessizce çekip gideceğim. Olay çıkarmaya niyetim yok. Birden aklına annesinin çıkardığı ve kendisinin de şahitlik etmek zorunda kaldığı tüm o rezaletler gelmişti. Elinde kalan son şey gururuydu ve onu kaybetmeyi göze alamazdı. Çünkü içinden bir ses, gururuna çok ihtiyacı olacağını söylüyordu. Daisy gitmek üzere yerdeki çantasını aldı, ama Connor onu kolundan çekip, Bu nedir şimdi? Bana aşık değilsin... Bu saçmalık... Ne zamandan beri... gibi laflar gevelemeye çalışıyordu. Bana ne hissettiğimi söyletmeye kalkışma! Sana aşığım Connor. Ama karşılığında hiçbir şey beklemiyorum. Zaten istediğim şeyi bana vermeyeceğin de çok açık. Bekle bir dakika. Bana aşık olduğunu söyleyip, sonra öylece çekip gidemezsin. Bu çılgınlık.

91 MELEK YÜZLÜM 93 Evet, giderim. Çünkü sen bana aşık değilsin. Aşık mısın? Ben kimseyi sevemem... Bu konuda hiç iyi değilim... Bunu istemiyorum... Sana söylemiştim... Gözleri yaşlarla dolan Daisy nin, midesi bulanmaya başlamıştı. Evet, Connor ona bunu açıkça söylemişti. Onu beyniyle değil de, kalbiyle dinlemiş olmak ise, tamamen kendi hatasıydı. Derin bir iç çekti. Biliyorum Connor. Merak etme, bununla başa çıkabilirim. Daha sonra görüşürüz, dedi ve ona sırtını dönüp yürümeye başladı. Daisy gitme. En azından bunu biraz konuşalım. Ben buralardayım. Belki daha sonra, dedi genç kadın arkasına bakmadan. Ama gelecek günlerde ondan hep kaçacağını ve bu arada kırık kalbini onarmaya çalışacağını çok iyi biliyordu. Hayatında kendinden hiç bu kadar utandığını hatırlamıyordu. Bunca yıldır o denli tedbirli olmasına ve dikkatli davranmasına rağmen, sonunda annesiyle aynı aptal tuzağa düşmüştü. Yanlış adama aşık olmuş... Onun hislerine karşılık vermesini ümit etmiş... Fakat tüm umutları suya düşmüştü...? C onnor elindeki valizleri yere hfarak, kapıyı çarparak kapadı. İşler planladığı gibi gitmemişti. \\, Bu kadm ona aşık olduğu fikrine nereden kapılmıştı? Delilikti bu.. ı Ama yakında atlatırdı. Son iki hafta çok ateşli ve yoğun geçmişti. Ne de olsa bu süre içinde sütçkli birlikte yaşamışlardı. Biraz uzak kalmak ikisi için de iyi olacaktı. Sonra kaldıkları yerden devam edebilirlerdi. Ama bomboş mutfağa girdiğinde, birden derin bir korku duydu. Ya Daisy geri dönpiezse... Cebindeki yüzüğü çıkarıp, tezgâhın üzerine bıraktı ve pencerenin önüne gidip, üç hafta önce onu ilk gördüğü yere baktı. Ve çocukluğundan beri ilk kez/ sahip olamayacağını bildiği bir şey için dua etmek istedi. ^

92 94 HEJD1 RİCE Derin bir iç çekip, yüzüğü çekmecelerden birind attı. Bu delilikti. Evet Daisy nin nasıl yıkıldığını görünce biraz sarsılmıştı. Ama sonuçta ona doğruyu söylemişti. Onu sevmiyordu. Sevemezdi. Asla aşık olmamaya yemin etmişti ve tiıı kararı değişmeyecekti. Ama onu geri alacaktı. Çünkü onu istiyordu ve bu duygusunun karşılıklı olduğundan emindi.

93 MELEK YÜZLÜM 95 ~ ON ALTINCI BÖLÜM ~ D a is y bavulunu açıp da, özenle en üste yerleştirdiği hatıraları görünce, gözyaşlarını tutmaya çalıştı. Empire State nin tepesinde Connor un kollarında çektirdikleri fotoğraf, izlediği ilk Broadway şovunun bileti, Rainbow Room dan bir peçete... Bunların hepsini toplayıp bir çekmeceye yerleştirdi ve elbiseleri de dolaba astı. f y Sonra da duş alıp, giyindi ve evden çıkıp Pazaryerindeki küçük dükkânına doğru yürümeye başladı. Ve bu güneşli Pazar sabahında Portobello nun kalabalık sokaklarından geçerken, gözlerinden tek bir yaşın bile akmasına izin vermedi. Sadece aptalca davranmıştı, hepsi bu kadardı. Hayatındaki diğer tüm hayal kırıklıklarının üstesinden geldiği gibi, bunun da üstesinden gelecekti. Ve yıllar sonra ardına baktığında, belki de bu yaşadıklarını değerli birer deneyim olarak görecekti. Hâlâ hayalleri yardı ve bir gün kendisi için uygun olan adamı bulacağından emindi. Ama Connor doğru erkek değildi. Sadece bir gönül macerası yaşamıştı ve bu yaşadıklarının büyüsünün gözlerini kör etmesine izin vermişti. Bu günden sonra ise,

94 96 HEIDI RICE Connor la geçirdiği günleri sadece romantik ve heyecan verici bir macera olarak anımsayacaktı. ) Belki yüreğinin küçük bir parçası hep ondâ kalacaktı. Fakat annesinin yaptığı hataları yapıp, Connor dan/veremeyeceği şeyleri beklemeye niyetli değildi. ; Birden tezgâhında kendi tasarladığı <repğârenk elbiseleri ve ipek eşarpları görünce, dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. İşte bu, onun gerçek yaşamıydı ve bu yaşamı.sekiyordu. İşte onu annesinden farklı kılan şey de buydu. Evet, annesinin yaptığı gibi aşkı yanlış yerde aramış ve iki muhteşem haîp boyunca bulutların üzerinde gezmişti, ama gerektiğinde onsuz ila yaşayabilirdi. Onun güvene ve istikrara ihtiyacı vardı. Bunu d^ancak kendi kendine sağlayabilirdi. Tezgâhın önüne gelip, gülümsedi. Hey, bana satacağınız güzel bir bluz var mı? Juno başını kaldırıp arkadaşım görünce, kollarını açarak ona doğru koştu. Daisy döndün mü? Nasıl geçti? Juno nun sevgi dolu kollarıyla onu sarınca, Daisy nin bastırdığı tüm duygular bir yaz fırtınası gibi aniden patlak verdi ve genç kadın hıçkırıklara boğuldu. Daisy ne oldu? Neyin var? Juno arkadaşının hıçkırıkları dinene kadar onun sırtını şefkatle okşayıp, teselli edici sözcükler fısıldadı. Sonunda Daisy geri çekilip, eliyle ıslak yanaklarını sildi. Tanrım, çok özür dilerim. Juno nun arkasında duran Jacie, endişe dolu gözlerle ona bakıyordu. Daisy ne oldu sana? Seni hiç böyle ağlarken görmemiştim. Hem de hiç. Juno onu kollarından tutup, yüzüne dikkatle baktı. Bunu o yaptı değil mi? Ona aşık oldum Juno. Ne kadar aptalım değil mi? Oh, Daisy. Bunu ona söyledin mi? Evet, söyledim. Ve duygularım karşılıksız. İşte hikâyenin sonu... Daisy, Jacie yi de kucakladı. Emin misin? diye sordu her zaman iyimser olan Jacie. Kesinlikle.

95 MELEK YÜZLÜM 97 O sana layık biri değil, dedi Juno. Onu görür görmez pisliğin teki olduğunu anlamıştım. Şu halin de bunu doğruluyor. Hayır, Connor pislik değildi. Doğru erkek olmayabilirdi ama asala bir pislik değildi. Daisy parmaklarını, Juno nun dudaklarına bastırarak onu susturdu. Tamam, Juno. Eninde sonunda onu unutacağım. Sadece birbirimiz için uygun değildik. Zaten bunu başından beri bildiğim halde başka şeyler hayal ettiğim için, aptallık bende. Her neyse. Evini satışa çıkarmış ve buradan taşınacak. Böylece ben de her gün onu görüp, ne kadar aptal olduğumu hatırlamayacağım. Peki, neden bu düşünce ona kendini daha iyi hissettirmiyordu? Daisy aniden gelen mide bulantısıyla, elini ağzına bastırdı. Juno, çabuk bana bir poşet ver. Kusacağım. Juno, hemen koşup ona bir poşet getirdi ve Daisy midesinde ne var ne yoksa boşalttı. c c p» ^ Ivaisy iyi misin? diye sordu Juno arkadaşının elindeki poşeti alırken. Gidip şunu çöpe atayım. ) Daisy hafifçe inledi. Son yirmi dörf saat içinde yaşadıkları onu biraz sarsmış olabilirdi, ama daha öncç hiç böyle hastalandığını hatırlamıyordu..t 1 Şimdi nasıl hissediyorsun? diye sordu Jacie. Pekiyi sayılmaz. Hâlâ midemjbulanıyor. Sanırım psikolojik. Yoksa hamile misin? Daisy nin gözleri korkumla büyüdü. Hiç komik değil Jacie. Hem bu imkânsız... Genç kadm, (Jerin bir iç çekti. En azından onunla korunmadan birlikte oladakkadar aptallık yapmamıştı. Peki, adet dönemimde misin? Çünkü göğüslerin çok büyümüş görünüyor. j Sanırım her an çalabilirim, diye mırıldandı Daisy. Son kez ne zaman adet olduğupu düşündü. Son birkaç haftanın heyecanı içinde bunu tamamen unutmuştu. Bugün ayın kaçı? Yirmi beşi, dedi Juno.

96 98 HEIDI RICE Daisy bir an nefes almakta zorlandı. Âdeti geçeli sadece iki hafta olmuştu. Ama daha önce hiç geciktiğini hatırlamıyordu. Hayır, bu olamazdı, hamile olamazdı. Juno nun tedirgin güzüne baktı. Hamile olmam imkânsız. Connor her seferinde prezervatif kullandı. Juno nun kaşları çatıldı. Onların yüzde? doksan dokuz güvenilirliği olduğunu biliyorsun değil mi? Yüzde iyi}z değil. Biliyorum am a... Hiç kaza filan olmadı ki. Hamile kalman için ille de prezervatifin patlaması gerekmiyor. Nasıl yani? Spermi prezervatifi c elip geçecek değil ya! Böyle bir şey olabilir mi? n\ Oh, Daisy. 0 Daisy başını çevirip, Jacie ye baktığında, onun da yüzünde aynı kaygılı ifadeyi gördü. Ne? Ne) var? Neden bana öyle bakıyorsunuz? ; Ne kadar geciktin? diyd sordu Juno. Sadece... Daisy kafasından hesap yapınca, iki haftadan da fazla gecikmiş olduğunu fark etti. Sanırım sana bir gebelik testi almalıyız, dedi Juno, onun cevabını beklemeden. Sadece emin olmak için. O n a söylemelisin Daisy. Daisy elinde plastik çubuğu tutmuş, zangır zangır titriyordu. Rüya görüyor olmalıydı. Daha doğmsu kâbus... Hayır... Hayır... Connor Brody nin bebeğini bekliyor olamazdı. Juno onun omzuna dokundu. Bunu ne anlama geldiğini biliyorsun değil mi? Bu olamaz. Belki bir test daha yapmalıyız. Bir yanlışlık olmalı. Ona söylersem bana asla inanmaz. Ben bile kendime inanmıyorum. Zaten üç kez yaptık. Yanlışlık filan yok. Eğer kendi kendine hamile kalmadıysan, Bay Brody baba olacak. Önce gidip hemen ona bunu söylemelisin. Sonra da ne yapacağını düşünürsün. Şimdi Maye yı arayacağım. Onunla seçeneklerin hakkında konuşabilirsin.

97 MELEK YÜZLÜM 99 Daisy ellerini kamına koyduğu anda gerçeği anladı ve gözlerinde mutluluk yaşlarıyla arkadaşına baktı. Juno. Ben anne olacağım. Juno nun da gözleri dolmuştu. Yani doğuracak mısın? Daisy başını salladı. Evet. Evet, doğuracağım. Şartların felaket olduğunu biliyorum, ama onu aldıramam. Juno arkadaşının elini tuttu. Her ne olursa olsun, ben sana yardım etmek için yanında olacağım. Bayan Valdermeyer, Jacie ve diğer tanıdıkların da öyle. Tanıdığın bir sürü insan var. Yalnız değilsin. Daisy başını sallayarak, Biliyorum, diye mırıldandı. Neden bir ailesi olmadığını düşünüyordu ki? Onun kocaman bir ailesi vardı. Juno onun yüzündeki yaşları silip, gülümsedi. Bu kadar duygusallık yeter. Brody ye ne zaman söyleyeceksin? Daisy nin kalbi duracak gibi oldu ve mutluluğun yerini keder aldı. Söylemeyeceğim. Saçmalama. Ona söylemek zorundasın. Bilmeye hakkı var. Söyleyemem. Seni kürtaja zorlamasından mı korkuyqrsun? Hayır, o bunu yapmaz. Hatta sanırım tam tersini yapacaktır. Daisy, Connor un hamilelik numarası yapan son sevgilisiyle ilgili Jessie nin anlattıklarını anımsadı. (Onun yüreğinde merhamet ve onur var. Kendini sorumlu hissedecek Ve doğru olanı yapmak isteyecektir. Ben buna katlanamam. \ S Ama Daisy, zaten kısmen de olsa sorumlu. Sonuçta kendi kendine hamile kalmadın. O baba olmak istemiyor\onun acı dolu bir çocukluğu olmuş Juno. Çok zalim bir babaslvârmış ve onlara kötü muamele ediyormuş. Yine de ona ve k anişlerine yaptıklarından ötürü babasını suçlamıyor. Hatta bana bunları anlatırken, daha çok kendini suçlu görüyor gibiydi. Sanırım bu/yüzden birine bağlanmaktan korkuyor. Onu buna zorlamayacağım/ Onu seviyorum. Böyle bir şeyi nasıl yapabilirim ki? / Juno ayağa kalkıp, öfkeyle odayı arşınlamaya başladı. Bütün bunlar saçmalık. Kendini böyle kurban edemezsin. Hamile kalmış olmak senin suçun değil.

98 100 HEID1 RICE Biliyorum, ama bu bebeği istiyorum. Problemler, zorluklar ne olursa olsun mücadele etmek zorundayım. Bu benim için gerçekleşen bir rüya gibi, ama Connor un en kötü kâbusu olabilir. Ben tüm çocukluğumu babam olmak istemeyen erkeklerin yanında geçirdim. Bunun bir çocuğa kendini nasıl kötü hissettirdiğini iyi bilirim. Aynı duyguları kendi çocuğuma yaşatmayacağıma Yapamam. Juno derin bir iç çekti. Tamam. Nasıl istiyorsan öyle olsun, Daisy. Ama Brody bunu öğrenirse, çok kötü şeyler olabilir. Öğrenmeyecek. Onu sevdiğimi söylediğimde dehşete kapıldı. Bir daha yanıma bile yaklaşacağınısshnmam. Zaten yakında buradan taşınacak. Bu süre içinde yapmam W reken tek şey, dikkatli olmak ve fazla dikkat çekmemeye çalışmak'./ Juno hüzünlü gözlerle arkadaşına baktı. Ve bu konuda ne kadar iyi olduğunu hepimiz biliyoruz, diye mırıldandı.

99 MELEK YÜZLÜM 101 ON YEDİNCİ BÖLÜM ~ d i z i öldüreceğim küçük piçler! Connor bu sarhoş sesi ve kapının öfkeyle vuruluşu duyunca, korkudan tir tir titremeye başlamıştı. Tişörtünün altından sırtına akan terler, iki gece önceden kalan yaralarım yakıyordu. Çok kötü Connor. Bu kez çok\cicfdi görünüyor, diye fısıldadı erkek kardeşi Mac panik içinde., Connor kolunu, onun omzuna ^îtı. İçeri girer girmez sen koşup kızları al ve Bayan Flaherty nin evine gidin. Ben onu oyalarım. Kapıdan gelen büyük bir gürültüyle, iki kardeş yerlerinden sıçradılar. Connor un gözü, darbelere daha fazla dayanmayacağı belli olan eski kapı sürgüsündeycji- Sonunda kapı kırıldı ve ardına kadar açıldı. İçeri sendeleyerek, giren sarhoş adamın naraları, M ac in ağlama seslerine karışıyordü. Connor kendini korumak için kollarını havaya kaldırdı, ama faydasızdı. Babasının elindeki kemer üstünde şakladığında, omzunda dayanılmaz bir acı hissetti. O an duyduğu korku ve acı, hâlâ' öylesine canlıydı ki, tüm kasları gerilmişti ve sırtına kramplar giriyordu

100 102 HEIDI RİCE Karanlıkta öne doğru bir hamle yapıp, elleriyle orada olmayan bir şeyi aradı. y Nefes almaya çalışırken göğsü sızlıyordu, ^ulaklarında etini kesen kemerin şaklayışı ve omzunda korkunç acısı vardı. Sonunda gözleri karanlığa alıştı ve perdelerin arasından sızan ay ışığım algıladı. Connor gördüğü kâbuâun ı dehşetinden kurtulmaya çalışırken, odasındaki yalnızlık, boşluk\ve sessizlik bir tokat gibi yüzüne çarptı. \ ^ Neden Daisy yanında değildi? Ona,öylesine ihtiyacı vardı ki... Titreyen parmaklarıyla terden spılsıklam olmuş saçlarını geriye itti. İki gün... İki uzun ve mutsuz gün geçmişti. Ama duyduğu özlem ve çaresizlik dinmemiş, tersine, daha da artmıştı. Derin bir nefes alıp, sonuıida gerçeği kabullendi. Her şeyi eline yüzüne bulaştırmıştı. Nasıl bu kadar aptal olabilmişti? Peşinden koşması ve sımsıkı sarılması ğereken bir kadını, nasıl olup da elinin tersiyle itebilmişti? Karanlıkta yatağın içinde oturdu ve gözlerini yumup, ertesi gün her şeyi düzelteceğine dair kendi kendine yemin etti. Bunun için her ne yapması gerekiyorsa yapacak ve Daisy yi ait olduğu yere geri getirecekti. K onuşm am ız gerekiyor. Daisy kapısında görmeyi beklediği en son kişiye hayretle baktı ve Git buradan! diye bağırıp, kapıyı yüzüne kapamaya çalıştı. Fakat Connor elini kapının arasına koyup, onu durdurdu. Gitmeyeceğim, diyerek, genç kadının küçük kiralık odasına girdi. Buraya böylece giremezsin. Daisy nin öfkesini telaş izledi. Bir saat önce uyanmış ve iki kez küsmüştü. Ve midesi bulanmaya devam ediyordu. Girdim bile. Connor yüzünde kararlı bir ifadeyle, odanın ortasında duruyordu.

101 MELEK YÜZLÜM 103 Lütfen git Connor. İlişkimiz sona erdi. Sana söyleyecek daha fazla bir şeyim yok. Bu durum ikimizi de utandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Umurumda bile değil. Sana söyleyeceklerim var ve söylemeden bir yere gitmeyeceğim. Sen iki gün önce içini döküp, çektin gittin. Şimdi sıra bende... Söyleyeceklerin umurumda bile değil... Daisy bağırırken elini ağzına bastırdı. Kusmak üzereydi. Connor hemen onun yanma gidip, kolunu tuttu. Neyin var? Hasta görünüyorsun. Git buradan! diye bağırdı genç kadın ve koşarak odadan çıkıp koridorun sonundaki banyoya girdi. Connor olduğu yerde donakalmıştı. Demek artık onu görmek, Daisy nin midesini bulandırıyordu. Yatağın kenarına oturup, başını ellerinin arasına aldı. Yine her şeyi yanlış yapmıştı. Bir kadının kapısına onu sevdiğini söylemek için gidildiğinde, böyle bağırıp çağırmaya bâşlanmazdı ki. Geçmişte kadınlara karşı ustalıkla kullandığı o cazibesine ne olmuştu? Derin bir nefes alıp, ayağa kalktı. Kafası karışmıştı ve huzursuzdu. Daisy döndüğünde, ona karşı kilphr ölmalıydı. Ama daha önce hiç böyle bir durumda olmamıştı ve nasıl davranacağını bilmiyordu. Belki de onun önünde dizlerinin üjzierme çöküp, kendini aptal durumuna düşürmesi gerekiyordu. \ \ ) Bu hayatının en önemli ara olabilirdi. îki gün önceki korkak (tepkisinden sonra, telafi etmesi gereken birçok şey olduğunu biliyor, ama bunu nasıl yapacağını hiç bilmiyordu. O romantizmde!^ ı^e anlardı ki? Evet, daha önce kadınlarla yatakta konuşmuştu. Ama kalbini açmak bambaşka bir şeydi. Aslında sabah uzun uzun ppova yapmıştı, ama onun yanma gelince öfkeye kapılıp fırtına gibi içeri dalmış ve hepsini unutmuştu. Daisy nin tuvalet masasının üzerinde duran parfüm şişesini alıp, o çok özlediği kokuyu içine çekti. Sonra şişeyi dikkatlice yerine bıraktı. O sırada gözüne başka bir şey takıldı. Plastik şişeyi alıp, üzeri

102 104 HE1D1 RICE ni okuduğunda, gebelikte kullanılan vitaminlerden! olduğunu anladı. Bu da ne? diye mırıldandı kendi kendine. 7 Oh, hayır. 7 Connor bu acı dolu bu fısıltıyı duyup, arkhsma baktığında, kapıda duran Daisy yi gördü. Kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. Ama bunun nedeni panik değil, içinde yeşeren )ûinüttu. Şişeyi alıp kaldırdı. Bunlar ne? 7 y ' Daisy şişeyi ondan çekip aldı Jsabahlığının cebine koydu. Hiçbir şey değil. Şimdi git buradan. ' Genç kadın, ona sırtını döndü ye\kollarıyla belini sardı. Connor hemen onun arkasında duruyordu. Ona sarılmak ve sonsuza kadar öyle kalmak istiyprcjıi. Ama henüz buna hakkı yoktu. Boğazına oturan yumru, konuşmasını zorlaştırıyordu. Bana söylemeyecek miydin? ; Daisy derin bir iç çekti. Lütfen git Connor. Bunları hiç görmediğini farz et. Hayatını istediğin şekilde devam ettir. Tabii ben de... Connor onu omuzlarından tutup, kendine çevirdi. Genç kadının yanağından aşağı bir damla yaş süzülüyordu. Gerçekten öyle olmasını mı istiyorsun? Bana güvenmiyor musun? Kendi duygularına güvenmiyor musun? Ya bebeğin senden olmadığını söylersem? Yalan söylüyorsun derdim. Connor, parmağıyla onun gözyaşlarını sildi. Sen çok kötü bir yalancısın Daisy. Bunu biliyorsun. Ve dudaklarını, onun dudaklarına bastırdı. Seni seviyorum Daisy. Buraya bunu söylemek için gelmiştim, ama yine her şeyi berbat ettim. Lütfen bana çok geç olmadığını söyle. Genç kadın daha fazla acı çekemeyeceğini, daha fazla gözyaşı dökemeyeceğini düşünüyordu. Ama son birkaç gündür duymayı hayal ettiği sözleri duyup da, bunların doğru olmadığını bilmek acıların en büyüğüydü. Artık gözlerinden yaşlar sel gibi akıyordu. Bunu yapma Connor. Sana inanmıyorum. Şaka yapıyorsun. Connor önce bir kahkaha attı, sonra kaşlan çatıldı. Hayatımda ilk kez birine onu sevdiğimi söylüyorum ve bana inanmıyor. Neden inanmıyorsun? Annen yüzünden öyle değil mi?

103 MELEK YÜZLÜM 105 Çünkü annen hep aşkı aradı, ama bulamadı. Şimdi sen de karşında apaçık duran şeye inanmayı reddediyorsun. Daisy bir şeyler anlayabilmek için onun yüzüne baktı. Ona inanmayı çaresizce istiyordu. Ne o, yoksa Connor un yüzünde kararlı bir ifade mi vardı? Hayır, bu imkânsızdı. Daha iki gün önce ona sevdiğini söylediğinde verdiği tepkiyi, nasıl unutabilirdi? Gerçeğin ne olduğunu biliyordu ve insanlar değişmezdi. Annesi, aşık olduğu her erkekte bunu defalarca kanıtlamıştı. Bunu yapacağını biliyordum, diye fısıldadı. Kendini sorumlu hissedeceğini biliyordum. İki gün önce beni sevmiyorsan, şimdi de sevmiyorsun demektir. Beni de, baba olmayı da istemiyorsun. Bebeği sana söylersem, en doğru olanı yapmaya çalışacağını biliyordum. Tıpkı kardeşlerin için yaptığın gibi. Onların iyiliği için, kemer darbelerini hep sen yedin Connor. Baban onları incitmesin diye, hep kendini öne attın. Ve şimdi ben, senin için doğru olmayan bir şeyi yapman için sana izin verirsem, bir darbe de ben vurmuş olacağım., Ben senin için asla bir darbe olmak istemiyorum. ^ Connor onu kendine çekip, alnını alnına yasladı. Daisy çok tatlısın. Ama aynı zamanda saçmalıyorsun. Seni istiyorum. Sana ihtiyacım var. Seni seviyorum. İki gün önce de seni seviyordum. Sadece bunu göremeyecek kadar kördüm. $iipdi mucize eseri hamilesin ve ben mutluluktan bulutlarda uçuyorupı. Ve tek sorunum, seni sevdiğimi, senin o kalın kafana nasıl sokacağım? Daisy onu öfkeyle itti. O zaman iki gün önce neden öyle tepki verdiğini açıkla. Seni sevdiğimi söylediğimde, adeta dehşete kapıldın. C ) Connor bir küfür mırıldandı. İşin ucu yine hayatının en büyük utancına dayanmıştı. ArbkJ bunu Daisy ye anlatmaktan ve sonra da onun aşkım kabul etmesini ümit etmekten başka çaresi yoktu. Bunu duymak istediğinden gerçekten emin misin? Genç kadın kararlı bir şekilde başını salladı. Connor onu bırakıp, yatağın üzerine oturdu. Sevdiği kadını istemeden incitmişti ve şimdi anlatacaklarıyla, her şeyi daha büyük bir açmaz sokabilirdi. Ama bunu göze almak zorundaydı.

104 106 HEID1 RİCE Anlatacaklarımı dinledikten sonra beni sevmekten vazgeçebilirsin. ; Hayır, vazgeçmem, dedi Daisy, kendinden emin bir tavırla. Connor derin bir nefes aldı. Onun yüzüne, bakamadığmdan, gözlerini kucağında yumruk yaptığı ellerine( dikip, anlatmaya başladı. Haklısın. Kemeri daha çok ben yiyordurh. Ama bu cesur, ya da asil olduğumdan değildi. Kız kardeşlerim ^çotc küçüktüler ve beni çok seviyorlardı. Hepsi onları korumam ye\ bir arada tutmam için bana güveniyorlardı. Mac de benim her zatsan en doğru olan şeyi yapacağımı düşünüyordu. Connor nefeslenmek için biraz sustu, sonra tekrar devam etti. Babamın eve yine) sarhoş gelip, dosdoğru yatağına giderek sızdığı bir gece, onun kardeşlerime zarar veremeyeceğini sanarak, bir kızla buluşmak evden gizlice çıktım. Connor ın vücudu titremeye başlamıştı ve utancından hâlâ Daisy m yüzüne bakamıyordu. Eve döndüğümde kapıda bir karmaşa vardı. Komşular evin etrafında toplanmıştı. Polis arabalarının ışıkları yanıp sönüyordu ve bir polis memuru babamı tutuyordu. Ellerini arkasından kelepçelemişti. Sonra ambulansı ve Mac i gördüm. Bir sedyenin üzerinde yatıyordu. Yüzü paramparçaydı ve kolu kırıktı. Önce öldüğünü sandım, ama sonra öyle olmadığını anladım. Connor derin bir iç geçirdi. Bu onları son görüşüm oldu. Sosyal hizmet görevlisine, onları bir daha görmek istemediğimi söylemiştim, çünkü utancımdan onların yüzüne bir daha bakamayacağımı biliyordum. Peki, ama neden? Çünkü onları yalnız bırakmıştım. Onları korumak benim görevimdi, ama başarısız olmuştum. Artık onların ağabeyi olmayı hak etmiyordum. Daisy, Connor un yüzünü avuçlarının arasına aldı ve onun Gözlerindeki acıyı, suçluluğu ve pişmanlığı gördüğünde, bu adamı ne kadar çok sevdiğini bir kez daha anladı. Bir şeyler söylemek istiyordu, ama öylesine duygu yüklüydü ki konuşamadı. Connor onu bileklerinden tutup, ellerini aşağı indirdi. Beni sevdiğini söylediğinde çok korkmuştum. Çünkü kardeşlerimi son kez gördüğüm o geceden sonra, hiç kimseyi sevmemeye yemin etmiştim. Bir daha kimsenin benim yüzümden incinmesini göze alamazdım.

105 MELEK YÜZLÜM 107 Connor olanlar senin suçun değildi, diye fısıldadı Daisy, yanaklarından aşağı yaşlar süzülürken. Sen çocuk yaşında, yetişkin bir erkeğin bile yapamayacağı bir şeyleri yapmaya çalışıyordun. Onları yarı yolda bırakmadın ve beni de bırakmayacaksın. Connor onun ellerini tuttu. Seni tahmin ettiğinden çok daha fazla seviyorum. Ama bu kadarının yeterli olacağından emin misin? Elbette yeterli, seni budala... Connor rahat bir nefes aldı. Sevdiğin erkeğe ve bebeğinin babasına ne güzel de iltifat ediyorsun. Daisy gülümseyerek kollarını onun boynuna doladı ve ona sımsıkı sarıldı. Connor neşeli bir kahkaha attı. Bu hareketinden, aşkıma inandığın anlamını mı çıkarmalıyım? Genç kadın başını sallamakla yetindi. Artık şüpheye yer yok değil mi? dedi Cannor. Daisy otoriter sesle, Nişan yüzüğümü geri istiyorum. Hem de hemen... dedi. ) Bunu düşüneceğim, dedi Connor gülümseyerek. Gözleri aşkla parlıyordu. Ama önce benim için bir şey Yapmalısın. Neymiş o? Eve gel. Lütfen, benimle birlikte aitolduğun yere gel. Daisy sevdiği erkeği kendine ççkipl ona cevabını aşk, umut, mutluluk ve tutku dolu bir öpücükle verdi.

106 108 HE1D1 RICE ~ ON SEKİZİNCİ BÖLÜM ~ T a NRI AŞKINA, bırak da bakayım. Zaten haftalarca bekledim, dedi Daisy gözlerini kapayan güçlü ellerle mücadele ederken. Biraz daha sabret, dedi Connor neşeyle gülümseyerek. Hazır olduğunda bakmana izin vereceğim. Juno ışıklan aç. Sonunda Connor gözlerini açtığında, Daisy parlak floresan ışıkları altında gözlerini kırpıştırdı. Cam ve ahşabın muhteşem uyumunu görüp, taze boya ve talaş kokusunu içine çekince, heyecandan gözleri yaşlarla doldu. Aman Tanrım... O kadar kötü mü? diye sordu Connor. Daisy onun kollarına öyle bir atıldı ki, büyüyen karnıyla neredeyse onu devirecekti. Connor bu tam hayalimdeki gibi! Bunu nasıl yaptın? Ve nasıl bu kadar kısa sürede yaptın? Connor altı ay önce bir gün eve gelip de, ona açık artırmada bir dükkân satın aldığını söylediğinde, Daisy onu neredeyse boğacaktı. Çıldırmış mıydı bu adam? Böyle bir şeyi, neden ona danışmadan yapmıştı? Böylesine ağır bir hamilelik geçirirken ve sürekli mide bulantısı çekerken, bir dükkânı tadil etmekle nasıl uğraşacaktı? Ve

107 MELEK YÜZLÜM 109 bebek doğduktan sonra, böyle bir dükkânın sorumluluğunu nasıl yüklenecekti? Ama aylar geçip de, sabah bulantıları geçince bu şüpheleri yok olmaya başlamış, tasarımlarını rahatça sergileyebileceği büyük bir mekânın ve arka tarafındaki imalat atölyesinin heyecanı onu da sarmaya başlamıştı. Ve tüm bunlar yapılırken, Connor hep yanında olmuştu. Fikirlerini desteklemiş, dekorasyon hakkında öneriler sunmuş, inşaat işlerini organize etmiş, çalışan ekibi denetlemişti. Bu deneyim onları birbirlerine daha da yaklaştırmış ve sadece bir çift olmaktan çıkıp, ortak bir hayalde birleşen bir bütün olmuşlardı. Ancak Daisy m doğumu iyice yaklaştığından, Connor son bir aydır onun evde dinlenmesi konusunda ısrarcı olmuştu. O ve inşaat ekibi tezgâhları, soyunma odalarını, boyayı ve tüm dekorasyonu bitirmişlerdi. Dört hafta önce burası bomboştu, ama şimdi Daisy nin hayallerindekinden çok öte bir hale dönüşmüştü. Tek başıma yapmadım, dedi Connor gülümseyerek. Oh, biliyorum, tüm ekibe teşekkür borçluyuz. Şöyle şampanyalı filan bir açılış yapacak mıyız? Ekibin hamamını davet etmeliyiz. Düşünüyorum da, belki bir ay içinde âçılışı yapabiliriz ve... Connor onun sözünü kesip, koll^rtni beline doladı. Öyle bir şey yapmayacağız. Büyük açılış biraz bçklemek zorunda. Önümüzdeki günlerde kendine ve bebeğimize bakmakla meşgul olacaksın. Bebek doğana ve sonrasında sen toparlanana kadar, burası sana yasak. Eğer uslu durursan, açılışı Temmuş ayinda yapabiliriz. Ama çok saçma, Temtftu^ â daha aylar var. Sözümden çıkmaman için, Juno yu da tembihledim, dedi Connor, Juno ya dönüp gipa; kırparak. Öyle değil mi Juno? Aynen öyle, dedi Juno, gülümseyerek. Onların bu hali, Daisy yi duygulandırmıştı. Çünkü Connor, birlikte yaşamaya başladıklarından beri, Juno nun gönlünü fethedebilmek için çok uğraşmıştı. İlk başlarda bu hiç kolay olmamıştı çünkü Juno ona karşı son derece düşmanca ve ters davranıyordu. Ama Connor yavaş yavaş onun inadını kırmış, kendini kabullendirmiş ve

108 110 HE1DI RICE yakışıklı erkekler hakkındaki önyargılarım yenmesine yardımcı olmuştu. Ve sonunda aralarında çok güzel bir dostluk oluşmuştu. Connor ona kız kardeşiymiş gibi davranıyor, tavsiyelerde bulunuyor, bazen sataşıyor, bazen koruyup, kolluyordu. Juno da ona ağabeyi gibi davranıyor işine gelen tavsiyelerini dinliyor ve sataşmalarına acımasızca kafşriık veriyordu. Gerçekten de kardeş gibi olmuşlardı. Daisy onlara bakıp kaşlarını çattı. Doğuma daha iki hafta var. O zamana kadar burada bir şeyler yapabilirim. Burayı onca zaman böyle bomboş bırakamayız. N\ Connor ona arkasından sarıldı. VBırakabiliriz ve bırakacağız da. Hem kamının ne kadar büyüdüğünü düşünürsek, doğum iki haftadan önce de olabilir meleğim. \ j ' Daisy dirseğiyle onun mjdesine vurdu. Çok teşekkür ederim. Balon gibi şiştiğimi ben de biliyorum, ama bunu bana sürekli hatırlatmana gerek yok. / Connor bir kahkaha jattı. İltifat bekleme. Harika göründüğünü biliyorsun. O sırada Juno araya girdi. Ben gidiyorum ve yarın sana bakıcılık yapmak için geleceğim Daisy, dedi gülümseyerek ve mağazadan çıktı. Connor, Daisy yi yeniden kollarının arasına aldı. Artık yalnız kaldığımıza göre, konuşmamız gereken bir konu daha var. Neymiş o? Ne olduğunu gayet iyi biliyorsun. Artık düğün tarihini belirlememiz gerekiyor. Sana söylemiştim, balina gibi görünürken evlenmek istemiyorum. Tamam. Balina gibi görünmüyorsun, ama yine de bu konuda sana anlayış göstereceğim. Doğumdan sonra kendini toparlaman için sana birkaç ay izin veriyorum. Sonra düğünü yapacağız. Fransa da mükemmel bir yer buldum. Ağustos un üçüncü Cumartesi günü onlar için uygunmuş. Düğünden sonra orada dostlarımızla bir hafta kalıp, sonra geri dönebiliriz. Yarın rezervasyon yaptırmayı düşünüyorum. Sen ne dersin?

109 MELEK YÜZLÜM 111 Daisy elbette onunla evlenmek istiyordu. Herkesin önünde bu adamla evlenmek kadar istediği başka hiçbir şey yoktu. Ama düğünle ilgili olarak, aylardır kafasına takılan bir şey vardı. Ve bunu Connor la nasıl konuşacağını bilemediğinden, bir türlü konuyu açamamıştı. Tarihi kesinleştirmememiz için başka bir neden kaldı mı? diye sordu Connor tatlı tatlı gülümseyerek. Daisy derin bir nefes aldı. Mac ı aramak ve onu düğüne davet etmek istiyorum. Connor un kaşları çatıldı. Sen... Ne? O senin kardeşin Connor. İki hafta sonra bebeğimiz dünyaya gelecek ve o da amca olacak. Evlenirken, bizi sonsuza dek aile yapacak yeminler edeceğiz. Ve ben onun da buna şahitlik etmesini istiyorum. Bunu sen de istemez misin? Connor un yüzü allak bullak olmuştu. Konuşmadan önce boğazını temizledi. Ya gelmezse? Daisy onun ellerini tuttu. Eğer o senin kardeşinse, kesinlikle korkak biri olamaz. O gece olanlar için artık kendini affetmelisin ve Mac ı yeniden görmelisin. O senin ailen. Yine de bunu yapmamı istemezsen, kararma saygı duyarım ve bu konuyu bir daha açmam. Connor derin bir nefes aldı. Sen hayatımda gördüğüm en inatçı kadınsın. Tamam, nasıl istiyorsan öjfle Olsun. Onu ara ve davet et. Daisy kollarını onun boynuna doladı. Teşekkürler Connor. İnan bana yapılacak en doğru şey bu. Şğer Mac le işler yolunda giderse, belki kız kardeşlerini de bulup..t ' Connor elini genç kadının ağzına bastırarak, onu susturdu. Orada dur bakalım. Evlenip mağazanın açılışını yapana kadar ve bebek en az beş aylık olana kadar,. bu konuyla ilgili başka bir şey konuşmak yok, tamam mı? \ ı Daisy başını salladı.; Connor teklifini kabul ettiği için çok mutluydu ve her şeyin yolunda gideceğinden emindi. Artık sadece Ağustos un on sekizinde benimle evleneceğini söylemek üzere ağcını açmanı istiyorum. Daha fazla mazeret yok. Anladın mı? Genç kadm başını salladı ve Connor elini onun ağzından çekti.

110 112 HE1D1 RICE Ağustos un on sekizinde seninle evleneceğim, dedi Daisy yüreği mutlulukla dolup, taşarken. U ç gün sonra Daisy doğuma girdi ve on dört saat süren çok zor,\ \ bir doğumun ardından, hayallerindi en büyüğünü yorgun kollarının arasına aldı. \ \ j Connor onları hayranlıkla,seyrederken, yaşamındaki Melek Yüzlülerin giderek çoğalmasından duyduğu mutluluk, tüm benliğini kapladı.. Artık tek yapması gettekeh, bu mutluluğu doyasıya yaşamaktı.

111

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir.

Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. Çeviri Deniz Hüsrev Jiggy kahramanımızın asıl adı değil, lakabıdır. Ve kıpır kıpır, yerinde duramayan anlamına gelmektedir. 5 6 BİRİNCİ BÖLÜM Hayatınızı elinizden alınıp klozete atılmış, ardından da üzerine

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Esrarengiz Olaylar. Dangg Dongg Dangg

Esrarengiz Olaylar. Dangg Dongg Dangg Esrarengiz Olaylar Saatler gece yarısını çoktan geçmişti. Uzaklarda bir yerlerde, sarkaçlı duvar saatinin iç ürperten sesi yankılandı: Dangg Dongg Dangg Bir köpek uludu. Yarasalar, ince tonlu haykırışlarla,

Detaylı

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS

I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMLİ BİR DERS I. Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ÖNEMİ BİR DERS Genç adam evlendiğinden beri evinde kalan babası yüzünden eşiyle sürekli tartışıyordu. Eşi babasını istemiyordu. Tartışmalar bazen inanılmaz boyutlara

Detaylı

C A NAVA R I N Ç AGR ISI

C A NAVA R I N Ç AGR ISI C A NAVA R I N Ç AGR ISI Canavar, canavarların hep yaptığı gibi, gece yarısından hemen sonra çıktı ortaya. Geldiğinde Conor uyanıktı. Kısa süre önce bir kâbus görmüştü. Herhangi bir kâbus değil- di bu;

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

tellidetay.wordpres.com

tellidetay.wordpres.com Peşin Alınmış Ücret Gecenin oldukça ilerlemiş bir vaktinde özel bir kliniğin önünde duran taksiden üç kişi indi. Şoför yarı baygın yaşlıca bir adamın bir koluna aynı yaşlarda görünen hanımı ise diğer koluna

Detaylı

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi.

Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli olduğunu, ellerinin üzerinde dakikalarca yürüyebileceğini söyledi. Marifetli Çocuk Üç kadın ellerinde sepetleriyle pazardan dönüyorlardı. Dinlenmek için yolun kenarındaki kanepeye oturdular. Çocukları hakkında sohbet etmeye başladılar. Birinci kadın; Oğlunun çok hareketli

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı. Düş Kırıklığı Karnı iyice acıkmıştı. Harabeler içinde bulunan bekçi kulübesinin ardındaki, begonvil, yasemin ve incir ağaçlarıyla çevrili alana doğru koştu. Leziz yemeğinin tadını uzaktan bile duyumsuyordu.

Detaylı

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü

ÖZEL GÜNLER. Doğum günü/kadınlar günü/anneler günü/babalar günü/sevgililer günü/ Öğretmenler günü ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ ΠΡΟΦΟΡΙΚΟ ΛΟΓΟ (70005Γ) ÖZEL GÜNLER Aşağıdaki önemli günlerden

Detaylı

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse

Herkes Birisi Herhangi Biri Hiç Kimse Gösterdim Gördü anlamına gelmez Söyledim Duydu anlamına gelmez Duydu Doğru anladı anlamına gelmez Anladı Hak verdi anlamına gelmez Hak verdi İnandı anlamına gelmez İnandı Uyguladı anlamına gelmez Uyguladı

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın!

Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! Kendini Tanıma Testi Bu testi yapın, kendinizi tanıyın! İnsanlar sizin hakkınızda sandığınızdan farklı izlenimlere sahip olabilir. Gerçekten nasıl algılandığınızı siz de bilmek istemez misiniz? Bu teste

Detaylı

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır.

ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. SOKAK - DIŞ - GÜN ABLA KARDEŞ Gerçek bir hikayeden alınmıştır. Batu 20'li yaşlarında genç biridir. Boynunda asılı bir fotoğraf makinesi vardır. Uzun lensli profesyonel görünşlü bir digital makinedir. İlginç

Detaylı

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer

Edwina Howard. Çeviri Elif Dinçer Edwina Howard Çeviri Elif Dinçer 4 Bölüm Bir Herkes aynı şeyi söyler: Jeremy türünün tek örneğidir. Herkes böyle söyler işte. Şey, öğretmenimiz Bay Buttsworth dışında herkes. Ona göre Jeremy başına bela

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKAYESİ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. MUTLULUK HİKYESİ 8 Hayatı boyunca mutlu olmadığını fark eden bir adam, artık mutlu olmak istiyorum demiş ve aramaya

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Emrah & Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... yalancı

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

HAKAN BIÇAKCI. Karanlık Oda

HAKAN BIÇAKCI. Karanlık Oda HAKAN BIÇAKCI Karanlık Oda i l e t i ş i m Zaten tüm fotoğraflar gerçeküstüdür. Susan Sontag B İRİNCİ B ÖLÜM Her insan uyanıkken ortak bir dünyadadır. Fakat uykuda herkes kendi dünyasındadır. Plutharkos

Detaylı

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý.

Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Dersler, ödevler, sýnavlar, kurslar... Dinlence günlerinde bile boþ durmak yoktu. Hafta sonu gelmiþti; ama ona sormalýydý. Üstüne, günlerin yorgunluðu çökmüþtü. Bunu ancak oyunla atabilirdi. Caný oyundan

Detaylı

02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT)

02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş HOŞGELDİNİZ. Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT) 02/17 Jelinek, Hauschildt, Moritz, Okyay, & Taş ljelinek@uke.de HOŞGELDİNİZ Depresyon Tedavisinde Metakognisyon Eğitimi (D-MCT) D-MCT: Uzay Pozisyonu Günün Konusu Davranış Hafıza Depresyon Denken Duyguların

Detaylı

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci

Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci Bir Kız Bara Girer Ve... Helena S. Paige Çeviri Kübra Tekneci 4 Bir Kız Bara Girer Ve... Bütün kadınlar bir iç çamaşırından çok fazla şey beklememeleri gerektiğini bilirler. Çok seksi olmak istiyorsanız,

Detaylı

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler.

Engin arkadaşına uğrar, eve gelir duşunu alır ve salona gelir. İkizler onu salonda beklemektedirler. ENGİN VE İKİZLER ALIŞ VERİŞTE Hastane... Dr. Gamze Hanım'ın odası, biraz önce bir ameliyattan çıkmıştır. Elini lavaboda yıkayarak koltuğuna oturur... bu arada telefon çalar... Gamze Hanım telefon açar.

Detaylı

Sevda Üzerine Mektup

Sevda Üzerine Mektup 1 Ferda Çetin 21401765 Sevda Üzerine Mektup Sevgilim, Sana mektup yazmamı istiyorsun. Yazayım, tamam, ama hayal kırıklığına uğramazsın umarım. Ben senin gibi değilim. Şiirler yazamam, süslü sözler bilmem.

Detaylı

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen

Hazırlayan: Saide Nur Dikmen Yayın no: 168 SAYGI VE HÜRMET ÖYKÜLERİ Genel yayın yönetmeni: Ergün Ür İç düzen: Durmuş Yalman Kapak: Zafer Yayınları İsbn: 978 605 4965 18 2 Sertifika no: 14452 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yayın Grubu

Detaylı

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek!

Kızım, evde köpek. bu köpeği eve? dedi. annesi. Zaten hep beni suçlarsın! dedi Cimcime. Mıyk! diye sızlandı köpek. Hemen gidecek bu köpek! Kızlar, ben geldim, dedi Gönül Hanım. Hav! Cimcime! Bu köpek nereden geldi? Sen zaten hiç köpek sevmiyorsun! dedi Cimcime. Evde köpeğin ne işi var? Miyav! Miyav! Miyav! diye ağladı kedi Köfte dığı odadan.

Detaylı

STRES YÖNETİMİ DURUŞLAR VE GEVŞEME YÖNTEMLERİ

STRES YÖNETİMİ DURUŞLAR VE GEVŞEME YÖNTEMLERİ STRES YÖNETİMİ DURUŞLAR VE GEVŞEME YÖNTEMLERİ 1- SHAVASANA CESET DURUŞU : Sırt üstü yere uzanın. Kollarınızı ve bacaklarınızı yana doğru açın ve avuç içlerinizi gökyüzüne çevirin. Tüm bedeni gevşetin ve

Detaylı

BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER

BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER Yrd. Doç. Dr. GÜVEN ÇITAK Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı BOYUN VE OMUZ SAĞLIĞI İÇİN ÖNERİLER BOYUN VE OMUZ EGZERSİZLERİ www.guvencitak.com EGZERSİZLERE YÖNELİK DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR Uyarı:

Detaylı

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen

meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen meslek seçmişim kendime! Her gün dolaş dur! Masa başında çalışmaktan beter sıkıntıları var bu işin; yolculukların çilesi de işin cabası: Değiştirilen trenler, kaçırılan bağlantı noktaları, ne zaman yeneceği

Detaylı

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU Nereden geliyor bitmek tükenmek bilmeyen öğrenme isteğim? Kim verdi düşünce deryalarında özgürce dolaşmamı sağlayacak özgüven küreklerimi? Bazen,

Detaylı

İŞYERİ EGZERSİZLERİ. Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR

İŞYERİ EGZERSİZLERİ. Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR İŞYERİ EGZERSİZLERİ Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR EGZERSİZLERİ Günümüzde, özellikle endüstriyel toplumlarda aktif olmayan yaşam şekli, ergonomik olmayan çalışma koşulları ve İŞYERİEGZERSİZLERİ

Detaylı

Bay Çiklet in Bahçesi

Bay Çiklet in Bahçesi 1. Bölüm Bay Çiklet in Bahçesi Bay Çiklet, kırmızı sakallarıyla ve bacakları birbirine dolanmış bir ahtapot gibi ters ters bakan, kan çanağı gözleriyle öfke dolu, yaşlı bir adamdı. Çocuklardan, hayvanlardan,

Detaylı

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY Dan Gutman Resimleyen Jim Paillot Emma ya Öğle Yemeği Balık Pizza Browni Süt 6 7 8 İçindekiler 1. Ben Bir Dahiydim!... 11 2. Bayan Cooney Şahane Biri... 18 3. Büyük Kararım...

Detaylı

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI

T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM ANAOKULU DENİZ İNCİLERİ SINIFI BELİRLİ GÜN VE HAFTALAR 4-10 Nisan: Polis Haftası 7-13 Nisan: Dünya Sağlık Günü 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan'ı içine alan hafta: Dünya Kitap Günü T.C. M.E.B ÖZEL MANİSA İNCİ TANEM

Detaylı

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu. İÇİNDEKİLER Yine Yeni Komşular 7 Korsanlar Ninjalara Karşı 11 Akari 21 Tükürme Yarışı 31 Mahallede Huzursuzluk 39 Korsanların Yasaları 49 Yemek Çubukları ve Terli Ayaklar 56 Korsan Atlet 68 Titanların

Detaylı

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an

ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK. Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an Ece Şenses 21001982 ESERLERLE BAŞ BAŞA KALMAK Hayalinizde yarattığınız bir yerin sadece hayal olmadığının farkına vardığınız bir an oldu mu hiç? Louvre müzesi benim için tam olarak böyle oldu. Sadece benim

Detaylı

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Hayalindeki Kadını Kendine Aşık Etmenin 6 Adımı - Genç Gelişim Kişisel Gelişim on günlerde mevsimsel geçiş döneminin verdiği miskinlikle aklıma yazılabilecek bir yazı gelmiyordu. Bugün kardio antrenmanımı yaparken,aklıma sevgili olmamak için yapman gerekenler adlı yazım geldi. Bende

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar

Samed Behrengi. Sevgi Masalı. Çeviren: Songül Bakar Samed Behrengi Sevgi Masalı Çeviren: Songül Bakar Samed BEHRENGİ Azeri asıllı İranlı yazar Samed Behrengi, 1939 da Tebriz de doğdu. Öğretmen okullarında öğrenim gördükten sonra Tebriz Üniversitesi İngiliz

Detaylı

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen

Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Derleyen: Nezir Temur Resimleyen: Mert Tugen NOGAY Çok çok eski zamanlarda, var varken, yok yokken ahmak bir kurt, kapana yakalanmış. Kapana yakalanan

Detaylı

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var)

Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Eşeğe Dönüşen Kabadayı Makedonya Masalı (Herşeyin bir bedeli var) Yazan: Yücel Feyzioğlu Resimleyen: Mert Tugen Ne varmış, ne çokmuş, gece karanlık, güneş yokmuş. Her kasabada kabadayı insanlar varmış.

Detaylı

TRANSFER. (Kısa Film Senaryosu)

TRANSFER. (Kısa Film Senaryosu) TRANSFER (Kısa Film Senaryosu) İÇ. LABORATUAR - GECE Zeynel i elinde balta ile laboratuarda ki cihazları parçalarken görürüz... Hem ağlamakta, hem de öfke çığlıkları atmaktadır... İÇ. LABORATUAR - GECE

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı.

OYUNCAK AYI. Aysel çok mutluydu. Çünkü bugün doğum. Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan. günüydü. Babası Aysel e hediye aldı. OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:

Detaylı

Solunum Alıştırmaları Alıştırma 1

Solunum Alıştırmaları Alıştırma 1 Solunum Alıştırmaları Alıştırma 1 Diyaframdan doğru soluma için aşağıda belirtilen hususlara dikkat ederek alışkanlık edinene kadar 2 hafta boyunca her gün bu çalışmayı gerçekleştiriniz. Başarılı olabilmeniz

Detaylı

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce

TEST. 7. Dişer ne zaman fırçalanmalıdır? A. Yemeklerden sonra B. Okuldan gelince C. Evden çıkmadan önce ÖDEV- 3 ADI SOYADI:.. HAYAT BİLGİSİ Tırnaklar, el ve ayak parmaklarının ucunda bulunur. Tırnaklar sürekli uzar. Uzayan tırnakların arasına kir ve mikroplar girer. Bu yüzden belli aralıklarla tırnaklar

Detaylı

Sınav Destek Semineri. Egzersiz. Rahatlama Çalışmaları-2. Engin KUYUCU. İnsan Kaynakları Uzmanı

Sınav Destek Semineri. Egzersiz. Rahatlama Çalışmaları-2. Engin KUYUCU. İnsan Kaynakları Uzmanı Sınav Destek Semineri Egzersiz & Rahatlama Çalışmaları-2 Engin KUYUCU İnsan Kaynakları Uzmanı 0 535 828 17 93 www.enginkuyucu.com Sınav Destek Semineri Meridyen Enerjisini Aktive Etmek Qi Gong Egzersizi

Detaylı

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK

EZBERLEMİYORUZ, ÖĞRENİYORUZ. Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Hafta Sonu Ev Çalışması DAĞINIK ÇOCUK Bir çocuk varmış. Eşyalarını toplamaktan hiç hoşlanmazmış. Bir gün yerlerde atılı duran eşyalar, aralarında konuşuyorlarmış. - Sen neden hala buradasın. Bu saatte

Detaylı

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı?

OYUNCAK AYI. ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya. giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı. Sorular: 1- Annesi Elvan a hangi hediyeyi aldı? OKUMA ANLAMA ÇALIŞMASI 1 OYUNCAK AYI Annesi Elvan a oyuncak bir ayı aldı. Elvan ayının adını Yumoş koydu. Halasına oturmaya giderken Yumoş uda götürdü. Halasının kızı Songül ile birlikte oynadılar. Sorular:

Detaylı

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU

GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU GÖKYÜZÜNDE KISA FİLM SENARYOSU 1. DIŞ. CADDE - GECE 1 FADE IN: Saat 22:30. 30 yaşında bir gazeteci olan Eren caddede araba sürmektedir. Bir süre sonra kırmızı ışıkta durur. Yan koltukta bulunan fotoğraf

Detaylı

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή:

ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ. ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011 ΣΟ ΔΞΔΣΑΣΙΚΟ ΓΟΚΙΜΙΟ ΑΠΟΣΔΛΔΙΣΑΙ ΑΠΟ 6 (ΔΞΙ) ΔΛΙΓΔ. Τπογραφή καθηγητή: ΚΥΠΡΙΑΚΗ ΔΗΜΟΚΡΑΤΙΑ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΓΙΔΤΘΤΝΗ ΜΔΗ ΔΚΠΑΙΓΔΤΗ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΔΛΙΚΔ ΔΝΙΑΙΔ ΓΡΑΠΣΔ ΔΞΔΣΑΔΙ ΜΑΘΗΜΑ: ΣΟΤΡΚΙΚΑ ΕΠΙΠΕΔΟ: A ΔΙΑΡΚΕΙΑ: 2 ώρες ΗΜΕΡΟΜΗΝΙΑ: 24 Μαΐοσ 2011

Detaylı

Cevdet KARAL BELKİ BEN ÇAĞIRDIM

Cevdet KARAL BELKİ BEN ÇAĞIRDIM BELKİ BEN ÇAĞIRDIM Onların kabuğu var bendeki öyle değil bendeki zar Toprağı kurumuş saksılar, tozlu storlar, kitap ayraçları Eski ajandalardaki notlar, yün kazaklar, mantolar Post-itler, el yazıları,

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

Beulah, dedi Nannie, gitmeden gel de yastıklarımı düzelt, bu sallanan koltuk aşırı rahatsız. Tamam, hanımım, geliyorum hemen. Nannie derin bir iç

Beulah, dedi Nannie, gitmeden gel de yastıklarımı düzelt, bu sallanan koltuk aşırı rahatsız. Tamam, hanımım, geliyorum hemen. Nannie derin bir iç Tanıdık Bir Yabancı Beulah, dedi Nannie, gitmeden gel de yastıklarımı düzelt, bu sallanan koltuk aşırı rahatsız. Tamam, hanımım, geliyorum hemen. Nannie derin bir iç çekti. Gazeteyi aldı ve sosyete sayfalarını

Detaylı

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman:

Öykü ile ilgili bitişik eğik yazı ile 5N1K soruları üretip çözünüz. nasıl : ne zaman: Hafta Sonu Ev Çalışması BALON Küçük çocuk, baloncuyu büyülenmiş gibi takip ederken, şaşkınlığını izleyemiyordu. Onu hayrete düşüren şey, "Bizim eve bile sığmaz" dediği o güzelim balonların adamı nasıl

Detaylı

Ağrılarınızı yaşamın doğal bir parçası olarak görmeyin

Ağrılarınızı yaşamın doğal bir parçası olarak görmeyin Kalça hareketlerinin ve gücünün tekrar kazanılması için düzenli egzersiz yapılması ve günlük aktivitelere kademeli olarak tekrar başlanılması tam iyileşme için önemlidir. Günde 2-3 kez 20-30 dakika egzersiz

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. ANTİKA SANDALYE BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. NTİK SNDLYE 8 Genç adam, antika ile uğraşıyordu ve bu yüzden ülkenin en uzak yerlerini geziyor, beğendiği antika malları

Detaylı

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları 1. Ay : İşte geldim, buradayım! 3. Ay : Harika bir oyuncağım var: Ellerim! 6. Ay : Ben bir enerji küpüyüm! 9. Ay : Güvenlik önlemlerini artırdınız mı? Emekliyorum! 12. Ay : Yürüyorum! Bağımsızım, Mutluyum,

Detaylı

Gece geç saatlere kadar öykü dosyalarımı elden geçirmiş, yorulmuştum. Yattıktan sonra sık sık uyanmıştım.

Gece geç saatlere kadar öykü dosyalarımı elden geçirmiş, yorulmuştum. Yattıktan sonra sık sık uyanmıştım. EKRAN KAÇKINLARI Gece geç saatlere kadar öykü dosyalarımı elden geçirmiş, yorulmuştum. Yattıktan sonra sık sık uyanmıştım. Evde birileri dolaşıyor, sessizce sağı solu karıştırıyorlar sanmış, kalkıp bütün

Detaylı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı

Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Ankilozan Spondilit hastaları için Günlük egzersiz programı Egzersiz 1 Yer Egzersizleri Yere sırtüstü uzanın. Dizlerinizi ayak tabanlarınız yere tam basacak şekilde bitişik olarak bükün. Kalçanızı mümkün

Detaylı

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4

Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4 Bal kuşunun intikamı Zulu folktale Wiehan de Jager Leyla Tekül Turkish Level 4 Bu hikaye bal kuşu Ngede ile Gingile adında aç gözlü bir genç adamın hikayesi. Bir gün Gingile avlanmaya gittiğinde Ngede

Detaylı

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir? Hayatımızın en değerli varlığıdır anneler. O halde onlara verdiğimiz hediyelerinde manevi bir değeri olmalıdır. Anneler için hediyenin maddi değeri değil

Detaylı

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ

FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ FK IX OFFER BENLİK İMAJ ENVANTERİ 1- Beni çok iyi tanımlıyor 2- Beni iyi tanımlıyor 3- Beni az çok iyi tanımlıyor 4- Beni pek tanımlamıyor 5- Beni zaman zaman hiç tanımlamıyor 6- Beni hiç tanımlamıyor

Detaylı

1. Bölüm. Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu.

1. Bölüm. Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu. 1. Bölüm Uçağın kalkmasına bir saat vardı. Birkaç dakika içinde kapıya çağırılacaklardı. Eğer yapacaksa, şimdi yapması gerekiyordu. Tim ayağa kalktı. İpi çekti. Grk ayağa kalktı, JFK Uluslararası Havaalanı

Detaylı

2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR KURABİ YE UÇAN OMLET 2011, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A.Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR YAZAR: Niran Elçi - Matthew Thompson RESİMLEYEN: Serap Deliorman EDİTÖR: Burhan Düzçay BASKI

Detaylı

Kara Kışın Ortasında. 1. Bölüm. Tam Kara Kışın Ortasıydı ve küçük Limonlu

Kara Kışın Ortasında. 1. Bölüm. Tam Kara Kışın Ortasıydı ve küçük Limonlu 1. Bölüm Kara Kışın Ortasında Tam Kara Kışın Ortasıydı ve küçük Limonlu Bayır kasabası kardan ve buzdan oluşan bir battaniyenin altında kalmıştı. Baktığın her yerde kar ve buz vardı. Ağaçlarda kar ve buz.

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI TUVALET İLETİŞİMİ N 1K (UYGULAMALI TUVALET İLETİŞİMİ)... 29 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... 7 TUVALET EĞİTİMİNİN HANDİKAPLARI... 11 Freud Gerçeği...13 Brazelton ve Erken Tuvalet Eğitimi...15 Boşaltım Sistemi Fizyolojisi...18 Tuvalet Eğitimine Alternatif...20 TUVALET İLETİŞİMİ...

Detaylı

Jamie Thomson Çeviri Leman Çelik

Jamie Thomson Çeviri Leman Çelik Küçük KARA LORD Kötülere de Yazık Jamie Thomson Çeviri Leman Çelik 4 5 6 Şimdiye Kadarki Hikâye Kara Lord: Gençlik Yılları, şeytani Kara Lord un kendi diyarından kovulup, bir erkek çocuğunun vücuduna hapsedilerek

Detaylı

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ

BÖLÜM 1. İLETİŞİM, ANLAMA VE DEĞERLENDİRME (30 puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FARE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ BÖLÜM. İLETİŞİM, NLM VE DEĞERLENDİRME ( puan) Metni okuyunuz ve soruları cevaplayınız. FRE NİN DERS VEREN ÖYKÜSÜ 8 Evin minik faresi, duvardaki çatlaktan bakarken çiftçi ve eşinin mutfakta bir paketi açtıklarını

Detaylı

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu?

AĞIR ÇANTA. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız. 1- Fatma evden nasıl çıktı? 2- Fatma neyi taşımakta zorlanıyordu? AĞIR ÇANTA Fatma o sabah evden çok zor çıktı. Akşam geç yatınca sabah kalkması zor oldu. Daha kahvaltısını yapamadan çıkmak zorunda kaldı evden. Okula geç kalacaktı yoksa. Okul yolunda çantasını taşımakta

Detaylı

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Gemiyle bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? O zaman geminin üzerindeki çiçeklerden 2 tanesini yeşile, bir tanesini pembe renge boyamalısın. Geminin pencereleri açık mavi

Detaylı

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap

Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Bir Şizofrenin Kendisine Sorulan Sorulara Verdiği 13 Rahatsız Edici Cevap Şizofreninin nasıl bir hastalık olduğu ve şizofrenlerin günlük hayatlarında neler yaşadığıyla ilgili bilmediğimiz birçok şey var.

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

Okul fobisi nasıl gelişir?

Okul fobisi nasıl gelişir? Eğer bir kelimenin sonuna "fobi" eklenmişse, hemen bir şeylerden korkulduğunu düşünürüz. Ancak okul fobisi gelişen çocukların okula gitmek istememelerinin tek nedeni okuldan korkmaları değil. Çocuğa bu

Detaylı

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Herkese Bangkok tan merhabalar, Herkese Bangkok tan merhabalar, Başlangıcı Erasmus stajlarına göre biraz farklı oldu benim yolculuğumun aslında. Dünyada mimarlığın nasıl ilerlediğini öğrenmek için yurtdışında staj yapmak ya da çalışmak

Detaylı

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam

yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam VARLIKLARIN ÖZELLİKLERİNİ BELİRTEN KELİMELER yuvarlak masa yeşil erik üç kalem ihtiyar adam şu otobüs birkaç portakal Yuvarlak masa : Yuvarlak sözcüğü varlığın biçimini bildiriyor. Yeşil erik : Yeşil sözcüğü

Detaylı

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? 5 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile nedir? Aileyi oluşturan bireylerin

Detaylı

OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU)

OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU) OHIO DOĞAÇLAMASI (OHIO IMPROMPTU) Samuel Beckett (1981) Türkçesi: Semih Fırıncıoğlu Ohio Doğaçlaması (Ohio Impromptu) ilk kez 9 Mart 1981 de, Ohio State Üniversitesi nin işbirliğiyle, Drake Union, Stadium

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış

Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış Anne Ben Yapabilirim Resimleyen: Reha Barış MERAKLI KİTAPLAR 3. B A S I M Çocuklarla İlgili Her Türlü Faaliyette, Çocuğun Temel Yararı, Önceliklidir! 2 Süleyman Bulut Anne Ben Yapabilirim 4 Süleyman

Detaylı

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır.

ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. ÖN OYUN Yer, ağustos böceklerinin yuvası. Cici ve Mimi aynanın karşısında son hazırlıklarını yapmaktadır. (Şapkasını takar.) Nasıl oldu Mimiciğim? Ay çok hoş! (Saçlarına taktığı çiçekleri gösterir.) Ne

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi ARILAR GRUBU KASIM 2018 EĞİTİM BÜLTENİ 10 KASIM 10 kasım 10 kasım 10 kasım benim en büyük yasım Sen yüreğimde sen damarımda Sonsuzluğa akan kansın Yurdumu

Detaylı

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

AFYONKARAHİSAR REHBERLİK VE ARAŞTIRMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ SINAVA 5 KALA ADAYLARA ÖNERİLER SINAVA HAZIRLIK STRATEJİLERİ SEMİNERLERİ GEREĞİ HAZIRLANMIŞTIR Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgârdan hayır gelmez. BİR BALIKÇI OLSAYSINIZ İNANIN O PAZAR SİZİN İÇİN

Detaylı

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar

Serbest Yazma Konuları. Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Serbest Yazma Konuları Yrd. Doç. Dr. Aysegul Bayraktar Biletinize piyango çıksaydı ne(ler) yapardınız? Favoriniz olan film nedir ya da favoriniz olan film karakteri kimdir? Neden? Hayalimdeki ev. Kendini

Detaylı

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir.

Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, hareket halindeki enerjidir. Duygu, düşüncelere bedenin içsel olarak karşılık vermesidir. Başka bir deyişle, beyne kalbin eşlik etmesidir. Duygu, insanın yaşam kalitesini belirleyen en önemli kaynaktır.

Detaylı

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin.

Bilgi güçtür. Sevdiğiniz kişiyi dinleyin ve kendinizi eğitin. Bu kitapçığı, büyük olasılıkla kısa bir süre önce sevdiklerinizden biri size cinsel kimliği ile biyolojik/bedensel cinsiyetinin örtüşmediğini, uyuşmadığını açıkladığı için okumaktasınız. Bu kitapçığı edindiğiniz

Detaylı

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri 1 Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri Bugün kızla tanışma anında değil de, flört süreci içinde olduğumuz bir kızla nasıl konuşmamız gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem

YALNIZ BİR İNSAN. Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem YALNIZ BİR İNSAN Her insanın hayatında mutlaka bir kitap vardır; ki zaten olması da gerekir. Kitap dediysem öyle sonunda hep iyilerin kazandığı, kötülerin cezalandırıldığı veya bir suçluyu bulmak için

Detaylı