ÎMAN TESTİ ALLAH A (CC) YAKLAŞTIRAN YA DA ALLAH TAN (CC ) UZAKLAŞTIRAN EN KIYMETLİ AMEL (İBÂDET) Prof. Dr. Mustafa TEMİZ. Giriş

Transkript

1 ALLAH TAN (CC ) UZAKLAŞTIRAN EN KIYMETLİ AMEL (İBÂDET) Görüldüğü gibi İslâm, insanlara Özgünlüğü (Orijinalliği) getirmiş ve Mü min ve Müslümanların Özgün (Orijinal) olmalarını sağlamıştır. Özgünlüğü (Orijinalliği) çok önemli sayan İslâm, Müslümanların bütün hâl, davranış ve ibâdetlerini buna göre tanzim ederek emir ve yasaklarını bu çerçevede düzenlemiş, karşılığında da sevap ve günah, mükâfat ve cezâları buna göre ön görmüş bulunmaktadır. Bu nedenle İslâm Dini, ilme ve bilmeye en büyük önemi vermiş, câhilliği reddetmiştir. Öyle ki, Âlimin mürekkebi şehidin kanından üstündür. demiştir. Şimdi gelin görün, şu pespâye Batı kültürüne özenerek, câhil kalmış ve de örneğin yılbaşı kutlamaları gibi, Batı âdetlerini hayat felsefesi kabul etmiş, bir de, Müslüman geçinenlerin acınacak hâllerini Bunların Âhiretleri nola (ne ola) bir düşünsenize! Her şey, âyet ve hadislerle apaçık ortada duruyor Geriye ne kalmış bulunuyor? Bu âyet ve hadislerle geriye yalnızca bir kalmış bulunuyor Kendini samîmiyetle bir test et, yokla bakalım, hangi taraftasın? Giriş Allah katında din İslâm dır. Âli İmran Sûresi, Âyeti 19 Kim İslâm dan başka bir din ararsa ondan aslâ kabul edilmeyecek ve o Âhiret te de zarar edenlerden olacaktır. Âli İmran, âyet 85 Ey îman edenler! Müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmeyin; (bunu yaparak) Allah a, aleyhinizde apaçık bir delil mi vermek istiyorsunuz? Nisâ Sûresi, Âyeti 144 Beni bu Kültürel araştırmayı, geçmişte Face Bookta ki tartışmaların birinde çok yakından tanıdığım ve de kadîm bir kardeşlik hissi beslediğim ama Sloganlaşmış İdeolojik Solcu sıfatını kazandığını gözlemlediğim bir arkadaşımın yazmış olduğu bir yazısına karşı bir eleştiri yapmam üzerine gelişen karşılıklı fikir atışmalarında bana yazmış olduğu yazısında bir yandan: CC kısaltması, Celle Celâlühû - O nun şânı çok yücedir. demektir. 1

2 İnsandan dost olmaz derken, diğer taraftan: Ama gâvurdan bal gibi dost olur. Ben çok gördüm çünkü ifâdesindeki Ω îmanî tehlikeyi hissedişim üzerine yapmış bulunuyorum 1. Bir Müslümanın, hayatta tavrını belirleyeceği, a) Müslümanlar tarafı, b) Allah (CC) düşmanları tarafı olmak üzere, iki taraf vardır. İslâm da Allah (CC) dostlarını sevmenin ve Allah (CC) düşmanlarını SEVME- MENİN (eski deyişle onlara buğzetmenin) önemi çok büyüktür. Bir Müslüman, Müslüman kardeşlerine karşı ne kadar alçak gönüllü ve mütevazı ise, Allah (CC) düşmanlarına karşı o nispette sert ve gururlu olmalıdır. İslâm da gururun yegâne gösterileceği meşrû yer, işte Allah (CC) düşmanlarına karşı gösterilen ve de çok makbul olan bu gururdur. Çünkü Allah a (CC) en çok yaklaştıran amel, Allah(CC) düşmanlarını SEVMEMEKTEN ve onlara karşı GURURLU olmaktan geçmektedir. sordu: Mektubat-ı Mâsumiyye de şunlar anlatılmıştır: Allâhü Teâlâ, Hazreti Musâ (AS) a - Yâ Mûsâ, benim için hangi ameli işledin? - Yâ Rab bi, senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim, zikrettim. - Yâ Mûsâ, kıldığın namazlar, seni Cennet e kavuşturacak yoldur, kulluk vazîfendir. Oruçların, seni Cehennem den korur. Verdiğin zekâtlar, Kıyâmet te, sana gölgelik olur. Zikirlerin de, o günün karanlığında, sana ışıktır. Bunların faydası sanadır. Benim için ne yaptın? - Yâ Rab bi, bilemedim, senin için ne yapmak gerekirdi? - Sırf benim için dostlarımı sevip, düşmanlarıma düşmanlık ettin mi? Ω.Sayfa sonlarındaki pdf uzantılı koyu mavi kaynaklar tıklandığında, pdf uzantılı ilgili yazıya ânında ulaşılabilir. 1 Temiz, M., Üste Tükürsen Bıyık Aşağı Tükürsen Sakal, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, YA DA YA DA YA DA YA DA YA DA En Son Erişim Târihi: /

3 Bununla Mûsâ (AS ), Allâhü Teâlâ yı sevmenin, Allah (CC) için en kıymetli amelin, ALLÂH İÇİN SEVMEK ve yine ALLÂH İÇİN SEVMEMEK olduğunu anlamıştır. İslâm da da Allah (CC) nazârında en kıymetli amel, sevdiklerini sırf Allah (CC) rızâsı için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf Allah (CC) rızâsı için düşmanlık etmektir. Allah ın (CC) Düşmanları Kimlerdir? sonra: Osmanlıca-Türkçe Sözlük, küfr kelimesi için örtmek mânasınadır. dedikten Kalbe âit bir sıfattır. Hak dini inkâr edip, hakkı (gerçeği) inkâr edene ve gizleyene kâfir denilir. Kâfirliğin sıfatı küfürdür. yazıyor. Diğer anlamlar için ise: 1) Allah a inanmamak, hakkı görmemek, îmansızlık, 2) Allah a (CC) yakışmayan sıfatlar uydurmak, Müslümanlığa uymayan şeylere inanmak, 3) Nankörlük, dinsizlik, günah, kaba ve ayıp söz. anlamlarını vermiştir. Güncel konuşmalarda küfr kelimesi, küfür olarak telaffuz edilmekte, küfretmek, küfre girmek kelime olarak gerçeği örtmek, gerçekliği inkâr etmek anlamını taşımaktadır. İslâm Dini nde küfür kelimesi çok bilinen ve yeri geldiğinde çok kullanılan bir kelimedir. Küfür kelimesi, İslâm Dini nde dinî bir terim olarak Peygamberimiz (SAV) Efendimiz ve Peygamberimiz (SAV) in Allah tan (CC) getirdiği kesinlikle sâbit olan şeyleri yalanlamak, onlara inanmamak ve ayrıca tevâtür yoluyla bize ulaşmış bulunan hükümlerden birini ya da bir kaçını inkâr etmek demektir. Bu anlamda küfür, îman kavramının zıddıdır, anlaşılan Türkçe ile îmansızlık demektir. İslâm Dini nde küfür ya da küfretmek, dinden çıkaran, en büyük günahtır. Bir insanın, îman edilmesi gereken hususların hepsini inkâr ettiğinde, küfür eylemini işlemiş olacağı gibi, yalnızca birini inkâr etse de yine küfre girer. Yâni, bir âyette yer alan bir hükmü, bir helâlı, bir haramı, bir emri veyâ bir yasağı inkâr etse, yalanlasa ya da Kur an a inanmasa, hattâ Kur an ın, örneğin, bir harfini bile beğenmese, küçümsese veyâ alay konusu etse yine küfre düşmüş olur. AS kısaltması, Aleyhisselâm-Selâm üzerine olsun. demektir.. Bu sıralarda Mûsâ (AS) dan söz edildiğinde, ne yazık ki, bugün günümüzdeki İsrâil Devleti lehinde propaganda yapıldığını zanneden bâzı câhillere de rastlanabiliyor. Bunların, Mûsâ (AS) ı kabul etmeyen ve ona saygısızlık yapan, bir Müslümanın İslâm Dini nden çıkılabileceğinden haberleri yok Ve de bunlar, Mûsâ (AS) dan verilen örneklerin, onun peygamberliğinin geçerli olduğu zamâna âit olduğunu düşünemiyorlar Türk Dil Kurumu Sözlüğü: 1) Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti. 2) Yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan, her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeleri. Osmanlıca-türkçe sözlük: a) Kuvvetli haber. b) Müteaddid şeyler birbiri ardınca zâhir olmak. c) Bir husûsun söylenmesi hemen herkesin ağzında olup, gezmek. Şâyia. d) Fıkıh İlminde Tevâtür: İçinde yalan ihtimâli olmayan ve bir cemâate dayanan kuvvetli haber, ferdî olmayıp cemaate âit olan sağlam haber (Açıktır ki; üç dört muhtelif yoldan gelen haberler, aynı bir olayı söyleseler, bu haberler, o hadisenin yakîni ifâde eden tevâtür derecesinde kat'i olduğuna işâret eder). 3

4 Küfre düşene kâfir denir. Kâfir, Türkçe deki anlaşılır hâliyle, gerçeği örten, inkâr eden demektir. İnkâr edenlere kısaca inkârcılar da denmektir. İnkârcılar (kâfirler), Allah ın (CC) en şiddetli düşmanlarıdır. Bakara Sûresi, Âyeti 39: İnkâr edip âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedî kalırlar. Nisâ Sûresi, Âyeti 56: Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri gün gelecek bir ateşe sokacağız; onların derileri pişip acı duymaz hâle geldikçe, derilerini başka derilerle değiştiririz ki, acıyı duysunlar! Allah dâima üstün ve hakîmdir. Kâfir(ler) Kâfirlere gayrimüslim de denir. Kâfirler ya da gayrimüslimler, Kitaplı Kâfirler, Kitapsız Kâfirler olmak üzere, ikiye ayrılırlar: Hıristiyanlarla Yahûdiler kitaplı kâfirlerdir. Ateist, müşrik, Budist, Mecûsi ve daha başka benzerleri kitapsız kâfirlerdendir. Kitaplı ve Kitapsız Kâfirler, kâfirlikte aynıdırlar ve de her iki sınıf da cehennemliktirler. Kitaplı Kâfirler e yâni Hıristiyanlarla Yahûdiler e, Ehl-i Kitap Kâfirleri de denir. Hıristiyanlık ve Yahûdilik dinleri, bozuldukları ve kitapları tahrif olduğu, Hıristiyanlarla Yahûdiler İslâm Dini ne inanmadıkları için kâfirdirler. Tahrifatlardan biri de Allah a (CC) ortak koşmalarıdır. Allah a (CC) ortak koşmaya şirk, ortak koşana müşrik denmektedir. Kâfirlerin cehennemlik olduklarına ilişkin birkaç âyeti aşağıya alabiliriz: Beyyine Sûresi, Âyeti 6: Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedî olarak kalacakları Cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır. Mâide Sûresi, Âyeti 72: Andolsun ki, Allah, kesinlikle Meryem oğlu Mesîh tir diyenler kâfir olmuşlardır. Hâlbuki Mesîh, Ey İsrâiloğulları! Rab bim ve Rab biniz olan Allah a kulluk ediniz. Biliniz ki kim Allah a ortak koşarsa muhakkak Allah ona Cenneti haram kılar; artık onun yeri ateştir ve zâlimler için yardımcılar yoktur demişti. 4

5 Allah a (CC) Yaklaşmak Ve Îmânın Lezzeti Bir Müslümanı Allah a (CC) en çok YAKLAŞTIRAN hususlardan biri, birer Allah (CC) düşmanı olan kâfirleri SEVMEMEK onlara SERT VE GURURLU davranmaktır. Bir Hadîsi şerifte buyurulmuştur ki: Üç şey îmanın lezzetini artırır: Allah ve Resulünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen Müslümanı Allah rızâsı için sevmek ve Allah ın düşmanlarını SEVMEMEK İmam-ı Rabbânî Hazretleri demiştir ki: Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Seviyorum diyen bir kimse, sevgilisinin düşmanlarından uzaklaşmadıkça sözünün eri sayılmaz. Buna yalancı denir. Allâhü Teâlâ nın düşmanlarını sevmek, insanı Allah tan uzaklaştırır. Allah ın (CC) düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz. Sevgili kardeş, bu sözleri boşa atarsan emin olunuz ki, birgün bu ihmalkârlığın geri ödemesi mutlaka olacaktır. İslâm ile küfür, birbirinin zıddıdır. İslâm Dini açısından bu iki kelimeden birisini beğenmek, diğerine hakâret etmek ve onu kötülemek anlamındadır. Allâhü Teâlâ, sevgilim dediği Peygamberimiz (SAV) Efendimiz e, İslâm düşmanları ile savaşmayı ve onlara sertlik göstermeyi emretmiştir. Allâhü Teâlâ, Kâfirlerin kendi düşmanı ve Peygamberimiz (SAV) Efendimiz in de düşmanı olduklarını bildirmiştir. Bu nedenle, Allâhü Teâlâ nın düşmanlarını sevmek ve onlarla kaynaşmak, Müslümanı Allah a (CC) düşman olmaya sürükler. Allah a (CC) düşman olmak, Müslüman için çok tehlikeli bir durumdur. Böyle birisi, İslâm Dini nden çıkar da haberi olmaz İslâm Hukûku na bağlı kalınarak hazırlanan, medenî hukûkun ve hukuk usûlünün birçok bölümünü içeren ve 1851 maddeden oluşan Mecelle-i Ahkâm-i Adliye nin (Mecelle nin) 165. Maddesi nde iki zıttın bir arada olamayacağı açıkça belirtilmiştir. Bu Kânun a göre bir Müslüman bir kâfire sevgi besliyorsa, onun kalbinde İslâm Dini yok demektir. Çünkü iki zıt bir arada olamaz. Böyle bir kimse, kendinin hâlâ Müslüman olduğunu zanneder. Kâfirleri sevmeyi haram eden âyetlerden bâzıları aşağıdadır: Anonim, Mecelle Nedir? Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi: : Mecelle 165: Cemi zıddeyn muhaldir. Yâni, iki zıttan birini sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir. 5

6 Mücâdele Sûresi, Âyeti 22: Allah a ve Âhiret gününe inanan bir toplumun -babaları, oğulları, kardeşleri yâhut akrabaları da olsa- Allah a ve Resûlüne düşman olanlarla dostluk ettiğini göremezsin İşte onların kalbine Allah, îman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah tan hoşnut olmuşlardır. İşte onlar, Allah ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecekler de sâdece Allah ın tarafında olanlardır. Âli İmran Sûresi, Âyeti 28: Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah adır. Elmalılı Hamdi Yazır, Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. kısmı için şu tefsiri yapmıştır: Ancak onlar tarafından gelmesi beklenen ve sakınılması gereken her hangi bir zarardan korunmak için yaptığınız dostluk müstesnâdır. Öyle durumlarda iş başka, yoksa müminler, hiç kimseye karşı iyi davranmaktan, adâlet ve ihsandan menedilmiş değillerdir. Hukûka riâyet, ahitte sebat, ciddiyet, merhâmet ve yardımseverlik aslında îmanın gereği olan güzel huylardır. Güzel huy ise müminin şiârıdır. Fakat müminler, her şeyden önce din ve îmanlarında samîmi olmak zorundadırlar. Allah tan başkasına nefsini teslim etmeyecek olan müminin, kendisini herhangi bir sebepten dolayı kâfirlerin dostluğuna kaptırması, îmanına ve ciddiyetine aykırı olur. Bir kâfir, bir mümine dünyâları bağışlasa bile onun ne îmanına, ne de din kardeşlerine en ufak bir zarar getirecek şeyi kabul ettirmemelidir. Bir mümin de bunu bile bile yapmaz fakat iyi niyetle gaflet edebilir, hüsnüzan ederek aldanabilir. Karşısındakine göre bilgisi, tecrübesi ve dünyâ işlerindeki haberi daha eksik olabilir. Farkında olmaksızın fenâ yollara sürüklenebilir, fenâ işlere bulaştırılabilir. Bunlar ise müminlerin yavaş yavaş kâfirlere benzemelerine ve ilâhî nusretin de üzerlerinden eksilmesine sebep olabilir. Her kim böyle yaparsa Allah tan ilişiği kesilmiş olur. Bundan dolayı müminler, kâfirlerle kesinlikle içli dışlı olmaktan ve yakın dostluktan sakınmalıdırlar. Meğer ki, bütün bu gibi tehlikelerden korunabilecek bir vaziyette bulunsun ve 6

7 korunabilsin veyâhut büyük bir zarûret, tehlike veyâ zor karşısında bulunsun. O zaman kalbinde îmanına sâhip olarak takiyye edebilir 2. Mâide Sûresi, Âyeti 51: Ey îman edenler! Yahûdileri ve Hristiyanları dost edinmeyin. Zirâ onlar, birbirinin dostudurlar (birbirinin tarafını tutarlar). İçinizden onları dost tutanlar, onlardandır. Şüphesiz Allah, zâlimler topluluğuna yol göstermez. Mâide Sûresi, Âyeti 54: Ey îman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah yakında öyle bir toplum getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah ı severler; müminlere karşı yumuşak, kâfirlere karşı da onurlu ve şiddetlidirler; Allah yolunda mücâhede eder, hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. Bu, Allah ın bir lütfudur, onu dilediğine verir. Allah, geniş ihsan sahibidir, her şeyi çok iyi bilendir. Tevbe Sûresi, Âyeti 73: Ey Peygamber! Kâfirlere ve münâfıklara karşı cihat et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer Cehennem dir. O ne kötü bir varış yeridir! Fetih Sûresi, Âyeti 29: Muhammed Allah ın elçisidir. Berâberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah tan lütuf ve rızâ isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat taki vasıflarıdır. İncil deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir. Mümtehine Sûresi, Âyeti 1: Ey îman edenler! Eğer benim yolumda savaşmak ve rızâmı kazanmak için çıkmışsanız, benim de düşmanım, sizin de düşmanınız olanlara sevgi göstererek, gizli 2 Hamdi Yazır, E., Kuran'ı Kerim Tefsiri (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Al-i İmran, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi:

8 muhabbet besleyerek onları dost edinmeyin. Oysa onlar, size gelen gerçeği inkâr etmişlerdir. Rab biniz Allah a inandığınızdan dolayı Peygamber i de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Ben, sizin saklı tuttuğunuzu da, açığa vurduğunuzu da en iyi bilenim. Sizden kim bunu yaparsa (onları dost edinirse) doğru yoldan sapmış olur. Nisâ Sûresi, Âyeti 139: Onlar müminleri bırakıp kâfirleri dost edinirler. Onların tarafında bir şeref ve kudreti arıyorlar? Bilsinler ki şeref ve kudret tamâmen Allah a âittir. Tahrim Sûresi, Âyeti 9: Ey Peygamber! Kâfirlerle ve münâfıklarla cihat et! Onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer Cehennem dir. O gidilecek yer ne kötüdür! Nisâ Sûresi, Âyeti 89: Sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki, onlarla eşit olasınız. Hadîs-i şeriflerden olan delillere gelince 3 : Bir Ebû Dâvud hadîsinde, İbâdetlerin en kıymetlisi, Allah için sevmek ve Allah için düşmanlıktır. ; bir Buharî hadîsinde ise, İnsan, dünyâda kimi seviyorsa, Âhiret te onun yanında olacaktır. deniyor. İ.Ahmed, Deylemi ve Taberânî hadislerinde, sırasıyla, aşağıdaki şu hadisler nakledilmiştir: Allâhü Teâlâ yı sevmeyen ve O nun düşmanlarını düşman bilmeyen, hakîki îman etmiş olmaz. Müminleri Allah için seven ve kâfirleri düşman bilen, Allah ın sevgisine kavuşur ; İsyan edenlere düşmanlık ederek, Allâhü Teâlâ ya yaklaşın! ve Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, Kıyâmet te onlarla haşrolur 4. Peygamberimiz (SAV) Efendimiz, Ebû Dâvud dan naklen gelen, bir hadîsi şeriflerinde: 3 İslâm-tr, İslâm Düşmanlarını Sevmenin Zararları, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi: Dinim İslâm, Hubb-i fillah ve buğd-i fillah, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi:

9 Münâfık adamlara, efendi diye hitap etmeyin! Çünkü o, efendi denilerek büyütülecek olursa, Allah ın sevmediğini tâzim ettiğinizden dolayı, Aziz ve Celil olan Rab binizin gazâbını celbetmiş olursunuz. buyurmuştur 5. İslâmiyet, ne ibâdet, ne âdet, ne de diğer hareketlerimizde gayrı müslimlere benzemeye müsaade eder. Bir Deylemî hadîsinde deniyor ki: Her kim bir kavmin amellerini (yaptıklarını) severse (hoş görürse Kıyâmet gününde) onların arasında haşrolacak ve onların yaptıklarını yapmasa da onların hesâbıyla muhâsebe edilecektir. Yine Deylemî den nakledilen başka bir hadiste ise: Her kim bir cemaatin kalabalığını artırırsa o, onlardandır. Ve her kim bir kavmin (topluluğun) yaptıklarından râzı ve memnun olursa o işi yapanların ortağı olur. Denmekedir. Rivâyete göre bir adam İbni Mes ud (RA Ω ) Hazretlerini düğüne çağırmış İbni Mes ud Hazretleri düğün meclisine gireceği zaman içeride eğlence sesleri duymuş ve girmemiş Düğün sâhibi kendisine: Niye geri döndün? deyince İbni Mes ud: Ben Resûlullah (SAV ) in şöyle buyurduğunu duydum. diyerek yukarıdaki hadîsi şerifi okumuştur. Nakledilen bir Tirmizî hadisinde: Bizden başkasına benzeyen bizden değildir. Yahûdi ve Hristiyanlara benzemeyin. buyurulmuştur. Ebû Dâvud dan nakledilen iki hadis şöyledir: Kim bir kavme benzerse onlardandır. ve Bizimle müşrikler arasındaki fark, takkeler ve üzerinde sardığımız sarıktır. Aşağıda, Buharî ve Müslim den nakledilen, sırasıyla, iki hadisi verelim: Müşriklere muhalefet edin, sakalları uzatın, bıyıkları kesiniz. 5 Anonim, Ey İnananlar! Müminleri Bırakıp Da Kâfirleri Dost Edinmeyin!, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, En Son Erişim Târihi: Ω RA kısaltması, Radiyallâhü Anh - Allah ondan râzı olsun. demektir. SAV kısaltması, Sallâllâhü Aleyhi ve Sellem - Allah O na salât etsin. demektir. 9

10 Bıyıkları kesin, sakalları salın, Mecûsi (ateşperest)lere muhalafet ediniz. Ve nihâyet bir de Râmuzu l-ehadis ten bir hadis arz edelim: Yahûdi ve Hristiyanların selâm verdiği gibi selâm vermeyin. Çünkü onlar elle, başla, işâretlerle selâm verirler. Müslümanlığın Özgünlüğü (Orijinalliği) Yukarıda görüldüğü gibi İslâm, insanlara Özgünlüğü (Orijinalliği) getirmiş ve Mü min ve Müslümanların Özgün (Orijinal) olmalarını sağlamıştır. Özgünlüğü (Orijinalliği) çok önemli sayan İslâm, Müslümanların bütün hâl, davranış ve ibâdetlerini buna göre tanzim ederek emir ve yasaklarını bu çerçevede düzenlemiş, karşılığında da sevap ve günah mükâfat ve cezâları buna göre ön görmüş bulunmaktadır. Bu nedenle İslâm Dini, ilme ve bilmeye en büyük önemi vermiş, câhilliği reddetmiştir. Öyle ki, Âlimin mürekkebi, şehidin kanından üstündür. demiştir. Şimdi gelin görün, şu pespâye Batı kültürüne özenerek, câhil kalmış ve de örneğin YILBAŞI KUTLAMALARI gibi, Batı âdetlerini hayat felsefesi kabul etmiş, bir de, Müslüman geçinenlerin acınacak hâllerini Bunların Âhiretleri nola (ne ola) bir düşünsenize! Her şey, âyet ve hadislerle apaçık ortada duruyor Geriye ne kalmış bulunuyor? Bu âyet ve hadislerle geriye yalnızca bir kalmış bulunuyor 6 Kendini samîmiyetle bir test et, yokla bakalım, hangi taraftasın? 6 Temiz, M., Îman Testi, Bilimsel Ve Mantıksal Açıdan Îman, Münâfıklık Ve Yalan ın Formülü, Alındığı İnternet Elektronik Adresi, YA DA En Son Erişim Târihi: