SERAMİKTEKİ KIRIK NEDENLERİ VE ONARIMINDA BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "SERAMİKTEKİ KIRIK NEDENLERİ VE ONARIMINDA BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER"

Transkript

1 T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı SERAMİKTEKİ KIRIK NEDENLERİ VE ONARIMINDA BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Alize Su ÜLGEN Danışman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan AKSOY İZMİR-2012

2 T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı SERAMİKTEKİ KIRIK NEDENLERİ VE ONARIMINDA BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Alize Su ÜLGEN Danışman Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan AKSOY İZMİR-2012

3 ÖNSÖZ SERAMİKTEKİ KIRIK NEDENLERİ VE ONARIMINDA BAŞARIYI ETKİLEYEN FAKTÖRLER konulu tezimin hazırlanmasında beni yönlendiren hocam Prof. Dr. Gökhan Aksoy a, araştırma ve kaynak bulma konusunda beni desteleyen Doç. Dr. Mine Dündar Çömlekoğlu ile Dr. Akın Aladağ a ve öğrenim hayatım boyunca bana emek veren herkese teşekkür ederim. İZMİR Stj. Diş hekimi Alize Su Ülgen

4 İÇİNDEKİLER 1. Giriş ve Amaç 1 2. Dental Seramik Dental Seramiğin Yapısı Dental Seramiğin Sınıflandırılması Dental Seramiğin Dayanıklılığına Etki Eden Faktörler Dental Seramiği Kuvvetlendirme Yöntemleri Dental Seramik Restorasyonlarda Komplikasyonlar Kırık Nedenleri Kırık Çeşitleri Altyapı- Porselen Bağlantısını Etkileyen Faktörler Ağız İçi Porselen Onarım Sistemleri Direkt- İndirekt Yöntemler Ağız İçi Onarımda Yüzey Preparasyonları Onarım Materyalleri Olarak Kompozit Rezinler Ağız İçi Onarım Sistemlerinin Avantajları Onarım Sonrası Karşılaşılan Kompliksayonlar Sonuç Özet Kaynaklar Özgeçmiş..43

5 1. GİRİŞ VE AMAÇ 1950 lerin ortalarından beri metal destekli porselenler diş hekimliğinde yaygın bir kullanım alanı bulmuştur. Ancak, porselen materyalinin kırılgan yapısından dolayı restorasyonlarda kırılmalar meydana gelebilmektedir. Bu durum, restorasyonun tamamen bozulmasına neden olmamakla birlikte, hasta ve hekime estetik ve fonksiyon açısından sorun yaratabilmektedir. Onarımı için çıkartılamayan çok üyeli metal destekli porselen bir sabit restorasyondaki kronlardan birinin porseleninin kırılması, özellikle de bu restorasyon anteriorda yer alıyor ise ve protezi yerinde uzaklaştırıp yeniden yapmak için başka endikasyon yoksa, ciddi bir sorunla karşılaşılmış demektir. Eğer kron hassas tutuculu veya teleskoplu hareketli bölümlü protez içeren bir tüm ağız rehabilitasyonun bir parçası ise, sorun daha da büyük hale gelir. Ağız içi porselen onarımına başlamadan önce kırık sebebinin belirlenmesi son derece önemlidir. Restorasyonda meydana gelen kırığın tek nedeni olabileceği gibi, birçok faktörün bir araya gelmesi ile de meydana gelmiş olabilir. (1) Her ne kadar estetik göreceli de olsa bugün birçok insan estetiği yapaylıktan uzak ve doğallığa yakın bulmaktadır. Bu nedenle günümüzde oral kaviteye uygulanacak restorasyonlarda doğal görünüme yaklaşım oranı hekimlerin başarı kriterlerinden en önemlisi olmuştur. Dokular ile iyi ilişki kurması ve diğer malzemelere göre daha stabil olmasının yanı sıra doğal dişin estetiğine en yakın görüntüyü vermesi nedeni ile porselen materyaller halen en çok tercih edilen restoratif materyallerdir. Dental estetikte başarı için çeşitli porselen veneer teknikleri geliştirilmiştir. Metalin üstün fiziksel özellikleri ile porselenin estetik özelliklerinin birleşimini

6 temsil eden metal destekli porselen restorasyonları, uygulama kolaylığı, çok üyeli köprülerde alternatifinin olmaması, metal desteksiz porselenlere göre ekonomik olması ve kabul edilebilir estetiği nedeniyle yaygın olarak tercih edilmektedir. (2) Diş hekimliğinde estetik beklentinin artması, metal içermeyen diş rengindeki restorasyonlarla ilgili araştırmaların artmasına sebep olmuştur. Seramik materyallerinde son 10 yılda yaşanan gelişmeler tam seramik uygulamalarının yaygınlaşmasına yol açmıştır. Tam seramiklerin en önemli dezavantajı, kırılmaya karşı yatkınlıklarıdır. Kaynaklar, seramik materyallerindeki kırılmanın, restorasyonun başarısızlığına neden olan rapor edilmiş komplikasyonlar arasında en sık rastlananı olduğunu göstermektedir. (3) Porselen materyallerinin sağlam yapısına rağmen, klinikte uygulanan vakaların %5-10 unda kırılma meydana gelebilmektedir. (4) Porselenin doğasından dolayı ağız içinde yeni porselen ilavesi mümkün değildir. Bu nedenle de ağız içi porselen onarım sistemleri geliştirilmiştir. Kırılmış restorasyonu ağızdan çıkarmadan onarabilmek hasta ve hekim için memnuniyet verici bir durumdur. Fakat restorasyonun kalan kısmı ile onarılan kısmı arasındaki bağlantı fonksiyonel kuvvetlere karşı dayanabilecek güçte ve durumda olmalıdır. (1) Porselen onarımının başarısı hizmet süresinin uzunluğuna ve optimum estetik sağlamasına bağlıdır. (5) Kırılan porselen restorasyonların onarımı veya metal-porselen bağlanmasında oluşan hatalar, klinikte hekimin büyük uğraş vermesini gerektiren durumlardır. Buna rağmen kaynaklarda, onarım materyallerinin klinik performansını gösteren çok az sayıda çalışma mevcuttur. (1)

7 2. DENTAL SERAMİK Sabit protezlerde estetik amaçla kullanılan tüm materyaller arasında, doğal dişle renk uyumunun en iyi sağlandığı materyal porselendir. Porselen sözcüğü Yunanca keramikos kelimesinden gelmektedir. Tam karşılığı yanık maddedir, ancak daha çok ateşte yanarak spesifik olarak üretilen madde anlamında kullanılmaktadır. Yani porselen, bir çeşit seramiktir. (6) 2.1. DENTAL SERAMİĞİN YAPISI Diş hekimliğinde kullanılan seramikler, yapı olarak seramikçilerin kullandığı sert seramiğe çok yakındır. Çanak çömlekten dental seramiklere kadar aynı yapıda olan seramikler genel olarak silikat yapısında olup bir ya da birden fazla metalin, metal olmayan bir elementle, genellikle de oksijenle yaptığı birleşimidir. (7) Bu yapı, merkezdeki silisyum katyonunun dört köşesine yerleşen oksijen anyonlarının oluşturduğu tetrahedrat yapılardan meydana gelir. Camsı doğaya sahip dental seramiklerin büyük oranda kristal olmayan bir yapısı vardır ve çok dar bir aralıkta atomik düzenleme içerir. Dental seramiklerin çoğu oksijen ile hafif metallerin ya da yarı-metallerin bileşimi olduğundan metallerin ve ametallerin bazı özelliklerine sahiptir. (8) Diş hekimliğinde kullanılan seramik, tam olarak füzyona uğramamış sinterizasyon ile oluşturulur. Sinterizasyon, seramik içindeki partiküllerin eriyerek birleşmesi olayıdır. Diş hekimliğinde kullanılan seramik ise sinterleme ile elde edilen, içinde lösit kristalleri bulunan camsı bir matriks olup tümüyle cam faza geçmemiş seramik türüdür. (9) Dental seramikler metal ve akrilik rezin gibi diğer restoratif materyallerden, kimyasal, fiziksel, mekanik ve termal özellikler bakımından ayrılır. Her ne kadar dental seramikler kuvvetli, ısıya dirençli ve göreceli rezilient karakterde olsa da bu 2

8 materyaller kırılgandır ve büküldüklerinde, ani kuvvet değişikliklerinde ve ani ısı değişikliklerinde kırılabilmektedirler. (10) Dental seramiklerin baskı dayanıklılığı MPa arasında yüksek değerlerde olmasına karşın, çekme dayanıklılığı MPa arasında oldukça düşüktür.(11) Porselenin içeriği şu maddelerden oluşmaktadır: -Feldspar: Porselene doğal bir translüsentlik veren ana yapıyı teşkil eden maddedir. Minimum % 0 civarında orana sahiptir. Bu maddenin bağlayıcı bir özelliği vardır. Fırınlama sırasında eriyerek kuartz ve kile matris oluşturur C da ergiyen feldspar, doğal haldeyken hiçbir zaman saf değildir. Feldspar C civarında ergiyerek serbest kristalin fazında cama dönüşür ve kuartz ve kaoline yapı olarak yardımcı olur. (6) Mekanik dayanıklılık sağlar. (12) -Kuartz: Erime ısısı diğer maddelere nazaran daha yüksek yaklaşık 1700 C olan kuartz tutucu bir destek oluşturur. Silika yapısında olup, yapı içinde doldurucu görevi yapar. Pişirme sonucunda meydana gelebilecek büzülmeleri önler. Termal genleşme katsayısını kontrol etmede yardımcıdır. % oranında bulunur. Porselenin dayanıklılığının artmasını sağlar. (6) Camsı fazı meydana getirir. (12) -Kaolin: Dehidrate olmuş alüminyum silikattır. Çin kili olarak da adlandırılır. Yapışkan bir yapıya sahip olduğundan diğer materyalleri bir arada tutar. Dolayısıyla porselenin modelajında yardımcı olur. %1-5 oranındadır Cde ergiyen kaolin, bir alüminyum hidrat silikatıdır. Opal yapıdadır ve ısıya oldukça dayanıklıdır. (6) Plastisite sağlar. Mekanik özellikler üzerinde olumsuz etkileri mevcuttur bu nedenle yerine zamk veya nişasta kullanılmaktadır. (12) Bu üç ana madde dışında akışkanlar veya cam modifiye ediciler, ara oksitler, çeşitli renk pigmentleri, opaklaştırıcı ve flouresans özelliğini geliştiren çeşitli ajanlar da porselen yapıya eklenebilmektedir. (6) 3

9 2.2. DENTAL SERAMİĞİN SINIFLANDIRILMASI Porselenler şu şekilde sınıflandırılmaktadır: A- Dispersiyon ile güçlendirilmiş seramik sistemleri 1- Alumina Kor a- Aluminoz seramik b- Hi Ceram c- In Ceram infiltre seramikler 2- Magnezyum Kor 3- Cerestore 4- Optec- HSP B- Dökülebilir Seramikler 1- Dicor 2- Cerapearl C- Preslenebilir Seramikler, IPS Empress Sistemi D- CAD-CAM Sistemi (13) 3. DENTAL SERAMİĞİN DAYANIKLILIĞINA ETKİ EDEN FAKTÖRLER Ağız ortamında kullanılacak bir materyal, oldukça dayanıklılık gerektiren bir ortamda çalışacak demektir. Bu materyal, bir yandan devamlı çeşitli sıvı veya sert yiyecek maddeleri banyosunda kalırken, bir yandan da organik asitler üreten mikroorganizmaların etkisine maruz kalacaktır. Ayrıca çiğneme kuvvetlerinin yol açtığı gerilim, sıkışma, eğilme ve makaslama kuvvetlerine direnmesi gerekecek ve bu kuvvetler parafonksiyonel alışkanlıkları olan kişilerde çok daha yüksek değerlere ulaşabilecektir. 4

10 Mekanik dayanıklılık, restorasyonların klinik başarısının tespitinde önemli bir faktördür. Genellikle; çekme, basma veya makaslama gerilimlerinden biri restorasyon üzerinde diğerlerinden ayrılarak izlenemez. Restorasyon aynı anda bu üç gerilimin de etkisi altındadır. Fakat genellikle metaller gibi çekilebilme özelliğine sahip materyalle çekme gerilimine dayanıklı iken, porselen gibi kırılgan materyaller de basma kuvvetlerine iyi direnç gösterirler. Bu durumda bir materyalin dayanıklılığının sınırını belirten test, onun daha az dayanıklı olduğu gerilime maruz kalması ile anlaşılabilir. (14) Şekil 1: Young Modülü Güncel seramik materyallerinin kırılma dayanım değerleri; feldspatik yapıda seramik için MPa, lösit yapıda seramik için MPa, lityum disilikat yapıda seramik için MPa, cam infiltre yapıda seramik için MPa, alüminyum oksit yapıda seramik için MPa, zirkonyum oksit yapıda seramik için MPa dır. (3) Dental seramiğin dayanıklılığına etki eden birçok faktör vardır. Bunlar; sıvı ortamın, porozitenin ve yüzey yapısının etkisidir. (14) Seramik materyallerinin dayanıklılığı, çatlak başlangıcı ve gelişimi ile doğrudan ilgilidir. Çatlak başlangıcı 5

11 materyalin, yüzey özellikleri ile kontrol edilirken, çatlak gelişimi ise materyalin içyapısı tarafından kontrol edilir. Yüzey yapısının dayanıklılıkta küçümsenmeyecek bir etkisi vardır. Polisaj ve glazür uygulanan seramik örneklerin dayanıklılığı, yüzeyi pürüzlü örneklerin dayanıklılığından daha yüksektir. (15) Silikat camlarının ve diğer pek çok materyalin dayanıklılığının, su varlığında azaldığı uzun süredir bilinmektedir. Dental seramiklerde de sıvı ortamın varlığında mekanik direncin düştüğü bulunmuştur. Seramiklerin sıvı ortamlarda dayanıklılıklarının azalması, yorgunluk olarak adlandırılır. Bu olay çatlak öncesi küçük kuvvet dalgalanmalarına ve kuvvet birikimine neden olur. Bu olaya stres korozyonu denir. (14) Mikrostrüktür, ısıl işlemler, plastik deformasyon, yüzey bitim şekli ve kaplamalar yorgunluğa bağlı çatlak oluşumu ve büyümesi üzerinde belirleyici etkiye sahiptir. Seramiklerin kullanıldığı, dental protezlerde yorgunluğa bağlı başarısızlık oluşması için gerekli tüm faktörler ağız ortamı içinde yer almaktadır. Su, tükrük içindeki temel kimyasal üründür. Bu nedenle sıvı ortam için söz edilen olumsuzluklar ağız ortamı için de geçerlidir. Seramik materyallerde, dayanıklılık üzerinde etkisi olan en önemli yapısal özellik, porozitedir. Birçok materyal için porozite, materyalin istenmeyen bir özelliği olarak kabul edilir. Dental seramiklerde porozitenin varlığı dayanıklılığı ve seramiğin translüsentliğini etkilemektedir. Kuvvet uygulanan bölgede boşlukların varlığı dayanıklılığı azaltır ve kuvvet yoğunlaştırıcı bir etki oluşturur. Bunun nedeni yük taşıyan alanların azalması ve birim alana düşen kuvvetin artmasıdır. Porselen materyali, dayanıklılık, estetik ve düşük bakteriyel plak tutulumu gibi yapısal olarak birçok üstün özelliklere sahiptir. Bu özellikler için gerekli pürüzsüz yüzeyler sağlamak amacıyla; porselen yüzeyine farklı bitirme işlemleri uygulanmaktadır. Farklı yöntemlerle uygulanan bitirme işlemleri, hem porselen 6

12 materyalinin kırılgan yapısını güçlendirir hem de doğal diş minesini taklit edebilmesini sağlar. Bunlardan en sık tercih edilenleri, yüksek ısıda gerçekleştirilen otoglaze ve overglaze işlemleridir. (16) Glazürün, seramik yüzeyini kapatıcı ve yüzeyde kompresif stresler oluşturucu bir etkisi vardır. Glazürün içinde bulunan ince cam tabakası ve oluşan kompresif stresler, yüzey çatlaklarının derinliğini ve genişliğini azaltırlar ve materyali teorik olarak kuvvetlendirirler. (15) 3.1. DENTAL SERAMİĞİ KUVVETLENDİRME YÖNTEMLERİ Teknolojik gelişmeler yeni seramik tipleri ve sistemleri üretirken, seramiğin kullanım alanını da genişletmiştir. Buna rağmen, kırılma dirençlerinin azlığı yüzünden kullanım alanları halen sınırlıdır. Ağız ortamında yüksek yüklere maruz kalan dental seramiklerin estetikleri göz ardı edilmeksizin dayanıklılıklarının arttırılabilmesine yönelik birçok yöntem araştırılmıştır. (17) 1- Metal bir altyapı ile kuvvetlendirme Dental seramiğin baskı kuvvetine olan direnci, gerilme kuvvetine olan direncinden daha fazladır. Bu nedenle seramikler metal bir alt yapı ile desteklenerek, gerilim, makaslama ve sıkıştırma kuvvetlerine karşı dirençleri arttırılmaya çalışılmıştır. Metal bir altyapı ile desteklenen seramikte çatlama ve deforme olduğunda kırılmalar, ancak alttaki bu güçlü materyal deforme olduğunda gelişirler. Bu sonucun, metal alt yapı ile seramik bağlantısının mükemmel olduğu durumlarda ortaya çıkması doğaldır. Kronun iç yüzeylerinden gelişen çatlaklar, metal alt yapının desteği ile önlenir. 2- Termal güçlendirme Camların dayanıklılığını arttırmada kullanılan yöntemlerden bir diğeridir. Camlar erime sıcaklığına kadar ısıtılırsa ve yavaş yavaş soğutulursa camdaki gerilim kuvvetleri serbest kalır. Ancak cam, erime sıcaklığına kadar ısıtılıp çok 7

13 çabuk soğutulursa, gerilim kuvvetleri camın içinde hapsolur. Bu yöntem diş hekimliğinde seramikleri kuvvetlendirmede etkin olarak kullanılan yöntemlerden birisidir. 3- Kontrollü kristalizasyon yolu ile kuvvetlendirme Normal koşullarda camlar belli bir sıcaklığa kadar ısıtılıp soğutulduklarında kristalize olmazlar. Bu yöntemde cam, ilk yumuşama işaretlerini gösterdiği sıcaklığa kadar ısıtılır, bu sırada yapısında bulunan kristal çekirdeklerinin aktivasyonu ile kristalize olmaya başlar ve daha sonra sıcaklık yavaş yavaş arttırıldıkça kristalizasyon artar. Estetik olumsuzlukları nedeniyle çok tercih edilen bir yöntem değildir. 4- Kristal faz dağılımı yolu ile kuvvetlendirme Dental seramikler gibi camsı materyallerin içine, yüksek dayanıklılığa ve elastiklik modülüne sahip kristaller eklendiğinde dayanıklılıklarının arttığı gözlenmiştir. Kristallerin ısıl genleşme katsayıları cama ne kadar yakınsa, kristalcam karışımının dayanıklılığı ve elastisitesi o kadar artar. (14) İğnemsi kristaller, çatlakların yön değiştirmesini ve kollara ayrılmasını engellemekte veya önlerinin kesilmesini sağlamaktadır. Seramik yapısındaki çatlak oluşumu, lityum disilikat kristalleri tarafında tutularak seramiğin bükülme direncinde artış sağlanmaktadır. (18) Dental seramikte kullanılan kristallerin seçiminde; erime sıcaklığı, ısıl genleşme katsayısının camla uyumu, dental seramikle bağlanma özelliği, mekanik kuvvet ve renk gibi özellikler göz önünde bulundurulmuştur. Camsı martiks içinde dağılmış durumda bulunan kristal fazın ısıl genleşme katsayısı, camsı matriksten bir miktar fazla olduğunda seramik yapı içinde kompresif stresler oluşmakta ve bu şekilde seramik materyalinin dayanıklılığı arttırılmaktadır. 8

14 Dental seramikleri kristal faz dağılımı yolu ile kuvvetlendirmede çoğunlukla Al 2 O 3 kristalleri kullanılmıştır. Günümüzde camsı martiks içine Al 2 O 3 kristallerinin yanında lösit, zirkonyum, magnezyum, flormika, sanidin kristalleri de eklenerek dental seramiklerin dayanıklılıkları önemli ölçüde artırılmıştır. (14) Dental seramiklerde zirkonyanın dayanıklı, güvenilir, çatlak büyümesini inhibe eden ve başarısızlıkları önleyen bir malzeme olduğu kanıtlanmıştır. (19) 5- İyon alışverişi yolu ile kuvvetlendirme Bu yöntem dental seramiği kuvvetlendirmede en etkili yöntemlerden birisidir. Bu yönteme kimyasal yol ile kuvvetlendirme de denmektedir. Dental seramiklerin yüzey tabakalarında sodyum iyonları bulunur. Yöntemin esası dental seramiklerin metalik katyonlar içeren sıvılara daldırılarak yüzeylerindeki sözü edilen sodyum iyonları ile metalik katyonların yer değiştirmesini sağlamaktır. Metalik katyonların seramiğe difüzyonunu başlatıcı etken, materyaller arasındaki yoğunluk farkıdır. Bu işlemde genellikle potasyum nitrat çözeltisi kullanılır. Potasyum iyonları seramik yüzeyine difüze olarak bir kısım sodyum iyonları ile yer değiştirirler. Potasyum iyonları sodyum iyonlarından 35 kat daha büyüktür. Önceden sodyum iyonlarına ait olan boşlukları, çok daha büyük olan potasyum iyonlarının doldurması ile yüzeyde bir sıkışma meydana gelir ve kalıcı kompresif stresler oluşur. Dışarıdan uygulanan kuvvetin, seramik yapıda, kırık ya da çatlak oluşturabilmesi için öncelikle bu kompresif stresleri yenmeleri gerekir. 6- Değişim sertleşmesi yolu ile kuvvetlendirme Bu yöntemde çoğunlukla lösit ve zirkonyum kullanılır. Zirkonyumun kırılma dayanıklılığı çok yüksektir. Yöntemin esası seramik materyalde ısı değişimleri oluşturarak kristalin fazın camsı matriks içindeki hacmini arttırmak ve yapı içinde kompresif kuvvetler oluşturmaktır. Oluşan kompresif stresler seramik 9

15 materyal içinde ilerleyen çatlağı durdururlar ve çatlak tepesinde bulunan gerilim streslerini azaltırlar. (14) Güçlendirilmiş materyal, posterior kronlar ve inlay destekli köprüler gibi yüksek strese maruz kalan uygulamalarda, daha yüksek mekanik güvenilirlikle kullanılabilmektedir. (20) 3.2.DENTAL SERAMİK RESTORASYONLARDA KOMPLİKASYONLAR Psikolojik ve sosyal avantajlarının yanında konforlu olmaları nedeniyle sabit protetik restorasyonlar hareketli protezlere göre daha fazla tercih edilmekte ve günümüzün gelişen teknolojisine paralel olarak farklı malzemeler ile hazırlanabilmektedir. Zamana bağlı olarak bu restorasyonlarda estetik (çatlak, kırık, aşınma, renk değişikliği), biyolojik (çürükler, destek dişlerin vitalisinde kayıp, periodontal problemler) ve teknik komplikasyonlar (retansiyon kaybı, restorasyonun kaybına yol açabilecek şekilde destek dişlerde kırık, materyal komplikasyonları) ortaya çıkabilmekte ve sökülmeleri gerekmektedir. Sabit protetik restorasyonların söküm nedeni olarak pek çok faktör sayılmaktadır. Bazı araştırmacılar endodontik nedenlerin, bazıları çürüğün, bazıları ise sıklıkla çürüğün de eşlik ettiği retansiyon kaybının ilk sırada yer aldığını belirtmektedirler. Destek dişleri etkileyen endodontik kökenli rahatsızlıklar, çürük ve periodontal sorunlar, sabit protetik restorasyonların biyolojik problemleri olarak sayılırken, retansiyon kaybı, estetik materyal kırıkları, metal alt yapıda özellikle bağlantı alanlarındaki sorunlar, aşınma ve destek diş kırıkları mekanik problemler olarak sıralanmaktadır. Diğer problemler ise restorasyonun kenar problemleri, uygun olmayan kontur ve estetik yetersizlikler olarak tanımlanabilir. Retansiyon kaybı en yaygın görülen erken komplikasyon olarak bildirilirken, diş çürükleri ise en yaygın görülen geç komplikasyondur. (21) 10

16 Tam seramik restorasyonlarla ilgili komplikasyonları major ve minor komplikasyonlar olarak başlıca iki gruba ayırmak mümkündür. Buna göre major komplikasyonlar araştırmacılar tarafından restorasyonun yenilenmesine ya da dayanak dişin çekimine neden olabilecek sorunlar olarak kabul edilirken minor komplikasyonlar sonucunda restorasyonun değiştirilmesi gerekmemektedir. Major komplikasyonlar; alt yapı ve/ veya üstyapıda kırılma, alt yapı ile üst yapı arasındaki ayrılma ve dayanak yapıda kırılmayı kapsamaktadır. Minor komplikasyonlar ise kenar uyumunun bozulması, protezin desimante olması, üst yapıda çatlak veya kopma olması, çürük oluşumu, endodontik tedavi gereksinimi, aşırı dentin hassasiyeti, renk uyumsuzluğu ve yüzey pürüzlülüğü şeklinde sınıflandırılmaktadır. (3) Seramik restorasyonların başarısızlıkları ile ilgili olası faktörler; restorasyonun şekli, homojen olmayan mikro yapı, yüzey çatlaklarının boyutu ve dağılımı, uygulanan ısı ve polisaj işlemleri ile oluşan artık stresler, restorasyonun ilişkide olduğu ortam koşulları, seramik materyali ile siman ara yüzünün özellikleri, restorasyonun kalınlığı ve kalınlık değişimleri, restorasyonu oluşturan bileşenlerin elastiklik modülleri, uygulanan yükün şiddeti ve yönü olarak açıklanmaktadır. (14) Bir tam seramik restorasyonun dayanıklılığı, dayanak materyalin özelliklerine olduğu kadar, alt- üst yapı bağlantısına, endikasyona uygun materyal seçimi ayrıca doğru üretim ve doğru yapıştırma tekniği kullanmasıyla mümkün olabilmektedir. (3) Kullanılan siman bazında oluşan bu performans farkı, istatiksel olarak anlamlıdır. (22) Başarısızlık riskini azaltan önlemlerden biri de sert akrilden yapılan maksiler splintin gece boyunca kullanımıdır. Bu uygulama, gece dişlerini sıktığını ya da gıcırdattığını kabul eden hastalar için önerilmektedir. Simantasyon sonrası çatlak, kırık, çentik oluşumu ve mikrosızıntı, porselen restorasyonların olası 11

17 komplikasyonlarındandır. Bu komplikasyonlardaki olumlu taraf, çoğu vakada bu restorasyonların minimum maliyetlerle basit olarak onarılabilmeleridir. (23) 4. KIRIK NEDENLERİ Dental porselenin kırılması, restoratif diş hekimliğinin istenmeyen bir gerçeği olarak kabul edilir. Bu durum, restorasyonun fonksiyonunun azalması veya estetiğinin bozulması ile sonuçlanarak, restorasyonun değiştirilmesini veya tamirini zorunlu kılar. Restorasyonlarda hataların meydana gelmesinde pek çok faktör etkilidir. Metal ve porselen materyalleri arasındaki modülüslerdeki büyük değişikliklerden dolayı, mekanik hataların oluşması sürpriz değildir. Restorasyonlar çiğneme kuvvetleri altında oluşan streslerden dolayı uzun sürelerle tekrarlayan yüklere maruz kalır ve durum özellikle kimyasal yapıya zarar verir. Metal- porselen direnci nemli çevrelerde %20-30 oranında azalır. Yüzeyler travma, parafonksiyonel okluzyon, veya porselen- metal arasındaki yetersiz retansiyondan dolayı zarar görür veya kırılır. (1) Özellikle aşırı çiğneme kuvvetleri, okluzal dengesizlikler, diş sıkma ya da gıcırdatma gibi parafonksiyonel alışkanlıklar porselen restorasyonlarda kırılmalara neden olabilmektedir. (24) Porselende geniş boşluk bulunması, meydana gelecek hataların önemli bir nedenini oluşturur. Porselen kırıklarının diğer bir nedeni, restorasyonun preparasyonu sırasındaki teknik hatalardır. Porselenin içindeki porozite ile bu hatalar birleşince porselen zayıflar ve muhtemel kırıklar kaçınılmaz olur. Uzun anterior-posterior metal alt yapı ağır veya kompleks yükler altında esneyip porselen kırığına yol açar. Metal yapının dizayn hatası, metal alt yapı ile porselen arasındaki uyumsuz ısıl genleşme katsayısı, aşırı porselen kalınlığı ve yetersiz metal desteği, porselen uygulamasındaki teknik kusurlar, okluzal kuvvetler 12

18 veya travma metal destekli porselen restorasyonlar için hata nedenleridir. Porselende mikroçatlaklar kondansasyon, pişirme ve sinterizasyon sırasında ısıl değişikliklerden dolayı olur. (1) Seramikte oluşan mikrodefekt ve mikroporozite gibi teknik hatalar, uygun olmayan termal genleşme katsayıları porselen restorasyonların kırılmasına neden olan etkenlerdir. (5) Porselen kırıklarının esas nedenlerinden biri, yetersiz diş preparasyonudur. Böylece metal alt yapı için yetersiz interokluzal mesafe kalır. Yorulmalar da metal- porselen restorasyonlar için önemli bir dezavantaj yaratır. Porselenin pişirilmesi sırasında mikro çatlakları minimale indirmek için uniform kalınlıkta işlenmesi gerekir. Yüksek ısırma kuvvetleri, yıkıcı prematüre kontaktlar ve düşük ph daki içecekler dental restorasyonların cam içeriğinde kırığa neden olabilir. Yanlış okluzal kayıtlar, materyal tipi, restorasyonların diş ile uyumsuzluğu muhtemel kırılma nedenleridir. Bu faktörlere ilave olarak simantasyon sırasında yapılan hatalar da eklenebilir. (1) Çoğu dental materyal, heterojen yapıya sahip olmalarına bağlı olarak çeşitli miktarlarda ve büyüklüklerde muhtemel defekt ve kusur içermektedir. (24) Dental seramikte kırılmalar çoğu zaman bir mikro çatlaktan gelişirler. Bu çatlaklar yüzeyde bulunup kuvveti yoğunlaştırma etkisi gösterirler. Böylece yük altında kalan bu alanlarda oluşan daha büyük çatlaklarla kırılma meydana gelir. Dental seramiklerin restorasyonlarda kullanımını sınırlayan en belirgin özellikleri kırılgan olmalarıdır. Bu nedenle seramikler, elastik gerilim enerjisini absorbe etmede yetersiz kalmaktadırlar. Seramik materyalinin bu özelliği kırılma sertliği parametresi ile ifade edilebilir. Kırılma sertliği, tam bir kırılma oluşmadan önce çatlak yakınına ulaşması gereken gerilim kuvveti miktarı ile ilgilidir. Dayanıklılığın yanı sıra materyalin ısıl şok direnci, aşınmaya duyarlılık gibi 13

19 özellikleri tümüyle bu parametre tarafından kontrol edilir. (14) Matrikste son derece yüksek gerilme stresleri geliştiğinden beri, çok küçük ZrO 2 parçacıkları, kırık şekillendiricileri olarak davranabilirler, böylece kritik çatlak boyutu küçük değerlerle sınırlanabilir. (26) Seramiklerin, kuvvet karşısında mekanik davranışını etkileyen faktörlerden birisi de seramiklere eklenen kristal yapıların varlığıdır. Örneğin, yüksek miktarda alüminyum oksit içeren alüminoz seramiklerde, camsı matriks içine dağılmış bulunan alümina kristalleri, quartzdan çok daha kuvvetli ve daha yüksek elasitiklik modülüne sahiptirler ve çatlak büyümesini önlemede daha etkindirler. Alümina partikülleri, camdan daha zor kırıldıklarından çatlağın ilerlemesi sırasında, kırılabilmeleri için daha fazla enerjiye gereksinim vardır. Alümina-cam bileşimi, cam fazının, tek başına gösterdiği dayanıklılığın iki katını gösterir. Seramikler, ani kuvvetlere duyarlı oldukları gibi, şiddeti az fakat uzun süre uygulanan kuvvetlerde ve nemli ortamda oluşan korozyon olayları sonucu, statik yorgunluk gösterirler. Yorgunluk sınırını aşan kuvvetlerin varlığında seramik yapıda kırılmalar gözlenir. (14) Porselenin kırılma nedenlerinde etkili olan faktörleri kısaca şöyle sıralayabiliriz; 1- Hatalı kron, köprü dizaynı a- Restorasyonun esnemesine yol açan yetersiz rijiditeye sahip metal altyapı b- Yanlış altyapı dizaynı, yeterinde desteklenmemiş porselen c- Restorasyona aşırı kuvvet uygulanmasına yol açan yanlış okluzal konturlar 2- Direkt travma 14

20 3- Okluzal travma 4- Laboratuar hataları 5- Kron ve köprü yapısının aşırı okluzal uygulamalar veya endodontik giriş kavitesinin açılması sırasında zayıflatılması. (1) 4.1. KIRIK ÇEŞİTLERİ Porselen restorasyonlardaki kırıkla klinikte üç farklı şekilde karşılaşılır. Sadece porselende oluşan kırık, porselende oluşan kırık, porselende oluşan kırıkla metalin bir kısmının açığa çıktığı kırık ve porselenin büyük bir kısmının kırılıp metalin tamamının açığa çıktığı kırıklardır. Metal açığa çıkmadığı durumlarda daha kolay onarım yapılabilirken, fazla miktarda metal açığa çıkmışsa bu daha büyük bir problemdir. Çünkü porselen ve metal iki farklı karakterde malzemedir. Kompozitin bağlanacağı yeterli porselen yoksa, metal bağlanma yüzeyi olarak kullanılır. (25) O Brien porselen kırık başarısızlığını altı tip olarak tanımlamıştır: - Metal ile porselen arasındaki adeziv başarısızlık - Metal oksit ile porselen arasındaki koheziv - Koheziv olarak porselen başarısızlığı - Metal ile metal oksit arasındaki adeziv başarısızlığı - Metal oksit ile metal oksit arasındaki koheziv başarısızlığı - Koheziv olarak metal şeklindedir. Metal porselen arasındaki koheziv başarısızlık, porselen ya da metal içerisinde meydana gelirken; adeziv başarısızlık, porselen ile metal ara yüzünde meydana gelir. Koheziv başarısızlık genellikle soy olmayan alaşımlarda meydana gelir. (2) 15

21 Tam seramik restorasyonlarda kırılma; alüminyum oksit ve lityum disilikat içeren alt yapı materyalleri ile yapılan tam seramik restorasyonların gövde- çapa birleşim bölgesinde, zirkonyum oksit içeren alt yapı materyalleri ile yapılan tam seramik restorasyonlarda ise çoğunlukla üst yapı porseleninde koheziv olarak gerçekleşmektedir. Tam seramik köprüler için en uygun tasarım dayanak yüksekliğini ve yüzey alanını arttırmaya dayanmalıdır. Tam seramik köprü protezlerinde kırılma dayanımının gövdenin uzunluğundan, gövde- çapa birleşim bölgelerinin şeklinden, pozisyonundan ve boyutundan etkilendiği bildirilmiştir. Altyapı ve üstyapı arasındaki kırılma ve bükülme dayanımı farkı yüksek olduğunda, kırık en zayıf bölgeden başlamaktadır. (3) 4.2. ALTYAPI-PORSELEN BAĞLANTISINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Metal- porselen bağlantısında kritik bir takım faktörler vardır. Metal ve porselenin termal genleşme ve büzülme katsayılarının uyumu, metal alt yapının geometrik dizaynı, alaşımın metalurjik kompozisyonu, porselen uygulama tekniği ve metal altyapının hazırlanmasında kullanılan ön işlemler bu faktörler arasındadır. Metal üzerine porselenin bağlanması, porselen ile metaldeki atomlar arasında etkileşim ve eriyen porselenle alaşım yüzeyinin ıslatılmasına bağlıdır. Porselenin pişirilmesi sırasında alaşımdaki oksit elementlerinin porselen içine hareketi, bağlanmayı sağlar. Metal- porselen restorasyonlarda başarılı bağlantıyı sağlamada etkili kritik faktörler şunlardır: 1- Yüzey işlemleri a- Alaşım yüzeyinin pürüzlülüğü ve yüzey artıklarının giderilmesi b- Alaşım yüzeyindeki oksit tabakanın varlığı 16

22 c- Bağlayıcı ajan kullanımı 2- Porselenin fırınlama ısısı 3- Fırınlanan porselenin içinde gelişen sıkıştırıcı gerilimin varlığı 4- Alaşımın cinsi 5- Soğumanın etkisi 6- Porselenin fırınlanma sayısı 7- Porselenin tipi (27) 5. AĞIZ İÇİ PORSELEN ONARIM SİSTEMLERİ Porselenin estetik ve biyouyumluluk gibi avantajlarının yanı sıra, kırılgan bir malzeme olması en büyük dezavantajıdır. Porselen kırığında tedavi seçeneklerinden biri olarak restorasyonun ağız dışı onarımı düşünülse de, bu zaman alıcı ve pahallı bir yöntemdir. Özellikle çok üyeli köprülerde protezin yerinden çıkarılması sırasında destek dişlerde ve protezde meydana gelebilecek komplikasyonlar, restorasyonun ağız içi onarımını daha konservatif bir yaklaşım haline getirmektedir. Porselen yapımı ağız içinde gerçekleştirilemediğinden alternatif onarım materyali olarak kompozitler kullanılmaktadır. Kompozitin, kırılma sonucu açığa çıkmış yüzeye başarılı bir şekilde bağlanması için öncelikle uygun bir yüzey hazırlığı yapılmalıdır. Kompozitin porselen- metal yüzeyine bağlanmasında, elmas frezle pürüzlendirme, air abrazyon, asitle pürüzlendirme ve silika kaplama gibi mekanik bağlanma yöntemleriyle birlikte, silan, metal primer ve bonding gibi kimyasal ajanlar da kullanılır. (5) 17

23 5.1. DİREKT- İNDİREKT YÖNTEMLER Metal destekli porselen restorasyonlarda meydana gelen kırılmaların restorasyon ağızdan çıkarılmadan onarımı için geliştirilen uygulamalar iki sınıf altında toplanmaktadır; 1- Direkt Yöntemler a- Kompozit Restorasyonu ( onarım sistemleri ile): Özellikle kırık sahası küçük bir boyutta ise, kompozit rezinler kullanılarak yapılan ağız içi porselen onarımı, estetik görüntüsü ve kolay uygulaması ile tercih edilmelidir. Kırık sahasının özellikleri değerlendirilerek uygulanacak onarım setinin kullanım kılavuzuna göre onarım işlemi gerçekleştirilir. Günümüzde gelişen adeziv teknolojisi ile bu yöntemle başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Renk seçenekleri, ekonomik oluşu, tek seansta yapılması gibi avantajlarıyla klinik olarak en çok tercih edilen yöntemlerdir. b- Kırık Parçanın Simantasyonu (onarım sistemleri ile): Eğer kırılan parça zarar görmeden geride kalabilmiş ise yine ağız içi porselen onarım setlerinden yararlanılarak kırık parça restorasyona yapıştırılabilir. Burada kırılan parçanın da yapıştırılırken özel işlemlere tabi tutularak uygulandığı (hidroflorik asit gibi) unutulmamalıdır. Ayrıca yapıştırma işlemi dikkatli bir şekilde yapılmazsa, kırık parçanın yerine yerleştirilmesinde zorluklarla karşılaşılabilir. (kalın kompozit ve bonding uygulaması gibi). 2- İndirekt Yöntemler a- Faset Uygulaması (laminate): Metal-porselen restorasyonda eğer geniş bir alan kaybı söz konusu ise kaybedilen alan porselen bir faset ile onarılabilir. Burada kırılan kısmın ölçüsü alınır ve laboratuarda uygun bir porselen laminate 18

24 işlenir. Gelen parça ağız içindeki restorasyona rezin bazlı simanlarla yapıştırılır. Burada maliyet ve seans kaybı dezavantaj yaratır. b- Metal- Porselen Kron Uygulaması (overcasting): Restorasyonun kırık parçasının yerini alacak üst yapıya yer sağlayabilmek için metal alt yapıdan metali perfore etmeden aşındırma yapılır. Gerekli tutuculuk için aksiyel duvarlar aşındırılır, okluzal yüzeye 2 milimetrelik mesafe kalacak şekle aşındırma yapılmalıdır ve daha sonra ölçü, prova ve simantasyon işlemleri uygulanır. Ancak özellikle anterior bölgede dişlerin anatomik formu nedeniyle bu uygulamanın yapılması zordur. Overcasting yönteminin bağlantı noktalarının zayıflatılması, metal alt yapının perfore edilmesi, aşırı kontur, dişeti ile ilişkili olduğu durumlarda periodontal risk gibi sakıncaları bulunmaktadır. (1) Yüksek maliyet ve tekniğin hassasiyet gerektirmesi gibi dezavantajlarına karşın, seramik materyalinin dayanıklılığı ve yüksek estetik özellikleri endirekt yöntemin avantajları olarak ortaya çıkmaktadır. (28) Eski onarım sistemlerinde tutuculuk, çukur ve undercut yaratılarak elde edilen makromekanik retansiyona dayanmaktaydı. Günümüzde ise; gelişen onarım sistemlerinde kimyasal bağlanma için daha büyük yüzey sağlayan mikromekanik tutuculuk önem kazanmıştır. Onarım materyali restorasyonun kırık sahasına kimyasal, mekanik veya her iki şekilde bağlanabilir. Onarım materyalinin uygulandığı yüzey ile nasıl bir tutunma sağlayacağı, materyal uygulanmadan önce gerçekleştirilen yüzey preparasyonuna bağlıdır. Porselen onarım materyalinin ıslatma açısı, porselenin içeriği, yüzey uygulaması, ara bağlayıcı sistemler, onarım materyalinin türü, mikrosızıntı, metalporselen-onarım materyali bağlantısını etkileyen faktörlerdir. 19

25 5.2. AĞIZ İÇİ ONARIMDA YÜZEY PREPARASYONLARI 1- Asit uygulaması: Ağız içi onarım sistemleri, rezinin porselene bağlanmasında çok popüler olan topikal asit uygulamalarına dayanır. Bu sistemin en büyük avantajları, hastanın tedavisi sırasında, tek seansta uygulanmasının çok kolay olmasıdır. Ayrıca karmaşık laboratuar işlemleri gerektirmeksizin hata durumunda restorasyonun tekrar asitlenebilmesine olanak verir. a- Hidroflorik asit; Porselen yüzeyinin asitlenmesi için sıklıkla tercih edilen ajandır. % oranlarındaki konsantrasyon ve 1 dakikadan 3 dakikaya kadar değişen uygulama süreleri ile kırık porselenin yüzeyinde amorf bir yapı ile çok sayıda gözenek meydana getirerek porselen ile rezinin bağlanmasını kuvvetlendirir. Hidroflorik asit aynı zamanda uygulandığı yüzeyde cam matriksi seçerek uzaklaştırır ve kristalin yapısını açığa çıkarır.(1) Hidroflorik asidin etkisinde seramik materyallerinin alumina içeriği önemli rol oynar. Feldspatik porseleni %20 HF asitle 3 dakika asitlemek, kompozit rezinle olan bağ dayanıklılığını önemli ölçüde arttırır. Porselenler benzer kimyasal formüle sahip oldukları halde bileşenleri, kristal yapısı, partikül boyutu, sinterleşme davranışı, mikrotopoğrafyaları arasında farklar vardır. Alumina, porselenin gücünü arttırır fakat kimyasal atağa yüksek dayanımlıdır ve iyi dağlanmaz. Seramik yüzeylerini silikon bağlayıcı ajan kullanmadan asitlemek, ince elmas frezlerle yüzeyin pürüzlendirilmesinden daha dayanıklı bağlantı kuvveti sağlamaz. Fosforik asit ile karşılaştırıldığında hidroflorik asit mekanik retansiyonda daha etkili olduğu için tavsiye edilir. Kimyasal retansiyon için de hidroflorik asitten sonra silan bağlayıcı ajanların kullanımı iyi sonuçlar vermiştir. 20

26 Yeni kimyasal asitleme sistemleri, yeterli retansiyonu arttırdığı halde metalde derin olmayan asit paterni oluşturmuştur. Optimal bağlantı başarılsa bile hidroflorik asidin ağız içi kullanımındaki tehlikeler sorgulanmalıdır. Hidroflorik asidin zararları iyi bilinmektedir. Hidroflorik asidin etkinliğine rağmen insan dokularına zarar vermesi nedeniyle daha makul onarım yöntemleri tavsiye edilir. Yeterli rubber dam izolasyonu yapılamadığında, örneğin sabit protezlerde servikal kırık onarımında pratisyenler uyarılmalı ve çok dikkat etmelidirler. Hidroflorik asidin tehlikeli, zararlı, irritan bileşik ve zehirli ajan olarak kategorize edilmesine rağmen klinik aşamalarda ağız içi seramik onarımı için hidroflorik aside gerek duyulmaktadır. Asit konsantrasyonu ve uygulama süresi buna etki eden önemli faktörlerdir. (24) b- Fosforik asit; Porselen yüzeyinin pürüzlendirilmesi için %36-40 oranlarındaki fosforik asitten faydalanılır. Hidroflorik aside göre daha az güçlü bir asittir. Porselen yüzeyini asitlemek için değil, porselenin temizlenmesi için önerilir. c- Asidüle fosfat florür; Porselen yüzeyinin etkili ve güvenli asitlenmesinde %1.23 oranındaki asidüle fosfat florür kullanılır. (1) Hidroflorik asitin yarattığı poroz, amorf yapının tersine asidüle fosfat florur, porselen yüzeyinde düzgün, homojenize bir alan yaratır. Fakat taramalı elektron mikroskobu araştırmaları, asidüle fosfat florür jel ile asitlemenin yeterli olmayabileceğini göstermiştir. (24) 2- Kumlama: Dental restorasyonların kumlanması materyallerin yüzeylerini temizlemek ve hem yüzeyi arttırmak hem de mikroretantif topoğrafyayı sağlamak için sıklıkla kullanılır. Böylece aktive olan yüzeyde uygulanacak materyalin ıslanabilirliği artar. Ancak kumlama dikkatli bir şekilde yapılmalıdır, çünkü 21

27 uygulama sırasında meydana gelebilecek materyal kaybı restorasyonun klinik olarak uyumunu bozabilir. Kumlamadan sonra metal yüzeyinde oluşan düzensizlikler; kumun çekirdek büyüklüğüne, metalin sertliğine ve kumlamanın basıncıyla uygulama süresine bağlıdır. (1) Kumlama, açığa çıkmış yüzey metal, porselen ya da ikisinin kombine olduğu durumlarda bile kırık restorasyonların onarımı için en etkili yüzey tedavisi olarak ifade edilir. (24) a- Alüminyum oksit partikülleri ile kumlama; Yüzey gerilimini azaltmak ve bağlantı yüzey alanını arttırmak amacı ile Al 2 O 3 ile kumlama yapılarak yüzeyi pürüzlendirmek ağız içi porselen onarımı için basit bir metoddur. Bu yüzey hazırlığı da rezinlerin yüzeyi daha etkili olarak ıslatmasına olanak tanır. Bu metod ağız içinde kullanılan bir alet yardımı ile kırık yüzeylerin doğrudan kumlanması esasına dayanır. Hava abrazyonu veya kumlama, mikromekanik retansiyon geliştirir. Al 2 O 3 ile porselen yüzeyinin fiziksel değişikliği, genellikle 50 mikronluk partiküller kullanılarak sağlanır. (24) Kompozit materyalinin metale bağlanma kuvveti, air abrazyonda kullanılan alüminyum partiküllerinin büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Rubber dam ve cerrahi aspiratör uygulaması gereklidir. Ancak uygulanamadığı durumlarda hem sağlam restorasyon yüzeylerini hem de yumuşak dokuyu koruma amaçlı rezinler kullanılmalıdır. (5) Hava abrazyonu, metal ile rezin arasındaki retansiyonu, metal yüzeyinden oksitleri veya yağlı maddeleri temizleyerek, metal- rezin arasında kimyasal ve mekanik bağlantıyı arttırıp çok ince pürüzler yaratarak düzeltir. Böylece daha güçlü kompozit- alaşım bağlantısı ve etkin bir şekilde rezin tarafından ıslatılabilmeye imkan verir. (1) 22

28 Çeşitli tedavi araştırmalarında orta boy elmas frez, 50 mikronluk Al 2 O 3 ile kumlama, hidroflorik asit, fosforik asit, silan ve bonding ajanları karşılaştırılmıştır. Dayanıklılık testleri, Al 2 O 3 kumlamasını takiben hidroflorik asit kullanımının en dayanıklı bağlantı olduğunu göstermiştir. Al 2 O 3 kullanımı, kostik ve potansiyel olarak zararlı asit ajanları kullanımını elimine eder. (24) Air abrazyon ve hidroflorik asit kombine kullanılmasıyla maksimum bağlanma sağlansa da, sadece hidroflorik asit kullanımı daha pratiktir çünkü diş hekimlerinin büyük bir çoğunluğunda ağız içi kumlama cihazı bulunmamaktadır. (5) b- Silisyum oksit partikülleri ile kumlama; Tribokimyasal kaplama ile porselen ve alaşım yüzeyine rezin adezyonu kuvvetlendirilir. Salisilik asitle modifiye edilmiş mineral parçacıklarından oluşur. Partiküller açığa çıkmış kırık yüzeyine yüksek enerjiyle atılır. Yüksek ısı, abraziv parçacıkların etkilerinin metal yüzeyinde 15 mikronluk derinliğe ulaşmasını sağlar. Sonuçta, metal veya porselen yüzeyinde mikromekanik ve kimyasal adezyonu sağlayacak, küçük silika parçacıklarından bir tabaka oluşur. İyi bir sonuç elde etmek için kumlama aletini restorasyona yaklaşık 10 milimetre uzaktan tutmak gerekmektedir. Kırığın boyutuna bağlı olarak saniye uygulamanın başarılı sonuçlar verdiği bildirilmiştir. (1) Silika kaplama, porselen yüzeyini pürüzlendirerek porselenin ıslanabilirliğini arttırır ve mekanik retansiyon sağlar. Bunun dışında porselenin silika içeriğini arttırır, böylece silan bağlayıcı ajanın reaksiyona girebileceği çok sayıda yapı açığa çıkmış olduğu ve porselen- kompozit arasında kovalent bağ oluşturulmasına katkıda bulunduğu bildirilmiştir. (5) 23

29 Silika kaplama ile silanizasyon, 110 mikronluk Al 2 O 3 ile kıyaslandığında, seramik bağ gücünü 3 kat arttırmıştır. (29) Tribokimyasal silika kaplama ve 10- methacryloyloxydecyl dihydrogen phosphate içeren bonding ajanı karışımı kullanımı, zirkonyum oksit seramik ve rezin ajanı arasındaki makaslama bağ kuvvetini arttırmıştır. (30) 3- Frezle Pürüzlendirme: Metal veya porselene kompozit rezinin tutunması için, undercut veya oluğa benzer retantif alanların yaratılmasında ince ve kalın frezlerden yararlanılabilir. Retansiyon yaratan bu frezler elmas olabildiği gibi, onarım setlerinin içinde özel olarak bulunan taşlar da olabilir. Frezler kullanılarak kırık yüzeyinde kompozit rezinin bağlanması için retantif alan oluşturulurken çukurlar ve düzensiz alanlar meydana gelebilir. Böylece yetersiz mekanik retansiyon oluşabilir. (1) Bağlayıcı yüzeyi oluşturan porselen ve metalin frezle pürüzlendirilmesinde yeşil ve siyah bandlı frezler kullanılmaktadır. (5) İnce ve kalın frez kullanımı, çatlak başlangıcını ve seramik boyunca yayılmasını arttırıp başarısızlığa neden olabilir. (24) 4- Silan Uygulanması: Bu materyal ile porselen- metal alaşımı ile kompozit materyali arasında kimyasal bağlantı oluşturmak amaçlanmaktadır. Silan bağlama ajanları, rezinin fiziksel ve mekanik özelliklerini geliştirir. Silan porselen yüzeyine uygulandığı zaman hidrolize olarak porselen ile bağlantıya geçmektedir. Silan bağlama ajanları aynı zamanda porselenin ıslanabilirliğini de geliştirerek düşük viskozitedeki kompozit rezinlerin akışkanlığını da arttıtırlar. Silanlar su ile karışırlarsa bir oligomer oluştururlar ve yapışma özelliklerini kaybederler. Organofonksiyonel bağlayıcılar olarak silanların inorganik yapı ile polimer arasında kullanılması birçok araştırmacı tarafından önerilmiştir. 24

30 Kompozit rezinlerde matriks ile doldurucular arasında sıkı bir bağlanmaya gereksinim vardır. Bu bağlanma ara faz ajan ile sağlanır. Bu ara faz organik silisyum bileşiği olan uzun moleküllü silanlardan oluşur. Kompozit rezinlerde silika partiküllerinin yüzeyi silan bağlayıcı ajanlarla önceden kaplanmıştır. Silan bağlayıcı ajanlar, molekül zincirlerinin her iki ucunda farklı fonksiyonel gruplara sahiptir. Bu uzun moleküllü silanlar bir uçtan polimer matrikse bağlanırken diğer uçtan da doldurucuya bağlanır. Silan bağlayıcı ajanlar zayıf yapıya sahip olan matriksten, nispeten daha güçlü yapıya sahip olan dolduruculara stresin iletimini sağlar, rezinin fiziksel ve mekanik özelliklerinin geliştirdiği gibi rezin doldurucu ara yüzü boyunca suyun geçişini önleyerek rezin çözünürlüğünü ve su emilimini azaltır. (1) Silan, muhtemelen metal- kompozit ara yüzündeki yüzey gerilimini azaltarak metalin ıslanabilirliğini arttırır. Metal- kompozit arasındaki kontak alanı genişler ve rezinin metal içine penetrasyonunu arttırmış olduğu düşünülmektedir. Ayrıca silanın alaşım içindeki metal oksitlere bağlanabilme özelliğinin metalkompozit arasındaki bağlanmayı arttırıcı diğer bir mekanizma olduğu bildirilmiştir. Silan bağlayıcı ajanın ve asitle pürüzlendirme işleminin kombine kullanılması, bunların tek başına kullanımlarına göre daha yüksek bağlanma kuvveti oluşturmuştur. Silan yüzeye uygulandıktan sonra 1 dakika boyunca yüzey düzensizlikleri içine penetre olması için beklenir, daha sonra fazla silan hava spreyi ile uzaklaştırılır. Silanın kalın bir tabaka halinde kullanılması bağlanmayı tehlikeye sokabilir. Ancak silan uygulandıktan sonra hava spreyi ile kurutulmasının su ve yağ kontaminasyonuna neden olabileceği bildirilmiştir. Ayrıca silan 25

31 solüsyonundaki silan konsantrasyonunun %5 ten fazla olmasının da bağlanma kuvveti üzerine negatif etkisi olduğu bildirilmiştir. (5) 5- Kombine Uygulamalar: Yüzey preparasyonlarını tek tek kullanmak yerine, birkaçını birlikte kullanmanın metal- porselen yüzeyine kompozit rezinin bağlanmasında daha etkili olacağını bildiren çalışmalar vardır. (1) Silan ile Al 2 O 3 kullanımı, silan ile hidroflorik asit kullanımından daha etkili sonuçlara yol açmıştır. Silan ve hidroflorik asit kombinasyonu, bağ kuvvetini olumlu yönde etkilememiştir. Makaslama testleri, elmas frezle mekanik pürüzlendirme ve hidroflorik asit ile kimyasal asitlemenin en iyi yüzey hazırlığı olduğunu gösterir. Başka bir çalışmada, %32 fosforik asit ve Al 2 O 3 kombinasyonu tavsiye edilir. Castellani ve ark, ekspoze olmuş metal ve seramik yüzeyini elmas frezle pürüzlendirip metal yüzeyde retansiyon alanları oluşturmuşlardır. En iyi sonuçlar, asitlenmiş metal yüzeyine 50 mikronluk Al 2 O 3 kumlanması ile bulunmuştur. Air abrazyonun etkisi hakkında bilgi olsa da bu yöntemleri kullanarak seramik veya metalin muamelesi için optimum protokol henüz tanımlanmamıştır. (24) Onarım sonrası restorasyonun hizmet süresini uzatmak için kombine yüzey işlemleri tercih edilmelidir. (5) 6- Fiber İle Güçlendirme: Özellikle metal alt yapının açığa çıktığı büyük kırık vakalarında onarım materyalinin kırık yüzeyine bağlanması daha zor olduğu için uzun süreli başarı şansı azalır. Bu problemi gidermek amacıyla, onarım materyalinin net şeklindeki cam fiberler ile güçlendirilmesi düşüncesi ön plana çıkmıştır. Diş hekimliğinde yaygın olarak kullanılan akrilik ve kompozit rezinler gibi polimerik esaslı maddelerin güçlendirilmesi fikri yeni olmamakla birlikte, kullanılan materyallerin fiziksel ve kimyasal özellikleri klinik uygulamalarını 26

32 sınırlandırmıştır. Son yıllarda geliştirilen cam fiberlerin polimer rezin ile ön muamele edilmesi tekniği, fiberlerin güçlendirme özelliğini kolay klinik kullanım ile birleştirmiştir. (1) Bu sistem, hemen her tür kompozit ve akrilik materyale uyum sağlayabilmekte, dolayısıyla akrilik protez kaidelerinin güçlendirilmesinde ve onarımında, porselen kron ve köprülerin ağız içi onarımında, anterior ve posterior bölgede çok az veya hiç diş preparasyonu gerektirmeyen direkt ve indirekt adeziv köprü yapımında, periodontal splintlerde, endodontik kanal postlarında, pedodontik yer tutucularda ve ortodontik pekiştirme tedavilerinde geniş kullanım alanı bulmaktadır. Bir araştırmada fiber uygulanmamış olan örneklerde metal ile kompozit rezin arasında 110 N luk bir bağlanma kuvveti elde edilirken, örgü şeklindeki cam fiber materyalden bir tabaka kullanılarak bağlanma kuvvetinin 350 N a ulaşabildiği gözlenmiştir. (4) Önceki sistemlere bir alternatif olarak bu sistem günümüzde porselen onarımında kullanılmaktadır. (1) 5.3. ONARIM MATERYALLERİ OLARAK KOMPOZİT REZİNLER Porselen onarımı yaparken hangi materyali kullanacağımıza karar vermemiz gerekir. Bunun için vakanın durumunu, kırık bölgesini, açığa çıkan yüzeyin niteliğini ve büyüklüğünü değerlendirip ondan sonra karar vermek önemlidir. (1) Gelişen adeziv teknikler ve yeni kompozit rezin materyaller, sabit protetik restorasyonu hasta ağzından uzaklaştırmadan kırılan parçanın onarılmasına olanak sağlamaktadır. (4) Eğer anterior bölgede bir kırık oluştuysa estetik ön plana çıktığından renk uyumu çok önemlidir. Onarım setlerinin en büyük eksikliklerinden biri renk seçeneklerinin az olmasıdır. Özellikle insizal için şeffaf renge ihtiyaç vardır. Kaynaklarda klinik vaka bildirimleri oldukça az olduğu ve genellikle tek onarım seti uygulandığı için bu soruna yeterince değinilmemiştir. 27

33 Kırık yüzeyi geniş bir metal alanı içeriyorsa, estetik açıdan metalin rengi olumsuz etkisiyle karşılaşılabilir. Burada onarım setlerinin içindeki opağın önemi ortaya çıkmaktadır. Onarım setinin içinde yer alan opak kompozit veya rezin bazlı likit olabilir. Bu işlem ağız içi onarımın başarısında estetik ve fonksiyon açısından önemli bir kriterdir. Opak rezinlerde baz monomer olarak metil metakrilat kullanılmaktadır. Opak, metal ile rezinin bağlanmasında görev yaparken aynı zamanda metali maskelemektedir. Ağız içi porselen onarımında kullanılan opak materyalleri firmalara göre farklılık göstermektedir. Burada önemli olan diğer bir nokta ise, opağın kıvamıdır. Eğer opak hazır olarak akışkan bir yapıda tüpte bulunuyor ise hem uygulaması kolay hem de maskelemesi iyi sonuçlar vermektedir. Yoğun kıvamda ise, uygulaması akışkan olanlara göre daha zordur. Toz halinde bulunup likitle karıştırılıyorsa karıştırma oranına çok dikkat edilmek koşuluyla başarılı sonuçlar alınabilir. Yine literatürde klinik vakaların az oluşu nedeniyle bu konuda da aydınlatıcı bir çalışmaya rastlanılamamıştır. Kırık eğer porselen yüzeyiyle sınırlı kalmışsa, metalin açığa çıkmasıyla oluşacak olumsuzluklar görülmez. Opak materyalini kırığın restorasyonunda kullanmaya gerek yoktur. Klinik uygulamalarda izolasyon çok önemlidir. Özellikle kole bölgesine yakın kırıkların restorasyonunda bu daha da gereklidir. Literatürdeki çalışmalarda genellikle rubber dam ile izolasyon sağlanmıştır. (1) Kompozit rezinler, seramik onarımında sıklıkla kullanılmaktadır. Küçük bir parça eksikse, kompozit rezinin uygun gölgelendirmeleri estetik görünüş için tercih edilir ayrıca manüplasyonları kolaydır. Fonksiyonel yüklere dayanabilmesi için, onarım materyali ve restorasyon arasındaki bağlantı güçlü olmalıdır. 28

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Dişhekimliğinde MUM. Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dişhekimliğinde MUM Prof Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi MUM Dişhekimliğinde kullanılan mumlar genellikle 2 veya daha fazla

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 2. SINIF RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ TEORİK DERS PROGRAMI 1. hafta Konservatif Diş Tedavisine giriş, Diş yüzeyi terminolojisi 2. hafta Kavite sınıflandırması ve kavite terminolojisi (Sınıf I ve II kaviteler)

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği

KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Başlık KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Tanım İki veya daha fazla malzemenin, iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak için, mikro veya makro seviyede

Detaylı

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar

Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Cam İyonomer Hibrit Restorasyonlar Prof. Dr. L. Şebnem Türkün Cam iyonomer simanların aşınmalarının fazla olması ve translüsentlik eksiklikleri sebebiyle geliştirildiler. 1. REZIN MODIFIYE CIS 2. POLIASIT

Detaylı

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI

PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ ANABİLİM DALI Protetik diş tedavisi, dişlerin şekil, form, renk bozuklukları ve diş eksikliklerinin tedavi edilmesinde, fonasyon, estetik ve çiğneme etkinliğinin sağlanmasında etkili

Detaylı

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN

TOKLUK VE KIRILMA. Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK VE KIRILMA Doç.Dr.Salim ŞAHĠN TOKLUK Tokluk bir malzemenin kırılmadan önce sönümlediği enerjinin bir ölçüsüdür. Bir malzemenin kırılmadan bir darbeye dayanması yeteneği söz konusu olduğunda önem

Detaylı

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010

METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 METALİK MALZEMELERİN GENEL KARAKTERİSTİKLERİ BAHAR 2010 WEBSİTE www2.aku.edu.tr/~hitit Dersler İÇERİK Metalik Malzemelerin Genel Karakteristiklerİ Denge diyagramları Ergitme ve döküm Dökme demir ve çelikler

Detaylı

Başlıca uygulama alanları şu şekilde özetlenebilir:

Başlıca uygulama alanları şu şekilde özetlenebilir: Laminate kaplama (Laminat Vener-dental veneer) nedir? (Laminey, Lamine ya da lamina olarak da bilinir.=yaprak Porselen) Görünüşünüzü olumsuz yönde etkileyen bir çok diş bozukluklarında mükemmel bir kozmetik

Detaylı

MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ

MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ MALZEMELERİN MEKANİK ÖZELLİKLERİ Farklı üretim yöntemleriyle üretilen ürünler uygulama koşullarında üzerlerine uygulanan kuvvetlere farklı yanıt verirler ve uygulanan yükün büyüklüğüne bağlı olarak koparlar,

Detaylı

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride)

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride) Seramik, sert, kırılgan, yüksek ergime derecesine sahip, düşük elektrik ve ısı iletimi ile iyi kimyasal ve ısı kararlılığı olan ve yüksek basma dayanımı gösteren malzemelerdir. Malzeme özellikleri bağ

Detaylı

Sabit Protezler BR.HLİ.011

Sabit Protezler BR.HLİ.011 Sabit Protezler Beyin Tümörleri Sabit Protezler Sabit Protez Nedir? Sabit protez, eksik veya aşırı derecede madde kaybı görülen dişlerin, renk ve dokusuna benzer malzeme kullanılarak yerine konması işlemidir.

Detaylı

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları

Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Nasıl Olacak? 8 tane soru verdim bunları direk soracam. Cevapları da var zaten. Son 3 slayttaki okuma parçalarından da sorular gelecek. Dolayısıyla bu parçalardan gelebilecek

Detaylı

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ

ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ ASİT JEL TEKNİK ŞARTNAMESİ - Ürün şırınga formunda olmalıdır. - Ürün şırınga içinde kalan miktar görülebilecek yapıda olmalıdır. - Ürün ambalaj miktarında en az 3 ml olmalıdır. - Ürün mavi renkte olmalıdır.

Detaylı

REVETMAN. Prof Dr Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

REVETMAN. Prof Dr Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi REVETMAN Prof Dr Övül KÜMBÜLOĞLU Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi REVETMAN Mum örneğin metal yapıya dönüştürülmesi için kullanılan yardımcı madde

Detaylı

CALLİSTER - SERAMİKLER

CALLİSTER - SERAMİKLER CALLİSTER - SERAMİKLER Atomik bağı ağırlıklı olarak iyonik olan seramik malzemeler için, kristal yapılarının atomların yerine elektrikle yüklü iyonlardan oluştuğu düşünülebilir. Metal iyonları veya katyonlar

Detaylı

BÖLÜM 6. ASFALT BETONU KAPLAMALARDA MEYDANA GELEN BOZULMALAR, NEDENLERİ VE İYİLEŞTİRİLMELERİ 6.1. Giriş Her çeşit kaplamada; -trafik etkisi -iklim

BÖLÜM 6. ASFALT BETONU KAPLAMALARDA MEYDANA GELEN BOZULMALAR, NEDENLERİ VE İYİLEŞTİRİLMELERİ 6.1. Giriş Her çeşit kaplamada; -trafik etkisi -iklim BÖLÜM 6. ASFALT BETONU KAPLAMALARDA MEYDANA GELEN BOZULMALAR, NEDENLERİ VE İYİLEŞTİRİLMELERİ 6.1. Giriş Her çeşit kaplamada; -trafik etkisi -iklim şartları - don etkisi - yol inşaatının uygun olmayan mevsimde

Detaylı

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok

Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok parçaya ayırmasına "kırılma" adı verilir. KIRILMA ÇEŞİTLERİ

Detaylı

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI

CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI CAM İYONOMER YAPIŞTIRMA SİMANI 1. Kendiliğinden polimerize olacak ışık uygulaması gerektirmeyecektir. 2. Florid salınımı yapacaktır. 3. Dentine bağlanma kuvveti en az 3 Mpa olacaktır. 4. Diş sert dokuları

Detaylı

diastema varlığında tedavi alternatifleri

diastema varlığında tedavi alternatifleri diastema varlığında tedavi alternatifleri Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Restoratif Diş Tedavisi Anabilim Dalı Etken Muayene Tedavi Planı Etiyoloji Süt/daimi diş geçiş

Detaylı

Prof. Dr. HÜSEYİN UZUN KAYNAK KABİLİYETİ

Prof. Dr. HÜSEYİN UZUN KAYNAK KABİLİYETİ KAYNAK KABİLİYETİ Günümüz kaynak teknolojisinin kaydettiği inanılmaz gelişmeler sayesinde pek çok malzemenin birleştirilmesi artık mümkün hale gelmiştir. *Demir esaslı metalik malzemeler *Demirdışı metalik

Detaylı

Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman

Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman Vivaglass cem Yüksek translüsensi özellikte, kimyasal sertleşen cam iyonomer siman Son derece estetik İnanılmaz kolay Estetik sonuçlar Kendinden sertleşen cam iyonomer siman Vivaglass CEM, verimlilik,

Detaylı

Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler)

Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler) Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler) Kas iskelet sisteminin hasar görmüş parçaları ve hastalıklı parçaların yer değiştirilmesi ve onarılması için kullanılan seramik grubunun adı bio seramikler olarak

Detaylı

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI

DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI TC. EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ENDODONTİ ANABİLİM DALI DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Javid JAFARZADA Danışman Öğretim Üyesi: Prof.Dr. M. Kemal ÇALIŞKAN

Detaylı

Estetik ve konvansiyonel diş hekimliği adına tüm dental tedaviler için alt yapı ve teknolojik olarak hazırız.

Estetik ve konvansiyonel diş hekimliği adına tüm dental tedaviler için alt yapı ve teknolojik olarak hazırız. Ağız ve Diş Sağlığı Medikal Kadromuz Dr. Dt. Özgür ÖZTÜRK Protetik Diş Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Yıldız ÖZTÜRK ORTAN Ortodonti Uzmanı Dr. Dt. Burak SAYDAM Ağız ve Diş Çene Cerrahisi Uzmanı Dt. Tuğçe KAYA

Detaylı

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER

MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER MUKAVEMET ARTIRICI İŞLEMLER Malzemenin Mukavemeti; a) Kimyasal Bileşim b) Metalurjik Yapı değiştirilerek arttırılabilir Malzemelerin Mukavemet Arttırıcı İşlemleri: 1. Martenzitik Dönüşüm 2. Alaşım Sertleştirmesi

Detaylı

İki malzeme orijinal malzemelerden elde edilemeyen bir özellik kombinasyonunu elde etmek için birleştirilerek kompozitler üretilir.

İki malzeme orijinal malzemelerden elde edilemeyen bir özellik kombinasyonunu elde etmek için birleştirilerek kompozitler üretilir. KOMPOZİTLER Kompozit malzemeler, şekil ve kimyasal bileşimleri farklı, birbiri içerisinde pratik olarak çözünmeyen iki veya daha fazla sayıda makro bileşenin kombinasyonundan oluşan malzemelerdir. İki

Detaylı

Fiber ile güçlendirilmiş kompozit rezin uygulamaları

Fiber ile güçlendirilmiş kompozit rezin uygulamaları PROTETİK DİŞ HEKİMLİĞİNDE KONSERVATİF BİR SEÇENEK: Fiber ile güçlendirilmiş kompozit rezin uygulamaları Doç. Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU Prof. Dr. Gökhan YILMAZ Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Protetik

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Atomsal Yapı ve Atomlararası Bağ1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin

Detaylı

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır.

PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Plastik Şekil Vermenin Temelleri: Başlangıç iş parçasının şekline bağlı olarak PŞV iki gruba ayrılır. PLASTİK ŞEKİL VERME (PŞV) Metallerin katı halde kalıp olarak adlandırılan takımlar yardımıyla akma dayanımlarını aşan gerilmelere maruz bırakılarak plastik deformasyonla şeklinin kalıcı olarak değiştirilmesidir

Detaylı

LABORATUVAR LİKİT A-SİLİKONU

LABORATUVAR LİKİT A-SİLİKONU LABORATUVAR LİKİT A-SİLİKONU 1. Keskin undercut ve revetman modelleri ile tüm seramik tekniklerinde güdük dublikasyonu için kullanılmalıdır. 2. Yüksek derecede akışkan olmalıdır. 3. 24 saat sonraki sertliği

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

KOROZYON DERS NOTU. Doç. Dr. A. Fatih YETİM 2015

KOROZYON DERS NOTU. Doç. Dr. A. Fatih YETİM 2015 KOROZYON DERS NOTU Doç. Dr. A. Fatih YETİM 2015 v Korozyon nedir? v Korozyon nasıl oluşur? v Korozyon çeşitleri nelerdir? v Korozyona sebep olan etkenler nelerdir? v Korozyon nasıl önlenebilir? Korozyon

Detaylı

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu.

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu Protetik Diş Tedavisi Uzmanlık Eğitimi Çekirdek Eğitim Müfredatı 2011

Detaylı

Yoğun Düşük sürünme direnci Düşük/orta korozyon direnci. Elektrik ve termal iletken İyi mukavemet ve süneklik Yüksek tokluk Magnetik Metaller

Yoğun Düşük sürünme direnci Düşük/orta korozyon direnci. Elektrik ve termal iletken İyi mukavemet ve süneklik Yüksek tokluk Magnetik Metaller Kompozit malzemeler İki veya daha fazla malzemeden üretilirler Ana fikir farklı malzemelerin özelliklerini harmanlamaktır Kompozit: temel olarak birbiri içinde çözünmeyen ve birbirinden farklı şekil ve/veya

Detaylı

Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi

Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi Sabit Protezlerde İdeal Restoratif Materyal Seçimi Prof. Dr. A. Ersan Ersoy** Dt. N.Esra Bağdatlı* ** Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi, Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı * Doktora

Detaylı

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır.

Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. YORULMA 1 Malzeme yavaşça artan yükler altında denendiği zaman, belirli bir sınır gerilmede dayanımı sona erip kopmaktadır. Bulunan bu gerilme değerine malzemenin statik dayanımı adı verilir. 2 Ancak aynı

Detaylı

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma

TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi

Detaylı

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM

ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM ATOM HAREKETLERİ ve ATOMSAL YAYINIM 1. Giriş Malzemelerde üretim ve uygulama sırasında görülen katılaşma, çökelme, yeniden kristalleşme, tane büyümesi gibi olaylar ile kaynak, lehim, sementasyon gibi işlemler

Detaylı

INSA 283 MALZEME BİLİMİ. Giriş

INSA 283 MALZEME BİLİMİ. Giriş INSA 283 MALZEME BİLİMİ Giriş Malzeme Gereksinimi Bütün mühendislik bilim dallari malzeme ile yakindan iliskilidir. Mühendisler kullanacaklari malzemeyi çok iyi tanıyarak ve genis malzeme tayfi içinde

Detaylı

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI

YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ DERS NOTLARI YAPI MALZEMELERİ Herhangi bir yapının projelendirmesi ve inşaatı aşamasında amaç aşağıda belirtilen üç koşulu bir arada gerçekleştirmektir: a) Yapı istenilen işlevi yapabilmelidir,

Detaylı

Dispergatör: Dispers boyar maddenin flotte içinde disperge hâlinde kalmasını sağlar.

Dispergatör: Dispers boyar maddenin flotte içinde disperge hâlinde kalmasını sağlar. 1. Dispersiyon Boyar Maddeleriyle Polyesterin Boyanması Dispers boyar maddenin polyester liflerine karşı afinitesi oldukça yüksektir. Fakat elyaf içine difüzyonu oldukça yavaştır. Dispers boyar maddelerin

Detaylı

MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ HASAR ANALİZİ YÜKSEK LİSANS - DOKTORA DERS NOTLARI. Doç.Dr.İrfan AY BALIKESİR

MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ HASAR ANALİZİ YÜKSEK LİSANS - DOKTORA DERS NOTLARI. Doç.Dr.İrfan AY BALIKESİR MAKİNA MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ HASAR ANALİZİ YÜKSEK LİSANS - DOKTORA DERS NOTLARI Doç.Dr.İrfan AY 2004-2005 BALIKESİR 1 HASAR ANALİZİ TEMEL İLKELERİ 2 HASAR ANALİZİ Hasar ne demektir? Hasar herhangi bir olayın

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 7 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net GEÇEN HAFTA KRİSTAL KAFES NOKTALARI KRİSTAL KAFES DOĞRULTULARI KRİSTAL KAFES DÜZLEMLERİ DOĞRUSAL VE DÜZLEMSEL YOĞUNLUK KRİSTAL VE

Detaylı

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ

İLERİ SOL JEL PROSESLERİ İLERİ SOL JEL PROSESLERİ Yrd. Doç. Dr. Atilla EVCİN Kaplama ve İnce Filmler Sol-jel kaplamalar birçok fonksiyona sahiptir. Bunlardan en belli başlı olanı, görünür ışık dalga boyunda transparan oksitlerin

Detaylı

BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI

BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI BÖLÜM#5: KESİCİ TAKIMLARDA AŞINMA MEKANİZMALARI Kesici Takımlarda Aşınma Mekanizmaları Aşınma, kesicinin temas yüzeylerinde meydana gelen malzeme kaybı olarak ifade edilir. Kesici Takımlarda Aşınma Mekanizmaları

Detaylı

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler

Biyolojik Biyomekanik İmplant Başarısızlığı İmplant Başarısızlığı Krestal Kemik Kaybı Protez Komplikasyonları Mekanik Süreçler F. Emir Biyolojik İmplant Başarısızlığı Cerrahi başarısızlık İyileşme Krestal Kemik Kaybı Periosteal Refleksiyon(kaldırma) Otoimmün (bakteriyel etki) Biyolojik mikro aralık Protez Komplikasyonları Vida

Detaylı

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu

GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu GEÇİCİ KRON ve KÖPRÜLER Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu Geçici restorasyonlar Sabit protetik restorasyonların yapılması sırasında, hastalarda kaybolan estetik, fonksiyon ve fonasyonun tekrar kazandırılması,

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

MMM 2011 Malzeme Bilgisi

MMM 2011 Malzeme Bilgisi MMM 2011 Malzeme Bilgisi Yrd. Doç. Dr. Işıl BİRLİK Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümü isil.kayatekin@deu.edu.tr Materials Science and Engineering: An Introduction W.D. Callister, Jr., John Wiley

Detaylı

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2 İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 Malzeme Seçiminin Temelleri... 1 1.1 Giriş... 2 1.2 Malzeme seçiminin önemi... 2 1.3 Malzemelerin sınıflandırılması... 3 1.4 Malzeme seçimi adımları... 5 1.5 Malzeme seçiminde dikkate

Detaylı

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride)

ZnS (zincblende) NaCl (sodium chloride) CsCl (cesium chloride) Seramik, sert, kırılgan, yüksek ergime derecesine sahip, düşük elektrik ve ısı iletimi ile iyi kimyasal ve ısı kararlılığı olan ve yüksek basma dayanımı gösteren malzemelerdir. Malzeme özellikleri bağ

Detaylı

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler.

BA KENT ÜNİVERSİTESİ. Malzemeler genel olarak 4 ana sınıfa ayrılabilirler: 1. Metaller, 2. Seramikler, 3. Polimerler 4. Kompozitler. MALZEMELER VE GERĐLMELER Malzeme Bilimi mühendisliğin temel ve en önemli konularından birisidir. Malzeme teknolojisindeki gelişim tüm mühendislik dallarını doğrudan veya dolaylı olarak etkilemektedir.

Detaylı

Metal Yüzey Hazırlama ve Temizleme Fosfatlama (Metal Surface Preparation and Cleaning)

Metal Yüzey Hazırlama ve Temizleme Fosfatlama (Metal Surface Preparation and Cleaning) Boya sisteminden beklenilen yüksek direnç,uzun ömür, mükemmel görünüş özelliklerini öteki yüzey temizleme yöntemlerinden daha etkin bir biçimde karşılamak üzere geliştirilen boya öncesi yüzey temizleme

Detaylı

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI

İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI İMPLANT VAKALARININ SINIFLANDIRILMASI Prof. Dr. HALDUN İPLİKÇİOĞLU İmplant vakaları neden sınıflandırılmalıdır? İmplantoloji yüksek düzeyde bilgi ve deneyim gerektiren bir alandır. Bu konuda çalışmalar

Detaylı

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu

Paylaşılan elektron ya da elektronlar, her iki çekirdek etrafında dolanacaklar, iki çekirdek arasındaki bölgede daha uzun süre bulundukları için bu 4.Kimyasal Bağlar Kimyasal Bağlar Aynı ya da farklı cins atomları bir arada tutan kuvvetlere kimyasal bağlar denir. Pek çok madde farklı element atomlarının birleşmesiyle meydana gelmiştir. İyonik bağ

Detaylı

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş

FZM 220. Malzeme Bilimine Giriş FZM 220 Yapı Karakterizasyon Özellikler İşleme Performans Prof. Dr. İlker DİNÇER Fakültesi, Fizik Mühendisliği Bölümü 1 Ders Hakkında FZM 220 Dersinin Amacı Bu dersin amacı, fizik mühendisliği öğrencilerine,

Detaylı

MalzemelerinMekanik Özellikleri II

MalzemelerinMekanik Özellikleri II MalzemelerinMekanik Özellikleri II Doç.Dr. Derya Dışpınar deryad@istanbul.edu.tr 2014 Sünek davranış Griffith, camlarileyaptığıbuçalışmada, tamamengevrekmalzemelerielealmıştır Sünekdavranışgösterenmalzemelerde,

Detaylı

Hasta Bilgilendirme. InLine IPS. Kişisel gülümsemeniz için

Hasta Bilgilendirme. InLine IPS. Kişisel gülümsemeniz için Hasta Bilgilendirme IPS InLine Kişisel gülümsemeniz için InLine gülümseyin! Çekici bir gülümsemeye sahip insanlar çoğunlukla daha mutludur ve profesyonel hayatlarında daha başarılıdır. Daha sempatik ve

Detaylı

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM)

BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) BÖLÜM 3 DİFÜZYON (YAYINIM) 1 Mürekkebin suda yayılması veya kolonyanın havada yayılması difüzyona örnektir. En hızlı difüzyon gazlarda görülür. Katılarda atom hareketleri daha yavaş olduğu için katılarda

Detaylı

KRON KÖPRÜ REVATMANI

KRON KÖPRÜ REVATMANI PORSELEN METALİ 1. Yüksek korozyon direnci sunmalı ve özellikle dental porselenler için üretilmiş olmalıdır. 2. DIN 17006 ve DIN 13912 standartlarına uygun olmalıdır. 3. Ağırlıklı olarak Nikel-Krom alaşımından

Detaylı

Akımsız Nikel. Çözeltideki tuzları kullanarak herhangi bir elektrik akım kaynağı kullanılmadan nikel alaşımı kaplayabilen bir prosestir"

Akımsız Nikel. Çözeltideki tuzları kullanarak herhangi bir elektrik akım kaynağı kullanılmadan nikel alaşımı kaplayabilen bir prosestir Akımsız Nikel Eğitimi Akımsız Nikel Çözeltideki tuzları kullanarak herhangi bir elektrik akım kaynağı kullanılmadan nikel alaşımı kaplayabilen bir prosestir" Akımsız Nikel Anahtar Özellikler Brenner &

Detaylı

MALZEME BİLİMİ. Malzeme Bilimine Giriş

MALZEME BİLİMİ. Malzeme Bilimine Giriş MALZEME BİLİMİ Malzeme Bilimine Giriş Uygarlığın başlangıcından beri malzemeler enerji ile birlikte insanın yaşama standardını yükseltmek için kullanılmıştır. İlk uygarlıklar geliştirdikleri malzemelerin

Detaylı

Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır.

Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır. Meta Biomed METACEM için Kullanım Talimatları Metacem, rezin bazlı, Dual-cure, yüksek dayanıklılıkta, daimi yapıştırma simanıdır. ENDİKASYONLAR: - Kron ve köprüler (Seramik, kompozit, porselen metali)

Detaylı

MMM291 MALZEME BİLİMİ

MMM291 MALZEME BİLİMİ MMM291 MALZEME BİLİMİ Ofis Saatleri: Perşembe 14:00 16:00 ayse.kalemtas@btu.edu.tr, akalemtas@gmail.com Bursa Teknik Üniversitesi, Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme

Detaylı

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ

RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ RESTORATİF DİŞ TEDAVİSİ Ders Koordinatörü: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Ders Sorumluları: Prof. Dr. Nuran Ulusoy, nulusoy@neu.edu.tr Prof. Dr. Hikmet Solak, hsolak@neu.edu.tr Prof. Dr. Arzu

Detaylı

Şekil 1. Elektrolitik parlatma işleminin şematik gösterimi

Şekil 1. Elektrolitik parlatma işleminin şematik gösterimi ELEKTROLİTİK PARLATMA VE DAĞLAMA DENEYİN ADI: Elektrolitik Parlatma ve Dağlama DENEYİN AMACI: Elektrolit banyosu içinde bir metalde anodik çözünme yolu ile düzgün ve parlatılmış bir yüzey oluşturmak ve

Detaylı

2/13/2018 MALZEMELERİN GRUPLANDIRILMASI

2/13/2018 MALZEMELERİN GRUPLANDIRILMASI a) Kullanış yeri ve amacına göre gruplandırma: 1) Taşıyıcı malzemeler: İnşaat mühendisliğinde kullanılan taşıyıcı malzemeler, genellikle betonarme, çelik, ahşap ve zemindir. Beton, çelik ve ahşap malzemeler

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler

MALZEME BİLGİSİ. Katı Eriyikler MALZEME BİLGİSİ Dr.- Ing. Rahmi ÜNAL Konu: Katı Eriyikler 1 Giriş Endüstriyel metaller çoğunlukla birden fazla tür eleman içerirler, çok azı arı halde kullanılır. Arı metallerin yüksek iletkenlik, korozyona

Detaylı

SÜPER ALAŞIMLAR Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER

SÜPER ALAŞIMLAR Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER Prof.Dr.Ayşegül AKDOĞAN EKER Süper alaşım; ana yapısı demir, nikel yada kobalt olan nisbeten yüksek miktarlarda krom, az miktarda da yüksek sıcaklıkta ergiyen molibden, wofram, alüminyum ve titanyum içeren alaşım olarak tanımlanabilir.

Detaylı

İLERİ YAPI MALZEMELERİ-1 MALZEMELERİN GENEL TANIMI

İLERİ YAPI MALZEMELERİ-1 MALZEMELERİN GENEL TANIMI İLERİ YAPI MALZEMELERİ-1 MALZEMELERİN GENEL TANIMI MALZEMELERİN GENEL TANIMI Giriş: Tasarlanan yapının belirli bir amaca hizmet edebilmesinde en önemli öğe malzemedir. Bu nedenle yapı malzemelerinin özelliklerinin

Detaylı

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ

PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ PLASTİK ŞEKİLLENDİRME YÖNTEMLERİ Metalik malzemelerin geriye dönüşü olmayacak şekilde kontrollü fiziksel/kütlesel deformasyona (plastik deformasyon) uğratılarak şekillendirilmesi işlemlerine genel olarak

Detaylı

6.WEEK BİYOMATERYALLER

6.WEEK BİYOMATERYALLER 6.WEEK BİYOMATERYALLER Biyomedikal Uygulamalar İçin Malzemeler Doç. Dr. Ayşe Karakeçili 3. BİYOMATERYAL TÜRLERİ METALİK BİYOMATERYALLER Hard Tissue Replacement Materials Metalik materyaller, biyomateryal

Detaylı

Metalurji Mühendisliğine Giriş. Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU

Metalurji Mühendisliğine Giriş. Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU Metalurji Mühendisliğine Giriş Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU Seramik bir veya birden fazla metalin, metal olmayan element ile birleşmesi sonucu oluşan inorganik bileşiktir. Seramik grubuna oksitler, nitrürler,

Detaylı

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ

SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin

Detaylı

Nexco Flask. Laboratuvar kompozitleri ile pres tekniği için mufla. Çabucak venerleme

Nexco Flask. Laboratuvar kompozitleri ile pres tekniği için mufla. Çabucak venerleme SR Nexco Flask Laboratuvar kompozitleri ile pres tekniği için mufla Çabucak venerleme Birçok küçük bileşen harika bir sonuç ortaya çıkarıyor Esneklik her detaya yansıtılıyor Uzmanlar tarafından geliştirildi

Detaylı

MMM291 MALZEME BİLİMİ

MMM291 MALZEME BİLİMİ MMM291 MALZEME BİLİMİ Ofis Saatleri: Perşembe 14:00 16:00 ayse.kalemtas@btu.edu.tr, akalemtas@gmail.com Bursa Teknik Üniversitesi, Doğa Bilimleri, Mimarlık ve Mühendislik Fakültesi, Metalurji ve Malzeme

Detaylı

SinterlenmişKarbürler. Co bağlayıcı ~ Mpa Sertlikliğini 1100 ⁰C ye kadar muhafaza eder Kesme hızları hız çeliklerine nazaran 5 kat fazladır.

SinterlenmişKarbürler. Co bağlayıcı ~ Mpa Sertlikliğini 1100 ⁰C ye kadar muhafaza eder Kesme hızları hız çeliklerine nazaran 5 kat fazladır. SinterlenmişKarbürler Co bağlayıcı ~ Mpa Sertlikliğini 1100 ⁰C ye kadar muhafaza eder Kesme hızları hız çeliklerine nazaran 5 kat fazladır. Seramikler 3 Katogoride Toplanır: 1) Alumina (Al2O3) 2) Alumina

Detaylı

Tozların Şekillendirilmesi ve Sinterleme Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU

Tozların Şekillendirilmesi ve Sinterleme Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU Tozların Şekillendirilmesi ve Sinterleme Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU Tozların Şekillendirilmesi Toz metalurjisinin çoğu uygulamalarında nihai ürün açısından yüksek yoğunluk öncelikli bir kavramdır.

Detaylı

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER

MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER MALZEMELERİN MUKAVEMETİNİ ARTIRICI İŞLEMLER Malzemelerin mekanik özelliği başlıca kimyasal bileşime ve içyapıya bağlıdır. Malzemelerin içyapısı da uygulanan mekanik ve ısıl işlemlere bağlı olduğundan malzemelerin

Detaylı

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ

BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ BİLEŞİKLER VE FORMÜLLERİ Bileşikler : Günümüzde bilinen 117 element olmasına rağmen (92 tanesi doğada bulunur). Bu elementler farklı sayıda ve şekilde birleşerek ve etkileşerek farklı kimyasal özelliklere

Detaylı

KIRIK YÜZEYLERİN İNCELENMESİ

KIRIK YÜZEYLERİN İNCELENMESİ GAZİ ÜNİVERSİTESİ TEKNOLOJİ FAKÜLTESİ METALURJİ VE MALZEME MÜHENDİSLİĞİ MEM-317 MALZEME KARAKTERİZASYONU KIRIK YÜZEYLERİN İNCELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Volkan KILIÇLI ANKARA 2012 KIRIK YÜZEYLERİN İNCELENMESİ

Detaylı

MUMLAR (WAXES) Yrd. Doç. Dr. Seda CENGİZ

MUMLAR (WAXES) Yrd. Doç. Dr. Seda CENGİZ MUMLAR (WAXES) Yrd. Doç. Dr. Seda CENGİZ Mumlar genel olarak oda ısısında katı halde bulunan termoplastik materyaller olarak tanımlanır. diş hekimliğinde kullanılan mumların içinde şu maddeler bulunabilir:

Detaylı

Ayrıca, bu kitapta sunulan bilgilerin İnşaat Mühendislerine de meslek yaşamları boyunca yararlı olacağı umulmaktadır.

Ayrıca, bu kitapta sunulan bilgilerin İnşaat Mühendislerine de meslek yaşamları boyunca yararlı olacağı umulmaktadır. Önsöz Dokuz Eylül Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, İNŞ 2023 Yapı Malzemesi I (3+0) dersinde kullanılmak üzere hazırlanan bu kitap, İNŞ 2024 Yapı Malzemesi II dersinde kullanılan

Detaylı

Metallerde Döküm ve Katılaşma

Metallerde Döküm ve Katılaşma 2015-2016 Güz Yarıyılı Metalurji Laboratuarı I Metallerde Döküm ve Katılaşma Döküm:Metallerin ısı etkisiyle sıvı hale getirilip uygun şekilli kalıplar içerisinde katılaştırılması işlemidir Döküm Yöntemi

Detaylı

SERAMİK MATRİSLİ KOMPOZİT MALZEMELER ve ÜRETİMİ

SERAMİK MATRİSLİ KOMPOZİT MALZEMELER ve ÜRETİMİ SERAMİK MATRİSLİ KOMPOZİT MALZEMELER ve ÜRETİMİ Seramik Matrisli Kompozitler Seramik malzemeler, yüksek sıcaklığa dayanıklı ve hafif oldukları (d= 1,5-3,0 gr/cm3) için oldukça çekicidir. Seramik matrisli

Detaylı

KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ

KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ KOROZYONDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ Belli bir ortam içinde bulunan metalik yapının korozyonunu önlemek veya korozyon hızını azaltmak üzere alınacak önlemleri üç ana grup altında toplanabilir. Korozyondan Korunma

Detaylı

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları

1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları 1. Giriş 2. Yayınma Mekanizmaları 3. Kararlı Karasız Yayınma 4. Yayınmayı etkileyen faktörler 5. Yarı iletkenlerde yayınma 6. Diğer yayınma yolları Sol üstte yüzey seftleştirme işlemi uygulanmış bir çelik

Detaylı

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl ÖZGEÇMİŞ 1 ) Adı, Soyadı : Bülent DAYANGAÇ 2 ) Doğum Tarihi : 05 Temmuz 1946 3 ) Ünvanı : Profesör 4 ) Öğrenim Durumu : Derece Alan Üniversite Yıl Y. Lisans Dişhekimliği Fakültesi Hacettepe Üniversitesi

Detaylı

MALZEME SEÇİMİNİN ÖNEMİ VE MÜHENDİSLİK MALZEMELERİ. Doç.Dr. Salim ŞAHİN

MALZEME SEÇİMİNİN ÖNEMİ VE MÜHENDİSLİK MALZEMELERİ. Doç.Dr. Salim ŞAHİN MALZEME SEÇİMİNİN ÖNEMİ VE MÜHENDİSLİK MALZEMELERİ Doç.Dr. Salim ŞAHİN MALZEME SEÇİMİNİN ÖNEMİ Günümüzde 70.000 demir esaslı malzeme (özellikle çelik) olmak üzere 100.000 den fazla kullanılan geniş bir

Detaylı

Protectosil CIT İleri Korozyon Önleme Teknolojisi

Protectosil CIT İleri Korozyon Önleme Teknolojisi Protectosil CIT İleri Korozyon Önleme Teknolojisi 1 Protectosil CIT yatırımınızı korur! Binalar, köprüler, barajlar, tüneller, büyük otoparklar gibi betonarme yapılar önemli boyutlarda özel sektör ve kamu

Detaylı

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2)

Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2) Diş Dokularına Adezyon ve Dentin Bağlayıcı Sistemler (2) Prof. Dr. L. Şebnem TÜRKÜN Asitleme ve yıkamadan sonra, bağlayıcı ajan nemli dentine uygulanmalı. Kollagen fibriller arasında 15-20nm aralığı koruyup

Detaylı

Kaynak nedir? Aynı veya benzer alaşımlı maddelerin ısı tesiri altında birleştirilmelerine Kaynak adı verilir.

Kaynak nedir? Aynı veya benzer alaşımlı maddelerin ısı tesiri altında birleştirilmelerine Kaynak adı verilir. 1 Kaynak nedir? Aynı veya benzer alaşımlı maddelerin ısı tesiri altında birleştirilmelerine Kaynak adı verilir. 2 Neden Kaynaklı Birleşim? Kaynakla, ilave bağlayıcı elemanlara gerek olmadan birleşimler

Detaylı

Talaş oluşumu. Akış çizgileri plastik deformasyonun görsel kanıtıdır. İş parçası. İş parçası. İş parçası. Takım. Takım.

Talaş oluşumu. Akış çizgileri plastik deformasyonun görsel kanıtıdır. İş parçası. İş parçası. İş parçası. Takım. Takım. Talaş oluşumu 6 5 4 3 2 1 Takım Akış çizgileri plastik deformasyonun görsel kanıtıdır. İş parçası 6 5 1 4 3 2 Takım İş parçası 1 2 3 4 6 5 Takım İş parçası Talaş oluşumu Dikey kesme İş parçası Takım Kesme

Detaylı

MALZEME BİLGİSİ DERS 2 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net

MALZEME BİLGİSİ DERS 2 DR. FATİH AY. www.fatihay.net fatihay@fatihay.net MALZEME BİLGİSİ DERS 2 DR. FATİH AY www.fatihay.net fatihay@fatihay.net DERSİN AMACI: Malzeme Biliminde temel kavramları tanıtmak ÖĞRENECEKLERİNİZ: Malzeme yapısı Yapının özelliklere olan etkisi Malzemenin

Detaylı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı

BASMA DENEYİ MALZEME MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ. 1. Basma Deneyinin Amacı 1. Basma Deneyinin Amacı Mühendislik malzemelerinin çoğu, uygulanan gerilmeler altında biçimlerini kalıcı olarak değiştirirler, yani plastik şekil değişimine uğrarlar. Bu malzemelerin hangi koşullar altında

Detaylı

Nanolif Üretimi ve Uygulamaları

Nanolif Üretimi ve Uygulamaları Nanolif Üretimi ve Uygulamaları Doç. Dr. Atilla Evcin Malzeme Bilimi ve Mühendisliği Bölümü Çözelti Özellikleri Elektro-eğirme sırasında kullanılacak çözeltinin özellikleri elde edilecek fiber yapısını

Detaylı

TUKMOS PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ KOMİSYONU 1.DÖNEM ÜYELERİ

TUKMOS PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ KOMİSYONU 1.DÖNEM ÜYELERİ Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK), uzmanlık eğitiminde kullanılmak üzere çekirdek müfredat ve standartları belirlemek için Tıpta Uzmanlık Kurulu Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Sistemi (TUKMOS) çerçevesinde

Detaylı

TAHRİBATSIZ MUAYENE (NON DESTRUCTIVE TEST) HAZIRLAYAN: FATMA ÇALIK

TAHRİBATSIZ MUAYENE (NON DESTRUCTIVE TEST) HAZIRLAYAN: FATMA ÇALIK TAHRİBATSIZ MUAYENE (NON DESTRUCTIVE TEST) TAHRİBATSIZ MUAYENE YÖNTEMLERİ 1) Görsel Kontrol ( VT) 2) Sıvı Penetrant ( PT) 3) Magnetik Parçacık( MT) 4) Radyografik-Radyoskopik Kontrol( RT) 5) Girdap Akımları(

Detaylı

TAKIM DİŞLER VE ÖZELLİKLERİ Prof. Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

TAKIM DİŞLER VE ÖZELLİKLERİ Prof. Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi TAKIM DİŞLER VE ÖZELLİKLERİ Prof. Dr. Övül KÜMBÜLOĞLU Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Protetik Diş Tedavisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi TAKIM DİŞLER VE ÖZELLİKLERİ Tam protezlerde porselen takım

Detaylı