Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 22 Haziran 2013 Sohbeti,

Transkript

1 EY ERDOĞAN BEY Şeyh Muhammed Nazım El-Hakkani En-Nakşibendi Hazretlerinin 22 Haziran 2013 Sohbeti, Merhaba hazır olan ahbablar Rabbimize el açalım. Diyelim ey Rabbimiz biz Senin kullarınız. Sana kulluk için yaşayalım. Ve o yolda yürüyelim ya Rabbana. Ey yaran Şahı Merdan. Ne için yaşattı? Ne için yaşadık? Ne için yaşıyoruz? Ne için yaşamamız lazımdır? Meded ya Şahı Merdan. MashaAllah ey Allah'ın arslanı, ey Şahı Merdan. Ey Rabbisinin sevdiği Habibi'nin yolunda olan Allah'ın arslanı buyurunuz. Biz zayıf kullar olarak bu mecliste oturuyoruz. Dilenciyiz. Ya! Dilenciysen ne dilenirsin? Dileğin nedir? Ya! Merhaba ey yaran Şahı Merdan. Ne istersin? Ey insanoğlu ne istersin? Her gün gökyüzünden hitap gelir. Ey Şahı Merdan sor Benim kullarıma ne isterler. Madad ya Didar Şahı Merdan. Sor insanlara, kullarıma sor ne isterler. Düşünmekle değil bu. Bu insanoğlu için en şerefli olan bir sualdir. Cevabını ister Şahı Merdan. Ey insanoğlu ne istersin? Onu isterim ki Rabbim bizi yarattı. Bizi Yaratanın razılığını isteriz. Hepimizi kim yarattı? Ey insan faqqir. Düşün ey insan ne istersin. Seni Yaratan senden ne ister? Buyur ey Şahı Merdan. Kelamınız haktır. Biz ki Senin kullarınız ey Rabbimiz. İstediğimiz Senin razılığındır. Başka bir şey arama. Başka bir şey arama. Cife arama, leş peşinde koşma. Ne istersin? Her gün gökyüzünden sorulur. Ey Beni Adem, ey Adem kulları ne istersiniz? Allahu akbar! Sana sorulursa ne cevap vereceksin öğren. Buyur ey Şahı Merdan. Ne istersin ey Allah'ın kulu? Allahu akbar. Razılığını isteriz ya Rabbana, diyebiliyor musun? Bizi Sen yarattın, Senin hoşnutluğunu isteriz. Başka bir şey istemeyiz. Bizi Sen yarattın. İsteğimiz odur ki, Sen bizden razı olasın. İnsanın bir şerefi vardır. Buyur ey Şahı Merdan. O şerefi aramasa, bulmasa beş para kıymeti yoktur. Öğrenelim, buyur ey Şahı Merdan. "Ne istersin?" hitabı var her gün gökyüzünden. Melaikeye hitap gelir. Bu kullarım ne isterler? Yaratan Benim. Ne ister bu Benim kullarım? İstediğimiz Senin razılığındır ya Rabbena. Benim razılığımı isterseniz biliniz ki Ben sizi yarattım. Her istediğinizi de verdim. Lakin sizin talebiniz, istediğiniz sizin kıymetsiz bir şey. Ey insan! Buyur ey Şahı Merdan. İlminize alem hayran. Sor ne ister Ademoğlu. Ben yarattım kendilerini. Soruyorlar mı, ey bizi Yaratan bizden ne istersin? Fare arayan kedi gibi olma. Kedi farenin peşinde koşturur. Kedinin istediği faredir. Ya! Kedi başka ne aklı var ne fikri var onun? Bütün derdi imanı eline bir fare geçseydi, bugün bir büyük ziyafet olacaktı bana. Yazıklar olsun o kimseye ki fareyi hayatının hedefi kılmış. İstediğim fare, sıçan. Nerede dolaşan? O kanalizasyonlarda koşturan farelerin peşinde. Bu insana yakışan bir şey değil. Ey Rabbimiz bizi affeyle. Buyur ey Şahı Merdan, ey Allah'ın arslanı. Page 1

2 Bildir insana ki sen kanalizasyonların içinde fare arayan kedi gibi olmayasın. Ne kıymeti var ya onun? Bugünkü insanların maksadı bu. Fare arayayım, etli butlu bir fare elime geçsin diye. E bu insanlık değil ki. Buyur ey Şahı Merdan. Addibuna ey Habibu r-rahman. Bize edep öğretin ey Rabbimizin arslanı, Şahı Merdanımız. Evet. Koca bir sultanın bir oğlu varmış. O çocuğu öğretmek için muallim tayin etmiş ona. O çocuk da haşarı bir çocuk, haşarı. Yere göğe sığmaz cinsinden. Hele padişahın, sultanın oğlu olunca hiç dinlemiyor söz. Hangi hoca gelse, hepsini bıktırır, usandırır, hocalıktan vazgeçirtir. Nihayet bir hoş sohbet alim bir kişi bulmuşlar. Fenari Hazretleri derler ona. Bilir misin? Gel bu çocuğu terbiye et. Öyle mi? Bu hiçbir hocayla edemiyor. Hangi hoca gelse o hocayı hocalığından bıktırıyor, usandırıyor. Ele avuca sığmaz bir haşarı şehzadedir bu. Kaç hocaları berbat etti. Hocalar vazgeçti hocalıklarından. Nihayet iş o alime yetişmiş. O alim demiş, peki. Madem ki fermanı Sultan vardır, gideyim ne yapayım. Başımıza geleni çekeceğiz. Gitmiş, o şehzadeyi ki söz dinlemez haşarılığı çok, onu bir okutalım bakalım ne cinstir cinsi. Ama cübbesinin altına sopayı koymuş. Sopa! Sopayı saklamış. Neydi o sopanın adı? Sağlam değnek. Cübbesinin altına saklamış, girmiş. O şehzade gene hoca efendiyi ne dinliyor ne dinletiyor. O içeri girdi. Gene o mızıkçılık yapmaya, oyun oynamaya, dersten kaçmaya gayret etmiş. İçeri girdiğinde gene o mızıkçılığa başladı mı cübbesinin altından sopa gizlemiş onu. Gene o mızıkçılığı yaparken sopayı çektiği gibi aşırmaya başlamış. Ah vah. Ahı vahı yok! Ders yapacaksın, Sultan olacaksın. Sultan olacaksın! Haşarılık yok! Sultan olacaksın, diyerekten çekmiş kızılcık sopası. Ki vurdu mu acıtır. Bir kaç tane vurduğunda sinmiş o çocuk. Onun için demiş eskiler, dayak cennetten çıktı. Cennetten çıkmasa, niye cennetten çıktı bu sopa. Bu sopa olmasa bu haşarı insanoğlu adam olmaz. Bu dayak onlara insanlığı öğretecektir. Onu kaldırdın, beş paralık kıymetin yoktur. Şehzade dinlemedi. Kızılcık sopasını yiyince ezildi, küçüldü, korktu, edeplendi. E bu zamanın insanı edepsiz. Ne için? Sopa yok, sopa yok. Bir gün baştakileri sopaya yatıracak bunlar. Her hükümet böyle, sokaklar haşarı hayvan doldu. Neden? Edep yok. Edepsiz bir nesil. Demokrasi diyor. İçine etti demokrasinin o zaman. İşte sokaklar da doldu, geziyorlar. Ne hükümet dinlerler ne polis dinlerler ne büyük bilirler ne küçük. Anlamadı, ben söyleyeyim bir ceza bu hükümetlere. Bu sokakta haşarılık yapanları tut, dövme. Gözlerini bağla, Karacaahmet mezarlığına hapseyle. Gözünü açtığında deli olacak. Değnekle meram anlamadı, bre Karacaahmet mezarlığı yok mu, götür kerataları oraya. Gözlerini bağla, orada gözlerini açsınlar. Bak bakalım bir kere daha sokağa çıkar mı onlar. Page 2

3 Erdoğan Bey güzel konuşmamış. E konuşma yahu. Ne konuşacaksın? Tut, topla. Nereye? Uğurunuz? Karacaahmet'e, Karacaahmet mezarlığına. Gündüz bile giremez oraya adam. Götür, gözlerini bağla, Karacaahmet mezarlığında bırak kendilerini. Bakalım bir kere daha edepsizlik yapar mı yapmaz mı. Kadınları nereye götüreceksin? Kadınları Karacaahmet mezarlığında mevtaları getirirler yıkamak için, gözünü bağla, oraya götür orada bırak onu sabaha kadar. Bakalım bir kere daha sokağa çıkar mı? Yok oğlum bunlar dövecek, dövme istemez her şey. Her şeyde dövme yaramaz. Bu tertip de vardır. Kadınları, kadın mevtaları getirdikleri gasilhane var, oraya götür, gözlerini bağla. Bırak, gözlerini açsınlar baksınlar ki, ölülerle beraberiz. Bir defa daha çıkar mı onlar sokağa? Lakin hükümetler bilmiyor. Meydan dayağı, tut, meydan sopası çek kendilerine. Bakalım bir kere daha kalkarlar mı? Dövme. Bırak bağla kendilerini Karacaahmet mezarlığına. Yahut daha kibar mezarlık Zincirlikuyu da var. Ki oraya giren sabaha kadar zincirle de bağlanmaz. Hükümetler hükümet değil, bilmiyor terbiye etmeyi. Kadınları sabaha kadar, sokağa çıktılar, kabristanın gasilhanesine hapseyle. Anlamadı. Yanak yanağa ölüyle bağla onu. Bakalım bir kere daha çıkar mı? Karşı gelir mi? Çok, çok işler var bilmez bu hükümetler. Ne diyecek, aman Erdoğan Bey yoldan çıktı. E sizinkiler yolda mıydı? Erdoğan Bey yoldan çıktıysa, siz yolda mısınız? Ona göre işte alın, cezanızı bulun. Erdoğan Beyi beğenmediniz, götür Karacaahmet'teki gasilhaneye götür. Sabaha kadar yatır, ölülerle yatır kendilerini. Ertesi gün sokakta adam var mı? Onlar başladı mı sokağa çıksın, bağırmaya, çağırmaya borazan öttür. Korkunç bir ses çıksın borazandan. Öyle bir korkunç ses çıkarsa bir kimse sokakta kalmaz. Ama bunlar hükümet değil. Gel bre şeriata. Şeriat bunları terbiye etsin. Sopa terbiye eder mi etmez mi bunları? Aman kuzum, aman canım dedik sonra tepelerine bindi. Yani hükümeti eşek yerine saydı. Nasıl hükümet be bu? Nasıl hükümetsiniz, bu ahaliye meram anlatamazsanız vazgeçin hükümetlikten. Buyur ey Şahı Merdan. Terbiyesizleri terbiye etmek için cennetten sopayla çıktı Adem Peygamber. Sopasız bunlar adam olmaz. Sopaya, falakaya yatır, vur tabanına, şişsin, yar, kan aksın. Bir kere daha sokağa çıkar mı? Ne yapalım? Peygamberler Peygamberi buyurdu. "Addabani Rabbi" Rabbim bana en güzel edebi öğretti. Bunlar dinlemiyor. Dinlemezse şeriat var. Sopayı çek, vur bakalım. Sopayı çekince şehzade olduğu yerde kalmış böyle. Akıllandı, padişah oldu sonra, adam oldu. Milleti kendi havasına bırakma. Demokrasi (...)rasi tepenize edecek bunlar. Yakışır o vakit size, akıllan. İnsan şereflidir. İnsanın şerefini gözetmeyene sopa vardır. Allahu Allah, Allahu Rabbi, Ma li siwahu Allahu Rabbi çek. Mekteplerde falakayı as. Tuttuğunu yatır bir millet meydan içinde akıllanırlar mı, akıllanmazlar mı? Işığı kapat dünya kapkaranlık olsun. E bunlar korkuyor başka hükümetler bunlar demokrasi, batsın demokrasiniz sizinle beraber, desin. Page 3

4 Çek sopayı, vur. Anlamadı, Karacaahmet mezarlığına. Olmadı, Zincirlikuyuya, olmadı Edirnekapı'nın mezarlığına. Mezarlık çok. Bağla kendilerini sabaha kadar. Bakalım akıllanırlar mı yoksa akıllanmazlar mı? Lakin hükümetler hükümet değil. Tepelerine edecek, karışmayacak. E alın böyle hükümeti. "Addabani Rabbi" Peygamberi Zişan'a alaihi s-salatu wa s-salam Rabbim bana edeb öğretti. O edebin üstüne edeb yoktur. Ben de edeble öğretirim. Milletleri edeble zaptu rapta alırım. Yedi yaşındaki çocuk sabi. Bu kafir insanları İslam'a getireceğim. Edepsizleri edeplendireceğim. Şeriat tanımayanları tepelerine asacağım, de bakalım. Bir kedi gibi bunları okşayacak, okşa başına etsin. İnsanın şerefi var. İnsanın şerefini bozana ver falakayı. Oyuncak yaptılar koca hükümeti. E sen de sen, senden de benim. Ben de benim, sen de sen diyor. Yani sen eşek ben de eşek. Olmaz. Eşek var, bir de eşeğin sahibi var. Eşek diyemez, sen de eşek, ben de eşek. Yok. Sen eşeksen eşekliğini bileceksin. İnsansan insanlığını bileceksin. Bu nasihatleri ey hükümetler kulağınıza koyun. Değilse sizi asacaklar, sizi sürecekler. Ey Rabbimiz Subhanımız, Sultanımız. Bize Sultan gönder, Sultansız bu rezilliğe düştü millet doksan senedir. Sultanları attılar, Sultanlara hürmet etmediler. Dünya başlarına yıkıldı şimdi. Demokrasi at (...)rasiyi. Ya adam olursun yahut Karacaahmet'e. Edeb öğren. Aradım kıldım talep ilim en geridedir, illa edeb illa edeb demiş büyükler. Edeb öndedir, ilim değil. Edeb öğret bunlara. Ortalığı şeyle doldurdu. Üniversite müniversiteyle. Ne çıkıyor? Eşkıya çıkıyor. Eşkıya oldu talebeler, hükümete hükmediyor. MashaAllah. Nasıl iş bu? Talebe hükümete hükmetsin, ne iştir bu iş? Demokrasi diye başınıza etsinler. Ey Rabbimiz bize Sultan gönder. Bu azgın milleti terbiye edecek Sultan gönder kızılcık sopasıyla. Bakalım bir kere daha yapar mı yapmaz mı? Bunlar hükümet değil. Ahali bunlara sen sen, ben ben diyor. Ya! Sen sen ben ben isem, in o makamdan ben oturacağım. Ey Rabbimiz bize edeb öğretecek heybetli Sultan gönder ya Rabbi. Allahu Allah, Allahu Rabbi, maa li siwahu illa Hu, de. Ya! Ya! Namazın yok, niyazın yok, camin yok. Kerhanen var, meyhanen var. her pislik yeri var. Ondan sonra ben hükümetim de. Olamaz. Tepenize ederler, sizi rezil ederler. Ey Gani Padişah, ey Sultanlar Sultanı. Yerlerin göklerin Sultanı Mevlamız. Bize terbiye öğretecek Sultan gönder ya Rabbi. Huuu! İnsanlar edepsiz oldu, istedikleri edeptir. Bunu öğretmesen başına gelecek var. Bir gün direğe de asarlar, seyrine bakarlar. Allah de, Allahu akbar de. Allahu akbar de, millet dağılmazsa cinniler vardır, musallat olur üzerlerine. Ey Rabbimiz bize Sahib, bize Sultan gönder ya Rabbi. Senin şeriatını muhafaza edecek, öğretecek Sultan gönder ya Rabbi. Page 4

5 Buyur ey Şahı Merdan, sözleriniz altından efdal. Buyurunuz ey yaran Şahı Merdan. Edeb öğretiniz, okuma değil. Okuma öğretme, edeb öğret. Erdoğan Bey, Erdoğan Bey'in merdiven beyi bu iş yürümez. Edeb öğret, okuma değil. Çoluk çocuk sana karşı gelir. Hoca, şehzadeyi miskin kedi gibi yaptı. Sonra sultan İstanbul'u fethetti. Peygamber buyurdu, ne güzel emir bu dedi. Ey Rabbimiz bize kuvvet gönder. Rezil edenler rezil olsunlar. İslam'a karşı gelenler rezil olsunlar, darmadağın olsunlar. Ey Rabbimiz bizi affeyle, Subhansın, Sultansın. Subhan Allah, Sultan Allah. Yerlerin göklerin mülkü Senindir Rabbimiz. "Faalhukmu lillahi al-aliyyi al-kabeeri" (40:12) Allahu Allahu Allahu Rabbi, Allahu Allahu Allahu Hasbi, de yürü. Ya Rabbi bize Sultan gönder. Edepsizleri edeplendirecek Sultan gönder. Hükümetleri rezil edecek nesiller kalmasın. Edeplensin millet. Geliyor diyor, yakındır, yakındır. En sonunda gelecek, onları terbiye edecektir. Sultan gelecektir. Tevfik Cenab-ı Hak'tan. Lütuf O'ndandır. Buyur ey Şahı Merdan. Anlat bu millete insanlığı, İslamlığı. Edebi öğret bunlara. Edepsiz oldu. "Ateeoo Allaha waateeoo alrrasoola waolee alamri minkum"(4:59) Allah'ın emri ey hükümetler alıştırdın mı? Ey insanlar ilk Allah'ın emrine itaat edin. Sonra Peygamber'in emrine itaat edin. Sonra ulu'l emir olan hükümetinize itaat edin. Değilse sopa geliyor. Başımıza hayır getirsin Cenab-ı Hak. Başımıza Sultan göndersin. Erdoğan Bey gündoğan bey günbatan bey bunlarla iş yürümez. Ak parti, kara parti, kızıl partiyle iş yürümez. Gökyüzünün emrine bak. Uydurma meclis yapma, sonra pişman olursun. Tövbe ya Rabbi, tövbe astagfirullah. Buyur ey Şahı Merdan. Ey Rabbisinin arslanı olan mübarek Sultan. İmdadımıza yetişin. Amin wa salamun 'ala l-mursaleen khususan 'ala Sayyidi l-mursaleen. Edeb öğrenelim, selamet bulalım. Fatiha. Oruç da var, terbiye için. Terbiyesizlere yemek verme, aç bırak. Hapset. Terbiye olur mu olmaz mı bak bakalım. Buyur ey Şahı Merdan. Kelamınıza ehli irfan hayrandır. Yetişsin imdadımıza Sultanımız. Bi hurmati l-habib, bi hurmati l-fatiha. Allahu Allah, Allahu Rabbi, Maa li siwahu illa Hu. Ey Ezher uleması, ey Hicaz uleması, ey Türk, Hind, Sin, Afgan uleması dikkat ediniz şeriata! Eğer dikkat etmezseniz sopa size gelecektir. Allah bizi affeylesin. Fatiha. Video Link: Page 5