TÜRK KOOPERATİFÇİLİK KURUMU 80 YAŞINDA

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TÜRK KOOPERATİFÇİLİK KURUMU 80 YAŞINDA"

Transkript

1

2

3 Başyazı TÜRK KOOPERATİFÇİLİK KURUMU 80 YAŞINDA Nail TAN * 20 Mayıs 2011 tarihinde kuruluşunun 80. yılını kutlayan Türk Kooperatifçilik Kurumu, Türk ekonomi ve sosyal kültür tarihinin önemli kilometre taşlarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti nin yaşının 88 yıl olduğu düşünüldüğünde bu 80 yıl hiç de az değildir. Neredeyse TKK, Cumhuriyet le yaşıttır denilebilecek bir süredir. TC nin kurucusu, modern Türk toplumunun yaratıcısı ve Türk Kooperatifçilik Kurumunun kurulması direktifini veren yüce Atatürk, Cumhuriyet in ilk yıllarında devlet ve toplum hayatında hizmet eksikliği hissedilen bazı alanlarda dernek statüsünde, sivil toplum kuruluşları kurdurmayı tercih etmişti. Devlet kuruluşu şeklinde de örgütlenme olabilirdi. Ancak, Atatürk, halk-taban hareketiyle daha verimli sonuçlar alınabileceğine inanmıştı. Söz konusu, derneklerden ilk akla gelenler şunlardır: Türkiye Seyyahin Derneği/Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (1923), Türk Kadınlar Birliği (1924), Türk Hava Kurumu/Tayyare Cemiyeti (1925), Türk Halk Bilgisi Derneği (1927), Türkiye Yardımsevenler Derneği (1928), Türk Eğitim Derneği (1928), Türk Kooperatifçilik Derneği/Kurumu (1931), Türk Tarih Kurumu (1931), Türk Dil Kurumu (1932), Halkevleri (1932) Dünya ekonomik Buhranı ndan çıkış yolları aranırken, kooperatifçilik gündeme gelmişti. Küçük birikimleri ve iş gücünü bir çatı altında toplayıp üretime yönlendiren kooperatifler, imece ve Ahîlik geleneğine sahip Türk toplumunda kısa sürede benimsenen ekonomik kuruluşlar olacaktı. Türk Kooperatifçilik Cemiyeti/Kurumu, işte bu düşünceyi vatandaşlarımıza yaymak amacıyla Türkiye nin sözü dinlenen bilim adamı ve yazarlarına 20 Mayıs 1931 tarihinde İstanbul da kurduruldu. Daha sonra, yönetim merkezi Ankara oldu. Türk Kooperatifçilik Kurumu, kuruluşunda olduğu gibi 80 yıl boyunca Türkiye nin seçkin devlet ve bilim adamı, üst düzey bürokrat, kooperatif yöneticileri, şair ve yazarlarını kooperatifçilik düşüncesi etrafında birleştiren bir sivil toplum kuruluşu olarak değerli hizmetler verdi. Kooperatif kuruluşlarının yöneticileri ve hükümetlerle el ele, gönül gönüle çalıştı. Siyaset üstü bir politika izledi. Kurumun yayımladığı Karınca, Kooperatifçilik ve Cooperation in Türkiye dergileri, ülkemizin en önemli kooperatifçilik dergileri olma özelliğini daima korudular. Özellikle, 1934 yılından bu yana yayımlanan aylık Karınca dergisi Türkiye nin en uzun ömürlü dergisi olma özelliğini hâlâ korumaktadır. Kurumun yayımladığı yüzü aşkın kitap, Türk kooperatifçiliği üzerinde araştırma yapacak, yüksek lisans-doktora tezi hazırlayacak bilim adamlarının ilk başvuracakları kaynaklar olmaktadır. Cumhuriyet in ilk yıllarında kurulan sivil toplum kuruluşlarından bir bölümü, 80 yıl içinde ya kimlik değiştirmiş ya da etkisiz hale gelmiştir. Söz gelimi; Türk Dil Kurumu, Türk Tarih * Araştırmacı - Yazar 1

4 Kurumu devlet kuruluşu haline gelmiş; Turing Otomobil Kurumu, Türk Hava Kurumu, Yardımsevenler Derneği etkisini kaybetmiş, Türk Halk Bilgisi Derneği 1932 de Halkevleri çatısı altına girip kapanmıştır. Ancak, Türk Kooperatifçilik Kurumu maddi ve manevi varlıklarını artırarak, geliştirerek hizmet vermeye devam etmiştir, etmektedir. Ben Atatürk dönemi Türkiyesi nin mirası bu seçkin kuruma Şubat1975 ayında üye oldum. Kurumun Mithatpaşa Caddesi 38 numaralı binası, Kültür Bakanlığında başkanlığını yaptığım Millî Folklor Araştırma Dairesi ile aynı cadde üzerindeydi. Görev yerime gelip giderken, 38 numaralı binanın önünden geçiyordum. Türk Kooperatifçilik Kurumu tabelası ile vitrine konulan kitap ve dergiler, cama yapıştırılan konferans afişleri dikkatimi çekiyordu. Milletvekilleri, profesörler, genel müdürler binaya girip çıkıyorlardı. Bir gün, biraz da çekinerek içeri girip bir kooperatifçilik konferansı dinledim. Baktım, şair Osman Attila, Basri İmece başta olmak üzere tanıdığım bazı sanatçı ve yazarlar da orada. Kooperatifçilik düşüncesini halka yaymak için bilim adamları ve bürokratlarını konuşmalarının, yazılarının yeterince etkili olmayacağı düşünülerek kuruluşundan itibaren üyeler arasında sanatçılara da yer verilmişti. Doğru bir düşünce ve uygulama. Şair ve yazar dostlarımın teşvikiyle üyelik başvurumu yaptım ve yönetim kurulunca üye kabul edildim. Gün geldi, genel kurulun güveniyle, seçimiyle yönetim organlarında görev aldım , yılları arasında Denetleme Kurulunda, , yılları arasında da iki dönem Yönetim kurulunda çalıştım. Ayrıca, Yayın Kurulu başta olmak üzere birçok Çalışma Grubunda/Kurulunda düzenli hizmet verdim. Karınca dergisinde yüze yakın yazım yayımlandı. Kurum yayınları arasında iki kitabım çıktı: Karınca Dergisi Kooperatifçilikle İlgili Bibliyografya (H. İvgin ve İ. Ünver Nasrattınoğlu ile Ankara 1984), TC nin 75. Yıldönümünde Türk Kooperatifçilik Kurumu (İ. Kayacan ve İ. Ünver Nasrattınoğlu ile, Ankara 1999) yılında Kurumun kurduğu Türk Kooperatifçilik Eğitim Vakfında da kurucu ve çalışma kurulu üyesi olarak elimden geldiği kadar hizmet vermeye çalıştım. Kurum çalışmalarında sanıyorum en önemli hizmetim, Uluslararası Türk Kooperatifçilik Kongrelerinin Düzenleme Kurullarında yaptığım Genel Sekreterlik sırasında olmuştur. Kültür Bakanlığında edindiğim tecrübeyi Türk Kooperatifçilik Kurumuna taşımaktan dolayı çok memnundum yılları arasında 9. Kongre den 18. Kongre ye kadar tam on kongrenin Düzenleme Kurulunda görev almanın heyecanını, gururunu 80. yıl dolayısıyla bugün de yaşıyorum yılı sonunda biriken kitap ve makalelerimi yayımlayabilmek amacıyla üyesi olduğum yedi dernek ve vakıftan istemeyerek ayrıldım. Çünkü yaşım ilerlemişti. Önümdeki yıllar, zaman azalmıştı. Kendimi tamamen yazmaya verdim. Bu sayede, 2007 yılında seçme makalelerimi 8 cilt hâlinde bir araya getirdiğim gibi 2010 sonuna kadar 11 kitap ve otuz kadar uzun makale yayımlama fırsatını buldum. Hani derler ya: Artık ölsem de, gam yemem! Yapacaklarımın önemli bir bölümünü, unutulmaktan kurtardım. Türk Kooperatifçilik Kurumunda, başta da belirttiğim gibi Türkiye nin vatanını, milletini, bayrağını samimi, riyasız seven, çıkar bağlarından uzak; ahlaklı, dürüst, devlet ve bilim adamı, bürokrat ve sanatçılarıyla ömrümün otuz yılını ( ) bir aile sıcaklığı içinde, Türk kooperatifçiliğine hizmet ederek yaşamanın gururunu taşıyorum. Yetmiş yaşın içinde otuz yıl, önemli bir zaman dilimidir. Kimlerle tanışıp çalışmadım ki! Bir bölümünün adlarını saygıyla anmayı bir borç, zevkli bir görev biliyorum. 2

5 Ölenlere Allah tan rahmet, yaşayanlara sağlıklı uzun bir ömür diliyorum. Unuttuklarım olursa bağışlasınlar. Unvan, yaş, mevki gözetmeksizin aklıma geldiği sıraya göre yazıyorum. Benim dostluğumun, gönül makamlarına yakınlığını üyelerimiz gayet iyi bilirler: Nusret Namık Uzgören, Nureddin Hazar, Hüsnü Poyraz, Celalettin Çubukçu, Rasih Demirci, Burhan Aykaç, Kadir Arıcı, Şenol Erdoğan, Nevzat Aypek, Celal Er, Kamil Özdemir, Fahri Halil Örs, Âkif Erginay, İzzet Gümüş, Celal Uzel, Kâmil Turan, Orhan Arslan, Mevlüt Karakaya, Necmi Sönmez, Eyüp İspir, Rauf Arıkan, Kadir Kalfa, Yıldırım Ergiden, Şimşek Arman, Kâzım Seçer, Özdemir Ünsal, Turgut Yıldırım, Ahmet Baykurt, Leyla Özgen, Orhan Düzgüneş, Fevzi Akhan, Niyazi Yüksel, Mehmet Nedim Yılmaz, Cemil Kıvanç, Ziya Gökalp Mülayim, H. Avni Zarakolu, H. Cihan Peçeci, Kasım Önadım, Mustafa Keten, Nevzat Pakdil, Mehmet Gönen, İsmet Attila, Turan Tekeli, Hikmet Biçentürk, Yusuf Ekinci, İ.Akın Şehirli oğlu, Mustafa Doyuk, Hüseyin Büyükşahin, Sezai Yörük, Erol Dok, İrfan Bayır, Süleyman Kara, Halil Bilici, Ahmet Özçelik, Nevzat Uslucan, Ahmet Turan, Nurettin Parıltı, Mehmet Arslan, Nihat Bayramoğlu, Nail Çelebi, Mümtaz Turgut Topbaş, Bülent Akbaş, Nuri Tortop, Remzi Fındıklı, Ayhan Üngör, Nefiz İmamoğlu, Orhan Kavuncu, Yavuz Koca, Harun Pastanoğlu, Mehmet Aydın, Halim Utlu, Ekrem Göl, Mustafa Gül, Mustafa Cura, Hüseyin Avni Cinemre, Abdi Karacabey, Abdurrahman Öğüt, Selim Yücel, Alparslan Pehlivantürk, Recep Düzerdik, Kaplan Yıldız, Şenol Durgun, Yılmaz Edik, Tülay Tuğcu, Esen Figen, Emel Özatlı, Ayça Adalılar. Kuruma kalemlerinden, sanatlarından yararlanmak için üye yapılan şair, yazar ve ressamlardan hatırlayabildiklerime gelince: Osman Attila, Basri İmece, Ahmet Tufan Şentürk, Feyzi Halıcı, Nuri Abaç, Ayhan İnal, Şahinkaya Dil, Halil Soyuer, Cahit Öztelli, Mehmet Önder, Süleyman Kazmaz, H. Fethi Gözler, Tahir Kutsi Makal, Necmettin Esin, Mehmet Çakırtaş, Semih Sergen, Kerim Aydın Erdem, Abdullah Satoğlu, Muzaffer Uyguner, Fethi Ülkü, İskender Cenap Ege, Yavuz Bülent Bakiler, Cahit Obruk, İsmail Ali Sarar, Kemal Or, Göktürk Mehmet Uytun, Şevket Beysanoğlu, H. Rıdvan Çongur, Kaya Özdemir, İlhan Geçer, Hasan Rüzgâr, Kemali Bülbül, Ali Rıdvan Bülbül, Celal Ogan, Veli Sarıtoprak, Ahmet Yüzendağ, Hayriye Akbaba, Yıldız Güngör, İsmet Gönülal, Özcan Seyhan, Mustafa Ceylan, Enver Tunçalp, Sabahattin Çankaya, Coşkun Ertepınar, Mehmet Ergönül, Necdet Buluz, İrfan Ünver Nasrattınoğlu, Hayrettin İvgin, İsa Kayacan, Kâmil Toygar, Sami Ateş, Nezih Demirtepe, M. Ender Yoldar, Osman Oktay, Güzide Taranoğlu, Alaaddin Korkmaz, İrfan Gündoğdu, M. Turan Atasever, Asım Tokel, Sabahattin Önkibar, Refik Soykut, Turgut Çakır, Selçuk Alparslan, Hüseyin Yurdabak, Mevlüt Işık, Adnan Tepecik, Osman Altıntaş, Mehmet Başbuğ, Mehmet Esenyel. İki listeye kısa bir göz attığımızda Türk Kooperatifçilik Kurumunun önemi, değeri hemen ortaya çıkıyor. Unutmamak gerekir ki, kooperatifçilik bir ekonomik örgütlenme biçimi olduğu kadar demokrasi kültürünü geliştiren, pekiştiren bir toplumsal örgütlenmedir. Kooperatiflerde yöneticilerini seçme, çalışmalarını denetleme haklarını kullanmayı öğrenen vatandaşlarımız, sandığa daha bilinçli giderler. Türk Kooperatifçilik Kurumunun kurucularına, seksen yıla ulaştıran yöneticilerine, onları seçen üyelerine şükran borcumuzu asla ödeyemeyiz. Ne mutlu, Cumhuriyet in atardamarlarından birinde hizmet kanı ilk günkü sıcaklığıyla akmaya devam ediyor. 80. yılın kutlu olsun Türk Kooperatifçilik Kurumu! 3

6 KOOPERATİFÇİLİĞİN GELİŞİMİ VE YENİ NESİL KOOPERATİFÇİLİK Burhan AYKAÇ * Giriş Kooperatifçilik işletmeleri 1900 yılında 54 ülkede faaliyet gösterirken, bu sayı 1925 yılında 74 ülkeye, 1950 yılında 134 ülkeye, 1984 yılında 165 ülkeye ulaşmıştır. Günümüzde ise bu tüm ülkeleri kapsayacak bir durumda bulunmaktadır(williams, 2007 :1). Bu gelişme her toplumsal olayda görülemeyecek kadar çok hızlı ve önemli bir gelişmedir. Farklı bir konumda ve farklı bir alanda yer almalarına karşılık, Demokrasi nin tarihi kökeni, bilgi birikimi ve çekim gücü daha fazla olmasına rağmen, gelişim hızı aynı düzeyde olmamıştır. Kooperatifçilik, dünyadaki bütün ülkelerin ekonomik yapıları içerisinde önemli bir yer tutan ve yer tutmaya devam edecek olan önemli bir sosyo ekonomik bir faaliyettir. Özellikle son yirmi yıl içerisinde yaşanan ekonomik krizlerden sonra, Sosyal Ekonomi yeniden ve her zamankinden daha fazla konuşulmaya ve tartışılmaya başlanmıştır. Bütün ülkelerde işsizlik ve gelir dağılımı ile ilgili sorunlar geniş kitlelerin ilgisini çekmektedir. Ancak, gelir dağılımındaki adaletsizliği gelişmekte olan ülkelerde giderek azalacağına, artma eğilimi göstermektedir. Bu durum ülkede yaşayan çeşitli kesimler arasında çok ciddi bir sorun yaşanmasına neden olmaktadır. Öyle ki, bu ülkelerdeki gelir dağılımındaki adaletsizlik, kabul edilebilir bir durum sınırlarını aşmış, aynı ülke içerisinde çok farklı yaşam düzeylerini yansıtan bir boyut kazanmıştır. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin önlenmesi, işsizlik sorununa çözüm bulunması, alt gelir gruplarının ekonomik sisteme üretici olarak katılması, ülkelerin sosyal ekonomiye olan ilgilerini artırmıştır. Belirtilen bu sorunların çözümünde en etkili araç olarak sosyal ekonomi kuruluşlarının ekonomideki paylarının artırılması ve bu kuruluşların güçlenmesi daha adil bir gelir dağılımının en önde gelen güvencelerinden biri olarak kabul edilmektedir. Sosyal ekonomi kuruluşlarının güçlü olduğu ülkelerde gelir dağılımı adaletsizliğinin daha az olması, alt gelir gruplarının ekonomik faaliyetlere katkısı ve milli gelirden daha fazla pay almaları, hem bütün kesimlerin üretici olarak ekonomiye katkıda bulunmalarına, hem de işsizliğin önlenmesinde rol oynamalarına vesile olmaktadırlar. Özellikle kooperatif işletmelerinin ekonomi içerisindeki payı önemli bir kriter olarak kabul edilebilir. Hiçbir gelişmiş ülke yoktur ki, orada kooperatif işletmeleri ekonomi içerisinde önemli bir yere sahip olmasın. Bu durum bile, tek başına gelişmekte olan ülkelerin, kooperatifçiliğe ve sosyal ekonomi kuruluşların önem vermeleri gerektiğini ortaya koymaktadır. Kooperatifçiliğin gelişimi İnsanlar arası yardımlaşma insanlık tarihi kadar eski olmakla birlikte, kooperatif karakterini içinde bulunduran ilk kooperatif tipinin 1750 de A.B.D. de Benjamin Franklin in yangına karşı kurduğu yardımlaşma sigortası ile Fransa da Franche-Compté de kurulan ilk peynir kooperatif olduğu kabul edilmektedir. Diğer bazı ülkelerde kooperatifçiliğin başlangıç tarihleri şu şekilde belirtilmektedir : A.B.D. 1750, Fransa 1750, İngiltere 1760, Yunanistan 1780, Avusturya 1794, İtalya 1806, Lüksem- 4 * Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Öğretim Üyesi

7 burg 1808, Polonya 1816, İsviçre 1816, İsveç 1823, Venezüella 1824, İspanya 1838, Japonya 1839, Meksika 1839, Danimarka, İzlanda, Almanya, Çekoslovakya 1844, Brezilya 1847, Belçika 1848, Avustralya 1849, Macaristan 1850, Norveç 1851, Kanada 1852, Portekiz 1853, Hollanda 1854, Yugoslavya 1856, İrlanda 1859, El Salvador ve Çarlık Rusya 1860, Türkiye ve Bulgaristan 1863, Finlandiya 1870, Arjantin 1875, Filistin 1878, Yeni Zelanda 1881, Romanya 1887, Cezayir 1893, Hindistan 1900, Güney Afrika Birliği, Uruguay, Seylan 1902, Guatemala 1903, Sri Lanka, Birmanya, Şili, Pakistan, Bangladeş 1904, Tunus 1905, Kore ve Filipinler 1907, Mısır, Kenya, Endonezya 1908, Kıbrıs, Rodezya, Çin Hindi 1909, Bostwana, Mali, Senegal 1910, Çin, Kolombiya 1912, Maurice, Uganda, Peru 1913, Nikaragua, Zambiya 1914, Libya 1915, Panama, Trinite Tobago 1916,Tayland Sovyetler Birliği, Ekvador 1919, Gambiya, Malezya, Porta-Rico 1920, Burundi, Zaire 1921, Ürdün, Fas, Irak 1922, Kosta-Rika, Kamerun 1923, Singapur, Tanzanya 1925, Moritanya, Nijer 1926, Gana, Nijerya 1928, Fildişi Sahili 1929, Jamaika, Sudan 1930, Yukarı Volta, Madagaskar, Togo 1937, Bolivya 1939, Küba, Suriye1943, Etiyopya, Hong Kong 1945, Dominik, Lasotho, Malawi, Malta, Yeni Gine, Şeyşeller, Saint-Lucie, Dominik Cumhuriyeti, Arnavutluk 1946, Dahomey 1947, Papouasie 1948, Barbados, Rwanda 1949, Nepal, Somali 1950, Gilbert Ve Ellice 1951, Cook Adaları, Salomon 1953, Saint-Vincent, Bahreyn 1954, Kamer Cumhuriyeti, Granada, Çad 1955, Nevis Aquilla 1956, Antigua 1958, Monserrat, Yemen Demokratik Cumhuriyeti 1959, Yemen- Sana 1960, Mikronesya 1960, Suudi Arabistan, Gabon, Orta Afrika Cumhuriyeti 1961, Kuveyt, Liberya, Yeni Hebridler 1962, Swaziland 1963, Afganistan 1965, Gine Bissao 1971, Bhutan 1972, Laos, Katar 1973(MASLENNIKOV, 1983 : 15). Burada dikkat çeken ilk husus, gelişmiş ülkelerde kooperatifçiliğin daha erken dönemlerde başlamış olmasına karşılık, diğer ülkelerde kooperatifçiliğin daha geç dönemlerde başlamış olmasıdır. Dikkat çeken ikinci husus ise, erken dönemde kooperatifçiliğin başladığı ülkelerde, kooperatifçiliğin daha güçlü olması ve ülke ekonomilerinde önemli bir yer tutmasıdır. Dikkat çeken üçüncü husus ise, kooperatifçiliğin gelişim trendinin bölgesel olarak bir seyir izlemesidir. Bu da iletişim araçlarının bu kadar güçlü olmadığı bir dönemde bile, toplum yararına faaliyetlerin biri birini etkileme gücünün ne kadar güçlü olduğunu ortaya koymaktadır. Kişiler arası yardımlaşma, dayanışma ve işbirliği yapma anlamına gelen Kooperatifçilik anlayışının insanlık tarihi kadar eski olduğu kabul edilmekle birlikte, günümüzdeki anlamı ve yerine getirdiği fonksiyonlar bakımından 19. Yüzyılda ortaya çıktığı konusunda görüş birliği bulunmaktadır(findikoğlu, 1953 : 5; MÜLA- YİM, 1975 : 25; GIDE, 1936 : 4). Kooperatifçilik kavramı ilk defa 19.Yüzyıldan itibaren yaygın olarak kullanılmaya başlanmış olmasına karşılık, bugünkü anlamda ilk kooperatifçilik hareketinin 1844 Yılında İngiltere de başladığı kabul edilmektedir. Ancak, adına kooperatifçilik denilmese de, aynı ilkeleri ve yardımlaşma felsefesini yansıtan, imece, ahilik gibi benzer kurumların 13. Yüzyıldan itibaren Anadolu da toplumsal hayatın vaz geçilmez bir unsuru olarak yer aldığını biliyoruz. Hatta, ahiliğin, Fütüvetnamelere dayandığından, bunun İslam dinini ortaya çıkmasıyla birlikte ortaya çıktığı da ifade edilmektedir(çağatay, 1989 : 4). Özellikle, ahiliğin Ahi Evran( ) Kırşehir de kurulduğu v belirli meslek kurallarını ihtiva eden bir anlayışı ifade ettiği belirtilmektedir. Fütüvetnamelerde, insan hayatının tamamını kapsayan 740 kural belirlendiği, bunlardan 124 tanesinin ahiliğe intisab eden bir kişi tarafından bilinmesi ve uygulanması gerektiği belirtilmektedir(çağatay, 1989 :163). Kooperatifçilik anlayışının, Ahilik kurumundan etkilendiği batılı kaynaklar tarafından da kabul edilmektedir. Osmanlı döneminde çok yararlı hizmetler sunduğu bilinmektedir. Nitekim, bazı bilim adamları kooperatifçilik ilkelerinin benimsenmesinde, ahilik kurumunun etkili olduğunu belirtmektedirler(çağatay, 1989 : 2). 5

8 Türkiye deki Durum Modern anlamda, Mithat Paşa tarafından Niş vilayetinin, Pirot kasabasında 1863 yılında başlatılan kooperatifçilik hareketi, Cumhuriyet döneminde hız kazanarak devam etmiştir. Cumhuriyetin ilanından hemen sonra, ülkemizde kooperatifçiliğe verilen önemin bir göstergesi olarak : 1924 yılında İtibari Zirai Birlikler Kanunu, 1926 yılında Ticaret Kanunu, 1929 yılında Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu çıkarıldı yılında Türk Kooperatifçilik Kurumu kuruldu yılında Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu çıkarıldı. Bu kadar kısa bir zaman dilimi içerisinde bu kadar çok sayıda önemli kanunların çıkarılması; kooperatifçiliğin bilimsel çalışmalar yoluyla geniş kitlelere ulaştırılmasının sağlanması amacıyla, Türk Kooperatifçilik Kurumunun kurulması, bu dönemde kooperatifçiliğe ne kadar çok önem verildiğinin somut göstergesidir. Türk Kooperatifçilik Kurumunun ilk Başkanı ve İstanbul Üniversite Rektörüdür. Yönetim Kurulu Üyeleri Fakülte Dekanları ve Öğretim Üyelerinden oluşmaktadır. Bunun anlamı, kooperatifçiliğin bilimsel temellerinin atılması ve bilimsel yollardan kooperatifçiliğin tanıtılmasıdır. Nitekim, o zamanki adıyla Türk Kooperatifçilik Cemiyeti Yönetim Kurulunun, 2 Ekim 1931 yılında yayınladığı bildiride Bütün dünyayı saran ve süratle ilerlemekte bulunan kooperatiflerin ehemmiyetinin vatandaşlarımıza işaret eden Büyük Müncimizi tasdik ile yad ederiz. Büyük Gazi nin İzmir deki nutkundan sonra her tarafta kooperatifler kurulmaya başlanmıştır. Cemiyetimiz, o sözlerden aldığı ilham üzerine Darülfününda teşekkül etmiştir denilmektedir. İşte Türk Kooperatifçilik Cemiyeti Yönetim Kurulunun bildirisinde yer alan ve bugünkü Türk Kooperatifçilik Kurumunun kurulmasına vesile olan, Atatürk ün İzmir de, kooperatifçilere yaptığı konuşmada, kooperatifçilik ile ilgili olarak söylediği ve bugün pek çok kooperatif kuruluşunun duvarlarında yazılı olan ifadeler şunlardır: Kanaatim odur ki, muhakkak surette birleşmede kuvvet vardır. Kooperatif yapmak, maddi ve manevi kuvvetleri, zeka ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıf ile bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir. Ege iktisat mıntıkasındaki bütün insanların hasılalarını ve gayretlerini birleştirmesi muhakkak feyizli neticeler verecektir. Türkiye nin say, hayat ve mevcudiyetini mütalaa edince birleşmeden mütevellit fayda ve menfaatlerin çok büyük olacağı kanaatına varacağınızdan şüphe etmiyorum. Müstahsillerin birleşmesinden şahsi menfaatlerinin haleldar olacağını düşünenler tabii şikayet edeceklerdir (İzmir, 1 Şubat 1931). Dünyadaki Yeni Gelişmeler Son yirmi yıl içerisinde dünyada meydana gelen gelişmeler, kooperatif işletmelerinin bazı sorunlar yaşamasına neden olmuştur. Sovyetler Birliğinin yıkılması pek çok ülkede önemli yansımalara neden olmuştur. Özellikle eski Doğu Bloku olarak adlandırılan ülkelerde, siyasi, ekonomik ve sosyal alanda önemli değişmelerin meydana gelmesiyle sonuçlanmıştır. Buna paralel olarak, pek çok ülkede yaygın olarak gerçekleştirilen özelleştirme uygulamaları, Devletin ekonomik faaliyetlerinin küçültülmesi, dünyada yeni bir ekonomik düzenin meydana gelmesine neden olmuştur. Bütün bu gelişmeler, devlet destekli kooperatif işletmelerini büyük ölçüde olumsuz etkilemiş, bunun sonucunda kooperatifçilik büyük ölçüde sorgulanır olmuştur. Bu olumsuz tablonun değişmesi için dünyanın gelişmiş ülkelerindeki büyük kooperatif işletmeleri, yeni politikalar geliştirmek zorunda kalmışlardır. Özellikle, kooperatif işletmelerinin varlıkları sürdürebilmeleri, ortaklarının hak ve menfaatlerini korumaları, bu olumsuz tab- 6

9 lodan geniş halk kitlelerinin etkilenmemeleri için yeni yöntemler, yeni politikalar geliştirme yoluna gitmişlerdir. Gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızının azalması ve yaşam süresinin artması bu ülkelerin nüfus yapılarında yeni bir durumun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu eğilimin, gelecek yıllarda da devam etmesi halinde, bu ülkelerdeki nüfusun kompozisyonu şimdiye kadar tarihin hiçbir döneminde görülmemiş bir durumu ortaya koyacaktır. Gelişmekte olan ülkelerde ise durum daha farklıdır. Nüfusun büyük bir çoğunluğu 20 yaşın altında olup, nüfus artış hızında da bir a- zalma bulunmamaktadır. Bu trend aynı şekilde devam ettiği taktirde 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyarı bulacağı tahmin edilmektedir. Bu kadar kalabalık bir dünya ailesinin, gıda, barınma, güvenlik, eğitim, sağlık ve diğer ihtiyaçlarının karşılanması ancak güçlü sosyal ekonomi kuruluşlarının varlığı ile mümkün olacaktır. Bu bakımdan, gelecek 30 yıl içerisinde, sosyal ekonomi kuruluşlarının bütün ülkelerin ekonomilerinde önemli bir rol oynayacakları, küresel ekonominin en önemli oyuncuları olacakları tahmin edilmektedir. Son elli 50 yıl içerisinde gelişmiş ülkelerle gelişmekte olan ülkeler arasındaki gelişmişlik farkı, azalacağına giderek daha da artmıştır. Gelecek 30 yıl içerisinde de aynı eğilimin devam edeceği beklenmektedir. Bunun anlamı, gelecek 30 yıl içerisinde toplumları ve aileyi tehdit eden, sağlık, sosyal güvenlik, barış, açlık, kötü beslenme, uyuşturucu alışkanlığı, organize suçlar, yoksulluk, yolsuzluk, yabancı işçi ve göçmen sorunları, silahlı çatışmalar, silah kaçakçılığı, terörizm, hoşgörüsüzlük, ırkçılık, etnik ve dinsel ayrımcılık, bulaşıcı ve kronik hastalıklar ve diğer kaçakçılık türleri ile ilgili sorunların üstesinden gelmek için daha çok çaba gösterilmesi gerekmektedir. Bunun için, kaynakların daha etkili, daha verimli ve daha rasyonel kullanılması, daha uygun ve daha elverişli örgütlenme biçimlerinin seçilmesi, daha kapsayıcı ve çözüm odaklı örgütlere ihtiyaç duyulacaktır. Küreselleşme boyutları ve kapsamı önceden kestirilmesi çok güç olan, bütün ülkeleri etkileyen ekonomik bir süreçtir. Milli ekonomilerin entegrasyonunu, serbest ticaret yoluyla ekonomide söz sahibi büyük oyuncular lehine zorlamaktadır. Böyle bir gelişme, bütün ülkeleri etkilediği gibi, bu ülkelerdeki soysal ekonomi kuruluşlarını, meslek kuruluşlarını, alt gelir gruplarını, kooperatif işletmelerini büyük ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle, küreselleşme son yirmi yıl içerisinde bütün tartışmaların ana konusunu oluşturmaktadır. Bütün analistler ve stratejistler yaptıkları değerlendirmelerde, şöyle veya böyle küreselleşmeye mutlaka atıfta bulunmaktadırlar. Küreselleşmenin olumsuz yönlerinin giderilmesinde sosyal ekonomi kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir. Son yıllarda yaşanan ekonomik krizler, bütün ülkelerde sosyal ekonomi kuruluşlarının önemini tekrar hatırlatmış, bu krizlerin üstesinden gelinmesinde bu kuruluşların oynadıkla roller, özellikle gelişmiş ülkelerde bu kuruluşlara olan ilgiyi artırmıştır. Bu bağlamda alınan ekonomik önlemler, bir nevi Eskiye Dönüş olarak adlandırılabilecek bir özellik taşımaktadır. Devletin sadece Düzenleyici Devlet rolünü oynaması gerektiğini savunanlar, artık Destekleyici Devlet rolünün daha uygun bir rol olacağını savunmaya başlamışlardır. Özellikle 2008 ekonomik krizinden, bütün kesimlerin çıkaracakları önemli dersler bulunmaktadır yılından itibaren gelişmiş ülkelerde ve özellikle AB ye üye ülkelerde, sosyal ekonomi alanına ilgi büyük ölçüde artmıştır. Ekonomik krizlerin önlenmesinde sosyal ekonomi uygulamalarının etkili olacağı konusunda bir fikir birliği oluşmuştur. Bu durum, kooperatifçilik için ve kooperatif işletmeleri için yeni başlangıç olarak kabul edilebilir. Birleşmiş Milletleri nin 2012 yılını Dünya Kooperatifçilik Yılı olarak ilan etmesi bütün bu gelişmelin somut bir yansıması olarak kabul edilebilir. 7

10 Yeni Nesil Kooperatifçilik Yeni Nesil Kooperatifçiliğe(New Generation Cooperative : NGC) ilk örnek olarak 1974 yılından beri ABD de Minnesota da, Şeker Pancarı Üreticileri tarafından kurulan, Amerikan Kristal Şeker (American Crystal Sugar : ACS) adıyla faaliyete geçen kooperatif işletmesi gösterilmektedir(stefanson and FULTON, 1997 : 1). Bu girişim başlangıçta çok başarılı olmuş ve yeni bir kooperatifçilik anlayışının gelişmesine öncülük etmiştir. Yeni Nesil Kooperatifler katma değer yaratmaya yönelik ve katma değeri yüksek alanlarda faaliyet gösteren, kooperatifler arasında dikey entegrasyonu amaçlayan bir kooperatifçilik anlayışını yansıtmaktadır(coltrain, BARTON and BOLAND, 1999 : 2). Geleneksel Kooperatiflerle, Yeni nesil Kooperatifler arasında özellikle kooperatifçilik ilkeleri konusunda bazı önemli farklılıkların bulunduğu görülmektedir. Yeni Nesil Kooperatiflerin piyasa koşullarına uygun hareket eden şirketlerle ortak yönlerinin bulunmasına karşılık, tam olarak şirketlerin özelliklerini de taşımamaktadırlar. Yeni Nesil Kooperatifler, ortaklarına iki yönlü avantaj sağlayan bir özelliğe sahiptirler. Bu yolla, kooperatif ortakları ürettikleri ürünlere daha güvenli bir Pazar bulmaları yanında, daha güçlü bir pazarlama imkanı ve ürünlerini sattıkları kooperatife de ortak olmalarından dolayı yeni bir kazanç elde imkanına sahiptirler. Yeni Nesil Kooperatiflerde, ortaklar sahip oldukları hisseleri devretme yetkisine sahiptirler. Bu durum açık üyelik sistemine yeni bir boyut kazandırmaktadır. Ayrıca, ortaklar sahip oldukları hisse miktarına göre, bir sınırlama olmaksızın kazanç elde etmeleri, Sermayeye Sınırlı Faiz Verilmesi ilkesine çok uygun düştüğü söylenemez. Ancak, her üyenin bir oy hakkı olması, bu kuruluşları şirketlerden ayıran en önemli özelliklerden birisi olmaktadır. Bu özellik, kooperatifçilik ilkelerinin en önemli özelliği olan, her üyenin tek oy hakkına sahip olma özelliği taşımaları büyük önem taşımaktadır. Yeni nesil kooperatiflerin en önemli özellikleri şu şekilde sıralanabilir(bielik, 1999 : 9): Yeni nesil Kooperatifler kırsal ekonominin gelişmesine önemli katkılar sağlamaktadırlar. Gelecek yıllarda bu durum daha yaygınlaşacak ve daha iyi anlaşılacaktır. Geleneksel kooperatiflere göre daha hızlı büyümekte ve bu büyümede sanayileşme ve küreselleşme dış etken olarak; özgür yönetim, vizyon, denetim, saydamlık ve makamların önemli olmaması iç etkenler olarak rol oynamaktadır. Yeni Nesil Kooperatifler değişime daha hızlı ayak uydurabilme yeteneklerinden dolayı sanayileşmenin gereklerine daha kolay uyum sağlamaktadırlar. Diğer rakip işletmelerle rekabet şansları daha yüksektir. Tüketicilerin taleplerine daha duyarlı olduklarından, ürün farklılaştırması ve daha kaliteli ürün üretme yetenekleri vardır. Yeni Nesil Kooperatiflerin ortakları aynı zamanda üretici olduklarından dolayı, kendi işletmelerinin ne tür ürün istediğini daha iyi bilmekte, talebe uygun ürün üreterek, ürettikleri ürünün değerini artırabilmektedirler. Ürün kalitesinin artırılması, ürün çeşitliliğine gidilmesi, işgücü verimliliğini artırmakta, bu da gelir düzeyinin artmasına yol açmaktadır. Üreticilerin gelir düzeylerinin artması bu kesimlerde motivasyonu artırmakta ve bu durum kooperatifçiliğe ilgi ve güveni artırıcı bir rol oynamaktadır. Yeni Nesil Kooperatifler, üreticiler arasında dayanışmamın artmasına, güçlü bir kamuoyu desteğinin sağlanmasına neden olmaktadır. Bu durum kamu kuruluşlarından kredi, teknik yardım, hibe ve benzeri desteklerin alınmasını kolaylaştırmakta ve mülkiyet konusunda diğer benzer işletmelere nazaran bazı avantajlar elde edilmesine vesile olmaktadır. Yeni Nesil kooperatifler özellikle kırsal kesimde, yoksulluğun, işsizliğin önlenmesinde önemli rol oynamakta, daha adil bir gelir dağılımına olumlu katkıda bulunmaktadırlar. 8

11 ABD de ve Kanada da benimsenen yeni anlayışa göre, kooperatif işletmelerinin katma değeri yüksek, kaliteli ve ucuz ürünler üretmeleri, en yeni teknolojileri kullanarak rekabet güçlerini artırmaları kabul edilmiştir. Ayrıca, alt gelir grupları ve kırsal kesimde yaşayan vatandaşlar için Mikro Kredi benzeri uygulamalara hız verildiği görülmektedir. Bütün bunlara ek olarak, Yeni Nesil Kooperatifçilik (New Generation Co-ops) olarak adlandırılan yeni yaklaşımların uygulamaya konulması gerekmektedir(gagnon, 2007 :13). Birleşmiş Milletler Genel kuruluna Genel sekreter tarafından 2005 yılında sunulan, Sosyal Kalkınmada Kooperatiflerin Rolü başlıklı kapsamlı bir raporda, kooperatiflerin sosyal kalkınmada oynadıkları roller, ülkelerden örnekler verilerek 64 madde altında toplanmıştır. Bütün bu maddeler ışığında, Birleşmiş Milletler kooperatifçilik ile ilgili olarak üye ülkelere şu önerilerde bulunulmaktadır(nations Unis, 2005 : 19) : Yoksulluğun önlenmesinde önemli rol oynadıkları bilinen kooperatiflere katılımın desteklenmesi önem taşımaktadır. Bu amaçla sosyal ve ekonomik kalkınmaya katkıları ve yoksulluğun önlenmesindeki rolleriyle ilgili bilgilerin yaygınlaştırılması, kooperatifçiliğin önündeki engellerin kaldırılması için gerekli önlemlerin gereklidir. Kooperatifçilikle ilgili yasaların gözden geçirilmesi, değiştirilmesi, yeniden düzenlenmesi ve diğer idari prosedürlerin kooperatiflerin güçlenmesi, yaygınlaşması, özellikle kırsal kesimlerde fakir nüfusun yaygın olduğu bölgelerde alt gelir gruplarının ve kadınların katılımlarının sağlanması, sosyo-ekonomik yönden güçlendirilmesi, kooperatif örgütlenmelerinin teşvik edilmesi ve desteklenmesi gereklidir. Kooperatiflerin teknoloji kullanmalarının desteklenmesi, örgütlenme konusundaki yetki ve kapasitelerinin artırılması, kolaylaştırılması; yönetim, finansman ve diğer teknik desteğin sağlanması önem taşımaktadır. Kooperatiflerin özerk ve demokratik yapılarının korunması bakımından siyasi, sosyal, ekonomik bir ortam oluşturulması için kamu ve özel sektör kuruluşlarının kooperatif kuruluşlarına fırsat eşitliği sağlamaları önemlidir. Bu politik ortam, yetkili kamu otoriteleri kooperatiflere ve onların yönetim organlarını bir diyalog ve destek anlayışıyla yapılmalıdır. Fransa da bir milletvekilinin(francis VERCA- MER) 2010 yılında parlamentoya sunduğu bir raporda, kooperatif işletmesi bulunmakta olup, bu kuruluşların milli gelir içerisindeki payı % 8 i bulmaktadır. Ayrıca, bu kuruluşlarda toplam kişi çalışmaktadır. Toplam işgücünün olduğu bu ülkede, kooperatif işletmeleri toplam işgücünün % 9.8 ini oluşturmaktadır. Özel sektör kuruluşlarında çalışanların %39,4 ünü kadınlar oluştururken, kooperatif işletmelerinde çalışanların % 65 ini kadınların teşkil ediyor olması dikkat çekicidir. Avrupa Birliğine üye ülkelerde toplam çalışan sayısı dur. AB ülkelerinde kooperatif ortağı, toplam Pazar payının % 23.7 sine sahiptir. AB üye ülkelerinin kooperatif işletmelerinde çalışanların sayısı olup bu rakam toplam işgücünün % 7 ini teşkil etmektedir. Sadece Almanya da 1990 yılında kooperatif sayısı 3.100, kooperatif ortağı sayısı iken bu sayı 2002 yılında, kooperatif sayısı a, kooperatif ortağı sayısı da e yükselmiştir(williams, 2007 : 18). ABD de ise kooperatif, kooperatif ortağı bulunmakta olup, bu kooperatif işletmelerinde toplam kişi çalışmaktadır. Bu rakam ABD nüfusunun % 40 ının kooperatif ortağı olduğunu ortaya koymaktadır çiftçi kooperatifi tarım ürünlerinin %30 unu üretmektedir konut kooperatifi yılda dan fazla konut üretmektedir. 270 telefon kooperatifi dan fazla konuta telefon hizmeti sunmaktadır civarında kırsal elektrik kooperatifi dan fazla nüfusa elektrik sağlamaktadır nin üzerinde küçük işletmede 250 kooperatifin ürettiği ürünler satılmaktadır(curl, 2009 : 1-9

12 2). Bu kooperatif işletmelerinin yıllık cirosu 3 trilyon doları bulmaktadır(gagnon, 2007 : 205). ABD de kooperatiflerin yapısı diğer ülkelerden önemli farklılıklar göstermektedir. Daha çok, kendi üyelerinin demokratik yollardan denetledikleri ve piyasa şartlarına uygun hareket eden, daha esnek bir örgüt yapıları bulunan ve uluslar arası kooperatifçilik ilkelerine göre hareket eden bir özellik taşımaktadır. Kooperatif işletmelerinin ABD ekonomisi içerisinde önemi çok büyüktür. ABD de en büyük 100 kooperatif işletmesinin yıllık cirosunun 1 trilyon doları aştığını söylersek, bunu daha iyi ifade etmiş oluruz. Özellikle, tarım, gıda, tüketim, kredi, telefon, kırsal elektrik dağıtım kooperatiflerinin yoğunlukta olduğunu söyleyebiliriz. Küreselleşmenin ve E-ticaretin etkilerinin çok yoğun yaşandığı ABD de küçük kooperatif işletmelerinin bazı önemli sorunlar yaşadıkları görülmektedir. Bu bağlamda, özellikle tarım, gıda ve kredi kooperatiflerinin yeniden yapılanmaları, gelişen ve değişen ekonomik koşullara ayak uydurmaları bir zorunluluk haline gelmiştir(gagnon, 2007 : 219). Ayrıca, Thomas PHILIPS, bir grup arkadaşı ile birlikte 1862 yılında, ABD de Union Cooperative Association of Philadelphia adıyla bir kooperatif birliği kurmuştur. Bu kooperatif birliği, dünyada kurulan ilk kooperatif birliği olarak kabul edilmektedir(gagnon, 2007 : 58). Küreselleşmenin olumsuz etkileri gidermek için kooperatif işletmelerinin yönetim yapılarını ve yönetim anlayışlarını değiştirmeleri akla gelen ilk çözüm yolu olarak gözükmektedir. Artık, kooperatif işletmelerin profesyonel yöneticiler tarafından yönetilmeleri, nitelikli ve verimlilik esasına dayanan bir insan kaynakları politikası benimsemeleri kaçınılmaz olarak gözükmektedir. Bu işletmelerin kısa dönemli yönetici geliştirme kurslarından geçmiş üst düzey yöneticileri istihdam etme yerine, yönetim alanında iyi bir eğitim görmüş, profesyonel yöneticilik vizyonuna ve bilgisine sahip yöneticileri tercih etmeleri gereklidir. İkinci olarak, bu profesyonel yöneticilerin, kooperatif üye veya ortaklarının hak ve menfaatlerini dikkate alan, katılımcı, demokratik bir yönetim anlayışını benimsemeleri, daha kaliteli, daha ucuz, rekabet edebilir mal veya hizmet üreten bir anlayışı benimsemeleri gerekmektedir. Rekabetin çok yoğun olduğu, teknolojik gelişmelerin, toplumsal talep ve tercihlerin bu kadar hızla değiştiği bir dönemde, kooperatif işletmelerin başka türlü ayakta kalma şansları bulunmamaktadır. ABD deki ekonomik yapı, toplumsal anlayış bunun gerçekleştirilmesini zorunlu kılmakla birlikte, böyle bir dönüşümü gerçekleştirmeye de son derece elverişlidir(gagnon, 2007 : 255). Çarlık Rusya da kooperatifçilik hareketi 1860 yılında başlamıştır devriminden sonra, kooperatifçilik hareketinin yeni bir boyut kazanarak, yeni bir yapılanmaya gittiği belirtilmektedir. Devrim yıllarında tarımsal kooperatif, tüketim kooperatifi, kırsal kredi kooperatifi, sanatkar kooperatifi bulunuyordu. Stalin döneminde, kooperatifçilik anlayışındaki köklü değişiklikler büyük bir çöküşe neden olmuştur(williams, 2007 : 20) yapılan 4. Komünist Enternasyonal Kongresinde, kooperatifçilikle ilgili köklü değişiklikler yapılmıştır. Böylece, Sovyetler Birliğinde kooperatifçilik hareketi yeni bir yön ve yeni bir anlayış kazanmıştır. Kooperatifler devrimin bir aracı olarak kabul edilerek, 1922 yılından önceki kooperatifçilik anlayışı Eski Anlayış o- larak nitelendirilmiş, yeni kooperatifçilik anlayışının, Marksist-Leninist bir kooperatifçilik anlayışı olarak nitelendirilmiştir(maslennikov, 1983 : 8-9). Ayrıca, Lenin in yaptığı konuşmalarında ve Sovyetler Birliğinde yayınlanan bütün eserlerde sosyalist olmayan ülkelerdeki kooperatifçilik anlayışı eleştirilerek, alt gelir gruplarının sömürülmesinin ve emperyalizmin kurulmasının bir aracı olarak kullanıldığı ifade edilmektedir(lenin, V.I., 1966 : 473). Ancak, kooperatifçiliğin ideolojik amaçlarla ve siyasi olarak kullanılmasının, kooperatifçilik ilkeleriyle ve kooperatifçilik değerleriyle bağdaşmadığı da bir gerçektir. Bu nedenle, Sovyetler Birliğinde benimsenen, özellikle tarım kesiminde uygulanan Kolhoz Tipi kooperatiflerin, koo- 10

13 peratif olarak nitelendirilemeyecekleri vurgulanmaktadır (MÜLAYİM, 2010 : 336). ICA tarafından yayınlanan, Global 300, adlı raporda, dünyadaki en büyük 300 kooperatif işletmesiyle ilgili yapılan bir değerlendirmede, sadece bu 300 kooperatif işletmesinin, yıllık cirosunun 1.1 trilyon dolar olduğu, bunun da dünyanın 10. Büyük Ekonomisi olarak kabul edilen İspanya nın milli gelirine eşit olduğu belirtilmektedir. Bu 300 kooperatif işletmesinin dünya ekonomisinin yıllık büyümesinin % 14 ünü gerçekleştirdiği, ve özellikle yoksulluğun önlenmesinde, işsizliğe çözüm bulunmasında önemli katkılar sağladığı ifade edilmektedir. Global 300 olarak adlandırılan, dünyanın en büyük 300 kooperatif işletmeleri arasında, dünyanın ekonomik büyüklük sıralamasında 17. Sırada yer alan ülkemizden bir kuruluşun bulunmaması dikkat çekicidir. Bu konu ili ilgili yapılan bir değerlendirme son drece dikkat çekicidir : Küresel 300 listesinde; 28 ülke temsil edilmekte ve bunlardan 15 ülke Avrupa da(almanya, Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İrlanda, İsveç, İsviçre, İtalya, Norveç ve Portekiz), dört ülke güney ve kuzey Amerika da(abd, Brezilya, Meksika ve Kanada), sekiz ülke Asya_pasifik bölgesinde(avustralya, Çin, Hindistan, Japonya, Kore, Yeni Zelanda, Singapur ve Tayvan) ve bir ülke de Orta-Doğu da(israil) bulunmaktadır. En çok kooperatif örgütü ile öne çıkan ülke ilk beş ülke ABD, Fransa, İngiltere, İtalya ve Japonya olmuştur. Bu listenin ilk sırasında yer alan kooperatif Japon Tarımsal Kooperatifler Ulusal Federasyonu(Zen-Noh), Japonya da kırsal kesimde yaşayan 3 milyondan fazla ailenin ihtiyaç duyduğu tarımsal girdi ve ekipmanı karşılamaktadır yılı cirosu 63 Milyar 449 Milyon Dolar, varlıkları toplamı da 18 Milyar 357 Milyon Dolardır. Yine sigorta poliçelerinin değeri 3 Milyar Dolar a yaklaşmış olan Japon Tarımsal Kooperatifler Sigorta Federasyonu (Zenkyoren), 46 Milyar 819 Milyon cirosu ve 406 Milyar 224 Milyon Dolar varlıkları toplamı ile ikinci sırada yer almıştır. Üçüncü sırada bulunan Crédit Agricole Grup, Fransa nın en büyük bankası olup, toplam ortak/müşteri sayısı 21 milyon, şubelerinin sayısı da dür.bireysel bankacılık pazarının % 24 ünü kontrol etmekte ve aynı zamanda ülkenin en büyük mortgage kredi kurumu niteliğindedir yılı cirosu 30 Milyar 722 Milyon Dolar, varlıkları toplamı da 1 Trilyon 385 Milyar 635 Milyon Dolardır. Bu bilgiler, kooperatiflerin; en iyi uygulama alanı aslında gelişmiş Pazar ekonomilerinde olduğunu göstermektedir. Kooperatifçilik, serbest Pazar ekonomilerinde zayıflıkları azaltarak çeşitli ekonomik aktörlerin, ekonomik sistemde yer ve söz sahibi olabilmeleri bakımından denge sağlayıcı bir mekanizma sunmaktadır. Bu nedenle, piyasa ekonomisinin hakim olduğu pek çok gelişmiş ülkede, kooperatiflerin gelişmesini ve çalışma koşullarını iyileştiren ve destekleyen yasal ve kurumsal düzenlemeler yapılmıştır (DELİGÖZ, 2010 : 4). Dünya ekonomik krizinin etkilerinin azaltılması konusunda, Birleşmiş Milletler Genel kuruluna sunulan uzmanlar raporunda, krizin önlenmesinde kooperatif kuruluşlarının önemli bir rol oynayabilecekleri belirtilerek şu tavsiyelerde bulunulmaktadır(un General Assembly, 29 April 2009). 1.Ekonomik durgunluğun etkilerinin azaltılması amacıyla kooperatif kuruluşların hazırladıkları programların fonlanması kararlarına öncelik verilmelidir. 2.İlkokullarda ve işletme okullarının her düzeyindeki eğitim programlarında kooperatifçilik konularına yer verilmesi, kooperatif işletmelerinin yararlarının iyi anlaşılması için kooperatifçilik sektörüyle işbirliği yapılmalıdır 3.Devlet tarafından kurulmuş ve Devlet desteği ile faaliyet gösteren araştırma kuruluşlarında kooperatif işletmelerinin bütün yönleri ile geliştirilmesi için desteklenmelidir 4.Kooperatif işletmelerin yaygınlaşması için gerekli kolaylıkları sağlayarak, bu işletmelerin kendi üyelerine ve minimum düzeyde sosyal güvencesi bulunan diğer vatandaşlara ürünlerini sunmaları sağlanmalıdır. 11

14 5. Mevcut ekonomik sistem içerisinde, kooperatifçilik sektörünün değerlerini, ilkelerini ve modellerini yeniden yapılandırmalıdır. Uluslar arası Kooperatifler Birliği (International Co-operative Alliance : ICA), 1885 yılında; ABD, Almanya, Arjantin, Avustralya, Belçika,, Danimarka, Fransa, Hindistan, Hollanda, İngiltere, İsviçre, Sırbistan kooperatifçi kuruluşları olmak üzere 12 kurucu üye tarafından, İngiltere de Rochdale Öncüleri diye adlandırılan dokuma işçilerinin kurmuş oldukları dünyadaki ilk kooperatif olarak kabul edilen tüketim kooperatiflerinin benimsediği ilkeler kabul edilerek, İngiltere nin başkenti Londra da kurulmuştur. ICA hızlı bir gelişim trendi göstererek, 1900 yılında üye sayısı 54 e yükselmiştir. Bugün 93 ülkeden toplam 249 üyesi bulunmaktadır. Böylece, ICA dünyada 1 milyarı bulan kooperatif üyesini temsil eden bir uluslar arası kuruluş özelliği taşımaktadır. Rochdale ilkeleri olarak bilinen bu ilkeler şunlardır : Bir Kişi Bir Oy, Serbest Giriş, Demokratik Yöntem, Sermayeye Sınırlı Faiz Verilmesi, Risturn Verilmesi, Peşin Satış, Kooperatifçilik Eğitiminin Geliştiril-mesi, Kooperatifle Arasında İşbirliği Yapılması (ZEVI et MONZON CAMPOS, 1995 : 103). Rochdale ilkeleri esas alınarak, 1937 yılında Paris te toplanan ICA kongresinde 7 ilke belirlenmiştir. Daha sonra bu ilkeler, 1966 da 6 ya indirilmiştir. ICA, değişen ve gelişen dünya koşullarını dikkate alarak, kooperatifçilik kavramını ve kooperatifçilik ilkelerini, kuruluşunu 100. yıldönümü olan 1995 de Manchester da yapmış olduğu kongrede bu ilkeleri yeniden belirleyerek tekrar 7 ilke belirlemiştir. ICA bilimsel bir komisyon aracılığıyla, 1937 yılında kooperatifçilik ilkeleri ikili bir ayrıma tabi tutulmuştur. Bu ilkeler şunlardır: Mutlak İlkeler: Serbest giriş (açık kapı ) ilkesi, Demokratik yönetim ilkesi, Risturn dağıtılması ilkesi, Sermayeye sınırlı faiz verilmesi ilkesi. İkinci Derecedeki İlkeler: Siyasi ve dini tarafsızlık ilkesi Peşin satış ilkesi Kooperatif eğitiminin geliştirilmesi ilkesi. Ayrıca, bir kooperatif kuruluşunun ICA ya üye olabilmesi için, mutlak ilkeler olarak kabul edilin 4 ilkeyi kabul etmesi gerektiği kabul edilmiştir. Dünyada meydana gelen yeni gelişmeler, değişen ve gelişen ekonomik koşullar, ICA nın koymuş olduğu bu ilkelerin değişmez olduğu görüşünü zayıflatmış ve özellikle gelişen ülkelerde karşılaşılan yeni sosyal ve ekonomik sorunlar, bu ilkelerin yeniden değerlendirilmesi gereğini ortaya koymuştur. Bunun üzerine ICA, 1963 yılında İngiltere de tekrar toplanarak yeni ihtiyaçlar çerçevesinde değerlendirmeler yapmak üzere bir komisyon kurmuş ve bu komisyonun önerileri 1966 da Viyana toplantısında tartışılarak kooperatifçilik ilkeleri yeniden düzenlenmesine karar vermiştir. Bu yeni ilkeler şu şekilde belirlenmiştir : Bu ilkelerden 3 ve 4 numaralı ilkeler dışındaki ilkeler, mutlak gerekli ilkeler olarak kabul edilmiştir. İlk dört ilke, Rochdale ilkeleriyle aynı olmasına karşın, son iki ilke 1937 ve 1966 da ICA genel kurulu tarafından eklenen ilkelerdir. Serbest Giriş, Demokratik Yönetim, Sermayeye Sınırlı Faiz Verilmesi Risturn Dağıtılması, Kooperatifçilik Eğitiminin Geliştirilmesi, Kooperatifler Arasında İşbirliği Yapılması ICA nın kabul ettiği bu ilkeler değişmez ilkeler 12

15 olmayıp, dünyadaki gelişmelere göre yeni bir anlayışla, yeni bir içerikle değiştirilebilir ilkeler olarak kabul edilmelidir. Bu ilkelerin yöntem olarak, sistem olarak, anlam olarak kooperatifçilik değerleriyle uyumlu olmaları gerektiği vurgulanmaktadır(levesque et COTE, 1995 : 13). Burada şu sorulara cevap aranmalıdır : 1937 yılında kabul edilen kooperatifçilik ilkelerinin 1966 da ve 1995 te değiştirilmesini niçin gerek duyulmuştur? Kooperatifçilik değerleri ile kooperatifçilik ilkeleri arasında bir ilişki var mıdır? 1995 yılında yapılan değişikliklerden sonraki 15 yıl içerisinde hangi gelişmeler olmuştur? Küreselleşme kooperatif işletmelerini ve kooperatifçilik ilkelerini nasıl etkilemiştir? Hangi değerler ve ilkeler kooperatif işletmelerine diğer işletmeler karşısında bir avantaj sağlamaktadır? Ayrıca, kooperatifçilik ilkelerine bazı eleştiriler de yöneltilmektedir. Bu eleştiriler arasında, bu ilkelerin bir liste ve katalog ilkeler olduğu, biri biriyle uyumlu olmadığı, bir felsefi anlayışı yansıtmadığı ifade edilmektedir(birchall, 2005 : 3) ICA nın kuruluşunun 100. yılında (1995) İngiltere nin Manchester kentinde yapılan genel kurulunda kabul edilen yeni kooperatifçilik ilkeleri şunlardır : 1. Gönüllülük ve Açıklık İlkesi Kooperatifler, ırk, cins, renk, siyasi ve dini bir ayrım gözetilmeksizin herkese gönüllülük esasına göre herkese açık olmalıdır. Açıklık ilkesi şu unsurları kapsamalıdır. Kooperatiflere katılımın gönüllük esasına dayanması Kooperatiflerde açıklık ilkesinin sürekliliğinin korunması Dini veya siyasi tarafsız olunması Ortaklıktan ayrılmanın serbest olması gerekir. Açıklık ilkesi geniş anlamda düşünülmemelidir. Kooperatif ortak sayısının sınırlı olması, kooperatifin ana sözleşmesinde kooperatifin ve kooperatif ortaklarının yararı düşünülerek, ortaklarda bazı niteliklerin aranması açıklık ilkesinin ihlali anlamına gelmez. Başka bir ifadeyle, açıklık ilkesi veya serbest giriş ilkesi, kooperatifin her isteyene değil, statüde belirlenmiş koşullara sahip herkese açık olduğu anlamına gelmektedir. Serbest giriş kooperatiflerin en önemli özelliklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu özellik, kooperatifleri diğer benzer kurum ve kuruluşlardan ayıran en önemli özelliklerden birisidir. Katılımın gönüllü olma niteliği, ortak olup olmama, ortaklıktan ayrılmanın tamamen serbest olması anlamına gelmektedir. Hiç kimse kooperatife ortak olma ya da kooperatifte üye olarak kalmaya zorlanamaz. Kooperatifin açık niteliği sürekli olarak korunmalıdır. Kooperatife ortak olabilecek tüm ana sözleşmede belirtilen nitelikleri taşımaları halinde, kooperatiflere ortak olarak alınmalıdır. Özellikle, kooperatiflere ortak alınmasında, siyasi, dini ve buna benzer ayrımcılık yapılmamalıdır. Özellikle bazı ülkelerde bu alanda yapılan ayrımcılık kooperatifçilik hareketinin gelişimine olumsuz olarak yansımıştır. 13

16 2.Demokratik Denetim İlkesi Kooperatifler, kuruluş amaçlarına ulaşmak için çeşitli faaliyetlerde bulununlar. Bu faaliyetlerini gerçekleştirmek için çeşitli kararlar alırlar ve çeşitli uygulamalarda bulunurlar. Kooperatiflerin bu faaliyetleri demokratik yollarla seçilmiş denetim kurulları veya hukuka uygun olarak ortakları tarafından denetlenirler. Bu ilke genellikle Bir Kişi-Bir Oy ifadesiyle dile getirilmektedir. Tüm ortakların tüm kooperatif faaliyetlerine eşit olarak katıldıkları bir anlayışı yansıtan, özerk ve demokratik bir yönetim anlamını taşımaktadır. Yönetime katılmada seçme ve seçilmede, oy kullanılmasında eşitlik esastır ve mutlaktır. Kooperatifçiliğin bu ilkesi de, diğer benzer kurum ve kuruluşlardan kooperatifleri ayıran, katılımda ve denetimde sermayenin değil ortakların önemli olduğunu ortaya koyan bir ilkedir. 3. Sermayeye Sınırlı Faiz Verilmesi İlkesi Ortaklar, kooperatiflerinin sermayesine adil bir şekilde katkıda bulunur ve bunu demokratik olarak yönetirler. Bu sermayenin en azından bir kısmı genellikle kooperatifin ortak mülkiyetidir. Bu ilkenin ICA nın 1937 yılında belirlediği ilkelerde Gelirin Alım Satım Oranında ortaklar arasında paylaşılması şeklinde ifade edilmiştir. Bu durm daha çok tedarik amaçlı kooperatifler ile satış kooperatifleri için öngörülmüş olmasına karşılık, üretim kooperatifleri için yetersiz kalmıştır. Bu nedenle, ICA nın 1966 yılındaki toplantısında bu ilke yeniden değerlendirilerek, gelir fazlasının kooperatifle yapılan işlem ve kooperatif faaliyetlerine katılım oranında dağıtılması şeklinde değiştirilmiştir. Her ortak, kooperatife girerken ada yazılı en az bir pay senedi almaktadır. Fakat bir anonim şirkette olduğu gibi, önceden mevcut olan bir pay senedini bir pay sahibinden satın alamaz. Kooperatif, her yeni ortak için yeni bir pay yaratır. Bu pay senetleri, işletme karından doğrudan yararlanma hakkı vermezler. Ortakların sermaye paylarını genel kurul kararı ile devlet tahvillerine verilen en yüksek faiz haddini geçmemek üzere faiz ödenebilir. Bu faizin tahvillerde olduğu gibi her zaman ödenmesi zorunluluğu da yoktur. Kar olduğu zaman ödenebilir. Kooperatiften ayrılan ortak, paylarını ancak kooperatife, pay senedinin üzerine yazılı fiyattan satabilir. Kooperatifler kitle halindeki çıkışlarla karşılaşmamak için pay karşılıklarının pay sahiplerine ödenmesi konusunda ana sözleşmeye bazı sınırlamalar koyabilirler. Diğer işletmelerde, hem sermaye, hem de sermayenin geliri değişken iken, kooperatif girişimlerde sermaye değişken, onun geliri ise sabittir. 4.Özerklik ve Bağımsızlık İlkesi Kooperatifler özerk, kendi kendine yeten ve ortakları tarafından yönetilen kuruluşlardır. Kooperatifler, diğer kuruluşlarla, kamu veya özel, bir anlaşmaya varmaları halinde ya da dış kaynaklar yoluyla sermayelerini artırmaları durumunda, bunu kooperatiflerin özerkliğini sürdürecek ve üyelerinin demokratik yönetimlerini koruyacak şekilde gerçekleştirmek zorundadırlar. Kooperatiflerde özerklik ve bağımsızlık büyük önem taşır. Kooperatifler sadece ortaklarına karşı sorumludurlar. Aldıkları kararların ve yürüttükleri faaliyetlerin tamamı sadece ortaklarının hak ve menfaatlerini koruma amacına yöneliktir. Aldıkları kararlarında ve yaptıkları faaliyetlerde dış faktörlerin etkili olmaması büyük önem taşır. 5. Eğitim, Öğrenim ve Bilgilendirme İlkesi Kooperatifler, dünyadaki gelişmeleri izlemek, gelişen ve değişen koşullara ayak uydurmak amacıyla, ortaklarına, seçilmiş temsilcilerine, 14

17 yöneticilerine ve çalışanlarına kooperatiflerinin gelişimine etkin bir şekilde katkıda bulunabilmeleri için eğitim ve öğretim imkanı sağlar. Kooperatifler kamuoyunu aydınlatmak, bilinçlendirmek, bilgilendirmek veya kamuoyu oluşturmak amacıyla, kadınları, gençleri ve toplumun bütün kesimlerini, kooperatifçiliğin amaçları ve faaliyetleri konusunda bilgilendirirler. Kooperatifçilik eğitimi, sadece hizmet içi eğitim veya verilen kısa süreli kurslar şeklinde değil, profesyonel yöneticilik eğitini de kapsayacak şekilde ele alınmalıdır. Kooperatifçilik eğitiminin amacı, kooperatif kuruluşlarını birer Öğrenen örgütler (Leaning Organisations) konumuna getirmek olmalıdır. Ülkemizde kooperatifçilik eğitimi amacıyla, MEB, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından, tarih ve 365 sayılı kararında : Ticaret liselerinde bu dersin zorunlu ders olarak okutulabilmesi için X. sınıfta haftada toplam 4 saat olan seçmeli meslek derslerinin 2 saat azaltılması, haftada 23 saat olan meslek dersleri toplamının 25 saate çıkarılması ve haftalık ders çizelgelerinin buna göre yeniden düzenlenmesi kararlaştırıldı denilmektedir. Talim Terbiye Kurulu, yine aynı kararda, Kooperatifçilik Bilgisi Dersinin amacı ve ders programı : Çağımızın etkin kalkınma araçlarından biri de kooperatifçiliktir. Ekonominin tüm sektörlerinde insan, sermaye ve ham madde potansiyellerinin harekete geçirilmesi için kooperatifçilikten yararlanılmaktadır. Bu nedenle özellikle ekonomik yönden gelişmekte olan ülkelerde kooperatifçiliğin yaygınlaşması, kooperatifçilik eğitiminin önemini artırmıştır. Kooperatifçiliğin yaygınlaşması ve kurulan kooperatiflerin verimli, istenilen biçimde çalışıp başarılı olabilmeleri bilgili, bilinçli ve bu konuda istekli bireylerin yetişmesine bağlıdır. Yukarıdaki nedenlerden dolayı orta öğretim kurumları öğrencilerini kooperatifçilik konusunda bilgilendirmek ve bilinçlendirmek amacıyla Kooperatifçilik Bilgisi dersi öğretim programı hazırlanmıştır. Kooperatifçilik Bilgisi dersi öğretim programının hazırlanışının amacı öğrencilerimize kooperatifçiliğin ülkemiz açısından öneminin kavratılmasıdır. Kooperatifçilik Bilgisi dersi öğretim programı; -Kooperatifler Hakkında Genel Bilgiler -Kooperatiflerin Kuruluşu -Kooperatiflere Ortak Olma ve Ortaklığın Sona Ermesi -Ortakların Hakları, Ödevleri ve Sorumlulukları -Kooperatifin Organları -Kooperatiflerin Sorunları -Kooperatiflerin Dağılması ünitelerini kapsamaktadır şeklinde ifade edilmektedir. 6. Kooperatifler Arasında İşbirliği İlkesi Bu ilke, ICA nın 1966 yılında yapmış olduğu toplantısında yeni bir ilke olarak benimsenmiştir. Yatay ve dikey işbirliğinin güçlendirilmesini amaçlamakta ve böylece güçlü kooperatif kuruluşlarının ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Özellikle Yeni Nesil Kooperatifçiliğin doğuşu, kooperatifler arası dikey işbirliği sonucunda ortaya çıkmıştır. Kooperatif kuruluşlarının kendi aralarında, yerel, bölgesel, ulusal ve uluslar arası düzeyde işbirliği yapmaları teşvik edilmektedir. Ancak bu sayede, kooperatif kuruluşlarının tam rekabet piyasasında ayakta kalabilecekleri, piyasadaki fiyatları oluşturmaktan çok piyasadaki fiyatlardan etkilenen ekonomik birimlerin olmaktan kurtulabilecekleri söylenebilir. Günümüzde, dünyanın en önde gelen 300 kooperatifçilik kuruluşuna baktığımızda, bu kuruluşların tamamının, kooperatif kuruluşları arasında hem dikey, hem de yatay bir işbirliği içerisine girdiklerini görüyoruz. 15

18 Yatay bütünleşmenin sağlanması durumunda, yönetim giderlerinde, alım maliyetlerinde, satış giderlerinin düşürülmesinde önemli kazanımlar sağlanmakta, bir nevi tekel konumuna gelen bu işletmeler büyük avantajlar elde etmektedirler. Dikey entegrasyon ise, aynı ham maddeyi kullanarak, farklı aşamalarda, farklı katma değerler yaratarak nihai ürün üretilmesi durumunda söz konusu olmaktadır. Şeker pancarı üreticileri kooperatifi ortaklarının, şeker fabrikası işletmesini kooperatif ortaklığı yoluyla kurmaları; pamuk üreticileri kooperatif ortaklarının, çırçırlama kooperatifi, iplik fabrikası ve kumaş fabrikası, konfeksiyon işletmesini kooperatif ortaklığı yoluyla kurmaları örnek olarak gösterilebilir. Yeni Nesil kooperatifçilik olarak ifade edilen bu uygulamanın, ABD de ve Kanada da çok başarılı örneklerinin bulunduğunu görüyoruz. 7. Topluma Karşı Sorumlu Olma İlkesi Kooperatifler, ortakları tarafından onaylanan ve desteklenen politikalar vasıtasıyla toplum yayarına saydıkları sosyal sorunların çözülmesinde rol almalıdırlar. Bu amaçla çeşitli sosyal sorumluluk projeleri geliştirebilirler veya geliştirilmiş sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol alabilirler. Özellikle toplumun büyük kesimlerinin duyarlı olduğu alanlarda, kooperatiflerin bu tür sorumluluklar üstlenmeleri, onlara karşı güven ve sempatinin artmasına neden olacaktır. Bu tür faaliyetler, kooperatifçiliğin daha geniş kesimler yayılmasında etkili olacaktır. Sonuç Son yıllarda dünyada meydana gelen gelişmeler, yaşanan ekonomik krizler, sosyal ekonomi kuruluşlarının önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Özellikle alt gelir gruplarının, kırsal kesimlerde yaşayan alt gelir gruplarının, topluma entegrasyonu, milli gelirden aldıkları payın artırılması, gelir dağılımının daha adil bir yapıya kavuşturulması günümüzde özellikle Sosyal Devlet ilkesini benimsemiş ülkeler için büyük önem taşımaktadır. Yoksulluğun önlenmesinde, daha adil bir gelir dağılımı sağlanmasında, kooperatiflerin önemli rol oynadıkları, bütün uluslar arası kuruluşlar tarafından kabul edilmektedir. Bu nedenle, 21. Yüzyılda kooperatifçiliğin, gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ayrımı yapılmaksızın, bütün ülkelerin ekonomilerinde önemli bir yere sahiptir. Bu durumun daha da geliştirilmesi, kooperatif işletmelerinin daha modern bir yapıya kavuşturulmaları, daha kaliteli mal ve hizmet üretmeleriyle mümkün olacaktır. Kooperatifler yoksulluğun ve işsizliğin önlenmesinde, 21.Yüzyılda çabalarını artırmalı, her zamankinden daha fazla yerel ve bölgesel sorunlara ortaklarını yöneltmelidirler. Kooperatifler dünya pazarlarının yeni gerçeklerine kendilerini adapte etmeli ve yeniliklere açık olmalıdırlar. Kooperatif işletmeleri ayakta kalmak ve varlıklarını sürdürebilmek için yeni finansman kaynakları bulmalı, geleneksel partnerlar dışında özel sektörle ortaklıklar oluşturmalıdırlar. Özellikle, küreselleşmenin etkilerinin giderek yoğunlaşması sonucu tarım ürünlerindeki fiyat hareketleri, tarım sektöründe faaliyet gösteren kooperatifleri olumsuz etkilemektedir. Bu dünya gerçeğine uyum sağlayabilmek için bilgiye dayalı, biyo-teknoloji verilerinden yararlanılarak, geleneksel tarım politikalarını değiştirerek, daha gerçekçi yeni stratejiler geliştirmelidirler. Talepteki gelişmeleri ve değişmeleri dikkate alarak, ürün farklılaştırması yoluna gidilmeli ve daha kaliteli ürün üretilmesi, yenilikçi ve rekabetçi bir anlayış benimsenmelidir. Kooperatif işletmelerinin yöneticilerini profesyonel yöneticiler arasından seçmeleri, kooperatif ortaklarının hak ve menfaatlerinin ön planda tutulduğu bir anlayış benimsenmelidir. Gelişmekte olan ülkelerde, nitelikli yönetici bulma sıkıntısı, kooperatif işletmeleri için de önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. 16

19 Siyasi etkilerin dışında, kooperatif ortaklarının hür iradeleriyle belirledikleri nitelikli kooperatif yöneticileri başarılı olmanın ön koşulu olduğu söylenebilir. Kooperatifler alt gelir gruplarını cesaretlendiren ve onları ekonomik faaliyetler alanında örgütleyen bir yapı oluşturmalıdırlar. Bunu gerçekleştirmek için, toplumun bütün kesimlerini ve kamu otoritelerini buna inandırmak ve bütün kesimlere güven vermek zorundadırlar. Dünyada yoksul nüfusun %70 i kırsal bölgelerde yaşamaktadırlar. Bu nedenle, kooperatifler kırsal kesimlerde yaşayanları ekonomik faaliyet içerisine çekecek bir anlayışla hareket etmelidirler. Tarımda verimliliğin artırılması ve tarım kesiminin desteklenmesi yoksulluğun önlenmesinde önemli bir yer tutmaktadır. Kadınların üretim faaliyetlerine katılmalarının sağlanması ve verimliliğin artırılması kırsal kesime bir dinamizm kazandıracaktır. Mesleki eğitim verilmesi, mikro kredi uygulamalarının ve tarım sigortası uygulamalarının yaygınlaştırılması, küçük kooperatif işletmelerinin daha kaliteli ve talebe uygun ürünler üretmelerinin sağlanması büyük önem taşımaktadır. KAYNAKÇA BIRCHALL,Johnston : Co-operative Principles Ten Years On, London, 2005 Daha iyi bir örgütlenme yoluyla, alt gelir gruplarının sesinin daha güçlü duyurulması sağlanabilir. Bu yolla toplumun bütün kesimleri ve kamu yetkilileriyle daha sağlıklı bir ilişki kurulabilir. COLTRAIN, David, BARTON, David and BO- LAND, Michael : Differences Between New Generation Cooperatives and Traditional Cooperatives, Arthur Capper Cooperative Center Department of Agricultural Economics Cooperative Extension Service Kansas State University, Kansas, 1999 CURL, John : For All The People Uncovering the Hidden History of Cooperation, Cooperative Movements, and Communalism i n A m er i ca, PM Press USA, 2009 ÇAĞATAY, Neşet : Bir Türk Kurumu Olan Ahilik, Türk Tarih Kurumu Yayını, Ankara, 1989 DELİGÖZ, Muzaffer : Kooperatifçilik Strateji Belgesi , Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Ankara, 2010 DUNN,John R., CROOKS, Anthony C., FRE- DERICK, Donald A., KENNEDY, Tracey L. and WADSWORTH, James J. : Agricultural Cooperatives in the 21st Century, Rural Business-Cooperative Service, USDA Rural Development, Nov. 15, 2002 FINDIKOĞLU, Z. Fahri : Türkiyede Kooperatifçilik, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Yayını, İstanbul, 1953 GAGNON, Alain-G. et GIRARD, Jean-Pierre avec la collaboration de Stéphan Gervais : Le mouvement Coopératif au Coeur du XXIe Siècle, Presses de l Université du Québec,Canada, 2001 GIDE, Charles :(Çev. Hakkı Baha PARS) Kooperatifçi Programı, İtimat Basımevi, İzmir,1936 LENIN, V.I. : On Co-operation, Collected Works, Vol.33, Progress Publishers, Moscow, 1966 LEVESQUE, Benoit et COTE, Daniel : Le Changement des Principes Coopératifs à l Heure de la Mondialisation : A la Recherche d une Méthodologie dans ZEVI, Alberto et MONZON CAMPOS, José Luis (Eds) : Coopératives, Marchés, Principes Coopératifs, De Boeck Université-CIRIEC, Bruxelles, 1995 MASLENNIKOV, V. : The Co-operative Movement in Asia and Africa, Progress Publishers, Moscow, 1983 MONZON CAMPOS, José Luis, SPEAR, Roger, THOMAS, Alan and ZEVI, Alberto : Co- 0peratives Markets Co-operative Principles, CIRIEC, Liège, 1996 MÜLAYİM, Ziya Gökalp : Kooperatifçilik, 6. Bas- 17

20 kı, Ankara, 2010 NATIONS UNIS, Le rôle des coopératives dans le développement social, Rapport du Secrétaire général, Assemblée générale Distr. Générale, 21 juillet 2005 NEUMARK, Fritz (Der.) : Komün Bilgisinin Esas Meseleleri, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayını, İstanbul, 1936 BIELIK, Michelle : New Generation Cooperatives on the Northern Plains, University of Manitoba, Canada, 1999 OZANKAYA, Özer : Türkiye de Kooperatifçilik, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1976 PARADIS, Ghislain : The Division for Social Policy and Development (DSPD) of the United Nations Department of Economic and Social Affairs (UNDESA), Expert Group Meeting Cooperatives in a world in crisis, New York, NY, April 2009 STEFANSON, Branda and FULTON, Murray :New Generation Co-operatives Responding to Changes in Agriculture, Centre for the Study of Co-o perat ive s University of Saskatchewan, Canada, September 1997 VERCAMER, Francis : Rapport sur l Economie Sociale et Solidaire «L Economie Sociale et Solidaire, entreprendre autrement pour la croissance et l emploi» Député du Nord Parlementaire en mission Avril 2010 ZAMAGNI, Stefano and ZAMAGNI, Vera : Cooperative Enterprise,Facing the Challenge of Globalization, London, 2010 ZEVI,Alberto et MONZON CAMPOS, José Luis( Eds) : Coopératives, Marchés, Principes Coopératifs, De Boeck Universitté-CIRIEC, Bruxelles,

21 TÜRK KOOPERATİFÇİLİK KURUMU VE KARINCA DERGİSİ 1931 Yılında kurularak, bu yıl 80 yılı geride bırakan Türk Kooperatifçilik Kurumu ile birlikte onun yayın organı olan Karınca da, ülkemizde en uzun ömürlü dergilerden biri olmanın gurur ve sevincini yaşamakta. Kurumun çalışmalarına başlayışından 3 yıl sonra yayın hayatına giren bu dergi, verilen hizmet çerçevesi içinde önemli bir yere sahip. Konuya girmeden önce bunu belirtme gereğini duyduk. Karınca dergisinin ilk sayısı, 1934 yılının Haziran ayında yayınlanır. Birinci sayının kapağında, Gazi nin traktör üstünde bir fotoğrafı, ilk sayfasında da Gazi ve Kooperatifler başlıklı bir yazı vardır. O yazı, bu derginin neden çıktığını anlatan bir önsöz şeklinde düşünülebilir. H. Rıdvan ÇONGUR* Yazıyla birlikte, yine Gazi nin İzmir Ziraat Bankası nda Kredi Kooperatifleri hakkında inceleme yaparken Foto Cemal tarafından çekilmiş bir fotoğrafı bulunuyor. Karınca Dergisinin Amacı Bu derginin yayınlanmasında güdülen amaç nedir ve Karınca nın yayınlanmasına neden gerek görülmüştür? Amacı, çiftçilerimizin kalkınması, işinin gücünün artması, kazanç sahibi olabilmesi açısından, en kısa yolun kooperatif kurmak olduğunu göstermek, onlara bunu anlatmak ve iş te başarının ancak böyle mümkün olacağına onları inandırmaktır. Ülkemizde o zamana kadar bu tür kuruluşlar yoktu. Kooperatifler 1929 yılından itibaren kurulmaya başladı. Düşünülen, madem ki kooperatifler hizmete girmiştir, hızla yurdun her köşesine yayılmalı, çoğalması sağlanmalıdır... Amacı belirleyen yazıda deniliyordu ki : Biz, kooperatifçi halkımız için bu mecmuayı çıkarmaya başlarken ilk iş olarak, yurdu kurtardıktan sonra onun manevî ufuklarında her * Araştırmacı Yazar, şair temiz ve yüksek medeniyet ülküsü gibi, kooperatifçilik ülküsünü de ışıldatan yüce Gazi mize candan saygımızı ve derin bağlılığımızı tekrarlarız. Kooperatifçilere hitap eden aylığımızın adını Karınca diye çağırmaya karar verdik. Bir mecmuanın adı, ancak o adın rumuzlandıracağı düşünce bakımından ehemmiyetlidir. Biz düşündük ki, dertleşip çalışmaya rumuz olarak alınan ad ın, halkımızın zihninde uyandıracağı fikirler şunlardır : - Karınca kaderince tâbiri, ne kadar küçük o- lursa olsun kendi özgücüne inanan bir varlığın az, fakat öz bir verim elde edebileceğini ifade eder. - Karınca gibi çalışkan, karınca gibi basiretli tâbirleri; işlek ve iş bitirici, uzağı görücü, ileriyi düşünücü insanların ahlâkça ayrılıklarını mânalaştırmaktır. Kooperatifçiliğin karınca 19

22 ile alâkası işte bu kadar olmak lâzımdır. Bu arada, hemen şunu söyleyelim ki, Karınca dergisinde yayınlanmış bulunan diğer pek çok yazıda ilk göze çarpan, dilinde görülen sâdeliktir. Derginin Dilinde Görülen Sâdelik Karınca, aylık yayın organı olduğu kurumun çalışmalarını yansıtırken, sayfalarında yer alan yazılarda kullanılan dilin sâdeliğine, anlaşılır olmasına da özen gösteriliyor, dikkat ediliyordu. Çünkü, çok kısa bir süre, iki yıl kadar önce Türk Dili Tetkik Cemiyeti adıyla Türk Dil Kurumu kurulmuş, Türkçenin öz benliğine kavuşması, dilde sadeleşme hareketinin başarıya ulaşması devlet görüşü haline gelmiştir. Tarihle birlikte dilimize ait meselelerin çözümü için, Atatürk ün Türk Tarih ve Türk Dil Kurumlarını kurduğunu, bu konulara öncelik verdiğini biliyoruz. Türk Dil Kurumu nun çalışmalarına başlamasından sonra İstanbul Dolmabahçe Sarayı nda yapılan ilk iş, Dil Kurultayı nın toplanması olmuştur. Türk radyo yayıncılığını başlatan İstanbul Radyosu nun naklen yayınları ile halka duyurulmak suretiyle altı gün devam eden ilk Türk Dil Kurultayı gerçekleştirilmiş ve o yıllarda, Osmanlıca kelimelere Türkçe karşılıklar veren Cep Kılavuzu adıyla sözlükler hazırlanarak, dilde sâdeleşme hareketine hız verilmiştir. Türk diline önem verilerek, sadeleşme hareketi başlatılıp hızlandırılarak yapılan hamleye Karınca dergininin de ilk sayılarından itibaren katılması gerçekten takdire değerdir, bunun ö- nemle belirtilmesi gerekir, böyle düşünüyoruz. O yıllarda dergi kelimesi, henüz önerilmediği ve kullanılmadığı için mecmua denilmiştir. Fakat, yine bu yazıda sadece mecmua denilmiyor, ona karşılık olarak aylık sözü ediliyor ki, bu da dikkat çekicidir. Rumuz kelimesini unuttuk, bugün simge, sembol, remiz diyoruz. Alâka denilmiyor artık, ilgi almış onun yerini. Fakat dile yerleştikleri, herkes tarafından anlaşılır olduğu ve çoğu Türkçeleştikleri için bizim de kullanmakta olduğumuz birkaç kelime dışında dilimize giren, yerleşen, öz be öz Türkçe kelimeleri daha çok görüyoruz derginin sayfalarında gördüğümüz metinlerde. Karınca nın ilk sayısını gözden geçirmeye devam edelim. Bu sayıda, en başta yer alan Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal (Atatürk), ondan sonra da bir biri ardı sıra, fotoğraflarıyla devrin Başbakanı İsmet Paşa (İnönü) ile İktisat Bakanı Mahmut Celâl (Bayar) ve Sinop milletvekili Profesör Yusuf Kemal (Tengirşek) Beyler geliyor. İsmet Paşa nın papyonlu fotoğrafının altındaki yazı şöyle : İsmet Paşa hazretleri, kooperatifçiliğin yayılmasına ve kuvvetlenmesine çalışan cemiyetimizin mesaisi ile de yakından alâkadar olmak lûtfunda bulunmuşlardır. Mahmut Celâl ve Yusuf Kemal beylere ait fotoğrafların altında, yapılan çalışmalarla ilgili bazı açıklamalara yer verilmekte. Bundan sonraki sayfalarda Dr. Cevdet Nasuhi imzası altında Kooperatif Nedir? sorusuna cevap verilir ve konuyla ilgili bilgi ve açıklamalarda bulunulur. Dil ve Edebiyat Konuları Karınca nın ilk sayısından başlayarak şunu görüyoruz : İçerik bakımından, kooperatifçiliğe ağırlık verilmekle birlikte, dil ve edebiyatın yanı sıra değişik konulara yer veriliyor. İlk sayıda ve ilerleyen sayılarda Bir Ayda Olup Bitenler başlığı altında üç sayfalık bir bölüm var. Mayıs ayı içinde yurtta ve dünyada gün gün neler olmuş, neler yaşanmış, o konulara ayrılmış...bu, derginin kooperatif konusu dışında da bir duyurma ve bilgilendirme aracı olarak düşünüldüğünün, öyle yayınlanacağının ilk işaretidir. Karınca nın çıkışı hakkında amacı belirleyen yazı ve gerek ilk sayı gerekse ilerleyen aylarda yayınlanan sayılarla ilgili bu tespitleri yapma 20

23 gereğini neden duyduğumuzu açıklamakta yarar görüyoruz. Karınca dergisi, günlük olaylar konusunda bilgilendirmenin yanı sıra eğitim, kültür ve doğrudan edebiyat bahislerine değinmeyi de yapılması gerekli bir hizmet olarak görmüştür... Kurum, kooperatifçilik kurumu adını taşımaktadır ama, vermesi gereken hizmet açısından, çalışma alanı içinde halkın değişik konulardaki isteklerine, ihtiyaçlarına da cevap vermesi gerekmektedir ve bu düşünülerek hazırlanmaktadır. Bu amaçla, dergi sayfalarında sanat, düşünce yazılarının, şiir, hikâye, deneme türünde verilmiş eserlerin bulunması bir zorunluluk olarak görülmüştür. Bunu, Karınca dergisinin ciltlerini bir taramadan geçirdiğimizde de rahatlıkla görebiliyoruz. Yayınlanan Yazılardan Örnekler Sözün gelişi, Kooperatif Ahlâkı başlıklı bir yazı var. Kooperatifçilik konusu ile ahlâk ın ne ilgisi olabilir? Böyle bir soru aklınızdan geçebilir. İlk bakışta, haklı olduğunuz düşünülebilir ise de, işin gerçeği o değil. Bu hizmet de kamuya yöneliktir ve iş yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar, noktalar vardır. Hizmetin özünü ilgilendiren veya kanun kapsamında bulunan konular kadar, onlar gibi ahlâk yönü de dikkate alınmalı, hizmet öyle verilmelidir. Sonra, edebî bir üslûpla Toprak Sevgisi anlatılıyor. Cumhuriyet ten Evvel ve Sonra Köy konusu işlenmekte ve Köylünün Diliyle Konuşmak, Köyde Okuma Yazma, İktisat ta Tasarruf ve Harman başlıklı yazılarla bir çeşitleme yapılmaktadır. Harman başlıklı yazı, bildiğimiz harman üstüne. Fakat, aynı zamanda edebî ağırlığı bulunan bir nesir örneği. İlerleyen sayılarda, meselâ Üç Çeşit İnsan başlığı altında yer alan bir sohbet görüyoruz. O kadar mı, değil. Yine aynı 4. Sayıda, 18 Ağustos da toplanan İkinci Dil Kurultayı nın haberi verilmiştir. Burada yer alan açıklama, derginin yayın amacıyla paralellik göstermektedir : Halkın malı olan Karınca da, bu uğurda yüksek Kurultayın koyduğu kurallardan kıl kadar ayrılmadan yürüyecek. Halkın dilini öğrenmeye, halkı halka öğretmeye çalışacaktır. Bunun i- çin de Karınca, sevgili Türk dili için bir köşecik ayıracak, Kurultay sonunda verilen kararları, kısaca orada gösterdikten sonra, yine bu köşecikte elinden geldiği kadar kararları gerçekleştirmeye uğraşacaktır. Bir ay sonra yayınlanan derginin 5. Sayısında Dil Bayramı üstüne bir yazı var. Bu yazıyı takiben de Kâzım Nami (Duru) Beyin bir şiirine yer verilmiştir. Bu, yayın amacı doğrultusunda Karınca sayfalarının şairlere de açık olduğunu gösteriyor. Edebiyata, edebî türdeki yazı ve şiirlere yer vermeyen bir kültür dergisi elbette düşünülemezdi. Karınca da şiire kucak açarak, böylece hem yayın amacının hem de kültür yayıncılığının amaçları doğrultusunda gerektiği gibi hareket etmiş oluyordu. Dergilerin Önemi Karınca dergisinde, ilk sayılarından itibaren düşünce, sanata. Dil ve edebiyata sayfalar ayrılmasını, dergilerin kültüre katkıları dikkate a- lınarak değerlendirilmelidir. Çünkü dergiler, bir ülkedeki yazar ve şairlerin filizlendiği tarlalar gibidir. Ve özellikle genç kalemlerin, zamanla o ülke edebiyat, sanat, düşünce hayatına kazandırılmasında büyük rol oynarlar. Dergilerin, kültür hayatımızda önemli bir yeri bulunmaktadır. Onlar, bir kültür hazinesidir. Bir insan ömrünün ne kadar olduğunu düşünün. Çok uzun yaşamışsa, altmış yıl, yetmiş yıl ; hadi diyelim seksen yıl ve üç beş yıl daha ekleyelim buna...fakat, o kadar yıl yayınlanan dergileri, hele yüzyıllık bir yayın hayatını geride bırakanların sayıları bir elin parmakları kadardır. Dünyadaki diğer ülkeler için de geçerlidir bu. Millî hayatla fikir, sanat hareketleri ve doğru- 21

24 dan millî edebiyat arasında sıkı bir ilişki vardır. Bir ülkede düşünce hayatının en canlı olduğu, vazgeçilmez temel manevî değerlerin korunduğu, millî ülkülerin kök saldığı, ana dilin şekillendiği yerlerin başında dergiler vardır. İşte bu oluşumu sağlayan yayın organı, bunların başta gelenlerinden biri olan dergiler, millî hayata güç katar, millî düşünce ve sanat onların sayfalarında hayat bulur...milletlerin edebiyatı, kitaplık hacimlere ulaşmadan önce dergi sayfalarında doğar, şekillenir. Yine iyi bilinmelidir ki, millî hayat gibi millî bilinçlenme ve milletçe var olma savaşımının kaleleri, soluk alıp verdiği yelerdir dergi sayfaları... Millî hayat ile millî edebiyat ın birbirlerini tamamladığı, hiçbir zaman unutulmaması gereken bir gerçek. Çünkü insan hayatını renklendiren, canlandıran onlardır. Varlıklarıyla millî varlığımıza onlar güç katarlar. Bu konuda sorulacak daha yüzlerce soruya karşılık bulup cevap verebilirsiniz ama, önemli olan, işin doğrusu nedir, bunu bilmek, onu söylemek... Hiçbir zaman şunu unutmamalıyız : Şairler, düşünce, sanat adamları, yazarlar çoğu zaman onların sayfalarında adlarını duyuruyor, onlarda yayınlanan eserleriyle üne kavuşuyorlar. Adi ünlenen bir şairi, sanatkârı, kalem erini, önce dergilerden öğreniriz. Bu ülkede, yükselmeden, ilerlemeden, kalkınmadan, çağdaşlaşmadan, ve demokratikleşmeden mi bahsediyorsunuz, peki nasıl gerçekleşecek bu? Sadece iktisadî gelişme sonunda mı, sanayileşme sağlanarak, barajlar, otoyollar yapılarak mı? Hayır. Onlarla birlikte ülkenin sanat ve edebiyatına, düşünce hayatına katkıda bulunan kim ve ne varsa, bunlara ve bu insanlara yeterli ilgiyi göstererek... Onlara sahip çıkarak, onlara destek vererek, yayınlarını sürdürmelerine yardımcı olarak, onların fikrî haklarına saygı göstererek ve saygı gösterilmesine, bütün o çok önemli memleket işlerin arasında mutlaka, gereken şekilde yer vererek... Şairlerine, yazarlarına, düşünürlerine, dili yaşatan, yaratan, tanıtan, öğreten, sevdiren ve gelecek yıllara, yüzyıllara taşıyan kalem erlerine, bu cemiyetin seçkin insanları olarak bakılıyor, saygı ve ilgi görüyorlar mı, önce buna bakın, derim. Devletin başındaki, çeşitli kademelerindeki ilgililerden, bu sorulara olumlu cevap alınıyorsa, görevlerini yerine getiriyorlar, mesele yok demektir. Fakat, hal hatır sormakla, çay kahve içip yemek yemek ve yedirmekle bir yere varamayız. ( Bu cümlenin muhatapları, ne demek istediğimi bilirler ; ayrıca açıklamaya gerek yok.) Türk Edebiyatında eser veren yazar ve şairlerin çok büyük bir bölümü, ilk kalem denemelerini dergi ve bazen gazete sayfalarında yer alan şiir ve yazılarıyla yapmış, kitaplık hacimde eser vermeleri, bu aşamadan geçtikten sonra mümkün olabilmiştir. Bu söylediklerimiz, bundan on yıl, yirmi yıl öncesine kadar tam anlamıyla geçerliydi. Cumhuriyet döneminin başlangıç yıllarında ve uzunca bir süre, çoğu uzun ömürlü olmasa da, düzenli bir şekilde çıkan pek çok düşünce, sanat, edebiyat dergisi ile millî konulara yer veren gazete ve dergiler vardı. Yaşanılan son dönemde, bu tür dergilerin iyice azaldığını görüyoruz ki, bu bizi hem düşündürüyor, hem de üzüyor. Karınca dergisi, yayın amacı doğrultusunda böyle bir hizmeti.daha ilk sayısından itibaren gören ve kendisi için görev bilen bir dergidir. Türkiye de seksen yılı veya daha uzun süreyi kapsayan şekilde yayın hayatını sürdürebilen, çok az sayıdaki dergiler arasında Karınca da vardır. İlk sayılarından başlamak üzere seçerek verdiğimiz örnekler ise, söylediklerimizin doğruluğunu gösteriyor. Öneriler Seksen yıla yakın bir yayın hayatı bulunan Karınca dergisi, umarız bundan sonraki yıllarda da, Kurum yöneticilerinin gayretiyle yayınına yine ara vermeden devam edecektir. Bundan, kimsenin şüphe etmemesi gerekir. Onun düzenli bir şekil- 22

25 de bunca yıl aksatmadan yayınını sağlayan, emek verenlere de, bütün kooperatifçilerin ve üyelerin şükran borcu var. Bir dergiyi aksatmadan, hem de düzenli bir şekilde çıkarmanın hiç de kolay olmadığını biliyoruz. İlk sayılarından itibaren düşünce ve sanata, şiirlere, hikâye, deneme türünde ve dil konularındaki yazılara yer veren Karınca, bundan sonraki yıllarda da düzenli bir şekilde, buna dikkat eder, hatta daha çok yer verir, sayfalarını onlarla zenginleştirirse, ilk sayıda belirtilen yayınlanma amacına uygun hareket etmiş olacaktır. Türk Kooperatifçilik Kurumu, geride kalan 80 yıl boyunca, hem kooperatifçilik düşüncesini halka yaymış, hem de kuruluş amacına uygun hizmetler vermiş, seçkin bir Sivil Toplum Kuruluşu dur. Kurum yöneticileri ve yayın organı, Karınca dergisi bu güne kadar, yazar bakımından zengin bir kadro ile çalışmıştır. Önceki yıllardan, bugünlere, Nusret Namik Uzgören, Fahri Halil Örs, Âkif Erginay, Orhan Düzgüneş, Nuri Tortop, Avni Zarokoğlu, Kasım Önadım, Kâmil Turan, Mümtaz Turgut Topbaş gibi isimlerin yanında edebiyat, dil ve şiirle ilgili kalem sahiplerini unutmadık. Bu ilk kooperatifçilerden şimdi aramızda Nurettin Hazar büyüğümüz var... Aramızdan ayrılan Behçet Kemal Çağlar, Kâzım Nami Duru, Osman Attilâ, Basri İmece, Mehmet Çakırtaş, Ahmet Tufan Şentürk, Kemal Or, Halil Soyuer, Karınca da şiirleriyle yer alan şairlerden bir kaçı.. Bugün hayatta olan Feyzi Halıcı yla birlikte sayıları yüzleri aşan nice şair ve edebî yazılarıyla kalem sahibini hatırlıyoruz. Kurum salonlarında, sadece kooperatifçilik konulu toplantılar yapılmakla kalmadı, şiir günleri düzenledi, edebiyat sohbetleri yapıldı, üyelerini bir araya getiren etkinlikler gerçekleştirildi. Bunların hepsi, takdire değer. Karınca Kardeş Türk Kooperatifçilik Kurumu na üye olmam istendiği ve bu istek doğrultusunda üyeliği kabul ettiğim zaman, bir yayıncı ve yazar olarak üyesi bulunduğum bu kuruluşa yararlı olabilecek bir düşüncemi açıkladım, ilgi gösterildi ve adının Karınca Kardeş olmasını uygun gördüğüm, çocuklara seslenen bir dergi yayınlanmaya başladı. O yıllarda, kooperatifçilik haftası kutlamaları sırasında, okullarda konuşmalar yapılarak konunun önemi anlatılırdı. Bu uygulama, elbette başarılı olmasına başarılıydı ama, çocukların okuyabilecekleri bir dergiyle bu düşüncenin gerçekleştirilmesi, anlatılması daha doğru olmaz mıydı? Olurdu elbet. ve Karınca Kardeş dergisi, üç ayda bir olmak üzere, ek olarak böylece yayın hayatına girdi. O zamanlar bir bankamız Şeker Çocuk adıyla bir dergi yayınlamaktaydı. Çocuklar için Kurum tarafından, buna benzer bir yayının gerçekleştirilmesini düşünürken, uygun bir bankayla anlaşma yapılarak, başta okullar olmak ve çocuklara dağıtılmak üzere bir yayın tasavvur etmiş bulunuyordum. Fakat, bu yola gidilmesi mümkün veya uygun görülmedi herhalde ve Karınca Kardeş, Kurumun yayın organı olan Karınca dergisinin eki olarak yayınlanmaya başladı. Bu derginin de, çocukların ilgisini çekecek bir biçimde yayınını sağlayanlara teşekkür burçluyuz. Gerek Karınca ve gerekse eki olarak yayınlanan Karınca Kardeş dergilerinde, çocuklar ve dergi okuyucuları için yazı yarışmaları düzenlenebilir. Kurumun çalışma konusunda şiir, hikâye yarışması açılabilir. Mütevâzı bir ödül konularak, kurulacak bir seçici kurul tarafından, katılanlar arasında bir değerlendirme yapılmak suretiyle dereceye girenler değerlendirilir, ödüllendirilebilir. Altmış yılı aşan bir kalem hayatını yaşamış, hâlâ yaşamakta olan bir üyeyim. Buna dayanarak, düşünce, dilek ve önerilerimden söz etmeği de bir görev sayıyorum. İlk sayılarından itibaren düşünce ve sanata, şiirlere, hikâye, deneme türünde ve dil konularındaki yazılara yer veren Karınca, bundan sonraki yıllarda da bu konulara düzenli bir şekilde, daha çok yer verir, sayfalarını onlarla zenginleştirirse, ilk sayıda belirtilen yayınlanma amacına uygun hareket etmiş olacaktır. Nice yıllara... 23

26 KOOPERATİFLERDE FİNANSAL YÖNETİM Nevzat AYPEK * Finans bilim dalı, üç alt bilim dalından veya disiplinden oluşmaktadır. Bunlar; Finansal Yönetim, Yatırımlar ve Finansal Piyasalar (Kurumlar) dır. Finans, işletmelerin yatırım ve faaliyet dönmelerindeki tüm ekonomik faaliyetlerin parasal boyutunu yani hem kaynak hem de kullanım boyutunu kapsayan bir kavramdır. Finansal yönetim, işletmelerin yatırım ve faaliyet dönemlerindeki ekonomik faaliyetlerinin fonlaması ve kullanımı boyutunu özellikle de kaynak tedarikini kapsamaktadır. Keza, finansal yönetim, finansman kavramının karşılığıdır. Bu tanımamla ile finans bilim dalı ve finansal yönetim disiplini sadece işletme faaliyetleri ile ilgili şeklinde bir sınırlamaya tabi tutulmaktadır. Oysa ki, finans ekonomik faaliyetlerin yani para tedarik ve kullanımın sözkonusu olduğu her kurum, kuruluş, işletme ve birey ile ilgilenir. Bu gerçek veya sonuç, işletmelerde finansal yönetim, kamuda finansal yönetim, birey finansal yönetimi, işletme yatırımları, kamu yatırımları, birey yatırımları gibi sınıflandırmaları ve uzmanlaşmaları da getirmektedir. İşletmelerde Finansal Amaç Ve Finans Fonksiyonu İşletme, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere, üretim faktörlerini bir araya getirerek, mal ve hizmet üreten, kar amacı güden ekonomik ve teknik birimdir şeklinde tanımlandığında; üretim faktörlerinden birisi olan ve anahtar role sahip olan müteşebbisin kar sağlamak amacıyla diğer üretim faktörlerini de bir araya getirdiği tesbiti ortaya çıkmaktadır. Müteşebbis, özkaynakları ve yabancı kaynaklardan oluşturduğu sermaye ile diğer üretim faktörlerinin mülkiyet veya kullanım hakkını alarak mal ve hizmet üretimine, satışına veya satışına başlamaktadır. Müteşebbis, nihai amacı olan servet maksimizasyonuna ulaşabilmek için öncelikle satışlarını yani cirosunu maksimize etmek için çalışacaktır. Nitekim, ciro maksimizasyonu işletme kar ve karlılığının, işletme piyasa değerinin ve hisse senetlerinin piyasa/borsa değerinin maksimizasyonunu getirecektir. Hisse senetlerinin piyasa/borsa değerinin maksimizasyonu da müteşebbisin servetini maksimize edecektir. İşletmecilik ekonomik ve teknik boyutları olan dolayısıyla belli konularda bilgi, tecrübe ve uzmanlık ve zaman gerektiren bir faaliyettir. Müteşebbisin hem ekonomik hem de teknik konularda gerekli bilgi, tecrübe ve uzmanlığa sahip olması mümkün olmayabileceği gibi; gerekli bilgi, tecrübe ve uzmanlığa sahip olsa bile büyük ölçekli bir işletme için tek başına yeterli gelmeyebilir. Nitekim, bu durum işletme fonksiyonlarının geliştirilmesini sağlamıştır. Müteşebbisler, özellik olarak benzerlik gösteren ekonomik faaliyetleri gruplandırmışlar ve her bir grup bir fonksiyon olarak isimlendirilmiş ve fonksiyon bazında görev devri gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda, işletme yatırım ve faaliyet döneminde sözkonusu kaynak tedariki ve kullanımı ile işletme faaliyetlerinin parasal sonuçları süreci de bir fonksiyon olarak değerlendirilmiş ve finans fonksiyonu dolayısıyla finansal amaç ve finansal yönetici kavramları 24 * Prof.Dr., Türk Kooperatifçilik Kurumu Başkanı, Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

27 ortaya çıkmıştır. Finansal amaç genel olarak değerlendirildiğinde; yatırım ve faaliyet dönemlerinde verilen kararlarda müteşebbisin amacı yani hisse senetlerinin piyasa/borsa değerini maksimize etmek kriter veya hedef olacağından; kaynak tedarikinde maliyet minimizasyonu ve kullanımda da karlılık maksimizasyonu olmalıdır. Finansal yönetimin amacı olarak daraltılğında ise; genel ekonomik yapı, sektör ve işletme şartlarında, hisse senetlerinin değerini maksimize edecek finanslama olmalıdır. Nitekim, finansal amaca yönelik kararları verecek olan da finansal yöneticidir. Dolayısıyla, finansal yöneticinin karar sürecinde temel kriter yine hisse senetlerinin değerinin maksimizasyonu olmaktadır. Çünkü sermayedar, kaynaklarını amaçları doğrultusunda yönetmesi için finansal yöneticiyi yetkilendirmekte ve görevlendirmektedir. Bu kapsamda, finansal yönetici en uygun maliyetle sağladığı fonları maksimum karlılıkla yöneterek; finansal amaç realizasyonu sağlamaktadır. Temel Finans Kararları (Politikaları) Finansal yönetici, işletme yatırım ve faaliyet dönemlerinde finansal amaç doğrultusunda birçok kararlar vermektedir. Bu kararlar; kaynak ve kullanım açısından; Finanslama Kararları, Yatırım Kararları ve Temettü Kararlarıdır. Finanslama Kararları; İşletmenin yatırım ve faaliyet döneminde yapacağı yatırımların özellikle reel varlıklara yapacağı yatırımların finansmanında kullanılacak nakdin nasıl sağlanacağı ile ilgili kararlar bütünüdür. Bu kapsamda, finansal amaç doğrultusunda mevcut finansman kaynakları arasından seçim ve optimal finanslamanın bir başka ifade ile optimal sermaye yapısının oluşturulmasına yönelik politikalar geliştirilmekte ve kararlar verilmektedir. Yatırım Kararları; İşletmenin yatırım ve faaliyet döneminde yapacağı yatırımların özellikle reel varlık yatırımlarının belirlenmesi ile ilgili kararlar bütünüdür. Bu kapsamda işletmelerin mal ve hizmet üreten ekonomik ve teknik birimler olmaları nedeniyle; mal ve hizmet üretiminde kullanılan varlıklar yani kısaca hangi reel varlıkların edinileceğine, optimal reel varlıklar portföyünün oluşturulmasına yönelik politikalar geliştirilmekte ve kararlar alınmaktadır. Temettü Kararları; Finanslama politikaları doğrultusunda sağlanan fonlar ile yatırım politikaları doğrultusunda gerçekleştirilen yatırımların işletme amaçları gereği ortaya çıkan faaliyet dönemi karlarının kullanımı ile ilgili kararlar bütünüdür. Bu kapsamda, dağıtılabilir dönem karlarının ortakların servet maksimizasyonu amacı doğrultusunda işletme de bırakılması veya dağıtılması ile dağıtılacak ise hangi esas ve yöntemlere göre dağıtılacağına yönelik politikalar geliştirilmekte ve kararlar alınmaktadır. Finansal Yönetimin Temel İlkeleri Finans disiplininin dolayısıyla finansal yönetimin temel ilkeleri, finansal işlemler ve finansal kararların alınmasının gerisinde yatan temellerin anlaşılmasını sağlayan kurallar ve prensiplerdir. Bu ilkeler, iki temel kaynağa dayanmaktadır. Bunlar; mantıksal çıkarımlar ve amprik gözlemlerdir. Her ilke her durumda ve her zaman mutlak anlamda doğru olmasa bile, her ilkenin finansal dünyanın önemli bir yönünün geçerli bir nitelemesi olduğu genel kabul görmektedir. Finansal yönetici, finansal kararları ve uygulamaları bu ilkeler paralelinde gerçekleştirmektedir. Bu ilkeler; Kişisel Çıkarı Düşünme Davranışı İlkesi, Riskten Kaçınma İlkesi, Çeşitlendirme ilkesi, İki Taraflı Muameleler İlkesi, Artan Yararlar İlkesi, İşaret verme İlkesi, Sermaye Piyasasının Etkinliği İlkesi, Risk-Getiri Değiş- Tokuşu İlkesi, Değerli Fikirler İlkesi, Opsiyonlar Değerlidir İlkesi, Davranış İlkesi, Paranın Zaman Değeri İlkesi olarak sayılabilir. Finansın ve finansal yönetimin esasını yukarıda sayılan 12 ilke oluşturmakla birlikte; finan- 25

28 sal değer ortaya çıkarmada etki eden değişkenlerin başında da; Nakit Akımı, Zaman ve Risk gelmektedir. Bu üç temel değişken, paranın zaman değeri ilkesi ile şöyle açıklanabilir. Paranın Zaman Değeri İlkesi; paranın bir zaman değeri olduğunu ve bugünkü 1 TL ile gelecekteki 1TL nin aynı para olmadığını kabul eder. Bu kabulün nedeni, nakdin fırsat maliyetidir. Dolayısıyla paranın zaman değeri sözgelimi, bir banka mevduat hesabından faiz kazanmanın alternatif maliyeti olarak düşünülebilir. Paranın zaman değerini gösteren bu fırsat maliyeti faizdir ve faiz zaman boyutu olan bir kavramdır. Paranın zaman değeri ilkesine göre, herhangi bir finansal durumun temel boyutları; beklenen nakit akımı, iskonto oranı, nakit akımlarının zamanlaması ve şimdiki değerdir. Şöyle ki; Finansal karar verme sürecinde beklenen nakit akışlarından hareket edilecektir. Beklenen nakit akışları dönemler itibariyle öngörülecektir. Öngörülen nakit akımlarının karar verme sürecinde kullanılabilmesi için de eş zamanlı hale getirilmesi gerekir. Bunun için iskonto işlemi yapılacağından iskonto oranına ihtiyaç vardır. İskonto oranı belirlenirken de risk faktörü ortaya çıkmaktadır. Basitçe iskonto oranı, risksiz faiz oranı ve risk primi toplamıdır. Çünkü, bugünkü nakit yerine beklenen (gelecekteki) nakit sözkonusudur. Bu durumda da fırsat maliyeti olarak faiz (risksiz faiz) esas alınmakla birlikte beklenen nakit akımının gerçekleşmeme ihtimalinin yani maruz kalınan riskin de sürece dahil edilmesi gerekmektedir. Riski, dolayısıyla risk primini belirleyebilmek için, riskin kaynaklarına bakmak gerekmektedir. Bir finansal karar; Belirlilik, Risk ve Belirsizlik şartlarından birisinde verilebilir. Belirlilik; finansal karara etki eden tüm değişkenlerin yüzde yüz olasılıkla tahmin edilebildiği ve dolayısıyla sözkonusu finansal karardan beklentinin sapmasız gerçekleştiği şartları ifade ederken, belirsizlik; finansal karara etki edebilecek değişkenler hakkında bir olasılığın öngörülemediği ve dolayısıyla sözkonusu finansal karardan beklentinin yüzde yüz sapma gösterebileceği şartları ifade eder. Ancak, finansal yöneticiler ulaşabildikleri bir takım objektif ve subjektif verileri kullanmak suretiyle beklenenden sapma olasılığını görmeye çalışırlar ki; bu şartlarda gerçekleştirilen finansal kararlar da risk faktörü altında kabul edilir. Ve Risk; belirsizliğin objektiflik derecesi olarak tanımlanır. Teorik olarak belirlilik şartlarında % 0, belirsizlik şartlarında % 100 olan kaybetme olasılığı risk şartlarında; olasılık dağılımında kullanılan verilerin objektifliğine göre % 0 ila % 100 aralığında kalmaktadır. Kooperatif İşletmeler Son yıllarda dünyada sosyo-politik ve ekonomik anlamda pek çok köklü değişiklikler olmuş ve belirgin eğilimler ortaya çıkmıştır. Ekonomik hayatin değişik kesimlerinde tek tek değerlendirilen ve birbirlerinden ayrı olarak tartışılan bu değişme ve eğilimler sistem yaklaşımı çerçevesinde değerlendirildiğinde; içinde bulunduğumuz çağ bilgi çağ, bilişim çağı gibi isimlerle anılmaktadır. Son derece gelişmiş olan iletişim araçları da bilişim çağının itici gücü olarak kabul edilmektedir. İletişim araçlarının gelişmesi sonucu ülkeler birbirlerine daha çok yaklaşmış, adeta dünya küçülmüş ve dünya pazarlarında bir küreselleşmeye doğru gidişat başlamıştır. Bu gidişatın sonucu olarak da pazarın genişlemesiyle rekabet daha da keskinleşmiş ve dünyada piyasa ekonomisi hakim olmaya başlamıştır. Gelişen piyasa ekonomisi ve artan rekabet, ölçek ekonomileri yaklaşımını gündeme getirmiş ve şirket birleşmeleri başlamıştır. Şirket birleşmelerinin altındaki motifler; sinerji, vergi, ikame maliyetlerinin altında aktifleri satın alma, farklılaştırma ve kontrol olarak sayılabilir. Bu motiflerle yapılan şirket birleşmeleri, amaçlar paralelinde değişik yöntemlerle gerçekleştirilmektedir. Bu bağlamda, ekonomistler şirket birleşmelerini dört grupta sınıflandırmaktadırlar. Bunlar; yatay birleşme, dikey birleşme, türdeş birleşme ve aykırı birleşmelerdir. 26

29 Özel sektör ve kamu sektörünün yanında ü- çüncü sektör olarak kabul edilen ve bizatihi bir birleşme olan kooperatifler de gerçekleştirdikleri örgütlenme ile bir nevi birleşme gerçekleştirmektedirler. Bu örgütlenme; kooperatifler birliği, kooperatifler merkez birliği, kooperatifler milli birliği ve milli kooperatifler birliği (konfederasyonu) seklindeki bir hiyerarşik yapı içinde olmaktadır. Birim kooperatiften başlayan bu örgütlenme piramit seklinde dikey bir örgütlenmedir. Kooperatifler birer ekonomik birim olduklarına göre kooperatifler birliği ve kooperatifler merkez birliği yatay birleşme, kooperatifler milli birliği dikey veya türdeş birleşme ve milli kooperatifler birliği aykırı birleşme olarak şeklen kabul edilebilir. Sosyo-ekonomik kooperatif işletmelerin, kooperatif davranışın da gereği olan bu birleşmelerden, beklenen özellikle ekonomik sonuçlara ulaşabilmeleri için; ekonomik alandaki gelişmeleri ve yenilikleri takip etmeleri ve hızla adapte olmaları gerekmektedir. Yani, ekonominin üstünlüğü ilkesi ile uyumlu olmak zorundadırlar. Çünkü, kooperatif işletmeler kamu sektörü ve kar amaçlı özel sektörün yani sıra üçüncü bir sektörü oluşturmakta olup, ekonomi ve sosyal alanın kesişme hattında olan sosyal ekonomi kavramı içinde kabul edilmektedir.nitekim sosyal ekonomi, kara yönelik bir sektör olmamakla birlikte piyasa ve piyasa dışı faaliyetlerde bulunmaktadır. Bu bağlamda, işbirliği yapmak, gurup ekonomisi olarak hareket etmek, birlikte yönetmek ve kollektif olarak rekabet etmek gerekçeleri ile kurulan kooperatif işletmeler karakteristik özellikler haiz olup, özel sektör işletmelerinden de farklılaşmaktadırlar. Kooperatif İşletmelerin Özellikleri: Kooperatif isletmeleri, kamu ve özel sektör işletmelerinden ayıran karakteristik özellikleri; tüzel kişilik, amaç, kuruluş-işleyiş, yönetim, denetim ve vergilendirme başlıkları altında açıklanabilir. Genel kabul görmüş kooperatif tanımlarına göre; kooperatif bir sermaye birleşmesi değil bir şahıs birleşmesidir. Şahısların ortak amaçlarla maddi ve manevi güçlerini birleştirmeleri yani işbirliği ve güç birliği yapmalarıdır. Dolayısıyla bu birliktelikte, ekonomik değerlerin birleştirilmesinin yanında bilgi ve tecrübelerin de bir araya gelmesi kooperatif işletmeyi daha dinamik bir yapıya kavuşturur. Yani kooperatifler, şahsiyetlerini kullanan ve amaçları belli dinamik ve çoğulcu insanlar topluluğudur. Kooperatif isletmeler, rekabet ortamının iyi işlemediği bir sistemde gelir dağılımı dengesizliğine karsı doğmuştur. Kooperatifler bu yönü ile bir rekabet aracıdırlar ve rekabetin eksik olduğu yerde onu tamamlarlar. Dolayısıyla kooperatifler kapitalizme karşı değil, bu sistemin aşırı kar hırsının toplumu yoksul bırakmasına karsıdırlar. Bu nedenle, aynı amacı hedefleyen meslek, sanat ve geçimlerine ait hayatlarını devam ettirmek isteyen insanlar bir araya gelerek rekabet güçlerini geliştirir ve korurlar. Yani, kooperatif isletmelerde hedef insanin kendisidir, insanların işbirliği ve dayanışma ile hayatlarını devam ettirmeleridir. Kooperatif işletmelerin kuruluş ve isleyişine yönelik hukuki düzenlemeler genellikle gerçek kişilerin ve çok sayıda gerçek kişinin kooperatif kurucusu olmasını öngörmektedir. Keza, ayni amacı taşıyan ve arzu eden insanların kooperatiflere ortak olmaları için açık kapı ilkesi benimsenmiş ve böylece kooperatiflerin daha geniş kitlelere hizmet götürmesi hedeflenmiştir. Kooperatif yönetimi, kooperatif amacının gerçekleştirilmesinin başlıca sorumlusudur. Ortaklar amaçlarına ulaşabiliyorsa yönetim başarılı kabul edilmektedir. Aksi halde yönetim başarılı sayılmamaktadır. Nitekim, yönetimin faaliyetleri denetim birimince de ortaklar adına denetlenmektedir. Yani, kooperatif yöneticileri amaç-araç ilişkilerini kurarken ortaklarından bağımsız olarak karar veremez ve serbest hareket edemezler. Çünkü, ortaklık payından bağımsız olarak her ortak aynı derecede söz hakkı sahibidir. Kooperatiflerin kurulup, gelişmesi için tüm ülkelerde bazı kolaylıklar getirilmiştir. Bu kolaylıklar kuruluş safhasının her adı- 27

30 mından, faaliyet safhasına ve tasfiyeye kadar devam etmektedir. Bu kolaylıklar, vergi istisnaları ve/veya muafiyetleri, destekler ve tevsikler seklinde olmaktadır. Kooperatif İşletmelerin Özel Sektör İşletmelerinden Farkları: Kooperatif, ekonomik olmasının yani sıra ayni zamanda sosyal bir kurumdur. Sosyal amaç kooperatifin önemli unsurlarından biridir. Dolayısıyla kooperatifler, karı kaldırma amacını güden bir birleşme seklidir. Bu bağlamda, kooperatifler ile özel sektör isletmeleri ( sermaye şirketleri) arasında farklılıklar vardır. Bu farklılıklar; Şirketlerde kar maksimizasyonu, kooperatiflerde fiyat minimizasyonu; şirket ortaklarına kar payı dağıtımı, kooperatif ortaklarından kooperatifle alış-veriş yapanlara risturn dağıtımı; şirketlerde sermaye payına göre kar payı, kooperatiflerde alış-veriş oranına göre risturn; şirket hisse senetleri borsada işlem görür, kooperatif ortaklık senetleri ancak kooperatife ve kooperatifin rızası ile başkasına satılabilir; şirket ortaklığında sınırsız hisse, kooperatiflerde sınırlı ortaklık; şirket yönetimine sermaye hakim olup, sermeye birinci planda ortak ikinci planda, kooperatiflerde ortaklık payı ne olursa olsun her ortak bir paya sahip olup ortak birinci planda; şirketlerde sosyal amaç çok tali bir amaç, kooperatiflerde kuruluşun önemli unsurlarından olarak sayılabilir. Kooperatif isletmeler, özellikleri ve sermaye şirketlerinden farkları açısından değerlendirildiğinde; özel sektörden farklı ayrı bir sektör olduğu görülmektedir. Ancak, bu tespit kooperatif işletmelerin ekonomik bir birim olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Dolayısıyla kooperatif işletme birinci sırada gelen sosyal amacını ancak ekonomik güç ile desteklediği takdirde yerine getirebilecektir. Ekonomik birim olmaları ve bir rekabet aracı fonksiyonu görmeleri beklenen kooperatif işletmelerin hayatlarını devam ettirebilmeleri ve fonksiyon icra edebilmeleri için; rakip sektörlerin kullandığı tüm ekonomik ve finansal enstrümanları etkin bir şekilde kullanmak durumundadırlar. Çünkü tek pazarlı bir dünyaya, piyasa ekonomisine ve artarak keskinlesen rekabete entegre olabilmek için; ekonomik kurallar, değişmeler, gelişen enstrümanlar yakin takip edilmeli ve gecikmesiz uygulanmalıdır. Her ne kadar kooperatif isletmelere yönelik kamusal imtiyazlar olsa da, Ekonominin Üstünlüğü İlkesi tüm sektörler ve işletmeler için geçerlidir. Kooperatif işletmelerin karakteristik özellikleri ve sermaye şirketleri karşılaştırılması sonucu ortaya çıkan tespitler göstermektedir ki; kooperatif işletmelerde sermaye şirketlerinin yakaladığı modern yönetim anlayışını benimsemeli ve uygulamalıdırlar. Kooperatif işletmelerde yönetim; kooperatiflerin karakteristik yapısı, genel kabul görmüş kooperatif ilkeleri ve kooperatif mevzuatı gereği; kooperatif genel kurulları tarafından seçilen yönetim kurulları tarafından gerçekleştirilmektedir. Yönetim, kurulu bu yönetim yetkisini özellikle kooperatif işletme büyüklüğüne ve teknik özelliklerine göre profesyoneller aracılığı ile de kullanabilmektedir. Kooperatif işletmeler de ekonomik birimler olduğuna göre; yönetim kurulları da modern yönetim anlayışı sergilemelidirler. Modern yönetim anlayışında ihtisaslaşma vardır. İş bölümü vardır. İşletme fonksiyonları ortaya çıkmıştır. Bu fonksiyonlar; finans, muhasebe, pazarlama, üretim, araştırma geliştirme ve personeldir. Bu fonksiyonlar, ihtisas alanlarıdır. Keza, fonksiyonlar içten ilişkilidirler. Dolayısıyla, nasıl ki bir sermaye şirketi sahipleri tüm işletme fonksiyonları bazında ihtisas sahibi olmayacaklarını ya da tüm fonksiyonlarda uzman olsalar bile bu fonksiyonların tamamının bir kişi tarafından icrasının pratik olmayacağı düşüncesiyle ciddi bir ihtisaslaşmaya gidip profesyoneller ile çalışmayı tercih ediyorsa; keza kooperatif yöneticileri de aynı algılama düzeyinde olmalıdırlar. Çünkü özellikle belli bir amacın realizasyonu için belli süre ile kurulmayan kooperatiflerde de kooperatif büyüklüğüne göre fonksiyonel ihtisaslaşmaya gidilmelidir. Ancak, kooperatif davranış ve genel kabul görmüş kooperatifçilik ilkeleri gereği kooperatif yönetim kurulunun oluşturulmasındaki temel etken demokratik 28

31 seçimdir. Kooperatifin başarısı seçilen söz konusu yönetim kurulu üyelerinin kooperatifçilik, işletmecilik ve yönetim bilgisi ile sınırlı kalmaktadır. Bunun yanı sıra, yönetim anlayışı gereği veya kooperatif imkanların sınırlı olması nedeniyle profesyonel yönetici istihdamı ve ya danışmanlık hizmeti alınması söz konusu değilse; rekabet üstünlüğü, ortak menfaatlerinin korunması, piyasayı regüle etme ve tüketiciyi koruma işlevini yerine getirmek bir yana kooperatifin sürekliliği dahi devam ettirilemeyecektir. Bu nedenle kooperatifler, kooperatif davranış gereği olan örgütlenmelerini tamamlayarak, ölçek ekonomisi yakalamalı ve bir nevi birleşme olan bu örgütlenme bir sinerji yaratmalıdır. Şöyle ki, şirket birleşme motiflerinden birisi sinerji etkisi ortaya çıkarmak idi. Sinerjik etkiler ise dört kaynaktan ortaya çıkar. Bu kaynaklar; faaliyetlerin ölçek ekonomisi, finansal ekonomiler, farklı yönetim etkinliği ve artan piyasa gücüdür Dolayısıyla, ölçek ekonomisinin etkin kullanımının ortaya çıkaracağı sinerji ile, kooperatif işletmelerde profesyonel bir finansal yönetim istihdamı ve/veya profesyonel finansal danışmanlık hizmeti satın alınması imkanı sağlanmalıdır. Sonuç Dünya ekonomisinin globalleşme eğilimi gelişen teknoloji ile de desteklenince; son 25 yılda çalışmanın başlangıç kısmında özetlenmeye çalışılan, işletmelerde finans fonksiyonu büyük bir değişim göstermiştir. Bu değişimden tüm ülkeler ve tüm sektörler payını almıştır. Tabii olarak en hızlı büyüme ve gelişme gösteren sektör finans sektörü olmuştur. Yeni finansal kurumlar ve araçlar geliştirilmiş, dünyadaki sektörel gelişme eğilimi aynen ülkelerin finans sektörüne de yansımıştır. Nitekim, finans mühendisliği çalışmaları sonucu isletmelerde finans yöneticisinin gerek yatırım kararı gerekse finansman kararı sürecinde seçenekleri artmakta yeni uygulamalar ortaya çıkmaktadır. Üçüncü sektör kooperatif işletmelerin, rekabet halinde oldukları diğer sektör işletmelerinin kullandıkları yönetim etkinliğine sahip olabilmeleri için öncelikle beklenen; kooperatif ortaklarının kooperatifçilik bilinç düzeylerinin yükseltilmesi ve gerçekten isabetli seçimler yapmalarının temini olsa bile, demokratik seçim sürecinde başka faktörlerde etken olabilmektedir. Dolayısıyla, kooperatifçilik bilinç düzeyi yükseltilmiş ortaklara rağmen modern yönetim anlayışı sergileyebilecek bilgi, birikim ve nosyona sahip ortaklar yönetim kurullarına getirilemiyorsa; yapılması gereken yöneticilik bilgi ve birikimine sahip olanlara yönetim kuruluna seçilme hakkının verilmesi olabilir ki, bu uygulama demokratik katılım ilkesi bağlamında tartışılabilir. Böyle bir tartışma dışında kalınmak istendiğinde; kooperatif yönetim kuruluna seçilen üyenin belli bir süre kooperatifçilik ve yönetim eğitimi aldıktan sonra ve eş zamanlı görev icrası düşünülebilir. Kooperatif yönetim kurulu üyesi ortağa, gerek seçilebilmek için gerekse seçildikten sonra yönetsel kooperatifçilik formasyonu bir sertifika programı dâhilinde kazandırılmalıdır. Keza, iş bu sertifika kooperatifçilik konusunda yeterli akademik alt yapıya sahip ve bağımsız üniversal bir kurum tarafından verilebileceği gibi aynı özellikleri haiz bir sosyal amaçlı sivil toplum örgütü tarafından da verilebilir. İşletme, finans, kooperatifçilik konularında bilgi ve birikime sahip yönetim kurullarınca, profesyonel finansal yönetim icra edilebileceği gibi yada bir başka ifade ile şirketleşme şekli olarak kooperatif modeli seçmiş olan kişi veya kurumların rekabet edebilir bir finansal yönetim yapabilmeleri için profesyonel seçilmişler bir alternatif iken; öncelikle birim kooperatif ölçeğini büyüterek ve kooperatif örgütlenmeye tamamlayarak ulaşılacak ekonomik güç ve ortaya çıkaracağı sinerji ile atanmış profesyoneller marifeti ile de rekabet edebilir bir finansal yönetim yapılabilir, yapılmalıdır. 29

32 TÜRK KOOPERATİFCİLİK HAREKETİ VE GELECEĞİ Rasih DEMİRCİ * Yardımlaşma ve dayanışma, hatta işbirliği insanların toplum halinde yaşamaya başlamasıyla birlikte görülür. Hiç şüphe yok ki, insanları toplu halde yaşamaya sevk eden etkenlerden birisi de dayanışma ihtiyacıdır. Türk toplulukları arasındaki kan bağlarına ve ay nı coğrafi alan üzerinde yaşamış olmaya verilen önem, geçmişte olduğu gibi günümüzde de en belirgin şekilde mevcuttur. Akrabalık, komşuluk, hemşirelik bağları dün olduğu kadar bugün de canlılığını sürdürmektedir. Tarih boyunca Türk toplumlarında yardıma muhtaç olan, yakın çevre siyle ilgilenen maddî ve manevî fedakâr!ıktan çe kinmeyen insanların, toplum geleneklerinde ime ce, örf ve âdetlerinin yerleşmesi bir tesadüf değil dir. Kırlık bölgelerde tatbik edilen ve kooperasyon ruhuna uygun, işbirliği âdetlerine Türk insa nı yabancı değildir. Almanya, İsviçre, Avusturya ve İtalya da Alper üzerinde görülen ortak süthaneler nasıl eski bir maziye sahipse, Anadolu nun her yerinde görülen ve tarihinin eski devirlerin den beri hâlâ varlığını koruyan ortak süthaneler, ortak çamaşırhaneler, ortak fırınlar, ortak çoban tutmalar çeşitli adlarla anılan işbirliği şekilleri Türk toplum geleneğinde karşılıklı yardımlaşma ve işbirliği ile kooperasyon hareketinin birer ör nekleridir(1).toplumumuzda bu örnek kooperasyon şekilleri mevcutken, hattâ Ahilik gibi teşkilâtlı kooperasyon hareketleri yaygın olarak Anado-lu nun her tarafından başarı ile uygulanırken, Os manlı İmparatorluğu nun son dönemlerinde batı-dan alınan diğer müesseseler gibi kooperatifçilik de, yine Avrupa dan alınmıştır. Avrupa da mo dern anlamıyla kooperatifçilik hareketinin geliş mesi için uygun bir ortam mevcuttu. O yılların Avrupa sında kapitalizmin acımasız ve insafsız uygulamasından bunalan milyonlarca insan için kooperatifler birer umut ışığıolarak ortaya çık mıştı. İnsanların sosyo-ekonomik problemlerinin çözümlenmesinde,yine bu insanları kendi aralarında teşkilatlandırarak problemlerini çözmek, ekonomik bakımdan güçlü birimler karşısın da, karşılıklı yardımlaşma ve işbirliği teşkilatlarıy la bir araya getirerek güçlendirmek amacı güdül müş ve bunda başarılı olunmuştur. Üç kıtada 550 yıllık cihan devleti olma özelliğini sürdürebilmiş olan Osmanlı; bayındırlık, haberleşme, ordu disiplini, planlı hareket ikmal sistemleri başta olmak üzere kültür, sanat, adaletle yönetim, insan hakları gibi konularda tarihe mal olmuş mükemmel bir sistemle yönetilmesine rağmen zaferlerine ortaçağ silahları ve at sırtında başlayan Osmanlı batıdaki teknolojik gelişmelere paralel hamleler yapamadığı gibi, batıdan bu teknolojileri almakta gecikmiş, bu gecikmenin farkına varınca da gerekli teknolojileri üretme yerine sadece kullanımına geçilmesiyle, 19. yüzyılın sonlarında çağı yakalamak için çırpınırken yıkılmıştır. Böyle bir ortamda Îttihat-Terakki ile yeniden milli değerlere Türk toplumunun meselelerine dönüş başlamışsa da bu kez Ittihat Terakkicilerin tarihe mal olan politika ve uygulamaları bu çöküşü durduramamıştır.böylesine yanmış, yıkılmış, bölünmüş Osmanlı cihan devleti enkazı üzerine Mustafa Kemal ve arkadaşları öncülüğünde Anadolu insanı milli ve manevi değerler etrafında toplanarak verilen milli mücadele sonunda şehitlerimizin kanlarıyla sulanarak vatan haline sokulan topraklar üzerinde kurulan cumhuriyetimiz, birliğin, bütünlüğü ve * Prof.Dr, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi 30

33 yeniden devlet olmanın adıdır. 29 Ekim 1923, Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluş tarihi ve aynı zamanda Türk ekonomik bağımsızlık savaşının da Büyük Atatürk tarafından başlatıldığı bir tarihtir. Gerçekten de Türkiye nin ekonomik savaşı, Cumhuriyetin kuruluşu gibi çok güç şartlar akında başlamıştır. Başka ülkelerde Birinci Dünya Savaşı 1918 yılında sona erdiği halde, Türkiye nin ölüm kalım savaşı 1922 yılının sonlarına kadar devam etmiştir. Bu uzun ve yıkıcı sürede ise, ülke baştan sona harap olmuş, Osmanlı İmparatorluğu ndan kalan tek tük ekonomik kalıntılar da tüketilmiş, halk yorgun ve hemen hemen her şeyini kaybetmiş bir duruma düşmüştür. İşte, Türkiye Ekonomisi, Cumhuriyet ile birlikte, ekonomik kalkınma savaşına bu şartlar içinde girmiş ve yeni Türkiye nin çağdaş, gelişmiş ulusların ekonomik düzeylerine ulaşma hamleleri, Osmanlı İmparatorluğunun yıkıntıları üzerinde, diğer ülkelerle ölçülemeyecek kadar güç şartlar altında başlamış ve devam etmiştir yılından buyana Türkiye ekonomisinde önemli yapısal değişiklikler yaşanmış ve ülke ekonomisi ve bununla birlikte sosyal yaşam standartları da hızlı bir şekilde yükselmiştir Cumhuriyet döneminde bugün nereye geldiğimizi anlayabilmek için nerden hareket edildiğinin bilinmesi gerekir lerde harekete geçtiğimiz nokta ile bugün ulaşılan seviye küçümsenmeyecek ölçülerde olmakla birlikte yetersizdir. Zira son yıllarda bizden çok gerilerde olan ülkeler bizi geçmiş durumdadırlar. Birinci Dünya Savaşı sonrasında özellikle aydınların cephede şehit düşmeleriyle yetişmiş insan gücü boşluğu doğmuş, ekonominin altyapısını oluşturan sosyal kültürel şartlarla birlikte (demografik) nüfus yapısı da bozulmuştur nüfus sayımlarına göre milyon olan nüfustan 3,8 milyon olan aktif nüfusun % 78.2 si tarımda, % 7.4 ü sanayide, % 6.6 sı ticarette, % 7.8 i hizmet sektöründe çalışmaktaydı. İşsizlik, yokluk, hastalıklar toplumu sarsarken altyapı eksikliği sebebiyle ulaşım ve haberleşme yetersizliği şartlan daha da zorlaştın-yordu. Cari fiyatlarla milli gelirin % 44.8 ini tarım, % 14 ünü sanayi, % 31.7 sini ulaşım ve bankacılık da dahil olmak üzere ticaret, % 9.5 ini konut ve hizmet sektörü teşkil ediyordu. Böylesine imkânsızlıklar içinde daha Cumhuriyet ilan edilmeden 17 Şubat 1923 tarihinde İzmir de yapılan I. iktisat Kongresinin çok büyük bir anlamı vardır. Türkiye de cumhuriyet öncesi ve sonrası Türk aydınları tarım sahasında, tüketim ve satış kooperatifleri konularında- münferit olarak bazı kooperatifler kurma çabasında bulunmuşlardır. Hatta Türk münevverlerinin daha Lozan imzalan madan önce 1923 yılında İzmir de İktisat Kongre sinde kooperatif düşünceye yer vererek koo peratifçiliğin gelişmesini istemişler ve bu kongre yi takip eden yıllarda kooperatif kurmaya ve hal kı aydınlatmaya çağrılmışlardır.(2) Türkiye de 1863 yılında Mithat Paşa tarafından başlatılan kooperatifçilik hareketinde Cumhuriyet in kurulması ile çeşitli kooperatif yasaları çıkarılmış ve özellikle de tarım kooperatifleri ekonomide önemli bir yer almaya başlamışlardır. Zaten bugünkü anlamıyla kooperatifçilik hareketi Cumhuriyet döneminde ivme kazanmıştır. Ülkemizin sosyal ve ekonomik yönden kalkınması, demokrasinin yerleşmesi, çevrenin ve barışın korunması için, ülkemizde demokratik kooperatifçiliğin mutlaka geliştirilmesi gerektiği herkesçe kabul edilmesine rağmen, kooperatifçiliğin etkili bir biçimde gelişmesi için gereken önlemlerin yeterince alındığını söylemek maalesef mümkün değildir(3). Cumhuriyetin kuruluş yıllarında, özellikle seneleri arasında Mustafa Kemal Paşa, özel ve devlet sektöründen daha fazla Kooperatifçiliğe önem vermiştir. Hâlbuki Avrupa, kooperatifçiliği 1948 yıllarında ayrı bir sektör olarak algılayabilmiştir. Böylece Atatürk, genç Türk Cumhuriyetinde 1920 lerden itibaren ülke kalkınmasında kooperatifçiliğe gereken önemi vermiş, hatta bunu itici güç olarak kullanmıştır de TBMM ne sunulan Kooperatif Şirketler Kanun tasarısı, kanunlaşamamasına rağmen bunun bir göstergesidir. Cumhuriyetin ilanından hemen sonra ilk kooperatifler kanunu diyebileceğimiz

34 tarihli ve 498 sayılı İtibari Zirai Birlikleri (Kooperatifleri) Kanunu yürürlüğe konulmuştur. Bugünkü anlamıyla tarım kredi kooperatifleri kanunu olmaktadır. Bu kanuna dayalı olarak ilk kooperatif 1927 yılında İzmir de İtibarı Zirai Birliği kurulmuştur.1925 yılında Atatürk ün de kurucu ortağı tüketim kooperatifi olduğu Ankara Memurin Erzak Kooperatifi adıyla Ankara da kurulmuştur.1926 yılında ticari faaliyetleri düzenlenmek amacıyla çıkarılan Ticaret Kanununda kooperatifler Ticaret Ortaklığı- Kooperatif şirket olarak tarif edilmiştir.1936 yılında Silifke kazası Tekir Çiftliği Tarım Kredi kooperatifi kurulmuştur. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu kooperatife kurucu ve 1 numaralı ortak olmakla hem kooperatifçiliğe olan inancını ortaya koymuş, hem de modern tarım tekniğini uygulama konusunda yol gösterici olmuştur.(4) Cumhuriyetin ilk yıllarında Ticaret Kanunun da değişiklikler yapılarak, yeni kooperatifler ka nunu çıkarılarak, kooperatiflerin kurulması için kanuni ortam, hazırlanmaya çalışılmıştır. Ancak cumhuriyetin kuruluş yıllarında sadece koopera tif mevzuatı konusunda çalışmalar yapılmakla kalmamış, aynı zamanda kooperatifçilik hareketi nin fikrî temellerini kurmak üzere muhtelif faaliyet lerde başlatılmıştır. Hiç şüphesiz Türk kooperatif çilik hareketi içerisinde 1931 yılında İstanbul da kurulan ve iki yıl sonra da başkent Ankara ya nakledilen Türk Kooperatifçilik Kurumu nun müs tesna yeri vardır(5). Bu yıl kuruluşunun 80 yılını idrak eden kurum,türk kooperatifçilik hareketinin gelişmesi için bir nev i okul olmuştur.öyle anlaşılıyor ki, Türkiye de iktisadî kalkınmanın dengesizliğini gören münevverler, kooperatifçilik hareketini kit lelere mal etme yolunda büyük çaba sarf etmişlerdir.geçen zaman içerisinde değişen şartlara göre meselenin yeniden ele alınmasını uygun görecek olmalıdır ki, 1935 yılında Büyük Millet Meclisi ne iki kanun tasarısı getirildi. Bu tasarılar 2834 sayılı Tarım Satıs Kooperatifleri Kanunu ve 2836 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu adlarıyla parlementodan çıktı ve gene Cumhurbaskanı Atatürk imzasıyla Resmi Gazetede yayınlandı ( ). Bu kanunların yürürlüge girmesi için Anasözlesmelerin hazırlanması gerekiyordu. Bu da gecikmedi. Kredi Kooperatifleri Anasözlesmesi da ve Satıs Kooperatifleriyle Birlikleri Anasözlesmeleri de de tamamlanarak Bakanlar Kurulu kararıyla uygulama alanına konuldu(6) lu yıllarda kooperatifçilik mevzuatı iki önemli gelişmeye sahne olmuştur. Bugünkü uygulamanın temelini teşkil eden Tarım Kredi ve Ta rım Satış Kooperatifleri kanunları çıkarılmıştır. An cak, bu düzenlemenin bekleneni vermemesi üze rine yabancı mütehassıslarının fikirlerine başvu rulmuş ve onlardan Türk kooperatifçiliğini gelişti recek tedbirler ortaya koymaları istenmiştir ve 3186 sayılı Kanunlara göre faaliyette bulunan Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri, kendi kooperatif ortaklarının ürünlerini değeri pahasına satın alıp, bunları bazı işlemlerden geçirdikten sonra iç ve dış piyasalarda satarak değerlendirmek ve böylece meydana gelen fiyat farklarını üreticilere yansıtmak amacıyla kurulmuşlardır.esnaf kooperatiflerini kredilemek üzere Halk Sandıkları ve bir Halk Bankasıkurulması hakkındaki 2284 sayılı kanunun tarihi 1933 olduğu hatırlanacak olursa, küçük sanatkarların da kooperatifler halinde örgütlenmesi ve bunların finansmanın da bu yıllarda düşünülmüş olduğu görülür. Yeri gelmişken hemen belirtmek gerekir ki, 1935 tarihli 2834 sayılı yasa çok defa söylendiğinin aksine Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerini Devlet Ofisi olarak düşünmemiş aksine, gerçek anlamda birer kooperatif teşekkül olarak tutarlı bir hukuki yapıya sahip kılmıştır. Kooperatifçilik ilkelerinin tüm kuralları (uyum dönemi için düşünülen bazı istisnai düzenlemeler dışında) göz önünde bulundurularak çıkarılan bu yasa, sanırız Türk kooperatifçiliği için oldukça yeterli bir dış dinamik oluşturmuştur. Birlik genel müdürlerinin ilgili Bakanlıkça atanıp görevlerinden alınmasına ve genel kurul kararlarının ilgili Bakanlıkça onaylanmasına ilişkin olup kooperatifçiliğin Demokratik Karar Alma Serbestisi ilkesine aykırı olduğu savunulan hükümlerinin ise Türkiye Cumhuriyetin ko- 32

35 operatiflerle ilgili bu ilk yasasında yer alan, vesayet dönemi için öngörülmüş geçici nitelikte hükümler olduğu ileri sürülebilir. Muhtemeldir ki, kooperatifçilik anlayışının ülkede filizlenip yeşermesine paralel olarak, kooperatifçilik ilkelerine ters bu istisnai hükümler, küçük üreticilerin örgütlülüğü ve dinamizmine de bağlı olarak yasa metninde çıkartılabilecekti. Kooperatifçiliğin başlangıç dönemlerinde Almanya ve İngiltere gibi gelişmiş batı ülkelerinde de görülen bu başlangıç vesayetinin, 2834 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Yasası nın bir eksikliği olarak değil ama dönem koşullarının gerekliliği şeklinde değerlendirilmesinin daha tutarlı olacağı düşüncesindeyiz tarihli bu yasa, geçen süre içerisinde tam anlamıyla uygulanabilmiş de değildir. Yasanın öngörmediği, Devlet Destekleme Alımları uygulaması, zorlama bir yorumla yasa kapsamında değerlendirilmiş ve hukuka aykırı olarak sürekli hale getirilmiştir. Devlet Destekleme Alımlarının sürekli hale getirilmesi, birliklerin Tarım Satış Kooperatifleri yasası ile değil Devlet Destekleme Alım Kararnameleri hükümleriyle yönetilmesi sonucunu ortaya çıkarmış, kâr ve zarar devlete ait olmak üzere belli bir komisyon karşılığı yürütülen bu işlemler sonucu bir kısım birlikler, devlet ofisi konumuna sokulmuşlardır. Devlet Ofisi konumu, birlik yöneticilerinin ortaklarına karşı sorumsuzluk durumunu ortaya çıkarmıştır. Yanlış algılama Devlet Ofisleri aracılığıyla Devlet adına yürütülebilecek Destekleme Alımlarının kooperatifler aracılığıyla yürütülmesinden kaynaklanmaktadır. Birlikler aracılığıyla yürütülen devlet destekleme alımları uygulamalarının gerek hukuki ve gerekse pratik açıdan ortaya çıkardığı sakıncaların kooperatifçiliğe inananlarca ve az sayıdaki küçük üretici örgütlerince giderek yükselen bir sesle ifade edilmesi üzerine, Özal hükümeti zaten yeterince uygulama ortamı da bulamamış olan bu yasayı (1935 tarihli ve 2834 sayılı), tarih ve 3186 sayılı yasayla yürürlükten kaldırmıştır. zde son yıllara kadar tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri, demokratik olmaktan uzak ve güdümlü kooperatifçiliği öngören iki özel yasaya göre kurulup işlemekteydiler. Bunlar; tarım kredi kooperatifleri için 1972 tarih ve 1581 sayılı Kanunu ile bunun bazı maddelerini değiştiren 1985 tarih ve 3223 sayılı Kanun; tarım satış kooperatifleri için ise, 1985 tarih ve 3186 sayılı Kanun ile bunun bazı maddelerini değiştiren 1993 tarih 3947 sayılı Kanundur. İki milyondan fazla ortağı ile ülke ekonomisinde büyük yeri olan tarım satış ve tarım kredi kooperatifleri, eski 2834 ve 2836 sayılı özel kanunları nedeniyle 1935 yılından beri devlet güdümü altında olmuşlardır. Devlet güdümü, tarım kredi kooperatiflerinde 1972 yılında çıkan 1581 sayılı Kanun ile nispeten kaldırılmıştır.ancak 1984 yılında çıkarılan 237 ve 238 sayılı kanun hükmünde kararnamelerle (ki bu kararnameler 1985 TBMM den geçerek 3186 ve 3223 sayılı Kanunlar olmuşlardır), tarım satış ve tarım kredi kooperatifleri 1935 lerin de gerisine götürülmüş ve devlet güdümü daha da pekiştirilmiş, o zamanki hükümet tarafından, seçilmişler dahil bütün üst yöneticiler değiştirilerek bu kooperatifler adeta birer kamu iktisadi teşebbüsüne dönüştürülmüşlerdir. Tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri kanunlarındaki 1984 ve 1985 yılındaki değişiklikler, o zamanki iktidarın kooperatiflere bakış açısını ve demokrasi anlayışını göstermesi yönünden ilginç bir gelişmedir. Daha sonra, 1995 yılında 1581 sayılı Kanunda 551 sayılı KHK ile yapılan bazı değişikliklerle, tarım kredi kooperatifleri yönetim bakımından oldukça demokratikleştirilmiştir. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri nde 3186 sayılı Kanun ile öngörülen devlet güdümü 2000 tarihinde çıkarılan 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu ile oldukça azaltılmış; ancak 4572 sayılı Kanun ile oluşturulan Yeniden Yapılandırma Kurulu nedeniyle tamamen ortadan kaldırılamamıştır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yayınlanan Kooperatifcilik Stratejik Belgesinde de kabul edildiği gibi,tarım satış kooperatiflerinin yeniden yapılandırmasına ilişkin hususları düzenleyen ve 2000 yılından beri yürürlükte olan 4572 sayılı yasada yer alan hükümler, kooperatiflerin bağımsızlığını ve özerkliğini zedeleyici niteliktedir(7).bu kanun ile devlet güdümü eskiye oranla biraz 33

36 azalmış olmakla beraber yine de sürmektedir. Diğer taraftan 4572 sayılı kanunla Tarım satış Kooperatifleri ve Birliklerinin yeniden yapılandırılması ve devletin tarımı destekleme sisteminin olumsuzluklarını ortadan kaldırmak amaçlanırken,kooperatiflerin sahip oldukları işletmelerin sermaye ve ortaklık yapısındaki düzenlemelerle devletin neden olduğu mali sorunların bedeli kooperatifler ve ortaklarına yüklenmiştir.(8). Tarım Satış ve Tarım kredi Kooperatifleri Birliklerinin, devletin yakın gözetim ve denetimi altında çalışan, bir anlamda güdümlü olarak nitelendirilebilecek kuruluşlar olmalarına karşılık, 1163 sayılı Kanuna tabi kooperatifler, liberal anlamdaki kooperatifçiliğin ülkemizdeki uygulama biçiminin örnekleridir. Türkiye de tarım kredi ve tarım satış kooperatifleri dışındaki tarım ve tarım dışı tüm kooperatifler (tüketim, konut yapı, tarımsal kalkınma, sulama, esnaf kefalet gibi) ise 1163 sayılı Kanun ve bunun bazı maddelerini değiştiren 1988 tarih ve 3476 sayılı Kanuna göre devletten oldukça bağımsız demokratik kooperatifler olarak kurulup işlemektedirler. Bütün bu değişik kanunlar Türk kooperatifçilik politikası açısından çok ayrı kooperatif tiplerini öngörmekte ve bu durum büyük karışıklık yaratmaktadır. Bu değişik kanunlar nedeniyle, Türkiye de devlet güdümlü ve demokratik olmak üzere iki ayrı, kooperatifin geliştiği görülmektedir. Devletin, Türk kooperatifçiliğinin bu temel konusunda seçimini demokratik kooperatifçilikten yana yapması gerekmektedir. Bunun için bütün kooperatifler demokratik olmalı ve bugün olduğu gibi, çok değişik kooperatif kanunları bulunmamalıdır. Türkiye de tarım ve tarım dışı tüm kooperatiflerin tek bir demokratik Kooperatifler Kanununa göre kurulup işlemesidir. Bu amaçla, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu; 2000 yılı değişikliğine rağmen güdümlü tarım satış ve 1995 yılı değişikliği ile oldukça demokratikleşmiş tarım kredi dahil, bütün kooperatifleri kapsayacak ve 1995 yılı Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) kongresinde dünyaca kabul edilen demokratik ve çağdaş kooperatifçilik ilkelerini içerecek biçimde yeniden düzenlenmelidir.türk kooperatifçiliğinin bu yeni yasal düzenlemesinde kooperatifçiliğin ortağın demokratik yönetimi ve otonomi ve bağımsızlık ilkelerinin tam olarak uygulanması esas alınmalıdır. Bu yasada bir ortağa bir oy ; kooperatif ve üst örgütlerinin demokratik olarak genel kurullarınca seçilen yönetim kurullarınca yönetilmeleri; kooperatif ve üst örgütlerini atanan yöneticilerinin (genel müdür, müdür, muhasebeci gibi) devlet tarafından değil, mutlaka ortaklar tarafından seçilmiş olmaları esas alınmalıdır. Türk kooperatifçiliğinde mevzuatla ilgili olarak alınması gereken önemli bir önlem de kooperatiflerin denetimidir. Çıkarılması istenen yeni ve tek Kooperatifler Kanunu, demokratik yapılarını bozmadan, kooperatiflerin denetimini de sağlam esaslara bağlamalıdır. Bu arada, çeşitli yasalara dayanarak, değişik bakanlık ve devlet kuruluşlarında kooperatiflere götürülen bütün hizmetlerin de tek bir bakanlık tarafından götürülmesi, yeni yasa ile mutlaka sağlanılmalıdır. Hükümetin kooperatif hareketin geliştirilmesi için bir taraftan Kooperatifçilik Strateji Belgesi hazırlarken sağlam bir gerekçesi olmadan konut kooperatiflerinin denetiminin, bu konuda hiçbir birikimi ve tecrübesi olmayan Bayındırlık ve İskan Bakanlığına devredilmesi düşündürücüdür (9).Kooperatifler konusunda ülkemizde yaşanan çok başlılık,ekonomik ve sosyal hayatta gelişmeler sonucu ortaya çıkan düzenleme ihtiyacını olumsuz yönde etkilemektedir. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, kooperatiflerin artık bir Üçüncü Sektör kabul edilerek gerçek hüviyetine kavuşturulması gerekir. Dünya da kooperatiflerin, düşük karlılık veya yüksek risk nedeniyle özel tercih etmediği ve devletin artık ekonomik hayattan çekildiği, fakat toplumsal ihtiyacın da mevcut olduğu alanlarda önemli bir fonksiyon üstlendiği görülmektedir.küreselleşme eğilimlerin artmasıyla birlikte devletin fonksiyonlarının sivil toplum örgütlerine devretme eğilimi giderek ağırlık kazanmıştır.kooperatiflerinde içinde bulunduğu üçüncü sektör bu alanda önemli görevler üstlenmektedir.bazı ülkelerde bu durum oldukça yenilikçi uygula- 34

37 malar olarak kendini göstermektedir. Günümüzde, Dünya nın pek çok ülkesinde ve ülkemizde önemli bir ekonomik ve sosyal bir hareket olarak kabul edilen kooperatifçilik, ekonomik ve sosyal kalkınmada, gelişmede ö- nemli bir araç olarak kullanılmakta veya kullanılmaya çalışılmaktadır. Devlet desteği sadece kooperatiflerin yaşaması ve büyümelerine elverişli yasal bir zemin hazırlama çerçevesinde olmalıdır. Bu destek kooperatifçilik değerleri ve ilkeleri doğrultunda olmalıdır. Kooperatifler birer işletme olarak, artık küresel işletmelerle rekabet edebilecek bir yapıya ve kurumsal kimliğe kavuşmak mecburiyetindedirler. Bu bakımdan, devletin kooperatifçilik değerleri ile kooperatif hareketin avantaj ve yararların öğrenilmesine dönük tedbirler alması, milli politikaların, teknik ve mesleki beceriler, işletmecilik ve yöneticilik becerileri kazandırılmasını desteklemesi ve kooperatif ortakları, çalışanları ve yöneticilerinin işletme potansiyelini, genel ekonomi ve sosyal politika bilgilerini geliştirmelerini teşvik etmelidir. Nitekim gelişmiş ülkelerde pek çok yetenekli yöneticiler kooperatif saflarında görev almaya başlayınca, kooperatifçiliğe karşı davranış ve tutumlarda da olumlu yönde değişiklikler gözlenmeye başlamışlardır. Böylece kooperatiflerinde herhangi bir işletme türü gibi ileri, modern ve başarılı olabileceği gösterilebilmiştir. Bir çok yöneticiler kooperatiflerde tüm yöneticilik yaşamlarını kullanabilecekleri bir uğraş alanı bulabileceklerini görmeye başlamışlardır.bu bakımdan Milletlerarası ortamda kooperatiflerde verimlilik ve rekabet kurallarının gelişimi, kredi ve bilgi kaynakları ile pazar imkanlarına ulaşım konusunda devletlerinin sağlayacağı teşvikler yanında, işletmecilik becerisi kazandırması konusu da artık geniş ölçüde tartışılmaktadır. Kooperatif ve üst kuruluşları, faaliyette bulundukları sektörlerde büyüyüp gelişebilmeleri için, hatta varlıklarını muhafaza edebilmeleri için milletler seviyede uygulanmakta olan modern yönetim anlayışını benimsemeli ve uygulamalıdırlar. Kooperatif organları, kooperatifin kısa, orta ve uzun vadeli amaçları ve hedeflerinin belirlenmesi, ortaklar ile ilişkiler,yöneticilerin denetimi gibi konulara ağırlık vermeli,teknik uzmanlık ve beceri gerektiren ve kooperatifin işletmecilik yönünü ilgilendiren konularda işlerin yürütülmesi tamamen profesyonellere bırakılmalıdır. Zira ülkemizde çoğu zaman yönetimin bilimselliği küçümsenmekte, kooperatifler genel anlamda amatör ruhlu ve zamanların çok bir bölümünü yönetim görevlerine hasredebilen kimselerce idare edilmektedir. Ayrıca,ölçek küçüklüğü, buna bağlı olarak da profesyonel yönetici ve uzman personel istihdam edilememesi, yönetici ve ortakların da asgari düzeyde kooperatif ve yönetim kültürüne sahip olmayışı kooperatiflerin başarısını olumsuz yönde etkilemektedir. Çeşitli ülkelerde görülen bir gelişme de, değişen ekono mik şartlar sonucu; kooperatiflerin büyük sermaye isteyen işlet melere sahip olmaları zorunluğunun ortaya çıkmış olmasıdır. Bu gelişme, ortak işletmeler arasında mevcut dayanışma bağlarının zayıflamasına yol açmaktadır. Her ortak birim kooperatifle münasebette bulunurken, dayanışma amacı ile değil, iktisadi menfaatini dikkate alacaktır(10).dayanışma, eğer ekonomik menfaat devamlı olacaksa kooperatif geliştikten sonra bir gaye değil, işlet meyi yaşatacak bir ruh olarak kalacaktır. Yoksa serbest rekabet şartları belirli bir amacı gerçekleştirmek için kurulan kooperatif ya varlığını koruyamayacak veya sadece toplu davranış yaratıcı kısır bir organizasyon halini alacaktır (11). Bu duruma benimsemiş gelişmiş ülkelerde sık rastlanmaktadır. Piyasa ekonomisi koşullarında kooperatif etkinin ortaya çıkabilmesi için oyunu kurallarına göre oynamaları zorunludur. Güçlü bir finansal yapının sağlanması ve modern yönetim ilkeleri uygulanması zorunludur. Bu bakımdan devletin kooperatifçilik ve işletmecilik eğitimi açısından insiyatif alması kaçınılmaz görülmektedir. Çünkü Küreselleşme e- ğilimlerinin yaşandığı dünyada, kooperatiflerin ekonomik yaşayabilirliğinin, insani kaynakların geliştirilmesi bakımından ne kadar önemli ol- 35

38 duğu ve insani kaynakların geliştirilmesinin, kooperatif öğretim ve eğitiminin geleneksel yapısının ilerisine giderek, işgücü ve görev planlaması yönünden önemli işlevler sağlayabileceği bilinmektedir. Türkiye de kooperatifçilik hareketinin, bütün sayısal artışlara rağmen, ülkenin ekonomik ve sosyal gelişmesinde bekleneni verememesinin temel sebepleri; halkın kooperatifçilik konusunda bilinçlendirilmemesi, ön araştırmanın yapılmaması, finansman sorunu, devlet-kooperatif ilişkilerinin düzensizliği, üst örgütlenme sorunu, eğitim ve araştırma yetersizliği, denetim sorunu ve kooperatifier arası işbirliğinin sağlanamaması olarak sıralanabilir.kooperatiflerinin geliştirilebilmesi için bu sorunların bilimsel yönden araştırma ve analizlerin yapılması ve sorunların çözümüne milletlerarası kabul görmüş kooperatifçilik ilkeleri açısından yaklaşılması esas olmalıdır. Kaynakça (1) R.Demirci,1991,Kooperatifçiliğimizde Gelişme Seviyesi Üzerine Düşünceler,Karınca, sayı 653,s.5-8 (2.) R.Demirci 1981,Türkiye de Kooperatifçilik Hareketi ve Kooperatifçiliğimizden Beklenen Gelişmeler s.4-5 (3) Türk kooperatifçilik Kurumu,2004,Türkiye de Kooperatifçilik,Ankara,s.4 (4) N.Hazar,1990,Kooperatifçilik Tarihi,Ankara,,s.406 (5) R Demirci a.g.e.1981.s.6 (6)R.Demirci, H.Tanrıvermiş,Türkiye de Üretici Örgütlenmesinde tarım Kooperatifleri ve Tarımsal üretici Birlikleri: Örgütlerarası ilişkiler, Rekabet ve Sorunlar inci Milletlerarası Türk kooperatifçilik Kongresi,Ankara,s.15 (7) Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Kooperatifçilik Strateji belgesi, (8) N.Hazar, a.g.e.s (9) Kooperatifler kanunu İle Bazı kanun Ve kanun hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun,Resmi gazete, sayı:5983. (10)R. Demirci, 1984,Kooperatiflerde İşletme ve Pazarlama,TOKB Teşkilatlanma ve destekleme Genel Müdürlüğü.Ankara s.30 (11) C. Kıvanç,1982,Türkiye Ekonomisinde Tarımsal Amaçlı Kooperatifçilik İşletmeleri. Türk Kooperatifçilik Kurumu Yayın Nu:48.ankara. s.8. 36

39 KOOPERATİFÇİLİK STRATEJİ BELGESİ Ömer AYDEMİR * Temelinde işbirliği anlayışı bulunan kooperatifçilik, ilk kez 1840 lı yıllarda İngiltere de ortaya çıkmış, zaman içerisinde gelişerek uluslararası bir kimlik kazanmış, değişen ihtiyaç ve koşullara göre ilke ve değerleri revize edilmiş, ekonomik girişim modellerinden biri olarak birçok ülkede başarıyla uygulanmıştır. Ayırıcı özellikleri demokratik yapıları olan kooperatifler, müşterek ekonomik ihtiyaçların işbirliği yolu ile karşılanması amacını taşıyan kuruluşlar olarak hemen tüm ülkelerde kabul görmüştür. Kooperatifçilik sistemi; toplum içinde üretim gücü zayıf küçük üreticilerle alım imkânları sınırlı tüketicileri ekonomik bakımdan güçlendirmek üzere karşılıklı yardım, dayanışma ve eşitlik ilkelerine uygun bir model sunmak suretiyle -özellikle azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde- sermaye birikiminin sağlanması, yeni istihdam alanları oluşturulması, modern hayatın nimetlerinin ve ortalama refah standartlarının azgelişmiş bölgelere taşınması, üretimin arttırılması ve bu ürünlerin değerlendirilmesi, tarımın ve küçük çaplı üretimlerin sanayiye entegrasyonu, aracıların en aza indirilerek üretici ve tüketicilerin daha etkin korunması, kişilere kendi kendilerini yönetme yeteneğinin kazandırılması, toplumun sosyal ve ekonomik sorunlarına olan ilgilerinin arttırılarak katılımlarının sağlanması ve böylece her düzeyden toplum kesimlerinin yaşam kalitesinin artırılması yönünde önemli katkılar sağlamıştır. İlerleyen dönemlerde kooperatifler, yalnızca zayıf kesimlerin dayanışma kuruluşu olmaktan çıkmış, ekonomik ve ticari hayatta kendine has artıları bulunan başarılı girişim örnekleri haline gelmişlerdir. Öyle ki; bugün dünyanın en büyük ilaç üreticilerinin ya da ülkelerinin ilk 5 inde yer alan ticari firmaların kooperatif kurucuları olduğuna şahit olmaktayız. Aynı şekilde kooperatiflerin de ülkelerin ilk beş büyük işletmesi arasında yer almasına artık şaşırılmamaktadır. International Cooperative Allians ın 2005 yılından bu yana hazırladığı Global 300 Listesi, dünyada kooperatif işletmelerin başarı düzeyini rakamsal büyüklüklerle net olarak ortaya koymaktadır. Tabii ki kooperatifçiliğin ülkeden ülkeye, toplumdan topluma farklı başarı ve gelişme derecesine sahip olduğu da görülmektedir. Bu farklılığın, toplumların elbirliği, işbirliği ya da güçbirliği yaparak zorlukları aşma-başarma bilinç ve yeteneklerini gösteren ülkedeki Ortaklık Kültürü düzeyiyle doğrudan ilişkili olduğuna şüphe yoktur. Son yıllarda devletlerin kooperatiflere olan yaklaşımları konusunda, uluslararası kuruluşlar tarafından yapılan çalışmalar da hız ve önem kazanmış bulunmaktadır. Kooperatifler; Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve ILO gibi uluslararası kuruluşlarca da tanımlandığı şekliyle bir sosyal ekonomi kuruluşudur. Birleşmiş Milletler, Millenium Amaçlarında insanların kendi bireysel ekonomilerini geliştirme hakkından söz etmekte olup, kooperatiflerin de özellikle yoksullukla mücadeledeki rollerine dikkat çekmekte ve esas olarak devletlerden kooperatifçiliğin gelişimi için elverişli bir ortam oluşturmalarını talep etmektedir. Yine, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 2002 yılında, kooperatifçiliğe ilişkin hedefler, politika çerçevesi, bu alanda devletlerin rolü ve * Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü-Genel Müdür Yardımcısı ** ICA (International Cooperative Alliance), dünyadaki kooperatifleri birleştiren, temsil eden ve onlara hizmet sunan bağımsız bir sivil toplum örgütüdür yılında kurulmuş olan ICA nın, 85 ülkeden, ekonominin tüm sektörlerinde etkinlik gösteren 221 üye örgütü bulunmaktadır. Bu kooperatifler, 800 milyondan fazla bireyi temsil etmektedir. International Cooperative Alliance, Global 300 List 37

40 teşvik için almaları gereken önlemleri ayrıntılı şekilde ele alan Kooperatiflerin Teşviki başlıklı 193 sayılı Tavsiye Kararını kabul etmiştir. Avrupa Birliği de kooperatiflerin önemine ciddi vurgular yapmaktadır ve bu kuruluşların geliştirilmesine ve desteklenmesine, rekabet yeteneklerinin arttırılmasına yönelik düzenlemeler yapmıştır. Günümüz Türkiye sinde; gelir adaletinin sağlanamamış olması veya gelir dağılımının zamanla bozulması, istihdam ve işsizlik alanlarındaki sorunların çözülememesi, kırsal alandan kente kontrolsüz ve hızlı nüfus akışının sürmesi, kentlerde arsa ve konut üretiminin yetersiz olması nedeniyle artan gecekondu ve sağlıklı yerleşim yerlerinin tesisi gibi birçok ekonomik ve sosyal sorunun hızla çözümü açısından sosyal ve ekonomik politikaların tespiti ve bunların uygulamaya konulması zorunludur. Bu sorunların çözümünde kooperatiflerin çeşitli yönlerden katkı yapabileceği ve sosyo-ekonomik gelişmeye bu yolla hız kazandırılabileceği bir gerçektir. Gelişmiş ülkelerle ül kemiz arasında çağdaş kooperatifçilik uygulamalarının başlangıcı açısından çok büyük tarih farklılığı olmamasına karşın, maalesef günümüze kadar geçen yüzyılı aşkın dönemde, ülkemiz kooperatifçiliği ancak sayısal anlamda gelişme gösterebilmiş, ekonomik ve toplumsal fonksiyonlarını layıkıyla ifa yönünden yetersiz kalmıştır. Ülkemiz kooperatifçiliğinin yeterince geliştirilememiş olması, tarihsel birçok nedene dayanmaktadır. Ülkemizde kooperatifçilik, ilk örneklerinden itibaren çoğu zaman kendisinden beklenen performansı gösterememiştir. Bugüne kadar, devletin uygun bir idari, hukuki ve ekonomik altyapı hazırlayamamış olması nedeniyle, gerçek bir kooperatifçilik yapısı ve anlayışı maalesef oluşmamıştır. Anayasamızda kooperatifçiliğin geliştirilmesi konusunda yer alan hükme rağmen, kooperatifçilik ile ilgili politika eksikliği uzun yıllar gündeme gelmiştir. Gelinen aşamada, ülkemiz açısından değişen ülke ve dünya koşulları da gözetilerek, kooperatifçiliğin geliştirilmesi ve kamunun rolü açısından yeni bir planlama sürecine ihtiyaç bulunduğu ve bunun yararlı sonuçlar getireceği değerlendirilmiştir. Ülkemizde kooperatifçiliğin geliştirilmesi önemli görülmektedir. Öyle ki kooperatifçiliğin gelişmesi demek, ekonomik refahın toplumun en alt tabakadaki kişilere de ulaştırılması demektedir. Bu çerçevede, Bakanlığımız tarafından 2008 yılı Haziran ayı itibariyle kooperatifçilik sektörüne yönelik bir Kooperatifçilik Strateji Belgesi oluşturulması çalışması başlatılmıştır. * Belgenin hazırlanma amacı, ülkemizde kooperatifçilik sektörünün yeterli etkinlik ve verimlilikle işlememesinin nedenlerini, sorunları ve çözüm yollarını araştırmak, sorunların çözümünde kamu kuruluşlarına, sektör üst örgütlerine ve diğer aktörlere ne gibi görevler düştüğünü ortaya koyabilmektir. Bu strateji belgesinin, kooperatifçilik ile ilgili iki ayrı Bakanlık olması (çalışmalara başlanıldığı tarih itibariyle) ve kooperatifçiliğin faaliyet alanları itibariyle geniş bir kesimi içermesi nedeniyle, ülke kooperatifçiliğini hedef alan bir kapsama ulaşması amaçlanmıştır. Çalışmaların birlikte yürütülmesinde öncelikle; kooperatifçilik hizmetlerinden sorumlu diğer bakanlıklardan olan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Türkiye Milli Kooperatifler Birliği, Türk Kooperatifçilik Kurumu ve Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temciliği paydaş kuruluşlar olarak belirlenmiştir. ** Belge içeriğinin belirlenmesi ve oluşturulması, gelinen her aşama hakkında ilgili tarafların görüşlerinin alınması oldukça açık ve şeffaf bir ortamda sürdürülmüştür. Hazırlık sürecinde, mevcut durum tespitine yönelik çalışmalara ağırlık verilmiş, bu çerçevede yerli ve yabancı bilimsel yayınlar, istatistiki veriler, ülkemiz koo- * Kooperatifçilik Strateji Belgesi ve Eylem Planı (Taslak) na adresinden ulaşılabilir. ** Yapı Kooperatifleri ve üst kuruluşları 5983 sayılı kanun ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığı na devredilmiştir tarihi sonrasında bu kooperatiflere ilişkin görev ve yetkililer anılan Bakanlıkça yerine getirilmektedir. Bu sebeple Belgenin son hali verilirken ilgi bakanlık haline gelen Bayındırlık ve İskan Bakanlığı nın da görüşü alınacaktır. 38

41 peratifçilik uygulamalarına ilişkin gözlemler ve başarılı ülke uygulamaları esas alınmıştır. Mevcut durum analizi çalışmalarının yanı sıra; ülke kooperatifçilik vizyonu, stratejik amaç ve hedefler ile faaliyet ve projelerin belirlenmesine yönelik çalışmalar da aralıksız sürdürülmüştür. Bu amaçla, kooperatifçilik sektörü, kamu kurum ve kuruluşları, finans kuruluşları, sendikalar, meslek örgütleri ve üniversitelerle çalışma toplantıları düzenlenmiş, bu toplantılara, 47 ayrı kuruluştan 104 temsilci katılmıştır. Geniş katılımlı olarak hazırlanan bu strateji belgesinde; Durum nedir? Sorunlar nelerdir? Farklı sorunların göreceli önemi veya etkisi nedir? Sorunların kaynağı nedir? Sorunlarla ne şekilde mücadele ediyoruz? Bu mücadele biçimi işe yarıyor mu? Bu durumun gelecekte ne şekilde değişmesini bekliyoruz? gibi anahtar soruların cevapları aranmıştır. Bununla birlikte, kooperatif türlerine özgü sektörel sorunlar yerine, kooperatifçilik sisteminin genel ve yapısal sorunları üzerinde durulmuş, sistemin tutarlı ve istikrarlı bir şekilde geliştirilebilmesi çerçevesinde çözüm önerileri geliştirilmiştir. Yani kooperatifçilik alanında tam anlamıyla bir Yapısal Reform gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir. Paydaşlarla birlikte yürütülen tüm bu çalışmalar sonucunda, ilgili kurum ve kuruluşların katkıları da alınarak, Kooperatifçilik Strateji Belgesi nin taslak metni hazırlanarak tarihinde kamuoyunun görüşlerine açılmıştır tarih ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanan 2011 yılı Programında; Öncelik 9. KOBİ lerin, yeni girişimcilerin, esnaf ve sanatkarların rekabet güçlerinin artırılmasına yönelik etkin destekler sağlanacak, desteklere ilişkin izleme ve değerlendirme sistemleri oluşturulacak ve kurumlar arası işbirliği ve koordinasyon artırılacaktır. başlığı altında 23 nolu tedbir olarak Kooperatifçilik Strateji Belgesi nin 2011 yılı sonuna kadar hazırlanması hususuna yer verilmiştir. Bu çerçevede, ilgili bakanlıklar ve sektör temsilcileriyle birlikte büyük bir emek verilerek hazırlanan Kooperatifçilik Strateji Belgesi 2011 yılı sonuna kadar nihai hale getirilecek ve yürürlüğe konulacaktır. Belgede Ortaya Konulan Stratejik Yaklaşım Diğer ülkelerle ülkemiz uygulama sonuçları birlikte değerlendirildiğinde, kooperatifçiliğinin gelişimi, sektörel etkinlikleri ile rekabet yeteneklerinin artırılması için uygun bir ortam hazırlanması konusunda, Türkiye nin yaşadığı eksiklik, aksaklık ve yetersizlikler belgede aşağıdaki başlıklar altında açıklanmıştır. 1. Kamu Hizmet Sunumu ve Kooperatifçiliğe Elverişli Bir Ortam Oluşturulması Konusunda Yaşanan Aksaklıklar 2. Eğitim, Bilinçlendirme ve Ar-Ge Faaliyetlerinde Yetersizlikler 3. Örgütlenme ve Kooperatifler Arası İşbirliği Sorunu 4. Sermaye Yetersizliği ve Uygun Finansmana Erişim Sorunu 5. Denetim ve İmaj Sorunu 6. Kurumsal ve Profesyonel Yönetim Eksikliği 7. Mevzuat ve Uygulamadan Kaynaklanan Sorunlar Yukarıda yer verilen başlıklar altında, ülke kooperatifçilik hareketimizde yaşanan sıkıntılar ve eksiklikler detaylı olarak ortaya konulmuş ve her bir başlık altında ülke kooperatifçiliğimizin içinde bulunduğu durum çok kapsamlı bir şekilde sorgulanmıştır. Yapılan bu çalışmaların ardından öncelikle, ül- 39

42 ke kooperatifçilik vizyonumuz belirlenmiştir. Vizyon; çalışmanın paydaşları, sektör temsilcileri ve diğer katılımcı kişi ve kuruluşların görüş ve katkıları doğrultusunda oluşturulmuştur. Bu kapsamda; Ortaklarının ve toplumun gözünde, en güvenilir ve en verimli ekonomik girişimler niteliğini kazanmış bir kooperatifçilik yapılanmasına ulaşmak şeklinde bir ülke kooperatifçilik vizyonu ortaya konulmuştur. Kooperatifçilik vizyonumuzdaki temel vurgu ülkemiz kooperatifçiliği adına sürekli dile getirilen güvensizlik ve verimsizlik kavramları üzerine yapılmıştır. Vizyonun tespit edilmesinin ardından Genel Amacımız belirlenmiştir. Buna göre; Kooperatifçiliğe daha elverişli bir ortam oluşturmak; toplumdaki olumsuz kooperatifçilik imajını iyileştirmek ve sektöre olan güveni artırmak; verimsiz ve etkin olmayan uygulamaları ortadan kaldırmak; sürdürülebilirlik, rekabet edebilirlik ve yenilikçiliği sağlamak; kooperatiflerin ekonomik kalkınmaya ve gelirin daha adil paylaşımına olan katkılarını arttırmaktır. şeklinde bir genel amaç ortaya konulmuştur. Genel amacımız; vizyona bağlı ve bu çerçevede çizilen hedefe ulaşmak için kullanılabilecek araçlar bakımından iyi bir temel sunmaktadır. Bu amaç sepeti içerisinde, kooperatifçiliğe daha elverişli bir ortam oluşturmak; bilgilendirmek, güven tesis etmek; sürdürülebilirlik, yenilikçilik, rekabet edebilirlik; verimlilik ve etkinlik; ekonomik kalkınmaya ve gelirin daha adil paylaşımına daha fazla katkı gibi anahtar yaklaşımlar yer almıştır. Yapılan bu çalışmanın ardından, belirlenen öncelikli sorun alanları, vizyonumuz ve genel amacımız çerçevesinde ülke kooperatifçiliğimiz adına stratejik hedeflerimiz tespit edilmiş, bunların hayata geçirilebilmesi içinde öncelikli faaliyetler (Stratejik Adımlar) bir eylem planı çerçevesinde ortaya konulmuştur. Belgede ortaya konulan stratejik hedeflerimiz aşağıda özet olarak açıklanmıştır. 1. Kamu Teşkilatlanması ve Hizmet Sunumu Yeniden Yapılandırılacaktır Kooperatifçiliğin ihtiva ettiği kendine has özellikler, ayrı bir mevzuata sahip olmaları, hizmet sunumu ve geliştirilmesi ile ilgili objektif kararların alınması gerekliliği, bu alanın özel bir şekilde düzenlenmesi ve politika oluşturulması zorunluluğuna yol açmaktadır. Bu açıdan, toplumun ilgisini ve güvenini kazanmış bir kooperatifçilik ortamı oluşturmak amacıyla, kamu teşkilatlanmasının ve hizmet sunumunun yeniden organize edilmesi ve bunun için gerekli diğer tedbirlerin alınması hedeflenmektedir. 2. Eğitim, Bilgilendirme ve AR-GE Faaliyetleri Geliştirilecektir Kooperatifçilik eğitimi ve Ar-Ge faaliyetlerinin etkin ve verimli bir şekilde yürütülmesi, yetişmiş personel ihtiyacının karşılanması ve toplumumuzun kooperatifçilik potansiyelinin ortaya çıkartılması hedeflenmektedir. 3. Örgütlenme Kapasitesi ve Kooperatifler Arası İşbirliği Olanakları Arttırılacaktır İşlevsel bir üst örgütlenme modeline geçilmesinin sağlanması, çok ortaklı kooperatifçiliğin özendirilmesi, kooperatifler arası işbirliği olanaklarının genişletilmesi ve ayrıca potansiyeli yüksek alanların tespit edilerek kooperatif kurulumlarının sağlanması amacıyla, tüm kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği halinde diğer yardımcı mekanizmaların harekete geçirilmesi hedeflenmektedir. 40

43 4. Sermaye Yapısı ile Kredi ve Finansmana Erişim İmkanları Güçlendirilecektir Kooperatiflerin öz kaynak yapılarının güçlendirilmesi, uygun finansmana erişim ve teminat yapılarındaki zayıflıkların giderilmesi büyük önem taşımaktadır. Kooperatiflerin sermaye yapısının güçlendirilmesi ve finansman sorunlarının giderilmesi için yeni yöntemler geliştirilmesi ve Uluslararası fonlar ile Avrupa Birliği fonlarının kullanım oranlarının arttırılması hedeflenmektedir. 5. İç ve Dış Denetim Mekanizmalarının Etkinleştirilmesi Kooperatiflerde; muhasebe, hukuki ve idari işlemler, iş planları ve işletme performansı gibi konularda bir dış denetim sistemine azami ölçüde ihtiyaç bulunmaktadır. Ayrıca, Kooperatif ve üst kuruluşları, ortaklar ve denetim kurulu üyeleri tarafından yapılan denetimlerin daha verimli ve sonuç alınmasına yönelik bir hale getirilmesi gereklidir. Bu amaçla, ülkemize uygun bir iç ve dış denetim modelinin ortaya çıkartılması ve sonucunda da mevcut sistemin tümüyle revize edilmesi hedeflenmektedir. 6. Kurumsal ve Profesyonel Yönetim Kapasitesi Arttırılacaktır OECD tarafından açıklanan kurumsal yönetim ilkelerine göre; bir örgütün kurumsallaşabilmesi için şeffaflık, hesap verilebilirlik, iletişimin güçlendirilmesi, kişilere göre değişmeyen uzun vadeli hedeflerin belirlenmesi, profesyonel yönetim gibi açılımlar gerekmektedir. Bu çerçevede, kooperatif ve üst kuruluşların kurumsal kapasitelerinin arttırılması, çağdaş işletmecilik kurallarına uyumun sağlanması ve profesyonel yönetimin daha çok uygulama alanı bulması amaçlanmaktadır. * Birleşmiş Milletler (BM) in 18 Aralık 2009 tarih ve 64/136 sayılı Genel Kurul Kararı 7. Mevzuat Altyapısı Uluslararası Standartlara ve Ülke İhtiyaçlarına Göre Geliştirilecektir Uygulamada karşılaşılan sorunların çözümünü kolaylaştırmak, yeni Türk Ticaret Kanunu nun getirdiği yenilikler, AB düzenlemeleri, BM ve ILO Kararları ile uluslararası kooperatifçilik ilke ve uygulamalarına uyum sağlayabilmek amacıyla kooperatifçilik alanında yeni bir düzenleme çalışması yapılmasına azami ihtiyaç bulunmaktadır. Bu çerçevede, ülke kooperatifçiliğinin hukuki altyapısının, ihtiyaçlara ve çağın gereklerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi hedeflenmektedir Yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı Ve Kooperatifçilik Strateji Belgesi Birleşmiş Milletlerin 64. genel kurulunda kooperatiflerin sosyal gelişmedeki rolünün desteklenmesi amacıyla 2012 yılı Uluslararası Kooperatifler Yılı olarak ilan edilmiştir. BM nin 2012 yılını Uluslararası Kooperatifler Yılı ilan etmesi, tüm dünyada kooperatifçilik hareketinin tam olarak anlaşıldığını gösteren bir olaydır. * Birleşmiş Milletlerin 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı na ilişkin hedefleri ile Türkiye nin Kooperatifçilik Strateji Belgesi nde öngörülen hedefleri büyük ölçüde örtüşmektedir. Dolayısıyla, Birleşmiş Milletler 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı hedeflerinin ilk uygulayıcılarından biri Türkiye olacaktır. Genel Değerlendirme Kooperatif fikrinin tarihsel olarak ortaya çıkışı bakımından gelişmiş ülkelerle ül kemiz arasında önemli bir farklılık olmamasına karşın, günümüzde ülkemiz kooperatiflerinin ekono- 41

44 mideki payı ve yerine getir dikleri toplumsal fonksiyonlar yönünden gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kaldığı bilinmektedir. Kooperatiflerin ülke ekonomisindeki payı, kooperatif ve ortak sayısı, ortakların kompozisyonu ve kooperatiflerden beklentileri, yatay ve dikey bütünleşme, ölçek büyüklükleri, sektörlere göre dağılımları, kredi kullanım potansiyelleri, yaratılan katma değer, eğitime ve istihdama katkıları bakımından karşılaştırmalı bir değerlendirme yapılırsa, ülkemizin potansiyelinden istenen ölçüde yararlanılamadığı görülmektedir. Bu kuruluşların ekonomik gelişmeye yeterli katkı yapabilecek bir yapıya kavuşturulamamış olması, ülkemiz bakımından önemli bir eksiklik olarak değerlendirilmektedir. Kooperatiflerde yaşanan suiistimaller nedeniyle kamuoyuna yansıyan olumsuz haberler, kooperatiflerin daima zarar eden kuruluşlar izlenimi vermeleri, şeffaf ve profesyonel bir yönetim tarzının bulunmaması gibi nedenlerle toplumda bu örgütlere karşı yaygın bir güven sorunu gözlenmektedir. Ülkemizde AB ye üyelik sürecinde birçok alanda düzenleme yapılmakta ve olası tam üyelik sonrası piyasa koşullarında (birleşik pazarda) rekabet edebilen kuruluşların oluşturulması hedeflenmektedir. Kooperatiflerin, ülkemizin sosyal ve ekonomik sorunlarının çözümüne katkılarının artırılması ve bu örgütlerin ortakları ve içinde bulundukları kesimlere daha çok fayda sağlayabilmeleri için 1970 lerden bu yana sürekli dile getirilen sorunlarına çözüm bulunması gerekmektedir. Bu nokta da, hazırlanan Strateji Belgesi yürürlüğe konulması ile ülkemiz kooperatifçiliğinin sorunlarının çözümde çok önemli bir kılavuz olacaktır. Strateji Belgesinin nihai çıktısı olan Eylem Planının içeriği ise ayrı bir makalede ele alınacaktır. 42

45 SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI TEŞKİLATLANDIRMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NÜN KOOPERATİFLERE YÖNELİK HİZMETLERİ İsmail KALENDER * Bir devlet niçin doğar, niçin kurulur? Bu soru en yalın şekilde; bir toplumu oluşturanların ortak güvenlik, adalet-hukuk düzeni ve sosyal düzen ihtiyaçlarını müşterek bir organizasyonla karşılayabilme ihtiyacından doğar, şeklinde cevaplanabilir. Kooperatifler de, benzer bir mantıkla, temelde insanların tek başına karşılamakta zorluk çektikleri ihtiyaçlarını, aynı ihtiyacı duyan diğer kişilerle işbirliği içinde hareket ederek ortaklaşa karşılamak veya müşterek ekonomik menfaatlerini korumak için kurdukları ortaklıklardır. Diğer taraftan, belirli bir meslek ya da iş kolu mensupları da kendi ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla kooperatif kurmaktadırlar. Özellikle dar ve orta gelir düzeyindekiler, ekonomik yaşam içinde tek başlarına etkili olamadıkları üretim ya da tüketim alanlarında birlikte hareket etmek suretiyle bazı faydalar sağlayabilmektedirler. Bu kişiler, ancak ekonomik güçlerini birleştirerek o piyasa ya da sektör içinde anlamlı bir büyüklüğe ve etkiye sahip olabilmektedir. Örneğin, tüketicilerin birlikte hareket ederek alımlarını ortak yapmaları ya da üreticilerin mallarını pazara ayrı ayrı arz etmek yerine birlikte satmaları, piyasa fiyatı üzerinde etki yapabilmelerini kolaylaştırmaktadır. Amaçlarını bu şekilde belirtebileceğimiz kooperatifler ve kooperatifçilik, 3143 Sayılı Kanuna göre, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nın önemli bir hizmet sahasını oluşturmaktadır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı (STB) nın ana hizmet birimlerinden biri olan Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü (TGM), yetmiş yılı aşkın bir süredir genel hükümlere tabi kooperatifler ile Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerinin ilgili kuruluş, işleyiş, denetim, yasal altyapı, bilgilendirme ve koordinasyon hizmetlerini yürütmektedir. Günümüz itibariyle ülkemizde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nın yanında Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ve Bayındırlık ve İskan Bakanlığı nın görev ve sorumluluk alanında 26 ayrı türde yaklaşık kooperatif faaliyet göstermekte ve bu kooperatiflerin yaklaşık 8,5 milyon ortağı bulunmaktadır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı nın hizmet alanında ise, kooperatif ve anılan kooperatiflerin yaklaşık 2,5 milyon ortağı bulunmaktadır. Bu kooperatifler, Tarım Satış, Esnaf ve Sanatkârlar Kredi ve Kefalet, Motorlu Taşıyıcılar, Tüketim, Küçük Sanat, Üretim ve Pazarlama kooperatifleri başta olmak üzere 19 ayrı kooperatif türü şeklinde birçok sektör veya alanda faaliyet göstermektedirler. Bu kooperatiflerin kuruluş, işleyiş ve denetimlerine ilişkin hizmetler ile anasözleşme değişikliği, örnek ana sözleşme düzenlenmesi ve kooperatifçilik mevzuatının uygulanmasında düzenleyici tasarruflarda bulunma gibi başlıca hizmetler Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü tarafından yerine getirilmektedir. Genel Müdürlüğümüzün bu hususlardaki görev ve yetkileri, 3143 sayılı STB Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu ve 4572 sayılı Tarım Satış * Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürü 43

46 Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanunda ayrıntılı olarak belirlenmiştir. Anılan kanunlarda bulunan görev ve yetkiler özet halinde aşağıda sıralanmıştır Sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanuna Göre; Tarım satış kooperatifleri ve birlikleri ile genel hükümlere tabi kooperatiflerin kuruluş, işleyiş ve denetimlerine ait işlem ve hizmetleri yürütmek, Kooperatifçiliğin tanıtılması ve eğitimi çalışmalarını yapmak ve ilgili kuruluşlarla gerekli koordinasyon ve işbirliğini sağlamak, Bakanlıkça verilecek benzeri görevleri yapmak, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanununa göre; Kooperatiflere ve üst kuruluşlarına yol göstermek ve çalışmalarında yardımcı olmak, Kooperatifleri ve üst kuruluşlarını denetlemek veya denetlettirmek, Kooperatiflerin kuruluş ve anasözleşme değişikliklerini yapmak, örnek anasözleşmeler hazırlamak, Kooperatifçilik mevzuatının uygulanmasında düzenleyici tasarruflarda bulunmak, 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkında Kanuna göre de; Tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin kuruluş, işleyiş ve denetimlerine ait işlem ve hizmetleri yürütmek, Örnek anasözleşmeleri ve değişikliklerini hazırlamak, Mevzuatın uygulanmasında düzenleyici tasarruflarda bulunmak, Genel Müdürlüğümüzün temel görevlerini ve yetkilerini oluşturmaktadır. Yukarıda yer verilen görev ve yetkilerimiz çerçevesinde, kooperatifçilik sektörüne yönelik hizmetlerimizi, başlıklar halinde kısaca özetlemek istiyorum. Kuruluş, Örnek Anasözleşme Hazırlığı ve Anasözleşme Değişikliği Hizmetleri Kooperatiflerin ve üst örgütlerinin kuruluş ve anasözleşme değişikliği taleplerini incelemek ve izin vermek, örnek anasözleşmeler hazırlamak ve günün ihtiyaçlarına göre revize etmek Genel Müdürlüğümüzün görev ve yetki alanı içindedir. Bu kapsamda, 19 tür kooperatiften 11 türü için örnek anasözleşmeler hazırlanıp bastırılarak ilgililerin yararına sunulmuştur. Örnek anasözleşmeleri aynen kabul eden kooperatiflerin kuruluş izinleri konusunda il müdürlüklerimize yetki verilmiştir. Böylece halen devam etmekte olan bu uygulama ile bir yandan işlemlerin mahallinde sonuçlandırılarak hızlandırılması ve kolaylaştırılması, diğer yandan da kuruluş masraflarının önemli ölçüde azaltılması mümkün olmaktadır. Hukuki Görüş, Yorumlama ve Bilgilendirme Hizmetleri Kooperatifçilik mevzuatının uygulanmasında tereddüde düşülen konularda ortaklara, yönetim kurulu üyelerine, denetçilere ve ilgililere sözlü ve yazılı olarak görüş bildirmek suretiyle yardımcı hukuk hizmeti verilmekte ve uygulamada karşılaşılan boşluklar önemli ölçüde doldurulmaktadır. Denetim Hizmetleri Bilindiği üzere kooperatifler, yapıları itibariyle çok sayıda kimsenin belirli bir ekonomik amaç etrafında bir araya gelmek suretiyle faaliyet gösterdikleri güvene dayalı kuruluşlardır. Bu nedenle kooperatif çatısı altında yürütülen faaliyetlerde kamu yararı bulunmaktadır. Buradan hareketle de, Genel Müdürlüğümüzün önemli bir hizmet sahasını, kooperatif ortakla- 44

47 rının menfaatlerinin ve tasarruflarının korunması amacıyla yapılan kooperatif denetimleri oluşturmaktadır. Genel Müdürlüğümüz, Bakanlığımıza verilen görev ve yetkiler çerçevesinde, kooperatifler hakkında iletilen ihbar ve şikâyetleri değerlendirmekte, şikâyetin önemine, mahiyetine ve kooperatif türüne göre, şikayete konu hususları Kooperatif Kontrolörlerine, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüklerine, kooperatif denetçilerine, üst kuruluş denetim görevlilerine denetlettirmekte, bazı şikayetler ise incelenmek üzere Teftiş Kurulu Başkanlığına göndermektedir. Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğümüzce kooperatif ortakları ile yönetici ve denetçilerinin ilk elden bilgilendirilmesi amacıyla kooperatif ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ve denetim kurulu üyeleri ile ortakların yoğun olarak katıldıkları Kooperatifçilik Bilgilendirme Toplantıları yapılmaktadır. Ülke Kooperatifçiliğimizin Yeniden Organize Edilmesi İçin Yürütülen Çalışmalar Kooperatiflere yönelik olarak sunulan bu hizmetlerimizin yanında, bireysel ve toplumsal refahın arttırılmasında, ekonomik ve sosyal kalkınmanın sağlanmasında ve yoksulluğun azaltılmasında önemli işlevlere sahip olan kooperatifçiliğin gelişimi, sorunlarının çözülmesi ve ekonomik etkinliğinin arttırılması amacıyla kapsamlı çalışmalar da yürütmekteyiz. Bu çalışmalarımızda, ülkemizde birlikte iş yapma kültürü oluşturarak üretimde ve müşterek ihtiyaçların karşılanmasında ekonomik dayanışma ve işbirliğini arttırmak, ekonomik etkinlikten uzak bireylerin bir araya gelerek pazar gücü oluşturmalarını sağlamak, güvenilir ve verimli ekonomik girişimler niteliğini kazanmış bir kooperatifçilik yapılanmasına ulaşmak gibi evrensel ilkelere uygun bir kooperatifçilik sistemi oluşturmak hedeflenmektedir. Ülkemizdeki ortak iş yapma kültürünü ve kooperatifçiliği geliştirmeye yönelik olarak yürüttüğümüz bu çalışmalarımız da aşağıda sıralanmaktadır. Kooperatifçilik Strateji Belgesi Hazırlığı Ülkemiz kooperatifçiliğinin 2000 li yılların iç ve dış koşullarına hazırlanması, küreselleşme ve Avrupa Birliğine giriş süreçlerine sektörün yapısal uyumunun sağlanması ve bunların da ötesinde yüz yılı aşkın bir deneyime rağmen bu alanda toplumsal beklentilerin yeterince karşılanamaması konularının irdelenerek çözümler geliştirilmesi amaçlarıyla; Cumhuriyet tarihinde ilk kez ülke kooperatifçiliğine yol haritası olabilecek bir stratejik planlama süreci başlatılmıştır. Bu süreçte; Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Türkiye Milli Kooperatifler Birliği, Türk Kooperatifçilik Kurumu ve Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği ile müştereken çalışılmış, tarihi sonrasında yapı kooperatifleri ile ilgili görevler üstlenen Bayındırlık ve İskan Bakanlığı da bu sürece dahil olmuştur. Kooperatifçilik Strateji Belgesi hazırlıkları; tam anlamıyla katılımcı bir anlayışla yürütülmekte olup, ülkemizde kooperatifçiliğin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına katkısı olabileceği düşünülen 104 kişi ve kurumkuruluşun görüş ve önerileri alınmıştır. Kooperatifçilik Strateji Belgesi nin kabulü ve uygulamaya konulması ile, ülke kooperatifçiliğiyle ilgili çoğu sorunun çözümünün sağlanması ve kooperatifçiliğimizin yeni bir ivme kazanması beklenmektedir. Belgenin 2011 yılı sonuna kadar kabulünün sağlanması planlanmaktadır. 45

48 Kooperatif Bilgi ve Denetim Sistemi Projesi Bakanlığımızın görev ve yetki alanında faaliyet gösteren Kooperatiflerin ülke ekonomisine katkılarını tespit edebilmek ve kooperatiflere yönelik gözetim, denetim ve uygulama hizmetlerinin hızlandırılmasını sağlamak üzere, bir e- lektronik veri tabanı ve bilgi sistemi oluşturulması yönünde gerekli yasal ve teknik altyapının tamamlanması çalışmaları sürdürülmekte olup, bu çalışmalar 2011 yılında sonuçlandırılacaktır. Kurulacak veri tabanı, kooperatif kuruluşlarla ilgili şeffaflığı, ortakların ve kamunun bilgi ihtiyacının giderilmesini ve aynı zamanda etkin bir gözetimi mümkün kılacaktır. Kooperatifçilik Eğitimi Çalışmaları Bakanlığımızca kooperatifler; hukuksal yapıları ile amaç ve faaliyet konuları itibariyle hem birer ekonomik işletme, hem de sosyal amaçlar güden birer sivil toplum örgütü niteliği taşıyan yerel kalkınma kuruluşları olarak görülmektedir. Bu amaçla, Bakanlığımızın görev ve yetki alanındaki kooperatif ve üst kuruluşlarının, kurumsallaşmaları sağlanarak ekonomiye olan katkılarının artırılması ve vatandaşlarımızın bireysel ekonomilerinin güçlendirilmesi ve bu kooperatifler çatısı altında örgütlenmelerinin teşvik edilmesi amaçlarıyla programlı eğitim çalışmaları yapılmaktadır. Diğer taraftan yine bu çerçevede, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli işlevleri olan kooperatiflerin amaçlarına uygun faaliyet göstermesi, ortaklar ile kooperatifler arasında yaşanan sıkıntıların giderilmesi, tespit edilen sorunların çözümünde yol gösterilmesi, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ilgili mevzuat hakkında bilgilendirilmesi amacıyla motorlu taşıyıcılar kooperatiflerine yönelik olarak genel denetim çalışması planlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Bakanlığımızın görev ve yetki alanında faaliyet gösteren diğer kooperatifler için de genel denetim programları hazırlanacaktır. Yeni Alanlarda Kooperatif Kuruluşlarının Sağlanması ve Örnek Anasözleşmeler Hazırlanması Değişen ve gelişen ekonomik faaliyetler çerçevesinde yeni tür kooperatif modelleri geliştirilerek ekonomik hayatımıza yeni bir dinamizm kazandırılması planlanmaktadır. Kadın kooperatifleri, işletme kooperatifleri, küçük sanat kooperatifleri ve sigorta kooperatifleri gibi kooperatif türleri ile ekonomik hayatın farklı alanlarında etkin roller üstlenilmektedir. Bu kapsamda, günümüzün değişen ekonomik koşulları dikkate alınarak mevcut Kooperatif Örnek Anasözleşmeleri nde gerekli değişiklikler yapılmaktadır. Ayrıca, yeni alanlarda kurulacak farklı kooperatif türleri içinde örnek anasözleşmeler hazırlanarak vatandaşlarımızın kullanımına sunulmaktadır. Bu çerçevede, Bakanlığımızca kadın iş gücünün ekonomiye kazandırılması, kadınların sosyal ve kültürel faaliyetlerinin geliştirilmesi, korunması, desteklenmesi ile sağlıklı ve gelişmiş bir çevrede yaşamalarının sağlanması amaçlarıyla kadınlar tarafından gerçekleştirilen kooperatif kuruluşları teşvik edilmektedir. Bu kapsamda, yeni bir kooperatif türü olarak kurulan Kadın İşletme Kooperatifleri için örnek anasözleşme hazırlanarak, kooperatif kurmak isteyenlerin hizmetine sunulmuştur. Mevzuat Çalışmaları Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerine yönelik olarak uygulanan yeniden yapılandırma programının sonlandırılması ve bu program sonrasında kalıcı tedbirlerin alınması amacıyla yeni 46

49 bir yasal düzenleme çalışması yürütülmüş ve hazırlanan 4572 sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri Hakkındaki Kanuna İlişkin Değişiklik Tasarısı Taslağı İlgili kurumlarla mutabakata varılarak da Başbakanlığa sevk edilmiştir. Ayrıca, uygulamada karşılaşılan sorunların çözümü, yeni Türk Ticaret Kanunu nun getirdiği yenilikler, AB düzenlemeleri, BM ve ILO Kararları ile uluslararası kooperatifçilik ilke ve uygulamalarına uyumun sağlanması gibi amaçlarla, kooperatifçilikten sorumlu Bakanlıklar tarafından, kooperatif üst kuruluşları ile birlikte hazırlık çalışmaları sürdürülen Kooperatifçilik Strateji Belgesi nde ortaya konulacak tespit ve çözüm önerileri çerçevesinde 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu nda değişiklik yapılması planlanmaktadır. Uluslararası Kooperatif Örgütleri İle İşbirliği Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV), Alman Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Bakanlığı nın görevlendirmesi üzerine 2006 yılında Türkiye de bir temsilcilik açarak faaliyete başlamış ve bugüne kadar ülkemiz kooperatifçiliğine yönelik çalışmalar yürütmüştür. Bu süreçte, Bakanlığımız ve DGRV Türkiye Temsilciliği arasında iyi bir diyalog tesis edilmiş olup, bu kapsamda ortaklaşa birçok toplantı düzenlenmiş ve karşılıklı bilgi alışverişinde bulunulmuştur. Kooperatifçilik Strateji Belgesi hazırlık çalışmalarında da AB ve Dünya kooperatifçiliğindeki bilgi ve deneyimlerinin aktarılması gayesi ile DGRV Türkiye Temsilciliği paydaş kuruluş olarak belirlenmiş ve süreç boyunca katkıları alınmıştır. DGRV ile olan işbirliğimizin temeli, Kooperatifçilik Strateji Belgesi Taslağı nda da yer aldığı üzere, özellikle Kooperatif Denetimi ve Kooperatiflerin Üst Örgütlenmeleri ile ilgili yeni modeller oluşturulması noktasında ortak çalışmalar yapılmasıdır. Süregelen bu işbirliğinin geliştirilmesi ve resmileştirilmesi amacıyla, tarihinde Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği ile Bakanlığımız (Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü) arasında bir Mutabakat Belgesi imzalanmıştır. Kooperatiflerimizin Faaliyet Gösterdiği Ürünler Konusunda Uluslararası Kuruluşlarla Yapılan İşbirliği Çalışmaları İslam Konferansı Teşkilatı nın (İKT) on yıllık Yoksulluğun Azaltılması ve Ekonomik Gelişmenin Hızlandırılması Programı kapsamında üye ülkeler arasında pamuk işbirliği çalışmaları başlatılmıştır. Bu kapsamda, Bakanlığımız Koordinasyonunda beş yıllık Pamuk Eylem Planı hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Ülkemiz bu alanda da önemli bir inisiyatif kazanmıştır. Eylem Planı nın koordinasyonunu sağlamak üzere ilgili ülkeler arasında bir Yürütme Komitesi oluşturulmuş ve başkanlığı Türkiye adına Bakanlığımıza verilmiştir. Bu eylem planının koordinasyonu ve teknik çalışmaları ile sekreterya hizmetleri Genel Müdürlüğümüzce yürütülmektedir. İKT Pamuk Eylem Planı çalışmaları kapsamında, Program dahilindeki ülkeler tarafından geliştirilen projelerden 30 u kabul edilerek, mali destek için İKT finans kuruluşlarına iletilmiştir. Bu bağlamda Türkiye nin bir projesi desteklenmeye değer bulunarak uygulama için son aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Bu çerçevede, yürütülen çalışmalarımız pamuk ürünü üzerine faaliyet gösteren Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerimize için yeni bir açılım imkanı sunmaktadır. Zeytinyağı ve sofralık zeytin sektöründen gelen talepler çerçevesinde, Ülkemizin 2010 yılında, merkezi İspanya da bulunan Uluslararası Zeytin Konseyi ne (UZK) yeniden üye olması sağlanmıştır. Böylece, ülkemiz zeytin ve zeytinyağı sektörünün gelişmesi ve uluslararası alanda daha iyi bir şekilde temsil edilmesi için önemli bir adım atılmıştır. 47

50 UZK nın Danışma Komitesi, Tanıtım Komitesi, Ekonomik Komite, Teknik Komite ve Mali Komiteleri ile Genel Kurul çalışmalarına aktif katılım sağlanarak ülkemizin zeytin ve zeytinyağı sektörünün talep ve beklentilerine çözümler üretilmiştir. Konsey in 2011 yılında yapılacak olan 17. Olağanüstü Üyeler Konseyi Oturumunun 27 Haziran - 2 Temmuz 2011 tarihleri arasında Türkiye de yapılması sağlanarak Türk zeytin ve zeytinyağı sektörü açısından önemli bir avantaj elde edilmiştir. UZK bünyesinde yürütülen bu çalışmalarımız, zeytin ve zeytinyağı sektöründe faaliyet gösteren Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerimize önemli katkılar sağlayacaktır. Sonuç Genel Müdürlüğümüzün kooperatiflere yönelik olarak yürüttüğü ve yukarıda detaylı olarak açıklanan çalışmalar, kooperatiflere yönelik kurumsal hizmetlerin iyileştirilmesi, kooperatifçilik ve ortak iş yapma kültürünün geliştirilmesi ve sorunlarının çözülmesi, uluslararası standartlara uygun bir kooperatifçilik sisteminin oluşturulması amaçlarıyla bundan sonra da kararlılıkla devam edecektir. 48

51 SEKSEN YILDA TARIM SATIŞ KOOPERATİFLERİ Nurettin PARILTI * I. Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerinin Tarihçesi Ülkemizde tarım satış kooperatifçiliğinin temeli 1911 yılında Aydın da atılmıştır yılında birçok sektörde olduğu gibi incir üretimi ve ticaretini kontrol altında tutmak amacıyla yabancı kökenli işletmeler hukuki ve ekonomik anlamda bir araya gelerek İzmir de tröst yapısında şirketler oluşturmuşlardır(çikin; Bu oluşuma karşı koyabilmek amacıyla incir üreticileri de 1911 yılında, Aydın da Aydın İncir Himayei Zürra A.O. adı altında bir şirket kurmuşlardır. Ancak bu şirket kendisinden beklenen misyonu yerine getirememiş ve kısa bir süre sonra kapanmıştır. Aydın lı incir üreticileri gayri Müslimler tarafından oluşturulan tröste karşısında ortaya çıkan finansman sorunlarını çözmek için de Milli Aydın Bankası nı(tarişbank) da 1914 yılında kurmuşlardır(altay; pdf) yılında incir üreticilerinin kurduğu Aydın Kooperatif İncir Müstahsilleri Ortaklığı ülkemizde, ilk tarım satış kooperatifi uygulaması olduğu söylenebilir. Ülkemizdeki ilk tarım satış kooperatif birliği ise 1933 yılında Aydın Zirai Satış Kooperatifi İttihadı adı altında kurulmuş, bu Birliğe 6 incir kooperatifi ile Salihli ve Alaşehir ilçelerindeki 2 üzüm kooperatifi de dahil olmuştur. Tarım satış kooperatifçiliği sistemine ilişkin ilk yasa 1924 yılında çıkartılan İtibari Zirai Birlikler Kanunu dur. Ülkemizde tarım satış kooperatifleri asıl yapısal benliklerini 1935 yılında Büyük Önder Atatürk ün direktifleri doğrultusunda Mecliste Kabul edilen mülga 2834 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu nun çıkmasıyla kazanmıştır( ) yılında bu Kanunun yerini 238 sayılı Kanun Hükmünde Kararname almış ve 1985 yılında 3186 sayılı Kanun ile anılan kararname kanunlaşmıştır. Son olarak, Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerini yeniden düzenleyen 4572 sayılı Kanun 16 Haziran 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir yılında çıkarılan 2834 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ilk birlik 1937 yılında İzmir de kurulan Tariş Üzüm ve İncir Birliği dir. Bundan sonraki yıllarda tarım satış kooperatifleri üreticiler arasında gittikçe daha fazla benimsenmiş ve devletin de yardımlarıyla yeni konulara (fındık, fıstık, incir, üzüm, ipek kozası zeytin, zeytin yağı, yağlı tohumlar, yaş meyve ve sebze, tiftik ve yapağı vs.) el atmıştır. Tarişi takiben 1938 yılında Giresun da kurulan Fiskobirlik, 1940 yılında Adana da kurulan Çukobirlik ve Bursa da kurulan Kozabirlik izlemiştir yılında Tariş Pamuk ve Zeytinyağı TSK Birlikleri,1952 yılında Antbirlik, 1954 yılında Gülbirlik ve Marmarabirlik,1958 yılında Taskobirlik,1967 yılında Trakyabirlik,1969 yılında Tiftikbirlik,1978 yılında Karadenizbirlik,1989 yılında Güneydoğubirlik,1992 yılında Kayısıbirlik ve en son 2001 yılında Şanlıurfa da Gapbirlik kurulmuştur. Yirminci asrın son çeyreğine yaklaşıldığında tarım satış kooperatifleri ve birlik sayıları artmış 1970 yılı sonlarında tarım satış kooperatifi sayısı 618, birlik sayısı ise 32 ye ulaşmıştır. Ancak, bu tarihten itibaren başta ekonomik, idari, siyasi ve benzeri diğer sebeplerle sayılarda * Doç.Dr, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi 49

52 azalma başlamış ve 2002 yılı sonunda faal olan 433 kooperatif ve 17 birlik kalmıştır( İlk örneğinin kuruluş tarihi olan 1911 yılından itibaren tarım satış kooperatiflerinin öncelikli amacı ortakları olan çiftçilerin ürünlerini en iyi biçimde değerlendirmek, bunun içinde onların yerli ve yabancı pazarlarda daha uygun fiyata satışını gerçekleştirmek ve satış fiyatının önemli bir kısmının çiftçilerin kazancı olmasını temin etmektir. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde ekonomik kalkınmanın çoğunlukla tarıma üzere 23 üründe faaliyet göstermektedirler. II. Tarım Satış Kooperatifleri Birliklerin Faaliyet Alanları Ve Önemi Tarım Satış Kooperatifleri ve birlikleri, kuruluş dönemlerinde uygulanana ekonomik politikalar gereği çok önemli görevler ifa etmiş, zaman içerisinde yaşadıkları sorunlara rağmen, bugün dayalı olarak düzenlenmesi bu tür örgütlerin kurulmasını zorunlu kılmıştır. Fakat daha sonraki yıllarda uygulanan ekonomik politikalar ve bazı avantajların ortadan kalkması ile bir kısım tarım satış kooperatifleri sıkıntılar yaşamaya başlamıştır. Bu gün ülkemizde, üretici ortak tarafından kurulan 23 tanesi bağımsız 345 adet tarım satış kooperatifi ve 322 kooperatifin oluşturduğu 17 adet tarım satış kooperatifleri birliği bulunmaktadır. Pamuk, fındık, zeytinyağı, zeytin, üzüm, incir ve ayçiçeği başta olmak ürün işleme ve ticaretinde önemli fonksiyonları yerine getirmektedirler. Ülkemizde tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin bir kısmı Dünyada ve ülkemizde meydana gelen ekonomik soysal ve diğer bazı değişme ve gelişmelere bağlı olarak bir kısım sıkıntılar yaşamaktadır. Ancak bazıları ise, alım yaptıkları ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması ile ilgili sorunları gidererek, piyasanın üreticiler lehine düzenlenmesini sağladığı söylenebilir. Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin ekonomik durumları ve önemi ile ilgili olarak şu değerlendirmeler yapılabilir( 50

53 Kısıtlı ekonomik imkanları ile üretim faaliyetlerinde bulunan çiftçi kesimin ürünlerinin daha yüksek fiyatlarda alıcı bulmasını sağlayarak hem bölgelerinin hem de genel ekonomiye katkı sağlamaktadırlar. Yıllık milyon TL lik ürün alımı ve bunun karşılığında yıllık yaklaşık 2 milyar TL hasılat elde edilmektedir. Yüzden fazla tesis ile ürünlerin işlenmesi ve pazarlanması sağlanarak tarım satışların misyonu doğrultusunda kırsal kalkınmaya katkı verilmektedir. Ülkemizin sahip olduğu coğrafi avantajlara bağlı olarak kuru üzüm, kuru incir, zeytin ve zeytinyağı, fındık, gülyağı gibi ürünlerin ihracatına katkı verilmektedir. Bulundukları bölgede istihdama katkı sağlamaktadırlar (yaklaşık 4 bin personelle) Bölgede üretimi gerçekleştirilen ürünler için istikrarlı bir piyasa oluşturulmasında ve ürünlerin pazarlanmasında önemli rol oynamaktadırlar. Ürünlerin uygun şartlarda stoklanmasını kalite düzeyinin artmasını sağlayarak yer ve zaman faydası yaratmaktadırlar. Buna bağlı olarak bu ürünleri girdi olarak kullanan üreticilerin daha uygun ve yüksek kaliteli hammadde tedarik etmesine katkı verilmektedir. Üretim girdilerini daha yüksek miktarlarda ve daha düşü fiyatlarla tedarik ederek üreticiye ayni kredi olarak dağıtma ve bu yolla üretimin sürdürülebilirliğine ciddi katkı(birlikler her yıl yaklaşık 200 milyon TL tutarında girdi temin ederek üreticiye ayni kredi olarak dağıtmaktadırlar) sağlamaktadır. Kayıtlı altına alınmış bir tarımsal üretim ve ticareti oluşturmaktadırlar. Vergi,harç ve pirim ödemek yoluyla genel ekonomiye katkı vermektedirler. Yukarıda sağlanan bu yararlar Tarım Satış Kooperatiflerinin geneli ile ilgilidir. Bu yararlarda bazı Tarım Satış Kooperatiflerinin katkısı çok az, hatta yoktur. Bu nedenle her bir Tarım Satış Kooperatifleri Birliğinin bugünkü durumları hakkında bir değerlendirme yapmak gerekir TARİŞ-Pamuk Birliği: Tariş İncir, Üzüm, Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( İzmir Pamuk Tarım Satış Kooperatifleri Birliği olarak 1949 yılında kurulan Birlik 2005 yılından itibaren yağlı tohumlar ı da iştigal konusuna dahil etmiş ve unvanını S.S. TARİŞ PAMUK VE YAĞLI TOHUMLAR TARIM SATIŞ KOOPERATİF- LERİ BİRLİĞİ olarak değiştirmiştir. Birliğin, Ege Bölgesinde 7 ilde, 44 Kooperatif, 43,000 i aşkın ortağı mevcuttur. Bitkisel Yağ, Yem, Pazarlama ve Sigorta alanlarında faaliyet gösteren bağlı ortaklıkları ile Türkiye nin pamuk konusunda faaliyet gösteren en büyük Kooperatif Birliğidir. Çalışma Konusu: Kütlü Pamuk, Elyaf Pamuk, Yağlık Ayçiçeği ve Yan ürün olarak da: Kliner ve telef, İplik, Örgü ham kumaş, Nötr Pamukyağı, Rafine Pamukyağı, Margarin, Likit Ayçiçeği Yağı, Yemeklik Pamuk Yağı, Kapçık, Küspe, Karma Yem, Sabun. Çalışma Bölgesi : Ege Bölgesi ndeki yedi il Çukobirlik- S.S. Çukurova Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( Çukobirlik, Çukurova bölgesinde pamuk üreticilerinin ürünlerini değerlendirmek ve üreticiye destek sağlamak amacı ile yılında 2834 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri Yasası na göre; Adana, Ceyhan ve Tarsus Tarım Satış Kooperatifleri nin bir araya gelerek, 275 ortakla oluşturdukları bir Kooperatifler Birliği dir. Kuruluşundan sonra büyümesini sürdüren Çukobirlik tarihinde yürürlüğe giren 3186 sayılı yasaya göre yeniden yapılandı. 51

54 Merkezi Mersin de bulunan ve kısa adı Yerfiskobirlik olan Yerfıstığı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, 3186 sayılı yasanın verdiği yetkiye dayanılarak bakanlık talimatları çerçevesinde tarihinde Çukobirlik ile birleştirilmiştir. Kurum; faaliyet alanına kütlü pamuğun yanı sıra yerfıstığı ve soya fasulyesinin de dahil edilmesiyle Çukurova Pamuk,Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği unvanını aldı. 16 Haziran 2000 tarihinde ise; Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren 4572 Sayılı yeni Tarım Satış Kooperatifi ve Birlikleri Kanunu ile özerk yapıya kavuştu. 20 Mayıs 2001 tarihinde Genel Müdürlük Bereket salonunda yapılan İntibak Genel Kurulu nda, 4572 Sayılı Kanun çerçevesinde hazırlanan yeni Anasözleşme ye intibak edilmesi, oy birliğiyle kabul edildi. Çukobirlik bugün 14 ili kapsayan bir alanda 34 Kooperatifi ile yaklaşık 65 bin üretici ortağına hizmet vermektedir. Çukobirlik, alımını yaptığı ürün yelpazesine Birlik Genel Kurulları nda alınan kararlar ile 2004/2005 kampanyasından itibaren ayçiçeğini, 2006/2007 kampanyasından itibaren de kanolayı dahil etmiştir. Çukobirlik in amacı; ekimden satıma kadar her aşamada ortaklarına hizmet vermektir. Birlik; ortaklarının pamuğunu, soyasını, ayçiçeğini,kanolasını, yerfıstığını satın alarak onları serbest piyasa koşullarında haksız rekabetten korur. Aynı zamanda zirai ilaç, zirai gübre ve tohumluk gibi ayni destek sağlar. Çalışma Konusu: Pamuk, yer fıstığı, soya ve yan ürün olarak da Yağ Linter Çiğit Küspe Kabuk üretimi yapılmaktadır. Çalışma Bölgesi : Antalya, İçel, Adana, Hatay, K.Maraş, Ş.Urfa, Elazığ, Diyarbakır, Adıyaman, Batman, Mardin, Şırnak, Gaziantep illeridir. TARİŞ-Üzüm : Tariş İncir, Üzüm, Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( Tariş Üzüm Birliği Dünya Ekonomik Bunalımının etkisi ile meydana gelen üzüm fiyatlarındaki düşüşü durdurmak üzere, 1931 yılında Alaşehir de ve daha sonra Manisa, Turgutlu ve Salihli de kurulan Bağcılar Kooperatifi ile oluşturulmuştur. Bir üretici kooperatifi olarak faaliyetine başlayan Bağcılar Kooperatifi, üzüm piyasasını düzenlemek amacıyla Türkiye İş ve Ziraat Bankası nın ortaklaşa kurduğu Üzüm Kurumu (Tariş Ltd.Şti) ile 1938 yılında birleşerek faaliyetini Tariş Üzüm Birliği olarak sürdürmeye devam etmiştir. Ülkemizin en köklü tarımsal kooperatiflerinden biri olan Tariş Üzüm Birliği, günümüzde ürettiği ve ihraç ettiği kuru üzüm ile Türkiye nin en büyük çekirdeksiz kuru üzüm alıcısı ve ihracatçı kuruluşları arasında yer almaktadır. Birliğe bağlı olarak 14 Üzüm Tarım Satış Kooperatifi faaliyet göstermekte olup bu kooperatiflerin bu kooperatiflerin üretici ortak sayısı yaklaşık dir Çalışma Konusu: Çekirdeksiz kuru üzüm, yaş üzüm ve yan ürün olarak sirke, pekmez ve sos Çalışma Bölgesi: İzmir, denizli ve Manisa illeri TARİŞ-Zeytinyağı: Tariş İncir, Üzüm, Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( Zeytinyağının kooperatifleştirilmesindeki a- maç; İkinci Dünya Savaşı dolayısıyla bu ürünün fiyatlarında yaşanan istikrarsızlığa son vermek ve zeytinyağı üreticisini, tüccar, komisyoncu ve işletmeci gibi aracılar karşısında korumak amacıyla 2834 sayılı yasanın üçüncü maddesinin (b) fıkrasına dayanarak, ürünlerin gerektiğinde hammadde olarak işlenmesini ve satışını gerçekleştirmektir yılında, İzmir Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği kurulmuştur. Bu unvan, 1987 yılında TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği olarak değiştirilmiştir. Haziran 2000 yılında çıkarılan 4572 Sayılı Ka- 52

55 nunun 1. maddesine göre, Ege Bölgesindeki 27 bin civarındaki zeytin üreticisi, karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle meslekî faaliyetleri ile ilgili ihtiyaçlarını sağlamak, ü- rünlerini daha iyi şartlarla değerlendirmek ve ekonomik menfaatlerini korumak amacıyla, aralarında sınırlı sorumlu değişir sayıda ortaklı ve değişir sermayeli, tüzel kişiliği haiz olarak kurduğu 33 zeytin ve zeytinyağı tarım satış kooperatifi kurmuşlardır.daha sonra da 33 zeytin ve zeytinyağı tarım satış kooperatifi ise S.S TA- RİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği oluşturulmuştur. Çalışma Konusu: Ana ürün olarak Zeytin ve Zeytinyağı yan ürün olarak da Sabun Yağ Asidi Pirina Yağı ve Kuru Prina üretilmektedir. Çalışma Bölgesi: Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Manisa ve Muğla illeri TİFTİKBİRLİK:Tiftik ve yapağı tarım satış Kooperatifleri Birliği( Kısa adı TİFTİKBİRLİK olan bu birlik, Nallıhan, Ayaş, Çamlıdere ve Akçakent Çamlıdere Tiftik ve Yapağı Tarım Satış Kooperatifinin bir araya gelmesi ile 2834 sayılı yasa hükümlerine göre 1969 yılında kurulmuştur. Kuruluşun merkezi Ankara dır. Başlangıçta dört kooperatifle faaliyete başlanmış günümüzde toplam ortak sayısı olan 12 kooperatife yükselmiştir. Tiftikbirlik, 1969 yılından 1994 yılına kadar birkaç yıl hariç dahilde fiyat istikrarının sağlanması; ve üreticilerin dış üreticilere karşı korunması amacıyla Devlet adına tiftik alımları yapmıştır.birlik, halen ortak kooperatiflerin ürünlerini almakta ve tesisinde işleyerek iç ve dış pazarlarda satmaktadır. Çalışma Konusu: Birlik kapsamında sadece Tiftik üretimi yapılmaktadır. Çalışma Bölgesi: Afyon, Aksaray, Çankırı, Çorum, Eskişehir, Bolu, Ankara, Karaman, Kırıkkale, Kütahya, Yozgat illeridir. TARİŞ-İncir: Tariş İncir, Üzüm, Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( 20. yüzyılın başlarında Ege Bölgesi nde incir de dahil olmak üzere bazı ürünlerde dışa bağımlılığın dış ticarette dalgalanmalara yol açması ve bazı olumsuzlukların ortaya çıkması nedeniyle çiftçileri bu olumsuzluklardan korumak düşüncesiyle örgütlenmeye gidilmiş, 29 Ocak 1912 de Germencik te, 4 Şubat 1912 de ise Aydın da Ege li incir üreticilerinin gerçekleştirdiği üretici kongreleri ile Ege Bölgesi nde Tarım Satış Kooperatifleri nin kuruluşuna gidilecek ilk adım atılmıştır.tariş İncir Birliği, 15 kooperatifi ve 7000 e yakın ortağı ile, kuruluşundan bu yana kuru incir konusunda üstlendiği aktif görevi başarı ile sürdürmektedir. Çalışma Konusu: Kuru incir ana ürün olmak üzere yan ürün olarak ta incir ezmesi, lokum, kolonya ve mendil üretilmektedir. Çalışma Bölgesi: Aydın, Balıkesir ve İzmir illeridir. MARMARABİRLİK: S.S. Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( Marmarabirlik, Dünyanın en kaliteli sofralık zeytinlerinin yetiştirilmesi ve daha iyi koşullarda pazarlanması amacıyla, bölge zeytin üreticilerinin karşılıklı yardım ve dayanışma içerisinde 1954 yılında kurmuş oldukları bir Tarım Satış Kooperatifleri Birliği dir. Marmarabirlik, ülkedeki diğer tarım satış kooperatif ve birlikleri gibi 02/11/1935 tarih ve 2834 sayılı Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri hakkında kanun hükümlerine ve buna istinaden hazırlanan ana sözleşmeye göre kurulmuştur. Zaman içinde daha etkin, verimli, sürdürülebilir ve özerk bir yapıya sahip olunması ve yeniden yapılandırılması amacı ile yasal değişikliklerine gidilmiş ve en son 06/12/2000 tarih ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 4572 Sayılı Tarım Satış Kooperatif ve Birlikleri hakkındaki kanun hükümlerine istinaden hazırlanan ana sözleşme, 02/06/2001 tarihinde gerçekleşen intibak genel kurul onayı ile uygulanmaya konulmuştur. 53

56 Bu ana sözleşme ile Marmarabirlik in adının açılımına özerk ve özel yapısı gereği sınırlı sorumlu eklenerek adı S.S. Marmara Zeytin Tarım Satış Kooperatifleri Birliği olmuştur Çalışma Konusu:Ana ürün olarak sofralık zeytin ve zeytinyağı yan ürün olarak zeytin ezmesi üretimi yapılmaktadır. Çalışma Bölgesi: Bursa, Balıkesir ve Tekirdağ illeri ANTBİRLİK: Antalya Pamuk ve Narenciye Tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( tr). ANTBİRLİK, 28 Temmuz 1952 yılında Antalya ili dahilinde faaliyet göstermek üzere, Antalya Pamuk Muz ve Narenciye Tarım Satış Kooperatifi adı altında kurulmuştur. Antalya Topçular mevkiinde basit bir çırçır tezgahı ile faaliyete başlayan ANTBİRLİK kuruluşundan bu güne önemli değişim ve gelişmeler göstermiş, 1968 yılında Alanya Kooperatifinin Birlik bünyesinden ayrılması ile ANTBİRLİK uzun yıllar sadece pamuk üreticilerinin Birliği olarak faaliyet göstermiştir yılında ise T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığının talimatı ile ANTBİRLİK, Antalyabirlik ile birleşerek faaliyetlerini günümüze kadar ANTBİRLİK adı altında ve 6 tarım satış kooperatifi aracılığı ile sürdürmeye devam etmiştir. Çalışma Konusu:Pamuk, Narenciye ve yağlı tohumlar ana ürün, İplik, Ham ve Nötr Pamuk Yağı, Linter, Pamuk Çekirdeği ve Küspe de yan ürün olarak üretilmektedir. Çalışma Bölgesi: Antalya ili KARADENİZBİRLİK : Karadeniz Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifler Birliği( Kısa adı Karadenizbirlik olan Karadeniz Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, 1978 de Merzifon, Amasya, Vezirköprü ve Havza Tarım Satış Kooperatiflerinin bir araya gelmesiyle kurulmuş bir kooperatifler üst kuruluşudur. Bugün, 21 Tarım Satış Kooperatifi ile 60 binin üzerindeki üretici ortağına hizmet götürmektedir. Birliğimizin Genel Müdürlüğü Samsun ilinde bulunmakta olup 16 Haziran 2000 de yürürlüğe giren 4572 sayılı yasa çerçevesinde faaliyetlerine özerk olarak devam etmektedir. Çalışma Konusu:Ana ürün olarak Ayçiçeği, soya ve kanola yağı, yan ürün olarak da Rafine Yağ, Margarin, Yağ Asidi, Küspe ve Stearin üretilmektedir. Çalışma Bölgesi: Samsun, Amasya, Çorum, Tokat, Kırıkkale, Yozgat, Diyarbakır, Kırşehir ve Elazığ illeridir. FİSKOBİRLİK : S.S. Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (www. fiskobirlik.org.tr). Türkiye nin önemli ihraç ürünlerinden biri olan fındığın üretim ve satışında daha avantajlı bir ortam oluşturmak üzere hazırlanan 2834 sayılı kanun kabul edilerek 2 kasım 1935 tarihinde yürürlüğe girmiştir yılında Ordu, Giresun, Bulancak, Keşap ve Trabzon da beş kooperatif kurulmuştur. Bu 5 kooperatif 28 Temmuz 1938 de kısa adı FİSKOBİRLİK olan Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliğini kurmuştur. İlgili Kanun ve Anasözleşme hükümleri gereği, Fiskobirlik ve bağlı Kooperatifler fındık alım ve satımlarını 1964 yılına kadar kendi nam ve hesabına gerçekleştirmiş olup, ancak bu tarihten itibaren çıkartılan Bakanlar Kurulu Kararnameleri ile 1994 yılına kadar doğrudan veya dolaylı olarak hazine adına fındık alım satımını yapmıştır yılından 2000 yılına kadar DFİF den kredi kullanarak fındık alımı yapılmıştır yılında da Bakanlar Kurulu Kararı ile Hazine adına fındık alımı yapılmıştır yılından itibaren tamamen kendi nam ve hesabına fındık alım satımını gerçekleştirmektedir. Çalışma Konusu: Ana ürün kabuklu fındık, yan ürün ise işlenmiş fındık ürünleridir. Çalışma Bölgesi : Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu, Samsun, Sakarya, Bolu ve Zonguldak illeri TRAKYABİRLİK : Trakya Yağlı Tohumlar Tarım 54

57 Satış Kooperatifleri Birliği( com.tr) yılında Babaeski, Edirne ve Lüleburgaz Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri`nin biraraya gelerek kurdukları Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği kısa adı ile Trakya Birlik olarak tanınmaktadır. Kuruluş yıllarından günümüze kadar hızlı ve istikrarlı bir gelişme gösteren Trakya Birlik`in kuruluşunda 3 olan Kooperatif sayısı bugün Marmara, Ege ve İç Anadolu Bölgelerinde faaliyetlerini sürdürmekte olan 48 Kooperatife yükselmiştir. Yine kuruluşta olan ortak sayısı ise günümüzde `e çıkmıştır.trakya Birlik ülkemizde üretilen ayçiçeğinin yılda ortalama % 30 - % 50 sini satın almaktadır. Çalışma Konusu: Ana ürün ayçiçeği yan ürünler ise; Rafine Yağ, Margarin, Yem, Küspe, Buğday ve Arpa dır. Çalışma Bölgesi: Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, İstanbul, Sakarya, Ankara, Kütahya, Afyon, Kocaeli, Aydın illeridir. TASKOBİRLİK: Nevşehir Üzüm ve Mamulleri Tarım Satış Kooperatifleri Birliği( com.) yılında zamanın Cumhurbaşkanının Nevşehir bölgesini ziyareti esnasında, bölge üzüm üreticilerinin ürettikleri üzümlerin değerlendirilmesi yönündeki istekleri üzerine, o zamanki Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumuna verilen emir gereğince, Nevşehir il merkezinde Atatürk Orman Çiftliğine bağlı bir şarap fabrikası kurulmuştur. Böylece bölge üreticilerinin ürünleri bu fabrikada değerlendirilmeye başlanmıştır. Ürünlerinin değerlendiğini gören üreticiler, 28/07/1953 tarihinde 167 sayılı Nevşehir Üzüm ve Mamülleri Tarım Satış kooperatifi ni, 22/07/1957 tarihinde 208 sayılı Ürgüp Üzüm ve Mamülleri Tarım Satış Kooperetif ini, 20/01/1958 tarihinde 212 sayılı Avanos Üzüm Mamülleri Tarım satış kooperatifi kurulmuş olup, Bu üç kooperatifin iştiraki ile 08/05/1958 tarihinde Nevşehir Üzüm ve Mamülleri Tarım Satış Kooperatifleri Birliği TASKOBİRLİK kurulmuştur. Çalışma Konusu: Üzüm, kayısı, şeftali, vişne ve domates ana ürün, meyve suyu ve sirke de yan üründür. Çalışma Bölgesi: Nevşehir, Konya, Karaman ve İçel illeridir. GÜLBİRLİK: S.S. Gül-Gülyağı ve Yağlı Tohumlar tarım Satış Kooperatifleri Birliği ( Gülbirlik 6 birim kooperatifi, üretici ortağı ile 4 ayrı yerde, 4 ünite Gül yağı tesisi ve 2 ünite Gül Konkreti tesisi mevcuttur. Gülbirlik in günlük kapasitesi 300ton/gün gül dür. Türk ve dünya standartlarına uygun Gül yağı, Gül Konkreti üretimini gerçekleştiren Gülbirlik alanında Türkiye ve Dünyanın en büyük ihracatçı kuruluşudur. Yağ gülü (Rose Damascane) veya gül yağı üretimi 100 yılı aşkın bir süredir Isparta yöresinde gerçekleştirilmektedir. Gülbirlik, 1954 yılında 9 kurucu birim kooperatifinin oluşturduğu, Kooperatifler Birliği olarak kurulmuştur. Gülbirlik in halen 6 birim kooperatifi, üretici ortağı, 4 ayrı yerde kurulu 4 ünite gül yağı tesisi ile 2 ünite gül konkreti tesisi mevcuttur. Çalışma Konusu: Ana ürün gül çiçeği, Gül Yağı, Konkret, Gül Suyu ve Krem üretilmektedir. Çalışma Bölgesi: Isparta ve Burdur illeridir. KOZABİRLİK: Bursa Koza Tarım satış Kooperatifleri Birliği( Cumhuriyet in kurulmasından sonra, Atatürk ün Kooperatif yapmak, zeka ve maharetleri, maddi ve manevi güçleri birleştirmektir sözünden hareket ederek ülkemizde koza üretimini korumak ve arttırmak amacıyla 1940 yılında Bursa, Bilecik ve Adapazarı nda ilk Kooperatifler kurulmuştur. Birlikten kuvvet doğar ilkesiyle bu kooperatifler birleşerek 11 Mayıs 55

58 1940 tarihinde S.S. Bursa Koza Tarım Satış Kooperatifleri Birliğini (KOZABİRLİK) kurmuşlardır. İlk kuruluş yıllarından sonra yurt çapında gelişmeye çalışan Birliğimiz, 1944 yılında Edirne de, 1951 yılında Mihalgazi de ve 1984 yılında Alanya da kooperatifler açmış, kozanın dışında kooperatif bölgelerinde yetişen pamuk, zeytin, zeytinyağı ve ayçiçeği alımlarında bulunmuştur 1980 yılında dönemin en modern Japon teknolojisi ipek filatür ve bükme fabrikamız kurulmuştur. Bu fabrikamızda bir süre ipekli kumaş ve halı imalatçılarının talepleri karşılanmış, Dünya standartlarına uygun, kaliteli ham ve bükülmüş ipek ipliği üretimi gerçekleştirilmiş fakat 1995 yılında rekabete karşı koyamadığından 1995 yılında kapanmıştır. Birlik halen Bursa, Bilecik, Adapazarı, Eskişehir ve Alanya bölgelerindeki kooperatifleriyle hem kooperatif bölgelerinde hem de üretim yapılan ve diğer potansiyel bölgelerde (Diyarbakır, Hatay, Muğla/Köyceğiz, İzmir/Ödemiş, Batman/ Sason) faaliyetine devam etmekte olup kayıtlı ortağı bulunmaktadır sayılı kanunun tarihinde yürürlüğe girmesiyle Birliğimiz özerk bir yapıya kavuşmuştur. Çalışma Konusu: Yaş ipek böceği kozası ve ipek böceği koza tohumu üretimi ve iplik üretimi gerçekleştirilmektedir. Çalışma Bölgesi: Bursa, Bilecik, Eskişehir, Sakarya, Edirne ve Antalya illeridir. GÜNEYDOĞUBİRLİK: Tarım satış Kooperatifleri Birliği Güneydoğu ( tr). Güneydoğu Tarım Satış Kooperatifleri Birliği,1940 yılında üç Tarım Satış Kooperatifinin katılımı İle 2834 sayılı yasaya göre Antepfıstığı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği adı altında merkezi Gaziantep te olmak üzere kurulmuş, bilahare 1968 yılında Kırmızı Biber, Kuru Üzüm,Zeytinyağı ve bakliyat ürünleri üzerinde faaliyet göstermek üzere dört ayrı Birlik kurulmuş ve Antepfıstığı Birliği ile beraber beş ayrı Birlik tek Genel Müdürlük bünyesinde müşterek esasını kabul ederek faaliyetlerine devam etmektedir yılında Bakliyat Kırmızı Biber, Üzüm ve mamülleri, Zeytin ve mamülleri Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri kurulmuştur yılında bu kooperatif birlikleri Güneydoğubirlik adı altında birleşmiştir. Güneydoğubirlik halen 9 kooperatif nin üzerinde üretici ortağı ile faaliyetlerine devam etmektedir. Çalışma Konusu: Ana faaliyet alanı Antepfıstığı, Kuru Fasulye, Kırmızı Mercimek, Kırmızı Biber, Zeytinyağı ve Nohut ürünleridir.yan faaliyet olarak ta biber tohumu ile iştigal edilmektedir. Çalışma Bölgesi: Gazi Antep, Şanlı Urfa, Adıyaman, K. Maraş, İçel, Mardin, Hatay ve Malatya illeridir. KAYISIBİRLİK: S.S. Kayısı Tarım Satış Kooperatifleri Birliği 1992 de Malatya lı kayısı üreticileri tarafından bölgede çok sayıda çiftçinin iştigal ettiği kayısıyı daha iyi değerlendirmek ve onları rekabette daha güçlü kılmak için kurulmuştur. Çalışma konusu: Kuru kayısı Çalışma Bölgesi: Malatya ve Sivas illeridir. GAPBİRLİK : GAP Tarım Satış Kooperatifleri Birliği 2001 yılında güneydoğu ana dolu projesi kapsamında bölgede tarımı yaygınlaşan pamuk çiftçisini desteklemek, örgütlemek ve ürünlerini değerlendirmek amacıyla Şanlı Urfa da kurulmuştur. Birlik daha sonra bölgede tarımı yapılan bazı ürünleri faaliyet alanına dahil etmiştir. Çalışma Konusu: Kütlü pamuk başta olmak ü- zere, Antepfıstığı, biber ve kuru üzüm de alımları yapılmaktadır. Çalışma Bölgesi: Şanlı Urfa dır. 56

59 Birliklerin faaliyet konusu ürünlerde bölge üretiminin önemli bir kısmını alıp değerlendirmekte ve bölge üreticisine önemli katkıları bulunmaktadır. Alım yapılan ürünlerin Türkiye üretimi içerisindeki payı finansman sorunları nedeniyle azalsa da yadsınamayacak seviyede bulunmaktadır. Bazı Birliklerin, ortak kooperatiflerinden ve düşük oranlı da olsa ortak dışı işlemlerle üçüncü şahıslardan aldıkları ürünlerin bölge ve ülke üretimlerine oranı son beş yıldaki ortalamalar esas alınarak aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. III. Tarım Satış Kooperatif Birliklerinin Ekonomik Gelişiminin Değerlendirilmesi Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri 1935 tarihli ve 2834 sayılı yasaya göre kurulmuştur yılında bu kanunun yerini 238 sayılı Kanun Hükmünde Kararname almış ve 1985 yılında 3186 sayılı Kanun ile anılan kararname kanunlaşmıştır. Son olarak, Tarım Satış Kooperatif ve Birliklerini yeniden düzenleyen 4572 sayılı Kanun 16 Haziran 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Birlikler 1960 lı yıllara kadar kendi nam ve hesaplarına ürün alımı yaparak faaliyetlerini sürdürmüşler, bu yıllarda devlet destekleme alımları uygulaması başlamıştır. Birlikler yıllar itibariyle belirlenen farklı sayıdaki üründe devlet adına alım yapmışlardır. Birliklerin hizmet komisyonu karşılığı devlet adına üreticilerden ürün aldığı bu dönem, birliklerin sınai tesislerinin en fazla ortaya çıktığı ve büyüdükleri yıllar olmuştur yılından başlayarak birliklerin destekleme alımı yapması uygulamasına son verilmiştir. Halen kendi adlarına alım yapan birliklerin finansman ihtiyaçları destekleme ve fiyat istikrar fonundan verilen kredilerle karşılanmaktadır sayılı Yasa ile birlikte, birliklere sağlanacak mali desteklere sınırlandırma getirilerek, birliklerin daha çok kendi mali imkanları ile ürün almaları hedeflenmiştir. Tarım Satış Kooperatif Birlikleri nin kuruluş dönemlerinden günümüze gelinceye kadar geçirdikleri değişim ve gelişimi ekonomik gelişmelere paralel olarak üç dönemde incelemek mümkündür. A. Destekleme Alımları ve Birlikler Osmanlı imparatorluğunun son dönemlerinde Ticaretin çoğunluğunu ellerinde bulunduran gayrimüslimler tüccarlar, diğer ülkelere ait işletmeler ülkemiz çiftçilerinin aleyhine bazı oluşumları tesis etmişlerdi. Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dönemlerde ülkemizin genelinde üreticileri koruma düşüncesiyle kooperatifleşme hareketleri desteklenmiştir. Bölgesine göre belirli bir üstünlüğe sahip tarım ürünlerinde kooperatifler belirli bir sayıya ulaşınca bir araya gelip kooperatif birlikleri o- luşturmaya başlamışlardır. Bu dönemlerde uygulanan ekonomik politikalar doğrultusunda Birlikler genellikle üretilen tarım ürünleri için destekleme alımı gerçekleştirmişlerdir. Tarım Satış Kooperatif Birlikleri, 1960 lı yıllara kadar kendi nam ve hesaplarına ürün alımı yaparak faaliyetlerini sürdürmüş ve bu sayede ortaklarının ürettikleri ürünleri daha iyi fiyatlarla satılabilmesine önemli katkılarda bulunmuşlardır lı yıllardan sonra ise birlikler, üreticiler arasında yaygın örgütlenmeye sahip kuruluşlar olmaları nedeniyle çalışma konularına giren ü- rünlerin; üretim, fiyat, stok, ihracat, ithalat vb. politikasının oluşturulmasında önemli bir enstrüman olarak görülmüş ve gerek ülkemizdeki, gerekse dünyadaki siyasi ve ekonomik gelişmeler karşısında döneminde yoğun olarak hizmet komisyonu karşılığında Devlet destekleme alımları ile görevlendirilmişlerdir. Birlikler bu dönemde sadece kendi ortaklarının 57

60 değil, ortak olmayan üreticilerin de ürünlerini satın almışlar ve bu ürünleri ilk işlemeye tabi tuttuktan sonra iç ve dış piyasalarda satmışlardır. Birlikler yıllar itibariyle belirlenen farklı sayıdaki üründe devlet adına alım yapmışlardır. Bu görevlendirme sonucunda birlikler birer kamu kuruluşu olarak algılanmışlardır lı yıllardan 1990 lara gelinceye kadar hükümetlerin siyasi uygulamaları doğrultusunda üreticilerin doğrudan desteklenmesi politikası uygulaması Tarım Satışların serbest piyasa koşulları doğrultusunda idaresini ortadan kaldırmıştır. Gerekenden fazla ürün alımı, istihdam yapmak zorunda kalmışlar ve ortaya çıkan zararlarında hazine tarafından karşılanması ile iktisadi ilkelere aykırı uygulamaların aracı haline getirilmişlerdir. Başka bir ifadeyle bu dönemlerde kooperatifçilik ilkelerine aykırı hareket edilmiştir. 5 Nisan 1994 yılında uygulamaya başlanan 5 nisan(ekonomik istikrar tedbirleri) kararları doğrultusunda destekleme alımı uygulamasından vazgeçilmiştir. Devlet destekleme alımlarının 1994 yılında kaldırılmasından sonra, birlikler Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan verilen düşük faizli kredilerle kendi nam ve hesaplarına ürün alımlarını sürdürmüştür. Fakat uygulamaya konan bu tedbirler daha önceki dönemlerden gelen ağır sorunların çözümü i- çin yeterli olmamıştır yılına gelindiğinde, Tarım satış kooperatiflerinin 1994 yıllarında ki, personel sayısı fazlalığı, yetersiz rekabet gücü, eski teknoloji, artan faaliyet zararları, kredi borçlarının yükselmesi ve benzeri olumsuzluklar iyice artmıştır. Dünya da meydana gelen gelişmeleri de dikkate alan zamanın yöneticileri tarımsal destekleme sistemlerini değiştiren bir yapısal dönüşüm programının hazırlanması düşüncesini ortaya atmıştır. Dünya Bankası ndan sağlanan kredi desteği ile Tarım Reformu Uygulama Projesi (TRUP) adı altında bir yapısal dönüşüm programı 2000 yılından itibaren uygulamaya başlanmıştır. Yapısal dönüşüm programı ile Tarım Satış Birliklerinin serbest piyasa kurallarına uygun faaliyet 58 göstermeleri ve AB ye katılma sürecide gerekli şartların oluşturulması amaçlanmıştır. B Sayılı Kanun İle Tarım Satış Kooperatifleri ve Birliklerinin Yeniden Yapılandırılması ve Temel Hedefler TSKB ri uzun yıllar devlet güdümü altında verimlilik ilkeleri dışında çalışmaya zorlanmışlar devletin sırtında bir yük olarak görülmüş, hatta bütçenin kara deliklerinden birisi olarak adlandırılmışlardır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından 2000 yılında önemli bir adım atılarak Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Hakkında Kanun Tasarısı hazırlanmış ve 4572 sayılı Kanun 01/6/2000 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi nde kabul edilerek, 16/6/2000 tarih sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir sayılı Kanun ile birlikte, tarım satış kooperatif ve birliklerinin yeniden yapılandırma süreci de başlatılmıştır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 16 Haziran 2000 tarihinde yürürlüğe giren 4572 sayılı Kanun ile tarım satış kooperatifi ve birlikleri ile ilgili temel konular yeniden düzenlenmiş ve devletin vesayet yetkisi kaldırılmıştır. Birçok hususta, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile Örnek Anasözleşme hükümlerinin uygulanması öngörülmüştür. Yedi kişiden oluşan bir Yeniden Yapılandırma Kurulu teşkil edilerek Tarım Satış Kooperatiflerine bütçeden ve Dünya Bankasından gerekli kaynak aktarılmıştır. Bu çalışma ile Birlikler en başta siyasi müdahalelerden uzaklaştırılmaya çalışılmış, ayakları üzerinde durabilen gerçek bir kooperatif örgüt olabilmeleri hedeflenmiştir. BU tarihten günümüze birliklerin bazılarının sorunları hala devam etmekte 4572 sayılı kanun üzerinde değişiklik yapılması planlanmaktadır. Bu çalışma ile birlikler ve kooperatiflere finans kurumlarında faiz destekli kredi kullandırılması için düzenleme düşünülmektedir( gov.tr).

61 Sonuç Ülkemizde tarım satış kooperatifleri ve birlikleri dünyada yeni nesil kooperatiflerin yeni uygulamaya çalıştıkları çok fonksiyonlu çalışma anlayışını uzun yıllardır yerine getirmektedirler. Bu Kuruluşlar, tarım ürünleri ticareti ve sanayinin gelişmesine öncülük etmişler ve 2000 yılına kadar da tarım ürünleri destekleme sisteminin önemli aktörleri olmuşlardır. Ayrıca, faaliyet gösterdikleri bölgelerin kalkınmasına ve istihdamına da ciddi katkıda bulunmuşlardır. Bu fonksiyonlarını bugün de önemli ölçüde sürdürmektedirler. Ancak bir kısım birliklerde ise siyasi müdahaleler, kötü yönetim ve benzeri olumsuzluklar Tarım Satış Kooperatiflerinin ekonomik etkilerinin gereken düzeyde oluşmasını engellemiştir. TSKB ri uzun yıllar devlet güdümü altında verimlilik ilkeleri dışında çalışmaya zorlanmışlar devletin sırtında bir yük olarak görülmüş, hatta bütçenin kara deliklerinden birisi olarak adlandırılmışlardır yılında Dünya Bankasının desteği ile başlatılan Yeniden yapılandırmanın temel amacı kooperatifleri kendi ayakları üzerinde durabilen, verimlilik ilkelerine göre çalışan ve piyasa koşullarında rekabet edebilecek bir yapıya kavuşturmaktır. Dünyada ekonomik değişme ve gelişmeler geçmiş dönemlerle karşılaştırıldığında çok daha hızlı meydana gelmektedir. Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri birer ekonomik örgütlerdir. Ekonomik örgütlerin yönetimi yine genel ekonomik kurallar içerisinde gerçekleştirilmelidir. Koruma, destekleme, rekabet ve benzeri diğer hususlar ekonomik çevre değişkenleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Küresel rekabet kapsamında belirli ekonomik avantaj devam ettiği sürece bu avantajı üretici lehine değerlendirecek örgütleri korumak sürdürmek gereklidir. Ancak her alanda meydana gelen değişim kooperatifçilik alanında da bazı değişiklikleri ortaya çıkarmıştır. Birliklerde gelecek dönemlerde beklenen gelişmeler için kendilerini hazırlamalıdır. Organik ürünlerin üretimi için hazırlıklar yapmalıdır. Buna bağlı olarak Dünyada birçok ürünün tüketici sağlığını tehdit eden bir biçimde gerçekleştiriliyor olması karşısında kendilerini yenilemelidir. Önceden anlaşma yaparak, kişilere ya da kurumlara yönelik üretim yapacak örgütlenmeler oluşturabilirler. Kaynakça ALTAY, Oğuzhan; pdf/10_1/c10-s1-m16.pdf ÇIKIN,Ayhan; ekutuphane/ayhancikin/ataturkdonemi_kooperatifcilik.pdf article.php

62 TÜRK KOOPERATİFÇİLİK KURUMU ESKİ BAŞKANI NURETTİN HAZAR İLE YAPILAN SÖYLEŞİ Kurumumuzun Yönetim Kurulu eski Başkanı ve halen Haysiyet divanı üyesi Sayın Nurettin HA- ZAR ile tarihinde yapılan söyleşi. Bu söyleşiyi Sayın Hüsnü POYRAZ ve Özdemir ÜNSAL kurum merkezinde yapmışlardır. Karınca : Sayın HAZAR özgeçmişinizi anlatır mısınız? Hazar : 1917 yılında Azerbaycan ın Gence şehrinde doğdum yılında Siyasal Bilgiler Okulunun Maliye bölümünü bitirdim arasında Maliye Bakanlığında çalıştım ve bu arada askerlik görevimi ifa ettim ile tarihleri arasında sırasıyla T.C. Ziraat Bankası Müfettişliği, Müdür Muavinliği, Kooperatifler Müdürlüğü, Kooperatifler Teftiş Kurulu Başkanlığı, Kontrol Müdürlüğü, Batı Almanya Dış Temsilciliği ile Genel Müdürlük Müşavirliği, Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası Dış Muameleler ve İştirâkler Müdürlükleri, T.C. Ziraat Bankası Genel Müdür Yardımcılığı, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Başbakanlık Müşavirliği görevlerinde bulundum. Staj için Batı Almanya ya, inceleme ve görev maksadıyla Kıbrıs a, Birleşik Amerika ya, İsrail e ve Almanya ya gittim. Bankacılık ve Kooperatifçilik alanlarında inceleme ve araştırmalar yaptım. Yazılarım Banka, Not, T.C. Ziraat Bankası Kooperatifçilik Dergisi, Kooperatifçilik, Karınca ve Kooperatif Dünyası nda yayınlandı. Tarım Satış Kooperatiflerimiz ve Meseleleri (1964), Tarım Kooperatiflerimizin Kooperatifçiliğimizdeki Yeri (1967), Kooperatif Ortaklıklarda Finansman (1968), Kooperatifçilik Tarihi (1970) ve Atatürk ve Türk Kooperatifçiliği (1981) adlı basılmış eserlerim vardır. Nurettin Hazar yıllarında Ankara daki Özel Yüksek Ticaret Okulunda Öğretim Görevlisi olarak bulundum. Tarım Kredi Kooperatifleri Memurları Emekli Sandığı, Tarım Kredi Kooperatifleri Yardımlaşma Birliği ve Tarım Kredi Kooperatifleri Sosyal yardım Sandığı Vakıflarını kurarak yıllarca Yönetim Kurulu Başkanlığında bulundum. Nisan 1964 den Aralık 1966 ya kadar T.C. Ziraat Bankası Kooperatifçilik Dergisi nin sahipliğini ve yöneticiliğini yaptım. 16 Ocak Mart 1985 Tarihleri arasında Türk Kooperatifçilik Kurumu Başkanlığında bulundum. 16 Aralık 1983 de kuruluşu tamamlanan Türk Kooperatifçilik Eğitim Vakfının bir numaralı kurucusuyum. Adı geçen vakfın Yönetim Kurulu üyeliğini yaptım yılları arasında Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Yönetim Kurulu üyeli- 60

63 ği yaptım. Evli ve bir çocuk babasıyım. Karınca : Sayın HAZAR Türk Kooperatifçilik Kurumuna nasıl ve ne zaman üye oldunuz? Hazar : Kuruma tarihinde üye oldum. O zaman Kurum Başkanı değerli kooperatifçi Nusret Namık UZGÖREN di. Kendisi Türkiye Halk Bankası Genel Müdürüydü. Ben onu hem sayar hemde Kooperatifçiliğe katkılarından dolayı takdir ederdim. Ben de T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünde Müdür yardımcısıydım. Karınca : Kurum üyeliğiniz döneminde Kuruma ve Türk Kooperatifçiliğine ne gibi katkıda bulundunuz? Hazar : T.C. Ziraat Bankasında Kooperatifler Müdürü ve Teftiş Heyeti Başkanı olduktan sonra, Kooperatifçiliğe ilgim daha çok arttı. Bu nedenle Kurumda faaliyetlerim giderek yoğunlaştı. Kurum Yönetim Kurulu üyesi oldum. Ziraat Bankası nda Müdür ve Teftiş Heyeti Başkanlığım döneminde Tarım Kredi Kooperatifleri ve Tarım Satış Kooperatiflerinin gelişmesinde aktif hizmetlerde bulundum. Bahçelievler son duraktaki Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Merkez binası, Ziraat Bankası Saman Pazarı Şubesi, Ankara Atatürk Bulvarındaki TRT Kurumu hizmet binası, İzmir Caddesindeki Başak Sigorta binasının yapımında arkadaşlarımla birlikte hizmet verdik. Ayrıca 1985 yılında, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliğinde Sayın Hüsnü POYRAZ ın Başkan olduğu dönemde 4 yıl Yönetim Kurulu üyeliği yaptım. Bu dönemde Hüsnü POYRAZ ile Tarım Kredi Kooperatiflerine arsa ve bina alınmasına önayak olduk yıllarında Kurum Başkanı iken en önemli hizmetimiz 1983 yılında Türk Kooperatifçilik Eğitim Vakfını kurmamız oldu. Karınca : Sayın HAZAR yeri gelmişken şunu öğrenmek istiyorum. Eğitim Vakfını kurarken amacınız neydi? Hazar : Ülkemizde Türk Kooperatifçilik Kurumu dışında Kooperatifçilik konusunda hizmet veren kuruluşların tamamı resmi hüviyette idi. İstedik ki bu Vakıf Kooperatifçilik eğitiminin yurt düzeyine yayılması ve Kooperatifçilik eğitimi yapan yüksek öğrenim talebelerine burs vererek Ülke kalkınmasına yardımcı olmasını düşündük. Ayrıca Gazi Mustafa Kemal Bulvarında Vakfa bir daire ve Alanya-Mahmutlar semtinde deniz kenarında bir arsa aldık. Karınca : Sayın Hazar, Alanya daki bu arsayı ne sebeple aldınız? Hazar : Bu arsayı eğitim merkezi yapmak için aldık. Alman Raifeyzan Kooperatifleri ile birlikte eğitim amacıyla bir tesis yapmayı düşünüyorduk. Dünya Kooperatifçilerini Alanya ya getirmek amacımızdı. Üzülerek söylüyorum ki bu konuda başarılı olamadık. Karınca : Sayın Hazar, Ziraat Bankası nın ve Kooperatifçiliğin tarihini yazdınız. Kooperatifçiliği bilenlerin ve uygulayanların duayeni sayılırsınız. Bugün için Ülkemiz Kooperatifçiliği konusundaki görüşleriniz nedir? Hazar : Ülkemizde başarılı olarak hizmet veren Kooperatiflerin başında Tarım Kredi Kooperatifleri, sonra Tarım Satış Kooperatifleri ve diğerleri gelir. Tarım Kredi Kooperatiflerini T.C. Ziraat Bankası büyüttü, 1581 Sayılı Yasa ile de özerk bir duruma geldi ve Demokratik bir yapıya kavuştu. Tarım Satış Kooperatifleri Devlet destekleme alımlarıyla Politize oldu yılında yeniden yapılanma ile bugün ki haline kavuştu ve başarılı hizmetler vermeye devam ediyor Karınca : Sayın HAZAR, T.C. Anayasasının 171. Maddesi, Devlet Kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır demektedir. Devlet bugüne kadar Kooperatifçilik konusunda istenilen adımları attı mı? Hazar : Ülkemizin Kooperatiflerle tanışması Mithat Paşa ile başlar. Bundan sonra 1935 yı- 61

64 lında Büyük Önder Atatürk 2836 ve 2834 Sayılı Yasaları çıkartarak Tarım Kredi Kooperatiflerini ve Tarım Satış Kooperatiflerini bir nizama kavuşturdu. Kendiside Silifke Tekir Çiftliği Tarım Kredi Kooperatiflerinin bir numaralı ortağı oldu. Bunun dışında Ülkemizde gelmiş geçmiş Hükümetler benim düşündüğüm şekilde layıkıyla ilgilenmediler. Karınca : Suriye Sınırı boyunca uzanan mayınlı arazinin mayından temizlendikten sonra nasıl değerlendirilmesini düşünüyorsunuz? Hazar : Bu arazilerin o bölgedeki köylülere verilmesini arzu ederim. Buralar yıllarca ekilmediği için çok mühim yerlerdir. İyice incelendikten sonra hangi ürünlerin yetiştirileceğine karar verilmelidir. Köylüler örgütlenmeli ve Kooperatifler kurmalıdırlar. Karınca : Nasıl Kooperatifler kurmaları uygun olur? Hazar : Üretilmiş pazarla kooperatifleri olabilir. Ancak, çok büyük deneyimi olan T.C. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği nin de bu işin içinde olması şarttır. Karınca : Sayın HAZAR, 1986 yılında T.C. Ziraat Bankasının tarihini yazan, uzun yıllar bankanın üst yönetiminde görev yapan bir kişi olarak, T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğünün İstanbul a taşınması hakkında ne düşünüyorsunuz? Hazar : Atatürk İstanbul da bulunan bankayı Ankara ya getirdi ve 3202 Sayılı Yasayla da banka merkezinin Ankara olduğunu belirtti. Şimdi İstanbul a taşınması şık olmaz. Banka İstanbul a giderse çok üzülürüm. Karınca : Sayın HAZAR, bir büyüğümüz olarak Kooperatifçilere neler söylemek istersiniz? Hazar : Türk Kooperatifçilik Kurumu nun görevini yaptığına inanıyorum. Kooperatifçilikle ilgili kuruluşların bir araya gelerek seslerini duyurmalarını, Dünya Kooperatif Kuruluşlarıyla birlikte çalışmalarını ve Vakıf aracılığı ile Eğitimi yurt satına yaymalarını bekliyorum. Sizlerden ise Kooperatifçiliği sevmenizi ve daima destek olmanızı istiyorum. Sayın HAZAR bu ilerleyen yaşınıza rağmen bizlere zaman ayırdığınız için Türk Kooperatifçilik Kurumu adına sonsuz şükranlarımızı sunar, bundan sonra size sağlıklı bir ömür dileriz. Soldan Sağa : Özdemir ÜNSAL, Nurettin HAZAR, Hüsnü POYRAZ 62

65 KARINCA KARARINCA VERDİĞİ KREDİLERLE ESNAF VE SANATKARI AYAKTA TUTMAYA ÇALIŞAN TEK KAPI: TESKOMB Sessizliğin Sesi TESKOMB TESKOMB (Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Birlikleri Merkez Birliği) ekmeğinin peşinde, ülke ekonomisinin ve sanayisinin motor görevini üstlenmiş, esnaf ve sanatkarlarla omuz omuzadır. Alın terlerinin yanına aldıkları cüzi kredi destekleri ile teknolojik gelişim sağlaması üretim ve istihdamda bulunmayı ve katma değer yaratmak arzusu ile ülke ekonomisini, canavarlaşan global dünya ekonomisine ezdirmemek adına çalışmaktadır. TESKOMB, üretmek ve devlet terbiyesini alışverişin her kademesinde yansıtmak üzere Ahi-evran düsturunu toplum katmanlarına ulaştırma vazifesini yerine getirmektedir. Türkiye de 1951 yılında ilk Esnaf Kefalet Kooperatifi kurulduktan sonra 1970 Yılında da TESKOMB kurulmuştur. 926 kooperatifi, 32 Bölge Birliği ve 1 milyon 500 bin kayıtlı üyesi bulunan, yaklaşık 30 milyon esnaf ailesinin sorun ve sıkıntılarını gidermek için mücadele eden TESKOMB 2001 yılında yaşanan ekonomik krizde ağır yara alan esnafın yaralarını sarmaya çalışmış ve başarıya ulaşmıştır. Üyelerinden aidat almadan dim dik ayakta duran TESKOMB diğer sivil toplum örgütlerine örnek olma yolunda hareket etmektedir, Esnaf ve sanatkarların kredi ihtiyaçları için örgütlendiği yasal üst kuruluş olarak ülke ekonomisine katkı sağlayacak her türlü yasal zeminin oluşması yüce meclis çatısı altında kanunlaşması yönünde mücadelesini veren TESKOMB, ülkemizde ki işletmelerin çoğunluğunu oluşturan esnaf işletmelerin en büyük destekçisidir. Türkiye Halk Bankasını önce özerkleştirip sonra özelleştirerek satma kararını alan 57. hükümet bu kararı 3 yıl daha uzatmıştı. Yapılan Genel Kurul ve değiştirilen ana sözleşme ile 50 yılı aşkın sürede Ulu Önder Atatürk ün direktifleri doğrultusunda esnaf ve sanatkarlar ile küçük işletmelerin kredi ihtiyaçlarının karşılanması için kurulan Halk Bankası esnafın elinden alınmak istenmiştir. Banka ile yoğun dirsek temasında olup oyunu bozan sessiz çoğunluğun sesi TESKOMB, bankanın gerçek sahiplerinin elinde kalmasını sağlamıştır. Öyle ki esnaf ve sanatkar kredileri, 2002 yılı başında %59 lardan kullandırılırken 2011 yılında % 5 lerden kullandırılmış. Vadesi 1 yıldan fazla olan krediler içinde de bu oran %6 olmuştur. Diğer yandan 2002 yılında kullandırılan kredi miktarı 153 milyon TL. iken bu oran 2010 yılı sonu itibarı ile 3,5 milyar TL ulaşmıştır. Kredi limitleri şahıs başına TL: sınırdan TL. sınırına yükselmiştir. Hatta yatırım kredilerinde bu oran TL:sına kadar çıkmaktadır. Son 10 yılda kredi limitleri 20 kattan daha fazla büyümüştür. Bu oran hiç küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Bir terzi, bir kasap, bir bakkal için 5 bin TL ne kadar önemlidir bir düşünün. Karınca gibi çalışkan esnaf ve sanatkar devletine daima güvenmiş bir kesimdir. Ekmek teknesinin kapalı kalmaması için yorulmadan, dinlenmeden hatta tatil yapmanın ne olduğunu bile unutan esnaf ve sanatkarlar ülke ekonomisinin üretici olma hedefleri için sürekli çalışan sosyal gurupların başında yer almaktadırlar. 63

66 TESKOMB AECM nin Yönetim Kurulu Üyesidir Sosyal barışın ve sosyal adaletin temel taşı olan esnaf ve sanatkarlar, üretim ve istihdam yaratma gayretlerinin meyvelerinide düzenlenen uluslararası toplantı ve seminerlerde almıştır. TES- KOMB Avrupa Birliği Karşılıklı Garanti Kuruluşları Üst Birliği olan AECM in (European Mutual Guarantee Association ) yönetim kurulu üyesidir. İspanya, Fransa, İtalya, Belçika ve Almanya Karşılıklı Garanti Toplulukları tarafından 1992 yılında kurulmuş olan AECM, KOBİ leri temsil eden profesyonel garanti kuruluşlarının Avrupa derneğidir. Küçük ve orta ölçekli işletmelere kredi sağlayan kurumların üye olduğu ve faaliyet alanı sadece finansal konuları olan AECM e TESKOMB 2000 yılında üye, 2001 yılında ise Yönetim Kurulu Üyesi olmuştur. Herhangi bir politik veya finansal guruptan bağımsız olarak çalışan demokratik bir kurum olan AECM, Avusturya, Belçika, Almanya, İspanya, Fransa, İtalya, Portekiz, Türkiye, Estonya, Finlandiya, Macaristan, Litvanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Romanya olmak üzere toplam 15 ülke, 33 kuruluştan mevcuttur. Üyelerinin çıkarları doğrultusunda onları temsil etmek, Üyeleri arasında deneyim, bilgi alışverişini sağlamak, KOBİ lerin gelişiminde bir araç olan garanti sistemlerinin rolünü arttırmak, Garanti kuruluşlarının hukuksal çerçevesini uyumlaştırma çalışmalarını desteklemek ve AB nin de içinde bulunduğu ekonomik politikaların oluşturulmasında rol alan farklı guruplar arasında önerilerin ve fikirlerin geliştirilmesinde yardımcı olmak tek amacı olan AECM in üye garanti kuruluşları toplam 4 milyar EURO sermayeye dayalı yaklaşık 40 milyar EURO garanti gücünü temsil etmektedir. AECM aynı zamanda Avrupa Komisyonu nun bir ortağı olarak çalışmaktadır. TESKOMB bugüne kadar AECM işbirliği ile çeşitli uluslar arası seminerler ve konferanslar düzenlemiştir. Bunlardan ilki Mayıs 2005 tarihleri arasında Antalya da düzenlenen İzleme ve Değerlendirme Semineri dir. Sanayi ve Ticaret Bakanı Sayın Ali Coşkun un da katıldığı 19 AB üyesinden ülke temsilcileri ve bu ülkelerin kredi garanti kuruluşlarının bağlı oldukları ortaklardan yaklaşık 200, ülkemizden de 350 kişinin katıldığı 550 kişilik dev bir organizasyon düzenlenmiştir. Bu seminerin ikincisi de Kasım 2005 tarihleri arasında TESKOMB hizmet binasında 4 AB üyesi ülkenin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir. TESKOMB un Hedefi Hazine Müsteşarlığı, Sanayi Bakanlığı ve Merkez Birliği üst kuruluşu ile FON oluşturulabilinir. Asıl olan esnaf ve sanatkarların kendi bankalarına sahip olmasıdır sayılı kooperatifler kanununa bir iki maddelik değişiklikler yapılarak kefalet Kooperatifçiliğimiz, Kredi Kooperatifçiliğine dönüştürülmelidir. 50 yılı aşkın süreden beri birer küçük banka şubesi anlayışı ve düzeni içerisinde çalışmakta olan kooperatiflerimiz bu değişime hazırdır. Kendi yağı ile kavrulup, kendi kredisini dağıtabilecek yapıya kavuşturulması durumunda, bir çok kesimin ve özellikle de IMF in istek ve zorlamalarının önüne geçilmiş olacaktır. Örneğin Almanya da kurulan 3167 bankanın sadece %16 sı ticari bankadır. % 12 si belediyelerle oluşturulmuş. Kalan % 72 si yani 2276 sı esnaf sanatkarlar ve kefalet kooperatiflerinin oluşturduğu bankalardır. İtalya da ise esnaf sanatkarlar ve kefalet kooperatiflerinin 1150 adet bankası vardır. Dediğimiz gibi 50 yılı aşkın süreden beri birer küçük banka şubesi anlayışı ve düzeni içerisinde çalışmakta olan kooperatiflerimiz bu değişime hazırdır. Neden Avrupa da olduğu gibi esnaf ve sanatkarlarımızın bir ESNAF BANK ları olmasın? TESKOMB un en temel hedefi ; Ülkemiz esnaf ve sanatkarının finansman ihtiyacını en düşük maliyetle karşılamaktır. Esnaf ve Sanatkara sağlanan finansmanın maliyetinin düşürülerek kredi limitlerinin daha da yükseltilmesi hedefine adım adım ulaşmaktadır. 64

67 TÜRKİYE TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ Abdullah KUTLU * Tarım Kredi Kooperatiflerinin kuruluşu 1863 yılına, Mithat Paşa nın Niş Valisi iken kurmuş olduğu Memleket Sandıkları na dayanmaktadır. Türk milletinin tarih boyunca başarı ile yaşatmış olduğu İmece ve Ahilik gibi yardımlaşma ve dayanışma esaslı organizasyonlar, kooperatifçilik özellikle de Tarım Kredi Kooperatifleri ile daha ileri noktalara taşınmıştır. Cumhuriyet öncesinde; Memleket Sandıkları ve 1883 de Menafi Sandıkları ile devam eden Türk Kooperatifçilik Hareketi Cumhuriyet döneminde ise; 1924 yılında 498 sayılı İtibari Zirai Birlikler Kanunu, 1929 yılında 1470 sayılı Zirai Kredi Kooperatifleri Kanunu ile gelişmesini devam ettirmiştir yılında çıkarılan 2836 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri Kanunu ile bugünkü ad ve anlamda Tarım Kredi Kooperatifleri nin kuruluşu gerçekleştirilmiş ve asıl gelişmeler bu kanundan sonra meydana gelmiştir yılında çıkarılan 1581 sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanunu ile ise; Bölge Birlikleri ve Merkez Birliğinin kurulmasına imkan tanınarak Tarım Kredi Kooperatiflerinin dikey teşkilatlanması sağlanmıştır. Böylece; Tarım Kredi Kooperatifleri, T.C. Ziraat Bankası bünyesinde faaliyet gösterirken 17 Mayıs 1977 yılında Merkez Birliği nin kurulmasıyla tamamen bağımsız bir çiftçi kuruluşu haline gelmiş, T.C. Ziraat Bankası nın idari yükümlülükleri sona ermiş, ancak finansman bankası olarak görevi devam etmiştir. Tarım Kredi Kooperatifleri, kendi ortakları arasından seçilerek oluşan Yönetim Kurulları ile yönetilmeye başlanmış, demokratik kooperatifçilik alanında önemli adımlar atılmıştır yılında çıkarılan 237 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, 1581 sayılı kanunda eksiklik duyulan hususlar giderilmeye çalışılmış, Tarım Kredi Kooperatifleri nin idari ve mali yapısında önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu KHK, daha sonra 1985 yılında 3223 sayılı kanun olarak kanunlaşmıştır. Bu değişiklikle; Tarım Kredi Kooperatifleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığının ilgili kuruluşu haline getirilmiş ve denetimi de yine bu bakanlığa verilmiştir. Yönetim Kurulu Başkanlıkları, Merkez Birliğinde Genel Müdürün, Bölge Birliklerinde ise Bölge Müdürünün şahsında birleştirilmesi esası getirilmiştir yılında çıkarılan 553 sayılı KHK ile ise, idari yapıda önemli değişiklikler yapılmış ve 1581 sayılı kanunda öngörülen yapıya tekrar dönülmüştür. Yönetim Kurullarının tamamının seçimle teşekkül etmesi, yönetim kurulu başkanlarının yönetim kurulu üyeleri arasından seçilmesi, denetim kurullarının seçimle teşekkül etmesinin yanı sıra, Merkez Birliğinde ikisi seçimle gelen denetçilerin yanında iki Denetleme Kurulu üyeliğinden birinin Tarım ve Köy işleri Bakanlığı, diğerinin ise T.C. Ziraat Bankası tarafından atanacak temsilcilerden teşekkül etmesi sağlanmıştır. * Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği Genel Müdürü 65

68 1581 Sayılı Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik yapılmasına ve Tarım Kredi Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununda Değişiklik yapılması hakkındaki 553 sayılı Kanun Hükmünde kararnamenin değiştirilerek kabulüne dair 12 Nisan 2005 tarihli Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren 5330 sayılı Kanun ile Kurumun yasal düzenlemesine son hali verilmiştir. Söz konusu kanun ile de, Kooperatifler daha demokratik hale getirilmiş, Kooperatifler arası dayanışma ilkesi, ülkemizde ilk kez yasal düzenleme altına alınmış, Çiftçimize uygun şartlarda tarımsal kredi temin edilebilmesinin yolu açılmış, Kooperatiflerimiz sigortacılık işlemlerinde tam yetkili acentelik hakkına sahip olmuş, Çiftçilerimize ucuz akaryakıt temin edilebilmesinin önü açılmıştır. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri günümüzde ise; Türk tarımındaki 148 yıllık tecrübe ve bilgi birikimi ışığında, ülke genelinde bir Merkez Birliği, 16 Bölge Birliği, 1769 birim kooperatif ve 117 hizmet bürosu ile ülkemiz genelinde yerleşim birimlerinin %80 inde ( yerleşim alanında) yaklaşık 1,1 milyon çiftçi ortağının her türlü tarımsal girdi ve kredi ihtiyacını karşılayan tarım sigortaları ve kimyevi gübre konusunda sektör lideri olan bir kooperatif kuruluştur. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak, çiftçi ortaklarımızın tarımsal üretimleriyle ilgili her türlü girdi ihtiyaçlarını uygun şartlarda karşılamak, ürünlerini en uygun şartlarda değerlendirmek ve tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda pazara sunmak başlıca görevimizdir. Bu amaçla, kurumumuz; ortaklarımızın ihtiyacı olan kimyevi gübre, karma hayvan yemi, zirai mücadele ilaçları, sertifikalı tohumluk, sera örtüsü, damla sulama ve tarımsal alet ve gereçleri temin etmek üzere 29 adet iştirake sahiptir. Bu sayede özellikle ekonomik yönden dezavantajlı konumda olan kırsal kesimin kalkınmasında etkin rol oynayarak bu kesimin refah düzeyinin artırılmasında önemli rol oynamaktayız. Türkiye de yüzde 15 lik payla Ziraat Bankasından sonra tarım kesimine kredi sağlayan ikinci büyük kuruluş olan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak özellikle kredi ihtiyacı üst seviyede olan tarım sektörü için alternatif bir kredi politikası geliştirdik. Ortaklarımıza kullandırdığımız kredi limitlerini artırmanın tarımsal ekonomiyi ve buna bağlı o- larak istihdamı yeniden yükselişe geçireceğine inandığımız için kredi limitlerini 250 bin TL ye kadar yükselttik. Uygun faiz ve vade seçenekleri ile kredi kullandırmaya özen gösterdik. Hükümetimizin de destekleriyle çiftçilerimizi % 5 ve % 0 faizli kredilerle tanıştırdık. Bu sayede 2010 yılında 2 milyar 700 milyon lira kredi milyar kredi kullandırdık yılında ise 3.1 milyar lira kredi kullandırmayı hedeflemekteyiz yılında toplam işlem hacmimiz 6 milyar TL ye, toplam aktif büyüklüğümüz ise 11 milyar TL ye ulaşmıştır ten beri her yıl ortalama 600 bin hububat üreticisinin yaklaşık bir milyar TL. tutarındaki destekleme ödemesi işlemleri Tarım Kredi Kooperatifleri çalışanları tarafından yürütülmektedir. Şimdiye kadar 3,5 milyon çiftçimizin 4,2 milyar TL. tutarındaki destekleme ödemesi iş ve işlemleri de yapılmıştır den beri 320 civarında kooperatifimize üretici birliği belgesi alınmış, 2010 yılında 250 bin ton ortak ürünleri alımı gerçekleştirilmiştir. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri, tarımsal girdi tedarik ve satışı yanında, ortaklarının ürünlerini değer fiyatına satmalarını temin ederek ekonomik durumlarının iyileştirilmesi amacıyla da önemli faaliyetler yürütmektedir. Başta yem fabrikalarımız olmak üzere, yağ fabrikalarımız ve bakliyat paketleme tesislerimizin ihtiyaç duyduğu hammadde, ortaklarımızdan tedarik edilerek ürün değerlendirme işlemi gerçekleştirilmektedir. Arpa, buğday, çeltik, çavdar, tritikale, dane ve silajlık mısır, kuru fasulye, nohut, ayçiçeği, zeytin vb. ürünler ortaklarımızdan satın alınarak 66

69 kendi tesislerimizde işlenmekte ve tüketiciyle buluşturulmaktadır. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak bizler, kooperatifler için vazgeçilmez ilke olan istikrarlı büyüme modeli ile yeni yatırımlar yaparak istihdam yaratmanın krize en iyi çözüm olacağına inandığımızdan, son yıllarda gerek Türkiye de, gerekse yurt dışında yatırım faaliyetlerimizi de başarılı ve kararlı şekilde devam ettirdik. Ortaklarımızın tarımsal üretim için önemli ölçüde ihtiyaç duydukları kimyevi gübre ihtiyacını en uygun şartlarda karşılamak maksadıyla Türkiye gübre ihtiyacının % 25 ini karşılayan iştirakimiz GÜBRETAŞ ın liderliğinde oluşturulan konsorsiyum aracılığıyla İran ın en büyük gübre tesisi olan ve yıllık 3 milyon 721 bin ton kapasiteli Razi Petrokimya (Razi Petrochemical) tesislerini satın aldık. Gübretaş ın Suudi Arabistanlı yatırımcı bir grupla İstanbul da kurduğu Negmar A.Ş ise 7 gemilik filosu ile kuru yük ve Ro-Ro taşımacılığı yapmaktadır. Tareks A.Ş., Hırvat Osijeck Tarımsal Araştırma Enstitüsü işbirliği ile Balıkesir Altınova da Hibrit Mısır Tohumluğu Araştırma ve Islah İstasyonu ile Tohum Paketleme tesisini, Yem ve yağ fabrikalarımızın hammadde ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla Bulgaristan ın Stara Zagora şehrinde Trakya Dış Ticaret A.Ş yi, Su kaynaklarının verimli kullanılmasına ve tarımda su kullanımına yönelik yeni teknolojinin gelişmesine katkıda sağlamak amacıyla Aksaray da kangal boru, damla sulama sistemleri ve donanımları üretimi yapmak üzere 40 bin m2 arsa üzerine 13 bin 100 metrekare kapalı alana sahip Damla sulama sistemleri fabrikası nı ; Çiftçilerimizin genetik yapısı sağlam, süt verimi yüksek, damızlık gebe düve ve sağmal inek ihtiyaçlarını karşılamak ve modern hayvan yetiştiriciliği konularında eğitim vermek üzere 2,500 hayvan kapasiteli, ülkemizin üçüncü büyük damızlık gebe düve ve süt üretim çiftliğini kurduk. Eskişehir Beylikova da, Tarım Kredi Kooperatifi ortaklarından özellikle hayvancılıkla uğraşanların süt ürünlerinin en karlı şekilde değerlendirilmesi ve piyasa ile rekabet edilebilmesi amacıyla satın aldığımız süt fabrikasında Anadolu Süt markası adı altında üretime başladık. Manisa da, Ortaklarımızın zirai mücadele ilacı ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla satın alarak modernize ettiğimiz zirai ilaç fabrikasında (TARKİM ) EFDAL markasıyla 100 çeşit bitki koruma ürünü üretimine, Antalya Organize Sanayi Bölgesinde 15 milyon TL yatırımla modernize ettiğimiz ve her türlü plastik sera örtüsü üretiminin yapıldığı İmece Plastik A.Ş tarafından İtalya, Cezayir, Azerbaycan ve diğer bölge ülkelerine ihracat yapmaya başladık. Bir yandan da fiziki mekanlarımıza yönelik çalışmalarımızı sürdürerek; kooperatif binaları ve depoları, Sakarya, Kütahya ve Antalya Bölge Birlikleri Hizmet Binaları inşa ettik. Selektör tesisleri, silolar, depolar, ürün işleme ve paketleme tesisleri ile soğuk hava depoları hizmete açtık. Ayrıca, kırsal alanda ortak ürünlerinin değerlendirilmesi amacıyla Anadolu nun 52 noktasında, 9 milyon lirası hibe olmak üzere toplam 21 milyon lira bedelli Tarım Bakanlığımız ve AB destekli 52 adet kırsal kalkınma projesini de hayata geçirdik. Tarım Kredi Kooperatifleri olarak büyüme gösterdiğimiz bir diğer alan da tarımsal sigortacılık sektörü oldu. Kooperatiflerimizin tamamını yetkili sigorta acentesi konumuna getirerek tarım sigortasının yaygınlaşmasına büyük katkı sağladık. Ülkemizde kooperatifçilik sektörünün en önde gelen kuruluşu olarak kendimizi ortaklarımıza yönelik sadece ekonomik ağırlıklı değil, eğitim ve sosyal içerikli projelerde de sorumlu hissetmekteyiz. Bu amaçla, Kızılayımızla başta Pakistan olmak üzere Gazze ye ve diğer afet gören ülkelere yardım kampanyalarında yer aldık. Kuruluşunu geçen yıl tamamlayan Eğitim, Sağ- 67

70 lık ve Kültür Vakfı aracılığı ile de başta ihtiyaç sahibi çiftçi ortaklarımız olmak üzere dar gelirli çalışanlarımız ile şehit ve gazilerimizin çocuklarından 620 üniversite öğrencisine burs vermekteyiz. Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri olarak sürdürdüğümüz kooperatifçilik faaliyetlerini genişletmek bu sayede sektör olarak büyümeyi sağlamak için her fırsatta bizzat sahada olmaya önem veriyoruz. Bu amaçla; hizmet ve üretime dönük faaliyetlerimizi çiftçilere ve tüm kamuoyuna tanıtmak maksadıyla ülkemizin her yanında tüm çiftçilerimize ulaşmayı hedef alan geniş kapsamlı Çiftçiyle Yüz Yüze adı altında bir kampanya başlattık. Bu kapsamda il, ilçe ve köy merkezlerinde olmak üzere toplam 3,000 toplantı tertip ettik. Bu toplantılarda yaklaşık 350,000 çiftçiye ulaştık. Bu projemiz tüm çiftçilerimize ulaşıncaya kadar devam edecektir. Ayrıca, Türkiye 2023 vizyonuna paralel olarak Tarım Kredi Kooperatiflerinin hizmetlerini daha etkin bir şekilde sürdürebilmesi amacıyla Tarım Kredi Kooperatifleri Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırlayarak uygulamaya koyduk. Zira, dünya genelinde yaşanan mali kriz nedeniyle yeni istihdam alanlarında daralma, mevcut istihdamda da kayıpların yaşandığı bir ortamda Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri yeni istihdam alanları oluşturmaya devam etmiştir. Bir yandan faaliyetlerini ortakları lehine geliştirerek tarımsal işletmelerde üretimin devam etmesi sağlanırken, diğer yandan da 2006 yılından itibaren 1021 i Ziraat Mühendisi olmak üzere toplam 2 bin 113 yeni personel istihdam ettik. Bugün itibariyle 1750 si ziraat mühendisi olmak üzere toplam 5 bin 800 personelimiz ile çiftçilerimize hizmet vermekteyiz. Yine uluslararası ilişkilere önem vererek üyesi bulunduğumuz ve uluslararası alanda faaliyet yürüten; (ICA) Milletlerarası Kooperatifler Birliği, (IRU) Milletlerarası Raiffeisen Birliği, (COGECA) Avrupa Birliği Tarımsal Kooperatifler Birliği, ile ilişkilerimizi geliştirerek devam ettirdik. Üyesi bulunduğumuz Milletlerarası Kooperatifler Birliği nin (ICA) sektörel organizasyonu olan Milletlerarası Tarım Kooperatifleri Organizasyonuna (ICAO) üye olduk. Milletlerarası Raiffeisen Birliği (IRU) Yönetim Kurulu Üyeliğine, kurumumuzu temsilen Yönetim Kurulu Başkanımız İlhami TEKE seçilmiştir. Ayrıca, bölge ülkeleri, komşu, dost ve kardeş ülkelerle tarım ve kooperatifçilik alanında işbirliği imkanlarının geliştirilmesine yönelik çalışmalara başlanılmış, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Suriye, Tunus, Kırım, Bulgaristan ve Irak taki tarımsal amaçlı kuruluşlarla ikili işbirliği görüşmeleri yapılmış, Rusya Kooperatifçilik Üniversitesi ve Kazan Kooperatifçilik Enstitüsü ortak bilimsel araştırmalar yapmak, ortak kültür projelerinin ve programlarının hazırlanması konusunda mutabakat sağlanmış, Filistin Çalışma Bakanlığı heyeti ile tarımsal proje uygulamaları alanıyla ilgili işbirliği konularında iyi niyet protokolü imzalanmıştır. Elbette ki yaptıklarımız bunlardan ibaret değil. Daha pek çok işe ve ilke imza attık. Vatanımıza olan sevgi bağımızı, toprağımıza olan bağlılığımızı ve çiftçilerimize olan saygımızın gereğini yaptığımız inancındayım. Bundan sonra yapacağımız çalışmalarımızı da aynı azim, ihlas ve samimiyetle sürdüreceğiz. 68

71 ÜLKEMİZDE TARIMSAL AMAÇLI ÖRGÜTLENME VE KOOPERATİFLER Osman ŞİMŞEK * İnsanoğlunun, ilk çağlardan beri hayatta kalabilme mücadelesinde ortak yaşam alanlarını kullanma ve birlikte eylem gerçekleştirme ö- nemli bir unsur olmuştur. Zaman içinde gelişen teknolojiye bağlı olarak sosyal yapıda meydana gelen değişmeler örgütlü davranış biçimini geliştirmiştir. Günümüzde sosyal hayatın her alanında ekonomik temellere dayanan, yasal zemini olan düzenli örgütsel oluşumlar bulunmaktadır. Yaşamın vazgeçilmez unsuru ve ekonominin temeli olan tarım sektöründe de benzer sorunlara sahip bireyler sorunlarını çözmek veya gelişimlerini sağlamak amacıyla çeşitli örgütler altında bir araya gelmektedirler. Tarım, doğa şartlarından en fazla etkilenen, senede bir yada iki kez üretim yapılabildiği için değişen piyasa şartlarına göre üretimi kısılıp arttırılamayan, hammadde üretimi seviyesinde kaldığı sürece katma değeri düşük olan dolayısı ile de yatırıma göre yıllık kazancı diğer sektörlere nazaran daha az olan bir ekonomik sektördür. Geri kalmış ülkelerin üreticilerinin, bu olumsuz piyasa koşullarında karşı karşıya oldukları pazar baskısına tek başlarına karşı koyabilmeleri çok güçtür. Serbest piyasada uygun fiyatı bulabilmesi, üretimlerini yönlendirebilmesi, standartlara uyabilmesi ve alıcılar karşısında güçlü olabilmesi için bir örgütün korumasına mutlak ihtiyaçları bulunmaktadır. Bu nedenlerle; örgütlenmeye en fazla ihtiyaç duyulan sektör, tarım sektörüdür. Özellikle az gelişmiş ülkelerin küresel piyasada rekabet edebilmeleri için ellerindeki en önemli araç örgütlenmedir. Gelişmiş ülkeler ise, yaptıkları büyük destekler ile güçlendirdikleri tarım sektörlerini bugün kendi ayakları üzerinde tutabilmek için özellikle örgütlerden faydalanmaktadırlar. Zaten geçmişten beri, tarımın her aşamasında üretici örgütlerinde faydalanan gelişmiş ülkeler, artık piyasanın düzenlenmesi konusunda örgütlerle ilgili yeni arayışlara girmişlerdir. Bu durum ülkemiz içinde geçerlidir. Bakanlığımız faaliyetleri içinde, tarım sektöründe üretici örgütlenmesinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi çok önemli bir görevdir. Ülkemizdeki tarımsal amaçlı örgütlenme ve bu örgütlenme yapısı içindeki kooperatifler aşağıda başlıklar halinde kısaca anlatılmaktadır. Tarımsal Amaçlı Örgütlenme Genel olarak örgütler, bilimsel anlamda ekonomik ve mesleki olmak üzere iki ana örgütlenme yapısı altında incelenebilirler. Tarım sektöründe, kooperatifler ve çeşitli maksatlarla kurulmuş birlikler ekonomik amaçlı örgütleri, ziraat odaları, dernekler ve vakıflar da mesleki amaçlı gönüllü örgütleri oluşturmaktadır. Aşağıdaki tabloda, ülkemizdeki tarımsal amaçlı üretici örgütlenmesi şematik olarak verilemeye çalışılmıştır. Tabloda, ekonomik amaçlı olmayan mesleki amaçlı örgütler tablonun altında yer almaktadır. Şemadan da anlaşılacağı üzere tarımsal amaçlı çok fazla sayıda örgüt tipi ve bu örgütlerinden sorumlu birden fazla kurum bulunmaktadır. * Genel Müdür TKB/TEDGEM 69

72 Türkiye de Tarımsal Amaçlı Üretici Örgütlenmesi Ülkemiz Dünya çapında önemli bir tarım potansiyeline sahip olmakla birlikte tarımsal yapımızın yeterince güçlü olduğunu söylemek mümkün değildir. Mevcut işletmelerin büyüklükleri girdi, finansman ve teknoloji kullanımı açısından yeterli olmadığı için optimal verim düşük kalmakta dolayısıyla da tatminkar bir gelir sağlanamamaktadır. Buna ilaveten üretici - tüketici arasındaki pazarlama kanalında aracı kademelerin çok olması ve gelirin önemli bir kısmının bu ara kademeler tarafından alınması üreticinin zaten az olan gelirini daha da düşürmektedir. Tarımsal yapıda pazarlamaya ilişkin bir başka sorun ise, iç ve dış piyasaların ürün taleplerinin takip edilmemesi nedeniyle ülkemizde doğru bir üretim planlaması yapılamaması ve ürünlerin gerçek değeri üzerinden pazarlanamaması durumudur. Artık ülkemizde de Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi üretim desenini ülke içi ve dışı ihtiyaçlar doğrultusunda değiştirmeye imkan verecek Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası kapsamında Ortak Piyasa Düzenleri benzeri piyasa düzenlerinin işletilmesi gerekmektedir. Avrupa Birliği nde tarım ve balıkçılık alanındaki politikalara ait piyasa düzenlemelerinin uygulanması ağırlıklı olarak üretici örgütleri tarafından sürdürülmektedir. Bu nedenle sorunların çözümü açısından ülkemizde sadece piyasa düzenlerinin işletilmesi yeterli olmayacak, bununla birlikte mevcut üretici örgütlerimizin de Avrupa Birliği ülkelerindeki emsalleri ile rekabet edebileceği kapasiteye ulaştırılması gerekecektir. Birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de öne çıkan örgüt tipi yaklaşık 160 yıllık bir geçmişe sahip olan kooperatiflerdir. Özellikle devletin kırsal kesime yönelik yatırım hizmetlerinin yerine getirilmesinde kooperatifler önemli işler başarmışlardır. Fakat bu yaklaşım üreticinin kooperatiflerin gerçek önemini anlamasını engellemiştir. Üretici, kooperatifleri hep devletin yardım kapısı olarak görmüş yardım gelir gelmez kooperatifi unutmuştur. Halbuki üreticinin girdileri zamanında, ucuz ve kaliteli bir şekilde sağlayıp, uygun teknolojileri kullanmak suretiyle üretimini planlayabileceği fiyat oluşumu, pazarlaması konularında ihtiyaçlarını karşılayabileceği imkan her zaman elinin altında hazır bulunmuştur. Bununla birlikte üreticinin elinin altındaki bu gücü kullanamamasının bir başka nedeni ise; ülkemizde üretici örgütlenmesi yönünden yasal dağınıklık ve yetki kargaşası yaşandığı için 70

73 tek elden yürütülen bir örgütlenme politikasının bir türlü oluşturulamamasıdır. Politikalar doğru şekilde belirlenemediği için örgütlenme alanında hedefe ulaşılamamış ve devlet kaynakları etkin bir şekilde kullanılamamıştır. Bu açıdan, kooperatifçilik ile ilgili en önemli sorunun farkındalık eksikliği olduğunu söylemek yanlış olmaz. Geçmişte hem üretici tarafında, hem de kamu kesiminde kooperatifçilik ile ilgili bir bilinç oluşturulamadığı ve farkındalık yaratılamadığı görülmektedir. Aslında kooperatifçilik ile ilgili temel düzenlemeler başta iyi düşünülmüş ve ülkemizde gelişebilmesi için tedbirler alınmıştır. En başta Anayasa ile kooperatifçiliğin geliştirilmesi ön görülmüştür. Anayasa nın 171. maddesinde Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate a- larak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır. hükmü yer almaktadır. Devlet, planlı dönem uygulamaları ile birlikte kooperatifçiliğin geliştirilmesini ana ilke olarak benimsemiştir. Kırsal alandaki kaynakların ekonomiye kazandırılmasında, üretilen ürünlerin değerlendirilmesine yönelik tarımsal sanayi tesislerinin geliştirilmesinde ve kırsal alandan büyük şehirlere olan göçün önlenmesinde kooperatiflerden yararlanmak üzere çok amaçlı köy kooperatifleri modeli 1964 yılında uygulamaya konulmuştur. Daha sonra 1969 yılında 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu yürürlüğe girmiştir. Devlet bünyesinde kooperatifçilik ile ilgili birçok birim kurulmuştur. Tarımsal amaçlı kooperatifçilik çalışmalarını yapmak, çiftçileri bilgilendirmek, gerekli teknik ve mali desteği sağlamak üzere, Tarım ve Köyişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevlerini Düzenleyen 441 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile, Bakanlığımız bünyesinde Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü oluşturulmuştur. Türk çiftçisinin kooperatifler bünyesinde teşkilatlanması, desteklenmesi, uluslar arası örgütler ile işbirliği ve eğitim - yayım hizmetleri Genel Müdürlüğümüzce sağlanmaktadır. Tarımsal Amaçlı Kooperatifler: Kooperatifin birçok tanımı bulunmaktadır. Burada 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu nda yer alan tanımın kullanılması doğru bir yaklaşım olacaktır. Tüzel kişiliğe haiz olmak üzere, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir. Kooperatiflerin kendi değerlerini uygulamaya koyarken esas aldıkları ilkeler vardır. Evrensel olarak kabul edilen bu ilkeler şunlardır. 1. Gönüllü ve herkese açık üyelik, 2. Üyeler tarafından gerçekleştirilen demokratik denetim, 3. Üyelerin ekonomik katılımı, 4. Özerklik ve bağımsızlık, 5. Eğitim, öğrenim ve bilgilendirme, 6. Kooperatifler arasında işbirliği, 7. Topluma karşı sorumlu olma ilkeleridir. Tarımsal amaçlı kooperatifler; kooperatifçilik ilkelerine uygun faaliyet gösteren, kendi kendine yardım, müşterek mesuliyet ve kendi kendine yönetim esaslarına bağlı, devletin aşırı himaye ve müdahalesinden uzak, hür ve gönüllü olarak faaliyet göstermektedirler. Ortakları ve yöneticileri çiftçiler olan tarımsal amaçlı kooperatiflerin demokratik organizasyonlardır. Kooperatiflerin esas amacı; 1163 Sayılı Kanun da da belirtildiği üzere, yeteri derecede iktisadi güce sahip olmayan gerçek kişilerin meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle rasyonel bir şekilde ve ekonomik olarak karşılamak ve temin etmektir. Burada kooperatifler açısından dikkat edilmesi gereken husus, amacın şirketlerde olduğu gibi ekonomik faaliyetlerden kâr elde etmek ve sermayeye maksimum düzeyde kâr dağıtmak olmadığıdır sayılı Kooperatifler Kanununda değişiklik 71

74 yapan 3476 sayılı Kanun ile 1988 yılından itibaren Bakanlığımızca birim kooperatif türlerinde yeni bir düzenleme yapılmıştır. Bu Kanunu na tabi tarımsal amaçlı kooperatifler 4 grupta toplanmıştır: 1. Tarımsal Kalkınma Kooperatifi 2. Sulama Kooperatifi 3. Su Ürünleri Kooperatifi 4. Pancar Ekicileri Kooperatifidir. Aynı çalışma konularında faaliyet gösteren kooperatifler, bölge birliği ve merkez birliği şeklinde de örgütlenmektedirler. Konuları aynı veya birbiriyle ilgili nitelikte olan 7 veya daha çok kooperatif tarafından üst birlik kurulabileceği anasözleşmelerinde tespit edilebilir 3476 Sayılı Kanun la değişik 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu nun 72. maddesinde Bakanlığımıza birlikler için bölge belirleme yetkisi verilirken, birliklerin konu bazında kurulması görevi de verilmiştir. Bu amaçla yapılan çalışmalar neticesinde aşağıda adları (unvanları) belirtilen birlikler kurulmaktadır: 1. Tarım Kooperatifleri Birliği 2. Ormancılık Kooperatifleri Birliği 3. Hayvancılık Kooperatifleri Birliği 4. Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği 5. Sulama Kooperatifleri Birliği 6. El Sanatları Kooperatifleri Birliği 7. Pancar Ekicileri Kooperatifleri Birliği 8. Çay Kooperatifleri Birliği Kooperatif birlikleri, kendi aralarında kooperatif şeklinde merkez birlikleri kurabilirler. Aynı çalışma konularına sahip kooperatif birlikleri birden fazla kooperatif merkez birliği kuramazlar. Tarımsal Amaçlı Kooperatiflerin Dikey Yapılanmaları Bugün ülkemizde Bakanlığımız sorumluluğu altında bulunan 11 bin civarında Tarımsal Amaçlı Kooperatifin 3 milyona yakın ortağı bulunmaktadır. Aşağıdaki tabloda görüleceği üzere, bu kooperatiflerin 110 adet Üst Birliği, 6 adet Merkez Birliği mevcuttur. Gayri safi yurt içi hasılanın % 7-8 lik bir kısmını üreten yaklaşık 3 milyon tarım işletmesinin olduğu bir ülke için aslında bu kooperatif miktarı ve ortak sayısı çok değildir. Burada esas dikkat edilmesi gereken husus, kooperatiflerin sayısının çokluğu değil, etkinliğidir. Kooperatiflerin etkinliği açısından, Kooperatifler Kanunu nda belirtilen amaçları ve çalışma konuları kooperatif türlerine göre maddeler halinde ayrı ayrı belirlenmiştir. Aşağıda her bir kooperatif türü için amaçlar tek tek verilmiştir. İlk olarak, Tarımsal Kalkınma Kooperatiflerinin amaçları; ortaklarının her türlü bitkisel, hayvancılık, ormancılık konularındaki istihsalini geliştirmek ve ihtiyaçları ile ilgili temin, tedarik, işletme, pazarlama, değerlendirme faaliyetlerinde bulunmak, ortakların ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerine yardımcı olmak, iş sahası temin etmek, ortakların ekonomik gücünü arttırmak için tabii kaynaklardan faydalanmak, el ve ev sanatları ile tarımsal sanayinin gelişmesini sağlayıcı tedbirler almak şeklinde sıralanabilir. İkinci olarak, Sulama Kooperatiflerinin amaçları; devletçe ikmal edilmiş veya edilecek sulama tesislerinden alınacak veya her ne suretle olursa olsun tarım sahalarından çıkarılacak suyun ziraatta kullanılması ile ilgili arazi tesviyesi, tarla başı kanalları, tarla içi sulama ve drenaj gibi zirai sulama tesislerini kurmak veya kurulmuş olan sulama tesislerini işletmek ve işlettirmek, bakımını yapmak ve yaptırmak şeklindedir. Üçüncü, Su Ürünleri Kooperatiflerinin amaçları, her türlü su ürünlerinin üretimi, yetiştiriciliği, avcılığı, işleme, depolama ve pazarlama konularında ortaklarına hizmet vermek ve gerektiğinde bu konularla ilgili tesisleri kurmak ve işletmek olarak belirtilebilir. Son olarak, Pancar Ekicileri Kooperatiflerinin amaçları; toprak hazırlığı, ekim işleri, pancar ve diğer tarım ürünlerinin yetiştirilmesi, korunması, dekar veriminin arttırılması konularında gerekli tedbirleri almak ve bu konularda eğitimlerine yardımcı olmak şeklinde sıralanabilir. 72

75 Bu amaçlar doğrultusunda, örgütlerin Kanunla belirlenen çalışma konularında faaliyetlerde bulunabilmeleri için Genel Müdürlüğümüzce üreticiye yönelik çeşitli hizmetler verilmektedir. Bu kapsamda, üreticilerin teşkilatlanması, teşkilatlanmış üreticinin desteklenmesi ve denetlenmesi, uluslararası üretici örgütleri ile işbirliği yapılması, koordinasyonun sağlanması Genel Müdürlüğümüz sorumluluğundadır. Ayrıca kırsal kalkınma yatırımlarına destek olarak tarımsal sanayinin gelişmesini sağlayarak uluslararası rekabet gücümüzü artırmak Genel Müdürlüğümüz görevleri arasında yer almaktadır. Bu arada tarımsal eğitim, yayım ve el sanatları hizmetleri de Genel Müdürlüğümüzce yürütülmektedir. Bütün bu görev ve sorumluluklar Genel Müdürlüğümüzce çeşitli projeler altında yürütülmektedir. Aşağıda projeler şeklinde gerçekleştirilen bu faaliyetler başlıklar halinde sunulmaktadır: Genel Müdürlüğümüzce Yürütülen Projeler: Genel Bütçe Kooperatif Projeleri Kırsal Alanda Sosyal Destek Projesi Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı Tarımsal Amaçlı Kooperatif Örgütlerinin Desteklenmesi (TKD) Projesi Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (Targel) Sulu Tarım Alanlarında Tarımsal Mekanizasyon Eğitim Merkezi Projesi Tarımsal Yayım Hizmetlerinin Desteklenmesi Projesi Televizyon Yoluyla Yaygın Çiftçi Eğitimi Projesi (Yayçep) Genç Çiftçiler Eğitim Projesi Kadın Çiftçiler Tarımsal Yayım Projesi Genel Müdürlüğümüzün bu faaliyetleri içinde özellikle ilk sıralarda yer alan projeler ile kooperatiflerimize doğrudan hizmet sunulmaktadır. Bu hizmetlerin içeriği ve verilen desteklerin miktarları hakkında aşağıda kısa bilgiler verilmektedir. Genel Bütçe Kooperatif Projeleri kapsamında Bakanlığımız, kırsal alanda kurulmuş olan tarımsal amaçlı kooperatiflere, yöre ve milli ekonomiye katkı sağlamak amacıyla çeşitli konularda proje konuları vermekte ve bu projeleri teknik yönden ve düşük faizli kredilerle mali yönden desteklemektedir. Faiz oranı %3 ve vade ise ilk 2 yıl ödemesiz olmak üzere 7-12 yıl arasındadır. Genel Müdürlüğümüz tarafından Genel Bütçeden desteklenen proje konularından bazıları özetlenerek, başlıklar halinde sıralanmıştır: Tarımsal üretimi ve istihdamı arttırıcı projeler, uygulamada olan ortaklar mülkiyetindeki tip projeler: o 300 Baş lık Merkezi Sağım Üniteli Damızlık Sığır Yet. (30 Aile x 10 Baş) 73

76 o 300 Baş lık Damızlık Sığır Yetiştiriciliği (50 Aile x 6 Baş), o 240 Baş lık Damızlık Sığır Yetiştiriciliği (40 Aile x 6 Baş) o 1000 Baş lık Besi Sığırcılığı (50 Aile x 10 Baş x 2 Devre) o Damızlık Koyun Yetiştiriciliği (50 Aile x 50 Baş) o m2 Seracılık (50 Aile x 500 m2 Se- o ra) 1000 Kovanlık Arıcılık (50 Aile x 20 Kovan) o Orman Üretimi o Fidancılık Tarımsal sanayiyi geliştirici projeler: o Soğuk hava depoları(1.000 ve ton/ Yıl) o Ürün işleme ve paketleme tesisleri o Optik Okuyuculu Meyve Tasnif Ambalajlama Pazarlama projeleri: o Süt pazarlama organizasyonları o Torba Kültür Mantarcılığı (20 Aile x 200 Torba) 74 El ve ev sanatları projeleri: o o El sanatları Halıcılık (16 adet çeşitli tip ve kapasitede) Tarımsal ürünleri değerlendirici projeler: o Çay Fabrikası o Un Fabrikası Süt İşleme Tesisleri (5 ve 10 ton/gün) o o o Süt İşleme Tesisleri (5 ve 10 ton/gün) Zeytinyağı Fabrikası ( ton/gün) Zeytin Salamura (100 ton/yıl) Ortaklarına uygun şartlarda girdi sağlayıcı projeler: o o Yem tesisi Girdi temini Çiftçilerimizin refah seviyesini yükseltici projeler, Bu kapsamda, Genel Müdürlüğümüzce yılları arasında son 8 yılda 1800 Tarımsal Kalkınma Kooperatifine, 190 bin aileye, milyon TL kredi verilmiştir TEDGEM Kooperatif Projeleri Genel Müdürlüğümüzün faaliyetlerinden biri de; 2005 Yılında Köy Bazlı Katılımcı Yatırım Programı adıyla 16 ilimizde başlayan ve daha sonra da Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı adıyla 81 ilimize yayılan, kırsal alanda ekonomik ve sosyal gelişmeyi sağlamak için gerçek ve tüzel kişilerin ekonomik faaliyete yönelik yatırımları ile basınçlı sulama sistemleri konularında yapacakları öz sermayeye dayalı yatırımlarını teşvik etmek amacıyla hibe desteği verilmesini sağlayan kırsal kalkınma programıdır.

77 Programın amacı, doğal kaynakların korunmasını dikkate alarak; kırsal alanda gelir düzeyinin yükseltilmesi, tarımsal üretim ve tarımsal sanayi entegrasyonunun sağlanması, tarımsal pazarlama altyapısının geliştirilmesi, gıda güvenliğinin güçlendirilmesi, kırsal alanda alternatif gelir kaynaklarının yaratılması, basınçlı sulama sistemlerinin geliştirilmesi, yürütülmekte olan kırsal kalkınma çalışmalarının etkinliğinin artırılması ve kırsal toplumda belirli kapasitenin oluşturulmasıdır. Program kapsamında tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi, ve depolanmasına yönelik olarak; yeni tesislerin yapımı, mevcut tesislerin kapasite artırımı ve teknoloji yenilenmesi ile yarım kalmış tesislerin tamamlanmasına yönelik yatırımlara, biogaz, jeotermal, güneş, rüzgar gibi alternatif enerji kaynakları kullanan seraların yapımına, koyun, keçi ve manda konularında sabit yatırım projelerine ve toplu basınçlı sulama tesislerinin yapımına yönelik yatırımlara hibe desteği verilmektedir KKYDP Projelerin Sektörel Dağılımı ( ) Gerçek kişi başvuruları için 150 bin TL lik proje toplam tutarının % 50 si, tüzel kişi başvuruları için 600 bin TL lik toplam tutarının % 50 si, toplu basınçlı sulama sistemleri projelerine ise 600 bin TL lik proje toplam tutarının % 75 i hibe olarak verilmektedir yılında başlayan Makine ekipman destekleri kapsamında da çiftçilerimizin ihtiyaç duyduğu makine-ekipmanlara %50 hibe desteği verilmektedir. Bu desteklerde gerçek kişiler için TL, tüzel kişiler için ise TL nin %50 si şeklindedir. Ayrıca tarla içinde kurulacak basınçlı sulama sistemlerine de %50 hibe verilmektedir. Bunda oran gerçek kişiler için TL, tüzel kişiler için ise TL nin %50 si şeklindedir. 5 yıllık süre içinde Genel Müdürlüğümüzle İl Müdürlükleri arasında projeyle ilgili veri tabanı oluşturuldu ve bütün proje izleme ve bilgi girişleri bu program üzerinden yapılır hale geldi. Aynı zamanda KKYDP Türkiye için bir model proje olmuştur. Yine 2005 yılında K.B.K.Y.P olarak devam eden tarımsal ürünlerin işlenmesi, paketlenmesi ve depolanması ile alternatif enerjili seracılık ve soğuk hava deposu için tamamlanan projeye 567 milyon TL ile ayrıca makine ekipman alımı içinde 349 milyon TL olmak üzere toplam 916 milyon TL hibe ödemesi yapılmıştır. Genel Müdürlüğümüz basınçlı sulama sistemlerini kuran yaklaşık üreticiye dekar alanda 136 milyon TL hibe desteği vermiştir. Ayrıca T.C.Ziraat Bankası kanalıyla da yaklaşık üreticiye 2,5 milyon dekar alan için TL faizsiz kredi desteği yapılmıştır. Bu desteklerle yaklaşık üreticimizin 3 milyon dekar alanına basınçlı sulama sistemi kurdurulmuştur. Burada Genel Müdürlüğümüzce kooperatiflerimize verilen hizmetler kapsamında değinilmek istenen son proje ise; Türkiye de Tarımsal Amaçlı Kooperatif Örgütlerin Desteklenmesi Projesi (TKD) dir. Bu proje, Alman Kooperatifleri Konfederasyonu (DGRV) Türkiye Temsilciliği ile Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğü tarafından tarihinde imzalanan protokol gereği müştereken yürütülmektedir. Proje Kastamonu, Erzurum, Aksaray, Nevşehir ve Karaman illerimizde uygulanmaktadır. Proje ile; Alman kooperatif örgütlenmelerinin bu güne kadar kat ettiği aşamalar ve uygulama tecrübelerinden yararlanmak amaçlanmıştır. Proje eğitim ve destek ağırlıklıdır. Projenin bütçesi tamamen DGRV tarafından karşılanmaktadır. Projenin başlangıcından bu güne kadar 185 kooperatife 51 Kurs-seminer düzenlenmiş ve kişi bu eğitimlerden faydalanmıştır. Ayrıca bazı kooperatiflerimize araç, hayvancılıkla ilgili makine ve donanım destekleri de verilmiştir. Görüleceği üzere; Bakanlığımız üreticinin örgütlenmesi için çeşitli teşvik mekanizmalarını kullanmakta ve teşkilatlanmış üreticinin kırsal 75

78 kalkınmada yer alabilmesi için hem bilgi ve teknik, hem de maddi açıdan desteklemektedir. Bu yolla üreticilere yapılan destekler doğrudan hedefine ulaşmaktadır. Kooperatifler, ortaklarının ve toplumun yaşam düzeyini yükseltmeye dönük parasal ve sosyal yararlar sağlayan örgütlerdir. Kooperatifler üretim planlama, ucuz girdi sağlama, ürünün değer fiyatında satışı, katma değer kazandırma, vergi muafiyetleri sağlama, devlet yardımı temini, sübvansiyonlardan yararlanma, sigorta yoluyla risklerin karşılanması ve hukuki kolaylıkların sağlanması gibi birçok maddi kazançlar sağlayabilmektedirler. Bunların yanı sıra yaşam düzeyini yükseltilmesine yönelik sağlık, beslenme ve mesleki eğitim gibi çeşitli alanlarda sağlanan destek ve iyileştirme hizmetleri de sunabilmektedirler. 76

79 Özetle; iyi yönetilen, başarılı çalışmalar yaparak halkın desteğini kazanan kooperatifler, bulundukları çevreye kooperatif hizmetlerinin yanı sıra birçok sosyal-kültürel etkinlikler de getirmekte ve ülke kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasına yardımcı olmaktadırlar. Son dönemlerde gelişmiş ülkelerde kooperatifler, diğer benzeri kuruluşlarla birlikte üçüncü sektör olarak isimlendirilmektedir. Günümüzde bu ülkelerde devlet fonksiyonlarının önemli bir bölümü sivil toplum örgütlerine devretmeye başlanmıştır. Kooperatifler Üçüncü sektör adıyla, birçok alanda önemli ve yeni görevler üstlenmeye başlamıştır. Örneğin tarım alanında bazı ülkeler tarım politikalarının hedeflerine ulaşabilmek için piyasa müdahalesi ve girdi desteği, standartlara uyumun kontrolü, arzı düzenleme ve denetleme, çevreyi koruma ve kırsal kalkınma gibi konularda aldıkları önlemleri kooperatifler aracılığı yürütmektedirler. Bu durumun etkin bir şekilde sürdürülebilmesi için Kooperatifler arası işbirliğinin arttırılması, bilgi ve deneyimlerin paylaşılması, ortak ticaret imkanlarının araştırılması gereklidir. Sonuç olarak, Kooperatifçiliği, özellikle kırsal alanda dağınık, düzensiz imkanları birleştiren, geliştiren ve güçlendiren ona Milli nitelikler kazandıran mükemmel bir dayanışma aracı olarak kabul etmek gerekmektedir. 77

80 TÜKENEN TÜKETİM KOOPERATİFLERİ İzzet GÜMÜŞ * Dünyada kurulan ilk kooperatif örneği İngiltere de 1844 te kurulan Rochdale tüketim kooperatifidir. Kooperatifçiliğin ilk örneğini o- luşturan Rochdale tüketim kooperatifi modeli tüketim dışında diğer kooperatiflerin de kurulmasına öncülük etmiştir. Kooperatifçilik, bireylerin tek başlarına çözemeyecekleri sorunlarını bir araya gelerek birlikten kuvvet doğar mantığı ile işbirliğinin geliştirilmesiyle çözmeyi öngören öğretidir. Öncelikle her birey bir tüketicidir ve herkes hayatını sürdürebilmek için çeşitli düzeylerde mal ve hizmet tüketmek zorundadır. Tüketim Malları; En son tüketicilerin ihtiyaç ve isteklerini karşılayan ve başka bir işlemden geçirilmeksizin tüketilen ya da kullanılan mallardır. Ürünlerin, üreticiden tüketiciye doğru geçtiği yollara dağıtım kanalları adı verilir. Tüketim kooperatifleri de dağıtım kanalı üye türlerinden biridir. Tüketiciler için dağıtım kanalı tercihi tüketici haklarını koruyan, en uygun ürünü en uygun fiyatla sunmasıdır. Bu bağlamda tüketim kooperatifleri bu fonksiyonunu yerine getirebildiği ölçüde ortaklar tarafından seçilecektir. Burada temel soru tüketim kooperatifleri bu fonksiyonunu yerine getirebiliyor mu? Kooperatif, belirli bir ekonomik amaç için bir araya gelmiş kişilerin karşılıklı yardım ve dayanışma temelinde kurduğu ortaklıktır. Kooperatifler öncelikle ekonomik kuruluşlardır. Fakat kişilerin sermayelerini birleştirerek oluşturdukları ve temel amacı daha fazla kâr etmek olan şirketlerden farklı bir yapıları vardır. Kooperatiflerde eşitlik esastır. Her bireyin ortaklık payı ne olursa olsun bir oyu vardır. Ortaklar yönetim ve denetimde eşit haklara sahiptir. Kooperatifler, üyelerinin gereksindiği ürün ve girdileri en düşük fiyattan satın alır. Bunu yapabilmek için aracıları ortadan kaldırmaya ve pazara doğrudan girmeye çalışır. Toplumsal bir yönü de olan kooperatiflerin, görevleri arasında ortaklarıyla dayanışmak ve onlara yardım etmek de vardır. Genel Kabul Görmüş Kooperatifçilik İlkeleri ; ICA (International Cooperative Alliance) ilk defa bilimsel olarak 1937 yılında kooperatif ilkelerini saptamıştır. Dünya kooperatifleri ICA çatısı altında organize olmuşlardır.bu ilkeler; Mutlak İlkeler: 1. Serbest giriş (açık kapı ) ilkesi, 2. Demokratik yönetim ilkesi, 3. İletme fazlalarının oranlı olarak dağıtılması (Risturn), 4. Sermayeye sınırlı faiz verilmesi ilkesi. İkinci Derecedeki İlkeler: 1. Siyasi ve dini tarafsızlık ilkesi 2. Peşin satış ilkesi 3. Kooperatif eğitiminin geliştirilmesi ilkesi. Kooperatifler faaliyet konusuna göre adlandırılır. Tüketim kooperatifleri, üyeleri tüketiciler olan kooperatiflerdir. Tüketicilerin birleşmesiyle kurulan kooperatiflerdir. Tüketim mallarını üyelerine pazarlayan bu kooperatifler piyasa * Prof. Dr., Gazi Üniversitesi Ticaret ve Turizm Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi 78

81 fiyatlarının altında satış yaparak ortaklarına ekonomik menfaat temin etmeyi gaye ederler. Dönem dönem yapay olarak yükselen bazı ürünlerin fiyatlarını daha önceden edindiği büyük mal stoklarıyla denetlemeye çalışır. Amacı kâr etmekten çok, üyelerine daha nitelikli ve ucuz mal sağlamaktır. Kârının bir bölümü üyeleri arasında paylaştırılırken, kalan bölümü tüketicinin eğitimine ve ortaklarına yönelik toplumsal hizmetlere ayrılır. Kooperatifçilik ilkelerine göre çalışırlar. Serbest giriş, eşitlik, siyasal ve dinsel tarafsızlık, demokratik yönetim, piyasa fiyatı üzerinden peşin satış, sermayeye sınırlı faiz verilmesi, risturn ödenmesi ve üyelerin sürekli eğitimiyle ilgili ilkeler günümüzde yalnızca tüketim kooperatifçiliğinde değil, diğer alanlarda da etkinlik gösteren kooperatiflerce de benimsenen uluslararası ilkeler haline gelmiştir. Tüketim kooperatifleri, tüketicilerin ekonomik çıkarlarını korumasının yanında, tüketicinin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi aracı olarak ya da fiyatların istikrara kavuşturulup düzene sokulması politikasının bir öğesi olarak da görülebilir. Kooperatif, bütün tüketicilere piyasa fiyatı üzerinden mal satar ve bunu yaparken fiyat yükselişlerini baskı altında tutmaya çalışır. Onun böylelikle elde ettiği kârlar, üyeleri arasında, bunların kooperatif mağazalarından yaptıkları alımlarla orantılı olarak bölüştürülür Sayılı Kooperatifler Yasasına göre kurulan Tüketim Kooperatifleri; genellikle kamu, kurum ve kuruluşları, katma bütçeli idareler, kamu iktisadi teşekkülleri, belediyeler ile özel sektöre ait kurum ve kuruluşlarla, bunlara ait fabrika, işletme ve tesislerinde çalışan memur ve işçiler ile belirli bir yörede ve mahalde yaşayan insanların bir araya gelerek ekonomik menfaatlerini ve özellikle geçimlerine ait gereksinimlerini işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla kurdukları değişir ortaklı ve sermayeli ortaklıklardır. Tüketim Kooperatifleri, 1163 sayılı Kooperatifler Yasasında belirlenen hükümlere göre yasal kuruluş işlemlerini tamamlayıp hazırlanan ana sözleşmede isimleri, tabiiyetleri, adresleri ve taahhüt ettikleri sermaye payları gösterilen kimseler tarafından noter huzurunda imzalanan ve onaylanan ana sözleşmesinin ticaret sicil memurluğunda tescili yapılıp, Türkiye Ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesiyle tüzel kişiliğini kazanmaktadır. En az yedi kurucu ortak tarafından kurulan Tüketim Kooperatiflerinin sermayesi, ortakların taahhüt ettikleri payların toplam tutarlarından ibaret olup, değişkendir. Tüketim kooperatifleri Avusturya, İsviçre, Belçika ile İskandinav ülkelerinde başarılı bir uygulama alanı bulmuştur. Tüketim Kooperatiflerin Gelişimi Tüketim Kooperatifleri 19. yüzyılda ekonomik ve toplumsal koşullara karşı, tüketicilerin kendilerini korumaya yönelik bir tepkisi olarak ortaya çıktı. İlk başarılı tüketim kooperatifi İngiltere de 1844 te kurulan Rochdale Eşitlikçi Öncüler Derneği dir. Önce, 28 kişi arasında kurulan Rochdale Öncüleri yiyecek maddelerini, üyelerine elverişli fiyatlarla satmak için bir araya geldi. Bu derneğin ilkeleri, daha sonraları bütün dünyada yaygınlaştı ve genel olarak kooperatiflerin işleyiş kurallarını belirledi. Rochdale ilkelerine göre depozit olarak küçük bir para yatıran herkes ortaklığa katıla-biliyordu, ama üyeler de satın aldıkları mallar için para ödemek zorundaydı. Düzenli olarak buluşan üyeler, ortaklığı yönetmek üzere bir komite kurdular. Dernek başarılı oldu ve kâr etmeye başladı. Kazanılan paranın bir bölümü üyeler arasında paylaştırıldı. Bir üye kooperatiften ne kadar çok mal alırsa, kazançtan da o ölçüde pay aldı. Ortaklık kazancının bir bölümünü de üyeleri için açılan kulüplere, yetişkinlerin eğitimine ve kütüphanelere ayrılırdı. Bir yıl sonra, Rochdale Öncüleri nin üye sayısı 74 oldu. 50 yıl sonra bu sayı 12 bini aşmıştı. 79

82 Rochdale Öncüleri nin bu başarısından sonra İngiltere nin dört bir yanında benzer kooperatif ortaklıkları kuruldu. Kısa bir süre sonra, tüccarlar, kendi işleri için zararlı olduğu gerekçesiyle kooperatiflere karşı çıkarak onlara mal satılmasını engellediler. Bunun üzerine, toptan alım satım kooperatifleri kuruldu; bunlar üreticilerden toptan mal satın alarak kooperatiflere dağıtmaya başladı. 19. yüzyıldan başlayarak birçok ülkede kurulan tüketim kooperatifleri özellikle Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç, İsveç ve İngiltere de çok yaygınlaştı. İngiltere de Rochdale Öncüleri yle aynı dönemde Avrupa da kooperatifçilik hareketleri başlamıştı. Türkiye de Tüketim Kooperatifleri Türkiye de ilk kooperatif 1863 de Midhat Paşa nn öncülüğünde kurulan Memleket Sandıkları dır. Tarım kredi kooperatiflerine yakın olan bu kuruluşlar 1883 de Menafi Sandıkları na dönüştürüldü ve doğrudan devlet denetimine girdi de ise Ziraat Bankası na devredildi. Ülkemizde ilk tüketim kooperatifi 1913 de İstanbul kurulmuştur. Sınırlı sorumluluk esasını kabul etmiş bulunan söz konusu İstanbul kooperatifleri, Birinci Dünya Savaşı sırasında, İaşe Nezareti tarafından dağıtılan şeker, gazyağı vb. ihtiyaç maddelerini ortaklarına satmak suretiyle değerli bir hizmet görmüştür. %15 oranında risturn dağıtılması, halkı bu kooperatiflere çeken ayrı bir sebep olmuştur. İstanbul un ve aynı zamanda Türkiye nin sözü edilen bu ilk tüketim kooperatiflerinin hepsi 1918 de kapanmıştır. Bu olaydan sonra yine İstanbul da, 1921 yılında, Memurin Erzak Kooperatif adıyla, bir memurlar tüketim kooperatifi kurulmuş ve Atatürk bu kooperatife bir numaralı ortak olmuştur. Kooperatifçiliğin önem kazanması cumhuriyet sonrasına rastlar yılında İstanbul da, 1933 yılında Denizli ve Eskişehir de, 1934 yılında Burdur da, 1938 yılında Antalya da, 1942 yılında yine İstanbul da tüketim kooperatifleri kurulmaya başlanılmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında da erzak ve eşya dağıtımına aracılık edilmesi amacıyla da birçok tüketim kooperatifi kurulmuştur sayılı Kooperatifler Kanunun 1969 yılında çıkmasıyla birlikte tüketim kooperatiflerinin sayılarında önemli gelişmeler olmuştur. Bu yasa ile birlikte, devlet kurumları ve işyerleri içersinde bulunan yardımlaşma sandıkları ile sendikalar tarafından kurulan ekonoma gibi örgütlenmelerin tüketim kooperatiflerine dönüştürülmesi yoluna gidilmiştir. Bu dönemde hükümetler dolaylı ya da dolaysız olarak gıda dağıtım sistemlerine müdahalelerde bulunmuş, gıda dağıtımında tüketim kooperatifleri aktif rol üstlenmiştir 1970 lerdeki aşırı fiyat artışları yerel yönetimleri ucuz mal temin eden kooperatifler açmaya zorlamıştır. Tüketim kooperatifleri daha çok belediyeler ya da çalışanlarına ucuz mal temin etmek isteyen kurumlarca açılmıştır. Özellikle, sendika ve iş yasalarında kooperatiflere sağlanan bazı avantajlar, tüketim kooperatifçiliğinin bu dönemde ivme kazanmasında etkili olmuşlardır. Yerel yönetimlere maksimum perakende ve toptan satış fiyatını ve kâr payını belirleme yetkisinin yanı sıra, gerektiğinde temel ihtiyaç maddelerini stoklayıp satabilme ya da seçtiği aracılara satış yapma yetkisi verilmiştir. Hükümetlerce desteklenen kooperatifçilik, 1980 lere değin perakende ticarette önemini korumuştur. Tüketim kooperatifleri Türkiye de bir ölçüde büyük ve self-servis mağazacılık alışkanlığının yerleşmesine yardımcı olmuştur. Ancak bu dönemde halkın tüketim mallarına talebi artmış, arz yetersiz kalmıştır lerin sonlarına doğru iki değişim göze çarpmaktadır. Birincisi, dağıtım kanallarında modernize çalışmalarıdır. Gıda ürünleri toptancılığına deterjan, sabun ve yağ ticareti de dâhil olmuştur. Bu değişikliği sağlayan taraf dağıtıcıların kendisi değil, büyük üretim ve pazarlama şirketleri olmuştur. Pazarlama temsilcilikleri 80

83 ve küçük perakendecilerle yapılan anlaşmalar yoluyla, yetkili bir satıcılık ağı oluşturulmuştur. Bir diğer değişim, perakendecilik faaliyetlerinin daha ihtisaslaşmış birimlere ayrışmasıdır. Perakende sektörünün kabuk değiştirmesinin yanı sıra, talep tarafında da değişiklikler yaşanmıştır. Tüm Tüketim Kooperatifleri Merkez Birliği Kuruluş Tarihi : Tüm Tüketim Kooperatifleri Merkez Birliği, ne bağlı bulunan bölge birlikleri aşağıdaki gibidir: S.S. Eskişehir ve Civarı Tük.Koop.Birliği - ESKİ- ŞEHİR S.S. Körfez Tük.Koop.Birliği İZMİT S.S. Tokat Tük.Koop.Birliği TOKAT S.S. Kastamonu Tük.Koop.Birliği KASTAMO- NU S.S. Ege Böl.Tük.Koop.Birliği - İZMİR S.S. İstanbul ve Civarı Tük.Koop.Birliği İSTAN- BUL S.S. Belde Tük.Koop.Birliği - ANKARA 1980 lerde özel sektör perakendeci zincirlerinin sayılarının arttığı görülmektedir. Hükümetler 1985 ten itibaren büyük alışveriş merkezlerinin ve büyük mağazalarının gelişimini yatırım teşvikleri yoluyla desteklemiştir larda uluslararası açılımlar sonucu çokuluslu perakendecilerin Türkiye pazarına girmesi perakende sektöründe faaliyete geçmesidir larda sayıları hızla artan büyük mağazalar, toplu alımların sağladığı avantajların, sahip olunan sermayenin büyüklüğü sayesinde hizmet kalitesinin yükseltilmesi gibi faktörlerle rekabet güçlerini artırmıştır. Artan rekabet koşullarında bazı küçük çaplı işletmeler ile Tüketim kooperatifçiliğini daraltmış tüketim kooperatifleri merkezi alımı gerçekleştiremediği için mal alım maliyetlerini düşüremedikleri için rekabette geriye gittiler. Tüketiciler ve hatta kooperatif ortakları daha ucuz mal sunan zincir marketleri tercih ettiler. Yeni gelişmelere ve artan rekabete ayak uyduramamaları nedeniyle tüketim kooperatiflerinin gerileme eğilimi de bu dönemde başlamıştır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı kayıtlarına göre düzenlenen aşağıdaki grafikte bu durum açıkça görülmektedir. Grafikten de görüleceği üzere, 1960 yılından 1989 yılına kadar tüketim kooperatiflerinin kuruluş sayıları yükselmekte, bu tarihten sonra ise düşmekte ve son yıllarda da giderek azalmaktadır. 81

84 Türkiye de Tüketim kooperatifleri gerek kooperatif sayıları gerekse ortak sayısı itibarıyla hızla eridiğini görmekteyiz. Bunun sebeplerine bakıldığında Ülkemizde mevcut tüketim kooperatifleri hem ortak sayısı açısından hem de üst örgütlenme açısından yetersiz bulunmaktadırlar. Ayrıca bu kooperatifler sermaye açısından da yeterli değillerdir. Bu itibarla büyük oranda alımlarda bulunamamaktadırlar. Bu sebeple büyük mağazalarla rekabet etme güçleri ise yoktur. Bu nedenle kooperatifler, ortaklarına ucuz ve kaliteli mal temini konusunda yetersiz kalmışlardır. Zira ülkemizde tüketim kooperatiflerinin genelde kamu kuruluşları, bankalar, sendikalar ve özel işletmeler bünyesinde ve bunların çalışanlarına hizmet veren kooperatiflerden oluştuğu görülmektedir. Bu durum, daha geniş bir kitleye hizmet götürülmesini ve piyasada aktif bir rol oynamalarını etkilemiştir. Diğer kooperatif türlerinde olduğu gibi, ortakların kooperatifleri yeterince sahiplenmemesi, yöneticilerin bilgi ve deneyim eksiklikleri, profesyonel yönetici istihdam edilememesi, neticede kooperatiflerin tam bir ticari işletme anlayışı ile yönetilememeleri, üst örgütlenme ve kooperatifler arası işbirliğinin yetersiz olması şeklinde sıralanabilecek birçok sorunu bulunmaktadır. Bu çerçevede, tüketim kooperatiflerinin güçlü tüketici örgütleri olarak faaliyet gösterebilmeleri açısından, eşdeğer uluslararası tüketim kooperatifçiliği uygulamalarına benzer yeni yapılanmalara ihtiyaç bulunmaktadır. Sonuç Perakende sektörü içerisinde bulunan tüketim kooperatifleri, genellikle dar gelirli olan tüketicilerin tüketim maddeleri ihtiyaçlarını ucuza karşılamak için kurulmuş olan kooperatiflerdir. Bu tür kooperatifler, ortaklarının karşılıklı yardım ve dayanışma bilinci ile bir araya gelmesi sonucunda ekonomik bir güç olarak ortaya çıkmakta, tüketici ile üretici arasında bulunan aracıları devre dışı bırakarak ve toplu alımlar yapmak suretiyle ortaklarına uygun fiyatlı malı temin etmektedirler. Tüketim kooperatifleri tüketicilerin ihtiyaçlarını kaliteli ve ucuza sağlayabilmesi için üreticiden aracısız mal temin edebilecek ölçeği yakalaması gerekir. Kooperatifçiliğin ruhunda olan birlikte hareket etmek, merkezi alım yapmak, diğer perakendecilere göre daha düşük maliyet ve daha uygun fiyat için güç birliği ve merkezi alım yapılması için Türkiye Tüketim Kooperatifleri Merkez birliği tarafından kısa adı TÜM- KO olan tedarik şirketi kurulduysa da başarılı sonuç sağlanamadı. Kooperatifler yalnızlaştı 82

İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2 ve ye göre dış ticaret Miktar Euro 690710 ABD 1.019 74 0 0 1.880 1.707 690790 ABD 3.197.164 190.462 0 0 1.422.439 1.299.514 Euro 690810 ABD 78.284 3.850 1.848 118 43.314 38.735 5.575 5.168 690890 ABD 178.045.692

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarihi:11/02/2016 Yıl 2015 YILI (OCAK-ARALIK) HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarihi:11/02/2016 Yıl 2015 YILI (OCAK-ARALIK) HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret Rapor tarihi:11/02/2016 ABD 1.213.773 78.470 109 5 869.143 775.224 511 467 690810 ABD 2.411 139 100 5 2.074 1.841 3.205 2.844 ABD 153.405.707 7.747.676 77.068 3.951 52.525.397 47.327.904 75.673 67.506

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI ve ye göre dış ticaret İhracat İhracat İhracat 690721 ABD 205.907.319 10.016.491 545.647 26.090 61.237.372 54.367.866 442.498 388.194 690722 ABD 3.805.776 224.607 67.890 3.140 1.177.009 1.052.756 82.674

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2 690721 ABD 121.201.978 5.919.468 183.351 9.561 36.358.373 33.291.590 60.931 55.611 690722 ABD 2.013.654 112.572 67.890 3.140 654.446 609.369 82.674 78.128 690723 ABD 2.805.625 204.888 17.952 1.700 1.092.601

Detaylı

TÜRKİYE DEKİ YABANCI ÜLKE TEMSİLCİLİKLERİ

TÜRKİYE DEKİ YABANCI ÜLKE TEMSİLCİLİKLERİ Ülke TÜRKİYE DEKİ YABANCI ÜLKE TEMSİLCİLİKLERİ Temsilcilik Türü Şehir Telefon Faks e-posta A.B.D. Başkonsolosluk Adana (0322) 346 62 62 (0322) 346 79 16 A.B.D. Büyükelçilik Ankara 455 55 55 467 00 19 A.B.D.

Detaylı

TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke

TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke TÜİK VERİLERİNE GÖRE ESKİŞEHİR'İN SON 5 YILDA YAPTIĞI İHRACATIN ÜLKELERE GÖRE DAĞILIMI (ABD DOLARI) Ülke 2008 Yılı 2009 Yılı 2010 Yılı 2011 Yılı 2012 Yılı Sayısı Ulke adı İhracat Ulke adı İhracat Ulke

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI ve Ülkeye göre dış ticaret İhracat Dolar İhracat Euro İthalat Dolar İthalat Euro 691010 ABD 0 2.595 0 0 100.977 91.002 ABD 5.202.084 16.444 10.298.622 9.300.856 138.768 126.892 TOPLAM 5.202.084 19.039

Detaylı

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF) ALTINDAN MAMUL MÜCEVHERCİ VE KUYUMCU EŞYASI 1 BİRLEŞİK ARAP EMİRLİ 269.665.223,68 305.580.419,69 13,32 ALTINDAN MAMUL MÜCEVHERCİ VE KUYUMCU EŞYASI 2 IRAK 155.240.675,64 92.044.938,69-40,71 ALTINDAN MAMUL

Detaylı

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018

1/11. TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI Rapor tarih 30/03/2018 Yıl 01 Ocak - 28 Subat 2018 ve ye göre dış ticaret Miktar m2 Miktar m2 690721 ABD 29.636.682 1.428.016 0 0 8.481.569 6.912.337 690722 ABD 226.394 13.790 0 0 68.891 55.759 690723 ABD 826.034 61.902 0 0 349.614 285.071 690730 ABD 88.188

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI 691010 ABD 0 463 0 0 9.273 7.644 691090 ABD 783.096 190 1.634.689 1.330.333 3.869 3.102 TOPLAM 783.096 653 1.634.689 1.330.333 13.142 10.746 691090 Afganistan 6.557 0 24.223 19.558 691010 Almanya 885 1.068

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat İthalat Ulke adı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat İthalat Ulke adı 691010 ABD 355 2.625 1.691 1.530 35.205 31.976 691090 ABD 2.525.971 116 5.177.455 4.765.696 491 465 TOPLAM 2.526.326 2.741 5.179.146 4.767.226 35.696 32.441 691090 Afganistan 1.230 0 2.570 2.376 691010

Detaylı

UMUMA HUSUSİ HİZMET DİPLOMATİK A.B.D Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var. AFGANİSTAN Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var

UMUMA HUSUSİ HİZMET DİPLOMATİK A.B.D Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var. AFGANİSTAN Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var VİZE TABLOSU Pasaport Vize Tablosu MAVİ YEŞİL GRİ KIRMIZI ÜLKE UMUMA HUSUSİ HİZMET DİPLOMATİK MAHSUS DAMGALI A.B.D Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var AFGANİSTAN Vize Var Vize Var Vize Var Vize Var ALMANYA

Detaylı

Rapor tarihi:13/06/ HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret. İhracat Miktar 1. İhracat Miktar 2. Yıl HS6 HS6 adı Ulke Ulke adı Ölçü adı

Rapor tarihi:13/06/ HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret. İhracat Miktar 1. İhracat Miktar 2. Yıl HS6 HS6 adı Ulke Ulke adı Ölçü adı TÜRKİYE İSTATİ DIŞ TİCARET İSTATİST Rapor tarihi:13/06/ 2017 HS6 ve Ülkeye göre dış ticaret Yıl HS6 HS6 adı Ulke Ulke adı Ölçü adı İhracat Miktar 1 İhracat Miktar 2 2017 690721 Seramikten döşeme veya kaplama

Detaylı

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF)

MÜCEVHER İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) - (KÜMÜLATİF) ALTINDAN MAMUL MÜCEVHERCİ VE KUYUMCU EŞYASI 1 BİRLEŞİK ARAP EMİRLİ 521.361.708,54 519.945.727,22-0,27 ALTINDAN MAMUL MÜCEVHERCİ VE KUYUMCU EŞYASI 2 IRAK 308.690.215,23 226.634.279,98-26,58 ALTINDAN MAMUL

Detaylı

2015 YILI OCAK EYLÜL DÖNEMİ EV TEKSTİLİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2015 YILI OCAK EYLÜL DÖNEMİ EV TEKSTİLİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ 2015 YILI OCAK EYLÜL DÖNEMİ EV TEKSTİLİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ Ocak Eylül 2015 Dönemi Ev Tekstili Genel İhracatı 2015 Ocak - Eylül Dönemi KG M² USD EURO TL TOPLAM EV TEKSTİLİ İHRACATI 227.814.574 274.117.940

Detaylı

Vize Rejim Tablosu YEŞİL (HUSUSİ) PASAPORT. Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün)

Vize Rejim Tablosu YEŞİL (HUSUSİ) PASAPORT. Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Yok (90 gün) Vize Rejim Tablosu ÜLKE ÇİPLİ (UMUMA MAHSUS) PASAPORT YEŞİL (HUSUSİ) PASAPORT GRİ (HİZMET) PASAPORT LACİVERT (DİPLOMATİK) PASAPORT A.B.D AFGANİSTAN ALMANYA ANDORRA ANGOLA ANTİGUA-BARBUDA ANTİLLER ARJANTİN

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI ve Ülkeye göre dış ticaret İhracat Dolar İhracat Euro İthalat Dolar İthalat Euro 691010 Antalya Serbest Bölgesi 152 0 246 233 Antalya Serbest Bölgesi 5.610 0 20.211 18.934 TOPLAM 5.762 0 20.457 19.167

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü nün (UNCTAD) Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Detaylı

UFRS 16 KİRALAMA STANDARDI, ŞİRKETİNİZE ETKİSİ

UFRS 16 KİRALAMA STANDARDI, ŞİRKETİNİZE ETKİSİ UFRS 16 KİRALAMA STANDARDI, ŞİRKETİNİZE ETKİSİ İÇİNDEKİLER NEDEN BU STANDARDA İHTİYAÇ VAR? 3 YENİ STANDART KİMLER İÇİN GEÇERLİ? 3 YENİ STANDART, KİRACI OLARAK SİZİN İÇİN NE ANLAMA GELİYOR? 4 ÖNEMLİ KAVRAMLARA

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU Dolar Euro Dolar Euro 381600 400 ABD 7.173.384 508.337 2.238.359 2.028.858 1.031.457 930.108 681591 400 ABD 23.110 0 24.277 21.649 681599 400 ABD 4.378 60.671 50.504 45.428 219.208 197.245 690210 400 ABD

Detaylı

Uludağ Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği İhracat Raporu (Ağustos / Ocak-Ağustos 2017)

Uludağ Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği İhracat Raporu (Ağustos / Ocak-Ağustos 2017) Uludağ Hazır Giyim Ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği İhracat Raporu (Ağustos / Ocak-Ağustos 2017) UİB Ar-Ge Şubesi 1 Eylül 2017 Sayfa 1 / 15 İÇİNDEKİLER AYLIK İHRACAT DEĞERLENDİRMESİ... AĞUSTOS 2017

Detaylı

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ 2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK İŞLENMİŞ MERMER VE TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ DÜNYA TUTARI DÜNYADAKİ 1.264.850 452.261 36% DÜNYA 1 1 Amerika Birleşik MEVCUT YE TUTARI NİN NİN DÜNYA MEVCUT DEKİ LAR TUTAR TUTAR

Detaylı

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU Rapor tarihi:10/02/2014 İhracat Miktar Miktar İhracat İhracat Euro 250610 Kuvars 3 Hollanda 0 490.700 0 0 180.149 136.413 4 Almanya 429.387 336.598 64.931 47.605 173.941 131.141 5 İtalya 18.984.512 23.250

Detaylı

İÇİNDEKİLER. 1 2007-2008-2009-2010-2011 Yılları Yassı Ürünler İthalat Rakamları. 2 2007-2008-2009-2010-2011 Yılları Yassı Ürünler İhracat Rakamları

İÇİNDEKİLER. 1 2007-2008-2009-2010-2011 Yılları Yassı Ürünler İthalat Rakamları. 2 2007-2008-2009-2010-2011 Yılları Yassı Ürünler İhracat Rakamları İÇİNDEKİLER 1 2007-2008-2009-2010-2011 Yılları Yassı Ürünler İthalat Rakamları 2 2007-2008-2009-2010-2011 Yılları Yassı Ürünler İhracat Rakamları 3 2007-2008-2009-2010-2011 Yılları çelik borular İthalat-İhracat

Detaylı

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DÜNYADA VE TÜRKİYE DE İNSANİ YOKSULLUK

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DÜNYADA VE TÜRKİYE DE İNSANİ YOKSULLUK C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını,. DÜNYADA VE TÜRKİYE DE İNSANİ YOKSULLUK İnsani yoksulluk (human poverty), Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı

Detaylı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı 1 DÜNYA ve TÜRKİYE POLİPROPİLEN ( PP ) DIŞ TİCARET ANALİZİ Barbaros Demirci ( Genel Müdür ) Neslihan Ergün ( Teknik Uzman Kimya Müh. ) PAGEV - PAGDER DÜNYA TOPLAM PP İTHALATI : Dünya toplam PP ithalatı

Detaylı

İSTANBUL MADEN İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ)

İSTANBUL MADEN İHRACATÇILARI BİRLİĞİ MAL GRUBU ÜLKE RAPORU (TÜRKİYE GENELİ) TUZ 1 IRAK 3.665.673 4.904.225 33,79 TUZ 2 ROMANYA 882.243 1.341.776 52,09 TUZ 3 RUSYA FEDERASYONU 733.563 920.885 25,54 TUZ 4 KUZEY KIBRIS TÜRK CU 786.773 651.917-17,14 TUZ 5 MENEMEN DERİ SR.BLG. 476.010

Detaylı

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI 12 17 Ocak 2016 İÇİNDEKİLER SAYFA 1. ARAŞTIRMANIN KONUSU 3 1.1. FUAR KÜNYESİ 3 1.2. ARAŞTIRMANIN AMACI 3 1.3. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ VE ÖRNEK YAPISI 3 2. FUAR SONUÇ ÖZET

Detaylı

2013-Haziran Un İhracat Rakamları

2013-Haziran Un İhracat Rakamları 2 Ağustos 2013 2013-Haziran Un İhracat Rakamları ÜLKE İHRACAT MİKTARI (KG) İHRACAT TUTARI ($) İngiltere 10.147 4.410 Arnavutluk 360.000 126.000 Rusya Federasyonu 200.000 83.000 Azerbaycan 176.000 82.754

Detaylı

KURU MEYVE RAPOR (EGE)

KURU MEYVE RAPOR (EGE) Sayı : 73445262-TİM.EİB.GSK.15.1/6686 İzmir, 03/08/2015 Konu : Kuru Meyve Haftalık İhracat İstatistikleri SİRKÜLER EGE KURU MEYVE VE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ ÜYELERİNE Sayın Üyemiz, 2014/15 sezonu

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

International Cartographic Association-ICA

International Cartographic Association-ICA International Cartographic Association-ICA 1.AMAÇ: Uluslararası Kartografya Birliği (International Cartographic Association-ICA), 1959 yılında kurulmuştur. Hükümetler dışı bir kuruluş olan ICA nın ana

Detaylı

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL 24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü «UNCTAD» ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı Dünya Yatırım

Detaylı

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ Hazırlayan ve Derleyen: Zehra N.ÖZBİLGİN Ar-Ge Şube Müdürlüğü Kasım 2012 DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİNDE ÜRETİM VE TÜKETİM yılında 9.546 milyon

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılında Türkiye nin toplam ihracatı 2016 yılına kıyasla

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Ekim - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1.TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

Kaba doğum hızı (%) Kaba ölüm hızı (%)

Kaba doğum hızı (%) Kaba ölüm hızı (%) TABLO 5. 6. DEMOGRAFİK GÖSTERGELER Ülkeler Yıllık artıș 1970-90 1990- Kaba ölüm 1970 1970 1970 Afganistan 11437 4009 0.4 4.2 26 22 51 48 38 43 6.8 23 2.9 6.1 Arnavutluk 1069 278 2.2-0.4 8 5 33 18 67 74

Detaylı

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI Sektörlerindeki ürünlerin, en son teknolojik gelişmelerin, dünyadaki trendlerin ve son uygulamaların sergilendiği, 25-28 Eylül 2014 tarihleri arasında

Detaylı

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123 Ek 1: Ek Tablolar 3123 Ek 1 EK TABLOLAR Tablolar, - (129) Dünya Sağlık Örgütü: WHO Dünya Sağlık Raporu - (123) Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı: UNDP İnsani Gelişme Raporu - (128) Dünya Bankası: WB

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Kasım - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1.TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU

2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU 2019 MART DIŞ TİCARET RAPORU ATSO AR-GE VE DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2019

Detaylı

C.Can Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

C.Can Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. C.Can Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002. DÜNYADA VE TÜRKİYE DE KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ VE CİNSİYETLERARASI YOKSULLUK Yoksulluk konusunu incelerken

Detaylı

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi Sektörün genel özellikleri Kümes hayvanlarının etleri ve yenilen sakatatı Ürünler dünyada ortalama

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 9857 1324 11181 478 20 498 4033 285 4318 TOPLAM 14368 1629 15997

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mayıs döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 9845 1322 11167 477 20 497 4000 285 4285 TOPLAM 14323 1627 15950

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 9889 1326 11215 480 21 501 4155 291 4446 TOPLAM 14524 1638 16162

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 8906 1233 10139 435 20 455 3977 286 4263 TOPLAM 13318 1539 14857

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI (23.07.2018) TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 8612 1206 9818 413 20 433 3474 267 3741 TOPLAM

Detaylı

AYAKKABI İTHALATINDA UYGULANMAKTA OLAN KORUNMA ÖNLEMİNİN UZATILMASINA YÖNELİK BAŞVURUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ

AYAKKABI İTHALATINDA UYGULANMAKTA OLAN KORUNMA ÖNLEMİNİN UZATILMASINA YÖNELİK BAŞVURUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ AYAKKABI İTHALATINDA UYGULANMAKTA OLAN KORUNMA ÖNLEMİNİN UZATILMASINA YÖNELİK BAŞVURUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ BAŞVURUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ 1. BAŞVURUYA İLİŞKİN BİLGİLER 1.1 Başvuru sahibi ve yerli üretimi

Detaylı

RAKAMLARLA DÜNYA TARIMI

RAKAMLARLA DÜNYA TARIMI KÜRESEL KRİZ VE TARIM SEKTÖRÜ RAKAMLARLA DÜNYA TARIMI İzmir Ticaret Borsası Ar-Ge Müdürlüğü Nisan 2014 İZMİR TİCARET BORSASI Sayfa 0 ÇALIŞMAYA İLİŞKİN NOTLAR Bu çalışmada yer alan istatistiklerden; Dünya

Detaylı

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI

TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI TR 71 BÖLGESİ 2013 YILI İHRACAT RAPORU AHİLER KALKINMA AJANSI NİSAN 2014 İçindekiler 2013 YILI İHRACAT RAKAMLARI HAKKINDA GENEL DEĞERLENDİRME... 3 2013 YILI TR 71 BÖLGESİ İHRACAT PERFORMANSI... 4 AKSARAY...

Detaylı

9. Dubai Uluslararası Gayrimenkul ve Emlak Fuarı (İPS) en yeni projemiz olan Dubai Sustainable City yi duyurmak için mükkemmel ve en doğru ortamdi.

9. Dubai Uluslararası Gayrimenkul ve Emlak Fuarı (İPS) en yeni projemiz olan Dubai Sustainable City yi duyurmak için mükkemmel ve en doğru ortamdi. 8,000 m 2 FUAR ALANI 291 KATILIMCI 77 YERLİ KATILIMCI 214 ULUSLARARASI KATILIMCI 37 MEDYA ORTAĞI 7,637 MEDYA ORTAĞI IPS (INTERNATIONAL PROPERTY SHOW) 2013, Dubai Arazi ve İskan Departmanı nın katkılarıyla

Detaylı

2013-Aralık Un İhracat Rakamları

2013-Aralık Un İhracat Rakamları 25 Şubat 2014 2013-Aralık Un İhracat Rakamları ÜLKE İHRACAT MİKTARI (KG) İHRACAT TUTARI ($) Almanya 554 239 İngiltere 38.279 16.518 Bulgaristan 2.000 1.080 Mısır 396.000 222.948 Sudan 8.614.530 4.622.432

Detaylı

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ Seramik sektörünün en

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2018-2019AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI (02.11.2018) TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 11721 1545 13266 1591 74 1665 4187 400 4587 TOPLAM

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2018-2019AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI (28.09.2018) TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 11936 1512 13448 1527 76 1603 4154 356 4510 TOPLAM

Detaylı

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ 2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ TUTAR 1000$ 'NİN DAKİ 1.203.101 466.269 38,756% YE 'NİN TUTAR BİRİM TUTAR 1 1 Çin 755.033 399.367 62,7572% Dünya 755.033 3.857.570 196

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2018-2019AKADEMİK YILI ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI (12.09.2018) TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 11816 1486 13302 1533 75 1608 4056 297 4353 TOPLAM

Detaylı

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü KONYA ÖZELİNDE YABANCI SERMAYELİ FİRMALARIN ÜLKE BAZLI ANALİZİ 06.08.2014 1 DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Şubat - 2019 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1 TÜRKİYE YE GELEN YABANCI ZİYARETÇİLERİN

Detaylı

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI!

BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI! BU YIL ULUSLARARASI KOOPERATİFLER YILI! Birleşmiş Milletler Genel Kurulu; kooperatiflerin sosyo-ekonomik kalkınmaya, özellikle yoksulluğun azaltılmasına, istihdam yaratılmasına ve sosyal bütünleşmeye olan

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2015 HALI SEKTÖRÜ Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2015 EYLÜL AYI İHRACAT PERFORMANSI Ülkemizin halı ihracatı 2014 yılını % 7,3 oranında

Detaylı

2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU 2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU ATSO AR-GE VE DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2019

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2015 HALI SEKTÖRÜ Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2015 EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI Ülkemizin halı ihracatı 2014 yılını % 7,3 oranında

Detaylı

Çocukların emzirilme durumuna göre dağılımı (1995-2002*) Ek besinlerle birlikte anne sütü alanlar

Çocukların emzirilme durumuna göre dağılımı (1995-2002*) Ek besinlerle birlikte anne sütü alanlar TABLO 5. 2. DEMOGRAFİK BESLENME GÖSTERGELER, kavrukluk ve bodurluğun etkisinde olan Ülkeler ve Bölgeler Afganistan - - - - 48-25 52 84t 2 Arnavutluk 3 6 24 6 14 4 11 32-62 Cezayir 7 13 38 22 6 1 3 18-69

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Eylül - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İçindekiler 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 1. Dünya Seramik Sektörü 1.1 Seramik Kaplama Malzemeleri SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 2007 yılında 8,2 milyar m 2 olan dünya seramik kaplama malzemeleri üretimi, 2008 yılında bir önceki yıla oranla %3,5 artarak

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Haziran - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İçindekiler 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

RAKAMLARLA DÜNYA ÜLKELERİ

RAKAMLARLA DÜNYA ÜLKELERİ İSTANBUL YAYIN NO: 1991-22 TİCARET ODASİ RAKAMLARLA DÜNYA ÜLKELERİ Hazırlayan BİRGÜL ACARI Reklamcılık ve Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Haznedar, Menderes Cad. 25/2 34600 Bakırköy/İSTANBUL Tel: 556 04

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2016 HALI SEKTÖRÜ Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2016 KASIM AYI İHRACAT PERFORMANSI 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI LİSANS ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 10270 1346 11616 539 19 558 4627 284 4911 TOPLAM 15436

Detaylı

2018 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU

2018 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU 2018 AĞUSTOS DIŞ TİCARET RAPORU ATSO AR-GE VE DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2018

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI LİSANS ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 10079 1343 11422 517 21 538 4588 282 4870 TOPLAM 15184

Detaylı

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ 2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK GRANİT DIŞ TİCARET VERİLERİ DÜNYA DÜNYA PAZARINDA 1.406.544 2.178 0,155% DÜNYA ÇI ÇI NİN MEVCUT YE ÇI NİN DÜNYA INDAKİ ÇI MEVCUT DEKİ RAKİP ÇILAR MİKTAR 1 - Çin 521.837 0

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI LİSANS ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 10063 1343 11406 515 21 568 4563 285 4848 TOPLAM 15141

Detaylı

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık No : 2011-008 Tarih : 20.01.2011 Konu : 2010 Yılı Değerlemelerine Esas Alınacak Dönem Sonu Kurlarına İlişkin Yayımlanan 404 Seri Numaralı VUK Genel Tebliği Bilindiği ve 130 Sıra No lu Vergi Usul Kanunu

Detaylı

2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU 2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2014 OCAK / TÜRKİYE

Detaylı

4. ULUSLARARASI ELECTRONIST FUARINDAN 2016 YILI İÇİN ÜMİT VADEDİCİ KAPANIŞ

4. ULUSLARARASI ELECTRONIST FUARINDAN 2016 YILI İÇİN ÜMİT VADEDİCİ KAPANIŞ 4. ULUSLARARASI ELECTRONIST FUARINDAN 2016 YILI İÇİN ÜMİT VADEDİCİ KAPANIŞ Elektronik yan sanayi sektörünü bir araya getiren tek organizasyon Uluslararası Electronist Fuarı yerliyabancı birçok farklı şehir

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI LİSANS ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 10197 1374 11571 520 20 540 4624 292 4916 TOPLAM 15341

Detaylı

2018 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU

2018 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU 2018 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU ATSO AR-GE VE DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2018

Detaylı

PLASTİK POŞET ÜRETİCİLERİ İÇİN ALTERNATİF PAZARLAR ARAŞTIRMA RAPORU

PLASTİK POŞET ÜRETİCİLERİ İÇİN ALTERNATİF PAZARLAR ARAŞTIRMA RAPORU PLASTİK POŞET ÜRETİCİLERİ İÇİN ALTERNATİF PAZARLAR ARAŞTIRMA RAPORU 392321 GTİP kodlu (Etilen polimerlerinden torbalar ve çantalar) 22.02.2019 Seçilmiş Ürünü İthal eden Ülkeler Listesi Ürün: 392321 Etilen

Detaylı

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ

DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ DEĞİŞEN DÜNYA-DEĞİŞEN ÜNİVERSİTE:YÜKSEKÖĞRETİMİN GELECEĞİ TÜRKİYE İÇİN BİR ÖNERİ Kemal Gürüz Atılım Üniversitesi 12 Mart 2012 Yirmi beş yaş üstü nüfus içinde ortaöğrenim görmüş olanların oranı, %. 2007.

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ YILI AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı Aralık ayında, Türkiye nin

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Mayıs - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN YABANCI ZİYARETÇİLERİN

Detaylı

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI (21.01.2016 tarihi İtibariyle) Taraf Devlet Anlaşmanın İmza Edildiği Tarih Yayımlandığı Resmi Gazete Tarih No Yürürlük Tarihi Vergiler Açısından

Detaylı

TOPLAM

TOPLAM 2017-2018 AKADEMİK YILI LİSANS ÖĞRENCİ DAĞILIMLARI TÜRK ÖĞRENCİ SAYISI ULUSLARARASI ÖĞRENCİ SAYISI TOPLAM ÖĞRENCİ SAYISI LİSANS ÖNLİSANS LİSANSÜSTÜ 10106 1386 11492 519 21 540 4610 297 4907 TOPLAM 15232

Detaylı

SEKTÖRÜN BENİMSENEN FUARI ELEX

SEKTÖRÜN BENİMSENEN FUARI ELEX SEKTÖRÜN BENİMSENEN FUARI ELEX 3. ELEX FUARI 25-28 EYLÜL 2014 TARİHLERİ ARASINDA İSTANBUL FUAR MERKEZİ NDE SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ BULUŞMASINA İMZA ATTI 25-28 Eylül 2014 tarihleri arasında organize edilen ve

Detaylı

KARŞILIKLI TANIMA ANLAŞMALARI OCAK 2014 GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI AB VE DIŞİLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÜCEL KARADİŞ/DAİRE BAŞKANI

KARŞILIKLI TANIMA ANLAŞMALARI OCAK 2014 GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI AB VE DIŞİLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÜCEL KARADİŞ/DAİRE BAŞKANI KARŞILIKLI TANIMA ANLAŞMALARI OCAK 2014 GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI AB VE DIŞİLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÜCEL KARADİŞ/DAİRE BAŞKANI İÇERİK -Karşılıklı Tanıma Anlaşması (MRA) Nedir? -Karşılıklı Tanıma Anlaşmaları

Detaylı

KONU: 31.12.2012 Tarihi İtibariyle Yabancı Para Cinsi Hesapların Değerlemelerinde Esas Alınacak Döviz Kurlarının Yer Aldığı VUK Tebliği Yayımlandı.

KONU: 31.12.2012 Tarihi İtibariyle Yabancı Para Cinsi Hesapların Değerlemelerinde Esas Alınacak Döviz Kurlarının Yer Aldığı VUK Tebliği Yayımlandı. Tarih : 05.02.2013 Sayı : İST.YMM.2013/255 Sirküler No : İST.YMM.2013/15 Konu : 423 no lu VUK Genel Tebliği. KONU: 31.12.2012 Tarihi İtibariyle Yabancı Para Cinsi Hesapların Değerlemelerinde Esas Alınacak

Detaylı

SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ

SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ 21.07.2017 Saha Rating güncellenmiş Dünya Kurumsal Yönetim Endeksi (DKYE) çalışmasını tamamladı. Saha nın çalışması sonucunda, endekse giren ülkelerin

Detaylı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜ

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜ TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜ TÜRK MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜ YILLAR PROJE SAYISI PROJE BEDELİ ($) KÜMÜLATİF PROJE BEDELİ ($) ORTALAMA PROJE BEDELİ ($) 2002 ve Öncesi 2.425 49.709.990.160

Detaylı

Yurtdışı temsilciliklerimiz - RUSYA. Seyahat Rehberi. Son güncelleme: 29.01.2015. 1. esky.com.tr 2. Guide_homepage

Yurtdışı temsilciliklerimiz - RUSYA. Seyahat Rehberi. Son güncelleme: 29.01.2015. 1. esky.com.tr 2. Guide_homepage Son güncelleme: 29.01.2015 1. esky.com.tr 2. Guide_homepage Seyahat Rehberi Uçuşlar Uçak bileti Bagaj Check- in ve uçuşa hazırlık Gümrük ve vize bilgileri Türk vatandaşlarının tabi olduğu vize uygulamaları

Detaylı

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI Genel Değerlendirme Haziran 2014 2012 yılı dünya seramik sağlık gereçleri ihracat rakamlarına bakıldığında, 2011 yılı rakamlarına nazaran daha az dalgalanma gösterdiği

Detaylı

Kısa Süreli. Kısa Süreli. Uzun Süreli (D Tipi) (B Tipi) (C Tipi) (C Tipi) Çoklu Giriş. Çift Giriş. 85 (turizm) 100 (diğer

Kısa Süreli. Kısa Süreli. Uzun Süreli (D Tipi) (B Tipi) (C Tipi) (C Tipi) Çoklu Giriş. Çift Giriş. 85 (turizm) 100 (diğer Vize Ücretleri (karşılıklılık ilkesine ve ikili anlaşmalara göre) (Ukrayna'nın 1 Mart 2017 tarihli ve 1818 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylanan Ukrayna Giriş ve Vizeleri Verme Kuralları) Geçerlilik

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN YILI MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı mayıs ayında, Türkiye

Detaylı