İçindekiler SAHİBİ İMKB ZONGULDAK ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ ADINA EROL KOÇ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ŞENOL KAYA



Benzer belgeler
FİZİK ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere fizikle ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

COĞRAFYA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere coğrafya ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

SANAT TARİHİ ÖĞRETMENİ

YABANCI DİL ÖĞRETMENİ

BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere biyoloji ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

KİMYA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda öğrencilere kimya ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

MATBAA ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, matbaa meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir.

İLKÖĞRETİM MATEMATİK ÖĞRETMENİ

TRİKOTAJ ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, trikotaj ile ilgili eğitim veren kişidir.

GİYİM/HAZIR GİYİM/MODA TASARIMI ÖĞRETMENİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

RESİM / RESİM - İŞ ÖĞRETMENİ

KUAFÖRLÜK/ CİLT BAKIMI VE GÜZELLİK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ

SEKRETERLİK GRUBU ÖĞRETMENİ

SEYAHAT İŞLETMECİLİĞİ VE TURİZM REHBERLİĞİ ÖĞRETMENİ

KİMYA ÖĞRETMENİ. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere, kimya ile ilgili eğitim veren kişidir.

TEKSTİL TERBİYE ÖĞRETMENİ

MOBİLYA VE DEKORASYON ÖĞRETMENİ

ZİHİN ENGELLİLER SINIF ÖĞRETMENİ

EL SANATLARI ÖĞRETMENİ

TESİSAT ÖĞRETMENİ KULLANILAN ARAÇ, GEREÇ VE EKİPMAN BURSA A /I

KONAKLAMA İŞLETMECİLİĞİ ÖĞRETMENİ

MODEL ÖĞRETMENİ TANIM

AİLE VE TÜKETİCİ BİLİMLERİ ÖĞRETMENİ

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ (BİLGİSAYAR) ÖĞRETMENİ

OTOMOTİV ÖĞRETMENİ TANIM

DÖKÜM ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurum ya da kuruluşunda; öğrencilere ya da yetişkinlere, Döküm meslek alanı ile ilgili eğitim veren kişidir.

TÜRKÇE ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere Türkçe ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERİSTESİ VAKFI ADIGÜZEL OKULLARI ÇEKMEKÖY ANAOKULU TAVŞANLAR SINIFI MAYIS AYI KAVRAM VE ŞARKILAR

Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz


BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

SINIF ÖĞRETMENİ TANIM

YAPI / YAPI RESSAMLIĞI / HARİTA VE KADASTRO ÖĞRETMENİ

YAPI ÖĞRETMENİ TANIM A- GÖREVLER

İMAM HATİP LİSESİ MESLEK DERSLERİ ÖĞRETMENİ

REHBER ÖĞRETMEN (PSİKOLOJİK DANIŞMAN)

Başarının Yöntem i İLKOKUL KOLEJİ.

Başbakan Yıldırım, 39. TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği ne gelen çocukları kabul etti

METAL İŞLERİ ÖĞRETMENİ

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

MAKİNE / TESVİYE / KALIP ÖĞRETMENİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Haftalı NİSAN Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!

MUĞLA SITKI KOÇMAN ÜNİVERSİTESİ

SINIF İÇİ ETKİNLİKLER OKUMA YAZMAYA HAZIRLIK ETKİNLİĞİ SANAT ETKİNLİĞİ TÜRKÇE DİL ETKİNLİĞİ MÜZİK-OYUN ETKİNLİĞİ. Sevgili Velilerimiz,

ÖZEL ASÇAY ANAOKULU SİHİRLİ ELLER SINIFI HAFTALIK BÜLTENİ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

BÜRO YÖNETİMİ ÖĞRETMENİ

KÜÇÜK KALBİMİN İLK REHBERİNİN BU GÜNÜME UZATTIĞI HAYAT YOLU

BESİN/GIDA TEKNOLOJİSİ-EV YÖNETİMİ VE BESLENME ÖĞRETMENİ

Pırıl pırıl güneşli bir günde, içini sımsıcak saran bir mutlulukla. Cadde de yürüyordu. Yüzü gülümseyen. insanların kullandığı yoldan;

Mutlu ve Başarılı Çocuk Nasıl Yetiştirilir?

ÖZEL İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ VAKFI ADIGÜZEL ANAOKULU GÖKYÜZÜ SINIFI KASIM AYI KAVRAM VE ŞARKILAR


final in başarı geleneği final temel liseleri ile sürüyor...

Sayın Okul Müdürüm, Saygıdeğer Basın Mensupları, Değerli Misafirler, Sevgili Öğrenciler,

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ

MODA TASARIMI ÖĞRETMENİ

CAMBRİDGE SERTİFİKA TÖRENİ

Buse Akbulut. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi kanıtlanabilirlik açısından farklıdır?

YGS-LYS de. 20 Yıllık ÇINAR Tecrübesi.

DOĞANIN YEŞİLİNDEN ŞEHRİN MAVİSİNE DOKUNUN!

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

ERDEK KIZ TEKNİK VE MESLEK LİSESİ ÇOCUK GELİŞİMİ VE EĞİTİMİ ALANI TANITIM KILAVUZU

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

Benzetme ilgisiyle ismi nitelerse sıfat öbeği, fiili nitelerse zarf öbeği kurar.

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

Vanlı futbolcu kızlar Bodrum da kamp yapıyor

ÇALIŞKAN ARILAR EKİM AYI EĞİTİM PROGRAMI 1.HAFTA NELER ÖĞRENECEĞİZ HAFTANIN KONUSU:OKULUMUZ


Stillistanbul. Sabiha gökçen Hava Limanı. Neomarin AVM. Pendik Marina. Divan Otel. Modern istanbul un Kalbindeyiz

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Geç Kalmış Bir Yazı. Yazar Şehriban Çetin

Türkiye de üniversiteye giremeyen öğrenciler Fas ta üç dil öğreniyor

Defne Öztürk: Atatürk ün herkes mutlu ve özgür olsun diye hediye ettiği bayramdır.

Melih Güler. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Yükseköğretim Kurumlarımızın Mühendislik Fakültelerinin Kıymetli Dekanları ve Çok Değerli Hocalarım..

GASTRONOMİ UZMANI TANIM GÖREVLER KULLANILAN ALET VE MALZEMELER MESLEĞİN GEREKTİRDİĞİ ÖZELLİKLER

FATİH MH. KORDONBOYU CD. NO:7 BÜYÜKÇEKMECE / İSTANBUL. Telefon: 0 (212) Faks: 0 (212) E-posta:

FİZİKİ ŞARTLAR ve OKUL İMKÂNLARI. Laboratuarlar

HALKLA İLİŞKİLER VE TANITIM ELEMANI

ilkokulu E-DERGi si 23 Nisan ın Önemi Sorumluluk Okulumuzda 23 Nisan Hedef Siir: Egemenlik Ulusundur 2017 Nisan Sayısı Bu Sayımızda:

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

EĞİTİM FAKÜLTESİ İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ

BURDUR VE ISPARTA OSB LERİ İÇİN ATIKSU ARITMA TESİSİ YAPIMI İLK ADIM ATILDI

YIL DEDE'NİN DÖRT KIZI

ORTAOKUL VELİ TOPLANTISI YAPILDI

Benimle Evlenir misin?

KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA ANADOLU LİSESİ PANSİYONU BİLGİLENDİRME DOSYASI

GEÇMİŞTEN BUGÜNE DOĞUŞ

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Darüşşafaka Cemiyeti Yönetim Kurulu adına hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖĞRETMEN YARDIMCISI/ÇOCUK BAKICISI

Transkript:

İçindekiler SAHİBİ İMKB ZONGULDAK ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ ADINA EROL KOÇ GENEL YAYIN YÖNETMENİ ŞENOL KAYA YAZI SEÇME VE İNCELEME KURULU SÜLEYMAN ALTUNAY ÜSTÜNER SEZER AYLA DİLEK PERVİN DEMİREZEN ŞENOL KAYA İLETİŞİM BİLGİLERİ IMKB ZONGULDAK ANADOLU ÖĞRETMEN LİSESİ BİRLİK MAHALLESİ 67020 ZONGULDAK TEL: 03722512503 FAX: 03722512901 İNTERNET ADRESİ www.zonguldakaol.meb.k12.tr E -POSTA senolhoca@hotmail.com TASARIM VE BASKI Bizim Grup Basımevi Tel: (0312) 418 18 03-418 10 69 www.info@bizimgrup.com.tr e-mail: info@bizimgrup.com.tr KAPAK RESMİ HÜLYA ŞENTÜRK 2140 SAYILI TEBLİĞLER DERGİSİNE UYGUN ŞEKİLDE HAZIRLANMIŞTIR. 2 Sunuş 3 Kadromuz 6 Sınıflarımız 8 Genel Müdürümüz Ercan Türk 9 BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer i ziyaret ettik 10 Coşkun Bir Nehir : Cumhuriyet Ekin Topatan-11/B 11 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Yürüyüşü 12 Macera Dolu Amerika Özgür Oruç-İngilizce Öğretmeni 14 10 Kasım Atatürk ü Anma 15 24 Kasım Öğretmenler Günü 16 Hayatıma Anlam Katan O Kutsal İnsan Samet Umutyakasız - 11/TM 16 İnsanlığın Kurtarıcıları Aleyna Ersöz - 9/A 17 Hayat Şeref Coşkun - Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni 18 Siyah İsmail Akcaoğlu - 12/C 19 Duman Gözlü Çocuklar Ekin Topatan - 11/B 20 Ankara Gezimiz 22 Rayların Arasında Cansın Baş 23 Fizikçinin Güncesi 24 Diyarbakır daydık 25 Resim Öğretmenliği Hülya Şentürk 26 Sanat Köşesi 27 12 Mart İstiklal Marşı nın Kabulü ve Mehmet Akif i Anma 28 Bir Devrin Unutulmazlarından Samat Umut Yakasız - 11/TM 29 İstiklal Kalemi İsmail Akçaoğlu - 12/C 30 Sensizliğin Gözyaşları Nur Ceren Kabakcı - 10/B 31 Hüzün Yağmurları Nur Ceren Kabakcı - 10/B 32 Canım Annem Rümeysa Çiloğlu -9/B 32 Çanakkale Geçilmez Rümeysa Çiloğlu -9/B 33 18 Mart Çanakkale Programı 34 Toplum Hizmetindeyiz 35 Uygulamaları İzleme Etkinlikleri 36 AB Projesi Kapsamında Okulumuzda Kulüp Çalışmaları 37 Meslek Tanıtım Günlerimiz 38 16 Mart Programı 39 Spor Köşesi 41 2012 Mezuniyet 42 2012 ÖSYS Yerleştirme Sonuçları 43 Gurur Tablomuz 44 Bir Zamanlar Zonguldak

Sunuş Merhabalar, Okul dergimiz Karaelmas ın 16. sayısında sizlerle buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kültür bir milletin kendine ait değerler bütünüdür, mantığından hareketle Lisemize has kurum kültürümüzü yansıtmayı ve bunu hem ilimizde hem de ülkemizdeki diğer eğitim kurumlarıyla paylaşmayı önemli bir sorumluluk olarak görüyoruz. Dergimiz yıl içinde yapılan çalışmaları anlatan önemli bir eserdir. Cumhuriyet imizin kurucusu büyük önder M. Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti nin temelinin kültür olduğunu ilan etmiştir. Bir milletin kendi kültürüne sahip çıkması gerektiğini vurgulamıştır. Onun Eğitimdir ki bir ulusu şanlı, hür ve bağımsız kılar. Eğitim ve eğitimciden yoksun bir ulus henüz ulus olma kimliğini kazanamamıştır. sözleri bir ulusun eğitim yoluyla kendi milli kültürünü de öğrenmesinin ne kadar ehemmiyet arz ettiğini vurgulamaktadır. Öğretmenin kişiler üzerindeki etkisi; anne, baba ve toplumun etkisinden fazladır. Bütün toplumu yoğuran öğretmendir. Anadolu iyi öğretmenleri sayesinde medeniyete beşiklik etmiştir. Çağlarla oynayan Fatih, büyük disiplin ve düzen insanı Yavuz ve daha pek çoğu böyle az bulunur birer öğretmen elinden çıkmışlardır. Sevgili Gençler, İdealler yıldızlara benzer. Onlara ulaşmak için güçlü ve kararlı olmalısınız. Yılmadan mücadele etmelisiniz. Hayatta birçok engelle karşılaşabilirsiniz. Donanımlıysanız her engeli rahatlıkla aşabilirsiniz. İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi bu amaçla size en iyi hizmeti vermenin gayreti içerisinde olacaktır. Okul müdürünüz olarak aranızda olmaktan son derece mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum. Değerli Velilerimiz, İMKB Zonguldak Anadolu Öğretmen Lisesi olarak öğrencilerimizi Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı; vatanını, milletini seven birer öğretmen adayı olarak yetiştirme gayretindeyiz. Çocuklarınızın ehil ve emin ellerde olduğunu biliniz. Okulumuzun geçmişinde büyük emekleri olan değerli idareci ve öğretmenlere minnet borcumuz olduğunu ifade etmek istiyorum. Karaelmas isimli dergimizin hazırlanmasında emeği geçen başta Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Şenol Kaya ya, Müdür Yardımcımız Süleyman Altunay a, katkı sunan öğretmen ve öğrencilerime sonsuz teşekkürler diyorum. Erol KOÇ İMKB ZAÖL Okul Müdürü 2

İdari Kadromuz Erol KOÇ Müdür Işık Cemil ARSLAN Müdür Başyardımcısı Ayla DİLEK Müdür Yardımcısı Süleyman ALTUNAY Müdür Yardımcısı 3

Kadromuz Pervin DEMİREZEN Türk Dili ve Edebiyatı Şengül İPŞİR Türk Dili ve Edebiyatı Şenol KAYA Türk Dili ve Edebiyatı Ümmügülsüm ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Melek ELVAN KIZILCIK Türk Dili ve Edebiyatı Ebru ÖZEL Coğrafya Metin GEDİK Coğrafya İbrahim ÖNCE Matematik Metin AYDIN Matematik Azize YILMAZ KOCA Matematik Pelin ÖZGÜMÜŞ Matematik Hakan UZUN Matematik Barış GENÇ Fizik Nilgün ARIK Felsefe Kamuran UMUT Kimya Kamile BULUT Kimya Ercan ŞAHİN Biyoloji Erhan KART Biyoloji Ayla MEMİŞDAYIOĞLU İngilizce Duygu KÖKTÜRK İngilizce Özgür ORUÇ İngilizce Yüksel ERÇİN İngilizce Zübeyde OĞUZ İngilizce Gönül AKÇAY Almanca Tülay TÜFEKÇİ Almanca 4

Kadromuz Ebru BİÇER Tarih Üstüner SEZER Tarih Hülya ŞENTÜRK Resim Erhan ŞEREF Beden Eğitimi Gürler DUMAN Öğretmenlik Meslek Bilgisi Muharrem ÇİVİCİOĞLU Öğretmenlik Meslek Bilgisi Zuhal YALÇIN Müzik Şeref COŞKUN Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Gonca PELENKOĞLU Rehberlik İsmail GÜNERİ VHKİ Vedat AKSOY Memur Erdal KARAKAVUZ Şoför İsmail AKKAYA Aşçı Emine KURTAL Personel Sabire MUSLU Yemekhane Personeli Elif ÇÖNKE Yemekhane Personeli Nilgün KARADAĞ Yemekhane Personeli Saldıray AYGÜN Bekçi Celal KANIŞ Bekçi Cihangir KAYA Personel 5

2013 9.sınıflarımız 10.sınıflarımız 6

2013 11.sınıflarımız 12.sınıflarımız 7

mesajmesaj Genel Müdürümüz Ercan TÜRK ün Öğretmen Okullarının 165 inci Kuruluş Yıl Dönümü Kutlama Mesajı Değerli Öğretmenler, Yarının Öğretmenleri Sevgili Öğrenciler, Öğretmen Okullarının 165 inci Kuruluş Yıl Dönümünü bir kez daha idrak etmenin mutluluğunu ve heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Ülkemizde öğretmen yetiştirmenin ilk uygulamaları Fatih Sultan Mehmet döneminde Sıbyan Mektebine öğretmen olacaklar için ayrı bir program uygulamasına kadar giden bir süreç olup II. Mahmut döneminde açılan rüştiyelerin öğretmen ihtiyacının karşılanması çalışmaları 16 Mart 1848 tarihinde İstanbul da Daru l-muallimîn adılı öğretmen okulunun açılmasına kadar devam etmiştir. İlk olarak erkek öğrenci alan bu okul, sonraları liselere öğretmen yetiştiren üç bölümlü bir okula dönüşmüş, 1870 yılında kız mekteplerine kadın öğretmen yetiştirmek üzere Daru l-muallimat adıyla kız öğretmen okulu açılmıştır. Bu okul İstanbul dışında da yaygınlaşarak 1924 yılından itibaren Maarif Vekâletine bağlanıp kız ve erkek öğretmen okulu olarak eğitim tarihimizin en önemli kurumlarından biri olmuştur. Cumhuriyet döneminde Öğretmen yetiştirmede Köy Eğitmenliği ve Köy Enstitüleri sistemi eğitim alanındaki önemli uygulamalar arasında yerini almıştır. Anadolu Öğretmen Liseleri, öğretmen okulları geleneğinin devamı niteliğinde olan bugünkü eğitim fakültelerinin alt yapısı durumundadır. Öğretmenlik mesleğinin kutsallığı ve nesillerin yetiştirilmesindeki önemi düşünüldüğünde, yönetmelikle belirlenmiş amaçlarından biri de öğretmen yetiştiren yükseköğretim kurumlarına öğrenci hazırlamak olan Anadolu öğretmen Liselerinin eğitim sistemimiz açısından ne denli önemli olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Eğitimcilerin eğitiminden sorumlu olan bu okullarımız bulundukları illerde adeta Amiral Gemisi gibidir. Öğretmenlik özel bir meslek olduğundan teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, hiçbir araç insanı yetiştiren öğretmenlerin yerini alamaz. Bu itibarla öğretmenlik mesleği ve öğretmen yetiştiren kurumlar her dönemde önemlerini muhafaza etmiştir. Öğretmen yetiştirme sistemimiz, çağın gerektirdiği öğretmen modelini yetiştirmek üzere Bakanlığımızın yeniden yapılandırılması çalışmaları kapsamında yeniden ele alınmış ve diğer kurumlarla işbirliği halinde yeni politika ve stratejiler geliştirilmektedir. Ülkemizin, gelişen dünyanın değişen şartlarına ayak uydurabilmesi için nitelikli, iyi yetişmiş, kendini değişen şartlara göre yenileyebilen ve toplumunu geleceğe hazırlayacak öğretmenlere ihtiyacımız vardır. Ülkelerin geleceği, çocuklarına verecekleri eğitimin niteliğine bağlı olduğundan bunu sağlamak da nitelikli öğretmenlerle mümkün olacaktır. Anadolu Öğretmen liselerimiz, ortaöğretim sistemi içerisinde bir ihtisas kurumu olarak günün değişen şartlarına göre sürekli gelişerek varlıklarını sürdürmektedir. Öğretmenlerin başarısı milletimizin başarısı olacaktır. Aydınlık bir geleceğe doğru başlatılan bu kararlı yürüyüşün daima öncüsü olmuş öğretmenlerimize ve genç öğretmen adaylarına güvenimiz tamdır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana eğitim reformlarının gerçekleştirilmesi ve başarıya ulaştırılmasında asalet unvanlı mimarlar yani öğretmenlerimizin katkıları büyük olup 2023 Vizyonuna erişmede de öğretmenlerimizin ve onların eserleri bugünün öğretmen adayları öğrencilerimiz çok önemli bir misyonu yerine getireceklerdir. Başöğretmen Atatürk başta olmak üzere ebediyete göç etmiş bütün öğretmenlerimizi rahmetle anıyor, eğitim neferi olan bütün eğitimcilerimizin ve öğretmen adayı öğrencilerimizin bu anlamlı gününü yürekten kutluyor, başarılar diliyorum. Ercan TÜRK Ortaöğretim Genel Müdürü 8

ziyaretziyaret BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut ÖZER i makamında ziyaret ettik Rektörlük Makamında gerçekleştirilen ziyarete, Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü Erol KOÇ, Müdür Yardımcısı Ayla DİLEK, İngilizce Öğretmeni Özgür ORUÇ, Matematik Öğretmeni Metin AYDIN, Beden Eğitimi Öğretmeni Erhan ŞEREF katıldı. Okul Müdürümüz Erol KOÇ, Üniversitenin çalışmalarını yakından takip ettiklerini, Bülent Ecevit Üniversitesi ile Anadolu Öğretmen Lisesinin ortak projeler gerçekleştirmesini arzu ettiklerini belirtti. KOÇ ayrıca, Bülent Ecevit Üniversitesinin akademik, bilimsel, sosyal ve kültürel olarak şehrin gelişiminde önderlik ettiğini söyledi. Rektör Prof. Dr. Mahmut ÖZER, ziyaretten duyduğu memnuiyeti dile getirerek, ülkemizin geleceği açısından öğretmen liselerinin öneminin altını çizdi. Rektör Prof. Dr. ÖZER, Zonguldak Anadolu Öğretmen Lisesinin başarılı çalışmalarını gururla izliyoruz. Öğretmen liselerinde görev yapan eğitimcilerimizin görevi geleceğin eğitimcilerini yetiştirmektir. Onların meslek yaşamlarının temelleri sizler tarafından atılmakta. Bu da önemli ve onurlu bir görevdir. Sizlere çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Üniversitemizin kapıları, topluma yararlı olacak her türlü ortak proje çalışmasında, özellikle eğitim kurumlarına sonuna kadar açıktır dedi. Rektör Prof. Dr. Mahmut ÖZER ve İMKB Anadolu Öğretmen Lisesi Müdürü Erol KOÇ un karşılıklı olarak çeşitli hediyeleri armağan etmesiyle ziyaret sona erdi. BEÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Özer okulumuza iadeiziyarette bulundu Bülent Ecevit Üni. Rektörü Prof. Dr. Mahmut ÖZER okulumuzu ziyaret etti. Ziyarete aynı gün okulumuzda meslek tanıtım semineri için bulunan BEÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ertan ÖZTÜRK de eşlik etti. Okul müdürümüz Erol KOÇ ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek Bülent Ecevit Üniversitesinin akademik, bilimsel, sosyal ve kültürel olarak şehrin gelişiminde önderlik ettiğini söyledi. Üniversite hastanesinin sağladığı imkânlarla Batı Karadeniz in Bölge Hastanesi konumuna geldiğini belirtti 9

Coşkun bir nehir Cumhuriyet Anadolu istila altındaydı. O görkemli saray odalarında kalan padişahlar korkudan kaçacak yer arıyorlardı. Gerçeklerden saklanan o sultanlar, halkın elinden tutup onları içine düştükleri cehaletten çekip kurtaramıyordu, aydınlığa yürütemiyordu. 13 Nisan 1909 da güneşin ilk ışıkları uyuyan evlerin perdelerini araladı M *Cumhuriyet konulu kompozisyon yarışmasında birinci olan eser. evsimler boyukurumakta olan bir toprak. Bahara aldanıp açan çiçekler misali verilen vaatler, son çareler, son dualar. Bir iki devlet adamının yaptığı planlar, girilen çıkmazlar, çıkmak için çabalayıp dibe batan sözde aydınlar. Harekete geçmesi gereken fakat asırlardır uyuyan, uyutulan bir halk. Kurak arazilerine hayat vermek isteyip tohumlarını yanlış yerlerde arayan bir kesim. Nehirleri kurumuş ağlamaktan. Bir damla suyuna kadar Anadolu yu sömürmüş bir canavar, evleri yerle bir etmiş bir fırtına, bir lanet. Lakin yine de aç! Son nefesini de kendine saklayan bir millet. O millet ki bir can suyuna muhtaç! Kültürlerin her tonuyla boyalı bir cennetti Anadolu. İnsanı, bu nimetin farkında, farklılıklarıyla el ele, kardeşçe. Fakat nasıl oldu da bu cennetten bir parça çorak, terkedilmiş ve hüzünle dolu bir harabeye döndü? Belli ki mevsim artık dönüyordu. Gökyüzünü kaplayan kara bulutlar Anadolu insanının güneşini yerinden kovmuştu. Sonraki yıllarda o insanların ihtiyaç duyacağı en önemli şey kendilerini o karanlıktan çekip kurtaracak, ışığıyla yol gösterecek bir güneşti. Avrupa... Hasta adamı ölüme götüren mi yoksa ölümün ta kendisi mi? İstila ettiği yerlere hiç dönüp bakmış mıydı? Hiç durup düşünmüş müydü yakıp yıktığı, ezip geçtiği binlerce candı Osmanlı haritalardan silinirken satır aralarında, padişahlar bu apaçık tehdidi görememiş miydi? Peki, sözde aydınlar ne yapıyordu? Ayaklanmalarla, başkaldırmalarla zaten yurdu kaplamış yangına körükle gitmiyorlar mıydı? Anadolu istila altındaydı. O görkemli saray odalarında kalan padişahlar korkudan kaçacak yer arıyorlardı. Gerçeklerden saklanan o sultanlar, halkın elinden tutup onları içine düştükleri cehaletten çekip kurtaramıyordu, aydınlığa yürütemiyordu. 13 Nisan 1909 da güneşin ilk ışıkları uyuyan evlerin perdelerini araladı Bir rüzgâr düşünün Selanik ten başlayan, Anadolu da son bulan. O rüzgâr ki, geçtiği her yere nefes veren, hayat taşıyan. Halkın gözlerini açan, onlara gücünün yettiği kadar özgürlük, koskoca bir ordu yaratacak kadar umut üfleyen. Kadın, erkek, genç, yaşlı, asker, sivil herkesi cephe ardına taşıyan... Bu Mustafa Kemal in attığı ilk adımın ardından koşan bir ordunun yazısıdır. Bir elinde bayrak ötekinde süngü, Avrupa yı geldiği gibi gönderen bir mücadeledir! Bir savaştır! Bu savaş, uğruna verilen onca şehidin kanıyla yazılmış bir destandır! Tarih; Nene Hatun u, Dursun Kaptan ı, Hasan Tahsin i, Kara Fatma yı unutmadı. Onların adı vatandır! Millettir! Özgürlüktür! Cumhuriyettir! Hiçbir güç yazının üzerini cahilce karalayamaz, yok sayamaz, emellerine alet edemez! Türk Milleti o topraklara hayat vermek için binlerce can verdi! Mustafa Kemal ATATÜRK... O bir güneşti. Anadolu nun dört bir yanına yollamıştı aydınlığa uzanan oklarını Halka el uzattı bazılar, bazıları devlete. Bazıları birbiri ardına gelen ve halkı yüz yıllar ötesine on yılda taşıyacak olan inkılaplar için yol aldı. Çorak topraklarda ekinler boy gösterdi. Kuruyan topraklar, mevsimler sonra yeniden yeşerdi Ve bir nehirdir Cumhuriyet. Selanik ten doğan, Anadolu da çağlayan! Ekin TOPATAN-11/B 10

29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Yürüyüşü 11

Macera dolu Amerika Times Meydanı Özgürlük Heykeli ne broklyn new jersey broklyn atlantic city atlantic city philadelphia Çocukluğumda ablamın kahve falında uçak görürdü teyzeler hep. Benimkinde ise yollar. Ağlardım neden ablam uçakla giderken ben hep yürüyorum diye. Şimdi ablamın liseye giden oğlu var, hâlâ uçağa binebilmiş değil. Ben ise on birinci yurt dışı seyahatimi on üç saat süren bir uçak seyahatinin ardından Amerika ya yaptım. Hiç üzülüp sevinmeyin o kahve fincanlarının söylediklerine. Konumuz kahve falları değil elbette. Yediğim içtiğim bende kalsın, gezip gördüklerimi paylaşayım sizlerle. Gözümü açmamla beyaz bir ışık huzmesinin karşı konulmaz parlaklığıyla gözümü kapatmam bir oluyor. Neredeyim? Cennette miyim? Bir nur mu düştü gökten? Ah hayır, gene bir gece yolculuğunda önümdeki TV ekranı en yüksek parlaklık seviyesiyle açık kalmış ve ben uyumuşum. Yan koltuktaki yolcu kim bilir nasıl kızmıştır otobüs yolculuğunu nurlu bir seyahate dönüştürdüğüm için. Bunları karşımdaki aydınlık gözümü alırken, sağımı solumu göremez haldeyken sadece birkaç saniye içinde düşünüyorum. O sırada sağ tarafımdaki minik bölmeden gelen ayrı bir ışık kümesi kafamı karıştırıyor. Aman Allah ım, ben otobüste değilim, uçaktayım. Amerika ya gidiyorum. Malum yolculuk uzun, ışıklar söndürülmüş, pencereler karartılmış, bir tek ben parlıyorum yüksek voltajlı ampul gibi koca uçakta. Rezil oldum! Meğer okyanus uçuşlarında hostesin anonsuyla başlayan bu karartma uygulanırmış. Dönüşte anonsu duyduğumda hafif pembeleşip utandığımı hatırlıyorum çevremdekilerin olaydan bihaber olmasına rağmen. Ve işte oradayım. Big Apple ın tam ortasında; New York un Manhattan ilçesinde. Havaalanı servisi bir kez bile istifade etmeye fırsat bulamadığım yüzme havuzu ve spor salonu olan ama odasında lavabosu bile bulunmayan otelime getirdi beni. İlk işim vardığımı bizimkilere haber vermek. O da ne? İki telefon hattım da çalışmıyor. Kimse söylememişti telefonlarımı burada kullanamayacağımı. Haksızlık bu! Otelin ankesörlü telefonlarına başvuruyorum. Beş dolara kart almalıyım. Elimdeki yüz doları bozamayacağını söylüyor pek de anlayışlı olmayan resepsiyon görevlisi. Başka ülkelerden gelen yabancılarla sürekli uğraşmaktan bezmiş gibiydi. Talimatıyla çıktım dışarıya ilk turumu atıyorum, elimde bozmam gereken bir yüz dolarla. Üç mağazadan, iki marketten reddedilerek çıktım. Neyse ki döviz bürosu on dakika sonra karşımdaydı. Odaya yerleşmem saat 19.00 u buldu. Türkiye saati ile ise gece 02.00. Haydi Özgür yatağa. Yolculuk yorgunluğu tam on saat uyumuşum ama uyandığımda saat henüz sabahın 05.00 iydi. Bedenimin bu gündüz-gece kalıbına uyum sağlaması iki - üç günümü aldı. Demek jet lag dedikleri eş zamanlama bozukluğu böyle bir şeymiş. Otelden ayrıldım ve buraya geliş sebebime doğru yola çıktım. Ah evet, yakışıklı bir Amerikalının uğruna gelmiş olabilirdim ancak hakikat öyle değildi. İçinde eğitimcilerimin ve yeni sınıf arkadaşlarımın olduğu bir binaya giriş yaptım ve bir aylık eğitimim başlamış oldu. Eğitim hakkında kısa bir bilgi verip New York turuna başlayacağım. TESOL (Teachers of English to Speakers of Other Languages) adı verilen bir sertifika alınıyor kursun sonunda. Bu sertifika dünyanın herhangi bir yerinde anadili İngilizce olmayan yetişkinlere İngilizce öğretebilme imkânı sunuyor. Kursa kabul edilebilmek için İngilizce yazma seviyenizi ölçen bir makalenin ardından bir telefon randevusu alıyorsunuz ki konuşmanız da ölçülebilsin. Hiç unutamayacağım yarım saat süren bir telefon görüşmesi yaptım hoş sohbet, kahkahaları eksik olmayan zeki eğitimcim Autumn sayesinde. Brooklyn Köprüsü Yarım saatin on beş dakikası kahkahalarla geçti. Bana kursun çok yoğun olacağından, ödevlerden ve kursun sonunda teslim etmem gereken kalın bir portfolyonun olduğundan, gezmeye fırsat bulamayacağımdan, amacım New York şehrini gezmekse bunu unutmam gerektiğinden bahsetti. Kahkahaların bölündüğü andı o an. Amacım sadece New York şehrini gezmek değildi. New York, Boston, Washington ve Philadelphia yı da gezmekti. Bir ay zamanım vardı, ne kadar yoğun olabilirdi ki? Kursun ilk günü Autumn un sıcak tavırları ve kahkahaları ile oldukça eğlenceli geçmişti. Akşam meşhur Times Meydanı na gitmeye karar verdim. Otelime yürüyerek sadece on beş dakika mesafedeydi. Daha önce bu kadar canlı, kalabalık, ışıl ışıl bir yer görmemiştim. Times Meydanı 42. Cadde üzerinde. İsim yerine numara taşıyan sokaklar ve sadece bir kaçının ismi olan caddelerle bir adrese ulaşmak inanılmaz kolay Manhattan da. Amerika nın en önemli yapıtları zaten Manhattan da toplanmış. Manhattan, New York şehrinin kalbi adeta, merkezi de diyebiliriz. Diğer dört ilçesi; Brooklyn, Queens, The Bronx ve Staten Islands genelde yerleşim yeri olarak kullanılırken burası gerek yerliler gerekse turistler için New York anlamına gelmektedir. Ben Manhattan da olduğum için çok şanslıydım. Times Meydanı nda özellikle hava karardığında dev ilan panoları, görkemli ışıklandırma sistemiyle hiç durmadan yanıp sönerken hayran olmamanız mümkün değil. Kısa bir yürüyüşten sonra otele dönmek zorunda kaldım yarınki ödevimi yapabilmek için. İkinci günün kurs çıkışında Central Park a uğradım. Hem zaman kısıtlığından hem parkın büyüklüğünden sadece beşte birini gezebildim. Devasa gökdelenlerin arasındaki, dört kilometre uzunluğunda, bir kilometre genişliğindeki yemyeşil bir alan Central Park. İçinde spor, oyun, dinlenme alanları, tiyatro, restoran, hayvanat bahçesi, fayton, tekne turu, bisiklet kiralama imkânı, neredeyse tamamını Türklerin kullandığı önde bisiklet arkada çek çek arabası tarzındaki araçla gezi keyfi gibi sayısız faaliyet var. Bizim ülkemizdeki başıboş kediköpeklerin yerini orada sincaplar almış. Sadece Central Park ta değil, her yerde. Times Meydanı na ilk gittiğimde de aynı şeyi düşünmüştüm. Buraya tekrar, tekrar ve tekrar gelmeliyim. Kursun yoğunluğu ilk bir iki günden sonra daha da arttı. Kimi zaman hiç ara vermeden üç saat yapıyorduk. Yavaş yavaş ders anlatımlarımız da başlıyordu. İlk haftanın son günü öğretmenliğini yapacağımız uluslararası bir sınıfımız olacaktı. Bir nevi staj. Sınıf arkadaşlarımız ve eğitimcilerimiz de gözlemleyecek sonradan değerlendirmek üzere notlar tutacaklardı. Bu demekti ki anlatılan dersler sonunda geribildirim için iki saat daha kalacak, çıkışımız 19.00 u bulacaktı. Otele dönünce de ertesi günün ders anlatımı için hazırlık artı plan yapacaktık. Ders kitabı yazmak gibiydi bu. Uzun ve yorucu. İlk ders çoğunluk için telaşlı ve stresli geçmişti. Ben bir öğretmen olmanın avantajını kullanabilen tek kursiyerdim, çünkü öğretmen olan tek kişi bendim. Öğrencilerimiz yirmi - altmış yaş aralığında, Fransa, Ekvator, Bulgaristan, Kore, İspanya gibi çok farklı yerlerden gelmiş kişilerdi. philadelphia new jersey Sertifikalarımızı alırken Ders anlatırken Sınıf arkadaşlarımla 12

Atlantic City-New Jersey Helikopterden Philadelphia Beyaz Saray karaelmasy l16say 16 broklyn philadelphia İlk haftanın sonunda geriye dönüp baktığımda kurs dışında yapabildiğim kayda değer tek şey bir müzikale gitmekti: Mamma Mia. Meşhur 42. Caddede Times Meydanı nın batısındaki sokaklarda tiyatrolar sıralanır. Broadway deki bu tiyatroları tek tek ziyaret etmek istersiniz ama Mamma Mia Müzikalinde de dediği gibi Money! Money! Money! İlk hafta sonunda bana eşlik edecek birini bulamadım sınıftan. Herkes ders anlatımına hazırlanma derdine düşmüştü. Ne de olsa kursun sonunda sertifikayı almamız performansımıza bağlıydı. Tabi ki ben de çalışacaktım ama iki günümü de feda edemezdim. Sonunda cumartesi için Brezilyalı arkadaşımı ikna ettim. Brooklyn Köprüsü ne yapılan ziyaretten sonra bizi Özgürlük Heykeli ne götürecek vapura doğru yola çıktık. Yolun solundaki helikopter pisti ve bir inip bir kalkan helikopterler dikkatimizi çekmişti. Biraz ileride siyah bir Amerikalının bu helikopter gezisinin reklamını yaptığını fark ettik. Gencin bizi ikna etmesine gerek kalmadan bir baktık ki genç önde biz arkada piste doğru ilerliyoruz. Helikopterle yükselmeye başladığımızda ayaklarım yerden kesilmişti her iki anlamda da. Özgürlük Adası na varmadan önce heykeli yukarıdan görmek keyif vericiydi. Helikopter turunun ardından Özgürlük Heykeli ne bizi götürecek vapura giriş sırasında tam bir saat bekledik. Uğruna beklemeye değecek bu heykelin ilginç tarihinden söz etmeden geçemeyeceğim. 1860 yılında Osmanlı yönetimi, Süveyş Kanalı anlaşmasına atfen, Fransızlara Süveyş Kanalı liman girişine dikilmek üzere bir heykel yapılması siparişini verir ve heykelin parası dönemin Osmanlı sultanı tarafından ödenir. Bu arada kadın şeklindeki heykelin elindeki meşale Asya nın ışığının Mısır dan geldiğini sembolize eder. Evet, heykel biter ama Mısır Hidivi İsmail Paşa, böyle bir heykelin dikilmesinin yerel halkın huzurunu bozacağını iddia eder ve heykelin dikilişini iptal ettirir. Yaklaşık yirmi yıl Paris şehrinde depoda kalır heykel. Fransa Amerika arasındaki iyi ilişkilerin bir göstergesi olarak büyük bir heykel yapılması istenildiğinde, hazır durumda bulunan bu heykel, bazı değişiklikler yapılarak yenilenir ve 350 parça halinde New York şehrine taşınır. Amerika bağımsızlığının 100. yılı anısına zamanın Amerika başkanı tarafından açılır. Heykel dünyanın dört bir yanında yaşayan ve Amerika ya akın eden göçmenler için bir umut ışığı olmuştur. Kadın figürünün sol elindeki tablette 4 Temmuz 1776 tarihi yazılıdır. Bu tarih Bağımsızlık Bildirgesi tarihidir. Heykelin başındaki taç yedi sivri uçludur. Yedi kıtayı ve yedi denizi simgeler. İsterseniz asansörle, isterseniz merdivenle heykelin tepesindeki meşale ye kadar çıkabilirsiniz. Pazar tüm gün ders planı yazdığım gibi, ikinci hafta kurs otel ikilisi dışında hiç bir yere gidemedim ta ki gezme National Mail Botanik bahçesi konusunda kafa dengi olan tek arkadaşım Brezilyalı Raquel le Madame Tussaud a gitmeye karar verene kadar. Merkezi Londra da bulunan yüzlerce ünlünün balmumu heykellerinin sergilendiği müze. Londra daki gibi Atatürk ün heykelinin burada olmaması ne kötü! Heykellerin gerçeklerinden pek bir farkı olmadığını açıklayan bir - iki anımı paylaşmak istiyorum ziyaretim sırasındaki. Malum Georgetown-Washington herkes heykellere sarılır gibi yapıp resim çektirme telaşında. Bir ziyaretçi de bir heykelin karşısına geçmiş, heykelin tek resmini çekiyor. Bizim de tam oradan geçmemiz gerekiyor. Tabi saygı gereği bekliyoruz fotoğrafın çekilmesini. Hanımefendi profesyonel fotoğrafçı gibi özen gösteriyor, ölçüyor, biçiyor olsa gerek ki biraz zaman alıyor işini bitirmesi. Aslında bitiremiyor da! Biz iki, üç, beş kişi derken birikiyoruz bekleyenler sırasında. Arkadaşım dayanamayarak fotoğrafı çekenin arkasından dolaşıyor. O sırada arkadaşıma bakarken gözüm tekrar fotoğrafı çekene takılıyor. İşte balmumu heykelleri böyle bir şey. Balmumu heykeli olduğunu bile çaktırmazlar size. Kim bilir hangi ünlü profesyonel fotoğrafçının heykeliydi o. Heykeller farklı duruş pozisyonlarında, farklı katlara dağıtılmış müzede. En ilginci bankta oturur pozisyondaki siyahiydi. Birden ayağa kalkıp bizi çığlık çığlığa bıraktığında kendisi kahkahalara boğulmuştu. Ne gerçeği heykelinden, ne heykeli gerçeğinden ayırt edebildik o müzede. Bir sonraki hafta sonu, ödevlerin yoğunlaşması nedeniyle Atlantik City gezimde bana eşlik edecek birini bulamadım. Times Meydanı nın bir blok batısındaki meşhur Port Authority otobüs terminalinden yaptığım yaklaşık iki buçuk saat süren bir yolculuk sonrasında Atlantik City ye ulaştım. Şehir Atlas Okyanusu tarafından çevrilmiş, New Jersey eyaletine bağlı bir sayfiye kentidir. Kumar ve eğlence yerleriyle bilinen Las Vegas ın New Jersey versiyonudur. Çok katlı kumarhaneler, alışveriş mekânları, geniş sahil boyunca dizilmiştir. New Jersey den New York şehrine dönelim. Benim jenerasyonum ve öncesi King Kong filmini iyi bilir. O filmdeki gorilin tırmanarak çıktığı Empire State Binasını da bilirsiniz. Gerçi bina çok sayıdaki filmlerde görülür. 1931 de inşaatının tamamlanmasıyla dünyanın en yüksek binası unvanını almıştır. 1972 yılında Dünya Ticaret Merkezi nam ı diğer ikiz kuleler tamamlanınca unvanını kaptırmıştır. İkiz kuleler yıkılınca ancak şehrin en yüksek binası unvanını alabilmiştir. İşte bu görkemli yapının önce 86. katındaki terastan sonra da en yüksek katı olan 102. katından New Helikopterde York u izleyebilmek muhteşem bir duyguydu. Empire State den önce dünyanın en yüksek binası unvanı gene 42. Caddede bulunan Chrysler Binasına aitti. Paslanmaz çelikten kulesi ile New York un simgelerinden biri olarak dikkat çeken Chrysler ı görmek için 42. Caddeye gitmeye gerek yok. En iyi silueti uzaktan görülebilir. Üçüncü hafta tüm yoğunluğuyla ilerliyordu. Kurstan Times Meydanı 19.00 da çıkıyorduk. En geç saat 22.00 de eğitmenimize bitirdiğimiz ders planını internetten gönderiyor, hemen ardından değiştirilmesi ya da eklenmesi gerekenlerle geri alıyorduk. Bu arada son hafta sonumu nasıl değerlendirmem gerektiğini düşünüyordum. Şehir dışına çıkmak en iyi fikirdi. Arkadaşlara heyecanla Washington a gidelim mi? diye sordum. Bana ödevleri nasıl yetiştirmeyi düşünüyorsun bakışı attılar. Gene yalnız kalmıştım. Washington a gitmeden önce yaptığım araştırmada National Mall ı görmem gerektiğini anladım. 1.6 kilometre uzunluğunda ulusal bir park. İçinde görülmesi gereken tüm önemli yapıtlar, anıtlar, abideler, müzeler ve bir botanik bahçe var. Tüm günüm neredeyse orada geçti. Orada ki görevliye kalan vaktimde nereye gidebileceğimi sorduğumda Georgetown u önerdi ama öncesinde National Mall a çok yakın olan Amerika devlet başkanı Barack Obama nın resmi ikametgâhı Beyaz Saray ı görmeden gitmek olmazdı. Beyaz Saray ın önünde uzayıp giden çim bahçesinin sonundaki demir parmaklıklardan evi görmeye çalışan onlarca turistten biriydim. Washington gezimi Georgetown denilen nehir boyunca uzanan, parkları, mağazaları olan bu çok şirin bölgeyle tamamladım. Ertesi gün de Philadelphia şehrine gittim. Amerika ya gelmişken ilk başkenti görmek gerek. Bağımsızlık genelgesi bu şehirde imzalandığı için Philadelphia geçici başkentlik yapmıştır. Buradaki sanat müzesi görülmeye değer yerlerden biridir. Oradaki merdivenler de Rocky nin filmde koşarak çıktığı merdivenlerdir. Hemen hemen her şehirde olan Çin Mahallesi burada da var. Sokaklarında heykellerin olduğu, tarihi önemi olan, şirin bir şehir Philadelphia. Bütün gezip görme çabalarıma rağmen gidilecek çok yer bıraktım arkamda. Bu nedenle bir gidenin bir daha dönmediği bu güzel ülkeye tekrar gitmeliyim, gitmelisiniz. Amerika Türklerin bol olduğu bir yer ama gene de demedi demeyin. İngilizceniz varsa çok daha kolay ve keyifli bu tür geziler. Herkesin yolunun bir gün macera ülkesine düşmesi dileklerimle Özgür ORUÇ-İngilizce Öğretmeni National Mail Botanik bahçesinden bir görünüm Einstein in balmumu heykeliyle Madame Tussaud Müzesinin girişi ey delphia new jersey 13

14

24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ 24 KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ 15

Hayatıma Anlam Katan O Kutsal İnsan İnsanlığın Kurtarıcıları Öğretmen konulu şiir yarışmasında il üçüncüsü olan eser. Bir adım attık küçücük ayaklarımızla. Biraz ürkek, biraz meraklı, Hayatı öğrenmeye başladık okulda. Öğretmenlerin elindeydi bilginin anahtarı. 16 Öğrencimiz Samet Umut Yakasız ödülünü Zonguldak Valisi Sayın Erol Ayyıldız dan alırken. Öğretmen konulu şiir yarışmasında il birincisi olan eser. Hayat Sunulmuş bir armağansa bize, Gençlik de en güzel armağan zamandan. Dolu dolu geçen gençlik yıllarım Çoktan kayboldu gökyüzündeki mavi balonumla birlikte. İlk kalem kavrayışım, ilk okuduğum fişler, Tanıdığım öğretmenler ve hatta ilk göz ağrım Yaprak yaprak sararan ilkokul yıllarım da Artık kaldı geride. Yeni bir pencereden bakıyorum şimdi yaşama. Tadılmayı bekleyen yeni duygular, Tanınmayı bekleyen yeni arkadaşlar, Yeni dersler, öğretmenlerle dolu Koskocaman bir yuvam daha oldu. Ee, topu topu bir defa geliyoruz hayata. Hangimizin hakkı değil yaşamak doyasıya? Bu yüzden bu liseyi seçtim ben de. Ve burada aldığım her nefesin Yeri apayrıdır hafızamda. Ve burada tanıştığım hiçbir öğretmenin Silinmesi mümkün değildir kalbimden. Hepsi bir abla, ağabey şimdi bana. Ayrılmaz bir parça ailemden. Sevincimi çarpan, üzüntümü bölen, Dünümü çıkaran, yarınlarımı toplamama yardım eden, Kalbimi şefkat ve sevgiyle dolduran, Hayatıma ahenk ve kafiye katan Değerli abla ve ağabeylerim; Yerinde saymayı başaramayan şu sabırsız zaman Devam edecek beni kamçılamaya günden güne. Ve saçlarınızı ağartacak sizin de. Fakat ben bu sımsıcak yuvadan uçtuktan sonra dahi İçimde bir ömür barındıracağım sizleri. Sesiniz kulağımda, eliniz omzumda: Haydi, aslanım diyeceksiniz. Ve çıkmayacak aklımdan şu sözleriniz: Hayat dört işlemden ibaret, Ama unutma virgül ve nokta koyacağın yerleri. İçinin sesini dinle hep, oluşsun kişiliğin, kendini yönet. Aman çıkarayım deme aklından geçmişini. Bu millet ve cumhuriyet Madem omuzların üzerinde yükselecek, Benim sorumluluğumdasın sen, bana emanet. Samet Umut Yakasız - 11 / TM Cahillik zifiri bir karanlıktır hayatta, Durmalıyız karanlığa karşı ayakta. Destekçilerimiz her zaman yanımızda. Ulaşmak için parlak yarınlara. Asla çıkar gözetmezler, Karşılık beklemeden öğretirler. Tek istekleri vardır: Hayata kazandırılmış başarılı nesiller. Ödenmez onların hakkı, Bir kelimenin vardır kırk yıl hatırı. Her şeyi onlar sayesinde başardık. Daha sağlam atıyoruz artık adımlarımızı. Çok şey değişti hayatımda. Çok fark var ilk adımımla, şimdiki adımım arasında. Öğretmenler tutmasaydı ellerimden, Düşer, kalkamazdım bilgisizlikten. Korkarım cahilliğin karanlığından, Kaybolup yolumu bulamamaktan, Ayrılmam öğretmenlerin ışığından. Daha, çok şey öğreneceğim hayattan. Aydınlık yarınlar için, Geleceğe verirler biçim. Onların ellerinde işlenir, En büyük eserleri onlar şekillendirir. Bazen onlar da bizimle ağlayıp bizimle güler, Çocuklaşıp eğlenirler. Bizi annemiz, babamız gibi severler. Atatürk ün emanetini en iyi şekilde sahiplenirler. Onlar öğretmenlerdir. Bugünün koruyucuları, yarının kurucuları, En büyük destekçilerdir. Onlar insanlığın kurtarıcıları. Aleyna ERSÖZ - 9/A 214

Yeryüzünde en kıymetli şey hayattır. Hayat, Cenab-ı Hakkın kudretinin en güzel mucizesi ve en temiz sanatıdır. İnsana verilen en büyük nimetlerden biridir hayat. Dinimize göre bu hayatın pek çok gayeleri vardır. Onlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: 1. Yüce Allah ın kendisini tanıtması ve sevdirmesi 2. Yüce Allah ın insanları imtihan etmesi 3. İnsanların Allah ı tanıması ( isim ve sıfatlarıyla ) 4. İnsanların Allah a iman ve ibadet etmesi 5. İnsanların ahiretteki ebedi cenneti kazanması Bu konuda yüce Rabbimiz şöyle buyurur: O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. ( Mülk Suresi-2 ) Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi 56 ) Eğer ahiret hayatı olmasaydı bu dünyanın önemi kalmazdı. Dünyada bir süre yaşadıktan sonra yok olup gitmek anlamsız olurdu. Dinin de bir önemi kalmazdı. Zira iyilik ve ibadet yapanlar mükâfatını göremez, kötülük ve haksızlık yapanlar da cezasını çekemezdi. Çünkü bu dünya buna uygun değildir. Demek ki bu hayatın neticesi ve gayesi ebedi ahiret hayatıdır. Madem dünyada hayat var, elbette insanlardan hayatın sırrını anlayanlar ve hayatını kötü kullanmayanlar baki cennette ebedi hayata mazhar olacaklardır. Öyle bir cennet ki, istediğimiz her şey orada vardır. Hayallerimizin gerçekleşeceği yerdir orası. İşte insan, Yüce Allah ın hoşuna giden işleri (ibadetleri) yapar, kötülüklerden kaçınırsa cennette ebedi bir gençlik kazanacaktır. Konu ile ilgili Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Amel işleyenlerin mükâfatı ne güzeldir! (Ankebut suresi-58) Şüphesiz Allah, mü minlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır... O hâlde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu, büyük başarıdır. (Tevbe suresi-111) Yüce Rabbimizin bizden yapmamızı istediği şeyler iyi, güzel ve faydalı şeylerdir. Yasakladığı şeyler ise kötü, çirkin ve zararlı şeylerdir. Bunun için dinimizin kurallarına uyan insanlar hem bu dünyada hem de öteki dünyada mutlu olurlar. Daha cennete girmeden cennet lezzetlerini bu dünyada tadabilirler. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız, farzlarla süsleyiniz ve günahlardan çekinmekle muhafaza ediniz. Dinimize göre insan hem dünya için çalışmalı hem de ahiret için çalışmalıdır. Dünya ahiret dengesini kurmalıdır. Bu konuda en güzel örnek Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) dir. Dünya işlerimizi yaparken ibadetlerimizi ihmal etmemeliyiz. Çünkü hayatı veren kim ise rızıkla o hayatı besleyen ve devam ettiren de O dur. O ndan başka olamaz. Yüce Rabbimizin bizden istediği şeyler öyle zor şeyler değildir. Zira helal dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur. Allah ın farzları ise hafiftir, azdır. Allah a kul olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki tarif edilmez. Vazife ise yalnız bir asker gibi Allah namına işlemeli, başlamalı. Allah hesabıyla vermeli ve almalı. İzni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükunet bulmalı. Kusur etse istiğfar etmeli : Ya Rab! Kusurumuzu affet Bizi kendine kul kabul et. Emanetini kabzetmek zamanına kadar, bizi emanette emin kıl. Amin! demeli ve O na yalvarmalı.. Şeref COŞKUN Din Kült. Ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Seref coskun@hotmail.com 17

Maden konulu şiir yarışmasında il birincisi olan eser. Bir garip sevda bu, Siyaha âşık bir şehir, Siyahın beyazlığına âşık insanlar El kara, ayak kara, yüz kara Alın terinden ırmaklar. Kimisinin ağzında ıslanıyor gurbet türküleri Kimisininkinde sevda şiirleri; Kimisinin gözünde sönmüş acıları Kimisininkinde sabah özlemi Karaelmasımın soğuk kokusu ısıtıyor içlerini Kızıl, siyah ve beyaz Gök gürültüsü gibi gelir, Ölümün perçinlenmiş ateşi. Ekmek kavgası bu, alın teri. Dualarla giderler; dualarla gelirler. Gökyüzüne kanatlanan bedenler Siyahtan beyaza bir şiir gibi. Ruhları şâd olsun. Kelime kelime ayrılık, Tutam tutam hüzün. Kızıl, siyah ve beyaz Sabaha doğdu hasretleri. Geceyi gördü gözleri. Aydınlıktı sözleri. Bir garip sevda bu: Kızıl, siyah ve beyaz Karaelmasım Bir garip sevdam, Hüznüm, Sevincim, Şiirim Hüzünler aşklar kadar kızıl Karaelmasım, geceler kadar siyah Alın terimiz, sütten ırmaklar kadar beyaz Kızıl, siyah ve beyaz Buğulanıyor gözler bir bir Sönmekte sokak lambaları Dinlenmekte şehir Bir garip sevda bu. Madencimin ellerinde yeşeren Kızıl, siyah ve beyaz. İsmail Akçaoğlu - 12 / C 18

Gökyüzü bir annedir Zonguldak ta Mavi ninniler söyler. Liman, onun hiç büyümeyen çocuğu Oyuncakları gemileridir, Rastgele oyunlar oynar. Ormanlar huzurlu bir sabahtır Yeşil günaydınlara uyanır. Madenler ise bir izdir Zonguldak ta. Avuç içindeki. Sızlar, kanar bazı bazı. Siyah bir türkü tutturur, Yüz karası değil, Kömür karası Renk renktir burada hayat. Günler, aylar, mevsimler her biri farklı bir kalp atışıdır, nefestir. Sokak sokaktır evlerden yükselen acı tatlı sohbetler. Cadde caddedir özlem duyulan aşklar, buram buramdır o tanıdık koku. Her kentin bir hikâyesi varsa, bir yaşam mücadelesidir bu Zonguldak ta. Yorgun gözler, kazma tutmaktan hissizleşen eller, sanki hiç bitmeyecekmiş gibi beklenen, bitmeyen, hiç bitmeyen geceler, sisli bir kent, tozlu bir hayat. Bazen bir parça ekmeği paylaşabilmektir kardeşçe, bazen bir yudum suyu. Bazen alınan bir habere kahkahalar atabilmektir, ağlayabilmektir gün doğumunu göremeyenlere. Ve bu yolda ellerinden tutup yürümeyi öğretmektir tüm geride kalanlara. Korkmadan taşımaktır o feneri elinde. Korkmadan takmaktır o bareti ve meydan okumaktır sonsuz karanlığa. Kapılar kapandıktan sonra sessizce dua etmektir, inerken derinlerine bu kentin. Böyledir büyümek tüm o duman gözlü çocuklar için. Ekmek parası, umut kapısı için hayata kazma sallamak. Böyledir yaşama kavgasında kendine yer bulmak, bir madenci olarak. Bazen bir defterin sayfalarında anlatır kendini. Sirenleri duydum ve tüm o soğuk duvarlar arasında yankılanan çığlıkları. Koşarken o çıkış kapısına çaresizliği hissettim. Adımlarım savrulurken ıslak zeminde, kollarım sanki bir daha hiç sarılamayacakmışçasına sevdiklerime, sızladı, hissettim ıstırabı. Kulaklarımda uğultular, oradan oraya savrulurken bedenim o zaman anladım, yerin üstünde kurduğumuz hâkimiyet yerin altında sadece aciz bir beden. Göz gözü görmezken etrafta hâlâ sönmemiş bir ışık aradım ben delicesine. Hayır, hayır... Bir ışık arıyordum ben bulduğumsa sadece derin bir karanlık. Nasıl unutulur? Fırtına öncesi sessizlik, sonra müthiş bir patlama, lanet bir feryat, bir duman, bir figân Bazen bir fısıltıdır, uzaklardan gelen belli belirsiz Beni duyuyorsun değil mi? Duyuyorsun biliyorum. Uyan, hadi n olur uyan Hayır, hayır, sırası değil hayır! Haydi, yapma böyle kalk. Kalk ayağa, kandırdım sizi de! Evdekilere geç kalacağını söyleyeyim istersen? Ne derim onlara ben! Uyanmalısın anlıyor musun? Aç gözlerini, erken anlıyor musun çok erken! Bazen, sözcüklerin hürriyetini kaybettiği zamanlarda, gözyaşlarının esiri olmaktır Anne, babam neden gelmiyor? Gerçekten biliyor muyuz, maden girişinde kaybolan insanların, geride bırakılanların hayata nasıl tutunduklarını? Nasıl düşe kalka yol aldıklarını? Bilmiyoruz, yaşamıyoruz çünkü. Aynı gökyüzünü paylaşmak bu şehirde, aynı acıları tatmak, aynı kayıpları vermek, aynı izleri taşımak, aynı yollara çıkmak bazen varmak bazense varamamak anlamına gelmiyor çünkü. Bilmiyoruz, hissetmiyoruz ne yazık ki. Kim duyabilir annenin o soruya verdiği cevabı? Gerçekten duyabilir miyiz? Duyamayız, yaşayamayız, anlayamayız hatta. Bunu ancak yüreklerinde o izleri taşıyanlar anlar. Bizler onlar gibi hissedemeyiz belki ama onlarla birlikte hissedebiliriz. Ellerinden tutup bir aile gibi tamamlayabiliriz onları. O küçük kıza cevap veremeyiz belki ama onun hayata vereceği yeni cevaplar olabiliriz. Maden, canlar alıyorsa eğer aramızdan hep birlikte yeni canlar olabiliriz. Hepimiz birer madenci çocuğuyuz, madenci torunuyuz. Hep beraber bir ışık, bir ocak olabiliriz! Ekin TOPATAN-11/B maden konulu öykü yarışmasında il ikincisi olan eser. 19

ANKARA Gezimiz 20