Otopsi Cengiz Özakıncı Birinci Dünya Savaşında OSMANLI ALMAN İTTİFAK ANTLAŞMASI Almanya 1 Ağustos 1914'te Dünya Savaşı'na girecek; ertesi gün Sadrazam Sait Halim Paşa ile Almanya Büyükelçisi Wangenheim arasında bir gizli ittifak antlaşması imzalanacaktı. 38
Osmanlı ordusunun bozguna uğradığı 1912-1913 Balkan Savaşları sürerken, İttihat ve Terakki Partisi ileri gelenlerinden Enver Bey ve bağlıları, yenilgilerden sorumlu tuttukları Kamil Paşa hükümetini 23 Ocak 1913 günü gerçekleştirdikleri Babıali Baskını ile devirip, Başbakanlığa Mahmut Şevket Paşa'yı getirmişlerdi. Ancak bozgun yeni hükümet döneminde de sürecek; Edirne'nin Bulgarlarca işgali üzerine Başbakan Mahmut Şevket Paşa, 3 Nisan 1913 günü Alman askeri ataşesi 1 ve 17 Nisan 1913 günü Alman Büyükelçisiyle 2 yaptığı görüşmelerde orduyu düzenlemek üzere Almanya'dan uzman generaller isteyecekti. Osmanlı ordusunu düzenlemek göreviyle İstanbul'a hareket eden Alman generaller, Reclams Universum dergisinde. Aylar süren görüşmeler sonunda 9 Kasım 1913 günü imzalanan sözleşmeyle, başında General Liman von Sanders'in bulunduğu Alman Askeri Islah Heyeti 14 Aralık 1913 günü İstanbul'a geldi. 3 Alman Reclams Universum dergisi, Osmanlı ordusunu düzenlemekle görevli Alman subayların fotoğraflarını ve adlarını yayınlayarak bu olayı dünyaya duyurmuştu. 4 39
Liman von Sanders, Bronsart von Schellendorf, Weber, Perrinet von Thauvenay, von Feldmann, von König, Mühlmann, Buchardi, Nicolai, Prof. Dr. Mayer'den oluşan Alman heyete sonradan katılanlarla, Osmanlı ordusundaki Alman subayların sayısı kısa sürede 70'i geçecek, savaş yıllarında binleri aşacaktı. Alman Askeri Islah Heyeti'nin gelişi üzerinden bir yıl bile geçmeden Almanya 1 Ağustos 1914'te 02.08.1914 günlü gizli antlaşmanın, savaştan sonra 1921'de Almanya'da yayımlanan Fransızca metni 40 Dünya Savaşı'na girecek; ertesi gün Sadrazam Sait Halim Paşa ile Almanya Büyükelçisi Wangenheim arasında bir gizli ittifak antlaşması imzalanacaktı. Ağustos 1914 tarihli Türk- 2 Alman İttifak Antlaşmasının 2. maddesine göre: "Rusya, etkin askeri müdahelelerde bulunur ve bu durum Almanya için Avusturya-Macaristan'la ittifak nedeni (Casus Foederis) oluşturursa, bu ittifak nedeni Türkiye için de geçerli olacak" ve 3. maddesine göre: "Harp durumunda, Alman Askeri Heyeti Türkiye'nin emrine verilecek. Öte yandan Türkiye, Ekselansları Harbiye Nazırı ve Ekselansları Askeri Heyet Başkanı'nın birlikte vardıkları antlaşmaya uygun olarak, yukarıda sözü edilen Askeri Heyet'e Ordunun (Türk Ordusu) genel yönetimi konusunda gerçek bir etkinlik sağlayacaktır." 5 İttifak Antlaşması'nın 3. maddesinde, Osmanlı Harbiye Nazırı Enver Paşa ile Alman Askeri Heyeti Başkanı Liman von Sanders'in, savaş durumunda Osmanlı Ordusunun yönetiminin Alman Askeri Heyetindeki
Enver Paşa ve Alman İmparatoru Kayzer Wilhelm-1917 Alman Generallere bırakılması konusunda anlaştıkları yazılıydı. Bu maddenin nasıl yazıldığını Liman von Sanders şöyle anlatıyordu: - "1914 yılının Ağustos ayının ilk günlerinde bir akşam Tarabya'daki Alman Sefareti'ne çağrıldım. Orada, Büyükelçi Baron von Wangenheim ve Enver Paşa ile karşılaştım. Bana söylediklerine göre, Almanya ile Türkiye arasındaki gizli bir ittifak antlaşmasının taslağını yapmaktaydılar. Türkiye, Dünya Savaşı'na girdiği takdirde Askeri Misyon'un kullanılmasına dair tavsiyelerimi duymak istiyorlardı. (...) Benim tavsiyem, Askeri Misyon'un Türkiye'de kalması gerekirse ve Türkiye harbe girerse, Alman subaylar harbin yönetilmesinde gerçekten söz sahibi olacakları görevlere getirilmelidir, şeklinde oldu. Askeri Misyon'la ilgili madde hemen Fransızca olarak yeniden yazıldı ve misyonun "influence effective sur la conduite generale de l'armee" (ordunun genel sevk ve idaresi üzerinde fiili tesir) sahibi olacağı belirtildi." 6 Antlaşma imzalandıktan bir gün sonra (3 Ağustos 1914) Alman genelkurmayı Akdeniz'de bulunan Göben ve Breslau savaş gemilerinin İstanbul'a gitmesini emretti. Ertesi gün (4 Ağustos 1914) Enver Paşa, Çanakkale Boğazı Komutanlığına Göben zırhlısı propaganda kartpostalı 41
Enver Paşa'nın Rus donanmasına savaş ilan etmeksizin saldırı emri. 9 şu emri veriyordu: - "Bahri Sefid Boğazı Kumandanlığına. Çok gizli ve aceledir. Alman ve Avusturya savaş gemilerinin boğazdan girişine izin verilecek ve derhal buraya bilgi verilecektir. Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver." 7 Enver Paşa bu emri verdiği tarihte Alman savaş gemileri Göben ve Breslau henüz Sicilya açıklarındaydılar; 6 gün sonra (10 Ağustos 1914) Çanakkale boğazına ulaşabildiler ve geçip İstanbul'a geldiler. 22 Ekim 1914 günü Enver Paşa, adları Yavuz ve Midilli olarak değiştirilen bu Alman savaş gemilerine Rusya'ya saldırma emri verecekti: - "Donanma Kumandanı Amiral 42 Suşon Paşa ya. Donanmay-ı Hümayun, Karadeniz de deniz egemenliği kazanacaktır. Bunun için Rus donanmasını nerede bulursanız savaş ilan etmeden ona saldırınız. Enver." 8 Enver Paşa'nın 29 Ekim 1914 günü Rus limanları bombalanarak yerine getirilen bu emriyle Osmanlı Devleti, Dünya Savaşı'na girdi. İsmet İnönü'nün savaşa girişin zamanı konusundaki değerlendirmesi çok ilginçti: - "Birinci Dünya Savaşına biz, İttihat ve Terakki hükümeti zamanında girmiştik. Bizim savaşa girdiğimiz zaman olan (Kasım) 1914'te, Alman büyük askerlerinin planlarında söyledikleri kayıtlara göre, savaş, Almanya için bile yitirilmiş sayılmak gerekiyordu. (...) Memleket Cihan harbine, kaybolmuş bir harbe (Almanya nın yenileceği apaçık ortaya çıktıktan sonra) girmiştir. Almanya için, Almanya'nın kaybettiği bir harbe girmiştir." 10 Osmanlı Devleti'nin Dünya Savaşı'na girdiği günlerde yayımlanan Punch dergisinin 11 Kasım 1914 günlü sayısında "Sahibinin Sesi" başlıklı karikatür; Almanya ile ilişkisinde Osmanlı'nın ne duruma düştüğünü en çarpıcı biçimde gözler önüne sermesi bakımından ilginçti.
Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu 2 Ağustos 1914 günlü Alman ittifak antlaşmasının 3. maddesi uyarınca Alman generallerin komutası altına girdi. Savaş boyunca Alman generallerle Türk generaller arasında pek çok anlaşmazlık baş gösterecek; Atatürk de Osmanlı çıkarlarına aykırı davranan Alman generallerle anlaşamayacak ve Falkenhayn dayatmalarına isyan edecekti. Hakimiyeti Milliye gazetesinin 14 Mart 1926 günlü sayısında Atatürk, Enver Paşa'nın Osmanlı ordusunun yönetimini Alman generallere terkeden gizli ittifak antlaşmasını şöyle değerlendiriyordu: "Başkumandan Vekili (Enver Paşa) her hareketinde bir ordu mahvederdi. Sarıkamış'ta olduğu gibi... O ve arkadaşları zaten daha önce Türk milletini ve ordusunu doğal olmayan bir duruma sokmuşlardı. Bu doğal olmayan durum ordunun yabancı bir Askeri Kurul eline terk ve tevdi edilmesidir. Bu bakış açısından Almanları ve Alman Askeri kurulunu eleştirmek istemem; asıl eleştiriye yaraşır olanlar doğallıkla bizim devlet başkanımız ve Osmanlı Padişahı'nı Alman İmparatoru Kayzer'in namluya sürdüğü, üzerinde Türkiye yazılı bir top mermisi olarak gösteren "Sahibinin Sesi" başlıklı karikatürün alt yazısı şöyledir: Kayzer (Türkiye'ye güvence vererek): "Her şeyi bana bırak, senin yapacağın tek şey patlamak." Türkiye: "Evet, onu biliyorum ama, her şey olup bittikten sonra ben ne olacağım?" özellikle de devlet adamlarımızdır. Türk ordusunun aciz ve yeteneksiz olduğu kanısıyla o kurulun ayaklarına kadar giderek ve rica ederek ülkemize davet edenler, onlardı. Bu kurula Türk milletinin yeteneksizliğinden ve beceriksizliğinden açık biçimde söz edilmiş, kendilerine adeta gelip bizi adam etmeleri önerilmiştir. Böyle bir başvuru üzerine gelen bir kurul, içine 43
Atatürk, I. Dünya Savaşı'nda, Çanakkale'de. girdiği çevreyi ve o çevreye egemen olanları aciz, hatta onursuz görürse mazur görülebilir. Ben ordunun sınırsız koşulsuz bütün sırlarıyla Alman Askeri Kuruluna tevdi ve teslim edilmesinden çok üzgündüm. Daha karar verilmezden önce tesadüfen bu olayı öğrendiğimde Enver Paşa ve Osmanlı ordusuna komuta eden Alman generallerden Hans von Seeckt. 44 sesimin erişebileceği makamlara dek itirazlarda bulunmayı görev saymıştım. İtirazlarıma hiç kimse yanıt vermedi. Yanıt vermeye gerek dahi görmedi." Atatürk, o günlerde İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Halil Menteş'e şöyle diyordu: "Beyefendi, farkında değil misiniz ki artık bu memlekette milli bir Genelkurmay heyeti yoktur, bir Alman Genelkurmayı vardır..." 11 2 Ağustos 1914 günlü ittifak antlaşmasının 3. maddesinde, Osmanlı ordusunu Alman generallerin emri altına sokan Harbiye Nazırı Enver Paşa, Osmanlı devletinin bu yolla kurtulacağına, yükseleceğine inanıyordu. Atatürk ise bu anlayışa karşı şöyle diyecekti: Hangi bağımsızlık kurtuluş vardır ki yabancıların öğütleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olayı kaydetmemiştir! 12 Tarihimize kanla yazılan bu gerçeği, hiç bir zaman unutmayalım, unutturmayalım. cengizozakincibd@gmail.com