İnsanın İrade Özgürlüğü Cumartesi, 14 Mart :04

Benzer belgeler
1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

KUR'ANDAN DUALAR. "Ey Rabbimiz, Bize dünyada bir iyilik, ahrette bir iyilik ver. Bizi ateş azabından koru." ( Bakara- 201 )

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

İkili Simetrik Kitap ❸

Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şu an hayatta ve yeryüzünde hazır mıdır? Abdulkerim el-hudayr

Sûre adı no. sayısı no

Muhammed Salih el-muneccid

Âyet Sayısı Sıra umarasından Büyük Olan Sûreler

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

ZAFER TALHA ÇİMEN 8/E

YILLIK DERS PLANI DERSİN ADI : KUR AN-I KERİM EK ÖĞRETİM 5.KUR (HATİM) ÖĞRETİM YILI: KURSUN ADI : KUR AN KURSU SINIF / DÖNEM :...

İkili Simetrik Kitap ❷

URL: Hazırlayan: Mehmet Fatih Bütün. Dua. Dua İbadetin Özüdür. Niçin ve Nasıl Dua Edilir? Kur'an'dan ve Hz. Peygamber'den Dua Örnekleri BÖLÜM: 2

Sıra no Sûre Adı. Âyet sayısı O.B.E.B

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

ALLAH TEÂLÂ'NIN ARŞA İSTİVÂ ETMESİ

TİN SURESİ. Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ TİN SURESİ. 3 Bu güvenli belde şahittir;

Kur ân da Dua Ayetleri

Uzun ve kısa sûreler. Uzun sûreler kümesi

dinkulturuahlakbilgisi.com Konu Anlatımı MELEKLER Hazırlayan Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Hz. Adem den Hz. Muhammed (s.a.v.)e güzel ahlakı insanda tesis etmek için gönderilen dinin adı İslam dır.

İkili Simetrik Kitap ❷

TÂĞUT KELİMESİNİN ANLAMI

İLİ : GENEL TARİH : Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İkili Simetrik Kitap ❷

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

İkili Simetrik Kitap ❷

İkili Simetrik Kitap ❷

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

19 lu gruplar halinde sûrelerin sondan sıra numaraları ile âyet sayıları 1

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Dua ve Sûre Kitapçığı

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

KEŞKE (ŞAYET/EĞER) KELİMESİNİ KULLANMANIN HÜKMÜ

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

KUR'AN SÛRELERİNİN RESMİ VE İNİŞ SIRALAMASI

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

Kur ân-ı Kerîm sûrelerinin sondan sayılması 1


Sadece Peygamberlerin sözleri ve onlarla gönderilmiş, tahrif edilmemiş, bozulmamış kutsal metinlerde olan bilgilerdir.

Islam & Camii Diyanet İşleri Türk İslam Birliği

Sıra umaraları Kümesi ve Âyet Sayıları Kümesi

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Bu ay içinde orucu ve namazı o kişiye kolaylaştırılır. Bu ay içinde orucu ve namazı ALLAH tarafından kabul edilir.

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

ALLAH TEÂLÂ'YA ÎMÂN. Muhammed Şahin. ] تر [ Türkçe Turkish. Tetkik : Ümmü Nebil

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer


İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

Zengin Sayılar (abundant numbers or excessive numbers) σ(n) > 2n

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.





KURAN YOLU- DERS 9-10

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

Kur ân ın Ticârî Yol Haritası Cuma, 06 Ekim :47

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

M VE NAZARDAN KORUNMA VE KURTULMA YOLLARI. lar aha beteri. dir veya 7 2. Y. 4. a bakarak " " dersek h 6. olarak sadaka verme.

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ


EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ




Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :27

5. SINIF DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ

OKYANUS KOLEJLERİ SINAV SORUSU TEOG SINAV SORUSU DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ DİN KÜLTÜRÜ. 1. Kader ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

GENEL YAYIN YÖNETMENÝ VE SORUMLU YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜ TALÝP ARSLAN

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI 8. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIŞMA TAKVİMİNE GÖRE DAĞILIM ÇİZELGESİ

Terim olarak kader, "Allah'ın her şeyi belirli bir ölçü, düzen ve uyum içerisinde yaratmasına ve yaratılmış olan her şeyi programlamasına " denir.

Hz.Resulüllah (SAV) den Dualar

Rahman ve Rahim Olan Allah ın Adıyla ESMA-İ HÜSNA 02 ER-RAHMAN

ISLAM Kim, Îslâm'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

Edeb Ya Hu! Cumartesi, 03 Ocak :31

Gençlik Eğitim Programları DAVET

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Yahudiliğin peygamberi Hz. Musa dır. Bu nedenle Yahudiliğe Musevilik de denir. Yahudi ismi, Yakup un on iki oğlundan biri olan Yuda veya Yahuda ya

Veda Hutbesi. "Ey insanlar! " Sözümü iyi dinleyiniz! Biliyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada bir daha buluşamayacağım.

Ali imran 139. Gevşemeyin, hüzünlenmeyin! Eğer (gerçekten) iman etmiş kimseler iseniz, üstün olan sizlersiniz.

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

İbadetin Manası ve Çeşitleri

Efendim, öğrendiklerimin ikincisi; çok kimseyi, nefsin şehvetleri peşinde koşuyor gördüm. Şu âyet-i kerimenin mealini düşündüm:

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Değerli Kardeşim, Kur an ve Sünnet İslam dininin iki temel kaynağıdır. Rabbimiz in buyruklarını ve Efendimiz (s.a.v.) in mübarek sünnetini bilmek tüm

Transkript:

Sözlükte istemek, dilemek anlamına gelen irâde kelimesi nefsin, yapılması gerektiğine hükmettiği bir işi, bir amacı gerçekleştirmeyi istemesidir. Diğer bir ifadeyle irade, bir fayda elde etme inancının ardından doğan eğilim anlamına da gelmektedir. Bazı bilginler, bir fiilin yapılmasında tamamen veya büyük ölçüde fayda bulunduğuna dair bizde, bir kanaat uyandığında içimizde onu elde etme yönünde bir eğilim hâsıl olacağını, bu eğilime irade denildiğini belirtmişlerdir. Kur ân-ı Kerim de irade kavramı, hem Allah a hem de insana nispet edilerek 139 yerde geçer. Bu ayetlerin önemli bir kısmında ilâhî iradenin mutlak, özgür ve önüne geçilmez olduğu, dolayısıyla kulun iradesini sınırladığı (meselâ bk. El-Bakara, 2/253; er-ra d 13/11; el-ahzâb 33/17) bildirilmektedir İnsanın iradesinden söz eden ayetlerin bir kısmı, onun pratik hayatına dair sıradan istemelerini ifade etmektedir. Ahlâkî muhtevalı ayetlerde ise insanın iradesinde serbest olduğu belirtilmektedir. (Meselâ bk. Al-i İmran 3/145; elisrâ 17/18-19; el-ahzâb 33/28-29). Bundan dolayı onun iyi şeyleri istemesinden de kötü şeyleri istemesinden de söz edilmektedir.(bkz. el-enfâl 8/62, 71; Yusuf 12/25; el-hac 22/25). Binaenaleyh şu bilinmelidir ki insanın iradesinin Allah ın sonsuz derecede özgür iradesi tarafından sınırlandırıldığı ve insanın Allah izin verdiği ölçüde özgür olduğu bildirilmektedir. Zira insandaki irade özgürlüğü de Allah tarafından yaratılmıştır. Dolayısıyla kendisi için yaratılmış olan bu özgürlüğe insan zorunlu olarak yani fıtraten sahiptir. Ancak insan fıtraten sahip olduğu bu iradesini, bütün eylemlerinde Allah ın rızasını isteme şeklinde tayin edip kullanmalıdır. (Bkz. er-rum 30/38 39; el-ahzab 33/29; el-insan 76/9). Binaenaleyh insan iradesinde bir fiili yapma 1 / 6

veya yapmama konusunda hür ve özgür olduğu biraz önce belirttiğimiz gibi, onun yaratılışından sahip olduğu zorunlu bir niteliktir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, Allah insani iradesinde hür kılarken, yaptığı ve yapacağı her işte sorumlu olacağını da sık sık vurgulamıştır: Rabbinizden hak gelmiştir, artık isteyen iman etsin isteyen inkâr etsin; fakat biz hakka karşı çıkanlara öyle bir ateş hazırladık ki (el-kehf 18/29); İstediğinizi yapın ancak bilin ki Allah yaptıklarınızı görmektedir (Fussılet 41/40). Bu ayetlerden de anlaşıldığı gibi Kur ân-ı Kerîm, insanın özgürlüğünü ve sorumluluğunu birlikte kabul eder. Binaenaleyh pek çok ayette insanın bakışını bizzat kendisine yöneltirken ona, âlemde tek hür iradeli ve dolayısıyla yükümlü sorumlu- kılınmış varlığın kendisi olduğunu her defasında fark ettirir. Böylece Kur ân, insanın yaptığı ve yapacağı fiil konusunda sorumluluk bilincini geliştiren bir üslûp kullanır. İradeli bir fiilde ise hedef, niyet ve amel olmak üzere üç temel unsur vardır. Dolayısıyla insanı ilk harekete geçiren şey ya da ulaşılmak istenen olgu hedeftir. Hedef de kişiyi harekete geçiren bir güdüdür. Niyet ise, kişinin amacına uygun bulduğu şeye şu anda ve gelecekte- arzu ve eğilim duyarak yönelmesi ve onu istemesidir. Organları harekete geçirmek suretiyle kudretin iradeye hizmeti de ameli oluşturur. Alimler arasında çok tartışılan diğer bir konu da, kul fiilinin halikı mıdır değil midir?. (Örneğin Cebriye her şeyi yaratan Allah kulun fiilini de O yaratır. Bunun tam aksi görüşünde olan Mutezile ye göre ise: Kul tamamen Allah tan müstağni olarak fiilini kendi yaratır1 gibi), açık bir şekilde Cebriyenin fikrine karşı çıkar. Ehli-Sünnet âlimleri arasında genel kanı, kul fiilini iyi veya kötüden yana tercih ederek onu kesb eder Cenabı Hak da yaratır. Bu ve buna benzer konularda mezhepler arası görüş farklıklarının olduğunu ilgili kaynaklardan müşahede etmiş bulunuyoruz. Ancak Ehl-i Sünnet mezhebinde olan ekoller arasında da fiil konusunda, ufak tefek farklılıklar az da olsa göze çarpmaktadır. Örneğin Eş arî ekolü içerisinde (irade ve kudret açısından) tam bir anlayış birliği görülmezken, Maturîdî ekol, fiil konusuna; hem ilâhî kudret ve Tevhid, hem de insanın, irade sahibi bir varlık olarak 2 / 6

yaptığından sorumlu olacağı noktasında ittifak etmiş görünüyor. Allah Teâlâ, insanları, gönüllerinde mal mülke karşı sevgiyi silmeleri kesinlikle mümkün olmayacak bir biçimde, mal ve makamı çok aşırı bir şekilde sevmeye hazır bir tarzda yaratmıştır. Bu sevgidendir ki onu, bu nimetlerin sahibinden yüz çevirmesine, O na karşı mağrur olmasına ve O na kulak asmamasına sevk eder. Bu da onu küfre götürür. Allah insana iyi veya kötü, istediğini yapmasına izin verir ama bu, hiçbir zaman Allah ın bütün bu yapılanları onayladığı anlamına gelmez. Dolayısıyla biz kulların yanlış seçimi, kötü niyetlerimiz ve şerli eylemlerimizden sorumlu tutulacağımız bilincinde olmamız gerekmektedir. Bilinmelidir ki Cenabı Hak biz kullarına doğru ile eğri arasında seçim yapma serbestîsini bahşetmiş ve böylece bizleri, yalnızca doğal güdüleriyle, içgüdüleriyle yaşayan öteki canlılardan ayırarak üstün bir varlık statüsüne yükseltmiştir. İnsanlar Kur ân daki Deki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah ım, sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden alırsın. Dilediğini yüceltir dilediğini de alçaltırsın (Âl-i İmrân 3/26) ayetinde de açıklandığı gibi ilâhî iradeye karşı gelinmez olduğunu bilmelidirler. Binaenaleyh Allah ın koyduğu kurallara karşı gelip kendi iç dünyalarını değiştirmedikleri sürece Allah onların durumunu değiştirmez. Nitekim Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah bir kavme kötülük diledi mi artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah tan başka hiçbir yardımcı da yoktur (er-ra d 13/11) ayeti bunu açıkça beyan etmektedir. Bu ayet, istediklerini yapmakta serbest olduklarını ve bu dünyada yaptıklarının hesabını vermeyecekleri vehmiyle yaşayan söz konusu insanlara uyarı olması için zikredilmiştir. Çünkü onlar ayetten anlaşıldığına göre, durumlarını kötülüğe doğru değiştirmiş, Allah da onlara kötülüğü dilemiştir. Binaenaleyh insanlar, kendilerine verilen nimetlere karşı nankörlük edip günahlara daldıkça, Cenabı Hak onların durumlarını değiştirmez. Eğer ki Allah, bir toplumun hastalık ve türlü rahatsızlıklar gibi bir takım bela ve musibetlere uğramalarını dileyecek olursa, onun belasını hiçbir kimse geri çeviremez. Bu hususta diğer ayetlerde de şöyle buyrulmaktadır: Sana ne iyilik gelirse Allah tandır. 3 / 6

Sana ne kötülük de gelirse kendi nefsindendir. Biz seni insanlara Peygamber olarak gönderdik. Şahit olarak Allah yeter (Nisâ 4/79); Başınıza gelen bir musibet, kendi ellerinizle kazandığınız günahlar yüzündendir. O yine de çoğunu affeder (Şurâ 42/30). Diğer bir ayete göre insanlar Allah ın verdiği nimetlerde ölçüyü kaçırırlarsa Allah ın gazabını hak etmiş olurlar. Ancak bunlar yaptıklarından pişman olur neticede tövbe edip inanır, Salih amel işler ve doğru yol üzere devam ederlerse Allah Teâlâ onları affedeceğini müjdeler. (bkz. Tâhâ 20/81-82). Neticede bütün bu ayetlerden şunu anlıyoruz ki, adalet ve hikmetinden kuşku duyulmayacak olan Cenabı Hakk ın insanları, onlara verdiği özgür iradeleriyle yaptıkları ve yapacaklarından her an sorumlu olacaklarını bildirmiştir. Dolayısıyla onları, bahse konu eylemlerini seçmeye elverişli, özgür bir iradeyle ve bunu gerçekleştirmeye yeterli bir kudretle donattığı aşikârdır. Böylece insan, sonucuna katlanmak kaydıyla fiillerden birini ve ya diğerini seçme ve yapma özgürlüğüne sahiptir. Şunu unutmamak gerekir ki Cenabı Hak mutlak irade sahibidir. Nitekim ayette Fakat Allah, dilediğini yapar (Bakara 2/253) buyurmuştur. Buna göre O, dilediğini muvaffak kılar, dilediğini de yardımsız ve çaresiz bırakır. O'nun fiiline hiç kimse itiraz edemez. Ayet de, Allah'u Teâlâ'nın istediği her şeyi yapacağına delâlet eder. Binaenaleyh, her şeyin yaratıcısı olan Allah mü'minlerin imanının da yaratıcısıdır. Yine ayet, Allah'u Teâlâ'nın dilediği her şeyi yapaca ğına delâlet ettiğine göre, eğer Allah kâfirin de iman etmesini hidayete ermesini dilemiş olsaydı mutlaka kâfirlerde imandan nasip dar olurdu. Durum böyle olmadığına göre bu, Allah'u Teâlâ'nın kâfirlerin iman etmelerini irade etmediğini gösterir. Binaenaleyh bu ayet Allah'u Teâlâ'nın amelleri yarattığı, zira insanlar amellerini kesp eder O yaratır. Ehl-i Sünnet âlimlerinin görüşü budur. Bu da -her ne kadar insanlar iradesinde özgür olsa da- Cenabı Hakk ın kâinattaki her şeyi yaratıp, iradesine göre idare ettiği anlamına gelir. Bütün bunlar Allah'ın kaza, kader ve mutlak iradesi ile olur. Şayet Allah bundan başkasını dilemiş olsaydı o olurdu. Fakat bu şekilde dilediğini yapmaktaki hikmet sırrını ancak O bilir, bunun bilgisini kendisine saklamıştır. Keza 4 / 6

Allah dileseydi, insanoğlunu meleklerin tabiatında yaratırdı da, birbirleriyle çekişmez ve birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat Allah hikmet sahibidir, ancak insanların menfaatine olan şeyleri yapar. Başka bir deyişle, onların hakikate ulaşma yolunun çatışmalardan ve sınama-yanılmalardan geçmesi, Allah'ın iradesi gereğidir. Kuşku yok ki, insanlığın yaratıcısı olan Yüce Allah, insanların kim ve ne olduklarını geçmişte de biliyordu, şimdi ve ilerde de bilir; aynı zamanda onların karşılaştıkları ve karşılaşacakları problemleri de bilir. Tabiî olarak akla şu soru gelebilir: Peki neden Allah onlar için, her zaman hayrı ve hasenatı dilemiyor? Neden hatalarla, hatta savaşla sonuçlanan ayrılıklara izin veriyor? Hâşâ O, bunları dilemekte ya da durdurmaktan aciz midir? Elbette ki hayır, çünkü O her şeye gücü yetendir. Bunları istese durdurabilir ve hiç kimse O'nun resulleri aracılığıyla gönderdiği hidayetten yüz çeviremez. Fakat insanları belirlenmiş bir yoldan gitmeye zorlamak O'nun dileği değildir. Çünkü O, insanı yeryüzüne denemek için göndermiştir. Eğer O, insandan davranış özgürlüğünü kaldırırsa, imtihan anlamını yitirir. O, peygamberlerini, insanları doğru yola davet etmeleri ve onları ayetler ve tartışmalarla ikna etmeleri için göndermiştir. Şu husus bilinmelidir ki Peygamberler, insanları Allah'a imana ve itaate zorlamak üzere gönderilmemişlerdir. Ancak yine de ihtilâflar ve savaşlar ortaya çıkmaktadır; çünkü insanlar Allah tarafından kendilerine verilen sınırlı düşünce ve eylem özgürlüğünü kötüye kullanmışlar ve Allah tarafından belirlenen hayat tarzından bambaşka hayat tarzları icat etmişlerdir. O halde farklılık ve ihtilâfların, Allah'ın insanları doğru yola zorlamaya (istediği halde) hâşâ gücü yetmediği için değil de, hadiseler O nun hikmeti gereği ortaya çıkmaktadır. Elbette ki Allah, dilediği her şeye kadir ve her şeyi yapmaya gücü yetendir. İnsan bu dünyada her yaptığından sorumludur. Zira İslâm, batıl ve kötü şeyleri doğrulardan ayrı ve net bir biçimde ortaya koymuştur. Bununla amaç, hak ile batıl arasındaki farkı belirlemektir. Yüce Allah ın amacı ve Müslümanların çabası da İslâmiyet in bütün dünya tarafından kabul edilmesi yönündedir. Fakat bu konuda kimseye baskı ve 5 / 6

zulüm yapılmamalıdır. Kimin aklına yatıyor, kimin canı çekiyor ve kim delilleri uygun görüyorsa, bunu kabul edebilir. Dolayısıyla canı istemeyen bunu kabule zorlanmamalıdır. Nitekim Kur ân-ı Kerim de Peygamberimize hitaben şöyle buyrulmuştur: Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde bulunanların hepsi elbette toptan iman ederlerdi. Böyle iken sen iman etsinler diye İnsanları zorlayıp duracak mısın? (Yunus 10/99). Başka bir ayette, (Ey Muhammed!) Öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin (Ğaşiye 88/21-22). Ayrıca benzer ayetler için bkz. Kaf sûresi, 45; Yunus sûresi, 108; Kehf sûresi, 29; En âm sûresi, 107; Ankebût sûresi,46; Zümer sûresi, 41. Sonuç olarak diyebiliriz ki, irade ve inanç özgürlüğü konusunda İslâm ın, zorlama olmaması yolundaki kesin emrinin yanı sıra, başkalarının inançlarıyla alay edilmemesi, hor görülmemesi de özellikle istenmiştir. (Bkz. En am, 108). Elbette ki irade özgürlüğümüzü kullanırken başkalarının özgürlüğüne ve inancına saygı duymamız gerekir. Öyle ise tek kurtuluş yolu; İslâm ın öngördüğü şu prensibe kayıtsız ve şartsız uyulmasıdır. Bu da insanın, bütün eğri yolları bırakıp, bu kâinatın Hâkimini, en üstün ve en yetkili Yönetici olarak kabul etmesi ve insanın insana egemenliğine son vermesidir. Makalemizi şu ayetin mealiyle bitirelim: Allah ın lütuf ve merhameti sizin üzerinize olmasaydı ve Allah çok şefkatli ve merhametli olmasaydı haliniz nice olurdu! (Nur sûresi, 24/20).... 1 Bkz. Kadî, Abdülcebbar, Usûlü l-hamse, s. 323, 345. 6 / 6