Çocuklar için hikâyeler, fakat sadece o değil MUCİZELER GERÇEKLEŞEBİLİR

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Çocuklar için hikâyeler, fakat sadece o değil MUCİZELER GERÇEKLEŞEBİLİR"

Transkript

1 Çocuklar için hikâyeler, fakat sadece o değil MUCİZELER GERÇEKLEŞEBİLİR

2 İÇİNDEKİLER Prenses Şakayık.. 4 Kimsenin Yaşamadığı Ev Mucizeler Gerçekleşebilir!. 20 Asla Bitmeyen Mucize İki Aşçıbaşı. 36 Batan İğneler Mary ve Boyaları 52 Küçük Tavşancık için Hediye 60 Ateşböceği Işıldamayı Nasıl Öğrendi 70 Tekne.. 80

3 Yazan : Yael Sofer PRENSES ŞAKAYIK 4

4 Deniz ötesi, çok uzak bir ülkede, bir kral ile kraliçe yaşardı. Sadece bir kızları vardı ve adı Şakayık idi. Şakayık ın gözleri açık maviydi ve en güzel bukleli kızıl saçlar ondaydı. Ülke halkı, kral ile kraliçeyi ve de bilhassa Prenses Şakayık ı çok severdi. Bir gün, Şakayık akıl ermez bir hastalığa yakalandı. Kral ile kraliçe, hemen sarayın doktorunu çağırdı. Doktor da bir ilaç tarifi hazırladı, Biraz mercanotu, kekik ve sarımsak, bal, hardal, kadife çiçeği ve soğan kabuğuyla karıştırılsın. Karışım, esmer buğday ve çiğdem çiçekleriyle kaynatılsın ve bunu günde üç defa yesin. Doktorun ilacını denediler, ama ilaç işe yaramadı. Böylece, kral ve kraliçe, Şakayık ın hastalığını tedavi edecek bir ilaç vermeleri için, krallıktaki tüm doktor ve büyücüleri çağırdı. Soğuk suyla banyo yapsın! diye tavsiye etti biri. 5

5 Sadece sebze ve meyve yesin, dedi ikincisi. Yulaf lapası ve sıcak su banyosu gerekir sadece. Günde bir kere de başının üstünde durmalı, diye bildirdi üçüncüsü. Fakat bunların hiçbiri işe yaramadı. Şakayık hâlâ çok hastaydı. Gittikçe güçsüzleşerek yatağa düştü ve açık mavi gözlerini kapadı. Bunun üzerine kral, yakın bir krallıkta yaşayan ve esrarengiz hastalıklar üzerine uzman olan birini çağırttı. Gelen uzman, çok kısa boyluydu, uzun beyaz sakalı vardı ve eski, siyah bir çanta taşıyordu. Şakayık a bakıp nabzını kontrol etti. Şakayık, mutsuzluk yüzünden ıstırap çekiyor, diye bildirdi uzman. Onu mutlu etmek için, olağandışı bir ilaç gerekir. Şakayık dünyadaki en güzel melodiyi duymalı, dedi ve sonra çantasını kapayarak ayrıldı. 6

6 Derhal, kral ve kraliçe bir ulak çağırdı. Ulak, atıyla tüm ülkeyi dolaşarak, duyuru yaptı: Dikkat! Dikkat! Prenses Şakayık a dünyadaki en güzel melodi gerekiyor. Kim prensese en güzel melodiyi getirirse, onunla evlenecek. Aynı gün, krallığın her tarafından, birçok müzisyen, değişik müzik aletleriyle sarayın avlusuna geldi. Şakayık ın melodiyi duyabilmesi için, sarayda ve krallığın her yanında tamamen sessizlik olmalı, dedi kral ve kraliçe. Parmak uçlarında yürüyeceğiz, dedi hizmetkârlar. İnsanlara ne sattığımızı söylemek için, işaret dilini kullanacağız, diye göz kırptı pazardaki tüccarlar. Fısıldayacağız ve kavga etmeyeceğiz, dedi çocuklar birbirlerine usulca. Ertesi gün, sarayın kapıları açıldı ve hizmetkârlar dikkatli bir şekilde, müzisyenleri teker teker Şakayık ın odasına aldılar. İlk önce, elinde kemanıyla bir kemancı girdi. Şakayık ı kemanımın melodisiyle iyileştireceğim, çünkü tüm müzik aletlerinin en asili kemandır, diye bildirdi kemancı. 7

7 İyi bir atkuyruğundan yapılmış keman yayını çıkardı ve kemanın tellerinde güzel bir melodi çaldı. Fakat Şakayık yatakta yatmaya devam etti. Başaramadın, Bay Kemancı, dedi sarayın doktoru ve kemancı hayal kırıklığı içinde ayrıldı. Hemen onun arkasından, flütçü odaya girdi. Flütün melodisi dağ havası kadar berrak ve taze olduğu için, Şakayık ı ben iyileştireceğim, diye açıkladı. Flütüyle, pencereden avluya taşan bir melodi çaldı ve saraydaki herkes bu tatlı melodiyi dinlemek için durdu. Fakat Şakayık hâlâ yatakta yatmaya devam ediyordu. Flüt iyileştirmiyor! diye bildirdi doktor. Flütçü hüzünle avluya döndü. Ondan sonra, dört hizmetkâr odaya bir piyano getirdi ve onların arkasından da bir piyanist girdi. Şakayık ı ben iyileştireceğim, diye bildirdi piyanist güvenle, çünkü en heyecanlı melodi benimkisi. Siyah ve beyaz tuşları o kadar duygulu çaldı ki, sesler pencereden dışarı çıkıp, avluyu geçip, sokakları dolaştı. 8

8 Gerçekten, krallıkta yaşayan herkes çok etkilenmişti. Fakat prensesin yanında oturan kraliçe, Durmalısınız, çünkü Şakayık ı ağlatıyorsunuz! dedi. Bunun üzerine piyanist, dört uşak ve piyanoyla birlikte, hızla ayrıldı. Sonra birdenbire, uzun boylu genç bir adam odaya girdi. Garip görünüşlü, siyah bir ceket giymişti. Fakat en garibi, ellerinin boş olmasıydı; bir müzik aleti taşımıyordu. Kimsin? diye sordu kral. Ben bir şefim, Yüce Efendim. Prensesi iyileştirecek melodiyi biliyorum, dedi krala gülümseyerek. Fakat müziğini çalmak için ne kullanıyorsun? diye kral sordu. Eğer bir dakika için avluya çıkmama izin verirseniz, dünyadaki en güzel melodiyle döneceğim, diye cevap verdi şef. Diğer çözümleri duymaktan çoktan vazgeçmiş olan kral, gitmesi için şefe izin verdi. İyi, tamam. Git ve çabucak geri gel, zira Şakayık ın durumu daha da kötüleşiyor. 9

9 Henüz bir dakika geçmemişti ki, şef geri döndü. Onunla birlikte kemancı, flütçü, piyanist ve piyano da gelmişti. Herkes, huzursuzluk içinde orada durmuş bekliyordu. Getirdiğin müzisyenler bunlar mı? diye bağırdı kral. Artık, kralın sabrı taşmıştı. Doktor çabucak, ayrılmaları için müzisyenlere işaret etti. Bir dakika, dedi şef. Bu odada ne olduğunu biliyorum ve bu yüzden de buradayım. Yüce Efendim, Prenses Şakayık ı kurtarmak zorundayız! Birdenbire, Bırak denesin, dedi kraliçe ve kral kabul etti. Genç şef, müzisyenleri topladı, onlara bir şeyler fısıldadı ve bekledi. Krallıkta mutlak bir sessizlik olduğunda, şef ellerini kaldırdı ve tüm müzisyenler hep birlikte güzel ve berrak bir melodi çalmaya başladılar. Yumuşak ve akıcı, asil ve heyecanlı, içinde her şey olan bir melodiydi; öyle ki, neredeyse kusursuzdu. Şef, işaret etmeye devam etti ve tüm müzisyenler, en sonunda harika, yeni bir melodi duyulana kadar onu takip ettiler. 10

10 Herkes hayretler içindeydi. Şakayık gözlerini açmış, yatağında doğrularak müzisyenlere katılmıştı. La la la la la, diye şarkı söylüyordu. İşte tam o anda, dünyadaki en güzel melodi duyulmaktaydı. Yakın krallıkta yaşayan uzman haklıydı; Şakayık gerçekten de iyileşmişti. Kral ve kraliçe, genç şefi sarayda yaşamaya davet etti ve müzisyenler de kralın orkestrasında çalmak üzere sarayda kaldılar. Bir gün, Şakayık annesine fısıldadı, Garip bir ceket giymesine rağmen, şef akıllı, yakışıklı ve çok yetenekli. Onunla evlenmeyi isterim. Böylece, yedi gün sonra, sarayda muhteşem bir düğün yapıldı ve krallıkta yaşayan herkes düğüne davet edildi. Hâlâ merak ettiğim bir şey var, dedi kral şefe. Şakayık ı iyileştirdiğin gün, müzisyenlerin kulaklarına fısıldadığın sır neydi? Şef gülümsedi. Sır, çok basit, dedi. Onlara, müziklerinizi ayrı ayrı çalmak yerine, hep birlikte, uyum içinde çalacağız, dedim; tek insanmış gibi Çizimler: Ekaterina Vasilchenko Larissa Novikova 11

11 Yazan : Ludmila Zolotareva KİMSENİN YAŞAMADIĞI EV 12

12 Bir zamanlar, uzaklarda küçük bir köyde, yüksek taş duvarları ve muhteşem bir girişi olan, kocaman eski bir ev vardı. Fakat bu ev, köydeki tüm diğer evlerden farklı olarak, gelenleri hoş karşılamayan, soğuk bir evdi. Pencereleri sıkıca mühürlenmiş, kapıları kilitlenmiş ve çok uzun zamandan beri kimse içeri ayak basmamıştı. Köydeki diğer evlerin tümü, mutlu ailelerle doluydu, fakat bu evde hiç kimse yaşamıyordu. Ev tamamen terk edilmişti. Her gün, köy halkı oradan geçerken durur, gözlerini eve dikerek fısıldaşırdı. Ne kadar garip bir eski ev; orada tamamen yalnız başına, çok büyük ve boş olarak duruyor! 13

13 Ev şaşırmıştı. Benden ne istiyorlar? diye merak etti. Ben sadece burada duruyorum; kimseye rahatsızlık vermiyorum. Neden bana dik dik bakıyorlar? Pencerelerimin boyası mı soyulmuş? Yoksa menteşelerim mi paslanmış? Ev, bir zamanlar çok güzel döşenmişti ve şimdi her şey gayet düzenli bir şekilde duruyordu. Mutfakta yeterince tabak, yemek odasında kristal bardaklar ve antika gümüş sofra takımı, misafir odalarında düzgün yapılmış yataklar ve her masanın üstünde bir masa örtüsü vardı. Fakat ev çok sessizdi fazla sessiz! Pencereleri kaplayan ağır perdeler, güneş ışığının içeri girmesini engellemişti; evin içi karanlık ve kasvetliydi. Ara sıra, yemek masası sofra takımını neşelendirmeye çalışırdı. Haydi, tabaklar, dizilin bakalım, derdi. 14

14 Neden? diye sorardı tabaklar. Kim bize yemek dolduracak? Mumlar, inin raflardan aşağı! diye masa emrederdi. Neden? Kim yakacak bizi? diye cevaplardı mumlar. Son olarak, masa yemek odasındaki güzel avizeye döner, Avize, haydi aydınlat evi! Kimsenin sayamayacağı kadar çok lamban var, derdi. Fakat ışığımı açacak kimse yok, diye cevaplardı avize. Hatta kendi kendime açabilsem bile, kim görecek ki? Sonunda, ev o kadar sıkıcı ve kasvetli hale gelmişti ki, kavga etmekten başka yapacak hiçbir şey kalmamıştı. Böylece, kaşıklar çatallarla, hangisinin daha önemli olduğu üzerine tartıştılar. Merdiven, çok tozlu olduğu için halıya huysuzlanarak gıcırdadı. Lavabo, su akıtmadığı için musluğa kızdı. Küçük masa lambası bile avizeyle kavga etti. Ev, üzgün üzgün etrafına baktı. Bir şeyler yapılması gerektiğini fark etmişti. Fakat ne? Ne yapılmalıydı? Aniden, evin aklına bir fikir geldi. Şömineye soracağım, diye karar verdi. Şömine çok bilgedir çünkü her şeyden önce o inşa edilmişti. 15

15 Fakat şömine derin bir uykudaydı. Ev, onu uyandırmak için, bacanın içinden bağırmaya çalıştı. Ne yazık ki, bu çabasıyla sadece her yere kurum dökmeyi başarmıştı ve şömine hâlâ uykudaydı. Yine de inatçı ev vazgeçmedi. Tabaklar, diye haykırdı ev. Haydi, şömineyi uyandırmaya çalışalım! Eminim ki o ne yapmamız gerektiğini bilecek. Yapabildiğiniz kadar gürültü yapın. Anında, tabaklar takırdamaya başladılar. Birazdan diğerleri de onlara katıldı: şamdanlar şangırdadılar, çatallar ve kaşıklar birbirlerine çarparak şıngırdadılar, avize sallandıkça ahenkli sesler çıkardı. Yataklar bile ayakları üzerinde, aşağı yukarı zıpladılar. Hep beraber öyle patırtılı, takırtılı ve şangırtılı bir gürültü yaptılar ki, evin çatısında yuva kurmuş kuşlar uçarak kaçtılar. 16

16 Nihayet, şömine uyandı. Oldukça kötü bir durumda olmalısınız, dedi eve, esneyerek. Yoksa neden beni uyandırmak için bu kadar zahmete giresiniz? Tavsiyene ihtiyacımız var, dedi ev. Bir şey fena halde yanlış, fakat ne olduğunu bilmiyoruz. Oldukça basit, diye cevapladı şömine. Bilmemenize şaşırdım. Peki nedir? Söyle bize! diye ev ısrar etti. Altın bir kural vardır: sıcaklığınızı başkalarıyla paylaşmalısınız. Bakın bana, ateşim yandığı zaman, bu sıcaklığı kendime saklamıyorum. Onu başkalarıyla paylaşıyorum. Köydeki diğer her ev, ailesine sıcaklık ve rahatlık veriyor, fakat sen, birileriyle paylaşmayı reddederek, orada tek başına duruyorsun. İşte bu yüzden mutsuzsun ve kendi aranızda kavga ediyorsunuz. Ev çok şaşırmıştı, ama şöminenin haklı olduğunu kabul etti. Bu altın kuralın, 17

17 herkes tarafından benimsenmesi gerektiğine karar verdi. Hemen ertesi sabah, perdeleri geri çekerek, odaları havalandırmak üzere evin tüm pencerelerini açtı. Aynalar çok mutluydular; yıllardan beri ilk kez güneş ışığını yansıtıyorlardı! İşte, mucizevi bir şekilde, bütün kavgalar durmuştu. Yer bezleri ve toz bezleri! Yerleri yıkayın ve örümcek ağlarını temizleyin! Musluk, onlara su ver! diye şarkı söylercesine seslendi ev. Çok geçmeden, ev temizlenmişti ve pırıl pırıl parlıyordu. Yemek masası! Misafirlerimizi karşılamaya hazırlanın! diye seslendi ev. Derhal, tabaklar kar gibi beyaz masa örtüsü üzerine dizildiler ve hemen yanlarında çatallar, bıçaklar ve kaşıklar düzenli bir şekilde yerlerini aldılar. Yemek masası keyifle dans etmek istiyordu, fakat hiçbir şeyin düşmemesi için çok sakin ve hareketsiz durdu. 18

18 Yemek saati geldiğinde, ev misafirler için kapılarını sonuna kadar açtı. Köy halkını o kadar güzel ve hoş karşıladı ki, kimse daha önce böylesini görmemişti. İnsanlar içeri bakınca, aslında onlar için hazırlık yapılmış olduğunu anladılar. Bak! dediler hayretle. Akşam yemeği hazır! İşte böylece, bu kocaman eski evde, bütün köylüler hep beraber harika bir akşam geçirdiler; hikâyeler paylaşıldı ve şarkılar söylendi. O günden sonra, ev ona gelen herkesi her zaman hoş karşıladı, sıcaklığını ve rahatlığını gelenlerle paylaştı. Kısa bir süre sonra da, mutlu bir aile eve taşındı. Ev, kimin ona böylesi harika bir hediye verdiğini asla unutmadı. Geceleri, bütün aile uykudayken, hâlâ fısıldar: Teşekkürler sana, bilge şömine. Tavsiyeni asla unutmayacağım. Başkalarına sıcaklık vermek ne büyük yücelik! Çizimler: Alexandr Zolotarev 19

19 Yazan : Michael Brushtein MUCİZELER GERÇEKLEŞEBİLİR! 20

20 Bir zamanlar, Pete adında bir çocuk vardı. Pete, sıradan bir çocuk gibi görünmesine rağmen, aslında çok farklı bir çocuktu. Farkı, bütün arkadaşları gibi oynamayı ve bisiklet sürmeyi sevmemesi değildi. Onu özel yapan şey, sadece görebildiği, dokunabildiği ya da tadabildiği şeylere inanmasıydı. Arkadaşları, öğrendikleri şeyleri sorgulamayı asla düşünmezken, Pete kanıtlayamadığı her şey hakkında şüphe ederdi. Elektriği gerçekten göremediği için ciddi kuşkuları vardı. Dünya nın yuvarlak oluşu hakkında bile şüpheleri vardı, çünkü etrafında görebildiği tek şey düzlüktü. 21

21 Diğer çocuklar sık sık, kasabanın dışında, tılsımlı bir bahçede yaşayan, sihirli bir büyücü hakkında konuşurlardı. Bu büyücünün insanların dileklerini nasıl gerçekleştirdiğine dair bir sürü hikâye anlatılırdı, fakat Pete bunlara inanmazdı. Pete daha önce birçok sihirbaz görmüştü. Onları, şapkalarından tavşan çıkartırlarken, madeni paraları yok ederlerken ve hatta tavana kadar uçarlarken izlemişti. Fakat sihirbazların kendisi de size, her numaranın bir göz aldanması olduğunu söyleyecektir. Yaptıkları numaralar gerçek olmasa bile, birçok alıştırma ve el çabukluğuyla, onları gerçek gibi gösterebilirler. Pete, büyücü diye bir şey olmadığını çok iyi biliyordu. Ne aptalca! diye düşündü. Büyücüler gerçek değil. Onlar sadece peri masallarında olurlar. 22

22 Bir gün Pete, büyükannesini ziyarete gitmişti. Eve dönüş yolunda, otobüste uyuyakaldı. Uyan, genç adam, diyen gür bir ses onu ürküttü. Bu otobüs istasyona geri dönüyor. Pete, gözlerini ovuşturarak uyandı. İneceği durağı kaçırmış olduğunu fark ederek, otobüsten indi ve kendini hiç tanımadığı bir yerde buldu. Etrafına bakınca, küçük bir bahçenin içinde olduğunu gördü. Düz taşlı duvarlar ve titreyerek ışıldayan yapraklarla dolu ağaçlar etrafını sarmıştı. Pete, bu bahçenin herkesin bahsettiği bahçe olduğunu hemen fark etti; büyücünün yaşadığı yerdi. Hımm, bakalım burada gerçekten kim yaşıyor, diye düşündü Pete. Demir kapıyı açarak içeri bir göz attı. İnanılacak gibi değildi. Bahçe, aynı hikâyelerde anlatıldığı gibi, gerçekten büyüleyiciydi. Pete, paket taşlarla 23

23 döşeli yol boyunca yürürken, tamamen büyülenmişti. Daha önce hiç bu kadar görkemli çiçekler ve ağaçlar görmemişti. Yol, onu bahçenin ortasına götürdü ve orada uzun, kır sakallı, yaşlı bir adam oturuyordu. Sen büyücü müsün? diye yabancıya şüpheyle sordu Pete. Hem evet, hem hayır, diye cevapladı adam. Bu da ne demek? diye sordu Pete. Sen, benim mucizeleri gerçekleştirip gerçekleştiremediğimi soruyorsun ve cevabı, tam olarak değil, sadece kısmen. Kısmen mi? O da ne demek? Pete in kafası karışmıştı. 24

24 Sihir, eğer insanlar onlara yardım ettiğimi hatırlarsa işe yarar, ama onlar çoğunlukla unuturlar ve ellerinde hiçbir şey kalmaz. Anlamadım, diye itiraf etti Pete. Farz et ki, annenden sana beyzbol sopası almasını isteyeceksin. Ona sormadan önce, anneni düşünürsün. Doğru mu? Elbette, diye onayladı Pete. Ama arkadaşlarınla beyzbol oynamaya başladığında, anneni unutursun ve aklında kalan tek şey, topa nasıl vuracağın olur. Benim sihrim de böyle işler. Birçok önemli dileğin gerçekleşmesine yardım etmiştir, ancak insanlar beni unutur unutmaz, her şey yok olur. Ben de bir dilek dileyebilir miyim? diye sordu Pete. Kesinlikle! Dilek dilediğin zaman, sihirli sözleri söyle sadece: Mucizeler gerçekleşebilir. Dileğin anında gerçekleşecektir ama unutma, sadece bir dilek dileyebilirsin. 25

25 Pete, büyücüye veda etti ve hemen eve dönen otobüse bindi. Büyükannemin iyileşmesini dilemeliyim, diye kendi kendine düşündü. Ama eğer büyücünün onu iyileştirdiğini unutursam, yine hastalanacak. Hayır, bu olmaz. Bisiklete ne demeli? Onu da sürmeye başlayınca, onun sihir olduğunu unutacağım ve bisiklet kaybolacak. Peki, ne yapabilirim? Bu arada otobüs, Pete in ineceği durağa varmıştı. Pete ayağa kalktı, bütün yolculara baktı ve aniden, ne yapacağını bildi. 26

26 Keşke herkes, mucizelerin gerçekten var olduğunu ve bir büyücünün onları gerçekleştirdiğini her zaman hatırlasa! Pete, otobüsteki herkesin onu duyabileceği şekilde haykırdı ve sihirli sözcükleri söyledi: Mucizeler gerçekleşebilir! Tek dilek hakkını kullandığını biliyordu ama sorun değildi, çünkü artık büyücü herkesin dileğini gerçekleştirebilirdi. Pete, otobüsten indi ve kaldırımdan evine doğru yürüdü. Evi, bu sabah büyükannesini ziyarete gitmeden önceki gibi, aynı görünüyordu, ama kapıyı açtığında, telefonun çaldığını duydu; büyükannesiydi. Pete, inanmayacaksın, ama birden kendimi çok daha iyi hissetmeye başladım. Bu bir mucize! Haklısın büyükanne, bu bir mucize! dedi Pete. Bunu gerçekleştiren olağanüstü büyücüyü hatırlayarak, mutlulukla gülümsedi. Çizimler: Michael Gonopolsky 27

27 Yazan : Michael Arshavsky ASLA BİTMEYEN MUCİZE 28

28 Uzun zaman önce, çok uzaklardaki tılsımlı bir ormanda, genç sihirbazlar için bir okul vardı. Çoğu okullar gibi, onun da öğrencileri ve öğretmenleri, ev ödevleri ve tatilleri vardı. Fakat bu okul, tüm diğer okullardan farklıydı, çünkü yılsonunda, öğrencilerin öğrendiklerini göstermeleri için büyük bir sihir gösterisi olurdu. Arthur, birinci sınıf öğrencilerinden biriydi. Muhteşem bir espri anlayışı vardı ve tüm arkadaşlarını güldürmekten keyif alırdı. Arthur, gösteri için çok özel bir sihir oyunu icat etmişti. Bu oyun, sıradan bir uçan yatak ya da hiç bitmeyen bir naneli şeker 29

29 çubuğu değildi. Arthur, sihirli bir dilek halısı icat etmişti. Oyunu gerçekleştirmek için, bir çocuğun halının üstünde durması, iki kere zıplaması ve sihirli sözleri söylemesi gerekiyordu: Klik-Klak. Sonra, çocuğun dileği anında gerçek oluyordu. Fakat ne yazık ki sihir sadece bir dakika sürüyordu, zira Arthur henüz birinci sınıf öğrencisiydi. Arthur, sihirli gösteri öncesi, yakındaki bir anaokulunda, yeni icadıyla pratik yapmaya karar verdi. Her çocuğu, halının üstünde durup bir dilek dilemesi için davet etti. Bütün çocuklar sihirli halıya koştular, ama halıya ilk ulaşan, sınıfın en küçüğü, ufaklık Nick oldu. Nick, halının üstünde durup iki kere zıpladı. Sonra, o sihirli kelimeleri söyledi: Klik-Klak. 30

30 Büyük olmak istiyorum, herkesten daha büyük! diye yüksek sesle bağırdı. Anında, Nick büyümeye başladı. Sınıf, büyük bir şaşkınlıkla izliyordu. Önce sınıftaki herkesten daha uzun oldu, sonra Arthur dan daha uzun, sonra öğretmenden daha uzun oldu. Sonunda başı tavana değdi. Fakat dileğini dilerken elbiselerini hesaba katmamıştı ve elbiseleri hâlâ çok küçüktü. Pantolonu yırtılmıştı. Arkasından gömleği de yırtıldı. Sandaletlerindeki kayışlar bile kopup etrafa dağıldı. Kızlar kıkır kıkır gülmeye başladılar. Erkekler gülmekten kırılıyordu. Öğretmen bile gülmeden duramamıştı. Fakat bir dakika sona erdiğinde, sihir de sona ermişti. Nick önceki haline geri döndü. Küçük elbiseleri de yeniden üstüne oldu. 31

31 Halının üstüne gelme sırası Jessica nındı. İki kez zıpladı ve sihirli kelimeleri söyledi: Klik-Klak. Aniden donup kaldı. Aklından bir sürü dilek geçiyordu, fakat hangisini seçeceğini bilemiyordu. Oyuncak bir bebek! Yok, bir parça çikolata! Oyuncak bir araba olabilir mi? Hayır, o erkek çocuklar için. Yeni bir elbise! Hayır, annem zaten bana yeni bir elbise alacak; bu elbise ise bir dakika içinde yok olacak. Ne seçmeliyim? Birdenbire, cansız, içi doldurulmuş hayvanlarla dolu rafa gözü takıldı. Bir zamanlar nasıl bütün bu hayvanların canlı olmasını hayal ettiğini hatırladı. Bu hatıra, diğer tüm dilekleri bir kenara itti ve sihirli halı hayvanları canlandırmaya başladı. 32

32 Anında, oda kanat çırpma sesleriyle doldu. Kuşlar, gagalarını cama vurarak kaçmaya çalışıyorlardı. Kediler miyavlayarak kuşları kovalıyorlar, köpekler de havlayarak kedileri kovalıyorlardı. Ayı yavruları ise, homurdanarak ve birbirlerini yere yatırarak yuvarlanıyorlardı. Çocuklar, korku içinde öğretmenin etrafında toplanırken, Arthur pencereye doğru koşturup, pencereyi açtı. Kuşlar anında pencereden dışarı uçtular; kediler kuşların ardından atladılar; köpekler kedilerin peşinden koşturdular ve ayı yavruları hep birlikte dışarı yuvarlandılar. Sonunda, bir dakika geçti ve tüm hayvanlar tekrar oyuncak haline döndüler. Birinin tekrar sihirli halıya basmaya cesaret etmesi için birkaç dakika geçti. Derken, Alex adlı çocuğun aklına bir fikir geldi. Sabahtan beri çok fena diş ağrısı çeken arkadaşı Pete i hatırlamıştı. 33

33 Pete, evden getirdiği elmayı bile yiyememişti. Alex adım atıp, sihirli halının üzerinde durdu. İki defa zıplayıp, Klik-Klak! Pete in diş ağrısının geçmesini istiyorum, dedi. Bir anda, herkes Pete in keyifli gülüşünü duydu. Teşekkür ederim, Alex! diye heyecanla bağırdı Pete. Haydi, elmamı paylaşalım. O sırada, öğrenciler öğle yemeği için kafeteryaya çağrılmıştı. Sihir oyunu böylece sona erdi. Arthur, halısını toplayarak çocukları takip etti. 34

34 Pete in diş ağrısının bir dakika içinde başlayacağını biliyordu ve onu rahatlatmanın bir yolunu bulmalıydı. Fakat yanılıyordu! Arthur hayretler içindeydi. Pete gülmeye ve elmasını yemeye devam ediyordu. Arthur, uzun süre bu sihir hakkında düşünerek zaman harcadı. Neden sihir bir dakika içinde sona ermemişti? Halıyı, o icat etmişti ve sihrin sadece bir dakika için sürdüğünü biliyordu. Nedenini bulamayınca, sihirler konusunda çok bilge olan bir öğretmene sormaya karar verdi. Bilge öğretmen, Arthur un hikâyesini dikkatle dinleyerek gülümsedi. Arthur un saçlarını şefkatle okşayıp, Arthur un asla unutmayacağı şu sözleri söyledi: Aklında tut, küçük dostum, başkaları için yapılan sihir ASLA sona ermez. Çizimler: Gia Basilaia 35

35 Yazan : Igal Reznik İKİ AŞÇIBAŞI 36

36 Bir zamanlar, kendilerine ait restoranları olan, Kaynatır ve Kızartır adlı iki mükemmel aşçıbaşı yaşardı. Bir gün, İkimiz de büyük aşçıyız. Öyleyse neden birlikte bir şeyler yapmıyoruz? dedi Kaynatır, Kızartır a. Haklısın! diye kabul etti Kızartır. Neden bunu düşünmedim? Birlikte hazırlayacağımız bu yemek, daha önce kimsenin tatmadığı bir şey olacak. Bütün şehri tatmaları için davet ederiz! Gerçek bir ziyafet olacak! Evet, bir ziyafet! Harika bir fikir bu! diye heyecanla bağırdı Kaynatır. Nasıl bir yemek hazırlamalıyız? 37

37 Emin değilim, dedi Kızartır, ama kesinlikle leziz bir şey olmalı! Uzun bir tartışmadan sonra, aşçıbaşılar balık yapmaya karar verdiler, ama alışıldık bir balık değil, insanların tabaklarını silip süpürecekleri cinsten bir balık. Yarın başlıyoruz, dedi Kızartır. Şöyle yapalım: Ben balığı kızartırım, sen de ona göre bir sos hazırlarsın. Kabul! dedi Kaynatır. Aşçıbaşılar, bütün malzemelerin Kızartır ın restoranına götürülmesi için plan yaptılar. Planlarından memnun olarak, el sıkıştılar ve ayrı yollara gittiler. 38

38 Ertesi sabah, Kızartır balık pazarına gitti. En iyi balığı bulmak için, en tazesi olduğuna emin olana kadar, tam üç saat geçirdi. Değişik ülkelerden gelmiş, yetmiş kasa balık, arabalara yüklendi ve restoranına nakledildi. Bu arada, Kaynatır da sebze pazarına gitti. Birçok değişik ülkelerden gelmiş, en lezzetli sebzeleri ve baharatları seçmesi üç saatini aldı. Nakliyeciler, ağzına kadar dolmuş, yetmiş sepeti Kızartır ın restoranına taşıdılar. Aşçılar kısa bir süre dinlendikten sonra, işlerine döndüler. Kızartır, balıklarını yetmiş farklı tavada kızarttı ve Kaynatır, sosunu yetmiş farklı kapta kaynattı. Dört saat sonra, her şey hazırdı. Kızartır ın hazırladığı balıklar o kadar mükemmel görünüyordu ki, içinde pişirildikleri parlak pirinç tavalar gibi parlıyorlardı. 39

39 Gerçekten de o kadar iştah açıcı görünüyorlardı ki, artık Kızartır, Kaynatır ın sosunu balıkların üzerine koymak istemiyordu. Bu arada, Kaynatır ın sosunun kokusu o kadar iyiydi ki, ağız sulandırıyordu. Hiç kimse restoranın önünde durmadan geçemiyordu ve restoranın önünde büyük bir kalabalık toplanmıştı. Bu harika sosu, Kızartır ın balığının üstüne dökmek zorunda mıyım? diye düşündü Kaynatır, üzüntüyle. Kederli aşçılar, birbirlerine yanaştılar. Sanırım, sosunu balığımın üstüne koyma zamanı geldi, dedi Kızartır, Kaynatır a bakmadan. 40

40 Sosumu onlara koymak mı? diye hayret içinde sordu Kaynatır. Bu yemek şaheserini hazırlamak için o kadar çok zaman harcadım ve sen benden onu balığının üstüne koymamı istiyorsun. Böylece, Ne harika bir balık hazırlamış Kızartır! diyecek herkes. Ne yaptığını zannediyorsun? diye kızgınlıkla sordu Kızartır. Öyleyse, ben de senin, sosunu dökerek balığımın muhteşem lezzetini mahvetmeni istemiyorum. Herkesin hazırladığı kendisinde kalsın. Kaynatır, garsonları çağırarak, sosu kendi restoranına getirmelerini istedi ve kendisi de, tüm dünyaya kızgın olarak, restoranına gidip oturdu. Kimseye ihtiyacım yok! diye düşündü kendi kendine. Sosum onlar için çok fazla iyi. Kimsenin iyiliğine ihtiyacım yok. Bu sosu kendim yiyeceğim. 41

41 Büyük bir kaşık aldı ve yemeye başladı, fakat sos o kadar baharatlıydı ki, birkaç kaşıktan sonra Kaynatır rahatsızlandı. Hata yaptım, diye düşündü, fakat hâlâ çok geç değil. Hey, garsonlar! diye seslendi. Evet, Kaynatır! diye cevap verdi garsonlar. Sosu Kızartır a geri götürmemizi ister misin? Evet, dedi Kaynatır. Sonunda, sos Kızartır ın masasına geri dönmüştü. Affet beni sevgili dostum, büyük bir hata yaptım, diyerek söze başladı Kaynatır. 42

42 Bana ne oldu bilmiyorum. Bu sos, senin balığının üzerine dökülmek için hazırlandı. Hayır, hayır! diye itiraz etti Kızartır. Senin sosun olmadan da balığımın lezzeti harika diye düşünerek hata yapan bendim. Tek başlarına o kadar lezzetsizler ki, hiç birini yiyemedim. Ne harika geri dönmüş olman! Kızartır ve Kaynatır mutlulukla kucaklaştılar ve derhal, şehrin daima hatırlayacağı bir yemek ziyafeti sundular. İnsanlar, dünyadaki en lezzetli balığı tatmak için her yerden geldiler. Asla daha önce böyle bir şey yememişlerdi. Bugün bile, kadın, erkek, herkes, bu eski hikâyeyi torunlarına anlatır. Bana ise büyükbabam anlatmıştı ve bu hikâyeyi dünyadaki tüm çocuklara aktarmamı istemişti. Böylece, sonsuz gerçeği bilecekler: sadece beraber harika şeyler yapabiliriz ve hiç kimse tek başına mutlu olamaz. Çizimler: Yelena Ifliand 43

43 Yazan : Marina Fateeva BATAN İĞNELER 44

44 Bir zamanlar, yeşil bir ormanda, iki küçük kirpi yaşardı. Komşuydular ve iki ayrı ağaçta yaşarlardı. Öğleden sonraları, mantar ve çilek toplarlar ve güneşin ılık ışınları altında, yeşil otlar üzerinde dinlenirlerdi. Geceleri ise, ağaçlarının altında gizlenirlerdi. Ormanda geceler çok soğuk ve nemli olurdu. Beyaz bir örtüye benzeyen, kalın bir sis, ağaçları ve otları kaplardı. Kirpiler, kendilerini soğuktan korumak için, bol bol yaprak ve ot toplarlardı, ama bu topladıkları her zaman onlara yardımcı olmazdı. 45

45 Bazen, gece boyunca titrerlerdi. Sonra da sabah, üstlerine düşen parlak güneş ışınlarını hissetmek için yüzlerini yukarı çevirirlerdi. Bir sabah erkenden, bir tavşan otların arasında koşuyordu ve soğuktan titreyen iki kirpi gözüne ilişti. Ne oldu size? diye tavşan kirpilere sordu. Geceleri çok üşüyoruz, diye ağlaştı kirpiler. Tavşanlar asla üşümez! dedi tavşan keyifle. Hepimiz geniş bir tavşan yuvasında bir araya gelir, birbirimize sokuluruz ve tüylerimiz geniş bir battaniye haline gelir. Kendimizi çok sıcak ve rahat hissederiz! 46

46 Tavşan oradan ayrıldığında, kirpilerin kafası karışmıştı. Her birimizin kendi ağacı var, dedi kirpilerden biri. Ve her birimizin kendi yatağıyla, çilek ve mantar erzakı var, diye karşılık verdi diğer kirpi. Kirpiler birbirlerine baktılar ve ayrılarak kendi yollarına gittiler. Gece, ormanın üstündeki gökyüzünü kara bulutlar kapladı. Şiddetli bir rüzgâr esti ve hava giderek daha çok soğudu. Sonra bardaktan boşalırcasına yağmur yağmaya başladı. Kirpiler, ağaçlarının altına koştular ve topladıkları dal ve yapraklarla kendilerini örttüler. Fakat yağmur çok güçlüydü ve hava her dakika daha da soğuyordu. Zavallı kirpiler iyice ıslandılar; dişleri soğuktan takırdıyordu. Sonra aniden, kirpilerden biri, tavşanın onlara ne anlattığını hatırladı. Belki doğrudur! diye düşündü. Belki komşumla birlikte olmalıyım! 47

47 Birlikte daha iyi ısınabiliriz! Ağacının altından burnunu dışarı çıkardı. Ormanda, karanlık ve rüzgârlı bir geceydi ve yağmur hızla yağıyordu. Fakat kirpi, cesur bir davranışla, komşusunun ağacına doğru koştu. Geldiğine çok memnun oldum! dedi diğer kirpi. Ben de tam sana gelmek üzereydim. Haydi, tavşanlar gibi birbirimizi kucaklamayı deneyelim ve kendimizi yapraklarla örtelim. Belki böylece ısınırız. Kirpiler, birbirleriyle kucaklaşmayı denediler. Ahh! diye çığlık attı biri. Ahh! diye tekrarladı diğeri de, kızgınlıkla. 48

48 İğnelerini batırıyorsun bana! diye ikisi birden bağırdı aynı anda ve acıyla birbirlerine baktılar. Fakat tam birbirlerinden ayrılmak üzereyken, gök şiddetle gürledi ve tam üstlerinde, parlak bir şimşek çakarak gökyüzünü aydınlattı. Kirpiler korkuyla iğnelerini indirdiler ve tüm güçleriyle birbirlerine sımsıkı sarıldılar. Ağacın köküne gizlenerek, kendilerini yapraklarla örttüler ve aniden, vücutlarına yayılan sıcaklığı hissettiler. Vay be! dedi kirpilerden biri. Bu gerçekten olağanüstü bir şeymiş! dedi diğeri. Ve bütün yapmamız gereken şey iğnelerimizi indirmekmiş! dediler aynı anda. Yağmur, gece boyunca yağmaya devam ederken, kirpiler birbirlerinin kollarında derin bir uykuya daldılar. Sıcak ve mutluydular. 49

49 Sabah olduğunda, ormandaki en kalın ağacın altında büyük bir çukur kazdılar ve ot ile yapraklardan bir yatak yaptılar. Bütün çilek ve mantarlarını saklamak için de başka bir çukur kazdılar. Birlikteyken, yaşamları sıcak ve samimiydi. Kirpiler, arkadaşları tavşanı gördüklerinde, verdiği harika tavsiyeden dolayı ona teşekkür ettiler. Daha önce hiç bu kadar mutlu olmamışlardı! Artık birlikte, mutlulukla, dost olarak yaşayan iki kirpinin haberleri, tüm ormana çabucak yayıldı. Yalnız yaşayan diğer kirpiler, onların evinde onlarla birlikte kalıp kalamayacaklarını sordular. Dost 50

50 kirpiler de, onlara iğnelerini indirmeyi öğrettiler. Böylece kirpi ailesi daha da büyüdü. Kirpiler, onlara katılmak isteyen herkesin sığması için, ağacın altındaki yuvalarını daha da genişlettiler. Sabahları çilek ve mantar topladılar ve geceleri birbirlerinin sıcaklığını ve sevgisini hissederek uyudular. Kış geldiğinde, hem ısınıyorlardı hem iyi besleniyorlardı. Fakat hepsinden önemlisi, kendilerini düşünmek yerine diğerlerini düşünmeyi ve iğnelerini indirerek birbirlerini korumayı ve sevmeyi öğrenmişlerdi. Kirpiler grubu, o zamandan sonra, ormandaki evlerinde mutlulukla yaşadılar ve birlikte yarattıkları sıcaklık, ormana ve tüm diğer hayvanlara yayıldı. Bu, sevginin, iyiliğin ve dostluğun sıcaklığıydı. Çizimler: Yelena Strokin 51

51 Yazan : Nadya Rafaeli MARY ve BOYALARI 52

52 Bir zamanlar, Mary adında, küçük bir kız yaşardı. Mary, resim yapmayı dünyadaki her şeyden çok severdi. Her gün, resim defterine, günlük deftere, boş sayfalara ve bazen renkli tebeşirlerle evlerinin önündeki giriş yoluna bile resim çizerdi. Mary, her sabah uyanır uyanmaz, hemen aceleyle boyalarının ve renkli kalemlerinin bulunduğu masaya giderdi. Kahvaltı saatine kadar, iki ya da üç çizim bitirmiş olurdu. Her akşam ise, Lütfen, anneciğim, son bir çizim daha yapabilir miyim? Sadece bir tane, söz veriyorum, diye annesine sorardı. 53

53 İşte, bir gün öğleden sonra, Mary nin çok uykusu gelmişti. Tam uykudan mayıştığı sırada, henüz yeni bir çizime başlamıştı. Ancak, gözlerini güçlükle açık tutabiliyordu. Böylece, elinde boya fırçasıyla birlikte uyuyakaldı. Mary uyurken, en harika rüyayı gördü. Rüyasında, kendini boyalarla dolu bir ülkede bulmuştu. Orada, kırmızı, sarı, yeşil, mavi ve beyaz renkleriyle tanıştı. Hepsinin çok basit isimleri vardı, fakat her rengin kişiliği farklıydı; hiçbiri bir diğerine benzemiyordu. Kırmızı, hemen Mary ile tokalaşarak kendini tanıttı. O, her işi birinci olarak yapmak isterdi ve hiçbir şeyden korkmazdı. Neşeli, cesur ve kendinden emindi. Her şeyi 54

54 yapabileceğine inanırdı! Sarı ile konuşmak çok keyifliydi. Ona tanıdık gelen, rahat şeyleri severdi. En sevdiği yiyecek, krep ve keklerdi. Her gün dışarı çıkar, büyük sarı sulama kabıyla papatyaları sulardı. Mavi, hayal kurmayı severdi. Şiirler yazardı ve gökyüzüne, bulutlara ve göle bakarak saatler geçirebilirdi. Yeşil, çok iyi kalpli bir renkti. Sabahtan akşama kadar, bitkilere ve hayvanlara bakmak için bisikletiyle dolaşırdı. Beyaz ise bir sihirbazdı. Bazı zamanlar kaybolur ve sonra, hiç beklenmedik bir yerde ortaya çıkardı. Olağandışı olan her şeyi severdi ve beyaz fare kullanarak sihirbazlık oyunları yapabilirdi. Şimdi ise, her bir renk, Mary için harika bir resim yapmak istiyordu. 55

55 Kırmızı, İlk önce ben! diye atıldı ve en güzel boya fırçasını seçmek için aceleyle koştu. Sarı, önce bir şeyler yemeye karar verdi. Mavi, her zamanki gibi, yapacağı resmin neye benzeyeceğini hayal ederek uzun bir zaman geçirdi. Yeşil, hemen işe koyuldu. Hiçbir boş yer bırakmayacak şekilde, bütün sayfayı tamamen kapladı. Beyaz, kendi düşüncelerinde kayboldu ve hafif havaya karışarak, basitçe yok oldu. Sonunda, en heyecanlı an gelmişti. Tüm renkler, Mary e hediyelerini sundu. Mary, dikkatle ilk çizime baktı. Üzgünüm, ama bunu hiç sevmedim. Birden parlayan, kızgın 56

56 bir aleve benziyor, dedi yavaşça Kırmızı ya. Daha sonra, Sarı, Mary e çizimini gösterdi. Üzgünüm, ama çok fazla güneş ve kum var; bir çöl gibi. Bir damla su bile yok. Böyle bir resmi duvarıma koyamam, dedi Mary. Mary e hediyesini verme sırası Mavi ye gelmişti. Aman, bu ne sonsuz bir deniz! diye bağırdı Mary. Çok uzak bir yere yüzebilir ve kaybolabilirim. Baktığım her yerde su var! Yeşil in çizimi ise, Mary e koyu ve korkunç bir orman gibi göründü. Kim bilir hangi hayvanlar dolaşıyordu bu ormanda! Mary, ne kadar çabaladıysa da, Beyaz ın çiziminde hiçbir şey göremedi. Bütün renkler, hayal kırıklığı içinde başlarını öne eğdiler. Tüm iyi niyetlerine rağmen, hiçbiri Mary i mutlu edememişti. Benim gerçekten istediğim şey, bir deniz, parlak bir güneş, bir orman, gökyüzünde uçan kuşlar, 57

57 tarlalarda büyüyen çiçekler ve yemelik çileklerden oluşan bir resim, diye açıkladı Mary. Ağaçta ceviz arayan bir sincabı, gökyüzünde uçan bir uçurtması ve çok uzaklarda, kiremit çatılı bir evi olmalı. Bir erkek ve bir kız çocuk orada yaşamalı. Pencereleri açık olmalı ve yüzlerinde gülücüklerle dışarı bakmalılar. Bana böyle bir resim çizebilir misiniz? Eminim ki gerçekten güzel bir resim olacak ve beni çok mutlu edeceksiniz, dedi Mary. İlk önce, Kırmızı tamamen kendi başına denemeyi istedi, fakat fark etti ki arkadaşları olmadan yapabileceği hiçbir şey yoktu. Onlar olmadan çimenleri, denizi ve kumu nasıl boyayacaktı? Böylece, renkler beraber çalışmaya karar verdiler. 58

58 Sarı, güneşi, tarlalardaki ayçiçeklerini ve evi çizdi. Mavi, gökyüzünü, denizi ve çocukların oynayacağı topu renklendirdi. Yeşil, ormanı ve çimenleri çizdi. Beyaz, bacadan çıkan dumanı, gökyüzündeki bulutları ve uzaktaki leyleği yaptı. Böylece, Mary i mutlu etmek için, herkes kendi payına düşeni yapmıştı. Mary çok mutluydu. Resim, parlak, neşeli ve gerçekten güzel olmuştu. Bu resme bakmak ne kadar keyifli diye düşündü. Fakat Mary tam resmi kaldırmak üzere uzanmışken, aniden uykusundan uyandı ve hayret içinde kaldı. Resim orada, tüm renklerin canlılığıyla, odasının duvarında asılı duruyordu! O günden bu yana, bu resim ona her zaman şunu hatırlattı: insanlar da, tıpkı birlikte çalışmak zorunda kalan boyalar gibi, bir diğeri olmaksızın güzel hiçbir şey yaratamazlar. Çizimler: Larissa Novikova 59

59 Yazan : Danny Polovets KÜÇÜK TAVŞANCIK İÇİN HEDİYE 60

60 Bir sabah erkenden, küçük tavşancık uyandı ve başını tavşan deliğinden uzatarak çıkardı. Harika güneşli bir gündü. Ötüşen kuşların şarkılarını ve ağaçları hışırdatan rüzgârı duyabiliyordu. Bu harika günde, yapacak özel bir şey bulmalıyım, diye düşündü tavşancık. Böylece, tavşan deliğinden sürünerek dışarı çıktı ve etrafına baktı. İlgisini çeken bir şey bulamadı. Tam tekrar içeri girecekken, kocaman kırmızı kurdelesi olan, güzel bir kutu tavşancığın dikkatini çekti. 61

61 Kutunun üstünde bir kart vardı : Küçük Tavşancık İçin, diye okudu. Yaşasın! diye neşelenerek zıpladı. Fakat doğum günüm birkaç ay önceydi. Bu demek ki, hiçbir neden olmaksızın biri bana bu hediyeyi verdi! Küçük tavşancık çok heyecanlanmıştı. Kırmızı kurdeleyi çözerek kutuyu açtı. İçinde çok ilginç şeyler vardı. Bu hediyeyi veren her kimse, ona, Teşekkür ederim! dedi tavşancık. Zira ne zaman bir hediye alsa, teşekkür ederim demeye alışmıştı. Fakat bu defa hediyenin nereden gelmiş olduğunu ya da kime teşekkür edeceğini bilmiyordu. Bu durum yüzünden, hediye veren kim olabilir diye 62

62 düşünmeye başladı. Bu cömert dostu bulması gerektiğine karar verdi; böylece ona şahsen teşekkür edebilecekti. Bugün yapacağım şey bu! diye düşündü küçük tavşancık. Henüz daha kutuya bakmayı bitirmemişti. Hızla kahvaltısını yapıp, hemen araştırması için yola koyuldu. Küçük tavşancık henüz çok uzaklaşmamışken, bir kirpi gördü. Selam Kirpi! dedi küçük tavşancık neşeyle. Merhaba, diye üzüntüyle yanıtladı kirpi. Neden üzgünsün? diye sordu küçük tavşancık. Burada bir yığın mantar buldum, fakat onları eve götürmek için hepsine batırmaya yetecek kadar iğnem yok, diye cevapladı kirpi. Üzülme Kirpi. Söylesene, bana kimin hediye gönderdiğini biliyor musun? Hayır, bilmiyorum, diye cevapladı kirpi. 63

63 Peki, hoşça kal o zaman. Sakın üzülme, dedi tavşancık aceleyle ve hızla hoplayarak koştu. Ona hediye veren bu iyi kalpli kişiyi bulmak için azimliydi. Tam bir iz üzerinde hoplayarak giderken, hemen ileride bir maymun gördü. Maymun, bir bisiklete tutunmuş, tekerleğine bakıyordu. Merhaba Maymun! Ne yapıyorsun? diye sordu küçük tavşancık. Ne yaptığımı zannediyorsun? diye yanıtladı maymun. Bu bisikleti görüyor musun? Evet, bisikleti görüyorum, dedi küçük tavşancık. Niye tekerleğine bakıyorsun? 64

64 Çünkü tekerleğin lastiği sönük, diye kızgınlıkla cevap verdi maymun. Ne yapmalıyım? Bu halde bisiklet turumu nasıl bitireceğim? dedi maymun tavşancığa bakarak. Hımm, bu konuda sana yardım edemem, dedi küçük tavşancık, sönük tekerleğe bakarak. Hey, kimin bana hediye gönderdiğini biliyor olabilir misin? Hayır, bilmiyorum. Baykuşa sor. O her şeyi bilir! diye yanıtladı maymun, tekrar tekerleğe bakarak. Tavşancık, bunu duyar duymaz, hemen hoplayarak baykuşu bulmaya koyuldu. Selam Baykuş! diye bağırarak, ağacın üstünde uyuyan baykuşa sevinçle seslendi tavşancık. Kim o? diye yanıtladı baykuş. Hiçbir şey görmüyorum! Benim, küçük tavşancık! Oh, küçük tavşancık, seni göremiyorum çünkü 65

65 parlak güneş gözlerimi körleştiriyor. Eğer seni görmemi istiyorsan, bu gece gel, dedi baykuş. Beni görmene gerek yok, dedi tavşancık. Sadece kimin bana hediye verdiğini söylemene ihtiyacım var. Maymun senin bileceğini söyledi. Kimin sana hediye verdiği hakkında hiçbir fikrim yok. Bildiğim başka birçok şey var, ama eğer senin başka sorun yoksa ben tekrar uyuyacağım, dedi baykuş. Küçük tavşancık üzüntüyle eve geri döndü. Sonra hatırladı ki kutunun içindeki şeylere bakmayı bitirmemişti. Kutuda başka ne olduğuna bakmaya karar verdi. 66

66 Kutuyu açtığında, bir sepet, bir pompa ve bir güneş gözlüğü buldu. Vay! Bunlar Kirpi ye, Maymun a ve Baykuş a yardım edebilir, diye haykırdı tavşancık. Benim bunlara onlar kadar ihtiyacım yok. Hediyelerimi onlara vereceğim, çünkü onların daha çok ihtiyacı var! Kutuyu kaptığı gibi arkadaşlarına yardıma koştu. Kirpi, bak! Sana bir sepet getirdim. Şimdi bulduğun bütün mantarları evine taşıyabilirsin, diye sevinçle bağırdı tavşancık. Bir yandan da mantarları sepete koyması için kirpiye yardım etti. Teşekkür ederim! diye sevinçle bağırdı kirpi ve bir sepet dolusu mantarla eve doğru yola koyuldu. Küçük tavşancık, maymuna yardım etmek için, çabucak hoplayarak koştu. Tavşancık uzaktayken fazla bir değişiklik olmamıştı. 67

67 Maymun halen patikanın kenarında oturuyor, bisikletin sönük tekerleğine bakıyordu. Maymun, bak işte bir pompa. Tekerleğini şimdi hava ile doldurabilirsin ve bisiklet turunu bitirebilirsin, dedi küçük tavşancık. İşte bu harika! Teşekkür ederim! dedi maymun sevinçle ve hemen tekerleği pompalamaya başladı. Artık geriye bir tek hediye kalmıştı. Böylece baykuşu görmeye gitti. Baykuş! Baykuş! diye seslendi küçük tavşancık. Kim o? diye sordu baykuş. Benim, küçük tavşancık! 68

68 Küçük tavşancık, demek geri döndün. Her şey yolunda mı? Evet, her şey muhteşem! Sana güneş gözlüğü getirdim. Böylece beni ve etrafındaki her şeyi görebilirsin, diye mutlulukla cevapladı tavşancık ve gözlükleri baykuşun burnunun üstüne yerleştirdi. Teşekkürler! dedi baykuş. Şimdi seni görebiliyorum. Biliyor musun Baykuş, o kutuyu bana vereni bulamadım. Fakat bir teşekkür beklemeden hediyeler verdiğine göre, gerçekten mükemmel biri olmalı. Ben de gerçekten onun gibi iyi kalpli ve faydalı olmak istiyorum. İşte bu yüzden diğerlerinin de benim hediyelerimden yararlanması gerektiğini düşündüm. Küçük tavşancık sevinçle, aşağı yukarı zıpladı. Bu mükemmel dostu mutlaka bulacağım! dedi, kesin bir yüz ifadesiyle. İşte bu sözlerden sonra, küçük tavşancık, elinde boş bir kutuyla hoplaya hoplaya evine doğru gitti. Hiç olmadığı kadar mutluydu. Çizimler: Anna Vilents, Yelena Strokin 69

69 Yazan : Shoshana Glizerin ATEŞBÖCEĞİ IŞILDAMAYI NASIL ÖĞRENDİ 70

70 Çok çok uzaklarda, kasvetli bir ormanda, küçük bir böcek yaşardı. Adı Buzz idi. Buzz karanlıktan çok korkardı. Onun gibi karanlıktan korkan, Dâna adında bir tırtıl arkadaşı vardı. Her gece, iki arkadaş baş başa oturur, hevesle günün ışımasını, şefkatli güneş ışınları ve parlak mavi gökyüzüyle karanlığı eritmesini beklerlerdi. Bir gece, Buzz ve Dâna nın yanındaki dala tünemiş iki karga gevezelik yapıyorlardı. Kara Göl ün kıyısında gece ne yetiştiğini biliyor musun? diye sordu kargalardan biri. 71

71 Hayır, diye cevapladı diğeri. Geceleri oraya asla uçmam; çok korkutucudur. Fakat sabahları orada ne olduğunu görsem sevinirdim! Lezzetli bir şey mi acaba? Sabahları çok iştahlı olurum da. İnanmayacaksın ama orada, tam kıyıda sihirli bir ot yetişiyor. Ona Lumina diyorlar ve kim onu yerse, karanlıkta ışıldamaya başlıyor. Gerçekten mi? diye sordu diğeri. Hiç o otu yiyen olmuş mu? Hayır, çünkü kurtlar, ayılar ve diğer orman hayvanları karanlıkta ışıldamak istemezler. Eğer ışıldarlarsa, avlarını yakalayamazlar. Daha küçük hayvanlar da ışıldamak istemezler; çünkü sonra, onları yemek isteyebilecek daha büyük hayvanlardan gizlenemezler. 72

72 Kargalar, Kasvetli Orman la ilgili son haberler hakkında konuşmaya devam ederek, uçup gittiler. Şu Lumina otundan bir parça yemek isterdim, diye düşündü Buzz. Fakat Kara Göl, tüm ormandaki en korkunç yer. Çok geç olmuştu artık ve Buzz, Lumina otunun hayalini kurarak uykuya daldı. Sabah, Dâna Buzz u uyandırdı, Uyan! Sana hoşça kal demek zorundayım. Bir yere mi gidiyorsun? diye sordu Buzz. Hayır, sadece benim için, kendimi kozaya sarma ve bir ay boyunca onun içinde uyuma vakti geldi. Bir ay geçtikten sonra uyanacağım, kozanın dışına çıkacağım ve sonra tekrar birlikte olacağız, diye açıkladı Dâna. Tamam, Dâna, git ve uyu. Ben sana göz kulak olurum, dedi Buzz. 73

73 Yakında görüşürüz! Bensiz, burada tek başına iken cesur olmaya çalış, dedi Dâna ve yumuşak, ipeksi kozanın içine doğru kendini büktü. Buzz, sabırla arkadaşını beklemeye başladı. Ani bir rüzgârın kozayı daldan koparıp uçurmadığından ve kuşların onu ezmediğinden emin olmak istiyordu. Sonunda bir ay geçti, ama Dâna tam kozasından çıkmaya hazırken, Buzz ağır bir damla ağaç suyunun Dâna nın üzerine düştüğünü gördü. Koza hareket etmeye başlamıştı ve Buzz, Dâna nın içeriden kozaya vuruş seslerini duyabiliyordu; rat-a-tat-tat, rat-a-tat-tat. Fakat hiçbir şey olmadı, yapışkan ağaç suyu bir kaya kadar sertleşmişti. 74

74 Bütün bir gün geçti ve akşam oldu. Dâna nın gücü kalmamıştı; çırpınışları gittikçe zayıflıyordu. Bekle Dâna, sana yardım getireceğim, diye Buzz söz verdi ve topçu böceğini görmek üzere uçtu. Bay topçu böceği, sen çok güçlüsün. Tırtıl Dâna ya kozasından çıkması için yardım et lütfen! Çok isterdim, ama aşırı derecede meşgulüm. Belki başka bir zaman, dedi böcek ve doğruca uyumaya gitti. Buzz, aceleyle bir arının yanına vardı. Bayan Arı, iğneniz çok güçlü ve jilet gibi keskin. Dâna nın kozasını delebilir misiniz acaba? İğnemi çok daha önemli sorunlar için saklıyorum, diye yanıtladı arı ve uçup gitti. Bunun üzerine, Buzz, ormanın diğer yakasına uçup, oradaki dostu ağaçkakandan yardım istemeye karar verdi. 75

75 Ağaçkakan, lütfen Dâna nın kozası üzerindeki sertleşmiş ağaç suyunu kırabilir misin? Memnuniyetle yardım ederdim, ancak karanlıkta hiçbir şey göremiyorum. Sizin ağacınıza gelebilmemin imkânı yok. Keşke biri bana yolu aydınlatabilseydi Buzz ın aklına hemen Lumina otu geldi. Burada bekle, hemen döneceğim, dedi ağaçkakana ve Kara Göl e doğru yola çıktı. Buzz, Dâna ya o kadar çok yardım etmek istiyordu ki, artık karanlıktan korkmuyordu. Ottan alacağı ışık, büyük hayvanların onu görmesini kolaylaştıracaktı 76

76 ama o, bu gerçeği düşünmedi bile. Kara Göl ün kıyısına varır varmaz, Lumina otunu gördü. Uzun, safir mavisi sapları esintide sallanıyordu. Buzz ota kondu ve küçük bir parça ısırdı. Anında, minicik bedeni altın gibi ışıldamaya başladı. Ağaçkakana geri dönmek üzere hızla uçtu. İşte, Ağaçkakan. Şimdi yolu görebiliyor musun? Evet, ışığın çok yardımcı oluyor, dedi ağaçkakan ve dalından uçarak Buzz ı takip etti. Bu arada, Dâna hâlâ kozasının içinde, kalan son gücünü de tüketmişti. Buzz ağaçkakanı ağaçlarına getirdiğinde, Dâna artık hareket etmiyordu. Bekle Dâna, yardım geldi, diye haykırdı Buzz. 77

77 Ağaçkakan, geniş ve jilet gibi keskin gagasını hizalayarak, dikkatle kozaya vurdu. Sertleşmiş ağaç suyu parçası düşünce, Dâna son bir itişle, sonunda kozasından çıktı. Fakat kozadan çıkan bir tırtıl değildi; Dâna, artık muhteşem bir kelebekti! Parıldayan kanatlarını açtı. Kanatlar, sanki Buzz dan yayılan ışıkla ışıldıyorlardı. Dal bile ışıldamaya başlamıştı. Var olmayan bir yerden, minik bir güneş birden belirmiş ve yumuşak ışınlarıyla dostları sarmıştı sanki. Çok güzelsin Dâna! diye heyecanla bağırdı Buzz. Sen de değiştin, diye cevapladı kelebek. Anlaşılan, her şeye rağmen 78

78 Lumina otunu yemeyi denedin. Artık karanlıktan korkmuyorsun, değil mi? Sanırım korkmuyorum! diye gülümsedi Buzz. Dostu kozasından sağ salim çıktığı için çok mutluydu. Kargalar, tüm gevezelikleriyle herkese, ormanda Lumina otunu yiyecek kadar cesur bir böcek olduğunu söylediler. Böylece, herkes kahramanı görmeye geldi. Kurtlar ve ayılar, baykuşlar ve kartallar, hepsi büyük bir saygıyla minik böceğe baktı. Cesaretinden dolayı Buzz ı takdir ettiler. O günden sonra, ormandaki diğer hayvanlar, onu Ateşböceği diye çağırmaya başladılar. Sonunda, karanlık orman karanlık olmaktan kurtuldu. Karanlığı daima aydınlatan minik bir ateş, ışıldayan bir nokta var artık ve her gece Ateşböceği, ormandaki diğer hayvanlara korkularını yenmeleri ve evlerinin yolunu bulmaları için yardımcı oluyor. Çizimler: Yelena Strokin 79

79 Yazan : Yael Sofer TEKNE 80

80 Bir zamanlar, neşe saçan kırmızı direği ve tertemiz beyaz yelkeni ile küçük mavi bir balıkçı teknesi vardı. Her sabah şafak vakti, küçük tekne gülümseyerek uyanır ve balık yakalamak üzere açık denizlere doğru yelken açardı. Küçük olmasına rağmen, limandaki en hızlı tekne idi ve daima bütün kasabaya yetecek kadar çok balıkla denizden dönerdi. Limandaki büyük tekneler, bunun nasıl olduğunu hep merak ederlerdi. Küçük tekne, teknedeki herkes beraber çalıştığı için bunun böyle olduğunu bilirdi. Çapa, Yelken, Ağ ve Dümen, hepsi teknenin başarmasını isterdi ve bu yüzden her zaman beraber çalışarak ellerinden gelenin en iyisini yaparlardı. 81

81 Çapa, tekne güvenli bir şekilde dursun diye, denizin dibine nasıl tutunacağını bilirdi. Yelken ise, rüzgârı nasıl yakalayacağını bilirdi. Böylece tekne dalgaların arasından kolaylıkla süzülürdü. Ağ, tekne bol bol balık yakalasın diye, suya nasıl atlayacağını ve genişleyerek yayılacağını bilirdi. Dümen de, yol boyunca buz dağlarına çarpmamak ve kaybolmamak için, nasıl sağa ve sola doğru kesin olarak yön vereceğini bilirdi. Fakat bir sabah, rüzgâr kötü niyetliydi ve her şey ters gideceğe benziyordu. Demir al! Denize açıl! diye yaşlı kaptan her sabahki gibi seslendi. Aslında, tekneyi o kadar uzun zamandır kullanmıştı ki, kimse artık onun gerçek ismini bilmiyordu ve herkes 82

82 onu sadece Kaptan diye çağırıyordu. Demir aaal! Denize açıl! diye tekrarladı Kaptan ın sadık arkadaşı, gri renkli karga. Lakabı Korsan dı çünkü gözünün üzerindeki büyük siyah leke, korsanların taktığı göz bandına benziyordu. Tamam, tamam, Kaptan! diye ahenkli bir şarkı söyler gibi seslendi Yelken, Çapa, Dümen ve Ağ. Böylece küçük tekne açık denizlere açıldı. Kaptan, haritaya bir göz attı, pusulayı inceledi ve parmağını ıslatıp havaya kaldırarak rüzgârın yönünü belirlemeye çalıştı. Bugün doğuya yelken açacağız, diye karar verdi. Korsan, dümen sağa! Yelkeni aç! Bir dakika bekle, dedi Yelken. Neden hep ben direğe tırmanıp rüzgârda uçuşmak zorundayım? Bugün de ben, Ağ gibi yüzemez miyim? Zaten o, her gün atlayıp etrafa su saçarak dalıyor. 83

83 Duydun mu onu? Hah, hah, hah! diye gülerek sordu Korsan. Yelken suya atlamak istiyor! Ağ, sen bu konuda ne düşünüyorsun? Yelkenle yer değiştirmekten mutluluk duyarım, diye cevapladı Ağ. Her gün bu dondurucu suda ıslanmak zorunda kalıyorum. Balıklar tarafından gıdıklanmayı da sevmiyorum. Ben artık suya atlamayacağım! İşte bu, teknede büyük bir kargaşa başlattı. Herkes diğerlerini suçlamaya çalışarak, kendi işini yapmaz oldu. Hatta sessiz ve çalışkan Dümen bile, Aslında, ben de Çapa nın görevini almak isterim. Gün boyu teknede dinlenip, gece boyunca suyun içinde uyuyor, dedi. 84

84 Herkes öylesine kendini tartışmaya kaptırmıştı ki, yaşlı bilge kaptanın onları yalnız bırakarak kamarasına gittiğini fark etmediler bile. Böylece, dostlar işlerini değiş tokuş etmeye karar verdiler. Ağ, direğin üstüne tırmandı ve Korsan dan işaret gelir gelmez rüzgârı yakalamak üzere hazırlandı. Ağı aç, diye seslendi Korsan. Ağ, açıldı ve rüzgârı yakalamak için çok çalıştı. Fakat rüzgâr, Ağ daki geniş deliklerin arasından eserek geçti ve böylece, küçük tekne bir gıdım bile kımıldamadı. Ne yelken ama! dedi rüzgâr gülerek. Her tarafı delik dolu! Ne aptal bir tekne! Ağ, mahcup olmuş halde, direğin üstünde sarkıyordu. Çok üzgündü, çünkü onun yüzünden rüzgâr tekneye gülmüştü. Bu arada, Yelken suya atlamak için sabırsızlanıyordu. Fakat suya atladığında, suyun altına gidip balık avlamak yerine, 85

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç katıyordu. Bulutlar gülümsüyor ve günaydın diyordu. Melek

Detaylı

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI

TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI TAVŞANCIK A DOĞUM GÜNÜ SÜRPRIZI Güneşli bir günün sabahında, Geyikçik uyandı ve o gün en yakın arkadaşı Tavşancık ın doğum günü olduğunu hatırladı. Tavşancık arkadaşlarına her zaman yardımcı oluyor, ben

Detaylı

Violet Otieno Catherine Groenewald Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 4

Violet Otieno Catherine Groenewald Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 4 Büyükanne ile Tatil Violet Otieno Catherine Groenewald Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 4 Odongo ve Apiyo babalarıyla birlikte şehirde yaşıyorlardı. Onlar,tatili dört gözle bekliyorlardı. Sadece okul

Detaylı

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba.

Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. 1. Bölüm Bahar Ateşi Evet! Hayır! Belki? Ne? Merhaba. Bütün bu insanın kafasını şişiren karmaşa, çok ama çok masum bir günde başladı. O gün çok şirin, çok masumdu. O gün öyle muhteşem, öyle harika ve öyle

Detaylı

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu

de hazır değilken yatağıma gelirdi. O sabah çarşafların öyle uyandırmıştı; onları suratıma atarak. Kız kardeşim makas kullanmayı yeni öğrendi ve bunu İgi ve ben Benim adım Flo ve benim küçük bir kız kardeşim var. Küçük kız kardeşim daha da küçükken ismini değiştirdi. Bir sabah kalktı ve artık kendi ismini kullanmıyordu. Bu çok kafa karıştırıcıydı. Yatağımda

Detaylı

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir.

KURALLI VE DEVRİK CÜMLELER. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. --KURALLI CÜMLE: İş, hareket, oluş bildiren sözcükler cümlenin sonunda yer alıyorsa denir. Örnek: Mustafa okula erkenden geldi. ( Kurallı cümle ) --KURALSIZ (DEVRİK) CÜMLE: Eylemi cümle sonunda yer almayan

Detaylı

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri

Okuma- Yazmaya Hazırlık. Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim. Fen Ve Doğa Etkinlikleri Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Ve Ritim Sohbetler *Tatilde neler yaptık? *Hava nedir? Hangi duyu organımızla hissederiz? *Tatildeyken hava nasıl değişimler oldu? *Müzik dendiğinde

Detaylı

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin

Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin Günler süren yağmurdan sonra bulutlar kayboldu. Güneş, ışıl ışıl yüzünü gösterdi. Yıkanan doğanın renklerine canlılık gelmişti. Ağaçlardan birinin kökünden kahverengi, pırıl pırıl bir şerit uzanıyordu.

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU. NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU NİSAN AYI 1. ve 2. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest

Detaylı

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama

Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama Okula sadece dört dakikalık yürüme mesafesinde oturmama rağmen sık sık geç kalırım... okul BIZIM (Meşelik) yol.. BIZIM ev Üç Kuruş Sokağı Kale Yolu Dükkan iki dak Meşelik ika Percy Sokağı Okula iki dakika

Detaylı

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5

Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire Rukia Nantale Benjamin Mitchley Nahide Büşra Ertekin Turkish Level 5 Simbegwire annesi öldüğü zaman çok üzüldü. Simbegwire ın babası, kızıyla ilgilenmek için elinden gelenin en iyisini yaptı.

Detaylı

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler.

Cadı böyle diyerek süpürgesine bindi. Daha yüz metre uçmadan. paldır küldür yere düştü. Ağaçtaki kargalar Gak gak diye güldüler. MASAL CADISI Masal Cadı sının canı sıkılıyordu. Ormandaki kulübesinde tek başına otururdu. Yıllardır insan yüzü görmemişti. Bu gidişle bütün yeteneklerim kaybolacak, diye düşünüyordu. Süpürgemle uçabileceğimi

Detaylı

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ

ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ ANOREKTAL MALFORMASYON DERNEĞİ www.armtr.org Yazan: Billur Demiroğulları Çizen: Yasemin Erdem Kontrol: Özlem Küçükfırat Bilgi (Çocuk Gelişim Uzmanı) Bu hikaye kitabının her türlü yayın hakkı Anorektal

Detaylı

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın?

ADIN YERİNE KULLANILAN SÖZCÜKLER. Bakkaldan. aldın? 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmıştır? A) Onu bir yerde görmüş gibiyim. B) Bahçede, arkadaşımla birlikte oyun oynadık. C) Güneş gören bitkiler, çabuk büyüyor.

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI. Nİsan AYI BÜLTENİ. Sevgİ Kİlİmlerİmİz ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU ÇİÇEKLER SINIFI Nİsan AYI BÜLTENİ Sevgİ Kİlİmlerİmİz BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR Dünya Kitap Günü (23 Nisan gününü içine alan hafta) Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı (23 Nisan)

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN n ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1 n Problem Avcıları Biz problem avcılarıyız. Benim

Detaylı

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde

yeni kelimeler otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktiniz kış mevsiminde otuzsekizinci ders oluyor gezi genellikle hoş geldin mevsim hoş bulduk ilkbahar gecikti ilkbahar mevsiminde geciktin soğuk geciktim kış geciktiniz kış mevsiminde uç, sınır, son, limit bulunuyor/bulunur

Detaylı

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi

Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi Adım Tomas Porec. İlk kez tek boynuzlu bir at gördüğümde sadece sekiz yaşındaydım, bu da tam yirmi yıl önceydi. Küçük bir kasaba olarak düşünmeyi daha çok sevdiğimiz bir dağ köyünde doğup büyüdüm. Uzak

Detaylı

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir? ALTIN BALIK Bir zamanlar iki balıkçı varmış. Biri yaşlı, diğeriyse gençmiş. İki balıkçı avladıkları balıkları satarak geçinirlermiş. Bir gün yine denize açılmışlar. Ağı denize atıp beklemeye başlamışlar.

Detaylı

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu!

Gülmüştü çocuk: Beni de yaz öyleyse. Yaz ki, kaybolmayayım! Ben babamı yazmamıştım, kayboldu! Kaybolmasınlar Diye Mesleğini sorduklarında ne diyeceğini bilemezdi, gülümserdi mahçup; utanırdı ben şairim, yazarım, demeye. Bir şeyler mırıldanırdı, yalan söylememeye çalışarak, bu kez de yüzü kızarırdı,

Detaylı

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş?

Adı-Soyadı: Deniz kampa kimlerle birlikte gitmiş? 2- Kamp malzemelerini nerede taşımışlar? 3- Çadırı kim kurmuş? ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Benim adım Deniz. 7 yaşındayım. Bu hafta sonu annem ve babamla birlikte kampa gittik. Kampa

Detaylı

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı

Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı Derleyen: Halide Karaarslan / Uzman Pedagog Görsel Tasarım: Semra Bolat / Sanat Dersleri Zümre Başkanı DAMLA BÖRTÜCEN Zeytin, rüyasında benekli faresini kaybetti. Cadıya sordu, cadı biz fare yemeyiz ama

Detaylı

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir. Gemiyle bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın? O zaman geminin üzerindeki çiçeklerden 2 tanesini yeşile, bir tanesini pembe renge boyamalısın. Geminin pencereleri açık mavi

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri büyük yazılır. Cesur Yumak Nevşehir Japon Azerbaycan Ağrı Dağı Anıtkabir Cümleler her zaman büyük

Detaylı

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN

MUTLU HAFTALAR. Emrah&Elvan PEKŞEN MUTLU HAFTALAR Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok BÜYÜK HARFLERIN KULLANIMI Emir Defne Özel isimlerin ilk harfleri

Detaylı

Bay Çiklet in Bahçesi

Bay Çiklet in Bahçesi 1. Bölüm Bay Çiklet in Bahçesi Bay Çiklet, kırmızı sakallarıyla ve bacakları birbirine dolanmış bir ahtapot gibi ters ters bakan, kan çanağı gözleriyle öfke dolu, yaşlı bir adamdı. Çocuklardan, hayvanlardan,

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU SINIFI ŞİRİNLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU SINIFI ŞİRİNLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU SINIFI ŞİRİNLER SINIFI MAYIS AYI DİL BECERİLERİM VE BEN AYLIK EĞİTİM PROGRAMI Hikâye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Tümevarım tekniği ile "Arabam" ve "Trafik" tekerlemelerini öğreniyorum.

Detaylı

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK

ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK ÇiKOLATAYI KiM YiYECEK Geçen gün amcam bize koca bir kutu çikolata getirmişti. Kutudaki çikolataların her biri, değişik renklerde parlak çikolata kâğıtlarına sarılıydı. Mmmh, sarı kâğıtlılar muzluydu,

Detaylı

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor?

1 Anne çocuğuna ne öğütlüyor? . Sınıfı Hatırlıyorum Türkçe Noktalama İşaretleri 1. Hafta Aşağıdaki şiiri iki defa okuyunuz. Verilen soruları cevaplandırınız. TEMİZ ÇOCUK Temiz çocuk hasta olmaz. Gönlü acı ile dolmaz. Hiçbir vakit benzi

Detaylı

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer,

Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, Eskiden Amcam Başkötü ye ait olan Bizim Eski Yer, DEŞŞET ORMANI, YARATIKKÖY Anneciğim ve Babacığım, Mektubunuzda sevgili bebeğinizin nasıl olduğunu sormuşsunuz, hımm? Ben gayet iyiyim, sormadığınız için

Detaylı

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları RAPUNZEL Bir zamanlar bir kadınla kocasının çocukları yokmuş ve çocuk sahibi olmayı çok istiyorlarmış. Gel zaman git zaman kadın sonunda bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pncereden komşu evin bahçesindeki

Detaylı

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir?

HAYAT BİLGİSİ A TEMASI: OKUL HEYECANIM. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? 1. SINIF OKULA YARDIMCI VE SINAVLARA HAZIRLIK A TEMASI: OKUL HEYECANIM TEST-1 1. Gözümüzün rengi Saçımızın rengi Okula gitmemiz Yukarıdakilerden hangisi fiziksel özelliğimiz değildir? A) Okula gitmemiz

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... Önce kelimeleri tek

Detaylı

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır

Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır 1. Bölüm Haydi Deniz Kıyısına! Şimdi okuyacağınız hikâye Limonlu Bayır Savaşı nın hikâyesidir. Diğer adıyla ona Akşam Yemeği Savaşları da diyebiliriz. Aslında Hayalet Avcıları III de diyebiliriz, ama açıkçası

Detaylı

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba;

20 Mart Vızıltı. Mercanlar Sınıfından Merhaba; Mercanlar Sınıfından Merhaba; 20 Mart Vızıltı Bu hafta konumuz ormanlar idi. Orman nedir? Ormanların önemi ve faydaları nelerdir? Ormanları koruma konusunda üzerimize düşen görevler nelerdir? gibi sorular

Detaylı

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi YILDIZLAR GRUBU ARALIK YENİ YIL Bizlere kutlu olsun. Sizlere kutlu olsun. Eski yıl sona erdi, Yepyeni bir yıl geldi. Bu yıl olsun mutlu bir yıl, Bu yıl

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileklerimizle... Emrah&Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok benim kahraman dedem Kelimeleri zıt

Detaylı

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz.

YARATICI OKUMA DOSYASI. En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz. YARATICI OKUMA DOSYASI En sevdiğiniz tatil kitabını anlatan bir resim çiziniz. MAVİŞ Mavişe göre Dünya nın ¾ nün suyla kaplı olmasının nedeni nedir?...... Maviş in gözünün maviden başka renk görmemesinin

Detaylı

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz. Bozuk Paralar KISA FİLM Yaşar AKSU İLETİŞİM: (+90) 0533 499 0480 (+90) 0536 359 0793 (+90) 0212 244 3423 SAHNE 1. OKUL GENEL DIŞ/GÜN Okulun genel görüntüsünü görürüz. Belki dışarı çıkan birkaç öğrenci

Detaylı

&[1Ô A w - ' ",,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ

&[1Ô A w - ' ,,,, . CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI Rasim KAYGUSUZ .... CiN. ALl'NIN. HiKAYE. KiTAPLAR! SERiSiNDEN BAZILARI 1 - Cin Ali'nin Atı 2 - Cin Ali'nin Topu 3 - Cin Ali'nin Topacı 4 - Cin Ali'nin Karagözlü Kuzusu 5 - Cin Ali'nin Oyuncakları 6 - Cin Ali Okula Başlıyor

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN ilkok Adı-Soyadı:... Yukarıdaki resmi inceleyelim. Sonrasında aşağıdaki yönergelere göre, çocukları numaralandıralım ve soruları cevaplayalım. Deniz

Detaylı

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ

TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Türkçe Dil Etkinlikleri Sanat Etkinlikleri Oyunlar Müzik Bilim Etkinlikleri TEMA: OKULUMUZU TANIYALIM KONU: OKULUMUZ TARİH: 01 EYLÜL / 30 EYLÜL YAŞAYAN DEĞERLER: SEVGİ Bu ayki yaşayan değerimiz Sevgi.

Detaylı

ÖZEL EFDAL ANAOKULU 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

ÖZEL EFDAL ANAOKULU 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ ÖZEL EFDAL ANAOKULU 2012-2013 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ ATATÜRK Atatürk kim olduğunu hatırladık Atatürk ün hayatını inceledik. Atatürk ün kişisel

Detaylı

EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA HAFTASI DÜNYA ÇOCUK HAKLARI HAFTASI DÜNYA SİNEMA GÜNÜ SONBAHAR MEVSİMİ YAPRAKLAR Atatürk ün kim olduğunu hatırladık. Atatürk

Detaylı

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com

Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Mutlu Haftalar! Mutlu Ramazanlar! ilkokul1.com Emrah & Elvan PEKŞEN ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkokul1.com ilkok Adı-Soyadı:... yalancı

Detaylı

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK?

DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER YAPTIK? DENİZ YILDIZLARI ANAOKULU MAYIS AYI 1. HAFTASINDA NELER SERBEST ZAMAN YAPTIK? Çocuklara sporun önemi anlatıldı ve her sabah spor yaptırıldı. Çocuklar ilgi köşelerinde öğretmen rehberliğinde serbest oyun

Detaylı

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır.

Jake mektubu omzunun üstünden fırlatır. Finn mektubu yakalamak için abartılı bir şekilde atılır. İÇ - AĞAÇ EV SALONU - GÜNDÜZ Salon kapısının altından içeri bir mektup süzülür. mektubu almak için koşar. zarfı çevirir, üstünde yazmaktadır. Oo, posta gelmiş! Hey,, bu sana! mektubu omzunun üstünden fırlatır.

Detaylı

Yazan ve çizen: Michael Ryba

Yazan ve çizen: Michael Ryba ve Boya Bitkileri Yazan ve çizen: Michael Ryba Paula ve Leon, arkadaşları Çiftçi Hubert i ziyaret etmek üzere ormanın derinliklerinde neşeyle ilerliyor. Paula ona yeni, şık, keten elbisesini göstermek

Detaylı

Elişa, Mucizeler Adamı

Elişa, Mucizeler Adamı Çocuklar için Kutsal Kitap sunar Elişa, Mucizeler Adamı Yazarı: Edward Hughes Resimleyen: Lazarus Uyarlayan: Ruth Klassen Tercüme eden: Nurcan Duran Üreten: Bible for Children www.m1914.org 2007 Bible

Detaylı

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY

GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY GÜZELLER GÜZELİ BAYAN COONEY Dan Gutman Resimleyen Jim Paillot Emma ya Öğle Yemeği Balık Pizza Browni Süt 6 7 8 İçindekiler 1. Ben Bir Dahiydim!... 11 2. Bayan Cooney Şahane Biri... 18 3. Büyük Kararım...

Detaylı

03-07 NİSAN 2017 MAVİ YUNUSLAR SINIFI HAFTALIK BÜLTEN

03-07 NİSAN 2017 MAVİ YUNUSLAR SINIFI HAFTALIK BÜLTEN ÖZEL ASÇAY ANAOKULU 03-07 NİSAN 2017 MAVİ YUNUSLAR SINIFI HAFTALIK BÜLTEN SINIF ÖĞRETMENİ FUNDA SAYDAM BU HAFTA NELER ÖĞRENDİK Kukla nedir? Hangi malzemelerden Nasıl yapılır? Çeşitleri nelerdir? Beyin

Detaylı

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN

.com. Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN .com Faydalı Olması Dileğiyle... Emrah& Elvan PEKŞEN ilkok Adı-Soyadı:... Yukarıdaki resmi inceleyelim. Sonrasında aşağıdaki yönergelere göre, çocukları numaralandıralım ve soruları cevaplayalım. Deniz

Detaylı

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir.

01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ. PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir. MAYIS 2017 BÜLTENİ 01-05 MAYIS OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OKULA GETİRECEKLERİMİZ PAZARTESİ Emek ve Dayanışma Günü dolayısı ile okulumuz 1 gün tatil edilmiştir. SALI Çiftçi çukurda oyunu oynuyoruz. Çamurlara

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU YILDIZLAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikâye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Kartal ve tırtıl, kuş, kelebek tekerlemelerini öğreniyorum.

Detaylı

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ

Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı OKUL ÖNCESİ ŞEKERLİK EĞİTİM SETİ YARIM GÜNLÜK PLAN ÇİZELGESİ GÜNLER EYLÜL-2017 EKİM-2017 KASIM-2017 ARALIK-2017 Pazartesi 4 11 18 25 2 9 16 23 30 6 13 20 27 4 11 18 25 Salı

Detaylı

09.10.2015. Denizyıldızı Sınıfı ndan Merhaba;

09.10.2015. Denizyıldızı Sınıfı ndan Merhaba; 09.10.2015 Denizyıldızı Sınıfı ndan Merhaba; Geçen hafta giriş yaptığımız Hayvanlar konusunu bu hafta da işlemeye devam ettik. Mini minnacık örümcek adlı parmak oyunumuzu ve Hayvanlar Ne İster? şarkımızı

Detaylı

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor?

UYGULAMA 1 1. Aşama Şimdi bir öykü okuyacağım, bakalım bu öykü neler anlatıyor? ALAY ETME Amaç : Başkalarına saygı duymayı öğrenme.alay etme ile baş edebilme becerisini kazandırma Düzey : 1. sınıf ve üstü Materyal: Uygulama 1 için:yazı tahtası, kağıt, kalem, Uygulama 2 : Kuklalar,oyuncak

Detaylı

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ

DENEYLERLE BÜYÜYORUZ BU AY HANGİ KAVRAMLARI ÖĞRENECEĞİZ? Hızlı-Yavaş Ön-Arka Sağ- Sol BEYİN FIRTINASI YAPALIM Büyüdüğünde hangi mesleği seçeceksin ve nasıl bir yerde yaşayacaksın? Bir gemi olsaydın nerelere giderdin? Neler

Detaylı

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ ΤΕΛΙΚΕΣ ΕΝΙΑΙΕΣ ΓΡΑΠΤΕΣ ΕΞΕΤΑΣΕΙΣ ΣΧΟΛΙΚΗ ΧΡΟΝΙΑ: 2013-2014 Μάθημα: Τουρκικά Επίπεδο: Ε3 Διάρκεια: 2 ώρες Ημερομηνία:

Detaylı

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan

Pirinç. Erkan. Pirinç (Garson taklidi yaparak) Sütlükahve söyleyen siz değil miydiniz? Erkan 1. Sahne (Koruluk. Uzaktan kuş cıvıltıları duyulmaktadır. Sahnenin solunda birbirine yakın iki ağaç. Ortadaki ağacın hemen yanında, önü sahneye dönük, uzun ayaklık üzerinde bir dürbün. Dürbünün arkasında

Detaylı

Veli Mektupları MyLittle Island 1

Veli Mektupları MyLittle Island 1 Veli Mektupları MyLittle Island Unit My Little Island ın ilk ünitesine hoş geldiniz. Bu ünite çocuğunuzu programla tanıştırır. Bu Hoş geldin ünitesinde çocuklar ada macerasıyla ve kitabın ana karakterleri

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU CİVCİVLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI. Tekerlemeler: Arabam Geliyor, El El Emek tekerlemelerini öğreniyorum.

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU CİVCİVLER SINIFI MAYIS AYI AYLIK EĞİTİM PROGRAMI. Tekerlemeler: Arabam Geliyor, El El Emek tekerlemelerini öğreniyorum. FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU CİVCİVLER SINIFI MAYIS AYI DİL BECERİLERİM VE BEN AYLIK EĞİTİM PROGRAMI Hikâye / Öykü / Masal Tekerlemeler: Arabam Geliyor, El El Emek tekerlemelerini öğreniyorum. Bilmeceler:

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz. Sesinizi

Detaylı

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ

PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ PENGUEN GRUBU MART AYI BÜLTENİ SİNCAPLAR TEMASI DÜNYA SU GÜNÜ ORMAN HAFTASI YAŞLILAR HAFTASI DÜNYA TİYATROLAR GÜNÜ Sincapları tanıdık. Sincapları gözlemledik. Hayvan türlerini isimlendirdik. Hayvanların

Detaylı

30 OCAK 03 ŞUBAT OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR

30 OCAK 03 ŞUBAT OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR ġubat 2017 BÜLTENĠ 30 OCAK 03 ŞUBAT OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR PAZARTESĠ OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIġMALAR Büyük küçük 1 2 3 sayıları bulalım. CD den hikaye dinleyelim Sevimli dostlarımız OKULA GETĠRECEKLERĠMĠZ

Detaylı

Elvan & Emrah PEKŞEN

Elvan & Emrah PEKŞEN Bu hafta için 5 güne 5 değerlendirme hazırlıyoruz. İlk üçünü paylaşıyoruz. 2 Tanesi de çarşamba sitemizde! Puanlama Aşağıda... 1. Sınav Test Soruları 5 puan 6x5=30 Harf,hece tablo 1 puan 45x1=45 Sayı okuma

Detaylı

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO:

A2 DÜZEYİ A KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: PASAPORT NO: A2 DÜZEYİ ADI SOYADI: PASAPORT NO: NOT OKUMA 1 KARADENİZ TURU Metin Bey: Merhaba! Görevli: Merhaba efendim, buyurun! Nasıl yardımcı.(1)? Metin Bey: Ben bu yaz ailem ile bir tura çıkmak istiyorum. Bana

Detaylı

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 2 YAŞ MİNİK ARILAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI

FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 2 YAŞ MİNİK ARILAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI FORUM EGE GÜNEŞİ ANAOKULU 2 YAŞ MİNİK ARILAR SINIFI AYLIK EĞİTİM VE BRANŞ DERSLERİ PROGRAMI DİL BECERİLERİM VE BEN Hikâye / Öykü / Masal: Paylaşalım bunları adlı hikâyemizi biz hazırladık. Tekerlemeler:

Detaylı

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ

5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ 5 YAŞ VE HAZIRLIK SINIFI EKİM BÜLTENİ HAZIRLIK SINIFI EKİM AYI ŞARKILARIMIZ OKULUMA BAŞLADIM BİR DÜNYA BIRAKIN SONBAHARIN SESLERİ SEVİMLİDİR HAYVANLAR HOŞ GELİŞLER OLA Her gün erken kalkarım Önce yüzümü

Detaylı

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?

OKUMA ANLAMA ANLATMA. 1 Her yerden daha güzel olan yer neresiymiş? 2 Okulda neler varmış? 3 Siz okulda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Aşağıdaki şiiri okuyunuz. Soruları cevaplayınız. OKULUMUZ Her yerden daha güzel, Bizim için burası. Okul, sevgili okul, Neşe, bilgi yuvası. Güzel kitaplar burda, Birçok arkadaş burda, İnsan nasıl sevinmez,

Detaylı

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi BÝRÝNCÝ BÖLÜM 1 Dünya döndü Son ders zili çalýnca tüm öðrenciler sevinç çýðlýklarý atarak okulu terk etti. Ýkili öðretim yapýlýyordu. Sabahçýlar okulu boþaltýrken, öðleci grup okula girmeye hazýrlanýrdý.

Detaylı

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU

Minti Monti. Tilki Tilki Baksana. Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri TİLKİ OKULU Minti Monti Çocuklar için eğlenceli poster dergi Ücretsizdir Sonbahar 2012 Sayı:7 ISNN: 2146-281X Tilki Tilki Baksana Bana bak! Hayır, bana bak! Yavru Tilki Neyin Peşindesin? Okula Hazırlık İçin 5 Öneri

Detaylı

En Güzel Hediyesi Noel

En Güzel Hediyesi Noel En Güzel Hediyesi Noel This ebook is distributed under Creative Common License 3.0 http://creativecommons.org/licenses/by-nc-nd/3.0/ You are free to copy, distribute and transmit this work under the following

Detaylı

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ

EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ 2012 2013 EĞİTİM VE ÖĞRETİM DÖNEMİ DENİZYILDIZI GRUBU MART AYI BÜLTENİ MART AYINDA NELER ÖĞRENDİK? Bitkileri tanıdık. Bitkileri gözlemledik. Bitki türlerini isimlendirdik. Bitkilerin birer canlı olduğunu

Detaylı

Çok Mikroskobik Bir Hikâye

Çok Mikroskobik Bir Hikâye Çok Mikroskobik Bir Hikâye ÜMMÜŞ PÖRTLEK İlköğretim Okulu nda sıradan bir ders günüydü. Eğer Hademe Kazım, yine bir gölgelikte uyuklamıyorsa, birazdan zil çalmalıydı. Öğretmenimiz, gürültü yapmadan toplanabileceğimiz

Detaylı

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı,

Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, Bir akşam vakti, kasabanın birine bir atlı geldi. Kimdir bu yabancı diye merak eden kasabalılar, çoluk çocuk, alana koştular. Adam, yanında atı, elinde boş bir çuval, alanın ortasında öylece dikiliyordu.

Detaylı

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor

MİRKET NİNELER. Parti Veriyor MİRKET NİNELER Tanıdığım en farklı iki kadın olan anneannem ve babaannem için... Çünkü onlar hep ayakta kalırlar. N. T. SEV Yayıncılık Eğitim ve Ticaret A.Ş. Nuhkuyusu Cad., No. 197 Üsküdar İş Merkezi,

Detaylı

BİZE KATILIR MISINIZ?

BİZE KATILIR MISINIZ? BİZE KATILIR MISINIZ? ŞARKILAR FARECİK Bizim mutfakta bir yuvası var. Ben bilemem ki kaç yavrusu var. Her şeyi kemirdi. Her şeyi dağıttı. Annemi babamı çıldırttı. Farecik farecik, Döktün saçtın farecik,

Detaylı

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ

KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ KASIM AYI 4 YAŞ GRUBU AYLIK BÜLTENİ 10 KASIM ATATÜRK Ü ANMA ŞİİRLER 10 Kasım geldi işte Üzgünüz biz milletçe Atatürk! ü anarız O bizim kalbimizde 10 Kasım geldi işte Koşarız Anıtkabir e Atatürk ü anarız

Detaylı

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım

Evimi misafirlerim gidince temizlemek için saatlerce uğraşıyorsam birçok arkadaşım Yeni evli bir çift vardı. Evliliklerinin daha ilk aylarında, bu işin hiç de hayal ettikleri gibi olmadığını anlayıvermişlerdi. Aslında birbirlerini sevmiyor değillerdi. Son zamanlarda o kadar sık olmasa

Detaylı

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ

ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΤΠΟΤΡΓΔΙΟ ΠΑΙΓΔΙΑ ΚΑΙ ΠΟΛΙΣΙΜΟΤ ΙΓΡΤΜΑ ΓΙΑΥΔΙΡΙΗ ΑΠΟΓΔΤΜΑΣΙΝΩΝ ΚΑΙ ΒΡΑΓΙΝΩΝ ΔΠΙΜΟΡΦΩΣΙΚΩΝ ΠΡΟΓΡΑΜΜΑΣΩΝ ΚΡΑΣΙΚΑ ΙΝΣΙΣΟΤΣΑ ΔΠΙΜΟΡΦΩΗ ΣΕΛΙΚΕ ΕΝΙΑΙΕ ΓΡΑΠΣΕ ΕΞΕΣΑΕΙ ΥΟΛΙΚΗ ΥΡΟΝΙΑ: 2012-2013 Μάθημα: Σοσρκικά

Detaylı

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir.

SIFATLAR. 1.NİTELEME SIFATLARI:Varlıkların durumunu, biçimini, özelliklerini, renklerini belirten sözcüklerdir. SIFATLAR 1.NİTELEME SIFATLARI 2.BELİRTME SIFATLARI a)işaret Sıfatları b)sayı Sıfatları * Asıl Sayı Sıfatları *Sıra Sayı Sıfatları *Üleştirme Sayı Sıfatları *Kesir Sayı Sıfatları c)belgisizsıfatlar d)soru

Detaylı

Doğada Keşif Yapıyoruz

Doğada Keşif Yapıyoruz Bir Ağacı İnceleyin Doğada Keşif Yapıyoruz Aslı Zülal Çizim: Bengi Gençer Bulutları Gözlemleyin Kuş Gözlemi Yapın dogaetkinlik.indd 2 Keşif Çantası Hazırlayın Renk Avına Çıkın 26.09.2013 15:04 Bir ağacı

Detaylı

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? 5 YAŞ AYIN TEMASI Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar? İskelet sistemi nedir? Ne işe yarar? Aile nedir? Aileyi oluşturan bireylerin

Detaylı

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ

HİKÂYELERİMİZ FEN VE MATEMATİK ETKİNLİĞİ HİKÂYELERİMİZ Annecim Anneler günü Paf ile Puf Tasarruflu olmalıyız İlk hediyem Dinozorun Evi İki inatçı keçi Karne heyecanı Geri dönüşüm Uzun zürafa Becerikli karınca Rapunzel Kırmızı başlıklı kız Hansel

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ DERİNSU ANAOKULU 2016-2017 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI UÇAN BALONLAR VE SİHİRLİ ELLER SINIFLARI NİSAN AYI EĞİTİM PROGRAMIMIZ NİSAN AYINDA DOĞAN ÖĞRENCİLERİMİZ Hazırlayan: Sezin TOPALOĞLU AYIN PROJE KONUSU AYIN

Detaylı

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı.

Umutla, harabelerde günlük turuna çıkmış olan bekçi Hilmi Efendi yi aramaya koyuldu. Turist kalabalığı Efes sokaklarına çoktan akmaya başlamıştı. Düş Kırıklığı Karnı iyice acıkmıştı. Harabeler içinde bulunan bekçi kulübesinin ardındaki, begonvil, yasemin ve incir ağaçlarıyla çevrili alana doğru koştu. Leziz yemeğinin tadını uzaktan bile duyumsuyordu.

Detaylı

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin Bir bahar günü. Doğa en canlı renklerine büründü bürünecek. Coşku görülmeye değer. Baharda okul bahçesi daha bir görülmeye değer. Kıpır kıpır hareketlilik sanki çocukların ruhundan dağılıyor çevreye. Biz

Detaylı

OKULA GETİRECEKLERİMİZ OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR

OKULA GETİRECEKLERİMİZ OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR OCAK 2017 BÜLTENİ 02 06 OCAK OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR PAZARTESİ OKULDA YAPACAĞIMIZ ÇALIŞMALAR Günler tekerlemesini söyleyelim. İpin altından geçelim. Oyun hamurundan balık yapalım. Yeni yıl geldi

Detaylı

KASIM AYI VELİ BÜLTENİ

KASIM AYI VELİ BÜLTENİ 2010-2011 KASIM AYI VELİ BÜLTENİ Sevgili ATAM; Minik kalplerimizde çoşku, Gözlerimizde ışıltı, dilimizde verilen içten bir söz; GELECEK BANA EMANET, ATAM SEN RAHAT UYU!... Ekim Ayı nı geride bıraktık.

Detaylı

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda

Dört öğrenci sabahleyin uyanamamışlar ve matematik finalini kaçırmışlar, ertesi gün hocalarına gitmişler, zar zor ikna etmişler. Arabaya bindik yolda Bir gün sormuşlar Ermişlerden birine: Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? Bakın göstereyim demiş Ermiş. Önce sevgiyi dilden gönle indirememiş olanları çağırarak onlara

Detaylı

WLL100. Ninnici Hav Hav KULLANIM KILAVUZU

WLL100. Ninnici Hav Hav KULLANIM KILAVUZU WLL100 Ninnici Hav Hav KULLANIM KILAVUZU TR Ambalaj İçeriği Ürün ambalajının içinden aşağıdakiler çıkmalıdır: Ninnici Hav Hav 3 adet AAA Çinko Karbon Pil Kullanım Kılavuzu Pillerin Yerleştirilmesi DİKKAT!

Detaylı

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN!

MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! MERHABA ARKADAŞLAR BEN YEŞİLCAN! Sağlıklı ve faydalı olan ne varsa yaparım. Zararlı olan her şeyle savaşırım. Kötülerin düşmanı, iyilerin dostuyum. Zor durumda kaldığınızda İmdaat! diye beni çağırabilirsiniz.

Detaylı

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Hafta Sonu Ev Çalışması YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI Zaman adlı ölümsüz bir dev vardı. Bir gün Zaman, Yıl Dede'yi dört kızıyla birlikte yeryüzüne indirdi. Kızlar, yeryüzünü çok sevdiler. Hepsi bir yana dağılıp

Detaylı

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ ATATÜRK Atatürk kim olduğunu hatırladık. Atatürk ün hayatını inceledik. Atatürk ün kişisel özelliklerini ifade ettik. Atatürk ün

BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ ATATÜRK Atatürk kim olduğunu hatırladık. Atatürk ün hayatını inceledik. Atatürk ün kişisel özelliklerini ifade ettik. Atatürk ün 2013-2014 EĞİTİM DÖNEMİ DENIZYILDIZI GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ ATAM SENİ ÖZLÜYORUZ. BU AY ÖĞRENDİKLERİMİZ ATATÜRK Atatürk kim olduğunu hatırladık. Atatürk ün hayatını inceledik. Atatürk ün kişisel özelliklerini

Detaylı

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu.

YİNE YENİ KOMŞULAR. evine gidip Billy ile oynuyordu. İÇİNDEKİLER Yine Yeni Komşular 7 Korsanlar Ninjalara Karşı 11 Akari 21 Tükürme Yarışı 31 Mahallede Huzursuzluk 39 Korsanların Yasaları 49 Yemek Çubukları ve Terli Ayaklar 56 Korsan Atlet 68 Titanların

Detaylı

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU PAPATYALAR SINIFI ARALIK AYI BÜLTENİ BELİRLİ GÜNLER VE HAFTALAR İnsan Hakları ve Demokrasi Haftası(10 Aralık) Yeni Yıl (31 Aralık-1 Ocak) Yerli malı Haftası SERBEST ZAMAN ETKİNLİKLERİ

Detaylı

Bir gün insan virgülü kaybetti. O zaman zor cümlelerden korkar oldu ve basit ifadeler kullanmaya başladı. Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti. Bir başka gün ise ünlem işaretini kaybetti. Alçak

Detaylı

2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ EYLÜL AYI HAZIRLIK-ARI GRUBU BÜLTENİ

2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ EYLÜL AYI HAZIRLIK-ARI GRUBU BÜLTENİ 2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ EYLÜL AYI HAZIRLIK-ARI GRUBU BÜLTENİ OKULA UYUM OKULUM, BEN VE ARKADAŞLARIM Okulunu tanıma Okulunun ismini söyleme Öğretmen ve arkadaşlarını tanıma Okulda çalışanları gözlemleme

Detaylı