TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü binlerce kişinin katılımıyla İzmit te gerçekleştirildi

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü binlerce kişinin katılımıyla İzmit te gerçekleştirildi"

Transkript

1 sayı 213 / 1 eylül 2011 Deprem Yürüyüşünde Serdar Harp in 1 yaptığı Eylül konuşma...4 te Sokağın sesi...6 da TMMOB İNŞAAT MÜHENDİSLERİ ODASI YAYIN ORGANIDIR TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü binlerce kişinin katılımıyla İzmit te gerçekleştirildi Bir Doğa Olayı Olan Deprem Afete Dönüşmesin. 7 de Unutmak ve unutturmak gerçekten bir cinayettir, bizler unutmamalıyız...8 de Marmara nın kaderi VOPAK a teslim edilmek isteniyor...11 de İKTİDAR UYUMA DEPREMİ UNUTMA!! 17 Ağustos un ardından tam 12 yıl geçti!!! Yaşanan acılardan ders alınmadı. Mevcut yapılar gerçekçi bir şekilde analiz edilmedi, TMMOB ve İMO bütün yapıların durum tespitlerinin yapılması için yürüdü. Güçlendirme, onarım ya da yeniden inşa gibi çalışmalar yetersiz kalmaya mahkum edildi, TMMOB ve İMO tüm binaların deprem yönetmeliğine uygun hale getirilmesi için yürüdü. TOKİ ve kamu kurumlarına ait binalar denetim dışı tutuldu, TMMOB ve İMO tüm yapıların denetlenmesi için, herkesin geleceğe güvenle bakması için yürüdü. ürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği nin düzenlediği İnşaat Mühendisleri Odası nın yürütücülüğünü yaptığı TMMOB Depreme Duyarlılık TYürüyüşü nün dördüncüsü İzmit te binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısının katılımıyla gerçekleştirildi. Hazırlıkları günlerce öncesinden başlatılan, demokratik kitle örgütlerinin İzmit birimleri ve İzmit halkının da destek verdiği yürüyüşte bir araya gelen binlerce mühendis, mimar ve şehir plancı siyasi iktidara ve yerel yöneticilere bir kez daha bir doğa olayı olan depremin can ve mal kayıplarına yol açmaması için alınması gereken önlemleri hatırlattı. İki bölümde gerçekleştirilen yürüyüşün ilk bölümü için saat da Merkez Bankası önünde toplanan mühendis, mimar ve şehir plancıları TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü pankartı arkasında Demokrasi Parkı na yürüdü. Alkış ve sloganlarla yetkililerin uyarıldığı yürüyüşte Depreme inat yaşasın hayat, Susma haykır ölümlere hayır, hükümet uyuma depremi unutma sloganları atıldı ve Can kayıplarının nedeni doğanın öfkesi değil, devletin acizliğidir, Depreme suskun kalmak yıkıma ortak olmaktır Depremlerden korkmak değil korunmak gerek dövizleri taşındı. Demokrasi Parkı nda düzenlenen mitingde TMMOB adına Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, İnşaat Mühendisleri Odası adına Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp, genç-imo adına Engin Sakın, depremzedeler adına Recep Uğur birer konuşma yaptılar.

2 2 1 Eylül 2011 Odamız, 42. Çalışma Dönemi içerisinde yapının depreme karşı davranışı, depreme dayanıklı yapı tasarımı, deprem yönetmeliğine göre yapı tasarımı, son dönemlerde meydana gelen depremlerde yapısal hasarlar, depremle yaşamak vb. konularda şubelerimizde 56 tane meslekiçi eğitim semineri ve panel gerçekleştirdi. 1 den Mehmet Soğancı, 12 yıl önce bu topraklarda yüreğimize inanılmaz bir kor düştüğünü ve normal bir doğa olayı olan depremin ülkemizdeki sistem hatalarından dolayı afete dönüştüğünü belirtti. Soğancı adı deprem olan ancak bu coğrafyada afet olarak yaşanan bu doğa olayı için mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak inatla, ısrarla bu coğrafyada toplanacaklarını ve çığlıklarını duyuracaklarını vurguladı. Dokuz yıldır ülkeyi yöneten ancak imar yasalarını, kentleşme yasalarını, yapı denetim yasalarını bir türlü insan odaklı hale getiremeyen siyasi iktidarın bugün bu alandan yükselen sesleri duyacağını söyleyen Soğancı Türkiye deprem kuşağında olan bir ülke, coğrafyanın yüzde 95 i deprem riski altında, nüfusun yüzde 98 i depremle yaşamaktadır. Bunlar biliniyor, ama biz bir şeyi daha biliyoruz: gerekli mühendislik, mimarlık hizmetleri ve yasal düzenlemelerle deprem zararları engellenebilir. Japonya da 9,0 lık deprem sadece cam salladı. El âlemin ülkesinde başardıklarına bu ülkenin halkı layık değil midir? Soruyorum size diye konuştu. Depremin üzerinden 12 yıl geçtiğini ama hala gerekli yasal düzenlemelerin yapılamadığını belirten Soğancı, Siyasi iktidarları hep uyardık. Uyarmaya devam edeceğiz: Doğa olaylarının afete dönmesini istemiyorsanız; yüzünüzü insanımıza dönün. Bilimin ve tekniğin gereğini yapın. Odalarımızın ve Birliğimizin sesine kulak verin dedi. Meslektaşlarına da seslenen Mehmet Soğancı, Buraya gelen bütün arkadaşlarımız biliyor, burada anmalara katıldıktan sonra tekrar memleketin her bir yanına dağılınca, kendimizi yetiştirme, eğitme, uzmanlaştırma konusunda elimizden geleni yapacağız. Bizim halkımıza olan boynumuzun borcu budur. Depremi unutmadık sözü bunun için çok önemlidir diye konuştu. Harp: Kadere havale edilen depremin bir de pazarı oluşturuldu Serdar Harp konuşmasına 12 yıl önce yaşamını yitirenleri anarak ve etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ederek başladı. Yaşanan her felaketten sonra her şeyi unuttuğumuzu ve aynı felaketleri değişik biçimlerde yeniden yaşadığımızı belirten Serdar Harp bizleri yönetenlerin yıllarca toplumsal hafızamızı körelttiklerini ve kendilerinden hesap sorulmasını engellediklerini kaydetti. Türkiye nin 1900 yılından bu yana 18 büyük deprem yaşadığını ve bundan sonra da depremler yaşamaya devam edeceğine dikkat çeken Harp, önemli olanın depreme karşı gerekli önlemler alıp, riski en alt düzeye indirmek olduğunu söyledi. Kadere havale edilen depremin son zamanlarda bir de pazarının oluştuğunu vurgulayan Harp, deprem riski karşısında büyük çaplı yıkımların ve ölümlerin yaşanması muhtemel bölgelerin üzerinde iktidar tarafından kentsel dönüşüm projelerinin oluşturulduğunu ve kamu yararı adı altında özel şirketlerin kasalarının doldurulduğunu belirtti. Türkiye nin deprem gerçeğini rakamlarla ifade eden ve tehlikenin ürkütücü boyutlarına karşılık gerekli önlemlerin alınmadığına dikkat çeken Serdar Harp 2011 Haziran genel seçimlerinde seçime giren siyasi partilerin seçim bildirgelerinde deprem konusuna neredeyse hiç girmediklerini kaydetti. Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı önemlidir ancak eksiklikleri giderilmelidir Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı Taslağı nı değerlendiren Serdar Harp, depreme yönelik bir strateji ve eylem planının olmasını önemsediklerini ancak taslakta bazı eksikler olduğuna dikkat çekti. Harp, eğer planın kâğıt üzerinde kalması istenmiyorsa eksikliklerin önerilerimiz çerçevesinde giderilmesi gerekmektedir dedi. KHK ler yoluyla TMMOB ye ve Odalara yapılan sistemli saldırılara da dikkat çeken Harp, TMMOB tarihinin, baskılara ve sindirme politikalarına karşı bir mücadele tarihi olduğunu hatırlattı ve TMMOB nin direngenliğini dosta düşmana yeniden gösterme zamanını geldiğini vurguladı. genç-imo bilimin ve tekniğin halkın hizmetine sunulduğu bir ülke için mücadele ediyor genç-imo adına söz alan Engin Sakın, genç-imo nun doğal olayların afet olarak yaşanmaması, bilimin ve tekniğin halkın hizmetine sunulduğu bir ülke için mücadele ettiğini belirtti. Depremden zarar görmenin kader olmadığını, güvenli konutlarda oturmanın, güvenli kamu yapıları kullanmanın herkesin hakkı olduğunun bilincinde olduklarını vurgulayan Sakın konuşmasını Depremi yaşayan tüm ülkemiz halkının acısını paylaşıyor, bir daha depremleri afet olarak yaşamama dileğiyle sizleri sevgiyle selamlıyoruz diyerek tamamladı. Yürüyüşün ikinci bölümü için gece saat 02:00 da Demokrasi Parkı nda toplanan mühendis, mimar ve şehir plancıları meşaleler, sloganlar ve dövizlerle Anıtpark a yürüdü. Yürüyüş depremin yaşandığı saat olan de Anıtpark ta depremde yaşamını yitirenler adına yapılan bir dakikalık saygı duruşuyla sona erdi.

3 Depreme Duyarlılık Yürüyüşlerimiz Depreme Duyarlılık Yürüyüşlerinin ilki 2008 yılında Gölcük te düzenlendi. İstanbul, Sakarya, Bursa ve Düzce den eşzamanlı başlatılan, Gölcük te gerçekleştirilen etkinliklerle tamamlanan yürüyüşte İnşaat Mühendisleri Odası yetkilileri uyarmak için sözü eyleme dönüştürmüştü. Depreme Duyarlılık Yürüyüşlerinin ikincisi Unutmadık, unutturmayacağız, unutulmasına izin vermeyeceğiz sloganıyla yine Gölcük te bir araya gelen binlerce inşaat mühendisiyle gerçekleştirildi. Binlerce kişi hep bir ağızdan yetkilileri duyarsız kalmamaya ve önlem almaya çağırdı. Depreme Duyarlılık Yürüyüşlerinin üçüncüsü Yalova da düzenlendi. Daha kapsamlı olması ve ilgili meslek odalarının da dâhil edilmesi amacıyla Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) çatısı altında, İnşaat Mühendisleri Odası nın yürütücü- lüğünde gerçekleştirilen üçüncü yürüyüşe binlerce mühendis, mimar ve şehir plancısı katıldı. İnşaat Mühendisleri Odası, hazırladığı Türkiye nin Deprem Gerçeği Raporu nu Türkiye Büyük Millet Meclisi nin ilgili komisyonlarıyla paylaştı ve yetkilileri önlem almak üzere harekete geçmeye çağırdı. Raporda ülkemizin yüksek riskli yapıları, kentsel dokusu, mevcut yapı stokumuzun durumu, yapı denetim sisteminin sorunlu yönleri, imar afları ve denetimsizlik birçok yönüyle değerlendirildi. 1 Eylül Kocaeli İKK Yürüyüş öncesi basın toplantısı düzenledi TMMOB Depreme Duyarlılık Yürüyüşü öncesinde TMMOB Kocaeli İl Koordinasyon Kurulu bir basın toplantısı gerçekleştirdi. İKK Sekreteri Nedim Kara tarafından yapılan açıklamada Türkiye nin deprem gerçeğine, depreme karşı alınacak önemlere dikkat çekildi ve yürüyüşe katılım çağrısı yapıldı. Türkiye nin depremle yaşamaya mecbur olduğuna dikkat çeken Nedim Kara Depremler yerkabuğunu oluşturan levhaların sınırlarındaki devingenlik ve değişim nedeniyle, bu ortamdaki deformasyonlar ve gerilme birikimlerinin kırılma sınırına ulaştığında oluşan ve saniyeler süren, Yerküre nin doğal süreçleridir. Bu doğal sürecin oluşumu önlenemez ve engellenemez. Ancak gerekli tedbirlerle, özellikle yapısal tedbirlerle, can ve mal kayıpları azaltılabilir dedi. Ülkemizin bir afet ülkesi olmaya doğru gitmesini eleştiren Nedim Kara, 17 Ağustos depreminin üzerinden 12 yıl geçmesine rağmen, mühendis, mimar ve şehir plancılarının ülkemizin deprem tehlikesi ve riski konusunda sürekli yinelediği uyarılar siyasal iktidarlarca dikkate alınmamıştır. Depremlerde can ve mal kayıplarının bu kadar yüksek olmasında imar aflarının birincil derecede önemli olduğunun artık biliniyor olması gerekir. Bilime ve mühendisliğe, akla ve uygarlığa aykırı olarak siyasal iktidarlarca uygulanan rant politikaları nedeniyle, ülkemiz sadece bir deprem ülkesi değil bir afet ülkesi olmuştur diye konuştu. Yürüyüş programı hakkında bilgi veren Nedim Kara, İzmit Halkını birlikte unutmadık, unutturmayacağız diye haykırmaya çağırdı. İMO Kocaeli Şube Başkanı Aykut Bozkurt, İMO Genel Sekreter Yardımcısı Gülsüm Sönmez ve Mimarlar Odası Kocaeli Şube Başkanı Yalçın Ergen in hazır bulunduğu toplantıya TMMOB ve genç-imo üyeleri de katıldı.

4 4 1 Eylül 2011 İMO Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Harp in Depreme Duyarlılık Yürüyüşü nde yaptığı konuşmanın tam metni Sevgili İzmitliler, Değerli TMMOB Üyesi Arkadaşlarım, Değerli basın çalışanları, Türkiye nin yakın geçmişindeki en büyük toplumsal travmalarından biri olan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin üzerinden tam on iki yıl geçti. Hepimizi derinden sarsan acının yıldönümünde yitirdiklerimizi anmak depremi unutmamak ve unutturmamak için buradayız. Bizler mühendis, mimar ve şehir plancıları olarak ülkenin dört bir yanından yola çıkarak İzmit te bir araya geldik. Bizlere bu en acılı gününüzün yıldönümünde ev sahipliği yaptınız, teşekkür ediyoruz. Ayrıca sesimizi ilgililere duyurabilmek için yaptığımız etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen herkese insanımız adına, toplumumuz adına, bu acılı coğrafyada yaşayan vatandaşlarımız adına teşekkür ediyoruz. Değerli arkadaşlar, Tarihin acı ironisi; yaşadığımız her büyük felaketten sonra her şeyi unutuyor, ardından aynı felaketleri değişik biçimlerde yeniden yaşamaya mahkûm oluyoruz. Yaşadıklarımız, acılarımız, anılarımız, bizi biz yapan izlerdir, beynimizde yüreğimizde ve geleceğe doğru giderken aklımıza öncülük eden onu tetikleyendir. Bizleri yönetenler yıllarca toplumsal hafızamızı körelterek kendilerinden hesap sorulmasını engellediler. Oysa unutturmak insan varlığına taammüden yapılmış planlanmış bir cinayettir. Ağır ve derinden gelen bir yok oluştur unutmak. Değerli arkadaşlarım, Ülkemiz 1900 yılından bu yana 18 büyük deprem yaşadı. Yüz binin üzerinde yurttaşımız hayatını kaybetti ve yaralandı çok büyük acılar yaşadık. Dünyanın oluşumundan bugüne kadar depremler hep vardı ve bundan sonra da sürekli olacaktır. Depremin ne zaman ne büyüklükte olacağı soruları, teknolojinin bugün ulaştığı seviye göz önüne alındığında yanıtlanabilir sorular değildir. Bu nedenle önemli olan depreme karşı gerekli önlemleri alıp riski en alt düzeye indirmektir. Ancak siyasi iktidar deprem riskini umursamamakta ve gerekli önlemleri almamaktadır. Ülkemizdeki deprem gerçeği karşısında göstermelik adımlar dışında çözümler üretilmemekte, yaşanması muhtemel depremlerin ağır sonuçları kadere havale edilmektedir. Sonuçları kadere havale edilen depremin son zamanlarda bir de pazarı oluştu. Deprem riski karşısında, büyük çaplı yıkımların ve ölümlerin yaşanması muhtemel bölgelerin üzerinde iktidar tarafından geliştirilen adına kentsel dönüşüm denilen projeler bu noktadaki örneklerdendir. Bunun yanı sıra kamu yararının, şirketlerin kasasını dolduran bir demagojiye nasıl dönüştürüldüğüne de tanıklık ediyoruz. Neticede tüm bu olumsuzluklar içerisinde 2011 Türkiye sine geldik. Ve değişen bir şey yok, yine aynı tablo ile karşı karşıyayız Deprem gerçeği karşısında başta okul, hastane, öğrenci yurtları gibi kamu binaları olmak üzere tüm yapılarda güçlendirme ve yenileme çalışmaları yetersizdir. Değerli İzmitliler, Türkiye de 35 il 1.derece, 22 il 2.derece, 13 il ise 3.derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Aktif fay hatları ülkemizi adeta bir ağ gibi sarmıştır ve Türkiye topraklarında yaklaşık 50 milyon kişi 1. derece deprem bölgesinde yaşamaktadır. Yüz binlerce insanımızın can güvenliği deprem tehdidi altındadır. Türkiye her geçen gün büyük trajediye yaklaşmaktadır. Ancak siyasi erk hala önlem almamakta direnmektedir Haziran genel seçimlerinde seçime giren siyasi partilerin seçim bildirgelerinde deprem konusu yok denecek kadar az yer aldı. Afetler konusunda geleceğe güvenle bakmamızı sağlayacak çözüm önerileri olmadığı gibi mevcut çözümlerin de ikna edici yanı yok. Başta güçlendirme çalışmaları olmak üzere deprem tehlikesine karşı alınacak tüm önlemler önemlidir. Ancak asıl ihtiyaç mevzuatta gerekli değişiklikleri yaparak geleceğimizi güven altına almaktır. Mevzuatta yapılacak değişiklikler işleyişte de köklü değişiklik anlamına gelecek yasal dayanak ile depreme güvenli yapıların inşa edilmesi sağlanacaktır. Yeri gelmişken yapı denetim sistemine ilişkin birkaç noktaya değinmek isterim. Bilindiği üzere 2001 yılından bu yana 19 pilot bölgede uygulanmaya başlayan yapı denetim sistemi gecikmiş bir kararla 1 Ocak 2011 tarihi itibariyle tüm Türkiye de uygulamaya konuldu. Fakat mevcut mevzuattaki sorunlar varlığını korumakta ve uygulama yanlışları devam etmektedir. Bir doğa olayı olan depremin can ve mal kaybına yol açmamasını sağlamanın yolu sağlıklı bir yapı denetim sisteminden geçmektedir. Bu nedenle odamız yapı denetim sistemiyle ilgili ısrarcı olmak ve konuyu bıkıp usanmadan kamuoyu gündemine taşıma kararlığındadır. Yapı denetim sisteminin eksiklikleri giderilerek işlerliğe kavuşturulması yarınların güvencesi olacaktır. Doğal afet riskinin en alt düzeyde olduğu Avrupa ülkelerinde bile yapı denetim konusunda gerekli düzenlemeler yapılmışken, büyük depremler yaşayan ve bekleyen ülkemizde yapı güvenliği iktidar nezdinde gerekli ilgiyi görememektedir. Gerekli değişiklilerin ve düzenlemelerin yapılması için siyasi irade kullanılması zorunluluktur. Eğer bu irade kullanılmaz kentleşmeye ve yapılaşmaya dair yasal düzenlemeler yapılmaz ve İMO Haziran 2009 tarihleri arasında İstanbul da Avrupa İnşaat Mühendisleri Konseyi ve Dünya İnşaat Mühendisleri Konseyi ile ortaklaşa Uluslararası Deprem ve Tsunami Konferansı düzenledi. Depremin ülkemizde yaşatacağı kayıplar bilim insanları, uzmanlar ve mesleğin uygulayıcısı olan inşaat mühendisleriyle uluslararası düzeyde değerlendirildi.

5 1 Eylül yapı denetim sistemi revize edilmezse ileride yaşayacağımız yıkımın şimdiye kadar yaşananlara göre kat kat fazla olacağı bilinmelidir. Değerli Arkadaşlar, İktidar gücünü elinde tutan AKP inatla, tasfiye ettiği kamu alanının rantını sermayeye, olumsuz sonuçlarının sorumluluğunu da mühendislere sunmaktadır. Yasal ve fiili durumda yaşanan tüm bu çelişkiler giderilmediği ve kamu eliyle düzenlenmediği müddetçe, yaşanan olumsuzlukların faturası asla mühendislere kesilemez. Kamu alanının tasfiyesi siyasi iktidarın fay hattıdır. Bu fay hattı 12 Eylül sonrası uygulamaya konulan, emperyalist kapitalist sistemin istemlerine göre dizayn edilmiş ve bugün AKP eliyle uygulanmaya devam edilen neo-liberal politikaların bir sonucu olarak oluşmuştur. Bu fay hattında oldukça büyük bir enerji birikmiştir ve yakın zamanda büyük bir depreme gebedir. AKP bir an önce kapitalizmin fay hattı üzerine inşa ettiği politikaları ve uygulamalarını sonlandırmalıdır. Çünkü bu depremin toplumsal bir cevabı olacaktır ve AKP bundan asla kaçamayacaktır. Değerli İzmitliler, Yalova Taşköprü ye bağlı Laledere deltasında Hollanda kökenli Royal Vopak adlı bir firma 2008 yılından bu yana kimyasal atık depolamak üzere 150 adet tanktan oluşan depolama tesisi kurmak için çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye gelişmiş ülkelerin kimyasal ve tehlikeli atık çöplüğü haline getirilmek isteniyor. Üstelik bu tesis Yalova gibi deprem riski çok yüksek olan bir yerde aktif fay hattı üzerinde kurulmak isteniyor. İnşaat Mühendisleri Odası ile birlikte bölgedeki sivil toplum örgütleri bu projeye karşı çıkıyor. Yetkililer 12 yıl önceki felaketi unutmuş olmalılar ki olası bir depremde sadece Yalova yı değil bütün Marmara bölgesini büyük bir felakete sürükleyecek bu projeye karşı sessiz kalmaktadırlar. Şimdi sizlere soruyorum arkadaşlar, depremin geleceği ayan beyan ortadayken ve iktidar bu konuda yeterli adım atmazken biz bu konuda seyirci mi kalacağız. Elbetteki hayır, biz yılların mücadele deneyimi ile bilimin ve tekniğin aydınlattığı yolumuzda istikrarlı bir şekilde yürüyeceğiz, yani mücadele edeceğiz. Sevgili arkadaşlar, İşte biraz da bu yüzden TMMOB bugün bir saldırı altındadır. TMMOB nin ülkemizi ve mesleğimizi ilgilendiren tüm sorunlarda aldığı tavır, nasıl önceki iktidarları rahatsız ettiyse bugünkü iktidarı da aynı şekilde rahatsız etmektedir. Egemenler, her dönemde TMMOB nin etkisizleştirilmesi ve yok edilmesi için çaba harcamışlardır. Bugün de KHK ler ile bakanlıklarda yapılan düzenlemeler aracılığıyla AKP iktidarı TMMOB ye karşı aynı çabayı sürdürmektedir. Görevlerimiz ve sorumluluklarımız giderek büyüyor. Bir yandan çığ gibi büyüyen toplumsal sorunlara müdahale etmeye ve çözümler üretmeye çalışırken diğer yandan da ülkemizdeki baskıcı ve otoriter niteliğini giderek ezici yok edici bir güce dönüşen siyasi iktidara karşı mevzilerimizi savunmaya çalışacağız. TMMOB tarihi, baskılara ve sindirme politikalarına karşı da bir mücadele tarihidir aynı zamanda. TMMOB ye karşı, kurulan yeni bakanlıklar aracılığı ile büyük bir saldırının başladığı şu günlerde TMMOB nin direngenliğini dosta düşmana yeniden gösterme zamanı da gelmiştir. Çünkü TMMOB demek, İnsan hayatı karşısında azgın kâr hırsının devre dışı bırakılması için mücadele demektir. Piyasanın dizginsiz talanı karşısında kamu yararını savunmak demektir. Baskının ve zulmün kol gezdiği koşullarda, eşitlik, özgürlük, barış, demokrasi şiarını yükseltmek demektir. TMMOB ye sahip çıkmanın anlamı bugün burada toplanmamızın anlamıyla aynıdır. Ülkenin dört bir yanından gelip burada toplandık. Bir gerçeğe işaret etmek, yetkilileri harekete geçirmek ve her şeyden önemlisi büyük bir acının unutulmamasına katkıda bulunmak için geldik. İktidar aygıtlarıyla uyuşturulmaya ve tepkisizliğe alıştırılmaya çalışılan bir toplumun parçaları olarak, körler ülkesinin gören gözleri olabilmek için geldik. Bu anlamda bugün burada bulunmanın anlamı tahmin ettiğimizden daha büyüktür. Sevgili İzmitliler, Son günlerde basında Başbakanın, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığınca hazırlanan Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı nı açıklayacağına ilişkin haberler yer almaktadır. Öncelikle belirtmeliyim ki Türkiye nin depreme yönelik bir strateji ve eylem planına sahip olması son derece olumlu bir gelişmedir. Odamızın yıllardır gerekliliğini sıkça vurguladığı Ulusal bir Planın geç de olsa hazırlanmış olması sevindiricidir. Ancak Eylem Planı taslağında bazı eksiklikler mevcuttur. Eğer bu planın kağıt üzerinde kalması istenmiyorsa eksikliklerinin önerilerimiz çerçevesinde giderilmesi gerekmektedir. Sevgili İzmitliler, Değerli arkadaşlarım; Son olarak; Tarihsel sürekliliği içerisinde toplumcu çizgisinden ödün vermemiş ve mücadeleci kimliğini sürekli yenilemiş olan İnşaat Mühendisleri Odası adına hepinize katkılarınızdan ve katılımınızdan dolayı teşekkürlerimi iletiyor, Afet riskinin en alt düzeyde yaşandığı bir Dünya dileğiyle saygı ve sevgilerimi sunuyorum. Odamız, deprem mühendisliği alanında nitelik ve nicelik olarak yaşanan gelişmeleri takip etmek, değerlendirmek ve uygulamaya yansımasına katkıda bulunmak amacıyla 7 kez Ulusal Deprem Mühendisliği Konferansı ve iki tane sempozyum düzenledi. genç-imo üyeleri halka Depreme Duyarlılık Yürüyüşü nü duyurdular Depreme Duyarlılık Yürüyüşü nden üç gün önce İzmit e giden genç-imo üyeleri, İzmit ve Gölcük te İnşaat Mühendisleri Odası nın yürüyüş için hazırladığı broşürleri halka dağıttılar. Sokaktaki halka ve esnafa yürüyüşün amacını anlatan genç-imo üyeleri, yeni acıların yaşanmaması için bölge halkını yürüyüşe destek olmaya çağırdılar.

6 6 1 Eylül 2011 Sokağın sesi Depreme Duyarlılık Yürüyüşümüzün bir gayesi de depremi yaşamış olan insanların yanında olmak, onların acılarını paylaşabilmek ve seslerini duyurabilmelerine bir nebze olsun katkıda bulunmaktı. Deprem Özel sayısı olarak hazırladığımız Teknik Güç ün bu sayısında İzmit ve Gölcük te sokak röportajları gerçekleştirdik. Amacımız 17 Ağustosu hayatlarında bir milat olarak yaşamış olan insanların deprem sonrası yaşadıkları travmalara, konutlarının yapı güvenliğine ve yetkililerden beklentilerine dair sohbet etmekti. Kimi konuşmak istemedi, kimi belki yetkililer sesini duyar umuduyla içini döktü, kimileriyse ağlamaktan sorularımıza cevap veremedi. İşte sokağın sesi: İzmit Özhan Karayamaç / Elektrik mühendisi Depremi yaşadınız mı? Evet Kayıplarınız oldu mu? Kayınpeder, kayınvalide, kızımı ve bir oğlumu kaybettim. Herkes travmada, 12 sene geçti ama bizim travma hâlâ bitmedi. Depremden sonra evsiz kaldınız mı? Hayır, evsiz kalmadım. Ben buralıyım (İzmit), Yarımcalıyım, burada da evim var, Yarımca da da evim var. Acısu Parkı nda bir gece çadırda kaldık. Herkes oraya toplanmıştı. Kalabalık, nefes bile alamıyorsunuz. Bizim Yarımca daki bina 67 Adapazarı depremini de gördü, bu depremi de gördü. Hiçbir şey olmadı. Oraya gittim. Depremden sonra alınan tedbirler yeterli miydi? Ben mühendis olarak konuşuyorum. İçimi dökeyim de rahatlayayım. 45 santim, 30 santim etriye aralığı gördünüz mü? 28 lik demir kullanılacağı yerde 18 lik demir gördünüz mü veya 14 lük? Bizim binada 18 lik demir kullanmışlar, bina üç saniyede çöktü. Ben şikâyetçi bile olmadım; çünkü netice belli. Parça aldınız mı, numune aldınız mı? dedim. Bizim o zaman aklımıza gelmiyor. Ben cenazeleri nasıl getireceğim buraya onu düşünüyorum. Orada numuneyi mi düşüneceğim. Devletin aklı bu kadar yetmiyor mu? Numune bile almamışlar. Meryem Kavşıt /Ev Kadını Depremi yaşadınız mı? Depremi yaşadık. Kayıplarınız oldu mu? Eşimin annesini kaybettik, ablamı kaybettim, yedi yaşındaki oğlumu kaybettim. Eviniz yıkıldıktan sonra nerde kaldınız? Prefabrik evde kaldık. Kaç yıl kaldınız? 2001 yılına kadar kaldık galiba. Ev verdiler, bizi apar topar yerleştirdiler. Sonra bize verdikleri evleri geri almak istediler. Ben hiç gelmek istemedim, eşime de gitmeyelim dedim. Bize ev vermezler dedim. O bana inanmadı. Şimdi bazen eşimle muhasebesini yapıyoruz da, keşke senin dediğini dinleseydim, gelmeseydik diyor. Çok yıprandım, yani deprem hiç bitmedi. Acılarımı yaşayamadım. Prefabrikteyken acılarımı içime sindire sindire yaşıyordum. Buraya geldik, itilmece, kalkmaca, çocuklarımın gözünün önünde dayak yedim, sinir spazmı geçirdim. Neydi yani suçum neydi? Düşünüyorum; ben hırsızlık yapmadım, kimseye kötülük yapmadım, benim depremde ölmüşlerimin üzerinden rant elde ettiler, ben buna müsaade etmek istemiyorum. Yetkililerden talebiniz nedir, ne istiyorsunuz? Evlerimizi elimizden almasınlar, neyse bedeli ödeyelim, benim yavrumun kokusu bu evlerde. Yani biz zaten bedelini ödedik buranın, peşin ödedik geldik, neyse maddi olarak da yine ödemeye hazırız. Ayşegül Şenolcan / Düzce Depremzedeler Derneği Başkanı İzmit e yürüyüş için mi geldiniz? Biz, Kocaeli Depremzedeler Derneği nin yapacağı anma yürüyüşüne destek olmak için geldik. TMMOB un yapmış olduğu yürüyüşe de katılalım, onlarla da yürüyelim dedik. Zaten TMMOB un deprem sonrası, deprem bölgesiyle ilgili yaptıkları bizce çok değerlidir, önemlidir. Bunların daha artarak sürmesi gerektiğini düşünüyorum, çünkü önemli bir güç, önemli bir baskı gücü olduğunu düşünüyoruz biz. Bize o dönemde yaptıkları için de çok teşekkür ederiz ayrıca. Sizin depremde kayıplarınız oldu mu? Şahsen kendimin olmadı ama Depremzedeler Derneğiyle ve depremzedelerle o kadar yüz yüze geldim ve o kadar çok kaybı olan insanla ilişki kurmak durumunda kaldım ki, onların ne hissettiğini bayağı iyi anlayabiliyorum. Tabii ki sevdiğimiz arkadaşlarımız, dostlarımızdan yitirdiklerimiz oldu, ama şu bir gerçek, mesela Gölcük te yaşayan insanların kayıplarının tarifi mümkün değil, Adapazarı nda yaşayan insanların kayıplarının tarifi mümkün değil. Benim genellikle karşılaştıklarım hesap soran insanlardı, dava açan insanlardı, kızgın insanlardı, öfkeliydiler ama haklıydılar. Yani bu öfkelerinin karşılığını hesap vermek ve hesap sormak anlamında alabildiklerine de inanmıyorum. Çünkü bu konuda hukuk sistemi de yetersiz, davalar zamanaşımına uğradı, davalar birkaç kişinin üzerinden yürütülmeye çalışıldı, sanki bu ülkede hiçbir şey olmamış gibi. Bugün de geldiğimiz noktada yapılan açıklamaların hemen hepsine şöyle bir baktığımızda, 12 yıl önce bir şey olmamış, her şey basit ve geçmişte kalan bir sorunmuş gibi algılatılmaya çalışılıyor insanlara. Buna karşı çıkmak lazım, buna her şeye rağmen itiraz etmek lazım. İşte bugünler onun için. Depremin üzerinden 12 yıl geçti, deprem sonrasında alınan tedbirleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Biz, yaklaşık 12 yıldır depreme hazırlıklı olma, gereken önlemlerin alınması konusunda depremi yaşayanlarla birlikte dillendirmeye çalışıyoruz. Ancak, herhalde söylemediğimiz söz, bu konuda insanların yaşadıkları üzerinden ortaya koymadığımız talep kalmadı. Fakat mevcut iktidarların hiçbirisi bu konuda duyarlı değil. Genellikle basit ve gündelik çözümler peşinde koştukları için, günü kurtarma peşinde oldukları için ve toplumu buna yatkın hale getirdikleri için -12 yıl sonra tabii ki depremin hemen ardından yaşadığımız duyarlılıklarımız yavaş yavaş maalesef azalmakta- sonuç alamıyoruz. Özellikle Düzce açısından size bazı şeyler söyleyebilirim. Hiçbir şey değişmedi hayatımızda. Özellikle depremde hasar görmüş, hâlâ ayakta olan binalarla ilgili gereken tedbirler, yenileme çalışmaları veya sağlamlaştırma adına yapılan hiçbir şey yok diyebiliriz. Ancak verilen bir kredi, devletin verdiği bir kredi ve onun üzerinden yapılan basit makyaj çalışmaları söz konusu. Biz biliyoruz ki, biz Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde yaşıyoruz. 12 yıl önce olan deprem -ki, zaten 17 Ağustos un arkasından, 12 Kasım depremi de yaşamış bir şehrin insanlarıyız- yine olacak, ama bu yapılanlar bizim bir sonraki depreme hazırlıklı olmamızın önünü açmıyor. Aksine şehrin daha büyük riskler taşıdığını düşünüyoruz. O binaların o şekilde bırakılması, orta hasarlı binalar adı altında icat edilen bir onarma ve güçlendirme işlemi yapılmakta. Ancak iki yıl oldu, bu onarım güçlendirme işlemlerinin süresi bitti. Ne merkezi irade, ne yönetim, ne yerel yönetimler bu konuda herhangi bir tedbir ve önlem almıyor. Bunu zaman içerisinde giderilebilir, kendi kendine çözülebilir bir iş haline getirdiler. O yüzden biz afet bilincinin yaygınlaştırılmasının da devletin asli görevi olduğunu düşünüyoruz ve yapı denetimi görevinin belediyelerin ve valiliklerin en önemli görevi olduğunu düşünüyoruz. Bu konularda gerekli duyarlılığı göstermedikleri kanısındayız. Hâlâ prefabrikte yaşayan insanlar var, örneğin Düzce de. Bu prefabriklerde yaşayan insanların konut sorunu, sağlıklı ve güvenli konutlarda oturabilmelerini sağlayacak şekilde mutlaka çözülmelidir. Yine derneğimizin üyesi olanlar evsiz depremzedeler, kendi konutlarını yapmak, aynı zamanda o deprem ve depreme karşı duyarlılıklarını yaptıkları binalara yansıtabilmek için bir çalışma yürütüyoruz. Yaklaşık 8 yıl oldu, ama bunlar kör, sağır, dilsiz, biz olunca duymuyorlar, başka şeyleri duyuyorlar. O yüzden bugüne kadar yapılanlardan ne bir ders aldığımızı, ne de afete karşı ve bundan sonrakilere karşı hazırlıklı olduğumuzu söylemek mümkün değil. Gölcük Yavuz Şahna / Memur emeklisi Depremde burada mıydınız? Artvinliyim, depremden bir gün önce izne ayrıldım, Artvin e gittik. İnsan kaybımız yok ama oturduğum ev yerle bir oldu. Sonrasında ne yaptınız? Bir hafta sonra geldim, tanıdıklarım, komşularım hiç kimse kalmamış. Buradan tayin alıp, Erzurum a gittim. Orada toparlanana kadar iki sene geçti, iki sene sonra kalıcı konutlar yapılınca tekrar döndüm. Kalıcı konutlarınız nerede şimdi? Şirinköy de. Şu anda kaldığınız evden memnun musunuz? Evet, çok şükür, yoktan bir ev verdi devlet, sağ olsun. Burası bir deprem bölgesi, yapı güvenliğiyle ilgili ne gibi önlemler alınabilir? Bundan sonra yapılan inşaatların kontrol edilmesi, çok iyi olur. İnşaatların devlet kontrolünde olması lazım, bilinçsiz yapılaşma olmamalı, sağ kalanlar için hayat devam ediyor. Komşularınız ne yaptı? Depremden önceki komşularımızın hepsi rahmetli oldu. Metin Akın/Emekli Depremi yaşadınız mı? Yaşadım. Gölcük te miydiniz? Gölcük teydim. Yaşadığım ev beşinci kattaydı. Bir gürültüyle uyandım. Kalktım, kaçayım, aşağı ineyim dedim, önce pantolonu giyeyim dedim ama kalkıp da o pantolonu giyemedim bir adım atamadım, yıkıldım. Her şey yıkılmıştı, ayaklarım cam parçalarından hep kesildi. Eviniz yıkıldı mı yani? Evim yıkılmadı, ağır hasar gördü. Fakat sonra ilkokula yakın olduğu için ileride yıkılır, çoluk çocuğa zarar verir diye yıktılar. Bizi de Şirinköy kalıcı konutlarına yerleştirdiler. Şimdi Allah razı olsun, mutluyuz, iyiyiz, orada yaşıyoruz. Yaşadığınız evle ilgili tereddütleriniz var mı? Evim acaba yıkılır mı gibi korkularınız var mı? Hiç sorun yok, çünkü bize verdikleri zaman, 10 şiddetinde depreme dayanıklı olarak reklâmını yaptılar.

7 Kim verdi? Dünya Bankası. Peki depremle ilgili sizce ne tür önlemler alınabilir? Şimdi depremle ilgili çok güzel takipler var. Mesela eskisi gibi öyle 8 lik demir kullanmayıp, 10 luk demir kullanıyorlar, çelik demirler kullanıyorlar. Yani çok güzel bir şey. Ali Yavuz/Gölcük Belediyesi nde gece bekçisi Depremde Gölcükte miydiniz? Tabi buradaydım. Can veya mal kaybınız oldu mu? Benim kaybım olmadı fakat etrafımdaki insanların çok kaybı oldu. Eviniz hasar aldı mı? Hayır, evim yıkılmadı. Allah a şükürler olsun. Evinizle ilgili herhangi bir önlem aldınız mı? Hayır, hayır hiçbir şey almadım, niye alacağım ki? Ne gibi önlem soruyorsun bana. Depreme dayanıklılık veya güçlendirme gibi? Hayır, çatlak yok, patlak yok, neyi güçlendireceğim hanımefendiler? Peki deprem için ne tür önlemler alınmalı? Bizce, önlem alınması için binanın güçlendirmesi lazım, ama iyice çatlaksa, yık yeniden yenisini yapmak gerekir. Bu konuda yetkililere neler yapabilir? Yetkililerin elini uzatması lazım efendim, bunu baştan sonuna kadar yapmaları gerekir. Ahmet Sungur/ Gölcük Belediyesi nde görevli Depremi yaşadınız mı? Yaşadım. Eviniz depremde hasar gördü mü? Gördü, beş katlı apartmanda oturuyordum, ilk üç kat sağlam, dördüncü ve beşinci katların kolon ve kirişleri tamamen patladı. Aradan iki üç ay sonra bilim Bir Doğa Olayı Olan Deprem Afete Dönüşmesin! 1 Eylül adamları geldi kontrol ettiler. Kolonlar, kirişler kum gibi dağılıyordu. Ev sahibi son iki katı bina üzerinden aldırdı. Sonra siz başka eve mi geçtiniz? Benim karşıda boş bir arazi vardı, oraya baraka yaptım bir sene oturdum. Şimdi nerde kalıyorsunuz? Oradan çıktım tabii ki. Başka eve taşındım. Şimdi yaşadığınız evden memnun musunuz, güvenli mi sizce? Çok memnunum, zaten güçlendirilmiş vaziyette. Yani ben girmeden önce ev sahibi güçlendirdi. Depremle ilgili yetkililer ne gibi önlemler alabilir? Yetkililerin önlem alması lazım, özellikle kaçaklara önlem almaları ve takip etmeleri gerekiyor. İnşaat Mühendisleri Odası nın 1999 Marmara Depreminin 12. Yıl Dönümü Nedeniyle Yapmış Olduğu Basın Açıklaması! Ağustos 1999 toplumsal hafızalarımızda büyük acılarla ve belki de en çok çaresizlik duygusuyla anılan bir tarih olarak yerini aldı. Deprem sırasında ve sonrasında yaşanan acziyet, bir doğa olayı olan depremin bir afete nasıl dönüşebileceğini hepimize çok acı bir şekilde gösterdi. Yaşanan bu acının ardından, Türkiye nin deprem gerçeği enine boyuna tartışıldı, bilim insanları, Meslek Odaları, duyarlı siyasetçiler ve gazeteciler söz konusu gerçeğe uygun politikaların geliştirilmesi ve ivedilikle hayata geçirilmesi noktasında kendi mecralarında sorumluları uyardı, raporlar hazırladı öneriler sundu. Deprem Konseyi, Deprem Şurası ve Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi ve Eylem Planı (KENTGES) gibi birden fazla çalışma gerçekleştirildi. İnşaat Mühendisleri Odası ve TMMOB düzenlediği Kongre ve Sempozyumlarda bilim insanlarının görüşlerinin yönetmeliklere yön vermesi için çalıştı, yapı denetim mekanizmasının daha etkin bir şekilde hayata geçirilmesi için öneriler sundu, büyük Japonya depremini yerinde inceleyerek çıkarılan sonuçları Türkiye kamuoyuyla paylaştı. Depremin değil yanlış politikaların ve uygulamaların kayıplara neden olduğunu her fırsatta dile getirmekle birlikte son 4 yıldır depremin yıldönümünde konuyu görünür kılmak için Depreme Duyarlılık Yürüyüşleri düzenledi. Tüm bu çalışmalar, yürütme erkini ellerinde tutanlarca sadece seyredildi. - Mevcut yapı stokunun durumu gerçekçi bir şekilde analiz edilmediği için, ne kadarının deprem yönetmeliği, mevzuat ve standartlara uygun olduğu bir muamma olarak kaldı ve bu nedenle de güçlendirme, onarım ya da yeniden inşaa gibi çalışmalar yetersiz kalmaya mahkum edildi. - Türkiye nin yeni konut inşaa sürecinde önemli bir yere sahip olan TOKİ ve kamu kurumlarına ait binalar yapı denetim mekanizmasının dışında tutuldu. - Kaçak yapılaşmayı önleyici tedbirler alınmadı. - Sorunlar çığ gibi büyürken depreme karşı önlem alması gerekenler, rant alanları yaratan Kentsel Dönüşüm projelerine yöneldiler, mevcut konutların güvenli olmadığını, iki yeni şehir projesi adı altında insanları yeni kentlere yönlendirerek, aslında itiraf ettiler. Oysa deprem hep orada bir doğa olayı olarak sürekli bir şekilde kendisini hatırlatmaya devam ediyor. Sadece 2011 yılı içerisinde Simav, Tekirdağ ve Elazığ gibi kentlerimizde gündelik hayatı sekteye uğratan depremler yaşandı ve depreme hazırlıklı olunmadığı Simav depreminin ardından 3 ay geçmesine rağmen insanlarımızın hala çadırlarda yaşıyor olduğu gerçeğiyle bir kez daha ortaya konulmuş oldu. Basında yer alan haberlere göre yakın zamanda başbakan Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı nı kamuoyuna aktaracaktır. 17 Ağustos depreminin üzerinden 12 yıl geçtikten sonra geç de olsa, İnşaat Mühendisleri Odası ve TMMOB nin yıllardır gerekliliğini vurguladığı Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı nın hazırlanmış olması olumlu bir adımdır. Ancak Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı nın hazırlanmasından çok hayata geçirilmesi son derece önemlidir. Bu nedenle planda yer alan eksikliklerin giderilmesi, planın uygulanmasının önündeki engellerin ortadan kaldırılması anlamına gelecektir. Eğer Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planı kâğıt üzerinde kalan bir plan olmayacaksa, içerdiği görev dağılımı belirsizliğinin giderilmesi, hangi işin hangi kurumlarca üstlenileceğine açıklık getirilmesi şarttır. İşleyiş aynı zamanda yetki karmaşasına yol açmayacak şekilde düzenlenmelidir. Planda göze çarpan Afet Acil Yönetim Başkanlığının başka kurum ve kuruluşların görev ve yetkilerine müdahil olması ileride yönetim karmaşasına yol açabilecektir. Yine bu bağlamda yapılacak çalışmaların finansal kaynak ve miktarlarının açıkça belirlenmesi, sorumlu kuruluşların kaynağı nereden ve nasıl temin edecekleri konusunda netlik sağlanması, planın hayata geçirilmesi noktasında son derece önemlidir. Planda yer alan ve uygulama aşamasında ciddi zorluklar çıkarabilecek bir diğer sorun ise sismik tehlikenin belirlenmesi, yerleşimin planlanması, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesi gibi birden fazla meslek grubunu ilgilendiren konuların tek bir komisyonda toplanmış olmasıdır. Bu anlamda Deprem Güvenli Yerleşim ile Depreme Dayanıklı Yapı nın ayrı başlıklar altında ele alındığı farklı uzmanlık alanlarını içeren farklı komisyonlar oluşturulmalıdır. Ayrıca Strateji Planında mevcut yapı stokunun güçlendirilmesi ve afetlere karşı dayanıklı hale getirilmesi hususuna yer verilmiştir, ancak işlevini yitirmiş yapıların yıkılarak kentsel yenileme ile dönüştürülmesi hususuna yer verilmemiştir. Mevcut yapıların yenilenmesi, onarılması, yıkılarak yeniden yapılması, maliyetler ve kent planlaması açısından olduğu kadar kentin sosyolojisine uygun bir şekilde ele alınarak belirlenmesi gereken hususlardır. Eğer plan ile depremin yol açacağı kayıplar azaltılmak isteniyorsa, hangi yapıların nasıl dönüştürüleceği sadece güçlendirme seçeneği ile belirlenemez. Bu nedenle İnşaat Mühendisleri Odası ve TMMOB nin uzmanlıklarından faydalanılması gerekmektedir. Odamız ve Birliğimizin eylem planında ilgili kuruluşlar olarak yerini alması planın bilimsel bir yolla hayata geçirilmesine katkı sunacaktır. Planda Meslek odalarının Afete Hazırlık, Müdahale ve zarar azaltma ile ilgili mevcut çalışmalarının değerlendirilmesi ve işbirliği imkânlarının geliştirilmesi şeklinde yeni bir eylem tanımlamasına gidilmesi mümkündür. Böylelikle TMMOB nin yaptığı çalışmalardan da afet öncesi, anı ve sonrasında daha etkili bir şekilde yararlanılmış olunabilecektir. Ayrıca her ne kadar ülkemizde meydana gelen afet türleri içerisinde deprem en başta yer almaktaysa da sel, heyelan, kaya düşmesi gibi afetler de azımsanmayacak oranlardadır. Bu nedenle Ulusal Bütünleşik Afet Strateji ve Eylem Planı nın da bir an önce hazırlanarak Deprem Strateji ve Eylem Planı ile eşgüdümlü hale getirilmesi gerekmektedir. Şimdi siyasi iktidar, ya Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planındaki eksiklikleri gidererek, TMMOB ve bağlı Odaları planın oluşturulma sürecine dahil ederek uygulamaya yönelecek, ya da bu plan da tıpkı geçmiş çalışmalar ile aynı kaderi paylaşıp tozlu raflarda yerini alacaktır. Bilindiği üzere Yalova Taşköprü ye bağlı Laledere deltasında Hollanda kökenli Royal Vopak adlı bir firma 2008 yılından bu yana 150 adet kimyasal madde depolama tesisi kurmak için çalışmalarını sürdürmektedir. Aktif fay hattı üzerinde kurulan tesislerle Türkiye gelişmiş ülkelerin çöplüğü haline getirilmek istenmektedir. Bir yandan Ulusal bir Deprem Strateji ve Eylem Planı hazırlanırken diğer yandan olası bir depremde sadece Yalova yı değil bütün Marmara bölgesini büyük felakete sürükleyecek bu projeye onay verilmesi siyasi iktidarın samimiyetinden şüphe etmemize neden olmaktadır. Oysa Türkiye nin deprem gerçeği; siyasal rant elde etmek için deklare edilen ve sonra rafa kaldırılan planlara, fay hatları üzerine kurulan kimyasal atık çöplüklerine, mahal vermeyecek denli ciddi boyutlardadır. Odamız ve Birliğimiz hem Ulusal Deprem Strateji ve Planı nın, hem de Yalova da olduğu gibi yeni felaketlere davetiye çıkaracak uygulamaların takipçisi olmaya devam edecek, 17 Ağustos gibi travmaların yeniden yaşanmaması için mücadelesini sürdürecektir. Bu nedenle Ulusal Deprem Strateji ve Eylem Planındaki eksikliklerin giderilmesi ve Planın acilen uygulamaya konulması için, halkımızın acılarını paylaşmak ve tüm yetkililere sorumluluklarını yeniden hatırlatmak için 17 Ağustos ta, depremin 12. yıl dönümünde İzmit te olacağız. İhtisas alanımız nedeniyle halkımıza karşı görevli ve sorumlu bir örgüt olduğumuzun bilinciyle İnşaat Mühendisleri olarak 2008 yılı 17 Ağustos unda başlattığımız, 2010 yılında TMMOB çatısı altında gerçekleştirdiğimiz Depreme Duyarlılık Yürüyüşü nü yapıl(a) mayanlar ve yapılması gerekenleri anımsatmak ve kamuoyuyla bir kez daha paylaşabilmek için, yaktığımız dayanışma ateşiyle kardeş kalplerinin acısına ortak olmak için, yeniden aynı acıların yaşanmaması, yaşanan acıların unutulmaması için bu yıl da yine TMMOB çatısı altında gerçekleştireceğiz. Bir doğa olayı olan deprem afete dönüşmesin diye, 17 Ağustos saat de Depreme Duyarlılık Yürüyüşünde buluşalım

8 8 1 Eylül 2011 Unutmak ve unutturmak gerçekten bir cinayettir, bizler unutmamalıyız!! TMMOB nin düzenlediği İnşaat Mühendisleri Odasının yürütücülüğünü üstlendiği 17 Ağustos 2011 Depreme Duyarlılık Yürüyüşü nedeniyle İzmit te bulunan İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Serdar Harp Kocaeli Yerel Televizyonu Kanal 41 de yayınlanan Deprem Özel programının konuğuydu. Program da gerçekleştirilen söyleşinin kısaltılmış versiyonu aşağıdadır. Bugün Deprem Özel programımızda çok özel bir konuğumuz var. Türk Mühendis Mimarlar Odalar Birliği İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Sayın Serdar Harp bizimle birlikte. Efendim merhabalar. Merhabalar. Ülkemizde deprem bir gerçek bunu biliyoruz, depremle birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor ve binalarımızın sağlam olması gerekiyor. Şimdi 17 Ağustos 1999 depremini yaşadığımızdan bu yana 12 sene geçti, ancak hâlâ hukuksal anlamda süreci dolmamış ve herhangi bir karara bağlanmamış hasarlı binalar var ilimizde. Bu hasarlı binaların tehlike teşkil ettiğini biliyoruz, ancak bununla ilgili hukuksal anlamda hâlâ bir yaptırım yapılmadı. Neden efendim hukuksal anlamda, özellikle bu tarz konularda, yani binaların yıkımıyla ilgili karar verilmesi bu kadar uzun sürüyor? Bir defa şunu söyleyeyim; dünya oluştuğundan beri depremler var, doğa olaylarının bir parçası depremler de, depremlerin olması da bundan kaçınılamaz. Önemli olan oluşturulacak yapıların, ister konut olsun, ister farklı yapılar olsun, depreme dayanıklı şekilde inşa edilebilmeleri, hatta bütün afetlere dayanıklı şekilde inşa edilmeleri gerekiyor. Yer seçiminden tutun, üretim sürecine kadar tamamen mühendis hizmetleri alan yapılar afetlerde çok fazla zarar görmüyorlar. Diğer taraftan sorduğunuz soruya gelirsek; Türkiye de mevzuat birçok konuda çok eksik. Bakın bizim çocuk mahkemelerimiz yeni oluştu, yani uzmanlık isteyen dallarda uzman mahkemelerimiz yok. Adli sistemimiz, yargımız buna uygun değil, dolayısıyla da bir mevzuat boşluğu var. Şimdi özellikle deprem veya afetlerde zarar gören yapıların hukuki sorunlarını çözebilecek olan özel yetkili mahkemeler, uzman mahkemeler söz konusu olsa bu yapıların dava süreçleri bu kadar uzun sürmeyecektir. Mevzuat eksiklikleri bu işin belirleyicisidir. Elbette ki bu yapıların belki de hemen yıkılıp, yenilenmeleri gerekiyor. Çünkü sonuçta şu veya bu şekilde o yapıların içinde insanlar barınmaya devam ediyor ve onların yaşamları risk altında. O insanlara şunu diyemezsiniz kalmasın kardeşim orada, siz devlet olarak bunun önlemini almak zorundasınız, insanların sağlıklı konutlarla yaşama hakkını sağlamak zorundasınız. Dolayısıyla da bu durum tamamen mevzuat eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu durumu hiç kimsenin istediğini düşünmüyorum. Niye düşünsün böyle bir şeyi, ama yetkililerin, siyasi erkin bu sorunu çözmek için mevzuattaki eksiklikleri mutlaka bir an önce ortadan kaldırması gerekiyor. Peki efendim, şimdi ilimizde 617 tane hasarlı bina var ve 17 Ağustos depremine dönecek olursak; 17 Ağustos depreminde binaların hasar tespitleri için yetkili kişiler geldiler. Ağır hasar olan binaların yıkım kararı alındı, az hasarlı binalara güçlendirme yapıldı, ama orta hasarlılarda da aynı şekilde güçlendirme yapıldı. Şimdi hasar tespitini nasıl yapıyorsunuz, binanın neyine bakarak, nasıl bir hasar aldığına karar veriyorsunuz? Teknik olarak şudur; bir defa mühendislik hizmeti almış mıdır? ilk bakılacak nokta burasıdır. Mühendislik hizmeti almamış binaların sağlıklı olması mümkün değildir. Yani, birinci şık mühendislik hizmeti alması gerekiyor; iki, bu yapılar mühendislik hizmeti almış ama projesine uygun yapılmış mı yapılmamış mı ona bakmak gerekiyor. Projesine uygun yapılmayan yapılar genelde çok risk taşıyan yapılardır; üç, bu yapıların rölevesinin çıkartılıp, projesinin yeni deprem yönetmeliğine göre çözülmesi gerekiyor. Yani geçmiş mevzuata göre 20 yıl önce, 30 yıl önce yapılmış yapının, bugünkü mevzuata uygun hale getirilmesi gerekiyor. Bunlar yapıldığında ancak sağlıklı yapılar gündeme gelebilir, içinde yaşanacak yapılardan söz edilebilir. Ağır hasar, orta hasar veya hafif hasar tespiti de, o yapıya gidilip söz konusu kriterlere uygun olup olmadığına bakılarak yapılır. Her şeyden önce bir mühendislik hizmeti almıştır, iskânı vardır, projesine uygun yapılmıştır dersiniz. Taşıyıcı sisteminin, yani kolon ve kirişlerin, betonarme yapının zarar görüp görmediğine bakarsınız. Bu çok önemlidir. Yani duvarda bir çatlağın ya da tuğla duvardaki bir çatlağın çok fazla bir önemi yoktur, bunlar giderilebilir, ama eğer taşıyıcı sisteminde, yani kolonlarında kirişlerinde hasar varsa bu sistemi bütünüyle riske sokar. Yani bir kolonun kirişin birleşiminde dahi ortaya çıkabilecek bir hasar, bütün yapıyı tehlikeye atar; çünkü biliyorsunuz domino taşı gibi hepsi üst üste yıkılırlar, dolayısıyla da bunlara bakmak gerekiyor. Bunların durumuna göre hareket etmek gerekiyor. Elbette beton ve demir kalitesine de bakmak gerekiyor, bütün bunlar tespit edildikten sonra o yapının hasar derecesi ortaya çıkartılıp, hasar derecesine göre de yapılması gereken işlemler tespit edilebilir. Peki diyelim ki bina az veya orta hasar aldı, bu binaya güçlendirme yapıldı, güçlendirme ne kadar sağlıklı? Mesela bazı kesimler diyorlar ki eğer bina az veya orta hasarlıysa yıkılmalı, yerine yeni bir bina yapılmalı. Bazı kesimlerde, Hayır böyle bir şey yok, güçlendirme denilen bir şey vardır, projeye uygun bir şekilde güçlendirme yapıldığı takdirde bu binalar oturulabilir haldedir, dayanıklıdır, sağlamdır diyor, hangisine katılıyorsunuz? İnsan odaklı politika üretirseniz önceliği depreme verirsiniz, ama rant odaklı politika üretirseniz o zaman rantın ortaya çıkacağı projeler üretirsiniz. İkisi de doğru. Bakın, bir defa binanın fonksiyonuna ve yapısına bakmak gerekiyor. Yani burada çok önemli bir şey vardır, mesela tarihi yapıları ne yapacaksınız? Yani eğer güçlendirme yeterli olmuyorsa, yıkıp yeniden mi yapacaksınız? Yani şimdi bir binanın yıkılıp, yeniden yapılabilmesi için birtakım kriterler vardır. Mesela güçlendirmenin ekonomik boyutuna bakmak gerekiyor. Biz yapıyı güçlendirmekle sağlıklı hale getirebilirsiniz, zaten Deprem Yönetmeliğimiz de buna uygun olarak hazırlanmıştır. Ancak bir binanın güçlendirme maliyeti yıkılıp yeniden yapılma maliyetinin yüzde 60 ların, yüzde 70 lerini buluyorsa güçlendirme önerilmez. O zaman yıkılıp, yeni, hem daha narin, hem daha sağlıklı, hem yeni mevzuata, Deprem Yönetmeliğine vs. uygun, yapı-denetim tarafından denetlenen yapılar yapılır ki, bunlar sağlıklı yapılardır. Dolayısıyla hem de yorulmuşluğun da önüne geçersiniz. Mesela bu yapıların çoğu deprem görmüştür, bu nedenle şu veya bu oranda gözle görülemeyecek veya aletle tespit edilemeyecek kılcal damarlar da oluşabilir. Bunlar belki yeni bir depremde binanın yıkılmasına neden olmaz ama hasar görmesine neden olabilir. Dolayısıyla da birçok faktör var burada, yani özellikle bir, yapının niteliği; iki, mali portresi; üç, aldığı hasar durumu gözetilmelidir. Şimdi bizim halkımızın en çok kafasına takılan sorulardan bir tanesini sormak istiyorum size. Herkesin merak ettiği soru şu; benim binam

9 hasarlıydı, onarıldı, ancak İstanbul da olacak olan bir depremden benim binam yıkılır mı? Elbette böyle bir risk var. Çünkü Türkiye de denetim mekanizması iyi işlemiyor ve işler de doğru yapılmıyor. Yani bakın, ciddi ve doğru yapılan bir güçlendirme, eğer gerçekten hafif ve orta hasarlı bir yapıda yapılmış ise, (biliyorsunuz bunlar da değişebiliyor. Ağır hasarlıyı sırf ekonomik kaygılardan dolayı orta hasara çevirmek vesaire gibi işlemler de yapılabiliyor.) bu yapılarda oturmanın sakıncası yok. Yani şunu diyemezsiniz: bütün hasar görmüş yapılar veya bir deprem bölgesindeki bütün yapılar yıkılsın yeniden yapılsın sağlıklı olsun diyemezsiniz. Önemli olan bir, güçlendirmenin doğru yapılıp yapılmadığı, yani hem projelendirme aşamasında, hem imalat aşamasında, doğru yapılıp yapılmadığı; iki, hasar tespitinin doğru yapılıp yapılmadığı; üç, tabii ki orayı etkileyecek depremin şiddeti. Bunu uzaktan söylemek mümkün değil. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor mutlaka. Yapılması gerekiyor. Yapılması gerekiyor da, şunu biliyoruz ki, mali anlamda biraz yüksek oluyor bunun meblağı ve kimsenin de çok fazla bütçesi buna elvermiyor. Bununla ilgili devletin bir yaptırım yapabilme olasılığı var mı, böyle görüşmeleriniz oluyor mu ya da neler var, onları sormak istiyorum? Israrla söylüyoruz, yani bunların mutlaka yapılması gerekiyor ve bunu devletin yapması gerekiyor. Yani, hem mevzuatı oluşturmak anlamında, hem bunların kaynaklarının oluşturulması ve uzun vadeli, belki kredilendirme yoluyla sorunun çözülmesi yönünde. Ancak şunu söyleyeyim; test maliyeti çok yüksek değil, çünkü sonuçta 15 daireli veya 20 daireli bir binada daire başına düşen rakam çok yüksek değildir. Ancak bizim halkımız biraz da gerçeğin ortaya çıkmaması için yaptırmıyor. Dolayısıyla da, şimdi burada sadece özellikle test etme aşamasında yapılan, binanın envanterini çıkarmak ki bu bir anlamda binanın kimliğinin çıkartılmasıdır, ekonomik boyut ya da sarsıcı boyut bu işlemlerden sonrası için söz konusudur. Çünkü orada eğer o binanın depremde hasar göreceği ve sağlıksız bir yapı olduğu ortaya çıkarsa bir sürü ek maliyet verecektir kişiye. Ne yapacaktır? Ya bina güçlendirilecektir, ya yıkılıp yeniden yapılması gerekecektir. Dolayısıyla da işte bu noktada gücü yetmez halkın. Yani bütçe anlamında zorluyor. Kesinlikle, şimdi düşünün; kıt kanaat emekli maaşıyla, belki 20 yıl, 30 yıl çalışarak bir yapı edinmiş ve bu yapı çürük, başını sokacak başka bir evi yok, tevekkül ediyor, kaderine razı oluyor, bunu bilinçaltında yapıyor. Dolayısıyla da mecbur kaldığı için, yoksa orada yaşamak ister mi?. Yani bir mezarda yaşamak ister mi? Dolayısıyla da, burada devletin görevi ne? Devletin iki görevi vardır; bir, yapı stokunu belirleyecek, yapı envanterini çıkartacak, yani yapıların kimlikleri ortaya çıkacak; iki, eğer pratikte müdahale edilmesi gerekiyorsa, yani yıkılıp yeniden yapılması gerekiyorsa, güçlendirilmesi gerekiyorsa veya geçici iskân, ikametgâh vesaire gibi olaylar veya sürekli iskân gibi olaylar söz konusuysa bunu devletin mutlaka, birtakım fonlarla, bütçeden ayırdığı payla desteklemesi gerekiyor ve halkın ödeyebileceği koşullarda, onların konut edinme hakkını, sağlıklı konutlarda yaşama hakkını sağlaması gerekiyor. Evet, bununla ilgili çalışmaları herhalde siz de yapıyorsunuz? Yoğun şekilde, bakın geçen sene Meclis Araştırma Komisyonu nun talebiyle davet edildik ve gittik. Onlarla yaklaşık 3 saat civarında görüştük ve bizim Deprem Gerçeği Raporumuzu kendilerine sunduk, yapılması gerekenler üzerinde uzun uzun önerilerimizi ve ayrıntılarını konuştuk. Şimdi çok ilginç bir şey, yani orada konuştuğunuzda birçoğu bizim meslektaşımız veya diğer teknik mesleklerden arkadaşlardı, milletvekilleri, uzmanlar. Hiç kimse hayır demiyor, yapılması gerekenler konusunda hemen hemen herkes hemfikir, ama gerekli ve yeterli adımlar maalesef atılmıyor. Çünkü insan odaklı politika üretirseniz önceliği buna verirsiniz, ama rant odaklı politika üretirseniz o zaman rantın ortaya çıkacağı projeler üretirsiniz. Ama şunu biliyoruz ki deprem bir gerçek ve Türkiye bu depremle yaşamaya çalışıyor. 12 seneden beri Kocaeli nden sonra sıra İstanbul da deniliyor, hatta sadece İstanbul değil, bildiğim kadarıyla Gemlik, Balıkesir, yani güney kesimlerde de, bekleniyor. Bursa dahil olmak üzere. Bütün bu olacak olan depremlerden Marmara daki her il bir şekilde etkilenecek, ama iyi ama kötü bir şekilde etkilenecek. Dolayısıyla bu uzun zamandır zaten söylenilen bir şey ve bununla alakalı olarak da bir çalışma yapılmasını biz de bekliyoruz, buradan duyuralım. Bekliyoruz, istiyoruz, bu bir zorunluluk. Bakın, böyle bir mesele kişilerin inisiyatifine bırakılamaz. Şimdi Japonya da 9 şiddetinde deprem yaşanıyor, ortaya çıkana bakın, bir tane bina yıkılmadı. Tsunami, öngörülemeyen biçimde ortaya çıktığı için tsunamiden kayıplar yaşandı. Bizim insanımız başkasından değersiz mi? Biz tüm dünyada insanların sağlıklı şartlarda yaşamasını istiyoruz. Elbette Japonya daki felaketin az kayıpla atlatılmış olması çok sevindirdi bizi, ama bizim insanımızın da buna hakkı var. Simav da orta şiddetli bir deprem oluyor, insanlarımız ölüyor, yani şimdi bu olacak şey midir? Çağımızda, bugün gelinen noktada, bilimin ve teknolojinin bu kadar geliştiği bir noktada, mühendislik hizmetlerinin ve tekniğinin çok geliştiği ülkemizde, ki bizim bilgi birikimimiz, deneyimimiz, bilimsel boyutumuz dünya ölçüsündedir. Dünyanın her tarafına inşaat yapıyoruz biz, ama şimdi bunun önünü açmak gerekiyor, bundan doğru bir şekilde faydalanmak gerekiyor. Yetkililer sesimizi duysun, bağırıyoruz, yani insaf, hakikaten insaf. Bir çocuğumuzun parmağı kesildiğinde içimiz yanıyor, binlerce insanın ölebileceğini bile bile, İstanbul veya Marmara depremindeki harcayacağınız para bakın, deprem sonrası harcayacağınız ıslah çalışması için 100 Milyar Doların üzerindedir. Petrokimya tesisleriniz gidecek, santralleriniz gidecek, konutlarınız gidecek, yıkılacak, salgın hastalıklar ortaya çıkacak, belki 150 binin üzerinde insan ölecek. Bütün bunları tekrar geriye getirebilmek için yapacağımız sizin -can kayıplarını getiremezsiniz- yapıları geri getirmek için 100 Milyar Dolar. Bugün İstanbul un rehabilitasyonu için 30 Milyar Dolar yeter. 12 yıl oldu, her yıl 1 Milyar Dolar harcasanız, 30 yılda bitirirdiniz bunu. Yani her hafta biz dış borca 1 Milyar Dolar ödüyoruz. Hakikaten insanın vicdanı elvermiyor, şimdi belki tepkim biraz sert görünüyor, ama olmaz bu, bir kişinin inisiyatifiyle olmaz. Biraz düşünmesi gerekiyor yetkililerin, yani her şeye kaynak ayrılabiliyor, buna mı ayrılmıyor? Ama ne bileyim İstanbul a iki kent kuracağım deyip, rant oluşturmaya kalkarsan, kent içerisindeki yapıları yıkmadan ya da güçlendirmeden özellikle insanları orada yaşamaya çağırırsan, insanlar oraya göçsün, oradan mülk edinsinler dersen, böyle bir mantık kabul edilebilir mi? Peki efendim; evinizin altında eğer dükkânınız varsa veya asma kat çıkmışsanız, yani fazladan kat çıkmışsanız, ya da evin içindeki kolon veya kirişlere zarar vererek, odaların şekillerini değiştirmişseniz, bu binalar deprem riski taşıyan ve depremde yıkılacak olan binalar mıdır? Kesinlikle, bakın altta dükkân varsa bir problem yoktur, yani projesini eğer siz altta dükkân olacak şekilde çözmüşseniz ve bu dükkanın duvarları olmayacaksa, üstleri buna uygun inşa etmişseniz bir risk taşımaz. Bir defa proje bir mühendislik hizmeti almıştır diye kabul ediyorum. Projesine uygun yapılmayan veya daha sonra projesine uygun olmayacak şekilde tadilat yapılan bütün yapılar risk taşır ve yüksek riskli yapılardır, buna çok dikkat etmek gerekiyor. Bunun haricinde bir evde duvar dahi yıkılmamalıdır. Yani hani yaparlar ya, salonla mutfağı birleştirelim de Amerikan mutfak, hayır. Bakın, projenin rijitliği ve yapı ona göre oluşur, proje ona göre çözülmüştür. Dolayısıyla da oradaki duvarın bir taşıma gücü vardır, ve binanın salınımına etki yapar. Şimdi siz bunu kaldırdığınızda, üst katta duvar var, alt katta yok, onun altında duvar var. Böylece bakın orta katta zayıf bir kat oluşturuyorsunuz, ne oldu? Salınımda bunlar diyelim ki 5 santim salınım yaparken, o kat kendi içerisinde 10 santim salınım yapıyor ve patlatıyor. Dolayısıyla diğerlerini de risk altında bırakıyor. Tabi bütün binayı. Yani onun için projesinin, mimarisinin dışında hiçbir şey yapılmamalı. Eğer yapılacaksa, yapılması gerekiyorsa bunun önlemleri vardır. Mü- 1 Eylül Bizim insanımız başkasından değersiz mi? Biz tüm dünyada insanların sağlıklı şartlarda yaşamasını istiyoruz. hendislik hizmeti almalı ve ancak profesyonel destekle yapılmalıdır. Peki, zeminle bina arasında bir uyum olmalı mı? Zemine göre bina yapılıyor. Mesela kayalık zemin diyorlar, işte granit zemin deniyor, gevşek zemin deniliyor, hepsine göre mutlaka kat, malzeme vs gibi yapılacak şeyler değişiyor mu? Bakın zeminin bir taşıma gücü vardır. Suya doygun bir zeminin veya kum ya da çakıldan oluşan bir zeminin yapısıyla, bitkisel topraktan oluşan zeminin veya alttaki alüvyon zeminin yapısı veya kaya -işte granit olabilir, başka şeyler olabilir- zeminin taşıma gücü farklıdır. Dolayısıyla da,her yerde her tür bina yapılabilir, deniz içerisinde bile 80 katlı bina yapabiliyorsunuz. Önemli olan orada zemin iyileştirmesi yapmaktır. Yani eğer siz kötü bir zeminde bina yapıyorsanız, o zeminin kaldırabileceği kadar bina yapmalısınız. Örneğin bir yere özellikli bir bina yapmak istiyorsanız ve bu özellikli bina yüksekse, genişse, büyükse, her neyse, yani o zeminin kaldırabileceği bir binadan farklı özellikler taşıyorsa, o zaman zemin iyileştirmesi yapmak ve zeminin taşıma gücünü arttırmak zorundasınız. Mesela temeli kazıklı temel yapmak zorundasınız belki, jetgrout vb. denilen zemin iyileştirme metotlarıyla, enjeksiyonla yapmalısınız, ama burada mühendisliğin zaten özelliği, mühendisin, özellikle inşaat mühendisinin görevi oradaki zemin karakterlerine göre o zeminin kaldırabilme kapasitesini, taşıyabilme kapasitesini belirlemektir. Eğer yapılacak bina, işlevsel bir bina, farklı bir binaysa ve zeminin taşıma gücü yetersizse o zaman da zemin iyileştirmesi metotlarıyla, zeminin iyileştirip, oraya öyle bina yapılmalıdır. Bunları yaptırdığınızda problem çıkmaz, ama dört kat iskân verilmiş bir yere eğer zemin iyileştirmesi yapılmadan -o zemin karakterlerine göre veriliyor çünkü bualtı kat bir bina yapıyorsanız, bu risklidir. Bir de bazı binalarda, mesela yazlık yerlerde özellikle, deniz kumundan bina yapılır denir ve bu da risklidir, herhangi bir deprem olduğu zaman yıkılacağı söylenir ve genelde o tür yerlerde de binaların altından su çıkar, bodrum katlarından su çıkar. Mesela burada Karamürsel, Yalova, Çınarcık gibi yazlık mekânlarda deniz kumundan binalar yapılmış olabilir mi diye bir korku ve endişe var ve bazı binaların da bodrum katlarından su çıktığı söyleniyor. Bu binalar risk altında mıdır? Şimdi şöyle tabii, bodrum katından, özellikle zeminden su alan binalar risk altındadır, niçin? Çünkü korozyon vardır, yani özellikle alttaki o donatılar, demirler, süreç içerisinde oksitlenir ve taşıma gücü kapasitesini kaybeder, dolayısıyla da risk altındadır. Ancak bu deniz kumundan yapmaktan kaynaklanmaz. Bunun nedeni yalıtımın yetersiz olmasıdır. Deniz kumu zararlı, niçin? Çünkü tuz ihtiva eder. Ya çok iyi yıkanıp elenmesi gerekir, yani tamamen tuzu, ihtiva ettiği mineralleri gidermek gerekir veya kullanmamak gerekir, ama geçmişte sahil yerlerimizde, özellikle de betonun elle karıldığı dönemlerde bu çok kullanılmıştır, bu risk taşır. Yani sıvada bile kullansanız kumu, zaten görürsünüz, hiçbir şey yokken o kenarlarda beyaz beyaz sıva akmaya başlar, orada deniz kumundan sıva yapılmıştır. Nedir onun özelliği? Tuz belli bir şekilde havanın neminden dahi tatlanmaya, kristalize olmaya başlar ve dolayısıyla da orada sağlıksız bir korozyon oluşturur. Deniz kumuyla yapılmış yapılar risk taşır.

10 10 1 Eylül 2011 Duyarlı olmak zorundayız, özellikle de deprem ve afetler karşısında can kayıplarımızı ortadan kaldırabilmek için duyarlı davranmak zorundayız. Evet, şimdi diyelim ki binası 17 Ağustos depreminde hasar almış. Bu kişilere ne yapmalarını tavsiye ediyorsunuz? Hasar almış binalara yapılacak iş zaten baştan belli. Bir defa hasar tespiti yapılacak. Hasar tespiti yapıldıktan sonra -ki yapılmış olması lazım zaten bugüne kadar- hemen mühendislik hizmeti alacaktır. Bunun için mesela İnşaat Mühendisleri Odasını mı arayacaklar? Arasınlar, biz yardımcı oluruz, yönlendiririz. Hatta bizim meslektaşlarımız gelip orada bir ön değerlendirme de yapabilirler. Ancak geniş kapsamlı yapamazlar, yani bir karot alıp, bunu götürüp laboratuarda kırdırıp, beton kalitesini, demir kalitesini belirleme işlemi yapılamaz ama gelip orada bizim hasar tespit formlarımız ışığında çalışma yapılır. Yani çeşitli noktalar test edilir, işte kolon-kiriş birleşiminde hasar var mıdır, korozyon var mıdır, zemin su alıyor mudur, radye temel midir, vesaire gibi birçok yapının fiziki özelliklerine bakarak, oradaki hasarı tespit ederler ve bu binanın en azından yıkılıp yakılmayacağını o anda, içine girilip girilmemesi gerektiğini ortaya çıkarırlar. Biz bunu deprem sonrasında da yapıyoruz zaten, inşaat mühendislerinden oluşan afet hazırlık ve müdahale örgütlenmemiz var, herhangi bir afette, örneğin en son Simav da da gerçekleştirdik. Oraya ekipler gidiyor ve anında, hemen deprem ertesinde, o konutlara girip girilmeyeceğine karar veriyor ve vatandaşlarımızı yönlendirmeye çalışıyor. Şimdi bunu yapabiliriz, yani bu yönlendirmeyi yapabiliriz; çünkü bu konuda hem eğitimliyiz, hem de örgütlüyüz. Dolayısıyla bizden böyle bir katkı isteyebilirler, severek yaparız. Ondan da ötesi, mutlaka ama mutlaka yapılarını bir mühendis gözüyle, tekrar bir gözden geçirtmeleri gerekir. CNN Türk ün 16 Ağustos 18:00 ana haber bülteni canlı yayınına bağlanan Serdar Harp deprem gerçeği ve alınması gereken önlemler konusundaki görüşlerini tüm kamuoyuyla paylaştı. Yani daha detaylı bir çalışma yapılması gerekiyor. Özellikle o ön tespitten sonra, bizim mühendis arkadaşımız oraya gidip, bir ön değerlendirme raporunu çıkarttıktan sonra, bu binanın hemen elden geçirilmesi ve mühendislik hizmeti alması gerekiyor diyorsa, hemen bu yönde harekete geçilmelidir. Az önce bahsettiğiniz gibi, detaylı bir analiz yapıp, bina hakkında çok kesin bir cevap edinmek gerekiyor. Bunun aşağı yukarı maliyeti nedir? Yani çok mu yüksektir? Hayır değildir, yüksek bir rakam değildir, ama ondan sonrası yüksektir. Ödeyebilecekleri koşullarda, bunları yapmak mümkün; çünkü bunlar şahıslar için yüksek rakamlardır ama devlet için, finans kuruluşları için yüksek rakamlar değildir, karşılanabilir rakamlardır. Dolayısıyla da burada yapılması gereken, geri dönüşümü sağlayacak şekilde bunların finanse edilmesidir, bu konuda katkı koymaktır. Bakın şeyi söyleyeyim; Avcılar da ben biliyorum, ağır hasarlı denilen binalar, daha sonra eli-yüzü boyandı başkalarına satıldı, bu binalarda insanlar yaşıyor. Ve risk altındalar. Tabii, bu insanlar yarın bir depremde can kaybına uğrayacaklar, maldan söz etmiyorum bakın, can kaybına uğrayacaklar. Şimdi bunun sorumluluğu çok büyük, dolayısıyla da yetkililerin buna göre hareket etmesi gerekiyor. Bundan tam bir sene önce bir televizyon programına eski Bayındırlık Bakanı, -şimdi tabi bakanlık da değişti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı oldu- Sayın Mustafa Demir bağlandı, bir söz verdi, 8 yıl içerisinde dedi, biz bu dediklerinizin hepsini yapacağız. Yapı stoku belirlenecek, yapı envanteri çıkartılacak, güçlendirilmesi gereken yapıların güçlendirmesi, yıkıp yeniden yapılması gereken yapıların belirlenmesi, yapılması, vesaire bunların hepsini yapacağız. Aradan bir sene veya bir buçuk sene geçti, bugüne kadar yine herhangi bir çalışma yok. Bu çok ciddi bir sorumluluk. En azından insanlar neyin altında yaşadıklarını, binalarının ne olduğunu bilsinler, bunları insanların inisiyatifine bırakmayın, mevzuatı değiştirin ve insanları zorlayın ya siz gidin yapın ya da bize deyin ki siz yapın. Biz yapalım, elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince, yeter ki finanse edin biz yapalım. Bunu para kazanmak amacıyla falan da değil, sadece kamusal bir hizmetin yerine getirilmesi anlamında yapalım. Peki Az önce bahsettik, Japonya bir deprem ülkesi ve sık sık deprem oluyor, öyle küçük depremler de olmuyor ve oradaki binalara bakıyoruz, evet hakikaten binalar yıkılmıyor, depremden dolayı ölen yok, yani bina yıkılmasından dolayı ölen yok diyelim daha doğrusu. Bizim ülkemize baktığımız zaman maalesef depremlerde muhakkak can kaybı veriyoruz. Bunun sebebi nedir? Yani biz neden onlar gibi olamıyoruz? Çünkü insan faktörünü hep göz ardı ediyoruz. Bizim politikalarımızın temelinde, odağında insan yok. Şimdi bakın Japonlar ne yaptılar? Japonlar plânlar yaptılar, yani kısa vadeli, orta vadeli ve uzun vadeli plânlar yaptılar ve bu afetlerin kaçınılmaz olduğunu bilerek, bu afetlerin üstesinden gelecek yapılar oluşturdular. İnanın bana deprem yönetmelikleri bizden farklı değil, ama diğer mevzuatları, denetim başta olmak üzere, yapı-üretim sürecinin bütün aşamaları, çok sıkı bir devlet denetimi altındadır ve bizdeki gibi kaçak yapılaşma, imar affı, ihale yasasındaki boşluklar, belediyeler yasasındaki boşluklar yoktur onlarda. Bunu insan yaşamına değer verdikleri için yaparlar ve sonuçta ne oluyor? Bugün o kadar şiddetli depremler ve afetler görmelerine rağmen bizim çok daha düşük şiddetli depremlerde verdiğimizden çok daha az kayıp veriyorlar, hatta zaman zaman hiç vermiyorlar, hele 7-7,5 şiddetindeki depremler onları hiç etkilemiyor, yani günlük olağan olaylar. Biz özellikle 1999 a kadar zaten deprem gerçeğini kendi içimizde hissetmedik, ne zaman hissetmeye başladık? 1999 da.çünkü kentlerimizi vurmaya başladı. Kırsal alanda birçok insan deprem nedeniyle ölüyordu, ama hiç kimsenin bu kadar dikkatini çekmiyordu. Ölümün bize ve yerleşimlerimize ne kadar yakın olduğunu 99 depreminde gördük. Hepimiz yaşadık, ben de İstanbul da yaşadım o depremi. Benim binam da 12 katlı bir bina, resmen sallandı, aynalar, çerçeveler döküldü, ölümü hissettim. Dolayısıyla da şimdiki duyarlılığımız bu noktadan sonra, 99 dan sonra başladı. Korktuk, dolayısıyla da ölümün bize de ulaşabileceğini gördük, afetin bize de ulaşabileceğini gördük. Daha önce bu kadar tedirgin değildik. Ondan sonra ne yaptık? Bir süre yağdık kükredik, sonra unuttuk ve bugün gelinen nokta, dünden çok farklı değil emin olun. Yani o binalar hâlâ duruyor, bakın bu binaların çoğu, yıllıktır. Peki yıllık yapıların -özellikle de betonarme yapılar için söylüyorum- bugünkü mevzuata uygun olduğu söylenebilir mi? Deprem riski taşımadığı söylenebilir mi? Yüzde 40 ı hiç mühendislik hizmeti almamış, ama mühendislik hizmeti alan yüzde 60 nın dahi sağlıklı olduğu söylenebilir mi? Çünkü beton kalitesi belli, elle yapılan betonlar, demir kalitesi belli. İnşaat malzemesi farklı, yapım teknikleri farklı, projelendirme farklıydı, çünkü yeni Deprem Yönetmeliğimiz çıktı, biz eski konutlarda yaşıyoruz, çocuklarımız bu konutlarda okuyor, hastalarımız bu hastanelerde yaşıyor. Şimdi bunların hepsinin elden geçirilmesi gerekiyor. Yani eğer siz bunu belirleyecek çalışmaları dahi yapmamışsanız, bugün geldiğimiz noktada 12 yıl sonra ne yaptınız? Yeni kentler oluşturuyorlar, yahu oluşturmanız bir şey ifade etmiyor, oralarda yine aynı nüfus yaşıyor, çünkü yıkılmıyor ki oralar. İstanbul un neresi hasardan sonra yıkılıp da yeni yapıldı? Hiçbir yer. Yok, Suriçi ni alın, Kadıköy bölgesini alın, Adalar ı alın, yani nereyi alırsanız alın. Yeni yapılan yerler nereler? Sosyal konut falan değil onlar, lüks konut. Çünkü TOKİ nin yaptığı konutların ancak yüzde 10 u sosyal konut, onların da niteliği ve kalitesi belli, ya diğerleri? Yeni nüfusu çekiyor oraya, çünkü o günden bugüne İstanbul un nüfusu da artıyor. Bakın oraların hepsi dolu, Koca Mustafa Paşa mı boşaldı, Fatih mi boşaldı, neresi boşaldı? Kadıköy mü boşaldı? Kocaeli nde bakın, eski yapıların hangisi boş? Yani o hasarlı denilenlerin dışında hangisi boş? Hepsinin içinde yaşıyorsunuz, yaşıyoruz. Peki, bu binalar sağlıklı mı? Belli değil. Yani hakikaten söylenecek çok şey yok. Biraz insan sevgisi, biraz vicdan, biraz sağduyu, biraz insan odaklı politikalar, bu işin çözümü için olması gerekenler. Zor değil, teknik ve bilimsel bilgi birikimimiz, deneyimimiz var. Türkiye dünyanın belki de en kaliteli inşaat malzemelerini üretiyor. Ekonomik imkânlarımız yok değil, var, bunun için çeşitli fonları kullanabiliriz. Yani yeniden plânlayabiliriz ve plânladığımız bu çerçeve içerisinde de peyderpey en acilden başlayarak, kısa, orta, uzun vadeli plânlarla kentlerimizi yenileyebiliriz. Bunları yapmak zor değil, yeter ki istek ve niyet olsun, yeter ki biraz insan sevgisi olsun. Efendim son olarak buradan izleyicilerimize neler söylemek istiyorsunuz? Unutmak ve unutturmak gerçekten bir cinayettir, bizler unutmamalıyız, bizler yaşadığımız acıları sürekli hatırlamalıyız; çünkü bu acılar bizi geleceğe taşıyor. Duyarlı olmak zorundayız, özellikle de deprem ve afetler karşısında can kayıplarımızı ortadan kaldırabilmek için duyarlı davranmak zorundayız. Ben özellikle yetkililere seslenmek istiyorum; yapılması gerekenleri gelin hep beraber yapalım. İnşaat Mühendisleri Odası bu konuda üzerine ne düşüyorsa yapmayı taahhüt ediyor, dolayısıyla da bu konuda bizden eğer beklenen bir şey varsa, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da azami çabayı harcayarak bunu yapmaya çalışacağız. Ayrıca halkımıza seslenmek istiyorum; lütfen duyarlılığınızı kaybetmeyin, lütfen unutmayın, lütfen unutulmasına izin vermeyin ve kendi haklarınıza, çıkarlarınıza sahip çıkın. Ben bugünkü depreme duyarlılık yürüyüşümüze ve bundan sonraki etkinliklerimize, afetlerle ve depremlerle ilgili etkinliklere tüm halkımızı davet ediyorum ve duyarlı olmaya çağırıyorum. Sizlere de bana bu imkânı verdiğiniz için teşekkür ederim, sağ olun.

11 1 Eylül Marmara nın kaderi VOPAK a teslim edilmek isteniyor Hollanda kökenli Royal Vopak adlı firma 2008 den bu yana Yolava da kimyasal atık depolama tesisi kurmak istiyor, ancak Yalova nın aktif fay hattı üzerinde olması ve kimyasal atıkların çevreye vereceği zararlardan dolayı Yalovalılar, demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum örgütleri projenin iptali için mücadele veriyorlar. İnşaat Mühendisleri Odası Yalova Temsilciği de bu yönde aktif çalışmalar sürdürüyor. İMO Yalova Temsilcisi Mahmut Renkler e projenin yaratacağı tehlikeleri ve İMO olarak neler yapmayı düşündüklerini sorduk. Yalova Taşköprü ye bağlı Laledere deltasında Hollanda kökenli Royal Vopak adlı bir firma 2008 yılından bu yana 150 adet kimyasal tank depolama tesisi kurmak için çalışmalar sürdürüyor. Projeden hangi aşamada haberdar oldunuz? Eskiden bu alanda akrilik elyaftan iplik üreten Elyaf fabrikası vardı. Burası faaliyetine son verince başka bir firma bir müddet faaliyetine devam etti fakat başarılı olamadı. Birkaç yıl önce burası VOPAK tarafından alındı, 2009 sonu itibarı ile arazi içindeki birçok yapının yıkımına başlayana kadar kullanım amacı ile ilgili bir bilgi söz konusu olmadı. Ancak arazilerinin depolama tesisi olarak uygulama planlarına işlenmesi talebi ile, proje Yalova nın gündemine girdi. Bu talep üst ölçekli planda oluşmadan uygulama yapılamadığı için olmadı yılı Ekim ayında Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) toplantısı ile depolanmak istenen kimyasal malzemeler ifade edilince konunun önemi Yalova tarafından anlaşıldı. ÇED toplantısı sırasında gösterilen tepki ve bizim bu tepkiye duyarsız kalamayışımızla birlikte bir taraf olduk. İMO Yalova Temsilciliği ve sivil toplum örgütleri bu projeye neden karşı çıkıyorlar? Anlatabilir misiniz? 17 Ağustos 1999 sabahında Taşköprü köyündeki akrabalarımın durumunu öğrenmek için köye gittiğimde evlerin kapılarının kapatılmasına bile fırsat verilmeden alelacele köyün boşaltıldığını gördüm. Köye yakın bir sanayi tesisinde hammadde olarak kullanılan akrilonitril tankından sızıntı olduğu ve her an patlayabileceği ihtimali köyü boşalttırmıştı. Sanki bu korku Yalovalıya yaşatılmamış gibi o zaman bir iki akrilonitril tankı söz konusuyken bugün 150 kimyasal malzeme tankından bahsediliyor. Olası büyük depremlerin yaşanmasının kaçınılmaz olduğu bölgemizde, bile bile risk taşıyan bu projeyi kabul etmemiz söz konusu olamazdı. O nedenle karşı çıktık ve sonuna kadarda karşı çıkmaya devam edeceğiz. Tesislerin kurulması durumunda çevreye ne gibi zararları olacaktır? ÇED Başvuru Dosyasında, inşaat ve işletme aşamalarında yürütülecek olağan faaliyetlere bağlı olarak oluşacak atık suların yanı sıra, olası kazalar sonucu denize, toprağa dökülebilecek ya da sızabilecek tehlikeli maddeler, deniz suyunda, toprakta ve yer altı suyunda olumsuz etkiler yaratabilecektir ibaresi yer almaktadır. Bu ibarede çevreye vereceği zararlar açıkça belirtiliyor. Bu dosyanın hazırlanması bedelini VOPAK karşıladığı için ve ısmarlama bir rapor olduğu için mümkün olduğu kadar ÇED olumluluğu ön plana alınmıştır. Buna rağmen ÇED raporunun olası kazalar bölümünde çevreye vereceği tehlike olasılıklarından bahsedilmektedir. Uçucu maddelerin havada oluşturacağı olumsuz etkiler ise göz ardı edilmiştir. Olası bir depremde bu tesislerin bölgeye zararları neler olabilir? Bakanlık ÇED sürecinin sürdüğünü ve kesinleşmiş bir şey olmadığı açıklamasını yaparak, Burada zehirli kimyasal atıklar depolanmayacak dedi. Ancak bakanlık nedense depolanması düşünülen sıvı kimyasallar arasında kanserojen akrilonitril, ksilen, stiren ; patlayıcı, yanıcı asetik asit, hekzan ; eroin karışımlarında da kullanılan asetik anhidrit gibi kimyasal hammaddelerin burada depolanmak istendiğini söylemedi. Yani depolanacak kimyasallar atık olmadan da zehir özelliği taşıyorlar mı? Depolanacak kimyasal hammaddelerin listesine bakıldığında, asetik asit, asetik anhidrit, aseton, akrilik asit, akrilonitril, baz yağları, butil asetat, kostik soda, dietilen glikol, dioktil ftalat, etanol, etil asetat, etil alkol, etil hekzanol, hekzan, isopropil alkol, lineer alkil benzen, metanol, metil akrilat, oktanol, parafinler, fenol, stiren, toluen, sülfürik asit, ksilen, trikloroetilen, vinil asetat, beyaz ispirto, ksilen, bitkisel yağlar, sülfürik asit, fuel oil, mazot, gazolin ve temiz petrol ürünlerinin yer aldığı görülüyor. Depolanacak bazı kimyasalların şu etkilere neden olduğunu biliyoruz: Toluen: Toluen için, sağlık etkileri nedeniyle solunmaması gerektiği, solunduğu takdirde, düşük orta düzeyde yorgunluk, konfüzyon, halsizlik, sarhoş tip eylemler, hafıza kaybı, mide bulantısı, iştah kaybı ve işitme ve renk görme kaybına neden olabileceği belirtiliyor. Kısa bir süre içinde yüksek düzeyde inhalasyona neden olabilecek toluenin bilinç kaybına ve hatta ölüme neden olabileceği belirtiliyor. Sülfürik asit: Hidrojen sülfat olarak da bilinen sülfürik asit, yakıcı, delici, gazı solunmaması gereken toksik bir kimyasal. Ksilen: Zehirli ve kanserojen bir bileşik. Etanol: Renksiz ve yanıcı bir kimyasal bileşik Akrilonitril: vinil siyanür olarak da bilinen, zehirli ve kanserojen sıvı kimyasal madde. Asetik Anhidrit: Eroin ve morfin sentezi için kullanılabilen asetik anhidrit, pek çok ülkede kullanımı sınırlandırılmış bir madde olduğu belirtiliyor. Buharı sağlığa zararlı, hidrojen peroksitle karıştırıldığında hassas ve patlayıcı bir özelliğe gelebiliyor. Asetik asit: Yoğun asetik asit cildi yakar, göze kalıcı zarar verir ve ciltte kabarcıklar oluşmasına neden olur. Tutuşabilir, havayla patlayıcı karışımlar oluşturabilir. Hekzan: Kuvvetli oksidan ile şiddetli tepkimeye girerek yangına ve patlamaya neden olabilir. Hekzan buharı havadan ağır olduğu için, zeminde yayılarak uzak mesafelerde tutuşmalara neden olabilmektedir. Stiren: Bir adı da vinil benzen olup kanserojen bir maddedir. Peki olası bir deprem dışında da risk var mıdır? Olmaz mı? Kurulacak tesisin hemen yanında askeri bir eğitim tesisi var. Eğitim yapan genç pilot adaylarının uçağının düşmesi halinde meydana gelecek en ufak patlama bile tüm Marmara yı tehdit edecek boyutta olacaktır. Kurulacak tesisin yanında (Yalova kamuoyuna rağmen) kömürle çalışan termik santral inşaatı vardır. Kısacası evdeki kömür sobasının yanına benzin bidonu koymak gibi bir durumla karşı karşıyayız. Yüksek ısı üreten tesisin yanı, parlayıcı yanıcı madde ve her iki tesisin çevresinde planlara koruma bandı işlenmemiş. Olası felakete müdahale şansınız bile olamaz. Depolama tesisi ile iç denizde ve boğazlarda artacak tehlikeli madde taşıyan tanker sayısındaki artış ve bu sirkülâsyonun yaratacağı olası kazaları göz ardı etmemek gerekir. Benzer risk bu merkezden yapılacak sevkiyat bölgemizde karayollarındaki olası kazalardaki yeni riskleri doğurmuş olacaktır. İMO Yalova Temsilcisi Mahmut Renkler: Bu işin takipçisiyiz İmar planına itirazlarda bulundunuz. Bundan sonrası için eylem planınız nedir? 22 Haziranda bakanlıkça Taşköprü beldesinde askıya çıkan planlar ile ilgili İMO Bursa Şube Yalova Temsilciliği Yönetim Kurulu olarak toplanarak Bölgemizde yapılması düşünülen her türlü yanıcı parlayıcı zehirli kimyasal madde depolama tesisi yapımına karşı çıkma ve bu yönde yapılacak her türlü yasal eylemi destekleme kararı aldık. Yalova Mimarlar Odası ile birlikte Şehir Plancıları Odası Bursa Şubesi nin de desteğini alarak Bakanlık onaylı planlara itirazlarımızı yaptık. (Bizim itirazımızla birlikte yasal sürede 104 itiraz dilekçesi verilmiş) İtirazlarımızın, afet ve çevre duyarlığı ile hukukun üstünlüğü ihlal edilmez ise kabul edileceğini düşünüyoruz. Çünkü Yalova İl Genel Meclisi nin tarih ve 10 no lu kararı ve Yalova Belediye Meclisi nin tarih ve 20 no lu kararlarında; 1/25000 Ölçekli Yalova İli Çevre Düzeni Planı ve buna bağlı alt ölçekli imar planlarında, planlamaya alınan alanlarda, sanayi tesislerinin üretim sürecinde ihtiyaç duyacakları kimyasal maddeleri kendi arazileri üzerinde depolamaları hariç, ticari amaçla tehlikeli ve kimyasal maddelerin (sıvı, katı, gaz) depolanacağı terminaller oluşturulamaz, bu alanlarda kömür yakıtlı enerji üretim tesisleri ile kömür yakıtlı termik santraller kurulamaz ifadesi yer alıyor. Üst ölçekli plana aykırı plan oluşturmakla bakanlık, yasaları hiçe saymış olacaktır. Aksi takdirde konuyu yasal sürede ya yargıya taşıyacağız ya da olası açılacak davanın müdahili olacağız. Konunun yazılı ve görsel medyada gündemde kalmasına ve yapılacak etkinliklerin yaygınlaşmasına yardımcı olacağız. Siyasal erk ve sermaye kardeşliği karşımızdaki güç olarak durmaktadır. Bölgemizin, kendimizin ve çocuklarımızın geleceğini bu güce yem etmemek için bütün şartları zorlayacağız. İnançlı olarak var olduğumuz sürece sermaye çevreleri rahat hareket edemeyecektir. Bu işin takipçisiyiz. Bu plandan vazgeçilmez ise kamuoyundan daha büyük tepkiler gelecektir. Birileri rant kazanacak diye kimsenin halkımızın sağlığıyla oynamasına izin verilemez, verilmeyecektir.

12 12 1 Eylül 2011 Teoman Öztürk ölümünün 17. yılında etkinliklerle anıldı TMMOB ye yılları arasında başkanlık yapan ve TMMOB nin bugünkü toplumcu çizgiye kavuşmasına öncülük eden Teoman Öztürk, ölümünün 17. Yılında çeşitli etkinliklerle anıldı. Teoman Öztürk için ilk anma etkinliği Karşıyaka mezarlığında bulunan anıt mezarı başında düzenlendi. Anmaya, Teoman Öztürk ün ailesi, mücadele arkadaşları, TMMOB ve bağlı Odaların yöneticileri ile üyeleri katıldı. Teoman Öztürk ve yaşamını yitiren meslektaşları için bir dakikalık saygı duruşunda bulunulan anmada TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı bir konuşma yaptı. Mehmet Soğancı, konuşmasında Teoman Öztürk ün TMMOB nin 22, 23 ve 24. Genel Kurullarında yaptığı konuşmalarından alıntılar yaparak, son dönemlerde TMMOB ye yönelik saldırıların arttığını, bu saldırılara karşı Teoman Öztürk ün mücadele anlayışıyla karşı koymak gerektiğinin önemine dikkat çekti. Mehmet Soğancı nın ardından arkadaşları İMO Eski Yönetim Kurulu Başkanı Ali Açan, Arif Şentek, Ahmet Demir, Hüseyin Yeşil ve kızı Elif Öztürk kısa birer konuşma yaptılar. Ali Açan, dönemin siyasal iktidarının ve faşistlerin yoğun saldırıları altında Teoman Öztürk ün tüm demokrasi güçlerini birleştirdiğini söyledi. Şimdi aramızda olsaydı yine birleşerek mücadeleyi yükseltmemizi isterdi diyen Açan, onunla ölene kadar mücadele arkadaşı olacağını ve bundan gurur duyacağını vurguladı. Forumda KHK ve önümüzdeki sürece etkileri değerlendirildi Teoman Öztürk için ikinci anma etkinliği İMO Teoman Öztürk Salonu nda gerçekleştirildi. TMMOB nin toplumcu bakış açısına kavuşması için yürütülen mücadelede yaşamını yitirenler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve Teoman Öztürk Belgeseli nden görüntülerin ardından Genel Seçim Sonuçları, Kanun Hükmünde Kararnameler, Görevlerimiz başlıklı forum düzenlendi. Forumun açılış konuşmasını Mehmet Soğancı yaptı. Soğancı, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kurulan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve bu bakanlık bünyesinde oluşturulan Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü ile TMMOB ye yönelik yapılmak istenen değişiklikler hakkında TMMOB görüşlerini dile getirdi. Türkiye nin yeniden şekillendirildiğini, yaratılan kavram kargaşası ve kuru gürültü içinde tüm insanları ve zamanları kapsayan evrensel hak ve taleplerin yerini çoğunluğun hak ve taleplerine bıraktığını söyleyen Soğancı, Bu çoğunlukçu anlayış, ülkeyi, çoğunluğun desteğini arkasına alanın, bunu bir kez sağladıktan sonra hak ve taleplerin sınırını da kendisinin çizmeye başladığı baskıcı bir rejime doğru sürüklüyor. İleri demokrasi bir yana, olağan demokrasilerde yeri olmayan tersi bir süreç işlemektedir diye konuştu. AKP İktidarının, torba yasaların içine yerleştirilen korsan maddelerle, halkın haberdar edilmesi bir yana, ilgili kurum ve kuruluşların dikkatlerinden kaçırarak, toplum ve ülkenin kaderine etkide bulunabilecek önemli kararları yasalaştırdığını anlatan Soğancı şöyle devam etti: Bütün bunlar bazen, yasama meclisi üyelerinin dahi bilgisi dışında olup bitmektedir. Kapalı ortamlarda, son derece sınırlı, dar gruplarca biçimlendirilen ve gözlerden kaçırılarak yasalaştırılan bu önemli kararlardan ilgili kurumlar ancak uygulama esnasında haberdar olmakta, ardından itirazlar, sonucu bitmek tükenmek bilmeyen dava süreçleri başlamaktadır. Hak kayıplarını giderme mücadelesi, kurum ve kuruluşların mesaisini, enerjisini büyük ölçüde yutmaktadır. Nitekim TBMM den en son geçen Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu tam da bu kötü niyetle kotarılmıştır. Hükümet, seçimlerden önce bu yetki kanununa dayanarak 11 Kanun Hükmünde Kararname yayımlamış, seçimlerden sonra ise birini yürürlükten kaldırıp iki Kanun Hükmünde Kararname daha yayımlamıştır. Yani 13 adet kanunun içeriğinden ne TBMM ne de toplum haberdardır. Bu 13 KHK çerçevesinde bakanlıkların görev ve yetkilerinde değişikliklerle merkezi yönetimde esaslı değişiklikler yapılmıştır. 3 Haziran 2011 tarihinde Çevre, Orman ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuş, 4 Temmuz 2011 tarihinde ise bu bakanlık yeniden parçalanmış ve mühendislik ve mimarlık mesleği ile yakından ilgili olan iki bakanlık ihdas edilmiştir. Tüm bu bakanlıklarla kamu yönetiminin yeniden şekillendirildiğini belirten Soğancı, siyasi partilerin, üniversitelerin, aydınların konuya ilişkin suskun kalmasından üzüntü duyduğunu dile getirdi. Mehmet Soğancı nın ardından sırasıyla Mehmet Besleme (KMO), Levent Darı (İMO), Ali Ekber Çakar (MMO), Murat Taşdemir (ÇMO), Mehmet Torun (Maden MO), Hakkı Atıl (JMO), İyigün Pulat (OMO), Erdal Apaçık (EMO), Nilgün Ercan (KMO), Necmi Ergin (MADEN MO), Ahmet Demirtaş (OMO), Haydar İlker (JMO), Emin Koramaz (MMO) söz aldılar. Levent Darı: İMO olarak her türlü zorluğu göğüslemeye hazırız Konuşmasında Teoman Öztürk ün mücadeleci kişiliğine ve TMMOB ye kazandırdığı çizgiye dikkat çeken Levent Darı, siyasi iktidarın son dönemlerde TMMOB ve bağlı Odaları hedef tahtasına oturttuğuna vurgu yaptı ve bu konuda yürütülecek mücadeleye dikkat çekti. TMMOB ve Odaların mesleki ve demokratik kitle örgütü olmanın sorumluluğu ile kurulduğu günden bu yana mesleklerini ve ülkeyi ilgilendiren sorunlara karşı mücadele yürüttüklerine ve çözümler ürettiklerine dikkat çeken Levent Darı Tüm renklerimizin birleştiği örgütümüz TMMOB bugün büyük bir saldırı altındadır. Darbe dönemlerinde odalarımıza el konulmuş ve nefes alma imkânı bırakılmamıştı. Ancak TMMOB ve Odaları o zorlu koşullar içerisinde bugüne kadar onuruyla ve layıkıyla gelmiştir. Bu süreç içerisinde birliğimizi ayakta tutan esas güç mücadele kültürümüzden başka bir şey değildir. Bugün birliğimizin, beraberliğimizin ve ortak aklımızın yaratacağı güce hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Yapacağımız şey bellidir, el ele vermek ve bu saldırı dalgasına karşı her düzlemde odamızı ve birliğimizi savunmak. Bu saldırı karşısında diz çökeceğimizi hayal edenlere karşı, TMMOB nin direne direne nasıl bugünlere kadar geldiğini yeniden göstermek. Bu düzlemde İMO olarak her türlü zorluğu göğüslemeye hazırız. Çünkü, bu ülkenin TMMOB ye ihtiyacı var. Ezilenlerin, emekçilerin, öğrencilerin yani geleceğimizin TMMOB ye ihtiyacı var. AKP nin karanlığına, baskılarına ve korku imparatorluğuna karşı TMMOB ye ihtiyaç var diye konuştu. Anma etkinliği Ahu Sağlamın müzik dinletisiyle sona erdi. TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Adına Sahibi Serdar HARP Yazı İşleri Müdürü Zeki ERGİNBAY Zeki ERGİNBAY ( ) Levent DARI Yönetim Yeri: TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Necatibey Cad. No: Kızılay / Ankara Tel: Faks: E-Posta: teknikguc@imo.org.tr Web: Eylül 2011, Sayı:213, ayda bir yayınlanır, yerel süreli yayın. ISSN: Baskı: Mattek Matbaacılık Basın, Yayın Tanıtım Tic.San.Ltd.Şti. / Adakale Sok. No:32/27 Kızılay-Ankara / Baskı Tarihi: 1 Eylül 2011 / adet basılmıştır. Üyelerine parasız dağıtılır.

Doğal Afetler ve Kent Planlama

Doğal Afetler ve Kent Planlama Doğal Afetler ve Kent Planlama Yer Bilimleri ilişkisi TMMOB Şehir Plancıları Odası GİRİŞ Tsunami Türkiye tektonik oluşumu, jeolojik yapısı, topografyası, meteorolojik özellikleri nedeniyle afet tehlike

Detaylı

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000) 14.08.2014 SIRA SIKLIK SÖZCÜK TÜR AÇIKLAMA 1 1209785 bir DT Belirleyici 2 1004455 ve CJ Bağlaç 3 625335 bu PN Adıl 4 361061 da AV Belirteç 5 352249 de

Detaylı

İşte bu kongre ve benzerleri bu çabalarımızın gerçekleşmesine yönelik çalışmaların önemli bir kesişme noktasını oluşturuyor.

İşte bu kongre ve benzerleri bu çabalarımızın gerçekleşmesine yönelik çalışmaların önemli bir kesişme noktasını oluşturuyor. Değerli Konuklarımız Sevgili Arkadaşlar Hepinizi TMMOB Yönetim Kurulu adına sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum. TMMOB adına HKMO tarafından sekreterya hizmetleri yürütülerek gerçekleşen Coğrafi

Detaylı

Mevzuat Değişikliklerinin Meslek Alanımıza ve Odamıza Yansıması

Mevzuat Değişikliklerinin Meslek Alanımıza ve Odamıza Yansıması İçindekiler 44. Dönem Genel Kurul Gündemi... 11 43. Dönem Organları... 12 43. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 16 44. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 18 İnşaat Mühendisleri Odası Temsilcilikleri... 20 18

Detaylı

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu

18. bölüm. basında bursa il koordinasyon kurulu 18. bölüm basında bursa il koordinasyon kurulu BÖLÜM 18: BASINDA TMMOB BURSA İL KOORDİNASYON KURULU Şubemizin sekreteryalığında yazılı basında toplam olarak 120 kez yer almıştır. Bunun dışında görsel

Detaylı

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm Oğuz Gündoğdu ACİL DURUMLAR PANELİ KalDer Bursa Şubesi Çevre ve İş Güvenliği Kalite Uzmanlık Grubu 27 Mayıs 2015 Ülkemizde çağdaş anlamda Afet Yönetimi

Detaylı

YAPIM HATALARI, YAPI DENETİMİ VE YAPILARIN ONARIMI

YAPIM HATALARI, YAPI DENETİMİ VE YAPILARIN ONARIMI YAPIM HATALARI, YAPI DENETİMİ VE YAPILARIN ONARIMI Prof. Dr.Yusuf Hatay Önen, Depremle Savaş Derneği Özet: Yazının başlığını oluşturan üç ayrı unsur birbirlerinden ayrı düşünülemediği gibi yazılış sıralarının

Detaylı

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ

KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Ünite 11 KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN TÜRKİYE DEKİ GELİŞİMİ Prof. Dr. Sebahattin BEKTAŞ Kentlerimizde ilk dönüşüm dalgası Tazminat dönemi ile başlamaktadır. 1838 Osmanlı-İngiliz Ticaret Anlaşmasının özellikle liman

Detaylı

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz Türkiye nin Afet Gerçeği YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz http://www.milliyet.com.tr/yasam/habe r Prof. Şükrü Ersoy un yaptığı

Detaylı

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB

TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 41. DÖNEMDE RESİMLERLE TMMOB 2010-2012 ISBN 978-605-01-0372-4 Baskı Mattek Basın Yayın Tanıtım Tic. San. Ltd. Şti Adakale Sokak 32/27 Kızılay/ANKARA Tel: (312)

Detaylı

TÜRKİYE DE DEPREM GERÇEĞİ

TÜRKİYE DE DEPREM GERÇEĞİ tmmob makina mühendisleri odası TÜRKİYE DE DEPREM GERÇEĞİ TÜRKİYE DE DEPREM GERÇEĞİ VE TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI NIN ÖNERİLERİ ODA RAPORU Mart 2010 Yayın No:... MMO/2010/523 tmmob makina mühendisleri

Detaylı

20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ

20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ 20. ŞUBE ÇALIŞMA RAPOR ÖZETLERİ ADANA ŞUBE 10. GENEL KURULUMUZ Şubemiz 10. Olağan Genel Kurulu Makina Mühendisleri Odası Adana Şubesi Toplantı Salonu nda 08-09 Şubat2014 tarihlerinde yapıldı. 13.02.2014

Detaylı

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl

haber TMMOB ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU GERÇEKLEÞTÝRÝLDÝ Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði Eskiþehir Ýl Koordinasyon Kurulu nun düzenlemiþ olduðu ESKÝÞEHÝR KENT SEMPOZYUMU 28-2 Þubat tarihinde Eskiþehir Anemon

Detaylı

YAZILI VE GÖRSEL BASINA YANSIYANLARDAN ÖRNEKLER

YAZILI VE GÖRSEL BASINA YANSIYANLARDAN ÖRNEKLER YAZILI VE GÖRSEL BASINA YANSIYANLARDAN ÖRNEKLER tmmob 2002/2004 Cumhuriyet / 7 Haziran 2002 Radikal / 7 Haziran 2002 218 Evrensel / 15 Temmuz 2002 37. dönem çalışma raporu 219 tmmob 2002/2004 Cumhuriyet

Detaylı

Afet Yönetimi (INM 476)

Afet Yönetimi (INM 476) Afet Yönetimi (INM 476) Prof. Dr. Murat UTKUCU Sakarya Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü 15.3.2016 Murat UTKUCU 1 Türkiye de Afet yönetimi Türkiye sahip olduğu tektonik,

Detaylı

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI

TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI TMMOB MADEN MÜHENDİSLERİ ODASI 2. KAMUDA ÇALIŞAN MÜHENDİS, MİMAR VE VE ŞEHİR PLANCILARININ ÜCRETLERİ VE ÖZLÜK HAKLARI İYİLEŞTİRİLMELİ, EMEKLİLERİN KOŞULLARI İNSANCA YAŞAM DÜZEYİNE ÇEKİLMELİDİR! TMMOB Maden

Detaylı

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ 19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI 19.09.2014 Bugün 19 Eylül. Bugün bu ülkenin mühendis, mimar ve şehir plancılarının örgütü TMMOB nin mücadele dolu tarihi açısından

Detaylı

'Marmara Depremi'nin 10.Yılında...

'Marmara Depremi'nin 10.Yılında... On5yirmi5.com 'Marmara Depremi'nin 10.Yılında... 17 Ağustos 1999, saat 03.02; Türkiye'nin en talihsiz günlerinden biri. Binlerce insanın ölüm uykusuna daldığından habersiz ortak bir kadere uyumaları. İnsanoğlunun

Detaylı

Afet Sonrası İyileştirme Planı

Afet Sonrası İyileştirme Planı Afet Sonrası İyileştirme Planı 13 Ocak 2015 Türkiye'nin Afet Risk Yönetimi 17. Yuvarlak Masa Toplantısı ODTÜ hasan.coban@kalkinma.gov.tr 1 2 Rapor Edilen Afetlerin Sayısı Dünyada 1900-2011 yılları arasında

Detaylı

Mevzuat Değişikliklerinin Mesleki Alanımıza ve Meslek Odamıza Yansıması

Mevzuat Değişikliklerinin Mesleki Alanımıza ve Meslek Odamıza Yansıması İçindekiler 45. Dönem Genel Kurul Gündemi... 13 44. Dönem Organları... 14 44. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 18 45. Dönem Şube Yönetim Kurulları... 20 İnşaat Mühendisleri Odası Temsilcilikleri... 22 15

Detaylı

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI DİYARBAKIR ŞUBESİ 17. DÖNEM ÇALIŞMA RAPORU PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE 5 PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRE 79 5. PANEL, ÇALIŞTAY, FORUM, SEMPOZYUM, KURULTAY, KONFERANS, KONGRELER 5.1 TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu İle Yapılan Ortak Etkinlikler

Detaylı

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı

Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı Emekliler Gelecek Stratejileri Konferansı SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI FATİH ACAR: -EMEKLİLERİMİZİN, EMEKLİLİK HAKLARINI EN İYİ ŞEKİLDE KULLANABİLMELERİ DEVLETİN ÖNDE GELEN GÖREVLERİ ARASINDADIR -EMEKLİLERİMİZ

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu: Gezi Parkından dünyaya yansıyan ses daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi sesidir. Tarih : 15.06.2013 Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye de görev yapan yabancı

Detaylı

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ

ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ ÇEVRENİN GENÇ SÖZCÜLERİ KENTSEL DÖNÜŞÜM Öğrencinin adı- soyadı: ERDEM EGE MARAŞLI Proje Danışmanı: MÜGE SİREK Bahçeşehir - İSTANBUL Kentsel Dönüşüm Son günlerde haberlerde gazetelerde çok fazla rastladığımız

Detaylı

BURSA İLİ NİN DEPREMSELLİĞİ VE TARİHİ PANELİ

BURSA İLİ NİN DEPREMSELLİĞİ VE TARİHİ PANELİ BURSA İLİ NİN DEPREMSELLİĞİ VE TARİHİ PANELİ Düzenleyen : Jeoloji Mühendisleri Odası Bursa İl Temsilciliği Tarih : 16 Ağustos 2008 Saat : 17:30 Yer : Osmangazi Belediyesi Ördekli Kültür Merkezi 16 Ağustos

Detaylı

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu

Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Başbakan Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi Açılış Töreni nde konuştu Şubat 03, 2017-5:56:00 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım, Mersin Şehir Hastanesi'nin ve yapımı tamamlanan

Detaylı

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş

Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş İstanbul Teknik Üniversitesi Geomatik Mühendisliği Bölümü CBS & UA ile Afet Yönetimi Entegre Acil Durum Yönetimi Sistemine Giriş Amaçlar (1) Kriz yönetimi kavramının tartışılması Tehlike, acil durum ve

Detaylı

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 60 ÖZET: Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı nın (BAKA) yeni Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, görevine geçen ay başladı. Özen; ilk olarak ekip arkadaşlarım diye hitap ettiği BAKA nın personeliyle toplantı yaptı,

Detaylı

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar: Kadın Dostu Kentler Projesi İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğünün ulusal ortağı ve temel paydaşı olduğu Kadın Dostu Kentler Projesi, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu-UNFPA ve Birleşmiş Milletler

Detaylı

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili

OCAK 2012 FAALİYET RAPORU. Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili OCAK 2012 FAALİYET RAPORU Prof.Dr. Aytuğ ATICI Mersin Milletvekili CHP İL-İLÇE ÖRGÜTLERİ, BELEDİYELER VE KÖYLERE YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR 1. Yenice Belde Belediye Başkanı Ali Kuru yu makamında ziyaret

Detaylı

ÇEKAP Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor

ÇEKAP Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor ÇEKAP Çevresel Kapasitemiz Gelişiyor Eğitimlerin 3. Ayağı 8-9 Eylül de Bursa da Bölgesel Çevre Merkezi (REC) Türkiye tarafından yürütülen ve temel yararlanıcısı Çevre ve ġehircilik Bakanlığı olan Türkiye

Detaylı

Afet_Plani_Hazirlama_Kilavuzu:Mizanpaj :07 Page 1

Afet_Plani_Hazirlama_Kilavuzu:Mizanpaj :07 Page 1 Afet_Plani_Hazirlama_Kilavuzu:Mizanpaj 1 09.12.2013 11:07 Page 1 Afet_Plani_Hazirlama_Kilavuzu:Mizanpaj 1 09.12.2013 11:07 Page 2 Afet_Plani_Hazirlama_Kilavuzu:Mizanpaj 1 09.12.2013 11:07 Page i AFETE

Detaylı

Milliyetçi Hareket Partisi Balıkesir Milletvekili ve aynı zamanda Tıp Doktoru olan Sayın Recep Çetin 06.08.2015, Saat:14:00'te Balıkesir Tabip

Milliyetçi Hareket Partisi Balıkesir Milletvekili ve aynı zamanda Tıp Doktoru olan Sayın Recep Çetin 06.08.2015, Saat:14:00'te Balıkesir Tabip FAALİYET RAPORUMUZ Milliyetçi Hareket Partisi Balıkesir Milletvekili ve aynı zamanda Tıp Doktoru olan Sayın Recep Çetin 06.08.2015, Saat:14:00'te Balıkesir Tabip Odamızı ve Balıkesir Dişhekimleri Odasını

Detaylı

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146

7. dönem çalışma raporu TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI. EMO Kocaeli Şubesi 146 TMOOB KOCAELİ İKK ÇALIŞMALARI EMO Kocaeli Şubesi 146 İKK Sekreterliği Makina Mühendisleri Odası tarafından yürütülmektedir. Şubemiz, üniversite, resmi kurum, sendika, oda ve derneklerle sürdürülebilir

Detaylı

MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME

MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME MESLEK ODALARI-VİZE VE ONAY İŞLEMLERİ İLE İLGİLİ KANUNİ DÜZENLEME Halkla İlişkiler Başkanlığı TA K D İ M Değerli; Ana Kademe, Kadın Kolları, Gençlik Kolları MKYK üyemiz, Bakan Yardımcımız, Milletvekilimiz,

Detaylı

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son 10-11 senesinde bizim de katkılarımızın olması bizi her zaman çok mutlu ediyor çünkü Avrupa da yaşayan

Detaylı

Bombalama konusunda araştırma sürüyor

Bombalama konusunda araştırma sürüyor Bombalama konusunda araştırma sürüyor Mart 01, 2012-8:48:28 Bakan Şahin, Van'ın Erciş ilçesindeki depremzedelerin kaldığı afet evlerini ziyaret ederek, vatandaşların sorunlarını dinledi. Afet evlerinin

Detaylı

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR

BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR BÖLGESEL TİCARET TOPLANTISI İZMİR 13.01.2018 Sayın Valim, Sayın TOKİ Başkan Yardımcım, Sayın Ticaret Odası Başkanım, Sayın Rektörlerim, Değerli Yönetim Kurulu Üyelerim, Değerli MÜSİAD Üyeleri ve Dostları

Detaylı

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201

5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 201 CEVAPLAR VE PARALEL OTURUM I SORULAR 201 4/28/11 12:14 PM Page 201 PARALEL OTURUM I SORULAR VE CEVAPLAR 5 soru-cevap:layout 1 201 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 202 202 5 soru-cevap:layout 1 4/28/11 12:14 PM Page 203 IX. türkiye

Detaylı

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI 7 Ocak 2015 İstanbul, Sabancı Center Sayın Konuklar, Değerli Basın Mensupları,

Detaylı

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU

BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU BALIKESİR TABİP ODASI EYLÜL 2016 ETKİNLİK RAPORU Balıkesir Hekim dergisi 21.Sayısı yayınlanarak üyelerimize dağıtılmıştır. Odamızın da destek verdiği Süslü Kadınlar Bisiklet turu yapılmıştır. Bato

Detaylı

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor

Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor Van daki köylerde çadır hayatı sona eriyor Aralık 16, 2011-11:17:31 Deprem Danışma Kurulu toplantısına katılan Atalay, Van'daki depreme ilişkin açıklamalarda bulundu. Van'daki depremden sonra yaklaşık

Detaylı

9.2.12. Beşiktaş Residence Tower 11.11.2008 / 28.10.14185. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

9.2.12. Beşiktaş Residence Tower 11.11.2008 / 28.10.14185. Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 9.2.12. Beşiktaş Residence Tower 11.11.2008 / 28.10.14185 Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Mesleki Denetimde Çevresel Etki Değerlendirmesi Çekince Raporu Projenin adı: Residence Tower Müellifi:

Detaylı

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ 9.11.2017 Sayın Bakanım, STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri, 1 İş Dünyamızın Değerli Temsilcileri, Kıymetli Basın Mensupları, Global

Detaylı

HATAY İLİ NİN JEOLOJİSİ ve DEPREMSELLİĞİ KONFERANSI

HATAY İLİ NİN JEOLOJİSİ ve DEPREMSELLİĞİ KONFERANSI HATAY İLİ NİN JEOLOJİSİ ve DEPREMSELLİĞİ KONFERANSI Düzenleyen : Jeoloji Mühendisleri Odası Hatay İl Temsilciliği Tarih : 30 Ocak 2009 Saat : 15:00 Yer : Hatay Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler

Detaylı

Deprem gerçeği ile yaşamak / Ahmet Soysal

Deprem gerçeği ile yaşamak / Ahmet Soysal Deprem gerçeği ile yaşamak / Ahmet Soysal Son dönemde birbiri ardına dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen şiddetli depremler aslında uzun zamandır gündemimizden düşen beklenen İstanbul depremini

Detaylı

08 Mart 2010 Elazığ-Kovancılar Deprem Raporu

08 Mart 2010 Elazığ-Kovancılar Deprem Raporu İMO Diyarbakır Şube tarafından hazırlanan 08 Mart 2010 Elazığ-Kovancılar Deprem Raporu 1. Giriş 08 Mart 2010 Pazartesi günü saat 04:32 de (GMT: 02:32) Elazığ Kovancılar ilçesinde orta büyüklükte yıkıcı

Detaylı

TMMOB. İnşaat Mühendisleri Odası. Değerlendirmeler

TMMOB. İnşaat Mühendisleri Odası. Değerlendirmeler TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası 42. Dönem Raporlar, Görüşler, Değerlendirmeler 2010-2012 27-29 Nisan 2012, Ankara TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Necatibey Cad. No:57 Kızılay / Ankara Tel: 0.312.294 30

Detaylı

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi 21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler ve Kıbrıs, İKÇÜ de Ele Alındı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi nin

Detaylı

81 İl Müdürü Ankara da (1)

81 İl Müdürü Ankara da (1) 81 İl Müdürü Ankara da (1) SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANI YADİGAR GÖKALP İLHAN: -PERSONELİMİZ OLMADAN BİZİM GERÇEK BİR BAŞARIYA ULAŞMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL. PERSONELİMİZE DEĞER VERMEMİZ GEREKİYOR -CEZALANDIRMA,

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Kılıçdaroğlu: İş adamı konuşuyor tehdit, gazeteci konuşuyor tehdit, belediye başkanı konuşuyor tehdit, ne olacak tehditlerin sonu? Tarih : 04.06.2011 -BATMAN MİTİNGİ- Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu,

Detaylı

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık

Genel Başkanımız Haydar Arslan ın okuduğu basın açıklaması metni aşağıdadır. KGM Önünde Basın Açıklaması Yaptık Sendikamız Yapı-Yol Sen 12 Nisan 2012 tarihinde Karayolları Genel Müdürlüğü önünde ve eşzamanlı olarak tüm şube binaları önünde, Otoyol ve Köprülerin özelleştirilmesi, görevde yükselme ve unvan değişikliği

Detaylı

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata

KOBİ ler Nefes alacak / Ankara. TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 02.12.2016 / Ankara TOBB, Ziraat Bankası, Denizbank ve Kredi Garanti Fonu (KGF) ortaklığında hayata 1/6 geçirilecek olan KOBİ lere Nefes Kredisi için imzalar, Başbakanlık Çankaya Köşkü nde düzenlenen lansman

Detaylı

Malüliyet Yönetmeliği Değişti

Malüliyet Yönetmeliği Değişti Malüliyet Yönetmeliği Değişti SGK BAŞKANI YADİGAR GÖKALP İLHAN: - MALULİYET AYLIKLARI İLE İLGİLİ OLARAK 1965 TEN BU YANA HİÇBİR DÜZENLEME YAPILMAMIŞTI - YENİ DÜZENLEMEYLE KALP, AKCİĞER VE BARSAK NAKLİ

Detaylı

SAMSUN DA YAŞANAN AFETE İLİŞKİN RAPOR

SAMSUN DA YAŞANAN AFETE İLİŞKİN RAPOR SAMSUN DA YAŞANAN AFETE İLİŞKİN RAPOR Samsun da 4 Temmuz 2012 tarihinde gerçekleşen yağış sonrası doğu bölgesinde ve Canik Belediyesi sınırları içerisinde sel meydana gelmiştir. Bunun sonucunda TOKİ, Samsun

Detaylı

Çok Yönlü ve Kapsamlı Ele Alınması Gereken Bir Konu

Çok Yönlü ve Kapsamlı Ele Alınması Gereken Bir Konu DERYA BAKBAK, KADEM GAZİANTEP TEMSİLCİLİĞİNİN DÜZENLEDİĞİ KADINA YÖNELİK ŞİDDETİN TÜ Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma

Detaylı

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI 25-26 Kasım 2005, İstanbul Sivil Toplumun Geliştirilmesi İçin Örgütlenme Özgürlüğünün Güçlendirilmesi Projesi,

Detaylı

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Ýstanbul hastanelerinde GREV! Ýstanbul hastanelerinde GREV! Onaylayan Administrator Wednesday, 20 April 2011 Orijinali için týklayýn Doktorlar, hemþireler, eczacýlar, diþ hekimleri, hastabakýcýlar, týp fakültesi öðrencileri ve taþeron

Detaylı

Önceki dönemlerden süregelen çalışmalar ile birlikte henüz sonuçlandırılamayan çalışmaları,

Önceki dönemlerden süregelen çalışmalar ile birlikte henüz sonuçlandırılamayan çalışmaları, TMMOB HARİTA VE KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI 40. DÖNEM ÇALIŞMA PROGRAMI Dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik, siyasal, sosyal, ve kültürel gelişmelerin, yaşam ve meslek alanlarımıza yansımaları ağırlaşarak

Detaylı

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kahramanmaraş ın Elbistan İlçesi nde siyaseti sadece insan için yaptıklarını, iktidara gelmeleri halinde terörü sonlandırıp ülkeye huzuru getireceklerini

Detaylı

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ

Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ Başbakan Sayın Binali YILDIRIM KANAAT ÖNDERLERİ VE STK İLE BULUŞMASI KAYSERİ 02.04.17 Sayın Başbakanım, Sayın Bakanlarım, Sayın Valim, Milletvekillerim, Büyükşehir Belediyesi Başkanım, İş ve Siyaset Dünyasının,

Detaylı

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ BASINA VE KAMUOYUNA Erkek egemen kapitalist sistemde kadınların en önemli sorunu 2011 yılında da kadına yönelik şiddet olarak yerini korudu. Toplumsal cinsiyetçi rolleri yeniden üreten kapitalist erkek

Detaylı

Bir bankamızın 11 Haziran tarihinde düzenlediği Kentsel Dönüşüm Projesi konulu önemli bir toplantı, Odamız Merkezinde gerçekleştirildi.

Bir bankamızın 11 Haziran tarihinde düzenlediği Kentsel Dönüşüm Projesi konulu önemli bir toplantı, Odamız Merkezinde gerçekleştirildi. Sayın Meclis Başkanım, Değerli Meclis Üyelerimiz, Konuşmama başlarken Sayın Defterdarımızı Meclis toplantımızda görmekten duyduğumuz memnuniyetimizi belirtir, Kendisine huzurunuzda; bizlere gösterdiği

Detaylı

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU Sayfası :8. Syf Sayfası :11. Syf Sayfası :4. Syf Sayfası :İnternet Sitesi Meslekdaşlardan Selvitopu na Ziyaret Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası İzmir Şubesi yönetimi, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin

Detaylı

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısiyle Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (Deprem

Detaylı

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat SEKTÖREL DEPREM GERÇEĞĠ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat SEKTÖREL DEPREM GERÇEĞĠ DEPREM GERÇEĞĠ Övgü PINAR Nurel KILIÇ Dünyada ve ülkemizde sık sık meydana gelen deprem, heyelan, çığ, sel baskını vb. olaylar sonucunda can ve mal kaybında büyük artışlar gözlenmekte olup ülkemizde son

Detaylı

Cumhuriyet Halk Partisi

Cumhuriyet Halk Partisi 1 Cumhuriyet Halk Partisi AB Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy Türkiye de temaslarına CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile görüşerek başladı. Görüşmeye katılan Loğoğlu açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Detaylı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı 6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) ve Uluslararası Sosyal Güvenlik Teşkilatı(ISSA) işbirliği ile Stratejik İnsan Kaynakları Politikaları ve İyi Yönetişim

Detaylı

SAMSUN ŞUBE tarihinde Şube Genel Kurulu ve tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi.

SAMSUN ŞUBE tarihinde Şube Genel Kurulu ve tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi. SAMSUN ŞUBE 13.02.2016 tarihinde Şube Genel Kurulu ve 14.02.2016 tarihinde de seçimlerimiz gerçekleştirildi. 1-7 Mart 2016 Deprem haftası nedeniyle basın açıklamaları 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlamalarına

Detaylı

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY CHP Bodrum İlçe Başkanı Recai Seymen, 29 Kasım Pazar günü yapılacak olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İlçe Kongresinde ilçe başkanlığına tekrar aday olduğunu

Detaylı

GRUP 5 ÇANKIRI KASTAMONU ZONGULDAK

GRUP 5 ÇANKIRI KASTAMONU ZONGULDAK GRUP 5 ÇANKIRI KASTAMONU ZONGULDAK GÜÇLÜ YÖNLER Çankırı ilinde Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ve Çankırı Belediyesi bünyesinde olan bir Yaşlı Koordinasyon birimi bulunmaktadır. Zonguldak ilinde ise 2000 yılında

Detaylı

DENİZLİ ŞUBE. 28 Şubat 2014 tarihinde ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı. 20 Mart 2014 te PAYEK, Jeoloi Mühendisliği

DENİZLİ ŞUBE. 28 Şubat 2014 tarihinde ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı. 20 Mart 2014 te PAYEK, Jeoloi Mühendisliği DENİZLİ ŞUBE 28 Şubat 2014 tarihinde ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yapıldı. 20 Mart 2014 te PAYEK, Jeoloi Mühendisliği Bölümü ve şubemizce üniversitede Mermer Sektöründe Jeoloji Mühendisinin

Detaylı

Deprem bölgesi için 27 okul taahhüdü var

Deprem bölgesi için 27 okul taahhüdü var Deprem bölgesi için 27 okul taahhüdü var Kasım 15, 2011-1:45:29 Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, deprem bölgesinde yaklaşık bin ile bin 500 öğretmenin konaklayabileceği şekilde çalışmalar yaptıklarını

Detaylı

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ

NAZİLLİ DEVLET HASTANESİ RİSK ANALİZİ PROSEDÜRÜ Sayfa 1 / 6 1. AMAÇ 2. KAPSAM Nazilli Devlet Hastanesinde bölüm bazında risk değerlendirmeleri yaparak çalışanların çalıştıkları alanlardan kaynaklı risklerini belirlemek ve gerekli önlemlerin alınmasını

Detaylı

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız!

Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Hava-İş: İşten atılanlar işe alınana kadar mücadeleyi bırakmayacağız! Havacılık sektörüne grev yasağı getiren yasa tasarısı mecliste onaylandı. Hava-İş Sendikası, yasa mecliste görüşülmeye başlanmadan

Detaylı

Resmî Gazete Sayı : 29361

Resmî Gazete Sayı : 29361 20 Mayıs 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı : 29361 TEBLİĞ Orman ve Su İşleri Bakanlığından: HAVZA YÖNETİM HEYETLERİNİN TEŞEKKÜLÜ, GÖREVLERİ, ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA TEBLİĞ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam,

Detaylı

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına saygıyla selamlıyorum.

Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve etkinliğe emeği geçenler adına saygıyla selamlıyorum. 2.KOBİ LER VE BİLİŞİM KONGRESİ-ANKARA TÜRKİYE BİLİŞİM DERNEĞİ GENEL BAŞKANI RAHMİ AKTEPE NİN AÇILIŞ KONUŞMASI 25 EKİM 2018 Değerli Konuklar, Değerli Basın Mensupları Hepinizi Şahsım, Yönetim Kurulum ve

Detaylı

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir.

Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Sayın Sizleri şahsım ve TOBB adına saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz başkasına gönderilen selam kişinin üzerine emanettir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu TUSAF yönetimi başta olmak üzere, kongremizin

Detaylı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

Çalışma hayatında barış egemen olmalı Çalışma hayatında barış egemen olmalı Ocak 19, 2012-3:31:16 olduğunu belirtti. olduğunu belirterek, ''Bu bakış açısı çerçevesinde diyalog merkezli çalışmalarımızı özellikle son 7 aydır yoğun bir şekilde

Detaylı

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ

DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ DALKARA'DAN PAZARCIK TA GÖVDE GÖSTERİSİ Cumhuriyet Halk Partisi 25.Dönem Kahramanmaraş Milletvekili Adayı Efsane Başkan Kamil Dalkara memleketi Pazarcık ta Gövde gösteri yaptı. CHP Kahramanmaraş Milletvekili

Detaylı

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi ÜYE TOPLANTILARI 60 Gebze de Temsilcilik Ve Üye Toplantısı Gerçekleştirildi 24 Şubat 2012 7. Dönem yönetim kurulu 24 Şubat Cuma günü Gebze temsilciliği üyeleriyle bir araya geldi. Buluşmada Şube Başkanı

Detaylı

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( ) TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ (06.04.2016) Saygıdeğer Büyükelçiler, Avrupa Birliği (AB) Delegasyonunun Çok Değerli Temsilcileri, Sayın Basın Mensuplarımız

Detaylı

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK

BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK BODRUM, RES LERE KARŞI BİRLİK OLDU KOCADON: HALKIN İSTEMEDİĞİ PROJE, BODRUM DA OLMAZ BODRUM BELEDİYE BAŞKANI KOCADON, RES KONUSUNDAKİ TAVRINI KOYDU: MÜCADELEYE DEVAM KOCADON, ŞİRKETİN BELEDİYE BİZİ BAĞLAMAZ

Detaylı

15 Ekim 2014 Genel Merkez

15 Ekim 2014 Genel Merkez ÇİN Yatırım Fırsatları Paneli 15 Ekim 2014 Genel Merkez İş Dünyamızın Saygıdeğer Mensupları, Değerli MÜSİAD üyeleri, Değerli Basın Mensupları, Toplantımıza katılımından dolayı teşekkür ediyor, Sizleri

Detaylı

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI

16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI 16 ŞUBAT 2011 CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ ÇETİN SOYSAL IN DİNLEMELERLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI Değerli Arkadaşlar, Türkiye zor günlerden geçiyor. Ajan filmlerini aratmayan olaylar gün geçmiyor ki gündeme

Detaylı

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİNOCAK AYI KARAR ÖZETLERİ

VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİNOCAK AYI KARAR ÖZETLERİ VAN-TUŞBA BELEDİYE MECLİSİNİNOCAK AYI KARAR ÖZETLERİ KARAR TARİHİ : 04.01.2016 KARAR NO: 1 5393 sayılı Belediye Kanunun 20. Maddesi, Belediye Meclisi Çalışma Yönetmeliğinin 6.maddesi hükmü çerçevesinde

Detaylı

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU 1 Av.Dr. M. SEZGİN TANRIKULU İSTANBUL MİLLETVEKİLİ GİRİŞ 2015 yılı Ağustos ayından itibaren tekrar başlayan çatışmalar Türkiye tarihinde eşi az görülmüş bir yıkıma, sayısız

Detaylı

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012 15 Mart 2012 Perşembe günü işlerinden atılan Asilçelik işçileri Bursa nın Orhangazi ilçesi cumhuriyet meydanında basın açıklamasıyla İşimizi İstiyoruz talebini dile getirdikleri ve işlerine geri dönene

Detaylı

Diş Hekimliği Sempozyumu

Diş Hekimliği Sempozyumu Diş Hekimliği Sempozyumu Diş Hekimliği Fakült esi İlk Sempozyumuna İmza At t ı Mustafa Kemal Üniversitesi ve Hatay Diş Hekimliği Odası işbirliğiyle Atatürk Konferans Salonu nda Mustafa Kemal Üniversitesi

Detaylı

VAW 56 GÜVENLİ BİR HAYAT VAR PROJESİ KADIN DOSTU KENT ÇALIŞMASI- GÖLCÜK DUVAR BOYAMA-EL BASMA FAALİYETİ RAPORU

VAW 56 GÜVENLİ BİR HAYAT VAR PROJESİ KADIN DOSTU KENT ÇALIŞMASI- GÖLCÜK DUVAR BOYAMA-EL BASMA FAALİYETİ RAPORU Bu Proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti VAW 56 GÜVENLİ BİR HAYAT VAR PROJESİ KADIN DOSTU KENT ÇALIŞMASI- GÖLCÜK DUVAR BOYAMA-EL BASMA FAALİYETİ RAPORU Hibe Programı Tarih 07Kasım 2015 Saat 15.00-16.00

Detaylı

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA KENT KONSEYİ MEVZUATI YASA 5393 SAYILI BELEDİYE KANUNU (TC Resmi Gazete Tarih: 13 Temmuz 2005, Sayı 25874) Kent Konseyi MADDE 76 Kent Konseyi

Detaylı

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] I. Dünya Savaşı nın 100. Yıldönümü Uluslararası Sempozyumu -KAPANIŞ KONUŞMASI- M. Recai KUTAN 7 Kasım 2014 I. DÜNYA SAVAŞININ 100. YILDÖNÜMÜ ULUSLARARASI

Detaylı

Deprem Sorunu: ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL

Deprem Sorunu: ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL Deprem Sorunu: ÇÖZÜMSÜZ DEĞİL Japonya da 11 Mart 2011 tarihinde Türkiye saatiyle 07:46 da Kuzey Amerika ve Pasifik plaka sınırında dalma-batma zonunda, Başkent Tokyo ya 370 km. uzaklıkta, dünyada ender

Detaylı

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI DEPREM VE RİSK YÖNETİMİ ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE BİRİNCİ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, HUKUKİ DAYANAK ve TANIMLAR Amaç Madde 1- Bu yönergenin

Detaylı

"Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde"

Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde "Kentsel Dönüşümün Anahtarı Kooperatiflerde" 16 Ağustos 2014 Haber Linki: http://www.egemetropolgazetesi.com/haber/kentsel-donusumun-anahtari-kooperatiflerde-17554.html S.S. Batı Anadolu Konut Yapı Kooperatifleri

Detaylı

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ

25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ 25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI DAYANIŞMA GÜNÜ BODRUM KENT KONSEYİ KADIN MECLİSİ 25 KASIM KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE VE DAYANIŞMA GÜNÜ BASIN BÜLTENİ: Mirabel kız kardeşler,

Detaylı

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz

İsterlerse Hristiyan öğrencilerimize de din kültürü sorusu sorabiliriz Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, 8. sınıf öğrencilerinin girdiği ortak sınavlara ilişkin, "Sınav sonuçlarını, ocak ayının ilk haftası, hatta şunu söyleyebilirim, 2 Ocak Cuma 18.00'de

Detaylı

Ek 1: İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yazılan Tarihli Yazı

Ek 1: İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yazılan Tarihli Yazı 10.4.1. Ekler 10.4.1.1. Ek 1: İstanbul Büyükşehir Belediyesine Yazılan 08.09.2008 Tarihli Yazı 08.09.2008 / 28.06.13273 İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Şehir

Detaylı

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN

ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN ÇANTA VE KIRTASİYELER ONİKİŞUBAT TAN Kahramanmaraş Merkez İlçe Onikişubat Belediyesi, 124 okulda 6 bin ilkokul birinci sınıf öğrencisine çanta ve kırtasiye malzemesi dağıttı. Başkan Mahçiçek, Çocuklar,

Detaylı

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Üçüncü Birleşmiş Milletler Konut ve Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Konferansı Habitat III 17-20 Ekim 2016, Kito Sayfa1

Detaylı