18.11.2008 İ Ç İ N D E K İ L E R. - ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI - Mesleki Yeterlilik Kurumu BaĢkanlığı



Benzer belgeler
bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

24 Aralık 2006 Pazar

O

O

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

İ Ç İ N D E K İ L E R

5951 Sayılı Torba Kanun Neler Getirdi?

Ġ Ç Ġ N D E K Ġ L E R

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

27 ġubat 2008 ÇarĢamba BĠRĠNCĠ OTURUM Açılma Saati: BAġKAN Sait AÇBA (Afyonkarahisar) BAġKANVEKĠLĠ Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) KÂTĠP

İ Ç İ N D E K İ L E R - SAĞLIK BAKANLIĞI - HUDUT VE SAHİLLER SAĞLIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

O

İ Ç İ N D E K İ L E R

S Ö Z A L A N L A R

DÖNEM: 22 CİLT: 106 YASAMA YILI: 4 T.B.M.M. TUTANAK DERGİSİ 43 üncü Birleşim 26 Aralık 2005 Pazartesi Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu

2007 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI İLE 2005 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESİNHESAP KANUNU

O

O İ Ç İ N D E K İ L E R

O

İ Ç İ N D E K İ L E R - TARIM VE KÖYĠġLERĠ BAKANLIĞ - TARIM REFORMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ - KÖY HĠZMETLERĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İ Ç İ N D E K İ L E R

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

2010 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI

BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) O

18 Nisan 2007 Çarşamba... Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan ve 2 Milletvekilinin; Türkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası Anonim

İ Ç İ N D E K İ L E R ENERJĠ VE TABĠÎ KAYNAKLAR BAKANLIĞI - Petrol ĠĢleri Genel Müdürlüğü - Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Hareket noktaları da eģitlik kavramı değildir. O düz oranlı vergileme dediğimiz verginin mantığı farklıdır.

İ Ç İ N D E K İ L E R SANAYĠ VE TĠCARET BAKANLIĞI KÜLTÜR VE TURĠZM BAKANLIĞI

İ Ç İ N D E K İ L E R

O

O

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R MĠLLÎ EĞĠTĠM BAKANLIĞI -Yükseköğretim Kurulu -Üniversiteler

O

O

İ Ç İ N D E K İ L E R. - TÜRKĠYE BÜYÜK MĠLLET MECLĠSĠ - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu - SAYIġTAY BAġKANLIĞI - CUMHURBAġKANLIĞI

İ Ç İ N D E K İ L E R

MALĠYE BAKANLIĞI -. Hazine ve DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı -.Devlet Planlama TeĢkilatı MüsteĢarlığı -.Gelir Bütçesi

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) O

O Kasım 2005 Çarşamba

İ Ç İ N D E K İ L E R Bütçe ve Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Tümü Üzerindeki GörüĢmeler

Ġ Ç Ġ N D E K Ġ L E R MALĠYE BAKANLIĞI - Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı - Kamu Ġhale Kurumu - ÖzelleĢtirme Ġdaresi BaĢkanlığı

İ Ç İ N D E K İ L E R

2010 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM BÜTÇE KANUNU TASARISI ĠLE 2008 YILI MERKEZĠ YÖNETĠM KESĠN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU GÖRÜġME TUTANAKLARI

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI ( ) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

BAġKAN: Sait AÇBA (Afyon) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Sabahattin YILDIZ (MuĢ) KÂTĠP : Mehmet SEKMEN (Ġstanbul)

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI ( )

6111 SAYILI YASADA SGK TEŞVİKİ

27 Aralık 2006 Çarşamba

Kadınların Eğitim Düzeyi Arttıkça, İşgücüne Katılım İmkanları da Artmaktadır

TRABZON MĠLLETVEKĠLĠ M. AKĠF HAMZAÇEBĠ NĠN

İSTANBUL YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LİMİTED ŞİRKETİ

O

(Madde 60 okundu) (Geçici madde 20 okundu)

O

İ Ç İ N D E K İ L E R SAĞLIK BAKANLIĞI - Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü

İ Ç İ N D E K İ L E R DIġĠġLERĠ BAKANLIĞI

O

2004 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KANUN TASARILARI ĠLE 2002 MALÎ YILI GENEL VE KATMA BÜTÇE KESĠNHESAP KANUNU TASARILARININ PLAN VE BÜTÇE KOMĠSYONU

Yargıtay. Hukuk Genel Kurulu. Esas : 2010/ Karar : 2010/591. Tarih : Özet: -YARGITAY ĠLAMI-

İ Ç İ N D E K İ L E R S Ö Z A L A N L A R

ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET

BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) O

İ Ç İ N D E K İ L E R

KANUN. Kanun No Kabul Tarihi: 10/1/2013

2010 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI

(Madde 23 okundu) BAġKAN Evet, maddeyle ilgili söz talebimiz yok. Önergeler var okutuyorum:

MESLEKİ EMEKLİLİK PROGRAMLARININ TÜRKİYE DE UYGULANABİLİRLİĞİ

İ Ç İ N D E K İ L E R - Genel ve Katma Bütçe Kanunu Tasarıları ile Genel Ve Katma Bütçe Kesinhesap Kanunu Tasarıları

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Temmuz 2012, No: 36

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

İ Ç İ N D E K İ L E R

43 üncü maddeyi okutuyorum:

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

E-İmza Paketi Teklifi Sayfa 1 / GİZLİDİR

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

T.C. TOPRAK MAHSULLERĠ OFĠSĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURUM ĠDARÎ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI NĠSAN 2013

O Kasım 2005 Pazartesi

MADDE 1 (1) Bu Yönetmeliğin amacı; çalıģanlara verilecek iģ sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemektir.

HALK HAYAT VE EMEKLĠLĠK A.ġ. EMANET LĠKĠT KAMU EMEKLĠLĠK YATIRIM FONU TANITIM FORMU

DÖNEM : 22 CİLT : 55 YASAMA YILI : 2 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 113 üncü Birleşim 9 Temmuz 2004 Cuma 6. - Büyükşehir Belediyeleri Kanunu Tasarısı

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER

ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ DERNEĞĠ GENEL KURULU NĠSAN 2009 DAN BU GÜNE ÜNĠVERSĠTE HASTANELERĠ BĠRLĠĞĠ FAALĠYETLERĠ 2 EYLÜL 2010 ĠSTANBUL

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

DÖNEM : 22 CİLT : 77 YASAMA YILI : 3 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 70 inci Birleşim 15 Mart 2005 Salı 4.- Afyonkarahisar Milletvekili Halil Aydoğan ve

O

O

O

İ Ç İ N D E K İ L E R

Bu rapor, 6085 sayılı Sayıştay Kanunu uyarınca yürütülen düzenlilik denetimi sonucu hazırlanmıştır.

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. MENSUPLARI EMEKLİ SANDIĞI VAKFI

Resmî Gazete YÖNETMELİK

DÖNEM: 22 CİLT: 95 YASAMA YILI: 4 T. B. M. M. TUTANAK DERGİSİ 7 nci Birleşim 13 Ekim 2005 Perşembe Tarihli ve 5387 Sayılı Bankacılık

T.C. DEFNE BELEDĠYESĠ MECLĠS KARARI

İ Ç İ N D E K İ L E R Bütçe ve Kesinhesap Kanunu Tasarılarının Tümü Üzerindeki Görüşmeler

KIRSAL ALANDA. KADIN GĠRĠġĠMCĠLĠĞĠNĠN ARKA YÜZÜ

DÖNEM: 22 CİLT: 98 YASAMA YILI: 4 TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ TUTANAK DERGİSİ 20 nci Birleşim 17 Kasım 2005 Perşembe 5.- Kamu Mali Yönetimi ve

Transkript:

2009 MALİ YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2007 MALİ YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİNHESAP KANUNU TASARISI NIN PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU GÖRÜŞME TUTANAKLARI BAġKAN: Sait AÇBA (Afyonkarahisar) BAġKANVEKĠLĠ: Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ : Hasan Fehmi KĠNAY(Kütahya) KÂTĠP : Süreyya Sadi BĠLGĠÇ (Isparta) ------------O---------- 18.11.2008 İ Ç İ N D E K İ L E R - ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI - Mesleki Yeterlilik Kurumu BaĢkanlığı 18 Kasım 2008 Pazartesi BĠRĠNCĠ OTURUM Açılma Saati: 10.18 BAġKAN: Sait AÇBA (Afyonkarahisar) BAġKAN VEKĠLĠ : Mehmet Altan KARAPAġAOĞLU (Bursa) SÖZCÜ: Hasan Fehmi KĠNAY (Kütahya) KÂTĠP: Süreyya Sadi BĠLGĠÇ (Isparta) -----0----- ÇALIġMA VE SOSYAL GÜVENLĠK BAKANLIĞI (Bütçe+Kesinhesap)Savunma Sanayi MüsteĢarlığı Mesleki Yeterlilik Kurumu (Özel Bütçe) (Bütçe+Kesinhesap) BAġKAN TeĢekkür ediyoruz. Evet, buyurun Sayın Hamzaçebi. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) Sayın BaĢkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığıyla, bürokrasinin değerli temsilcileri; ben konuģmama baģlamadan önce Sayın Bakanın sunumuna iliģkin kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Sayın Bakanın sunumu Ģahsen benim beklentilerimi karģılamıģ değildir. AKP Hükûmeti sosyal güvenlik konusunda ve çalıģma hayatı konusunda üç önemli düzenleme yapmıģtır. Bunlardan bir tanesi Sosyal Güvenlik ve Genel Sağlık Sigortası Yasası, ki sosyal güvenlikte reform olarak isimlendirilen bir yasadır bu. Ġkincisi, sosyal güvenlik primlerinin yeniden yapılandırılması suretiyle sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesinin iyileģtirilmesine yönelik düzenleme. Üçüncü de, istihdam paketi olarak isimlendirilen ve istihdam üzerindeki prim yükünün azaltılmasına yönelik düzenleme. Benim beklentim, bu üç ana konuyu esas alarak sosyal güvenlikte ve çalıģma hayatında neredeydik? Bu düzenlemelerin etkisi ne oldu? Sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesi iyileģiyor mu? Geleceğe yönelik Bakanlığın bakıģı nedir? Ġstihdama iliģkin vergi yükü indiriminde 1

yapılan indirimle birlikte nereye geldik, hedef nedir, bunun çalıģma hayatına ve istihdama etkileri ne olmuģtur? Böyle makro bir bakıģı ben Sayın Bakanın sunumunda bulamadım. Sayın Bakan, birçok rakam verdi ama rakamlar birbirleriyle kıyaslanabilir de değil. Birçok rakam sunarsanız, bunlar anlamlı bir grup hâlinde sunulmazsa, bunlar kıyaslanabilir değilse bu rakamlar hafızada kalmaz sadece zamanı geçirmiģ oluruz. Sayın Bakan, hâlâ katrilyon lira kavramını kullanıyor. Sunumuna baktım, basılı metnine basılı metinde YTL geçiyor ama Sayın Bakan ısrarla katrilyon liradan bahsediyor. Önümüzdeki sene YTL dönemi de sona erecek, TL ye geçeceğiz ama Sayın Bakan katrilyon lira da kalmıģ daha. Sayın Bakanın vermiģ olduğu birtakım rakamlar da devletin rakamlarıyla uyumlu değil. ĠĢsizlik rakamı konusunda 2002 yılına iliģkin olarak yüzde 10,5 rakamını verdi, bu rakam doğru değil. Tarım dıģı istihdama iliģkin, 2002 yılına iliģkin verdiği rakam da tamamen yanlıģ. ġimdi, bu kadar önemli bir bütçeyi böyle bir sunumla ve yanlıģ rakamlarla değerlendirecek durumda olmaktan ve bu yanlıģ rakamlar üzerine böyle bir konuģmayı yapıyor olmaktan üzüntü duyduğumu belirtmek istiyorum. Değerli arkadaģlar, sosyal güvenlik sosyal devletin gerçekleģtirilmesinin aracıdır. Sosyal devlet insanlığın ulus devletten sonra vardığı en büyük aģamadır. Ulus devletin en son aģaması sosyal devlettir. Ulus devletin tarihi yaklaģık 350-360 yıllık bir tarihtir dünyada ve ulus devletin ortaya çıkıģı, Avrupa daki ulus devletlerin bugünkü ulus devletlerinin sınırlarının çizildiği 1648 tarihli Vesfalye AnlaĢması olarak dersek, 350-360 yıllık bir ulus devlet tarihi karģımıza çıkar. Bu ulus devletin en son vardığı güçlü aģama sosyal devlettir, bu da ciddi olarak Ġkinci Dünya SavaĢı ndan sonra ortaya çıkar. Belki 19 uncu yüzyılda birtakım örneklerini görebiliriz. Ama kurumsal olarak ilk kez Ġkinci Dünya SavaĢı nın Avrupa da yarattığı tahribatın, her alanda yarattığı tahribatın etkilerini gidermek amacıyla oluģturulan, yapılan bir organizasyondur. Ulus devlet ve sosyal devlet birbirleriyle karģılıklı etkileģim içindedir. Yani sosyal devletin güçlü olduğu ülkelerde ulus devlet de güçlüdür. Sosyal devletin bireylere sunduğu olanakların fazlalığı, bu olanakların bireyde yarattığı devlete bağımlılık duygusu, devlete bağlılık duygusu daha doğrusu ulus devleti de güçlendiren bir olgudur. Değerli arkadaģlar, sosyal devletin ilk oluģumunda, ilk yıllarında yani 1950 lerden itibaren 1970 lere geldiğimiz döneme kadar varsayımı tam istihdamdı. Böyle bir model tam istihdam varsayımına dayalı olarak oluģturulmuģtur. Yani herkes çalıģacak, çalıģabilir durumdaki herkes, isteyen herkes çalıģacak, çalıģanlar prim ödeyecekler ve primlerle de çalıģma hayatında zaman zaman meydana gelen birtakım aksamalar nedeniyle ortaya çıkan riskler sigortalanacak. Yani nedir? ÇalıĢan kiģi hastalanabilir, çalıģan kiģi iģsiz kalabilir ama bu iģsizlik kısa süreli bir iģsizliktir. Çünkü hedef tam istihdamdır. Bu nedenle bu riskler anlamlı gruplar hâline getirilir, homojen gruplar hâline getirilir ve sigortalanır. Sosyal devlet bu varsayımla yürür. 80 lere geldiğimizde sosyal devletin finansmanında bir güçlük yaģanmaya baģlandı. Devletin büyüklüğü ekonomide genel olarak tartıģma konusu oldu ve bu tarihten itibaren 70 li yılların sonu 1980 li yıllarda artık Finansal sorun yanında devlet ekonomide veya sosyal güvenlikte bu kadar yer almalı mıdır? tartıģması ortaya çıktı. Sosyal devlet de piyasaya bir müdahale olarak algılanır bu yaklaģımda. Yani bu müdahale olmasa belki piyasalar sosyal güvenliği de sağlayabilir. Hatta bu çerçevede sosyal devletin, sosyal devlet anlayıģının bireylerde yarattığı bağımlılık duygusu nedeniyle yaratıcılığı bile öldürdüğü, yok ettiği ortaya sürülmüģtür. 90 lardan itibaren olay çok farklı bir boyuta gelmiģtir. 90 larla birlikte artık bu sosyal devletin veya ekonomideki ismiyle refah devletin sigortalayamadığı bazı risklerin olduğu görülmüģtür. Bugün hemen hemen bütün toplumların, geliģmiģ veya geliģmekte olan toplumların karģı karģıya kaldığı ve sosyal devlet anlayıģının veya o anlayıģın temelindeki sosyal sigorta tekniğinin sigortalayamadığı birtakım riskler var, bizde de böyledir bu. Nedir bunlar? Örneğin, uzun süreli iģsizlik. ġimdi, küresel krizin Türkiye yi de etkilediği bir kriz dönemini yaģıyoruz ve uzun süreli esasen bizim ekonomimizin sorunu olan o uzun süreli iģsizliğin çok daha güçlü bir Ģekilde, çok daha katmerlenmiģ bir Ģekilde oluģacağı, yaģanacağı bir dönemin içine girmiģ bulunuyoruz. Sosyal sigorta kısa süreli iģsizliği sigorta eder. ĠĢte nedir? ĠĢsizlik fonu vardır. ĠĢsizlik fonu harcamalarına baktığımızda, zaten bir yıllık faiz gelirine kıyasla ancak bir aylık faiz geliriyle karģılanan bir sigorta gideri olduğunu görüyoruz. Yani o bile amacına uygun kısa çalıģmıyor. Kısa süreli iģsizliği bile sigorta kapsamına almayan bir iģsizlik fonu uygulaması söz konusu. Kaldı ki uzun süreli iģsizliği yaģayacağız. Böyle bunu sigortalayan bir yaklaģım yok. ĠĢsizlik fonuna yönelik olarak Hükûmetin bu konuda bugüne kadar koymuģ olduğu yeni bir yaklaģım da yok. Önceki 2

Hükûmetten devralınan iģsizlik fonu yaklaģımı aynen devam ettirilmektedir. Önceki Hükûmet döneminde bu fon esasen yeni kurulmuģtur, sonra 2001 krizi yaģanmıģtır, 2002 de ekonominin dengeleri yeniden kurulmaya baģlanmıģ ve o program bu Hükûmet tarafından aynen devam ettirilmiģ ama ekonomide sağlandığı iddia edilen onca iyileģmeye rağmen, iģsizlik fonu bugün kısa süreli iģsizlikleri bile sigortalamayan, kamu sektöre borçlanma gereğini azaltmanın bir aracı olarak kullanılan bir fon hâline dönüģmüģtür. Bir kere küresel kriz döneminde, Türkiye'nin de etkilendiği bu krizde iģsizlik oranının ve iģsiz sayısının arttığı bu dönemde iģsizlik fonuna mutlaka yeni bir yaklaģım gerekiyor. Bırakalım uzun süreli iģsizliği sigortalamayı ama Ģu dönemde ancak bir ay toplam faiz gelirinin bir aylığını sigorta ödemesinde kullanmayı öngören, kalanlı kamu sektörünün borçlanma gereğini azaltmada kullanan bir iģsizlik fonu anlayıģının sosyal devlet anlayıģıyla taban tabana zıt olduğunu belirtmek istiyorum. Ne vardır baģka? YaĢlıların bağımlılık problemini vardır. Bugün bütün yaģlıları eģit sayan bir sosyal sigorta anlayıģı var. Bütün yaģlılar kendi iģlerini görebilir. Oysa yaģlıların kendi iģlerini göremeyecek olanları da vardır. Emekli sigortalılarımızın kendi baģına iģini göremeyecek, bir baģka kiģi yardım etmediği takdirde hayatını sürdürmesi mümkün olmayan yaģlılarımız var. Bu bağımlılık problemlerini ortadan kaldırıcı, bu bağımlılık problemini daha doğrusu çözmede sigortalıya, emekliye yardımcı olucu bir sigorta anlayıģı yok, dıģlanmayı çözen bir yaklaģımımız yok. Bunlar bizim sosyal sigorta tekniğimizin, sosyal güvenlik sistemimizin eksiklikleridir. Artık bugün problem sadece çalıģma hayatının getirdiği riskler değildir. Bugün problem çalıģma hayatının getirdiği risklerle birlikte modern insan yaģamının ortaya çıkardığı güçsüzlüklere karģı bireylerin sosyal güvenlik, sosyal koruma Ģemsiyesi altında toplanmasıdır. Hükûmetin bize getirmiģ olduğu Genel Sağlık Sigortası Yasası sadece sosyal sigorta tekniğine dayalı olarak, prim gelirlerini esas alarak bu prim gelirlerine kıyasla harcamaları planlayan, onları sınırlandıran bir anlayıģa sahip, bu doğru değil. O zaman da ifade etmiģtim, Ģimdi de ifade etmek istiyorum. Sadece harcamayı bizim gözümüzün önüne getirip koyan ama sosyal güvenlik sisteminin geliri ne olacak, prim gelirleri ne olacak? Burada bir iyileģme politikası var mıdır Hükûmetin? ġeklindeki bir yaklaģımı buraya getirip koymayan bir anlayıģ söz konusu. Bu bütçede bunun en küçük bir izini göremedim. ġimdi, Ģu bizlere dağıtılmıģ olan Devlet Planlama TeĢkilatının genel ekonomik ve hedefler ve yatırımlar kitapçığındaki bir tabloyu sizlerle birlikte değerlendirmek istiyorum. Sosyal güvenlik sisteminin 2009 yılı prim gelirlerinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 7,3 tür. Değerli arkadaģlar, bu oran Avrupa Birliği ülkelerinde yüzde 11-12 aralığındadır. Yani onlardan beģ puan daha geride olan gayrisafi yurt içi hasılaya oran olarak ifade ediyorum o nedenle sakın Ģey demeyin Yani bizim gelirimiz az, onların geliri fazla meselesi değil, geliri oranla söylüyorum. HALĠL AYDOĞAN (Afyonkarahisar) 2002 de neymiģ? MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Bakın, değerli arkadaģlar, ben rakamları tarif etmem iģime geldiği gibi de kullanmam, iyileģme varsa da söylerim. 2006 da bu oran 6,8. Bakın, bir iyileģme var. Ama 7,3 lük iyileģmede prim yapılandırmasından gelen bir gelirin payı var. Ayrıca devletin daha önce bütçe transferi içinde yer alan bir rakamın artık prim geliri olarak aktarılması Ģeklindeki uygulamanın da payı var. Hepsi bir kenara 2002 ye kıyasla bu rakam yükselmiģ de olabilir. Ama yüzde 7,3 lük oran nerede, Avrupa Birliğinin yüzde 12-12 lik oranı nerededir? Yani prim gelirinde iyileģmeyi sağlayacak herhangi bir politikayı ortaya koymadan sigortalıların, iģsizlerin haklarını kısıtlayan onların harcamalarını kısıtlayarak sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesini iyileģtirmeye çalıģan anlayıģı sosyal devlet anlayıģıyla yan yana koymam, bağdaģtırmam mümkün değil. Bu, Sayın Bakanın sunumunda isterdim ki bu konuda bir değerlendirme yapsın Sayın Bakan, ġöyle bir Ģey hedefliyoruz. desin. ĠĢsizlik konusunu hemen her bütçede konuģuyoruz. ĠĢsizlik ve iģsizlik rakamlarında iyileģme yok. ġimdi, Sayın Bakan 2002 yi yüzde10,5 diyerek kötüleģtirdi; yüzde 10,3; 2007 sonu 9,9; 2008 de bu iģin daha kötüye gittiğini görüyoruz. 2007 henüz daha küresel krizin Türkiye ye etki etmediği bir yıl. Ama iģ gücüne katılma oranını neden değerlendirmiyorsunuz Sayın Bakan? 49,6; 2002 yılının iģ gücüne katılım oranı. 2007 de 47,8. Yani nüfusumuz artıyor ama insanlar çalıģmak istemiyor, böyle bir Ģey olabilir mi? Bu iģ gücüne katılma oranının 1990 yılında yüzde 56,6 olduğunu unutmayalım. 56,6 lardan yüzde 47 lere gelmiģiz. ġimdi, istatistikleri istediğimiz Ģekilde Ģekillendirerek, veri giriģlerini istediğimiz Ģekilde yaparak bu iģsizlik oranını Hükûmetin arzu ettiği seviyede tutmamız mümkün. Ama artık bunlarla bile gerçek Değerli arkadaģlarım, iģ gücüne katılım oranı iģte. 1990 yılı 56,6; 2000 yılı 49,9; 2002 yılı 49,6; 2007 yılı 47,8. 3

Tarım dıģı istihdam Sayın Bakanın verdiği rakam yüzde 48 ler diyor 2002 yılı için. Ben o rakamı bulamadım Sayın Bakanım, eğer verirseniz ben de rakamımı düzelteyim. Rakamlarıma güvenmedim, biraz önce TÜĠK in rakamlarını aldım tekrar. Tarım dıģı istihdam 2002 yılı yüzde 35,6; yüzde 48 nereden çıktı bilemiyorum. Yani burası Plan ve Bütçe Komisyonu biz sayın bakanlardan hep doğru bilgi almaya alıģtık. Değerli arkadaģlar, sayın bakanların bilgilerini ben hep doğru kabul ederim, tartıģmam, alıp baģka yerde kullanırım. Ama öyle anlaģılıyor ki ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında bu alıģkanlığımı bir kenara bırakacağım. Sayın Bakan, rakamlarına tereddütle karģıyım onları tekrar çek etme ihtiyacı duyacağım. Bu rakam 2007 de ne olmuģ tarım dıģı istihdam? 2007 yılı sonunda 26,4; 35 ten tarımda bir dönüģüm var oradan baģka bir tarafa yöneliyor ama rakamlar bu değerli arkadaģlar, doğru rakamla konuģalım. BAġKAN Toparlayabilir misiniz? MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Devamla) Toparlıyorum Sayın BaĢkan. Efendim, bakın, iģ gücüne katılım oranında sizin sığınabileceğiniz hiçbir istatistik yok. Ayrıca bu iģsizlik kadın iģsizliğidir değerli arkadaģlar. Avrupa da yüzde 65-70 lerde, Lizbon Stratejisini alırsanız yüzde 70 i esas almanız lazım. Değerli arkadaģlar, iģsizlik kadın iģsizliği, bakın Türkiye de iģsizlik erkek iģsizliği değil kadın iģsizliği, kadınlar iģsiz. Bunu lütfen görelim. O nedenle bu bütçe anlayıģında cinsiyet duyarlı bütçeyi komisyonun gündemine sokalım, Sayın Bakanımız da Bakanlığın gündemine soksun. Sizin istihdam politikalarınız kadın iģsizliğini azaltmada ne kadar etkili, cinsiyete duyarlı bütçeleme anlayıģı budur. Uygulanan bütün programlar kadın-erkek eģitliğini veya cinsiyet eģitsizliğini giderme yönünde ne kadar etkide bulunmuģtur bunun sonuçları ölçülür ona göre politikalar gözden geçirilir, yeniden kurgulanır. Bakın, istihdam oranına bakıyorum: 1990 yılında kadın istihdamı yüzde 31,2; 2002 de yüzde 25,3; 2007 de 22,2 giderek kadının istihdamdaki payı azalıyor. ĠĢ gücüne katılma oranı, 2002 yılında -90 ları almıyorum çok yüksek- 27,9 kadının iģ gücüne katılma oranı, 2007 de 24,8. Kadın çalıģma hayatından çekiliyor, iģ gücüne katılmıyor. Yani ÇalıĢmak istemiyorum, evimde oturmak istiyorum. diyor veya iģ bulma umudunu kaybetmiģ iģ aramıyor. Bakın, cinsiyet eģitsizliğine yönelik BirleĢmiĢ Milletlerin istatistikleri var, Ġran dan bile kötü durumdayız, Uzak Doğu, güneydoğu Asya ülkelerinden, birçok ülkeden kötü durumdayız cinsiyet eģitsizliği istatistiklerinde. Toparlıyorum Sayın BaĢkan. Son olarak Ģunları söylemek istiyorum: Sendikaların faaliyetleri Bakanlıkça denetlenmekte midir? Geçenlerde bir sendikanın Kıbrıs ta bir toplantı amacıyla birçok valiyi, seksen bir ilin il genel meclisi baģkanlarını veya iģte o düzeydeki birçok kamu personelini bir toplantı amacıyla Kıbrıs a davet etti, götüreceği söylendi. Benzeri toplantıları sadece o gazete haberine konu olan sendika nedeniyle duymuyoruz. Daha baģka sendikaların toplantılarının da bu kapsamda olduğunu biliyoruz. Bunlar denetleniyor mu? Bu tip faaliyetler acaba o sendikanın amacıyla uyumlu mudur? ĠĢçilerimizin, çalıģanlarımızın aidatları amacına uygun mu kullanılmaktadır? Bu konuda eğer bir denetim yapıldıysa bu denetimlerin sonuçları da bizlere sunulursa mutlu olurum. Ġkinci olarak, yabancıların Türkiye deki çalıģma izinlerine iliģkin olarak Bakanlığınızın ilgili genel müdürlüğünün çalıģmalarının yeterli olmadığını ifade etmeliyim. Talepler son derece yavaģ sonuçlanıyor. Daha önce tanık olduğum bir olay nedeniyle ilgili genel müdürle görüģtüm bana devamlı yönetmeliklerden söz etti. Yönetmelikleri her seferinde o yönetmeliği de aldım, inceledim, en son vardığım aģama sizin ilgili genel müdürlüğünüz bu konuda olağanüstü bir bürokrasiye sahip. Yabancı bir Ģirket, yabancı bir insanı getirip genel müdür olarak burada istihdam etmek istiyor siz bunu engelliyorsunuz. ġeyi anlayabilirim, belki mühendis olur, doktor olur Türkiye de benzer konumda, benzer vasıflara sahip bizim iģ gücümüz vardır, onun çalıģma alanının daralacağı endiģesiyle oralarda sıkı incelemeyi, titiz incelemeyi anlayabilirim. Ama bir Ģirketin genel müdürü olarak istihdam edeceği bir personeldeki sıkı incelemeyi, sıkı demeyeyim engelleyici incelemeyi, tabii ki sıkı ve titiz inceleyebilirsiniz, engelleyici incelemeyi anlayabilmiģ değilim. Dünya çapındaki cirosu sizin yönetmeliğinizde ön gördüğünüz ciroların çok üstünde olan Ģirkete yönetmeliğe göre herhangi bir engel çıkarılmaması gerektiği hâlde açıkça engel çıkarıldı. Sonradan ben bıraktım o konuyu, iģte genel müdürünüz gelin ben size izah edeyim falan, dedi. Ama ben hukuk adamıyım, ben yönetmeliklerle, kanunlarla hayatını geçirmiģ bir insanım o yönetmelikleri okudum, o genel müdürlüğün o iģlemine kesinlikle hak vermiyorum. 4

Tuzla kaldırılsın. Ģeklinde bir yaklaģımınız olmuģtu. Bu yaklaģımı neye dayanarak ortaya koydunuz Sayın Bakanım? Yani Tuzla da iģçi ölümlerinin yaģanması bu tersanelerin buradan taģınmasını mı gerektirir, doğru mudur? Yani dünyada dördüncü, beģinci sırada olan bir kapasiteye sahip olan bir tersanelerde, tersane grubunda iģçi ölümlerini önleyecek bir bizim iģ sağlığı, iģ güvenliği mevzuatımız yok mudur? Bunu sağlayacak kadrolarımız yok mudur? Çözüm kolaycılığa kaçıp bu, buradan taģınsın yani taģınmadığı sürece biz burada bu ölümleri önleyemeyiz yaklaģımının hâkim olduğu bir cümle, bunu ben anlayabilmiģ değilim. Çözüm bu mudur? Yani eğer buysa efendim, kimse iģçi çalıģtırmasın bunu da diyebiliriz, evet, tehlikeli iģlerde kimse iģçi çalıģtırmasın ki iģçi ölümü olmasın. Son olarak söyleyeceğim Ģudur: Kızılay ın sosyal güvenlik sisteminden olan alacakları ödenmemektedir, böyle bir Ģikâyet var bende. Tedavi ediyor Kızılay ın sağlık merkezleri bu tedaviye karģılık Kızılay gibi bir kurum alacağını alamazsa o tedaviyi daha uzun süre devam ettirme olanağına sahip değil. Böyle olursa da Kızılay o merkezlerini kapatır, o boģluğu da baģka kurumlar doldurur. Kızılayın bu iģi yapmaması gerektiği gibi bir anlayıģ varsa o belki ortaya konabilir, gerekçeleri varsa onu ayrıca tartıģırız. Sözlerimi burada bitiriyorum, teģekkür ediyorum. BAġKAN TeĢekkür ederiz.. Sayın Hamzaçebi MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan. Sorum Ģu: ĠĢsizlik Fonu nun 2008 yılı sonunda ulaģacağı toplam değer 38 milyar YTL. Bu, toplam Fon varlığı demektir. Toplam Fon varlığının 2009 yılı sonunda ulaģacağı değerin 45 milyar YTL olması öngörülmüģtür. Bu çerçevede sorum Ģu: Toplam Fon varlığının ne kadarlık kısmı devlet iç borçlanma senedine yatırılmıģtır? Ne kadarlık kısmı bankalardadır? Bankalarda olan kısım için herhangi bir faiz alınmakta mıdır? Hangi bankaya yatırılmıģtır? Bankadan faiz dıģında herhangi bir promosyon alınması söz konusu mudur? AlınmıĢsa bu promosyon ĠĢsizlik Fonu nun varlığına mı ilave edilmektedir yoksa farklı mı değerlendirilmektedir? Aynı soruları sosyal güvenlik primleri için de soruyorum. TeĢekkür ederim. BAġKAN TeĢekkür ediyoruz. ArkadaĢlar, Akif Bey ufak bir ilave yapacak, sonra fasıllara geçeceğiz. Buyurun Akif Bey. MEHMET AKĠF HAMZAÇEBĠ (Trabzon) TeĢekkür ederim Sayın BaĢkan. Ben, Sayın Bakanın sunuģunun kapsamına iliģkin olarak beklentilerimin ne olduğunu ifade ettim ve bu beklentileri karģılamadığını söylemiģtim. Beklentilerim sosyal güvenlik açığı ne idi, nereye doğru gidiyor? Ġstihdam paketinin istihdama etkisi ne olacak? Primlere iliģkin yeniden yapılandırmanın sosyal güvenlik sisteminin aktüaryel dengesine katkısı ne olacak, iyileģtirme yönünde katkısı ne olacak dedim. Sayın Bakan da, ona iliģkin rakamları verdiklerini ifade ettiler. Evet, birtakım rakamlar var ama bunlar, bizim, sisteme iliģkin genel değerlendirme yapmamıza izin veren rakamlar değil. Sayın Bakan da uygun görürlerse, onları daha sonra alabilirsek daha iyi değerlendirme fırsatını elde etmiģ oluruz. TeĢekkür ederim. BAġKAN Evet, biz teģekkür ederiz. 5