1 MAYIS 2014 PERŞEMBE - 75 KURUŞ TURKIYE CEPHESI. Eme imiz ve vatan m z için, bizi bir eden, birle tiren Kurtulu Sava m z n ba ms zl k bayra yla

Transkript

1 KURULUŞ KURUŞ TURKIYE CEPHESI MAYIS ALANLARINDA Eme imiz ve vatan m z için, bizi bir eden, birle tiren Kurtulu Sava m z n ba ms zl k bayra yla Eme imiz ve vatan m z için, bizi bir eden, birle tiren Kurtulu Sava m z n ba ms zl k bayra yla 1 May s alanlar nday z. Milyonlar aya a kald ran Cumhuriyet hareketi, emekçilerle bulu uyor. Özelle tirmelere ve ta eronla maya geçit yok! Al n terimizle ilmek ilmek i ledi imiz vatan m z böldürmeyece iz. Ortaça karanl na kar, i çi s n f n n ayd nl yla yürüyoruz! Fotoğraf: Alpay Tuğlu ISSN İSTANBUL Kadıköy İskele Meydanı ANKARA Tandoğan Meydanı İZMİR Bakanlık önünde zincirli eylem Y atağan Termik Santralı ihalesi için teklif verme süresinin son gününde Yatağan işçileri, kendilerini Maliye Bakanlığı nın kapısına zincirledi. Polis ise demir makasıyla zincirleri kesti ve 17 işçiyi gözaltına aldı. İşçiler sık sık Asla teslim olmayacağız sloganı attı. 6 da Gündoğdu Meydanı İSTANBUL DA OHAL İLANI 3 EMEK VE VATAN SAVAŞINDAYIZ İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, 1 Mayıs ta herkesi Türk bayraklarıyla Kadıköy, Tandoğan ve Gündoğdu meydanlarına çağırdı: Emek ve vatan savaşındayız. O nedenle bugün Türk Bayrağı, emek ve vatan mücadelesini birleştirmektedir. Haydi ay yıldızlı, al bayraklarımızla 1 Mayıs meydanlarına... 6 da

2 Hazırlayan: Murat ŞİMŞEK Mehmet AKKAYA İşçi sınıfı umurlarında mı? Birlik, Dayanışma ve Mücadele sloganını, Türkçe, Kürtçe, Lazca, Çerkezce, Arapça ve Ermenice söyleyecek, kürsüsünden bu dillerde konuşmalar yapacak, Kürt meselesinin en temel mesele olduğunu iddia edecekler. Kürtçe, Lazca vs. konuşmak, mitinge gelenlerin Türkçe konuşmaları anlamayacağı için midir? İşçi sınıfına iyilik yapmış, 1 Mayıs ın birlik ve dayanışma ruhuna uygun davranmış mı olacaklar? Kargaların güldüğünü görebiliyor musunuz? İşçi sınıfının birliğini isteyen; birlik ve dayanışma gününde işçiye, işçi olduğunu anlatır. Türk, Kürt, Laz, Ermeni, Arap vs. olduğunu hatırlatmaz. Etnik kökenlerini, dinlerini, tarikatlarını, mezheplerini ya da yörelerini önemsemenin sınıfı dağıtmak olduğunu, aralarında ayrılık çıkaracağını, düşmanın ekmeğine yağ sürmüş olacaklarını söyler. İşçi sınıfının birliğini isteyen; işçiye, işçi sınıfın unsurları olduklarını, çıkarlarının ortak olduğunu söyler. İşçi sınıfının birliğini isteyen; son 30 yıllık kayıpları hatırlatır. Kayıpların, birbirlerine sahip çıkmadıkları için olduğunu; kapıya dayanmış kıdem tazminatının kaldırılması, taşeron işçilik, esnek çalışma, kiralık işçi büroları gibi, topyekûn işçileri tehdit eden planları ise ancak sımsıkı kenetlendikleri zaman püskürtebileceklerini söyler. Etnik ve mezhepsel farklılıkları öne çıkarmanın, işçileri yeniden Ortaçağ ın kulluk zincirine bağlamak olduğunu anlatır. Etnik ve mezhepsel ayrılıkların, kabile devletlerini hortlatacağını, mafyalaşmış Ortaçağ devletçikleri doğuracağını ve onları emperyalizme yem yapacağını anlatır. İşçi sınıfını parçalayanlar, kiminle devrim yapacaklar? Karşıdevrimcilerin bayram ettiğini görmüyorlar mı? Hükümet, çalışma hayatı için kölelik planında sona yaklaştıklarını açıkladı. Taksim diye tutturanlara ve Sıhhiye de Kürsüden Kürtçe konuşulacak diye tepinenlere bakınız. 1 Mayıs ta, kölelik planını zihinlere çakmak, bu plana karşı işçiyi derleyip toparlamak için küçücük çaba görebiliyor musunuz? Hükümet, Yatağan, Kemerköy, Yeniköy ve ÇATES i satıyor. 1 Mayıs ta işçi sınıfını, fabrikaların önünde birleştirmek için bir çaba görüyor musunuz? Ya yılın 364 günü yer altına saklanan, toplumun hiçbir temel meselesinde görünmeyen, senede bir gün çıkarak, yüzlerini kapatıp kavga, isyan, devrim sloganları ile cam çerçeve kıranlara ne demeli? Onlara diyecek sözüm yok. Ama onların kuyruğuna takılan sendikacıların aklına şaşılmaz mı? 2014 Mayıs ında işçi sınıfının kavgaya hazır olmadığının farkında değiller mi? Sendikal hareketin son 10 yılın en zayıf dönemini yaşadığının, sendikaların önemli kısmının hükümetin kontrolüne geçtiğinin, bir kısmının bölünmenin aleti olduğunun farkında değiller mi? İşçi sınıfını hazır olmadığı bir kavgaya sürüklemek, bir yandan da etnik kökenlerine göre parçalamaya çalışmak, hangi akla hizmettir. Hem madem bu kadar kavga âşığısınız ve işçi sınıfını bu kadar seviyorsunuz, Yatağan işçisi, 18 Nisan da Ankara da, atlı polisler, gaz bombaları ve plastik mermilerle ezilmeye çalışıldığında neredeydiniz? Yatağan işçisi, herkesi desteğe çağırmadı mı o gün? İsyan, devrim diye cam çerçeve kıranlar, 1 Mayıs ların yüzleri kapalı örgütleri, neredeydiniz? İşçi sınıfının yardıma ihtiyacı olduğunda sadece İşçi Partisi nin ve TGB nin orada olması, kavga fetişistleri nin ise yer yarılmışçasına kaybolmaları düşünmeye değmez mi? Mayıs ı, Yatağan, Kemerköy, Yeniköy ve ÇATES le dayanışma, özelleştirmeyi püskürtme günü olmalıdır. Bu 1 Mayıs, hükümetin kölelik planlarının çöpe atılması için güçbirliği yapıldığı, kararlılık sergilendiği gün olmalıdır. Bu 1 Mayıs, işçi sınıfının emperyalizme karşı ayağa kalktığı gün olmalıdır. 2 Mayıs ta sendikal hareket, bölme çabalarını ve yenilgiye sürüklemeyi esastan sorgulayacaktır. Emin olun. FİKİRLERİNİZİ BEKLİYORUZ Okurlarımızdan her konuda eleştirilerini, önerilerini bekliyoruz. Tel: Faks: Adres: İstiklal Cad. Deva Çıkmazı No:3/3 Beyoğlu / İstanbul Emperyalizm ve milli bayrak MURAT İNCE Ezilen milletlerin emperyalizme karşı direnişlerinin simgesi haline gelen ulusal bayraklar konusunda, özellikle sol görünümlü kesimlerin akıl almaz yanlışlıklarını anlayışla karşılamak doğru olmadığı gibi, bilimsel sosyalist bir yaklaşım da olamaz. Türk bayrağını, hiçbir tartışmaya mahal vermeksizin Türkiyeli sosyalistler taşır. Türk bayrağı düşmanlığı virüsü, emperyalist merkezlerin psikolojik savaşlarının vazgeçemedikleri malzemeler içinde yer alır larda Türkiye ye gelen ABD nin Barış Gönüllüleri Casusları milli bilincin körelmesi için açıkça çalıştıkları yeterince yazıldı, çizildi. Sorunu şöyle netleştirmekte yarar var; ne zaman ki ABD Türkiye ye girdi, işte o zaman Türk bayrağı düşmanlığı da başladı. NATO süreci de bunu besledi ve büyüttü! Alman Cumhurbaşkanı rahatsız! Almanya da 1984 sonrası PKK nın bölücü eylemleri yaygınlık kazanmış ve Türk toplumunu ablukaya almıştı ların ortalarından itibaren ise Türk bayrağına saldırılarda artış gözlendi. PKK eylemlerinde Türk bayrağı yakmak gelenek haline gelmişti. Türk konsoloslukları önünde Türk bayrakları Alman polisinin gözleri önünde yakılıyordu. 1 Mayıs etkinliklerinde Türk bayrağı taşıyan İşçi Partisi yürüyüş kolu, sol görünümlü grupların saldırılarına uğruyor ve kavgalar oluyordu. Yurtdışında vatan savunmasının sembolünü korkusuzca savunan tek parti, tartışmasız İşçi Partisi dir. Almanya nın Sosyal Demokrat cumhurbaşkanlarından Johannes Rau, Türklerin düzenlediği eylemlerde Türk bayrağının yerine Alman bayrağının taşınmasını öneriyordu. Yine o dönemin Sosyal Demokrat İçişleri Bakanı Otto Schily de Türk bayrağından dolayı rahatsızlıklarını Bir hatırlatma ya da not dile getirmekten çekinmiyordu. Emperyalist merkezlerin sözcüleri Türk kimliği ve Türkleri temsil eden her şeyden alerji duyar hale gelmişti. Acaba bu durumu neye yorumlamalı? Solculuk adına ortaya çıkan marjinal grupların Türk bayrağına karşı duruşları ile bölücülüğü besleyip büyüten emperyalizmin temsilcilerinin tavırlarındaki benzerlik düşündürücü değil midir? Alman bayrağı Alman Ceza Yasası, madde: 90 a, paragraf 3: Kim açıkça bir toplantıda ya da yayın dağıtmak suretiyle Alman Federal Cumhuriyeti ne ya da herhangi bir eyalete ya da anayasal düzenine küfreder ya da kötü niyetle alayda bulunursa ya da Alman devletinin bayrağına ya da eyaletlerin flamalarına ya da bunların renklerine hakaret ederse, üç yıla kadar hapse ya da para cezasına mahkûm edilir. Şimdilerde bazı solcular ve liberallerin hayranlıkla dile getirdikleri, Batılılar bayrağa önem vermezler ve böylesi bir tabuları yoktur yalanının gerçeği yansıtmadığını görüyoruz. Bu görüş, neo-liberalizmin ve onun türevi olan neo-solculuğun emperyalist projeler içinde rol üstlenmelerinin yansımasından başka bir şey değildir. Berlin Tiergarten İdare Mahkemesi, 8 Temmuz 1997 tarihli kararında, Alman bayrağına saygısızlıkta bulunan Andreas Röhler i ilk önce psikiyatrist kontrolünden geçmesini önermişti. Marks ve milli bayrak Marks tan Mao Zedung a bilimsel sosyalizmin öğretmenlerinin milli simgelere bakışları konuyu aydınlatmaya fazlaca yetiyor. Gerçi Marks ve ardıllarından daha Marksist! solcularımıza bunu anlatmak güç olsa da anlatmaya sabırla devam edeceğiz. Bu noktada birkaç örnek verelim: Gezi Parkı barikatı 14 Haziran 2013 Halktan kopuk bireysel eylemler, kışkırtmalar içinde yer almalar, milletine, ülkesine yabancılaşma karakterlerini yapılandıran unsurlardır 1) Alman olan Schleswig- Holstein de, Danimarka ya karşı açılan savaş haklı bir savaştı. Marks, özellikle Danimarkalı azınlığında yaşadığı Schleswig-Holstein Eyaleti nin Almanya ya bağlanmasını istiyordu. Bu bağlamda Danimarka ile silah bırakışması Marks tarafından eleştirilmişti. İşte bunu anlatmak için K. Marks, Köln ün banliyölerinden Worringen de bir açık hava toplantısı düzenlemişti. Kürsüde Alman birliğini temsil eden sarı-kırmızısiyah bayrağın yanı sıra kızıl bayrak da dalgalanıyordu (abç.). (K. Marks. Karl Marks Biyografi, s , Öncü Kitabevi.) solcularımıza duyurulur! 2) 8 Eylül 1864 te I. Enternasyonal Londra da St. Martin salonunda toplandı. Salon şöyle tarif ediliyor: Çeşitli ülkelerin bayraklarıyla (Yani İngiltere ve Fransa gibi sömürgeci devletlerin vb. bayraklarıyla) geleneksel biçimde süslenmiş olan salon bu sefer Enternasyonal İşçiler Birliği nin kısaca I. Enternasyonal diye bilinen, proletaryanın ilk kitlesel enternasyonal örgütünün kuruluşuna tanık oluyordu. 3) Çin Komünist Partisi kongresinde milliyetçi Gomindang ın Güneyimizde kanlı bir iç savaş olanca hızıyla devam ediyor. Hem de Türkiye nin boğazına kadar içine girdiği ve hemen yanı başımızda süregelen, çoğu zaman topraklarımızın da kullanıldığı kirli bir savaş. Eğer bir çıkış stratejisi geliştiremezsek bize de sıçrayacak bir savaş. Kuzeyde, Ukrayna da devam eden çatışmalar, Rusya ile ABD ve AB -tabii NATO- arasında bir sıcak savaşa yol açmasa bile, bölgede örtülü bir vekaletler savaşının yolunu açmıştır. Türkiye nin çok önemli bir ticari partneri ve doğalgaz başta olmak üzere enerji bağımlılığımız olan, komşumuz Rusya ve bunun karşısında müttefiklerimiz olan ABD, AB, içinde bulunduğumuz NATO ittifakı. Diğer taraftan açılım süreci sonucu, bölgede güçlenen ve özerklik konusunda ülkeyi tehdit edecek konuma gelmiş KCK, PKK ve onun siyasi uzantısı. Başta Almanya olmak üzere AB ve ABD nin Kürt vatandaşlarımız ve Alevi vatandaşlarımızdan azınlık yaratma gayreti ya da Türkiye de etnik ve mezhepsel temele dayalı yeni bir rejim tesisi konusundaki baskıları. Ülkemizi her an sıcak bir çatışmanın eşiğine getirecek, Ege, Kıbrıs, Doğu Akdeniz vb. sorunlu alanlarımızı da ilave edelim. Bir sıcak çatışmaya girme ya da bulaştırılma ihtimali ve ülke içinde bir silahlı kalkışma olasılığının yüksek olduğu, bu kritik ortamda, bazı konuları tekrarlamak yararlı olacaktır sanırım. Savaşın silahlı kuvvetlerle başlatıldığı ama sadece askeri operasyonlarla sona erdilemeyeceği gerçeğini unutmamak gerekiyor. Silahlı kuvvetlerin harekâtı, ekonomik, politik vb. bütün milli güç alanlarında yapılan mücadele sonucunda, karşı tarafa vurulan birleşik ve organize darbelere ve baskıya bir ilavedir. Yani silahlı kuvvetlerin kullanılmasının tek başına bir başarıyı/zaferi getirmeyeceği açıktır. Askeri operasyonlar ve savaş, doğrudan olmasa bile, insanların düşüncelerinden, dünya görüşlerinden, moral ve savaşma kapasitesinden dolaylı olarak, fakat önemli ölçüde etkilenir. Her ne kadar günümüzde ideoloji geri plana atıldı gibi görünüyorsa da devam eden sıcak çatışmalar, ideolojinin savaşta hâlâ önemli bir vasıta olduğunu ortaya koymaktadır. İdeolojilerin siyasi, dinsel, mezhepsel, etnik vb. savaşın özel enstrümanı olduğu ve kritik fonksiyon yüklendiği açıktır. Savaşın bütün gidişatını ve sonucunu etkileyebilir. Silahlı çatışma olasılığı Silahlı çatışma ve/veya savaşla ilgili hususlardan bahsederken, bunu yürütecek komuta kademesi ve genel komuta yapısıyla ilgili temel prensipleri belirtmenin de uygun olacağını düşünüyorum. Bütün ordularda ve bütün zamanlarda komuta eden personel ordunun asıl yükünü sırtlar ve ordunun omurgasını teşkil eder. Dolayısıyla subayların eğitimi, onların özel bilgi ve becerilerinin parti bayrağı da yer almıştır. 4) 2. Dünya Savaşı nın ardından sosyalizme geçen Doğu Avrupa ve Balkan devletlerinin bayrakları neredeyse aynı kalmış ve yalnızca sosyalizmi sembolize eden simgeler bayrakların üzerine yerleştirilmiştir. Doğu Almanya nın üç renkli bayrağının ortasına sadece sosyalizmin simgeleri oturtulmuştur. Romanya, Polonya vb. ülkelerin bayrakları için de bu geçerlidir. Arnavutluk bayrağında ise sadece haç ın yerini kızıl yıldız almıştır. Nasıl ki Alman birliğinin sembolü üç renkli Alman bayrağı ise, nasıl ki Fransız birliğinin sembolü üç renkli Fransız bayrağı ise, Türk milletinin birliğinin sembolü de Ay Yıldızlı al bayraktır. Bu gerçeğe çelme atanlar ve görmezden gelenler materyalist tarih anlayışından kopan aşiret ruhlu çevrelerdir. Antiemperyalizmin bayrağı Türk bayrağı, antiemperyalizmin bayrağıdır. ABD/AB emperyalistleri Türk bayrağını gördüklerinde, kendilerini arenada hissederek öfkeleniyorlar. Ancak, sol görünümlü grupların emperyalistlerle ortak öfkelerini anlamak istemiyoruz! Çünkü devrim amacıyla yola çıkmadıkları ve dar grup zihniyeti içinde dolanıp durdukları için, Türkiye gerçeğini göremezler. Onların gözüne emperyalizm perdesi inmiştir. Salon sosyalistleri ve kurtuluşu kitapların arasına gömülmede arayanların, gerçeği görmeleri oldukça zor! Devrimi sayfaların arasındaki dizelerin ezberlenmesinde ve mütemadiyen tekrarlanmasında arayanları sonu ne yazık ki Thomas Morr a benzeyecek ve ütopyalarıyla kalacaklardır! Samuel Beckett i saygıyla anıyoruz! Solcularımız bir ömür boyu Godot yu beklemeye İsmail Hakkı PEKİN geliştirilmesi, askeri operasyonları sevk ve idare yeteneklerinin artırılması vb. hususları kapsar. Bu yetenekler, savaşın kazanılmasında onların önemli bir rol oynamasını sağlar. Birlik eğitimi, yüksek savaşma yeteneği ve devamlı olarak harbe hazır olmayı sağlamalıdır. Bu da ancak komutan ve liderlerin kalitesine bağlıdır. Silahlı kuvvetlerin gelişimi ve görevini başarmasında en önemli prensip, her seviyede tek bir komutanın varlığıdır (Komuta birliği). Ortak hedefe yönelme, büyük kitlelerin disiplin altına alınması ve organizasyonu bu sayede oluşturulur, böylece bütün kuvvetlerin düşman üzerinde yoğunlaştırılarak kesin sonucun elde edilmesi mümkün hale gelir. Tabii, politikacıların kriz anlarındaki ve savaştaki rollerinin ne 1990 yılından beri Doğu Avrupa ülkelerinde yıkım sırasında insanların eline ABD/AB bayrakları vererek ortalığa döken kuvvetler ile Türk bayrağının taşınmasını engelleyen güçler, nesnel olarak aynı safta yer alırlar devam edecekler! 11 Haziran 2013, Bursa Sonuç Türkiye solunun büyük bir bölümü Amerikancı bölücülüğün kuyruğunda ömür tüketmekle kendini bitiriyor. Önlerini görememeleri, siyasal sığlıkları ve nesnellikten uzak örgütleriyle adeta tarikatları andırıyorlar. Antiemperyalizm, teorik inşa, bilimsel sosyalist ideoloji, devrim çantalarında taşıdıkları dosyalar gibidir. Lazım oldukça çıkarıp kalıplar halinde sunuyorlar. Keskin devrimci çıkışlar, halktan kopuk bireysel eylemler, kışkırtmalar içinde yer almalar, milletine-halkına-ülkesine yabancılaşma karakterlerini yapılandıran unsurlardır yılından beri Doğu Avrupa ülkelerinde yıkım sırasında insanların eline ABD/AB bayrakları vererek ortalığa döken kuvvetler ile Türk bayrağının taşınmasını engelleyen güçler nesnel olarak aynı safta yer alırlar. Turuncu Devrimi nin asları emperyalizmin simgelerini taşımaktan utanmamışlardır. O tür sol bu utanç verici tavrı benimsememelidir ve ders çıkarmalıdır. Çünkü mesele, sadece bayrak taşımak veya taşımamak değildir; devrim ile karşıdevrim arasında nerede durduğunuzdur. Bilimsel sosyalistlerin eylem kılavuzu bilimdir. Perinçek in deyimiyle, Bilimsel sosyalizm, bilimin doruğudur. (Kaynak Yay. ikinci basım. s.93) O halde dogmalardan kurtulmak ve gerçeklerden yola çıkarak mücadeleye girmek en doğru olanıdır. Sol içinde bulunan sosyalistlere çağrımızdır, Türk bayrağı düşmanlığı emperyalizmle birleştirir, Türk bayrağını taşımak ise Türkiye halkıyla birleştirir ve devrim yoluna girmenizi sağlar. Türkiye nin bilimsel sosyalistleri antiemperyalist-demokratik değerlerimizi sonuna kadar savunmada kararlıdır. Bunun aksini savunanlar tarihin kenarlarında sürünmekle yetineceklerdir. kadar önemli olduğunu ifade etmenin gereksiz olduğunu değerlendiriyorum. Politikacı pozitif amaçlar ve mutlaka bir program geliştirmelidir. Politikacı, amaçlarını belirlemeli, bunları anlaşılır şekilde ifade edebilmeli, ne zaman ve nasıl uzlaşacağını bildiği gibi kuvvet dengelerini gerçekçi olarak değerlendirebilmelidir. Sonu nasıl biteceği belli olmayan bir süreç içindeyiz. Ama bölgemizi ve ülkemizi iyi şeylerin beklediğini söyleyemeyiz. Karşılaşacağımız durumlara ne kadar hazırlıklıyız, silahlı bir çatışmaya girmeyeceğimiz/bulaştırılmayacağımız konusunda ne kadar kararlıyız ya da bundan uzak durma ihtimalimiz var mı? Herhalde değerlendirilmesi yapılmıştır/yapılıyordur. Sadece çok kısa ve özet hatırlatma ya da not.

3 Hazırlayan: Osman ERBİL Ticarete gelince Sisici oldu Mustafa MUTLU Burak Erdoğan Başbakan Tayyip Erdoğan ın oğlu Burak Erdoğan ın sahip olduğu gemilerden G.İnebolu gemisinin Suriye Tartus Limanı nda ortaya çıkmasından sonra Cihan adlı ikinci gemisinin de ABD-Mısır-Türkiye arasında ticaret yaptığı ortaya çıktı. Eski Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi nin halk ve ordu tarafından devrilmesinin ardından Abdülfettah Sisi Cumhurbaşkanı olmuştu. Erdoğan, Mısır da yaşanan devrim sonrası Sisi ve yönetime çok ağır ifadeler kullanmış ve Mısır la ilişkilerin askıya alındığını söylemişti. Erdoğan ın, Müslüman Kardeşler in üyesi de olan Mursi yi desteklemek için her mitinginde Rabia işareti yapmasına rağmen, oğlunun Mısır a ticaret yaptığı ortaya çıktı. Başbakan Tayyip Erdoğan ın oğlu Burak Erdoğan ın şirketinin gemisi Cihan ın önceki gün Mısır limanına demirlediği dün de Türkiye ye geldiği belirlendi. Derya DERVİŞ Erdoğan PKK ya süt dökmüş kedi CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Haluk Koç, Erdoğan ın herkesi tehdit ettiğini ancak PKK ya karşı süt dökmüş kedi gibi olduğunu bildirdi. Haluk Koç, partisinin MYK çalışmalarını sürdürürken düzenlediği Haluk Koç basın toplantısında şunları söyledi: Doğu da, silahlı kişiler yol kesip askerleri kaçırıyor. Gözdağı veriliyor, tehdit dolu ifadeler kullanılıyor. MİT yasası ile özel hukuk koruması yaratarak sürdürmeye çalıştığınız gizli pazarlık konularında açıkça şantaj yapılıyor. Cumhurbaşkanlığı seçimi hesapları içinde olan hükümetin başındaki kişi, ağzını açıp tek söz söyleyemiyor. Kendisini eleştiren herkese ağız dolusu hakaret, açık-kapalı tehdit yaptırım, PKK ya gelince süt dökmüş kedi. Anlaşılıyor ki, Cumhurbaşkanlığı seçimleri, başkanlık sistemine geçiş gibi, tüm stratejik ittifak pazarlıkları, bu süreçlerin içinde yer alıyor. Başbakan ın oğlu Burak Erdoğan ın Suriye ye ticaret yapan gemiciğinin ardından diğer gemisi Cihan ın rotası ortaya çıktı. Ticaret hattındaki ülkelerden biri Erdoğan ın diktatör dediği Sisi nin Cumhurbaşkanı olduğu Mısır Rabia sevdası da yalan çıktı Burak Erdoğan a ait Cihan adlı 44 bin 343 Grostonluk 229 metre uzunluğundaki kuru yük gemisinin 2 Nisan 2014 tarihinde ABD nin Norfolk Limanı ndan mal aldıktan sonra yola çıktığı, 23 Nisan 2014 tarihinde de Mısır ın İskenderiye Limanı na demirlediği göründü. 3 gün limanda mal boşaltan ve mal alan geminin 27 Nisan 2014 tarihinde İskenderiye Limanı ndan hareket ettiği ve 30 Nisan 2014 tarihinde İstanbul a geldiği belirlendi. Diğer gemicikler ABD limanlarında Burak Erdoğan ın ortak olduğu Manta Denizcilik e ait diğer gemilerden Safran 1 gemisi İspanya nın Alicente Limanı ından İtalya nın Vasto Limanı na, Penyez gemisinin Hindistan ın Kandla Limanı ından Singapur a, Sakarya gemisinin ABD nin New Orlians Limanı ndan Küba nın Havana Limanı na doğru yol aldığı, Sakarya nın ise ABD nin Tampa Limanı ında demir attığı belirlendi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nun isminin yer aldığı hakaret soruşturmasında şikayetçi kişinin Tayyip Erdoğan ın oğlu Bilal Erdoğan olduğu iddia edildi. CHP kanadında dün şaşkınlık ve tepki yaratan Kemal Kılıçdaroğlu na ifade vermesi için çağrı kağıdının gitmesi olayının arkasından Bilal Erdoğan ismi çıktığı ileri sürüldü. Başbakan ın oğlunun bir süre önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı na avukatı aracılığıyla şikayet dilekçesini verdiği belirtildi. İddiaya göre Bilal Erdoğan, 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarından sonra CHP liderinin yaptığı açıklamalarla kendisine hâkaret ettiği iddiası üzerine şikayette bulundu. Kemal İstanbul Cumhuri- Kılıçdaroğlu yet Savcısı Mehmet Demir, de Kılıçdaroğlu nu şüpheli Suriye ye de ticaret yapmıştı Aydınlık, Başbakan Tayyip Erdoğan ın oğlu Burak Erdoğan ın şirketine bağlı G. İnebolu adlı gemisinin Suriye Tartus Limanı na demir attığını ortaya çıkarmıştı. Geminin ayrıca Rusya ve Suriye arasında ticaret yapmasına da dikkat çekmişti. Gemicik Tartus tan ayrıldı Odesa ya gidiyor Burak Erdoğan ın sahip olduğu G.İnebolu adlı gemi, haberimizden hemen sonra Tartus Limanı ndan ayrıldı. 3 Nisan 2014 tarihinde Rusya nın Novorossiysk Limanı ndan hareket eden Manta Denizcilik in işlettiği G.İnebolu gemisi 10 Nisan sıfatı ile ifadeye çağırdı. Kılıçdaroğlu nun şüpheli sıfatı ile ifadeye çağrıldığına yönelik haberlerin basında yer alması ile yazılı bir açıklama yapan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Kılıçdaroğlu nun sehven ifadeye çağrıldığını 2014 tarihinde saat da İstanbul a gelmiş. Aynı gün İstanbul dan saat da ayrılan gemi Ege ve Akdeniz den geçerek 14 Nisan 2014 tarihinde saat de Suriye nin Tartus Limanı na demir atmıştı. 16 gün Tartus Limanı nda kalan gemi, haberimizden sonra 29 Nisan 2014 tarihinde de limandan ayrıldı. Geminin varış noktasının Ukrayna nın Odessa Limanı olduğu belirtildi. Geminin Akdeniz, Ege Deniz i ve Boğazları geçtikten sonra 5 Mayıs 2014 tarihinde Odessa Limanı na yanaşması bekleniyor. Tartus Liman yetkilileri geminin yük alıp almadığı konusunda bir açıklama yapmadı. Savcıya o dilekçeyi Bilal verdi CHP, HSYK ya şikâyette bulundu CHP, Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nu 10 günlük süre vererek ifadeye çağıran savcı Mehmet Demir i HSYK ya şikayet etti. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan imzalı HSYK Başkanlığına sunulan ve savcı hakkında hakkında soruşturma açılmasının istendiği dilekçe özetle şöyle: Bir milletvekili ve siyasi parti genel başkanı olan kişi hakkında bu usulün uygulanmayarak doğrudan ifadeye çağırma işleminin İstanbul da OHAL yasakları İstanbul Valiliği nin 1 Mayıs yasakları Olağanüstü Hal koşullarını hatırlattı. Taksim i yasaklayan Valilik dün yayınladığı yazıyla yurttaşların ulaşım hakkını gasbedeceğini ilan etti. Anadolu ve Avrupa yakasından Taksim bölgesine ulaşımı sağlayan bütün toplu taşıma seferleri iptal edildi. Buna göre İstanbul daki toplu taşıma araçlarının durumu şöyle : Deniz ulaşımında, Avrupa yakasından Anadolu yakasına yapılacak tüm seferler ile Adalar seferleri normal olarak devam edecek; Anadolu dan Avrupa yakasına geçişlerde Beşiktaş, Kabataş, Karaköy ve Eminönü iskelelerine yolcu taşıması olmayacak. Anadolu- Avrupa yakası metrobüs seferleri iptal; sadece Avrupa yakasında Beylikdüzü - Topkapı istasyonları arasında karşılıklı metrobüs seferlerine devam edecektir. Bağcılar-Kabataş arasındaki tramvay hattı çalışmayacak; Bağcılar -Topkapı istasyonları arasında seferlerine devam edecektir. Yenikapı - Taksim arası metro seferleri yapılmayacak. Metro seferleri Levent- Hacıosman arası yapılacaktır. Taksim- Kabataş arası Füniküler seferleri çalışmayacak. Marmaray, Anadolu ve Avrupa yakaları arasında karşılıklı seferlerine normal olarak devam edecek. Kadıköy-Kartal metrosu karşılıklı seferlerine normal olarak devam edecektir. Dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü de Avrupa yakasında Taksim e çıkılabilecek hemen hemen tüm yolları trafiğe kapatacağını duyurdu. Taksim veya Taksim e yakın olabilecek hiç bir güzergaha otobüs verilmezken Mecidiyeköy Ortaklardan itibaren Halaskargazi Caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Yedikuyular Caddesi, Tarlabaşı Bulvarı, Sıraselviler Caddesi, Gümüşsüyü Caddesi, Taşkışla Caddesi, Taşkışla Tünel, Rumeli Caddesi ve Abdulhakhamit Caddesi de tamamen kapatılacak. Taksim-Yenikapı metro hattının Levent- Taksim arası seferleri durdurulurken Taksim İlkyardım ve Alman Hastanelerine gelen ambulans ve hastalar da herzamanki güzergahı kullanamayacak. Ulaşım Karaköy Firuzağa yönünden sağlanabilecek. yapılması kamuoyunda adalete olan güvenin sarsılmasına ve kişiye özel uygulama yapıldığı kanaatine varılmasına neden olacaktır....açıkça hukuka aykırı bir şekilde soruşturma yürüterek Anayasa nın 83. maddesine aykırı şekilde çağrı kağıdı düzenleyen Cumhuriyet Savcısı Mehmet DEMİR hakkında soruşturma açılarak gereğinin yapılmasını saygılarımla dilerim Mehmet Demir 29 Nisan 2014 Sisi Bilal Erdoğan duyurmuş, ancak şikayetçinin kim olduğu konusunda bilgi vermemişti. Başsavcılık soruşturma dosyasını, Kılıçdaroğlu nu ifadeye çağıran savcı Mehmet Demir den alarak Başsavcıvekili Ali Cengiz Hacıosmanoğlu na vermişti Korkuyorum! 1Mayıs 1976: DİSK Taksim de 1 Mayıs İşçi Bayramı nı kutladı. On binlerin katıldğı kutlamada kimsenin burnu bile kanamadı. 1 Mayıs 1977: İşçi Bayramı nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK in organizasyonunda Taksim Meydanı nı doldurdu. Saat da dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelden kalabalığa ateş açıldı. İnsanlar panik halinde kaçarken, çoğu Kazancı Yokuşu girişinde olmak üzere 34 kişi ezilerek öldü, 136 kişi yaralandı. 1 Mayıs 1978: Kanlı 1 Mayıs ın birinci yıldönümünde yine yüz binlerce işçi Taksim de toplandı. Ancak buna kutlama denilemezdi; çünkü acı henüz çok tazeydi. Yine de bir kişinin bile burnu kanamadı. 1 Mayıs 1979, 1 Mayıs 1980: Taksim Meydanı İşçi Bayramı na ve anmaya kapatıldı. Çok sayıda gösterici ve polis yaralandı. 1 Mayıs 1981, 1 Mayıs 1982, 1 Mayıs 1983, 1 Mayıs 1984, 1 Mayıs 1985, 1 Mayıs 1986: Taksim yasak, darbe yönetiminin baskıları yüzünden meydana çıkmaya yeltenen yok! 1 Mayıs 1987: Taksim yasak, bazı sendikalar Emek Sineması nda 1 Mayıs Şöleni düzenledi. 1 Mayıs 1988: Taksim yasak ama 5 bin gösterici meydana yürüdü, çatışmalar çıktı. Çok sayıda gösterici yaralandı. 1 Mayıs 1989: Taksim yasak, işçiler yürüdü. Mehmet Akif Dağcı isimli işçi bir trafik polisi tarafından tabancayla vurularak öldürüldü. 1 Mayıs 1990: Taksim yasak, Pangaltı da İTÜ öğrencisi Gülay Beceren polis tarafından vuruldu ve felç oldu. 1 Mayıs 1991: Taksim yasak, 10 kişi yaralandı, 600 kişi gözaltına alındı. İzmir de Balık Hali önünde gerçekleştirilen toplantı, 1980 darbesinden sonra yapılan ilk yasal 1 Mayıs Mitingi oldu. 1 Mayıs 1992: Taksim yasak, Gaziosmanpaşa daki etkinliğe 7 bin kişi katıldı. 1 Mayıs 1993: Taksim yasak, polis bir önceki gece Moda da ihbar üzerine bir eve baskın yaptı ve Uğur Yaşar Kılıç ile Şengül Yıldıran isimli GÜNÜN SORUSU Sorum 1 Mayıs ı o meydanda ya da bu meydanda kutlamayı planlayan ve kendi meydanlarına gelmeyecek olanları eleştiren arkadaşlara: Bunun yerine, meydanları yasaklayanları eleştirmeniz gerekmez mi? Bu nasıl sehven? Olayı biliyorsunuz: İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, Başbakan ın oğlu Bilal Erdoğan ın şikâyeti üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu nu şüpheli sıfatıyla ifadeye çağırdı. Oysa böyle bir yetkisi yok... Çünkü Kemal Bey, bir milletvekili... Dokunulmazlığı sebebiyle böyle bir işlem Anayasa ya aykırı! Nitekim tepkiler üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çağrının sehven olduğunu açıkladı. Çağrı geri çekilirken, soruşturma dosyası da Savcı Demir den alındı. İyi de kim bu Savcı Mehmet Demir? 17 Aralık yolsuzluk GÜNÜN İSYANI! mustafamutlu@aydinlikgazete.com öğrencileri öldürdü. 1 Mayıs 1994: Taksim yasak, resmi kutlamalar Abide-i Hürriyet Meydanı nda yapıldı. Taksim e çıkmak isteyen gruplarla polis çatıştı. Çok sayıda yaralanan oldu. 1 Mayıs 1995: Aynen 1994 gibi oldu. 1 Mayıs 1996: Taksim yasak, kutlamalar Kadıköy de yapıldı. Polis işçilere saldırdı: 3 kişi öldü, çok sayıda vatandaş yaralandı. 1 Mayıs 1997, 1 Mayıs 1998, 1 Mayıs 1999, 1 Mayıs 2000, 1 Mayıs 2001, 1 Mayıs 2002, 1 Mayıs 2003, 1 Mayıs 2004, 1 Mayıs 2005, 1 Mayıs 2006, 1 Mayıs 2007, 1 Mayıs 2008, 1 Mayıs 2009: Taksim yasak, resmi kutlamalar Abide-i Hürriyet Meydanı nda yapıldı. Taksim e çıkmak isteyen gruplarla polis çatıştı. Çok sayıda yaralanan oldu. 1 Mayıs 2010: Taksim serbest yıl aradan sonra Taksim ilk kez kutlamalara açıldı. Milyonlarca vatandaş İşçi Bayramı nı büyük bir coşkuyla kutladı. Kimsenin burnu bile kanamadı. 1 Mayıs 2011, 1 Mayıs 2012: Taksim serbest... Yine olay yok, yine büyük bir kalabalık ve coşku var. 1 Mayıs 2013: Taksim yasak; iktidar yayalaştırma projesi ni gerekçe göstererek, meydanı kutlamalara kapattı. Çıkan çatışmalarda 3 ü ağır 25 eylemci, 6 gazeteci ve 3 ü ağır 22 polis yaralandı. 1 Mayıs 2014: Taksim yine yasak! Ve ben... Bugün bu listeye... Yeni ölüler ve/veya yaralılar ekleneceğini bile bile hiçbir şey yapamamaktan nefret ediyorum! GERÇEK! Yıl 1980: Toplam SSK lı işçi sayısı, 4 milyon 300 bin... Sendikalı işçi sayısı, 3 milyon 500 bin! Yıl 2014: Toplam SSK lı işçi sayısı 10 milyon 700 bin... Toplu sözleşme hakkı bulunan sendikalı işçi sayısı 600 küsur bin! Yıl 1980: Reel ücret, 100 lira... Yıl 2014: Reel ücret 60 liranın altında... Tüm işçi kardeşlerimin bayramını yürekten kutlarım! operasyonundan sonra iktidar yandaşı televizyonlara çıkarak soruşturmayı yürüten polis ve savcılara hakaret eden kişi... Peki; kahramanı olduğu Kılıçdaroğlu ile ilgili skandaldan sonra tepkisi ne oldu? Canım ne güzel işte; Kılıçdaroğlu bizim sayemizde hakkındaki soruşturmadan haberdar oldu. Yani Savcı Bey, sadece yasalara ve Anayasa ya aykırı soruşturma yürütmekle kalmıyor, bir de komiklik (!) yapıyor! Biz komiği sahnede severiz ama sahnede... Mahkeme kürsüsünde değil! AKP nin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, son günlerde artan çocuk cinayetlerine çareyi bulmuş ve Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin demiş... İsyanım; çığlık atmanın çocuk psikolojisine vereceği zarardan habersiz olan Bakan Hanım a: Çığlık atmak işe yarıyorsa, biz atalım da belki sizden kurtuluruz! Not: Facebook taki TÜKETMİYORUZ a katılımlarınızı bekliyoruz.

4 Hazırlayan: Füsun İKİKARDEŞ ANKARA İmsak 04:06 Güneş 05:44 Öğle 12:53 İkindi 16:40 Akşam 19:50 Yatsı 21:19 İSTANBUL İmsak 04:17 Güneş 05:57 Öğle 13:08 İkindi 16:57 Akşam 20:08 Yatsı 21:39 İZMİR İmsak 04:35 Güneş 06:09 Öğle 13:16 İkindi 17:01 Akşam 20:10 Yatsı 21:36 HAVA DURUMU Ankara: 7/18 i İstanbul: 13/20 i İzmir: 12/22 i Antalya: 14/20 i Adana: 14/25 i Diyarbakır: 9/24 i Erzurum: 3/16 i Sivas: 6/18 i Tunceli: 9/22 i Trabzon: 13/19 i Zonguldak: 11/18 h Bursa: 9/20 h Konya: 6/19 d Fedailer Evet, onlar İttihatçıydılar... Bugün, dışarıdan ve içeriden elbirliğiyle karalanmaya çalışılan, vatanı ve yoksul halkı savundukları için efendiler ve uşakları tarafından en aşağılık şekilde darağacına çıkarılmak istenen o kahramanlar birer fedaiydiler, vatan fedaisi... Taa 1800 lerin sonunda, tam olarak tarih düşmek gerekirse 1889 da, birkaç vatansever Askeri Tıp Okulu öğrencisi tarafından kuruldu; İttihad-ı Osmani ydi ilk adı. Sonra İttihat ve Terakki adını aldı. Yani birleşme ve gelişme... İsim, ünlü Fransız düşünür Aguste Comte dan esinlenilmişti... Özellikle Rumeli de, Selanik te, Manastır da hızla yayıldı... Parolası Hürriyet ti... Genç subayların gözlerini yaşartan bu sözcük çok değil, on beş sene sonra 1908 devriminin özgürlük meşalesi, kutsal sloganı olacaktı: -Yaşasın Hürriyet!.. Osmanlı nın en utanç verici yenilgisi İttihatçılar, devrimi başarmış ama iktidarı alamamışlardı... Bunun için de bir Balkan faciası ve bir şeriat kalkışması yaşanması gerekecekti... Balkan Savaşı, 600 yıllık Osmanlı nın en utanç verici yenilgilere uğradığı, tepeden tırnağa rezil olduğu savaş olarak geçti tarihe. Kayıtlara göre, 5 milyona yakın Türk ve Müslüman, öldürüldü, tecavüze uğradı, yerinden yurdundan sökülüp atıldı. Bu faciadan kaçmayı başarıp, yarı ölü halde Anadolu ya sığınabilenlerin sayısı yaklaşık 1,5 milyon civarındaydı... Öyle ki; Edirne düşmüş, Trakya tamamen elden çıkmış, Rus ve Bulgar orduları İstanbul un önüne kadar ulaşmıştı. Hatta bu zaferin anısına ünlü Ayastefanos Anıtı nı bile diktiler... İngiltere, Fransa acilen müdahale etmeseydi, İstanbul un düşmesi de an meselesiydi... -Osmanlı nın tarihe DÜZ ÇİZGİ Ümit ZİLELİ umitzileli@aydinlikgazete.com karışması bir on sene daha ötelenmişti!.. Mustafa Kemal de İttihatçıydı Ve onlar, iktidarı devraldılar... İlk yaptıkları, orduyu gençleştirmek ve eğitmekti... Çanakkale destanı, yani kurtuluşa giden yoldaki o muzaffer savaş, Balkan rezaletinden yalnızca üç yıl sonra kazanıldı!.. Mustafa Kemal gibi bir deha, Türkiye Cumhuriyeti ni yaratacak olan büyük devrimci, işte o savaşla ortaya çıktı... -O da bir İttihatçıydı... Enver Paşa nın yönetimdeki zaafları, günahları, hırsları, zayıflıkları İttihatçıların vatan savunması için kendilerini nasıl feda ettikleri gerçeğini değiştirmez... İstanbul dan Ankara ya taşınan silah ve yurtsever kadrolarını, Karadeniz den Anadolu ya akın eden silah yüklü takalarını, Ege nin, Batı Anadolu nun kahraman efelerini göz ardı etmeye ise hiç yetmez... -Onlar bu son vatanın fedaileriydiler... Kim Kaldı Sevgili Attila İlhan, Kim Kaldı şiirinde canlarını, kanlarını vatana feda eden o kahramanları, tam da layık oldukları şekilde anlatmıştı. Anıları önünde saygı ve minnetle eğiliyorum, armağan olsun: Laternalar sustu sürahiler tenha tek kibrit çakılmıyor kim kaldı ittihat ve terakki den o jöntürkler ki - hariçten evrak-ı muzırra celbederlerdi o fedailer ki barut öksürürler sakal tıraşları mavi kırmızı bıyıkları biber 1 MAYIS ve milli devlet Ortaya çıkışının ilk yüz yılın anısına 1990 da derlenen 1 Mayıs ın Anısına kitabında işçi mücadelesinin enternasyonal boyutuyla ulus-devlet kavgasının nasıl çakıştığı anlatılıyor The Memoryy of May Day kitabı, bilimsel ve tarih belgeler sunmakla birlikte genel olarak desen, grafik ve resim örneklerini de içeriyor. Kitapta dünya çapında örneklerle sunulan görsel zenginlik, işçi mücadelesindeki propaganda ortamında işçilerin yaratıcı gücünün olduğu kadar akıl ve zekalarının da çapını göstermesi bakımından çarpıcı. Fotoğraf, resim ve desenlerin anlatımında bir tarafta insanoğlunun algısındaki üstünlük, diğer taraftan duygusal dünyasındaki zenginlik görülüyor. Görsellerdeki anlatımın yanısıra dönemin 1 Mayıs şarkılarından da örnekler var. İşçi sınıfı hayatın içinde kendi iletişim ve sanat ürünlerini de geliştirmiş. Kitaptaki sloganlardan ve el ilanlarından 1 Mayıs ın nasıl örgütlendiğini, hangi politik olguların öne çıkartıldığını da anlayabiliyoruz. En güçlü Avrupa devletleri oldular 1 Mayıs ın yüz yılından öne çıkan bir diğer nokta da, İşçi Bayramı nın ilk yıllarında Avrupa ülkelerinde, ulus-devlet kuruluş dönemiyle çakışmış olması. Öyle ki, kitabın önsözünde yer alan ifadelerde de belirtildiği gibi, Hareketin esas çizgisinde ve işçi hareketi örgütlenmesinin gelişmesinde mücadelenin çerçevesini ulus-devletin şekillenmesi oluşturuyordu. Dolayısıyla, işçi hareketinin uluslararası boyutunun, milli boyutundan ayrı olarak dikkate alınamayacığı vurgulanıyor. İşçi hareketlerinde, kendi ülkesinin politik ve kültürel gelenekleriyle arasındaki ilişkiye dikkat çekiliyor. 1 Mayıs ın tarihi incelenirken mücadeleye yansıyan fikir ve etkilere bakılırken, dünya çapındaki dengelerin de gözardı edilmemesi gerekiyor. Bu bağlamda, 1 Mayıs kutlamalarının özellikle ilk iki yılında, önde gelen (gelişmiş) Avrupa ülkelerinin ağırlığı hissedilecektir. Aynı şekilde 1 Mayıs tarihinin sadece sosyalizm tarihinden bir kesit olacağını düşünmek doğru olmayacağından, dünya çapında işçi hareketlerinden de kesitler ve öne çıkan olaylara yer veriliyor. Bugün, işte size bu diğer kesimlerden, Güney Amerika, Afrika ve Avustralya dan seçmeler derledik. Güney Afrika da 1 Mayıs Koordinasyon Komitesi nin toplantısı (1985) 1 Mayıs 1951 de Tripoli de Libya Liman İşçileri Sendikası nın toplantısı. Sağda, Ben Otman. Meksika da duvar resmi (1992) Yeni Zelanda, dünyada 8 saatlik çalışmayı ilk kabul eden ülkelerden biri.

5 DOLAR Çarşamba Salı EURO Çarşamba Salı BORSA Çarşamba Salı ALTIN (Cumh.) Çarşamba 592 TL Salı 592 TL FAİZ Hazırlayan: Recep ERÇİN Çarşamba % 9.12 Salı % 9.48 PETROL (Brent) Çarşamba $ Salı $ İLK ÜÇ AYLIK DIŞ TİCARET AÇIĞI 17,2 MİLYAR DOLAR Dış ticarete 1.3 milyar dolarlık altın desteği AYDINLIK / ANKARA Merkez enflasyon tahminini yukarı çekti HESAPLAR 4 AYDA ŞAŞTI Merkez Bankası nın hesapları 4 ayda şaştı. Banka, 2014 yılı sonu enflasyon tahminini bir puan yukarı çekti. Erdem Başçı yıllık enflasyonun bir süre daha yüksek seyredeceğini ifade etti AYDINLIK / ANKARA Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı 2014 yılının 2. enflasyon raporunu açıkladı yıl sonu enflasyon tahminini Ocak Enflasyon Raporu na göre 1 puan yukarı yönlü güncellediklerini belirten Başçı, 2014 yılı sonunda enflasyonun orta noktasının yüzde 70 olasılıkla yüzde 7.6 olmak üzere yüzde 6.4 ile yüzde 8.8 aralığında gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini söyledi. Başçı enflasyonu yukarı çekme gerekçelerini şöyle açıkladı: 1 puan yukarı güncelledik 2014 yıl sonu enflasyon tahminimizi Ocak Enflasyon Raporu na göre 1 puan yukarı yönlü güncelledik. Bu güncellemenin 0.3 puanı Türk lirasının öngörülenden fazla değer kaybetmesinden, 0.1 puanı ise 2014 yılı ithalat ve petrol fiyatları varsayımındaki sınırlı yükselişten kaynaklandı. Gıda fiyat artışlarına dair varsayımı yukarı yönlü güncellenmemiz de yıl sonu tahmininde 0.3 puanlık bir artışa neden oldu. Dış ticaret açığı Mart ayında 5.2 milyar dolar olurken ik 3 ayın dış ticaret açığı 17,2 milyar dolara ulaştı. İhracat İsviçre ye yapılan 1 milyar 275 milyon dolar altın ihracatı ile arttı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı işbirliğiyle oluşturulan geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2014 yılı mart ayında, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,4 artarak 14 milyar 748 milyon dolar, ithalat yüzde 3 azalarak 19 milyar 943 milyon dolar olarak gerçekleşti. İhracatı arttıran kalem İsviçre ye yapılan altın ihracatı oldu. Türkiye Mart ayında en çok İsviçre ye ihracat yaptı. İsviçre ye yapılan bir milyar 364 milyon dolarlık ihracatın bir milyar 275 milyon dolarını altın ihracatı oluşturdu. Geçtiğimiz dönemde de ihracat İran a yapılan altın ihracatı ile büyümüş ve cari açık küçülmüştü. İhracatta ilk sırada İsviçre var Mart ayında dış ticaret açığı 5 milyar 195 milyon dolar olurken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış Mart ayı ihracatı bir önceki aya göre yüzde 3,6 arttı. İthalat yüzde 0,8 azaldı. İhracatta ilk sıraları İsviçre (1 364 milyon dolar),almanya (1 334 milyon dolar), Irak (1 001 milyon dolar) ve İngiltere (848 milyon dolar) aldı. İthalatta ise ilk sırada 2 milyar 181 milyon dolar ile Rusya Federasyonu var. Rusya yı 2 milyar043 Yılın ilk çeyreğinde, para politikalarına dair küresel belirsizliklerin sürmesi sonucu, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarındaki zayıflığın devam ettiğini ifade eden Başçı, yılın ikinci çeyreği başı itibarıyla gelişmekte olan ülkelere sınırlı miktarlarda portföy girişleri olduğunu bildirdi. Küresel gelişmelere ek İnsana yakışır koşullarda çalışmak ve yaşamak için; Özgürlükçü, adil ve barış içinde bir dünya, bir ülke için; Talanın, yolsuzlukların, yoksunlukların ve adaletsizliklerin olmadığı, İktidar gücünün keyfi davranışlarının sınırlandırıldığı, İktidarın tüm eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi tutulduğu, Hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir hukuk devleti için; İnsanların korkmadan düşündüklerini söyleyebildiği, Özgürlüklerin sınırının siyasal iktidarlar tarafından çizilmediği, Tüm farklılıkların kabul edildiği, Kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenip kadınların toplum yaşamına eşit bireyler olarak katılmalarının sağlandığı, Güçsüzü güçlüye, azınlığı çoğunluğa karşı koruyan bir düzende yaşamak için; 1 Mayıs ta meydanlardayız... Erdem Başçı YAŞASIN EMEKÇİLERİN BİRLİĞİ YAŞASIN 1 MAYIS milyon dolarla Çin, 1 milyar 984 milyon dolarla Almanya ve bir milyar 135 milyon dolarla ABD izliyor. Hedefler tutmaz Mart ayında yüksek teknolojili ürünlerin EKONOMİ SERVİSİ TMSF tarafından 985 milyon lira muhammen bedelle satışa çıkartılan BMC için düzenlenen ihalede tek teklif geldi. Komisyon, Ethem Sancak ın sahibi olduğu Es Mali Yatırım ve Danışmanlık ın 725 milyon liralık teklifi için son kararını Cuma günü verecek. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) nun, yüksek katılım sağlanması amacıyla 10 Nisan dan 30 Nisan a ertelediği ve dün gerçekleşen Çukurova Holding den el konulan BMC Ticari ve İktisadi Bütünlüğü nün satış ihalesi, yalnızca ES Mali Yatırım ve Danışmanlık Anonim Şirketi nin sunduğu 540 milyon TL lik teklifle başladı. 985 milyon Türk Lirası muhammen bedel üzerinden gerçekleşen ihalede komisyon başkanı, Sancak ın teklifinin çok düşük olduğunu ve artırılmasını istedi. Sancak, teklifini önce 550 milyon liraya çıkardı, ancak komisyon bunu yine yeterli bulmadı. Firmanın sahibi Ethem Sancak, imalat sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 3,4 lerde kaldı. İmalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77,1 iken, yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 14,7, orta yüksek teknolojili ürünlerin payı ise yüzde 43,1 oldu. Hükümetin Orta Vadeli Program tahminine göre 2014 te ihracat 166.5, ithalat 262, dış ticaret açığının da 95.5 milyar dolar olarak öngörülüyor. Ancak ihracatçılar program hedeflerine ulaşmanın zor olacağı görüşünde. Türk ihracatçısının ithalata dayalı üretim yaptığına dikkat çeken sektör temsilcileri, ithalatta yaşanan azalmanın ihracata düşüş olarak yansıyacağı görüşünü savunuyorlar. olarak, yakın dönemde yaşanan belirsizlik artışlarının Türkiye de ekonomik görünümü etkileyen önemli bir gelişme olduğunu vurgulayan Başçı, Yaşanan süreçteki döviz kuru hareketleri ve finansal piyasalardaki oynaklık artışı enflasyon görünümü ve makro-finansal istikrarı olumsuz etkiledi. 28 Ocak ta gerçekleştirdiğimiz güçlü ve önden yüklemeli parasal sıkılaştırma ile enflasyon görünümündeki bozulmayı kontrol altına almayı ve finansal istikrarı desteklemeyi amaçladık dedi. Başçı açıklamasında şu mesajları verdi: 2014 yılının ilk çeyreğinde yıllık tüketici enflasyonu yüzde 8.4 oranına yükselirken, işlenmemiş gıda ve tütün dışı enflasyon yüzde 8.5 oldu. Yılın ilk çeyreğindeki bu yükselişte, Türk lirasındaki değer kaybı nedeniyle kayda değer bir artış gösteren temel mal fiyatları belirleyici oldu. Buna ek olarak, hizmet enflasyonundaki yukarı yönlü seyrin de etkisiyle çekirdek enflasyon göstergelerinde belirgin bir artış kaydedildi. Baz etkisi Haziran dan sonra tersine dönecek Etkisi hissedilen vergi ayarlamaları ve döviz kuru gelişmeleri dahilinde yıllık enflasyonun bir süre daha yüksek seyredecek. Son dönemde Türk lirasında gözlenen değerlenme ve iç talebin ılımlı seyri nedeniyle önümüzdeki dönemde enflasyonda bir yavaşlama bekliyoruz. Bunun yanı sıra baz etkisinin de Haziran dan itibaren tersine döneceğini belirtmek isterim. Bu ay itibarıyla enflasyon beklentilerindeki bozulmanın durakladığını gözlemledik. Bununla birlikte enflasyonun halen hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesi sıkı bir duruş gerektiriyor. ye tek teklifi Ethem Sancak verdi Ethem Sancak daha sonra söz alarak BMC ülkemiz için çok önemli bir marka. Kaç zamandır sizin uzmanlar da işin içinde ve bu firma 3-4 yıldır çalışmıyor. Ayağa kaldırılması için de çok büyük bir sermaye gerektiriyor. 5-6 aydır bu işle ilgilendiğimi beyan ediyorum. Birçok kere gelip inceledik. Bizim kendi açımızdan belirlediğimiz ekonomik değer. Ancak yine de daha mantıklı yaklaşım açımızdan teklifimizi 650 milyon liraya çıkarıyoruz dedi. Ethem Sancak ın konuşması sırasında ağzından yanlışlıkla 700 milyon ifadesinin de çıkması üzerine komisyon başkanı gülerek 700 milyon TL ye çıkartılmasını istedi. Sancak bunun üzerine teklifini yine revize etti ve 700 milyon TL ye yükseltti. Bir süre daha devam eden pazarlık sonrasında Sancak Sayın başkan, 725 milyon lirayla kapatalım sözleriyle son teklifini sundu. Son teklifi değerlendirmeye alan komisyon, teklifi uygun görürse Cuma günü ihalenin ayrıntılı pazarlık aşamasına geçecek. Banka hesap çilesi TBMM ye taşındı AYDINLIK / ANKARA H. Ufuk SÖYLEMEZ Fax: ufuksoylemez@aydinlikgazete.com UFKA BAKIŞ İki kötüye mahkum olmayacağız! Cumhurbaşkanlığı seçimi için aday belirleme takviminin sonuna doğru yaklaşıyoruz. Cumhuriyetin kurucu değerlerine gönülden bağlı, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne saygılı, milli duruşu olan, kapsayıcı ve kucaklayıcı bir kişiliğe sahip, ortak bir aday belirlenmesi ve / veya böyle bir isimde ittifak edilmesi tüm Türkiye cephesinin ortak dileğidir. TBMM deki muhalefet partileri, CHP ve MHP, yalnızca kendi parti aidiyetlerini karşılayacak ve tatmin edecek adaylarla ortaya çıkarlarsa, başarılı olamama ihtimali oldukça yüksektir. Eğer her 2 parti de böyle davranırsa, AKP adayının karşısında büyük olasılıkla ana muhalefetin adayı ikinci tura kalacaktır. Öte yandan, bana göre, T. Erdoğan ın aday olmama ve / veya olamama ihtimali de halen mevcuttur. Ayrıca kıravatlı bölücü HDP - BDP güruhunun, AKP adayına açık ya da dolaylı destek vermesi, AKP ye oy vermiş, milli hassasiyete sahip yurttaşların tepkisine yol açacaktır. Bu nedenlerle, ilk turda, yüzde 51 lik bir oy aranına ulaşılamayacağını tahmin ediyorum. İkinci tura AKP adayı karşısında kalan muhalefet adayının, gayrı - milli, Sorosçu, 2. Cumhuriyetçi ya da F tipi ile irtibatlı bir isim olması halinde, yurttaşlar tam bir kırk katır mı, kırk satır mı seçeneksizliği karşısında kalacaklardır. Ben ve benim gibi düşünen birçok yurttaşımız, iki kötü arasında bir tercih yapmaya zorlanmayı kabul etmeyecektir. Atatürkçü, Cumhuriyetçi, demokrat, millici ve yurtsever oyları kimse çantada keklik olarak görmemeli ve algılamamalıdır. Bilinçli, vatansever, milli ve yürekli bu kesimler böyle bir kumpas ya da emrivaki karşısında kaderlerine razı olmayacak ve bu duruma itiraz edeceklerdir. Bu itiraz, gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış, mezhepçi, partizan, otoriter ve Allah ile aldatan iktidarın Cumhurbaşkanı adayına olduğu kadar, bu tür gayrı - milli bir ismin, ana muhalefetin adayı olarak ikinci tura kalması halinde de sürecektir. Böyle bir durumda benim şahsen yapacağım tek şey, bu oyunu teşhir etmek ve bozmak adına seçimleri boykot etmek olacaktır. Kimse bizlerin oyunu 2nci turda otomatikman gayrı- milli de olsa, Sorosçu, 2. Cumhuriyetçi ya da F tipi ile irtibatı da olsa, böyle bir muhalefet adayına vereceğimizi zannetmesin. Yanlış bir hesap yapmış olursunuz. Gelin uzlaşalım, konuşalım, ortak bir milli aday etrafında toplanalım. Meclisteki muhalefet partileri yerel seçimlerden sonra, bir kez daha hata yapma lüksüne sahip değiller artık. Bugün, ortalıkta Cumhurbaşkanlığı için ismi döndürülenlerin büyük bir bölümünün bu önemli makam için hiç de uygun ve yeterli olamayacağı aşikardır. Bizler de artık Sağ- Sol, Alevi - Sunni, Türk - Kürt demeden, bağımsız ve milli Atatürk Cumhuriyetinin onurlu ve eşit birer yurttaşı olarak, hiç değilse bu kez ortak bir Türkiye cephesinde, güçbirliği ve ittifak yapalım. Gericilerin, bölücülerin, gayrı - milli, Sorosçu ve 2. Cumhuriyetçilerin yaptığı ittifaka karşı, birlik ve beraberliğimizi ortaya koyabilelim. Bunu, ümitle diliyor ve bekliyorum doğrusu... CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, Türkiye Bankalar Birliği ve BDDK nın birlikte yayımladığı, 1 Eylül 2013 te yürürlüğe giren bir düzenlemede, 180 gün süreyle hareket görmeyen kredi kartları, vadesiz mevduat hesapları ve diğer bankacılık ürünlerinden müşterilere bilgi verilmeksizin ücret alınamayacağının öngörüldüğünü anımsattı. Ancak bazı basın organlarında çıkan Kullanılmayan banka hesaplarına dikkat başlıklı haberlere değinen Tekin, Haberlerde, bankaların kullanılmayan mevduat hesaplarını kapatmayan müşterilerden hesap işletim ücreti alacağı, bu türlü hesapların 28 Nisan 2014 tarihine kadar kapatılması gerektiği belirtilmiştir dedi. Tekin in, Babacan a Bankalar, kullanılmayan hesaplardan müşterinin onayı ve bilgisi olmaksızın ücret alabilmekte midir? diye sordu.

6 Hazırlayan: Tarık TEKGÖZLİ Yatağan işçisi kendini Maliye Bakanlığı na zincirledi AYDINLLIK \ ANKARA Yatağan Termik Santralı ihalesi için teklif verme süresinin son gününde Yatağan işçileri, kendilerini Maliye Bakanlığı nın kapısına zincirledi. Özelleştirmeye karşı 200 günü aşkın süredir Yatağan da ve Ankara da direnen enerji ve maden işçilerinin gözü kulağı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı nda. Yatağan Termik Santralı ihalesi başvuruları için dün son gündü. Önümüzdeki günlerde ihaleye hangi şirketlerin katıldığı ve sonuçların açıklanması bekleniyor. 10 Nisan dan bu yana Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önünde nöbet tutan Yatağan işçileri de hükümete ve ihaleye girecek firmalara bir kez daha uyarı yapmak için Maliye Bakanlığı önünde eylem yaptı. Maliye Bakanlığı önüne gelen Yatağan işçilerinin bir kısmı Bu memleket bizim, yağmalatmayacağız yazılı pankart açarken üzerlerine kefen giymiş diğer işçiler de kendilerini Bakanlığın kapısına zincirledi. İşçiler sık sık Asla teslim olmayacağız, Ölmek var dönmek yok, sloganları attı. Ayakkabı kutusunu değil devlet bütçesini doldurun Eylemde konuşan Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin, Ayakkabı kutularını doldurmaktan vazgeçip devletin işletmelerini devlet eliyle çalıştırıp devlet bütçesinin doldursun. Yetmiş altı milyonda bundan faydalansın. Firmalara da sesleniyoruz: Bizim tarihimize baksınlar yılında giremediler. Kesinlikle işyerlerimizi bu firmalara, bu yandaşlara yem etmeyeceğiz. Bu firmaları Yatağan a ve Milas a sokmayacağız dedi. Girgin, 1 Mayıs ta da Yatağan da olacaklarını hatırlatarak, 1 Mayıs ta bir kez daha haykıracağız. Bizim ölümüzü çiğnemeden bu işyerlerine kimse giremez ifadelerini kullandı. 17 işçi gözaltına alındı Basın açıklaması devam ederken polis işçileri dağıtmak istedi. Ancak polis işçilerin kendilerini zincirlediği görünce etraflarını sardı. Kısa süreli bir bekleyişin ardından polis demir makasıyla zincirle kesti ve 17 işçiyi gözaltına aldı. ÇATES ihalesi tamamlandı Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları ndan sonra Çatalağzı Termik Santralı da satıldı. Çatalağzı Termik Santralı (ÇATES) ihalesinde en yüksek teklifi veren şirket 351 milyon dolar ile Demir Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnşaat Liman Gemi-Yat Yapım Turizm Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ. oldu. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı nda (ÖİB) düzenlenen ihaleye, Demir Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnşaat liman Gemi- Yat Yapım Turizm Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ., Elsan Elektrik, Alsim Alarko, Limak ve IC İçtaş teklif verdi. İlk turda en yüksek 190 milyon dolar teklifin verildiği ihale, kapalı elemeli turların ardından 280 milyon dolar başlangıç tutarı ile başladı. Son turda 351 milyon dolar ile en çok teklifi veren Demir Madencilik Petrol Ürünleri Enerji İnşaat Liman Gemi-Yat Yapım Turizm Nakliyat Sanayi ve Ticaret A.Ş. oldu. Saldırılar kapıda, işçiler alanlarda Bugün binlerce işçi Türkiye nin dört bir yanında alanlara çıkıyor. Taşeronlaştırmadan, kıdem tazminatına değin köleleştirme düzenlemelerine karşı taleplerini alanlardan haykıracak TARIK TEKGÖZLİ İ şçi sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs ta, işçi sınıfının sorunlarının hep birlikte dile getirilmesi ve çözümün iktidara dayatılması beklenir. Bu yıl da işçiler pekçok hak kaybı ve sorunlarla 1 Mayıs ı kutlayacak. Giderek büyüyen ve kangrene dönüşmeye başlayan taşeronluk sistemi ve kaldırılmaya çalışılan kıdem tazminatı bu sorunların en yakıcıları. Çalışma hayatını alt üst edecek yasal değişiklikler ise AKP hükümetinin gündeminde yılında hazırlanan Ulusal İstihdam Stratejisi sendikaların tepkileri üzerine bütün olarak yasalaştırılamadı ancak madde madde torba yasaların içine eklenerek hayata geçiriliyor. İşte Mayıs ına giderken işçilerin sorunları ve alanlardaki talepleri. Kıdem tazminatına tırpan kapıda AKP hükümeti, işçi sınıfının kırmızı çizgisi olan kıdem tazminatına 11 yıllık iktidarı boyunca göz dikti. Sendikaların genel grev nedeni saydığı kıdem tazminatını fona devretme girişimleri, yerel seçimler nedeniyle bir süreliğine rafa kaldırılmıştı. Çalışma Bakanı Faruk Çelik bunu seçim atmosferi etkili oldu şeklinde ifade etmişti. Birleşik Metal-İş Sendikası, Kıdem Tazminatının İşçinin Bireysel Hesabına Yatırılması Hakkında Kanun Taslağı na ilişkin yaptığı değerlendirmede taslağın yasalaşması halinde işçinin en az yüzde 52 gelir kaybına uğrayacağını belirtmişti. SEDA AKYÜZ İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek dün, 1 Mayıs İşçi Bayramı na ilişkin basın toplantısı düzenledi. İşçi Partisi İstanbul İl Başkanlığı nda konuşan Perinçek, emek ve vatan mücadelesinin önemine vurgu yaptı. Perinçek herkesi Türk bayraklarıyla Kadıköy, Tandoğan, Gündoğdu meydanlarına çağırarak şöyle konuştu: Vatan ve emek savaşındayız Bütün kentlerimizde vatanımız ve emeğimiz için 1 Mayıs meydanlarında toplanıyoruz. Mustafa Kemal in askerleriyiz. Emek ve vatan savaşındayız. Türkiye miz bugün emek ve vatan savaşındadır. Emeğimize göz diken küresel efendiler, vatanımızı da parçalama tertiplerinin içindedirler. Atatürk önderliğinde kurduğumuz Cumhuriyet kurumlarını yıkmaya kalkışmışlardır. KİT leri özelleştirmiş, tarımımızı çökertmiş, üretim eko- Kiralık işçi devrine bir adım kaldı Çalışma Bakanlığı nın 11 Kasım 2013 te işçi ve işveren temsilcilerinin de yer aldığı Üçlü Danışma Kurulu nda yaptığı sunumda dikkat çeken konulardan biri de özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisinin öngörülmesiydi. Özel istihdam büroları aracılığıyla işçi kiralama uygulaması, işçilerin sendikalaşma, toplusözleşme ve kıdem tazminatı hakkını da ortadan kaldırıyor. Önümüzdeki dönem işçi sınıfına yönelik saldırıların bir ayağını da özel istihdam bürolarına işçi kiralama yetkisinin verilmesi oluşturacak. nomisini yıkmışlardır. Biz emekçileri taşeronlaştırmışlardır. TSK ya, İşçi Partisi ne ve Cumhuriyet kuvvetlerine kumpaslar kurmuşlar, Gladyo tertipleri yapmışlardır. Türkiye de ve bütün ezilen dünyada emek ile vatan mücadelesinin birleştiğine dikkat çeken Perinçek, Emeksiz vatan olmaz, vatansız emek olmaz. 1 Mayıs vatansızlık günü değildir. 1 Mayıs küresel sermayenin tertiplerinde piyon olma, etnik kavga, vatansızlık ve vatan düşmanlığı, turuncuların değil, al bayraklı emekçilerin günüdür. 1 Mayıs emeğimiz ve vatanımız için mücadele günüdür. O nedenle bugün Türk Bayrağı, emek ve vatan mücadelesini birleştirmektedir ifadelerini kullandı. DİSK e çağrı DİSK i ve meslek örgütlerini Türk bayrağı altında 1 Mayıs a çağıran Perinçek şöyle devam etti: 1960 larda emek ve bağımsızlık için büyük mücadeleler vermiş olan DİSK sendikamızı ve meslek örgütlerimizi yarın 1 Mayıs ta Kadıköy ve Tandoğan alanlarına çağırıyoruz. Onlara yakışan Türk bayrağı altında, İstiklal Marşı yla emek mücadelesi vermektir. Ön cephemiz; Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy. İşte şu an Yatağan, Kemerköy, Yeniköy işçilerimiz vatan ve emek mücadelesinin ön cephesindeler. Bugün 1 Mayıs ta en anlamlı eylem Yatağan işçileriyle ön siperde Cumhuriyet in KİT lerini savunmaktır, taşeronlaştırmaya karşı cepheden mücadele etmektir. Haydi Kadıköy, Tandoğan, Gündoğdu Meydanlarına! Bütün emekçilerimize, Cumhuriyet yurttaşlarımıza, vatanımızı seven her insanımıza sesleniyoruz; Haydi emeğimiz ve vatanımız için ay yıldızlı, al bayraklarımızla kentlerimizin 1 Mayıs meydanlarına! Taşeron sistemini yaygınlaştırma çabası Çalışma Bakanlığı, 11 Kasım 2013 te Üçlü Danışma Kurulu nda yaptığı sunumda taşeron sistemini yaygınlaştıracak bir düzenleme hazırladıklarını ifade etmişti. Bakanlık hazırladığı taşeron yasa taslağını, sendikalardan gizleyerek Başbakanlık a göndermişti. Ancak hükümet yasa taslağını, taşeron işçilerinin mevcut haklarını yeni verilecek haklar gibi göstererek piyasaya sürmüştü. Çalışma Bakanı Faruk Çelik yaptığı açıklamada, taşeron yasa tasarısının Haziran a kadar yasalaştırılacağını belirtmişti. PERİNÇEK: EMEKSİZ VATAN, VATANSIZ EMEK OLMAZ, HAYDİ TÜRK BAYRAĞIYLA ALANLARA 1 Mayıs ı Yatağan da başlattık Bu yıl Ankara da 1 Mayıs alanı Tandoğan Meydanı olacak. 1 Mayıs ı Cumhuriyet ve emek güçleri hep birlikte kutlayacak. Tandoğan daki kutlamalara, Türk-İş e bağlı sendikaların yanı sıra Türkiye Kamu-Sen, İşçi Partisi, Türkiye Gençlik Birliği, Cumhuriyet Kadınları Derneği de katılacak. Türk-İş, sabah saat da GMK Bulvarı ndaki Maltepe Camii önünde toplanacak. Saat de kortej oluşturularak Tandoğan Meydanı na yürüyüşe geçilecek. Saat de de miting başlayacak. 200 günü aşkındır özelleştirmeye karşı direniş gösteren Yatağan işçileri de 1 Mayıs ta alanlarda olacak. Doğu Perinçek Ankara da işçinin 1 Mayıs adresi Tandoğan Yatağan işçileri de Tandoğan da Yatağan işçilerinin merkezi kutlama alanı Muğla Yatağan olarak belirlendi. 10 Mayıs tan bu güne Özelleştirme İdaresi Başkanlığı önünde direniş nöbeti ni sürdüren işçilerde Ankara da Tandoğan meydanında 1 Mayıs kutlaması yapacak. Yatağan işçileri de GMK Bulvarında oluşturulacak kortejde Yağma Talan ÖzelLEŞtirme yazılı pankartlarını açarak yer alacaklar. Yatağan işçileri, hükümete ve ihaleyi alan şirketlere 1 Mayıs alanından da seslenecek. Mitingde Türk-İş temsilcilerinin yanı sıra bir Yatağan işçisi de konuşma yapacak. Sıhhiye Meydanı Ankara da kutlama yapılacak yerlerden birisi de Sıhhiye Meydanı olacak. Türk bayrağı ve İstiklal Marşı nın okunmasına karşı çıkılan kutlamalar de Gar önünden başlayacak. Kadıköy ün sorumluluğunu omuzlarıma alıyorum Perinçek açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Valilik in 1 Mayıs ı Taksim de yasaklaması ile ilgili ne düşünüyorsunuz? sorusuna Perinçek Yasaklara karşıyız. AKP iktidarının geçmişten beri bu tür yasaklarını kınıyoruz. Ancak biz disiplini olan iktidar mücadelesi veren emekçi halkın partisiyiz. Burada doğru siyasetler uygulamak, düşmanın istediği alanlarda değil, kendi belirlediğimiz alanlarda ve işçi sınıfımızla beraber olmak en temel meseledir yanıtını verdi. Perinçek, DİSK in Taksim de kutlamasına ilişkin sorulan bir soruya ise, DİSK, KESK ve diğer örgütlerin Taksim için tertip komitesi kurmadığına dikkat çekerek şöyle dedi: Ancak Kadıköy de bir tertip komitesi, disiplin var. Kadıköy de tek kişinin burnu bile kanamayacak. Emekçi halk taleplerini ve iktidara karşı mücadelesini ortaya koyacak. Ama dikkatinizi çekiyorum. Taksim e çağrı yapanların bugün gazetelerinde 1 Mayıs bile yok. İnsan sorumluluk alır. Ben Kadıköy ün bütün sorumluluğunu omuzlarıma alıyorum. Türk- İş le birlikte Kadıköy, Tandoğan, Gündoğdu nun sorumluklarını üzerimize alıyoruz. İşçinin geliri yarı yarıya düşecek mi? Ucuz, esnek ve güvencesiz çalışma olarak adlandırılan Ulusal İstihdam Stratejisi, 8 Şubat 2012 tarihinde yapılan Üçlü Danışma Kurulu nda Çalışma Bakanı Faruk Çelik tarafından gündeme getirilmişti. Taslak, işçi sınıfının kazanılmış haklarına yönelik yeni bir saldırı paketi olarak değerlendirilmişti. Konfederasyonlara sunulan metinde, esnek çalışma biçiminin yaygınlaştırılması ve kıdem tazminatının adım adım tasfiyesi öngörülüyordu. Esnek çalışma modelinde çalışma şartları esnekleştirildiğinden dolayı ücretlerde de esnekleştirme olacak. Uzmanlara göre bu modelde işçinin geliri yarı yarıya düşecek. Eskişehir de vatan-emek cephesi Sıhhiye de 1 Mayıs ta işçiler yurdun dört bir yanında alanlarda. Eskişehir de Türk-İş, Türkiye Kamu-Sen ve Birleşik Kamu-İş öncülüğünde Sıhhiye Meydinı nda yapılacak mitinge CHP, İşçi Partisi, DSP, Türkiye Gençlik Birliği, Türkiye Liseliler Birliği, Cumhuriyet Kadınları Derneği, Eskişehir Taşeron İşçileri Derneği, Milli Merkez Eskişehir Temsilciliği, Ulusal Gönüllüleri, Aydınlık Okurları da katılacaklar. Türk- İş 2. Bölge Temsilcisi Nejat Kılıç, 1 Mayıs ın neden iki farklı alanda kutlandığını şu sözlerle açıkladı: Bizim kırmızı çizgilerimiz bayrak, İstiklal Marşı ve Atatürk. Onlara düşmanlık yaparak hiç bir yere varılmaz. Bu sebeple gerçek 1 Mayıs, Sıhhiye Meydanı nda kutlanacak. Kutlamalar, de Espark AVM önünde kortejlerin yürüyüşü ile başlayacak. Samandağ da 14 kurum birlikte kutluyor Samandağ da 1 Mayıs kutlaması Emeğimiz, vatanımız ve Suriye Kardeşliği sloganıyla 75. Yıl Parkı nda yapılacak. Kutlamaya ADD, TGB, Samandağ Bakkallar Odası, Samandağ Berberler Odası, Çevre Koruma Derneği, Samandağ Eczacılar Odası, Samandağ Kuyumcular Odası, Samandağ İnşaat Mühendisleri Odası, Samandağ Mali Müşavirler Odası, İşçi Partisi İlçe Örgütü, Tekebaşı Su Ürünleri Kooperatifi, Samandağ Ziraat Odası, Samandağ Terziler Odası, Ulusal Eğitim Derneği katılıyor. 75. Yıl Park ında saat kutlamalar da başlayacak. Kurumlar, 1 Mayıs ı kutlamak için Türk bayrağı altında birlikte herkesi kutlamaya çağırdı.

7 TOPLUM Hazırlayan: Gökçen BEYAZ AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANI NDAN ARTAN ÇOCUK CİNAYETLERİNE ÇÖZÜM ÖNERİSİ: Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin! Son aylarda artan çocuk cinayetleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, annelerden çocuklarına çığlık atmalarını öğretmelerini istedi Aile ve Sosyal politikalar Bakanı Ayşenur İslam, artan çocuk istismarları ve cinayetleri nedeniyle bir basın toplantısı düzenledi. Bakanlık olarak acil çözüm arayışında olduklarını belirten İslam, Çocuklarımızın, tıpkı ateşe ellerini uzattıklarında ellerinin yanacağını bilmeleri gerektiği gibi bir yabancı ile karşılaştıklarında nasıl davranmaları gerektiğini bilmesi gerekiyor. Akran istismarına nasıl karşı koyacağını öğrenmesi gerekiyor. Aileleri eğitmemiz gerekiyor. Bu eğitimlerimiz vardı zaten. Biz bunları yapmaya bugünden itibaren başlıyoruz. Başladık... diye konuştu. Çocuk ses çıkarmalı Ailelerin çocuklarına koşulsuz sevgi göstermesi gerektiğini ifade eden Bakan İslam, çocukların her türlü sıkıntıda ailelerine başvurması gerektiğini bilmesi gerektiğini söyledi. Rafet BALLI İlk duyduğumda inanamadım. TSK, Suriye sınırında bir sürpriz yaşatmıştı. Süleyman Şah Türbesi ndeki birliği değiştirmişti. Birlik fazla küçüktü: asker. Anlamı aşırı büyüktü: Türbeye PKK/PYD bölgesinden geçilmişti. İddia tarihin şakası gibiydi. Başka bir konuyu araştırıyordum. Haber merkezimize havale etmekle yetindim. Teyid ve ayrıntı daha sonra geldi. Üst düzey bir KCK kaynağı uyardı. Ardından başka kaynaklara ulaştım. Sınırdaki Suriye muhalefet kaynaklarına. Zaten medyada da kısmen yer aldı. Bilgiler birbirini teyid ediyordu. Hikâyenin arka planı Annelerden, çocuklarına çığlık atmalarını öğretmelerini isteyen Bakan Ayşenur İslam şunları söyledi: Çocukların çok küçük yaşta öğrenmesi gereken bir başka şey ise yabancı mesafesini korumak. Annelere çok basit bir şey öğretebilirim. Çocuklara çığlık atmayı öğretmeleri gerekiyor. İstemedikleri bir durumda karşılaştıklarında çocuklarımızın çığlık atması gerekiyor, etrafı haberdar edebilmeleri için. Aman çocuğum sessiz ol diye yetiştirdiğimiz çocuklardan bahsediyoruz. Hayır, çocuklar ses çıkarmalı. Bakan İslam, Cinsel istismar ve saldırı suçlarıyla ilgili cezaları yeniden düzenleyen bir tasarı var. Adalet Bakanlığı geçtiğimiz dönemde bu teklifi kendi gündemine aldı. Şimdi bu taslağın Meclis gündemine inmesi için kararlılık gösteriyoruz dedi. Umut un cenazesinde gözyasları sel oldu Umut Zambak Ma nisa nın Akhisar İlçesi nde, kaybolduktan 4 gün sonra TCDD ye ait su kuyusunda cesedi bulunan 9 yaşındaki Umut Zambak son yolculuğuna uğurlandı. Umut un cenazesi, dün öğlen Mustafa Kirazoğlu Devlet Hastanesi Morgu ndan yakınları tarafından alınarak, son kez Efendi Mahallesi, 264 Sokak taki evlerinin önüne getirildi. Cenaze evin önüne geldiğinde gözyaşları sel oldu. Oğlunun tabutuna sarılan Kibariye Z a m b a k, Umut um bizi bırakıp nerelere gidiyorsun? diyerek ağıt yaktı. Küçük çocuğun cenazesi Yeni Mezarlık ta toprağa verildi. AKP nin eseridir: TSK, PKK bölgesinden güvenli geçiş yapmış! şöyle: Biliniyor: Suriye de bir Türk toprağı var. Şu meşhur Süleyman Şah Türbesi. Orada küçük bir birliğimiz nöbet tutar. Değişim de üç ayda bir. 23 Nisan da yeni bir değişim yapılacaktır. Fakat bir sorun vardır ortada. Türbenin etrafı IŞİD in kontrolündedir. Irak Şam İslam Devleti diyorlar kendilerine. El Kaide nin bölgedeki kolu. Türkiye, IŞİD nezdinde zemin yoklar. Birlik değişiminde sorun yaşanmasın diye. IŞİD olmazlanır. İlişkiler gergindir çünkü. Dışişleri ndeki toplantı da gösterdi. AKP, Suriye ye girmeyi konuşmaktadır. IŞİD bahanesiyle. AKP, ardından PYD nin kapısını çalar. Kısa süre önce 10 yaşındaki Mert Aydın Kars ta, 6 yaşındaki Gizem Akdeniz ise Adana da kaçırıldıktan sonra katledilmişti. Osmangazi Üniversitesi nde sandalyeler havada uçuştu PKK nın Suriye kolunun. Rica: TSK birliği sizin bölgeden geçsin. PYD nin yanıtı: Hay hay, buyursunlar! Olanlar. TSK birliği Mürşidpınar Kapısı ndan Suriye ye girer. Bölgeye Kürtler Kobani diyor. Araplar Aynelarab. Sonuç 1: Hükümetin PYD ile açık temas kanalları var. Sonuç 2: AKP hükümeti ile PYD ilişkileri samimidir. Bir maniniz yoksa, bizim birlik sizin topraklardan geçsin. Sonuç 3: PYD, özenli bir ev sahibidir! Hassasiyetleri gözetir. PYD, kendi sınır birimine emir verir. Türk birliği PYD bayraklarını istemezse, indirin! Süleyman Şah Türbesi 35 km içeridedir. Bu mesafenin 30 km si PYD nin elinde. Son 5 km si de IŞİD in. TSK birliği zorlama ve emrivaki yapar. IŞİD bölgesine de girer. IŞİD, engellemeyi göze alamaz. O gün sınırdaki kaynaklarımın anlattığı: Bölgede ciddi hazırlık vardı. Havada ve karada. IŞİD mevzilenmesi bütünüyle biliniyordu. Bir saldırı olsa, anında yok edilirdi. Sonrası da ilginç. Türk konvoyu türbedeki Saygı Karakolu na gider. Birlik değişimini yapar. Fakat... IŞİD in sürpriz bir şartı vardır. Dönüşü bizim bölgeden yapacaksanız. PYD bölgesini kullanmayacaksınız. Öyle de olur. Tarihi bir manzara ortaya çıkar! 8-10 araçlık TSK konvoyu. Eskortları: Silahlı ve bayraklı El Kaide araçları. İnternete bu görüntüler düşer. El Kaide, TSK birliğini esir aldı! söylentisiyle birlikte. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam Eskişehir Osmangazi Üniversitesi nde (ESOGÜ) öğrenciler arasında kavga çıktı. Sandalye, masa, şişe, taş ve sopalarla birbirine giren öğrencileri, polis ve özel güvenlik görevlileri ayırdı. İddiaya göre, dün öğle saatlerinde, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü için bildiri dağıtan grup ile karşıt görüşlü grup arasında tartışma çıktı. Kısa süre sonra 100 kadar öğrenci 3 Mayıs Türkçülük Günü standı açıp, Türk bayrağı astı. 1 Mayıs bildirisi dağıtan başka bir grup öğrenci standın önünde kavga etti. Kavgada birbirlerine taş, sopa, şişe, sandalye ve masa fırlatan öğrencileri, araya giren polisler ve üniversitenin özel güvenlik görevlileri ayırdı. Sonuç: TSK birliği Suruç tan girmiş, Karkamış tan çıkmıştır. Girerken PYD bölgesini kullanmış. Çıkarken de El Kaide bölgesini. Genelkurmay 28 Nisan da bir açıklama yaptı. Adı yalanlama, gerçekte teyid. Olay: Rutin bir faaliyet. PYD ve El Kaide ile görüşüldü mü? Gerekli koordinelerin yapılmasını müteakip... Hangi bölgeler kullanıldı: İzlenen güzergâhlar, değişik grupların kontrolü altında. Sonuçların sonucu: TSK, PKK ve El Kaide bölgesinden güvenli geçiş yaptı! PKK ve El Kaide bölgeleri, AKP için dost topraklardır! Tablo: Ahmet Davutoğlu nun stratejik çukurları dır. Şahin MENGÜ sahinmengu48@gmail.com AKP nin erime sürecinde seçim ŞAHİN BAKIŞI Türkiye ilk defa halkın seçeceği Cumhurbaşkanlığı seçimine gidiyor. Demokrasisi sağlıklı çalışan bir ülkede iki turlu bir Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa, her parti kendi adayını çıkartır, ikinci turda da, ilk turda da en çok oy alan iki kişi arasında bu yarış olacağından, seçmenler kendilerine en yakın gördüklerine oy kullanırlardı. Ama içinde yaşadığımız zaman dilimi için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Bugün iktidarı elinde bulunduran Tayyip Erdoğan sayısal gücüne dayanarak her şeyi yapabileceğine inanan parti lideri eğer Cumhurbaşkanı da olabilirse, yürütmenin bir parçası gibi davranacağını ilan etmekte de sakınca görmeyen şahıs olduğunu göstermiştir. O zaman yapılması gereken ilk şey, Tayyip Erdoğan ın Cumhurbaşkanlığı makamına çıkmasını önlemek olmalıdır. Aslında 30 Mart yerel seçim sonuçlarına bakarsanız AKP erime sürecine girmiş, kan kaybetmeye başlamıştır. Pabucun pahalı olduğunu hissediyor Yerel seçimlerde sabahtan akşam iktidar değişikliği olmayacağından, iktidar partileri her zaman avantajlıdırlar. 30 Mart yerel seçimlerinde AKP nin aldığı oy yüzde 43 tür yılı kamuoyu araştırmaları göz önüne alındığında AKP nin kamuoyu desteği yüzde elli beşlerdeydi. Son iki yılda ortaya çıkan ekonomik daralma ve ayyuka çıkan yolsuzluklar, AKP yi on iki puan eritmiştir. Şu anda bir genel seçim yapılsa, AKP nin oyları 30 Mart yerel seçimlerine göre de, üç beş puan daha aşıda olacaktır. Bunu Tayyip Erdoğan da görmekte, pabucun pahalı olduğunu hissetmektedir. Cumhurbaşkanlığı makamı militan bir kafa yapısına sahip Tayyip Erdoğan ın eline geçerse, bir de piyon bir başbakanla yürümeye başlarsa, bu hem kendisi ve hem de ülke için bir felaket olur. Bugün yapılacak en büyük yanlış bir muhalefet partisinin tek başına, kendi milletvekillerine, Parti Meclisi üyelerine veya il başkanlarına danışarak aday belirlemesidir. Bizim muhalefetin en büyük zaafı Tayyip Erdoğan ı taklit ve takip etmek olduğundan, AKP böyle yapıyor yanlışına düşmemeleri gerekir. Tayyip Erdoğan böyle yapmaktadır, bunun nedeni diğer adayı, yani Abdullah Gül ü ekarte edip saf dışı bırakmaktır. Bütün bunları göz önüne alarak, muhalefet partilerinin hiçbir komplekse kapılmadan herkesin işte bu diyebileceği bir aday üzerinde uzlaşı sağlamaları gerekmektedir. Uzlaşmayla belirlenirse demokrasimiz kurtulur Bu uzlaşının da mümkün olabiliyorsa en geniş tabanlı olmasıdır. Sadece CHP, MHP değil az veya çok oy sahibi diye bakmadan herkesle uzlaşılmalıdır. Bunu ülke yararı için yapmak zorunluluğu vardır. Zira Türkiye, dış dünya da sıkışmış ve yalnızlaşmıştır. Uzlaşmadan bir aday çıkartma lüksüne hiçbir muhalefet partisi sahip değildir. Aksi bir davranış Tayyip Erdoğan a hizmet etmek olur. Uzlaşmayla bir aday belirlendiği takdirde, Türkiye de yeni bir siyasi denge oluşacak ve demokrasimiz kurtulacaktır. Zira böyle belirlenmiş bir Cumhurbaşkanı herhangi bir partini değil, Cumhurun başkanı olacaktır. Türkiye itibarsızlaşmış, PKK, Kıbrıs ve Ermeni konularında birilerinin talimatlarına göre davranan bir ülke haline gelmiştir.bu nedenle Cumhurbaşkanı olacak kişinin dış politikayı da dengeleme yetenekleri olan birisi olması gerekmektedir. Bu da tek başına yetmeyecektir, Dünyayı takip edip anlayabilmesinin yanında, devlet kurumları arasındaki, ahengi sağlayabilecek bir kişilik olması gerekmektedir. Yasamaya da egemen olan Tayyip Erdoğan ve hükümeti yargıyla kanlı bıçaklı haldedir. Eğer böyle bir ortak aday üstünde uzlaşılamazsa, Tayyip Erdoğan erime sürecinde bile olsa, o cerbezeli haliyle tek bir partinin adayı karşısında seçimde üstünlük sağlayacaktır. Aslında toplumda denge unsuru olabilecek bir Cumhurbaşkanı; yolsuzluk olayları ile gerek Türkiye de gerekse dış dünyada da itibarını yitirmiş, yalnız kalmış hem Türkiye ve hem de Tayyip Erdoğan için de bir çıkış, bir anlamda da kurtuluş olacaktır.

8 Hazırlayan: Emine DÖLEK Türkiye nin AİHM e sicili: 10 yılda 50 bin başvuru Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne (AİHM) 2002 ile 2012 yılları arasında Türkiye aleyhine 50 bin 249 başvuru yapıldığını, 2 bin 170 başvuruda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin (AİHS) ihlal edildiğine karar verildiğini açıkladı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu nun soru önergesini yanıtlayan Davutoğlu, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı Arasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Önündeki Savunmalar ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarının İcrasına İlişkin İşbirliği Protokolü nün yürürlüğe girdiği 1 Mart 2012 tarihi itibariyle Türkiye aleyhinde verilen ihlal kararı sayısının da 20 olduğunu açıkladı yılları arasında Türkiye hakkında verilen 53 kararda ihlal olmadığına hükmedildiğini belirten Davutoğlu, 210 karar ise dostane çözüm, kayıttan düşürme ve diğer kararlara ilişkindir dedi. Davutoğlu nun ödenen tazminat miktarları hakkında verdiği bilgiye göre Türkiye 2012 de (ilk iki ay) 10 milyon 135 bin TL tazminat ödedi. Mamak Cezaevi nde Özenalp soruşturması Balyoz hükümlüsü Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp in Mamak Askeri Cezavi nde beyin kanaması geçirmesi ve ardından yapılan müdahaleyle ilgili soruşturma başlatıldı. Genelkurmay Başkanlığı nın talimatıyla yapılan soruşturmada olayın nasıl gerçekleştiği araştırılarak rapor hazırlanacak. Raporda yer alacak saptamalar doğrultusunda, gerekli görülürse olayda görev zaafı bulunan sorumlular hakkında adli tahkikat başlatılacak. Mamak Askeri Cezaevi nin bağlı olduğu 4. Kolordu Komutanlığı tarafından yürütülecek soruşturmada, açık görüşün kurallarına uyulup uyulmadığı, Özenalp e ilk müdahalenin doğru yapılıp yapılmadığının da inceleneceği bildirildi. Deniz Kurmay Albay Murat Özenalp, geçen Cumartesi Mamak Askeri Cezaevi nde eşi ve çocuğuyla açık görüşteyken yere düşmüş, Özenalp in beyin kanaması geçirdiği anlaşılmıştı. Cezaevinde yapılan ilk müdahale yeterli olmayınca Özenalp, ambulansla GATA ya sevk edilmişti. Özenalp in GATA ya sevkinde geç kalındığı iddialar arasında yer alıyor. Hastanede yapılan ilk teşhiste beyindeki kanama sürdüğünden, Özenalp ameliyata alınamamıştı. Hastane kaynaklarından alınan bilgilere göre Özenalp, Ankara GATA beyin ve sinir cerrahisi bölümünde uyutulmaya devam ediliyor. Bostanoğlu aileyi ziyaret etti Diğer yandan, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu nun GATA da Özenalp ın ailesini ziyaret ettiği öğrenildi. Genelkurmay Genel Sekreterliği ve Personel Daire Başkanlığı ndan bir heyetin de GA- TA ya gelerek doktorlardan bilgi aldığı ve aileyle görüştüğü bildirildi. Balyoz davasında ilk tahliye geldi Balyoz davası hükümlülerinden emekli Albay Hakan Büyük, tahliye edildi. Büyük, cezasının son bir yılını adli kontrol tedbiriyle dışarda geçirecek. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının ardından, yargı ve emniyetteki F tipi çeteye vurgu yapılması ve ardından gelen orduya kumpas itiraflarının ardından Balyoz davasında ilk tahliye gerçekleşti. Davada 6 yıl hüküm giyen Albay Hakan Büyük ün vekili Avukat Hüseyin Ersöz, 28 Nisan tarihli dilekçesinde Büyük ün koşullu salıverme tarihine kadar olan cezasının, denetimli serbestlik tedbiriyle infaz edilmesini ve işlemlerinin Kartal Denetimli Serbestlik Şube Müdürlüğünce yürütülmesini talep etti. Dilekçenin ulaştığı Silivri İnfaz Hakimliği, Büyük ün talebini kabul etti. Mahkeme, hükümlünün cezasının koşullu salıverme tarihi olan 28 Nisan 2015 e kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verirken, işlemlerinin Kartal ı da içinde barındıran İstanbul Anadolu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü nde yapılmasını uygun gördü. Buna göre 29 Nisan 2011 de tutuklanan Büyük ün cezası, infaz yasası gereği son 1 yılı adli denetimli olmak üzere 4 yıla karşılık gelecek ve cezasının son yılını adli kontrol tedbiriyle dışarda geçirecek. Kayıt dışı düşünmek Hürriyet gazetesi yazıcılarından Taha Akyol hakkında olumlu bir düşüncem yoktur. Şimdiye kadar onunla ilgili epeyce yazı yazdım, ama anımsadığım kadarıyla hakkında tek bir olumlu cümlem olduğunu sanmıyorum. Varsa da fark etmez! Bildiğim kadarıyla MHP kökenli ama Türkçü cenahtan değildi, daha çok Türk-İslam Sentezciydi; İslamcılar gibi Tekbir! cilerdendi. Neyse! Geçmişi kendisinin olsun. Şimdi liberalci. Liberal demokrat, liberal kapitalist, liberal laik, liberal Müslüman, (cumhuriyetçi ise) liberal cumhuriyetçi, her şeyin liberali, liberalin de liberali... Gözü olanın gözü çıksın! İşte bu liberalci Taha Akyol, 10 Nisan 2014 günü Düşünmek... adlı liberal filozofik bir yazı yayınlandı. İlahiyatçı Prof. İlhami Güler, laikliğin yeni bir türünü düşünmek gerektiğini söylüyor muş. Söyler söyler... İlhami Güler, Siyasette dini değer, sembol ve kişilere aleni atıf yapılmamalıdır diye yazıyor muş... Yazar yazar... Taha Akyol, asıl bombayı biraz sonra patlarıyor: [ Din temelli siyasi mücadelelerin tarihte nelere yol açtığını hatırlatan Prof. Güler, son parti-cemaat kavgasının bizi laikliğin yeni bir türünü kendi maslahatımız açısından tekrar düşünmeye zorunlu kıldığını belirtiyor. Daha önce de değerli yazar Sibel Eraslan, yine Star da, İSTİHBARAT SERVİSİ Kapatılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi nin, Ergenekon davasının gerekçeli kararı olduğu iddiasıyla 3 Nisan da basına dağıttığı metin, dün avukatlara da tebliğ edilmeye başlandı. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi nin kapatılmasının ardından dosyanın gönderildiği 4. Ağır Ceza Mahkemesi, imzasız metni CD ile tebliğ etti. Ergenekon davası avukatları, metnin CD ile gönderilmesine tepki FUAT ŞAHİN Silivri Nöbet Çadırı nın 962. gününde İzmir den ziyaretçileri vardı. Destek için çadıra gelen tutsak komutanların Harp Akademisi nden devre arkadaşları son asker özgürlüğüne kavuşana kadar nöbete devam dediler. İzmir den gelen emekli komutanlar, Vardiya Bizde Platformu, Latife Hanım Grubu ve Mustafa Balbay a Özgürlük Grubu üyeleri nöbet çadırını ziyaret etti. Ziyaretçileri çadır sorumlusu Hıdır Hokka karşıladı. Bu davalarda Türk ordusuna parti-cemaat çatışmasını analiz eden makalesinde, neredeyse laiklik işte bunun için gerekirmiş diyecek noktaya geldik diye yazmıştı. Kin, nefret, şiddet Hemen lehinde veya aleyhinde tavır almadan önce Niye? diye düşünmeliyiz. Niye laikliğin yeni bir türü, yani bana göre liberal bir laiklik lazım?... Ve niye siyasette din temelli siyasi kavgalardan sakınmak gerekir? Evvela radikal ve baskıcı bir laikliğin nasıl toplumsal çalkantılara yol açtığını hem kendi tarihimizden hem Fransız tarihinden biliyoruz. Dini söylemle siyaset yapılmasına gelince... Prof. Güler tarih boyu toplumlara musallat olmuş dinden kaynaklanabilecek totalitarizm, fanatizm ve bağnazlıkları hatırlatıyor. Din üzerinden siyasi kavga yapmanın, İslam daki af, merhamet, sabır, hakkaniyet gibi değerleri unutturduğunu, kin, nefret, şiddet, iftira, dogmatizm ve bağnazlıkları güçlendirdiğini söylüyor. Yaşanan da bu değil mi? Hiç af, merhamet, sabır, hakkaniyet değerlerini işitiyor muyuz? Müzakere toplantıları olması gereken parti grupları bile öfke gösterilerine döndü ] Suret-i hak tan görünen son derece kaypak bir yazı: bizi laikliğin yeni bir türünü kendi maslahatımız açısından tekrar düşünmeye zorunlu kıldığını... ; neredeyse laiklik işte bunun için gerekirmiş göstererek Ortak tavır alınmalı dedi. Yasada böyle bir tebliğ biçimi yok Gerekçeli karar, dün ilk olarak Tuncay Özkan ın avukatı Ahmet Çörtoğlu na, APS ile gönderildi. Aydınlık a konuşan Çörtoğlu, iadenin önüne geçmek için kararın APS ile gönderildiğini belirterek, Usul yasamızda böyle iftira atıldığını ve karalama kampanyası başlatıldığını ifade eden Emekli Albay Erhan Çatkın Yabancılar Türk Milleti ni yok etmek için subaylarını hedef alırlar. Bu Türkiye devleti için yüz karasıdır diye konuştu. Emekli Albay Hasan Zeki Sungur da Bu davalar AKP nin TSK yı bitirme planının bir parçasıdır dedi. Sağlıkları bozuluyor Ziyaretçilerden Emekli Kurmay Albay Kazım Sezer, oğlu İbrahim Sezer in de İstanbul Askeri Casusluk davasında yargılandığını diyecek noktaya geldik... cümlelerine göre laiklik sanki gerektiğinde İslamcılara koltuk değneği olmak için icat edilmiş. Adamın biri adamın birine Elini ver de şu domuzun kıçını temizleyeyim demiş. Öteki adam da Senin elin yok mu? demiş. Bunun üzerine başkasının elini isteyen açıkgöz Benim elim kirlenir diye cevap vermiş. O hesap! Kendi pisliğinizi kendiniz temizleyin arkadaş! Pis işlerinize laikleri ve laikliği karıştırmayın! Arap dünyasını, dil ve kültürünü çok iyi bildiği için laikliğin değerini çok iyi bilen Hüsnü Mahalli tarihli Yurt gazetesinde Utanan var mı? başlıklı bir yazı yayımladı. Bu yazıyı biz de dün ( ) okuduk. Hiperliberal Taha Akyol bu yazıyı okudu mu acaba? Necat El-Nahari Yemen kökenli bir Yahudi kadın de Yemen de doğmuş, 1993 te İsrail e göç etmiş. Yemenli ve genel olarak Arap Yahudilerine yönelik ırkçı davranışlarına tepki olarak İsrail i terk ederek üniversite eğitimi için Kahire ye gitmiş. Üniversiteyi bitirip genç bir mimar olarak 2004 te İsrail e dönmüş. Üç yıl orada kalan Necat 2007 de merkezi Beyrut olan uluslararası bir şirkette çalışmaya başlamış. Ama tüm bu süre için İsrail de egemen olan Siyonist ideolojiye karşı etkin mücadele etmiş. Sosyal medya üzerinden bu çabasına devam eden Necat bu aralar Arap Facebook ve Twitter ında çok konuşuluyormuş. Neden mi? bir tebliğ biçimi yok dedi. Çörtoğlu, avukatların uygulamaya karşı ortak tavır alması gerektiğini vurguladı. Kararın 2009/468 esas sayısı üzerinden tebliğ edildiğini belirten Çörtoğlu, İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi nin 2009 yılındaki en son esas numarasını Ergenekon dosyasına verdiğini dile getirdi. dile getirdi. Sezer Türk ordusuna alçakça iftiraların atıldığı bu dava diğer davaların gölgesinde kaldı ve medyada yer bulmadı ifadelerini kullandı Balyoz artık çöktü Balyoz davasından tutuklu Kurmay Yarbay Yüksel Yalçın ın ablası Filiz Timurlenk de iktidarın bu davaların bir kumpas olduğunu itiraf ettiğini söyledi. Timurlenk Balyoz artık çöktü. Mızrak çuvala sığmıyor. Biz neden hala içerdeyiz. Lütfen biri bize bunu anlatsın şeklinde konuştu. TERSİ-DÜZÜ oince@aydinlikgazete.com Özdemir İNCE Yanıtını Necat tan okuyalım: Bu aralar birçok arkadaşım Yahudilikten vazgeçip Müslüman olmamı istiyor. Necat Al-Nahari, Müslüman arkadaşlarına can alıcı sorular soruyor: Müslüman olayım ama hangi Müslüman? Kimse kimsenin Müslümanlığını beğenmiyor. Bu yüzden birbirlerinin gözünü oyuyor, kellesini kesiyor, iç savaşa giriyor, emperyalizme ve kapitalizme uşaklık ediyor. İslam cennetine gitmek için dindaşı Müslümanı öldürüyor. Suret-i haktan görünen ama bu illetten kurtulmayı başaramayan Taha Akyol araya mutlaka bir kılçık atacak, nifak topumu ekecek: Hemen lehinde veya aleyhinde tavır almadan önce Niye? diye düşünmeliyiz. Niye laikliğin yeni bir türü, yani bana göre liberal bir laiklik lazım?... Ve niye siyasette din temelli siyasi kavgalardan sakınmak gerekir? Evvela radikal ve baskıcı bir laikliğin nasıl toplumsal çalkantılara yol açtığını hem kendi tarihimizden hem Fransız tarihinden biliyoruz buyuruyor. Fransız laikliğinin 1789 Devrimi nden sonra kısa bir süre içine düştüğü aşırılığı (yani din karşıtlığını) bir yana bırakalım, Türkiye Cumhuriyeti nin laikliği ne Küçük, aslını talep etti Avukat Zeynep Küçük de İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi ne bir dilekçe vererek, gerekçeli kararın mühürlü ve ıslak imzalı aslını talep etti. Aydınlık a konuşan Küçük, Mevcut metin, CMK nın öngördüğü koşulları taşımıyor. CMK da gerekçeli kararda olması gerekenler bent bent sayılıyor. Bunlardan bir tanesi de kararın aslının ıslak imzalı ve mühürlü olması koşuludur diye konuştu. İmzasız ve mühürsüz gerekçeli karar olmaz Bu kararın o mahkemenin yetkili hakimlerinden çıktığını gösterecek hiçbir kayıt yok diyen Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü: Mahkemedeki bütün evraklar belge niteliğini imza ve mühürle kazanır. Bunları taşımayan bir kağıda ben bir mahkeme kararı, gerekçe diyemem. Herkes bilgisayar sahibi olmak ve bilgisayar kullanmayı bilmek zorunda değil. Dağın başında yaşayan bir köylü bu kararın zaman din düşmanı, İslam düşmanı oldu Allah aşkına? İmam-Hatipleri, İlahiyat Fakültelerini, Yüksek İslam Enstitüleri ni kim açtı acaba? Emeğinin karşılığını şınık, teneke ölçüsü arpa ve buğdayla alan imamları kim devlet memuru yapıp maaşa bağladı acaba? Genç Cumhuriyet, din olarak İslamla, Müslümanla değil, II. Abdülhamid, Şeyh Said, İskilipli Atıf Hoca, Şeyh Esad Efendi (Menemen), Said Nursi ve Necip Fazıl gibi din simsarlarıyla uğraşmıştır. Cumhuriyet eğer bazı Müslümanlara zulüm etmişse adını saydığım türden din bezirgaânlarına etmiştir. Gerisi yalandır! Ama ne yazık ki bu yalanı üretenler arasında Taha Akyol da vardır. Taha Akyol şu gerçeği kabul etmeden ıslah olamaz: Dindarların çıkarlarına uygun laiklik olmayacağı için laikliğin yeni türü olarak ılımlı laiklik de olamaz. Laiklik, Müslümanlar arasında çıkan kavgayı ayırmakla görevli zaptiye değildir. Müslümanlar, laik devlet düzenine saygı gösterirlerse kendi aralarında hırlaşmazlar. Çünkü laik düzende egemenlik laikliğindir. Bilinmesi ve uyulması gereken ilk kural bu. Bu kural kimsenin hatırına eğilip-bükülmez. Taha Akyol un katı laiklik dediği de bu olmalı. ERGENEKON UN SÖZDE GEREKÇELİ KARARI TEBLİĞ EDİLMEYE BAŞLANDI, AVUKATLAR SERT ÇIKTI Korsan bildiri de imzasız tebliğ krizi Ergenekon davasının gerekçeli kararı olduğu iddiasıyla, kapatılan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hakimlerinin basına dağıttığı imzasız ve mühürsüz metin, avukatlara CD ile tebliğ edildi. Avukatlar, Metin CMK nın öngördüğü koşulları taşımıyor dedi Ahmet Çörtoğlu Zeynep Küçük muhatabı olsa adresine CD gönderilince ne yapacak? Ergenekon davasında böyle sanıklar da var... Bu gerekçenin usul yasasında öngörülen hususları taşıyacak şekilde tamamının ıslak imzalı ve mühürlü olarak tebliğ edilmesi gerekir. Ortak tavır Küçük, Avukatlar olarak ortak bir tavır konulması gerekir. Bu karar bana tebliğ edildiğinde iade ederim. Bu CD yi benim elime tutuşturup Al bu senin gerekçeli kararın deme lüksleri yok dedi. Tutuklu devre arkadaşları için Silivri de nöbet tuttular

9 Hazırlayan: Aysen BEYAZ AKP MECLİS TV Yİ KAPATACAK, DOSYALARI CUMHURBAŞKANLIĞI SONRASINA BIRAKIP YOLSUZLUKLARI ÖRTBAS EDECEK Fezlekeler için karartma planı Kurtarma çabalarına değerlendiren CHP li Özgündüz Zamanı son güne kadar kullanıyorlar ve seçim sonrasına bırakacaklar. Köşk için başarı sağlanırsa olayı Meclis te kapatıp Yüce Divan a göndermeyecekler dedi ZİHNİ ERDEM / ANKARA Yolsuzluk ve rüşvet olayına karışan dört bakan ile ilgili fezlekelerin yerel seçimler öncesinde TBMM okunması engelleyen AKP nin bu kez de soruşturma komisyonu raporunun görüşmelerini Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrasına bırakmayı planladığı ortaya çıktı. Bu plana göre, AKP, Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar için Soruşturma Komisyonlarının kuruluşlarını mümkün olduğu kadar geciktirilecek. Meclis tatile sokularak, komisyonun hazırlayacağı raporun TBMM TÜRGEV İÇİN KÖŞK E BAŞVURU Devlet Denetleme Kurulu araştırsın CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Tayyip Erdoğan sülalesinin yönetiminde olduğu TÜRGEV in Devlet Denetleme Kurulu (DDK) aracılığıyla incelenmesi, araştırılması ve denetiminin yaptırılması talebiyle Cumhurbaşkanlığına başvuruda bulundu. Kart, başvuruda, TÜR- GEV konusunda DDK nın görevlendirilmesini istedi. Bilal Erdoğan Kart, başvurusunda, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet -TÜRGEV adıyla faaliyet gösteren vakıf ve benzeri yapılanmaların; nüfuz suiistimali yoluyla haksız çıkar sağladıkları yönünde ortaya çıkan bulguların; Anayasa nın 108. Maddesi uyarınca, Devlet Denetleme Kurulu aracılığıyla incelenmesi, araştırılması ve denetiminin yaptırılmasını istedi. Özcan Yeniçeri TBMM de Engin Alan tepkisi MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, TBMM Genel Kurulu nda, Balyoz tutsağı MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan ın serbest bırakılmamasına tepki gösterdi. Yeniçeri, Genel Kurul kürsüsünde Engin Alan ile ilgili yaptığı konuşmasına üzerine Engin Alan ın fotoğrafının olduğu önlükle çıktı. Gündem dışı söz alan Yeniçeri, Alan ın tutuklu kalmasını eleştirdi. Üzerinde Engin Alan ın fotoğrafının olduğu önlükle kürsüye çıkan Yeniçeri, İçinizden birisi Engin Alan. Bu meclisin şerefli bir üyesi. Şu anda Sincan Cezaevinde tutukludur. O milletvekilliği yapsın diye millet tarafından seçilmiştir. O 3 yılı aşkın süredir tutukludur. Onun özgürlüğü için önce TBMM Başkanlığının sonra da her TBMM nin her milletvekilinin yapması gereken bir şeyler olmalıdır. Giydiğim bu kıyafetle bir milletvekilinin Meclis yerine hapishanede tutulmasını protesto ediyorum. TBMM nin çözmesi gereken tutuklu milletvekili sorununu, yasal bir düzenlemeyle çözmemiştir dedi. Konuşmanın ardından TBMM Başkanı Cemil Çiçek in konuyla ilgili görüşmek üzere Yeniçeri yi makamına davet ettiği öğrenildi. Genel Kurulu nda okunması ve Yüce Divan a sevk için yapılacak oylamalar, birinci turu 10 Ağustos ta ve ikinci turu ise 17 Ağustos ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına ötelenecek. Böylece yolsuzluk ve rüşvet suçlamalarının AKP yi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olumsuz yönde etkilemesinin önüne geçilmiş olacak. Ali Özgündüz AYDINLIK /ANKARA Komisyon geciktirilecek Meclis TV nin yayın yapmadığı 5 CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran TBMM Başkanlığına verilen yasa teklifinin gerekçesinde, 6271 sayılı Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu nda Cumhurbaşkanı adayı gösterilen Bakanlar Kurulu üyeleri ile Başbakan ın durumunun ne olacağının belirsiz bırakıldığı belirtildi. Böylelikle idarenin başında bulunan bu makamlarda görev almış şahıslar ile diğer kamu görevlileri arasında bir ayrım yaratılarak eşitsizlik meydana getirilmiştir. İlgili teklif ile adil rekabet koşullarının sağlanması ve demokratik toplumun temel ilkelerine uygun bir şekilde, Cumhurbaşkanlığı na aday gösterilen Başbakan ve Bakanlar Kurulu Üyelerinin kamu imkanlarından bireysel siyasi çıkarlar için yararlanmaması ve diğer adaylarla eşit koşullarda yarışmasının önü açılmaktadır denildi. Oran ın yasa teklifine göre Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu nun 11. Maddesinin (1) numaralı fıkrasında öngörülen değişiklik şöyle: Cumhurbaşkanı adayı Mayıs ta toplanacak Genel Kurul da dört bakan ile ilgili soruşturma komisyonu kurulmasının kararlaştırılması bekleniyor. Komisyonun oluşması ve görev bölümü yapmasının Mayıs ayının sonunu bulacağını belirtiliyor. Komisyonun iki ay çalışma süresi içinde çalışmalarını tamamlayamaması üzerine ve bir ay da ek süre talep etme hakkı var. Bu arada, Meclis 1 Temmuz da tatile girecek. Böylece soruşturma komisyonu 2+1 aylılık çalışma takvimin bir aylık bir bölümünü kullanmış olacak. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turu ise 10 Ağustos ta. Hiçbir adayın yeterli yüzde 51 oyu alamaması halinde ikinci tur bir hafta sonra yani, 17 Ağustos ta yapılacak. 1 Ekim de açılacak Meclis ile birlikte Soruşturma Komisyonu takvimi de işlemeye başlayacak. Komisyon raporunun Meclis Genel Kurulu na gelmesinin Aralık ayını gösterilen Bakanlar Kurulu Üyeleri ile Başbakan ın aday listesinin kesinleştiği tarih itibariyle görevi sona erer, hâkimler ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, yüksek öğretim kurumlarındaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu üyeleri, kamu kurumu ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, belediye başkanları ve subaylar ile astsubaylar, siyasi partilerin il ve ilçe yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile belediye meclisi üyeleri, il genel meclisi üyeleri, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar, kamu bankaları ile üst birliklerin ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları teşebbüs veya ortaklıkların yönetim ve denetim kurullarında görev alanlar, aday listesinin kesinleştiği tarih itibarıyla görevlerinden ayrılmış sayılır. Bu durum Yüksek Seçim Kurulunca aday gösterilenin bağlı bulunduğu bakanlığa veya kuruma derhal bildirilir. bulacağı belirtiliyor. Bu arada, cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlanacak ve seçilen cumhurbaşkanı yenim edip görevine başlamış olacak. Yüce Divan yolunu kesecekler CHP nin verdiği soruşturma önergesindeki ilk imzanın sahibi Ali Özgündüz, AKP nin planı için Aydınlık a konuştu: AKP liler soruşturmayı geciktirmek için, zamanı son güne kadar kullanıyorlar ve cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra bırakmaya çalışıyorlar. Çünkü Temmuz da Meclis tatile girecek. Meclis tatile girdiği zaman aradan geçen süre komisyon süresinden sayılmayacak. Dolayısıyla bu iş Ekim e Kasım a kalır. Eğer seçimlerden başarılı çıkarlarsa belki de Meclis te kapatıp ilgili bakanları Yüce Divan a göndermeyecekler. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE EŞİT KOŞULLARDA YARIŞILMASININ ÖNÜ AÇILSIN Bu yasa Meclis ten geçerse Tayyip Erdoğan koltuktan düşer Cumhurbaşkanlığı Seçimi Kanunu nun bazı maddelerinin değiştirilmesi için yasa teklifi verildi. Cumhurbaşkanlığına aday olan başbakan ve bakanların görevlerinin sona ermesi istendi Umut Oran Köşk adaylarına Hazine desteği Oran ın bir başka yasa teklifi de cumhurbaşkanı adaylarının seçim kampanya masraflarıyla ilgili. Oran teklifi ile ilgili olarak şu bilgileri verdi: Cumhurbaşkanlığı seçimi kanununda adaylara yardım konusu bilerek boşlukta bırakılmış sanırım. İktidar olanaklarını kullanan parti açısından bir sorun olmayabilir ancak Cumhurbaşkanlığı gibi partiler üstü, tüm toplumu ve Türkiye Cumhuriyeti Devletini Tayyip Erdoğan ilgilendiren bir konuda iktidar karşısında çıkacak adayların da eşit silahlara sahip olması büyük önem taşımaktadır. Aday çıkaracak partilere ve hatta partilerinden bağımsız olarak diyelim ki 20 milletvekilinin dahi çıkaracağı adayın maddi olarak desteklenmesi de çok anlamlı olacaktır. Yapılacak hazine yardımı zaten YSK tarafından denetlenecek o açıdan kötüye kullanımın önleneceğini düşünüyorum. ALMAN BASINI: TAYYİP ERDOĞAN IN SERT TEPKİSİ ŞAŞILACAK BİR DURUM DEĞİL Türklerin oyu için propoganda yapıyor Joachim Gauck Alman basını, Başbakanı Tayyip Erdoğan ın Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck a yönelik Herhalde kendisini hâlâ rahip zannediyor sözlerinin Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle bağlantılı olduğu yorumunu yaptı. Süddeutsche Zeitung gazetesinde, Deutsche Welle tarafından yapılan değerlendirmede Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan eleştiriye pek katlanamıyor. Bu, bilinen bir şey. O nedenle de Almanya Cumhurbaşkanı nın sözlerine sert tepki göstermesi şaşılacak bir durum değil denildi. Değerlendirmenin devamında şu görüşlere yer verildi: Ancak Erdoğan ın konuşmasındaki ses tonu o kadar keskin ki, bunun ancak iki açıklaması olabilir: Birincisi; Gauck, Türkiye de demokrasinin durumuna yönelik doğru bir tespit yaptı. İkincisi de; Erdoğan yeniden bir seçim kampanyası sürecinde. Bu kez, cumhurbaşkanlığı yolunda... Nezaket erdemdir Die Welt gazetesi de, Ağustos ayında cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Erdoğan, Almanya daki Türklerin oyları için propaganda yapıyor. O yüzden belki Erdoğan a şimdi bir deyimi hatırlatmakta fayda var: Her ne kadar onsuz olunabilse de nezaket bir erdemdir değerlendirmesi yaptı. Mehmet Ali GÜLLER maliguller@aydinlikgazete.com UFUK ÖTESİ Cumhurbaşkanlığı çarpışmasının kodları Türkiye nin önündeki en önemli mücadele sahası cumhurbaşkanlığı seçimleri olmuş durumda. Hemen her hamle, her açıklama, her politika doğrudan ya da dolaylı olarak cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgilidir. Bugün büyük bir çarpışmaya sahne olan cumhurbaşkanlığı seçiminin kodlarını inceleyeceğiz. Ama o kodları çözebilmek için önce Erdoğan ın cumhurbaşkanlığı seçim stratejisini anlamamız gerekiyor. Erdoğan ın seçim stratejisi 30 Mart seçimleri sürecinde de gördüğümüz gibi Erdoğan ın izlediği seçim stratejisi, düşmanı yalnızlaştırmak, yararlanacağı ara kuvvetler inşa etmek ve kendi cephesini olabildiğince geniş tutmaktan geçiyor. Erdoğan bu ara stratejisini gerçekleştirebilmek için uygun taktikler geliştiriyor: Düşman algısı oluşturma, düşmanı dış mihraka eklemleme, böylece milli kesimlerin bir bölümünü de kazanma, devlet aygıtının avantajlarını kullanma vs. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimi için de aynı strateji ve taktiklere sarılmış görünüyor. Daha şimdiden şunu işlemeye başladı: Kendisine rakip olacak aday Türkiye nin değil, Türkiye yi hedef alan dış mihrakların adayıdır. Dolayısıyla o kişi bir rakip değil, aslında Türkiye nin bir düşmanıdır. Bu düşmanı destekleyecek kurumlar, suç işlemiş olacaklardır. Erdoğan ın önündeki engeller Artık cumhurbaşkanlığı çarpışmasının bu stratejiye bağlı olan kodlarını incelemeye başlayabiliriz. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı için önünde engel olarak şu dört kurumu görmektedir: Çankaya Köşkü, Genelkurmay Başkanlığı, Anayasa Mahkemesi Başkanlığı ve Cumhuriyet Halk Partisi. Erdoğan, önündeki üç ayı bu kurumları engel olmaktan çıkarmak üzere kullanacaktır. Peki nasıl? Şöyle: Erdoğan anımsayacağınız gibi önce dış mihrak olan F tipi yapının sadece kendisini değil, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ü de dinlediğini açıkladı. Ardından çarpışmanın yeni bir evresinde, sadece kendisinin ve Gül ün değil, Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel in de dinlendiğini belirtti. Ve son olarak Haşim Kılıç kendisini eleştirdiğinde, Anayasa Mahkemesi nin de dinlendiğini açıkladı. Çankaya, TSK ve AYM ye şantaj Bu dinlemeler, ilgili adreslerde şöyle yorumlandı: 1) Erdoğan, millete şu mesajı vermiş oluyordu: Bana karşı çıkanlar, F tipi yapı tarafından dinlenen ve şantaj edilenlerdir. F tipi bunlara şantaj yapmasa, böyle konuşamazlar. 2) Erdoğan, açıkça kasetlerle Çankaya, Genelkurmay ve Anayasa Mahkemesi ne şantaj yapıyordu; yoluma çıkmayın, elimde kasetleriniz var demiş oluyordu. Bu durumda önümüze şu sorular çıkıyordu: Erdoğan bu kasetlerin olduğunu nereden biliyor? F tipi yapı dışında dinleme yapan bir merkez mi var? 30 Mart öncesinde Gülen in konuşmalarını dinleyen ve servis eden o merkez kimin? Yoksa Erdoğan, F tipi yapının kaset arşivini ya da en azından bir bölümünü ele mi geçirdi? Kuşkusuz Baykal kasetinin internete servis edilmeden önce Erdoğan tarafından izlendiği bilgisi, bu soruların bir bölümüne yanıt vermektedir! Kılıçdaroğlu na gözdağı Gelelim bu üç kurum dışında, CHP nin durumuna... Bakın bu noktada aydınlatılması gereken iki önemli nokta var: 1) Kemal Kılıçdaroğlu, AKP üyesi bir genç tarafından TBMM de yumruklandı. 2) Bilal Erdoğan ın şikâyeti üzerine bir savcı, dokunulmazlığı olan Kılıçdaroğlu nu ifadeye çağırdı. Açık ki ortada bir gözdağı var. 1. maddenin üzerine sonuç alacak şekilde gidemeyen CHP, şimdi de 2. madde üzerinden etkisizleştirilmeye çalışılıyor. Çözüm sistem dışı çarpışmada Artık şu özeti yapabiliriz: Cumhurbaşkanlığı çarpışmasının kodları; Gül, Özel ve Kılıç a kasetin var şantajı, Kılıçdaroğlu na savcılık gözdağıdır! Devamı da gelecektir. Kuşkusuz bu, sistem içi bir çarpışmadır ve Erdoğan cumhurbaşkanlığını çantada keklik göremediği için bu kodlarla çarpışmaktadır. Asıl çarpışma ise sistem ile halk arasında olacaktır. Halkın öncü örgütleri sistemin CHP ve MHP sini zorlayarak bir ortak aday çıkarabilirse ve güçlü bir halk hareketiyle bu aday desteklenirse, Türkiye nin önündeki süreç başka türlü gelişecektir.

10 Hazırlayan: Mustafa GÜRBÜZ 1 MAYIS 2013 PERŞEMBE ROTA Doğu PERİNÇEK dperincek@ip.org.tr Yazarımız, yoğun görüşmeleri nedeniyle siz değerli okurlarımızdan bir süre daha izin istiyor. Londra da Berkin Elvan fidanları İngiltere nin başkenti Londra da, Gezi olayları sırasında başına gaz fişeği isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Berkin Elvan için çınar fidanı dikildi. Fidanı Britanya Alevi Federasyonu (BAF) ve Londra Gezi Üyeleri, geçen aylarda Gezi olaylarında yaşamını yitirenlerin anısına oluşturulan Londra Gezi Fidanlığı na dikti. Etkinlikte konuşan BAF Başkanı İsrafil Erbil, Gezi direnişi düzenle sorunu olan tüm toplumların sesi oldu. Aleviler bu direnişe önemli destek verdiler. Gezi sürecinde Hakka yürüyen tüm canlarımızın devri daim olsun. Toprakla buluşan canlar yeniden toprakta yetişecek olan çınarların aracılığı ile gelecek nesillere Berkinlerin direnişini anlatacaklar. Bu fidanlık tüm toplumumuz tarafından sahiplenilmelidir. Berkin Elvan 15 inde bir fidandı diye konuştu. Baykal: CHP-MHP ortak aday çıkarmalı ZİHNİ ERDEM / ANKARA CHP de cumhurbaşkanlığı ile ilgili tartışmalar sürerken, CHP ve MHP nin seçimlere ayrı ayrı aday ile girmesi halinde bunun Başbakan Erdoğan ı köşke çıkartacağı yorumları yapılmaya başlandı. CHP nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal ın yakın çevresine yaptığı değerlendirmede, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin Türkiye açısından AKP iktidarından kurtulmak için bir fırsat olduğunu, bunun çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Eğer İkinci tura bırakalım mantığı işletilirse AKP nin işine yarar CHP ve MHP nin vakit kaybetmeden ortak bir aday üzerinde uzlaşıp, açıklaması gerektiğini uyarısında bulanan Baykal, Eğer her parti kendi adayını çıkarırsa bu Tayyip Erdoğan a sen cumhurbaşkanı ol demek anlamını taşır. Eğer böyle bir tavır içerisine girilirse Erdoğan rahatlıkla cumhurbaşkanı olacaktır. Biz muhalefet olarak ilk turda seçimi kazanabileceğimizi insanlara inandırmalıyız. Bu havayı yaratmalıyız. Bunu ikinci tura bırakalım herkes ilk turda kendi adayını çıkarsın ikinci turda bu iş biter anlayışı çok yanlıştır. İkinci turda oylar Erdoğan tarafında birleşir diye konuştu. Baykal ın, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CHP ve MHP nin HDP yi de ikna edebilecek bir aday çıkarmasının Erdoğan ın cumhurbaşkanı seçilmemesi için şart olduğunu söyledi. Erdoğan ın bu süreçte önü karanlık Erdoğan ın oy kaybettiğini ve çöküş içeresine girdiğini ifade eden Baykal ın seçimlerle ilgili olarak yakın çevresine, seçimlerle ilgili şu değerlendirmeyi yaptığı öğrenildi: Erdoğan ın bu süreçte önü karanlık. Bugün seçim olsa İstanbul da Kadir Topbaş, AKP den daha yüksek oy alır. Erdoğan kendisinin oyunun düştüğünü görüyor. Bu nedenle ters köşe yaptırırım yönünde açıklama yapıyor. Muhalefet bu süreci iyi kullanmalı referandumunda alınan yüzde 42 oyu daha da yükseltmeli üzerine koymalı. Muhalefet cumhurbaşkanlığı seçimlerini iyi değerlendirmeli. AKP nin yerel seçimlerde yüzde 6 buçuk bir kaybı söz konusu. AKP nin oyu daha düşüktür. Yüzde civarındadır. Yerel seçimler, iki büyük parti arasında geçer ve oylar onların etrafında toplanır. Bu süreçte CHP ve MHP ortak bir aday çıkarmalı. Buna HDP yi de katabilirsiniz. BEŞİR ATALAY, ABD DE SETA NIN KONFERANSINDA KONUŞTU Ermenistan dan destek istedi AYDINLIK / WASHINGTON Açılımlar dan sorumlu Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Ermeni açılımında daha ileri adımlar atacaklarını belirterek ABD, Ermenistan ve Ermeni Diasporası ndan destek istedi. DENİZ KAHRAMAN Başbakan Tayyip Erdoğan ın, Ermenilerin sözde soykırımın yıldönümü olarak kabul ettikleri 24 Nisan da yaptığı taziye açıklamasının ardından, AKP hükümetinin yeni adımları gündemine aldığı öğrenildi. Taziye açıklamasının ardından Suriyeli Ermenilerinin mağduriyetlerinin giderilmesinden, Van-Erivan seferlerinin sürdürülmesi, Ermenistan a nefes aldırabilecek adımların planlanmasına kadar geniş bir çerçevede açılımı değerlendiren hükümetin, 1915 olaylarının 100. yıldönümünde gelebilecek büyük dalganın önüne geçmeyi hedeflediği belirtiliyor. İki ayrı süreç yürütülüyor Aydınlık ın ulaştığı bilgilere göre, hükümet bir süredir sessiz sedasız Ermeni konusu üzerinde çalışıyor. ABD yönetimi ile eşgüdüm içinde yürütülen çalışmalarda, Ermeni diasporasının tepkilerinin yumuşatılması amaçlanıyor. Erdoğan ın 24 Nisan açıklamasının da, yürütülen çalışmaların önemli bir kilometre taşı niteliği taşıdığı belirtiliyor. Yürütülen çalışmalarda en dikkat çekici nokta ise, Türkiye nin daha önce Ermenistan Sözde Ermeni Soykırımı nı tanıyan ülkelerden olan Arjantin deki Ermeni diasporası adına ülkede yaşayan önemli Ermeni şahsiyetler Erdoğan ın 24 Nisan dolayısıyla yaptığı açıklamaları değerlendirdi. Aralarında gazeteci, yazar, hukukçu ve akademisyenin bulunduğu şahsiyetlerin ortak görüşü, açıklamanın çok gecikmiş bir açıklama olduğu yönünde. Toplamda 24 Nisan açıklamasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Ermeni diasporasına ait isimlerin görüşleri bu açıklamanın bir adım ilerisine gidilmesi gerektiği yönünde. Dink cinayetinin etkisi var Bu bağlamda değerlendirme yapan San Andres Üniversitesi 2015 in önemine değindi Çeşitli temaslarda bulunmak üzere ABD de bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, bu yıl Türkiye de Demokrasinin Geleceği: Seçimler, Siyaset ve Dış Politika sloganıyla düzenlenen Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı nın (SETA) 4. Yıllık Konferansı nda konuştu. Hükümetin son dönemlerde aldığı kararlara dikkat çeken Atalay, Başbakan Erdoğan tarafından 1915 Olayları na ilişkin yayınlanan taziye mesajını da ileri bir açıklama olarak yorumladı. Konuşmasında 2015 yılının önemine de değinen Atalay, 2015 in olayların 100. yılı olacağını hatırlatarak, Ermenistan ile ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde atılan adımları gündeme getirdi. Atalay daha sonra şunları söyledi: Hem Amerika Birleşik Devletleri nden, hem uluslararası camiadan, hem Ermenistan dan, hem de Ermeni Diasporası ndan bu mesajın karşılığını bulma, değerlendirme ve bu sorunları çözme yönünde ile ilişkilerin normalleştirilmesi için ortaya koyduğu koşulları, aynı dosya içinde değerlendirmemesi oldu. Yani, Türkiye Karabağ da işgalin sona erdirilmesi ve soykırım iddialarından vazgeçilmesi gibi koşulları korumakla birlikte, bu başlıkları açılımın içine koymayıp ayrı süreçlerde değerlendirmeye alınmasını kararlaştırdı. Böylece, Ermeni sorunu konusunda iki paralel sürecin yürütülmesi öngörüldü. Siyasal Bilgiler Profesörü ve gazeteci-yazar Khatchik DerGhougassian şöyle dedi: Teslim etmek gerekir ki, AKP iktidara geldiği 2002 yılı itibariyle başlattığı ve ileri aşamaya taşımaya söz verdiği demokratikleşme süreciyle Türk aydın çevrelerinde ve büyük olasılıkla hala küçük bir azınlığı temsil etseler de toplumun bir bölümünde Ermeni Soykırımı konusunun tabu olmaktan çıkması gibi gözle görülür değişimler yaşanmasının zeminini oluşturdu. Bu toleransın gelişmesinde AKP nin demokratikleşme süreciyle ilgili attığı adımlar ve Türk siyasetinden asker egemenliğinin sökülüp atılmasının biz de hem açıklama hem adımlar bekliyoruz. Bunu önemli görüyoruz. Bizim bu yönde daha ileri adımlarımız da olacak. Ermeni açılımı nda yeni adımlar Taziye açıklamasının ardından geniş bir çerçevede açılımı değerlendiren hükümetin, böylece 1915 olaylarının 100. yıldönümünde gelebilecek büyük dalganın önüne geçmeyi hedeflediği belirtiliyor Ermenistan daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası Sarkisyan ı ilk kutlayan Gül olmuştu. Suriye Ermenilerine kapılar açılacak Bu çerçevede, ülkedeki çatışmalardan ötürü ciddi sıkıntı içinde bulunan Suriyeli Ermenilerin mağduriyetlerinin giderilmesi gündeme alındı. Suriye Ermenilerinin Türkiye ye getirilmesini isteyenlerin de Ermenistan a yerleştirilmesine ilişkin bir eylem planı benimsendi. Bu uygulamanın dünya kamuoyuna duyurulması da kararlaştırıldı. Böylece ABD yönetiminin beklentileri de tatmin edilmiş oldu. Çünkü, Suriye de sıkıntıda olan Ermenilerin Türkiye üzerinden Ermenistan a ulaşmasının sağlanması için Türkiye nin sınır kapılarını açmasını Washington yönetimi talep etmişti. İkinci olarak Van ve Erivan arasında, ilişkilerin geliştirilmesi için önlemler planlandı. Van Gölü ndeki Akdamar Kilisesi nin doğrudan ilgisi var. Şüphesiz bu sürecin gelişmesinde Hrant Dink cinayetinin hızlandırıcı etkisi vardır ve cinayetle birlikte Türk toplumu- K. DerGhougassian Avedis Hadjian N. Boulgourdjian nun bizzat kendisinin ürettiği değişimleri de dikkate almak gerekir. Soykırımın tanınmasına ilk adım Gazeteci-yazar Avedis Hadjian da açıklamayı önemli bulduğunu ifade ederek, İlk defa bir Türk hükümeti yetkilisi bu doğallıkta bir mesaj yayınlıyor. Erdoğan ı bağımsız olarak fiili politik hesaplar bu noktaya getirmiştir ama eğer bütün bunlar Türkiye tarafından soykırımın onarılması ve ibadete açılmasının yanısıra, iki kent arasında ulaşmın kolaylaştırılması için direk havayolu bağlantısının kurulmasıyla başlatılan halkla ilişkiler çalışmalarının daha da ilerletilmesi öngörüldü. Kaçak Ermenilere göz yumma AB müzakere sürecinde ele alınan gayrımüslim vakıflarının mallarının iadesi sürecinde özellikle İstanbul daki Ermeni vakıflarının mallarının geri verilmesine öncelik tanınması da gündeme alındı. Türkiye ye turist olarak ya da kaçak yollardan gelerek İstanbul da çalışan Ermenistan vatandaşlarına göz Diaspora: Sırada soykırımı tanımak var MUSTAFA K. EROL Siyasi rakiplerine ve muhaliflerine sürekli tazminat davası açarak para talep eden Başbakan Erdoğan, bu kez de Kocaeli Üniversitesi nde okuyan üç öğrenciye dava açtı. Erdoğan, üçü de Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olan Emre Beşir Atalay Yeni pakete Ruhban okulu da girdi AKP hükümeti, yeni açılım paketine, Ruhban okulunu da alarak, Türkiye ile Yunanistan arasında uzun yıllardır önemli bir denge unsuru olan olan mütekabiliyet ilkesini rafa kaldırmış oldu. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Washington da yaptığı açıklamada, Bizim son demokratikleşme paketimizde son ana kadar Ruhban Okulu konusu vardı. O biliyorsunuz bir yasa da gerektirmiyor. İki konuyu, Ruhban Okulu nun açılması ve Alevi vatandaşlarımızla ilgili konular, bunları son paketimizin içinde en son ana kadar tuttuk ama şu an üzerinde çalışıyoruz dedi. Yunanistan adım atmadı ama AKP atıyor Atalay ın bu açıklaması, Türkiye nin Yunanistan ile arasında bir denge unsuru olan mütekabiliyet yani karşılıklılık ilişkisini AKP hükümetinin artık gözardı etme niyetinde olduğunu gösterdi. Özellikle 2004 yılından itibaren AB ile olan müzakere sürecinde, Türkiye nin gayrımüslim vakıflarının mallarının iadesi ve ruhban okulu gibi konularda adım adım atması istenmişti. AKP hükümeti, gayrımüslim vakıflarının mallarının iadesi konusunda adım atarken, Ruhban Okulu nun açılması konusunda, Atina da bir cami kurulması, Batı Trakya Türkleri nin haklarının verilmesi arasında paralellik kurmuş, bunu Yunanistan ın atacağı adımlara bağlamıştı. Ancak Yunanistan bu konuda göstermelik birkaç adımdan ileri gitmedi. DENİZ KAHRAMAN Açılım gereği Van daki Akdamar Kilisesi onarılıp ibadete açıldı. tanınmasına giden sürecin başlangıcıysa, taziye mesajı bunun ilk adımı olarak kabul edilecektir dedi. Araştırmacı Nelida Boulgourdjian da açıklamaları doğal karşıladığını çünkü tarihin çarpıtılamayacağını ifade ederek, Tek bir tarih var ve Avrupa özellikle de Birinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye nin müttefiki olan Almanya ve de ABD arşivlerinde bu konuyla ilgili yapılmış yüzlerce analiz var. Aynı zamanda, yıllları arasında soykırımdan sağ kurtulmuş insanların delil kararında beyanatları ve uluslararası basında çıkan ve devletin planlı ve kasti olarak bu suçu işlediğine dair uluslararası basında yer alan haberler var diye konuştu. Tayyip Erdoğan, üç öğrenciye dava açtı Türker, İlkay Çelen ve Berkay Turkut isimli üç öğrenci hakkında hakaret davası açtı. Üç öğrenci 4 Haziran Çarşamba günü, Başbakan Tayyip Erdoğan a hakaret ettikleri gerekçesiyle hakim karşısına çıkacak. Gerekçe belli değil Dava, Erdoğan ın avukatı Ali Özkaya tarafından 28 Nisan da Pazartesi günü Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesi nde açıldı. Davayı kabul eden mahkemenin üniversiteli üç öğrencinin ikametkah adreslerine gönderdiği mahkeme teblikatı ise henüz öğrencilerin eline ulaşmadı. 4 Haziran da Başbakan Erdoğan a hakaret ettikleri gerekçesiyle hakim karşısına çıkacak olan Emre Türker, İlkay Çelen ve Berkay Turgut ellerinde mahkeme celbi olmadıkları için tam olarak neyle suçlandıklarını bilmiyorlar. yumma politikasının da devam ettirilmesi kararlaştırıldı. İstanbul a Gürcistan üzerinden bir aylık vizeyle gelen Ermenilere Türk hükümeti, insani nedenlerden ötürü göz yumuyordu. İstanbul da 100 bine yakın kaçak Ermenistan vatandaşının çalıştığı sanılıyor. Açılımın bir başka gündem maddesi de, iki ülke arasındaki üst düzey iletişimin, diplomatik nezaket kuralları çerçevesinde sürdürülmesi oldu. Ermenistan daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası tekrar cumhurbaşkanı olmaya hak kazanan Serj Sarkisyan ı ilk tebrik edenler arasında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de yer almıştı. Haşim Bey den beklemezdik Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı AKP li Burhan Kuzu, Haşim Bey in konuşması A dan Z ye, yani konuşmanın yüzde ı tamamen Tayyip Bey i hedef alıyordu. Adrese teslim konuşmaydı. Haşim Bey den biz bunu beklemiyorduk dedi. Kuzu, şöyle konuştu: Kendine göre, kırgınlığı, küskünlüğü olabilir ama bunun cevap veriş biçimi bu olmamalı ve orası olmamalı. Bunu gidip Başbakan la konuşmak da mümkün. Bir Twitter kararından dolayı bu kadar kızmaz. Twitter, Anayasa Mahkemesi nin yan kuruluşu değil, babasının kuruluşu da değil. Twitter bugün var, yarın yok. Bu, Haşim Bey in yapacağı bir konuşma değil. Yakıştıramadık doğrusu. İnsanlar gelir Burhan Kuzu geçer ama kalıcı olan o. Çok mücadele verdiği günler oldu, parti kapatmalarında falan. O yıllarda biz hep arkasında durduk. Aynı konuşma daha farklı bir üslupla yapılabilirdi. Mesela gömlek değiştirme yerine Biz sık sık fikir değiştirenlerden değiliz diyemez mi? Sonra sığ görüş ne demek? Bir kere mahkemeler kararını verir, sonra kenara çekilir. O, artık kendi kararı değildir, çocuğu gibi koruyor. Böyle bir şey yok. Kararını verirsin, eleştiriye açıktır.

11 Hazırlayan: Mustafa GÜRBÜZ Gülen hakkında ciddi bir soruşturma yok! Erdoğan ın ağır ithamlarına rağmen Fethullah Gülen hakkında ciddi bir soruşturma başlatılmadı Gülen e soruşturma yurttaşlar tarafından yapılan suç duyurularının işleme alınmasından ibaret AYDINLIK / ANKARA Fethullah Gülen hakkında örgüt soruşturması açıldığına ilişkin bilgiler doğrulanmıyor. Savcıların sadece Fethullah Gülen le ilgili vatandaş şikayetlerini işleme koydukları öğrenildi. Başbakan Erdoğan ın ağır ithamlarına rağmen Fethullah Gülen ve cemaati hakkında ciddi bir soruşturma başlatılmadığı bildirildi. Başsavcılık kaynakları, Gülen e soruşturma iddialarının Gülen hakkında vatandaşlar tarafından yapılan suç duyurularının işleme alınması ile sınırlı olduğunu, resen açılmış bir soruşturma bulunmadığını ifade ettiler. Başbakan Tayyip Erdoğan ın, ABD de yaşayan Fethullah Gülen in iadesine yönelik işlem başlatacaklarına dair açıklamalarından sonra ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki ye konuyla ilgili sorular yöneltildi. Gündelik basın toplantısında gazetecilerin sorularına yanıt veren Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Gülen in iadesi için herhangi bir başvuru olup olmadığı yönündeki sorulara kaçamak yanıtlar verdi. TİB de casusluk soruşturması Ankara Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı nda (TİB) bulunan önemli ve hassas bilgilerinin yabancı ülkelere aktarıldığı, sonrasında bu bilgi ve verilerin silindiği ve yabancı ülkeler lehine casusluk yapıldığı iddialarına ilişkin soruşturma başlattı. F tipinin TİB in çatısına kurduğu çanak antenle yabancı bir uyduya saniyede 50 megabit bilgi aktardığı iddia edilmişti. Uzmanların Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan a hazırladığı raporda en az 3 yıldır TİB in çatısında bulunan çanak üzerinden, kurumun gizli belgelerin yurt dışına transfer edildiği tespitine yer verilmişti. Cemaat şirketine inceleme iddiası Başbakanlık Teftiş Kurulu nun, Koza Altın sahibi Akın İpek hakkında soruşturma başlatacağı iddia edildi. Sabah gazetesinin haberine göre Fethullah Gülen e yakınlığıyla bilinen Akın İpek in sahibi olduğu Koza Altın ve İpek Doğal Enerji Başbakanlık Teftiş Kurulu nca incelemeye alındı. Habere göre, Akın İpek hakkında geçmişe dönük soruşturmalar kapsamında edinilen bilgi ve belgeler incelenecek. İpek le ilgili borsada manipülasyon gerekçesiyle hapis cezası isteyen 2 raporun hasır altı edildiği ve SPK daki paralel izlerin deşifre edileceği ileri sürüldü. Savcı Serdar Coşkun inceliyor Yapılan işlemin rutin bir işlem olduğunu kaydeden yetkililer, şikayetlerin Anayasal düzene karşı suçlar savcısı Serdar Coşkun tarafından incelendiğini belirtiler. Yetkililer yapılan şikayetlerde Gülen e birden fazla suçlama yöneltildiğini ifade ettiler. Fethullah Gülen hakkında kırmızı bülten çıkarılıp, ABD den iadesinin istenip istenmemesi konusunda yasanın açık olduğunu kaydeden yetkililer, bu yasalar incelenip ona göre karar verileceğini, şu anda böyle bir işlemin olmadığını söylediler de imzalanan anlaşma ABD ile Türkiye arasında 1987 yılında imzalanmış bir anlaşma olduğunu, suçluların iadesinin de bu anlaşma uyarınca mümkün olduğunu kaydeden yetkililer, bu anlaşmada, Taraflar, istenilen taraf ülkesi içinde bulunup da bir suçtan ötürü hakkında kovuşturma yapılan veya bir suçla itham edilmiş veya bir suçtan hüküm giymiş olan, veya isteyen taraf ülkesinde işlenmiş bir suç nedeniyle adli yargı organlarınca verilmiş bir cezanın yerine getirilmesi amacıyla diğer tarafça istenen tüm kişileri bu anlaşmadaki hüküm ve koşullara uygun olarak birbirlerine teslim etmeyi üstlenirler ifadesinin bulunduğunu ABD den Fethullah için kaçamak yanıt Gülen in ABD vatandaşı olduğunu sanmıyorum Basın toplantısına katılan Amerikalı gazetecilerden birinin, Fethullah Gülen le ilgili resmi bir başvuru var mı sorusunu yönelttiği Psaki, Bu konulardaki politikamız gereği, bekleyen ya da potansiyel iade talepleri ile ilgili konuşamam. Yazık ki bu konuda söyleyebileceğim çok az şey var diye konuştu. Psaki, Gülen in şu anki yasal statüsüne ilişkin soruları da geçiştirdi. Bu konuların kişinin özel hayatına ilişkin konular olduğunu öne süren Psaki, Gülen ABD vatandaşı mı sorusuna da Bununla ilgili de konuşamam. Ama ABD vatandaşı olduğunu sanmıyorum yanıtını verdi. bildirdiler. Siyasi suçlular iade edilmiyor Bu arada ilgili anlaşmanın 3. maddesi de talebin hangi koşullarda reddedileceğini öngörüyor. Bu maddede, Geri verme istemine konu olan suç, istenilen tarafça, siyasi PKK nın kaçırdığı askerlerden haber yok Diyarbakır ın Lice ilçesinde Karakol inşaatını protesto gösterilerinde sırasında yol kesilerek PKK lılar tarafından kaçılan 2 si asker 5 kişinin serbest bırakılması için HDP devreye gireceğini açıkladı. Bu kapsamda HDP nin Grup Başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken ve HDP Genel Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder, Lice ilçesinde askerlerin serbest bırakılması için PKK lılar ile görüşmeler gerçekleştirecek. Uçak ile Batman a gelen ve Lice ilçesine geçen HDP heyetinin, Ankara da İçişleri Bakanı ve diğer yetkililer ile karakol yapımları ile ilgili yaptıkları görüşmeleri PKK lı gruba aktaracakları öğrenildi. Heyetin PKK nın kaçırdığı 2 si uzman çavuş 5 kişinin serbest bırakılması için de görüşmeler yapacağı belirtildi. Diyarbakır da hastanelere Kürtçe tabela Diyarbakır daki kamu hastanelerinde çok dilli tabelalar faaliyete sokuldu. Hastanelerin içindeki hastaları yönlendirme tabelalarında Türkçe nin yanı sıra Kürtçe nin Kurmançi ve Zazaki lehçeleri ile Arapça ve İngilizce yazılara da yer verildi. Uygulama Diyarbakır ın Çocuk Hastalıkları Hastanesi nde uygulamaya sokuldu. Diyarbakır Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Doç. Dr. Jen Psaki Fethullah Gülen İbrahim Uygun, çalışanlara Kürtçe nin Kurmançi ve Zazaki lehçelerinde kurslar verildiğini söyledi. nitelikte veya böyle bir suçla murabıt bir suç sayılırsa; veya geri verme işleminin gerçekte istenilen kişiyi, siyasi görüşleri nedeniyle kovuşturmak veya cezalandırmak için yapılmış olduğuna istenilen tarafça kanaat getirilirse iade talebinin yerine getirilemeyeceği belirtiliyor. MASAK başkanı görevden alındı 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun ardından Reza Zarrab la ilgili soruşturmasıyla gündeme gelen Mali Suçları Araştırma Kurulu nun (MASAK) Başkanı Mürsel Ali Kaplan da görevden alındı. Zarrab ile ilgili yılları arasında MASAK ın rapor hazırladığı gündeme gelmişti. Ancak daha sonra Zarrab ın mal varlığına tedbir kararı kaldırılırken, İstanbul 29. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda gerekçe olarak, Mali Suçları Araştırma Kurulu ndan (MASAK) araştırma raporu alınmaması ve tedbir kararının hukuksuz olması gösterilmişti. Cezaevlerinde 43 gazeteci var Gazetecilere Özgürlük Platformu (GÖP), basın davalarındaki tahliyeler sonrasında halen hapisteki gazeteci sayısının, Başbakan Erdoğan ın dediği gibi 15 değil, 17 si hükümlü, 26 sı tutuklu olmak üzere toplam 43 kişi olduğunu vurguladı. Erdoğan a göre, hapisteki gazeteciler listesinde 15 kişi bulunuyor ve onların da hapiste olma nedenleri, gazetecilik faaliyeti değil terör suçu. GÖP, Adalet Bakanlığı nın Bombalama, cinayet, ruhsatsız silah bulundurma, terör örgütü üyeliği iddialarının da dayanağı bulunmadığını vurguladı. CHP de büyük kavganın sinyali; gırtlak gırtlağa!.. CHP nin geleceğiyle ilgili sinyaller de veren bu vahim haberi yorum yapmadan dünkü gazetelerden aktaralım: Beşiktaş CHP örgütünün toplantısında, CHP örgüt üyeleri ile Beşiktaş Belediyesi yöneticileri arasında kavga çıktı. Koltuklar havada uçtu, belediye meclis üyeleri yaralandı... Görgü tanıkları, kadınların da karıştığı kavgada, tarafların birbirlerinin gırtlağını sıktığını iddia etti. Yaklaşık 300 kişinin katıldığı toplantıdaki kavgaya 50 kişi karıştı... Haberin en çarpıcı yeri neresi fark ettiniz mi; CHP örgütünün toplantısında, Beşiktaş CHP örgüt üyeleri ile Beşiktaş Belediyesi yöneticileri arasında kavga!.. Yani bunun açıklaması şudur: İstanbul da, TDH yandaşları ile gerçek CHP liler arasında, parti örgütlerine de yayılacak çiftbaşlılık çatışması başladı!.. Kavganın perde arkasına gelince; Mustafa Sarıgül, kendisine yakın isimleri ve TDH kadrolarını başta Şişli ve Beşiktaş olmak üzere, denetimindeki belediyelere danışman adı altında yerleştirince infial baş gösterdi... Oğlunu Şişli de belediyenin 2. Başbakan Erdoğan; önceki günkü Meclis Grup toplantısı sonrasında, gazetecilerin, Fethullah Gülen in iadesi istenecek mi sorusuna evet yanıtı vermişti... Dün bir baktık ki, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Fethullah Gülen hakkında yapılan suç duyuruları üzerine soruşturma başlatmış... Soruşturma dosyasına Anayasa ya karşı işlenen suçlar biriminde görevli savcılık bakacakmış... Şaşırtıcı olan ne biliyor musunuz; Gülen de; cemaatin kumpas ıyla Silivri ye konulanlara isnat edilen suçtan yargılanacakmış!.. Yani, Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini Mehmet FARAÇ farac65@gmail.com twitter.com/faracyaziyor Gülen Silivri ye gider mi?.. Dün bu köşede Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile AKP li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş a sorular sorduk. Dedik ki; Çankaya nın saygın ismi Ahmet Necdet Sezer, 7 yılda devletten aldığı 170 trilyonluk bütçenin 46 trilyonunu Hazine ye iade etmişken, Abdullah Gül, 5 yılda Çankaya da nasıl olur da tam 451 trilyon harcayabildi?.. Bu kadar büyük para nereye gitti? Ve Topbaş a da sorduk ki, Oğlun Hüseyin Ersan yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ile örgüt kurmak ve yönetmek... Anlaşılıyor ki, Gülen Kanada ya geçme hazırlıkları yürütürken, Erdoğan onu Türkiye ye getirmekte kararlı. Baksanıza Erdoğan; önceki gün bile yabancı basın aracılığıyla, Biz ABD nin güvenliğini tehdit eden kişileri iade ediyorsak onlar da etmeli diyerek Gülen konusunda Washington a siteme devam etmişti... Tarih kumpas hattında cumhuriyeti ortadan kaldırma iddiasında da tekerrür ederse, Gülen in yolu Silivri ye mi düşecek acaba?.. Burası Türkiye; sakın, olmaz olmaz demeyin!.. Hizbullah Meclis e mi girecek!.. Biliyorum; yukarıdaki başlığı görünce iki soru soracaksınız... Diyeceksiniz ki; Hizbullah da nereden çıktı ve Hayırdır, bir duyum mu aldın?.. Yanıt verelim: Hizbullah dediğimiz, yeni kurulan şeriatçı bir parti... Yani Hizbullah Partisi nin kısaltılmışını kullanan Hüda- Par... Duyuma gelince, bizimkisi aslında, lokomotif in asıl rayına gireceğine yönelik temenni de içeren bir öngörü!.. Gelelim içeriğine: PKK nın partisi BDP, Türkiyelileşme iddiasıyla Halkların Demokratik Partisi ne (HDP) dönüşüyor ya?... Hani BDP li vekiller HDP ye geçti ya?.. İşte bu HDP oluşurken, BDP nin içinden bazı aykırı sesler de yükseldi... Onlardan biri de bir zamanlar yazdığı kitapta, Öcalan a ağır taarruzlarda bulunmasına rağmen ne hikmetse PKK nın legal partisinden vekil yapılan Altan Tan adlı şeriatçı!.. Tan, HDP ile ilgili kaygılarını anlatırken şöyle diyordu: Arkadaşlarımız da taahhüt ettiler; HDP, bütün Müslüman, Çankaya ve Topbaş tan yanıt yok!.. MED CEZİR adam koltuğuna oturtan Sarıgül ün, Fatih te seçimi kaybeden Sabri Erbakan ın yanı sıra onlarca TDH yöneticisini de belediyelerdeki kilit noktalara getirdiği iddia ediliyor... Bunların arasında; Sarıgül ün, PKK-BDP çevreleriyle ilişkisini kurduğunu öne süren şaibeli isimler bile var!.. Bu arada Sarıgül ün, Fethullahçı Muhammed Çakmak ı da Beşiktaş Belediyesi ne danışman yaptığı ileri sürülüyor. Nitekim insanların gırtlak gırtlağa girdiği toplantıda konuşan belediye başkan adaylarından Prof. Dr. Erol Köktürk de; Sarıgül e yakın olan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ı, akrabalarını önemli görevlere getirmek, Sinop ve Ordu da ikamet edenlere görev vermekle suçlamış!.. İstanbul daki kavga sıradan bir gerginlik değil!.. Çünkü örgütleri küstürerek CHP ye seçim hezimeti yaşatanların ikibaşlı kadrolaşma atakları; yalnızca parti örgütlerini isyan ettirmiyor, zaten yönetim sıkıntısı çekilen CHP nin geleceğinde nasıl krizler yaşanacağının da sinyallerini veriyor... liberal, sosyal demokratları, Türkiye de sistemden rahatsız olanları kapsayacak bir parti olacak. Örgütlenme yapısıyla ilgili beklentileri yerine getirilmemiş olacak ki, HDP nin katılım toplantısına bile gitmeyen Tan, talebini dünkü gazetelere şöyle yansıtmıştı: Bizde eşbaşkanlık var. İki lokomotif kullanalım diyeceğim. Hem sol, hem de dindar demokratlardan bir lokomotif olsun. Hiçbir trende iki lokomotif yok, derlerse, bazı trenlerin bir başında, bir de arkasında lokomotif var. Serde gericilik var, bari arkadaki lokomotif biz olalım... Tan özetle diyor ki; HDP nin eşbaşkanlarından biri niye ben ya da benim zihniyetim olmuyor... Aslında BDP lilerin, eşbaşkan lıklardan birini şeriatçı bir isme vermesine gerek yok ki!.. Çünkü Said Nursi ve Şeyh Sait gibi şeriatçılara övgüler sıralamaları, zaten dinci anlayışa koltuk ayırmalarının kanıtı değil mi?... O halde geriye ne kalıyor?.. Bizce, bu gidişle Altan Tan gibiler yakında Hüda-Par a katılırlarsa şaşmayın... Topbaş ın kurduğu şirkete İBB den ihale verildi mi?.. Bu etik mi?.. Çankaya dan da İBB den de dün herhangi bir ses çıkmadı... İstanbul da Lale Devri zihniyeti ile Ankara yı saran Muhteşem Yüzyıl hasretinin nedenleri açıklanana kadar sormaya devam edeceğiz!.. OKURLARA NOT: Tüm okurların, işçilerin, emekçilerin Vatan-Emek-Namus diyen tüm yurtseverlerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nü yürekten kutluyorum... Bugün ben de Kadıköy de olacağım...

12 HDP-BDP BİRLEŞMESİNDE ALTAN TAN KRİZİ Biz neyiz yük kantarı mı? AYDINLIK/ANKARA BDP den HDP ye iltihak eden milletvekilleri arasında yer alan Altan Tan, sistem mağduru bütün kesimleri kucaklama taahhüdüyle HDP ye katıldıklarını kaydederek HDP nin lokomotifi sol ve sosyalistler olacak denmiş, bizim gibi dindar demokratlar ne olacak, biz de yük katarı mı olacağız? sözleriyle serzenişte bulundu. HDP de herkes olacak demişlerdi Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, Meclis te düzenlediği basın toplantısında BDP-HDP birleşmesini değerlendirdi. Londra da bir programda olması sebebiyle HDP nin katılım töreninde yer alamadığını dile getiren Tan, HDP ye katılım kararına Londra ya gitmeden önce imza attığını ifade etti. HDP ye katılım konusundaki eleştiri ve çekincelerini daha önce ilgili isimlerle paylaştığını da kaydeden Tan, şöyle devam etti: HDP li arkadaşlarımız da taahhüt ettiler. HDP bütün Müslüman, liberal, sosyal demokratları ve Türkiye de sistem mağdurlarını ve sistemden rahatsız olanları gerçek bir demokrasi talebinde olanları kapsayacak bir parti olacak dediler. Şu anki eş genel başkanlarından BDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş a kadar bu taahhüdü verdiler. Yine aynı şekilde Kürt siyasetinin Türkiye içindeki ve dışındaki unsurları da yazılarıyla HDP nin aynen benim getirdiğim eleştiriler doğrultusunda bir siyasi parti olacağını söylediler. Eğer böyle bir siyasi parti olursa canla başla çalışacağız. Ama mesela şöyle bir cümlede kullanılmış ben yokken; HDP nin lokomotifi sol ve sosyalistler olacak. Vallahi sol ve sosyalistler lokomotif olursa, bizim gibi dindar demokratlar ne olacak, bizde yük katarı mı olacağız, yoksa bu trenin yemekli vagonu mu, yolcu vagonu mu olacağız; bilmiyorum. Arka lokomotif, treni geriye çeksin Altan Tan, partide tartışma yaratacağını bildiği ve bu nedenle kelimesi kelimesine eksiksiz yazılmasını istediği öneriyi de şu sözlerle dile getirdi: Bizde eş başkanlık var. İki lokomotif kullanalım diyeceğim. Hem sol, hem de dindar demokratlardan bir lokomotif olsun. Hiçbir trende iki lokomotif yok. Derlerse, bazı trenlerin bir başında, birde arkasında lokomotif var. ANKARA/AYDINLIK Altan Tan Soru kitapçıklarını taşıyan helikoptere taciz ateşi Diyarbakır Valiliği, Orta Öğretime Geçiş Sınavı soru kitapçıklarını almak amacıyla Tepe Jandarma Karakol Komutanlığı na giden askeri helikoptere PKK lılar tarafından açılan ateş sonucu, 4 kurşunun isabet ettiğini açıkladı. Valilikten yapılan yazılı açıklamada, 29 Nisan tarihinde yapılan Orta Öğretime Geçiş Sınavı soru kitapçıkları ve cevap anahtarlarını almak amacıyla Tepe Jandarma Karakol Komutanlığı na giden askeri helikoptere, Lice İlçesi nin kırsal kesiminde bölücü terör örgütü mensupları olduğu değerlendirilen kişiler tarafından aynı gün saat sıralarında ateş açıldığı belirtildi. Açıklamada, Ateş açılan helikopter emniyetli bir şekilde Lice İlçesi Tepe Jandarma Karakol Komutanlığı na inmiş olup, uçuş ekibi tarafından yapılan kontrol sonucunda helikoptere 4 adet mermi isabet ettiği tespit edilmiştir. Tepe Jandarma Karakol Komutanlığı na sevk edilen bakım ekibi tarafından onarımı yapılan helikopter, Diyarbakır ana üs bölgesine emniyetle dönmüştür denildi. Açıklamada, bölgeye takviye birliklerin sevk edildiği belirtildi. 1 Mayıs ta PKK ile saf tutmak! 1 Mayıs ı kutlama komitesi Ankara için önce Sıhhiye Meydanında toplanmayı gündemine alıyor ve kutlamalara İstiklal Marşı ile başlanması öneriliyor. PKK ile yandaşı sol unsurlar bu teklife baş kaldırıyor. Öyle olunca İstiklal Marşı ve Türk Bayrağı ile sorunu olmayanlar işçi bayramı kutlamasını Tandoğan a taşıyor. İstanbul daki hadise de aynıdır. PKK ya kuyruk olanlar Taksim e, milli olanlar ise Kadıköy diyor. Anlaşılmaz olan kimi sol unsurların PKK ile kader birliğini sürdürmeleridir. PKK sol bir hareket değil, kafatasçı emperyal bir Tayyip Erdoğan yargıda paralel çete var diyor ki doğrudur var. Ancak yargıda paralele benzeyen başka eğilimler de var. Mesela o başkalardan biri 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasına hükümete darbe yorumunu getirmişti. Kim midir o? Mehmet Demir! Ve işte o Mehmet Demir in savcı kimliği ile son yaptığı: Kemal Kılıçdaroğlu nu Bilal İdris Baluken, Abdullah Öcalan ın, BDP ve HDP için çizdiği yeni yol haritasını Özgür Gündem gazetesine anlattı. İmralı da 26 Nisan daki görüşmede BDP heyeti içinde yer alan Baluken, Öcalan ın BDP, HDP, HDK ve DTK nin tümüyle yeniden yapılanmasını istediğini açıkladı. Öcalan, yeniden yapılanma çalışmalarına Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce başlanmasını istedi. Bilal in savcısı organizasyon! Hem Amerikancı hem AB ci ki bu durum onlarca olay ile ispatlı. İlaveten Tayyip Erdoğan ve Hakan Fidan ile artık sadece yoldaş değil nerede ise kaderdaş! Bu net fotoğrafa rağmen bizim kimi solcularımız PKK ya dolgu malzemesi! Yahu bu PKK değil miydi Tayyip Erdoğan ı kızdırmayalım diye Gezi direnişine başta tavır koyan? Bu PKK değil mi ırkçılığı solculuk ile kamufle etmeye çalışan? Bu PKK ve Öcalan değil mi emperyalizmin enstrümanı olan? Şimdi bu PKK ile turuncu bayraklarla Taksim de işçi bayramı öyle mi? Erdoğan ı eleştirdi diye ayağına ifadeye çağırdı. Koca savcı milletvekili dokunulmazlığını bilmez mi? Yargıda yağmurdan yana paralel çeteden kurtulmak isterken doluya yani Mehmet Demir gibilere tutulmamak gerekiyor. Sahi Adanalı yargıcı haşhaşi ilan eden Başbakan, Mehmet Demir in bu yaptığına niye susuyor? DTK, Meclis gibi çalışsın Baluken Öcalan ın Demokratik Toplum Kongresi yle ilgili tarifini, DTK bir proto-meclistir ve önümüzdeki dönemde yerel parlamento olacak ve çözüm de bunun üzerinden gelişecek sözleriyle aktardı. Öcalan ın AKP ile görüşmeler sürecinde gündeme getirdiği 8 komisyonun DTK bünyesinde mutlaka oluşturulması gerektiğini vurgulayan Baluken, (Öcalan) DTK nin bir yerel parlamento şeklinde bu konularla ilgili pratik çalışmalar yürütmesinin son derece önemli olduğunu vurguladı dedi. BDP özerklik için kadro yetiştirecek Baluken Öcalan ın BDP nin rolü konusunda anlattıklarını şöyle aktardı: BDP nin özerklikle ilgili kadro yetiştiren, siyaset akademileri kuran, halkı eğiten ve özerkliğin pratik örgütlenmesini yapan bir mekanizmaya kavuşması gerektiğini ifade etti. Öcalan, özellikle cezaevlerindeki kadroların BDP de özerkliğin pratik örgütlenmesinde görevlendirilmesini istedi. Öcalan ın bu sözleri ilerleyen süreçte DTK nın özerklik planında alacağı rolün kritik işaretlerinden biri olarak yorumlandı. Gündemsiz muhalefet Meclisteki muhalefet Tayyip Erdoğan a ayarlı. O bir şey söylerse cevap veriyorlar, susarsa dut yemiş bülbül misalidirler. Kendi gündemleri olmadığı gibi artık hırs ve enerjilerini de yitirdiler. İnsafla söyleyin CHP ile MHP nin özel gündemleri var mı? Hele Kılıçdaroğlu yolsuzluk barutu bitince ortada kaldı. PKK ve Öcalan a laf söyleyemediği için Bahçeli gibi idare de edemiyor. Peki bu muhalefetle Tayyip Erdoğan gibi bir fenomen alaşağı edilebilir mi? Diyorlar ki aman muhalefeti eleştirmeyin! Yahu bunlar yandaş muhalefet yani Tayyip Erdoğan ı sürekli iktidarda tutmak için varlar. Türkiye nin sorunu Tayyip ten önce bu muhalefettir. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HDP ve HDK ya yeni rol Baluken, Öcalan ın HDP nin yanısıra varlığını Kongre sıfatıyla sürdüren HDK için iki meclisli bir sistem önerdiğini anlattı: Bunlardan birincisi; Demokratik Ulus Meclisi. Bu meclis ulus devletçi meclisi aşan bir model olacak. Kavramsal ya da teorik bazda Türkiye nin ufkunu açacak bir meclis yapılanması olacak. Bütün bölgeleri temsil edecek bir meclis oluşumu Özerk bölge üzerinden formüle etti. İkinci Meclis; bölge bazlı kültürel, ekonomik, coğrafik bir takım kriterlerle tanımlanmış olan vilayetleri temsil eden Bölgeler Meclisi şeklinde örgütlendirilebilir önerisi yaptı. Bu meclisin sayısı Demokratik Ulus Meclisi ne göre daha fazla, 4 kat veya 5 kat fazla üyeye sahip olabilir. Yani üyeye sahip olabilir. Bu meclis HDK nin Bölgeler Meclisi ayağı olacak. Demokratik Ulus Meclisi ve Bölgeler Meclisi tıpkı Senato ve parlamento gibi aynı yapının iki ayrı demokratik karar organı olacak. HDP Cumhurbaşkanlığı na aday çıkarsın Baluken, Öcalan ın Cumhurbaşkanlığı seçimlerini çok önemli gördüğünü ve HDP nin belirleyeceği bir aday üzerinde birleşilmesini istediğini belirtti. Baluken, Öcalan ın Kürt halkının kültüründe büyük önemi olan medrese kültürünün mutlaka yeniden ayağa kaldırılması ve yenilenmesi gerektiğini vurguladığını kaydetti: Medrese kültürü üzerinden kurumsallaşmaların olabileceğini, bunun için Diyarbakır, Bitlis, Van ve Urfa da çeşitli merkezlerin kurulabileceğini ifade etti. Sayın Öcalan, bunların hem kendi okullarını açmasının hem dini eğitimini yapmalarının önemli olduğunu; buralarda eğitimlerin Kürtçe olmasının önemli olduğunu vurguladı. Demokratik İslam Konferansı ile ilgili bildiriyi hazırlarken en fazla heyecan duyduğum ve keyif aldığım bildirilerden oldu. Çok önemsiyorum dedi. Sabahattin ÖNKİBAR sonkibar@gmail.com Fethullah yalanı şantaj mesajı mı? Adamın işi olgularla değil algılarla! Hakikatle değil şayia ile meşgul! Vay efendim Fethullah ı ABD den istemişlermiş! Pardon ama Fethullah için Türkiye de açtırdığın bir dava var mı? Davayı bırak bizzat Gülen için yürütülen bir soruşturma var mı? Yok ise bu soyut şov ya da caka neden? Tam dört aydır nerede ise her gün paralel devlet, örgüt ve çete diyor ama atılan somut bir adım yok. Ve buna rağmen utanmadan bulanık suda balık avlamaya yani kamuoyunu yanıltmak için güya savaş açmış görünmeye çalışıyor... Hikayeyi bırakın devleti kanser misali saran bu çete için 120 gündür ne yaptınız? Kumpas kurduğunu söyledikleriniz hala yargı ve Emniyet teşkilatında değil mi? Dahası kumpas davaları ile mağdur olanlar zindanda değil mi? Cambaza bak diyerek oyalamayın gereğini yapın! Yoksa Fethullah a sınırdışı mugalatası gizli bir pazarlık ve şantaj mesajı mıdır? PKK medreselere sarıldı HDP Grup Başkanvekili Baluken in aktardığı özeklik yol haritasında; DTK nın meclis gibi çalışması, BDP nin kadro yetiştirme görevini alması ve medreselerin yeniden canlandırılması başlıkları var HEDEF ROJAVA YA MİLİTAN TAKVİYESİ Mİ? PKK nın kaçırdığı çocuklar Suriye ye gönderiliyor HABER MERKEZİ Diyarbakır da düzenlenen piknikte 25 çocuğun PKK tarafından kaçırılmasının ardından çocukları kaçırılan ailelerin çocuklarımız Suriye deki çatışmalarda öldürülüyor isyanı gündeme oturdu. 23 Nisan da organize edilen piknikte PKK nın 25 çocuğu kaçırması olayının perde arkasından Suriye kuzeyinde rojava olarak adlandırılan bölgeye takviye planı çıktı. PKK nın Diyarbakır Belediyesi üzerinden düzenlediği sosyal etkinliklere katılımını sağladığı çocukları Kandil üzerinden Suriye nin kuzeyine gönderdiği belirtildi. Aydınlık Özerklik planında DBP adımını duyurmuştu Aydınlık, 27 Nisan daki özel haberinde BDP yerine kurulacağı açıklanan Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) nin, özerklik kadrolarını yetiştireceğini duyurmuştu. Haberimizde, şu vurgular yer almıştı: BDP nin ismini DBP olarak değiştirme kararının altından özerklik planı çıktı. PKK nın, DBP de KCK kadrolarını örgütleyeceği ve fiili özerklik kadrolarını yetiştireceği kaydedildi. İdris Baluken Amaç Suriye de PKK ya takviye Çocuk yaşta Diyarbakır dan kaçırıldıktan sonra PKK nın yakın zamanda çatışmalarda öldürüldüğünü duyurduğu bazı örgüt mensuplarının ailelerinin, terör örgütünü suçladıkları kaydedildi. Türkiye de çatışmaların bir yıldır durduğunu dile getiren aileler, çocuklarının Suriye deki çatışmalarda öldürüldüğüne inandıklarını belirtti. Bölge kaynakları planlı bir çalışma sonucunda kaçırılan çocukların Suriye nin kuzeyindeki bölgelerde eğitime tabi tutulduktan sonra çatışmalara katıldığını kaydererek hedef Suriye de tutunmak isteyen PKK ya takviye kuvvet sağlamak ifadesini kullandı. Benzer bir kaçırma eyleminin de 1 Mayıs ta MEGAM-DER tarafından düzenlenecek piknikte gerçekleştirileceği iddia edildi. El-Kaide yöntemi PKK nın Suriye de savaştığını iddia ettiği El kaide ye yakın silahlı grupların da çocuk militan kullandığı uluslararası kuruluşların raporlarına yansımıştı.

13 Hazırlayan: Şafak TERZİ LÜBNANLI DIŞ HABER SERVİSİ Lübnan da yayınlanan The Daily Star Lebanon gazetesinin 26 Nisan tarihli haberine göre, Suriye deki İslami gruplar, Kürt milislerin Alevi köylerine karşı kendilerine destek olacaklarını açıkladı. Bu açıklamanın ardından, Halep kırsalında Suriye rejimin kontrolündeki bölgede rejimi etkisizleştirme planları hızlandı. İddiaya göre, İslami Cephe, Mücahiddin ordusu ve El Kaide uzantısı El Nusra nın oluşturduğu Ahl-el Şam grubu, PYD nin silahlı gücü YPG ile ateşkes imzaladı. Ateşkesin amacı ise, Halep teki hükümet güçlerine karşı savaşı yoğunlaştırmak. Anlaşma gereğince, İslami grupların bölgede serbest dolaşımının önü açılacak ve tutuklu mübadelesi yapılacak. GAZETESİNİN İDDİASI: PYD Nusra ile Halep te anlaştı Alevi köyüne kuşatmaya YPG desteği Gazetenin sahip olduğunu öne sürdüğü anlaşma metnine göre ateşkesin amacı, Nusayri rejime karşı savaşmak. Gazete anlaşmayı, ağırlıklı olarak Alevilerin yaşadığı Nubl ve El Zahraa köylerine karşı yürütülen kuşatmaya YPG militanlarının da destek vereceği yönünde yorumladı. The Daily Star haberinde, Muhalif Halep Medya Merkezinden bir eylemcinin Eskiden YPG ve İslami gruplar arasında sorunlar vardı. Fakat şimdi YPG, İslami grupların kendi denetimleri altındaki bölgelerde serbestçe dolaşmasına onay verdi. Yani ateşkes,[suriye rejimine karşı] askeri ablukanın kuvvetlendirilmesine yarıyor şeklinde konuştuğunu belirtmekte. RUSYA DEVLET BAŞKANI VLADİMİR PUTİN BATI YA ZAMAN TANIDI Yaptırımlara şimdilik karşılık vermeyeceğiz DIŞ HABER SERVİSİ Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 29 Nisan Salı akşamı Rusya nın Batı tarafından başlatılan yatırımlara şimdilik karşılık vermeyeceğini belirtti. İtar Tass Ajansı nın haberine göre, Rusya Devlet Başkanı gazetecilere açıklamasında Rusya Federasyonu Hükümeti bazı misilleme adımlarının atılmasını önerdi. Ben bunun gerekli olmadığını düşünüyorum. Buna benzer şeyler devam ederse tabii ki bizim Rus hükümeti olarak enerji başta olmak üzere Rus ekonomisinin önemli sektörlerindeki çalışmalarını düşünmemiz gerekecektir ifadelerine yer verdi. Putin bununla beraber misilleme adımlarının atılmasına gerek olmayacağını ümit ettiğini sözlerine ekledi. Putin, Ukrayna yı karıştıranların ABD ve AB olduğunu ve şimdi ise Rusya nın elleriyle çözmek istediklerini düşünüyor. O yaptırımların ikinci paketinin Humus ta patlama: En az 37 ölü Suriye nin Humus şehrinde Suriye hükümetinin kontrolünde bulunan Zehira semtinde büyük çapta patlama meydana geldi. İki araç içine yerleştirilen patlayıcının infilak ettirilmesiyle gerçekleşen saldırıda ilk belirlemelere göre 37 kişi öldü. Cihatçı teröristlere yakın kaynaklar, Suriye ordusunun elinde bulunan Zehira Semti ndeki Abbasiye kavşağında büyük bir patlama meydana geldiğini duyurdu. BAŞSAĞLIĞI Çalışma arkadaşlarımızdan Şafak Terzi nin dayısı MEHMET BAĞ vefat etmiştir. Ailesine ve yakınlarına başsağlığı diler, acısını paylaşırız. Aydınlık Gazetesi uygulamaya konulması için ise yeterli gerekçeleri bulamadı ve Bunun neye bağlı olduğunu açıklamak zor. Şu an Ukrayna da olanlar ile Rusya arasında nedensel bir bağlantı bulunmamaktadır şeklinde konuştu. ABD kendini ele verdi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin baştan beri Ukrayna daki olayların arkasında ABD nin olduğuna belirtiyor. Bununla ilgili olarak Ben şu an olanların süreci baştan beri kimin yönettiğini gösterdiğini düşünüyorum. Ancak, ABD attığı ilk adımlarda gölgede kalmayı ve dikkat çekmemeyi tercih etti. Şu an ABD nin Ukrayna daki krizin çözümünde ön plana çıkması onların baştan beri süreci yönettiklerini göstermektedir ifadelerine yer verdi. Araçların içine yerleştirilen patlayıcılarla gerçekleştirilen saldırıda 37 kişinin öldüğü çok sayıda kişinin de yaralandığı ifade edildi. Öte yandan patlama bölgesinde büyük miktarda maddi hasarın oluştuğu kaydedildi. Lugansk halkı hükümet konağını ele geçirdi Rus kökenli halk, Ukrayna nın doğusundaki Lugansk kentinde kontrolü ele geçirdiler. Önde gelen kamu binaları Kiev yönetimini protesto eden halkın eline geçti. Bölgesel yönetim ve savcılık binaları ile televizyon merkezi Kiev karşıtı grupların eline geçti. Kiev deki faşist yönetimin Ukrayna nın doğusuna silahlı çeteleri yollamasıyla, başta Rusya sınırındaki Lugansk olmak üzere, bölge kentlerinde öz savunma güçleri örgütlenmeye devam ediyor. Birlikler, Rusça dilinin yasaklanmasını asla kabul etmeyeceklerini bildiriyor. *Dr. Bessam ABU ADBULLAH dr.bessamabuabdullah@gmail.com Suriye de yeni bir dönem Esad, 50 sene sonra ilk kez yapılacak olan farklı siyasi tercihler ve geniş katılımlı Devlet Başkanlığı seçimine aday oldu. Şu tarih itibariyle Suriye nin farklı vilayetlerinden 11 aday başvuru yaptı. Devlet Başkanlığı yardımcılığı koltuğunda Dr. Nejah El-Attar olmasına karşın, Suriye modern tarihinde ilk kez iki bayan aday Devlet Başkanlığı makamını yönetmeye talip. Dünyanın gözü bu seçimlerde Şüphesiz, Suriye de Başkanlık seçimi dünyanın gündemini işgal etmiş durumda. Malum merkezler Suriye nin yıkımı için uzun bir zamandır tarihte misaline az rastlanır bir terör savaşı başlattı. Nihai amaç, Suriye yi haritadan silmek ve yerine etnik ve mezhep kökende şu veya bu devletin istihbarat merkezleri tarafından idare edilen özerk kantonlar yaratmaktı. Bu yıkım projesinin en önemli aktörleri Erdoğan, Davutoğlu ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan dır. MİT yasası Hakan Fidan ve emrinde çalışan elemanların sorgusuz sualsiz, genelde Türkiye, özelde Suriye de yasal olmayan faaliyetleri için hesap vermeyi engellemek içindir. İtiraflar Hakan Fidan a işaret ediyor Yaralı veya teslim olan Çeçen ve Özbek tekfiri-dinci mahlûkların paylaştıkları bilgilere binaen Çeçen, Özbek ve Türkmen kökenli terör grupları talimatları Hakan Fidan, Davutoğlu ve bu şahısların emrinde çalışan koordinatörler vasıtasıyla aldığı iddia edilmektedir. Suriye BM Daimi Temsilciliği konu ile alakalı Güvenlik konseyine kapsamlı bir rapor sunmuştur. Seçim sürecine giren Suriye de geniş katılımın engellenmesi, korkunun egemen olması ve seçimin baltalanması için terör eylemleri hız kazanmıştır. Şam da okullara yapılan ve onlarca öğrenciyi katleden terör ile Humus ta kalabalık bir çarşıda patlatılan ve onlarca kadın, çocuk ve yaşlıyı parçalayan bombalar seçime gölge düşürmek içindir. Halep e karşı sürdürülen terör, yüzlerce terörist ile sanayi bölgelerine yapılan saldırılar aynı hedef içindir. Suriye nin ikinci kalabalık kenti olan ve iktisat merkezi teşkil eden Halep e karşı sürdürülen bu hain ve zalim terör dalgası Haleplilerin sandık başına gitmesine mani olmak içindir. Korkutulan, sindirilen halkın üzerinden bir müddet sonra siyasi ve basın propagandası devreye sokulacak, böylece katılımın ne denli düşük ve bundan dolayı seçimin meşru olmadığı yaygarası koparılacaktır. Batı, Esad ile uzlaşmak zorunda kalacak Suriye Başkanlık sisteminde kabul edilen, farklı ve geniş katılımlı aday sistemi önümüzdeki dönemlerde Suriye Parlamentosu ve Belediyeler nizamına tatbik edilecektir. Bununla birlikte, Suriye yeni bir siyasi döneme intikal edecektir. Batı ve mahalli şürekâları, Suriye de çıkarlarını temsil etmeyen hiçbir demokratik temayül ve sistemi kabul etmeyecektir. En büyük arzuları, Suriye yi Batı nın feleğinde uydu yapmak ve geleneksel dostları Rusya, İran ve Çin den uzak tutmaktır. En büyük sorunları bu seçimden büyük bir destek alarak tekrar seçilecek olan Esad. Bu durum en nihayet Batı yı Esad ile uzlaşmaya mecbur bırakacak. Esad ın zaferi besledikleri ve güvendikleri terör gruplarının çözülmesi, dağılması ve yok edilmesine ivme katacak. Suriye haziran seçiminden sonra yeni doğacak ülkesi ve milletinin ulvi maslahatlarını el üstünde tutan demokrasiyi tesis etme mücadelesini verecektir. Bu demokrasi Emperyalizme ve her türlü gerici yobaz oluşumlara karşı kararlı bir mücadele içinde olacak, sosyal adalet ve özellikle üreten köylü, işçi ve memur emekçilerin ekonomik kalkınmasını amaç edinecektir. Seçimi büyük bir halk desteği ile kazanması kesin gözüyle bakılan Esad ın özel siyasi, iktisadi ve sosyal bir programı var. Bunu daha sonraki yazılarımızda detaylı olarak işleyeceğiz. Bu projeler Suriye ve bölge halkları için yeni bir çığır açabilir. Ama şüphesiz önümüzdeki yeni çağda demokrasiye katiyen iman etmeyen Suudi Vahhabizm, Erdoğanizm ve sahadaki tekfiri-karanlık mahlukları için yer olmayacak. Erdoğan ın kendisini Esad ın seçim zaferine alıştırması ve demokrasi için iyi bir emsal teşkil etmeyen terör gruplarından uzak durması hayrınadır. Önemli Not Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi adına bendeniz, Türkiye Masası Başkanı Prof. Dr. Mehmet Yuva ve Merkezimizin emekçileri adına Dünya, Türkiye İşçi Sınıfı ve Aydınlık gazetesi emekçilerinin birlik, dayanışma ve mücadele günü 1 Mayıs ı kutluyoruz. Aydınlık ın notu: Değerli yazarımıza çok teşekkür ederiz. * Şam Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Çeviren: Prof. Dr. Mehmet Yuva

14 Hazırlayan: Aysen BEYAZ DÜNÜN ÇÖZÜMLERİ Sudoku 1 Sudoku 2 Kakuro 1 Kakuro 2 Aydınlık KURULUŞ ŞEFİK HÜSNÜ DEĞMER VATAN - EMEK - NAMUS Sahibi Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. Genel Müdür Celal Demirel Genel Yayın Yönetmeni Mustafa İlker Yücel Yazıişleri Müdürü Ergün Gedek Sorumlu Müdür Murat Şimşek Haber Koord. Önder Öztürk Dünya Şafak Terzi Haber Müdürü Erdem Atay Emek Esin Turhan Haber Md. Yrd Cansu Yiğit Toplum Özlem Konur Usta İstihbarat Şefi Sezim Özadalı Spor Anıl Budak Haber Araştırma Ceyhun Bozkurt Bilgi İşlem Güven Karakurt Ekonomi Recep Erçin Kültür Sanat Hayati Asilyazıcı Gece Haber Müdürü Osman Erbil Ankara İsmet Özçelik İzmir Hayati Özcan Avrupa Beyhan Yıldırım Adana Baskı. Arslan Ankara Baskı. Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. Güneydoğu Gazetecilik Mat. ve Kağıtçılık A.Ş. 35. Cadde Matbaacılar Sitesi No. Tel İvedik-Ankara İstanbul Baskı. Anadolum Gazetecilik Bas. Yay. San. ve Tic. A.Ş. İzmir Baskı. Arslan Güneydoğu Gazetecilik Mat. Oruçreis Cad. Remzi Özkaya Sok. ve Kağıtçılık A.Ş. No.16 Bahçelievler / İstanbul Tel Tel Dağıtım. Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Önerileriniz için. Yayın Türü. Yaygın Süreli Yıl. 94 Sayı Reklam Gurup Başkanı: Saynur Okuroğlu Reklam Müdürü: Kamile Karakadılar Genel Müdür Yardımcısı (Tüzel Kişi Temsilcisi) Metin Aktaş Genel Müdür Yardımcısı (Personel ve İdari) İsmet Öğütücü Genel Müdür Yardımcısı (Baskı ve Teknik) Melih Yıldırım Dağıtım Md. Cumali Karagöllü Yönetim Yeri. İstiklal Cad. Deva Çıkmazı No.3/3 Beyoğlu - İstanbul Tel Faks Ankara Büro Tel Faks İzmir Büro Tel ve Faks Avrupa Tel: E-Posta: haber@aydinlikavrupa.eu Kare Sayısal Soldan sağa 1. Türk askeri - Zehirli bir örümcek türü 2. Çalışma, meslek - Bir yüzölçümü birimi - Elazığ ın eski adı 3. Adını söyleyerek - Yaşlı ve verimsiz kimse 4. Zilli bir kasnağa geçirilmiş kursak zarından oluşan bir tür çalgı - Gerekme 5. Görev karşılığı her ay ödenen para, aylık - Belli bir anlamı olan iz, işaret - Ödeşme 6. Dantel veya nakış ipliği yumağı - Akarsu yatağı - Bizmut un simgesi 7. Cennet ile cehennem arasında bulunduğuna inanılan yer - Peru nun başkenti 8. Motor güç birimi - Geri verme - Bayağı, sıradan 9. İsim - Bir devletin egemenliği altında bulunan toprakların tümü, diyar, memleket - Bunama, bunaklık 10. Her türlü cansız varlık, şey - San Marino nun plakası - Tantal ın simgesi 11. Bir peygamber adı - Vasıtalar, araçlar 12. Böbrek iltihabı - Basmakalıp Yukarıdan aşağıya 1. Kullanma süresi - Kanunlar 2. Birbirinin aynı olan, birbirini tamamlayan iki şeyden her biri - Koşucu devekuşu - Mercek 3. Hastalıktan kalkma, iyileşme - Katıksız, halis 4. Soğurma, emme - İsviçre de bir nehir - Şöhret 5. Eren, evliya, veli - Aileyle ilgili 6. İlave - Dört bir taraf - Mısır ın plakası 7. Küçük kertik - Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi 8. Vilayet - Bir tarafa yatırma, eğme - Uykusu hafif kimse 9. Ödünç verme veya alma - İlgi eki - Asıl sebep, etken, faktör 10. İrade zayıflığı, dayanamama - Satrançta taraflardan birinin yenilgisi - Boru sesi 11. Asalak bir böcek - Allah ın emirlerini yerine getirme, kulluk görevlerini yapma 12. Beğendiği bir durumda olma, beğendiği bir şeye benzeme çabası - Bir işin istekliler arasından en elverişli teklifi yapan kimseye verilmesi Soldan sağa 1 Katar ın başkenti 5 Çakal başlı bir insan görünümündeki Mısır tanrısı 10 Türk müziğinde bir makam 12 Döşeme, divan, sedir ve gibi yerlere serilen kıl veya yünden yapılmış dokuma 14 Rutenyum un simgesi 15 Bir yüzölçümü birimi 16 İçki mahzeni 17 Radyum un simgesi 18 Çocuğu olan kadın 20 Yaşayış ve davranışı düzensiz olan kimse 23 Yücelme, yüksek bir dereceye ulaşma 25 İçinde şarap yapılan fıçı 26 Esasi 28 Dizginleri koyuverilmiş bir atın dörtnala koşması 30 Çobanların çaldığı ıslık 32 Kuyruk sokumu kemiği 34 Verme, ödeme 35 Bir binek hayvanı 36 Öne doğru eğilme 38 Bakma, bakış 40 Dingil 41 Nikel in simgesi 43 Bilgiçlik taslayan, çokbilmiş 45 Yemek, yiyecek 47 İnşa 49 İçinde deniz kabuğu kalıntıları olan kum 51 Notada duraklama işareti 52 Bir bilgiyi temsil eden semboller sistemi 53 Osmanlı devletinde taht yeri, saltanat makamı anlamında kullanılan bir sözcük Yukarıdan aşağıya 1 Köy evlerinin odalarındaki duvara bitişik peyke, sedir 2 Hiyerarşik bir düzende önemli bir görev, makam 3 Bir gayret ünlemi 4 Yünden dövülerek yapılan kaba ve kalın kumaş 5 En kısa zaman parçası, lahza 6 Kartal takımyıldızının eski dildeki adı 7 Vefasız 8 Vilayet 9 Ahlak, huy, karakter 11 Metal üzerine kazıda ya da ahşap tornasında kullanılan çelik kalem 13 Başkasına ait toprağı işleyerek üründen pay alan kimse, ortakçı 16 Ortasulardaki küçük kabukluların yoğun hayvan planktonlarıyla oluşturduğu popülasyon 19 Hekim 21 Thomas (Çorak Ülke, Hıristiyan Toplumu Düşüncesi, Şiir ve Tiyatro adlı eserlerin sahibi Nobel ödüllü [1948] Amerikan asıllı İngiliz şair) 22 Dağ, ağaç vb yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, zirve, şahika 24 Gözde açık kestane rengi 27 Dul kalan kadının sadakatini göstermek üzere kendini kurban etmesi şeklinde bir Hindu geleneği 29 Erkek hindi 31 Henüz 33 Eskiden yaşmak yapımında kullanılan çok ince yarı-saydam bez 34 Tövbe etme 37 Bir bilim veya sanat alanında üstün yeri olan kimse 39 Akarsu yatağı 40 İsviçre de bir nehir 42 Hayal, imaj 44 Limited (kısa) 46 Üye 48 Duman lekesi 50 Sümerler de su tanrısı

15 Hazırlayan: Murat ŞİMŞEK Hava kuvvetlerimizi güçlendiriyoruz Silivri duvarlarını aşan Aydınlıkçılar, Bursa da düzenlenen dayanışma gecesinde buluştu. Ulusal Kanal ve Aydınlık ın hava kuvvetlerine benzettildiği gecede, yurttaşlardan destek mesajları yağdı SEVİM EROL Uusal Kanal gönüllüleri ve Aydınlık gazetesi okurları, Bursa da biraraya geldi. Dayanışma toplantısına Ulusal Kanal Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Bedri Gültekin, Aydınlık Gazetesi yazarları Hikmet Çiçek ve Deniz Yıldırım ise İP eski İstanbul İl Başkanı Erkan Önsel katıldı., Saz sanatçısı Selahattin Akarsu ve Haluk Çetin de gecenin konukları arasındaydı. Yüzlerce Bursalının katıldığı gece, Mehmet Bedri Gültekin in konuşmasıyla başladı. Ulusal Kanal ın önümüzdeki dönemde gücünü daha fazla artıracağını söyleyen Gültekin, yurt çapında muhabir ağını ördüklerini belirtti. Kanalın teknik imkanlarını da arttırdıklarını belirten Gültekin, Aydınlık ve Ulusal Kanal ın gücünü halktan aldığı ve halkın ÇGD: Meslektaşlarımızın yanındayız AYDINLIK / ANKARA Çağdaş Gazeteciler Derneği, Vatan Gazetesinin Ankara Bürosu nun kapatılmasını protesto etti. ÇGD den yapılan açıklamada Sorumluları biliyoruz, meslektaşlarımızın yanındayız denildi. Vatan Gazetesi nin Ankara Bürosunun kapatılıp çalışanların işsiz kalmasının ardından Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Yönetim Kurulu bir açıklama yaptı. Açıklamada, Vatan Gazetesi nin Ankara Bürosu na ilişkin alınan kararın, basının içinde bulunduğu durum açısından kıyım boyutlarını dahi aştığı belirtilerek, Basında, yıllardır artarak devam eden sermaye egemenliği ne yazık ki desteğiyle daha da büyüyeceklerini sözlerine ekledi. Kısa süre önce Silivri Cezaevi nden tahliye olan Erkan Önsel ise yaptığı konuşmada medyanın önemine dikkat çekti. Önsel, halkın sorunlarını, işçilerin taleplerini haberleştiren Ulusal Kanal ve Aydınlık gazetesinin önümüzdeki dönemde daha geniş kesimler tarafından sahipleneceğini söyledi. Gerçekleri yazmaya devam Gazeteci Deniz Yıldırım ise Aydınlık gazetesinin başarılı yayıncılığının gücünü artırarak devam edeceğini ve önümüzdeki döneme damga vuracağını belirtti. Usta gazeteci Hikmet Çiçek de konuşmasında, Aydınlık ın gerçekleri yazmaya devam edeceğini söyledi. Selahattin Akarsu ve Haluk Çetin geceye şarkı-türküleriyle çoşku kattılar. gazeteleri, televizyonları sadece halkın doğru bilgiye edinme hakkının kullanıldığı yerler olmaktan çıkarmamış, aynı zamanda gazeteciler için de güvencesiz çalışma ve emek sömürüsünün adeta normalleşmesine neden olmuştur denildi. Açıklamada, medyanın işverenlerin, patronların sadece kendi ticari ilişkilerini ve siyasi hesaplarını yürüttükleri araçlar haline dönüştüğüne dikkat çekildi. İşten çıkartmaların havuz adı altında meşrulaştırılmaya çalışıldığı vurgulanarak, havuz uygulamasının hem gazetecilerin iş güvencelerine hem de basın özgürlüğüne yönelen tehditler haline geldiği ifade edildi. Kısa bir süre önce de Karşı, Radikal ve Sena Kaleli den açıklama 29 Nisan tarihli sayımızda çıkan alıntı bir yazıdan dolayı CHP Bursa milletvekili Sena Kaleli den açıklama geldi. O açıklamanın bir kısmını olduğu gibi yayımlıyoruz. 29 Nisan tarihli Aydınlık Gazetesi nin Medyanın Halleri başlıklı 15. Sayfasında Sözcü Gazetesi nde bir gün önce yayınlanan Rahmi Turan ın CHP Neden Kaybetti başlıklı yazısı yer almıştır. Bana atfedilen sözler ile hem Sözcü Gazetesi ne hem de Aydınlık Gazetesi ne bir açıklama yapma zarureti doğmuştur. Öncelikle belirteyim ki bu ifade tamamen gerçek dışıdır. Bununla ilgili yargıda açılmış davalarım olduğu gibi, sayısız tekzip ve açıklamam olmuştur. Ancak ne yazık ki siyasi bir amaçla oluşturulan bu algıyı değiştirme çabalarım ne kadar uğraşsam da mümkün olmamıştır... Konuşmamın ve ifadelerimin tamamı değil, bir kısmı üzerinde çarpıtma yapılmış ve şahsıma yönelik bir kampanyaya dönüştürülmüştür. Bununla ilgili davalar da sürmektedir. Konu bütünlüğü içinde ele alınmayan ve düşüncelerime aykırı olan bu kampanyanın sürdürülmesi ve CHP üzerinden yürütülmesi partime de zarar verme amacına hizmet etmekten başka bir anlam taşımamaktadır. Gerçeklerin tarafınızca bilinmesi ve kamuoyuna duyurulması konusunda gerekli hassasiyeti göstereceğinize inanıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Saygılarımla. Takvim in Ankara bürolarnın kapatıldığının hatırlatıldığı açıklamada şu görüşlere yer verildi: Örgütlenmeye çağırıyoruz Vatan Gazetesi nde bir yenisini gördüğümüz bu tasfiyeler, siyasi iktidarla yürüttükleri kirli iş ilişkilerinin de yansımasıdır. Böylesi zihniyetlerin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor: Sizleri çok iyi tanıyoruz, sanmayın ki bu kararlarınızın hesaplarını vermeyeceksiniz. Bu anlayışı ve bu anlayış sahiplerini Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak, başta halk nezdinde olmak üzere her yerde teşhir edeceğiz. Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak, işlerinden edilen meslektaşlarımızın yanında olacağımızı tekrar duyuruyor, tüm basın emekçilerini Derneğimiz çatısı altında örgütlenerek bu süreçlere karşı çıkmaya çağırıyoruz PMD, 50 yaşında AYDINLIK / ANKARA Parlamento Muhabirleri Derneği(PMD), 50. kuruluş yıl dönümünü kutluyor. Kuruluş yıldönümü nedeniyle TBMM de düzenlenen resepsiyona, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM Başkanvekili Sadık Yakut, idare amirleri, partilerin grup başkan vekilleri ve temsilcileriyle gazeteciler katıldı. PMD Başkanı Göksel Bozkurt, yaptığı konuşmada, 29 Nisan 1964 te kurulan PMD nin, basın özgürlüğü ve demokrasi mücadelesiyle geçen yarım asrı geride bıraktığını söyledi. Bozkurt, Aslında 50, bizim resmi yaşımız. 23 Nisan 1920 de TBMM kurulduğunda tanıkları, parlamento muhabirleriydi. O nedenle bugün biz 94. yaşımızı kutluyoruz dedi. Cumhuriyet tarihi boyunca gerek mesleki, gerek siyasi pek çok önemli olaya tanıklık eden PMD nin, bugün bu birikimini, deneyimini gelecek kuşaklara taşımaya çalıştığını kaydeden Bozkurt, şöyle devam etti: Unutulmamalıdır ki gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp, sansürlendiği, işsizliğe mahkum edildiği toplumlarda demokrasiden söz edilemez. PMD, bu bilinçle, basın özgürlüğünün önündeki tehlikelere dikkat çekerek gerekli uyarıları dün yaptı, bugün de yapmayı sürdürüyor. PMD, dün olduğu gibi bugün de her türlü baskı ve yasakların karşısında durmaya çalışıyor Türkiye sinde, özgürlüklerin eksiksiz, yasaksız, sansürsüz yaşama geçirilmesi için ilgili yasaların zaman yitirilmeden değiştirilmesini öneriyor. 1 Mayıs öncesi matbaa işçilerimize ziyaret YEŞİM ÇATALTAŞ Gazetemiz yöneticileri 1 Mayıs öncesi İstanbul matbaamızı ziyaret etti. Gazetenin baskı aşamasında hangi işlemlerden geçtiğini izleyen yöneticiler, matbaa emekçisi arkadaşlarla sohbet etti. Ziyarete Genel Yayın Yönetmenimiz M. İlker Yücel, Ergenekon davasından geçtiğimiz ay tahliye olan Deniz Yıldırım, Sorumlu Müdürümüz Murat Şimşek, Yazıişleri Müdürümüz Ergün Gedek, Haber Müdürümüz Erdem Atay, Haber Müdür Yardımcımız Cansu Yiğit, Mustafa Kaya ve ekibimizin en tecrübelilerinden Füsun İkikardeş katıldı. YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... YAYIN AKIŞI... Taksim in adı yok Taksim de yapılması planlanan 1 Mayıs kutlamalarında sorumluluğu alan çıkmamış ve tertip komitesi kurulmamıştı. Yazılı basında da Taksim in sorumluluğunu alan çıkmıyor. 1 Mayıs ta Taksim e çağrısı yapan siyasi gruplara yakın gazetelerin, dün birinci sayfalarında Taksim ifadesi ya yoktu ya da yok denecek kadar küçüktü. Birgün gazetesinin birinci sayfasında yer alan haberde Taksim e çağrı yapmak yerine 1 Mayıs için alanlara çağrı ifadelerine yer verildli. Haberin içinde Taksim vurgusu yapıldı. Evrensel gazetesi ise 1 Mayıs ı manşetine taşdı ama birinci sayfadan Taksim ifadesine yer vermedi. Sol gazetesi de birinci sayfada küçük bir haber Taksim i haberleştirdi. Haberde Taksim e çağrı yapmak yerine geçen sene gaz fişeğiyle vurulan Dilan ın bu sene de Taksim de olacağı ifade edildi. Cumhuriyet gazetesinin birinci sayfasında ise Taksim ifadesi DİSK in raporunun içinde geçti. Yandaş olduklarını ilan ettiler Ethem Sancak tarafından satın alınan Türk- Medya, Biz tarafsız değiliz, tarafız şeklinde açıklama yaptı. Akşam, Sky 360, Güneş, Alem, Platin dergilerinin bünyesinde bulunduğu Türk Medya Grubu nun az önce twitter üzerinden yaptığı açıklama şöyle: Tarafsızlık samimi bir kavram değildir. İlkesizliğin üzerini örtmektedir. Türkmedya asla tarafsızmış gibi davranmayacaktır. Ülkemizde medya, tarafsızlık iddiasında bulunurken ne yazık ki her dönem gücü elinde bulundurana yakın durmuştur. Gelen ağam giden paşam anlayışının Yeni Türkiye de hiç bir karşılığı olmayacaktır. Yeni Türkiye, halkımıza rağmen değil halkımızla birlikte inşa edilecek ve bu türden yaklaşımlara geçit vermeyecektir. Tarafsızlık iddiası Türk halkının sağduyusunu küçümsemektir. Türkmedya nın safı bellidir. O saf Hakk ın ve Haklının yanıdır... Türkmedya YKB Sayın Ethem Sancak gelişmiş dünyanın yayıncılık anlayışını Yeni Türkiye de hayata geçirmek niyetiyle medyaya geri dönmüştür. Hapiste (valla) gazeteci yokmuş! Muhteşem (!) gazetecilik örnekleriyle memleketin en müstesna gazetesi olma payesini elinden bırakmayan Yeni Şafak a göre, Türkiye de hapiste gazeteci kalmamış. Acaba ben mi hayal görüyorum? Zira Y.Ş., kaynak olarak Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi nin (CPJ) 18 Nisan tarihli raporunu göstermiş: Dünyada en fazla gazetecinin hapiste olduğu ülke Türkiye iddiası, artık gerçeği yansıtmıyormuş... Listede 15 isim varmış ve hapiste olma sebepleri, gazetecilik faaliyeti değilmiş. Ne o, bu sözler bir yerlerden tanıdık mı geldi? Gelir tabii, çünkü haberin kaynağı Adalet Bakanlığı! Aynı söylem, Ergenekon ve OdaTV davalarından yargılanan gazeteciler içerideyken de kullanılıyordu. Yeni Şafak hayal görmüş olmalı, çünkü CPJ nin ne 18 Nisan raporu var, ne de böyle bir sayı zikredilmiş. CPJ in son hapisteki gazeteci sayımı 18 Aralık ta yayınlanmış. Yani haber, tamamen bakanlığın açıklamasına dayanıyor... Türkiye de hapisteki gazetecilerle ilgili en son 27 Mart ta açıklama yapan CPJ; sekiz hapis gazetecinin tahliye edilmesini mem Mehveş Evin - Milliyet Ulusal Haber Televizyon Gazetesi Ekopolitik Mutlu Yaşam Haber Masası Püf Noktası Semra Topçu ile Güne Başlarken Ezgi Değirmencioğlu ile Haber Saati Ekonomi Öğleden Sonra Akşam Haberleri Yüksek Adrenalin Halk Ana Haber Hakan Aygün Analiz İcraatın İçinden Ezber Bozanlar Uyan Türkiye Keyifli Sabahar Belgesel Haber Dizi Bahar la Güzel Şeyler İstekleriniz Ana Haber Cem İbadeti İkrar Yolu Cem İbadeti Biz Bize Gündemin İçinden Söz İstanbul da Habercinin Saati Dünyadan Haberler Güncel Ekonomi Haberleri Günce Ana Haber Bizim Türküler 23:00 Anı Durdur İslam ve İnsan Parametre Spor Haber Bugün Dünya Hali Paranın İzi Afiş Derece Aykırı Sorular Dört Bir Taraf Burada Laf Çok Haber Merkezi Haber Haber Merkezi Öğle Bülteni Günün İçinden Haber Aktüel Günün İçinden NTV ye Sorun Gece Gündüz Akşam Haberleri Ana Haber Benfica-Juventus Doktorum Mutfağım Gün Arası Evim Şahane Arka Sokaklar Koca Kafalar Ana Haber Spor Paşa Gönlüm Arkadaşım Hoşgeldin Eğlence Bugün Beni Affet Melek En Güzel Bölüm Aşkın Bedeli Soframız Küçük Kadınlar Beni Affet Ana Haber Aramızda Kalsın Kardeş Payı Show Dünyası Pepee Her Şey Dahil Gülben Lezzet Haritası Misafir Ol Bana Pepee Ana Haber Büyük Risk Güldür Güldür Show Regaip Kandili Galaksi Rehberi Aramızda Kalsın Özge ile Yeni Hayat Anlatacaklarım Var Oynat Bakalım Komedi Dükkanı Survivor Panorama Film: Keşkin Nişancı Saba Tümer le Bu Gece Haber Merkezi Spor Ana Haber Günün Yorumu Ana Haber İkna Odası Nasıl Yani? Gece Raporu Kahvaltı Haberleri Müge Anlı ile Tatlı Sert Kızlar ve Anneleri Alemin Kralı Zahide ile Yetiş Hayata atv haber Kurtlar Vadisi Pusu Dosta Doğru Küçük Hanımefendi Anne Elimi Tutsana İyi Şeyler iyi Fikir Haber Elde Var Hayat Aileler Yarışıyor Seksenler Regaib Kandili Özel Z. Kız Fakir Oğlan Joker Film: Büyük Yolculuk Gündem Afrika nın Rengi Foto Muhabiri Gündem Haber Özet Bin Kişiye sorduk İnsan Kuklagiller Ana Haber Ömür Dediğin Adı Güzel Kendi Güzel Muhammed Haber Haber Ajanda Haber Masası Gün Ortası Ekonomide Görünüm Güne Bakış Ekonomide Görünüm Akşam Haberleri Akşam Raporu Televizyon Gazetesi Habertürk Özel Öteki Gündem Gündem Özel Parantez Film Hong Gil Dong Hayat ve Sağlık Safa Geldiniz Kum Saati Sporaktif Ana Haber Hong Gil Dong Hayat ve Sağlık İrfan Vakti Geri Sayım Piyasa Ekranı Piyasaya Bakış İş Dünyasından Kapanışa Doğru Piyasaya Bakış Robot and Monster Monsters vs. Aliens Hell on Wheels How I Met Your Mother Person of Interest Film: Rizzoli and Isles Ellen Show Cleveland Ateşi Rizzoli and Isles Veep Ellen Show Hot in Cleveland Rizzoli and Isles Veep Ellen Show Revolution Mongrels Çalar Saat Ömre Bedel Yemekteyiz Anadolu Unutma Beni Esra Erol da Evlen Benimle FOX Haber Deniz Yıldızı Umutsuz Ev Kadınları Türkiye nin Trendleri Ejder Avcıları Annem Kavak Yelleri Merhamet Hanımın Çiftliği Ejder Avcıları Painkiller Jane BKM Mutfak Film Ah Biz Kadınlar

16 Hazırlayan: Ece KIRBAŞ Masalın sonu beyaz perdede Pera Film, 2-30 Mayıs tarihleri arasında, İtalyan Dışişleri Bakanlığı ve İtalyan Kültür Merkezi işbirliğiyle, Yeni Gerçekçilik akımından dokuz film ve iki özel belgeselden oluşan çarpıcı bir seçki sunuyor KÜLTÜR SANAT SERVİSİ asıl işlevi masal anlatmak değildir. Cesare Zavattini Sinemanın İtalyan yeni gerçekçiliğinin önde gelen yönetmenlerinden Roberto Rossellini, bu akımı her şeyden önce dünyaya yönelik ahlaki bir bakış açısı olarak tanımlamıştı. Faşist rejimin stüdyolarda çekilen melodramlarının ardından gelen yeni gerçekçi filmler, yeni bir toplumsal bilinç sergiliyor, savaş sonrası İtalyası nda işçi sınıfının çektiği sıkıntıları ve günlük yaşam mücadelesini vurgularken, savaşın harap ettiği şehirlerde, yenilginin gölgesinde, ekonomik zorlukların maddi koşulları beliriyordu. Pera Film, 2-30 Mayıs tarihleri arasında, İtalyan Dışişleri Bakanlığı ve İtalyan Kültür Merkezi işbirliğiyle, Yeni Gerçekçilik akımından dokuz film ve iki özel belgeselden oluşan çarpıcı bir seçki sunuyor. Cannes daki filmle ünlendi İtalyan yeni gerçekçiliği, Roberto Rossellini nin Nazi işgali altındaki Roma da hayatı ve direnişi anlatan ve 1946 da Cannes da Büyük Ödül ü kazanan Roma - Açık Şehir adlı filmiyle dünya sahnesine çıktı. Rossellini, Vittorio De Sica ve Luchino Visconti gibi yönetmenler profesyonel olmayan oyuncularla, dış mekan çekimleriyle, (zorunlu olarak) küçük bütçeler ve gerçekçi bir estetikle, alt sınıftan karakterlere ve onların dertlerine odaklandı. Doğrudan, sade, uzun planlı çekimlere dayanan filmler revaçtaydı. İtalyan yönetmen Vittorio De Sica için Boyacı ve Bisiklet Hırsızı gibi filmlerin senaryosunu yazan Cesare Zavattini, bütün yönetmenlere meydan okuyarak, gerçeği kazıp çıkarın, yakın zamana dek farkında bile olmadığımız gücü, iletişimi, bir dizi refleksi ona verin, demişti. Ona göre kamera gerçeğe açtır, gerçeği daha somut ya da çarpıcı kılmak için olay örgüsü icat etmek, gerçek hayatın zenginliğinden kaçmaktır. Ona göre sorun gerçeği gözlemleyebilmektedir, ondan kurgular çıkarmak değil. Orgosolo Haydutları gösterilecek Etkinlik kapsamında gösterimi gerçekleşecek filmler arasında, Roberto Rossellini nin, 1945 tarihli başyapıtı Roma Açık Şehir, yinerossellini nin Savaş Üçlemesi nin ikinci filmi (Roma Açık Şehir den sonra) Hemşehri ve üçlemenin son bölümü en etkileyicisi; yerle bir edilmiş bir Berlin in, 12 yaşında bir çocuğun bakışından aktarılan portresi Almanya, Sıfır Yılı nın yanı sıra, Roberto Rossellini yle İngrid Bergman arasındaki ilk işbirliği Stromboli ve içten bir anlatımla izleyiciyi etkisi altına alan İtalya ya Yolculuk yer alıyor. Yumuşak ve neşeli bir tür İtalyan yeni-gerçekçiliği olan pembe yeni-gerçekçilik türünün önde gelen isimlerinden Luigi Comencini nin bu pembe tarzın en önemli örneklerinden Ekmek, Aşk ve Hayal filmi, Vittorio De Sica imzalı baş yapıt Umberto D, 1956 yapımı bir Federico Fellini filmi olan Aylaklar ve yılların belgeselcisi Vittorio De Sica nın, tümüyle Sardinyalı köylülerden oluşan amatör bir oyuncu kadrosuyla çektiği düşük bütçeli bir dram olan Orgosolo Haydutları filmi de gösterilecek filmler arasında. Ayrıca, Masalın sonu; İtalyan Yani Gerçekçiliği programı kapsamında sinemaseverleri iki belgesel bekliyor. Carlo Lizzani nin 1992 de Antologia del Cinema Italiano (İtalyan Sineması Antolojisi) dizisi için yaptığı belgesel İtalyan Sinema Tarihi yeni-gerçekçiliği 1942 den 1954 e uzanan geniş bir bağlamda ele alıyor. Yönetmen koltuğuna Carlo Lizzani nin oturduğu ve İtalyan sinemasının 1930 lardan 1970 lere kadar tüm tarihini kateden bir gezi niteliği taşıyan Cesare Zavattini ise tam anlamıyla bir Zavattini portresi...pera Müzesi nde yarın başlayacak olan program Masalın Sonu İtalyan Yeni Gerçekçiliği, 30 Mayıs 2014 tarihine dek sürecek. Itzhak Perlman esti geçti 20. ve 21. yüzyılın en üstün keman virtüözü kabul edilen Itzhak Perlman, Good Music In Town Konserleri kapsamında İstanbul Kongre Merkezi nde konser verdi. Map İletişim ve Piu Music organizasyonuyla, 70. yılını kutlayan Yapı Kredi ana sponsorluğunda sahneye çıkan Perlman, dinleyicileri tarafından dakikalarca alkışlandı. Konsere katılanlar arasında sanat ve medya dünyasından önemli isimler yer aldı. Her gittiği ülkede müzikseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaşarak konser biletleri aylar öncesinden tükenen, Schindler in Listesi filminden de tanınan ve geçtiğimiz yıl da İstanbul da müthiş bir konsere imza atan Itzhak Perlman ın konserine yine ilgi büyüktü. Efsane keman Soil Stradivarius İstanbul daydı Geçtiğimiz aylarda da Yapı Kredi sponsorluğunda İstanbul da konser veren Perlman, bu yıl yine geçmişte Yehudi Menuhin e ait Stradivari nin altın çağında yapılmış en iyi kemanı olduğu düşünülen 1714 yapımı antik Soil Stradivarius ile katıldı. Perlman ın kullandığı enstrümanın değerinin 20 milyon dolar olduğu tahmin ediliyor. 5 ayrı dalda Grammy En İyi Oda Müziği ve En İyi Enstrümantal Solist Performansı gibi toplamda 5 ayrı dalda Grammy Ödülü ne sahip olan Perlman ın, Harvard, Yale, Brandeis, Roosevelt, Yeshiva ve Hebrew Üniversitelerindefahri ve onursal doktoraları bulunuyor. Tiyatronun temsilcisi Dionysos un yaşadığı 10. Köy e yolları düşen bir öğretmen ve bir tiyatro kumpanyası, burada tuhaf durumların olduğunu ve köylülerin ilginç konuşmalar yaptıklarını fark ederler. Çünkü bu köyde henüz yalan keşfedilmemişdir. Yalnızca akıllarından ya da kalplerinden ne geçiyorsa onu söylemektedirler. Öğretmen, köy okulunda göreve başlarken, kumpanya elemanları da Dionysos adına canlandırmak istedikleri bir gösterimi ahaliye kabul ettirmek isterler. VİZYONDAKİLER.. VİZYONDAKİLER.. VİZYONDAKİLER..VİZYONDAKİLER.. VİZYONDAKİLER.. VİZYONDAKİLER Köy Teyatora Vizyon tarihi: 02 Mayıs 2014 Yönetmen: Bahadır Abşin Oyuncular: Necmi Yapıcı, Tanju Tuncel, Fırat Albayram, Selçuk Uluergüven, Alican Aytekin Yapım: Türkiye Düş ve Gerçek (Jimmy P.) II. Dünya Savaşı nda Fransa da savaşmış olan Jimmy Picard, savaş sonrasında çektiği şiddetli baş ağrıları, ani görme ve işitme kayıpları üzerine hastaneye yatar. Doktorlar Jimmy üzerinde çeşitli testler uygulamalarına rağmen rahatsızlığının nedenini bir türlü bulamazlar. Bunun üzerine Jimmy, Fransız bir antropolog, psikolog ve Yerli Amerikan Kültürü Uzmanı George Devereux a yönlendirilir. Vizyon tarihi: 02 Mayıs 2014 Yönetmen: Arnaud Desplechin Oyuncular: Benicio Del Toro, Mathieu Amalric, Joseph Cross, Gina Mckee, Linda Boston Yapım: ABD Şanslı Sayılar (The Pelayos) Gonzalo ve Iván Pelayo bir ekip kurarak, yaşamları boyu önlerine çıkan en iyi fırsatı değerlendirmeye karar verirler. Bu sıra dışı ailenin yegane amacı kendilerine has bir yöntemle rulet masasından binlerce dolar ile kalkmaktır. Ardından kumarhane vurgununun çapını da genişletirler. Fakat başlarına bela olan bir kumarhane müdürü bu yanlarına kolay kolay bırakmayacaktır. Vizyon tarihi: 02 Mayıs 2014 Yönetmen: Eduard Cortés Oyuncular: Daniel Brühl, Lluís Homar, Blanca Suárez, Marina Salas, Miguel Ángel Silvestre Yapım: İspanya Piramid Sanat ta Müzayedeler Krizi paneli Konu bolluğu - Hocam, sizin tabirinizle Hayat zengin! Konuşacak o kadar çok konu var ki... Birini seçmeniz için, son haftanın önde gelen konularını sıralıyorum: Dünya Dans Günü, 1 Mayıs, Resim Heykel Müzesi nin taşınması, Marquez in ölümü, Uluslararası Caz Günü, Fenerbahçe şampiyon... Burası Türkiye! Gazete günde üç kere de çıksa, konuları ele alıp değerlendirmeye yine yetmez! Yarın 1 Mayıs! Taksim de bakalım neler olacak? - Siz de Kadıköy deki kutlamaya gidin... Ben kendimi bildim bileli, 1 Mayıs ı Taksim de kutlarız. Türkiye de işçi sınıfını Türk-İş ten çok, DİSK temsil eder, diye bilirim. DİSK ve başlıca meslek örgütleri Taksim de. Kaldı ki ben Ankara da oturuyorum ve 80 yaşa dört ay kaldığı için bedensel gücüme artık pek güvenemiyorum. N apayım, aradığım 1 Mayıs kutlamasını herhalde televizyondan seyredeceğim... - Dilerseniz, 1 Mayıs yerine Dünya Dans Günü nü konuşalım... Dans günü nü küçümseme. İnsanoğlu, bedensel ve ruhsal anlatımın bireşimini dans sanatında bulmuştur. On binlerce yıl öncesinden bu yana, haşlanmış insan eti yiyenlerden, kızarmış insan etine düşkün emperyalist savaş kışkırtıcıları çağına kadar dünyanın bütün kıtalarında dans denen bedensel/ruhsal anlatım geniş bir danslar türü yelpazesinde yaşatılmıştır. - Peki, Beşiktaş taki ünlü Resim- Heykel Müzesi nin yerinden oynatılmasına ne diyorsunuz? Ne diyeceğim? Bağzı adamlara göre resim ve heykel, putperestliğe yol açar. Müzik ise şehvet uyandırır de kurulan bu değerli müzenin kapısındaki mermer taşa, Atatürk ün emriyle açılmıştır yazılı ibare de kaldırılmıştır. Müzenin değerli içeriği şu anda nerede? diye soracak olursanız söyleyeyim: Antrepo 5 e sürülmüştür. Nedenini sorarsanız, Resim Heykel Müzesi nin bulunduğu bina, Osmanlı döneminde Veliaht Dairesi ydi ve 75 yıl sonra şimdi, Abdülaziz ve Abdülmecid Efendilere iade edilmiş oldu, iyi mi? - Gabriel Garcia Marquez in ölümü de söyleşimizin konusu olabilirdi.. Sömürülen bütün halkların yazarıydı o. Ne diyeyim? Yaşar Kemal onun yerini tutar... - Uluslararası Caz Günü dolayısıyla da bir cümlenizi alsam... Caz sanatı, gelmiş geçmiş bütün popüler müzik türleri içinde sanat değeri en yüksek müziği yansıtır. Yaygınlığı uluslararası, ama mayası tam anlamıyla kıtalararası dır: Afrika ritimleri, Amerika daki zenci kölelerin ezgileri ve Avrupa nın izlenimci müzik armonisi... - Sizi Fenerbahçeli olarak biliyoruz... Kadıköy lü olduğuma göre Fenerbahçeli olmaktan başka çarem yoktu. İlk gençlik yıllarımda Fenerbahçe Stadyumu nda atletizm çalışırdım... (Çok uzattık söyleşiyi, yetmez mi bunca lâf?) - Yeter, teşekkür ederim... İşçi Filmleri Festivali başlıyor İstanbul, Ankara, İzmir ve Diyarbakır da eşzamanlı olarak düzenlenecek olan 9. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali bugün başlıyor. 8 Mayıs a kadar devam edecek festival kapsamında bu yıl Her Yer Festival Her Yer Direniş temasıyla 17 ülkeden 77 film ücretsiz olarak sinemaseverlerle buluşacak. Bu yıl festivalde özellikle direniş filmleri, Gezi filmleri ve emekçilerin öykülerini anlatan yapımlar gösterilecek. Festivalin bu yılki uluslararası konukları ise İngiliz İşçi Sınıfının Durumu filminin yönetmeni Michael Wayne ve Elif in Erkekleri filminin yönetmenleri Markus Fiedler ile Kirstin Krüger. Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği ve Sanat Galericileri Derneği nin ortak bildirisiyle kamuoyuna duyurulan müzayede evleri konusu için Piramid Sanat ta 3 Mayıs Cumartesi günü panel düzenleniyor. 10 Nisan 2014 tarihinde, Bedri Baykam ın başkanı olduğu Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) ve Doğan Paksoy un başkanı olduğu Sanat Galericileri Derneği nin (SGD) ortak bir bildiri yayımlayarak müzayede evlerinin tüm ikazlarına rağmen, keyfi ve sorumsuzca fiyat politikaları uyguladıklarını belirmiş, müzayede evlerinin fiyat politikalarına sert bir dille karşı çıkan iki dernek, müzayede evlerinin sanat piyasasında kendilerini yönlendirici olarak göstermelerini kınadıklarını ifade etmişti. Yayınlanan bildiri, tanınmış sanatçılar, galericiler, eleştirmenler ve küratörler tarafından toplanan imzalarla büyük destek gördü. Bunun devamı olarak düzenlenecek Müzayedeler Krizi başlıklı panele sanatçı, galerici, eleştirmen, müzayedeci ve sanat konusunda uzman avukatlardan oluşan konuşmacılar katılacak. Müzayede evlerinin sanat piyasası üzerindeki etkileri, galerici ve sanatçıların piyasaya aşılanan güvensizlikten duydukları rahatsızlıklar gibi konuların konuşulacağı panel arasında gerçekleşecek. Minik izleyicler dört mevsimi bir arada yaşadı TED Rönesans Koleji nin Tiyatro Şenliği Odada Dört Mevsim oyunu ile başladı. Gişe rekortmeni çocuk oyunu minik izleyicilerle buluştu. Minik sanatseverleri büyülü bir masal dünyasının içine çeken, Odada Dört Mevsim, danslar, görsel efektler ve Vivaldi nin müzikleri eşliğinde 45 dakika boyunca teknoloji, müzik ve sanatı bir arada sundu. BKM ile İMAJ ortak kuruluşu olan Kelebek Yapım ın sahneye koyduğu, Odada Dört Mevsim i bugüne kadar 5 bin kişi izledi. Neşe Türkeş in yazdığı ve Okan Yahşi nin yönettiği oyun, ilk kez Anadolu yakasında ücretsiz sahnelendi. Vivaldi nin dört mevsimini bir odada yaşatan oyun, küçük tiyatroseverlere, odasında nasıl vakit geçireceğini bilemeyen ve canı çok sıkılan Bora nın yardımına koşan bilge sinek Bay Cızbız ile arasında geçen hikayeleri fantastik bir dille anlatıyor.

17 Hazırlayan: Sema SEZEN SANATÇILAR İŞÇİ BAYRAMI NI BUGÜN KADIKÖY DE KUTLAYACAKLAR İhanete DUR Ekrem KAHRAMAN KÜLTÜR SANAT SERVİSİ 1Mayıs İşçi Bayramı, tüm Türkiye de coşkuyla kutlanacak. Ankara da Tandoğan da, İzmir de Gündoğdu Meydanı nda işçiler ve halk tarafından kutlanırken, sanatçılar da yurttaşlarla beraber İstanbul Kadıköy de olacak. Sanatçılar, 1 Mayıs İşçi Bayramı nı kutlarken, TÜSAK Yasa Taslağı na da Hayır diyecekler. Sanatçılar yurttaşlara şöyle seslendiler: TUNÇ GÜNBAY: 1 Mayıs tüm dünyadaki emekçilerin bayramdır. Bu yüzden sanatçı da sanat yaptığından büyük bir emekçidir. 1 Mayıs emekçiye saygıyı gösteren bir gündür. Hüseyin Haydar Seden Kızıltunç Ben 1 Mayıs ta Kadıköy de olacağım. Tüm sanatçı dostlarımı da bu günde Kadıköy e gelmelerini bekliyorum. SEDEN KIZILTUNÇ: Birliğe, kardeşliğe, emeğe tekrar merhaba demek için 1 Mayıs ta Kadıköy de olacağım. Kadıköy, aydınlığın son noktası. Tüm dostlarıma emek için çağrıda bulunuyorum. HASAN HÜSEYİN YALVAÇ: 1 Mayıs aydınlık, güzel bir dünya için çalışan tüm emekçilerin bayramıdır. Ben de bu 1 Mayıs ta Kadıköy de olacağım ve emeğe katkı sağlayacağım. OSMAN ŞAHİN: Emekçi insanların her gün bayramı olması Hasan Hüseyin Yalvaç gerekir. Dünya ve insanlık emeğin üzerine kuruludur. Uygarlık emek demektir. Emeğin olmadığı yerde hayat yoktur. Gelmiş geçmiş ne varsa oy sandığından çıkmamıştır. 1 Mayıs ta tüm dostlarımı Kadıköy de olmaya davet ediyorum. Sanatçıları emeği kutlamaya çağırıyorum HÜSEYİN HAYDAR: Bu 1 Mayıs sanatçılar için çok önemli. Sanatçı dostlarımı bu 1 Mayıs ta Kadıköy e çağırıyorum. Türkiye nin işçi sınıfı 1 Mayıs ta Kadıköy de öncülük edecek. Sanatın emekçilerini yani, sanatçıları emeği kutlamaya çağırıyorum. MUZAFFER AKYOL: 1 Tülin Onat demek için Kadıköy deyim! Ferhat Özgür Mayday red hair adlı kağıt üzerine pastel çalışma Kaynak: guydennin.com Mayıs, tüm dünyada işçi sınıfının haklarını daha iyiye ve daha ileriye taşımak için alanlarda verdiği mesajın yansımasıdır. Taksim meydanı Anadolu coğrafyasının merkezidir. Cumhuriyetin en önemli anıtının yaşatıldığı yerdir. Bunlara rağmen 77 katliamı unutulmaz bir olaydır. Benim gönlüm kutlamaların Taksim de olmasından yana. Fakat bugünkü koşullarda gaz fişeği, TOMA lar, panzerlerin konuştuğunu görüyoruz. Bu yüzden işçi sınıfının 1 Mayıs ta Kadıköy de olmasında fayda görüyorum. Emeğin savunulması için... TÜLİN ONAT: Öncelikle vatan ve emeğin savunması Muzaffer Akyol 1 Mayıs İşçi Bayramı, iktidarın tüm yıldırma politikalarına rağmen kutlanacak. İstanbul daki sanatçılar, İşçi Bayramı nı kutlamak için halkı Kadıköy e çağırdı Osman Şahin için 1 Mayıs çok önemli. Diğer yandan başta TÜSAK olmak üzere çıkarılan yeni yasalara dur demek için orada olacağım. Tüm sanatçı dostlarıma sanat için, emek için çağrı yapıyorum. 1 Mayıs ta ihanete dur demek için Kadıköy de olacağım. FERHAT ÖZGÜR: Kadıköy tarihsel doku açısından çok sembolik bir anlama sahip. Özellikle Haydarpaşa Garı nın özelleştirilmesine karşı 1 Mayıs ta pankart açıyoruz. Kadıköy de 80 e yakın sanatçı atölyesi var aynı zamanda. Tüm dostlarımı bu 1 Mayıs ta sanatına sahip çıkmak için Kadıköy e bekliyorum. Tunç Günbay RACHID TAHA konserine son 24 saat Dünya çap nda ün kazanm, Cezayir as ll Frans z müzisyen Rachid Taha n n, 2 May s ta stanbul stanbul Kongre Merkezi ndeki konseri yar n gerçekle ecek. Zoom adl albümünün dünya turnesi kapsam nda Türkiye ye gelen Taha, 1999 y l nda Khaled ve Faudel ile verdikleri konserde seslendirdikleri Abdel Kader ark s ile de tan n yor. Dünya medyas nda Cezayir in Johnny Cash e cevab olarak an lan ve isyankar rock ve punk, Rai müzi i ile harmanlayan ünlü sanatç Rachid Taha, Single olarak 1997 y l nda piyasaya sürdü- ü Ya Rayah ark s ile dinleyici kitlesini oldukça yükseltti. Voila Voila ar k s yla rkç e ilime kar dikkat çekmi ti The Clash in me hur Rock the Casbah ve en son It s now or never gibi parçalar na yapt cover lar ile müzikseverlerin takdirini kazanan Rachid Taha, stanbul da Rai tarz müzi i ve s ra d vokalleri ile f rt nas estirmeye haz rlan yor. Yirmi y l a k n bir zamand r birlikte çal t ngiliz prodüktör Steve Hillage ile Kuzey Afrika melodileri içeren rock ve elektronik tabanl bir müzik yaratmay ba aran Taha, Voila Voila ark s yla bir zamanlar Fransa da artmakta olan rkç e ilime kar dikkat çekmi ti. Navigasyon Marjinalliği Geçenlerde bir arkadaşım İstanbul a gelmiş Beyoğlu ndan arayıp ziyaret için atölyemin adresini sordu; yazdırdım. Hemen geliyorum dedi ama Galatasaray Meydanından Çukurcuma ya ancak bir saatte gelebildi. O da ancak dört telefon görüşmesi sonrası. Çünkü adres bulmak için navigasyon cihazı kullanıyormuş. Fakat o sözde çokbilmiş cihaz kendisini dolaştırmış dolaştırmış ama hep yanlış yerlere götürmüş. Kızmış cihaza küfrediyor. Fakat iyi de ya aklımızı, bilincimizi, vicdanımızı, siyasi görüşlerimizi, sanatımızı, hayatımızı bağladığımız onca kör navigasyona ne diyeceğiz? Örnek mi al sana! Mart ta El Salvador da yapılan devlet başkanlığı seçimlerini ABD karşıtı Farabundo Martí Ulusal Kurtuluş Cephesi (FLMN) adayı Salvador Sánchez Cerén kazandı. Seçimi kaybeden muhafazakâr aday Quijano El Salvador da Chavez ve Maduro nun yaptığı gibi hileler istemiyoruz. Burası Venezuela değil, gerekirse hayatımızı veririz. diyerek seçim sonuçlarına tepki gösterdi ve FLMN yi tehdit etti. FMLN de bir karşı açıklamayla bizi darbeyle tehdit edemezsiniz! karşılığını verdi. Fakat bizdeki navigasyona bağlanmış statükocu, şaşılaşmış, yandaş medya olanları değil de iştahla El Salvadorlu bir çağdaş sanatçının -muhtemel ki ikinci turda seçimi Cerén in kazanacağının belli olması üzerine- seçimi protesto etmeye yönelik sözde performansını nakledip duruyor. Aktarılanlara göre El Savadorlu Víctor Rodríguez, oy kullanacağı sandıkta bu bir sanat eylemidir diyerek kendisine verilen oy pusulasında tercihini yapıp sandığa atacağı yerde yırtıp ikiye bölerek birini ağzına, diğerini de sandığa atar. Sanatçının bu eylemi (performans), başka bir sanatçı arkadaşı tarafından videoya çekilir ve internete yüklenir. Bunun üzerine seçime hile karıştırma iddiasıyla Rodríguez hakkında soruşturma açılır. Rodríguez in eylemini sahipleniyoruz Rodríguez yaptığı açıklamada, seçim sonuçlarından kamu adına duyduğu korku sebebiyle böyle bir eylem tasarladığını söylüyor. Bir başka El Salvadorlu çağdaş sanatçı Simon Vega da Rodríguez e sahip çıkıyor: Çoğumuz, saygı ve güven duyabileceğimiz bir parti ya da aday olmadığını düşünürken, otorite sahipleri bize oy kullanmanın halkın en güçlü silahı olduğunu söylüyorlar. Bu yüzden pek çoğumuz Rodríguez in eylemini sahipleniyoruz. Kanun, kendisini bu şekilde ifade ettiği için 2 ila 6 yıl hapis yatabileceğini söylüyor. Ne saçma! Buna izin vermeyeceğiz. Bence bu eylem Orta Amerika tarihindeki en önemli ve etkili çağdaş sanat eseri. Bu ideolojik zihin bulanıklığı ve toz duman arasında haydi gelin de çıkın bakalım işin içinden. Kamusal lık iddiasına soyunmuş sanatçılar mı haklı, yoksa kamu düzeni mi? Sağ da solda, ulusalcı da küreselci de çağdaş bir cevap üretemediler henüz bu soruya. Türkiye de benzer çizgideki güncel çağdaş sanatın sözüm ona en temel iddiası neydi hatırlayalım: kamusallık. Peki, bu sözde kamusallık iddiasının destekçileri neoliberal küreselleşmecilerimizin temel ideolojik iddiaları? Değişim, dönüşüm, küreselleşme, özgürlük, demokrasi. Peki, gelinen yer neresi: ulus devletin yıkımı, toplumun kamplaştırılması, bölünmesi, statükonun katlanması, ortaçağ karanlığı, cehalet, hukuksuzluk ve diktatörlük. En etkili çağdaş sanat eseri El Salvador örneğinde de görüldüğü gibi sanat ve entelektüel alanlarda dünyada da durum fazlaca değişmiyor. Çünkü aynı ideolojik küresel merkezlere bakıyorlar. Fakat benim asıl dikkatimi çeken şey buradaki sıradan, sinsi şovun en etkili çağdaş sanat eseri olduğu iddiası. İnternete girip Víctor Rodríguez in nasıl bir sanatçı olduğuna ve neler yaptığına baktım. Foto gerçekçi kadın portrelerinden oluşmuş olağan bir profille karşılaştım. Dedim ki kendi kendime: Eh yani Rodríguez kardeş, derdin ne? Ne gerek vardı ki o tür uzaktan kumandalı navigasyonlu bir marjinalliğe? Değer mi hiç? T.C. YI ILCA CRA DA RES DÜZELTME LANI 2013/96 TLMT. 17/04/2014 Tarihli Aydınlık GAZETESİNDE yayınlanan 1.satış günü 21/05/2014 ve 2.satış günü 06/06/2014 olan 81DC653 Plakalı 2007 Model Zirai Traktör satış ilanında KDV bedeli Alacakl n n Giri im varl k Yönetim A. Olmas hasebi ile KDV Kanunun 17 maddesinin 4 bendinin L bendi gere i KDV den Muaf olduğu gazete ilanından sonra yapılan Dosya tetkiklerinde anlaşılmıştır. İhaleye katılacak Alacaklı, Borçlu ve 3. kişilere duyurulur. 24/04/2014 BASIN: ( Resmi ilanlar de Say : 2014/264 Esas MALİYE HAZİNESİ ile KANUNİ KAYYIM HATAY DEFTERDARI arasında mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (Gaiplik Nedeniyle Hazine Adına Tescil) davası nedeniyle; Hatay ili Merkez ilçe 3. M nt kada kain 94 parsel say l ta nmazdaki 28/80 hissesi Kerrus Harto o lu Abdulmesih in ta nmaz n n 10 y ldan uzun süredir yasal kayy m olarak atanm Hatay Defterdar taraf ndan idare edildi i belirtilerek, TMK.m.588 gere ince bu paylar n hazine ad na tesciline karar verilmesi istenilmi tir. T.C. HATAY 2. ASL YE HUKUK MAHKEMES LAN Resmi ilanlar de Nüfus kaydı bulunmayan, bu güne kadar sağ olup olmadığı ve adresi tespit edilemeyen dava konusu taşınmazın malikleri Kerrus Harto o lu Abdulmesih den haberi olanlar n veya yerini bilen ve bu kisi i tan yanlar n ALTI AY içerisinde, Hatay 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/264 esas say l dosyas na haber vermeleri TMK.588 ile 32 ve 33. maddeleri gereğince İLAN olunur. Aşağıda açık kimliği bulunan ve gaipliğine karar verilen gaipliği hakkında bilgisi olanların 6 ay içinde mahkememize haber vermeleri hususu ilanen tebliğ olunur. 12/03/2014 BASIN: (

18 Hazırlayan: Fırat KORSAN Hakemler baskı altında TÜFAD ın Bursa da düzenlediği Hakem Gözü ile Antrenör paneline katılan eski hakemlerden Bünyamin Gezer, Hakemler üzerinde baskı var. Her derbi maçı öncesi hakemler baskı altına alınıyor dedi Türk futbol hakemliğine bir dönem damga vuran iseimler, Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) Bursa Şubesi nin kuruluşunun 35 inci yılı nedeniyle düzenlenen seminerde buluştu. Hakem Gözü ile Antrenör paneline Merkez Hakem Kurulu (MHK) eski başkanı Mustafa Çulcu, MHK eski yönetim kurulu üyesi Nihat Güner in yanı sıra, eski hakemler Bünyamin Gezer, Muhittin Boşat ve çok sayıda antrenör katıldı. Derbi maçı öncesinde hakemlerin baskı altına alınmaya çalışıldığına dikkat çeken Bünyamin Gezer, Derbi maçlarda objektif olabilmek kolay değil. Türkiye de maalesef Avrupa da olmayan bir şey yaşanıyor. Ülkemizde her derbi maç öncesinde hakemler, baskı altına alınmaya çalışılıyor. Bu her maçta uygulanıyor. Sonuçları ise iyi olmuyor. Antrenör arkadaşlarımızın hakem kararlarına saygı göstermeleri gerekiyor. Hakemlerin de antrenörleri koruması gerekiyor. dedi. Antrenörlük diploması da bulunan MHK eski başkanı Mustafa Çulcu ise Sahada hatalar olabilir. İki taraf da hata yapabilir. Bunu ortak hareket edip çözmek gerekir. diye konuştu. Yeni yasa futbolumuzu geriye götürür Panelde söz alan Muhittin Boşat ise, Hakem olmak istemiyordum. Hedefim antrenör olmaktı. Ancak gerçekleşmedi. Ben de hakem kurslarına katıldım. Yeni yasada okur yazar olmayanın bile antrenörlük diploması alması futbollu ileriye değil, geriye götürür diye konuştu. CAS, GEREKÇELİ KARARINI HAZIRLADI, FENERBAHÇE Yİ 4 MAÇTA SUÇLU KILDI Fenerbahçe nin 19. şampiyonluğunun öyküsünü muhabirimiz Hüseyin Kaya kaleme aldı. Yarın Aydınlık ta başlıyor. ŞİKE DEĞİL TEŞEBBÜS! KUPA GÖRÜNDÜ Fenerbahçe nin müzesine götüreceği Süper Lig sezonu şampiyonluk kupası basına tanıtıldı. Spor Toto Teşkilat Başkanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, kupa tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, Fenerbahçe yi kutlayarak kupanın bir hafta boyunca vatandaşların izlenimine açık olacağını ifade etti. Dışı 925 ayar gümüşten yapılan kupanın içi 24 ayar saf altın kaplama. Ön yüzü yıldız kabartmalı kupa, 9 kilo ağırlığında. Boyu 60, eni ise 42 santimetre olan kupanın taban çapı 30, tavan çapı da 25 santimetre. Kupanın maddi değeri ise yaklaşık 100 bin lira değerinde. Sözleşme krizi! Şampiyonluk yemeğine katılmayan ve 1 yıllık daha teklif alan Yanal, 2 yıl isteyince F.Bahçe yönetimiyle ters düştü HÜSEYİN KAYA Cezaevine girmesi an meselesi olan Aziz Yıldırım, yönetimin ve takımın kaderini etkileyecek kararları, Yönetim Kurulu nun almasını bekliyor. Bu zor kararlardan biri de sözleşmesi biten Ersun Yanal ın sözleşmesini uzatmak. Sezon başında 1 yıllık kontrata imza atan Ersun Yanal, başarılı olması durumunda sözleşmesinin en az 2 yıl uzatılmasını bekliyordu. Ancak Fenerbahçe yönetiminden iki farklı fikir ortaya çıktı. Bir kısım yönetici sözleşmenin 2 yıl uzatılmasını, 1 yıl da Avrupa arenasında kendisine şans tanınmasını isterken, diğer kesim ise sözleşmeyi 1 yıl daha uzatıp Avrupa cezası bittiğinde, Avrupa da iddialı olabilecek bir teknik adamla anlaşılmasını istiyor. Ersun Yanal a yine 1 yıllık sözleşme önerildiği tecrübeli hocanın da bu sebeple şampiyonluğun 1 hafta önceden belli olduğu süreçte, hazırlıksız oldu diyerek apar topar Antalya ya giden ve şampiyonluk yemeğine katılmadığı belirtildi. Anamur dan Alves e destek Anamur muzuna evet, ırkçılığa hayır Muz üreticilerinden Aslan Meteris ise, Bu gibi ırkçı saldırılar muzun ulusal ve uluslararası arenadaki yerine zarar veriyor. Bu ırkçı saldırıyı kınıyorum derken, Anamur Muz Üreticileri Satış Reyonu Sorumlusu Ziya Aydın da, Yapılan bu ırkçı saldırı kabul edilemez. Anamur muzuna evet, ırkçılığa hayır diyorum dedi. MEHMET ŞAHİNCİLEROĞLU / ANAMUR La Liga da Barcelona-Villarreal arasındaki karşılaşmada Villarrealli taraftarların, Barcelonalı futbolcu Daniel Alves e korner kullandığı esnada maymun sesi çıkartarak sahaya muz atarak yaptığı ırkçı saldırı dünyada geniş yankı uyandırmış, herkes Brezilyalı oyuncuya destek vermişti. Bu ırkçı saldırıya bir destek de Türkiye den geldi. Sahaya atılan muzun ürün sahipleri yani Anamurlu muz üreticileri ırkçılığa tepki gösterdiler. Muz gibi önemli bir ürünün ırkçılık gibi hassas bir konuya alet edilmesini kınadıklarını söyleyen Anamur Muz Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Güzel, Daniel Alves e yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum. Muz gibi hassas bir ürünün bu gibi konulara alet edilmesi kabul edilemez dedi. Şike davası konusunda başta Fenerbahçe olmak üzere Türk futbol kamuoyunun merakla beklediği Uluslararası Tahkim Mahkemesi nin (CAS) gerekçeli kararı geldi. 28 Ağustos 2013 de UEFA nın Fenerbahçe ye verdiği 2 yıllık men cezasını onayan CAS ın yazımı 8 ayı bulan 140 sayfalık bu gerekçeli kararı 3 CAS hakemi Hendrik Kesler, Ulrich Haas ve Rui Botica Bastos tarafından imzalandı. Sporx in haberine göre; gerekçeli kararda CAS heyetinin Fenerbahçe ye verilen men cezasını onamasına rağmen hem usul hem de esas bakımından UEFA nın bazı kararlarını bozması dikkat çekti. Fenerbahçe nin Şampiyonlar Ligi e katılma konusunda son umudu olan CAS tan kötü haber geldi. Sarı- Lacivertlilerin ilk etapta 19 maçla suçlandığı şike davasında suçlu maçı 4 e indiren CAS, bu müsabakalarda şikeye teşebbüs edildiğini belirtti 8 maçın 4 ünde suçsuz Fenerbahçe yönetiminin Avrupa ya gitme umudumuz var söylemleri konusunda işaret ettiği bu gerekçeli kararda UEFA nın Fenerbahçe ye şike, teşvik ve yalan beyandan dolayı ceza kesilmesine karşılık Sarı-Lacivertli kulübe yalan beyandan dolayı ceza vermenin hukuki bir dayanağının olmadığını söyleyen CAS ın bu yönde verilen kararı reddetmesi göze çarptı. CAS bu gerekçeli kararında UEFA nın şike ve teşvik nedeniyle suç tespit ettiği 8 karşılaşmanın 4 ü konusunda ise Fenerbahçe ye herhangi bir ceza verilemeyeceği vurgusu yaparken Sarı-Lacivertlileri 4 karşılaşmada Sakatl nedeniyle aylard r sahalardan uzak kalan Galatasaray n Portekizli genç y ld z Bruma n n menajeri Marco K rdemir, Güçlendirme çal malar n yap yor. ocakta ngiliz tak m Sunderland kendisini almak istedi. Resmi teklif verdi. 17 milyon Voleybolda şok karar şikeye teşebbüsten suçlu buldu. Fenerbahçe nin voleyboldan sorumlu yöneticisi Hakan Dinçay, Halkbank a kaybedilen şampiyonluğun ardından çok sert açıklamalarda bulundu. Dinçay, Halkbank final maçındaki hakem kararlarına büyük tepki göstererek, Birileri diyet ödeyecek diye Fenerbahçe nin hakkını yedirmeyiz. Hak Teşvik maçlarından beraat CAS yaptığı incelemesinde UEFA nın Fenerbahçe ye 2 yıl men cezası verirken gerekçe gösterdiği 8 karşılaşmadan Trabzonspor-İstanbul BSB (15 Mayıs 2011), Karabükspor-Fenerbahçe (8 Mayıs 2011), Eskişehirspor- Trabzonspor (22 Nisan 2011) ve Trabzonspor-Bursaspor (17 Nisan 2011) müsabakaları için Sarı-Lacivertli kulübü suçsuz buldu. hukuk istiyoruz. Erkek takımında küçülmeye gidiyoruz dedi. Luce G.Saray için transfere başladı Rumen basını, Lucescu yu Galatasaray a getirmekle kalmadı, transfer çalışmalarına bile başladığını ifade etti. İddiaya göre; Shaktar daki 3 öğrencisini ikna etmeye başladığı belirtildi Galatasaray da Mircea Lucescu ismi yüksek sesle söylenmeye ba lan rken önemli iddialar da üst üste gelmeye devam ediyor. Romanya dan son gelen haberlerde Lucescu nun Sar -K rm z l tak m için transfer çal malar na bile ba lad ve önemli isimleri stanbul a getirmek için harekete geçti i yönünde. Ukrayna dan sezon sonunda ayr lmay kafas na koyan Rumen hocan n gelecek sezon Galatasaray çal t rmas na kesin gözüyle bakan Rumen bas n Lucescu nun yeni tak m için transfer çal malar na ba lad n aktard. Lucescu nun transfer hedefindeki isimlerin hala Shaktar da hocal n yapt Alex Teixeira, Bernard, Luiz Adriano oldu u iddia edilirken bu oyuncular n Lucescu yla birlikte tak mdan ayr lmas na kesin gözüyle bak ld belirtildi. Maliyetleri aç s ndan oldukça zor gözüken bu transferlerden en olas olan ise Luiz Adriano nun ise Lucescu faktörüyle golcü oyuncuyu ikna edebilece i belirtiliyor. Mourinho Bruma yı istiyor avro önermi lerdi dedi. K rdemir, Jose Mourinho da Bruma yla ilgilendi ini belirterek, Sakatlanmasayd Burma, Dünya Kupas na da gidecekti. leride çok büyük bir y ld z olacak. Mourinho, bunu biliyor ve onu Chelsea ye transfer etmek istiyor. Ama bu sakatl k dönemi belki bu operasyonu aksatt diye konu tu. CAS hakem heyeti Fenerbahçe-Ankaragücü (15 Mayıs 2011), Fenerbahçe-İstanbul BŞB (1 Mayıs 2011), Gençlerbirliği-Fenerbahçe (7 Mart 2011) ve Sivasspor-Fenerbahçe (22 Mayıs 2011) müsabakalarında ise şike teşebbüsü olduğu kararına vardı. UEFA nın yargılama yetkisi yok CAS ın 3 hakemi tarafından imzalanan bu gerekçeli kararda dikkat çekici bir başka konuda Fenerbahçe nin seçtiği CAS hakemi Ulrich Haas ın usul bakımından karşı oy kullanması oldu. CAS hakemi Haas, UEFA nın bu dosyada yargılama yetkisi olmadığı iddiasında bulunarak usul bakımından karara muhalefet etti. Ancak usul gereği kararların oy birliği veya oy çokluğu ile alındığı karşı oy gerekçesinin yazılmadığı ifade edildi. Washington işi bitirdi: 4-1 NBA de Play-off heyecanı dün gece devam etti. Washington Wizards, Chicago Bulls u luk skorla mağlup ederek seriyi 4-1 kazandı. Memphis Grizzlies ise, uzatmalara giden maçta Oklahoma City Thunder ı yenerek seride 3-2 öne geçti. Diğer maçta ise LA Clippers, GS Warriors ı yenerek seride 3-2 öne geçti. Yarı finallerde rövanş günü UEFA Avrupa Ligi nde rövanş maçları bu gece oynanacak. İlk maçta Portekiz ekibi Benfica ya 2-1 yenilen Juventus, rakibini Juventus Stadium da ağırlayacak. İlk maçı evinde 2-0 kazanan Sevilla ise, Mestalla da Valencia karşısında avantajını korumaya ve finale çıkan İspanyol ekibi olmaya çalışacak. İki maç da te başlayacak. Bisiklet turunda 19 yaralı var 50. Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu nun 132 kilometrelik Fethiye-Marmaris etabı start aldı. Yarışta Göcek rampasından Dalaman yönüne inişe geçtikleri sırada yağmurdan kayganlaşan zeminde bisikletçiler birbirine girdi. Kazada 19 sporcu yaralanırken, tedavileri için yarışa ara verildi.

19 Hazırlayan: Cenk ÇINAR Fenerbahçe Şampiyonluğu ve belirsizlikler Eskiden büyükler Türkiye nereye gidiyor, bu işler kıyamet alameti falan derlerdi, gülerdik. Hep karamsar, her şeyin altından kötü bir şey çıkacağı korkusu halkımızın içindedir. Yahu, artık konakladığınız mağaralardan dışarı çıkın. Duvar resimlerini falan bırakın, kağıda geçin, ateş icat edildi, Baba filminin ilk gösterisi de yapıldı. Size rağmen Atatürk uygarlığın ne olduğunu uygulamalı olarak gösterdi. Bu dünyadan Nazım Hikmet geçti. Hala öyle şeyler söyleniyor, öyle tartışmalar açılıyor ki, insan aklına mukayyet olmazsa kafamızda huni ile gezeceğiz neredeyse... Beşiktaş maçında Caner topu dışarı vurdu ya... Yok sarı kartmış, yok eğer çekişmeli olsaymış vurur muymuş, yok Fenerbahçe şampiyon oldu, gerçekten büyük bir başarı ve özellikle bu yılınki çok anlamlı. Belki de ilk kez hepimiz aynı fikirde olduk Sarı lacivertliler bu şampiyonluğu hak ettiler... Hepimiz biliyoruz ki bu şampiyonluğun bir numaralı kahramanı Başkan Aziz Yıldırım dır ve kutlamaların en kocamanını hak etmektedir. Ama sorunlar bitmedi, tam aksine bundan sonra işler bence daha da kördüğüm olacak. Biliyorsunuz, 3 temmuz sürecinde kulaktan kulağa haberler gönderilmişti. Aziz Yıldırım başkanlığı bıraksın, ne hapse girer, ne de Fenerbahçe ceza alır... Bugün de durum farklı değil. Beklenti içeri alınmasının zamanlaması. Türkiye kendini yenileyip, temizleyip Adalete Fener yakacak mı? Yoksa böyle gelmiş, böyle gider, güçlü zayıfı ezer mantığı sürdürülecek mi? Her hal ve şekilde vah futbolum, vah Türkiyem. Şimdi soruları art arda yazayım, siz bir sentez çıkarın. UEFA nın verdiği iki yıl ceza tamamlandı mı, devam mı ediyor? Türkiye Federasyonu nun sarı lacivertlileri şampiyonlar ligine göndermediği ilk yıl UEFA tarafından ceza kapsamına alınacak mı? Aynı şekilde iç işlerimize karışmadığını söyleyen UEFA, Orman-Caner, fazla gelir bu durumu Federasyonumuzdan beklediği iç yaptırımın yerine gelmişi olarak kabul edecek mi? Fenerbahçe bu bakış altında iki yıl cezasını tamamlamış olacak mı, yoksa o ayrı, bu ayrı mantığıyla iki yıl verilen UEFA cezasını, 3 yıl olarak mı çekecek? Sarı lacivertli yöneticilerin beklediklerini söyledikleri, gerekçeli CAS kararından sonra Fenerbahçe önümüzdeki Şampiyonlar Ligi ne doğrudan ülke şampiyonu olarak katılabilecek mi? şöyleymiş, yok böyleymiş. Hu lar, biz onlardan aldık. Özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarında bu nezaket kuralı dünya futbolunun kafasına çakıldı. Orda bu durumda hiç sarı kart gördünüz mü? İsyan, itiraz, hakaret, kışkırtma şeklinde vursa neyse. Ama illa kuyruğundan işe girişecekler ya... Buna bağlı olarak Fenerbahçe nin cezasının ertelenmesi ve kupasının Rizespor maçında verilmesi için resmi başvuru yapan Başkan Fikret Orman neredeyse hain ilan edildi. İşin aslında durumu köpürtenler ve siyah beyazlıları kışkırtanlar iki camianın dışındaki bazıları. Gücünüze gitti değil mi, sayın Başkaları!... Yok etmek istediğiniz Aziz Yıldırım Başkanlığı nda Fenerbahçe tüm cendereler altından sıyrılıp şampiyon oldu. Bir nezaket kuralını bile uygulayamadınız. Cezayı ertelemek gibi, kupayı göndermek gibi. Sayın Başkan Fikret Orman, dönmeyin geri. Ben babanızla, Süleyman Seba gibi mükemmel bir başkanla 25 yıldan fazlasını siyah beyazlılarla birlikte yaşadım. Siz ve Caner o tiplere fazlasınız. Foyaları ortaya çıkıyor diye sindirmeye çalışıyorlar. Beşiktaşlı duruşunu gösterdiniz, yürüyün, yalnız değilsiniz. DEPREM! Geçmişe takılı kalmamalıyız Beşiktaş ın başarılı file bekçisi Tolga Zengin, Sivasspor mağlubiyeti, Gökhan Töre nin gece dışarı çıkması ve yaralanması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tolga, Hazırlıklar iyi gidiyor. Hepimiz o üç maçı almaya bakacağız. Sonrasında rakibimizin puan kaybetmesini bekleyeceğiz şeklinde konuştu. Tecrübeli kaleci son dönemde yaşadıkları puan kayıpları ile ilgili olarak da, Bunun bir sorumlusu varsa bu futbolculardır. Geçmişe çok bakmamak lazım sözlerini kullandı. Şampiyonlar Ligi ile ilgili ise, Bu aşamayı bir geçelim, Şampiyonlar Ligi ndeki performansı düşünürüz dedi. Gökhan Töre ile ilgili ise, Menajeriyim diyor, onun kim olduğunu bile bilmiyoruz şeklinde konuştu. Zorunlu af iyi gelecek! Finansal Fair-Play cezalarının son durumunun yanı sıra şike cezalarıyla da ilgili çok sıcak gelişmeler yaşanıyor. Son durum Türkiye ye derin bir nefes aldırabilir. Fransa dan gelen baskı ve sponsor lobisi dolayısıyla Arap yatırımını kaybetme riski olan UE- FA nın M.City ve PSG için çıkış yolu aradığı ifade ediliyor yılındaki seçim ve sponsorları kaybetme korkusu yaşayan UEFA Başkanı Michel Platini, genel af yolunu seçebilir. Platini nin bu duruşu G.Saray, Bursaspor ve Trabzonspor u da yakından ilgilendiriyor. Transfer yasağı ve Avrupa dan men cezası riski altında bulunan üç kulüp, Platini sayesinde bu kabusu yaşamayabilir. Bu yıl UE- FA nın kendini kurtarma adına af sezonu olarak adlandırılıyor. SPORDA HALK PAZARI Onur BELGE onurbelge@aydinlikgazete.com Ödül Canavarı Celal Bu yazının başlığını Canavar Celal koyacaktım da yanlış anlaşılacaktı. Bahsettiğim kimse spor yazarı arkadaşım Celal Demirbilek tir. Birlikte Hürriyet te 15 yıl çalıştık. O bu süreyi, 40 yılın üzerine taşıdı. Güleç yüzlüdür, öyle kabadayılığı falan hiç yoktur. Kavga, dövüş bilmez, elinde fotoğraf makinesi, olayların içinde dolaşır durur. Gittiği yerden de en iyi haberi getirir. Geçen hafta Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başarı ödülleri töreninde onu yine kürsüde görünce, 1 Mayıs emekçi bayramında, emekçiler adına bu yazıyı yazmaya karar verdim. Verdim de, haberi de orada aldım. Celal adına sevincim kursağımda kaldı. Hürriyet Gazetesi için yazdığı haberle ödül alan sevgili Demirbilek, ödül töreninde artık Hürriyet mensubu değil-miş. Yaaa, ömür boyu 200 e yakın ödül al. Yani çalıştığın her yıl başına 5 ile 10 arası ödül. Çocuklarımıza ne bırakacağız ki, parayı kürekle götürenlerin yanında 24 saatini koşturarak muhabir olarak yaşayan Celal Demirbilek in maaşını biliyor musunuz? Turkish lira. Oysa paralı asker olarak bir yıl içinde milyon dolarları sayıp yalı sahibi olmak vardı. Anlamaz ki Celal, alnının teriyle çalışıp, ayın sonunu nasıl getireceğini düşünen ve gurur duyduğum meslektaşlarımızın çoğu gibi. İşin sonunda ise ödül aldığın yıl, buruşturulup kapı önüne konulmak ve hakkı olan tazminatı yasal yollardan almaya çalışmak da cabası. Ne yapalım, galiba tüm çalışanların kaderi bu. İşin garibi onun hakkında bu kararı verenlerin, yakında aynı kader ile karşılaşacak olmalarını bilmeleri. Buna kader denmez, işin kuralı böyle. Unutma bir gün sıra sana da gelecek. Beşiktaş, iyi giden sezonun sonlarına doğru çöküşe geçti. Önce Fenerbahçe derbisinden sonraki olaylarla sarsılan Siyah-Beyazlılar, Sivasspor a 3-0 yenilerek adeta dibe vurdu CENGİZ UYGUR Trabzonspor Teknik Sorumlusu Hami Mandıralı, bu hafta pazar günü deplasmanda oynayacakları Bursaspor maçının zor geçeceğini, ancak kazanmak zorunda olduklarını söyledi. Hem Bursaspor un hem de kendilerinin bulundukları konum itibariyle 3 puana ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Hami Mandıralı, Celal Demirbilek Sezon Be ikta aç s ndan son derece iyi ba lam, bir dönemlik tökezlemenin ard ndan gelen toparlanma süreci ile iyi de devam etmi ti. Otoriteler, Be ikta n her eyden önce mücadele eden karakterli bir tak m oldu unu söylüyor ve bu oyuncu grubunun ilerleyen dönemlerde karakteriyle lige damga vuraca n ifade ediyordu. Ancak, son ya anan olaylar ve bunun tak ma yans mas, Siyah-Beyazl lar n bu iyi say labilecek sezonunu lekeleyebilir. Gökhan Töre nin vurulma olay, Be ikta n bu karakterli imaj n biraz da olsa zedeledi. Sivasspor maç nda ortaya konan kötü futbol ve mücadele azminin dü üklü ü, Be ikta a neler oluyor? sorular n sordurdu. Be ikta yönetimi, tak mda yükselen bu disiplinsizli i görmezden gelecekmi gibi görünmüyor. Be ikta camias, elinden gelenin en iyisini ortaya koymayan futbolcuyu kabullenemez. Yönetim de bu çerçevede hareket ederek, Sportif Direktör Önder Özen e ve Teknik Direktör Slaven Bilic e kadroda profesyonelce ya amayan futbolcular istemedi ini aç kça bildirdi ve bu konuyla ilgili isim verdi. Buna göre, Manuel Fernandes, Gökhan Töre, Mustafa Pektemek ve Dany Nounkeu nun gelecek sezon Be ikta ta yer almas beklenmiyor. Taraftar n sevgilisi konumundaki Olcay ahan n da ciddi bir ekilde uyar laca belirtildi. Sonuç olarak, Be ikta n iyi bir yolda olmad ve ikincili i kaybetme tehlikesiyle kar kar ya kald konu uluyor. Bakal m zaman ne gösterecek? Mandıralı: Güvenim tam şunları söyledi: Zor bir maç olacak ama kazanmalıyız. Bunun için tüm oyuncularıma güvenim tam. Son haftalarda gerçekten istediklerimizi yapmaya başladık. Bu güzel oyunumuzu sürdürmek istiyoruz. Avrupa kupalarına katılma adına bu maç gerçekten çok önemli. Ligde altımızda olan takımların yarışa tutunması bize daha da güç veriyor. Sabaha kadar kutladılar! UEFA Şampiyonlar Ligi nde Real Madrid in Almanya nın Bayern Münih takımını 4-0 mağlup ederek finale yükselmesi İspanya da coşkuyla kutlandı. Karşılaşma sonrası sokaklara inen İspanyollar, Real Madrid in başarısını ülke genelinde sabaha kadar kutladı. Başkent Madrid deki kutlamaların merkezi ünlü Cibeles meydanı olurken, binlerce Madridli taraftar meydanda toplanarak tezahüratlar yaptı. Geceyi Münih te geçirmek yerine İspanya ya dönme kararı alan Real Madrid kafilesini, yerel saat ile te çok sayıda taraftar havalimanında karşıladı. Beckenbauer: Şaşırmadım Geçen sezon üç kupa birden kazanan Bayern Münih, Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Real Madrid e ilk maçta 1-0 yenilmesinin ardından ikinci maçı da 4-0 kaybederek Devler Ligi ne veda ederken, kulübün Onursal Başkanı Franz Beckenbauer, takımın son dönemlerde doğru hamleler yapmadığını söylerken, Madrid yenilgisine şaşırmadığını söyledi. Beckenbauer yaptığı açıklamada, Bayern doğru yolda değildi. Bu, haftalardır bilinen bir şeydi. Çok büyük bir hayal kırıklığı oldu. Ağustos ayında sezonun başlangıcından bir kaç hafta sonraya kadar çok yüksek seviyede ve maksimum konsantre ile oynadılar. Sonrasında ise zayıflık dönemine girildi. Giderek büyüyen bir konsantrasyon sorunu baş gösterdi şeklinde konuştu. Es-Es in kupa heyecanı Bu sezon Türkiye Kupası Finali ne çıkarak başarılı bir sezon geçiren Eskişehirspor, Eskişehir in kupa heyecanı yaşamasına olanak sağladı. Uzun süredir kupaya bu kadar yakın olmayan Eskişehirspor taraftarları, satışa çıkarılan biletlere adeta hücum etti ve Konya daki finalde büyük bir kitleyle kendini göstereceğini herkese gösterdi yılından bu yana final heyecanı yaşayamayan Eskişehirliler, şu sıralarda adeta bu final için yaşıyor. Takım, şehrin desteğini arkasına aldı ve şehir, 7 Mayıs taki finalde Galatasaray ın karşısında takımına güveniyor. Bursa sezonu erken açtı Bursaspor, Sivasspor dan Aydın Karabulut un transferi için futbolcunun menajeriyle prensip anlaşmasına vardı. Ligde bu sezon istediği sonuçları alamayarak taraftarlarını üzen Bursaspor da, yönetim kurulu, yeni sezonda güçlü bir kadro oluşturmak için transfer çalışmalarına erken başladı. Olağanüstü genel kurul kararı alan Erkan Körüstan başkanlığındaki yönetim kurulu, sezon sonunda Sivasspor ile sözleşmesi sona erecek Aydın Karabulut un menajeri Erdem Karagöl ü transfer görüşmesi yapmak üzere Bursa ya davet etti. Bursasporlu yöneticilerin birkaç gün içinde bu transfer için oyuncunun menajeriyle ön sözleşme imzalayacağı bildirildi. Sergen Yalçın geri dönüyor Gaziantepspor Başkanı İbrahim Kızıl, eski hocaları Sergen Yalçın ile tekrar anlaştıklarını açıkladı. Kulüp Başkanı İbrahim Kızıl, yaptığı açıklamada, teknik direktör Sergen Yalçın ile yeniden anlaştıklarını söyledi. Yalçın la her konuda anlaşma sağladıklarını ifade eden Kızıl, Sergen Yalçın la oturup konuştuk, Gaziantepspor da yeniden çalışmayı kabul etti dedi. Teknik direktörlük görevini yürüttüğü dönemde Gaziantepspor u alt sıralardan kurtaran Yalçın, yaklaşık bir ay önce görevinden ayrılmıştı.

20