OSMANLI DAN CUMHURİYET E SÛFÎ GELENEĞİN TAŞIYICILARI Rüya KILIÇ, Dergah Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2009, 157 s.

Benzer belgeler
Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

İSLAM FELSEFESİ: Tarih ve Problemler Editör: M. Cüneyt Kaya. ISBN sayfa, 45 TL.

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

6. Uluslararası Sosyal Güvenlik Sempozyumu İzmir de Başladı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

Merkez / Bitlis Temel İslam Bilimleri /Tasavvuf Ana Bilim Dalı.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ESKĠġEHĠR OSMANGAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ, TARĠH BÖLÜMÜ DERS ġablonu (ÖĞRETĠM PLANI / MÜFREDAT)

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Bu doküman Kâtip Çelebi tarafından 1632 de yazılan ve İbrahim Müteferrika nın eklemeleri ile Matbaa-ı Amire de basılan Kitabı-ı Cihannüma nın

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Tel: / e-posta:

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ

Tufan Buzpmar H ÍL A FE T

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Doç. Dr. Mustafa Alkan

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

İçindekiler. Sunuş Önsöz GİRİŞ Gizli bir el... 27

Temel İslâm Bilimler BÖLÜMÜ. Yrd. Doç. Dr. Ali TENİK Tasavvuf Anabilim Dalı

Bin Yıllık Vakıf Medeniyeti ve Vakıfların Eğitimdeki Yeri Sempozyumu

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İÇİNDEKİLER GİRİŞ Bölüm: SİYASAL İLETİŞİM OLGU VE SÜRECİ Siyasal İletişimin Tanımı Siyasal İletişim Olgusu ve Süreci...

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Hak ihlalinin sosyal boyutları Prof. Dr. Ejder Okumuş Eskişehir Osmangazi Üniv. İlahiyat Fak. Hak-fedakârlık dengesi

Muhammed Nûru l-arabî Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri Ali Bolat H Yayınları, İstanbul 2015, 275 s. Oğuz Yılmaz *

İSLÂM FELSEFESİ. TARİH ve PROBLEMLER. editör M. Cüneyt Kaya

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

EKİM 2014 KAHRAMANMARAŞ SELİM IŞIK

Doç. Dr. Ömer Faruk TEBER

Kilis 7 Aralık Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2015/1 CİLT: 2 SAYI: 2 s

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ (YÖNETİM VE LİDERLİK) YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

TERÖR ÖRGÜTLERI TARAFINDAN SOSYAL MEDYANIN KULLANILMASI: IŞİD ÖRNEĞI KONFERANSI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.10, ARALIK 2016

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ DOKTORA PROGRAMI DERS BİLGİ PAKETİ

Muzaffer AKDOĞAN AVRUPA BİRLİĞİ UYUM SÜRECİNDE TÜRK İHALE REJİMİNİN ŞEFFAFLIK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Ders Bilgi Formu

İSLÂM TARİHİ VE SANATLARI BÖLÜMÜ. Doç. Dr. HÜSEYİN AKPINAR Türk Din Mûsikîsi Anabilim Dalı

DIŞ TİCARET ENSTİTÜSÜ

Nicolas Monceau, Générations démocrates: Les élites turques et le pouvoir, Paris: Éditions Dalloz, 2007, XVIII+615 shf., ISBN:

İŞLETME YÖNETİMİ VE ORGANİZASYONDA TEMEL KAVRAMLAR

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ AÇISINDAN ÖRGÜTSEL KÜLTÜRÜN YERİ VE ÖNEMİ (ss.1-6) 2. BÖLÜM ÖRGÜTSEL KÜLTÜR KURAMININ GELİŞİMİ (ss.

İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

BİLGİ KÜLTÜR MERKEZİ Güz Programı

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş

idealonline Elektronik veri tabanı tanıtımı

TARİH BÖLÜMÜ ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS PROGRAMI 1. SINIF

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ Kalite Geliştirme ve İzleme Birimi

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE. 1 Dersin Adı: Din Sosyolojisi. 2 Dersin Kodu: SSY Dersin Türü: Zorunlu. 4 Dersin Seviyesi: Lisans

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ (YÖNETİM VE LİDERLİK) YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

MARUF VAKFI İSLAM EKONOMİSİ ENSTİTÜSÜ AÇILDI

DİNÎ SÖYLEMİN ÖNEMİ. Tartışmalı İlmî Toplantı PROGRAM - DAVETİYE 16/18 EKİM 2015 TOPLUMSAL BİRLİĞİN GÜÇLENDİRİLMESİNDE

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı/Yeniçağ Tarihi Bilim Dalı

ZĐYA GÖKALP ĐN DĐN SOSYOLOJĐSĐ Ahmet Faruk Kılıç, Değişim Yayınları, Đstanbul, Şubat-2008, 282 s.

TÜRKİYE'NİN TOPLUMSAL YAPISI

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

TASAVVUF KÜLTÜRÜ EĞİTİMİ PROGRAMI 23 Ocak-1 Mart 2017, İstanbul. Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

SEMPOZYUM DAVETİYESİ ve PROGRAMI

ve Manisa Muradiye Kütüphanesi nde iki nüshası Bursalı Mehmet Tahir Efendi

Editörler Prof.Dr. Ahmet Onay / Prof.Dr. Nazmi Avcı DİN SOSYOLOJİSİ

Adı Soyadı: Ertan GÖKMEN Doğum Tarihi: 1967 Öğrenim Durumu: Doktora Öğrenim Gördüğü Kurumlar: Öğrenim Durumu Bölüm/Program Üniversite Yıl

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İsmail Kara, Cumhuriyet Türkiyesi nde Bir Mesele Olarak İslam, 4. baskı, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2010, 386 s.

Prof. Dr. Ahmet ÖGKE

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

Din Sosyolojisi El Kitabı

BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ MEDENİYET ARAŞTIRMALARI VE DEĞERLER EĞİTİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (MEDEM) YÖNETMELİĞİ

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

Eserin Her Türlü Basım Hakkı Anlaşmalı Olarak Ensar Neşriyat a Aittir. ISBN : Sertifika No: Kitabın Adı Din Sosyolojisi. Yazarı Dr.

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

Transkript:

OSMANLI DAN CUMHURİYET E SÛFÎ GELENEĞİN TAŞIYICILARI Rüya KILIÇ, Dergah Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2009, 157 s. Büşra ÇAKMAKTAŞ Tanıtacağımız bu eser Osmanlı medeniyeti ve müesseseleri tarihi sahasındaki nitelikli çalışmalarının yanı sıra günümüzde hala canlılığını sürdüren bir tartışma alanı olan Osmanlı dan Cumhuriyet e intikal eden tasavvufî miras ile tarîkat çevrelerinin bu geçiş sürecinde yeni uygulamalara karşı bakışları ve uyum süreçleriyle ilgili çalışmalarıyla da temâyüz etmiş olan Prof. Dr. Rüya Kılıç ın Osmanlı dan Cumhuriyet e Sûfî Geleneğin Taşıyıcıları isimli çalışmasıdır. Dergah Yayınları tarafından 2009 yılında okuyucuların ve akademisyenlerin istifâdesine sunulan eser giriş, dört ana bölüm ve sonuç kısmından müteşekkildir. Giriş bölümünde XIX. yy.dan günümüze kadar Osmanlı İmparatorluğu nda ve Cumhuriyet in ilanından sonra Türkiyeʹde İslâm ın siyâsî, ekonomik ve toplumsal rolünün şiddetli tartışmalara konu olduğundan bahseden Kılıç, bu durumu toplumsal bir bilinç karışıklığına bağlamaktadır. Kılıç bu meseleyi bilimsel bir zeminde ele almak için çoğu kez ihmal edilen önemli bir ayrıntıya yani İslâm ın bir inanç sistemi olmasının yanı sıra siyâsî, sosyal, ahlâkî, kültürel ve sembolik anlamları olduğu gerçeğine dikkat çekmektedir. Yazar Türkiye gibi nüfusun büyük çoğunluğunun Müslüman olduğu bir ülkede İslâm ın toplumsal davranışları ve kültürel kimliği biçimlendirmedeki gücünün farkında olarak İslâmî geleneğin sûfi cephesini, Türk tarihinin önemli kırılma noktalarından birinde, yani Cumhuriyet e geçiş döneminde ele almaktadır. Meseleyi bu çerçevede inceleyen başka bir çalışma bulunmadığını ifade eden Kılıç, bu kısımda çalışmasına ilham veren ve temel oluşturan bazı eserlerden de söz etmektedir. ʺSorular Sınırlar Tercihlerʺ başlıklı ilk bölümünde araştırmaya yön veren temel sorular Osmanlı tarzı sûfî geleneğin Cumhuriyet Türkiyesi ne nasıl ve hangi şartlarda aktarıldığı, tarîkat mensuplarının laik uygulamaları nasıl algıladığı ve bunlara ne tür tepkiler verdiği dir. Böylesine karışık bir meseleyi bütün yönleriyle ortaya koymak gibi bir iddiada bulunmayan yazar, daha ziyade geçiş sürecindeki devamlılık, kırılma ve yeniden yapılanmalar üzerine yoğunlaşmakta ve bu hususlarda yalnızca Son Dönem Melâmîleri, Bektâşîler, Mevlevîler ve Nakşbendîleri incelemektedir. Tekkelerin kapatılması ile birlikte tasavvuf çevrelerinde beliren sükûnet ve muhalefet şeklin Arş. Gör., Sakarya Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Tasavvuf Anabilim Dalı.

268 Büşra ÇAKMAKTAŞ deki iki ana eğilimi de bu tarîkatlar üzerinden değerlendirerek söz konusu dönemde modernleşme hareketleri etrafında yoğunlaşan tartışmalarda tarîkat çevrelerinin tavırlarının anlaşılmasına yardımcı olmaktadır. Eserin Gelenek mi Gelenekler mi başlıklı ikinci bölümünde ise tarîkatların Osmanlı yönetimi ile ilişkilerinde ortak bir geleneğin var olup olmadığı tartışılmaktadır. Yazara göre yeni döneme taşınan gelenek ya da gelenekler, tarîkatların siyaset ile ilişkilerine ve Türk modernleşmesindeki yerlerine dair bir takım ipuçları barındırmaktadır. Bu çözümlemeyi yapabilmek için tarîkatların tarihi arka planları, tasavvuf anlayışları ve XIX. yy.daki durumları üzerinde durulmaktadır. Yazar öncelikle Mevlevîleri ele alarak Mevleviyye tarîkati şeyhlerinin, mensuplarının ve Çelebilerin Osmanlı döneminde yöneticilerle yakın ilişkiler kurup onların desteğini kazandıklarını gösteren birçok veri ortaya koymaktadır. Yazarın ortaya koyduğu bazı veriler ise Mevlevîler ile yönetim arasındaki ilişkinin bu çizginin dışına çıktığı, hatta zaman zaman da kırılma noktasına geldiği yönünde bir kanaat oluşturacak niteliktedir. Kılıç bu bölümde ikinci olarak Nûriyye Melâmîleri ve kurucuları olan Muhammed Nûru l Arabî yi kısaca tanıttıktan sonra Üçüncü Devre Melâmîleri olarak bilinen bu tarîkatin aydın çevreler tarafından rağbet gördüğüne dikkat çekmektedir. Bu kısımda tarîkatin özellikle entelektüel çevrelerin ilgisini çekmesinin sebeplerinden biri olarak görülen Harîrizâde, onun en tanınmış mürîdi Bursalı Mehmed Tâhir ve Muhammed Nûru l Arabî nin İstanbul daki en önemli temsilcisi olan Hacı Maksud Efendi hakkında bilgi verilmektedir. Yazar söz konusu bu grubun Bayrâmî Melâmîleri kadar olmasa da çeşitli sebeplerden ötürü devlet yönetimi ve diğer sûfî gruplar arasında bir tedirginliğe yol açtığını ifade etmektedir. Yazara göre bu tedirginliğin en önemli sebebi Muhammed Nûru l Arabî nin İbn Arabî, Şeyh Bedrettin ve Niyâzî Mısrî gibi vahdet i vücûd düşüncesine kāil kimselerin eserlerini şerh etmesi ve onlara mütemâyil olmasıdır. Yazarın bu bölümde ele aldığı diğer bir tarîkat ise Bektâşiyye dir. Devletin XVI. yy.dan beri resmen tanıdığı Bektâşiyye tarîkatını XII. yy.dan XV. yy. sonlarına kadar uzanan teşekkül devresi ile XVI. yy.dan yani Balım Sultan dan günümüze kadar olmak üzere iki devre halinde kısaca ele almaktadır. 1826 daki kapatma kararıyla tarîkatın mensupları, aldıkları karşı tedbirler sayesinde varlıklarını muhafaza etmiş, diğer tarîkatlarla birlikte kapatılıncaya kadar gayr i resmî bir nitelikte faaliyetlerini sürdürmüşlerdir. Yazar yasaklı bir tarîkatin yönetimle ilişkilerini sürdürdüğü ön kabulüyle bu ilişkinin ne şekilde yürüdüğünün üzerinde durmaktadır. Osmanlı yönetiminin daha takibat döneminde Hacı Bektaş Dergâhı için özel bir uygulamaya gitti

OSMANLI DAN CUMHURİYET E SÛFÎ GELENEĞİN TAŞIYICILARI 269 ğini, yeni düzenlemelere itaat etmeleri karşılığında Bektâşî temsilcilerinin dergâhta yaşamalarına izin verdiğini ve vakıf gelirlerinden onlara pay ayırdığını ifade eden Kılıç, tarîkatin resmen yasaklanmasının ardından da bu ilişkinin sürmesinin sebepleri üzerinde durmaktadır. Yazar tarîkatın tamamen yer altına çekilmesini engellemek için Osmanlı yönetimi tarafından takip edilen bu esnek politikaya dikkat çekmektedir. Kılıç ın bu bölümde ele aldığı son tarîkat ise Nakşbendiyye dir. Osmanlı devletinde XIX. yy.da diğer tarîkatler arasında en güçlü eğilimlerden birini temsil eden Nakşbendiyye nin Hâlidiyye kolu yazar tarafından İslam dünyasının geniş ölçüde kabul gören ve siyâsî görev üstlenmeye en istekli sûfî gruplarından biri olarak tanımlanmaktadır. Kılıç Hâlidiyye kolunun bu özellikleri dolayısıyla değişik zaman ve bölgelerde siyâsî, sosyal ve ekonomik şartlardan rahatsız olan Müslüman kitleleri harekete geçirme gücü üzerinde durmuştur. Yazarın bu bölümde Hâlidî sürgünleri üzerinde durması ve bu sürgünlerin kişisel sebeplerden mi yoksa Hâlidîlerin Osmanlı yönetim anlayışı ve siyasete ilişkin tavırlarından mı kaynaklandığı sorusuna cevap araması kanaatimizce büyük bir önem arzetmektedir. Yazar buradan yola çıkarak günümüzde de hala ciddi bir tartışma alanı olan Cumhuriyet Türkiyesi nde Hâlidîlerin siyaset ile ilişkilerine ve Türk siyâsî hayatında oynadıkları aktif role dair çeşitli ipuçları sunmaktadır. Eserin Modernleşme İtaat Muhalefet başlıklı üçüncü bölümünde ele alınan temel mesele ise Osmanlı da modernleşme çabalarının toplum hayatında etkisini arttırarak kendisini hissettirmesiyle birlikte tarîkat çevrelerinin bu yeni durum karşısındaki tavırlarıdır. Bu hususta yazar tarafından bir tarîkatın tavrını kesin bir sûrette teşhis etmenin kolay olmadığı ifade edilmekte ve meselenin bu kısmı büyük boşlukların hâkim olduğu karanlık bir alan olarak kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra aynı tarîkat içinde Osmanlı modernleşmesine yönelik farklı tepkilerle karşılaşılsa da genel eğilimlerden bahsedebilmenin mümkün olduğu düşüncesiyle, gerek Osmanlı gerekse Cumhuriyet döneminde aynı tarîkat içerisindeki farklı tavırların açığa çıktığı en çarpıcı örneklerden biri olarak Mevlevî tarîkatı kısaca ele alınmaktadır. Kılıç a göre Mevlevîler arasında tarîkat içerisinde modernleşme hareketiyle hem çatışma hem uzlaşma gibi birbirine zıt iki ayrı ilişki biçimine rastlanmasının sebebi XVII. yy.dan itibaren tarîkat içinde baş gösteren Çelebiler ve İstanbul şeyh aileleri arasındaki üstü örtülü mücadeledir. Nitekim modernleşme hareketleri bu mücadeleyi III. Selim döneminde kısmen açığa çıkarmış, II. Mahmud zamanında ise mücadelenin daha da belirginleşmesine sebep olmuştur. Yazarın Osmanlı modernleşmesi karşısında Mevlevî tarîkatı

270 Büşra ÇAKMAKTAŞ içerisindeki bu tavır farklılığına dikkat çekerek yeni araştırma konuları ortaya çıkardığını düşünmekteyiz. Ortaya çıkan bu durum, meselenin yapılacak yeni çalışmalarda farklı perspektiflerle ele alınmasını sağlayabileceği için bir açılım olarak kabul edilebilir. Yazarın tarîkatların Osmanlı modernleşmesi, hızla değişen sosyoekonomik ve siyasal ortama uyum sağlama konusundaki katkılarına rağmen çok kez kayıtsız şartsız her türlü yeniliğe kapalı gericilik yaftasının altında kaldıkları yönündeki görüşü oldukça dikkate değerdir. Kılıç tarîkat çevrelerinin gericilikle itham edilmesinin son derece isabetsiz olduğunu düşünmektedir. XIX. yy.da tarîkat şeyhlerinin azımsanamayacak bir nüfûza sahip olmaları, halkın ve yöneticilerin sorularını sûfî geleneğe göre cevaplamaları, bu şekilde kendilerine bağlı Müslümanların İslam kimliği ve kültürünü muhafaza etmelerini sağladıkları gibi bir taraftan da modernleşme sürecine uygun hale getirmeleri büyük bir önemi haizdir. Ancak bu noktada Kılıç, modernleşme ve laiklik kavramlarının birbirinden farklı anlamlar içerdiği konusunda da okuyucuyu uyarmaktadır. Yazarın çeşitli kaynaklar ve arşiv belgelerine dayanarak yaptığı bu tespitleri okuyucunun bugünden söz konusu döneme tekrar bakarak tarîkat çevrelerinin değişen şartlara uyum sağlama konusundaki tavrına ilişkin yeni bir bakış açısı kazanmasına katkı sağlamaktadır. Kılıç ın yeni dönemde laik düzenlemelerle birlikte gündelik yaşamdaki değişimi derinden hisseden sûfîlerin, bu geçiş sürecinde halk düzeyinde yeni düzenlemelere uyum araçları olmaları tezi, eserin en dikkat çekici ve tartışmaya açık tarafıdır. Kanaatimizce Kılıç gericiliğin tarîkat çevrelerine yapıştırılan bir yafta olduğu yönündeki ifadesiyle de tarîkat çevreleri hakkındaki gericilik söylemlerini besleyen popülist retoriğe karşı bir tavır da ortaya koymaktadır. Eserin son bölümünün başlığı ise Yeni Rejim Eski Tarîkatlar Tekkesiz Şeyhler dir. Bu bölümde sûfî çevrelerin Cumhuriyet dönemi düzenlemeleri hakkındaki fikirleri ve bu geçiş dönemine uyum sağlayıp sağlayamadıkları üzerine yoğunlaşılmıştır. Mevlevî çevrelerin yeni Türkiye nin muasırlaşma çabasının İslâmî gelenekle çatışmasını temsil etme gücü en yüksek örneklerinden birisi olan şapka meselesi konusundaki tavırları eserin en dikkat çeken kısımlarındandır. Yazar Cumhuriyet Türkiyesi nde laik düzenlemeleri genellikle sükûnet ve itaatle karşılayan Mevlevîlerin yöneticiler için rejimin öncelikli tehditlerinden birisi olarak algılanmadığı kanaatindedir. Bu bölümde ayrıca dervişlere has özel bir kıyafet ve tâc giymeyi reddedip, kendilerine ait tekkeleri bulunmayan Melâmîlerin Cumhuriyet döneminde diğer tarîkatlara göre daha rahat bir şekilde meşreblerinin gereklerini yerine getirebildiği vurgulanmaktadır. Melâmî çevrelerin Cumhuriyet dö

OSMANLI DAN CUMHURİYET E SÛFÎ GELENEĞİN TAŞIYICILARI 271 nemi düzenlemelerini keskin bir şekilde reddetmediği hatta ılımlı bir tavır ile kabullendikleri kanaatinde olan yazar devletin Melâmîlerle ilgili tutumuna da temas etmektedir. Kılıç bu dönemde Melâmîlerin rejim için doğrudan bir tehdit olarak algılanmadığı ancak tasavvufî çevreye mensup olmaları sebebiyle devlet tarafından takibat altında tutulduklarını ifade etmektedir. Rejimin aleyhinde olan herhangi bir faaliyette bulunmasalar da mevcut siyâsî ortamın tarîkat çevreleriyle ilgili gerilimi sebebiyle zaten geleneğinde gizlilik konusunda büyük bir hassasiyete sahip olan Melâmîlerin bu hassasiyetini arttırmıştır. Kılıç eserin sonuç kısmında ise modernleşme sürecinde İslâm ın yeri ve mâhiyeti hakkındaki tartışmaya Osmanlı tarzı sûfî gelenek açısından yaklaşmaya çalıştığını ifade etmektedir. Yazar son Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemindeki sûfî gelenek ile modernleşme ilişkisinin tek yönden okunamayacak kadar karmaşık bir hikâyesi olduğunun farkındadır. Bu sebeple mümkün olduğunca çok değişkene temas ederek geçiş sürecindeki devamlılık, kırılma ve yeniden yapılanmalara dikkat çekmeye çalışmıştır. Kendi özel gelenekleri olmakla birlikte tarîkatları birleştiren bir üst geleneğe dikkat çeken Kılıç, bu döneme dair Osmanlı tarih ve kültürünün bir ürünü olan Osmanlı tarzı sûfî geleneği hesaba katmadan sûfîlerin yeni rejimdeki rollerine dair herhangi bir çözümlemede bulunmanın imkânsız olduğu kanaatini paylaşmaktadır. Netice olarak tanıtmaya çalıştığımız bu eserde, yazarın Osmanlı dan Cumhuriyet e geçiş döneminde sûfîlerin ve tarîkat çevrelerinin durumu, devlet yönetimi ile ilişkileri ve modernleşme konusundaki tutumlarını tek bir bakış açısıyla okumadan çok yönlü bir bakışla başarılı bir durum tasviri yaptığını söyleyebiliriz. Kılıç bu durum tasvirini yaparken tasavvuf düşüncesinin ve tasavvufî kurumların kendi iç dinamiklerini dikkate almış, her bir tarîkatin siyasetle ilişkilerini ise o tarîkatin kendi geleneği ve prensipleri doğrultusunda anlamlandırmaya çalışmıştır. Yazarın, tarîkatlerin birbirleriyle ve yönetimle ilişkisini arşiv belgelerine dayanarak açıklaması, modernleşme dönemine dair yapılan güncel çalışmalara sık sık atıf yapması ve meseleleri subjektiflikten uzak bir tavırla ele almaya çalışması eserin göze çarpan özelliklerindendir. Kılıç ın eserde ele aldığı problemlere dair teorik şablonları Türk toplumu ve Müslümanlığına uyarlamaktan veya münferid örneklerden yola çıkarak büyük genellemelerden kaçınması, tarihî verilere dayanmanın yanısıra sosyoloji, psikoloji ve antropoloji gibi diğer sosyal bilimlerin verilerini de ihmal etmemesi tanıtmaya çalıştığımız bu eserin öne çıkan diğer yönleridir. Son olarak sadece bilgi aktarımına dayalı olmayıp tahlil ve tartışma yöntemleri

272 Büşra ÇAKMAKTAŞ nin kullanıldığı, yazarın konuya son derece hâkim bir üslûb, birikim ve perspektifle kaleme aldığı bu eserin, Osmanlı modernleşmesinden günümüze kadar sûfî gelenek meselesinin özünü çözümleme bağlamında okuyucuya ciddi katkılar sağlayacağını ifade etmek istiyoruz.