UNIT 2 TEEN LIFE - DİLBİLGİSİ NOTLARI KAZANIMLAR Describing the frequency of actions (EYLEMLERİN SIKLIĞINI TANIMLAMA) Expressing likes and dislikes (SEVDİĞİN VE SEVMEDİĞİN ŞEYLERİ İFADE ETME) Expressing preferences (TERCİH BELİRTME) Making simple inquiries (SORU SORMA) Stating personal opinions (FİKİR BELİRTME) SIMPLE PRESENT TENSE - GENİŞ ZAMAN Günlük veya düzenli tekrarlanan eylemleri anlatırken kullanılır. A) OLUMLU CÜMLELER I walk to school every morning. (Her sabah okula yürürüm.) My sister takes the bus to school. (Kız kardeşim okula otobüsle gider.) My father usually drives to work. (Babam genellikle işe arabayla gider.) We always get up early on weekdays. (Biz hafta içi her zaman erken kalkarız.) B) OLUMSUZ CÜMLELER Olumsuz cümlelerde DON T ve DOESN T kullanılır. I don't drive to school. (Ben okula arabayla gitmem.) My father doesn't walk to work. (Babam işe yürüyerek gitmez.) We don't get up early on Sundays. (Pazar günleri erken kalkmayız.) C) SORU CÜMLELERİ Bu tür soru cümlelerinde DO ve DOES başa getirilerek kullanılır. Bu sorulara Yes / No diye cevap verilir. Do you go to school by school bus? (Okula okul otobüsü ile mi gidersin?) Do your parents get up early on weekdays? (Ebeveynlerin hafta içi erken kalkar mı?) Does your father walk to work? (Baban işe yürüyerek mi gider?) Does your sister do homework? (Kız kardeşin ödev yapar mı?) D) SORU KELİMELERİ İLE SORU CÜMLELERİ Bu tür soru cümlelerinde SORU KELİMELRİ başa getirilerek kullanılır. Bu sorulara Yes / No diye cevap VERİLMEZ. Soru kelimesinin anlamına göre cevap verilir. A: What time do you get up on weekdays? (Hafta içi saat kaçta kalkarsın?) B: At 6:30. (Altı buçukta.) A : Where do you go on holiday? (Tatilde nereye gidersin?) B : I go to Antalya. (Antalya'ya giderim.) A : How often does your brother go out? (Erkek kardeşin ne sıklıkta dışarı çıkar?) B : He goes out every Friday. (Her cuma çıkar.) A : Why does your father like hiking? (Baban neden doğa yürüyüşünü sever?) B : Because it's fun. (Çünkü eğlenceli.) 1
D) Wh- QUESTION WORDS - SORU KELİMELERİ What: NE/NEYİ What other : BAŞKA NE Who: KİM/ KİMİ Which: HANGİ When: NE ZAMAN Where: NEREDE/NEREYE What time: SAAT KAÇTA Whose: KİMİN Why: NEDEN/NİÇİN How: NASIL/NEYLE How long: NE KADAR SÜRE/SÜREDİR How far: NE KADAR(MESAFE) How many: KAÇ TANE How much: NE KADAR(MİKTAR) How often: NE SIKLIKTA Ahmet : What do you have for breakfast? (Kahvaltı da ne yersin?) Danny : I have toast, butter and egg. (Tost, tereyağı ve yumurta yerim.) Ahmet : Where do you practise tennis? (Nerede tennis antremanı yaparsın?) Danny : I practise it at the tennis court after school. (Okuldan sonra tenis kortunda antreman yaparım.) Ahmet : How do you go to school? (Okula nasıl gidersin?) Danny : It's not very close so I take the bus. (Pek yakın değil bu yüzden otobüse binerim.) Ahmet : What time do you have breakfast? (Saat kaçta kahvaltı yaparsın?) Danny : I have breakfast at 7:30. (7:30'da yaparım.) Ahmet : Why do you study hard? (Neden çok çalışırsın?) Danny : Because I'd like to be successful. (Çünkü başarılı olmak istiyorum.) E) "HOW OFTEN" QUESTION WORD - "HOW OFTEN" SORU KELİMESİ Bu soru kelimesi bir işin, eylemin ne sıklıkta yapıldığını sorar. Bu yüzden cevapta adverbs of frequency (sıklık zarfları) ya da aşağıdaki diğer ifadeler kullanılır. ADVERBS OF FREQUENCY - SIKLIK ZARFLARI always: her zaman usually=generally: genellikle often=frequently: sık sık sometimes: bazen rarely=seldom: nadiren hardly ever: neredeyse hiç never: asla, hiç Örnekler: Ahmet : How often do you have breakfast with your family? (Ne sıklıkta ailen ile kahvaltı yaparsın?) Danny : Always. We love having breakfast together. (Her zaman. Beraber kahvaltı yapmayı severiz.) once: bir kez twice: iki kez three times: üç kez a day (günde) a week (haftada) a month (ayda) a year (yılda) Ahmet : How often do you practise tennis? (Ne sıklıkta tennis antremanı yaparsın?) Danny : Twice a week. I go to the court after school. (Haftada iki kez. Okuldan sonra korta giderim) Every: her day (gün) week (hafta) weekend (haftasonu) month (ay) year (yıl) morning: sabah afternoon: öğleden sonra evening: akşam Ahmet : How often do you study for TEOG Exam? (Ne sıklıkta TEOG Sınavına çalışıyorsun?) Danny : Every day. I'd like to be successful. (Her gün. Başarılı olmak istiyorum.) 2
EXPRESSING LIKES - SEVDİKLERİMİZDEN BAHSETMEK Sevdiğimiz, yapmaktan hoşlandığımız şeylerden, etkinliklerden bahsederken aşağıdaki ifadeler kullanılır. I like / love ( yı severim) I really like / love ( yı çok severim) I really enjoy (...çok hoşlanırım / keyif alırım) I am fond of (...düşkünüm) I am keen on... (...düşkünüm) I am interested (...İle ilgiliyim / ilgi duyarım) I am into (...ile ilgiliyim / ilgi duyarım) I am crazy about... (... çılgınca severim) EXPRESSING DISLIKES - SEVMEDİKLERİMİZDEN BAHSETMEK Sevmediğimiz, yapmaktan hoşlanmadığımız şeylerden, etkinliklerden bahsederken aşağıdaki ifadeler kullanılır. I don t like / love ( sevmem) I really don t like / love (...hiç sevmem) I really don t enjoy (...çok hoşlanmam / keyif almam) I am not fond of (...düşkün değilim) I am not interested in (...ya ilgi duymam) I am not into (...ya ilgi duymam) I hate (...nefret ederim) I can t stand (...dayanamam / tahammül edemem) It's unbearable. (dayanılmaz.) It's awful / terrible / bad. (berbat / kötü.) EXPRESSING PREFERENCES - TERCİH BELİRTMEK "Prefer" fiilini tercihlerimizi ifade ederken kullanırız. Bir şeyi başka bir şeye tercih ettiğimizi belirtirken "prefer... to..." kalıbı kullanılır. A) "prefer" fiilinden sonra bir isim gelebilir. I prefer milk to orange juice. (Sütü portakal suyuna tercih ederim.) I prefer pop music to hip hop. (Pop müziği hip hopa tercih ederim.) B) "prefer" fiilinden sonra bir aktivite / eylem gelebilir. He prefers studying to watching TV. (Ders çalışmayı TV izlemeye tercih eder.) They prefer eating fruit to eating junk food. (Meyve yemeyi abur cubur yemeye tercih eder.) 3
C) Do you prefer...to...? Bu soru tipi tercih sorarken cevapta YES / NO gerektirir. Erdal : Do you prefer milk to orange juice? (Sütü portakal suyuna tercih edermisin?) Bella : Yes, I do. (Evet, tercih ederim.) Jack : Do you prefer watching TV to studying? (TV izlemeyi ders çalışmaya tercih edermisin?) Tony : No, I don't. (Hayır, tercih etmem.) D) Do you prefer...or...? Bu soru tipi tercih sorarken seçenek sunduğu için cevapta YES / NO OLMAZ, normal cümle şeklinde yada seçenekte ki kelime ile cevap verilir. Dan : Do you prefer milk or orange juice? (Sütü mü yoksa portakal suyunu mu tercih edersin?) Tim : I prefer milk. (Sütü tercih ederim.) VEYA Tim : Milk. (Sütü.) E) Which (one) do you prefer? Bu soru tipi tercih sorarken seçenek sorduğu için cevapta YES / NO OLMAZ, normal cümle şeklinde yada seçenekte ki kelime ile cevap verilir. Dan : Which one do you prefer? Milk or orange juice? (Hangisini tercih edersin? Süt mü yoksa portakal suyu mu?) Tim : I prefer milk. (Sütü tercih ederim.) VEYA Tim : Milk. (Süt.) ASKING OPINION - FİKİR SORMA Karşımızdaki kişiye bir konu hakkında ki fikrini, düşüncesini sormak için aşağıdaki ifadeleri kullanırız. What do you think about.?: için ne düşünüyorsun? How do you feel about...? için ne düşünüyorsun? What s your opinion of...?... hakkında ki düşüncen ne? What s your point of view about.?... hakkında ki düşüncen ne? What about.? :. için ne düşünüyosun, ne dersin? Do you think...? sence...? EXPRESSING OPINION - FİKİR BELİRTME Bir konu hakkında ki fikrimizi, düşüncemizi belirtmek için aşağıdaki ifadeleri kullanırız. Actually: aslında Personally /For me / To me: şahsen / bana göre I believe : inanıyorum ki I know: biliyorum ki I expect=i hope: umarım I think=i feel: bence In my opinion / In my view: bence, bana göre To be honest: Dürüst olmak gerekirse If you ask me: bana sorarsan From my point of view: bana göre 4
AGREEING - KATILMA / AYNI FİKİRDE OLMA Karşımızda ki kişiyle aynı fikirde, düşüncedeysek ve ya onun fikrine katılıyorsak aşağıdaki ifadeleri kullanırız. I (completely) agree with you: (tamamen) katılıyorum. You are (absolutely) right: (kesinlikle) haklısın. I m of exactly the same opinion: aynı fikirdeyim. I think this is a good idea: bence bu iyi bir fikir. Great idea: iyi fikir This idea is absolutely right: bu kesinlikle doğru bir fikir. DISAGREEING - KATILMAMA / AYNI FİKİRDE OLMAMA Karşımızda ki kişiyle aynı fikirde, düşüncede değilsek ve ya onun fikrine katılmıyorsak aşağıdaki ifadeleri kullanırız. I don t agree with you: sana katılmıyorum I disagree with you: sana katılmıyorum I am afraid : korkarım ki... I am sorry.: üzgünüm... You are wrong: haksızsın I don t agree with that: buna katılmıyorum. I don t think so: öyle düşünmüyorum. TOO Söylenen OLUMLU cümleye katılmak, ben de demek istediğimizde cümle sonunda kullandığımız bir yapıdır. Cümleye "-de / - da" anlamı katar. 3 şekilde kullanılır; A) Cümle aynen tekrarlanır ve cümlenin sonuna virgül ile "too" getirilir. Ahmet : I love pop music. What about you? (Pop müziği severim. Ya sen?) Danny : I love pop music, too. (Ben de pop müziği severim.) B) Kısa şekilde de kullanılabilir. Bu durumda söylenmiş olan cümlenin zamanına göre yardımcı fiil kullanılması gerekir. Ahmet : I love pop music. What about you? (Pop müziği severim. Ya sen?) Danny : I do, too. (Ben de.) Ahmet'in cümlesi "Geniş Zamanda" olduğu için yardımcı fiili "do" dur. Bu yüzden Danny Ahmet'in cümlesini tekrarlamak yerine sadece yardımcı fiil ve too kullanarak aynı anlamı vermiştir. C) Kısaca her türlü olumlu cümlede ifade edilen görüşe katılmak için "me,too" şeklinde kullanılabilir. Ahmet : I love pop music. What about you? (Pop müziği severim. Ya sen?) Danny : Me, too. (Ben de.) 5
EITHER - NEITHER Söylenen OLUMSUZ cümleye katılmak, ben de sevmem, yapmam vb. demek istediğimizde cümle sonunda kullandığımız bir yapıdır. Cümleye "-de / -da" anlamı katar. 3 şekilde kullanılır; A) Cümle aynen tekrarlanır ve cümlenin sonuna virgül ile "either" getirilir. Ahmet : I don't love pop music. What about you? (Pop müziği sevmem. Ya sen?) Danny : I don't love pop music, either. (Ben de pop müziği sevmem.) B) Kısa şekilde de kullanılabilir. Bu durumda söylenmiş olan cümlenin zamanına göre yardımcı fiil kullanılması gerekir. Ahmet : I don't love pop music. What about you? (Pop müziği sevmem. Ya sen?) Danny : I don't, either. (Ben de.) Ahmet'in cümlesi "Geniş Zamanda" olumsuz cümle olduğu için yardımcı fiili "don't" tur. Bu yüzden Danny Ahmet'in cümlesini tekrarlamak yerine sadece yardımcı fiil ve either kullanarak aynı anlamı vermiştir. C) Kısaca her türlü OLUMSUZ cümlede ifade edilen görüşe katılmak için "me, neither" şeklinde kullanılabilir. Ahmet : I don't love pop music. What about you? (Pop müziği sevmem. Ya sen?) Danny : Me, neither. (Ben de.) OTHER EXPRESSIONS - DİĞER İFADELER good at + ing: bir şey yapmakta iyi olmak I am good at fixing my bike. (Bisikletimi tamir etmekte iyiyim.) bad / terrible at + ing: bir şey yapmakta kötü olmak I am bad at swimming. (Yüzmekte kötüyüm.) 6