Yetim, kekeme, tek gözlü: İskandinavların YAŞAR KEMAL

Transkript

1 TİD 12 Muş Alparslan Üniversitesi Meltem Yalçın Tarih Öğrencisi YAŞAR KEMAL Yetim, kekeme, tek gözlü: İskandinavların en görkemli tanrısı Odin i niteleyen bu üçlü Türk destanlarındaki kahramanların da oluşumunda karşılaşılabilecek ve kahramanları güçlüler, düşmanlar ve doğaüstü güçlerle savaşıma girişmeye itecek eksikliklerin kökeninde yer alan bu özellikler, eşsiz bir yazar olacak olan Yaşar Kemal de de bulunur. Kekemedir, ancak dilin en büyük ustalarından biri olur; tek gözlüdür, ancak olağanüstü bir imge ve renk yaratıcısı olur. Yetimdir ve bu yoksunluğun gizleri kişisel dostluklardan politikaya, savaşımlarından özellikle yazma dürtüsüne dek uzanan geniş bir alanda kavranabilir (Gökalp, 1998, 11). Ne güzel de tanımlanmış bütün eksik yanlarını görmezden gelen bir yazar düşünün, bütün imkânsızlıklara rağmen bunları avantaja dönüştüren bir insan. Ancak o zaman Yaşar Kemal i anlamak mümkün onu yaşamak mümkün. A.Hayatı Yaşar Kemal in ailesi Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi Van gölünün kıyısındaki Ernis köyü, Ernis iskelesinde yaşamaktaydılar. Şimdiki ismi Günseli kasabasıdır. Günseli kasabası Van İlinin Muradiye ilçesine bağlıdır (Kayayerli, 2012, s. 46). Yaşar Kemal, asıl adı Kemal Sadık Gökçeli dir yılının Ekim sonlarında Adana Osmaniye ilçesinin Hemite (Göğceli/Gökçeli) köyünde dünyaya gelmiştir. Köy, adını o bölgedeki dağın doruğunda mezarı bulunan Hamit Dede den almıştır. Köyde bulunan Gökçeli ya da Göğceli aşiretlerinden dolayı da bu ismi almıştır. Bu köyün halkının tamamı Türkmen dir ve buraya 1865 te yerleştirilmişlerdir. Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs)

2 Tarih Araştırmaları Topluluğu Tarih ve İnsan 13 Yaşar Kemal in doğduğu 1923 tarihinde bu köy 60 haneliydi. Bugün ki ismi ise Gökçedam dır. (Çiftlikçi, 1993, 1) Yaşar Kemal in ailesi I. Dünya Savaşı nda Rus işgali dolayısıyla Adana nın Osmaniye ilçesine doğru bir buçuk yıl süren bir geçiş dönemi içerisine girmişlerdir. Aile gerekli parayı temin ettikten sonra göç yoluna tutulmuştur. Ne var ki daha yarım saatlik yol ilerlemişken Yaşar Kemal in Büyükannesi çalılıkların arasında bir inilti sesi duymuş oğlunu göndermişti fakat oğlu oradaki çocuğun öldüğünü söylemişti. Tekrar ailesinin yanına döndüğünde aynı sesi tekrar işitmişler aynı yere giden Sadık Efendi bu sefer çocuğu kucağına alarak geri dönmüştür. Ne var ki çocuk Sadık Efendinin kucağında kısa bir müddet kaldıktan sonra gözlerini açmıştır. Sadık Efendi ölü olduğunu sandığı çocuğun yaşadığını ancak kucağındayken fark etmiş. Bunu gören Büyükannesi ise onu orada bırakamayacaklarını söyleyerek onu almaları gerektiğini söylemiş, Sadık Efendi nin kucağındaki çocuk çok zayıf ve yara bere içindeymiş. Zorlanarak isminin Yusuf olduğunu söylemiş. Aile bulundukları yerde yola mola vermişler ve büyükanne onun yaralarını sardıktan sonra küçük Yusuf u da beraberlerinde götürmüşler. Fakat nerden bilebilirlerdi ki daha sonra bu küçük çocuğun onların hayatlarını tamamen değiştirecek kişi olduğunu (Bosquet, 2003, s 28.29). Varlıklı bir adam olan Sadık Efendi her yıl oğlu için kurban kesmekteydi. Yaşar Kemal henüz 3,5 yaşında iken bir kurban kesimi sırasında halasının kocasının elindeki bıçağın kayarak gözüne saplanması sonucu sağ gözü kör olmuştur. Bu olaydan sonra babası, Van dan gelirken camide namaz kıldığı esnada evlatlığı Yusuf tarafından sırtından bıçaklanarak vefat etmiştir. Bu sıralarda daha 4,5 yaşında olan Yaşar Kemal, bu olayların kendisinde yarattığı travmalardan dolayı 12 yaşına kadar kekeme olarak kalmıştır (Kayayerli, 2012, s. 46). Yaşar Kemal in küçük yaşta yaşamış olduğu bu travmalar onun çok zor günler yaşamasına Onu kendi dilinden kendi sözlerinden anlamak mümkün ama onu birde Ceyhun Atuf Kansu dan usta yazara seslendiği bir şiirden anlamakta mümkün: Yaşar Kemal yaylaların sözlüğü Ki sen doğadansın çiçekçedir anadilin Kalkıp bir gün Binboğa nın dağlarından Türkçeyi bir çam ağacı gibi taşıyan değil misin? Başkalarının yaz ateşine, sevinin nar ağacına. Ya bir kekikli kaya değil midir? Ardında tüter Dadaloğlu nun barutu Karışır sendeki özlemlerin yarpuz kokusuna. Yaşar Kemal in ailesi Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi Van gölünün kıyısındaki Ernis köyü, Ernis iskelesinde yaşamaktaydılar. Şimdiki ismi Günseli kasabasıdır. Günseli kasabası Van İlinin Muradiye ilçesine bağlıdır. Popüler Tarih Dergisi

3 TİD 14 Muş Alparslan Üniversitesi sebep olmuştur. Çok zor bir çocukluk dönemi geçirmesine rağmen hiçbir zaman yılmamış aksine yaşadıkları onu daha güçlü yaparak ilerlemesine yarar sağlamıştır. Babasının vefatından sonra annesi Nigâr Hanım amcası Tahir Efendi ile evlenmiştir. Amcasının annesiyle evlenmesinden dolayı amcasının ilk eşiyle Yaşar Kemal arasında sorunların yaşanmasından dolayı evde fazla vakit geçirmemiş daha çok arkadaşları ile dağlarda dolaşmayı tercih etmiştir. Babasının ölümünden sonra maddi durumları kötüye gitmiş ve köyün en fakir aileleri olmuşlardır. Komşu Burhanlı köyünde başladığı ilköğretimini Kadirli de tamamladı. Adana da ortaokula devam ederken bir yandan da çırçır fabrikalarında çalıştı. Ortaokulu son sınıf öğrencisiyken terk ettikten sonra ırgat kâtipliği, ırgatbaşılık, öğretmen vekilliği, kütüphane memurluğu, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı. (Kemal, 2001, 1). Yirmiye yakın işte çalıştığı yıllarda en uzun süren işi beş yıllık çeltik tarlalarında kontrolörlük yapması oldu. Ev halkından duyduğu efsanelerden ve yöredeki halk şairlerinden etkilenerek şiirler söylemiş ve ünü en kısa zamanda çevre köylere dahi ulaşmıştır. Henüz küçük yaşta olmasına karşın adı Âşık Kemal e çıkmıştı. Başlarda annesi oğlunun şiir okumasına karşı çıkmıştır çünkü oğlunun ondan uzaklaşmasından korkmaktaydı. İleri ki zamanlarda babasının koruyucusu olan Zalanınoğlu adındaki eşkıyanın öldürüldüğünü duyunca onun için sabahlara kadar ağıtlar söylemiştir. Yaktığı ağıtları annesi duyunca bu ağıtını beğenmiştir (Kayayerli, 2012: 47). Yaşar Kemal, 1940 lı yıllarda şiir ve folklor derlemeciliği ile edebiyat dünyasına adım atmıştır. Bu dönemlerde faaliyet gösteren halkevleri, Atatürkçü fikirlerin halka yayılmasını sağlayan organizasyonlardı. Halkevleri bir yandan da yurdun çeşitli illerinde çıkardığı dergilerle Anadolu kültürünün folklorik ve etnoğrafik çeşitli ürünlerini gün yüzüne çıkarma, derleme ve araştırma çalışmaları yürütülüyordu. Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs)

4 Tarih Araştırmaları Topluluğu Tarih ve İnsan 15 Yaşar Kemal başta kendini bu organizasyon içerisinde buldu. Bu yıllarda halkevlerine bağlı Ramazanoğlu Kütüphanesinde kadrolu olarak çalışıyor. Bir yandan da erken yaşta başladığı folklor derlemeciliğini idame ettiriyordu (Çiftlikçi, 1993: 15). Daha sonra ise 17 yaşındayken ilk siyasi tutukluluğunu yaşadı. Askerlikten döndükten sonra 1946 da gittiği İstanbul da Fransızlara ait Havagazı Şirketi nde gaz kontrol memurluğu yaptı.1950 de Türk Ceza Kanunu nun 142. Maddesine uymayan hareketlerden dolayı tutuklandı ve bir süre Kozan Cezaevi nde yattı de beraat edince İstanbul a gitti. Kısa bir işsizlik döneminden sonra Cumhuriyet gazetesinde röportaj yazarlığı yaptı de girdiği Türkiye İşçi Partisi nde Genel Yönetim Kurulu üyeliği, Propaganda Komitesi Başkanlığı ve Merkez Yürütme Kurulu üyeliği yapmıştır (Ay, 2011, 1). Türkiye İşçi Partisinden daha sonra ayrılmıştır buna gerekçe olarak da partinin niteliğini yitirmesinin, bürokratların eline geçmesini ve emekçilerden kopmasına bağlamıştır (Kayayerli, 2012: 49). Cumhuriyet gazetesinde fıkra ve röportaj yazarlığı görevini yaparken Yaşar Kemal imzasını kullandı yılında bir folklor derlemesi olan ilk kitabı Ağıtlar ı yayımladı yılında ilk öykü kitabı Sarı Sıcak ı, 1955 yılında da kendisine asıl ününü kazandıran İnce Memet i yayımlamıştır. Usta yazarın romanları farklı dillere çevrilmiş. Bazı eserleri tiyatro ve sinemaya da uyarlanmıştır (Arkman, 2009: 1). Bir folklor derlemesi olan Ağıtlar, o güne kadar hiç derlenmemiş ya da çok az ilgi görmüş tekerlemeleri ve ağıtları gün ışığına çıkarmıştır. Bu ağıtları 16 yaşından itibaren derlemeye başlayan yazar, daha sonra Karacaoğlan ın yayımlanmamış şiirleri üzerine çalışmalarda bulunmuştur (Ay, 2011: 2). İlk şiirlerini Türksözü (1939), Yeni Adana (1939) ve Vakit (1940) gazetelerinde yayımlanmıştır. Varlık, Kovan, Ülkü, Millet, Beşpınar dergilerinde de yayımlanmıştır lı yıllarda çıkan Çığ dergisi çevresindeki yazar ile aydınlarla ilişki kurmuş, şiirleri buralarda yayımlanmıştır Arif Dino, Abidin Dino ile kurduğu yakınlık yazarın düşünce ve edebiyat dünyasının gelişimini önemli ölçüde etkilemiştir. Popüler Tarih Dergisi

5 TİD 16 Muş Alparslan Üniversitesi te ayrıldığı gazetecilikten daha sonra kendini tamamıyla roman yazma uğraşına verdi. Usta yazar 1967 de haftalık dergi Ant ın kurucuları arasında yerini almıştır. Sorumlusu olduğu bu derginin yayınları arasında çıkan Marksizm in Temel Kitabı adlı yapıttan dolayı 18 ay hüküm giymiş. Bu karar Yargıtay tarafından bozuldu. Ant dergisindeki yazılarından dolayı çeşitli kovuşturmalara uğradı te Türkiye Yazarlar Sendikası nın kuruluşuna katıldı ve yıllarında ilk genel başkanlığını üstlendi te Der Spigel de çıkan bir yazısından dolayı İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi nde yargılandı, 20 ay hapis cezasına çarptırıldı fakat cezası ertelendi. PEN Yazarlar Derneği üyeliği de yapmıştır. Nobel Edebiyat Ödülü ne aday gösterilen ilk Türk yazar unvanına da sahipti. Vefatına kadar da İstanbul da ikamet etmekteydi. Usta yazar aynı zamanda bir çocuk babasıydı (Ay, 2011: 1,2). Usta yazar 28 Şubat 2015 tarihinde organ yetmezliğinden dolayı yoğun bakımda olduğu hastanede yaşama gözlerini kapatmıştır. Cenazesi 2 Mart 2015 tarihinde Zincirlikuyu Mezarlığında defnedilmiştir. Usta yazar halk içerisinden gelmiş olmasının avantajlarını ve halk öykücülerine özgü anlatım tekniğini, eleştirmenlerin tepkisini çekecek ölçüde, sonuna kadar kullanmıştır. Anadoluculuk fikrini ve Cumhuriyet in kazanımlarını benimsemekle birlikte tavrını Temel Değer olarak gördüğü halktan, sıradan insanlardan yana koymuştur (Sarıaslan, 2014: 9). Usta yazar mübadil olmamasına rağmen, aile kökleri nedeniyle göç duygusunu kişisel olarak tadan önemli bir yazardır. Bu duyguları yazarlığını da ister istemez etkilemiş ve mübadele konusuna ilgi duymasına neden olmuş. Fakat onun için asıl öneme sahip olan doğayla bütünleşmiş insanı anlatmaktır. Kendisi de insanın soyut bir varlık olarak değil, toplum gerçekliğiyle birlikte ele alınması gerektiğine inanmış ve hayatı boyunca bunu savunmuştur. Nam-ı diğer Çukurova onun anlatılarının değişmeyen uzamıdır; Kemal, Çukurova ve yöresini romanlarının vatanı olarak değerlendirir(ercan, 2006: 56, 57). Yaşar Kemal küçük yaşta babasını kaybetmesi üzerine çok acı günler yaşamış beklide hayatının dönüm noktası haline gelmişti. Yıllarca babasının mezarına gitmemiş yakınından dahi geçmek Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs)

6 Tarih Araştırmaları Topluluğu Tarih ve İnsan 17 istememiştir. Babasına onu bırakıp gittiği için kızdığı zamanlar dahi olmuştur. Usta yazarın hayatında ölümler gidişler her zaman ağır izler bırakmış ve onu derinden üzmüştür. Küçük yaşta Toros Dağları na gitmiş ve orada birçok hayvan türüyle karşılaşmış fakat en çok kekliklere sevgi beslemiştir. Çünkü onlar ona sadık kalıyor ve nereye giderse gitsin onunla geliyordu fakat kekliğini de kaybetmesi üzerine tekrar ölümleri hatırlamış ve bu sevdasından da vazgeçmiştir. Yaşar Kemal her ne kadar Türkmen köyünde yaşamış olsa da hiçbir zaman Kürtlüğünden dolayı sorun yaşamamıştır (Bosquet, 2003: 43-45). B.ESERLERİ Öyküleri: Sarı Sıcak, Bütün Hikâyeler Romanları: İnce Memed, Teneke, Orta Direk, Yer Demir Gök Bakır, Ölmez Otu, Akçasazın Ağaları,/ Demirciler Çarşısı Cinayeti, Akçasazın Ağaları/ Yusufcuk Yusuf, Yılanı Öldürseler, Al Gözün Seyreyle Salih, Allahın Askerleri, Kuşlar da Gitti, Deniz Küstü, Höyükteki Nar Ağacı, Yağmurcuk Kuşu, Kimsecik I, Kale Kapısı, Kimsecik II, Kanın Sesi/ Kimsecik III, Destansı Romanları: Üç Anadolu Efsanesi, Ağrı Dağı Efsanesi, Binboğalar Efsanesi, Çakırcalı Efe. Röportajları: Yanan Ormanlarda Elli Gün, Çukurova Yana Yana,Peribacaları, Bu Diyar Baştan Başa, Bir Bulut Kaynıyor. Deneme Ve Derlemeleri: Ağıtlar, Taş Çatlasa, Baldaki Tuz, Gökyüzü Mavi Kaldı, Ağacın Çürüğü, Binbir Çiçekli Bahçe Yazılar Ve Konuşmalar: Yayımlanmamış 10 Ağıt, Sarı Defterdekiler, Folklor Derlemeleri, Ustadır Arı, Zulmün Artsın. Çocuk Romanı: Filler Sultanı İle Kırmızı Sakallı Topal Karınca. Çeviri: Ay Işığı Kuyumcuları. Tiyatro Ve Sinemaya Uyarlanan Eserler: Yer Demi Gök Bakır, Teneke, Ağrı Dağı Efsanesi, Beyaz Mendil, Namus Düşmanı, Alageyik, Karacaoğlan ın Sevdası, Ölüm Tarlası, Yılanı Öldürseler, İnce Memet. Popüler Tarih Dergisi

7 TİD 18 Muş Alparslan Üniversitesi Şiir: Bugünlere Bahar indi. C.ÖDÜLLERİ 1955 Gazeteciler Cemiyeti Başarı Armağanı 1956 Varlık Roman Armağanı 1966 İlhan İskender Armağanı 1966 Uluslar arası Noncy Tiyatro Festivali Birincilik Ödülü 1974 Madaralı Roman Armağanı 1977 Fransa Eleştirmenler Sendikası En İyi Yabancı Roman Ödülü 1978 Fransa da En İyi Yabancı Kitap Ödülü 1982 Uluslar arası Cino Del Duca Ödülü 1984 Fransız Legion d Honneur Ödülü Commandeur Payesi 1984 TÜYAP Kitap Fuarı Halk Ödülü 1988 Fransa Strasburg Üniversitesi Onur Doktorası 1991 TÜYAP Kitap Fuarı Onur Yazarı 1992 Antalya Akdeniz Üniversitesi Onur Doktorası Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü 1994 Mülkiyeliler Birliği Rüştü Karay Armağanı 1995 Morgenavissen Jylaand-Pösten Ödülü 1996 Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü 1996 Kanın Sesi İle Akdeniz Yabancı Kitap Ödülü 1997 Toplu Eserleri için Premio Internazionale Nanino Ödülü 1997 Kenne Vakfı Düşünce ve Söz Özgürlüğü Ödülü 1997 Norveç Yazarlar Birliği Ödülü 1997 Frankfurt Kitap Fuarı Alman Yayıncılar Birliği Ödülü 1998 Frei Üniversitesi Berlin Fahri Doktora Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs)

8 Tarih Araştırmaları Topluluğu Tarih ve İnsan Bordeaux Yayıncılar Birliği Yabancı Edebiyat Ödülü 2002 Bilkent Üniversitesi Fahri Doktora 2003 Z.Homerus Şiir Ödülü 2003 Savanos Ödülü 2003 Türkiye Yayıncılar Birliği Yayıncılık Emek Ödülü 2008 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü 2009 Çukurova Üniversitesi Fahri Doktora 2011 Legion d honneur 2013 Krikor Naregotsi Nişanı 2014 Beyaz Martı Edebiyat Ödülü D. HAKKINDAKİ BAZI GÖRÜŞLER İnsanoğlu farklılaşıyor, deri değiştiriyor ve kendini yeniden tanımlıyor. Acaba ortaklaşa yitirilen yüzyılların ağırlığını bir kenara koyabilecek mi? Genelleştirmek bizim elimizde. Yaşar Kemal in Binbir Geceleri bizi buna davet ediyor. (Alain Bosquet, Le Matin, Fransa) Yaşar Kemal çağdaş dünyanın en büyük anlatıcılarından biridir. Onu okumak yaşamın kendisini anlamaktır. O, korkusuz bir kahraman gibi yazıyor. (John Berger) Yitirdiğimiz anlatım geleneğini ne mutlu ki Yaşar Kemal bulmuş. Tarihi ve politikayı altüst ederek yirmi beş-otuz yüzyıl sonra Yunanlı ozan ( Homeros) susmuş ve söz sırası Troyalı Ozana ( Yaşar Kemal) geçmiş. (Robert Konters) Ne zaman çağdaş bir romancı örneği vermem istense, aklıma ilk gelen isim Yaşar Kemal olmuştur. (Raymond Williams) Fransa Yaşar Kemal le ilgileniyor Yaşar Kemal artık Türkiye de bulunmayan bir yazar tipi. Gözlemi çok önemlidir, onun 1940 lı yılları anlattığı Bu Diyar Baştan Başa kitabı az okunuyor, nefis bir kitaptır, yeni bir baskısını bile görmüyorum. Türkler de okumayı bilmiyor Yaşar Kemal i. İlginç bir şey, tercümelerinde de maalesef eşi Tilda Gökçeli ve Münevver Andaç ın dışında eserlerinin iyi çevrildiği kanısında değilim. Çokta zor zaten, Metinleri ve çalışmaları görüyorum. Yaşar Kemal edebiyat, kültür yapıyor, bugünkü medyanın ve ucuz siyasi hareketleri tatmin edecek bir yazar değil, onlar için önceliği yok ve bu yüzden de Nobel alamadı çok açık. (İlber Ortaylı) Hugo çapında bir yazar olan Yaşar Kemal in en önemli özelliği, günümüzde göz ardı edilen bir tarzda freskler çizerek yazması. (Christian Guidicelli, Guide Lire, Fransa) Yaşar Kemal, insanoğlunun çektiklerini hırs dolu bir beceriyle anlatan yürekli bir yazardır. O, isyan ve öfkesini, insanlara karşı batı yazarlarında az görülen bir güvenle desteklemesini bilmiştir. (New Statesman) Popüler Tarih Dergisi

9 TİD 20 Muş Alparslan Üniversitesi SONUÇ Yaşar Kemal, Cumhuriyet dönemi Türk Edebiyatı içerisinde önemli bir değerdir. Onun eserlerinin önemi, edebiyatımıza katkıları, şu iki sorunun karşılığıyla ancak anlaşılabilir: Yaşar Kemal siz bir Türk hikâyeciliği, romancılığı, röportaj yazarlığı düşünülebilir mi? Yaşar Kemal in bu güne kadar yazdığı eserlerin tümü bir yana atıldığında veya yok sayıldığında edebiyatımız neler kaybeder? Bu soruların cevapları, sanatçının edebiyatımızdaki gerçek yerini de belirleyecektir elbette. Bütün bu soruların ışığında bir yazar düşünelim daha dünyaya gelmeden önce ailesinin yaşadığı olayların onun dünyasını şekillendiren bir insan işte o insan geleceğin en iyi yazarlarından biri oldu. Küçük yaşta yaşamış olduğu olaylar Yaşar Kemal in iç dünyasında derin izler bırakmış fakat Usta yazar hiç yılmadan devam etmiş. Kaderine meydan okuyarak kendini önemli biri olarak Dünyaya göstermiştir. Öyle eğitim hayatında sıralanacak okulları yok ama yaşanmışlıkları var ve o yaşanmışlıkları onu duyarlı bir insan yapmıştır. Usta yazar doğduğu büyüdüğü toprakları romanlarında tasvir etmiş evet tek gözü vardı ama o doğayı çok güzel görebiliyordu, çoğu insandan daha iyi hem de. Hayatı boyunca haksızlığa karşı gelmiş ve her zaman siyasetin içerisinde de yer almıştır. Yaşar Kemal korkusuz kahramandı hiçbir zaman düşüncelerini ifade etmekten korkmayan korkusuz bir insan. Onu tek bir alana bağımlı kılmakla anlatmakta yanlış olur çünkü her alanla ilgilenmişti insana hitap eden her alanla her konuyla ilgili bir görüşü bir sözü mutlaka mevcuttu. Şimdi sorulmaz mı neden bu kadar önemli bir insan nasıl olurda Nobel Edebiyat Ödülünü alamaz. Evet, o alamadı aslında bu onun değil bizlerin hatası böylesine önemli bir insanı tanımamak ona hak ettiği değeri vermemekle en çok bizler sorumluyuz. Yaşar Kemal Türk ve Tarih ve İnsan Dergisi, Yıl 1 (2017), Sayı 1 (Mayıs)

10 Tarih Araştırmaları Topluluğu Tarih ve İnsan 21 Dünya Edebiyatı açısından önemli bir yere sahip önemli bir yazarımızdır. Çünkü o eserlerinde hayali şeyleri değil yaşamındaki olayları düşünce dünyasında geliştirerek tasvir etmiştir. Yaşar Kemal, küçük yaşta gerçek dünyayla karşılaşmıştı. Hayatın gerçekleri ona kendi yüzünü gösterdiğinde her ne kadar bocalamış olsa da kalkmayı öğrendi, yaşadığı olaylar kendisini daha güçlü hale getirdi. Onu Edebiyata bağladı, belki de onu tekrardan güçlü kılan şeyde edebiyattı ona o isteği, arzuyu veren şey oydu. Hayatı boyunca yeryüzündeki her canlıyı sevmiş ve onlar için kendi çapında olsa dahi bir şeyler yapma gayreti içerisine girmiştir. Usta yazarın Dünyamız, ne büyük mutluluktur ki, on binlerce çiçekli bir kültür bahçesidir. Her Kültürün bir rengi, bir kokusu vardır. Dünyamızın bir çiçeğinin koparılması, dünyamızdan bir rengin, bir kokunun yok olmasıdır ( Kemal, 2009: 105). Sözü aslında her şeyi özetleyecek oluyor. KAYNAKÇA Arkman, Çağla Tulukçu (2009), Yaşar Kemal in Ağrı Dağ ı Efsanesi Adlı Eserinin Kukla Sahnelemesi Olarak Yorumlanması Önerisi, İstanbul, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sahne Dekorları ve Kostümü Ana Sanat Dalı Dekor ve Kostüm Tasarımı Programı. Ay, Feridun (2011), Yaşar Kemal de Göç Olgusu, İstanbul, İstanbul Kültür Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yüksek Lisans Tezi). Bosquet, Alain (2003), Yaşar Kemal, İstanbul: Adam Yayınları. Çiftlikçi, Ramazan(1993), Yaşar Kemal, Malatya, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Anabilim Dalı (Doktora Tezi). Ercan Sibel (2006), Yaşar Kemal, Ahmet Yorulmaz ve Saba Altınsay ın Eserlerine Lozan Mübadelesi nin Yansıması, İstanbul, Yeditepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Gökalp, Altan (1998), Yaşar Kemal i Anlamak, Adama Yayınları. Hasan, Yürek (2013), Bir Romancının Şairliği: Yaşar Kemal in Şiirlerine Genel Bir Bakış. Mersin, Mersin Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü. Kayayerli, F. Damla (2012). Türkiye de Röportaj Geleneği Bağlamında Yaşar Kemal in Röportajları Üzerinden Nitel Bir Değerlendirme, İstanbul, Bilgi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Medya ve İletişim Sistemleri (Yüksek Lisans Programı). Kemal, Yaşar (2009), Binbir Çiçekli Bahçe, İstanbul: YKY Yayınları. Sarıaslan, Satı (2014), Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Kemal Tahir in 1950, 1960 Yılları Arasındaki Köy Romanlarında Halk Kültürü Unsurları, Aydın, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı. Popüler Tarih Dergisi