Bebelac firmasına koşulsuz destekleri için teşekkür ederiz.



Benzer belgeler
NEDEN İNHALER TEDAVİ İlacın solunum yollarına verilmesini sağlar Daha az dozda ilaç yeterli olur Daha az yan etki görülür

İNHALASYON YOLU İle İLAÇ UYGULAMA

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Türkiye'de Yıllara Göre Yeni Verem Hasta Sayıları Yıllar

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

Astım tedavisinde yaygın olarak yapılan yanlışlar vardır. Bu doğru bilinen yanlışların düzeltilmesi

FİZYOTERAPİNİN PREOPERATİF ve POSTOPERATİF BAKIMDA YERİ Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

GRİP İSTANBUL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM ŞUBESİ 2008

KOAH Nedir ve Nasıl Tedavi Edilir?

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

Anne Sütünün Önemi. 10.Sınıf Kadın Sağlığı Hastalıkları ve Bakımı. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi. Anne Sütünün Önemi

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Hastalara yönelik bilgiler. Spacer Dozaj aerosolleri için inhalasyon yardımı

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi)

İNFLUENZA A H1N1 Nedir,nasıl bulaşır,tedavisi nedir? Bahçelievler Toplum Sağlığı Merkezi Aşı-Bulaşıcı Birimi Dr.Gülcan TURGUT

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

09/11/2015 BEYAZ KAN HÜCRELERİ. Lökosit ya da akyuvarlar olarak adlandırılan beyaz kan hücresi, kemik iliğinde üretilir.

Gebeliğiniz süresince Doğum Öncesi Bakım Hizmetleri;

İnsülin Nasıl Uygulanır? Diyabet

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

VÜCUT BAKIMI VE TEMĠZLĠĞĠ

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

Hepatit C ile Yaşamak

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

EN ÇOK KULLANDIĞIMIZ TIBBİ ALET

EKLEM HASTALIKLARI. Romatizmal Eklem Hastalığı

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

Hepatit B ile Yaşamak

EL HİJYENİ VE ELDİVEN KULLANIMI TALİMATI

TROMBOSİTOPENİ KONTROLÜ

KULLANMA TALİMATI. VİTA B 250/250/1 mg enterik kaplı tablet Ağızdan alınır.

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Endometriozis. (Çikolata kisti)

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: 600 mg Asetilsistein Yardımcı madde(ler): Beta karoten, aspartam, sorbitol ve portakal esansı

PIHTIÖNLER (KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI }EDOKSABAN (LİXİANA)

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

Temel Yaşam Desteği. Yetişkinlerde, çocuklarda ve bebeklerde farklı uygulamalar yapılır.

KULLANMA TALİMATI. VAXORAL 7 mg YETİŞKİNLER İÇİN KAPSÜL Ağızdan alınır.

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

KULLANMA TALİMATI. MUCOLATOR PLUS 600 mg Toz İçeren Saşe Ağızdan alınır.

Sigaranın Vücudumuza Zararları

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

KALP KRİZİNDE İLK MÜDAHALE VE STENTLİ HASTANIN YAŞAMI. Uzm.Dr. Selahattin TÜREN Kardiyoloji Bölümü

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

SOLUNUM YOLU TIKANIKLIĞI VE BOĞULMALARDA İLK YARDIM

Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları Ve Cerrahisi. Eğitim Ve Araştırma Hastanesi. Eğitim Koordinatörlüğü

Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı Hasta Eğitimi 2015

ÖZEL YALOVA HASTANESİ YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ ENFEKSİYON KONTROL TALİMATI

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

KİŞİSEL HİJYEN VE UYGULAMALARI

KULLANMA TALİMATI. VAXORAL 3,5 mg ÇOCUKLAR İÇİN KAPSÜL Ağızdan alınır.


ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

EL YIKAMA VE ELDİVEN KULLANMA TALİMATI. Yönetim Temsilcisi

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

KULLANMA TALİMATI. İnsan rotavirus RIX4414 suşu (canlı atenüe)* en az CCID 50

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

Türkiye de İşyerlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Koşullarının İyileştirilmesi Projesi (

bekletilme ünitesi Sebze yıkama ünitesi Bulaşık yıkama ünitesi

GEBELİK VE LOHUSALIK

Havayolu klirensi bozuk hastaya yaklaşım. Prof. Dr. Sema Savcı Fizyoterapist H.Ü. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu

Akıllı Astım Tedavisi

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI VE VEREM HAFTASI

KOAH VE EGZERSİZ KOAH TA EGZERSİZ TAVSİYELERİ

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

ERGENLİKTE HİJYEN SAĞLIK VE KİŞİSEL BAKIM. Hazırlayan Okul Rehber Öğretmeni İrem YILDIRIM

DuoResp Spiromax ile tedavi edilenler için bilgiler

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

KiŞiSEL. HiJYEN CEP KİTABI EGEBİLİM KOLEJİ NİN HEDİYESİDİR.

T.C ERCİYES ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ HASTANELERİ ENFEKSİYON KONTROL KURULU. Ameliyathane Organizasyonu ve Giriş Çıkışlarda Uyulması Gereken Kurallar

KULLANMA TALİMATI. DİYACURE 250 mg liyofilize toz içeren saşe Ağızdan alınır.

Hisar Intercontinental Hospital

Burun yıkama ve sağlığı

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

PIHTIÖNLER(KAN SULANDIRICI) İLAÇ KULLANIM KILAVUZLARI DABİGATRAN(PRADAXA)

Basiskele. Basiskele

11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

KULLANMA TALİMATI. Bu ilacı kullanmaya başlamadan önce bu KULLANMA TALİMATINI dikkatlice okuyunuz, çünkü sizin için önemli bilgiler içermektedir.

AYDINLATILMIŞ HASTA ONAM FORMU

EKSERSİZ PROGRAMLARI

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Adet döneminin gecikmesi ile beraber göğüslerde aşırı şişkinlik ve hassasiyet oluşur. Gebelik ilerledikçe göğüsler büyür ve göğüs uçları koyulaşmaya

KULLANMA TALİMATI. OXXA ŞURUP ( %4 Asetilsistein içeren Şurup hazırlamak için Granül ) Ağız yoluyla uygulanır.

İLK YARDIM DENEME SINAVI Aşağıdakilerden hangisi yaşam bulgusu değildir? A) Bilinç. B) Solunum ve dolaşım. C) Vücut ısısı kan basıncı

İŞYERİ EGZERSİZLERİ. Hazırlayan: Uzman Fizyoterapist Meral HAZIR

Sperm Bozuklukları Sperm Testi: Sperm testi nasıl yapılır, gerekli koşullar nelerdir?

GRİP PENDİK SAĞLIK GRUP BAŞKANLIĞI 2014

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

HASTANE TEMİZLİĞİNDE ENFEKSİYON KONTROL KURULU STANDARTLARI. Hastanelerde makine ile ıslak temizlik yöntemleri tercih edilmelidir,

tabip tarafından yazıldı. Perşembe, 21 Aralık :12 - Son Güncelleme Perşembe, 28 Aralık :58

EL YIKAMA. Acıbadem Kadıköy Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi Funda Peker

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Transkript:

1

Bebelac firmasına koşulsuz destekleri için teşekkür ederiz.

Önsöz Çocuk Solunum Yolu Hastalıkları ve Kistik Fibrozis Derneği kuruluşunun 20. Yılında Kistik Fibrozis Aile Eğitim Kitabı nın yeni ve daha geliştirilmiş formunu sizler ile paylaşmaktan mutluluk duymaktadır. Derneğin ana amaçlarından birisi her zaman kistik fibrozisli bireylere ve ailelerine her konuda destek olmaktır. Bu kitabın siz ve çocuğunuz için bir yol gösterici olmasını diliyoruz. Çocuk Solunum Yolu Hastalıkları ve Kistik Fibrozis Derneği Dernek Yönetim Kurulu Prof.Dr. Ayhan Göçmen Prof.Dr. Uğur Özçelik Prof.Dr. Deniz Doğru Ersöz Nermin Gürcan Emine Yarpuzlu Editörler Prof.Dr. Uğur Özçelik Prof.Dr. Ebru Yalçın 3

Çocuk Solunum Yolu Hastalıkları ve Kistik Fibrozis Derneği www.kistikfibrozis.com

İçindekiler Kistik fibrozis nedir?...7 Kistik fibroziste solunum sistemi etkilenmesi ve tedavisi... 12 İnhalasyon tedavisi uygulamaları ve inhalasyonda önemli noktalar... 19 Kistik fibroziste fizyoterapi ve rehabilitasyon... 27 Kistik fibroziste mikroplardan korunma yolları...46 Kistik fibroziste yeni tedaviler...52 Kistik fibroziste sindirim sistemi ve karaciğer etkilenmesi... 57 Kistik fibrozli bireyin beslenmesinde pratik noktalar...64 Kistik fibroziste endokrinolojik sorunlar...73 Kistik fibrozisi olan çocuk ve ailelerinde karşılaşılan psikososyal sorunlar... 81 Erişkinde kistik fibrozis... 88 Kistik fibroziste akciğer nakli...92 Kistik fibrozis yenidoğan tarama programları...100 Kistik fibrozis hasta kayıt programları... 103 5

KİSTİK FİBROZİS NEDİR? Kistik fibrozis (KF) kalıtsal (ailevi geçiş gösteren) bir hastalıktır. KF, beyaz ırkın hastalığı olarak bilinir ve en sık Kuzey Avrupa, kuzey Amerika da görülür. Hastalık sıklığı beyaz ırkta 1/2500-3000 doğumda birdir. KF anne karnında, bebeğin oluşumunda, anne ve babadan gelen, bu hastalığa neden olan genlerle kazanılır; yani doğumdan sonra kazanılmaz. Hem anne, hem de baba KF hastalığına neden olan geni, genleri taşıyan kromozomlarının birinde taşıyordur (her bireyde anne ve babasından aldığı 23 çift kromozom ve bir çift cinsiyet kromozomu vardır). Kromozom çiftinin diğer yanındaki bu hastalığı ilgilendiren gen normal olduğu için, anne ve babada hastalık bulguları görülmez. Hastalıklı geni taşıyan anne ve babanın çocuğunda ise her bir gebelikte şu olasılıklar vardır; %25 olasılıkla sağlıklı olabilir, %50 olasılıkla taşıyıcı olabilir (hastalık bulguları yoktur tamamen sağlıklıdırlar, ancak hastalık genini çocuklarına aktarabilirler), %25 olasılıkla hasta olur (hasta kişide 2 gen de hastalığı taşır). Yani taşıyıcı anne ve babadan doğacak her bir çocuk dörtte bir ihtimalle hasta olacaktır (Şekil 1). 7

Şekil 1 KF e neden olan gende 2000 civarında mutasyon (gendeki değişiklik) saptanmıştır. Ülkemizde bazı merkezlerde bu hastalıkta en sık görülen mutasyonlar taranırken, bazı merkezlerde tüm gen taraması yapılabilmektedir. Anne ve babanın taşıdıkları mutasyon, ya da KF li kardeşte hastalığa neden olan mutasyon biliniyorsa, bebek anne karnındayken 11. haftada bebeği çevreleyen zarlardan (koryon villus örneklemesi) ya da 16-17. haftalarda bebeği çevreleyen sıvıdan örnek alınarak (amniyosentez) doğumdan önce tanı konabilir. Bu işlemin anneye ve bebeğe zararı ihmal edilebilecek kadar azdır. Bebeğin hasta olduğu saptanırsa, ailenin izni ile gebelik tıbbi olarak sonlandırılabilir. Bu imkandan yararlanmak isteyen ailelerin hamile olduklarında, hatta tercihen bebek sahibi olmaya karar verdiklerinde, hamile kalmadan önce izlendikleri merkezle iletişime geçmeleri gerekir. KF doğumdan itibaren pek çok organın salgı bezlerini etkileyerek fonksiyon bozukluklarına yol açar. Hastalıktan sıklıkla akciğer- 8

ler, pankreas, karaciğer, bağırsaklar, sinüsler ve üreme organları etkilenir. Normalde, dış salgı bezlerinin salgısı sudan zengin ve akışkan kıvamdadır; bu özellik organ sistemlerinin normal çalışmasını sağlar. Gen mutasyonu nedeniyle KF li hastalarda salgılar susuzdur; koyulaşmış, kıvamı artmış ve akıcı özelliği kaybolmuştur. Ayrıca salgılardaki bikarbonat miktarı da azaldığından, daha asit yapıdadır. Bu anormal özellikteki salgılar akciğerde havayollarında birikerek mikropların yerleşmesine, tekrarlayan-ilerleyen akciğer enfeksiyonlarına ve ilerleyici akciğer hasarına neden olur. Solunum yolu salgılarının asit yapıda olması orada vücudun savunma sisteminin bir parçası olarak yer alan antibiyotik özelliklerini taşıyan bazı maddelerin de görevlerini yapmasını engelleyerek enfeksiyonları kolaylaştırır. Karaciğer ve pankreasın salgıları da koyulaşmıştır; bu koyu salgılar organ kanallarını tıkayarak hasara neden olurken, diğer taraftan da salgılar bağırsağa akamadığı için yenilen yiyecekler sindirilip vücuda yararlı hale getirilemez. Sonuç olarak ishal (bol, yağlı ve kötü kokulu), karında gaz ve şişkinlik, kilo alamama, vitamin eksiklikleri ve büyüme-gelişme geriliği ortaya çıkar. KF hastalığında ter bezleri de etkilenir. Hastaların terleri daha tuzludur. Özellikle sıcak havalarda terle tuz ve su kaybı artar; hastalarda susuzluk ve tuzsuzluk belirtileri (şok) görülebilir. KF li hastalar aşağıdaki bulguları gösterebilir; Akciğerlerle ilgili olanlar: Balgamlı, sık ve uzun süreli öksürük Tekrar eden veya iyileşmeyen akciğer enfeksiyonları (zatürre, bronşit, hırıltılı solunum) Akciğerlerde bronşların genişlemesi Nefes darlığı 9

Mide ve barsaklarla (sindirim sistemi ile) ilgili olanlar: Yenidoğan bebeğin ilk kakasının katı ve barsaklara yapışık olması nedeniyle kaka çıkaramaması (mekonyum ileus). Fazla miktarda, yağlı ve kötü kokulu ishal Karında şişlik, gaz ve ağrı İştahın iyi olmasına rağmen kilo alamama, büyüme ve gelişimin geri kalması Bağırsağın uç kısmının makattan dışarıya çıkması (rektal prolapsus) Bağırsak tıkanıklığı Diğer belirti ve bulgular: Terin fazla tuzlu olması Susuzluk ve tuzsuzluk hali Sık tekrar eden, düzelmeyen sinüzit, nazal polip (burun eti) Parmaklarda çomaklaşma Karaciğer hastalığı-safra kesesi taşları Diyabet (şeker hastalığı) Kısırlık (özellikle erkekte) Bu şikayetler ile gelen hastalarda ter testi denilen, terde tuz değerini ölçen bir test ile tanı konur. Bu test sırasında hastanın ön kolundan ter toplanır. Hasta bireylerde terde tuz oranının yüksekliği saptanır (Şekil 2). Bu test hastanın canını yakmaz. Tanı konulan hastalardan kan alınarak hastalığa ait genetik değişiklikler de tespit edilebilir. 10

Şekil 2 Ülkemizde 1.Ocak 2015 den itibaren yeni doğan döneminde topuk kanından yapılan taramalar ile KF den şüphelenilen hastalar ter testine yönlendirilerek yenidoğan taraması ile KF tanısı konulmaktadır. Bundan sonraki bölümlerde KF hastalığının etkilediği organ ve sistemlere ve onlara yönelik tedavilere ait daha ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Hastalığın kökten çözümü ile ilgili tedavi araştırmaları devam etmektedir ve son yıllarda bu konuda önemli gelişmeler olmuştur. Tanının erken konulması çok önemlidir; destek tedavilerin erken başlamasını sağlayarak organların hasarını azaltır ve geciktirir. Destek tedavi ömür boyu devam etmelidir. KF de yaşam süresini ve kalitesini etkileyen organ akciğerlerdir, hastanın beslenme durumu da çok önemlidir. Bu nedenle tedavide amaç, akciğer ve diğer sistemlerdeki hasarı en aza indirerek, hastanın yaşam kalitesini yükseltmek ve hastalığın kökten çözümünün bulunup, yaygınlaşacağı dönemlere en az hasarla ulaştırmaktır. 11

KİSTİK FİBROZİSTE SOLUNUM SİSTEMİ ETKİLENMESİ VE TEDAVİSİ Prof.Dr. Uğur Özçelik Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Kistik fibrozis (KF) hastalığında akciğer tutulumu hastalığın klinik ağırlığını, yaşam süresi ve kalitesini belirleyen en önemli faktördür. KF li bireylerde üst solunum sistemine ait bulgularda sıktır ve %30 unda burun etleri (nazal polip) ve %90 ından fazlasında sinüzit saptanır. Nazal polipler genellikle çok sayıda, burun içi geçişi tıkayabilecek niteliktedir ve ameliyatla alınmasına rağmen tekrarlama eğilimindedir. Sağlıklı akciğerlerde solunum yollarında mukus salgılanır. Bu mukus solunum yollarını mikroplara karşı korur. Solunum yollarını döşeyen hücrelerin üzerindeki siliya denilen tüycüklerin hareketi ile bu mukus ve mikroplar solunum yollarından atılır. KF li hastalarda ise hastalıktaki temel genetik bozukluk sonucu salgılar susuzdur; koyulaşmış, kıvamı artmış ve akıcı özelliği kaybolmuştur. Kalın ve yapışkan nitelikteki mukus, solunum yollarında tıkanmalara neden olur. Tüycükler bu mukusu hareket ettiremezler. Mikroplar solunum yollarında yerleşerek enfeksiyona ve iltihaba neden olur. Vücudun savunmasından sorumlu beyaz küreler (lökositler) enfeksiyon ortamında toplanırlar ve bunların ömürlerini tamamlayıp ölmeleri ile ortaya çok miktarda artık çıkar. Bunlardan 12

biri de hücre çekirdeğinden ortaya çıkan DNA dır. Koyu, yapışkan mukus nedeni ile akciğerlerden temizlenemeyen atıklar, özellikle DNA, balgamı daha da koyulaştırır. Sonunda bu yapışkan balgam nedeni ile solunum yollarının tıkanması, enfeksiyon ve iltihap kısır döngüsü akciğer hasarının ilerlemesine neden olur. Ayrıca salgılardaki bikarbonat miktarı da azaldığından, mukus daha asit yapıdadır. Solunum yolu salgılarının asit yapıda olması, orada vücudun savunma sisteminin bir parçası olarak yer alan antibiyotik özelliklerini taşıyan bazı maddelerin de görevlerini yapmasını engelleyerek, enfeksiyonları kolaylaştırır. KF li hastaların akciğerleri doğumda normaldir. Ancak doğum sonrasından başlayarak, tekrarlayan, kronik akciğer enfeksiyonları gelişir. KF li bireylerin akciğerlerinde erken yaşlarda en sık stafilokok (Staphylococcus aures) ve Haemophilus influenzae ile ve yaşları ilerledikçe psödomonas (Pseudomonas aeruginosa) ile enfeksiyonlar gelişir. Başta psödomonas ve stafilokoklar olmak üzere mikroorganizmaların solunum yollarına yerleşmesi bu mikropların kronik kolonizasyonuna neden olur. Akciğerlerde başlangıçtaki mukoid olmayan tiplerle geçici psödomonas kolonizasyonunun yerini, tedavi edilmeyen bireylerde daha sonra aljinat örtüsü ile kaplı mukoid koloniler ile kalıcı, kronik psödomonas kolonizasyonu alır. Bu örtü psödomonas kolonilerini vücudun oluşturduğu bağışıklık sistemi ve antibiyotiklerin etkilerinden korur. Kronik psödomonas enfeksiyonunda, mikropların solunum sisteminden tam olarak temizlenmesi mümkün olmaz. Bu nedenle KF li bireylerde psödomonas ın solunum yollarında ilk kez saptandığı erken dönemde, mukoid kolonilere dönmeden etkin bir antibiyotik tedavisi ile yok edilmesi çok önemlidir. 13

KF de akciğer hasarının ilerlemesinde mikroplar, geçirilen enfeksiyonlar, sigara gibi çevresel faktörlerin dışında akciğer dışı faktörlerin, özellikle beslenmenin de önemli rolü olduğu gösterilmiştir. Yeterli beslenmemiş, vücut kitle indeksi düşük bireylerde solunum kas güçlerinin azalması akciğer fonksiyonlarını olumsuz etkiler. O nedenle beslenmeye çok önem verilmelidir. KF li bireylerde yaş ilerledikçe ortaya çıkabilecek diabet hastalığının iyi kontrol edilememesi de akciğer fonksiyonlarını olumsuz olarak etkiler. KF nin akciğer tutulumu klinikte kendini kronik öksürük ve tekrarlayan solunum sistemi enfeksiyonları (bronşiolit, bronşit, zatüre) olarak gösterir. Tekrarlayan enfeksiyonlar ve kronik kolonize olan bakterilere karşı gelişen iltihap yanıtı ile, zaman içerisinde solunum yollarının giderek hasar görmesi sonucu bronşlarda genişleme (bronşektazi) ve akciğer hasarı ortaya çıkar. KF li bireyler en sık solunum yolu enfeksiyonları nedeniyle (akut solunum yolu enfeksiyonu atağı) doktora başvurmak zorunda kalırlar. Solunum yolu enfeksiyonlarının bulguları şunlardır: Öksürüğün başlaması veya var olan öksürüğün artması Balgam miktarında artma, renginin koyulaşması, değişmesi, kanlı balgam Yorgunluk İştah azalması Kilo kaybı Ateş Solunumun hızlanması ve nefes darlığı 14

KF li bireylerin olanak varsa, göğüs hastalıkları kliniklerinde 3 ayda bir izlenmeleri önerilir. Her muayenede doktorlar tarafından şikayetleri sorulur, fizik inceleme bulgularına bakılır. Solunum fonksiyon testleri bunu başarabilecek 6 yaş üzerindeki çocuklarda her klinik kontrolde ve atak dönemlerinde uygulanmalıdır. Hastanın solunum fonksiyon testleri değerlerinde, daha önceki testlerine göre ani düşmeler, akut solunum yolu enfeksiyonu atağını veya gelişen bir komplikasyonu gösterir. Yıllar içerisindeki değişiklikler ise hastalığın gidişi ile ilişkilidir. Balgam örnekleri solunum yolu enfeksiyon etkenlerinin saptanması için önem taşır ve her kontrolde ve atak dönemlerinde alınması önerilir. Akciğer grafileri ile izlem yıllık olarak veya atak dönemlerinde önerilir. Akciğer tomografileri ise çok sık olmayarak, akciğerlerin daha ayrıntılı görülmesi ve bazı komplikasyonların araştırılması için çekilir. Akciğer enfeksiyonlarının tedavisi KF li hastaların balgam kültürlerinde bazı mikropların sık ürediklerinden söz etmiştik. Akut, yani ani gelişen enfeksiyonlarda antibiyotik tedavilerinin verilmesine ihtiyaç vardır. Hafif enfeksiyonlar ağızdan alınan (oral) antibiyotikler ile tedavi edilirken; ağır enfeksiyonların hastanede, yatırılarak tedavi edilmeleri gerekir. Genellikle tedavi süreleri 10-14 gündür. Bazı durumlarda daha uzun süreli tedavilere ihtiyaç vardır. Eğer bazı mikroplar solunum yollarından devamlı üretiliyorlarsa, o mikrop için kronik kolonizasyon vardır. Yani o mikrop solunum yollarına artık yerleşmiştir. Bu durumda KF li bireylerin şikayetleri 15

olmasa bile, bu mikropların sayısını azaltmak ve verdikleri hasarı azaltmak için en sık inhalasyon yolu ile (solunum yollarına antibiyotiklerin nebulizatör yardımı ile buhar halinde verilmesi) tedavileri gerekir. Bu amaçla en sık kullanılan ilaçlar inhale Tobramisin ve Kolistindir. Solunum yolu ile kullanılan ancak ülkemizde henüz olmayan yeni antibiyotikler (Aztreonam lizin) ve geliştirilmekte olan antibiyotikler vardır. İnhalasyon yolu ile kullanılan antibiyotikler ile ilgili ayrıntılı bilgiye kitabın İnhalasyon tedavisi uygulamaları ve inhalasyonda önemli noktalar isimli bölümünden ulaşabilirsiniz. Balgamın kolay çıkarılmasını sağlayan tedaviler Koyu yapışkan balgamı çıkartmak için yardımcı olan ilaçlardır. Dornaz alfa balgamı daha da koyulaştıran, enfeksiyon nedeni ile solunum yollarında toplanan beyaz kürelerin ölmesi ile ortaya çıkan DNA nın küçük parçalara ayrılmasını ve böylece balgamın daha akışkan hale gelmesini sağlar. Solunum yollarına nebulizatör ile buhar şeklinde verilmesi sonrası, mutlaka 30-60 dakika sonra uygulanan fizyoterapi ile balgamın dışarı atılması sağlanmalıdır. Hipertonik salin (%6-7 konsantrasyonda) nebulizatör ile uygulanması sonucu solunum yollarına su çekilir ve sulanan balgam daha kolay çıkabilir hale gelir. Bu ilaçların uygulaması ile ilgili ayrıntılı bilgiye kitabın İnhalasyon tedavisi uygulamaları ve inhalasyonda önemli noktalar isimli bölümünden ulaşabilirsiniz. 16

Göğüs fizyoterapisi Göğüs fizyoterapisi ile KF li bireylerde koyu, yapışkan nitelikteki balgamın solunum yollarından temizlenmesitemizlenmesi sağlanır. Enfeksiyonların önlenmesine katkı sağlayarak akciğerlerdeki hasarın oluşmasını engeller ve geciktirir. Bu nedenle göğüs fizyoterapisi, yaşa ve hastaya göre değişebilen teknikler kullanılarak, ömür boyu yapılmalıdır. KF li hastalar ve aileleri göğüs fizyoterapisini günlük olağan işleri arasına koymalıdırlar. Fizyoterapistin önerdiği uygun tekniklerle göğüs fizyoterapisi uygulanmalı, solunum yolu enfeksiyonları varlığında fizyoterapi sayısı ve süresi artırılmalıdır. Balgamı yumuşatmak için solunum yolu ile verilen ilaçların göğüs fizyoterapisinden önce verilmesi balgam çıkarılmasını kolaylaştırır. Yine, işlemin beslenmeden tercihen önce ya da bir saat sonra yapılması işlem sırasında olabilecek kusmaları azaltır. KF li bireylerde fizyoterapi uygulaması ile ilgili ayrıntılı bilgilere kitabın Kistik fibroziste fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümünden ulaşabilirsiniz. Akciğer enfeksiyonlarından korunma KF li bireylerin solunum yolu enfeksiyonlarından korunması da çok önemlidir. Çocukluk çağı aşılarının normal çocuklarda olduğu gibi yapılması, bunlara ek olarak yıllık grip aşısının yapılması solunum yolu enfeksiyon sıklığını azaltır. KF li hastalar, soğuk algınlığı ve grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerden, hapşıran ve öksüren kişilerden uzak tutulmalı; el yıkanmasına önem verilmelidir. Çocuğun çevresinde ve aynı evde sigara içilmemelidir. Solunum yollarında biriken balgam, enfeksiyon 17

gelişimini kolaylaştıracağından fizik tedaviye önem verilmelidir. Enfeksiyondan korunmak için yapılması gerekenler ile ilgili daha ayrıntılı bilgiye kitabın Kistik fibroziste mikroplardan korunma yolları bölümünden ulaşabilirsiniz. Solunum yetmezliği ve tedavisi KF li bireylerin enfeksiyon atakları sırasında akut solunum yetmezliği gelişebilir. Bu dönemde genellikle maske veya burun kanülü ile oksijen verilmesi yeterlidir. Çoğunlukla oksijen ihtiyacı enfeksiyon bulgularının gerilemesi, akciğerlerin daha iyi havalanması ile geriler. Bazen ağır enfeksiyonlarda daha ileri solunum desteği azalır. Ventilatör tedavileri (akciğerin havalanmasına yardım eden aletler) bu durumda geçici olarak kullanılabilir. Burundan yüze oturan bir maske yardımı ile basınçlı hava uygulaması (non invazif mekanik ventilasyon) öncelikle tercih edilir. Eğer bu yeterli değilse, hasta uyutulup, akciğerler ana soluk yoluna koyulan bir tüple havalandırılır (invazif mekanik ventilasyon). Hastanın bulguları gerilediğinde bu desteklerden hasta çıkarılır. Akciğerleri ağır hasar görmüş bireylerde kronik solunum yetmezliği görülebilir. Kronik solunum yetmezliği durumunda akciğerlerde oksijen durumunu düzeltmek için bu hastalarda devamlı oksijen tedavisi veya non invazif mekanik ventilasyon tedavisi uygulanması gerekebilir. Kronik solunum yetmezliği olan KF li bireyler akciğer transplantasyonu için değerlendirilmelidir. Akciğer transplantasyonu ile ilgili daha ayrıntılı bilgilere kitabın Kistik fibroziste akciğer nakli bölümünden ulaşabilirsiniz. 18

İNHALASYON TEDAVİSİ UYGULAMALARI VE İNHALASYONDA ÖNEMLİ NOKTALAR Hemşire Sadıka Avcı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Kistik fibroziste (KF) solunum sistemi enfeksiyonlarının tedavisinde ve balgam sulandırmak amacıyla nebülizatörle inhalasyon tedavileri yaygın olarak uygulanmaktadır. İnhalasyon tedavisinde küçük boyutta ancak fazla dozda ilaç doğrudan solunum yollarına ulaştırılabilmekte, etkisi çok kısa sürede başlayıp, yan etkileri az görülmekte aynı zamanda kolay uygulanabilmektedir ve bazı ilaçlar sadece inhaler kullanıldıklarında etkin olmaktadır. KF li bireylerde inhalasyon tedavileri akciğer enfeksiyonlarının sıklığını azaltmak ve akciğer fonksiyonlarını iyileştirmek amacıyla tercih edilirler. Bunun sonucunda hastaneye yatış sıklığı azalmakta, klinik kötüleşme hızı yavaşlamakta, yaşam kalite skoru ve kilo alımı, büyüme gelişme profili düzelmektedir. KF te inhalasyon yolu ile verilecek ilaçlar çoğunlukla nebülizatör denilen cihazlarla verilir. Nebülizatörler hava kompresörü ya da oksijen tüpü aracılığı ile sıvı haldeki ilacı çok küçük partiküller haline getirip bir maske veya ağızlık yardımıyla kısa bir sürede solunum yollarına ulaşmasını sağlayan cihazlardır. Çalışma prensiplerine göre, nebülizatörler ultrasonik nebülizatörler ve jet tip nebülizatörler olarak iki çeşittir. 19

Ultrasonik nebülizatörler; yüksek frekanslı ses dalgaları oluşturarak kristal üzerindeki sıvının aerosol haline gelmesini sağlayan cihazlardır. Çok sessizdirler ve elektrikle çalışırlar. Kısa sürede fazla miktarda sıvıyı nebülize ederler. Daha çok solunum yollarını nemlendirmek, bronşları genişletici (bronkodilatör) tedavileri uygulamak için kullanılırlar. Taşımasının zor olması dezavantajları arasındadır. Jet nebülizatörler; oksijen basıncı ya da kompresör aracılığıyla sıvı haldeki ilacın aerosol haline gelmesini sağlayan cihazlardır. Evlerde kullanılan nebülizatör kompresörlü nebülizatörlerdendir. Hastanede kullanılanlar oksijenle çalışan nebülizatörlerdendir. Buhar çıkartan her cihaz jet nebülizatör değildir. İdeali, kullanılacak ilaca göre nebülizatör çeşidinin belirlenmesidir. Bronkodilatörler her türlü nebülizatörle verilebilir. Ancak KF te inhale antibiyotikler ve Dornaz alfa gibi ilaçların etkin olarak havayollarına ulaşması için sadece jet tipi nebülizatörlerle verilmeleri gerekmektedir. Başarılı bir nebülizasyonu etkileyen faktörler: Cihaza bağlı, ilaca bağlı, hastaya bağlı olarak değişir. Bu faktörler birbiriyle uyum içerisinde olmalıdır. İdeal nebülizasyonun özellikleri: Yüksek ilaç çıkışı olmalıdır (4-8 litre/dk) Nebülizasyon zamanı kısa olmalıdır (en fazla 10-15 dk) Solunabilir partikül (parçacık) oranı fazla olmalı, oluşturduğu parçacık boyutu 5 mikrondan küçük olmalıdır 20

Kullanılacak ilaca uygun olmalıdır Nebülizatörü oluşturan parçalar sağlam ve eksiksiz olmalıdır. Kolay birleştirilebilir olmalıdır. Kolay temizlenebilir olmalıdır. Küçük ve kolay taşınabilir olmalıdır. Nebülizatör haznesine konulan ilaç miktarı 2-5 ml arasında olmalıdır. İlaçlar nebulizatörün ucuna takılan maske veya (çocuk uyum sağlayabiliyorsa, 6 yaş üstünde ise) ağızlık ile verilir. Maske veya ağızlık kullanımında ilaç yanıtının aynı olmasıyla birlikte ağızlığın kullanılması ilacın üst solunum yollarında depolanmasını azaltacak, buğu halindeki ilacın gözleri rahatsız etmesi önleyecek, ilaç kaybı az olacak ayrıca ilacın yüze bulaşması engellenmiş olacaktır. Kullanılacak maskenin çocuğun yaşına uygun olması çok önemlidir. Maske yüze sıkıca oturmazsa, ilaç havaya kaçar ve etkinliği azalır. İki farklı ilaç karıştırılarak aynı nebülizatör haznesiyle verilmemelidir. İlaçlar birbirini etkileyebilir. Her hasta (kardeşler dahil) ve her işlem için ayrı ilaç haznesi kullanılmalıdır. Hastanın farklı ilaçları aynı zamanda kullanması gerekiyorsa sırası Dornase alfa, fizik tedavi uygulaması ve inhale antibiyotik olmalıdır. Nebülizatörle uygulanacak ilaçlar havalandırmanın iyi olduğu bir yerde mümkünse ayrı bir odada yapılmalıdır. Çünkü havaya karışan ilaç buharını odadaki diğer kişilerin de soluması söz konusudur. Antibiyotiğe direnç gelişimini engellemek için tercihen bireyin tek başına kaldığı bir ortamda ilaç uygulanmalıdır. İşlemden sonra oda iyice havalandırılmalıdır. Ağızlık, maske her 3 ayda bir değiştirilmelidir. 21

Hasta ve ailesi nebülizatör kullanımı konusunda eğitilmelidir. Hastaların nebülizatörle ilaç kullanımında uyum çok önemlidir. Çünkü çocuk anlatılanları yapabilirse iyi sonuç alınır. Bireylere oturur, dik pozisyonda durmaları; normal hızda ve normal derinlikte soluk alıp vermeleri söylenmelidir. Eğer işlem sırasında hızlı ve derin soluk alınırsa, ilaç parçacıkları üst hava yollarında birikir. Aileler nebülizatör satın alırken tüm kısımlarını tanımalı, çıkarıp takma işlemini, çalıştırılmasını, işlem sonrası temizliği ve bakımını öğrenmelidirler. Cihazın arıza durumunda başvurabilecekleri kişi veya kurumların adres ve telefon numarasını da bilmeleri gerekir. Nebülizatörle ilaç kullanımı; İşleme başlamadan önce elinizi yıkayınız; 1. Nebülü açın ilacı hazneye boşaltın. 2. Kapağı kapatınız. 3. Ağızlığı takınız. 22

4. Maskeyi takınız. 5. Nebülizatör setinin ucunu makineye takın. 6. Maskeyi ağzınıza tutun. 7. Makineyi çalıştırın. 8. Normal soluk alıp vererek ilacı alınız 9. Haznedeki ilaç bitinceye kadar devam ediniz 10. Uygun nebülizatör ve ilaç dozu kullanıldığında işlem en fazla 15 dakika sürmektedir 23

11. Haznedeki ilaç bittikten sonra cızırtı sesi duyulur. Bu ses duyulduktan 1 dakika sonra işlem sonlandırılmalıdır. 12. İşlem sonrası hastanın yüzü yıkanmalı, ağzı duru su ile çalkalanmalıdır (Antibiyotik ve steroidler ağızda mantar enfeksiyonuna neden olabilir). Nebülizatörün temizlik ve dezenfeksiyonu; Tedavinin etkin olması ve nebülizatör haznesinde bakteri oluşmaması için temizliği çok önemlidir. Tedaviden sonra çok az da olsa ilaç haznenin dibinde kalır, eğer bu ilaç artığı temizlenmezse püskürtme delikleri tıkanır, hazne çabuk bozulur, hazneden uygun ilaç çıkışı olmaz ve enfeksiyon oluşabilir. Bunları önlemek amacı ile her kullanım sonrası, devrenin temizliği yapılmalıdır. Cihazın temizliği için tüm nebülizatör parçaları; maske veya ağızlık, ilaç haznesi ve bağlantı hortumu birbirinden ayrılır. Çeşme suyu ile yıkanarak ilaç artıkları temizlenir. Kaynamış suyun içine sıvı sabun dökülerek köpürtüp parçalar içinde yıkanır. Bol su ile durulanır. Kendiliğinden havada kurumasına bırakılır, herhangi bir bezle kurulanmaz. Kuruduktan sonra parçalar temiz elle birleştirilerek kutusuna kaldırılır. KF te inhalasyon yolu ile kullanılan ilaçlar Dornase alfa (rhdnase) Preperat adı Pulmozyme dir. KF te havayollarında tıkanıklığa ve enfeksiyonlara neden olan koyu balgamları parçalamak amacıyla 24

kullanılır. İlaç nebül içerisinde 2.5 mg etken madde bulunan 2.5 ml berrak, renksiz bir solüsyondur. Buzdolabının kapağında kendi ambalajında saklanır. Günde bir kez, bir nebül jet nebülizatör ile verilir. Başka hiçbir ilaçla karıştırılmaz. İnhalasyondan 30 dk. sonra mutlaka göğüs fizyoterapisi yapılarak parçalanan balgamlar dışarı çıkarılmalıdır. Seyrek de olsa ses kısıklığı, boğaz ağrısı, öksürük, balgamda kan gelmesi gibi yan etkiler görülebilir. Bu yan etkiler kısa sürelidir ve ilaca ara verildiğinde genellikle geçer. Beklenmeyen bir etki gördüğünüzde doktorunuza haber veriniz. Hipertonik salin Ülkemizde bulunan preperat adı Hyaneb dir (%7NaCl-Hyalurinik asit). Solunum yollarına nebulizatör ile sabah ve akşam, günde 2 kez uygulaması ve uygulama öncesi bronkodilatör verilmesi önerilir. Balgamın tuz içeriğini artırır ve balgamı sulandırarak solunum yollarından kolay atılmasını sağlar. Astımlı hastalarda hava yolu daralmasına neden olabilir. Beklenmeyen bir etki gördüğünüzde doktorunuza haber veriniz. Tobramisin Ülkemizde bulunan preperat adı TOBİ dir. Avrupa ve Amerika da Bramitob isimli preperatı da bulunmaktadır. Tobramisin, KF li hastalarda sıklıkla akciğerlere yerleşen Pseudomonas aeruginosa (Pa) isimli bakterinin yok edilmesi ya da kolonize olduysa azaltılarak enfeksiyonların önlenip, solunum fonksiyon testlerinin düzeltilmesi amacıyla kullanılır. Kullanıma hazır ampul ambalajlıdır. Bir kutuda 56 ampul vardır, günde 2 defa 1 ampul kullanılır. Bir kutu 28 günlük tedavi sağlar. Direnç gelişimini önlemek için ilaç, 28 gün kullanılır, 28 gün kullanılmaz. Bu şekilde kullanım 25

doktorunuz devam edilmesini söylediği sürece uzun süre devam ettirilebilir. 6 yaşın üzerindeki çocuklarda etkin ve güvenilirdir. Jet nebülizatörle verilir. İlaç kendi folyosunda buzdolabının kapağında saklanır. Dornase alfa da kullanıyorsa tedavi sırası; önce dornase alfa inhalasyonu, sonra fizik tedavi, sonra da tobramisin inhalasyonu olmalıdır. Tobramisin mümkünse ayrı bir odada verilir. Uygulma sonrası oda havalandırılmalı ve diğer kişilerin ilaca maruz kalması engellenmelidir. Ses değişikliği, öksürükte artış gibi yan etkileri olabilir. Bu etkiler görüldüğünde doktorunuza haber veriniz. Kolistin (Colomycin) Kolistin de tobramisin gibi Pa a karşı etkinliği olan bir antibiyotiktir. Tobramisin ile aynı endikasyonlarla kullanılır, jet nebülizatörle verilir. Tobramisinden farklı olarak 6 yaş altındaki hastalara da kullanılabilir ve ara vermeden devamlı kullanılması önerilir. Dozu yaşa göre değişir. İlk dozun hastanede verilmesi gereklidir. İlaç sulandırıldıktan sonra hepsi kullanılmayacaksa, kalan ilaç ağzı kapatılarak buzdolabında bir gün saklanabilir. Benzer yan etkiler görülebilir. Bronş açıcı (bronkodilatör) ilaçlar KF e astım eşlik ediyorsa, solunum fonksiyon testlerinde bronş aşırı duyarlılığı saptandıysa verilir. Küçük çocuklara her tür nebülizatörle verilebilir, 4 yaş sonrası çocuklar aracı tüple kuru toz inhaler formunu alabilirler. 26

KİSTİK FİBROZİSTE FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON Dr. Fzt. Naciye Vardar Yağlı, Dr. Fzt. Melda Sağlam, Uzm. Fzt. Ebru Çalık Kütükcü, Prof. Dr. Deniz İnal İnce, Prof. Dr. Hülya Arıkan Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü Balgamın temizlenmesi neden önemlidir? Normal bir insanda akciğer tarafından üretilen balgam incedir. Kistik fibrozis li (KF) bireylerin akciğerlerinde üretilen balgam ise kalın (yoğun) ve yapışkandır. Akciğerlere yapışır ve havanın geçtiği yolların tıkanmasına yol açar. Eğer üretilen bu balgam akciğerlerde kalırsa, küçük havayollarını tıkar ve orada mikropların üremesini kolaylaştırır. Bu nedenle havayollarını temizlemek için göğüs fizyoterapisi çok önemlidir. Göğüs Fizyoterapisi Nedir? Göğüs fizyoterapisi; akciğerler içindeki hava akışını düzeltmek için solunum yollarından balgamın dışarı atılmasına yardım eden bir yoldur. Bunun için balgam çıkarılmasına izin veren pozisyonlarda, göğüs duvarına perküsyon ve vibrasyon uygulamakla başarılabilir. Göğüs fizyoterapisinin üç ana parçası vardır: perküsyon (elle vurma), vibrasyon-shaking (titreşim-yaylandırma) 27

ve postural drenaj (belirli pozisyonlarda yerçekimi yolu ile balgam akışını sağlama). Göğüs fizyoterapisine ne zaman başlanmalıdır? Nasıl bir düzende uygulanmalıdır? Göğüs fizyoterapisine KF tanısı konulduktan hemen sonra başlanmalıdır. Fizyoterapinin hastanın tüm yaşamı boyunca düzenli olarak yapılması zorunludur. Genellikle günün ilk fizyoterapi seansının kahvaltıdan önce, çocuk uyanır uyanmaz yapılması önerilir. Bir diğer seans da okuldan eve gelindiğinde veya yatmadan önce olacaktır. Fizyoterapinin düzeni, fizyoterapistin önerilerine göre değişir. Buna ayıracağınız zamanın uzunluğu, çocuğunuzun akciğerlerinin durumuna bağlıdır. Fizyoterapinin, çocuğunuzun günlük hayatının bir parçası haline gelmesi önemlidir ve oyunlar eklenerek bu durum çocuğunuz için eğlenceli bir hale getirilebilir. Çocuklar genellikle fizyoterapiyi sıkıntı verici olarak görürler ve bundan kaçınmak için birçok yol denerler. Başından itibaren bu konuda katı olmanız; çocuğun durumu yönetmesine ve sizi yönlendirmesine izin vermemeniz gerekir. Unutmayın ki; göğüs fizyoterapisi çocuğunuzun sağlığı için son derece önemlidir. Perküsyon (Clapping) Göğüs perküsyonu (clapping), bileğin ritmik öne ve arkaya bükülme hareketleriyle, çukurlaştırılmış elleri kullanarak belirli bir alan üzerinde uygulanmaktadır. Teknik, sıklıkla iki elle yapılmaktadır. 28

Uygulanan göğüs alanına bağlı olarak tek eli kullanmak da bazen daha uygun olabilir. Perküsyon asla rahatsız edici olmamalıdır. Bu nedenle derinin duyusal olarak uyarılmasından sakınmak için, bir kat giysi üzerinden uygulanmalıdır. Bebeğinize sadece iki parmağınızla perküsyon uygulayabilirsiniz ve bebeğin rahatsız olmaması için her 30 saniyede bir 1-2 saniye dinlenme arası vermelisiniz. Perküsyon süresi, sıklığı ve basıncı; çocuğun yaşına, ihtiyacına ve toleransına bağlı olarak değişmektedir. Şiddetli ve hızlı göğüs perküsyonu, çocuğunuzun nefesini tutmasına ve havayollarının daralmasına neden olabilir. Bu nedenle hem siz hem de çocuk için rahat ve ritmik olan bir hızda uygulamalısınız. Perküsyon, belli bir alan üzerinde ve belli bir pozisyonda en az 1 dakika süre ile yapılır. Akciğerin problemli olan özel alanında daha fazla zaman harcanmalıdır. Perküsyon uygulaması genellikle postural drenaj pozisyonlarında yapılmaktadır. Vibrasyon Vibrasyon, her bir alan ve pozisyonda perküsyonunun hemen ardından yapılmaktadır. Ellerinizi birbiri üstünde olacak şekilde göğüs duvarı üzerine yerleştirin ve çocuğunuz nefesini verirken vücut ağırlığınızı kullanarak kaburgaların normal hareketi yönünde (aşağı ve içe doğru) titreşim hareketini uygulayın. Bu hareketi, omuz kaslarınızı kasıp ellerinizin hızlı hareket etmesine neden olacak şekilde hafif bir basınç uygulayarak yapın. Bu teknikler sıklıkla, havayollarının kapanmasını engelleyen derin nefes egzersizleri ile kullanılmaktadır. Çocuğunuzu derin bir nefes almak için uyarın ve nefesini verirken vibrasyonları uygulayın. 29