6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu

Benzer belgeler
GÜLTEKİN HUKUK BÜROSU

6098 SAYILI TÜRK BORÇLAR KANUNUNDA KİRA SÖZLEŞMESİ

6098 Sayılı Yeni Borçlar Kanunu na Göre Kira Sözleşmelerinde Genel Hükümler & Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları

Beğenme Koşuluyla (Deneme/Muayene) Satış

KİRA İLİŞKİSİNİN SONA ERMESİ

7161 SAYILI KANUN İLE VERGİ KANUNLARI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMIŞTIR

Gönderilen Kurumlar: GYODER görüş ve önerileri

YÖNETMELİK. MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı, taksitle satış sözleşmelerine ilişkin uygulama usul ve esaslarını düzenlemektir.

Yönetmelik hükümleri, katılım bankaları yönünden kar payı dikkate alınarak uygulanacaktır.

TÜRK HUKUKUNDA KİRA SÖZLEŞMESİ

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/80

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 102 İST,

Sanayi ve Ticaret Bakanlığından: KONUT FİNANSMANI KURULUŞLARINCA VERİLECEK SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

-Sözleşmelerde, güvenli elektronik imza kullanılabilecek. Güvenli elektronik imza, el yazısıyla atılmış imzanın bütün hukuki sonuçlarını doğuracak.

1. Tüketici kredileri ve tüketicilerin korunması Tüketici kredisi sözleşmesinin tarafları ve konusu Kredi sözleşmelerinin yazılı biçimde

32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ

ERTÜRK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş. 2018/106

TURGUT ÖZAL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ BORÇLAR HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER DERSİ KİRA SÖZLEŞMELERİ DERS NOTLARI

SİRKÜLER 2018/67: Döviz Cinsinden ve Dövize Endeksli Yapılabilecek-Yapılamayacak Sözleşmeler Konusunda TPKK Tebliği Yayımlandı

I. Eser Sözleşmelerine İlişkin Değişiklikler

İŞ YASASINA GÖRE İŞ SÖZLEŞMESİ YAPMA ZORUNLULUĞU VAR MI?

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

DÖVİZLİ SÖZLEŞMELER İLE İLGİLİ OLARAK BAKANLIK TARAFINDAN SIKÇA SORULAN SORULAR YAYIMLANMIŞTIR.

FİNANSAL HİZMETLERE İLİŞKİN MESAFELİ SÖZLEŞMELER YÖNETMELİĞİ YAYIMLANDI

Kira Sözleşmesinin Genel Hükümlere Göre Sona Ermesi (TBK m )

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/8

LİSANSSIZ GES LERİN ENERJİ SATIŞI ve BEDELLERİNİN TAHSİLİNE İLİŞKİN BİLGİ NOTU

Konu: Türk lirası düzenlenme zorunluluğu kapsamında olan ve olmayan sözleşmeler yeniden belirlenmiştir.

YENİ BORÇLAR KANUNU NDA SÖZLEŞME DEVRİ, İHBAR SÜRELERİ VE BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ

SİRKÜLER 2018/44. : Dövizli Sözleşme Sınırlamasının İstisna Hallerine İlişkin Tebliğ Yayımlanmıştır

Sirküler No: 114 İstanbul, 16 Kasım 2018

Döviz Cinsinden Yapılabilecek. Sözleşmelerde İstisna Kapsamındaki Değişiklikler

TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN TEBLİĞ DE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/65 TARİH: 16/11/2018. Döviz Cinsinden veya Dövize Endeksli Sözleşmelere İlişkin Olarak Yeni Düzenleme Yapılmıştır.

Bu Tebliğ ile, Tebliğ No: /51 deki istisna haller konusunda bazı değişiklikler yapılmıştır.

Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğde (Tebliğ No: /34) Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ Hk.

Dövizli Sözleşmelerde Dikkate alınacak TÜFE Oranı %19,37 olarak yeniden belirlenmiştir.

SİRKÜLER NO: POZ-2018 / 109 İST,

İlgili Kanun / Madde 818.S.BK/161

SİRKÜLER NO: 2018/50

Tebliğe göre aşağıdaki sözleşmeler döviz veya dövize endeksli olarak kararlaştırılamaz:

SÖZLEŞME BEDELLERİNİN DÖVİZ CİNSİNDEN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR BELİRLENDİ

A K A D E M İ SİRKÜLER

Karşılıksız Çek için Para ve Hapis Cezası Var

PAZARLAMACILIK SÖZLEŞMELERİ

DÖVİZLİ SÖZLEŞME DÜZENLENMESİNİN MÜMKÜN OLDUĞU İŞLEMLER YENİDEN BELİRLENDİ.

DÖVİZLİ İŞLEMLER DE YENİ DÜZENLEMELER YAPILDI RESMİ GAZETE. Sayı: Kasım 2018 TÜRK PARASI KIYMETİNİ KORUMA HAKKINDA 32 SAYILI KARARA İLİŞKİN

SİRKÜLER 2018/94. Türk Lirası cinsinden düzenlenme zorunluluğu kapsamında olan ve olmayan sözleşmeler yeniden belirlendi.

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş. SABİT FAİZ ORANLI KONUT FİNANSMANI KREDİLERİ İÇİN SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ FORMU

Sabit Faizli Konut Finansmanı Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formu

DÖVİZ CİNSİNDEN VE DÖVİZE ENDEKSLİ SÖZLEŞMELER

TURMOB [Kurs başlığı]

06 Ekim 2018 tarihli Tebliğden farklı olarak, 16 Kasım 2018 tarihli Tebliğde yapılan değişiklikler aşağıda özetlenmiştir.

1. Tebliğ in 8 inci maddesinin yirmi dördüncü fıkrasındaki hesaplamalara ilişkin örnek verebilir misiniz?

Sözleşmelerin Döviz Cinsinden Belirlenebileceği Hallerde Son Durum

: Döviz ve Dövize Endeksli Sözleşmelere İlişkin /51 Sayılı Tebliğ

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

İlgi: Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapan 85 Sayılı Karar, /52 Nolu Tebliğ

TÜKETİCİ KREDİSİ SÖZLEŞME ÖNCESİ BİLGİ VE TALEP FORMU

SİRKÜLER 2018/83. : Dövizli Sözleşmelerin TL sına Çevrilmesi İstisna Hallerine İlişkin Tebliğ Yayımlanmıştır.

DUYURU 429. Konu: Döviz cinsinden veya dövize endeksli sözleşme yasağına ilişkin düzenlemelerde değişiklik hk.

KİRA SÖZLEŞMESİ (İşyerleri İçin)

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2018/57 TARİH: 09/10/2018

Ön Ödemeli Konut Finansmanı Sözleşme Öncesi Bilgi Formu. a) Konut finansmanı kuruluşunun unvan, açık adres, telefon ve varsa diğer erişim bilgileri:

PARASAL SINIRLAR TABLOSU A. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE PARASAL SINIRLAR VE TABLOSU

FON DENETİM YMM. VE BAĞIMSIZ DENETİM A. Ş. nin müşterilerine özel bir hizmetidir. İzinsiz çoğaltılamaz. İktibas edilemez.

Sayı: İstanbul,

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

Sirküler 2018/12 10 Ekim 2018

Dövize Endeksli Kredilerde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Uygulamasına İlişkin

Arkan&Ergin Uluslararası Denetim Ve Y.M.M. A.Ş.

MUSTAFA GÖRMEZ KONUT VE ÇATILI İŞYERİ KİRA SÖZLEŞMELERİNDE KİRA BEDELİNİN BELİRLENMESİ VE UYARLANMASI

Bu Tebliğde, Karar ile getirilen sınırlamanın Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen istisna halleri düzenlenmiştir.

SİRKÜLER İstanbul, Konu: DÖVİZ CİNSİNDEN VE DÖVİZE ENDEKSLİ SÖZLEŞMELER HAKKINDA SIKÇA SORULAN SORULAR

T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.

KEFALET VE HESAP REHNİ ŞÖZLEŞMESİ. Kefil ve Rehin Veren (Bundan böyle Kefil ve Rehin Veren veya Kefil veya Rehin Veren olarak anılacaktır.

Kredi sözleşmesinde faiz oranı nasıl belirlenir?

BELİRSİZ SÜRELİDEN BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNE GEÇEN İŞÇİ VE İŞVERENİN YASAL HAKLARI

Aşağıda söz konusu Kanun un Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunları mevzuatına ilişkin düzenlemeleri sirkülerimizin konusunu oluşturmaktadır:

Çalışmanın devamında Yönetmelik in İş Kanunu na kıyasen farklılık taşıyan maddeleri değerlendirilmiştir:

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

ELEKTRİK PİYASASI LİSANS YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK YAYINLANDI

SÖZLEŞME BEDELLERİNİN DÖVİZ CİNSİNDEN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN YENİ TEBLİĞ DÜZENLEMESİ

Türk Lirası cinsinden olması gereken sözleşmelere dair açıklamalar yapılmış,

Sözleşmelerin Döviz Cinsinden Yapılması Yasağını Düzenleyen Karara İlişkin Tebliğ Yayımlandı

TÜKETİCİ KREDİSİ SÖZLEŞMELERİ YÖNETMELİĞİ YAYIMLANDI

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği Taslağı (Seri No: 8)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİRKÜLER İstanbul,

Sirküler, 2013/15. Sayın MeslektaĢımız; KONU: Vadeli Çekler de reeskonta tabi tutulabilir.

BANKALAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

ESKİŞEHİR TİCARET ODASI

MALÎ SEKTÖRE OLAN BORÇLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN

II-14.1 sayılı Sermaye Piyasasında Finansal Raporlamaya İlişkin Esaslar Tebliği Değişiklik Taslağı

Döviz Cinsinden Sözleşme Sınırlamasında Son Durum

S İ R K Ü L E R : / 2 8

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını İsteyen: Tüketici Dernekleri Federasyonu. : 1- Başbakanlık - ANKARA. 2- Maliye Bakanlığı - ANKARA

İhale Tarihinin Zeyilname İle Ertelenmesi

DÖVİZ CİNSİNDEN VE DÖVİZE ENDEKSLİ SÖZLEŞMELERLE İLGİLİ DÜZENLEMELER

Transkript:

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu Kira Sözleşmesi Düzenlemeleri Av. Ceren Gültekin, LL.M. cgultekin@gultekinhukuk.com

A- GİRİŞ: 11.01.2011 tarihinde TBMM nce kabul edilerek 04.02.2011 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecektir. Mevcut Borçlar Kanunu nu külliyen değiştiren 6098 sayılı Kanun un yürürlüğe girmesiyle 18.05.1955 tarihli 6570 sayılı Gayrimenkullerin Kiraları Hakkında Kanun da yürürlükten kalkacak ve taşınır ve taşınmaz kiraları ile ilgili münasebetlere Türk Borçlar Kanunu uygulanacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu kira ilişkisi bakımından tarafların sözleşme serbestisi çerçevesinde diledikleri gibi düzenleme yapabilme keyfiyetine son vermiştir. Buna göre, kira ilişkisinin ve kira sözleşmelerinin esaslı unsurlarından olan kira artışı, depozito, muacceliyet ve cezai şartlar, sona erme gibi hususlar kanunda belirlenen standartlar dahilinde düzenlenecek veya düzenlenmese de bu standartlara göre uygulama alanı bulacaktır. Üstelik Türk Borçlar Kanunu nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun un 1. maddesinde bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanunun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmişken, aynı maddenin ikinci cümlesinde Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiyenin Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olduğu ve aynı kanunun 3. maddesinde ise, yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak, daha önce gerçekleşmiş olsalar bile, içerikleri tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere uygulanacağı düzenlenmiştir. Bu nedenle kira ilişkisinin esaslı unsurları hakkında yapılan düzenlemelerin, bu kanunun yürürlüğe girmesinden önce akdedilmiş sözleşmelere uygulanıp uygulanamayacağı hususu çok net olmamakla birlikte, sözleşme serbestisi ilkesini sona erdirmesi bakımından kamu düzeninden sayılması ve yürürlüğe girmesiyle birlikte bazı maddeler bakımından uygulama alanı bulması sonucu doğacağı kanaatindeyiz. Uygulama alanında ortaya çıkan belirsizlikler ve sözleşme serbestisini kısıtlayan düzenlemeleri nedeniyle yayınlandığı andan itibaren kira sözleşmelerinin kiralayan tarafında bulunan ticari gayrimenkul yatırımcı ve sahiplerinin ve özellikle alışveriş merkezlerinin tepkisini çeken kanunun bazı maddelerinde değişiklik olmasa da erteleme yapılması yoluna gidilmiştir. Bu çerçevede, 14.04.2011 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun çeşitli kanunlarda değişiklik ve düzeltmeler yapmak, kalıcı veya geçici çözümler getirmek amacıyla çıkarılmıştır. Kanunun Geçici 2. Maddesi Kiracının Türk Ticaret Kanunu nda tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında, 11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 322, 324, 330, 339, 341, 342, 343, 345, 346 ve 353üncü maddeleri 01.07.2012 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle uygulanmaz. Bu halde, kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümleri tatbik olunur. şeklinde düzenlenmiştir. I- KİRA BEDELİNİN BELİRLENMESİ: Kira sözleşmelerinde kira bedelinin belirlenmesi dışında, kiracı aleyhine değişiklik yapılamayacağına dair Türk Borçlar Kanunu nun 343. maddesinin uygulaması 6217 sayılı Kanun çerçevesinde 5 yıl ertelenmiştir. Fakat ticari gayrimenkul yatırımcılarının kabusu olan 344. madde 01.07.2012 tarihinde uygulanmaya başlayacaktır. Bu çerçevede, Tarafların yenilenen kira dönemlerinde uygulanacak kira bedeline ilişkin anlaşmaları, bir önceki kira yılında üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla geçerlidir. Bu kural, bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanır. 1

Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hâkim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenir. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılıp yapılmadığına bakılmaksızın, beş yıldan uzun süreli veya beş yıldan sonra yenilenen kira sözleşmelerinde ve bundan sonraki her beş yılın sonunda, yeni kira yılında uygulanacak kira bedeli, hâkim tarafından üretici fiyat endeksindeki artış oranı, kiralananın durumu ve emsal kira bedelleri göz önünde tutularak hakkaniyete uygun biçimde belirlenir. Her beş yıldan sonraki kira yılında bu biçimde belirlenen kira bedeli, önceki fıkralarda yer alan ilkelere göre değiştirilebilir düzenlemesi, sözleşmede ne şekilde imza altına alınırsa alınsın, tarafların iradelerinin önüne geçerek kira bedelindeki artışın üretici fiyat endeksindeki artış oranına sabitlenmesi sonucunu doğurmaktadır. Günümüzde ticari gayrimenkuller genellikle 1, 5 ve 10 senelik süreler için kiralanmakta ve kira sözleşmeleri, kiracı tarafından sona erdirilmediği sürece ve sözleşmede daha uzun bir dönem için yenileneceği düzenlenmedikçe, birer yıllık sürelerle yenilenmektedir. Bu şekilde hazırlanan kira sözleşmelerinde ise genel bir Sözleşmede kira yaklaşımla yenilenen dönem için uygulanacak kira artış oranı asgari bir yüzde oranı bedeli yabancı para uygulanmak veya net kira bedeli belirlenmek suretiyle veya tüketici ve/ veya üretici olarak fiyat endeksleri çerçevesinde belirlenmektedir ya da hiç düzenlenmemektedir. Her ihtimalde de, 6098 sayılı Türk kararlaştırılmışsa, Borçlar Kanunu nun 344. maddesi, 01.07.2012 beş yıl geçmedikçe tarihinden sonra imzalanmış tüm kira sözleşmelerine istisnasız olarak uygulanacak ve taraflar yenileme dönemi kira bedelinde için kira artışı belirlemişlerse bu artış, üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranını geçmemek değişiklik yapılamaz. koşuluyla geçerli olabilecektir. Aksi halde yani tarafların yenilenen dönemde kira artış oranını belirlemediği kira sözleşmeleri için de kira sözleşmesi süresince yapılan kira artış oranına ve sair irade ve mutabakatlara bakılmaksızın yeni ve takip edecek dönemlerin kira bedeli ÜFE artış oranı dikkate alınmak üzere arttırılabilecektir. 01.07.2012 tarihinden önce imzalanmış sözleşmelerin yenileme dönemi için yapılan kira artışlarına hangi hükmün uygulanacağı ise tam bir muammadır. Zira Türk Borçlar Kanunu nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun uyarınca Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmişse de aynı kanunun 3. madde hükmü gereği, Türk Borçlar Kanunu hükümleri, yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak, daha önce gerçekleşmiş olsalar bile, içerikleri tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlem ve ilişkilere uygulanacaktır. Bu durumda kira bedelinin belirlenmesi konusunun, içeriği tarafların iradeleri gözetilmeksizin doğrudan doğruya kanunla belirlenmiş işlemlerden mi sayılacağı yoksa kira sözleşmesinin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümleri çerçevesinde mi değerlendirileceği kanaatimizce Yargıtay içtihatlarıyla anlam kazanacak bir husustur. Türk Borçlar Kanunu nun 344. maddesinin son fıkrası Sözleşmede kira bedeli yabancı para olarak kararlaştırılmışsa, beş yıl geçmedikçe kira bedelince değişiklik yapılamaz. Ancak, bu Kanunun, Aşırı 2

İfa Güçlüğü başlıklı 138inci maddesi hükmü saklıdır. Beş yıl geçtikten sonra kira bedelinin belirlenmesinde, yabancı paranın değerindeki değişiklikler de göz önünde tutularak üçüncü fıkra hükmü uygulanır. şeklinde düzenlenmiştir. Maddenin son fıkrası kira sözleşmelerinde döviz cinsinden belirlenen kira bedellerinin artışına ilişkindir. 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun un Geçici 7. maddesi, kira parasının yabancı paraya endeksli olarak belirlendiği sözleşmelere ayrıca yıllık artış uygulanamayacağını düzenlemişse de, yerleşmiş Yargıtay içtihatları çerçevesinde ilgili maddenin uygulamasının, Türkiye nin ciddi bir ekonomik krize girdiği ve Türk Lirası nın yabancı paralar karşısında ciddi oranda değer kaybettiği 2001 ve takip eden yıllarda yenilenen ve dolayısıyla kira artışı yapılması beklenen sözleşmelerle sınırlı olduğu şeklinde bir sonuç doğmuş oldu. Fakat Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesiyle, kanun koyucu, 6570 sayılı Kanun un Geçici 7. maddesinin yarattığı soru işaretlerini ortadan kaldırmış ve kira bedelleri dövize endeksli olarak belirlenmiş kira sözleşmelerinde, tarafların iradelerinin önüne geçerek, beş yıl geçmedikçe kira artışı yapılmasına engel olmuş oluyor. Söz konusu madde fıkrasının da yukarıda izah edilen sebeple, 01.07.2012 tarihinden önce imzalanmış bulunan kira sözleşmelerine uygulanıp uygulanamayacağı hususunu zamanla göreceğiz. II. GÜVENCE BEDELİ/DEPOZİTO 6217 sayılı Kanun gereğince, Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesinden itibaren 5 yıl süreyle ertelenecek de olsa, kiracının güvence/depozito vermesine ilişkin hükümler ciddi ölçüde kanun koyucu tarafından kontrol altına alındığı için bu makalede ilgili hükümlerden bahsetmenin gerekli olduğu kanaatindeyiz. Türk Borçlar Kanunu nun ilgili hususu düzenleyen 342. maddesinin uygulama alanı bulacak olmasıyla birlikte, güvence tutarı üç aylık kira bedelini aşamayacaktır. Günümüzde, uzun süreli kira sözleşmelerinde 6 aylık kira bedeli tutarında güvence talep edilebildiği düşünülürse, bu madde de ticari gayrimenkul sahibi kiraya verenlerin sınırsız taleplerle kiracıları zorlamasını engellemeye yöneliktir. Bundan daha önemli olduğunu düşündüğümüz başka bir husus vardır ki, Türk Borçlar Kanunu nun 342. maddesinin uygulama alanı bulmasıyla, yerleşmiş teamülün ciddi ölçüde değişeceği inancını uyandırmaktadır. Beş yıllık ertelemenin ardından uygulanacak 342. madde şu şekilde düzenlenmiştir: Konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmeyle kiracıya güvence verme borcu getirilmişse, bu güvence üç aylık kira bedelini aşamaz. Güvence olarak para veya kıymetli evrak verilmesi kararlaştırılmışsa kiracı, kiraya verenin onayı olmaksızın çekilmemek üzere, parayı vadeli bir tasarruf hesabına yatırır, kıymetli evrakı ise bir bankaya depo eder. Banka, güvenceleri ancak iki tarafın rızasıyla veya icra takibinin kesinleşmesiyle ya da kesinleşmiş mahkeme kararına dayanarak geri verebilir. Kiraya veren, kira sözleşmesinin sona ermesini izleyen üç ay içinde kiracıya karşı kira sözleşmesiyle ilgili bir dava açtığını veya icra ya da iflas yoluyla takibe giriştiğini bankaya yazılı olarak bildirmemişse banka, kiracının istemi üzerine güvenceyi geri vermekle yükümlüdür. Bu düzenleme günümüzde genel itibarla yerleşik şekilde uygulanan, güvence olarak teminat mektubu verme uygulamasını değiştirmeye ehildir. Zira güvence olarak nakit paranın verildiği kira sözleşmelerinde kiracının güvencenin iadesinde hiçbir şekilde faiz isteyemeyeceği bilinen ve genel olarak tatbik edilen bir uygulamadır. Keza, güvence olarak kıymetli evrakın verildiği durumlarda 3

kıymetli evrakın teminat için verildiği yönünde kayıt düşemeyen kiracılar icra takipleriyle veya menfi tespit davalarıyla uğraşmak zorunda kalırken, teminat amacıyla verildiğine dair kayıt düşebilen kiracılar açısından kıymetli evrakın lehdarının icra takibine geçmesini engelleyici bir hüküm bulunmadığından kiracılar nakit para ve kıymetli evrak vermek istememekte, banka mektubuna yönelmektedirler. Yeni düzenlemede, nakit paranın vadeli bir tasarruf hesabına yatırılması, kıymetli evrakın ise bankaya depo edilebilmesi, bankadan teminat mektubu alabilmek için nakit blokaj yapmak durumunda kalan tacir kiracıları güvence bedeli olarak nakit para veya kıymetli evrak vermeye itecektir diye düşünüyoruz. Her ne kadar kanun koyucu net bir şekilde teminatın bozulması durumunda vadeli tasarruf hesabı örneğinde birikmiş faiz hakkında net bir düzenleme yapmamışsa da, kiracının vereceği güvencenin üç aylık kira bedelini aşamaması hükmü gereğince faizin kiracıya verilmesi şeklinde bir sonuç doğduğunu düşünüyoruz. Bunların yanında teoride bulunan fakat pratikte ortak bir uygulama alanı bulmayan escrow kavramı bankalar için artık bir zorunluluk haline gelmiş olacaktır. III. MUACCELİYET VE CEZAİ ŞARTLAR Türk Borçlar Kanunu nun 346. maddesi, Kiracıya, kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemez. Özellikle, kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmalar geçersizdir. şeklinde düzenlenmiştir. İşbu maddenin uygulaması, giriş kısmında açıklanan 6217 sayılı Kanun çerçevesinde 01.07.2012 tarihinden başlayarak 5 yıl süreyle ertelenmişse de uzun vadede kanun koyucunun kiraya verenleri endişelerinden kurtaracak yeni çözümler üretmesi bekleniyor. Zira bu uygulama çerçevesinde ne zaman imzalandıklarına bakılmaksızın kira sözleşmelerinde yer alan muacceliyet ve cezai şart hükümleri, maddenin uygulama alanı bulacağı tarihten itibaren geçersiz addedilecektir. IV. KİRA SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ Kira sözleşmelerinin kiraya veren tarafından sona erdirilmesi için oluşması gerekli şartlar, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun un 7. maddesi çerçevesinde belirlenmiştir. 6570 sayılı Kanun, Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesiyle mülga olacaktır fakat 7. madde hükmünün düzenlemeleri Türk Borçlar Kanunu nun lafzında, orijinal halinden birtakım küçük değişikliklere uğratılarak tutulmuştur. Bu meyanda Türk Borçlar Kanunu nun, kiraya verenin kira sözleşmesini feshetme hakkını düzenleyen 350., 351., 352. maddelerinin 6570 sayılı Kanun dan büyük farklılıklar göstermemesi nedeniyle, bu alt başlıkta konut ve çatılı işyeri kiralarında sözleşmenin bildirim yoluyla sona ermesini düzenleyen 347. madde üzerinde durulacaktır. Konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından on yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler. Genel hükümlere göre fesih hakkının kullanılabileceği durumlarda, kiraya veren veya kiracı sözleşmeyi sona erdirebilir. şeklinde düzenlenen 347. madde ile kanun koyucu, kira sözleşmelerinin kiraya veren 4

tarafından başkaca şartları haiz olmasını gerektirmeden bildirim yoluyla feshedilmesine hak tanımış bulunmaktadır. İşbu madde 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girecek maddelerdendir, 6217 sayılı Kanun ertelemesinden etkilenmeyecektir. Anılan nedenle konut ve çatılı işyeri kiralarında on yıllık uzama süresi sonunda kiraya verenin bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir Kiraya veren sebep göstermeksizin kira sözleşmesini sona erdirebileceğine ilişkin hüküm veya sözleşme metni sözleşme süresinin geçerli olacaktır. Buna göre, on yıllık uzama süresinin on yıllık veya on yıl süreyle bitimine dayanarak devam eden kira sözleşmesi anlamına mı, yoksa ilk kira döneminin ardından on yıl sözleşmeyi sona boyunca uzayarak devam eden kira sözleşmesi anlamına mı geldiği tam olarak erdiremez. Ancak on anlaşılamamakla birlikte, yaygın kanaat on yıllık veya on yıl süreyle devam eden kira yıllık uzama sözleşmelerine uygulanabileceği şeklindedir. Bunun dışında, belirli süreli kira sözleşmelerinde kiraya veren süresinin sonunda en on yıl geçmedikçe, mülga olan/ olacak düzenlemelerde de uygulandığı gibi sürenin az üç ay önceden bitimi gerekçesine dayanarak kira sözleşmesini sona erdiremeyecektir. Bunun aksine, bildirmek koşuluyla kiracı belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az onbeş herhangi bir sebep gün önce bildirimde bulunduğu takdirde, kira sözleşmesini sona erdirme hakkını haizdir. göstermeksizin sona erdirebilir. Bahse konu edilen madde, 6217 sayılı Kanun çerçevesinde ertelemeye konu maddelerden biri değilse de, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun un Geçici 2. maddesi çerçevesinde, uygulanacağı kira sözleşmesinin imza tarihi uyarınca ertelemeye konu olabilecektir. Şöyle ki; 6101 sayılı Kanun un Geçici 2. maddesi şu şekilde düzenlenmiştir: Bu Kanunun 1. Maddesinin son cümlesi hükmü bir defaya mahsus olmak üzere, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce Türk Borçlar Kanununun 347nci maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden on yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl; on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl sonra uygulanır. Bu madde, Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesinden önce imzalanmış ve devam etmekte olan kira sözleşmeleri bakımından temerrüt, sona erme ve tasfiye hükümlerinin bir defaya mahsus olmak üzere, süresi beş yıldan daha az kalmış kira sözleşmelerine 01.07.2012 tarihinden itibaren beş yıl; on yıllık süresi sona ermiş kira sözleşmelerine ise 01.07.2012 tarihinden itibaren iki yıl sonra uygulanacağını düzenlemektedir. Sözün gelimi, temerrüt, sona erme ve tasfiye hükümleri 2000 yılında imzalanan belirli süreli bir kira sözleşmesi hakkında Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesinden itibaren iki yıl sonra; 2005 veya 2006 yılında imzalanan belirli süreli bir kira sözleşmesi hakkında ise Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıl sonra uygulanacaktır. Anılan nedenle, kiraya veren Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girmesiyle birlikte on yıllık kira sözleşmelerini sona erdirme hakkını derhal haiz olamayacaktır. Bununla birlikte yeni imzalanan veya 5

Türk Borçlar Kanunu nun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla süresinin dolmasına beş yıldan fazla kalan kira sözleşmeleri hakkında sona erme hükümleri ertelenmeyecek ve kira sözleşmelerinin süreleri dikkate alınmak üzere uygulanır hale gelecektir. B- SONUÇ Yargı reformu adı altında hemen her ay başka bir kanunun değiştiği ülkemizde, yeni düzenlemelere ve bunların uygulamalarına ayak uydurabilmek zaman gerektiriyor. Bu meyanda baştan sona değişen ve yürürlüğe girmesiyle başka kanunları da ilga edecek olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu nun Kira Sözleşmesi başlıklı dördüncü bölümünün bir kısmına değindik. Makalemizi, perakende sektöründe kiracı veya kiraya veren sıfatıyla rol alan ticari şirketlere Türk Borçlar Kanunu nda yapılmış olan bazı değişiklikler konusunda bilgi vermek amacıyla kaleme aldık. Önceden de değindiğimiz gibi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu nun özellikle ticari gayrimenkul sahibi kiraya verenler nezdinde yarattığı endişe nedeniyle kanun koyucu birtakım ertelemelerle devamlılık sağlamaya çalışmışsa da uzun vadede yapılmış olan ertelemeler dışında başkaca değişikliklere ihtiyaç duyulduğu da bir gerçektir. 6