GERÇEK MUTLULUĞA ERİŞMENİN YOLLARI



Benzer belgeler
3. Farz Dışında Yaptığı İbadetler

Orucun Manevi Hayatımıza Katkıları

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Resulullah ın Hz. Ali ye Vasiyyeti

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz. Buhârî, İlm, 12; Müslim, Cihâd, 6.

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

HZ. PEYGAMBER (S.A.V) İN HOŞGÖRÜSÜ VE AFFEDİCİLİĞİ

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Rahmân ve Rahîm Ne Demektir?

Güzel Ahlâkı Kazanmak

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA


2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

Recep in İlk Üç Orucunun Fazileti

Kur ân ın Ticârî Yol Haritası Cuma, 06 Ekim :47

İslâm, güzel ahlâktır. İslâm, güzel ahlâktır. İslâm, güzel ahlâktır.

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler


Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

7. KEVSER SÛRESİ ÖĞRENELİM

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

DUALAR DUANIN ÖNEMİ Dua

İBRAHİM (a.s) MAKAMINI NAMAZ YERİ EDİNMEK Salı, 02 Şubat :47

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

EY İMAN EDENLER! Allah ın emrine uygun yaşayın

BYK & ŞYK DERSLERİ. Yaptıklarına karşılık olmak üzere kendilerine nice sevindirici ve göz aydınlatıcı nimetler saklandığını hiç kimse bilemez.

Kur ân da Dua Ayetleri

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

AİLE: HAYATA AÇILAN PENCERE

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Teravih Namazı. Namazı Bozan Durumlar. Namazın İnsana Kazandırdıkları. Kunut Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3

Kur an ın Bazı Hikmetleri

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

Orucun hükmü ve hikmeti nedir? ما حكم الصيام وحكمته. Abdurrahman b. Nâsır es-sa'dî

3 Her çocuk Müslüman do ar.

1 Ahlâk nedir? Ahlâk; insanın ruhuna ve kişiliğine yerleşen alışkanlıklardır. İki kısma ayrılır:

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

Mirza Tahir Ahmed Hazretleri Cuma Hutbesinde, duanın aşağıdaki bahsedilen durumda şartsız olarak kabul edileceğini söyledi;

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.


Ve bir Hadis i Şerif te şöyle buyurulur; İlim talep etmek / öğrenmek her Müslümana farzdır. (İbn Mace, Mukaddime, 17).

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Dua ve Sûre Kitapçığı

PEYGAMBERLİKTEN SONRA EN YÜCE MAKAM ŞEHÂDET Cumartesi, 28 Şubat :06

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

Nesrin: Ahmet! Ne oturması! Daha gezecek birçok mağaza var, sen oturmaktan bahsediyorsun.

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

Allah yolunda sarf ettiğiniz her şey(in karşılığı) size eksiksiz ödenir, asla haksızlığa uğratılmazsınız. (Enfal; 60)

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

ÇAĞIN VEBASI: DÜNYEVİLEŞME(FANİYİ BAKİYE TERCİH) - Uzman Cemil Paslı Kişisel Sitesi Çarşamba, 28 Haziran :05

dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

11. Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme küme tomurcukları olan uzun boylu hurma

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Yazar= Soner DUMAN. Soru:

Senin için gelmesi mukadder olan şeylere hırs göstermen yersizdir. Senin için olmayan, başkasının hakkı olan şeylere, hasret çekmen yakışıksızdır.

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

2018 Yılı 1. Dönem Vaaz Listesi

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Bir gün Hz. Ömer (r.a) camiye giderken bir çocuğun da acele acele camiye gittiğini görür. Hz. Ömer (r.a):

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE SADAKA-I FITR İbni Abbas (r.a) şöyle buyurmuştur:

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Edeb Yahu! Edebli ve Hayalı Olmak

OKUNMAMIŞ ÜÇ MESAJINIZ VAR

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Hocam: İmam Hatip Lisesi ni okuyup da ne olacak? Burada bir İmam Hatipli olarak soruya mı üzüleyim yoksa soru sorana mı?

Kur an-ı Kerim deki Temel Emirler ve Yasaklar

Dinî bir terim olarak ise; günahlardan arınmak, temize çıkmak, ilâhî af ve rahmete nâil olmak demektir.

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Nasrettin Hoca ya sormuşlar: - Kimsin? - Hiç demiş Hoca, Hiç kimseyim. Dudak büküp önemsemediklerini görünce, sormuş Hoca: - Sen kimsin?

1. EÛZÜ ÖĞRENELİM ANLAMI. 1. Kovulmuş Şeytan dan Allah a sığınırım.

Lise 2. Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Video Ders Anlatımları. İbadette Temel İlkeler Video. İbadette Temel İlkeler Ders Notu

ÇANAKKALE İLİ GELİBOLU İLÇE MÜFTÜLÜĞÜ 2016 YILI 1. DÖNEM (OCAK-ŞUBAT-MART) VAAZ VE İRŞAD PROGRAMI

23 Eylül 2008 tarihiydi. Ramazan ayının son 10 gününe girmiştik. İddia edilen Ergenekon terör örgütüne dair bir yazı yazmıştım.

T.C. 8. SINIF I. DÖNEM. ORTAK SINAVI 26 KASIM 2014 Saat: 11.20

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Transkript:

GERÇEK MUTLULUĞA ERİŞMENİN YOLLARI Prof. Dr. Mehmet SOYSALDI İslam, insanları hem dünyada hem de ahirette mutlu ve huzurlu kılmak için gönderilen ilahî bir dindir. Bu amacı gerçekleştirmek için Yüce Allah Kur an-ı Kerim de çeşitli prensipler va z etmiştir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Peygamber (s.a.s) de hayatı boyunca insanları mutlu edecek evrensel ilkeleri açıklamış ve insanları bu ilkelere bağlı kalmaya davet etmiştir. Günümüz insanının bu evrensel ilkeleri kabul edip hayatında uygulaması gerekir. Günümüz insanı mutlu değilse, stres ve sıkıntı dolu bir hayat geçiriyorsa bütün bunların temel sebebi; Allah ın gönderdiği ilahî ışıktan uzaklaşmasıdır. Evrensel ilkeler ihtiva eden Kur an-ı Kerim i kulak ardı etmek ve en güzel örnek olarak gönderilen Hz. Muhammed in örnekliğini kabul etmemek insanları mutsuz ve bedbaht hale getirmiştir. Nitekim bu husus Kur an-ı Kerim de Furkan Suresi 30.ayette şöyle dile getirilmektedir: Peygamber dedi ki: Ey Rabbim! Kavmim bu Kur an ı büsbütün terk ettiler. Bu ayette, Hz. Peygamber in, Kur an a gereken değeri vermeyen ve onu anlamayan ve getirdiği evrensel ilkeleri hayatlarında uygulamayan ümmetinden yakınışı anlatılmaktadır. * İnsanın Maddî ve Manevî Yapısı Allah Teâlâ insanı beden ve ruh olmak üzere iki yönlü yaratmıştır. İnsanı mutlu edebilmek için insanı iki yönlü olarak ele almak ve her iki yönden insanı tatmin etmek gerekir. Beden ve ruhtan meydana gelmiş olan insan, çoğu zaman bir yönüne önem verip diğer yönünü ihmal etmektedir. Bazen her şeyi bedenî yönüne bağlayarak hayatını yeme-içme, yatak ve istirahat üçgeninde geçirmekte, bazen de bedenini ihmal ederek ruhçu anlayışlara takılıp kalmaktadır. Bu konuda tam dengeyi ise bize, İslam dini getirmiştir. Zira İslam, bir taraftan insanın ruhunu yüceltirken, diğer taraftan da bedeninin isteklerini meşru ve helâl yollardan tatmin etmesini emretmektedir. * Bu Yapı Nasıl Tatmin Edilir ve Nasıl Mutlu Olunur? Çağımızda ilim ve teknik daha önce hayal bile edemeyeceğimiz bir derecede çok ilerlemiştir. Maddeci bir dünyada yaşıyoruz. İnsanlar arası ilişkiler maalesef menfaat esasına dayanmaktadır. Ekonomik gücümüz arttıkça canımız daha çok sıkılıyor ve bir türlü mutlu olamıyoruz. İlim ve teknikteki gelişmeler ve bu gelişmelere bağlı olarak insanın hayatındaki maddî rahatlama, insana gerçek mutluluğu getirememiştir. Çünkü bütün bu gelişmeler, insanın birinci yönü olan bedenine hitap etmektedir. İnsanın ikinci yönü olan ruhu boş kalmaktadır. İnsanın bedeni nasıl yemek içmek istirahat etmek ve spor yapmak gibi şeylerle tatmin edilip doyuruluyorsa ki bu ihtiyaçları yeterli ölçüde karşılanmadığı zaman insanın sağlığı bozulmaktadır. İnsanın manevî/ruhî yönünün de tatmin edilmesi ve doyurulması gerekir. İşte insanın manevî/ruhî yönü de iman, ibadet ve zikirle tatmin edilip doyurulabilir. * İnsanca Yaşamanın Şartları Nelerdir? Ben burada insanca yaşamanın ve mutlu olabilmenin temel şartlarını Kur an ve Sünnet ışığında sizlere açıklamak istiyorum: 1.İman: İnsanca yaşamanın ve mutlu olmanın birinci şartı imandır. Sağlam bir iman ve inanç sahibi olmak, her insanın öncelikle sahip olması gereken ilk temel özelliktir. İslamda her şey imanla başlar. Her şey ancak imanla değer kazanır. Nitekim Bediüzzaman Said Nursi şöyle demektedir: İman, insanı insan eder, her iki dünyada da sultan eder. Dünya ve ahiret saadeti yalnız İslâmiyet te ve imandadır. Hayatın lezzetini ve zevkini isterseniz, hayatınızı iman ile hayatlandırınız, farzları yaparak süsleyiniz ve günahlardan çekinerek koruyunuz. 1 Hakiki mutluluk ve huzur sadece imanda ve iman hakikatleri içerisinde bulunur. Hayatlarını Allah ın emirleri doğrultusunda geçirenler, hem ailelerine hem de içinde yaşadıkları topluma faydalı birer birey olurlar. Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, msoysaldi@hotmail.com 1 Bediüzzaman, Sözler, s.146. 1

İnsanın dünyada ve ahiretteki tek kurtuluşu imandadır. Eğer bir insan Allah a gereği gibi kulluk eder, ibadetlerini ihlâsla yerine getirir ve bu yolda ciddi bir çaba gösterirse o takdirde Allah Teâlâ nın rahmetini umabilir. Bunun aksini seçen bir kul için, rahatlık ve ferahlık içinde yaşamak âdeta bir hayaldir. Dünya hayatı, imansız bir insana taşıyamayacağı kadar ağır zorluklar yükler. Bir insan tevekkül etmedikçe, Allah a dayanıp güvenmedikçe zorlukların altından kalkması, bunlardan ruhen etkilenmeden kurtulması imkânsızdır. Mümin için ise, durum tam tersidir. Taşıdığı iman mümine iç huzuru ve rahatlığı sağlar. Allah, bu kullarını kendisine varan doğru yola iletir ve yaptıkları iyiliklerin karşılığını kat kat artırarak verir. En önemlisi onları hüsrana uğrayan bir topluluk olmaktan kurtarır ve felaha ulaştırır. Şüphesiz bu, Allah Teâlâ nın iman edenlere rahmetinin ve sevgisinin en açık göstergelerinden biridir. Yapılan araştırmalar, inancı güçlü kişilerin, inancı zayıf veya inançsız insanlara göre daha mutlu olduklarını ve yaşadıkları hayattan tatmin olduklarını göstermektedir. 2.Teslimiyet: İnsanca yaşamanın ve mutlu olmanın ikinci şartı teslimiyettir. Allah ın varlığını ve birliğini kabul eden mümin, Allah a ve onun buyruklarına teslim olması gerekir. Teslimiyet, kişinin kendi acz ve fakrını idrak edip Allah ın güç ve kuvvetinin sonsuzluğunu bilerek O na teslim olmasıdır. İnsanın gerçek mutluluğu, bir olan Rabbi Rahimine teslimiyete bağlıdır. Nitekim Allah dostları teslimiyeti kişinin gassalın elindeki meyyit misali Allah ın emrine boyun eğip teslimiyet göstermesi şeklinde ifade etmektedirler. Allah a ve Resulüne iman eden kişi, Allah ve Resulünün emrine teslim olmalıdır. Nitekim Kur an-ı Kerim, mü minlerin mutlak teslimiyetten başka bir tercih haklarının olmadığını da kesin bir ifade ile şöyle haber vermektedir: Mü min bir erkek ve kadın için, Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, artık onlar için teslimiyetten başka hiçbir tercih hakkı yoktur. 2 Allah a ve Resulüne iman eden kişi, Allah ve Resulünün emir ve buyruklarını kabul edip teslim olarak itaat etmesi gerekir. Nisa Suresi 59. ayette bu hususa şöyle dikkat çekilmiştir: Ey iman edenler! Allah a itaat edin. Resulüne ve sizden olan ulü l-emre de itaat edin. Eğer Allah a ve ahirete iman ediyorsanız, hakkında ihtilafa düştüğünüz meseleyi Allah a ve Resulüne arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. 3.Tevekkül: Teslimiyet ise tevekkülü, Allah ı vekil kılmayı gerektirir. Tevekkül, kalbin Allah a tam itimat ve güven duyması, Allah tan başka her şeyden sıyrılıp sadece Allah a güvenerek ona yönelmesidir. İnanan insanın, acizliğini ve fakirliğini bilip Hasbünallâhü ve ni mel vekil (Allah bize kâfidir. O ne güzel vekildir.) demekten başka çaresi yoktur. Allah ı vekil kılmak, O na tevekkül etmek hem dünya hem de ahiret saadetini kazanmanın zaruri şartıdır. Allah ve Resulüne iman edip itaat eden ve buyruklarına teslim olan müminin, Allah a tevekkül etmesi gerekir. Tevekkül, Allah a güvenmektir. Tevekkül, Allah ın takdir ettiği mukadderatın mutlaka gerçekleşeceğine inanmaktır. Tevekkül, işlerinin tedbirini aldıktan sonra sonucu Allah a havale etmektir. Tevekkül, en güzel vekil olan Allah a dayanmaktır. Tevekkül, sadece Allah tan yardım beklemektir. Tevekkül, yerine getirilmesi gereken durumları yerine getirmek hususunda Allah Resulü (s.a.s) nün sünnetine tabi olmaktır. Burada şunu da belirtmeliyiz ki, tevekkül, sebepleri tamamen reddetmek değildir. Belki, sebepleri, kudret elinin perdesi bilip riayet ederek; sebeplere teşebbüsü ise, bir nevi fiilî dua telâkki ederek, sonuçları yalnız Cenâb-ı Hak tan istemek ve neticeleri O ndan bilmek ve O na minnettar olmaktan ibarettir. 2 Ahzab, 33/36. 2

İnsan başına gelen bela ve musibetlerin baskısından, sıkıntısından ancak Allah a teslimiyet ve tevekkülle kurtulabilir. Sebeplere tevessül ederek üzerine düşeni tam olarak yaptıktan sonra Allah a tevekkül eden insan, hem bu dünyada hem de ahirette mutluluk ve saadete erişir. Merhum Şihab, tevekkülü şu sözleriyle çok güzel bir şekilde ifade etmiştir: Her işinde sadece ve sadece Allah a tevekkül et -ki O na tevekkül eden asla kaybetmez-, Allah a güven, O na itimat içinde bulun ve senin hakkındaki hüküm ve kazasına da sabret; zira O ndan beklediğin şeyleri, ancak, yine O nun ihsanı olarak elde edebilirsin. Merhum milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy da Allah a dayan, sa ye sarıl, hikmete râm ol Yol varsa budur, bilmiyorum başka çıkar yol. 3 diyerek ne kadar güzel söylemiştir. Gerçek manada Allah a tevekkül eden kişi, hem bu dünyada hem de ahirette mutluluğa ve kurtuluşa erişir. Dünyada mutluluğa erer. Çünkü dünya işlerinde üzerine düşeni yerine getirdikten sonra sonucu Allah a bırakan O na tevekkül eden kişi, sıkıntı ve stresten kendini korumuş olur. İşleri Allah a havale eder ve rahatlar, başına gelen bela ve musibetlerin sıkıntısından kurtulur ve böylece dünyada mutlu olur. Nitekim bir hadis-i şerifte Sevgili Peygamberimiz (s.a.v): Mü minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; onun her işi hayırlıdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa, şükreder ve bu onun için hayırlı olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa, sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. 4 buyurarak Allah a tevekkül eden insanın dünya ve ahiret saadetine kavuşacağını bildirmektedir. Allah a tevekkül eden insan, ahirette de mutluluk ve saadete erişir. Çünkü kişinin Allah a tevekkül etmesi, O na inancının ve güveninin bir sonucudur. Bu dünyada Allah a iman eden ve güvenen insanı Yüce Allah, ahirette ebedi saadete eriştirecektir. 4.İhlas: İhlas, amellerde sadece Allah rızasını gözetmek, yaptıklarını sırf Allah emrettiği için yapmak, yapmadıklarını da sırf o yasakladığı için yapmamak, riya ve gösterişten uzak olmak, gerçek samimiyet, her davranışın ölçüsünün Allah ın rızasını kazanmak olması demektir. 5 Kur an da pek çok ayette Allah a ihlasla kulluk edilmesi ve ona ihlasla dua edilmesi emredilmektedir. 6 Yüce Allah, Efendimize ihlas ve samimiyeti emretmiş ve şöyle buyurmuştur: indirdik. O halde sen de dini Allah a has kılarak (ihlâs ile) kulluk et. 7 (Resulüm!) Şüphesiz ki Kitab ı sana hak olarak De ki: Ben dinimde ihlâs ile (dini O na has kılarak) ancak Allah a ibadet ederim. 8 Hz. Peygamber (s.a.s), her işinde ihlaslı ve samimi idi. Nitekim insanlardan maddî ve manevî hiçbir beklentisi olmadığını söylemiş ve Ben yapmış olduğum bu tebliğ görevime karşı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak âlemlerin Rabbidir. 9 demiştir. Amellerin Allah katında kabul edilmesi ihlasla yapılmasına bağlıdır. Zira Yüce Allah, ancak sırf kendi rızası doğrultusunda yapılan amellere değer verir ve kabul eder. Amellerin Allah tarafından kabul 3 Ersoy, Mehmed Âkif, Safahat, (Hazırlayan: M. Ertuğrul Düzdağ), Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1987, s. 428. 4 Müslim, Zühd, 64. 5 Komisyon, İslamî Kavramlar, Ankara, 1997, s.358. 6 Bkz., Bakara, 2/139; A raf, 7/29; Yunus, 10/22; Ankebut, 29/65; Lokman, 31/32; Zümer, 39/2, 11, 14; Mümin, 40/14, 65. 7 Zümer, 39/2. 8 Zümer, 39/14. 9 Şuara, 26/109. 3

edilmesinin temel şartı ihlastır. Nitekim Peygamber Efendimiz de Şüphesiz ki Allah Teâlâ sadece kendisi için ve sırf kendisinin rızası gözetilerek yapılan amelden başkasını kabul etmez. 10 buyurmak suretiyle bu hakikate vurgu yapmıştır. Söz ve davranışlarımızda temel gayemiz Allah rızası olmalıdır. Nitekim bir hikmetli sözde şöyle denilmektedir: İnsanların rızasına kazanmak ulaşılmaz bir gayedir. Allah ın rızası ise terkedilmez bir gayedir. Ulaşılmazı terk et, terkedilmezi idrak et. 5.Şükür: Şükür lügatte, bir nimete karşılık yapılan teşekkür ifadesidir. Istılah da ise şükür, kendisine nimet veren kimseye teşekkürü haber vermek ve ona karşı büyük ta zimde bulunmaktır. Yüce Allah bizlere sayısız nimetler vermiş ve şöyle buyurmuştur: O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür! 11 Allah verdiği bu nimetlere karşı bizlerden şükür istemektedir. Nitekim Yüce Allah; Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti. 12 Şükür nimetin bereketlenmesine ve artmasına vesiledir. Şükürsüzlük ve nankörlük ise bereketsizliğe ve Allah ın azabına sebep olur. 6.Zikir: Zikir; Allah ı hatırlamak, anmak demektir. Allah tan başka her şeye karşı sevgiyi kalbinden çıkaran ve zikirle Allah a yönelen insan, huzur ve mutluluğa kavuşur. Zira Yüce Allah; Bunlar, iman edenler ve gönülleri Allah ın zikriyle sükûnete erenlerdir. Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah ı anmakla huzur bulur. 13 buyurmaktadır. Demek ki mutluluğun gerçek kaynağı Allah ı anmak/zikretmektir. Allah ı zikretmeyen insanlar mutluluk ve huzura erişemezler. Bu dünyada stresli ve sıkıntılı bir hayat yaşamak zorunda kalırlar. Nitekim Yüce Allah; Kim ki Benim zikrimden yüz çevirirse kitabımı dinlemez ve Beni anmaktan gaflet ederse, onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu, Kıyamet Günü kör olarak haşredeceğiz. 14 buyurur. Zikir, insanı huzur ve mutluluğa sevkeder, Allah ı unutmak ise sıkıntılı ve stresli bir hayat yaşamaya neden olur. 7.Kanaat: Bu dünyada mutlu olabilmenin şartlarından birisi de kanaattir. Kanaat, sahip olunan nimetlerle yetinmek, Allah ın hakkımızdaki ezeli rızık taksimine razı olmaktır. Kanaat eden insan hayatını huzur içerisinde geçirir. Kanaatsizlik ise insanı daima stres ve sıkıntıya sokar. Kanaatsiz insan hayatta asla mutlu olamaz. Gerçek mutluluğa ulaşmak isteyen Allah ve Resulüne itaat etmeli ve hayatında bu prensipleri uygulamalıdır. Aksi takdirde onun için huzur ve saadete erişmek mümkün değildir. Elindekinin kıymetini bilmeyen kişi, ne istediği hedeflere ulaşabilir ne de mutluluğa erişebilir. Kanaat, her türlü iyi ahlakın kaynağıdır. Nitekim Hz. Peygamber Efendimiz; eden aziz olur, hırslı olan da zelil olur. 16 buyurmuştur. Kanaat tükenmez bir hazinedir. 15, Kanaat 10 Nesâî, Cihad, 24; Ahmed b. Hanbel, el-müsned, IV, 126. 11 İbrahim, 14/34. 12 İbrahim, 14/7. 13 Rad, 13/28. 14 Taha, 20/124. 15 Aclûnî, Keşfu l-hafa, II, 151; Deylemi, Müsned, 4699; Süyûtî, el-fethü l-kebîr, II, 309. 16 Bkz., Gazalî, İhya, III, 242; Aclûnî, Keşfü l-hâfa, II, 56. 4

Şair, şöyle diyerek ne kadar güzel söylemiştir: Ey zaman! İnsanlara hücum ederken, beni de herkes gibi sanarak üzerime gelme! Bileğimi bükemezsin! Karşında beni yalnız sanma! Arkamda kanaat gibi yenilmez bir ordu vardır. 8.Ümitvar olmak: Mutlu olabilmenin başka bir şartı da ümitvar olmaktır. En güzel ahlakî erdemlerden biri olan ümitvar olmak, müminlerin temel vasıflarındandır. İnanan insan daima ümitvar olur. Ümitvar olmak ise insana huzur ve mutluluk sağlar. İman etmeyenler daima ümitsiz, endişe ve tasa içindedirler. Bundan dolayı iç karartıcı, mutsuz ve sıkıntılı bir hayat sürerler. Başlarına bir bela ve sıkıntı geldiğinde sayısız endişe, kuruntu ve tasalara kapılırlar. Mümin ise, karşısına çıkan bütün olaylara hayır gözüyle bakar. Sıkıntı ve olumsuzluklar karşısında sabreder, Allah a tevekkül eder. Yüce Allah, müminlerin bu vasıflarını Kur an da şöyle anlatmaktadır: De ki: Allah ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiçbir şey isabet etmez. O bizim Mevla mızdır. Ve mü minler yalnızca Allah a tevekkül etmelidirler. 17 Yüce Allah, insanı hiçbir zaman zorluk içinde bırakmayacağını şöyle bildirir: Şüphesiz, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. 18 Yapılan hatalar karşısında Allah ın rahmetinden ümidi kesmeyip, O nun rahmetine sığınmanın hiçbir zaman geç olmadığını şu ayetten anlıyoruz: ق ل ي ا ع ب اد ي ال ذ ين أ س ر ف وا ع ل ى أ نف س ه م ل ت ق ن ط وا م ن ر ح م ة الل ه إ ن الل ه ي غ ف ر الذ ن وب ج م يع ا إ ن ه ه و ال غ ف ور الر ح يم De ki: Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. 19 9.Helal Kazanç: Helal kazanç ta bir mutluluk sebebidir. Helal; dinen yenmesi içilmesi ve yapılması uygun görülen; dinin, izin verdiği ve din kurallarına aykırı olmayan, yasaklanmamış olan her şeydir. Allah ın yaratmış olduğu şeylerde asıl olan helalliktir. Yani Kur an ve Sünnette hakkında bir yasaklama gelmemiş olan her şey helaldir. Yüce Allah, birçok ayette yarattığı şeylerin temiz ve güzel olanlarından yememizi ve kendisine şükretmemizi istemektedir: Ey İnsanlar! Yeryüzünde bulunan gıdaların güzel ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin, zira şeytan sizin apaçık bir düşmanınızdır. 20 Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların iyilerinden yiyin, eğer siz gerçekten yalnız Allah a kulluk ediyorsanız, O na şükrediniz. 21 Allah ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş bulunduğunuz Allah tan korkun. 22 Bu ayetlerde de açıkça ifade edildiği gibi Yüce Allah, yeryüzünde bulunan temiz ve güzel şeyleri helal kılmıştır. Esasen bunları insanlar için yaratmış ve onların istifadesine sunmuştur. İşte Rabbimiz, bizim için yarattığı güzel şeylerden yememizi ve kendisine şükretmemizi istemektedir. Helal nimetler, başkasına ait olmayıp meşru yoldan elde edilenidir. Kişinin kendi el emeği ve alın teriyle ticaret, ziraat ve sanattan elde ettiği bu cümledendir. Dinimizde helal kazanç ve rızkı helal yollardan elde etmeye çok önem verilmiştir. Zira midemize inen her helal ve temiz lokma düşüncemizi berraklaştırır, kanımızı temizler, vicdanımızı geliştirir ve imanımıza güç kazandırır. Helal lokma, dua ve ibadetin Allah a yükselip kabul olunmasını sağlar. Ruhun paslanmasını, vicdanın silik hale gelmesini önler. Haram lokma bunun tam aksine sebep olur. 17 Tevbe, 9/51. 18 İnşirah, 94/5-6 19 Zümer, 39/53. 20 Bakara, 2/168. 21 Bakara, 2/172. 22 Maide, 5/88. 5

Nitekim Resulullah (s.a.v) Efendimiz: Ey insanlar! Şüphesiz ki Allah güzeldir, temizdir; ancak güzel ve temiz olanı kabul eder. 23 buyurmuştur. Helal lokma vicdana serinlik, ruha rahatlık, kalbe güç ve esenlik verir. Toplum bünyesinde haksızlığa, sürtüşüp itişmeye kapı açmaz. Herkes canından ve malından endişe duymayıp güven içinde yaşar. İbni Abbas ın rivayetine göre; Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerden helal ve temiz olanlarını yiyin. ayeti, Resulullah (s.a.v) ın huzurunda okundu. Bunun üzerine Sa d b. Ebi Vakkâs kalkıp söyle dedi: Ey Allah ın Resulü! Yüce Allah a dua edin de beni duası kabul olunan bir adam kılsın. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) ona söyle buyurdu: Ey Sa d! Temiz (helal) şeyler ye! Duası kabul olunan bir kimse olursun. Muhammed in canını kudret elinde bulunduran Allah a yemin ederim ki, kişi haram bir lokmayı midesine indirir de bu sebepten kırk gün (duası) kabul olunmaz. Hangi kulun eti (bedeni) haram, murdar ve faizden büyüyüp gelişirse ateş ona daha lâyıktır. 24 Ebu Bekir Sıddîk (r.a) ın bir kölesi vardı. Bu köle kazancının belli bir kısmını ona verir, o da bundan yerdi. Yine bir gün köle kazandığı bir şey getirdi. Ebu Bekir (r.a) da onu yemeye başladı. Bunun üzerine köle: Yediğin şeyin ne olduğunu biliyor musun? diye sordu. Ebu Bekir (r.a): (Hayır bilmiyorum) Nedir söyle bakalım? diyerek onun açıklamasını istedi. Köle: Falcılıktan anlamadığım hâlde cahiliye devrinde falcılık yaparak bir adamı aldatmıştım. Bugün onunla karşılaştık. Adam o yaptığım işe karşılık size ikram ettiğim bu yiyeceği verdi deyince Hz. Ebu Bekir (r.a), parmağını boğazına götürerek (tüm eziyetine rağmen) yediklerinin hepsini çıkarır. 25 Diğer bir rivayete göre köle: Bir lokma için bu kadar eziyete değer miydi? dediğinde Hz. Ebu Bekir Sıddîk: Canımın çıkacağını bilsem bile, yine de o lokmayı çıkarırdım. cevabını vermiştir. 26 Netice olarak diyebiliriz ki İslam dini, insanı temiz ve helale yönlendirmekte, murdar, pis ve haram şeylerden uzak durmasını istemektedir. İslamın haram ve helal kıldığı hususlar açık olup ikisi arasında kalan şüpheli fiillerin bulunduğu bir saha daha vardır. Hz. Peygamber, bunlardan uzak durmanın din ve namusu korumak için daha emin bir yol olduğunu, bunları yapan kimselerin ise haram işlemeye çok yaklaşmış olacağını söylemiş 27 ve haramlara yol açabilecek şüpheli şeylerden kaçınmanın faziletli bir davranış olduğunu bildirmiştir. 28 10.Dünyalık işlerde kendimizden aşağı olanlara bakmak, uhrevî işlerde ise kendimizden yukarıda olanlara bakmak: Mutluluğun başka bir şartı da dünyalık işlerde kendimizden aşağı seviyede olanlara bakmak, uhrevî işlerde ise kendimizden yukarıda olanlara bakmaktır. Çünkü dünyevî işlerde kendimizden aşağıda olanlara bakmamız elimizde olan nimetlerin değerini bilip Allah a şükretmemize vesile olur. Nitekim Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: 23 Tirmizî, Tefsir, 2/36, Edeb, 41; Daremî, Rıkak, 9; Ahmed b. Hanbel, age., II, 328. 24 Ahmed b. Hanbel, age., III, 321, 399; Vehbe Zuhayli, et-tefsirü l-münir, Risale Yayınları, I, 361-362. 25 Buhârî, Menâkıbu l-ensâr, 26. 26 Ahmed b. Abdullah et-taberî, er-riyâdu n-nadra, II, 140-141. 27 Buharî, İman, 39. 28 Müslim, Müsakat, 107-108; Ebu Davud, Buyu, 3. 6

Dünyevî işlerde kendinizden aşağıda olanlara bakınız. Kendinizden yukarı seviyede olanlara bakmayınız. Böyle yapmanız Allah ın size vermiş olduğu nimetlerin değerini bilip şükre yönelmenize vesiledir. 29 Yüce Allah da bizlere, dünyevî işlerde kendimizden yukarıda olanlara bakmamamızı emretmektedir: Onlardan bazı zümrelere, sırf kendilerini denemek için verdiğimiz dünya hayatının süslerine gözünü dikme. Rabbinin sana verdiği nimet, hem daha hayırlı ve değerli, hem de daha devamlıdır. Ailene ve ümmetine namaz kılmalarını emret, kendin de namaza devam et. Biz senden rızık istemiyoruz, bilakis senin rızkın Bize aittir. Güzel akıbet, takvadadır, yani Allah ı sayıp haramlardan korunmaktadır. 30 Dünyevî işlerde kendimizden aşağıda olanlara bakmamız bizleri kanaate ve şükre yöneltir. Böylece mutlu bir hayat sürmemizi sağlar. Uhrevî işlerde ise kendimizden yukarıda olanlara bakarsak, ibadetlerimizi artırmamıza vesile olur ve böylece hem dünya hem de ahiret mutluluğuna ermemiz kolaylaşır. 11.Dua etmek: Dua, kalbî bir yönelişle kulun Rabbi ile buluşması ve o buluşma anında tüm ihtiyaçlarını kâinatın sultanına arz etmesidir. İnsanın içinden çıkamadığı çetin haller duanın yardımı ile suhulet kazanır. Kapalı kapıların açılması ve sıkıntıların izalesi hep dua vesilesi iledir. Duanın insan psikolojisi üzerine olan olumlu etkisi büyüktür. Kimi zaman pişmanlıkların, kimi zaman arzu ve isteklerin dile getirildiği ince bir ruh hali olan dua hâli insanı karanlıklardan kurtaracak değerli bir ilaçtır. Kur an-ı Kerim, çok yerde Peygamberlerin ve Müminlerin dualarından bahsetmekte, adeta dünyevî ve uhrevî her hacet için Rabbimize yakarmanın gizli formülünü bizlere sunmaktadır. Peygamber Efendimiz de insanları duaya teşvik etmekte; çeşitli duaları telkin ederek, Müslümanların Rableri ile olan gizli bağlarını zayıflatmadan devam ettirmeleri gereğini hatırlatmaktadır. * Çevredeki insanları mutlu kılmak, insanı mutlu eder mi? Hz. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır. 31 buyurmaktadır. Bu dünyada insana verilen ömür çok kısadır. Ahiret hayatı ise ebedidir. Hem dünyada hem de ahirette gerçek mutluluğa ulaşmak salih amelleri çoğaltmakla mümkündür. Akıllı olan, ileriyi görebilen bir kimse, kısa olan dünyada, kendisini ebedi mutluluğa kavuşturacak salih amelleri artırmaya/insanlara hizmet etmeye çalışır. İnsanlara iyilik etmek, dünyada huzurlu ve mutlu bir hayat sürmeye ahirette de azaptan kurtulmaya ve Cennet nimetlerinin artmasına sebep olur. Hayatını insanların mutluluğuna adayan kişiler, bu dünyada mutlu yaşamışlar ve ahirette de gerçek mutluluğa kavuşmuşlardır. Dünya hayatı çok kısadır. Sahip olduğumuz makam ve imkânlar bir emanettir, geçicidir. Bunları hep insanların yararına kullanmalıyız. Bize hizmet için verildiğini düşünmeliyiz. Böyle yaparsak hem mutlu hem de kazançlı oluruz. İnsanların efendisi onlara hizmet edendir. 32 sözü ne kadar doğru bir sözdür. İnsanlara iyilik yaparak, onları memnun ederek mutlu olmalarını sağladığımızda biz de mutlu oluruz. Mutluluğunu artırmak isteyenler diğer insanlara iyilik ve yardım yapmayı alışkanlık haline getirmelidirler. Ne mutlu hayatını Allah ve Resulünün buyrukları doğrultusunda düzenleyenlere. Yazıklar olsun Allah a kulluğu ve Resulünün sünnetine uymayı terk edip mutluluğu başka yollarda arayanlara 29 Ahmed b. Hanbel, age., II, 254. 30 Taha, 20/181. 31 Buharî, Megazi, 35; Suyûtî, el-câmiu s-sağir, II, 8; Münavî, Feyzu l-kadir, III, 480; Aclûnî, Keşfu l-hafa, 1254. 32 Deylemî, Müsned, II, 324; Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, II, 463; Ali el-muttaki, Kenzu l-ummal, VI, 710. 7