TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE) YRD.DOÇ.DR.IŞIL KAYMAZ, 2017, ANKARA ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ BU SUNUMU KAYNAK GÖSTERMEDEN KULLANMAYINIZ YA DA ÇOĞALTMAYINIZ!
Bitkilerin kültüre alınmasının yerleşik yaşama geçişte önemli bir neden olduğunu süren teorilerle berbae, tam tersini yani bitkilerin kültüre alınmadan önce de yerleşik düzenin başladığını gösteren çalışmalar da bulunmaktadır. Karşıt çalışmalar doğal kaynakların tükenmekte oluşuna bağlı olarak insanların yerleşik düzene geçtiğini savunmaktadır. Anadolu da yapılan kazılar sonucunda besin üretimine dayalı yaşama geçilmesine ilişkin çok sayıda bulguya rastlanmıştır. Buğday, arpa, mercimek ve diğer bazı tohumlu bitkilerin en eski örneklerine bu kazılarda rastlanmıştır. Bu yerleşmelerde bulunan hayvan kemiklerinden anlaşıldığına göre önceleri köpek, koyun, keçi, domuz ve biraz daha geç dönemlerde ise sığır evcilleştirilmiştir. Kaynak: Öztan, Y. 2004. Yaşadığımız Çevre ve Peyzaj Mimarlığı. ISBN: 9759650738
Diyarbakır ili, Ergani ilçesinin güneybatısında yeralan Çayönü Höyüğü nde yapılan kazılar sonucunda bulunan yerleşimin bulunduğu yerlerde M.Ö.7500-5500 yılları arasındaki kalıntılara ve buluntulara ulaşılmıştır. Çayönü, tahıl ve evcilleştirmeye dayalı köy hayatının en eski örneklerindendir. Yabani buğday, mercimekgiller bitkilerinin tarıma alınması; koyunun ve keçinin evcilleştirilmesi söz konusudur. Kaynak: http://www.diyarbakirmuzesi.gov.tr/kazilar.aspx?hid=6#prettyphoto[pp_54e5ff3fc3057]/0/
Verilerden Çayönü de öncelikli olarak buğday tarımının yapıldığı ve ilk olarak da köpeklerin evcilleştirildiği anlaşılmaktadır. Başlangıçta evcilleştirmenin yanı sıra yabani sığır ve geyik gibi büyük memeliler avlanmakta idi. Koyun ve keçinin evcilleştirilmesinin ardından avlanma önemini yitirmiştir. Neolitik dönem insanların avcılık ve toplayıcılığa dayalı gezgin bir yaşamdan, besin üretimine ve yerleşik hayata geçmeye başlaması nedeniyle önem taşır. Anadolu da kurulan (M.Ö. 1800-1200) Hitit Devleti nin ekonomisi de birinci derecede tarıma dayanmakta idi. Arpa başta olmak üzere buğday ve çavdar yetiştiriciliği yapılmakta idi. Başlıca tarım aleti sabandır. Kaynak: Öztan, Y. 2004. Yaşadığımız Çevre ve Peyzaj Mimarlığı. ISBN: 9759650738
Üzüm, Hitit Uygarlığı döneminde önemli ve kutsal bir bitki olarak ortaya çıkmaktadır. Tanrının bolluğunu, yaratıcı gücünü temsil eder (Öztan, 2004). Hititlerden günümüze gkalan bir çok eserde asma, üzüm ve şarap resimlerine rastlanmaktadır (Orhan ve ark., 2011). Mezopotamya bölgesine Hitit şaraplarının Asurlu tacirler aracılığı ile geçtiği bilinmektedir (Orhan ve ark., 2011). Amasya Müzesi nde bulunan Gümüşhacıköy Đlçesi nden Gümüş Beldesi'ndeki bir manastıra ait olan Bizans Dönemi kapı kanadı üzerinde kabartma tekniğiyle yapılmış, bereketi simgeleyen asma dallarının birbirine dolanarak oluşturduğu dairelerin içerisi asma yaprağı ve iri taneli üzüm salkımı ile süslenmiştir (Orhan ve ark., 2011). Ayrıca Klasik ve Helenistik döneme ait bulunan birçok sikkede ve Bizans dönemine ait heykellerde de üzüm salkımlarına rastlanmaktadır. Kapadokya da Ortahisar da yer alan Üzümlü Kilise de de kilise duvarlarında ve tavanında üzüm salkımları resmedilmiştir (Orhan ve ark., 2011). Kaynak: Öztan, Y. 2004. Yaşadığımız Çevre ve Peyzaj Mimarlığı. ISBN: 9759650738 Orhan, D., Ergun, F., Orhan N. 2011. Anadolu Medeniyetlerinde Asma (Vitis vinifera L.).AÜDTCF Tarih Bölümü Tarih Ar. Der.
Hititlere ait tarımsal faaliyetlere ilişkin bulgular bahçe tarımının vadi tabanlarında, tarla tarımının ise ovalarda yapıldığını göstermektedir. Aile tarımına dayanan uygulamalarda her aile kendi besin ihtiyacını karşılayacak şekilde tarımsal faaliyette bulunmuştur. Selçuklu Türklerinin anadolu ya yerleşmesinden sonra «ikta» sistemiyle devlete ait araziler üretim amacıyla dağıtılmıştır. Böylece küçük parçalara ayrılan tarımsal arazi parçaları ile Anadou nun kırsal peyzaj deseni şekillenmeye başlamıştır. Günümüzde «ark» dediğimiz su yapıları Selçuklularda «arık» olarak geçmekte ve akarsu ve insan gücüyle kazılan kanal anlamına gelmektedir. Ayrıca su kaynaklarının kıt olduğu yerlerde Selçuklular bentler oluşturmuştur. Değirmen de tarım ürünlerinin değerlendirilmesinde önemli bir araç olmuştur. Kaynak: Öztan, Y. 2004. Yaşadığımız Çevre ve Peyzaj Mimarlığı. ISBN: 9759650738
Selçuklu döneminde tarlalar kentlerden ve köylerden belirli mesafelerde yer almış ancak meyve ve sebze bahçeleri kent ve köyleri kuşatır durumda ortaya çıkmıştır. Bu da günümüzün «yeşil kuşak» kavramına benzerlik göstermektedir. Üzümün yanı sıra kayısı, erik, elma, armut, iğde ve ceviz sıkça yetiştirilirdi. Bu meyvelerin tazesi kadar kuruları da tüketilmekteydi. Bunlar içinden bir tek dut yiyecekten ziyade ipek üretimi için üretilirdi. İpek Yolu ile tarıma ait yeni yöntemler de Selçukluların hayatına girmiştir. Ayrıca tarımsal üretimde ticaret yapmak önem kazanmıştır. Kaynak: Öztan, Y. 2004. Yaşadığımız Çevre ve Peyzaj Mimarlığı. ISBN: 9759650738
İpek Yolu Anadolu nun önemli kültürel peyzaj değerlerinden biridir. Doğu ve Batı medeniyetleri arasında ticarete dayalı bir güzergahı kapsamaktadır. Orta Çağ da İpek yolları Çin den başlayıp, Asya da birden fazla güzergahı izlemiş, Anadolu üzerinden, Trakya ya, oradan da Avrupa ya uzanmıştır. Ayrıca Ege de Efes ve Milet, Karadeniz de Trabzon ve Sinop, Akdeniz de Alanya ve Antalya gibi önemli limanları kullanarak deniz yolu ile Avrupa ya ulaşmıştır. Anadolu da İpek Yolu farklı merkezlerden geçmiştir: Kuzeyde : Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Sivas, Tokat, Amasya, Kastamonu, Adapazarı, İzmit, İstanbul, Edirne, Güneyde : Mardin, Diyarbakır, Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş, Kayseri, Nevşehir, Aksaray, Konya, Isparta, Denizli, Antalya merkezlerini izlemektedir. Ayrıca, Erzurum, Malatya, Kayseri, Ankara, Bilecik, Bursa, İznik, İzmit, İstanbul güzergahının da kullanıldığı bilinmektedir. Kaynak: http://yigm.kulturturizm.gov.tr/tr,10174/ipek-yolu.html
İPEK YOLU Kaynak: https://www.sosyalsayfam.com/?pnum=2157&pt=ipek+yolu+haritas%c4%b1+nedir+nereden+ge%c3%a7er
Sultanhan Kervansarayı- Aksaray (1229) Kaynak: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/aksaray/gezilecekyer/sultanhani
Susuz Han-Burdur Kaynak:http://www.burdurkulturturizm.gov.tr/TR,155359/susuz-han.html
Çardak Kervansarayı- Denizli (1230) Kaynak: https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/denizli/gezilecekyer/cardak-kervansarayi
Osmanlı döneminde ise devlet içinde tarım politikaları devlet politikaları içine dahil edilmeye başlanmıştır. Derebeyliğe, üretimi arttırmak ve çiftçiyi köle durumundan kurtarmak için son verilmiştir. Tarımsal ürün ticareti oldukça ilerlemiştir: Batı Akdeniz Bölgesi ne buğday ticareti, Mısır ve Venedik e buğday ticareti, Bulgaristan a pirinç ticareti gibi. Tütün İngiliz ve Venedik geöicileri tarafından ilk kez 1600 lü yılların başında İstanbul a getirilmiştir. 1861 de Pamuk tohumları Amerika dan getirilmiştir. Bağ-bahçe tarımı kentsel yerleşimlere yakın yerlerde yapılmıştır. Kaynak: Öztan, Y. 2004. Yaşadığımız Çevre ve Peyzaj Mimarlığı. ISBN: 9759650738
Kaynak: Güran, T. Osmanlı Tarım ekonomisi, 1840-1910. http://dergipark.ulakbim.gov.tr/iutity/article/viewfile/1023014583/1023013799
Tarım, son dönemlerde önemi kaybetmiş olsa da Türkiye ekonomisi için önemini halen korumaktadır. Cumhuriyetin kurulduğu yıl tarım sektörünün GSMH içindeki payı %42.8 iken, 1970 li yıllarda %36.0, 1980 yılında %25, 1990 yılında %16, 2000 yılında %13.5, 2003 yılında ise %12.6 düzeyine düşmüştür. Türkiye de tarım sektörünün GSMH daki payının giderek azalması, sanayileşme ve hizmetler sektörlerinde gelişmeye daha çok önem verilmesinin bir sonucudur (Miran, 2005). Türkiye de toplam arazinin %24.5 i I+II+II. sınıf topraklardan oluşmaktadır. Bunun içinde tarım topraklarının payı, %90 dır. Türkiye nin 77.9 milyon hektar olan toprak varlığının 26.3 milyon hektarını tarım arazileri oluşturmaktadır (Çizelge 2.1). 1940 yılında 14.8 milyon hektar olan ekili ve dikili alanlar, 2001 yılında 26.3 milyon hektara ulaşmıştır. Toplam ekili ve dikili alanların %17 sinde sulu tarım, %83 ünde ise kuru tarım yapılmaktadır (Miran, 2005). Kaynak: https://www.tarim.gov.tr/sgb/belgeler/yayinlar/turkiyede_tarim.pdf