Gizemli Bir Diyar Haliç

Gizemli Bir Diyar Haliç

Hamburg Diğer kuzey Alman kentleri gibi Hamburg unda mimarisi Backsteingotik tarzından etkilenmiştir. Tamamen düz olan şehri,özellikle güzel havalarda, yürüyerek gezmek son derece keyiflidir. Mardaş ın, üst etaplarda yenilediği gümrüklü ambar, bölgenin en modern ve yüksek kapasiteli tesisi oldu. Zemin dahil 6 kat istiflemeye imkan tanıyan özel raf sistemi sayesinde 4600 euro paletlik istifleme kapasitesine ulaşan gümrüklü ambar bölgenin en büyük gümrüklü ambarıdır. Toplam kapı sayısı 6 dır. Birbirinden eğlenceli her yaşa ve her zevke uygun aktiviteler, canlı müzik performansları, oyunlar ve devamında bir çok sürprizi içinde barındıran eğlenceli saatler sizleri bekliyor olacak bu rüya gibi mekanda. Mardaş ın Genel Müdürü Galip kendigelen ile gerçekleştirdiğimiz keyifli bir röportaj. Haliç, İstanbul un en özel yerlerinden birisidir tartışmasız. Geçmişi günümüze getirmiş bugünle harmanlamış bir yer olan Haliç, görmüş geçirmiş bir ihtiyar gibi tüm heybetiyle izlemektedir akıp giden zamanı. Altın Boynuz olarak anılan Haliç in hikayesi, dinlemeye değer bir tattadır. İstanbul un temelleri Herodotos, Eusebius ve coğrafyacı Strabon a göre milattan önce 7. Yüzyıldan önce, Kadıköy de atılmış olarak bilinmektedir. Bizans İmparatoru nun 1081 yılında değişimi sebebiyle İstanbul daki karışıklıklardan yararlanarak kaçmayı başaran Çaka Bey, Beyliğinin askerleri ile yeniden bir araya gelerek; İzmir i, ele geçirmiş ve müstakil bir Türk Beyi olarak sınırlarını genişletmeye başlatmıştır. Sihirli Yelkenliler kitabı insanoğlunun yedi denizi fethetmek ve rüzgarı kullanarak dünyaya hükmetmek için gösterdiği altı bin yıllık çabanın olağanüstü başarılı ürünleri olan yelkenli gemileri ve hikayelerini anlatıyor. MARDAŞ İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sisteminde Eğitimin Önemi

Galip Kendigelen ÖNSÖZ... Yepyeni bir yıla, yepyeni bir dergi ile başlıyoruz. İletişim bizim için çok önemli. İletişimimizi geliştirme yolunda önemli girişimlerimiz var. Bunlardan ilki şu an elinizde tuttuğunuz MARDAŞ TIME dergimiz. Sizin için, sizi düşünerek hazırladığımız bir denizcilik dergisi. Herkesin okuyabileceği bir dergi olması arzusu ile dergi içeriğini bolca gezi yazıları, kültür sanat yazıları, arkeoloji yazıları, denizcilik tarihi ile ilgili yazılar, denizci biyografileri ve birazda bizleri ve yaptıklarımızı anlatan konularla oluşturduk. Yeni sayılarımızda da bu anlayışla yalnız kurum tanıtımları ve reklamlardan oluşan bir yayın olmaktan öte eğlenceli ve bilgilendirici içeriğe sahip, sayfa sayısı her sayıda daha da artan dergiler yapmayı planlıyoruz. Derginin sizin derginiz olmasını arzu ediyoruz. Dergiyle ilgili görüşlerinizi bekliyoruz. Dergimizde yayınlanmasını istediğiniz bir içerik varsa lütfen bize ulaştırın. Fikirler, paylaştıkça değerlenir. Biz, sizlerle fikirlerimizi paylaşacağımız yeni platformlar oluşturmaya çalışıyoruz. Bu konuda yeni yılda yepyeni bir projeyi daha hayata geçiriyoruz. MARDAŞ EKRAN. Şirket çalışma alanları içerisinde, sekiz farklı bölgede, sekiz iletişim ekranı kuruyoruz. Anlık güncellenebilme özelliğine sahip bu ekranlar sayesinde, size ulaştırmayı düşündüğümüz her şeyi bu ekranlardan anında sizlerle paylaşmayı istiyoruz. Bazen bir fotoğraf, bazen bir yazı, bazen de bir filmle ekranlarda olacağız. Gözünüz MARDAŞ EKRAN da olsun. Umarım tüm yeni çalışmalarımız hoşunuza gider. Yeni yılın sağlık, mutluluk, başarı ve en önemlisi barış getirmesi dilekleriyle. Mutlu yıllar!

Hamburg Şehir, adını İmparator HYPERLINK Şarlman ın MS 808 yılında yaptırdığı kaleden almaktadır. Alster ve Elbe nehirlerinin arasındaki bataklıktaki kayalık bir bölgede inşa edilen kale, Slav akınlarına karşı kurulmuştur. Hammaburg adındaki kalenin ismindeki burg kale anlamına gelmektedir. Hamma kelimesinin anlamı ise hammr kelimesinden gelmektedir ve bataklık içindeki ağaçlık tepe, ağaçlık gibi anlamlara gelmektedir. Konumu Alster ile Bille arasında Petrikirche adındaki kilisenin güneyindedir. İklim özellikleri ve refahı ile Hansa şehri Hamburg, Avrupa nın en güzel metropollerinden biri olarak gösterilmektedir. Bu kent ziyaretçilerine mükemmel bir şehir ve doğa yaşamını birlikte sunar. Hamburg şehir ve doğa yaşamının bir arada ne kadar uyumlu olabileceğinin kanıtını gözler önüne sermektedir adeta. Şehrin neredeyse yarısı dinlenme alanlarıyla, ormanlarla ve koruma altında bulunan doğal alanlarla çevrilidir. Bu özelliklerinden dolayı şehre su kenarındaki yeşil metropol denmektedir. 2011 yılında alınan, Avrupa Çevre Başkenti ödülü ise şehir için bir başka övünç kaynağı olmaktadır. Tacirler kenti Hamburg geçmişten beri, bir özgürlük ve hoşgörü bölgesi, aynı zamanda eğitim ve kültür kenti konumundaydı ve günümüzde de bu özelliğini muhafaza edebilmiş durumdadır. On yüksekokul kenti bilimsel eğitim, araştırma ve geliştirme merkezi haline getirmektedir. Opera, üç devlet tiyatrosu ve otuz beş kadar özel tiyatronun, kaliteli koleksiyonu kentin kültür yaşamına büyük zenginlik getirmektedir. Böylece 1200 yıllık Hamburg hem eğlence meraklıları hem de kültür meraklıları tarafından aynı şekilde sevilip değerlendirilmektedir. Kentin sahillerinde lüks yolcu gemileri, dev konteyner gemileri ve restore edilmiş müze gemileri uluslararası liman için çeşitli eğlence imkanları sunuyor. En önemlisi, dünyanın en büyük model tren sergisi olan Miniatur Wunderland ı bu şehirde ziyaret edilebilme imkanına sahip olduğunuzu unutmayın. 4

Zemin dahil 6 kat istiflemeye imkan tanıyan özel raf sistemi sayesinde 4600 euro paletlik istifleme kapasitesine ulaşan gümrüklü ambar bölgenin en büyük gümrüklü ambarıdır.toplam kapı sayısı 6 dır. Bu kapılardan 3 tanesi kötü hava koşullarında dahi yükleme yapılabilmesi için körüklü rampa sistemiyle donatılmıştır. Tüm saha 24 saat kamera sistemleri ile kayıt altına alınmaktadır. Ambar için özel olarak satın alınan 4 adet reach truck ve 5 adet standart folklift ile 7/24 kesintisiz hizmet verilmektedir. Ambar içerisinde tüm yükler adresli olarak istiflenmektedir. Bu sayede yük teslimlerinde zaman kaybı önlenmektedir. Açılan konteynerlar fotoğraflanarak görüntü kayıtları alınmaktadır. İçeri alınan tüm yükler sigortalanmakta, hasar, kayıp halinde müşterinin tüm hasarı sigorta tarafından karşılanmaktadır. Yangın söndürme sistemleri mevcut olan tesiste, yangın algılanması halinde otomatik olarak devreye giren ve 20 yöneticinin cep telefonunu arayıp yangın raporu sunan santral sistemi kuruludur. Mardaş ın ISPS code ve IMDG code uygulamaları ile eğitimlerden geçmiş ve çeşitli talimlere katılmış, deneyimli bir kadro ile hizmetler verilmektedir. 5

Birbirinden eğlenceli her yaşa ve her zevke uygun aktiviteler, canlı müzik performansları, oyunlar ve devamında bir çok sürprizi içinde barındıran eğlenceli saatler sizleri bekliyor olacak bu rüya gibi mekanda. Ayrıca çocuklu aileler, kendilerine daha fazla vakit ayırabilsin düşüncesiyle, çocuklar için ayrı bir dünya kurulmuş. Bir ebeveynin rahatlıkla çocuğunu bırakabileceği ve çocukların eğlenebileceği aynı zamanda öğrenebileceği alanlar yaratılmış. Bu alanda eğitim almış çalışanlar sayesinde çocuklarınız, kendilerine hitap eden bu dünyada tatillerinin tadını çıkarabiliyor ve diğer çocuklarla oynayıp sosyal becerilerini geliştirebiliyorlar. Ailenin diğer fertleri kendilerine hitap eden alanlardan faydalanırken siz, Akdeniz Bölgesinin en büyük kongre merkezlerinden birine sahip olan toplantı salonlarında, ailenizin yanı başında, hem tatilinizi yapabiliyor hem de toplantı faaliyetlerinize ve işinize devam edebiliyorsunuz. Bunların dışında bir misafir için en önemli şeylerden birisi, tabi ki zengin, kaliteli ve lezzetli yemeklerdir. Ödüllü şeflerin hazırladığı, dünya mutfaklarından farklı lezzetleri tadabileceğiniz bir mutfağa sahip olan otel, kesinlikle sizi bu konuda memnun edebilecek düzeyde kaliteli. 6

Açık büfesi ile bir ana restoranın dışında, 6 farklı konseptte ala carte restaurant, 6 snack ve 13 bar ile bol seçenekli yeme içme hizmeti sunulmakta. Otelde 554 konforlu, lüks ve yüksek standartlardaki odalar, gözalıcı Akdeniz manzarası ile birleşince konuklarına unutulmaz anlar yaşatıyor. Ayrıca standart otel odalarının yanında, lüksüne önem verenler için özel bahçe ve havuzlu villalar, deniz manzaralı, özel havuzlu ödüllü royal süitler ve maviliğin çepeçevre sarıldığı göl evleri, rahatlık ve şıklığı bir arada sunuyor. Dinlenebileceğiniz, yenilenebileceğiniz ve form tutabileceğiniz La Calisse Spa merkezi özellikle vazgeçemeyeceğiniz bir bölüm olacak. Bu bölümde, mükemmel dekor ile görsel olarak sunulan mükemmel hizmetin yanı sıra özel servisleriyle 4 adet VIP Spa süiti mevcut, 2 adet Ayurveda odası, 20 adet bakım ve masaj odaları, bir tanesi VIP olmak üzere 2 adet hamam, sauna buhar banyosu, hydro baht odası, afizyon duşu, dinlenme bölümü, vitamin barı, 2 adet kapalı havuzları ve fitness merkezi ile olağanüstü bir hizmet sunulmakta. Bu bölümde uzak doğunun egzotik atmosferi ile Türk gelenekleri birleştirilmiş ve ortaya bir şaheser çıkmış.ayrıca otelde profesyonel futbol takımlarına hizmet vermek amacıyla UEFA standartlarında 3 adet futbol sahası ve 1 adet antrenman sahası kurulmuş ve tüm dünyadan takımlara en iyi şekilde hizmet verilebilmekte. Bu yaz güzel bir tatili hak ettim diye düşünenlere kesinlikle tavsiye edeceğimiz bir tesis Susesi Luxury Resort. iletişim : www.susesihotel.com Tel : 90 242 710 24 00 7

Merhaba Galip Bey. Öncelikle bizi konuk ettiğiniz için çok teşekkürler. İlk sorumuz Mardaş olsun. Bize Mardaş ı anlatır mısınız? Mardaş ülkemizin en büyük denizcilik işletmelerinden biridir. Limancılık ve armatörlük başta olmak üzere denizciliğin birçok alanında faaliyet göstermektedir. Aynı zamanda brokerlik ve acentelik hizmetleri de sunmaktayız. Şirketimiz faaliyet gösterdiği alanlarda haklı bir itibara sahiptir. Grup şirketleriniz varsa hangi alanlarda faaliyet gösteriyorlar? Grup şirketlerimiz Mardeniz; armatörlük ve gemi işletmeciliği alanında faaliyet gösterir, Kardeniz, İçdaş şirketine exclusive brokerlik hizmeti verir. Ayrıca belirtmem gerekir ki; İçdaş Demir Çelik şirketimizin kardeş kuruluşlarındandır. Şirket sahiplerimiz aynı olmakla birlikte bağımsız operasyonlara sahip iki ayrı şirkettir. Turizm alanındaki yatımımıza gelince; Antalya Belek te yer alan Susesi Delux Resort oteli grup şirket yatırımlarımızdandır. Ambarlı limanı dışında İstanbul da nerelerde liman var? Ambarlı dan başka İstanbul da yerleşik diğer liman Haydarpaşa limanıdır. TCDD ye ait bu liman gerek yatırımların yavaşlaması gerekse İzmit körfezindeki özel işletmelerin gelişen faaliyetleri nedeniyle yıllık elleçleme hizmetleri sürekli düşmekte ya da gelişememektedir. Öte yandan; arazisi de başka projelere konu edilmesi nedeniyle geleceği ile ilgili belirsizlikler vardır. İzmit sanayi bölgesinin yanı sıra İstanbul bölgesinin de ihtiyaçlarını karşılayan İzmit körfezi limanları mevcuttur. İstanbul a da hitap etmesi nedeniyle sektörde Körfez limanlarının da İstanbul limanı olduğu algısı vardır. Bir açıdan haklı da sayılabilir. Son olarak; Karaköy de yolcu gemilerine hizmet veren bir terminal vardır. Zaman zaman İstanbul limanı diye geçer, Salı Pazarı diye de bilinir. Bizden farklı bir kulvarda hizmet vermektedirler. Bizde ticari yükler gelir gider, orada turistler. Ticaret hacmi açısından dünya limanları ile ambarlı limanını karşılaştırsak, ne söylersiniz? Ambarlı limanı Konteyner elleçleme rakamlarına göre dünyanın 43. büyük liman işletmesi konumundadır. (Kaynak: World Shipping Council) Ambarlı limanında 3,1 milyon Teu elleçlenirken ilk sıradaki Şangay limanı 32,5 milyon Teu elleçlemiştir. Yine ilk 10 liman içinde 7 tane Çin limanı olduğunu söylemek gereklidir diye düşünüyorum. İlk on terminalin toplam konteyner elleçlemesi 198,6 milyon Teu düzeyindedir. Sanırım halen etkileri devam eden küresel kriz yaşanmamış olsaydı daha iyi bir konumda olabilirdik. Ancak, ülkemizin iş hacmi komşu ülkelere kıyasla daha hızlı büyüyebildiğini gösterdi. Konteyner hat işletmecileri karlılıklarını artırdığı takdirde iş büyütme konusunda daha iştahlı olacaktır. Bu da limanların hacimlerini yükseltecektir. Böylesine büyük bir alanda çalışanlarınızla nasıl iletişim kuruyorsunuz? Personelimizle geleneksel yöntemlerle temas kurmaktayız. Toplantılar düzenliyoruz. Ancak son dönemde bilgi ekranları aracılığıyla iletişimin önünü açmayı hedefliyoruz. Şirketimizde çalışanların yoğun olarak bulunduğu yerler konumlandırılacak ekranlar aracılığıyla şirket duyuruları, iş güvenlik bilgileri ve hatta hayatın içinden trafik yoğunluk haritası döviz kurları gibi bilgileri de içeren zengin bir içerikle yayına başlıyoruz. Sanırım hayata geçince neleri geliştirebileceğimiz daha net ortaya çıkacaktır. Bu proje canlı bir organizma gibi büyür ve gelişirse kendimizi başarılı sayacağız. Bu proje çok güzelmiş Galip Bey. Başka yeni projeleriniz vardır. Bizimle paylaşır mısınız? İş geliştirme yatırımlarımız olacak. İlki liman sahamız ile konteyner depolarımızı köprü ile birleştirme projesi. Bu gerçekleştiğinde liman kapasitemiz 3,5 kat artacağını öngörüyoruz. Bunun devamında Ambarlı bölgesinde Eski çimento tesislerinin arkasında yer alan bölgede sahip olduğumuz 130 bin m² arsanın beton zeminli konteyner sahasına dönüştürülme işini hayata geçireceğiz. Bu yatırımlar sayesinde işletmemiz geleceğe güvenle bakacaktır. Gemilerinizin olduğunu söylemiştiniz, biraz daha açar mısınız? Mardaş armatör olarak dökme yük gemilerine sahip bir firmadır. İşletmemiz altında modern dizaynda inşa edilmiş tonajları 55.500 ton ve 58.100 ton arası değişen 7 adet supramax sınıfı dökme yük gemisi mevcuttur. Genel olarak gemilerimiz okyanus aşırı kontratlar ile çalışmaktadır. Yaygın kanının aksini kendi yüklerimiz değil üçüncü şahıs yüklerinin taşınması ile meşgullerdir. Gemilerimizin tamamı Türk bayrağı taşımaktadır. Türk bayrağı altında dünya limanlarında girmiş olduğu uluslararası liman devleti (PSC) denetlemelerinden sorunsuz geçmesinin Türk bayrağının Paris Mou denetimlerinde en iyi derece sınıflandırması olan beyaz listeye geçmesinde olumlu katkıları olduğu söyleyebilirim. Ayrıca gemilerimizi Türk kaptan ve çalışanlarımıza emanet etmekten hiçbir şart altında vazgeçmedik. Sizce dünya deniz ticaretinde önümüzdeki yıllarda neler olur? Bulunduğumuz sektörde yer alan uluslararası dev şirketler bile 2008 yılının sonunda patlak veren küresel krizi öngöremedi. Herkes mevcut gidişatın aynen devam etmesi halinde filolarının yetersiz kalacağını, yeni, gemiler satın alınmazsa şirketlerinin küçüleceğini düşündüler. Sonuçları halen piyasayı etkileyen kararlar o dönemde alındı. Günümüzde artık gelecek tahmini yaparken çok daha zorlanıyoruz. Ancak krizin yaralarının her geçen gün daha 8

3 QPSUBK.BSEBų (BMJQ,FOEJHFMFO da sarıldığını söyleyebilirim. Global ticareti etkileyen çok radikal değişimler olmazsa gelecek daha aydınlık olacaktır diyebilirim. Türkiye nin üç tarafı deniz. Sizce bu ticaretten yeterince pay alıyor mu? Türkiye aslında bahsettiğiniz gibi 3 tarafı denizlerle çevrili olması hep hacmi artırma ile ilgili olarak dile getirilmektedir. Ancak işin özü limanlar temelde iki tür elleçleme hizmeti verirler ilki ülkenin ithal ettiği yüklerin tahliyesi ve ihraç ettiği yüklerin yüklenmesi hizmetlerini içerir ki bu da ülkemizin ekonomik büyümesi ile ilgili bir konudur. Ülke ekonomisi büyürken liman elleçlemeleri buna koşut olarak gelişir. Yani bu bağlamda iş hacimlerinin artışı ekonomik istikrara ve büyümeye bağlıdır diyebiliriz. Tabi bu kadar etkili olmasa da sermayenin serbest dolaşımı gibi konularda ikincil düzey de etkilere sahiptir. İkincil olarak limanlar transit elleçleme hizmetleri verirler ki bunlar ülke ekonomisinden bağımsız olarak da gelişebilir ya da gerileyebilir. Transit elleçlemeyi belirleyen hususlar limanların tarifeleri, gümrük prosedürlerinin uygunluğu ve limanların kapasiteleri. Hat operatörleri uğrak yaptıkları limanları öncelikler fiyat açısından kıyaslarlar. Daha sonra en az prosedürle uğraşacakları limanları belirlerler. Aslında bu da bir anlamda maliyet artırıcı bir unsurdur. Bu konu hassasiyetle ele alınması gereken bir konudur. Günübirlik değişikliklere karşı çok duyarlı bir pazardır. Örneğin geçtiğimiz aylarda başlatılan yeni kabotaj uygulamaları neticesinde Türk limanları iş kaybına uğramıştır. Günün sonunda armatör yeni duruma yükü başka limana çekerek tepki verdiklerini söylemek yanlış olmaz. Son olarak liman büyüklükleri armatörün tüm transit konteynerlerini elleçleyebilecek imkanlara sahip olup olmadığı da önemlidir. Zira konteyner lojistiği açısından tek bir hub limandan tüm aktarmalarını yapabilmek verimliliklerini artırır. Ancak yine de her türlü uygun şartlara sahip olsanız bile bölge ülkelerle rekabet halindesinizdir. İthalat ve ihracatın yanında ilave bir kazanım olarak düşünülmeli ancak uzun vadeli olarak getirisini sürdürmek için sürekli cazibe artırıcı yenilikler yapılmalıdır. Aksi takdirde bugün var olan hacim yarın aniden başka limanlara kayabilir. sektörünün 2008 yılına kadar olduğu gibi her yıl büyüyen bereketli günlere geri dönmemiz. Hem sektörün hem de ülkemizin geleceği parlak olsun. 2014 yılının ülkemize ve dünyaya barış, refah ve mutluluklar getirmesini temenni ederim. Sizin Kaptan olduğunuzu öğrendik. Uzun yol kaptanlığı zor bir meslek mi? 1983 İTÜ Yüksek Denizcilik Fakültesi güverte bölümü mezunuyum. Uzun yıllar çeşitli tonajlardaki gemilerde kaptan olarak görev yaptım. Bizim mesleğe girdiğimiz yıllara gemi kaptanlarının seyir esnasındaki sorumlulukları çok daha fazlaydı. İletişim imkanları günümüz ile kıyaslanamayacak kadar ilkeldi. Hemen her konuda kararlar vermesi ve uygulamasının ağırlığı kaptanların omuzlarındaydı. Bu durum meslekte çabuk pişmemize yardımcı olurken okulda öğrendiklerimizin çok ötesinde konularda bizleri zorluyordu. Günümüzde gemi kaptanlarının omuzlarından yük alan güçlü merkezi ofisler var. Dezavantajı da temel olarak kaptanların mesleki olgunluklarının daha uzun zaman almasıdır. Her ne kadar teknolojik gelişmeler artık gemi kaptanlarının işlerini kolaylaştırsa da ehil bir denizcinin yetişmesindeki emek ve zorluklar aşikardır. Bu sebeple çeşitli okullara, üniversitelere ve denizcilik fakültelerine, açıkçası geleceğin denizcilerine ve deniz teknoloji geliştiricilerine daha parlak imkanlar ve bir gelecek sunmak adına yeni sınıfların yapılması, bursların sağlanması, çeşitli görsel eğitsel teknolojik imkanların sunulması gibi çalışmalara elimizden geldiğince sponsor olup yardımlarda bulunmaktayız. Yeni yıl geldi. Sizin yeni yıl mesajlarınızı alabilir miyiz? 2013 yılı arzu ettiğimiz gibi denizcilik açısından krizden çıkışın yılı olmadı. Beklentiler karşılık bulamadı. Ancak belli bir istikrarın da nispeten kurulduğu bir yıl oldu. Arzumuz denizcilik 9

Haliç, İstanbul un en özel yerlerinden birisidir tartışmasız. Geçmişi günümüze getirmiş bugünle harmanlamış bir yer olan Haliç, görmüş geçirmiş bir ihtiyar gibi tüm heybetiyle izlemektedir akıp giden zamanı. Altın Boynuz olarak anılan Haliç in hikayesi, dinlemeye değer bir tattadır. Strabon, akıntının palamutları sürü halinde Haliç e girmeye zorladığını ve dar alanlarda elle bile yakalandıklarını aktarır. Antik çağda sıkça görülen, içi meyve dolu bereket boynuzu (cornucopiae), Byzantion da içi palamut dolu bereket boynuzu olarak görülür. Eskiçağ da İstanbul kitabının yazarı Prof.Dr. Oğuz Tekin palamutların burada altın olarak sembolize edildiğini belirtir. Nitekim, Byzantion un sikkelerinde de balık bolluğuna işaret eden palamut betimleri bulunur. 10 Yaşlı Plinius da, Altın Boynuz adının Haliç teki palamut bereketinden kaynaklandığını anlatır:... Trakya Boğazı nda (İstanbul Boğazı), Avrupa ve Asya yı ayıran Boğaz ın en dar yerinde, Asya yakasındaki Khalkedon (Kadıköy) yakınında dipten yüzeye doğru, suyun arasından parıldayan şahane beyazlıkta bir kaya vardır. Palamutlar bu kayayı birdenbire karşılarında görünce her zaman ürkerler. Sürü halinde dosdoğru karşı taraftaki Byzantion burnuna (Haliç) yönelirler. Buranın Altın Boynuz olarak anılmasının nedeni de budur. Sonunda tümü Byzantion da yakalanır. Haliç in dahil olduğu İstanbul Boğazı efsanesi ise tanrılar katında Zeus ile Argos kralı Inakhos un kızı Io arasında yaşanan yasak aşktan doğar. Efsaneye göre, Io yu karısının öfkesinden korumak isteyen Zeus, onu beyaz bir inek şekline sokar. Bunu öğrenen Hera da Io ya biratsineği musallat eder. İnek deli gibi koşmaya başlar; kıtalar aşar. Peşindeki sinekten kurtulmak için kıtadan kıtaya atlarken İstanbul Boğazı ndan da geçer. Ve nitekim, bosphoros kelimesi de Yunanca da inek geçidi anlamına gelir... Haliç için kullanılan Altın Boynuz adı Batılı dillere aynı anlamıyla aktarılırken, Osmanlılar ve Araplar bu koya Haliç adını vermişlerdi. Galata Köprüsü nden Alibeyköy ve Kağıthane derelerinin ağzına kadar 6,7 kilometre uzunluğunda, kimi yerde 130 kimi yerde ise 730 metre genişliğindeki bu derin koy asırlar boyunca en güvenli limanlardan biri ve Doğu nun en önemli ticaret merkezleri arasında sayıldı. O tarihlerde bu coğrafyada seyahat eden gezginler Haliç i bir kayık ormanı na benzetiyordu. 14. yüzyıl seyyahlarından İbn Battuta Seyahatnamesi nde Haliç i ve sularında demirlemiş teknelerin kalabalığını, Limanında demirlemiş kadırgalar, kalyonlar, büyüklü

küçüklü kayıkların sayısı o kadar çok ki, direkleri bir orman gibi görüşü engelliyor. Bu teknelerin onarımları da kıyıdaki çekek yerlerinde yapılıyor, gemicilerin her türlü ihtiyaçları da orada sağlanıyor diye tarif ediyordu. O dönemlerde Çin den, Mağrip ten, Ceneviz ve Venedik ten, pek çok farklı milliyetten tacirler, gemiciler, gezginler sahili dolduruyor; kürkler, ham ipekler, mücevherler, baharatlar, çuvallar ve sandıklar içinde, batıdan doğuya, kuzeyden güneye giden gemilere yükleniyordu. Eski tarihlerden bu yana Haliç, ticaret bakımından çok önemli bir yer olmuştur. Karadeniz çevresi zenginliklerinin güneye çıkmasını sağlayan Akdeniz ticaret gemilerinin Marmara su yolu üzerinde, her türlü tehlikede sığınabilecekleri ve ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, kara ticaret yollarının geçiş noktasıydı. Buraya sahip olmak Akdeniz ticaretine sahip olmak demekti. Akdeniz ticaretine sahip olmak, dünya ticaretinin yüzde yetmişine sahip olmak anlamını taşımaktaydı. Haliç ve çevresinde var olan ticaret trafiği, aynı zamanda milletler arasında kültür alışverişini beraberinde getiriyordu. Akdeniz ve Balkan devletlerinden gelen ziyaretçiler, ayrıca din adamları, denizciler, kahinler ve sanatçılar kendi kültürlerinden izler bırakarak, bu güzel kültür mozaiğine katkı sağlıyorlardı. Pierre Loti nin aşık olduğu Eyüp Sultan, bin yıllardır kadırgalar ve gemiler üretilen tersaneleriyle ünlenmiş Kasımpaşa, dünyanın en güvenli gümrük yeri olarak adlandırılan Eminönü, Uzakdoğu, Afrika ve Asya dan getirilen baharatların toplandığı Mısır Çarşısı, Süleymaniye Külliyesi, Topkapı Sarayı ve daha nice mekanı içinde barındıran tarihi Altın Boynuz. 11

İstanbul un temelleri Herodotos, Eusebius ve coğrafyacı Strabon a göre milattan önce 7. Yüzyıldan önce, Kadıköy de atılmış olarak bilinmektedir. O dönemde Khalkedon (Körler Ülkesi) olarak tanımlanan bu yerleşim yerinin tam karşısına, 17 yıl sonra Megaralı Byzas tarafından Byzantion kurulmuştur. Byzantion, Avrupa ile Asya yı ayıran İstanbul Boğazı nın Trakya yakasında konumlanmıştır. İlk kurulduğunda sadece bugün Topkapı ve Ayasofya nın bulunduğu alan üzerini kapsamaktaydı, fakat kent zamanla gelişmiş, Roma ve Bizans dönemlerinde bugün Eminönü ve Fatih ilçelerinin bulunduğu alana kadar yayılmıştır. Günümüzde bu alanı Tarihi Yarımada olarak adlandırmaktayız. araştırmalarında Bathonea antik kentinin izlerine ulaşıldı. Bulunan kalıntıların doğrultusunda İstanbul un Yeni Tarihi Yarımadası olarak adlandırılan yerde ve göle kadar olan alanda, İstanbul un Megralı Byzas tarafından kurulduğu zamana, yani M.Ö. 7. Yy tarihlerine denk gelen ikinci bir kentin daha bulunduğu vurgulanıyor. Çalışmalar 2008 yılında ipuçlarını vermeye başladı. Yüzey araştırmalarında, İstanbul un en eski ve en büyük antik limanlarından biri olduğu düşünülen büyük liman ve kent kalıntıları ile fenere rastlandı. Bunların dışında Küçükçekmece gölü havzasında, tarih öncesi dönemlerden kalma taş aletler ve seramik parçalarına da rastlandı. Binlerce Yıl Öncesinde Aranan Cevaplar Göl ve kıyısı boyunca uzandığı tespit edilen sur, liman ve diğer kalıntıların bu döneme ait olup olmadığı, Roma döneminden sonra önemini kaybettiği ve limanın terk edilip edilmediği ve en önemlisi bu kentin kaybolmasının en önemli sebeplerinden biri olabileceği düşünülen depreme maruz kalıp kalmadığı araştırmalar sonucunda cevabını bulacak sorulardan birkaçı. İstanbul un Tarihi Yeniden Yazılıyor Antik kaynaklardan anlaşıldığı üzere, Byzantion un yakınlarında, Bathonea adlı Hellenistik bir kentten söz edilmekte. Bu kaynaklar bize, Küçükçekmece gölü yakınlarında bulunabilecek bir kentten bahsetmekteydi, fakat bugüne kadar yeri tam olarak tespit edilememişti. Fakat bir süredir izlerine rastlanan bu antik kent keşfedildi ve yavaş yavaş gün ışığına çıkarılmaya başladı. Kocaeli Üniversitesi nden Yrd. Doç. Dr. Şengül Aydıngün ün başkanlığında gerçekleştirilen İstanbul Tarih Öncesi Çağlar Araştırmaları (İTA) projesi, son yılların en önemli arkeolojik keşiflerinden birinin ortaya çıkmasına sebep oldu. Küçükçekmece ve Avcılar belediyelerinin bu çalışmaya verdiği destekle 2007 yılından bu yana Küçükçekmece Gölünün Avcılar ve Küçükçekmece ilçeleri kıyılarında yapılan yüzey Şehrin Surlarına Ulaşıldı Su altında yürütülen çalışmalar sonucunda, 2.5 kilometre uzunluğunda, 1.5 metre yüksekliğinde surlara ulaşıldı. Denize uzanan 60 metrelik mendirek ve antik fener, Barthonea nın antik bir liman kenti olduğunu kanıtlar nitelikte. Konstantin Dönemine Ait İzler Araştırmalar sonucunda ulaşılan Constan yazılı tuğlalar, bu limanın İstanbul un en eski antik limanlarından birisi olabileceğinin bir kanıtı niteliğinde. Antik kaynaklardan ulaşılan bilgilere göre, İmparator Konstantin, Byzantion kentine MS 330 yılında kendi adını vererek Roma nın başkenti ilan ettiğinde Konstantinopolis çevresinde surlar, limanlar, hamamlar, caddeler, sokaklar ve resmi yapılar yaptırmıştı. 12

İlk Türk Denizcisi Çaka Bey Bizans İmparatoru nun 1081 yılında değişimi sebebiyle İstanbul daki karışıklıklardan yararlanarak kaçmayı başaran Çaka Bey, Beyliğinin askerleri ile yeniden bir araya gelerek; İzmir i, ele geçirmiş ve müstakil bir Türk Beyi olarak sınırlarını genişletmeye başlatmıştır. Çaka Bey, İzmir de o döneme göre modern sayılabilecek bir tersane yaptırmıştır. Bu aşamadan sonra gemi inşa faaliyetlerine geçilmiş; kürekli ve yelkenli gemilerden oluşan 50 parçalık ilk Türk Donanması 1081 yılında inşa edilmiştir. Emir Çaka Bey, 1081 yılında 50 parçadan oluşan ilk Türk Donanması ile Ege nin sıcak sularına yelken açarak, Urla, Çeşme ve Foça yı ele geçirmiştir. 1081 yılı Türk Deniz Kuvvetlerinin kuruluş yılı olarak kabul edilmiştir. İlk Türk Donanması 1089 yılında Midilli, 1090 yılında ise Sakız Adası nı fethederek denizlerin dünyasına hızlı bir giriş yapmıştır. Çaka Bey komutasındaki, ilk Türk Donanması 19 Mayıs 1090 tarihinde Karaburun ile Sakız Adası arasında kalan Koyun Adaları civarında Bizans Donanması ile karşılaşmıştır. Tarihte Koyun Adaları Muharebesi olarak geçen bu ilk deniz savaşında Bizans Donanması ağır kayıplarla geri çekilmek zorunda kalmıştır. Çaka Beyin 1095 yılında ölümü, yükselen bir değer olan Türk Denizciliğinin gelişim hızına büyük bir darbe indirmiştir. 13

Sihirli Yelkenliler kitabı insanoğlunun yedi denizi fethetmek ve rüzgarı kullanarak dünyaya hükmetmek için gösterdiği altı bin yıllık çabanın olağanüstü başarılı ürünleri olan yelkenli gemileri ve hikayelerini anlatıyor. Kitabın Bölümleri: İnsan ve Yelken Denizcinin Hayatı Deniz ve Sanat Yelkenli Geminin Anatomisi Müze Gemiler (Vasa, Constitution, Cutty Sark, Victory, Warrior, Mercator) Replika Gemiler (Amsterdam, Batavia, Endeavour, Bounty, Pilgrim, Pride of Baltimore, Grand Turk, Olympias, Golden Hinde) Son Windjammer lar (Sedov, Kruzenshtern) Turist Gemileri (Royal Clipper) Okul Gemileri (Juan Sebastian Elcano, Amerigo Vespucci, Khersones, Gorch Fock ve Kardeşleri) Engelli Gemileri (Lord Nelson) Yelkenliye Dönüştürülen Eski Gemiler (Europa, Picton Castle, Astrid, Yaşayan Tüm Yelkenli Gemilerin Listesi) Sihirli Yelkenlilerle Heyecanlı Günler - Yarışlar, Festivaller Yelkenli Gemiler İstanbul da: Mayıs 2010 (Alexander von Humboldt, Bodrum, Dar Mlodziezy, Dewaruci, Kaliakra, Mir, Shabab Oman, Tecla, Tenacious) Russell Crowe un ender savaş filmlerinden olan Dünyanın Uzak Ucu ya da Master And Commander denizler ve gemiler ile dolu. İngiliz donanmasında yüzbaşı olarak bulunan Yüzbaşı Aubrey(Russell Crowe) Brezilya da bulunan bir Fransız donanmasını bertaraf etmek için görevlendirilir. Uzun bir kovalamaca böylece başlar. Dünyanın Uzak Ucu (Master And Commander) Yönetmen ve Senaryo:Peter Weir Süre:2 saat 18 dakika. Başrollerdeki Oyuncular:Russell Crowe, Paul Bettany, Billy Boyd, Max Pirkis, Lee Ingleby 14

Çalışma yaşamında eğitim; amaç ve hedefleri belirlenmiş, çalışanlar ve işyerine özgü farklılıklar dikkate alınarak uygulamaya dönük davranış değişikliği ve yöntem yaratmayı amaçlayan, etkinliğinin ve işe yararlığının pekiştirilmesini sağlayan planlı bir aktivitedir. İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) kültürünün oluşumunda eğitim çalışmaları, şirket içinde önemli bir iletişim fırsatı yaratır. İSG kültürünün oluşturulmasında Yönetimin taahhüdünü çalışanlara aktarmak, çalışanlara bilgi ve beceri kazandırmak, katılımı sağlamak üzere yetişkin eğitimi ilkelerine uygun olarak İSG eğitimlerinin tasarımı yapılmaktadır. İSG eğitimleri, sağlık ve güvenlik anlayışının işyerinde yerleştirilmesi ve/veya değiştirilmesi, pekiştirilmesi gerektiğinde uygulanmaktadır. İşyerinde sağlık ve güvenlik ortamı ve anlayışının sağlanması, sağlık ve güvenliğe yönelik algının olmazsa olmaz bir ön koşul olarak yapılan her iş için benimsenmesi ancak tüm çalışanların katılımının sağlandığı bir ortamda var olabilir. İSG eğitimleri ne kadar kaliteli ve süreklilik gösteriyorsa, personelin çalışma ortamında güvenliğin sağlanmasına yönelik katkısı da o yönde artmaktadır. İşyerimizde, hem oryantasyonda hem de ileriki aşamalarda iş güvenliği eğitimleri düzenlenerek çalışanlarımızda iş güvenliği bilinci ve kültürü oluşturulmaktadır. Bu amaçla periyodik olarak düzenlenen eğitim faaliyetlerinde çalışanlarımıza verilen eğitim kişi başına ortalama 8 saati bulmaktadır. İş güvenliği eğitimlerinin yanı sıra personelimize acil durum uygulamaları ile ilgili olarak ayrıca eğitim düzenlenmektedir. İlkyardım eğitimleri işyerinde herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin tıbbı yardımı sağlanıncaya kadar olay yerinde ilk yardım uygulamalarını içeren eğitimlerdir. İşyerimizde 40 personel Temel İlkyardım Kursuna katılarak ilkyardımcı sertifikası almışlardır. Bir diğer önemli husus olan yangın ile ilgili işyerimizde periyodik olarak yangın talimleri düzenlenmekte ve yangın konusunda çalışanlarımız bilinçlendirilmektedir. Ayrıca 14 personelimiz İtfaiye Eğitim Merkezi tarafından düzenlenen eğitimlere katılarak belgelerini almışlardır. 15