BİYOLOJİ BÖLÜMÜ ÇEVRESEL RADYOAKTİVİTE İZLEME YÖNTEMLERİ DERS NOTLARI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BİYOLOJİ BÖLÜMÜ ÇEVRESEL RADYOAKTİVİTE İZLEME YÖNTEMLERİ DERS NOTLARI"

Transkript

1 1 BİYOLOJİ BÖLÜMÜ ÇEVRESEL RADYOAKTİVİTE İZLEME YÖNTEMLERİ DERS NOTLARI Doç.Dr. Murat Belivermiş

2 2 ÇEVRESEL RADYOAKTİVİTE Doğal Radyoaktivite Doğal radyoaktivite İnsanların maruz kaldığı radyasyonun %79 unun 222 Rn ve 40 K gibi doğal radyonüklidlerden, %19 unun medikal uygulamalardan ve geriye kalan %2 sinin ise nükleer silah denemeleri ve nükleer endüstriden kaynaklandığı tahmin edilmektedir (Wild, 1993; UNSCEAR, 2000). Toprakta bulunan radyoaktif izotoplar, özellikle gama ışınları ile dış ışınlama yoluyla ve 222 Rn gibi topraktan havaya karışan radyoaktif gazların solunması ile iç ışınlama yoluyla insanları belirli bir miktar radyasyona maruz bırakmaktadır. Topraktaki radyoaktivite nedeniyle maruz kalınan doğal radyoaktivitenin büyük bir kısmını 232 Th ve 238 U bozunma zincirlerinde bulunan radyonüklidler ile birlikte doğada bol miktarda bulunan 40 K oluşturmaktadır (UNSCEAR, 2000; Yang ve diğ., 2005; Ramzaev ve diğ., 2006). Toprakta bulunan toryum ve uranyum serisindeki radyonüklidler ile 40 K topraktan gelen doğal radyasyonu oluştururken, kozmik ışınlar ve onların atmosferdeki stabil atomlarla reaksiyonu sonucu oluşan 7 Be, 14 C, 3 H ve 22 Na gibi kozmojenik radyonüklidler ise kozmik radyasyonu oluşturmaktadır. 238 U ile başlayan bozunma serisi 8 adet α, 6 adet β radyasyonu yayan radyonüklid oluşturarak 14 basamak sonunda stabil kurşun ile sonlanmaktadır. α ve β partiküllerine γ ışınları eşlik etmektedir. Bu seride bulunan radyoekoloji açısından önemli bazı radyonüklidler 226 Ra, 222 Rn, 210 Pb ve 210 Po dur. 232 Th ile başlayan bozunma serisi ise 10 basamakta α, β ve γ radyasyonları yayan radyonüklidleri oluşturarak stabil kurşun atomunda son bulmaktadır. Toryum serisinde bulunan ve γ ışını yayması nedeniyle 8 topraktan gelen gama radyasyonunda önemli yer tutan bazı radyonüklidler ise 228 Ac, 212 Pb ve 208 Tl dir. Uranyum ve toryum serilerinde bulunan tüm elementler, µs mertebesinden milyonlarca yıl mertebesine kadar değişen farklı uzunlukta fiziksel yarı- ömürlere sahiptirler. Uranyum ve toryum serisinde bulunan radyonüklidler toprakta ve toprağın altındaki ana kayalarda radyoaktif denge halinde bulunmaktadır. Özellikle granit ve volkanik yapıdaki kayaçlarda bu radyonüklidler bolca bulunmaktadır (Merdanoğlu ve Altınsoy, 2006). Yer kabuğu üzerindeki topraklar farklı kaya tiplerinden oluştuğundan, toprakta bulunan doğal radyonüklid konsantrasyonları bölgeden bölgeye değişebilmektedir. Buna örnek olarak, Türkiye de Kestanbol yöresinde (Çanakkale) toprakta bulunan uranyum ve toryum serisi radyonüklid miktarlarının dünya ortalamasından yaklaşık 10 kat fazla olması gösterilebilir (Merdanoğlu ve Altınsoy, 2006). Buna karşın, Marmara Bölgesi toprağında uranyum ve toryum serisi ile birlikte 40 K radyonüklidinin konsantrasyonları dünya ortalama değerlerine çok yakın bulunmuştur (Kılıç ve diğ., 2008; Belivermiş ve diğ., 2008, 2009). K elementi bitkiler tarafından kullanılan ve yumuşak dokularda biriken bir elementtir. Dolayısıyla radyoaktif potasyum da aynı yolu izlemektedir. Potasyuma benzer özellikleri dolayısıyla potasyumun besinsel analoğu olan sezyum (Cs) elementinin stabil ve radyoaktif izotopları bitkiler tarafından potasyumun yerine alınabilmekte ve metabolik olaylarda kullanılabilmektedir. Bu nedenle biyolojik yarı-ömrü organizmalar arasında farklılık göstermekle birlikte, genel olarak uzundur. Buna karşın, uranyum ve toryum serisinde bulunan 228 Ac, 210 Pb, 212 Pb ve 208 Tl gibi bazı radyonüklidler; Ac, Pb ve Tl bitkiler tarafından gereksinim duyulan elementler olmadıklarından karayosunu ve likenlerde biyolojik yarı ömürleri potasyum ve sezyuma göre oldukça kısadır. Toprakta 40 K aktivitesi çoğu zaman uranyum ve

3 3 toryum serisi radyonüklidlerin aktivitelerinden daha fazladır (UNSCEAR, 2000; Belivermiş ve diğ., 2008; Kılıç ve diğ., 2008). Ayrıca, 40 K canlılarda fazla bulunurken uranyum ve toryum serisi radyonüklidler cansız örneklerde canlılara göre çok daha fazla bulunmaktadır (UNSCEAR, 2000). Doğal radyonüklidler, yapay radyonüklidlere oranla karasal ve denizel ortamlarda daha homojen olarak dağılmıştır. Bununla beraber, fosil yakıt kullanan termoelektrik güç santralleri, fosfatlı gübre kullanımı ve madencilikten atmosfere yayılan doğal radyonüklidler topraktaki ve bitkilerdeki doğal radyonüklid miktarını artırmaktadır (McCartney ve diğ., 2000). U ve Th serilerindeki radyonüklidlerin ve 40 K nin ana kaynağı toprağı oluşturan ana kayalardır (UNSCEAR, 2000). Ana kayalarda bulunan bu radyonüklidler, madencilik faaliyetleri için yerin altındaki Cu ve Zn gibi elementlerin ve linyit kömür cevherlerinin yeryüzüne çıkarılması ve bunların işlenmesi sırasında atmosfere yayılmaktadır. Özellikle yakıt olarak kömür kullanan enerji santrallerinden atmosfere yayılan uçucu küller toprağa çökmekte ve bu uçucu küller toprakta ve bitkilerde 14 C ve 40 K radyonüklidleri ile birlikte Th ve U serilerinde yer alan doğal radyonüklidlerin miktarını artırmaktadır (UNSCEAR, 2000). Radyotoksisitesi çok yüksek olan 210 Po (Polonyum-210) radyonüklidi de uranyum serisinde bulunur ve kömür gibi fosil yakıtların yakılması sonucu baca gazları ile ve uçucu partiküllerle atmosfere ve çevrenin tüm kompartımanlarına yayılır. Kömür santrallerinin bu şekilde çevrelerine yaydığı radyonüklidlerin biyomonitoringi, liken ve karayosunları kullanılarak yaygın bir şekilde yapılmaktadır (Delfanti ve diğ., 1999; Uğur ve diğ., 2003). Sedimanter nitelikli fosfat yataklarında uranyum bolca bulunduğundan fosfat madenlerinin işletilmesi sırasında da, radyoaktif uranyum çevreye yayılmaktadır. Yapay Radyoaktivite Çevremizdeki yapay radyonüklidlerin kaynağı; 1945 yılında başlayan nükleer silah denemeleri ve Çernobil ve Fukushima kazası gibi nükleer santral kazalarıdır. Bu faaliyetler sonucu 241 Am, 144 Ce, 134 Cs, 137 Cs, 95 Nb, 103 Ru, 125 Sb, 90 Sr, Pu gibi fisyon ve nötron aktivasyon ürünü yapay radyonüklidler küresel ölçekte yayılmıştır. Yapay radyonüklidlerin en önemlilerinden biri olan 137 Cs, nükleer endüstri sonucunda çevreye yayılmış olan fisyon ürünü bir radyonükliddir. Potasyuma benzer kimyasal özellikleri, nispeten uzun fiziksel yarı ömrü (30.14 yıl) ve suda çözünen yapısı nedeniyle önemli bir yapay radyonükliddir. Yaydığı beta partikülü ve gama ışını (661.6 kev) nedeniyle iç ve dış ışınlamaya yol açmaktadır. Potasyumun besinsel analoğu olması nedeniyle özellikle potasyum bakımından zayıf topraklarda bitkiler sezyumu bünyelerine alıp potasyum yerine kullanabilmektedir yılında Batı Anadolu da toplanan likenlerde radyoaktivite ölçümü yapılmış ve Çernobil kaynaklı 144Ce, 134Cs, 137 Cs, 95 Nb, 103 Ru, 125 Sb radyonüklidleri ölçülebilir 10 değerlerde bulunmuş, en yüksek konsantrasyon 137 Cs için bulunmuştur (Akçay ve Kesercioğlu, 1990). Papastefanou ve diğ. (1989) de Yunanistan için benzer sonuçlar bulmuştur. Bununla birlikte, 137Cs nin dışında kalan radyonüklidlerin aktiviteleri, fiziksel yarı-ömürleri nispeten kısa olduğundan 1-2 yıl içinde örneklerde ölçülemeyecek düzeye kadar azalmıştır. 137 Cs ise yıllık fiziksel yarı-ömrü ve canlılarda kullanılabilmesi nedeniyle ülkemizin her bölgesinde toprakta ve bitkilerde sayılabilir düzeyde bulunmaktadır (Topcuoğlu ve diğ., 1992, 1993, 2003a; Kılıç ve diğ., 2008; Belivermiş ve diğ., 2008). İlki 1945 de gerçekleştirilen ve en yoğun dönemi 1960 lı yıllarda yaşanan nükleer silah denemeleri ve Çernobil nükleer reaktör kazası gibi nükleer kazalar sonucu atmosfere yayılan 137 Cs, toprakta ve bitkilerde birikmiştir (Lee ve Lee, 1997). 26 Nisan 1986 tarihinde meydana gelen Çernobil nükleer santral kazası nedeniyle MCi fisyon ürününün çevreye yayıldığı bildirilmiştir. (IAEA, 1986). Çevreye yayılan bu fisyon ürünleri 30 Nisan 1986 tarihinde Türkiye nin Batı ve Kuzey bölgelerine

4 4 ulaşmıştır. Ortalama 2000 mm/yıllık yağış miktarıyla Türkiye nin en fazla yağış alan bölgesi olan Doğu Karadeniz Bölgesi fisyon ve nötron aktivasyon ürünü radyonüklidlerin en fazla biriktiği bölge olmuştur (Topcuoğlu ve diğ., 1992). Çernobil nükleer santral kazasının oluşturduğu serpinti radyonüklidlerinin herhangi bir bölgedeki birikimi, özellikle kazayı izleyen birkaç ay içindeki meteorolojik koşullara ve coğrafik konuma bağlı olarak değişmiştir (Al-Masri, 2006). Nükleer bomba denemeleri en yoğun olarak 1958 ila 1963 yılları arasında gerçekleştirilmiş, dünyada en çok 40 ila 50 kuzey enlemleri arasında serpintiye (fallout) neden olmuştur (Renaud ve Louvat, 2004; UNSCEAR, 2000). Nükleer denemelerin çok büyük bir kısmı kuzey yarım kürede gerçekleştirildiği için oluşturdukları serpinti radyonüklidleri kuzey yarım kürede güney yarım küreye oranla daha fazla birikmiştir yılına kadar gerçekleştirilen nükleer bomba denemelerinin 383 ü kuzey yarım kürede yapılırken sadece 36 sı güney yarım kürede yapılmıştır (Carter ve Moghissi, 1977). Bununla birlikte, özellikle atmosferde yapılmış olan denemeler sonucunda radyoaktif serpinti stratosfere kadar ulaşmıştır. Stratosfere ulaşan serpintinin troposferde kalana oranla kuzey yarım küreye çok daha fazla yayıldığı bilinmektedir (Wicker and Schultz, 1982). Nükleer faaliyetler sonucunda atmosfere dağılan yapay radyonüklidler kuru ve nemli olarak iki şekilde yeryüzüne ulaşmaktadır. Kuru birikim, radyonüklidin tutunduğu partikülün ağırlığına bağlı olarak yer çekimi yoluyla olurken, nemli birikim havada serbest veya partiküllere bağlı olarak asılı halde bulunan radyonüklidlerin, yağmur ve kar gibi yağışlarla yıkanarak yeryüzüne ulaşması yoluyla olmaktadır. Nükleer faaliyetler sonucu atmosfere yayılan yapay radyonüklidlerin, fiziksel ve biyolojik yarıömürlerinin uzunluğu, canlılar tarafından kullanılabilir olması, eriyebilirliği ve atom ağırlığı gibi özellikleri o radyonüklidin besin zincirinin üst basamaklarına ulaşma derecesi bakımından önemlidir (Price, 1991; Almgren ve Isaksson, 2006). Radyoaktif serpinti (fall-out) sonucunda toprakta biriken 137 Cs miktarı o bölgenin yağış miktarıyla lineer bir ilişki içerisindedir (Blagoeva ve Zikovsky, 1995; Kim ve diğ., 1998). Dolayısıyla, dünyanın çeşitli bölgelerinde bu radyonüklidin birikim oranı o bölgedeki meteorolojik ve topoğrafik koşullarla yakından ilgilidir. Bugüne kadar yapılan çalışmalarda 1960 lı yıllardan beri var olan radyoaktif serpintinin yıllık ortalama yağış miktarı ile lineer bir ilişki içerisinde yer yüzeyinde biriktiği gösterilmiştir (Lee ve Lee, 1997; Belivermiş ve diğ., 2008). Karasal ortamda atmosferik fallout sonucu oluşan yapay radyonüklidlerin kontaminasyonu, coğrafi lokasyona göre değişmektedir ve genellikle enlem derecesi arttıkça (Blagoeva ve Zikovsky, 1995), serpinti radyonüklidlerinin biyotadaki konsantrasyonları artmaktadır. Bu yüzden, örneğin alındığı lokalite, içerdiği serpinti radyonüklidi miktarını doğrudan etkilemektedir. Bununla beraber, Çernobil nükleer reaktör kazası gibi reaktör kazaları sonucu oluşan serpinti, nükleer silah denemeleri sonucunda oluşan serpintiye kıyasla daha yereldir ve meteorolojik koşullara daha fazla bağlıdır. Bunun nedeni, serpinti bulutunun meteorolojik olayların meydana geldiği troposfer tabakası içinde kalmış olmasıdır. BİYOLOJİK İZLEME Biyolojik izleme (biyomonitoring) genel olarak; biyosferin belirli değişkenleri hakkında bilgi elde etmek amacıyla organizma veya organizma parçalarının kullanılmasıdır. Biyolojik izleme çalışmalarında kullanılan organizmalara biyoindikatör (biyomonitor) denilmektedir. Bazı bitkiler yetiştikleri toprağın kirliliğini gösterebilmektedir. Bazı organizmalar ise atmosferin özelliklerine

5 5 doğrudan yanıtlar verebilmektedir. Bu özelliklere sahip olan bitkiler doğal ortamlarda atmosferik kirleticilerin ve bu kirleticilerin kimyasal kompozisyonlarının iyi birer göstergesi olabilmektedirler. İyi bir karasal biyoindikatör organizmada olması gereken özellikler şunlardır: Biyoindikatör organizmalar, kirliliğe dayanıklı olmalı, arazide sürekli ve yaygın olarak bulunmalı, örneklenmesi kolay olmalı, toplanması ve işlenmesi pahalı donanımlar gerektirmemelidir Çalışılan bölgede yaygın olarak bulunmalıdır, Tüm iklimlerde bulunabilmeli ve morfolojisi yıl boyunca fazla değişmemelidir, Kirleticilerin belirli miktarlarına dayanıklı olmalıdır, Dokularındaki kirletici miktarı belirli bir zamandaki birikimin ortalamasını yansıtmalıdır, Araziden toplanması ve sayıma hazırlanması kolay ve ucuz olmalıdır, Hava kirliliği ile ilgili bir çalışma ve direkt olarak atmosferden gelen kirleticilerin monitoringi yapılıyorsa atmosferden gelen kirleticileri iyi biriktiren karayosunu ve likenler gibi organizmalar, toprağın monitoringi yapılıyorsa topraktan beslenen organizmalar biyoindikatör olarak kullanılmalıdır. Karayosunu ve likenler tüm besinsel ihtiyaçlarını atmosferden gelen nemli ve kuru partiküllerin emilimi yoluyla karşılamaktadır. Otsu bitkilerde ve yüksek bitkilerde olduğu gibi toprağa gelişmiş bir kökle bağlı değillerdir. Özellikle karayosunlarının yüzey/hacim oranı otsu bitkilere oranla yaklaşık 10 kat daha fazladır (Mishev ve diğ., 1996). Likenler ise çok yavaş büyümeleri nedeniyle atmosferik radyonüklid kirliliğinin uzun vadeli kontrolünde çok kullanışlı organizmalardır. Bir bölgede çeşitli liken türlerinin bolca bulunması o bölgenin havasının temiz olduğunun SO 2 gibi kirletici gazların fazla olmadığının göstergesidir. Bu özellikleri, karayosunları ve likenlerin atmosferik radyonüklid kirliliğinin belirlenmesi çalışmalarında günümüzde yaygın bir şekilde kullanılan biyoindikatör organizmalar olmalarını sağlamıştır. Biyomonitör olarak çimenlerin, ağaç kabuk ve dallarının, mantarların, eğrelti otu vb. organizmaların kullanıldığı çalışmalarda radyonüklidlerin atomosferik alımından daha çok topraktan alımı söz konusu olduğundan bulunan değerler atmosferik birikimi yansıtmamaktadır (Sloof, 1998). Endüstri ve şehirleşme kaynaklı metalik atıkların atmosfere salıverildiğ bölgelerde karayosunları ve likenlerin yüksek bitkilere oranla daha fazla metal biriktirdiği gösterilmiştir. KARASAL BİYOİNDİKATÖRLER Karayosunu Karayosunları, ciğer yosunları ve boynuzlu yosunları da kapsayan Bryophyta sınıfına dahil olan, iletim demetleri (ksilem ve floem dokuları) olmayan, dolayısıyla suyu ve çözünmüş organik maddeleri doğrudan tallerinde biriktiren bitkilerdir. Çok hücreli ve fotosentetik bitkilerdir. Karayosunlarının gerçek kökleri, yaprak, gövde, çiçek ve tohumları yoktur. Kök yerine bir ya da çok hücreden oluşan rizoidler (köksü yapılar) bulunur. İletim demetleri olmadığı için nemli ve suya yakın yerlerde yaşamaktadırlar. Karayosunlarının, türü, 700 cinsi ve familyası bilinmektedir. Hypnum

6 6 cupressiforme türünde olduğu gibi karayosununun birçok türünde sadece bir hücre tabakasından oluşabilecek incelikte tüyler bulunmaktadır. Bu yüzden yüzey/hacim oranı çok fazladır. Karayosunlarının toprak erozyonunu önlediği, suyu ve besinsel elementleri tuttuğu bilinmektedir. Liken Likenler radyoaktif kirliliğin nitel ve nicel olarak değerlendirilmesinde kullanılan biyoindikatör organizmalardır. Alg ve mantarların bir araya gelerek meydana getirdikleri morfolojik ve fizyolojik birlikteliklerdir (Brauner, 1946; Tyler, 1989). Morfoloji bakımından kendilerini oluşturan alg ve mantarlardan tamamen farklı bir yapıdadırlar. Buna rağmen, alg ve mantar kısımları genellikle ayırt edilebilmektedir. Telsi yapıda fungiye genellikle fotosentetik yeşil alg ya da bir siyanobakterinin eşlik etmesiyle oluşmaktadırlar. Genellikle bu biyolojik yapının %90 ını fungal ortak oluşturmaktadır (Tyler, 1989). Fungal ortak, ortamdaki su ve suda çözünmüş maddeleri alg kısmına kazandırırken, alg fotosentez yoluyla sentezlediği organik maddeleri ve oksijeni fungal ortağa vermektedir (Ahmadjian, 1973; Tyler, 1989). Likenlerin yapısına katılan mantarlar, çoğunlukla Ascomycetes, ender olarak da Basidiomycetes sınıfına dahil olan heterotrof organizmalardır. Bunların çoğu algal ortak olmadan gelişemez. Bunun tersine, alg türlerinin çoğu, mantar kısmı (mycobiont) olmadan gelişimini sürdürebilmektedir (Tyler, 1989). Likenin yapısındaki algler ise genellikle Chlorophyceae (yeşil algler), nadir olarak da Cyanophyceae (mavi-yeşil algler) sınıfına dahil olan ototrof organizmalardır (Tyler, 1989). Yüksek bitkilerin aksine likenlerin kökleri, stomaları veya iyi gelişmiş kutikulaları yoktur. Likenler, kuru ve nemli birikimle gelen özellikle katyonları bünyesine alır (Kershaw, 1985; Nash, 1996). Likendeki radyonüklid konsantrasyonu, uzun zaman içinde kuru ve nemli olarak atmosferden gelerek biriken radyonüklid miktarının ortalamasıdır. Likenler genellikle çok yavaş büyürler ve uzun ömürlüdürler. 10 yıl ila yüzlerce yıl arasında yaşamaktadırlar (Hale, 1974). Özellikle çok genç ve çok yaşlı olduklarında 6 daha yavaş büyümektedirler. Yıllık büyüme miktarı liken türüne göre 0.5 mm ila 50 mm arasında değişmektedir. DENİZEL BİYOİNDİKATÖRLER Karasal biyoindikatörlere benzer şekilde denizel biyoindikatörler de çalışılan radyonüklidi (ağır metal,vb. kimyasal kirleticiler) yüksek miktarda biriktirmeli, bu kirleticilerin yüksek konsantrasyonlarına dayanıklı olmalı, saha şartlarında bulunması ve toplanması kolay olmalı ve tercihen belirli bir bölgede yerleşik (sesil, sedentary) yaşamalıdır. Midye, istiridye, deniz kestanesi gibi türler belirli bir bölgede yaşadıklarından o bölgede bulunan deniz suyunun özelliklerini radyoaktif kirletici miktarlarını iyi yansıtan biyoindikatörlerdir. Yüksek miktarda deniz suyunu süzerek bu sudaki mikroskobik fitoplanktonla beslenirler. Bu nedenle hem besinlerinde bulunan hem de suda bulunan kirleticileri vücutları içerisine alarak dokularında biriktirirler.

7 7 Eğer kirleticileri yüksek miktarda biriktiriyorsa bentik (dipte yaşamayan) olmayan ve belirli bir bölgede sabit yaşamayan türler de biyoindikatör olarak kullanılabilmektedir. Örneğin bazı sefalopod türleri (mürekkep balığı vb.) metalleri aynı yerde yaşayan diğer türlere göre yüksek miktarda biriktirdiğinden metal biyoindikatörü olarak kullanılabilir. Midyeler Midyeler yaşadıkları ortamdaki radyonüklidleri vücutlarında biriktirme yeteneğine sahip olmalarına karşın, çok sınırlı hareket edebildiklerinden bu radyonüklidleri elimine etme yeteneği bulunmayan organizmalardır. Midyelerin radyoaktif kirliliği yansıtan iyi indikatör organizmalar olmasının başlıca nedenleri; yüksek miktarda su filtre etmeleri (3-5 cm boyutundaki bir M. galloprovincialis günde litre deniz suyunu süzmektedir) (Angelo ve diğ., 2007), suda bulunan fitoplankton ve partiküler materyali yiyerek beslenmeleri ve belirli bir bölgede sabit bir şekilde yaşamalarıdır (El-Sikaily, 2004; Topçuoğlu, 2005a). Midyelerde radyonüklidler, biyolojik ve fizyolojik olaylarla hem sudan hem de beslenme yoluyla aldıkları organik materyalden dolayı sert ve yumuşak dokularda birikmektedir. Böylece midyeler denizel kirleticilerin izlenmesi için sıklıkla kullanılan organizmalar olmuşlardır. Sediment İNORGANİK İNDİKATÖRLER Sediment, denizel ortamın önemli bir komponenti olup kimyasal ve fiziksel işlemler ile taşların ve/veya organik materyallerin küçük parçalara ayrılması sonucu oluşmakta ve daha sonra suyun hareketi ile dibe çökerek birikmektedir (Hoda ve diğ., 2010). Sediment coğrafik alan içerisinde kirleticilerin birikimi ve taşınmasında önemli bir rol oynamaktadır. Sedimentlerin deniz canlıları için besleyici ve toksik maddelerin bir toplanma alanı olduğu belirtilmiştir (Long ve diğ., 1996; Fichet ve diğ., 1998). Ayrıca denizde yaşayan tüm organizmaların ölüleri, çeşitli atıkları ve dışkıları ile birlikte atmosferden yerçekimi etkisiyle deniz yüzeyine çökelen canlı ve cansız maddeler deniz dibine doğru çökelmekte ve sedimentin organik madde içeriğinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Kirletilmiş çevrelerde balık ve midyeler tarafından alınan birçok radyonüklid ve kimyasal kirletici besin zinciri boyunca insana kadar taşınabilmektedir. Dolayısıyla sediment yaygın besin ağı boyunca radyonüklid ve kimyasalların taşınmasında başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir (Malins ve diğ., 1984; Misitano ve diğ., 1994). Böylece, toksik maddelerin dağılımı ve transferindeki durumun genel olarak anlaşılmasında sediment analizi oldukça önemlidir. Denizel sedimentteki 137 Cs konsantrasyonu sedimentin partikül büyüklüğü, mineral kompozisyonu ve organik madde içeriğine bağlı olarak değişmektedir. 137 Cs toprakta olduğu gibi katyon değişim kapasitesinin yüksek olduğu sedimentlere daha fazla bağlanabilmektedir. Sedimentlerdeki organik madde ve 137 Cs arasındaki anlamlı ilişki yapılan çalışmalarda belirtilmiştir (Templeton ve Preston, 1966; Miettinen ve Lax, 1980). Denizel sedimentin komponentlerinden biri olan organik maddenin 137 Cs radyonüklidinin tutulmasında kilin ana minerali olan illit ile karşılaştırıldığında daha önemli bir role sahip olduğu belirtilmiştir (Kim ve diğ., 2007).

8 8 GAMA SPEKTROMETRESİ Gama spektrometrik ölçümlerde her türlü çevresel örnekte kimyasal işlem gerekmeden sadece fiziksel işlemlerle örnek hazırlanmaktadır. Örnekte gama ışını yayan hangi radyonüklidlerin bulunduğu (kalititatif) ve spesifik aktiviteleri (kantitatif) belirlenebilmektedir. Gama spektrometresi çeşitli matrikslerdeki gama yayan radyonüklidlerin tanımlanması ve miktar tayininde kullanılan oldukça hassas bir ölçme yöntemidir. Nükleer endüstride monitoring, Sağlık fiziği, Nükleer tıp, Çevre bilimleri, Radyoekoloji ve Endüstriyel uygulamalarda kullanılmaktadır. Örnekteki gama ışınlarının yarı-iletken dedektörle interaksiyonu sonucu oluşan fotoelektrik olay ve sonuç olarak spektrumda belirlenen fotopikler yardımıyla aktivite hesabı yapılır. Fotopiklerin büyüklüğü ne kadar büyükse o radyonüklidin örnekteki aktivitesi o kadar fazladır. Aynı ölçüm sürecinde birden fazla radyonüklidin aktivitesi ölçülebilir. Gama dedektörlerinde aktif kısım genellikle yüksek saflıkta germanyumdan yapılmaktadır. Bununla birlikte gama dedektörünün içinde bulunduğu kap berilyum, karbon fiber veya alüminyumdan imal edilmektedir. Berilyum ve karbon fiber 5-10 kev gibi çok enerjisi düşük gama ışınlarının bile ölçülmesine olanak sağlar. Ölçümü yapılacak örnekte herhangi bir kimyasal işlem gerekmezken örneklerin kurutulması ve genellikle değirmende toz haline getirilmesi gerekmektedir. Aktivitesi bilinen standart radyoaktif kaynaklar kullanılarak gama dedektörünün verim eğrisi oluşturulur. Örnekler standart radyoaktif kaynağın sayım geometrisine eş sayım geometrisi oluşturacak şekilde hazırlanır. Aktivite hesabı yapılarak sonuçlar Bq/kg veya Bq/g biriminden verilir. Gama spektrometresinde ölçülebilen radyoekoloji çalışmalarında önemli bazı radyonüklidler Radyonüklid Menşei Bozunma türü Enerjisi (kev) Gama yayınlama olasılığı 210 Pb Doğal (uranyum serisi) Β -, γ Pb Doğal (toryum serisi) Β -, γ Ra Doğal (uranyum serisi) α, γ Be Doğal (kozmojenik) γ Cs Yapay Β -, γ Cs Yapay Β -, γ Co Yapay Β -, γ K Doğal (primordiyal) Β -, γ

9 9 Gama spektrometresinde Aktivite Hesabı A = PA t m ϵ Iγ A- Spesifik aktivite (Bq kg -1, Bq g -1, Bq l -1 ) PA- Radyonüklidin spektrumdaki pik alanı t- Sayım süresi (saniye) m- Örnek ağırlığı (kg, g) ϵ Radyonüklidin nisbi verimi Iγ Radyonüklidin gama yayınlama olasılığı Back-ground piki olan radyonüklidlerde ( 40 K, 226 Ra vb.) örnekle aynı geometride saf su ile alınmış sayım ile BG düzeltmesi yapılmalıdır. Saf su sayımı Pik Alanı PA BG PA BG/s Saniyede oluşan BG pik alanı A = PA (t PABG s ) t m ϵ Iγ

10 10 Yarı-ömrü nispeten kısa olan radyonüklidler için örneğin toplandığı zamanki aktivitesini (A 0 ) bulmak için fiziksel yarı-ömür düzeltmesi yapılmalıdır. A = A 0 e λt Toprak veya sediment örneğinde gama izotopik ölçüm Aşağıda gama spektrometresinde bir sediment örneğinin gama izotopik sayımı sonucunda elde edilen spektrum bulunmaktadır. Aşağıda sıralanan verilere göre bu örnekteki Cs-137 ve K-40 aktivitelerinin (Bq/kg) hesaplanması

11 11 Örnek Soru Hava filtreleri havada askıda bulunan partikülleri güçlü bir vakum yardımıyla üzerinde toplayabilmektedir. Buna göre günde 250 m 3 hava vakumlayan bir cihaz ve 2.5 µm por çaplı bir filtre kullanılarak örnek toplanmıştır. Bir günde toplanan partikül maddenin gama spektrometresinde ölçümü yapılmıştır. Bu bölgede havada (havada bulunan çapı 2.5 mikrondan küçük partiküllerde PM2.5) bulunan Be-7 aktivitesini Bq/m 3 biriminden bulunuz. Sayım sonucunda elde edilen veriler şu şekildedir: NOT: Be-7 (477.6 kev) aktivitesi bilinen bir hava filtresi kullanılarak dedektörün Be-7 verim hesabı yapılmış ve Be-7 verimi 0.20 olarak bulunmuştur. Not: Hava filtresi örneğinin toplanması ve gama sayımı arasında geçen süre 15 gündür. t= s Iγ = Be-7 Pik alanı: 750 A = PA t m ϵ Iγ

12 12 A = A = Bq/250 m x 10-3 Bq/m mbq/m 3 A = A 0 e λt = A 0 e 0.693t/Tf x 15/ = A 0 e mbq/m 3 Birçok yapay veya doğal radyonüklidin aktiviteleri gama spektrometresinde ölçülebilirken bazı radyonüklidler 1) gama ışını yaymaması (sadece alfa, beta yada her ikisi) 2) yaydığı gama ışınlarının yayınlanma olasılığının çok düşük ve 3) oluşturduğu fotopikin başka bir radyonüklidin fotopiki ile üst üste binmesi gibi nedenlerle gama spektrometresinde ölçülemezler. Bu radyonüklidler yaydıkları alfa veya beta radyasyonu sayesinde ölçülebilmektedir. Beta radyasyonu yayan ve beta sıvı sintilasyon cihazı ile aktiviteleri ölçülebilen radyonüklidlere Ca-45 ve H-3 örnek verilebilir. ALFA SPEKTROMETRESİ Alfa spektrometresinde 210 Po, 239 Pu, 238 U, 226 Ra gibi bazı alfa yayıcı radyonüklidlerin aktiviteleri ölçülebilmektedir. Bu radyonüklidlerin alfalarının enerjileri gamada ölçülen radyonüklidlerin gama enerjilerine göre daha yüksektir. Şöyleki: gama spektrometresinde oluşan gama piklerinin büyük kısmı 0 ila 2000 kev arasında iken 210 Po, 239 Pu, 238 U, 226 Ra radyonükidlerinin alfa enerjileri kev arasındadır. Organik (balık eti, midye, karayosunu, liken, insan tırnağı vb.) veya inorganik (sediment, toprak, hava filtresi vb.) örneklerde alfa yayan radyonüklidlerin belirlenmesi için öncelikle bazı kimyasal işlemlerin yapılması gerekmektedir. Örneğin 210 Po ölçümü için örnekler önce mikrodalga sindirime cihazında konsantre asitlerle sindirilir. Sonra örnekteki polonyum gümüş disk üzerinde biriktirilir (spontane depozisyon). Bu işlemler sırasında örneğe eklenen 209 Po ile ölçüm verimi de hesaplanır. Alfa spektrometresinde ölçüm işlemi yapıldıktan sonra örnekteki aktivite Bq/kg veya Bq/g biriminden hesaplanır. Aynı anda çok sayıda örnekte (genellikle 4,8,16) alfa yayan radyonüklidin spesifik aktivitesi ölçülebilir. Alfa taneciklerinin giriciliği az olduğundan küçük odacıklar içinde sayım yapılır Alfa radyasyonunun giriciliğinin az olması dedekte edilebilmesi için özel şartların sağlanmasını gerektirmektedir. Bilindiği gibi yüksek enerjili alfa radyasyonunun bile havada giriciliği 1-2 cm dir. Alfa spektrometrik ölçümlerde örnekten gelen alfa partikülerinin dedektöre ulaşabilmesi için dedektör-

13 13 örnek arasındaki hava basıncının odacık içine yüksek vakum uygulanarak (10-50 mtorr) değerine düşürülmesi gerekmektedir. Bu sayede gümüş diskte biriktirilen 210 Po dan yayılan alfa havanın zırhlayıcı etkisinden daha az etkilenerek dedektöre ulaşabilmektedir. Yine aynı nedenle örneğin ince ve küçük bir disk biçimine getirilmesi gerekmektedir. Sekiz dedektörü bulunan bir alfa spektrometresi Po-210 Polonyumun bütün izotopları radyoaktiftir, stabil izotopu yoktur. Bu izotoplardan en önemlisi ve çevremizde bulunanı 210 Po dur. 210 Po uranyum bozunma serisinde bulunur, doğal bir radyonükliddir. Bozunma hızının yüksek olması, yüksek enerjili alfası ve canlılarda yüksek miktarda birikmesi nedeniyle yeryüzündeki en radyotoksik elementlerden biridir. Po kev enerjili alfa radyasyonu yayar. Canlıların özellikle protein yapılarına bağlanır. Omurgasızlarda hemosiyanin (Cu bağlı oksijen taşıyan metaloprotein) ve omurgalılarda ferritin (demir bağlama proteini) bol miktarda Po-210 birikmesine neden olur. Deniz omurgasızlarının hepatopankreaslarında yüksek miktarlarda birikir. Deniz omurgasızlarında biriken toplam Po-210 un %60 ı hepatopankreaslarının sitosollerinde bulunmaktadır. Volkanik patlamalar, sonucunda atmosfere büyük miktarda gaz halinde açığa çıkar. Uranyum madenleri, fosil yakıt kullanımı ve kömür yakan termik santraller çevreye polonyum salınmasına neden olmaktadır. İnsanların deniz ürünleri tüketimi nedeniyle aldıkları radyasyon dozunun yaklaşık %70 i Po- 210 dan kaynaklanmaktadır. Polonyum parçacık reaktif yapıda bir elementtir. Midye örneğinde Po-210 aktivitesinin ölçülmesi Midye örneğinde Po-210 aktivitesinin ölçülmesi için 0.3 g kurutulmuş midye yumuşak doku örneği HNO 3 ile mikrodalga fırında yüksek sıcaklıkta sindirilmiş, asidi buharlaştırılmış, gümüş disk üzerinde biriktirilmiş ve alfa spektrometresinde ölçüme alınmıştır. Aşağıda verilen alfa spektrumunda

14 14 saniye sayım süresi sonucunda oluşan Po-210 pik alanı 3000, Po-209 pik alanı 2000 olduğuna göre midyede bulunan Po-210 aktivitesini Bq/kg biriminden hesaplanması (verim hesabı için örneğe 0.1 Bq Po-209 eklenmiştir). 209 Po 4883, 4885 kev, 210 Po 5304 kev Örneğe eklenen 0.1 Bq 209 Po 0.01 Bq olarak ölçüldüyse bu ölçüm için ölçüm verimi %10 demektir. Bu verim nitrik asit (HNO 3 ) ile mikrodalga fırında yüksek sıcaklıkta sindirme, asidi buharlaştırma, gümüş disk üzerinde biriktirme ve alfa spektrometresinde ölçüm işlemlerinin hepsini kapsamaktadır.

15 15

TRAKYA BÖLGESİNDE DOĞAL VE YAPAY RADYONÜKLİDLERİN BİYOİNDİKATÖR ORGANİZMALARLA İZLENMESİ

TRAKYA BÖLGESİNDE DOĞAL VE YAPAY RADYONÜKLİDLERİN BİYOİNDİKATÖR ORGANİZMALARLA İZLENMESİ X. Ulusal Nükleer Bilimler ve Teknolojileri Kongresi, 6-9 Ekim 2009,187-1 ^ ^ ^ ^ ^ ^ M.Belivermiş TRAKYA BÖLGESİNDE DOĞAL VE YAPAY RADYONÜKLİDLERİN BİYOİNDİKATÖR ORGANİZMALARLA İZLENMESİ Murat Belivermiş,

Detaylı

5730 yıllık fiziksel yarı ömrü boyunca 158 kev (maksimum) enerjiye sahip -β partikülleri yayarak stabil bir element olan 14 N e bozunur.

5730 yıllık fiziksel yarı ömrü boyunca 158 kev (maksimum) enerjiye sahip -β partikülleri yayarak stabil bir element olan 14 N e bozunur. 14 C İLE YAŞ TAYİNİ 14 C ün meydana gelişi atmosferde azot atomlarının sürekli olarak kozmik ışınlarla etkileşime girmesi sonunda ve patlatılan nükleer bombalar ya da nükleer ve fosil yakıt kullanan enerji

Detaylı

BAKIR ATOMUNDA K,L,M ZARFLARI

BAKIR ATOMUNDA K,L,M ZARFLARI HER ATOMUN YÖRÜNGE ZARFLARINDA (K,L,M,..) BULUNABİLECEK MAKSİMUM ELEKTRON SAYISI 2n 2 FORMÜLÜ İLE BULUNABİLİR. SON YÖRÜNGE ZARFINDA EN ÇOK 8 ELEKTRON BULUNUR. Helyum atomu BAKIR ATOMUNDA K,L,M ZARFLARI

Detaylı

Kazdağları/Edremit Ormanlık Alanlarında 137 Cs Kaynaklı Gama Doz Hızı Tahmini

Kazdağları/Edremit Ormanlık Alanlarında 137 Cs Kaynaklı Gama Doz Hızı Tahmini Kazdağları/Edremit Ormanlık Alanlarında 137 Cs Kaynaklı Gama Doz Hızı Tahmini Rukiye Çakır 1 ve Özlem Karadeniz 2 1 Dokuz Eylül Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Medikal Fizik Anabilim Dalı, İzmir;

Detaylı

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ

RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ RADYONÜKLİTLERİN KİMYASI VE ANALİZİ 6. ALKALİ TOPRAK METALLERİN RADYOKİMYASI Doç. Dr. Gaye Çakal ALKALİ TOPRAK METALLERİN RADYOKİMYASI 1. ALKALİ TOPRAK METALLERİN EN ÖNEMLİ RADYONÜKLİTLERİ 2. ALKALİ TOPRAK

Detaylı

Çevre Biyolojisi

Çevre Biyolojisi Çevre Biyolojisi 115-02 Bölüm 03-02 Temel Ekolojik Kavramlar ve Süreçler Çağatay Tavşanoğlu 2017-2018 Güz Biyojeokimyasal döngüler ve madde geri kazanımı Ekosistem boyunca enerji akışı tek yönlü bir süreçtir

Detaylı

Giriş. Radyoaktivite bir atomun, ve ışınları yayarak başka bir elementin atomuna dönüşmesi olayıdır.

Giriş. Radyoaktivite bir atomun, ve ışınları yayarak başka bir elementin atomuna dönüşmesi olayıdır. Giriş Radyoaktivite bir atomun, ve ışınları yayarak başka bir elementin atomuna dönüşmesi olayıdır. Bu özellikteki elementlere radyoaktif element denir. Doğada bulunan kayaçlar farklı oranlarda radyoaktif

Detaylı

DOĞAL GAZ KULLANIMIYLA MARUZ KALINAN RADYOAKTİVİTE ((Doğal gazın bileşimi, kaynağına göre değişir)

DOĞAL GAZ KULLANIMIYLA MARUZ KALINAN RADYOAKTİVİTE ((Doğal gazın bileşimi, kaynağına göre değişir) DOĞAL GAZ KULLANIMIYLA MARUZ KALINAN RADYOAKTİVİTE ((Doğal gazın bileşimi, kaynağına göre değişir) Hidrokarbonlar % 80-99 Metan (CH 4 ) Etan (C 2 H 6 ) (Azalan Propan (C 3 H 8 ) Konsantras Bütan (C 4 H

Detaylı

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü

LOGO. Doç. Dr. Esin SUZER. Prof. Dr. Aynur KONTAŞ. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü LOGO Doç. Dr. Esin SUZER Prof. Dr. Aynur KONTAŞ Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Kimyası Bölümü Deniz Kirliliği İnsan kaynaklı ya da doğal etkiler sonucu ortaya çıkan,

Detaylı

2: RADYOAKTİF ATIKLAR...11

2: RADYOAKTİF ATIKLAR...11 İÇİNDEKİLER Bölüm1: TEMEL KAVRAMLAR...1 1.1. İyon ve İyonizan Radyasyonlar...1 1.2. Radyoaktivite...3 1.3. Işınlama...3 1.4. Yarılanma Süresi...3 1.5. Radyolojik Birimler...4 1.6. Radyasyon Dozu...4 1.7.

Detaylı

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri

Ötrifikasyon. Ötrifikasyonun Nedenleri Ötrifikasyon Ötrifikasyon, göllerin olgunlaşma aşamalarında meydana gelen dogal bir olay. Genç göller düşük oranlarda besin içermekte dolayısıyla biyolojik aktivite az..oligotrofik göller Yaşlı göller,

Detaylı

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar

Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Nötronlar kinetik enerjilerine göre aşağıdaki gibi sınıflandırılırlar Termal nötronlar (0.025 ev) Orta enerjili nötronlar (0.5-10 kev) Hızlı nötronlar (10 kev-10 MeV) Çok hızlı nötronlar (10 MeV in üzerinde)

Detaylı

Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI

Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI Prof.Dr. Mustafa ODABAŞI Dokuz Eylül Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü, Tınaztepe Yerleşkesi, 35160 Buca/İzmir E-mail : mustafa.odabasi@deu.edu.tr Ders İçeriği Temel Element Döngüleri Karbon Döngüsü

Detaylı

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon Azotlu bileşikler Ticari balık havuzlarında iyonize olmuş veya iyonize olmamış amonyağın konsantrasyonlarını azaltmak için pratik bir yöntem yoktur. Balık havuzlarında stoklama ve yemleme oranlarının azaltılması

Detaylı

1. Hafta. İzotop : Proton sayısı aynı nötron sayısı farklı olan çekirdeklere izotop denir. ÖRNEK = oksijenin izotoplarıdır.

1. Hafta. İzotop : Proton sayısı aynı nötron sayısı farklı olan çekirdeklere izotop denir. ÖRNEK = oksijenin izotoplarıdır. 1. Hafta 1) GİRİŞ veya A : Çekirdeğin Kütle Numarası (Nükleer kütle ile temel kütle birimi arasıdaki orana en yakın bir tamsayı) A > Z Z: Atom Numarası (Protonların sayısı ) N : Nötronların Sayısı A =

Detaylı

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN

EKOSİSTEM. Cihangir ALTUNKIRAN EKOSİSTEM Cihangir ALTUNKIRAN Ekosistem Nedir? Bir bölge içerisinde bulunan canlı ve cansız varlıkların karşılıklı oluşturdukları sisteme ekosistem denir. Ekosistem Bileşenleri Canlı Öğeler Üreticiler

Detaylı

Prof. Dr. Niyazi MERİÇ Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü

Prof. Dr. Niyazi MERİÇ Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü 101537 RADYASYON FİZİĞİ Prof. Dr. Niyazi MERİÇ Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü TEMEL KAVRAMLAR Radyasyon, Elektromanyetik Dalga, Uyarılma ve İyonlaşma, peryodik cetvel radyoaktif bozunum

Detaylı

VIA GRUBU ELEMENTLERİ

VIA GRUBU ELEMENTLERİ Bölüm 8 VIA GRUBU ELEMENTLERİ Bu slaytlarda anlatılanlar sadece özet olup ayrıntılı bilgiler derste verilecektir. O, S, Se, Te, Po O ve S: Ametal Se ve Te: Yarı metal Po: Metal *Oksijen genellikle bileşiklerinde

Detaylı

Ekosistem ve Özellikleri

Ekosistem ve Özellikleri Ekosistem ve Özellikleri Öğr. Gör. Özgür ZEYDAN http://cevre.beun.edu.tr/zeydan/ Ekosistem Belirli bir bölgede yaşayan ve birbirleriyle sürekli etkileşim halindeki canlılar (biyotik faktörler) ve cansız

Detaylı

RADYOEKOLOJİ. Doç.Dr. Murat Belivermiş Doç.Dr. Önder Kılıç

RADYOEKOLOJİ. Doç.Dr. Murat Belivermiş Doç.Dr. Önder Kılıç RADYOEKOLOJİ Doç.Dr. Murat Belivermiş Doç.Dr. Önder Kılıç gen hücre doku organ organi zma populasyon topluluk ekosistem biyosf er Ekolojinin konusu Ekoloji bilimine ilgi neden arttı? İnsan, bugüne kadar

Detaylı

Türkiye de radon ölçümleri Radon measurements in Turkey

Türkiye de radon ölçümleri Radon measurements in Turkey Bu makale, 2008. Uluslararası Katılımlı Tıbbi Jeoloji Sempozyumu Kitabı (Editör: Dr. Eşref Atabey), ISBN: 978-975-7946-33-5, Sayfa: 69-72 yayımlanmıştır. Türkiye de radon ölçümleri Radon measurements in

Detaylı

ISTAKOZ KABUĞUNDAKİ KİTİN SAYESİNDE RADYASYONDAN KORUNUYORUM

ISTAKOZ KABUĞUNDAKİ KİTİN SAYESİNDE RADYASYONDAN KORUNUYORUM ISTAKOZ KABUĞUNDAKİ KİTİN SAYESİNDE RADYASYONDAN KORUNUYORUM HAZIRLAYAN ÖĞRENCİLER 7-E Janset GÜNEY Su Hazal ÇALLI DANIŞMAN ÖĞRETMEN Nilüfer DEMİR İZMİR 2014 İÇİNDEKİLER 1.PROJENİN AMACI...2 2. RADYASYON

Detaylı

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ

ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ ENERJİ AKIŞI VE MADDE DÖNGÜSÜ Ekosistem, birbiriyle ilişkili canlı ve cansız unsurlardan oluşur. Ekosistem, bu unsurlar arasındaki madde ve enerji dolaşımı ile kendini besler ve yeniler. Madde döngüsü

Detaylı

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir.

Hava kirleticilerinin çoğu havaya küçük miktarlarda katılır. Kirleticilerin yoğunluğu değişik biçimlerde ifade edilir. HAVA KİRLETİCİLER Dünyayı saran atmosferin % 21 oksijen, % 78 azot, % 0.03 karbondioksit vardır. Bunlara ek olarak asal gazlar denen argon, neon, helyum gibi gazlar bulunur. Su buharı havada değişik oranlara

Detaylı

GENEL BAKIŞ. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi 2004 Senaryosu. Fosil Yakıt Rezervleri: Ekonomik olarak Kullanılabilir Kaynaklar Bilinen Tüm Kaynaklar

GENEL BAKIŞ. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi 2004 Senaryosu. Fosil Yakıt Rezervleri: Ekonomik olarak Kullanılabilir Kaynaklar Bilinen Tüm Kaynaklar BÖLÜM M 5 NÜKLEER KİMYA ÖZET Genel Bakış Radyoaktivite Çeşitleri Radyoaktivite Nasıl Ölçülür Çekirdek Kararlılığı Radyoaktif Bozunma Hızı Radyasyon Yağmurundan Nasıl Korunulur? Nükleer Füzyon Nükleer Fizyon

Detaylı

E.Ü.NÜKLEER BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ NÜKLEER BĠLĠMLER ABD TAMAMLANAN BĠLĠMSEL VE ARAġTIRMA PROJELERĠ

E.Ü.NÜKLEER BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ NÜKLEER BĠLĠMLER ABD TAMAMLANAN BĠLĠMSEL VE ARAġTIRMA PROJELERĠ E.Ü.NÜKLEER BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ NÜKLEER BĠLĠMLER ABD TAMAMLANAN BĠLĠMSEL VE ARAġTIRMA PROJELERĠ 1. -84 NBE 001, Ege Bölgesinde Termal Suların ve Travertenlerin Radyoaktif Elementler Analizi ve Radyoaktif

Detaylı

Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ. Proje Grubu KARINCA. Emrah AVCI Abdullah Bayram GÜRDAL

Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ. Proje Grubu KARINCA. Emrah AVCI Abdullah Bayram GÜRDAL Y.İ.B.O. ÖĞRETMENLERİ (FEN VE TEKNOLOJİ, FİZİK, KİMYA, BİYOLOJİ VE MATEMATİK) PROJE DANIŞMANLIĞI Proje Adı ASİT YAĞMURLARININ BİTKİ YAPRAKLARI ÜZERİNE ETKİSİ Proje Grubu KARINCA Grubu Üyeleri Asıl alt

Detaylı

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA

MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA MADDE DÖNGÜLERİ SU, KARBON VE AZOT DÖNGÜSÜ SELİN HOCA Ekosistemde kimyasal elementler sınırlı sayıda bulunur. Bu nedenle bu kimyasal elementeler organik ve inorganik formlarda devir halindedir. Bu devre,

Detaylı

Hayat Kurtaran Radyasyon

Hayat Kurtaran Radyasyon Hayat Kurtaran Radyasyon GÜNLÜK HAYAT KONUSU: Kanser tedavisinde kullanılan radyoterapi KĐMYA ĐLE ĐLĐŞKĐSĐ: Radyoterapi bazı maddelerin radyoaktif özellikleri dolayısıyla ışımalar yapması esasına dayanan

Detaylı

Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar. Dr. Halil DEMİREL

Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar. Dr. Halil DEMİREL Radyasyon, Radyoaktivite, Doz, Birimler ve Tanımlar Dr. Halil DEMİREL Radyasyon, Radyoaktivite, Doz ve Birimler Çekirdek Elektron Elektron Yörüngesi Nötron Proton Nükleon Atom 18.05.2011 TAEK - ADHK 2

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU Temmuz 2014 OZON NEDİR Ozon (O 3 ) üç tane oksijen atomunun birleşmesi ile oluşmaktadır. Ozon, atmosferde

Detaylı

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK

ÇEVRE KORUMA ÇEVRE. Öğr.Gör.Halil YAMAK ÇEVRE KORUMA ÇEVRE Öğr.Gör.Halil YAMAK 1 Çevre Kirlenmesi İnsanoğlu, dünyada 1,5 milyon yıl önce yaşamaya başlamıştır. Oysa yer küre 5,5 milyar yaşındadır. Son 15 yıl içinde insanoğlu, doğayı büyük ölçüde

Detaylı

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü)

ADIM ADIM YGS LYS Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü) ADIM ADIM YGS LYS 100. Adım EKOLOJİ 7 MADDE DÖNGÜLERİ (Su, Karbon ve Azot Döngüsü) MADDE DÖNGÜLERİ Ekosistemde kimyasal elementler sınırlı sayıda bulunur. Bu nedenle bu kimyasal elementeler organik ve

Detaylı

İş Ortamında İnorganik Toz Ölçüm ve Analiz Yöntemleri. Öğr. Gör. Alpaslan Ertürk Maden Yük. Mühendisi Dokuz Eylül Üniversitesi

İş Ortamında İnorganik Toz Ölçüm ve Analiz Yöntemleri. Öğr. Gör. Alpaslan Ertürk Maden Yük. Mühendisi Dokuz Eylül Üniversitesi İş Ortamında İnorganik Toz Ölçüm ve Analiz Yöntemleri Öğr. Gör. Alpaslan Ertürk Maden Yük. Mühendisi Dokuz Eylül Üniversitesi Tozların Sınıflandırması 1- Fibrojenik Tozlar (solunum sistemine zararlı olanlar)

Detaylı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı

Ekosistem Ekolojisi Yapısı Ekosistem Ekolojisi, Ekosistemin Yapısı Ekosistem Ekolojisi Yapısı A. Ekoloji Bilimi ve Önemi Ekoloji canlıların birbirleriyle ve çevreleriyle olan etkileşimlerini inceleyen bilim dalıdır. Günümüzde teknolojinin

Detaylı

KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK

KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ. Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK KÖMÜR MADENCİLİĞİNİN ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ATIKLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Hazırlayan: Serkan YUMUŞAK Kömür Madenciliğinin Çevresel Etkileri Kömür, organik maddelerin milyonlarca yıl boyunca basınç ve ısıya

Detaylı

ÇEVRESEL RADYASYON KAYNAKLARI

ÇEVRESEL RADYASYON KAYNAKLARI ÇEVRESEL RADYASYON KAYNAKLARI Çevresel radyasyon kaynakları Doğal radyasyon kaynakları Kozmik radyasyon Topraktan gelen radyasyon Radon Vücuttaki radyasyon (besinle alınan) Yapaya radyasyon kaynakları

Detaylı

Yrd. Doç. Dr. Güray Doğan

Yrd. Doç. Dr. Güray Doğan 17.02.2017 Yrd. Doç. Dr. Güray Doğan Bugün: Hava kirliliği ölçekleri Yerel Kentsel Bölgesel Kıtasal Küresel Hava Kirliliği Ölçekleri Neden ölçeksel tanımlarız? Boyutları bilmek çözüm için para ve zaman

Detaylı

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ

İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ İNSAN VE ÇEVRE A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? B. DOĞAYI KONTROL EDEBİLİYOR MUYUZ? C. İNSANIN DOĞAYA ETKİSİ A. DOĞADAN NASIL YARARLANIYORUZ? Canlıların hareket etme, büyüme ve yaşamlarını sürdürebilmeleri

Detaylı

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti

Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti Kaynak: Forum Media Yayıncılık; İş Sağlığı ve Güvenliği için Eğitim Seti Radyasyonun Keşfi 1895 yılında Wilhelm Conrad Röntgen tarafından X-ışınlarının keşfi yapılmıştır. Radyasyonun Keşfi 1896 yılında

Detaylı

Şekil Su ürünleri yetiştiriciliği yapılan havuzlarda fosfor döngüsü (Boyd and Tucker 1998)

Şekil Su ürünleri yetiştiriciliği yapılan havuzlarda fosfor döngüsü (Boyd and Tucker 1998) - Fosfor Doğal sularda fosfor, inorganik ve organik fosfatlar (PO 4 ) halinde bulunur. Fosfor, canlı protoplazmanın yaklaşık % 2 sini oluşturduğundan yetersizliğinde, özellikle fotosentezle üretim yapan

Detaylı

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ

I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ I.6. METEOROLOJİ VE HAVA KİRLİLİĞİ Meteorolojik şartlar, hava kirliliğinin sadece can sıkıcı bir durum veya insan sağlığı için ciddi bir tehdit olduğunu belirler. Fotokimyasal dumanın negatif etkileri

Detaylı

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez.

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez. RADYOAKTİFLİK Kendiliğinden ışıma yapabilen maddelere radyoaktif maddeler denir. Radyoaktiflik çekirdek yapısıyla ilişkilidir. Radyoaktif bir atom hangi bileşiğin yapısına girerse o bileşiği radyoaktif

Detaylı

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir.

Doz Birimleri. SI birim sisteminde doz birimi Gray dir. Doz Birimleri Bir canlının üzerine düşen radyasyon miktarından daha önemlisi ne kadar doz soğurduğudur. Soğurulan doz için kullanılan birimler aşağıdaki gibidir. 1 rad: Radyoaktif bir ışımaya maruz kalan

Detaylı

KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ KONYA İLİ HAVA KALİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ Bu çalışma da 2000-2010 yıllarındaki yıllık, aylık, saatlik veriler kullanılarak kirleticilerin mevsimsel değişimi incelenmiş, sıcaklık, rüzgar hızı, nisbi

Detaylı

İÇİNDEKİLER ANA BÖLÜM I: RADYASYON, RADYOAKTİVİTE,VÜCUDA ETKİLER VE RİSK KAVRAMI...1. Bölüm 1: Radyasyonla İlgili Kısa Açıklamalar...

İÇİNDEKİLER ANA BÖLÜM I: RADYASYON, RADYOAKTİVİTE,VÜCUDA ETKİLER VE RİSK KAVRAMI...1. Bölüm 1: Radyasyonla İlgili Kısa Açıklamalar... İÇİNDEKİLER ANA BÖLÜM I: RADYASYON, RADYOAKTİVİTE,VÜCUDA ETKİLER VE RİSK KAVRAMI...1 Bölüm 1: Radyasyonla İlgili Kısa Açıklamalar...3 Bölüm 2: İyonlaştırıcı Radyasyonlar Vücudumuzu Nasıl Etkiliyor?...7

Detaylı

ANKARA ATMOSFERİNDEKİ AEROSOLLERİN KİMYASAL KOMPOZİSYONLARININ BELİRLENMESİ

ANKARA ATMOSFERİNDEKİ AEROSOLLERİN KİMYASAL KOMPOZİSYONLARININ BELİRLENMESİ ANKARA ATMOSFERİNDEKİ AEROSOLLERİN KİMYASAL KOMPOZİSYONLARININ BELİRLENMESİ İlke ÇELİK 1, Seda Aslan KILAVUZ 2, İpek İMAMOĞLU 1, Gürdal TUNCEL 1 1 : Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü

Detaylı

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya

Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya Dünya nüfusunun her geçen yıl artması, insanları beslenme, giyinme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarını gidermek için değişik yollar aramaya zorlamıştır. Mevcut Dünya topraklarından daha çok verim elde

Detaylı

6- RADYASYON KAYNAKLARI VE DOZU

6- RADYASYON KAYNAKLARI VE DOZU 6- RADYASYON KAYNAKLARI VE DOZU Güneşten gelen ısı ve ışık enerjisi radyasyonun doğal formudur. Bunlar çevremizde doğal olarak bulundukları gibi yapay olarak da elde edilmektedir. O nedenle radyasyon kaynağına

Detaylı

Doğal Gypsum (CaSO 4.2H 2 O) Kristallerinin Termolüminesans (TL) Tekniği ile Tarihlendirilmesi. Canan AYDAŞ, Birol ENGİN, Talat AYDIN TAEK

Doğal Gypsum (CaSO 4.2H 2 O) Kristallerinin Termolüminesans (TL) Tekniği ile Tarihlendirilmesi. Canan AYDAŞ, Birol ENGİN, Talat AYDIN TAEK Doğal Gypsum (CaSO 4.2H 2 O) Kristallerinin Termolüminesans (TL) Tekniği ile Tarihlendirilmesi Canan AYDAŞ, Birol ENGİN, Talat AYDIN TAEK 2 3 4 Termolüminesans (TL) Tekniği TL Tekniği ile Tarihlendirme

Detaylı

9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ 9. SINIF KONU ANLATIMI 46 CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 ALEMİ ALEMİ Çok hücreli ökaryot canlılardır. Koloroplast içerirler ve fotosentez ile inorganik maddeleri organik madde haline getirerek beslenirler.

Detaylı

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma Meteoroloji IX. Hafta: Buharlaşma Hidrolojik döngünün önemli bir unsurunu oluşturan buharlaşma, yeryüzünde sıvı ve katı halde farklı şekil ve şartlarda bulunan suyun meteorolojik faktörlerin etkisiyle

Detaylı

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI

ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI ÇEV416 ENDÜSTRİYEL ATIKSULARIN ARITILMASI 9.Çözünmüş İnorganik ve Organik Katıların Giderimi Yrd. Doç. Dr. Kadir GEDİK İnorganiklerin Giderimi Çözünmüş maddelerin çapları

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

Toprak ve Su Kirlenmesi;

Toprak ve Su Kirlenmesi; Toprak ve Su Kirlenmesi; - İnsan faaliyetleri sonucunda toprağın doğal yapısının bozulması fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin değişmesi ve toprak verimliliğinin düşmesine Toprak Kirliliği,

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 48. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ

ADIM ADIM YGS-LYS 48. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 BİTKİLER ALEMİ ADIM ADIM YGS-LYS 48. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-8 ALEMİ ALEMİ Çok hücreli ökaryot canlılardır. Koloroplast içerirler ve fotosentez ile inorganik maddeleri organik madde haline getirerek beslenirler.

Detaylı

Güneş enerjisi yapraklardaki klorofil pigmenti yardımı ile kimyasal bağ enerjisine dönüşür. Fakat bu dönüşüm için, yaprağın önce ışığı soğurması

Güneş enerjisi yapraklardaki klorofil pigmenti yardımı ile kimyasal bağ enerjisine dönüşür. Fakat bu dönüşüm için, yaprağın önce ışığı soğurması Resimde fotosentezin basit bir anlatımı görülmektedir. Fotosenteze katılan karbondioksit, su gibi elemanların ışık enerjisi ile birleşmesi sonucunda açığa oksijen, glikoz gibi yan ürünler çıkar. Organik

Detaylı

RADYASYON DEDEKTÖR ÇEŞİTLERİ

RADYASYON DEDEKTÖR ÇEŞİTLERİ GAZLI (İyon odası, Orantılı, G-M ded.) SİNTİLASYON YARIİLETKEN KALORİMETRİK BULUT /KABARCIK(Bubble) Kıvılcım(Spark) Odacıkları-YEF NÖTRON Dedektörleri ÇERENKOV Portal Monitörler Duman(smoke) dedektör Nükleer

Detaylı

RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA

RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA RADYASYON VE RADYASYONDAN KORUNMA Mehmet YÜKSEL Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Anabilim Dalı MADDENİN YAPISI (ATOM) Çekirdek Elektronlar RADYASYON NEDİR? Radyasyon; iç dönüşüm geçiren

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri

Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri Hava Kirliliğinin Sucul Ekosistemlere Etkileri Prof. Dr. Gülen GÜLLÜ Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü E-mail: ggullu@hacettepe.edu.tr Ulusal Su ve Sağlık Kongresi Antalya-26-30 Ekim 2015

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü,

İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü, TOZ İşyerlerinde çalışanlarımızın sağlığını olumsuz yönde tehdit eden, üretimi etkileyen ve İşletmeye zarar veren toz, gaz, duman, buhar, sis, gürültü, Termal Konfor gibi unsurlardan biriside Tozdur. Organik

Detaylı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI'

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI' ' İnsanlar üzerinde olumsuz etki yapan ve hoşa gitmeyen seslere gürültü denir. Özellikle büyük kentlerimizde gürültü yoğunlukları oldukça yüksek seviyede olup Dünya Sağlık Teşkilatınca belirlenen ölçülerin

Detaylı

DOĞU KARADENİZ VE BATI KARADENİZ ATMOSFERİ AEROSOLLERİ KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN KARŞILAŞTIRILMASI

DOĞU KARADENİZ VE BATI KARADENİZ ATMOSFERİ AEROSOLLERİ KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN KARŞILAŞTIRILMASI DOĞU KARADENİZ VE BATI KARADENİZ ATMOSFERİ AEROSOLLERİ KİMYASAL KOMPOZİSYONUNUN KARŞILAŞTIRILMASI İlker BALCILAR, Abdullah ZARARSIZ, Yakup KALAYCI, Güray DOĞAN, Gürdal TUNCEL SEMPOZYUMU 7-9 EKİM 2015 İZMİR

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Ayşe Gülbin ÖZGER CEYHAN, YUMURTALIK VE POZANTI BÖLGELERİNİN DOĞAL RADYOAKTİVİTE DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ FİZİK ANABİLİM DALI ADANA, 2005

Detaylı

ÇEVRESEL RADYASYONUN CANLILIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE ETKİLERİ

ÇEVRESEL RADYASYONUN CANLILIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE ETKİLERİ T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ SOSYAL ÇEVRE BİLİMLERİ ANABİLİM DALI ÇEVRESEL RADYASYONUN CANLILIĞIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE ETKİLERİ Doktora Tezi İsmail Hakkı ARIKAN Ankara - 2007 T.C.

Detaylı

ÇERNOBİL NÜKLEER KAZASI VE TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

ÇERNOBİL NÜKLEER KAZASI VE TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ TC GAZİ ÜNİVERSİTESİ GAZİ EĞİTİM FAKÜLTESİ ORTA ÖĞRETİM FEN VE MATEMATİK ALANLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ FİZİK EĞİTİMİ ANABİLİM DALİ ÇERNOBİL NÜKLEER KAZASI VE TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ HAZIRLAYAN : ÇİĞDEM KAPUKAYA

Detaylı

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi

Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi Termik santrallerinin çevresel etkileri şöyle sıralanabilir: 1. 2. 3. 4. 5. Hava Kirliliği Su Kirliliği Toprak Kirliliği Canlılar üzerinde Yaptığı Etkiler Arazi Kullanımı Üzerindeki etkileri ASİT YAĞMURLARI

Detaylı

Nükleer Enerji Üretim Teknolojilerinin Dünyadaki Gelecegi vetürkiye. Mehmet Tombakoglu Ph.D Nükleer Mühendislik Hacettepe Üniversitesi

Nükleer Enerji Üretim Teknolojilerinin Dünyadaki Gelecegi vetürkiye. Mehmet Tombakoglu Ph.D Nükleer Mühendislik Hacettepe Üniversitesi Nükleer Enerji Üretim Teknolojilerinin Dünyadaki Gelecegi vetürkiye Mehmet Tombakoglu Ph.D Nükleer Mühendislik Hacettepe Üniversitesi Nükleer Teknolojinin Şu Andaki Konumu İlk ticari nükleer reaktör 1950

Detaylı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar. 1- Canlının tanımını yapınız. Organizmaya sahip varlıklara canlı denir. 2-Bilim adamları canlıları niçin sınıflandırmıştır? Canlıların çeşitliliği, incelenmesini zorlaştırır. Bu sebeple bilim adamları

Detaylı

TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU TEKNİK RAPOR

TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU TEKNİK RAPOR TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU TEKNİK RAPOR TÜRKİYE'DEKİ ÇEVRE RADYOAKTİVİTESİNİN İZLENMESİ, 2010 2011 TÜRKİYE ATOM ENERJİSİ KURUMU 2690 sayılı kanun ile kurulmuş olan Türkiye Atom Enerjisi Kurumunun ana

Detaylı

- Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR

- Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR OTEKOLOJİ SU - Su hayatsal olaylar - Çözücü - Taşıyıcı - ph tamponlaması - Fotosentez - Mineral madde alınımı - YAĞIŞLAR ÇİĞ VE KIRAĞI - Toprak yüzeyinin sıcaklığını kaybetmesi - Suyun yoğunlaşması - Çiy

Detaylı

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ

CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ CANLILAR VE ENERJİ İLŞKİLERİ Besin Zincirindeki Enerji Akışı Madde Döngüleri Enerji Kaynakları ve Geri Dönüşüm Hazırlayan; Arif Özgür ÜLGER Besin Zincirindeki Enerji Akışı Bütün canlılar yaşamlarını devam

Detaylı

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM)

BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) BİTKİ BESİN MADDELERİ (BBM) Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Işık Enerjisinin Kimyasal Enerjiye Dönüştürülmesi Fotosentez, karbon (C), oksijen (O) ve hidrojen (H) atomlarını

Detaylı

Doç.Dr. Ahmet DEMIRAK Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi, Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Doç.Dr. Ahmet DEMIRAK Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi, Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi DENİZ ÇAYIRLARI (Posidonia oceanica) KULLANILARAK BAZI METAL İYONLARININ BİYOSORPSİYONLA UZAKLAŞTIRILMASI Doç.Dr. Ahmet DEMIRAK Muğla Sıtkı koçman Üniversitesi, Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi

Detaylı

Funguslar topraktaki birçok mikrobiyolojik süreçte temel rol oynar, toprak verimliliğini ve ayrışmayı, minerallerin ve organik maddelerin

Funguslar topraktaki birçok mikrobiyolojik süreçte temel rol oynar, toprak verimliliğini ve ayrışmayı, minerallerin ve organik maddelerin Fungi Funguslar topraktaki birçok mikrobiyolojik süreçte temel rol oynar, toprak verimliliğini ve ayrışmayı, minerallerin ve organik maddelerin döngülerini, bitki sağlığını ve beslenmesini etkilerler.

Detaylı

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ SU KALİTE ÖZELLİKLERİ Su kirliliği Su kaynağının kimyasal, fiziksel, bakteriyolojik, radyoaktif ve ekolojik özelliklerinin olumsuz yönde değişmesi şeklinde gözlenen ve doğrudan veya dolaylı yoldan biyolojik

Detaylı

Çevre İçin Tehlikeler

Çevre İçin Tehlikeler Çevre ve Çöp Çevre Bir kuruluşun faaliyetlerini içinde yürüttüğü hava, su, toprak, doğal kaynaklar, belirli bir ortamdaki bitki ve hayvan topluluğu, insan ve bunlar arasındaki faaliyetleri içine alan ortamdır.

Detaylı

UBT Foton Algılayıcıları Ara Sınav Cevap Anahtarı Tarih: 22 Nisan 2015 Süre: 90 dk. İsim:

UBT Foton Algılayıcıları Ara Sınav Cevap Anahtarı Tarih: 22 Nisan 2015 Süre: 90 dk. İsim: UBT 306 - Foton Algılayıcıları Ara Sınav Cevap Anahtarı Tarih: 22 Nisan 2015 Süre: 90 dk. İsim: 1. (a) (5) Radyoaktivite nedir, tanımlayınız? Bir radyoizotopun aktivitesi (A), izotopun birim zamandaki

Detaylı

İzmir İlinde Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı İlçelerinin Radon Dağılım Haritalarının Oluşturulması

İzmir İlinde Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı İlçelerinin Radon Dağılım Haritalarının Oluşturulması İzmir İlinde Buca, Bornova, Karşıyaka ve Bayraklı İlçelerinin Radon Dağılım Haritalarının Oluşturulması Öğr.Gör. Türkan ÖZBAY Doç. Dr. Özlem KARADENİZ Prof.Dr. Hatice DURAK Genel Bilgiler Çalışmanın Amacı

Detaylı

HURDALARDA RADYOAKTİVİTE MODÜL 15

HURDALARDA RADYOAKTİVİTE MODÜL 15 HURDALARDA RADYOAKTİVİTE MODÜL 15 1 TARİHÇE Dünyada her yıl bir önceki yıla nazaran ih5yaç duyulan demir- çelik mamullerine olan talep yıldan yıla artmaktadır. Dolayısıyla madenlerden demir- çelik üre5minin

Detaylı

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü

Ayxmaz/biyoloji. Azot döngüsü. Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar. Azot döngüsü Azot döngüsü Azot kaynakları 1. Atmosfer 2. Su 3. Kara 4. Canlılar Azot döngüsü 1. Azot bitkiler tarafından organik moleküllerin (A.asit,organik baz vb.)yapısına katılır. 2. Bitkiler azotu sadece NO3-

Detaylı

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU 9. SINIF KONU ANLATIMI 5 CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı

Atomlar ve Moleküller

Atomlar ve Moleküller Atomlar ve Moleküller Madde, uzayda yer işgal eden ve kütlesi olan herşeydir. Element, kimyasal tepkimelerle başka bileşiklere parçalanamayan maddedir. -Doğada 92 tane element bulunmaktadır. Bileşik, belli

Detaylı

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU

ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU ADIM ADIM YGS-LYS 5. ADIM CANLININ TEMEL BİLEŞENLERİ -İNORGANİK MADDELER 1- SU Canlıların yapısına katılan maddeler çeşitli özellikler nedeni ile temel olarak iki grupta incelenir. Canlının Temel Bileşenleri

Detaylı

Bölüm 7 Radyasyon Güvenliği. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU

Bölüm 7 Radyasyon Güvenliği. Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU Bölüm 7 Radyasyon Güvenliği Prof. Dr. Bahadır BOYACIOĞLU RADYASYON NEDİR? Radyasyon, elektromanyetik dalgalar veya parçacıklar biçiminde enerji yayılımı ya da aktarımıdır. RADYASYON ÇEŞİTLERİ İYONLAŞTIRICI

Detaylı

ŞEFKAT KOLEJİ İMFO SINIF FEN SORULARI

ŞEFKAT KOLEJİ İMFO SINIF FEN SORULARI ŞEFKAT KOLEJİ İMFO-20 8.SINIF FEN SORULARI.. Aşağıdaki şema bazı canlılarda gözlenen döl almasını göstermektedir. Sporofit (2n) M P A T G 2 G S Replikasyon Sitokinez 6 0 0 0 0 spor (n) İnterfaz Yukarıdaki

Detaylı

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN

PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN PROJE KONUSU NASIL BULUNUR? Prof. Dr. Turan GÜVEN PROJE KONUSU SEÇERKEN ŞU SORULARIN CEVAPLARI ARANMALIDIR : 1. Proje yapmam için bir gerekçem var mı? 2. Niçin proje yapacağım? 3. Projemin amacı nedir?

Detaylı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1.Hücresel yapıdan oluşur 2.Beslenir 3.Solunum yapar 4.Boşaltım yapar 5.Canlılar hareket eder 6.Çevresel uyarılara tepki gösterir 7.Büyür ve gelişir (Organizasyon) 8.Üreme

Detaylı

AFġĠN-ELBĠSTAN TERMĠK SANTRAL EMĠSYONLARININ BĠYOTĠK VE ABĠYOTĠK ÖĞELERDE AĞIR ELEMENT BĠRĠKĠMLERĠNĠN ARAġTIRILMASI

AFġĠN-ELBĠSTAN TERMĠK SANTRAL EMĠSYONLARININ BĠYOTĠK VE ABĠYOTĠK ÖĞELERDE AĞIR ELEMENT BĠRĠKĠMLERĠNĠN ARAġTIRILMASI AFġĠN-ELBĠSTAN TERMĠK SANTRAL EMĠSYONLARININ BĠYOTĠK VE ABĠYOTĠK ÖĞELERDE AĞIR ELEMENT BĠRĠKĠMLERĠNĠN ARAġTIRILMASI ZEYNEP AYDOĞAN¹ MEHMET BEKTAġ¹ Prof. Dr. ÜMĠT ĠNCEKARA¹ Prof. Dr. ALĠ GÜROL² ¹Atatürk

Detaylı

Nükleer Spektroskopi Arş. Gör. Muhammed Fatih KULUÖZTÜRK fatih.fizik@gmail.com

Nükleer Spektroskopi Arş. Gör. Muhammed Fatih KULUÖZTÜRK fatih.fizik@gmail.com BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ FİZİK BÖLÜMÜ BÖLÜM SEMİNERLERİ 26.03.2014 Nükleer Spektroskopi Arş. Gör. Muhammed Fatih KULUÖZTÜRK fatih.fizik@gmail.com NÜKLEER SPEKTROSKOPİ Radyasyon ve Radyoaktivite Radyasyon

Detaylı

Emisyon ve Hava Kalitesi Ölçüm Yöntemleri: Temel Prensipler

Emisyon ve Hava Kalitesi Ölçüm Yöntemleri: Temel Prensipler Emisyon ve Hava Kalitesi Ölçüm Yöntemleri: Temel Prensipler Prof.Dr.Abdurrahman BAYRAM Dokuz Eylül Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölümü Tınaztepe Yerleşkesi 35160 Buca-İzmir Tel: 0232 3017113 Faks:

Detaylı

ATOM ve İZOTOPlar RADYOAKTİVİTE ve RADYASYON. Prof. Dr. Arif Altıntaş

ATOM ve İZOTOPlar RADYOAKTİVİTE ve RADYASYON. Prof. Dr. Arif Altıntaş ATOM ve İZOTOPlar RADYOAKTİVİTE ve RADYASYON Prof. Dr. Arif Altıntaş Atom nedir? Atomlar tüm maddeler için yapıyı oluşturan çok küçük partiküllerdir. Atom; bir elementin kimyasal özelliklerini gösteren

Detaylı

3- KİMYASAL ELEMENTLER VE FONKSİYONLARI

3- KİMYASAL ELEMENTLER VE FONKSİYONLARI 3- KİMYASAL ELEMENTLER VE FONKSİYONLARI Doğada 103 elementin olduğu bilinmektedir. Bunlardan 84 metal elementlerdir. Metal elementler toksik olan ve toksik olmayan elementler olarak ikiye ayrılmaktadır.

Detaylı

METAL ANALİZ YÖNTEMİ (ALEVLİ ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROMETRE CİHAZI İLE )

METAL ANALİZ YÖNTEMİ (ALEVLİ ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROMETRE CİHAZI İLE ) METAL ANALİZ YÖNTEMİ (ALEVLİ ATOMİK ABSORPSİYON SPEKTROMETRE CİHAZI İLE ) YÖNTEM YÖNTEMĐN ESASI VE PRENSĐBĐ Atomik absorpsiyon spektrometresi cihazında numune alevin içerisine püskürtülür ve atomize edilir.

Detaylı

Prof. Dr. Niyazi MERİÇ

Prof. Dr. Niyazi MERİÇ Prof. Dr. Niyazi MERİÇ Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü meric@ankara.edu.tr Proton (pozitiv yük) Nötron (yüksüz) Elektron (negativ yük) Prof. Dr. Niyazi MERİÇ 2 Prof. Dr. Niyazi MERİÇ ÇEKİRDEKTE

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ Meltem DEĞERLİER ADANA İLİ VE ÇEVRESİNİN ÇEVRESEL DOĞAL RADYOAKTİVİTESİNİN SAPTANMASI VE DOĞAL RADYASYONLARIN YILLIK ETKİN DOZ EŞDEĞERİNİN BULUNMASI

Detaylı