8. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN.

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "8. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN. ztekin@karabuk.edu.tr"

Transkript

1 8. HAFTA PFS105 Prof. Dr. Zeki TEKİN Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

2 2 İçindekiler II.MEŞRUTIYET DÖNEMI EĞITIM ALANINDAKI GELIŞMELER ( )... 3 Meşrutiyet dönemi eğitiminin temel özellikleri... 3 Meşrutiyet döneminde okul öncesi eğitimde yenilik ve gelişmeler... 5 II. Meşrutiyet döneminde ilköğretimde yenilik ve gelişmeler... 6 II. Meşrutiyet döneminde orta öğretimde yenilik ve gelişmeler... 8 II. Meşrutiyet döneminde yüksek öğretimde yenilik ve gelişmeler... 9 Meşrutiyet döneminde özel eğitimde yenilik ve gelişmeler Meşrutiyet döneminde öğretmen yetiştirme politikası İstanbulʹda öğretmen yetiştirilmesi Meşrutiyet döneminde medreselerin ıslahı çalışmaları Meşrutiyet döneminde eğitimin İdarî teşkilâtlanması Öğretmenlik meslek örgütleri Meşrutiyet döneminde öğretmenlerin çıkardıkları meslekî dergiler Balkan ve I. Dünya Savaşlarının Türk eğitim tarihindeki etkileri Balkan Savaşları Dünya Savaşı Meşrutiyet döneminde halk eğitimi çalışmaları Emrullah Efendi nin Türk eğitim tarihindeki yeri Satı Beyin Türk eğitim tarihindeki yeri Tevfik Fikretʹin Türk eğitim tarihindeki yeri Ethem Nejatʹın Türk eğitim tarihindeki yeri Mehmet Âkifin Türk eğitim tarihindeki yeri Ziya Gökalpʹin Türk eğitim tarihindeki yeri Ömer Seyfettinʹin Türk eğitim tarihindeki yeri İsmail Hakkı Baltacıoğluʹnun Türk eğitim tarihindeki yeri Kaynakça... 41

3 3 II.MEŞRUTIYET DÖNEMI EĞITIM ALANINDAKI GELIŞMELER ( ) Meclisli siyasal düzene dönüş için Anayasanın tekrar yürürlüğe konduğu 23 Temmuz 1908ʹden 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesine kadar geçen zamanaii.meşrutiyet, veya daha çok kullanılan şekliyle, sadece, Meşrutiyet dönemi denir. 31 Mart (13 Nisan 1909) günü İstanbulʹda patlak veren bir olay, yeni açılan Parlâmentoyu dağıtmayı ve Meşrutiyeti kaldırmayı amaçlamıştır. Bu olay ordu tara fından bastırılmış ve bundan sonra Abdülhamit tahttan indirilerek yerine Mehmet Reşat ( ) getirilmiştir. Dönemin öteki en önemli siyasî ve askerî olayları şunlardır: Trablusgarp Savaşı (1911), Balkan ( ) ve I. Dünya Savaşları ( ), arkasından gelen Mütareke dönemi, parti kavgaları, öğrenci olayları, vs... Meşrutiyet dönemi eğitiminin temel özellikleri 1.Siyasî hayat ve fikir hareketleri birden canlanmış, yayın özgürlüğüne kavuş ma yanında, özellikle Balkan Savaşları, aydınları toplumsal sorunları ve dertleri acımasız bir dille ortaya koymaya itmiştir. Eğitim sorunları da, üzerinde önemle durulan bir alan olmuştur. Tartışılan başlıca eğitim sorunları ve eğitim akımları şunlardır: a) Politik akımlar (Osmanlıcılık, islâmcılık, Türkçülük, Batıcılık, Sosyalizm) ve eğitim b) Millî ve kültürel eğitim c) Seçkinler eğitimi kitle eğitimi d) Anglo Sakson eğitimi (eğitimde pragmatizm) e) Toplumu kurtarıcı öğretmen görüşü f) Kızların eğitimi g) Halk eğitimi h) İş, üretim, köy ve çevre eğitimi i) Eğitimde çocuktan hareket j) Beden eğitimi. 2.Dönemin başında, Meşrutiyetin ilânı ile beraber, aşırı hürriyetçi bir hava ortaya çıkmış, bu okullara da yansımıştır. Bu nedenle, önceleri okullara ʺhürriyetçi mekteplerʺ dendiği olmuştur. Fakat, bu terimle aslında, okulların içine yuvarlandığı disiplinsizlik, keşmekeş, başıboşluk, gösteriş(nümayiş) anlatılmak istenmiştir. 31 Mart olayı bastırıldıktan sonra, okullarda da disiplin sağlanmıştır. 3.Özellikle Balkan Savaşlarından ( ) sonra, toplumda eğitim konula rına ilgi artmış, âdeta herkesin ʺgözü açılmış, eğitim işleri yalnızca Maarif Nezaretinin işi olmaktan çıkmıştırʺ. Ancak, Balkan Savaşları felâketlerinden çıkarılan, ʺtoplum olarak uyuşukluktan silkinip, çalışıp çaba harcayarak toparlanma gerektiği, yoksa Devletin daha büyük felâketlerle karşılaşacağıʺ gibi dersler, düşünceler ve özeleştiriler ne yazık ki, çabuk unutulmuştur. 4.Balkan Savaşları ve felâketlerinden sonra toplumda, ʺçökmekte olan Devleti eğitim ve öğretmenler kurtaracaktırʺ şeklinde bir görüş benimsenmiştir. Fakat bu, genellikle, bir slogan görünümünden öteye gidememiştir.

4 4 5.Özellikle Balkan Savaşlarına kadar ʺtaassupʺ nedeniyle kızların eğitimi ko nusunda verimli çalışılmamış, fakat Balkan felâketlerinden sonra ʺtaassup azamış, daha cesurca ve etkili çalışmalar yapılabilmiştirʺ. 6.Kızlar için ilk kez bir yüksek öğretim kurumu açılmıştır, 7.Dönemin sonuna doğru geleneksel sıbyan mekteplerinin çoğu kapatılmıştır. 8.İlk resmî ana okulları bu dönemde açılmış, okul öncesi eğitimde ilk ciddî adımlar atılmıştır. 9.Eğitimde drama ilk kez bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır. 10.Medreselerin ıslahı için fikirler ve teşebbüsler yaygınlaşmıştır. 11.Öğretmen yetiştirilmesinde yenilikler yapılmış, önemli adımlar atılmıştır. 12.Öğretmenler ilk kez bu dönemde meslekî örgütler kurmuşlardır. 13.Eğiğimde niceliğe, yani okul, öğrenci ve öğretmenleri sayıca artırmaya öncelik verilmiş, niteliğin önemi konusunda bazı görüşler ve uygulamalar görülse bile, nitelik hemen her zaman ikinci plânda kalmıştır. 14.Programlara sosyal, siyasal muhtevalı, hayata dönük bazı dersler girmiştir. 15.Eğitimin bilim olarak işlenmesinde ciddî gelişmeler sağlanmış, Batının önemli eğitimcilerinin fikir ve yöntemleri çok daha iyi tanınmaya başlamıştır. Pedagoji ve eğitim, eğitimcilerde ve toplumda gittikçe saygı ve ilgi uyandıran bilimler olarak görülmüştür. Bazı eğitimciler ve öğretmenler, ʺben Tarih, Coğrafya, Matematik... bilmem, fakat onların öğretim yöntemlerini bilirimʺ şeklinde aşırı görüşlere bile sahip olmuşlardır.. 16.Daha önce öğretimde öğretmen, kitap, hafıza çok önemli idi. Meşrutiyet döneminde bunların yerine tabiat, eşya, olay, deney getirildi. Bu, o dönem için ʺihtilâlci bir pedagojiʺ demekti. Başka deyişle, eğitim ve öğretim yöntemlerinde kitap ve öğretmenden eşyaya yönelen, gözleme ve öğrencinin kendisinin araştırıp bulmasına dayanan (usûl i tekşifî ve tedris i ayanî) bir yola gidilmeye başlandı. Bu şekilde, okullarda, öğrencilerin fizikî ve sosyal çevrelerini tanımaları için gözlem ve inceleme gezileri düzenlendi (fennî gezintiler, tenezzühler, müşahade cevelanları). Fakat bu yeni yöntemler pek yaygınlaşamadı. 17.Eğitim Bakanlığı ilk kez ülkenin renkli eğitim haritalarını yayınlamıştır. 18.Meşrutiyet dönemi eğitiminde özellikle yöntem ve tekniklere ilişkin yenilikler görülmekle beraber, Baltacıoğluʹna göre, eğitime ortak ve kesin bir ʺamaçʺ gösteri lememiştir. Her alanda ortaya çıkan düşünce ve davranış çeşitliliği ve farklılığı, eğitim için böyle ortak ve kesin bir ʺamaçʺ belirlenmesini engellemiştir. Ancak yine de eğitimin amacına ilişkin genel bir eğilimden söz edilmesi bize mümkün görünüyor. Şöyle ki:dönemin başından Balkan Savaşlarına kadar, Tanzimatm ʺOsmanlılıkʺ ideaii ve Osmanlı insanı tipi ülke insanlarını birarada tutacak, siyasî birliği sürdürebilecek bir unsur olarak görülmüş, bu düşünce eğitimde de (amaçlarda, ders kitaplarında, vs.) geçerliliğini korumuştur. Ancak, bu insan tipi Meşrutiyet yanlısıdır ve II. Abdülhamltʹe karşıdır. Fakat, Balkan Savaşları ve felâketleri ile beraber,,osmanlılıkʺtan vazgeçilerek ʺTürkçülükʺ idealine yönelinmiştir.

5 5 Bu çerçevede, ʺyeni bir nesil yetiştirmeʺ düşüncesi doğmuştur. Bu, ʺçocuğunʺ artık, geleneksel değerler dışında bir ʺbireyʺ ve bir ʺvatandaşʺ olarak görülmeye ve algılanmaya başlaması demektir. Bu gelişme, Cumhuriyet döneminde tamamlanacaktır. 19.Meşrutiyet dönemi, eğitimde büyük girişimler dönemi olamamıştır. Baltacıoğlu na göre, ʺMutlakıyet döneminde esaslı yeniliklere mani olan Sultanın istibdadı idi. Meşrutiyet döneminde yeniliklere mani olan birçok fertlerin kararsızlığı idi. Sanki sosyal hayat bütün gücüyle ortaya çıkacağı tek bir vücut bulamayıp, parça parça kanaatlar taşıyan zayıf bireyler arasında dağılıp kalmıştı.ʺ 20.Eğitimde yeterli girişim ve atılımlar yapılamamışsa da, eğitim ve öğretmen sorunları meslekî dergiler ve genel basında ilk kez geniş ölçüde tartışılmış, yeni ve orijinal görüşler ortaya çıkmıştır. Bunlardan bazıları, Cumhuriyet dönemindeki uygulamaların tohumunu teşkil etmiştir (Köy Enstitüleri, vs.). Böylece, Meşrutiyet dönemi, eğitimde ve başka alanlarda, kısmen, gerekli bir laboratuvar dönemi olarak değerlendirilebilir. 21. I. Dünya Savaşları ve bunların yol açtığı felâketler, Meşrutiyet dönemi eğitiminin gelişmesini önleyici temel nedenler arasında yer almıştır. 22.Kadınlar Devlet dairelerinde memur olarak çalışmaya, böylece, kırk yıldır bazılarının yaptığı ʺöğretmenliktenʺ başka hizmetlere de geçmeye başlamışlardır. Meşrutiyet döneminde okul öncesi eğitimde yenilik ve gelişmeler OsmanlIlarda 19. yüzyılın ikinci yarısında bazı yabancı ve azınlıkların ana okulları da açtıkları biliniyor. Ancak, Müslümanların bu tür okul açmaları çok gecikmiştir. 23 Temmuz 1908ʹden önce, bazı vilâyetlerde özel Ana mektepleri açılmıştır. Bu tarihten sonra da İstanbulʹda bazı özel Ana mektepleri açıldı. Resmî Ana Mektepleri ise Balkan Savaşlarından sonra açıldı ve yaygınlaşmaya başladı. Ancak, eğitimle ilgili çeşitli yeniliklerde yapılageldiği gibi, hazırlıksız olarak bu işe girişildi: Ana mekteplerine muallime yani kadın öğretmen yetiştirilmemiş olduğundan, Türk okullarına Ermeni, Yahudi mualltmeler getirildi ve okulların her işi onlara bırakıldı; öyle ki, okulların şarkılarını ve şiirlerini bile onlar yazdılar. Bundan sonra muallime yetiştirilmeye başlandı. Muallimeler iki kaynaktan yetişip geliyorlardı: Allians İsraelitʹin yani Yahudilerin Ana Mektebi, İstanbul Darülmuallimatındaki Ana Muallime Sınıfı. Birinciler bir Musevi, İkinciler de bir Ermeni muallimeden örnek alıyorlardı. Bu muallimeler, artık Avrupaʹda terkedilmiş, zararları anlaşılmış yöntemleri uyguluyorlardı... Satı Bey de İstanbulʹda bir Çocuk Yuvası açmıştır. Kâzım Nâmiʹde de şu bilgileri buluyoruz: Türkiyeʹde Frobel usûlünü kabul edenler, önce Ermeniler, sonra Bulgarlardır. II.Meşrutiyetten sonra bu usûl bizde de dikkatleri çekmiştir da Avusturya Macaristanʹa bir geziye katılan Kâzım Nâmi, çocuk bahçesi öğretmeni yetiştiren bir okulu gezmiş ve dönünce, Selanikʹte bir ilkokulda, çocuk bahçesi sınıfı açmıştır. Öğretmen bulmadaki zorluk nedeniyle, Allians İsraelitʹten yetişmiş iki bayanı

6 6 öğretmen olarak almış, Frobel usûlünün ilk bilgilerini de onlara kendisi vermiştir. Ancak, Balkan Savaşları bu çalışmaları yarım bıraktırmış, daha sonra Şükrü Bey Maarif Nazırı iken ( ) resmî Ana Mektepleri açılmaya başlanmıştır. Bunlara kadın öğretmen yetiştirmek için Darülmuallimatta bir de özel sınıf açmıştır. Fakat, Frobel usûlüyle öğretim yapacak öğretmen bulunamamış, bilgisi sınırlı bir Ermeni bayan öğretmene başvurulmak zorunda kalınmıştır. Kâzım Nâmi, Fransızcadan Çocuk Bahçesi Rehberi adıyla bir kitap çevirmiş, İzmitʹte önce bir Ermeni bayan, sonra bir Türk bayanla Ana Mektebi açmıştır. 1913tarihli Tedrisat / İptidaiye Kanun i Muvakkati, ilköğretim öncesi hakkında da hükümler getirmiş ve ana okulları ve sıbyan sınıflarını ilköğretimin içinde say mıştır te Ana Mektepleri Nizamnamesi yayınlanmıştır. Bu düzenlemeler so nucu büyük kentlerde ana okulları çoğalmaya başlamıştır. Resmî ana okullarının bilinen ilk ve kapsamlı programı 1914 tarihlidir. Bu prog ramın ilk cümlesi, ana okullarının bir öğretim ve ders okulu değil, bir yaşam ve ha reket okulu, çocuk bahçesi olduğu şeklindedir. Bu programa göre ana okullarının dersleri şunlardır (bugünkü terimlerle): Ahlâkî Konuşmalar, Yaşam ve Hareket Dersleri, Tabiat Bilgisi ve Bahçe Dersleri, Resim, Anadili, Müzik, Jimnastik. Bu programın ve uygulama ilkelerinin özellikle İtalyan eğitimcisi Montessori den etki lendiği anlaşılıyor. 1914tarihli program, yukarıdaki derslerin uygulanışında çocukların özgürlüğü ne, kendilerini serbestçe ifadelerine, kendi hayal dünyalarını kurmalarına ve yaratıcılıklarına dayanan kurgusal bir yaklaşım önermektedir. Bu nedenle, eğitimimizde drama yönteminin de ilk izlerini taşımaktadır. Meşrutiyet döneminde, Pestalozzi, Frobel, Montessori gibi Batılı eğitimcilerin görüşleri ve yöntemleri telif ve çeviri eserlerle çok daha iyi tanınmaya başlamıştır. II. Meşrutiyet döneminde ilköğretimde yenilik ve gelişmeler 1913ʹde Tedrisat t İptidaiye Kanun i Muvakkati (ilköğretim geçici kanunu) çıkarılmış ve bu kanun, ʺgeçiciʺ başlığına rağmen Cumhuriyet yıllarında da bir çok maddeleri yürürlükte kalmıştır. Bu kanun ilköğretimin zorunlu ve Devlet okullarında meccani (parasız) olduğunu hükme bağlamıştır. Parasız öğretim ilk kez bu kanunla kabul edilmiştir. Kanun, okulların örgütsel yapısı bakımından önemli bir değişiklik getirmiştir: O zamana kadar İptidaî ve Rüşdî adlarıyla mevcut olan okullar birleştirilmiş ve Mekâtib i İptidaiye i Umumiye adını almışlardır. İlköğretim bu şekilde 6 yıl olarak belirlenmiş ve her biri 2 yıl süreli üç devreye ayrılmıştır: Devre i Ulâ, Devre i Mutavassıta (Vasatiye), Devre i Âliye. Kıraat, Hat, Lisan ı Osmanî, Hesap, Hendese, Coğrafya (bilhassa Osmanlı Coğrafyası), Tarih (bilhassa Osmanlı Tarihi), Dürûs i Eşya, Malûmat ı Tabiiye ve Tatbikatı, Hıfzıssıhha, Malûmat ı Medeniye ve Ahlâkiye ve İktisadiye, El İşleri ve Resim, Terbiye i Bedeniye ve Mektep oyunları, Talîm i askerî (erkek çocuklara), İdare i beytiye ve dikiş (kız çocuklara).

7 7 Yine bu tarihlerde Tarihî Temsil (bazan Mektep Temsilleri) adıyla bir ders programlara girmiştir. Bu ders, öğrencilere yaptırılan tiyatro ve dramatizasyon uygulamaları yoluyla, özellikle tarihî konuları daha canlı öğretmenin yanında eğitimsel, sosyal ve ahlâkî bir amaç güdüyordu. İlköğretim, 1913ʹierden sonra, Satı Beyin yetiştirdiği öğretmenler sayesinde kısmen bir canlılık göstermişse de bu öğretmenler ihtiyacı karşılamaktan sayıca çok uzak olduklarından eski yöntem ve uygulamalar yeni okulların çoğunda sürüp gitmiştir. 1914ʹte İstanbulʹda bir müfettiş şunları yazıyordu: ʺBu mekteplerde yetişe cek, dimağları fersûdeleşmiş (eskimiş, yıpranmış, köhne), şahsiyet ve maneviyatla rı çökmüş, maneviyatları gibi cisimleri (vücutları) de zaaf ve inhitata (çöküntüye) uğram/ş biçare yavrucukları yarının genç ve hür fikirli, demir pazulu, şahsiyet ve irade sahibi, azimkâr ve faal bir unsurun, bir nesl i halâskârın (kurtarıcı bir kuşağın) müstakbel (gelecek) analığına (kuruculuğuna, temeli olmaya) namzet (aday) far zetmek boş bir hülyadır.ʺ Meşrutiyet döneminin önemli fikir adamlarından Abdullah Cevdetʹin 1913ʹte yine İstanbulʹda Evkaf Nezaretine bağlı bazı önemli okullarda yaptığı gözlemler, Meşrutiyet gibi azçok bir bilinçlenme ve aydınlanma döneminde bile sıbyan mekteplerinin acınacak halde bulunduğunu, usûl i cedîd hareketinin henüz bunları pek etkilemediğini göstermektedir. Bu okullardan birincisini gezen yazar, önce abdesthane kokusuyla, sonra kırk kadar öğrencinin dolduğu 15 m2 bir odanın bozulmuş kokusuyla karşılaştığını söyler. Odada sıralar vardır fakat çocuklar oturmamaktadırlar. Yerde mangal, sefer tasları, çuvallar ve duvarda falaka vardır. Yetmiş yaşlarında iki sarıklı hoca heyet i tâlimiyeyi oluşturmaktadır. Yazar, sıraların neden kullanılmadığını sorunca hoca şu cevabı verir: ʺGeçen sene Evkaf Nezareti bu sıraları gönderdi, efendileri (çocukları)oturttuk. Benim de bir sandalye üzerinde oturmam lazımgeldi. Oturdum, bir türlü rahat ede medim. Ben yere oturdum, uşaklar (çocuklar) yukarıda kaldı, ben aşağıda kaldım. Onları iyi göremiyordum. Baktım olmayacak, onları da aşağıya indirdim.ʺ Hoca, çocuklardan topladığı ayda 80 kuruş maaşla geçinip gittiğini, çünkü ʺkanaat ehli olduğunu söyler.hoca, çocukların kesin sayısını da bilmez ve ʺyazın azalır kışın çoğalırʺ der. İkinci olarak Hoca Tahsin Efendi Mekteb i İptidaîsini gezen yazar aynı düzensizlikle karşılaşır ve şu sonuca varır: ʺİstanbulʹda böyle 200 maktel (katledilen yer, ölüm yeri) vardır. Bunların hepsi Evkafındır. Maarife ait mekteb i iptidaîlerin adedi 8 e bile varmaz(...) Ben dertlerimizin kalbini bu maktel i iptidaîlerde görüyorum. Millet ve istikbâl buralarda katlolunuyor. Bu durum ve şartlar içinde bir milletin yaşaması için bir mucize lâzımdır.ʺ İlköğretimin taşradaki durumu daha da acıklı idi da Adanaʹnın Hassa kazasında ilkokulu gezen gazeteci Ahmet Şerif şöyle yazar: ʺHocalara ve çocuklara baktım, bu malzeme ile inşa edilecek geleceğin binasını tam bir üzüntü ile düşündüm. Anadoluʹda bir okulu ziyaret etmek, elem çiçekleri toplamak demektir. Halkı mızın eğitime ihtiyaç duymasını bekleyecek olursak pek geç kalacağız (...) Hükümet ve hamiyet sahipleri memleketin İstanbul dan ibaret olmadığını düşünmelidir.

8 8 Dönemin sonuna doğru, geleneksel sıbyan mekteplerinin çoğu kapatılmıştır. Bu önemli olay nasıl gerçekleşti? Geleneksel ʺmahalle (sıbyan) mektepleriʺ, 1870ʹlerden itibaren sayıca giderek azalıp yerlerini usûl i cedîd yöntemlerine göre öğretim yapan ʺiptidaî mekteplereʺ bıraksalar da, II. Meşrutiyet yıllarında hâlâ pek çoğu faaliyet gösteriyordu. Mülkiye Mektebi mezunu Satı Beyin müdürlüğünü yaptığı dönemde (1909 : 1912), İstanbul Darülmuallimîninde (Erkek Öğretmen Okulu) bir çok çağdaş fikirli, eğitim bilimlerinin önemine inanmış öğretmenler yetişmişti (Bkz. Soru 98 ve 107). Onların çabaları ile geleneksel mahalle mektepleri kısa sürede ortadan kalktı. Bu öğretmenler, başarıya şu yollarla ulaştılar: 1.Satı Bey, Öğretmen Okulunda ve dışarıda, eğitimin yenileşmesi konusunda konferanslar veriyor ve verdiriyor, eski öğretmenler için ʺhizmetiçi eğitimʺ faaliyetleri düzenliyordu. 2.Okuldan yetişen çağdaş fikirli öğretmenler, mahalle mekteplerine giderek eski hocalarla görüşüyor, artık bu eğitimin terkedilmesi gerektiğini söylüyorlardı. Bu öğretmenler, hocalara, ʺçocuklar koşup oynayarak, renkli kâğıtları keserek, tabiatı inceleyerek, araştırarak eğitilir, ezberleyerek değilʺ diyorlar, kendilerinin bu amaçla yetiştiklerini söylüyorlar, mahalle mektebi hocaları da bu yeni uygulamalardan har bersiz oldukları için, boyun eğiyorlardı. 3.İstanbul Erkek Öğretmen Okulu, çıkardığı Tedrisat ı İptidaiye (İlköğretim) Mecmuası (sonra adı Tedrisat Mecmuası olmuştur) ve çok sayıda eğitimsel broşür lerle, eğitimde yenileşmenin gereğine herkesi inandırıyordu. Sonuçta, resmî makamların da Satı Bey ve arkadaşlarını desteklemesi ile, ka nunla yasaklamaya gerek kalmaksızın, mahalle mektepleri kısa sürede tarihe karış t!. II. Meşrutiyet döneminde orta öğretimde yenilik ve gelişmeler Meşrutiyet başlarında İdadilerin, Rüşdiyeleri de kapsar biçimde bulundukları ve taşradaki orta öğretimi oluşturdukları anlaşılıyor. 1908ʹde 5 ya da 7 yıllık İdadiyeler, Rüşdiye sınıflarını da içlerine alıyorlardı. Bunların İptidaiye sınıfları yoktu. Temmuz Hüseyin Efendi mahdumu Halil Efendi Manisa Mekteb i İdadî i Mülkîsinde tedrisi meşrut olup bâlâda tâdât olunan ulûm ve fünûnu bittahsii her sene i tedrisiye nihayetinde komisyon ı mahsus marifetiyle icra kılınan imtihanlarda her fennin hizasında gösterilen derecatta ibraz ı liyakat ve derecat ı mezkûrenin mecmuuna nazaran Aliyyülâlâ mertebesinde ihraz ı muvaffakiyet eylemiş ve Maarif i Umumiye Nizamnamesinde muharrer imtiyazata selâhiyet kesbetmiş oimağla işbu Şehadetname yedine ita kılındı 26 Cemazîyelâhir 1328 ve 20 Haziran 1326 Müdîr i mektep (Mühür) 20 Haziran 1326 (3 Temmuz 1910) tarihli olarak Manisa (Saruhan) İdadisinde verilen bir diploma, belge olarak kitabımıza alınmıştır. Bunun, ʺİdadî sınıflarının ilk iki senesine mahsusʺ olduğu belirtilmiştir. Bu iki senelik dönem, Rüşdiye ile birlikte yedi yıllık veya Rüşdiye üzerine dört yıllık İdadilerin birinci devresini teşkil etmekte olup,

9 9 orta öğretimin birinci kademesi kapsamında bulunmakta idi (Sancak İdadileri) (Belge 15. MEBʹdan sağlanmıştır) tarihli Tedrisat ı İptidaiye Kanun i Muvakkati, Rüşdiyeleri ilk mekteplerle birleştirip orta öğretimden almıştır. Bu okullar o tarihte ortadan kalkmış sayılır. Fa kat Nümune Rüşdiyeleri adıyla bazıları Cumhuriyet yıllarına kadar yaşayacaktır. Bu dönemde orta öğretim alanında yenilik ve değişiklikler özellikle İdadilerde görülmüştür: 1869 Maarif i Umumiye Nizamnamesinin açılmasını hükme bağladığı Sultaniyeler açılamamıştı. 1908ʹden sonra önce on iki vilâyet merkezindeki İdadile rin adı Sultanîye çevrildi. I. Dünya Savaşı yıllarında böylece oluşan Sultanîlerin sayısı 50ʹyi buldu. Bir kısmı yatılı idi, erkeklere ve kızlara mahsus ayrı ayrı okullardı ve ilk kız İdadîsi 1911 ʹde İstanbulʹda açılmıştı. Bu okul 1913 te İstanbul İnas (kız) Sultanîsi adını almıştır. İlk Kız Lisesi budur. Okul 1915ʹte Bezmiâlem Sultanîsi adını almıştır. Fakat İstanbul dışında İnas Sultanîsi yoktu ve taşrada ilk kız Sultanîleri 1922 sonunda İzmirʹde, Ekim 1923ʹte Ankaraʹda açılan Kız Liseleridir. Meşrutiyet döneminde Sultanîler, 5 veya 6 yıllık ilköğretim üzerinde, birinci devresi (devre i ulâ) 4, ikinci devresi (devre i saniye) 3 yıl olmak üzere öğretim yapıyorlardı. Sultanîlere 1911 lerde Lise adı verilmesi düşünülmüşse de bu isim 1922 sonundan itibaren kabul edilmiştir. II. Meşrutiyet döneminde yüksek öğretimde yenilik ve gelişmeler Meşrutiyetin başında Maarif Nazırı Emrullah Efendi Darülfünûnda köklü reform lar yapmak istedi ve 1912ʹde bir Nizamname hazırladı ve gerekçesinde Darülfünûnu, ʺilimlerin ve fenlerin hem yayılmasına, hem ilerlemesine hizmet eden yüksek ilim müessesesiʺ biçiminde tanımlayarak bu ʺyaymanınʺ ilimleri ve fenleri ʺhalk arasında yaymakʺ ve ʺilerletmeninʺ de bunları daha ileri düzeye çıkarmak olduğunu belirtti. Emrullah Efendi, kendi görüşlerini incelerken göreceğimiz Tûba Ağacı Na zariyesini hatırlatan bir düşünceyi de bu Nizamnamenin gerekçesine koymadan edememiştir. Nitekim, ʺDarülfünûnları mükemmel olan memleketlbrin tâlî ve iptidaî mektepleri de o nispette mükemmel olurʺ diyerek orta ve ilk öğretimin iyileşmesini Darülfünûnun iyileşmesine bağlamıştır tarihli Nizamname ile Darülfünûn beş şubeye ayrıldı: Ulûm i Şer iye, Ulûm i Hukukiye, Ulûm i Tıbbiye, Fünûn, Ulûm i Edebiye. Bunlardan Ulûm i Edebiye şubesi de Felsefe, Tarih ve Coğrafya, Ulûm i İçtimaiye, Edebiyat, Elsine kısımlarına bölündü. I. Dünya Savaşı yıllarında Darülfünûna tekrar el atıldı: Tıp şubesi hariç, diğer şubelere çok sayıda Alman ve Macar profesör getirildi: Yalnız Edebiyat şubesine 8 Alman, 1 Macar alındı. Batıda öğrenim gören bazı Türk gençleri de kuruma müderris muavini olarak atandı. Darülfünûn hocalarına Müderris, şubelerine Fakülte denmesi, kurum İçinde Darülmesaî denen Enstitüler açılması da bu zamana rastlar. Yalnız bütün bu değişme ve yenilikler daha çok Edebiyat ve Fen Fakülte lerinde görülüyordu. Ne var ki, Darülfünûn reformu başarılı olamadı: O yıllardaki Osmanlı Alman işbirliğine de hizmet için Almanyaʹdan getirilen profesörler, ʺteferruat ve zevâhirleʺ

10 10 (ayrıntı ve dış görünüş ile) uğraştılar, kendilerine bağlanan ümitleri boşa çıkardılar. O yıllarda kurumda hocalık yapan Baltacıoğlu şunları yazar: ʺDarülfünûn, yeni kürsüler kurulmasıyla Alman profesörlerin getirilmesi tarihine kadar iyi kötü bir mektepti. Tedrisatı ve inzibatı doğrudan Maarif Nezareti yahut onun memuru olan müdür vasıtasıyla idare ediliyordu. Fakat bu mektebin, ne dere ce basit ve Darülfünûn gayesine ne derece aykırı olursa olsun yine bir mantığı var dı. Bu mantık içindeki tedrisat, inzibat, kürsü teşkilâtıyla beraber bozuldu: Darülfünûn, aralarında ilişki bulunmayan dershanelere parçalandı. Görünürde işbölümü ve gelişme sanılan bu parçalanma, gerçekte bir çözülme idi. Çünkü parçalar arasında hiç bir bağ yoktu; herkes bildiğini okuyor, talebeyi bildiği yere çekiyordu. Darülfünûn kısımlarının ve talebesinin başı boş bırakılmıştı. O zamana kadar mektep inzibatı görmüş, hatta mubassırlarla idare edilmiş olan talebe, bu keşmekeşten olumsuz biçimde etkilendi. Artık Darülfünûn ne bağımlı bir mektep, ne de bağımsız bir kurum idi: Şeklen yarı bir muhtariyete (özerkliğe) sahip, manen ise anarşiye uğramıştı.ʺ Öğretim düzeyi ʺacınırʺ durumdaydı. Ders kitapları orta okul kitabından farksızdı. ʺAraştırma ve bilim yöntemiʺ sözleri bol bol kullanılıyordu ama ortada eser yoktu. Darülfünûn, kendi dışında da etkili olamadı: ʺBu zayıf bünyeden fikirler dışarı yayılamadı. Dışarıdaki akımlardan da kendisi habersiz kaldı. Genel eğitimin ıslah ve yayılmasında etkin olamadığı gibi, ticaret, ziraat ve zanaat müesseselerlmizin gelişmesinde, memleketin fikrî, millî hayatında, siyasî buhran ve inkılâbında zerre kadar tesiri görülmedi; beş senelik savaş zamanında hep kendisiyle meşgul oldu, gözü dışarıyı göremedi.ʺ2 Gene! dersler açmak, kadınlara konferans vermek vs. şeklinde bazı çalışmaları oldu. Kuşkusuz Darüfünûnun başarısızlığında, I. Dünya Savaşının büyük payı vardır: Bir çok genç silah altına alındığı için 1915ʹte öğretim dahi yapılamamıştı. Ekim 1919 da çıkarılan Nizamnamede, ʺDarülfünûn, maarif i âiiyenin inkişaf ve terakkisine hâdim (hizmet eden) Hukuk, Tıp, Edebiyat ve Fünûn medreselerinden müteşekkil (oluşan) bir müessese i ilmiyedirʺ deniliyor, kuruma ʺİlmî muhtariyetʹʹ tanınıyordu. Müderris denen öğretmenlerinin iki yılda bir seçecekleri Darülfünûn Emini aracılığı ile, Maarif Nazırı, Reis sıfatıyla yönetimine nezaret edecekti yılında İnas Darülfünunu adını taşıyan ve kızlara mahsus bir yüksek öğretim kurumu daha açılmıştır. İlk öğrencileri kız İdadîsi mezunları ile İstanbul Darülmuallimat ı mezunları idi. Bu kurumun her biri 3 yıl süreli 3 şubesi vardı: Edebiyat, Riyaziyat, Tabiiyat. İlk mezunlarını 1917ʹde veren bu kurum 1920ʹde kaldırılıp Da rülfünuna bağlandı. İnas Darülfünûnu kurulduğunda Darülmuallimat ı Âliyeʹye bağlı idi, fakat ayrı bir müdürü vardı. Binası da ayrı ve Cağaloğluʹnda idi. 1917ʹde ilk mezunları 18 kişi idi: 7 si Edebiyat, 3ʹü Riyaziyat, 8ʹi Tabiiyat Şubelerinden ʺneşʹetʺ etmişlerdi. Mezuniyet derecelerine göre Lâmia, Âliye, Adâlet, Meliha, Seniha, Şazimend Hanımlar İstanbul İnas Sultanîleri muallimliklerine, diğerleri de taşra Darülmuallimatları müdire ve muallimliklerine tayin edilmişlerdi. Meşrutiyet döneminde açılan başlıca yüksek okullar şunlardır:

11 11 Orman Mekteb i Âlisi (1909) Dişçi Mektebi (1909) Kadastro Mekteb i Âlisi (1911) Meşrutiyet döneminde iç ve dış politik olaylar karşısında Üniversite öğrencilerinin bazı gösteriler (nümayiş) yaptığı görülmektedir. Anadolu yu gezerken Aralık 1909 da Sivrihisarʹa uğrayan gazeteci Ahmet Şerif burada Türkierin acınacak durumdaki Rüşdiye ve iptidaî mektebini anlattıktan sonra, Ermenilerin orta dereceli bir okul ve ilkokullarında çok iyi bir öğretim yaptıklarını söyler. Bu karşılaştırma kendisini çok önemli düşüncelere iter: ʺTürkiyeʹde yaşayan çeşitli unsurlar arasında fikir ve düşünce bakımından derin uçurum devam ettikçe ülkede birlik ve eşitlik nasıl kurulabilir?... İslâmlar ve Türkler cahilliklerinde ne kadar ısrarlı iseler, Hıristiyan vatandaşlar çalışmakta, özellikle gelecek için çocuklarını hazırlamakta o kadar inatçı. Burada bir toplumsal tehlike başlıyor(...) Bu gidişle halimiz ne olacak? Kendi kendimizi aldatmak, müthiş gerçekleri yaldızlı hayallerimizle karıştırmak hastalığından hâlâ kurtulanı iyoruz.ʺ 0 Yabancıların giriştiği özel öğretim Yabancıların da bu dönemde okulları sayıca çoğalmış, fakat 1914ʹte, Osmanlı Devletinin kendileriyle savaşa tutuştuğu devletlerin okullarından çoğu kapatılmış ve 1914ʹte Kapitülasyonların kaldırıldığı ilân edilmiştir. Ne var ki 1918ʹde, yenilgi ile beraber, azınlık ve yabancıların ülkedeki özel öğretimi, daha da gelişmek için fırsat bulmuştur te yabancılara ait 215 ilkokul ve 806 öğretmen vardı. İstatistiklerde azınlık ve yabancıların 80 orta dereceli okulu ve buralarda 1600 kadar öğretmeni görülüyor. Yüksek okulları tektir. Harput (Elazığ) Amerikan Koleji misyonerlerinden biri 1912 de şunları yazıyordu (özetle): Osmanlı Devletinde gelişme görülememesinin belli başlı etkenlerinden biri, Türk kadınının durumudur. O, hiçbir zaman toplum içinde görülmez. Yoksul olanları çok çalışır ve ağır işler görürler. Orta halli veya zenginseler, işlerini mutlaka hizmetçilere gördürürler. Kendileri de bütün gün boş oturup tütün içerler. Bu tür annelerin oğullarının yüce emelleri olmaması doğal değil midir? Kimi Amerikan misyonerleri, birçok Osmanlı aydını ve yöneticisinin bu okulları yararlı ve çağdaş gördükleri için onlara destek verdiklerini belirtirler. Meşrutiyet döneminde özel eğitimde yenilik ve gelişmeler 1913tarihli Tedrisat ı İptidaiye Kanun i Muvakkati, şu hükmü getirmiştir: ʺRuhen ve bedenen zayıf olan çocuklar ile sağır, dilsiz ve âmâ çocuklara ilköğretim imkân larını sağlayacak bir Nizamname yapılacaktır.ʺ (md.2). Ancak, Meşrutiyet döne minde özel eğitimdeki gelişmeler yavaş ve yetersiz olmuştur. Başlıca gelişmeler: İstanbulʹdaki Dilsiz Mektebi, özellikle bina bulunamadığı için çalışmalarını güçlükle sürdürmüş, bîr ara kapatılmış, 1914ʹte tekrar açılmıştır. Selânikʹte, 1909ʹda özel bir Dilsiz Mektebi açılmıştır.

12 12 İzmirʹde, 1911ʹde Albert Karmona adında dilsiz bir Osmanlı Musevî tüccarı Sağır ve Dilsiz Mektebi açmıştır. Karmona, Parisʹte Dilsiz Mektebinde okumuş ve terzilik öğrenmişti. Meşrutiyet döneminde öğretmen yetiştirme politikası Meşrutiyet döneminde hem nitelikli, hem de çok sayıda öğretmen yetiştirilmesi fikri önem kazanmış, bu yolda bazı uygulamalara gidilmiştir. 1.İstanbulʹda öğretmen yetiştirilmesi Temmuz 1908 den hemen sonra Darülmualllmînden İptidaiye kısmı ayrılmış ve bağımsız bir okul haline getirilmiştir. Darülmuallimîn i Âliye öğrencileri ise derslerinin bir kısmını kendi okullarında, bir kısmını da Darülfünunda oranın öğrencileri ile beraber yapmaya başlamışlardır. 1909ʹda Darülmuallimîn i Âliye kapatılıp öğrencileri Darülfünuna gönderildi. 1910ʹda yeniden açıldı. Dersleri yine kısmen kendi bünyesinde, kısmen Darülfünûnda yapılıyordu de Meşrutiyetin ilânından hemen sonra Darülmuallimîn i İptidaiyenin durumu şöyleydi: Okula yeni 900 öğrenci alınmıştı. Bunların hemen tümü medreselerden gelmişlerdi. Yerde, hasır üstünde oturup ders yapıyorlar, öğretmenler terlikle sınıfa giriyorlardı. Öğrencilere rahle bile yapılmasına gerek duyulmamıştı. Mart 1909ʹdan sonra, Darülmuallimîne Müdür olarak atanan Satı Bey köklü yeniliklere girişti. Okulu Fatihʹten Cağaloğluʹna getirdi. Öğrencilerini sınavdan geçirip 150ʹsinî alıkoydu, ötekilerini çıkardı. Okul dışında bir işi olan öğretmenleri de uzaklaştırdı, ötekilere haftada bir gece okul nöbeti tutturdu. Öğretmen atamalarında genç ve yeteneklileri tercih etti ve değerli elemanlardan oluşan bir öğretim kurulu meydana getirdi. Okulun öğretmenlerinden ve eğitimci Ahmet Cevat bu öğretim kadrosunu şöyie anlatır: ʺSatı Bey, Müdür muavini olarak, Mülkiyeden arkadaşı Fuat Şemsi Beyi almıştı. Öğretmenler kurutunda, fesahati (güzel konuşması) ile tanınan Ali Nusret, Hamdullah Suphi, Fazıl Ahmet, Ruşen Eşref vardı. Tevfik Fikret haftada iki gün Edebiyat konferansları veriyordu. İktisat profesörü Ham it Bey konuşma yapmaya geliyor, Parisʹte yüksek tahsilini bitirip gelen profesör Mustafa Suphi Sosyoloji dersleri veriyordu. Mösyö Dubois küçük pratik kitabından Fransızca öğretmeye çalışıyordu. Matematik hocası meşhur Eyüplü Hafız Kemal Bey sarıklıydı. Muallim Cevdet Bey isminde bir bilgin de öğretim kurulunu tamamlıyordu.ʺ İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) da orada bulunuyordu. Satı Bey ayrıca öğretmen okulunun öğretmen kadrosuyla beraber Tedrisat ı ip tidaiye Mecmuası adıyla önemli bir dergi çıkardı. Fenn i Terbiye, Usûl i Tedris, Musikî, Resim, Elişi, Terbiye i Bedeniye derslerinin programlarda önemle ele alınmasını sağladı. Her yıl, vilâyetlerden ikişer öğretmen çağırarak onlara Usûl i Tedrisle ilgili konferanslar verdirdi. Darülmuallimine bağlı bir Tatbikat Mektebi açtırdı. Bu uygulama okulunun

13 13 Müdürü, eğitimcilerimizden Mekteb i Mülkiye mezunu İhsan Sungu dur. Onun da, nitelikli öğretmenler yetiştirilerek ilköğretimin düzeyinin yükseltilmesinde önemli çabaları olmuştur. Gerçekten, 1909ʹdan önce, öğretmen yetiştirmenin zayıf yönlerinden biri, uygulama okullarının bulunmayışı idi. 1909ʹdan sonra, İstanbul Darülmuallimîninin başarısını sağlayan en önemli etkenlerden biri, işte, kendisine bağlı böyle bir uygulama okulunun kurulmuş olmasıdır. Satı Bey, Darülmuallimînlerde konferanslar verdirdi, öğrencileri sosyal ve tarihî çevrelerini (fabrikalar, müzeler...) tanımak için inceleme gezilerine götürdü. Usûl i tekşifî ve tedris i (tedrisat ı) ayanî denen, başka deyişle öğrencilere gözlemler, deneyler yaptırmaya, onların arayıp bulmasına dayanan yöntemleri Satı Bey Darül muallimîne sokarak, yetiştirdiği öğretmenlerle yaymaya çalıştı. Meselâ, Coğrafya dersinde harita, resim, tablo göstermek, Eşya dersinde maddî şeyler, örnekler göstermek tedrisat ı ayanî yöntemi idi ve bu, Meşrutiyet pedagojisi için, önceki dönemlere göre büyük bir adım, büyük bir inkılâptı. Bütün bu yeniliklerden sonra İstanbul Darülmuallimîni önemli bir okul haline geldi tarihli Nizamnamesinde okulun teşkilâtı şöyle gösterilmiştir: Adı, İstanbul Darülmuallimîn i Âliyesi idi ve yatılıydı. İptidaî, İhzarî ve Âlî kısımlarından oluşuyordu. İptidaî kısım (4 yıl) ilkokullara öğretmen yetiştiriyordu. İhzarî kısım (2 yıl) Darülmuallimîn i İptidaîlere öğretmen ve ilköğretim müfettişi yetiştiri yordu. Âlî kısmın (4 yıl) Edebiyat, Tabiiyat, Riyaziyat adıyla üç şubesi vardı ve bu ralardan çıkanlar orta ve yüksek dereceli okullara öğretmen oluyorlardı. Meşrutiyet döneminde nitelikli ve çok sayıda erkek ve kadın öğretmen yetiştirilmesi fikri önem kazanmış ve görüldüğü gibi bazı uygulamalara gidilmişse de, gerek ihtiyaç, gerek kayırma, gerek mesleğin öneminin yeterince anlaşılamaması nedeniyle, meslek okulları dışından birçok kimse (kapıcılar, kahveci çırakları vs...) mesleğe alınmıştır. Maarif Nazırı Emrullah Efendi, 1910ʹda gazetelerde yayınlattığı bir İlânla, ʺyalnızca okuma yazma bilenlere bile muallimlik ehliyeti verileceğini, bunların muallim atanacaklarım duyurmuştur... Meşrutiyet dönemi sonlarında, Maarif Nezaretine verdiği bir raporda, Baltacıoğlu, Darülmuallimînler için aşağıdaki önemli değerlendirmeleri yapmaktadır: ʺSekiz dokuz seneden beri parülmuallimîn teşkilâtından aldığımız tecrübe şudur: Darülmuallimînler ya Darûlmuallimîn kalarak gelişemiyorlar ya da gelişince Darülmuallimîn kalamıyorlar. Başka deyişle, eski Darülmuallimînler iyi muallim yetiştiremediği gibi, yenilerin yetiştirdiği talebe de mesleğe bağlı olamıyor. Bence bunun birinci sebebi meslekî mefkurenin hâkim olmamasıdır: Muallimlik aşkı, muallimlik tutkusu Darülmuallimînleri dolduramamıştır. Bu mekteplerde daha ziyade ilim, tahsil, medeniyet mefkureleri hâkimdir. Mekteplerin talebesi muallimʹ olmaktan ziyade ʹmünevverʹ (aydın) olmayı düşünüyor ve Darülmuallimîni bu tahsili tamamlamak için bir araç görüyor. Darülmuallimînden birincilikle mezun olup da hâlâ tahsilini tamamlamak için başka mekteplere girmek isteyenler, yahut doğrudan doğruya memur olanlar, yahut gittikleri mekteplerde mutsuz olanlar vardır. Bu gibiler Darül muallimînler için iflâs işaretidir. Bir meslek mektebinin her mesleğe hazırlaması

14 14 iyi değildir. Yalnız kendi mesleğine hazırlaması yararlıdır. Darülmuallimînler, talebesini Her yere hazırladıkları sürece iyi muallim mektepleri olmaktan uzak kalacaklardır. ʺBaşarısızlığın ikinci sebebi, Darülmuallimînlerin hep ʹşehir ve medeniyet ürünü olması, köy ve millet ruhuyla ruhlanmamasıdır. Bizde Darülmuallimînler ʹcahilʹ köylülerimizi hükümet vasıtasıyla aydın yapmak, medenileştirmek ihtiyacından doğ muş, medenî ve siyasî kurumlardır. Gelişmeleri milletten medeniyete değil, daha çok hükümetten millete doğru olmaktadır. Şehir Darülmuallimînleri bütün gösteriş ve büyüklükleriyle birer memur mektebi gibi yaşar dururken, mezunlarım fakir, cahil köylere göndermeyi düşünmek zorla iş görmek demektir. Darülmuallimînler, bilgisi şişkin, ukalâ muallimler yetiştirmekten uzaklaşmadıkça ürünleri eksik olacaktır. Bizde bu mekteplerin amacı İlmî olmaktan çok harsî (millî kültür kazandırıcı) olma lıdır. İlk mektep muallimleri okuyup yazma öğretmekten çok millîleştirmek, harsîleş tirmek zorundadırlar. Bu mekteplerde din, edebiyat, ahlâk, musikî gibi maneviyat derslerine çok önem vermelidir. Darülmuallimînler her mektepten çok mefkure mek tepleridir.ʺ4 Meşrutiyet döneminde medreselerin ıslahı çalışmaları Tanzimattan sonra medreselerin ıslahı gerektiği görüşü toplumda yavaş yavaş belirmeye başlamış ve bu yolda bazı girişimler yapılmıştır. 1867ʹde onbeş medrese hocasından oluşan İlmî bir heyet medrese öğretiminin ıslahı için bir rapor hazırlamıştır. Bu raporda, medreselerin ıslahının Fatih ve Kanunî medreseleri düzen ve esaslarının aynen uygulanmasıyla sağlanacağı belirtilmekte, derslerin öncelikleri tesbit edilmekte, tüm medrese öğreniminin on dört yılda sona ereceği belirtilmektedir. Ancak bu girişimin resmî ve genel bir düzenleme amacıyla yapılıp yapılmadığı belli değildir. Medreselerin ıslahı gerektiği görüşü 1908ʹde, II. Meşrutiyetle beraber önem kazanmış ve yaygınlaşmıştır. Bunun başlıca nedenleri şunlardır : 1.Meşrutiyetin bir fikir ve tartışma özgürlüğü getirmesi ile herkesin düşüncelerini söylemeye imkân bulması. 2.Türk ve Müslüman toplumların en eski eğ iti m öğretim kurumu olan, bu toplumlarla kaynaşmış, bir vakitler bu toplumların yükselmesinde, sonra gerilemesinde etkisi olmuş medreseler konusunda tüm aydınların söyleyeceği şeylerin bulunması. 3.Her geçen gün gerileyen Osmanlı toplumunda medreselerin artık o halleriyle gerçekten işe yarar kurumlar olmaktan çıktıklarının açıkça anlaşılması. 4.Tanzimat yıllarından beri eğitimde ve ülkede yenileşmenin medrese dışında açılacak yeni okullarla sağlanabileceği görüşü ortaya çıktığı için kendilerine dokunulamayan medreselerin program, kuruluş vs. bakımlarından taşlaşmalarının Meşrutiyette bizzat medrese mensupları tarafından bile görülüp eleştirilmesi. 5.Abdülhamitʹin, 1892ʹde medreselileri askerlikten muaf tutması ile bu görevden kurtulmak isteyenler medreseleri doldurmuştu. Bu durumun, bozulmanın son ve belirgin bir nedeni olarak dikkatleri çekmesi.

15 15 6.Vakıfların kısmen Maarif Nezaretine, kısmen şunun bunun eline geçmesi. Medreselerin ıslahı gerektiğini ileri sürenler arasında bir medrese öğrencisinin bazı görüşleri şöyledir (1913): ʺZamanımızda pek çok kimse vardır ki, Kurʹan ı Kerim ʹin yalnız namaz, abdest gibi ibadeti emrettiğini, hırsızlık, zina gibi kabahatleri nehyettiğini, hâşâ çalışmanın, yükselmek ve ilerlemenin iyiliklerini anlatmadığını zannediyorlar. Talebe i ulûmun okuduğu ders kendine yarar vermezse başkasına nasıl yarar verebilir?(...) Talebe i ulûmun ellerindeki vaaz kitaplarına gelince, gerilememizin sebeplerinden biri de budur. Çünkü bunlar, insanların çalışmasının yararlarını, milletin ilerlemesinin se bep ve gereklerini öğretecek biçimde değil, ʹfalan zâhit dünya matından hiç bir şeye meyletmez, daima ibadetle vakit geçirirdiʹ gibi uydurma hadis ve hikâyelerle dolu olarak yazılmışlardır. Millete atalet ve tembellik tavsiye etmekten başka bir yararları yoktur.ʺ Bazı kişiler de medresenin hiç bir şekilde ıslah edilemeyeceğini, ıslaha kabiliyeti olmadığını, medresenin temsil ettiği zihniyetin tamamen ortadan kalkması gerektiğini ileri sürmüşlerdir.meşrutiyet döneminde, medreselerin ıslahı ile ilgili görüşlerden sonra girişilen uygulamalar da şöyledir: 1.Şubat 1910ʹda Medâris i ilmiye Nizamnamesi çıkarılmıştır. Bu Nizamnameye göre, tüm medrese öğrenimi 12 yılda tamamlanmaktadır. Programda, Matematik, Geometri, Fizik, Kimya, Astronomi, Kozmografya, Tarih, Coğrafya, Farsça gibi dersler de yer almıştır. Medreselere ancak yaşlar arasındakiler kaydedile cektir. 2.Eylül 1914ʹte, Şeyhülislâm Mustafa Hayri Efendinin çabalarıyla Islah ı Medâris Nizamnamesi çıkarılarak İstanbul medreseleri Darü l Hilâfeti l Aliyye Med resesi adı altında yeniden düzenlenmiştir. Bu medrese Tâlî Kism ı Evvel, Tâlî Kısm ı Sani, Âli olmak üzere üç kısma ayrılmıştır. Her kısmın süresi 4 yıldır. Her kısım dört sınıfa, her sınıf dört şubeye bölünmüştür. Tâli kısımlara 2080, Âli kısma 800 öğrenci kabul olunacaktır. O tarihte İstanbulʹda 500ʹden fazla müderris vardır düzenlemesi ile Şeyhülislâm, meslek derslerini daha düzenli okutmayı, müspet bilim derslerine de yer vererek medreseleri, Maarif Nezareti mekteplerine benzetmeyi düşünmüştür. Nitekim 1914 düzenlemesi ile ve bazı değişikliklerle adı geçen medreseye Batı yabancı dilleri, Farsça, Tarih, Coğrafya (iki ders de u mumi ve Osmani), Heyet, Mekanik, Müsellesat, Hikmet i Tabiiye, Kimya, Resim, Terbiye i Bedeniye, Hıfzıssıhha, Usûl i Defterî, İlm i içtima, İlm i Nefs, Felsefe, Malûmat i İktisadiye ve Maliye vs. gibi dersler konmuştur. 3.Nisan ve Ekim 1917ʹde Şeyhülislâm Musa Kâzım Efendi de bir Nizamname çıkartarak, 1914 ıslahatı doğrultusunda medreselerde yeni düzenlemeler yapmış, Darü l Hilâfeti l Aliyye Medresesinin üzerinde Medrese i Süleymaniye adında bir kurum oluşturmuştur. 4 Mayıs 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetince Medaris i ilmiye Nizamnamesi çıkarılmıştır. Gerekçesinde, TBMMʹne her taraftan halkın imam, müezzin ihtiyacını karşılamak için başvurmakta olması gösterilmiştir. Nizamname TBMMʹnin etkisi altındaki yerlerdeki eski medreseleri Medâris i İlmiye adı altında teşkilâtlandırın ıştır. Programlarda dini, hukuki dersler

16 16 yanında Maarif mekteplerinde yer alan bazı sosyal ve müspet bilim dersleri de görünmektedir. Öğrenjm 12 yılda tamamlanmaktadır. Özetlenen bu yenileşme çabaları ile medreseler artık günün şartlarına uyum sağlamış, toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilir bir hale gelmiş oluyorlar mıydı? Bu sorunun cevabını zaman ve uygulamanın vermesine fırsat kalmadan medreseler 1924ʹte kapatılmıştır. Meşrutiyet döneminde eğitimin İdarî teşkilâtlanması Meşrutiyetten sonra Meclis i Kebîr i Maarif, 1 Başkan ve 5 üyeden kurulu daimî bir Encümen halinde düzenlenmiş ve Maarif Nezareti de aşağıdaki daireler halinde yeniden teşkilâtlandırılmıştır: 1) Tedrisat ı Tâliye 2) Tedrisat ı İptidaiye 3) Mekâtib i Hususiye 4) Tahrirat (yazı işleri) 5) Muhasebat 6) Sicil 7) istatistik 8) Levâzım 9) Evrak. 1910ʹda bir Tedrisat ı Aliye Dairesi kurulmuş, Kütüphaneler Müfettişliği kurulmuş ve Maarif Nezareti mü fettişleri Meclis i Kebîr i Maarife bağlanmışlardır. Mart 1912ʹde, üyeleri Darülfünun ve başka öğretim kurumu öğretmenleri ile Maarif Nezareti mensuplarından oluşan 28 kişilik sürekli bir Meclis i Maarif kurulmuş ve öğretim daireleri Âliye, Tâliye, İptidaiye olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, okul yapım işleri ile ilgili danışma organları kurulmuştur. Her yıl, Maarif Nazırı tarafından seçilecek 10 vilâyet maarif müdürü, 5 Sultanî ve İdadî müdürü veya öğretmeni, 5 öğretmen okulu müdür veya öğretmeni, 5 özel okullar müdür veya öğretmeni ile sayısı 12 yi geçmemek üzere Nazırın bunların dışından çağıracağı kimselerin de katılmasıyla Meclis i Kebîr i Maarifin bir ay sürecek toplantılar yapması esası da kabul edilmiştir ki, bu, Cumhuriyet dönemindeki Millî Eğitim Şûralarının İlk çekirdeği sayılabilir. 1914ʹte Nazır Şükrü Bey zamanında Meclis i Kebîr i Maarif kaldırılmış daha sonra Telif ve Tercüme Heyeti kurulmuştur. 1918ʹden sonra ise bu sonuncu kaldırılıp Meclis i Kebîr i Maarif küçük bir kadro ile tekrar kurulmuştur. Meşrutiyet dönemi eğitim bütçeleri hakkında Satı Bey, önceki dönemle karşılaştırmalı olarak şu bilgileri vermektedir: Meşrutiyetten önce muntazam bütçe yapılmazdı. Her Nezaret (Bakanlık), gerekli gördüğü yere istediği masrafı yapabilirdi. Bunun için bir irade almaktan başka bir şeye gerek yoktu. Fakat, Divan ı Muhasebatʹtan alman kayıtlara göre 320 (1904) den 324 (1908)ʹe kadar olan senelerin bütçeleri lira kadardı. Bu bütçe içinde Mekteb i Mülkiye, Aşiret Mektebi gibi bazı mekteplerin mas rafları dahil değildi. Bunlarla beraber lira olarak kabul edilebilir. Meşrutiyetten sonra 1909 eğitim bütçesi , 1910 eğitim bütçesi liradır. 1914ʹte ise liraya iniyor. Çünkü bu yıl, İdare i Hususiye i Vilâyet Kanunu (il Özel İdareleri K.) uygulandığından İdadîfer, Darülmuallimînler, Darül muallimatiar, İptidaiyeler, illerin özel idare bütçelerine bırakılmıştır. Bu taşra bütçelerinin o yılki masrafları liradır ki, yukarıdaki lira ile beraber 1914 senesi eğitim bütçesinin lira olduğu anlaşılır. Demek oluyor ki, eğitim bütçesi, Meşrutiyetin ilânından 1914ʹe kadar altı yıl içinde altı misli artmıştır.

17 17 Bütçelerdeki bu farkların anlamını kavrayabilmek için şu hususlara dikkat etmelidir: Meşrutiyetten önce Maarif Nezareti merkez dairelerinin masraf ve maaşları yılda lira tutuyordu. Bu, genel eğitim bütçesinin %25ʹidir. 1909ʹda Nezaretin merkez dairelerinin masrafı genel eğitim bütçesinin %9 una, 1914ʹte %2,5 ine iniyor. Şu hususa da dikkat etmek gerekir: 1908ʹde Osmanlı Devleti çok genişti. 1914ʹte ise bir çok büyük ve kalabalık vilâyetler elden çıkmıştı bütçesindeki eğitim tahsisatı buralara da harcanıyordu. Bu durum düşünülürse, 1914ʹte eğitime ayrılan para, 1908ʹdekine göre on oniki misli artmış demektir. Meşrutiyet döneminin bazı Maarif Nazırlan şunlardır: Abdurrahman Şeref Bey : 1908, 1909 Nail Bey : Emrullah Efendi : ,1912 Şükrü Bey : Öğretmenlik meslek örgütleri Eğitim ve öğretmen tarihimiz bakımından bu soruların cevabının bilinmesi çok önem taşır. Fakat eğitim tarihimiz ile ilgili hiç bir eserde bu soruların cevabına rastlanmaz. Örneğin, beş ciltlik (2. bask. üç büyük cilt) Türkiye Maarif Tarihi ( ,1978) adlı değerli eserinde Osman Ergin, öğretmen örgütlenmesine yer vermemiştir. Yalnızca Nafi Atuf Kansuʹnun iki küçük ciltlik Türkiye Maarif Tarihi (1932) adlı eserinde şu bilgi vardır: ʺMuallimler arasında ilk teşekkül 1911 ʹde Edirne de Mahfel i Muallimin olmuştur.ʺ Kansu nun bu cümlesini L Hakkı Tonguç İlköğretim Kavramı (1946) ve R. Alaylıoğlu F. Oğuzkan Ansiklopedik Eğitim Sözlüğü (1. baskısı 1968) adlı eserlerine aynen aktarmışlardır. Oysa gerçek şöyle görünüyor: Yayınladığımız bir belge, ileri sürülen 1911 tari hini Temmuz 1908 e çıkarmakta, bu ilk öğretmen meslek örgütlerinin uğraştıkları meslekî sorunlara ilişkin ayrıntılı bilgiler vermektedir. Fakat, bu konuda Kansu dan yapılan alıntı vs. sürüp gitmektedir. Örneğin M. Rauf İnan, Türk Tarih Kurumunda yaptığı bir konuşmada Kansuʹnun cümlesini tekrar etmekle yetinmiştir (Atatürk ün Devraldığı Eğitim, Öğretim Durumu ve Kurumları, Atatürk Konferansları, 1975). H. Raşit Öymen de, yine aynı kurumdaki bir konuşmasında, ilk meslek kuruluşunun, l. Dünya Savaşının sonlarına doğru İstanbul da kurulan Darülmuallimîn Mezunları Cemiyeti olduğunu söylemiştir (Cumhuri yet Eğitimine Geçişte Atatürkʹün Etkisi, Atatürk Konferansları, 1977). Alaylıoğlu Oğuzkan ın 1978ʹde 2. baskısı yapılan Ansiklopedik Eğitim Sözlüğü nde de Kan su nun verdiği 1911 tarihi değiştirilmemiştir. Yazımızdan almtı yapan fakat kayna ğını göstermeyen S. Kaynak ın TÖB DER yayını olan Demokratik Eğitim Kurultayı (1978) başlıklı kitaptaki yazısında da, matbaa hatası sonucu ʺTemmuz 1906ʺ gibi yanlış bir tarih yer almıştır. Ondan yararlandığı anlaşılan A. Işıklfnın Siyasal Bilgiler Fakültesi yayını olan Kanun i Esasinin 100. Yılı (1978) başlıklı eserde yer alan bir yazısında bu kez ʺTemmuz 1906ʺ şeklindeki hatalı tarih tekrarlanmıştır.

18 18 Oysa, 1970 de yayınladığımız belgeye göre bizde bilinen, resmen ve açıkça ku rulmuş ilk öğretmen meslek örgütünün kuruluş tarihi Temmuz 1908 dir. Bu tarihte, II.Meşrutiyetin ilân edilmesinden hemen sonra İstanbulʹda Darülfünûn ve Darülmuallimîn mezunlan Encümen i Muallimin adında bir örgüt kurmuşlardır. Bu girişimden çok az bir süre sonra yine İstanbul da İdadî, Rüşdî ve İptidaî okulların öğretmenleri Muhafaza i Hukuk ı Muallimin Cemiyeti adında ikinci bir örgüt kurmuşlardır. Bunun amacı öğretmenlerin haklarını savunmak ve belgede yazıldığına göre, halk arasında eğitimin yayılmasını sağlamaktır. Başkanlığına Mercan İdadîsi Fransızca öğretmeni Zeki Bey getirilmiştir sonlarında Encümen i Muallimin ile Muhafa za i Hukuk ı Muallimin Cemiyeti, Cemiyet i Muallimin adı altında birleşmişler ve başkanlığına yine Zeki Beyi seçmişlerdir. İşte yayınladığımız belge, 28 Aralık 1908 tarihinde Zeki Bey in Cemiyet i Muallimin in başkanı sıfatıyla yeni Maarif Nazırı Vekili olan Abdurrahman Şeref Efendiye gönderdiği örgütün kuruluşunu ve amaçlarını açıklayan bir mektuptur. Zeki Bey mektubunda bu kuruluşun amaçlarını özetle şöyle açıklar: Meşrutiyet ve hürriyet devrine lâyık şekilde genel eğitimin yurtta yayılmasını sağlamaya çalışmak, bu konuda Maarif Nezaretine yardımcı olmak. Avrupa daki bazı ilmî kuruluş ve profesörlerle temasa geçmek ve bu şekilde OsmanlIların Avrupa kamuoyunda daha iyi tanınmalarına çalışmak. Mektubun öteki kısımlarında Zeki Bey, 11 madde halinde Maarif Nazırına Cemiyetinin bazı görüş ve önerilerini sunmaktadır. Bunlardan birkaçı özetle şöyledir: İlköğretime önem verilmelidir. Orta ve yüksek öğretim paralı olmalıdır. Çeşitli düzeylerdeki öğretmenlerin maaşları ʺâdilceʺ belirlenmelidir, vs. ilk kurulan Encümen i Muallimin de öğretmenlerin maaşlarını artırmaya çalış mak, ʺkıdem ehliyetʺ listeleri düzenleyerek öğretmen tayinlerinde Maarif Nezaretine yardımcı olmak, meslekleşme sorunlarına eğilmek, taşra maarif idareleriyle ilişki kurmak... vs. gibi önemli çalışmalar yapmıştır. Türkiyeʹde ilk kurulan öğretmen örgütleri ve etkinlikleri kısaca bunlardır. Daha sonra başka örgütler de kurulmuş ve gelişmiştir. Meşrutiyet döneminde öğretmenlerin çıkardıkları meslekî dergiler Meşrutiyet dönemi, çeşitli konularda olduğu gibi öğretmenlerin çıkardığı meslekî dergiler bakımından da önemlidir. Daha önceleri de bu tür yayınlar mevcutsa da bunlar asıl Meşrutiyet döneminde gelişmişlerdir ve üzerinde durulmaya değer bir önem taşırlar. II. Meşrutiyet dönemi eğitim tarihi ve öğretmen sorunlarının anlaşılmasında bu yayınların incelenmesi gereklidir. Bu dergilerin en önemlileri özetle şunlardır: 1.İstanbul da çıkan eğitim ve öğretmen dergileri Mirʹat i Maarif: İlk öğretmen örgütlerinden Cemiyet i Muallimin ʹin organı olarak Ocak 1909ʹda yayınlanmaya başlamıştır. 15 günlüktür.

19 19 Tedrisat ı İptidaiye Mecmuası: Şubat 1910ʹda çıkmaya başlamış, Nisan 1912 de adı Tedrisat Mecmuası olmuştur. Önceleri aylıktır, sonraları 2 ayda bir yayınlanmıştır. Maarif Nezareti adına İstanbul Darülmuallimîni öğretmenlerince yayınlanmış, ilk çıkışında Satı Beyin çabaları olmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar yaşayan bu dergi Meşrutiyet döneminin en önemli meslek dergilerindendir. Terbiye ve Oyun: İstanbul Darülmuallimîni Beden Eğitimi öğretmenlerinden Selim Sırrı (Tarcan) tarafından çıkarılmıştır. Terbiye Mecmuası: 1914ʹten itibaren çıkmıştır. Başyazarı Satı Beydir. Terbiye Mecmuası: Bir önceki ile aynı adı taşıyan bu dergi 1918ʹde Fenn i Terbiye Encümeni tarafından çıkarılmıştır. Millî Tâiim ve Terbiye Cemiyeti Mecmuası: 1916ʹda çıkmaya başlamış önemli bir dergidir. Muallim: 1916ʹdan itibaren çıkmaya başlamış önemli bir aylık dergidir ve başlıca eğitimci ve öğretmenler bu dergide yazılar yazmışlardır. İçtihat, Sebilürreşat, Türk Yurdu gibi dergilerde de eğitim konularda önemli yazılar yayınlanmıştır. 2.Taşrada çıkan eğitim ve öğretmen dergileri Taşrada, özellikle Darülmuallimîn ve değerli eğitimci ve öğretmenlerin bulunduğu bazı kentlerde önemli dergiler yayınlanmıştır. Bunların başlıcaları şunlardır: Sây ve Tetebbu: Şubat 1911ʹde Edirne Darülmuallimîni öğretmenlerinden Nafi Atuf (Kansu) ve Mehmet Vehbi tarafından çıkarılmıştır. Yeni Mektep: Nisan 1911ʹde Üsküp Darülmuallimîn i Rüşdîsi müdürü Sabri Cemi tarafından çıkarılmaya başlanmış aylık bir dergidir. Yeni Fikir: Aralık 1911 ʹde Manastır Darülmuallimîni müdürü Ethem Nejat ve okulun öğretmenlerinden Ferit tarafından çıkarılmaya başlanmış aylık bir dergidir. Mustafa Gündüz, II. Meşrutiyetin Klasik Paradigmaları. Balkan ve I. Dünya Savaşlarının Türk eğitim tarihindeki etkileri 1.Balkan Savaşları Ekim 1912 Kasım 1913 tarihleri arasında OsmanlIlara karşı tüm Balkan halklarının giriştiği savaşlar OsmanlIlar için büyük bir felâket olmuştur. Çok geniş Rumeli toprakları elden çıkmış, hatta Kasım 1912ʹde Bulgarlar İstanbul önlerine, Çatalca ya kadar ilerlemişlerdir. Bu olaylar Osmanlı halkını ve aydınlarını düşmanın başarısı ve kendi yenilgilerinin nedenlerini araştırmaya itmiştir. Başka deyişle, Balkan yenilgi ve felâketleri, aydınların düşünce yapısında bir dönüm noktası olmuştur. Aydınlar, yenilgi ve felâketlerin nedenlerini araştırmış, acımasızca özeleştiriler yaparak kusurlu taraflarımızı ortaya dökmüşler ve toplumsal sorunlarla daha derinden ilgilenmeye başlamışlardır. Bu amaçla gazete ve dergilerde pek çok yazı, ayrıca birçok kitap yayınlanmıştır

20 20 Celal Nuri (ileri) 1. Tarih i Tedenniyat ı Osmaniye (Osmanlı gerileme tarihi) 2. Mukadderat ı Tarihiye (Tarihin alınyazısı) 3. Ilel i Ahlâkıyemiz (Ahlâkî kusur ve hastalıklarımız) M. Şemsettin (Günaltay) 1. Zulmetten Nura 2. Hurafattan Hakikata İbrahim Hilmi (Tüccarzâde) (Çığıraçan) 1. Türkiye Uyan! 2. Maarifimiz ve Servet i İlmiyemiz. 3. Zavallı Millet 4. Milletin Hataları 5. Milletin Kusurları İsmail Hakkı (Baltacıoğlu) 1. Tâlim ve Terbiyede İnkılâp 2. Terbiye i Avam (Halk eğitimi) Binbaşı Hafız HakkıBozgun ( Balkan yenilgilerinin psikolojik, genel ve askerî eğitim yönleri ile ilgili çok önemli bir eserdir) Binbaşı Nuri (Conker) Zabit ve Kumandan Yarbay Mustafa Kemal (Atatürk) Zabit ve Kumandan ile Hasbıhal Balkan Savaşları sırasında ya da az sonra yayınlanan bazı önemli kitaplar iyi farkedilmesine yardım etti. ʺToplumu kurtarıcı, ülkücü, idealist öğretmenʺ sloganı doğdu. Ancak bu, oldukça duygusal, kâğıt üzerinde bir slogan olarak kaldı ʹte çok daha büyük bir savaşa girilmesi, yeni sıkıntılar ve felâketler, 1912ʹde alınan ve kısmen doğru olan dersleri unutturdu Dünya Savaşı I. Dünya Savaşı Osmanlı toplumu için çok büyük bir felâket olmuştur. Eğitim alanında bunun etkileri, Meşrutiyetin ilk yıllarında yetişen, eskilere göre daha iyi öğrenim görmüş genç öğretmen neslinin savaşta çok şehit vererek kırılması gibi son derece olumsuzdur. Savaş nedeniyle öğretimde büyük aksamalar olmuştur. Ancak, öğretmen okulları öğretmen ve öğrencileri askere alınmamış ve çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Hatta, İstanbul Darülmuallimîninde eğitim bilimine ve kültürel etkinliklere ilişkin çalışmalar, yayınlar artmıştır. Ne var ki, 1912 den 1918 Ekimine kadar süren korkunç savaşlar ülkede genel olarak öğretimin önemli ölçüde aksa masına neden olmuş, pek çok öğretmen ve aydının şehit olmasına yol açtığı için Cumhuriyet döneminde uzun yıllar yetişmiş beyin gücüne şiddetle ihtiyaç duyuldu. Dünya Savaşı sırasında öğretmenlere, halkın direnme gücünü artırma gibi bîr görev de verilmiştir. İstanbulʹda çıkan Muallim dergisinin Nisan 1918 de yayınladığı bir yazı, öğretmenlerin toplum içindeki görevleriyle ilgilidir. Dergi, hükümetin iç borçlanmaya gittiğini, bunun başarılı

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK

BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK BĠR MESLEK OLARAK ÖĞRETMENLĠK Meslekleşme ölçütleri Öğretmenlik Mesleğinin Yasal Dayanakları Öğretmenlik Mesleğinin Temel Özellikleri Türkiye de Öğretmenliğin Meslekleşmesi Öğretmenlerin hizmet öncesinde

Detaylı

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN. ztekin@karabuk.edu.tr

12. HAFTA PFS105 TÜRK EĞİTİM TARİHİ. Prof. Dr. Zeki TEKİN. ztekin@karabuk.edu.tr 12. HAFTA PFS105 Prof. Dr. Zeki TEKİN ztekin@karabuk.edu.tr Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi 2 İçindekiler CUMHURİYET DÖNEMİNDE ORTA ÖĞRETİMDE YENİLİK VE GELİŞMELER...

Detaylı

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Medreseler çok güçlü yaygın eğitimi kurumu haline gelmiş ve toplumu derinden etkilemiştir.

Detaylı

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar.

İmparatorluk Döneminde: Okul öncesi eğitimi üstlenen bazı kurumlar vardı. Bunlar sıbyan okulları, ıslahhaneler, darüleytamlar. TÜRKİYE DE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM Türkiye de ki okul öncesi eğitimin gelişmesini imparatorluk dönemindeki okul öncesi eğitim ve Cumhuriyet ten günümüze kadar olan okul öncesi eğitimi diye adlandırabilir. İmparatorluk

Detaylı

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük YURDUMUZUN İŞGALİNE TEPKİLER YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 19.yy.sonlarına doğru Osmanlı parçalanma sürecine girmişti. Bu dönemde

Detaylı

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ Türk toplumlarında ilk kez medrese denen eğitim

Detaylı

OSMANLI DEVLETİ NİN YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ

OSMANLI DEVLETİ NİN YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Yıl: 2012/2, Cilt:11, Sayı: 22 Sf. 125-167 OSMANLI DEVLETİ NİN 1907-1908 YILINA AİT EĞİTİM İSTATİSTİĞİ Nuri GÜÇTEKİN* Bu çalışmada, Maarif-i Umumiye İstatistik Dairesince

Detaylı

II. Meşrutiyet Dönemi 1908-1918

II. Meşrutiyet Dönemi 1908-1918 II. Meşrutiyet Dönemi 1908-1918 II. Meşrutiyet Dönemi 1908-1918 İkinci Meşrutiyet dönemi Türk tarihinde eğitim üzerine en çok yazının yazıldığı, eğitim sorunlarıyla en çok ilgilenilen ve deneyimler kazanılan

Detaylı

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

OSMANLILAR. 23.03.2015 Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi OSMANLILAR 1 2 3 Osmanlılarda Eğitimin Genel Özellikleri Medreseler çok yaygın ve güçlü örgün eğitim kurumları haline gelmiş, toplumun derinden etkilemişlerdir. Azınlıkların çocuklarını üst düzey yönetici

Detaylı

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR Eğitim ve kültür alanında yapılan inkılapların amaçları; Laik ve çağdaş bir eğitim ile bilimsel eğitimi gerçekleştirebilmek Osmanlı Devleti nde yaşanan ikiliklere

Detaylı

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü

1933 Üniversite Reformu. ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı. Durmuş Demir. İYTE Fizik Bölümü 1933 Üniversite Reformu ve «Tematik Üniversite» İhtiyacı Durmuş Demir İYTE Fizik Bölümü 1 Haziran 1453: Sultan Mehmed, Ayasofya ve Pontokrator manastırlarını medreseye çevirtir; önde gelen bilim insanları

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944

İstanbul Teknik Üniversitesi hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944 hakkında kanun : Kanun No: 4619 Kabul tarihi: 12/7/1944 Madde 1 - İstanbul Yüksek Mühendis Okulu, bütün hak ve vecibeleriyle birlikte İstanbul Teknik Üniversitesi olarak bu kanun hükümlerine göre teşkilatlandırılmıştır.

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ BİLİM VE EĞİTİM I. MEŞRUTİYET DÖNEMİ EĞİTİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ BİLİM VE EĞİTİM I. MEŞRUTİYET DÖNEMİ EĞİTİMİNİN TEMEL ÖZELLİKLERİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ BİLİM VE EĞİTİM Parlâmentolu rejime dönüş için Anayasanın tekrar yürürlüğe konduğu 23 Temmuz 1908 den 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesine kadar geçen zamana II. Meşrutiyet veya daha

Detaylı

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ

DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ DERS: EĞİTİM YÖNETİMİ Dersin verildiği Fakülte: Bölüm: Öğretim Üyesi: İletişim: Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Doç.Dr. Şakir ÇINKIR scinkir@gmail.com 5.Hafta: EĞİTİM SİSTEMİNİN

Detaylı

YÖNETMELİK SİİRT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK SİİRT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar 10 Mart 2014 PAZARTESİ Resmî Gazete Sayı : 28937 Siirt Üniversitesinden: YÖNETMELİK SİİRT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Detaylı

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır.

AÇIK SİSTEM. Sistemler, çevrelerinden girdiler alarak ve çevrelerine çıktılar sunarak yaşamlarını sürdürürler. Bu durum, sisteme; özelliği kazandırır. SİSTEM: Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere, biraraya gelen (getirilen), birbirine dayalı ve birbirini düzenli biçimde etkileyen parçalardan oluşan anlamlı bir bütündür. Sistemler, çevrelerinden girdiler

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ TÜRK MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNİN YAPISI VE ÖZELLİKLERİ TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN GELİŞİMİ Türk Eğitim Sisteminin, günümüze kadar olan gelişim sürecine bakıldığında; *İslam Öncesi Dönem *Osmanlı Dönemi *Cumhuriyet

Detaylı

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Dünyayı Değiştiren İnsanlar Dünyayı Değiştiren İnsanlar Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız! Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim,

Detaylı

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*]

KRONİK 1957 YILI MEVZUATI [*] KRONİK! 1957 yılı mevzuatı; II. Mahkeme içtihatları; m. Eser tahlil ve tenkitleri. 1 1957 YILI MEVZUATI [*] (l/vti/1957 31/XII/1957) A) Kanunlar; B) T.B.M.M. kararları; C) Tefsirler; D) Nizamnameler; E)

Detaylı

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz?

İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? On5yirmi5.com İHL'yi Ne Kadar Tanıyoruz? İmam Hatip Liseleri Son günlerin en gözde hedefi Katsayı, Danıştay, ÖSS ve başörtüsüyle oluşan okun saplandığı tam 12 noktası. Kimilerinin ötekileri Yayın Tarihi

Detaylı

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri

9. HAFTA. Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 9. HAFTA Ulusal sağlık politikaları: Osmanlı İmparatorluğu ve sağlık hizmetleri 2 Sağlık hizmetleri daha çok saraya ve orduya yönelik olarak yürütülmüştür. Devletin tek resmi sağlık örgütü sarayda yer

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

İstanbul Dârulmuallimîni ( ) Uğur Önal-Toğay Seçkin Birbudak ATAM, Ankara, 2013, 360 sayfa, ISBN:

İstanbul Dârulmuallimîni ( ) Uğur Önal-Toğay Seçkin Birbudak ATAM, Ankara, 2013, 360 sayfa, ISBN: İstanbul Dârulmuallimîni (1848-1924) Uğur Önal-Toğay Seçkin Birbudak ATAM, Ankara, 2013, 360 sayfa, ISBN: 978-975-16-2535-9 Fatih AKMAN Türk eğitim sisteminin temelleri, Cumhuriyet ten evvel, Osmanlının

Detaylı

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Eğitim Tarihi Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sunu İçeriği: A. Program Akışı B. Derslerin İşlenişi C. Başlıca Kaynaklar D. Değerlendirme Esasları

Detaylı

Madde 6 Madde 7 Madde 8 Madde 9 Madde 10

Madde 6 Madde 7 Madde 8 Madde 9 Madde 10 3861 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI YÜKSEK VE ORTA DERECELİ OKULLAR ÖĞRETMENLERİ İLE İLKOKUL ÖĞRETMENLERİNİN HAFTALIK DERS SAATLERİ İLE EK DERS ÜCRETLERİ HAKKINDA KANUN (1) Kanun Numarası : 439 Kabul Tarihi

Detaylı

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... V GİRİŞ...1 1. Eğitime Neden İhtiyaç Vardır?...1 2. Niçin Eğitim Tarihi Okuyoruz?...2 I. BÖLÜM İSLAMİYET TEN ÖNCEKİ TÜRK EĞİTİMİ 1. Eski Türklerde Eğitim Var mıdır?...5 2. Hunlarda

Detaylı

EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI

EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI EĞİTİM DENETİMİ VE SORUNLARI TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNDE DENETİMİN TARİHSEL GELİŞİMİ 1824 II. Mahmut un fermanıyla ilköğretimin İstanbullu erkek çocuklara zorunlu kılınması 1826 Fermanın taşrayı da içine alacak

Detaylı

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4.

Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları. 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar. 3. Milli Eğitim Şuraları. 4. Türkiye Milli Eğitim Sisteminin Yasal Dayanakları 1. T.C. Anayasası, 2. Eğitim ve Öğretimi Düzenleyen Yasalar 3. Milli Eğitim Şuraları 4. Kalkınma Planları 5. Hükümet Programları Milli Eğitim Temel Kanunu

Detaylı

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

En İyisi İçin. Cevap 1: II. Meşrutiyet Dönemi Ne x t Le v e l Ka r i y e r 300ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Tar i h Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİN İLK YILLARINDA İZMİT TE EĞİTİM

TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİN İLK YILLARINDA İZMİT TE EĞİTİM TÜRKİYE CUMHURİYETİ NİN İLK YILLARINDA İZMİT TE EĞİTİM M. Serhan YÜCEL* Taner BİLGİN** Giriş Milli Mücadelenin ardından 29 Ekim 1923 tarihinde gerçekleşen Anayasa değişikliği Ankara merkezli yeni bir devleti

Detaylı

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri

Yeni Göç Yasas Tecrübeleri Eflref Ar kan Bildiğiniz gibi Almanya aile birleşiminin gerçekleşmesi konusunda göç yasasında bazı değişiklikler yapmıştır. Bu değişiklikleri eleştirenler ve olumlu görenler bulunmaktadır. Ben göç yasasının

Detaylı

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ Neden M. EMİN SARAÇ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ M.Emin Saraç Anadolu İmam Hatip Lisesi, Arapça, İngilizce ve Rusça hazırlık sınıfı olan, Fen ve Sosyal Bilimler Lisesi Programı uygulayan Türkiye nin en seçkin

Detaylı

BAYBURT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

BAYBURT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM BAYBURT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Bayburt Üniversitesine bağlı olarak

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11 BİRİNCİ BÖLÜM İLK TÜRK DEVLETLERİNDE EĞİTİM 1.1. HUNLARDA EĞİTİM...19 1.2. GÖKTÜRKLERDE EĞİTİM...23 1.2.1. Eğitim Amaçlı Göktürk Belgeleri: Anıtlar...24 1.3. UYGURLARDA

Detaylı

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMEL İLKELERİ VE YASAL DAYANAKLARI Türk Eğitim Sisteminin Genel Amaçları Türk Eğitim Sisteminin genel amaçları 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu nda ifadesini bulmaktadır. Türk

Detaylı

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017 İktisat Tarihi I 5/6 Ocak 2017 I. Dünya Savaşı öncesinde merkezi devletin yıllık vergi gelirleri, imparatorluk ölçeğindeki toplam üretim ve gelirin % 11 ini aşıyordu İlk dış borçlar 1840 lı yıllarda Galata

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER 1 1789 da gerçekleşen Fransız İhtilali ile hürriyet, eşitlik, adalet, milliyetçilik gibi akımlar yayılmış ve tüm dünyayı etkilemiştir. İmparatorluklar yıkılmış, meşruti yönetimler kurulmaya başlamıştır.

Detaylı

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Neslihan Erkan İlan-ı Hürriyet II. Meşrutiyet, 1878 de askıya alınan Kanun-i Esasi nin yeniden yürürlüğe girmesiyle 23 Temmuz 1908 de başladı. Osmanlı coğrafyasında yeniden meşruti

Detaylı

KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİM, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİM, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİM, UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Kırklareli Üniversitesine bağlı

Detaylı

31/2000 TALİM VE TERBİYE DAİRESİ (KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI) YASASI

31/2000 TALİM VE TERBİYE DAİRESİ (KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI) YASASI Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi nin 24 Mayıs, 2000 tarihli birleşiminde kabul olunan Talim ve Terbiye Dairesi (Kuruluş Görev ve Çalışma Esasları) Yasası Anayasa nın 94(1) maddesi gereğince,

Detaylı

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası

AHMETLER İLKOKULU. Okul Binası AHMETLER İLKOKULU Ahmetler Köyü İlkokulu 1947 yılında köylüler tarafından imece yöntemiyle yapıldı. Bundan önce köy odasının alt katında hazırlanan yer, "Mektep" olarak kullanılıyordu. Mektep'te ilkokul

Detaylı

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN

EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN BAKİ SARISAKAL EĞİTİM EMEKÇİLERİ ÖRGÜTLENME TARİHİNDEN Muallimler Birliği Umumi Merkezi Reisi İzmir Mebusu Necati Bey Muallimler Birliği Müessislerinden Prag Sefiri

Detaylı

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı

Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı Cumhuriyetin Laik, Bilimsel Eğitim Anlayışı, Sapmalar ve Önlemler... Metin eklemek için tıklayın Mustafa Gazalcı mgazalci@gmail.com www.gazalci.org Cumhuriyetin Eğitim Devrimi:.Cumhuriyeti kuranlar için

Detaylı

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ

SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ SORU ve CEVAPLARLA 12 YILLIK (4+4+4) ZORUNLU EĞİTİM SİSTEMİ SORU 1: Bu yasal değişikliğe neden gerek duyuldu? CEVAP 1 Dünya genelindeki ortalama eğitim süresi 11-12 yıl veya daha üzerindedir. Türkiye de

Detaylı

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi. Orta Asya Türk tarihinde devlet, kağan adı verilen hükümdar tarafından yönetiliyordu. Hükümdarlar kağan unvanının yanı sıra han, hakan, şanyü, idikut gibi unvanları da kullanmışlardır. Kağan kut a göre

Detaylı

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Eylül 2017 Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci Aziz Ogan, 30 Aralık 1888 tarihinde Edremitli Hacı Halilzade Ahmed Bey'in oğlu olarak İstanbul'da dünyaya geldi. Kataloglama

Detaylı

Merkez Turgutreis İlköğretim Okulunun Tarihi Gelişimi

Merkez Turgutreis İlköğretim Okulunun Tarihi Gelişimi Merkez Turgutreis İlköğretim Okulunun Tarihi Gelişimi 1880 yıllarındaki kayıtlardan Bodrum da: birisi Çarşı Mahallesi nde, diğeri Tepecik Mahallesi nde olmak üzere iki medrese ve yine Çarşı Mahallesi nde

Detaylı

Milli Eğitim Bakanlığının Sosyal Bilimler Lisesi açmasının amaçları şu şekilde özetlenebilir:

Milli Eğitim Bakanlığının Sosyal Bilimler Lisesi açmasının amaçları şu şekilde özetlenebilir: SOSYAL BİLİMLER LİSELERİ HAKKINDA TÜM BİLGİLER Milli Eğitim Bakanlığı sosyal alanda iyi yetişmiş kültür alanına zenginlik ve ufuk kazandıracak elemanları yetiştirmek amacıyla Türkiye'de ilk kez 2003-2004

Detaylı

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen Yetiştirme Politikaları

EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen Yetiştirme Politikaları EYD 536 Öğretmen Eğitimi Yaklaşımları 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen Yetiştirme Politikaları Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu ali.gurbetoglu@izu.edu.tr 3. İlk Yenileşme Dönemi Sonrasında Öğretmen

Detaylı

M.E.B. Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmenlik-2

M.E.B. Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmenlik-2 Zorunlu yer değiştirme suretiyle atamalar MADDE 22 (1) Bu Yönetmelik hükümleri çerçevesinde eğitim kurumu müdürlerinden bulundukları eğitim kurumunda beş yıllık çalışma süresini tamamlayanların görev yerleri,

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİLLÎ EĞİTİM UZMANLIĞI SINAV KILAVUZU

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİLLÎ EĞİTİM UZMANLIĞI SINAV KILAVUZU T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI İNSAN KAYNAKLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MİLLÎ EĞİTİM UZMANLIĞI SINAV KILAVUZU 2015 İLGİLİ MEVZUAT 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri

Detaylı

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEKÖĞRETİM

MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEKÖĞRETİM MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE AYLIK KARŞILIĞI OKUTACAKLARI DERSLERE İLİŞKİN

Detaylı

YÜKSEK ÖĞRENİM VE DIŞİLİŞKİLER DAİRESİ YÜKSEK ÖĞRETİM MÜFETTİŞİ KADROSU HİZMET ŞEMASI

YÜKSEK ÖĞRENİM VE DIŞİLİŞKİLER DAİRESİ YÜKSEK ÖĞRETİM MÜFETTİŞİ KADROSU HİZMET ŞEMASI YÜKSEK ÖĞRETİM MÜFETTİŞİ KADROSU Kadro Adı Yüksek Öğretim Müfettişi Hizmet Sınıfı Eğitim Hizmetleri Sınıfı Derecesi I (İlk Atanma ve Yükselme Yeri) Kadro Sayısı 12 Maaş Barem 15-16 I. GÖREV YETKİ VE SORUMLULUKLARI:

Detaylı

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Ekim 2017 Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen Boğaziçi Üniversitesi Arşiv ve Dokümantasyon Merkezi nde bulunan, Haldun Özen tarafından bir araya getirilen Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu na

Detaylı

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ

GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ KURUMSAL TANITIM GELİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN TARİHİ GELİŞİMİ 1. Gelirler Genel Müdürlüğü'nün Tarihi Gelişimi Aşıkpaşazade Tarihi ne göre Osman Gazi Her kim pazarda satış yapıp para kazanırsa bunun iki

Detaylı

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders XIX. YÜZYIL ISLAHATLARI VE SEBEPLERİ 1-İmparatorluğu çöküntüden kurtarmak 2-Avrupa Devletlerinin, Osmanlı nın içişlerine karışmalarını

Detaylı

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI

DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI HOŞGELDİNİZ DÜNYADA DİN EĞİTİMİ UYGULAMALARI Prof. Dr. Mehmet Zeki AYDIN Marmara Üniversitesi EMAİL:mza@mehmetzekiaydin.com TEL:0506.3446620 Problem Türkiye de din eğitimi sorunu, yaygın olarak tartışılmakta

Detaylı

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun - 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun (Resmî Gazele ile neşir ve ilâm : 24/V/9S3 - Sayı : 2409) No. Kabul tarihi 23 - V -933 BÎRİNCİ MADDE İstatistik umum müdürlüğü; umum müdürlük, müşavirlik,

Detaylı

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12

Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Pazartesi, 29 Haziran :54 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :12 TÜRK EDEBİYATINDAN ŞİİRLER Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları Videosu Mehmet Akif Ersoy ve Çağdaş Bilim Mısraları MEHMET AKİF VE ÇAĞDAŞ BİLİM Bilim, hayat ve kainatın uyduğu kanunları araştırıp

Detaylı

Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir.

Kanun, üniversitelerin ülke sathına dengeli bir biçimde yayılmasını gözetir. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI T.C ANAYASASI'NIN İLGİLİ HÜKÜMLERİ (*) Kanun No.: 2709 Kabul Tarihi: 7.11.1982 Yükseköğretim kurumları ve üst kuruluşları 1. Yükseköğretim kurumları MADDE 130- Çağdaş eğitim-öğretim

Detaylı

DİN EĞİTİMİ - 4. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI.

DİN EĞİTİMİ - 4. Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI. DİN EĞİTİMİ - 4 Dr. Öğr. Ü. M. İsmail BAĞDATLI mismailbagdatli@yahoo.com Din Eğitiminin Temelleri İnsani Temel (antropolojik) Toplumsal Temel Evrensel Temel Felsefî Temel Hukukî Temel İnsani Temel (antropolojik):

Detaylı

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5

SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 SULTAN MEHMET REŞAT IN RUMELİ SEYAHATİ 5 BAKİ SARISAKAL SELANİK Selanik 26 Mayıs: Selanik Limanında Padişahın Gelişini Bekleyen Selanik Valisi İbrahim Bey ve Hükümet Erkânı Selanik Limanında Padişahı Bekleyen

Detaylı

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu

Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Türkisch Zürih Kantonunda İlköğretim Okulu Veliler için Bilgiler Januar 2008 / Türkisch 2 / 6 Zürih Kantonu İlköğretim Okulu Hedefler ve Hedefe Yönelik Görüşler Zürih kantonunda devlet ilköğretim okulu

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARAELMAS TÖMER) YÖNETMELİĞİ

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARAELMAS TÖMER) YÖNETMELİĞİ BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (KARAELMAS TÖMER) YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç * MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Bülent Ecevit

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

Amaç. Dayanak. Kapsam

Amaç. Dayanak. Kapsam MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE AYLIK KARŞILIĞI OKUTACAKLARI DERSLERE İLİŞKİN

Detaylı

Sınıf Sistemi Öğrencilerini Belirlemeye Yönelik İp Uçları. Sınıf Sistemi Tasdikname Girişi

Sınıf Sistemi Öğrencilerini Belirlemeye Yönelik İp Uçları. Sınıf Sistemi Tasdikname Girişi Sınıf Sistemi Öğrencilerini Belirlemeye Yönelik İp Uçları A) 1991-1992 Eğitim-Öğretim yılından önce okuyanlar sınıf sistemi öğrencisidir. B) Sınıf sisteminde Ek-2 belgesi düzenlenmektedir. C) Ek-2 Belgesi

Detaylı

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi Murat Çokgezen Prof. Dr. Marmara Üniversitesi 183 SORULAR 1. Ne zaman, nasıl, hangi olayların, okumaların, faktörlerin veya kişilerin tesiriyle ve nasıl bir süreçle liberal oldunuz? 2. Liberalleşmeniz

Detaylı

İmam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek

İmam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek İmam - hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kur'an kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek amacıyla dini eğitim veren hem mesleğe, hem de yüksek öğrenime

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

Konya Vilayeti Sancak Merkezlerinde Eğitim Veren Darülmualliminler

Konya Vilayeti Sancak Merkezlerinde Eğitim Veren Darülmualliminler TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 665 Konya Vilayeti Sancak Merkezlerinde Eğitim Veren Darülmualliminler Darulmuallimin In The Sanjak Centers Of Konya Provincial Seyit TAŞER * ÖZET Osmanlı Devleti nde öğretmen

Detaylı

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ DESTEK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE AYDA BİR ÇIKARILIR. İlk Çıkış Tarihi: 09/01/1939

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ DESTEK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE AYDA BİR ÇIKARILIR. İlk Çıkış Tarihi: 09/01/1939 T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI TEBLİĞLER DERGİSİ DESTEK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜNCE AYDA BİR ÇIKARILIR İlk Çıkış Tarihi: 09/01/1939 CİLT: 80 SAYI: 2712-2723 2017 YILI 80. CİLDİN FİHRİSTİ Konusu Çıkış Yeri

Detaylı

Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi A Blok, Pedagojik Formasyon Birimi, ELAZIĞ. Tlf: 0-424-2370000/4928

Fırat Üniversitesi Eğitim Fakültesi A Blok, Pedagojik Formasyon Birimi, ELAZIĞ. Tlf: 0-424-2370000/4928 D U Y U R U ÜNİVERSİTELERİN ÖĞRETMENLİĞE KAYNAK OLUŞTURAN BÖLÜMLERİNİN SON SINIF ÖĞRENCİLERİ İLE MEZUNLAR İÇİN 2015-2016 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİNDE BAŞLATILACAK PEDAGOJİK FORMASYON EĞİTİMİ SERTİFİKA

Detaylı

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ YÜKSEKÖĞRETİME HAZIRLIK SINIFLARI ÖĞRETİM VE SINAV YÖNETMELİĞİ

GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ YÜKSEKÖĞRETİME HAZIRLIK SINIFLARI ÖĞRETİM VE SINAV YÖNETMELİĞİ Resmi Gazete Tarihi: 24.07.2010 Resmi Gazete Sayısı: 27651 GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ YÜKSEKÖĞRETİME HAZIRLIK SINIFLARI ÖĞRETİM VE SINAV YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE

Detaylı

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı.

olduğunu fark etti. Takdir ettiği öğretmenleri gibi hatta onlardan bile iyi bir öğretmen olacaktı. MUSA TAKCI KİMDİR? İyi bir öğretmen, koruyucu bir ağabey, saygılı bir evlat, şefkatli bir baba, merhametli bir eş, çok aranan bir kardeş, güçlü bir şair, disiplinli bir yazar, hayırlı bir insan, güzel

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi

EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi 80 EK-2: İnşaat Mühendisliği Öğrenci Anketi Sayın İnşaat Mühendisi Adayı, İnşaat Mühendisliği Eğitimi Kurulu, İMO 40. Dönem Çalışma Programı çerçevesinde İMO Yönetim Kurulu nca İnşaat Mühendisliği Eğitimi

Detaylı

İÇİNDEKİLER. Büyüme Romanı (Bildungsroman) Kavramı Etrafında Aşk-ı Memnu ve Roman Kişisi Nihal

İÇİNDEKİLER. Büyüme Romanı (Bildungsroman) Kavramı Etrafında Aşk-ı Memnu ve Roman Kişisi Nihal MİLLÎ EĞİTİM EĞİTİM-KÜLTÜR-SANAT 3 AYDA BİR YAYINLANIR BAHAR 2004 Sayı:162 ISSN 1302-5600 Milli Eğitim Bakanlığı Adına Sahibi Yayımlar Dairesi Başkan V. Şadi KESKİN Yazı İşleri Müdürü Ali KARAÇALI Süreli

Detaylı

GİRNE ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

GİRNE ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ GİRNE ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK TEŞKİLAT VE İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ Amaç Madde 1 Bu yönetmeliğin amacı Girne Üniversitesi akademik birimlerin teşkilatlanması, işleyiş, görev, yetki ve sorumluluklarıyla, ilgili

Detaylı

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Necip Fazıl ın Yaşamındaki Düşünce Labirentleri - Genç Gelişim Kişisel Gelişim Yusuf Yeşilkaya www.yusufyesilkaya.com yusufyesilkaya@gmail.com 26 Mayıs 1904 tarihinde İstanbul Çemberlitaş ta dünyaya gelen Necip Fazıl, hem kültürlü hem de varlıklı bir ailenin çocuğudur. Dört-beş yaşında

Detaylı

NECİP FAZIL KISAKÜREK

NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK NECİP FAZIL KISAKÜREK kimdir? Necip fazıl kısakürekin ailesi ve çocukluk yılları. 1934e kadar yaşamı 1934-1943 yılları hayatı Büyük doğu cemiyeti 1960tan sonra yaşamı Siyasi fikirleri

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

Yayımlandığı Tebliğler Dergisi Tarih:Mayis2006 Sayı:2584

Yayımlandığı Tebliğler Dergisi Tarih:Mayis2006 Sayı:2584 MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞINA BAĞLI EĞİTİM KURUMLARINA ÖĞRETMEN OLARAK ATANACAKLARIN ATAMALARINA ESAS OLAN ALANLAR İLE MEZUN OLDUKLARI YÜKSEK ÖĞRETİM PROGRAMLARI VE AYLIK KARŞILIĞI OKUTACAKLARI DERSLERE İLİŞKİN

Detaylı

ALAN YOK / ALAN SEÇMELİ SINIF SİSTEMİ TASDİKNAME GİRİŞİ Açık Öğretim Lisesi

ALAN YOK / ALAN SEÇMELİ SINIF SİSTEMİ TASDİKNAME GİRİŞİ Açık Öğretim Lisesi 1 Alan Yok / Alan Seçmeli Sınıf Sistemi Tasdikname Girişi Öğrenci numarası girildikten sonra Listele butonuna basılır. Öğrenci numarası, ad soyadı ve dosya bilgileri kontrol edilmeli, eğer öğrenci no ve

Detaylı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( ) (1874-1931) Servet-i Fünun akımının önemli romancılarından biri olan Mehmet Rauf, 1875 de İstanbul da doğdu. Babası Hacı Ahmet Efendi, bir sağlık kurumunda çalışan bir memurdu. Önce Balat ta ki Defterdar

Detaylı

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI TANIM Çalıştığı kurumun tanınmasını, çalışmalarına karşı insanlarda olumlu izlenimler uyandırmasını, çevresiyle iyi ilişkiler kurmasını ve saygınlığını artırmasını sağlamak

Detaylı

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU 1 2 Atatürk e göre; «Sanat güzelliğin ifadesidir. Bu ifade sözle olursa şiir, nağme ile olursa musiki, resim ile olursa ressamlık, oyma ile olursa heykeltıraşlık, bina ile olursa mimarlık olur.» «Efendiler!

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. 1995-2008 2008-2014 Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

ÖZGEÇMİŞ. 1995-2008 2008-2014 Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014 ÖZGEÇMİŞ 1.Adı Soyadı : MUZAFFER TEPEKAYA 2.Doğum Tarihi : 20.10.1962 3.Unvanı : Prof. Dr. / Tarih Bölümü 4. e-mail : muzaffer.tepekaya@cbu.edu.tr Öğrenim Hayatı: Derece Alan Üniversite Lisans Tarih Selçuk

Detaylı

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ İÜ Hukuk Fakültesi Hukuk Tarihi Anabilim Dalı Başkanı ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla Gözden geçirilmiş ve genişletilmiş yeni baskı İÇİNDEKİLER

Detaylı

28/4/2014 TARİHİNDE YAPILAN KURUM İDARİ KURULU TOPLANTISINA DAİR GÖRÜŞ RAPORU

28/4/2014 TARİHİNDE YAPILAN KURUM İDARİ KURULU TOPLANTISINA DAİR GÖRÜŞ RAPORU 28/4/2014 TARİHİNDE YAPILAN KURUM İDARİ KURULU TOPLANTISINA DAİR GÖRÜŞ RAPORU Konu 1-31/8/2013 tarihli ve 28-751 sayılı Resmî Gazete de yayımlanan değişiklik yönetmeliğiyle Kamu Kurum ve Kuruluşlarında

Detaylı

Köy Enstitülerinin yerine açılan İmam Hatip okullarından elli yıldır bir tek yazar, şair çıkmadı.

Köy Enstitülerinin yerine açılan İmam Hatip okullarından elli yıldır bir tek yazar, şair çıkmadı. Köy Enstitülerinin yerine açılan İmam Hatip okullarından elli yıldır bir tek yazar, şair çıkmadı. Fakir Baykurt tan Unutulmaz Köy Enstitüleri Fakir Baykurt, Türk edebiyatının tartışmasız öncülerinden biri.

Detaylı

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ Kendinizden biraz bahseder misiniz? -1969 yılında Elazığ'da dünyaya geldim. İlk orta ve liseyi orada okudum. Daha sonra üniversiteyi Van 100.yıl Üniversitesi'nde okudum. Liseyi

Detaylı

10.HAFTA Ulusal sağlık politikaları

10.HAFTA Ulusal sağlık politikaları 10.HAFTA Ulusal sağlık politikaları Birinci dönem: 1920-1961 İkinci dönem: 1961-1990 Üçüncü dönem: 1990-günümüz 2 Sağlık hizmetlerinin devletin temel görevlerinden biri olarak ele alınması 23 Nisan 1920

Detaylı

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ

PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ PROF. DR. CENGİZ ALYILMAZ Adı ve Soyadı : Cengiz ALYILMAZ : Prof. Dr. Bölüm/ Anabilim Dalı : Türkçe Eğitimi Bölümü Doğum Tarihi : 11.4.1966 Doğum Yeri : Kars Çalışma Konusu : Eski Türk Dili, Türkçe Eğitimi,

Detaylı

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ

SUAT YILMAZ OKUL MÜDÜRÜ Okulumuz 2012-2013 yılında Kevenli İmam Hatip Lisesi olarak Eğitim Öğretime başlamış ancak 2014 yılında yapılan teklifle Said Nursi Anadolu İmam-Hatip Lisesi olarak isim değişikliği yapılmıştır.okulumuz

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı YENİLEŞME DÖNEMİ TÜRK EDEBİYATI Kazanımlar Osmanlı

Detaylı