2000 Yılında Hangi Meslekler Gözde Olacak?



Benzer belgeler
MESLEĞİN GENEL TANITIMI

21.yüzyıl meslekleri. Enformasyon Mühendisliği

Enformasyon Mühendisliği Ergonomi Mühendisliği Genetik Mühendisliği Network Mühendisliği

, diyetis yenlik mesleğinin ön plana çıkacağını söylemek hiç de zor değil.

MESLEKLERİ TANIYALIM

PSİKOLOG TANIM A- GÖREVLER

EKONOMİST TANIM A- GÖREVLER

SOSYOLOG TANIM A- GÖREVLER

MESLEK SEÇİMİNDE ETKİLİ OLAN ÖZELLİKLER FEN VE MÜHENDİSLİK ALANI MESLEKLERİNDEN BAZILARI

ULUSLARARASI FİNANS UZMANI

Labaratuvarlarda; fizikçi, kimyacı ve meslektaşlarıyla beraber çalışırlar.

MAKİNE MÜHENDİSİ. Bir makine mühendisi üç ana işlevi üstlenir; - Tasarlama - Üretim yönetimlerini geliştirme - Üretimi planlama ve uygulama

AVUKAT TANIM A- GÖREVLER

KONAKLAMA İŞLETMECİLİĞİ ÖĞRETMENİ

İŞLETME MÜHENDİSİ TANIM GÖREVLER KULLANILAN ALET VE MALZEMELER MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER ÇALIŞMA ORTAMI VE KOŞULLARI

ANTROPOLOG TANIM A- GÖREVLER

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI

Meslek Rehberi IV. On5yirmi5.com. Kamu Yönetimi

ORGANİZASYON SORUMLUSU

NÜKLEER ENERJİ MÜHENDİSİ

2008 ÖSS ALAN HARİTASI / SAYISAL

FİZİK MÜHENDİSİ TANIM

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG)

İNSAN KAYNAKLARI UZMANI (YÖNETİCİSİ)

PSİKOLOG TANIM GÖREVLER

BANKACILIK VE FİNANS UZMANI

Gemi inşaatı ve gemi makineleri mühendisliği

Fen Edebiyat Fakültesi

BİYOMEDİKAL MÜHENDİSİ

KADRO SAYISI ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ARAŞTIRMA GÖREVLİSİ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ

BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere biyoloji ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

TURİZM VE SEYAHAT HİZMETLERİ MESLEK ELEMANI

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ADAY ÖĞRENCİLER TANITIM KATALOĞU


İŞLETMECİ TANIM A- GÖREVLER

YABANCI DİL ÖĞRETMENİ

UÇAK MÜHENDİSİ TANIM A- GÖREVLER

SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİ VE TURİZM REHBERLİĞİ ÖĞRETMENİ

İLETİŞİM TASARIMI UZMANI

TS 1 PUANIYLA ÖĞRENCİ ALAN BÖLÜMLER

REHBER ÖĞRETMEN (PSİKOLOJİK DANIŞMAN)

BANKACILIK VE SİGORTACILIK MESLEK ELEMANI

ELEKTRİK -ELEKTRONİK MÜHENDİSİ

MOLEKÜLER BİYOLOJİ VE GENETİKÇİ (MOLEKÜLER BİYOLOG)

MÜTERCİM (ÇEVİRMEN) Bir dilde yazılı bir metni başka bir dile çeviren kişidir. Mütercim bir dilden, bir başka dile veya dillere çeviri yaparken;

SAĞLIK KURUMLARI İŞLETMECİSİ

ENDÜSTRİ MÜHENDİSİ. - Her türlü yazım ve çizim aletleri, - Çeşitli elektronik aletler, - Büro makineleri (bilgisayar, hesap makinesi vb.).

SERBEST MUHASEBECİ-MALİ MÜŞAVİR

ADALET BÖLÜMÜ TANITIM

FİNANS UZMANI TANIM A- GÖREVLER

MATBAA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, matbaa meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir.

TÜRKÇE KİTAP İSİMLERİ İNGİLİZCE KİTAP İSİMLERİ

COĞRAFYA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere coğrafya ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ

ELEKTRONİK MÜHENDİSİ

RADYO-TELEVİZYON MUHABİRİ

FİZİK ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere fizikle ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

YÜKSEKÖĞRETİM LİSANS PROGRAMLARININ 2010 ÖSYS PUAN TÜRLERİ

Ebelik, Hemşirelik, Hemşirelik ve Sağlık Hizmetleri

SOSYAL HİZMET UZMANI (SOSYAL ÇALIŞMACI)

SEKRETERLİK GRUBU ÖĞRETMENİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

Ek-1. İktisat Doktora BANKACILIK VE FİNANS / BANKACILIK VE FİNANSMAN Lisans Doğrudan Başvurabilir.

Bu alanda çalışmak isteyenlerin, sabırlı, anlayışlı, çocuklara ve insanlara yardım etmeyi seven özverili kimseler olmaları gerekir.

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

KİMYA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere kimya ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

RECEP TAYYĠP ERDOĞAN Ü N Ġ V E R S Ġ T E S Ġ

Program; Denizcilik İşletmelerinin teknik kadroları ile Sosyal Bilimlerde eğitim görmüş işletmeci kadrolar arasındaki ilişkiyi kurabilecek

HAVACILIK VE UZAY / UÇAK MÜHENDİSİ

SAĞLIK MEMURU. Hemşirelerle eş görev, yetki ve sorumluluğa sahiptir. A-GÖREVLER

2010-ÖSYS Puan Türü Yükseköğretim Lisans Programı * (MF-1, YGS-1) Aktüerya * (MF-2, YGS-2) Döküm Öğretmenliği * (MF-2, YGS-2) Kimya Öğretmenliği *

SAĞLIK YÖNETİCİSİ TANIM

DİYETİSYEN (BESLENME UZMANI)

AVRUPA BİRLİĞİ İLİŞKİLERİ UZMANI

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ (BİLGİSAYAR) ÖĞRETMENİ

SANAT TARİHİ ÖĞRETMENİ

SATIŞ YÖNETİMİ MESLEK ELEMANI

5105 Ekonomi ve Finans Ekonomi ve Finans Ekonomi-Yönetim Bilimleri Programları İşletme 4

ULUSLARARASI LOJİSTİK MESLEK ELEMANI

PEYZAJ MİMARI TANIM A- GÖREVLER

TİCARET VE YÖNETİM MESLEK ELEMANI

Dünyada üniversite algısı ile Türkiye de ki algı örtüşüyor mu? ABD de 4743 üniversite, 1 öğrenciye 1.7 öğrenci. Uluslararası üniversite konsepti.

MESLEK TANITIM GÜNLERİ HAZIRLAYAN : İBRAHİM KOYUNCU

ZOOLOG TANIM A- GÖREVLER

ELVANKÖY İMKB MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ BİYOMEDİKAL CİHAZ TEKNOLOJİLERİ ALANI

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ ALANI

ZİHİN ENGELLİLER SINIF ÖĞRETMENİ

YETERLİ BAŞVURU OLDUĞU TAKDİRDE

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

FEN FAKÜLTESİ TARİHÇEMİZ AMACIMIZ

KOOPERATİFÇİLİK MESLEK ELEMANI

FARMAKOLOG TANIM A- GÖREVLER

T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ BÖLÜMLERİNİN STAJ İLKELERİ

T.C DİCLE ÜNİVERSİTESİ Adalet Meslek Yüksekokulu

ERDEK KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI TANITIM KILAVUZU

KONTROL MÜHENDİSİ /KONTROL VE OTOMASYON MÜHENDİSİ

DIŞ TİCARET OFİS HİZMETLERİ ELEMANI

GEMİ İNŞAATI VE GEMİ MAKİNELERİ MÜHENDİSİ

Mühendislik Fakültesi

Transkript:

MESLEK TANITIM DOSYASI 2000 Yılında Hangi Meslekler Gözde Olacak? Bakanlar kurulu tarafından kabul edilerek TBMM ye sunulan 7 nci 5 Yıllık Kalkınma Planı da, 2000 yılının gözde ve gözden düşecek meslekleri belirlendi. Üniversite eşiğindeki gençler için hayati sayılabilecek bilgilere ve projeksiyonlara yer verildi. Plana göre, 2000 Yılında, doktor, Diş hekimi, eczacı, hemşire, ilkokul öğretmeni, yükseköğretim elemanı, bilgisayar, endüstri, çevre ve makine mühendisleri ile polisler revaçta olacak. Buna karsın mimar ile inşaat, elektrik-elektronik, kimya, maden, petrol, metalürji, ziraat, orman, jeofizik mühendisleri issizlikle karsı karsıya kalacak. Plan, 2000 Yılında 100 bin doktora ihtiyaç olacağını öngörüyor. Ancak bugünkü hızla doktor yetiştirilirse 83 bin 500 doktor olacak. Ayni şekilde 176 bin hemşireye ihtiyaç varken, bu şayi 104 bini güçlükle bulacak. 2000 Yılında ihtiyaç duyulan toplam polis şayisi 200.000 Bugünkü sistemle söz konusu yıl en fazla 182.600 polis istihdam edilebilecek. Yedinci 5 Yıllık Kalkınma planındaki verilere göre 2000 Yılında 29.500 mimarimiz olacak. Oysa mimar ihtiyacımız 25.900 ü geçmeyecek. Bu, mimarlar için issizliğin gündeme geleceğini gösterir. 2000 Yılında ülkenin ihtiyaç duyulacak elektrik-elektronik mühendisi şayisi 30900 olmasına karsın bu alanda çalışmayı bekleyen 32200 mühendis üniversitelerden mezun olacak. Plandaki projeksiyonlar, 2000 li yılların özellikle ziraat ve orman mühendisleri açısından çok zor geçeceğini ortaya koyuyor.2000 Yılında ülkenin ihtiyaç duyacağı ziraat ve orman mühendisi şayisi 39300 iken, bu alanda diplomalı 64400 eleman bulunacak. Şirketlerin eleman ihtiyaçlarında büyük değişiklikler olmasıyla gözde meslekler olarak görülen doktorluk,avukatlık veya subaylık, yerini Türkiye yi 2000 Yılına taşıyacak, uzmanlık gerektiren mesleklere bıraktı. Bankacılıktan, mühendisliğe kadar tüm alanlarda uzman personele ihtiyaç duyulurken, uzmanlaşmamış olanların 2000 li yıllarda sönecekleri belirtiliyor. Bu son yıllarda gelişen mesleklerden bazıları aşağıda verilmektedir. Burada bütün mesleklere yer vermemiz olanaksızdır. Enformasyon Mühendisliği Uzmanlar önümüzdeki yüzyılda en değerli şeyin bilgi olacağını söylemektedirler. Ancak burada önemli olan doğru zamanda, doğru bilgiye ulaşabilmektir. Bu nedenle,önümüzdeki yıllarda, iletişim araçlarını kullanarak, seminer, konferans, sempozyum vb. toplantılar aracılığı ile halkın doğru bilgilendirilmesi gündeme gelecektir. Bunun yani sıra, bilginin daha öznel ve daha karmaşık hale gelmesi, bilgiye mühendislik yöntemleriyle yaklaşmayı zorunlu kılacaktır. Özellikle, toplumun gündemine bazı konuların girmesi için çaba sarf eden dernek, vakıf vb. kamu

yararı güden kuruluşlar, enformasyon Mühendisliği mesleğine gereksinim duymaktadırlar. Enformasyon mühendisleri, uzmanları bir araya getirerek, en doğru bilgiyi topluma ulaştırırlar. İyi bir enformasyon mühendisi olabilmek için kişinin, organizasyon yeteneğine sahip olması, insanlarla rahat iletişim kurabilmesi, toplumun gündemini iyi bilmesi, değişik konulardan birinde uzman olması gerekmektedir. Enformasyon mühendisi olabilmek için, her hangi bir mühendislik eğitimi görmüş olmak yeterlidir. Genetik Mühendisliği Teknolojinin gelişmesi yanında dünya nüfusunun da inanılmaz bir tempoda artması insanoğlunun karsısına yeni sorunlar çıkartmaktadır. İnsanları bu kadar büyük ve yoğun sorunlarla bas edebilmeleri için gerek bedensel, gerek zihinsel açıdan güçlü olmaları gerekmektedir. Genetik mühendisi, basta insan olmak üzere tüm canlıların fizyolojik, biyolojik ve zihinsel özelliklerini istenen ideal ölçülere ulaştırmak için genetik çalışmalar yaparlar. İyi bir genetik mühendisi olabilmek için, deney yapmaktan hoşlanmak, başarısızlıktan yılmayan sabırlı bir yapıya sahip olmak,ayrıntılara dikkat etmek, ekip çalışmasına yatkın olmak ve en önemlisi de yüksek bir mesleki ve insani sorumluluğa sahip olmak gerekmektedir. Genetik mühendislerinin basta tip olmak üzere Biyoloji, Ziraat Mühendisliği veya Kimya Mühendisliği alanlarından birinden yetişmeleri gerekmektedir. Networks Mühendisliği Bilgisayarın hayatin her alanına girmesiyle birlikte, gerek ofis gerekse daha geniş bir fiziksel alan içinde, var olan bilgi kaynaklarının diğer sistemlerle uyumlu bir şekilde bütünleştirilmesi önem kazanmaya başlamıştır. Hedef, bilgisayar da üretilen bilginin ortak bir havuzda toplanarak daha rasyonel kullanılmasıdır. Buna ek olarak, ana elektronik gücün daha akilci kullanılması esas sorunu oluşturacaktır. Maliyet unsurlarının en az düzeye indirilerek bilgiye daha ucuz ve yaygın şekilde ulaşılmak istenmesi ve bilgi sistemleri arasındaki bağlantının kurulmasının zorunlu hale gelmesi Networks mühendisine duyulan ihtiyacı arttıracaktır. Networks mühendisi, bilgisayar ağırlıklı sistemler arasında, en uygun haberleşme yöntemini saptar(en uygun Networks ağını seçer), sistemi kurar ve işletimi açar. İyi bir Networks mühendisi olabilmek için karmaşık bir bütünü öğelerine ayırabilme gücüne (analizci kafa yapısına) ve yaratıcı bir kişiliğe sahip olmak gerekmektedir. Ayrıca Networks mühendisi, ekip çalışmasına yatkın ve insan ilişkilerinde basarili olmalıdır. Networks mühendislerinin, bilgisayar Mühendisliği veya elektronik Mühendisliği eğitimi görmüş olmaları gerekmektedir. Otomasyon Mühendisliği Dünyada yaşanan bütünleşme süreci sonunda,üretilen ürünler sadece o ülkede değil,dünyanın her

yerinde alici bulabilir hale gelmiştir. Kaliteli, ucuz ve standartları belli mal üreten isletmelerin rekabet gücü artmaktadır. Kaliteli ucuz ve bol miktarda üretim ise ancak otomasyonla mümkün olabilmektedir. Otomasyon, endüstride, yönetimde ve bilimsel Çalışma alanlarında insan aracılığı olmadan, islerin otomatik olarak yapılmasıdır. Otomasyon mühendisleri, fabrikadaki üretim islerinin tümünün bilgisayarlar aracılığı ile yapılmasını sağlar ve üretimle ilgili sorunları çözerler. Ayrıca üretim sürecinde,insanların yerine çalıştırılan robotları programlarlar. Otomasyon mühendisi olmak isteyen bir kişi, mühendislik için gereken niteliklerden başka yaratıcılık ve analizci düşünme gücü gibi özelliklere üst düzeyde sahip olmalıdır. Bunun yani sıra bilgisayar programlama dillerini ve üretim sürecinde yapılan işlemleri iyi bilmelidir. Otomasyon Mühendisliği eğitimini doğrudan veren bir eğitim kurumu yoktur. Ancak bilgisayar ve elektronik mühendisleri uzmanlaşarak otomasyon mühendisi olabilirler. Otomasyon mühendisleri, fabrika ortamında çalışırlar. Tasarım Mühendisliği Uluslararası rekabete açılmayı hedefleyen tüm firmalar, özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelerle is yapacak firmalar, artık Diş ülkelere kalitesiz ürünler satamayacaklardır. Bu itibarla, tüm firmalar, gerek yurt dışında gerek yurt içinde yabancı ülkelerle yarışabilmek için kaliteli, ucuz ve çekici ürünler üretmelidirler. Diş pazarlarda Türk firmalarından talep edilen ürünlerin, rakip ülke firmalarının ürettiği ürünlerden daha cazip olması kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Dolayısıyla, halen Türk firmalarının en fazla gereksinim duydukları Tasarım konusu, önümüzdeki yıllarda önemini giderek daha da arttıracaktır. Tasarım mühendisi, çalıştığı firmanın ürünlerini, Diş pazarların talebine göre yeniden tasarlayarak, firmasının Diş pazarlarda rekabetçi çizgisini sürdürmesini sağlar. İyi bir Tasarım mühendisi, öncelikle Diş pazarları çok iyi takip etmelidir. yabancı dil bilmeli ve yabancı ülkeler insanlarının kültür yapılarını ve tüketim alışkanlıklarını bilerek, ürünü ona göre şekillendirmelidir. Bunun için meraklı, araştırmacı ve yaratıcı bir kişi olmalıdır. Tüm mühendislik bilimlerinden mezun olanlar, Tasarım mühendisi olarak uzmanlaşabilirler. Tasarım mühendisleri özellikle Diş pazarlara dönük çalışan ihracatçı firmalarla çalışabilirler. Tıp Mühendisliği Teknoloji ve bilimin inanılmaz bir şekilde gelişmesi elbette ki beraberinde bir takım sorunları da getirmektedir. Yeni buluşlar,insanlara bir takım yararlar sağlarken, zaman zaman da insan sağlığını tehdit eder hale gelmektedir. Hatta bu gelişmelerin bir sonucu olarak ta pek çok yeni hastalık ortaya çıkmıştır. Örneğin, nükleer santraller ucuz ve çok miktarda enerji üretirken, buralarda meydana gelen nükleer sızıntılar, radyasyon sebebiyle insanların kanser olmalarına sebep olmaktadır. İnsanoğlu binlerce yıldır tanıdığı ve bildiği hemen hemen tüm hastalıklara çare bulabilmiştir. Ancak teknolojik gelişmelere bağlı olan hastalıkların teşhisi ve tedavisi yine teknolojinin gelişmesiyle mümkün olabilmektedir. Tip mühendisi, hastalıkların teşhis ve tedavisine yardımcı olacak daha gelişmiş cihazları

geliştirir. Uluslararası İlişkiler Bu programda dünya devletlerinin oluşturduğu Uluslararası sistemin tarihi, geçirdiği evreler, sistemin siyasi, ekonomik ve hukuksal yapısı, isleyişi gibi konularda, Türkiye"nine bu sistem içinde yerine ve Diş ilişkilerine özel ağırlık verilerek eğitim yapılır. Uluslararası ilişkiler programında Uluslararası ilişkiler, Türk Diş politikası, devletler hukuku, siyasal tarih, siyaset bilimi, toplumbilim, ekonomi gibi dersler okutulur. Bu bölüme girmek isteyenlerin düşüncelerini söz ve yazı ile en etkin biçimde iletebilen, tarih, sosyoloji, psikoloji, hukuk, ekonomi alanlarına ilgi duyan, en az bir yabancı dili iyi bilen, insan ilişkilerinde basarili kimseler olmaları gerekir. Bu bölümde diplomasi alanına uzman yetiştirildiği düşünülürse, bu Mesleğin üyesi olacak bir kimse için, temsil niteliğine ve genel kültüre sahip olma ve insan ilişkilerinde basarili olma, aranan en önemli niteliklerdir. Uluslararası ilişkiler bölümünü bitirenler açılan sınavlarda basari gösterirlerse diplomasi alanında çeşitli unvanlarla görev alabilir. Diplomat, devletin bir başka ülkede temsilcisi olup kendi ülkesi ile gönderildiği ülke arasındaki ilişkileri yürütür. Temsil görevini yürüttüğü ülkenin hükümeti ile kendi hükümeti arasındaki diplomatik ilişkileri düzenler. Mezunlar diğer siyaset bilimi mezunlarının çalıştıkları alanlarda, onların yaptıkları görevleri yapabilirler. Yerel ve uluslar arası bankalarda ticari işlemler yürütürler. Üniversitelerin bu bölümlerini bitirenlerin çalışabilecekleri alanlar oldukça çeşitlidir. En önemli Çalışma alanları arasında, basta Dışişleri Bakanlığı olmak üzere Maliye ve Gümrük Bakanlığı, Kültür Bakanlığı ve Turizm Bakanlığı gibi devlet daireleri, özel şirketler ve çeşitli kitle haberleşme kuruluşları ve Uluslararası bankalar sayılabilir. Kamu Yönetimi Kamu yönetimi programının amacı devlet teşkilatının çeşitli kademelerinde sistemin ekonomik ve sosyal yönden gelişmesinden sorumlu elemanları yetiştirmek ve bu konuda araştırma yapmaktır. Kamu yönetimi programında siyaset ve sosyal bilimler, yönetim bilimleri, kentleşme ve çevre sorunları, siyasal teoriler, siyasal düşünceler tarihi, devlet olgusu ve kökeni, siyasal iktidar, siyasal rejimler, anayasa, hukuk gibi alanlara ilişkin dersler okutulmaktadır. Bu alanda çalışmak isteyenlerin üstün bir genel akademik yeteneğe sahip, düşüncelerini yazılı ya da sözlü olarak ifade edebilen, sosyoloji, psikoloji, mantık, felsefe ve tarihe meraklı ve bu alanlarda iyi yetişmiş kimseler olmaları gerekir. Ayrıca, halkla ve üst makamlarla devamlı etkileşim halinde çalışan yöneticilerin sağlam bir mantığa, inandırma gücüne, insan davranışlarının nedenlerini algılama yeteneklerine sahip olması beklenir. Üniversitelerin kamu yönetimini bitirenler çalıştıkları kurumda pozisyonlarına göre " Kaymakam

", " Müfettiş ", " Yönetici " gibi unvanlar alırlar. Devlet sektöründe çalışan kamu yöneticisi, hükümet tarafından, uygulanmak üzere gönderilen kanun ve emirlerin ilgili dairelere iletilmesini ve bunların uygulanmasına sağlar; yanlış ve eksik uygulama olup olmadığını denetler, halkın dilek ve şikayetlerini dinler, ilgili yerlere havale eder. Özellikle vali ve kaymakam gibi kamu yöneticileri, bulundukları il veya ilçelerin güvenliğinden, ekonomik ve sosyal yönden gelişmelerinden sorumludurlar. diğer resmi ve özel kuruluşların yönetim birimlerinde yönetici olarak çalışan mezunlar kanun ve yönetmeliklerin uygulamasını sağlar, bu konuda diğer personeli denetler, kısaca yönetim biliminin ilkelerini çalıştığı kurumda uygular. Kamu yönetimi mezunları basta İçişleri Bakanlığı olmak üzere bakanlıkların tümünde idari görevlerde çalışabilirler; özel sektörde yönetim mekanizmasının çeşitli kademelerinde görev alabilirler. Hukuk Hukuk programının amacı, toplumda bireylerin birbirleri ile ve devletle veya devletlerin birbirleriyle ilişkilerini düzenleyen yasaların uygulanması sırasında ortaya çıkacak anlaşmazlıkların çözümü konusunda çalışacak hukukçuları yetiştirmek ve bu alanda araştırma yapmaktır. Hukuk programında hukuk felsefesi ve sosyolojisi, Türk hukuk tarihi, anayasa hukuku, Roma özel hukuku, medeni hukuk, idare hukuku, devletler umumi hukuku, İslam hukuku, borçlar hukuku, ceza hukuku, ticaret hukuku ve vergi hukuku gibi meslek dersleri verilir. Hukuk fakültesinde basarili olabilmek için öğrencinin lisede aldığı felsefe, mantık, sosyoloji, kompozisyon ve Türkçe derslerinde basarili olması beklenir. Hukuk fakültesi mezunları hangi alanda çalışırlarsa çalışsınlar üstün bir akademik yeteneğe, ikna gücüne, sağlam bir mantık ve seziye sahip olmalıdırlar. Hukuk fakültesine girmek isteyenler hukukun, sorumluluğu çok fazla olan bir meslek alanı olduğunu, sürekli Çalışma, okuma ve araştırma gerektirdiğini öncelikle kabul etmelidirler. Sabır ve anlayış da bu alanda basari için gerekli niteliklerdir. Hukuk fakültesinde 4 Yıllık lisans programını tamamlayanlar daha sonra yaptıkları stajın konusuna göre genellikle "Hakim", "Savcı" ve "Avukat" unvanları ile çalışmaktadırlar. Bir kısmi da "Danışman" olarak görev yapar. Hakim mahkemede, vatandaşlar arasında çıkan anlaşmazlıkların hukuk kuralları çerçevesinde çözülmesine çalışır. Hakim veya Savcı olabilmek için bir hukuk fakültesini bitirdikten sonra mahkemelerde staj yapmak gereklidir. Hakim veya Savcı olmak isteyen bir kimse hukuk fakültesini bitirdikten sonra Adalet Bakanlığına başvurur. İsteklilerin ihtiyaçtan fazla olması halinde stajyer atamalarında hukuk diplomasinin derecesine bakılır. Ayni dereceye sahip olanlar arasında önce başvuranlar sonrakilere, doktora yapmış olanlar hepsine tercih edilir. Stajyerlik dönemini bitirenlerin atanacakları yer kura ile belirlenir.

Hakimlere ve savcılara, kendi yasaları hükümlerince bazı maddi ayrıcalıklar tanınmıştır. Bu ayrıcalıklar, iki yılda bir ilerleme (diğer memurlar 3 yılda bir derece ilerlemesi yapar), maaşlarının yarıdan fazlası kadar tazminattır. Hakimlerin, görevleri gereği, siyasal etkilerden uzak tutulmaları ve kendilerini güvenlikte hissetmeleri için bazı önlemler alınmıştır. Sözgelişi, kendileri istemedikçe, hastalık veya yüz kızartıcı bir suç islemiş olma durumları dışında, Anayasa da gösterilen yastan önce isten çıkarılamazlar, emekliye ayrılamazlar. avukatlık genellikle serbest yürütülen bir meslektir. Avukatlar insanların hukuki sorunlarıyla uğraşırlar. Avukat kendisine başvuranın şikayetini dinler, gerekirse davanın açılması için yol gösterir, savunmayı hazırlar ve mahkemede yargıca yazılı ya da sözlü olarak sunar, davayı kovuşturur, gerekirse olay yerine gidip kesif yapan mahkeme heyetine katılır. Avukat olmak isteyen bir kimsenin hukuk fakültesini bitirdikten sonra bir yıl staj yapması gerekir. Staj süresinin yarısı mahkemelerde, yarısı tecrübeli bir avukatın yanında geçer. eğitimini basari ile tamamlayan bir avukat bir yazıhane açarak dava kabul etmeye başlayabilir. bazı avukatlar kamu kuruluşlarında ve özel kuruluşlarda avukat veya hukuk müşaviri olarak görev alırlar. Her avukat, avukatlık mesleğini yürütmek için meslek üyelerinin çalışmalarını denetleyen bir kuruluş olan Türkiye Barolar Birliğine kaydolmak zorundadır. avukatlık mesleğinde is bulma olanağı; bulunulan bölgenin ekonomik ve toplumsal koşullarına ve avukatın yeteneklerine bağlıdır. Bunun dışında, hukuk fakültesini bitirenler hukuk danışmanlığı, müfettişlik, hariciye meslek memurluğu gibi mesleklerde de is bulabilmektedirler. Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri programında isçi-işveren ilişkileri, sosyal güvenlik, endüstriyel demokrasi, servet ve gelir politikası, Uluslararası planda sosyal politika konularında eğitim yapılır. Üniversitelerin bu programında hukuk, ekonomi, maliye, isletmecilik ve yönetim bilimlerine ilişkin derslerle matematik, sosyal düşünceler ve sosyal politika tarihi, sosyal politika, Çalışma ekonomisi, sendikacılık, sosyal güvenlik, endüstriyel demokrasi, gelir ve servet dağılımı, ücretler, kentleşme ve konut politikası, Türkiye ekonomisi ve sosyal yapısı, kooperatifçilik, Çalışma sosyolojisi ve psikolojisi, istatistik gibi dersler okutulur. Bu alanda öğrenim yapmak isteyenlerin ekonomi ve sosyolojiye karsı ilgili, üstün akademik yeteneğe ve ikna gücüne sahip ve insanlarla iyi ilişkiler kurabilen kimseler beklenir. Çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri programını bitirenler "Çalışma Ekonomisti" unvanı ile is piyasası, sosyal sigorta, is mevzuatı, toplu sözleşme ve sendikacılık konularında araştırma ve incelemeler yaparak, öneriler geliştirirler. Çalışma ekonomistleri Ayrıca, devletin genel sosyal politikası ile sosyal güvenlik ve endüstri ilişkileri politikasının planlanma, düzenlenme ve geliştirilmesinde; ilgili bakanlık ve kamu kuruluşlarında, sosyal islerin düzenlenme ve

yürütülmesinde; kamu iktisadi teşebbüsleri ve özel sektör isletmelerinin Çalışma, isçi-işveren ilişkileri ile diğer sosyal islerinin düzenlenmesi ve yönetiminde de etkili bir rol oynarlar. Bu alanda öğrenim görenler, DPT"de, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının yurtdışı ve yurtiçi ünitelerinde, SSK, Bagkur, T.C. Emekli Sandığı gibi sosyal güvenlik kurumlarında, Müfettiş veya uzman olarak kamu iktisadi teşebbüsleri ve özel isletmelerin endüstriyel ilişkiler ve sosyal isler bölümlerinin yöneticilik ve danışmanlık hizmetlerinde çalışabilirler. Çalışma ekonomistlerinin önemli bir Çalışma alanı ise sendikalarda danışmanlıktır. Çalışma ekonomistleri Ayrıca kamu yönetimi, iktisat ve isletme bölümleri mezunlarının çalışabilecekleri öteki alanlarda da görev alabilirler. Özel sektörde ilerleme kişisel yeteneğe ve yabancı dil bilmeye bağlıdır. Psikoloji Psikoloji bölümü, insan davranışlarının gözlem ve deney yöntemlerini kullanarak bilimsel bir biçimde incelenmesi ve nedenlerinin ortaya çıkarılması konularında eğitim ve araştırma yapar. Psikoloji, kuramsal ve uygulamalı psikoloji adi altında iki dala ayrılır. Kuramsal Psikoloji: Bu dal, öğrenme, düşünme, güdülenme gibi psikolojik süreçlerle ilgilidir. İnsan ve hayvanlar üzerinde laboratuarda deneyler yaparak psikolojik olayları inceleyen "Deneysel Psikoloji", davranışların fizyolojik temellerini araştıran "Fizyolojik Psikoloji", toplum tarafından etkilenen insan davranışlarını inceleyen "Sosyal Psikoloji", insanda düşünme, öğrenme, duygu ve heyecan gibi psikolojik süreçlerin gelişimini inceleyen "Gelişim Psikolojisi" ve normal dişi davranışları inceleyen "Anormaller Psikolojisi" kuramsal psikoloji grubuna girer. uygulamalı Psikoloji: Kuramsal psikolojinin verileri günlük yasamda insan davranışları ile ilgili sorunları gidermede kullanılır. İleri derecede uyum bozukluğu gösteren kimselerin davranışlarının nedenlerini ve tedavi yöntemlerini inceleyen "Klinik Psikoloji"; endüstride üretimi artırmak için en uygun elemanların seçimini ve Çalışma ortamında olumlu ilişkiler kurulmasını sağlayan, tüketicinin isteklerini saptayan "Endüstri Psikolojisi"; hafif uyum sorunları olan kimselere yardim yollarını araştıran "Danışma Psikolojisi"; okulda öğrenme sürecini ve öğrencilerin basarisizlik sorunlarını inceleyen "Okul Psikolojisi" uygulamalı psikolojinin baslıca alanlarıdır. Psikoloji programında temel felsefe, mantık, istatistik ve sosyoloji gibi temel konularda verilen dersler ile psikolojiye giriş, öğrenme psikolojisi, deneysel psikoloji, Çağdaş psikoloji akımları, Gelişim psikolojisi (çocukluk, gençlik, yetişkinlik, yaslılık), fizyolojik psikoloji, psikolojik testler, zekâ-kişilik psikolojisi, anormal davranış psikolojisi gibi alan dersleri verilmektedir. Ayrıca uygulamalı dersler laboratuarlarda ve sahada sürdürülür. Psikoloji eğitimi görmek isteyen bir öğrencinin normalin üzerinde akademik yeteneğe sahip olması, psikoloji yanında felsefe, sosyoloji ve matematiğe ilgi duyması, Ayrıca insanları anlamaya istekli, bilimsel meraka sahip bir kimse olması gerekir. Psikoloji bölümünü bitirenler "Psikolog" unvanı ile görev almaktadırlar. Psikologlar genellikle uygulama alanında çalışırlar. Bir psikolog, çalıştığı kurumun niteliğine göre, ilgilendiği bireylere test, envanter gibi psikolojik ölçme araçları uygular, bireylerle görüşme yapar, sorunlarını anlamaya ve uygun çözümler bulunmasına yardımcı olmaya çalışır. araştırma ve eğitim alanında

çalışanlar gerekli ölçme araçlarını ve insan davranışlarını değiştirme yöntemlerini geliştirirler. Bugün ülkemizde psikologlar Sağlık Bakanlığına ve üniversitelere bağlı ruh ve sinir hastanelerinde, ruh sağlığı merkezlerinde, kreş ve çocuk bakımevlerinde, huzurevlerinde, çocuk ıslahevleri ve cezaevlerinde psikolog; rehberlik ve araştırma merkezlerinde okul psikologu olarak görev almaktadırlar. Halen psikologlar için özel ya da resmi endüstri kuruluşlarında Çalışma olanağı sinirlidir. Ancak endüstri geliştikçe ve iyi eleman yetiştikçe bu alanlarda da psikologların is bulma olanaklarının artacağı söylenebilir. Son zamanlarda bazı psikologların özel olarak işyeri açtıkları da gözlenmektedir. Psikoloji bölümünü bitiren bir kimse, eğitimi sırasında felsefe, sosyoloji gibi alanlarda yeterli düzeyde eğitim görmüş olmak ve öğretmenlik sertifikası almak koşulu ile orta dereceli okullarda felsefe grubu öğretmeni olarak görev alabilir. Halen rehberlik ve araştırma merkezlerinde okul psikologlarına ve kliniklerde psikologlara gereksinme duyulmaktadır. Mevcut ve açılmakta olan üniversitelerin de psikoloji alanında öğretim elemanlarına gereksinmeleri artmaktadır. Bir psikoloji mezununun doyurucu bir is bulabilmesi için psikolojinin belli bir dalında lisansüstü eğitim görmesi gereklidir. Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Rehberlik ve psikolojik Danışma programlarının amacı, bireylerin gelişimlerini ve çevrelerine uyumlarını güçleştiren faktörleri ortadan kaldırarak, onlara en üst düzeyde gelişme ortamı sağlama; gizil güçlerini geliştirebilecekleri eğitim programlarına ve mesleklere yönelmelerine yardımcı olma konusunda çalışacak elemanları yetiştirmek ve bu alanda eğitim yapmaktır. Rehberlik ve psikolojik Danışma programlarında eğitime giriş, eğitim sosyolojisi, eğitim felsefesi, eğitim tarihi, istatistik ve araştırma gibi temel dersler yanında, öğrenme psikolojisi, çocukluk, gençlik psikolojisi, sosyal psikoloji, ölçme ve değerlendirme, psikometri, ruh sağlığı, rehberlik, psikolojik Danışma mesleki rehberlik, özel eğitim programları, uyumsuz çocukların eğitimi, zihin özürlü çocukların eğitimi gibi alan dersleri okutulmakta ve uygulamalar yaptırılmaktadır. Rehberlik ve psikolojik Danışma programına girmek isteyen bir kimsenin normalin üzerinde bir genel akademik yeteneğe sahip, sosyal bilimlere, özellikle psikolojiye ilgili ve bu alanda yetişmiş, hoşgörü sahibi, sabırlı, insanlara içten sevgi ve saygı duyan, dinlemesini bilen, kendinden hoşnut, başkalarını oldukları gibi kabul edebilen bir kimse olmalıdır. İnsanlara yardim etmekten hoşlanan bir kimse için rehberlik, doyum sağlayıcı bir Çalışma alanı olabilir. Rehberlik ve psikolojik Danışma programı bitirenler okullarda Rehberlik ve araştırma Merkezinde ve dershanelerde "Rehberlik öğretmeni" olarak görev alırlar. Rehberlik öğretmeni basarisiz veya uyum güçlüğü gösteren öğrencilerle veya onların aileleri ile görüşür; onların davranışlarını gözlemler, testler uygular ve sorunların kaynağını ortaya çıkarmaya çalışır, tüm öğrencilerin, yetenek ve ilgilerine uygun programlara yönelmelerine ve sağlıklı bir kişilik geliştirmelerine yardımcı olur; bunun için bireylere bireysel olarak veya gruplar halinde psikolojik Danışma ve rehberlik hizmeti verir, ailelere çocuk eğitimi konusunda danışmanlık yapar, özel eğitime ihtiyacı olan öğrencileri ilgili kurumlara havale eder.

Rehberlik ve psikolojik danışmanlık programını bitirenler resmi ve özel okullarda, özel dershanelerde, rehberlik ve araştırma merkezlerinde görev alabilirler. Sekiz Yıllık eğitim uygulamasından sonra okullarda rehber öğretmenlere duyulan gereksinme artmıştır. Ayrıca bu alanda eğitim görenler özel sektörde, insan kaynakları birimlerinde görev alabilmektedirler. Halkla İlişkiler ve tanıtım Halkla ilişkiler ve tanıtım programının amacı, gerek kamu, gerekse özel sektör kuruluşlarının halkla ilişkiler, reklam ve tanıtım birimlerinde çalışacak nitelikli elemanları yetiştirmek ve bu alanda araştırma yapmaktır. Halkla ilişkiler programının 4 Yıllık eğitim süresinin ilk iki Yılında sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimleri, ekonomi, hukuk ve istatistik gibi temel dersler okutulmaktadır. Daha sonraki yıllarda reklamcılık, fotoğrafçılık, iletişim vb. konularda eğitim yapılmaktadır. Halkla ilişkiler ve tanıtım programına girmek isteyen bir kimsenin sosyal bilimlere ilgili ve bu alanda basarili, normalin üzerinde bir sözel yeteneğe ve ikna gücüne sahip, girişken, insanlarla etkileşimde bulunmaktan hoşlanan, çevredeki kaynakları seferber edebilen, yaratıcı bir kişi olması gerekir. Halkla ilişkiler programını bitirenler çeşitli kurumlarda "Halkla İlişkiler ve tanıtım elemanı" olarak görev alırlar. Hakla ilişkiler ve tanıtım alanında yetişenler resmi ve özel kuruluşların tanıtım birimlerinde, reklam ve kamuoyu araştırmaları ile ilgili kuruluşlarda görev alabilirler. Turizm İsletmeciliği ve Otelcilik Turizm isletmeciliği ve otelcilik programının amacı, Çağdaş turizm anlayışına uygun olarak, müşterinin her türlü ihtiyacını karşılamak üzere çok çeşitli hizmetleri veren modern otel, lokanta vb. turistik yerleri yönetecek personeli yetiştirmektir. Turizm isletmeciliği ve otelcilik programında ilk yılda temel matematik, hukuk, ekonomi, istatistik, muhasebe dersleri verilir. Daha sonraki yıllarda Türkçe, turizm isletmeleri ve yönetimi, pazarlama, konaklama tesisleri ve muhasebesi, personel yönetimi, turizm pazarlaması, is hukuku, Türkiye"nine turizm coğrafyası, halkla ilişkiler ve yabancı dil gibi zorunlu derslerin yanında, ikinci bir yabancı dilin de yer aldığı seçmeli dersler verilmektedir. eğitim kuramsal ve uygulamalı olarak sürdürülmektedir. Turizm ve otelcilik sektöründe çalışmak isteyenlerin dinamik ve sosyal yönleri kuvvetli insanlar olmaları gerekir. İnsanlarla iyi iletişim kurabilmek, müşterilerle etkileşimi sürekli olan bir meslek için çok önemlidir. Kendine güvenen, güçlükler karsısında şaşırmayan, çabuk ve doğru karar verebilen, Sabır, nezaket ve anlayış vb. özelliklere sahip insanlar bu meslekte basarili olabilirler. Bu programı bitirenler "Turizm Yöneticisi" olarak, çeşitli tesislerde, değişik düzeylerde görev

alırlar. Bu görevlerde basarili oldukça üst kademelere yükselirler. Turizm isletmecisi unvanı ile otel yöneticisi olarak çalışan turizm yöneticisi otele gelen müşterilere sadece geceyi geçirecekleri bir oda sağlamaktan değil, ayni zamanda onların yiyip içmeleri ve eğlenmeleri için gereken koşulları hazırlamaktan da sorumludur. Bugün büyük oteller bir barınak olmanın ötesinde, giderek çok çeşitli sosyal etkinliklerin (nisan, düğün, kongre, konferans, seminer vb.) yapıldığı yerler haline gelmektedir. Otel yöneticisi çeşitli beğenileri olan müşterilere çeşitli hizmetler veren bir otelin isleyişinden sorumludur. Otel, motel, lokanta vb. turizm tesislerinin yöneticisi, otelin çeşitli hizmet birimlerinde (resepsiyon, restoran, santral, oda servisi, alim-satım vb.) sorumlu kişileri görevlendirir ve bunların çalışmalarını denetler; müşteriye verilecek hizmetlerin çeşidini ve ödenecek ücreti saptar. Hizmetlerin sunulusunda çıkan sorunları çözmek, müşterilerin şikayetlerini dinleyip, giderici önlemler almak otel yöneticisinin baslıca görevlerindendir. Turizm isletmeciliği ve otelcilik mezunları daha çok otellerde ve turizm sektöründe çalışırlar. Teknolojinin ilerlemesi insanların bos zamanlarının ve ulaşım olanaklarının artmasına yol açmıştır. Bu da insanlarda çeşitli bölgeleri ve ülkeleri gezip görme isteği uyandırmaktadır. Yurtiçinde çeşitli amaçlarla seyahat eden insanların şayisinin artması yanında, özellikle yurtdışından birçok insan gezip görme amacı ile ülkemize gelmektedir. Turist sayısındaki bu hızlı artış ülkemizde çok sayıda otel ve motel yapılmasına yol açmış, otelcilik de kendine özgü eğitimi olan bir uzmanlık alanı haline gelmiştir. Önümüzdeki yıllarda turizm alanındaki gelişmenin devam edeceği ve bu alanda iyi yetişmiş kimselerin is bulma sorunu olmayacağı söylenebilir. kişisel yetenek ve yabancı dil meslekte basarili olmaya ve ilerlemeye olanak vermektedir. Mütercim-Tercümanlık Mütercim Tercümanlık programı İngilizce yazılmış bir metnin başka bir dile yazılı olarak Nasıl çevrileceği (mütercim) ve İngilizce"deki bir konuşmanın başka bir dile Nasıl çevrileceği (Tercümanlık) konularında eğitim yapar. Dil ve edebiyat baslığı altında toplayabileceğimiz Türk Dili ve Edebiyatı, Doğu Dilleri ve Edebiyatları, Bati Dilleri ve Edebiyatları, Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri ve Mütercim Tercümanlık gibi programlarda basarili olabilmek için genel akademik yeteneğin yani sıra sözel yetenek, güçlü bir bellek ve dikkate sahip olmak gereklidir. Ayrıca, dil ve edebiyat konularında özellikle Eskiçağ dilleri ve kültürleri ve dilbilim alanlarında eğitim görmek isteyenlerin bilimsel meraka sahip olmaları, eski eserleri araştırmaya ilgi duymaları beklenir. Sümeroloji ve Hititoloji gibi programlar eski uygarlıklara merak duyanların ilgisini çekebilir. Mütercim Tercümanlık programına gireceklerin ise zengin bir genel kültür yanında gramer ve kompozisyonda basarili ve geniş bir sözcük dağarcığına sahip olmaları gerekir. Özellikle Tercümanlık çeşitli tipte insan tanıma olanağı verdiğinden, hareketli bir Çalışma ortamından ve sosyal ilişkilerden zevk alanlar için önerilebilir. Bu programlarda dersler genellikle kuramsal olarak sürdürülmekte, öğrenciler fakülte kütüphanelerinde araştırma yapmakta, gerektiğinde fakültenin dil laboratuarlarından yararlanmaktadırlar. Dil ve edebiyat baslığı altında toplanan bu programlardan mezun olanlar değişik unvanlarla çalışırlar. Dilbilimci olarak çalışmak isteyenler, bir dilin yapısını, kaynağını, başka dillerle

ilişkisini araştırır; fonetik, anlam, gramer ilkelerini uygulayarak herhangi bir dilin gelişmesini inceler; tek sözcüklerin, birleşik sözcüklerin, eklerin, takıların kaynakları, gelişmeleri, anlam değişmeleri üzerinde çalışır, dil sistemleri geliştirirler; bir dil için sözcüklerin çeşitli kullanışlarına göre anlamlarını açıklayan sözlükler hazırlarlar. Bu kimseler genellikle üniversitelerde görev alırlar. Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunları kütüphanelerde, arşivlerde, Kültür Bakanlığında, TRT Kurumunda görev alabilirler, yükseköğretim kurumlarında "Okutman" olarak çalışabilirler. öğretmenlik sertifikası olanlar orta dereceli okullarda "Öğretmen" olabilirler. Özel yetenekleri olanlar gazete ve dergilerde "Yazarlık", "Editörlük" yapabilirler. Latin Dili ve Edebiyatı ile Yunan Dili ve Edebiyatı mezunları müzelerde, epigrafi (yazıt bilim) alanında, kültür ve turizm faaliyetleri ile ilgili alanlarda, arşivlerde, eski belgelerin tercüme islerinde çalışabilirler. Ancak epigrafi ve arşiv alanında uzman olmak için yurt dışında bir kaç Yıllık eğitim görmek gerekmektedir. Tercümanın isi iki türlüdür. Birincisi "eşzamanlı tercüme" olup bir dilde konuşulanları, konuşma devam ederken, ayni zamanda başka bir dile çevirmedir. Bu tip tercüme Uluslararası konferanslarda çok gereklidir. Elektronik araçların gelişmesi ile bu alanda da ilerlemeler olmuştur. Tercüman, konferans salonunun arkasında bir kabinde oturur ve kulaklık ile konuşmacının söylediklerini dinlerken ayni anda mikrofona, konuşulanların tercümesini söyler. Dinleyiciler de bunu kulaklıkları ile dinlerler. eşzamanlı tercümede, tercüman konuşmacıyı çok dikkatle dinlemek, onun jest ve mimiklerini izlemek zorundadır. Bu da çok iyi bir lisan bilgisini, dikkatli ve sabırlı olmayı gerektirir. İkinci tür tercümede, konuşmasını bitirdikten sonra tercüman söylenenleri çevirir. Bu tür tercümede her cümle iki defa söylendiğinden zaman alicidir. Bu tercümede de tercüman konuşmacının söylediklerini hatırda tutmak ve konuşmayı değiştirmeden çevirmek zorundadır. Mütercim ise bir dille yazılmış bir metni başka bir dile (Türkçüye) çevirir. Eskiçağ dilleri ve kültürleri programları mezunları genellikle yükseköğretim kurumlarında bilimsel araştırmalar yapabilirler. Sümeroloji mezunları müze arşivlerinde çivi yazısı uzmanı olarak görev alabilirler. Doğu Dilleri ve Edebiyatı mezunları Sanayi ve Ticaret Bakanlığında, TRT Kurumunda, elçiliklerde, ithalat ve ihracat şirketlerinde görev alabilirler. Arap Dili ve Edebiyatı programını bitirenler Diyanet İsleri Başkanlığında çalışabilecekleri gibi orta dereceli okullarda öğretmenlik yapabilirler. İtalyan dili ve Edebiyatı programından mezunlar, İtalyan Lisesi nde ve konservatuarlarda öğretmenlik yapabilirler. Bati dilleri bölümlerini bitirenler yabancı dilde ya da Türkçe eğitim yapan orta dereceli okullarda yabancı dil öğretmeni veya yükseköğretim kurumlarında okutman olarak görev alabilirler. Öğretmen olmak isteyen kimseler için bu bölümlerde dil öğretimi konusunda ayrı ders programları düzenlenmiştir.

Bati dilleri programından mezun olanlar TRT Kurumunda, Diş İsleri Bakanlığında, elçiliklerde, Sanayi ve Ticaret Bakanlığında, turizm acentalarinda ve ticari şirketlerde mütercim-tercüman olarak çalışabilirler. Bati ve Doğu dilleri ve Edebiyatları programını bitirenlerin is bulma olanakları, dilini öğrendikleri ülke ile ülkemiz arasındaki kültürel ve ticari ilişkilere bağlı olarak değişmektedir. Genel olarak mezunlar Sanayi ve Ticaret Bakanlığında, elçiliklerde is bulma olanağına sahiptirler. Not: Ülkemizde nüfus ve eğitime verilen önem arttıkça okullardaki Öğretmen açığı büyümektedir. Özellikle okul öncesi eğitim öğretmeni, sınıf öğretmeni, resim, müzik, beden eğitimi ve yabancı dil öğretmenlerine ihtiyaç vardır. öğrencilerin tercih listelerini oluştururlarken mutlaka rehber öğretmenlerinden yardim almalıdırlar. Seçilen bölümlerin teknik olarak doğru sıralanması yeni sınav sisteminde son derece önemli bir hale gelmiştir. öğrencinin almış olduğu puana göre kazanabileceği kendisine en uygun bölüme girebilmesi için bilinçli bir tercih ve doğru sıralama çok önemlidir. HANGİ MESLEKLER NEDEN GÖZDE OLACAK? Elektronik ve haberleşme mühendisliği: Gelecekte elektronik medyanın, evlere yönelik bilgiye erişme ile bilgiyi kullanma ürünlerinin yükselen ürünler olması bekleniyor. Bu nedenle de üniversitelerin ilgili bölüm mezunlarının ulusal ve uluslararası boyutta birçok iş imkanı bulabileceği söyleniyor. Uluslararası hukuk: Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecine girmesi ve yabancı sermaye girişinin daha da artması bu alanda yetişmiş hukukçulara olan ihtiyacı sürekli kılacak. Uluslararası ilişkiler: Farklı ülkelerle profesyonel platformlarda ilişkilerimizin artmasıyla birlikte bu alandan mezun kişilerin kamu ve özel sektörde iş bulma olanakları artacak. Bilgisayar bilimleri mühendisliği: Bilgisayar teknolojisi geliştikçe bilgisayar mühendislerine olan ihtiyaç da sürecek. Veri madenciliği ve analistliği: Bankalar, telekom operatörleri, perakendeciler gibi yoğun olarak verilerle çalışan firmalar, bu verilerini çıkarıp analiz eden veri madencilerine ve analistlerine ihtiyaç duyuyor ve duymaya da devam edecek. Kod Kırıcılar: Bugün birçok şirket bünyesinde çalıştırılan kod kırıcılar, bilgisayarların iş ve özel hayatımıza daha çok girmesiyle beraber önemlerini artıracaklar.

Bilgi Mühendisliği: Bilgilerin sistemde bildirimlerinin interaktif şekilde kullanılmasını ve kodlama işlemlerini gerçekleştiren bu kişiler gelecekte de ön planda olacak. Güvenlik hizmetleri (Bilgi güvenliği dahil güvenliğin her dalı) : Özellikle bankalarda, perakende sektöründe ve devlet kademelerinde büyük miktarda iş yapan firmalar güvenliği onlar için kritik olduğundan Elektronik Güvenlik Yöneticisi pozisyonuna önem veriyorlar. Bunun haricinde yeni kurulan siteler ve alışveriş merkezlerinde de güvenlik önemli bir pozisyon haline gelecek. Genetik bilimleri mühendisliği: Tıpta kalıtsal hastalıkların tanısının konması ve tedavisi ile ilgili çalışmalar artarak devam ederken istenilen niteliklere sahip bitki ve hayvanların yetiştirilmesi konusunun da üzerinde duruluyor. Bu da genetik mühendislerine ihtiyacı sürekli kılıyor. Endüstri mühendisliği: Bütünleşik üretim ve hizmet sistemlerinin tasarımını yapan, planlayan, bu sistemleri yöneten ve çevrimini sağlayan, girdilerin en efektif şekilde kullanılması ve süreçlerin performansının yükseltilmesi ve kalitenin artırılması konusunda çalışan bu kişilere bugün olduğu gibi gelecekte de ihtiyaç olacak. Biyoteknoloji uzmanlığı: Gelecekte üçüncü nesil ürünlerin üretilmesi söz konusu olacak. İşte bu nokta biyoteknoloji uzmanlarına ihtiyacın artacağı söyleniyor. Psikoloji: Türkiye'de hızla gelişen bir disiplin olan psikoloji bölümünden mezun olanlar, ilgi alanlarına göre insan kaynakları uzmanlığı, kamuoyu ve Pazar araştırma şirketleri ve diğer kurumlarda araştırmacı olarak çalışabilecekleri gibi yuva psikoloğu gibi görevler de üstlenebiliyorlar. Dolayısıyla bugün olduğu gibi gelecekte de bu meslek popülerliğini sürdürecek gibi görünüyor. Koruyucu hekimlik: Sağlık konusunda insanların bilinçlenmesiyle hastalıkların bulaşma yollarının engellenmesi, aşılama ve sağlık eğitimine olan ilgi arttı. Bunun sonucunda günümüzde olduğu gibi gelecekte de koruyucu hekimliğin öneminin artacağı düşünülüyor Sağlık yönetimi: Sağlık kuruluşlarındaki modernleşme ve dünya standartlarına uyum gösterme çabaları sağlık yönetimini günümüzde yönetim biliminin çok spesifik bir alt dalı haline getirdi. Özel sağlık sektöründe artan

yatırımlar da sağlık yöneticilerine olan ihtiyacın artmasına neden oluyor. Estetik cerrahi: İnsanların güzellik konusunda gösterdiği hassasiyet sürdükçe bu alanda iş hacmi hep söz konusu olacak Evde bakım hizmetleri: Evde bakım hizmetleri sektörü geliştikçe bu alanda çalışacak uzmanlara olan ihtiyaç da artacak. Fizik tedavi uzmanlığı: Ortalama yaşam beklentisi artarken, yaşam kalitesi de ön plana çıkıyor. Yaşamı daha kaliteli hale getiren branşlardan biri olan fizik tedavi de bu doğrultuda gelecekte de önemli olacak. Diyetisyenlik: Beslenme konusunda bilinçlenmeyle beraber diyetisyenlik Türkiye'de gelişen bir meslek olarak karşımıza çıkıyor Danışmanlık: Son yıllarda yaygınlaşan hem bireysel hem de kurumsal danışmanlık alanı gelecekte de iş hacmi yüksek meslekler arasında yer alacak Perakende sektöründe yöneticilik: Bu alanda hizmet kalitesi ön plana çıkarken, firmaların başarısında hız ve müşteri memnuniyeti de belirleyici rol oynuyor. Uzmanlar yeni markaların oluşması ve alışveriş merkezi yatırımlarıyla birlikte sektörde kendini geliştirmiş yöneticilere gelecekte de ihtiyacın artacağını vurguluyor. Gıda ve beslenme mühendisliği: Günümüzde tüketicilerin hijyen standartları yüksek ortamlarda üretilmiş sağlıklı ürünleri talep etmeleri gıda firmalarının gıda mühendis ihtiyacını sürekli kılacak. Finans uzmanı ve yöneticisi: Yabancı yatırımcıların da bu sektöre girmesiyle beraber özellikle bireysel hizmetler alanında uzman ve yönetici pozisyonunda kişilere ihtiyaç olacak. Gayri menkul hizmetleri ve yönetimi : Son yıllarda artan gayrimenkul yatırımları gelecekte bu alanda hizmet verecek yönetici ve uzman ihtiyacını da artıracak.

Kadrolu öğretmen taban puanları: Biyomedikal Mühendisliği Biyomedikal Mühendisliği Meslek Rehberi nde Biyomedikal Mühendisi altında tanımlanan meslek için aşağıda önemli açıklamalar yer almaktadır. Artık Tıp Mühendisliği olarak da bilinen Biyomedikal Mühendisliği popüler mesleklerden olmaya aday gözüküyor. Biyomedikal mühendisliği, kan görmeye dayanamadığı için Tıp okuyamayan ve aynı zamanda Mühendislik okumak isteyenler için ideal bir meslek. Elektrik Mühendisleri Odası ve Başkent Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü işbirliği ile 4 Mayıs 2007 tarihinde Başkent Üniversitesi Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu nda gerçekleştirilen Biyomedikal Mühendisliği Eğitimi, Mezunlarının Durumu ve EMO nun Rolü Çalıştayı nın sonuç bildirgesi yayımlandı BİYOMEDİKAL MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ, MEZUNLARININ DURUMU VE EMO NUN ROLÜ ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası ve Başkent Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü işbirliği ile 4 Mayıs 2007 tarihinde Başkent Üniversitesi Prof. Dr. İhsan Doğramacı Konferans Salonu nda Biyomedikal Mühendisliği Eğitimi, Mezunlarının Durumu ve EMO nun Rolü Çalıştayı gerçekleştirildi. Çalıştay, sağlık alanında teşhis ve tedavi amacıyla kullanılan elektronik ve mekanik cihaz ve sistemlerin tasarım, geliştirme, üretim, teknik işletme ve bakım onarım faaliyetlerini kapsayan Biyomedikal Mühendisliği eğitiminin, sağlık sektörünün, sanayinin ve kamunun ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilmesi ve kalitesinin yükseltilmesi için çözüm önerileri sunmayı hedefledi. Mühendislik ve tıp alanı arasında önemli bir bağ, önemli bir köprü oluşturan Biyomedikal Mühendisliği, elektrik, elektronik, mekanik, kimya, biyoloji, bilgisayar ve yazılımı harmanlayan önemli bir bilim dalı ve meslek olarak yaşamımızda giderek daha fazla önem kazanmaktadır. Disiplinlerarası özellik taşıyan Biyomedikal Mühendisliğinin önümüzdeki süreçte alt uzmanlık alanlarının belirleneceği bir süreci de yaşayacağımız açıktır. Biyomedikal ve Klinik Mühendisliğinin hastanelerin içinde servis vermesi, diğer bütün faydaların ötesinde, hastaya verilen sağlık hizmetinin çok daha verimli olmasını sağlamakta, aynı altyapı ile çok daha fazla hastaya çok daha etkin ve kaliteli hizmet verilmesini temin etmektedir. Hem Türkiye nin deneyimi, hem de dünyanın deneyimi bunu göstermektedir. Biyomedikal Mühendisliği hizmetlerinin sağlık sektörüne en büyük katkısı budur. Biyomedikal Mühendisleri görev aldıkları alanlarda tıbbi cihazların, sistemlerin, insan vücuduna destek olan makinelerin tasarım, üretim, işletme, bakım/onarım ve kalibrasyon faaliyetlerinde bulunup, bu faaliyetleri hastane içinde örgütleyip yönetirken; meslek alanlarındaki tanımların, yetkilerin, standartların ve yönetmeliklerin olmaması ya da yetersiz olması nedeniyle pek çok

sorunla da karşı karşıya gelmektedir. Doğrudan insan sağlığını ilgilendiren bu alana ilişkin tüm mevzuat ihtiyaçlarının acilen tamamlanması gerekmektedir. Tıbbi cihazlar konusunda milyar dolarlarla ifade edilen ithal bağımlılığı sorununun asgari düzeylere çekilebilmesi de karar verici kadrolarda Biyomedikal Mühendislerinin yer almasıyla mümkün olabilecektir. Standartların oluşturulması, meslek alanının ve yetkilerinin düzenlenmesi ile ilgili yönetmeliklerin hazırlanması ve yasalaştırılması, hızla gelişen teknolojiye yetişmek için meslek içi eğitim çalışmalarının örgütlenmesi, mesleği geliştirmek üzere çalıştay, sempozyum, forum ve kongrelerin düzenlenmesi, üniversiteler ve sektör kuruluşları ile işbirliği ve Ar-Ge faaliyetlerinin teşviki ve özendirilmesi, sağlık sektöründe dünyada ve ülkemizde gelişmelerin izlenmesi, yanlış politikaların tespiti ve çözüm önerilerinin geliştirilerek başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere siyasi karar vericilere ve kamuoyuna sunulması, alanında ilk olan çalıştayımızın önemli tespitlerindendir. Elektrik Mühendisleri Odası bünyesinde yer alan Biyomedikal Mühendislerinin, Biyomedikal Mühendisliği Meslek Dalı Ana Komisyonu nda yer alarak, meslek alanına özgü bilgi ve deneyim birikiminin oluşturulması, bu alana ilişkin oda birimlerinde yürütülecek çalışmaların eşgüdümlenmesi, geliştirilmesi, düzeyinin yükseltilmesi ve Biyomedikal Mühendislerinin meslek alanlarının tanımlanması ve korunmasına yönelik çalışmaların devamlılığı sağlanmalıdır. Biyomedikal Mühendisliği alanının gelişmesi ve günümüzde büyük ölçüde teknoloji merkezli olan tedavi ve teşhis hizmetlerinin sağlıklı olarak yürütülebilmesi için alınması gereken acil önlemler ve paydaşların yapması gerekenlerin şöyle sıralanabilir: - Başta hekimler olmak üzere, sağlık görevlilerinin ve Biyomedikal Mühendislerinin ortak dilinin, eşgüdüm içinde verimli çalışma standartlarının, yönergelerinin oluşturulması gereklidir. - Hastanelerimizde Biyomedikal Mühendislerinin yetersizliği ya da hiç olmaması önlenmelidir. Özellikle devlet hastanelerinde Biyomedikal Mühendisliği istihdamı sağlanmalı, ücret ve personel politikası yetersizliği hızla giderilmelidir. İstihdam projeksiyonunun yapılması ve buna bağlı olarak eğitim programlarının, potansiyel gelişmeler de öngörülerek, şekillendirilmesi gerekmektedir. - Teknik şartnameler, yerli teknoloji ve sanayinin desteklenmesini gözetecek biçimde düzenlenmelidir. - Tüm hastanelerimizde Klinik Mühendisliği merkezleri yapılandırılmalıdır. Bu merkezler sayesinde hastaların güvenli tedavisi, hizmetin kalitesi ve uygunluğunun sağlanmasının yanı sıra tıbbi cihazlara gerektiğinde anında müdahale, kalibrasyon, tedarik vb. hizmetler ile de hem hastane, hem ülkemiz için büyük boyutlarda mali artılar sağlanacaktır. - ABD de Ar-Ge paylarına bakıldığında, uzay ve savunma yüzde 3.1, haberleşme yüzde 5.6 olup, tıbbi cihaz alanında ise yüzde11.4 tür. Ülkemizin hazırlıksız yakalanmaması için hiç vakit

geçirmeden ilgili tüm paydaşlarla, bu alana gerek mevzuatıyla, gerek Ar-Ge siyle, gerekse de nitelikli teknik personel yetiştirilmesiyle gereken önem verilmelidir. Sonuç olarak; Molekülden genlere, genden proteine, proteinden hücreye, hücrelerden dokulara, dokulardan organlara, organ sistemlerine, insandan topluma kadar olan, bir başka deyişle insan vücuduyla etkileşim halinde olan her sistemi kapsayan Biyomedikal Mühendisliği alanına, tüm kamuoyunun, ilgili çevrelerin ve yetkililerin gerekli duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz. ALAN ve MESLEK SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR Yrd. Doç. Dr. Ali TEMEL Maltepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi GİRİŞ Meslek seçimi, kişinin hayatı boyunca yapacağı en önemli seçimlerden biridir ve tüm yaşamını etkiler. Kişi mesleğini seçmekle yaşayacağı çevreyi, bir anlamda ekonomik durumunu ve ilişkide bulunacağı insanları da seçmiş olmaktadır. Meslek bireyin yaşamını sürdürebilmesi için yaptığı iştir. Süreklilik gerektirir; kişiye maddi ve manevi doyum sağlar. Belirli bir eğitim tecrübesini gerektirir ve toplumca kabul edilen ahlak ilkelerine göre sürdürülür. Ergenlik dönemi, gencin bir sonraki okulunu ve mesleğini seçmek gibi hayatını etkileyen önemli kararların alındığı bir yaş dilimidir. Genç, lisede iken hangi alana yöneleceğini ve dolayısıyla da hangi yükseköğretim programlarına gireceğini belirlemek durumundadır. Meslek ile kişilik özellikleri arasında önemli bir bağ vardır. Kendi kişiliğine uygun mesleği seçen bireyler yaptıkları işten daha fazla haz alırlar ve başarılı olurlar. Meslek seçimi ile olgunlaşma çocukluk döneminde hayal kurma ile başlar. Ön ergenlik döneminde ise gencin ilgileri ön plana çıkar. 17-18 yaşları gerçekçi seçimler yapma dönemidir. 25 yaş civarında iş ve kariyer konusunda belli ölçüde kararlılığa ulaşılır. Bireylerin meslek seçimi birçok faktörden etkilenmektedir. Özellikle bireyin psikolojik özellikleri meslek seçiminde önemli rol oynar. Örneğin; zeka, meslek gelişimi hususunda birkaç türlü etki yapmaktadır. Başarı ile sıkı sıkıya ilişkisi olan zeka, bir kimsenin ne kadar öğrenim yapabileceğini tayin eden önemli bir etkendir. Ayrıca, bireyin meslek seçimine bireyin psikolojik özelliklerinin yanı sıra sosyo-ekonomik özellikleri de etki yapmaktadır. Şüphesiz, bireyler kendilerini en üst seviyede tatmin edici mesleği seçmek durumundadırlar. Bazen şartlar değişebilir, birey sosyo-ekonomik özellikleri yönünden çok istediği mesleği seçemeyebilir. Bu durumda, birey çatışma içerisine düşerek sevmediği bir işi yapma mecburiyetinde kalacağı için büyük ihtimalle başarısız olur. Lise son sınıftaki öğrencilerin Öğrenci Seçme Sınavlarına (ÖSS) girmesi bir bakıma ilerde çalışacağı iş alan(lar)ını ve mesleğini belirlemek anlamına gelmektedir. O halde meslek seçimi öncesindeki bir adayın öğrenmesi gereken bilgi, beceri ve tutumlar şu şekilde özetlenebilir: Mesleki tercihler, ilk ve orta öğretim boyunca verilecek kararlar ve yapılacak seçimlerle yakından ilişkilidir. Mesleki tercih, lise son sınıftan çok önce temel öğretimin son kademesinde sekizinci sınıfın sonunda girilen ortaöğretim kurumunun yapısına bağlı olarak da değişebilmektedir. Örneğin, meslek lisesine giren birinin, yükseköğrenim göreceği alan önemli ölçüde belirlenmiş olmaktadır. Lisedeki alan ve alınan seçmeli dersler de mesleki tercihe yön verecektir. Örneğin; sosyal bilimler alanında öğrenim gören bir öğrencinin hiç bir kısıtlama olmamasına rağmen (ÖSS SAY) puanı ile öğrenci alan yüksek öğretim programlarını istemesi onun başarı şansını düşürecektir. MESLEKİ TERCİHTE DİKKAT EDİLECEK NOKTALAR Geleceğin parlak mesleklerini okul çağında iken düşünmeye başlayan gençlerimiz, üniversite basamağında, şartların elverdiği ölçüde isteklerine ulaşmış olmanın heyecanını yaşar.

Buna karşılık, doktor olmak isteyen bir gencin puanlama sonucu iktisatçılığa; güzel sanatlara merakı olan birinin de, veterinerliğe adım atışı olağan durumlardandır. Yeteneğe uygun işi seçebilmek de ayrı bir dikkat ister. Yönetmek için zorunlu olan nitelikler ile bir meslek sahibi olma arasında önemli farklar vardır. Bugün piyasada, asıl mesleğinin dışında, başka alanda çalışanlara sık sık rastlıyoruz. Ekonomik koşullar nedeniyle, ikinci işi yapanlar da az değil. O nedenle, kendini sahnede şarkı söylerken bulan bir futbolcuyu; köşe yazarlığı yapan mühendisi pek yadırgamıyoruz. Tutarlı tercihler yapabilmek için, tercih aşamasından önce dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Çünkü tercih yapmak; yalnızca yükseköğretim programlarını puana göre büyükten küçüğe doğru sıralamak değildir. Tercih aşamasında sağlıklı seçimlerde bulunabilmek için, önceden araştırma yapmak ve tercihi etkileyebilecek faktörleri ortaya koymak gerekmektedir. Bu faktörler şöyle sıralanabilir: A. Kendini Tanıma Yetenekleri bilme: Kendini ve içinde bulunduğu durumu doğru algılayan, kişisel değerleri ile toplumsal beklentileri arasında denge kurabilen birey, kişisel yeterliliğe ulaşabilir. Bu durum bireyin kendini tanıma sürecinde bir hayli yol aldığının göstergesidir. Kendini tanıyan birey ise seçim işlemlerinde daha tutarlı olacaktır. Yükseköğretim programlarının gerektirdiği yetenek düzeyi ile bireyin hangi alanlarda ne düzeyde yeteneğe sahip olduğunun bilinmesi gerekmektedir. Öbür türlü ise, bireyin ya yeteneğinin üzerinde ya da altında, yetenek gerektiren bir alana yönelmesi söz konusudur. Durumun böyle olması sıkıntı, başarısızlık ve doyumsuzluklara neden olacaktır. O halde, bu aşamada güçlü ve zayıf olunan alanlar göz önüne alınmalı ve en çok sahip olunan yetenekleri en fazla gerektiren meslekler tercih edilmelidir. İlgi alanlarını bilme: İlgi duyulan bir faaliyet alanı, aynı zamanda yetenekli olunan bir alandır. Doğal olarak sadece yetenekli olunan alanlarda başarılı çalışmalar yapılabilir. O halde, ilgi alanını belirlemek, meslek seçimini kolaylaştıracak bir etken olmaktadır. Değerleri veya kişilik özelliklerini bilme: Mesleki faaliyetlerden beklenen doyumu, mesleki değer olarak kabul edebiliriz. Başka bir ifadeyle değer, mesleğin yapıldığı ortamdan ve toplumsal ödüllerden gelen doyumlardır. Bu durumda ne için çalışacağınız, mesleğinizden beklentilerinizin ne olacağının yanıtı, mesleklere yükleyeceğiniz değerleri yansıtacaktır. Değerleri yakından tanımak, bireyi, bu değerlere uygun mesleklere götürecektir. B. Meslekleri Tanıma Meslek seçme aşamasında, karar verirken bocalanmakta ve çoğu zaman seçimler tesadüflere bırakılmaktadır. Bu da ileride hayal kırıklığına neden olmaktadır. Meslekler hakkında doğru ve ayrıntılı bilgi sahibi olmak, bireyin meslek seçimi kararını şu yönlerde etkileyecektir: - Başarı ve başarısızlığını, - İşinden hoşlanıp hoşlanmadığını, - Yaşamının diğer alanlarındaki mutluluğunu. Bu nedenlerle doğru seçimler yapabilmek için; yeteneklerle, ilgi duyulan meslekler hakkında ayrıntılı incelemelere ihtiyaç vardır. C. Akademik Bakımdan Güçlü Olunan Alanın Bilinmesi - Genel okul başarısı, - En çok başarılı olunan ders/dersler,

- Hatasız ve süratli yanıtlanan testler. Bu etmenlerin birleşimiyle daha tutarlı tercihler yapılabilir. D. Gelecekle İlgili Planları Netliğe Kavuşturmak Tercih edilecek alana yönelik olarak gelecekte nelerin yapılacağı ortaya konulmalıdır. Çünkü, hedef belirlemeden okumak, öğrenim yaşantısı sırasında alınması gereken önlemlerin göz ardı edilmesine neden olur. Bu da, mesleğe yaşantıdaki eksikliklerle beraber başlamayı getirecektir. Bunu önlemek için, okuyacağınız alanı hangi nedenden dolayı seçtiğiniz ve ileride neleri yapacağınız mantığıyla yola çıkılmalıdır. E. Dış Etkenlerden Arınmak Aile ile uzlaşmak: Alan ve meslek seçiminde kuşkusuz çevreden fikir alınabilir. Ancak, danışacağınız insanlar konularında uzmanlaşmış olmalıdır. Yakın çevrenin etkisinden kurtulmak: Yakın çevrenizin etkisiyle seçimlerinizde kararsızlık yaşamanız ve başkaları istiyor diye tercihlerinizi değiştirmeniz sizi geri dönüşü zor veya olanaksız durumlara götürebilir. Bu durum istemediğiniz bir alanda öğrenim görmenize neden olabilir. Toplumsal yargıların üstünde düşünebilmek: İlgi ve yetenekleriniz doğrultusunda olmayan ama salt toplum tarafından üstte tutulan meslekleri tercih etmeniz sağlıklı bir seçim olmayacaktır. MESLEK SEÇERKEN AŞAĞIDAKİ SORULARA CEVAP ARANMALIDIR Birey önce kendini tanımalıdır. Kendini tanıyabilmek için ise, aşağıdaki soruları cevaplandırmalı ve sonra mesleklerle ilgili araştırma yaptıktan sonra tercihte bulunmalıdır. - Seçilmesi düşünülen alan ilgilere ve yeteneklere uygun mu? - Lise alanları ile yükseköğretim programları arasındaki ilişki biliniyor mu? - Hangi alanda daha başarılı olunduğu biliniyor mu? Mesleğin Niteliği - O meslekte çalışan kişilerin çalışma süreleri içinde neleri gerçekleştirdikleri ve yaptıkları işin arkasında yapmakla yükümlü olduğu faaliyetler nelerdir? Çalışma Ortamı - Mesleğin tehlikeli yanı var mı? - İş ortamının ısısı, ışığı, gürültüsü nasıldır? - Kapalı veya açık bir havada mı yapıyor? Mesleğe Hazırlanma - Gerekli olan eğitim dönemi ne kadar? - Okul sonrası özel bir hazırlık gerekiyor mu? Mesleğe Girmek İçin Aranan Özellikler - Yaş, cinsiyet, boy, kilo ve dış görünüşle ilgili belli şartlar var mı? Mesleğe Giriş-Emekli Olma Koşulları - Mesleğe nasıl girilir? - Sınavla, atama veya kişisel gayretle mi? - Hangi yaşlar arasında yapılabilir? - Sosyal güvenliği var mı? Meslekte İlerleme - Meslekte ilerleme neye bağlıdır? - Çalışmaya mı? Kıdeme mi? - Bu meslekten başka mesleklere geçiş yapılabilir mi? Mesleğin Olumlu ve Olumsuz Yönleri - Mesleği yapanlar için mesleğin en olumsuz ve en cazip tarafları nelerdir? - Mesleğin toplumdaki yeri ve saygınlığı nedir?

İş Bulma İmkanı - Seçilecek mesleğe olan talep ne durumda? - Bölgeye veya mevsime göre gereklilik gösteriyor mu? - İş bulmak kolay mı? - Bu mesleğe duyulan ihtiyacın azalması veya artması söz konusu mu? - Kamu ve özel sektörde iş bulunabileceği gibi serbest çalışma imkanı da verebiliyor mu? Mesleğin Getireceği Kazanç - Bu meslekte çalışanların ortalama kazançları ne kadar? - Kazançlar günlük, haftalık, aylık veya mevsimlik olarak değişiyor mu? - Aynı meslekte çalışanlar arasında ülkenin değişik bölgelerinde yaşayanlarda kazanç bakımından fark var mı? Meslek seçiminde dikkate alınması gereken yetenekler Soyut Düşünebilme : Bu sözcük, sayı veya şekillerle ifade edilen soyut kavramları öğrenebilme ve bunları kullanarak akıl yürütme gücü olarak tanımlanabilir. Bu yetenek, üniversite giriş sınavlarında sözel ve sayısal yetenek olarak ölçülür. Bu yeteneğe sahip kişilerin fizik, biyoloji ve sosyoloji gibi mesleklerde başarılı oldukları görülür. Akıcı Bir Dille Yazabilme : Sözcükleri ustalıkla kullanabilme, zengin bir kelime dağarcığına ve çağrışım gücüne sahip olma şeklinde tanımlayabileceğimiz bu yetenek, dil-edebiyat programlarında başarı için gerekli olan ve yazarlarda gözlenen özel bir yetenektir. Bu yeteneği, sözcüklerle ifade edilen kavramları kullanarak akıl yürütebilme yeteneği ile karıştırmamak gereklidir. Başkalarını Anlayabilme : İletişim sırasında karşıdaki insanın ne düşündüğünü, neler hissettiğini anlayabilme gücü olarak tanımlanan bu yetenek "eş duyum" (empati) olarak adlandırılmaktadır. Psikolojik yardım hizmetlerinde çalışan psikologların, psikolojik danışmanların, öğretmenlerin, hekim ve hemşirelerin, yöneticilerin bu yeteneğe sahip olmaları mesleklerinde başarılı olmalarını sağlayabilir. Şekil İletişimini Görebilme : Şekilleri ayrıntıları ile algılayabilme, şekiller arasındaki benzerlikleri ve farkları görebilme gücünü yansıtan bu yetenek, teknik alanlarda ve plastik sanatlar alanında başarı için gereklidir. Uzay İlişkilerini Görebilme : Bu yetenek, cisimleri üç boyutlu görebilme, bir şeklin düzlem üzerinde veya bir cismin uzayda hareketini göz önünde canlandırabilme (Mesela, bir evin planına bakarak yapılmış hali) gücünü ifade eder. Tahmin edileceği gibi bu yetenek mimarlıkta, plastik sanatlarda, marangozluk ve terzilikte ve benzeri mesleklerde başarı için gereklidir. Mekanik Yetenek : Uzay ilişkilerini görebilme, şekil ilişkileri yetenekleri ile ilişkili olan bu yetenek, bir makinenin işyerindeki ilkeyi kavrayabilme, makinenin parçaları arasındaki ilişkiyi görebilme, makine desenleri çizebilme veya makineyi geliştirici fikirler üretebilme gücünü ifade eder. Makine tamiri ve yapımı alanında çalışanlarda bu yeteneğin çok güçlü olması gerekir. El - Parmak Becerisi : Elleri ve parmakları ustalıkla kullanabilme de özel bir yetenektir. Kuyumculuk, cerrahlık gibi küçük objelerle uğraşmayı gerektiren mesleklerde çalışanların bu yeteneklerinin gelişmiş olması çok önemlidir. Göz - El İş Birliği : Düz bir çizgi çizebilme, bir hedefi uzaktan vurabilme gibi becerilerde ifadesini bulan bu yetenek, el - parmak becerisi gibi mimarlıkta, sanatta, kaynakçılıkta, marangozlukta ve cerrahi alanında başarı sağlanması için gereklidir. Kas Koordinasyonu : Güçlü kaslara sahip olmak ve bunları eşgüdümle kullanabilmek de bir yetenektir. Bu yetenek tahmin edileceği gibi sporla uğraşan kimselerde çok gelişmiştir. Spor meslekleri yanında ritmik dans, bale gibi sanat dalları da bu yeteneği gerektiren alanlardır. Renk Algısı : Bu yetenek renkleri ve aralarındaki ince farkları algılayabilme gücünü anlatır. İç mimarlık dekorasyon gibi sanat dallarında, gıda üretimi gibi mesleklerde çalışanların renk körü olmamaları,