qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui"

Transkript

1 qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui TARİH BOYUNCA opasdfghjklzxcvbnmqwertyuiop MÜSLÜMAN YAHUDİ İLİŞKİLERİ asdfghjklzxcvbnmqwertyuiopas Doç. Dr. Nuh ASLANTAŞ dfghjklzxcvbnmqwertyuiopasdf ghjklzxcvbnmqwertyuiopasdfgh jklzxcvbnmqwertyuiopasdfghjkl zxcvbnmqwertyuiopasdfghjklzx cvbnmqwertyuiopasdfghjklzxcv bnmqwertyuiopasdfghjklzxcvbn mqwertyuiopasdfghjklzxcvbnm qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmrtyui

2 Özgeçmişi: Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri Doç.Dr. Nuh ASLANTAŞ 1972 yılında Konya da doğdu. İlköğrenimini İsmil Kasabası Atatürk İlkokulu nda tamamladıktan sonra, 1984 yılında Konya İmam- Hatip Lisesi ne kaydoldu yılında M.Ü. İlahiyat Fakültesi ni kazandı yılında fakülteden mezuniyetinden sonra Giresun un Eynesil İlçesi İmam Hatip Lisesi nde bir yıl öğretmenlik yaptı. 24 Kasım 1997 de M.Ü. İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı na araştırma görevlisi oldu. M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Emevîler Döneminde Yahudiler ( ) isimli yüksek lisans tezini hazırladı. 21 Temmuz Mart 2001 tarihleri arasında Sahil Güvenlik Merkez Komutanlığı nda (Ankara) kısa dönem olarak askerlik görevini tamamladı. Yabancı hükümetlerce Türk Hükümeti emrine verilen bursla, doktora araştırması için dil öğrenmek ve sahasında akademik araştırmalar yapmak üzere 26 Ekim Haziran 2004 tarihleri arasında Hayfa Üniversitesi nde (İsrail) bulundu. M.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü nde Abbasiler ve Fatımiler Döneminde Yahudiler (Dini-Hukuki ve Sosyal Hayat) (Temmuz 2007) başlıklı doktora tezini hazırladı. 3 Mart Kasım 2010 tarihleri arasında YÖK ün Yurtdışı doktora sonrası araştırma programı kapsamında Kudüs İbranî Üniversitesi ve Ben Zvi Enstitüsü nde (İsrail) Osmanlı Tarihinden Bahseden İbranice Kronik ve Risaleler konusunda araştırma yaptı. 1 Nisan 2010 tarihinde doçent unvanı aldı; 4 Mayıs 2011 tarihinde de kadroya atandı. Halen M.Ü. İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Arapça, İngilizce ve İbranice bilen Arslantaş, evli ve iki kız çocuğu babasıdır. Başlıca yayınları şunlardır: Kitaplar 1. Asr-ı Saadet ten Kıssalar (1-2), 2. İslâm Dünyasında Depremler ve Algılanma Biçimleri, 3. Emeviler Döneminde Yahudiler, 4. Tudelalı Benjamin ve Ratisbonlu Petachia, Ortaçağ da İki Yahudi Seyyahın Avrupa, 5. Yahudiler ve Araplar, Çağlar Boyu İlişkileri, 6. İslâm Toplumunda Yahudiler, Abbâsî ve Fâtımî Dönemi Yahudilerinde Hukukî, 7. İslâm Dünyasında Sâmirîler (Osmanlı Dönemine Kadar), 8. İslâm Dünyasında İktisadî ve İlmî Hayatta Yahudiler. 60

3 Nuh ASLANTAŞ Konuşmacı: Doç. Dr. Nuh ASLANTAŞ Tarih: Yer: Sabancı Kültür Merkezi TARİH BOYUNCA MÜSLÜMAN-YAHUDİ İLİŞKİLERİ Nuh ARSLANTAŞ (*) Müslümanlarla Yahudilerin ilişkileri Hz. Muhammed in Medine ye hicreti ile başlamıştır. Hicretin ilk yılında yapılan nüfus sayımında Müslümanlar şehir nüfusunun sadece yüzde on beşlik bir kısmını teşkil ediyordu. On bin nüfuslu olduğu belirtilen şehrin kalanını ise müşrikler ve ağırlıklı olarak ise Yahudiler oluşturmaktaydı. Müslüman nüfus Hz. Muhammed in şehre hicreti teşviki ile zamanla artmıştır. Ehl-i kitap olmaları dolayısıyla Yahudilerin şehirdeki Araplar üzerinde çok baskın siyasî, ekonomik ve sosyokültürel nüfuzları vardı. Hicretin ilk yıllarında Müslüman-Yahudi ilişkileri çok gerilimli bir seyir takip etmiştir. Yahudiler önce halkı şüpheye düşürerek kararsızları etkilemeye, daha sonra toplumu kin ve düşmanlıkla doldurmaya ve nihayet Müslümanlara dil uzatarak hile ve tuzaklar kurmak suretiyle ortadan kaldırma şeklinde bir strateji takip etmişlerdi. Yahudilerin Hz. Muhammed ve Müslümanlara cephe almalarının sebeplerinden özellikle üçü çok önemlidir: 1. O dönemde din adamlarının Yahudi cemaatleri üzerinde tartışmasız otoriteleri vardı. Hz. Muhammed kendisine on din adamının inanması durumunda bütün cemaatin onlara uyarak Müslüman olacağını, ancak Yahudi din adamlarının böyle bir tutum içerisinde olmadığını ifade etmiştir. Kur ân da (Bakara 2/79) bir kısım Yahudi din adamının dünyevî menfaatler uğruna gerçeği söylemeyerek halkı yanlış yönlendirdiği ifade edilir. 2. Din adamlarının otoritesi yanında güçlü dinî ve kültürel gelenek de Yahudilerin İslâm a karşı olan direncini beslemiştir. Hz. Peygamber in İslâm a davet çağrısına onlar atalarının yollarından ayrılmayacakları şeklinde cevap vermeleri (Bakara 2/170; Mâide 5/104), onların atalar mirasına sahip çıkmadaki hassasiyetini göstermektedir. (*) Doç. Dr., Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. E posta: noaharslan@hotmail.com 61

4 Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri 3. Yahudilerin Hz. Muhammed e karşı çıkmasının bir sebebi de haset ve kıskançlıkları idi. Son peygamberin Yahudilerden değil de Araplardan çıkması, onların Hz. Muhammed i kabul etmelerine engel olmuş ve her fırsatta kendisini incitici tavır sergilemelerine yol açmıştır. Hatta bu haset, onları Mekkeli müşriklerin şirkinin, öncüsü olmakla övündükleri ve tarih boyunca uğrunda pek çok zulüm ve işkenceye katlandıkları tevhit inancından üstün olduğunu söyleyebilecek bir yanlışlığa kadar götürmüştür. Bu bilinçli karşı koyuşun bir sonucundan olsa gerek, İslâm kaynaklarında yer alan rivayetlerde Yahudilerin Hz. Muhammed e Muhammed ya da Nebi ve Resül gibi peygamberliğini ifade edecek veya çağrıştıracak ifadelerden ziyade, genelde Ebû Kâsım şeklinde hitap etmeleri dikkat çekmektedir. Böyle bir hitabın geliştirilmesini Hz. Muhammed in kutsal kitaplarında bahsi geçen Muhammed ismini ya da sıfatını unutturma veya gölgede bırakma gayreti olarak değerlendirmek mümkündür. Yahudilerin Hz. Muhammed e karşı çirkin tavırlarından biri de, konuşurken ağızlarını eğip bükerek konuşmaları, bu arada küçük telaffuz oyunlarına başvurmaları idi. Arapça ile İbranîcenin aynı kökene sahip olmasından kaynaklanan, bir kelimenin iki dilde farklı anlama gelmesinin avantajını da kullanan Yahudiler, bu şekilde Hz. Muhammed ve Müslümanları aşağılamaya çalışıyorlardı. Konuyla ilgili bazı örnekler vermek yerinde olacaktır. Hz. Muhammed in Medine Yahudileriyle selâmlaştığı bilinmektedir. Ancak O nun iyi niyetli bu irtibat çabasına karşılık bazı Yahudiler, yaptıkları bir kelime oyunu ile selâm ı lânet e çevirmek istemişlerdi. Hz. Ayşe nin rivayetine göre Yahudiler Hz. Muhammed i gördüklerinde es-selâmü aleyke (Esenlikte ol) yerine es-sâmü aleyke (Ölesice) şeklinde selâm verirlerdi. Buna rağmen Hz. Muhammed bu tür kimselerle ilişkilerini kesmemiş, bu tür selâmlamalara(!) Senin üzerine manasına gelen ve aleyke/aleyküm şeklinde mukabelede bulunmuştur. Kur ân da müminlere Hz. Muhammed e hitap ederken Rai nâ değil de ي ا أ يه ا ا لذ ين ا م ن وا ل ا ت ق ول وا 2/104: Unzurnâ şeklinde hitap etmeleri emredilmiştir (Bakara Aslında Rai nâ Arap toplumunda yaygın olarak kullanılan bir.( ر اع ن ا و ق ول وا ان ظ ر ن ا و اس م ع وا hitap olup Bizi dinle, bize kulak ver! manasında idi. Yahudilerin bir kelime oyununa binâen nâzil olduğu belirtilen ayette, Hz. Muhammed e hitapta belli bir kalıbın emredilmesi, hitabı Arapça anlamıyla kullanmayan Yahudilerin bir kelime oyunu yaptıklarını göstermektedir. Yahudiler muhtemelen İbranîce kötü, habis, hayırsız manasına gelen ra (רע) kelimesini Arapçadaki biz zamirine izafe edip biraz da ayetteki ifadeye benzeterek ra nâ şeklinde telaffuz ediyor, şu bizim kötü (!), şu bizim hayırsız (!) manasına gelecek şekilde kullanıyorlardı. Tefsir kitaplarında yer alan bazı yorumlarda detaya girilmeksizin râi nâ ifadesinin Yahudi dilinde (İbranîcede) sövme amaçlı kullanıldığı bilgileri de bu kanaati teyit etmektedir. 62

5 Nuh ASLANTAŞ Kur ân, Müslümanları teselli sadedinde İsrailoğulları tarihine bazı göndermeler yaparak bunun yeni bir şey olmadığını, Yahudilerin atalarının da benzer davranışlar sergilediklerini haber vermiştir. Meselâ Kur ân da Musa Peygamber in Yahudilere bir kasabaya (Kudüs veya Erîha) girerken Hatalarımızı affet ة / hıtta ) (ح ط demelerini emrettiği; ancak onların bunun yerine başka bir ifadeyi kullandıkları belirtilir (Bakara 2/58-59). Tefsîrlerde Yahudilerin kullandığı ifadenin buğday anlamına gelen hınta olduğu kaydedilmiştir. İbranîce açısından düşünüldüğünde bu izahın oldukça yerinde ve Yahudilerin zekice bir kelime oyunu yaptığı anlaşılmaktadır. Zira, İbranîcede hitta kelimesi (חטא/ hata ) ile buğday (חיטה)/ hita ) kelimesi arasında yazılış ve telaffuz açısından ancak çok dikkat edildiği takdirde anlaşılabilecek kadar bir farklılık vardır. Bu noktada, zaman zaman Mekke müşriklere akıl veren Yahudilerin, onlardan ödünç aldıkları bir hususa dikkat çekmek istiyoruz. Hz. Muhammed e düşmanlıklarından dolayı toplum nazarında küçük düşürmek amacıyla müşriklerin kullandığı bir yafta olan mecnun ifadesi (Meselâ bkz. Hicr 15/6; Sâffât 37/36; Duhân 44/14; Tûr 52/29), sonraki dönemlerde Yahudilerin Hz. Muhammed için kullandıkları özel bir isim haline gelmiştir. Mühtedî Yahudi Samuel b. Yahya el-mağribî den öğrendiğimize göre İslâm dünyasında Yahudiler kitaplarında Hz. Muhammed ten, Muhammed ya da peygamberliğini çağrıştıracak bir isim le kesinlikle bahsetmiyorlardı. el-mağribî, Yahudilerin yazdıkları kitaplarda Hz. Muhammed için iki sıfatı kullandıklarını belirtir: ha-pasul (פּ סוּל) ve Meşoga.(מ שׁ גּ ע) İbranîcede ha-pasul değersiz, muzır, gayr-ı meşru ve özürlü ; Meşoga ise mecnun, meczub, deli, aklı başında olmayan ve çıldırmış gibi manalara gelmektedir. Abbasî dönemi Yahudi tarihçilerinden Natan ha-bavlî Kronik inde Hz. Muhammed ten bahsederken ha-pasul (!) ifadesini kullanır. Eyyûbîler dönemi Yahudi din adamlarından Moşe ben Meymûn (Maimonides) da Yemen e yazdığı meşhur mektubunda (İgeret Teyman) Hz. Muhammed in geleceğinin Tevrat ta müjdelendiğini tespit etmenin beyhude bir uğraş olduğunu belirtirken Hz. Muhammed hakkında Meşoga (!) ifadesini kullanmıştır. el-mağribî, Yahudilerin Kur ân ı Kerim için ise kalon (ק לוֹן) kelimesini kullandıklarını belirtir. İbranîcede bu kelime ise edep yeri (!) anlamı yanında ayıp, rezalet, utanç, namussuzluk, yüz karası, kepazelik, kötü, yoz gibi anlamlara gelmektedir. Medine deki Yahudilerin İslâmiyet e olan haset ve düşmanlıkları onları öyle bir noktaya getirmişti ki, Müslümanlarla mücadelelerindeki nihaî hedefi, onların kökünü kazımak (soykırım) şeklinde koymuşlardı. Bu gerilimli süreçte Hz. Muhammed Yahudilerin şehirdeki gücünü kırabilmek için şu önemli tedbirleri almıştır: 1. Hz. Muhammed hicretin ilk yıllarında kaleme alınan bir Vesika (Kitâb/Sahîfe) (ülkemizde Medine Vesikası olarak bilinmektedir) ile Yahudileri siyasal anlamda Müslümanlarla ortak hareket etmeye mecbur bırakmıştır. Söz konusu vesikada yer 63

6 Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri alan şartlara göre Yahudiler kendi dinlerini özgürce yaşayabilecek, anlaşmazlıklarını en üst yargı merci olarak Hz. Muhammed e götürebilecek, Müslümanlar aleyhine müşriklere veya onların müttefiklerine yardım ya da yataklık etmeyeceklerdi. 2. Hz. Muhammed in Yahudilere karşı geliştirdiği bir diğer tedbir de ekonomik sahada olmuştur. Hicret sırasında sahip oldukları pazar (Sûku Beni Kaynuka) ile şehrin ekonomisine Yahudiler hakimdi. Hicretin ilk aylarında özellikle Mekkeli Müslümanlar (Muhacirler) bu pazarı kullanmışlardı (Bkz. Buhârî, Büyû, 1, 49). Ancak Hz. Muhammed Yahudi pazarına alternatif bir pazar kurmuş, ticareti canlandırmak amacıyla pazar vergilerini de kaldırmıştı. Bu durum Müslüman tüccarların da başarılı teşebbüsleriyle zamanla Yahudilerin ekonomik güçlerinin kırılması ile sonuçlanmıştır. 3. Hz. Muhammed in Yahudilere karşı başarısında en dikkat çeken yön ise, Yahudilerin o güne kadar Araplar üzerindeki psikolojik ve sosyo-kültürel etkilerini kırmaya yönelik gayretleridir. Hz. Muhammed emir ve tavsiyeleriyle elbise seçiminden traş biçimine, ibadet şeklinden günlük hayattaki davranış kalıplarına kadar her konuda farklı bir toplum (ümmet) oluşturmaya gayret etmiş ve bunu da başarmıştır. Ancak şu hususun altı özellikle çizilmelidir: İslâm kaynaklarında Yahudilerin sadece olumsuz yönleri anlatılmamış, bahsi geçen karakterlere uymayan yönlerine de işaret edilmiştir. Onlardan samimi manada inanan, geceleri Allah a ibadet edip halkı iyiliğe ve doğruya çağıran, hayır işlerine koşan ve vahye sımsıkı sarılan kimselerin olduğu da ifade edilmiştir (Âl-i İmrân 3/ ; A râf 7/ ). Öte yandan o dönem Müslüman-Yahudi ilişkileri de tamamen olumsuz ilişkiler üzerine kurulmamıştı. Kaynaklarda Hz. Muhammed le aynı toplumu paylaşmanın gereği olarak medenî ilişkiler içerisinde olan Yahudilerden de bahsedilmektedir. Şerhlerde Cebrâil i neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım hadîsinin (Buhârî, Edeb 28; Müslim, Birr ) Yahudi bir komşuya iyilik yapılması dolayısıyla vârid olduğu belirtilir. Hatta dağıtılmak üzere Hz. Muhammed e getirilen sadakadan kendisine de verilmesini isteyen bir Yahudiye Müslümanların sadakasından sana bir şey düşmez diyen Hz. Muhammed in Onları hidayete erdirmek senin vazifen değil (Bakara 2/272) ayetiyle uyarıldığı rivayet edilir. Hz. Muhammed in emrinde bir Yahudi çocuğun bulunduğu (Buhârî, Cenâiz 80, Merdâ 11), Hz. Ayşe nin yanına sık sık gelip giden bir Yahudi kadının olduğu ve onun kabirde azap olacağı şeklindeki bilgiyi ilk defa bu Yahudi kadından öğrendiği belirtilir. Kendilerine Yerhamükümullah (Allah size merhamet etsin) şeklinde dua edeceği umuduyla Hz. Muhammed in yanında yapmacıktan aksıran Yahudilerin varlığı da bilinmektedir (Ebû Dâvûd, Edeb 93; Tirmizî, Edeb 3). Ayrıca Hz. Muhammed in hasta olan Yahudi komşularını ziyaret ettiği (Buhârî, Cenâiz 80, Merdâ 11; Ebû Dâvûd, Cenâiz 2), yanından geçen bir Yahudi cenazesi için insana verdiği değerden dolayı ayağa kalktığı da kayıtlara geçmiştir (Buhârî, Cenâiz 49; Müslim, Cenâiz 24). O nun vefât edinceye kadar Medine de kalan çoğu Yahudi ile iyi ilişkiler içerisinde olduğu bilinmektir. Hatta 64

7 Nuh ASLANTAŞ Hz. Muhammed, zırhı otuz ölçek arpa karşılığında bir Yahudide rehin iken vefât etmişti (Buhârî, Cihâd 89, Megâzî 86). Medine de Yahudilerle yaşanan olumsuz ilişkiler, ilk fetihlerle genişleyen İslâm dünyasında hakimiyet altına alınan yeni Yahudi cemaatlerine hiçbir surette yansımamıştır. Müslümanlar, Medine deki olayları, Yahudilerin Hz. İsa ya karşı tutumunu bahane eden Hıristiyanlar gibi, bir kan davasına dönüştürerek ebedî düşmanlık konusu haline getirmemişlerdir. Bizans ve Sasânî devletlerinde istisnadan ziyade kural haline gelen baskı, zulüm ve işkence altındaki Yahudiler, fatih Müslümanları mesihî coşkuyla kurtarıcı olarak kabul etmişlerdir. Hz. Muhammed döneminde başlayan, Hulefâ-yi Raşidîn ile hızlanıp Emevîler döneminde zirveye ulaşan fetihlerle, o dönem dünyasının büyük bir bölümü İslâm hakimiyetine girmişti. Yeni idarede Yahudiler ne dünyadaki pisliğin ve dejenerasyonun kaynağı görülmüş ne de dinî hayatlarını yaşamaları ve bayramlarını kutlamaları yasaklanmıştı. İslam fetihlerinin Yahudiler için her anlamda bir iyileşme olduğu tartışmasız kabul gören bir olgudur. Yahudiler, İslâm idaresinde zimme adı verilen hukukî bir teminât la belli bir statü kazanmış; kendilerine din, dil ve kültür hürriyeti tanındığı gibi, can ve mal emniyetleri de sağlanmıştı. Zaman zaman yaşanan bazı tatsızlıklara rağmen (ki bu tatsızlıklar aile içi kavgalara benzer şekilde devlet ile asıl unsuru teşkil eden Müslümanlar arasında da yaşanmıştır) Yahudilerin bu statüsüne dikkat edilmeye çalışılmıştır. Bu statü halife ve sultanların keyfiliğine bırakılmamış, Kur ân ve Hz. Muhammed in emir ve uygulamaları ile bağlayıcı hale getirilmiştir. Ortaçağ dünyasındaki Yahudi cemaatlerinin çoğunun Atlas Okyanusu ndan Orta Asya içlerine kadar uzanan geniş coğrafyaya hakim olan İslâm idaresinde yaşaması, İslam hoşgörüsünün en somut tarihî ve sosyolojik delilidir. O dönemde dünyanın diğer yerlerinde de Yahudiler vardı; ancak Yahudi nüfusunun büyük çoğunluğu İslâm dünyasında, Müslümanların hakimiyetinde yaşıyordu. İslâm hakimiyetine girilmesinden sonra ilk İslâmî dönemde Müslümanlara mesafeli duran Yahudiler, zamanla bu mesafeyi kaldırmaya başlamıştır. Ancak, özellikle dinî çevrelerde asırların getirdiği diğeri ne karşı temkin ve teyakkuz hali, her zaman devam etmiştir. Yahudi cemaat yöneticilerinin cemaatle ilgili problemlerini, X. asırda randevu almak, XII. asırda ise her hafta Perşembe günü yaptıkları mutat görüşme ile doğrudan halifelere iletme imkânları vardı. Cemaat içi ihtilâflarda Abbâsî ve Fâtımî gibi Müslüman idareciler Yahudilerin iç meselelerini kendilerine bırakmış, sadece arabuluculuk görevi üstlenmişlerdir. Müslüman idareciler gayr-ı müslimlerin iç işlerine asla karışma taraftarı değildi. Cemaat içi seçimler, tayinler ya da aziller hep cemaatin yetkisine bırakılmıştı. Müslüman idareciler yeni tayinlerde cemaatin kesin kararını beklerdi. Halifelerin zaman 65

8 Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri zaman başına buyruk emirlerine ise dönemin Müslüman hukukçuları karşı durmuş ve engel olmuşlardır. Müslümanlarla karşılaşmalarının ilk asrında öteki ne karşı asırların getirdiği tereddütler sebebiyle yeni komşularına mesafeli duran Yahudiler, zamanla bu mesafeyi kaldırmaya başlamıştır. Aynı toplumda birbirini daha yakından görme fırsatı, Yahudilerde Talmudik dönemdeki öteki ne (Yahudi olmayan, goy) karşı katı tutum ile geliştirilen bazı sert Talmudik kuralların, İslâmî dönemde yumuşamasına da sebep olmuştur. Müslümanlar, hakları kanunlarla garanti altına alınan Yahudi komşularını asla yabancı görmemişlerdir. Kaynaklarda Yahudilerle Müslümanların karışık mahallelerde yaşamalarına ve komşuluk ilişkilerine dair pek çok örnek vardır. Müslüman ya da Yahudi, komşularla bir araya gelmek, yiyip-içip eğlenmek yadırganan bir durum değildi. Sevinç günleri gibi keder ve acılı günler de Müslüman ve Yahudiler arasındaki komşuluk ilişkilerini ve yardımlaşmayı pekiştirmiştir. Müslüman bir komşudan kefen almak ya da ondan cenazesini teçhiz etmesi için yardım talebinde bulunmak, hiç de yadsınan bir durum değildi. Yahudiler için de Müslüman bir idareci, din adamı ya da komşusunun cenazesine iştirak, normal bir durumdu. Müslümanlar arasında Yahudi fakirlere el uzatmak, yetim-öksüz ya da duluna sahip çıkmak insanî bir vazifeden öte komşuluğun gereği kabul edilirdi. Benzer tutum Yahudiler için de geçerliydi. Kıtlık ve kuraklık gibi müşterek kader anlarında yağmur dualarına beraber çıkıldığı gibi, her iki dince mübarek kabul edilen şahsiyetlerin kabirleri yan yana ziyaret edilir, adaklar adanır, dualar yapılır, toplanan ortak paralarla tamir edilirdi. Müşterek manevî hazzın en somut örneği, mübarek kabul edilen insanların mezarlarını ziyarette görülür. Hatta bu insanlar hürmetine Yahudiler, Müslümanlardan saygı da görürdü. Aynı toplumda yaşanması sebebiyle bazı problemler de eksik değildi. Fakat Müslüman idareciler dinî aidiyetine bakmaksızın bütün vatandaşların durumlarıyla ilgilenmeye çalışmışlardır. İslâm tarihinde Yahudilerin yaşadığı bazı sıkıntılar kesinlikle genelleştirilemez. Bunlar istisna olup belli olaylarla sınırlı kalmıştır. Yahudilerin ara sıra da olsa gördüğü bazı kısıtlamalar asla sürekli bir tavrın parçası olmamıştır. Bu sebeple modern çağda Yahudi karşıtlığı şeklinde kullanılan anti semitizm, İslâm dünyasında kesinlikle söz konusu olmamıştır. Bu terim, dünya milletleri içerisinde en fazla Müslümanların yabancısı olduğu bir terimdir. İslâmî dönemde Yahudiler daha çok kendi mahallelerinde, bet din ve sinagog etrafında yoğunlaşan kümeler halinde adeta devlet içinde devlet, hatta ondan da öte bir hayat sürmüşlerdir. Bu dönemlerde Yahudi cemaatlerinin liderliğini, Yahudi tarihinde önemli yeri olan millî veya dinî şahsiyetlerin neslinden gelen kimseler yapmıştır. Başlangıçta cemaatin devlet nezdindeki yegâne temsilcisi re sü l-câlûttu. Ancak zamanla cemaat idaresine yeşivalar da göz dikmiş; sık sık yaşanan mücadele ve rekabet sebebiyle de Halife Me mûn 66

9 Nuh ASLANTAŞ döneminde Yahudilerin yaşadığı yerler bu kurumlar arasında dört ayrı idarî bölgeye (reşut; ç. reşuyot) ayrılmıştı. Fakat bu taksimâta rağmen yeşiva başkanları ya da re sü l-câlûtların makam-mevki-hırsı ile maddiyâta düşkünlüğü, birbirinin yetki alanlarını kendi nüfûzuna katma mücadelelerine yol açmıştır. Her kurumun kendine bağlı cemaatleri vardı. Cemaatlere yöneticiler buralardan atanırdı. Yerel cemaatler de bağlı bulundukları kurumları belli bir aidâtla desteklerdi. Dinî ve siyasî liderler, devletle-cemaat arasındaki irtibatı temin eden kimselerdi. Bu, İslâm idareleri açısından da pratik bir uygulamaydı. Yahudilere özerk yapılanma ve kendi mahkemelerinde yargılanma hakkı tanınmıştı. İslâmî dönemde şehirlerdeki cemaatler re sü l-câlûtluk ya da yeşivalara bağlıydı. Sinagog çevresinde kümelenen Yahudi cemaatleri, bet dinler tarafından idare edilirdi. Dinî ve sosyal hayatın merkezi olan sinagog, günlük ve haftalık ibadetlerin yanı sıra cezaların verildiği ve uygulandığı, cemaate duyuruların yapıldığı, görevlilerin tayin edildiği, bayramların kutlandığı, nişan ve nikâh akitlerinin yapıldığı çok fonksiyonlu bir mekândı. Bağlı bulundukları kurumlara düzenli olarak aidât gönderen cemaatler, merkezî idareler tarafından yetiştirilen din adamları (dayanim) tarafından yönetilirdi. Merkezden aldıkları bir icâzetle göreve başlayan bu din adamları, görev yerlerindeki cemaatten de bazı kimseleri yardımcı seçerek bet din adı verilen yerel konsülü oluştururdu. Bet dinler, yerel cemaatlerin her meselesinden sorumluydu. Cemaat içerisinde yardımları toplar ve dağıtır; öksüz, yetim ve dulların zor durumda kalmamasına dikkat eder, özellikle de dulların kötü yola düşmemesi için her türlü ihtiyaçlarını karşılardı. Bet dinler cemaatin dinî kurallara uymasını da sağlar, cemaat içerisinde gayri ahlakî davranışlara engel olurdu. Cemaat mensuplarının İslâm mahkemelerine gitmesine şiddetle karşı olan bet dinler, satış, devir-teslim, vasiyet ve ticaret belgelerini tanzim ve takip eder; tarafların kurallara uymasını da sağlardı. Bet dinler ayrıca şehirlerine getirilen Yahudi köle ve esirlerin takibi ve bunların satın alınarak azat edilmeleriyle de ilgilenirdi. Esirlerin gerekli ihtiyaçları karşılanır, memleketlerine gönderilirdi. Kölelerin durumuyla da bet dinler ilgilenirdi. Bet dinler evdeki yemek ve diğer hizmetlerin dinî kurallara uygun olarak yapılması için köle ve cariyelerin Yahudiliğe girmesine çok önem verirdi. Sahiplerine köle ve cariyelerine en geç 12 ay içerisinde Yahudiliği kabul ettirmelerini emreden bet dinler, girmeyenlerin satılmasını da icbar ederdi. Bet dinlerin sınırlı da olsa ceza verme yetkileri vardı. Başta Sebt (Şabat) olmak üzere dinî ve ahlakî kuralların ihlâli ile alış verişlerde verilen sözün tutulmaması gibi durumlarda kırbaç cezası veren bet dinler, günâh işleyenler ile bet dine karşı gelenlere ise herem cezası verirdi. Herhangi birini cemaatten atmak anlamına gelen herem, Yahudilerin sürgünde ihdâs ettiği en etkili yönetim ve baskı aracıydı. Dışarıdan 67

10 Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri bakıldığında çok acımasız görünse de, cemaat açısından bakıldığında, cemaati bir arada tutmada oldukça etkili bir yöntemdi. Yahudi tarihinde herem, cemaatin dinî, hukukî ve ahlakî bütünlüğünü koruma açısından önemli bir işlev görmüştür. Yahudiler nereye giderse gitsin aynı hukuka müracaat ettikleri için herem oldukça etkili bir ceza olmuştur. Bet dinler cemaatin dini rahat bir ortamda yaşaması için gerekli düzeni kurmakla da yükümlü idi. Parnas adı verilen görevliler cemaat içerisinde yardımları toplamak ve dağıtmakla görevli idi. Bunlara neeman (mûtemet) adı verilen bir başka görevli grubu da yardım ederdi. Bet dinler cemaatin Yahudiliğe göre helâl gıda (kaşer) ile beslenmesine de dikkat ederdi. Cemaatin et ihtiyacı için şohet adı verilen görevliler tayin eder, hayvanlar bunlar tarafından kesilirdi. Bet dinler ayrıca süt, peynir, ekmek gibi temel gıdaların bizzat Yahudiler tarafından imâl edilmesini sağlar; bunların satılması için de belirli dükkânlar tahsis ederdi. Kaşer gıda satmaları için ruhsat veren bet dinler, bu ruhsat karşılığında dükkân sahiplerinden belli bir aidât da alırdı. Dükkânlar bodek adı verilen bet din müfettişleri tarafından sık sık teftiş edilir; kuralları ihlâl eden ya da dikkatsiz davrananlar kırbaçla cezalandırıldıktan sonra ruhsatları da iptal edilirdi. İslâmî döneme gelinceye kadar asırlardır sürgün hayatı yaşayan ve değişik milletlerden baskı gören Yahudiler, ayakta kalabilmenin yegâne sırrını, cemaati eğitmekte bulmuştu. Sürgün ve baskılardan ders alan din adamları, sürgün hayatı devam ettiği müddetçe eğitim ve öğretimin eylemden daha önemli olduğuna karar vermiş; beyhûde isyanlar yerine cemaatin eğitimine ağırlık vermişlerdi. İslâmî dönemde Yahudi eğitiminin temelini Tevrat ve Talmud öğrenimi teşkil etmekteydi. Çocukluktan başlayan eğitim ilkokulda (bet ha-sefer) Tevrat; beytülmidras ve yeşivalarda Mişna ve Talmud merkezli idi. Yeşivalar ayrıca yerel cemaatleri yönetecek din adamlarını da yetiştirir, dinî anlayış ve uygulamalarını yerel cemaatlere yetiştirdikleri bu din adamları vasıtasıyla yaygınlaştırırlardı. Yahudiler İslâmî dönemde dinî hayatlarını rahat bir şekilde yaşamış, gereklerini de herhangi bir engelle karşılaşmaksızın yerine getirmişlerdir. Fethinden sonra, Bizans idaresi tarafından Yahudilere konan Kudüs e girme yasağı kaldırıldığı gibi, Yahudilerin şehre yerleşmesine de müsaade edilmişti. Bizans tarafından Yahudilerin hac mahalli olan Zeytin dağına çıkma yasağı yine Müslümanlar tarafından kaldırılmıştı. İslâm döneminde dünyanın dört bir yanından hac maksadıyla gelen Yahudilere herhangi bir engel çıkarılmamıştır. Hatta o dönemlerde çok sıkı takip edilen ve şehirlerarası yolculuğa çıkan kimselerin yanlarında bulundurmak zorunda olduğu vergi ödedi belgesi (berat) Kudüs e hac maksadıyla gelen hacılardan sorulmuyordu. Kendilerine din ve vicdan hürriyeti verilerek tebaalığa kabul edilen Yahudilerin mabetleri de güvence altındaydı. Bu mabetlerin bir kısmı İslâm öncesi dönemden kalmışsa da, günümüzde dahi varlığını koruyan çoğu sinagog, İslâmî dönemde inşâ edilmişti. Bazı müçtehitler Kûfe, Basra ve Bağdat gibi Müslümanlar tarafından kurulan şehirlerde yeni kilise ve sinagogların kurulamayacağını ileri sürseler de, çoğu fıkıh ekolü, 68

11 Nuh ASLANTAŞ nüfus artışı, yeni mahallelerin kurulması ve mahalle sakinlerinin çoğunluğunu gayri müslimlerin oluşturması durumunda İslâm şehirlerinde de yeni kilise ve havraların inşâ edilebileceğini belirtmiş; uygulama da bu doğrultuda olmuştur. İhtiyaç halinde, devletten izin almak şartıyla, yeni mabetlerin inşâsı ya da deprem, yangın gibi doğal afetlerle tahrip olan eskilerinin tamirine de herhangi bir engel getirilmemiştir. Fakat ihtiyaç dışı ya da izinsiz yapılanlar zaman zaman yıkılmışsa da bunun bir istisna olduğu belirtilmelidir. Sinagog giderleri cemaatin teberrusu, daha çok da vakfedilen ev ve iş yerlerinin gelirleri ile karşılanırdı. Sinagoglarda cemaate ibadeti, hazan adı da verilen şaliah tisubur yaptırırdı. Müslümanlardaki imam ların görevini haiz bu din adamı, halka ve çocuklara temel dinî bilgileri de öğretirdi. Sinagoglarda, Müslümanlardaki kayyımların görevlerini şamaş adı verilen kimseler yapardı. Bunlar, sinagogların bakım ve temizliği ile ibadet saatlerinde mekânı ibadete hazırlamakla görevli idiler. Görevliler genelde sinagog müştemilâtındaki evde (lojman) ikâmet eder, maaşlarını da cemaat sandığından alırdı. Yahudilerin mezarlık ve türbelerine de aynı güvence verilmişti. İslâm idaresinde her Yahudi istediği yere gömülme hürriyetine sahipti ve nerede olursa olsun mezar ziyaretlerine de herhangi bir engel getirilmemişti. Yahudiler için bayram ve kutlamalar konusunda da herhangi bir engel söz konusu değildi. Mukaddes günlerin en önemlisi olan Sebt (Şabat) günü, Yahudi mahallesinde hayat dururdu. O gün, yemek de dahil herhangi bir işle meşgul olmak haram olduğu için genelde ibadetle geçirilir; ibadet dışında kalan zamanlarda ise eş-dost ve komşular ziyaret edilirdi. Sebt yasaklarını korumak ve kollamak bet dinlerin göreviydi. Bet dinler Sebt yasaklarını ihlâl edenleri kırbaçlayarak cezalandırırdı. Benzer şekilde bayram günlerinde de, günü, anlamına uygun olarak değerlendirebilmek için, herhangi bir iş yapmak yasaktı. İslâm döneminde bayramlara özgü nümayişli kutlamalarla ilgili herhangi bir kısıtlama kayıtlara geçmemiştir. Yahudilerin Purim de Hâmân kuklalarını yaktığı, Hanuka da her gün birer ilave ile sekiz kandil yaktıkları, Çardaklar bayramında bahçelerine çardaklar kurdukları bilgilerinin Müslüman müellifler tarafından da nakledilmesi, bayram kutlamalarının serbestçe yapıldığını göstermektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere Müslümanlar, hakları hukukla garanti altına alınan Yahudi komşularını asla yabancı görmemişlerdir. Bu bakış ve uygulama Yahudilerin İslâm toplumuyla kaynaşmasını hızlandırmış; dolayısıyla Yahudiler o dönemin en iyi zanaat, bürokrat veya ticaret erbabı haline gelmişlerdir. Emevîler dönemi Yahudilerin İslâm toplumuna entegre süreci olarak kabul edilebilir. Bu geçiş sürecinde Yahudiler, yeni kurulan şehirlere başlayan göç hareketleriyle beraber İslâm toplumuyla da bütünleşmeye başlamışlardır. İslâm hukukunda gayri müslimlerin seyahat, taşınma ve ikâmetleri konusunda herhangi bir engel bulunmadığı için Yahudiler İslâm dünyasının her tarafına da dağılmış durumda idiler. 69

12 Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri İslâm dünyasının ilk üç asrı (miladî VIII-X. asırlar), sosyo-kültürel ve iktisadî açıdan muazzam bir canlılığa şahit olmuştur. Yaygın bir şehirleşmenin, para ekonomisine dayalı canlı bir ticarî hayat ve yoğun nüfus hareketlerinin yaşandığı bu dönemde yeni kurulan şehirlere başlayan akınla İslâm toplumuyla bütünleşmeye başlayan Yahudiler, birkaç nesil sonra şehirlerdeki yeni imkânlar sayesinden toplumsal bir dönüşüm de yaşamıştır. Meslekî gettoların olmaması sebebiyle başta ticaret olmak üzere istedikleri mesleklerde rahatça faaliyet göstermiş, İslâm toplumuna tam anlamıyla entegrasyonlarına paralel olarak değişik iş kollarına yönelmiş, bazılarında da sadece onlar söz sahibi olmuşlardı. Yahudilerin Talmudik dönemden beri süregelen kırsal kültürden şehir kültürüne geçişi de bu asırlarda gerçekleşmiştir. Bugünkü dünya ekonomisi, siyaseti ve kültürel hayatındaki Yahudi katkısında, bu dönemlerde kazanılan bilgi ve tecrübenin azımsanmayacak bir katkısının olduğunu söylemek mümkündür. İslâm dünyasında gayri müslimler, her türlü mesleği icra etme hakkına sahip oldukları gibi, ticaret yapma konusunda da Müslümanlarla eşit kabul edilmişlerdir. Şarap veya domuz satmak gibi, İslâm dinince yasak olan bir takım iş kolları kendilerine serbest olmakla beraber, bunları Müslümanların yerleşim merkezlerinde yapmalarına kısıtlama getirilmiştir. Öte yandan bir Müslümanla gayri müslimin ortaklığında da herhangi bir sakınca görülmemiş; faizli muamele sebebiyle ortaklıkta söz sahibinin Müslüman taraf olmasına vurgu yapılmıştır. İslâm toplumundaki bu uygulama ve anlayışlardan dolayı Yahudiler istedikleri mesleklerde rahatça faaliyet göstermişlerdir. İslâm dünyasında, o dönem Avrupasında olduğu gibi, meslekî gettolar hiçbir dönemde var olmamıştır. Dindaşları, Hıristiyanlar tarafından bayağı işlerde çalıştırılırken, İslâm dünyası Yahudileri vezirlik gibi bürokrasinin en üst noktası da dahil, kabiliyeti ve imkânı varsa, zanaat ve meslek gruplarının istediği dalında faaliyet göstermişlerdir. Hatta İslâm dünyasında Yahudiler tekstil, keten ve ipek imalâtı, kumaş boyacılığı, debbağlık ve işlenmiş dericilik, baharat, ıtriyat, boya ve vernik işleri, ecza mamulleri, para basımı ve metal işleri, yağ, şarap, bal ve kurutulmuş gıda maddeleri, Akdeniz den ithal edilen mercan, Hindistan dan getirilen incinin imalât ve pazarlaması gibi, belli mesleklerde de söz sahibi olmuşlardır. Talmudik dönemden beri özde ziraat ehli olan Yahudiler İslâmî dönemde Kûfe, Basra, Fustât, Bağdat ve Kahire gibi kozmopolit şehirlerdeki değişim ve dönüşümlerle meydana gelen yeni fırsatlar sayesinde, İslâm toplumuna tam anlamıyla entegrasyonlarına paralel olarak değişik iş kollarına da yönelmişlerdir. Öte yandan İslâm dünyasında herhangi bir kısıtlama olmamasına rağmen, birtakım dinî sebep ve endişelerden dolayı bazı mesleklerin sadece Yahudiler tarafından yapılması da dikkat çeken bir başka olgudur. Şarap, peynir, süt ve tereyağı imalâtı, parşömen yapımı, berberlik, lokantacılık ve fırıncılık gibi bazı mesleklerin Yahudiler tarafından yapılması dinî bir zorunluluk gibiydi. 70

13 Nuh ASLANTAŞ İslâm dünyasında dini ve uyruğu ne olursa olsun kısa ya da uzun mesafe tüccarlar asla yabancı olarak görülmemişlerdir. Dünya pazarlarına bu kadar giren meslekten tüccar olan Müslümanların Yahudileri rakip olarak görmeleri için de hiçbir neden yoktu. Müslümanlar, kârlarını ellerinden alır korkusuyla Yahudileri bertaraf etmeyi düşünmemiş; aksine, başarılarına gıpta edilen bir meslektaş olarak görmüşlerdir. İslâm dünyasındaki bu ekonomik hareketlilik Yahudileri öyle bir etkilemiştir ki, temelde ziraat ehli olan, Bâbil sürgününde ve Helenistik dönemde de ticaret yapan Yahudiler, İslâmî dönemde bizzat tüccar sınıfı olarak ortaya çıkmışlardır. Yahudilerin İslâm ticaret medeniyetinin doğuşundan önce de kendilerine ait bir ticaret tecrübeleri vardı. Ancak ticaret, Yahudi tarihinde X. ve özellikle de XI. asır ve sonrasında olduğu kadar Yahudi nüfusun bu kadar geniş bir kısmını etkileyip içine almamıştı. Günümüzün Tüccar Yahudi tipi İslâmî dönemde ortaya çıkmıştır. Yahudilerin İslâmî dönemde ziraatçı ve şehirlerin kapalı küçük zanaat ve esnaf tipinden, büyük sermayeleri kontrol eden uluslar arası tüccar ve banker tipine dönüşümleri, Ortaçağ İslâm dünyasının Yahudilere sağladığı en büyük mükafat olmuştur. Zira İslâm ın gelişiyle Yahudilerin üzerindeki siyasî, idarî ve hukukî sınırlamalar kalkmış, her alanda daha rahat hareket etme imkânı bulmuşlardır. Geniş coğrafyada istedikleri gibi ticaret imkânı bulan Yahudiler, dindaşlarıyla irtibata geçmiş ve bu geniş coğrafyada dinî âidiyet ekseninde örgütlenme imkânı bulmuşlardı. Zaten çoğunlukla şehirlerde zanaatkâr ve esnaf olarak yaşayan ve dinî inançları gereği gıda üretimi, ibadet, dayanışma ve kefâlet gibi Talmudik gelenekler de onların bu örgütlenmelerini hem teşvik etmiş hem de bu örgütlenme için gerekli zemini hazırlamıştır. Belli ekonomik standart ve özgürlüğün yakalanması, Yahudileri bilim ve sanat alanında da özgün eserler vermeye sevk etmiştir. Her din ve ırktan milletin kendini rahatça ifade imkânı bulduğu İslam toplumundaki özgürlükçü ortamda Yahudiler İslâm düşünce ve ifade tarzını benimsemiş, bu fikrî ve kültürel ortamdan etkilenmekle beraber bu ortama belli oranda katkı da sağlamışlardır. İslâmî döneme gelinceye kadar Yahudilerin etkilendiği yabancı kültür ve medeniyetlerden en önemlisi, kökeni eski Yunan a dayanan Helenizm olmuştur. Bin yıl boyunca bu kültürden fazlasıyla etkilenen bazı Yahudiler bu dönemde Grekçeyi benimseyerek kendi din ve kültürlerinin yeni bir yorumunu da yapmaya çalışmışlardır. Ancak geleneksel Yahudilik Helen bilim ve düşüncesine kapılarını kapatmayı tercih etmiş, putperest bir topluluğun mahsulü olan bu faaliyetlerden, bozulmamak ve kaybolmamak için uzak durma yı yeğlemiştir. Önemli etkisine rağmen Yunan medeniyeti ile temas, kültürel birliktelik bazında memnuniyet verecek şekilde sonuçlanmamıştı. Yahudilerin tarihlerinde temasta bulunup en fazla etkisinde kaldığı medeniyet ise, Ortaçağ dünyasına her manada hakim olan İslâm medeniyeti olmuştur. Yahudiler ve 71

14 Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri Yahudilik, tarihi boyunca hiçbir zaman, İslâm medeniyetiyle olduğu kadar başka hiçbir medeniyetle yakın ve verimli bir birliktelik yaşamamıştır. Klâsik İslâmî dönem (Abbâsî ve Fâtımî dönemleri), Yahudi literatürünün en zirvede ve en üretken olduğu dönem olarak öne çıkar. Şiir, dil ve edebî çalışmalar, İslâm kültür ve medeniyetinin etkisinde gelişmiştir. Aslında Yahudi düşüncesini esasen, İslâm bilim ve düşüncesinin, süzülerek Yahudi hayatına giriş yapan bilim ve düşünce olarak nitelemek hiç de yanlış olmayacaktır. VIII ve XI. yüzyılda Arapça yazan Yahudi tabip, matematikçi, astronom ve filozoflarla kelimenin tam anlamıyla bilim, tarihlerinde ilk kez Yahudiler arasında bilinmeye ve kullanılmaya başlamıştır. Zira, İslâmî döneme gelinceye kadar Yahudi bilim ve düşüncesi tamamen basit, pratik gözlemler ve sonuçlarla, derinliği pek de önemli olmayan mitolojik düşüncelerden ibaretti. Talmud ve Agada külliyâtında bahsi geçen bilimsel konulara hasredilmiş küçük de olsa kayda değer herhangi sistematik bir risale mevcut değildir. Bütün bu ilmî faaliyetler, belli ekonomik standardı ve özgürlüğü yakalamış bir toplum tarafından gerçekleştirilmiştir ki, bunların ortaya çıkmasındaki en önemli etken de İslâm medeniyetinin Yahudilere sağladığı ortamdır. Bu dönüşümün tamamlandığı asır, X. asırdır ve bu asır Yahudi tarihi açısından da Altın Çağ kabul edilmektedir. İslâm toplumunda sosyo-ekonomik açıdan dönüşüm yaşayan Yahudiler, Müslümanların ulûm-ı dahîle adı verdikleri tıp, eczacılık, astronomi, astroloji ve felsefe gibi beşerî bilimlerde de rol almışlardır. Bu dönemde dinen Yahudi olsalar da şeklen, ruhen ve kültürel açıdan kesinlikle Yahudi değillerdi. Yahudiler İslâm düşünce ve ifade tarzını bu dönemde benimsemiş, İslâm dünyasındaki fikrî ve kültürel ortamdan bu dönemde etkilenmiş ve bu ortama belli oranda katkıyı da yine bu dönemde sağlamışlardır. İslâm medeniyetinin zirvesi olarak kabul edilen IX ve X. asırlar, aslında Yahudiliğin de her yönüyle tekâmülü anlamına geliyordu. Yahudi hukuku, ibadeti ile dinî şiir ve edebiyatı bu asırlarda sistematik hale getirilmiş ve bu gün dahi elden düşmeyen ve kaynak vazifesi gören klasik metinler bu asırlarda telif edilmiştir. İbranîce bu dönemde Arapça örnek alınarak bilimsel bir şekilde çalışılmış, Ahd-i Atîk teki metinlerin doğru anlaşılması için belli kurallar geliştirilmişti. Dil çalışmalarının edebî bir yan ürünü olan Yeni-İbrânî şiirinin (Neo-Hebraik) sosyal hayatta ve sinagogda önemli fonksiyonlar icra etmeye başlaması da bu döneme dayanmaktadır. İslâm dünyasındaki dinî-felsefî çalışmalar ve tartışmalar ile bilim ve kültürün, Yahudileri de etkileyerek hummalı bir çalışmaya teşvik ettiği, ittifakla kabul edilen bir husustur. İslâm öncesinde olduğu gibi, İslâmî dönemden 2-3 asır sonrasına, yani Arapçanın tamamen benimsenmesine kadar Yahudiler ibadet ve dinî metinlerde Aramîceyi kullanmaya devam etmişlerdi. Arapçanın hakimiyetiyle beraber Talmud dilinin günlük 72

15 Nuh ASLANTAŞ hayattan yavaş yavaş ortadan kalkmaya başlaması, dinî metinlerin Yahudiler eliyle Arapçaya tercüme edilmesi zaruretini ortaya çıkarmış; Tevrat, cemaatin kullanımı için önde gelen din adamları tarafından tercüme edilmiştir. Şiir, dil ve tefsîr gibi, Yahudi hukuku alanında yapılan çalışmalar da İslâm dünyasındaki ilmî hareketlerden etkilenilen bir faaliyet alanı olarak öne çıkar. İslâmî dönemde Yahudi din adamlarının en üretken oldukları saha, hukuk sahası olmuştur. Yahudiler, özellikle Bağdat taki İslâm hukuku üzerine yapılan yoğun faaliyetlerin de etkisiyle kendi hukuklarını sistematik hale getirmeye çalışmışlardır. İlk iki asrında İslâm dünyasında ortaya çıkan çeşitli fikrî tartışmalar Yahudi cemaatlerini de derinden etkilemişti. Bu tartışmaların etkisiyle Yahudilerde de pek çok yeni mezhep ve fikir hareketi ortaya çıkmıştır. Geleneksel Yahudilik (Rabbânîlik) bu felsefî ve kelâmî tartışmalara uzun süre kapılarını kapasa da, İslâm dünyasında çeşitli fırkalar tarafından savunulan kelâmî argümanların Yahudiliğe uygulanması ve netice olarak Rabbânî cemaatlerin içinden çıkan fırkaların bazı Yahudi cemaatleri de etkisi altına almaya başlaması, geleneksel Yahudiliği bir arayışa sürüklemiştir. Netice olarak İslâm dünyasında Yahudiler, Yahudiliğin geleneksel dinî görüşlerini yorumlayarak aklî delillerle temellendirmeye çalışırken aynı çizgide düşünen Müslüman meslektaşlarının felsefî ve kelâmî argümanlarından faydalanmaktan da çekinmemişlerdir. İslâmî döneme gelinceye kadar Yahudilerin dinî alandaki çalışmaları daha çok Talmud ve Agada üzerine yoğunlaşmıştı. İslâmî dönemle beraber, Müslümanların Kur ân ı anlamak için dil çalışmalarına yönelmesi, bu çalışmaları örnek alan Yahudileri de kutsal metinleri ve anadillerini araştırmaya ve öğrenmeye sevk etmiştir. İslâm dan önce İbranîce, Aramîce ve Yunanca yazan Yahudi din ve bilim adamları her nedense İbranîceyi sistematik bir dil hale getirmemiş/getirememişlerdi. İslâmî dönemledir ki, Müslümanların Arap dili ve grameri üzerine yaptığı hummalı araştırma ve çalışmalar, gecikmeli de olsa Yahudileri harekete geçirmiştir. IX. asırdan itibaren İslâm dünyasında Arap dili ve dilcilerinin en hararetli takipçileri, Yahudi dil bilimciler olmuştur. Yahudilerin İbranî dili üzerine yaptığı çalışmalar sadece Arapça yazılması açısından değil, metot ve terminoloji açısından da Arap dilcilerinin etkisiyle kaleme alınmıştı. Tarih boyunca yazıda ve konuşmada çeşitli dilleri kullanan Yahudiler İslâmî dönemde de Arapçayı benimseyip kullanmışlardır. Bu dönemde Yahudiler Tevrat dili olması sebebiyle İbranîce, Talmud ve responsa dili olması sebebiyle Aramîce, ait oldukları toplumun bir parçası olarak da Arapçayı (laşon Yişmaelim) kullanmışlardır. İslâmî dönemde günlük hayatta kullanılmayan İbranîce sadece dinî ve edebî literatürde kullanılmakta idi. Yahudiler ibadet dili olduğu için İslâmî dönemde ibadetlerinde İbranîceyi kullanmaya devam etmişlerdir. Hatta bu dilde az da olsa telifât yapmışlardır. Ancak 800 lerden itibaren hem konuşma hem de yazıda Aramîce yerini 73

16 Tarih Boyunca Müslüman-Yahudi İlişkileri yavaş yavaş Arapçaya bırakmaya başlayacaktır. Bu yönelişteki en büyük etken, Arapçanın artık bilim dili haline gelmesidir. Günlük hayatı ve ilmî sahayı tamamen işgal eden Arapça, IX. asırdan itibaren dinî alanı da tehdit eder hale gelmiş, İbranîce ve Aramîcenin hakim olduğu sahalarda dahi Arapça kullanma eğilimi baş göstermiştir. Bu dönemlerde artık günlük hayatta Müslüman halk ve idarecilerle irtibat kurmak isteyen Yahudilerin Arapça konuşması da kaçınılmaz hale gelmiştir. Özellikle Yahudi tüccarların yazışmalarında kullandıkları dil neredeyse tamamen Arapça idi. Sa diya ile beraber ilim dili özelliği kazanan Arapçanın benimsenmesi Yahudi tarihinde bambaşka bir şekilde tezahür etmiştir. İslâmî döneme gelinceye kadar Yahudiler, Arapça ile İbranîceyi kısmen mezcederek kısmen de müstakil, başka hiçbir dili bu şekilde müşterek olarak kullanmamışlardır. İslam dünyasında özellikle Moğol istilâsından sonra başlayan hızlı gerileme, Batıda Osmanlıların İslâm dünyasının kaderini yeniden ellerine almaları ile tekrar yükselişe geçmiştir. Doğu İslam dünyasında Abbasî, Fatımî ve Memlûk halklarının gerileme ve çöküş kaderini paylaşan Yahudiler, Osmanlılarla birlikte yükseliş kaderine de ortak olmuşlardır. Roma-Bizans döneminden beri Anadolu ve Balkanlar da yaşayan Romanyotlar; Fatih, Yavuz ve Kanunî dönemlerinde doğu bölgelerindeki toprak kazanımları ile Osmanlı hakimiyetine giren Araplaşmış Yahudiler (Müsta ravim/mizrahim) ile kökenleri sürgün ve iskânlara dayanan Aşkenaz ve Sıfarad Yahudi cemaatleri, varlıklarını Osmanlı hakimiyetinde özgür bir şekilde devam ettirmişlerdir. Özellikle 1492 yılında İspanya dan sürülen Sıfarad Yahudileri, beraberlerinde getirdikleri insan gücü, bilgi ve zenginlikle, küçülmekte olan Doğu Yahudileri için taze bir kan olmuş, dindaşlarının o sırada yükselme süreci başlayan Avrupa dünyasına açılmalarını da sağlamışlardı. Sarayda sultanların danışmanı, banker ya da hekimi olarak önemli vazifeler işgal eden Yahudiler, XV. asrın sonu ile XVI. asırlarda aklî ve dinî ilimlerde de önemli başarılara imza atmışlardır. Bu asırlar, Yahudilerin İslam dünyasındaki İkinci Altın Çağı kabul edilebilir lü yıllara kadar devam eden bu süreçte Yahudiler Avrupa daki dindaşlarının yaşadıkları baskı ortamından çok uzak liberal koşullar altında Osmanlılarla verimli bir birliktelik sürdürmüşlerdir. 300 yıl boyunca Türkiye Yahudileri, o dönem Yahudi dünyasının merkezi haline gelen ekoller oluşturarak İsrail halkının odağı olmuştur. Ancak XVIII. asırdan itibaren Osmanlı topraklarında her alanda Yahudilerin yerini Ermeni ve Rumlar almaya başlamış, zamanla sarayda nüfuz sahibi Yahudi kalmamıştır. Ortaçağda Abbasî, Fatımî ve Memlûk Yahudilerinde olduğu gibi, Osmanlı halkının gerileme ve çöküş dönemlerindeki kaderini, Türkiye Yahudileri de paylaşmıştır. 74

17 Nuh ASLANTAŞ Özetlemek gerekirse; İslâmî dönem, Yahudi tarihi açısından çok önemli bir dönem olarak öne çıkar. İslâm döneminde dünyadaki Yahudi nüfusunun önemli bir kısmının yaşadığı İslâm dünyasında, Yahudilere büyük müsamaha gösterilmiştir. Yahudiler dinlerine uygun olarak geçimlerini bu dönemde herhangi bir engelle karşılaşmaksızın sağladıkları gibi, elde ettikleri ekonomik refah sayesinde ilmî çalışmalarını da özgür bir biçimde yerine getirebilmişlerdir. Günümüzün tüccar ve entelektüel Yahudi tipi İslâmî dönemde ortaya çıktığı gibi, Yahudiliğin İslâmî ilimlerin esas alınarak yeniden şekillendirilmesi de bu dönemde yapılmıştır. Dolayısıyla İslâm dünyası özelde Yahudiler genelde ise diğer din mensuplarıyla yaşayabilecek erdemli bir tarihe, tarihî tecrübeye ve tarihî dinamiklere sahiptir. Son zamanlarda özellikle Batı da başlayan yabancı ve Müslüman karşıtlığının, bu erdemli tecrübeden alması gereken önemli dersler vardır. Dünya, adaletli bir yönetim için Hz. Ömer in takipçisi Müslümanları beklemektedir. Öte yandan Son zamanlarda özellikle Batı da başlayan yabancı ve Müslüman karşıtlığı ile entegrasyon adı altında yapılmaya çalışılan asimilasyon girişimlerinin bir arada yaşamın güzel örnekleriyle dolu bu tecrübeden alması gereken önemli dersler vardır. 75

İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI

İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI M.Ü. İLÂHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI Nu: 226 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ GENÇ AKADEMİSYENLER İLAHİYAT ARAŞTIRMALARI SEMPOZYUM 1-2 MAYIS İSTANBUL Editör Yrd. Doç. Dr. Sami ERDEM İstanbul

Detaylı

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI

Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İSLAM TIBBI Tıbb-ı Nebevi İslam coğrafyasında gelişen tıp tarihi üzerine çalışan bilim adamlarının bir kısmı İslam Tıbbı adını verdikleri., ayetler ve hadisler ışığında oluşan bir yapı olarak

Detaylı

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri) ARAŞTIRMA ALANLARI 1 Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı alanlarına dair araştırmaları kapsar. 1. Kur an tarihi 2. Kıraat 3. Memlükler ve

Detaylı

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu. Türk İslam Bilginleri: İslam dini insanların sadece inanç dünyalarını etkilemekle kalmamış, siyaset, ekonomi, sanat, bilim ve düşünce gibi hayatın tüm alanlarını da etkilemiş ve geliştirmiştir Tabiatı

Detaylı

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI ALANLAR ve ÖNCELİKLER AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI 1- Kur an İlimleri ve Tefsir Kur an ilimleri, Kur an tarihi, tefsir gibi Kur an araştırmalarının farklı na dair araştırmaları 1. Kur an tarihi 2. Kıraat

Detaylı

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IV/2 (Güz 2011), ss. 179-183. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU Halil İbrahim Bulut, Araştırma Yayınları, Ankara, Nisan 2011,

Detaylı

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ Tarihi Öğretim Yılı Dönemi Sırası 2014-2015 2 1 B GRUBU SORULARI 12.Sınıflar Öğrencinin Ad Soyad No Sınıf Soru 1: Aşağıdaki yer alan ifadelerde boşluklara

Detaylı

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya VAHYE DAYALI DİNLER YAHUDİLİK Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya nispetle verilmiştir. Yahudiler

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURÂN A ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR ILH333 5 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Seçmeli

Detaylı

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI 4. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 4.1. DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kültürler arası etkileşimin hızlandığı

Detaylı

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem Ders. Kur'an Okuma ve Tecvid I SELÇUK ÜNİVERSİTESİ İSLÂMÎ İLİMLER FAKÜLTESİ LİSANS PROGRAMI 1. Yıl / I. Dönem 3801101 3802101 Kur'an Okuma ve Tecvid I 3801111 3802111 Arapça Dil Bilgisi I 2 2 3 3 3801112 3802112 Arapça Okuma-Anlama

Detaylı

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ 5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ Allah İnancı Ünite/Öğrenme Konu Kazanım Adı KOD Hafta Tarih KD1 KD2 KD3 KD4 KD5 KD6 Allah Vardır ve Birdir Evrendeki mükemmel düzen ile Allahın (c.c.) varlığı ve birliği

Detaylı

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de. 2014 İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te 9 da AK YIL: 2012 SAYI : 164 26 KASIM 01- ARALIK 2012 BÜLTEN İL SİYASİ VE HUKUKİ İŞLER BAŞKANLIĞI T E Ş K İ L A T İ Ç İ H A F T A L I K B Ü L T E N İ 4 te Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır

Detaylı

qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer REHBERLİK SERVİSİ tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui

qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer REHBERLİK SERVİSİ tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer REHBERLİK SERVİSİ tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty Çalışma, Başvuru, Sevk Sistem Esasları uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui 28.04.2014

Detaylı

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine)

MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) MANASTIR TIBBI (Monastic Medicine) Hipokratik-Galenik Tıp ekolunun devamı Cerrahi teknikler bilinmesine rağmen, yüksek enfeksiyon riski nedeniyle zorunlu haller dışında pek uygulanmıyor Tam olarak hangi

Detaylı

Tel: / e-posta:

Tel: / e-posta: 1-Sempozyuma Davet: ULUSLARARASI CÂMİ SEMPOZYUMU (SOSYO-KÜLTÜREL VE MİMARÎ AÇIDAN) 01-02/ Ekim/ 2018 Tarih boyunca câmiler Müslümanların itikat, ibadet, ilim, sosyal, kültürel ve mimari açıdan hayatın

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM FELSEFE TARİHİ I Ders No : 0070040158 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HZ.MUHAMMEDİN HAYATI DKB 05 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin

Detaylı

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur.

İsra ve Miraç olayının, Mekke de artık çok yorulmuş olan Resulüllah için bir teselli ve ümitlendirme olduğunda da şüphe yoktur. Alıntı; FarukBeşer İsra Suresi hicretten bir yıl önce indirilmiş. Yani Hicret yakındır ve artık Medine de Yahudilerle temas başlayacaktır. Sure sanki her iki tarafı da buna hazırlıyor gibidir. Mescid-i

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS SİYER II İLH 114 2 2+0 2 2 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri 1 ) İlahi kitapların sonuncusudur. 2 ) Allah tarafından koruma altına alınan değişikliğe uğramayan tek ilahi kitaptır. 3 ) Diğer ilahi

Detaylı

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi Dil - Kültür İlişkisi Kültür Nedir? 2 Bir milletin fertlerini ortak bir çatı altında toplayan maddi ve manevi değerler bütünüdür. Örf, âdet, gelenek ve inançlar kültürün manevi kısmına; giyim kuşam, yemek,

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı İnsanın Evrendeki

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI KASIM EKİM 07-08 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı TARİH VE TARİH YAZICILIĞI

Detaylı

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır. İnsanın toplumsal bir varlık olarak başkaları ile iyi ilişkiler kurabilmesi, birlik, barış ve huzur içinde yaşayabilmesi için birtakım kurallara uymak zorundadır. Kur an bununla ilgili ne gibi ilkeler

Detaylı

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016

İktisat Tarihi I. 8/9 Aralık 2016 İktisat Tarihi I 8/9 Aralık 2016 Kredi, Finans ve Servetler İslam dinindeki faiz yasağının kredi ilişkilerinin gelişmesini önlediği sık sık öne sürülür. Osmanlı kredi ve finans kurumları 17. yüzyılın sonlarına

Detaylı

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM 15.03.2010 Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla EKONOMİK DURUM 1.5 EKONOMİK DURUM 1.5. Ekonomik Durum Arabistan ın ekonomik hayatı tabiat şartlarına, kabilelerin yaşayış tarzlarına bağlı olarak genellikle;

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK DİLİ I Ders No : 00700400 : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim Tipi Ön Koşul

Detaylı

qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty DİKKAT uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui

qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty DİKKAT uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui qwertyuiopasdfghjklzxcvbnmq wertyuiopasdfghjklzxcvbnmqw ertyuiopasdfghjklzxcvbnmqwer tyuiopasdfghjklzxcvbnmqwerty DİKKAT uiopasdfghjklzxcvbnmqwertyui VE opasdfghjklzxcvbnmqwertyuiop KONSANTRASYON asdfghjklzxcvbnmqwertyuiopas

Detaylı

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ Kur an-ı Kerim : Allah tarafından vahiy meleği Cebrail aracılığıyla, son Peygamber Hz. Muhammed e indirilen ilahi bir mesajdır. Kur an kelime olarak okumak, toplamak, bir araya

Detaylı

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ KISA ÖZET

Detaylı

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1

İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 İÇİNDEKİLER GİRİŞ...1 A. GENEL BİLGİLER...1 1. Tarihin Faydası ve Önemi...3 2. Kur an ve Tarih...4 3. Hadis ve Tarih...5 4. Siyer ve Meğâzî...6 5. İslâm Tarihçiliğinin Doğuşu ve Gelişmesi...6 B. İSLÂM

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN

Goldziher. Goldziher ve Hadis. Hadis. Hüseyin AKGÜN. Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis. Hüseyin AKGÜN 117 Hüseyin AKGÜN Goldziher ve Hadis Oryantalizm tarihinde, Yahudi kökenli bir Macar olan Goldziher in ayrı bir yeri vardır. Zira o, gerek Batı da, gerekse Doğu da görüşleriyle çok sayıda araştırmacı üzerinde

Detaylı

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖZEL BİLFEN İLKÖĞRETİM OKULU 2016-2017 ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ TEST: 16 1. Hac ibadeti ne zaman farz olmuştur? A) Hicretin 9. yılında B) Hicretin 6. yılında C) Mekke nin fethinden

Detaylı

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam

Editör. Din Eğitimi. Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev. Doç.Dr. Hasan Dam Editör Doç.Dr. Hasan Dam Din Eğitimi Yazarlar Doç.Dr. Hacer Aşık Ev Doç.Dr. Hasan Dam Yrd.Doç.Dr. Adem Güneş Yrd.Doç.Dr. Ayşe İnan Kılıç Yrd.Doç.Dr. Banu Gürer Yrd.Doç.Dr. Fatih Çakmak Yrd.Doç.Dr. Gülsüm

Detaylı

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir; Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla 3 Bu güvenli belde şahittir; 1 4 1 İNCİR AĞACI ve zeytin (diyarı) şahittir! 4 Doğrusu Biz insanı en güzel kıvamda yaratmış, 2 İncir ile Hz Nuh un tufan bölgesi olan

Detaylı

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME 2018-2019 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 6. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI SÜRE SÜRE: 12 DERS İ 1. ÜNİTE ÖĞRENME ALANI-ÜNİTE: BİREY VE TOPLUM EYLÜL EYLÜL 1. (17-23) 2.

Detaylı

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti

Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti Hac & Umre Kültür Turları Uçak Bileti İnanç odaklı bir firma olarak biz, Hz. Allah ın ve Resulullah Efendimiz in (s.a.v.) misafirlerine hizmet etme şuuruna sahibiz 29 yıllık tecrübemiz ve yüksek ilmi değerlerle

Detaylı

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 1 632-1258 HALİFELER DÖNEMİ (632-661) Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, her biri İslam ın yayılması için çalışmıştır. Hz. Muhammed in 632 deki vefatından sonra Arap

Detaylı

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN

İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN İSLAM TARİHİ II DR. HALİDE ASLAN Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum Konular *Emeviler Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum. Dönemi İdari, Mali, Sosyal ve Kültürel Durum Kaynaklar *İrfan

Detaylı

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ DANIŞMAN:Özer YILMAZ HAZIRLAYAN: Erşad TAN,Tacettin TOPTAŞ İÇİNDEKİLER GİRİŞ I-İNANÇ TURİZMİ A- İnanç Kavramı

Detaylı

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2015 2016 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek

Detaylı

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor Türkiye deki üniversite imkanlarının zorluğu ve kontenjan sıkıntısı öğrencileri değişik arayışlara itiyor. Her yıl 50 binin üzerinde

Detaylı

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI TEOG SINAV SORUSU-1 1. Bir genç, ihtiyar bir kimseye yaşı sebebiyle ikramda bulunursa Allah yaşlılığında ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder. Bu hadiste verilen mesaj aşağıdaki ayetlerin hangisinde

Detaylı

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği Mülheim an der Ruhr Fatih Camii Islam kelimesi üc manaya gelir 1. Yüce Allahın emirlerine itaat edip, yasaklarından kacınmak. 2. Bütün insanlarla diğer canlılar

Detaylı

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

2014 2015 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ KONU VE ININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ 1. ÜNİTE: KAZA VE KADER EYLÜL Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. İlk Ders Genelgesi 1. Allah Her Şeyi Bir Ölçüye

Detaylı

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi

11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi 11.05.2015 Pazartesi İzmir Basın Gündemi Prof. Dr. Köse: Organ Bağışının Dinen Sakıncası Yoktur İzmir İl Sağlık Müdürlüğü, İzmir İl Müftülüğü ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi

Detaylı

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7. Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Ortadoğu ve Afrika Araştırmacıları Derneği Yayınları Araştırma Eserleri Serisi Nu: 7 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ Dr. Ahmet Emin Dağ İstanbul, 2015 Emeviler den Arap Baharı na HALEP TÜRKMENLERİ

Detaylı

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL

2.SINIF (2013 Müfredatlar) 3. YARIYIL 4. YARIYIL ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI T U Kredi AKTS İLH001 ARAPÇA 26 0 26 26 Konu

Detaylı

Fadıl Ayğan. Eylül 2015

Fadıl Ayğan. Eylül 2015 Önsöz İnancı oluşturan temel unsurlardan biri olan nübüvvet, aynı zamanda dinler arası tartışmaların ve teolojik ilişkilerin ana konularından birini teşkil eder. Son ilâhî mesajı tebliğ eden Hz. Peygamber

Detaylı

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

ETKİNLİKLER/KONFERSANS ETKİNLİKLER/KONFERSANS Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü Züriye Oruç 1 Prof. Dr. Salim Koca'nın konuk olduğu Anadolu'nun Vatanlaşmasında Selçukluların Rolü konulu Şehir Konferansı gerçekleştirildi.

Detaylı

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU e-makâlât Mezhep Araştırmaları, IX/1 (Bahar 2016), ss. 131-135. ISSN 1309-5803 www.emakalat.com Başvuru: 07.06.2016 Kabul: 20.06.2016 İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM

Detaylı

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet.

Yine onlar, sana indirilene ve senden önce indirilene iman ederler; ahiret gününe de kesin olarak inanırlar. Bakara suresi, 4. ayet. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRENME ETKİNLİK Ders: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ Sınıf: 9.Sınıf Ünite: İslam da İman Esasları Konu: Kitaplara İman Etkinliğin adı: İlahi Mesaj Süre: 40 dak + 40 dak Yine onlar, sana indirilene

Detaylı

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ

EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ EMEVİLER VE ABBASİLER DÖNEMİ DERS NOTLARI VE ŞİFRE TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ TÜRK TELEKOM NURETTİN TOPÇU SOSYAL BİLİMLER LİSESİ TARİH ÖĞRETMENİ EMEVİLER Muaviye tarafından Şam da kurulan ve yaklaşık

Detaylı

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 06 07 EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ AY EKİM KASIM HAFTA ARALIK DERS KONU ADI SAATİ Allah Her Şeyi Bir Ölçüye Göre Yaratmıştır Kader ve Evrendeki Yasalar İnsan İradesi ve Kader

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Kader ve

Detaylı

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Maruf Vakfı Genel Merkezinin Açılışına Katıldı. Maruf Vakfı Genel Merkez açılışı, Vakfımızın Zeytinburnu ndaki merkezinde

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS TEFSİR V İLH 403 7 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Dersin Türü Türkçe Lisans Yüz Yüze / Zorunlu Dersin Koordinatörü

Detaylı

www.vergidegundem.com

www.vergidegundem.com Fax: 0 212 230 82 91 Damga vergisi uygulamasında Resmi Daire Av. Gökçe Sarısu I. Giriş Damga vergisi, hukuki işlemlerde düzenlenen belge ya da kağıtlar üzerinden alınan bir vergidir. Niteliğinin belirlenmesinde

Detaylı

Dini Yayınlar Fuarında Çıkacak Yeni Kitaplar 2

Dini Yayınlar Fuarında Çıkacak Yeni Kitaplar 2 On5yirmi5.com Dini Yayınlar Fuarında Çıkacak Yeni Kitaplar 2 İşte Kubbealtı, Küre, Klasik, Erkam, Beyan, Fecr Yayınlarının fuarda yeni çıkacak kitapları. Yayın Tarihi : 19 Temmuz 2012 Perşembe (oluşturma

Detaylı

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL Önsöz Klasik ilimler geleneğimizin temel problemlerinden birine işaret eden tevil kavramını en geniş anlamıyla inanan insanın, kendisine hitap eden vahyin sesine kulak vermesi ve kendi idraki ile ilâhî

Detaylı

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6] K U R B A N Şartlarını hâiz olub,allah a yaklaşmak amacıyla kesilen kurban;hz. Âdem in çocuklarıyla başlayıp [1],Hz. İbrahim-in oğlu İsmail-in kurban edilmesinin emredilmesi[2],daha sonra onun yerine koç

Detaylı

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları Kur ân-ı Kerim de Oruç Ey müminler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de sayılı günler içinde Oruç tutmanız farz kılındı. Umulur ki, bu sayede, takva mertebesine

Detaylı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU DERS BİLGİLERİ Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU İLH322 6 2+0 2 3 Ön Koşul Dersleri Dersin Dili Dersin Seviyesi Türkçe Lisans Dersin Türü Yüz Yüze

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : KELAM TARİHİ Ders No : 0070040093 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 3 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK)

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim Öğretim Yılı 1.ve 2.Öğretim (2010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ 01-014 Eğitim Öğretim Yılı 1.ve.Öğretim (010 ve Sonrası) Eğitim Planları HAZIRLIK SINIFI (YILLIK) KODU DERSİN ADI İLH001 ARAPÇA 0 Konu Başlıkları (Yıllık) T Sözlü

Detaylı

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ, Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ Ders No : 0070040072 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü

Detaylı

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin İslâm Araştırmaları Dergisi, Sayı 22, 2009, 155-181 VEFEYÂT Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin Doç. Dr. M. Süreyya Şahin i 24 Ocak 2008 tarihinde Hakk ın rahmetine tevdi ile ebedî yolculuğuna uğurladık. Akademik

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI.. LİSESİ TARİH I DERSİ BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU

2014-2015 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI.. LİSESİ TARİH I DERSİ BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI (BEP) FORMU EYLÜL - EKİM I.ÜNİTE :TARİH BİLİMİ Kaynaştırma *İşlenen ve anlatılan konular aracılığı ile öğrenci tarihin tanımı eğitimine tabi olan * Tarihin zamanla alakalı bir bilim olduğunu kavrar. hakkında bilgi

Detaylı

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler. İSLAM DÜŞÜNCE TARİHİNDE MEZHEPLER Prof. Dr. Mehmet Saffet Sarıkaya RAĞBET YAYINLARI TANITIM: Mezhep, insanların yaşadıkları sosyal çevrede sinin ana kaynaklarını anlama ve uygulamada ortaya çıkan farklılıkların

Detaylı

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI 7. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ UYGULANMASI 7.1. KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMININ TEMEL FELSEFESİ VE GENEL AMAÇLARI Kelam; naslardan hareketle inanç esaslarını ve insanın düşünce yapısına ilişkin temel

Detaylı

TÜRKİYE DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR. (Ahmet BURAN-Berna YÜKSEL ÇAK, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, 318 s.)

TÜRKİYE DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR. (Ahmet BURAN-Berna YÜKSEL ÇAK, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, 318 s.) TÜRKİYE DE DİLLER VE ETNİK GRUPLAR (Ahmet BURAN-Berna YÜKSEL ÇAK, Akçağ Yayınları, Ankara 2012, 318 s.) Murat AKA Eski dünyanın en önemli medeniyet merkezlerinden olan Anadolu yüzyıllardır değişik milletlere

Detaylı

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a): da: - Yavrum ne oldu niye acele acele camiye koşuyorsun? der. Bu soruya karşılık çocuk - Efendim,

Detaylı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ Öğrenme Alanı: İNANÇ. ÜNİTE: KAZA VE KADER Öğrencilerle Tanışma, Dersin Amacı ve İşleniş Şekli. Öğretmeni tanır ve dersin amacı, derste işlenecek konular ve ders işleme teknikleri hakkında bilgi sahibi

Detaylı

Avrupa da Yerelleşen İslam

Avrupa da Yerelleşen İslam Avrupa da Yerelleşen İslam Doç. Dr. Ahmet Yükleyen Uluslararası İlişkiler Bölümü Ticari Bilimler Fakültesi İstanbul Ticaret Üniversitesi İçerik Medeniyetler Sorunsalı: İslam ve Avrupa uyumsuz mu? Özcü

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : TÜRK KÜLTÜRÜNDE HADİS (SEÇMELİ) Ders No : 0070040192 Teorik : 2 Pratik : 0 Kredi : 2 ECTS : 2 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim

Detaylı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ EKİM 2017-2018 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ Ay Hafta Ders Saati Konu Adı Kazanımlar Test No Test Adı Hayat Amaçsız

Detaylı

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA Sayı : 10476336-100-E.531 29/01/2019 Konu : Ders İçerikleri-Çağdaş Türk Lehçerleri ve Edebiyatları Bölümü İLGİLİ MAKAMA Bu belge 5070 Elektronik İmza Kanununa uygun olarak imzalanmış olup, Fakültemiz Çağdaş

Detaylı

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid Dînî olmayan münâsebetlerde gayr-i müslimleri kutlamanın hükmü ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية ] ريك - Turkish [ Türkçe - şeyh Muhammed Salih el-muneccid الشيخ مد صالح املنجد Terceme: IslamQa koordinasyon:

Detaylı

Aynı kökün "kesmek", "kısaltmak" anlamı da vardır.

Aynı kökün kesmek, kısaltmak anlamı da vardır. Kıssa, bir haberi nakletme, bir olayı anlatma hikâye etmek. Bu Arapça'da kassa kelimesiyle ifade edilir. Anlatılan hikâye ve olaya da "kıssa" denilir. Buhâri, bab başlıklarında "kıssa"yı "olay" anlamında

Detaylı

Gelenek ve kadınlara şiddet. Zorunlu evlilik

Gelenek ve kadınlara şiddet. Zorunlu evlilik Gelenek ve kadınlara şiddet Zorunlu evlilik Viyana, 2017 Künye Medya sahibi, editör ve yayıncı: Federal Sağlık ve Kadın Bakanlığı Dep. IV/5, Minoritenplatz 3, 1010 Viyana Grafik tasarım BMGF Viyana, Nisan

Detaylı

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ

MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ MANİSA'DAN KUDÜS İZLENİMLERİ İlahiyat Fakültesi, Manisa İl Müftülüğü ve İlim Yayma Cemiyeti Manisa Şubesi işbirliği ile düzenlenen; Manisa Valisi Erdoğan Bektaş, Rektörümüz Prof. Dr. A. Kemal Çelebi, Rektör

Detaylı

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır. İslam çok yüce bir dindir. Onun yüceliği ve büyüklüğü Kur an-ı Kerim in tam ve mükemmel talimatları ile Hazret-i Resûlüllah (S.A.V.) in bu talimatları kendi yaşamında bizzat uygulamasından kaynaklanmaktadır.

Detaylı

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : 00004003 Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4 Ders Bilgileri Ders Türü Öğretim Dili Öğretim

Detaylı

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi Savaşın başından bu yana yedinci hac dönemi yaklaşırken hac ibadetini yerine getirmeyi çok isteyen, farklı şehirlerde yaşayan üç Suriyelinin hikayesi.

Detaylı

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2 (2012), ss

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2 (2012), ss Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2 (2012), ss. 349-353. Sami Kılıç, İlâhi Dinlerde Yiyecek ve İçecekler Ankara: Sarkaç Yayınları, 2011, IX+226 s. Bilindiği üzere doktrinel ve

Detaylı

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ Prof. Dr. Mustafa KESKİN - Prof. Dr. M. Metin HÜLAGÜ İÇİNDEKİLER Sunuş Önsöz Giriş I. Tarihi Seyri İçerisinde Kayseri II. Şehrin Kronolojisi III. Kültürel Miras A. Köşkler

Detaylı

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS. 226 652) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK Eski İran da Din ve Toplum (M.S. 226-652) Yazar: Yrd. Doç. Dr. Ahmet Altungök Yayınevi Editörü: Prof. Dr. Mustafa Demirci HİKMETEVİ

Detaylı

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ARAB DİLİ VE BELAGATİ Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı, İslâm dininin temel kaynaklarını doğrudan anlayabilmek, temel İslâm bilimleri ve kültür tarihi alanlarında yazılmış olan

Detaylı

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI

6. SINIF DERS: DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÜNİTE:1 KONU: DEĞERLENDİRME SORU VE CEVAPLARI 1- Soru: Allah ın insanlar arasından seçip vahiy indirdiği kişiye ne ad verilir? Cevap: Peygamber/Resul/Nebi denir. 2- Soru: Kuran da peygamber hangi kelimelerle ifade edilmektedir? Cevap: Resul ve nebi

Detaylı

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Image not found http://bologna.konya.edu.tr/panel/images/pdflogo.png Ders Adı : İslam Siyasi Tarihinde Muhalefet Hareketleri II. Ders No : 8110020027 : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 0 Ders Bilgileri Ders

Detaylı

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ Hz. Peygamber döneminde insanların hayat tarzı, fazladan bir spor yapmayı gerektirmeyecek kadar ağırdı. Çölde ticaret kervanlarıyla birlikte yapılan seferler,

Detaylı

2010 yılının son ayına girdiğimiz bu aylarda hıristiyan olan batı toplumunda olduğu gibi

2010 yılının son ayına girdiğimiz bu aylarda hıristiyan olan batı toplumunda olduğu gibi Kuşun biri, her gün kilisenin çanına konar ve oraya pislermiş. Gel zaman git zaman derken her gün kuşun pisliğini temizlemekten bıkan papaz, bir gün aklına bir fikir gelir uygulamaya karar verir. Sabah

Detaylı

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran

Tarihi ve bugünü ile. Her an Harran Tarihi ve bugünü ile Her an Harran Güneydoğu haritası (Urfa, Harran) İbrahim Ur dan Kenan Ülkesine giderken Harran dan geçti mi? Yakup Harran da Yakup un kuyusunun fotoğrafı Yakup un kuyusu (?) Ay Tanrısı

Detaylı

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ

Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ Gençlik Eğitim Programları 7. SINIF SİYER-İ NEBİ Gençlik Programları 1. HAFTA SIYER NEDIR? Siyeri nasıl okuyalım? Niçin Peygamber gönderilmiştir? Hz. Peygamber i sevmek ve hayatının bilinmesi gerekliliğini

Detaylı

SOSYOLOJİSİ (İLH2008)

SOSYOLOJİSİ (İLH2008) DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. DİN SOSYOLOJİSİ (İLH2008) KISA ÖZET-2013

Detaylı

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki

Üniversitemiz Senatosunun tarih ve 2018/19 2 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ İSLAM VE DİN BİLİMLERİ-ULUSLARARASI İLAHİYAT PROGRAMI (%30 Arapça) (2016-2017 AKADEMİK YILINDAN İTİBAREN KAYITLI VE PEDAGOJİK

Detaylı

KURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI

KURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI KURAN IN ANLAMI İLE BULUŞMAK ARAŞTIRMASI Kasım 2007 İÇİNDEKİLER Metodoloji I. Araştırmanın Metodoloji ve Örneklemin Yapısı II. Örneklemin Mezhep Bağlılığı ile İlgili Yapısı III. Dindarlık Algısı IV. Din

Detaylı