HALİD b. ZEYD EBÛ EYYUB el-ensârî (ra) Sahabe den Eslem b. Ebû İmran anlatıyor: İstanbul Kuşatmasında bulunuyorduk. Büyük bir düşman askeri birliği surlardan saldırdı, biz de saflar halinde karşılık verdik. Tam bu sırada Müslümanlar dan bir mücahid, açıktan düşman saflarına daldı. Bunu gören mücahidler, ahh! ettiler ve Sübhanellah!.. Göz göre göre kendini tehlikeye attı, dediler. Bu sözler üzerine Rasulullah Aleyhisselam ın sahabisi (ve İstanbulumuz un kutlu misafiri) Ebû Eyyub (ra), şöyle dedi: Ey Müslümanlar!.. Sizler bu ayeti ( Allah yolunda infak edin ve kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah, iyilik edenleri sever.) (Bakara,195) böyle mi yorumluyorsunuz? Halbuki o ayet, biz Medineli Müslümanlar (ın yanlış tavrı sonucu) inmiştir. (Şöyle ki:) Allah Teala, İslam ı düşmanlarına üstün kılmış, dinine yardım edecekleri de arttırmıştı. Bunun üzerine bizden bazıları kendi aralarında, Mallarımız bakımsız kaldı, ziyana uğradı. Şimdi ise Allah (cc), İslam ı aziz kıldı ve yardımcılarını da çoğalttı. Artık biz, mallarımızın başına dönsek, onların ıslahıyla meşgul olsak demiştiler. İşte Allah (cc), Rasulü ne: Allah yolunda infak ediniz de kendinizi bile bile (ellerinizle) tehlikeye atmayınız, (Bakara,195) ayetini indirerek, Allah (cc), bizim cihad tan uzak kalma düşüncemizi reddetti. Zira gerçek (ve en büyük) tehlike, malların başında durup, onların ıslahı ile uğraşarak, (ticarete, dünya malına kendimizi kaptırarak, Allah yolunda) cihad ı, (tebliğ i, davet i ve fedakarlığı) terk etmemizdir. (Tirmizi) 1 / 5
İSLAM ve İNSAN Elhamdülillah imanlı, ahlaklı, Allah sevgisiyle bezenmiş, güleryüzlü, sadık sözlü mümin- Müslüman şahsiyetleriz, her birimiz Müslüman demek, doğumundan ölümüne kadar yaratan, yaşatan ve yöneten Rabbimiz in emirlerine kayıtsız şartsız teslim olmuş, Allah ın yeryüzünde halifesi olan, huzur ve barış insanı demektir. Rabbimiz kulluğumuz hakkında şöyle buyuruyor: Ölüm, sana ulaşıncaya kadar Rabbi ne kulluk et! (Hicr,99) Ey Müminler! Allah tan gerektiği gibi korkunuz ve mutlaka Müslüman olarak ölünüz. (Ali İmran,102) De ki: Namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm, alemlerin Rabbi, Allah içindir. (En am 162) Cahiliyye döneminde insanın sadece adı vardı. İnsan nasıl düşüneceğini, nerden geldiğini, niçin geldiğini, nereye gideceğini yani anlamını, bakış açısını unuttu ya da insana bütün bu erdemler unutturuldu. İşte cismen olup da değer ifade etmeyen, atılan, mal gibi satılan, tüketilen insanın dirilişi Rabbimiz in vahyi ile oldu. Yüce Allah ın en şerefli varlık olarak yarattığı insan değerini, gönderdiği İslam Dini ile bulmuştur. İnsanın aradığı İslam, İslam ın aradığı ise insandır Sadece bir olan Allah a kul olan insan arı duru zihniyle bütün sorularına İslam ile cevap bulacak, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayacaktır Allah ı kaybeden insan, anlamı kaybetmiştir Anlamı kaybeden insan da şaşırmıştır, ne yapacağını bilmez olmuştur, sığınak arar durur, akledemez, düşünemez Davranışı kaybetti, ne yapacağını unuttu 2 / 5
Vahiy; insana kendini ve Rabbini hatırlatan diriliş muştusu, ab-ı hayat...ve ilk vahiy Yaratan Rabbi nin adıyla OKU! Ey İnsan; sen bir ayetsin, şu gördüğün her şey ayet, tıpkı Kuran ayetleri gibi Kendini oku, keşfet kendini, potansiyelini gör, fıtratını hatırla, huzur fıtratında yani Kur an da Sen eşref-i mahluksun, sen alemlerin Rabbi nin kulusun, oku kendini Kainatı, yaratılanları oku, Rabbim her şeyi senin için yarattı, bunu idrak et, bunu anla Kur an-ı Kerim i, hayat rehberini oku Oku, anlamak ve yaşamak için oku. Bu kitap yeryüzüne, sana, bana hitap ediyor Kuran her şeyden önce bir hitap tır, Allah ı çok seven ve sorumluluk bilincine sahip müminlere bir hitap Kuranda bulunan bütün anlatımlar, tanımlar cennet-cehennem tasvirleri, geçmiş kavimlere dair bilgilerin hepsi bizim içindir, buranın imarı içindir yoksa huri-gılman muhabbeti için değildir Kur an kıssaları, anlatımları akletmemiz için, şuurlanmamız içindir Yeryüzü imar olacaksa, insanlık mutlu ve huzurlu olacaksa Kuran la olacak Bu sebeble Kuranımız hayatımızda olmalıdır, hayatımız Kur an la hayat bulmalıdır Bir mümin sadece ve sadece onun baktığı yerden bakar, onun için Kitabımız ı öğrenmeliyiz, öğretmeliyiz Bundan kimse bir mümini alıkoyamaz, yasak koyamaz, bilakis insan gibi yaşamak istiyorsak Kitabımızı hayatımızın merkezine almalıyız Nerden geldin, niye geldin, niçin geldin, nereye gidiyorsun, hayata bakış açın nasıl olacak, paraya, mala, mülke, servete, şöhrete, makama, karşı cinse nasıl bakacaksın yani nasıl adam gibi adam olacaksın, insan olmayı oku Yaratan Rabbi nin adıyla oku İşte Kur anımızı canlı ve aktif okumayı bilmezsek, bunu yapamazsak mutsuz oluruz, huzursuz oluruz, aynı o günlerde olduğu gibi İnsan neye ne kadar değer vereceğini, Yaratanıyla 3 / 5
ilişkisini, insanlarla ilişkisini, Allah a kul olduğunu, Allah tan başka tapılacak, kulluk edilecek, yardım istenecek, el açılacak, medet umulacak hiçbir merci olmadığını, şirkin yani Allah a ortak koşmanın, kendini haşa Rab zannetmenin, azgınlaşmanın ne derece büyük bir zulüm olduğunu, sevgiyi, fedakarlığı, kardeşliği, dayanışmayı, ahlakı yani İslam ı bilecek ki hem kendi mutlu olsun, hem de dünya Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki: Sizin aranızda iki şey bıraktım. Bu ikisine sımsıkı sarıldığınız takdirde sapıklığa (yanlışa ve zulme) düşmezsiniz. Bu iki şey, Allah ın Kitabı Kur an-ı Kerim ve Benim Sünnet imdir. (Buhari) Vahyin Müslüman insandan sonra inşa ettiği en önemli ikinci inşa aile dir, Müslüman aile Sevginin, fedakarlığın, dayanışmanın, anlayışın, sabrın, muhabbetin hakim olduğu aile Hz. Hatice, Hz. Aişe ve diğer annelerimiz buna çok güzel örnektir. Hz. Hatice nin teslimiyeti, imanı ve fedakarlığı - Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten (cehennem) koruyun. (Tahrim,6) - Mümin erkekler ve mümin kadınlar, birbirlerinin velileridir; iyiyi emreder, kötülükten vazgeçirirler; namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler, Allah'a ve Peygamberi ne itaat ederler. İşte Allah, bunlara rahmet edecektir. Allah, şüphesiz güçlüdür, hakimdir. (Tevbe,71) Ve Müslüman bir toplum Akrabalık, komşuluk, din kardeşliği ilişkilerini mümin daima gözeten insandır. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor: - Komşusu aç iken, karnını doyuran kimse gerçek mümin değildir (Hakim) - Cebrail (as), bana komşuya iyiliği ve ikramı o kadar tavsiye etti ki, komşuyu mirasçı yapacak zannettim. (Müslim) - Ya Ebu Zer! Çorba pişirdiğin zaman suyunu çok koy ve komşularını gözet (ikram et.) (Müslim) - İnsanlar iyilik yaparsa biz de iyilik yaparız ve onlar haksızlık yaparsa biz de haksızlık yaparız diyen taklitçilerden olmayın! Fakat, insanlar iyilik yaparsa siz de iyilik yapmaya, şayet 4 / 5
kötülük yaparlarsa siz de kötülük yapmamaya kendinizi hazırlayınız! (Tirmizi) Rasulullah (sav) Rabbimiz e şöyle niyaz ediyor: Allahım! Sen den Senin sevgini, Seni sevenlerin sevgisini ve Sen in sevgine ulaştıracak ameli talep ediyorum. Allah ım! Sen in sevgini bana nefsimden, ailemden, malımdan ve soğuk sudan daha sevgili kıl! (Tirmizi), Allah ım! Yaratılışımı güzel kıldığın gibi ahlakımı da güzelleştir! (Amin) BİR TATLI HUZUR CENNET ARAYIŞI Birgün Harun Reşid in hanımı, ona şöyle der: Allah a hamdolsun ki, bu dünyada saraylarda huzur ve mutluluk içinde yaşıyoruz. Rabbimiz ahirette de böylece yaşamayı nasib etse, keşke. Harun Reşit de eşine: İnşaallah hatun, kim istemez ahiret mutluluğunu? der. Harun Reşit dışarı çıkar, dolaşırken Behlül Dânâ nın yeri kazdığını görür ve takılmadan edemez: Hayırdır, Behlül yine ne işler çeviriyorsun? O da: Cenneti arıyorum. der. Harun Reşit; Yapma Behlül, burada Cennet mi aranır? deyince, Behlül de taşı gediğine koyar: Sen sıcak yatağında, ailenin yanında Cennet arıyorsun oluyor da, burada neden olmasın? Rabbimiz şöyle buyuruyor: İnsanlar sırf 'inandık' demekle; hiçbir imtihandan geçirilmeksizin bırakılıvereceklerini mi sanıyorlar? (Ankebut 29/2) İnananlar ve yararlı işler yapanlara, kendilerine altlarından ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. (Bakara 2/25) 5 / 5