ZİRAAT ODALARI HİZMET YARIŞINDA BAYRAKTAR UŞAK TA AÇILIŞLARA KATILDI

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ZİRAAT ODALARI HİZMET YARIŞINDA BAYRAKTAR UŞAK TA AÇILIŞLARA KATILDI"

Transkript

1 TZOB'UN MEDYA BAŞARISI MEDYADA EYLÜL'ÜN LİDERİ ŞEMSİ BAYRAKTAR Medyada öne çıkan işa- damları listesinde, Eylül ayında 994 haberle Türkiye Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ilk sırada yer aldı. >>Sayfa 2 Türkiye Odaları Birliği Aylık Yayını ÜRETİCİLERİMİZİN YÜZÜ KURBANDA GÜLDÜ Bayraktar: Üreticilerimizin çoğu kurban pazarına getirdiği hayvanları sattı Başkanı Şemsi Bayraktar, kurban satışlarının üreticiyi memnun ettiğini bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Kurban Bayramı sonrasında Odaları ve üreticilerle yaptıkları görüşmelerden, kurban satışlarının üreticiyi memnun ettiği sonucunu çıkardıklarını belirtti. Genelde üreticinin elinde hayvan kalmadığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Bunda kurbanlık hayvan ithalatının yapılmaması ve fi yatların, geçen yılki seviyelerde seyretmiş olması etkili oldu. Sonuç olarak kurbanlık hayvan satışları üreticilerimizi memnun etmiştir. Kurban fi - yatları, bayram öncesinde kamuoyuna açıkladığımız seviyelerde gerçekleşmiştir. >>Sayfa 3 TARIM VE GIDADAN DIŞ TİCARETE BÜYÜK KATKI Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıdada ihracatın arttığını bildirerek, Tarım ve gıdanın Ağustos ayı ihracatı yüzde 4,89 artışla 1 milyar 93 milyon, 8 aylık ihracatı ise yüzde 10,85 artışla 10,5 milyar doları geçti dedi. >>Sayfa 7 TARIM SABIR İSTER, SEBAT İSTER Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 milyon kadın çiftçiye eğitim vermeyi düşündüklerini bildirerek, Kadın çiftçilerimizi eğitip, tarımda verimliliği artıramazsak dünyayla rekabet edemeyiz dedi. >>Sayfa 9 ZEYTİN MARMARA BÖLGESİ VE ZEYTİNCİLİK >>Sayfa 14 ÜLKEMİZDE ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI >>Sayfa 15 ZEYTİN SİNEĞİ >>Sayfa 16 DÜNYA VE TÜRKİYE ZEYTİNCİLİĞİNDE NELER OLUYOR? >>Sayfa 16 SOFRALIK SİYAH ZEYTİN ÜRETİMİ >>Sayfa 17 ZEYTİN >>Sayfa 18 ZİRAAT HİZMET YARIŞINDA BAYRAKTAR UŞAK TA AÇILIŞLARA KATILDI TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Uşak ta merkez ve Eşme Odası yeni hizmet binası ile Ulubey Odası nın yeni hizmet binası ve selektör tesisi açılışlarını yaptı. >>Sayfa 4 TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarım sabır ister, sebat ister. Çiftçimizde bu var. Sebat ve sabır gösteremeyecekler bu işe girmesin. Bunlar olmadan bu işte başarılı olunamayacağını bilsinler." Başkanı Şemsi Bayraktar, sanayici, işadamı, üst düzey şirket yöneticisi, bürokrat, mimar, mühendis, avukat gibi değişik mesleklerden çok sayıda girişimcinin, stratejik bir sektör olan tarıma yatırım yaptığını bildirdi. >>Sayfa 13 Dünya Gıda Günü Dünyanın açlık ve aşırılık la imtihanı Türkiye Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, bir yandan teknolojide inanılmaz gelişmeler olurken, bir yandan da daha en temel ihtiyaç olan beslenme, açlık sorununu halledememiş bir dünyada yaşandığını bildirerek, İçinde bulunduğumuz ortam akıl almaz bir durum. Dünyadaki her 8 kişiden biri, 868 milyon insan açken, 1,5 milyara yakın insanın aşırı kilolu olmasının kabul edilebilir bir yanı yoktur dedi. >>Sayfa 10

2 2 [ SESLENİŞ] Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım, Maddi ve manevi dayanışmamızın; sevginin, saygının, hoşgörünün ve kardeşliğin doruğa ulaştığı bir bayramı daha geride bıraktık. Kurban Bayramınızı bir kez daha kutluyor, bayramlarda oluşan dayanışma ve sevgi ikliminin daim olmasını Cenabı Allah tan niyaz ediyorum. Kurban kesmek, Müslümanlar için dayanışmayı ve paylaşımı öngören önemli bir görev. Kurban Bayramları, Müslüman ülkelerde et tüketiminin olağanüstü arttığı dönemler. Çok kısa zamana yığılan canlı hayvan talebi çeşitli sıkıntıları da beraberinde getiriyor. 4-5 gün içinde milyonlarca hayvan kurban olarak kesiliyor. Kimi zaman, bu talebi karşılamakta üreticilerimiz zorlanıyor; ulaşım, barınma, kurban alanı sağlama gibi sorunlar baş gösterebiliyor. Bayrama hazırlanmak, üreticilerimiz kadar, bu konuda yetki ve sorumluluk sahibi olan kamu kurum ve kuruluşlarımıza da önemli ve ciddi bir çalışmayı zorunlu kılıyor. Kurban Bayramı öncesi düzenlediğimiz basın toplantısında bütün bunları dikkate alarak uyarılarımızı yaptık. Ayrıca, Birliğimiz uzmanlarının il il belirlediği kurbanlık fiyatlarını da kamuoyumuzla paylaştık. Bayramı sonrasında Odalarımız ve üreticilerimizle yaptığımız görüşmeler gösterdi ki üreticilerimizin çoğu, kurban pazarına getirdiği hayvanları sattı; genelde üreticilerimizin elinde hayvan kalmadı. Bu sonuç üreticilerimizi memnun etti; biz de onlar adına mutlu olduk. Satışlarda görülen bu durumda, kurbanlık hayvan ithalatının yapılmaması ve fiyatların geçen yılki seviyelerde seyretmiş olması etkili oldu. Sonuç olarak kurbanlık hayvan satışları genel olarak üreticilerimizi memnun etti, kurbanlık fiyatları da bayram öncesinde kamuoyuna açıkladığımız seviyelerde gerçekleşti. Hayvan satışlarının iyi olması, hayvanların üreticinin elinde kalmasını dolayısıyla tüccarın bu hayvanları ucuza kapatmasını da engelledi. Erzurum, Sakarya gibi bazı iller dışında üreticinin elinde hayvan kalmadı. Bundan dolayı üreticilerin bayram sonrası Et ve Süt Kurumu na hayvanlarını kestirmek için ciddi bir müracaatları olmadığını da tespit ettik. Kıymetli çiftçi dostlarım, bu yıl yaşadığımız durum, daha önce yaptığımız çalışmalar ve attığımız adımların ne kadar isabetli olduğunu da bir kez daha gösterdi. Hemen her vesileyle vurguladığımız gibi, besicilerimizin başta girdi maliyetleri olmak üzere ciddi sıkıntıları bulunuyor. Üreticilerimizin temsilcisi olarak bizler, et ve süt hayvancılığımızın ancak radikal tedbirler alınarak geliştirilebileceğine inanıyor, çalışmalarımızı o doğrultuda yapıyor ve ilgili her merciiyle ve her ortamda bu konudaki görüşlerimizi dile getiriyor, paylaşıyoruz. Yeri gelmişken bir kez daha tekrar etmek gerekir ki artık ülkemiz ne et ne de canlı hayvan ithal etmelidir. Hayvancılığımızın önünde büyük bir engel ve üreticilerimiz açısından büyük bir sorun olarak gördüğümüz bu konu artık ülkemiz gündeminden tamamen çıkarılmalıdır. Biliyoruz, bu konuda bazı çevreler, bazı lobiler, kolay para kazanma yolu olarak gördükleri için hemen itiraz ediyorlar ancak, ithal edilen her kilo etten ve her baş hayvandan ne üreticimiz ne de tüketici kazanıyor; kaybeden hep ülkemiz oluyor. Türkiye nin en büyük meslek ve çiftçi örgütü olan Odaları Birliği olarak, besilik ve kasaplık canlı hayvan ile et ithalatına kesinlikle karşıyız. İthalatı zorlaştırıcı her kararı destekliyoruz ve sonuna kadar da destekleyeceğiz. Bu tür faaliyetlerin karşısında duracak ve haklı mücadelemizi sürdüreceğiz. Değerli arkadaşlarım, Genel Merkezimizde bizlerin, ülkemizin bütün bölgelerinde Odalarımızın geceli gündüzlü, yoğun çalışmaları sürüyor. Vaktimizin elverdiği ölçüde ziyaretlerimizi sürdürüyor; yapılan çalışmaları yerinde görüyor, farklı sorunları mahallinde hasbihal ederek çözümleri noktasına yoğunlaşıyoruz. Odalarımız adeta bir hizmet yarışı içindeler. Hemen hemen her ay açılışlar yapıyor; yenilikleri hep birlikte çiftçimizin hizmetine sunuyoruz. Bu çerçevede yaptığımız ziyaretleri ay içinde Uşak ve ilçelerinde sürdürdük. Uşak ta merkez ve Eşme Odalarımızın yeni hizmet binası ile Ulubey Odamızın yeni hizmet binası ve selektör tesislerinin açılışlarını gerçekleştirdik. Her zaman her yerde vurguladığımız gibi, çiftçimiz adına yapılan her olumlu işi alkışlıyor ve arkasında olduğumuzu bir kez de buradan tekrar etmek istiyorum. Bu vesileyle, hizmetin her türlüsünü sonuna kadar hak eden çiftçilerimize, üreticilerimize yönelik bu çalışmalarda emeği geçen bütün arkadaşlarıma bir kez daha ve canı gönülden teşekkürlerimi sunuyorum. Hububat ekim döneminin devam ettiği bugünlerde, doğal afet ve bütün olumsuzluklardan uzak çalışmalar; bütün Odalarımızın yönetici ve personeline de başarılar temenni ediyorum. BAYRAKTAR DAN SATSO YA ZİYARET Bayraktar: Verimli tarım alanları da bir fabrikadır Başkanı Şemsi Bayraktar, Sakarya Odası Başkanı Hamdi Şenoğlu, Akyazı Ticaret Borsası Başkanı Ali Şener Bayraktar ile birlikte Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul ve Yönetim kuruluna iade-i ziyarette bulundu. Kösemusul a görevinde başarılar dileyen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Bunlar ulvi görevler, Allah muvaffak etsin diye konuştu. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Kösemusul, Hizmet ehemmiyetinin bilinci içinde ilimiz ve üyelerimize en iyisini sunmaya gayret ediyoruz. İlimizdeki verimli topraklarda üretilen mevcut ürünlerin yanı sıra alternatif ve katma değeri yüksek ürünlerle verimin artması sağlanabilir dedi. Kösemusul konuşmasında, alternatif ve katma değeri yüksek ürünlere geçilmesinin tarım arazilerinin sanayileştirilmemesi ve çiftçinin kazanç oranının artırılması açısından büyük önem teşkil ettiğini ifade ederek, Bu uygulama ile hem verimli tarım arazilerini korumuş oluruz, hem çiftçi kazanır, hem de parçalı tarım arazileri üzerinde kişisel çıkarlar ortadan kalkar dedi. Organize Sanayi Bölgeleri için özellikle 3. ve 4. sınıf tarım arazilerinin değerlendirildiğini belirten Kösemusul bu konuda oldukça titiz davrandıklarını belirterek birinci sınıf tarım arazisi üzerinde sanayileşmenin tehlikelerinin farkında olduklarını ve gelecek nesilleri düşünerek adımlar attıklarını dile getirdi. Sakarya daki tarım arazileri ve tarım ürünlerinin çeşitliliği ile hayvancılık sektörünün üzerine değerlendirmelerde bulunulan ziyarette konuşan Türkiye Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise, Süt hayvancılığı ülkemizde oldukça önemli bir yere sahip, besi hayvancılığı ve süt hayvancılığı beraber yürüyen iki sektördür. Bu sebeple süt hayvancılığını çok önemsiyorum. Ülkemizde hayvancılık sektörünü kurtaracak en önemli projelerden birisi, Et ve Süt Kurumu nun açılacak olmasıdır. Et ve Balık Kurumu yerine artık Et ve Süt Kurumu var. Böylelikle süt fiyatlarında da istikrar sağlanacak et ve süt fiyatları belli bir oranda sabitlenebilecek. Bu, sektörün geleceği ve kaliteli üretim açısından oldukça önemlidir dedi. Bayraktar konuşmasının devamında, Sakarya daki tarım arazileri üzerinde alternatif katma değerli ürünler yetiştirilmesine olumlu baktıklarını belirterek, Dağlık bölgelerde fındığın alternatifi yok. Ancak taban arazide süs bitkisi üretimi daha da yaygınlaştırılabilir aynı şekilde kabak üretiminde de ilk sıralarda yer alıyoruz. Katma değeri yüksek ürünler istiyorsak mısır ayçiçeği gibi yağlı tohumlara daha da ağırlık vermeliyiz. Türkiye nin ihtiyacı olan yağlı ürünleri üretebiliriz dedi. Verimli tarım alanları da bir fabrikadır Tarımda katma değeri yükseltmek için alternatif ürünlerden önce yapısal sorunları çözmek gerektiğini vurgulayan Bayraktar, Arazilerin parçalı olması verimi düşürür, arazi toplulaştırması bu anlamda çok önemlidir. Arazi toplulaştırılması sorunu çözüldüğü takdirde verim ve katma değer artacaktır. Parçalı arazilerin birleştirilmesine çiftçinin de bilinçli yaklaşması önemlidir. Ülkemizin önemli bir konusu olan parçalı araziler sorununun çözümü ile verimli tarım arazileri üzerindeki sanayileşmenin de önüne geçilmiş olur. Tarım alanları da bir fabrikadır, fabrika üstüne fabrika olmaz şeklinde konuştu. İmtiyaz Sahibi TZOB Adına M. Nuri Şeyda Sorman Genel Yayın Müdürü Bekir Şinasi Özdemir Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ebru Mine Esen Yayın Kurulu M. Hikmet Yavuzyiğit Metin Türkyılmaz Ömer Kaya Salim Altay Hasan Hüseyin Coşkun Dr. Fethi Güven Prof. Dr. Mevhibe Albayrak Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu Prof. Dr. Erdoğan Güneş Dr. Özden Hiçbirol Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Yönetim Yeri Türkiye Odaları Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü GMK Bulvarı No: 25 Demirtepe/ANKARA Tel: (Pbx) Fax: tzob.basin@gmail.com Yapım Ajansı Kurumsal Yayıncılık Pazarlama İletişimi Baskı Arkadaş Basım San. Ltd. Şti. Kazım Karabekir Caddesi Sütçüoğlu İşhanı No: 37/4 Ulus / ANKARA Tel: Basım Tarihi Dağıtım PTT Kargo Odaları aylık yayını basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Yayımlanan yazıların sorumlulukları sahiplerine ait olup, Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmek koşuluyla, diğer yayın organlarında yayımlanabilir. Gönderilen yazılar iade edilmez.

3 Başkanı Şemsi Bayraktar, kurban satışlarının üreticiyi memnun ettiğini bildirerek, Üreticilerimizin çoğu kurban pazarına getirdiği hayvanları sattı dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Kurban Bayramı sonrasında Odaları ve üreticilerle yaptıkları görüşmelerden, kurban satışlarının üreticiyi memnun ettiği sonucunu çıkardıklarını belirtti. Genelde üreticinin elinde hayvan kalmadığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Bunda kurbanlık hayvan ithalatının yapılmaması ve fiyatların, geçen yılki seviyelerde seyretmiş olması etkili oldu. Sonuç olarak kurbanlık hayvan satışları üreticilerimizi memnun etmiştir. Kurban fiyatları, bayram öncesinde kamuoyuna açıkladığımız seviyelerde gerçekleşmiştir. Bazı illerde büyükbaş kurbanlık kalmadığından dolayı alıcıların küçükbaşa yöneldiğine dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti: Bu küçükbaş kurban satışlarını da hızlandırdı. Fiyatların geçen yıla yakın makul seviyelerde şekillenmiş olması talebi de artırdı. Satılan hayvan sayısının geçen yıla göre daha fazla olduğu görülüyor. Hayvan satışlarının iyi olması, hayvanların üreticinin elinde kalmasını dolayısıyla tüccarların bu hayvanları ucuza kapatmasını engelledi. Erzurum, Sakarya gibi bazı iller dışında üreticinin elinde hayvan kalmadı. Bundan dolayı üreticilerin bayram sonrası Et ve Süt Kurumu na hayvanlarını kestirmek için ciddi bir müracaatları olmadı. Bayram öncesi basın toplantısı Genel Başkan Bayraktar, bayram öncesinde düzenlediği basın toplantısında, kurbanlık fiyatlarını, kurbanlık hayvan miktarını, üreticilerin beklentilerini değerlendirdi. Türkiye ve diğer Müslüman ülkelerde, Kurban Bayramı nın coşkuyla kutlanırken, bu dönemin Kurban kesimi dolayısıyla da et tüketiminin olağanüstü arttığı bir dönem olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Çok kısa zamana yığılan canlı hayvan talebi de çeşitli sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Çok kısa süre içinde milyonlarca hayvan kurban olarak kesilmekte, bu talebi karşılamakta üreticiler zorlanmakta, ulaşım, barınma, kurban alanı sağlama gibi sorunlar da baş göstermektedir. Bütün bunlardan dolayı Kurban Bayramı na hazırlanmak önemli bir olaydır ve ciddi bir organizasyonu ve çalışmayı gerektirmektedir. Kurban Bayramı besiciliği, ülkemizde yıllardır yapılan geleneksel bir yetiştirme yöntemidir. Türkiye de Kurban Bayramı nda 2 milyona yakın küçükbaş, 800 bin başa yakın da büyükbaş hayvan kesilmektedir. Kurbanlık fiyatları Kurbanlık satışlarının illere ve bölgelere göre farklılık arz ettiğini, kimi yerlerde canlı kilogram ve et fiyatı üzerinden, kimi yerlerde ise canlı hayvan üzerinden pazarlık yöntemiyle satış yapıldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre, bu yıl kurban döneminde hayvan fiyatları; illere ve canlı ağırlığa göre değişmekle birlikte, hayvan başına, büyükbaşta 2 bin 100 lira ile 9 bin 600 lira arasında, küçükbaşta ise 250 lira ile 1300 lira arasında değişeceği, canlı ağırlık fiyatının da büyükbaş hayvanlarda kilogram başına 9,5 ile 20 lira arasında, küçükbaşta kilogram başına 7 lira ile 18 lira arasında olacağı tahmin edilmektedir. Tabii bu fiyatlar bayram öncesi tahmini fiyatlardır. Söz konusu fiyatlar ancak, kurban pazarında oluşacak fiyatlara referans olarak kabul edilebilir. Fiyatların iller bazında bu bayram genel olarak geçen yıla yakın seyredeceği tahmin edilmektedir. 5 milyon 172 bin baş erkek hayvan var 2012 yılında 785 bin 134 ü büyükbaş, 1 milyon 976 bin 924 başı da küçükbaş olmak üzere toplam olarak 2 milyon 762 bin 58 baş kurbanlık kesimi yapıldığını hatırlatan Bayraktar, 2013 yılında ise 1 milyon 645 bin 279 baş erkek büyükbaş, 3 milyon 526 bin 973 baş erkek küçükbaş olmak üzere toplam olarak 5 milyon 172 bin 252 baş hayvan bulunmaktadır. Görüldüğü üzere bu yıl ne ithalat yapılmasını, ne de hayvan bulamıyorum sıkıntısını gerektirmeyecek kadar bir hayvan mevcudu söz konusudur dedi. Bayraktar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker in Yeterli kurbanlık hayvanımız var, kurbanlık ithal edilmeyecek sözünün de üreticilerin ellerindeki hayvanları satması, mağdur olmalarının önlenmesi açısından üreticilerce olumlu karşılandığını belirtti. Et ve Süt Kurumu alımları Üreticilerin satılamayan hayvanlarının, maliyetlerin altında yok pahasına ellerinden çıkmaması gerektiğine de dikkati çeken Bayraktar, Et ve Süt Kurumu nun üreticilerimizin satılamayan hayvanlarını bayram sonrasında uygun bir fiyata alması önem kazanacaktır. Bunun için yetkililerden beklentimiz, kurbanlıkları satamayan ve elinde kalan üreticilerimize yönelik belirleyecekleri alım fiyatlarını, üreticilerimizin yaptıkları masrafları da dikkate alarak kurbana özel olarak belirlemeleridir. Bu durumda üreticilerimizin mağdur olmaları önlenecektir dedi. Kurban Bayramı nın, bu kadar çok hayvanın besiye alınması ve uzun süreyle bakılmaları dolayısıyla ekonomik olarak da ciddi bir hareketliliğe neden olduğunu bildiren Bayraktar, şunları söyledi: Beslenme amaçlı hayvan alımları için ödenen paradan, yem, veteriner hizmetleri, hayvanların satılması, satış yerlerinde yer kiraları ve kişisel masraflar, bu hayvanların nakilleri, kesimler için kasaplara ödenen para, derilerin satılmasına kadar birçok 3 ÜRETİCİLERİMİZİN YÜZÜ KURBANDA GÜLDÜ Bayraktar: Üreticilerimizin çoğu kurban pazarına getirdiği hayvanları sattı ticari faaliyet bu dönemde söz konusu olmakta ve bütün bunlar önemli bir yekun tutmaktadır. Kurbanlık için besiye alınan büyükbaş hayvanların ortalama 6 ay beslendiği düşünüldüğünde, yem masrafı, hayvan başına tahmini olarak, günlük 12,08 lirayı, 6 aylık 2 bin 174 lirayı bulmaktadır. Böylece kesilecek olan 800 bin büyük baş kurbanlık hayvan için toplam 1 milyar 739 milyon 200 bin lira yem masrafı yapıldığı tahmin edilmektedir. Kurbanlık için besiye alınan küçükbaş hayvanların da en az 6 ay beslendikleri düşünüldüğünde, 6 ay süreyle hayvan başına 738 lira yem masrafı yapıldığı, 2 milyon baş küçükbaş hayvan için yapılan yem masrafının ise 1 milyar 476 milyon lira olduğu tahmin edilmektedir. Toplamda 2 milyon 800 bin baş kurbanlık canlı hayvan için üreticilerimizin 3 milyar 215 milyon 200 bin lira civarında bir yem masrafı yaptıkları, dolayısıyla bu kadar bir paranın yem sektöründe kullanıldığı tahmin edilmektedir. Bu rakam, besideki 3 milyon 526 bin 973 baş küçükbaş, 1 milyon 645 bin 279 baş büyükbaş hayvan için hesaplandığında, küçükbaş hayvan için yapılan yem masrafı 2 milyar 602 milyon 906 bin 74 liraya, büyükbaş hayvan için yapılan yem masrafı 3 milyar 576 milyon 836 bin 546 liraya, toplamda 6 milyar 179 milyon 742 bin 620 liraya çıkmaktadır. Bunun yanında besicilerimiz besiye alınan hayvan bedeli, çoban, bakıcı, veteriner hekim ile ilaç, elektrik, nakliye ve benzeri birçok masraf da yapmaktadır. Yani yem haricinde bayram sebebiyle önemli birçok masraf da söz konusudur. Kurbanlık için 4,7 milyar harcanacak Ortalama 400 kg canlı ağırlığa sahip bir büyükbaş hayvanın canlı kilogram fiyatının 11 TL civarında satılacağı düşünüldüğünde bayram süresince kesilecek yaklaşık 800 bin büyükbaş hayvana halkımızın ödeyeceği paranın 3 milyar 520 milyon lirayı bulacağını, bir küçükbaş hayvanın ortalama 600 TL den satılacağı düşünülürse, kesilecek yaklaşık 2 milyon baş küçükbaş hayvana halkımızın ödeyeceği paranın da 1 milyar 200 milyon liraya ulaşacağını anlatan Bayraktar, şöyle devam etti: Toplamda halkımızın 4 milyar 720 milyon lira gibi bir parayı kurbanlık almak için harcayacağı tahmin edilmektedir. Standartlara göre kesilmiş ve tuzlanmış yaş koyun derisi yaklaşık 5 TL civarındadır. Ortalama 2 milyon koyun kesildiği hesap edildiğinde küçükbaş hayvanların derilerinin ekonomik değeri yaklaşık olarak 10 milyon lirayı buluyor. 400 kilogramlık bir sığırdan ortalama olarak yaklaşık 60 kg civarında deri çıkmaktadır. Derinin kilogramı 2,5 lira olarak hesaplandığında kesilecek 800 bin baş büyükbaş hayvandan elde edilecek derinin değeri ise 120 milyon lirayı buluyor. Toplam olarak kurbanlıklardan standartlara göre elde edilecek derilerin ekonomik değeri de yaklaşık 130 milyon lirayı geçmektedir. Fakat kurbanlıklar çoğu yerde ehil olmayan kişiler tarafından kesildiği ve kesim sonrası saklama şartlarına uyulmadığı için deride ciddi olarak ekonomik kayıp oluşmaktadır. Bu kaybın yüzde ler civarında olduğu tahmin edilmekte, bunun da ekonomik değeri yaklaşık olarak 26-32,5 milyon lira arasında değişmektedir.26-32,5 milyon liralık deri kaybı düşülecek olursa Kurban Bayramı nda ekonomiye kazandırılan derinin değeri 97,5-104 milyon lira arasında olacaktır. Bununla birlikte hayvanların bağırsak gibi iç organlarının büyük bir kısmının da değerlendirilemeyip atılması sebebiyle buradan da ciddi boyutlarda ekonomik kayıplar oluşmaktadır. Kurbanlık, deri satışları ve kasap harcamalarının toplamı 4 milyar 950 milyon lirayı buluyor. Kurbanlıklarını satmak için gelen üreticilerin, büyük şehirlerde her ilçede farklı olmak üzere kurbanlık satış yerlerine çadır kirası ödediklerini belirten Bayraktar, şöyle dedi: Fiyatlar ilçelere göre farklı olduğu için net bir rakam verilememekle birlikte, kalınan sürede harcanacak paraları da dahil edecek olursak önemli bir miktarda para buralarda harcanmaktadır. Üreticiler, Türkiye nin dört bir yanından hayvanları büyük şehirlerdeki kurban satış yerlerine nakletmekte ve bunun için ciddi nakliye bedelleri ödemektedirler. Bunun yanı sıra satılan hayvanlar, bayramda kişilerin kesim yapacakları yerlere taşınmakta, bunun için de para harcanmaktadır. Kesilen hayvanların sayısal büyüklüğü dikkate alındığında, net rakam verememekle birlikte, önemli bir nakil masrafının olduğu söylenebilir. Kurban bayramları son yıllarda kasaplar için önemli bir gelir kapısı olmuştur. Kasaplar, hayvan kesim, yüzme, parçalama gibi işler için küçükbaşta 50 lira, büyükbaşta ise 200 lira civarında para almaktadır. Özellikle büyükbaş kurbanların en az yarısının kasaplar tarafından ücret mukabilinde kesildiğini düşünecek olursak, 400 bin baş hayvan için ödenecek meblağ 80 milyon lirayı bulmaktadır. Aynı şekilde küçükbaş hayvanların da yarısının kasaplar tarafından kesildiği düşünüldüğünde, 1 milyon baş küçükbaş hayvan için ödenecek meblağ 50 milyon lirayı bulmakta, toplamda kesim için ödenecek meblağ 130 milyon lira civarında olmaktadır. Bayraktar, İslam dünyasının, sıkıntılı bir süreçten geçtiğine de dikkati çekerek, Milyonlarca Müslüman, her gün çatışmanın, iç savaşın, katliamın, kanın, gözyaşının hüküm sürdüğü, barışa hasret kalan bir ortamda yaşıyor. Milletimize ve tüm İslam âlemine huzurlu bir Kurban Bayramı diliyorum dedi.

4 4 ZİRAAT HİZMET YARIŞINDA BAYRAKTAR UŞAK TA AÇILIŞLARA KATILDI TZOB Genel Başkanı Bayraktar, Uşak ta merkez ve Eşme Odası yeni hizmet binası ile Ulubey Odası'nın yeni hizmet binası ve selektör tesisi açılışlarını yaptı TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Uşak, tarımda ihracatı artırabilmek için sulu tarıma geçmek zorunda." Başkanı Şemsi Bayraktar, Uşak ta Odası nın yeni hizmet binasını hizmete açtı. Bayraktar, açılış törenlerinde yaptığı konuşmalarda, Odaları nın üreticiye hizmet etmek için çalıştığını ve bu amaçla adeta bir hizmet yarışına girdiğini ifade ederek, 757 Odasının yüzde 65 inin kendi hizmet binalarında hizmet verdiğini belirtti. Sulama yatırımlarının önemine dikkati çeken Bayraktar, Uşak ta endüstriyel tarım dahil, her türlü tarım yapılıyor. Ancak sulu tarım yok. Uşak, tarımda ihracatı artırabilmek için sulu tarıma geçmek zorundadır dedi. Bayraktar, açılışı yapılacak yeni hizmet binalarının hayırlı olmasını ve çiftçiye iyi hizmet götürmesini temenni etti. Uşak Odası Başkanı Nafi z Mıdık da Oda olarak kiradan kurtulduklarını ve yeni binalarında üreticilere daha iyi hizmet vereceklerini söyledi. Başkan Mıdık, Yeni hizmet binamızı Uşak a kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz dedi. Uşak Odası yeni hizmet binası açılışı için düzenlenen törene Uşak Belediye Başkanı Ali Erdoğan, Uşak Milletvekili Mehmet Altay, İl Genel Meclisi Başkanı Ali İhsan Uzun, Odalarının başkanları, muhtarlar ve çok sayıda çiftçi katıldı. Konuşmalarının ardından Genel Başkan Bayraktar ve protokol üyeleri yeni hizmet binasının kurdelesini keserek hizmete açtı. Genel Başkan Bayraktar ın Uşak taki temas ve incelemelerine TZOB Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Hepokur da eşlik etti. EŞME ZİRAAT ODASI YENİ BİNASINDA ULUBEY ZİRAAT ODASI NA YENİ HİZMET BİNASI Başkanı Şemsi Bayraktar, Uşak ziyareti çerçevesinde Eşme Odası nın yeni hizmet binasını da hizmete açtı. Açılış töreninde bir konuşma yapan Genel Başkan Bayraktar, Türkiye'de tarımı desteklemek ve geliştirmek için var gücümüzle Türk çiftçilerinin yanındayız dedi. Tarımın gelişmesi için büyük gayret gösterdiklerinin altını çizen Bayraktar, pazarlama konusunda önemli problemlerin olduğunu belirtti. Bayraktar, yeni hizmet binasının hayırlı, uğurlu olmasını diledi. Eşme Odası Başkanı Mahmut Arıksoy da Odanın çalışmaları konusunda bilgi verdi; Eşme'de tarımsal faaliyetlerin her geçen yıl geliştiğini ifade eden Arıksoy, "Modern tarım yöntemleriyle daha küçük arazilerden daha yüksek verim elde etmek için çiftçileri bilgilendiriyoruz. İlçemizdeki ürün çeşitliliği ve tarımsal ekonomi giderek büyüyor. Yeni hizmet binamızda daha iyi hizmet vereceğiz. Ayrıca eski hizmet binamızı da zirai ilaç deposu haline dönüştürdük" dedi. Açılışa, TZOB Genel Başkanı Bayraktar ın yanı sıra Kaymakam Türker Halim Çağatay, Eşme Belediye Başkanı Ahmet Yıldırım ile davetliler katıldı. Eşme Odası eski hizmet binası zirai ilaç deposu haline dönüştürüldü. Türkiye Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Uşak ta düzenlenen törenlerin ardından, Ulubey e geçti. Bayraktar, Ulubey Odası nın yeni hizmet binası ile selektör tesisinin açılışını gerçekleştirdi.

5 5 TZOB'UN MEDYA BAŞARISI Medyada öne çıkan işadamları listesinde, Eylül ayında 994 haberle Türkiye Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ilk sırada yer aldı. Medya Takip Merkezi verilerine göre, medyada öne çıkan işadamları listesinde de Eylül ayında 994 haberle TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar birinci oldu. Listede Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken 813 haberle ikinci, Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı 728 haberle üçüncü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu 509 haberle dördüncü, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak 378 haberle beşinci oldu. Şemsi Bayraktar, Medya Takip Merkezi verilerinde, hem Temmuz hem de Ağustos aylarında medyada öne çıkan işadamları listesinde birinci olmuştu. Bayraktar, Temmuz ayında 774, Ağustos ayında 1113 haberle ilk sırayı almıştı. Medyada Öne Çıkan İşadamları Temmuz Ayı Haber Sayısı 1 Şemsi Bayraktar Bendevi Palandöken Erdem Başçı Rifat Hisarcıklıoğlu Çetin Osman Budak 378 Kaynak: Medya Takip Merkezi MEDYADA EYLÜL'ÜN LİDERİ ŞEMSİ BAYRAKTAR TRAKTÖRDE GÜVENLİ KULLANIM KAMPANYASI Başkanı Şemsi Bayraktar, 5 bakanlık, TZOB ve bir şirketin işbirliğiyle Güvenli Traktör Kullanımı Projesi hazırlandığını, eğitimlerin ilk ayağının Konya nın Altınekin İlçesinde gerçekleştirildiğini bildirerek, Proje süresince verilecek eğitimlerle ülke genelinde 10 bin çiftçiye ulaşılması hedefl eniyor dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, istatistiklerin tarım araçlarının karıştığı trafi k kazalarında daha fazla oranda ölüm ve yaralanma meydana geldiğini gösterdiğini vurguladı. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine göre yılları arasında tarım araçlarının yıllık ortalama olarak 1050 ölümlü ve yaralanmalı trafi k kazasına karıştığını belirten Bayraktar, bu kazalar sonucunda ortalama yılda yaklaşık 65 kişinin hayatını kaybettiğini, yıllık ortalama 2 bin 150 kişinin yaralandığını ya da sakat kaldığını bildirdi. Şemsi Bayraktar, 2012 yılında ise tarım araçlarının karıştığı 727 trafi k kazası meydana geldiğine ve bu kazalarda 54 kişinin hayatını kaybettiğine, 1302 kişinin ise yaralandığına dikkati çekti. Trafik güvenliği küresel boyutta önemli Trafi k kazalarının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye de de büyük bir sorun yarattığını ve dolayısıyla trafi k güvenliğinin küresel boyutta önem arz ettiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre, her yıl dünyada 1 milyon 250 binden fazla insan trafi k kazalarında hayatını kaybetmekte, 50 milyondan fazla insan da yaralanmakta veya sakat kalmaktadır. Bu kadar ölüm, yaralanma ve sakatlık savaşlarda bile görülmüyor. Birleşmiş Milletler kararıyla yılları arasında trafi k güvenliğinin sağlanması ve trafi k kazalarından kaynaklanan ölümlerin yüzde 50 oranında azaltılması amacıyla üye ülkeler, trafi k güvenliği için on yıllık eylem planlarını açıklamaya davet edilmişlerdir. Ülkemiz de bu çağrı doğrultusunda on yıllık Trafi k Güvenliği Eylem Planı nı hazırlamış ve bu planın uygulanması amacıyla çalışmalara başlanmıştır. Traktörle kazada ölüm oranı fazla Tarımsal faaliyetlerin yoğunlaştığı dönemlerde traktörlerin kazalara karışma sayılarının arttığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Araştırmalar ölümlü trafi k kazalarının toplam kazalar içinde oranı ortalama yüzde 2,5 iken, traktörlerin karıştığı kazaların ölümle sonuçlanma oranının daha fazla olduğunu göstermektedir yılında bu oran yüzde 7,4 olmuştur. Kazalar büyük oranda trafi k kurallarına uymamak, dikkatsizlik ve tedbirsizlik gibi sürücü hataları ve araçlarda far ve diğer ışık sistemleri gibi gerekli teknik donanımın bulunmayışı veya standartlara uygun halde olmayışı nedeniyle meydana gelmektedir. Dolayısıyla güvenli bir şekilde kullanılmayan tarım araçları da diğer araçlar gibi trafi k ve dolayısıyla insan güvenliği bakımından büyük riskler oluşturmaktadır. On Yıllık Eylem Planı nda da yer alan bu konunun ayrıntılı olarak incelenmesi, gerekli önleyici tedbirlerin alınması ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi gereğinden hareketle Türkiye Odaları Birliği, İçişleri Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Yiğit Akü işbirliğiyle Güvenli Traktör Kullanımı Projesi hazırlanmıştır. Projeyle traktör kullanıcılarını trafi k kuralları hakkında bilgilendirmek, güvenli traktör sürüş tekniklerini benimsetmek, traktörlerin sebep olduğu trafi k kazalarını azaltmak, traktör kullanıcılarına aracı daha iyi tanıtmak ve benimsetmek ve doğru traktör kullanımıyla tarımsal işlerin güvenli yapılmasını sağlamak amaçlanmaktadır. Proje süresince verilecek eğitimlerle ülke genelinde 10 bin çiftçiye ulaşmak hedefl enmektedir. Proje kapsamında Güvenli Traktör Kullanımı Kampanyası adı altında verilecek eğitimlerin ilk ayağının 26 Eylül 2013 tarihinde Konya nın Altınekin İlçesi nde gerçekleştirildiğini hatırlatan Bayraktar, Türkiye Odaları Birliği olarak il ve ilçelerde bulunan ziraat odalarımız vasıtasıyla projenin yürütülmesine ve eğitim çıktılarının traktör kullanan geniş kitlelere ulaşmasına destek olmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyoruz dedi. İllere göre traktör sayıları Şemsi Bayraktar, traktör sayısının 8 ayda 28 bin 346 adet arttığını bildirerek, 2012 yılı sonunda 1 milyon olan traktör sayısının, Ağustos 2013 sonunda 28 bin 346 artışla 1 milyon 543 bin 767 ye çıktığını da bildirdi. Bayraktar, Temmuz ayında 1 milyon 540 bin 491 olan traktör sayısının 3 bin 276 adet arttığını belirtti sonu ile Ağustos 2013 sonu arasında geçen 8 aylık dönemde toplam traktör sayısının yüzde 1,87 arttığı bilgisini veren Bayraktar, artış oranında Artvin in yüzde 7,05 ile birinci olduğunu, Iğdır ın yüzde 6,66 ile ikinci, Ardahan yüzde 6,51 ile üçüncü, Tunceli yüzde 6,24 ile dördüncü, Bingöl yüzde 6,07 ile beşinci olduğunu vurguladı. Kilis, Muş, Mardin, Gaziantep, Siirt in de traktör sayısı artış oranında ilk 10 da yer aldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: 81 ilin 79 unda traktör sayısı arttı. Trabzon da 173 olan traktör sayısında değişim olmazken, İstanbul da 2012 yılı sonunda 21 bin 878 olan traktör sayısı Temmuz 2013 de 21 bin 708 e indi. İstanbul da traktör sayısı Ağustos ayında 21 bin 718 e çıksa da 2012 yılı sonuna göre 160 adet azalış ve yüzde 0,73 lük düşüş oldu. Oransal olarak en az düşüş görülen diğer iller ise Zonguldak, Karabük, Nevşehir, Niğde, Samsun, Edirne, Bilecik ve Bolu. Miktar artışında 1244 traktörle Konya birinci, 1076 traktörle Manisa ikinci oldu. Bu illeri Gaziantep, Ankara, Denizli, Şanlıurfa, Balıkesir, İzmir, Adana ve Kayseri izledi. Miktar olarak en az artış ise traktör sayısı düşen İstanbul ve değişmeyen Trabzon un yanı sıra, traktör sayısı sadece 1 adet artarak 38 den 39 a çıkan Rize, traktör sayısı 21 artan Hakkari, 25 artan Yalova, 28 artan Zonguldak, 31 artan Karabük, 38 artan Ordu, 51 artan Bayburt, 53 artan Bingöl oldu. Toplam traktör sayısında Manisa nın 74 bin 966 adetle ilk sıradaki yerini korurken, Konya, Balıkesir, Bursa, İzmir, Ankara, Samsun, Adana, Denizli ve Antalya ilk 10 da yer aldığını belirten Bayraktar, Konya da 72 bin 146, Balıkesir de 54 bin 765, Bursa da 53 bin 900, İzmir de 53 bin 864, Ankara da 45 bin 991, Samsun da 45 bin 848, Adana da 44 bin 907, Denizli de 41 bin 200, Antalya da ise 40 bin 725 adet traktör bulunuyor. Temmuz ayında Samsun un ardından 7 inci olan Ankara, Ağustos ayında 912 artışla Samsun u geride bıraktı ve 6 ıncılığa yükseldi dedi.

6 6 Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda Eylül ayında Üretici Fiyatları Endeksinde (ÜFE) düşüş olduğunu bildirerek, Tarımda Eylül ayında üretici fiyatları yüzde 2,78 gerilerken, tüketici fiyatlarında gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,74 arttı dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Odaları Birliği olarak, üreticiden tüketiciye, halkın tamamını yakından ilgilendiren gıda fiyatlarındaki değişimleri takip etmeye ve kamuoyunu doğru bilgilendirme amacıyla açıklama yapmaya devam ettiklerini bildirdi. Şemsi Bayraktar, Eylül ayı genel enflasyonun üretici fiyatlarında yüzde 0,88, tüketici fiyatlarında yüzde 0,77 arttığını vurguladı. Bayraktar, Tarımda üretici fiyatları 9 aylık dönemde yüzde 0,36, son bir yıllık dönemde yüzde 3,66, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 2,17 geriledi. Buna karşın genel üretici fiyatları enflasyonunun Ocak-Eylül dönemini kapsayan 9 ayda yüzde 4,43, son bir yıllık dönemde yüzde 6,23, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 3,58 arttı. Üreticide tarım genel enflasyonu hem aylık, hem 9 aylık, hem yıllık, hem de 12 aylık ortalamalara göre geri çekti dedi. Üretici fiyatları Eylül ayında madencilik ve taş ocakçılığında yüzde 1,78, imalat sanayinde yüzde 1,48, elektrik, gaz ve suda yüzde 2,58 arttı. Neticede toplam sanayide yüzde 1,58 artarken, tarımda yüzde 2,78 geriledi. Sanayideki artışa rağmen, tarımdaki düşüş, Eylül ayı üretici enflasyonunu yüzde 0,88 e çekti dedi. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, genel TÜFE nin Eylül ayında yüzde 0,77, geçen yılın Aralık ayına göre (9 aylık) yüzde 5,01, yıllık bazda yüzde 7,88, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,32 arttığını, gıda ve alkolsüz içeceklerde fiyatların Eylül ayında Ağustos ayına göre yüzde 0,74, Aralık ayına göre yüzde 5,44, geçen yıl Eylül ayına göre yüzde 8,73, on iki aylık ortalamalara göre yüzde 7,90 arttığını bildirdi. Yıllık üretici enflasyonunun genel tarımda yüzde 3,66, tarım ve avcılıkta yüzde 4,29, ormancılık ve tomrukçulukta yüzde 7,68 gerilediğini, balıkçılıkta yüzde 32,69 arttığına dikkati çeken Bayraktar, Eylül ayında aylık bazda tarım, avcılıkta yüzde 2,45, balıkçılıkta yüzde 18,76 düşerken, ormancılık, tomrukçulukta yüzde 4,46 arttı dedi. Tarımda üretici fiyatları düştü TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarımda, üretici fiyatlarındaki düşüşün, gıda fiyatlarına, tüketici fiyatlarına yansımadığına dikkati çekti. Bayraktar, Eylül ayında hem marketlerde hem de üreticide fiyatı en fazla artan ürünlerin sivri biber ve salatalık olduğunu, bu ürünleri, fiyat artışında, marketlerde patlıcan, karpuz, yeşil fasulye, yeşil soğan ve kabağın, üreticide ise yeşil fasulye, yumurta, kuru üzüm, patlıcan ve kabağın izlediğini belirtti. Şemsi Bayraktar, Market fiyatlarında en fazla fiyat düşüşü yüzde 18,11 ile limonda, en fazla fiyat artışı yüzde 59,24 ile sivri biberde görüldü. Üretici fiyatlarında ise kuru incir fiyatı yüzde 33,33 düşerken, sivri biber fiyatı yüzde 90,83 arttı dedi. Market fiyatlarındaki değişimler Bayraktar, Eylül ayı itibarıyla market fiyatlarına bakıldığında; 8 üründe bir ay öncesine göre fiyat değişimi görülmezken, 8 üründe azalma, 21 üründe ise fiyat artışı olduğunu belirtti. Eylül ayında, maydanoz, toz şeker, ayçiçeği yağı, elma, yeşil mercimek, kuru incir, fındık ve tavuk eti fiyatlarında değişim görülmezken, fiyat düşüşü yüzde 18,11 ile en fazla limonda olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Limondaki fiyat düşüşünü yüzde 16,16 ile kuru soğan, yüzde 5,48 ile havuç, yüzde 3,97 ile mısır özü yağı, yüzde 3,88 ile armut, yüzde 3,09 ile nohut, yüzde 2,01 ile kuzu eti, yüzde 1,40 ile patates izledi. Markette en fazla fiyat artışı ise yüzde 59,24 oran ile sivri biberde görülmüştür. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 53,89 ile salatalık, yüzde 48,58 ile patlıcan, yüzde 38,01 ile karpuz, yüzde 36,86 ile yeşil fasulye, yüzde 35,56 ile yeşil soğan, yüzde 33,47 ile kabak, yüzde 13,12 ile kavun, yüzde 10,90 ile marul, yüzde 8,35 ile Antep fıstığı, yüzde 5,08 ile kırmızı mercimek, yüzde 3,85 ile süt, yüzde 2,89 ile zeytin, yüzde 2,58 ile domates, yüzde 2,36 ile yumurta, yüzde 1,98ile kuru üzüm, yüzde 1,86 ile zeytinyağı, yüzde 1,86 ile kuru kayısı, yüzde 1,09 ile kuru fasulye, yüzde 0,67 ile dana eti, yüzde 0,60 ile pirinç takip etti. Üretici fiyatlarındaki değişimler Eylül ayındaki üretici fiyatlarına bakıldığında; 9 üründe fiyatlar bir ay önceki fiyatlara göre değişmezken, 10 üründe azalma, 14 üründe ise fiyat artışları olduğu bilgisini veren Bayraktar, şöyle devam etti: Eylül ayında, domates, maydanoz, yeşil soğan, yeşil mercimek, pirinç, kuru kayısı, süt, zeytin, zeytinyağı fiyatlarında değişim meydana gelmedi. Fiyat düşüşü yüzde 33,33 oran ile en fazla kuru incirde görüldü. Kuru incirdeki fiyat düşüşünü yüzde 28,67 ile kuru soğan, yüzde 20,43 ile limon, yüzde 19,23 ile havuç, yüzde 13,45 ile elma, yüzde 10,64 ile nohut, yüzde 10 ile armut, yüzde 8,79 ile kuru fasulye, yüzde 4,49 ile kuzu eti, yüzde 4,11 ile kırmızı mercimek izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 90,83 oran ile sivri biberde görüldü. Sivri biberdeki fiyat artışını yüzde 69,17 ile salatalık, yüzde 62,75 ile yeşil fasulye, yüzde 29,45 ile yumurta, yüzde 19,05 ile kuru üzüm, yüzde 18,52 ile patlıcan, yüzde 13,89 ile kabak, yüzde 13,24 ile karpuz, yüzde 12,50 ile marul, yüzde 6,85 ile kavun, yüzde 3,29 ile patates, yüzde 2,82 ile dana eti, yüzde 2,56 ile Antep fıstığı, yüzde 2,07 ile iç fındık takip etti. Değişimlerin nedenleri Bayraktar, sivri biber, salatalık, yeşil fasulye, patlıcan, kabak, karpuz gibi ürünlerde, tarla ürünlerinde mevsimsel olarak hasat edilen ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyat artışları olduğunu belirtti. Antep fıstığı, iç fındık ve kuru üzümde ise bu yıl rekoltenin düşük olmasının fiyat artışına yol açtığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: Fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, baklagillerde hasat ve pazarlama dönemi olması nedeniyle bir miktar düşüş yaşandı. Benzer durum, armut, elma, limon, kuru soğan gibi ürünlerde de söz konusu. Pazara sunulan ürün miktarındaki artış fiyatlarda düşüşe yol açtı. Kuru incirde üretici fiyatı yeni mahsule aittir. Fiyat düşüşü geçen yılın ürünüyle kıyaslama yapılmasından kaynaklanmaktadır. Geçen yılın aynı ayına göre kıyasladığımızda üretici fiyatı değişmemiştir. Genel olarak değerlendirdiğimizde arz ve talepteki değişime bağlı olarak fiyatlarda artış ve azalışların meydana geldiği görülmektedir. ÖRGÜTLENMEYİ ÇÖZEMEZSEK TÜKETİCİ PAHALI YER Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımın en önemli sorunlarından birinin plansız, talebe uygun olmayan üretim, dolasıyla fiyat istikrarsızlığı ve pazarlama sıkıntısı yaşanması olduğunu bildirerek, Örgütlenme sorununu aşamazsak planlama ve pazarlama sorununu çözemeyiz, tüketici pahalı yer dedi. Bayraktar, bir sene bir üründe fiyatın yükseldiğini gören çiftçinin ertesi sene o alana yönelmesi nedeniyle ürün bolluğu ve dolasıyla fiyatlarda aşırı düşüş yaşandığını, neredeyse ürünün tarlada kaldığını, üreticinin maliyetini bile kurtaramadan büyük zararlara uğradığını belirtti. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, yaptığı açıklamada, bütün gelişmiş ülkelerde örgütlenmenin çok güçlü olduğunu, planlama ve pazarlamayı örgütlerin yaptığını ama Türkiye de tarımsal örgütlerin, üretici birliklerinin yeterince güçlü olmadığını hatırlattı. Konuyu Başbakan Erdoğan ile müteaddit kereler paylaştık Toprak Mahsulleri Ofisi nin (TMO) tahıllarda, Et ve Süt Kurumu nun (ESK) ise et ve sütte piyasa düzenleyici rolüne dikkat çeken, Bunların dışında kalan ürünlerden, özellikle yaş meyve ve sebzeyi planlı, talebe uygun üretmezsek pazarlama sorununu çözemez, fiyat istikrarını tutturamayız diyen Bayraktar, şunları kaydetti: Her şeyden önce üretici birliklerinin idari ve mali yönden güçlü olması için yasal düzenlemeler yapılması şart. Konuyu Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile daha önce müteaddit kereler paylaştık. Üretici birlikleri güçlü olmadığı için tarımda planlı ve talebe uygun üretimi bir türlü beceremiyoruz. Lisanslı depoculuk gelişmiş ülkelerde son derece ileri ama bizde hala yetersiz. Soğuk hava zincirimiz ihtiyacı karşılamaktan öte. Aşırı fiyat dalgalanmaları alıcı, satıcı veya tüketicileri olumsuz yönde etkilemektedir. Örgütlenme sorunu üreticiyi aracıya mahkum ediyor. Üretici yeterince kazanamazken, tüketici pahalı tüketiyor. Üreticiler tek yıllık ürünlerde fiyata göre konumlarını belirleseler de özellikle fidanı diktikten sonra türüne göre 3-10 yıl sonra ürün veren meyve ağaçlarına yapılan yatırımlarda bu mümkün olmamaktadır. Bu kadar yıl sonra fiyatların ne olacağı kestirilmeden dikimde bulunulmaktadır. Çiftçimiz piyasa bilgisine sahip değil Çiftçilerin ülkenin, üretilen ürünler açısından hangi konumda olduğunu, stoklar, üretim, ithalat, yurtiçi kullanım ve ihracatın ne kadar olduğunu bilmemekte, geleceğe yönelik tahmin de yapamadıklarını belirten Bayraktar, şöyle devam etti: Çiftçimiz, serbest piyasa koşullarında üretim kararını vermeden önce yeterli ve şeffaf piyasa bilgilerine sahip değil. Başta değişen hava koşulları olmak üzere, Çin ve Hindistan gibi gelir düzeyi hızla artan büyük nüfuslu ülkelerin gıda taleplerinde beklenen artış ve gıdanın yakıt amaçlı kullanılması nedeniyle dünyada gıda fiyatlarının yükseleceği öngörülmektedir. Bizim de uzun vadeli politikalar uygulamamız gerekiyor. Uzun vadeli politikalar üretmenin yolu da planlamadan geçiyor. Seneye ne kadar buğdaya, arpaya, 10 yıl sonra ne kadar portakala, çileğe ihtiyaç olacağı bilinmemektedir. İşletmelerin üretim deseni belirlenirken teknik bilginin yanında ekonomik bilgilye de sahip olması sağlanmalıdır. Destek birim miktarları, 5 yıllık süreyle ve ekimden önce ilan edilmelidir. Çiftçinin hangi ürünü, ne zaman, ne kadar ekeceği, dikeceği, nasıl üreteceği, nasıl pazarlayacağı belli olmalıdır.

7 TARIM VE GIDADAN DIŞ TİCARETE BÜYÜK KATKI TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "İçinde bulunduğumuz Karadeniz, Kafkasya, Balkanlar, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında, en büyük ihracat potansiyeli Türk tarımında bulunmaktadır. Bu bölgelerde yer alan 40 ın üzerindeki ülkeden hiçbiri Türk tarımıyla yarışabilecek potansiyelde değildir." Türkiye Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıdada ihracatın arttığını bildirerek, Tarım ve gıdanın Ağustos ayı ihracatı yüzde 4,89 artışla 1 milyar 93 milyon, 8 aylık ihracatı ise yüzde 10,85 artışla 10,5 milyar doları geçti dedi. Bayraktar, genel ihracatın Ağustos ayında yüzde 12,9, Ocak-Ağustos döneminde yüzde 0,5 azalmasına karşın, tarım ve gıdanın ihracat artışı sağlamasının, üretimini sürdürerek ihracatı olanaklı kılan çiftçinin başarısı olduğunu belirtti. Şemsi Bayraktar, Ocak- Ağustos dönemini kapsayan 8 aylık sürede ithalatın 7,5 milyar dolarda kalırken, dış ticaret fazlasının 3 milyar dolara dayandığını vurguladı. Genel dış ticarette açık, tarım ve gıdada fazla artıyor Bayraktar, yaptığı açıklamada, genel ithalatın Ağustos ayında yüzde 3,4 azaldığını, Ocak-Ağustos döneminde yüzde 6,3 arttığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Ocak-Ağustos döneminde genel dış ticaret açığı yüzde 18,3, Ağustos ayı dış 7 ticaret açığı ise yüzde 17 arttı. Tarım ve gıda, dış ticaret açığı vermek bir yana dış ticaret fazlası veriyor ve bu miktar giderek artıyor. Gıda ve tarım, Ağustos ayında 301 milyon 862 bin, Ocak-Ağustos döneminde 2 milyar 998 milyon 909 bin dolar, Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık dönemde ise 5 milyar 138 milyon 340 bin dolar dış ticaret fazlası vermiş durumda. Tarım ve gıdada, 2012 yılı Ağustos ayında 1 milyar 42 milyon 580 bin dolar olan ihracat, bu yılın Ağustos ayında 1 milyar 93 milyon 525 bin dolara yükseldi. Artış oranı yüzde 4,89 oldu. Ocak-Ağustos dönemleri itibarıyla 2012 yılında 9 milyar 498 milyon 618 bin dolar olan ihracat, bu yılın aynı döneminde yüzde 10,85 artışla 10 milyar 529 milyon 54 bin dolara yükseldi yılının Ağustos ayında 719 milyon 338 bin dolar olan ithalat, bu yıl yüzde 10,05 artışla 791 milyon 663 bin dolara, 8 aylık dönemde 7 milyar 121 milyon 11 bin dolar olan ithalat ise yüzde 5,75 artışla 7 milyar 530 milyon 145 bin dolara ulaştı. Bayraktar, tarım ve gıdada, Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık rakamlara bakıldığında, 16 milyar 281 milyon 442 bin dolarlık ihracat, 11 milyar 143 milyon 101 bin dolar ithalat yapıldığını vurgulayarak, 2012 yılında 15 milyar 251 milyon 6 bin dolarlık ihracat, 10 milyar 733 milyon 968 bin dolarlık ithalat yapılmıştı. Dış ticaret fazlası 4 milyar 517 milyon 38 bin dolar olmuştu. Bu yıl, Ağustos ayı itibarıyla 12 aylık dış ticaret fazlası 5 milyar 138 milyon 340 bin doları buldu dedi. 5 milyar doların üzerinde katkı Kronik bir şekilde dış ticaret açığı veren ülkemizde 5 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlasıyla ekonomiye katkı verdiklerini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Çiftçimiz üretiyor. 16 milyar doların üzerinde ihracat yapılmasını, 5 milyar doların üzerinde dış ticaret fazlası verilmesini olanaklı kılıyor. Sektörün sorunları çözülürse şimdi dile getirdiğimiz 16 milyar dolarlık ihracat en az 3 e katlanır. Türk tarımının bu potansiyeli vardır. İçinde bulunduğumuz Karadeniz, Kafkasya, Balkanlar, Orta Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında, en büyük ihracat potansiyeli Türk tarımında bulunmaktadır. Bu bölgelerde yer alan 40 ın üzerindeki ülkeden hiçbiri Türk tarımıyla yarışabilecek potansiyelde değildir. Yeter ki bu potansiyeli kullanabilelim. Ocak-Ağustos ihracatı Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre, Ağustos ayında ağaç mamulleri ve orman ürünleri dahil tarımda ihracatın yüzde 5,2 artışla 1 milyar 344 milyon 227 bin dolardan 1 milyar 414 milyon 702 bin dolara yükseldiğini bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Ocak-Ağustos dönemi ihracatı, yüzde 10,5 artışla, 11 milyar 999 milyon 841 bin dolardan 13 milyar 254 milyon 67 bin dolara çıktı. Ağustos ayı itibarıyla son bir yıllık ihracat ise yüzde 8,4 artışla 18 milyar 808 milyon 982 bin dolardan 20 milyar 382 milyon 751 bin dolara yükseldi. Balda şampiyon ORDU Başkanı Şemsi Bayraktar, bal üretiminde Çin in ardından dünya ikincisi olan Türkiye nin 89 bin 162 tonluk üretiminin yüzde 12,85 ini Ordu, yüzde 12,07 sini ise Muğla illerinin karşıladığını bildirdi. Bayraktar, Ordu nun bal üretiminin 11 bin 458, Muğla nınkinin ise 10 bin 765 tonu bulduğunu belirtti. Üretim sıralamasında Adana nın, yüzde 9,33 pay ve 8 bin 321 tonla üçüncü sırada olduğunu bildiren Bayraktar, İlk üç il, toplam bal üretiminin yüzde 34,25 ile üçte birinden fazlasını üretiyor dedi. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2011 yılında dünyada üretilen 1 milyon 632 bin 569 ton balın yüzde 26,4 ünü, 431 bin tonunu Çin in ürettiğini ve bu ülkenin açık farkla birinci sırada bulunduğunu belirtti. Üretimde ikinciliği, 2011 yılında, yüzde 5,77 pay ve 94 bin 245 tonluk üretimiyle Türkiye nin aldığını vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 1,1 ini ülkemizin oluşturduğu düşünülürse, Türkiye nin dünya üretiminin yüzde 5,77 sini karşılaması çok önemli bir olaydır. Türkiye yi 70 bin 300 tonla Ukrayna, 67 bin 294 tonla ABD, 60 bin 10 tonla Rusya, 60 bin tonla Hindistan, 59 bin tonla Arjantin, 57 bin 783 tonla Meksika, 53 bin 675 tonla Etiyopya, 47 bin tonla İran, 41 bin 604 tonla Brezilya izlemektedir. Bal üretimi Kanada da 35 bin 520, İspanya da 34 bin 624, Tanzanya 34 bin 100, Almanya da 25 bin 831, Romanya da 24 bin 127, Kenya ve Güney Kore de 24 bin, Angola da 22 bin 900, Uruguay da 19 bin 100, Macaristan da 17 bin 500 ton düzeyinde bulunuyor. Dünyada 137 ülkede bal üretiliyor. Ordu, Muğla ve Adana dünyayla yarışıyor Bayraktar, Ordu ilinin, 11 bin 458 tonluk bal üretimiyle dünya üretiminde 29 uncu sırada bulunan ve 11 bin 302 ton bal üreten Çek Cumhuriyeti nden, 9 bin 592 ton bal üreten 30 uncu sıradaki Bulgaristan dan, 9 bin 450 ton bal üreten 31 inci sıradaki Yeni Zelanda dan, 9 bin 400 ton bal üreten 32 inci sıradaki İtalya dan, 8 bin 700 ton bal üreten 33 üncü sıradaki Şili den ve 8 bin ton bal üreten 34 üncü sıradaki Tayland dan fazla bal ürettiğini vurguladı. Muğla nın, 10 bin 765 ton bal üretimiyle yine 30 uncu Bulgaristan, 31 inci Yeni Zelanda, 32 nci İtalya ve 33 üncü Şili yi geçtiğini belirten Bayraktar, Adana ise dünya 34 üncüsü olan Tayland ı geride bırakıyor. Bu illerin geride bıraktığı ülkeler arasında Portekiz, Küba, Mısır, İngiltere, Avusturya, Cezayir, İsviçre, Sırbistan, Pakistan, Tunus, İsveç, İsrail, Japonya gibi ülkeler de bulunuyor dedi. Üretimde Ordu; kovanda Muğla birinci Bal üretiminde Ordu nun 487 bin 214 kovan ve 11 bin 458 ton üretimle birinciliği, Muğla nın 710 bin 949 kovan 10 bin 765 ton üretimle ikinciliği, Adana nın 428 bin 59 kovan 8 bin 321 ton üretimle üçüncülüğü aldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Türkiye de 2012 yılında 6 milyon 348 bin 9 kovan ve 89 bin 162 ton bal üretildi. Bal üretiminde dördüncü sırayı 214 bin 521 kovan ve 3 bin 159 ton üretimle Mersin, beşinci sırayı 208 bin 550 kovan 2 bin 907 ton üretimle Aydın aldı. İzmir, 182 bin 17 kovanda ürettiği 2 bin 873 ton balla altıncı, Balıkesir 140 bin 625 kovanda ürettiği 2 bin 485 ton balla yedinci, Sivas 202 bin 529 kovanda ürettiği 2 bin 364 ton balla sekizinci, Antalya, 195 bin 188 kovanda ürettiği 2 bin 355 ton balla dokuzuncu oldu. Bal üretiminde bu illeri, 1634 tonla Denizli, 1523 tonla Bingöl, 1350 tonla Siirt, 1296 tonla Hakkari, 1281 tonla Şanlıurfa, 1247 tonla Trabzon, 1186 tonla Erzurum, 1185 tonla Samsun, 1178 tonla Diyarbakır, 1086 tonla Giresun, 1074 tonla Hatay, 1074 tonla Erzincan, 1070 tonla Elazığ, 1048 tonla Çanakkale takip etti. Dünyaca ünlü Anzer balının üretildiği Rize, 85 bin 189 kovanda 645 ton bal üretimiyle 36 ıncı sırada yer aldı. İller arasında bal üretiminde son üçü de 112 tonla Nevşehir, 80 tonla Kırşehir ve 9 tonla Kilis paylaştı. Ordu bir kovandan 23,5 kg bal alıyor Kovan sayısında birinci olan Muğla nın, kovan başına 15,1 kilogram bal üretimiyle, kovan başına 23,5 kilogram bal üreten Ordu nun oldukça altında kaldığına dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti: Kovan başına verimde 23,5 kilogramla birinci olan Ordu yu, 22,4 kilogramla Ağrı, 20,9 kilogramla Şanlıurfa izliyor. Bal üretiminde ilk 10 da olan illerden Ordu ve Muğla dışında, kovan başına bal üretimi Adana da 19,4, Mersin de 14,7, Aydın da 13,9, İzmir de 15,8, Balıkesir de 17,7, Sivas ta 11,7, Antalya da 12,1 kilogram düzeyinde gerçekleşti. Anzer balının üretildiği Rize de kovan başına bal üretimi 7,6 kilogram düzeyinde kaldı. Türkiye ortalamasının 14 kilogram olduğu kovan başına bal üretimi, Bitlis te 6,5, Kars ta 5,8, Şırnak ta 5,4, Çankırı da 4,4, Ardahan da 3,6, Kilis te ise 3,2 kilograma kadar düşüyor.

8 8 İhracatın lokomotifi narenciyede YENİ SEZON Başkanı Şemsi Bayraktar, Eylül ayı itibarıyla mandalina ve limon hasadıyla birlikte narenciye sezonunun başladığını bildirerek, Narenciye yaklaşık 3,5 milyon ton üretim, 1 milyar doları aşan ihracatla, yaş sebze ve meyve ihracatımızın lokomotifi durumunda dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, özellikle Akdeniz ve Ege bölgelerimizin önemli bir ürünü olan narenciyede Türkiye nin dünya üretiminin yüzde 2,75 ini karşıladığını ve dünya sıralamasında 10 uncu olduğunu, Çin in, 2011 yılı Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre, 131 milyon 204 bin 20 ton olan dünya turunçgil üretiminde, 29 milyon 440 bin ton üretimle ilk, Brezilya nın 22 milyon 17 bin 646 tonla ikinci, ABD nin 10 milyon 702 bin 964 tonla üçüncü sırayı aldığını belirtti. Bayraktar, Hindistan ın 7 milyon 464 bin tonla dördüncü, Meksika nın 7 milyon 140 bin 221 tonla beşinci, İspanya nın 5 milyon 773 bin 619 tonla altıncı, İtalya nın 3 milyon 840 bin 388 tonla yedinci, Nijerya nın 3 milyon 800 bin tonla sekizinci, Mısır ın 3 milyon 730 bin 685 tonla dokuzuncu, Türkiye nin 2011 yılında 3 milyon 613 bin 766 tonla Arjantin in önünde onuncu sırada bulunduğunu vurguladı. Beklentiler Binbir emekle işletmesine bakan, artan girdi fi yatları karşısında üretime devam eden üreticilerin emeğinin karşılığını alabilmeleri ve sektörün daha da ileriye gitmesi bakımından ihracat iadelerinin bir an önce açıklanarak, ödemelerin peşin yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, Tanıtım faaliyetleri ile iç tüketimin artırılması, dış pazarda rekabet gücümüzün artırılması için maliyetlerin düşürülmesi, gübre, mazot gibi üretim girdilerinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurların da desteklenerek girdilerdeki KDV oranlarının indirilmesi, yeni pazarlarla ihracatın artırılması, üretimden pazarlamaya bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi, soğuk hava depolarının artırılması, pazarlama problemlerinin çözümü bakımından üretici birliklerinin aktif hale gelmelerinin sağlanması, bu üretim dalından menfaat elde eden tarafl ar arasında işbirliği ve koordinasyon sağlanması önemli beklentilerimizdir dedi. Bayraktar, narenciyede üretimin yarıya yakınını Adana ve Mersin in sağladığını bildirerek, 2012 yılında üretilen 3 milyon 475 bin 24 ton narenciyenin yüzde 24,3 ünü Adana, yüzde 23,8 ini Mersin üretti. Adana 842 bin 921, Mersin 825 bin 279 tonla ülke üretiminin yüzde 48 den fazlasını karşıladı dedi. Hatay ın 602 bin 749 tonluk üretim ve yüzde 17,35 payla üçüncü, Antalya nın 602 bin 390 ton üretim ve yüzde 17,33 payla dördüncü sırayı aldığını vurgulayan Bayraktar, Muğla nın 303 bin 894 ton üretim ve yüzde 8,75 payla beşinci, İzmir in 135 bin 84 ton üretim ve yüzde 3,89 payla altıncı sırada olduğu bilgisini verdi. Adana, Mersin, Hatay ve Antalya nın 2 milyon 873 bin 339 ton üretimle Türkiye narenciye üretiminin yüzde 82,7 sini karşıladığını belirtti. Karadeniz illerinde üretim Şemsi Bayraktar, narenciye üretiminde, Aydın ın 84 bin 561 tonla yedinci, Osmaniye nin 41 bin 921 tonla sekizinci, Balıkesir in 26 bin 697 tonla dokuzuncu sırayı aldığı bilgisini verdi. Karadeniz illerinde de 7 bin 398 ton narenciye üretimi yapıldığını bildiren Bayraktar, Burdur 20, Bartın 11, Kastamonu 3 tonluk üretimleriyle son üçü paylaştılar. Karadeniz Bölgesi illerinden Artvin 2 bin 306 tonla 10 uncu, Rize 1897 tonla 11 inci, Trabzon 1358 tonla 13 üncü, Giresun 1091 tonla 14 üncü, Ordu 732 tonla 15 inci, Bartın 11 tonla 18 inci, Kastamonu 3 tonla 19 uncu sırayı aldı. Bu bölge dışında Kahramanmaraş 1604 ton üretimle 12 nci, Çanakkale 506 ton üretimle 16 ncı sırada bulunuyor dedi. Bayraktar, Türkiye de 1 milyon 661 bin 111 ton portakal, 874 bin 832 ton mandalina, 710 bin 211 ton limon, 226 bin 738 ton greyfurt ve 2 bin 132 ton turunç üretildiğine dikkati çekti. Portakal üretiminin 1 milyon 274 bin 806 tonunu Washington, 87 bin 554 tonunu Yafa, kalan 298 bin 751 tonunun ise diğer portakallardan oluştuğunu vurgulayan Bayraktar, Mandalina üretiminin 536 bin 544 tonunu satsuma, 76 bin 295 tonunu clementin, 8 bin 629 tonunu king, 253 bin 364 tonunu diğer mandalinalar oluşturdu. Portakal üretiminin yüzde 76,74 ü Washington, mandalina üretiminin yüzde 61,33 ü satsuma dedi. Portakalda Antalya ilk sırada Portakal üretiminde Antalya nın 487 bin 754 tonla, mandalina üretiminde Hatay ın 254 bin 288 tonla, limon üretiminde Mersin in 403 bin 123 tonla, greyfurt üretiminde Adana nın 163 bin 295 tonla, turunç üretiminde yine Adana nın 1145 tonla ilk sırayı aldığını bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Portakal üretiminde yüzde 29,36 payla birinci olan Antalya yı 307 bin 832 tonla Adana, 286 bin 179 tonla Hatay, 262 bin 752 tonla Mersin, 227 bin 339 tonla Muğla, 51 bin 562 tonla Aydın, 33 bin 606 tonla Osmaniye, 1084 tonla Artvin, 806 tonla Kahramanmaraş, 716 tonla İzmir, 450 tonla Balıkesir, 364 tonla Rize, 349 tonla Trabzon, 201 tonla Giresun, 103 tonla Ordu, 13 tonla Burdur, 1 tonla Kastamonu izledi. Mandalinada Hatay ilk sırada Mandalina üretiminde yüzde 29,07 payla birinci olan Hatay ı, yüzde 27,06 pay ve 236 bin 731 ton üretimle Adana, 133 bin 887 tonla İzmir, 130 bin 627 tonla Mersin, 37 bin 514 tonla Antalya, 30 bin 419 tonla Aydın, 26 bin 13 tonla Balıkesir, 11 bin 781 tonla Muğla, 7 bin 369 tonla Osmaniye, 1366 tonla Rize, 1191 tonla Artvin, 959 tonla Trabzon, 871 tonla Giresun, 688 tonla Kahramanmaraş, 609 tonla Ordu, 506 tonla Çanakkale, 11 tonla Bartın, 2 tonla Kastamonu takip etti. Limonda Mersin ilk sırada Mersin, toplam limon üretiminin yüzde 56,76 sını karşılıyor. Mersin i yüzde 18,86 pay ve 133 bin 918 ton üretimle Adana, 71 bin 507 tonla Antalya, 61 bin 155 tonla Muğla, 36 bin 990 tonla Hatay, 1543 tonla Aydın, 866 tonla Osmaniye, 481 tonla İzmir, 234 tonla Balıkesir, 160 tonla Rize, 110 tonla Kahramanmaraş, 50 tonla Trabzon, 28 tonla Artvin, 20 tonla Ordu, 19 tonla Giresun, 7 tonla Burdur izliyor. Greyfurtta Adana ilk sırada Greyfurt üretiminde Adana 163 bin 295 ton ve yüzde 72,02 payla ilk sırayı alıyor. Bu ili 28 bin 677 tonla Mersin, 25 bin 87 tonla Hatay izliyor. Antalya 5 bin 615, Muğla 3 bin 460, Aydın 523, Osmaniye 71, Rize 7, Artvin 3 ton greyfurt üretiyor. Turunçta yüzde 53,71 pay ve 1145 tonla Adana ilk sırada bulunuyor. Adana yı 514 tonla Aydın, 205 tonla Hatay, 159 tonla Muğla, 100 tonla Mersin, 9 tonla Osmaniye takip ediyor. Ceviz Üretimi Tüketim Artışına Yetişemiyor Anadolu cevizin anavatanı. Ülkemizin her tarafında ceviz yetiştirilebiliyor. Üretim hızla artırılabilir Başkanı Şemsi Bayraktar, cevizde üretimin, tüketim artışına yetişemediğini bildirerek, Türkiye 100 bin ton iç ceviz üretimiyle dünyada dördüncü ve dünya üretiminin yüzde 6 sını karşılıyor ama yine de ceviz ithal ediliyor dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, dünya ceviz üretiminin iç ceviz olarak yaklaşık 1,5 milyon ton olduğunu, bunun 720 bin tonunu karşılayan Çin in birinci sırada yer aldığını, Çin i, ABD ve Ukrayna nın takip ettiğini, Türkiye nin 100 bin ton üretim ve yüzde 6 payla dördüncü sırada yer aldığını bildirdi. Kabuklu ceviz üretiminde 13 bin 98 tonla Hakkari nin birinci olduğunu vurgulayan Bayraktar, Hakkari yi, 6 bin 952 tonla Kahramanmaraş, 6 bin 863 tonla Bursa, 6 bin 458 tonla Denizli, 6 bin 406 tonla Çorum, 6 bin 375 tonla Mersin takip ediyor. Yıllık üretimi 5 bin tonu geçen iller arasında Antalya, Konya, Aydın, Van, Tokat ve Sakarya da var dedi. Türkiye de ceviz üretiminin artmasına karşın, bölgelere, illere hatta yıllara göre üretimin düzenli olmadığını, ağaç başına 34 kilogramlık verimin yetersiz kaldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Verimsizliğin sebebi, ceviz ağaçlarının arazi sınırlarında tek tek ağaçlar şeklinde, kültürel işlemlerden yoksun, bakımsız olarak yetiştirilmesidir. Bu durum hem verimi hem de kaliteyi olumsuz etkilemektedir. Bu şekilde üretim artsa bile ürün standardı tutturulamayacağı için dış pazarda rekabet şansı olmaz, mevcut pazarlar da kaybedilir. Anadolu cevizin anavatanı. Ülkemizin her tarafında ceviz yetiştirilebiliyor. Üretim hızla artırılabilir. En ideal hasat silkeleme Ceviz hasadının tamamlanmak üzere olduğunu bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: Cevizlerde hasat zamanını belirleyen en belirgin özellik, pratik olarak meyve üzerini örten yeşil kabuğun çatlayarak meyvenin gözükmesidir. Erken hasatta meyvenin yeşil kabuktan ayrılması güçleşir, ceviz içinde kararmalara neden olur. Geç hasatta ise karga, sincap gibi ceviz tüketen hayvanlar ürüne zarar verir. Hasatta sırık kullanılmamalıdır. Sırık yaralanmalara neden olur. Daha önemlisi ertesi yılın meyve gözlerine zarar verir. En ideal hasat dalların silkilerek yapılmasıyla olur. Bu amaçla geliştirilmiş meyve silkici ve toplayıcı araçlar olmasına rağmen ülkemiz tarım arazilerinin eğimli olması bu tip hasat makinalarının her yerde uygulamasını mümkün kılmamaktadır. Kapama bahçeler kurulmalı Ceviz üretiminin artırılması için iyi kalite ve verimli, standart iklim ve toprak şartlarına uygun ceviz çeşitleriyle kapama bahçeler kurulması gerektiğine dikkati çeken Bayraktar, Son yıllarda kapama bahçeler kurulmaya başlanması sevindirici. Ceviz, asıl ürün olarak üretilmeli, çeşit seçerken soğuklama isteği, ilkbahar geç donları ve benzeri şartlar dikkate alınmalı, iklim ve toprak şartları uygun olmayan yerlere dikilmemelidir dedi. Standart çeşitlerle kurulacak kapama bahçelere verilen desteklerin üreticiyi teşvik eder mahiyette olması gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Toprak istekleri bakımından müşkülpesent olmayan, diğer meyve ağaçlarına göre toprak tuzluluğuna nispeten daha dayanıklı olan ceviz üretimi artırılırsa ceviz dış satımında, önemli pazarları elde edebiliriz. Üreticimizin fedakar ceviz ağacına gösterdiği ilgi nedeniyle ceviz fi danları diğer meyve fi danlarına göre daha yüksek fi yat buluyor. Ceviz bahçesi kurulacak arazinin mutlaka toprak ve sulama suyu tahlilleri yaptırılmalıdır. Üreticilerimiz çeşit seçerken periyodisite (bir yıl çok bir yıl az meyve verme özelliği) göstermeyen, ilkbahar geç donlarından zarar görmeyen, geç çiçeklenen, soğuklama isteği bakımından yöreye uygun, kalitesi ve verimi yüksek çeşitler tercih edilmelidir. Şemsi Bayraktar, meyvecilikte yapılan hataların telafi sinin mümkün olmadığını, bu nedenle üreticilerin meyve bahçesi tesisinde çok titiz davranmaları gerektiğini bildirerek, Üreticilerimiz bahçe tesisine karar verirken mutlaka uzman kişi ve kuruluşların bilgisine başvurmalı, fi danı güvenilir kuruluşlardan almalı, alacakları fi dan doğru ve sağlıklı olmalıdır dedi.

9 9 Başkanı Şemsi Bayraktar, çaylıkların yenilenmesine yönelik çalışmaların başlamış olmasının sevindirici olduğunu bildirerek, Çaylıkların bir kısmı çoktan ekonomik ömrünü doldurmuştur. Yaşlanmış, verimden düşmüş, açılımlar nedeniyle bir örnekliği bozulmuş çay bahçelerinin yenilenmesi acilen tamamlanmalıdır dedi. Bayraktar, çaylıkların yenilemesi yapılırken, üreticinin mağdur edilmemesi, desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, Doğu Karadeniz Bölgesi nde yüzbinlerce insanın geçimini çaydan sağladığını, 2012 yılı verilerine göre 759 bin 25 dekar Çaylıklar yenilenirken üretici mağdur edilmemeli, desteklenmeli Çayın Sorunu YAŞLILIK alanda 206 bin 724 üretici tarafından 1 milyon 250 bin ton yaş çay yaprağı üretildiğini, bu üretimden 124 bin 393 ton kuru çay elde edildiğini belirtti. Üretimde düşüş bekleniyor Türkiye İstatistik Kurumu nun 2013 yılı birinci tahmin verilerine 1 milyon 250 bin ton olarak beklenen 2013 üretiminin yüzde 10 ile yüzde 20 arasında daha düşük çıkacağının tahmin edildiğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Çayda ikinci sürgün dönemi olan Temmuz-Ağustos aylarında hava sıcaklıklarının aşırı yüksek olması sonucunda taze fi lizlerde meydana gelen yanmanın rekoltede düşüşe yol açarak, üretimin 1 milyon tona kadar gerileyebileceği tahmin edilmektedir. Bu durum bu yıl yaşanan bir olumsuzluk olmakla birlikte, gelecek yıllarda çay rekoltesini dolayısıyla çay üretimimizi derinden etkileyecek en önemli unsur ekonomik ömrünü tamamlamış çaylıklardır. Yaprağını dökmeyen çay bitkisi doğada kendi haline bırakıldığında bir ağaç görünümü alarak yaklaşık 100 yıl yaşayabilmektedir. 4 yaşından itibaren ürün vermeye başlayan çay bitkisi, yaşından sonra ekonomik verime ulaşır. Ekonomik verim yaşı işe yıldır yılında 26 bin dekar olan çay üretim alanının, 1980 yılında 538 bin dekara ulaştığını, çay bahçelerinin her yıl 5 te 1 oranında budama kararının alındığı 1993 yılında ise 893 bin dekar alanda çay tarımı yapıldığını bildiren Bayraktar, Budamanın yapılmaya başlandığı 1994 yılında 768 bin dekar alanda çay yetiştirilmiştir. Bugün ise 759 bin dekar alanda üretim yapılmaktadır dedi. Çaylıkların bir kısmının çoktan ekonomik ömrünü doldururken, bir kısmının da ekonomik ömrünü tamlamasına az bir zaman kaldığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti: Yaşlanmış, verimden düşmüş, açılımlar nedeniyle bir örnekliği bozulmuş çay bahçeleri acilen yenilenmelidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Mehdi Eker, 2013 yılı yaş çay yaprağı alım fi yatlarını açıklarken, Çaylıkların Yenilenmesi Projesi nin başlatıldığını duyurdu. Çaylıkların yenilenmesine yönelik çalışmaların başlamış olması sevindiricidir. Çay üretimimizin sekteye uğramaması bakımından, çalışmalar hızlandırılarak, yaşlanmış çay ocakları, bir program dahilinde, Doğu Karadeniz bölgesi ekolojisine uygun üstün verim ve kaliteye sahip çeşitlerle vakit geçirilmeden yenilenmelidir. Çaykur un kota miktarının düşüklüğü Çay üreticilerinin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birinin de Çay-Kur un kota miktarlarının düşüklüğü olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: Kota miktarının düşük olması yüzünden üreticilerimiz çayının önemli bir bölümünü özel sektöre satmak zorunda kalmaktadır. Özel sektöre ürün teslim eden üreticilerimize, teslim edilen yaş çay karşılığında, yüzde 25 den başlayarak yüzde 50 ye varan oranlarda, para yerine kuru çay verilmektedir. Böylece pazarlama işi üreticimize yaptırılmakta, üreticilerimiz açıklanan taban fi yatın oldukça altında, zararına ürün teslim etmek durumunda bırakılmaktadır. Üreticilerimizin mağduriyetinin giderilmesi bakımından çayda uygulanmakta olan kota miktarı ile Çaykur un işleme kapasitesi artırılmalı, özel sektörün de taban fi yata yakın fi yatlar üzerinde çay alımı yapması sağlanmalıdır. Bilindiği üzere çay tarımının Türkiye de sadece Doğu Karadeniz bölgesinde yapıldığını, bölgenin coğrafi konumu nedeniyle çayın dışında yetiştirilecek ürün konusunda çok fazla seçme şansı bulunmadığını belirten Bayraktar, Bölgede çayın alternatifi yine çaydır. Bu noktadan hareketle çalışmaların hızlandırılmasını ve üreticilerimizin mağdur olmasının engellenmesi bakımından gerekli tedbirlerin alınmasını fevkalade önemsiyoruz dedi. Başkanı Şemsi Bayraktar, 1 milyon kadın çiftçiye eğitim vermeyi düşündüklerini bildirerek, Kadın çiftçilerimizi eğitip, tarımda verimliliği artıramazsak dünyayla rekabet edemeyiz dedi. Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, dünyada ve Türkiye de kadın çiftçilerin tarım sektörünü sırtında taşıdığını, büyük çoğunluğu ücretsiz aile işçisi olan kadın çiftçilere, fırsat verilirse iş disiplinleri, liderlikleri ve yaratıcılıklarıyla ailelerine, ülkelerine ve küresel ekonomiye büyük katkıda bulunacaklarının açık olduğunu belirtti. Dünyada ve Türkiye de tarımsal üretim ve beslenmede kadının çok önemli rol oynadığını belirten Bayraktar, Türkiye de büyük bir çoğunluğu küçük işletmelerden oluşan tarımda, kadının erkeğin en büyük destekçisi olduğunu vurguladı. Tarlada, bağda, bahçede, ahırda ve ağılda bitkisel ve hayvansal üretimin iş gücünü sağlayan kadının, bunların yanında; ev işlerini, hasta, yaşlı ve çocuğunun bakımını da yaptığını, ailenin beslenmesinde en önemli görevi üstlendiğine dikkati çeken Bayraktar, Dünyada ve Türkiye de kadın çiftçiler, tarım sektörünü sırtlarında taşıyor çalışıp üreten, evini yöneten, ailesini besleyen kadının toplumun sigortası olduğunu belirtti. 5 ilde kadın çiftçi eğitimi yapıldı Bu kadar hayati görevleri yerine getiren, tarım sektörünü sırtlayan kadın çiftçilerin eğitimin fevkalade önem taşıdığını, iyi bir eğitim verilmesi halinde tarımda verimliliğin artacağını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Ülkemizde değişik platformlarda kadın çiftçilerin güçlendirilmesiyle ilgili organizasyonlara TZOB olarak iştirak ettik ve destek verdik, vermeye de devam ediyoruz. Türkiye Odaları Birliği, tarımın her safhasında yer alan kadın çiftçilerimizin eğitimi için, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile 14 Mayıs 2012 Dünya Çiftçiler Günü nde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın huzurunda protokol imzalamıştır. Protokol kapsamındaki 5 pilot ilde kadın çiftçi eğitimleri tamamlanmıştır. İlki İzmir de gerçekleşen kadın çiftçi eğitimine 104, Kayseri de 105, Diyarbakır da 102, Gaziantep te 138 ve Sakarya da ise 322 kadın çiftçimiz katıldı. Bu çerçevede iklim değişikliği, kooperatifçilik, girişimcilik ve liderlik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları, sosyal güvenlik ana eğitim konuları yanında, talep edilen her türlü tarımsal faaliyetlerde eğitim verildi. Bu eğitimleri diğer illere de yayma arzusundayız. 1 milyon kadın çiftçimize eğitim vermeyi düşünüyoruz. Kadın çiftçilerimizi eğitip, tarımda verimliliği artıramazsak dünyayla rekabet edemeyiz. Pozitif ayrımcılık yapılmalı TZOB un eğitimlere katılan kadın çiftçilere zirai kredilerde, devlet desteklerinde, projelerde öncelik ve ayrıcalık tanınmasını istediğini belirten Bayraktar, şöyle devam etti: Eğitim gören kadın çiftçilerimiz arasından ihtiyaç sahibi, muhtaç kadın çiftçilerimize, mevcut Kırsal Alanda Sosyal Destek projelerinden faydalanma imkânı sağlanmalıdır. Tarımda çalışan kadın çiftçilerimizin ödemesi gereken sigorta primleri için de pozitif ayırımcılık yapılmalı, prim miktarının yüzde 60 ı devlet tarafından karşılanmalıdır. Kadın çiftçilerin diğer sigortalı kadınlarda olduğu gibi doğum borçlanması kapsamında, hamilelikte geçen süreleri borçlanabilmeleri için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Kadınların ekonomik ve sosyal alanda güçlendirildiğinde, ekonomik büyümeyi, sosyal gelişmeyi ve sürdürülebilir kalkınmayı sağlayacağını, liderlik ve değişimin temsilcisi olacaklarını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Ortak refah, istikrar ve hedefl erimiz için cinsiyet eşitliğinin çok büyük önem taşıdığına inanıyoruz. Kadın çiftçileri güçlendirmek, ana sağlığını güvenceye almak, cinsiyete dayalı şiddeti önlemek, bütün kadınları sosyal güvenlik kapsamına dahil etmek için çalışmalıyız ve bu konuları sürekli gündeme getirmeliyiz. Büyük çoğunluğu ücretsiz aile işçisi olan kadın çiftçiler, fırsat verilirse iş disiplinleri, liderlikleri ve yaratıcılıklarıyla ailelerine, ülkelerine ve küresel ekonomiye büyük katkılarda bulunurlar. Dünya Ekonomik Forumu, kadın ve erkeğin eşit haklara daha yakın oranda sahip olduğu ülkelerin, cinsiyet farkının kadın ve kızların sağlık yardımı, eğitim, siyasi kariyer ve piyasaya erişimlerini kısıtladığı ülkelere kıyasla daha rekabetçi ekonomilere sahip olduklarını saptamıştır. Aynı şekilde, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), kadın çiftçilerin erkek çiftçilerle aynı oranda tohum, gübre ve teknolojiye erişmeleri halinde dünyada açlık çeken insan sayısının milyon azalacağı tahmin ediyor. Bu saptamalar fevkalade önemlidir. Kadın ve erkeğin eşit haklara ulaştırılması halinde dünyamız refaha ulaşacaktır. Bayraktar, TZOB ve Odaları olarak 81 ilde Odaları kadın ve gençlik kurulları oluşturacaklarını, konuya ilişkin mevzuat çalışmalarının son aşamaya geldiğini belirtti.

10 10 Dünya Gıda Günü Dünyanın açlık ve aşırılık la imtihanı Başkanı Şemsi Bayraktar, teknolojideki inanılmaz gelişmelere rağmen daha en temel ihtiyaç olan beslenme, açlık sorununu halledememiş bir dünyada yaşandığını bildirerek, İçinde bulunduğumuz ortam akıl almaz bir durum. Dünyadaki her 8 kişiden biri, 868 milyon insan açken, 1,5 milyara yakın insanın aşırı kilolu olmasının kabul edilebilir bir yanı yoktur dedi. Bayraktar, 16 Ekim Dünya Gıda Günü dolasıyla yaptığı açıklamada, silahlanma yarışını, savaşları, israfı sona erdirmek ve açlığı kökünden kazımak için insanlığın bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü nün (FAO), 16 Ekim 1945 yılında, insanların beslenme düzeylerini ve yaşam standartlarını yükseltmek, tarımsal üretimi artırmak ve kırsal nüfusun koşullarını iyileştirmek amacıyla kurulduğunu ve 16 Ekim tarihinin her yıl Dünya Gıda Günü olarak kutlandığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Tüm dünyada Dünya Gıda Günü etkinliklerinin asıl amacı, toplumların ve yetkililerin dikkatini gıda temini ve insanların beslenmesinde yaşanan sıkıntılara çekmektir. Dünyada beslenme ihtiyacı artarak devam ediyor. Son yıllarda yaşanan gelişmeler dünyamızın çok zor bir süreçten geçtiğini açıkça ortaya koymaktadır. Tarım alanlarının giderek daraldığı, küresel ısınmanın önemli bir tehdit olduğu günümüz dünyasında, yeterli ve güvenli gıdaya erişim, tüm ülkelerin öncelikleri arasında bulunmaktadır hedefi imkansız görünüyor FAO, 1996 yılında Roma da düzenlediği Dünya Gıda Günü Zirvesi nde dünya liderlerini bir araya getirdi. Zirve sonucunda, dünyada 850 milyon insanın açlık veya yetersiz beslenmenin etkisinde olduğunu ifade eden ve bu rakamın 2015 yılına kadar yarı yarıya azaltılmasını öngören bir deklarasyon yayınlandı. Buna karşılık, dünyada açlık ve yetersiz beslenmeden etkilenen insan sayısı 2010 da 925 milyona yükseldi de bu rakam 868 milyona inse de 2015 yılında 425 milyonluk hedefe gerilemesi imkansız gibi görünüyor. FAO nun 2012 rakamlarına göre, 5 yaşın altındaki 100 milyon çocuk olması gereken kilonun altında. Yetersiz beslenme nedeniyle her yıl 2,5 milyon çocuk hayatını kaybediyor. Dünyadaki 868 milyon aç kişiden 852 milyonu gelişmekte olan, 16 milyonu ise gelişmiş ülkelerde yaşıyor. Güney Asya da 304 milyon, Sahraaltı Afrikası nda 234 milyon, Doğu Asya da ise 167 milyon kişi açlık çekiyor. İşin özeti, açlığı yok etme konusunda başarılı olunamamıştır. Gelişmiş ülkeler samimi değil FAO tarafından gerçekleştirilen bütün bu toplantılar, yayınlanan deklarasyonlar ve yapılan çalışmalara rağmen, Somali de yaşanan felaketin benzerinin her yıl başka ülkelerde de yaşanmasının, gelişmiş ülkelerin gerekli tedbirlerin alınması konusunda samimi olmadıklarını gösterdiğine dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti: İnsanoğlunun var olabilmesi için ihtiyacı olan gıda maddelerinin üretildiği tarım sektörünün önemi daha da artmıştır. Gelişmiş ülkelerin bulundukları noktalara tarıma verdikleri destekler ve yatırımlarla ulaştıkları bilinmektedir. Biz de ülke olarak tarımsal üretimi artırmak ve bunun için de üreticileri desteklemek zorundayız. Şu unutulmamalıdır ki dünyada tarım sektörü güçlü olmayan gelişmiş bir ülke yoktur. Afrika da yaşanan açlık ve yetersiz beslenme, gıda güvencesi konusunu bir kez daha dünya gündeminin baş sıralarına almıştır. Dünyada açlığın artmasındaki en önemli etken, gıda fi yatlarındaki yükselişlerdir yılında meydana gelen kuraklık ve diğer bazı küresel etkiler sonucunda, 2008 yılında dünya genelinde temel gıda fi yatlarında çok büyük artışlar olmuş ve dünya gıda krizi yaşanmıştır. Gıda fiyatlarını artıran etkenler Küresel ısınma sonucu yaşanan kuraklık, Çin, Hindistan, Endonezya gibi gelişmekte olan büyük nüfuslu ülkelerin beslenme alışkanlıklarının değişmesi, gelişmiş ülkelerin talep miktarının artması, tarım alanlarının giderek daralması, tarımda girdi fi yatlarındaki yükseliş, tarım ürünlerinin biyoyakıt üretiminde kullanılması gibi etkenlerin gıda fi yatlarını artırdığını, yeterli ve güvenli gıdaya erişimin, tüm ülkelerin öncelikleri arasında olması gerektiğini belirten Bayraktar, Dünyamızda beslenme alışkanlıkları değişiyor, tüketim ihtiyaçtan çok israfl a artıyor. Tarım ürünleri biyoyakıt gibi beslenme dışı alanlarda kullanılıyor. Böyle devam ederek açlık sorununu halledemeyiz dedi. Bayraktar, açlığın, tarımı destekleyerek, spekülatif fi yat oynamalarını önleyerek, yoksul ülkelere tarımı öğreterek, bu ülkelerin tarımsal altyapılarını güçlendirerek yenilebileceğini bildirdi. Gıda güvencesini sağlanmalı Türkiye nin, dünyadaki açlık sorununun çözümüne katkı yapacak az sayıda ülkeden biri olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Türkiye doğal kaynaklar bakımından zengin, tarım alanlarının elverişliliği ve ürün çeşitliliği ile gıda arzı ve sürekliliğini sağlama açısından büyük bir potansiyele sahiptir. Bizim de bu potansiyeli sürdürülebilir bir şekilde kullanarak, olası krizlere karşı gıda güvencesini sağlamamız gerekir. Geleceğe yönelik üretim hedefl erimizi belirleyip, bu hedefl erin gerçekleştirilebilmesi amacıyla uygun tarım politikalarını ortaya koymalıyız. Başka bir ifadeyle gıda güvencesinin ve güvenliğinin sağlanması için tarım sektörümüzün rekabet gücünün yüksek olması zorunludur. Amaç sadece yurt içi talebi karşılamak değil, üretim potansiyelimizi kullanarak gelişen dünya tarım ürünleri pazarından daha fazla pay almak olmalıdır. Yağlık bitkiler ve hububat önemli Ayrıca, her türlü risk için gereken tedbirleri almak suretiyle üretimde sürdürülebilirlik ve istikrar sağlanmalı, halkımızın gıda güvencesi garanti altına alınmalıdır. Kriz dönemlerinde gıda maddelerini üreten ülkelerin kendi halkının ihtiyacı olduğunu öne sürerek ihracatı yasaklamaları nedeniyle, ithalatla gıda temininin ne kadar güç olduğu 2010 yılında bazı ülkelerce uygulanan ihracat yasağıyla anlaşıldı. Değişen ve gelişen bir pazar var. Türkiye, mevcut üretim potansiyeliyle bu pazarda yerini almalıdır. Türkiye biran evvel bu amacın gereğini yerine getirmelidir. Tarımsal üretimin artırılması, diğer stratejik ürünler yanında özellikle yağlık bitkiler ve hububat üretiminin artırılması her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Tarım, kalkınmamızı daha fazla destekleyen bir sektör konumuna getirilmelidir. Bayraktar, Dünya Gıda Günü ile birlikte tarımın ne denli önemli ve vazgeçilmez bir sektör olduğunun bir kez daha hatırlanması, insanların yaşamına devam edebilmesi için gerekli gıdayı üreten çiftçilerin sesine kulak verilmesi gerektiğini bildirerek, Tarımını ihmal eden ülkelerin geri kalmaya mahkum olacağı unutulmamalıdır dedi. Tarımsal Nüfus Gençleşiyor Kırsalda hızla yaşlanmakta olan tarımsal nüfusun gençleştirilmesi, İyi tarım uygulamalarını esas alan genç nüfusun daha fazla ve etkin bir şekilde üretimde yer alması, Tarımsal üretimde verimlilik artışı sağlanması, Genç çiftçilerin aldığı mesleğe dayalı eğitimlerin karşılığında geçerliliği olan bir sertifi ka edinmeleri gerekçeleriyle hazırlanmıştır. mutabakat sağlanması koşuluyla uzatılabileceğini belirten Bayraktar, Çalışmaların devam etmesi temel hedef olduğundan işbirliği kapsamında projenin uzun yıllar devam etmesi planlanmaktadır dedi. Söz konusu proje kapsamında yaş arası genç çiftçilere yönelik eğitimler düzenleneceğini belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: Başkanı Şemsi Bayraktar, Tarımsal Nüfus Gençleşiyor projesi kapsamında yaş arası genç çiftçilere yönelik, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı işbirliği ve İŞKUR un desteğiyle eğitimler düzenleyeceklerini bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye Odaları Birliği, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi Başkanlığı İle Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü arasında 10 Temmuz 2013 tarihinde Aktif İşgücü Piyasası Programları İşbirliği Protokolü imzalandığını belirtti. Projeli çalışmalara sağlanacak destek nedeniyle TZOB un, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı işbirliği ve İŞKUR un desteğiyle Tarımsal Nüfus Gençleşiyor adı verilen bir proje hazırladığı bilgisini veren Bayraktar, projenin 3 Ekim 2013 tarihinde onaylandığını vurguladı. Pilot yerler ve projenin hedefleri Bu yıl içinde 7 pilot yerde uygulamaya başlanacağını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Pilot yerler Şanlıurfa, Adana, Aydın, Ordu, Kastamonu, Çanakkale Bayramiç ve Sakarya Akyazı olarak belirlenmiştir. Seçilen 7 pilot yerden Sakarya Akyazı ve Çanakkale Bayramiç te genç çiftçi eğitimi sadece kadınlara yönelik olacak. Proje; Genç çiftçilere verilecek eğitimlerle teknolojide yaşanan yeniliklerin kolayca uygulanması, Projeyle; Genç nüfusun tarıma kazandırılması, Modern üretimin gereklerini yerine getirebilen genç çiftçilerin yetiştirilmesi, Kırsal göçün engellenmesi, Tarımla uğraşan genç çiftçilerin profesyonelleştirilmesi, Genç çiftçilerin yaşadıkları ortamda örnek birer çiftçi haline getirilmesi, Gençlerin tarımsal yenilikleri takip etmesi ve uygulaması, Eğitim verilen alanlarda ilgili sektör paydaşları ile gençlerin bağlantı kurmalarının temin edilmesi, Eğitime katılanların aldıkları eğitime uygun alanlarda faaliyet gösteren üretim, işleme, ambalajlama, pazarlama ve benzeri tarıma dayalı sanayi tesisleri ile işbirliği ve pazarlama olanakları konusunda bağlantılar kurmaları için girişimlerde bulunulması sağlanacaktır. Projenin 3 yıl süreceğini, ihtiyaç olması halinde tarafl ar arasında karşılıklı İŞKUR, eğitime katılacak kursiyerlerin; belirlenen miktarda her bir fi ili kurs günü için kursiyer zaruri ödemesini ve eğitimlere katılan kursiyerler için bazı sigorta prim giderlerini karşılayacak. Genç çiftçilerimizi eğitime tabi tutarken, aynı zamanda sigorta başlangıcını da yaptırmış olacağız. Hiç şüphemiz yok ki eğitimlere katılan genç çiftçilerimiz, önümüzdeki yıllarda, değişikliğin güçlü temsilcileri olacak, yaşadıkları toplumun ve ülkemizin ilerlemesine katkı yapacaklardır. Gençlerimizi eğiterek geleceğimize de yatırım yapıyoruz. Tarımsal Nüfus Gençleşiyor projesi kapsamında, genç çiftçilere yönelik, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü nün onaylı modüler eğitim programları uygulanacak. Bu eğitimler, 2013 yılı için Ekim-Kasım-Aralık aylarında yapılacak.

11 HUBUBATTA EKİM DÖNEMİ TZOB Genel Başkanı Bayraktar: Bol ve kaliteli ürün alabilmek için sertifikalı tohumluk kullanılmalı, toprak tahlil sonuçlarına göre gübreleme yapılmalı zamanında yapılacak çok basit hatalar bir yılın kaybolmasına sebep olabilmektedir. Bu nedenle ekim için toprak nemi yeterli, toprak sıcaklığı da 8-10 derece olmalıdır. Yine ekim, toprakta çimlenmenin hızlı bir şekilde olacağı, alatav riskinin azaldığı ve kışa girmeden önce iyi bir çıkışın sağlanacağı zamanda yapılmalıdır. Ekim zamanının belirlenmesinde tohum çeşidinin soğuğa dayanıklılığı gibi faktörler de önemlidir. Erken ve geç ekimin sakıncaları Başkanı Şemsi Bayraktar, geçen yıl 10,5 milyon hektarı aşkın bir alanda buğday, arpa, çavdar ve yulaf ekildiğini, bu yıl da bu kadar bir alanda ekim yapılacağını tahmin ettiklerini bildirdi. Bayraktar, 10,5 milyon hektarın 7,53 milyonunu buğday, 2,75 milyonunu arpa, 0,14 milyonunu çavdar ve 0,09 milyonunu yulaf oluşturdu. Ekim alanı büyüklüğü itibarıyla buğday ve arpada Konya, çavdarda Niğde, yulafta Ankara birinci dedi. Şemsi Bayraktar, hububatta ekim dönemi olması nedeniyle yaptığı açıklamada, ülke genelinde ekimlerin başladığını, verim ve kaliteyi artırmanın, iklim ve toprak şartlarına uygun çeşitlerin geliştirilmesi, bunların gerektirdiği toprak hazırlığı, ekim, bakım ve benzeri işlemlerin yerine getirilmesiyle mümkün olabileceğini belirterek şunları kaydetti: Özellikle buğday ve arpa üretiminde kaliteli ve bol ürün için toprak hazırlığı, ekim, bakım gibi kültürel işlemlerin tekniğine uygun yapılması gerekir. Ülkemizde çevre şartları nedeniyle buğday ve arpada çeşitler ve uygulanan teknikler bölgelere göre değişiklik göstermektedir. Toprak sıcaklığı 8-10 derece olmalı Birçok çiftçinin tek gelir kaynağı olması ve yılda bir ürün alınması nedeniyle isabetli ekim zamanının belirlenmesinin önemli olduğunu belirten Bayraktar, şöyle devam etti: Çiftçilerimiz ekim zamanını çok iyi belirlemelidir. Alatav riskine (çimlerin kuruması) dikkat etmeliler. Bölgelerine göre değişmekle beraber hububat yetiştiriciliğinde kışlık ekimlerde özellikle Eylül ayının son iki haftası ile Ekim ve Kasım ayları tohum ekimi için önem arz ediyor. Ekim Bitkisel üretimde artış Başkanı Şemsi Bayraktar, TÜİK 2. tahmin verilerine göre, 2013 yılında geçen yıla göre tahıllar, baklagiller, yağlı tohumlar, tütün, şeker pancarı gibi endüstri bitkileri ile sebze ve meyve ürünlerinin arttığını belirterek, Üretimde yaşanan bu artışın çiftçilerimizin refah düzeyine de yansıması, en önemli beklentimizdir dedi. Türkiye istatistik Kurumu nun (TÜİK) Bitkisel Üretim 2.Tahmini verileriyle ilgili açıklama yapan Bayraktar verilere bakıldığında, toplam tahıl üretiminin geçen yıla göre yüzde 12,3 artış gösterdiğini vurguladı. Tahıllar içinde yer alan buğdayda üretimin 20 milyon 100 bin tondan, yüzde 9,7 artışla 22 milyon 50 bin tona, arpada üretim 7 milyon 100 bin tondan yüzde 11,3 artışla 7 milyon 900 bin tona, mısırda üretim 4 milyon 600 bin tondan 5 milyon 900 bin tona çıktığını vurgulayan Bayraktar, şöyle devam etti: Görülen üretim artışında iklim koşullarının hububat için elverişli olmasının yanı sıra mısırda görülen artışta ekim alanlarının artması etkili olmuştur. Baklagillere baktığımızda geçen yıla göre yeşil mercimek üretiminde yüzde 12 lik bir azalma olmakla birlikte nohut, kuru fasulye, kırmızı mercimek ve yeşil mercimekte geçen yıl 1 milyon 156 bin ton olan toplam üretim yüzde 1,22 lik artışla 1 milyon 170 bin 500 tona çıkmıştır. Yağlı tohumlarda yüzde 12,5 artış Yağlı tohumlarda geçen yıl 1 milyon 764 bin 921 ton olan toplam üretim yüzde 12,5 artışla 1 milyon 985 bin 778 tona ulaşmıştır. Yağlı tohumlarda görülen bu artış ayçiçeği rekoltesinde yaşanan artıştan kaynaklanmaktadır. Ayçiçeği üretimi geçen yıla göre yüzde 11,2 lik artışla 1 milyon 370 bin tondan 1 milyon 523 tona çıkmıştır. Endüstri bitkilerine baktığımızda tütün üretimi alıcı ülke talebindeki artışa bağlı olarak yüzde 12,5 artışla 80 bin tondan 90 bin tona çıkmıştır. Şeker pancarında üretim yüzde 8,2 artışla 15 milyon tondan 16 milyon 226 bin 623 tona çıkmıştır. Kütlü pamuk üretimi ise yüzde 1,7 azalışla 2 milyon 320 bin tondan 2 milyon 280 bin tona gerilemiştir. Patates üretiminde gerileme Patateste ise geçen yıl 4 milyon 795 bin 122 ton olan üretimin yüzde 16,6 azalarak, 3 milyon 998 bin tona gerilediğinin altını çizen Bayraktar, şunları kaydetti: Başta elektrik olmak üzere artan girdi fiyatları karşısında üretim gücünü kaybeden ve son iki sezon yaşanan pazarlama problemleri nedeniyle üreticinin ekimden vazgeçmesi bu sonucu doğurmuştur. Nitekim bugün marketlerde kilogramı 2 TL ye dayanan patates fiyatı bunun en önemli göstergesidir. 11 Bayraktar, erken yapılan ekimlerde, toprak sıcaklığının yüksek olmasının tohumların çimlenmemesine, toprak neminin ve ekim sonrası yağışların yetersiz kaldığı durumlarda ise tohum çimlenmesi ve arkadan gelen yüksek sıcaklık sonucu çimlerin kuruyabileceğini, geç ekimlerde ise tohumlarda kışa girmeden çimlenmeme veya yetersiz çimlenme durumu olduğunu, kış döneminde büyüme ve gelişme olmaması nedeniyle kışlık ekimden beklenen faydanın azalacağını, kışa zayıf giren bitkinin kıştan ve bazı haşarelerden zarar görmesine neden olduğunu vurguladı. Bayraktar, Buğday yetiştiriciliğinin yaygın olarak yapıldığı İç Anadolu bölgesinde, yağış yetersizliği nedeniyle uygulanan tahıl-nadas sisteminden beklenen faydanın sağlanabilmesi için anız bozmanın zamanında yapılması gerekir dedi. Sertifikalı tohumluk ve gübre Hububat yetiştiriciliğinde bol ve kaliteli ürün alabilmek için sertifikalı tohum- Sebzede toplamda artış oranı 2,1 Sebze ve meyve üretimine bakıldığında ürün bazında artış ve azalışlar olmakla birlikte toplamda sebze üretimi 2013 yılında geçen yıla göre yüzde 2,1 artışla 27 milyon 820 bin 207 tondan 28 milyon 399 bin 798 tona çıktığına işaret eden Şemsi Bayraktar, şunları belirtti: Sebze ürünleri alt gruplarında üretim miktarlarına baktığımızda, yumru ve kök sebzelerde yüzde 3, başka yerde sınıflandırılmamış diğer sebzelerde yüzde 2, meyvesi için yetiştirilen sebzelerde ise yüzde 2 artış olacağı öngörülmüştür. Sebze grubunun önemli ürünlerinden domateste yüzde 4,1, kıvırcık marulda yüzde 14,3, brokolide yüzde 12,5, kuru sarımsakta yüzde 10,8, kuru soğanda yüzde 10,3 artış olurken, havuçta yüzde 20,3, aysberg marulda yüzde 7,3, bamyada yüzde 6,1, karpuzda yüzde 4,2 oranında düşüş öngörülmüştür. Havuçta yaşanan düşüşte pazarlama sorunları nedeniyle ekim alanlarındaki daralma etkili olmuştur. Meyve üretimi Meyve üretimi ise 2013 yılında geçen yıla göre yüzde 1,01 artışla 17 milyon 810 bin 942 tondan 17 milyon 991 bin 274 tona çıkmıştır. Meyveler içinde önemli ürünlerin üretim miktarlarına bakıldığında, bir önceki yıla göre elmada yüzde 10,4, şeftalide yüzde 3,4, kayısıda yüzde 4,2, narda yüzde 22,1 oranında artış, zeytinde yüzde 7,9 oranında düşüş görülmüştür. luk kullanılması, toprak tahlil sonuçlarına göre gübreleme yapılması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Ekimde iyi hazırlanmış bir tohum yatağına mibzerle ekim yapıldığında ve sertifikalı tohum kullanıldığında dekara ekmeklik buğdaylarda kilogram, makarnalıklarda ise kilogram tohum kullanılmalıdır. Tohumluk kalitesinin iyi olmadığı, tarla hazırlığının kötü yapıldığı veya ekimin geciktiği durumlarda tohumluk miktarı artırılabilir. Ekim derinliği, normal koşullarda 5-6 cm arasında olmalıdır. Kaliteli ve bol ürün alabilmek için yüksek vasıflı tohumluk fevkalade önemli. İyi bir tohumluk bölge şartlarına uyan, önceden ekileceği bölgede denenmiş, bazı bölgeler için özellikle kurağa dayanıklı, sanayinin ham madde isteğine cevap verebilecek kalitede, tescilli veya üretim izinli, verim potansiyeli ve sürme hızı yüksek, taneleri dolgun, hastalık ile zararlılara karşı ilaçlanmış olmalıdır. Hububat üretiminde kaliteli, yüksek verim için mutlaka gübrelemenin yapılması gerekir. Çiftçilerimiz toprak tahlili yaptırmalı, toprağa hangi cins gübrenin ne miktarda verileceğine toprağın özelliği, toprak tahlil sonucu ve tarlanın verim seviyesine göre karar vermelidir. Bayraktar, hububat üreticilerinin bol ve kaliteli ürün için başarılı bir ekim dönemi geçirmelerinin herkesin temennisi olduğunu vurguladı. Zeytinde yeni dikilen meyve fidanlarının verime yatması ile birlikte var ve yok yılı arasındaki makas daralsa da periyodiste gösteren bir tür olması nedeniyle rekoltede dalgalanmalar görülebilmektedir. Meyveler içinde yer alan turunçgillerden portakalda yüzde 3,2, limonda yüzde 2,3 artış öngörülürken sert kabuklu meyvelerden fındıkta yüzde 16,8, Antep fıstığında yüzde 40,9 oranında düşüş öngörülmüştür. Fındıkta yaşanan olumsuz iklim koşulları nedeniyle rekoltede düşüş yaşanırken Antep fıstığında da olumsuz hava koşullarının yanı sıra yok yılı olması rekoltede düşüşe yol açmıştır. Toplam üzüm üretiminde yüzde 3,1 oranında azalış beklenirken, incir üretiminde ise yüzde 7,9 oranında artış olacağı beklenmektedir. Çay üretiminin ise ikinci sürgün döneminde meydana gelen aşırı sıcakların taze filizlerde yanmaya yol açması nedeniyle üretim geçen yıla göre yüzde 8 azalışla 1 milyon 250 bin tondan 1 milyon 150 bin tona gerilemiştir. Ürün bazında artış ve azalışlar olmakla birlikte genel itibarıyla 2013 yılında üretim artmıştır. Üretimde yaşanan bu artışın çiftçilerimizin refah düzeyine de yansıması, bin bir emekle ürettikleri üründen hak ettikleri geliri elde etmeleri ve üretimde devamlılığının sağlanması en önemli beklentilerimizdir.

12 12 Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye nin tohumluk piyasa hacminde dünyada ilk 10 a doğru gittiğini bildirerek, 2007 yılında 350 milyon dolarlık piyasa hacmiyle 18 inci olan Türkiye, 2012 yılında 750 milyon dolarla 11 inci sıraya yükseldi dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye de tohumluk pazarının hızlı bir şekilde büyüdüğünü, döneminde dünya tohumluk pazarı yüzde 23 artışla 36,5 milyar dolardan 45 milyar dolara çıkarken, Türkiye de piyasa hacminin yüzde 114 büyüdüğünü belirtti. Dünyada ve Türkiye de ekim alanlarının insan etkisi ve iklim değişiklikleri nedeniyle giderek daraldığına dikkati çeken Bayraktar, tarım alanlarını büyütemediğimize göre, üretimi artırmanın tek yolu kalıyor o da verimliliği artırmak. Üretimin başlangıç aşaması olan tohum da girdiler arasında, üretime olan etkileri itibarıyla en önemli unsur olarak karşımıza çıkıyor dedi. Pazar ve ihracatta ilk üç ülke Uluslararası Tohum Federasyonu (ISF) Tohumluk piyasa hacminde ilk 10 a doğru verilerine göre 2007 yılında 36,5 milyar dolar olan dünya tohumluk pazarının 2012 yılı itibariyle 45 milyar dolara ulaştığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: ABD, 12 milyar dolarla birinci olurken, Çin, 9,9 milyar dolarla ikinci, Fransa 2,8 milyar dolarla üçüncü sırada bulunuyor. Pazarın yüzde 26 sına sahip olan ABD yi yüzde 22 pazar payıyla Çin, yüzde 6 pazar payıyla Fransa takip ediyor. Ülkemiz 2007 de 350 milyon dolarlık piyasa hacmiyle dünya pazarında 18. sırada yer alırken, 2012 yılında 750 milyon dolarla 11. sıraya yükseldi ve 7 basamak birden atladı. ISF nin 2011 yılı verilerine göre; 9,9 milyar dolar değerinde tohumluk uluslararası ticarete konu oluyor. Tohumluk ihracatında Fransa 1,6 milyar dolarla birinci olurken, Hollanda 1,5, ABD 1,4 milyar dolarlık ihracatlarıyla bu ülkeyi izlediler. Dünyada toplam 2 milyon 754 bin ton tohumluk uluslararası piyasada ihraç edildi. Fransa nın 544 bin ton, ABD nin 373 bin ton, Hollanda nın ise 133 bin ton tohumluk ihracatı yaptığı görülüyor. Burada Hollanda nın çok daha az miktarda tohumluk ihraç etmesine karşın, ABD den fazla, Fransa ya yakın ihracat değeri elde etmesinin nedeni ihraç ettiği tohumlukların yüksek fi yatlı olmasından kaynaklanıyor. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 61 Türkiye nin 2012 yılında başta hibrit ayçiçeği, buğday ve hibrit mısır tohumluğu olmak üzere toplam 37 bin 439 ton tohumluk ihracatı yaptığı bilgisini veren Bayraktar, tohumlukta ihracatın ithalatı karşılama oranının 2000 yılında yüzde 35 iken, 2012 yılında yüzde 61 e ulaştığını belirtti. Bütün gelişmelere rağmen Türkiye nin hala ithalatı kadar tohumluk ihracatı yapamadığını bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: 2012 yılında 120 milyon 796 bin dolarlık tohumluk ihracatı, 197 milyon 649 bin dolarlık tohumluk ithalatı yapıldı yılında 59 milyon 569 bin dolarlık ayçiçeği, 29 milyon 184 bin dolarlık mısır, 12 milyon 507 bin dolarlık sebze, 8 milyon 24 bin dolarlık pamuk ve 6 milyon 773 bin dolarlık buğday tohumluğu ihraç edildi. Türkiye, 2012 yılında 122 milyon 530 bin dolarlık sebze, 18 milyon 165 bin dolarlık mısır, 14 milyon 822 bin dolarlık patates, 9 milyon 392 bin dolarlık kavun-karpuz ve 5 milyon 299 bin dolarlık ayçiçeği tohumluğu ithal etti. Tohumluk üretiminde yüzde 232 lik artış 2000 yılında 195 bin ton olan tohumluk üretiminin, 2012 yılında 647 bin tona ulaşarak yüzde 232 artış gösterdiğini belirten Bayraktar, 2012 yılında 327 bin 924 ton buğday, 43 bin 162 ton arpa, 185 bin 485 ton patates tohumluğu üretimi yapılmıştır. Buna karşın, 2012 yılında 501 bin 976 ton buğday, 183 bin 251 ton arpa tohumluğu ihtiyacı olmuştur. Buğday tohumluğu üretimi ihtiyacın yüzde 65 ini, arpa tohumluğu üretimi ihtiyacın yüzde 23,5 ini karşılanmıştır dedi. Bayraktar, hibrit mısırda ise üretimin tohumluk ihtiyacını karşılama oranının yüzde 263, hibrit ayçiçeğinde yüzde 609 ve pamukta yüzde 236 olarak gerçekleştiğine dikkati çekti. Sertifikalı tohumluğun önemi Tohumluk ihtiyacının sürdürülebilir şekilde karşılanması, yurt içinde tohumluk üretiminin artırılması ve tohumculuk sektörünün gelişiminin çiftçinin tohumluğu uygun fi yatla temin etmesine de bağlı olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Çiftçimizin sertifi kalı tohumluk kullanımı arttıkça daha kaliteli ve verimli bir üretim sağlanacaktır. Ülkemiz tohumculuğunun gelişmesi bakımından, bu alanda çalışan tohumculuk fi rmalarının gelişimlerini sürdürebilmeleri için bilgi, deneyim ve ekonomik yönden kamu ve üniversite ile işbirliği içinde olmaları ve araştırma-geliştirme alanında desteklenmelerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Tohumluk üretiminde ağırlık verilmesi gereken konuları tespit ederek, sektörde görülen teknolojik olarak dışa bağımlılığının azaltılması ve yerli teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması çalışmalarına daha da önem verilmelidir. Araştırma enstitülerince geliştirilen çeşitlerin üretime daha kısa sürede girebilmesi ve etkin kullanımı için özel sektörün tanıtım ve pazarlamadaki üstünlüklerinin devreye sokulması yerli teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması açısından faydalı olacaktır. Baklagil ekim alanları artırılmalı Başkanı Şemsi Bayraktar, beslenmedeki öneminin yanı sıra toprağın biyolojik ve fi ziksel yapısının iyileştirilmesine sağladığı katkı da dikkate alındığında baklagil ekim alanlarının artırılması gerektiğini bildirerek, Kurak ve yarı kurak alanlarda nohut ve mercimeğin, sulu alanlarda ise fasulyenin ekim nöbetine girmesi, gerek birim alanda elde edilen verimin artırılması, gerekse nadas alanlarının azaltılması açısından önemlidir dedi. Bayraktar, nohutta Mersin, Antalya ve Kırşehir, yeşil mercimekte Çorum, Ankara ve Yozgat, kırmızı mercimekte Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin, kuru fasulyede Konya, Karaman ve Niğde illerinin ilk üçü oluşturduğu bilgisini verdi. Dünyada üretimi gerçekleştirilen baklagiller arasında fasulyenin ilk sırada yer aldığını, bu ürünü nohut, bezelye ve mercimeğin izlediğini bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: Ülkemizde, baklagiller içinde en fazla nohut üretimi yapılmaktadır. Bu ürünü mercimek ve fasulye takip etmektedir. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünyada 2012 yılı itibarıyla 23,1 milyon ton fasulye, 11,3 milyon ton nohut, 4,5 milyon ton mercimek üretimi gerçekleştirilmiştir. Dünya ortalama baklagil verimlerine bakıldığında, dekarda verimin fasulyede 80 kilogram, nohutta 93 kilogram, mercimekte 107 kilogramdır. Ülkemiz kuru fasulye üretiminde dekarda 215 kilogram verim ile dünya ortalamasının yüzde 169 üzerine çıkmaktadır. Benzer şekilde mercimekte yüzde 46,7, nohutta yüzde 33 oranında daha fazla verim almaktayız. Türkiye nohutta üçüncü Ülkemizde üretim payı en fazla olan fasulye, nohut ve mercimek üretiminin dünyadaki durumu incelendiğinde, fasulye üretiminde Myanmar ın, nohut üretiminde Hindistan ın, mercimek üretiminde Kanada nın ilk sırada yer aldığı görülmektedir. Türkiye dünya nohut üretiminde üçüncü, mercimek üretiminde ise dördüncü sırada yer almaktadır. Hindistan önceki yıllarda mercimek ve fasulye üretiminde de ilk sırada yer alırken ekim alanlarını azaltması ve verim düşüklüğü nedeniyle önceliğini kaybetmiştir. Dünya mercimek üretiminde ilk sırada yer alan Kanada, 2005 yılında 554 bin hektar olan mercimek ekim alanını 2012 yılına kadar yüzde 667 oranında artırarak 4 milyon 249 bin 725 hektara çıkarmıştır. Türkiye baklagil üretiminde yüzde 44 lük payla nohut ilk sırada yer almaktadır. Ülkemizde başlıca nohut üretimi yapılan illerimiz sırasıyla Mersin, Antalya, Kırşehir, Yozgat, Karaman, Konya, Uşak, Kütahya, Adıyaman, Çorum, Balıkesir, Ankara illerimizdir. Bu illerimizin toplam nohut üretimimizde aldıkları pay yüzde 61,5 dir. Ülkemizde 2012 yılı rakamlarına göre 438 bin ton olan mercimek üretimimizin yüzde 94 ünü kırmızı, yüzde 6 sını ise yeşil mercimek oluşturmaktadır. Kırmızı mercimek üretiminin yüzde 75,7 si sırasıyla Şanlıurfa, Diyarbakır ve Mardin illerinde yapılmaktadır. Yeşil mercimek üretiminin ise yüzde 43,4 ü sırasıyla Çorum, Ankara ve Yozgat ta yapılmaktadır. Toplam baklagil üretiminden yüzde 17 pay alan kuru fasulye ülkemizin hemen hemen bütün bölgelerinde yetiştirilmektedir. En fazla üretim yapılan illerimiz Konya, Karaman, Niğde, Erzincan, Nevşehir, Kahramanmaraş, Aksaray ve Balıkesir dir. Adı geçen illerimizin toplam kuru fasulye üretimimizden aldıkları pay yüzde 71,5 dir. Toplam üretim 1,2 milyon ton Türkiye İstatistik Kurumu 1. tahmin sonuçlarına göre, 2013 yılında nohut, kırmızı mercimek, kuru fasulye, yeşil mercimek, bakla, bezelye, börülceyi kapsayan toplam baklagil üretiminin 1 milyon 202 bin 623 ton olarak beklendiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: 2012 yılında 518 bin ton nohut, 410 bin ton kırmızı, 28 bin ton yeşil mercimek, 200 bin ton kuru fasulye üretildi. Baklagiller içinde üretimi ve tüketimi en fazla gerçekleştirilen ürünlerin 2013 yılı üretim rakamlarına bakıldığında; nohut 2012 yılına göre yüzde 2,1 oranında azalarak 507 bin ton, kırmızı mercimek yüzde 1,2 oranında artarak 415 bin ton, kuru fasulye yüzde 12,5 oranında artarak 225 bin ton, yeşil mercimek yüzde 10,7 oranında azalarak 25 bin ton olarak beklenmektedir. Beslenmedeki öneminin yanı sıra toprağın biyolojik ve fi ziksel yapısının iyileştirilmesine sağladığı katkı da dikkate alındığında baklagil ekim alanlarının artırılması sağlanmalıdır. Kurak ve yarı kurak alanlarda nohut ve mercimeğin, sulu alanlarda ise fasulyenin ekim nöbetine girmesi, gerek birim alanda elde edilen verimin artırılması, gerekse nadas alanlarının azaltılması açısından önemlidir. Alınması gereken tedbirler Bayraktar, bu yıl baklagil ekim alanlarının artırılması ve üreticilerin baklagil üretimine yönelmesi için alınması gereken tedbirleri ise şöyle sıraladı: Üretici ekim zamanında hangi ürünü ekeceği kararını kolay pazar imkanı olan ürün ve elde edeceği gelire göre vermektedir. Bu amaçla öncelikle baklagil ekimi fi yat açısından cazip hale getirilmelidir. Üretici ürettiği ürünün elinde kalmayacağını veya maliyetinin altında pazarlamayacağını bilmelidir. Dünya piyasalarındaki fi yat düşüşlerinin yaşandığı veya ürün arzının fazla olduğu aylarda geçmiş yıllarda olduğu gibi fi yat düşüşlerini önleyecek, devlet adına alım yapan bir müdahale kurumu oluşturulmalıdır. Son yıllarda ucuz fi yatla piyasaya giren ithal ürünler karşısında ülkemizde fi yatlar düşmüş verilen prim miktarı da üretici gelirini korumada yetersiz kalmıştır. Bu nedenle özellikle üreticinin ürün hasadı döneminde tarife dışı engellerle ithalat kesinlikle önlenmeli, koruma tedbirleri alınırken geç kalınmamalıdır. Baklagil üretimini canlandırmak amacıyla baklagillere prim desteği verilmeye başlanmıştır yılında baklagiller için başlatılan prim desteği ödemesi üreticilerin tekrar üretime dönmelerinde etkili olmuştur yılında kilograma 9 kuruş olarak başlatılan destek, 2009 yılında 10 kuruşa çıkarılmış ve halen bu tutar üzerinden destek devam etmektedir yılında üreticilerin baklagil ekimine yönlendirmesi için kilograma 10 kuruşluk destek artırılmalıdır.

13 13 TARIM SABIR İSTER, SEBAT İSTER Başkanı Şemsi Bayraktar, sanayici, işadamı, üst düzey şirket yöneticisi, bürokrat, mimar, mühendis, avukat gibi değişik mesleklerden çok sayıda girişimcinin, stratejik bir sektör olan tarıma yatırım yaptığını bildirdi. Şemsi Bayraktar, son yıllarda tarım sektörüne yatırım yapan iş adamlarını dikkat ve takdirle izlediklerini belirterek, Diğer sektörlerden tarıma yatırımı destekliyoruz ama plansız, programsız, hesapsız yatırıma karşıyız. İş bilmeden, hesapsız yatırım, patlamaya hazır bir bomba halini alır. Sektöre de zarar verir. Tarım sabır ister, sebat ister. Çiftçimizde bu var. Sebat ve sabır gösteremeyecekler bu işe girmesin. Bunlar olmadan bu işte başarılı olunamayacağını bilsinler dedi. Bayraktar, fevkalade meşakkatli bir iş olan tarıma yatırım yapacakların, en ufak zorlukta işi bırakmaması gerektiğini, çiftçinin işi bırakmadığını, çalışmaya devam ettiğini ve meşakkate göğüs gerdiğini vurguladı. Şemsi Bayraktar, yaptığı açıklamada, 1 Ocak Ağustos 2013 tarihleri arasında tarım sektöründe 57 si yabancı, 1495 i yerli sermayeli olmak üzere 1552 yatırım teşvik belgesi düzenlendiğini bildirdi. Aktif ve tamamlanma vizesi yapılmış bu teşvik belgelerinin 255 milyon liralık bölümü yabancı sermaye, 7 milyar 362 milyon liralık bölümü yerli sermaye olmak üzere 7 milyar 617 milyon liralık yatırım öngördüğünü belirten Bayraktar, Bu teşvik belgeleri yatırıma dönüşürse, 53 bin 907 istihdam yaratılacak. Yabancı sermayeli teşvik belgeleriyle yapılacak yatırımların yaratacağı istihdam 2 bin 822 iken, yerli yatırımların yaratacağı istihdam 51 bin 85 i buluyor dedi. TZOB Genel Başkanı olarak tarımın patronu olan Şemsi Bayraktar, tarıma yatırım yapan patronlara sektörle ilgili tavsiyelerde bulundu. Yatırım yapan gruplar ve yatırımcılar Bayraktar, tarım sektörüne yatırım yapanlar arasında, bir kısmı daha sonra sektörden çıksa da Koç, Sabancı, Doğuş, Doğan, Yaşar, Tekfen, Anadolu, Cıngıllıoğlu, Okan, Söktaş, Özaltın, Kazancı, Kipaş, Limak, Diren, Fiba, Borusan, Sütaş, Teknik Yapı, Sezer, Sel, Esas, Silkar, Arıkanlı, Özler, Orka, Öztiryaki, Şeker Piliç, Konya Şeker, Saray Halı, Global Menkul Kıymetler, Ramsey, Doruk, Aksa Enerji, Dimes, Kar, Görgünler, Elta Elektrik, Yıldız, Kayhan, Tahincioğlu Ailesi, Ethem Sancak, Murat Yalçıntaş gibi grupların ve yatırımcıların olduğunu bildirdi. Yatırım alanları TZOB Genel Başkanı, tarıma yatırım yapan işadamlarının, profesyonel yönetici ve meslek sahiplerinin daha çok besi hayvanı üretme, devlet üretme çiftliği kiralama, seracılık, jeotermal seracılık, meyve bahçesi, organik tarım, balık çiftliği, keçi çiftliği, zeytincilik, bağcılık gibi alanlara yatırım yaptığını bildirdi. Genel Başkan Bayraktar, küresel ısınma ve iklim değişikliği, Çin ve Hindistan gibi büyük nüfuslu bazı ülkelerde kalkınmaya bağlı olarak, tüketim eğilimlerinin değişmesi, talebin artması gibi nedenlerle gıda güvencesinin olumsuz yönde etkilenmesinin, bitkisel ve hayvansal üretimin gelecekte arz açığı verecek olmasının, gıdaya yönelik yatırımların da artmasına neden olduğuna dikkati çekti. Dikkatli izliyoruz Son yıllarda tarım sektörüne yatırım yapan iş adamlarını dikkat ve takdirle izlediklerini vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Kendilerinden kırsal kesimde, başta gıda olmak üzere diğer sektörlerde de yatırım yapmalarını, istihdam yaratmalarını bekliyoruz. Gelecekte, bu iş adamlarının kırsal kesimdeki tarımsal kalkınmadan yarar bulacakları açıktır. Tarım sektörüne son yıllarda yatırım yapanlar arasında farklı sektörlerden birçok grup bulunmaktadır. Yatırımcıların kendi uzmanlığı olmamasına rağmen tarımı seçmesi, sektörün stratejik olarak görülmesinden kaynaklanıyor. Özellikle alt sektör olarak hayvansal üretim, yatırımcılara daha cazip gelmektedir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı nın destekleri, Avrupa Birliği (AB) fonları çerçevesinde verilecek teşvikler, tarımsal kredilerin faizsiz veya düşük faizli verilmesi, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü ne (TİGEM) ait geniş çiftlikler ve hazine arazilerinin kiralama yöntemiyle tahsisi ve Ekonomi Bakanlığı teşvikleri de tarım yatırımlarına ilgiyi artırmaktadır. Seracılık, organik tarım, meyvecilik ve hayvansal üretimin ön plana çıktığı yatırımlar, tarımsal üretimin dikey büyümesine, tarım-sanayi entegrasyonun kurulmasına da yol açmaktadır. Yatırımların devamı önemli Büyük sermaye gruplarından, kendi sanayi işletmelerine sözleşmeli veya doğrudan üretim yoluyla tarımsal ham madde sağlayanlar yanında, önce hobi ve sosyal amaçlı üretimle başlayıp sonra profesyonel anlamda yatırım yapan iş adamları da bulunduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: İşletme ölçeklerinin büyümesiyle daha verimli işletmelere örnek teşkil edecek bu yatırımların devam etmesi, ülkemiz tarımı ve ekonomisi için önemli hale gelmiştir. Uluslararası rekabetin had safhaya ulaştığı günümüzde bu tür yatırımlara fevkalade ihtiyaç bulunmaktadır. Ülkemiz ve dünya gıda ihtiyacını karşılamaya yönelik bu yatırımlar, istihdam sağlamada da önemli bir role sahiptir. En başta kalifi ye eleman istihdamına ihtiyaç duyan bu yatırımlar, verimliliği sağlama yanında tarımsal ürünlerin kalitesinin iyileştirilmesine de yardımcı olacaktır. Özellikle kırsal alanda gerçekleştirilecek bu yatırımlar, kronik bir sorun haline gelmeden kırdan kentlere göçen genç nüfusun kırda istihdamına katkıda bulunacaktır. Bu nedenle iş adamlarının tarımsal potansiyele sahip büyük tarım nüfusu barındıran yerleşim yerlerinde yaptıkları yatırımlar yanında, kırsal kesimlerde yer alan ilçe, köy ve beldelere yakın işletme kurmaları yerinde olacaktır. Stratejik önemi artacak tarım sektörüne kırsal alanda yapılacak yatırımların bu kesimin gelirinde önemli artışlar sağlayacağını vurgulayan Bayraktar, Tüketim açısından bu kesimde bir canlılık olacaktır. Bu sebepten işçiliğin daha ucuz olduğu kırsal kesimde, diğer alanlara yatırım yapanlar ekonomi açısından karlı çıkacaklardır. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bu süreçte yatırım yapanlar, hem huzur ortamı ve hem de teşviklerden yararlanacaklardır dedi. Tarımcılara tavsiyeler Tarımın stratejik bir sektör ama devlet desteği olmadan yürümeyen bir iş olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: Tarım açık bir fabrika. İklim şartlarındaki değişikliklere, ürün bolluğuna veya azlığına göre fi yatların, dolayısıyla gelirin son derece istikrarsız olduğu bir sektör. Ürün bol olursa, talep fazlalığı nedeniyle fi yat ucuzluyor. Üretici, emeğinin karşılığını alamıyor, zarar ediyor. İklim şartları kötü giderse, yeterince ürün alınamıyor, üretici yine zarar ediyor. Doğa şartlarına bu kadar bağlı başka bir sektör yok. İyi bir ürün, iyi bir fi yat elde etmenin istisnai bir durum olduğu unutulmamalıdır. Tarıma yatırım yapanın bunu iyi bilmesi, yatırımın uzun vadede kendisine kazanç sağlayacağını idrak etmesi lazım. Diğer sektörlerden tarıma yatırımı destekliyoruz ama plansız, programsız, hesapsız yatırıma karşıyız. İş bilmeden, hesapsız yatırım, patlamaya hazır bir bomba halini alır. Sektöre de zarar verir. Tarım sabır ister, sebat ister. Çiftçimizde bu var. Sebat ve sabır gösteremeyecekler bu işe girmesin. Bunlar olmadan bu işte başarılı olunamayacağını bilsinler. Fevkalade meşakkatli bir iş olan tarıma yatırım yapacakların, en ufak zorlukta işi bırakmaması lazım. Çiftçimiz işi bırakmıyor, çalışmaya devam ediyor, meşakkate göğüs geriyor. Tarıma yatırım yapan işadamları da böyle hareket etmeli. Tarıma gireceklerin bir iki yıl zarar ettiklerinde işi bırakmamaları gerekiyor. Zorlukların altından kalkabilenler, bu işten kazanç sağlarlar. Önemli olan patron olmak değil, kırsal kalkınmaya destek vermektir, tarım kesiminin sorunlarına çare olmaktır, çiftçiyi kalkındırmaktır. Çiftçiyle birlikte hareket eden, çiftçiye destek veren, çiftçiden destek bulur. İşbirliğinden çiftçi de kazanmalı, yatırımcı da. Böyle olursa sorunlar daha çabuk aşılır.

14 14 AYIN AYIN AYIN ZEYTİN AYIN AYIN AYIN AYIN MARMARA BÖLGESİ VE ZEYTİNCİLİK Tuncer Başoğlu TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Ölmez bir ağaç olarak adlandırılan zeytin, ülkemizde geniş bir sahayı kaplamakta olup yaklaşık 24 milyon hektarlık tarım alanının %3,4 ü zeytinliklerden oluşmaktadır. Ülkemizde zeytin, tarımsal işletmelerde diğer ürünlerle birlikte yer almakta ve daha ziyade küçük aile işletmeleri niteliğinde bulunmaktadır. Bu nedenle aile işgücünü en iyi değerlendiren tarım kollarından biri olup, yaklaşık 320 bin aile işletmesi bulunmaktadır. Ülkemizde 2012 yılında toplam ton zeytin üretimi gerçekleştirilmiştir yılında ise üretimin ton olacağı beklenmektedir. Son yıllarda yeni zeytin fi danlarının dikimi ve üreticinin zeytin üretimine özendirilmesiyle birlikte, ağaç sayımızdaki artışa bağlı olarak, üretimde de artış meydana gelmiştir. Toplam zeytin üretiminin yıllar itibarıyla ortalama % 30 unun sofralığa, % 70 inin de yağlığa ayrıldığı görülmektedir. Bölgemiz zeytin üretiminde Ege Bölgesinden sonra ikinci sırada yer almaktadır. Bölgemiz yağlık ve sofralık zeytin üretiminden %21 oranında pay almaktadır. Zeytin üreticiliğinde öne çıkan illerimiz Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova dır. Sakarya ve Kocaeli nde ise az da olsa üretim mevcuttur. Bursa ilimizde üretilen zeytinin tamamı sofralık üretimdir. Bölgemiz için önemli olan zeytinciliğin artırılarak arzulanan düzeye ulaşabilmesi, ekonomimize katkısının artırılması için şu tedbirlerin alınmasında yarar görülmektedir; Zeytin ağacı mutlak peryodisite (kontrol dışı verim sorunu nedeniyle bir yıl var bir yıl yok veya az vermesi) gösteren bir türdür. Bu nedenle zeytin üretimimiz yıllara göre inişli çıkışlı bir grafi k izlemekte olup bir yıl yüksek bir yıl düşük ürün alınmaktadır. Ancak son yıllarda yeni dikilen fi danların verime yatması ile birlikte var yılı ve yok yılı arasındaki makas daralmış görünse de periyodisite gösteren bir tür olması nedeniyle kültürel uygulamalar oldukça önem taşımaktadır. Periyodisitenin şiddetinin azaltılmasında oldukça etkili olan budama, damla sulama, zirai mücadele, gübreleme ve hasat şekli üzerinde önemle durulmalıdır. Zeytin verimi ve kalitesini olumsuz etkileyen halkalı leke, zeytin sineği gibi hastalık ve zararlılara karşı gerekli tedbirler alınmalıdır. Ürün ve kalite kayıplarının yaşanmaması bakımından çevreye duyarlı, tekniğe uygun etkin bir zirai mücadele yapılmalı, zirai mücadele konusunda araştırma, eğitim ve yayım hizmetlerine ağırlık verilmelidir. Zeytin zararlılarına karşı, Zeytin Hastalık ve Zararlılarla Mücadele Birliklerinin etkin hale gelmesi ve işlevlerini yerine getirebilmeleri bakımından, fi nansman yönünden güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Toplanan zeytinlerin işletmeye nakilleri sırasına kullanılan ve zeytinyağında kalite kayıplarına yol açan naylon torba veya çuvalların yerine kasalarla taşıma yapılmalı, toplanan zeytinler en kısa sürede işlenmelidir. Sofralık zeytin işleme tesisleri, zeytinyağı fabrikaları ve yağhanelerin teknolojik bakımından geliştirilmesini ve modernizasyonunu teşvik edici tedbirler alınmalıdır. Sertifi kalı fi dan desteklerinin amacına ulaşabilmesi bakımından üretimin bölgeler ve ihtiyaca göre yönlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bölgesel iklim koşullarının kalite üzerindeki etkileri de dikkate alınarak yöreye uygun çeşitlerin dikimi sağlanmalıdır. Zeytincilikte yöresel çeşitler üretime kazandırılmalıdır. Adaptasyonu tamamlanmış, coğrafi yöre ile özdeşleşmiş çeşitlerin diğer bölgelere dikimi engellenmelidir. Üreticinin zeytin üretimine devam etmesinin sağlanması ve zeytin üretiminin teşviki, üretim istikrarının sağlanması, üretici gelirinin artırılması bakımından prim sistemine devam edilmeli, prim sisteminden beklenen faydanın elde edilebilmesi için primler üretim maliyeti dikkate alınarak belirlenmelidir. Sofralık zeytin için de prim verilmelidir. Üreticilerimizin teknik ve pratik bilgi düzeyi, uygulanacak eğitim programları ile yükseltilmeli, alınacak tedbirlere yeterli ölçüde tarımsal girdi kullanımı teşvik edilmeli ve ucuz girdi temini sağlanmalıdır.

15 15 ÜLKEMİZDE ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI Hatice Çakır TZOB Teknik Müşavir Zeytinin anavatanı, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ni de içine alan Yukarı Mezopotamya ve Güney Ön Asya dır. Kökleri tarihe dayanan ve kutsal kitaplarda yerini bulan zeytinin sıkılması ile elde edilen zeytinyağı içerdiği antioksidanlar, karotenoidler, fenolik bileşikler ve vitaminler bakımından beslenme ve sağlık üzerindeki önemi büyüktür. Zeytinyağının bu özelliği, temel içeriği olan tekli doymamış yağ asidi olan oleik asitle ilişkilendirilmektedir. İçerdiği bileşikler nedeniyle kötü kolesterolü azalttığı ve iyi kolesterolü artırdığı uzmanlarca dile getirilmekte, doymamış yağ asitlerinin özellikle meme, kalın bağırsak ve prostat kanserlerindeki azalmayla ilişkili olduğu yapılan çalışmalarda belirtilmektedir. Beslenmede yağlardan alınan enerjinin günlük kalori ihtiyacının %30 unu aşmaması ve bunun da %60-70 inin zeytinyağından sağlanması önerilmektedir. Dünya da zeytin yetiştiriciliği yapılan alanın yaklaşık yüzde 98 i ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasında yapılmaktadır. Dünyada, yaklaşık 10 milyon hektar alanda 16,5 milyon dane zeytin üretilmektedir. Zeytin üretiminde öne çıkan ülkeler sırasıyla İspanya, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Fas, Suriye ve Tunus tur. Son yedi sezon ortalamasına göre dünya zeytinyağı üretimi ise 2,9 milyon tondur. Ölmez bir ağaç olarak adlandırılan zeytin, ülkemizde geniş bir sahayı kaplamaktadır. Ülkemizde yaklaşık 24 milyon hektarlık tarım alanının %3,4 ü zeytinliklerden oluşmaktadır. Ülkemizde zeytin, tarımsal işletmelerde diğer ürünlerle birlikte yer almakta ve daha çok küçük aile işletmeleri niteliğinde bulunmakta olup, yaklaşık 320 bin aile işletmesi bulunmaktadır. Ülkemizde Ege, Marmara, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde zeytin yetiştirilmekte, üretimin önemli bir bölümü ise Ege Bölgesi nde yapılmaktadır. İllere göre dağılıma baktığımızda İzmir, Aydın, Balıkesir, Hatay, Manisa, Çanakkale, Mersin ve Muğla önde gelen illerimizdir. Bursa ilimizde üretilen zeytinin tamamı sofralıktır. İçel ve Manisa illerimizde de sofralık zeytin üretimi ağırlıktadır. Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Çanakkale, ve Hatay illerimizde gerçekleştirilen zeytin üretiminin % 75 inden fazlası yağlıktır. TÜİK 2012 yılı verilerine göre ülkemizde 120 milyon 821 bin 948 adet veren, 37 milyon 84 bin 206 adet meyve vermeyen olmak üzere toplam 157 milyon 905 bin 154 adet zeytin ağacı mevcuttur. Üretim 2010 yılında ton, 2011 yılında ton, 2012 yılında ise ton olarak gerçekleşmiştir yılında ise üretimin ton olacağı beklenmektedir. Toplam zeytin üretiminin ortalama % 30 u sofralığa, % 70 i yağlığa ayrılmaktadır. Zeytin ve zeytinyağı ihracatımızdan 2012 yılı itibarıyla yaklaşık 198 milyon dolar gelir elde edilmiştir yılı 8 aylık dönemde zeytinyağı ihracatımızda ciddi bir artış görülmektedir. Bu artışta İspanya da yaşanan kuraklık nedeniyle alıcı ülkelerin talebinde meydana gelen artış etkili olmuştur. Zeytinyağı ihracatımızda öne çıkan ülkeler ABD, Suudi Arabistan, Japonya, İspanya ve İtalya dır. Bu ülkelerin yanı sıra Çin, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, İran zeytinyağı ihracatımızda önem taşıyan diğer ülkelerdir. Yeşil ve siyah zeytin ihracatımızda ise Almanya, Irak, Romanya ve ABD ve Romanya öne çıkmaktadır. Dünya zeytin üretiminde ön sıralarda olmamıza rağmen, zeytinyağı tüketimimiz yetersizdir. Zeytinyağı üreticisi ülkeler arasında en az tüketim yaklaşık yıllık 2 litreyle Türkiye dedir. Nitekim kişi başına yıllık zeytinyağı tüketimi Yunanistan da 24 lt, İtalya ve İspanya da 14 lt, Tunus, Portekiz, Lübnan, Suriye de ise 8 lt civarındadır. Zeytinciliğimizin ve zeytinyağı üretimimizin arzulanan düzeye ulaşabilmesi, ekonomimize katkısının artırılması için şu tedbirlerin alınmasında yarar görülmektedir. Zeytin ağacı mutlak periyodiste gösteren bir türdür. Bu nedenle bir yıl yüksek bir yıl düşük ürün alınmaktadır. Yeni dikilen fi danların verime yatması ile birlikte var yılı ve yok yılı arasındaki makas daralmış görünse de periyodistenin şiddetinin azaltılmasında etkili olan budama, damla sulama, zirai mücadele, gübreleme ve hasat şekli üzerinde önemle durulmalıdır. Hasat sırasında gelecek yıl ürün verecek veya ağaçların gelişmesini sağlayacak sürgün ve fi lizlerin kırılmamasına özen gösterilmelidir. Maliyetlerin düşürülmesi ve ürün kayıplarının azaltılması bakımından zeytin hasat makineleri için verilen destek artırılarak devam etmelidir. Girdi fi yatlarının günden güne artışının çiftçimizin alım gücünü azaltması, bakımı zor ve masrafl ı olan zeytinliklerine gerektiği şekilde bakamamasına sebep olmaktadır. Nitekim 1 kg zeytinyağını 6,5 TL ye mal eden üreticimiz, zeytinyağını 4-5 liradan satmak zorunda kalmaktadır. Üreticilerimizin teknik ve pratik bilgi düzeyi, eğitim programları ile yükseltilmeli, yeterli tarımsal girdi kullanımı teşvik edilmelidir. Verimi ve kaliteyi olumsuz etkileyen halkalı leke, zeytin sineği gibi hastalık ve zararlılara karşı tedbir alınmalıdır. Çevreye duyarlı, tekniğe uygun etkin bir zirai mücadele konusunda araştırma, eğitim ve yayım hizmetlerine ağırlık verilmelidir. Zeytin zararlılarıyla mücadele birlikleri, işlevlerini yerine getirebilmeleri için fi nansman yönünden güçlendirilmelidir. Zeytinyağının depolanması sırasında kullanılan saç, galvaniz tank veya plastik kaplar ve muhafaza ortamının uygun olmaması zeytinyağının asit oranını artırarak yağ kalitesini düşürmektedir. Ürünün kalite ve değer kaybına uğramadan pazara arz edilebilmesinin sağlanması bakımından, azot korumalı modern paslanmaz çelik tanklar makine ekipman desteği kapsamına alınmalıdır. Toplanan zeytinlerin işletmeye nakilleri sırasında kullanılan naylon torba veya çuvalların yerini kasalar almalı, toplanan zeytin en kısa sürede işlenmelidir. Sofralık zeytin işleme tesisleri, zeytinyağı fabrikaları ve yağhanelerin teknolojik bakımdan geliştirilmesini ve modernizasyonunu teşvik edici tedbirler alınmalıdır. Sertifi kalı fi dan desteklerinin amacına ulaşabilmesi için bölgesel iklim koşullarının kalite üzerindeki etkileri dikkate alınarak yöreye uygun çeşitlerin dikimi sağlanmalıdır. Yöresel çeşitler üretime kazandırılmalı, adaptasyonu tamamlanmış, coğrafi yöre ile özdeşleşmiş çeşitlerin diğer bölgelere dikimi engellenmelidir. Yerel çeşitlerin ülkesel ve uluslararası alanlarda tanınırlığının sağlanması için coğrafi işaret tescili, mahreç veya menşe çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Araştırma enstitüleri ile ziraat fakültelerinin ortaklaşa yürüteceği çalışmalar sonucunda geliştirilen hastalık ve zararlılara dayanıklı, iklim ve toprak koşullarına en iyi uyum sağlayan çeşitler tanıtılmalı ve üreticilerimizin temini sağlanmalıdır. Ülkemizde zeytin ağaçları çevresel etkilere karşı doğal seleksiyon ile uyum sağlamıştır. Genetik açıdan büyük önem taşıyan bu ağaçlar korunmaya alınmalı, ıslah çalışmalarında değerlendirilmelidir. Artan üretiminin değerlendirilmesinde ham yağ ihracatının serbest bırakılması çözüm olmamalı, mutlak surette iç tüketim artırılmalı, zeytinyağında söz sahibi olmak için çaba sarf edildiği bir dönemde tedarikçi ülke konumuna sokulmamalıdır. Sınır yolu ile Suriye den ülkemize zeytin ve zeytinyağı girişi önlenmelidir. Ülkelere dökme formda ihraç ettiğimiz zeytinyağı, daha sonra ambalajlanarak diğer pazarlarda çeşitli markalar altında rakip olarak karşımıza çıkmaktadır. Zeytinyağı ihracatında özellikle ambalajlı ve markalı ihracatın teşvik edilmesine devam edilmelidir. Zeytinyağının önden gelen sorunlarından birisi de tağşişdir. Tağşişli yağla ilgili denetimler artırılmalıdır. Birliklerin zeytin ve zeytinyağı piyasasını etkileyici rolleri düşünüldüğünde ilan edilen fi yatlar maliyetin altında olmamalı, birlikler fi nansal olarak güçlendirilmelidir. AB nin kendi üreticilerine verdiği destekler karşısında üreticimizin rekabet edememesidir yılı için öngörülen prim tutarı 70 kuruştur. Verilen bu destekler olumlu karşılanmakla birlikte, AB de üreticilere kg başına verilen yaklaşık 1 euro destek ile karşılaştırıldığında oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Zeytin üretiminin teşviki, üretim istikrarının sağlanması, üretici gelirinin artırılması bakımından prim sistemine devam edilmeli, prim sisteminden beklenen faydanın elde edilebilmesi için primler üretim maliyeti dikkate alınarak belirlenmeli, sofralık zeytin için de prim verilmelidir. Tanıtım faaliyetleri ile iç tüketim artırılmalıdır. Etkileme gücü yüksek yayın araçlarıyla tüketiciyi özendirici reklam faaliyetleri devletçe desteklenmeli, bitkisel yağ açığımızın kapatılmasında zeytinyağı devreye sokulmalıdır. 3 Nisan 2012 tarih, sayılı Resmi Gazete de yayımlanan Zeytinciliğin Islahı, Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik te zeytinlik saha ve küçük ölçekli tarım işletmeleri tanımlanmış, en az 25 dekar büyüklüğündeki alanlar zeytinlik saha olarak kabul edilmiştir. 25 dekarın altında kalan zeytin alanlarının, jeotermal kaynaklı teknolojik sera yatırımları, Bakanlıklarca kamu kararı alınmış plan ve yatırımlar, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri, savunmaya yönelik stratejik ihtiyaçlar, ilgili Bakanlıkça kamu kararı alınmış madencilik faaliyetleri petrol ve doğal gaz arama ve işletme faaliyetlerine açık hale getirilmiştir. Zeytinde ortalama işletme büyüklüğü 5 dekar olup, işletmelerin %78 i 25 dekarın altındadır. Kanunla izin verilmeyen hususlara yönetmelikte izin verilmekte, yönetmelik bu haliyle mevzuata aykırı bir durum teşkil etmekte, Zeytin Kanunu nda yer alan zeytincilik sahaları daraltılamaz ifadesi ile çelişmektedir. İlgili yönetmeliğin yürürlüğü acilen durdurulmalı, zeytinliklerimizin mevcudiyeti ve korunması bakımından, konut, turizm, sanayi ve madencilik alanı olarak kullanılması engellenmelidir. Kaynaklar Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, SEKTÖR RAPORLARI, Zeytinyağı, Ekonomi Bakanlığı, İhracat Genel Müdürlüğü, Tarım Ürünleri Daire Başkanlığı, STB, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü, 2012 Yılı Zeytin ve Zeytinyağı Raporu, Şubat, TMMOB, KMO, 2006, LALELİ, Y.R., Niçin ve Nasıl Zeytinyağı, TMMOB Kimya Mühendisleri Odası, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Sempozyum ve Sergisi, Eylül 2006, İzmir, Türkiye İstatistik Kurumu, Türkiye Odaları Birliği Zirai İktisadi Rapor , Ankara. ZMO, Teknik Kongre, 2010, ÖZKAYA, M.T., TUNALIOĞLU, R., EKEN, Ş., ULAŞ, M., TAN, M., DANACI, A., İNAN, N., TİBET, Ü., Türkiye de Zeytinciliğin Sorunları ve Çözüm Önerileri, Türkiye Mühendisliği VII. Teknik Kongresi, Ocak 2010, Ankara,

16 16 Neşe Tezer TZOB Teknik Müşavir Yardımcısı Zeytin Sineği (Bactrocera olea) Zeytin sineği, ülkemizdeki tüm zeytin alanlarında görülen ana zararlılardandır yılı da Marmara bölgesinde zeytin sineğinin salgın yaptığı yıllardandır. Zeytin sineğinin bazı yörelerde %100 e varan zararları tespit edilmiştir. Zeytin sineği zararından dolayı geçimi sadece zeytinden olan çiftçilerimiz mağdur durumdadır. İklime bağlı olarak salgının erken başlaması, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı uçak ile ilaçlamayı kontrol altına almak istese de başarı oranı düşüktür. Tanımı ve yaşayışı Ergin 4-6 mm boyunda, parlak kahve ve bal renklidir. Zeytin sineği, çoğunlukla kışı toprağın 2-5 cm derinliğinde pupa halinde veya zeytinlik ve fundalıklarda ergin halinde geçirir. Erginler, toprak sıcaklığının 10 C yi bulmasından itibaren, ender olarak Nisan başlarında, genel olarak Hazirandan itibaren topraktan çıkmaya başlarlar. Yumurta koyma olgunluğuna gelmek için, cıvardaki tatlı maddelerle beslenirler. Meyvelerin yumurta konulmaya elverişli hale gelmeye başladığı Haziran sonlarında çiftleşen dişiler, öncelikle iri, parlak ve yağlanmaya başlamış zeytin meyvelerine yumurtalarını bırakır. Bir dişi bir zeytin meyvesine ancak tek bir yumurta bırakabilir. Yoğunluğun yüksek olduğu yerlerde bir zeytin meyvesine farklı dişilerce 7-9 adet yumurta bırakılabilir. Yumurta konan yer, bir gün sonra koyu kahverengine dönüşür, buna vuruk denir. Bir dişi hayatı boyunca yumurta bırakabilir. Yaz mevsiminde yumurta açılma süresi 18 C de 2 gündür. Bu süre sonbaharda 6-10 güne kadar uzar. Yumurtadan çıkan larva meyve etinde galeriler açarak beslenir. Larva gelişme süresi gündür. Mevsim başlarında meyve içerisinde sonunda ise toprakta geçirir. Pupa süresi iklim koşullarına bağlı olarak 4-12 günden, bir kaç aya kadar devam edebilir. Son dölün larvaları kışı geçirmek için pupa olur. Bir dölünü yaklaşık günde tamamlar. Ege Bölgesinde 4-5, Marmara Bölgesinde ise 3-4 döl verir. Konukçuları Zeytin sineğinin başta gelen konukçusu, Kültür Zeytini adı verilen Olea europaea L. dir. Yabani Zeytin (Oleae oleaster L.) ve Akça kesmede de (Phyllyrea sp.) zararlı olur. ZEYTİN SİNEĞİ Zarar şekli Zeytin sineği larva döneminde ve meyve etinde zararlı olur. Larva gelişme süresinde çekirdek etrafında galeriler açarak beslenir. Meyvelerin çürüyerek dökülmesine, yağ miktarının azalmasına, kısmen de yağda asitliğin yükselmesine ve kalitenin düşmesine neden olur. Özellikle sofralık zeytinlerde zararı daha büyük önem taşımaktadır. Zarar oranı normal yıllarda %15-30, salgın yıllarda ise %100 e kadar ulaşabilmektedir. Mücadelesi: Kültürel Önlemler Pupaların yok edilmesi için kış aylarında toprak sürülmelidir. Zarar periyodu boyunca 3-4 günde bir, kurtlu zeytinler toplanarak zeytinlikten uzaklaştırılır. Zeytin sineğinin sonbahardaki yoğun zararını önlemek için erken hasat yapılmalıdır. Biyolojik Mücadele Ege ve Akdeniz bölgelerinde yapılmış çalışmalarda, Zeytin sineğinin pek çok doğal düşmanı saptanmıştır. Ancak bunlar, doğada zararlıyı tek başına kontrol altına alacak yoğunluk ve etkinlikte değildir. Bu yüzden özel- likle yağlık çeşitlerde yapılacak ilaçlamalarda doğal dengeye daha az zararlı olan bitki koruma ürünleri seçilmelidir. Biyoteknolojik Mücadele Kitlesel tuzaklama metodu kullanılarak zeytin sineği popülasyonunun yüksek olmadığı alanlarda (en az 5 ha) zeytin sineği ile başarılı bir şekilde mücadele etmek kündür. Bakanlıkça ruhsatlandırılmış tuzaklar kullanılmalıdır. Kitlesel tuzaklama zamanını belirlemek amacıyla müm- McPhail ve feromonlu sarı yapışkan tuzaklar kullanılır. Kimyasal mücadele İlaçlama zamanı Ergin çıkış zamanları iklim, toprak karakteri, çeşit vb. etkenlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Bölge farklılıkları dikkate alınarak, meyvelerin yumurta koyma olgunluğuna geldiği dönemde vuruk sayımları yapılarak, yeterli vuruk ve tuzaklarda yakalanan zeytin sineği ergin sayısında artış görülmesi halinde ilaçlamaya geçilmelidir. Bu nedenle tuzakların Haziran ayının ilk yarısından itibaren asılması gerekmektedir. Vuruk sayımları haftada 1-2 kez, ağaçların güney-doğu kısımlarındaki parlak, yağlanmaya başlamış, fl üoresans sarı renkteki en az 1000 er meyvede yapılarak vuruk yüzdesi belirlenir. Yapılan sayımlar sonucunda salamuralık çeşitlerde %1 vuruk, yağlık çeşitlerde ise %6-8 vuruk saptandığında, yer aletleri ile zehirli yem kısmi dal ilaçlaması veya kaplama ilaçlama yapılmalıdır. Yrd. Doç. Dr. Renan Tunalıoğlu Adnan Menderes Üniversitesi, Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü Zeytin ağacı heybetli gövdesiyle, yaşadığımız Anadolu topraklarında kök salmış, medeniyetlerin beşiği olan birçok yerleşik kültürün barış sembolü, zeytin danelerinden süzülen yağ; sağlığın ve güzelliğin iksiri hatta kandillerin ışığı olmuştur. Zeytinin Mezopotamya dan başladığı dünya yolculuğu bir taraftan Yunanistan, İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz diğer taraftan Suriye üzerinden Lübnan, İsrail, Ürdün, Mısır, Tunus, Fas ve Kuzey Afrika ile Güney Avrupa ya devam etmiştir. Bu yolculukta zeytin kutsal bir bitki olarak, üç hak din kitabında (Tevrat, İncil ve Kurân-ı Kerim) yerini almış ve tarih M.Ö 4. yüzyılı gösterdiğinde bir kültür bitkisi olarak tescillenmiştir. Zeytinin, meyvesinden yağ elde edilmesi için ise yaklaşık M.Ö li yıllar beklenilmiştir. Kutsal zeytin bitkisi yolculuğunu Mezopotamya ve Avrupa dan sonra Amerika kıtasına, Güney Afrika ya, Avusturalya ya, Yeni Zelanda ya ve Güney Doğu Asya ya velhasıl Akdeniz iklim özellikleri gösteren tüm dünya coğrafyasına yerleşerek devam ettirmiştir. Bugün dünyada, zeytin ağaç varlığının %90 ı Akdeniz e kıyı olan ülkelerde yer almakta ve yaklaşık 13 milyon ton olan dünya dane üretiminin büyük bir miktarı Dünya ve Türkiye Zeytinciliğinde Neler Oluyor? yine bu ülkelerde gerçekleştirilmektedir. Dünyada 10 milyon hektara yakın olan zeytinliklerin %90 ı Akdeniz ülkelerindedir. Zeytin dikili alan bakımından ilk beş ülke; İspanya (%27), Tunus (%16), İtalya (%13), Türkiye (%8) ve Yunanistan dır (%7). Zeytin, diğer meyve türlerinden oldukça farklıdır ve diğer meyve türleri gibi hasattan hemen sonra tüketilemez. Tüketim için içerisindeki acılık maddesinin (oleuropein) giderilmesi gereklidir. Diğer bir ifadeyle zeytin daneleri tüketilmek için yağ ya da sofralık olarak işlenmek zorundadır (Tüm bilinenlerin aksine çok özel bir sofralık zeytin çeşidi olan Hurma zeytin vardır ki, dalından koparılarak yenilebilir. Hurma zeytin Türkiye de (Çeşme/İzmir) ve diğer üretici ülkelerde özel alanlarda (mikro klimalarda) yetişebilen bir çeşittir). Yeryüzünde bitkisel yağlar içerisinde fi ziksel metotla üretilebilen bir yağ olması zeytinyağına tanınan bir ayrıcalıktır. Zeytinyağı Üretimi ve Kalite Dünya zeytinciliğindeki büyük üretici ülkeler Avrupa Birliği (AB) çatısı altındadır. Diğer zeytinci Akdeniz ülkeleri arasında en önemli üretici ülkeler, Akdeniz de Türkiye, Tunus, Fas, Cezayir, Libya, Mısır, Ürdün, Suriye; Amerika kıtasında, ABD, Arjantin, Brezilya, Şili, Avusturalya dır. Zeytinyağı üretimi, Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası (OTP) çerçevesinde 1966 yılında oluşturulan zeytinyağı piyasa organizasyonu ile 1990 lı yılların ilk yarısında kendi kendine yeterli duruma gelmiştir. Bunun nedeni, dünyanın en önemli zeytin üreticisi ülkeleri olan İtalya ve Fransa nın 1959 da, Yunanistan ın 1981 de, 1986 da İspanya ve Portekiz in tam üyelikleri ve OTP destekleridir. Dünya Ticaret Örgütü nün (WTO) kurulması (1995) sonrasında, birkaç kez yenilenen Ortak Tarım Politikası bağlamında AB zeytinyağı politikasının amacı ve eylem planları da değişmiştir. Son Eylem Planı 2020 yılına kadar olan projeksiyonları içermektedir ve aşağıdaki tedbirleri öngörmektedir: 1. Kalite ve kalite kontrolü, 2. Üretimin yeniden yapılandırılması, 3. Sektörün yapısının güçlendirilmesi, 4. Promosyon, 5. Uluslararası Zeytin Konseyi nin konumu, 6. Üçüncü ülkelerle rekabet. Türkiye de ise zeytin ve zeytin-zeytinyağı üretimi, 1999 yılında Uluslararası Para Fonu ve Dünya Ticaret Örgütü taahhütleri kapsamında uygulamaya başlanılan tarım politikaları kapsamında yeni bir boyut kazanmıştır. Son yıllarda Türkiye de zeytin ve zeytin ürünlerine diğer tarım ürünlerine uygulanan desteklemeler yanında sertifi kalı fi danı ile zeytin bahçesi tesisine verilen destek, girdi destekleri ve zeytinyağında kg başına uygulanan prim desteği yanında ambalajlanmış-paketlenmiş sofralık zeytin ve zeytinyağına verilen ihracat desteği, zeytin ağaç sayısını, üretim yapılan alanı ve zeytin-zeytinyağı miktarını artırmıştır. AB de li yıllar arasındaki ağaç sayısı ve üretimdeki artış, Türkiye de de 2000 li yıllardan sonra uygulanan tarım politikaları ile gerçekleşmiştir. Bu süreçte zeytinyağının Türk Gıda Kodeksi kapsamındaki tebliğ çalışmaları ve Codex Alimentariusa uyumu, kimyasal ve fi ziksel analizler yanında kaliteye yönelik duyusal analizlerin de dikkate alınması dikkati çekicidir. Türkiye, bu zaman diliminde kurumsal anlamda da ciddi bir yol kat etmiş, 2005 yılında Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi ni kurmuş, 2009 da üyelikten ayrıldığı Uluslararası Zeytin Konseyi ne ( ), 2010 yılında tekrar üye olmuştur. Konu özetlenmek istenirse son yıllarda zeytinciliğin dünyada ve Avrupa da artan olumlu imajının Türkiye için de geçerli olduğu ifade edilebilir. Çünkü bu yüzyılda dünyada olduğu gibi Türkiye de de insanlar artık uzun olduğu kadar sağlıklı da yaşamak istemektedirler. Kaynaklar: Gönenç, S TR63 Bölgesi, Zeytincilik Sektör Raporu ve Fizibilite Çalışması, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, Osmaniye Güldoğan, E Avrupa Birliği nin Yeni Zeytinyağı Eylem Planı. Yıl:7, Sayı: 28 7 Mart-Nisan 2013, s:22-23, İzmir Güneş, G Dağlarından Yağ Akan Şehir Aydın Tarım ve Haber, TMMOB-ZMO, İlkbahar, Aydın Şubesi, Aydın Tunalıoğlu, R Zeytinyağı Bakış, Sayı: 1, Nüsha: 4, Aralık, TEAE, Ankara Tunalıoğlu, R Sofralık Zeytin Bakış, Sayı:4 Nüsha:5, Eylül, TEAE, Ankara Ünsal, A Ölmez Ağacın Peşinde. Yapı Kredi Yayınları-No:1872, İstanbul yil01/ss296.pdf

17 17 SOFRALIK SİYAH ZEYTİN ÜRETİMİ Doç. Dr. Mihriban Konukoğlu Uludağ Üniversitesi Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Sofralık zeytin, yüksek oranda yağ içerdiğinden kalori değeri fazla, bunun yanı sıra biyolojik değeri de oldukça yüksek bir gıda maddesidir. Beslenmemizde olduğu kadar, ekonomimizdeki yeri de son derece önemli olan zeytinciliğimiz, büyük oranda yağa işlenerek değerlendirilmektedir. Bursa da, daha geniş olarak Marmara Bölgesinde yetiştirilen zeytinlerin tamamına yakını salamuraya işlenmekte, yalnızca salamuralık değeri olmayan, dip ve elek altı zeytinleri yağa işlenerek değerlendirilmektedir. Geleneksel olarak uygulanan yöntem Gemlik Yöntemi olarak anılmaktadır. Zeytinler, önceden hazırlanmış salamura içerisine konularak fermentasyona bırakılır ve sonuçta tüketicilerin yeme olgunluğuna ulaştığında ambalajlanır ve satışa sunulur. Ülkemizde sofralık siyah zeytin üretiminde her çeşit zeytin kullanılabilmektedir. Ancak çekirdeği küçük ve meyve eti oranı yüksek zeytinler daha çok sofralık olarak değerlendirilmektedir. 2. Gemlik yöntemi 2.1. Hasat ve Nakliye Hasat, zeytin tanelerinin kabuk renginin siyaha, et renginin menekşe-mor renk aldığı zaman gerçekleştirilmektedir. Hasat zamanına karar vermede çekirdeğe kadar yaklaşan koyu renk yardımcı olur. Hasat, bu durum dikkate alınarak kademeli olarak yapılması gereken bir işlemdir. İşleme ünitesinde nakliye, tonaj dikkate alınarak ve kasalarda bekletilmeden yapılmalıdır Salamuraya Koyma ve Fermentasyon Zeytin hasadı takiben mutlaka sınıflamaya tabii tutulmalıdır. Böylece aynı iriliğe sahip zeytinlerin fermentasyonu eş zamanlı başlayıp tamamlanabilecektir. Bu prosesi takiben zedelenmiş, çürümüş vs. olan daneler ile yapraklar ayıklanmalıdır. Sınıfl andırma işleminden geçirilen zeytinler, yıkama işlemine alınmalıdır. Yıkama ile kaba kirlerinden, tarımsal ilaç kalıntılarından uzaklaştırılır. Bu işlem fermentasyonun sağlıklı başlaması için gereklidir. Zeytin kaplarına bir miktar salamura konduktan sonra, kap içine ilave edilmelidir. Zedelenme ve darbe zararının önlenmesi için bu çok önemlidir. Kap hacminin %60 ı kadar zeytin ilave edilmelidir. Üzerine zeytin yüzeyini örtecek kadar salamura ilave edilmelidir. Salamuradaki tuz konsantrasyonu hedefl enen yüzdede hazırlanmalıdır. Kullanılan tuz yıkanmış temiz tuz olmalıdır. Olanaklar çerçevesinde kullanılan salamura önceden hazırlanmalı ve dinlendirilerek suda çözünmeyen kaba bileşenlerin dipte kalması sağlanmalıdır. Dinlenme sürecinin tamamlanması ile tuz konsantrasyonu baume yaklaşık olarak saptanır. Zeytin kabının materyali ve şekli ne olursa olsun salamura sirkülasyonu için uygun çözümler bulunmalıdır. Bu kap şekli (konik vs.) ile doğal bir eğim sağlanarak olabileceği gibi, büyük hacim kaplar için devir-daim borusu kullanılarak bir santrifüj pompa ile de gerçekleştirilebilir. Kabın üstünün hava ile teması kesilerek fermentasyonun sağlıklı başlanması sağlanır. Kap içindeki zeytinleri salamura yüzeyine çıkışını engellemek amacı ile önlemler alınmalıdır. Bu amaçla kullanılacak materyaller, zeytin ve salamurasına migrasyon yapmamalıdır. Ülkemizde sofralık zeytinde buruşuk tane tüketimi nedeniyle kap üstüne baskı uygulaması söz konusudur. Bu amaçla kullanılan sıradan naylon örtüler ve/veya pamuklu-naylon örtülerden ürüne olumsuz geçişler olmamasına dikkat edilmelidir. Geleneksel olarak yararlanılan taş baskı uygulamasının hijyen sorunları açısından değiştirilmesi gereklidir. Zeytin fermentasyon kabının üst yüzeyinden cm aşağıdan açılacak kertiklerden yararlanılarak oluşturacak mengene ve hidrolik basınç yardımı ile arzulanan baskı gerçekleştirilebilir. Salamuranın tuz içeriği, ilk bir ay içinde belli aralıklarla devir/daim yaptırılarak kısa zamanda dengeye ulaştrılması sağlanmalıdır. Hazırlanan ve zeytin fermentasyonu için ilave edilen salamuranın tuz içeriğinin teorik olarak yaklaşık yarısının taneye ve diğer yarısının salamurada kaldığını kabul edilerek baume kontrolleri yapılmalıdır. Tane de hedefl enen tuz konsantrasyonundan düşük değerler bulunuyorsa, eksik kalan tuz miktarı hesaplanarak tamamlanmalıdır. Zeytinler salamuraya konulduktan yaklaşık bir hafta sonra fermentasyon başlar. Fermentasyon, birçok grup mikroorganizmanın faaliyet gösterdiği ve biyokimyasal reaksiyonlarında yer aldığı salamura zeytin üretiminde önemli bir süreçtir. Öncelik meyve ve salamuradan gelen mikroorganizmalarındır. Ancak, sağlıklı fermentasyonlar da bu dominantlık kısa sürmektedir. Bu karışık mikroorganizmaların bulunduğu süreci, laktik asit bakterilerinin ortama hakim olmaları ile kapatmak olasıdır. En uygun fermentasyon sıcaklığı C ler arasındadır. Ancak, hasat dönemi genellikle soğuk kış aylarına rastladığı için fermentasyonun başlangıç süreci biraz gecikmeli olarak başlamaktadır. Buna zeytin fermentasyonun da rol alması beklenen laktik asit bakterilerinin sıcaklık isteklerinin daha yüksek olmasından kaynaklandığı ifade edilebilir. Bu dönemin güvenli geçmesini sağlamak amacı ile önlemler alınmalıdır. Fermantasyonun tamamlanması süreci birkaç ay sürebilmektedir. Fermantasyonun tamamlandığı başta ph ve duyusal analizler olmak üzere fermente olabilir ve toplam şeker analizleri ile karar verilmelidir. Özellikle fermente olabilir şeker analizi, vakum ile ambalajlanmış zeytinlerde çok önemlidir. Fermentasyon sürecinde kap yüzeyinde ve kapak altında küf gelişmesine izin verilmemelidir. Küf metabolitlerinin insan sağlığı için olumsuzluklar oluşturabileceği unutulmamalıdır. Ayrıca oluşan asidin bazı küf türlerince tüketilebileceği de bilinmelidir. Fermentasyon süresince zeytinde önemli değişiklikler gerçekleşmektedir. Bunların başında zeytinde acılık maddesi olan oleuropeinin salamurada çözünerek ve kısmen de hidrolize olarak uzaklaşması gelmektedir. Bu aşamada duyusal göstergeler zeytinin tüketilebilecek tada ulaşmasına doğrudur. Sağlıklı bir fermentasyonda ph düşerek e ulaşmalıdır. Ayrıca, zeytinin rengi oluşan asitlik nedeni ile açılacaktır. Bu olumsuz bir durum olmayıp, sağlıklı bir fermentasyon sürecinin duyusal bir göstergesidir Seçme, Sınıflama ve Paketleme Yeme olgunluğuna gelen zeytinler, fermentasyonda oluşan asitlik nedeni ile renk tam siyah değildir. Kahve-mor renkteki zeytinler oksidasyonla kararır. Oksidasyon, fermentasyon kabından çıkan zeytinlerin ambalajlama için hazırlanması işlemleri sırasında gerçekleşir. Fermentasyonu tamamlamış zeytinlere mutlaka ayıklama ve gerekiyorsa sınıfl ama işlemi uygulanmalıdır. Ambalaj materyali olarak teneke, vakumlu ve vakumsuz olarak polietilen tabak veya torbalar kullanılabilir. Ambalajın sağlık için zararlı maddeler içermediği alınacak belgelerle mutlaka saptanmalıdır. Ambalajlanan zeytinler azot veya CO 2 gazı altında kapatılmalı, teneke kutular C ler arasında pastörize edilmelidirler Etiketleme Ambalaj materyali ürün için gereken bilgileri verecek şekilde tasarlanmalıdır. Ürün bilgileri Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği ve Gıda Maddelerinin Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği nde yer alan hükümlere uygun olmalıdır. 3. Hızlı olgunlaştırma yöntemleri Geleneksel olarak hazırlanan zeytinin yeme olgunluğuna gelmesi uzun bir süre aldığı için daha hızlı yöntemlerin kullanılması zorunluluğu doğmuştur. Özellikle Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapabilmek için bu metotların kullanılma olanakları da seçenek olarak bilinmelidir. Geleneksel olarak hazırlanan zeytinler, uygulanan baskı nedeni ile yanaklı ve buruşuk bir görünümdedir. Oysa yukarıda bahsedilen ülkeler düzgün yüzeyli ve az tuzlu zeytinleri sofralık olarak tercih etmektedirler Çabuk Yöntemler Acılığın alkali ile kısmen veya tamamen giderilmesi ve fermente edilmesi ile elde edilen zeytinler bu metot ile anılır. Burada konusu geçen alkali NaOH olup, zeytin tane büyüklüğü ve bileşimi dikkate alınarak %1-3 arasındaki konsantrasyonlarda kullanılabilir. Önceden hazırlanan alkali çözeltisi soğuduktan sonra kullanılmalıdır. Ayıklanmış, mutlaka sınıfl andırılmış ve yıkanmış zeytinler alkali içerisinde bekletilir. Bu süreç alkalinin çekirdeğe yaklaşması ile son bulur. Alkalinin çekirdeğe yaklaşması ile dikkatli ve etkili yıkama işlemleri ile alkali uzaklaştırılmalıdır. Alkali uzaklaştırıldıktan sonra fermentasyon için salamura hazırlanır. Fermentasyonu güvence altına almak, yani laktik asit bakterilerinin çalışmasını sağlamak amacı ile samura içerisine % oranında laktik asit ilave edilebilir. Fermentasyon, Gemlik metodunda elde edilen zeytinlere göre kısa sürecektir, ancak renk daha açık olacaktır. Fermentasyonu izleyen süreçte havanın oksidasyonuna bırakılan zeytinlerin rengi siyahlaşarak tüketici beğenisine ulaşacaktır. Herhangi bir baskı uygulamadığı için düzgün yüzeyli ve parlak bir görünüm elde etmek olasıdır. Alkalide bekletme süresi kısa tutulacak olursa zeytinin kendine özgü acı lezzeti de hissedileceğinden tüketici istekleri de geliştirilebilir. 4. Sele zeytini Bu yöntemde zeytin taneleri, ağaçta iyice kararıp olgunlaştıktan sonra hasat edilir. Sağlam taneler sele, sepet veya tahta sandıklar içerisine yaklaşık %8-10 tuz olacak şekilde bir kat zeytin bir kat tuz olacak şekilde yerleştirilir. Kap zaman zaman ters çevrilerek veya sağa sola çevrilerek suyunu (acılık bileşenleri) bırakması sağlanarak yeme olgunluğuna gelmeleri sağlanır. Zeytinlerin tatlanması çok kısa süre de gerçekleştiğinden, kısa sürede de bozulabilirler. Bu tip zeytinlerde en önemli sorun kısa süre de küfl enmeleridir. Ambalajlanacak sele zeytinlerinde bozulmanın geciktirilmesi için zeytinyağından yararlanılmalıdır. 5. Sonuç Sofralık siyah zeytin üretiminde kullanılan metot, tüketici istekleri ve mevzuat dikkatle uygulanmalıdır. Zeytinin kısa sürede bozulabileceği bilindiği için kontrolsüz katkı maddeleri kullanımına izin verilmemelidir. Ayrıca, çok koyu siyah renklerin kuşku ile karşılanması gerçeği nedeni ile tüketici eğitilmelidir. Az tuzlu zeytin bilinci yerleştirilerek üreticiler bu tarz ürüne yöneltilmelidirler. Kaynaklar Aktan, N., H. Kalkan Sofralık Zeytin Teknolojisi.Ege Üniversitesi Basımevi. İzmir. 122s. Kılıç, O Sofralık Zeytin ve Turşu Üretimi. 23s. Korukluoğlu, M Hasattan Tüketime Sofralık Zeytin Teknolojisi ve Sorunları. Ulusal Zeytin Ve Zeytinyağı Sempozyum ve Sergisi Eylül 2006, İzmir

18 18 Zeytin Dr. Ünal Kaya Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Zeytincilik Araştırma İstasyonu Müdürü Enstitümüz 1937 yılında, Zeytincilik İstasyonu adı ile Bornova da bugünkü yerinde kurulmuştur. Kuruluş 1945 de Bahçe Kültürleri İstasyonu adını almış ve 1950 yılına kadar çekirdekten zeytin fi danı üretmiştir yılında çıkan bir kanunla Türkiye Zeytincilik Teşkilatı tamamen kuruluşumuza bağlanarak adı Zeytincilik Enstitüsü olarak değiştirilmiş ve imkanları ölçüsünde araştırma yapılmaya başlanmıştır yılları arasında Eğitim Merkezi ve Laboratuarlar kurulmuş, de Kemalpaşa da kamulaştırılan yaklaşık 550 dekarlık arazi de bünyeye katılarak, kuruluşun imkanları geliştirilmiştir. Tarım Bakanlığı nın 1971 yılındaki kararı ile Zeytincilik Araştırma Enstitüsü adını alan kuruluş, Hükümetimizle Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Gıda Tarım Organizasyonu (FAO) teşkilatları arasındaki anlaşma gereğince, teknik imkanlarını geliştirerek her türlü araştırma ve eğitim çalışmalarını yapabileceği ileri bir düzeye ulaşmıştır tarihinde Bakanlığımızdaki yeniden yapılanma sonucunda kurumumuzun adı Zeytincilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü olarak değiştirilmiştir. Zeytinin Tarihçesi Zeytin ve zeytinyağı Akdeniz insanı için değerli bir besin kaynağı olmasının yanında, aydınlanma aracı, sağlık ve güzellik iksiri olarak ta kullanılmış ve Akdeniz ticaretinin temelini oluşturmuştur. Zeytinin anavatanının Mezopotamya olduğu, oradan da Akdeniz havzası boyunca yayıldığı, kültür bitkisi olarak ilk kez M.Ö yıllarında Anadolu, Doğu Akdeniz ve Güney Asya da (Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş yöreleri) başlayıp, Suriye, Lübnan kadar ulaştığı pek çok kaynakta yer almaktadır. Anadolu üzerinden Ege adaları yoluyla Yunanistan, İtalya İspanya ya kadar uzanmıştır. İspanyollar tarafından, 16. yüzyılda Kuzey ve Güney Amerika ya götürülmüş, daha sonrasında Çin ve Japonya ya kadar ulaşmıştır. Zeytin kutsal kitaplarda da yer alan ve kutsallığın, refahın, adaletin, sağlığın, zaferin, gururun, bilgeliğin, aklın, günahlardan arınmanın ve yeniden doğuşun simgesi olarak ifade edilen bir bitki olarak anılmaktadır. Tanrıça Athena nın hayatını sürdürebilmesi için zeytin ağacını sürekli görmesi gerektiği, kimi tanrıların zeytin ağacının altında doğduğu gibi, mitolojilere ve birçok efsaneye konu olmuştur. milyon ton olan dünya tane zeytin üretiminin %86 sı, altı tipik Akdeniz ülkesinde yoğunlaşmıştır. Sırasıyla, üretimin %26 sı İspanya, %23 ü İtalya, %15 i Yunanistan, %9 u Türkiye, %8 i Tunus ve %5 i Fas tarafından sağlanmaktadır. Türkiye, ortalama 1 milyon tonu aşan dane zeytin üretimi ile dünyada üretici ülkeler arasında 4.sırada yer almaktadır. Dünya zeytinyağı üretimi bin ton olup, bu üretimin bin tonu AB ülkeleri tarafından gerçekleştirilmektedir. Dünyadaki zeytinyağı arzının %75 ini sağlayan AB ülkelerinin dünya zeytinyağı üretimine şekil verdiği ifade edilebilir. Aynı zamanda AB ülkeleri üretilen zeytinyağının %68 ini tüketmekte ve yaklaşık %20 civarında dünya ticaretinde ithalattan pay almaktadır. ABD dünya ithalatından %45 pay alan önemli ithalatçı ülke konumundadır. Türkiye ise 2008/ /12 yılı üretim ortalamalarına göre, 155 bin ton luk zeytinyağı üretim hacmi ile İspanya, İtalya, Yunanistan ve Suriye nin arkasından %5,4 lük pay ile 5. sırada yer almaktadır. Türkiye nin 2011/2012 yılı üretim sezonunda 180 bin ton üretimi beklenmektedir. Dünya sofralık zeytin üretiminde ise; bin ton dünya arzının 707 bin tonluk bölümü AB ülkeleri tarafından üretilmektedir. Diğer bir ifade ile AB ülkeleri dünya sofralık zeytin arzının %30 unu sağlamaktadır. AB ülkelerinde üretilen sofralık zeytinin %25 i tüketilirken, dünya zeytin ithalatından aldığı pay ise yaklaşık %24 tür. Türkiye ise üretimde İspanya ve Mısır ın arkasından 368 bin ton sofralık zeytin üretimi ile (%15,5 lük pay) ile 3. sırada yer almaktadır. 2011/2012 yılı üretim sezonunda 450 bin ton sofralık zeytin üretimi beklenmekte ve 500 bin ton üretim tahmini yapılan Mısır ın arkasından yine üçüncü sırada yer alacağı ifade edilmektedir. Türkiye zeytin üretimi ve bölgeleri Türkiye de yoğun olarak Akdeniz ikliminin hakim olduğu Ege ve Akdeniz kıyılarında yaygın olan zeytin üretimi, bu bölgelerdeki tarım işletmelerinin ana üretim dallarından birini oluşturmaktadır yılı istatistiklerine göre hektar olan Türkiye zeytin üretim alanı, toplam tarım alanlarının %2,3 ini ve bağ-bahçe alanlarının ise %22 sini oluşturmaktadır. Türkiye nin ton olan üretimi yıllara göre farklılık göstermekle beraber %73 ü yağlık, %27 si sofralık olarak değerlendirilmektedir. Türkiye nin tane zeytin üretiminin %55,4 ü ve yağlık zeytin üretiminin %51 i Ege bölgesinden sağlanmaktadır. Sofralık üretimin yaklaşık %60 ı Marmara bölgesinden elde edilmektedir. ve Aydın (%11,8) zeytinyağı üretimi yapılan önemli illerimizdir. Sofralık zeytin üretiminde %22,3 lük pay ile Manisa birinci sırada yer alırken, Bursa ikinci (%16,1) Aydın üçüncü (%10,9) ve Balıkesir dördüncü (%7,2) sırada yer alan illerimizdir. Türkiye nin ağaç varlığı 2000 yılında 98 milyon adet iken 2011 yılında 155 milyon adete ulaşmıştır (TÜİK, 2011). Ağaç başına zeytin verimi 23 kg/ağaç ile en yüksek Akdeniz bölgesinde, en düşük 8 kg/ağaç ile Karadeniz bölgesinde gerçekleşmektedir. Türkiye geneli itibariyle ortama 14,4 kg/ağaç verim elde edilmektedir. Türkiye de bölgelere göre mevcut zeytin çeşitleri Ege bölgesi Türkiye zeytin ağaç varlığının yaklaşık % 50 sini kapsamakta olup, yaygın çeşitler Ayvalık, Memecik, Domat, Erkence, Uslu, Çakır, Çilli dir Bu çeşitlerin yanı sıra son yıllarda Marmara bölgesi çeşidi olan Gemlik zeytin çeşidi de Akhisar, Salihli-Manisa, İzmir ve Karacasu-Aydın yörelerinde hızla yaygınlaşmaktadır. Doğu ve Batı Marmara Bölgesi Türkiye zeytin ağaç varlığının yaklaşık % 20 sini kapsamakta ve tane zeytin üretimin genel olarak %27,3 ünü karşılamaktadır. Bölgenin en önemli çeşidi Gemlik olmakla birlikte Edincik Su, Beyaz Yağlık, Çelebi (İznik), Çizmelik (Tekirdağ), Erdek Yağlık, Eşek Zeytini (Tekirdağ), Karamürsel Su, Samanlı, Şam ve Siyah Salamuralık bölgede yetiştirilen diğer çeşitlerdir Gemlik çeşidinin %80 i bölgede siyah sofralık olarak değerlendirilmekte olup %20 si yağa işlenmektedir. Akdeniz bölgesi Türkiye dane zeytin üretiminin %31 ini karşılamakta olup ağaç varlığının %24 lük bölümü bu bölgededir. Bölgenin çeşitleri; Büyük Topak Ulak, Çelebi (Silifke), Küçük Topak Ulak, Elmacık, Halhalı (Hatay), Karamani, Sarı Haşebi, Sarı Ulak, Saurani, Sayfi dir Güneydoğu Anadolu Bölgesi zeytin çeşitliliği bakımından en zengin bölgemiz olmasına karşın, Türkiye ağaç varlığı içindeki payı % 6 civarında ve zeytin üretiminden aldığı pay ise yaklaşık % 4,9 da kalmaktadır. Bölgenin en yaygın çeşitleri; Kilis Yağlık, Nizip Yağlık, Halhalı (Derik), Eğriburun (Nizip) ve Kan Çelebi gibi çeşitleri çok yaygındır. Ayrıca Belluti, Hursuki, İri Yuvarlak, Eğriburun (Tatayn), Halhalı Çelebi, Hamza Çelebi, Hırhalı Çelebi, Kalembezi, Mavi, Melkabazı, Tesbih Çelebi, Yağlık Çelebi, Yağlık Sarı Zeytin, Yuvarlak Çelebi, Yuvarlak Halhalı, Yün Çelebi ve Zoncuk diğer bölge çeşitleridir. Son yıllarda yerel zeytin çeşitlerinin orijin bölgelerinde giderek azalması ve hatta yok olması tehlikesine karşı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı na bağlı Bornova Zeytincilik Araştırma İstasyonu tarafından bugüne kadar yapılan araştırma bulgularının ışığında dört önemli ana bölge için zeytin tavsiye listesi yayınlanmıştır. Buna göre: Kuzey Ege: Ayvalık, Gemlik, Uslu, Domat, Çelebi (Eşek Zeytini) ve Güney Ege: Memecik, Domat, Yamalak Sarısı, Erkence, Tavşan Yüreği, Manzanilla çeşitleri; Marmara Bölgesi: Gemlik, Karamürsel Su, Domat, Samanlı çeşitleri; Batı Akdeniz: Tavşan Yüreği, Kan Zeytini, Büyük Topak Ulak (Çilli), Uslu, Gemlik ve Doğu Akdeniz: Sarı Ulak, Büyük Topak Ulak, Halhalı, Gemlik, Ayvalık ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi: Nizip Yağlık, Kilis Yağlık, Halhalı, Edincik Su, Tavşan Yüreği çeşitleri yer almıştır. Ayrıca Güney Doğu Anadolu Bölgesi için Gemlik ve Ayvalık çeşitlerinin daha ziyade bölgede yer alan barajlar çevresindeki nisbi rutubeti yüksek bölgelerde yetiştirilebileceği özellikle Gemlik çeşidinden kuru yetiştiricilik şartlarında beklenen sonuçların elde edilemeyeceği dikkate alınmalıdır şeklinde bir uyarı da yapılmıştır. Uzun yılları kapsayan gözlem, araştırma ve tecrübeler sonucunda hazırlanan bu liste, ülke zeytinciliğinin bilimsel ve ekonomik anlamda geliştirilmesi ve çiftçilere yol göstermesi açısından son derece önem taşıyan bir belgedir. Türkiye zeytinyağı ve sofralık zeytin sektör bilançoları Türkiye de 4 milyon civarındaki tarım işletmelerinin inde (%10) zeytin üretimi yapılmaktadır. İşletmelerin ortalama büyüklüğü 12,5 dekardır. İşletmelerin %75 i 50 dekardan küçük olup bu işletmeler, üretim alanlarının %45 ini kullanmaktadırlar. Türkiye zeytin sektörüne, ticari dengeler açısından bakıldığında zeytinyağı ve sofralık zeytinde net ihracatçı ülkeler içinde yer almaktadır. Zeytinyağı ve sofralık zeytin üretiminde kendine yeterli olan Türkiye nin ithalatı neredeyse yok denecek düzeydedir. Türkiye de tane zeytin üretimi yıllar itibariyle periyodisite nedeniyle dalgalı bir seyir izlemektedir. Bu durum doğal olarak zeytinyağı üretimini de etkilemektedir. Sofralık zeytin alanlarında daha fazla sulama ve diğer kültürel işlemlere ağırlık verilmesi nedeniyle var ve yok yılları arasındaki makas belirginliği daha düşüktür. Kaynaklar Yapılan arkeolojik çalışmalar, şimdiye kadar dünya üstünde bulunmuş en eski zeytinyağı tesisinin İzmir in Urla ilçesi yakınlarındaki antik Klazomenai kentinde bulunduğunu ortaya çıkarmıştır. Dünya zeytin ve zeytinyağı üretimi Dünyada 37 ülkede ekonomik anlamda zeytin üretimi yapılmaktadır. Dünyada toplam 9,8 milyon hektar zeytin üretim alanlarının %95 i kuzeyde Akdeniz bölgesinde yer aldığı görülmektedir. Yaklaşık 13 Toplam 81 ilin %51 inde (41 il), 843 ilçenin ise %32 sinde (270 ilçe) zeytin üretimine rastlanmaktadır. Söz konusu illerde ton üretim yapılacağı tahmin edilmektedir. (Rekolte Tahminleri 2012/13). Türkiye tane zeytin üretiminin % 71,5 ini karşılayan 7 önemli ilimiz sırasıyla İzmir (%12,7), Manisa (%12,5), Balıkesir (%12,4), Aydın (%12,1), Muğla (%9,8), Çanakkale (%6,7) ve Bursa (%5,3 )dır. İzmir ili %17,4 payı ile ilk sırada yer alırken, Balıkesir (%14,3), Muğla (%12,8)

19 19 ERKEN UYARI SİSTEMİ FAALİYETTE HAYVANSAL VE BİTKİSEL HASTALIKLARLA İLGİLİ TOPLANTI YAPILDI Demirci bölgesinde, 6 farklı noktaya kurulan erken uyarı ve tahmin sistemiyle özellikle meteorolojik etkiler yanında, bitkilere gelebilecek hastalıkları önceden haber verme ve uygun zamanda ilaçlama yapılarak tedbir alma imkanı veriliyor. Basına açıklamalarda bulunan Demirci Odası Başkanı Mehmet Karakaya, erken uyarı ve tahmin sisteminin 6 farklı bölgede kurulduğunu ifade etti. Karakaya, Bitkisel üretimde hastalık ve zararlılarla mücadelede ilaçlamanın gerekli olup olmadığına karar vermek, uygun ilaçlama zamanını saptamak, üreticileri uyarmak ve böylece onları bu zararlıların mücadelesinde para, enerji ve zaman kaybından kurtarmak, ilaçların çevreye yaptığı zararı en aza indirmek amacıyla geliştirilmiş bir sistemdir. Erken uyarı ve tahmin sistemi sayesinde bölgeler Demirci Odası ana sisteminden kontrol ediliyor. Demircimize, bölgemize hayırlı olmasını diliyorum dedi. SARIGÖL DE ÜZÜM BAĞLARINA DOĞAL GÜBRE DOPİNGİ Batman ın Gercüş ilçesinde, hayvansal ve bitkisel hastalıkların önlenmesi hakkında toplantı düzenlendi. Gercüş Odası Demirci Odası Zafer Kalkınma Ajansı tarafından finanse edilen, Demirci Odası Başkanlığı nca kurulumu yapılıp hizmete sunulan erken uyarı ve tahmin sistemi faaliyete geçti. Gercüş Odası Başkanlığı toplantı salonunda gerçekleştirilen toplantıda, hayvansal ve bitkisel hastalıkların tedavileri ile önlemleri hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Gercüş Odası Başkanı Şefik Öner, ilçede özellikle bağlarda son yıllarda hastalıklarda artış gözlendiğini, daha önce görülmemiş zararlıların tespit edildiğini belirterek, şöyle devam etti: Bu konuda bitki hastalık ve zararlılarını teknik elemanlarca takip edilmesi, popülasyonları ekonomik zararlı eşiği sınırlarına geldiğinde üreticiler uyarılarak mücadele edilmesi sağlanmalıdır. İlçemizde, hububat ekiliş alanları önemli bir yer kapladığından süne zararlısına karşı yapılacak olan mücadele de önem arz etmektedir. Odamız kurulduğu günden beri ilçemizde bulunan üzüm bağlarına önem veriyor, bu bağların korunması için elinden geleni yapıyor. Önümüzdeki yıl Gercüş e uygun şekilde, üniversiteler, il ve ilçe Tarım Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü, araştırma istasyonları ve danışmanlık şirketleriyle ortaklaşa bitki koruma programı hazırlamayı düşündüklerini ifade eden Öner, bu şekilde daha verimli bir mücadelenin yapılacağını sözlerine ekledi. Sarıgöl Odası ODA BAŞKANLARI PAZARLAR DA BULUŞTU Sarıgöl Ovası nın dünyaca ünlü çekirdeksiz sofralık Sultaniye üzüm bağlarına, toprağın güçlenmesi için doğal hayvan gübresi verilmeye başlandı. Kütahya ve ilçeleri Odası Başkanları koordinasyon toplantısı için Pazarlar Odası nın ev sahipliğinde bir araya geldi. Pazarlar Odası Başkanı Kamil Ünal açış konuşmasında, tarımsız bir hayatın düşünülemeyeceğini bildirdi. Tarım kesiminin büyük sıkıntıları bulunduğunu anlatan Ünal, sıkıntıların aşılmasında devletin tarıma şimdikinden daha fazla destek sağlaması gerektiğini anlattı. Kütahya Odası Sarıgöl Odası Başkanı Ali İhsan Ülgen, üreticilerin üzüm bağlarına doğal koyun gübresi verilmesine başlandığını belirtti. Ülgen, koyun gübrelerinin üzüm bağlarına çok yararlı olduğunu ifade ederek, Bağlarda hasadın ardından gübreleme başlatıldı. Bağlara römork dolusu koyun gübresi piyasada 230 TL den satılmakta. Bağlara ihtiyaca göre, koyun gübresi atılmaktadır. Oldukça da faydalı oluyor dedi. Aylık Koordinasyon Toplantısına başkanlık eden Kütahya Odası Başkanı Ömer Demirtaş bu tür toplantıları her ay değişik bir ilçede gerçekleştirmek suretiyle tarımın sorunlarını masaya yatırıp çözüm yolları bulmaya çalıştıklarını söyledi. Demirtaş tarımdaki yeniliklerin yanı sıra bakanlığın uygulamış olduğu teşvikleri katılımcılara anlatmak suretiyle çiftçileri bilinçlendirmeyi hedeflediklerini kaydetti. Toplantıya Kütahya Odası Başkanı Ömer Demirtaş, Tavşanlı Odası Başkanı İsmail Akpınar, Altıntaş Odası Başkanı Mustafa Başpınar, Çavdarhisar Odası Başkanı Kamber Göktaş, Domaniç Odası Başkanı Ahmet Özoğul, Dumlupınar Odası Başkanı Mehmet Işık, Emet Odası Başkanı Sami Yüksel, Gediz Odası Başkanı Ali Osman Aslan, Hisarcık Odası Başkanı Yusuf Çalışkan, Şaphane Odası Başkanı Talat Fırfır ile bu odaların Meclis Başkanları katıldı.

20 TZOB Türkiye Odaları Birliği Ücretsiz Yaygın Süreli Gazetesidir Yıl: 5 EKİM 2013 Sayı: 58 Yönetim Yeri GMK Bulvarı No: 25 Demirtepe/ANKARA Tel: (Pbx) Fax:

Gayri Safi Katma Değer

Gayri Safi Katma Değer Artıyor Ekonomik birimlerin belli bir dönemde bir bölgedeki ekonomik faaliyetleri sonucunda ürettikleri mal ve hizmetlerin (çıktı) değerinden, bu üretimde bulunabilmek için kullandıkları mal ve hizmetler

Detaylı

Seçilmiş ürünlerde 30 Haziran 2015 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları:

Seçilmiş ürünlerde 30 Haziran 2015 tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları: Seçilmiş ürünlerde tarihi itibarıyla ortalama üretici, hal, pazar ve market fiyatları: Üretici Hal Pazar Market Hal/ Üretici Pazar/ Üretici Market/ Üretici Fiyat Farkı Fiyat Farkı Fiyat Farkı Domates 0,58

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2013 Yılı Mayıs Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından 03/05/2013 tarihinde açıklanan, 2013 yılı Mayıs ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU ARALIK 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 05/01/2015 tarihinde 2014 yılı Aralık ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU

SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU SON EKONOMİK GELİŞMELERDEN SONRA ESNAF VE SANATKARLARIN DURUMU Temel Ekonomik Göstergeler: Temmuz ayında; Üretici fiyatları genel indeksinde(üfe), Bir önceki aya göre %1,25 artış Bir önceki yılın Aralık

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU HAZİRAN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/07/2014 tarihinde 2014 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU HAZİRAN 2013 Türkiye İstatistik Kurumu 03/07/2013 tarihinde 2013 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. 2013 yılı Haziran

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU AĞUSTOS 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/09/2014 tarihinde 2014 yılı Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/10/2014 tarihinde 2014 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Haziran Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından tarihinde açıklanan, 2011 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık bazda

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU HAZİRAN 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/07/2015 tarihinde 2015 yılı Haziran ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU MAYIS 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 03/06/2016 tarihinde 2016 yılı Mayıs ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 05/10/2015 tarihinde 2015 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU AĞUSTOS 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 05/09/2016 tarihinde 2016 yılı Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 24-28 Mart 2015

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 24-28 Mart 2015 ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI 24-28 Mart 2015 KTO Tüyap Konya Uluslararası Fuar Merkezi İÇİNDEKİLER SAYFA 1. ARAŞTIRMANIN KONUSU 3 1.1. FUAR KÜNYESİ 3 1.2. ARAŞTIRMANIN AMACI 3 1.3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2013 Yılı Mart Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından 03/04/2013 tarihinde açıklanan, 2013 yılı Mart ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%)   a r k a. o r g. t r * II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III 18.01.2019 Ulusal Gelişmeler Büyüme Hızı (%) %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok 2016 2017 2018* 14 II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III IV YILLIK I II III 12 10 8 6 11,5 4

Detaylı

ÜZEYİR KARAKUŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 08/09/2014

ÜZEYİR KARAKUŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 08/09/2014 ÜZEYİR KARAKUŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 08/09/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%)   a r k a. o r g. t r 11,5 7,5 5,8 7,4 7,4 7,3 7,2 3,6 6,1 5,3 3,2 5,3 5,3 4,9 4,8 4,2 2,6 1,8 -3, ,8 Büyüme Hızı (%) %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok 2018* 2017 2016 2015 YILLIK 2,6 IV -3,0 III 1,8 II 5,3 I 7,4 YILLIK 7,4 IV 7,3 III 11,5 II 5,3 I 5,3 YILLIK 3,2 IV 4,2 III -0,8 II

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU NİSAN 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 05/05/2014 tarihinde 2014 yılı Nisan ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Nisan Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından tarihinde açıklanan, 2011 yılı Nisan ayı

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU TEMMUZ 2017 Türkiye İstatistik Kurumu 03/08/2017 tarihinde 2017 yılı Temmuz ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU AĞUSTOS 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/09/2015 tarihinde 2015 yılı Ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EYLÜL 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 03/10/2016 tarihinde 2016 yılı Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 09/10/2015

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 09/10/2015 KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 09/10/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

-TÜRKİYE DE KİŞİ BAŞINA TÜKETİCİ BORCU 4 BİN TL YE YAKLAŞTI

-TÜRKİYE DE KİŞİ BAŞINA TÜKETİCİ BORCU 4 BİN TL YE YAKLAŞTI Umut Oran Basın Açıklaması 27.5.2013 -TÜRKİYE DE KİŞİ BAŞINA TÜKETİCİ BORCU 4 BİN TL YE YAKLAŞTI -SON ÜÇ YILDA KİŞİBAŞINA DÜŞEN TÜKETİCİ BORCU YÜZDE 90 ORANINDA ARTARKEN, AYNI DÖNEMDE TASARRUF NDAKİ ARTIŞ

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU EKİM 2014 Türkiye İstatistik Kurumu 03/11/2014 tarihinde 2014 yılı Ekim ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

METİN ÖCAL TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜRÜ 09/06/2015

METİN ÖCAL TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜRÜ 09/06/2015 METİN ÖCAL TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜRÜ 09/06/2015 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 07/08/2014

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 07/08/2014 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 07/08/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 09/09/2015

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 09/09/2015 KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 09/09/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Gözden Geçirme Notları 2013 Yılı Nisan Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından 03/05/2013 tarihinde açıklanan, 2013 yılı Nisan ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine göre Endeks; Aylık

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU KASIM 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 05/12/2016 tarihinde 2016 yılı Kasım ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014

DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015 TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU ARALIK 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 04/01/2016 tarihinde 2015 yılı Aralık ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi

Detaylı

HÜSEYİN AVNİ DIZMAN TÜİK MALATYA BÖLGE MÜDÜRÜ 09/07/2015

HÜSEYİN AVNİ DIZMAN TÜİK MALATYA BÖLGE MÜDÜRÜ 09/07/2015 HÜSEYİN AVNİ DIZMAN TÜİK MALATYA BÖLGE MÜDÜRÜ 09/07/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

ERDİNÇ SANCAK TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/08/2014

ERDİNÇ SANCAK TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/08/2014 ERDİNÇ SANCAK TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/08/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı Ruhsatı Konut

Detaylı

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 13/07/2016

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 13/07/2016 ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 13/07/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 11 Ekim 2017

Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 11 Ekim 2017 Dr. Mehmet AKYOL Manisa Bölge Müdürü 11 Ekim 217 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin

Detaylı

Osman BİNİCİ Balıkesir Bölge Müdürü 10/05/2017

Osman BİNİCİ Balıkesir Bölge Müdürü 10/05/2017 Osman BİNİCİ Balıkesir Bölge Müdürü 10/05/2017 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 11/10/2017

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 11/10/2017 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 11/10/2017 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

M. SALİH URAS TÜİK DİYARBAKIR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015

M. SALİH URAS TÜİK DİYARBAKIR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 M. SALİH URAS TÜİK DİYARBAKIR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 Diyarbakır Bölge Müdürlüğü 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU MAYIS 2017 Türkiye İstatistik Kurumu 05/06/2017 tarihinde 2017 yılı Mayıs ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 07/07/2014

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 07/07/2014 ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 07/07/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU OCAK 2015 Türkiye İstatistik Kurumu 03/02/2015 tarihinde 2015 yılı Ocak ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ TÜKETİCİ FİYAT ENDEKSİ (TÜFE) BİLGİ NOTU OCAK 2016 Türkiye İstatistik Kurumu 03/02/2016 tarihinde 2016 yılı Ocak ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) haber bültenini yayımladı. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE)

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/07/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/07/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/07/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Arif ŞAHİN Balıkesir Bölge Müdürü 09/11/2017

Arif ŞAHİN Balıkesir Bölge Müdürü 09/11/2017 Arif ŞAHİN Balıkesir Bölge Müdürü 09/11/2017 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 09/04/2015

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 09/04/2015 DR. MEHMET AKYOL TÜİK MANİSA BÖLGE MÜDÜRÜ 09/04/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

OSMAN BİNİCİ TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜR V. 12/04/2017

OSMAN BİNİCİ TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜR V. 12/04/2017 OSMAN BİNİCİ TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜR V. 12/04/2017 1 Nüfus Eğitim Sağlık Ölüm Doğum Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

Türkiye'nin en rekabetçi illeri "yorgun devleri"

Türkiye'nin en rekabetçi illeri yorgun devleri Türkiye'nin en rekabetçi illeri "yorgun devleri" Türkiye nin kalkınmasında önemli rol üstlenen İstanbul, Ankara ve İzmir, iller arasında rekabet sıralamasında da öne çıktı. İSTANBUL - Elif Ferhan Yeşilyurt

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 08/07/2014

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 08/07/2014 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 08/07/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği TEMMUZ Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat 4.5, 4., Temmuz ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 915,37 milyon sm 3, %28,43 lük bir artış meydana

Detaylı

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015 TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/10/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

ARİF ŞAHİN TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜR V. 13/07/2016

ARİF ŞAHİN TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜR V. 13/07/2016 ARİF ŞAHİN TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜR V. 13/07/2016 1 Nüfus Eğitim Sağlık Ölüm Doğum Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 08/01/2016

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 08/01/2016 ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 08/01/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 16 09 2014 Sayı 29 Genel Değerlendirme Nisan 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Nisan 2014 verilerinin değerlendirildiği- 29. sayısında sigortalı

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/05/2017

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/05/2017 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/05/2017 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/09/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 İKTİSADİ RAPORLAMA VE İSTATİSTİK MÜDÜRLÜĞÜ Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Mayıs Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından tarihinde açıklanan Mayıs ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) haber bültenine

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 05/06/2018

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 05/06/2018 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 05/06/2018 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/02/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/02/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/02/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR HAZİRAN Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat Haziran ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 434 milyon sm3, %13,76 lik bir artış meydana gelmiştir.

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 01 10 2014 Sayı 31 TEPAV İSTİHDAM İZLEME TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Haziran 2014 verilerinin değerlendirildiği- 31. sayısında sigortalı

Detaylı

Doğal Gaz Sektör Raporu

Doğal Gaz Sektör Raporu GAZBİR MAYIS Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği Doğal Gaz Sektör Raporu İthalat mayıs ayında yılının aynı ayına göre ülke ithalat miktarında 513 milyon sm3, %15,92 lik bir artış meydana gelmiştir.

Detaylı

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014

YEREL SEÇİM ANALİZLERİ. Şubat, 2014 YEREL SEÇİM ANALİZLERİ Şubat, 2014 Partilerin Kazanacağı Belediye Sayıları Partilere Göre 81İlin Yerel Seçimlerde Alınması Muhtemel Oy Oranları # % AK Parti 37 45,7 CHP 9 11,1 MHP 5 6,2 BDP/HDP 8 9,9 Rekabet

Detaylı

2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI

2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI 2016 YILI DIŞ TİCARET RAKAMLARI 2016 yılında 726 firma ile 777 milyon dolar ihracat, 44 firma ile 344 milyon dolar ithalat yaparak 1 milyar 121 milyon dolar dış ticaret hacmi gerçekleştirmiştir. 2016 yılı

Detaylı

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014

KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 KENAN ÇELEBİ TÜİK EDİRNE BÖLGE MÜDÜRÜ 07/11/2014 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı Ruhsatı Konut Satış

Detaylı

Sıra Ürün Adı 2010 2011

Sıra Ürün Adı 2010 2011 YAŞ MEYVE VE SEBZE DÜNYA ÜRETİMİ Dünya Yaş Sebze Üretimi Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) nün en güncel verileri olan 2011 yılı verilerine göre; 2011 yılında dünyada 56,7 milyon hektar alanda

Detaylı

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. a r k a. o r g.

Ulusal Gelişmeler. Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir.   a r k a. o r g. Ulusal Gelişmeler Büyüme Hızı (%) Türkiye ekonomisi 2017 itibariyle dünyanın 17. Avrupa nın 6. büyük ekonomisidir. %10 veya fazla %6-%10 %3-%6 %0-%3 %0 dan küçük Veri yok Kaynak: TÜİK- Dünya Bankası; *:

Detaylı

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/08/2015

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/08/2015 TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/08/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 İKTİSADİ RAPORLAMA VE İSTATİSTİK MÜDÜRLÜĞÜ Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Temmuz Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından

Detaylı

BURTARIM 2014 ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI

BURTARIM 2014 ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI BURTARIM 2014 Bursa 12. Uluslararası Tarım, Tohumculuk, Fidancılık ve Süt Endüstrisi Fuarı BURSA 7. ULUSLARARASI HAYVANCILIK VE EKİPMANLARI FUARI 14 18 Ekim 2014 ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI Bursa

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/12/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/12/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/12/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 )

Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) ( 2017 ) Karşılıksız İşlemi Yapılan Çek Sayılarının İllere ve Bölgelere Göre Dağılımı (1) İller ve Bölgeler (2) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Toplam İstanbul 18.257

Detaylı

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 11/04/2016

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 11/04/2016 ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 11/04/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2014 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 28/01/2015 tarihinde 2014 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2014 tarihi itibariyle;

Detaylı

Adnan BEDLEK TÜİK Kars Bölge Müdürü 12 Nisan 2017

Adnan BEDLEK TÜİK Kars Bölge Müdürü 12 Nisan 2017 Adnan BEDLEK TÜİK Kars Bölge Müdürü 12 Nisan 217 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 12 08 2014 Sayı 28 Genel Değerlendirme Mart 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Mart 2014 verilerinin değerlendirildiği- 28. sayısında sigortalı

Detaylı

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 10/05/2016

ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 10/05/2016 ADNAN BEDLEK TÜİK KARS BÖLGE MÜDÜRÜ 10/05/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

AHMET MERT AKTAŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015

AHMET MERT AKTAŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 AHMET MERT AKTAŞ TÜİK NEVŞEHİR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/06/2016

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/06/2016 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/06/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Ercan ÇELİK Zonguldak Bölge Müdürü 06 Ağustos 2018

Ercan ÇELİK Zonguldak Bölge Müdürü 06 Ağustos 2018 Ercan ÇELİK Zonguldak Bölge Müdürü 6 Ağustos 218 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin

Detaylı

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRÜĞÜ 09/02/2015

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRÜĞÜ 09/02/2015 TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRÜĞÜ 09/02/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

Ali GÜNAYDIN Zonguldak Bölge Müdürü V. 04 Nisan 2018

Ali GÜNAYDIN Zonguldak Bölge Müdürü V. 04 Nisan 2018 Ali GÜNAYDIN Zonguldak Bölge Müdürü V. 4 Nisan 218 Nüfus ve Göç Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Sanayi Milli Gelir Dış Ticaret Yapı

Detaylı

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/03/2015

TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/03/2015 TÜİK BURSA BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 10/03/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ (ADNKS) 2015 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 28/01/2016 tarihinde 2015 yılı Adrese Dayalı Kayıt Sistemi Sonuçları haber bültenini yayımladı. 31 Aralık 2015 tarihi itibariyle;

Detaylı

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 11/04/2016

ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 11/04/2016 ŞEREF DEMİRTAŞ TÜİK ZONGULDAK BÖLGE MÜDÜRÜ 11/04/2016 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut

Detaylı

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-4. LİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 ) 7769 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADANA TÜM İLÇELER Taşra GİH 7 17 4001 7770 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADIYAMAN TÜM İLÇELER Taşra GİH 7 9 4001 7771 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur AFYONKARAHİSAR TÜM İLÇELER

Detaylı

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 )

TABLO-3. ÖNLİSANS MEZUNLARININ TERCİH EDEBİLECEĞİ KADROLAR ( EKPSS 2014 ) 7858 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADANA TÜM İLÇELER Taşra GİH 10 8 ### 7859 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur ADIYAMAN TÜM İLÇELER Taşra GİH 10 4 ### 7860 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI Memur AFYONKARAHİSAR TÜM İLÇELER

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/06/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/06/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/06/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ Sayfa 1 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Gözden Geçirme Notları 2011 Yılı Ocak Ayı TÜFE Göstergeleri TÜİK tarafından tarihinde açıklanan, 2011 yılı Ocak ayı Tüketici

Detaylı

METİN ÖCAL TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015

METİN ÖCAL TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 METİN ÖCAL TÜİK BALIKESİR BÖLGE MÜDÜRÜ 10/08/2015 1 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 29 11 2014 Sayı 32 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni Temmuz 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin -Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Temmuz 2014 verilerinin değerlendirildiği- 32.

Detaylı

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ 31 12 2014 Sayı 33 Genel Değerlendirme Ağustos 2014 TEPAV İstihdam İzleme Bülteni nin, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Ağustos 2014 verilerinin değerlendirildiği 33. sayısında

Detaylı

2018 YILI İHRACAT RAKAMLARI _tt

2018 YILI İHRACAT RAKAMLARI _tt 2018 YILI İHRACAT RAKAMLARI 190107_tt (-I-) TÜRKİYE İHRACAT RAKAMLARI 2019 TÜRKİYE İHRACAT HEDEFİ: 182 MİLYAR DOLAR İhracatta 2019: 'İhracatta Sürdürülebilirlik ve Yenilik Yılı' Geçen yılın aynı dönemine

Detaylı

Türkiye nin üretim profiline ve kişi başına tüketimini ise şöyle değerlendirmek mümkündür:

Türkiye nin üretim profiline ve kişi başına tüketimini ise şöyle değerlendirmek mümkündür: Gıdaya erişim her geçen gün gittikçe zorlaşmaktadır. Dünya nüfusu önümüzdeki 33 yılda, 2 milyar daha artarak 2050 de 9,6 milyara yükselecektir. Bu nüfusu beslemek için gıda üretiminin yüzde 60-70 oranında

Detaylı

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler

Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler Yatırım Teşvik Uygulamalarında Bölgeler 1. Bölge: Ankara, Antalya, Bursa, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli, Muğla 2. Bölge: Adana, Aydın, Bolu, Çanakkale (Bozcaada ve Gökçeada İlçeleri Hariç), Denizli,

Detaylı

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/04/2015

TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/04/2015 TÜİK İZMİR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ 09/04/2015 Nüfus Eğitim Sağlık Doğum Ölüm Evlenme ve Boşanma İşgücü Tüketim Fiyat Endeksleri Finansal Yatırım Araçları Milli Gelir Dış Ticaret Yapı İzin Konut Satış Ulaştırma

Detaylı