Bu uygulamanın şifrelerini okullarınızdan satın alabilirsiniz.

Benzer belgeler
EYLÜL BÜLTENİ SEPTEMBER BULLETIN

Bu uygulamanın şifrelerini okullarınızdan satın alabilirsiniz.

3-4 YAŞ 1.KUR / 1st GRADE

5-6 YAŞ 3.KUR / 3.GRADE

YAZ OKULU 1. KUR (3-4 YAŞ) TEMMUZ BÜLTENİ

* Colours/Renkler Sayılar/Counting. * Fruits/Meyveler Vegetabes/Sebzeler. * Our Nature/Doğamız Animals/Hayvanlar. 2.Dönem

Yaz Okulu 3. Kur (5-6 Yaş) Temmuz Bülteni

EYLÜL BÜLTENİ SEPTEMBER BULLETIN


EKİM ÜNİTELERİ OCTOBER UNITS AGE

EYLÜL ÜNİTELERİ SEPTEMBER UNITS AGE

instagram.com/englishkidsacademy facebook.com/englishkidsacademyeurope Soru Kalıpları: Türkçe-İngilizce Bebek ne demek?

Cümle Kalıpları. Göz ne demek? What does eye mean? Vat daz göz miin?


Greetings / Selamlaşma School and Home / Okulumuz ve Evimiz anlamda amaçlarımızı genel ve özel olarak ikiye. * Colours/Renkler Sayılar/Counting



AGE Kur/ 3rd Stage

İngilizce de selamlaşma maksatlı kullanılabilecek pek çok yapı vardır. Bunlar Türkçeleri ile beraber aşağıda verilmektedir:

Vücudum-My Body- May Badi Saç-Hair-Heır Kafa-Head-Hed Göz-Eye-Ay Kulak-Ear-İiir Burun-Nose-Nozz Ağız-Mouth-Maut Parmak-Finger-Fingır El-Hand-Hend

2. SINIF İNGİLİZCE DERSİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI TÜM ÜNİTELERİ VE KONULARI KAPSAYAN TARAMA TESTİ

Lesson 19: What. Ders 19: Ne

This book belongs to:

ANASINIFI EYLÜL- EKİM AYI ÇALIŞMA BÜLTENİ OKULUM SINIFIM

Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 9 SBS PRACTICE TEST 9

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ÖZEL BAHÇELİEVLER ANASINIFI İNGİLİZCE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN

4. S n f. Bu konuflman n geçti i resim afla - dakilerden hangisidir? name is Engin. Konuflmay resme göre tamamlayan ifade afla dakilerden hangisidir?

M.E.B. ENG-4 Ünite-1 STUDENTS BOOK UNIT-1 New Friends ( Yeni Arkadaşlar) Hi! ( Selam)

a, ı ı o, u u e, i i ö, ü ü şu that (something relatively nearby) şu ekmek o that (something further away) o dondurma

DECEMBER 6 YRS

GENİŞ ZAMAN SIMPLE PRESENT TENSE

CALUM SAILS AWAY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

5İ Ortak Dersler. İNGİLİZCE II Okutman Aydan ERMİŞ

SBS PRACTICE TEST 2. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 2* 1. Verilen cümlede boşluğa gelecek sözcüğü seçeneklerden işaretleyiniz.

ŞUBAT ÜNİTELERİ FEBRUARY UNITS FEBRUARİ YUNITS. AGE Kur 3rd Grade

ata aöf çıkmış sorular - ders kitapları - ders özetleri - ders notları

A LANGUAGE TEACHER'S PERSONAL OPINION

Grade 6 / SBS PRACTICE TEST Test Number Konuşma balonunda boş bırakılan yere uygun olan ifadeyi işaretleyiniz.


MART BÜLTENİ 4-5 YAŞ/2.KUR MARCH BULLETIN

A) Please come in. B) Quiet, please. C) Clean the board, please. D) Turn off the light, please. Sargın Test 4. Sınıf

JUNIOR KINDERGARTEN İSTEK Private Barış Kindergarten Newsletter December 2013 Age 5

AGE Kur/ 3rd Stage

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI ARIKÖK İLKOKULU 3. SINIF İNGİLİZCE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

Soru Kalıpları: Please show me your nose? Where is your nose? Here it is.

BBC English in Daily Life


Unit 1. My Daily Routine. A) How old are you? B) What s your name? C) Where are you from? D) What s the time? A:... time is it? B: It s three o clock.

DERS YILI 4.SINIF 1. SEVİYE TESPİT SINAVI 13 OCAK 2016 ÇARŞAMBA. Sınıf :... Süre : 90dk. 2.OTURUM SORU KİTAPÇIĞI MATEMATİK İNGİLİZCE

Lesson 67: Tag Questions. Ders 67: Etiket Soruları

Lesson 22: Why. Ders 22: Neden

Ünite 6. Hungry Planet II. Kampüsiçi Ortak Dersler İNGİLİZCE. Okutman Hayrettin AYDIN

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

THE SCHOOL S MYSTERY. Written and illustrated by Sarah Sweeney

«Merhaba demek ve selamlaşmak»

1. English? a. She is b. Is c. He d. Is she. 1. This is an office, and tables. a. those are b. that are c. these d. that is. 1. This is girlfriend.

Hayvanlar-Animals-Enimıls Köpek-Dog-Dog

İSTEK ACIBADEM KINDERGARTEN

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

SBS PRACTICE EXAM 4. Grade 8 / SBS PRACTICE TEST Test Number 4* 1. Aşağıdaki cümleyi tamamlayan sözcük hangi seçenektedir?

DERS YILI 4.SINIF 1.SEVİYE TESPİT ve SIRALAMA SINAVI. Sınıf :... Tarih: 26/12/2015 II.OTURUM SORU KİTAPCIĞI MATEMATİK VE İNGİLİZCE SORULARI

Lesson 24: Prepositions of Time. (in, on, at, for, during, before, after) Ders 24: Zaman Edatları. Zaman Edatlarını Kullanmak

Lesson 33: Interrogative forms of be going to, be + verb~ing for expressing near future

İSTEK ACIBADEM KINDERGARTEN

ŞUBAT ÖĞRETMEN BÜLTENİ 3-4 YAŞ/ 1.KUR FEBRUARY BULLETIN

Lesson 20: Where, when. Ders 20: Nerede, ne zaman

a) Present Continuous Tense (Future anlamda) I am visiting my aunt tomorrow. (Yarin halamı ziyaret ediyorum-edeceğim.)

Yunuslar Sınıfından Herkese Merhaba;

ŞUBAT BÜLTENİ 3-4 YAŞ/ 1.KUR FEBRUARY BULLETIN

ŞUBAT ÖĞRETMEN BÜLTENİ 4-5 YAŞ/ 2.KUR FEBRUARY BULLETIN. Hayvanlar-Animals Köpek-Dog. Maymun-Monkey. Ördek-Duck. Kuş-Bird. Kedi-Cat.

1. S. Afla daki k yafetlerden hangisi bu ask ya as lamaz?

STATE OF THE ART. Be Goıng To Functıons (İşlevleri) 1. Planned future actions (Planlanmış gelecek zaman etkinlikleri)

Lesson 63: Reported speech. Ders 63: Bildirilen konuşma

ÇALIŞKAN ARILAR SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ

Lesson 21: Who. Ders 21: Kim

UNIT 1 HELLO! Quiz I'm from Greece. I'm. Where are you from? Boşluğa uygun olan hangisidir? A) German. B) Greek I'm from. C) Turkish D) English

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 1.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Bu ünitede geçen konuları Google Play veya Apple Store dan English Kids Academy uygulamasını indirerek çocuğunuza çalıştırabilirsiniz.

Seyahat Genel. Genel - Olmazsa olmazlar. Genel - Muhabbet. Yardım isteme. Birinin İngilizce konuşup konuşmadığını sormak

He eats meat. She eats meat. It eats meat.

Lesson 01: Self-Introduction (Part I)

İNGİLİZCE II Yrd. Doç. Dr. Emrah EKMEKÇİ

SİHİRLİ ELLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ

UNIT 4 MY DAILY ROUTINE BOOKLETS

İNGİLİZCE 1 KISA ÖZET

İNGİLİZCE GRAMER SIMPLE PAST TENSE TO BE (OLMAK FİİLİNİN GEÇMİŞ ZAMANI) GRAMER ANLATIMI ALIŞTIRMA. SIMPLE PAST (to be)

SCAMPER ÇALIŞMASI: Sen bir yağmur damlası olsaydın nereye düşmek isterdin? ( RESİMLİ SCAMPER ÇALIŞMASI)

TEOG 1. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR İNGİLİZCE DERSİ BENZER SORULARI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI YARIMBAĞ İLKOKULU 3/ A SINIFI İNGİLİZCE DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

Lesson 23: How. Ders 23: Nasıl

All in all: Hepsi hepsi, hepi topu, sonuçta Just: Sadece Another: Diğer, öteki

mum dad grandpa grandma cousin aunt uncle boy girl man woman

8. SINIF YARIYIL ÇALIŞMA TESTİ

Lesson 01: Self-Introduction (Part I) Ders 01: Kendini tanıtma (1. Bölüm)

1. A lot of; lots of; plenty of

«Soru Sormak ve Bir Şey İstemek»

1.Week: FAVOURITE TOYS THEME

Let s, Shall we, why don t. Let s, let us: Öneri cümlesi başlatır. Let s elim anlamına gelir. Let s play basketball. Haydi basketball oynayalım.

Transkript:

5-6 YAŞ/3.KUR/3 rd GRADE www.englishkidsacademy.com instagram.com/englishkidsacademy facebook.com/englishkidsacademyeurope Merhaba! Bir milletin yükselmesi, o millet içindeki kötülerin yok edilmesi ile değil, insanların ve bilhassa çocukların güzel eğitimiyle mümkündür. Diderot English Kids Academy olarak altıncı eğitim öğretim yılına girmenin heyecanını yaşıyoruz. Geçtiğimizi beş yıl boyunca, hem çocuklarımızı geliştirmeye çalıştık hem de onlarla birlikte biz de geliştik, büyüdük ve sizlerle birlikte güzel bir aile olduk. Bu beş yıllık süreç boyunca, en önemli amacımız İngilizce eğitimi alan, ancak konuşamayan nesiller sorunu ortadan kaldırmaktı. Her geçen gün bu amacımıza çok daha fazla yaklaştığımızı hissediyoruz, çünkü mezunlarımızın gittikleri ilkokullardan güzel haberlerini almaya başladık. Bu haberler de bizim ne kadar doğru yolda olduğumuzun en güzel kanıtı. Okulumuzun İngilizce eğitim departmanı olarak bu ilk bültende sizlere bu yıl boyunca neler yapmayı planladığımızı ve geçtiğimiz senelerden farklı olarak neler yapacağımızı paylaşmak istedik. İngilizce Programımızın Genel Amaçları: Erken yaşta yabancı dil öğretiminde amacımız, çocukların farklı kültürlere olan bakış açılarını zenginleştirmek, yabancı dil öğrenmeye olumlu tutum geliştirmelerini ve bu işi hayat boyu öğrenme düzlemine taşımalarını sağlamaktır. İngilizce Proğramımızın Genel Amaçları: 1. Dilin bir iletişim aracı olduğunu kavrayabilme. 2. Kullandığı dilin Türkçe olduğunu kavrayabilme. 3. Türkçe den başka dillerin olduğunu kavrama. 4. Öğrendiği yabancı dilde seviyesine uygun sözcükler ve diyalogları kavrayabilme. 5. Yabancı bir dil öğrenmeye istekli olma. 6. Farklı ülkelerin kültür ve değerlerinin farkında olma, onlara hoşgörülü yaklaşma. 5. 1-10 arası rakamları yabancı dilde sayma bilgisi. 6. Öğrendiği yabancı dildeki renklerin bilgisi. 7. Vücudunun bölümlerinin bilgisi. 8. Sınıfındaki nesnelerin adlarının bilgisi. 9. Evin bölümlerinin eşyalarının adlarının bilgisi. 10. Yiyecek ve içeceklerin adlarının bilgisi. 11. Kendi giysilerini İngilizce adlandırabilme. 12. Aile bireylerinin bilgisi. 13. Çevresindeki taşıtların bilgisi. 14. Düzeyine uygun kelimeleri anlayabilme. 15. Emir kalıplarını anlayabilme. 16. İngilizce öğrenmekten zevk alma. Bu seneki yeniliklerimiz: 1. Veli İletişimi: Bu yıl siz değerli velilerimizle gerek toplantılar, gerek seminerler ve gerekse şenliklerle çok daha fazla bir araya geleceğiz. 2. İngilizce Masallar: Dünyada eşi benzeri olmayan İngilizce Masallar programımıza dahil oldu. Bu masalları eşsiz kılan unsur Dawinchi Metodu nun, yani Türkçe nin ve İngilizce nin masal içinde karışık bir şekilde ilk defa kullanılması. 3. İngilizce Portfolyo: Öğrencilerimiz yıl boyunca öğrendikleri şeyleri ikinci dönem sonunda İngilizce dil Portfolyo sunumları ile birlikte sizlere sunacaklar. 4. Yeni Mobil Uygulama+Kitap: Bu sene English Kids Academy mobil uygulamamıza İngilizce fasiküller de eklendi. Bu uygulama sayesinde çocuklarımız her yerden İngilizce çalışabilecek, siz değerli velilerimiz de çocuklarınızın İngilizce seviyelerini ay sonlarında ölçebileceksiniz. Bizlerde sizlerden gelecek geri bildirimler sayesinde eksik kaldığımız konulara çok daha hızlı müdahale etme şansı yakalamış olacağız. Bu uygulamanın şifrelerini okullarınızdan satın alabilirsiniz. İngilizce Programımızın Özel Amaçları: 1. Öğrendiği yabancı dilde tonlama ve telaffuz bilgisi. 2. Günlük hayatta kullanılan basit kelimelerin ve cümlelerin bilgisi. 3. Hayvanların yabancı dildeki adlarının bilgisi. Şimdiden hepimize sağlıklı ve huzurlu bir eğitim öğretim yılı diliyoruz. Saygılarımızla, English Kids Academy 4. Çevresindeki bitki & çiçeklerin adlarının bilgisi.

Biz Kimiz? Nerede Yaşıyoruz? Nece Konuşuyoruz? İngilizce nedir? Neden Öğrenmeliyiz? Çocuklarımıza kim olduklarını, hangi ilçede, hangi şehirde, hangi ülkede yaşadıklarını öğretiyoruz. Ülkemizin dünya üzerinde bulunduğunu ve dünyada bizden başka ülkelerin de olduğunu anlatıyoruz. Bizim ülkemizde Türkçe konuşulduğunu, dünyada bulunan farklı ülkelerde de farklı dillerin konuşulduğunu anlatıyoruz. İngilizce nin İngiltere, Amerika, Kanada ve Avusturalya gibi ülkelerde yaşayan insanların ana dili olduğunu söylüyoruz. Hem bu ülkelerde yaşayan insanlar ile hem de başka ülkelerde yaşayan insanlar ile konuşmak için İngilizce öğrenmemiz gerektiğini anlatıyoruz. Tüm bu anlatımları dünya haritası üzerinden yapıyoruz. Bunları anlattıktan sonra Neden İngilizce Öğrenmeliyiz? konusu hakkında öğrencilerimiz ile sohbet ediyoruz. Çocuklarımız Biz hangi dili konuşuyoruz? sorusuna doğru cevap vermeden İngilizce öğretmeye başlamıyoruz:) Selamlaşma-Greetings-Griitingz Merhaba!-Hello!-Helou! Adın ne?-what is your name?-vat iz yor neym? Benim adım...my name is -May Okulum-My School-May Skuul öğretmen-teacher-tiiçır öğrenci studentstudınt neym iz.. tükenmez kalem-pen-pen Tanıştığıma memnun oldum- Nice to meet you Nays tu miit yuu kurşun kalem-pencil-pensıl Nasılsın?-How are you?-hav ar yuu? masa-desk-desk İyiyim.Teşekkürler.-I am fine.thank You! Ay em fayn.tenk yu! sandalye-chair-çeer kitap-book-buk Günaydın!-Good morning!-gud mooning! defter-note book-noutbuk İyi günler! Tünaydın! - Good afternoon! Gud aftınuun! boya-paint-peint İyi akşamlar!-good evening!-gud iivning! fırça-paint brush-peint bıraş İyi geceler!-good night! Gud nayt! bilgisayar-computer-kımpüütır Sayılar-Numbers Nambırz 1.one-wan 2.two-tuu 3.three-trii 4.four-foor 5.five-fayv 6.six-siks 7.seven-sevın 8.eight-eit 9.nine- nayn 10.ten-ten 11.eleven-ilevın 12.twelf-twelv 13.thirteen-törtiin 14.fourteen-foortiin 15.fifteen-fiftiin 16.sixteen-sikstiin 17.seventeen-sevıntiin 18.eighteen-eitiin 19.nineteen-nayntiin 20.twentytwenti (Dikkat!!! 1 den 20 ye kadar ritmik saymaları, 1 den 10 a kadar rakamları tanımaları gerekiyor) Renkler-Colours-Kalırz kırmızı-red-red /mavi-blue-bluu yeşil-green-griin /sarı-yellow-yelov turuncu-orange-orınç / pembe-pink-pink mor-purple-pöörpıl /siyah-black-blek beyaz-white-wayt

Sayın velimiz, evinizde çocuğunuzla İngilizce çalışırken telaffuz konusunda hata yapmaktan lütfen çekinmeyin. Bu bültende İngilizce kelimelerin okunuşuna da yer verdik. Hiç İngilizce bilmeseniz bile soru kalıpları ile çocuğunuzla rahatlıkla İngilizce konuşabilirsiniz. Ayrıca çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek ve yeşil bir dünya bırakabilmek için biz İngilizce bültenlerimizi sizlere mail yoluyla iletmeyi uygun görüyoruz. Çok zorunlu kalmadıkça çıktısını almamanızı rica ediyoruz. Ancak bültenleri çıktı olarak almak isteyen velilerimiz var ise onlar yönetime bu taleplerini iletirlerse onlar için bültenlerin çıktısını her ay başında düzenli olarak ileteceğimizi bilmenizi istiyoruz. Bir Dil Öğrenme?-Learning A Language?-Lörning E Lenguiç Dünya üzerinde farklı dillerin olduğunu daha iyi anlatabilmek için sevdikleri bir çizgi filmin kısa bir bölümünü DVD de farklı dil seçenekleri ile izletip üzerinde konuşabilirsiniz. Çocuğunuzun bir oyuncak ayıcığını veya kukla benzeri bir oyuncağını İngilizce maskotu olarak seçip, bu maskota hep beraber bir isim bulabilirsiniz. (İlerleyen zamanlarda bu ingilizce maskotu okulumuza getirip bizlere tanıtmasını isteyece- ğiz!!!) Çocuğunuzun odasında bir köşeyi İngilizce köşesi olarak belirleyip, bu köşede bu dil ile ilgili nesneler, posterler ve kitaplara yer verebilirsiniz Renkler-Colours-Kalırz (Sürekli Tekrar Eden Ünite) Odada köşelere farklı renkler koyulur ve çocuğunuz odanın ortasına geçer ve rengini söylediğiniz köşeye koşar. Çocuklarla yaptığınız boyama faaliyetlerinde Türkçeleri ile birlikte İngilizceleri de tekrarlatılır. Bu ne renk? What colour is this? Vat kalır iz dis? diye sorabilirsiniz. Sayılar-Numbers Nambırz (Sürekli Tekrar Eden Ünite) Çocuğunuzla trafikte giderken arabaları, yolda yürürken hep birlikte adımlarınızı birden yirmiye kadar sayabilirsiniz, Parkta sallanırken her bir sallanma esnasında çocuğunuzla birlikte birden yirmiye sayabilirsiniz. Selamlaşma-Greetings-Griitingz (Her ders tekrar eden ünite) Çocuklarınızla her sabah yataktan kalkarken good morning, evden ayrılırken goodbye demeleri istenir. Şu diyalogları arabada giderken, evde oyun oynarken çocuğunuzla sürekli yapabilirsiniz: Hello-Hello, What is your name? My Name is How are you today? I am fine thanks. Goodbye! Goodbye!

AYŞECİK TATİLDE Ayşecik ve family si (femili si-ailesi) her summer (samır-yaz) aynı tatil yöresine gidiyorlardı. Ayşecik her summer (samır-yaz) biraz daha büyümüş oluyor ve her summer (samır-yaz) başka başka çocuklarla tanışıp onlarla arkadaşlık ediyordu. Başka ülkelerden gelen turist çocuklar hariç; çünkü Ayşecik onlarla oynamak istese de onların ne söylediklerini anlayamıyordu. Bu da 0 nu çok üzüyordu. Fakat o winter (vintır-kış) gittiği anaokulunda bir değişiklik oldu. Bir gün sınıf öğretmenleri derse girip "Çocuklar size bir sürprizim var; biz bu sene hep birlikte İngilizce öğreneceğiz." dedi. Ayşecik, İngilizce öğreneceği için çok heyecanlanmıştı. Bütün winter (vintır-kış) İngilizce dersini çok severek takip etti. İngilizce şarkılar öğrendi, colour ların (kalır ların renklerin) number ların (nambırlar ın sayıların), animal ların (enımıl ların-hayvanların), fruits lerin (fruuts lerin- meyvelerin) ve vegetables ların (vectıbılz ların-sebzelerin) İngilizce karşılıklarını tek tek öğrendi. Hatta, winter (vintır-kış) bitip summer (samır-yaz) geldiğinde kendini tanıtmayı, karşısındakinin adını, yaşını ve nereli olduğunu sormayı öğrenmişti. O sene, summer (samır-yaz) çok çabuk geldi. Ayşecik ve ailesi yine aynı tatil köyüne gittiler. Ayşecik heyecanla plaja koştu, sarı saçlı ve blue (bluu-mavi) gözlü, kendisiyle aynı yaşta olan bir çocuğun yanına gitti. Çünkü O nunla oyun oynamak istiyordu. Aralarında kısa ama friend (frend-arkadaş) olmalarını sağlayacak bir konuşma geçti. - Hello!(helou-merhaba!) - Hello!(helou-merhaba!) - What is your name? (vat iz yor neym-ismin nedir?) - My name is Alex, what is your name?(may neym iz Aleks, vat iz yoor neym?-benim adım Aleks, senin ismin nedir?) - My name is Ayşecik. (may neym iz Ayşecik) Nerelisin Aleks? - Ben Alman ım, sen nerelisin? - Ben Türk üm. Ayşecik eliyle denizi gösterdi ve bu sea (sii-deniz) diyebildi sadece. Alex O nun aslında Birlikte denizde oynayalım mı? demek istediğini anladı ve okey (okey- tamam) deyip başını yes (yes- evet) anlamında salladı. Ayşecik ve Alex o summer (samır-yaz) hep birlikte oynadılar. Ayşecik: Yaşasın, iyi ki anaokulunda İngilizce öğrenmişim, ne güzel Alex gibi bir frend im (friend im-arkadaşım) oldu diye düşündü. Daha çok İngilizce öğrenip yeni friend lerle (frend lerle-arkadaşlarla) tanışmalıyım, dünyadaki bütün çocukları tanıyıp anlayabilmek ne güzel şey doğrusu

AYŞECİK on VACATION Ayşecik ve family si (femili si -ailesi) her summer (samır- yaz) aynı tatil yöresine gidiyorlardı. Ayşecik her summer (samır-yaz) biraz daha büyümüş oluyor ve her summer (samır-yaz) başka başka çocuklarla tanışıp onlarla arkadaşlık ediyordu. Başka ülkelerden gelen turist çocuklar hariç; çünkü Ayşecik onlarla oynamak istese de onların ne söylediklerini anlayamıyordu. Bu da O nu çok üzüyordu. Fakat, o winter (vintır-kış) gittiği anaokulunda bir değişiklik oldu. Bir gün sınıf öğretmenleri derse girip "Çocuklar size bir sürprizim var; biz bu sene hep birlikte İngilizce öğreneceğiz." dedi. Ayşecik İngilizce öğreneceği için çok heyecanlanmıştı. Bütün winter (vintır-kış) İngilizce dersini çok severek takip etti. İngilizce şarkılar öğrendi, colour ların (kalır ların renklerin) number ların (nambırlar ı sayıların), animal ların (enımıl ların-hayvanların), fruits lerin (fruuts lerin- meyvelerin) ve vegetables ların (vectıbılz ların-sebzelerin) İngilizce karşılıklarını tek tek öğrendi. Hatta winter (vintır-kış) bitip summer (samır-yaz) geldiğinde, kendini tanıtmayı, karşısındakinin adını, yaşını ve nereli olduğunu sormayı öğrenmişti. O sene, summer (samır-yaz) çok çabuk geldi. Ayşecik ve ailesi yine aynı tatil köyüne gittiler. Ayşecik heyecanla plaja koştu, blonde (blond-sarı) saçlı ve blue (bluu-mavi) gözlü, kendisiyle aynı yaşta olan bir çocuğun yanına gitti çünkü O nunla oyun oynamak istiyordu. Aralarında kısa ama friend (frend-arkadaş) olmalarını sağlayacak bir konuşma geçti. - Hello! (helou-merhaba!) - Hello! (helou-merhaba!) - What is your name? (vat iz yor neym-ismin nedir?) - My name is Alex, what is your name? (may neym iz Aleks, vat iz yor neym?-benim adım Aleks, senin ismin nedir?) - My name is Ayşecik, where are you from Alex? (may neym is Ayşecik, ver aar yuu from Aleks?- benim adım Ayşecik, nerelisin aleks?) - I am from Germany and where are you from? ( ay em from cöörmıni, ver aar yuu from?-ben Alman ım, sen nerelisin?) - I am from Turkey. (ay em from Töörki-Ben Türk üm.) Ayşecik, eliyle denizi gösterdi ve This is the sea. (dis iz dı sii-bu deniz) diyebildi sadece. Alex O nun aslında Birlikte denizde oynayalım mı? demek istediğini anladı ve okey (okey- tamam) deyip başını evet anlamında salladı. Ayşecik ve Alex o summer (samır-yaz) hep birlikte oynadılar. Ayşecik: Yaşasın, iyi ki anaokulunda İngilizce öğrenmişim, ne güzel Alex gibi bir friend im (frend im-arkadaşım) oldu. diye düşündü. Daha çok İngilizce öğrenip yeni friend lerle (frend lerle-arkadaşlarla) tanışmalıyım, dünyadaki bütün çocukları tanıyıp anlayabilmek ne güzel şey doğrusu

AYŞECİK on VACATION Every summer, Ayşecik and her family were going to the same holiday resort. Ayşecik was growing up every summer and meeting new kids and having friends except the children coming from different countries Although, she wanted to play with them, she could not understand what they were talking about. This made her very unhappy. But that winter something happened at her school. One day, their teacher came into the classroom and said: Hello children I have a surprise for you. This year we are going to learn English. Ayşecik was very excited that she was going to learn English. All the winter, she followed her English lessons with great pleasure. She learned songs, the colours, the numbers, the animals, fruits and vegetables in English. At the end of the winter, when the summer came she was able to introduce herself, ask her friend s name, age and nationality. That year time passed very quickly and finally summer came. Ayşecik and her family again went to the same holiday resort. Ayşecik excitedly ran to the beach and went up to a child with blonde hair and blue eyes who was at the same age. She wanted to play with him. They had a short conversation and it was enough to be friends. - Hello! - Hello! - What is your name? - My name is Alex. What is your name? - My name is Ayşecik. Where are you from Alex? - I am from Germany and where are you from? - I am from Turkey. Ayşecik pointed at the sea and could only say This is the sea. In fact, Alex understood that she wanted to say Do you want to play in the sea? and nod his head yes. That summer, Ayşecik and Alex played to- gether all the time. Ayşecik thought that Hooray! Luckily, I learned English at school. How nice I had a friend like Alex. I need to learn more English and meet new friends. How nice is to know and understand all the children in the world AYŞECİK on VEKEYŞIN Evri samır Ayşecik end hör femily vör going tu dı seym holidey rizoort. Ayşecik vaz groving ap evri samır end miiting niuuw kids end heving frendz eksept dı çıldrın kaming from diffrınt kantriiz Ooldou şii vantıd tu pley widh dem şii kud nat andıstend vat dey vör tooking ebaut. Dis meyd höör veri anhepi. Bat det vintır samthing hepınd et höör skuul. Van day deır tiiçır keym tu dı klasruum end sed Helou çıldrın ay hev e sıprayz for yuu. Dis yiiır wii aar going tu löörn İnglish. Ayşecik vaz veri egzaytıd det şii vaz going tu löörn İnglish. Ool dı vintır şii fallovd höör İnglish lessıns widh greit plejır. Şii löörnd songs, dı kalırz, dı nambırz, dı enımılz, fruuts end vectıbılz in İnglish. Et dı end ov dı vintır ven dı samır keym şii vas eybıl tu intrıdyuus höörself, ask höör frendz neym, eyc end neşınaliti. Det yiır taym paast veri kuıkli end faynıli samır keym. Ayşecik end höör femıli egen vent tu dı seym holidey rizoort. Ayşecik egzaytıdli ren tu dı biiç end vent ap tu e çayld widh blond heir end bluu ayz huu vaz et dı seym eyç. Şii vantıd tu pley widh him. Dey hed e şoort kanvırzeyşın end it vaz inaf tu bii frendz. - Helou! - Helou! - Vat iz yor neym? - May neym iz Aleks. Vat iz yor neym? - May neym iz Ayşecik. Ver ar yu from Aleks? - Ay em from Cöömıni end ver aar yuu from? - Ay em from Töörki. Ayşecik pointıd et dı sii end kud onli sey Dis iz di sii. İnfekt Alex andıstuud det şii vantıd tu sey Du yuu vant tu pley in di sii? end nod hiz hed yes. Det samır Ayşecik end Aleks pleyd tugedır ool dı taym. Ayşecik toot det Hurey! Lakıli ay löörned İnglish et skuul. Haw nays ay hed e frend layk Aleks. Ay niid tu löörn moor İnglish end miit niu frendz. Haw nays iz tu nou end andıstend ool dı çıldren in dı wöörld

Tanışmanın Önemi / Importance of Meeting/ Impootıns ov miiting/ A1 Günlerden bir gün bir spor yarışması yapılacakmış. Özel yetenekli öğrenciler seçilmiş ve ekip olarak yarışmayı öğrenmek için bir spor hocası ayarlanmış. Spor hocası: Bugün çalışmamızın birinci günü o yüzden istediğiniz gibi çalışın günün sonunda sadece size tek bir soru soracağım. demiş. Peki! demiş öğrenciler ve başlamışlar çalışmaya. Biri zıplıyor, diğeri koşuyor, diğeri en hızlı şekilde yüzmeye çalışıyormuş. Hepsi yeteneklerini hocalarına göstermeye çalışıyorlarmış. Günün sonunda öğretmen öğrencileri toplamış ve şimdi sıra size soracağım soruya geldi demiş ve Sizce iyi bir ekip olmak için neye ihtiyacımız var? diye sormuş. Öğrenciler birbirine bakmışlar. Bu sefer de öğretmen WHAT S MY NAME? (vats may neym?- benim adım ne?) kim söyleyecek demiş. Yine hepsi birbirine bakmış çünkü kimse öğretmenin NAME (neym-isim) ini sormamış. O zaman öğretmen demiş ki: İyi bir takım olmak istiyorsak eğer, ilk önce birbirimizi tanımalıyız. Hepsi gülüşmüş ve bütün gün heyecandan birbirlerinin isimlerini sormadıklarını fark edip tanışmaya başlamışlar. * HELLO! WHAT S YOUR NAME? (helou, vats yoor neym? -merhaba, senin adın ne?) * MY NAME IS SELİM. (may neym iz Selim -benim adım Selim.) * WHERE ARE YOU FROM? (ver aar yuu from-nerelisin?) * I AM FROM... (ay em from-ben... lıyım) Hatay lıyım. * HOW OLD ARE YOU? (haw old aar yuu?- Kaç yaşındasın?) * I AM NINE YEARS OLD. (ay em nayn yiırz old dokuz yaşındayım.) * NICE TO MEET YOU! (nays tu miit yuu - tanıştığımıza memnun oldum!) diyerek kaynaşmışlar. Birlikte çalışınca çok iyi arkadaş ve süper bir ekip olmuşlar. Böylece birbirlerine daha iyi destek olmuşlar ve yarışmayı kazanmışlar.

Tanışmanın Önemi? Importance of Meeting? Impootıns ov miiting? A2 Seviyesi Günlerden one (wan- bir) gün bir spor yarışması yapılacakmış. Özel yetenekli students (studınts - öğrenciler) seçilmiş ve ekip olarak yarışmayı öğrenmeleri için bir spor teacher (tiiçır-öğretmen) ayarlanmış. Spor teacher(tiiçır-öğretmen) bugün çalışmamızın birinci günü, o yüzden istediğiniz gibi çalışın günün sonunda size tek bir soru soracağım demiş. Peki! demiş students (students-öğrenciler) ve başlamışlar çalışmaya. Biri jumping (camping-zıplıyor), diğeri running (raning-koşuyor), diğeri en hızlı şekilde swimming (swıming-yüzmeye) çalışıyormuş. Hepsi yeteneklerini hocalarına göstermeye çalışmışlar. Günün sonunda teacher (tiiçır-öğretmen) students ları (studınts-öğrenciler) toplamış ve şimdi sıra size soracağım soruya geldi demiş ve Sizce iyi bir ekip olmak için neye ihtiyacımız var? diye sormuş. Students (studınts-öğrenciler) birbirine bakmışlar. Bu sefer de teacher (tiiçır-öğretmen) WHAT S MY NAME? (vats may neym?- benim adım ne?) kim söyleyecek demiş. Yine hepsi birbirine bakmış çünkü kimse öğretmenin NAME(neym-ismini sormamış.) O zaman teacher (tiiçır-öğretmen) demiş ki İyi bir takım olmak istiyorsak eğer, ilk önce birbirimizi tanımalıyız. Hepsi gülüşmüş ve bütün gün heyecandan birbirlerinin isimlerini sormadıklarını fark edip tanışmaya başlamışlar. * HELLO, WHAT S YOUR NAME? (helou, vats yoor neym? -merhaba, senin adın ne?) * MY NAME IS SELİM. (may neym iz Selim -benim adım Selim.) * WHERE ARE YOU FROM? (ver aar yuu from-nerelisin?) * I AM FROM... (ay em from-ben.. lıyım) Hatay lıyım. * HOW OLD ARE YOU? (hav old aar yuu?- kaç yaşındasın?) * I AM NINE YEARS OLD. (ay em nayn yiırz old dokuz yaşındayım.) * NICE TO MEET YOU! (nays tu miit yuu - tanıştığımıza memnun oldum!) diyerek kaynaşmışlar. Birlikte çalışınca very good friend (veri gud frend-çok iyi arkadaş) ve süper bir ekip olmuşlar. Böylece birbirlerine daha iyi destek olmuşlar ve yarışmayı kazanmışlar.

Tanışmanın Önemi? Importance of Meeting? Impootıns ov Miiting? A3 Seviyesi One day there was a sport competition (Wan dey der vaz e spoort kampıtişın). A sport teacher was arranged to teach choosen pupils with special talent how to compete as a team (E spoort tiiçır vaz ereyncd to tiiç çuuzın pyüüpıls widh speşıl telınt haw tu kımpiit es e tiim). It was the first training day, therefore the sport teacher said that they can train by themselves (İt vaz dı föörst treyning dey deerfoor dı spoort tiiçır sed det dey ken treyn bay dımself). But at the end of the day, the teacher was going to ask them just one question (Bat et di end ov dı dey dı tiiçır vaz going tu ask dem cast wan kwesçın). The pupils say ok and started to train (Dı pyüüpıls sey ok end staartıd tu treyn). One was jumping, one was running another tried to swim as fast as he could (Wan vaz camping, wan vaz raning enadır trayd tu swım ez fast az hii kud). They all tried to show their talent (Dey ool trayd tu şow deır telınt). At the end of the day, the teacher gather all pupils together (Et di end ov dı dey dı tiiçır gedır ool pyüüpıls tıgedır). All of you are very skilled congratulations! (Ool ov yuu aar veri skild kıngracıleyşıns!) And asked his question: What do we need to be a good team? (End askt his quesçın: Wat du wii niid tu bii ez a tiim?) The pupils looked at each other (Dı pyüupls luukt et iiç adır). After that the teacher asked the pupils WHAT IS MY NAME? (Aftır det dı tiiçır askt dı pyüüpıls Vat iz may neym?) The pupils again looked at each other, because no one has asked the teachers name (Dı pyüüpıls egen luukd et iiç adır bikoz no wan hez askt dı tiiçırs neym). The teacher said to be a good team we need to know each other (Dı tiiçır sed tu bii e gud tiim wii niid tu nou iiç adır). After that they smiled, because they noticed that they didn t meet each other because of the excitement and started to get to know each other (Aftır det dey smayld bikoz dey notist det dey didınt miit iiç adır bikoz ov dı iksaytmınt end started tu get tu nou iiç adır). HELLO! WHAT S YOUR NAME (Helou, vats yoor neym)? MY NAME IS Selim (May neym iz Selim). WHERE ARE YOU FROM (Ver aar yuu from)? I AM FROM Hatay (Ay em from Hatay). HOW OLD ARE YOU (Haw old aar yuu)? I AM ELEVEN YEARS OLD (Ay em ilevın yiırz old). NICE TO MEET YOU! (Nays tu miit yuu). When they trained together they became very good friends and a great team (Ven dey treynd tıgedır dey bikam veri gud frendz end e greit tiim). They supported each other and won the sports competition (Dey spoortıd iiç adır end von dı spoorts kampıtişın).

School Objects / Masal (A1) Giray ın Rüyası Giray çok tatlı bir çocukmuş. Ablasından defalarca dinlediği School (skuul / okul) a kendisi de gideceği için bir türlü heyecandan uyuyamıyormuş. Bu düşüncelerle koltukta otururken birden karşısına kırmızı bir book (buk / kitap) çıkmış. Artık benim resimlerime bakarken hikayelerimi de okuyabileceksin demiş. Arkadan Pen (pen / tükenmez kalem) ve Pencil (pensıl / kurşun kalem) demiş ki: Bizim sayemizde kendi hikayelerini yazabilirsin. Desk ve Chair (desk-çeer / masa-sandalye): Bizimle teacher (tiiçır/öğretmen) ı daha iyi dinleyecek ve bir çok student (studınt / öğrenci) arkadaşın olacak demiş. Notebook (noutbuk / defter): Üzerimde paintbrush (peyntbraş / boya fırçası) ları kullanarak paintig (peynting / boyama) yapabilirsin demiş. Computer (kımpüütır/ bilgisayar) durur mu? Hemen o da girmiş söze ve demiş ki: Müzik dinleyip, çizgi filmler izleyebilir ve bir çok yeni bilgiyi benimle öğrenebilirsin. Giray gözlerini açınca kendisini yatağın üzerinde sevinçle zıplarken bulmuş. Artık school (skuul/ okul) a gitmek için sabırsızlanıyormuş.

Giray ın Rüyası / Giray s Dream (A2) Giray çok tatlı bir çocukmuş. Ablasından defalarca dinlediği School (skuul / okul) a kendisi de gideceği için bir türlü heyecandan uyuyamıyormuş. Bu düşüncelerle koltukta otururken birden karşısına a red book (a red buk / kırmızı bir kitap) çıkmış. Artık benim resimlerime bakarken hikayelerimi de okuyabileceksin demiş. Arkadan Pen and Pencil (Pen end pensıl / Tükenmez kalem ve kurşun kalem): Bizim sayemizde kendi hikayelerini yazabilirsin. Desk and Chair (desk end çeer): Bizimle teacher (tiiçır / öğretmen) ı daha iyi dinleyecek ve bir çok student- friends (studınt- frendz / öğrenci-arkadaşların) olacak demiş. Notebook (noutbuk /defter): Üzerimde paintbrush (peyntbraş / boya fırçası) ları kullanarak painting (peynting / boyama) yapabilirsin demiş. Computer (kımpüütır / Bilgisayar) durur mu? Hemen o da girmiş söze ve demiş ki: Listen to the music (lisın tu dı müuzik / müzik dinler), çizgi filmler izleyebilir ve bir çok yeni bilgiyi benimle öğrenebilirsin. demiş. Giray opens his eyes (oupıns his ayz / gözlerini açar) ve kendisini yatağın üzerinde sevinçle zıplar halde bulmuş. Artık school (skuul / okul) a gitmek için sabırsızlanıyormuş.

The Dream of Giray (A3) Giray was a very cute boy. He could not sleep with excitement, because he would go to the school that he heard from his sister repeatedly. With that in mind, while sitting on the couch, a red book came out and told him "Now, you can read my stories as you look at my pictures." And then pen and pencil told him: "You can write your own stories with us." Desk and chair started to talk and said: "You will listen to your teacher better and you will have a lot of student friends with us." The notebook: "You can paint with paint brushes that I have." Is the computer silent? Not of course, right away he jumped into the subject and said: "You can listen to the music, watch cartoons and learn lots of new information with me." As Giray opened his eyes, he found himself jumping on the bed. He could not wait to go to the school any more. Dı Driim ov Giray (A3) Okunuşu Giray vaz e veri küuut boy. Hii kud not sliip widh iksaytmınt, bikoz hii wud go tu dı skuul det hii hörd from hiz sistır rıpiitıdli. Widh det in maynd, waıl siting on dı kauch, e red buk keym out end told him: "Nav yu ken riid may stooriz ez yuu luk et may pikçırz" End den pen end pensıl told him: "Yuu ken rayt yor own stooriz widh as" Desk end çeer staartıd tu talk end sed: "Yuu wil lisın tu yoor tiiçır bedır end yuu wil hev e lad ov studınt frendz widh as" Dı noutbuk: "Yuu ken peint widh peint braşhez det ay hev" İs dı kımpüütır saylınt? Nat ov koors, rayt evey hii campt intu dı subcekt end sed "Yuu ken lisın to dı müuzik, woç kaartuunz end löörn lots ov niuu infımeyşın widh mii." As Giray oupınd hiz ayz hii faund himself camping on dı bed. Hii kud nat weit tu go tu dı skuul enimoor. School Objects / Okul Gereçleri (Oyun) Bir çocuk ebe olur köşede bekler ve diğer çocuklar bir malzeme seçer. Ve SICAK SOĞUK oyunu oynatılır. Ebe seçilen objeye yaklaşınca Sıcak uzaklaşınca Soğuk denir. Komutu: (Türkçe) Tamam çocuklar! Haydi şimdi hep beraber SICAK-SOĞUK oynayalım. Ben bir nesne göstereceğim sizde onu bulacaksınız. Tamam mı? (İngilizce) Okey pupils! Now lets play HOT-COLD game. I will say an object. You will find the object. (Okunuşu) Okey pyüüpıls! Nau lets pley hat-kould geym. Ay wiıl sey en obcekt. Yu wiıl faynd it.

Colours Story A1 Yağmurlu bir günde dünyanın bütün colour ları (kalır-renk) bir araya gelmiş ve hangi colour ın(kalır-renk) en önemli olduğunu konuşmaya başlamışlar. Green (griin-yeşil) colour (kalır-renk) en önemli colour (kalırrenk) benim demiş. Ben çimenler, yapraklar ve ağaçlar için seçilmişim. Blue (bluu-mavi) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş ben de denizin ve gökyüzün colour ıyım (kalır-renk) demiş. Yellow (yelou-sarı) colour (kalır-renk) ben de güneşin colour ıyım (kalır-renk) en önemli colour (kalır-renk) benim demiş. Orange (orınc-turuncu) colour (kalır-renk) da ben de sağlığın colour ıyım (kalır-renk) bütün sağlıklı yiyecekler orange (orınc-turuncu) colour ında (kalır-renk), portakal ve havuç gibi demiş. Red (red-kırmızı) colour (kalır-renk) ben de domates ve çileğin colour ıyım (kalır-renk) ben de önemliyim demiş. White (waytbeyaz) colour (kalır-renk) onun sözünü kesmiş ve ben de bulutların ve kardan adamların colour ıyım (kalırrenk), hem temizliği de temsil ediyorum demiş. Black (blak-siyah) colour (kalır-renk) dayanamamış ve ben de şempanze, zeytin ve karanlığın colour ıyım (kalır -renk) o zaman demiş. Purple (pöörpıl-mor) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş, ben de menekşelerin ve patlıcanın colour ıyım (kalır-renk), hem de en komik colour ım (kalır-renk) demiş. Peşinden pink (pink-pembe) colour (kalır-renk) ben de çiçeklerin ve dilimizin colour ıyım (kalır-renk), hem en tatlı colour (kalır-renk) da benim demiş. Birden fark etmişler ki yağmur artık yağmıyormuş ve gökyüzünde kocaman muhteşem bir gökkuşağı oluşmuş. Tam o sırada bir ses duymuşlar: Hepiniz eşit derecede önemlisiniz ve birlikte dünyamızı colour landırıyorsunuz (kalır-renk), iyi ki hepiniz varsınız. Bunu duyunca bütün colour lar (kalır-renk) birbirlerine sarılmışlar ve çok mutlu olmuşlar.

Colours Story A2 Rainy (reyni-yağmurlu) one (wan-bir) günde dünyanın bütün colour ları (kalır-renk) bir araya gelmiş ve hangi colour ın (kalırrenk) en önemli olduğunu konuşmaya başlamışlar. Green (griin-yeşil) colour (kalır-renk) en önemli colour (kalır-renk) benim demiş. Ben grass (graas-çimen), yapraklar ve trees (triiz-ağaçlar) için seçilmişim. Blue (bluu-mavi) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş ben de sea nin (sii-deniz) ve sky ın (skay-gökyüzü) colour ıyım (kalırrenk) demiş. Yellow (yelou-sarı) colour (kalırrenk) ben de sun ın (san-güneş) colour ıyım (kalır-renk) en önemli colour (kalır-renk) benim demiş. Orange (orınc-turuncu) colour (kalır-renk) da ben de sağlığın colour ıyım (kalır-renk), bütün sağlıklı food lar (fuud-yiyecek) orange (orınc-turuncu) colour ında (kalır-renk), orange (orınc-portakal) ve carrot (kerit-havuç) gibi demiş. Red (red-kırmızı) colour (kalır-renk) da ben de tomato (tımaatou-domates) ve strawberry nin (strooberi-çilek) colour ıyım (kalır-renk), ben de önemliyim demiş. White (wayt-beyaz) colour (kalır-renk) onun sözünü kesmiş ve ben de cloud ların (klaud- bulut) ve snowman lerin (snowmen-kardan adam) colour ıyım (kalır-renk), hem temizliği de temsil ediyorum demiş. Black (blak-siyah) colour (kalır-renk) dayanamamış ve ben de chimpanzee (çimpınzii-şempanze), olive (oliv-zeytin) ve karanlığın colour ıyım (kalır-renk) o zaman demiş. Purple (pöörpıl-mor) colour (kalır-renk) oradan seslenmiş ben de violet lerin (vaylıt-menekşe) ve aubergine in (obırciin-patlıcan) colour ıyım (kalır-renk,) hem de en komik colour ım (kalır-renk) demiş. Peşinden pink (pink-pembe) colour (kalır-renk) ben de flower ların (flavır-çiçek) ve tongue ımızın (tang-dil) colour ıyım (kalır-renk), hem en sweet(swiit-tatlı) colour (kalır-renk) da benim demiş. Birden fark etmiş-ler ki rain (rein-yağmur) artık yağmıyormuş ve gökyüzünde kocaman muhteşem bir gökkuşağı oluşmuş. Tam o sırada bir ses duymuşlar: Hepiniz eşit derecede önemlisiniz ve birlikte dünyamızı colour landırıyorsunuz (kalırrenk), iyi ki hepiniz varsını! Bunu duyunca bütün colour lar (kalır-renk) birbirlerine sarılmışlar ve çok happy (hepi-mutlu) olmuşlar.

Colours Story A3 On a rainy day all colours of the world came together and started to talk about which colour is more important. The green colour said I am the most important colour. I am choosen for grass, leaves and trees. The blue colour called I am the colour of the sea and sky. The yellow colour said I am coloured like the sunshine. The orange colour said I am the colour of health, all healthy foods are orange coloured, like orange and carrot. The red colour said I am coloured like tomato and strawberry, I am important too. The white colour interrupted and said I am coloured like clouds and snowman and I represent cleaning. The black colour could not stand anymore and said I am coloured like chimpanzee, olive and darkness. The purple colour shouted I am coloured like violets and aubergine and I am a funny colour. After that the pink colour said I am coloured like flowers and our tongue and besides I am the sweetest colour. Suddenly, they recognized that the rain stopped and there was an amazing rainbow in the sky. Just then, they heard a voice: All of you are in an equal degree very important and together you make our world colourful. You are all good! When they heard this, all colours hugged each other and they were very happy... On e reini dey ool kalırz ov dı wöörld keym tugedır end staartıd tu talk ebaut wiç kalır iz moor importınt. Dı griin kalır sed ay em dı most importınt kalır. Ayem çuuzen for gıras, liivz end triiz. Dı bluu kalır kold ayem dı kalır ov dı sii end skay. Dı yelou kalır sed ay em kalırd layk dı sanşayn. Dı orınc kalır sed ay em dı kalır ov helth, ool helthi fuudz aar orınc kalırd layk orınc end kerıt. Dı red kalır sed ay em kalırd layk tımaatou end strooberi, ay em impoortınt tuu. Dı wayt kalır intıraptıd end sed ay em kalırd layk klaudz end snowmen end ay reprizent klining. Dı blak kalır kud nat stend enimoor end sed ay em kalırd layk çimpınzii, oliv end daarknıs. Dı pöörpıl kalır şautıd ay em kalırd layk vaylıt end obırciin end ay em a fanii kalır. Aftır det dı pink kalır sed ay em kalırd layk flavırz end aur tang end bisaydz ay em dı swiitıst kalır. Sadınli, dey rekıgnaızt det dı rein stapt end der vaz en emeyzing reinbow in dı skay. Cast den dey höörd e voys: Ool ov yuu aar in en ikwıl dıgrii veri impoortınt end tugedır yuu meyk aur wöörld kalırful. Yuu aar ool gud. Ven dey höört dhis ool kalırz hagd iiçadır end dey vör veri hepi.

Numbers Train A1 Hasan amcanın bir treni varmış. Treni ile hayvanları gezdirirmiş. Hasan amca işini çok severmiş. Her gün trenine biner yola düşermiş. Birinci durakta ONE (wan-bir) tane küçük kedi bindirirmiş. İkinci durakta TWO (tuu-iki) tane büyük köpek bindirirmiş. Üçüncü durakta THREE (trii-üç) tane havuç yiyen tavşan bindirirmiş. Dördüncü durakta FOUR (foor-dört) tane muz yiyen maymun bindirirmiş. Beşinci durakta FIVE (fayv-beş) tane aslan bindirirmiş. Altıncı durakta SIX (siks-altı) tane uzun boylu zürafa bindirirmiş. Yedinci durakta SEVEN (sevın-yedi) tane büyük kulaklı fil bindirirmiş. Sekizinci durakta EIGHT (eytsekiz) tane tatlı koyun bindirirmiş. Dokuzuncu durakta NINE (nayn-dokuz) tane vaklayan ördek bindirirmiş. Onuncu durakta TEN (ten-on) tane peynir seven fare bindirirmiş. Çok güzel bir tren yolculuğu yaparlarmış. Hepsi çok eğlenirlermiş. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- A2 Hasan uncle (ankıl-amca) nın ONE (wan-bir) treni varmış. Train (treyn-tren) i ile animal (enimıl-hayvan) ları gezdirirmiş. Hasan uncle (ankıl-amca) işini çok severmiş. Her gün train (treyn-tren) ine biner yola düşermiş. One (wan-bir) ıncı durakta ONE (wanbir) tane küçük cat (ket-kedi) bindirirmiş. Two (tuu-iki) uncu durakta TWO (tuu-iki) tane büyük dog (dog-köpek) bindirirmiş. Three (trii-üç) inci durakta THREE (trii-üç) tane havuç yiyen rabbit (rabit-tavşan) bindirirmiş. Four (foor-dört) uncu durakta FOUR (foor-dört) tane muz yiyen monkey (manki-maymun) bindirirmiş. Five (fayv-beş) ıncı durakta FIVE (fayv-beş) tane lion (layın-aslan) bindirirmiş. Six (siks-altı) ıncı durakta SIX (siks-altı) tane uzun boylu giraffe (cıraaf-zürafa) bindirirmiş. Seven (sevın-yedi) cı durakta SEVEN (sevın-yedi) tane büyük kulaklı elephant (elıfınt-fil) bindirirmiş. Eight (eyt-sekiz) inci durakta EIGHT (eyt-sekiz) tane tatlı sheep (şiip-koyun) bindirirmiş. Nine (nayn-dokuz) ıncı durakta NINE (nayn-dokuz) tane vaklayan duck (dak-ördek) bindirirmiş. Ten (ten-on) inci durakta TEN (ten-on) tane peynir seven mouse (maus-fare) bindirirmiş. Çok güzel bir train (treyn-tren) yolculuğu yaparlarmış. Hepsi çok eğlenirlermiş. ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------- A3 Uncle Hasan had a train (ankıl Hasan hed e treyn). He took the animals to a journey by the train (hii tuk dı enimılz tu e cöörney bay dı treyn). Uncle Hasan loved his job very much (ankıl Hasan lavd his cab veri maç). Everyday, he got on the train (evridey hii got on dı treyn). On the first station, he took ONE little cat (On dı föörst steyşın hii tuk wan lidıl ket). On the second station, he took TWO big dogs (on dı sekınd steyşın hii tuk tuu big dogz). On the third station, he took THREE rabbits that eat carrots (on dı töörd steyşın hii tuk trii rabits det iit kerıts ). On the fourth station, he took FOUR monkeys that eat bananas (On dı foorth steyşın hii tuk for mankiz det iit bananas). On the fifth station, he took FIVE lions (On dı fifth steyşın hii tuk fayv layıns). On the sixth station, he took SIX tall giraffes (On dı sikst steyşın hii tuk siks tool cıraafs). On the seventh station, he took SEVEN elephants with the big ears (On dı sevınth steyşın hii tuk sevın elıfınts widh dı big iırz). On the eighth station, he took EIGHT sweet sheep (On dı eyt steyşın hii tuk eyt swit şiip). On the ninth station, he took NINE quacking ducks (On dı naynth steyşın hii tuk nayn kwaking daks). On the tenth station, he took TEN mice that liked cheese (On dı tend steyşın hi tuk ten mays det laykd çiiz). They had a very nice train journey (Dey hed e veri nays treyn cöörney). All of them had so much fun (Ool ov dem hed sou maç fan).

Pink Purple Grass-Çimenler Green-Yeşil Yellow-Sarı, Clouds-Bulutlar-Beyaz, Şu Şekilde Boyayınız Sun-Güneş: Gök Kuşağının Geri Kalan Kısımlarını

ÖĞRETMEN-TEACHER-TİİÇIR BİLGİSAYAR-COMPUTER- KIMPÜÜTIR ÖĞRENCİ-STUDENT-STUDINT DESK& ÇEER KURŞUN KALEM-PENCIL-PENSIL DESK&CHAIR MASA&SANDALYE KİTAP-BOOK-BUK