BARBAROS UN OĞLU HASAN AĞA İLE İMPARATOR ŞARLKEN KARŞI KARŞIYA

Ebat: px

Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "BARBAROS UN OĞLU HASAN AĞA İLE İMPARATOR ŞARLKEN KARŞI KARŞIYA"

Eser Öztürk
7 yıl önce
İzleme sayısı:

1 BARBAROS UN OĞLU HASAN AĞA İLE İMPARATOR ŞARLKEN KARŞI KARŞIYA Denizin üzeri gemi direklerinden bir ormana benzemişti. 517 parça gemiden oluşan muazzam bir armada; şenlikler gösterilerle Akdeniz de seyrediyordu. Gemilerin güvertelerinde yalnız savaşçılar değil, yarı bellerinden yukarı kısmı pek teklifsiz bir samimiyetle sıkı sıkı sarmış daracık bulüzları, incecik bellerinden bir fıskiye ahenginde taşan eteklikleriyle zarif ve güzel prensesler, bu dilberlere ölçülü hareketleriyle kur yapan prens ve soylular da bir hayli miktar tutuyorlardı. XVI. Asrın dünya sahnesi baş aktörlerinden birisi olan Alman İmparatoru ve İspanya Kralı Şarlken; muhteşem galerisinin süslü salonunda bir kibar ve gurur mumyası gibi kurulmuş etrafı çevrelemiş olan dilber prensesler, çalımlı soylularla arkadaşlık ediyordu. Süs ve zarafette birbirlerinden üstün olan prensesler kurum ve edada birbirleriyle yarış eden soylularla bu filo nereye gidiyordu? Acaba bir zafer dönüşü müydü bu... Yoksa bir deniz yarışına mı gidiyordu? Hayır... Kanuni Sultan Süleyman ın Macaristan da ve Barbaros un da bu sefere yardımcı olarak Adriyatik Denizi nde bulunmasından faydalanarak bütün Hıristiyan dünyada; Berberistandaki bütün Türkleri yok etmek Cezayir i teslim alacağını ilan eden Şarlken in Cezayir seferiydi bu Ekim 1541 günü muazzam armada Cezayir önünde şımarık bir geçit resmi yaptıktan sonra, gırtlaklarına kadar zırhlara bürünmüş İspanyol, Alman, İtalyan ve Malta şövalyelerinden oluşan 50 bin askerini kıyıya döktü. Şarlken, Cezayir kalesini kuşatmak üzere etrafındaki tepede yerleştikten sonra, Cezayir de Barbaros un vekili ve manevi oğlu Hasan Ağa ya bir mektup göndererek teslim olmasını teklif etti. 1

2 Şarlken bu mektubunda diyordu ki: Bütün Hıristiyan milletlerinin emrim altında olduğunu biliyorsun. Benim gibi kudretli bir imparatora boş yere karşı koymaya cesaret gösterme. Hemen kalenin taşını da toprağını da denize döker, hepinizi kılıçtan geçiririm. Efendin Barbaros ve Padişahından boş yere yardım bekleme. Hasan Ağa nın savunma kuvveti yeniçeri ile e yakın Araptan oluşuyordu. Karşısında 50 bin mevcutlu ve mükemmel donanımlı bir ordu, limanda da şehri dövecek muazzam bir donanma bulunmasına rağmen Hasan Ağa, Şarlkene şu güzel cevabı gönderdi: Sen Elcezayiri alacağını ümit ederek gururlanıyorsun ama ben de sana diyorum ki; değil Elcezayiri, Berberistanın en ufak bir kalesini bile almak senin iktidarın dışındadır. Aynı maksatla şimdiye kadar gelen donanmalar burada ne aldılarsa, sana da daha fazlasını verecek değiliz. Ben buna rağmen senin; yapabileceğini yapmaya ve asla esirgememeye davet ediyorum. Çünkü ben de senin hakkında aynen hareket edeceğimi bildiriyorum. Hasan Ağa, belli ki ustasından iyi ders almıştı, Barbaros un oğlundan da elbet böylesi beklenirdi. Geceleyin Şarlken kurduğu savaş mevziinde ertesi günü yapılacak harekâtı planladığı sırada, Hasan Ağa kaleden bir çıkış yaparak düşmanın üzerine bir baskın verdi. Bunu hiç beklemeyen düşman şaşkına döndü. Enli türk palaları birçoğunun enselerine işlerken, bir kısım düşman askerleri de silahlarını birbirlerine boşaltıyorlardı. Şarlken in ordusunda içten ve dıştan bu iki taraflı temizlik sabaha kadar sürdü. Ortalık aydınlanınca, Hasan Ağa yavaş yavaş kuvvetlerini geri çekmeğe başladı. Türklerin geri çekilmekte olduğunu gören düşman askerleri cesaretlerini takınarak takibe koyuldular. Bu Hasan Ağa nın bir oyunu idi. Düşmanı kalenin top menziline kadar çektikten sonra, Türkler kaleden içeriye daldılar ve kaleden başlayan ok, gülle yağmuru kaleye kadar sokulmuş olan düşman askerlerine hak ettikleri dersi vermekte gecikmedi. Ayağına tetik olanlar ancak kaçıp kurtulabildi. Bu ilk çatışma düşmana dört bin ölüye mal oldu. Cezayir Kıyıları 2

3 Ertesi gün yağmur ve dolu ile karışık müthiş bir fırtına koptu. Çadırdan mahrum olan Şarlken in askerleri pek perişan bir duruma düştüler. Hasan Ağa fırsatı kaçırmadı. Kaleden bir çıkış yaparak bu şaşkınlar sürüsünün üzerine atıldı. Düşmanın cephaneleri ıslanmış olduğundan tüfeklerini de kullanamıyorlardı. Aslında saatlerdir nefer aldırmamacasına esen fırtına yağan dolu altında dayanacak güçleri tükenmiş olan düşman askerleri, Türk palalarına karşı koyacak kudreti kendilerinde göremediklerinden, ağır zırh elbiseleri içinde, çamur deryasında adeta sürünerek kaçışmaya başladılar. Cezayir kuvvetleri bir taraftan ok yağdırarak, bir taraftan palalarını savurarak bu kaçak orduya tırpanı atıyorlardı. Şarlken bir şeyler yapmak zorunluluğu duyarak atını sürdü, ordunun önüne geçerek askerin maneviyatını düzeltecek birkaç söz söyledi ve bozgunu önleyerek, kendisi başta olmak üzere orduyu hücuma kaldırdı. Hasan Ağa aynı oyunu tekrarladı. Adım adım gerileyerek Şarlken i kalenin yakınına kadar çekti. Kaleden savrulan oklar, gülleler, Şarlken in aklını başına getirdi, getirdi ama ordusu da hesapsız kayıplar verdi. Beşiktaş taki Barbaros Anıtı Denizlerdeki manzara karadakinden de beterdi. Fırtına Şarlken in donanmasını da perişan etmişti. Demirleri kopan gemiler ya karaya vuruyor, ya birbirleri üstüne düşerek çarpışa çarpışa kaynayıp gidiyorlardı. Bu gemilerin forsalarını Türk esirleri oluşturduğundan bunlar da özgürlüklerine kavuşmak için gemilerin karaya düşmelerine yardım ediyorlardı. Böylece limandaki düşman donanması 160 gemi kaybetti. Karaya vuran gemilerden 1400 Türk esiri özgürlüklerine kavuştular. Düşman için felaket bu kadarla kalmıyordu. Kıyıya çıkan ordu, ancak 3 günlük erzak almıştı. 160 geminin batışı ile gemilerdeki erzakın önemli bir kısmı da elden gitmiş olduğu gibi fırtına yüzünden gemilerle irtibat da mümkün değildi. Şimdi düşman ordusunda açlık başlamıştı. Şarlken kendi atı da dahil olmak üzere mevcut atların 3

4 kesilmesini emretti ise de, bunlar da bittikten sonra ordu birbirlerini mi yiyecekti? Derya Kaptanı Andrea Dorya, iyi bir yüzücü ile Şarlken e haber yollayarak; Cezayir limanını, geri kalan gemilerle metfen yapmamak üzere hemen Madifu burnuna hareket edeceğini bildirip, ordunun da karadan bu mevkiye gelmesini ve buradan orduyu donanmaya çekerek dönülmesini önerdi. Şarlken için de, bu öneriye uymaktan başka bir şey kalmamıştı. Ordu; soğuk açlık ve korkudan feryat ve figan içindeydi. Ordu ve donanmanın uğradığı felaket karşısında Şarlken hayatında ilk defa olarak ağladı. 28 Ekim günü ordusuna geri çekilme emrini verdi. Ordu, kurtuluş müjdesi almış gibi hemen geri çekilmeye başladı. Şarlken beyaz mantosuna bürünmüş olduğu halde, bu kaçışa önderlik etmek üzere ordunun başına geçerek gözyaşlarını zapt edemedi. Bir mucize göstererek kendisine zaferi nasip etmesini ve Avrupa ya rezil olmaktan kendisini kurtarmasını Allah tan dilemeye başladı. Cezayir kuvvetleri; sahili izleyerek çekilen bu orduyu rahat bırakmadılar, peşlerine düşerek geriden didiklemeye başladılar. Düşman ordusu bu şekilde bir sürü telefat verirken yol üzerindeki yağmurdan taşmış dereleri geçerken de boğulmak suretiyle bir hayli kayıp veriyordu. Şarlken in askerleri geceleri çamurlar içinde yatmak, gündüzleri bataklıklar arasında yol almaktan o kadar bezmişlerdi ki, birçokları silahlarını atarak Türk palalarına boyunlarını uzatmayı canlarına minnet biliyorlardı. Hasan Ağa, bu ordu enkazını Haraç Nehrine kadar takip edip vurduktan sonra Cezayir e çekildi. Barbaros Hayrettin Paşa nın Beşiktaş taki Türbesinin Bahçesinden Görünüm Şarlken in ordusu 1 Kasımda Madifu Burnu na geldi.50 bin mevcutlu ordudan geriye kalmış olan döküntü donanmaya bindirildi. Nihayet Şarlken de perişan olmuş prenseslerden ve soylulardan oluşan beraberindekilerle galerisine geçti, güverteye ayak basınca; başındaki tacı, güverteye layık olmadığını düşünerek kaldırıp denize 4

5 attı fırtınanın devam etmesine rağmen, kalıp da Türk palası altında can vermektense denizde boğulmayı tercih ederek filo denize açıldı. İşte Berberistandaki mevcut Türkleri kılıçtan geçirip Cezayir i fethedeceğini bütün Hıristiyan dünyasına ilan ederek, bir zafer alayı cümbüşü içinde Cezayir e gelen Şarlken; mağlup ve perişan ordusu ile Cezayir den böyle döndü. Fakat Şarlken dünya sahnesindeki rolünü burada bitirmiş olmuyordu. Bu hezimet nihayet onun, taç ve tahtını bırakıp manastıra kapanmasına neden olacaktı. İşte son perde bu şekilde kapanacak ve XVI. Asrın baş aktörlerinden biri sahneden böylece çekilecekti. Şarlken in ordusu, ölü ve esir 32 bin kayıp vermişti. Alman esirleri koyacak zindan olmadığı gibi üstelik bunların Cezayir e kıtlık getirmeleri de söz konusu idi. Bu yüzden Cezayir esir pazarında fiyatlarının birden düştüğü ve esirlerin birer soğan bedeli karşılığı satıldığı görüldü. Hasan Ağa, zapt edilen gemilerden otuz kaliteyi donatarak, içerlerine aldığı esirlerden ünü ve birçok ganimetleri koyarak Deli Mehmet Reis kumandasında İstanbul a Kanuni Sultan Süleyman a yolladı. Deli Mehmet Reis top atarak Sarayburnu nu döndükten sonra esirleri ve ganimetleri karaya çıkardı, savaş ganimetlerini esirlere yükledi. Cezayir leventleriyle de kafileyi kordona alarak, bu zafer alayı ile saraya geldi ve esirleri, ganimetleri, Hasan Ağa nın gönderdiği mektubu Kanuni ye sundu. Padişah Hasan Ağa nın zaferini öğrenince memnun oldu. Gazilere birer hil at ve yüzer altın verdi. Hasan Ağa ya da Cezayir Beylerbeyiliğini vererek bir murassa kılıç, bir samur kürk, bir kıymetli saat, bir sancak, bir filandra ile tersane yapısı 10 kadırga bağışladı. Hasan Ağa, Hasan Paşa oldu. 1 1 Tevfik İnci tarafından hazırlanan Deniz Tarihimizin Şeref Sayfaları adlı kitaptan alınmıştır. 5

Benzer belgeler

Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa

On5yirmi5.com Kaptan-ı Derya Barbaros Hayreddin Paşa Barbaros Hayreddin Paşa Osmanlı Devleti tarihinin ünlü denizcilerinden, kaptan-ı derya olarak Osmanlı Devleti'nin ilk kaptan paşasıdır. Yayın Tarihi