ZĠRAAT BĠLĠRKĠġĠ RAPORLARINDA KARġILAġILAN SORUNLAR (IĞDIR ĠLĠ ÖRNEĞĠ) Kasım ġahġn kasim.sahin@igdir.edu.tr AyĢe KARADAĞ GÜRSOY ayse_karadag@yahoo.com Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü, IĞDIR ÖZET Hazırlanan ziraat bilirkiģi raporuna itibar edilebilmesi için, o raporun inandırıcı, gerçekçi, alan ve resmi kurum verilerine dayanması gerekir. Ziraat bilirkiģi raporunda yeterli gerekçe yoksa rapor kendi içinde çeliģkili ise, gösterilen gerekçe mevcut duruma ve kanıtlara uygun değilse hâkim, bu rapora bağlı kalmamakta ve hüküm kurarken zorlanmaktadır. Hâkim, bilirkiģiye baģvurma konusunda serbest olduğu gibi, tüm yargısal kararlarda belirtildiği üzere bilirkiģi raporu ile bağlı değildir. Kanıtları serbestçe değerlendirme yetkisine sahip olan hâkim, bilirkiģi raporu ile bağlı değilse de; teknik ve özel konularda verilen raporu yeterli görmediği takdirde mevcut tereddütleri giderici ek bir rapor düzenlenmesini aynı bilirkiģiden isteyebileceği gibi gerekirse bir baģka bilirkiģi veya bilirkiģi kurulundan görüģ alabilmektedir. Dolayısıyla bilirkiģi raporlarının hazırlanması, gerekçe göstererek değer tespitinde bulunma, gereklilik ve arazinin mevcut durumunun ve geçmiģte mülkiyetinin ne olduğu gibi birçok soruya açıklık getirmesi bakımından önemlidir. Bu çalıģma Iğdır ilinde 2013-2015 yılları arasında Asliye Hukuk, Kadastro ve Sulh Hukuk mahkemelerinde açılmıģ olan kamulaģtırma, kamulaģtırmasız el atma, bedel, el atmanın önlenmesi, ecrimisil, zilyetlik, irtifak hakkı ve geçiģ hakkı gibi dava dosyalarını kapsamaktadır. Bu amaçla 400 dava dosyasına sunulan bilirkiģi raporları incelenerek, karģılaģılan sorunlar incelenmiģtir. Ayrıca bilirkiģilik yapan ziraat mühendisi ve teknisyenler ile dava vekilliği yapan avukatların bilirkiģi raporlarıyla ilgili görüģlerine de yer verilmiģtir. Anahtar Kelimeler: BilirkiĢilik, rapor yazımı, Iğdır. PROBLEMS IN AGRICULTURAL EXPERT REPORTS (THE CASE OF IGDIR PROVINCE) ABSTRACT An agricultural expert report has to be credible, realistic and based on field and official institution data in order that it can be accredited. When there is no sufficient justifications in an agricultural expert report, or if the document is conflicting within itself and the reasons are not true for the real situation and evidence, judge does not abide by this report and has 2079
difficulty in giving a verdict. Although the judge is free to resort to the expert, he/she is still not restricted with the expert s report as in all judicial decisions. Having the authority to freely evaluate the evidence, the judge, although not limited to the expert report, can ask for an additional report from the same expert or ask for the opinions of another expert or experts committee if he/she finds the report insufficient on technical or private issues. Therefore, preparing expert reports is important in answering many questions about valuation with justification, necessity, and the current situation of the land and its former owners. This study consists of court files of expropriation, confiscating without expropriating, possessory, adequate pay, ownership, easement and right-of-way cases opened in civil courts, cadastre and civil court of peace between the years of 2013-2015. With this purpose, expert reports in 400 court files and the confronted problems were investigated. Furthermore, the study included the opinions of agricultural engineers and technicians as experts, and lawyers as official solicitors about expert reports. Keywords: Expertise, report writing, Iğdır 1.GĠRĠġ Türkiye de bilirkiģilik yasal anlamda ortaya çıkan bir kavram olup, genellikle bilirkiģi olarak ifade edildiği halde ehlivukuf olarak da kullanılmaktadır. BilirkiĢiler mahkemelerin karar vermesinde önemli roller üstlenmektedir. Bu kiģilerin yasal sorumluluklarının olması ve yüklenmesi de doğaldır (Rehber, 1999). Türkiye bilirkiģilik kurumunun tekrar gündeme gelmesi ve kanuni düzenlemeler gidilmesi bu yapının yaģadığı sorunların çözümü, bilirkiģilik faaliyetinin amacından uzaklaģarak yozlaģtığı farklı kesim tarafından dile getirilmektedir. Bu alanda sorunların ortaya konulması, bu duruma kimin ve nelerin neden olduğu tartıģılmalıdır. Bu duruma doğrudan sistemin kendisinin neden olduğu gerçeğidir. Hukuk sistemindeki geçerli kurallar, bilirkiģi kurumunun sağlıklı çalıģması için evrensel kriterleri içermesi gerekmektedir. BilirkiĢilikteki sorun, öngörülen bu kuralların uygulanmaması ve çalıģtırılmamasından kaynaklanmaktadır. Bu sorunlar ziraat bilirkiģiliği kapsamında da aynı olup, meslek alanlarla ilgili bilimsel ve teknik uzmanlığı gerektiren konularda, adli kurumların ziraat mühendis ve teknisyenlerine baģvurmakta ve bu kiģilerce hazırlanan raporlar adaletin yerine getirilmesine yardımcı olmaktadır. Yargının tarımsal konularda doğruya ulaģma talebi doğrultusunda ihtiyaç duyulan mesleki bilgi ve deneyimini yargının hizmetine sunan ziraat bilirkiģilerinin eğitimi de önem arz etmektedir. BilirkiĢi ve bilirkiģilik düzenlemesi doğal olarak iktidarların yani yürütmenin yapması gereken bir iģtir. Gündemdeki bilirkiģilik yasası bu anlamda önem arz etmektedir. Iğdır ilinde yapılan bu çalıģma kapsamında, ziraat bilirkiģilerinin rapor yazımında karģılaģılan sorunlar incelenmiģtir. 2080
2. MATERYAL VE YÖNTEM AraĢtırmanın materyalini 2013-2015 yılları arasında Iğdır ili merkez, Aralık ve Tuzluca ilçelerindeki adliyelerde Asliye Hukuk, Kadastro, Sulh Hukuk, Sulh Ceza ve Aile mahkemelerinde açılmıģ olan dava dosyalarındaki bilirkiģi raporları oluģturmaktadır. Bu bilirkiģi raporlarındaki bilgiler 13 Avukat ve 11 Ziraat BilirkiĢisinden 400 rapordan bilgiler sözlü olarak toplanmıģtır. Iğdır ili Karakoyunlu ilçesinde Adliye teģkilatı bulunmamaktadır. Çizelge 1 de dava dosyalarının mahkemelere göre dağılımı ve Çizelge 2 de ise dava konularına göre dağılımı verilmiģtir. Çizelge 1. Dava dosyalarının mahkemelere göre dağılımı Mahkemeler Dava Dosyası Sayısı % Dağılımı Asliye Hukuk Mahkemesi 226 56,5 Kadastro Mahkemesi 134 33,5 Sulh Hukuk Mahkemesi 30 7,5 Sulh Ceza Mahkemesi 6 1,5 Aile Mahkemesi 4 1,0 Toplam 400 100,0 Çizelge 2. BilirkiĢi dosyalarının dava konularına göre dağılımı Dava Konusu Dava Dosyası Sayısı % Dağılımı KamulaĢtırma 78 19,5 KamulaĢtırmasız El Atma 98 24,5 Ecrimisil 70 17,5 Geçit Hakkı 26 6,5 Ġrtifak Hakkı 29 7,3 Zilyetlik 48 12,0 El Atmanın Önlenmesi 35 8,8 Bedel 16 4,0 Toplam 400 100,0 Ġncelen ziraat bilirkiģi raporlarında karģılaģılan sorunlar rapor yazım formatı üzerinden giderek, yazımda karģılaģılan sorunlar incelenmiģtir. Ziraat BilirkiĢi raporu formatı en geniģ içerik barındırması bakımından kamulaģtırma ve kamulaģtırmasız el atma raporları dikkate alınmıģtır. Bu sorunlar rapor yazım formatına dayalı olarak aģağıda ayrıntılı olarak verilmiģtir. 3. BULGULAR VE TARTIġMA 3.1. BilirkiĢi rapor formatı Dava konusu ve mahkemeye göre bilirkiģi raporları içerik açısından farklılık göstermektedir. Özellikle kadastro mahkemelerine sunulacak raporlarda neden sonuç vurgulanacak Ģekilde yazılmalı, ilgili kanunlara atıfta bulunularak gerekçe oluģturulmalıdır. 2081
Yine geçit hakkı davalarında alternatif geçit güzergahları belirlenmeli maliyet hesapları yapılarak hangi güzergahın ne amaçla tercih edildiği belirtilmelidir. Ġrtifak hakkı ile ilgili raporlarda ise, irtifak hakkına konu olan taģınmazın değerinin neden düģeceği belirtilerek, taģınmaz üzerindeki değer düģüklüğü gerekçelendirilerek açıklanmalıdır. Ziraat bilirkiģi raporlarında yazım aģamasında genel bir format olmamakla birlikte, özellikle kamulaģtırma ve kamulaģtırmasız el atma raporlarında aģağıdaki formata göre rapor yazıldığı görülmekte ve bu kapsamda bir raporun yeterli olabileceği düģünülmektedir. Bu formattaki konu baģlıkları neden sonuç iliģkisi kurularak açıklanmalıdır. Dosya No : Davacı : Davacı Vekili : Davalı : Davalı Vekili : Dava Konusu : GiriĢ 1 ) TaĢınmazın Kimliği: Ġli : Ġlçesi : Köyü : Cinsi : Ada No : Parsel No : Yüz Ölçümü : Asliye Hukuk Mahkemesi Hâkimliğine Iğdır 2) Değerlendirmeye Esas Alınan Kriterler: 3) TaĢınmazın Değer DeğiĢmesi: 4) Türkiye Ġstatistik Kurumu Verilerinin TartıĢılması: 5) TaĢınmazın Değerini Etkileyen Faktörler: 6) TaĢınmazın Getirebileceği Net Gelir Hesabı Yöntemi: 7) Kapitalizasyon Faiz Oranı: 8) Münavebe Planı Ve TaĢınmazın Getirebileceği Oranlı Gelir: 9) ĠĢgal Öncesi Tazminat Talebi: 10) Sonuç ve Kanaat: 2082
3.2.Rapor yazımında karģılaģılan maddi hatalar Ziraat bilirkiģi raporlarında karģılaģılan maddi sorunların baģında mahkeme isimlerinin karıģtırılmasıdır. Asliye yerine sulh hukukun yazılması veya 1. Asliye hukuku ile 2. Asliye hukukun dikkatsizlikle yanlıģ yazılmasıdır. Rapor yazımında yapılan bir maddi hata da dosya numarası veya davacı adının eksik veya hatalı yazılmasıdır. Bu durum daha çok davacı olarak bir kiģinin isminin yazılması ve diğer davacıların göz ardı edilmesi sonucudur. Değer hesaplamalarında diğer davacıların paylarına düģen tutarların hesaplanmaması sonucuna neden olmaktadır. Bir baģka konuda davalı tarafın ve dava konusunun yazılmama veya yanlıģ yazılma sorunudur. KeĢif yapılan tarihin tam olarak yazılması önemlidir. Özellikle ürün bedel davalarında ve tazminat davalarında bu gereklidir. KeĢfin yapıldığı il, ilçe, köy, arazinin cinsi, ada ve parsel numarası da bilirkiģi raporlarında eksiksiz olması gereken hususlardır. Bunlardaki maddi hatalar dava dosyasına çeģitli gerekçelerle itiraz edilmesine ve davanın Yargıtay da bozulmasına neden olabilmektedir. Dava konusu taģınmazın niteliği ve davaya konu olan kurumun veya kiģilerin bu alanları ne amaçla kullandığı ve değer tespitinde kamulaģtırma kanunu kapsamında değer tespitinin yapıldığının belirtilmemesi de bir maddi hata olarak karģımıza çıkmaktadır. Bu alanların yüz ölçümler fen bilirkiģi raporlarıyla aynı olmalıdır. Farklı rakamların kullanılması veya yanlıģ anlaģılma önemli bir sorundur. Değer biçmede taģınmazın değerinin değiģip değiģmediği de belirtilmelidir. TaĢınmazın değer tespitinde hangi kurumların hangi yıl verilerinin kullanıldığı belirtilmeli, mümkün olduğunca taģınmazın değerini etkileyen faktörler açıklanmalıdır. Hesaplamalarda kullanılacak kapitalizasyon faiz oranı açıkça yazılmalı, oranın neye göre belirlendiği izah edilmeli ve gerekçesi yazılmalıdır. Dava konusu taģınmazın toprak ve iklim özellikleri açıklanmalı, mümkün olduğu kadar somut bilgilere yer verilmelidir. Arazide sulu veya kuru Ģartlarda üretim yapıldığı belirtilmeli, sulama imkânları tespit edilerek, arazinin sulama Ģartları belirtilmelidir. Davaya konu taģınmazların sulu ya da susuz (kıraç) oluģuna iliģkin genel bir açıklama olmadan, doğrudan sonuca yani sadece yargıya yer verilmesi önemli bir eksikliktir. Bu nedenle, taģınmazın sulu kabul edilip edilmemesinin dayanaklarının ortaya koyulması lazımdır. Dava konusu taģınmaz, devlet eliyle sulanabilen bir taģınmazdır denebilir ve taģınmazın civarından geçen kanaletlerle ilgili bilgi verilebilir. TaĢınmaz devlet eliyle sulanmıyordur, ama çiftçinin kendi olanaklarıyla civardaki herhangi bir su kaynağından sulanıyordur, bu da gözlemle rapora geçirilmelidir. 2083
Bu sulamanın her mevsim, daha doğrusu ürünün yetiģmesi için yeterli miktarda akıģa sahip olup olmadığı, debisi bilirkiģi arkadaģlar tarafından gerek teknik bilgileri, gerekse gözlemleriyle belirtilmelidir. Çünkü oradan bir dere geçiyor olması, o derenin suyunun taģınmazda ürün yetiģtirmesine yeterli olduğu anlamına gelmez. Bu tür bir sulama yapılıyorsa bunun belirtilmesi gerekmektedir (Anonim, 2005). Değer tespitinde kullanılacak ürün deseni belirtilmeli, ürünlerin toprak ve iklim istekleri de vurgulanmalıdır. Ürün deseni münavebeye giren ürünler dikkate alınarak genelde üç yıllık verilmektedir. Münavebeye uygun olmayan ürünlerin artarda üretim yapılıyor olarak değer tespitinde kullanılması uygun değildir. Yol ve su geçit davalarıyla ilgili dosyalarda davacılar için arazilerine neden geçit hakkı verileceği açıklanmalı ve gerekliliği de vurgulanmalıdır. TaĢınmaz üzerindeki meyveli ve meyvesiz ağaç sayıları, yaģları gibi maddi bilgiler verilmeli, hesaplamalarda kullanılan yöntemler açıkça yazılmalıdır. Dava konusu taģınmalar ile ilgili iģgal nedeniyle beģ yıla kadar tazminat talebi (ecrimisil) istenebilmektedir. Burada da yıllık getirinin tazminat istenen yıl sayısına göre hesaplanması zorunlu olup, süre kesinlikle (yıl) olarak belirtilmelidir. Dava dosyaları için hazırlanan ziraat bilirkiģi dosyalarında kesinlikle sonuç bölümü olup, sonunda varılan kanaat belirtilerek, mahkemeye sunulmalıdır. BilirkiĢi raporlarında kesinlikle tarih ve bilirkiģi imzaları bulunmalıdır. 3.3 Rapor yazımında karģılaģılan teknik sorunlar Dava dosyalarında davalı kurum ile davaya konu olan dava konusu hakkında bir bağın olması gerekmektedir. Bu durum gerekçelendirilerek, davalı kurumun nasıl bir yükümlülüğünün olduğu belirtilmelidir. Ziraat bilirkiģi raporlarında dava konusu taģınmazın yer tespiti fen bilirkiģileri tarafından yer gösterimi ile mümkün olmaktadır. Dava konusu alanın yüz ölçümü, el atılan veya kamulaģtırılan alanın yüz ölçümü fen bilirkiģi raporlarından elde edilmelidir. Dava dosyasında dava konusuna yönelik olarak taģınmazın niteliğini belirleyen bir resmi belgenin bulunması zorunludur. Bu durum genellikle tapu kayıtlarıyla belirtilmektedir. Ayrıca farklı kurumlardan elde edilen evraklarda dava konusu taģınmazın niteliği hakkında bilgi verebilmektedir. Bu belgelerin eksikliği ziraat bilirkiģi raporlarının hazırlanmasında önemli teknik sorunlara neden olabilmektedir. Dava konusu taģınmazın bulunduğu bölge hakkında ve bitki desenine yönelik teknik bilgilere de ihtiyaç duyulabilmektedir. Ürün çeģitleri, ne amaçla üretimin yapıldığı, meyve veren ağaçların cinsi, yaģı ve meyve özellikleri de değer tespitinde önemli sorunlar olarak karģımıza çıkmaktadır. Verim ve fiyatları dava dosyasında olmazsa olmazlardandır. Bu verilerin Ġl ve Ġlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık müdürlükleri tarafından verilmesi gerekmektedir. 2084
Dava konusu taģınmazlarda kamulaģtırma, kamulaģtırmasız el atma, ecrimisil, irtifak hakkı, geçit hakkı, el atmanın önlenmesi ve bedel davalarında taģınmazın m 2 fiyatının hesaplanması gerekmektedir. Bu durum bilirkiģi raporlarında açık olarak yapılmalıdır. Mera yasanın temelini meraların tespiti, tahditi ve tahsisi oluģturmaktadır. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar illere göre değiģmekle birlikte ülkemizdeki meraların tespit iģlemi önemli ölçüde tamamlanmıģtır. Mera yasasının kabulünden bu yana uygulamada önemli aksaklıklarla karģılaģılmaktadır. Bunlardan ilki mera komisyonunda yer alan üyelerin çoğunun mera kanunu ve mera konusunda yeterli bilgilerinin bulunmamasıdır. Bu nedenle iģin büyük bölümü Gıda, Tarım ve Hayvancılık Ġl ve Ġlçe Müdürlüğü mera biriminde yer alan teknik elemanlar ile teknik ekiplerde ve tapu kadastro müdürlüğünde görevli teknik elemanlar tarafından yürütülmektedir. Özellikle mera birimindeki mühendisler, mera komisyonunda yasayı ve çayır meraları en iyi bilen ve uygulamaya çalıģan elemanlardır (Balabanlı ve ark, 2006). Kadastro bilirkiģi raporları üzerine yapılan eleģtirilerin en baģında gelenleri, bilirkiģi raporlarının konuyu tam olarak anlatmadığıdır. Raporlardaki geliģigüzel ifadeler kullanarak olayı anlaģılmaz hale sokulduğu, sonucun gerekçeyle çeliģtiği veya hiç gerekçe gösterilmediği gibi hususlarla bilirkiģi raporlarının reddi, hatta sadece sonuç bölümüne bakarak kararlar da çıkabiliyor, Yargıtay ın önüne giden bu davalarda, bu tür bilirkiģi raporlarına dayanarak verilen kararları Yargıtay mutlaka bozuyor (Anonim, 2005). Buradan hareketle mera davalarında aģağıda belirtilen örneklerde olduğu gibi neden ve sonuçların açıkça yazılması bilirkiģi raporları için gereklidir. Kadastro mahkemelerinde açılan zilyetlik davalarında ise; taģınmazın durumu tasvir edilip örneğin; % 20-30 arasında meyilli, taģlı yapıda olup ancak korunga tarımına elveriģli bir tarla arazidir denilerek ilgili kanun gereği zilyetlikle iktisabının uygun olabileceği sonucuna varılmıģ denmelidir. Veya dava konusu parsel; %25-30 meyilli olup, %70-80 oranında yoğun irili küçüklü taģlı yapıdadır. TaĢlar taģınmazın tamamına dağılmıģ Ģekildedir. TaĢınmazın geri kalan olgunlaģmamıģ ham topraklı kısmında ise yabancı ot türlerinden geven (Astragallus sp.) bitkisi yoğundur. Bu hali ile taģınmaz tarımsal bakımdan maddi değeri olmayan alanlardandır. Kanunun ilgili maddesi gereği tarımsal bakımdan önemi olmayan yoğun taģlı alanlardan olup, tapulama dıģı olarak değerlendirilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıģtır denebilir. Yine örnek olarak dava konusu parsel yaklaģık % 20-30 eğime sahip mer a arazisidir. Sulama imkânının olmadığı taģınmazda meraların asli bitkilerinden Gramineae ve Fabaceae familyasına ait koyun yumağı (Festuca ovina), gazal boynuzu (Lotus cornuculatus), brom (Bromus inermus), köpek diģi (Cynodon dactylon) vb bitkiler tespit edilmiģ olup, üzerinde küçükbaģ hayvanların otlatıldığı da görülmüģ ve zemin üstünde gübrelerine de rastlanmıģtır. Kanunun ilgili maddesi kapsamında mera özelliği taģıdığı, zilyetlik yoluyla iktisabının mümkün olmadığı, sonuç ve kanaati ile tabiri kullanılmalıdır. Örneğin, davalı taģınmaz parselin meradan açma olduğunu mahalli bilirkiģi ifadesinde belirtirken, davalı taģınmazı tamamen çevreleyen davalı ve komģu parseller taban arazi olup taban mera niteliğindedir denmelidir. 2085
Dava konusu parsel taģınmaz üzerinde yapılan bu tespitler doğrultusunda; taģınmazı çevreleyen komģu parsellerin kayıtlı mera olduğu, bitki örtüsü bulunduğu alanında taban mera özelliği taģıdığı, zilyetlik yoluyla iktisaplarının mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine ulaģılmıģtır ifadeleri kullanılması durumunda, mahkemenin karar vermede teknik olarak daha etkin olacağı bilinmektedir. Yine dava konusu taģınmaz üzerinde yapılan tespitler doğrultusunda taģınmazın ilgili kanun (3402 sayılı kanunun) maddesinde belirtildiği gibi taģlık ve kayalık özelliği taģıdığı, imar ve ihya edilmediği, ilgili maddede sayılan yerlerden olmadığı, zilyetlik yoluyla iktisabının mümkün olmadığı sonucuna varılmıģtır denmelidir. Kadastro mahkemelerinde ziraat bilirkiģi raporunda yukarıdaki ifadelerin kullanılmadığı durumlarda mahkeme karar vermede zorlanmakta ve Yargıtay sürecinde sıkıntılar yaģanmakta, dava dosyası bozularak, davanın yıllarca sürmesine neden olunmaktadır. 4. SONUÇ Tarım alanlarının değer tespitinin doğru yapılabilmesi ve sonuçların sağlıklı olarak yorumlanabilmesi, yapılan iģin amacının bilinmesi ile mümkündür. Değerleme çalıģmaları farklı amaçlar (kamulaģtırma, sigorta, vergilendirme vb.) için yapılmakta ve amaca göre de farklı yöntem kullanılmaktadır. Bu nedenle öncelikle değerlemenin hangi amaçla yapıldığı ortaya konmalıdır (Engindeniz ve ark., 2015). Genel olarak görüģülen avukat ve ziraat bilirkiģilerine göre, dava dosyalarında sorun çıkaran yasaların uygulanmamasından kaynaklanıyor olmasıdır. Mevcut yasaları uygulayacak olanlar ise hâkimlik kurumudur. Dolayısıyla bilirkiģilik kurumunun yozlaģmasında baģ sorumlu hâkimler, daha sonra yargılama sisteminde hak savunucusu pozisyonun da olan avukatlar gelmektedir. Bunlar hukukçudur ve yanlıģı ortaya koyması gereken kiģilerdir. VatandaĢın hakkını savunurken usul kurallarının ihlalinin doğru ve güvenli yargılanma hakkını çiğneyeceğini bilmeleri gerekir, bu konuda adımlar atmaları gerekir, birtakım haklarını kullanmaları gerekir, ama ülkemizde avukatların büyük bir çoğunluğu tamamen izleyici durumundadır. KAYNAKLAR Anonim, 2005. TMMOB ve BilirkiĢilik. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği. ISBN: 975-395-964-8. Ankara. Balabanlı, Cahit., Albayrak, S., Türk, M., Yüksel, O., 2006. 4342 Sayılı Mera Kanunu Uygulamasında KarĢılaĢılan Sorunlar ve Çözüm Yolları. Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 1, Yıl: 2006, ISSN: 1302-7085, Sayfa: 75-81. Isparta. Engindeniz, S., BaĢaran, C., Susam, B., 2015 Tarım Arazilerinin KamulaĢtırma Bedellerinin Saptanmasında Gelir Yönteminin Uygulanmasıyla Ġlgili AnlaĢmazlıklar. TMMOB Harita ve Kadastro Mühendisleri Odası, 15.Türkiye Harita Bilimsel ve Teknik Kurultayı, 25-28 Mart 2015, Ankara. Rehber, E., 1999, Tarımsal Kıymet Takdiri ve BilirkiĢilik, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Yayınları No:139, Bursa. 2086