KÖK HÜCRE UYGULAMALARININ ORAL CERRAHİDEKİ ROLÜ
|
|
- Emel Derya Bolat
- 8 yıl önce
- İzleme sayısı:
Transkript
1 T.C. Ege Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Hastalıkları Cerrahisi Anabilim Dalı KÖK HÜCRE UYGULAMALARININ ORAL CERRAHİDEKİ ROLÜ BİTİRME TEZİ Stj. Dişhekimi Gizem KURTAR Danışman Öğretim Üyesi: Doç. Dr. Hüseyin KOCA İZMİR 2007
2 ÖNSÖZ Kök Hücre Uygulamalarının Oral Cerrahideki Rolü konulu tezimin hazırlanması sırasında bana yol gösteren ve yardımlarını esirgemeyen değerli hocam sayın Doç. Dr. Hüseyin KOCA ya, bu süreçte bilgilerini ve deneyimlerini benimle paylaşan sayın Dr. Aydın SARAÇ a, öğrenim hayatım boyunca bana destek olan aileme ve sevgili Kağan Seymenoğlu na teşekkürü bir borç bilirim. İZMİR Stj. Dişhekimi Gizem KURTAR
3 İÇİNDEKİLER Sayfa No ÖNSÖZ 1. GİRİŞ ve AMAÇ 1 2. KEMİK VE KEMİK İYİLEŞMESİ Organik Bölüm İnorganik Bölüm Kemik Dokunun Hücreleri Osteoprogenitör Hücreler Osteoblastlar Osteositler Osteoklastlar Kemik Histogenezisi (Kemik Oluşumu) İntramembranöz Kemik Oluşumu Kondral Kemikleşme Perikondral Kemikleşme Enkondral Kemikleşme Kemik İyileşmesinde Biyokimyasal Olaylar Hematom Oluşması Genç Granülasyon Dokusu Oluşması Kallus oluşması Lameller Kemik Oluşması 9 3. KEMİK İYİLEŞMESİNİ HIZLANDIRAN FAKTÖRLER VE BİYOMATERYALLER 10 Biomateryallerin sınıflandırılması 11
4 3.1. Kemik kaynaklı Biomateryaller Otojen Kemik Grefti (Otogreft) Homojen Kemik Grefti (Homogreft) Heterojen Kemik Grefti (Heterogreft) Alloplastik Biyomateryaller Paris Alçısı ( Kalsiyum Sülfat Hemihidrat) Biocoral (Kalsiyum Karbonat) Bioaktif seramik Trikalsiyum Fosfat Hidroksiapatit Preparasyonlar Polimerler Membranlar Kollagen Titanyum Karbon KÖK HÜCRELER Embriyonik Kök Hücreleri Erişkin Kök Hücreleri İn vivo kemik formasyonu Orofasiyel Komplexte Potansiyel Klinik Uygulamalar Oral Kavitedeki Diğer Mineralize Dokular ve Kök Hücreleri Sementoblast Benzeri Hücrelerin İzolasyonu ve Nitelendirilmesi Erişkin İnsan Diş Pulpası Kök Hücreleri 27
5 4.5. Mezenşimal Kök Hücreleri İnsan MSClerinin Karakterizasyonu ve İzolasyonu MSCs ve İskeletsel Hastalıkların Patofizyolojisi Mezenşimal Kök Hücrelerinin Doku Kaynağı Hayvan Çalışmaları Mezenşimal Kök Hücrelerini Kullanarak Yapılan Hücre Terapileri Kök Hücre Merkezli Kemik Gen Terapisi Uygulamaları Kök Hücre Temelli Doku Mühendisliği SONUÇ KAYNAKLAR 38
6 1. GİRİŞ ve AMAÇ Kraniyofasiyal defektler, travma, gelişimsel anomaliler, onkolojik rezeksiyonlar, enfeksiyon ve patoloji sebebiyle oluşur. Bunun sonucunda, kişide hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan derin yaralar meydana gelir. Dolayısıyla, tıp bu gibi doku kayıpları ve bunların rekonstrüksiyonu (tekrar yapılandırma-yeniden inşa) ile her zaman yakından ilgilenmiştir. Organ transplantasyonları, kayıp dokuların yerine konulması üzerine geliştirilmiş teknikler, doku saklama yöntemlerindeki ilerlemeler olumlu sonuçların alınmasını sağlamıştır. Ancak son yıllarda, biyomateryaller ve cerrahi tekniklerin gelişmesiyle, rekonstrüksiyon cerrahisi, kraniyofasiyal iskelet deformasyonlarının rehabilitasyonu ve rekonstrüksiyonu konusunda hiçbir zaman olmadığı kadar geniş bir tedavi çeşitliliği alanına erişmiştir (1). Buna paralel olarak kemik ve yumuşak doku üzerinde kullanılması hedeflenen, pek çok biyolojik ve sentetik materyal denenmiştir. İyileşmenin sağlanabilmesi ve hastanın eski konforunu geri kazanabilmesi için bunların, vücutla biyouyum içerisinde olması gerekmektedir. Bu düşünce doğrultusunda, kemik ve yumuşak doku iyileşmesinde, canlının bizzat kendi dokularına ait hücrelerin kullanılması teklif edilmiştir. Bunlar da şüphesiz kök hücreleridir. Kök hücrelerinin doku mühendisliğinde kullanılmaya başlanması ile rejeneratif tıpta yepyeni bir sayfa açılmıştır. Bu tezin amacı Dişhekimliği Cerrahisinde kök hücrelerinin rolünün, kök hücrelerinin özelliklerinin ve kullanım alanlarının incelenmesidir.
7
8 2. KEMİK VE KEMİK İYİLEŞMESİ Organizmadaki diğer bağ dokularında olduğu gibi kemik dokusu da hücreler, lifler ve temel maddeden oluşmuş ancak yapısındaki kalsiyumdan ötürü sertleşmiş bir destek dokusudur. Kemikler her şeyden önce iskelet sisteminin en önemli yapıtaşıdır. Ayrıca kaslarla beraber vücut hareketini de sağlarlar. Bunlar dışında kan hücrelerinin yapıldığı kemik iliğini içermesi ve metabolik önemi olan kalsiyum deposu olarak ele alınacak olursa, kemiğin destek dokusu olma dışında da önemli rolleri olduğu ortaya çıkar (2). Kemiklerin kırılması durumunda kendilerini tamir edebilme kapasiteleri çok iyi gelişmiştir ve böylece bozulan bölgede yeni kemik dokusu oluşturularak bölgenin fonksiyonları eskisi gibi yerine getirilir. Kemik dokusu beslenme, metabolik, endokrin (hormonal) ve mekanik koşullara çok duyarlı bir dokudur. Bu nedenle aktif doku olma özelliğini taşır (3). Kemik doku organik ve inorganik komponentlerden yapılmıştır. Kemiğin kompakt ve spongioz olmak üzere iki ayrı formu vardır. Kompakt kemik sıkı tertiplenmiş, boşluk içermeyen bir dokudur. Spongiyöz kemik dokusunun ise gevşek, labirent veya bol boşluklu tarzda bir görünümü vardır. Bu boşluklar kemik iliği ile doludur (2). Vücudun femur gibi uzun kemik içeren bir ekstremitesi ele alınacak olursa, bu kemiğin iki uç tarafı veya eklemlerinin bulunduğu bölge epifiz, bunların arasında yeralan uzun bölgeye ise diyafiz adı verilir. Epifiz bölgesi kemiğin oluşumunda rol oynar (epifiz plağı). Epifiz kısmı ince kompakt kemikle kaplı olup spongiyöz kemik dokusundan yapılmıştır. Diyafiz bölümü ise kompakt kemik dokusundan yapılmıştır. Diyafizin ortasında da kemik iliği bulunur. Kafatası gibi yassı kemiklerin her iki tarafı kompakt, içi veya ortası ise spongiyöz kemik olarak tertiplenmiştir (diploe kemikler). (2) Kırmızı kemik iliğinden kan hücreleri oluşurken, diğer tip kemik iliği yağ hücrelerinden meydana gelmiştir ve sarı kemik iliği adını alır (4). Kemikler genellikle periyosteum adı verilen ve osteojenik aktivitesi olan bir bağ dokusuyla çevrilidir. Periyosteum eklem kıkırdağında bulunmaz. Diyafizdeki kemik iliği kavitesi ve 2
9 spongiyöz kemikteki boşlukların etrafı ince bir bağ dokusuyla çevrilidir. Bu yapı endosteum adını alır ve osteojenik aktiviteye sahiptir. Kemik dokusu kıkırdağın aksine bol damarlıdır. Ancak martiksinin sert olması diffüzyona elverişli değildir. Dolayısıyla dokunun beslenmesi kanaliküllerle olmaktadır. Bu kanaliküllerin içinde kemik hücreleri yerleşiktir. Hücreler sitoplazmik uzantılarıyla birbirleri ve komşu damarlarla ilişki kurarak metabolizma gerçekleştirilir (2,3). Kemiğin incelenmesi boyalı ve boyasız olarak yapılmaktadır. Boyamadan yapılan mikroskobik incelemede kemik önce kurutulur ve bundan alınan ince bir parça zımpara ile daha da inceltilerek direkt olarak mikroskoba getirilir. Bu şekilde kemik dokunun hücreleri (organik kısım) korunmaz ancak osteoblast (lakünalar) ve kanaliküller gayet net olarak görülebilirler. Yani dokunun inorganik yapısı ortaya konur. Buna maserasyon yöntemi adı verilir. Diğer yöntemde ise kemik rutin tespit maddeleriyle tespit edildikten sonra asitli bileşikler kullanılarak (%5 nitrik asit gibi) kemikteki kalsiyum ortamdan uzaklaştırılır böylece uygun yumuşaklığa getirilen kemik daha sonra da parafine gömülüp kesilir ve boyanır. Bu yönteme dekalsifikasyon denir. Bu şekildeki incelemede kemiğin organik kısımları (hücreler, lifler gibi) görülebilmektedir (4) Organik Bölüm Bu yapının büyük bölümü kollajen liflerden (Tip I), protein ve glikozaminoglikanlardan oluşan temel maddeden (amorf madde) yapılmıştır. Gelişmiş bir kemik dokuda lifler paralel ve belirli aralıklarla aralarında porlar bırakacak şekilde yerleşmiş olup aralarında hidroksiapatit kristalleri yerleşiktir (dokuya sertlik veren maddelerdir). Kemik matriksi genel olarak asidofildir. Doku kollajenlerden zengin olduğundan bu liflere uygun boyalarla gayet iyi boyanırlar (3) İnorganik Bölüm İnorganiklerin başında kalsiyum, fosfat, sitrat, magnezyum gibi maddeler gelir. Kalsiyum ve fosfat hidroksiapatit kristalleri şeklindedir ve kemik kollajenlerinin yanında amorf madde ile birlikte organize olmuşlardır. Hidroksiapatit kristallerinin 3
10 kemikteki önemi, kollajenlerle beraber kemik sertliğini ve dayanıklılığını sağlamasıdır. İnorganik maddeler kemiğin kuru ağırlığının yaklaşık %50 sini oluşturmaktadırlar (3) Kemik Dokunun Hücreleri Kemik dokusunda 4 tip hücre ayırt edilir: Osteoprogenitör Hücreler Kemiğin ana hücreleri olup mezenşimden kaynaklanırlar. Genellikle soluk boyanan nukleuslu, asidofilik sitoplazmalı hücreler olup endosteumda, periyosteumun iç katında ve Havers kanalları gibi bölgelerde bulunurlar. Osteoprogenitor hücreleri mitozla olgun kemik hücrelerine farklılaşmaktadırlar. Bu hücreler kemik büyümesinde, zedelenmesi veya kırık tamirinde aktif hale gelerek bölünürler ve osteoblast hücrelerine dönüşürler (5) Osteoblastlar Kemik dokusunda matriksin yapımında sorumlu olan bu hücreler, kübik ya da alçak prizmatik boylu hücrelerden yapılmıştır. İri nukleusları olup sitoplazmaları koyu bazofiliktir. Kuvvetli alkalen fosfataz ve PAS pozitif reaksiyon verirler. Alkalen fosfataz hem matriks hem de kalsifikasyonda rol alan önemli bir enzimdir. Enzim fosfatın hidroliziyle lokal inorganik fosfat konsantrasyonunu arttırmakta ve bunun kalsiyum iyonlarıyla birleşmesi sonucu kalsiyum tuzları halinde dokuya çökmesi sağlanmaktadır. Organizmada kemik yapım hızının ölçülmesi istendiğinde de kandaki alkalen fosfataz enzimi seviyesine bakılmaktadır (5) Osteositler Kemiğin esas hücreleri olup, olgun kemik hücresi adını da alır. Bu hücreler lakünaları içinde yerleşmişlerdir. Gelişimlerini tamamlamış olduklarından sentez yapamazlar. Bu nedenle granüllü ER ve Golgilerinde azalma görülür. Sitoplazma bazofilisi de daha azdır. Her hücre lakünası içine gömülü kalmayıp birbirleriyle temas kurmaktadırlar. Osteositlerin kalsiyumun kemiklerden kana verilmesinde ve 4
11 homestatik mekanizmayı düzenleme (kalsiyum konsantrasyonunu düzenleyerek) gibi önemli metabolik rolleri de vardır. Hücrelerin ölmesi halinde ise matrikste rezorbsiyon olayı görülür (5) Osteoklastlar Kemikte yıkımı veya kemik rezorbsiyonunu gerçekleştiren hücrelerdir μm çapında çok büyük hücrelerdir ve 2 den 50 ye kadar değişen sayılarda nukleusları bulunur. Fonksiyonlarından dolayı makrofaj türü hücre olarak da kabul edilirler. Osteoklastlar içerdikleri kollagenaz ve diğer proteolitik enzimlerle kemiği rezorbe etmektedirler. Eritici enzimlerle eritilen kemik dokusu uzantılarla hücre içine alınmaktadır. Hücrelerin çok sayıda lizozomları, mitokondrileri ve iyi gelişmiş bir golgi kompleksleri vardır. Bu hücreler kemikte Howship lakünası adı verilen boşluklarda yerleşmişlerdir. Osteoklastlar hormonlara karşı da çok duyarlıdırlar. Örneğin paratiroid hormonu hücrede RNA sentezini arttırmada etkili olurken, kalsitonin hormonu bunun tersi etki yapmaktadır. Kemik yıkımı, kemiğin modelleşmesinde önemli rol oynar. Bu olay osteoklast ve osteoblastların uyumlu çalışması neticesinde gerçekleşmektedir (5) Kemik Histogenezisi (Kemik Oluşumu) İntramembranöz ve Enkondral olmak üzere 2 tür kemikleşme vardır. Bunlardan intramembranöz kemikleşme bağ dokusu, enkondral tip ise kıkırdak dokunun katılımıyla oluşmaktadır. Kemikleşme hangi türde olursa olsun ilk oluşan kemik dokusu primer kemik yani olgunlaşmamış kemiktir. Oluşan bu primer kemik kalıcı olmayıp yerini esas yani olgun lamelli kemik dokuya bırakmaktadır. Kemik dokusu aktif bir yapıdır dolayısıyla devamlı olarak yenilenmektedir. Bu yenilenme özellikle mekanik, kimyasal ve hormonal koşullarla yakın ilgilidir (2,4) İntramembranöz Kemik Oluşumu Kemiğin bu şekildeki oluşumu bağ dokusu tarafından gerçekleştirilir. Organizmada kafatasının frontal, parietal, temporal gibi kemikleriyle çene gelişimi de bu tür kemikleşmeyle oluşmaktadır. Bu kemiklere membran kemikleri de 5
12 denmektedir. Kemiğin gelişmesi şöyle olmaktadır: Önce mezenşim hücreleri damarlar etrafında toplanırlar ve çoğalırlar. Aradaki boşluklar sertleşmemiş matriks ve içindeki kollajen liflerce doldurulmuştur. Mezenşim hücreleri osteoblastlara dönüşebilen hücrelerdir. Bu hücreler hücrelerarası madde ve lif sentezini de yaparak osteositlere farklılaşırlar. Bu bölgeye kemikleşme merkezi adı verilir. Oluşan kemik spongioz (trabeküler) yapıdadır ve lamel içermez. Araya henüz kalsiyum bileşikleri de çökmemiştir ve osteoid doku adını alır. Damar çevresindeki osteoblastların osteositlere dönüşerek boşalttıkları yerlere arkadan yeni hücrelerin gelmesiyle olayda devamlılık sağlanmaktadır. Trabeküller büyür, çoğalır ve anastomozlaşarak spongioz kemik dokusu şekillenmiş olur. Bu tür kemikleşmede periosteum ve endosteum kemikleşmeye katılmayan bağ dokusu tarafından yapılmaktadır. Trabeküller arası boşluklardaki bağ dokusu da kemik iliğinin myeloid veya hemapoetik dokusuna dönüşmektedir (2,4) Kondral Kemikleşme Bu tür kemikleşme diğerinden biraz farklıdır. Kemikleşme hyalin kıkırdak hücreleriyle oluşmaktadır. Bu nedenle intrakartilagenöz kemikleşme de denmektedir. Organizmanın uzun ve bazı kısa kemikleri böyle gelişir. Kondral kemikleşme perikondral ve enkondral olmak üzere 2 tiptir (2,4) Perikondral Kemikleşme Kıkırdak yüzeyindeki mezenşim kaynaklı hücreler osteoblastlara dönüşerek bu bölgede tabakalaşma yaparlar ve ara maddeyi salgılayarak osteosit haline dönüşürler. Bu olayı kalsifikasyon izler. Sonuçta ise diyafizin ortasında ve daha sonra da uçlara doğru gelişen ve kıkırdağı çevreleyen bir perikondral kemik dokusu ortaya çıkar. Kemikleşme tamamlandıktan sonra perikondriyum periosteum adını almaktadır. Bu kemik kompakt yapıdadır ve bu yolla kemiğin enine büyümesi sağlanır (2,4). 6
13 Enkondral Kemikleşme Bu tür kemikleşmede kıkırdak hücreleri önemli rol almaktadırlar. Özellikle uzun kemiklerin şekillenmesi bu yolla olur. Bu tür kemikleşme esas olarak kıkırdak hücrelerinin özellikle uzun kemiklerin diyafiz bölgesinde birtakım değişimleri şeklinde olmaktadır. Uzun kemikler epifiz (yuvarlakça uç kısımlar) ve uzun bir diyafizden oluşur. Meydana gelecek ilk kemik önce diyafizi saran perikondriumda intramembranöz yolla olmakta (kemik halkası oluşumu) ve periost şekillenmektedir. Diyafizdeki kemikleşme primer kemikleşmedir ve bölge tamamen kemikleşinceye kadar devam eder. Bunu epifiz bölgesindeki kemikleşme izler ve sekonder kemikleşme merkezi adını alır. Epifizdeki eklem kıkırdağı ise kemikleşmeye katılmaz. Sonuç olarak perikondral kemikleşme perikondriyumun osteojenik aktivitesiyle, enkondral kemikleşme ise kondrositlerin yani hyalin kıkırdak hücrelerin çoğalması ve diğer bir takım değişiklerle meydana gelmektedir. Kemik bir yandan devamlı olarak yapılırken bir yandan da osteoklastlarca yıkıma uğratılmakta ve bu iki olayın uyumlu çalışmasıyla kemik normal formunu korumaktadır (2,4) Kemik İyileşmesinde Biyokimyasal Olaylar Kırık meydana geldiği anda onun tamiri de başlar ve kırık uçlarının lameller kemikle birleşmesine kadar devam eder. Bu süre içerisinde birçok faktör iyileşmeyi etkilemektedir. Bu faktörlerin bir kısmı tamir olayını hızlandırırken bir kısmı da geciktirir hatta durdurur. Kırığın iyileşmesi olayı, travmaya uğrayan bölgedeki dokuların lokal bir fonksiyonudur ki bunun hızı ve miktarı önem taşır. Bireyin yaşı, direnci, sistemik hastalığı, lokal ve genel hastalıklar bu iyileşmeye yani lokal fonksiyona etki etmektedir. Kırık tamiri için önce, damarlanmanın artması ve hiperemiyle karakterize lokal enflamasyon oluşur. Kırıktan sonra ilk birkaç hafta boyunca, kırık hematomu içinde Ca konsantrasyonunda belirgin bir artış olur. Ancak kandaki genel Ca seviyesinde ise değişme olmamaktadır. Hematom kalsiyumundaki lokal artış kemik uçlarından sağlanır. Her yaralı dokuda olduğu gibi burada da histamin ve asetilkolin açığa çıkmıştır. Bilindiği gibi bu maddeler vazodilatasyon ve hiperemiye neden olurlar. Kırık 7
14 kemik uçları bu hiperemiye rezorbsiyonla cevap verir. Hiperemi yok oluncaya kadar Ca serbestlemesi devam eder. Böylece yeni kemik yapımı için gerekli Ca serbestleşmiştir. Kırık hematomunda bundan sonra fosfataz enziminde artma olur. Bu enzim osteoblastlar tarafından salgılanan bir kemik enzimidir. Her zaman kemik formasyonunun en aktif olduğu yerlerde bulunur. Bu enzimin artmasıyla plasmada proteine bağlı olan fosforik asidin fosfatları hidrolize olarak açığa çıkarlar. Bu da serbest haldeki Ca ile birleşerek kemiği besleyen sıvılardaki kalsiyum fosfatazı oluşturur ve satürasyonunu arttırır. Bu artış 10 hafta kadar sürer. Kemik iyileşmesinde rejenerasyon, periosttan, kemik iliğinden ve endosttan kaynaklanır. Konsolidasyon, özellikle kanla taşınan osteogeneze gerekli elemanlara bağlıdır. Kanlanma ne kadar düzenliyse, osteogenez o kadar iyidir (6). Bu olaylar çerçevesinde kemik iyileşmesi 4 fazda gerçekleşir: Hematom Oluşması : Kırık olayını takiben, kırık aralığını, dekolmana uğramış periostun altını ve komşu yumuşak doku aralarını medüller ve periferik damarlardan gelen kan ve plazma doldurur. Böylece kırık aralığı hematomu oluşur. Bundan başka kırık aralığında ölü kemik hücreleri, zarar görmüş yumuşak doku artıkları, bazen yabancı cisimler bulunmaktadır. Bu alandaki kemik yüzeylerinde osteogenetik hücreler yıkılmış olmasına karşılık kırık yüzeyinden uzaktakiler canlılıklarını korumaktadır Genç Granülasyon Dokusu Oluşması : Hematom kitlesi kapillerlerin dilatasyonu ile hiperemi gösteren ve hızla prolifere olan sellüler granülasyon dokusu ile çevrilir. Hematomun sıvı kısımları rezorbe ve katı kısımları da organize olarak kaybolurlar. Bu olay makro ve mikrofajlar yardımıyla gerçekleşir. Bundan sonra periostun içi yüzünde yer alan bir sıra kübik hücrelerden oluşan iç tabaka da ve aynı zamanda kırık sonrası açılan spongioza boşluklarında hücre çoğalması başlar. Böylece genç bir granülasyon dokusu oluşur. Bu doku kaybolan hematomun yerini alarak kırık aralığını doldurur. 8
15 Kallus oluşması : Bu yeni dokuda hücre sayısı azalmaya başlar. Çevresinde ise osteojenik hücreler artmış ve osteoblastlar haline farklılaşmıştır. Ayrıca periostun içi yüzünde de osteojenik hücre artışı olur ve buradaki hücreler de osteoblastlara farklılaşır. Bu sözü edilen hücre farklılaşması (diferansiyasyon) ve hücre artması (proliferasyon) ilk 48 saatte gerçekleşmeye başlar. Zaman geçtikçe periostun osteojenik tabakasının gelişmesi ve kalınlaşması artar. Osteojenik hücrelerin kemik trabeküllerini örten osteoblastlar haline geçişi daha fazla olur. Bir hafta içerisinde kan damarları çevresinde küçük küçük bölgeler halinde genç bir kemik dokusunun yer aldığı görülür. Bu doku osteoblastlar tarafından salgılanan yapıştırıcı bir kemik ara maddesidir. Buna osteoid doku adı verilir. İşte daha sonra biyokimyasal olaylar sonucu meydana gelen kalsiyum tuzları bu doku üzerinde birikecek ve ağ şeklinde, kırık uçları arasında uzanan köprüler tarzında bir yapıyı oluşturacaktır. Bu oluşuma da kallus denir Lameller Kemik Oluşması : Kallus oluşması kırığın fonksiyonel ( klinik ) iyileşmesini tanımlayan bir iyileşme safhasıdır. Asıl iyileşme, yani kırığın konsolidasyonu ise klinik iyileşmeyi takiben oluşan ve olgun lameller kemik formasyonunu tanımlayan bir evredir. Lameller kemik dördüncü haftadan itibaren oluşmaya başlar. Mevcut primitif kemik dokusu üzerinde yavaş yavaş gelişir. Kallusta her trabekül osteoblastik rezorbsiyon ile uzaklaştırılarak yerine birbirlerine çok yakın paralel yapıda ve direnç çizgilerine uygunluk gösteren lameller gelişirler (7,8). 9
16 3. KEMİK İYİLEŞMESİNİ HIZLANDIRAN FAKTÖRLER VE BİYOMATERYALLER Son 30 yılda biyomateryallerdeki gelişmeler kraniyofasiyal iskelet deformasyonlarının rehabilitasyonu ve yenilenmesi konusunda yenileyici cerrahiye yeni ve yenilikçi teknikler sağlamıştır (1). İdeal kemik greft materyali araştırmasında cerrahlar hastanın rekonstrüktif ihtiyaçlarıyla mümkün olan her bir greft materyalinin kendine has özelliklerini dengelemelidirler. İdeal kemik implantı araştırmalarında materyal birçok karakteristik sergilemektedir: 1.Kimyasal olarak inert olmalıdır 2.Hiperduyarlılık oluşturma ya da yabancı vücut reaksiyonu üretme yetenekleri olmamalıdır 3.Kolayca çevrelenebilmelidirler. 4.Zamanla kararlı şekli muhafaza etmelidir. 5.Non-karsinojenik olmalıdır. 6.Yaşayan doku tarafından gelişen ya da değiştirilebilir hale gelmelidir. 7.Toksik olmamalıdır. 8.Kolayca sterilize edilebilmelidir. 9.Çevre dokuları etkileyebilecek renk özellikleri olmamalıdır. 10.Uygulaması kolay olmalı, uygulama esnasında minimum travmaya neden olmalıdır. 11.Kırılmaya ve bükülmeye karşı dirençli olmalı, elastik olmalı, elastisitesi uygulandığı dokuya yakın olmalı ve ara yüzeyi geliştirmek ve estetiği sağlayabilmek için kolaylıkla bükülebilmelidir. 12.Enfeksiyona karşı dirençli olmalıdır. 13.Başarısızlık durumunda kolaylıkla çıkarılabilmeli veya kesilebilmelidir. 14.Ucuz olmalı ve eldesi kolay olmalıdır. 15.Radyografik olarak tespit edilebilmelidir (9,10). 10
17 Biomateryallerin sınıflandırılması 3.1. Kemik kaynaklı Biomateryaller Otojen Kemik Grefti (Otogreft): Otojen kemik greftleri hem alıcı hem de vericinin aynı olduğu materyallerdir. Kemiğin bölümleri hastada uzak bir siteye transplante edilebilir (heterotopik) yada aynı anatomik bölgede kullanılabilir (ortotopik). Kalvariyal greftler yaygın olarak ortotopik greftler olarak kullanılır. Bu greftler en yaygın olarak calvariumdan, iliak kemikten ve omurgadan toplanır (11). Otojen (kendi kendine oluşan) kemik greftlerinin kullanımı, yeni kemik greft materyallerinin karşılaştırılması konusunda uzun zamandan beri altın standart olarak düşünülmektedir. Otojen kemik greftlerinin, kraniyofasiyal iskelet ile gelişimsel işbirliği, enfeksiyona karşı direnç ve potansiyel olarak gelişme yeteneğine sahip olma gibi avantajları bulunmaktadır. Kraniyal kemik kraniyofasiyal yeniden yapılandırıcı cerrahide en uygun olarak kullanılan greft materyalidir. Donor saha morbitiditesi otojen greftlerin kullanımını sınırlandıran bir faktör olmaya devam etmektedir ve özellikle yeni bir operatif saha gerektiğinde her komplikasyon hesaba katılmalıdır. Bu yüzden; kraniyofasiyal cerrahide kullanılan kemik greftlerinin birincil rekonstrüksiyon gibi aynı şeye maruz kalmış alandan toplandığı Tessier kendi kendine yetme konsepti geliştirilmiştir (12). Böylece kalvariyal kemik greftlerinin; sadece toplama sahasının operatif alanda olduğundan değil ayrıca kalıcı verici saha ağrısı ve genel kozmesis tarafından da ölçüldüğü gibi ayrıca minimal verici saha morbiditesiyle alakalı olduğundan ideal olduklarına inanılmaktadır (11). Dahası kalvaryum resorbsiyona daha az eğilimi olan membran bir kemiktir. Otojen kemik greftlerinin temel avantajları; enfeksiyon dirençleri, safhalı girişim rekonstrüksiyon yetenekleri ve defekt sahası ile işbirliği yaptıktan sonra kemik gelişimi potansiyelleridir. Tamamen kozmetik uygulamalar da rapor edilmiş olmasına rağmen büyük bir kısmı kranial ve orbital kusurları ve kontur düzensizliklerini düzeltmek için kullanılmıştır. Şu anda kalvariyal kemik otogreftleri rağbet görmektedir fakat site-spesifik rekonstrüksiyon için klinik olarak işaret edilen diğer tip kemik greftleri kullanılmalıdır (11). Kalvarial olmayan otogreftlerin kullanımı verici saha morbiditesindeki artış (iliak, göğüs grefti) ve daha yüksek resorpsiyon oranından (omurga greftleri) sonra sınırlandırılmıştır (13). 11
18 Homojen Kemik Grefti: (Homogreft) Allogreft kemiğin sayısız konfigürasyonları bulunmaktadır: toz, kortikal parçacıklar, kansellöz küpler, kortikal taşıyıcılar vb.(14). Bunların çoğu otojen olarak ekilemez bile çünkü ekildiği takdirde donör sahada gereken miktardan ötürü bir değişim başlayacaktır. Artı, kortikal kemik özel geometrik şekillere, vida gibi, makine ile getirilebilir (15,16). Allogreft kemiğinin nasıl işleme tutulduğuna bağlı olarak, bazılarında osteoindüktif kapasite olmasına rağmen, allogreft kemiği prensipte osteokonduktiftir (14,17). Çünkü işlenmiş allogreftte, hiçbir yaşayan hücre bulunmamaktadır. Dolayısıyla hiçbir osteojenik cevabı sağlayamaz (17). İşleme metodları şöyledir : Fiziksel debridman: yumuşak dokuyu kaldırır ve hücresel yüklemeyi azaltır Ultrasonik veya nabızsal yıkama: geriye kalan hücre artıkları ve kan Etanol tedavisi: hücresel proteinleri denatüre etmek ve viral aktiviteyi azaltmak Antibiyotik yıkaması: bakterileri öldürür Frezelemek: final geometriyi sağlamak için Terminal sterilizasyon: gama radyasyonundan, etilen oksitten ve diğer metodlardan yararlanarak Gama radyasyonunu kullanarak öncelikli uygulama: ilk olarak mikrobiyal yüklemeyi azaltmak, dondurarak-öldürmek ve geleneksel-dondurma (14,18). Mekanik özellikler, hem donör sahaya hem de işleyiş tekniğine bağlıdır. Biyolojik yanıt da otogreftlerde olduğu kadar güçlü değildir (14,19). Biyolojik yanıt, alıcı bölgenin iliğinden veya otogreft eklemek suretiyle geliştirilebilir (17,20). Dondurulmuş-kurutulmuş allogreftler, uzun süreli ve elverişli olarak oda sıcaklığında barınabilirler. Ancak, dondurma-kurutma işlemi, materyalin özelliklerini değiştirebilir. Böylece implantasyon öncesinde, greftin rehidrasyonu gerekebilir. Derinlemesine 12
19 dondurulmuş kemiğin daha zorlu saklama koşulları vardır, buna rağmen, eritilerek hemen kullanılabilir ve başlangıçtaki materyal özelliklerini koruyabilir (14). Allogreft kemiğin birleşiminin biyolojik örneği, hemen hemen otogreft kemikle aynıdır. Yalnızca, allogreftlerde, osteojenik yanıt ya çok azdır yada hiç yoktur. Prensipte iliumdan, distal femurdan, proksimal tibiadan alınan kortikal ve kortikokansellöz allogreftler, yapıya ekstra destek sağlar. Çok büyük kortikal allogreftler tercih edilmemelidir çünkü bunlar kan damarlarının penetrasyonunu önlerler ve fraktür risklerini %16-%50 arasında değiştirirler (14). Bunun sebebi, zamanla oluşan fakat tamir edilemeyen minik çatlaklar olabilir. Operasyondan belirli bir süre sonra, kortikal allogreftler karşılaştırılan otogreftlerden daha zayıf kalırlar. Segmental kortikal allogreftler, yeterli zaman ve yük dağılımı verildiğinde, stabil bir yapı kazandıklarında, çoğu zaman otogreft olan ortakları ile birleşmeye ve onlara hem biyomekanik hem de yapısal olarak benzemeye başlarlar. Yine de allogreftlerde belirgin olarak daha fazla miktarda remodele edilmemiş nekrotik kemik gözlenir. Bazı kansellöz ve kortikal allogreftler kan damarlarının girişini kolaylaştırmak için açık bir yapı gösterirler. Yapısal olarak kullanılmamakla beraber, kendi başlarına yapısal olarak basınca direnç gösterirler. Tanecikli yapıları, allogreftlerin kanla, trombositle, ilikle hatta otogreftlerle kolayca karışmalarını sağlar. Böylece allogreftlerin biyolojik fonksiyonları geliştirilmiş olur (14). Genelde, allogreft kemik, hücrelerin inceleme ile çıkartılması ve dondurmakurutma ile immunolojik potansiyeli minimuma indirgenmiş, üniversal bir donör materyalidir (21). Ancak, deneysel hayvan çalışmaları göstermiştir ki, aslında, transplante edilmiş türe özgü allogreftler klinik olarak belirti vermemelerine karşın, alıcı konakta immunolojik yanıta sebep olabilirler. Köpek modeline göre, birleşme ve greft alıcı bütünleşmesi sırasındaki allogreft performansı, donör kemikle alıcı arasındaki histolojik yarışın derecesine bağlıdır (22). Bu yönden bakıldığında, immun sistemi baskılayıcı ajanların kullanımı mantıklı gözükmektedir. Ancak, alıcının sistemik sağlığı da göz ardı edilmemelidir. Klinikte, insan yapısındaki allogreft içerikli sahalardan alınan biyopsilerde, enflamasyon hücrelerine rastlanmıştır. Ancak, histolojik görünüm spesifik değildir ve bu hücrelerin kesinlikle immun reaksiyon sonucu oluştukları belli değildir (21). Araştırıcılara göre, greft birleşmesi ve performansı histolojik olarak uyumlu greftler kullanılarak arttırılabilir. 13
20 Allogreft kemik, hastalık bulaştırma potansiyelini göz ardı edersek hayli güvenlidir. Ancak bakteriyel sterilizasyon ve viral inaktivasyon sayesinde, bu da elimine edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri nde Yiyecek ve İlaç Bakanlığı, yeni açılan tüm doku bankalarının uyması gereken standartlar getirmiştir. Amerikan Doku Bankaları Birliği (The American Association of Tissue Banks) eğitimi ve araştırmayı destekler. Ayrıca, güvenirliği kesinleştirmek adına dokuların geliştirilmesi konusunda sayısız metot tarif eden yayınlar vermiştir. Bununla birlikte, bazı eyaletlerin kendilerine özgü yöntemleri vardır. Birinci basamakta, donörun sosyal ve medikal tarihi incelenir, serolojik testlere tabi tutulur. İkinci basamakta, doku sıkıca kontrol edilen koşullar altında geliştirilir. Bu aşama terminal sterilizasyonu içerebilir yada içermeyebilir (ör: gamma irradyasyonu, etilen oksit, vb.) (23). Üçüncü basamakta ise, USP sterilite testi (USP XXVI, Section 71,Sterility Test) veya onaylanmış dozimetrik yayma (AAMI/ISO 11137) yapılır. Alkol ve peroksit gibi yüzey aktif maddelerin birleşiminin kullanıldığı bazı doku yıkama prosedürleri virüsleri inaktive edebilir (14). Mikrobiyal sterilizasyon için kgy lik radyasyon dozu yeterli olurken, daha yüksek miktardaki radyasyon kesinlikle greftin mekanik özelliklerini değiştirir (24). Gamma irradyasyonu daha yüksek dozlarla HIV gibi diğer virüsleri de aktive eder, ancak bu durum greftin hem mekanik hem de biyolojik bütünlüğünü tehlikeye atar. Viral, özellikle HIV, transmisyonu halen şüphe çekmektedir. Aslında yüzdelere vurduğumuzda, oran 1-8 milyon olguda 1 dir (25). Büyük ossöz ve osteokondral allogreftlerle yapılan implantasyonlardan sonraki klinik, radyolojik ve biyolojik incelemeler sonucunda, başarı oranı %60-%90 arasında bulunmuştur (26). Cerrahın tedavi sürecinde allogreft kullanımını desteklemek için bu oran yeterlidir, ancak bazı noktalarda daha iyi sonuçlar alabilmek için bunun yanında yeni kemik rejenerasyon tekniklerinin de araştırılması gerekir Heterojen Kemik Grefti : (Heterogreft) Kemiğin mineral fazı lık NaHCL ile, organik matris bozulmadan ayrıştırılabilir (27). Bunun sonucunda, mineralize allogreft kemik ilk olarak belirgin bir osteokonduktif iskeletken, osteoindüktif bir karaktere bürünür. Osteoindüktif olmakla 14
21 beraber, kollajen matris, materyale halen osteokondüktif bir özellik verir (20). Kuru insan kortikal kemiği, ağırlık olarak yaklaşık %25 oranında kalsiyumdan oluşur. Amerikan Doku Bankaları Birliği (The American Association of Tissue Banks) demineralize olmuş kemiği %8 den daha az kalsiyuma sahip olarak tanımlar (18). Tipik demineralize kemik matrisi (DBM) formülünde kalsiyum yoktur. DBM insan allogreft kemiğinin bir formudur. Bununla beraber, ikinci safha olan asitle demineralizasyon safhasında, viral inaktivasyon ister istemez gerçekleşir. Sonuçta DBM implantasyonları sırasındaki hastalık bulaştırma ihtimali, diğer materyallere kıyasla daha az bulunacaktır. Ayrıca, demineralizasyon kan elemanlarının etkili bir biçimde uzaklaştırılmasına neden olduğu için, DBM demineralize edilmemiş allogreft kemiğinden daha az immunolojik potansiyele sahiptir (17). DBMnin osteokondüktiflik özelliğinden ilk olarak Urist (28) 1965 senesinde bahsetmiştir. O günden bu yana, yeni kemik oluşumundan sorumlu faktörlerin kemik morfogenetik proteinleri (BMPs) oldukları keşfedilmiştir. BMPler dönüşen büyüme faktörü-beta (transforming growth factor-beta) (TGF-B) molekül süperfamilyasının bir parçasıdırlar, küçük, hidrofobik, ısı-sabit glikoproteinlerdir(bmp 2-16) (17). BMP-1 yoktur, çünkü bu bir enzimdir, prokollajen C-proteinaz. Bu enzimin görevi de, olgun kollajen oluşumu sırasındaki proteolitik gelişmede rol almaktır ve kemik oluşumu ile ilgili değildir. BMPler genellikle, kemiğin organik matrisi ile ilgilidirler ve yalnızca küçük miktarlarda bulunurlar (29). Demineralizasyon süreci, BMPlerin biyolojik olarak bulunabilirliğini arttırır. BMPler, mezenşimal kök hücrelerini (MSCs) sahaya kemotaktik uyaranlar sayesinde çekerler ve MSClerin kemik oluşturucu hücrelere dönüşmelerini sağlarlar. Tipik olarak, MSCler kondrositlere dönüştürülürler, bu da enkondral kemik oluşumu gibi bir yol izler. DBMnin osteoindüktif potansiyelinde donörün çeşitliliğine göre farklılıklar gözlenebilir. Literatüre göre, osteoindüktif potansiyeli, yaş ve cinsiyet gibi basit donör karakteristiklerine bağlamamak gerekir (30). Eski görüşe göre, BMP 2,4 ve 7 en yüksek kemik oluşturma kapasitesine sahiptirler. Ancak son araştırmalara göre BMP 2, 6 ve 9 MSClerin diferansiyasyonundan sorumlu oldukları gözlenmiştir (31). 15
22 Liyofilize DBM tozu senelerdir çeşitli doku bankalarında bulunmaktadır. Ancak, operasyon anında bazı zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Çünkü materyal, yerleştirilmeden önce uygun likit (su, salin, kan, vb.) ile tekrar yapılandırılmalıdır. DBM teknolojisinde 1990larda, gliserin, kollajen, hyalüronik asit gibi taşıyıcıların keşfiyle gelişme yaşanmıştır (32). Taşıyıcı toksik olmamalı, biyo uyumlu olmalı ve kemik yapımı sürecinin herhangi bir basamağına kesinlikle engel olmamalıdır. Diğer allogreft materyallerinde olduğu gibi, DBMler de kabul edilebilir risk profiline karşı gerekli aseptik önlemler alınarak geliştirilmelidir (33). Deneysel ve klinik çalışmalar göstermiştir ki DBMnin liyofilize toz, puty, yaprak ve diğer şekilleri, otogreft ve allogrefte alternatif başarılı bir osteoindüktördür (32). Osteoindüktif potansiyel araştırmalarında 2 ana kategori vardır: in vivo, in vitro. In vivo deneylerde, hayvan modeline implantasyon yapılır ve yeni oluşan kemik miktarı belirlenir. İnsan türevli DBM mutlaka immun sistemi baskılanmış bir hayvanda test edilmelidir, diğer türlü immunolojik reaksiyon oluşacaktır. Genel hayvan modelleri atimik fare ve sıçanlardır (34,35). Osteoindüktif potansiyelden emin olmak ve osteokonduktifliğin etkisini en aza indirgemek için, DBMler ektopik, subkutan veya intramuskuler, bir sahaya implante edilirler. İntramuskuler implantasyonun, subkutan implantasyondan daha çok endokondral kemik oluşturduğu kanıtlanmıştır (34). Genelde, osteoindüktivite raporlarında, DBM hayvanda en az 28 gün bırakılır (35). Çıkartıldıktan sonra, renklenmiş, dekalsifiye olmuş, içeri çökmüş bölgelerde histomorfometri analizleri yapılır. Deney sonucu alınan verilerdeki varyasyonlar, implantasyon sahasının özelliğine, implante edilen DBM miktarına, hayvanda bırakılma süresine, kullanılan histolojik metota bağlıdır (35). Günümüzde, in vivo osteoindüktiviteyi tanımlayacak, uluslar arası bir standart kabul edilmemiştir. In vivo osteoindüktivite testlerinin belirgin bir özelliği de, sonuç noktasının, kemik iyileşmesindeki istenilen klinik sonuç noktasına benzemesidir. Zaman ve gereken ücret, bu tekniğin rutinde kullanılmasını engelleyen dezavantajlarıdır. Osteoindüktivite testlerinin bir diğeri, in vitro testlerdir. Temel hücre dizileri, DBM varlığında kuluçkaya yatırılır ve biyoaktivitenin göstergesi olan değişiklikler ölçülür. Bu tip bir biyoaktivite, mitojenik ve morfojenik olarak sınıflandırılabilir. Mitojenik aktiviteye örnek olarak, insan osteosarkoma hücrelerinin proliferasyonu 16
23 gösterilebilir. In vitro metotlar, daha ucuz ve daha hızlı olmalarına rağmen, direkt olarak yeni kemik oluşumunu ölçemedikleri için rutinde kullanılmamaktadır Alloplastik Biyomateryaller Paris Alçısı ( Kalsiyum Sülfat Hemihidrat) : Genelde Paris alçısı olarak bilinen kalsiyum sülfat, belki de en eski seramik kemik yedekleme materyalidir. İlk olarak Dreesman (36) tarafından 1892 yılında tarif edilmiştir. Katı bir form oluşturmak adına, kalsiyum sülfat hemihidrat (CaSO4/2H2O) tozu, kalsiyum sülfat dihidrat (CaSO4. 2H2O) haline getirilir. Bunun için ekzortermik bir reaksiyondan geçirilir. Alternatif olarak, kalsiyum sülfat dihidrat tozu, sodyum fosfat ve potasyum sitrat içeren bir likitle de karıştırılabilir. Yavaş rezorbe olan kalsiyum fosfat bileşiklerinin aksine, kalsiyum sülfat bileşikleri 8 hafta- 6 ay gibi daha kısa zamanda rezorbe olurlar (37) Biokoral (Kalsiyum Karbonat): Marine coral bazlı Ca karbonat implantları delikli Hidroksil apatit (HA) implantları olarak aynı koraldan türemişlerdir. İki implant arasındaki biyokimyasal fark, koraline HA implantlarında Ca karbonat iskeletler Ca fosfata dönüşürken kimyasal olarak değişmemiş marine koral implantlar Ca karbonattan oluşmuştur. Bu 2 implant arasındaki fonksiyonel fark, Ca karbonat implantları subperiostal olarak implante edildiğinde zamanla resorbe olur ve kemiğin yerine geçerken HA implantları non-resorbl dır. Bu kemik değişimi rekonstrüktif hacimden hiçbir şey kaybetmeden bir çok ay boyunca olur (38). HA gibi biokoral, kemiğe deliklerinin iç yüzey alanı boyunca osseokondüksiyon yapar fakat kemiğin biokoral deliklere doğru gelişimi tamamlandığında osteoklastlar kalsiyum karbonat iskeleti ve osteoblast depozit kemiğini resorbe etmeye başlarlar (39). Şimdiye kadar kalsiyum karbonat implantlarının fibro-osseoz doku yer değiştirmesinin hiçbir histomorfometrik analizi yapılmamıştır. 17
24 Biokoral, insanlarda özellikle çapak deliklerini doldurmak yoluyla kranial defekt rekonstrüksiyonu için kullanılmaktadır (40). Delikli seramik HA gibi, kalsiyum karbonat implantları da önemli eğilme baskılarına dayanacak kadar dayanıklı değildir. Bu yüzden baskıya dayanması gereken uygulamalar için mandibular rekonstrüksiyon plakası gibi yapısal destek formuna ihtiyaç duyacaktır. Resorptif yeteneği ve hızlı fibro-osseous yer değişiminin kombinasyonu, konturun önemli olmadığı, komple implant resorpsiyonunun ve kemik yer değiştirmesinin istendiği ortopedik cerrahi için bu tip implantı ideal hale getirir Bioaktif seramik: Trikalsiyum Fosfat (TCP) Delikli beta-tcp, kemik greft yedeği olarak kullanılacak olan en öncü kalsiyum fosfat bileşiklerinden biridir (41). Paralel kanallardan ve fibröz dokunun implantın içine doğru gelişimine izin veren bağlayıcı pencerelerden ve delikli kalsiyum karbonat kanallarından oluşur. İmplante edildiğinde hemen hemen non-resorbabl olan seramik HA gibi olmayan şekilde, seramik beta-tcp yavaşça çözünür (41). Bu materyalle kemiğin oluşturduğu alana doğru osseokondüksiyonu indüklemek sonradan beta- TCP iskeletlerinin resorpsiyonu ile mümkündür böylece yeniden yapılandırılan sahada hiçbir biomateryal kalıcı olarak geride kalmaz. Ne yazık ki kemik tarafından beta-tcp değişimi 1:1 oranında olmaz. Absorbe edilen TCP hacmine göre daha az kemik hacmi üretilir (38). Bu sebepten dolayı beta-tcpnin klinik kullanımı birincil olarak erken hacim kaybını önlemek için, onu diğer materyellerle birleştirerek yapılır. Breitbast ve ark. (42) tavşanların frontal kemiğini onley kemik greft yedeği olarak osseoindüktif bir protein olan TCP ile birleştirdiler. Sonuçta hacim değişimi olmayan kontrollerle karşılaştırıldığında implant 1:1 oranında kemik yer değiştirmesi sağlayan yüksek seviyede kemik gelişimi ve yüksek oranda olgun lameller kemik ortaya koydu. 18
25 Hidroksiapatit Preparasyonlar HA kemiğin temel mineral komponentini ve kalsiyumlu insan iskeletinin %60 ını oluşturur (38) lerin başında sentetik olarak oluşturulmuştur ve klinik olarak 25 yıldan bu yana kullanılmaktadır (41). HA biouyumludur ve inflamasyon, toksik reaksiyon ya da yabancı hücre tepkisine neden olmaz. HA in 2 genel kategorisi vardır: seramik ve seramik olmayan. Tüm biçimlerin osseokondüksiyon ve osseointegrasyon yeteneği vardır ve in vivo olarak absorbe edilmeye dirençlidir (38). Seramik HA düşük ph da kristal formda sentezlenir ve katı HA kütlesi oluşturmak için sinterize edilir (41). İki biçimdedir: yoğun ve delikli. Yoğun seramik HA tamamen sentetiktir ve deliği bulunmaz, bloklar yada granüller şeklinde fabrika imalatı yapılabilir. Yoğun HA blokları yüz plastik cerrahisinde kullanıma uygun değildir çünkü şekillendirilmeleri zordur ve fibro-osseos doku gelişimine izin vermezler. Yoğun HA granüllerinin katı bloklardan daha yüksek kontur uyumluluğu vardır fakat hiçbir intrinsik yapısal entegrasyonu yoktur ve fibro-osseos doku tarafından çevrelenene dek mekanik olarak kararlı olmazlar ve böylece birkaç haftadan birkaç aya kadar migrasyon potansiyelini yitirmezler (43). İmplant migrasyonu ve zayıf yapısal kararlılık problemlerini çözmek için, HA granülleri granül içermeye yardımcı olmak için resorbabl taşıyıcı bileşiklerle birleştirilir (43), (Şekil 1, 2). Şekil 1 : Titanyum iskelet Şekil 2: İskelet üzerine konumlandırılmış HA 19
26 Bu maddeler içinde fibrin yapışkanı kontrol ortamı olarak kullanılmış ve yara iyileşmesini ilerlettiği ve anjiogenesi uyardığı ve kemik gelişiminde muhtemel rol oynadığı tespit edilmiştir (44) Polimerler : Sentetik absorbe olabilen polimerler, α-hidroksil asit temelli olarak, klinikte son 40 senedir suturların yapısında, son 20 senedir de pinler, çiviler, osteosentez plakları gibi internal fiksasyon aletlerinin yapısında kullanılmaktadır (45). Bu materyaller ilk olarak, hidrolize uğrarlar. Daha sonra metabolik olarak, su ve karbondioksite dönüşürler (45). En sık kullanılan sentetik absorbe olabilen polimerler, poliglikolik asit, polilaktik asit ve bunların kopolimerleridir. Bu materyallerin kemik oluşumuna katkıları sorgulanmaktadır. Poröz iskeletsel yapıları sayesinde teorik olarak osteokonduktivite göstermeleri beklenen polimerler, yalnız başlarına sınırlı osteokonduktiviteye sahiptirler. Sentetik absorbe olabilen polimerlerin, kemik rejenerasyonuna en büyük katkısı, diğer teknolojik ajanlarla bağlanma kapasitesidir. Sonuç olarak, doku mühendisliği alanında, bu materyaller, iskelet görevi üstlenerek, hücrelerle beraber ekilip, büyüme faktörleri ile birlikte kemik, kıkırdak ve diğer dokuları oluşturmada kullanılır (46). Bunlar ayrıca, yönlendirilmiş kemik rejenerasyonunda (GBR) absorbe olabilen membran olarak da kullanılabilirler. Bu teknikte, defekt alanına kemik greft materyali yerleştirilir, üzeri istenmeyen doku ve hücrelerden korunmak amacıyla bariyer görevi gören bir membranla örtülür. Böylece belirli bir boşluk oluşturulur ve korunur. Bu boşluk alttaki kan pıhtısının stabilizasyonu için gereklidir (47). Absorbe olabilen GBR membranları uzun süredir oral cerrahide kullanılmaktadır. Günümüzde, biyolojik olarak absorbe olabilen polimerlerden ve seramiklerden oluşan bileşikler üzerinde çalışılmaktadır Membranlar 3.4. Kollagen 3.5. Titanyum 3.6. Karbon 20
27 4. KÖK HÜCRELERİ İnsan vucudunun rejenerasyon kapasitesi çok yüksektir. Özellikle kan ve epitel hücreleri diğer hücrelere nazaran daha çabuk rejenere olurlar. Özelleştirilmiş dokuların bölünmesini hızlandıran kök hücreleri, kendilerini yenileme kapasitesine sahiptir. Kök hücreleri, iki ana özelliğe sahip eşsiz hücrelerdir. Birincisi, kendi kendini yenileyebilme özelliği, ikincisi ise başka türlere başkalaşabilme özelliğidir. Olgunlaşmış dokuda, bu erişkin kök hücreleri (ASCs) hemostaz ve doku tamirinde büyük rol oynarlar. Bu tip hücreler senelerdir incelenmelerine rağmen, son bulgular bu hücrelerin şaşırtıcı bir biçimde farklı dokular üretebilecek kapasiteye sahip olduklarını göstermiştir. Daha da dikkate değer olarak embriyonik kök hücrelerinin (ESCs) gelişimsel kapasitesi incelenmiş ve teorik olarak bu hücrelerin tüm doku tiplerine dönüşebileceği gösterilmiştir Embriyonik Kök Hücreleri: En basit anlamıyla, döllenmiş yumurta temel kök hücresini temsil eder çünkü farklı hücreler farklılaşıp çoğalabilir ve bütün bir organizmaya dönüşebilir. Erken gelişim evresinde, döllenmiş yumurta özelleşmiş hücrelere dönüşmeye başlamadan, hızla bölünmeye başlar. Gelişimin blastosit evresinde hücre içi kitlesi (inner cell mass) oluşmaya başlar. Bu hücre içi kitlesine sahip olan hücreler embriyonik kök hücreleri (ESCs) olarak adlandırılırlar. Sıçanlara ait ESCler genetik olarak modifiye edilmiş, eksik gene sahip hayvanlarda kullanılmıştır. Bu hayvan çalışmaları göstermiştir ki, gelişmekte olan embriyoya uygulandığında ESClerin her türlü hücreye dönüşebilme kapasiteleri vardır. Bilim adamları bu ESCleri kültür ortamında üretebilmeyi başarmışlar ve bu hücrelerin sıra dışı bir biçimde birçok hücre tipini oluşturabileceklerini göstermişlerdir. Bu sebeple, ESCler rejeneratif tıpta potansiyel kullanımlar için depo görevi görebilirler (48). Embriyonik gelişim ilerledikçe ve hücreler tanımlanmış germ tabakalarından ayrılmaya başlayınca, hücrelerin 21
28 farklılaşma kapasitelerinde düşme olacağı düşünülmüştür. Fakat gelişmekte olan organlardan elde edilen kök hücrelerinin halen rejenerasyon ve tamir kapasitesinin devam ettiği gözlenmiştir. Embriyonik kök hücrelerinin nörondan kas hücresine, belki dişe bile dönüşebileceğine dair büyük bir umut vardır. Hem laboratuar çalışmaları hem de hayvan deneyleri, bu hücrelerin kültüre edilebilir olduğunu ve neredeyse her tip hücreye dönüşebileceklerini göstermiştir. ESClerin diferansiye olma mekanizmaları henüz keşfedilememiştir fakat lokal çevre koşullarının bu konuda büyük rol oynadığı kabul edilmiştir. Bu hücrelerin, günün birinde organ transplantasyonu sırasındaki doku değişimlerinden kaynaklanan sıkıntıları hafifleteceği düşünülmektedir. İnsan kök hücreleri üzerinde yapılan çalışmalar sayesinde artık tüm organın transplante edilmesindense, kök hücrelerinin transplante edilmesine karar verilmiştir (49). Embriyolardan in vitro koşullarda alınan hücreler, yerlerine yerleştirilip, özelleştirilmemiş hücreler olarak kök hücre özelliklerini koruyabilirler. Bu bulgu ile bazı güçten düşürücü hastalıkları Alzheimer & Parkinson kök hücre terapisi ile iyileştirme umudu doğmuştur. Ancak, iki büyük sorun bu amaca ulaşılmasını engelleyebilir. Birincisi, teknik engeldir. Hücrelerin tekrar üretilebilir hale getirilmesinde ve istenen hücreye dönüştürülmesinde karşılaşılan zorluklar aşılmalıdır. Ayrıca kök hücre biyolojisi ile ilgili daha cevaplanmayı bekleyen birçok soru vardır. İkinci engel ise, kanunlar ve etiktir. Amerika Birleşik Devletleri nde ve diğer birçok ülkede federal fonların hiçbiri insan embriyonik kök hücreleri üzerine olan çalışmaları desteklememektedir. Buna rağmen, National Institute of Health ve Wisconsin Üniversitesi yaptıkları anlaşma ile sınırlı olarak kök hücre araştırmalarının kapısını açmışlardır. Teknik ve etik konuları göz ardı ederek düşünüldüğünde, bilim adamlarını iyimser olmaya yönelten şey, insan dokularındaki olgun hücrelerin de kök hücre benzeri aktivite gösterebilmesidir. 22
29 4.2. Erişkin Kök Hücreleri: Erişkin kök hücrelerinin rejeneratif potansiyeli uzun senelerdir bilinmektedir. Örneğin, olgun insan dokularından alınan hematopoetik kök hücreleri kan hücresi kökenli tüm hücrelere dönüşebilir (50). Kemik iliğinden alınan kök hücreleri de kemik kırığı olgularında ve mikrofraktürlerin tedavisinde kullanılmaktadır (51). Erişkin kemik hücrelerinin, embriyonel hücrelere nazaran daha sınırlı ölçüde yeni doku oluşturabildiği düşünülüyordu. Çünkü hematopoetik kök hücreleri sadece yeni kan hücreleri ortaya çıkarabiliyordu. Fakat son çalışmalar bunun doğru olmadığını göstermiştir. Buna göre, kan hücreleri ve türevleri ile birlikte kök hücreleri, kemik iliği kökenli olduklarında kas hücresine ve beyindeki nöron benzeri hücrelere dönüşebilirler (52). Farelerin merkezi sinir sisteminde yapılan bir çalışma göstermiştir ki, sisteme ait olgun kök hücreleri değişik sinir sistemi hücrelerine dönüşmekle birlikte kas, kan ve kalp hücrelerine de dönüşebilmiştir (53). Eğer ASClerin ESClerle aynı potansiyele sahip olduğu ispat edilebilirse, ESClerle ilgili bazı etik sorunların da üstesinden gelinmiş olunacaktır İn vivo kemik formasyonu : Erişkin bir kök hücresi insan kemik iliğinde veya farklı birçok ortamda bulunabilir. Kemik iliğinin dokusu, hematopoetik sistem ve kemik iliği stroması karışımıdır. Bu iki sistem birbirinden farklı fakat bağımsız biolojik populasyonlara sahiptir. Buna rağmen, son zamanlarda yapılan birkaç çalışma bu iki hücre populasyonu arasında doğal bir etkileşim olduğunu göstermiştir. Hematopoetik hücreler, stromal hücrelerin aktivitelerini etkiler. Stromal hücreler de hematopoetik hücrelerin farklılaşması sırasında mekanik destek sağlar. Bununla beraber, kemik iliği stroması olgun kan hücrelerinin oluşturulmasında etkili sinyalleri gönderir (54). Hematopoetik kök hücrelerinin transplantasyonu ile ilgili birçok literatüre rastlanılmasına rağmen, kemik iliği stromasının transplantasyonuna bu kadar ilgi gösterilmemiştir. 23
30 Kemik iliği in vitro olarak kültüre edildiğinde, hematopoetik sistemle ilgili olmayan bağlı hücreler prolifere olurlar ve in vivo kemik iliği stromasına özgü özellikler gösterirler. Kemik iliğinden üretilen kültüre edilmiş stroma hücrelerine kemik iliği stroma hücreleri denir(bmscs) (55). Bununla birlikte kök hücre grubunun bir alt kümesi olarak mezenşimal kök hücreleri veya iskeletsel kök hücreleri kavramları ortaya atılmıştır. Bu iki grup da multipotansiyel ve farklılaşabilme özelliklerini korumuşlardır, ki bu özellikler kök hücrelerini tanımlar. Her iki grup da kendini yenileyebilir, çeşitli fenotiplere (kemik, kıkırdak, adiposit, hematopoetik destekçisi stroma) farklılaşabilirler (56). Günümüze kadar, bu alandaki ana çalışmalar BMSClerin kemiğe dönüşebilme kapasitesi üzerine yoğunlaştırılmıştır. Böylece, in vitro olarak genişletilmiş BMSClerin, iskeletsel defektlerin tamiri ve rejenerasyonunda görevli osteojenik projenitör hücrelerine kaynak olabileceği gösterilmiştir. BMSCler doğuştan heterojen olmalarına rağmen, populasyonun plastisite özelliği eşsiz bilimsel çalışmaların yapılmasını sağlar. Bunlar, BMSClerin iskeletsel hemostazdaki rolü, genetik olarak modifiye edilmiş kök hücreleri ve otojen hücre terapilerinin kemik oluşumundaki rolü hakkında yapılan çalışmalardır. Kemik gelişimi sırasında oluşan hücre-hücre veya hücre-matrix etkileşimleri, BMSClerin böbrek kapsülü altı gibi spesifik bölgelere yerleştirildiği açık transplantasyon sistemlerinde incelenebilir. BMSClerin böbrek kapsülü transplantlarında incelenmesinin dezavantajları, teknik olarak zorlu bir cerrahi prosedür olması, sonuç olarak çok küçük doku parçaları elde edilebilir olması ve hayvan başına incelenebilecek örnek sayısının sınırlı olmasıdır. Bu limitleri aşmak için, son çalışmalar sayesinde immun sistemi baskılanmış farelerde, farklı ırk ve türlere ait hayvanların farklı anatomik bölgelerinden alınan hücrelerin çoklu transplantasyonu sağlanmıştır (57). Açık sistem transplantları için ( donör ve ev sahibi alan arasında bariyerin olmadığı durum) böbrek kapsülü altı ve subkutan sahalar gibi, transplantasyon aygıtının kullanımı ve doğası başarılı osteogenezis için altın anahtardır. Kemik iliği suspansiyonları subkutan veya intramuskuler olarak yerleşirildiğinde, BMSCler yığın 24
Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar
KEMİK DOKUSU Organizmanın en sert dokusudur. Kemik dokusunun hücreler arası maddesinin içinde kollajen teller ve inorganik elemanlar bulunur. İnorganik elemanlar hidroksiapatit kristalleri olarak tanımlanır.
DetaylıÜNİTE 7. Kemik Dokusu. Amaçlar
ÜNİTE 7 Kemik Dokusu Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra, Kemik dokusunun yapısını ve özelliklerini, Kemik oluşumunu, Kemik dokusunun fonksiyonlarını öğrenmiş olacaksınız. İçindekiler Giriş Kemik Yapısı
DetaylıİSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI
İSKELET YAPISI VE FONKSİYONLARI 1- Vücuda şekil vermek 2- Kaslara bağlantı yeri oluşturmak ve hareketlerin yapılmasına olanaksağlamak 3- Vücut ağırlığını taşımak 4- Vücudun yumuşak kısımlarını korumak
DetaylıKEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM
DOKU YENİLENMESİNDE OTOLOG ÇÖZÜM TÜRKİYEDE TEK DENTAL PRP KİTİ KEMİK VE DİŞ ETİ SORUNLARI İÇİN EN GÜVENİLİR VE EN ETKİLİ ÇÖZÜM YENİLENMEK KENDİ İÇİMİZDE ONARICI DOKU YENİLENMESİNİ HIZLANDIRAN YENİLİKÇİ
DetaylıKemik Doku. Prof.Dr.Ümit Türkoğlu
Kemik Doku Prof.Dr.Ümit Türkoğlu 1 Kemik Dokusu İskelet sistemi başlıca işlevleri: Mekanik destek Hareket için kasların yapışma yerlerini sağlama Medüllasında yer alan, hemapoetik sistem elemanı kemik
DetaylıKRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Prof. Dr. Hatice Gökalp
KRANİYOFASİYAL YAPININ BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Prof. Dr. Hatice Gökalp KAFATASI KAFA KAİDESİ MAKSİLLA MANDİBULA Kartilajın doku oluşumudur kartilajdan kemik oluşmasıdır Undiferansiye mezenşimal
DetaylıYARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE
YARA TEDAVİSİNDE YENİLİKLER KÖK HÜCREDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE A.Kayataş,B.Çetin,D. Ahras,İ. Sarıbıyık,İ.Okşak,O.Kaplan Prof.Dr. Ali Barutçu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik,Rekonstrüktif ve
DetaylıOsteoporoz Rehabilitasyonu
Osteoporoz Rehabilitasyonu OSTEOPOROZ Kemik kitlesinde azalma, kemik mikroyapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının artması olarak tanımlanır. Kemik yaşayan, dengeli bir şekilde oluşan yıkım ve yapım
DetaylıPROF. DR. OKTAY ARDA
PROF. DR. OKTAY ARDA 2 BAĞ DOKUSU? OLUŞUR HÜCRELER LİFLER ARA MADDE 3 KEMİK ÖZELL BİR BAĞ DOKUSUDUR 4 KEMİĞİN DİĞER BAĞ DOKULARINDAN FARKI ARA MADDESİ YAPISI 5 KEMİK ARA MADDESİ KALSİFİYE SERT DİFÜZYON
DetaylıDestekleme Koruma Hareket. Kemik dokusunun Fonksiyonları. Mineral depolama (Ca, P) Kan yapımı Enerji depolama (kemiklerdeki sarı kemik iliği)
KEMİK DOKUSU Destekleme Koruma Hareket Kemik dokusunun Fonksiyonları Mineral depolama (Ca, P) Kan yapımı Enerji depolama (kemiklerdeki sarı kemik iliği) Hücrelerarası madde (matriks) I. Organik maddeler
DetaylıYARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger
YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik ve fonksiyonel bütünlük
DetaylıDOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri
DOKU Dicle Aras Doku ve doku türleri Doku Bazı özel görevler üstlenmiş hücre topluluklarıdır. Bir doku aynı yönde özelleşmiş hücre ve hücreler arası maddelerin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. İntrauterin
DetaylıHÜCRE KÜLTÜRÜNDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE
HÜCRE KÜLTÜRÜNDEN DOKU MÜHENDİSLİĞİNE A.Kayataş,B.Çetin,D. Ahras,İ. Sarıbıyık,İ.Okşak,O.Kaplan Prof.Dr. Ali Barutçu Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik,Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Yara
DetaylıAnatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri
Anatomik Sistemler Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri Anatomik Sistem İskelet Sistemi İskeletin Görevleri Vücuda şekil verir. Vücuda destek sağlar. Göğüs kafes ve kafatası kemikleri
Detaylıİçindekiler. 1. Ön Bilgi 2. Doku Grefti Çeşitleri 3. Biyolojik Doku 4. BellaDerm Aselüler Matriks Nedir? 5. Üretim Süreci 6.
İçindekiler 1. Ön Bilgi 2. Doku Grefti Çeşitleri 3. Biyolojik Doku 4. BellaDerm Aselüler Matriks Nedir? 5. Üretim Süreci 6. Kullanım Alanları 1 Belladerm, Musculoskeletal Transplant Foundation (MTF) tarafından
Detaylıİskelet ve kemik çeşitleri nelerdir?
On5yirmi5.com İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir? Yayın Tarihi : 16 Kasım 2012 Cuma (oluşturma : 1/4/2017) A. İSKELET ÇEŞİTLERİ Hayvanların çoğunda, vücuda destek
DetaylıDÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ
DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ Kan, kalp, dolaşım ve solunum sistemine ait normal yapı ve fonksiyonların öğrenilmesi 1. Kanın bileşenlerini, fiziksel ve fonksiyonel özelliklerini sayar, plazmanın
DetaylıHİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin
HİSTOLOJİ DrYasemin Sezgin HİSTOLOJİ - Canlı vücudunu meydana getiren hücre, doku ve organların çıplak gözle görülemeyen (mikroskopik) yapılarını inceleyen bir bilim koludur. - Histolojinin sözlük anlamı
DetaylıKök Hücre ve Doku Mühendisliği
Kök Hücre ve Doku Mühendisliği 22 Mayıs 2000 Time Dergisi Geleceğin en popüler meslekleri; 1. Doku Mühendisleri 2. Gen Programlayıcıları 3. ÇiBçiler 4. Frankenfood takipçileri 5. Bilgi Madencileri (Data
DetaylıTDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma
TDB AKADEMİ Oral İmplantoloji Programı Temel Eğitim (20 kişi) 1. Modül 29 Eylül 2017, Cuma Oral İmplantolojide Temel Kavramlar, Teşhis ve Tedavi Planlaması 13.30-15.00 Dental implantların kısa tarihçesi
DetaylıDoç. Dr. Fatih ÇALIŞKAN Sakarya Üniversitesi, Teknoloji Fak. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği EABD
BİYOUYUMLULUK (BIO-COMPATIBILITY) 10993-1 Bir materyalin biyo-uyumluluğunun test edilmesi için gerekli testlerin tümünü içerir. (Toksisite, Hemoliz, sitotoksisite, sistemik toksisite,...vs.) Hammaddelerin
DetaylıFTR 207 Kinezyoloji I. Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu II. yrd.doç.dr. emin ulaş erdem
FTR 207 Kinezyoloji I Eklemlerin Temel Yapısı ve Fonksiyonu II yrd.doç.dr. emin ulaş erdem EKLEMLERDEKİ BAĞ DOKUSUNU OLUŞTURAN BİYOLOJİK MATERYALLER Eklemlerdeki bağ dokusunu oluşturan biyolojik materyallerin
DetaylıKemik Doku Yamaları. Uzm.Bio.Mustafa Koçkaya
Kemik Doku Yamaları Uzm.Bio.Mustafa Koçkaya 1 VÜCUT ÜZERİNDE, ÇEŞİTLİ ETMENLERCE OLUŞAN KEMİK DOKU İHTİYACININ, KARŞILANMASI AMACI İLE KULLANILAN DESTEKLEYİCİ YAMALAR 2 Kemik Doku Yamaları ALINDIĞI KAYNAĞA
DetaylıKEMİK DOKU HİSTOLOJİSİ DERS NOTLARI - 1
KEMİK DOKU HİSTOLOJİSİ DERS NOTLARI - 1 KEMİK DOKUSU Vücudun en sert dokusudur. Destek dokular arasında gerçek anlamda destekleme görevi yapan doku budur. Vücut ve organları için; 1.Destek ve koruma, 2.Kalsiyum
DetaylıHücre Proliferasyonu ve Testleri
1 Hücre Proliferasyonu ve Testleri Normal Hücre Çoğalması Normal dokularda, hücre bölünmesi ve çoğalması organizmanın devamlılığı için bir gereklilik;r. Hücre çoğalmasının olması gerekenden farklı olması
DetaylıKök Hücre Biyolojisi. Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK
Kök Hücre Biyolojisi Prof. Dr. Gönül KANIGÜR Prof. Dr. Melek ÖZTÜRK Kök hücre nedir? Kök hücreler organizmanın tüm dokularını ve organlarını oluşturan ana hücrelerdir. Henüz farklılaşmamış olan bu hücreler
DetaylıBiyomühendiliğin temel alanları
Biyomühendiliğin temel alanları Genetik mühendisliği: Sentetik biyoloji, gen transferi Hücre ve doku mühendisliği: Doku kültürü, hücre biyolojisi, metabolik mühendislik Biyoproses mühendisliği: Biyoproses
DetaylıKİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK
KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK 1 2 Lokomotor sistemi oluşturan yapılar içinde en fazla stres altında kalan kıkırdaktır. Eklem kıkırdağı; 1) Kan damarlarından, 2) Lenf kanallarından, 3) Sinirlerden yoksundur.
Detaylı11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU
11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU DUYU ORGANLARI Canlının kendi iç bünyesinde meydana gelen değişiklikleri ve yaşadığı ortamda mevcut fiziksel, kimyasal ve mekanik uyarıları alan
DetaylıNivîskar SamoCan THURSDAY, 17 FEBRUARY :17 - Nûkirina dawîyê THURSDAY, 17 FEBRUARY :27
There are no translations available. Kök hücre tedavileri, dejeneratif hastalıklar CD34-pozitif hücreler CD34 ile, hematopoietik kök hücrelerin üst yüzeyinde bulunabilecek özel bir molekül yapısına atıfta
DetaylıFİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU
FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU Fizyolojiye Giriş Temel Kavramlar Fizyolojiye Giriş Canlıda meydana gelen fiziksel ve kimyasal değişikliklerin tümüne birden yaşam denir. İşte canlı organizmadaki
DetaylıHücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!
HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücre Hücre: Tüm canlıların en küçük yapısal ve fonksiyonel ünitesi İnsan vücudunda trilyonlarca hücre bulunur Fare, insan veya filin hücreleri yaklaşık aynı büyüklükte Vücudun büyüklüğü
DetaylıORTOPEDİDE MASİF ALLOGREFT KULLANIMI
ORTOPEDİDE MASİF ALLOGREFT KULLANIMI Prof. Dr. Harzem ÖZGER İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji ABD. ALLOGREFT Chips Strüktürel İnterkaler Osteoartiküler Masif allogreftler,kemikler de
DetaylıHd 50. Hidrojen Molekülleri. Hidrojen bakımından zengin alkali su. Gerekli mineral takviyeleri. Üstün antioksidan etkisi
Hd 50 Hidrojen Molekülleri Hidrojen bakımından zengin alkali su Üstün antioksidan etkisi Gerekli mineral takviyeleri Dayanıklı ve mükemmel performans Hidrojen molekülleri doğal ortamda bulunur, basit yapıdadır
DetaylıKIKIRDAK ve KEMİK DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN
KIKIRDAK ve KEMİK DOKUSU Prof. Dr. Levent ERGÜN Kıkırdak Dokusu Yumuşak dokulardan oluşmuş organlara (burun, gırtlak, hava borusu, akciğerler, kulak kepçesi) desteklik sağlar. Eklem yüzlerini örterek kayganlık
DetaylıHISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI. Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin
HISTOLOJIDE BOYAMA YÖNTEMLERI Dr. Yasemin Sezgin yasemin sezgin HÜRESEL BOYAMANIN TEMEL PRENSİPLERİ Hem fiziksel hem kimyasal faktörler hücresel boyamayı etkilemektedir BOYAMA MEKANIZMASı Temelde boyanın
DetaylıFİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN
FİZYOLOJİ Yrd.Doç.Dr. Önder AYTEKİN Fizyolojide Temel Kavramlar FİZYOLOJİ Fizyolojinin amacı; Yaşamın başlangıcı- gelişimi ve ilerlemesini sağlayan fiziksel ve kimyasal etkenleri açıklamaktır (tanımlamak)
Detaylı15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ
15- RADYASYONUN NÜKLEİK ASİTLER VE PROTEİNLERE ETKİLERİ İyonlaştırıcı radyasyonların biyomoleküllere örneğin nükleik asitler ve proteinlere olan etkisi hakkında yeterli bilgi yoktur. Ancak, nükleik asitlerden
DetaylıCANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER
CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı
DetaylıHücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir.
METABOLİZMA ve ENZİMLER METABOLİZMA Hücrelerde gerçekleşen yapım, yıkım ve dönüşüm olaylarının bütününe metabolizma denir. A. ÖZÜMLEME (ANABOLİZMA) Metabolizmanın yapım reaksiyonlarıdır. Bu tür olaylara
DetaylıTOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)
TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak
Detaylıoporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri
Osteoporoz Tanı ve Tedavi oporoz Tanı ve Tedavi Prensipleri Prensipleri Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum AD Dr. Ümit İNCEBOZ Balıkesir Üniversitesi Tıp
DetaylıMEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ
MEZENKİMAL KÖK HÜCRE BİYOLOJİSİ Prof. Dr. A. Eser ELÇİN 1 İÇERİK 1. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELER 2. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİN TANIMLANMASI 3. MEZENKİMAL KÖK HÜCRELERİN HÜCRE YÜZEY MARKERLARI 4. MEZENKİMAL KÖK
DetaylıADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI
ADIM ADIM YGS LYS 177. Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI Hastalık yapıcı organizmalara karşı vücudun gösterdiği dirence bağışıklık
DetaylıHAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111
HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111 asli.memisoglu@deu.edu.tr KONULAR HAYVAN HÜCRESİ HAYVAN, BİTKİ, MANTAR, BAKTERİ HÜCRE FARKLARI HÜCRE ORGANELLERİ
DetaylıKemik dokusu, yapısı ve işlevi. Dr. Kutay Engin Özturan
Kemik dokusu, yapısı ve işlevi Dr. Kutay Engin Özturan Kemik dokusunun görevleri Mekanik destek ve çatı Hayati organların korunması Mineral depolanması ve homestazisi Kemik iliği için ev sahipliği Hareket
DetaylıSuprabone Suprabone Suprabone Suprabone Suprabone
BMT Calsis, insan sağlığına yönelik ileri malzeme ve teknolojileri, rekabetçi ve yenilikçi yaklaşımlar ile tıbbın ve insanlığın hizmetine sunmak üzere 2008 yılında kurulmuş, Türkiye nin ortobiyolojik malzeme
DetaylıII.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez
II.Hayvansal Dokular Hayvanların embriyonik gelişimi sırasında Ektoderm, Mezoderm ve Endoderm denilen 3 farklı gelişme tabakası (=germ tabakası) bulunur. Bütün hayvansal dokular bu yapılardan ve bu yapıların
DetaylıHÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı
Hücrenin fiziksel yapısı HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücreyi oluşturan yapılar Hücre membranı yapısı ve özellikleri Hücre içi ve dışı bileşenler Hücre membranından madde iletimi Vücut sıvılar Ozmoz-ozmmotik basınç
DetaylıORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI
ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI Organizmalarda daha öncede belirtildiği gibi hücresel ve humoral bağışıklık bağışıklık reaksiyonları vardır. Bunlara ilave olarak immünoljik tolerans adı verilen
DetaylıİMMUNİZASYON. Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı?
İMMUNİZASYON Bir bireye bağışıklık kazandırma! Bireyin yaşı? İmmunolojik olarak erişkin mi? Maternal antikor? Konak antijene duyarlı mı? Sağlıklı mı? Canlıya antijen verdikten belli bir süre sonra, o canlıda
Detaylıİskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ
İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar Prof.Dr.Mitat KOZ 1 İskelet Kasının Egzersize Yanıtı Kas kan akımındaki değişim Kas kuvveti ve dayanıklılığındaki
DetaylıMETABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS
METABOLİK DEĞİŞİKLİKLER VE FİZİKSEL PERFORMANS Aerobik Antrenmanlar Sonucu Kasta Oluşan Adaptasyonlar Miyoglobin Miktarında oluşan Değişiklikler Hayvan deneylerinden elde edilen sonuçlar dayanıklılık antrenmanları
DetaylıOrganizmaların vücuduna desteklik yaparak kendilerine özgü şekillerinin oluşmasını sağlayan yapılara destekleyici yapılar denir.
İSKELET SİSTEMLERİ Organizmaların vücuduna desteklik yaparak kendilerine özgü şekillerinin oluşmasını sağlayan yapılara destekleyici yapılar denir. A. İSKELET ÇEŞİTLERİ Hayvanların çoğunda, vücuda destek
DetaylıCANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ
1 CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ 1.Hücresel yapıdan oluşur 2.Beslenir 3.Solunum yapar 4.Boşaltım yapar 5.Canlılar hareket eder 6.Çevresel uyarılara tepki gösterir 7.Büyür ve gelişir (Organizasyon) 8.Üreme
DetaylıALLOGREFT KATALOG TECHNOLOGY FOR HUMAN TISSUE BANKS
ALLOGREFT KATALOG TECHNOLOGY FOR HUMAN TISSUE BANKS STERİLİZASYON Tissuelab ın geçerli tamamlanmış ürünler üzerinde düşük ısıda gamma radyasyon ile viral inak vasyon/ sterilizasyon uygulaması; 1. Radioprotektant
DetaylıCanlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.
HÜCRE BÖLÜNMELERİ Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür. I. MİTOZ BÖLÜNME Mitoz bölünme tek hücreli canlılardan, çok hücreli canlılara ve insana kadar bir çok canlı grubu
DetaylıHİDROKSİAPATİT NANOPARÇACIKLARININ SENTEZİ
HİDROKSİAPATİT NANOPARÇACIKLARININ SENTEZİ 26.09.2007 2 Giriş İnsan kemiği kendini yenileyebilme özeliğine sahiptir Kemikler kırıldığında iyileşmenin sağlanabilmesi için ilave desteğe gereksinim duyarlar
DetaylıSERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU. Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011
SERT DOKUNUN SULU (KĠSTĠK) LEZYONU Dr Arzu AVCI ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ TIBBİ PATOLOJİ KLİNİĞİ 17 Kasım 2011 OLGU 9 Y, K Sağ humerus proksimali 2 yıl önce kırık Doğal iyileşmeye bırakılmış
DetaylıFİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ
FİZYOTERAPİDE KLİNİK KAVRAMLAR Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ İNFLAMASYON VE ONARIM İNFLAMASYON Yaralanmaya karşı dokunun vaskülarizasyonu yolu ile oluşturulan bir seri reaksiyondur. İltihabi reaksiyon.? İnflamatuar
DetaylıBir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok
Bir cismin içinde mevcut olan veya sonradan oluşan bir çatlağın, cisme uygulanan gerilmelerin etkisi altında, ilerleyerek cismi iki veya daha çok parçaya ayırmasına "kırılma" adı verilir. KIRILMA ÇEŞİTLERİ
DetaylıSeramik Biomalzemeler (Bioseramikler)
Seramik Biomalzemeler (Bioseramikler) Kas iskelet sisteminin hasar görmüş parçaları ve hastalıklı parçaların yer değiştirilmesi ve onarılması için kullanılan seramik grubunun adı bio seramikler olarak
DetaylıBiochemistry Chapter 4: Biomolecules. Hikmet Geçkil, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University
Biochemistry Chapter 4: Biomolecules, Professor Department of Molecular Biology and Genetics Inonu University Biochemistry/Hikmet Geckil Chapter 4: Biomolecules 2 BİYOMOLEKÜLLER Bilim adamları hücreyi
Detaylı6.WEEK BİYOMATERYALLER
6.WEEK BİYOMATERYALLER Biyomedikal Uygulamalar İçin Malzemeler Doç. Dr. Ayşe Karakeçili 3. BİYOMATERYAL TÜRLERİ METALİK BİYOMATERYALLER Hard Tissue Replacement Materials Metalik materyaller, biyomateryal
DetaylıÖzel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!
DetaylıVÜCUDUMUZDA SISTEMLER. Destek ve Hareket
VÜCUDUMUZDA SISTEMLER Destek ve Hareket DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ Vücudun hareket etmesini sağlamak Vücutta bulunan organlara destek sağlamak Destek ve Hareket Sistemi İskelet Sistemi Kaslar Kemikler Eklemler
Detaylı2. Kanun- Enerji dönüşümü sırasında bir miktar kullanılabilir kullanılamayan enerji ısı olarak kaybolur.
Enerji Dönüşümleri Enerji Enerji; bir maddeyi taşıma veya değiştirme kapasitesi anlamına gelir. Enerji : Enerji bir formdan diğerine dönüştürülebilir. Kimyasal enerji ;moleküllerinin kimyasal bağlarının
DetaylıAnal Fistula Plug NEW BIOMECHANICAL STATE OF THE ART
Anal Fistula Plug NEW BIOMECHANICAL STATE OF THE ART Şekil Fistüllü alandaki plug ın ana dayanıklılığı, hasta dokunun iyileşebilmesi için gerekli biyo-mekanik bir ön şarttır. Press-Fit cerrahi tekniği,
Detaylıİ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın
İ. Ü İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı Prof. Dr. Filiz Aydın Hücre iletişimi Tüm canlılar bulundukları çevreden sinyal alırlar ve yanıt verirler Bakteriler glukoz ve amino asit gibi besinlerin
DetaylıSU VE HÜCRE İLİŞKİSİ
SU VE HÜCRE İLİŞKİSİ Oluşturacağı her 1 g organik madde için bitkinin 500 g kadar suyu kökleriyle alması ve tepe (uç) noktasına kadar taşıyarak atmosfere aktarması gerekir. Normal su düzeyinde hayvan hücrelerinin
DetaylıBEK 153 ORGANİK ESERLERDE ÖNLEYİCİ KORUMA
BEK 153 ORGANİK ESERLERDE ÖNLEYİCİ KORUMA ÜNİTE 7 DERS 14 İSKELET DOKULAR 2 Doç. Dr. Cengiz ÇETİN II. KEMİK Organizmadaki diğer bağ dokularında olduğu gibi kemik dokusu da hücreler, lifler ve temel maddeden
DetaylıENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER
ENDOTEL VE BİYOKİMYASAL MOLEKÜLLER Endotel Damar duvarı ve dolaşan kan arasında tek sıra endotel hücresinden oluşan işlevsel bir organdır Endotel en büyük endokrin organdır 70 kg lik bir kişide, kalp kitlesix5
DetaylıSANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ 2015-2016 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ
05-06 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 0: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ Ders Kurulu Başkanı: / Başkan Yardımcıları: / Histoloji Embriyoloji Yrd. Doç. Dr. Bahadır Murat Demirel / Üyeler: / Tıbbi / Dersin AKTS
DetaylıDoku Mühendisliği, Kök Hücre Teknolojileri
KİM 458 Biyoteknolojinin Temelleri Doku Mühendisliği, Kök Hücre Teknolojileri Prof. Dr. Y. Murat ELÇİN Doku Mühendisliği kavramı ilk olarak 1993 yılında Langer ve Vacanti tarafından bir iskele ile veya
DetaylıİMPLANT. Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu
İMPLANT Prof. Dr. Ahmet Saraçoğlu İMPLANT NEDİR? İmplant, herhangi bir nedenden dolayı kaybedilen dişlerin, fonksiyon ve görünüşünü tekrar kazandırmak amacıyla, kişinin çene kemiğine yerleştirilen, kişinin
DetaylıHistoloji ve Embriyolojiye Giriş. Histolojiye Giriş
Histoloji ve Embriyolojiye Giriş Prof.Dr.Yusuf NERGİZ Histolojiye Giriş Sunum Planı Histolojinin Tanımı,Amacı Histolojinin Tıptaki Önemi,Diğer Bilim Dallarıyla ilişkisi İnsan Vücudunun Organizasyonu Hücreler
DetaylıKloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur.
Kloroform, eter ve benzen gibi organik çözücülerde çözünen bunun yanı sıra suda çözünmeyen veya çok az çözünen organik molekül grubudur. Yağların suda çözünmemesi canlılığın devamı içi önemlidir. Çünkü
DetaylıYGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21
YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #21 1) Aşağıda bazı dönüşüm tepkimeleri gösterilmiştir. a 2) Enzimlerin çalışma hızına etki eden faktörlerle ilgili; RH RH ADP + Pi ATP I II b Buna göre a ve b yönlerindeki değişimlerle
DetaylıHasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.
Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin
DetaylıKRONOLOJİK YAŞ NEDİR?
Yaşlılık YAŞ NEDİR? Yaş;Kronolojik ve Biyolojik yaş olarak iki biçimde açıklanmaktadır. İnsan yaşamının, doğumdan içinde bulunulan ana kadar olan bütün dönemlerini kapsayan süreci kronolojik yaş ; içinde
DetaylıProf. Dr. Yaşar AYKAÇ
Prof. Dr. Yaşar AYKAÇ Periodontal cerrahi tedavi yaklaşık 100 yılı aşkın bir süredir uygulanmaktadır. Bu yöntem ilk zamanlarda enfekte kemiğin ve dokuların kaldırılması amacıyla uygulanmıştır. Radikal
DetaylıLab Cihazları Dersi Çalışma Soruları
Lab Cihazları Dersi Çalışma Soruları Nasıl Olacak? 8 tane soru verdim bunları direk soracam. Cevapları da var zaten. Son 3 slayttaki okuma parçalarından da sorular gelecek. Dolayısıyla bu parçalardan gelebilecek
DetaylıSANKO ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS KURULU 102: HÜCRE VE DOKU SİSTEMLERİ
Ders Kurulu Başkanı: Prof. Dr. Şahin A. Sırmalı / Histoloji ve Embriyoloji Başkan Yardımcıları: Doç. Dr. Ayşegül Çört / Tıbbi Biyokimya / Üyeler: Prof. Dr. İlker Saygılı / Tıbbi Biyokimya / / Dersin AKTS
DetaylıSlayt 1. Slayt 2. Slayt 3 YARA İYİLEŞMESİ YARA. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger. Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir.
Slayt 1 YARA İYİLEŞMESİ Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger Slayt 2 YARA Doku bütünlüğünün bozulmasıdır. Cerrahi ya da travmatik olabilir. Slayt 3 Akut Yara: Onarım süreci düzenli ve zamanında gelişir. Anatomik
DetaylıADIM ADIM YGS-LYS 44. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-4 BAKTERİLER ALEMİ-2
ADIM ADIM YGS-LYS 44. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-4 BAKTERİLER ALEMİ-2 BAKTERİLERDE EŞEYSİZ ÜREME İKİYE BÖLÜNME Bakteri bölüneceği zaman DNA dan bir kopya çıkartılır. Böylece bakteri içinde iki tane
DetaylıHücre Biyoloji Laboratuarı Güz dönemi Alıştırma Soruları (Dr.Selcen Çelik)
Hücre Biyoloji Laboratuarı 2014-2015 Güz dönemi Alıştırma Soruları (Dr.Selcen Çelik Konular: ph ve tamponlar, hücre kültür tekniği, mikrometrik ölçüm ph ve Tamponlar 1. ph sı 8.2 olan 500 ml. 20mM Tris/HCl
DetaylıYaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın 0341110011
Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri Sena Aydın 0341110011 PATOFİZYOLOJİ Fizyoloji, hücre ve organların normal işleyişini incelerken patoloji ise bunların normalden sapmasını
DetaylıHANDAN TUNCEL. İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı
HÜCRENİN ÇOĞALMASI VE FARKLILAŞIMININ BİYOFİZİĞİ HANDAN TUNCEL İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı hntuncel@istanbul.edu.tr G1; presentetik, S; DNA sentez fazı G2;
DetaylıHÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI. Dr. Vedat Evren
HÜCRE MEMBRANINDAN MADDELERİN TAŞINMASI Dr. Vedat Evren Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Vücut sıvıları değişik kompartmanlarda dağılmış Vücuttaki Sıvı Kompartmanları Bu kompartmanlarda iyonlar ve diğer çözünmüş
DetaylıKARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ
KARBON ve CANLILARDAKİ MOLEKÜL ÇEŞİTLİLİĞİ Karbonun önemi Hücrenin % 70-95ʼ i sudan ibaret olup, geri kalan kısmın çoğu karbon içeren bileşiklerdir. Canlılığı oluşturan organik bileşiklerde karbon atomuna
DetaylıDÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI
TC. EGE ÜNİVERSİTESİ DİŞ HEKİMLİĞİ FAKÜLTESİ ENDODONTİ ANABİLİM DALI DÖNER ALETLERİN KANAL TEDAVİSİNDE KULLANIMI BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Javid JAFARZADA Danışman Öğretim Üyesi: Prof.Dr. M. Kemal ÇALIŞKAN
DetaylıVeteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri
Veteriner Tedavide Kullanılan Oral Dozaj Şekilleri ORAL TOZLAR Veteriner oral tozlar, bir veya birkaç etkin maddeyi yardımcı madde içermeden veya bazı yardımcı maddeler ile birlikte içeren bölünmüş tozlardır.
DetaylıBÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ...
BÖLÜM I HÜCRE FİZYOLOJİSİ... 1 Bilinmesi Gereken Kavramlar... 1 Giriş... 2 Hücrelerin Fonksiyonel Özellikleri... 2 Hücrenin Kimyasal Yapısı... 2 Hücrenin Fiziksel Yapısı... 4 Hücrenin Bileşenleri... 4
DetaylıKuramsal: 28 saat. 4 saat-histoloji. Uygulama: 28 saat. 14 saat-fizyoloji 10 saat-biyokimya
HEMATOPOETİK SİSTEM Hematopoetik Sistem * Periferik kan * Hematopoezle ilgili dokular * Hemopoetik hücrelerin fonksiyon gösterdikleri doku ve organlardan meydana gelmiştir Kuramsal: 28 saat 14 saat-fizyoloji
DetaylıKOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Başlık KOMPOZİTLER Sakarya Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Tanım İki veya daha fazla malzemenin, iyi özelliklerini bir araya toplamak ya da ortaya yeni bir özellik çıkarmak için, mikro veya makro seviyede
DetaylıLENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014
LENFOİD SİSTEM DR GÖKSAL KESKİN ARALIK-2014 Lenfoid Sistem Lenfositlerin, mononükleer fagositlerin ve diğer yardımcı rol oynayan hücrelerin bulunduğu, yabancı antijenlerin taşınıp yoğunlaştırıldığı, Antijenin
DetaylıYAZILIYA HAZIRLIK SORULARI. 9. Sınıf
YAZILIYA HAZIRLIK SORULARI 9. Sınıf DOĞRU YANLIŞ SORULARI Nitel gözlemlerin güvenilirliği nicel gözlemlerden fazladır. Ökaryot hücrelerde kalıtım materyali çekirdek içinde bulunur. Ototrof beslenen canlılar
Detaylı2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları
B) RADYASYON UYGULAMALARI Radyasyon = enerji yayılması 1)Elektromanyetik radyasyon. UV, X ve γ ışınları 2)Subatomik parçacıklardan oluşan radyasyon. α, β ışınları İyonizan ışınların canlı hücreler üzerine
DetaylıADIM ADIM YGS LYS. 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR
ADIM ADIM YGS LYS 93. Adım KALITIM -19 MODERN GENETİK UYGULAMALAR GEN KLONLAMA Seçilmiş bir genin plazmit ya da bir virüs içerisine yerleştirilerek bir bakteriye aktarılması ve bakteri aracılığı ile birçok
DetaylıÇENE VE YÜZ CERRAHİSİNDE TROMBOSİTTEN ZENGİN FİBRİN İN KULLANIM ALANLARI
T.C. Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalı ÇENE VE YÜZ CERRAHİSİNDE TROMBOSİTTEN ZENGİN FİBRİN İN KULLANIM ALANLARI BİTİRME TEZİ Stj.Diş Hekimi Ceren KARADAĞ
Detaylı