Gerçek sevgi nedir? En önemli olan (ll. bölüm) Markos 12:28-34 A. Giriş Yaşamında gerçek önem taşıyan nedir? Tutulması gereken nelerdir? Neler bırakılamaz? Rabbi Şammay, ünlü biriydi. Adamın biri gelip kendisine, Tanrı'nın tüm buyruklarını bir ayak üzerinde durarak açıklayabilir miydi? diye sorunca Şammay onu evinden kovdu. Adam bunun üzerine rakibi olan Hillel'e gitti ve aynı soruyu ona sordu. Hillel de karşılık olarak, "En çok nefret ettiğin şeyi başkasına yapma." diye az ve öz bir yanıt verdi. Aynısını İsa Mesih de yapmıştı; Tanrı'nın buyruğunu açılayarak: - Tanrı'yı sevmek. - Komşusunu sevmek. Kendini sevdiğin gibi. En önemli yaşam kaidesi. Tanrı'nın Buyruğu'nun özü, diğer buyruklarını kaldırmaz. - Önemli olan birbirimizi sevmek yeter. Geri kalanının büyük rolü yok. - İlk inanlılar Tanrı'nın tüm buyruklarını ciddiye aldılar ve onların özünü önemsediler - değiştirmeden! - "Komşunu da kendin gibi seveceksin!" (Romalılar 13:9) Bunu aklımızda tutabilir miyiz? Buna bağlı davranabilir miyiz? Tanrı'yı seviyor musun? Evet... ama gerçek sevgi nasıl olur? B. Ana Bölüm 1. Gerçekte sevmek nasıl olur? İsa Mesih daha isabetli olarak, Tanrı'yı nasılsa sevmemeliyiz. Tanrı'ya olan sevgimiz, kendi tanımımızdaki sevgi anlayışıyla olmamalı. Bilmemiz gereken: Markos 12:30: "Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla,bütün aklınla ve bütün gücünle seveceksin!" Dört madde başı sözcük: Yürek, can, akıl, güç. Sevgi bu şekilde olmalı. Tanrı'yı böyle sevmekte misin? - Yüreğimizi büyülteçle gözlemden gçirelim. l. Tanrı'nı bütün yüreğinle sev! Yürek ve sevgi birbirine aittir. Bildiğimiz gibi bu sevginin romantik duygularla ilgisi yok. Bu tür sevgi verilecek bir kararla ilgilidir. "Bütün yürekten" bunun hedefi istekle verilen karar oluyor. Halk ağzında yarım yürekten uyarılır. Eşler birbirleri için bütün yürekten daha az sevgiyle yetinmemelidirler. Şu halde "tüm yürekten sevmek" görüşü birbirine aittir. (1) Kayıtsız, yaşamının bağlılığı (2) istekle verdiğin
kesin kararın. (1) Bütün yürekten. Kutsal Kitap anlayışında yüreğin anlamı insanın özüne dayanır, merkezi, kişiliğini oluşturan. Yürek - bütün kişiliğini oluşturan merkez yer. Yüreklerimiz, - sandığımız gibi - sadece duygularımızı barındırdığımız yer değil, aynı zamanda aklımız ve isteğimiz de onda bulunur. Yaşamımızda vereceğimiz kararlar yön belirlemeleri de orada başlar. Kutsal Kitap bütünselliği öneriyor. Çalışırken, dinlenirken, uykudayken, besin alırken, oyunda, konuşmalarımızda, stress durumlarında, rahatlıkta - yaşamımızı bölemeyiz. Her anını Tanrı'yla, ayırmaksızın yaşamalıyız. Bütün yürekten sevgi, bilgiye ya da öğrenime dayanmaz. Kral Süleyman bilgeli kişiliğiyle tanınmıştı. Dünyada yaşamış en üstün bilgeliğiyle övüldüğü halde, yaşamının sonlarına doğru onun hakkında bildirilen: 1. Krallar 11:4: Süleyman yaşlandıkça, karıları Onu başka ilahların ardınca yürümek üzere saptırdılar. Böylece Süleyman bütün yüreğini Tanrı'sı Rab'be adayan babası Davut' gibi yaşamadı. Bir facia. Süleyman herşeye ulaşmıştı. Zenginlik, varlıklılık, güç, esenlik. Ün, tanınmışlık, bilgeliklik, ve büyük bir harem - sonra... herşeye rağmen, yüreği şükran dolu olacak yerde, Tanrı'sından sapmıştı. Yüreğini bölen neydi? Tanrı'nın yanısıra yüreğinin tahtına neydi sıkışmış olan Süleyman? Sevgin ve ilgin, kayıtsız şartsız, Tanrı'ya mı ait? - Yaşadığımız çağda gittikçe gelişen ve çevremize hakim olan, vazgeçilemez haberleşme imkanlarımızda, yüreğimizin bütünlüğünün anlamını gözden kaybetmiş olabiliriz. Vazımı hazırlarken, önümde açılı bulunan sade Kutsal Kitap değil, aynı zamanda bilgisayarda on-onbeş pencere de açılı, araştırmalarımı yapabileceğim sayfalar, üzerinde çalışmakta olduğum dosyalar. Çalışma masamda en azından iki telefon, her an arayabilecek olanlar için hazır duruyor. Bilgisayarda aniden gelen bir haberin sembolü beliriyor. Bunu sesli olarak birbirinden ayırdedebilecek imkanlar var. Gelen Haber bir E-Mail miydi, bir SMS, Tweet, WhatsApp? Çamaşırlarımızı ütülerken televizyon seyretmekteyiz mitiy? Yoksa televizyon seyrederken ütülemekte miyiz? Değişik işlemlerde bulunurken sürekli ekran, radyo, en azından müzik duyulmuyor mu? Konuşmalarda, arasıra bilgisayarla ilgilenip, gelen haberlere bakmıyor muyuz, yoksa bu saygısızlık mo olacak? Çok görevlilik. Yeni bir deyim yarattık, dağınık ve bölük pörçük yaşamımızı yüksek anlamda isimlendiren. Birçok görevi birarada yürüten işlenim sistemi. Değişik görevleri birbirinin yanısıra sürdüren. Gereçler için düşünülmüş olnları kendi yaşamımıza içermekteyiz. Son zamanlarda sık göze çarpan haberlerde, yapılan araştırmalar sonucu uyarılar artmaktadır. Gerçekte daha fazlası yapılamamakta, daha fazlası becerilememekte, hatalar gittikçe çoğalıyor ve bunların yükü ağırlaşmağa başlıyor. Sevgimiz, Tanrı'ya hala bölünmeden mi? Belki zorlaşmış olabilir? Günümüzdeki oyalanışımızdan üstünü, insanlığın tarihinde gösterilmemektedir. - O' - Tanrı - tüm yürekten ilgilenecek değerdedir. Tabi, yaşamında sadece
Tanrı bulunmamakta. Toplum yaşamını bırakman gerekmeyecek. Fakat belirli bir yüzeyde, Tanrı, kendinden başkasının ilgimizi çalmasına karşı sabrı yoktur. Bağlılığımızın %95i de yetmeyecektir. Kendine eş arayan birinin ilanını okumuştum: Büyük yüreği sadece benim için çarpan seni arıyorum! Bütün yaşamın boyunca, beni destekleyerek, sadık kalacak ve beni kayıtsız şartsız sevmeye hazırsan, bana yanıt ver. Biraz sarp. Belki de bencil mi? Aslında olağan olması gereken. yerinde olan bir istek. - Fakat bu beklenilebilir mi? - Biri bu ilanı Tanrı'nın aşamasındaki sözleri kullandı. Tanrı, kendi, yazısında: Büyük yüreğim (sade) senin için çarpıyor. Senin için yaşamını feda ettim ve tüm yaşamın boyunca seninle kalacağım. Seni bırakmayacağım çünkü seni kayıtsız şartsız seviyorum. Seni olduğun gibi seviyorum ve seni açık kolla bekliyorum. Yapacak olduğun tek şey bana gelmen. Sevgime karşılık veririsen sevineceğim! - Tanrı'nı bütün yüreğinle seveceksin, diyor İsa Mesih. Bütün yürekten seven, % 100 olarak karar vermiştir. Göğsümde iki ruh anlaşmazlık içinde, anlamına gelen halk sözü bulunuyor. Böyle durumularla karşılaştın mı? Bir o yana bir bu yana yalpalandığın anlar? Batı edebiyatında yer verilen, insanlık dramında dile getirilen çıkar çatışması. İnsanın dengesizliği, duygularının, isteklerinin, arzularının, zevklerinin baskısı altında bir yanda, kötünün bilincinde, daha üstün ve iyi gayeye çağrılmış olduğu halde, göğsündeki iki ruhun anlaşmazlığı, güvencesizliği ve amaçlızlığı dile getirilmekte (Goethe/Faust). Anlatmak istediği insanlık faciası. Kişi iyi ve kötü arasında çatışırken, gizemdeki umudu, Tanrı'nın üstünlüğünün zaferidir. Bu durumda olan kişiler aramızda bulunabilir. Bizler de bazı anlarda böyle dengesiz olmuyor muyuz? Çıkarımız için bir şeylere ulaşmak isteğinde kötüyü göze almak? Kendimiz için koparmak istediğimiz şeyler için doğru olmayan hareketlerde bulunmak? İyi olmayan şeylerin ayartısında, bizlere zarar getiren, başkalarının kulağında utanç duyurucu olsa da canımız çektiği şeyler? ilk anda hoş gelebilir... ama vicdanımızın sesi, Tanrı'nın sesi... Beni kim kurtaracak Ölüme götüren bu bedenden? 25 Rab'bimiz İsa Mesih aracılığıyla Tanrı'ya şükürler olsun! (Romalılar 7:24-25) Kurtaracak biri var. Tanrı etkin oldu. O' sağladı. Tanrı İsa Mesih'te bizlere geldi - kurtarıcımız olarak, O'nun adı Kurtarıcıdır. İsa Mesih, yaşamının dengesizliğine son verecek. İnsanlığı bu durumundan koruyacak ve senin dengesizlik içindeki durumunu iyileştirerek yeniden denge verecek. Tanrı'nı bütün canınla seveceksin, İkinci madde başı söz, İsa'nın kullandığı, kendisine en önemli yaşam kuralı sorulduğunda. Bütün canınla, yarım candan değil. Tanrı'ya ail olması gereken canını başka şeylerle paylaştırma, dünyasal şeylerle, zevklerle, mesleğinde yüksek düzeylere ulaşmak isteğiyle,... Tanrı'nı bütün canınla seveceksin. Bölünmüş bir can iyi sonuç getirmeyecek. ll. Tanrını bütün canınla sev
Bütün candan sevmek, iki düşüncede açıklanabilir: (1) Bütün candan - duygularımızı dile getirir, içtenliği, algılığı; burada eğilim/sempati, candanlığı, alakayı, bağlılığı, coşkuyu. Bütün canınla sevmek - herşeyini vereceksin, ateşli içtenlik, coşkunun etkisinde. Burada geri tuttuğun bir şey kalmamakta. Kutsal Kitap bu tutum için bir deyim kullanır: Tapınış. Kime tapınıyorsun? Ya da neye? Ne şekilde? Tapınış her zaman sevgide olur. Tapınış her şeyde üstündür. Bağlılığımzla ilgili, bütün canımızla. Yaşamımı neye bağlı tutuyorum? Hangi örneğe özeniyorum? Pek çok, benim için ne anlam taşıyor? Bırakmak istemediğim ne oluyor? Yaşamımın merkezi nedir? En üstün sevgim kime ait? Bunları her kişi yanıtlayabilir. Herkes tapınmaktadır. Her kişi yaşamını bir şeye bağlamış bulunuyor - ya da bir başkasına. Her kişinin yaşamı vazgeçemediği şeylere bağlı. Hizmet ettiğin bir şey bulunuyor. Örneğin: Düğün günü. Eşin bir görev beklemiyor - o senin yüreğini hissetmek istiyor. Görev yerine tutku. Bütün canınla, tüm duygularınla ve ateşlilikle, mümkün olduğu kadar: (2) tüm kişiliğinle, benliğinle. Canın hakkındaki ikinci düşünce. Canımız, kişiliğimin bir parçası değil, içimizdeki gözle görülmeyen varlığımız. Kutsal Kitap bütünlük düşüncesinde bunu dile getirmektedir. Yüreğimizden söz edildiğinde, isteklerimizi ve kararlarımızı barındıran yer olarak anlaşılmaktadır. Bunun için candan söz edildiğinde sadece duyguyla kalmayıp insanın bütünlüğünü açıklıyor. Buna duygu da ait. Tüm yaşamıyla sevmek. Örneğin: William Borden. "korunmadan" -"gerilemeden" - "pişmansızlıksız". Yaşamımı olduğu gibi İsa Mesih'e sunduğumdan pişmanlık duymuyorum. İsa Mesih'i candan ve tüm yaşamıyla bağlı olan her şeyle seven bir adam. Tüm canıyla seven, yaşamında hiçbir şey artta bırakmaz. C. Özet ve çağırı: Yüreğim ve canım olduğu gibi Tanrı için. Mezmur 86:11: Ya Rab, yolunu bana öğret, senin gerçeğine göre yürüyeyim. Kararlı kıl beni, yalnız senin adından korkayım. Örneğin: Bir mercek güneşin işinlarını bir noktada toplar. Böylelikle yarattığı hararette, birşeyler alevlenebilir. Ateş, sıcaklık aracıyla aş pişirilebilir ya da kızartılır, sıcaklık ve güvence. Kararlı kıl beni. Dağınık, dengesiz yüreğimi, düşüncelerimi, bölük pörçük günlerimi. Tüm gücünü isteyen iki canla çatışmıyorsun, kararsızlık içinde kalmana gerek yok. Şimdi Tanrı'dan yana olabilirsin. Kendi kararınla. Yoksa seni hala tutan bir engel var mı? karşı çıkan bir şey? İsa Mesih, olduğu gibi senden yana oldu. Hiçbirşey geride bırakmadan herşeyi feda etti. Senin de kendini O'na olduğun gibi vermene değer. İsa Mesih'in söylemiş olduğu gibi: Tanrı'nı tüm
yürekten ve bütün canınla sev.